HABER BÜLTENĐ 24 Mart 2006 Haber Özetleri Irak • Đranlı bazı yetkililerin yaptıkları açıklamaya göre, ABD ile Đran arasında yapılacak olan Irak’la ilgili müzakerelerin gelecek hafta Bağdat’ta başlayacağı ve müzakerelerde Đran’ın Irak Büyükelçisi ve ABD’nin Irak Büyükelçisi Zalmay Halilzad’ın bir araya geleceği bildirildi. Irak Başbakanı Đbrahim El-Caferi bu konuda ABD ile Đran arasındaki diyaloğun uygulama safhasına geçmesini temenni ettiğini ve bazı Sünni kesimlerin bu görüşmenin Irak’ın içişlerine müdahale anlamına geleceği söylevini kabul etmediğini beyan etti. (www.iraqina.com) (www.iraqidewan.net) • Irak Ulusal Diyalog Cephesi Başkanı Salih El-Mutlak yaptığı açıklamada, müzakerelerde Irak’ın yeni hükümetinin programını tamamladıklarını; Ulusal Güvenlik Meclisi’nin kurulması ve Meclisin yetkilerinin belirlenmesi müzakerelerinin devam ettiğini belirtti. (www.iraqidewan.net) • Irak’ın siyasi liderlerinin bugün saat 14:00’da Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin konutunda bir toplantı yapacakları bildirildi. (NĐNA HABER AJANSI) • Irak Başbakanı Đbrahim El-Caferi, Irak’ta Ulusal Güvenlik Meclisi’nin kurulmasını olumlu karşıladığını söyledi. Bu arada Caferi, “Birleşik Irak Đttifakı’nın, aralarında Đbrahim Caferi’nin de bulunduğu üç ismi parlamentoya sunarak; milletvekillerinin yeni başbakanı belirlemesini isteyeceği” haberini yalanladı. (IRAK HABER AJANSI) • Irak Uzlaşma Cephesi Halaf El-Uleyyan, Şii lider Mukteda El-Sadr’la yaptığı görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, görüşmenin olumlu geçtiğini söyledi. (NĐNA HABER AJANSI) • Irak eski Başbakanı ve Irak Ulusal Listesi Başkanı Đyad Allavi temaslarda bulunmak üzere Mısır’a gitti. Ziyaretinde Mısırlı bazı yetkililerle bir araya geleceği bildirildi. (www.iraq-ina.com) (EL-ŞARK EL-AVSAT GAZETESĐ) • ABD Savunma Bakanlığı bir bildiri yayınlayarak, Samarra şehrinde yapılan dev operasyonun sona erdirildiğini bildirdi. Bildiride, operasyonda 104 kişinin tutuklandığı; ayrıca çok sayıda silah ve mühimmatın ele geçirildiği ifade edildi. (IRAK HABER AJANSI) 1 • Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD Senatosu Savunma Komisyonu Başkanı John Warner ve beraberindeki ABD Senato Heyeti’ni kabul etti. Heyetinin 6 üyeden oluştuğunu ve Türkiye'den önce Afganistan ve Irak'a ikişer günlük ziyaret yaptıklarını belirten Warner, bu iki ülkedeki halkın, şu anda Türklerin sahip olduğu özgür ve demokratik bir ülkenin kurulması için çabaladığını belirtti. Warner, Türkiye'nin iki ülkeye bu çabalarında verdiği destekten dolayı Türkiye’ye teşekkür etti ve bunun yanı sıra Irak’ta mezhep temelli iç savaş ihtimalinin hâlâ devam ettiğini belirterek Ankara’nın tarafların yatıştırılması konusunda harekete geçmesini istedi. Warner, ''Şu anda Irak'ta bir iç savaştan bahsetmek mümkün değil'', dedi. Ancak bunun ileride bir iç savaş olmayacağı anlamına gelmediğini kaydeden Warner, günün birinde Irak'ta iç savaş çıkacak olursa, bu gelişmenin Türkiye dahil bütün bölge ülkeleri için önemli olacağını, bu nedenle bugünkü görüşmelerinde Türkiye'nin Irak'a verdiği desteğin ne kadar önemli olduğunun altını çizdiklerini bildirdi. Ayrıca Warner, “Türkiye’nin Irak’ta bir ulusal birlik hükümetinin kurulması için bu ülkeye yardımcı olabileceğini”, söyledi. Türkiye'nin Irak'taki Sünnilerin siyasi sürece katılımına destek verdiğini hatırlatan Warner, siyasi sürecin işlemesinin Irak'ın yanı sıra ABD diğer ülkeler için de önemli olduğuna işaret etti. Irak'ta bütün kesimleri temsil eden ve ülke bütünlüğünü sağlayacak bir hükümetin en kısa zamanda kurulması temennisinde bulunan Warner, bu ülkede çok önemli bir dönemden geçildiğini, bu dönemde Türkiye'nin desteğinin de önemli olduğunu ifade etti. Warner, iç savaş olmadığı saptamasında iki nedenin etkili olduğunu söyledi. Warner, birinci neden olarak, hükümet kurulmasına yönelik çalışmaların aynı hızda devam etmesini gösterirken, ikinci neden olarak da Irak'ta güvenlik güçlerinin her geçen gün ülke çapında denetimini arttırmasını saydı. (AA) (EL-ŞARK EL-AVSAT GAZETESĐ) • Irak güvenlik güçlerinin, Irak'taki El Kaide'nin lideri Ebu Musab Zerkavi'nin bir yardımcısını yakaladığı bildirildi. Ulusal Güvenlikten Sorumlu Devlet Bakanı Abdülkerim El Đnazi, ülkenin doğusunda bugün düzenlenen bir baskında Fares Kazım Lafi'nin yakalandığını açıkladı. Baskının bir ihbar üzerine düzenlendiğini söyleyen El Đnazi, Lafi'nin, bir minibüse yapılan 9 sivilin öldüğü saldırı dahil 27 eylemden sorumlu olduğunu belirtti. (AA)(AP) • Irak’ta bulunan ABD güçleri bir bildiri yayınlayarak, Irak Ulusal Güçleri ve Koalisyon güçlerinden oluşturulan yaklaşık 1400 kişilik bir grupla 22 Mart 2006 tarihinde Irak’ın Ebu Garib bölgesine bir operasyon başlatıldığını duyurdu. (www.nahrain.com) • Irak’ın başkenti Bağdat’ta Ağır Suçlar Müdürlüğüne bomba yüklü bir araçla saldırı düzenlendi. Saldırıda 15’i polis 24 kişinin öldüğü ve 57 kişinin de yaralandığı; ayrıca Kerkük sanayi bölgesinde meydana gelen bir patlamada da üç kişinin yaralandığı bildirildi. Öte yandan Irak Ulusal Muhafızları Kerkük Komutanı’na dün Riyad-Havice yolunda bir suikast girişiminde bulunuldu. Saldırıda ölen ya da yaralanan olmadı. (www.iraq-ina.com) (IRAK HABER AJANSI) (NĐNA HABER AJANSI) • Irak'ta görev yapan Gürcü askerlerinin rotasyonu çerçevesinde 550 asker bölgeye gönderildi. Gürcü askerleri, Irak'taki koalisyon güçleri bünyesinde 2003'ten bu yana görev yapıyor. (AA) 2 Orta Doğu • Đsrail'de Başbakan vekili Ehud Olmert, Hamas örgütünün Đsrail'i tanımasını süresiz beklemeyeceğini söyledi. Bu, Đsrail’le barış görüşmelerinin yeniden başlaması için bir ön şart olarak sunulmuştu. Olmert, Đsrail'de genel seçimlere bir hafta kala televizyonda yayımlanan konuşmasında, müzakere umudu tükendiği takdirde Đsrail'in sınırlarını yeniden şekillendireceğini belirtti. Bu arada Filistin'de yeni hükümet hazırlıklarını sürdüren Hamas örgütü, siyasi programını gözden geçirmesi yolundaki çağrılara kulak asmıyor. Hamaslı siyasetçiler, Filistin parlamentosunun yeni kabineyi onaylamak amacıyla Cumartesi günü toplanacaklarını belirtti. Öte yandan Đsrailliler, Đsrail-Gazze sınırına bomba yerleştirirken yakalanan en az iki Filistinli'yi öldürdüklerini açıkladı. Đsrail'den yapılan açıklamada, bu kişilerin gözetleme kulesinden bir Đsrail askerince tespit edildikleri ve bir tanktan da üzerlerine ateş açıldığı belirtildi. Söz konusu kişiler üzerine bir uçaktan ateş açıldığı da açıklandı. (BBC) • Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in, Lübnan'ın eski Başbakanı Refik Hariri'nin öldürülmesinin ardından Beyrut ile Şam arasında ortaya çıkan krizin aşılması çabaları çerçevesinde Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora ve Suriye Devlet Başkan Yardımcısı Faruk Şara ile Mısır'da ayrı ayrı görüştüğü bildirildi. Adı belirtilmeyen Mısırlı yetkililere dayanarak, uluslararası ajansların konuyla ilgili ilk geçtiği haberde, Mübarek, Sinyora ve Şara'nın, Mısır'ın Kızıldeniz kıyısındaki Şarm El Şeyh kentinde bir araya geldiği duyurulmuştu. Mısır'ın resmi haber ajansı MENA ise daha sonra Sinyora ve Şara'nın tekrar bir araya gelmediğini, Mübarek'in Şarm El Şeyh'te iki yetkiliyle ayrı ayrı görüştüğünü bildirdi. Bu arada Mısırlı yetkililer, Sinyora ve Şara'yı Şarm El Şeyh'te bir araya getirecek toplantının, Mübarek'in ilk önce görüştüğü Lübnanlı liderle Beyrut ile Şam arasında ilişkilerin geliştirilmesine ilişkin yeni öneriler konusunda anlaşması durumunda yapılacağını söylediler. (AA)(AP) Kafkasya ve Orta Asya • ABD, Güney Osetya Cumhurbaşkanı Eduard Kokoyti’nin Rusya’nın bir parçası olma kararını kınadı. ABD’nin AGĐT temsilcisi Julia Finley, ‘ABD, Gürcistan’ın bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü destekleyecektir’, dedi. Kuzey ile Güney Osetya hükümetlerinin oturumunda Rusya Başbakan Yardımcısı Gennadiy Bukayev, Rusya hükümetinin bu meseleyle ilgili iki cumhuriyeti birleştirerek ‘Alanya’ adında tek bir cumhuriyet kurma kararını aldığını dile getirdi. (www.regnum.ru) • Uluslararası Kriz Grubu’nun Bakü temsilcisi Vugor Hocayev, 27.06.2005 tarihinde Azerbaycan iş adamlarının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini ziyaretinden rahatsız olan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Azerbaycan hükümetinden KKTC’yi tanımayacağı ve o tarafa uçuş yapmayacaklarına dair yazılı bir belge istediğini bildirdi. (www.regnum.ru) • 22.03.06 tarihinde Kırgızistan Başbakanı Feliks Kulov, Kırgızistan’ın HIPC (Yüksek Borçlu Yoksul Ülkeleri Borçtan Arındırma Girişimi) programına dâhil eden belgeyi imzaladı. 1996 yılında G8 ülkeleri ve uluslararası finansman örgütleri tarafından fakir ülkelere yardım etmek için başlatılan bu programa 3 Afrika ve Güney Amerika’dan 30 civarında ülke katılmaktadır. Yerel ve yabancı uzmanlar Kırgızistan’ın bu programa katılmasını olumsuz olarak değerlendirdiler; çünkü HIPC programında kredi veren ülke ve uluslararası teşkilatlar, çerçeve anlaşmalarla ülkenin dış yönetimini ele geçirmiş olacaktır. Kırgızistan Dışişleri Bakanlığı, Afrika ve Güney Amerika ülkelerinin durumlarının bu programa katıldıktan sonra daha kötüye gittiğini hatırlatarak bu kararı kınadı. (www.regnum.ru) • 20.03.06 tarihinde resmi bir ziyaretle Taşkent’te bulunan Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev konuşmasında Andican olayları sırasında Özbekistan hükümetinin hareketini doğru bulduğunu dile getirdi. ‘Siz sadece 26 milyon Özbek değil, burada yaşayan Kazak, Kırgız ve Taciklerin güvenliğini korudunuz. Olanlar acı; ama başka bir çözümü de yoktu. Dünyada devletlerin güvenliklerini korumak için bu tür çarelere başvurdukları malum’, dedi. Đslam Kerimov, özgürlük ve demokrasi getirme örtüsü altında Özbekistan’ın iç işlerine karışmaya çalışan dış ülkelere hitaben ‘Bizim değerlerimiz Batı’nın değerlerinden farklıdır. Sizin demokrasiniz, sizin değerleriniz nüfusunun %85’i Müslüman olan Özbekistan’a uymaz. Bizim işlerimize karışmayın. Siz karışmazsanız bizde de bir şey olmaz’, dedi. (www.regnum.ru) • Türkmenistan Devlet Başkanı Saparmurat Türkmenbaşı, Çin'e resmi ziyarette bulunacak. Çin Devlet Başkanı Hu Cintao'nun resmi devetlisi olarak 2 Nisan'da Pekin'e gidecek olan Türkmenbaşı, Türkmen doğal gazının Özbekistan ve Kırgızistan üzerinden Çin'e satışı konusunda temaslarda bulunacak. Türkmenbaşı'nın, 5 günlük ziyaretinde, ticari işbirliği, yeraltı kaynaklarının araştırılması ve ikili ilişkilerin geliştirilmesi konularında bazı anlaşmaları imzalaması bekleniyor. (AA) Avrupa Birliği • AB devlet ve hükümet başkanlarını bir araya getiren AB Zirvesinin ilk günü sonunda basına konuşan AB Dönem Başkanı ve Avusturya Başbakanı Wolfgang Schüssel, AB'nin yeni stratejiler belirleme arayışında olduğunu söyledi. Schüssel, zirvede istihdam ve enerji konularına öncelik verildiğini, ortak enerji stratejisi belirlemek amacıyla çalışmalar başlatıldığını, bu çerçevede Avrupa enerji politikasının ''güvenlik, yeni kaynak arayışı, dış ülkelere bağımlılık, yatırım, maliyet, tasarruf ve bilimsel araştırma'' boyutlarının ele alınmakta olduğunu anlattı. AB liderleri, nükleer enerji konusunu tartışırken, bu alanda ulusal politikaların karar belirleyici olmaması, üye ülkelerin birbirlerine müdahale etmemesi; ancak güvenlik unsuruna önem verilmesi yönünde mutabık olduklarını belirttiler. Schüssel, özellikle enerji sektöründe sorun kaynağı olduğu ileri sürülen ''ulusalcı ekonomi politikası''ndan söz etmediklerini, bu kavramı basında gördüğünü söyledi ve ''ortak bir strateji arayışını başlattık'', dedi. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ise, enerji politikası konusunda ayrıntılı araştırmalar yapacaklarını, gelecek sene somut önerileri gündeme taşıyacaklarını bildirdi. Barroso, ''enerji dosyası siyasi bir mesele'' diyerek, uyumlu bir politika için ''siyasi irade'' gereği üzerinde durdu. Küçük ve orta boyutlu işletmelerin durumunu inceleyerek bu şirketlerin ''önünü açmak'' için yöntemler arayan 4 liderler, istihdam ve işsizlik dosyalarını ele aldılar. AB Komisyonu'nun Avrupa Teknoloji Enstitüsü kurulması fikrine destek verildiğini söyleyen Schüssel, terör örgütü ETA'nın kalıcı ateşkes kararını memnuniyetle karşıladıklarını da belirtti. AB'nin rekabet gücü ve büyümesine ilişkin gelişmeleri inceleyen devlet ve hükümet başkanları, sosyal diyalog konusunu da ele aldılar. (AA) • Türkiye-AB katılım müzakerelerinde 17'nci başlık olan ekonomik ve parasal politikayla ilgili ayrıntılı tarama toplantısı başladı. AB Komisyonu'nda iki gün sürecek toplantıda Türk heyeti, uygulanan maliye ve para politikasını anlatarak ortak para avroyu da kapsayan Avrupa Ekonomik ve Parasal Birliği'ne (EMU) geçiş için yapılan çalışmaları sıralayacak. Bu çerçevede Türk ekonomisinde özellikle makro ekonomik verilerde sağlanan iyileşmeler ve Maastricht kriterlerine uyum konusunun gündeme gelmesi bekleniyor. Merkez Bankası'nın bağımsızlığıyla döviz politikası da toplantının alt başlıkları arasında yer alıyor. Bugüne kadar 34 başlıktan 12'sinde tanıtıcı ve ayrıntılı tarama toplantılarının tamamlandığı Türkiye-AB tarama sürecine, 27-28 Mart'ta işletmeler ve sanayi politikaları başlığında tanıtıcı tarama toplantısıyla devam edilecek. AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, ''AB'nin 28. üyesinin Hırvatistan olabileceğini'' belirterek, ''Türkiye'nin 10 veya 15 yılda AB üyeliğine hazır olacağını'' söyledi. Rehn, ''Türkiye'nin üyeliğinin Avusturya'da hala sıcak bir patates gibi (ihtiyatlı) ele alındığını'' ifade ederek, ''Ancak AB'nin istikrarlı ve demokratik bir Türkiye'ye ihtiyacı var. Bu yüzden de Türkiye'ye bir AB perspektifi verildi'', dedi. ''Türkiye'nin Avrupa ile Đslam arasında bir irtibat noktası olduğunu'' ifade eden Rehn, ''Türkiye'nin, Đslam dünyasını rahatsız eden karikatür krizinde ne denli olumlu ve yapıcı bir rol üstlendiğinin somut olarak görüldüğünü'' kaydetti. ''AB'nin ilk etaptaki genişleme sürecinde 2007 veya en geç 2008 yılına kadar Bulgaristan ve Romanya'nın 26. ve 27. üye olarak birliğe alınacağını'' belirten Rehn, ''AB içinde hala bazı hukuki engeller olmasına rağmen Hırvatistan'ın 28. üye olarak alınabileceğini'' söyledi. Rehn, ''Birliğin üye sayısının 27 olarak sınırlandırılmış olmasına ilişkin kuralın anayasadaki bir değişiklikle düzeltilerek, Hırvatistan'ın üyeliği önündeki engelin ortadan kaldırılabileceğini'' kaydetti. (AA) Diğer Haberler • Avustralya hava kuvvetlerinden iki savaş uçağı, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığı gerekçesiyle el konulan Kuzey Kore gemisini füzeyle bombalayarak batırdı. Gemiye, Avustralya hava kuvvetlerinden iki F-111 savaş uçağı tarafından, gizli tutulan bir yerde hedef talimi çerçevesinde füze fırlatıldı. Avustralya Dışişleri Bakanı Alexander Downer, geminin batırılmasının, Kuzey Kore hükümetine, uyuşturucu kaçakçılığına karışmaması yönünde sert bir uyarı olduğunu söyledi. Downer, gemide ele geçirilen eroinin 160 milyon Avustralya Doları (155 milyon YTL) değerinde olduğunu belirtti. Kuzey Kore hükümeti, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığı iddialarını reddediyor. Pong Su adlı 4 bin tonluk kargo gemisi, 2003 yılında Avustralya donanması tarafından 1100 kilometre süren bir takipten sonra, daha önce belirlenen bir sahile 150 kilo eroini boşaltırken görülmüş ve el konulmuştu. (AA)(REUTERS) • NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, Kuzey Atlantik Đttifakı (NATO) güçlerinin bu dönemde Kosova'da kalmasının önemli olduğunu söyledi. De 5 Hoop Scheffer, BM Özel Elçisi olan eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari'nin yapacağı çalışmaların da önemli olduğunu kaydetti. Kosova'da Türklerin Türkçe’nin de resmi dil olarak kabul edilmesi yönündeki mücadelesi sürüyor. Bu arada Türklerin yaşadığı önemli merkezlerden biri sayılan Gilan'da Azınlıklar Komitesi Başkanı Kemal Şahin, okullarda tabelaların Arnavutça, Sırpça ve Đngilizce yazılı olduğunu, oysa buralarda tek bir Sırp veya Đngiliz çocuğunun okumadığını belirtti. Şahin, Kosova'da 1974 Anayasası ile Türkçe’nin resmi dil statüsünü kazandığını Arnavutların çok iyi bildiğine işaret etti ve Türkçenin resmi diller arasına alınmamasından BM yönetimini (UNMIK) sorumlu tuttu. Bu arada, Avrupa Güvenlik ve Đşbirliği Teşkilatı (AGĐT) Misyonu'nun Gilan temsilcisi Arlan Scubat'tan Türklere destek geldi. Türklerin şikâyeti üzerine, insan haklarından sorumlu olan Scubat, Gilan Belediyesi yetkililerine gönderdiği mektupta, Türkçe’nin resmi belgelerde kullanılmasını tavsiye etti. Arnavutların yönettiği belediye yetkilileri ise Kosova'nın nihai statüsüyle ilgili uluslararası topluluk tarafından belirlenen standartlarda sadece Arnavutça ve Sırpça’nın resmi dil olarak öngörüldüğünü savunuyor. (AA) • NATO üyesi 16 ülke, ''gerektiğinde'', ''uzun menzilli askeri operasyonlarda'' kullanılmak üzere, bir Rus şirketinden 6 adet ağır nakliye uçağı kiralıyor. NATO yetkililerinin açıklamasına göre, bugün Almanya'nın Leipzig kentinde imzalanacak, kısa adıyla SALIS olarak bilinen ''Stratejik Hava Aktarım Geçici Çözümü'' (Strategic Airlift Interim Solution) adlı mutabakat belgesi çerçevesinde 6 Rus ''Antonov An-124 Ruslan'' stratejik nakliye uçağı, söz konusu NATO müttefiklerine tahsis edilecek. Đttifak'ın Genel Sekreter Yardımcısı Alessandro Minuto Rizzo'nun da katılacağı törende, Almanya Savunma Bakanı Franz Josef Jung tarafından imzalanacak mutabakata göre, Kanada, Çek Cumhuriyeti, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Đngiltere, Macaristan, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, Polonya, Portekiz, Slovakya, Slovenya ve Đsveç, ''ihtiyaç halinde'' ve ''ucuz fiyata'', söz konusu ''dev nakliye uçaklarını'' askeri operasyonlarda değerlendirebilecekler. NATO yetkilileri, Đttifak üyesi birçok ülkenin büyük askeri nakliye uçaklarına sahip olmadıklarını, bunlara ihtiyaç duyulduğunda, çoğu zaman Rus uçaklarını kiralama yoluna gittiklerini belirttiler. Đmzalanacak mutabakata göre, Rus şirketi ''Ruslan-Salis''e ait olan Antonov An-124 uçakları, talep tarihinden en geç 2 ile 9 gün içinde müttefiklerin hizmetine sunulacak. Uçaklardan ikisi Almanya’nın Leipzig havaalanında, diğerleri Rusya'da hazır bulundurulacak. Mutabakatın bugün imzalanmasıyla birlikte yürürlüğe gireceği bildirildi. (AA) Dünya Basını Đngiltere'de haftanın son gününde tüm gazeteler farklı manşetlerle çıksa da, ağırlıklı olarak tartışılan bir konu var: O da Irak'ta dört aydır rehin tutulan üç Batılının kurtarılması. Guardian gazetesinin aktardığına göre, Đngiliz rehine Norman Kember ve iki Kanadalı rehine, başkent Bağdat'ın en tehlikeli yerlerinden birinde Amerikan Đngiliz ve Irak kuvvetlerinin düzenlediği ortak bir operasyon sonucu kurtarıldı. Askerler rehineleri bağlı; ancak zarar görmemiş halde buldu. Kimseye ateş açılmadığı belirtildi, rehin alma eylemini düzenleyenler kaçmayı başardı. Rehinelerin dördüncüsü iki hafta önce öldürülmüştü. 6 Konuya Daily Telegraph gibi geniş yer ayıran Independent'ta ise Irak'ta kaçırılan kardeşi, boğazı kesilerek öldürülen Paul Bigley'in görüşlerine yer verilmiş. Bigley, "Tamam kutlama zamanı ama Ken ve diğer kurbanları da unutmayalım", diyor yazısında. Kember'in serbest bırakıldığı haberini izlerken karmaşık duygular içindeydim. Bir yandan Kember ve ailesi için mutluluktan havalara uçuyordum; ama diğer yandan da bu olay, kardeşim Ken'in anılarını getirdi aklıma ister istemez. Onu kurtarmak için de SAS komandoları operasyon düzenlemiş; ancak kaçarken yakalanan Ken, başı kesilerek öldürülmüştü. Cesedi asla bulunamadı, şimdi Başbakan Tony Blair ve Đçişleri Bakanı Jack Straw'dan isteğimiz kardeşimin cesedini bize teslim etmeleri.. Gazetelerin pek çoğunda dikkat çeken diğer bir gelişme de, Avrupa Birliği'nin altı ülkesinin, göçmenlere bir uyum sözleşmesi imzalatma hazırlıkları. Financial Times gazetesine göre, sözleşmeyi hazırlayanlar, Almanya'da dün bir araya gelen Fransa, Đngiltere, Almanya, Đspanya, Đtalya ve Polonya'nın Đçişleri Bakanları. Buna göre, bu ülkeler göçmen adaylarına, yaşamak istedikleri ülkenin dilini öğrenmeleri, o ülkedeki gelenek ve değer yargılarına saygı göstermelerini gerekli kılan bir sözleşme hazırlıyorlar. Ancak bu uyum sözleşmesinin kalan 19 Avrupa Birliği ülkesiyle de tartışılması gerekecek. Avrupa basınında ağırlıklı olarak Bask ayrılıkçı örgütü ETA'nın ateşkes ilanıyla Paris ve diğer Fransız kentlerinde yeni istihdam yasasına protestolar geniş yer tutuyor. Ama diğer önemli bir haber de Danimarka'dan. Basında, ılımlı bir Müslüman siyasetçiye tartışmalı bir imam olan Ahmet Akkari'nin yönelttiği ölüm tehditleri alıyor olmasının sonuçlarına değiniliyor. Akkari, bu yönde açıklamalar yaparken bir Fransız kanalı için gizlice filme çekilmişti. Politiken'in yorumu şöyle: Polis inceleme başlattı; ama böyle bir suçun işlendiğine inanmak gerçekten de güç. Fakat Ahmet Akkari'nin yorumları suçtan da öte, tam bir saçmalık! Berlingkse Tidende gazetesi de Müslümanları Akkari'den kim koruyor?" diye sormuş: Gazete, Danimarka'da barış içinde yaşayıp ekmek kazanmak isteyen, çocuklarının geleceğini düşünen, inancını özel olarak yaşamak isteyen Müslümanlar için, Akkari tarafından sınıflandırılıyor olmak, giderek kabul etmesi daha da güçleşen bir durum olmalı, diyor. 7