MODÜL 4 Siğiller, RRP, Anogenital ve Diğer Maligniteler Human Papillomavirüs Eğitim Programı ULUSLARARASI KULLANIM İÇİN Kaynak Doküman TANITIM ÇALIŞMALARINDA KULLANILAMAZ HPV-05-F-011-O (MODÜL 4) Business Confidential – MERCK & CO., Inc., Whitehouse Station, N.J., U.S.A. HPV-05-F-011-O (Modül 4) İçindekiler –– Önsöz . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . iii I. Siğiller . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 Öğrenme Hedefleri. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 Giriş . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 Siğil Oluşumu. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 6 Epidemiyoloji . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 7 Tanı. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 8 Tedavi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 10 Önleme. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 13 Ana Noktalar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 14 Sınama Soruları . . . .. . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 15 II. Rekürran Respiratuvar Papillomatozis (RRP) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 17 Öğrenme Hedefleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 17 Giriş . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 17 Juvenil Başlangıçlı RRP (JB-RRP) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 18 Erişkin Başlangıçlı RRP (EB-RRP) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 19 Ana Noktalar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 20 Sınama Soruları . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 21 III. Diğer Maligniteler. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 23 Öğrenme Hedefleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 23 Giriş . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 23 Anal Kanser .............................................. 24 Vajinal Kanser . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 25 Vulvar Kanser . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 25 Penil Kanser . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 26 Orofaringeal Kanserler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 26 Deri Kanseri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 27 Ana Noktalar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 28 Sınama Soruları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 29 Sözlük . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 31 Sınama Sorularının Yanıtları. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 35 i HPV-05-F-011-O (Modül 4) Şekil ve Tablo Listesi Şekil 1. HPV 6 ve 11’den Kaynaklanan Anogenital Siğillerin Yüzdesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3 Şekil 2. Erkeklerde ve Kadınlarda Genital Siğillerin Yaygın Görüldüğü Bölgeler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3 Şekil 3. Lokalizasyona Göre Genital Siğillerin Relatif Sıklığı. . . . . . . . . . 5 Şekil 4. Anogenital Siğilleri Olan Erkeklerde ve Kadınlarda Kaygı Nedenleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 6 Şekil 5. Siğil Oluşumunda Görülen Epidermal Değişiklikler. . . . . . . . . . 7 Şekil 6. Yaşa Göre Yeni Genital Siğil Olguları (2000) . . . . . . . . . . . . . . 8 Şekil 7. HPV İnfeksiyonunun Ayırıcı Tanısı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 9 Şekil 8. Solunum Kanalı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 17 Şekil 9. Solunum Kanalındaki RRP Lezyonları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 18 Şekil 10. HPV’ye Bağlı Kanser Olgularının Hesaplanmış Yüzdesi . . . . . . 24 Şekil 11. 1973 – 2002 Arasında A.B.D.’deki Anal Kanser İnsidans Oranları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 25 Tablo 1. HPV’den Kaynaklanan Farklı Siğil Tipleri ............... 2 Tablo 2. Farklı Anogenital Siğil Tipleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 4 Tablo 3. Harici Genital Siğillerde Tedavi Seçenekleri . . . . . . . . . . . . . . . . . 11 ii HPV-05-F-011-O (Modül 4) Önsöz Bu medikal bilgilendirmenin bir eğitim kılavuzu olarak kullanılışını kolaylaştıran birçok önemli özelliği vardır. Bu özellikler şunlardır: • • Öğrenme Hedefleri her bölümün başında bulunur Yazarın Notları okuyucunun sunulan materyali kavramasını kolaylaştırır ve “destekleyici” bilgi olarak kabul edilmelidir • Ana Noktalar her bölümün sonunda bulunur ve önemli noktaları vurgularlar; Ana Noktalar bu sayfanın kenarında da görüldüğü gibi, metin boyunca kenarlarda yer almaktadır • • Sınama Soruları her bölümün sonunda bulunur Tıbbi Terimler Sözlüğü materyal boyunca vurgulanır, materyalin en arkasında yer alır Ana Nokta iii HPV-05-F-011-O (Modül 4) iv HPV-05-F-011-O (Modül 4) I. Siğiller Öğrenme Hedefleri Bu bölümü tamamladıktan sonra şunları yapabilmelisiniz: • Anogenital siğillerin büyük kısmından hangi HPV tiplerinin sorumlu olduğunu anlatabilmek • Şekil ve lokalizasyonlarına göre farklı siğil tiplerini tanıyabilmek • Siğil oluşumunun temelinde yatan olayları ve siğillerin gelişimiyle ilgili risk faktörlerini öğrenmek Giriş Siğillerin ilk tarifleri eski Yunan ve Roma uygarlıklarına kadar uzanmaktadır. Bununla birlikte, insan deneylerinin siğil dokusunun infeksiyöz yapısını ortaya koyması ancak 1900’lerin başlarında mümkün olmuştur. Duyarlı kişilere siğil ekstraktının hücre içermeyen filtratlarıyla inokülasyon yapıldığında hastalık bulaştı. 1970’lerde moleküler biyoloji konusundaki ilerlemeler pek çok human papillomavirüs (HPV) tipinin keşfedilmesini sağladı. Siğillere yol açan tipler düşük onkojenik potansiyelleri nedeniyle “düşük riskli” HPV tipleri olarak adlandırılır. Human papillomavirüsleri pek çok farklı siğil tipine neden olurlar (Tablo 1); bunlar görünümlerine ve bulundukları yere göre sınıflandırılırlar. 1 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Tablo 1. HPV’den Kaynaklanan Farklı Siğil Tipleri Görünüm Siğil Tipi Özellikler Yaygın (Verruca vulgaris) • Tüm siğillerin %70’ini oluşturur En Yaygın HPV Tipleri 2,4 • Vücudun tüm bölgelerinde, özellikle ellerde görülür CDC’den alınmıştır Plantar (ayak tabanında) (Verruca plantaris) • P opülasyonun %4.5’ini etkiler 1 • Ayakların ağırlık taşıyan yüzeylerinde görülür Mediscan’dan alınmıştır Yassı (Verruca plana) • Yüz, boyun ve ekstremitelerde görülür • Deriden yukarıya çıkıntı yapmaz 3, 10, 28 Anogenital (Condyloma acuminata) • Cinsel yönden aktif kişilerin ~%1’inde görülür 6,11 Mediscan’dan alınmıştır CDC’den alınmıştır Ana Nokta Anogenital siğiller (condyloma acuminata olarak da bilinir) HPV infeksiyonunun en belirgin bulgularıdır ve popülasyonun %1’ini etkilediği hesaplanmıştır. Tüm anogenital siğillerin %90’ından fazlası HPV 6 ve 11’den kaynaklanır (Şekil 1). 2 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Şekil 1. HPV 6 ve 11’den Kaynaklanan Anogenital Siğillerin Yüzdesi HPV 40, 42, 54, 61, 72 ve 81 %10 %90 HPV 6 ve 11 Anogenital siğiller genellikle vulva, perineum, perianal bölge, vajina, serviks, penis ve skrotumda görülür (Şekil 2). Şekil 2. Erkeklerde ve Kadınlarda Genital Siğillerin Yaygın Görüldüğü Bölgeler Genital Siğillerin Yaygın Görüldüğü Bölgeler Genital Siğillerin Yaygın Görüldüğü Bölgeler Serviks Anüs Anüs Skrotum Vajina Penis Siğiller çoğalarak karnabahara benzeyen kümeler oluşturabilirler Siğiller vulvanın içerisinde ve etrafında çoğalarak karnabahara benzeyen kümeler oluşturabilirler Condyloma acuminata terimi genellikle tüm anogenital siğilleri tarif etmek için kullanılır; ancak gerçekte klinik yönden, genital bölgede dört farklı siğil tipi görülür (Tablo 2). 3 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Tablo 2. Farklı Anogenital Siğil Tipleri Tip Özellikler Klasik • Ekzofitik, karnabahara benzeyen lezyonlar • Yumuşak, etli ve damarlı • Vajina, prepisyum kesesi ve/veya perianal bölge gibi nemli yüzeylerde bulunur • Çok sayıda, küçük, parmağa benzer çıkıntı Fotoğraf CDC’den alınmıştır Keratotik Siğil • Ekzofitik, kalınlaşmış, boynuza benzer yüzeyli siğiller • Görünümleri yaygın deri siğillerine benzer • Genellikle cinsel ilişkiden çok, el-genital bölge temasıyla bulaşır • Penis gövdesi ve labia majora gibi kuru yüzeylerde görülür Cincinnati STD/HIV Önleme Eğitim Merkezi’nden alınmıştır Yumuşak, Papüler Siğil • Ekzofitik; karnabahar görüntüsü yoktur • Genellikle yumuşak, çıkıntılı lezyonlar şeklinde görülür • Penis gövdesi ve kadın genital organlarının dış yüzeyleri gibi kuru yüzeylerde görülür Fotoğraf CDC’den alınmıştır Yassı Siğil • Subklinik lezyonlar, ekzofitik değil • Serviks lezyonlarının çoğunluğunu oluşturur • Sadece kolposkopide görülür • Anogenital bölgede ekzofitik siğillerden en az iki kat daha sık görülürler • Sıklıkla çoklu lezyonlar şeklinde kümeler oluştururlar McGraw-Hill’den izinle yayınlanmıştır 4 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Prepisyum erkeklerde siğillerin en yaygın görüldüğü bölge iken, siğillerin kadınlarda en yaygın görüldüğü bölge vulvadır (Şekil 3). Perianal bölgedeki siğiller her zaman anal ilişkiyi göstermez, daha çok perineal HPV’nin “otoinokülasyonunu” gösterir. Şekil 3. Lokalizasyona Göre Genital Siğillerin Relatif Sıklığı 90 80 70 60 Yüzde 50 40 30 20 10 0 Prepisyum Üretra Skrotum Penis Perianal Glans Gövdesi Bölge Vulva Perianal Vajina Bölge Serviks Lokalizasyon Handsfield HH. Am J Med. 1997;102(5A):16-20’den uyarlanmıştır. Yazarın Notu: Özel durumlarda siğiller Genital siğilleri olan gebe kadınlar gebelik döneminde genellikle siğillerde alevlenme ve proliferasyon yaşarlar. Siğillerin çoğu gebelikten sonra regresyona girer. Tedavi gerekirse, diğer tedaviler genellikle daha az etkili olduğundan genital siğillerin cerrahi eksizyonu gebelik döneminde daha yaygındır. Buschke-Löwenstein tümörleri çok iyi anlaşılmamış genital tümörlerdir ve sıklıkla 50 yaşın altındaki, sünnet edilmemiş erkeklerin penisinde dev kondilomlar şeklinde görülürler. Bu tümörler çoğunlukla HPV tip 6 ve 11 ile ilişkilidir. Bu tümörlerin benign kondilomlar mı, yoksa premalign tümörler mi olduğu konusunda tartışmalar devam etmektedir. İnsanlar genital siğillerin varlığı konusunda farklı derecelerde kaygı yaşarlar. Genital siğil tanısı koyulan İsveçli kadınlarda yapılan bir çalışmada kadınların %15’i durumları konusunda kendilerini suçlayıp kendilerinden iğrendiklerini bildirdiler; %40 oranındaki kadınlar ise tanı konusunda öfke hissettiler. En yaygın kaygı nedenleri duygusal ve cinsel kaygılar, servikal kanser geliştirme ve siğillerin nüks etmesinden duyulan kaygı, HPV ve/veya siğilleri seks partnerlerine bulaştırma kaygısı, ağrı ve tedavinin etkinliğiyle ilgili kaygılardı (Şekil 4). 5 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Şekil 4. Anogenital Siğilleri * Olan Erkeklerde ve Kadınlarda Kaygı Nedenleri 40 35 Kaygı Nedeni (%) 30 25 20 15 10 5 0 Duygusal/ Cinsel Servikal Kanser Nüks Bulaşma Ağrı Tedavi Etkinliği *Hastalar kaygıları için 1’den fazla neden bildirebiliyorlardı Maw RD, Reitano M, Roy M. Int J STD AIDS. 1998;9:571–578’den uyarlanmıştır. Siğil Oluşumu Ana Nokta Genital siğilleri olan kişiler ile cinsel ilişkisi olan kişilerin yaklaşık %70’inde üç ay içerisinde siğiller gelişir. Siğillerin gelişmesi için tipik inkübasyon (kuluçka) süresinin inokülasyondan sonra 3-4 ay olmasına karşın, 6 hafta gibi kısa sürede ve infeksiyondan sonra 2 yıl gibi uzun bir sürede ortaya çıkan olgular da bildirilmiştir. Derideki yırtıklar ve abrazyonlar HPV’nin epitelin bazal tabakasına girişini kolaylaştırır. Siğillerin oluşumu sırasında, bazal bölge dışında tüm epidermis tabakalarında aşırı proliferasyon gerçekleşir (Modül 2, Patogenez). Hiperkeratoz yüzeyel bölgenin kalınlaşmasından sorumludur ve koilositler adı verilen büyük poligonal skuamöz hücreler ara bölgede bulunabilir (Şekil 5). Yüzeydeki keratinositler öldüklerinde, yeni oluşmuş viryonlar salarlar ve yeni infeksiyon döngüsünü başlatırlar. 6 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Şekil 5. Siğil Oluşumunda Görülen Epidermal Değişiklikler Yüzeydeki keratinosit Papillomatozis Epidermis Koilosit yüzeysel bölge ara bölge bazal bölge bazal membran Dermis kapilerler Epidemiyoloji Tüm Dünyada/A.B.D.’deki Dağılım Her yıl A.B.D.’de yaklaşık 1 milyon kişi genital siğiller geliştirir. Genel HPV insidans oranlarının 1,000 kişide 2,4 olgu olduğu hesaplanmışsa da, HPV 6 ve 11 (genital siğillerin yaklaşık %90’ından sorumlu olan tipler) oranlarının daha yüksek olduğuna inanılmaktadır. Pek çok ülkede bildirim eksikliği nedeniyle, genital siğillerin global insidans ve prevalans verilerini belirlemek zordur. Ana Nokta 1995’de genital siğil olguları A.B.D.’de hekime yapılan ilk vizitlerin 240,000’inden fazlasını oluşturdu. 1999 yılında genital siğiller için yaklaşık 5 milyon hekim konsültasyonu gerçekleşti. Kesin insidans rakamlarını belirlemek zordur; ancak kanıtlar bu rakamların yükselmekte olduğunu göstermektedir. İngiltere’de genital siğiller nedeniyle CYBH kliniklerine yapılan vizitler 1971 ile 1994 tarihleri arasında erkeklerde %394 ve kadınlarda %594 oranında arttı. Genital siğillerin A.B.D.’deki sağlık bakımı maliyetleri ekonomisi üzerindeki etkileri son 25 yılda önemli boyutlara ulaşmıştır. Harici genital siğillerin tedavi maliyetinin sadece 15-24 yaş kategorisinde yaklaşık 124 milyon $ olduğu hesaplanmıştır. 7 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Siğil Geliştirme Yaşı: Erkekler ve Kadınlar Ana Nokta Genital siğiller adolesan kadınlarda adolesan çağının sonlarında ve 20’li yaşların erken dönemlerinde görülmeye başlar. Erkeklerde harici genital siğillerin oranı 20’li yaşların başlarında yükselir ve 20’li yaşların sonlarında maksimuma ulaşır (Şekil 6). Şekil 6. Yaşa Göre Yeni Genital Siğil Olguları (2000) 7 Erkekler Kadınlar 6 Oran/1000 kişi-yıl 5 4 3 2 1 0 <10 10-14 15-19 20-24 24-29 30-34 35-39 40-44 45-49 50+ Yaş (yıl) Insinga RP, Dasbach EJ, Meyers ER. Clinical Infectious Disease. 2003;36:13971403’den uyarlanmıştır. Erkeklere göre kadınlarda yeni genital siğil olgularının daha erken dönemde pik yapmasını açıklamak için birçok neden ileri sürülmüştür. Bunlardan bazıları şunlardır: • Kadınlarda ilk cinsel ilişki yaşının daha erken olması • Genç kadınların daha ileri yaşta partnerlere sahip olma eğilimi • Doğum kontrolüne erişim için hekimin daha erken yaşta ziyaret edilmesi ve bunun semptomların olduğundan daha fazla bildirilmesinde yanlılık doğurması • Kadın anatomisinin erkek anatomisine kıyasla yırtıklara ve abrazyonlara daha yatkın olma ve virüslerin girişinin erkeklere göre kadınlarda daha kolay olma olasılığı Tanı Çoğu olguda genital siğiller asemptomatiktir; ancak semptomların geliştiği olgularda ana komplikasyonlar prurit, yanma hissi, vajinal akıntı ve kanamadır. Genital siğiller tipik olarak tekli veya çoklu papüller şeklinde kendini gösterir. En yaygın özellikleri, verrüköz veya lobüle olabilen karnabahar benzeri lezyonlarıdır. Ekzofitik genital siğillerin tanısı bazen büyüteç yardımıyla yapılan klinik incelemeyle koyulur. Asetik asit kullanımı (“asetik asit ile beyazlaşma”; bkz. Modül 3, Servikal Kanser Taraması) bazen zor görülebilen genital siğillerin (yassı papüler siğiller gibi) tanısına yardımcı olabilir. 8 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Gözle görülebilen siğiller sıklıkla molluscum contagiosum gibi diğer durumlar veya diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklar (özellikle sifiliz) ile karıştırılır (Şekil 7). Ana Nokta Şekil 7. HPV İnfeksiyonunun Ayırıcı Tanısı* Haemophilus ducreyi infeksiyonundan kaynaklanan yumuşak şankr genital bölgelerde ülserlere yol açabilir. Bu ülserler tekli veya çoklu, endürasyonsuz ve çok ağrılı olabilir. Sifilis ile ilişkili olan condyloma lata genital organların nemli bölgelerinde gelişme eğilimi gösterir; geniş, yassıdır ve yumuşak değildir. Genital herpes lezyonları küçük kırmızı çıkıntılar şeklinde başlar, içi sıvı dolu ağrılı veziküllere ve püstüllere ve daha sonra da açık yaralara dönüşür ve en sonunda kabuklanarak iyileşirler. Nodüler scabies (uyuz) Sarcoptes scabiei adı verilen kaşıntıya yol açan uyuz etkeni ile oluşur. Uyuz lezyonlarına tünel adı verilir ve sonlandıkları yerde kısa ve hafifçe çıkıntılı veziküller ile karakterizedir. Molluscum contagiosum çiçek virüsünden kaynaklanır ve küçük (2-6mm) göbekli lezyonlardır. Bu lezyonlar normal koşullarda belirgin, yumuşak ve kubbe şekillidir. İncimsi penis papülleri penis başının tabanında ortaya çıkan zararsız, iğne başı büyüklüğünde çıkıntılardır. *HPV infeksiyonundan tanı koyulabilen diğer infeksiyonların tanısı Fotoğraflar CDC’den alınmıştır. 9 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Siğiller genellikle iki özellik ile ayırt edilirler: • Deri yapılarını aşındırırlar. • Bistüri ile kazındıklarında küçük kanama bölgeleri gösterirler. Tedavi Genital siğiller hastaların yaklaşık %30’unda dört aylık dönemde spontan olarak gerilerler; ancak gerilemeyen hastalarda tedavinin primer hedefleri semptomları sınırlamak ve siğilleri uzaklaştırmaktır. Harici genital siğillerin tedavisinin virüsün eradikasyonunu sağlayıp sağlamadığı bilinmemektedir. Genital siğillerde tedavi modaliteleri üç kategoriye ayrılır: Ana Nokta • Kimyasal ve fiziksel hasar • Cerrahi eksizyon • Hasta veya hekim tarafından uygulanan topikal ilaçlar Güncel olarak genital siğiller için standart bir tedavi yoktur; her hasta tedavi modalitelerine farklı yanıt verir. Genel yanıt oranları %5-65 arasında değişir ve üç aylık dönemde hastaların yaklaşık %25’inde nüks görülür. Tedavi seçimi siğillerin sayısı, bulunduğu yer, morfolojisi ve büyüklüğünün yanı sıra hastanın tercihiyle belirlenir. Tablo 3 çeşitli tedavi seçeneklerini özetlemektedir. 10 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Tablo 3. Harici Genital Siğillerde Tedavi Seçenekleri Tedavi Etki Mekanizması İstenmeyen Etki ve İnsidansı (%) Klirens Oranı (%) Nüks Oranı (%) Cerrahi Eksizyon Cerrahi Eksizyon Ağrı (%100), kanama (%40), skarlaşma (%10) %35-70 %20 Kriyoterapi Kimyasal/ Fiziksel Hasar Uygulama bölgesinde ağrı veya kabarcık (%20) %60-90 %20-40 İnterferon-α Kimyasal/ Fiziksel Hasar Enjeksiyon bölgesinde yanma, kaşıntı ve iritasyon, baş ağrısı, ateş, üşüme (%6) %20-60 Veriler yetersiz Lazer Tedavisi Kimyasal/ Fiziksel Hasar Cerrahi eksizyon ile benzer %25-50 %5-50 İmikuimod Topikal İlaç-Hasta Tarafından Uygulanır Eritem (%70), iritasyon, ülserasyon ve ağrı (<%10) %30-50 %15 Podofilox Topikal İlaç-Hasta Tarafından Uygulanır Uygulama bölgesinde %45-80 yanma (%75), ağrı (%50), inflamasyon (%70) Podofilin Reçinesi Topikal İlaç-Hekim Tarafından Uygulanır Uygulama bölgesinde lokal iritasyon, eritem, yanma, acı (%75) %30-80 %20-65 Trikloroasetik asit Topikal İlaç-Hekim Tarafından Uygulanır Lokal ağrı ve iritasyon, sistemik yan etkisi yok %50-80 %35 %5-30 Kodner CM, Nasraty S. American Family Physician 2004; 70(12):2335-2342, 23452346’dan uyarlanmıştır. Siğillerin cerrahi eksizyonu dermis-epidermis birleşme yerinden siğilin çıkarılmasını içerir. Bu işlem sonrasında bir miktar skar kalabilir ancak büyük bir bölge etkilenmişse veya çok sayıda siğil varsa tercih edilen yöntemdir. Bu seçeneğin yararı hastanın sadece bir vizitten sonra siğillerinden kurtulabilmesidir. Ancak sadece gözle görülen lezyon çıkarıldığından ve altta yatan infekte keratinositler uzaklaştırılmadığından, nüks oranları ortalama %20’ye yaklaşmaktadır. Fiziksel bir hasar oluşturma formu olan kriyoterapi siğilleri uzaklaştırmak için aşırı soğuktan yararlanır. Sıvı azot siğilin etrafındaki dokuya uygulanır ve etrafındaki doku döküldüğünde siğil de düşer. Bu yöntem siğil sayısı az olduğunda optimaldir ve kuru veya nemli siğiller için kullanılabilir. Diğer bir fiziksel hasar oluşturma yöntemi karbondioksit lazerlerin kullanımıdır. 11 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Bu yöntem intraüretral veya yaygın vajinal siğiller için en iyi yöntemdir. Bu yöntem için uzmanlık eğitimi ve özel ekipman gerekir. Genel olarak siğilleri uzaklaştırmanın en pahalı yöntemidir. Siğillerin bulunduğu bölge topikal ajanları kullanıp kullanmama kararında dikkate alınması gereken önemli bir noktadır. Genellikle, yüzey ne kadar kuruysa, topikal tedaviler o kadar az etkili olur. Hastaların siğilleri için sıklıkla birden fazla kür topikal ajan kullanmaları gerekir. Genital siğillerin tedavisi için topikal ajanların kullanımı iki gruba ayrılabilir: Hasta tarafından uygulanan ve hekim tarafından uygulanan. Hasta tarafından uygulanan tedaviler Hasta tarafından uygulanan en yaygın iki tedavi podofilox (podofilotoksin) ve imikuimod kremdir. Podofilox hücrelerin düzenli bölünmesini önleyebilen, siğiller içerisinde kan damarı hasarına yol açan ve sitokin üretimini stimüle edebilen antimitotik bir ajandır. Bu tedavi vajina veya anüste bulunan siğiller için önerilmez ve gebelik döneminde kullanılmamalıdır. İmikuimod siğillere geceleri uygulanan ve sabahları yıkanarak uzaklaştırılan %5 krem şeklinde bulunur. Krem HPV’yi doğrudan inhibe etmez; ancak hem doğuştan gelen hem de adaptif immün yanıtları stimüle ederek etki gösterir (bkz. İmmünoloji ve Aşı Bilimi Bilgileri). İmikuimod erkeklere göre kadınlarda daha yüksek siğil klirens oranına sahiptir; ancak siğillerin tamamen ortadan kalkmadığı hastalarda siğil bölgesinde küçülme olabilir. Hekim tarafından uygulanan tedaviler Podofilin reçinesi hekimin muayenehanesinde uygulanan antimitotik bir ajandır. Nörotoksik olması nedeniyle, kullanımı küçük bölgeler ile sınırlıdır ve mukozal yüzeyler için veya gebelik döneminde uygun değildir. Bu bileşik ile değişen derecelerde etkinliğin gözlenmesi onun instabilitesine bağlıdır. Trikloroasetik asit (TCA) doğrudan siğillerin yüzeyine uygulanır. Vajinal, servikal, periüretral ve anal siğillerde ve gebelik döneminde kullanılabilir. Genelde hekim muayenehanesine çok sık gidilmesini gerektirir. 12 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Önleme Genital siğiller HPV infeksiyonunun cinsel yolla bulaşmasından kaynaklandığı için, bu siğillerin oluşmasını önlemenin en garantili yolu tüm cinsel temaslardan kaçınmaktır. Cinsel temas sadece penetrasyonlu ilişkiyi değil, aynı zamanda oral-genital, el- genital ve penetrasyonsuz genital-genital teması içerir. Cinsel perhiz mümkün olmadığında, seks partnerlerinin sayısının sınırlanması genital siğil gelişme riskinin azaltılması için en iyi yöntemdir. Uzun süredir tek eşli ilişkileri olan bireylerde genital siğil prevalansının düşük olduğu gösterilmiştir. Prezervatif infeksiyona karşı bir ölçüde korunma sağlar ancak klasik prezervatifler HPV ile infekte olabilecek tüm bölgeleri kapatamaz. Ana Nokta 13 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Ana Noktalar • Anogenital siğiller (condyloma acuminata olarak da bilinir) HPV infeksiyonunun en belirgin bulgusudur ve popülasyonun %1’ini etkilediği hesaplanmıştır. • Anogenital siğiller ile ilişkili olan iki ana HPV tipi HPV 6 ve 11’dir ve bunlar tüm anogenital siğillerin yaklaşık %90’ından sorumludur. • Her yıl A.B.D.’de yaklaşık bir milyon kişi HPV kaynaklı siğiller geliştirmektedir. • Genital siğilleri olan kişiler ile cinsel teması olan bireylerin yaklaşık %70’inde üç ay içerisinde genital siğiller gelişir. • Genital siğiller adolesan kadınlarda adolesan döneminin sonlarında başlar ve 20’li yaşların başında pik yapar. Erkeklerde harici genital siğillerin oranı 20’li yaşların erken dönemlerinde artmaya başlar ve 20’li yaşların sonunda pik yapar. • HPV’ye bağlı genital siğiller molluscum contagiosum, condyloma lata ve herpes gibi başka cinsel yolla bulaşan hastalıklar veya başka durumlar ile karıştırılabilir. • Genital siğiller için pek çok tedavi vardır; bunların tümü dezavantajlara sahiptir ve hiçbiri %100 etkili değildir. Tedavi edilen hastaların yaklaşık %25’inde üç ay içerisinde nüks görülür. • Genital siğillerin gelişimini önlemenin en garantili yolu tüm cinsel temaslardan kaçınmaktır. 14 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Sınama Soruları 1. Condyloma acuminata hangi durumu tarif etmek için kullanılan diğer bir terimdir?: a. Sifiliz b. Klamidya c. Plantar siğiller d. Servikal kanser e. Anogenital siğiller 2. Her yıl A.B.D.’de yaklaşık ______ kişide anogenital siğiller gelişir. a. 1,000 b. 10,000 c. 100,000 d. 1,000,000 e. 10,000,000 3. Genital siğillerin %90’ından sorumlu olan iki HPV tipi hangileridir?: a. 16 ve 18 b. 6 ve 11 c. 11 ve 16 d. 6 ve 16 e. 11 ve 18 4. Kadınlarda ve erkeklerde genital siğillerin pik insidansı sırasıyla hangi yaş grubunda gözlenir? a. Adolesan çağının başları ve 40’lı yaşların başları b. 20’li yaşların başları ve 20’li yaşların sonları c. Adolesan çağının sonları ve 30’lu yaşların başları d. 30’lu yaşların başları ve 40’lı yaşların başları e. Adolesan çağının başları ve 40’lı yaşların sonları 5. Genital siğilleri olan kişiler ile cinsel teması olan bireylerin yaklaşık yüzde kaçı üç ay içerisinde genital siğiller geliştirir? a. % 5 b. %25 c. % 50 d. %70 e. % 100 15 HPV-05-F-011-O (Modül 4) 6. Aşağıdaki tedavi yöntemlerinden hangisi genital siğilleri uzaklaştırmak için kullanılmaz? a. Kriyoterapi b. Cerrahi eksizyon c. Pap Smearlar d. İmikuimod e. Lazer tedavisi 16 HPV-05-F-011-O (Modül 4) II. Rekürran Respiratuvar Papillomatozis (RRP) Öğrenme Hedefleri Bu bölümü tamamladıktan sonra şunları yapabilmelisiniz: • Rekürran respiratuvar papillomatozisten (RRP) en fazla sorumlu olan HPV tiplerini saymak • Solunum yolunda hangi bölgelerin RRP’den en fazla etkilendiğini öğrenmek • J uvenil başlangıçlı RRP ile erişkin başlangıçlı RRP arasındaki farkları anlamak Giriş Rekürran respiratuvar papillomatozis (RRP) solunum kanalının genellikle HPV tip 6 ve 11 ile infeksiyonundan kaynaklanan nadir bir hastalıktır. Bu tipler aynı zamanda anogenital siğillerin de en yaygın nedenidir. Larenks papillomalar için en yaygın bölge olsa da (tüm hastaların %95’inden fazlasında larenkste papillomalar vardır), bunlar yumuşak damak, epiglottis ve akciğerlerde de görülebilir (bkz. Şekil 8). Ana Nokta Şekil 8. Solunum Kanalı Yumuşak damak Epiglottis Farenks Larenks (ses telleri) Trakea Bronş Sağ akciğer Sol akciğer 1717 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Solunum yolunda çoklu papillomaların bulunmasının sonuçları vahim olabilir; çünkü bunlar solunum kanalında blokajlara neden olabilirler (Şekil 9). Papillomalar düzensiz bir şekilde dışarı doğru büyürler (ekzofitik) veya normal dokuya tutunabilirler (sesil: bir yere bağlı olarak yaşayan) veya “saplar” aracılığıyla tutunabilirler (pedünküllü). Şekil 9. Solunum Kanalındaki RRP Lezyonları (Fotoğraf Craig S. Derkay, MD, Eastern Virgina Medical School’dan alınmıştır) Ses Telleri Hava yolu Papilloma Ana Nokta Ana Nokta Benign bir hastalık olarak kabul edilmesine karşın, RRP hastalarının %3-5’inde bu papillomalar spontan olarak skuamöz hücreli karsinomlara dönüşebilirler. Dönüşüm sigara kullanımı veya radyasyon tedavisine maruz kalım gibi risk faktörlerinden bağımsızdır. Malign dönüşüm gerçekleştiğinde, yüksek riskli HPV tipleri (16 ve 18) ile ilişkilidir ve hastanın prognozu genellikle kötüdür. 12 yaşın üzerindeki çocuklarda ve erişkinlerde, erişkin başlangıçlı RRP olarak bilinir. RRP 12 yaşın altındaki çocuklarda ortaya çıktığında juvenil başlangıçlı RRP olarak adlandırılır. Juvenil Başlangıçlı RRP (JB-RRP) Ana Nokta JB-RRP’nin insidans oranı A.B.D.’de yılda 4.3/100,000 kişidir ve erkekler ve kadınlar eşit düzeyde etkilenir. A.B.D.’de her yıl aşağı yukarı 2,000 yeni JB-RRP olgusuna tanı koyulmaktadır. RRP’nin prevalans oranı 11/100,000 olarak hesaplanmıştır. JB-RRP tüm RRP olgularının %50-66’sını temsil eder; %25’i yaşamın ilk yılında teşhis edilir. Çocukların büyük kısmı normal vajinal doğum sırasında virüsü doğum kanalından alırlar. Genital siğilleri olan bir anneden vajinal doğumla doğan bir bebeğin RRP geliştirme olasılığının 1: 400 olduğu hesaplanmıştır. Ancak JB-RRP’li az sayıda hasta sezaryen kesi ile doğmaktadır; bu, uterus içinde bulaşma olasılığını akla getirmektedir. 18 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Tanı genellikle çocuklar ses kısıklığı, stridor ve solunum sıkıntısı ile başvurduklarında koyulur. RRP’nin ender görülmesine rağmen, pediatrik hastalarda ses kısıklığının ikinci en yaygın nedenidir. Papillomaların cerrahi yoluyla çıkarılması güncel olarak RRP’yi tedavi etmenin en etkin yoludur; ancak nüksler çok yaygındır. Cerrahi ile birlikte, adjuvan tedaviler (primer tedavi yönteminin etkinliğini artıran tedavi yöntemleri) de yaygın biçimde kullanılır (örn., interferon α-2A ve indol-3-karbinol, lahana ve brokoli gibi turpgillerden elde edilen bir madde). RRP kronik bir durum olarak, tekrarlı cerrahi müdahaleler ile tedavi edilir. Erişkin Başlangıçlı RRP (EB-RRP) EB-RRP, JB-RRP’den daha az görülür; hesaplanan insidans oranı 1.8/100,000 ve prevalans oranı 4.5/100,000’dir. EB-RRP genellikle 20 yaşından sonra görülür ve pik insidans 30’lu ve 40’lı yaşlarda ortaya çıkar. Güncel literatür bulaşmanın çoğunlukla oral-genital temas yoluyla gerçekleştiğini göstermektedir; ancak yenidoğan döneminde edinilen HPV’nin gecikmiş reaktivasyonu gibi başka mekanizmalar da rol oynayabilir. Klinik olarak, EB-RRP JB-RRP’ye göre genellikle daha az şiddetlidir ve EB-RRP’li hastalar tipik olarak JB-RRP’li hastalara göre daha az cerrahi müdahale gerektirirler. 19 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Ana Noktalar • Rekürran respiratuvar papillomatozis çoğunlukla HPV tip 6 ve 11’den kaynaklanır. • Larenks papillomalar için en yaygın bölgedir; ancak yumuşak damak, epiglottis ve akciğerlerde de görülebilir. • Genel olarak benign bir hastalık olarak kabul edilmesine rağmen, RRP’li pek çok hasta çok sayıda cerrahi müdahale ile tedaviye ihtiyaç duyar; nüksler yaygındır. • RRP çocuklarda (juvenil başlangıçlı rekürran respiratuvar papillomatozis, JB-RRP) veya erişkinlerde (erişkin başlangıçlı rekürran respiratuvar papillomatozis, EB-RRP) gelişir. • JB-RRP genellikle yenidoğan bebek vajinal doğum sırasında doğum kanalında virüs ile temas ettiğinde edinilir; buna karşılık, EB-RRP oral-genital cinsel temas ile de edinilebilir. 20 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Sınama Soruları 1. Rekürran Respiratuvar Papillomatozis primer olarak HPV’nin hangi iki tipinden kaynaklanır? a. 6 ve 16 b. 6 ve 11 c. 11 ve 16 d. 11 ve 18 2. RRP’li hastalarda papillomaların en yaygın bulunduğu bölge hangisidir? a. Serviks b. Nazofarenks c. Larenks d. Akciğerler 3. RRP aşağıdakilerden hangileriyle sınıflanabilir? a. Juvenil başlangıçlı ve erişkin başlangıçlı b. Malign ve benign c. Lokalize ve yayılmış d. Medikal ve cerrahi 21 HPV-05-F-011-O (Modül 4) 22 HPV-05-F-011-O (Modül 4) III. Diğer Maligniteler Öğrenme Hedefleri Bu bölümü tamamladıktan sonra şunları yapabilmelisiniz: • HPV ile serviks dışı malignitelerin gelişimi arasındaki ilişkileri anlamak • Bu malignitelerin gelişimi ile ilişkili risk faktörlerini tarif etmek Giriş İnfeksiyöz hastalıkların kanser nedenleri olup olmadığının kanıtlanması tarihsel olarak çok güç olmuştur. Bunun bazı nedenleri infeksiyöz hastalıkların yüksek prevalansı ve tüm infekte kişilerin kanser geliştirmemeleridir. Pek çok kanserin görece uzun latens dönemi de nedenlerin belirlenmesinin önünde bir engel oluşturmaktadır. Ancak human papillomavirüsün onkojenik veya yüksek riskli tiplerinin servikal kanser gelişimindeki rolü açık bir şekilde tanımlanmıştır (Modül 3). Yüksek riskli HPV’ler ile infeksiyonlar tüm servikal kanser olgularının >%95’inden sorumludur (Şekil 10). HPV ile serviks dışı kanserler arasındaki ilişki bu kadar iyi tanımlanmamıştır; ancak HPV’nin (spesifik olarak tip 16) birçok genital ve genital dışı malinitelerde önemli rol oynadığına ilişkin kanıtlar giderek artmaktadır. Ana Nokta 23 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Şekil 10. HPV’ye Bağlı Kanser Olgularının Tahmini Yüzdesi 100 >95 90 80 70 Tahmini (%) 60 >50 >50 50 40 20 20 0 Anal Servikal* Vajinal* Vulvar* Orofarengeal Penil Non-melanoma deri/kutanöz skuamöz hücre† Kanser Tipi *Kanser ve intraepitelyal neoplaziyi içerir †İmmün sistemi bozulmuş hastalar Gonzalez Intxaurraga MA, Stankovic R, Sorli R, Trevisan G. Acta Dermatovenerol. 2002;11:1–8’den uyarlanmıştır. Aşağıdaki bölüm HPV’nin genital bölgedeki (anal, vajinal, vulvar, penil) serviks dışı kanserlerin gelişimindeki rolü ve deri ve orofaringeal kanserlerdeki rolü üzerinde duracaktır. Anal Kanser Gelişim açısından, anüs ve serviksin epitelyum hücreleri aynı embriyolojik dokudan gelişmeleri nedeniyle birbiriyle yakından ilişkilidir. Dolayısıyla, HPV’ler genellikle anüsün ve serviksin skuamöz-sütunsu birleşme yerinde (“dönüşüm bölgesi”) ortaya çıkar. Bununla birlikte, servikal kanserin tersine anal kanser görece enderdir. 2002 yılının verileri A.B.D.’de her yıl 4,000’den daha az anal kanser olgusuna tanı koyulduğunu göstermektedir. Anal kanserlerde en sık rastlanan HPV tipleri servikal kanserde rastlananlar ile benzerdir (HPV 16, 18, 31 ve 33). HIV veya organ transplantasyonu ile ilişkili immün supresif ilaçlardan kaynaklanan immün supresyon anal kanser gelişiminde en büyük risk faktörüdür. Anal kanser oranları HIV infeksiyonlu hastalarda >2 kat daha yüksektir. Diğer risk faktörleri cinsel aktiviteyle ilgilidir ve seks partnerlerinin sayısı, alıcı anal ilişki ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklar ile infeksiyonlardır (Herpes simplex virüs tip 2 [HSV-2], Chlamydia trachomatis, kadınlarda gonore ve erkeklerde sifiliz gibi) (Modül 2; Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklara Giriş’e bakınız). Hem kadınlarda hem de erkeklerde genital ve/veya anal siğil öyküsü ek bir risk faktörüdür. 24 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Anal kanser oranları Amerika Birleşik Devletleri’nde artmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde yeni anal kanser oranları 1973 ile 2002 arasındaki dönemde iki kat artmıştır. Ana Nokta Şekil 11. 1973 – 2002 Arasında A.B.D.’deki Anal Kanser İnsidans Oranları* 1.8 Erkekler 1.6 Kadınlar 1.4 Oran/100,000 kişi 1.2 1.0 0.8 0.6 0.4 0.2 0.0 1973 1975 1977 1979 1981 1983 1985 1987 1989 1991 1993 1995 1997 1999 2001 Yıl *SEER Kanser İnsidans İstatistikleri’nin Verileri Tüm kanserlerde olduğu gibi erken tanı önemlidir. Anal pap smearlar anal lezyonların sitoloji yönünden değerlendirilmesinde kullanılır. Anormal pap smearlar anoskopi ile izlenir; bu prosedür kolposkopiye benzer ve görüntüleyen kişiye büyütme kullanarak anormallikleri görme ve biyopsileri daha hassas biçimde yönlendirme imkanı verir. Anal kanserin erken semptom ve bulguları rektumda kanama, anüs içerisinde ve etrafında ağrı ve baskı hissi, anüsten akıntı ve anüs bölgesinde kitlelerdir. Anal kanserlerin tedavisi zordur; seçenekler cerrahi, radyasyon ve kemoterapiyi içerir. Vajinal Kanser Vajinal kanser en nadir jinekolojik karsinomdur ve bu nedenle çalışılması en zor olandır. Hesaplanan insidans oranı A.B.D.’de yılda 1 olgu/100,000 kadın veya kabaca 2,100 olgudur. Tüm vajinal kanserlerin yaklaşık %90’ı skuamöz hücreli karsinomlardır ve %10’undan azı adenokarsinomlardır. HPV DNA’sı, çoğunlukla da tip 16, tüm vajinal kanserlerin %60-65’inde saptanmıştır. Vajinal kanserde risk faktörleri multipl cinsel partner, ilk ilişkiye erken yaşta girilmesi, HSV-2 infeksiyonu ve düşük sosyoekonomik düzeydir. Vulvar Kanser Yılda yaklaşık 1-2/100,000 kadın insidans oranı veya yaklaşık 3900 olguyla, vulvar kanser A.B.D.’de en nadir jinekolojik karsinomlar arasında ikinci sırada yer alır. Vulvar kanser iki ayrı klinik gruba ayrılabilir: biri 55-85 yaş arası kadınlarda ortaya çıkar ve diğeri 35-65 yaş arası kadınlarda görülür. Daha genç yaş grubunda 25 HPV-05-F-011-O (Modül 4) kanser genellikle HPV tip 16, 18 ve 33 ile ilişkilidir; bu tiplere vulvadaki intraepitelyal neoplazilerde (VIN) de rastlanır. Bu gruptaki vulvar kanserleride risk faktörleri servikal kanseridekiler ile aynıdır ve multipl cinsel partner, ilk ilişkiye erken yaşta girilmesi ve anormal pap smearları içerir. Daha ileri yaştaki kadınlarda görülen vulvar kanser cinsel risk faktörleri veya yüksek riskli HPV’ler ile ilişkili değildir ve keratinize vulva karsinomu ile karakterize bir hastalıktır. En yaygın tedavi formu cerrahi eksizyondur; ancak lazer kullanımı gibi diğer seçenekler ve başka ablasyon yöntemleri de VIN tedavisinde kullanılır. Yazarın Notu: Bowenoid papulozis Bowenoid papulozis “yüksek riskli” HPV’ler ve genellikle HPV 16’dan kaynaklanan prekanseröz bir durumdur ve her iki cinsin genital bölgesinde ortaya çıkar. Lezyonların çoğu benign kalsa da, yaklaşık %3’ü vulva veya peniste invazif skuamöz hücre karsinomlarına dönüşür. Penil Kanser Penil kanser insidansı Afrika, Asya ve Güney Amerika’nın bazı bölgelerinde en yüksek ve Kuzey Amerika ve Avrupa’da çok düşüktür. A.B.D.’deki insidans oranları 1.5 olgu/100,000 erkektir. Dünyanın pek çok bölgesinde, penil kanser insidans oranları servikal kanser insidans oranlarıyla benzerdir; bu, penil kanserin cinsel temelli olduğuna destek oluşturur. Ancak oranlar arasındaki büyük uyumsuzluk, vulvar kanserde olduğu gibi penil kanserlerinin gelişiminde de pek çok yol olduğunu ortaya koymaktadır. Ana Nokta Penisteki lezyonlarda HPV DNA’nın bulunma sıklığı histolojik alt tipe (örn., verrüköz veya bazaloid vs.) göre değişir ve yaklaşık %33 ile >%80 arasında değişebilir. Servikal, anal ve vulvar kanserde olduğu gibi, HPV 16 penil tümörlerinde en sık rastlanan tiptir; onu daha düşük oran ile HPV 18 izler. Bu hastalığın nadirliği nedeniyle, risk faktörlerinin belirlenmesi güç olmuştur. Ana risk faktörü yenidoğanın sünnet edilmemesi gibi görünmektedir; ancak genital siğil öyküsü, peniste yırtıklar, yaşam boyu seks partneri sayısının fazlalığı ve sigara kullanımı eşit derecede önemlidir. Orofarengeal Kanserler HPV’nin baş ve boyun kanserlerinin gelişimindeki rolü bilinmemektedir. Anal, vulvar ve vajinal kanserlerin tersine, oral kanser A.B.D.’de görece yaygındır. Bu kanserlerin çoğu alkol ve tütün kullanımına bağlıdır ve skuamöz hücre çeşitliliği gösterirler. Ancak sigara ve alkol kullanan kişilerin sadece küçük bir oranında oral kanser geliştiğinden, HPV’nin eş faktör olarak rol oynaması mümkündür. Son veriler HPV DNA’sının (tip 16, 31 ve 33) oral kavite (ağız boşluğu), farenks veya larenks tümörlerine kıyasla tonsil ve dil tabanı tümörlerinde daha sık saptandığını göstermiştir. HPV 16 ile tonsil kanseri arasındaki ilişki özellikle güçlü görünmektedir. 26 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Deri Kanseri Her yıl A.B.D.’de bir milyondan fazla kişiye deri kanseri tanısı koyulmaktadır; bunlar non-melanoma veya melanoma olarak sınıflandırılır. Bir milyon deri kanseri olgusunun çoğu bazal hücrelerden (bazal hücreli karsinoma veya BHK) veya skuamöz hücrelerden (skuamöz hücreli karsinoma veya SHK) başlayan non-melanoma kanserlerdir. HPV DNA’sı skuamöz hücreli karsinomaların (SHK) %69’unda ve bazal hücreli karsinomaların (BHK) %52’sinde saptanmıştır. Ancak her neoplazm içerisindeki HPV genomlarının sayısı az olduğundan, HPV’nin doğrudan onkojenik rolü tartışmalıdır. Epidermodisplasia verruciformis (EV) kişilerin yaşam boyu devam eden yaygın siğil infeksiyonlarından kurtulamadıkları çok ender bir hastalıktır. Bu hastaların üçte bir kadarında siğiller malign dönüşüme uğrar. Genelde hastalık ailevi kalıtım paterni gösterir ve bu patern hücresel bağışıklıkta bir defekt ile ilişkilidir. Benzer şekilde, HIV infeksiyonlu hastalarda sıklıkla EV ile ilişkili lezyonlar bulunur. EV ile en yaygın biçimde ilişkili HPV tipleri HPV 5, HPV 8 ve HPV 20’dir. 27 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Ana Noktalar • Tüm dünyada genital kanserlerin özellikle servikal kanserlere göre nadir olmalarına rağmen, HPV (özellikle tip 16) bunların gelişiminde ve aynı zamanda belirli orofarengeal kanserlerin gelişiminde anlamlı rol oynar. • Son 30 yılda anal kanser oranları erkeklerde ve kadınlarda iki kat artmıştır. Anal kanserde en büyük risk faktörü immün supresyon gibi görünmektedir (örn., HIV). • Penil kanserde ana risk faktörü sünnet edilmemedir; ancak genital siğil öyküsü, peniste yırtıklar, yaşam boyu ilişkiye girilen seks partneri sayısının fazlalığı ve sigara kullanımı da önemlidir. 28 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Sınama Soruları 1. HPV’nin hangi tipi anüs, dış genital organlar ve belirli orofaringeal kanserler ile ilişkilidir? a. 6 b. 11 c. 16 d. 18 2. Aşağıdakilerden hangisi penil kanser gelişiminde risk faktörleridir? a. Sünnet edilmeme b. Sigara kullanımı c. Yaşam boyu ilişkiye girilen seks partneri sayısının fazlalığı d. Genital siğil öyküsü e. Yukarıdakilerin hepsi 29 HPV-05-F-011-O (Modül 4) 30 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Sözlük Ablasyon Bir kısmın özellikle kesilerek hasara uğratılması Adenokarsinoma Glandular dokudan kaynaklanan veya tümör hücrelerinin belirgin glandular yapılar oluşturduğu karsinom Anogenital Hem anal hem de genital bölgeyle ilgili Antimitotik Mitozu (hücre bölünmesi) inhibe eden veya önleyen Bazaloid Bazal hücre karsinomuna (en yaygın deri kanseri formu; bazal hücrelerin neoplastik farklılaşmasından kaynaklanır ve deride epitelyal tümörü içerir; nadiren metastatiktir ancak lokal olarak invazif ve agresiftir) benzeyen çok sayıda karsinomdan herhangi birini tarif etmek için kullanılan non-spesifik terim Bistüri Küçük cerrahi bıçağı Ekzofitik Dışarı doğru büyüyen Embriyolojik Embriyo ile ilgili Endürasyonlu Sertleşmiş Epiglottis Larenksin girişini yukarıdan kapatan, kapak benzeri bir yapı; besinlerin yutma sırasında larenks ve trakeaya girmesini önler Göbekli Göbek benzeri içine çökmüş bölgeler içeren Histolojik Dokuların fonksiyonu ile ilgili Hiperkeratozis Derinin yüzeyel bölümünde hipertrofi veya bununla karakterize herhangi bir hastalık İnterferon-α Lökositler (beyaz kan hücreleri) tarafından üretilen majör interferon; aktiviteleri arasında antiviral aktivite ve doğal öldürücü hücrelerin aktivasyonu yer alır. Belirli neoplazilerin deneysel tedavisinde kullanılır. İntraüretral İdrarı mesaneden vücudun dışına taşıyan membran yapıda kanal olan üretranın içerisinde Keratinosit Keratin sentezleyen epidermis hücresi; keratin epidermisin primer bileşenini oluşturan bir proteindir Koilosit Perinükleer hale görünümü ile karakterize, HPV ile infekte skuamöz hücre 31 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Kolposkopi Serviksin yüksek güçte ışık kaynağı ve büyütme gücüne sahip bir cihaz olan kolposkop ile incelenmesi Kriyoterapi Hastalıklı dokuyu dondurmak ve parçalamak için soğuğun terapötik kullanımı Larenks Trakeaya girişi kontrol eder ve ses organı olarak işlev gösterir (“ses kutusu”) Lobül Küçük loblardan oluşan veya küçük loblara ayrılan Onkojenik Tümörlerin oluşmasına ve gelişmesine neden olan veya neden olma eğilimi gösteren Nörotoksik Sinir dokusuna zarar veren veya zehirleyen Papüller Deride etrafı çevrili, küçük, yüzeyel, çapı 1 cm’den küçük, sert çıkıntılar Perianal bölge Anüsün etrafındaki bölge Perineal Perineum ile ilgili Perineum Uyluklar arasında yer alan bölge; erkeklerde skrotum ve anüs ile sınırlanır; kadınlarda vulva ve anüs ile sınırlanır Periüretral Üretranın yakınında veya etrafında Prepisyum Penis glansını örten gevşek deri katlantısı; sünnet derisi olarak da adlandırılır Prepisyum kesesi Labia minora anteriorun klitoris üzerinde birleşmesi ve glans klitoris ile birleşmesiyle oluşan katlantı ya da penis glansını örten deri katlantısı; sünnet derisi olarak da adlandırılır Prurit Kaşıntı; deride hoş olmayan bir his; bu hissi gidermek için deriyi kaşıma isteği uyandırır Püstüller Epidermisin içerisinde veya altında gözle görülür biçimde püs toplanması Sitokin Spesifik bir antijen ile karşılaştığında bir hücre lasyonu (örn. hazırlanmış T lenfositler) tarafından salınan antikor protein; immün yanıtın oluşturulmasında olduğu gibi hücreler arası mediyatör olarak rol oynar 32 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Stridor Tiz tonda, sert solunum sesi; akut larenks obstrüksiyonunda inhalasyon sırasında duyulur Verrüköz Siğil ile ilgili Vezikül Epidermiste çevresi belirgin, küçük çıkıntı; genellikle berrak sıvı içerir Viryon Yapısı tamamlanmış virüs partikülü; protein kılıf ile çevrili RNA veya DNA içerir; içerisinde virüsün infeksiyöz formu bulunur Vulva Kadın dış genital organlarının oluşturduğu bölge; labia majora, labia minora, klitoris ve vajinavestibülünü içerir. Yumuşak damak Ağzın tavanını oluşturan etli kısım 33 HPV-05-F-011-O (Modül 4) 34 HPV-05-F-011-O (Modül 4) Sınama Sorularının Yanıtları I. Siğiller 1. Condyloma acuminata hangi durumu tarif etmek için kullanılan diğer bir terimdir? a. b. c. d. e. Sifiliz Klamidya Plantar siğiller Serviks kanseri Anogenital siğiller 2. Her yıl A.B.D.’de yaklaşık ______ kişide anogenital siğiller gelişir. a. 1,000 b. 10,000 c. 100,000 d. 1,000,000 e. 10,000,000 3. Genital siğillerin %90’ından sorumlu olan iki HPV tipi hangileridir? a. 16 ve 18 b. 6 ve 11 c. 11 ve 16 d. 6 ve 16 e. 11 ve 18 4. Kadınlarda ve erkeklerde genital siğillerin pik insidansı sırasıyla hangi yaş grubunda gözlenir? a. Adolesan çağının başları ve 40’lı yaşların başları b. 20’li yaşların başları ve 20’li yaşların sonları c. Adolesan çağının sonları ve 30’lu yaşların başları d. 30’lu yaşların başları ve 40’lı yaşların başları e. Adolesan çağının başları ve 40’lı yaşların sonları 35 HPV-05-F-011-O (Modül 4) 5. Genital siğilleri olan kişiler ile cinsel teması olan bireylerin yaklaşık yüzde kaçı üç ay içerisinde genital siğiller geliştirir? a. %5 b. %25 c. % 50 d. %70 e. %100 6. Aşağıdaki tedavi yöntemlerinden hangisi genital siğilleri uzaklaştırmak için kullanılmaz? a. Kriyoterapi b. Cerrahieksizyon c. Pap Smearlar d. İmikuimod e. Lazer tedavisi II. Rekürran Respiratuvar Papillomatozis (RRP) 1. Rekürran Respiratuvar Papillomatozis primer olarak HPV’nin hangi iki tipinden kaynaklanır? a. 6 ve 16 b. 6 ve 11 c. 11 ve 16 d. 11 ve 18 2. RRP’li hastalarda papillomaların en yaygın bulunduğu bölge hangisidir? a. Serviks b. Nazofarenks c. Larenks d. Akciğerler 3. RRP aşağıdakilerden hangileriyle sınıflanabilir? a. Juvenil başlangıçlı ve erişkin başlangıçlı b. Malign ve benign c. Lokalize ve yayılmış d. Medikal ve cerrahi 36 HPV-05-F-011-O (Modül 4) III. Diğer Maligniteler 1. HPV’nin hangi tipi anüs, dış genital organlar ve belirli orofaringeal kanserler ile ilişkilidir? a. 6 b. 11 c. 16 d. 18 2. Aşağıdakilerden hangisi penil kanser gelişiminde risk faktörleridir? a. Sünnet edilmeme b. Sigara kullanımı c. Yaşam boyu ilişkiye girilen seks partneri sayısının fazlalığı d. Genital siğil öyküsü e. Yukarıdakilerin hepsi 37 HPV-05-F-011-O (Modül 4) U.S. Medical & Scientific Affairs MEDICAL SERVICES U.S. Human Health Copyright © 2006 Merck & Co., Inc. Whitehouse Station, New Jersey, U.S.A. Tüm hakları saklıdır. MSP 06-N044-FSN 6/2006 38 HPV-05-F-011-O (Modül 4)