Aralık-1985 İSLAM'DA İNSAN HAKLARI İsmail Safa ÜSTÜN ِ ِا َّن اَ ْك َّر َّمكُ ْم ِع ْن َّد ه اّلل اَت هْقي كُم Muhterem Müslümanlar! Kuranı Kerimde yaratılmışların en şereflisi olarak nitelenen insan, asıl değerine İslamiyet ile kavuşmuştur. İslam güneşi doğmadan evvel. Arabistan yarımadasında, insanlık karanlıklar içerisinde idi. İnsanlar hiç bitmeyen kabile savaşları ile biri birlerini hiç uğruna öldürüyorlar, köle olarak alınıp satılıyorlar, doğan kız çocukları diri diri toprağa gömülüyordu. Kadının cemiyetteki değeri, bir eşyadan farksızdı. Mütemadiyen süren kan davaları ile haksız yere, cinayetler işleniyordu. Fakir halk azınlık halinde bulunan ve zenginlik nimetini devamlı elinde tutan kimseler tarafından, açlık ve sefilliğe mahkum edilmişti. Tarihe baktığımızda bu durumun sadece Arabistan yarımadasında değil, bütün dünyada böyle olduğunu ibretle görürüz. Muhterem Müslümanlar! Bütün Peygamberlerin gönderilmesinin sebebi, insanları cehalet karanlığından kurtarmak ve Hak yolu göstermek içindir. İşte Hz. Muhammedin de (s.a.v.) cehalet ve dalaletin hüküm sürdüğü çöle bir nur olarak inişi bu yüzdendir. Bu nurun aydınlığı, tüm kainata, karanlıktan kurtulup hidayete erme yolunu gösterdi. Fakat genede, insanların bazısı hidayeti, bazısı da dalaleti seçti. Böyle olmasına rağmen dalalet içinde olanlar bile, o nurdan müstefid oldular. Çünkü O, alemlere rahmet olarak gönderilmiştir. (Enbiya 107). Çünkü İslam, dünya düşünce tarihine yepyeni bir yön vermişti. Gene İslam, insanları direkt olarak ilgilendiren hukuk ilmine pek çok şeyler vermiş Niyet ve Vicdan mefhumlarını, hukuk ıstılahatına sokarak, herkesi kendisinin bekçisi yapmış, böylece, fertlerin, bir birbirlerinin hak ve hukukuna son derece riayet ederek, ahenk içinde yaşamalarını sağlamıştır. Aziz Cemaat, İslamiyet, insanların bir eşya gibi, köle olarak alınıp satılmasını, zaman içinde sona erdirici prensipler getirmiş, bu müesseseyi ortadan kaldırmaya çalışmıştır. Hz. Peygamber (s.a.v.) "İnsanlar bir tarağın dişleri gibi müsavidirler. Üstünlük ancak takva iledir" (Keşfu'l Hafa 2847) diyerek insanların birbirlerine eşit olduğunu net bir şekilde dile getirmiştir. Bu anlayıştan dolayıdır ki, İslam'a ilk gönül verenlerden birisi, zamanında bir köle olan, Bilal'ı Habeşidir (r.a.). İnsanlık tarihinin yüz karası olan ve hiç bir akıl-mantık kuralına sığmayan, kız çocuklarını diri diri toprağa gömme hadisesi de, İslamiyet tarafından şiddetle kınanmış ve yasaklanmıştır. Böylece, kız çocuğunun erkek çocuğundan bir farkı kalmamış, büyük bir katliamın önüne geçilmiştir. Hz. Ömer'den "Cahiliye devrini düşündükçe hem ağlayacağım, hem de güleceğim gelir. Kendi yaptığımız putlara tapar, onlardan medet umardık, buna gülerim. Fakat kız çocuklarımızı diri diri gömmemizi hatırladıkça da ağlarım" dediği rivayet edilmiştir. İslam’ın kadına verdiği değerde calibi dikkattir. O'nu "eşya" olma vasfından çıkarmış, layık olduğu mevkiye getirmiştir. Hz. Peygamber "Sizin hayırlınız, kadınlarına hayırlı olandır" (1) ve "Cennet anaların ayakları altındadır" (2) buyurarak, kadının ne mukaddes bir varlık olduğunu, aile ve cemiyet içerisindeki değerini ifade etmiştir. İslam Aile hukukunda, erkeğin kadın üzerinde nasıl haklan varsa, kadının da erkek üzerinde öyle hakları vardır. İslam, zenginliğin belli ellerde dolaşan bir nimet olmasına da karşıdır. Kuran, belli miktarda malın, belli bir ölçüsünün, başta fakirler olmak üzere sekiz sınıfa ait olduğunu, Tevbe suresinin 60. ayetinde "Zekatlar Allah'tan bir farz olarak ancak, yoksullara, düşkünlere, zekat toplayan memurlara, gönülleri İslam'a ısındırılacak olanlara, esirlik ve kölelikten kurtulmak isteyen kölelere, borçlulara, Allah yolunda cihad edenlere ve yolcuya mahsustur. Allah Alim ve Hakimdir" diyerek zekat dediğimiz müesseseyi kurmuş bu sayede, sosyal adaleti sağlayarak, fakirlerin hak ve hukukunu gözetmiştir. Muhterem Müslümanlar Buraya kadar anlatılanlar, İslam'da insan haklarının sadece ana hatlarıdır. Bu konu çok öz bir ifade ile şöylece özetlenebilir. İslam, insanı, insan olarak görmüş ve kabul etmiş, Kuran tarafından "Mahlukatın en şereflisi" ve "Allah'ın yeryüzündeki halifesi" olarak vasıflandırılmış insana büyük değer vermiştir. Hutbemizi, insan hakkında, Kuran'ın beyanlarını vererek bitiriyoruz: "Biz insanı en güzel biçimde yarattık" "Muhakkak ki Allah yanında, en değerli ve en üstün olanınız, ondan en çok korkanınızdır. "Biz hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. Onları, karada ve denizde taşıdık kendilerine güzel güzel rızıklar verdik. Yine onları yarattıklarımızın birçoğundan cidden üstün kıldık". *** 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. Enbiya 107 Keşfu'l Hafa 2847 Keşfu'l Hafa 1234 Keşfu'l Hafa 1078 Haşr 7 ibn'i Mace c.2 s.817 No.2443 Bakara 30 Tin Suresi 4 Hucurat 13 İsra 70