Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika`nın ilk ve tek

advertisement
Trinidad ve Tobago 1990: Latin
Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi
1990 yılında Latin Amerika'nın ada ülkesinde bir grup Müslüman ülkedeki yönetimi ele
geçirmek için silahlı darbe girişiminde bulunmuştu.
05.07.2017 / 09:26
İslam dini, Latin Amerika ülkelerinde genellikle az sayıdaki Müslüman nüfus ve ülke
başkentlerinde yer alan ufak camileriyle anılagelmiştir. Bölgedeki ülkelerde yaşayan
ve büyük kısmı Endonezya gibi Güney Asya ve Afrika kökenli olan Müslümanlar, çoğu
kez herhangi bir siyasi taleple ön plana çıkmamıştır.
Latin Amerika'da bir "İslam Devrimi"
Ancak 1990 yılında Latin Amerika'nın ada ülkesi Trinidad ve Tobago, alışılmadık bir
durum yaşadı: Bir "İslam Devrimi" girişimi. Ülkedeki Müslümanlar, her ne kadar
toplam nüfus içindeki oranları yüzde 6'yı ancak bulsa da, yaklaşık 110 kişiyle bir
silahlı devrim girişiminde bulundu. O yıllarda 1 milyon 250 bin toplam nüfusa sahip
ülkede Müslüman sayısı 75 bindi. Ülkenin nüfusunun yüzde 70'lik bölümünü,
günümüzde de olduğu gibi Endonezya ve Afrika kökenli kişiler oluşturmaktaydı.
Cemaat-i Müslimin ve devlet arasında gerginlik
27 Temmuz 1990 Cuma günü, ülkedeki Müslüman nüfusun içindeki bir grup olan
Cemaat-i Müslimin, 6 gün sürecek bir silahlı hükümet darbesi girişimin ilk adımını
attı. 1988 yılından beri ülkedeki yönetimle arasında gerginlik bulunan gruba yönelik
daha önce birçok operasyon düzenlenmiş ve çok sayıda silah ve mühimmat ele
geçirilmişti. Söz konusu gerginlik grubun hükümete yönelik bakışını sertleştirmişti.
Darbe gerçekleştirmeden günler önce hükümet tarafından böylesi bir girişimin
sinyalinin alındığı ancak herhangi bir önlemde bulunulmadığı ifade edilmişti.
Parlamento ve devlet televizyonuna baskın
Silahlı Müslümanların sayısı 114'ü ancak buluyordu. Sabah 07.30 sularında
harekete geçen "devrimcilerden" 42 tanesi parlamentoyu bastı ve ülkenin Başbakanı
dahil tüm hükümet üyelerini tutukladı. Geriye kalan 72 kişi ise ülkenin tek televizyonu
olan devlet televizyonunu ve bazı radyo binalarını ele geçirdi. Oldukça kısa sürede tüm
kritik merkezleri ele geçiren ayaklanmayı durduracak bir güç ortada yoktu ve Cemaati Müslimin oldukça iyi hazırlanmış görünüyordu.
"Trinidad ve Tobago hükümeti devrilmiştir"
Saat 18.00'da grubun lideri canlı yayında tarihi bir konuşma gerçekleştirdi. Yasin
Ebubekir'in şu ifadeleri kullandı: "Bu öğlen saat 18.00'da Trinidad ve Tobago hükümeti
devrilmiştir. Başbakan ve hükümet üyeleri tutuklanmıştır. Herkesten sakin kalmalarını
istiyoruz. Devrimci güçler caddeleri kontrol edecek. Yağmalama olmayacak."
Orduyla görüşmelerin sürdüğünü belirten Ebubekir konuşmasına şu ifadelerle devam
etti: "Eğer bu insanlar doğru yoldaysa Allah neden bize onların üzerinde güç verdi?
Neden bu gece burada sizin yerinize biz oturuyoruz? Alemdeki kararları kim veriyor,
yaratıcınız değil mi? Bu gece millete seslenen Başbakan kim? O nerede? Allah onu
bertaraf etti. Allah gücü değil otoriteyi bertaraf etti zira ben dahil hiçbir insan herhangi
bir güce sahip değildir. Bizler sadece geçici hükümranlarız çünkü hepimiz öleceğiz."
Devrime karşı ABD desteği
Acil durum ve olağanüstü hal ilan edilen ülkede ordu, ABD'nin de desteğiyle devrim
girişimine karşı koymak için hazırlıklara başladı ve ele geçirilen bölgeleri kuşattı. Ağır
çatışmalar ve oluşan tahribat sonrası 6 gün boyunca devam eden müzakereler sonucu
Cemaat-i Müslimin üyeleri tutuklanmamak karşılığında teslim olmayı kabul etti.
Ordu tarafından gözlatına alınan grubun üyeleri, başarısız silahlı devrim girişimi
sonrası serbest kaldı. Bir parlamento üyesi de dahil 24 kişinin yaşamını yitirdiği darbe
girişimi başarıya ulaşamasa da mevcut hükümetin sonunu hazırladı.
Grubun faaliyetleri halen devam ediyor
Ülkedeki en kapsamlı Müslüman grup olan Cemaat-i Müslimin ve lideri Yasin
Ebubekir'in faaliyetleri devrim girişiminden sonra bugüne dek devam etti. Ülke
yönetimiyle grup arasında zaman zaman yükselen gerilim, yeni bir devrim girişiminin
patlak vereceği yorumlarını da beraberinde getirdi. Gruba yönelik yakın zamanlardaki
baskınlarda silah ve mühimmatların ele geçirildiği ifade ediliyor. Cemaat-i Müslimin
bazı kişilerce ise mafyatik bir grup olmakla suçlanıyor. 11 Eylül Dünya Ticaret Merkezi
saldırıları sonrası grup bir dizi soruşturma ve baskınla daha yüzyüze kaldı. 2003 yılında
ABD'nin Irak saldırısı öncesinde grubun ABD'yi kimsayal saldırılarla tehdit ettiği ve
gruba bağlı kimyasal silah atölyelerinin bulunduğu iddia edildi. Yine iddialara göre
Cemaat-i Müslimin, küresel cihat gruplarıyla da dirsek teması içindeydi.
Yasin Ebubekir
Grup lideri Yasin Ebubekir'in tam doğum tarihi bilinmiyor. Trinidad ve Tobago asıllı
Ebubekir'in ilk ismi Lennox Philip. Kanada'da öğrenciyken İslam ile tanışan ve
Müslüman olan Yasin Ebubekir, ülkesine geri döndüğünde Cemaat-i Müslimin'i kurmuş.
Halen daha ülkenin başkenti Port of Spain'de İslami faaliyetlerine devam ediyor ve
grubun medresesinin başında bulunuyor.
"Bıçak kemiğe dayanınca onları tutukladım"
Yasin Ebubekir'in darbe süreci ile ilgili anlattıkları oldukça ilgi çekici:
"Uyuşturucu ticaretini temizliyorduk. Hükümet yetkilileri bir kadın polis tarafından
havaalanında çok miktarda uyuşturucu ile bulunmuştu. 10 kilo uyuşturucudan
filan değil, oldukça fazla bir miktardan söz ediyorum. Bu polis bize gelerek
hükümetin onu öldürmek istediğini söyledi. Durumu anlattığı herkes ona
çıldırdığını söylemiş. Başsavcı, Ulusal Güvenlik Bakanı, bir binbaşı, bu insanları
şikayet edemeyiz ki. Polis bize geldikten dört gün sonra başka bir polis tarafından
kafasından vurularak öldürüldü. Bunu ifşa ettikten sonra devlet aygıtını üzerime
saldılar, topraklarımızı işgal ettiler, Cuma günleri namazlarımızı kılamadık. Bıçak
kemiğe dayanınca sonunda ben onları tutukladım ve onları cinayetle suçladım.
Darbeden sonra af garantisi vermelerine rağmen sözlerini tutmadılar ve içeride
olduğumuz üç sene zarfında kelimenin tam anlamıyla her şeyimizi bombalayıp
yıktılar. 1990 yılından beri cinayetle, cinayet komplosuyla, ihanetle, terörizmle,
silah ve mühimmat bulundurmakla suçlandım ancak bu suçların hiçbiri sabit
olmadı çünkü hepsi uydurmaydı. Bizi polisi oynamakla suçladılar. Olaylardan
sonra istediğiniz buysa sokağı terk ediyoruz dedik. Şu an ülkedeki sorun da bu,
bizim sokağı terk etmemiz. Sokaklar tamamen kontrolden çıkmış vaziyette."
Kaynak: Mepa News
© 2015 Mepa News Tüm Hakları Saklıdır!
Kaynak Gösterilmeden Alıntı Yapılamaz!
Tasarım ve Yazılım: Mepanews
Download