1. 2. 3. 6. 7. 9. 10. 1. dönem 1. yazılı sınavı

advertisement
1. DÖNEM 1. YAZILI SINAVI (SAYFA 24)
1.
3. Osmanlı Devleti’ne katılan
ilk beylik Karesioğulları
olmuş ve Anadolu Türk
siyasi birliğinin sağlanması
yolunda ilk adım atılmıştır.
2. Osmanlılar, Karesioğullarının denizcilik alanlarındaki
deneyimlerinden ve donanmalarından yararlanarak,
Rumeli’ye geçtiler.
1. Karesioğullarının donanması ele geçirilmiş ve
ilk Osmanlı donanması
kurulmuştur.
2.
a) Koyunhisar (Bafeon) Savaşı (1302)
b) Sazlıdere Savaşı (1363)
c) Sırpsındığı Savaşı (1364)
3.
İlk Kuşatma
İkinci Kuşatma
Haçlı ordusunun Bizans’a yardım
etmek amacıyla Niğbolu Kalesi’ni
kuşatması üzerine Yıldırım Bayezit İstanbul kuşatmasını kaldırmıştır.
4. Amaç:
Son Kuşatma
Osmanlı ordusundaki topların İs- Timur’un büyük bir orduyla Doğu
tanbul surlarını yıkmada yetersiz- Anadolu’ya dayanması üzerine
liği, Anadolu ve Rumeli toprakla- bu kuşatma kaldırılmıştır.
rında karışıklıklar çıkması üzerine
ikinci kuşatma kaldırılmıştır.
Rumeli’de fethedilen yerlere Türk-İslam kimliği kazandırmak
Gerekçeler: 1. Fethedilen bölgelerin elde tutulmasını ve savunulmasını kolaylaştırmak
2. Yeni fetihlere zemin hazırlanarak devletin genişlemesini sağlamak
3. Gayrimüslim halkın sosyal, kültürel ve ekonomik refahını yükselterek Osmanlılara bağlılıklarını
artırmak
5. Fetret Devri’nin yaşanması: Yıldırım Bayezit’in oğulları arasında 11 yıl taht mücadelelerinin yaşanması
Anadolu Türk birliğinin bozulması: Timur’un Yıldırım Bayezit tarafından Osmanlı Devleti’ne bağlanan Anadolu beyliklerini eski beylerine geri vermesi
6.
Askeri Fayda
Ekonomik Fayda
Tımar sistemi sayesinde devlet, hazineden para harcamadan, her an savaşa hazır, büyük bir askeri atlı birlik yetiştiriyordu.
Toprağın boş kalması engellenerek üretimin artırılması ve
devamlılığı sağlanıyordu. Aynı toprak üzerinden köylü, tımar
sahibi ve yetiştirdiği askerlerin ihtiyaçları karşılanıyordu.
7.
Siyasi Sonuç
Ekonomik Sonuç
Ateşli silahların surlar üzerindeki etkisi anlaşıldı, böylece Avrupa’da derebeylikler yıkılış sürecine girdi.
Ticaret yollarının Osmanlı Devleti’nin denetimine girmesiyle yeni yollar bulmak amacıyla Avrupa’da Coğrafi
Keşifler başladı.
8. Seyfiye: Divandaki temsilcileri, veziriazam, kubbealtı vezirleri ve kaptanıderyadır.
Kalemiye: Divandaki temsilcileri nişancı ve defterdarlardır.
İlmiye: Divandaki temsilcileri kazaskerler ve şeyhülislamdır.
9.
İdari Birim
Eyalet
Sancak
Kaza
Köy
Yöneticisi
Beylerbeyi
Sancakbeyi
Kadı
Köy Kethüdası
10.
a) Silahtar ve sipahiler
b) Sağ ulufeciler ve sol ulufeciler
c) Sağ garipler ve sol garipler
10. Sınıf Tarih Özet
1. DÖNEM 2. YAZILI SINAVI (SAYFA 34)
1.
İran Seferi:
a) Çaldıran Savaşı (1514)
b) Turnadağ Savaşı (1515)
Mısır Seferi:
a) Mercidabık Savaşı (1516)
b) Ridaniye Savaşı (1517)
2.
Ekonomik Yönden
Sosyal Yönden
Soylular imtiyazlarını kaybederken ticaretle uğraşan burjuva sınıfı zenginleşti. Bilim ve sanata
değer veren “Mesen” sınıfı oluştu.
Coğrafi Keşifler ile Akdeniz limanları önemini kaybetti, Atlas Okyanusu kıyısındaki limanların önemi arttı. Yeni ticaret yollarının
bulunması ile İpek ve Baharat yollarının önemi azaldı. Önce İspanyollar ve Portekizliler, daha sonra Hollandalılar ve İngilizler
büyük bir sömürge imparatorluğu kurmaya başladılar. Avrupa’da
zenginlik ölçüsü olan toprak, yerini altın ve gümüşe bıraktı.
3.
a) Enderun Mektebi
b) Şehzadegân Mektebi
c) Darülhendese Medreseleri
4.
Haçlı Seferlerinin
Coğrafi Keşiflerin
Kiliseye duyulan güvenin azalması ve Avrupa’da sanatçıları koruyan burjuva Mesen sınıfının ortaya çıkması
Kâğıt, matbaa ve antik Yunan eserlerinin
Haçlı Seferleri ile Doğu’dan Batı’ya taşınması
5. Dini sonuçlar: Halifelik Osmanlılara geçmiş, böylece Osmanlı Devleti, İslam dünyasının lideri haline gelmiştir. Hicaz Osmanlı himayesine girmiş, kutsal emanetler Topkapı Sarayı’na nakledilmiştir.
Ekonomik sonuçlar: Kıbrıs için Venediklilerin Memluklere ödediği vergi Osmanlı Devleti’ne ödenmeye başlanmıştır. Baharat Yolu Osmanlı denetimine alınmıştır. Zengin Mısır hazinesi Osmanlı hazinesine aktarılmıştır.
6.
Menzil Teşkilatı
Osmanlı topraklarından geçen yol
ağının her biriminde taşımacılığın en
hızlı şekilde yapılmasını sağlıyordu.
Derbentçiler
Mekkari Taifesi
Anayollar üzerindeki geçitlerin denetimini yapıyor ve
güvenliğini sağlıyordu.
Ticaret yolları üzerinde taşımacılığı meslek
edinmişlerdi.
7.
a) Mohaç Meydan
Savaşı (1526)
b) İstanbul Antlaşması
(1533)
c) Amasya Antlaşması
(1555)
d) Preveze Deniz
Savaşı (1538)
8.
Siyasi Hedefler
Ekonomik Hedefler
Avrupa’da Hristiyan birliğini bozmak
Akdeniz ticareti ve limanlarını canlandırmak. Osmanlı
mallarını Fransa aracılığıyla Avrupa’ya pazarlamak.
9.
a) Ali Kuşçu
b) Sabuncuoğlu Şerafettin
c) Piri Reis
d) Takiyüddün Mehmet
10.
Almanya
Ogsburg Antlaşması (1555)
Delta Kültür Yayınevi
Fransa
Nant Fermanı (1598)
İngiltere
Anglikan Kilisesi
İskoçya
Presbiteryenlik
2. DÖNEM 1. YAZILI SINAVI (SAYFA 56)
1.
Ayaklanma
Temel Neden
İstanbul Ayaklanmaları
Merkezi otoritenin bozulması, yeniçerilerin maaşlarının düşük ayarlı akçe
ile verilmesi ya da zamanında verilmemesi, kapıkulu askerlerinin cülus
bahşişi almak için sık sık ayaklanması
Celali Ayaklanmaları
Ekonominin bozulması, tımar sisteminin bozulması
Eyalet Ayaklanmaları
Merkezi otoritenin zayıflaması, yerel yöneticilerin olumsuz tutumları
2.
Ticaret Yolları
Pahalılık-Enflasyon
İpek ve Baharat Yollarının önemi kaybetmesi üzerine Akdeniz ve Karadeniz limanlarından elde edilen gelirler azalmıştır.
Keşifler sonucu Avrupa’ya bol miktarda altın ve gümüş girmesi ve bunların Osmanlı pazarlarında kullanılmaya başlanmasıyla Osmanlı parası değerini kaybetmiş, piyasada
pahalılık ve enflasyon başlamıştır.
3.
a) İltizam
b) Mukataa
c) Mültezim
4.
a) II.Osman (Genç Osman)
b) IV. Murat
c) Tarhuncu Ahmet Paşa
d) Köprülü Mehmet Paşa
5. 1. Osmanlı Devleti ilk defa Batı’da büyük ölçüde toprak kaybetmiştir.
2. Osmanlı Devleti’nin Duraklama Dönemi sona ermiş, Gerileme Dönemi başlamıştır.
3. Avrupa, Osmanlı Devleti’ne karşı savunmadan saldırıya geçmiş,Türklerin geri çekilişi başlamıştır.
6.
a) Pasarofça
Antlaşması (1718)
b) Kasrışirin
Antlaşması (1639)
c) Belgrad
Antlaşması (1739)
d) El Ariş
Antlaşması (1801)
7.
Madde
Amaç
Kırım’ın Statüsü
Rusya Karadeniz kıyısındaki Kırım’ı ülkesine katarak Boğazlar üzerinden sıcak denizlere inmeyi amaçlamıştır.
Konsolosluk / elçilik
açma
Rusya Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışmayı, özellikle Balkanlardaki ve diğer bölgelerde yaşayan Ortodoks ve Slavları Osmanlı'ya karşı kışkırtmayı amaçlamıştır.
8.
Olumlu Etkiler
Olumsuz Etkiler
İhtilalin yaygınlaştırdığı insan hakları, eşitlik, özgürlük, hukukun üstünlüğü gibi düşüncelerin Osmanlı
Devleti’nde Tanzimat Fermanı, Islahat Fermanı ve
Kanunuesasi’nin ilan edilerek demokrasi hareketlerinin başlamasında önemli katkısı olmuştur.
Milliyetçilik akımının imparatorlukta yaşayan Müslüman olmayan topluluklar arasında hızla yayılması,
XIX. yüzyılda ülkede azınlık isyanlarının çıkmasına
ve devletin dağılmasına yol açmıştır.
9.
a) Küçük Kaynarca
Antlaşması (1774)
b) Aynalıkavak
Tenkihnamesi (1779)
c) Yaş
Antlaşması (1792)
10.
Askeri Okullar
Askeri Ocaklar
Hendesehane, Deniz Mühendishanesi (Mühendishaneibahrihümayun), Mühendishaneiberrihümayun
Sürat Topçuları Ocağı,
İstihkam Okulu
Ordu
Nizamıcedit Ordusu
10. Sınıf Tarih Özet
2. DÖNEM 2. YAZILI SINAVI (SAYFA 74)
1.
1. Sekbanıcedit
Ocağı kurulmuştur.
2. Eşkinci Ocağı
kurulmuştur.
3. Yeniçeri Ocağı
kaldırılmıştır
(Vakayıhayriye).
4. Asakirimansureimuhammediye Ordusu
kurulmuştur.
2.
Yunanlar
Sırplar
Edirne Antlaşması (1829)
Bulgarlar
Berlin Antlaşması (1878)
II.Meşrutiyet İç Karışıklığı (1908)
3.
a) Hünkar İskelesi
Antlaşması (1833)
b) Balta Limanı Ticaret
Antlaşması (1838)
c) Londra Boğazlar
Sözleşmesi (1841)
4. a) Tanzimat Fermanı ile bütün Osmanlı halkına, Islahat Fermanı ile ise sadece Osmanlı’da yaşayan gayrimüslim halka haklar tanınmıştır.
b) Tanzimat Fermanı padişahın kendi iradesi ile, Islahat Fermanı ise Avrupalı devletlerin baskısı ile ilan edilmiştir.
c) Tanzimat Fermanı ile bütün Osmanlı vatandaşlarının askerlik yapmasına, Islahat Fermanı ile ise gayrimüslimlerin nakdi bedel ödeyerek askerlikten muaf olmalarına karar verilmiştir.
5. XIX. yüzyılın ilk yarısı: Osmanlı toprak bütünlüğünün korunması, ancak gayrimüslim azınlığın haklarını bahane ederek Osmanlı’nın iç işlerine karışılması.
XIX. yüzyılın ikinci yarısı: Osmanlı Devleti’nin Avrupa topraklarından çıkarılması ve buraların paylaşımı ile
İstanbul’u alarak Bizans’ın yeniden canlandırılması.
6.
Tanzimat Fermanı
Islahat Fermanı
Londra Konferansı (1840)
Kanunuesasi
Paris Konferansı (1856)
İstanbul Tersane Konferansı (1876)
7.
Savaş
Kırım Savaşı (1854)
Kararname
İdare
Muharrem Kararnamesi (1881)
Düyunuumumiye (Genel Borçlar) İdaresi
8.
a) 1877-1878 Osmanlı-Rus
Savaşı (93 Harbi)
b) Ayastefanos (Yeşilköy)
Antlaşması (1878)
c) Berlin
Antlaşması (1878)
9.
İsyan
31 Mart Vakası (1909)
Ordu
Hareket Ordusu
Padişah
II. Abdülhamit
10. Tercümanıahval: Osmanlı Devleti’ndeki ilk özel gazete
Terakki-i Muhadderat: Osmanlı Devleti’ndeki ilk kadın dergisi
Encümenidaniş: Osmanlı Devleti’nde Ahmet Cevdet Paşa öncülüğünde kurulan, yeni ve modern eğitimin
nasıl uygulanacağına karar veren yetkili kurum
Sanayiinefise: Osmanlı Devleti’nde Osman Hamdi Bey tarafından güzel sanatlar eğitimi vermek üzere kurulan okul
Delta Kültür Yayınevi
TARAMA TESTİ: BEYLİKTEN DEVLETE (1300-1453) (SAYFA 16)
1. Osmanlı Devleti’nde ilk Osmanlı donanmasını
4. Osmanlı Devleti’nde şehirlere gelen mallar be-
Orhan Bey kurmuştur. İlk tam teşekküllü tersaneyi Yıldırım Bayezit Gelibolu’da kurmuştur. İlk
ciddi deniz savaşı Mehmet Çelebi zamanında
Venediklilere karşı yapılmıştır.
desten, çarşı veya kapan hanlarında toplanıp
satışa sunulurdu. “Bedesten” değerli, kıymetli
kumaşlar, mücevherler ve buna benzer eşyanın
satımına mahsus üstü kapalı, mahfuz çarşıların
bütününe verilen addır. Kapan, Osmanlı kentlerinde, yiyecek maddelerinin satıldığı, fiyatlandırma ve pazarlama işlemlerinin yapıldığı haldir.
Yanıt: B
Yanıt: E
5. Bağlı yani tabi devlet, kendisine üstünlük kurmuş
yasal birlik yoktur. Bu güçlerden biri diğerini egemenliği altına alırsa siyasal parçalanmışlık yerini
siyasal birliğe bırakır. Örneğin Anadolu’da siyasi
birliğin kurulması demek Anadolu’nun tamamının
aynı devlet tarafından yönetiliyor olması demektir.
Osmanlı Devleti’nde Yıldırım Bayezit, Anadolu’da
Türk siyasi birliğini büyük ölçüde kurmuş ancak,
Ankara Savaşı’ndan sonra Timur, Yıldırım Bayezit tarafından Osmanlı Devleti’ne bağlanan Anadolu beyliklerinin topraklarını tekrar eski beylerine
vererek Anadolu Türk siyasi birliğinin bozulmasına neden olmuştur.
Yanıt: C
www.deltakitap.com
2. Bir ülkede birden fazla siyasi güç odağı varsa si-
devlete karşı yükümlülükleri olan devlettir. Tarihi
örneklere baktığımız zaman, bu yükümlülükler
de genelde vergi ödemek ve asker vermek şeklindedir. Bu bağlamda Yıldırım Bayezit’in 1400’de
İstanbul’u kuşatması sonucunda Bizans’ın Osmanlı Devleti’ne yıllık vergi ödemeyi kabul etmesi, Bizans’ın Osmanlı Devleti’ne bağlı (tabi) bir
devlet haline geldiğini gösterir.
Yanıt: D
6. Osmanlı Devleti’nde kapıkulu ocaklarının en temel ve en kalabalık gurubu olan yeniçeriler, yaya
olarak savaşırlar ve savaş sırasında merkezde
padişahın yanında bulunurlardı. Savaş sırasında
ve konak yerlerinde ordu ağırlıklarını koruyanlar
yeniçeriler değil, kapıkulu süvarilerinden sağ ve
sol gariplerdir.
Yanıt: B
3. Osmanlı Devleti Rumeli’de fethettiği yerlere Türkİslam kimliği kazandırmak amacıyla uyguladığı
iskân siyasetinde, Anadolu’da aralarında anlaşmazlık ve husumet bulunan ailelerden bir kısmını
Rumeli’ye göç ettirmiş, böylece hem iskân siyasetinin amacına hizmet etmiş hem de ülkede sosyal düzen ve huzuru sağlamaya çalışmıştır.
7. Osmanlı Devleti’nde devlet mülkü olan topraklara
miri arazi, Müslümanların özel mülkü olan topraklara öşri arazi, gayrimüslimlerin özel mülkü olan
topraklara da haraci arazi denilmiştir.
Yanıt: D
Yanıt: A
10. Sınıf Tarih Özet
TARAMA TESTİ: DÜNYA GÜCÜ: OSMANLI DEVLETİ (1453-1600) (SAYFA 35)
1. Kanuni döneminde yapılan Mohaç Meydan Sa-
4. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Avus-
vaşı sonucunda Avusturya değil, Macaristan
Osmanlı Devleti’ne bağlanmıştır. Bu savaş sonucunda Orta Avrupa’da Osmanlı üstünlüğü sağlanmıştır. Komşu olunan Avusturya ile savaşlar daha
yeni başlayacaktır.
turya ile imzalanan 1533 İstanbul Antlaşması
ile Avusturya’ya siyasi üstünlük sağlanması,
Avusturya’nın her açıdan büyük bir hezimete
uğratıldığının göstergesidir. Ancak antlaşmanın
yürürlükte kalma süresinin Avusturya’ya bırakılması ise Osmanlı Devleti’nin Avusturya’yı askeri
açıdan önemsemediğini, yani olası her savaşta
Avusturya’ya karşı üstünlük sağlanacağına olan
güvenini ortaya koymaktadır.
Yanıt: B
Yanıt: C
5. Osmanlı divan üyelerinden kazasker, divana ge-
(derebeylik) egemen idi. Merkezi krallıklar ise
yok denecek kadar azdı. İstanbul kuşatmasında
kullanılan büyük topların güçlü ve dayanıklı surların yıkılmasında etkili olduğunun anlaşılması,
feodalitenin yıkılmasında en büyük rolü oynamıştır. Krallar bu büyük topları derebeyliklerin sur ve
şatolarını yıkmak için kullanarak ülkelerinde merkeziyetçi sistemi güçlendirmeye başlamışlardır.
len davalara bakardı. İlmiye sınıfının (müderris,
kadı) tayin ve terfi işleriyle ilgilenirlerdi. Osmanlı
Devleti’nde toprakların tahrir defterine kaydedilmesi ve dağıtımının yapılması görevinden sorumlu olan divandaki kişi nişancı idi.
Yanıt: E
3. Osmanlı Devleti’nde ticarethane, zanaat ve ticari faaliyetlerde bulunan kişilerden vergi toplayan görevliler gümrük ve bac eminleriydi. Kapan
eminleriyse, sebze ve meyve hallerine getirilen
malların tartılıp vergilendirmesi ile ürünlerin adaletli bir şekilde dağıtılmasından sorumluydular.
Yanıt: D
www.deltakitap.com
2. İstanbul’un fethi sırasında Avrupa’da feodalite
Yanıt: A
6. Avrupa’daki
Reform
hareketleri
Osmanlı
Devleti’nde bulunan gayrimüslimler arasında yaşanmamıştır. Bunun en önemli nedeni Osmanlı
Devleti’nin Hristiyan halka geniş haklar vermesidir. Onları din ve eğitim işlerinde serbest bırakmıştır. Ayrıca Osmanlı Devleti, Ortodoks din
adamlarının halk üzerinde baskı oluşturmasına
izin vermemiş, böylece ruhban sınıfının siyasi
güç elde etmesi engellenmiştir.
Yanıt: D
Delta Kültür Yayınevi
TARAMA TESTİ: ARAYIŞ YILLARI (XVII.YÜZYIL) (SAYFA 48)
1. XV. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı
4. Coğrafi Keşifler sonucu Avrupa’ya bol miktarda
Devleti’nde hazinenin nakit sıkıntısını gidermek
için iltizam denilen bir ihale sistemi uygulanmaya
başlanmıştır. Bu uygulama, tımar dışında kalan
bir bölgenin kanunla belirlenmiş vergisinin açık
artırma yoluyla satışa çıkarılma işidir. Devlet
bir bölgenin ihalesini alan mültezim denilen kişiden o bölgenin vergilerini peşin alır ve doğrudan hazineye yatırırdı. Bu bilgiden anlaşılacağı
üzere, iltizam sisteminin uygulanması, Osmanlı
Devleti’nde hazinenin nakit sıkıntısı çekmesine
değil, aksine bu sıkıntının giderilmesine yöneliktir. Ancak XVII. yüzyıldan itibaren bütçesi sürekli
açık veren Osmanlı Devleti, tımar arazilerinin yıllık gelirlerini de nakit para ihtiyacını karşılamak
için iltizama vermiştir. Bu uygulama da sorunun
diğer yanıt seçeneklerinde yer alan sonuçları doğurmuştur.
altın ve gümüş girmesi ve bunların Osmanlı pazarlarında kullanılmaya başlanması ile Osmanlı
ekonomisi büyük zarar görmüştür. Osmanlı parası (akçe) değerini kaybetmiş, piyasada enflasyon
(fiyat artışı) başlamıştır. Bu bilgiler göz önüne
alındığında, Osmanlı Devleti’nde gelir kaynaklarının arttığı sonucuna değil, aksine gelir kaybı
yaşandığı sonucuna ulaşılır.
Yanıt: D
5. Osmanlı Devleti’nin Girit’i kuşatmasında Papalık
liderliğindeki İspanya ve Fransa’nın Venedik’e
yardıma gelmesi, bu kuşatmanın bir OsmanlıHaçlı mücadelesine dönüştüğünü gösterir. Bunun yanında kuşatmanın 24 yıl gibi çok uzun bir
süreye yayılması bilgisine dayanarak, Osmanlı
donanmasının eski gücünde olmadığı ve kuşatma için uzun yıllar Osmanlı hazinesinden büyük
paralar harcandığı sonucuna ulaşırız.
2. Soruda yer alan Zitvatorok Antlaşması ile ilgili bilgilerden, Osmanlı Devleti’nin askeri başarısızlığa
uğradığı, antlaşmayı yenik bir devlet olarak imzaladığı, Batı’da toprak kaybetmeye başladığı ve
Avusturya’nın diplomatik üstünlüğünü kabul ettiği
şeklinde sonuçlar çıkarılamaz. Zitvatorok Antlaşmasıyla; Avusturya’nın Osmanlı Devleti’ne ödediği yıllık verginin kaldırılması, eskiden Osmanlı
veziriazamına denk sayılan Avusturya kralının
Osmanlı padişahına denk sayılması, Osmanlı
Devleti’nin Avusturya üzerindeki siyasi gücünün
azaldığının kanıtlarıdır.
Yanıt: E
3. Padişah II. Osman’ın müderris ve kadıların atanma yetkilerini şeyhülislamdan alması, şeyhülislamın divandaki temsilcisi olduğu ilmiye (ulema)
sınıfının devlet işlerine karışmalarını önleme ve
böylece padişahın ulema üzerindeki otoritesini
artırma amacına yöneliktir. Ancak bu uygulamadan yola çıkarak yargı ile din işlerinin birbirinden
ayrıldığı sonucuna ulaşılamaz. Osmanlı teokratik
yapıda bir devlet olarak yargı işlerini dini kurallara
göre yürütmeye devam etmiştir.
Yanıt: C
www.deltakitap.com
Yanıt: A
Yanıt: E
6. Osmanlı Devleti’nin XVII. yüzyılda imzaladığı en
kötü antlaşma olan Karlofça Antlaşması, birden
fazla Avrupalı devletle imzalandığı için, Osmanlıların güçlü bir Haçlı ittifakına karşı yenildiğinin,
yine bu antlaşmayla Avrupa devletlerinin Osmanlı
devletine karşı savunmadan saldırıya geçtiği ve
Türklerin Avrupa’dan geri çekilmeye başladığının kanıtıdır. Karlofça Antlaşması’yla Osmanlı
Devleti’nin Batı’da büyük ölçüde toprak kaybetmesinden, Osmanlı Devleti’nin Avrupa’da siyasi
varlığının sona erdiği sonucuna ulaşamayız. Kaldı ki bu antlaşmayla büyük toprak kaybetse de
Osmanlı Devleti Avrupa’daki siyasi varlığını XX.
yüzyıl başlarına kadar koruyacaktır.
Yanıt: D
7. Osmanlı Devleti’nin Ferhat Paşa Antlaşması ile
İran’dan aldığı toprakları Nasuh Paşa Antlaşması ile geri vermesi ve daha sonra yapılan Serav
Antlaşması’yla da mevcut durumun korunması,
iki devletin birbirine üstünlük sağlayamadığının
göstergesidir. Ancak bu durumdan, Osmanlı
Devleti ile İran arasında savaş durumunun sona
ererek kalıcı barışın sağlandığı ve bugünkü Türkİran sınırının büyük ölçüde belirlendiği gibi bir
sonuç çıkarılamaz. Böyle bir sonuca ulaşılması
ancak çok daha sonra gerçekleşecektir.
Yanıt: B
10. Sınıf Tarih Özet
TARAMA TESTİ: EN UZUN YÜZYIL (1800-1922) (SAYFA 75)
1. Osmanlı Devleti, Fransa’nın Mısır’ı işgal girişi-
4. Tanzimat Dönemi'nde medreselerinin yanında
minde bulunması üzerine İngiltere ve Rusya’nın
desteğini almış, Rusya ile Kırım Savaşı’nın
yaşanması sırasında İngiltere, Fransa ve
Piyemonte’nin desteğini almış, Mısır ve Boğazlar
sorununun çözümünde de başta İngiltere olmak
üzere bazı Avrupalı devletlerin desteğini almıştır.
Sözü edilen bütün gelişmelerin çözümünde Osmanlı Devleti’nin “denge politikası” güttüğü anlaşılmaktadır.
Batı tarzı okulların açılması Osmanlı Devleti’nde
eğitimde birliğin bozulmasına, farklı okullarda
eğitim görenler arasında kültürel çatışmaların
yaşanmasına yol açmıştır. Bunun yanında, geleneksel şer’i mahkemelerin yanı sıra Batı tarzı
mahkemelerin açılması Osmanlı Devleti’nde hukuk birliğinin bozulmasına neden olmuştur. Bu
bağlamda, Batı tarzı eğitim kurumları ile Batı tarzı
mahkemelerin kurulmasının, Osmanlı Devleti’nde
azınlık ayaklanmalarını azaltıcı değil, aksine artırıcı etkisi olmuştur.
Yanıt: E
Yanıt: D
5. Trablusgarp Savaşı’nda İtalya’nın gelişen sana-
kapatılması ile bu devletin Boğazlar üzerinden
Akdeniz’e, dolayısıyla sıcak denizlere inmesi engellenmiştir. Osmanlı Devleti’nin bu antlaşmayı
Avrupalı müttefikleriyle yenen bir devlet olarak
imzalaması gerekirken, savaşın ve antlaşmanın
yenik devleti olan Rusya gibi Karadeniz’de tersane ve savaş gemisi bulunduramaması koşuluyla
imzalaması, Karadeniz’deki çıkarları korunmayan
Osmanlı Devleti’nin antlaşmada yenik bir devlet
muamelesi gördüğünü göstermektedir.
yisine ham madde ve pazar bulmak istemesi, bu
savaşın çıkmasında İtalya’nın sömürgeler edinme
amacının etkili olduğunu gösterir. Bunun yanında
Trablusgarp’ın (bugünkü Libya) Akdeniz’de uzun
bir kıyısının olması, İtalya’nın yine bu savaşta
Akdeniz’deki etkinliğini artırmak istediğini gösterir. Ancak İtalya’nın Trablusgarp Savaşı’nda bu
ülkedeki milliyetçilik hareketlerini yaygınlaştırmak
amacı olduğunu söylemek, İtalya’nın sömürgecilik faaliyetlerine karşı Trablusgarp’ta bağımsızlık
hareketlerini geliştirmeyi amaçladığı anlamına
gelir ki, bu da İtalya’nın bu ülkeyi sömürgesi altına
alma hedefiyle çelişir.
Yanıt: D
www.deltakitap.com
2. Paris Antlaşması'na göre; Karadeniz’in Rusya’ya
Yanıt: E
3. Osmanlı Devleti II. Mahmut döneminde askeri ve
6. Hicaz - Yemen Cephesi'nde Osmanlı Devleti, I.
mali açıdan çökmüş durumdaydı. Yapılan savaşlar
kaybediliyor, maliye tamamıyla Avrupa devletleri
tarafından kontrol edilir hâle geliyordu. II.Mahmut
bu durumu aşabilmek için başta askeriye ve maliye olmak üzere birçok alanda ıslahat yapmanın
gerekli olduğuna inanarak uygulamaya çalışmıştır.
Müslüman bir devlet olan Osmanlı Devleti’nde vergi ve asker tespiti erkek nüfusa göre belirlenmekteydi. Bu açıdan bakıldığında II. Mahmut döneminde Osmanlı Devleti’nde ilk nüfus sayımının sadece
erkeklerin sayısının tespiti için yapılması, askeri ve
mali sistemde yeni bir düzenlemenin söz konusu
olduğunun göstergesidir.
Dünya Savaşı’nda Arap Yarımadası’ndaki İngiliz
ilerleyişini durdurmak ve kutsal yerleri korumak
amacıyla İngiltere ile savaşmıştır. Irak Cephesi ise, Osmanlı kuvvetlerinin İran’a girip Hindistan’daki İngiliz sömürgelerine ulaşmasını engellemek amacıyla İngiltere tarafından açılmıştır.
Yanıt: C
Delta Kültür Yayınevi
Yanıt: B
1. DÖNEM SONU DENEME SINAVI (SAYFA 36)
1. İslamiyette din uğruna yapılan savaşlara gaza
4. Osmanlı Devleti’nin 1444’te Macarlarla imzaladığı
denilmiştir. Osmanlı Devleti’nin kuruluşunun ilk
döneminde bu gaza politikasını izlediği göz önüne alındığında, bu dönemde devletin egemenlik
alanının Hristiyan bölgeleri üzerinde genişleyeceği açıktır. Türk beylikleri ile diğer İslam ülkelerinin Müslüman oldukları göz önüne alındığında,
gaza politikası uygulayan Osmanlı Devleti’nin ilk
zamanlarda bu bölgelerde genişlediği düşünülemez.
Edirne-Segedin Antlaşması’na göre Sırp Krallığının yeniden kurulması Osmanlıların Balkanlarda
toprak kaybettiğine, ayrıca Eflak’ın Osmanlılara
vergi verme koşuluyla Macaristan’ın himayesine
bırakılması Macarların Eflak ve Sırbistan üzerindeki etkisinin arttığına bir kanıttır. Soruda verilen
bilgilerden Sırp ve Eflak topraklarının Osmanlı
Devleti ile Macarlar arasında paylaşıldığı sonucuna ulaşılamaz. Kaldı ki bu egemenlik mücadelesi
Edirne-Segedin Antlaşması ile Macarların lehine
dönmüştür.
Yanıt: B
Yanıt: C
5. Halife Niğbolu Savaşı’nı kazandığı için Yıldırım
defterdarlık makamı devletin mali işleriyle, kazaskerlik makamı divana gelen hukuki davalarla ilgilenir, beylerbeylik makamı ise en büyük idari birim
olan eyaletlerin yönetimiyle ilgilenirdi.
Bayezit’e Sultanıiklimirum (Anadolu’nun Sultanı) unvanını vererek, onu Müslüman ve Türk
dünyasında onurlandırmıştır. Ancak bundan Yıldırım Bayezit döneminde Osmanlı Devleti’nin
halifelik makamını himaye etmeye başladığı gibi
bir sonuca ulaşılamaz. Bu dönemde halife Mısır
ve Suriye’ye egemen olan Memluk Devleti’nin
himayesinde bulunuyordu. Osmanlı Devleti o
dönemde kendisinden daha güçlü olan Memluk
Devleti’ne karşı halifeliği himaye etme iddiasında
bulunamazdı. Bu hesaplaşma çok daha sonraları
gerçekleşecekti.
Yanıt: D
www.deltakitap.com
2. Osmanlı Devleti’nde I. Murat Dönemi’nde kurulan
Yanıt: A
3. Osmanlı tarihinde 1402’den 1413 yılına kadar sü-
6. Yıldırım Bayezit’in Ankara Savaşı’nda Timur’a
ren ve Yıldırım Bayezit’in oğulları arasındaki taht
kavgalarıyla geçen döneme Fetret Devri denir.
Bu devre kadar Bizans’ın Trakya ve Balkanlardaki bütün toprakları Osmanlı Devleti tarafından
ele geçirilmişti. Bizans İstanbul’daki tarihi yarımadaya hapsolmuştu. Bu nedenle, Bizans’ın Fetret
Devri sırasında Osmanlı Devleti’nin Balkanlarda
büyük toprak kayıpları yaşamasına neden olacak
siyasi ve askeri bir etkisi olamazdı. Kaldı ki İstanbul kuşatmaları Bizans’ı tamamen ortadan kaldırmaya yönelik girişimlerdi.
esir düşüp bir süre sonra da ölmesi, Osmanlı
Devleti’nde Yıldırım Bayezit’in oğulları arasında
1402’den 1413 yılına kadar taht kavgaları ile geçen Fetret Devri’nin yaşanmasına neden olmuştur.
Yanıt: B
Yanıt: E
10. Sınıf Tarih Özet
7. Osmanlı Devleti’nde I. Murat döneminden itiba-
10.Osmanlı Devleti’nde gelirleri padişahın kızlarına,
ren uygulanmaya başlanan veraset anlayışındaki
bu değişiklikle, taht kavgalarının sık sık yaşanmasının önüne geçilmek istenmiştir. Böylece devletin birlik ve bütünlüğünün korunmasına, siyasi
ömrünün uzun olmasına çalışılmıştır. Bu yeni anlayışın bir gereği olarak I. Murat döneminden itibaren kardeş katli uygulaması başlatılmış, tahtta
tek kişinin hak sahibi olması sağlanarak merkezi
yönetim güçlendirilmiştir.
annelerine ve eşlerine ayrılan topraklara paşmaklık denirdi. Malikâne ise üstün hizmetlerine karşılık bazı devlet görevlilerine verilen topraklardır.
Yanıt: E
Yanıt: C
11.Osmanlı Devleti’nde acemi ocağı asker ihtiyacı-
nin) devlet olması nedeniyle, ülkede büyük toprak
sahibi soylu bir sınıfın oluşması engellenmiştir.
Bu duruma bağlı olarak, Avrupa’daki feodalite
(derebeylik) denen sistem Osmanlı’da görülmemiş, dolayısıyla da Osmanlı Devleti içinde köleçiftçi sınıfı meydana gelmemiştir.
nı, ilk zamanlarda savaş esirlerinin beşte birinden
temin etmeyi öngören Pençik Kanunu ile karşılarken, Ankara Savaşı’ndan sonra fetihlerin yavaşlaması sonucu esir edilenlerin sayısı azaldığı için
II. Murat zamanında Devşirme Kanunu çıkarılmış
ve bu asker ihtiyacı ülkedeki halktan sağlanmaya
başlanmıştır. Tımar sistemi ile ise eyalet askerlerinin en kalabalık bölümünü oluşturan tımarlı sipahi denilen atlı askerlerin yetişmesi sağlanmıştır.
Yanıt: A
www.deltakitap.com
8. Osmanlı Devleti’nde toprak sahibinin (mülkiyeti-
Yanıt: D
9. Osmanlı Devleti’nde muhtesip ve emin adı veri-
12.Osmanlı Devleti’nde hayvancılıkla uğraşanlardan
len görevliler çarşı ve pazarlarda satılan malların
kalitesini ve fiyatını kontrol ederlerdi. Derbentçiler
ise ana yollar üzerindeki geçitlerin denetimini yapar ve güvenliğini sağlarlardı.
adetiağnam adlı bir vergi alınırdı. Çarşı ve pazar
esnafından alınan vergiye ise bac denirdi.
Yanıt: C
Delta Kültür Yayınevi
Yanıt: B
13.İstanbul’u fethinden sonra Fatih, Bizans ile ak-
16.Kuzey ülkesi olan Rusya’nın bir dünya gücü ola-
rabalık bağı olan Mora ve Trabzon’u fethederek
Bizans’ın yeniden canlandırılması umutlarını
sona erdirmiştir. Fatih’in fethettiği yerlerden biri
olan Kırım’da ise siyasi yaşama Türk asıllı Kırım
hanları, ticari yaşama ise Cenevizliler hâkimdi.
bilmesi için uluslararası ticaret yollarının geçtiği
bölgelere inmesi gerekiyordu. Rusya açısından
uluslararası ticaret yollarına ulaşmak için kullanılacak en kısa yol Osmanlı ülkesinden geçiyordu.
XV. yüzyılda başlayan Osmanlı-Rus ilişkilerinde
II. Bayezit’in Rus tüccarlarına Karadeniz limanlarında ticaret yapmalarına izin vermesi, ileride
güçlenecek olan Rusya’nın uluslararası ticaret
yollarının geçtiği sıcak denizlere inme politikasını
hızlandırmasında etkili olmuştur.
Yanıt: E
Yanıt: B
17.1461’de Sinop ve Kastamonu civarında varlığına
imtiyazlara kapitülasyon denir. 1479’da Osmanlı
Devleti ile Venedik arasında yapılan antlaşmada, Osmanlı egemenliğindeki yerlerde Venedikli
tüccarlara serbestçe ticaret yapma hakkı verilmesi Venedik’e verilen ticari kapitülasyonlara,
İstanbul’da daimi olarak bulunan Venedik elçisinin (balyoz) burada bulunan Venediklilerin hukuki ilişkilerini yürütmesi Venedik’e tanınan hukuki
kapitülasyonlara bir örnektir. Ele geçirilen toprakların iki ülke arasında geri verilmesi ise kapitülasyon niteliğinde bir uygulama değildir.
devam eden İsfendiyaroğulları Beyliği’ne son veren Osmanlı padişahı II. Murat değil, Fatih Sultan
Mehmet’tir.
www.deltakitap.com
14.Osmanlı Devleti’nde yabancı tüccarlara verilen
Yanıt: A
Yanıt: C
15.II. Bayezit döneminde şehzade Cem Sultan’ın
18.Fatih Sultan Mehmet Kırım’ı Osmanlılara bağ-
giriştiği taht kavgasında yenilerek önce Memluklere ve Rodos Şövalyelerine, sonra Papa’ya ve
Fransa’ya sığınması, Cem Sultan Olayı’nı bir iç
sorunken giderek bir dış sorun haline getirmiştir.
Yine II. Bayezit döneminde İspanya’da katliama
uğrayan Yahudilerin Osmanlı Devleti’ne sığınması, Yavuz döneminde halifeliğin Mısır’dan
İstanbul’a getirilmesi Osmanlı Devleti’nde herhangi bir dış sorun yaratmamıştır.
lamakla uluslararası öneme sahip olan İpek
Yolu’nun, Karadeniz’in kuzeyine giden kolunu
denetimine almış, Yavuz Sultan Selim Mısır’ı
fethederek Doğu Akdeniz’den geçen Baharat
Yolu’nu denetim altına almıştır. Kanuni Sultan
Süleyman ise Hint Okyanusu’nda hâkimiyet kuran Portekiz’in baharat ticaretini ele geçirmesini
önlemek istemiştir. Bu bilgilerden hareketle, sözü
edilen üç Osmanlı padişahının gerçekleştirmek
istedikleri ortak amacın, uluslararası ticaret yollarını egemenlikleri altına almak olduğu anlaşılmaktadır.
Yanıt: A
Yanıt: E
10. Sınıf Tarih Özet
19.Kanuni
22.Egemenlik hakkı, bir devletin ülkesinde her tür-
Sultan
Süleyman
döneminde,
Macaristan’ın Belgrad’ı geri almak istemesi ve
Roma-Germen imparatoruna esir düşen Fransa
kralının yardım istemesi üzerine Macaristan’la
1526’da Mohaç Meydan Savaşı yapılmıştır. Osmanlı Devleti ile Avusturya’nın 1533’te imzaladıkları İstanbul Antlaşması ve bu antlaşmanın ihlal
edilmesi olayı ise Mohaç Meydan Savaşı’ndan
sonraki bir gelişmedir.
lü güç ve iktidarı kullanma hakkıdır. İki devletin
birbirine tanıdığı ayrıcalıklar karşılıklılık esasına
dayanmazsa egemenlik hakkının ihlali anlamına
gelir. Bu bağlamda Kanuni döneminde Fransa’ya
tanınan kapitülasyonlardan “Osmanlı Devleti’nde
yaşan Fransızlar arasındaki hukuki anlaşmazlıklara İstanbul’a gelecek olan Fransız bir hâkimin
bakması” hükmü, kendi ülkesindeki hukuki işlemlere bir başka ülkenin müdahalesi söz konusu
olduğundan, Osmanlı Devleti’nin egemenlik haklarına ters düşmüştür.
Yanıt: C
Yanıt: A
23.Yavuz Sultan Selim’in İran’a sefer düzenlemesinin
Don-Volga Kanal Projesi ile ulaşmak istediği
amaçlardan biri olan İpek Yolu’nu eski canlılığına
kavuşturmak düşüncesi askeri ve siyasi nitelikte
bir amaç değil, ticari nitelikte bir amaçtır.
nedenlerinden biri de, İran’daki Safevi Devleti’nin
Orta Asya’dan gelen Türklerin Osmanlı sınırlarına
girmesini engellemekti. Yavuz düzenlediği bu seferle, Safevilerin engellediği Türkmen göçlerinin
sürekliliğini sağlayarak Balkanlardaki iskân politikasını başarıyla uygulamak istemiştir.
Yanıt: D
www.deltakitap.com
20.II. Selim döneminde Sokullu Mehmet Paşa’nın
Yanıt: B
21.Kanuni Sultan Süleyman döneminde düzenlenen
24.Osmanlı Devleti’nde taşra teşkilatının idari birim-
Hint Deniz Seferleri’nin başarısız olmasında Anadolu ve Mısır’da baş gösteren iç isyanların etkisinden söz edilemez. Soruda yer alan diğer yanıt
seçeneklerinin hepsi Hint Deniz Seferleri’nin başarısız olmasının nedenlerini içermektedir.
leri büyükten küçüğe doğru; eyaletlerin yöneticisi
beylerbeyi, sancakların (il) yöneticisi sancakbeyi,
kazaların (ilçe) yöneticisi kadı, köylerin yöneticisi
ise köy kethüdasıdır.
Yanıt: E
Delta Kültür Yayınevi
Yanıt: D
25.Osmanlı Devleti’nde salyaneli eyaletlerde iltizam
28.Bizans’ı yıkmayı başaranların Osmanlı Türkleri,
sistemi, salyanesiz eyaletlerde dirlik (tımar) sistemi, özel yönetimli eyaletlerde ise yıllık vergi ödeme sistemi uygulanmıştır.
İspanya’da medrese kuranların Müslüman Araplar olduğu göz önüne alındığında, soruda verilen
birinci ve üçüncü öncüllerde verilen gelişmelerin
Avrupa’da Rönesans’ın başlamasında Türk ve İslam dünyasının etkili olduğunu söyleyebiliriz. İkinci öncüldeki Avrupa’da mesen denilen bir sınıfın
oluşması gelişmesi ise, Avrupa’da Rönesans’ın
başlamasında etkili olan Avrupa’ya özgü bir iç dinamiktir.
Yanıt: B
Yanıt: D
26.Osmanlı Devleti’nde ordunun su ihtiyacını karşı-
29.Avrupa’daki Reform Hareketleri genel olarak
layan askeri sınıf Ulufeciler değil, Sakalardır. Ulufeciler, savaş sırasında ve konaklama yerlerinde
saltanat sancaklarını korurlardı.
Katolikler ile Protestanlar arasında çatışma halinde geçmiştir. Bu bağlamda Almanya’daki
Katolik imparatora karşı Protestanların giriştiği
mücadelede, Katolik Fransa’nın kendi çıkarları doğrultusunda Protestanlara destek vermesi,
Reform Hareketlerinin önderi Luther’in, Katolik
Alman imparatoruna karşı mücadelesinde Protestan Alman prenslerince desteklenmesi Reform
Hareketlerinin giderek siyasi boyut kazandığını
gösterir. Ancak, Kanuni’nin Roma-Germen imparatoruna karşı Fransa kralını desteklemesi, Katolik-Protestan çatışması şeklinde gelişen Reform
Hareketleri kapsamında değerlendirilemez. Kanuni bu girişimiyle, Avrupalı devletlerin Osmanlı
Devleti’ne karşı Katolik temelli kurdukları Hıristiyan birliğini bölmeyi amaçlamıştır.
www.deltakitap.com
Yanıt: C
Yanıt: C
27.Soruda verilen bilgilerden, Coğrafi Keşifler sonu-
30.Osmanlı Devleti’nde özel olarak hazırlanmış
cunda Atlas Okyanusu kıyısındaki liman kentlerinin önem kazandığı, Akdeniz liman kentlerinin
eski işlerliğini yitirdiği ve bunun Akdeniz ticaretinin eski önemini kaybetmesine yol açtığı sonucuna ulaşırız. Bunun yanında Akdeniz’e kıyısı olan
ve Akdeniz ticaretinden büyük pay alan Venedik,
Ceneviz ve Osmanlı Devleti’nin ekonomik yönden zarara uğradığı sonucuna da ulaşırız. Diğer
taraftan, Coğrafi Keşifler sonucunda Avrupalıların
ipek ve baharat ticaretinin yapıldığı eski yollardan
yararlanmaya başladıkları sonucunu çıkaramayız. Çünkü Coğrafi Keşifler’le Avrupalılar ipek ve
baharat ticaretinin kaynağı olan bölgelere eski
yollardan değil, yaptıkları dayanıklı gemilerle, okyanuslar üzerinden belirledikleri yeni yolları kullanarak ulaşmışlardır.
toprağın sırlanarak çeşitli nakışlarla süslenip pişirilmesiyle orta çıkan sanata çinicilik denir. Kakmacılık ise, ahşap, taş ve metal üzerine belirli bir
desen şekillendirilerek açılan oyuklara gümüş,
sedef, altın gibi madenlerin gömülmesiyle yapılan
bir sanattır.
Yanıt: E
Yanıt: D
10. Sınıf Tarih Özet
2. DÖNEM SONU DENEME SINAVI (SAYFA 76)
1. Osmanlı Devleti’nde sancak beyleri ile tımar sa-
4. Osmanlı Devletinde XVII. yüzyıla kadar en büyük
hipleri eyaletlerdeki yönetici konumundaki kişiler
olduğundan, bunların savaşa katılarak görev yerlerinden uzun süre ayrı kalmaları, XVII. yüzyılda Anadolu’da Celali İsyanlarının çıkmasına ve
eyaletlerde yönetimin bozulmasına yol açmıştır.
Taşrada vergi toplayanların da aynı yöneticiler
olduğu dikkate alındığında savaş sürecinin vergi
toplamadaki haksızlıkların artmasına ortam sağlayacağı açıktır.
gelir kaynaklarından biri ticaretten alınan gümrük
vergisi idi, ancak siyasi amaçlarla kapitülasyon
tanınan ülkelere bu gümrük vergisinden muafiyet
uygulanmıştır. XVII. yüzyılda kapitülasyon verilen devletlerin çoğalması ile bu yüzyıla kadar en
fazla ticari faaliyetlerin gerçekleştiği İpek ve Baharat Yollarının önemini kaybetmesi, XVII. yüzyılda gümrük gelirlerinde önemli bir düşüşe neden
olmuştur.
Yanıt: E
Yanıt: A
bölümü olan has ve zeametlerin vergi gelirlerinin
has ve zeamet sahiplerinin geçimleri ile savaşa
hazır atlı asker yetiştirmek için ayrıldığı göz önüne
alındığında, has ve zeametlerinin doğrudan hazineye gitmediği anlaşılmaktadır. Ancak Sadrazam
Tarhuncu Ahmet Paşa, Osmanlı Devleti’nin bütçe
açığını kapatmak amacıyla, has ve zeamet gelirlerinin doğrudan hazineye gitmesini sağlamıştır. Bunun yanında Tarhuncu, saray masraflarını
kısarak bütçe açığının kapanmasına daha fazla
katkıda bulunmak istemiştir.
5. Rusya’nın
www.deltakitap.com
2. Osmanlı Devleti’nde dirlik topraklarının en büyük
İstanbul
Antlaşması’na
(1700)
İstanbul’da bir elçi bulundurma ve Osmanlı ülkesinde kendileri için kutsal sayılan yerleri serbestçe ziyaret edebilme hükümlerini koydurmasında,
Rusya’nın Osmanlı Devleti’nde siyasi ve dini etkinliğini artırarak Osmanlının iç işlerine karışmak,
özellikle Ortodoks halkı Osmanlı’ya karşı kışkırtmak amacı güttüğü savunulabilir.
Yanıt: C
Yanıt: A
3. Osmanlı Devleti’nde çoğu saray görevlisinin ve
6. XVII. yüzyılda yapılan Osmanlı-İran savaşlarında
yeniçerinin Hristiyan kökenli devşirmelerden
oluştuğu ve bu devşirmelerin en yoğun olduğu
yerin başkent İstanbul olduğu dikkate alındığında, II. Osman’ın saraydaki görevliler ile yeniçerileri Türklerden oluşturmak ve devletin başkentini
de Anadolu’ya taşımak istemesindeki amacın
devletteki bozulmaların sorumlusunun devşirmeler olduğunu düşünmesinden kaynaklanmaktadır.
tarafların birbirine üstünlük sağlayamamasından
ve yine bu savaşların sonucunda bugünkü Türkİran sınırını büyük ölçüde belirleyen 1639 Kasrışirin Antlaşması’yla sona ermesinden, her iki
devletin birbirlerine doğru genişlemesinin durduğu ve yine iki ülke sınırında fazla bir değişiklik olmadığı sonucuna ulaşabiliriz. İki ülke sınırlarında
önemli değişikliklere uğramamasından Osmanlı
Devleti’nin toprak bütünlüğünü koruyamadığı yargısına ulaşılamaz.
Yanıt: B
Yanıt: E
Delta Kültür Yayınevi
10.1739
7. İstanbul
Belgrad
Antlaşması’yla
Rusya’nın
Karadeniz’in Kırım’a uzantısı olan Azak
Denizi’nden çekilmeyi kabul ederek bu denizlerde savaş gemisi bulundurmamayı kabul etmesi,
Karadeniz’in Osmanlı Devleti’ne ait olduğunun
Rusya tarafından kabul edildiğinin göstergesidir.
Ancak, antlaşmanın Avrupa’ya dair hükümler taşımamasından, Rusya’nın Osmanlı Devleti’nin
Avrupa’daki üstünlüğünü tanıdığı sonucu çıkarılamaz. Ayrıca, antlaşmanın bu hükümlerinden
Rusya’nın Osmanlı Devleti üzerindeki siyasi ve
ekonomik emellerinden tamamen vazgeçtiği şeklinde bir yargıya da ulaşılamaz. Çünkü Rusya,
kendisini güçlü hissettiği her dönemde bu emellerini uygulamaya geçirmek istemiştir.
Antlaşması’yla
Osmanlı
Devleti
Avusturya’ya siyasi üstünlük sağlamış, 1606 Zitvatorok Antlaşması’yla da taraflar arasında siyasi
eşitlik sağlanmıştır. 1699 Karlofça Antlaşması’nda
antlaşmanın garantörlüğünün Avusturya’ya bırakılması ile siyasi üstünlük Avusturya’ya geçmiştir.
Bu bilgiler ışığında, Osmanlıların Avusturya karşısındaki üstünlüğünü koruyamadığı ve Osmanlıların Batı’daki hâkimiyetinin zayıfladığı sonucuna
ulaşılır. Ancak, sorudaki bilgilerde antlaşmalarla ilgili olarak Osmanlı Devleti’nin toprak kaybettiğine dair bir veri bulunmadığı için, Osmanlı
Devleti’nin toprak bütünlüğünü kaybetmeye başladığı yorumu yapılamaz.
Yanıt: D
Yanıt: A
11.Kırım’ın Karadeniz’de kıyısı olduğu göz önüne
vergi alan devletin diğer devlete siyasi üstünlük
sağladığı anlamına gelir. Bir devletin bir başka
devlete savaş tazminatı vermesi ise, tazminat
veren devletin savaşta yenilgiyi kabul ettiği ve yenildiği devletin savaş zararlarını karşıladığı anlamına gelir. Bu bilgilere göre, Osmanlı Devleti’nin
1606 yılında imzaladığı Zitvatorok Antlaşması
ile Avusturya’dan aldığı yıllık vergi yerine bir kereye mahsus savaş tazminatı alması, Osmanlı
Devleti’nin Avusturya’ya karşı siyasi üstünlüğünü
koruyamadığının kanıtıdır.
alındığında, Rusya ile Osmanlı Devleti arasında
peş peşe imzalanan soruda adı geçen antlaşmalarda Rusya’nın hedefinin, Karadeniz’deki etkinliğini artırmak ve böylece sıcak denizlere ulaşmak
için Boğazlar yoluyla Akdeniz’e inmek olduğu anlaşılmaktadır.
www.deltakitap.com
8. Bir devletin başka bir devlete yıllık vergi vermesi,
Yanıt: B
Yanıt: C
9. Çar I. Petro’nun tahta çıkmasıyla Rusya, ulusla-
12.Osmanlı Devleti’nin Balkan topraklarında yaşa-
rarası ticaret ve sömürge yollarının geçtiği sıcak
denizlere ulaşarak bir dünya gücü olmayı temel
hedef olarak benimsemiştir. Bu hedef doğrultusunda Kırım’a yerleşerek Karadeniz’i denetimi
altına almak ve Boğazlar üzerinden Akdeniz’e
inmek için Osmanlı Devleti ile mücadele etmiştir.
yan Hristiyan halkın Rus halkıyla aynı Ortodoks
mezhebinden olması göz önüne alındığında 1774
yılında imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması ile
Rusya’nın Osmanlı idaresinde bulunan Ortodoks
halkı himaye etme hakkını kazanması ve Osmanlı ülkesinde özellikle de Balkanlarda konsolosluk
açabilmesi, Osmanlı Devleti’nin hâkim olduğu
Balkan topraklarında Rus tehdidinin arttığını gösterir. Kırım Balkanlarda değil Karadeniz’in kuzeyinde ve halkı da Müslüman olduğu için, burada
böyle bir tehdit söz konusu olmamıştır.
Yanıt: B
Yanıt: E
10. Sınıf Tarih Özet
13.1787-1792 Osmanlı-Rus ve Osmanlı-Avusturya
16.Meternik sisteminin her türlü milliyetçi, özgürlük-
savaşları devam ederken Prusya’nın Osmanlılarla anlaşarak Avusturya sınırına askeri yığınak
yapması, Osmanlıların dış politikadaki ittifak arayışlarının başarılı olduğunu gösterir. Bunun yanı
sıra Fransız İhtilali’nin ülkesini etkilemesi üzerine
Avusturya’nın Osmanlı Devleti ile anlaşarak savaştan çekilmesi, Fransız İhtilali’nin milliyetçilik
düşüncesinin Avusturya’nın ülke bütünlüğünü
tehdit ettiğine ve Avrupa’daki siyaset dengelerini değiştirdiğine, Avusturya’nın Rusya ile ittifakını bozduğuna kanıt olarak gösterilebilir. Ancak,
Osmanlı-Avusturya Savaşı’nın sona ermesi,
Osmanlı’nın Rusya ile savaşının bittiği anlamına
gelmez, kadı ki bu savaş bir yıl daha sürecek ve
Kırım’ın Rus toprağı olmasıyla sonuçlanacaktır.
çü ve demokratik gelişmeye karşı ortak bir politika
olarak 1815’te Viyana Kongresi’nde oluşturulduğu göz önüne alındığında, bu politikayı oluşturan
Avrupalı devletlerin, milliyetçi bir hareket olarak
ortaya çıkan Yunan isyanına destek vermeleri ve
Osmanlı Devleti’ni bağımsız bir Yunan devletini
tanımaya yönelik baskıları Meternik sistemiyle
çelişmektedir.
Yanıt: E
Yanıt: D
17.Milli egemenlik; bir milletin kendi kaderine hâkim
mi’nden başlayarak zaman zaman girişilen yenileşme hareketlerine ıslahat adı verilir. XVIII.
yüzyıl ortalarında Osmanlı Devleti’nin Fransa’ya
tanıdığı kapitülasyonları sürekli hale getirmesi
(1740), Osmanlı Devleti’nin XVIII. yüzyılda gerçekleştirdiği Batılılaşma ıslahatlarından biri değil,
Batı’ya verdiği en önemli tavizlerden biridir. Üstelik bu tavizlerin sonu gelmeyecek ve Osmanlı
Devleti’nin ekonomik yapısı ile siyasi sistemi büyük bir çöküntü içine girecektir.
olarak, kendi geleceğini tayin etme gücünü elinde bulundurması demektir. Yani bir milletin kendi
kendini idare etmesi, kendine hükümet edecek
heyeti seçmesi anlamına gelmektedir. Bu bilgiden hareketle, Fransız “İnsan ve Vatandaşlık
Hakları Bildirgesi”nde yer alan “milletçe verilmeyen hiçbir yetki yasal değildir.” ilkesi Fransa’da
saltanata dayalı krallık sisteminin yıkılarak millet
egemenliğine dayalı bir yönetim anlayışının benimsendiğini göstermektedir.
www.deltakitap.com
14.Osmanlı İmparatorluğu’nda, Gerileme Döne-
Yanıt: B
Yanıt: A
15.XVIII. yüzyıla kadar Osmanlı Devleti ile iyi ilişkiler
sürdüren Fransa, bu yüzyılın sonunda Akdeniz
ve Mısır’da hâkimiyet kurarak en büyük rakibi
İngilizlerin sömürgelerine giden yolu kesmek ve
Doğu Akdeniz’de çıkar bölgesi oluşturmak amacıyla 1798’de bir Osmanlı eyaleti olan Mısır’ı işgal etmiş ve Osmanlı ile geleneksel dostluğunu
bozmuştur. Ancak Fransa’nın Mısır’ı işgal ederek
Osmanlı Devleti’ndeki milliyetçilik hareketlerini yaygınlaştırmak amacı olduğunu söylemek,
Fransa’nın sömürgecilik faaliyetlerine karşı Mısır’daki bağımsızlık hareketlerini geliştirmeyi
amaçladığı anlamına gelir ki, bu da Fransa’nın
Mısır’ı sömürgesi altına alma hedefiyle çelişir.
Yanıt: C
Delta Kültür Yayınevi
18.1841
yılında toplanan Londra Boğazlar
Konferansı’nda Osmanlı Devleti ile birlikte Avrupalı büyük devletlerce kararlar alınması, Boğazların uluslararası bir statü (pozisyon) kazandığını gösterir. Boğazların uluslararası bir
pozisyon kazanması ise Osmanlının Boğazlarla
ilgili kararlarda tam hâkimiyet sağlayamadığını,
aksine Boğazlar üzerindeki egemenlik hakkını
tek başına kullanamadığını gösterir. Konferansta
Boğazlardan hiçbir savaş gemisinin geçmemesi
kararının alınması ise Rusya’nın Boğazlar üzerinden Akdeniz’e inerek sıcak denizlere ulaşmasını
engellemek içindir.
Yanıt: D
19.Osmanlı İmparatorluğu’nda 1844’te Müslüman
22.Osmanlı Devleti ile Rusya arasında yapılan Ayas-
nüfus ile gayrimüslim nüfus arasında Müslümanlar lehine az bir fark varken, 1914’te 18 Milyon
olan toplam nüfusun % 80’inin Müslümanlardan
oluşması, ülke topraklarında etnik çeşitliliğin, yani
farklı milliyetlerden olan kişi sayısının arttığını değil, aksine azaldığını gösterir. Zira, 1914 yılında
Hristiyan milletlerin (Bulgar, Sırp vb.) nüfusu yok
denecek kadar azalmış, Türk, Arap gibi Müslüman milletlerin sayısı artmıştır.
tefanos Antlaşması’nda büyük bir Bulgaristan
Krallığı’nın kurulması kararıyla Rusya, Bulgaristan üzerinden Ege Denizi’ne ulaşma imkânı elde
ederek Akdeniz’de büyük bir güç elde etmiştir.
Ancak bu durumu kendi çıkarları için büyük bir
tehlike gören başta İngiltere olmak üzere Avrupalı devletler, antlaşma şartlarının yeniden gözden
geçirilmesi için Berlin’de bir konferans düzenlemişlerdir. Görüşmeler sonucunda Berlin Antlaşması imzalanarak Bulgaristan’ın üçe ayrılmasını
ve asıl Bulgaristan’ın Osmanlı Devleti’ne bağlı bir
prenslik olmasını sağlamışlardır. Böylece, Bulgar
Krallığı parçalanarak Rusya’nın Ege Denizi’nde
ve Akdeniz’de güçlenmesi engellenmiştir.
Yanıt: A
Yanıt: B
23.Balta Limanı Antlaşması’yla, Osmanlı Devleti’nin
zalanan Berlin Antlaşması ile Kars, Ardahan ve
Batum’u topraklarına katan Rusya, Kafkaslar ve
Doğu Anadolu üzerinden Akdeniz’e inebileceği
yeni bir planı uygulamaya koymuştur. İngiltere
ise buna karşılık Osmanlı Devleti ile anlaşma
yaparak Kıbrıs’ı idare etme hakkını elde etmiş
ve böylece Rusların sıcak denizlere inmesini,
Akdeniz ve Mısır’da egemenliğini güçlendirerek
sömürgelerini giden yolların güvenliğini sağlamayı çalışmıştır. Öte yandan Kıbrıs’ı bir çeşit şantaj antlaşmasıyla Osmanlı Devleti’nden koparan
İngiltere’nin Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünü korumayı amaçladığı savunulamaz.
ihracattan (dış satım) alınan vergileri yüzde on
ikiye çıkarırken ithalattan (dış alım) alınan vergileri yüzde beş olarak belirlemesinden, bu antlaşmanın uygulanmasıyla Osmanlı Devleti’nin dış ticaret açığının arttığı sonucuna ulaşıyoruz. Bunun
yanında antlaşmanın diğer bir hükmü gereği, yerli
tüccarların iç gümrük vergilerini ödemeye devam
ederken İngiliz tüccarların bu yükümlülükten
muaf olmasından, bir taraftan yabancı tüccarların yerli tüccarlar karşısında kârlı duruma geçtiği,
öbür taraftan da Osmanlı ülkesinin İngiltere’nin
açık pazarı haline geldiği sonucuna ulaşırız.
www.deltakitap.com
20.1878 Ayastefanos Antlaşması ve sorasında im-
Yanıt: E
Yanıt: C
21.1856 yılında imzalanan Paris Antlaşması’nda
24.Osmanlı Devleti’nde 1856 yılında ilan edilen Isla-
Karadeniz’in savaş gemilerine kapatılması ve
Boğazlar konusunda 1841 Londra Antlaşması’ndaki Boğazlardan hiçbir savaş gemisinin
geçmemesi esasının geçerli olması kararlarının
alınmasıyla, Rusya’nın Karadeniz ve Boğazlar
üzerinden Akdeniz’e inmesi, yani sıcak denizlere
ulaşması engellenmek istenmiştir. Öte yandan,
Paris Antlaşması’nda Osmanlı Devleti’nin Avrupa
Devleti sayılması kararının Rusya’nın Akdeniz’e
inmesinin engellenmek istenmesiyle bir ilgisi yoktur.
hat Fermanı ile gayrimüslimlerin banka ve çeşitli
şirketler açabilmeleri ve bunun yanında yabancı uyruğundan olan kimselerin de mal ve mülk
sahibi olabilmeleri, Osmanlı ülkesinde yabancı
sermayenin gücünü artırmasını ve gayrimüslim
iş birlikçileri vasıtasıyla Avrupalı devletlerini Osmanlı Devleti’ni başta ekonomi olmak üzere her
alanda kendilerine bağımlı hâle getirmelerini kolaylaştırmıştır.
Yanıt: B
Yanıt: D
10. Sınıf Tarih Özet
25.Hukukun üstünlüğü, temel olarak hukukun bir
28.1869’da bir Osmanlı toprağı olan Mısır’da Süveyş
topluluktaki veya ülkedeki geçerliliğinin yaygınlığını ve yetkisinin yüksekliğini ifade eder. Özellikle
de devlet ve hükümet yetkisini elinde tutanlara
karşı hukukun üstün tutulması ilkesidir. Bu açıklamadan hareketle, Osmanlı Devleti’nde başta
padişah olmak üzere devletin bütün ileri gelenlerinin Tanzimat Fermanı’nın hükümlerine sadık kalacaklarına dair yemin etmeleri; yönetimin hukuki
bir düzene kavuşturulduğunu, kanunun üstünlüğü
prensibinin kabul edildiğini, padişahın mutlak otoritesinin sınırlandırıldığını ve böylece demokrasi
alanında zayıf da olsa bir adım atıldığını gösterir.
Ancak, hukukun üstünlüğü prensibinin benimsenmesinden dolayı Osmanlı Devleti’nde saltanat
sisteminin değiştiği şeklinde bir sonuca ulaşamayız. Zira Osmanlı Devleti sona erinceye kadar
yönetimde saltanat sistemi uygulanmış, Osmanlı
soyundan olan erkeklerin padişah olması geleneği devam ettirilmiştir.
Kanalı’nın açılmasıyla Akdeniz ile Kızıldeniz birleşmiş ve Batı’nın Uzak Doğu’ya gemilerle ulaşabileceği yeni bir ticaret yolu işlemeye başlamıştır. Böylece Coğrafi Keşifler süreciyle canlılığını
yitiren Akdeniz ticareti tekrar canlanmış, tabii ki
Mısır’ın stratejik önemi arttığı gibi Osmanlı topraklarındaki sömürgeci rekabet de artmıştır.
Yanıt: E
29.Balkan Savaşları sonucunda Bulgaristan ve Yu-
26.Londra, Paris ve İstanbul Konferansları öncesinde Osmanlı Devleti’nde Tanzimat ve Islahat
Fermanları ile Kanunuesasi’nin ilan edilmesindeki en önemli amaçlardan biri, söz konusu konferanslarda Osmanlı lehine kararlar alınmasını
sağlamaktır. Böylece büyük Avrupalı devletlerin
Osmanlı’nın iç işlerine karışmasının önlenmesi,
azınlık ayaklanmalarının engellenerek devletin toprak bütünlüğünün korunması amaçlanmıştır. Öte yandan yayımlanan fermanlar ve
Kanunuesasi’yle yönetimdeki mutlakiyetçi yapının zayıflatıldığı göz önünde alındığında, Osmanlı padişahının otoritesinin artmadığı, tersine
azaldığı sonucu çıkarılabilir.
www.deltakitap.com
Yanıt: C
nanistan ile yapılan antlaşmalarla Batı Trakya’nın
bu devletlerin toprağı olduğu Osmanlı Devleti
tarafından kabul edildiğinden, antlaşmalara Batı
Trakya Türkleri ile ilgili hükümler koydurulmasında Osmanlı Devleti’nin Balkanlarda siyasi varlığını devam ettirme amacıyla ilişkisi yoktur. Batı
Trakya’da yaşayan Türklerin artık Osmanlı vatandaşı değil, yaşadıkları ülkelerin azınlık toplulukları olduklarını göz önüne alarak, söz konusu
antlaşmalardaki Batı Trakya Türkleri ile ilgili hükümlerin, onların bulundukları ülkelerdeki haklarını güvenceye alma amacı taşıdıkları sonucuna
ulaşıyoruz. Bunun yanında, Osmanlı Devleti’nin
aynı antlaşmalara Batı Trakya Türklerinin kendi
dinleriyle inançlarını ve kendi dilleriyle eğitimlerini
serbestçe yapabilmeleri hükmünü koydurmasındaki amaç, Batı Trakya Türkleri ile kültürel bağlarını korumaktır.
Yanıt: D
Yanıt: B
30.I. Dünya Savaşı’nın başlangıcında İtalya’nın,
27.İtalya’nın Trablusgarp’ı işgali sırasında Osmanlı
Devleti’nin Kuzey Afrika’daki son toprağına yardım gönderememesinde, İngiltere’nin Osmanlı
ordusunun Mısır’dan geçişini engellemesi ve
Osmanlı donanmasının bölgeye gönderilecek
güçten yoksun olması etkili olmuştur. Osmanlı
anayasası olan Kanunuesasi’de 1909 değişiklikleriyle padişahın yetkilerinin sınırlandırılmasının
Trablusgarp’a askeri yardım gönderilememesiyle
bir ilgisi yoktur.
Yanıt: D
Delta Kültür Yayınevi
Almanya’nın başını çektiği İttifak Devletleri grubunda olduğu ve Osmanlı Devleti’nin I. Dünya
Savaşı sürecinde İtalya ile herhangi bir cephede
çarpışmadığı göz önüne alındığında, Almanya’nın
Osmanlı Devleti’nin kendi yanında savaşa girmesini sağlayarak ulaşmak istediği amaçlarından birinin, İtalya’nın Akdeniz ve Afrika’da güçlenmesini
önlemek olduğu söylenemez.
Yanıt: C
Download