1. DÖNEM 1. YAZILI SINAVI (SAYFA 24) 1. 3. Osmanlı Devleti’ne katılan ilk beylik Karesioğulları olmuş ve Anadolu Türk siyasi birliğinin sağlanması yolunda ilk adım atılmıştır. 2. Osmanlılar, Karesioğullarının denizcilik alanlarındaki deneyimlerinden ve donanmalarından yararlanarak, Rumeli’ye geçtiler. 1. Karesioğullarının donanması ele geçirilmiş ve ilk Osmanlı donanması kurulmuştur. 2. a) Koyunhisar (Bafeon) Savaşı (1302) b) Sazlıdere Savaşı (1363) c) Sırpsındığı Savaşı (1364) 3. İlk Kuşatma İkinci Kuşatma Haçlı ordusunun Bizans’a yardım etmek amacıyla Niğbolu Kalesi’ni kuşatması üzerine Yıldırım Bayezit İstanbul kuşatmasını kaldırmıştır. 4. Amaç: Son Kuşatma Osmanlı ordusundaki topların İs- Timur’un büyük bir orduyla Doğu tanbul surlarını yıkmada yetersiz- Anadolu’ya dayanması üzerine liği, Anadolu ve Rumeli toprakla- bu kuşatma kaldırılmıştır. rında karışıklıklar çıkması üzerine ikinci kuşatma kaldırılmıştır. Rumeli’de fethedilen yerlere Türk-İslam kimliği kazandırmak Gerekçeler: 1. Fethedilen bölgelerin elde tutulmasını ve savunulmasını kolaylaştırmak 2. Yeni fetihlere zemin hazırlanarak devletin genişlemesini sağlamak 3. Gayrimüslim halkın sosyal, kültürel ve ekonomik refahını yükselterek Osmanlılara bağlılıklarını artırmak 5. Fetret Devri’nin yaşanması: Yıldırım Bayezit’in oğulları arasında 11 yıl taht mücadelelerinin yaşanması Anadolu Türk birliğinin bozulması: Timur’un Yıldırım Bayezit tarafından Osmanlı Devleti’ne bağlanan Anadolu beyliklerini eski beylerine geri vermesi 6. Askeri Fayda Ekonomik Fayda Tımar sistemi sayesinde devlet, hazineden para harcamadan, her an savaşa hazır, büyük bir askeri atlı birlik yetiştiriyordu. Toprağın boş kalması engellenerek üretimin artırılması ve devamlılığı sağlanıyordu. Aynı toprak üzerinden köylü, tımar sahibi ve yetiştirdiği askerlerin ihtiyaçları karşılanıyordu. 7. Siyasi Sonuç Ekonomik Sonuç Ateşli silahların surlar üzerindeki etkisi anlaşıldı, böylece Avrupa’da derebeylikler yıkılış sürecine girdi. Ticaret yollarının Osmanlı Devleti’nin denetimine girmesiyle yeni yollar bulmak amacıyla Avrupa’da Coğrafi Keşifler başladı. 8. Seyfiye: Divandaki temsilcileri, veziriazam, kubbealtı vezirleri ve kaptanıderyadır. Kalemiye: Divandaki temsilcileri nişancı ve defterdarlardır. İlmiye: Divandaki temsilcileri kazaskerler ve şeyhülislamdır. 9. İdari Birim Eyalet Sancak Kaza Köy Yöneticisi Beylerbeyi Sancakbeyi Kadı Köy Kethüdası 10. a) Silahtar ve sipahiler b) Sağ ulufeciler ve sol ulufeciler c) Sağ garipler ve sol garipler 10. Sınıf Tarih Özet 1. DÖNEM 2. YAZILI SINAVI (SAYFA 34) 1. İran Seferi: a) Çaldıran Savaşı (1514) b) Turnadağ Savaşı (1515) Mısır Seferi: a) Mercidabık Savaşı (1516) b) Ridaniye Savaşı (1517) 2. Ekonomik Yönden Sosyal Yönden Soylular imtiyazlarını kaybederken ticaretle uğraşan burjuva sınıfı zenginleşti. Bilim ve sanata değer veren “Mesen” sınıfı oluştu. Coğrafi Keşifler ile Akdeniz limanları önemini kaybetti, Atlas Okyanusu kıyısındaki limanların önemi arttı. Yeni ticaret yollarının bulunması ile İpek ve Baharat yollarının önemi azaldı. Önce İspanyollar ve Portekizliler, daha sonra Hollandalılar ve İngilizler büyük bir sömürge imparatorluğu kurmaya başladılar. Avrupa’da zenginlik ölçüsü olan toprak, yerini altın ve gümüşe bıraktı. 3. a) Enderun Mektebi b) Şehzadegân Mektebi c) Darülhendese Medreseleri 4. Haçlı Seferlerinin Coğrafi Keşiflerin Kiliseye duyulan güvenin azalması ve Avrupa’da sanatçıları koruyan burjuva Mesen sınıfının ortaya çıkması Kâğıt, matbaa ve antik Yunan eserlerinin Haçlı Seferleri ile Doğu’dan Batı’ya taşınması 5. Dini sonuçlar: Halifelik Osmanlılara geçmiş, böylece Osmanlı Devleti, İslam dünyasının lideri haline gelmiştir. Hicaz Osmanlı himayesine girmiş, kutsal emanetler Topkapı Sarayı’na nakledilmiştir. Ekonomik sonuçlar: Kıbrıs için Venediklilerin Memluklere ödediği vergi Osmanlı Devleti’ne ödenmeye başlanmıştır. Baharat Yolu Osmanlı denetimine alınmıştır. Zengin Mısır hazinesi Osmanlı hazinesine aktarılmıştır. 6. Menzil Teşkilatı Osmanlı topraklarından geçen yol ağının her biriminde taşımacılığın en hızlı şekilde yapılmasını sağlıyordu. Derbentçiler Mekkari Taifesi Anayollar üzerindeki geçitlerin denetimini yapıyor ve güvenliğini sağlıyordu. Ticaret yolları üzerinde taşımacılığı meslek edinmişlerdi. 7. a) Mohaç Meydan Savaşı (1526) b) İstanbul Antlaşması (1533) c) Amasya Antlaşması (1555) d) Preveze Deniz Savaşı (1538) 8. Siyasi Hedefler Ekonomik Hedefler Avrupa’da Hristiyan birliğini bozmak Akdeniz ticareti ve limanlarını canlandırmak. Osmanlı mallarını Fransa aracılığıyla Avrupa’ya pazarlamak. 9. a) Ali Kuşçu b) Sabuncuoğlu Şerafettin c) Piri Reis d) Takiyüddün Mehmet 10. Almanya Ogsburg Antlaşması (1555) Delta Kültür Yayınevi Fransa Nant Fermanı (1598) İngiltere Anglikan Kilisesi İskoçya Presbiteryenlik 2. DÖNEM 1. YAZILI SINAVI (SAYFA 56) 1. Ayaklanma Temel Neden İstanbul Ayaklanmaları Merkezi otoritenin bozulması, yeniçerilerin maaşlarının düşük ayarlı akçe ile verilmesi ya da zamanında verilmemesi, kapıkulu askerlerinin cülus bahşişi almak için sık sık ayaklanması Celali Ayaklanmaları Ekonominin bozulması, tımar sisteminin bozulması Eyalet Ayaklanmaları Merkezi otoritenin zayıflaması, yerel yöneticilerin olumsuz tutumları 2. Ticaret Yolları Pahalılık-Enflasyon İpek ve Baharat Yollarının önemi kaybetmesi üzerine Akdeniz ve Karadeniz limanlarından elde edilen gelirler azalmıştır. Keşifler sonucu Avrupa’ya bol miktarda altın ve gümüş girmesi ve bunların Osmanlı pazarlarında kullanılmaya başlanmasıyla Osmanlı parası değerini kaybetmiş, piyasada pahalılık ve enflasyon başlamıştır. 3. a) İltizam b) Mukataa c) Mültezim 4. a) II.Osman (Genç Osman) b) IV. Murat c) Tarhuncu Ahmet Paşa d) Köprülü Mehmet Paşa 5. 1. Osmanlı Devleti ilk defa Batı’da büyük ölçüde toprak kaybetmiştir. 2. Osmanlı Devleti’nin Duraklama Dönemi sona ermiş, Gerileme Dönemi başlamıştır. 3. Avrupa, Osmanlı Devleti’ne karşı savunmadan saldırıya geçmiş,Türklerin geri çekilişi başlamıştır. 6. a) Pasarofça Antlaşması (1718) b) Kasrışirin Antlaşması (1639) c) Belgrad Antlaşması (1739) d) El Ariş Antlaşması (1801) 7. Madde Amaç Kırım’ın Statüsü Rusya Karadeniz kıyısındaki Kırım’ı ülkesine katarak Boğazlar üzerinden sıcak denizlere inmeyi amaçlamıştır. Konsolosluk / elçilik açma Rusya Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışmayı, özellikle Balkanlardaki ve diğer bölgelerde yaşayan Ortodoks ve Slavları Osmanlı'ya karşı kışkırtmayı amaçlamıştır. 8. Olumlu Etkiler Olumsuz Etkiler İhtilalin yaygınlaştırdığı insan hakları, eşitlik, özgürlük, hukukun üstünlüğü gibi düşüncelerin Osmanlı Devleti’nde Tanzimat Fermanı, Islahat Fermanı ve Kanunuesasi’nin ilan edilerek demokrasi hareketlerinin başlamasında önemli katkısı olmuştur. Milliyetçilik akımının imparatorlukta yaşayan Müslüman olmayan topluluklar arasında hızla yayılması, XIX. yüzyılda ülkede azınlık isyanlarının çıkmasına ve devletin dağılmasına yol açmıştır. 9. a) Küçük Kaynarca Antlaşması (1774) b) Aynalıkavak Tenkihnamesi (1779) c) Yaş Antlaşması (1792) 10. Askeri Okullar Askeri Ocaklar Hendesehane, Deniz Mühendishanesi (Mühendishaneibahrihümayun), Mühendishaneiberrihümayun Sürat Topçuları Ocağı, İstihkam Okulu Ordu Nizamıcedit Ordusu 10. Sınıf Tarih Özet 2. DÖNEM 2. YAZILI SINAVI (SAYFA 74) 1. 1. Sekbanıcedit Ocağı kurulmuştur. 2. Eşkinci Ocağı kurulmuştur. 3. Yeniçeri Ocağı kaldırılmıştır (Vakayıhayriye). 4. Asakirimansureimuhammediye Ordusu kurulmuştur. 2. Yunanlar Sırplar Edirne Antlaşması (1829) Bulgarlar Berlin Antlaşması (1878) II.Meşrutiyet İç Karışıklığı (1908) 3. a) Hünkar İskelesi Antlaşması (1833) b) Balta Limanı Ticaret Antlaşması (1838) c) Londra Boğazlar Sözleşmesi (1841) 4. a) Tanzimat Fermanı ile bütün Osmanlı halkına, Islahat Fermanı ile ise sadece Osmanlı’da yaşayan gayrimüslim halka haklar tanınmıştır. b) Tanzimat Fermanı padişahın kendi iradesi ile, Islahat Fermanı ise Avrupalı devletlerin baskısı ile ilan edilmiştir. c) Tanzimat Fermanı ile bütün Osmanlı vatandaşlarının askerlik yapmasına, Islahat Fermanı ile ise gayrimüslimlerin nakdi bedel ödeyerek askerlikten muaf olmalarına karar verilmiştir. 5. XIX. yüzyılın ilk yarısı: Osmanlı toprak bütünlüğünün korunması, ancak gayrimüslim azınlığın haklarını bahane ederek Osmanlı’nın iç işlerine karışılması. XIX. yüzyılın ikinci yarısı: Osmanlı Devleti’nin Avrupa topraklarından çıkarılması ve buraların paylaşımı ile İstanbul’u alarak Bizans’ın yeniden canlandırılması. 6. Tanzimat Fermanı Islahat Fermanı Londra Konferansı (1840) Kanunuesasi Paris Konferansı (1856) İstanbul Tersane Konferansı (1876) 7. Savaş Kırım Savaşı (1854) Kararname İdare Muharrem Kararnamesi (1881) Düyunuumumiye (Genel Borçlar) İdaresi 8. a) 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) b) Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması (1878) c) Berlin Antlaşması (1878) 9. İsyan 31 Mart Vakası (1909) Ordu Hareket Ordusu Padişah II. Abdülhamit 10. Tercümanıahval: Osmanlı Devleti’ndeki ilk özel gazete Terakki-i Muhadderat: Osmanlı Devleti’ndeki ilk kadın dergisi Encümenidaniş: Osmanlı Devleti’nde Ahmet Cevdet Paşa öncülüğünde kurulan, yeni ve modern eğitimin nasıl uygulanacağına karar veren yetkili kurum Sanayiinefise: Osmanlı Devleti’nde Osman Hamdi Bey tarafından güzel sanatlar eğitimi vermek üzere kurulan okul Delta Kültür Yayınevi TARAMA TESTİ: BEYLİKTEN DEVLETE (1300-1453) (SAYFA 16) 1. Osmanlı Devleti’nde ilk Osmanlı donanmasını 4. Osmanlı Devleti’nde şehirlere gelen mallar be- Orhan Bey kurmuştur. İlk tam teşekküllü tersaneyi Yıldırım Bayezit Gelibolu’da kurmuştur. İlk ciddi deniz savaşı Mehmet Çelebi zamanında Venediklilere karşı yapılmıştır. desten, çarşı veya kapan hanlarında toplanıp satışa sunulurdu. “Bedesten” değerli, kıymetli kumaşlar, mücevherler ve buna benzer eşyanın satımına mahsus üstü kapalı, mahfuz çarşıların bütününe verilen addır. Kapan, Osmanlı kentlerinde, yiyecek maddelerinin satıldığı, fiyatlandırma ve pazarlama işlemlerinin yapıldığı haldir. Yanıt: B Yanıt: E 5. Bağlı yani tabi devlet, kendisine üstünlük kurmuş yasal birlik yoktur. Bu güçlerden biri diğerini egemenliği altına alırsa siyasal parçalanmışlık yerini siyasal birliğe bırakır. Örneğin Anadolu’da siyasi birliğin kurulması demek Anadolu’nun tamamının aynı devlet tarafından yönetiliyor olması demektir. Osmanlı Devleti’nde Yıldırım Bayezit, Anadolu’da Türk siyasi birliğini büyük ölçüde kurmuş ancak, Ankara Savaşı’ndan sonra Timur, Yıldırım Bayezit tarafından Osmanlı Devleti’ne bağlanan Anadolu beyliklerinin topraklarını tekrar eski beylerine vererek Anadolu Türk siyasi birliğinin bozulmasına neden olmuştur. Yanıt: C www.deltakitap.com 2. Bir ülkede birden fazla siyasi güç odağı varsa si- devlete karşı yükümlülükleri olan devlettir. Tarihi örneklere baktığımız zaman, bu yükümlülükler de genelde vergi ödemek ve asker vermek şeklindedir. Bu bağlamda Yıldırım Bayezit’in 1400’de İstanbul’u kuşatması sonucunda Bizans’ın Osmanlı Devleti’ne yıllık vergi ödemeyi kabul etmesi, Bizans’ın Osmanlı Devleti’ne bağlı (tabi) bir devlet haline geldiğini gösterir. Yanıt: D 6. Osmanlı Devleti’nde kapıkulu ocaklarının en temel ve en kalabalık gurubu olan yeniçeriler, yaya olarak savaşırlar ve savaş sırasında merkezde padişahın yanında bulunurlardı. Savaş sırasında ve konak yerlerinde ordu ağırlıklarını koruyanlar yeniçeriler değil, kapıkulu süvarilerinden sağ ve sol gariplerdir. Yanıt: B 3. Osmanlı Devleti Rumeli’de fethettiği yerlere Türkİslam kimliği kazandırmak amacıyla uyguladığı iskân siyasetinde, Anadolu’da aralarında anlaşmazlık ve husumet bulunan ailelerden bir kısmını Rumeli’ye göç ettirmiş, böylece hem iskân siyasetinin amacına hizmet etmiş hem de ülkede sosyal düzen ve huzuru sağlamaya çalışmıştır. 7. Osmanlı Devleti’nde devlet mülkü olan topraklara miri arazi, Müslümanların özel mülkü olan topraklara öşri arazi, gayrimüslimlerin özel mülkü olan topraklara da haraci arazi denilmiştir. Yanıt: D Yanıt: A 10. Sınıf Tarih Özet TARAMA TESTİ: DÜNYA GÜCÜ: OSMANLI DEVLETİ (1453-1600) (SAYFA 35) 1. Kanuni döneminde yapılan Mohaç Meydan Sa- 4. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Avus- vaşı sonucunda Avusturya değil, Macaristan Osmanlı Devleti’ne bağlanmıştır. Bu savaş sonucunda Orta Avrupa’da Osmanlı üstünlüğü sağlanmıştır. Komşu olunan Avusturya ile savaşlar daha yeni başlayacaktır. turya ile imzalanan 1533 İstanbul Antlaşması ile Avusturya’ya siyasi üstünlük sağlanması, Avusturya’nın her açıdan büyük bir hezimete uğratıldığının göstergesidir. Ancak antlaşmanın yürürlükte kalma süresinin Avusturya’ya bırakılması ise Osmanlı Devleti’nin Avusturya’yı askeri açıdan önemsemediğini, yani olası her savaşta Avusturya’ya karşı üstünlük sağlanacağına olan güvenini ortaya koymaktadır. Yanıt: B Yanıt: C 5. Osmanlı divan üyelerinden kazasker, divana ge- (derebeylik) egemen idi. Merkezi krallıklar ise yok denecek kadar azdı. İstanbul kuşatmasında kullanılan büyük topların güçlü ve dayanıklı surların yıkılmasında etkili olduğunun anlaşılması, feodalitenin yıkılmasında en büyük rolü oynamıştır. Krallar bu büyük topları derebeyliklerin sur ve şatolarını yıkmak için kullanarak ülkelerinde merkeziyetçi sistemi güçlendirmeye başlamışlardır. len davalara bakardı. İlmiye sınıfının (müderris, kadı) tayin ve terfi işleriyle ilgilenirlerdi. Osmanlı Devleti’nde toprakların tahrir defterine kaydedilmesi ve dağıtımının yapılması görevinden sorumlu olan divandaki kişi nişancı idi. Yanıt: E 3. Osmanlı Devleti’nde ticarethane, zanaat ve ticari faaliyetlerde bulunan kişilerden vergi toplayan görevliler gümrük ve bac eminleriydi. Kapan eminleriyse, sebze ve meyve hallerine getirilen malların tartılıp vergilendirmesi ile ürünlerin adaletli bir şekilde dağıtılmasından sorumluydular. Yanıt: D www.deltakitap.com 2. İstanbul’un fethi sırasında Avrupa’da feodalite Yanıt: A 6. Avrupa’daki Reform hareketleri Osmanlı Devleti’nde bulunan gayrimüslimler arasında yaşanmamıştır. Bunun en önemli nedeni Osmanlı Devleti’nin Hristiyan halka geniş haklar vermesidir. Onları din ve eğitim işlerinde serbest bırakmıştır. Ayrıca Osmanlı Devleti, Ortodoks din adamlarının halk üzerinde baskı oluşturmasına izin vermemiş, böylece ruhban sınıfının siyasi güç elde etmesi engellenmiştir. Yanıt: D Delta Kültür Yayınevi TARAMA TESTİ: ARAYIŞ YILLARI (XVII.YÜZYIL) (SAYFA 48) 1. XV. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı 4. Coğrafi Keşifler sonucu Avrupa’ya bol miktarda Devleti’nde hazinenin nakit sıkıntısını gidermek için iltizam denilen bir ihale sistemi uygulanmaya başlanmıştır. Bu uygulama, tımar dışında kalan bir bölgenin kanunla belirlenmiş vergisinin açık artırma yoluyla satışa çıkarılma işidir. Devlet bir bölgenin ihalesini alan mültezim denilen kişiden o bölgenin vergilerini peşin alır ve doğrudan hazineye yatırırdı. Bu bilgiden anlaşılacağı üzere, iltizam sisteminin uygulanması, Osmanlı Devleti’nde hazinenin nakit sıkıntısı çekmesine değil, aksine bu sıkıntının giderilmesine yöneliktir. Ancak XVII. yüzyıldan itibaren bütçesi sürekli açık veren Osmanlı Devleti, tımar arazilerinin yıllık gelirlerini de nakit para ihtiyacını karşılamak için iltizama vermiştir. Bu uygulama da sorunun diğer yanıt seçeneklerinde yer alan sonuçları doğurmuştur. altın ve gümüş girmesi ve bunların Osmanlı pazarlarında kullanılmaya başlanması ile Osmanlı ekonomisi büyük zarar görmüştür. Osmanlı parası (akçe) değerini kaybetmiş, piyasada enflasyon (fiyat artışı) başlamıştır. Bu bilgiler göz önüne alındığında, Osmanlı Devleti’nde gelir kaynaklarının arttığı sonucuna değil, aksine gelir kaybı yaşandığı sonucuna ulaşılır. Yanıt: D 5. Osmanlı Devleti’nin Girit’i kuşatmasında Papalık liderliğindeki İspanya ve Fransa’nın Venedik’e yardıma gelmesi, bu kuşatmanın bir OsmanlıHaçlı mücadelesine dönüştüğünü gösterir. Bunun yanında kuşatmanın 24 yıl gibi çok uzun bir süreye yayılması bilgisine dayanarak, Osmanlı donanmasının eski gücünde olmadığı ve kuşatma için uzun yıllar Osmanlı hazinesinden büyük paralar harcandığı sonucuna ulaşırız. 2. Soruda yer alan Zitvatorok Antlaşması ile ilgili bilgilerden, Osmanlı Devleti’nin askeri başarısızlığa uğradığı, antlaşmayı yenik bir devlet olarak imzaladığı, Batı’da toprak kaybetmeye başladığı ve Avusturya’nın diplomatik üstünlüğünü kabul ettiği şeklinde sonuçlar çıkarılamaz. Zitvatorok Antlaşmasıyla; Avusturya’nın Osmanlı Devleti’ne ödediği yıllık verginin kaldırılması, eskiden Osmanlı veziriazamına denk sayılan Avusturya kralının Osmanlı padişahına denk sayılması, Osmanlı Devleti’nin Avusturya üzerindeki siyasi gücünün azaldığının kanıtlarıdır. Yanıt: E 3. Padişah II. Osman’ın müderris ve kadıların atanma yetkilerini şeyhülislamdan alması, şeyhülislamın divandaki temsilcisi olduğu ilmiye (ulema) sınıfının devlet işlerine karışmalarını önleme ve böylece padişahın ulema üzerindeki otoritesini artırma amacına yöneliktir. Ancak bu uygulamadan yola çıkarak yargı ile din işlerinin birbirinden ayrıldığı sonucuna ulaşılamaz. Osmanlı teokratik yapıda bir devlet olarak yargı işlerini dini kurallara göre yürütmeye devam etmiştir. Yanıt: C www.deltakitap.com Yanıt: A Yanıt: E 6. Osmanlı Devleti’nin XVII. yüzyılda imzaladığı en kötü antlaşma olan Karlofça Antlaşması, birden fazla Avrupalı devletle imzalandığı için, Osmanlıların güçlü bir Haçlı ittifakına karşı yenildiğinin, yine bu antlaşmayla Avrupa devletlerinin Osmanlı devletine karşı savunmadan saldırıya geçtiği ve Türklerin Avrupa’dan geri çekilmeye başladığının kanıtıdır. Karlofça Antlaşması’yla Osmanlı Devleti’nin Batı’da büyük ölçüde toprak kaybetmesinden, Osmanlı Devleti’nin Avrupa’da siyasi varlığının sona erdiği sonucuna ulaşamayız. Kaldı ki bu antlaşmayla büyük toprak kaybetse de Osmanlı Devleti Avrupa’daki siyasi varlığını XX. yüzyıl başlarına kadar koruyacaktır. Yanıt: D 7. Osmanlı Devleti’nin Ferhat Paşa Antlaşması ile İran’dan aldığı toprakları Nasuh Paşa Antlaşması ile geri vermesi ve daha sonra yapılan Serav Antlaşması’yla da mevcut durumun korunması, iki devletin birbirine üstünlük sağlayamadığının göstergesidir. Ancak bu durumdan, Osmanlı Devleti ile İran arasında savaş durumunun sona ererek kalıcı barışın sağlandığı ve bugünkü Türkİran sınırının büyük ölçüde belirlendiği gibi bir sonuç çıkarılamaz. Böyle bir sonuca ulaşılması ancak çok daha sonra gerçekleşecektir. Yanıt: B 10. Sınıf Tarih Özet TARAMA TESTİ: EN UZUN YÜZYIL (1800-1922) (SAYFA 75) 1. Osmanlı Devleti, Fransa’nın Mısır’ı işgal girişi- 4. Tanzimat Dönemi'nde medreselerinin yanında minde bulunması üzerine İngiltere ve Rusya’nın desteğini almış, Rusya ile Kırım Savaşı’nın yaşanması sırasında İngiltere, Fransa ve Piyemonte’nin desteğini almış, Mısır ve Boğazlar sorununun çözümünde de başta İngiltere olmak üzere bazı Avrupalı devletlerin desteğini almıştır. Sözü edilen bütün gelişmelerin çözümünde Osmanlı Devleti’nin “denge politikası” güttüğü anlaşılmaktadır. Batı tarzı okulların açılması Osmanlı Devleti’nde eğitimde birliğin bozulmasına, farklı okullarda eğitim görenler arasında kültürel çatışmaların yaşanmasına yol açmıştır. Bunun yanında, geleneksel şer’i mahkemelerin yanı sıra Batı tarzı mahkemelerin açılması Osmanlı Devleti’nde hukuk birliğinin bozulmasına neden olmuştur. Bu bağlamda, Batı tarzı eğitim kurumları ile Batı tarzı mahkemelerin kurulmasının, Osmanlı Devleti’nde azınlık ayaklanmalarını azaltıcı değil, aksine artırıcı etkisi olmuştur. Yanıt: E Yanıt: D 5. Trablusgarp Savaşı’nda İtalya’nın gelişen sana- kapatılması ile bu devletin Boğazlar üzerinden Akdeniz’e, dolayısıyla sıcak denizlere inmesi engellenmiştir. Osmanlı Devleti’nin bu antlaşmayı Avrupalı müttefikleriyle yenen bir devlet olarak imzalaması gerekirken, savaşın ve antlaşmanın yenik devleti olan Rusya gibi Karadeniz’de tersane ve savaş gemisi bulunduramaması koşuluyla imzalaması, Karadeniz’deki çıkarları korunmayan Osmanlı Devleti’nin antlaşmada yenik bir devlet muamelesi gördüğünü göstermektedir. yisine ham madde ve pazar bulmak istemesi, bu savaşın çıkmasında İtalya’nın sömürgeler edinme amacının etkili olduğunu gösterir. Bunun yanında Trablusgarp’ın (bugünkü Libya) Akdeniz’de uzun bir kıyısının olması, İtalya’nın yine bu savaşta Akdeniz’deki etkinliğini artırmak istediğini gösterir. Ancak İtalya’nın Trablusgarp Savaşı’nda bu ülkedeki milliyetçilik hareketlerini yaygınlaştırmak amacı olduğunu söylemek, İtalya’nın sömürgecilik faaliyetlerine karşı Trablusgarp’ta bağımsızlık hareketlerini geliştirmeyi amaçladığı anlamına gelir ki, bu da İtalya’nın bu ülkeyi sömürgesi altına alma hedefiyle çelişir. Yanıt: D www.deltakitap.com 2. Paris Antlaşması'na göre; Karadeniz’in Rusya’ya Yanıt: E 3. Osmanlı Devleti II. Mahmut döneminde askeri ve 6. Hicaz - Yemen Cephesi'nde Osmanlı Devleti, I. mali açıdan çökmüş durumdaydı. Yapılan savaşlar kaybediliyor, maliye tamamıyla Avrupa devletleri tarafından kontrol edilir hâle geliyordu. II.Mahmut bu durumu aşabilmek için başta askeriye ve maliye olmak üzere birçok alanda ıslahat yapmanın gerekli olduğuna inanarak uygulamaya çalışmıştır. Müslüman bir devlet olan Osmanlı Devleti’nde vergi ve asker tespiti erkek nüfusa göre belirlenmekteydi. Bu açıdan bakıldığında II. Mahmut döneminde Osmanlı Devleti’nde ilk nüfus sayımının sadece erkeklerin sayısının tespiti için yapılması, askeri ve mali sistemde yeni bir düzenlemenin söz konusu olduğunun göstergesidir. Dünya Savaşı’nda Arap Yarımadası’ndaki İngiliz ilerleyişini durdurmak ve kutsal yerleri korumak amacıyla İngiltere ile savaşmıştır. Irak Cephesi ise, Osmanlı kuvvetlerinin İran’a girip Hindistan’daki İngiliz sömürgelerine ulaşmasını engellemek amacıyla İngiltere tarafından açılmıştır. Yanıt: C Delta Kültür Yayınevi Yanıt: B 1. DÖNEM SONU DENEME SINAVI (SAYFA 36) 1. İslamiyette din uğruna yapılan savaşlara gaza 4. Osmanlı Devleti’nin 1444’te Macarlarla imzaladığı denilmiştir. Osmanlı Devleti’nin kuruluşunun ilk döneminde bu gaza politikasını izlediği göz önüne alındığında, bu dönemde devletin egemenlik alanının Hristiyan bölgeleri üzerinde genişleyeceği açıktır. Türk beylikleri ile diğer İslam ülkelerinin Müslüman oldukları göz önüne alındığında, gaza politikası uygulayan Osmanlı Devleti’nin ilk zamanlarda bu bölgelerde genişlediği düşünülemez. Edirne-Segedin Antlaşması’na göre Sırp Krallığının yeniden kurulması Osmanlıların Balkanlarda toprak kaybettiğine, ayrıca Eflak’ın Osmanlılara vergi verme koşuluyla Macaristan’ın himayesine bırakılması Macarların Eflak ve Sırbistan üzerindeki etkisinin arttığına bir kanıttır. Soruda verilen bilgilerden Sırp ve Eflak topraklarının Osmanlı Devleti ile Macarlar arasında paylaşıldığı sonucuna ulaşılamaz. Kaldı ki bu egemenlik mücadelesi Edirne-Segedin Antlaşması ile Macarların lehine dönmüştür. Yanıt: B Yanıt: C 5. Halife Niğbolu Savaşı’nı kazandığı için Yıldırım defterdarlık makamı devletin mali işleriyle, kazaskerlik makamı divana gelen hukuki davalarla ilgilenir, beylerbeylik makamı ise en büyük idari birim olan eyaletlerin yönetimiyle ilgilenirdi. Bayezit’e Sultanıiklimirum (Anadolu’nun Sultanı) unvanını vererek, onu Müslüman ve Türk dünyasında onurlandırmıştır. Ancak bundan Yıldırım Bayezit döneminde Osmanlı Devleti’nin halifelik makamını himaye etmeye başladığı gibi bir sonuca ulaşılamaz. Bu dönemde halife Mısır ve Suriye’ye egemen olan Memluk Devleti’nin himayesinde bulunuyordu. Osmanlı Devleti o dönemde kendisinden daha güçlü olan Memluk Devleti’ne karşı halifeliği himaye etme iddiasında bulunamazdı. Bu hesaplaşma çok daha sonraları gerçekleşecekti. Yanıt: D www.deltakitap.com 2. Osmanlı Devleti’nde I. Murat Dönemi’nde kurulan Yanıt: A 3. Osmanlı tarihinde 1402’den 1413 yılına kadar sü- 6. Yıldırım Bayezit’in Ankara Savaşı’nda Timur’a ren ve Yıldırım Bayezit’in oğulları arasındaki taht kavgalarıyla geçen döneme Fetret Devri denir. Bu devre kadar Bizans’ın Trakya ve Balkanlardaki bütün toprakları Osmanlı Devleti tarafından ele geçirilmişti. Bizans İstanbul’daki tarihi yarımadaya hapsolmuştu. Bu nedenle, Bizans’ın Fetret Devri sırasında Osmanlı Devleti’nin Balkanlarda büyük toprak kayıpları yaşamasına neden olacak siyasi ve askeri bir etkisi olamazdı. Kaldı ki İstanbul kuşatmaları Bizans’ı tamamen ortadan kaldırmaya yönelik girişimlerdi. esir düşüp bir süre sonra da ölmesi, Osmanlı Devleti’nde Yıldırım Bayezit’in oğulları arasında 1402’den 1413 yılına kadar taht kavgaları ile geçen Fetret Devri’nin yaşanmasına neden olmuştur. Yanıt: B Yanıt: E 10. Sınıf Tarih Özet 7. Osmanlı Devleti’nde I. Murat döneminden itiba- 10.Osmanlı Devleti’nde gelirleri padişahın kızlarına, ren uygulanmaya başlanan veraset anlayışındaki bu değişiklikle, taht kavgalarının sık sık yaşanmasının önüne geçilmek istenmiştir. Böylece devletin birlik ve bütünlüğünün korunmasına, siyasi ömrünün uzun olmasına çalışılmıştır. Bu yeni anlayışın bir gereği olarak I. Murat döneminden itibaren kardeş katli uygulaması başlatılmış, tahtta tek kişinin hak sahibi olması sağlanarak merkezi yönetim güçlendirilmiştir. annelerine ve eşlerine ayrılan topraklara paşmaklık denirdi. Malikâne ise üstün hizmetlerine karşılık bazı devlet görevlilerine verilen topraklardır. Yanıt: E Yanıt: C 11.Osmanlı Devleti’nde acemi ocağı asker ihtiyacı- nin) devlet olması nedeniyle, ülkede büyük toprak sahibi soylu bir sınıfın oluşması engellenmiştir. Bu duruma bağlı olarak, Avrupa’daki feodalite (derebeylik) denen sistem Osmanlı’da görülmemiş, dolayısıyla da Osmanlı Devleti içinde köleçiftçi sınıfı meydana gelmemiştir. nı, ilk zamanlarda savaş esirlerinin beşte birinden temin etmeyi öngören Pençik Kanunu ile karşılarken, Ankara Savaşı’ndan sonra fetihlerin yavaşlaması sonucu esir edilenlerin sayısı azaldığı için II. Murat zamanında Devşirme Kanunu çıkarılmış ve bu asker ihtiyacı ülkedeki halktan sağlanmaya başlanmıştır. Tımar sistemi ile ise eyalet askerlerinin en kalabalık bölümünü oluşturan tımarlı sipahi denilen atlı askerlerin yetişmesi sağlanmıştır. Yanıt: A www.deltakitap.com 8. Osmanlı Devleti’nde toprak sahibinin (mülkiyeti- Yanıt: D 9. Osmanlı Devleti’nde muhtesip ve emin adı veri- 12.Osmanlı Devleti’nde hayvancılıkla uğraşanlardan len görevliler çarşı ve pazarlarda satılan malların kalitesini ve fiyatını kontrol ederlerdi. Derbentçiler ise ana yollar üzerindeki geçitlerin denetimini yapar ve güvenliğini sağlarlardı. adetiağnam adlı bir vergi alınırdı. Çarşı ve pazar esnafından alınan vergiye ise bac denirdi. Yanıt: C Delta Kültür Yayınevi Yanıt: B 13.İstanbul’u fethinden sonra Fatih, Bizans ile ak- 16.Kuzey ülkesi olan Rusya’nın bir dünya gücü ola- rabalık bağı olan Mora ve Trabzon’u fethederek Bizans’ın yeniden canlandırılması umutlarını sona erdirmiştir. Fatih’in fethettiği yerlerden biri olan Kırım’da ise siyasi yaşama Türk asıllı Kırım hanları, ticari yaşama ise Cenevizliler hâkimdi. bilmesi için uluslararası ticaret yollarının geçtiği bölgelere inmesi gerekiyordu. Rusya açısından uluslararası ticaret yollarına ulaşmak için kullanılacak en kısa yol Osmanlı ülkesinden geçiyordu. XV. yüzyılda başlayan Osmanlı-Rus ilişkilerinde II. Bayezit’in Rus tüccarlarına Karadeniz limanlarında ticaret yapmalarına izin vermesi, ileride güçlenecek olan Rusya’nın uluslararası ticaret yollarının geçtiği sıcak denizlere inme politikasını hızlandırmasında etkili olmuştur. Yanıt: E Yanıt: B 17.1461’de Sinop ve Kastamonu civarında varlığına imtiyazlara kapitülasyon denir. 1479’da Osmanlı Devleti ile Venedik arasında yapılan antlaşmada, Osmanlı egemenliğindeki yerlerde Venedikli tüccarlara serbestçe ticaret yapma hakkı verilmesi Venedik’e verilen ticari kapitülasyonlara, İstanbul’da daimi olarak bulunan Venedik elçisinin (balyoz) burada bulunan Venediklilerin hukuki ilişkilerini yürütmesi Venedik’e tanınan hukuki kapitülasyonlara bir örnektir. Ele geçirilen toprakların iki ülke arasında geri verilmesi ise kapitülasyon niteliğinde bir uygulama değildir. devam eden İsfendiyaroğulları Beyliği’ne son veren Osmanlı padişahı II. Murat değil, Fatih Sultan Mehmet’tir. www.deltakitap.com 14.Osmanlı Devleti’nde yabancı tüccarlara verilen Yanıt: A Yanıt: C 15.II. Bayezit döneminde şehzade Cem Sultan’ın 18.Fatih Sultan Mehmet Kırım’ı Osmanlılara bağ- giriştiği taht kavgasında yenilerek önce Memluklere ve Rodos Şövalyelerine, sonra Papa’ya ve Fransa’ya sığınması, Cem Sultan Olayı’nı bir iç sorunken giderek bir dış sorun haline getirmiştir. Yine II. Bayezit döneminde İspanya’da katliama uğrayan Yahudilerin Osmanlı Devleti’ne sığınması, Yavuz döneminde halifeliğin Mısır’dan İstanbul’a getirilmesi Osmanlı Devleti’nde herhangi bir dış sorun yaratmamıştır. lamakla uluslararası öneme sahip olan İpek Yolu’nun, Karadeniz’in kuzeyine giden kolunu denetimine almış, Yavuz Sultan Selim Mısır’ı fethederek Doğu Akdeniz’den geçen Baharat Yolu’nu denetim altına almıştır. Kanuni Sultan Süleyman ise Hint Okyanusu’nda hâkimiyet kuran Portekiz’in baharat ticaretini ele geçirmesini önlemek istemiştir. Bu bilgilerden hareketle, sözü edilen üç Osmanlı padişahının gerçekleştirmek istedikleri ortak amacın, uluslararası ticaret yollarını egemenlikleri altına almak olduğu anlaşılmaktadır. Yanıt: A Yanıt: E 10. Sınıf Tarih Özet 19.Kanuni 22.Egemenlik hakkı, bir devletin ülkesinde her tür- Sultan Süleyman döneminde, Macaristan’ın Belgrad’ı geri almak istemesi ve Roma-Germen imparatoruna esir düşen Fransa kralının yardım istemesi üzerine Macaristan’la 1526’da Mohaç Meydan Savaşı yapılmıştır. Osmanlı Devleti ile Avusturya’nın 1533’te imzaladıkları İstanbul Antlaşması ve bu antlaşmanın ihlal edilmesi olayı ise Mohaç Meydan Savaşı’ndan sonraki bir gelişmedir. lü güç ve iktidarı kullanma hakkıdır. İki devletin birbirine tanıdığı ayrıcalıklar karşılıklılık esasına dayanmazsa egemenlik hakkının ihlali anlamına gelir. Bu bağlamda Kanuni döneminde Fransa’ya tanınan kapitülasyonlardan “Osmanlı Devleti’nde yaşan Fransızlar arasındaki hukuki anlaşmazlıklara İstanbul’a gelecek olan Fransız bir hâkimin bakması” hükmü, kendi ülkesindeki hukuki işlemlere bir başka ülkenin müdahalesi söz konusu olduğundan, Osmanlı Devleti’nin egemenlik haklarına ters düşmüştür. Yanıt: C Yanıt: A 23.Yavuz Sultan Selim’in İran’a sefer düzenlemesinin Don-Volga Kanal Projesi ile ulaşmak istediği amaçlardan biri olan İpek Yolu’nu eski canlılığına kavuşturmak düşüncesi askeri ve siyasi nitelikte bir amaç değil, ticari nitelikte bir amaçtır. nedenlerinden biri de, İran’daki Safevi Devleti’nin Orta Asya’dan gelen Türklerin Osmanlı sınırlarına girmesini engellemekti. Yavuz düzenlediği bu seferle, Safevilerin engellediği Türkmen göçlerinin sürekliliğini sağlayarak Balkanlardaki iskân politikasını başarıyla uygulamak istemiştir. Yanıt: D www.deltakitap.com 20.II. Selim döneminde Sokullu Mehmet Paşa’nın Yanıt: B 21.Kanuni Sultan Süleyman döneminde düzenlenen 24.Osmanlı Devleti’nde taşra teşkilatının idari birim- Hint Deniz Seferleri’nin başarısız olmasında Anadolu ve Mısır’da baş gösteren iç isyanların etkisinden söz edilemez. Soruda yer alan diğer yanıt seçeneklerinin hepsi Hint Deniz Seferleri’nin başarısız olmasının nedenlerini içermektedir. leri büyükten küçüğe doğru; eyaletlerin yöneticisi beylerbeyi, sancakların (il) yöneticisi sancakbeyi, kazaların (ilçe) yöneticisi kadı, köylerin yöneticisi ise köy kethüdasıdır. Yanıt: E Delta Kültür Yayınevi Yanıt: D 25.Osmanlı Devleti’nde salyaneli eyaletlerde iltizam 28.Bizans’ı yıkmayı başaranların Osmanlı Türkleri, sistemi, salyanesiz eyaletlerde dirlik (tımar) sistemi, özel yönetimli eyaletlerde ise yıllık vergi ödeme sistemi uygulanmıştır. İspanya’da medrese kuranların Müslüman Araplar olduğu göz önüne alındığında, soruda verilen birinci ve üçüncü öncüllerde verilen gelişmelerin Avrupa’da Rönesans’ın başlamasında Türk ve İslam dünyasının etkili olduğunu söyleyebiliriz. İkinci öncüldeki Avrupa’da mesen denilen bir sınıfın oluşması gelişmesi ise, Avrupa’da Rönesans’ın başlamasında etkili olan Avrupa’ya özgü bir iç dinamiktir. Yanıt: B Yanıt: D 26.Osmanlı Devleti’nde ordunun su ihtiyacını karşı- 29.Avrupa’daki Reform Hareketleri genel olarak layan askeri sınıf Ulufeciler değil, Sakalardır. Ulufeciler, savaş sırasında ve konaklama yerlerinde saltanat sancaklarını korurlardı. Katolikler ile Protestanlar arasında çatışma halinde geçmiştir. Bu bağlamda Almanya’daki Katolik imparatora karşı Protestanların giriştiği mücadelede, Katolik Fransa’nın kendi çıkarları doğrultusunda Protestanlara destek vermesi, Reform Hareketlerinin önderi Luther’in, Katolik Alman imparatoruna karşı mücadelesinde Protestan Alman prenslerince desteklenmesi Reform Hareketlerinin giderek siyasi boyut kazandığını gösterir. Ancak, Kanuni’nin Roma-Germen imparatoruna karşı Fransa kralını desteklemesi, Katolik-Protestan çatışması şeklinde gelişen Reform Hareketleri kapsamında değerlendirilemez. Kanuni bu girişimiyle, Avrupalı devletlerin Osmanlı Devleti’ne karşı Katolik temelli kurdukları Hıristiyan birliğini bölmeyi amaçlamıştır. www.deltakitap.com Yanıt: C Yanıt: C 27.Soruda verilen bilgilerden, Coğrafi Keşifler sonu- 30.Osmanlı Devleti’nde özel olarak hazırlanmış cunda Atlas Okyanusu kıyısındaki liman kentlerinin önem kazandığı, Akdeniz liman kentlerinin eski işlerliğini yitirdiği ve bunun Akdeniz ticaretinin eski önemini kaybetmesine yol açtığı sonucuna ulaşırız. Bunun yanında Akdeniz’e kıyısı olan ve Akdeniz ticaretinden büyük pay alan Venedik, Ceneviz ve Osmanlı Devleti’nin ekonomik yönden zarara uğradığı sonucuna da ulaşırız. Diğer taraftan, Coğrafi Keşifler sonucunda Avrupalıların ipek ve baharat ticaretinin yapıldığı eski yollardan yararlanmaya başladıkları sonucunu çıkaramayız. Çünkü Coğrafi Keşifler’le Avrupalılar ipek ve baharat ticaretinin kaynağı olan bölgelere eski yollardan değil, yaptıkları dayanıklı gemilerle, okyanuslar üzerinden belirledikleri yeni yolları kullanarak ulaşmışlardır. toprağın sırlanarak çeşitli nakışlarla süslenip pişirilmesiyle orta çıkan sanata çinicilik denir. Kakmacılık ise, ahşap, taş ve metal üzerine belirli bir desen şekillendirilerek açılan oyuklara gümüş, sedef, altın gibi madenlerin gömülmesiyle yapılan bir sanattır. Yanıt: E Yanıt: D 10. Sınıf Tarih Özet 2. DÖNEM SONU DENEME SINAVI (SAYFA 76) 1. Osmanlı Devleti’nde sancak beyleri ile tımar sa- 4. Osmanlı Devletinde XVII. yüzyıla kadar en büyük hipleri eyaletlerdeki yönetici konumundaki kişiler olduğundan, bunların savaşa katılarak görev yerlerinden uzun süre ayrı kalmaları, XVII. yüzyılda Anadolu’da Celali İsyanlarının çıkmasına ve eyaletlerde yönetimin bozulmasına yol açmıştır. Taşrada vergi toplayanların da aynı yöneticiler olduğu dikkate alındığında savaş sürecinin vergi toplamadaki haksızlıkların artmasına ortam sağlayacağı açıktır. gelir kaynaklarından biri ticaretten alınan gümrük vergisi idi, ancak siyasi amaçlarla kapitülasyon tanınan ülkelere bu gümrük vergisinden muafiyet uygulanmıştır. XVII. yüzyılda kapitülasyon verilen devletlerin çoğalması ile bu yüzyıla kadar en fazla ticari faaliyetlerin gerçekleştiği İpek ve Baharat Yollarının önemini kaybetmesi, XVII. yüzyılda gümrük gelirlerinde önemli bir düşüşe neden olmuştur. Yanıt: E Yanıt: A bölümü olan has ve zeametlerin vergi gelirlerinin has ve zeamet sahiplerinin geçimleri ile savaşa hazır atlı asker yetiştirmek için ayrıldığı göz önüne alındığında, has ve zeametlerinin doğrudan hazineye gitmediği anlaşılmaktadır. Ancak Sadrazam Tarhuncu Ahmet Paşa, Osmanlı Devleti’nin bütçe açığını kapatmak amacıyla, has ve zeamet gelirlerinin doğrudan hazineye gitmesini sağlamıştır. Bunun yanında Tarhuncu, saray masraflarını kısarak bütçe açığının kapanmasına daha fazla katkıda bulunmak istemiştir. 5. Rusya’nın www.deltakitap.com 2. Osmanlı Devleti’nde dirlik topraklarının en büyük İstanbul Antlaşması’na (1700) İstanbul’da bir elçi bulundurma ve Osmanlı ülkesinde kendileri için kutsal sayılan yerleri serbestçe ziyaret edebilme hükümlerini koydurmasında, Rusya’nın Osmanlı Devleti’nde siyasi ve dini etkinliğini artırarak Osmanlının iç işlerine karışmak, özellikle Ortodoks halkı Osmanlı’ya karşı kışkırtmak amacı güttüğü savunulabilir. Yanıt: C Yanıt: A 3. Osmanlı Devleti’nde çoğu saray görevlisinin ve 6. XVII. yüzyılda yapılan Osmanlı-İran savaşlarında yeniçerinin Hristiyan kökenli devşirmelerden oluştuğu ve bu devşirmelerin en yoğun olduğu yerin başkent İstanbul olduğu dikkate alındığında, II. Osman’ın saraydaki görevliler ile yeniçerileri Türklerden oluşturmak ve devletin başkentini de Anadolu’ya taşımak istemesindeki amacın devletteki bozulmaların sorumlusunun devşirmeler olduğunu düşünmesinden kaynaklanmaktadır. tarafların birbirine üstünlük sağlayamamasından ve yine bu savaşların sonucunda bugünkü Türkİran sınırını büyük ölçüde belirleyen 1639 Kasrışirin Antlaşması’yla sona ermesinden, her iki devletin birbirlerine doğru genişlemesinin durduğu ve yine iki ülke sınırında fazla bir değişiklik olmadığı sonucuna ulaşabiliriz. İki ülke sınırlarında önemli değişikliklere uğramamasından Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünü koruyamadığı yargısına ulaşılamaz. Yanıt: B Yanıt: E Delta Kültür Yayınevi 10.1739 7. İstanbul Belgrad Antlaşması’yla Rusya’nın Karadeniz’in Kırım’a uzantısı olan Azak Denizi’nden çekilmeyi kabul ederek bu denizlerde savaş gemisi bulundurmamayı kabul etmesi, Karadeniz’in Osmanlı Devleti’ne ait olduğunun Rusya tarafından kabul edildiğinin göstergesidir. Ancak, antlaşmanın Avrupa’ya dair hükümler taşımamasından, Rusya’nın Osmanlı Devleti’nin Avrupa’daki üstünlüğünü tanıdığı sonucu çıkarılamaz. Ayrıca, antlaşmanın bu hükümlerinden Rusya’nın Osmanlı Devleti üzerindeki siyasi ve ekonomik emellerinden tamamen vazgeçtiği şeklinde bir yargıya da ulaşılamaz. Çünkü Rusya, kendisini güçlü hissettiği her dönemde bu emellerini uygulamaya geçirmek istemiştir. Antlaşması’yla Osmanlı Devleti Avusturya’ya siyasi üstünlük sağlamış, 1606 Zitvatorok Antlaşması’yla da taraflar arasında siyasi eşitlik sağlanmıştır. 1699 Karlofça Antlaşması’nda antlaşmanın garantörlüğünün Avusturya’ya bırakılması ile siyasi üstünlük Avusturya’ya geçmiştir. Bu bilgiler ışığında, Osmanlıların Avusturya karşısındaki üstünlüğünü koruyamadığı ve Osmanlıların Batı’daki hâkimiyetinin zayıfladığı sonucuna ulaşılır. Ancak, sorudaki bilgilerde antlaşmalarla ilgili olarak Osmanlı Devleti’nin toprak kaybettiğine dair bir veri bulunmadığı için, Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünü kaybetmeye başladığı yorumu yapılamaz. Yanıt: D Yanıt: A 11.Kırım’ın Karadeniz’de kıyısı olduğu göz önüne vergi alan devletin diğer devlete siyasi üstünlük sağladığı anlamına gelir. Bir devletin bir başka devlete savaş tazminatı vermesi ise, tazminat veren devletin savaşta yenilgiyi kabul ettiği ve yenildiği devletin savaş zararlarını karşıladığı anlamına gelir. Bu bilgilere göre, Osmanlı Devleti’nin 1606 yılında imzaladığı Zitvatorok Antlaşması ile Avusturya’dan aldığı yıllık vergi yerine bir kereye mahsus savaş tazminatı alması, Osmanlı Devleti’nin Avusturya’ya karşı siyasi üstünlüğünü koruyamadığının kanıtıdır. alındığında, Rusya ile Osmanlı Devleti arasında peş peşe imzalanan soruda adı geçen antlaşmalarda Rusya’nın hedefinin, Karadeniz’deki etkinliğini artırmak ve böylece sıcak denizlere ulaşmak için Boğazlar yoluyla Akdeniz’e inmek olduğu anlaşılmaktadır. www.deltakitap.com 8. Bir devletin başka bir devlete yıllık vergi vermesi, Yanıt: B Yanıt: C 9. Çar I. Petro’nun tahta çıkmasıyla Rusya, ulusla- 12.Osmanlı Devleti’nin Balkan topraklarında yaşa- rarası ticaret ve sömürge yollarının geçtiği sıcak denizlere ulaşarak bir dünya gücü olmayı temel hedef olarak benimsemiştir. Bu hedef doğrultusunda Kırım’a yerleşerek Karadeniz’i denetimi altına almak ve Boğazlar üzerinden Akdeniz’e inmek için Osmanlı Devleti ile mücadele etmiştir. yan Hristiyan halkın Rus halkıyla aynı Ortodoks mezhebinden olması göz önüne alındığında 1774 yılında imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması ile Rusya’nın Osmanlı idaresinde bulunan Ortodoks halkı himaye etme hakkını kazanması ve Osmanlı ülkesinde özellikle de Balkanlarda konsolosluk açabilmesi, Osmanlı Devleti’nin hâkim olduğu Balkan topraklarında Rus tehdidinin arttığını gösterir. Kırım Balkanlarda değil Karadeniz’in kuzeyinde ve halkı da Müslüman olduğu için, burada böyle bir tehdit söz konusu olmamıştır. Yanıt: B Yanıt: E 10. Sınıf Tarih Özet 13.1787-1792 Osmanlı-Rus ve Osmanlı-Avusturya 16.Meternik sisteminin her türlü milliyetçi, özgürlük- savaşları devam ederken Prusya’nın Osmanlılarla anlaşarak Avusturya sınırına askeri yığınak yapması, Osmanlıların dış politikadaki ittifak arayışlarının başarılı olduğunu gösterir. Bunun yanı sıra Fransız İhtilali’nin ülkesini etkilemesi üzerine Avusturya’nın Osmanlı Devleti ile anlaşarak savaştan çekilmesi, Fransız İhtilali’nin milliyetçilik düşüncesinin Avusturya’nın ülke bütünlüğünü tehdit ettiğine ve Avrupa’daki siyaset dengelerini değiştirdiğine, Avusturya’nın Rusya ile ittifakını bozduğuna kanıt olarak gösterilebilir. Ancak, Osmanlı-Avusturya Savaşı’nın sona ermesi, Osmanlı’nın Rusya ile savaşının bittiği anlamına gelmez, kadı ki bu savaş bir yıl daha sürecek ve Kırım’ın Rus toprağı olmasıyla sonuçlanacaktır. çü ve demokratik gelişmeye karşı ortak bir politika olarak 1815’te Viyana Kongresi’nde oluşturulduğu göz önüne alındığında, bu politikayı oluşturan Avrupalı devletlerin, milliyetçi bir hareket olarak ortaya çıkan Yunan isyanına destek vermeleri ve Osmanlı Devleti’ni bağımsız bir Yunan devletini tanımaya yönelik baskıları Meternik sistemiyle çelişmektedir. Yanıt: E Yanıt: D 17.Milli egemenlik; bir milletin kendi kaderine hâkim mi’nden başlayarak zaman zaman girişilen yenileşme hareketlerine ıslahat adı verilir. XVIII. yüzyıl ortalarında Osmanlı Devleti’nin Fransa’ya tanıdığı kapitülasyonları sürekli hale getirmesi (1740), Osmanlı Devleti’nin XVIII. yüzyılda gerçekleştirdiği Batılılaşma ıslahatlarından biri değil, Batı’ya verdiği en önemli tavizlerden biridir. Üstelik bu tavizlerin sonu gelmeyecek ve Osmanlı Devleti’nin ekonomik yapısı ile siyasi sistemi büyük bir çöküntü içine girecektir. olarak, kendi geleceğini tayin etme gücünü elinde bulundurması demektir. Yani bir milletin kendi kendini idare etmesi, kendine hükümet edecek heyeti seçmesi anlamına gelmektedir. Bu bilgiden hareketle, Fransız “İnsan ve Vatandaşlık Hakları Bildirgesi”nde yer alan “milletçe verilmeyen hiçbir yetki yasal değildir.” ilkesi Fransa’da saltanata dayalı krallık sisteminin yıkılarak millet egemenliğine dayalı bir yönetim anlayışının benimsendiğini göstermektedir. www.deltakitap.com 14.Osmanlı İmparatorluğu’nda, Gerileme Döne- Yanıt: B Yanıt: A 15.XVIII. yüzyıla kadar Osmanlı Devleti ile iyi ilişkiler sürdüren Fransa, bu yüzyılın sonunda Akdeniz ve Mısır’da hâkimiyet kurarak en büyük rakibi İngilizlerin sömürgelerine giden yolu kesmek ve Doğu Akdeniz’de çıkar bölgesi oluşturmak amacıyla 1798’de bir Osmanlı eyaleti olan Mısır’ı işgal etmiş ve Osmanlı ile geleneksel dostluğunu bozmuştur. Ancak Fransa’nın Mısır’ı işgal ederek Osmanlı Devleti’ndeki milliyetçilik hareketlerini yaygınlaştırmak amacı olduğunu söylemek, Fransa’nın sömürgecilik faaliyetlerine karşı Mısır’daki bağımsızlık hareketlerini geliştirmeyi amaçladığı anlamına gelir ki, bu da Fransa’nın Mısır’ı sömürgesi altına alma hedefiyle çelişir. Yanıt: C Delta Kültür Yayınevi 18.1841 yılında toplanan Londra Boğazlar Konferansı’nda Osmanlı Devleti ile birlikte Avrupalı büyük devletlerce kararlar alınması, Boğazların uluslararası bir statü (pozisyon) kazandığını gösterir. Boğazların uluslararası bir pozisyon kazanması ise Osmanlının Boğazlarla ilgili kararlarda tam hâkimiyet sağlayamadığını, aksine Boğazlar üzerindeki egemenlik hakkını tek başına kullanamadığını gösterir. Konferansta Boğazlardan hiçbir savaş gemisinin geçmemesi kararının alınması ise Rusya’nın Boğazlar üzerinden Akdeniz’e inerek sıcak denizlere ulaşmasını engellemek içindir. Yanıt: D 19.Osmanlı İmparatorluğu’nda 1844’te Müslüman 22.Osmanlı Devleti ile Rusya arasında yapılan Ayas- nüfus ile gayrimüslim nüfus arasında Müslümanlar lehine az bir fark varken, 1914’te 18 Milyon olan toplam nüfusun % 80’inin Müslümanlardan oluşması, ülke topraklarında etnik çeşitliliğin, yani farklı milliyetlerden olan kişi sayısının arttığını değil, aksine azaldığını gösterir. Zira, 1914 yılında Hristiyan milletlerin (Bulgar, Sırp vb.) nüfusu yok denecek kadar azalmış, Türk, Arap gibi Müslüman milletlerin sayısı artmıştır. tefanos Antlaşması’nda büyük bir Bulgaristan Krallığı’nın kurulması kararıyla Rusya, Bulgaristan üzerinden Ege Denizi’ne ulaşma imkânı elde ederek Akdeniz’de büyük bir güç elde etmiştir. Ancak bu durumu kendi çıkarları için büyük bir tehlike gören başta İngiltere olmak üzere Avrupalı devletler, antlaşma şartlarının yeniden gözden geçirilmesi için Berlin’de bir konferans düzenlemişlerdir. Görüşmeler sonucunda Berlin Antlaşması imzalanarak Bulgaristan’ın üçe ayrılmasını ve asıl Bulgaristan’ın Osmanlı Devleti’ne bağlı bir prenslik olmasını sağlamışlardır. Böylece, Bulgar Krallığı parçalanarak Rusya’nın Ege Denizi’nde ve Akdeniz’de güçlenmesi engellenmiştir. Yanıt: A Yanıt: B 23.Balta Limanı Antlaşması’yla, Osmanlı Devleti’nin zalanan Berlin Antlaşması ile Kars, Ardahan ve Batum’u topraklarına katan Rusya, Kafkaslar ve Doğu Anadolu üzerinden Akdeniz’e inebileceği yeni bir planı uygulamaya koymuştur. İngiltere ise buna karşılık Osmanlı Devleti ile anlaşma yaparak Kıbrıs’ı idare etme hakkını elde etmiş ve böylece Rusların sıcak denizlere inmesini, Akdeniz ve Mısır’da egemenliğini güçlendirerek sömürgelerini giden yolların güvenliğini sağlamayı çalışmıştır. Öte yandan Kıbrıs’ı bir çeşit şantaj antlaşmasıyla Osmanlı Devleti’nden koparan İngiltere’nin Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünü korumayı amaçladığı savunulamaz. ihracattan (dış satım) alınan vergileri yüzde on ikiye çıkarırken ithalattan (dış alım) alınan vergileri yüzde beş olarak belirlemesinden, bu antlaşmanın uygulanmasıyla Osmanlı Devleti’nin dış ticaret açığının arttığı sonucuna ulaşıyoruz. Bunun yanında antlaşmanın diğer bir hükmü gereği, yerli tüccarların iç gümrük vergilerini ödemeye devam ederken İngiliz tüccarların bu yükümlülükten muaf olmasından, bir taraftan yabancı tüccarların yerli tüccarlar karşısında kârlı duruma geçtiği, öbür taraftan da Osmanlı ülkesinin İngiltere’nin açık pazarı haline geldiği sonucuna ulaşırız. www.deltakitap.com 20.1878 Ayastefanos Antlaşması ve sorasında im- Yanıt: E Yanıt: C 21.1856 yılında imzalanan Paris Antlaşması’nda 24.Osmanlı Devleti’nde 1856 yılında ilan edilen Isla- Karadeniz’in savaş gemilerine kapatılması ve Boğazlar konusunda 1841 Londra Antlaşması’ndaki Boğazlardan hiçbir savaş gemisinin geçmemesi esasının geçerli olması kararlarının alınmasıyla, Rusya’nın Karadeniz ve Boğazlar üzerinden Akdeniz’e inmesi, yani sıcak denizlere ulaşması engellenmek istenmiştir. Öte yandan, Paris Antlaşması’nda Osmanlı Devleti’nin Avrupa Devleti sayılması kararının Rusya’nın Akdeniz’e inmesinin engellenmek istenmesiyle bir ilgisi yoktur. hat Fermanı ile gayrimüslimlerin banka ve çeşitli şirketler açabilmeleri ve bunun yanında yabancı uyruğundan olan kimselerin de mal ve mülk sahibi olabilmeleri, Osmanlı ülkesinde yabancı sermayenin gücünü artırmasını ve gayrimüslim iş birlikçileri vasıtasıyla Avrupalı devletlerini Osmanlı Devleti’ni başta ekonomi olmak üzere her alanda kendilerine bağımlı hâle getirmelerini kolaylaştırmıştır. Yanıt: B Yanıt: D 10. Sınıf Tarih Özet 25.Hukukun üstünlüğü, temel olarak hukukun bir 28.1869’da bir Osmanlı toprağı olan Mısır’da Süveyş topluluktaki veya ülkedeki geçerliliğinin yaygınlığını ve yetkisinin yüksekliğini ifade eder. Özellikle de devlet ve hükümet yetkisini elinde tutanlara karşı hukukun üstün tutulması ilkesidir. Bu açıklamadan hareketle, Osmanlı Devleti’nde başta padişah olmak üzere devletin bütün ileri gelenlerinin Tanzimat Fermanı’nın hükümlerine sadık kalacaklarına dair yemin etmeleri; yönetimin hukuki bir düzene kavuşturulduğunu, kanunun üstünlüğü prensibinin kabul edildiğini, padişahın mutlak otoritesinin sınırlandırıldığını ve böylece demokrasi alanında zayıf da olsa bir adım atıldığını gösterir. Ancak, hukukun üstünlüğü prensibinin benimsenmesinden dolayı Osmanlı Devleti’nde saltanat sisteminin değiştiği şeklinde bir sonuca ulaşamayız. Zira Osmanlı Devleti sona erinceye kadar yönetimde saltanat sistemi uygulanmış, Osmanlı soyundan olan erkeklerin padişah olması geleneği devam ettirilmiştir. Kanalı’nın açılmasıyla Akdeniz ile Kızıldeniz birleşmiş ve Batı’nın Uzak Doğu’ya gemilerle ulaşabileceği yeni bir ticaret yolu işlemeye başlamıştır. Böylece Coğrafi Keşifler süreciyle canlılığını yitiren Akdeniz ticareti tekrar canlanmış, tabii ki Mısır’ın stratejik önemi arttığı gibi Osmanlı topraklarındaki sömürgeci rekabet de artmıştır. Yanıt: E 29.Balkan Savaşları sonucunda Bulgaristan ve Yu- 26.Londra, Paris ve İstanbul Konferansları öncesinde Osmanlı Devleti’nde Tanzimat ve Islahat Fermanları ile Kanunuesasi’nin ilan edilmesindeki en önemli amaçlardan biri, söz konusu konferanslarda Osmanlı lehine kararlar alınmasını sağlamaktır. Böylece büyük Avrupalı devletlerin Osmanlı’nın iç işlerine karışmasının önlenmesi, azınlık ayaklanmalarının engellenerek devletin toprak bütünlüğünün korunması amaçlanmıştır. Öte yandan yayımlanan fermanlar ve Kanunuesasi’yle yönetimdeki mutlakiyetçi yapının zayıflatıldığı göz önünde alındığında, Osmanlı padişahının otoritesinin artmadığı, tersine azaldığı sonucu çıkarılabilir. www.deltakitap.com Yanıt: C nanistan ile yapılan antlaşmalarla Batı Trakya’nın bu devletlerin toprağı olduğu Osmanlı Devleti tarafından kabul edildiğinden, antlaşmalara Batı Trakya Türkleri ile ilgili hükümler koydurulmasında Osmanlı Devleti’nin Balkanlarda siyasi varlığını devam ettirme amacıyla ilişkisi yoktur. Batı Trakya’da yaşayan Türklerin artık Osmanlı vatandaşı değil, yaşadıkları ülkelerin azınlık toplulukları olduklarını göz önüne alarak, söz konusu antlaşmalardaki Batı Trakya Türkleri ile ilgili hükümlerin, onların bulundukları ülkelerdeki haklarını güvenceye alma amacı taşıdıkları sonucuna ulaşıyoruz. Bunun yanında, Osmanlı Devleti’nin aynı antlaşmalara Batı Trakya Türklerinin kendi dinleriyle inançlarını ve kendi dilleriyle eğitimlerini serbestçe yapabilmeleri hükmünü koydurmasındaki amaç, Batı Trakya Türkleri ile kültürel bağlarını korumaktır. Yanıt: D Yanıt: B 30.I. Dünya Savaşı’nın başlangıcında İtalya’nın, 27.İtalya’nın Trablusgarp’ı işgali sırasında Osmanlı Devleti’nin Kuzey Afrika’daki son toprağına yardım gönderememesinde, İngiltere’nin Osmanlı ordusunun Mısır’dan geçişini engellemesi ve Osmanlı donanmasının bölgeye gönderilecek güçten yoksun olması etkili olmuştur. Osmanlı anayasası olan Kanunuesasi’de 1909 değişiklikleriyle padişahın yetkilerinin sınırlandırılmasının Trablusgarp’a askeri yardım gönderilememesiyle bir ilgisi yoktur. Yanıt: D Delta Kültür Yayınevi Almanya’nın başını çektiği İttifak Devletleri grubunda olduğu ve Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı sürecinde İtalya ile herhangi bir cephede çarpışmadığı göz önüne alındığında, Almanya’nın Osmanlı Devleti’nin kendi yanında savaşa girmesini sağlayarak ulaşmak istediği amaçlarından birinin, İtalya’nın Akdeniz ve Afrika’da güçlenmesini önlemek olduğu söylenemez. Yanıt: C