RAPOR: TÜRKİYE’NİN LOJİSTİK GÖRÜNÜMÜ Giriş: Malumları olduğu üzere, bir ülkenin kalkınması için üretimin olması ve bu üretimin hedefe ulaşması bir zorunluluktur. Lojistik, ilk olarak coğrafyanın bir ürünüdür, coğrafyadan bağımsız değildir. Bu coğrafya, lojistiğin mümkünatını belirler. Örneğin, Çin ve Hindistan birbirine sınırdır, siyasi olarak komşudur; ancak sınır Himalayalar’dan geçmektedir ve iki sınır ülkesi lojistik anlamda aslında birbirine çok uzaktır. Hint malları sınırdan geçmek yerine başka ülkelerden Çin’e ulaşmaktadır. Yine coğrafya, lojistiğin maliyetlerini belirler. Büyük Mississippi Havzası gemi ulaşımına uygun kilometre olarak dünyanın geri kalanındaki tüm nehirlerdeki gemi ulaşımı mümkün kilometrenin toplamından daha fazladır. Sonuç olarak Amerika, kurulduğu yıllardan bu yana çok düşük maliyetlerle denizden en uzak noktalara bile lojistiği sağlamıştır. Bu durum Amerika’nın ekonomik kalkınmasına olumlu etkide bulunmuştur. Türkiye ise, stratejik bir noktada yer almasına rağmen; Anadolu’daki hiçbir ırmağın gemi ulaşımına uygun olmaması nedeniyle, çok yüksek maliyetlerle lojistik altyapılar kurmak zorunda kalmıştır. Sonuçta ülkenin kaynakları büyük ölçüde tünellere, karayollarına ve köprülere harcanmıştır. Lojistik imkanların en gelişmiş olduğu Marmara Bölgesi bu nedenle ülkenin en gelişmiş alanı olmuştur. Bu rapor, ülkemizin 2013 yılı lojistik görünümünü yansıtmaya amaçlamaktadır. a. Genel Bilgiler: Lojistik sektörünü kabaca yük-yolcu ulaştırması ve depolama olarak ele alırsak 2013 yılı TÜİK rakamlarına göre sektörün milli gelir içindeki oranı %12.3 olarak belirlenmiştir. Bu miktar, rakam olarak 101.7 milyar dolara denktir. Yıllar itibarıyla lojistik sektörünün milli gelire oranı ortalama olarak %12 civarındadır, diğer bir ifade ile lojistik sektörü milli gelir gelişme hızına yakın oranda büyüyen bir sektördür. LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI 15% 10% 9,2% 10,5% 11,0% 10,4% 7,5% 5% 7,0% 3,4% 2,00% 1,0% 0% 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 -5% -7,8% -10% 10,4% 2011 2012 2013 b. Yurtiçi Taşıma Modları: Ülkemizin gemi ulaşımına uygun olmayan coğrafi yapısı iç bölgelerle limanları demiryolu ve karayolu ile bağlanmasını zorunlu hale getirmiştir. 1950 sonrası dönemlerden başlayarak son yıllara kadar demiryolu ulaşımı ihmal edilmiş, daha pahalı bir lojistik yöntem olan karayolu ile lojistik anlayışı benimsenmiştir. Gelişmiş ülkelerde özellikle yük taşımacılığında demiryoluna ağırlık verilmişken ülkemizde karayolu ile taşınan yük ve yolcu oranı gelişme yolundaki ülkelerle ve geri kalmış ülkelerle benzerlik göstermektedir. Yurt İçi Yük Taşıma Oranları - 2013 100 90 80 70 60 50 40 30 20 10 0 88,7 6,9 Denizyolu Karayolu 4,4 0 Demiryolu Havayolu Yüzde Yurt İçi Yolcu Taşıma Oranları - 2013 100 90 80 70 60 50 40 30 20 10 0 Denizyolu Karayolu Demiryolu Havayolu c. Dış Ticarette Taşıma Modları: Yurtiçindeki lojistik ve coğrafi yapı, limanlara yakın kentlerimizin sanayileşmesi ile sonuçlanmıştır. Sonuç olarak, limanlara kolay ulaşan şehirlerimizin dünya pazarlarına açılımı daha erken gerçekleşmiştir. Taşıma modu olarak dış ticarette denizyolu ve karayolu taşımacılığının payı önemlidir. Son yıllarda Irak başta olmak üzere Ortadoğu ve Orta Asya’ya yönelik artan ihracat karayolunun payını yüksek tutmaktadır. Gelişmiş ülkelerde %80’ler civarında olan denizyolu taşımacılığının dış ticaretteki oranı ihracatımızda %54.6, ithalatımızda ise %55.6’dır. 2013 YILI DIŞ TİCARET TUTARLARININ TAŞIMA TÜRLERİNE GÖRE DAĞLIMI (MİLYAR $) İhracat Payı: Denizyolu 54,64 Karayolu Demiryolu Havayolu Diğer 35,37 0,63 8,52 0,84 Dış Ticaret Tutarlarının Taşıma Türlerine Göre Dağılım (Milyar $) - 2013 İhracat Payı 60 50 Yüzde 40 30 20 10 0 Denizyolu Karayolu Demiryolu Havayolu Diğer Son yıllarda, dünya ticaretine lojistik anlamda damgasını vuran iki gelişme mevcuttur. Bunlardan birisi dünya ticaretinin hızla konteynerleşmesi (genellikle teknik ve ölçek ekonomisi nedeniyle); diğeri ise dış ticaret lojistiğinde hava yolu ile taşımanın paylarının artmasıdır. Lojistiğin geldiği noktada “hız” her zamankinden önemli hale gelmiştir. Aynı zamanda havalimanları arasında bağlantı kurulması, demiryolu ve karayoluna göre çok daha kolaydır. Transit geçilen ülkelerde “gümrük bürokrasisi yükü” oluşmamaktadır. Tüm bu nedenler, uluslararası ticarette havayolu taşımacılığının payını artırmaktadır. Ülkemiz ihracatında da havayolu taşımacılığının oranı %8.52’ye ulaşmıştır. İthalat Payı: Denizyolu Karayolu Demiryolu Havayolu Diğer 55,6 15,92 0,7 12,95 14,82 Dış Ticaret Tutarlarının Taşıma Türlerine Göre Dağılım (Milyar $) - 2013 İthalat Payı 60 50 Yüzde 40 30 20 10 0 Denizyolu Karayolu Demiryolu Havayolu Diğer İthalatımız taşıma modlarına göre incelendiğinde; denizyolunun ana taşıma modu olduğu görülmektedir. İhracat modlarından farklı olarak kara yolu daha az, diğer yollar (petrol, doğal gaz boru hatları) daha fazla kullanılmaktadır. İthalatta karayolunun daha az kullanılması, ithal ürünlerinin daha rekabetçi fiyatlarla ülkemize ulaşmasını sağlamaktadır. d. Denizyolu: Limanlarımızda elleçlenen yük miktarı Türkiye’nin gelişen ekonomisi ve dış dünyaya daha fazla bağlanması nedenleriyle ekonomik büyüme hızının birkaç katı hızla artmaktadır. 2012 yılında 387.4 milyon ton mal, limanlarımızda işlem görmüşken 2013 yılında bu rakam %0.6 düşüşle 384.9 milyon tona gerilemiştir. 2023 yılı hedeflerine göre yıllık 850 milyon ton malın limanlarımızda elleçlenmesi beklenmektedir. Bunun için çok büyük liman yatırımlarına ihtiyaç bulunmaktadır. Şu an Çandarlı, Aliağa, Mersin ve Filyos limanlarında yatırımlar devam etmektedir. 2013 yılında limanlarımızda elleçlenen yükün %72’si yani 277,3 milyon tonu ihracat ve ithalatta elleçlenmiştir. Son yıllarda kabotaj ve transit yükte de artışlar görülmüştür. LİMANLARIMIZDA ELLEÇLENEN TOLAM YÜK ( MİLYON TON ) 450 53,66 56,72 64,38 58,01 50,75 11,25 202,78 222,2 224,8 231,63 246,52 255,32 283,78 277,34 5,65 178,74 100 İthalatİhracat Kabotaj 178,06 150 Transit 149,49 200 11,22 250 5,65 300 34,56 350 64,12 400 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 50 0 Dünyadaki ana trendlere paralel olarak limanlarımızdaki yük de giderek konteynerlaşmaktadır. Aşağıdaki grafikte yıllık konteyner elleçleme miktarları görülmektedir. Yukarıdaki Tablonun incelenmesinden görüleceği üzere 2003-2013 döneminde dış ticaretteki elleçlenen yük miktarı %85’lik artışla 149.5 milyon tondan, 277.3 milyon tona çıkmıştır. Oysa aynı dönemde elleçlenen konteyner miktarı %179 artış göstermiştir. 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 İthalat- İhracat 2.284.686 2.899.860 3.119.465 3.650.082 4.375.112 4.813.107 4.249.875 4.660.981 5.461.078 5.821.683 6.365.622 Kabotaj 97.838 37.708 18.322 23.050 61.417 162.908 142.025 208.325 305.256 472.345 544.496 Transit 110.226 176.288 174.421 184.921 145.739 115.606 12.542 874.239 757.171 898.369 989.815 Toplam 2.492.750 3.113.856 3.312.208 3.858.053 4.582.268 5.091.621 4.404.442 5.743.455 6.523.505 7.192.396 7.899.933 Yine aynı dönemde kabotajdaki konteynerlaşma %462 artış göstermiştir. Toplamda 2003 yılında 2.5 milyon olan konteyner elleçlenme miktarı 7.9 milyon adete ulaşmıştır. e. Havayolu: Dünya dış ticaretindeki konteynerlaşma dışındaki bir diğer “mega-trend” de lojistikte havayolunun payının artmasıdır. 2013 yılında ithalatımızın %13’ü, ihracatımızın %8.5’i havayolu ile taşınmıştır. Yine 2003-2013 yılları arasında Türkiye’nin, yolcu ve yük taşımacılığında havayolu alternatifinin altyapısında önemli adımlar attığı görülmektedir. Sonuç olarak 10 yılda, dış hatlarda uçan yolcu sayısı %190 artışla 25.3 milyondan 73.3 milyona; iç hatlarda taşınan yolcu sayısı da daha çarpıcı biçimde %732 artışla 9.1 milyon yolcudan 76.1 milyon yolcuya ulaşmıştır. 160 HAVALİMANLARI YOLCU TRAFİĞİ ( MİLYON YOLCU ) 140 120 100 Dış Hat 80 İç Hat 60 40 20 0 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2003-2013 döneminde gerek iç ticarette gerekse dış ticarette havayolu ile taşınan yük miktarı da tüm dünyaya paralel şekilde hızla artmıştır. Yine bu dönemde internet alışverişinin Türkiye’de yayılması da bu noktada etkili olmuştur. 2003-2013 döneminde, iç hat yük taşıması %290 artışla 190 bin tondan 740 bin tona ulaşmışken; dış hatlarda aynı dönemde %140 artışla 770 bin tondan 1.85 milyon tona ulaşmıştır. Bu noktada, Türkiye’nin hava ulaştırmasındaki stratejik konumunun uluslararası havayolu yük taşımacılığı ve lojistik merkez olma yolunda da kullanılabileceği düşünülmektedir. HAVALİMANLARININ YÜK TRAFİĞİ ( MİLYON TON ) 3 1,62 İç Hat 0,39 0,41 0,42 0,48 2005 2006 2007 2008 2009 0,63 0,32 2004 0,62 0,26 2003 0 0,55 0,19 0,5 2010 2011 2012 0,74 1,22 1,13 0,97 Dış Hat 0,77 1 0,98 0,9 1,5 1,24 1,47 2 1,63 1,85 2,5 2013 f. Ro-Ro: Türkiye’ye AB’nin uyguladığı transit kotalar başta olmak üzere pek çok mali dezavantaj ve eski Sovyet Bloğu ile Ortadoğu’nun sorunlu siyasi yapısı Ro-Ro taşımacılığının gelişmesini sağlamıştır. Ro-Ro taşımacılığının gelişmiş olmasının bir diğer nedeni de ülkemizin karayolu taşımacılığı temelli taşımacılık stratejisidir. Bu nedenle, mümkün olabildiği ölçüde TIR’larla taşınan bir yapı ortaya çıkmıştır. RO-RO GEMİLERİ İLE YURTDIŞI BAĞLANTILI DÜZENLİ HATLARDA TAŞINAN ARAÇ SAYISI 436.478 398.077 348.213 263.910 274.778 360.883 330.100 291.562 317.214 266.420 220.345 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Önümüzdeki dönemde, kültür coğrafyamızın bir parçası olan Orta Asya’ya yönelik bir Hazar Koridoru oluşturarak, ekonomik potansiyeli çok yüksek olan bu bölgeye İran ve Rusya yollarını bypass ederek Ro-Ro hattı ile ulaşılması hedeflenmektedir. g. Demiryolu: Net Ton (Milyon) 30 25 20 15 10 5 0 Net Ton (Milyon) 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Ülkemizde demiryolu taşımacılığı 1950 sonrası ihmal edilmiştir. Türkiye’de fert başına yaklaşık 0.3 ton yük demiryolu ile taşınırken gelişmiş ülkelerde bu rakam bunun yaklaşık 25 katıdır. Sonuçta iç bölgelerle limanların bağlantısı geri kalmıştır. Grafikte görüleceği üzere son yıllarda bu alanda artan bir grafik vardır. h. Yakıt Cinslerine Göre Lojistik: Yurtiçi ve yurtdışı lojistik maliyetleri dolayısıyla malların fiyatlarını artıran ve rekabet gücünü düşüren bir diğer konu da enerji pahalılığıdır. Bu nedenle ülke genelinde son 10 yılda LPG, lojistikteki en önemli yakıt haline gelmiştir. Yine dizel kullanımında bir artış, benzin kullanımında da bir düşüş mevcuttur. Araç Adet (Milyon) Trafiğe Kayıtlı Otomobillerin Yakıt Cinsine Göre Dağılım 5 4 3 Benzin 2 Dizel 1 LPG 0 2004 Arz ederim. 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013