7 OSMANIJ PADİŞAHLARININ İFfİHAR EITİKLERİ UNVANLARDAN BİRİ: IIADİMÜ'L-HARAMEYN Ruhisi YAVUZ Osmanlı Devlet başkanlarının kullandıkları unvanlar arasında "Emir, Padişah, Han, Hünkar, Melik, Bey, Halife-i Müslimin, Sultan" gibi sıfatlar da vardır. Halk arasında daha ziyade "Hünkar" ve "Sultan" gibi isimler kullanılmaktadır. "Hünkar", hükümdarlardan başka hiçbir kimseye verilmeyen tek urivandır. "Sultan" ta'biri, sonraları padişahların erkek eviadları ile kızları, padişah valideleri ve ailelerine kadar teşınil edilmiş ve padişahın erkek çocuklarının isimlerinin eweline, kızlarının da isimlerinin sonuna gelmesi adet olmuştu: "Sultan Selim, Sultan Mehmed, Adile Sultan, Aişe Sultan, Esma Sultan", gibi. Padişah validelerine ''Valide Sultan", zevcelerine de "Hqseki Sultan, Hurrem Sultan, Nurbanu Sultan, ... " deniyordu. İlk Osmanlı padişahları kendi kirahelerinde ve namlarına yazılmış olan eserlerde "Emir, Emir-i Kebir" ve bazen de "Sultan" diye zekredilınişlerdir. Bursa'daki ilk kirabelerden Orhan Bey (h.726-761/m.l326-1360)'e illd bir ciıni' kirabesinde "Emiru'l-keöıru'l-mu'azzarnü'l-mücahid sultanü'l~guzat balıadır-ı zaman Gazi Orhan b. 'Osman" denildiği gibi, 802/1399 senesinde yapılan Bursa Ulu Cami' kirabesinde "Sultanu'l-mu'azzam Bayezid Han b. Murad" ve Ankara'da 816/1413 tfui.hli Ahi Elvan Cami'i kirabesinde de "Sultan-ı a'zam mevla-yı müluki'l-'Arabi vel-'Acem sultan Mehmed Han b. Bayezid Han b. Murad Han" ta'birleri görülmektedir1 . • Sultan II. Selim (982-1003/1574-1594)'in damadı ve İsmihan Sultan'ın ikinci zevci olan Ahmed Feridun Paşa (v.991/1583), nişancılık, reisü'l-küttablık ve sancakbeyliği yapmış bir Osmanlı müverrihiycU. Yazdığı iki cildlik değerli eseri Münşe'at-ı Selatın'de Osmanlı Padişahlarının unvaniarını "Elkab-ı Padişah-ı İslam" başlığı altında kaydetmiştir2. On altı ayrı misalini verdiği bu lakablardan ilki şöyledir: 1 İsmilil Hlıkkı Uzunçarşılı (1888·1977), Os"Sultan-ı muzaffer-i kamkar, hakan-ı mü'eyyed-i zafer-şi'ar, padişah-ı gerdun- manlı Devleti'nin Saray Te§kilatı, s.230.234. 2 c. I, İstanbul1274/1858, s. 2-4. makalat 1999!2 8 HulUsi YAVUZ -şükfıh şehinşah-ı encüm-güruh, tkı farak-ı Husrevi, saye-i Perverdigfui, netice-i mukaddime-i şehriyfui, bulasa-i makiiie-i bahtiyfui, mu'addil-i nehiir-i 'adiilet, mükemmil-i bahar-ı celiilet, bahr-ı ihsan ü mürüvvet, ma'den-i cevher-i semahat, masdar-ı asar-ı celadet, mazhar-ı envar-ı sa'adet, nasıb-ı rayatü'I-İslam, rikımu'l-'adl 'ala safahati'l-eyyam, sultanu'l-berreyn ve'lbahreyn, hiikanü'l-maşrikeyn ve'l-mağribeyn, hiidimü'l- Harameyni'ş­ Şerifeyn, sümmiye rasulü's-sakaleyn sultan Mehmed han, la ziilet 'atebetuhu'l-'aliyye, mahattu'r-rihiili riciili'l-gayb ve süddetühu's-seniyyetü 'uryen 'an şevayibi'n-naksı ve'l-'ayb hazretlerinin"3. Hemen hemen aynı liikab ve unviinlar, Osmanlı Devleti'nin sonuna kadar kullanılmaya devam etmiştir. 1313/1895 senesinde [Yemen] Vılayet Mathaası'nda basılan Yemen Salnamesi'nde zamanın halife-sultanı II. 'Ab.dülhamid Han hakkında, başka kaynaklarda da görülen liikab ve unvarılardan pek farklı değildir: "Eınlru'l-mü'mintn, 'urvetü'l-vüska-yı muvahhidin, Hadimü'l- Harameyni'ş­ fi'l-'iilem, şehinşah-ı mu'azzam, es-sultan ibnü's-sultan essultan el-giizi 'Abdülhamid-i sam ibn-i 'Abdülmedd Han, eyyede' Allahu hıl:lletehu ebbede Allahu devletehu"4. Şerifeyn, zıllu'l-lahi Biz burada sadece Hiidimü'l-Harameyn unvanı üzerinde duracağız. "Hadimü'l-Harameyn", İslam'ın mukaddes şehirlerinden Mekke-i Mükerreme ile Medine-i Münevvere'yi idareleri altında bulunduran İslam devlet reisierinin buralara hürmeten kullandıklan ve "Mekke ve Medine'nin hizmetkarı" ma'nasına gelen bir unvandır. Lügatte hiidim, hizmetçi; Harameyn, iki harem -veya haram-; Hiidimü'lHarameyn de, Haremeyn'in hizmetçisi demektir. Haremeyn'den maksad, Mekke-i Mükerreme ile Medine-i Münevvere'dir. Buna muahhar devirlerde Kudüs-i Şerif de dahil edilmiştir. Dünyanın 3 Aynı eser, s. 2. 4 s.44 (Arabca tercümesi, s.88); Hicaz Vılayeti Salnamesi, Sene-i Hicriyye 1306, s. 80. makaldt 1999/2 en kadim ve mukaddes şehri olan Mekke-i Mükerreme'de Mescidü'l-Haram ve bunun ortasında da, Müslümanların kıblesi ve her namazda kendisine doğru yönelerek namaz kıldıkları, hac ve 'umre ibadetlerinde tav:ll ettikleri Ka'be-i Mu'azzama ile Makam-ı İbrahim, Zemzem Kuyusu, Safa ve Merve tepeleri; şehir civiirında 'Arafat, Müzdelife, Mina, Cebelü'n-Nurve Hira mağarası gibi mübarek mekiinlar ve şe'iiir-i İslam; Peygamber şehri olan ve "nurlu şehir " ma'nasına gelen Medtne-i Münevvere'de de, Mescid-i Nebevi Osmanlı Padişahlannın İftihar Ettikleri Unvaniardan Biri: Hddimü 'l Harenıeyn ve onun d:Thilinde, RasCıl~i Ekrem Muheminedeni'l-Mustafa sallaJlahü 'aleyhi ve sellem Efendimiz'in Hücre-i Sa'adet isimli türbesi ile Ravza-i Mutahhara; şehir dahilinde de Kuba Mescidi, Mescid-i Cum'a, Mescid-i Kıbleteyn, Mesacid-i Seb'a, Cennetü'l-Baki' ve Uhud Şehidlikleri vardır. Kudüs'te de, İslam'ın ilk kıblesi ve Mi'rac mu'cizesinin ayrılmaz parçası olan Mescid-i Aksa ile bazı peygamberlerin ve ailelerinin kabirieri bulunmaktadır. İslam'ın bu mübarek şehirlerinin her birine harem denilmesinin sebebi, bu- ralardaki yüce mekan ve makamlara ihtiram ve hürmetin vacib, hürmetsizliğin de yasak ve haram olmasındandırS. Bu yüzden Allah'ın indinde ve Müslümanların nazarında bu şehirler çok yüce ve çok şeretlidir. Buraların, Kur'an-ı Keôm ve İslam düşmanı müşriklerle gayr-i müslimlerin insaf ve idaresine bırakllmasına Müslümanlar asla razı olmazlar6. . Harameyn'i bağnnda saklayan Hicaz bölgesini idareleri ve himayeleri altında bulunduran İslam devlet reisleri, "Harameyn'in Hakimi" yerine "Hadimü'lHarameyn" unvanını tercih etmişler ve bu sıfatla anılmayı kendileri için bir şeref ve sa'adet vestlesi bilrnişlerdir. Hadimü'l-Harameyn unvanını ilk kullananlar, Eyyübl Devleti'nin kurucusu Salahu'd-dln-i Eyyübl (v.S79/1183) ile Memluklüler Devleti sultanlan oldu7. Onlardan sonra bu unvan, Mısır'a hakim olan Osmanlı hallfe-sultanlarına geçti. O kadar ki, bu unvanın, Mısır fatibi halife Yavuz Sultan Selim (871-926/1466-1520) tarafından kullanılışı, daha çok ma'lOm ve meşhur oldu. " Yavuz, "memleketler zabtetmek maksadıyle değil, sadece Allah'ın nurunu ve RasOl-i Ekrem sallaJlahü 'aleyhi ve sellem'in şeô'atini, ilin ve devlete muhalif olanlann zulmünden kurtarmak ve dünyayı o şerl'at ile nuriandırmak ve kı­ zılbaş tehlikesini benaraf gayesiyle"8 bir darbede Safevi hükümdan Şah İsma'tl'i saf dışı bırakmış; sonra da, kızılbaşiara yardım ettiği için, yıldınm sür'atiyle Mısır Memluk Devleti üzerine yürüyerek onun ordularını, 25 Receb 922/ 24 Ağustos 1516'da Haleb civaandaki Mercidabık ovasında ve 29 Zilhicce 922/22 Ocak 1517'de de Kahire yakınlanndaki Ridaruye mevkı'inde kazandığı zaferlerle imha etmiş ve artık Mem!Ok Devleti kalmamış; Suriye, Filistin, ei-Cezlre9, Mısır ve Hicaz Osmanlı Devleti'ne geçmişti lO. Yavuz Sultan Selim, kendisine Hadimü'l-Haremeyn unvanını kazandıran bu Mısır Seferi hakkında İslam 'ulema ve fukahasından aldığı fetvalar hakkındall, Rasul-i Ekrem sallallahu 'aleybi ve sellem'in kendisini bir rü'ya tebşlriyle Haremeyn'in hizmetine da'vet ettiğine de inanıyordu12. Mercidabık 9 5 Zeynü'd-Din Ahmed Zebidi, Sahih-i Buhan Muhtasan Tecrld-i Saıih Terceme ve Şerhi, (terc.Kfunil Miras), c. X, s. 61. 6 Kc§. Kur'an-ı Kerim, Tevbe süresi, ayet 28. 7 Kc§. Ahmed b.'All el-Kalka§andl (v.821/ 1418), Subhu'l-A'şa fi Sına'ati'l-inşa, s. 47; Hammer, Devlet-i 'Osmaniyye Tarihi, (terc.Mehmed 'Ata), c. N, s. 196; Evliya Çelebi (1020-1076/1611-1685), Sey:l.hamame, c .X, s. 105; Sal:ihaddin Tansel, Osmanlı Kaynaklanna Göre Fatih Sulcin Mehmed'in Siyasi Hayatı, s.337; aynı müellif, Yavuz Sulran Selim, s. 215; Beniard I.ewis, •Khadim al Haramayn• mad. Encydopedia oflslam, s. 899. 8 Yavuz Sultan Selim'in Mernlük sulranı Gavri'ye gönderdiği Muharrem 922/Şubat 1516 t:l.rihli name-i hümayün memi sureti için bk.: Feridun Bey, Münşe'at-ı Selatin, I ,s .42425. 9 Bu isim, Şam, Irak ve Güneydoğu Anadolu arasında kalan geniş bir bölgeye isim olmuştur (Şemseddln Sami, K:imüsu'l-A'J.fun, III, s.l802). 10 Rüstem Paşa (906-968!1500-1561), Rüstem Paşa, Tanh-i AI-i 'Osman, yazma, İ.Ü.Kütüb., T.2438, varak, 174a-174b; Feridun Bey, Münşe'at., II, s.433-34, 485-87; Münecdmbaşı Ahmed Dede (v.ll13!1702), Münecdmbaşı T:l.rihi: Sah:li'fü'l-Ahbar fiVak:l.yi'i'l-A'sar, c. II, (terc.İsm:lil Erünsal), s. 484; Lütfi Paşa (v.971/ 1564), Tev:l.rih-i Al-i 'Osman, s.248-58; Abdurrahman Şeref (1251-1344!1835-1925), Tarth-i Devlet-i 'Osm:l.nlyye, I, s .217-24; aynı müellif, Fezleke-i Devlet-i 'Osm:l.nlyye, s. 5255; Halil Edhem, Düvel-i İsl:lıniyye, s. 17; Evliya Çelebi, Seyahatname, c.X, s.l05-127; Cavid Baysun, •Mercidabık· mad., İslam Ansiklopedisi, VII,s.752-54; İsm:l.il Hakkı Uzunçarşılı (1889-1977), Osmanlı T:l.rihi: İs­ tanbul'un Fethinden Kanuni Sultan Süleyman'ınÖlümüne Kadar, c.II, s.279-92; İsm:l.il H:lıni D:l.nlşmend (1889-1967), İzahlı Osmanlı T:l.rihi Kronolojisi, c.II, s.292; Osman Ttiran (1914-1978), Türk Cihan Hakimlyeti Mefktiresi T:l.rihi:Türk Dünya Nizfunının Milll ve insanı Esaslan, c.II, s.77. ll Fetv:l.lar için bk.: Evliya Çelebi, -+- makalat 1999/2 10 Hu!Usi YAVUZ zaferinden sonra, 29 Receb 922/28 Ağustos 1516'da Haleb'e giren hünlcir, ertesi gün cum'a namazını, son Abbas! Halifesi Üçüncü Mütevekkil 'al-Allah s. 33-4. Kızılbaş ı:ilifesi üzerine yapılan sefer (v.950/1543) ile beraber Haleb Cami'-i Kebir'inde kıldı. Hatib kendisini huthakkında Müftü Nuru'd-Din Hamza (v.927/ 1521) ile İbn Kemaı (873-940/1468-1533)'in bede Hadimü'l-Harameyni'ş-Şerifeyn unvanıyle yad edince, "el-Hamdülillahi risalesi için bk.: Şehabeddin Tekindağ (1918- Rabbi'I-'Nemin ki, beni Hadimü'l-Haremeyni'ş-Şerifeyn etti" diye sevindi ve 1983), •Yeni Kaynak ve Yesikalann Işığı Albin altın değerindeki kaftanını sırtından çıkarıp hatibe ihsan ettil3. Bir başka tında Yavuz Sultan Selim'in İran Seferi•, s. 489, 77-9; Ahmed Asrar, Kanuni Devrinde Os- rivayere göre bu vak'a Kahire'de cereyan etmiştir. 23 Muharrem 923/ 15 manlılar'ın Dini Siyaseti ve İslam Alemi, s. 48Şubat 1517 Cumartesi günü Kahire'de Yusuf 'aleyhi's-selam'ın Hilafet tahtına 9. oturan Yavuz14, müte'akib hafta ilk cum'a namazını Melik Müe'yyed Mahmud 12 Hoca Sa'deddin (943-1008/1536-1599), Tiicü't-Tevfuih, c. II: Selimnfune, İstanbul ez-Zahiri Ciıni'i'nde kılmıştır. Hatib ıninberde padişahın adını Hadimü'l1279/1862, s .608-9; Hammer, Devlet-i Harameyni'ş-Şerifeyn diye zikredince, başından sarığını çıkarıb seecadesini 'Osmfuıiyye Tfu:ihi, (terc.Mehmed 'Ata) (1273de kaldırmış ve Allah'a, verdiği bu büyük ni'mete karşı şükretınek için toprak 1341!1856-1922), c.N, s.l83-4, n.1; O.Turan, Türk Cihan lli.kimiyeti.,II,s.75-6. üzerine secde etmiştir. Hatib minherden iniaceye kadar ağlamış, namazdan 13 Kutbu'd-Din Muhammed b. Ahmed en- sonra hatibe iki yüz dinar ve üç hil'at hediye etmiştir15. Hatta hatib, o ana Nehrevali el-Mekki (917-990/1511-1582), eJ. kadar 'adet olduğu üzere, ewela Malikü'I-Harameyni'ş-Şerifeyn demiş, bunu A'lfun bi-İ'lfunı Beyti'J.Jalıi'l-Harfun: Tfuihu duyan padişah: "Harameyn'in miliki olmak ne haddimedir! Ben Harameyn'in Mekke (Seyyid Ahmed b. Zeyni Dahlan, Hulasaru'l-Kelfun fi Beyani Ümeci'i'l-Beledi'J. hizmetlcirı olmakla iftihar ederim. Beni, Hadimü'l-Harameyni'ş-Şerifeyn ciHarfun, başlıklı eserin kenannda), s.l87-8 han-bahasına nail olmaldığım iftiharı ile teşhir ve ta'rif et" hitabında bu(Türkçesi: Şa'ir 'Abdulbaki Efendi (934-1009/ Iunmuştur16. · ~ Seyalıaınfune, X,105; Halil İnalak, The Ot· to man Empire: The Classical Age, 1300-1600, 1526-1600), Mekke Tfu:ihi Tercümesi, İst. SüJeyıııfuıiye Kütüb., Hekimoğlu Ali Paşa kısmı, nu.720, varak, 105b-106a); Tayyarzade Ahmed 'Ata, Tfu:ih-i 'Ata, I ,s. 75-6; 'Abdurrahman Şeref, Tfu:ih-i Devlet-i 'Osmfuıiyye, I, s.223; aynı müel., Fezleke-i Tarih-i Devlet-i 'Osmfuıiyye, s. 55; İ.H. Danişmend, İzahlı Os• manh Tfu:ihi Kronolojisi, II, s. 29. 14 Feridun Bey, Münşe'at-ı Selatin, I, s.487. 15 Evli}<3. Çelebi, hauôin, Kemal Paşa-zade olduğunu ve hutbenin Kalavun Cami'i'nde okunduğunu, bir başka Cum'a da 'Amr İbnü'J. 'As Cami'i'nde Ebu'I-Ula Hazretleri tarafından okunduğunu ve Yavuz Sultan Selim'i Hadimü'l-Hararneyn unvanı ile yad ettiklerini yazmaktadır (Seyalıatnfune, X, s.l16, 124). Yukandaki bilgiler için bk.: Müneccimbaşı, Müneccimbaşı Tfu:ihi: Saha'ifü'l-Ahbar, II, s. 488; Hammer, Devlet-i 'Osmaniyye Tfu:ihi, N, s. 196, n.l, 228-29 ve n.l; İ.H.Uzunçarşuh, Osmanlı Tfu:ihi, II, s. 290, n.l, 306; İ.H.Danişmend, İzahh Osmanlı Tfu:ihi Kronolojisi, II, s. 37; T. W. Amold, The Caliphate, s. 141. ~ makd/dt 1999/2 Bu rivayetler muhtelif olmakla beraber, bunların tek bir müşterek tarafı vardır. O da, Osmanlı halife-sultanının Mısır'ı fethettikden sonra, idareleri daha ewel Mısır'a bağlı olan Hicaz, Suriye ve Filistin, hatta Yemen'e kadar olan memleketlerin Osmanlı idaresine dahil olmalan ve neticede de padişahın Hadimü'l-Harameyn unvanını almış olmasıdır. Meınluk sultanlarının Hararneyn-i Muhteremeyn üzerindeki hukUku, fethi müte'akib tabi'i olarak Osmanlı halife-sultaniarına geçti. Onlar da zaten, Anadolu ve Balkanların İslamlaştırılmasında gösterdikleri emsalsiz gayretler, İs­ tanbul'un fethi ile kazandıkları muhteşem zafer, İslam'ı ta'Iim ve tebliğ hiz. metleri, İslam mi'man ve medeniyetinde vücuda getirdikleri mu'azzam eserler ve kendilerini bütün Müslümanların hamisi ve müdafi'i olarak görmeleri gibi vasıfları sayesinde Hadimü'l-Harameyn unvanını hakkıyle elde etmiş ve buna tam bir liyakat kesbetmiş bulunuyorlardı17. Yavuz, mukaddes topraklara nail olmak için Mısır'da ikamerini uzatınca askerler arasında vatan hasreti yüzünden dedikodular çıkmıştı. Rumeli askerlerinin vatan hasreti türkülerini dinleyen meşhur Osmanlı alim ve mü- Osmanlı Padişahlarının İftihar Ettikleri Unvaniardan Biri: Hadimü'l Haremeyn ll verrihi Şeyhu'l-İslam Kemal Paşa-zade (873-940/1468-1533), bunu hünkara arz edince, o da: "Ben Hadimü'l-Haremeyn olmak için bekledim. Şimdi muradım hasıl oldu. Vatana azırnet ederiz" cevabıru verdi. Sonra ordu ve donanma İstanbul'a avdet etti18. Bu sırada Yavuz Sultan Selim, Sadr-ı a'zam Plri Mehmed Paşa (v.939/1532)'yı huzuruna çağınp: "Piri Lalam! Bi-'inayeti'l-lahi ra'ala vilayet-i Mısr'ı feth eyledik ve Hararneyn-i Şerifeyn -şerrafehüma'l-lahu ta'ala- ahalileri hükmümüze mahkUm olub ve Hadimü'l-Harameyni'ş-Şerifeyn unvaruyle muazzez ve mükerrem olduk ve şimdiye değin her ne carube müteveccih olundu ise bi-emri'l-lahi ta' ala feth ve nusretler müyesser olundu ve hala emrimize muhalif vaz' u hareket eder kimse dahi yoktur. Öyle olsa şimdiden sonra bu Devlet'e zeval var mı" diye sordu. Pir! Mehmed Paşa da: "Devletlu Padişahım! Hak Te'ala, ömür ve devletini 'izzü şevketle günden güne ziyade eylesin. Eğer hazinen, kulların, alar-ı harbe müte'allık cebehane ve sllir mühimmat, cümle mevcud ve mükemmel... Lakin eviad-ı kiramlarınız eyyam-ı hılafetinde ... birisi, bir ahmak vezir-i· a'zama düşerse veyahud rüşvet kapusu küşad olub ve ol sebeb ile münasib ehline verilmezse veyahud hükUmet namında olarılar avratlarırun muradları üzere hareket ederse ol zaman bu devletin ihtilali ve hercümerci mukarrer olur" diye arz etti19. Padişahın bu arza bir itirazı olmadı. ~ 16 Ahmed Risim, Menaklb-ı İsl:im, II, s. 338; Ahmed Asrar, Osmanlı Devleti ... Dini Osmarılı halifesi sultan Selim, Mısır'ın fethi sayesinde, iftiharla kullandığı Siyaseti ve İsl:im Alemi, s.53. Hadimü'l-Harameyn unvaru ile beraber, halifenin nezdinde bulunması lazım 17 Kirnil Paşa, Tanh-i Devlet-i 'Osmfuıiyye, I, gelen Mukaddes Emanetler'e de sahib oldu. Halen İstanbul Topkapı Sarayı İstanbul 132711909, ı;.l59; Hamıner, Devlet-i Müzesi Bırka-i Sa'adet Dairesi'nde o zamandan beri ve sonraki ilavelerle sa- 'Osmfuıiyye Tarihi, N, s. 236. 18 Hoca Sa'deddin, Tacü't-Tevfuih (ve yıları artmış olarak muhafaza edilmekte olan bu emanetler arasında, PeyBedayi')'den naklen Osman TUran, Türk gamber Efendimiz'e ait Bırka-i Sa'adet, Sancak-ı Şerif, Dendan-ı Sa'adet, Cihan ilikirniyeti Mefkuresi Tarihi, II, 77-78. Sakal-ı Şerif, Mühr-i Şerif, Name-i Sa'adet ile Ka'be Anahtar ve Kilitleri ve 19 Yaşar Y"ticel (yayınlayan), 'Osmanlı Devlet Düzenine 'Nd Metinler, I: Kitab-ı Müstetiib, s. mübarek kılıçlar vardır20. 30-31, (metin, s.51). Bundan sonra İstanbul İslam dünyasının merkezi hilline gelip Daru'I-Hılafe 20 Krş., E. Çelebi, Seyiihatn:ime, X, s. 123-4; oldu. Batı sömürgeciliği tehdidine ma'ruz kalan Afrika, Orta ve Uzak-Doğu ül- - Tahsin Öz (188-1973), Hırka-i Sa'adet Darresi ve Emfuıat-ı Mukaddese, s . 23 vd.; Eyüb Sabri " keleri Osmanlı halife-sultanırun himayesine girmeye başladı. Rağbet dillma (Paşa, v.l308/1890), Mir'atü'l-Hararneyn, I, s. kuvvetli tarafa olduğu için Sultan Selim de kazandğı fetihler sayesinde büyük 673-677; ilişim Muhammed İbriihim, •elHılafetü ba'de Fethi'I-Etcik li-Mısr>, s. 273; rağbet gördü, şan ve şevkere nail oldu. Bu rağbet, Hicaz, Bingazi, Nubye ve 'Abdü'l-'Aziz eş-Şenniivi, ed-Devletü'lCezayir'i harbsiz ve kansız Osmanlı idaresine dahil etti. 'Osmfuıiyye Devletün İslamiyyetün Müfterii 'aleyha, ı., s .23-24; İ.H.Dfuıişmend, İzahlı OsPadişah'ın Mısır'da yedi ay devam eden ikameti sırasında ita'atlerini 'arz manlı Tiirihi Kronolojisi, II, 43; Ahmed Risim, etmek üzere birçok hey'er geldi Bunların en ehemmiyetlisi, Mekke-i Mü- Menaklb-ı İsl:im, II, s .338-346; aynı müel., Resimli ve Haritalı 'Osmanlı Tiirihi, I., s. 229-231. nıakalat 199912 12 HulUsi YAVUZ kerreme Emiri'ninki idi. Cenab-ı Peygamber sallaı!ahu aleyhi ve sellem'in torunu Hz. Hasan (r.a)'in nesilnden gelen Mekke Emiri İkinci Şerif Berekat b.Muhammed (v.931/1525), Osmanlı hal1fe-sultfını Yavuz'a tebôklerini ve Ka'be'nin anahtarları ile bazı hediyeleri arz ederek Osmanlı idare ve hakimiyetini kabul ettiğini bildirmek ve eskiden beri olduğu üzere, Harameyni'ş-Şeôfeyn'den ve Şam hududundan başlayarak Yemen'e varıncaya kadar bütün Hicaz Bölgesi Em1rliği'nin kendisine verilmesini taleb etmek için 12 yaşındaki oğlu Şeôf Ebu Numey'i, an1casının oğlu 'Arrar isimli elçi ile beraber Mısır'a gönderdi21. Mecisimle karşılanan Ebu Numey, 16 Cemaziye'lahır 923/6 Temmuz 1517 tfırihinde Kahire'de Divan-ı HümayCın'da Ka'be'nin anahtarlarını ve diğer hediyeleri Yavuz Sultan Sel1rn'e takdim edip el öptü ve pek çok hediyelere mazhar oldu. Elçi hey'erini sevgi ve muhabbetle karşılayan Yavuz, onların ricalarını kabul ederek her birine hil'atler ve değerli hediyeler ihsan etti. Mekke Emiri Şeôf Berekat'a ma'aş bağladı. 21 Hoca Sa'dedd!n, Tacü't-Tevfuih, n, s. 371; Feridun Bey, Münşe'at-i Selatin, I, s. 491; Hezfufen Hüseyin, Tenkihu't-Tev:lrih, yazma, İst. Süleymaniye Kütüb., Fatih kısmı, nu. 4345, varak, 43b; Lütfi Pa§a, Tevfuih-i Al-i 'Osmfuı, s. 264-66; İ.H.Uzunçar§ılı, Mekke-i Mükerreme Em!rleri, s. 12; Hammer, Devlet-i 'Osmfuıiyye T:lrihi, N, s. 236; Ahmed Asr:lr, Kanıini Devrinde Osmanlılar'ın Dlru Siyaseti ve İslam 'Alemi, s. 56. 22 Hoca Sa'deddln, Tacü't-Tevfuih, n, s.37172; Lütfi Pa§a, Tevfuih-i AI-i 'Osman, s. 266-67; Hammer, Devlet-i 'Osmfuıiyye T:lrihi, N, s. 236; Mustafa Nuri Pa§a, Net:lyicü'l-Vukıi'at, I, 1327/1909, s. 82; Eyüb Sabri, Mir'atü'lHarameyn, I, s. 677, Hicaz'da hutbelerde Padiş:lh'ın isminin zikredilmesi üzerine bu altınlan bir şükran nişanesi olarak yollarlığını yazmaktadır; İ.H.Uzunçar§ılı, Mekke-i Mükerreme Em!tleri, s. 14, 18, 71-74; Muhammed Harb, Yavuz Sultan Selim'in Suriye ve Mısır Seferi, s. 94-5. 23 Eyüb Sabri, Mir'atü'l-Harnmeyn, I, s .67778; E.Çelebi, Sey:lhaıname, X, s.l27. 24 İ.H.Uzunçar§ılı, Mekke-i Mükerreme Emirleri, 18; Seyyid Muhammed es-Seyyid Mahmud, XVI. AsırdaMısır Eyateti, s. 265, n.7. nıakdlat 199912 Ebu Nurney ve beraberindekiler, muhtelif hediyeler ve Şeôf Berekat'a gönderilen Emirlik Hil'atı ve Emirlik Menşuru ile Mekke'ye döndüler. Harameyn ahalisine dağltılmak üzere, Yavuz tarafından yollanan iki yüz bin altın ile külIiyerli mikdardaki zahireyi de yanlarında götürdüler. Bunları yerinde. tevzi' edebilmek için Emir Muslihiddln ile Mısırlı iki kadı da onlarla birlikte gönc derildL Emir-i Mekke'ye Mısır vfıridatından senelik bir tahsisat bağlandı22. Ebu Numey'in, Cidde limanından vergi ve gümrük almasına da müsa'ade edildi. Padişah, ayrıca, yukarıda zikredilen mikdardaki altının her sene Sürre-i HümayCın nfımı altında Haremeyn-i Şeôfe gönderilmesini ve vaktiyle Memlukler'in yolladıkları Sadaka-ı Mısnyye'nin Hazine-i 'Amire hesabına mahsuben eskisi gibi sevk edilmesini de usul hfıline getirdi ve icabının yapılmasını emretti23. Bundan sonra Haremeyn'de okunan hutbelerde Yavuz Sultan Sellm'in adı Hadimü'l-Harameyni'ş-Şer1feyn olarak zikredilmeye başlandı. Bunu, Osmanlı memleketlerindeki diğer bütün cfımilerin hutbeleri ta'klb etti24. Yavuz henüz Mısır'da iken, vaktiyle Memluk Devleti sultanı Kansu GaYri'nin hizmetinde çalışmak üzere Cidde'de kalmış olan Anadolu levendlerinden Kaptan Selman Reis, bu defa gelip Hadimü'l-Harameyn Yavuz Sultan Sellm'e ita'at ve sadakatımarz etti. Bu hadise, Hicaz üzerindeki Osmanlı nüfUz ve tutumunu daha da kuvvetlendirdi. Osmanlı Padişahlarının İftihar Ettikleri Unvaniardan Biri: Hddimü'l Haremeyn 13 Hicaz toprakları, İslam dünyasının en mukaddes elini merkezi olan Harameyni'ş-Şeıifeyn'i içinde bulundurduğu için, her zaman Müslümanların nazarında büyük ve ulvi bir i'tibara sahib olmuştur. Z!ra, son ve ekmel din olan İslfun.iyet burada zuhur etmiş, Kur'an-ı Kerim ayetleri bu topraklarda nazil olmuş ve İslam'ın altın devri olan Asr-ı Sa'adet burada yaşanmıştı. Hadimü'IHarameyn unvanını haiz olmak, mukaddes şehirlere bakmak ve onları muhafaza etmek demekti. Bu vazife Osmanlı Halifelerine buralar halkının ve bütün İslam dünyası hacılarının refahını ve Hac Yolu emniyetini te'rnin etmek vazuelerini de yüklüyordu. Bu elini vazifenin mahiyeti ve kudsiyeti, Osmanlı devlet dcalini bu bölgeye severek ve gönül rahatlığı ile daha fazla imtiyazlar tanımaya sevk etti. Neticede, Haremeyni'ş-Şeıifeyn'in bulunduğu Hicaz bölgesi, husus! bir duruma sahib oldu. Bura halkı askerlik yapmak ve vergi vermek şöyle dursun, bilhassa Harameyn ahausi, her sene Sürre Alayları ile göndedlen büyük bir yardım parası alıyordu. Bu mübarek şehirler, bir Türk paşası tarafından idare edilecek yerde, buralarda, Fahr-i Kainat 'aleyhi efdalü't-tahayat Efendimiz Hazretleri'nin zaman-ı sa'adetlednden bed devam etmekte olan idari teşkilat muhafaza edilerek Hararneyn-i Muhteremeyn'in idaresi, eskisi gibi Mekke-i Mükerreme Şerifleri'ne bırakıldı. Onlara bir hükümdar tahsisatı kadar ma'ftşlar verildi ve hiçbir işlerine müdahale edilmedi. Devlet-i 'Aliyye-i 'Osmaruyye en kuvvetli devirlerinde dahi Mekke-i Mükerre Emirleri seçimine müdahale etmeyerek bu işi mahalline bıraktı. Şeriller ise aralarında emirliğe layık kiıni görmüşlerse onu İstanbul'a Osmanlı HükUmeti'ne 'arz ediyor, devlet de o namzedi kabUl edip me'mfıdyetini tasdik ediyordu. Osmanlı ı. Devleti, sırf ma'nevi şerefi bakımından Hicaz bölgesini ve bilhassa buradaki Hararneyn-i Şerifeyn'i rumayesi altında bulundurdu ve bu hususta çok titiz ve hassas davrandı. Devlet-i 'Aliyye, İslam 'a.Ieıni üzerinde, hılafetle alakalı olan Ka'be-i Mu'azzama'dan dolayı nüfUz te'sis etmiş olduğundan, daha ziyade, zayıf zamanlarında bu rabırayı bozacak en küçük hareketten dahi sakınarak Haremeyn-i Şeıifeyn'de ve dolayısıyle Hicaz'da asayişin yolunda gitmesine son derece gayret gösterdi25. Bu idare dört yüz seneden fazla devam etti. Bu zaman zarfında Osmanlı halifeleri Hadimü'I-Harameyn unvanını iftiharla kullanıp icabını şeretle yerine getirdiler. Her sene Harameyn'in meşay!h ve fukarasına buğday ve altın cinsinden hediyelerin Malı­ mil-i Şerif ile gönderilmesine, Hac Yolu'nun emniyetine ve Ka'be-i Mu'azzama'nın korunmasına fevkalade büyük ehemmiyet verdiler. Miladi 25 İ.H.Uzunçarşılı, Mekke-i Mükerreme Emirleri, s. 147-48. Mekke-i Mükerreme Emirleri hakkında mufassal bilgi de vermektedir (s. 70-152); keza bk.: S. Ahmed Zeyni Dahlan, Hulasatü'I-Kelam fi Beyanı Ümecii'I-Beledi'I-Haram, bidayetten 1304/ 1886 senesine kadar; Hicaz Vılayeti Salnamesi, beşind defa olarak Matba'-i Vılayet'de tab' olunmuşdur, sene 1309/1891, s. 91-121. Yukandaki bilgiler için aynca krş.: A.Asrar, Kanuni Devrinde Osmanlılar'ın Dini Siyaseti., s .214215; Suraiya Faoqi, Haolarve Sultanlar, (terc. Gül Çağdı Güven), indeks. pıakd!dt 1999/2 .. 14 Hu!Usi YAVUZ 26 Krş. Hicaz Demiryolu Layihası, Dersa'ader, 1324/1908, inşaaun ilk yedi senesindeki gelir ve giderler hakkında resmi evcikı muhtevidir. Ponekiz tehdidi için bk.: isr.Başbakanlık Osmanlı Ar§ivi, Mühimme Defteri, c.Vll, vesika nu.2738 (ızahı ve vesikanın fotokopisi için bk.: Hulusi Yavuz, Ka'be ve Haremeyn için Yemen'de Osmanlı Hakimiyeti, 1517-1771, s. 134 ve kitabın sonundaki levha); İ.H.Uzunçarşılı, Mekke-i Mükerreme Emirleri, s.l48. Hamidiye Hicaz Demiryolu hakkında 'Osmanlı Ar§ivi'nde birçok vesika bulunmasına rağmen bu mvzu'da Türkçede yapılan neşriyar son derece kifayetsizdir ve bu büyük vakıf eserinin 'azametini rebaruz ertirrnekten uzakur. Halbuki İngilizce, Fransızca ve Almanca yapılmış birhayli neşıiyat vardır. Ma'amafih, Silm lnvestment himayesinde hazırlanıp 1419/1998 Ramazan ayı boyunca Kanal7 Televizyonunda yayımlanan belgesel "Hicaz Demiryolu: istanbul'dan Medine'ye, Geçmişten Günümüze Bir Kültür ve Medeniyet Yolculuğu" isimli program çok faydalı olmuştur. Üç video kaseti tutan bu programın bir kısım fotoğraflan Albaraka Türk tarafından Hicaz Demiryolu:Fotoğraf Albümü, (İstanbul 1999) başlığı alunda neşredildi. Fevkal'ade mükemmel hazırlanmış olan belgeselin sözlü beyanJan da Albüm'de yer alsaydı çok daha iyi olurdu. Bu mevzu'daki neşriyat arasında adı geçen resmi Hicaz Demiryolu ı.ayihası'ndan başka bilhassa şunlara işaret etmeliyiz: Muhammad lnshaullah, The History of the Hamidea HedjazRailway Project in Urdu, Arabic and English, üç dilde bu büyük projenin müdafa'asını yapıyor;Jacob M. landau, The Hejaz Railway and the Muslim Pilgıimage: ACase of Ottoman Political Propaganda, mes'eleyi islfurıi değil siyasi bakımdan ele alan bir mukaddime (s.7-31) ile kitabın esasını oluşturan es-Seyyid Muhammed 'Aıifb.es-Seyyid Ahmed el-Huseyni ed-Dırnaşki'nin Kirabü's-Sa'adeti'n-Namiyeti'lEbediyye fi'S-Sikketi'l-Hiciziyyeti'l-Hadidiyye isimli Arabca eserinin (yazma nüshası isr.Üni.Kütübhanesindedir) metnini ve İn­ gilizce tercümesiiu vermektedir; Wılliam Ochsenwald, The Hijaz Railroad, Türkçe, Arabca ve batılı kaynaldar kullanılmışur; +- makd/dt 1999/2 XVI. asırda Kızıl Deniz'e Portekizllleri yaklaştırmamalannın ve mücadeleyi Yemen'e kadar uzanan bölgede devam ettirmelerinin sebebi bu idi. Aradan dört yüz sene geçtiği halde, bu asnn başında ve 1900 ila 1908 seneleri arasında, Emiru'l-Mü'mirun ve Hadimü'l-Harameyni'ş-Şerifeyn Sultan II. Abdülharnid Han'ın bütün dünya Müslümanlannın yardımlanyla inşa ettirdiği Hamidiye Hicaz Demiryolu'nun sebebi de yine Hac Yolu'nun emniyetini te'min edip bu ibadetin lfasını kolaylaştırmak, Harameyn'i ve Ka'be-i . Mu'azzama'yı zamanın sömürgeci güçlerine karşı korumakrı26. Hadimü'l-Harameyn, Osmanlı halifeleli'nin resmi unvanianndan biriydi. Resmi yazışmalarda kullanılır, sikkelerde yazılır ve hutbelerde yad edilirdi. Mekke-i Mükerreme Emirlerinin, Osmanlı halifeleri hakkında kullandıkları unvaruar arasında ona mutlaka yer verilirdi. İsimlerinden biri Daru'l-Hılafeti'l­ 'Aliyye-i 'Osmaruyye, kısaca Daru'l-Hılafe olan İstanbul'a gönderdikleri namelerde padişah'a: "Sultanü'l-Berreyn ve'l-Bahreyn, Hadimü'l-Harameyni'ş­ Şerifeyn ...Halifetü'r-Rahman" gibi unvanlarla hitab ederlerdi27. Abbas! Halifeleri, Hadimü'l-Harameyn unvanını kullanmamışlardı. Hanefi fıkıh uleması ve diğer İslam alimleri, Abbasilerden sonra Arabların haricinde Hılafet Makamı'nı ilk ihraz eden Osmanlı padişahlarını, Hadimü'l-Harameyn unvanını taşımak ve Emanet-i Mübareke'yi muhafaza etmek gibi hukUklan sebebiyle kendilerinin Hılafet'e en layık ve en haklı zevat olduklannda icma' ve ittifak etmişlerdir28. Bu itibarla, 923/1517'de Yavuz Sultan Selim zamanında başlayıp 1343/1924'te Osmanlı Hılafeti'nin sonuna kadar, Hadimü'l-Harameyn ve Halife-i Müslimln unvanlan birbirlerinin aynlmaz parçalan olarak kabUl edildi. Hadimü'lHarameyn vasfını haiz olmanın birinci sebebi, Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere'yi himaye ve muhafaza etmekti. Sonradan, Mekke-i Mükerreme'nin idaresi Osmanlı Devleti'nden aynlmış olduğu halde bile, Osmanlı halifesi her iki unvanı da birbirinden ayırmadan kullanmaya devam ettiler. Şöyle ki: Mekke-i Mükerreme Emiri Şerif Hüseyin Paşa (12/0-1344/18531925), Birinci Dünya Harbi'nde İngilizlerin va'adlerine inanıp tahriklerine kapılarak 3 Şa'ban 1334/ 10 Haziran 1916 tfuihinde metbu'u olan Osmanlı Devleti'ne karşı Mekke-i Mükerreme'de isyan etti. O zaman Medine-i Münevvere Halife'nin himayesinde olduğu için Haremeyn ile olan alaka hemen kesilmedi. Osmanlı HükUmeti, Şerif Hüseyin Paşa'nın yerine Şerif Ali Haydar Osmanlı Padişablarının İjtihar Ettikleri Unvaniardan Biri: Hadinıü'l Harenıeyn 15 Paşa (1282-1354/ 1866-1935)'yı Mekke Emlri ta'y!n etti. Ancak o isyan sebebiyle, me'muriyet yeri olan Mekke-i Mükerreme'ye gidemedi ve Fahredd1n Paşa (1286-13671 1869-1948) tarafından isyancılara karşı müdafa'a edilen Medine-i Münevvere'de bir müddet bekledi; sonra Şam'a çekildi ve nihayet İstanbul'a dönrneğe mecbur kaldı. Şerif 'All Haydar Paşa, memuriyet yerine gidernemesine rağmen, Mekke-i Mükerreme Emlri unvanını kullanmaya ve bu zaman zarfında Hadimü'l-Harameyn olan Osmanlı halifesinin tahsisatını almaya devam etti. Hicaz'da 1335/1917'de Şerif Hüseyin hükümdar olunca, o bölge tamamen Osmanlı idaresinden çıktıktan sonra, Şerif All Haydar Paşa'nın "Mekke Emlri" diye kuru bir unvan taşımasının doğru olmayacağı nazar-ı dikkate alınarak 8 Şa'ban 1338/8 Mayıs 1919'da bir Vekiller Hey'eti Karan ve İrade-i Seniyye ile Mekke-i Mükerreme Emlrliği safhası son buldu29. ı. Fakat Osmanlı halifelerinin Hadimü'l-Harameyn unvanını kullanmalan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)'nin 26 Receb 1342/ 3 Mart 1345 [1924] tarih ve 431 sayılı kanunun ilk maddesinde: "Hılafet, hükümet ve cumhUriyet ma'na ve mefhumunda esasen mündemic olduğundan Hılafet Makarru mülgadır" diyerek müstakil Hılafet Makamı'nı ilga ettiği tarihe kadar devam etti. Bu tarihten bir buçuk sene evvel, TBMM, 18 Teşrin-i sani 1338/ 18 Kasım 1922 tfui.hinde Meclis'te seçim yaparak Hılafet Makamı'na son halife 'Abdü'lMecid b.'Abdü'l-'Azlz Efendi (1285-1363/1868-1944)'yi getirdi. TBMM İcra Vekilleri Hey'eti narnma Reis Hüseyin Ra'uf (Orbay, 1881- 1964)'ın yeni seçilen halifeye takrum ettiği tebrik ve ta'zfm telgrafında kullandığı resmi hitab: "Halife-i Müslimln ve Hadimü'l-Harameyni'ş-Şerifeyn 'Abdü'l-Medd Hazretleri'ne" şeklindeydi. Halife-i Müslimln 'Abdü'l-Mecid Hazretleri de, TBMM Re'lsi Gazi Musafa Kemal Paşa ve Ra'uf Bey'e ayrı ayrı yazdığı 4 Rabi'u'l-ahır 1341/ 24 Kasım 1922 tarihli cevabi telgraflannda aynı unvanı kullandı ve imzasını, "Halife-i Müslimin ve Hadimü'l-Harameyni'ş-Şerifeyn 'Abdü'l-Medd b.'Abdü'l-'Azlz" olarak atdı. TBMM'nin halife seçimi karannı tebliğ ve İstanbul Topkapı Sarayı'nda muhafaza edilmekte olan Emanat-ı Mübareke ve Mukaddese'yi halifeye takdim etmek üzere Meclis'in İstanbul'a gönderdiği hey'etin başkanı Re'fet (Paşa, sonradan Bele, 1881-1963), Daimabahçe Sarayı'nda 23 Teşrin-i saru 1338/23 Kasım 1922 tarihinde, mülki, askeri, adli ve şer'! üst düzey erkan, vilayet ve belediye meclisleri re'fslerinin iştiraki ile yapılan muhteşem merasirnde buzurda irad ettiği nutkunda yeni hallfeye: "Büyük Halifemiz, Hadimü'l-Harameyni'ş-Şerifeyn Efendimiz" diye hitab ediyordu30. +-Ufuk Gülsoy, Hicaz Demiryolu, sillıasında Türkçe'de ilk ilmi eserdir; R.Tourret, Hedjaz Railway, bol resimli ve teknik bilgiler veren bir tedkiktir. 27 Feridun Bey, Münşe'at-i Selatin, c.!, s. 2; İ.H.Uzunçarşılı, Mekke-i Mükerreme Emirleri, s. 43, 51-61, 68; aynı müel., Osmanlı Devleti'nin Saray Teşkilatı, s .292-93 28 Cord Zeydan, Medeniyyet-i İslamiyye Tanhi, ı, (terc. Zeki Megamiz), s. 104-5. 29 İ.H.Uzunçarşılı, Mekke-i Mükerreme Emirleri, s. 141-45, ŞerifHüseyin'in hayatı, 'isyanı, hayillieri ve hıyanetlerini anlatıyor; 'AbduUillı b.el-Huseyn, Hakikatün min Tanhi'lÜrdün: el-Asaru'l-Kfunile, s. 111-116, İn­ gilizlerle gizli gizli nasıl anlaşıp isyan ettiklerini yazıyor; Feridun Cemal Erkin, Dış ~­ lerinde 34 Yıl: Anılar ve Yorumlar, 1., s. 126, ŞerifHüseyin'in oğlu ve Ürdün kralı MelikAbduUillı'dan naklen onun aa i'tir:1flannı, İn­ gilizlere aldanarak metbu'u olan Osmanlı Devleti'ne karşı 'isyan etmenin pişmanlığını ve bu yüzden kahrolduğunu kaydetmektedir. Keza bk.: AL.Tibawi, Angia-Arab Relations and the Question ofPalestine, 1914-1921, s.138-141. 30 MiUi Nevsill, ikind sene, 1339/1923. nıakdlat 199912 16 HulCtsi YAVUZ Bu resmi ifadeler, Osmanlı tatbikatında "Hadimü'l-Harameyn" ve "Halife" unvanlannın birbirinden aynlmaz olduğunu gösteriyordu. Şerif Hüseyin'in çok kısa süren "Hicaz Krallığı"ndan sonra Hararneyn-i idaresi 1924'te Sa'Od (fürk telaffuzu : Su'udD Hanedfuu eline geçti. 1926'da Su'udi Arabistan Krallığı kuruldu31. Su'udi melikleıinin halife unvfuıı yoktur, fakat "Hadimü'l-Harameyn" sıfatını kullanmaktadırlar. Mesddi Haram ve Mescid-i Nebevi'nin tevsi'i hususunda büyük gayretleri vardır. Petrol gelirleri sayesinde yeni bir büyük i'mar ve inkişaf fa'a.Jiyetleri başladı. Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere arasındaki Hicret Yolu büyük bir otoban oldu. Mekke, Mina, Müzdelife ve 'Arafat geniş otoyollara ve tünellere kavuştu. Sayılan her sene artan hacılann iskarn ve Harameyn'de asayişin te'mini ve bilhassa Mescid-i Haram ve Mesdd-i Nebevi'nin temizlik ve emniyeti için çok güzel çalışıldığı müşabede edilmektedir. Su'udi 'Arabistan meliki bütün bu hizmetlerinde sadece "Hadimü'l-Harameyn" unvanını kulŞerifeyn'in lanmaktadır32. 31 İ.H.Uzunçarşılı, Mekke-i Mükerreme Emirleri, s. 185-192. 32 Suudl meliklerin Hadimü'l-Haraıneyn unvfuıını kullandıklan muhtelif yerlerde görül~bilir. Mesela k:r§.: Marmara Üni. İlahiyat Fak. hocalannın bu ülke desteği ile yaptıklan Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Açıklamalı Me' ali (Medlne-i Münevvere 1412/1992)'nin iç ka· pağı; el-Mecelle: Mecelletü'l-'Arabı'dDüveliyye, sayı 547 (16 Muharrem 1411! 8 Ağustos 1990), s. 202. 33 İstanbul Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Mühimme Defteri, c.VII, nu. 2738; Hulusi Yavuz, Ka'be ve Haraıneyn için Yemen'de Osmanlı Haklmiyeti,1517-1571, s. 134 ve lev.I. 34 Osman Turan, Türk Cihan Hakimiyeti Mefkfıresi Tarihi, II, 80. makdlat 1999/2 Netice olarak, Osmanlı padişahlan da bu unvanı kuru kuruya kullanmamışlar; benzeri görülmemiş fedakarlıklarda bulunatak bu payenin idbı hizmetler yapmışlardır. Mısır'ın 923/1517'de fethinden sonra, Osmanlı idaresinin Yemen'e kadar uzanması, Osmanlı topraklannı genişletmek ve mal toplamak için değil, Harameyn'i tehdid eden Ponekizlilere ve sonra diğerlerine karşı Ka'be-i Mu'azzama'yı muhafaza ve müdafa'a etmekti33. Yavuz'un İran ve Mısır zaferleri, Osmanlı Devleti'ni, İslam birliği temelleri üzerine otunmuş ve İs­ tanbul'un hılafet merkezi ha.Jine gelmesi bu gayeyi sağlamıştı. Artık bundan sonra Osmanlı padişahları Sürre Alaylan ve büyük Harameyn Vakıflan ile mukaddes beldeleri altına boğmuşlardı34. Bugün, onların bu büyük hizmetleri hakkında yapılan ilmi tedkik ve tetebbu'lar henüz başlangıç safhasında bile değildir. Topkapı Sarayı, Başbakanlık ve Vakıflar Umum Müdürlüğü'ndeki arşivlerimiz, Harameyn Evkafı Defterleri ile doludur ve tedkikat yapılmaya muntazırdır. OsnıanlıPadişablarının İftihar Ettikleri Unvaniardan Biri: Hadinıü'l Harenıeyn 17 KAYNAKÇA 'Abdullah b.el-Huseyn, Hakdkatün min Tdrihi'l-Ürdün: el-Asaru'l-Kfunile, 2.baskı, Lübnan 1979. 'Abdü'l-'Aziz eş-Şennavi, ed-Devletü'l-'Osmdnı)rye Devletün İsldmiyyetün Müfterd 'aleybd, I, Kahire 1980. AL.Tibawi, Anglo-Arab Relations and the Question of Palestine, 1914-1921, Londra 1978. Abdurrahman Şeref (1251-1344/1835-1925), Tdn"b-i Devlet-i 'Osmdniyye, I, İst. 1309/1891. 1 Abdurrahman Şeref, Fezleke-i Devlet-i 'Osmdnı)rye, Dersa'adet 1312/1895. Ahmed Asrar, Kanunf Devrinde Osmanlılar'ın Dfnf Siyaseti ve İs/dm Alemi, İstanbul 1972. Ahmed b.'Ali el-Kalkaşandi (v.821/1418), Subhu'l-A'şd VI,Beyrut 1407/1987. fi Sınd'ati'l-İnşd, Ahmed Rasim, Mendkıb-ı İs/anı, II, Dersa'adet 1326/1908. Ahmed Rasim, Resimli ve Haritalı 'Osmanlı Tarihi, I, İstanbul 1326-1328. Bemard Lewis, <<Khadim al Haramayn» mad. Encyclopaedia of Islam, 2nd Edition, Leiden 1978. Cavid Baysun, <Mercidabık•• mad., İslam Ansiklopedisi, VII. Corci Zeydan, Medeniyyet-i İsldmiyye Tarihi, I, (terc. Zeki Megamiz), Dersa'adet 1328/1910. Evliya Çelebi (1020-1076/1611-1685), Seydhatndme, c.X, İst. 1938. ı. Eyüb Sabri (Paşa, v.1308/1890), Mir'dtii'l-Harameyn, I, İstanbul 1303/1884. Feridun Bey, Münşe'at., II, İst. 1275/1858. Feridun Cemal Erkin, Dış İşlerinde 34 Yıl: Anılar ve Yorumlar, I, Türk Tarih Kurumu, (Ankara 1980). Halil Edhem, Düvel-i İsldmiyye: Tarihi medhaller ile takvimi ve ensabi ced- nıakdlat 199912 18 Hu!Usi YAVUZ · velieri muhtevldir, Stanley Lane-Poole'un İslam Devletleri Süla.Ieleri'ne da'ir te'lif kerdesi olan eserin ta'dilat ve ilavar ile tercümesidir, Milü Matba'a, İst. 1345/1925. Halil İnalcık, Tbe Ottoman Empire: The Classical Age, 1300-1600, Londra 1973. Hammer, Devlet-i 'Osmaniyye Tarihi, (terc. Mehmed 'Ata (1273-1341/18561922)), c.N, İstanbul 1330/1912. Haşim Muhammed İbrahim, <<el-Hılafetü ba'de Fethi'I-Htrak li-MlSI'>>, Mecelletü'l-Ezher, sayı, 22 (Kahire 1950). Hezarfen Hüseyin, Tenkihu't-Tevarih, yazma, İstSüleymaniye Kütüb., Fatih kısmı, nu. 4345, varak, 43b. Hicaz Demiryolu Ldyihası, Dersa'adet, 1324/1908. Hicaz Vilayeti Salndmesi, Sene-i Hicriyye 1306. Hoca Sa'dedclin (943-1008/1536-1599), Tacü't-Tevarih, Selimname, İstanbul 1279/1862. Hulusi Yavuz, Ka'be ve Haremeyn için Yemen'de 1517-1771, İstanbul 1984. Osmanlı Hakimiyeti, İ. H. Uzunçarşılı, Mekke-i Mükerreme Emfrleri, Ankara 1972. İsmail Hakkı Uzunçarşılı (1888-1977), Osmanlı Devleti'nin Saray Teşkilatı, 2.baskı, Türk Tarih Kurumu, Ankara 1984. İsmail Hakkı Uzunçarşili (1889-1977), Osmanlı Tarihi: İstanbul'un Fethinden Kanuru Sultan Süleyman'ın Ölümüne Kadar, c.II, Türk Tarih Kurumu, Ank. 1975. İsmail Hami Dfuıişmend (1889-1967), İzablı Osmanlı Taribi Kronolojisi, c.II,İst. 1948. İst.Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Mühiınme Defteri, c. VII, vesika nu.2738. ]acob M.Landau, Tbe Hejaz Railıvay and the Muslim Pilgrimage: A Case of Ottoınan Political Propaganda, Wayne State University Press, (Detroit 1971). makclldt 1999/2 Osmanlı Padişablarının İftibar Ettikleri Unvaniardan Biri: Hddinıü'l Haremeyn 19 Kutbu'd-Din Muhammed b.Ahmed en-Nehrev:ili el-Mekld (917-990/15111582), el-A'lam bi-İ'ldmı Beyti'l-labi'l-Haram: Tfufuu Mekke (Seyyid Ahmed b.Zeyni Dahlfuı, Hulasatu'l-Kelfun fi Beyfuıi Ümera'i'l-Beledi'l-Harfun, Mısır 1305/1887, başlıklı eserin kenarında). Lütfi Paşa (v.971/1564), Tevarib-i Jıı-i 'Osınan, İst. 1341/1923. Millf Nevsal, ikinci sene, Kana'at Kitabhanesi, [İstanbul]1339/1923. Muhammad Inshaullah, The Hist01y of the Hamidea HedjazRailway Project in Urdu, Arabic and Englisb, (Lahor 1908). Muhammed Harb, Yavuz Sultan Selim'in Suriye ve Mısır Seferi, Yeni Asya Yayınları, İstanbul1986. Mustafa Nuri Paşa, Netayicü'l-Vuku'at, I,İstanbul1327/1909. Müneccimbaşı Ahmed Dede (v.lll3/1702), Müneccimbaşı ·raribi: Sahai'fü'lAhbar fi Vakayi'i'l-A'sar, c.II, terc.İsmail Erünsal, (Tercüman 1001 Temel Eser, 37),İst. Osman Turan (1914-1978), Türk Cihan HakimiyetiMefkuresi Tarihi: Türk Dünya Nizfunının Milli ve insani Esasları, c.II, İstanbul1969. Osınanlı Devleti'nin Saray Teşkildtı, 2.baskı, Türk Tarih Kurumu, Ankara 1984. R.Tourret, Hedjaz Railıuay, Tourret Publishing, (Abingdon, Oxon,GB, 1984). Rüstem Paşa (906-968/1500-1561), Tarib-i lıı-i 'Osınan, yazma, İ.Ü.Kütüb., T.2438. S.Ahmed Zeyni Dahlfuı, Huldsatü'l-Kelam .fi Beyanı Ümera'l-Beledi'lbidayetden 1304/1886 senesine kadar; Hicaz Vilayeti Salnfunesi, be" şinci def'a olarak Matba'-i Vilayet'de tab' olunmuşdur, sene 1309/1891. , Haraın, Salahaddin Tansel, Osınanlı Siydsf Hayatı, İst. 1971. Kaynaklarına Göre Fatib Sultan Mebmed'in Salahaddin Tansel, Yavuz Sultan Selim, İst. 1969. Seyyid Muhammed es-Seyyid Mahmud, XVJ.Asırda Mısır Eya/eti, İstanbul 1990. makalat 1999/2 20 Hu!Usi YAVUZ Suraiya Faoqi, Hacılar ve Sultan/ar, (terc.Gül Çağclı Güven), Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul 1995. Şehabeddln Tekindağ (1918-1983), <<Yeni Kaynak ve Vesfkalann Jşığı Altında Yavuz Sultdn Selim'in İran Seferi>>, İst.Üni.Ed.Fak.,Tfuih Dergisi, XVIT: 22 (Mart 1967). Şemseddln Sami, Kdmitsu 'l-A 'lam, İstanbul, 1306. T.W.Amold, Tbe Calipbate, Londra 1965. Tahsin Öz (188-1973), Hırka-i Sa'ddet Dairesi veEmanat-ı Mukaddese, İs­ tanbul 1953. Tayyarzade Ahmed 'Ata, Tarib-i 'Ata, I, İstanbul 1291/1874. Ufuk Gülsoy, Hicaz Demiryolu, Eren Yayıncılık ve Kitabcılık Ltd.Şti, (İstanbul 1994). William Ochsenwald, The Hijaz Railroad, (The University Press of Virginia, 1980). Yaşar Yücel (yayınlayan), 'Osmanlı Devlet Düzenine 'A.id Metinler, I: Kirab-ı Müstetab, Ankara 1974. Zeynü'd-Din Ahmed Zebidl, Sabih-i Bubdri Mubtasan Tecna-i Sarih Tercem ve Şerhi,( terc.Kfunil Mlcis),c.X, İst. 1946. nıakalat 199912