KİTAP TANITIMI Yahudilik ve Helenizm Dursun Ali AYKITa Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dinler Tarihi Araştırma Görevlisi, İSTANBUL a Yazışma Adresi/Correspondence: Dursun Ali AYKIT Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dinler Tarihi Araştırma Görevlisi, İSTANBUL aykitdursunali@hotmail.com ÖZET Bir dini veya sistemi anlayabilmek için bir kişi, olaylara ve onun çevre ile olan ilişkilerine bakmalıdır. Hendrickson Yayımcılık tarafından basılan Lee I. Levine’nin Judaism and Hellenism in Antiquity: Conflict or Confluence adlı kitabı, Yahudilik ve Helenizm’in birbiriyle olan ilişkilerine etkileri incelemektedir. Anahtar Kelimeler: Helenizm, Yahudilik, İkinci Tapınak, Sinagog ABSTRACT To understand a religion or a system, one should look at events and its relationship with environment. Published by Hendrickson Publishers, Lee I. Levine’s book which is entitled Judaism and Hellenism in Antiquity: Conflict or Confluence examines contact of Judaism and Hellenism, and their influence each others. Key Words: Hellenism, Judaism, Second Temple, Synagogue Journal of Islamic Research 2007;20(3):377-378 elenizm ve Yahudilerin bu kültürle karşılaşması ve birinin ötekine veya birbirlerine yönelik etkileşimleri hakkında 20. yüzyıl önemli bir literatüre sahiptir. Hâkim olan kültürün yani Helenizmin, Yahudiliği etkilediğini savunanlar olduğu gibi dinî veya başka bir takım saikler nedeniyle bunun tam karşısında bulunanlar da vardır. Copyright © 2007 by İslâmî Araştırmalar İskender’den Makkabiler ayaklanmasına kadarki süreç için önemli birer kaynak olan E. Bickerman’ın From Ezra to the Last of Maccabees (1962), The Jews in the Greek Age (1988); Rabbilerin de Grek kültüründen hiç de bağımsız olmadıklarını göstermesi yönüyle S. Lieberman’ın Greek in Jewish Paletsine (1942), Hellenism in Jewish Palestine (1950) adlı eserleri önemlidir. Yahudi sanat tarihi ile de ilgilenen E. R. Goodenough’un Helenik kültür ve Yahudilikteki etkisi hakkındaki Jewish Symbols in the Greco-Roman Period (1953-68) adlı kitabı, popüler Yahudilik içinde Helenistik sanatın ne kadar etkin olduğunu örneklerini vermesi yönüyle öne çıkar. M. Smith’in 1956’da yazmış olduğu ‘Palestinian Judaism in the First Century’ adlı makalesi, MS. 70 öncesinde Helenizm’in genelde Yahudi toplumu ve özelde Ferisiler üzerindeki etkisi hakkında kayda değerdir. A. Schalit’in King Herod (1960) ve V. Tcherikover’in Hellenistic Civilization and the Jews (1961) adındaki kitapları, Milattan önceki son üç asrı anlamak için Helenistik-Roma kültürü ile olan ilişkiye Journal of Islamic Research 2007;20(3) 377 Dursun Ali AYKIT adanmıştır. G. Scholem’in Jewish Gnosticism, Merkavah Mysticism and Talmudic Tradition (1960) eseri, kültürlerin karşılaşması yönüyle Gnostisizm üzerinden meseleyi inceler. J. Seventer’in Do You Know Greek? How Much Greek Could the First Jewish Christians Have Known? (1968), Grekçe üzerinden meseleyi araştırır ve dönemin en temel dili ve iletişim aracı olarak Grekçeyi tespit eder. M. Smith, Palestenian Parties and Politics That Shaped the Old Testament (1971) ile Helenistik etkilenmeyi MÖ. 6-4. yüzyıllara kadar götürür. M. Hengel’in iki ciltlik Judaism and Hellenism: Studies in Their Encounter in Palestine During the Early Hellenistic Period çalışması, kültürlerin karşılaşmasını ve etkileşimi aktarması yönüyle çok merkezi bir yer teşkil eder. Belirtilen bu eserler dışında daha birçok çalışma bulunmaktadır. İşte bu bağlamda Hendrickson Publishers’ın yayımladığı Lee I. Levine’nin, Judaism and Helleni sm in Antiquity: Conflict or Confluence? adlı eseri de ‘Helenistik Kültür ile Yahudiliğin karşılaşmasını’ ele alan prototip bir kitap hüviyetindedir. Helenizmin tarifi, Yahudilik ile olabilineceği düşünülen etkileşimi ve bu konudaki araştırmacıların genel tutumu hakkında bilgiler aktarıldıktan sonra (s. 1-32), olası etkinin bariz fenomenleri olarak üç temel alanı kendine konu edinir. Bunlar; İkinci Tapınak Döneminde Kudüs şehri, FerisiRabbinik kültür ve Kadim Sinagog. Bu üç esastan birincisi ile İkinci Tapınak Döneminde insanların, sosyo-kültürel hayatları, imar faaliyetleri, mezarlıklarda 378 YAHUDİLİK VE HELENİZM kullanılan sembolleri, paraları, mimari yapıları, dilleri, politik kurumları gibi konular çerçevesinde yeri geldiğince resimlerle de desteklenmiş bilgiler aktarılmaktadır. (s. 33-96). Bu dönemin Kudüs’ünde Helenleşme denilen sürecin giderek oturmuşluğuna dair birçok ipuçları görülebilmektedir. İkinci olarak Rabbinik Yahudiliği konu edinen Levine, sürgün öncesi dönemde –Babil merkezli tufan, yaratılış vb. bir takım anlatımların Tekvin kitabına alınmasında görüldüğü gibi- ‘evrensel’ bir bakış açısına sahip olan Yahudiliğin, sürgün sonrası içine kapanan bir süreç geçirdiğinden bahseder. Hillel ve Shammai geleneği içinde Hillel’in daha ılımlı iken; Shammai’nin Yahudiliği ‘öteki’nden ayırma ve izolasyonu noktasında daha katı bir tutum içinde olduğunu dillendirir. Ardından Hermeneutik metot, Ketuba, Seder ve Hahamların Grekçe bilgileri doğrultusunda Rabbinik gelenekteki Helenistik unsurları irdeler (s. 96-138). Kadim Sinagog başlığı (s. 139-179) altında ise sinagogların model olarak başka kültürden alınıp alınmadığı, burada kullanılan sanattaki Helenistik etki ile mozaik ve fresklerdeki unsurların Yahudi kültürüne ait olup olmadığı işlenir. Liturji ve dini yaşamın merkezi olan sinagoglardaki Helenistik etki, örnekleri ile ele alınır. Helenizm ve Yahudiliğin karşılaşmasını örneklerle beraber ortaya koyması açısından önemli bir yere sahip olan kitap, kültürün kümülatifliğini gözler önüne sermesi yönüyle okumaya değerdir. Journal of Islamic Research 2007;20(3)