İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ AKIM MODLU ANALOG-DİJİTAL DÖNÜŞTÜRÜCÜLER YÜKSEK LİSANS TEZİ Müh. Mustafa Cem ÖZKILIÇ 504021227 Tezin Enstitüye Verildiği Tarih: Tezin Savunulduğu Tarih: 6 Mayıs 2005 1 Haziran 2005 Tez Danışmanı : Prof. Dr. Mehmet Sait TÜRKÖZ Diğer Jüri Üyeleri : Doç. Dr. Ali ZEKİ Doç. Dr. Shahram MINAEI (D.Ü.) Haziran 2005 ÖNSÖZ Bu tezin hazırlanmasında fikirleri ile bana yol gösteren ve moral veren sayın hocam Prof. Dr. Mehmet Sait Türköz’e teşekkürlerimi sunarım. Hayatım boyunca beni her zaman destekleyen ve ışığıyla aydınlatan babam Süleyman Özkılıç, annem Yasemin Özkılıç ve kızkardeşim Sibel Özkılıç’a en derin teşekkürlerimi sunarım. Haziran 2005 Mustafa Cem ÖZKILIÇ ii İÇİNDEKİLER KISALTMALAR TABLO LİSTESİ ŞEKİL LİSTESİ ÖZET SUMMARY v vi vii ix x 1. GİRİŞ 1.1. Motivasyon 1 2 2. ANALOG İŞARETTEN SAYISAL İŞARETE GEÇİŞ VE ÇEVRİM PERFORMANSINI BELİRLEYEN ÖLÇÜTLER 2.1. Örnekleme Teoremi 2.2. Kuantalama ve Kuantalama Gürültüsü 2.3. Analog Dijital Dönüştürücülerin DC ve AC Performans Ölçütler 2.3.1. DC (Statik) Performans Ölçütleri 4 5 8 10 10 2.3.1.1. DNL 10 2.3.1.2. INL 12 2.3.1.3. Offset ve Kazanç Hatası 13 2.3.1.4. Referans 15 2.3.2. AC (Dinamik) Performans Ölçütleri 15 2.3.2.1. İşaret-Gürültü Oranı 15 2.3.2.2. İşaret-Gürültü+Distorsiyon Oranı 16 2.3.2.3. Etkili Bit Sayısı 17 2.3.2.4. Spurlardan Arındırılmış Dinamik Aralık 18 2.3.2.5. Toplam Harmonik Distorsiyon 19 2.3.2.6. İki Tonlu Intermodulasyon Distorsiyonu 2.4. ADD Performansının Belirlenmesi 3. ANALOG DİJİTAL DÖNÜŞTÜRÜCÜ YAPILARI İLE İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 3.1. Analog Dijital Dönüştürücülere Genel Bakış 3.2. Analog Dijital Dönüştürücü Yapıları 20 21 23 23 24 3.2.1. Paralel ADD 24 3.2.2. İki Basamaklı ADD 27 3.2.3. "Pipelined" ADD 30 3.2.4. Başarılı Yaklaşımlar Kütüklü ADD 32 3.2.5. İntegral Almaya Dayalı ADD 34 3.2.6. Algoritmik ADD 38 iii 3.2.7. Diğer ADD Yapıları 41 4. AKIM MODLU PARALEL ADD YAPISI 4.1. Akım Modlu ve Gerilim Modlu Devrelerin Karşılaştırılması 43 43 4.1.1. Gerilim Modlu ADDler 43 4.1.2. Akım Gerilim Kombinasyonuna Dayalı ADDler 44 4.1.3. Akım Modlu ADDler 4.2. Akım Modlu Paralel ADD Yapısı 4.3. Akım Modlu Paralel ADDde Kullanılan Yapı Blokları 44 44 46 4.3.1.Akım Modlu Örnekleme ve Tutma Devreleri 46 4.3.2. Akım Aynaları 49 4.3.2.1. Basit Akım Aynası 50 4.3.2.2. Kaskod Akım Aynası 52 4.3.2.3. Aktif Akım Aynası 54 4.3.2.4. Tasarlanacak ADDde Kullanılacak Akım Aynasının Belirlenmesi 55 4.3.3. Akım Karşılaştırıcılar 55 4.3.3.1. Basit Akım Karşılaştırıcılar 55 4.3.3.2. Resetlemeye ve Tekrar Oluşturmaya Dayalı Akım Karşılaştırıcılar 58 4.3.4. Kodlayıcılar 59 4.3.4.1. Kodlayıcı 59 4.3.4.2. Öncelikli Kodlayıcı 60 5. TASARLANAN AKIM MODLU PARALEL ADD YAPISI 5.1. Akım Modlu Örnekleme ve Tutma Devresi 5.2. Kaskod Akım Aynaları ile Oluşturulmuş Fark Alma Devresi 5.3. Akım Karşılaştırma Devresi 5.4. Öncelikli Kodlayıcı 5.5. Akım Modlu Paralel ADD 5.6. Tasarlanan ADDnin Performansının Belirlenmesi 61 61 64 65 68 69 74 6. SONUÇ 77 KAYNAKLAR 78 EKLER 83 ÖZGEÇMİŞ 85 iv KISALTMALAR ADD BW DFT DNL DSP ENOB FFT FSR INL IMD LSB MCU mDAD MSB Ö/T PCM RAM RMS DAD SAR SFDR ∑∆ SINAD SNR SNDR THD TTL VLSI :Analog Dijital Dönüştürücü :Bandgenişliği :Ayrık Fourier Dönüşümü :Farksal Lineersizlik :Sayısal İşaret İşleyici :Etkili Bit Sayısı :Hızlı Fourier Dönüşümü :Tam Ölçü Aralığı :Integral Lineersizlik :İntermodulasyon Bozulması :En Düşük Anlamlı Bit :Mikrokontrol Ünitesi :Çarpıcı Dijital Analog Dönüştürücü :En Yüksek Anlamlı Bit :Örnekleme ve Tutma :Darbe Kod Modulasyonu :Raslantısal Erişimli Hafıza :Karesel Otalama Değerin Karekökü : Dijital Analog Dönüştürücü :Başarılı Yaklaşımlar Kütüğü :Spurlardan Arındırılmış Dinamik Aralık :Sigma-Delta :İşlaret-Gürültü+Bozulma Oranı :İşaret-Gürültü Oranı :İşlaret-Gürültü+Bozulma Oranı :Toplam Harmonik Bozulma :Tranzistor Tranzistor Lojiği :Çok Geniş Ölçekli Tümleştirilmiş v TABLO LİSTESİ Sayfa No Tablo 4.1 Tablo 4.2 Tablo 5.1 : Dörde-ikilik çevirici için doğrluk tablosu........................................... 60 : Dört girişli öncelikli kodlayıcı için doğruluk tablosu.......................... 60 : 8e-3lük MC14532B öncelikli kodlayıcı için doğruluk tablosu........... 69 vi ŞEKİL LİSTESİ Sayfa No Şekil 2.1 Şekil 2.2 Şekil 2.3 Şekil 2.4 Şekil 2.5 Şekil 2.6 Şekil 2.7 Şekil 2.8 Şekil 2.9 Şekil 2.10 Şekil 2.11 Şekil 2.12 Şekil 2.13 Şekil 2.14 Şekil 2.15 Şekil 3.1 Şekil 3.2 Şekil 3.3 Şekil 3.4 Şekil 3.5 Şekil 3.6 Şekil 3.7 Şekil 3.8 Şekil 3.9 Şekil 3.10 Şekil 3.11 Şekil 3.12 Şekil 3.13 Şekil 3.14 Şekil 3.15 : Analog dünya ile sayısal işaret işleyici arasındaki ilişki..................... 4 : (a) x(t) işaretinin dikdörtgen darbeler ile örneklenmesi (b) örneklenmiş işaretin frekans bölgesindeki durumu........................ 6 : (a) g(t) işaretinin genlik spektrumundaki ifadesi (b) “alias” olayının görsel olarak ifadesi............................................................................. 7 : (a) g(t) işaretinin Nyquist frekansının üstünde bir değerde örneklenmesi sonucu oluşan spektral bileşenler (b) işaretin örneklerinden tekrar oluşturulması için kullanılacak keskin geçişli olmayan filtrenin genlik cevabı.............................................................7 : N-bitlik işaretin transfer fonksiyonu ve buna karşılık düşen kuantalama hatası............................................................................... 9 : Bir ADDdeki DNL gösterimi..............................................................11 : DNL hatasına bağlı kayıp kod örneği (a)±1LSB<DNL olduğu için kod kaybı sözkonusu değil (b) DNL hatası=-1 olması nedeniyle “10” kodu kayıp.................................................................................................. 11 : Bir ADDdeki monotonluk ifadesi...................................................... 12 : (a) “Son nokta yöntemi” ile INL değerinin belirlenmesi (b) “En iyi doğru yöntemi” ile INL değerinin belirlenmesi....................................13 : Bipolar sistemlerde offset hatası..................................................... 13 : Unipolar sistemlerde offset hatası................................................... 14 : Offset, kazanç ve tam-ölçü hatası................................................... 14 : Giriş frekansına göre SNDR değişim örneği....................................17 : SFDRnin işaret genliğine (dBC) ve ADDnin tam-ölçü işaret giriş genliğine (dBFS) bağımlı olarak ifadesi............................................. 19 : İki tonlu IMDnin ikinci ve üçüncü dereceden bileşenleri 20 : Bir çok uygulamada kullanılan ADDlerin hız ve çözünürlük gereksinimleri.....................................................................................23 : N-bitlik paralel ADD......................................................................... 25 : Basit yapılı N-bitlik iki basamaklı ADD.............................................28 : Sayısal hata düzeltme yöntemi uygulanmış N-bitlik iki basamaklı ADD................................................................................................... 29 : “Pipelined” ADD blok diyagramı...................................................... 30 : “Pipeline” gecikmesi........................................................................ 32 : N-bitlik SAR ADD blok diyagramı.................................................... 33 : 2-bitlik SAR ADD çevriminin grafiksel gösterilimi.............................33 : Tek eğimli analog sayısal çevirici yapısı..........................................34 : Tek eğimli analog sayısal çeviricinin zamanlama eğrileri................ 35 : Çift eğimli analog sayısal çevirici yapısı.......................................... 36 : Çift eğimli analog sayısal çeviricinin zamanlama eğrileri.................37 : Algoritmik ADD için çevrim algoritması........................................ 38 : Basit akım aynaları kullanılarak oluşturulmuş bir bitlik algoritmik ADD hücresi.......................................................................................39 : Kaskod akım aynaları kullanılarak oluşturulmuş bir bitlik algoritmik ADD hücresi.......................................................................................40 vii Şekil 3.16 Şekil 4.1 Şekil 4.2 Şekil 4.3 Şekil 4.4 Şekil 4.5 Şekil 4.6 Şekil 4.7 Şekil 4.8 Şekil 4.9 Şekil 4.10 Şekil 4.11 Şekil 4.12 Şekil 4.13 Şekil 4.14 Şekil 4.15 Şekil 5.1 Şekil 5.2 Şekil 5.3 Şekil 5.4 Şekil 5.5 Şekil 5.6 Şekil 5.7 Şekil 5.8 Şekil 5.9 Şekil 5.10 Şekil 5.11 Şekil 5.12 Şekil 5.13 Şekil 5.14 Şekil 5.15 Şekil 5.16 Şekil 5.17 Şekil 5.18 : Aktif akım aynaları kullanılarak oluşturulmuş bir bitlik algoritmik ADD hücresi.......................................................................................40 : N-bitlik akım modlu paralel ADDnin bloklar ile ifadesi.................... 45 : (a) Basit akım aynası temelli örnekleme tutma devresi (b) Dinamik akım aynası temelli örnekleme tutma devresi........ 47 : Regüleli kaskod akım aynası ile oluşturulmuş örnekleme tutma devresi............................................................................................... 48 : Basit akım aynası............................................................................ 50 : İdeal olmayan Is akım kaynağı ile sürülen basit akım aynasının küçük işaret eşdeğer devresi............................................................. 51 : Basit akım aynasının zaman bölgesindeki davranışı.......................52 : Basit akım aynasının frekans bölgesindeki davranışı......................52 : Kaskod akım aynası........................................................................ 53 : Kaskod akım aynasının zaman bölgesindeki davranışı...................53 : Kaskod akım aynasının frekans bölgesindeki davranışı..................54 : Aktif akım aynası............................................................................. 54 : CMOS evirici temelli basit akım karşılaştırıcı yapısı........................ 56 : Giriş empedansı azaltılmış CMOS evirici temelli basit akım karşılaştırıcı yapısı............................................................................. 57 : Pozitif geribeslemeli basit akım karşılaştırıcı................................... 57 : Resetlemeye ve tekrar oluşturmaya dayalı akım karşılaştırıcı örneği................................................................................................. 58 : Tasarlanan paralel analogdijital dönüştürücüde kullanılacak örnekleme ve tutma devresi...............................................................62 : Rampa şeklindeki giriş işareti ve çıkışta elde edilen örneklenip tutulmuş işaret .................................................................................. 63 : Anahtar olarak kullanılan MOS tranzistorun açıldığı zaman parazitik kapasitelerinden serbest kalan yüklerin tutma anında neden olduğu hata............................................................................. 63 : Yardımcı devre kullanıldığında elde edilen hata oranı oldukça düşürülmüş çıkış işareti..................................................................... 64 : Fark alma devresinin blok diyagram ile ifadesi ............................... 64 : Kaskod akım aynaları ile oluştrulmuş fark alma devresi..................65 : Tasarlanan ADDde kullanılan akım karşılaştırıcı devresi................ 67 : CMOS yapılı D-latch devresi........................................................... 67 : Akım karşılaştırıcının tepe değeri 100nA olan kare dalgaya verdiği cevap................................................................................................. 68 : Öncelikli kodlayıcıda kullanılan yapılar (a) CMOS NAND (b) CMOS NOR (c) CMOS evirici...................................................... 70 : Akım modlu paralel ADD için1-bitlik hücre örneği........................... 70 : Akım taşıyıcı kullanılarak V-I dönüştürme işlemi............................. 71 : 3-bitlik akım modlu paralel ADD simulasyon sonucu (a) Giriş işareti (b) 3-bitlik çıkış işaretinin en anlamlı biti (c) 3-bitlik çıkış işaretinin ikinci en anlamlı biti (d) 3-bitlik çıkış işaretinin en düşük anlamlı biti............................................................................... 72 : İdeal termometre DAD..................................................................... 73 : Analog sayısal çevrimden sonra yapılan sayısal analog çevrim ile elde edilen işaret................................................................................73 : Yalnızca kuantalama hatası olan işaretler için elde edilen ENOB değerleri ............................................................................................ 74 : 319.7 MHz giriş işareti için çıkış işaretinin güç spektrum gösterimi ........................................................................................................... 75 : 62.77 MHz giriş işareti için çıkış işaretinin güç spektrum gösterimi ........................................................................................................... 75 viii AKIM MODLU ANALOG DİJİTAL DÖNÜŞTÜRÜCÜLER ÖZET Bu tez çalışmasında, akım modlu tekniklerin gerilim modlu tekniklere tercih edilme nedenleri üzerinde durulmuş ve bir akım modlu paralel analog dijital dönüştürücü tasarımı yapılmıştır. Daha küçük tranzistor geometrilerine doğru gidilmesi, besleme geriliminin azaltılmasını gerektirdiğinden, gerilim modlu devrelerin dinamik performansı sınırlanmaktadır. Bu noktada, daha önce pek dikkate alınmayan, akım modlu teknikler ihtiyaç duyulan iyileştirilmiş dinamik performans ve yüksek işlem hızı özellikleri ile ortaya çıkmıştır. Akım modlu devrelerin, gerilim modlulara göre bu üstünlükleri gözönüne alınarak, en hızlı analog dijital dönüştürücü yapısı olan akım modlu paralel analog dijital dönüştürücü tasarımı yapılmıştır. Tasarlanan bu yapının hızını etkileyecek örnekleme ve tutma devresi ve akım karşılaştırıcı devresi üzerinde durulmuş ve performansları arttırılmıştır. Kullanılan örnekleme tutma devresinde performansı sınırlayacak iki etken olan akım transfer oranındaki yetersizlik ve ideal olmayan anahtarların neden olduğu yük hatası çeşitli yöntemler kullanılarak azaltılmıştır. Akım karşılaştırıcıda ise, mutlak değer seviyeleri birbirinden çok farklı ve aynı zamanda zıt işaretli giriş akımlarına, verilecek cevap süresinin hızlandırılması sırasında karşılaşılan zorlukların aşılmasına çalışılmıştır. Tasarlanan bu ADD, düşük çözünürlüklü olmasına rağmen, yüksek çevrim hızına sahip olduğu için tek başına yüksek çözünürlüklü paralel ADD olarak kullanılmak yerine iki basamaklı veya “pipelined” yapılı ADDlerde alt ADD olarak kullanılmaya uygundur. ix CURRENT MODE ANALOG-DIGITAL CONVERTERS SUMMARY In this thesis, the reason why current mode techniques are prefered instead of voltage mode techniques is stated and a current mode flash ADC is designed. The reduction of the supply voltage necessiated by the move to the smaller tranzistor geometries causes the dynamic performance of the voltage mode circuits to be limited. At this point current mode techniques, which were not taken into consideration very-well before, emerges with their improved dynamic performance and high process speed ability . By considering the superiority of the current mode circuits to their voltage mode counterparts, a current mode flash analog to digital converter, which is the fastest architecture to convert analog signal to digital signal, is designed. The performance of the sample and hold circuit and the current comparator which are the core elements affecting the speed of conversion is improved. The two factors limiting the performance of the sample and hold circuit , poor current transfer ratio and the charge error caused by the non-ideal switches are reduced by using various methods. The diffuculties to speed up the response time of the current comparator to the current inputs having distinct absolute values and different signs at the same time is tried to overcome. Although the designed ADC has low resolution, because of having high conversion rate, it is better to apply this converter as a sub ADC to a two step or a pipelined ADC instead of using as a stand-alone high resolution flash ADC. x 1. GİRİŞ Bilinen, kayıtlara geçmiş ikilik sisteme dayanan ilk DAD 18. yy’da Osmanlı İmparatorluğu’nun su sağlayıcılarında çıkan sorunları çözmek üzere geliştirilen su miktarını ölçme sistemleriydi. Sistem, 8 bitlik DAD gibi çalışacak şekilde yan yana 8 adet ikilik sistem ağırlıklı kanalın el ile yönlendirilmesiyle çalıştırılmaktaydı (Kester, 2004). Elektronik alanına bakıldığında, ilk veri çeviriciler haberleşme alanında geliştirilmiştir. Telegraf ve telefonun icadıyla elektronik haberleşme alanındaki çalışmalar başlamış ve PCM (1937) sistemlerinin oluşturulmasıyla veri çeviriciler devreye girmiştir. Tasarlanan bu çeviricilerde aktif eleman olarak vakum tüpleri kullanılmıştır. 1940 ve 1950lerde geliştirilen sayısal bilgisayarlar nedeniyle, sayısal işaret işleme önem kazanmış, dolayısıyla üstün performanslı ADD ve DADlere duyulan ihtiyaç artmıştır. 1947’de germanyum tranzistorun icadından sonra elektronik sistem tasarımında yeni bir çığır açılmıştır. 1954’te silikon tranzistor geliştirilmiş, 1959’da tümleştirilmiş devre teknolojisi uygulanmaya başlanmış ve tümleştirilmiş devre yapısının karalılığını arttırıp, bozucu etkilere duyarlılığını azaltan “planar” teknoloji ile desteklenmiştir. Beklenildiği üzere, katı hâl elektroniğindeki bu gelişmeler ADD ve DADleri doğrudan etkilemiş ve küçük çip alanı kaplayan, çözünürlüğü ve çevrim hızı yüksek veri çevirici devreleri tasarlanmaya başlanmıştır. 1960’larda NPN ve PNP tranzistorlara dayalı bipolar teknoloji ile “monolithic” işlemsel kuvvetlendiriciler tasarlanmıştır. Bu lineer elemanlara ek olarak TTL lojik ailesine üye sayısal devreler kullanılarak 1970’lerdeki veri çeviriciler tasarlanmıştır. 1970’lerden 1990’lara kadar geçen süre içerisinde, bipolar teknoloji ve ince film direnç teknolojisi ,kalibrasyonu mümkün olan lineer devreler ve veri çeviriciler oluşturulmasında kullanılan direnç teknolojisi, kullanılarak performansları artan tümleştirilmiş veri çeviriciler tasarlanmıştır. 1980’lere kadar PNP tranzistorların yüksek frekanslardaki davranışının kötü olması nedeniyle lineer devrelerin, özellikle işlemsel kuvvetlendiricilerin, performansı kötü 1 yönde etkilenmiştir. 1980’lerde “p-epi” tamamlayıcı bipolar teknoloji kullanılarak bu engel aşılmıştır. 1960’lı yıllarda ortaya çıkan CMOS teknoloji, TTL devrelerin yerini ,küçük alan kaplaması, düşük güç harcaması, geniş hafıza olanakları nedeniyle, CMOS devrelerin almasını sağlamış ve karmaşık VLSI sayısal devrelerin oluşturulmasında vazgeçilmez yöntem olmuştur. CMOS teknoloji ile verimli devreler yapılmasına karşılık, bipolar teknoloji kullanılarak yapılan kuvvetlendirici ve gerilim referansı devreleri daha iyi performans sunmaktadır. Bu durum CMOS teknoloji ile bipolar teknolojinin birleştirilerek daha karmaşık buna karşılık daha verimli BiCMOS teknolojinin geliştirilmesine neden olmuştur. Modern mikronaltı CMOS teknolojisinin hızlı, düşük güç harcamalı ve ucuz yapısından dolayı, lojik ve hafıza devrelerinde kullanılan teknikler kullanılarak, eşlenmiş kapasitelerin, dirençlerin, kaçak akımları ve iletim dirençleri çok düşük anahtarların oluşturulması olanaklı hale gelmiştir. CMOS teknoloji, bu baskın özellikleri nedeniyle ADD ve DAD yapılarının birçoğu oluşturulurken, modern çeviricilerde daha çok sayısal fonksiyonlar eklendiği gözönüne de alındığında, baskın teknoloji olmuştur. Buna karşılık mikronaltı CMOS teknolojisi, kullanılan kanal uzunluğu teknolojisine bağlı olarak tranzistor belverme geriliminin düşmesi nedeniyle, besleme gerilimlerinin dolayısıyla devrelerin çıkış işaret salınım aralığının azalmasına neden olmuştur. Bipolar yapıların kullanıldığı kuvvetlendirici ve gerilim referansı devreleri CMOS yapılarla oluşturulanlara göre daha iyi performans sunmasından dolayı çok yüksek performanslı giriş yapıları gerektiren devrelerde BiCMOS yapıların kullanılabileceği unutulmamalıdır (Kester, 2004). 1.1. Motivasyon Bu tezde, akım modlu analog-sayısal çeviricilerin gerilim modlu analog sayısal çeviricilere göre üstünlükleri üzerinde durulmuştur ve bu noktadan hareketle 3 bitlik akım modlu, 0,5µ mikronaltı CMOS teknolojisine dayalı, paralel ADD devresi tasarlanmıştır. Tezin 2. ve 3. bölümlerinde analog-sayısal çevirici performans ölçütleri ve türleri üzerinde durulmuştur. 2 4. bölümde akım modlu paralel ADD yapısında kullanılabilecek temel yapılar tanıtılmıştır. 5. bölümde ise bu yapılar, yüksek performanslı ADD tasarımı için geliştirilmiştir. 6. bölümde elde edilen sonuçlar yorumlanmıştır. 3 2. ANALOG İŞARETTEN SAYISAL İŞARETE GEÇİŞ VE ÇEVRİM PERFORMANSINI BELİRLEYEN ÖLÇÜTLER Analog devreler ile karşılaştırıldığında sayısal devreler, gürültüye karşı daha az duyarlı ve işlem varyasyonlarına karşı daha dayanıklı, tasarım ve testleri daha basit, programlanmaya daha elverişili yapılardır. Sayısal devre ve işlemcileri hayatın vazgeçilmezi olmasının en önemli nedeni tümleştirilmiş devre teknolojilerindeki gelişmeler sonucunda performansların yükselmesidir (Razavi, 1995). Devreleri analog ve sayısal devreler olarak ayırmadan önce işledikleri işaretleri incelemek gerekir. İşaretler karakteristik frekanslarına ve genliklerine göre iki gruba ayrılırlar: • Analog İşaretler: Sürekli zaman ve sürekli genlikli işaretleridir. Temel olarak, genlikleri ve bandgenişlikleri sınırlı değildir. • Sayısal İşaretler: Bandgenişlikleri (örneklemeden dolayı) ve genlikleri (kuantalamadan dolayı) sınırlı işaretlerdir. Doğada, algılanabilir tüm işaretler analog yapılıdır. Bu analog işaretlerin işlenmesi sırasında zorluklarla karşılaşılacağı için DSP veya MCU tarafından işlenebilecek sayısal verilere dönüştürülmesi gerekir. Analog Dijital Dönüştürücüler ve Dijital Analog Dönüştürücüler, analog dünya ile sayısal dünya arasındaki köprüyü oluştururlar (Şekil 2.1). Şekil 2.1: Analog dünya ile sayısal işaret işleyici arasındaki ilişki 4 Analog işaretlere göre yaklaşımlar olarak ifade edilen sayısal işaretlere dönüştürme sırasında, sınırlamalardan dolayı bazı hatalar oluşur. Bu hatalar, kullanılan ADDnin performansının ve çevrimi başarıyla yapma mikatrının ölçütüdür. 2.1. Örnekleme Teoremi Analog dijital çevrim sırasında, tüm çevrim girişlerine ulaşan giriş işaretinin değerinin belirli zaman aralığında sabit değerli olması gerekir. Bu nedenle sürekli zaman analog işaretler, belirli zaman aralıklarında, ts=1/fs, orijinal işareti temsil edebilecek doğrulukta olacak şekilde örneklenirler. Örnekler ne kadar sıklık ile alınırsa, işaretin sayısal ifadesi o kadar düzgün bir biçimde girişi temsil edebilir. Örnekleme sıklığı düşük tutulursa, işaretin belirli bir kısmı alınamayacağı için bilgi kaybı sözkonusu olabilir. Bilgi kaybı olmadan, örneklenmiş işaretten orijinal işaretin elde edilebilmesi için gerekli örnekleme sıklığının belirlenmesinde Shannon Örnekleme Teoremi’nden yaralanılır: Shannon Örnekleme Teoremi: fmax frekansının ötesinde bileşeni bulunmayan sürekli zaman işareti x(t), x[n]=x(nTs) örneklerinden tam olarak tekrar oluşturulabilmesi için örnekleme sıkılığı olan fs=1/T için şu şart sözkonusu olmaktadır: fs > 2fmax (2.1) Örnekleme teoremi iki nokta üzerinde durmaktadır: • Bir işaretin, örnekleri kullanılarak tekrar oluşturulabileceğinden, • Sürekli zaman işareti x(t)’ nin frekansına bağımlı minimum örnekleme oranından (frekansından) Minimum örnekleme oranı (frekansı), Nyquist Oranı (frekansı) olarak isimlendirilmektedir (McClellan ve diğ, 1998). Şekil 2.2(a)’ da g(t) darbeleri ile örneklenmiş işaret görülmektedir. Elde edilen işaret şu şekilde ifade edilir: s(t) = ∑ n x(nT)g(t − nT) (2.2) Bu işarete Fourier dönüşümü uygulandığında ise şu sonuç elde edilir Şekil 2.2(b): 5 S(f) = 1 G(f) T ∑ k X(f + k ) T (2.3) Şekil 2.2(b)’de örneklenmiş işaretin spektral bileşenleri görülmektedir. X(f) işareti band sınırlı işaret olduğu için, S(f)’de fs=1/T peryodu ile band sınırlı olacaktır. X(f+k/T) bileşenleri üst üste çakışmaz ise, X(f) temel bandının, dolayısıyla x(t) işaretinin, bir filtre yardımıyla tekrar oluşturulması mümkün olabilmektedir (Rodriguez-Vazquez, 2003). Şekil 2.2: (a) x(t) işaretinin dikdörtgen darbeler ile örneklenmesi (b) örneklenmiş işaretin frekans bölgesindeki durumu Shannon Teoremi gözönüne alındığında, örnekleme peryodu içinde ilgili giriş işaretine ait en az iki adet örnek bulunmaz ise orijinal işaretin oluşturulması mümkün olmayabilir. Örneğin: fo frekanslı bir işaret örneklendiğinde elde edilen ardışık işaret: x[n] = Acos(2π fo nTs + φ) 6 (2.4) Şekil 2.3: (a) g(t) işaretinin genlik spektrumundaki ifadesi (b) “alias” olayının görsel olarak ifadesi Şekil 2.4: (a) g(t) işaretinin Nyquist frekansının üstünde bir değerde örneklenmesi sonucu oluşan spektral bileşenler (b) işaretin örneklerinden tekrar oluşturulması için kullanılacak keskin geçişli olmayan filternin genlik cevabı şeklinde ifade edilir. fo+lfs (l=tamsayı) frekanslı işaret örneklendiği durumda elde edilecek ardışık işaret ise: 7 y[n] = Acos(2 π(fo + lfs)nTs + φ) (2.5) olacaktır. y[n] işareti peryodik olduğu için: x[n]=y[n] (2.6) elde edilir. fo+lfs gibi frekanslara, fs örnekleme frekansı gözönüne alındığında fo frekansının “alias”ı denir ve şu şekilde açıklanır: İşaret spektrumunda, yüksek frekanslı bir bileşenin düşük frekanslı bileşenin yerini almasıdır (Haykin, 1994). Şekil 2.3(a) ve (b)’de g(t) işaretinin spektrum ifadesi ve “alias” olayının ifadesi görülmektedir. “Aliasing” etkilerine karşı alınabilecek önlemler: • İşaret bilgisi ile ilgisi olmayan işaretler “pre-alias” filtreler kullanılarak bastırılabilir. • Filtrelenmiş işaretler, Nyquist frekansının biraz daha üzerinde örneklenebilir. Aynı durum negatif frekanslı işaretler içinde geçerlidir. Örneğin -fo+lfs (l=tamsayı) frekanslı işaret örneklendiği durumda elde edilecek ardışık işaret z[n] = Acos(2 π(-fo + lfs)nTs − φ) (2.7) olacaktır. Bu durumda da: x[n]=z[n] (2.8) olur. Bu olay “folding” etkisi olarak adlandırılır. İşaretler, Nyquist frekansından düşük frekanslarda örneklenmesine “undersampling” denir. Undersampling uygulamalarında örneklenen işaret bir daha oluşturulamaz. Nyquist frekansının üstünde yapılan örneklemeye ise “oversampling” denir (Şekil 2.4(b)). “Oversampling” uygulamalarında işaret kolayca, keskin filtreye gerek duymadan (Şekil 2.4(c)), süzülüp elde edilir . 2.1. Kuantalama ve Kuantalama Gürültüsü N bitlik bir ADD yalnızca 2N olası çıkış verebilmektedir. Bu nedenle, sürekli genlikli analog işaretler, ADDnin çözünürlüğüne bağlı olarak belirlenmiş, değerlerine en yakın 2N seviyeden birisine (kuantalama seviyesi) karşı düşürülürler. Herhangi bir kuantalama seviyesi ile bir sonraki kuantalama seviyesi arasındaki fark kuantalama basamağı olarak adlandırılır. Her kuantalama seviyesi arasındaki fark 8 eşit ise bu kuantalama düzgün dağılımlı olarak yapılmıştır denir. Kuantalama basamakları arasındaki fark ise şu şekilde hesaplanır: ∆ = LSB = A 2N (2.9) Bu denklemde; A, tam ölçü giriş işaretini temsil etmektedir. Kuantalama basmağı bir LSB değerine eşittir. İdeal N-bitlik analog dijital dönüştürücünün oluşturacağı hatalar, örnekleme ve kuantalama sırasında meydana gelir. İdeal bir çevircinin, analog veriyi sayısal veriye dönüştürürken oluşturacağı max hata ±1/2LSB sınırı içinde olacaktır. Şekil 2.5’ de N-bitlik ideal ADDnin transfer fonksiyonu görülmektedir. Şekil 2.5: N-bitlik işaretin transfer fonksiyonu ve buna karşılık düşen kuantalama hatası Oluşan kuantalama hatasının, єq ±1/2∆ aralığında raslantısal olarak, düzgün bir şekilde dağıldığı varsayımıyla bir tür gürültü olarak (kuantalama gürültüsü) ele alınabilir. Bu gürültünün gücü, giriş işareti ile kuantalama hatasının ilintisiz olduğu varsayımıyla şu şekilde hesaplanır: Pkuantalama _gürültüsü 1 = T 9 ∆ 2 ∫ −∆ 2 2 εq dεq = ∆2 12 (2.10) Bazı durumlarda saat darbesi ile giriş işareti harmonik olarak ilişkili olduğunda kuantalama hatası ile giriş işareti ilintili olmakta ve enerji, işaretin harmonikleri üzerinde yoğunlaşmaktadır (Kester, 2004). 2.3. Analog Dijital Dönüştürücülerin DC ve AC Performans Ölçütleri ADD performans ölçütleri genel olarak iki grupta incelenir: DC ve AC performans ölçütleri. Bazı uygulamalarda, ADDler göreli olarak statik veya DC benzeri değerleri (sıcaklık algılaması) ya da dinamik değerlerin (ses sinyalinin işlenmesi) ölçülmesinde kullanılırlar. Bir sistem için seçilecek ADDler yalnızca çözünürlükleri bakımından değil kullanılacakları görev için gerekli AC veya DC performansları gözönüne alınarak değerlendirilmelidir. Aksi takdirde yüksek çözünürlüklü bir ADD beklenenden çok daha kötü performans sergileyebilmektedir. 2.3.1. DC (Statik) Performans Ölçütleri Bazı uygulamalarda (sıcaklık ve basınç sensörleri) işaretler göreli olarak statik kalırlar. Bu uygulamalarda, ölçülen gerilim veya akım fiziksel verilere dayanmaktadır. Bu durum gözönüne alındığında, ölçülen gerilim veya akımın, fiziksel veriyi tam olarak yansıtması gerekir. Bu tür mutlak doğruluğu anlatan performans ölçütleri offset hatası, genlik hatası, DNL, INL ve referans hatasıdır. 2.3.1.1. DNL İdealde, ADDnin transfer fonksiyonu gözönüne alındığında herhangi bir sayısal koddan bir sonrakine geçmek için analog işaret değerinde 1 LSB değerinde artış olması gerekmektedir. DNL ise bu geçişler sırasında ideal değer olan 1 LSBden sapmaların ölçüsüdür. DNL değerinin belirlenmesi için kullanılan formül aşağıda gösterilmiştir: DNL = Agiriş (Qm+1) – Agiriş (Qm) – 1LSB (2.11) (Qm+1) ve (Qm) iki komşu kuantalama seviyesini temsil etmektedir. Agiriş(Qm+1) ve Agiriş(Qm) değerleri ise sırasıyla bu kuantalama seviyelerine karşılık gelen analog giriş işaretini temsil etmektedir. Görüleceği gibi iki kuantalama değeri arasındaki fark 1LSB olursa, DNL sıfır değerine eşit olmaktadır. Bu fark, sıfırdan büyük olursa DNL pozitif, sıfırdan küçük olursa DNL negatif olur. Bir ADDnin performans ölçütlerinden birsi de, çevrim sırasında kod kaybının oluşup oluşmamasıdır. Kod kaybının olmaması şu şekilde ifade edilir: giriş işareti giriş 10 aralığında tarandığı zaman, buna karşı gelebilecek tüm kod kombinasyonlarının çıkışta elde edilebilmesidir. DNL <±1 LSB sınırları içinde tutulduğu sürece ilgili çeviricinin kayıp kod olayına izin vermeyeceği garanti edilebilir. Bir ADDnin test koşullarında elde edilen sınırlar genelde veri dokümanlarından elde edilen sınırlardan daha sıkı olduğu için, kayıp kod olmaması garanti edilememektedir. Şekil 2.6: Bir ADDdeki DNL gösterimi Şekil 2.7: DNL hatasına bağlı kayıp kod örneği (a) ±1LSB<DNL olduğu için kod kaybı sözkonusu değil (b) DNL hatası=-1 olması nedeniyle “10” kodu kayıp Şekil 2.7(a)’da görüldüğü üzere, DNL<±1 sınırları içinde kaldığı için kod kaybı sözkonusu değildir. Şekil 2.7(b)’de ise DNL=-1LSB olduğu için buna karşı gelen “10” kodu, çevirici tarafından çıkışa verilmemektedir. Bir ADDnin çıkışında elde edilen sayısal kod, girişteki analog işaret arttığı sürece artıyor ya da sabit kalıyorsa kullanılan ADD monotonik olarak sınıflandırılabilir. 11 Monotonluk, DNL değeri 1LSBye eşit veya daha düşük olduğu durumlarda garanti edilebilir. Bir monotonik sistemde çıkıştaki 1LSBlik artışa karşılık, analog girişte 0 ile 2LSB arasında değişim olur. Şekil 2.8’de bir ADDdeki monotonluk olayının görsel ifadesi bulunmaktadır. Pratikte, küçük değerli analog işaret girişlerinde, gürültü ADD çıkışının iki kod arasındaki geçişinde osilasyon yapmasına neden olduğu için, monotonluk ölçümü histogram tekniği kullanılarak yapılır. Şekil 2.8: Bir ADDdeki monotonluk ifadesi DNL, kuantalama etkisine, gürültü ve “spurios” bileşenler eklendiğinde, ADD performansı SNR (işaret gürültü oranı) ve SFDR (“spurous” dan arındırılmış dinamik aralık) bakımından sınırlanmaktadır. 2.1.1.1. INL Integral Lineersizlik (INL), bir çeviricinin transfer fonksiyonunun çizilmiş olan bir doğrudan sapmasının ölçüsüdür ve genelde LSB veya tam ölçü aralığı yüzdesi (FSR) cinsinden ifade edilir. Bu doğrunun seçiminde baş vurulan yöntemlerden en sık kullanılan ikisi aşağıda belirtilmiştir: • Son nokta yönteminde, orijinden başlayarak tam genlik noktasında son bulacak bir doğru çizilerek sapma miktarı hesaplanır. Bu yöntem, kullanıcının çeviriciyi kolayca kalibre etmesini sağlar. Bunun yanısıra, lineerliği 12 göstermenin en yalın yöntemlerinden biridir çünkü toplam hata miktarı ölçülürken ideal transfer fonksiyonundan sapmaya göre hesaplanır. • Standart eğri yerleştirme yöntemi kullanılarak bir doğru, transfer karakteristiği üzerine çizilir ve sapmalar bu doğruya göre ölçülür. Bu yöntem kazanç hatası ve offset hatası hakkında da fikir verir. Ayrıca bu yöntem ac uygulamalarında distorsiyon ile ilgili daha iyi kestirimde bulunmayı sağlar. Şekil 2.9 (a) ve (b) karşılaştırıldığında, en iyi doğru yönteminde hesaplanan INL hatası, son nokta INL hatasına göre %50 daha düşük çıkar. Şekil 2.9: (a) “Son nokta yöntemi” ile INL değerinin belirlenmesi (b) “En iyi doğru yöntemi” ile INL değerinin belirlenmesi 2.1.1.2. Offset ve Kazanç Hatası 13 Şekil 2.10: Bipolar sistemlerde offset hatası Kuvvetlendirici ve karşılaştırıcılarda kullanılan elemanların uyumluluğunun sınırlı olmasından dolayı offset gerilimi ve offset akımı oluşur. Bu offset değeri, çevircinin girişine sıfır değerli işaret uygulandığı halde, çıkışta sıfırdan farklı bir değer elde edilmesine neden olur. Bu bilgiler ışığında bir ADDdeki offset şu şekilde tanımlanabilir: elde edilen transfer fonksiyonunun ilk geçiş noktasının, ideal noktadan olan sapma miktarıdır. Şekil 2.11: Unipolar sistemlerde offset hatası 14 Şekil 2.12: Offset, kazanç ve tam-ölçü hatası Bipolar sistemlerde, offset hatası öteleme ile veya iteratif (offset oluşturma, kazanç ayarlaması ve öteleme) tekniklerle giderilebilir. Unipolar sistemlerde ise durum biraz farklıdır. Eğer offset pozitif değereli ise, bipolar sistemlerdeki gibi düzeltilebilir. Eğer offset negatif ise, çevirici çıkışında lojik “0” değerleri belireceği için giriş değeri çıkışta bir geçiş noktası oluşturana kadar yavaş yavaş arttırılır. Kazanç hatası, offset hatası giderildikten sonra, tam ölçü işaret girişi dikkate alındığında, çıkışın ideal transfer fonksiyonundan sapma miktarıdır. Tam ölçü işaret hatası ise transfer fonksiyonunun son geçiş noktasında ölçülür ve ideal ADD transfer fonksiyonuyla karşılaştırılır. Tam ölçü işaret hatası, offset hatası ve kazanç hatasının toplamı olarak da ifade edilebilir. Kazanç hatası iki şekilde giderilebilir: referans değerini, belirli bir değerde tam işaret çıkışı verecek şekilde bükerek ya da ADD transfer fonksiyonunun eğimini software ile oluşturulacak lineer doğrulama eğrisi ile değiştirerek. Offset hatası ve kazanç hatası, bir ADDnin dinamik performansının azalmasına neden olur. 2.1.1.3. Referans Bir ADDnin referans işareti, karşılaşılabilecek en büyük potansiyel hata kaynaklarından biridir. Bu hata, sıcaklıktan, kaynak gürültüsünden veya yük regülasyonundan kaynaklanır. 2.1.2. AC (Dinamik) Performans Ölçütleri Bazı ADDler, DC giriş işaretlerinde (veya yavaş değişen giriş işaretlerinde) iyi sonuçlar verebilir; ama bu durum hızlı değişen giriş işaretlerinde iyi sonuç vereceği anlamı taşımamaktadır. Bir ADDnin AC performansının iyi olup olmadığını anlayabilmek için SNR, SNDR, ENOB, THD, SFDR ve IMD değerlerine bakılmalıdır. Dinamik performans ölçütleri frekans bölgesinde Hızlı Fourier Dönüşümü (FFT) uygulanarak incelenir. 2.1.2.1. İşaret-Gürültü Oranı İşaret-gürültü oranı, giriş işaret gücünün rms (karesel ortalama değerinin karakökü) değerinin, gürültü gücünün rms (harmonik distorsiyon dahil edilmemektedir) değerine oranıdır. 15 SNR ölçütü kullanılarak, ölçülen işarete karşı beklenen gürültü gücünün karşılaştırılması yapılabilir. İşaret-gürültü oranı hesaplanmasında elde edilen gürültü ölçüsü harmonik distorsiyon bileşenlerini kapsamamasına karşılık kuantlama hatası ve diğer gürültü kaynaklarını –ısıl gürültü vs.- kapsamaktadır. Çözünürlüğü gözönüne alınan bir ADDde, teorik olarak en iyi SNR değeri hesaplanırken performansı sınırlayan tek etken kuantalama hatasıdır. Bir ADDnin teorik SNR değeri, n değeri çözünürlük olarak ele alınırsa, şu şekilde hesaplanır: SNR(dB)=6.02n+1.76 (2.12) Kuantalama hatasının rms değeri hesaplaması Nyquist bandgenişliğinin tamamı üzerinde (DC’den fs/2’ye kadar) yapılmaktadır. Çoğu uygulamada ise işaret bandgenişliği (BW) çok daha küçük olur. Bu band genişliğinin dışında kalan bölge uygun filtre kullanılarak temizlenirse, yukarıdaki denklemde bir düzeltme (işlem kazancı “process gain”), yapmak gerekir. Bir işareti band genişliğinin iki katından daha yüksek bir değerde örneklemeye “oversampling” denir ve bu olay Nyquist band genişiğine düşen gürültünün etkisini azaltır. Genliği, seçilen bir ADDnin tam işaret giriş genliğine eşit sinüs işareti için teorik maksimum SNR aşağıdaki formül ile hesaplanır. SNRdB = 6.02n + 1.76 + 10log10 Kuantalama hatasını azaltmak, işaret-gürültü fs 2.BW oranını (2.13) arttırmak için ADD çözünürlüğünün arttırılması gerekmektedir. Gerçekte, bir ADDnin SNR değerini belirlemede harmonik, intermodulasyon ve spurious distorsiyon etkilidir. Sonuç olarak gürültü kaynakları arttıkça SNR değeri azalır. Bir data çeviricinin, gürültü tabanını belirleyen çözünürlüğü ve kuantalama seviyesidir. Bu bilgiler ışığında bir sinüzoidal giriş işareti için, asıl SNR değerinin hesaplanması şu şekildedir: ⎛ ⎞ Aisaret(rms) ⎟ SNRdB = 20log10 ⎜ ⎜ Atoplam_gürültü(rms) ⎟ ⎝ ⎠ (2.14) Aisaret(rms): analog giriş işaretinin rms değeri Atoplam_gürültü(rms): dinamik performansı sınırlayan tüm gürültü oluşturduğu gürültünün rms değeri (harmonik distorsiyon hariç). 2.1.2.2. İşaret-Gürültü+Distorsiyon Oranı 16 kaynaklarının Sinüzodal giriş işaretleri için, SNDR (veya SINAD), giriş işaretinin rms değerinin, gürültü ve distorsiyon, THDnin ilk N harmoniği (genelde 2.’den 5.’ye kadar), toplamının rms değerine oranıdır. SNDR, bir ADDnin dinamik aralığının kalitesini belirler ve ⎛ Aisaret(rms) SNDR dB = 20log 10 ⎜ ⎜ Agürültü +HD(rms) ⎝ ⎞ ⎟ ⎟ ⎠ (2.15) şeklinde ifade edilir. Bu denklemde; Aisaret(rms), çıkış işaret seviyesinin rms değerini, Agürültü+HD(rms) ise Nyquist bandgenişliği içindeki tüm spektral bileşenlerin toplamının rms değerini temsil etmektedir. SNDR, giriş işaretinin genliğinin yanısıra frekansına da bağlıdır. Giriş frekansı Nyquist frekansına yaklaştıkça SNDR değeri azalır. (Şekil 2.13) SNDR çizimi, yüksek frekans distorsiyonundan dolayı ADDnin AC performansının azaldığı noktayı göstermekte ve genellikle “undersampling” uygulamalarında performansın belirlenmesi amacıyla Nyquist bandgenişliğinin üzerinde çizilmektedir. Şekil 2.13: Giriş frekansına göre SNDR değişim örneği 2.1.2.3. Etkili Bit Sayısı ENOB, gerçeklenen ADDlerde performansı belirlemek için daha yaygın olarak kullanılan bir ölçüttür. ⎛ Aölçülen_hata(rms) ⎞ ⎟ ENOB = N − log 2 ⎜ ⎜ Aideal_hata(rms) ⎟ ⎝ ⎠ 17 (2.16) Yukarıdaki denklemde, N gerçeklenen ADDnin bit sayısını, Aölçülen_hata(rms) çevrim sonunda elde edilen, ortalaması alınmış gürültü, Aideal_hata(rms) idealde elde edilecek kuantalama hatası şeklinde ifade edilir. ENOB uygulanan işaretin frekansına ve genliğine bağlıdır. Bu ölçüt, bir ADDnin ideal kuantalama hatasının rms değeri ile gerçeklendiği zaman ölçülen gürültünün rms değerlerinin karşılaştırılmasını yapar. Örneğin: gerçeklenen ADDnin ENOB değeri, ideal bir ADDnin bit sayısına eşit ise (Ngerçeklenen>Nideal, N bit sayısı), bu durumda gerçeklenen ADDnin ürettiği gürültünün rms değeri, ideal ADDnin ürettiğininkine eşittir denir. SNDR ile doğrudan ilişkisi olduğu için ENOB aşağıdaki formül ile de ifade edilir: ENOB = SNDR − 1.763 6.02 (2.17) Frekans arttıkça, kayıp kod oluştukça, AC/DC non-lineerliği arttıkça, referans ve güç kaynağında gürültü oluştukça ENOB değeri düşer. 2.1.2.4. Spurlardan Arındırılmış Dinamik Aralık Çeviriciler yüksek “oversampling” oranlarında kullanıldığında ya da çevircinin spektral saflığı önemli olduğunda, maksimum işaret genliği ile en büyük distorsiyon elemanı arasındaki oran önemli olmaktadır. Bu oran spurlardan arındırılmış dinamik aralık olarak adlandırılır. SFDR genelde giriş işaret genliğine bağımlı olarak çizilir ve işaret genliğine (dBc) ya da ADD tam işaret giriş geniliğine (dBFS) bağımlı olarak ifade edilir (Şekil 2.14). Tam genliğe yakın giriş işareti değerlerinde, spur tepe değeri ilk birkaç harmonikten en büyük olanı ile belirlenir. Buna karşılık, giriş işareti, tam giriş işaretinin birkaç dB altına düştüğünde giriş sinyalinin doğrudan harmoniği olmayan spurlardan meydana gelir. Bu olayın nedeni ADD transfer fonksiyonunun DNL değerinden kaynaklanır. Bu nedenle, SFDR, kaynağı ne olursa olsun tüm distorsiyonları kapsar. Saf sinüs girişlerinde, SFDR, temel frekansta (A[Fgiriş](rms)) ortalaması alınmış DFT değerinin genliğinin, Nyquist bandındaki en yüksek genliğe sahip harmoniğe (AHD_max(rms)) ya da spur değeri en yüksek elemanın (ASPUR_max(rms)) ortalaması alınmış DFT değerinin genliğine oranıdır. Genelde SFDR, işaretin genliğine ve frekansına bağlıdır; fakat bazı durumlarda ADDnin örnekleme frekansına da bağlı olabilmektedir. 18 SFDRdBc [ ] ⎛ AF giriş (rms) ⎜ = 20log10 ⎜ ⎜ AHD_max(rms) ⎝ ⎞ ⎟ ⎟ ⎟ ⎠ (2.18) SFDR değerinin büyük olması için çevircinin ölçülen SNR değeri, teorik değerine olabildiğince yakın olması gerekir. İntegral lineerliği iyi olan çeviriciler genelde SNR değerinden daha yüksek SFDR değeri verirler. Şekil 2.14: SFDRnin işaret genliğine (dBc) ve ADD tam-ölçü işaret giriş geniliğine (dBFS) bağımlı olarak ifadesi 2.1.2.5. Toplam Harmonik Distorsiyon Dinamik hatalar ve INL, ADDye peryodik işaretler uygulandığında harmonik distorsiyona neden olur. Saf sinüzoidal giriş işaretleri sözkonusu olduğunda, harmonik bileşenler temel frekansın tamsayı katlarında ortaya çıkarlar. Bu bileşenlerin genlikleri, giriş işaretine göre dB cinsinden oran olarak ifade edilir. THD, FFT spektrumunda (dc’den fs/2’ye kadar olan bölge) bulunan tüm harmoniklerin rms değerlerinin toplamıdır. Genelde tüm harmonikler hesaplamaya katılsada, ilk beş harmonik, THD değerini büyük ölçüde etkiler. Bir ADDnin performansının belirlenmesinde, haberleşme ve RF/IF uygulamaları sözkonusu olduğunda, THD ölçütü, DC lineersizlik ölçütünden daha etkilidir (Kaya, 2002). ⎛ ⎜ THDdBc = 20log10 ⎜ ⎜ ⎝ {A 2 HD_2(rms) 2 [ ] A fgiris 19 2 + AHD_3(rms) + ... + AHD_N(rms) (rms) } ⎞⎟ ⎟ ⎟ ⎠ (2.19) A[fgiris](rms), temel bişenin rms değeri, AHD_2(rms)’den AHD_N(rms)’ e kadar olan değerler ise 2.’den N.’ye kadar olan harmonik bileşenleri temsil etmektedir. THD değerleri dB cinsinden ya da taşıyıcı veya temel bileşen referans alınarak ifade edilir. 2.1.2.6. İki Tonlu Intermodulasyon Distorsiyonu Göreli olarak birbirlerine yakın, f1 ve f2 frekanslarındaki iki saf sinüs işaretinin bir ADDye uygulanması ile ölçülür. Bu iki işaretin genlikleri ADDnin tam işaret giriş genliğinden 6dB daha düşük uygulanarak, üst üste gelip toplandığında ADD tarafından işaret kırpılmamış olur. Şekil 2.15’de ikinci ve üçüncü seviye bileşenler görülmektedir. Şekilden de görüleceği üzere ikinci seviye bileşenler sayısal filtreler kullanılarak süzülebilirler; fakat üçüncü seviye bileşenler (2f2-f1 ve 2f1-f2) temel frekanstaki bileşenlere daha yakın oldukları için süzülmeleri daha zordur. Aksi söylenmediği sürece iki tonlu IMD ile, burada örneği verilen üçüncü seviye gibi bileşenler kastedilir. IMD sonucu, bu iki orijinal tondan bir tanesine göre dBc cinsinden göreli olarak ifade edilirler. Şekil 2.15: İki tonlu IMDnin ikinci ve üçüncü dereceden bileşenleri İki tonlu intermodulasyon distorsiyonu genelde giriş genliklerinin (A[f1] ve A[f2]) ve frekanslarının (f1 ve f2) fonksiyonudur. Bu nedenle iki tonlu IMD ölçümleri sırasında giriş genlik ve frekansları belirtilmelidir. Giriş işaretlerinin, intermodulasyon ve harmonik distorsiyondan bağımsız olmaları önemlidir. Geniş bandlı ve geniş dinamik aralıklı ADDler için bu durumun sağlanması biraz zordur. 20 Test için kullanılan, çıkış seviye belirleme devresi, kuplaj devreleri ve işaret üreteçleri kolayca IMD etkisi yaratabilirler. Bu nedenle, testler sırasında bu etkilerden kaçınmak için güç bölücü/birleştirici (iki giriş işaretini bölmek veya birleştirmek için kullanılan yapı) elemanları lineer bölgeleri içinde kullanılmalıdırlar (Kaya, 2002). 2.2. ADD Performansının Belirlenmesi Gerçeklenen bir ADDnin teorik çözünürlüğünün ve çevirme oranının, pratik uygulamalarda istenilen performansı gösterip göstermediğini anlamak için , bir test düzeneği hazırlanıp AC ve DC performanslarının ölçülmesi gerekir. Bu test düzeneği, test edilecek eleman, saat ve işaret girişi olmak üzere iki adet giriş ve gerektiği kadar çıkıştan oluşmaktadır. Saat maksimum hızında çalışırken, giriş işaret frekansına ve genliğine bağlı olarak statik ve dinamik olmak üzere iki tür test uygulanır. Statik test sırasında giriş işareti yavaş yavaş arttırılır ve DNL, INL, offset ve kazanç hatası gibi statik parametreler ölçülür. Dinamik testte ise giriş işareti, bir saat darbesinden diğerine hızlıca değiştirilerek SNR ve THD ölçülür. En gerçekçi ölçümün yapılabilmesi için, giriş işaretinin tam ölçü aralığında salınım yapması ve band genişliğinin saat frekansının yarısına eşit olması gerekmektedir. Pratikte, giriş işareti herhangi bir dalga şeklini alsada, devrenin karakteristik özellikleri belirlenirken, birçok uygulama için uygun, iyi tanımlanmış düzgün işaretlerin kullanılması gerekir. Buna ek olarak, giriş işaretleri düzgün şekilde oluşturulabilir, çıkış işaretleri ise düzgün ölçülebilir olmalıdır (Kaya 2002). Statik testler için giriş işareti sıfır değerinden tam ölçü işaret genliğine doğru lineer olarak artan ve idealde tüm kodların oluşmasını sağlayabilecek rampa fonksiyou olabilir. Sinüzoidal dalgalar ise birçok özelliği nedeniyle dinamik tetsler için çok uygundur: • Zaman ve frekans domeninde, matematiksel tanımları tam olarak yapılabilir ve analog işaretler gözönüne alındığında filtrelemeyle , sayısal işaretler gözönüne alındığında sayısal kelime uzunluğunu arttırarak ideal şekillerini alırlar. • Spektral analiz yapılarak distorsiyon ve gürültü gibi idealsizlikleri kolayca ölçülebilir. 21 • Tekil frekanslı bileşen olarak, saat frekansının yarı değerine ulaşarak, devrenin frekans cevabı ile ilgili düzgün ölçüm yapılabilir. • Lineer sistemler gözönüne alındığında, karmaşık dalga şekline verilen cevap, o dalgayı oluşturacak sinüzoidal dalgalara verilecek cevapların toplamı şeklinde oluşturulabilir. ADDlerin test edilerek ölçülmesi gereken birçok parametresi bulunmaktadır. Seçilecek test yöntemine bağlı olarak sayısal çıkışlar ya sürekli zaman ve sürekli genlikli analog işaretlere dönüştürülerek ya da ayrık işaret analiz teknikleri kullanılarak sayısal işaret olarak test edilir. 22 3. ANALOG DİJİTAL DÖNÜŞTÜRÜCÜ YAPILARI İLE İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 3.1. Analog Dijital Dönüştürücülere Genel Bakış Birbirlerine göre avantajı ve dezavantajı olan ADDler için bir çok algoritma ve gerçekleme bulunmaktadır. İşaret bandgenişliği 1Hz’den, 5GHz’e kadar ve çözünürlüğü birkaç bitten 24 bite kadar olan ADD yapıları literatürde mevcuttur. Sistemin ihtiyacı olan çevrim sonucunun keskinliği, hızı ve ekonomik avantajı hangi dönüştürücü yapısının uygulamada kullanılacağını belirler. Açıktır ki, farklı uygulamalar, farklı sistem parametrelerini gerektirir. Şekil 3.1’de yapılarında ADD bulunduran sistemlerin, gereksinimlerine göre sınıflandırılmaları yapılmıştır. Şekil 3.1: Bir çok uygulamada kullanılan ADDlerin hız ve çözünürlük gereksinimleri Nyquist çeviricler, dönüştürme hızlarına göre üç sınıfa ayrılırlar: 1. Yüksek Hızlı ADDler: Sayısal veriye dönüştürülecek analog örnekler, saat hızına ya da saat hızının yarısına eşit bir hızda dönüştürücüye verilebilir. Buna bağlı olarak; dönüştürme işlemi saat hızına eşit ya da saat hızının yarısına eşit bir zamanda sonuçlanır. Bazı durumlarda, analog giriş 23 yapıldıktan sayısal çıkış verisi elde edilene kadar uzun süreli, değişmez gecikmeler oluşabilir. Yüksek hızlı ADDlere örnek olarak: paralel (flash) , enterpolasyonlu (interpolating), iki-basamaklı (two-step, half-flash), “pipeline” çeviriciler verilebilir. Bu tipteki çeviricilerin dönüştürme oranları saniyede 0.5Ms’den 10Gs’ye kadar değişmektedir. Elde edilen verinin keskinliği 8 bitten 12 bite kadar değişmektedir. Video, görüntü işleme, radar sistemleri, yüksek hızlı ADD sistemlerin kullanıldığı alanlara örnek olarak verilebilir. 2. Orta Hızlı ADDler: Bir analog örneği, sayısal veriye dönüştürecek N bitlik ADD için N saat peryodu gerekmektedir. Bunun sonucu olarak; dönüştürme işlemi saat hızından N kat daha yavaş olacaktır. Bir çok seri çevirici (başarılı yaklaşımlar) bu tip ADDlere örnek olarak verilebilir. Bu çeviriciler kullanılarak 10 bitten 14 bite kadar çözünürlük ve saniyede 0.1Ms’den 5Ms’ye kadar çevrim hızı sağlanabilir. Tipik uygulama alanları: telekominikasyon, kontrol, düşük-orta hızlı ölçüm sistemleri olarak gösterilebilir. 3. Düşük-Hızlı ADDler: Bu çeviriciler, analog giriş örneğini N bitlik sayısal veriye dönüştürmek için 2N saat peryoduna gereksinim duyarlar. Bu durum ise çok yavaş sistem hızına neden olur. Örnek olarak: çözünürlüğün N=16 bit olması istenirse, 65.536 saat darbesine gereksinim duyulur. Açıkça görülmektedir ki bu sistemler zamanla değişmeyen veya çok yavaş değişen işaretlerle kullanılmaya uygundur. Bu katagoriye uyan çeviricilere örnek olarak integral alıp sayma işlemi yapan (tek rampalı ADD, çift rampalı ADD) çeviriciler verilebilir. Bu çeviriciler kullanılarak 15 bitten 24 bite kadar çözünürlük elde edilebilir. Uygulama alanlarına örnek olarak dijital göstergeler (biyomedikal ölçüm aletleri, dijital voltmetreler) verilebilir. (Gregorian, 1999) 3.2. Analog Dijital Dönüştürücüler Yapıları 3.2.1. Paralel ADD Paralel ADDler, analog işareti en hızlı şekilde sayısal işarete çeviren ADD türüdür. N-bitlik paralel ADD, 2N adet gerilim bölücü direnç ve 2N-1 adet karşılaştırıcıdan oluşmaktadır. Şekil 3-2’de N bitlik paralel ADD yapısı görülmektedir. Vgiriş gerilimi, karşılaştırıcıların pozitif girişlerine uygulanmaktadır. Direnç bölücüler ile elde edilen , aralarında bir LSBye karşı gelecek şekilde fark bulunan, referans gerilimleri ise karşılaştırıcıların negatif girişlerine uygulanmıştır. Giriş gerilimi, ilgili karşılaştırıcıya uygulanan referans geriliminden büyük ise karşılaştırıcı çıkışında lojik “1” seviyesi, küçük ise lojik “0” seviyesi elde edilir. Bu sonuçlar ışığında: giriş geriliminin, ilgili 24 referans geriliminden küçük olduğu nokta, karşılaştırıcı çıkışları incelendiğinde görülecek lojik “1” seviyesinden lojik “0” seviyesine geçiş noktasıdır. “1”’ dan “0”’ a geçiş noktası, giriş seviyesine bağlı olarak yükselir veya alçalır. Şekil 3.2: N-bitlik paralel ADD Lojik “1” ve lojik “0”lardan oluşan koda, bir termometre içindeki civaya benzetilerek, idealde lojik “0” seviyesinin üzerinde lojik “1” değer olamayacağı varsayılarak, termometre kodu ismi verilmektedir. Elde edilen termometre kodu, 2N-N bitlik öncelikli kodlama devresine uygulanarak, analog örneğe karşı gelen sayısal veri elde edilir. 25 Çeviricilerde kullanılan karşılaştırıcılar, genelde kaskad yapılı, düşük kazançlı ve geniş bandlı yapılardan oluşmaktadır. Kazancın düşük tutulmasının nedeni, kazançbandgenişliği çarpımının sabit olmasından ileri gelmektedir. Bu sayede yüksek bandgenişliklerine ulaşılır. Karşılaştırıcılar, offset gerilimleri karşılaştırıcı başına bir LSB değerinden küçük olacak şekilde tasarlanmalıdır. Aksi takdirde, karşılaştırıcı offset değeri yanlışlıkla, ilgili karşılaştırıcıyı devreye sokarak termometre kodundan farklı sayısal çıkış elde edilmesine neden olur (Kaya, 2002). Paralel ADDde metastabilite, karşılaştırıcı girişine uygulanan giriş gerilimi ve referans gerilimi arasındaki farkın çok küçük olması nedeniyle, çıkışın olası lojik seviyeye ulaşma zamanının gecikmesi sonucunda elde edilmesi gereken sayısal verinin doğru olarak elde edilememesidir. Bu durum ise termometre kodunda, herhangi bir “0” değerinin üstünde bir “1” değerinin olmasına neden olabilir. Bu hata, civa içindeki hava kabarcığını çağrıştırdığı için kabarcık (bubble) olarak da adlandırılır. Bu problemin üstesinden gelmenin yolları, küçük zaman sabitli ve tekrar oluşturma (regenerative) kazancı optimize edilmiş karşılaştırıcı tasarımı ile sağlanabilir. Bir başka yöntem ise, karşılaştırıcı çıkışları Gray koduna çevrilir ve daha sonra Gray-İkili kod çevirici ile ikili koda çevrilir. Bu sayede, karşılaştırıcı çıkışlarında hata oluşsa bile, Gray kodunda her seviye arasında yalnızca bir basamak değiştiği için hata bir LSB ile sınırlı kalacaktır (Kester 2004). Karşılaştırıcı çıkışlarının Gray koduna çevirmek bazı durumlarda işe yarayabilir ;fakat çevrim sırasında gecikmelere neden olacağı açıktır. Yükselme eğiminin büyük değerli olduğu koşullarda da kabarcık hatası ile karşılaşılır ve bu yüzden karşılaştırıcılardan birisinin cevap anı diğerinden farklı olabilir. Kabarcık hatalarını bastırmakta kullanılabilecek bir başka yöntem aşağıda açıklanmıştır: Ci-1, Ci, ve Ci+1 sırasıyla, (i-1)., i. ve (i+1). karşılaştırıcı çıkışları olduğu varsayılırsa termometre kodunun son hali verilmeden önce aşağıdaki lojik denklem kullanılarak bazı kabarcık hataları düzeltilir. Ci * = C(i −1) • Ci + C(i −1) • C(i +1) + C(i +1) • Ci (3.1) Ci* değeri, düzeltme sonrasında i. karşılaştırıcıya karşı gelen çıkış değeridir. Bu yöntem, (0000101111), (0000010111) ve (0010011111) gibi hataların düzeltilmesinde bu kullanılabilir; fakat (0001100111) gibi birden fazla “0” değerinin, birden fazla “1” değeri ile sarıldığı çıkış hatalarında bu yöntem işe yaramayacak, daha karmaşık yöntemlere ihtiyaç duyulacaktır (Mangeldorf, 1990). 26 İdealde, paralel ADDlerde kullanılan karşılaştırıcılar dc ve ac karakteristikleri birbirine denk olacak şekilde tasarlanırlar. Pratikte ise , yüksek frekanslarda bu karşılaştırıcılar arasında gecikme ve ac uyumsuzluklardan kaynaklanan farklılıklar ENOBda azalmaya neden olur. Bu nedenle, yüksek frekanslarda yüksek SFDR elde eldilmesi için örnekleme ve tutma devreleri kullanılır (Kester, 2004). Paralel ADDlerin performansını belirleyen etmenlerden birisi de saat jitteridir. Saat jitterinin düşük olmadığı durumlarda, ADD için belirlenen SNR değeri düşecek ve yüksek frekanslarda daha da belirgin hale gelecektir. Bu tip ADDlerin gerçeklenmesinde karşılaşılan sorunlar; yüksek hızlı karşılaştırıcı gereksiniminden dolayı yüksek güç harcaması, büyük çip alanına gereksinim olarak sayılabilir. Bunlara ek olarak, karşılaştırıcıları sürecek kadar yüksek akım akıtabilecek referans kaynağına ihtiyaç duyulur. Bu nedenlerden dolayı, paralel ADD çözünürlükleri 8 bit ile sınırlı tutulur. Çözünürlükleri bir bit arttırmak için devrede kullanılan elemanların saysını iki katına çıkarmak gerekir ki bu ise gerekli olan gücü ve çip alanını iki katına çıkarır. Tüm bu sorunlara karşın, paralel ADDler, yüksek frekanslara sahip işaretlerin sayısal veriye dönüştürülmesinde kullanılabilecek tek yapı olabilmektedir. 3.2.2. İki Basamaklı ADD Yüksek hızlı çevircilerin güç harcamasını azaltmak ve çözünürlüğünü arttırmak için sıkça kullanılan yöntem iki basamaklı ADD yapısıdır (Cable ve Harjani, 1994). Şekil 3.3’ te, basit yapılı N-bitlik iki basamaklı ADD örneği görülmektedir. Bu tür çevircilerde çevrim iki basamakta yapılır: ilk basamakta çevrimi yapan N1-bitlik ADD ve ikinci basamakta çevrim yapan N2-bitlik ADD. Bu tür ADDler ilk tasarlandıkları zaman iki basamakta kullanılan çeviriciler genelde paralel ADDler kullanılmaktaydı; fakat son zamanlarda tasarlanan bazı yapılarda başka türde alt ADDler kullanılmaktadır (Kester,2004). Çevrim işlemi, analog işaretin örnekleme ve tutma devresine girişi ile başlamaktadır. Tutulan bu işaret çevrim sonuna kadar aynı şekilde muhafaza edilmelidir. Tutma devresini, sayısal işaretin MSB bölümünün elde edilmesini sağlayacak N1-bitlik kabaca çevrim yapan ADD izler. Bu sayısal veri, N1-bitlik dijital analog dönüştürücü ile analog değere çevrilerek tutulmuş işaretten çıkarılır ve artık işaret elde edilir. Bu yeni artık değer incelikli ADDden geçirilmeden önce G kazançlı kuvevtlendiriciye uygulanarak ikinci ADDnin giriş aralığı için uygun değere çekilir. N1-bitlik ADD ve n2 bitlik ADD çıkışları uygun şekilde birleştirilerek N=N1+N2 bitlik sayısal çıkış verisi elde edilir. 27 Şekil 3.3: Basit yapılı N-bitlik iki basamaklı ADD Bu basit iki basamaklı ADDnin doğru çevrim yapabilmesi için; kullanılan N1-bitlik ve N2-bitlik ADDlerin çözünürlüklerinin, N-bitlik ADDden daha iyi olması gerekir Genelde, iki basamaklı çeviricilerde çözünürlük 8 bit ile sınırlı olduğu sürece kayıp kod oluşma ihtimali çok düşüktür. Çözünürlüğü 8 bitin üzerine çıkması durumunda, yukarıda bahsedilen hatanın oluşmaması için gerekli önlemlerin alınması gerekir. (Kester, 2004). İki basamaklı ADDlerde, iki farklı lineersizlik kaynağı gözlemlenir. Birincisi, ilk basamaktaki çevrimin düzgün yapılamamasından, ikincisi ise kullanılan DAD ve çıkartma devresindeki kazanç ve tranzistor uyumsuzluklarından kaynaklanan lineersizlikten dolayı ortaya çıkar. Bu iki sorunun çözümünde kullanılan yöntemler sırasıyla sayısal hata düzeltme ve sayısal kalibrasyon yöntemleridir. Sayısal hata düzeltme işlemi, ilk basamaktaki ADD ile ilişkili olup ikinci ADDden elde edilen sayısal çıkışın MSBsinin ilk basamaktaki ADDnin sayısal çıkışındaki LSB değeri ile üstüste gelecek şekilde sayısal toplama devresi kullanılarak toplanması ile yerine getirilmektedir. Sayısal kalibrasyon ise, hatalar belirlendikten sonra depolandıkları RAMden alınıp kalibre edilmemiş –sadece düzeltilmiş- işaretten çıkarılması ile gerçekleştirilmektedir (Oliveira ve diğ., 1996). Bitler üstüste bindirilerek, artık işaretin ikinci basamaktaki çevircinin giriş aralığına düşmesi sağlanır. Örnek olarak: Bitleri üstüste bindirme yöntemi uygulanırken yalnızca bir bit kullanılıyorsa, ikinci basamağın kuantalama aralığı, ilk basamakta oluşan ve bu basamağın 0,5 LSB değerinde olabilecek hataları düzeltebilecek kadar arttırılır. Bu sayede de ilk basamaktaki karşılaştırıcıların keskin sonuç verme 28 zorunluluğu ortadan kaldırılmaktadır. Şekil 3.4’de sayısal hata düzeltme yöntemi kullanılmış iki basamaklı ADD görülmektedir. Çeviricide kullanılan DAD ve çıkartma devresi, işaret yolu üzerindeki anahtar elemanlardır. Bu nedenle çevirme oranını arttırmak için hızlarını ve lineerliklerini olabildiğince yüksek tutmak gerekir. Çıkartma devresinde kullanılan kuvvetlendiriciyi birim kazançlı veya daha yüksek kazançlı yapmanın avantaj ve dezavantajları sözkonusudur. Çıkartma devresinin kazancını birkaç kat arttırmak, ikinci basamaktaki ADDnin tasarımını kolaylaştırır. Buna karşılık, bu çevirici, çıkatma devresinin çıkışı ile referans girişini karşılaştıracağı için kazanç ayarlaması kullanılarak kontrol edilmeli; böylece çıkartma devresinini tam ölçü işaret çıkış genliği ile ikinci çeviricinin tam ölçü referans işaret genliği birbirleri ile uyumlu olması sağlanmalıdır (Shimizu ve diğ., 1989). Kazanç-bandgenişliği ve kazanç-lineerlik ilişkisi gözönüne alındığında ise, çıkartma devresinin örnekleme oranını ve lineerliğini yüksek tutmak için birim kazanç uygulamak yerinde bir çözüm olabilir; fakat ikinci basamakta kullanılan ADD küçük giriş işaretlerini algılayabilecek keskinlikte çevrim yapabilmek üzere tasarlanmalıdır. (Razavi ve Wooley, 1992). Şekil 3.4: Sayısal hata düzeltme yöntemi uygulanmış N- bitlik iki basmaklı ADD Artık işaret, N2-bitlik ADDnin girişine uygulanabilecek sınırlar içinde kaldığı sürece, sayısal hata düzeltme yöntemi şu hataları düzeltebilir: örnekleme ve tutma devresinin çıkışında elde edilecek işaretin yerleşme süresi hatası, N1-bitlik ADDnin 29 lineerlik, kazanç ve offset hatası, N1-bitlik DADnin offset hatası, artık işaret kuvvetlendiricisinin offset hatası. N1-bitlik DADnin lineerlik hatası ve artık işaret kuvvetlendiricisinin kazanç hatasını düzeltmek için ise sayısal kalibrasyon yöntemi kullanılmaktadır. İki basamaklı ADDler kullanılarak güç kullanımı ve çözünürlük gibi konularda büyük avantajlar sağlansada, sistemin lineerliğinin ve doğruluğunun yüksek tutulması, kullanılan ADDler, DAD ve çıkartma devresinin giriş çıkışlarının birbirleri ile uyumluluğu çeşitli yöntemler kullanılarak – sayısal hata düzeltme ve sayısal kalibrasyon- sağlanması gerekir. 3.2.3. “Pipelined” ADD “Pipelined” ADDler ile birkaç Ms/s’den 100Ms/s’ye kadar örnekleme hızına çıkabilirken yüksek çözünürlük seviyeleri elde etmek mümkün olmaktadır. Düşük çevrim hızlarında 16 bite, yüksek çevrim hızlarında ise 8 bite kadar çözünürlük arttırılabilir. Genelde ultrasonik ve kızılötesi görüntüleme sistemlerinde,dijital alıcılarda, baz istasyonlarında, dijital video uygulamalarında yaygın olarak kullanılmaktadır. “Pipelined” uygulaması şu şekilde ifade edilir: bir hat üzerinde birçok işaret işleme safhası bulunur ve buların her birinde bulunan Ö/T devreleri ile aynı anda farklı örneklenip tutulmuş işaretler üzerinde işlemler yapılabilir. Şekil 3-5: “Pipelined” ADD blok diyagramı 30 Şekil 3-5’de “pipelined” ADD blok diyagramı görülmektedir. Bu şekilde gösterilmiş olan safhaların herbirinde n bitlik dönüşüm yapılmaktadır. Her safhada kullanılan bite dönüştürme sayısı eşit olmayabilir; fakat eşit olduğu takdirde ADD en iyi performans için optimize edilmiş olur (Kester, 2004). Literatürde bulunan “pipelined” ADD türleri çeşitli kıstaslar gözönüne alınarak çözünürlük, hız vs.- her safhada N-bitlik veya 1-bitlik ADD kullanılarak oluşturulmuştur(Bilhan and Gosney, 1999, Real ve diğ., 1991, Sone ve diğ., 1993, Wu ve Liow, 2000). “Pipelined” ADD çalışma prensibi şöyle açıklanabilir: Dönüşümü yapılacak olan işaret ADDye uygulandığı zaman girişte bulunan Ö/T devresi ile örneklenip tutulmuş işaret elde edilir. Bu işaret N bitlik ADD ile sayısal işarete dönüştürülür. Elde edilen sayısal işaret bir yandan “pipeline” kütüğü ve hata düzeltme devresine gönderilirken bir yandan da N bitlik DADye uygulanır. DAD çıkışındaki analog veri, safha girişinde örneklenip tutulmuş işaretten çıkarılır ve elde edilen artık işaret 2N kazançlı kuvvetlendiriciden çıkarılarak bir sonraki safha için hazır hale getirilir. Aynı işlemler son safha hariç- diğer safhalarda da aynı şekilde uygulanır. Son safha N-bitlik ADDden oluşur. Bazı “pipelined” ADD tasarımlarında DAD, kuvvetlendirme ve çıkarma devreleri yerine aynı işlemleri bir arada yapan tek bir mDAD yapısı kullanılabilir. Her safhada bulunan Ö/T devresinden dolayı i. safhadaki çevirme işlemi bittikten sonra artık işaret (i+1). safhaya gönderildikten sonra i. safha, (i-1). safhanın çıkışındaki veriyi örnekleyip tutatrak yeni bir çevrim işlemini gerçekleştirebilir. Her örnek tüm safhalardan ayrı ayrı geçip sayısal veriye dönüştüğü için “pipelined” gecikmesi adı verilen ve safha sayısı ile kullanılan alt ADD yapılarının fonksiyonu olan gecikme söz konusu olur (Kester, 2004). Şekil 3-6’ de bu gecikme örneği görülmektedir. Analog veriyi sayısal veriye çevirme yöntemi bakımından “pipelined” ADDler, iki basamaklı ADDlere benzemektedir. “pipelined” ADDnin en büyük farkı her safhasında Ö/T devresinin olmasıdır. Bunun yanısıra safha sayısı ikiden fazla ve safha başına bit sayısı daha düşük yapılarak tasarımcı açısından çevrim zamanı ve çip alanı ilişkisini düzenleme hakkı oluşur (Geiger ve diğ., 1990). “Pipelined” ADD performansı kullanılan Ö/T devresinin performansına bağlılığı yüksek olduğu için Ö/T devresinin hızı ve doğruluğu yüksek olmalıdır. Bunun yanısıra, çeviricinin hızı ve lineerliği doğrudan ADDlere, DADlere, çıkartma devrelerine ve dijital toplama devrelerine bağlıdır. İki basamaklı ADDde olduğu gibi 31 iki farklı lineersizlik kaynağı gözlemlenir. Birincisi, alt ADDlerin çevrimi düzgün yapmamasından, ikincisi ise kullanılan DAD ve çıkartma devrelerindeki kazanç ve tranzistor uyumsuzluklarından kaynaklanan lineersizlikten dolayı ortaya çıkar. Bu iki sorunun çözümünde kullanılan yöntemler sırasıyla sayısal hata düzeltme ve sayısal kalibrasyon yöntemleridir. Bu yöntemlerle ilgili bilgi, iki basamaklı ADD yapıları ile ilgili bölümde anlatılmıştır. Şekil 3-6: “Pipeline” gecikmesi 3.2.4. Başarılı Yaklaşımlar Kütüklü ADD Başarılı yaklaşımlar kütüklü (SAR) ADDler, 5Ms/s örnekleme hızının altında olan 8 bitten 16 bite kadar orta-yüksek çözünürlük ve düşük güç gerektiren sistemlerde kullanılmaktadır. Bu özellikleri nedeniyle, mikrokontrolör tabanlı sistemler ve akü beslemeli sistemler için uygun çözümler sunmaktadır. SAR ADD, geri beslemeye dayalı deneme-yanılma yöntemi kullanılarak analog işareti, sayısal veriye yaklaştırmaya çalışır. Şekil 3-7’de N-bitlik SAR ADD blok diyagramı görülmektedir. Blok diyagramdan da görüleceği gibi SAR ADD yapısında, Ö/T devresi, DAD yapısı, SAR, ve gerilim karşılaştırıcı bulunmaktadır. Çalışma prensibi şöyle açıklanabilir: Analog giriş işareti, ADD girişinde bulunan Ö/T devresi tarafından örneklenip tutulur. Yukarıda da bahsedildiği gibi deneme-yanılma yöntemi kullanılarak çevrim işlemi başlar. İlk olarak n bitlik kütüğün MSB değeri lojik “1” , geri kalan bitler lojik “0” yapılır (100...00). Bu sayısal değer, DADden geçirilerek Vref/2 değeri elde edilir ve tutulmuş analog işaretten çıkarılarak kuvvetlendirilir. Analog işaret, DAD çıkış işaretinden büyük ise karşılaştırıcı çıkışında lojik “1” seviyeli işaret, küçük ise lojik “0” seviyeli işaret elde edilir. Karşılaştırıcı çıkışının değeri, kontrol devresine yönlendirildiği için elde edilen sonuç SARdeki ilgili bitin değerinin korunmasına veya değişmesine –lojik “0” seviyeye çekilmesi- karar 32 verecektir. Bu işlemler, ikinci, üçüncü… N. en anlamlı bite kadar sırayla yalnızca ilgili bitin lojik “1” seviyeye çekilerek DAD çıkışının tutulmuş analog giriş işareti ile karşılaştırılmasına ve daha sonra da sonucun doğru olup olmamasına bakarak ilgili bitin lojik ”1” veya lojik “0” seviyeye ayarlanması ile gerçekleştirilir. Bu işlemler toplam bit sayısı kadar tekrarlanır ve bittiğinde n bitlik sayısal veri kütükte hazır halde bulunmaktadır. Şekil 3-7: N-bitlik SAR ADD blok diyagramı Şekil 3.8: 2-bitlik SAR ADD çevriminin grafiksel gösterilimi 33 Şekil 3-8’de 4 bitlik bir SAR ADD’nin çevrim aşamaları göstrerilmiştir. Kalın çizgiler Vreferans değerini , ince çizgi ise Vin değerini temsil etmektedir. İlk karşılaştırmada Vgiriş<VDAC lduğu için bit3 lojik “0” seviyeye çekilmiştir. İkinci karşılaştırmada giriş işareti daha büyük olduğu için bit2 lojik “1” seviyede bırakılmıştır. Üçüncü karşılaştırmada, karşılaştırma sonucu küçük olduğu için bit1 lojik “0” seviyeye çekilmiş ve son olarak dördüncü karşılaştırma sonucu büyük olduğu için bit0 lojik seviyesini korumuş ve 01012 sonucu elde edilmiştir. Görüldüğü gibi 4-bitlik sayısal veri eldesi için 4 çevrim sonucunda analog sayısal dönüştürme işlemi sonlanmıştır. SAR ADDlerin çevirme işleminin doğruluğu ve lineerliği, yapısındaki DAD elemanına bağlıdır. DADden istenilen özellikleri sağlanabilmesi için yapısında ince film dirençler kullanılmaktadır. Bu ince film dirençlerin maliyetinin yüksek olması ve kılıfa uygulanabilecek baskıdan kolay etkilenmesi nedeniyle günümüz uygulamalarında yeni DAD yapıları oluşturulmaya çalışılmıştır (Kester, 2004). Bulunan çözümlerden birisi, anahtarlamalı kapasitörler kullanılarak oluşturulan ve elektrik yükü dağılımının esas alındığı DAD kullanımıdır (Gregorian, 1999). Lineerliği ve doğruluğu etkileyen bir diğer etken ise karşılaştırma elemanının, girişine uygulanan tutulmuş giriş işatreti ile DAD çıkışındaki analog işaret arasındaki küçük farklılıkları sezebilme yeteneğinin sınırlı olabilmesidir. Bu iki önemli yapı elemanının uygun tasarlanması sonucunda SAR ADD’nin performansı istenilen düzeylere çekilebilir. Orta hızda çevirme oranı ve bit düzeyinde çalışma özelliği nedeniyle SAR ADDler, sayısal verinin seri olarak iletilmesi için çok uygundur. 3.2.5. İntegral Almaya Dayalı ADD Şekil - 3.9: Tek eğimli analog dijital dönüştürücü yapısı 34 İntegral almaya dayalı analog sayısal çeviriciler, düşük çevrim hızının kabul edilir ve yüksek doğruluğun gerekli olduğu ugulamalar için uygundur. Çevrimin yavaş olmasından dolayı düşük bandgenişlikli işaretlerin sayısal değerlerinin elde edilmesi için uygundur. Bu çeviriciler, yapılarına LED ve LCD sürme devreleri eklenerek sayısal panel ölçü aletleri gibi portatif ölçü aletlerinde kullanılırlar. Şekil - 3.10: Tek eğimli analog dijital dönüştürücünün zamanlama eğrileri Genelde, bu dönüştürücülerde ilk olarak analog işaret giriş işareti ile orantılı zaman aralıklarına, daha sonra yüksek doğruluklu saat devresi ve sayaç ile sayısal veriye dönüştürülerek doğrudan olmayan dönüştürme işlemi gerçekleştirilir. Tek ve çift eğimli ADDler integral alıcı ADDlere örnek olarak verilebilir. Özellikle çift rampalı ADDlerde ,uzun çevrim süresi işaretin ortalamasını alarak gürültüyü azalttığı için, sayısal voltmetre uygulamaları için çok uygundur (Gregorian, 1999). 35 Şekil-3.9’ da tek rampalı ADD yapısı görülmektedir. Devre, bir adet resetlenebilir kapasitörü bulunan integral alıcı, bir adet karşılaştırıcı, bir adet dijital sayaç ve bir adet de kontrol devresinden oluşmaktadır. İntegral alıcı devre doğruluğu yüksek referans voltajını rampa işaretine dönüştürür. Dönüştürme işlemi başlamadan önce dijital sayaç resetlenir ve integral alıcının kapasitöründe birikmiş olan yükler serbest bırakılır. Dönüştürme işlemi başladığı anda integral alıcı referans işaretinin integralini almaya başlar ve giriş işareti, Vgiriş, karşılaştırıcının pozitif girişine uygulanır. Bu sırada kontrol devresi, girişine gelen saat darbelerini sayan dijital sayacı devreye sokar. Referans geriliminden elde edilen rampa işareti, Vin geriliminden küçük olduğu sürece AND kapısının çıkışında saat darbeleri oluşacaktır. Bu işaret Vgiriş değerine ulaştığı anda sayma devresi durur ve çevrim sona erer. Şekil 3.10’da tek eğimli integral alıcı ADDnin zamanlama eğrileri görülmektedir. Bu işlemler ile analog işaret seviyesi, saat darbelerinin sayılmasıyla elde edilen zaman aralığına karşılık gelir. RC integral alıcının zaman sabitini, |Vreferans| referans gerilimini, t1 ise rampa işaretinin giriş işaret seviyesine ulaşması için geçen süreyi temsil eder. t1 = RC Vgiriş Vreferans (3.2) Şekil -3.11: Çift eğimli analog dijital dönüştürücü yapısı (3.2) numaralı denklemden de görülebileceği gibi çıkış değerinin doğruluğu kullanılan R ve C elemanlarının toleranslarına doğrudan bağlıdır. Buna ek olarak; işlemsel kuvvetlendirici ve karşılaştırma devresinin offset değerleri, rampa işaretinin başlangıç noktasının belirsizliği bu çevirciler için ideal olmayan etkiler olarak sayılabilir. Bu etkilerden kurtulmak için bir çok devre tekniği kullanılabilir. İntegral 36 alıcı devredeki eleman değerlerinin ideal olmayan etkileri çift eğimli yapının kullanılması ile giderilebilir. Şekil 3-11’ de çift eğimli integral alıcı analog dijital dönüştürücü yapısı görülmektedir. Bu tür çeviricilerin, kullanılan devre elemanlarından ve saat frekansından bağımsız olması nedeniyle tek eğimli çeviricilere göre belirgin üstünlükleri vardır. Devrenin çalışma prensibinin tek eğimli yapıdan farkı, iki fazda çalışmasıdır. İlk fazda Vin giriş işareti sabit bir süre boyunca ,genelde t1=2N saat darbesi süresince, integrali alınır. Bu işlemden hemen sonra sayaç sıfırlanır ve -Vref ,referans gerilimi, integral alıcının girişine uygulanır. Bu durumda integral alıcının çıkışı rampa aşağıya doğru azalarak t2=n saat darbesi sonunda sıfır değerine ulaşır. Bu bilgiler ışığında aşağıdaki şu bağıntı yazılabilir: ⎛V t 2 = t1 ⎜⎜ in ⎝ Vref ⎞ ⎟⎟ ⎠ (3.3) Rampa işareti, yukarı ve aşağıya doğru oluşturulurken integral alıcının RC zaman sabitinden aynı şekilde etkilendikleri için çevirici sonucu bu ideal olmayan etkiden bağımsızdır. Çeviricinin DNL değeri çok iyi sonuçlar verir. Bunun yanısıra integral alınması ile yüksek frekanslı gürültü ve besleme kaynağından gelebilecek gürültü filtre edilebilir. Bu üstünlüklere rağmen, iki integral alma işleminden dolayı çevrim hızı tek eğimli yapıya göre yarı değerine düşebilir. Şekil 3.12’de çift eğimli integral alıcı ADDnin zamanlama eğrileri görülmektedir. Şekil -3.12: Çift eğimli analog dijital dönüştürücünün zamanlama eğrileri 37 Tek eğimli dönüştürücülerde olduğu gibi çift eğimli dönüştürücülerde, işlemsel kuvvetlendiricilerden ve karşılaştırıcılardan kaynaklanan offset soruna duyarlıdır. 3.2.6. Algoritmik ADD Algoritmik ADDler, belirli bir çözünürlük için en küçük çip alanını kaplar ve VLSI işlemleri ile tam uyumluluk gösterir. Bu method kısaca şöyle özetlenebilir: Giriş işareti , Yg, ilk olarak iki katı değere çıkarılır ve yeni elde edililen değer , 2Yg, referans işareti, Yref, ile karşılaştırılır. Eğer 2Yg, referans değerinden küçük ise sayısal çıkış lojik “0” seviyeye çekilir ve 2Yg bir sonraki döngüde kullanılacak Yg değeri olarak atanır. Eğer 2Yg, referans değerinden büyük ise sayısal çıkış lojik “1” seviyeye çekilir ve 2Yg değerinden Yref değeri çıkartılarak bir sonraki döngü de kullanılacak Yg değeri olarak belirlenir (Toumazou ve diğ 1990). Şekil 3.13’de algoritmik çevrim görülmektedir. Her döngüde yalnızca bir bit elde edilir ve istenilen çözünürlük elde edilene kadar bu döngü devam ettirilir. Şekil 3.13: Algoritmik ADD için çevrim algoritması Akım modlu algoritmik ADDler, gerilim modlu algoritmik ADDlere göre keskinliği yüksek, örnekleme oranı arttırılmış ve çip alanı düşürülmüş yapılar kurulmasını sağlamaktadır (Nairn ve diğ. 1988a). Bu belirgin farklılıklar, bu tür ADDlerde akım modlu yapıyı daha ön plana çıkarmıştır. Şekil 3.14’de basit akım aynaları kullanılarak oluşturulmuş bir bitlik algoritmik ADD hücresi görülmektedir. 38 Şekil 3.14: Basit akım aynaları kullanılarak oluşturulmuş bir bitlik algoritmik ADD hücresi Algoritmik ADD yapılarında kullanılan akım aynalarındaki uyuşmazlık ve ideal olmama durumları, bu çeviricilerin performansını etkileyen en önemli neden olmaktadır (Giustolisi ve diğ. 2002). Basit akım aynalarının çıkış direncinin yeterince yüksek olmamasından ve tranzistorlar üretilirken tranzistor parametrelerindeki (Vt eşik gerilimi uyuşmazlıkları) sapmalar eşleniklik sorunu yarattığı için, akımların farkı alınırken sorunlarla karşılaşılır. Çıkarma sorununun üstesinden gelmek için uygulanabilecek yöntemlerden birisi basit akım aynası yerine kaskod akım aynasından yararlanmaktır. Akım aynasının çıkış direncinin artmasına karşılık, geçit gerilimini azaltacağı için parametre uyuşmazlıkları daha belirgin hale gelecektir. Şekil 3.15’de kaskod akım aynalı yapı görülmektedir(Toumazou ve diğ, 1990, Kaya, 2002). Vt parametre uyuşmazlığı sorununun üstesinden gelebilmek için, geçit gerilimini olabildiğince yüksek tutmak; çıkış direncinin sınırlı olmasından kaynaklanan çıkarma sorununu minimum seviyeye indirmek için ise akım aynasının giriş ve çıkış gerilimleri eşit tutulması gerekir. Bu istenilen özellikler aktif akım aynaları kullanılarak sağlanabilir (Nairn ve diğ. 1988b). (Aktif akım aynaları bir sonraki bölümde ele alınacaktır). Aktif akım aynaları kullanılarak oluşturulmuş algoritmik ADD Şekil 3.16’de görülmaktedir. 39 Şekil 3.15: Kaskod akım aynaları kullanılarak oluşturulmuş bir bitlik algoritmik ADD hücresi Şekil 3.16: Aktif akım aynaları kullanılarak oluşturulmuş bir bitlik algoritmik ADD hücresi 40 Algorotimik analog-sayısal çeviricilerin hızını arttırmak için, kullanılan akım aynalarının ve karşılaştırıcıların yerleşme süresini azaltmak gerekir. Çözünürlüklerini arttırmak için ise: • basit akım aynalarının kullanıldığı durumda, akım aynalarının çıkış dirençleri yüksek tutulmalı, • kaskod akım aynaları kullanıldığında besleme gerilimi olabildiğince yüksek tutulmalı, • aktif akım aynalarının kullanıldığı durumlarda ise, eleman uyumluluğu geliştirilmelidir. 3.2.7. Diğer ADD Yapıları Bir önceki başlıklarda anlatılan ADD türleri yanında literatüre girmiş birkaç çeşit ADD türü daha vardır. Bunlardan ilki “folding and interpolating” (gruplama ve enterpolasyon) tekniklerine dayalı ADDlerdir. Paralel modlu ADDlerde 8 bitin üzerine, karşılaştırıcıların sayısının çok fazla olmasından dolayı çıkılamaması gruplama ve enterpolasyon kullanılarak çözülmüştür. Herhangi bir çevrim anında, geçiş gerilimi giriş gerilimi yakınında bulunan az sayıda karşılaştırıcı kullanılır bilgi sağlayabilir. Bu nokta gözönüne alınarak karşılaştırıcı sayısı azaltılabilir. Elde edilmesi gereken sayısal verinin yalnızca LSB değerleri elde edilebilir. Bu nedenle kaba ADD yapısı kullanılarak eş zamanlı olarak MSB değerleri de elde edilir. Gruplama tekniğinin derecesi, azaltılacak karşılaştırıcı sayısı ile gruplandırılmış işaretlerin hızının arttırılması arasındaki ilişkiye bağımlıdır (Flynn and Sheahan, 1998). Gruplandırma tekniği kullanıldığında elde edilen karşılaştırıcı çıkışları birbirlerine benzesede aralarında belirli offset değerleri vardır. Bu farklılıktan yararlanılarak iki grup arasına ,enterpolasyon tekniği kullanılarak, bir üçüncü grup eklemek mümkün olmaktadır. Enterpolasyon tekniği ile devrenin yüksek çözünürlüklere güç harcamasını arttırmadan ulaşmasının yanısıra, grupların girişinde oluşabilecek offset hatalarının yol açacağı DNL hataları da azaltılmış olur (Flynn and Sheahan, 1998). Yüksek çözünürlük seviyelerine ulaşmak için kullanılan bir başka ADD türü de sigma-delta (∑∆) çeviricilerdir. Çalışma prensibi işaretin “oversampling” edilmesi ve integralinin alınmasına , daha sonra da bu integrali alınan işaretin bir bitlik DADden geçirilip giriş işareti ile karşılaştırıldıktan sonra tekrar integratörün girişine uygulanması ile sağlanır. Bu işlem çok yüksek “oversampling” hızında yapılır ve 41 çıkışında”0” ve “1”lerden oluşan sayısal veriler oluşur. Bu veriler sayısal filtreden geçirilerek ikilik düzende sayısal veriler elde edilir (Kaya, 2002) 42 4. AKIM MODLU PARALEL ADD YAPISI 4.1. Akım Modlu ve Gerilim Modlu Devrelerin Karşılaştırması MOS tranzistorların kendine özgü gerilimi veya yük paketlerini depolama ve taşıma kabiliyeti nedeniyle, analog tümleştirilmiş devre tekniği geliştirilirken, gerilim parametresinin aktif tasarım parametresi olarak alınmasını sağladı. Buna karşılık, daha küçük tranzistor geometrilerine doğru gidilmesi, besleme geriliminin azaltılmasını gerektirdiğinden, bu devrelerin dinamik performansı sınırlanmaktadır. Aynı zamanda, yüksek band genişliklerine çıkma isteği daha hızlı ADDlere ihtiyaç duyulmasına neden olmaktadır. Bu sorunlara çözüm olarak, akım modlu veya akımgerilim kombinasyonuna dayalı ADDler üzerinde çalışmalar yapılmaktadır (Nairn ve diğ., 1989). Aktif elemanların lineer olmayan I-V ilişkisi kullanılarak, giriş veya kontrol geriliminde yapılacak küçük değişimler çıkış akımında büyük değişikliklere neden olmaktadır. Sonuç olarak, düşük besleme gerilimi için akım modlu işaretlerin kullanılabilir dinamik aralığı, gerilim modlu işaretlere göre daha geniş olabilmektedir. Aynı zamanda, bir düğüme akan akımdaki değişiklik, o düğümdeki gerilim düzeyini değiştirmek gerekliliğini göstermeyebileceği için her zaman karşılaşılan ve değişen gerilim düzeyi nedeniyle dolup-boşalması gereken parazitik kapasiteler akım modlu devrelerin performansını azaltmayacaktır. Bu anlatılanlar ışığında, akım modlu devreler iki potansiyel avantaj sağladığı görülmektedir: gelişmiş dinamik aralık ve işlem hızında artış. 4.1.1. Gerilim Modlu ADDler Kullanılan ADD tasarım tekniğinden bağımsız olarak, aranılan performans ölçütleri: yüksek hız, yüksek çözünürlük ve düşük güç kullanımıdır. Bir ADD, büyük bir VLSI sistemin parçası ise, dikkatle üzerinde durulması gereken noktalar olabilir. İdealde, devre minimum alan kaplamalıdır. Mümkün olan en yüksek performansın devreden alınabilimesi için dayanıklı olması gerekir. Ek olarak, devre, yapım sırasında karşılaşılabilecek değişimlerden etkilenmemeli veya kalibrasyondan kaçınılmalıdır. Farklı çevrim prensiplerine dayalı ,paralel ADD, SAR- ADD, algoritmik ADD, gerilim modlu ADD devreleri tasarlanmıştır. Bu yöntemler içinde paralel modlu ADDler en 43 hızlı çevrim yöntemine örnek olarak verilebilir. Diğer yöntemler ise daha yavaş kalır ki; bunun nedeni bir düğümün, çevrim sırasında bir çok kez dolup-boşalması gerekliliğidir. Özellikle SAR ADD ve algoritmik ADDlerden iyi sonuçlar elde edebilmek için yüksek performanslı karşılaştırıcıların kullanılmasını gerektirmektedir (Nairn ve diğ., 1989). Gerilim modlu ADDler kullanılarak, yüksek hızlı ve yüksek çözünürlüklü ADDler tasarlanmış olsada, bu devrelerin çoğu ek kalibrasyon devrelerine ihtiyaç duymaktadır. 4.1.2. Akım-Gerilim Kombinasyonuna dayalı ADDler İyileştirilmiş örnekleme hızlarına ulaşabilmek için akım-gerilim kombinasyonuna dayalı devreler önerilmiştir.Tümleştirilmiş ya da ayrık ADDlerde sıkça kullanılan yöntem, integralli çevrim tekniğidir. Bu yaklaşımla, çevrilmesi gereken işaret ilk olarak bir kapasitörde gerilim olarak depolanır ve daha sonra bir akım kaynağı ile bu kapasitör boşaltılır. Bu sırada bir dijital saat depolanan işaretin kapasitörden boşalma süresini belirleyerek işaret seviyesinin hesaplanmasını sağlar. Bu ADD örneği, işlem hızında belirgin artış sağlasada gerekli gerilim salınımı ile ilgili yenilik getirmez (Nairn ve diğ., 1989). 4.1.3. Akım Modlu ADDler Akım modlu ADDler, yüksek besleme gerektiren devreler olarak tasarlanmadıkları için, mikronmetre altı işlemler veya düşük güçlü uygulamalar için uygundur. Akım modlu ADDler, VLSI tekniği ile uyumlu, büyük çip alanı gerektirmeden yüksek örnekleme hızlarına çıkabilen ADD tasarımlarına izin vermektedir. Mevcut akım modlu ADDler, düşük gerilim seviyelerinde çalışsada yeni çalışmalar yapılarak bu seviye daha aşağıya çekilmektedir. Yüksek hızlara ulaşabilmek için düşük kazançlı devreler yeterli olmaktadır (Nairn ve diğ., 1989). 4.2. Akım Modlu Paralel ADD Yapısı Paralel Modlu ADDler, analog işaretin sayısal işarete dönüştürülmesinde kullanılan en hızlı yöntemdir. Analog işaret aynı anda tüm karşılaştırıcılara uygulanır ve elde edilen termometre kodu öncelikli kodlayıcıya uygulanarak sayısal veri elde edilir. Bu işlemlerin hızını etkileyen iki faktör vardır: karşılaştırıcıların gecikmesi ve lojik yapıdan kaynaklanan gecikme. Bir önceki bölümde, paralel ADDler ayrıntılı biçimde ele alınmıştır. Bu bölümde ve bundan sonraki bölümlerde ,bir önceki altbaşlıkta anlatılanlar dikkate alınarak, 44 paralel ADDlere akım modlu yaklaşım ele alınacaktır. Şekil 4.1’de n bitlik akım modlu paralel ADD yapısı bloklar halinde görülmektedir. Şekil 4.1: N-bitlik akım modlu paralel ADDnin bloklar ile ifadesi Analog işaretin sayısal işarete çevrilme işlemi şu şekilde yapılır: • Giriş işareti (Igiriş) ilk olarak Ö/T ,örnekleme-tutma, bloğuna uygulanır. Bu bloğun görevi işaretin çevrim sonuna kadar değişmeden kalmasını sağlamaktır. Örnekleme-tutma devresinden geçirilerek elde edilen tutulmuş giriş akımı akım aynalarından oluşan akım kopyalama devreleri ile 2N-1 kez kopyalanarak, 2N-1 adet akım karşılaştırıcının girişlerinden birisi olmak için hazır hale getirilir. • Akım karşılaştırıcılara girilecek olan referans akımları, aralarındaki ILSB kuantalama aralığı aşağıdaki şekilde elde edilir. I LSB = I max − I min 2N −1 (4.1) En düşük anlamlı bitin bulunabilmesi için gerekli olan referans akımına eşittir. Bu anlatılanlar ışığında, referans akımlarının değerleri aşağıdaki formül ile hesaplanmaktadır. 45 ( ) Ireferans m = 2 N +1 − (2m + 1) I LSB /2 m = 1,2,....,2 N - 1 (4.2) Bu ifadede, N bit sayısını, m ise ilgili karşılaştırıcının numarasını temsil etmektedir. • Referans akımları ve örneklenip tutulmuş giriş işareti 2N-1 adet akım karşılaştırıcıya uygulanır. Giriş işareti, akım karşılaştırıcıya uygulanan referans akımından büyük ise akım karşılaştırıcının çıkışı lojik “1” seviyesine çekilir. Eğer giriş işareti daha küçük ise çıkış lojik ”0” seviyesine çekilir. Gerilim modlu paralel ADDlere benzer şekilde, karşılaştırıcı çıkışlarında termometre kodu elde edilir. • Elde edilen termometre kodu, 2N-N bitlik öncelikli kodlayıcıdan geçirilerek N bitlik dijital çıkış elde edilir. Şekil 4.1’den de görülebileceği gibi paralel modlu ADDde dört temel yapı bulunmaktadır: Örnekleme tutma devresi, akım kopyalama devresi, akım N karşılaştırıcı ve 2 -N öncelikli kodlama devresi. Bu bölümde, bu yapılar hakkında genel bilgiler verilecektir. 4.3. Akım Modlu Paralel ADDde Kullanılan Yapı Blokları Akım modlu paralel ADD devresinde kullanılacak yapı blokları, akım aynaları, akım modlu örnekleme ve tutma devreleri , akım karşılaştırıcılar, ve öncelikli kodlayıcılar, bu bölümde incelenecektir. 4.3.1. Akım Modlu Örnekleme ve Tutma Devreleri Örnekleme ve tutma devreleri, analog dijital dönüştürücülerde önemli bir yere sahiptir. Örneğin: iki basamaklı analog dijital dönüştürücülerde kaba (coarse) dönüştürme yapıldıktan sonra incelikli (fine) dönüştürme işlemi yapılır. İncelikli dönüştürme işleminde, kaba dönüşüm sonucunda elde edilen yüksek anlamlı bitler bir dijital analog dönüştürücü yardımıyla analog işarete çevrilip, giriş işaretinden çıkarılır. Yeni elde edilen işaret tekrar bir analog sayısal dönüştürcü yardımıyla sayısal veriye dönüştürülerek düşük anlamlı bitler elde edilir ve çevirme işlemi sonuçlanır. Görüleceği gibi bu işlemler sırasında giriş işareti, çevrim sonuna kadar sabit tutularak ,zamanla değişmesi engellenerek, çevrim sırasında veri kayıpları engellenir. Şekil 4.2 (a) ve (b)’de literatürde bulunan iki farklı örnekleme tutma devresi görülmektedir. Bu iki devrenin çalışma prensibi aşağıda açıklanmıştır: 46 Şekil 4.2a: S1 anahtarı kapalı olduğu süre boyunca MN2 tranzistörü, diyot bağlı MN1 tranzistörü ile aynı akımı akıtır. Anahtar açılana kadar geçen sürede Chold kapasitesi çıkış tranzistörünün akımını giriş akımına eşit yapacak şekilde yüklenir. Anahtar açıldığında ise kapasitöründeki yükün karesi ile orantılı sabit bir akım MN2 üzerinden akar. (a) (b) Şekil 4.2: (a) Basit Akım aynası temelli örnekleme tutma devresi (b) Dinamik akım aynası temelli örnekleme tutma devresi Şekil 4.2b: S1 ve S3 anahtarları aynı anda kapatılarak MN1 ranzistörü diyot bağlı durumda giriş akımını akıtır. Anahtar açılana kadar geçen sürede Chold kapasitesi çıkış tranzistörünün akımını giriş akımına eşit yapacak şekilde yüklenir. S1 ve S3 anahtarları açıldıktan sonra S2 anahtarı kapatılır. Bunun sonucu olarak, MN1 tranzistörü kapatılan anahtar açılana kadar akım aynasının çıkış tranzistörü gibi davranır ve kapasitörde depolanmış yükün karesi ile orantılı sabit akımı üzerinden akıtır. Bu iki devre topolojisinin birbirine göre avantajları ve dez-avantajları; bunun yanı sıra iki yapıda da görülen ortak performans sınırlamaları bulunmaktadır. Bu iki devrenin karşılaştırması aşağıda kısaca yapılmıştır: • Şekil 4.2(a)’daki devrede iki adet eş olması gereken NMOS tranzistör kullanılmaktadır. Buna karşılık, üretim sırasında oluşabilecek eleman parametrelerindeki uyuşmazlık, bu iki tranzistordan, eşit geçit gerilimleri için, eşit akımların akmasını engeller. Şekil 4.2(b)’deki devre yapısında ise örnekleme ve tutma işlemi için iki adet tranzistör yerine bir adet tranzistör kullanılarak parametre uyuşmazlığı sorunu ortadan kaldırılmıştır (Fiez ve diğ., 1991). 47 • Şekil 4.2(b)’deki devrede üç adet, Şekil 4.2(a)’daki devrede ise bir adet anahtar kullanılmıştır. Bunun sonucu olarak; anahtarlama sırasında anahtarların açılması ile serbest kalan yüklerin –anahtar olarak kullanılan MOS tranzistorların parazitik kapasitelerin neden olduğu hata- ortaya çıkardığı hata (clock feed-through error) Şekil 4.2(b)’deki devrede daha belirgin olur (Sugimoto, 2004). Bu tezde, yukarıdaki açıklamalar dikkate alınarak, tasarlanmış olan analog dijital dönüştürücüde kullanılacak örnekleme ve tutma devresi Şekil 4.(2)a’daki devre topolojisi üzerine kurulmuştur. Bu nedenle, bu tezin geri kalan bölümlerinde örnekleme ve tutma devreleri üzerinde durulurken Şekil 4.2(a)’daki devre ve geliştirilmiş şekilleri söz konusu olacaktır. Örnekleme ve tutma devrelerinin performansını sınırlayan bir çok etken vardır. Bunlar: • Tranzistör parametrelerinin eşlenik yapılamaması: Eşik gerilimleri (VT) ve tranzistor kazançlarındaki (β) farklılıklar akım oranlarında farklılıklara ve lineersizliğe neden olur. Geniş alanlı tranzistörler veya yüksek doyma gerilimli tranzistörler kullanılarak bu etkiler azaltılabilir. (Toumazou ve diğ , 1990, Hughes ve diğ., 1989) Bunların dışında tranzistörlerin kaynak ucu ile referans arasına birer direnç bağlanarak bu iki tranzistörün β ve VT farklılıklarından kaynaklanan uyumsuzluk bastırılabilir. Bu direnç ile aynı etkiyi yapabilecek bir yöntem ise uzun kanallı tranzistör kullanımıdır. Uzun kanallı tranzistorların ise devrenin frekans cevabını etkileyeceği açıktır. Bu nedenle, uzun kanallı bir tranzistor yerine birbirine seri bağlı kanal boyları daha kısa iki tranzistör kullanılanılır ve alttaki tranzistorun geçidi üsttekine göre daha pozitif tutulurak direnç etkisi göstermesi sağlanır (Sugimoto, 2004). • Anahtar olarak kullanılan MOS tranzistörlerin yükleme etkisi: Anahtar açıldığı zaman tranzistör parazitik kapasitelerinde depolanmış yükler serbest kalır ve bu yükler tutma kapasitesine eklenerek ∆V=∆q/C kadar geçit gerilimini arttırır. Bu gerilim ise; karesi ile orantılı olarak savak akımını arttırır. Bu etkileri azaltmak için anahtar olarak kullanılan MOS tanzistörün WL alanı azaltılır veya tutma kapasitesinin değeri arttırılır. Bu durum ise örnekleme tutma devresinin hızını azaltır. Devrenin hızını arttırmak için anahtarlama frekansı arttırılırsa, yükleme etkisinden oluşan hata daha da artar. (Toumazou ve diğ., 1990) Bu yükleme etkisini azaltmak için pek çok 48 çalışma yapılmıştır (Hu ve Martin , 1997, Hughes ve Moulding, 1993, Sugimoto ve Imai , 1999, Worapishet ve diğ., 2000). • Yüksek doğruluklu devreler gözönüne alındığında, devre performansını sınırlayan etkenlerden biri de MOS tranzistorun çıkış direncinin sınırlı olmasından kaynaklanır. Giriş-çıkış akımlarını birbirlerine yaklaştırmak için yapılması gereken çıkış tranzistörünün empedansını arttırmak veya giriş tranzistörünün geçiş iletkenliğini azaltmaktır. Çıkış direncinden kaynaklanan etkileri azaltmak için pekçok yöntem önerilmiştir (Hu ve Martin 1997, Nairn 1996, Toumazou ve diğ., 1990, Sugimoto ve Imai 1999). Çıkış direncini arttırmak için kullanılan akım aynası topolojilerinden birisi de regüleli kaskod akım aynasıdır (Şekil 4.3). Bu yapı ile çıkış gerilimindeki değişimlerin VdsMN4 üzerindeki etki yaklaşık olarak gmMN5rDSMN5 gmMN6rDSMN6 defa azaltılmıştır (Toumazou ve diğ., 1990). Şekil 4.3: Regüleli kaskod akım aynası ile oluştrulmuş örnekleme tutma devresi. Bu tezde kullanılmış olan örnekleme ve tutma devresinde akım aynası görevini regüleli kaskod yapı üstlenmiştir. Anahtarlamadan dolayı oluşacak hatayı azaltmak için kullanılmış olan yöntem gelecek bölümde ayrıntılı olarak incelenecektir. 4.3.2. Akım Aynaları Tasarlanan ADDnin performansını etkileyen yapı bloklarından birisi akım aynalarıdır. Akım aynaları, akım transfer oranı ve hız bakımından incelenmeli ve elde edilen 49 sonuca göre sistem için en uygun yapı seçilmelidir. Bu amaç doğrultusunda gelecek üç alt bölüm içerisinde sırasıyla basit akım aynası, kaskod akım aynası ve aktif akım aynası incelenecektir. Elde edilen sonuçlar dikkate alınarak bu türlerin içinde sistem için en uygun görülen yapı kararlaştırılıp seçilecektir. 4.3.2.1. Basit Akım Aynası Şekil 4.4’ de basit akım aynası şeması görülmektedir. Tranzistorların µ, Cox ve Vth değerlerinin eş olduğu varsayıldığında devrenin kollarından akan akımlar arasındaki ilişki şu şekilde formule edilebilir. W2 (1 + λ2VDS2 ) L2 I 2 = IS . W1 (1 + λ1VDS1 ) L1 (4.3) W2/L2 ve W1/L1 ilgili tranzistorların kanal genişliklerinin kanal boylarına oranını, VDS2 ve VDS1 ilgili tranzistorların savak-kaynak arasındaki potansiyel farkı ve son olarak λ2 ve λ1 ilgili tranzistorların kanal boyu modulasyon katsayısını temsil etmektedir. Şekil: 4.4 Basit akım aynası Akım kaynağının akım değerinin eşleniğini çıkış tranzistorundan akıtabilmek için tranzistorlar eşlenik ve VDS değerlerinin eş olması sağlanmalıdır. Bu durum sağlanamazsa kanal boyu modülasyonu etkisi yüzünden çıkış kolundan akan DC akım, giriş akımını takip etmeyecektir. Şekil 4.5’ de, Şekil 4.4’ deki devrenin küçük işaret eşleniği görülmektedir. IS ,ideal olmayan, akım kaynağının iç direnci rS ile buna paralel bağlı M1 tranzistorunun giriş direncini sürmektedir. Bu durumda şu bağıntı elde edilir: 50 iS = i1 rS + 1 g m1 (4.4) rS Görüldüğü üzere, transfer edilmesi gereken akım, M1 tanzistorunun geçiş iletkenliğinin sonsuz olmamasından dolayı bölünmektedir. Şekil 4.5: İdeal olmayan Is akım kaynağı ile sürülen basit akım aynasının küçük işaret eşdeğer devresi Girişten çıkışa küçük işaret akım transfer fonksiyonunu bulmak için, bu aşamaya kadar kullanılan NMOS akım aynasının bir PMOS akım aynasını sürdüğü varsayılacaktır. Bu durumda giriş ile çıkış arasındaki bağıntı aşağıdaki gibi yazılabilir: iÇ iG = rS rS + rN 1 g mN rN + 1 (4.5) g mP gmN ve gmP sırasıyla NMOS ve PMOS tranzistorların geçiş iletkenliğini, rS ve rN ise sırasıyla akım kaynağı ve NMOS tranzistorun çıkış direncini temsil etmektedir. Çıkış ve giriş akımları arasındaki oranın birim değerli veya birim değere yakın olabilmesi için çıkış dirençlerinin veya geçiş iletkenliklerinin arttırılması gerekmektedir. Akım aynalarının yüksek frekanslardaki davranışı ve hızı, kullanılacağı ADDnin çevrim oranını etkileyeceği için ayrıca incelenmesi gerekir. Basit akım aynasının baskın kutbu aşağıdaki formül ile hesaplanır: fP = g m1 2π (CGS1 + CGS2 + CDS1 ) (4.6) gm1 değerinin küçük olması nedeniyle bu kutup yetrerince yüksek frekanslara ötelenmiştir. Bu nedenle devre yüksek frekanslarda düzgün çalışabilir (Kaya, 2002). Basit akım aynasının frekans bölgesindeki ve zaman bölgesindeki davranışları Pspice simulasyon programı kullanılarak analiz edilmiştir. Tranzistor boyutları 51 W=2µm, L=0.5µm, besleme gerilimi VDD=5V, çıkış gerilimi Vo=5V olarak ayarlanmıştır. Simulasyon sonuçları, Şekil 4.6 ve Şekil 4.7’de gösterilmiştir. Zaman DB(Içıkış/Igiriş) Şekil 4.6: Basit akım aynasının zaman bölgesindeki davranışı Frekans Şekil 4.7: Basit akım aynasının frekans bölgesindeki davranışı 4.3.2.2. Kaskod Akım Aynası Basit akım aynasının çıkış direncinin sınırlı olmasından dolayı, giriş akımı ve çıkış akımları arasında eşlenik olamama problemi söz konusu olur. Eğer çıkış direnci arttırılırsa çıkış akımının giriş akımını takip etmesi kolaylaşır. Bu sorunun üstesinden gelmek için kanal boyu daha büyük tranzistorlar kullanılabilir; ama bu durum 52 devrenin frekans cevabını kötüleştirir. Frekans cevabını kötüleştirmeden, iki koldan akan akım değelerini birbirine yaklaştırmak, kaskod akım aynalarının kullanılmasıyla sağlanır. Şekil 4.8’ de kaskod akım aynası şeması görülmektedir. Basit akım aynasına göre devrenin çıkış direnci yaklaşık gM2rO2 kat iyileştirilmiştir. Bunun yanı sıra kanal boyu modülasyon etkisi azaltılmıştır. Buna karşılık devrenin çıkış sinyal salınımı azalmıştır. Şekil 4.8’ de görülen tüm tranzistorların eşlenik olduğu varsayıldığında, diğer bir deyişle VGS değerleri eşit olduğu kabulü altında MN2 tranzistorunun geçit gerilimi referansa göre 2VGS daha yüksek potansiyelde olur. Bu durumda M2 tranzistorunun doymada kalabilmesi için aşağıdaki şart sağlanmalıdır. VOmin ≈ 2VGS −VT ≈ 2VDSsat + VT Şekil 4.8: Kaskod akım aynası Zaman Şekil 4.9: Kaskod akım aynasının zaman bölgesindeki davranışı 53 (4.7) Kaskod akım aynasının frekans bölgesinde ve zaman bölgesindeki davranışları Pspice simulasyon programı kullanılarak analiz edilmiştir. Tranzistor boyutları W=2µm, L=0.5µm, besleme gerilimi VDD=5V, çıkış gerilimi Vo=5V olarak DB(Içıkış/Igiriş) ayarlanmıştır. Simulasyon sonuçları, Şekil 4.6 ve Şekil 4.7’de gösterilmiştir. Frekans Şekil 4.10: Kaskod akım aynasının frekans bölgesindeki davranışı 4.3.2.3. Aktif Akım Aynası Şekil 4.11: Aktif akım aynası Şekil 4.11’ de aktif akım aynası yapısı görülmektedir. Bu yapı ile, akım aynasının giriş gerilimi sabit tutularak bir önceki katın yüklenmesi engellenir (Serrano ve Barranco, 1994). VGS gerilimi, VDS geriliminden bağımsız tutulduğu için, diğer bir deyişle VDS gerilimi sabit tutulduğu için –negatif geri beslemeden dolayı- giriş direnci işlemsel kuvvetlendiricinin kazanç miktarı “A” kadar azalır. Buna bağlı olarak giriş ve çıkış küçük işaret akımları arasındaki bağıntı aşağıda gösterilmiştir. 54 iÇ iG = rS rN (4.8) 1 1 rN + rS + Ag mP Ag mN Bu devre yapısı kullanılarak giriş-çıkış akımları arasındaki uyuşmazlık çok düşük seviyelere çekilir; ama büyük işaret uygulamaları gözönüne alındığında, kullanılan işlemsel kuvvetlendiricinin offset değeri belirgin hatalara yol açar. Bunun yanısıra kullanılan işlemsel kuvvetlendiricinin kazanç-band genişliğinin sınırlı olmasından dolayı devrenin yüksek frekanslardaki performansı düşecektir. Bu sorunun üstesinden gelmek için özel yapılı işlemsel kuvvetlendiriciler ,”folding cascode” kullanılabilir; ama bu yapılar devre alanını sınırlamanın yanısıra devrenin güç harcamasını da arttırırlar. 4.3.2.4. Tasarlanacak ADDde Kullanılacak Akım Aynasının Belirlenmesi Bundan önceki üç altbaşlıkta üç tür akım aynası üzerinde durulmuştur. Bunlardan ilki olan basit akım aynasının frekans cevabının yeterli olmasına karşılık giriş-çıkış akımları arasındaki uyuşmazlık yüksektir. İkinci olarak üzerinde durulan kaskod akım aynasının frekans cevabı ve giriş-çıkış akımları arasındaki uyumun iyi olmasına karşılık çıkış işaret salınım aralığı düşüktür. Son olarak üzerinde durulan aktif akım aynasının giriş-çıkış akımları arasındaki uyumun yüksek olmasına karşılık frekans cevabı diğerlerine göre kötüdür. Tüm bu avantajlar ve dezavantajlar gözönüne alındığında kaskod akım aynası, tasarlanacak ADDde kullanılmaya en uygun yapı olarak görülmektedir. 4.3.3. Akım Karşılaştırıcılar Akım modlu veya gerilim modlu ADD devre yapısında vazgeçilmez olarak kullanılan ortak yapı bloklarından birisi de karşılaştırıcı devrelerdir. Bu blok yardımıyla elde edilecek karşılaştırma bilgisi, ilgili bitin değerinin lojik “1” ya da lojik “0” seviye olup olmayacağı doğrudan ya da dolaylı olarak belirlenir. Günümüzde kullanılan sayısal devre yapılarının çoğu gerilim modlu olduğu için; kullanılan karşılaştırma devrelerinin çıkışları büyük çoğunlukla gerilim modlu olmaktadır. Bu bağlamda, kullanılan akım modlu karşılaştırma devreleri geçiş empedansı kuvvetlendiricisi olarak anılır. 4.3.3.1. Basit Akım Karşılaştırıcılar Şekil 4.12’de CMOS evirici yapıların kaskad bağlanması ile elde edilmiş basit akım karşılaştırıcı devresi görülmektedir. İlk evirici, geçiş empedansı kuvvetlendircisi 55 olarak çalışır. Giriş işareti Igiriş=I1-I2 , I1 ve I2 birbirleri ile karşılaştırılacak akımları temsil etmektedir, giriş kapasitesi Cgs’ yi doldurarak ya da boşaltarak karşılaştırma işleminin gerçekleşmasini sağlar. Şekil 4.12: CMOS evirici temelli basit akım karşılaştırıcı yapısı Şekil 4.13: Giriş empedansı azaltılmış CMOS evirici temelli basit akım karşılaştırıcı yapısı Bu devrenin frekans cevabı, yüksek empedanslı giriş düğümü nedeniyle küçük genlikli işaretler için düşmektedir. Bu sorunun üstesinden gelebilmek için Şekil 4.13’de görülen yapı kurulmuştur. Eklenen M1 ve M2 numaralı tranzistorların geçit 56 ve savakları birbirlerine kısa devre edilerek değerleri 1/gm olan birer direnç gibi davranmaları sağlanmıştır. Devrenin giriş empedansı bir hayli azaltılmış ve hızı da buna bağlı olarak artmıştır (Wu ve Liow, 2000). Şekil 4.13: Giriş empedansı azaltılmış CMOS evirici temelli basit akım karşılaştırıcı yapısı Şekil 4.14: Pozitif geribeslemeli basit akım karşılaştırıcı Bir diğer basit akım karşılaştırıcı devresi Şekil 4.13’de gösterilmiştir. Bu karşılaştırıcı devre pozitif geribeslemeye dayanmaktadır. Pozitif geribesleme yüksek hızlı 57 karşılaştırıcılarda sıkça kullanılmakta ve hız-güç kullanımı arasındaki ilişkiyi düzenlemektedir (Cable and Harjani, 1994). Bunun yanısıra pozitif geri besleme kullanılarak devrenin giriş empedansı düşürülerek devrenin frekans cevabı biraz daha iyileştirilmiştir. Bu devrede de bir önceki basit yapıda karşılaşılan küçük genlikli işaretler için devrenin yüksek giriş empedansı göstermesi sorunu gözlenmektedir. Bu sorunun üstesinden gelebilmek için akım kaynakları kullanılarak kutuplama, diyot bağlı NMOS ve PMOS tranzistorların yapıya eklenmesi gibi çalışmalar yapılmıştır (Tang ve Toumazou 1994, Ravezzi ve diğ., 1997, Chen ve diğ., 2000, Lin ve diğ, 2000). 4.3.3.2. Resetlemeye ve Tekrar Oluşturmaya Dayalı Akım Karşılaştırıcılar Bir önceki alt başlıkta anlatılan basit akım karşılaştırıcılarda görülen en büyük problem küçük genlikli değişken akım değerlerinin karşılaştırıcı tarafından algılanamaması ve bu nedenle de bu değerlerde frekans cevabının kötü olmasıdır. Örnek olarak iki CMOS eviriciye dayalı topolojiyi ele aldığımızda, yüksek akım değeri ile giriş kapasitesi doldurulup çıkış lojik”1” seviyeye çekildikten sonra bir öncekine göre çok küçük değerli bir akım çekilirse çıkış beklenildiği gibi lojik”0” seviyeye düşmemektedir. Bunun nedeni: çekilen akımın genliğinin giriş kapasitesini boşaltmak için yeterince zamanı olmaması olarak açıklanabilir. Görüldüğü gibi mutlak değer seviyeleri birbirinden çok farklı ve zıt işaretli giriş akımlarında devrenin frekans cevabı dinamik performansı kötü yönde etkilemektedir. Şekil 4.15: Resetlemeye ve tekrar oluşturmaya dayalı akım karşılaştırıcı örneği 58 Bu sorunlar gözönüne alınarak, çıkış düğümündeki gerilim değeri lojik “1” ya da “0” değerine çekildikten sonra depolanıp, bu düğüm ortak işaret seviyesine çekilebilirse bir sonraki karşılaştırma sırasında akım farklarından doğabilecek gecikmeler engellenebilir. Dolayısıyla karşılaştırıcının dinamik performansı artar. Bu sisteme dayalı pek çok devre topolojisi gerçekleştirilmiştir (Roientan Lahiji ve Rezvan 2000, Yin ve diğ., 1992, Gregorian, 1999, Cable ve Harjani, 1994, Guo ve diğ. 2001). Şekil 4.15’de giriş darbeleri birbiriyle örtüşmeyecek fi1 ve fi2 anahtarları kullanılarak resetlemeye ve tekrar oluşturmaya dayalı karşılaştırıcı devre örneği görülmektedir. Devrenin çalışma prensibi kısaca şöyledir. fi1 fazında devre girişlerine bağlı olarak çıkışlarından birisi lojik “1”, diğeri ise lojik “0” seviyeye çekilmektedir. Bu fazın sonunda darbeler arasında ölü zaman bırakılarak anahtar olan tranzistorların aynı anda iletime geçmesi engellenir. fi2 fazında ise çıkış düğümündeki bilgi S-R devresine girilerek saklanır ve bu düğümdeki değer ortak işaret seviyesine çekilerek bir sonraki karşılaştırma için hazır olur. Bu devrenin çalışma hızı anahtarlama frekansına bağımlıdır. Anahtarlama hız ne kadar arttırılırsa devrenin hızı da aynı oranda arttırılabilmektedir. Buna karşılık iki farklı saat darbesinin sürdüğü anahtarlar aynı anda iletimde olmaması gerekmektedir. Bu nedenle çalışma hızını belirleyen etkenlerden birisi de bu ölü zaman süresi olmaktadır. 4.3.4. Kodlayıcılar Öncelikli kodlayıcı, paralel yapılı ADDlerde kullanılan karşılaştırıcıların çıkışında elde edilen termometre kodunun ikilik sistem koduna çevrilmesinde kullanılacaktır. Bu bölümde ilk olarak kodlayıcılar hakkında ön bilgi verilecek, daha sonra da öncelikli kodlayıcılardan bahsedilecektir. 4.3.4.1. Kodlayıcı Sayısal sistemlerde, ayrık bilgiler ikilik sistem kodları ile temsil edilirler. Kodlayıcı, 2N veya daha az elemanlı girişi N bitlik ikilik sistem koduna çeviren lojik sistemdir. Örnek olarak dörde-ikilik çevirici ele alınabilir. Bu çevircinin dört adet girişine karşılık 2 bitlik çıkışı vardır. Tablo 4.1’de bu kodlayıcının doğruluk tablosu görülmektedir. Girişlerin kodlanma işleminin doğru yapılabilmesi için her kodlama anında, girişlerden yalnız ama yalnız bir tanesi lojik “1” seviyede olması gerekir. Aksi halde çıkış tanımsız olur (Mano, 1991). Bu tanımsızlığı ortadan kaldırıp yalnızca bir girişin kodlanmasını sağlamak için öncelik belirlenmelidir. 59 Tablo 4.1: Dörde-ikilik çevirici için doğruluk tablosu 4.3.4.2. Öncelikli Kodlayıcı Öncelikli kodlayıcı, öncelik fonksiyonunu içinde barındıran kodlayıcı türüdür. Örneğin, girişlerinden aynı anda birden fazlası lojik “1” seviyesinde ise önceliği en yüksek giriş seçilerek kodlama işlemi yapılır. Tablo 4.2’de dört girişli öncelikli kodlayıcının doğruluk tablosu görülmektedir. “X” işaretleri lojik “1” ya da lojik “0” seviyeli olabilir; ama önceliği düşük olduğu için işleme konulmaz. Tablo 4.2: Dört girişli öncelikli kodlayıcı için doğruluk tablosu 60 5. TASARLANAN AKIM MODLU PARALEL ADD YAPISI Bu bölümde, önceki bölümde verilmiş olan bilgiler ışığında tasarlanan paralel modlu ADD yapı blokları - örnekleme tutma devresi, akım aynaları ile oluşturulan fark alma devresi, akım karşılaştırma devresi ve öncelikli kodlayıcı devresi- üzerinde durulacaktır. 5.1. Akım Modlu Örnekleme ve Tutma Devresi Bölüm 4’te, iki çeşit örnekleme tutma devresi üzerinde durulmuştu. Birincisi, üç adet anahtar ve tek bir tranzistorun bir fazda diyot bağlı giriş yapısı ve diğer fazda çıkış tranzistoru olarak görev yaptığı, ikincisi ise tek bir anahtar ve geleneksel akım aynasına dayanan örnekleme ve tutma devresidir. Bu tezde ikinci olarak belirtilen , geleneksel akım aynası topolojisine dayanan yapı kullanılmıştır. Şekil 5.1’de kullanılan örnekleme tutma devresi gösterilmiştir. Devrede I1, I2, I5, MN1-MN6, Chold, S1 ile oluşturulmuş olan yapı –ana yapı olarak adlandırılacaktırile I3, I4, I6, MN7-MN12, Chold2, S2 oluşturulmuş yapı –yardımcı yapı- birebir aynıdır. Buna benzer devre topolojilerinin birçok örneği bulunmaktadır. (Sugimoto ve Imai, 1999, Fiez ve diğ., 1991) Yardımcı yapı , ana yapıdan farklı olarak giriş işaretini içermemektedir. Yardımcı yapının görevi I6 isimli kutuplama akım kaynağının tutma sırasında ortaya çıkaracağı yük hatasını elde etmektir. Bu sayede, ana yapıda anahtar olarak kullanılan tranzistorun parazitik kapasitelerinden kaynaklanacak yükleme etkisi azaltılacaktır. Devrenin çalışma prensibi şu şekilde açıklanabilir: • Anahtar olarak kullanılan S1 anahtarı kapandığı zaman giriş akımı ve kutuplama akımı (I5), MN4 tranzistoru üzerinden akmaya başlar. Aynı şekilde, S1 ile eş zamanlı olarak kapanan S2 anahtarı sayesinde I6 kutuplama akımı MN7 tranzistoru üzerinden akar. Bu sırada da Chold1 kapasitesi, MN4 akımı, Chold2 kapasitesi ise MN7 tranzistoru üzerinden akan akımın karakökü ile ters orantılı olarak dolmaya başlar. Daha önceki bölümde de üzerinde durulduğu gibi, bu kapasitelerin gereğinden büyük seçilmesi durumunda, örnekleme 61 ve tutma devresinin dinamik performansında belirgin bir düşme sözkonusu olmaktadır (Toumazou ve diğ., 1990). MN7 tranzistoru üzerinden akan akım bir PMOS kaskod akım aynası ile MN4 tranzistoru üzerine yönlendirilir. MN4 ve MN7 tranzistorlarının arasındaki akım farkı çıkış işaretini oluşturmaktadır. • Anahtarlar açıldığı zaman, bir önceki fazdaki gibi MN7 ve MN4 tranzistor akımları arasındaki fark alınmaya devam edilir. İki faz arasındaki farklılık ise, ikinci fazda tutulmuş anahtarlamadan işaretlerin kaynaklanan farkları hatayı alınır. bünyelerinde Tutulmuş işaretler, barındırdıkları için birbirlerinden çıkarıldıklarında hata işaretleri büyük ölçüde birbirlerini yok ederler. Şekil 5-2’de örnekleme ve tutma devresinin girişinde verilen işarete karşılık çıkışında elde edilen örneklenmiş ve tutulmuş işaret görülmektedir. Şekil 5-1: Tasarlanan paralel analog dijital dönüştürücüde kullanılacak örnekleme ve tutma devresi Şekil 5-3’te yarıdmcı yapı kullanılmadığında yükleme etkisinin yaratacağı hata açık bir şekilde görülmektedir. Şekil 5-4’ te ise yardımcı devrenin hatayı büyük ölçüde ortadan kaldırdığı görülmektedir. Akım aynasına dayalı örnekleme ve tutma devrelerinde girişi ve çıkışı arasında, anahtar olarak kullanılan NMOS tranzistorun ideal olmayan iç direnci ve örnekleme 62 kapasitesinin oluşturduğu RC zaman sabitinin neden olduğu bir gecikme söz konusudur (Sugimoto ve Imai, 1999). Bunun üstesinden gelmek için tutma kapasitesi küçültülmeli veya anahtarın iç direnci azaltılmalıdır. Kapasiteyi küçültmek veya NMOS tranzistorun kanal boyunu büyüterek iç direncini azaltmak ise, yük hatasını arttıracaktır. Ana yapının yanında kullanılan yardımcı yapı nedeniyle, tutma kapasitesini büyütme gereği duyulmamıştır (Chold=0.1pF). Sonuç olarak da RC zanman sabitinden kaynaklanan gecikme 0.5ns ile sınırlandırılmıştır. Zaman Şekil 5-2: Rampa şeklindeki giriş işareti ve çıkışta elde edilen örneklenip tutulmuş işaret Zaman Şekil 5-3: Anahtar olarak kullanılan MOS tranzistorun açıldığı zaman parazitik kapasitelerinden serbest kalan yüklerin tutma anında neden olduğu hata 63 Zaman Şekil 5-4: Yardımcı devre kullanıldığında elde edilen hata oranı oldukça düşürülmüş çıkış işareti 5.2. Kaskod Akım Aynaları ile Oluşturulmuş Fark Alma Devresi Şekil 5.5’ de ,fark alma devresi blok olarak görülmektedir. Devrenin birinci girişine I1 akımı, ikinci girişine ise I2 akımı uygulanmaktadır. Çıkışında ise bu iki akımın farkı “I1-I2” ve “I2-I1” değerleri elde edilmektedir. Bu iki çıkış doğrudan akım karşılaştırıcının ilgili giriş uçlarına uygulanmaktadır. Şekil 5.5: Fark alma devresinin blok diyagram ile ifadesi Fark alma devresini oluşturmak için akım aynalarından yararlanılmıştır. Basit akım aynalarının giriş-çıkış akımlarındaki uyuşmazlık, aktif akım aynalarının frekans cevabının kötü olması nedeniyle bu yapılar fark alma devresinde kullanılmamıştır. Bunun yerine, frekans cevabı yeterince iyi ve giriş-çıkış akımları arasındaki hata miktarı yeterince düşük olan kaskod akım aynalarından yararlanılmıştır. Her ne kadar kaskod akım aynalarının çıkış işaret salınım aralığı düşük olsada, besleme gerilimlerinin yeterince büyük olması nedeniyle bu etki dikkate alınmayacaktır. 64 Şekil 5.6’ da fark alma devresinin akım aynaları ile oluşturulmuş şekli görülmektedir. I2 akımı MP4 ve MP9 tranzistorları üzerinden, I1 akımı MN1 ve MN6 tranzistorları üzerinden aynalanarak birbirlerinden çıkarılmaktadır. “1” ve “2” nolu düğümlerden birbirinin zıt işaretlisi olan çıkış akımları alınarak akım karşılaştırıcının ilgili uçlarına uygulanmaktadır. Şekil 5.6: Kaskod akım aynaları ile oluşturulmuş fark alma devresi 5.3. Akım Karşılaştırma Devresi Bölüm 4’te ADD yapılarında kullanılabilecek birçok akım karşılaştırıcı örneği verilmiştir. Bu karşılaştırıcılar içinde pozitif geribesleme kullanılarak giriş empedansları düşürülen yapıların dinamik performansı, diğerlerine göre belirgin artış göstermektedir. Giriş empedansının düşürülmesinden başka, üstesinden gelinmesi gereken bir sorun daha vardır: Karar evresinden sonra çıkışlar lojik “1” ya da lojik “0” seviyeye çekildiği için bir sonraki evrede farklı bir giriş işareti olduğunda çıkışın karar vermesinin gecikmesidir. Çıkış seviyesi , karar evresinden sonra bir dahaki karar evresinin başlangıcına kadar reset seviyesinde tutularak, çıkış kararsızlığı ortadan kaldırılabilir. 65 Yukarıda anlatılanlar temel alınarak tasarlanan ADDde kullanılmış akım karşılaştırıcı devresi Şekil 5.7’de görülmektedir. MNcomp1-MNcomp2 ve MPcomp1-MPcomp2 tranzistorları çapraz bağlanarak çıkıştan girişe pozitif geri besleme sağlanmıştır. Devre iki evrede çalışmaktadır: resetleme evresi ve yeniden oluşturma evresi. Yeniden oluşturma evresinde, yapı giriş işaretine göre çıkışlarını lojik seviyelere götürürken, resetleme evresinde bu çıkış değerleri saklanıp bir dahaki karşılaştırma için çıkışlar resetlenmektedir. Bu iki evre başlangıcı arasında 0.75ns olup geçişler anahtar olarak kullanılan birer NMOS anahtar yardımıyla yapılmaktadır. Devrenin çalışma prensibi şöyle açıklanabilir: • Yeniden oluşturma evresi:Girişlerden birisine iki akım farkı basılırken, diğer girişten bu fark çekilir. Örneğin akım farkı “I2-I1” in pozitif olduğu varsayılırsa, akan akım MNcomp2 tranzistorunun geçit gerilimini arttırırken savak gerilimini düşürecektir. MNcomp2 tranzistorunun savağı MNcomp1 tranzistorunun geçidine kısa devre olduğu için bu tranzistorun geçit gerilimi azalacaktır. Çapraz bağlı NMOS tranzistorlarda gözlenen bu olay, çapraz bağlı PMOS tranzistorlarda da gözlenir. “I2-I1” akımı devreden içeri basılmaya başlandığında MPcomp2 tranzistorunun geçidindeki gerilim değeri artarken, savağındaki gerilim azalır. Bu tranzistorun savağı, MPcomp1’in geçidine kısa devre olduğu için MPcomp1’in savak gerilimi artar. Bu pozitif geribeslemeli sistem, çıkışlardan birisi pozitif besleme gerilimine, diğeri ise negatif besleme gerilimine ulaşana kadar sürer. • Resetleme evresi: İkinci evrede, ilk evrede elde edilen çıkış değerleri saklanmalı ve çıkış seviyesi “0” V gerilim değerine getirilerek bir dahaki çevrime hazır hale getirilmelidir. Çıkışları saklama işlemi için CMOS yapılı Dlatch kullanılmaktadır. Şekil 5.8’de bu yapı görülmektedir. Bu devrede dikkat edilmesi gereken bir nokta metastabilite problemine yol açmamaktır. Saklama işlemi için anahtarlama yapılmadan önce devrenin saklanacak veriyi algılayacak kadar yeterli süresinin olması gerekir (Kang ve Leblebici, 1999). Şekil 5.9 (a)’da I1 (min=49.9µA, max=50.1µA) ve I2 (=50µA) akımları görülmektedir. Bu akımların farkı “I1-I2” (=±100nA) devrenin girişlerine uygulanmaktadır. Şekil 5.9(b)’de bu girişler uygulandığında yeniden oluşturma ve resetleme evreleri, Şekil 5.9 (c)’ de ise D- latch çıkışında elde edilmiş çıkış görülmektedir. Bu analizler sonuncunda, devrenin çok düşük akım farklarını hızlı bir şekilde algılayıp çıkışa verebildiği sonucu çıkarılmaktadır. Bu özelliği nedeniyle, akım modlu paralel ADD ler için gerekli olan hızlı ve kararlı karşılaştırıcı özelliği taşıdığını göstermektedir. 66 Devrenin hızı anahtarlama frekansı ile orantılıdır. Hızı arttırmak için anahtar frekansını yükseltmek gerekir. Şekil 5.7: Tasarlanan ADDde kullanılan akım karşılaştırıcı devresi Şekil 5.8: CMOS yapılı D-latch devresi 67 Devrenin başka ikinci çıkışı olduğu not edilmelidir. Bu çıkış, diğerinin evrilmiş şeklidir ve öncelikli kodlayıcı girişinde kullanılacaktır. Zaman Şekil 5.9: Akım karşılaştırıcının tepe değeri 100nA olan kare dalgaya verdiği cevap 5.4. Öncelikli Kodlayıcı Paralel ADDlerin çıkışında elde edilen termometre kodunun, ikilik sistem koduna çevirmek için öncelikli kodlayıcı kullanmak gerekmektedir. Elde edilen termometre kodunun LSBden başlayarak daha anlamlı bitlere giderken, kuvvetlendirici çıkışlarından ilk lojik “0” değeriyle karşılaşmadan bir önceki lojik “1” seviyesi öncelikli kodlayıcının çıkışındaki ikilik sistem kodunu belirler. Tasarlanan paralel ADD çıkışında elde edilen 8-bitlik termometre kodunun ikilik sistem koduna çevrilmesinde MC14532B öncelikli kodlayıcı entegre devresinden yararlanılmıştır (ON Semi). Tablo 5.1’de bu devrenin doğruluk tablosu görülmektedir. Şekil 5.10’da ise bu devrenin lojik diyagramı görülmektedir. Bu diyagramın oluşturulmasında kullanılan lojik denklemler aşağıda belirtilmiştir: E out = E in • D0' •D1' •D2' •D3' •D4' •D5' •D6' •D7' (5.1) Q0 = E in • (D1 • D2' •D4' •D6' +D3 • D4' •D6' +D5 • D6' +D7 ) (5.2) Q1 = E in • (D2 • D4' •D5' +D3 • D4' •D5' +D6 + D7 ) (5.3) Q2 = E in • (D4 + D5 + D6 + D7 ) (5.4) 68 GS = E in • (D0 + D + D2 + D3 + D4 + D5 + D6 + D7 ) (5.5) Tasarlanan ADDden 3 bitlik çıkış elde edileceği için Q0, Q1 ve Q2 uçlarının eldesi yeterli olacaktır. GS (group select) ve Eout (enable output) çıkışları kullanılmayacaktır. Ein (enable input) girişinin de her zaman için lojik “1” seviyesinde olduğu varsayılırsa 3 bitlik çıkışın eldesi için gerekli lojik denklem şu hale gelecektir: Q0 = D1 • D2' •D4' •D6' +D3 • D4' •D6' +D5 • D6' +D7 (5.6) Q1 = D2 • D4' •D5' +D3 • D4' •D5' +D6 + D7 (5.7) Q2 = D4 + D5 + D6 + D7 (5.8) Tablo 5.1 8e-3lük MC14532B öncelikli kodlayıcı için doğruluk tablosu Bu lojik denklemi gerçeklemek için CMOS NAND, NOR ve evirici yapıları kullanılmıştır. Sistem hızının azalmasını engellemek için kullanılan NMOS ve PMOS tranzistorların kanal boyları olabildiğince kısa tutulmuştur. Şekil 5.10’da CMOS yapılı lojik kapıların şemaları görülmektedir. 5.5. Akım Modlu Paralel ADD Şekil 5.11’de bir bitlik paralel modlu ADD hücresinin blok şeması görülmektedir. (Girişte kullanılan örnekleme-tutma devresi ve öncelikli kodlayıcı sistemin tamamı için kullanıldığı için gösterilmemiştir.) 69 Paralel ADDlerin en hızlı çevirici yapısı olmasına karşılık, kullanım açısından dezavantajları bulunmaktadır. Bu dezavantajları oluşturan en büyük etken N bitlik çözünürlüğe ulaşmak için 2N-1 adet Şekil 5.12’de temsil edilen yapılara gereksinim duymasıdır. Bu durum, tasarlanacak olası paralel modlu ADD çözünürlüğünü 8 bit ile sınırlamaktadır. Bu tezde akım modlu paralel ADD yapısının oluşturlabileceği gösterileceği için yalnızca 3 bitlik yapı ile yetinilmiştir. Şekil 5.10: Öncelikli kodlayıcıda kullanılan yapılar (a) CMOS NAND, (b) CMOS NOR (c) CMOS evirici Şekil 5.11: Akım modlu paralel ADD için 1-bitlik hücre örneği Elde edilebilir işaretlerin çoğunun gerilim modlu olması nedeniyle işaretlerin akım modlu işarete dönüştürülmesi gerekir. Bu dönüştürme için kullanılacak yapıların düşük giriş empedansı ve yüksek çıkış empedansı özelliği göstermesi gerekir. Literatürde bu konu ile ilgili referans alınacak bir çok çalışma vardır (Chen ve Wu, 1998, Wu ve diğ., 1995). Aktif eleman yardımıyla oluşturulan negatif gerbeslemeli çevrim ile yapıların giriş dirençleri kazanç değeri kadar azaltılmaktadır. Bu aktif eleman genellikle işlemsel kuvvetlendirici olarak seçilmektedir. Tasarlanan ADD yüksek hızlı olduğu için kullanılacak dönüştürücünün hızı da yüksek olmalıdır. Aksi takdirde ADDnin çevrim hızı, V-I çevircinin hızı ile sınırlı kalacaktır. Bu nedenle V-I çeviricide yüksek kazanç-bandgenişlikli işlemsel kuvvetlendiriciler kullanılmalıdır. Bu çevrim için en uygun başka bir yapı yüksek performanslı akım taşıyıcı kullanılarak 70 oluşturulabilir. Şekil 5.12’te bir akım taşıyıcı kullanılarak çevrimin nasıl yapılacağı gösterilmiştir. Şekil 5.12: Akım taşıyıcı kullanılarak V-I dönüştürme işlemi Uygulamada kullanılacak akım taşıyıcıya göre tanım bağıntıları değişecektir. Bu akım taşıyıcının ikinci nesil olduğu varsayılırsa ve tanım bağıntıları da gözönüne alınıp IZ=Iref, VY=Vref kabul edilirse, elde edilecek denklem şu şekilde yazılabilir: I ref = Vreferans R (5.9) Bu devre yapısının aynısı kullanılarak giriş geriliminden giriş akımı da elde edilebilir. Paralel Modlu ADDnin 3 bitlik olduğu gözönüne alındığında Şekil 5.11’de gösterilen yapıdan 7 adede gereksinim duyulmaktadır. Her yapıda akıtılan referans akımı birbirine eşit uzaklıktaki 7 adet kuantalama seviyesine karşılık gelmektedir. LSB değerini elde etmek için gerekli referans akım değeri yukarıda belirtilen yöntem ile akıma dönüştürülüp, yapı içinde kullanılacak akım aynaları ile diğer altı adet referans akım değeri elde edilmektedir. Bu yedi kuantalama seviyesine karşılık ise yedi elemanlı termometre kodu elde edilmekte ve 8’e-3’lük bir öncelikli kodlayıcı ile 2’lik sisteme dönüştürülüp, çevrim tamamlanmaktadır. Tasarlanan ADDnin çevrim hızını görebilmek için Pspice simulasyon programı kullanılmıştır.Kuantalama basamakları (aynı zamanda bu değerler, yedi adet referans akımını temsil etmektedir) 12.5µA değerinden başlatılarak, 25µA’lik artımlarla 162.5µA değerine kadar yükseltilmiştir. Girişe, genliği 175µA, peryodu 28ns olan üçgen dalga uygulanmıştır. Bu işaretin ideal bir örnekleme tutma devresinden geçirildiği varsayımıyla 2ns’de bir örnekler alınmıştır. Bu durumda giriş işareti 175µA akım değerine kadar 2ns’de bir genliği 25µA artan ve tepe değerine ulaştıktan sonra 2ns’de bir genliği 25µA azalan basamak şeklinde işarete dönüşmüştür. Şekil 5.13(a)’da sözkonusu giriş işareti görülmektedir. Şekil 5.13(b), (c), ve (d)’de sırasıyla dönüşüm sonrasında Bit2, Bit1 ve Bit0 değerleri 71 görülmektedir. Görüldüğü üzere tasarlanan akım modlu paralel analog dijitaldönüştürücü kod kaybına izin vermeden düzgün olarak çalışmaktadır. Elde edilen üç bitlik sayısal veri, ideal DAD kullanılarak tekrar analog veriye (ADD girişine uygulanan tutulmuş işaret) dönüştürülüp giriş işareti ile karşılaştırılmıştır. İdeal kabul edilen DAD girişine 3’e 7lik kod çözücü bağlanmış termometre DAD olduğu varsayılmıştır. Bu nedenle ikilik düzendeki 3 bitlik çıkışları bu DAD ye bağlamak yerine, öncelikli kodlayıcıya giden akım karşılaştırma devrelerinin çıkışları bağlanmıştır. Şekil 5.14’de bu ideal DAD ve Şekil 5.15’da elde edilen çıkış işareti görülmektedir. Zaman Şekil 5.13: 3-bitlik akım modlu paralel ADD simulasyon sonucu (a) Giriş işareti (b) 3bitlik çıkış işaretinin en anlamlı biti (c) 3-bitlik çıkış işaretinin ikinci en anlamlı biti (d) 3-bitlik çıkış işaretinin endüşük anlamlı biti 72 Şekil 5.15’dan görüldüğü üzere, sayısal analog çevrim sonucunda elde edilen işaret, giriş işaretinden (basamak süreleri gözönüne alındığında) biraz farklıdır. Bu farklılık kullanılan akım karşılaştırıcı devrelerinin cevap sürelerinin (anahtarlama frekansına bağlı olarak) değişmesinden kaynaklanmıştır. Karşılaştırıcıların 1.5ns’de bir çıkış verdikleri gözönüne alınırsa, 2ns boyunca karşılaştırıcılar bir ya da iki kez karşılaştırma yapacaktır. Buna rağmen analog dijital dönüştürme sonucunda kod kaybı sözkonusu olmayacaktır. Şekil 5.14: İdeal termometre DAD Zaman Şekil 5.15: Analog sayısal çevrimden sonra yapılan sayısal analog çevrim ile elde edilen işaret 73 5.6. Tasarlanan ADDnin Performansının Belirlenmesi İkinci bölümde üzerinde durulan performans ölçütlerinin belirlenebilmesi için elde edilen sayısal veriler tekrar analog işarete dönüştürülmeli ve FFTsi alınarak performansı etkileyen bozucu etkilerin değeri hesaplanmalıdır. Tasarlanan ADDnin çözünürlüğünün düşük olması nedeniyle performansını belirleyici ölçütlerden ENOB değeri ile yetinilecektir. İşaretin FFTsinin hesabı için MATLAB programından yararlanılmıştır. Elde edilen bileşenlerden SNDR ve ENOB değerinin belirlenilmesinde ise yine MATLAB programı kullanılarak yazılan kod kullanılmıştır (Anderson, 2005). Kullanılan bu kodun doğruluğunu ispatlamak için örnekleme frekansı 666MHZ dikkate alınarak, Nyquist frekansına kadar olan frekans bölgesinde seçilmiş olan değişik frekans değerli, 3bit elde edilecek şekilde kuantalanmış, sinusoidal işaretler girişe uygulanmıştır. Bu işaretlerin ayrı ayrı 1024 noktada FFTsi hesaplanmış ve frekans-ENOB eğrisi Şekil 5.16’ da gösterilmiştir. Şekil 5.16: Yalnızca kuantalama hatası olan işaretler için elde edilen ENOB değerleri Şekil 5.16’dan da görüleceği üzere hesaplanan ENOB değeri %3lük sapma ile doğru sonuç vermektedir. Bu durum gözönüne alınarak tasarlanan ADDnin ENOB değerinin hesaplanmasında bu kod kullanılacaktır. ADDlerin AC performansının belirlenmesinde girişe uygulanan sinusoidal işaretin frekansı Nyquist frekansına yakın seçilmektedir. Bu tezde yapılan performans belirlenmesinde, giriş işareti olarak frekansı 319.7MHz olan sinusoidal giriş işareti 74 kullanılmıştır. Elde edilen sayısal veri tekrar analog veriye dönüştürülmüş ve 256 noktada FFTsi alınmıştır. Elde edilen güç spektrum eğrisi Şekil 5.17’ de görülmektedir. 319.7 MHz giriş işareti için SNDR ve ENOB değerleri sırasıyla, 14.91dB ve 2.18 bit olarak hesaplanmıştır. Şekil 5.17: 319.7MHz giriş işareti için çıkış işaretinin güç spektrum gösterimi Şekil 5.18: 62.77MHz giriş işareti için çıkış işaretinin güç spektrum gösterimi 75 Tasarlanan ADDnin daha düşük frekanslardaki performansını görebilmek için giriş işaretinin frekansı 62.77MHz olarak belirlenerek, girişe uygulanmıştır. Çıkış işareti tekrar analog veriye dönüştürüldükten sonra 256 nokatada FFTsi alınmıştır. SNDR ve ENOB değerleri sırasıyla, 17.65dB ve 2.64 bit olarak hesaplanmıştır. 76 6. SONUÇ Bu tezde, akım modlu ve gerilim modlu ADDler karşılaştırılmış ve akım modlu devrelerin daha üstün olduğundan hareketle 3-bitlik akım modlu paralel ADD tasarımı yapılmıştır. Paralel ADDler, yüksek çözünürlüklere çıkabilmek için çok miktarda karşılaştırıcı yapısına ihtiyaç duymasından dolayı çip alanı ve güç harcaması bakımından dezavantaj sağlamaktadır. Bu zorluklardan dolayı tasarlanan yapı 3-bit ile sınırlı tutulmuştur. Buna karşılık analog dijital dönüştürme yalnızca bir saat döngüsünde gerçekleştirmesinden dolayı yüksek çevrim hızına ulaşılmıştır. Bu gerçeklik yapılan Pspice analizleri ile ortaya konmuştur. Çeviricinin çözünürlüğünün 3bit ile sınırlı olmasından dolayı AC performans ölçümlerinin hepsi yapılmamıştır. Yüksek frekanslardaki performansı hakkında fikir sahibi olmak için, örnekleme frekansı 666MHz gözönüne alınarak, Nyquist frekansına yakın bir değerde (319.7MHz) SNDR ve ENOB değerleri sırasıyla 14.91dB ve 2.18 bit olarak hesaplanmıştır. Bu anlatılanlar ışığında tasarlanan ADD tek başına kullanılmak yerine başka ADD sistemlerinin alt sistemi olarak kulanılması uygundur: • Bu yapı iki basamaklı ADD sisteminin bir alt sistemi olarak kullanılabilir. Çevrim oranı yaklaşık yarı değerine düşsede, yeni sistemin çözünürlüğü daha da artacaktır. • Yüksek hızlı örnekleme ve tutma devreleri kullanılarak “pipeline” ADD sisteminin bir alt sistemi olarak kullanılabilir. “pipeline” gecikmesi gözardı edilirse, yeni sistemin çevrim oranı aynı çözünürlükteki paralel ADDnin çevrim oranıyla aynı yapılabilir. 77 KAYNAKLAR Anderson, M., 2005, Integrated AD/DA Converters Lab Assignments, Lund University, İsveç, http://www.tde.lth.se/home/man Bilhan, H., and Gosney, W.M., 1999. A 13 bit 20Ms/s Current Mode Pipelined Analog to Digital Converter, Proceedings of the Thirteenth Biennial University/Government/Industry Microelectronics Symposium, June 1999, 131-138 Cable, A. and Harjani, R., 1994. A 6-Bit Current-Subtracting Two Step Flash Converter, ISCAS'94., 1994 IEEE International Symposium on Circuits and Systems, June 1994, Vol. 5, 465-468 Chen, C. and Wu,C., 1998, Design Techniques for 1.5-V Low-Power CMOS Current-Mode Cyclic Analog-to-Digital Converters, IEEE Transactions on Circuits and Systems-II: Analog and Digital Signal Processing, Vol. 45, No. 1, 28-40 Chen, L., Shi, B. And Lu,C., 2000, A high speed/power ratio continuous-time CMOS current comparator, ICECS 2000-The 7th IEEE International Conference on Electronics, Circuits and Systems, December 2000, Vol. 2, 883-886 Fiez, T.S., Liang, G., and Allstot, D.J., 1991. Switched-Current Circuit Design Issues, IEEE Journal of Solid-State Circuits, Vol. 26, No. 3, 192-202. Flynn, M.P. and Sheahan, B., 1998. A 400-Msample/s, 6-b CMOS Folding and Interpolating ADC, IEEE Journal of Solid-State Circuits, Vol. 33, No. 12, 1932-1938. Geiger, R.L., Allen, P.E., Strader, N.R., 1990. VLSI Design Techniques for Analog and Digital Circuits, McGra-Hill Publishing Company, New York Giustolisi, G., Palumbo, G., Pennisi, S., 2002. Satatistical Analysis of the Resolution in a Current-Mode ADC, 9th International Conference on Electronics, Circuits and Systems, September 2002, Vol. 1, 5-8 78 Gregorian, R., 1999. Introduction to CMOS Op-Amps and Comparators, John Wiley & Sons Inc., New York Haykin, S., 1994. Communication Systems, John Wiley & Sons Inc., New York Hu, X. and Martin,K.W., 1997. A Switched-Current Sample-and-Hold Circuit, IEEE Journal of Solid-State Circuits, Vol. 32, No. 6, 898-904 Hughes, J.B., Bird, N.C., Machbeth, I.C., 1989. Switched Currents – A New Technique For Analog Sampled-Data Signal Processing, Proc. IEEE Int. Symp. Circuits Systems, 1584-1587 Hughes, J.B., Moulding, K.W., 1993. S2I : A Two-Step Approach to SwitchedCurrents, ISCAS'93, 1993 IEEE International Symposium on Circuits and Systems, May 1993, Vol.2, 1235-1238 Kang, S., and Leblebici, Y., 1999. CMOS Digital Integrated Circuits: Analysis and Design, WCB/McGraw-Hill, Boston Kaya,T., 2002. A CMOS High-Resolution Current-Mode Algorithmic Analog-toDigital Converter, Yüksek Lisans Tezi, İ.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul Kester, W., 2004. Analog-Digital Conversion, Analog Devices Inc., USA Lin, H., Huang, J. and Wong, S., 2000, A Simple High-Speed Low Current Comparator, ISCAS 2000 - IEEE International Symposium on Circuits and Systems, Geneva, Switzerland, May 2000, 713-716 Mangeldorfs, C.W., 1990, A 400-MHz Input Flash Converter with Error Correction, IEEE Journal of Solid-State CircuitsIEEE Journal of Solid-State Circuits, Vol. 25, No.1, 184-191 Mano, M., 1991. Digital Design, Prentice-Hall, Inc., New Jersey Maxim, 2001, The ABCs of ADCs: Understanding How ADC Errors Affect System Performance, MAXIM Integrated Circuits Application Notes, http://www.maxim-ic.com/appnotes.cfm/appnote_number/748 McClellan, J.H., Schafer, R.W. and Yoder, M.A., 1998. DSP First: A Multimedia Approach, Prentice-Hall, Inc., London Nairn, D.G., 1996. A High-Linearity Sampling Technique for Switched-Current Circuits, IEEE Transactions on Circuits ans Systems-II: Analog and Digital Signal Processing, Vol. 43, No. 1, 49-52 79 Nairn, D.G., Andre, C., Salama,T., 1989. Current mode analog-to-digital converters, IEEE International Symposium on Circuits and Systems, May 1989, Vol. 3, 1588-1591 Nairn, D.G., Andre, C., Salama,T., (1988a). A Current Mode Algorithmic Analogto-Digital Converter, IEEE International Symposium on Circuits and Systems, June 1988, Vol. 3 2573-2576 Nairn, D.G., Andre, C., Salama,T., (1988b). High Resolution Current Mode A/D Converters Using Active Current Mirrors, Electronics Letters, Vol. 24, 1331- 1332 Oliveira, J.P., Vital, J. and Franca, J.E., 1996. ISCAS '96., 'Connecting the World'., 1996 IEEE International Symposium on Circuits and Systems, May 1996, Vol. 1, 199-202 ON Semi, MC14532B 8-Bit Priority Encoder, ON Semiconductor datasheets, http://www.onsemi.com/pub/Collateral/MC14532B-D.PDF Razavi, B., 1995. Principles of Data Conversion System Design, IEEE Press, New York Razavi, B., and Wooley, B.A., 1992. A 12-b 5-Msamples/s Two-Step CMOS A/D Converter, IEEE Journal of Solid-State Circuits, Vol.27, No.12, 16671678 Ravezzi, L., Stoppa, D. and Betta,G.F.D., 1997. Current Comparators, Simple High-speed CMOs Electronics Letters, Vol. 33, No.22, 1829- 1830 Real, P., Robertson, D.H., Mangeldorf, C.W. and Tewksbury, T.L., 1991. A Wide-Band 10-b 20-Ms/s Pipelined ADC Using Current-Mode Signals, IEEE Journal of Solid-State Circuits, Vol.26, No. 8, 11031109 Rodriguez-Vazquez, A., Medeiro, F. and Janssens, E., 2003. CMOS Telecom Data Converters, Kluwer Academic Publishers, Boston Roientan Lahiji, G. and Rezvan, F., 2000. A Full Differential Low Voltage Low Power High Speed Current Comparator, ICM 2000. Proceedings of the 12th International Conference on Microelectronics, October 2000, 103-106 80 Serrano T. And Barranco, B.L., 1994, The Active-Input Regulated Cascode Current Mirror, IEEE Transactions on Circuits and Systems-I: Fundamental Theory and Applications, Vol. 41, No.6, 464-467 Shimizu, T., Hotta, M., Maio, K. And Ueda, S., 1989. A 10-bit 20MHz Two-Step Parallel A/D Converter with Internal S/H, IEEE Journal of Solid State Circuits, Vol. 4, No.1, 13-20 Sone, K., Nishida, Y. And Nakadai, N., 1993. A 10-b 100Msample/s Pipelined Subranging BiCMOS ADC, IEEE Journal of Solid State Circuits, Vol. 28, No. 12, 1180-1186 Sugimoto, Y. and Imai, S., 1999. The design of a 1V, 40MHz, Current Mode Sample-and-Hold Circuit with 10-Bit Linearity, ISCAS '99. Proceedings of the 1999 IEEE International Symposium on Circuits and Systems, May 1999, Vol. 2, 132-135 Sugimoto, Y., 2004. A Realization of a Below-1-V Operational and 30-MS/s Sample-and-Hold IC With a 56-dB Signal-to-Noise Ratio by Applying the Current-Based Circuit Approach, IEEE Transaction on Circuits and Systems-I:Regular Papers, Vol. 51, No. 1, 110-117 Tang, A. and Toumazou, C., 1994. High Performance CMOS Current Comparator, Electronics Letters, Vol. 30, No.1, 5-6 Toumazou, C., Hughes, J.B., Pattullo, D.M., 1990. Regulated Cascode SwitchedCurent Memory Cell, Electronic Letters, Vol. 26, No. 5, 303-305 Toumazou, C., Lidgey, F.J. and Haigh, D.G., 1990. Analogue IC Design: The Current Mode Approach, Peter Peregrinus Ltd., London Worapishet, A., Hughes, J.B., Toumazou, C., 2000. Low-Voltage Class AB TwoStep Sampling Switched-Currents, ISCAS 2000-IEEE International Symposium on Circuits and Systems, Geneva, Switzerland, May 2000, 413-416 Wu, C., Chen, C. and Cho,J., 1995, A CMOS transistor-only 8-b 4.5-Ms/s pipelined analog-to-digital converter using fully-differential currentmode circuit techniques, IEEE Journal o Solid-State Circuits, Vol. 30, 522-532 Wu, C., and Liow, Y., 2000. High-Speed CMOS Current-Mode Wave-Pipelined Analog-to-Digital Converter, ICECS 2000-The 7th IEEE International 81 Conference on Electronics, Circuits and Systems, December 2000, Vol. 2, 907-910 Yin, G.M., Eynde, F.O. and Sansen, W., 1992. A High-Speed CMOS Comparator with 8-b Resolution, IEEE. Journal of Solid-State Circuits, Vol. 27, No.2, 208-211 82 EK-A Pspice simülasyonlarında parametreleri kullanılan 0.5µm .MODEL NT NMOS LEVEL=3 UO=460.5 TOX=1.0E-8 TPG=1 VTO=.62 JS=1.8E-6 XJ=.15E-6 RS=417 RSH=2.73 LD=0.04E-6 ETA=0 VMAX=130E3 NSUB=1.71E17 PB=.761 PHI=0.905 THETA=0.129 GAMMA=0.69 KAPPA=0.1 AF=1 WD=.11E-6 CJ=76.4E-5 MJ=0.357 CJSW=5.68E-10 MJSW=.302 CGSO=1.38E-10 CGDO=1.38E-10 CGBO=3.45E-10 KF=3.07E-28 DELTA=0.42 NFS=1.2E11 83 CMOS teknolojisi tranzistor .MODEL PT PMOS LEVEL=3 UO=100 TOX=1E-8 TPG=1 VTO=-.58 JS=.38E-6 XJ=0.1E-6 RS=886 RSH=1.81 LD=0.03E-6 ETA=0 VMAX=113E3 NSUB=2.08E17 PB=.911 PHI=0.905 THETA=0.120 GAMMA=0.76 KAPPA=2 AF=1 WD=.14E-6 CJ=85E-5 MJ=0.429 CJSW=4.67E-10 MJSW=.631 CGSO=1.38E-10 CGDO=1.38E-10 CGBO=3.45E-10 KF=1.08E-29 DELTA=0.81 NFS=0.52E11 84 ÖZGEÇMİŞ Mustafa Cem Özkılıç 1979 yılında İstanbul’da doğmuştur. 1997 yılında Kadıköy Anadolu Lisesi’nde lise öğrenimini tamamlamıştır. 2002 Ocak ayında İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Fakültesi’nden Elektronik ve Haberleşme Mühendisi olarak mezun olmuştur. 2002 Eylül’ünden beri OHM Elektronik AR-GE bölümünde mikrokontrolör denetimli sistemler üzerinde çalışmaktadır. 85