"Yabancılaşma -1" Bilginin Gücü içinde, Haberdar Gazetesi, 24 Aralık 2011, ss.11 BİLGİNİN GÜCÜ Doç. Dr. Mesut YALVAÇ Yabancılaşma -1 Bu yazının amacı, tüm toplumlarda olduğu gibi toplumumuzda da her geçen gün kendini daha çok hissettiren 'yabancılaşma' olgusu ile ilgili bazı temel açıklamalarda ve saptamalarda bulunarak, toplum üyelerimizde-bireylerde 'yabancılaşma' konusunda farkındalık yaratmaktır. Temelde psikolojik bir durumu ifade eden 'Yabancılaşma' kavramı, Latince 'alienus' sözcüğünden gelmekte ve 'ruh hastası'na yakın bir anlam taşımaktadır. Yabancılaşma kavramını nevroz kavramıyla aynı anlamda kullanan Erich Fromm ise bu kavrama psikanalitik bir boyut eklemiş; yabancılaşma olgusunu patolojik bir olgu olarak açıklamaya çalışmıştır. Fromm’a göre, geniş anlamda her nevroz yabancılaşma olgusunun bir sonucudur ve nevroz, bir tutkunun (para, makam vd.gibi.) tüm kişilikten sıyrılarak baskın bir konuma gelmesi anlamını taşır. Bu durum bireyin kısmi bir istek tarafından yönlendirilmesine, zamanla belli bir noktaya odaklanarak bütünlük duygusunu kaybetmesine neden olmakta ve birey nevrotik dolayısıyla yabancılaşmış bir psikoloji içinde bulunmaktadır (Fromm, 1982). 'Yabancılaşma', Karl Marx’a göre ise, evrimsel uygarlık sürecinin bir dönemini içeren kapitalist yaşam biçiminin zorunlu bir sonucudur. Marx, modern üretim süreçleri içinde insanoğlunun, makine/endüstri ya da toplumsal kurumlar tarafından etkili bir çekip çevrilme edimi altında olduğunu; 'insani öz'ün, bu süreçte dönüşüm geçirdiğini, insani ve sosyal boyutundan sıyrıldığını; insanın, emeğine ve ürününe aidiyet duymamakta, bütünlük duygusundan uzaklaşmakta olduğunu vurgular (Tolan, l991). 'Yabancılaşma', Alman asıllı Amerikalı ünlü felsefeci, sosyolog ve siyaset kuramcısı Herbert Marcuse'un 'tek boyutlu insan' başlıklı yapıtında, bireylerin kendi bilinç ve yaratıcı güçlerini, kolektif insani özlerini kaybetmeleri olarak tanımlanmaktadır. Marcuse, insanların kendileri üzerinde hakimiyet kuran ve onları insani özden uzaklaştıran güçlerin tutsağı haline geldiğini; modern endüstriyel ve teknolojik dünyanın insanları tek boyutlu hale getirdiğini, hayatın bütünselliği ve güveninden yoksun bıraktığını vurgulamaktadır. Ona göre, 'tek boyutlu insan', teknolojik rasyonalitenin her anlamda nüfuz ettiği tekil, yabancılaşmış, birçok yerde psikopatolojik bir varlık biçimine karşılık gelmektedir (Marcuse, 1964). Günümüzde yabancılaşma konusundaki araştırmalarıyla tanınan Amerikalı sosyolog Melvin Seeman ise, 'Yabancılaşmanın Anlamı' başlıklı yazısında, yabancılaşmayı içinde yaşanılan koşullarla ilişkilendirir ve olayın kurumsal boyutunu yok saymadan bireyin ruhsal yaşamındaki izdüşümlerini ortaya koymaya çalışır. Seeman, 'yabancılaşma-anomi' sorununun bireyin psikolojisinde beş önemli alanda yoğunlaştığını belirtir. Bunlar: Güçsüzlük; Anlamsızlık; Normsuzluk; İzolasyon; Kendinden Yabancılaşmadır (Seeman, 1959). Seeman, yabancılaşma durumunun en temel bileşeninin, bireyin kurumsal yapılar karşısında duyduğu çok yönlü 'Güçsüzlük' olduğunu vurgular (Seeman, 1959). Bu durum, "'Yabancılaşma' daha çok katı ve disipliner işleyen kapitalist ve bürokratik kurumsal yapılar içinde kendisini gösterir" şeklindeki yaygın görüşü de destekler niteliktedir. "Yabancılaşma" başlıklı bu yazının arkası yarın (25 Aralık 2011, Pazar). Kaynakça: Fromm, Erich. (l982). Sağlıklı Toplum. çev. Y. Salman ve Z. Tanrısay, İstanbul: Payel Yayınları Marcuse, Herbert. (1964). One-dimensional man. Boston : Beacon. Seeman, Melvin. (1959). “On the meaning of alienation,” American Sociological Review,. 24(6) :783-791. Tolan, Barlas. (l991). Toplum Bilimlerine Giriş. Ankara: Adım Yayıncılık. 1