DİJİTALYENİDÜNYA D ijital ekranlarının sayısının ve lokasyonlarının zaman içinde artmasıyla birlikte marka iletişimlerinde ekranlara daha fazla yer vermeye başlayan DYG’nin Genel Müdürü Cem Aydın, dijital platformları sabit ekranlar gibi düşünmemek ve hedefe ulaşmak için bu ekranlara özel içerik ve tasarımlar hazırlaması gerektiğinin altını çiziyor. CEM AYDIN DOĞUŞ YAYIN GRUBU GENEL MÜDÜRÜ Dijital reklamcılığı ilk günden beri destekliyoruz Yeni dergilerinin lansmanı ile gündemleri daha da yoğunlaşan Doğuş Yayın Grubu’nun Genel Müdürü Cem Aydın ile DYG’nin mecra tercihlerini, yükselen trend dijitale bakışını ve Digiboard ile içerik sağlayıcı olarak kurdukları işbirliğinin detaylarını bizlerle paylaştı. 1 MediaCat MART 2010 Dünyada dijital platformların payları hızla yükselirken, Türkiye’de geleneksel mecralar pazar paylarındaki ağırlığını halen koruyor. NTV, kendi reklam ve iletişim faaliyetlerinde geleneksel ile alternatif mecralar arasındaki dengeyi nasıl sağlıyor? Dijital mecra açıkhava mecrasındaki payını artırmakla kalmadı, havayı değiştirdi. Araştırmalar, dijital ekran uygulamalarının sabitlere kıyasla daha etkin olduğunu gösteriyor. Üstelik bu ekranlarda hareket alanınız ve seçenekleriniz çok geniş. Fakat Türkiye için çok yeni bir mecra olduğundan payı dünyaya kıyasla istenilen seviyelerde değil. Bu arada her yeni mecranın yaşadığını yaşıyor: Kabul görmeye, alışkanlıkları kırmaya, kendini kanıtlamaya çalışıyor ve daha bir süre de çalışacak; çünkü önünde yaygınlık problemi var. İstediğiniz kadar etkin bir mecra olun, reklamveren günün sonunda kaç kişiye ulaştığınızla ilgileniyor. Ne var ki her geçen gün artan dijital ekran sayısı ve pazara giren hizmet sağlayıcılar ile ulaşılan kişi sayısı da hızla artıyor. Bu ivmeyi yitirmezse medya yatırımlarında hak ettiği noktaya ulaşacağı düşüncesindeyim. Bir reklamveren olarak mecra kullanımınızda dijitalin yeri son yıllarda ne gibi değişiklikler gösterdi? Ev dışı dijital mecraları ne şekilde kullanıyorsunuz? Doğuş Yayın Grubu olarak bu çatı altındaki tüm mecralarımızın markalaşma sürecini çok önemsiyoruz. Pek çok markamız ve uygulamamız Türkiye’de kendi kategorisini yarattı, ilk oldu. İlk olmak vizyon ve cesaret ister ama markalaşma daha da fazla emek, istikrar, yenilikçi ve yaratıcı bir akılla yatırım yapmayı gerektiriyor. Marka iletişimimizde geleneksele olduğu kadar yeni mecralara da yer açıyoruz. Bu Digiboard’la yaklaşık 10 yıldır çalışıyoruz. Digiboard’un bu adaptasyon sürecini hızlı tamamlaması, bizi bilgilendirmesi ve doğru yönlendirmesi işe iyi bir ivmeyle başlamamızı sağladı. Hem Doğuş Yayın Grubu’nun bu mecraya verdiği önem hem de Digiboard’la benzer akıllara sahip olmamız ile birlikte bu iş ortaklığı, mecrayı geliştirecek yenilikçi ve ortak yatırımları doğurdu. yaklaşımı sadece medya harcamalarımızda değil, bir medya firması olarak sunduğumuz mecra çeşitliliğinde de görebilirsiniz: Yeni teknolojileri yakından takip edip ilgimizi ve yatırımlarımızı bu alana da yöneltiyoruz. Türkiye’de dijital reklamcılığın başladığı ilk günden itibaren hem içerik sağlayıcı hem de reklamveren olarak bu mecrada varlığımızı sürdürüyoruz. Ekran sayısının ve lokasyonlarının zamanla artmasıyla birlikte marka iletişimimizde daha da fazla yer verir olduk, ama en önemlisi daha doğru kullanmayı öğrendik. Malum, Türkiye’de reklam denilince akla televizyon reklamı gelir. Reklamveren yoğunlukla televizyon reklamına bütçe ayırır. Televizyon reklamından parçalar alınır ve bunlar radyo ya da internette kullanılır. Dijital platformlar da bu kolaycılıktan nasibini alıyor. Oysa her mecranın ayrı bir aklı var. Dijital platformları sabit ekranlar gibi düşünüp ona özel içerik, tasarım yapmaz, yayınlandığı alana -bu kimi zaman bir alışveriş merkezi, kimi zaman bir hastane olabilir- dikkat etmez ve hatta o alanla entegre edip, etkileşimli bir uygulamaya dönüştürmezseniz, yatırımınız hedefe ulaşmaz. Biz ilk günden beri bu mecranın paydaşıyız. İçerik sağlarken de, reklam verirken de televizyondan veya internetten kesip vermiyoruz. Sonuçta sessiz bir mecrada, standart bir haber videosu ya da televizyon reklamı izleyen için ne ifade eder ki? Bu alanları ekran olduğu için televizyon ya da raket/pano gibi bir açıkhava uygulaması olarak görmek büyük bir yanılgı. İçeriğin lokalize edilebilmesi, hem sabit hem de hareketli görsel uygulama seçeneği, kolay güncellenebilme ve en önemlisi etkileşimli uygulamaların yapılabiliyor olması, dijital platformları iki mecradan da ayırıyor. DYG bünyesinde bu ekranlara gönderdiğimiz haberin içeriğinin seçilmesi ve tasarımının yapılması için çalışan ve tek işi bu olan arkadaşlarımız var. İçerikler yayınlanacağı mekan, şehir ve bölgedeki izleyicilere göre derleniyor, en uygun haber ekrana gidiyor. Örneğin Eskişehir’deki bir ekranda o bölgenin hava durumu detaylı veriliyor. Tasarım ise ekranın boyutundan, bulunduğu alandaki insan trafiğine, ekranın konumundan insanların ne kadar hareketli olduğuna (önünde saatlerce oturuyor mu, yoksa hızla geçip gidiyor mu?) kadar geniş bir kıstasla belirleniyor. İşi bu ölçekte bir hassasiyetle yapınca ortaya hem izleyici hem reklamveren hem içerik sağlayıcı hem de mecra sahibi için sonucu olan bir iş ortaya çıkıyor. Digiboard ekranlarında NTV’den alınan içerikler yayınlanıyor. Bu işbirliğinin detayları nelerdir? Digiboard’la, bu işe başladığı günden beri, yani yaklaşık 10 yıldır çalışıyoruz. Digiboard’un bu adaptasyon sürecini hızlı tamamlaması, bizi bilgilendirmesi ve doğru yönlendirmesi işe iyi bir ivmeyle başlamamızı sağladı. İşe gösterdikleri özen ve disiplin bizi etkiledi. Hem Doğuş Yayın Grubu’nun bu mecraya verdiği önem hem de Digiboard’la benzer akıllara sahip olmamız ile birlikte bu iş ortaklığı, mecrayı geliştirecek yenilikçi ve ortak yatırımları doğurdu. Lansmanını yaptığınız derginiz Vogue Türkiye için hangi platformlarda, ne gibi iletişim faaliyetleri sürdürdünüz/ sürdürüyorsunuz? Vogue Türkiye’nin iletişimi hem PR hem de reklam ayağı birbirini besleyecek şekilde yürütüldü. Reklam kampanyasına 8 Şubat’ta vogue.com’da hazırladığımız mikro site ile başladık ve okurlarımızı bizimle beraber geri sayıma katılmaya davet ettik. Dergi çıkmadan bir hafta önce teaser televizyon ve radyo reklamları ile açıkhava kampanyası başladı. Bu süreçte digital signage’lara da medya planımızda yer verdik. Özellikle alışveriş merkezleri ve havalimanlarında yer alan ekranların kampanyamız için uygun olduğunu düşündük. Dergi piyasaya çıkmadan bir gün önce de özel olarak numaralandırılmış 1.000 adet koleksiyon sayısını İstinye Park’ta kurduğumuz Vogue standında satışa sunduk. Bu süreç aynı zamanda basın ve televizyona haber olarak da yansıdı. Vogue Türkiye’nin çıkışıyla beraber Hüseyin Çağlayan’ın yazıp seslendirdiği ikinci reklam filmimiz de gösterilmeye başlandı ve bu film de medyadan büyük ilgi gördü. Son olarak 6-7 Mart’ta Paris’teki davetimiz gerçeklesti. Televizyon ve basın yansımaları halen devam ediyor. Vogue Türkiye’nin lansmanını 3 ay olarak planladık. Bu sürede reklam ve PR aktiviteleri devam edecek. ÖZGÜN VE ETKİLİ BİR MECRA • Marka değerini artırmak, hedef kitlesini doğru yerde yakalamak ve “sıcak satış” gerçekleştirmek isteyenler, artık Digiboard’un ekranında… • Doğuş Medya grubuyla 10 yıldır yürüttüğümüz işbirliği sayesinde tüketicilere farklı bilgileri bir arada sunmayı hedefliyoruz. Nisan 2010’da 13 başlık altında yeni içeriklerimizi tüketiciyle buluşturarak ekran karşısında sıkılmadan vakit geçirmelerini amaçlıyoruz. • Alışveriş kararlarının yüzde 75’i tüketim noktalarında alınıyor. Alışveriş merkezinde satılan bir ürünün reklamını merkezin içindeki plazmalarda yayınladığınızda, satış yüzdeleri hemen fark ediyor. Kasa girdileri de bu bilgiyi doğruluyor. Ayrıca, maliyeti de çok düşük. Özellikle günde 1-2 kez mesaj değiştirmek gerektiğinde Digiboard en ekonomik, en etkili ve en dinamik çözüm… • Bu yıl özellikle pazarlamaya önem vereceğiz. Bu konuda Brand-It ile anlaştık; böylece sektörde bilinçli talep yaratacağımıza inanıyoruz. 2010’DAKİ YENİLİKLERİMİZ: • Bazı mecralarımızda ekran boyutlarımızı büyütüyoruz. • 3D ekran kullanımına başlıyoruz. • Yeni projelerimizde “Dokunmatik ve Yön Gösterici” ekranlar kullanmaya başlıyoruz. MART 2010 MediaCat 2 DIGIBOARDKAMPANYALARI Sağlık sektörüne Digiboard ile ulaştık İŞ BANKASI Reklamveren: İş Bankası Kampanyanın Adı: ‘Sağlık Çalışanlarına Özel Kredi’ Medya Ajansı: Carat Medya Ajansı Planlama ve Satınalma: Emre Kanpak Kullanılan Mecralar: Acıbadem Sağlık Grubu Network’ü ve Anadolu Sağlık Merkezi Network’ü EMRE KANPAK Carat / Müşteri Direktörü İş Bankası kampanyasının medya planlamasında neleri ön planda tuttunuz? Ürün, sağlık çalışanlarına özel olduğu için hedef kitlemize günlerinin büyük bölümünü geçirdikleri yerlerde, yani çalışma alanlarında ulaşmayı uygun gördük. Bu nedenle reklamlarımızı söz konusu mecralarda yayınladık. Bunun yanı sıra araştırma verileri ışığında belirlediğimiz gazeteler aracılığı ile de Türkiye’deki sağlık çalışanlarına erişimi ön planda tuttuk. Bu kampanyada Digiboard Sağlık Grubu networkünü tercih etmenin sebebi nedir? Kampanyaların ancak doğru zamanda, doğru mecralardan, doğru hedef kitleye ulaşarak başarılı olacağına inanıyoruz. Bu nedenle Tıp Bayramı’nda sağlık sektörü çalışanlarına, hastane network’ü olan Digiboard ile en etkili şekilde ulaşabileceğimizi düşündük. 3 MediaCat MART 2010 YAPI KREDİ Reklamveren: Yapı Kredi Bankası Medya Planlama: Mindshare / Sadul Doruk Medya Satınalma: Zer Medya / Esra Aydın Kullanılan Mecralar: Digiboard Alışveriş Merkezi Network’ü, Digiboard Atatürk Havalimanı Network’ü GROHE Reklamveren: Grohe Reklamveren Temsilcisi: Senem Ertekin Açık Medya Ajansı: Optimum Brand Medya Ajansı Planlama ve Satınalma: Senem Ertekin Açık Kullanılan Mecralar: Digiboard Atatürk Havalimanı Network’ü