İçindekiler I. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu Çerçevesinde

advertisement
GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU
I.
1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6098 sayılı Türk
Borçlar Kanunu, hukukumuzda yeni bir kavram olan MOBBİNG
İçindekiler
hakkında
düzenlemeye
yer
vermiş
ve
bu
kavramı
Türkçeleştirerek “Psikolojik Taciz” olarak adlandırmıştır.
I. 6098 Sayılı Türk
Borçlar Kanunu
Çerçevesinde Mobbing
1-4
“İşçinin Kişiliğinin Korunması” başlıklı 417.madde mobbingi yani
II. 6102 sayılı Türk
Ticaret Kanunu’na göre
Ticari Defterlerin
İbrazı ve Delil Olma
Nitelikleri
5-8
sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize
diğer bir deyişle psikolojik tacizi şu şekilde düzenlemiştir;
“ İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı
göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni
uğramaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla
zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.
İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için
gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız
bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda
III. Haberler
9-12
alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür.
İşverenin yukarıdaki hükümler dahil, kanuna ve sözleşmeye
aykırı davranışı nedeniyle işçinin ölümü, vücut bütünlüğünün
zedelenmesi veya kişilik haklarının ihlaline bağlı zararların
tazmini, sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine
tabidir.”
Görüleceği üzere 417. Maddenin 1. fıkrası mobbing kavramına işaret ederek, işverene işçinin
kişiliğini koruma, kişiliğine saygı gösterme, sağlığını gözetme, işyerinde ahlaka uygun bir
düzenin gerçekleşmesini sağlama yükümlülüğü getirmiştir.
1
GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU
Maddenin gerekçesinde; işverenin, işçinin
işverenler
sağlığını
amacıyla,
kalmamaları için gerekli bütün önlemleri
çalışmaya
alacaktır.
korumak
hastalandığında
onu
çalışanların
tacize
maruz
zorlamama, tedavisi için gerekli izinleri
verme, gerektiğinde işyerinde acil tedavi
2. Bütün çalışanlar psikolojik taciz olarak
imkânlarını
değerlendirilebilecek her türlü eylem ve
sağlama
yükümlülüğü
olduğunu belirterek işçilerin rahat ve
huzur içinde çalışabilecekleri bir ortam
yaratılması amaçlandığı ifade edilmiştir.
Bunun
bir
işyerinde
ölçüsü
“ahlaka
olarak
uygun
işverenin
bir
düzeni
gerçekleştirmekle” yükümlü olduğu kabul
davranışlardan uzak duracaklardır.
3.
Toplu
iş
sözleşmelerine
işyerinde
psikolojik taciz vakalarının yaşanmaması
için
önleyici
nitelikte
hükümler
konulmasına özen gösterilecektir.
edilmiştir. Bu yükümlülüğün bir diğer
4.
görünümü ise, işverenin, işçilerin cinsel
güçlendirmek üzere Çalışma ve Sosyal
tacize uğramamaları için gerekli önlemleri
Güvenlik
alması oluşturmaktadır.
üzerinden
Yine maddenin gerekçesinde, işverenin bu
amaçla,
işçilerin
isteyebilecekleri
bir
derhal
yardım
güvenlik
sistemi
kurma, güvenlik personeli bulundurma
gibi cinsel taciz ile karşılaşma tehlikesini
ortadan
kaldırmaya
önlemleri
alması
yönelik
uygun
yükümlülüğünde
oldukları ifade edilmiştir.
27879 sayılı Resmi Gazete’de Başbakanlık
yayınlanan
“İşyerlerinde
Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi
Genelgesi” kamu kurum ve kuruluşları ile
özel
sektör
işyerlerinde
karşılaşılan
mobbing sorununa değinerek, işyerlerinde
alınması gereken tedbirleri şu şekilde
sıralamıştır;
tacizle
İletişim
mücadeleyi
Merkezi,
psikologlar
ALO
170
vasıtasıyla
çalışanlara yardım ve destek sağlanacaktır.
5. Çalışanların uğradığı psikolojik taciz
olaylarını
izlemek,
değerlendirmek
ve
önleyici politikalar üretmek üzere Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde
Devlet Personel Başkanlığı, sivil toplum
kuruluşları ve ilgili tarafların katılımıyla
"Psikolojik
Bununla birlikte, 19 Mart 2011 tarihli,
tarafından
Psikolojik
Tacizle
Mücadele
Kurulu"
kurulacaktır.
6. Denetim elemanları, psikolojik taciz
şikâyetlerini titizlikle inceleyip en kısa
sürede sonuçlandıracaktır.
7.
Psikolojik
taciz
iddialarıyla
ilgili
yürütülen iş ve işlemlerde kişilerin özel
yaşamlarının korunmasına azami özen
gösterilecektir.
1. İşyerinde psikolojik tacizle mücadele
öncelikle işverenin sorumluluğunda olup
2
GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU
8. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Devlet Personel Başkanlığı ve sosyal taraflar,
işyerlerinde psikolojik tacize yönelik farkındalık yaratmak amacıyla eğitim ve bilgilendirme
toplantıları ile seminerler düzenleyeceklerdir.
Şu an için, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmemiş olmasına karşın, işçi
mobbing eylemleri ile karşılaşması halinde mevcut Borçlar Kanunu ve Medeni Kanun
kapsamında kişilik haklarını koruyan hükümlere ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/II
maddesindeki ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık hükümlerine her hâlükârda başvurabilir.
Bununla birlikte, mobbing mağduru işçi, işverenin mobbinge neden olan eylemleri dil, ırk,
cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri hareketlere dayalı ayrımcılık
olarak addedilmesi halinde Anayasa’nın 10.maddesi ve İş Kanunu’nun 5. Maddesine
istinaden ‘ayrımcılık tazminatı’ talebinde de bulunabilir.
Mobbing Türkiye’de yeni bir kavram olmakla birlikte, Türk Hukuk Sistemi’ne ilk olarak
2006’da girmiş ve Yargıtay Kararları’ na konu olmaya başlayarak, mobbing mağdurlarının
tazminat talebinde bulunmasının önünü açmıştır.
Aşağıdaki Yargıtay Kararları, henüz sınırlı sayıda görülmekte olan mobbing davaları için
emsal teşkil etmekte ve mobbing kavramının daha iyi irdelememize yardımcı olmaktadır.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 30.05.2008 Tarih, 2007/9154 Esas, 2008/13307
sayılı onama kararı;
“… Dava, disiplin cezalarının kaldırılması ve işyerinde duygusal taciz (mobbing) nedeniyle
istenen manevi tazminat talebine ilişkindir. İşveren, kişisel nedenlerle davacı işçinin yanında
çalışmasını istememekte olup, kendisinden bir yıl içinde 5 kez yazılı savunma talep etmiştir.
İşveren işçisini gözetme yükümlülüğüne uymayarak davacıyı iş arkadaşları önünde sürekli
olarak küçük düşürmüş, bağırmış, ve işleri beceremediğini ifade etmiştir. Davacı mesai
sonrası ağlama krizleri geçirmiş, psikolojik tedavi görmüştür. Mobbing kavramı, işyerinde
bireylere üstleri, eşit düzeyde çalışanlar ya da astları tarafından sistematik bir biçimde
uygulanan her türlü kötü muamele, tehdit, şiddet, aşağılama vb. davranışları içermektedir.
Açıklanan olaylar ışığında davacının davasının kabulü gerekir…”
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 4.11.2010 Tarih, 2008/37500 Esas, 2010/31544
Karar numaralı kararı;
“… Taciz olayının etki ve sonuçları temadi etmekte olup davacının olayların vahameti
neticesinde psikolojik bunalıma girmesi, daha evvel performansına ilişkin olumsuz bir
3
GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU
değerlendirme bulunmamasına rağmen,
bu olaylardan sonra performans notunun
düşürülmesi,
21.07.2006
tarihinde
işyerine ihtarname çekerek işverenden
amiri hakkında soruşturma başlatılarak
gerekli tedbirlerin alınmasını istemesi ve
akabinde 1.8.2006 tarihinde de iş akdini
bu
olaylar
Yargıtay Kararları ve doktrin ışığında bir
eylemi mobbing olarak değerlendirebilmek
için işçinin, işveren yahut diğer çalışma
arkadaşları
süreklilik
arz
edecek şekilde yıldırılmaya
nedeniyle
feshetmesi
tarafından
çalışması, işveren yahut diğer
nedeniyle
temadi eden ve sonuçları
Mobbing kavramı
çalışma arkadaşlarının kasten
itibariyle
nevi
işyerinde bireylere
işçiye güçlük çıkarması, işçiyi
dönüşen
üstleri, eşit düzeyde
küçük düşürücü hareketlerde
6
çalışanlar ya da astları
bulunması ve bunun sistemli
düşürücü
tarafından sistematik
ve süreklilik arz eden bir
bir
mobbinge
eylemler
karşısında
günlük
hak
sürenin
geçtiğinden
bahsedilemez.
biçimde uygulanan her
de
türlü kötü muamele,
Akdin
tehdit, şiddet, aşağılama
davacı kadın işçi tarafından
feshi
haklı
olup
vb. davranışlar
kıdem
içermektedir
tazminatının hüküm altına
davranış olması aranmıştır.
Her
ne
kadar
kanunlarda
mevcut
birebir
mobbing
bir
kavramından
bahsedilmemiş
olsa
da,
alınması gerekirken hatalı
yukarıda izah ettiğimiz gibi,
değerlendirme ve gerekçe
Medeni Kanun, İş Kanunu ve
ile
Borçlar Kanunu çerçevesinde,
reddi
bozmayı
mobbing
gerektirmiştir...”
mağdurları
haklarını
tazmin
edebilmektedirler.
Yargıtay
9.
Hukuk
Dairesi’nin
10.05.2009
2008/10408
Tarih,
Esas,
2009/26968
Karar numaralı kararında;
“… Davacının işyerinin (bölümünün) çok
sık değiştirildiği ve yıldırma politikası
uygulandığı iddia edilmiştir. Davacının
işyerinin hangi tarihlerde ve hangi sıklıkta
değiştirildiği
belirlenerek
unsurlarını
taşıyıp
mobbing
taşımadığının
Bununla
birlikte,
tarafından
gerek
yayınlanan
Başbakanlık
“İşyerlerinde
Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi
Genelgesi”
,
gerekse
Mücadele
ve
Eşitlik
Tasarısı”,
mobbing
“Ayrımcılıkla
Kurulu
kavramına
Kanun
yer
vermektedir. 1 Temmuz 2012 tarihinde
yürürlüğe girecek olan Borçlar Kanunu ile
birlikte ise mobbing kavramı hukukumuza
tamamen yerleşmiş olacak ve buna ilişkin
davalar büyük bir hızla yaygınlaşacaktır.
araştırılması gerekmektedir…”
4
GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU
II.
1.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 82. maddesinde yer alan, ticari defterlerin delil
olma şartları ve ispat kuvvetine ilişkin hükümler, 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe
girecek olan Ticaret Kanunu’nda yer almamış ve bu konu 6100 sayılı Hukuk
Muhakemeleri Kanunu çerçevesinde hüküm altına alınmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi ticari defterlerin, ticari
davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun
olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini
doğrulamış olması şartını aramıştır.
Bununla birlikte, belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi
ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun
olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili
hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin
delillerle ispatlanmamış olması gerektiği özellikle belirtilmiştir.
222. madde mucibince, ticari defterlerin delil olması kural olarak tacirler arasında söz
konusu olmakla birlikte, davanın taraflarından biri tacir olmasa dahi, diğer tarafın ticari
defterlerine dayanmak istediğini açıkladığında, hasmının defterleri yine delil olarak kabul
edilecektir.
Yürürlüğe girecek olan Ticaret Kanununun 83. Maddesi ise ticari uyuşmazlıklarda
mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin
ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebileceğini ve Hukuk
Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine
ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de
uygulanacağını hüküm altına alarak, 6100 sayılı HMK’ya atıfta bulunmuştur.
Tacirlerin ticari işletmesi ile ilgili olarak yasalarda belirtilen zorunlu defterleri kanunların
öngördüğü şekilde tutmak zorunda olduğu ise önümüzdeki aylarda yürürlüğe girecek olan
Ticaret Kanunu’nun 64. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir;
(1) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle malvarlığı
durumunu,
Türkiye
Muhasebe
Standartlarına
ve
88
inci
5
GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU
madde hükümleri başta olmak üzere
Ticaret
bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir
belirlenir.
şekilde ortaya koymak zorundadır.
(4) Pay defteri, yönetim kurulu karar
Defterler,
defteri ve genel kurul toplantı ve
üçüncü
kişi
uzmanlara,
Bakanlığınca
müzakere
incelemede işletmenin faaliyetleri ve
muhasebesiyle ilgili olmayan defterler
finansal
de ticari defterlerdir.
hakkında
fikir
gibi
tebliğle
makul bir süre içinde yapacakları
durumu
defteri
bir
işletmenin
verebilecek şekilde tutulur. İşletme
(5) Yevmiye, defteri kebir ve envanter
faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi
defteri dışında tutulacak defterler
defterlerden izlenebilmelidir.
Türkiye
(2) Tacir, işletmesiyle ilgili olarak
Kurulu
gönderilmiş
belirlenir.
bulunan
her
türlü
Muhasebe
tarafından
Standartları
bir
tebliğ
ile
belgenin, fotokopi, karbonlu kopya,
mikro fiş, bilgisayar kaydı veya benzer
Görüleceği
şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel
TTK’daki zorunlu tutulan defterlerden
veya elektronik ortamda saklamakla
genel bir ifade kullanarak “İşletmenin
yükümlüdür.
Mahiyet ve Öneminin Gerektirdiği
(3)
Ticari
defterler,
kapanışlarında
noter
açılış
ve
Defterler
üzere,
olarak
yürürlükteki
nitelendirilmiş
tarafından
olmasına rağmen, Yeni TTK tutulması
onaylanır. Kapanış onayları, izleyen
gereken ticari defterlerin bir kısmını;
faaliyet
döneminin
Yevmiye,
sonuna
kadar
altıncı
yapılır.
ayının
Defteri
Kebir,
Envanter
Şirketlerin
Defteri, Pay Defteri, Yönetim Kurulu
kuruluşunda defterlerin açılışı ticaret
Karar Defteri, Genel Kurul Müzakere
sicili
ve Toplantı Defteri olarak belirtmiştir.
müdürlükleri
tarafından
da
onaylanabilir. Açılış onayının noter
Tutulası
gereken
tarafından yapıldığı hâllerde noter,
defterler
ise
ticaret sicili tasdiknamesini aramak
Standartları Kurulu tarafından bir
zorundadır.
tebliğ ile belirlenecektir.
Standartlarına
Türkiye
Muhasebe
göre
elektronik
diğer
Türkiye
zorunlu
Muhasebe
2.
ortamda veya dosyalama suretiyle
tutulan defterlerin açılış ve kapanış
Önümüzdeki aylarda yürürlüğe girecek
onaylarının şekli ve esasları ile bu
olan Ticaret Kanunu’nun defterlerin
defterlerin nasıl tutulacağı Sanayi ve
tutulmasına ilişkin 65. maddesi ise şu
şekildedir;
6
GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU
(1) Defterler ve gerekli diğer kayıtlar
defterlerin geri kalan içerikleri, onların
Türkçe tutulur. Kısaltmalar, rakamlar,
Türkiye
harfler
uygunluklarının
ve
takdirde
semboller
bunların
kullanıldığı
anlamları
açıkça
belirtilmelidir.
Muhasebe
Standartlarına
denetimi
için
gerekliyse mahkemeye açıklanacağını
detaylı olarak açıklamıştır.
(2) Defterlere yazımlar ve diğer gerekli
kayıtlar, eksiksiz, doğru, zamanında ve
Malvarlığı
hukukuna
ilişkin
düzenli olarak yapılır.
özellikle de mirasa, mal ortaklığına ve
(3) Bir yazım veya kayıt, önceki içeriği
şirket
belirlenemeyecek şekilde çizilemez ve
uyuşmazlıklarda, madde 85; mahkeme,
değiştirilemez. Kayıt sırasında mı yoksa
ticari defterlerin teslimine ve bütün
daha sonra mı yapıldığı anlaşılmayan
içeriklerinin
değiştirmeler yasaktır.
verebileceğini düzenlemiştir.
tasfiyesine
olan,
ilişkin
incelenmesine
karar
(4) Defterler ve gerekli diğer kayıtlar,
olgu ve işlemleri saptayan belgelerin
Madde 86, işbu kanun ile getirilen
dosyalanması
veri
yeniliklerden biri olup, görüntü ve veri
taşıyıcıları aracılığıyla tutulabilir; şu
taşıyıcılara aktarılmış belgeler için ; (1)
şartla ki, muhasebenin bu tutuluş
Saklanması
biçimleri ve bu konuda uygulanan
sadece görüntü veya başkaca bir veri
yöntemler
Muhasebe
taşıyıcısı
olmalıdır.
kimse, giderleri kendisine ait olmak
Defterlerin ve gerekli diğer kayıtların
üzere, o belgelerin okunabilmesi için
elektronik
tutulması
gerekli olan yardımcı araçları kullanıma
saklanma
hazır bulundurmakla yükümlüdür; icap
şeklinde
veya
Türkiye
Standartlarına
uygun
ortamda
durumunda,
bilgilerin
zorunlu
aracılığıyla
ibraz
edebilen
ettiği
süre
zaman
kendisine ait olmak üzere bastırmalı ve
kolaylıkla okunmasının temin edilmiş
yardımcı araçlara ihtiyaç duyulmadan
olması
okunabilen kopyalarını sunabilmelidir.
bunların
şarttır.
her
Elektronik
ortamda
belgeleri,
belgeleri,
süresince bunlara ulaşılmasının ve bu
içinde
takdirde
olan
giderleri
tutulma hâlinde birinci ilâ üçüncü fıkra
hükümleri kıyas yoluyla uygulanır.
64 ilâ 88 inci madde hükümlerine tabi
gerçek ve tüzel kişiler gerek ticari
Madde 84 ise bir hukuki uyuşmazlıkta
defterlerini tutarken, gerek münferit ve
ticari
konsolide
defterler
ibraz
edilmişse,
finansal
tablolarını
defterlerin uyuşmazlıkla ilgili kısımları
düzenlerken,
TTK
tarafların katılımı ile inceleneceğini,
kapsamında
Türkiye
Muhasebe
gerekli
ilgili
Standartları
Kurulu
tarafından
yapraklarından suret alınacağını ve
yayımlanan,
görülürse,
defterlerin
madde
84
Türkiye
7
GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU
Muhasebe Standartlarına, kavramsal
düzenlendiği,
çerçevede yer alan muhasebe ilkelerine
tablolarının hazırlandığı ve konsolide
ve bunların ayrılmaz parçası olan
finansal tabloların hazırlandığı, ticari
yorumlara aynen uymak ve bunları
yazışmaların yapıldığı veya muhasebe
uygulamak zorundadırlar.
belgelerinin oluştuğu takvim yılının
İşletmesini
ettirmekle
ticaret
siciline
yükümlü
olan
tescil
işletme
yılsonu
finansal
bitişiyle başlar.
Bir
tacirin
saklamakla
yükümlü
sahipleri için bu Kısım hükümleri,
olduğu defterler ve belgeler; yangın,
ticaret
siciline
yükümlülüğünün
tescil
ettirme
su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir
doğduğu
andan
afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni
itibaren geçerli olacaktır.
saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa
tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren
on beş gün içinde ticari işletmesinin
bulunduğu yer yetkili mahkemesinden
Madde 82 uyarınca ticari defterlerini,
kendisine
envanterleri, açılış bilançolarını, ara
isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır.
bilançolarını,
tablolarını,
Mahkeme gerekli gördüğü delillerin
yıllık faaliyet raporlarını, topluluk
toplanmasını da emredebilir. Gerçek
finansal tablolarını ve yıllık faaliyet
kişi
raporlarını
belgelerin
mirasçıları ve ticareti terk etmesi
kolaylaştıracak
hâlinde kendisi defter ve kâğıtları
finansal
ve
bu
anlaşılabilirliğini
çalışma
tacirin
verilmesini
ölümü
hâlinde
birinci fıkra gereğince saklamakla
organizasyon belgeler 10 yıl süre ile
yükümlüdür. Mirasın resmî tasfiyesi
saklanmalıdır.
hâlinde veya tüzel kişi sona ermişse
Saklama süresi, ticari defterlere son
defter
kaydın
envanterin
gereğince
bilançonun
mahkemesi tarafından saklanır.
yapıldığı,
ara
ile
belge
diğer
çıkarıldığı,
talimatları
olan
bir
ve
kâğıtlar
on
yıl
birinci
fıkra
süreyle
sulh
8
GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU
1. Elektronik Ticaret Kanunu Tasarısı alt komisyonundan oybirliği ile
geçmiş olup, 1 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe girecektir.
Elektronik Ticaret Kanunu Tasarısı, TBMM Sanayi, Ticaret Alt Komisyonu tarafından
kabul edilmiş olup, söz konusu tasarı 1 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe girecektir.
Tasarı, elektronik araçlarla yapılan sözleşmeler ile elektronik ticarete ilişkin bilgi
verme hizmeti sunanlara yönelik bazı yükümlülükleri içermektedir.
2. Anayasa Mahkemesi,
Türk Ceza Kanunu’nun iftiraya ilişkin 267.
Maddesinin 7. fıkrasını iptal ederek, hapis cezasını ortadan kaldırdı.
TCK'nın 267. maddesinin 7. fıkrasında yer alan, "iftira sonucunda mağdur hakkında
hapis cezası dışında adli veya idari bir yaptırım uygulanmışsa iftira eden kişinin, üç
yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacağına" ilişkin hükmün iptal
gerekçesi şu şekildedir;
İtiraz konusu fıkranın, suçun niteliği, mağdurun uğradığı zararın ağırlığı, mağdur
hakkında uygulanan yaptırımın çeşidi ve suçla korunan hukuki fayda bakımından
değerlendirilmesi yapıldığında, iftira neticesinde mağdur hakkında hapis cezası
uygulanması halinde öngörülen ceza ile mağdur hakkında hapis cezası dışında adli
yaptırım veya idari yaptırım uygulanması halinde öngörülen cezalar arasında kabul
edilebilir bir orantı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu yönüyle de itiraz konusu fıkranın
hukuk devletinde olması gereken adalet ilkesiyle bağdaştırılması mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 2. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.
İptal hükmü, 17.03.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmış olup, yayım tarihinden
itibaren 1 yıl sonra yürürlüğe girecektir.
3. Anayasa Mahkemesi, Türk Medeni Kanunu’nun, 303. maddesinde babalık
davası açılması için öngörülen 1 yıllık süre geçtikten sonra, gecikmeyi
haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir
ay içinde dava açılabileceği hükmünü iptal etti.
Akçaabat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun babalık
davasında hak düşürücü sürelere ilişkin 303. maddesinin iptaline karar verilmesi
talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu ve mahkeme yaptığı inceleme sonucunda
4. fıkradaki, "Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa,
sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir" ibaresini
9
GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU
"çocuk" yönünden Anayasa'ya aykırı buldu. İptal hükmü, kararın Resmi Gazete'de
yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girecektir.
4. Milletlerarası
Tahkim
Ücret
Tarifesi
Hakkında
Tebliğ
16.03.2012
tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Milletlerarası Tahkim Kanunu uyarınca, taraflarla hakem veya hakem kurulu arasında
ücretin belirlenmesi konusunda anlaşmaya varılamaz veya tahkim anlaşmasında
ücretin belirlenmesine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmazsa ya da taraflarca bu
konuda yerleşmiş milletlerarası kurallara veya kurumsal tahkim kurallarına yollama
yapılmamışsa, hakem veya hakem kurulunun alacağı ücret hususunda bundan sonra
işbu Tebliğ hükümleri uygulanacaktır.
5. Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine dair kanun
20.03.2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
25 maddeden oluşan 28239 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin
Önlenmesine dair kanun 20.03.2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanmış ve aynı
tarihte yürürlüğe girmiştir.
6. TBMM Adalet Komisyonu, koşullu salıverilmesine 1 yıl ve daha az kalan
hükümlülerin, cezalarının bir kısmını dışarıda geçirebilmesine imkan
tanıyan tasarıyı kabul etti.
TBMM Adalet Komisyonu'nda, yaklaşık 15 bin hükümlünün tahliyesini öngören Ceza
ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Denetimli Serbestlik ve Yardım
Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı kabul edildi.
TBMM Adalet Komisyonu'nda kabul edilen tasarı ile açık ceza infaz kurumunda
geçirilen sürenin son bir yılın, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle
dışarıda infaz edileceği yeni bir infaz rejimi öngörülüyor.
7. TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu, orman özelliğini yitirmiş
ve kamuoyunda 2-B arazisi olarak bilinen Hazine arazilerinin satışını
öngören kanun tasarısı kabul edildi.
TBMM
Tarım, Orman ve Köyişleri
Komisyonu, orman
özelliğini
yitirmiş
ve
kamuoyunda 2-B arazisi olarak bilinen Hazine arazilerinin satışını öngören kanun
10
GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU
tasarısı 15.03.2012 tarihinde kabul edildi. 2-B alanlarında bulunan taşınmazlar için,
taşınmazların 31 Aralık 2011'den önce kullanıcısı veya üzerindeki muhdesatın sahibi
olarak gösterilen kişiler, bu taşınmazları satın almak için 3 ay içinde idareye
başvurabilecek, taşınmazların bedeli karşılığında kendilerine doğrudan satılmasını
isteyebilecek.
Tasarı yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlenecek güncelleme listeleri veya
kadastro tutanaklarına göre oluşturulacak tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre,
31 Aralık 2011'den önce kullanıcısı veya üzerindeki muhdesatın sahibi kişiler ise
başvurularını 6 ay içinde yapabilecektir.
Mecidiyeköy Naci Kasım Sok. No: 3/ 2 Şişli,
İstanbul
Tel: 0212 3569356-0212 3569456
Faks: 0212 3569500-0212 3569501
www.gultekinhukuk.com
gultekin@gultekinhukuk.com
11
Download