K I U S C A O Y Ç N Ü D Yusuf Engin’in Kumar bağımlılığından kurtuluşu Sayfa 6 İsa: Ölümü yendi Sayfa 12 Hıristiyanlığın başlangıcı: Kilise tarihi Anadolu toprağında başladı Sayfa 15 Para, Seks ve moral serbestliği – İsviçre’nin Hıristiyanlığı bu mudur? Sayfa 4 Reklâmlar Diniçin 15 Dakika Yayın kurulu İsviçre’deki Hıristiyanların gazetesi “Din için 15 Dakika” 2009’da ilk kez Türkçe olarak 30’000 tirajla çıkıyor. Ceviri: Sayfa düzeni: Baskı: Dağıtım adresi: Nina Kohler Gülperi Erkilic Denis Simon, Création AG, Illnau Solprint AG, Solothurn SEA-Sekretariat Josefstrasse 32, 8005 Zürich Tel. 043 344 72 00, Fax 043 344 72 09 www.each.ch, info@each.ch Romandie: Alliance Presse CP 192, 1170 Aubonne Tél. 021 821 15 15 Bildagentur Baumann Dergimizde yayınlanan bazı resimlerin içeriği ile hiç bir bağlantısı yoktur, acentamız tarafından temin edilmiştir. Tanrı da O’nunla konuşabilirsınız O’nun müjdesi için taraftar oluyoruz – yersel, ulusal, evrensel. Schweizerische Evangelische Allianz (SEA), Josefstrasse 32, 8005 Zürich Tel. 043 344 72 00, PC-60-6304-06, info@each.ch, www.each.ch editorial Kapak tasarımı: F. Giger Yusuf Engin Laurent Schlatter Samuel Schwarz Jakob Stalder Irmela Vergili Bünjamin Yasmin Zekai Tanyar Kutsal Kitap: Hıristiyanların kutsal kitabı Sayfa 8 İnançlarımızı bir dürüm veya fondüye benzetmek saçmalık belki. Ama inanç da bir gıdadır: canımız ve ruhumuz için. Ne yazık ki başka kültürlere sahip insanlar Hristiyan inancını ve Kutsal Kitap’ın içeriğini çok az biliyor veya hristiyan olmak ile ilgili sahip oldukları düşünceler parça parça. Bunu biz Türkiye’ den gelen insanlarda da fark ettik. Aynı zamanda gözümüze çarpan birşey de, İslam ülkelerinden gelen insanların genelde benim eşim Katrin gibi, dünyaya açık ve öğrenmeye çok hevesli oldukları. İsviçrelileri tanımak ve onları anlamak istiyorlar. İman, onlar için tabu olan, yani konuşulması yasak bir konu değil, tam tersine: Bu konularda konuşmak ve tartışmak için çok açıklar ve ilgililer. Bu gazete hıristiyan ve müslümanlara birbirleriyle inançları ile ilgili konuşmak ve birbirlerini daha iyi anlamak konusunda bir yardım olsun. Okuyucularımıza İsviçre kültürünün kökenleri ve hristiyan inancı hakkında bilgi kazandırsın. Pek günlük gazetelere benzemeyen bu gazete için bir kaç dakikanızı ayırın. Buna değecektir. Değerli okuyucular, elinizde tuttuğunuz bu dergi, İviçre’ de yaşayan biz müslümanların, müslüman olmayan ve büyük bir olasılıkla hıristiyan olan komşularımızla ve iş arkadaşlarımızla en güzel şekilde beraber yaşama imkanı olan karşılıklı tanışma fırsatını sunmaktadır. Bir insanla iyi geçinmenin ve arada muhabbetin hasıl olması için onu tanımak ve niyetini bilmek gerekir. Tabiki başta dinimiz İslam’ı öğrenip yaşadıktan sonra içinde bulunduğumuz ortamın din ve kültürünü, adet ve geleneğini tanımak ve bunlara saygı duymamız gerekir. Zira Peygamber Efendimiz komşu hakkının ister müslüman isterse gayri müslim korumasını ve bu münasebetlerin güzel tutulmasını bizlere önermiştir. Brunnen yayınevi Düzeltme: Fritz Herrli Thomas Hanimann Hansjörg Leutwyler Françoise Buchenel Eşinin katillerini affediyor: Susanne Geske Sayfa 19 F. Buchenel/SEA Yazı ve araştırma: ’Dürüm’ veya ’Kebap’ kelimelerini duyunca ağzım sulanıyor. Hayatımın ilk döner kebabını ısırmam konusunda beni eşim Katrin ikna etti. Aarau’daki Türk restoranı, dünya tatlarına açık eşim, Türk mutfağının lezzetini tatmaya gittiğinde daha yeni açılmıştı. Çok heyecan dolu bir şekilde eve gelip bana bu keşfi anlatmıştı. Bu yeni lezzeti denemeye hazır olana kadar yine de bir süre gerekmişti benim için. Bugün ise soslu bir dürüm, İsviçre mutfağının sunduğu çok kültürlü, lezzetli yemekleri arasında Bern’in Röstisi ve Wallis’in Fondüsü yanında, en sevdiklerimin arasında. Schweizerische Evangelische Allianz (SEA) özel Yayınlayan: arşiv Siz buradasınız Neden bu gazete? “Oh, böyle olduğunu bilmiyordum!” Türk ve İsviçreli birbirini ziyaret ediyorlar Sayfa 20 Huzur ve barış içersinde yaşamak ümidiyle Selamlar Hansjörg Leutwyler Baş sekreter SEA Din için 15 Dakika 20 09 Faruk Güler Wetzikon İslam Kültür Merkezi Görevlisi 3 özel Türkiye’de dinin büyük bir baskısı var. İsviçre’de insanlar özgürdürler. Türkiye’de İslami yasalar çok serttir, ama İsviçre’deki Hıristyanlarda bir baskı görmüyorum. Kendi dinini oluşturmak Para, seks ve gevşek ahlak kuralları – Bu mu Batı’nın Hıristiyanlığı? Müslüman ülkelerden gelen bir çok kişi, İsviçre’de etraflarını Hıristiyan inancına sahip insanların sardığını düşünüyor. Ancak görüntü aldatıcıdır. Sadece her on İsviçre’liden biri inancına gerçekten bağlı. Bence İsviçre’de aşağı yukarı nüfusun %70’i Hıristiyandırlar, ama onlardan en çok %15 gerçek Hıristiyan. Bir insanın kalbinde Tanrı varsa, onun yüzünde belli olur. Böyle insanlarda sevgi ve sevinç var; başkasına da yardımcı olurlar. Hıristiyanlardan bir beklentim yok, Tanrı’dan beklentilerim var. F. Giger Sizin Hristiyan olan birisinden beklentiniz nelerdir? Karadenizin altında kalan o büyük ülkeden gelen yeni göçmenler için İsviçre şehirlerindeki sokaklardan geçmek bir şaşkınlık etkisi yaratmış olabilir. Kadınlar kendinden emin görünüyor, işyerleri işletiyor, açık saçik giyiniyor ve özellikle yazları vücutlarını daha çok açıkta bırakan giysiler seçiyorlar. Erkekler 4 Lüks, seks ve para: Tanrı korkusu yavaş yavaş kayboluyor. ise mesafeli, birbirleriyle çok nadir ilişki kuran ve alkol tüketen bir tablo oluşturuyor. Çocuklu ailelere nadir rastlanıyor. Bir çok İsviçre vatandaşı tek başına yaşıyor ve çoğu zaman evlerine çekiliyorlar. Bağımsızlık çok önemli bir konu gibi gözüküyor. O anda canları ne istiyorsa onu yapıyorlar. Reklamlar erotik resimlerde cimri davranmıyor. Seks çok açık bir konu ve cinsel ilişkiler konusundaki rahatlık derecesi şaşırtıyor. Bir çok şey serbest ve çok doğal gibi gözüküyor, ama bütün bunların ardındakilere baktığımızda, çok büyük sıkıntılar içinde olan aileler ve evlilikler görülüyor. Özgürlükten bağımlılıklar, tutsaklıklar ve derin yaralar oluşuyor. Peki bu mu şimdi Hıristiyan inancını kabul eden “Akşam ülkesi”? Tanrı varmı ki? İsviçre’de oturan insanların neredeyse yüzde sekseni kiliselere üye olmalarına rağmen, bu insanların çoğu Sadece çok para yaşantımızı tatmin edemez. Bir nevi güvence olarak Kilise Cemaati Kilise cemaatlarına bağları zayıf olmasına rağmen bir çok üye kiliseden ayrılmıyor. Bunun sebebi büyük olasılıkla kilise cemaatini bir nevi güvence olarak görmeleri. Ona sahiptirler ama ona çok sık ihtiyaç duymadıklarında mutludurlar. Acil durumlarda ‘ne olur ne olmaz’ derler ve ruhsal birilerinin desteği onları mutlu eder. Kiliseler aynı zamanda sosyal kon- Françoise Buchenel/SEA Tüm İsviçre’lilerin Hıristiyan olduğuna inanıyor musunuz? Başka bir grup kilise üyeleri farklı dinlerden çeşitli unsurları alıp birleştiriyor. Örneğin Budizm, Hıristiyanlık, İslamiyet ve felsefeyi kullanarak, kendi Tanrı’ larını kendileri oluşturuyor. İstatistiklere göre sadık kilise üyeleri ve etkin Hıristiyanlar toplumun yüzde onunu oluşturuyor. Tabii ki aktif olmasalarda kendilerini hala kilise ve içeriğine bağlı hisseden bazı kilise üyeleri bu sayıyı arttırıyor. Ama gerçek şu ki, İsviçrelilerin sadece küçük bir kesimi inancını Kutsal Kitab’a sadık ve gerçek bir şekilde yaşıyor. Din için 15 Dakika 20 09 Din için 15 Dakika 20 09 İsmail Özveren, Basel İsviçre’deki insanların davranışlarının Türkiye’dekilerden farkları nelerdir? umları sebebiyle de değerli görülür; yoksullara, yaşlılara ve varoşlara verdikleri yardımlar. Böylece kilise, devlet aracılığıyla üyelerinden aldığı kilise vergilerinin karşılığını verir. “Kültür çok farklı; din, eğitim, gelenekler ve yaşam tarzı çok farklı.” Tüm İsviçrelilerin Hıristiyan olduğuna inanıyor musunuz? “Hayır.” Yasalardaki Hıristiyanlık değerleri Topluma şekil verme konusunda Hıristiyanlığın etkisi hızla azaldı. Bu durum asırlar boyunca çok farklıydı. Kutsal Kitap’ta, Tevrat’ta bulunan ’On Emir’ ve İncil’ de İsa Mesih’in bahsettiği ve yaşattığı komşu sevgisi, toplumun kendisine yön vermek için kullandığı etik temelleri oluşturuyordu. Bunun sonucunda okullar, hastaneler ve sosyal kurumlar oluştu. Şimdi yaklaşık 200 senedir Hıristiyanlığın etkisi devamlı azalmakta. Yine de bugüne kadar bazı Kutsal Kitap temel değerlerinin izleri görülüyor. Örneğin zamanında Türkiye’nin de kabul ettiği İsviçre Medeni Kanunu. Neden inanmıyorsunuz? “Çok farklı dinler mevcut, Ateistler de var.” Aşağı yukarı nüfusun % 80’i bir kilisenin üyesidir. Ama az kişi sürekli bir kiliseye gider. İsviçrelileri bu şekilde tanıyorum İsviçreliler genelde daha soğuk insanlar ve mesafeli davranıyorlar. Bir İsviçreliyi kişisel ve yakından tanımak, eğer bir yabancı düşmanlığı yoksa, seneler sürebiliyor. Türkiye’den farklı olarak kendi mahallen veya çevrende yaşayanları tanımıyorsun. İsviçrelilerin kendi aralarındaki ilişkileri de çok sıcak olmuyor. Sanırım İsviçrelilerin yüzde otuzu Hıristiyan. Tanışdıklarım hıristiyan olanlar inandıklarını yaşantılarında uyguluyorlar. Onların yanında kendimi çok iyi hissediyorum. Cana yakın, dürüst ve yardımseverler. Hala gerçek Hıristiyanlar var 21. yüzyılda ortalama İsviçreli’nin günlük hayatında Hıristiyan inancı ve değerleri güçlü bir şekilde arka plana geçti. Hıristiyan inancı kendisini gitgide kilise duvarlarının arkasına geri çekti. Bu nedenle, bugün başka bir kültürden, başka bir dinden gelen insanlar İsviçre’de etraflarına baktıklarında, gerçek bir şekilde yaşanan Hıristiyanlık ile çok nadir karşılaşıyorlar. Yine de yaşamlarında ve yaptıklarında efendilerini, İsa Mesih’i örnek almaya çok önem veren ve günlük hayatlarında inançlarını yaşayan Hıristiyanlar var. Umut edilen, Müslüman dostların bu insanlar ile karşılaşmasıdır. Birisinin Hıristiyan olduğu nereden anlaşılıyor? photocase/peterling İsviçreliler Hıristiyanlığını nasıl uyguluyorlar? İsviçre’deki insanların davranışlarının Türkiye’dekilerden farkları nelerdir? İsviçre’de dinsel geleneklerine bağlı olanlar vardır. “O kişinin yaşam şeklinden. Bir kişi Hristiyan olarak yaşarsa, yani İsa Mesih takipçisi ise, bu o kişinin günlük hayatında bir değişiklik yaratır. Böyle bir kişi dürüstlüğü ciddiye alır ve aldatmaz.” Sizin Hıristiyan birisinden beklentiniz nelerdir? “Benim için inanç çok önemli değil, ben kendim aleviyim. Hristiyan birisinden beklentim, inançlarını hayatlarında da yaşatmalarıdır.” Bununla ne demek istiyorsunuz? “Örneğin; düşmanlarını sevmeliler.” özel F. Gıger G.A., Bern pazarları kilise’ye ibadete gitmiyor, sadece önemli dini bayramlarında, Noel veya Paskalya’da bu ziyaretleri yapıyorlar. Kendi kutsal kitaplarının, yani Kutsal Kitab’ın (Tevrat, Zebur, İncil) içeriğini pek bilmiyorlar. Daha da dramatik olan şey: çoğu, bir Tanrı olduğuna bile inanmıyor. Başkalarının ise çok belirsiz fikirleri var, “Bir şekilde daha büyük bir Varlık varmış” diyorlar. Ama Kutsal Kitap’ta anlatılan Tanrı’ya inanmıyorlar. Kutsal Kitap’ ta yazılanların gerçekliğinden kuşku duyuyorlar. Emanuel Ammon / Aura N E özel G Ü C Soldaki resim: İsviçreli’nin günlük hayatında Hıristiyan inancı ve değerleri güçlü bir şekilde arka plana geçti. Hıristiyanlığına bağlı olanlar nerededir? L Nuri Bey, Bern 5 Reklâm L B A Ğ IL IK Yusuf’un kumar bağımlılığını IM Kumar bağımlılığı Yusuf’un yaşamını mahvediyor. “Oyunlardan başka bir şey düşünemez oluyorsunuz”, diyor bugün 55 yaşında olan Yusuf. “Bugün belki şansım iyi gider, kaybettiğim parayı bugün geri kazana bilirim diye düşünüyorsunuz ve sonra tüm gece oynayıp, cebinizdekini de kaybediyorsunuz.” Çok mahsumca başlamıştı her şey. Gençliğinde, Bodensee yakınındaki bir restoranda arkadaşlarıyla oyun oynamayı seviyordu. İçeceğine ya da küçük miktarlarda parasına oynarlardı. 28 yaşında, İsviçreli bir bayanla evlendi. Ailede maddi problemler boy gösterince, cebinde bir, iki yüz İsviçre Frangıyla tek kollu canavarların başına geçip daha fazla kazanabilmeyi umut etti. Ama ne yazık ki parası bu ’tek kollu canavar’ tarafından yutuldu. Aynı şekilde arkadaşlarıyla oynarken de oyunda bir kaç yüz daha kaybetti. “O Kahvede sürekli oynayan, 15-20 kişiydik.” Burada genelde üç veya dört kişi ile oynadığımız oyunlar taşlı Okey ve Pokerdi. Yıllarca kumar bağımlılığında yaşadıktan sonra yeni bir başlangıc: Yusuf Engin eşi Christine ile beraber Belek’te, Güney Türkiye. Sürekli bahane ve yalanlar... İntihar tek çıkış yolu mu? Kumara olan bu bağımlılığı, ki o zamanlar bir bağımlı olduğunu kendisi asla kabul etmezdi, eşinden saklayabildi. Ustaca bahanelerle uzun süreli yokluğunu açıklıyordu. Bir arkadaşa tamir konusunda yardıma veya zor dönemden geçen bir arkadaşına desteğe gittiğini söylüyordu. “Sürekli yalan atıyordum” diyor Yusuf bu gün. Çaresiz bir şekilde, eve neden bu kadar az uğradığının sebebini öğrenmek isteyen eşine, onun suçlu olduğunu ve evliliklerinin onu tatmin etmediğini söylüyordu. İlk kızının doğumu bile sadece kısa bir süreliğine onu eve bağladı. 1982’de eşi Christine’ye sonunda büyük borçları olduğunu açıkladı. Eşi sıkıntı çekti ama yine de anlayış gösterdi, çünkü kısa bir süre önce Hıristiyanlığı kabul etmişti ve inancı ona bu zor dönemde destekti. Yusuf ile de İsa Mesih’le yaşadıklarını paylaşmak istiyordu, ama Yusuf’un yanıtı ’Beni rahat bırak!” oldu. Dört sene sonra Yusuf’un borcu üç banka kredisinden oluştuğundan, çok büyük bir çaresizlik baskısı vardı üzerinde. Yusuf gitgide çıkmaz bir sokağa girdiğini daha çok farkına vardı. “Bütün bunlar beni nereye sürüklüyor? Buradan nasıl çıkacağım?” diye sordu kendisine. Bir an için kaçmayı düşündü. Ama eninde sonunda bulunacağını biliyordu. Bu yolun sonundaki utanç onun bu kararı almasını engelledi. Sonunda ailesini kayınpederinin evine gönderip kendisi için temelli kaçış yoluna başvurmaya karar verdi: bir kaza gibi gözükecek olan intihar! Böylece kredi borcu sigorta tarafından iptal edilecek ve ailesine de geçinebilecekleri azda olsa ufak bir maaş ödenecekti. Ama en derinlerde Yusuf çok çaresizdi. Bir müslüman olarak intihar etmenin günah olduğunu biliyordu. Bu yüzden son gece dua etti: “Allahım, biliyorum, bu yapacağım günah senin gö- zünde, ama başka çarem yok. Beni affet lütfen!” Göz yaşlarıyla bitkin bir şekilde uyuyakaldı. İmanda ilk adım Ertesi gün eşinin telefonuyla uyanan Yusuf Engin’e garip birşey oluyor. Yüreğindeki ağırlığın kaybolduğunu fark ediyor, yeni bir umut hissi kaplıyor içini. Eşi ile konuşmak için buluştuklarında, Yusuf’u gören Christine “Yusuf, ne oldu sana, bu gün sen çok farklısın.” diye soruyor “Son zamanların gerginliği ve yorgunluğu yüzünden silinmiş gibi bir halin var senin”. Christine için bu İsa Mesih’in ona dokunduğunun göstergesiydi. “Seninle dua edebilir miyim?” diye soruyor Christine, biraz karşı çıksa da izin veriyor Yusuf. 3 hafta sonra Tessin bölgesinde gerçekleşen bir kaç gün süren, Paskalya bayram kampına katılıyorlar. Yusuf kendini buradaki şimdiye kadar hiç yaşamamış olduğu kardeşçe beraberlikte, çok iyi hissediyor. İlk defa İncil’den Ayetler dinliyor ve üçüncü günü hayatını İsa Mesihe teslim etmeye karar veriyor. Evlerine döndüğünde kendilerine uygun bir kiliseye katılmaya başlıyorlar ve Yusuf bir sene sonrada vaftiz oluyor. Geri düşüş ve Kurtaran adım Maaşın yarısı oyunlara... Yusuf bazen kazanıyordu, kazandığı zaman poker oynamaya devam ediyordu. Bu döngü, kahvenin kapanış saatlerinden sonra bir arkadaşın evinde tüm gece bu şekilde devam ediyordu. Aylar ve yıllar boyunca devam etti. Kaybettiği parayı her an geri kazanacağı Din için 15 Dakika 20 09 Din için 15 Dakika 20 09 bir süre sürüyor bu oyun bağımlılık tekrarlaması. Sadece yanından geçerken bile Kahve bir mıknatıs gibi onu çekiyordu. Artık borçları beş haneli sayılardan oluşmaya başlamıştı. Eşi ve onu tanıyan farklı kiliselerdeki insanlar onun için dua ediyordu. Yine bir kampa katılıyor, bu sefer tekbaşına. Bir oruç haftası şeklinde olan bu kampta onu, Tanrı ile herşeyi açıklığa kavuşturması konusunda teşvik eden insanlarla karşılaşıyor. Aslında sadece bir kahve içmek için gelmişti eski arkadaşlarının yanına, ama arkadaşları onu ’küçük bir oyun’ oynamaya ikna ediyorlar. Yusuf kendisi için oynamadığından red etmiyor ve böyle bir kaç kere tekrardan sonra, kendisini yeniden eski döngüde buluyor. “Öncekinden çok daha kötüydü” diyor bugün Yusuf. İki yıldan daha uzun Photocase Yusuf Engin kumar oynayarak maddi durumunu düzeltmeye çalışıyor. Ama bağımlılığa yakalanınca, kumar oynamaktan başka bir şey düşünemiyor. Sekiz yıl boyunca bir çok gecesini bu oyunlarda harcıyor ve gittikçe daha fazla para kaybediyor. Durumu o kadar kötüleşiyor ki intihar etmeyi bile düşünüyor. Müslüman olan Yusuf birden beklenmedik bir yardım alıyor, Mesih İsa’dan. düşüncesiyle devam ederken, sadece bir gün içerisinde maaşının yarısını oyunlarda kaybetti. 1981de ilk defa bankadan kredi almak zorunda kaldı. Ama bu para da çok çabuk gitti. Faizini ödeyebilmek için arkadaşlarından farklı bahanelerle sürekli para istemek zorunda kaldı. Yeni mobilyalar alma bahanesiyle bir başka bankadan da küçük bir miktar kredi aldı. Artık çok kurnazca bir yöntem geliştirerek borçlarını son gününde ödemeyi ve yeni bir yerden para bulmayı bir şekilde başarıyordu. Çok az uyuyordu. Bugün, bir şekilde o dönemi bu kadar az uykuyla geçirebilmiş olması onu hala şaşırtıyor. Ne de olsa bütün gününü zorlu bir işte, pencere imalatı ve montajında geçiriyordu. özel fotolia yenme hikayesi Yusuf, Tanrı’nın önünde çocukluğundan oluşan tüm suçlarını görüyor bir düşünde. Hatasını kabulleniyor ve geçmişinde yaptığı hatalar için de tövbe ediyor. İşte bu onu kurtuluşa götüren adım oluyor. Kumar, nikotine olan bağımlılığı, yalana olan serbestliği burada kırılıyor. Tamamen farklı bir Yusuf olarak dönüyor evine, eşi gözlerine inanamıyor. Gözlerle görünülebilecek şekilde, tamamen farklı bir insan karşısındaki Yusuf şimdi. Artık oyun ortamları onu çekmiyor. Kiliseden arkadaşları ona fikir yardımında bulunuyorlar ve borçlarını kapatabilmesi için uygun yöntemler gösteriyorlar. Kumar yüzünden yapmış olduğu borçları daha senelerce geri ödeme yapması gerekecek, ama asıl temel sorun çözüldü. Yeni bir hayat başladı! 7 L S T AP U T K Kİ gamberler, halkı Tanrı’ya bağlılığa çağırıyor, uyarıyorlar ancak önderler ve halkın duyarsızlığı sonucunda doğunun büyük gücü Babil tarafından tutsak edilip yetmiş yıl sürecek bir sürgüne gidiyorlar. Hezekiyel ve Daniel peygamberler bu sürgün döneminin peygamberlerindendir. Kutsal Kitap – Kutsal Kitap’ın sizin için anlamı nedir? “Kutsal Kitap Tanrı’nın sözüdür. Yeni Antlaşma yani İncil’i okurken İsa Mesih ile karşılaşıyorum.” Tanrı’nın sözü hayatınıza ve günlük yaşantınıza neler katıyor? “ Tanrı’nın sözü beni cesaretlendiriyor, beni güçlendiriyor ve günlük yaşantım için bir yol gösterici.” Kutsal Kitap’ı neden okuyorsunuz? “Tanrı’yı ve Kutsal Kitap’ı daha yakından tanımak, imanda büyümek ve hayatın sorularına cevap bulmak için.” Yaratılış Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı. Yaratılışın tacı olarak insanı, erkek ve kadın olarak yarattı. Onlar çoğalmalı, dünyaya hükmetmeli ama aynı zamanda onu korumalıydılar. Aden bahçesinde Tanrı, insanla birlikte günlük bir ilişki içerisinde yaşıyordu. Adem ile Havva – Mahvedilmiş Tanrı ilişkisi bir gökkuşağı ile yeni bir umudun çağı başlıyor ve Tanrı’nın merhameti kendisini gösteriyor. İbrahim – yeni bir başlangıç İbrahim, Tanrı’nın çağrısını çok açık bir şekilde duyuyor. Büyük bir halkın atası olacak: baba ve “bir çok ulusun bereketi”. İşte bunun için kendi memleketinden, Ur şehrinden (bugünkü Irak’ta bulunuyor veya bugünkü Urfa) ayrılıp Urfa yakınındaki Haran’a ve oradan da İsrail ve Filistin’in bulunduğu bölgeye yerleşiyor. İbrahimle, daha sonra İsa Mesih’in doğacağı halkın çağı başlıyor. Firavun – Kölelik İbrahim’in soyundan gelen halkın bir başka atası Yakup’un en sevdiği oğlu Yusuf kardeşlerinin ihaneti sonucu kendini köle olarak Mısır’da buluyor. Yıllar sonra Yakup ve geri kalan ailesi bir kıtlık sebebiyle Kodeks Sinaiticus gibi, neredeyse bütün Kutsal Kitabı içeren, meşhur eski elyazmaları Manastır kütüphanelerinde ya da çölde bulunmuştur. Eski Antlaşma’nın elyazmalarından en eski ve en meşhur buluntuları 1947’de Lut gölü civarında bulunan Kumran mağaralarında keşfedilmiştir. Bu yazılar burada, yaklaşık iki bin yıl boyunca kilden yapılmış testilerde saklanmış. Hayret verici: Burada bulunan yazılar neredeyse 1000 yıl sonraya ait olanların aynısı. Sadece çok küçük ve önemsiz bir kaç farklılığı vardı. Çok yazmalarına rağmen yazanlar, işlerini çok dikkatli ve özenli yapmışlar. İsrail’in peygamberleri sadece yaşadıkları dönemle ilgili konuşmuyor. Daniel, Zekeriya ve Malaki peygamberler gelecekte gerçekleşecek olan olayları çok önceden görüyorlar. Mesihin gelişini haber veriyorlar. Yeşaya peygamber betimsel olarak, Tanrı’nın Ruhu’nun gücü altında içinden, yeni bir şifa çağı başlatacak olan bir filizin çıkacağı bir ağaç kütüğünden bahsediyor. Tanrı insanları yeni bir beraberliğe katmak istiyor. Kurtarıcıyı bekleme dönemi başlıyor. Kutsal Kitap (Tevrat, Zebur ve İncil) insanlık tarihinin en önemli bir kaynağıdır. İnsanların en önemli sorularına cevap verir: Nereye gidiyoruz, nereden geliyoruz ve neden yaşıyoruz? Bu nedenle dünyadaki en yaygın kitap olduğuna şaşılmamalı. Peki bu kitapta neler yazıyor? Bu çift, yasak olan ağacın meyvesinden yiyiyor. Onlar, Tanrı’nın düşmanı Şeytan’ ın, bu meyveyi yediklerinde Tanrı gibi olacakları sözlerine inanıp, kandırılıyorlar. İşte bu günah, yani Tanrı’ya güvenmemek, insanların nesiller boyunca bugüne kadar süren Tanrı’yla ayrılıklarının sebebi. Adem ile Havva cennetten kovuluyor. Daha sonra Nuh peygamber döneminde Tanrı’nın emirlerine baş kaldırış tüm dünyayı mahveden büyük tufan ile sonuçlanıyor. Ama 8 PeygamberlerGelecek olayların habercileri Günümüzde Kutsal Kitap el yazmalarının en küçük buluntusu bile hala çok anlamlı ve Kutsal yazıların asıl metnine daha çok yakınlaşmak için bir yardım. Bu dalda çalışanlar bunun sayesinde temel bir metni büyük bir kesinlik içinde açıklığa kavuşturabildiler. Bir kaç bin elyazması ile Kutsal Kitap metinleri yeterince korunmuş durumdadır. Mısır’dan yiyecek bulmaya gidince bu arada kölelikten Firavun’un en güvendiği adama ve ülkesinin yöneticiliğine yükselmişti ve tüm Mısır’ın besin ve gıda stoklarının yöneticisi olmuş Yusuf’la karşılaşıyor. Sonuçta Yakup ve soyu Mısır’a göç ediyor. Böylece gelecekte İsrail halkına dönüşecek halk bir kaç yüz yıl Mısır’da yaşamaya ve büyümeye başlıyor. Ama sonraki Firavunlar onları tehdit olarak görüp onları köleleştirerek İsrail halkının varlığını tehdit ediyor. Musa – Geri dönüş Tanrı müdahale ediyor. Bunu, emzirmekte olduğu oğlu Musa’yı bir sepet içinde Nil nehrine bırakan bir anne aracılığıyla yapıyor. Bu bebek Firavun’un kızı tarafından bulunuyor, evlat ediniliyor, öz annesi süt annesi oluyor ve Mısır kültüründe yetiştiriliyor. Ancak Tanrı’nın Musa için belirlediği çok farklı bir amacı var: O kendi halkını Firavun’un egemenliğinden kurtaracak ve onlar için vaat edilen topraklara götürecektir. Firavun Musa aracılığı ile bir çok alametler sonunda İsrail halkını özgür bırakıp Mısır’dan ayrılmalarına izin veriyor. Ardından vaat edilen ülkeye girmekten korkan İsrailliler için zorluklar, yokluklar ve savaşlarla dolu kırk yıllık bir çöl yolculuğu başlıyor. Çölde Tanrı, halkına on emiri içeren “yasasını” açıklıyor. Bu emirler sosyal yaşamlarının ve Tanrı’yla ilişkilerinin temelini oluşturuyor. Kinneret Gölü: İsa buralarda yaşayıp müjdesi va’zediyordu. Din için 15 Dakika 20 09 Din için 15 Dakika 20 09 Kral Davut ve Kral Süleyman – Krallık döneminin zirvesi Kırk yılın sonunda yeni nesli ile İsrail halkı, Celile, Ürdün ve Lut göllerinin batı ve doğusuna yerleşiyor. “Hakimler” denen, dış tehditlerde harekete geçip dış düşmanlara karşı Tanrı’nın gücü ile savaşan ve de halk için hakim ve danışman olmak üzere Tanrı tarafından özel yetenekler verilmiş erkek ve kadınların zamanı başlıyor. Sonra Saul ile İsrail halkı ilk krallarına kavuşmuş oluyor. Onu takip eden Kral Davut ve Kral Süleyman ile bu krallık en zirve dönemlerini yaşıyor. Yeruşalim (Kudüs) ’deki tapınak, halkın kurban sunuları ile Tanrı’nın huzuruna yaklaştığı bir yer oluyor. Mezmurlar, özdeyişler ve buna benzer o dönemden gelen şiirsel kitaplar, Tanrının halkının sevinç ve kederlerini yansıtıyor. Sadakatsizlik ve Çöküş Süleyman’ın oğlu Rehavam’ın kral olduğu dönemde İsrail, başkenti Yeruşalim (Kudüs) olan Yahuda ve başkenti Samiriye olan (Kuzey-)İsrail Krallıklarına bölündü (M.Ö. 722). Kuzey krallığı manevi olarak gitgide daha da çöküyor, sonunda istilalar ve sürgünler ile yok oluyor. Yahuda’daki İsrail kavimlerinde ise Yeşaya ve Yeremya gibi pey- Arşiv Yüksel Yildiz, Binningen Eski Antlaşma, yani Tevrat’ın (ve Zebur’un) asıl yazıldığı dil İbranicedir (ve bir kısmı aramice). Yeni Antlaşma’nın, yani İncil’in dili yunancadır. Asıl el yazmalarından korunmuş olan birşey yoktur. Yine de asıllarından bakılarak yazılmış bir çok farklı sayıda ve farklı tarihlere ait belge bulunmaktadır. Çünkü matbaanın icadına kadar kitapları çoğaltmanın sadece bir yolu vardı: onları el ile yazmak. www.gallery.tourism.gov.il özel Hıristiyanların Kutsal Kitab’ı Kutsal kitap çok dikkatli bir şekilde geçmişten günümüze iletildi Doğuş Bayramı (Noel) – Tanrı insan oluyor Kral Davut’un soyundan gelen Mesih mucizevi şekilde bakire Meryem’den Beytlehem’de bir ahırda, bir yemlikte doğuyor. Kutsal Ruh’tan olan bu gebelik, Meryem’in nişanlısı Yusuf’un neredeyse hamile olan nişanlısından ayrılmasına sebep oluyordu. Rab’bin bir meleği ona rüyasında görünerek Meryem’den ayrılmamasını söylüyor. Dünya’nın kurtarıcısı bu bebeğin doğumunda önce çobanlar geliyor yemliğin başına. Zira onlara da bir melek görünerek “Korkmayın! Size, bütün halkı Arşiv A çok sevindirecek bir haber müjdeliyorum: Bugün size, Davut’un kentinde bir Kurtarıcı doğdu. Bu Rab olan Mesih’tir” demişti. Yahudilerin yeni doğan kralları İsa hakkında bilgi edinmek ve ona tapınmak için doğudan yıldız bilimciler de geliyor. Kumran mağralarında 60 yıl önce Kutsal Kitab’ın parçaları bulundu. 9 Diriliş Bayramı (Paskalya) – İsa dirildi Şabat (Yahudilerin haftalık ibadet günü- Cuma günbatımından Cumartesi günbatımına) gününden sonra, bir kaç kadın İsa’nın cesedine sürmek üzere baharat satın alıyor. Pazar sabahının çok erken saatlerinde, güneşin doğuşuyla birlikte mezara varıyorlar. Başlarını kaldırıp bakınca, daha önce mezarı kapatmak için kullanılan kocaman taşın yana yuvarlanmış olduğunu görüyorlar. Korku içinde çekinerek mezara giriyorlar. Mezar bomboş. Bir melek onlara belirerek onlara korkmamalarını, çarmıha gerilen İsa Mesih’in daha önceden kendisinin de bildirdiği gibi dirildiğini söylüyor. Bayanlar korku dolu ama aynı zamanda sevinçle mezardan uzaklaşıyorlar. Bu olayı takiben İsa bir çok kez öğrencilerine ve aynı anda 500 kişiden fazlasına görünüyor. İsa öğrencilerine şu buyruğu veriyor: “Gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz edin; size buyurduğum her şeye Kutsal Kitap Müjdesinin Merkezi Müjde en kısa şekilde şu şekilde anlatılabilir: Hayata günah girdiği andan beri insanlar, bu suçları nedeniyle Tanrı’dan ayrı yaşadı. Ama Tanrı insanlara merhamet etti ve oğlu (Kurtarıcı) İsa’yı dünyaya gönderdi. O ise biz insanların günahları için çarmıha gerilerek öldü ve bir uçurum üzerinden geçen köprü misali Tanrı ile aramızdaki ayrılığa son verdi. İsa Mesih’in kendisiyle verdiği kurbanı kim kabul ederse, Tanrı’nın bağışlayıcılığına tanık olur ve sonsuz yaşama kavuşur. uymayı onlara öğretin!” Öğrencileri, İsa’nın ölümü yendiği ve Tanrı ile insan arasındaki ayrılığın artık son bulduğu ’’Müjde”sini tüm dünyaya bildirmek ile görevlendiriliyorlar (Müjde sözcüğünün eski Grekçe’de karşılığı ’İncil’ kelimesidir, dolayısı ile İncil kitabı adını bu anlamdan yani bir ‘Müjde’ olmaktan alır). ve göğe alınıyor. Daha öğrenciler şaşkınlıkla bakışlarını gökyüzüne dikmişken yanlarında beyaza bürünmüş iki adam beliriyor. “Aranızdan göğe alınan İsa, göğe çıktığını nasıl gördünüzse, aynı şekilde geri gelecektir.” diyorlar. Pavlus, Petrus – İlk Topluluklar Bu yeni öğretişin en tutkulu aleyhtarlarından biri olan Yahudi din adamı Tarsus’lu Vahiy – Geleceğe bakış İsa’nın bir diğer öğrencisi Yuhanna, çok güçlü, ruhsal bir gösteriye tanık oluyor. Dirilen’den bir vahiy alıyor. Gelecekte, İsa’nın ölüleri ve dirileri yargılamak için dönüşüne kadar gerçekleşecek olan olayları, felaketleri görüyor. En son olarak Yuhanna yepyeni bir dünya görüyor. Tanrı insanların arasında, artık gözyaşı, acı, kötülük ve ölüm yok; İsa Mesih’e iman edip izleyenler cennette, iman edip güvendikleri Rab’ leriyle birlikte bir şölendeler. Gülperi Erkılıç Basel Kutsal Kitap’ın sizin için anlamı nedir? Kutsal Kitap bana göre benim hayatım için bir yol gösterici. Önceden iki ayağının üstünde duran, tuttuğunu koparan bir insandım. Şimdi bu özelliğim hala devam ediyor, ama tüm planlarımı ve yapmak istediklerimi dua ile Tanrı’nın ellerine bırakıyorum artık. Bu bana çok büyük bir güven duygusu ve bir iç huzur veriyor. Tanrı’nın sözü sizin hayatınıza ve günlük yaşantınıza ne getiriyor? Kutsal Kitap bugünde de insanların ilgisini çekiyor: Ankara’daki Kutsal Kitap fuarı. Tanrı’nın sözü benim günlük hayatımda bana sevinç ve teselli ve hayatım için bir temel. Tanrı’nın sözü yaşamım ve aktüel durumum için her zaman bir çözüm hediye ediyor ve inanmam için güç veriyor. Bir duama hemen cevap almadığımda daha çok seviniyorum. Çünkü deneyimlerimden biliyorum ki, çok daha güzel ve iyi bir şey olacak. Kutsal Kitap’ı neden okuyorsunuz? Göğe alınma – İsa vedalaşıyor İsa öğrencilerine Tanrı’nın Kutsal Ruh’unu alacaklarını ve o zamana dek Yeruşalimde kalmaları talimatını veriyor. Sonra vedalaşıyor Kutsal Kitap’ta anlatılanları kendiniz okuyun. Kutsal Kitab’ın İncil kısmında ilk dört bölümde, yani Matta, Markos, Luka ve Yuhanna bölümlerinde İsa’nın izleyicileri ve yoldaşları O’nun yaşamı hakkında anlatıyorlar. Resimde Yuhanna kısmından iki bölüm görünüyor. özel Kutsal Kitap çok dilde tercüme edildi: Kutsal Kitap Türkçe’de tercüme edilenler. Schweiz. Bibelgesellschaft 30 yaşında İsa, etrafına öğrenciler toplayıp onlarla İsrail’i gezdi. (bkz. sayfa 12) Üç yıl boyunca bir çok hastayı iyileştirdi. “İnsanoğlu” olarak da kendini beyan eden İsa aynı zamanda açıkta yaptığı konuşmalarıyla da tanınıyordu. İnsanların Tanrı’yla barışması ve O’na dönmeleri ile ilgili konuşuyor ve kendisinden “Yol, gerçek ve yaşam” olarak bahsediyordu. Onun aracılığı olmadan kimsenin Tanrı’ya gidemeyeceğini belirtiyordu. İsa’nın günahkarlarla, Tanrı’dan uzak olarak görülenlerle birlikte oturması ise din bilginlerini kızdırıyordu. Yavaş yavaş onu ortadan kaldırma planları yapmaya başladılar. Saul, Şam’daki İsevi (İsa’ya iman edip izleyenler, Hıristiyan) topluluğundakileri tutuklamak için Şam’a giderken yolda gökten gelen güçlü bir ışık ile karşılaşıyor ve bu ışığın içinde yeni efendisi İsa Mesih ile tanışıyor. Pavlus, diğer adıyla Saul (Saul İbranice, Pavlus Latincesidir), yeni oluşan Hıristiyan topluluklarına mektuplar yazarak onları İsa Mesih’in müjdesini pratik olarak günlük yaşamlarına yerleştirip uygulama konusunda öğüt verip teşvik ediyor. Onunla birlikte çalışan Timoteus ve Titus gibi kilise önderlerine önderlik ve dürüst ilişkiler konularında Tanrısal ölçütler veriyor. Petrus ve diğer öğrenciler Pavlus’u bu konularda destekliyorlar. Schweiz. Bibelgesellschaft İsa – Ne istiyordu? Yahudi cemaatinin önemli bir bayramı olan Pentikost günü ( Grekçe’de ’50. gün’ anlamına gelip Fısıh bayramından 50 gün sonra Musa’ya On Emir’in verilişi ve ilk ürünün kutlamasıdır), Yeruşalimdekiler Tanrı’nın mucizevi bir işleyişine tanık olunuyor. Bayram havasının tam ortasında, İsa’nın öğrenci ve izleyicilerinin bulunduğu bir odada gürültülü ve ateşten dillerin belirdiği bir olay meydana geliyor. Bayramı kutlamak için dünyanın her bir ülkesinden gelmiş dindar Yahudiler, İsa’nın öğrencilerinin ağzından, öğrenciler bu dilleri bilmedikleri halde mucizevi biçimde Tanrı’nın işlerini bir çok farklı dilde birden duyuyorlar. İsa’nın öğrencilerinden Petrus, bu fırsatı kullanarak Tanrı’nın İsa’nın dirilişiyle yepyeni bir lütuf çağı başlattığı konuşmasını yapıyor. O gün bir kaç bin insan onun söylediklerini kabul ederek İsa’ya iman eden cemaatin, yani kilisenin (kilise ’ayrılmış topluluk/cemaat’ demektir) temeli oluyor. Bu topluluk tüm engellere rağmen hızla gelişmeye ve yayılmaya başlıyor. Kutsal Kitab’ı okuyarak, kitapların kitabı ile ilgili bir fikir edinin ve kendi görüşünüzü oluşturun. Kutsal Kitabınız yok mu? O zaman size kendi dilinizde bir tane hediye etmek isteriz. Bize ulaşın: SEA, Josefstrasse 32, 8005 Zürich info@4telstunde.ch, Tel. 044 320 00 40 Yusuf Engin Fısıh bayramından (İsrail halkının Mısır’daki esaretten kurtuluş gecesinin anısı) bir kaç gün önce İsa bu dini bayrama katılmak için arkadaşlarıyla birlikte yola koyuluyor. Yeruşalim’e giderken heyecanla dolu insanlar giysilerini ve çevredeki ağaçlardan kestikleri dalları İsa’nın geçtiği yolda yere seriyorlar. Önden gidenler ve arkadan gelenler şöylebağırıyorlardı:“Hozana (İbranice ’kurtar’ veya ’şimdi kurtar’ demektir)! Rab’bin adıyla gelene övgüler olsun!” Artık din adamları İsa’yı tutuklayıp öldürtmek için ellerinden gelen her şeyi yapmaya başlıyorlar. İsa’nın öğrencilerinden biri, Yahuda, efendisine ihanet ediyor. Tutuklama, işkence ve sorgulamalar gerçekleşiyor. İsa’nın çarmıhtaki ölümü herşeyden önce bütün umutları yıkıyor. İsa’yı izleyenler saklanıyor ve nasıl devam edeceklerini bilmiyorlar. Pentikost – Kilisenin doğuş saati Emanuel Ammon / Aura Dr. med. Bünyamin I. Yasmin, Psikiyatri ve Psikoterapi Uzman Doktor, Langenthal Yeruşalim’e gidiş – Bir kral olarak İsa Reklâm “Benim için Kutsal Kitap, göklerdeki Babamın bana özel yazdığı bir aşk mektubudur. Kutsal yazılar benim hayat rehberim ve hayatın yaratıcısından gelen günlük teşviktir. Kutsal Kitap’ı okumayı seviyorum, çünkü Tanrı’nın sözü, beni günlük hayatımda yönlendiren pusulamdır.” Ama gelmeyen biri var: Yahudiye kralı Hirodes. O yerini alacak dünyasal bir kral doğdu anlayışı ile İsa’yı öldürmek istiyor ve iki yaşından küçük, tüm oğlan çocuklarını öldürtüyor. Bir kez daha bir melek Yusuf’a görünerek oradan ayrılmalarını söylüyor ve Meryem ile İsa ile birlikte kurtuluyorlar. Din için 15 Dakika 20 09 Din için 15 Dakika 20 09 Kutsal Kitap, hayat için bana gereken enerjiyi veren, benim gündelik ekmeğim gibidir. Kutsal kitap Tanrı’nın sözü olduğu için ve burada İsviçre’de de çok serbest bir şekilde okuyabildiğim için bu fırsatı kaçırmıyorum. Çünkü Kutsal Kitap’ta hiç bitmeyen bir hazine var benim için. Tanrı’ya şükrediyorum bu hazineye bu kadar rahat ulaşabildiğimiz için. 11 “İsa” filimi İsa Mesih ölümü yeniyor ’Şimdi herşey bitti’ diye düşünüyordu öğrencileri. Önderleri başarısızlığa uğramıştı - çarmıha gerilerek idam edilmişti. Oysa hesapta herşey daha iyi olacaktı. Romalılara karşı zafer, özgürlük, bağımsızlık, yeni bir hayat... Ve şimdi bütün bunlar yok oldu. SON! Yoksa öyle değil miydi? Bu hikaye, İnsanların var oluşundan beri yaşanan en büyük zaferin hikayesidir. KULTOUR Ferienreisen İsa’nın dolaşdığı yeri, yani Kinneret Gölünün bölgesini turistler ziyaret ediyorlar. İsa vaız veriyordu, hastaları iyileştiriyordu ve ölüleri diriltiyordu. Kutsal Kitap yazılarına göre daha doğumunda garip şeyler olmuştu: Melekler belirmişti. Bu erkek bebeğin, başka yer olmadığı için doğduğu ahırın yakınlarında nöbet tutan çobanlar gökyüzünün açıldığına tanık olmuştu. ’Kurtarıcı doğdu’ haberini almışlardı. Özel bir yıldız, Mezopota- 12 myalı yıldız bilimcilerin dikkatini çekmiş ve onları Beytlehem’e kadar getirmişti. Yeruşalim’deki tapınakta, küçük İsa’nın kutsanması sırasında orada bulunan kendini Tanrı’ya adamış bazı insanlar, bu çocukta uzun süredir beklenen, insanları kurtaracak olan Mesih’i görmüşlerdi. Göklerden gelen Mesih İsa İsa iyileştirilemezlere şifa veriyor Ama sonra, İsa’nın etrafını bir süre sessizlik kapladı. Annesi Meryem ve bir marangoz olan Yusuf’un oğlu olarak ebeveynlerinin yanında, kuzey İsrail’deki Nasıra kentinde büyüdü. Bir keresinde, on iki yaşındayken Yeruşalim’de ailece katıldıkları bir dini törenden sonra kısa süreliğine kayboluyor. Anne ve babası onu üç gün boyunca çaresiz bir şekilde arıyorlar. En sonunda onu tapınakta buluyorlar. Orada kendi yaşından beklenmeyecek olgunlukta din adamlarıyla tartışıyordu. Ebeveynleri sorunca, onlara verdiği cevabında asıl geldiği yeri bir şekilde hatırlatıyordu onlara: “Babamın evindeydim” diyordu. İsa halka açılmadan önce kendisini vaftiz ettiriyor. Tanıklar vaftizinden sonra Tanrı’nın Ruhu’nun onun üzerine bir güvercin görünümünde konduğunu görüyorlar. Gökyüzünden gelen bir sesin: “Sen benim sevgili oğlumsun. Hoşnutluğum üzerinde”, dediğini duyuyorlar. İsa on iki adam seçiyor ve onları kendisini takip etmekle görevlendiriyor. Basit balıkçılar, kaba karaktere sahip, tahsili düşük, şüpheli geçmişlere sahip olan kişiler. Aralarında da bir zavallı ve de bir sadakatsız vardı. Kısaca, dünyada yeni bir haberin, bir müjdenin kapsamlı bir şekilde yayılamasını sağlayabilecek bir insan grubuna benzemiyordu. Onlarla neredeyse üç yıl boyunca İsrail’i dolaşıyor. Amacını onlarla omuz omuza vererek paylaşıp devrimci mesajını gözlerinin önünde bizzat yaşamıyla yaşıyor. Meşhur olan dağdaki vaazlarında kayıtsız şartsız bir sevgi talep ediyor, yoksulları zengin ve zulüm görenleri güçlü olarak ilan ediyor. Bir çok benzetmelerde Tanrı’nın Egemenliğini şimdiden başladığını sezdiriyor. Yalnız, bu egemenlik sadece kısmen Tanrı’ya güvenen insanlarda belirleniyor. Tanrı’nın Oğlu yaşıyor nın farkına varıp, tövbe eden ve Tanrı’dan af dileyenleri bağışlayıp, günahından kurtarır. O’na inanan ve O’nu izleyenler sonsuz yaşamı elde eder. Kutsal Yazılarda yazan budur. Kalplerin Kralı Bu halkta beklentilere yol açıyor. Ancak o, tüm bunların siyasi umutlarla ilgili olmayıp kendisinin, “Yahudilerin Kralı” nın, aslında Kalplerin Kralı olarak geldiğini ve kendisine ve Göksel Babasına koşulsuz güvenenleri aradığını göstermeye çalışıyor. Arada bir gelecekte yaşayacaklarıyla ilgili şeyler söylüyor, çarmıhtaki ölümü ve üç gün sonraki dirilişinden bahsedip son günlerinde tekrar bu dünyaya geleceğini anlatıyor. Tanrı’ya dönüşünden söz ediyor. Kendisinden “Yol, gerçek ve yaşam” olarak söz ediyor ve kendisi aracılık etmeden kimsenin Tanrı’ya ulaşamayacağını söylüyor. İsa Mesih, günahı- İsa ölümü yeniyor Mesih İsa konuşmalarında özellikle politik ve dini liderlerin tepkilerini alıyor. Tartışmalarda dini yöneticilere etkili bir şekilde meydan okuyor. Liderlerin, insanlara sevgiden çok güç ve paraya önem verdiklerini ortaya çıkararak maskelerini düşürüyor. Gücünün temelinde güçsüzlüğünün yattığını söylese de, İsa’nın etrafındakilere etkisi dinin seçkin tabakasını rahatsız ediyor. Politik çözüm getirmediğinin hayal kırıklığına uğrayan halkı ayaklandırarak İsa’yı uydurulmuş vatana ihanet suçuyla yargılatıyorlar. Roma iktidarının temsilcisi vali Pilatus da uysal bir şekilde onu çarmıhta ölüm ile mahkum ediyor. İşkencenin verdiği eziyet dolu saatlerden sonra İsa sona yaklaşıyor. “Tamamlandı” diyor, son nefesini verirken. Kısa bir süre sonra, tuhaf bir mucize ile, bir düğünde suyu şaraba çevirerek, dikkatleri üzerine topluyor. Üç yıl boyunca daha bir çok farklı şey oluyor: Tedavi edilemez hastalara şifa veriyor, yani körlere, dilsizlere ve çolaklara şifa verip cinler tarafından tutsak edilmişleri özgür kılıyor. Dul bir kadının biricik oğlunu ölümDin için 15 Dakika 20 09 Başlarken Önemli Bir Not: 1- Tanrı/Allah: Yüce Yaradanı tanımlamak için dilimizde iki sözcük vardır: Tanrı ve Allah. Birincisi Türkçe kökenli, ikincisi ise Arapça kökenlidir. Bazı kişiler Allah teriminin İslam’a ait olduğunu iddia ederler ancak bu doğru değildir, zira Orta-Doğudaki Hıristiyan Araplar İslam’dan önce ve halen Allah sözcüğünü kullanmaktadır, başka alternatifleri yoktur. Hıristiyan Türkler ne denli ikisini de kullansa, biz burada ağırlıklı olarak Türkçe olan Tanrı sözcüğünü kullanacağız. Öğrencileri için tüm umutları, hayalleri yok olmuştu. Sonra birden dirilişinin haberi geliyor. İnanılmaz! İsa mezarından çıkmıştı. O yaşıyordu, ölümü yenmişti. Yenilgi gibi gözüken olay, insan tarihinin en büyük zaferi olmuştu. İsa, öğrencilerine görünerek onları Tanrı’nın bu iyi haberini, ’Müjde’yi, her yere yaymakla görevlendiriyor. Ona sadık olanların gözleri önünde göğe alınmadan önce onlara bir buyruk veriyor: “Gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz edin; size buy- 2- Tanrı Oğlu deyimini Hıristiyanlar, bazılarının iddia ettiği gibi, fiziksel bir oğulluk olarak kullanmaz. İsa’nın Tanrı’nın özünden, Ruh’undan gelmesi nedeniyle kullanır. Tanrı’nın Meryem ile fiziksel bir ilişkisi gibi saçma bir öğretiş yoktur, bu uydurma sadece Hıristiyanlığı karalama için bir girişimdir. F. Giger İnsanlar tarafından sevilmiş: İsa yoksullara ilgi gösterdiği için kibirsiz halk tarafından sevilmiş. Usta takımını kuruyor “İsa” filimi N İsa carmıhta öldükten sonra bir mezara koyuldu. Üc gün sonra İzleyiciler mezarın bomboş olduğunu buluyorlar. “Tutku” filimi K O U den diriltiyor. Sadece diriltmek ve şifa vermekle kalmıyor, insanların günahlarını affediyor. Din için 15 Dakika 20 09 Esrarengiz: İsa parmağıyla kuma yazı yazdı. Çok insanlar O’nun mesajını anlamamışlardı. İsa’nın müjdesi insanlara Tanrı’ya giden yolu gösteriyor. urduğum her şeye uymayı onlara öğretin!” Ve sonra bulutların arasında kayboluyor. Şimdi ekip, önderlerini anladı. Vizyonunun elçileri olarak öğrenciler, yola koyuluyor. İsa aracılığıyla gerçekleşen bağışlanmanın müjdesi birdenbire etrafı saran ateş gibi yayılıyor ve dünyayı değiştiriyor. Nasıralı İsa’nın tüm hikayesini okuyun Yeni Antlaşma’da (İncil’ de) bulabilirsiniz. Kutsal Kitab’ın İncil kısmındaki ilk dört bölümü İsa’nın hayatı ile ilgilidir. İsterseniz Luka bölümü ile başlayabilirsiniz. Kutsal Kitab’ınız yok mu? O zaman size, kendi dilinizde olan bir Kutsal Kitap hediye etmek isteriz. Bize ulaşın: SEA, Josefstrasse 32 8005 Zürich info@4telstunde.ch Tel. 044 320 00 40 13 F. Giger A T Kilise sadece bir bina değil, daha çok ruhsal bir topluluk, diri bir cemaat. Kilisede ya da her hangi bir binada insanlar ibadet ederler. Françoise Buchenel/SEA Küçük kiliseler İsviçre’de kiliselerde büyük bir çeşitlilik görülmektetir. Zürich’deki katedral oduğu gibi bazı kiliselerin uzun bir geleneği vardır. 14 İsviçre’de bir kilisenin kulesi genelde cok uzak bir mesafeden bile görülür ve bakan her kişi: “Bu bir kilise“ der. Orta büyüklükteki bir köyde yabancılar genelde iki farklı kilise ile karşılaşır: Biri Latin(Roma) Katolik kilisesidir diğeride Protestan kilisesidir. Onlar kulelerinden ayırt edilebili- Eğer bir kişi bu köyleri daha ayrıntılı bir şekilde incelerse, başka küçük kiliseler ve toplantı yerleri ile de karşılaşacaktır. Bunlar bağımsız olan İncili kiliselerdir. İsviçrede bu türden en az 30 değişik mezhep ve binden fazla cemaat vardır. Bu kiliseler ne kadarda da küçük kilise olarak anılsalar da, onlar ziyaretçi sayıları yüzünden küçük değildir. Tam tersine bu kiliseler yüzlerce inanan, inançların çok bağlı kişiler tarafından ziyaret edilirler. Orgun yerine modern müzik enstrumanların, gitar, elektronik klavye ve baterinin sesleri duyulur. Bu kiliseler bazen spor salonlarında, eski fabrikalarda veya restoranlar hatta eski sinema Bir bina tek başına, ne denli büyük, eski ve etkileyici olsa da bir kiliseyi oluşturmak için yeterli değildir. Kilisenin, (eski Grekçe’de ’ekklesia’ = çağrılmışlar), gerçek anlamı inananlar topluluğu, İsa Mesih’in müjdesinin aracılığı ile kalabalıklar arasından cağrılmış olanların biraraya gelmesi demektir. Onlar Tanrı’ya tapınmak, Tanrının İncil’de yazılı sözünü dinlemek ve bu şekilde Tanrı tarafından güçlendirilerek, İsa’ya olan imanın tanıkları olarak toplum içinde yer almak için bir araya gelirler. İsa İncil’de “Nerede iki ya da üç kişi benim adımla toplanırsa, ben de orada, aralarındayım” diyor. Gerçek kilise, inananların yöresel ve küresel olan toplanmalarından oluşmaktadır, çünkü bütün inananlar İsa’ya olan inançları aracılığı ile evrensel bir şekilde birbirleri ile bir bütündürler. Kutsal Kitap bu konudan bahsederken “Mesihin Bedeni” örneğini vermektedir. İsa bu bedenin başıdır, O’na iman edenler de O’nun bedeninin bir parçasıdır. Kilise ölümden dirilen İsa Me- Farklı İnançlar Niçin bu kadar farklı kiliseler bulunmaktadır? Uzun Hıristiyanlık tarihi (2000 yıl), farklı kültürel gelişimler, aynı zamanda da İncil’in teolojik olarak değişik açılardan yorumlanması, yeni yönlenmelere ve kiliselerin (İslam’da da olan farklı mezhepler gibi) farklı bir şekilde yapılanmasına neden olmuştur. Uzun yıllarca kiliseler birbirlerine ve başka dinlere inananlara sevgisiz bir şekilde ve hatta kaba güç kullanarak yanlış davranışlar içinde bulundular. Bu İsa Mesih’in yaşadığı örneğe ve O’nun söylediklerine hiç uymuyordu. Yaşadığımız bu yıllarda Avrupa’daki çoğu kilise birbiriyle uyum sağlamış, birbirlerine barış elleri uzatmışlardır. Yeni cemaatler da oluşturup çağdaş binalarda toplanıyorlar. İH Bundan 2000 yil önce Hıristiyan´ların büyük çoğunluğu bügünkü Türkiye sınırları içinde yaşamaktaydı. Hıristiyanlık ve Hıristiyanlar yine bu topraklardan tüm dünya’ya yayılmışlardır. Antakya´da ise ilk defa kendilerine “Hıristiyan” kelimesi ile hitap edilmiştir Asi Nehri (Orontes) kıyısında ise son derece nezih ve çok geniş bir alana yayılmış Antiochia – bügünkü Antakya şehri – bulunuyordu. Hz. İsa Filistin topraklarında yaşadığı dönemde Antakya çok büyük ticari öneme sahipti. Tarsus´lu Pavlus Hz. Isa´nin ölümü ve bu olayın ardından bir kaç yıl geçmesinden sonra, Tarsus da büyük bir Hıristiyan topluluğu, düzenli olarak dua için bir araya gelmekteydi. Kutsal Kitab’a göre, Hz. İsa´nin izinde giden bu insanlar kendilerine ilk defa “Hıristiyan” kelimesi ile hitap edilmesini benimsemiştir. Tarsus´lu Pavlus ise Antakya´dan seyahatlerine başlamıştır. Onun esas görevi Hıristiyanlığın mesajını Anadolu da bulunan bir çok şehire ve Akdeniz havzasına yaymaktı. Seyahatleri takriben Hz. İsa´nın doğumundan 46 yıl sonra ceryan etmekteydi. Tarihi Şehirler Aslında bu cümle ile bir çok şey ifade edilmiştir: Hıristiyanlık özellikle ve öncelikle bugünkü Türkiye topraklarında gelişmiştir. Kutsal Kitap Türkiye toprakDin için 15 Dakika 20 09 Isa´nın Türkiye topraklarinda bir çok havarisi yaşamıştır. Din için 15 Dakika 20 09 Mağara Kiliseleri baslangıç döneminde, Hıristiyanlara acımasızca zulüm etmekteydiler. Kilise yöneticisi olan ve aynı zamanda piskopos olarak da nitelendirilen bir çok insan, yargı önüne çıkartılıp ölüme mahkum olmuştur. Bunlardan en meşhurleri Ignatius ve Polykarp’tır. Hıristiyanlığın doğumunun ilk yüzyıllarında, özellikle Küçük Asya olarak bilinen bölgenin topraklarında, bir Efes: İsa öldükten hemen sonra Hıristiyanlık Türkiye’nin kıyı bölgesinde yayıldı. larında bulunan Antiochia´nın yanısıra bir çok şehirden söz eder: Ephesus (Efes), Smyrna (Izmir), Pergamon (Bergama), Thyatira (Akhisar), Sardes (Salihli), Philadelphia (Alaşehir), Laodicea (Denizli). hemfikir değillerdi. Kutsal Kitap´ta ifade edilen hangi inancın doğru olduğu konusunu ilahiyatcilar ve inançli insanlar sürekli tartışmaktaydı. Öyle ki , sokaktaki halk da hararetle bu tartışmaya dahil olmuştu. O dönemden bize ulaşan bir bilgiye göre bir fırıncı, cok uzun süre ve zahmetle, müşterisine Baba olan Allah´ı, Oğul olan Hz. İsa´dan çok daha büyük olduğunu ispat etmeye çalışmıştır. Öyle ki tartışma esnasında, esas amacı olan ekmeği satmayı dahi unutmuştur. Hıristiyanlığın Merkezi gemeinde-reisen.de nirler. Katolik kilisesinin çatısında bir haç, Protestan kiliselerinin çatısında da bir horoz simgesi vardır. Bunlar İsviçre’deki Hıristiyanlık mezheplerinin maabetleridir. Protestan kiliselerinin iç mimarisi sade bir şekilde bir mimber, tahta sıralar ve bir orgdan ibaret iken: Katolik kiliselerinin iç mimarisi resimler, ikonalar, altın yaldızlı süslemeler ve bir sunak ile zenginleştirilmiştir. İsa her kilisenin merkezidir. sih’e olan derin bir bağlılık aracılığıyla yaşamaktadır. Bir çok kiliseye giden İsa Mesih inanlıları evlerde toplanarak bir birliktelik yaşamaktadırlar. Pazar ibadetleri dışında evlerde İncilden okumak ve iman hakkında sohbet etmek için de bir araya gelinir. Françoise Buchenel/SEA Kilisenin anlamı nedir? salonlarında tapınmak için toplanırlar ve onları genelde telefon rehberi veya internet aracılığıyla bulabilirsiniz. R gemeinde-reisen.de E İS İR? İL K ED N çok Hıristiyan topluluklari yaşamaktaydı. Yine Türkiye topraklarında bulunan Kappadokya bölgesi mağara kiliselerinde, Hıristiyanlığın ilk izleri görülmektedir. Zulüme maruz kalan Piskoposlar Roma´lılar, Hıristiyanlığın Dotrin üzerine kavgalar Hıristiyanlar, Hıristiyanlığın temel taşının İncil olduğu, Eski Ahit (Hz. İsa´nın doğumundan önce) ve Yeni Ahit´ten (Hz. İsa´nın doğumundan sonra) oluştuğu konusunda hemfikirdi. Ancak Kutsal Kitab´ın tefsiri konsunda ise kısmen 380 yılında Imparator Theodosius Hıristiyanlığı devletin dini olarak ilan etmiştir. İsimlerden yola çıkacak olursak, artık bir çok insan Hıristiyandı. Bizans (İstanbul) Doğu Kilisesinin merkezi konumuna çıkmıştır. Ancak bundan bir kaç yüzyıl sonra Arap ve Müslümanlar, 12. yüz yıldan itibaren ise Türk boyları ve özellikle de Selçuklular, düzenli olarak Anadolu topraklarına saldırmaya başlamışlardır. Anadolu´da yaşayan Hıristiyanların sayısı gittikçe azalmaktaydı. 1453 Önemli Hıristiyanlık: Ayasofya 6. yüzyılında inşa edilmiş ve Bizans imparatorluğunun merkeziydi. Osmanlı tarafından fethettikten sonra kilise camiye dönüştürüldü. yılında ise ,Osmanlı´lar Bizans´ı feth edişlerinin ardından, Müslüman şehri yapmışlardır. Kücük bir azınlık Bugün, yani 21. yüz yılında Türkiye´de ancak 50000100000 Hıristiyan (Genel nüfusun % 1´e denk gelmektedir) yaşamaktadır: Bunlar Ermeni, Süryani, Yunan Ortodoks ve Katolik cemaatlerinden oluşmaktadır. Takriben 5000 civari Hıristiyan, Evangelik kilise cemaatine bağlıdır. Türkiye Hıristiyan´larından olup Avrupa ya göç eden büyük insan topluluğu mevcuttur. Örneğin bunlardan bir kısmı da Almanya da yaşamaktadır. Internet de, www.viertelstunde.ch sayfası altında bahsi geçen konu hakkında, Almanca olarak çok daha geniş bilgiye sahip olabilirsiniz. 15 Bilmişlikle değil alçakgönüllülükle yaklaşın. Zebur – Mezmur 138:6 “RAB yüksekse de, Alçakgönüllüleri gözetir, Küstahları uzaktan tanır.” Zebur – Mezmur 51:17 “Senin kabul ettiğin kurban alçakgönüllü bir ruhtur, Alçakgönüllü ve pişman bir yüreği hor görmezsin, ey Tanrı.” Bütün yüreğinizle Tanrı’yı arayın, bunu O’na beyan edin. Yüreğinizi O’na açın. “Ben şu dine aittim, şu halktanım, çok kötü şeyler yaptım, Tanrı’nın önüne böyle kirli gelemem utanıyorum” gibi ön yargılarınızı bir kenara atın. Bu çok dindarlıkla değil sade bir yürek, öz ve dürüst söz ve tutumlarla olur. Tanrı yüreğinizi biliyor O’nu ikna etmeye gerek yok. Kötülük Tanrı’dan değildir, Tanrı sizi seviyor ve iyiliğinizi arzuluyor. Yeremya Peygamber 29:11-14 “Çünkü sizin için düşündüğüm tasarıları biliyorum” diyor RAB. “Kötü tasarılar değil, size umutlu bir gelecek sağlayan esenlik tasarıları bunlar. O zaman beni çağıracak, gelip bana yakaracaksınız. Ben de sizi işiteceğim. Beni arayacaksınız, bütün yüreğinizle arayınca beni bulacaksınız. Kendimi size buldurtacağım” diyor RAB.” Ama unutmayın Tanrı ikiyüzlülüğü de kolayca görüyor. Kimse ’ben iyi insanım’ diyemez! Tanrı’nın kutsallığı yanında hepimiz günahkarız. O günahlarımızın Tanrı ile barışıp O’nu daha derinden tanımak için hangi tutum içinde olmalıyım? Neleri kavramalıyım? Hangi adımları atabilirim? için ve tüm insanlar için nasıl bu kurban olabilirdi. Herkes günahlıydı, kendini bile kurtaramıyordu. Kusursuz, kötülük ve günah hastalığına kapılmamış sunu neredeydi. İşte bu nedenle nasıl ki İbrahim oğlu İshak’ı kurban etmek üzereyken Tanrı bir kurban sağladıysa bu kez de tüm sonsuzluk için çözüm olan kurbanı Kendi sağladı. Tanrı Sözü (“Kelimetullah”) beden alıp dünyaya kurban ve kurtarıcı olarak gelir: gerçeği ile yüzleşmemizi, bizden dürüst olup itiraf ve tövbe adımları atmamızı bekliyor. İnsanoğlu en başta Tanrı’ya güvenmediğini göstererek günahlı duruma düştüğü andan itibaren Tanrı ile olan ilişkimiz koptu (bkz. Kutsal Kitap, Tevrat ’Yaratılış’ kısmı ilk 3 bölüm Adem ve Havva’nın öyküsü). Hepimiz ilişkilerimizin güven üzerine kurulduğunu biliriz, özellikle evlilik gibi yakın ilişkilerin, ve güven kalkınca ilişki de kopar. İnsanoğlu Tanrı’ya inanmaktansa İblis’in aldatması ve kendi gururuna kapılması ile Tanrı’dan uzaklaştı. Bunu ve dünyada adaletsizlik ve kötülüğün hakim olmasını belki şöyle bir benzetme ile anlatabiliriz: Tanrı, Göksel Babamız dünyayı biz insanlara teslim ediyor, tapuyu bize veriyor ve bize verilen yer, yetki ve ilişkilerimiz için bir iki kritik talimat veriyor. Ama biz İblis’in kafamıza soktuğı “Tanrı’ya kulak vermeyin, güvenmeyin” şüphesine yer verip kendi bildiğimizi okuyoruz ve güven (iman) üzerine dayalı tapuyu İblis’e kaptırıyoruz. Yerimizi, yurdumuzu, hakkımızı ve ilişkilerimizi yitiriyoruz. Sonuçta yaşam kaynağı Tanrı’dan ayrılma ve günahın bedeli olan ölüme teslim oluyoruz. Tanrı ile yitirdiğimiz ilişkinin tekrar sağlanması, dünyada kötülüğün kalkması ve günah engelinin kaldırılmasını Tanrı nasıl sağlıyor? Tanrı belki insanlar için “madem bu seçimi yaptılar bana ne mahvolup gitsin- İnsanlar yaşam ışığı arayıp bir yaratıcı olup olmadığını keşfetmek isterler. ler” diyebilirdi. Ama Tanrı sevgidir, merhametlidir ve yukarıda okuduğumuz gibi şefkatli bir baba gibi bizler için ’esenlik tasarıları’ taşır. İncil – İbraniler 2:11-15 “Çünkü hepsi -kutsal kılan da kutsal kılınanlar da- aynı Baba’dandır. Bunun içindir ki, İsa onlara “kardeşlerim” demekten utanmıyor. “Adını kardeşlerime duyuracağım, Topluluğun ortasında Seni ilahilerle öveceğim” diyor. Yine, “Ben O’na güveneceğim” ve yine, “İşte ben ve Tanrı’nın bana verdiği çocuklar” diyor. Bu çocuk- anların hepsini özgür kılmak için yaptı.” Tanrı Sözü yani Nasıralı İsa taa Kutsal Kitabın başından beri vaat edilen kurtarıcı Mesih’tir. Tanrı Oğlu İsa kendini alçatarak insan olarak kendini günahkarlarla özdeşleştirdi ama günah işlemedi, yukarıda dediği gibi “Ben O’na güveneceğim” diyerek Tanrı ile insanı barıştırmak için kendini bizler için feda etti. Çarmıhta günahın bedeli olan ölümü üstlendi. Sizin, hepimizin kötülüklerini, utancını, korkularını üstlendi. “Bu nasıl olur” diyebilirsiniz ve şaşırmakta haklısınız, zaten iman da burada başlamıyor mu? Aklımızın aldığı noktadan öteye Tanrı’ya güvenerek adım atmada, o yitirilen güvene tekrar dönmede. Ama kurban bedel olarak yeterli olsa da esas zafer ölümün yenildiği ve kaldırıl- ebediyen kurtulması diriliş gerçeği ile tamamlanıyor. Bu o denli kritik ki onun için asırlardır aleyhte “evet İsa çarmıhta öldü ama dirilmedi” ya da “İsa çarmıhta ölmeden göğe alındı” söylentileri dolaşmıştır. Tanrı insanların ne denli kurtulmasını arzuluyorsa İblis de aksini arzuluyor ve İsa’nın ölüm ve dirilişini inkar çabaları ile aldatmacılığına devam ediyor. aniden o konuda bazı gerçekleri öğrenmemiz o duruma bakış açımızı, dünya görüşümüzü anında değiştirir. İsa İncil’de şöyle bir iddia’da bulunuyor: İncil – Yuhanna 14:26 Ama Baba’nın benim adımla göndereceği Yardımcı, Kutsal Ruh, size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacak. İncil – Yuhanna 14:6-7 İsa “Yol, gerçek ve yaşam Ben’im” dedi. “Benim aracılığım olmadan Baba’ya kimse gelemez. Beni tanısaydınız, Babam’ı da tanırdınız.” Tanrı O’nunla doğrulukta yaşamamız için yüreklerimize Kutsal Ruh’unu bize yardımcı olarak verip bizleri içten dışa değiştirme yolunu seçiyor! Ne esenlik, dindarlık yükü ile değil iç varlığımızdan gelen istek ile yaşamak!! “Yol, gerçek ve yaşam Ben’im”! Ne büyük bir iddia. Bir peygamber bunu demez, bir peygamber “yol şu, gerçek şu, yaşam şu” der; kendini herşeyin yolu, özü ilan etmez, edemez. O zaman İsa’ya bir gerçeği iddia ediyor, ya da bir yalancı, bir sahtekar!! ’İsa sadece bir peygamberdi’ deyip geçemeyiz zira kendi iddiası, Kutsal Kitab’ın iddiası bundan çok öte. Gerçeği bilmekle özgür kılınırız. İncil – Yuhanna 8:31 İsa... “Eğer benim sözüme bağlı kalırsanız, gerçekten öğrencilerim olursunuz. Ruhsal gözlerimiz açılana dek ve yaşamımızda bir değişiklik olana dek arayış icinde bulunuyoruz. Bu dünyada Tanrı ile yaşayabilmek için Kutsal Ruh’un yarattığı fark. İncil – 1. Yuhanna 4:16 “Tanrı’nın bize olan sevgisini tanıdık ve buna inandık. Tanrı sevgidir. Sevgide yaşayan Tanrı’da yaşar, Tanrı da onda yaşar.” Çoğu kez dinler bize bir sürü yap yapma listesi verir ve bunları yapabilmek için bizim de canımız çıkar. Hayal kırıklığı, utanç, dini sahtekarlıklarla idare etmeye çalışır, yaşamamız ’hayırlısı’ demeye kalır. Tanrı’nın İsa’daki vaatlerinden biri tüm inançlardakinden farklıdır: Tanrı’nın Kutsal Ruh’u. İnsanoğlunun günaha düşmesi anından itibaren Tanrı kurtuluş planını devreye soktu. Tanrı insanları neden İsa aracılığıyla kurtarıyor? Tanrı’nın insanları İblis’e ve kötülüğe ebediyen teslim etmek diye bir amacı yoktu. Adalet ve doğruluk, merhamet ve sevgi zaferli olacaktı. Ancak yitirilen tapunun bir bedeli vardı bunu da yitiren insan ödemeliydi, o yitirmiş kurbanı da o vermeliydi. Ama günaha köle olan ölümlü bir insan sonsuzluk lar etten ve kandan oldukları için İsa, ölüm gücüne sahip olanı, yani İblis’i, ölüm aracılığıyla etkisiz kılmak üzere onlarla aynı insan yapısını aldı. Bunu, ölüm korkusu yüzünden yaşamları boyunca köle ol- Din için 15 Dakika 20 09 Din için 15 Dakika 20 09 F. Giger R L Ş photocase Reklâmlar K U T U U dığını görmektedir. İsa’nın çarmıhta ölmesinden üç gün sonra dirilmesi ve günlerce çok sayıda insana görünmesi ve ölümsüz olarak göğe alınması bu nedenle çok önemlidir. İblis’in ve ölümün yenilgisi, insanların Gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak” dedi. Halk arasında ’hah jeton düştü’ deriz ya, bu da onun gibi birşey, gözlerimizin ruhsal gerçeklere açılması. Bazı şeylere yıllarca belli bir şekilde bakarız ve sonra İncil – Yuhanna 14:16 Ben de Baba’dan dileyeceğim. O sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı, Gerçeğin Ruhu’nu verecek. Dünya O’nu kabul edemez. Çünkü O’nu ne görür, ne de tanır. Siz O’nu tanıyorsunuz. Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır. Johannes 14:6 İsa yoluyla gelen bu bağışlanmaya yüreğinizi açın. Büyük olasılıkla ön yargılarımız ve korkularımızla bu adımı atmak çok zor gelecektir. Belki sizin öncelikle durup dürüstce basit bir dua ile Tanrı’ya sormanız gerek “Rab gerçek ne, İsa’ya güvenebilir miyim? Bana ne olur kendini ve Senden gelen gerçeği göster. Zayıflığımı, korkularımı anlıyorsun, bana yardım et.” Ya da belki daha hazırsınız ve sadece “Rab Tanrım sana gelmem için yol olan İsa’nın benim adıma sunusu için şükrediyorum, yüreğimi sana teslim ediyorum. Korkularım, utancım ve günahlarımı aldığın için teşekkür ederim, günahlarımdan dönmem için bana yardım et. İsa’nın size yalvarışı: İncil – 2. Korintliler 5:20 “Böylece, Tanrı aracılığımızla çağrıda bulunuyormuş gibi Mesih’in adına elçilik ediyor, O’nun adına yalvarıyoruz: Tanrı’yla barışın.” Tanrı ile sevgi içinde yürüyüşünüz şimdi, şu an bile başlayabilir! 17 Reklâm Ş A H S Î Türk medyası 2007 ilkbaharında çok farklı ve zor bir dönemden geçen bir bayan ile ilgilendi. 20 Nisan’da bu bayan, Hürriyet gazetesindeki röportajında şu cümleleri paylaşıyor: “Çok üzülüyorum bu olanlara, ama biliyorum ki eşim şimdi Tanrı’nın yanında ve bu nedenle içim huzur dolu.” Eşinin katillerini affediyor Brunnen yayınevi Alman Susanne Geske, Alman Tilmann Geske ile 1992’de evlendi. 1997’den beri eşi Tilmann ve üç çocuğu ile birlikte Türkiye’de yaşıyordu ve Tilmann dil bilimi ve çeviri konusunda çalışıyordu. 18 Nisan 2007’de Tilman Geske ve onunla aynı inancı paylaşan Necati Aydın ve Uğur Yüksel, Malatya’da paylaştıkları bir büroda acımasız bir şekilde işkence edilerek öldürüldü. Bu korkunç olaydan bir kaç gün sonra Susanne Geske Alman uyruklu Tilman Geske 2007 yılında aşırı dinciler tarafından öldürüldü. Din için 15 Dakika 20 09 katilleri affetmeye hazır olduğunu belirtti. Türkiye televizyon kanalı ATV’ye “İntikam duygularım yok ve Malatya’da kalmayı düşünüyorum.” dedi. İsa Mesih’in öğrettiği gibi Affetmek Susanne için sadece bir olanak veya seçenek değil. Bağışlamak, Tanrı’nın Kutsal Kitap’ta açıkladığı bir buyruğuydu. Katiller bile affedilmeliydi. Bu anlaşılamaz cinayetin daha şokunu yaşarken, aklına İsa’nın çarmıha gerilirken söylediği sözler geldi: “Baba, onları affet. Çünkü onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.” Böylece Susanne de affetmeyi seçti. Bunun için gereken gücü de İsa Mesih’e olan imanında buldu. Affetmek yaşama devam etmeyi sağlıyor Kalbindeki büyük ve derin acı her zaman orada olacak, bu yüzden bununla yaşamanın bir yolunu bulabilmesi gerekiyor. “Acıyı, üzüntüyü dünyadan uzaklaştıramazsınız, bununla yaşamanın bir yolunu bulabilmelisiniz. Tüm bu kederin üstüne bir de kalbinizde acı ve nefret taşır, affetmezseniz bunun size bir yardımı olmaz, tam tersine herşeyi daha da zorlaştırmış olursunuz. İsa Mesih’e olan imanımız sayesinde bu acıyı ve affetmezliği ortadan kaldırıp yaşama olanağımız var” diyor bu güçlü bayan. Susanne, bu yaşanan ağır olaydan sonra hayatını mümkün Brunnen yayınevi Eşinin katillerini affettiğini söylüyor. Türkiye’deki bazı tanıdıklarının yorumu: “Bu nasıl olur? Susanne Geske yoksa eşine sadık değil miydi? Gerçekten sevmedi mi?” şeklinde. Hayır, o gerçekten çok seviyordu, ama İsa Mesih’e olan inancı onu affetmesi için yükümlü kılıyordu. Şimdi dul olan Susanne Geske üç çocuğu ile Türkiye’de yaşıyor ve geleceğe bakıyor. olduğunca aynı şekilde yaşamaya devam etmeye çalışıyor. İnsanlarla ilişkilerini koruyor, şakalaşıyor, gülüyor. Peki bunu nasıl yapabiliyor? Bu sorunun cevabı imanında saklı. Kendisi için hazırladığı reçete: “Kutsal Kitap oku, İsa’ya inan, dua et, arkadaşlarla zaman geçir veya bir kitap oku.” meliyim. O hata yapmaz.” Susanne Geske ve çocukları bugün hala Türkiye’de ve her gün Tanrı’ya güvenerek yaşıyorlar. Polis koruması istemiyorlar. Susanne eşinin katillerini sadece affetmek değil, onlarla inancını paylaşmak ve İsa Mesih’ ten bahsetmek de istiyor. Tanrı herşeyi doğru yapar ve yapacak Çocuklar Kutsal Kitap götürmek istiyor Tabii ki bu cesaretli bayan bazen kaygılara kapılıyor. Özellikle bu travmaya benzer olayı sindirmeye çalışan çocukları için endişeleniyor zaman zaman. “Ama o zaman yine fark ettim ki, tüm bu sorunlarımı, kaygılarımı, İsa’ya yani kurtarıcıma verip ona güven- Üç çocuğu da annelerinin örneğini kalplerinin derinlerinde taşıyor. Miriam (9), en küçük kızı ilk başlarda çok kızgındı, ama şimdi o ve kardeşleri katillere Kutsal Kitap götürmek istiyor. O katillerin de kalplerinin değişebileceğine inanıyorlar. Susanne Geske çocuklarıyla Kutsal Kitab’da buyurulmuş gibi eşini öldürenleri bağışlıyorlar. 19 D A IY L O G Biri İsviçreli ve biri Türk olan iki komşu, Winterthur’da bir öğlen yemeği için buluşuyorlar. Karşılıklı arkadaşlıkları hakkında ve onları bu farklı iki anavatana rağmen birbirlerine bağlayan bağdan konuşuyorlar. İki bayan farklı iki kültür hakkında konuşuyor Bir İsviçreli-Türk arkadaşlığı Arkadaşlıklarının ve paylaştıklarının değerinin farkındalar: Türk Fatma Jäggli ve İsviçreli Beatrice Wild. Almanca alıştırmalarının kontrolü Fatma Jäggli’nin İsviçre’ye Fatma Jäggli İsviçre kökenli Avusturyalı eşi ile Winterthur’da yaşıyor. Türk olan yabancı işçi çocuğu olarak 38 sene önce İsviçre’ye gelmiş. Ailesi önce Walensee yakınlarında Murg’de, dağ manzarasına karşı bir evde yaşamış. “Bu bizim İstanbul’daki evimize göre çok büyük bir değişiklikti. Ben denizi görmeye alışkındım.” Yine de İsviçre’deki ilk yıllarından hatırladıkları güzel şeyler. “Kendimi iyi hissediyordum ve yaptığım şey sadece etrafımdaki insanları, davranışlarını, konuşmalarını gözlemlemekti. O zamanlar en sevdiğim 20 Françoise Buchenel/SEA İstanbul’dan dağlara Kosovalı olan büyük babasından bahsediyor: “Büyükbabam Türkiye’ye göç ettiğinde kendisinin o kadar güzel bir şekilde karşılandığını hissetti ki, hemen tüm kalbi ve canıyla bu ülke ve politikası ile ilgilendi ve bunun için uğraş verdi.” Beatrice Wild için de göçmen çocuklarının okulda iyi karşılanması ve onlara açık olunduğunun hissettirilmesi önemli. “Çünkü çocuklar bizim geleceğimiz, nereden gelirse gelsinler.” İsviçre’de sıcak karşılama gelince öncelikle bir dil engelini aşması gerekiyordu. “Tabi ki neredeyse hiçbirşey anlamıyordum.” Ama babası ona bu konuda destek oluyormuş ve okuldan sonra almanca ödevlerini yapıp yapmadığını kontrol ediyormuş. “Burada yaşayan bazı Türklerin almancalarının kötü olması bir sorun” diyor iki bayan da aynı fikirde birleşerek. Bu düşüncelerine hemen, yaşça ilerlemiş göçmenlerin kötü bir eğitim sistemiyle buna ulaşmalarının da zor olduğunun çok doğal olduğunu ekliyorlar. Göç edilen ülkenin de bu konuda önemli görevleri olduğunu belirtiyorlar. Fatma Jäggli aslen Şimdi bir kahve için Fatma Jäggli’nin evine geçiyoruz. Peki bizi burada nasıl bir ortam karşılayacak? Sadece çok küçük detaylar bize bu bayanın asıl kökenini gösteriyor. En başta bize sunduğu Türk kahvesi ve çayı. Bize ailesinin İsviçre’ye geldiklerinde karşılaştıkları sıcak karşılamadan bahsediyor. “Yabancı işçiler olarak bizi çok iyi karşılamışlardı. Murg’dan Buchs’a ta- şındığımızda arabamız olmadığı için, bizi babamın çalıştığı firmada çalışan bir bayan tren istasyonunda karşıladı.” Sadece İsviçreliler değilmiş onlara yardım eden. Zor bir dönemlerinde Yunanlı komşularından aldığı yardımdan bahsediyor bize. “Bu çok özel bir arkadaşlıktı. Özellikle de Yunan ve Türklerin politika konusunda hep aynı fikirde olmadıkları bilinirken.” “Sanırım aynı zamanda bu bir vakit sorunu. Ne de olsa bir çok İsviçreli işleri sebebiyle neredeyse hiç boş zaman bulamıyor ve bu nedenle de pek misafir perver olamıyor.” Ama bu sorun bu iki bayanın evlerini açmalarını engellemiyor. Beatrice Wild diyor ki: “Aslında misafir perverliğı İsviçre’ye de ait birşey. Hıristiyan inancına göre yabancılara karşı nezaket önemli.” İsviçreli ve Türk misafir perverliği Yine de İsviçreliler bir Türk kadar açık değil, diyor Beatrice Wild. “Biz hoşgörülü ve saygılıyız ama yine de eksik olan sizdeki o sıcaklık ve duygusallık” diyor. Bu da bazen pek nazik olmuyor ve karşıdaki kişi belki kendisini istenilmemiş gibi hissediyor. Aynı zamanda şunu ekliyor: “Burada arkadaşlık kurmak daha çok zaman Misafirler için daha az zaman İki bayan da İsviçrelilerin bu son yıllarda misafir ve yabancılara karşı olan tutumlarının değiştiği konusunda hemfikir. Eskiden İsviçre’ye gelen işçiler ile çoğunlukla İtalya’dan gelenler olmak üzere sahip olunan tecrübeler iyiydi diyor Beatrice. “Sanırım bugün daha çok ekonomik kaygılara kapılıyoruz ve bu nedenle muhacirler bizi gitgide daha çok rahatsız etmeye başlıyor.” Bu konuda bir de tahmini var: Din için 15 Dakika 20 09 Ağustos 1974teki doğumumdan beri Basel’de yaşıyorum. Annem ve babam 60’lıların sonunda Türkiye’den Basel şehrine göç etti. Burada yaşayan bir de iki kardeşim var. Ebeveynlerimiz değişimli çalıştığı için, biz çocuklar iki vardiyalı iş yerinde büyüdük. özel şeylerden birisi de İstanbul’da pek görmediğim ineklerdi. Bir ineğin hayatı çok basit olmalı diye düşünmüştüm” diyor Fatma, gülerek. Şimdi o bir bilgisayar programcısı olarak çalışıyor ve aynı zamanda Türk Kadınları Yardımlaşma Derneğinin başkanı. Beatrice Wild ise onun gittiği yolun tam tersini gittiğini söylüyor: Dağlardan Zürih’e, bu da bir değişiklik. “Şehirde dikkatimi çeken caddeler ve sokaklarda bir çok farklı kültürden insan ile karşılaşabilmen. Birden ders verirken sadece İsviçre almancası kullanmak yeterli gelmedi.” Françoise Buchenel/SEA Beatrice Wild ve eşinin Winterthur’daki evine girildiğinde insan kendini hemen evinde hissediyor. Evlerinde sıcak renkler hakim. Girişte almanca bir ’Hoşgeldiniz’ yazısı karşılıyor insanı, oturma grubunun bir parçasını ise Costa Rica’dan gelen bir sandalye oluşturuyor. “Ben çok gezdim ve ülkeler benim ilgimi çok çekiyor” diyor pedagog, Beatrice. Türk komşusu Fatma Jaggli ile Türk mutfağı ve adetleri hakkında sohbet etmeyi de çok seviyor. Birlikte yenilen öğle yemeğinde – Beatrice Wild geleneksel bir İsviçre yemeği olan, “Gschwellti” (haşlanmış patates) ve peynir sunuyor. Bu iki bayan arkadaşlıklarını anlatıyor bize. Birbirleriyle dört sene önce, Beatrice komşu daireye taşınınca tanışmışlar. Bu tanışmadan ise bir arkadaşlık doğmuş. Hasan Kanber, Basel-Şehri Büyük Konseyi, Basel Din için 15 Dakika 20 09 Buradaki din ile çok kısa bir zamanda tanıştık. Örneğin; okul öncesi ve okul döneminde Noel ile ilgili ayin ve törenleri öğrenme fırsatımız oldu. Bazı aileler için alıyor belki ama arkadaşın olunca da onlara kesinlikle güvenebilirsin.” Fatma Jäggli, misafir perverliğin Türkiye’de farklı yaşatıldığını söylüyor. “Orada misafir perverliği ’eğer’ ve ’ama’sız gerçekleşiyor. Yeni tanışılan herkese karşı nezaket dolu davranılıyor” diyor. Misafirlerin ailedekilerden daha fazla hakları oluyor. “Özellikle çocukken bu beni bazen kızdırırdı. Misafir çocuklar bütün oyuncaklarımızla sanki kendilerininmiş gibi oynayabiliyordu.” Oruç tutmak ve bayramlar İsa’nın çölde 40 gün boyunca oruç tutarak, kendisini insanların arasına karışması için hazırladığı dönemi hatırlatmak için. Ama bu gelenek bir çok İsviçreli tarafından artık gerçekleştirilmiyor. “Benim için kişisel olarak bu dönem çok anlamlı. Benim için bu dönemin anlamı kendimi Tanrı’ya açmak için bazı şeylerden vazgeçmem.” Oruç tutarken beden olarak kendisini zayıf hissediyor olabilir ama Tanrı’nın gücünü hissediyor o zaman. İşte bu güç onu büyülüyor. Karşılıklı öğrenmek İkisi dini bayramlar hakkında da sohbet ediyorlar. Fatma Jäggli burada dininin İslam olduğunu ve şimdi Hıristiyan bir kültürde yaşadığını belli ediyor: Ailesinden Ramazan ve Kurban bayramını birlikte kutlamak için ziyaretleri oluyor. Eşi ile birlikte ise Noel’i de kutluyorlar. Onlar için özellikle gelenekler ve birliktelik önemli. Beatrice Wild ise biraz farklı bakıyor bayramlara: “Bana göre dini bayramlar geleneklerden çok daha büyük bir anlam taşıyor. Onların çok özel ve kişisel anlamları da var.” Hıristiyan geleneksel Paskalya öncesi 40 gün süren oruç döneminden bahsediyor. Bu sürecin anlamı, İki bayan da arkadaşlıklarının değerinin farkında, çünkü bir çok şey öğreniyorlar bunun sayesinde. Beatrice Wild’e göre : “Özellikle farklılıkları heyecanlı buluyorum. Bunlar sayesinde birbirimizden bir çok şey alabiliyoruz. Biz İsviçreliler kendimize Türklerden, örneğin misafir perverliği konusunda birşeyler ekleyebiliriz ama aynı zamanda kendi titizliğimiz, dakikliğimiz ve doğruculuğumuz gibi güçlü yönlerimize sahibiz.” Ve Fatma Jäggli bu sözlere şunları ekliyor: “Hangi ülkeden olursa olsun, tanımaya başladığın her insandan bir çok şey öğreniyorsun.” Hıristiyan dininin anlamının pek olmadığını gözlemledik. Ama genel olarak Noel ve Paskalya’nın neredeyse her aile için önemli bir Hıristiyan geleneği ve kutlaması olduğunu saptadım. Aynı zamanda bu tür kutlamalara okul arkadaşlarım ve aileleriyle katılma fırsatım da oldu. Okul ile bir kaç kiliseyi de ziyaret ettik. Aziz Nikolas’ın, aslında okulda öğrendiğimiz gibi Karaorman’dan, Almanya’ dan değil, Demre/Antalya Türkiye’den geldiği gibi yeni bilgiler keşfettim. Zaman geçtikçe ve dinlere daha çok açıklama getirebildiğimde, örneğin bir hıristiyan piskopos olan İş hayatımda Avrupa’daki iş gezilerinde farklı tatil günlerini iş arkadaşlarımla geçirebiliyordum. Burada da bölgesel farklılıkları gözlemleme fırsatım oldu. Kanton Basel-Şehri Baş konseyi olarak, yaklaşık dört sene önce, bir FDP- ve bir CVP-baş konseyi arkadaşımla 3-RİR (3 Religionen im Rat- Konseyde üç din) grubunu kurduk. Bu grubumuz düzenli olarak Dünya dinleri kurumlarını, derneklerini ziyaret ederek politikacılarımıza önemli bilgileri iletiyor. Son olarak belirtmek istediğim şey, farklı Dinlerle saygı ve hoşgörü içinde bir beraberlik içinde yaşamak beni çok sevindiriyor. 21 Ş K C K I U S C A O Y Ç N Ü D IK Nasrettin Hoca İslam dünyasında bir bilge ve zeki figurunu canlandırır. Keyifli, eğlendirici öyküleri vardır. Tarihsel olarak 13. veya 14. yüzyılda anadoluda yaşayan Nasrettin Hocaya gerçekten hangi öyküler mal edilebileceğine dair bir kanıt yoktur. Nasrettin Hocanın bir bilge komedyen olduğu söylenildiği için, tarih boyunca mizah dolu hikayeler onun payına çıkartılmıştır. Gelecek 3 öyküyü okuyun. Nasrettin resim: Mattias Leutwyler A A IL Hoca Fıkraları Deve tohumu Kazan sizlere ömür Bana inanmıyorsun da Bir gün Nasrettin Hoca’dan bir komşusu eşeğini istemeye gelmiş. İkide bir komşular böyle gelip hayvanı ister, üstelik de zor işlere koşarlarmış. “Eşek evde yok, suya gitti,” demiş Hoca. Tam bu sırada ahırdaki eşek anırmaya başlamış. “Hey Hoca!” demiş adam. “Eşek evde yok diyorsun, ama bak içerden sesleniyor.” Hoca terslenmiş: “Komşum, sen benim sözüme inanmiyorsun da, eşeğin sözüne mi inanıyorsun!” Bir gün Nasrettin Hoca komşusunun kazanını ödünç almış. İşini görüp geri götürürken de içine bir tencere koymuş. Komşusu sormuş: “Hoca! Bu nedir?” “Yavrusu!” demiş Hoca. “Kazanınız doğurdu.” Adam hiç sesini çıkarmadan kazanla birlikte tencereyi de alıp koymuş içeri. Bir süre sonra Hoca gene komsusunun kazanını ödünç almış. Ama üstünden epeyce zaman geçtiği halde, kazan bir türlü geri gelmezmiş. Bir gün komşusu: “Hoca! Bizim kazan ne oldu? Niye geri getirmezsin!” diye soracak olmuş. Hoca üzgün: “Hiç sorma komşu,” demiş. “Kazan sizlere ömür.” “Aman Hoca! Hiç kazan ölür mü?” Hoca adamın yüzüne hayretle bakmış: “Doğurduğuna inanıyorsun da, öldüğüne mi inanmiyorsun!” özel Bir gün Nasrettin Hoca ekin ekerken iki kişi gelip sormuş: “Hoca! Ne ekersin?” “Deve tohumu,” demiş Hoca. Üstünden zaman geçmiş, bir gün Hoca bakmış tarlasında develer otluyor. Hepsini önüne kattığı gibi evin yolunu tutmuş. Kervan sahibi develerini toparlamaya gelip de ortadan yok olduklarını görünce, sora soruştura Hoca’nın kapısına dayanmış. “Bre! Sen ne söylüyorsun?” demiş Hoca kervan sahibine. “O develer benim tarlama kendi elimle ektiğim tohumların ürünü. Sana verir miyim!” Senindi benimdi, sonunda Kadı’ya başvurmuşlar. Kervan sahibi: “Develer benimdir,” diyormuş. Hoca da: “Tarlama deve tohumu ektiğimi herkes gördü,” diyormuş. “Peki, öyleyse tanık getir,” demiş Kadı. Hoca ekin ekerken kendisine ne ektiğini soran iki kişiyi bulup getirmiş. Adamlar: “Biz buna ne ektiğini sorduğumuzda, deve tohumu diye yanıtladı,” demişler. Böylece develer Hoca’nın olmuş. Çocuk sayfasi İnsanların birlikte barış içinde yaşamaları için neler gerekiyor? Balonlardaki kelimeleri bulabilir misiniz? 22 özel özel özel Çözüm kelimesini bildikten sonra aşağıdaki adresimize gönderebilirsiniz. Kendi adresininizi bize yazmayı unutmayın. Her gönderene küçük bir hediye postalayacağız. Din için 15 Dakika 20 09 Schweizerische Evangelische Allianz (SEA) Josefstrasse 32, 8005 Zürich Din için 15 Dakika 20 09 23 Reklâm