KLÝNÝK ARAÞTIRMA 11 Deri Kanserleri: 10 Yýllýk Deðerlendirme Skin Cancers: Retrospective Analysis of 10 Years Yrd.Doç.Dr.Arif TÜRKMEN Dr.Ömer BERBEROÐLU Doç.Dr.Mehmet BEKERECÝOÐLU Prof.Dr.Mehmet MUTAF Gaziantep Üniversitesi Týp Fakültesi, Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi AD Gaziantep Týp Dergisi 2010;16(2):11-15. Giriþ Özet Tüm dünyada ve ülkemizde deri kanseri görülme sýklýðý artmaktadýr. Deri kanseri etyolojik faktörleri çeþitlilik göstermekle birlikte en sýk neden ultraviyole ýþýðýna maruziyettir. Ekim 1999-Aralýk 2009 tarihleri arasýnda Anabilim dalýmýza baþvuran ve tedavileri yapýlan 510 deri kanserli hasta, histopatolojik taný, cinsiyet, yerleþim yeri, etyolojik faktörler, tedavi yöntemleri, baþvuru süreleri, takip ve kontrol süreleri açýsýndan geriye dönük olarak deðerlendirildi. 510 hastadan 663 deri kanseri çýkarýlmýþtýr. Elde edilen verilerin ilgili kaynaklar doðrultusunda tartýþýlmasý amaçlanmýþtýr. Anahtar Sözcükler: Deri kanseri, Bazal hücreli deri kanseri, Skuamöz hücreli deri kanseri, Malign melanom Abstract The incidence of skin cancers is increasing throughout the world and ultraviolet exposure is one of the most common aetiological factor. We have analysed retrospectively 510 patients who were admitted to our unit between Oct.1999 to Dec.2009. Aetiological factors of the skin canser, time period from the begining of the lesion to patients application to our clinic, gender distribution, localization of the lesions, histopathological diagnosis, treatment modalities were investigated. The study revealed that 663 skin canser were excised from 510 patients. We aimed to compare our clinical datas to the literature in this study. Key words: Skin canser, Basal cell carsinoma, Squamoz cell carsinoma, Malignant melonoma. Tüm dünyada kanserden ölümler artmaktadýr. Deri kanserleri en sýk görülen kanserler arasýndadýr. Ülkemizde de sýrasý zamanla deðiþmekle birlikte deri kanseri görülme sýklýðý artmaktadýr. Deri kanseri ihbarý zorunlu bir hastalýktýr. Ancak ihbarlarýn düzenli olmamasý kaynaklarda görülme sýklýðýný deðiþtirmektedir. Etyolojisinde ultraviyole ýþýnlarýnýn önemli olduðu bu kanser türü, ozon tabakasýndaki incelme sonrasý artýþ göstermektedir (1). Ülkemizde kanser sýklýðý istatiksel olarak yeterli deðildir. Deri kanserleri ile ilgili yapýlan çalýþmalarda coðrafi farklýlýklar gözlenmekle birlikte deri kanserleri üst sýralarda yer almaktadýr (2,3). Bu çalýþmamýzda on yýllýk dönemde anabilim dalýmýza baþvuran ve tedavileri yapýlan toplam 510 deri kanserli hasta çeþitli yönlerden incelenmiþtir. Gereç ve Yöntemler Ekim 1999-Aralýk 2009 tarihleri arasýnda anabilim dalýmýzda, deri kanseri tanýsý ile tedavi ve takip edilen hastalar incelendi. Hastalar, yaþ, cinsiyet, baþvurma süresi, etyolojik faktörler, onarým yöntemleri, histopatolojik taný, tedavi sonuçlarý ve kontrol aralýðý dikkate alýnarak geriye dönük olarak, hasta dosyalarýndan ve anabilim dalýmýz arþivinden yararlanýlarak gözden geçirildi. Bulgular Çalýþmaya alýnan 510 hastanýn yaþlarý (1680+) ortalamasý 56.82 yýl idi. Olgularýn %85den fazlasý 50 yaþ ve üzerinde idi. Küçük yaþtaki hastalarda kseroderma pigmentozuma baðlý deri kanserleri geliþmiþti. Olgularýn %54.96sý erkek, %45.04ü kadýn idi (Þekil 1). Deri kanserli hastalarýn cinsiyete göre daðýlýmýnda ise bazal hücreli deri kanseri (BHDK) erkeklerde %29.74 (152 hasta) oranýnda, kadýnlarda %25.36 (129 hasta) oranýnda, skuamöz hücreli deri kanseri (SHDK) erkeklerde %17.81 (91 hasta) oranýnda, kadýnlarda %12.78 (65 hasta) oranýnda, malign melanom (MM) erkeklerde %4.91 (25 hasta) oranýnda, kadýnlarda %5.68 (29 hasta) oranýnda, bazoskuamöz hücreli deri kanseri (BSHDK) erkeklerde %2.34 (12 hasta) oranýnda, kadýnlarda %1.38 (7 hasta) oranýnda saptandý (Þekil 2). Yrd.Doç.Dr. Arif TÜRKMEN, Gaziantep Üniversitesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalý Adres: Gaziantep Üniversitesi Týp Fakültesi, Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi AD. Þehitkamil/GAZÝANTEP Tlf: 0342 360 60 60 / 76486 Faks: 0342 360 16 17 E-mail: turkmenarif@yahoo.com Geliþ Tarihi: 01.04.2010 Kabul Tarihi: 30.04.2010 Gaziantep Týp Dergisi /Yýl 2010 / Cilt 16 / Sayý 2 Türkmen ve ark. 12 Þekil 1. Hastalarýn özellikleri Þekil 2. Deri kanserlerinin histopatolojik tanýya göre cinsiyet daðýlýmý Deri kanseri tanýsý alan toplam 663 lezyonun histopatolojik daðýlýmýnda BHDK %56.86 (377 hasta), SHDK %32.13 (213 hasta), MM %8.15 (54 hasta) ve BSHDK %2.86 (19 hasta) olduðu gözlendi (Þekil 3). Þekil 4. Hastalarýn baþvuru süreleri Þekil 3. Deri kanseri lezyonlarýnýn histopatolojik tanýsý Deri kanseri olan hastalarýn lezyon oluþumu ile hastaneye baþvuru arasýnda geçen süre, hastalarýn %26.66 sýnda (136 hasta) 06 ay, %21.37 inde (109 hasta) 612 ay ve %19.01unda (97 hasta) 1224 ay olarak bulundu. Hastalarýn yaklaþýk yarýsý ilk bir yýl içinde baþvurmuþtu (Þekil 4). Deri kanseri lezyonlarýnýn vücut daðýlýmýnda, kanserlerin %64.40ý baþ-boyun bölgesinde bulunmaktaydý. Baþboyun bölgesinde en sýk BHDK %37.70 (250 hasta) olarak saptandý. Malign melanom en sýk alt ekstremitede görüldü (19/54). BSHDK ise en sýk baþ-boyun bölgesinde idi (Þekil 5). 510 hastada toplam 663 deri kanseri lezyonu vardý. Bu hastalardan 19unda melanom dýþý çoklu deri kanseri mevcuttu. Baþ-boyun yerleþimli deri kanserlerinin daðýlýmýnda, BHDK en sýk burun yerleþimli olarak 152 hastada (%27.73) görüldü. BHDK, daha sonra sýrasýyla yanak, alt göz kapaðý, kulak, üst dudak, üst göz kapaðýnda bulunmaktaydý. Gaziantep Týp Dergisi / Yýl 2010 / Cilt 16 / Sayý 2 Türkmen ve ark. 13 Þekil 5. Deri kanseri lezyonlarýn vücut daðýlýmý Þekil 8. Deri kanserli hastalarýn kontrol sýklýðý ve takip süreleri SHDK ise en sýk alt dudakta %11.51 oranýnda (49 hastada) saptandý. Ardýndan yanak, burun, kulak ve alýn sýrasýyla yerleþim yerleri olarak sýralandý. MM en sýk yanakta %1.87 oranýnda (8 hasta) görülürken, skalpte 5 hastada (%1.17) gözlendi. BSHDK ise 8 hasta (%1.87) ile en sýk yanak yerleþimli idi (Þekil 6). Etyolojik faktörler incelendiðinde hem erkek hem kadýn cinsiyet de uzun süreli güneþ ýþýðýna maruz kalma %90 civarýndaydý. Önceden mevcut bir skar üzerinde geliþen deri kanseri olgusu erkeklerde %3.21 (6 hasta), kadýnlarda %7.75 (11 hasta) idi (Þekil 9). Þekil 6. Baþ boyun bölgesindeki deri kanseri lezyonlarýnýn daðýlýmý Þekil 9. Deri kanserli hastalarda etyolojik faktörlerin daðýlýmý Deri kanserli hastalarýn hepsine cerrahi tedavi uygulandý. Çýkarým sonrasý primer onarým yapýlan lezyonlarýn oraný %22.02 (146 lezyon) idi. Deri grefti ile onarým 150 (%22.62) lezyon çýkarýmý sonrasý uygulandý. Flep ile onarým %52.77 oranýnda (350 lezyon) kullanýldý. 17 lezyonda (%2.56) tedavi seçeneði amputasyon idi (Þekil 7). Tartýþma Þekil 7. Deri kanserli hastalarda uygulanan tedavi seçeneklerinin daðýlýmý Ameliyat sonrasý kontrol sýklýðý ve takip süreleri incelendiðinde, ilk yýl içinde %84.10 oranýnda kontrollerinin yapýldýðý, ilerleyen süreler zarfýnda ise takip ve kontrollerin azaldýðý ve 40 hastanýn (%7.85) hiç kontrole gelmediði saptandý (Þekil 8). Deri kanserleri oluþumunda bazý genetik ve çevresel etkenler rol oynamakla birlikte en önemli etyolojik faktör güneþ ýþýðýndaki ultraviyole radyasyondur. Özellikle ultraviyole Bnin deri kanseri oluþumunda etkili olduðu bilinmektedir (1). Radyasyona maruziyet, kseroderma pigmentozum, albinizm, immunosupresyon, kronik skar, travma, kimyasal ajanlar ve bazý viruslar da deri kanseri etyolojisinde bulunmaktadýr (1). Dünyada olduðu gibi ülkemizde de deri kanseri görülme sýklýðý artmaktadýr. Ülkemizde deri kanseri dahil tüm kanserler 1982 yýlýndan itibaren bildirimi zorunlu hastalýklar grubundadýr (4). Ülkemizde deri kanserleri ile ilgili yeterli istatistiksel veriler hala oluþturulamamýþtýr. Saðlýk Bakanlýðý 1992 yýlýnda 14 ilde kanser kayýt ve izlem merkezi oluþturarak kanserleri kayýt altýna alýp doðru ve güvenilir bilgiye ulaþmayý hedeflemiþtir. Bu merkezlerden biri olan Trabzonda yapýlan bir çalýþmada tüm kanserler içinde deri kanserinin ikinci sýklýkta görüldüðü belirtilmiþtir (%12) (5). Diðer bir merkez olan Ýzmirde yapýlan çalýþmada da deri kanseri ikinci sýklýkta (%17.1) kanser olarak saptanmýþtýr (6). Kocaeli Üniversitesi Týp Fakültesinde yapýlan çalýþmada 372 deri kanserli hastanýn %62.11nin erkek ve %37.89nun kadýn cinsiyette olduðu, en sýk BHDK görüldüðü ve en sýk yerleþimin baþ-boyun bölgesinde olduðu belirtilmiþtir (7). Prospektif bir çalýþmada, 481 deri kanserli hasta takip edilmiþ ve erkek kadýn oraný 2/1 olduðu belirtilmiþtir (8). Gaziantep Týp Dergisi / Yýl 2010 / Cilt 16 / Sayý 2 Türkmen ve ark. 14 Diðer bir çalýþmada ise en sýk BHDKya rastlandýðý ve erkeklerde deri kanserlerinin fazla olduðu vurgulanmýþtýr (2). Muðlada yapýlan bir çalýþmada da erkeklerde deri kanserinin sýk görüldüðü belirtilmiþtir (9). Vanda patoloji kayýtlarýnýn incelenmesi ile yapýlan bir çalýþmada, tüm tanýlar içinde %11in kanser tanýsý aldýðý, deri kanserlerinin erkeklerde %14.4 oranýnda sýk görüldüðü ve ikinci kanser olduðu vurgulanmýþtýr (10). Yine patoloji kayýtlarýna dayalý bir çalýþmada, deri kanserinin ilk sýrada yer aldýðý ve en sýk BHDKnin görüldüðü saptanmýþtýr (11). GATA Hastanesinde patoloji kayýtlarýnýn taranmasý ile yapýlan analizde deri kanseri tanýsýnýn ilk sýrada yer aldýðý belirtilmiþtir (%11.7) (12). Yaptýðýmýz çalýþmada elde edilen veriler dünyada ve ülkemizde yapýlan çalýþmalara benzerlik göstermektedir. Çalýþmamýzda en sýk BHDK %56.86 oranýnda, ikinci sýklýkta SHDK %32.13 oranýnda, üçüncü sýklýkta MM %8.15 oranýnda ve en son BSHDK %2.86 oranýnda görülmüþtür. Yapýlan bazý çalýþmalarda BSHDK oranlarýndan bahsedilmemektedir. Çalýþmamýzda deri kanseri oraný erkek cinsiyette %54.80, kadýn cinsiyette %45.20 olarak saptanmýþtýr. Tüm deri kanseri tiplerinde erkek cinsiyet oraný kadýn cinsiyet oranýndan fazladýr. Çalýþmamýzda deri kanseri lezyonlarýnýn vücuttaki daðýlýmýnda, baþ-boyun en sýk yerleþim bölgesi idi (%64.40). Baþ-boyun yerleþimli deri kanserlerinin histopatolojik tanýlarý sýrasýyla BHDK, SHDK, BSHDK ve MM idi. MM en sýk alt ekstremite yerleþimli idi. Deri kanseri lezyonu oluþumu ile baþvurma süreleri incelendiðinde, ilk bir yýl içinde baþvurularýn yoðunlaþtýðý gözlenmiþtir. Tedavi sonrasý takipler ise düzenli olmamaktadýr. Kontrol sýklýðý deðiþkenlik göstermekle birlikte ilk bir yýl içinde hastalarýn %84.10u kontrole gelmiþtir. Hiç kontrole gelmeyen %7.85lik bir hasta grubu vardýr ki bu durum hastalarýn düþük sosyokültürel, entelektüel ve ekonomik seviyelerine baðlý olarak hastalýklarýnýn ciddiyetini ve önemini kavrayamama, özellikle nisbeten uzak bölgelerden gelen hastalarda ekonomik ulaþým zorluklarýndan kaynaklanýyor olabilir. Tedavi yöntemleri açýsýndan deðerlendirildiðinde, en sýk flep yönteminin uygulandýðý görülmektedir (%52.77). Çeþitli lokal flepler, fasyokutan flepler, kas deri flepleri yanýnda serbest fleplerde bu tedavi de kullanmýþtýr. Hastalarýn nisbeten geç baþvurularý, lezyonlarýn hýzlý ve agresif seyirleri cerrahi rezeksiyon sonucu oluþan defektlerin boyutlarýný artýrmakta ve onarým aþamasýnda primer kapanma genellikle mümkün olmamaktadýr. Deri greftlerinin estetik sonuçlarý yetersiz ve kullanýmlarý sýnýrlý olup flepler kabul edilebilir estetik ve fonksiyonel sonuçlarý ayrýca defektin tipine ve gereksinimine göre dizayn edilebilmeleri ile tedavide öne çýkmaktadýr. Ekstremitelerde özellikle parmaklarda görülen MM için tedavi seçeneði ampütasyondur. Ülkemizin büyük bir kýsmý güneþ ýþýðýný yoðun olarak almaktadýr. Özellikle bölgemizin güneþ ýþýðýna maruz kalan gün sayýsý fazladýr. Çalýþmamýzda etyolojik faktörlere bakýldýðýnda %89.43 oranýnda yoðun güneþ ýþýðý maruziyeti saptanmýþtýr. Ölüm oranýnýn diðer kanserlere göre daha düþük olduðu, tanýsýnýn rahat konulabileceði bir hastalýk olan deri kanserleri özellikle plastik cerrahi kliniklerinin yoðun uðraþ alanlarýndan biridir. Özellikle Fitzpatrick tip 1 ve 2 (açýk tenli, renkli gözlü) cilt tipine sahip, genellikle 5. dekadýn üzerindeki kiþilerde, baþ-boyun bölgesinde yerleþimli, etyolojik faktörleri uygun, makülopapül, ülser yada renk, yüzey, þekil ve sýnýrlarýný deðiþtirmiþ nevus tarzýnda baþlayan ve 15 günü geçtiði halde iyileþme belirtisi göstermeyen tüm lezyonlar deri kanseri olarak deðerlendirilmektedir. Tüm kanser türlerinde olduðu gibi erken taný prognozda primer belirleyici olup bu hastalarýn cerrahi tedavi baþarýlarý yüksek mortalite ve morbidite oranlarý ise düþüktür. Ulusal kanser kayýtlarýnýn düzenli tutulmasý, insanlarýn deri kanserinin belirtileri ve tedavi yöntemleri konusunda biliçlendirilmesi, týp öðrencilerinin bu konu ile ilgili eðitimleri, mezuniyet sonrasý eðitimde bu konularýn sýk sýk irdelenmesi ve yardýmcý saðlýk personellerinin eðitilmesi ile deri kanserlerinin erken taný ve tedavisinde önemli adýmlar atýlacaktýr. Ayrýca toplumun özellikle güneþten korunma yöntemleri (þapka, güneþ koruyucu kullanýmý, güneþlenmekten kaçýnma, vb.) konusunda, basýlý ve görsel medya aracýlýðýyla uzmanlar tarafýndan eðitimi hastalýðýn önlenmesi veya azaltýlmasýnda etkin bir rol oynayabilir. Kaynaklar 1-Öztürkcan S, Havlucu YD. Güneþ hasarý etki mekanizmasý. Dermatose. 2005;4(3):116121. 2-Bulliard JL, Panizzon RG, Levi F. Epidemiology of e p i t h e l i a l s k i n c a n c e r s . Re v M e d S u i s s e . 2009;22(5):882888. 3-Jemal A, Thun MJ, Ries LA, Howe HL, Weir HK, Center MM, Ward E, et al. Annual report to the nation on the status of cancer, 19752005, featuring trends in lung cancer, tobacco use, and tobacco control. J Natl Cancer Inst. 2008;100(23):167294. 4-www.ukdk.org 5-www.kanser.gov.tr 6-Kýlçýksýz SÇ, Kaynak C, Eþki E, Yersal Ö, Ünlü Ý, Çallý A ve ark. Çok primerli ve tek primerli kanser olgularý: Ýzmir kanser kayýt merkezi verilerinden hastane tabanlý bir inceleme. Türk Onkoloji Dergisi. 2007;22(2):5562. 7-Aktürk A, Yýldýz KD, Bilen N, Bayramgürler D, Kýran R, Onyedi M. Kocaeli Üniversitesi Týp Fakültesine 19962003 yýllarý arasýnda baþvuran deri kanseri olgularý. Türkiye Klinikleri J Dermatol. 2006;16:4449. Gaziantep Týp Dergisi / Yýl 2010 / Cilt 16 / Sayý 2 Türkmen ve ark. 15 8-Czarnecki D, Sutton T, Czarnecki C, Culjak G. A 10year prospective study of patients with skin cancer. J Cutan Med Surg. 2002;6(5):427429. 9-Süzek H, Karakuþ A, Güler Y. 1998-2002 yýllarý Muðla ili kanser kayýtlarýnýn deðerlendirilmesi. Uluslararasý Ýnsan Bilimleri Dergisi. 2004;1-7. 10-Kösem M, Uðraþ S, Özen S, Bayram Ý, Ceran F, Oral H, ve ark. Van Gölü Havzasýnda kanser sýklýðý ve daðýlýmý. Çukurova Üniversitesi Týp Fakültesi Dergisi. 2001;26(1):3036. 11-Aydýn Ö, Polat A, Düþmez D, Eðilmez R. Mersin ilinde kanser sýklýðý ve daðýlýmý üzerine bir çalýþma. Türk Patoloji Dergisi. 2000;16:4852. 12-Yalçýn A, Nevruz O, Arpacý F, Günhan Ö, Hadse M, Beyan C. GATA Hastanesi 2001 yýlý malignite olgularýnýn incelenmesi. Gülhane Týp Dergisi. 2003;45(2):196200. Gaziantep Týp Dergisi / Yýl 2010 / Cilt 16 / Sayý 2