Her Derde Deva İletişim - Genç Gelişim Kişisel Gelişim “Abraham Lincoln, senin yaşındayken…” dedi babası çocuğuna, “Okula gidebilmek için her gün 10 mil yürüyordu.” “Gerçekten mi?” dedi çocuk ve ekledi: “Tamam, fakat o senin yaşındayken de başkan oldu baba!” İletişim, hem güçlerimizin farkında olmak, hem de zayıflıklarımızın üstesinden gelmek demektir. İletişim kavramı, pek çok kişi tarafından, çok farklı yönleri önemsenerek, çok farklı biçimlerde tanımlanmıştır. Doğan Cüceloğlu iletişimi; “70’li yıllarda kişiler arasında yer alan düşünce ve duygu alışverişi, ” olarak tanımlarken, şimdilerde, “bir can’ın başka bir can’a değmesidir” biçiminde tanımlayarak bu kavrama çok zengin bir anlam yüklemektedir. Hoben, iletişimi, konuşma ve sözel semboller olarak görmüş, “düşünce ve görüşlerin sözlü olarak karşılıklı alışverişidir.” biçiminde tanımlamıştır. Andersen, iletişimi, anlama olarak görmüş ve “İletişim, bizim başkalarını, başkalarının da bizi anlamalarına yarayan bir süreçtir.” demiştir. Barnlund, iletişimin, etkili olabilmek, benliği savunabilmek ve güçlü kılabilmek için belirsizliklerin azaltılması ihtiyacını gidermek çabasından kaynaklandığını dile getirmektedir. Berelso ve Steiner, iletişimin bir süreç olduğunu vurgulamışlar, “Sözcüklerin, resimlerin, figürlerin, grafiklerin, vb. sembollerin kullanılarak bilgi, düşünce, duygu ve becerilerin aktarılması 1/5 Her Derde Deva İletişim - Genç Gelişim Kişisel Gelişim süreci,” olarak tanımlamışlardır. İnsan, hem biyolojik hem de sosyal bir varlıktır. Çevresindeki varlıklarla ilişki kurmak, onlarla bir takım duygu ve düşüncelerini paylaşmak, onlarla hayatı birlikte daha güzel yaşamak ister. Karşılıklı iki canlının birbirine gönderdiği mesajların her biri, bir iletişim çeşididir. İletişim, canlılar birbirlerini fark ettiği an başlar. Fark etme sürecinde iletişim kurmak için konuşmuş olmak ya da bir takım işaretler göndermek şart değildir. Canlıların birbirlerini fark etmeleri iletişimin başlaması için yeterli bir süreçtir. İletişim esnasında aklımıza gelen, konuştuğumuz sözler, vücudumuzun bile-isteye ya da gayr-i ihtiyari gönderdiği tüm sinyaller, iletişimin birer aracıdır. Sözlü ifade, yazılı ifade, bedenin işaret ve hareketleri, jest ve mimikler, iletişimin çeşitli araçlarıdır. Psikoloji kapsamında iletişimin gruplandırılışı: 1. Kişisel iç iletişim 2. Kişilerarası iletişim 3. Örgüt iç iletişim 4. Kitle iletişimi Bizim daha çok üzerinde duracağımız iletişim türü “Kişiler arası iletişim”dir. Çünkü kişiler arası iletişimin genel olarak kaynağını ve hedefini insanlar oluşturur. Karşılıklı iletişimde bulunan kişiler bilgi ve semboller üreterek, bunları birbirlerine aktararak ve yorumlayarak iletişimi 2/5 Her Derde Deva İletişim - Genç Gelişim Kişisel Gelişim sürdürürler. Kişiler arası iletişim ise daha çok sözlü ve sözsüz iletişim üzerinde yoğunlaşmaktadır… Kurduğunuz iletişimin niteliği, sizin nasıl bir insan olacağınızı belirler. Nasıl bir insan olduğunuz ise kuracağınız iletişimi belirler. Eğer isterseniz, iletişimi bir sanat, kendinizi de bir iletişim sanatçısı haline getirebilirsiniz. Seçim sizin. Elinizdeki bilgileri çok iyi kullanmanız ve oynayacağınız rolü iyi benimsemeniz gerekmektedir. Sözlü ve sözsüz iletişimi gerekli olduğu zaman, gerekli olduğu yerlerde, mutlaka gerekli olduğu şekilde kullanmanız gerekmektedir. Sözlü iletişimde aynı konu üzerine değişik iletişim ekollerini kullanan insanların cevaplarını, Prof. Dr. Üstün Dökmen’in “Var olmak Gelişmek Uzlaşmak” isimli kitabından bir örnekle süsleyelim: “Diyelim ki Ahmet Bey kuyrukta bekliyor ve kuyruğun ön taraflarına birisi araya kaynak yaptı. Şimdi Ahmet Bey, bu münasebetsizi nasıl uyarır? Şüphesiz ki Ahmet Bey, bu kişiyi, mensup olduğu dünya görüşüne uygun bir üslupla uyarır. Şimdi Ahmet Bey’in kuyrukta önüne geçen kişiye vereceği sözel tepkilere bakalım: • Klasik tepki: “Sıraya geç kardeşim.” • Neoklasik tepki: “Şeker kardeşim sıraya geçiver.” • Realist tepki: “Sıra var.” • Sürrealist (Gerçeküstü) tepki: “Sallandıracaksın bunlardan iki tanesini Kızılay’da, bak bir daha yapıyorlar mı?” • Romantik tepki: “Beyefendi galiba sırayı görmediniz.” 3/5 Her Derde Deva İletişim - Genç Gelişim Kişisel Gelişim • Naturalist tepki:” Sırana geç.” • Modern tepki: “Efendim, insanımız eğitimsiz. Hâlbuki Avrupa ‘da…” • Post-Modern tepki: “Sıraya geç lan ayı!” • Mutabakatçı tepki: Acelesi olmasa geçmezdi; üzmeyin garibi.” • Devrimci tepki: “Altyapı sorunları çözülmeden insanımız sıraya geçmez. Devrim olunca herkes hizaya gelecek.” • Kaderci tepki: “Bırakın geçsin ya! İki dakika fazla beklesek kıyamet mi kopar? Kısmetse hepimizin işi görülür.” • Felsefeci (septik/kuşkucu) tepki: Ön ve arka kavramları izafidir. O tarafın ön taraf olduğuna kim karar verdi? Öne geçtiğini zanneden aslında arkaya geçmiş olabilir.” • Kantçı tepki: “Efendim, algılanmayan şeyler yok demektir. Bakmayın o tarafa adam yok olur.” • Kötümser varoluşçu tepki: Herkes bir gün ölecek. Onurlu bir şekilde bekleyin, o adam da bir gün ölecek.” • İyimser varoluşçu tepki: Sıkmayın canınızı; şu anın tadını çıkarmaya çalışın. Bakın ne güzel, hayattasınız ve önünüze geçiyorlar.” • Hümanist Tepki: İnsanlık bir bütündür. Birimiz hepimiz için; hepimiz birimiz için. Birimiz öne 4/5 Her Derde Deva İletişim - Genç Gelişim Kişisel Gelişim geçince, aslında hepimiz öne geçmiş oluyoruz.” Sözsüz İletişim Bu iletişimde kişilerin söyledikleri değil, yaptıkları ve anlamlandırdıkları hareketler ön plandadır. Başımızı sallayarak bir görüşü onayladığımızı ya da karşı çıktığımızı, hiç ağzımızı açmadan ifade edebiliriz. Yine, hiç sözcük kullanmadan dostumuzun elini çok samimi bir tutuşla, ona ne kadar sevdiğimizi ve değer verdiğimizi anlatabiliriz. Sözsüz iletişimin ikinci işlevi ise, sözlü iletişimi desteklemesi ve onun akıcılığına katkıda bulunmasıdır. Konuşan kişi yüzünü ve bedenini doğru kullanarak sözlü anlatımını destekler. Sözlü anlatımını kuvvetlendirir. Dinleyen kişi ya da kişiler ise, sergilediği yüz ve beden ifadeleriyle karşısındakinin söylediklerini anlayıp anlamadığını ifade eder. Yüzümüzdeki ifade, el ve vücut hareketlerimiz, vücudumuzun duruşu ve göz temasımız sözsüz iletişimde kullandığımız en önemli unsurlarımızdır. Bunları doğru kullanırsak anlatmak istediğimiz duygu ve düşüncelerimizi karşımızdaki kişi ya da kişilere doğru aktarırız. Aksi takdirde telafisi zor pek çok yanlış anlamaya sebep olabiliriz. Mahmut Açıl www.gencgelisim.com 5/5