Ticaret Şirketlerinde Hukuki ve Cezai Sorumluluk Mehmet Özkoç

advertisement
Ticaret Şirketlerinde Hukuki ve Cezai Sorumluluk
Mehmet Özkoç
Gümrük Başmüfettişi
Ticaret şirketlerinin yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerinin ve bunların kanuni temsilcilerinin sorumluluklarının belirlenmesi şirket adına, yapılan işlemlerin hukukiliği açısından
büyük önem arz etmektedir.
Her şeyden önce, ticaret şirketlerinin tüzel kişilik olarak hukuki ve ceza sorumlulukları ile bu
şirketleri idare ve temsil yetkisine sahip organların, ortakların ve yöneticilerin
sorumluluklarının birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ticaret Kanunu ve ilgili diğer kanunlarda, söz konusu sorumluluğa ilişkin birçok hüküm
bulunmakla birlikte, burada çok geniş olan bu hükümlerden, sorumluluk esaslarına ilişkin
elzem olan prensip veya ilkeler ile önemli görülen yasa hükümleri ile birlikte bazı
değerlendirmeler yapılacaktır.
Ticaret Kanunu'na göre ticaret şirketleri; anonim, limited, kolektif, komandit ve kooperatif
şirketlerinden oluşur. Ticaret şirketleri tüzel kişiliğe haiz şirket ana veya esas sözleşmesinde
yazılı işletme konusu veya mevzuu içinde kalmak şartıyla hakiki veya gerçek şahıslar gibi,
her türlü hak ve borçları iktisap edebilirler. Ticaret şirketleri işletme konusu sınırları içinde
kalmak şartı ile sözleşme yapma ehliyetine sahip oldukları gibi diğer muameleleri yapmak
hususunda da ehildirler. Bu işlerden dolayı şirket aleyhine davalar açılıyor.
Ticaret şirketleri, şirketi temsile yetkili ortak ve yöneticilerin şirkete ait işleri veya şirketin
işletme mevzuundaki iş ve işlemleri ifa ederken yaptıkları haksiz fiillerden dolayı sorumlu
tutulmaktadırlar. Yani anonim şirketler, kendisini temsil veya idareye yetkili olanların
işledikleri haksız fiillerden sorumlu olurlar. Burada "temsile ve idareye sahip olanlar"
ifadesinden şirketin organları anlaşılmaktadır. Anonim şirketler, organlarının görevlerini
yaptıkları sırada işledikleri haksız fiillerden dolayı sorumlu oluyorlar. Bu görevin veya
vazifenin, organların yetkisi dahilinde olması veya organın yetkisinin genel çerçevesi içine
girmesi gerekir. Örneğin, haksız rekabette bulunmak gibi.
Tüzel kişilerin ceza sorumluluğunun olup olmayacağı bir tartışma konusudur. Örneğin Türk
Ceza Kanunu, tüzel kişilerin suç faili olabileceklerini kabul etmiş değildir. Suç faili olarak
çeşitli kanun maddelerinde geçen "her kim", "kimse", "kişi" gibi deyimler gerçek kişileri ifade eder. Örneğin 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, prensip olarak tüzel kişilerin
ceza sorumluluğunu kabul etmemiştir. Bu kanunda yer alan cezai müeyyideler, gerçekte bu
kanunda yazılı suçları işleyen veya buna iştirak eden gerçek kişilere ait ve münhasırdır.
Anonim Şirketlerde Sorumluluk
Türk Ticaret Kanunu'na göre, anonim şirketler yönetim kurulu üyeleri tarafından temsil ve
idare olunmaktadır. Ana sözleşme ile idare ve temsil görevinin yönetim kurulu üyeleri
arasında paylaştırıp paylaştırılmayacağı ve paylaştırılacaksa bunun ne şekilde yapılacağı
tespit olunur. Ana sözleşme ile şirketin temsil yetkisi ile idare işlerinin hepsinin veya bir
kısmının yönetim kurulu üyesi olan murahhaslara (delege veya yetkili olan üye) veya pay
sahibi olmaları zorunlu bulunmayan müdürlere bırakılabilmesi için genel kurula veya
yönetim kuruluna yetki verilebilir. Ana sözleşmesinde şirketin temsil yetkisi ile ilgili
yukarıda yapılan açıklamalar yoksa yani şirketin temsil yetkisi yönetim kurulu dışındaki
kişilere verilmemiş ise Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre şirket, yönetim kurulu
tarafından idare ve temsil olunacaktır.
Temsile yetkili olanlar şirket maksat ve mevzuuna dahil olan her türlü işleri ve hukuki
muameleleri şirket adına yapmak ve şirket unvanını kullanmak hakkına haizdirler. Temsile
veya idareye yetkili veya salahiyetli olanların vazifelerini yaptıkları sırada işledikleri haksız
fiillerden anonim şirket sorumlu olur. Ayrıca, şirketin rücu hakkı saklıdır.
Yönetim kurulu üyeleri şirket adına yapmış oldukları sözleşme ve işlemlerden dolayı şahsen
sorumlu değiller ama kanunen ve esas sözleşme ile verilen görevlerin kasten veya ihmal
neticesi sonucunda yapılmamasından dolayı şirkete karşı müteselsilen sorumludurlar.
Müteselsil sorumluluğu gerektiren hallerde, kusurlu olmadığını ispat eden üye kanun
hükümlerine göre sorumlu olmaz. Eğer temsil yetkisi ve idare hakları esas sözleşme ile bir
veya birkaç yönetim kurulu üyesine verilmiş ise ya da bu üye veya üyeler arasında bölünmüş
ise, üyelerin tamamı arasında müteselsil sorumluluk olmaz, bu halde sorumluluk sadece yetki
verilen üye veya üyelere aittir.
Yönetim kurulu üyelerinin görevlerini yaparken veya vazifelerini ifa sırasında işledikleri
haksız fiillerden dolayı, kendileri ile birlikte anonim şirketlerde sorumludur. Fakat şirketin
haksız fiili işleyen yönetim kurulu üyelerine karşı yukarıda da belirtildiği gibi doğan tazminat
borcundan dolayı rücu hakki saklıdır.
Yukarıda da belirtildiği gibi, anonim şirketlerde sorumluluk, gerek esas sözleşme ve gerekse
kanun hükümlerin göre ve hatta şirket tüzel kişiliği ile yapılacak bir hizmet sözleşmesine
dayanılarak şirket muamelelerinin yürütülmesi için yönetim kurulu üyesi olan veya
ortaklardan olmayan ve adına müdür denilen bir şahsa da bırakılabilir. Müdür bu
yükümlülüğü gereği gibi veya hiçbir şekilde yerine getirmezse, yönetim kurulu üyelerinin
sorumluluğuna ilişkin hükümleri uyarınca şirkete, pay sahiplerine ve şirket alacakların karşı
sorumlu olur. Ancak, yönetim kurulu üyeleri, anonim şirkete ehil olmayan bir şahsı müdür
olarak tayin ederlerse veya onların şirket için zararlı olan iş ve muamelelerine karşı
müsamaha göstermek veya yönetim kurulunun salahiyetli olmadığı hususlara müdürleri
mezun kılmak suretiyle sebebiyet verdikleri zararlardan dolayı şirkete karşı müteselsilen
sorumlu olurlar.
Anonim şirketlerde, şirketin kanuni temsilcileri olarak şirketin yönetim kurulu üyeleri yapılan
işlemlerin hukuki muhatabı ya da hapis cezasının muhatabı oluyorlar. Zira Anonim şirketler
yönetim kurulu tarafından temsil ve idare edilmektedir. Fakat şirket ana sözleşmesinde,
şirketi temsil yetkisi ve idare işlerinin tamamı veya bir kısmının yönetim kurulu üyesi olan
murahhaslara (delege veya yetkili olan üye) veya pay sahibi olmaları zorunlu bulunmayan
murahhas müdürlere gene) kurul veya yönetim kurulu kararıyla bırakıldığında, sorumluluk
görevlendirilen kişilere ait olmaktadır. Başka bir deyişle temsil yetkisinin murahhas üyelere
ve pay sahibi olmayan müdürlere verilebilmesi için esas sözleşmede mutlaka hüküm
bulunması şarttır. Bu durumda anonim şirketin yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu
bulunmamakta, şirketin temsil ve idari işlerle görevlendirilen murahhas üyesi veya murahhas
müdürleri sorumlu olurlar. Ana sözleşmede yapılacak bir görev dağılımı suretiyle sorumlu
kişilerin tespiti mümkün görülmektedir.
Limited Şirketlerde Sorumluluk
Ticaret Kanunu hükümlerine göre, Limited şirketlerde sorumluluk aksi kararlaştırılmadıkça,
ortakların tamamına müdür sıfatı ile verilmektedir. Şirket ana sözleşmesi veya genel kurul
karan ile şirketin idare ve temsili ortaklardan bir veya bir kaçına verilebilir. Ayrıca, ana
sözleşme veya ortaklar kurulu karan ile şirketin idare ve temsili ortak olmayan kimselere de
bırakılabilir. Temsil yetkisi veya ortaklığın temsili müdürlere aittir.
Limited şirketlerde şirketin kanuni temsilcileri veya şirket müdürleri yapılan işlemlerin
hukuki muhatabı ya da hapis cezasının muhatabı oluyorlar. Zira limited şirketler kanuni
temsilciler veya şirket müdürleri tarafından temsil ve idare edilmektedir. Şirketi idare ve
temsile yetkili olanlar şirket, amaç ve konusuna dahil olan her türlü işleri ve hukuki işlemleri
şirket adına yapma hakkına sahiptirler. Temsile veya idareye yetkili olanların yaptıkları
fiillerden şirket sorumlu tutulur.
Ayrıca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Yasa'ya göre limited şirket
ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği
anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve
bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar. Dolayısıyla limited şirkette bütün pay
sahipleri şirketin amme borcundan dolayı doğrudan doğruya bütün varlıkları ile sorumlu
olmaktadır.
Kolektif Şirketlerde Sorumluluk
Ticaret Kanunu hükümlerine göre, kolektif şirketlerde ortaklardan her biri ayrı ayrı şirketi
idare hak ve vazifesine haizdir. Şirket sözleşmesi ile veya ortakların ekseriyeti ile idare işleri
ortaklardan birine veya birkaçına yahut hepsine verilebilir.
Şirketi ortaklara ve üçüncü şahıslara karşı temsil salahiyet ve vazifesi, tescil ve ilan edilen
sözleşmede aksine hüküm olmadıkça, şirket işlerini idare hak ve vazifesini haiz olanlara
aittir.
Kolektif şirketlerde, ortaklar şirketin borç ve taahhütlerinden dolayı müteselsilen ve bütün
malları ile sınırsız olarak sorumlu tutulmuşlardır. Ortakların sorumluluğu akit dışı şirketin
bütün borçlarını kapsar.
Ticaret Kanunu hükümlerine göre, şirket borç ve taahhütlerinden dolayı birinci derecede
şirket tüzel kişiliği sorumludur. Şirkete karşı girişilen icra takibi semeresiz kalmış veya şirket
herhangi bir sebeple sona ermiş ise, ortak veya ortakla birlikte şirket tüzel kişiliği aleyhine
icra takibine girişilebilir veya dava açılabilir. Şirket borç ve taahhütlerinden dolayı idareci
veya temsilci olsun bütün şirket ortakları arasında teselsül vardır. Borçlar Kanununa göre ise,
alacaklı, şirketten alacağını ortaklardan hepsinden isteyebilir. Borç tamamen ödeninceye
kadar, ortaklar arasındaki bu teselsül devam eder.
Komandit Şirketlerde Sorumluluk
Ticaret Kanunu hükümlerine göre, komandit şirketlerin idare ve temsili komandite ortaklara
aittir. Đdare hakkının ve temsil salahiyetinin hududu kolektif şirketler hakkındaki hükümlerle
muayyendir. Komandite ortaklar tıpkı kolektif şirket ortakları gibi sınırsız sorumludurlar;
sorumlulukları müteselsil, fakat ikinci derecedir.
Komanditer ortaklar, şirketi temsil ve idare salahiyetine haiz değildirler. Yani komanditer
ortakların idare hakkı ve mecburiyeti yoktur. Komanditer ortakların sorumluluğu getirmeyi
taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlanmıştır. Bunların sorumluluğu da ikinci derecedir. Fakat
şirket hakkında yapılan bir takibin semeresiz kalması halinde komanditerlere de müracaat
edilebilir.
Şirket sözleşmesinde aksine hüküm olmamak şartı ile komanditer ortak, yalnız ticari
mümessil, ticari vekil veya ticari memur olarak tayin edilebilir.
Yukarıda yer alan yasa hükümleri çerçevesinde, genel olarak sorumluluk, tüzel kişileri yasal
olarak temsil ve idare eden kişilere aittir. Anonim şirketlerde "yönetim kurulu üyeleri"
limited şirketlerde "müdürler" ve kolektif ve komandit şirketlerde ise "ortaklar" yani şahıs
firmalarında "tüm ortaklar" genel olarak sorumludurlar veya yapılan işlemlerin hukuki
muhatabıdırlar.
Hükmü şahısların işleri görülürken bir haksız rekabet fiili işlenirse tüzel kişi adına hareket
etmiş veya etmesi gerekmiş olan organın üyeleri hakkında cezai müeyyideler uygulanır. Para
cezası ve masraflardan tüzel kişi bu hakiki şahıslarla beraber müteselsilen sorumlu olur. Para
cezasından daha ağır cezaları gerektiren suçlar söz konusu olduğunda ise, tüzel kişiler suçun
faili sayılmamaktadırlar.
Açıklanan bu nedenlerle, yapılan işlemlerin sorumlusu olarak, şirketin kanuni temsilcileri
veya şirket müdürleri ile gerçekte fiili işleyen ve yardım eden kişi veya kişilerin
kanıtlanabilmesi veya tespiti önem arz etmektedir. Anayasamızın "ceza sorumluluğu
şahsidir" temel ilkesi ve kuralı gereğince, ticaret şirketleri organlarınca bir suç işlenmiş ise,
isnad yeteneği bulunan ve kusurlu şekilde hareket eden kimse veya kimseleri tespit etmek ve
sadece suç teşkil eden fiili işleyen kişi veya kişileri sorumlu tutmak veya cezalandırmak
gerekir.
Sonuç olarak, ticaret şirket idarecilerinden sup kim işlemiş ise ceza münhasıran o ve ortaklar
hakkında uygulanacaktır. Şirket organ ve memurları tarafından işlenen suçların şirket adına
işlenen ve bir kurul sup oldukları düşünülerek herkesin sorumlu tutulmaması veya
gösterilmemesi gerekir. Bir kimsenin kendi iradesi ile meydana gelmesine sebebiyet
vermediği bir suçtan dolayı cezaen sorumlu tutulamayacağı unutulmamalıdır ve kusura
dayanan ceza sorumluluklarının çok iyi incelenmesi veya irdelenmesi ve amiyane tabiriyle
her önüne gelenin sorumlu tutulmaması veya gösterilmemesi gerekir. Bu durum özellikle
devlet memurları içinde geçerlidir. Yapılan inceleme ve soruşturmalarda, memurların
yaptıkları söz konusu işlemleri dolayısıyla özellikle kaçakçılığa iştirak ettikleri veya
görevlerini ihmal veya suiistimal ederek kaçakçılığa sebebiyet verdikleri yönünde somut bir
bilgi ve belge elde olunamadığı sürece sorumlu tutulmamaları veya gösterilmemeli ve her
somut olayda sorumluluğun kendine özgü nitelik veya vasfı ve koşulları içerisinde
değerlendirilmesi gerekmektedir.
2 01.01.2009 – 30.06.2009 dönem kıdem tazminatı tavanı: 2.260,05 TL
* Bu makale Mali Pusula Dergisi, Mayıs 2009 Sayısında yayımlanmıştır.
Download