CERRAHİ HEMŞİRELİĞİ HAKKINDA “Cerrahi’ tanım olarak hastanın normal fizyolojik fonksiyonlarını değiştirilebilecek kontrollü travma olarak kabul edilir. “Cerrahi Hemşireliği” ise, hastanın sağlık ve iyiliğinin yeniden kazanılması ve sürdürülmesi için fiziksel, psikolojik ve sosyal gereksinimlerinin belirlenerek bilimsel bilgi üzerine temellendirilmiş hemşirelik faaliyetlerinin koordine edildiği ve kişiselleştirilmiş bakımın uygulandığı bir hemşirelik dalıdır. ‘Cerh’ sözcüğü Arapça kökenli olup yara, ‘cerrah’ ise yara ile uğraşan kişi anlamındadır. Bu sözcüklere dayanarak cerrahi hemşireliği, yara bakımını yapan, yaralı hastanın bakımını sağlayan kişi olarak tanımlamak olasıdır. İnsanlığın var olduğu süreçten bu yana cerrahi girişimler de vardır. Cerrahi 19.yy’ a kadar kaba ve tehlikeli tedavi şekli olarak yer almıştır. Yazılı tarih öncesi devirde genellikle hastalıkların kötü tanrılar tarafından gönderildiği düşünülüyordu. İlk insanlar kanamayı durdurmayı çalıştılar, ancak elimizde kanıt olan ilk cerrahi tedavi kraniyal dekompresyondur. Mısır Çağı ; temizliğe verilen önem ile dikkati çekmektedir. Mezepotamya’ da ; anatomi ilerlemiş olup, cerrahi gelişmiştir (apse drenajı, yara tedavisi…). Çin ve Japonya’ da; günümüzde akapunktur olarak adlandırılan tedavi şekli kullanılmaya başlanmıştı. Hindistan’ da; zina cezası olarak burun kesilmekteydi. Bu kişilere yapılan cerrahi girişimler plastik ve estetik cerrahinin gelişmesini sağladı. Rönesans döneminde üniversiteler yaygınlaştırılmış ve cerrahi de hak ettiği önemli konuma doğru yol almıştır. Bu dönemde insan anatomisinin tam yapısı belirlenmiş ve fizyolojiyi araştıracak deneyler başlamıştır. Modern tıp döneminde her türlü yaralanmadan sonra olan iltihaplanmanın önüne geçmek mümkün olamamıştı. Teknik olarak başarılı ameliyattan sonra hastalar kaybedilebiliyordu. Bu nedenle cerrahiden korkuluyor, ameliyatlar ancak acil durumlar da yapılıyordu. Lister yara enfeksiyonlarının önlenmesinde Pasteur’ un mikrop teorisini göz önüne alarak bazı uygulamalar başlattı. 19. yy. sonunda sağlanan gelişmelerle cerrahinin gelişmesinin önündeki iki büyük engel olan “ağrı” ve “enfeksiyon” ortadan kaldırıldı. İkinci Dünya savaşında şok tedavisindeki gelişmeler ve beraberinde pre-post operatif bakım ile yoğun bakımların özelleştirilmesi diğer tıbbi bakımlarıda etkilemiş ve koroner yoğun bakım ünitesi, renal bakım ünitesi gibi ünitelerin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Hemşirelik tarihi alanındaki gelişmeler incelenirse, yalnızca 2. Dünya Savaşı ile sınırlandırmayıp Florance Nightingale' nin ''Hemşirelik Üzerine Notlar(1859)'' kitabında ameliyathanelerin yanında ayrılan küçük bir odada hastalar operasyonun etkisi geçinceye kadar ya da hasta uyanıncaya kadar yoğun bakım verildiği belirtilmektedir. Florance Nıghtıngale ve arkadaşları disiplinli çalışmaları sonucunda ölüm oranını % 42’ den %2’ ye düşürmüştür. Kırım Savaşı sonrasına Florance Nıghtıngale temiz çevre ve su koşulları sağlamış, hastaların yatak ve çevrelerinin temizliğine önem göstermiş, salgınlar için önlem almış, pansumanlarında aseptik tekniklerine uyulmasını sağlamış ve enfeksiyon riskini ortadan kaldırmıştır. Bu sağladığı koşullar ile cerrahi hemşireliğinin önemini vurgulamıştır. C. Adams, ilk general hemşire olarak anılarını anlatırken yoğun bakımların gelişme yılları olan 1960'larda Seul-Kore'deki yoğun bakım ünitesinde teğmen hemşire olarak çalışmış ve CARE kelimesini her türlü bakım verdiği hastada ilke olarak benimsemiştir. • "CARE : Clinical ( Klinik) • Administrative(Yönetim) • Research (Araştırma) • Education (Eğitim) CARE kelimesinin açılımında yukarıda belirtildiği gibi; klinikte ya da yoğun bakımda hasta bakımının uygulanması, yönetilmesi, araştırılması, hasta ve yakınlarının eğitilmesinin yanında hemşirenin de eğitilmesi yer almaktadır. Cerrahi hemşireler; bakım yönetimi, araştırma ve eğitimi tümüyle uygulamaya özen göstermelidir. Özellikle risklerin oluşmasını engelleyebilmek için bakımlarını araştırmaları ve yeni bakım yöntemlerini geliştirmeleri önerilmektedir. Uygulamalarında kanıt bazlı yaklaşımlara ağırlık vermeleri bu konularda yeni yaklaşımları geliştirmelerini sağlayacaktır. 1949’ AORN (Assocation of Operating Room Nurses) Ameliyathane Hemşireler birliği kurulmuştur. AORN’ a göre başarılı bir cerrahi hemşiresi; • Cerrahi olarak tedavi edilmesi gereken hastalıklar ve buna eşlik eden süreci bilmeli, • Hastaların bu stresli duruma tepkilerini iyi bilmeli, • Ameliyat öncesi uygun testler ve bunların sonuçlarını değerlendirebilmeli, • Cerrahi işlem ile ilgili yan etkiler, olası riskler ve bu konuda alınacak önlemleri bilmelidir. Pre-operatif hemşirelik bakımında; hasta kliniğe yatırılmasından ameliyattan önceki geceye kadar dönemdeki hazırlık, ameliyattan önceki gece hazırlığı ve ameliyat günü hazırlığını içermektedir. Cerrahi hemşiresi pre-operatif dönemde hastayı psikoljik, fizyolojik, yasal yönden hazırlar ve ameliyat öncesi eğitimlerini vererek hastanın hazırlıklarını tamamlar. Post-operatif bakımda; hastanın ayılma ünitesi/yoğun bakım ve klinikte bakımı değerlendirilir. Cerrahi Hemşiresinin cerrahi sonrası bakım hedeflerini; • Kardiyovasküler fonksiyonları sürdürmek • Solunum sistemi fonksiyonları sürdürmek • Yeterli beslenme ve boşaltımı sağlamak • Sıvı elektrolit dengesini sürdürmek • Renal fonksiyonları sürdürmek • İstirahati sağlamak • Yara iyileşmesini sağlamak • Hareketi sağlamak • Psikolojik destek sağlamak • Komlikasyonları önlemeyi içerir. Cerrahi hemşireliğini diğer hemşirelik alanlarından ayıran özelikler : • Cerrahi ortama giren hastalar; anestezi ve sedasyon deneyimi yaşayacak, tedavi sırasında geçici de olsa otonomilerini kaybedeceklerdir. Cerrahi girişim onların beden bütünlüklerini bozacaktır. Fonksiyon kayıplarına neden olacaktır. Bu nedenle hasta açısından cerrahi hemşiresinin savunucu rolü çok önemlidir. • Sağlık bakımında en hızlı gelişmelerin cerrahide olduğu bilinmektedir. Bu nedenle cerrahi hemşiresi yoğun dikkat, hızlı düşünme, karar verme, sürekli öğrenme ve gelişmeleri izlemeyi gerektirir. • Cerrahi girişim uygulanacak hasta enfeksiyon ve yaralanma olasılığı açısından risk altındadır. Bu nedenle cerrahi hemşiresi riskleri belirlemeyi ve kontrol altına almayı gerektirir. • Cerrahi hemşiresi, yaşamı tehdit eden durumları belirlemesi ve hızlı karar vermeyi gerektirmesi, nedeniyle stresli bir ortamda çalışır. Stresle başa çıkmak hemşirenin iş doyumunu arttırır ve hasta ile daha fazla teröpatik yaklaşımı sağlar. • Cerrahi kontrollü bir travmadır ve hasta üzerinde cerrahiye karşı stres tepkisinin oluşması, enfeksiyona karşı direncin azalması, vasküler sistemin bozulması, organ fonksiyonlarının bozulması, beden imajının değişmesi, yaşam tarzının değişmesi gibi bazı olumsuz etkileri vardır. Bu nedenle; hastanın olumsuz etkilerden korunması / etkilerinin aza indirilmesi etik ve yasal olarak hemşirenin de sorumluluğundadır. KAYNAKLAR 1- Eti Aslan F. Cerrrahi Hemşireliğinin Tarihçesi, Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 2009;12.1. 2- Karagöz S. Cerrahi Hemşireliği ve Etik, C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 2000,4(1). 3- Hatipoğlu S. Cerrahi Yoğun Bakım Hemşireliği İlkeleri, Gülhane Tıp Dergisi 44 (4). 4- Kahraman ve ark.(2011).Yoğun Bakım Hemşirelerinin İş Doyumları ve Etkileyen Faktörler. DEUHYO ED, 4(1),12–18 5. Karadakovan A., Eti Aslan F. (2009). Dahili ve Cerrahi Hastalıklarda Bakım, Nobel Kitabevi, Adana. Yazan: Yasemin Oyum Acıbadem Bursa Hastanesi KVCYBÜ Sorumlu Hemşiresi 270 45 88 / 45 87 ykocagoz@asg.com.tr