18 Aralık 2015 — Sayı 74 Gemeinschaft. Community. Communauté. İslam Toplumu Millî Görüş » www.igmg.org HASENE AVRUPA’YA GELEN MÜLTECILERE YARDIMLARIMIZ DEVAM EDIYOR s. 21 12. Avrupa Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması GENEL MERKEZ Genişletilmiş Bölge Teşkilatlanma Başkanları Toplantısı s. 8 AİLE “Ev ev merhamet şebekesi kuralım.” s. 10 KÜLTÜR VE SANAT Mevlit geleneği s. 23 KADINLAR TEŞKİLATI KANDİL Amacımız Kur’an merkezli düşünmek ve anlamak Mevlit Kandili bayramımız kutlu olsun IGMG Kadınlar Teşkilatı tarafından organize edilen 12. Avrupa Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması finalinde Hamburg Bölgesi ve Güney Hessen Bölgesi temsilcileri birinciliği elde etti. 22 Aralık 2015 Salı gününü 23 Aralık 2015 Çarşamba gününe bağlayan gece İslam âlemi Mevlit Kandili’ni kutluyor. Avrupa’nın dört bir yanından gelen Kur’an aşıkları IGMG Kadınlar Teşkilatı (KT) 12. Avrupa Kur’ân-ı Kerîm Yarışması için 5 Aralık’ta Leverkusen Smidt-Arena’da buluştu. IGMG teşkilatlarında eğitim gören talebeler arasında yapılan Kadınlar Teşkilatı (KT) Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması finalinde şube ve bölgeler arası elemelerini geçerek final yarışmasına katılmaya hak kazanan 8 genç kız yarıştı. Avrupa’nın dört bir yanından gelen 4 binden fazla kişinin katıldığı programda konuşan KT İrşad Başkanı Nermin Şeker, “Bu yarışmalarımızla bizler hayatı Kur’an merkezli düşünme, anlama ve inşa etme gibi ulvi bir hedefi amaçlıyoruz. Diğer taraftan bu Kur’an yarışmaları Kur’an’la yüzleşmemize neden olurken, Allah’a vermiş olduğumuz kulluk sözümüzü yeniden hatırlama imkânı da sunmaktadır bizlere. Allah korkusunu gönlüne yerleştiren bütün söylem ve eylemlerini bu hassasiyetle yapan insanlar yetiştirmektir bu programların amacı.” KT Başkanı Hatice Şahin konuşmasında İslam Toplumu Millî Görüş’ün düşünce yapısı ve eylemlerinin tam bir ahenk içinde olduğuna dikkat çekerek, “Bundan dolayı, hayra teşvik etmeyi düstur edinen teşkilatımız, ‘Ümmetimin en şereflileri, Kur’an’ı ezberleyenlerdir.’ hadîs-i şerifine mazhar olmak için, Mevlit Kandili Rebiul-evvel ayının 11. ve 12. günleri arasındaki gece olması sebebiyle 2015 yılı içerisinde 2 kez Mevlit Kandili barındırdı. Böylece yılın ilk kandili de son kandili de Mevlid Kandili oldu. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’in dünyaya teşrif ettiği gün olan Mevlid Kandili, bütün Müslümanlar için aynı zamanda bir bayramdır. Genel Başkan Kemal Ergün de İslam âleminin Mevlit Kandili’ni kutlayarak “Rah- Hafızlık Kurslarını teşvik etmektedir.” dedi. Hatice Şahin, mülteciler hususuna da atıfta bulunarak bu bağlamda Müslümanların sorumluluklarını hatırlattı. Şahin, “Dün hicret etmiş olduğumuz bu ülkelerimizde, bugün ensar görevini üstlenmiş durumundayız. Mülteci kardeşlerimize, ablalık abilik yapmaktayız.” şeklinde konuştu. Genel Başkan Kemal Ergün ise Kur’an sevdasıyla salonun tıklım tıklım dolduran Kadınlar Teşkilatına ve cemaate şükranlarını arz etti. “Eğitim ana ocağında başlar. Eğitimin, bilimin, öğrenmenin sonu yoktur.” diyen Ergün, IGMG tarafından sunulan eğitim hizmetlerine dikkat çekti, eğitim merkezlerine çocukların gönderilmesinin teşvik edilmesi gerektiğini söyledi. Yarışmacılar Kur’ân-ı Kerîm’i hem ezber hem de yüzünden okuyarak en güzel tilavet için gayret ettiler. 4’er genç kızın yer aldığı iki kategoride önce 10-13 yaş grubunda Hamburg, Güney Hollanda, Alpes ve Württemberg adayları yarıştı. 14-18 yaş grubunda ise Güney Hessen, Viyana, Berlin ve Kuzey Hessen temsilcileri mücadele etti. 12. Avrupa Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması çerçevesinde Mâide-i Kur’an programı da yapıldı. Hafızlık sunumunun da yer aldığı programda 5 hafız genç kız sahne aldı. s. 6 met peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.)’in doğumunun geçmişte olduğu gibi bugün de zulüm ve haksızlığın son bulmasına vesile olmasını temenni ediyoruz.” dedi. Ergün “Bugün de insanlık çok zor ve karanlık bir dönemden geçmektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in doğumu nasıl Câhiliye dönemindeki çürümüşlüğe deva olmuş ise bugün de o kutlu doğumun sene-i devriyesi vesilesiyle günümüzdeki acıların son bulması en büyük arzumuzdur.” şeklinde konuştu. Hayatın İçinden İyi duyguların ham maddesi: Merhamet s. 12 Fıkıh Köşesi: Âlemlere rahmet Hz. Muhammed (s.a.v.) s. 13 Şefkatli ve merhametli olmak s. 14 s. 13 AJANDA NOTLARI 19 ARALIK 22 ARALIK 27 ARALIK - 02 OCAK Kuzey Bavyera — Mâide-i Kur’an Programı. Düzen- Württemberg — Mevlit Kandili Programı. Düzenle- İsviçre — Kış Kampı. Yer: Gruppenhaus Mark und leyen: Gençlik Teşkilatı. Katılımcılar: Abdullah Temiryen: Esslingen Şubesi. Yer: Fritz-Müller-Str. 1, 73730 Bein, Rigistr. 146, 6353 Weggis. İrtibat: +41 76 can, Ahmet Basri ve Fatih Maraşlıoğlu. Yer: Merkez Esslingen. Saat: 18.00 5644934 ve +41 78 3218321 Camii, Holbeinstr. 25, 90441 Nürnberg. Saat: 18.30 20 ARALIK 23 ARALIK - 30 ARALIK Hannover — Kış Tatili Yatılı Eğitim Kursu. DüzenKuzey Ruhr — Kur’an Yıldızları Programı. Katılım- leyen: Kadınlar Teşkilatı. Yer: Jägerstr. 11, 31226 Peine. İrtibat: +49 177 34558815 cılar: Muhammed Emin Yıldırım. Yer: Iburger Str. Ruhr-A — Kış Tatili Yatılı Eğitim Kursu. Düzenleyen: 12-14, 49082 Osnabrück. Saat: 14:00 Belçika — Kardeşlik Turnuvası Son Başvuru Tarihi. Meschede Şubesi. İrtibat: Zafer Yusuf, Tel. +49 163 5002220 İrtibat: Osman Serbest, Tel. + 49 486628866 Hessen — Seminer: İslam Düşüncesi. Düzenleyen: Üniversiteliler Başkanlığı (UNIKAT e.V.). Katılımcılar: 24 ARALIK - 06 OCAK Doç. Dr. Salih Aydın. Yer: Saalbau Gutleut, Rottwei- Avusturya — Kış Tatili Eğitim Kursları. Düzenleyen: ler Str. 32, 60326 Frankfurt am Main. Saat: 13.30 Bregenz, Bludenz, Dornbirn, Lustenau, Feldkirch, Bremen — Bremen Müslüman Hanımlar Birliği 30. Reutte, Zirl, İnssbruck, Hall in Tirol, Vomp, JenYıl Kutlaması. Düzenleyen: Kadınlar Teşkilatı. Yer: bach, Wörgl ve Brixlegg Şubesi. İrtibat: +43 699 Sonneberger Str. 18, 28329 Bremen. Saat: 12.00 11371468 27 ARALIK - 03 OCAK Bremen — Kış Tatili Yatılı Eğitim Kursu. Düzenleyen: Eğitim Başkanlığı. Yer: Sonneberger Str. 18, 28329 Bremen (Kız Çocuklarına Yönelik), Bassumerstr. 20, 27232 Sulingen (Erkek Çocuklarına Yönelik) 28 ARALIK - 07 OCAK Kuzey Ruhr — Kış Tatili Kur’an Kursu. Düzenleyen: Eğitim Başkanlığı. Yer: Iburger Str. 12-14, 49082 Osnabrück. İrtibat: Adnan Çelik, Tel. +49 176 64250816 31 ARALIK Ruhr-A — Gençlik Gecesi. Düzenleyen: Gençlik Teşkilatı Recklinghausen Şubesi. Yer: İslam Kültür Birliği e.V., Bochumer Str. 98a, 45661 Recklinghausen. Saat: 21.00 Lyon — Aile Eğitim Semineri. Düzenleyen: İrşad Başkanlığı. Katılımcılar: Abdulbaki Öztürk. Yer: Eyüp Sultan Camii, 27 Rue des Frères Amadéo, 69200 Vénissieux. Saat: 19.30 Freiburg-Donau — Sevgi ve Kardeşlik Gecesi. Katılımcılar: Özcan Kuri, Recep Demirkaynak, Ümit Kaplan, Geeflow. Yer: Donauhalle, An der Donauhalle 2, 78166 Donaueschingen. Saat: 19.00 camia | 18 Aralık 2015 Değerli Kardeşlerim İçindekiler Kur’an ve sünnet eksenli bir teşkilat olarak Kur’an yolunda sunduğumuz hizmetlerden biri de hiç şüphesiz Kur’ân-ı Kerîm tilavet yarışmalarımızdır. Geçtiğimiz aylarda İrşad Başkanlığımız kendi cemiyetlerimizde yetişen talebelerimiz arasında 27. Avrupa Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması’nı tertip etmişti. Çeyrek asrı aşkın bir süredir bu yolda yer almanın onur ve sevincini hep beraber tatmıştık. Aynı şekilde Kadınlar Teşkilatımız da 5 Aralık’ta yine aynı salonda 12. Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması’nı organize ederek ve yine aynı gün aynı çatı altında Mâide-i Kur’an programını da düzenleyerek binlerce Kur’an sevdalısı kadını buluşturdu. Uzak yakın demeden Avrupa’nın dört bir yanından programa katılarak yarışma heyecanını taşıyan yavrularımıza destek olan tüm kadınları tebrik ediyor, yarışmalara katılan tüm evlatlarımıza da Kur’an’ı kendilerine rehber edindikleri bir hayat yaşamalarını temenni ediyorum. Gençlik ve Kadınlar Gençlik Teşkilatlarımızın Abi-Kardeş /Abla-Kardeş Günleri veya Haftası olarak adlandırdığımız günler yakında başlıyor. Abi-Kardeş /Abla- Kardeş Günleri kapsamında bir iki hafta gibi kısa bir sürede pek çok cemiyetimizde aynı günlerde abiler/ablalar daha yoğun bir şekilde kardeşlerinin ellerinden tutacak, onlarla hemhâl olacak, yeri gelecek bir arkadaş samimiyetinde kardeşleriyle oyunlar oynayıp eğlenecek, yeri gelecek bir anne baba şefkatiyle dertleriyle dertlenecek. Kardeşlik mefhumunun sadece kan bağıyla sınırlı olmadığı, din kardeşliğinin de son derece önem arz ettiği bir dine mensup olmakla ne kadar şükretsek azdır. Müslümanlar olarak hepimiz din kardeşliğimizin gereğini yerine getirmekle mükellefiz, “bir başkasının derdinden bana ne” diyemeyiz. Diğerkâm olacağız, tıpkı kendi kardeşimizin sevinciyle nasıl seviniyorsak, derdiyle nasıl dertleniyorsak aynı şekilde cemiyetimizdeki kardeşlerimizin de sevinçlerine ve üzüntülerine ortak olacağız. Bundan dolayı özellikle üniversite çağına gelmiş, üniversite tahsiline devam eden gençlerimize mutlaka cemiyetlerimizde abi/abla olarak gruplarını kurmaları, kardeşlerinin ellerinden tutmaları çağrısında bulunuyorum. Aynı şekilde bu gruplara devam eden kardeşler de mutlaka arkadaşlarını ve yaşıtlarını bu gruplara dâhil etmelidirler. Müslümanlar olarak çok çetin dönemlerden geçtiğimiz şu günlerde komşularımızla olan ilişkilerimizden tutun da, sokaktaki yürüyüşümüze kadar İslam’ı en güzel şekilde temsil etmeliyiz. İnsanlar bizlerin elinden ve dilinden emin olmalıdırlar. Allah Teâlâ hepimize inandığı gibi yaşamayı nasip etsin. Selam ve dua ile Kemal Ergün Faaliyetler devam ediyor Gündemden İki güzel etkinlik “İslam Yasası” Anayasa Mahkemesi’ne taşındı Başörtüsü yasağı hukuka aykırı s. 19 s. 4 Umreciler bilgilendirildi Trump nefret söylemi yayıyor s. 4 Bakandan “İslami kreşler kapatılsın!” çağrısı s. 19 s. 19 s. 4 s. 4 Genel Merkezimizden Hasene Birincilik ödülleri Hamburg ve Güney Hessen’e s. 6 “Çalışmalarımızla insanlara umut oluyoruz.” 150 ton konserve et Avrupa’ya gelen mültecilere ulaştırılıyor s. 7 “Çalışmalarımızı ilk günkü heyecanla yürütmeliyiz.” “İnsanımızı bilinçlendirmeliyiz.” s. 21 s. 7 s. 8 “Güçlü teşkilat, titiz teftiş çalışmasına bağlıdır.” Çocuklarda din ve temel eğitim çalışmalarımız s. 8 s. 9 Aile Kültür ve Sanat Mevlit geleneği “Ev ev merhamet şebekesi kuralım.” s. 23 s. 10 Hayatın İçinden Fotoğraflarla Faaliyetler s. 12 Bölgelerimizden Genel Başkan’dan ziyaret s. 15 Ensarlardan muhacirlere kardeş eli “Kapılarımız herkese açık.” Gençlik s. 15 “Topluma umut olacak gençlerin s. 15 yetiştirilmesine önem vermeliyiz.” Allah’ın sevdiği kulu musun? s. 16 Genç Soru Ataşeden ziyaret Genç Bakış “Hizmetlerimiz herkese ulaştırılmalı.” Aşureyle paylaşılan kardeşlik s.17 “İslam hayatımıza yön verir.” s. 17 “Başarı inanmakla gerçekleşecektir.” s. 16 s. 17 “Her insana karşı sorumluluklarımız var.” KT şubeleri ziyaret etti s. 17 s. 18 Impressum | Künye Herausgeber | Yayıncı IGMG - Islamische Gemeinschaft Millî Görüş e. V. İslam Toplumu Millî Görüş (Amtsgericht Köln, VR 17018) Generalsekretariat Genel Sekreterlik Bekir Altaş (V. i. S. d. P.) Colonia-Allee 3 • D-51067 Köln T +49 2237 656-0 • F +49 2237 656-555 • www.igmg.org • camia@igmg.org Postanschrift | Adres camia • Colonia-Allee 3 • D-51067 Köln • T +49 221 801252-43 Chefredakteurin | Genel Yayın Yönetmeni İlknur Küçük Redaktion | Redaksiyon İlknur Küçük, Rahime Söylemez, Elif Zehra Kandemir, Mehmet Kandemir, Ayşegül Bunsuz, Mualla Kapusuz redaksiyon.camia@igmg.org • T T +49 221 801252-43 s. 26 s. 16 Anzeigen | İlanlar İlanlar.camia@igmg.org • T +49 221 801252-30 Werbung | Reklam reklam.camia@igmg.org • T +49 221 801252-30 Distribution | Dağıtım dagitim.camia@igmg.org • T +49 221 801252-30 Design • Satz • Druck | Tasarım • Dizgi • Baskı 99names communication GmbH Colonia-Allee 3 • D-51067 Köln • T +49 221 801252-31 Auflage | Tiraj 37.000 Erscheint alle zwei Wochen Freitags. | İki haftada bir cuma günleri yayınlanır. Im Auftrag der IGMG durch 99names communication GmbH erstellt. IGMG adına, 99names communication GmbH tarafından hazırlanmıştır. s. 26 s. 25 s. 24 4 | Gündemden camia | 18 Aralık 2015 AVUSTURYA ABD “İslam Yasası” Anayasa Mahkemesi’ne taşındı Trump nefret söylemi yayıyor Avusturya’da faaliyet gösteren 60 dernek, dernek statüsündeki camilerin kapatılmasını öngören “İslam Yasası”nın ilgili maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne ikinci kez başvuruda bulundu. ABD’de İslam karşıtı saldırılar her geçen gün artıyor. Yaşanan toplumsal gerilimden siyasal rant elde etmek isteyen Cumhuriyetçi politikacılar da Müslümanları hedef göstermekten geri durmuyor. Avusturya’da çeşitli tartışmalara neden olan “İslam Yasası” ülke gündeminde üst sıralarda yer almaya devam ediyor. Avusturya’da faaliyet gösteren 60 dernek, dernek statüsündeki camilerin kapatılmasını öngören “İslam Yasası”nın ilgili maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yaptı. Yapılan başvurunun ardından ortak bir açıklamaya imza atan dernekler yüzlerce İslami dernek ve caminin resmî makamlarca kapatılacağını aktardılar. Yapılan açıklamada, “İslam Yasası’nda bulunan maddeden ötürü yüzlerce İslami dernek ve cami, idari kararla İçişleri Bakanlığı tarafından kapatılma tehlikesiyle karşı karşıya. Amaçları İslam dinini yaşamak olan dernekler 1 Mart 2016 tarihi itibariyla İslam Yasası’nın ilgili maddesi uyarınca İçişleri Bakanlığı kararnamesiyle kapatılacaktır.” ifadeleri yer buldu. Hükûmetin Avusturya İslam Cemaati üzerinden dinî faaliyetleri tek elden kontrol etmek istediği kaydedilen açıklamada, bunun getireceği ciddi sorunlar nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne dava açıldığı belirtildi. 25 Şubat’ta Meclis Genel Kurulu’nda oylanan ve kabul edilen İslam Yasası’na göre dernek olarak faaliyet gösteren camiler, devlet kontrolündeki Avusturya İslam Cemaati altında tüzel kişiliğe geçmeye zorlanıyor. Tüzel kişiliği kabul etmek istemeyen camiler ise dernek olarak varlıklarını sürdürmenin “anayasal ve uluslararası hukuktan doğan bir hak” olduğuna vurgu yapıyorlar. Yasaya göre dernek statüsündeki camiler, Mart 2016’ya dek ya tüzüklerini değiştirmek zorunda kalacak ya da kapatılacak. Avusturya’da dernek statüsünde 300’ün üzerinde cami bulunduğu biliniyor. Avusturya İslam Toplumu (IGGiÖ) yetkilililerinden avukat Ümit Vural konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede “İtirazda, diğer dinî cemaatlere kıyasla bir eşitsizliğin söz konusu olduğunu ve bu maddenin devletin bir dinî cemaatin iç işlerine müdahale etmesi anlamına geldiğini açıkça ifade ettik.” sözlerine yer verdi. Yasadaki bu maddeye göre Mart 2016 tarihine kadar derneklerin tüzüklerinde İslami hizmet sunduklarına dair ifadeleri çıkarmaları gerektiğini belirten Vural, aksi takdirde ise İçişleri Bakanlığı’nın o dernekleri kapatacağını ve diğer taraftan dernekler İslami hizmet verebilmek için IGGiÖ’nün çatısı altında bir yapıya bürünmek zorunda olduklarını aktardı. Vural, Anayasa Mahkemesi’nin bir an evvel karar vermesini beklediklerini ifade etti. Tartışmaların odağında bulunan “İslam Yasası” Müslümanları zan altında bırakması, yurt dışından gelen imamların engellenmesi, Bakanlar Kurulunun cemaatlerin tanınması ve lağvedilmesinde yetkili merci olması, imamların üniversitede yetiştirilmesi, camilerin tüzel kişiliğe zorlanması, dinî aktivitelerin güvenlik gerekçesiyle iptal edilebilmesi, cami açmayı ve imam atamayı izne bağlaması gibi Müslümanların dinî hayatını olumsuz yönde etkileyen pek çok madde içermesi yönüyle eleştirilmeye devam ediyor. Fransa’da yaşanan terör saldırıları “terörizm”i dünya politikasının en önemli gündem maddesi hâline getirirken yaşanan bu acı olaylardan en fazla İslam ve Müslümanlar zarar görüyor. Müslümanlara yönelik tahammülsüzlük ve nefret söylemlerinin her geçen gün artan dozu da Müslümanları pek çok saldırının hedefi hâline getiriyor. Bu saldırıların son örneği geçtiğimiz günlerde El-Aksa Camii’nde yaşandı. ABD’nin Philadelphia kentindeki El-Aksa Camii’nin önüne kimliği belirlenemeyen kişi veya kişilerce kanlı bir domuz kafası bırakıldığı kaydedildi. ABD’deki en büyük Müslüman sivil toplum örgütlerinden Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) tarafından yapılan açıklamada güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde cami girişine pazar gecesi kırmızı bir pikaptan kesik bir domuz kafası atıldığı aktarıldı. Atılan hayvan kafasının ise pazartesi sabah namazından sonra bir cami görevlisi tarafından fark edildiği belirtildi. Philadelphia polisi ve Federal Soruşturma Bürosu (FBI) da olayla ilgili soruşturma başlattı. CAIR’in Philadelphia örgütü yöneticisi Jacob Bender konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, bu tür bir saldırıların olmasında özellikle Donald Trump ve Ben Carson gibi Cumhuriyetçi siyasetçilerin İslam karşıtı söylemlerinin etkili olabileceğini belirterek siyasilerin kullanacağı kelimeleri özenle seçmeleri gerektiğini ifade etti. El-Aksa İslam Toplumu sözcüsü Marwan Kreidi de yaşanan olayların Donald Trump’ın tahrik eden söylemlerinin doğrudan bir sonucu olduğunu belirtti. Cumhuriyetçilerin başkan aday adaylarından Donald Trump, Kaliforniya eyaletinde geçen hafta yaşanan saldırının ardından ülkeye göçmen ya da turist olarak girmek isteyen Müslümanların geçici olarak engellenmesini istemişti. Kamuoyu yoklamalarının Müslümanların Amerikalılara yönelik nefret beslediğini gösterdiğini iddia eden Trump, bu durumun Amerikan halkını risk altına soktuğunu ileri sürerek, “ülkenin temsilcileri sorunu çözene kadar tüm Müslümanlara sınırlar kapatılmalı” demişti. Donald Trump’ın çirkin ifadelerine Beyaz Saray ve ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’dan tepki geldi. Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest, Trump’ın yaptığı kampanyanın kalitesinin “tarihin çöplüğüne gönderilmeyi” hak ettiğini belirtirken, Cumhuriyetçilerin Trump’ı başkan adaylığı yarışından derhâl çıkarmalarını istedi. Savunma Bakanlığı Sözcüsü Peter Cook da, “ABD’yi İslam inancıyla karşı karşıya getiren her türlü açıklama hem değerlerimiz, hem de ulusal güvenliğimize aykırıdır.” sözleri ile tepkilerini dile getirdi. İSVİÇRE Başörtüsü yasağı hukuka Bakandan “İslami kreşler aykırı kapatılsın!” çağrısı AVUSTURYA İsviçre Federal Mahkemesi, St. Gallen kantonundaki bazı okullarda uygulanan başörtüsü yasağını iptal etti. Avusturya Dışişleri ve Entegrasyon Bakanı Sebastian Kurz, ülkede İslami eğitim veren kreşlerin burada eğitim alan çocukları toplumdan soyutladığını öne sürerek, bu kreşlerin derhâl kapatılması gerektiğini belirtti. Avusturya’da İslami eğitim veren kreşler Avusturya Dışişleri ve Entegrasyon Bakanı Sebastian Kurz’u rahatsız etti. Kurier gazetesinin haberine göre Kurz, Viyana Üniversitesi İslam Çalışmaları Enstitüsü’nden Prof. Dr. Ednan Aslan başkanlığında hazırlanan “Avusturya’da İslami kreşler ve bağlı eğitim kurumları” konulu raporuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Avusturya Dışişleri ve Entegrasyon Bakanı Sebastian Kurz, İslami kreşlerde eğitim alan çocukların toplumdan uzaklaştırıldığını ve bunun çok büyük bir sorun olduğunu be- lirtirken problem yokmuş gibi davranmanın hiç kimseye fayda sağlamayacağını kaydetti. Viyana’da devlet destekli yaklaşık 150 İslami kreş bulunduğunun altını çizen Kurz, kreşlerin çoğunun derhâl kapatılması gerektiği konusunda ikna olduğunu açıkladı. Kurz, ülkede kreşlere yönelik sıkı kontrollerin artırılacağını ve gerekirse kreşlerin yönetimlerini belirlemek adına yasal düzenleme yapacaklarını da duyurdu. Müslüman toplumda tepkilere neden olan “Avusturya’da İslami kreşler ve bağlı eğitim kurumları” başlıklı raporda, Müslüman ailelerin birçoğunun, çocuklarını toplumdan izole edecek paralel bir dünya kurmaya çalıştığı iddia edilirken çocuk bakıcılarının aşırı dindar insanlardan oluştuğu ve bu nedenle çocuklara alternatifler sunulmadığı ileri sürüldü. Öte yandan raporda, kreşlerdeki İslam derslerinin “eski günah anlayışına” dayandığı, “çoğulcu düşünceyi yaymakta başarısız” olduğu ve buralarda “sıkı dinî kurallar ve tabuların çocuklara zorla benimsetildiği” gibi temelsiz iddialar da yer alıyor. Yaşanan tüm bu gelişmeler ülkede bulunan 500 binin üzerindeki Müslüman tarafından üzüntü ve endişe ile takip ediliyor. İsviçre’de 2013 yılında St. Gallen kantonunda 12 yaşında Müslüman bir öğrencinin başörtülü olduğu için derse alınmamasıyla ilgili dava sonuçlandı. İsviçre Federal Mahkemesi, başörtüsünün okullardaki kılık kıyafet düzenlemesine aykırı olduğunu savunan St-Margrethen okul yönetimini haksız bularak uygulanan başörtüsü yasağının yasa dışı olduğuna hükmetti. Mahkemeden yapılan açıklamada başörtülü kızın dinini yaymaya ya da öğretimde düzensizlik oluşturmaya çalıştığını gösteren bir kanıt bulunmadığı belirtilirken “din ve vicdan hürriyetinin başörtüsü yasağıyla kısıtlanması adil değil” ifadeleri yer aldı. Federal yargıç Florence Aubry Girardin “Başörtüsü takmak kimseyi ne kaba ne da disiplinsiz yapar.” ifadelerini kullandı. Federal Mahkemeden tarafından alınan karar, Müslüman öğrenci ve velileri tarafından memnuniyetle karşılandı. Gündemden camia | 18 Aralık 2015 | Varlığıyla âlemleri şereflendiren Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in dünyayı teşriflerinin 1445’inci yılı münasebetiyle tüm İslam âleminin Mevlit Kandili’ni tebrik ederim. Allah Teâlâ hepimizi iki cihan serverinin şefaatine layık bir hayat süren kullarından eylesin. Kemal Ergün Genel Başkan 7 ARALIK 2015 9 ARALIK 2015 8 ARALIK 2015 Avusturya, sığınmacı akışını kontrol altına almak amacıyla Slovenya sınırına toplam uzunluğu yaklaşık 4 kilometreyi bulacak dikenli tel çekmeye başladı. Burgenland Eyaleti polis sözcülüğünden yapılan açıklamaya göre çalışmaların İçişleri Bakanlığının daha önce açıkladığı “sığınmacı akınının kontrol altına alınması” kapsamında yürütüldüğü kaydedildi. Açıklamada çitin 5 metre yüksekliğinde olacağı belirtilirken, çalışmaların yeni yıldan önce bitirilmesinin beklendiği ifade edildi. Yaklaşık bin 200 sığınmacı Avusturya’ya geçmek için Slovenya’nın Sentilj kasabasında bekliyor. Alman Federal Aile Bakanı Manuela Schwesig mülteci yurtlarında barınan çocukların cinsel istismara maruz kaldığını ifade ederek, çocukların yasal yaptırımlarla korunmasını talep etti. Bakan Schwesig, mülteci yurtlarında çocuklarla çalışacak personelin iyi hâl kâğıdı getirmelerinin de zorunlu kılınmasını istedi. Berlinli öğretmenler Müslüman öğrencilerin dinî hassasiyetleri hakkında Ufuq Derneği tarafından bilgilendirilecekler. Proje, Berlin Eyaleti Uyum Bakanlığı ile Federal Hükûmet tarafından ortaklaşa her yıl 130 bin Euro ile finanse edilecek. 2019 yılına kadar sürmesi planlanan proje kapsamında öğretmenlere yıl boyunca çalışma esnasında karşılaştıkları sorunların çözümü için de destek verilecek. Yeni yılda üç personel ile başlayacak ve düzenlenecek workshoplar ile öğretmenlerin Müslüman öğrencilerin hassasiyetleri konusunda duyarlı hâle getirilmesi ve onlarla ön yargılardan uzak, daha sağlıklı ve kolay bir şekilde diyalog kurmaları amaçlanıyor. Bavyera Eyaleti Sosyal İşler Bakanı Emilia Müller Almanya’daki kayıtlı sığınmacı sayısının resmî rakamlara göre 1 milyonu bulduğunu kaydetti. Sığınmacıların ülke geneline dağıtıldığını belirten Müller sadece kasım ayında kaydedilen sığınmacı sayısının 200 bini geçtiğini bildirdi. Konuya ilişkin yaptığı açıklamada Müller, “Sığınmacıların kayıt altına alınması için acilen bir üst sınır belirlememiz lazım. Çünkü Almanya bu kadar sığınmacı girişini daha fazla omuzlayamaz.” ifadelerini kullandı. 13 ARALIK 2015 Almanya’da Mecklenburg-Vorpommern Eyalati’ndeki Güstrow kentindeki mülteci merkezine taşlı saldırı düzenlendi. Polis olayla ilgili olarak yaptığı açıklamada sığınmacı merkezinde iki camın kırıldığını belirtirken olayda yaralanan bir kimse olmadığı bildirdi. Polis saldırının 4 kişi tarafından gerçekleştirildiğini belirtirken saldırganların kimliklerine henüz ulaşılamadığını kaydetti. Polis video kayıtları ışığında saldırı hakkında soruşturma başlattı. 10 ARALIK 2015 Köln İdare Mahkemesi, Hristiyanların en kutsal günlerinden olan Karfreitag için geçerli eğlence düzenleme yasağının kaldırılmasını talep eden davacının talebini reddetti. Köln İdari Mahkemesi, Köln Belediyesi’nin bu yönde aldığı yasak kararını yerinde bularak söz konusu gün için geçer- 11 ARALIK 2015 li olan hükümlerin sürdürüleceğini açıkladı. Salon sahibi davacı, kiliselerin yoğun şekilde üye kaybettiğini, diğer insanların da inançlarını tam anlamıyla yerine getirmediklerini iddia etmiş ve Karfreitag için geçerli eğlence düzenleme yasağının kaldırılmasını talep etmişti. Belçika hükûmeti, polise 24 saat arama izni veren güvenlik paketini onayladı. Onaylanan güvenlik tedbirleri kapsamında polis 24 saat ev araması yapabilecek, terörizmle bağlantılı durumlarda şüphelinin gözaltı süresi 24 saatten 72 saate çıkarılabilecek ve ülke dışına savaşmaya gidenlerle ilgili “yabancı terörist savaşçılar veritabanı” oluşturulacak. 5 6 | Genel Merkezimizden camia | 18 Aralık 2015 12. TİLAVET YARIŞMASI Birincilik ödülleri Hamburg ve Güney Hessen’e IGMG Kadınlar Teşkilatı 12. Avrupa Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması finali yapıldı. İki ayrı yaş grubunda yapılan yarışmada 10-13 yaş grubunda Hamburg Bölgesinden Ayşenur Şaplak, 14-18 yaş grubunda ise Güney Hessen Bölgesinden Nesibe Zümra Ergün birinciliği elde etti. İlknur Küçük Kemal Ergün Bölge Birincileri Leverkusen Smidt-Arena 5 Aralık’ta IGMG Kadınlar Teşkilatı (KT) 12. Avrupa Kur’ân-ı Kerîm Yarışması’na ev sahipliği yaptı. Kadınlar Teşkilatı (KT) Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması finalinde şube ve bölgeler arası elemelerini geçerek final yarışmasına katılmaya hak kazanan 8 genç birincilik için mücadele etti. Program KT 2014 Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması Birincisi Emine Tunç’un Kur’ân-ı Kerîm tilaveti ile başladı. 4 binden fazla kişinin katıldığı programda konuşan KT İrşad Başkanı Nermin Şeker, “Kur’ân-ı Kerîm’in isimlerinden birisi de ‘Nur’dur. Nurun anlamlarından biri ise etrafı aydınlatan ve görmeye yardım eden ışıktır. Bu nedenle biz Rabbimiz’in Nisâ suresi 174. ayetinde buyurduğu: ‘Ey insanlar! Şüphesiz size Rabbiniz’den bir delil geldi, size apaçık bir nur indirdik.’ ayetinin mealini bu yıl afişlerimizde öne çıkardık.” dedi. Şeker yarışmanın amaçlarına değindiği konuşmasında şunları ifade etti: “Allah korkusunu gönlüne yerleştiren, bütün söylem ve eylemlerini bu hassasiyetle yapan insanlar yetiştirmektir bu programların amacı. Bundan dolayı 16 bölgemiz 34 şubemizde açtığımız hafızlık kurumlarımızda hafızlık ön hazırlık ile birlikte 580’i kız öğrenci olmak üzere şu an toplam 855 yavrumuz hafızlık eğitimi almaktadır.” “Kur’an en büyük inkılâbı gerçekleştirmiştir.” KT Başkanı Hatice Şahin konuşmasında Kur’an’ın câhiliye toplumundan insanlığa önderler çıkarttığını, insanlığa insanlık değerini vererek, eşitlik ve hürriyet ilkelerinin ilk seslendiricisi olduğunu kaydetti. Bu bağlamda Kur’an’ın insanlık tarihinin en büyük inkılabını gerçekleştirdiğini ifade etti. Hatice Şahin “Peygamberimiz (s.a.v.) Hatice Şahin ‘İçinde Kur’an okunan, anlam ve yorumuyla meşgul olunan ev, yıldızların yeryüzünü aydınlattığı gibi, sema ehli için aydınlatılır.’ buyurmuştur. Ailemizde ve toplumda huzur ve bereket istiyorsak daha çok ve daha sık, daha düzenli ve sürekli Kur’an okumalıyız. Onu hayatımızda tatbik etmeliyiz. Teşkilatımızın dinamizminin, çalışmalarımızdaki bereketin buradan geldiğine inanıyoruz. Kur’an’a verdiğimiz değerden kaynaklandığına inanıyoruz. Ve tabii ki sizlerden aldığımız dualar sayesinde olduğuna inanıyoruz elhamdulillah.” şeklinde konuştu. Şahin’in konuşmasının ardından final yarışması öncesi bölge elemelerine katılarak bölge birinciliklerini elde eden genç kızlara madalyaları takdim edildi. “Kur’an okumak bir gönül işidir.” Genel Başkan Kemal Ergün de programa katılarak haziruna seslendi. Avrupa’nın dört bir yanından gelerek salonu tıklım tıklım dolduran Kadınlar Teşkilatı mensuplarına ve cemaate teşekkür eden Ergün, güncel konulara ve bilhassa eğitimin önemine değindi. Ergün “Kur’an sadece okunan bir kitap değildir, Kur’an okumak bir gönül işidir. Eğer Kur’an gönülde yoksa tesir etmez. Kur’an dilden kalbe, ordan eyleme geçerse işte o zaman yeryüzünde huzur hepimizi kuşatır. Kur’an tatbik kitabıdır. Kur’an yeryüzünü imar etmektir.” dedi. IGMG’nin pek çok okulunun bulunduğunu hatırlatan Ergün, bu okulların ve eğitim merkezlerinin kurulmasına sebep olan herkesi hayırla yad etti. Müslümanların her alanda başarılı olması gerektiğini söyleyen Genel Başkan “Müslüman dediğin bir tek iş ile meşgul olamaz. Müslüman üniversiteye gider. Üniversite bitince doktora yapar. Profesör olur, başhekim olur, Müslümanlara, insanlara hizmet eder. İlim insanlığın ortak paydasıdır ve Müslümanlar bilme ve ilme talip olmalıdır. Nerede ilim ve bilim olursa orada sevgi olur.” şeklinde konuştu. Ergün, Müslümanların hikmete mebni söylemleri olması gerektiğinin altını çizdi ve “Tüm insanlığı kuşatmak zorundayız, Peygamberimiz’in örnek yaşantısını onlara takdim etmek zorundayız. Hepimizin sözünde hikmet ana unsur olmalıdır.” dedi. Ergün, dünyadaki gelişmelere de değindi. Mültecilerle ilgili çağrılarda bulunan Genel Başkan, “Ülkeleri işgal edilmiş mazlum kardeşlerimize el uzatamıyorsak Kur’an ı tam manasıyla anlamamışız demektir.” dedi. İnfak konusuna değinerek sahabeden örneklerle infakın önemini hatırlattı. İnfak Kampanyası’nda kadınların gayreti ve desteğinden dolayı tebriklerini iletti. “Kur’an cihattır.” diyen Ergün, cihadın ne demek olduğunu açıkladı “Cihat sevmektir, paylaşmaktır, insana hizmetttir, şeytanın emrine girmemektir. Müslüman yapıcıdır, kırıcı değil. Bundan dolayı bir kısım insanların cihat kavramını kirletmesi sizi ye’se düşürmesin. Bizler cihadın topluma artı değer katmak olduğunu bu topluma daha çok anlatmalıyız.” Yarışmacılar Kur’ân-ı Kerîm’i hem ezber hem de yüzünden okuyarak en güzel tilavet için gayret ettiler. 4’er genç kızın yer aldığı iki kategoride önce 10-13 yaş grubunda, sonra da 14-18 yaş grubunda finale kalan talebeler yarıştı. Jüri başkanlığını Esmanur Erdener’in yaptığı yarışmada jüri heyetinde Hatice Zer, Ayşe Elif Apuhan Koçal ve Hacer Ersöz yer aldı. Heyecanla beklenen sonuçlar ise şöyle oldu: 10-13 yaş grubunda 1. Ayşenur Şaplak Yarışmacılar Mâide-i Kur’an (Hamburg), 2. Zeynep Yücetaş (Güney Hollanda), 3. İman Uçan (Alpes), 4. Kübra Sıla Sevinç (Württemberg) 14-18 yaş grubunda Güney Hessen Bölgesinden Nesibe Zümra Ergün KT 12. Avrupa Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması birincisi olarak anons edildi. İkinci Viyana’dan Nesibe Oğultay, üçüncü Berlin’den Firdevs Mutlu olurken dördüncülüğü Kuzey Hessen temsilcisi Berfin Kaya elde etti. Mâide-i Kur’an 12. Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması kapsamında Mâide-i Kur’an programı yapıldı. 2010 yılı Türkiye Kur’an Tilavet Yarışması birincisi Ayşe Elif Apuhan Koçal’ın yanı sıra Hafız Hatice Kübra Ataş hüzzam makamında, Tuğbanur Batman, KT Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması birincisi Emine Tunç nihavend makamı ve KT 2014 Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması İkincisi Gülsüm Nur Yalçın rast makamında Kur’an ziyafeti sundular. Hafızlık sunumu Smidt-Arena hafızlık sunumu ile ayrı bir manevi ortama büründü. IGMG teşkilatlarında hafızlığını tamamlamış ve hafızlık tespit sınavına müracaat etmiş 5 hafız sahneye davet edildi. İkbal Börek moderatörlüğünde yapılan sunumda hafızlar Kur’an’ın muhtelif yerlerinden ilk ayeti okunan surenin devamını okudular. Hafızların tamamı ayetlerin devamını kusursuzca ezberden okumayı başardı. Hafızlık sunumunda ayrıca T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan sınavda hafızlık icazetini alan Şuheda Batman’a hafızlık tacı takılarak icazet töreni de yapılmış oldu. Programda ayrıca geçen yılki yarışmanın görüntülerinin yer aldığı klip ve KT faaliyet klibi gibi çeşitli sunumlar da yapıldı. Nermin Şeker Hafızlar Genel Merkezimizden camia | 18 Aralık 2015 | 7 KT BBT “Çalışmalarımızla insanlara umut oluyoruz.” 2015 yılının IGMG Kadınlar Teşkilatı (KT) 5’inci Bölge Başkanlar Toplantısı 12-13 Aralık 2016 tarihlerinde 29 Bölge KT Başkanı, 27 Teşkilatlanma Başkanı ve 25 Teftiş Başkanının katılımı ile yeni Genel Merkez binasında gerçekleştirildi. Elif Dündar KT idarecileri yılın son Bölge Başkanları Toplantısı’nı yapmak üzere Holweide’de bir araya geldi. Geçmiş dönemin değerlendirmesinin yapıldığı toplantıda gelecek yıl ağırlık verilecek konulara dikkat çekildi. IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün KT idarecilerinin istifade edeceği prensipleri katılımcılarla paylaştı. IGMG idarecilerinin yaptıkları hizmetlerle insanlara umut olduğunu, umut olmaya devam edeceğini söyledi. Yapılan hizmet ve çalışmaların daha da çok insana ulaşması için mafsalların çalıştırılması gerektiğini vurguladı. Ergün, teşkilatın fitneden uzak bir şekilde çalışmalarını yapması ve teşkilatçıların cemaatin içerisinde olması gerektiğini vurguladı. Ev sohbetlerinin önemine de değinen Ergün “İnsan kalbi denize benzer, ağzı da sahile. Denizde ne varsa sahile atar. İnsan da kalbinde olanı dudaklarından dışarı atar.” diyerek nefislerin ıslahına vurgu yaptı. Çalışmaları değerlendiren KT Başkanı Hatice Şahin ise “Cihat İslam dininde kulluk bilinci ile yapılan tüm amellerdir. Cihat, insan hayatını madde ve mana ile kuşatan her türlü eylemde erdemli davranma hasletinin gereği olan tüm çalışmaların adıdır. Çalışmak ilmin cihadıdır. Ayrıca nefsimizle cihat edeceğiz, malımız ile cihat edeceğiz. Allah’ın emri olan zekâtı, davanın hakkı olan infağı ve insanların hakkı olan sadakaları ise malımızın cihadı olarak vermeliyiz.” dedi. Fedakâr nesillerin yetiştirileceği kurumlara destek verilmesine vurgu yapan Şahin, özellikle 2016 İnfak Kampanyası ile gelecek nesiller için önemli çalışmalar yapılacağını vurguladı. Şahin sözlerini şöyle sonlandırdı: “İnsanlığa hizmet eden insanların hayatı dinamiktir ve sürekli gelişim içindedir. Hizmet; üretmek, kaliteyi sürekli geliştirmek ve yaygın hâle getirmek demektir. Teşkilat uğruna fedakârlık yapacak nesil yetiştirmeyen topluluklar tarihin akışında kaybolmaya mahkûmdurlar.” Bölge Başkanları ile birlikte gelen KT teşkilatlanma başkanları ve KT teftiş başkanları kendi gündemlerini takip etmek üzere ayrılırken IGMG KT İrşad Başkanı Nermin Şeker bölge başkanlarına hitap etti. Şeker, Leverkusen’de gerçekleştiren IGMG KT 12. Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması’nda dereceye giren bölgeleri tebrik etti. Bölgelerden ve şubelerden yaklaşık 4 bin 800 hanımın Kur’ân-ı Kerîm sofrasına dâhil olmasını sağlayan bölge başkanlarına teşekkür etti. Ev sohbetlerinin sayılarının artırılması hususunu hatırlatan Şeker, 2016 yılında tüm bölgelerde hocahanımların Kur’ân-ı Kerîm’i daha nitelikli okuma ve okutmaları, yeterlilik ve seviyelerini yükseltmek için yapılan Mesleki Eğitim Kurslarını düzenlemeleri gerektiğini vurguladı. KT Sosyal Hizmetler Başkanı Selma Zor Genel Merkeze Üyelik Kampanyası ile ilgili bilgi verdi. Bu yılki infak projesinde 10 projenin destekleneceğini ve her birinin farklı yerlerde vereceği hizmetlerin cemaate detaylı bir şekilde tanıtılması gerektiğini vurguladı. KT Eğitim Başkanı Handan Yazıcı’ya vekâleten Eğitim Biriminin bilgilendirmesini yapan Nermin Şeker Kış Tatil Kursları, Yetişkin Eğitim Kursları ve Genel Merkez’de icra edilen Hocahanımlar İleri Eğitimi ile ilgili bilgiler verdi. IGMG KT Hac Umre Sorumlusu Hacer Fırat ise Aralık Umresi ile ilgili genel bilgi verirken, KT Bölge Başkanları yapılan grup çalışmasında İslamofobi hususunda yapılabilecek çalışmaları, hizmetleri ve proje tekliflerini sundular. KT Teşkilatlanma Başkanı Elif Dündar Teşkilatlanma Birimi sunumuna “Yaptığınız işi güzel yapın, Allah güzel iş yapanları sever.” âyet-i kerîmesi ile başlarken, yıl sonunda toplanan bilançolar ile ilgili bilgi verdi. İdari kadroların tamamlanması hususunda talimat vererek, şube çalışma takvimlerinin oluşturulmasının önemini vurguladı. KT Teftiş Başkanı Hatice Çevik ise teftişin önemi, gerekliliği ve teftiş formları ile ilgili bir bilgilendirme yaparak “İman, cihat ve hicret Kur’ân-ı Kerîm’de birlikte zikrediliyor. İman ispat ister, iddiadır. İspatı amellerdir. ‘Teşkilatçıyım.’ demek de iddiadır. İspatı faaliyetlerdir. Faaliyetlerin takibi ise teftiş ile mümkündür.” dedi. KT Bölge Teşkilatlanma Başkanları genel hitabın akabinde takip ettikleri gündemde ilk önce IGMG Teşkilatlanma Başkanı Elif Dündar’ın sunduğu Teşkilatlanma bilgilendirmesinin ardından Ana Teşkilat Teşkilatlanma Başkanları ile müşterek yapılan toplantıya geçildi. IGMG KT Hac Umre Sorumlusu Hacer Fırat teşkilatlanmanın manevi boyutunu ele alırken “Mekke mihrap, Medine minber. Allah’ın emirlerinin satırlardan sudurlara inmesi için insanlığı tufanlardan kurtaran Hz. Nûh’un azmi ile gayret edeceğiz. Bunun için teşkilatlanarak planlı ve programlı bir şekilde sabırla çalışacağız.” dedi. “İdeal şube” modelinin hedeflenerek şubelerin aktifleşmesi, çalışmalarının kalite kazanması için tavsiyelerde bulunan Elif Dündar, akabinde Teşkilatlanma Başkanları ile bir grup çalışması yaptı. Teşkilatlanma biriminin yaşadığı sorunlar ve çözümleri tespit edilerek bilgi verildi. KT Bölge Teftiş Başkanlarının Ana Teşkilat Teftiş Başkanları ile birlikte yaptığı müşterek gündemlerinde Kur’an ve sünnet ışığında teşkilat, teftişin önemi, dava şuuru, görev bilinci, motivasyon ve uygulamalı çalışmalar ele alındı. Zehra Öz KT Bölge Başkanları, Teşkilatlanma Başkanları ve Teftiş Başkanlarına yönelik konuşmasında “Teşkilatçı bakan değil, gören demektir. Teşkilatçı, her gördüğü olayda mükellefiyetinin ve sorumluluğunun ne olduğunu düşünen ve gerekeni yapmaya gayret gösteren insandır. Allah nurunu tamamlayacaktır. Bize ihtiyacı yoktur. Bizim o nura, teşkilat çalışmalarının içinde olmaya ihtiyacımız vardır.” diyerek teşkilat çalışmalarının önemini vurguladı. HAC & UMRE “Çalışmalarımızı ilk günkü heyecanla yürütmeliyiz.” IGMG Hac-Umre ve Seyahat Şirketi 2015 Hac Organizasyonu’nu değerlendirmek üzere kafile başkanları ve 2015 Hac Organizesi’nde görev yapan birim başkanları ile birlikte Kerpen’de toplandı. Abdullah Yıldırım IGMG Hac-Umre ve Seyahat Şirketi 2015 Hac Organizasyonu’nunda görev alan kafile başkanları ve birim başkanları ile değerlendirme toplantısında bir araya geldi. IGMG Genel Merkezinde yapılan toplantıya IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün, IGMG Hac-Umre ve Seyahat İşleri Birim Başkanı Tahir Köksoy, 2015 Hac Organizesi Mekke Sorumlusu İhsan Taşkıran, Medine Sorumlu Yardımcısı İskender Esmer de katıldı. Başarılı bir hac organizasyonu geçirdiklerini kaydeden Köksoy, organizede görev alan kafile başkanları, birim başkanları ve tüm hizmet ekibine teşekkür etti. Köksoy, “2015 Hac Organizemiz başarılı bir şekilde geçmiştir. Hacılarımızın kabul olunmuş bir hac ibadetini ifa etmenin huzuru içerisinde yaşadıkları beldelere salimen dönmelerini sağlamış olduk. Bundan dolayı Rabbimiz’e hamdediyoruz. Bu yıl hacılarımız içinde maalesef dört hacımız rahatsızlıkları nedeniyle vefat etmiştir. Kendilerine Allah’tan rahmet diliyoruz.” dedi. Hac organizesi boyunca karşılaşılan güzellikleri ve meydana gelen sıkıntıları dile getiren Köksoy, “Şirketimize ulaşan raporları titizlikle inceliyoruz. Bu raporlar doğrultusunda çalışmalarımıza yön veriyoruz.” dedi. Köksoy önümüzdeki yıl uygulanan yüzde 20 hac kotasının kaldırılacağını, bu sebeple daha fazla hac yolcusuna hizmet edeceklerini bildiridi. Aralık Umresi’ne de değinen Köksoy, “2015 yılının son umresi olan Aralık Umresi’ne de çok az bir süre kaldı. Bu yıl da birçok aileyi aralık ayında kutsal beldelere ulaştıracağız.” dedi. 2015 Hac Organizasyonu’nun kısa bir de- ğerlendirmesini yapan Taşkıran ve Esmer ise tüm ekiplere hizmetlerinden ötürü teşekkür ettiler. İrşad Sorumlusu Abdurrahim Güçlü organizede yaptıkları irşad çalışmalarını kısaca değerlendirdi. Kadınlar Teşkilatı adına söz alan Cahide Fırat bayanlara yönelik yapılan irşad çalışmalarını ve diğer hizmetleri dile getirdi. Yine organize boyunca fetva hizmetlerini yürüten Fetva Sorumlusu Hulusi Ünye de yaptıkları hizmetleri, karşılaştıkları fıkhi problemleri ve bu yönde yapılan çalışmaları aktardı. Toplantının ana gündeminde tüm kafile başkanları 2015 Organizesi ile ilgili değerlendirmelerini, görüşlerini ve tekliflerini aktardılar. Getirdikleri yazılı raporlarını sunan kafile başkanları hizmet kalitesinin artması ve daha geniş kitlelere ulaşmak için birlikte çalışmanın gerekliliği üzerinde durdular. Kafile başkanlarına teşekkür ederek konuşmasına başlayan IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün, “Bu toplantılarda başarılı çalışmalarımızın yanı sıra eksik yönlerimizi de dile getirmemiz tedbirlerin alınması bakımından çok önemlidir. Hac organizemiz uzun yılların birikimi ile bu olumlu algıyı oluşturmuştur. Ancak bu olumlu algı çok küçük bir ihmalle yıkılabilir. Bu sebeple çalışmalarımızı sanki ilk defa hac organizesi yapıyormuşuz gibi aynı heyecanla yürütmeliyiz. Hac dönemi bu yıl olduğu gibi önümüzdeki yıllarda da yaz tatillerine denk gelecek. Dolayısı ile çalışmalarımızı daha iyi takip etmeliyiz. Sadece Almanya değil tüm Avrupa’da hac kontenjanlarını en kısa zamanda doldurmak için etkili bir çalışma takip edilmelidir.” dedi. 8 | Genel Merkezimizden camia | 18 Aralık 2015 TEŞKİLATLANMA BAŞKANLIĞI “İnsanımızı bilinçlendirmeliyiz.” Genişletilmiş Bölge Teşkilatlanma Başkanları Toplantısı Köln’de yapıldı. IGMG Teşkilatlanma Başkanlığı 2015 yılı ikinci Teşkilatlanma Başkanları Toplantısını Kadınlar ve Kadınlar Gençlik Teşkilatları Bölge Teşkilatlanma Başkanları ile birlikte, 12 Aralık 2015 tarihinde, IGMG Yeni Genel Merkezi’nde gerçekleştirdi. Yoğun bir katılımla yapılan toplantının bazı bölümleri müşterek, bazı bölümleri ayrı çalışmalar hâlinde yapıldı. Toplantının bölge teftiş başkanları ile müşterek yapılan bölümünde Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilatlanma Başkanı Murat İleri açılış konuşması yaptı. İleri konuşmasında şunlara değindi: “Bugün teşkilatlanma ve teftiş başkanlarımızın toplantılarını gerçekleştirecek ve dünle bugünümüzün muhasebesini yapacağız. Teşkilat çalışmalarımız devam ederken dünyada bizim duyarsız kalamayacağımız olaylar cereyan ediyor. Pek çok olayın senaryosu daha önceden hazırlanmaktadır. Buna rağmen yaşadığımız toplumda itidalli kişilerin de olması sevindiricidir. Hiç değilse bu kişiler aracılığı ile yaşadığımız olaylar itidalli bir şekilde yorumlanabilmektedir. Bütün bunlar gösteriyor ki, insanımızı eğitimden geçirmeli ve bu tür olaylara karşı duyarlı ve şuurlu hâle getirmeliyiz. Bunun için YÖGEP ve TİES çalışmalarımızı yapıyoruz. TİES derslerimizin 7 ve 8.’sini geçtiğimiz günlerde bölgelerden gelen eğitimcilerimize aktardık. Şimdi bu derslerin başta şubelerimizdeki idarecilerimize, sonra da üye ve cemaatimize indirilmesi gerekmektedir. YÖGEP’i bazı bölgelerimizde pilot olarak uygulamaya koyacağız. Teftiş Başkanlığı meselelere geniş açıdan bakar ve aksaklıkları tespit eder. Tespit edilen bu eksiklikleri giderecek, birliktelik ve bütünlüğü sağlayacak olan birim de Teşkilatlanma Başkanlığıdır. Bundan dolayı toplantılarımızı birlikte yapıyoruz. Bizler İhtiyaçları yerli yerince tesbit etmeli, yeteri kadar tahlil etmeli ve gerçekleşmesi için takip etmeliyiz.” Müşterek toplantıda Teşkilatlanma Başkan Yardımcısı Ramazan Başlık “Teşkilatta Genel Kurallar” adlı bir semineri takdim ederek görev yaparken dikkat edilmesi gereken genel kurallar konusunu işledi. Son bir yıldır Ramazan Başlık oldukça yaygınlaşan ve iş adamlarına yönelik yapılan İhsan Sohbetleri ile ilgili olarak İhsan Sohbetleri Sorumlusu Ali Börek bir sunum yaparak bir yıldan bu yana yapılmakta olan İhsan Sohbetlerinin şu an 45 halkada 700 iş adamıyla gerçekleştirilmekte olduğunu söyledi. Teşkilatlanma Başkan Yardımcısı ve Teftiş Başkanı Adem Kaya da “Teftişlerde Görülen Eksiklikler” konulu bir seminer işledi. Toplantının müşterek bölümüne katılan IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün de yaptığı konuşmada şunlara değindi: “Geçtiğimiz günlerde TİES öğretmenlerimizin hizmet içi eğitimini yaptık. Bu dersler teşkilatımızı ve çalışmalarımızı tabana indirmenin bir yoludur. Biz şu dört hususta insanlarımıza yardımcı olmalıyız: 1. İnsanlara umut olacağız. Biz bu toplumların umuduyuz ve umut olmaya devam edeceğiz. Ancak, buna önce kendimiz inanmalıyız. Sonra umut olacak yeni nesilleri yetiştirmeliyiz. Efendimiz (s.a.v.) daha 8 yaşındaki Hz. Ali’ye umut olmuş, onun üzerinde çalışma yapmış ve gün gelmiş bu çocuk hicrette yatağına bırakabileceği birisi olmuştur. Bu örnekte olduğu gibi bizim de çocuklarımıza umut olmamız, abileri ablaları olmamız lazım. 2. Mafsalların çalışması için gayret göstereceğiz. Teşkilatımızın çalışmalarının insanlarımıza en güzel ve en çabuk ulaşabilmesinin önemli bir yolu da yayın organlarımızdır. Bu nedenle Camia bültenimizin dağıtımı ve faaliyetlerimizle ilgili afiş ve broşürlerimizin yerli yerince kullanılması da sizler tarafından en iyi şekilde takip edilmelidir. Ev sohbetlerimiz ve ihsan sohbetlerimiz de mafsalların çalışmasında en etkili faaliyetlerimizdir. Böylece insanlarımıza ve iş adamlarımıza ulaşacağız. 3. İnsanlarımızı fitnelerden uzak tutacağız. 4. Cemaat içinde olacağız. Çünkü cemaatte bereket vardır.” Toplantıda BYK ve ŞYK derslerinin takibini, Bölge Çalışma Takvimlerinin takibi ve tahlilini Teşkilatlanma Başkan Yardımcısı Ramazan Başlık, Almanya içi bölgelerin tüzük çalışmalarının takibini Levent Altan, Bölge bilançoları ve üye kampanyası takibini Teşkilatlanma Başkan Yardımcısı Süleyman Yılmaz, GBYK ve GŞYK Toplantılarının değerlendirmesini Teşkilatlanma Başkan Yardımcısı ve MYK Üyesi Mehmet Ateş yaptılar. Hessen Bölgesi Teşkilatlanma Başkanı Hikmet Atak ise bölgesinin çalışmalarının tanıtımını yaptı. Ayrıca Sosyal Hizmetler Başkanlığından İbrahim Gaygısız Genel Merkeze üyelik hakkında bilgilendirme yaptı. Dilek ve temennilerden sonra kapanış ve değerlendirme konuşmasını yapan Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilatlanma Başkanı Murat İleri konuşmasında dilek temennilere cevaplar verirken şunları söyledi: “Bilgi işlem ağını daha güzel hâle getirmek için yeni bir program yapılması çalışmasına başladık. Hedefimiz ağustos ayı başına kadar yeni programı tamamlamak. Bunu başardığımızda sizden şimdiki gibi belge göndermenizi istemeyeceğiz. Böylece işlerimizi ciddi manada hafifletmiş olacağız. Dünya 5 temel üzerine kurulmuştur. 1. Âlimlerin (Ulemanın) bilgisini paylaşmaları, 2. Amirlerin (Umeranın) adaleti, 3. Yaşlıların, mazlum ve mağdurların, kadın ve çocukların duaları, 4. Zenginlerin cömertliği, 5. Davasına gönül verenlerin fedakârlığı ve gayretleri. Sizler bu fedakarlığı gösteren kardeşlerimizsiniz. Cemiyetlerimize ve Genel Merkeze üye sayılarımızı artırmalıyız. Biz birçok olumsuzluğa rağmen birçok atılımlar yapan bir teşkilatız. Geçtiğimiz yıldan bu yana 336 noktada şubelerimizin artışı, üye sayılarımızın önemli oranda artışı, Kadınlar ve Kadınlar Gençlik Teşkilatlarımızdaki artışlar görülmesi sevindiricidir ve atılımlarımızı göstermektedir. YÖGEP – Yönetici Gelişim Programı haftaya son defa gerçekleştirilecektir. Bu program 2017 yılında Kadınlar ve Kadınlar Gençlik Teşkilatlarımızın yöneticileri için de uygulamaya konulacaktır. Ayrıca 2016 yılında üç bölgemizde pilot proje olarak uygulamaya konulacaktır. Teşkilatımıza gönül veren kardeşlerimizin eğitimli olmaları için çalışacak, manevi ruhu onlara vereceğiz. Bu bakımdan TİES çalışmalarımızın tabana daha rahat indirilmesi ve daha çok kardeşimize ulaşabilmemiz için bu sene Kadınlar, Kadınlar Gençlik ve Gençlik Teşkilatlarımızdan eğitimcilerimizi de hizmet içi eğitime aldık. Şimdi bölgelerimizde TİES çalışmalarını dört koldan yapacağız. Arazi şartları gereği çalışma bazı bölgelerimizde sadece Ana Teşkilat tarafından yapılabilir. Bölgelerimizde yapılması gereken Yatılı Eğitim Seminerleri (YES) çok önemli programlardır. Her bölgemiz yılda en az bir defa YES yapmalıdır. Bu sadece eğitilmeye değil, kaynaşmaya da vesile olacaktır. Teşkilatımızın hedeflerinden bir tanesi de hizmetlerimizi geniş insan kitlelerine ulaştırmaktır. Bunun en güzel yollarından bir tanesi de yapmakta olduğumuz ev sohbetleri, ihsan sohbetleri gibi çalışmalarımızdır. Bu çalışmalar ihmal edilmemeli ve mümkün olduğu kadar kardeşimiz bu çalışmalara davet edilmelidir.” TEFTIŞ BAŞKANLIĞI “Güçlü teşkilat, titiz teftiş çalışmasına bağlıdır.” Bölge Teftiş Başkanları Toplantısı 12 Aralık’ta yeni Genel Merkezde yapıldı. İskandinavya ve Avrupa ülkelerinden teftiş başkanlarının katıldığı toplantı yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Toplantı, 3 ayrı oturum olarak; Ana Teşkilat, Gençlik Teşkilatı, Kadınlar Teşkilatı ve Kadınlar Gençlik Teşkilatı ile bir arada gerçekleştirildi. 1. oturum, Bölge Teşkilatlanma Başkanları ve Bölge Teftiş Başkanları ile birlikte gerçekleştirildi. Genel Başkan Kemal Ergün açılış bölümünde genele hitap etti. 2. bölümde form takibinin ardından, Teftiş Başkanı Adem Kaya ‘’Örnek şube teftişi nasıl yapılır?’’ konulu sunumunu yaptı. Sunumda; öncelikle, bir Teftiş Başkanında olması gereken özellikler, kurumların teftişi yapılırken nelerin amaçlandığı vurgulandı. Teftiş yapılırken uyulması gereken ilkeler, bölge ve şubelerde asla ihmal edilmemesi gereken hususlar işlendi. Ayrıca; BYK üyelerinin birim görevleri, istişare ve devir teslim usulü, koordinasyon toplantıları, komisyonların önemi, idari top- lantılar, toplantı kriterleri, birimlerde bulunması gereken evraklar konularında bilgi verildi. Teftiş yapılırken uyulması zaruri bilgiler ve hatırlatmalar ve akabinde teftişte yapılan eksiklikler dile getirildi. Yeni teftiş formlarının tanıtımı yapıldı, bir örnek üzerinden şube teftişinin nasıl yapılacağı ve nasıl bir teftiş raporu hazırlanacağı gösterildi. 2015 yılında 165 şubenin teftişi yapıldığı ve 2016 yılında da bu sayının 200’ü geçeceği vurgulandı. Toplantıya daha önce Köln Bölgesinde Eğitim ve Teftiş Başkanlıkları yapmış olan çiçeği burnunda Teftiş Başkan Yardımcısı Kazım Çakılcı da katıldı. Gençlik Teşkilatı (GT) Teftiş Başkanı Fatih Yılmaz, GT teftişleri ile alakalı bilgiler sundu ve Ana Teşkilatın bu noktada desteğinin önemi vurguladı. Gençlik teftişlerinin önemi ve faydasından bahsetti. Kadınlar Teşkilatı Teftiş Başkanı Hatice Çevik, teftişi yapan kişinin ehil olması ve teşkilatın temel kuralları ve ilkelerini tanımasının önemini vurguladı. Yapılan teftişlerin Ana Teşkilat ile uyumlu bir şekilde olması gerektiğinin önemine değindi. “Ölçüsü olan gelişir, ölçüsü olmayan değişir’.’ prensibiyle kişinin kendine, içinde yaşadığı topluma ve bütün mahlukata karşı olan sorumluluğundan bahsetti. Teftiş biriminin, ehil bir itfaiyeci gibi yangın söndürebilen, uzlaştırıcı, alternatif çözümler üretebilen, yapılan hizmetlerin hızını daha da artırabilecek özelliklere sahip teftiş başkanlarına sahip olması gerektiğini söyledi. Kadınlar Gençlik Teşkilatı (KGT) Teftiş Başkanı Nursen Elemenler, başarılı sunumların ve teftiş başkanının özellikleri, teftişin bizzat KGT Teftiş Başkanı tarafından yapılmasının önemi ve gerekliliği, yapılan teftiş sonrası bölge ve şubelerdeki pozitif değişiklikleri dile getirildi. KGT bölge teftiş başkanlarına hedefler verildi. “Güçlü teşkilat, titiz teftiş çalışmasına bağlıdır.” sloganının hatırdan çıkartılmadan çalışmaların bu doğrultuda yapılması gerektiği vurgulanan toplantının son bölümünde Bölge Teftiş Başkanlarının dilek ve temennileri ele alındı. Genel Merkezimizden camia | 18 Aralık 2015 | 9 EĞİTİM BAŞKANLIĞI Çocuklarda din ve temel eğitim çalışmalarımız İnsan fıtratının temelinde bir değer sistemine dâhil olma ve inanç vardır. Tabii bir duygu olan inanç çocukluktan itibaren yaşam süreci içinde insanın hayatına yön verir. İnanma ihtiyacı ruhu tatmin edecek şekilde karşılanmadığı takdirde bir ömür boyu insanın muzdarip olmasına, bilerek ya da bilmeyerek fıtratına aykırı bir yaşam sürmesine neden olur. Her anne-baba evladının hayırlı bir evlat olmasını, iyi yetişmesini, güzel ahlak sahibi olmasını arzu eder. Anne ve babaların çoğu zaman gözyaşlarıyla ıslanan duaları, Hz. Zekeriyyâ (a.s.)’ın duasından farklı değildir. “Rabbim bana nezdinden tertemiz bir zürriyet ihsan eyle! Şüphesiz sen duayı hakkıyla işitensin.” (Âl-i İmrân suresi, 3:38) Dünyayı mamur edecek hayırlı neslin yetişmesinin ilk kuralı böyle bir nesil ve evlat için duadır. Dua her işin başının Rabbimiz’e dayandığının bilincinde olmak, ondan gelene razı olabilmek için iç enerjimizi aktif hâle getirmektir. Bundan sonra ise çocuğun fıtratında olan inancın korunmasına yönelik rehberlik yapmak, onun hudûdullahı aşmadan şekillenmesine yardımcı olmak anne ve babanın fiilen yapacağı duadır. Bilindiği üzere çocukların değer ve inançları 2 yaşından itibaren şekillenmeye başlar ve somut olandan soyut olana doğru bir değer kazanma süreci yaşar. Bu süreç içinde çocuk genelde aile bireyleri ve tabii en çok da anne babasını taklit ederek davranış ve tutumlar kazanmaya başlar. Çevresinde olup biten her şeyi anlamlandırmaya çalışır. Ço- cuğun inanç ve inanca bağlı değerleri anlaması onun bedensel ve zihinsel büyümesiyle paralel olarak gelişir. Çocuğun hem sosyal davranışlar edinmesi hem de değerler kazanması için ailesi dışında güvenilir ortamlara ihtiyaç işte buradan itibaren başlamaktadır. Çünkü çocukları çok sevmek yahut çok fazla dinî bilgiye sahip olmak, çocuğa verilecek iyi bir dinî eğitim için yeterli olmamaktadır. Avrupa’ya işçi göçünün doğal bir sonucu olarak burada yetişen çocuklar için bulundukları ülkelerin ortak değerlerinin yanı sıra, aileyle getirilen dinî değer, yaşam ve kültürün de ana dil gibi muhafazası ihtiyacı, bu güvenilir ortamların oluşmasına bir gerekçe oluşturmuştur. Camilerimiz çok maksatlı toplanma yeri olarak, çocuklarımızın dini öğrenmeleri, sosyal tutumlar kazanmaları için önemli rol oynamıştır. Din öğretimi nasıl olmalı, kimler din eğitimi vermeli, nasıl ortamlar olmalı soruları çerçevesinde şekillenerek on yıllardır süregelen cami eğitimimiz bugün teşkilatımızın pek çok şubesinde birçok yaş grubuna hitap eden eğitim merkezleri hâline dönüşmüştür. Bu eğitim merkezlerinde 3 yaşından 15 yaşına kadar planlanarak uygulanan temel eğitim müfredatımız, Kur’ân-ı Kerîm okuma eğitimi, ahlak ve edep eğitimi başta olmak üzere her yaşın kendine özgü öğrenme becerisi göz önüne alınarak birbiri üzerine bina edilmiş bir sistem hâline getirilmiştir. Dinî eğitim oldukça uzun soluklu bir eğitimdir. Bu bilinçle tüm temel eğitim programımızın temelinde Allah’a kul olma ve bunu hayatın merkezinde tutabilme çabası ile ilgili küçük tohumlar ekme gayesi yatmaktadır. Yoksa 6-7 sene içerisinde tüm dinî bilgileri çocuğa yüklemek ve ondan “dindar” olmasını beklemek hiç de hakkaniyetli bir beklenti olmaz. Küçük yaşlarda dinî inanca ve yaşantıya ait tohumlar ekmek, süreç içinde onu beslemek ve büyütmek gerekmektedir. Minikler için Temel Bilgiler programı; dualar, öğretici oyunlar, boyamalar, Türk dili etkinlikleri, deneyli etkinlikler ve el becerileri ile okul öncesi 3-6 yaşındaki çocuklarımızın dinini, dilini ve kültürlerini tanımaları amacıyla hazırlanmıştır. Özellikle dinî kavramlar ve davranışlar hakkında bilgiden çok, olumlu duygu birikimine yönelik programımız bugün 476 ana sınıfında uygulanmakta ve 6 bin 105 ana sınıfı çocuğuna hizmet sunmaktadır. IGMG Temel Eğitim programlarımız bir müfredat altında toplanmıştır. Müfredat Programları kitabımız yapılmakta olan düzenli eğitim çalışmalarımızı ve tatil kursları çalışmalarını içermektedir. Bu kitapta; eğitim sistemimizin amaç ve hedefleri, 3 yaşından 15 yaşına kadar sürekli kurslar için her yaş ve kademede uygulanması gereken müfredat, haftalık ve aylık ders dağıtım çizelgeleri, bütün derslerin genel ve özel amaçları, derslere ait yıllık planlar, genel öğretim yöntemleri, derslere göre özel öğretim yöntemleri, öğrenci kayıt işlemleri, sınıf geçme esasları, kısa ve uzun süreli tatil kurslarının plan ve programları yer almaktadır. Tüm bunlar eğitim sisteminin taşıyıcı kolonlarını oluşturmakta, sistemin yürütülmesi için idareci Sultan Balkaya ve öğretmen rehberi olmakta, olayın merkezinde ise sadece bize “Bana öğret, bana göster, rehber ol.” diyen çocuk bulunmaktadır. Toplam sayısı 92 olan eğitim merkezlerimizde eğitim programı olarak uygulanan “Temel Eğitim Müfredatı”mızın çocuk dünyasının anahtar kavramlarını önceleyerek uygulanmasına özen gösterilmektedir. Oyun, merak, hareketli olma, hayal kurma gibi çocuk dünyasını oluşturan temel ihtiyaçların çeşitli şekillerde derslerin işlenişe katılması, özellikle hafta sonu tatilinden feragat ederek, cami ya da eğitim merkezine gelen çocuklarımızın ileride din ve dinî değerler ile olan ilişkisine şüphesiz olumlu etki yapacaktır. Eğitim Merkezlerimizin stratejisi; üç yaşından 35 yaşında kadar, ana sınıfı, temel eğitim, ev ödevi yardım kursları gibi birçok alanda eğitim hizmetlerinde bulunarak insanımızı hayatın her alanına en iyi şekilde hazırlamaktır. Teşkilatımızın giderek kurumsallaşan ve sayıları artan eğitim merkezlerinde tamamı IGMG Eğitim Başkanlığına ait materyal ve ders kitapları, boyama ve elif bâ kitapları ile uygulama yapılmaktadır. Mevcut hafta sonu kurslarının, 3-15 yaş arası temel bilgiler eğitiminin yanı sıra ev ödevi yardımı ve yetişkinlere yönelik kurslarında da yapıldığı eğitim merkezlerimizin sayısının ve kalitesinin artması hedeflerimizden biridir. Eğitim merkezlerimiz, kimlik ve kişilik sahibi nesillerin yetişmesi ve yapılan çalışmaların kesintiye uğramaması için kurumsallaşarak gelişmektedir. DİNİMİ ÖĞRENİYORUM Çocuklar için çok yönlü ders kitabı Anlaşılır bir dil, üslup ve metot Sipariş T +49 221 7390441 www.plural-publications.eu www.kitapkulubu.de Bir kuruluşudur. 10 | Aile camia | 18 Aralık 2015 “Ev ev merhamet şebekesi kuralım.” Gönül Balcı M erhamet insanlığa armağan edilen, dünyayı ayakta tutan ve dünyadaki asıl dengeyi koruyan evrensel bir değer ve güçtür. Merhametin kaynağı hiç şüphesiz Rahmân ve Rahîm olan Cenâb-ı Hak’tır çünkü O’nun rahmeti her şeyi kuşatmıştır (A’râf suresi, 7:156). Merhamet Allah Teâlâ’nın cemâl sıfatlarından olan Er-Rahmân esmâsından gelir, tüm âlemleri kuşatır ve hiçbir şekilde din, dil ve ırk tanımaz. Yeri gelir bir tebessümle veya yüzümüze yansıyan bir yürek sancısıyla kendini gösterir. Merhametli insan bakışlarından, hâl ve hareketlerinden kolaylıkla anlaşılır. Merhamet gösteren insanlar diğer insanların hâl ve durumlarını sezinler ve onlara karşı empati gösterirler. Merhamet duygusu tıpkı adalet ve eşitlik duygusu gibi birçok duyguyu içinde besler. Başkalarıyla ilgilenmek, onların yardımlarına koşmak ve onlara karşı merhamet beslemek belli bir düzen içerisinde yapıldığı takdirde adalet duygusunun ortaya çıkması kaçınılmaz olur. Ancak merhamet duygusu adaleti de aşan bir boyuta sahiptir. Çünkü insana hak ettiğini vermek adalet duygusundan gelir. Çok daha fazlasını vermek ise merhametten kaynaklanır. Bu nedenle merhamet duygusunun, karşısındaki insanın kişiliğini gözetmeksizin herkese eşit dağıtılan bir duygu olması gerekir ki adı “merhamet” olabilsin. Merhamet birçok duyguyu beraberinde getirir demiştik. Buna örnek olarak merhamet eden ve merhamet olunan kişiler arasında bir yakınlaşma sonrası sempati gerçekleşir. İnsanlar merhamet ilişkisiyle bağlı oldukları kişiye ister istemez sıcakkanlılık gösterirler. Merhamet şefkat duygusunu da içinde besler. Şefkat duygusu insanın başkalarının iyiliğinden rahatlık duymasına, başkalarının kötülüğünden kederlenmesine neden olur. Bu bakımdan merhamet insanın üzüntülü hâlinde ortaya çıkarken, şefkat sevinç hâlindeyken görülür. İslam medeniyetinde de bu kavramların büyük yer tuttuğu görülür çünkü medeniyetler adalet ve merhamet üzerine kurulmuştur. Buna göre Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu olan Osman Bey’in oğlu Orhan Bey’e bıraktığı vasiyetnamenin birinci maddesinde şu mesaj verilir: “Allah’ın yarattığı her şeye karşı şefkatli ol.” Bu tavsiyede mealen; “Her şeye karşı merhametli ol. Hayvana, insana, kurda, kuşa, böceğe karşı şefkatini göster, çevreyi koru ve sahiplen.” demektir. Merhameti acıma duygusuyla karıştırmamalıyız. Çünkü acıma duygusu içerisinde az da olsa bir küçümseme payı barındırır. Bu nedenle merhamet ve acıma duygusu asla birbiri yerine kullanılmamalıdır. Merhametin en güzel örneği hiç şüphesiz üsve-i hasene yani güzel örnek olan Peygamber Efendimiz’dir. Nitekim o âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir (Enbiya suresi, 21:107). Ayrıca o insanların en merhametlisi ve bir rahmet peygamberidir (Tevbe suresi, 9:128). Peygamber Efendimiz’in insani ilişkilerde çok merhametli ve şefkatli davrandığını Kur’ân-ı Kerîm şu sözlerle ifade eder: “ A l lah’ın sana verdiği merhamet sayesinde ey Muhammed sen insanlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı kalpli olsaydın, şüphesiz insanlar etrafından dağılır giderlerdi.” (Âl-i İmrân suresi, 3:159) Peygamber Efendimiz gerek aile hayatında gerekse toplumda her zaman merhametli davranmıştır. Peygamber Efendimiz merhameti insanları motive etmek için bir yöntem olarak kullanmıştır. Örneğin mescitte hacetini gören bir bedeviye tepki gösteren sahâbîyi sükûnete davet etmiş ve bedeviye hoşgörü ve merhamet göstererek doğru yolu bulmasına vesile olmuştur. (Buhâri, Vudu, 58) Çağın hastalığı merhametsizlik Ne var ki günümüzde bir insanlık sorunu ve hastalığı olarak karşımıza merhametsizlik çıkıyor. Ne tarafa bakarsak bakalım dünyanın Şifalı bitki Yaz sebzeleriyle yaptığımız salataların yerini artık kış sebzeleri alıyor. Özellikle kırmızı lahana, salataları kışın sofralarımızı renklendiren ve besleyici özelliği sayesinde uzmanlar tarafından her zaman tavsiye edilen sebzelerden biri. Oldukça düşük kalorili ve lif bakımından zengin olan bu sebze kilo almayı problem edenlerin tercih etmeleri gereken bir besin. K vitamini ve antosiyanin bakımından zengin olan bu bitki beyin fonksiyonlarını çalıştırıcı ve konsantrasyonu artırıcı etkiye sahip. Bu iki içerik kişinin sinir sisteminin zarar görmesini engeller ve alzheimer gibi hastalıklardan korunmasını sağlar. Bilim insanlarının yapmış oldukları araştırmalara göre kırmızı lahanayı fazla tüketen kişilerde mide, akciğer, deri ve kalın bağırsak kanserine yakalanma ihtimali yemeyen kişilere göre çok daha düşük. Kırmızı lahananın diğer bir faydası da toksinlerin vücuttan atılımını hızlandırıyor olması. Bilindiği gibi toksinler romatizma, artrit, cilt hastalıkları ve gut hastalıklarına neden olurlar. birçok yerinde şiddet ve zulüm söz konusu. Şiddeti ve zulmü doğuran asıl nedenin merhametsizlikten kaynaklandığı apaçık ortada olmasına rağmen okullarda, üniversitelerde hatta aile içerisinde dahi değerler eğitimi olarak merhamet çocuklarımıza, gençlerimize hatta yetişkinlerimize dahi maalesef öğretilmiyor. Bu husus ne yazık ki çok hafife alınıyor ve bu konu üzerinde pek fazla düşünülmüyor. Bu nedenle Müslümanlar olarak merhamet duygusunu yeniden çocuklarımıza, gençlerimiz e v e özell i k l e yetişkinlerimize aşılamalı ve gerekirse ilmek ilmek onların kalplerine bu duyguyu dokumalıyız. Asrın en büyük sorunu olan merhametsizliğin önüne geçebilmek için evvela âlemlere rahmet olan Peygamber Efendimiz’i tüm yönleriyle örnek almalı ve sadece siyer-i nebiyi okumakla yetinmemeliyiz. Onun merhamet örneklerini hayatımıza uygulamalı ve merhameti topluma yaymalıyız. Zira Peygamer Efendimiz’in “Merhamet ancak kalbi katılaşmış, inançsız bedbahtların kalbinden kaldırılmıştır.” diye buyurduğu unutulmamalıdır. (Hâkim, Müstedrek, Hadis no: 7632) Peygamber Efendimiz’in en etkileyici yönlerinden biri söylemlerini eyleme çevirmesidir. Bu nedenle sadece hadis ve peygamber örneklerini okumakla yetinmeyip bir an önce harekete geçmeli ve merhameti yeniden ai- Bilim Londra’da bulunan Skipping Rocks Laboratuvarı’ndan Rodrigo Garcia Gonzalez, Guillaume Couche ve Pierre Paslier adlı bilim adamları Ooho adını verdikleri bir “su kapsülü” ürettiler. Vücudun günlük su ihtiyacını karşılamakta zorlananlar için kolaylık sağlayan bu ürün oldukça ucuz ve biyolojik olarak parçalanabilecek şekilde üretilmiş. Küre biçiminde olan su kapsülü silikon implanta benzeyen (veya bir su balonuna benzeyen) şekilde imal edilmiş ve donmuş bir su topunu alıp kalsiyum klorür ile kahve renkli algdan yani yosundan oluşmuş yarı geçirgen zarın içine hapsetmekle elde edilmiş. Avrupa Birliği’nden 22.500 dolarlık sürdürülebilirlik ödülü alan Ooho çevreci olması yönüyle de dikkat çekiyor. Yalnızca Amerika’da yılda 50 milyar plastik şişe kullanıldığını düşünecek olursak Ooho gelecekte hem ucuz olması hem de çevreci olması nedeniyle petrol esaslı olan plastik şişeleri mağaza raflarından indirebilir. lemize, eşimize, dostumuza, çevremize ve yaşadığımız topluma yaymalıyız ki kalbi katılaşmış, bedbaht ve inançız bireylerden olmayalım. Çağın hastalığı “merhametsizlikten” yakınan Üstad Necip Fazıl Kısakürek merhameti sinemaya da uyarlanmış olan “Reis Bey” kitabında yeniden tanımlıyor ve manidar sözleriyle okuyucuya şöyle aktarıyor: “Göklerin merhamet dolu olduğuna inanıyorum. Biz ise nefsimizin beton çatısını tepemize dikmiş yaşamayı öğreniyoruz. Merhamet… Âlem bu temel üzerinde. Eğer toprağa, tohuma hatta kire, lekeye merhamet olmasaydı, su olur muydu? Rengi merhamet, sesi merhamet, pırıltılı, şırıltılı su. Ne duruyorsunuz? Sökün sahte su borularını. Ev ev merhamet şebekesi kurun. Tepelerinizdeki çatıları da yıkın. Göklerle temasa geçin. O zaman göreceksiniz ki acı su borularından kendi kendine tatlı su akacak. Ve başlar üstünde güneşe yol veren kubbeler yükselecek.” Çocuk ve merhamet Merhamet duygusu her ne kadar doğuştan insanda varsa da çocuklar bu duyguları yani merhamet, şefkat ve sevgi gibi olumlu duyguları bu davranışları sergileyenler yetişkinleri gözlemleyerek öğrenirler. Çocuklara baktığımızda merhametin en çok ve net olarak onlarda barındığını görebiliriz. Ayrıca bir çocuğun dünyaya gelmesi, büyümesi, gelişmesi ve bu süreç içerisinde kendi ihtiyacını kendi gidermesi, hep başkasına bağlı, yani yardıma muhtaç olduğundan yetişkinlerde merhamet ve şefkat duygusunu uyandırdığı bariz bir şekilde görülür. Bu nedenle merhamet duygusunu geliştirmekte zorluk çeken yetişkinler bu duyguyu küçük kardeşlerimizden kolaylıkla öğrenebilirler. Sadece onları gözlemlemeleri yeterli olacaktır. Çocuklarda şefkat ve merhamet duygularını geliştirmenin en iyi yollarından biri onların toplumda yardıma muhtaç veya zor durumda olan kimselerin varlığının farkına varmalarını sağlamaktır. Aileler çocuklarının yardıma ve özellikle merhamete ihtiyacı olan insanlar ile iç içe olmalarını ve ihtiyaç sahiplerinin hayatlarını kolaylaştıracabilecek yararlı işler yapmaları için onlara zemin hazırlamaları gerekir. Aynı çevrede, hemen yanı başımızda aç ve yoksul, kimsesiz ve çaresiz, engelli, yaşlı ve mülteci kimselerin veya hayvanların da olduğunu görüp, zaman zaman onlara küçük de olsa bir hizmette bulunmaya alıştırılan çocukların masum vicdanlarında büyük bir merhamet ve şefkat tohumunun yeşereceği aşikârdır. Teknoloji Kuş uzmanı bir veteriner olan Dr. Scott Echols kuşları çok sevdiğinden ve onları daha iyi incelemek için hayvanların damar yapılarını üç boyutlu gösterebilen bir teknik alet geliştirdi. BriteVu tekniği ile bilgisiyarlı tomografide 3D görüntüler elde edilebiliyor. Böylelikle Echols invazif olmayan yani cerrahi gerektirmeyen bir teknikle kan damarlarını ve kılcallarını görüntüleyebiliyor. BriteVu tekniği ile araştırmacılar artık tüm kardiyovasküler sistemindeki dokuları bozmadan inceleyebiliyor. Bu sayede atardamar ve toplardamarların vücutta 3 boyutlu olarak detaylı görüntüleri alınabilecek. Elde edilen bu bilgilerin tıp ve veterinerlik öğrencilerine daha detaylı bilgi verebilmek ve cerrahlara kan damarlarının yerini göstererek aşırı kanamaları engellemek için kullanılması öngörülüyor. Değişik hastalıklarda da kullanılması hedeflenen BriteVu tekniğinin özellikle kanser hastalıkları ve enfeksiyonlarda da kullanılması planlanıyor. Zira BriteVu sayesinde bu tür hastalıkların gelişimleri izlenerek uygun tedavi yöntemi geliştirilebileceği söyleniyor. 12 | Hayatın İçinden camia | 18 Aralık 2015 ŞEYH GÂLİB MÜSEDDES NA’T-I ŞERÎF-İ NEBEVÎ İyi duyguların ham maddesi: Merhamet Sultân–ı Rüsûl şâh–ı mümeccedsin efendim Bî-çârelere devlet–i sermedsin efendim Dîvân–ı İlâhîde ser-âmedsin efendim Menşûr-ı ‘le amrükle mü’eyyedsin efendim Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendim Hakdan bize sultân–ı mü’eyyedsin efendim Ayşegül Bunsuz Merhamet... Bizi Rabbi’n vuslatına istikametlendiren büyük bir lütuf ve ihsan. İnsana bahşedilen güzel hasletlerden biri olan merhamet katı kalpleri yumuşatan, nefreti sevgiye dönüştüren, düşmanlığı kardeşliğe çeviren pek yüce bir duygudur. Merhamet kelimesi Arapça “r-h-m” kökünden gelmektedir. Esmâ-i hüsnâdan olan “Er-Rahmân”, dünyada bütün mahlukata merhamet eden, şefkat gösteren, ihsan eden manalarını içerir. Merhametin asıl kaynağı kuşkusuz tüm kâinatın sahibi Yüce Allah’tır. İçinde yaşadığımız eşsiz kâinat da Yüce Allah’ın rahmet ve merhameti ile var olmuş ve yine O’nun sonsuz rahmet ve merhametiyle varlığını devam ettirmektedir. Resûllulah Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur: “Allah Teâlâ rahmetini yüz parçaya ayırmış, doksan dokuzunu kendi katında bırakmış ve bir cüzünü yeryüzüne indirmiştir. Halk bu parçadan (aldığı hisseden) dolayı birbirine acırlar. Hatta kısrak, yavrusuna dokunur (da bir yerini acıtır) diye (onu emzirirken) ayağını kaldırır.”1 İnsanlığın iftihar tablosu Hz. Muhamed (s.a.v.) merhametin en güzel timsali olmuştur. Efendimiz gerek aile hayatında gerekse sosyal yaşamında herkese merhametli davranmış, çocukları, yaşlıları, yoksulları daima gözetip kollamıştır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), Taif’te taşlandığında ya da Mekkeli müşrikler tarafından mübarek başlarına işkembe konulduğunda dahi bu insanlara kötülükle muamele etmemiş, sadece “Allah’ım bunları sana havale ediyorum.” diyerek tam bir merhamet örneği sergilemiş ve merhametsiz yüreklerin yumuşaması için niyazda bulunmuştur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kâinattaki her canlıya karşı şefkat ve merhamet gösterilmesi gerektiğini şu şekilde ifade etmiştir. “Allah, merhametli olanlara rahmetle muamele eder: Öyleyse, sizler yeryüzündekilere karşı merhametli olun ki, semada bulunanlar da size rahmet etsinler.”2 İnsan olmanın gereğidir merhametli olmak. Ve bu erdem kuşkusuz Allah sevgisi ve Allah korkusu ile oluşan mühim bir haslettir. Rabbi’ni seven mümin elbette onun yarattığı kâinattaki tüm mahlukata karşı büyük bir sevgi besleyecek, şefkat ve merhamet duygularını da en derinden hissedecektir. Ve merhameti gerektiği gibi yaşatma konusunda büyük bir ihtimam gösterecektir. Merhametin özünü, merhametli insanın vasıflarını en iyi şekilde aktaran kaynak yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerîm bizleri merhametli olmamız husunda uyararak zalim ile şefkat ve merhamet ehlinin birbirinden açıkça ayrıldığını ortaya koymuştur. Merhamet bir acıma duygusu değildir. Acıya ortak olup, acının yerine sevinci ve sevgiyi koymaktır merhamet. Başkasının sıkıntısı ve derdiyle ilgilenip, ona gönülden yardımcı ve destekçi olma gereği duymaktır. Yaralı bir hayvana yardımcı olmamız, Tâbiş–dih–i ervâh–ı mücerred güherindir Mâlişgeh–i ruhsâr–ı melik hâk–i derindir Âyine–i dîdâr–ı tecellî nazarındır Bû Bekr Ömer Osmân ü Alî yârlarındır kurumak üzere olan bir bitkiye su vermemiz de merhametin birer tezahürüdür. İslam dininin bütüm emir ve yasaklarının temelinde merhamet vardır. “Komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir.” buyuran Efendimiz (s.a.v.) bizlere çevremizdeki insanlara merhametli olmamızı ve onlarla yemeğimizi paylaşmamızı buyurmuştur. Gıybeti, dedikoduyu ve iftirayı yasaklayan dinimiz merhamet çerçevesinde bizlere insanlara karşı açık sözlü, dürüst olmamızı ve yalandan sakınmamızı bildirmiştir. Sadaka ve infak hep birer merhamet tecellisidir. Kur’an’da anne-babaya hürmet edin, sıla-i rahimi ihmal etmeyin, cimri olmayın, yetimi gözetin buyuran Rabbimiz insanlara karşı merhametli olmamız gerektiğini bizlere emretmiştir. Fakir ve muhtaçlara sahip çıkmak, kimsesizlere yol göstermek, dertli olana yardım elini uzatmak, yetimlere sahip çıkmak, insanlara karşı adaletli davranmak, insanları doğru yola teşvik etmek, anne babaya hürmek etmek, yaşlılara karşı saygılı davranmak, çocukları sevmek, hayvanlara iyi muamele etmek, doğadaki bitkilere, ağaçlara zarar vermemek hep merhamet sahibi insanların davranışlarıdır. Merhamet duygusu gelişmiş insan başkasının acısını kalbinde hisseder. Başkasının derdini kendi derdi gibi sahiplenir ve ona yardımcı olmak için uğraşır. İslam ahlakının temelinde yatan merhamet ve adalet kavramları ayrı düşünülemeyecek kavramlardır. Zira merhamet duygusu ve adalet duygusu ile ahlak arasında sağlam bir ilişki vardır. Her biri diğerini besler, destekler ve hakkın istikametine çıkarır. Merhamet ehli bir insan için kalp, adalet ve vicdandan söz edilebilir. Bir toplumun rahat, huzurlu ve mutlu şekilde ayakta kalabilmesinin yegâne yolu, yüce kitabımız Kur’an’da haber verilen gerçek merhamet anlayışının o toplumun, bireyleri tarafından benimsenmesi ve yaşanmasıdır. İslam ahlakının yaşandığı bir toplulukta huzur, rahatlık ve kardeşlik iklimi hâkimdir. İslam’da merhamet kuşkusuz hayatın her alanında dengeli ve yerinde davranmayı gerektirir. Merhametten yoksun kişiler başkasının hakkını gözetmede de adaletsiz davranır. Ahsen-i takvim üzere yaratılan, keremle donatılan, eşref-i mahlukat şeklinde nitelendirilen insanın, İslam’ın önemle üzerinde durduğu şefkat ve merhamet hususunda son derece duyarlı olması gerekmektedir. İyi mümin olmanın en temel koşulunun sevgi, merhamet, şefkat ve yardımlaşma olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu güzel hasletin hayata geçirilebilmesinin de ne denli önemli olduğu açıkça görülmektedir. 1 Buhârî, Edeb, 19; Müslim, Tevbe, 17 2 Ebû Dâvûd, Edeb, 58; Tirmizî, Birr, 16 Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendim Hakdan bize sultân–ı mü’eyyedsin efendim Hutben okunur minber–i iklim–i bekâda Hükmün tutulur mahkeme–i rûz–i cezâda Gül–bâng–i kudûmün çekilir Arş–i Hudâda Esmâ–yı Şerîfin anılır arz u semâda Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendim Hakdan bize sultân–ı mü’eyyedsin efendim Ol dem ki velîlerle nebîler kala hayrân Nefsî deyu dehşetle kopa cümleden efgân Ye’s ile usâtın ola ahvâli perişân Düstûr–ı şefâ’atle senindir yine meydân Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendim Hakdan bize sultân–ı mü’eyyedsin efendim Bir gün ki dalıp bahr–ı gama fikrete gitdim İlden getirip kendimi bî–hodluğa yitdim İsyânım anıp âkibetimden hazer itdim Bu matla’ı yâd eyledi bir seyyid işitdim Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendim Hakdan bize sultân–ı mü’eyyedsin efendim Ümmîddeyiz ye’s ile âh eylemeyiz biz Ser-mâye–i îmânı tebâh eylemeyiz biz Bâbın koyup ağyâre penâh eylemeyiz biz Bir kimseye sâyende nigâh eylemeyiz biz Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendim Hakdan bize sultân–ı mü’eyyedsin efendim Bî–çâredir ümmetlerin isyânına bakma Dest–i red urup hasret ile dûzaha yakma Rahm eyle amân âteş–i hicrânına yakma Ez–cümle kulun Gâlib’i pür–cürmü bırakma Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendim Hakdan bize sultân–ı mü’eyyedsin efendim Kaynak: İlknur Sisnelioğlu, Türk Edebiyatında Peygamber şiirleri, Araştırma-İnceleme 3, s. 1083 Hayatın İçinden camia | 18 Aralık 2015 | 13 Fıkıh Köşesi M. Hulusi Ünye Âlemlere rahmet Hz. Muhammed (s.a.v.) Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in âlemlere rahmet olması ne demektir ve ebedî midir? Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) âlemlere rahmet olarak gönderilmiş bir peygamberdir. Bu bize Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle haber verilmektedir: “(Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.”1 Âyet-i kerîme iki hususa dikkatlerimizi çekmektedir. Bunların birincis rahmet, ikincisi ise âlem kelimeleridir. Rahmet, “incelik, acıma, şefkat etme, merhamet etme, affetme ve mağfiret” manalarına gelir.2 Âlem, “duyu ve akıl yoluyla kavranabilen veya mevcudiyeti düşünülebilen, Allah’ın dışındaki varlık ve olayların tamamı”3 demektir. Buna göre Allah, insanlara merhametinden dolayı onları hurafelerden, kötü huylardan kurtarmak ve doğru yola yöneltmek için Hz. Muhammed (s.a.v.)’i âlemlere rahmet olarak göndermiştir. Ayette geçen “âlemler” kelimesinden maksadın ne olduğu hakkında çeşitli görüşler öne sürülmüştür. Abdullah b. Abbas (r.a.) ayeti tefsir ederken şöyle demiştir: “Âlemler, Resûlullah (s.a.v.)’in kendilerine peygamber olarak gönderildiği bütün varlıklardır. Bunların mümin veya kâfir olmaları fark etmez. Ona iman edenler dünya ve ahirette mesut olacaklar; inanmamış olanlar da geçmiş peygamberlerin ümmetlerinin başına gelen yerin dibine geçme veya tufanlarla yok olma gibi büyük felaketlere maruz kalmayacaklardır. Bu da onlar için rahmet olacaktır.”4 Diğer bir tefsire göre, Allah (c.c.) doğru yoldan çıkıp inkâr ve şirke düşen insanlara merhamet etmek istemiş ve bu merhameti sebebiyle Hz. Peygamber (s.a.v.)’i göndermiştir. Yağmur nasıl bir rahmet olarak yeryüzünün hayat bulmasına vesile oluyorsa, Peygamber (s.a.v.) de insanlığın manen hayat bulmasına vesile olsun diye gönderilmiştir. Bu hâl kıyamet gününe kadar böyle devam edecektir. Çünkü insanlık onun sayesinde içine düşmüş olduğu küfür ve dalâletin korkunç girdabından kurtulmuş, hakikati görmüş ve iman şerefine ermiştir. Öyle ki, kendi öz kız çocuklarını dahi diri diri toprağa gömecek kadar vahşileşen toplumlar, onun yaymış olduğu ışık sayesinde gönülleri merhametle dopdolu kâmil insanlar olma yoluna girmişlerdir. Nitekim bir hadîs-i şerifte “Ben bir rahmet ve hidayet rehberiyim.”5 buyurulmuştur. Müşriklerin zalimlikleri karşısında onlara beddua etmesi teklif edildiğinde de, “Ben lanetçi olarak değil, âlemlere rahmet olarak gönderildim.”6 diye cevap vermiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) önce müminlere rahmet olarak gönderilmişti. Onun müminlere olan merhametinden söz eden ayetlerden bir tanesi şöyledir: “Andolsun, size kendi içinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir.”7 Ayet, Efendimiz (s.a.v.)’in müminlere olan şefkat ve ilgisine, onlar için nasıl endişelendiğine, kendisine inananların başına gelen sıkıntılarına tahammül edemediğine, bunların kendisine çok ağır geldiğine, müminlere olan şefkat ve merhametine işaret etmiştir. Peygamberimiz (s.a.v.)’in insanlar için rahmet olması hem dîni hem de dünyevi yöndendir. Hz. Peygamber, insanlığın dinî yönden en karanlık döneminde gelmiştir. Yani gerçeği aramaya ve kurtuluş ile mükâfatı kazanmaya hiçbir yolun bulunmadığı bir zamanda Allah tarafından gönderilmiş ve onunla insanlara hidayete giden yollar gösterilmiştir. Peygamberimiz sayesinde insanlık pek çok zilletten, harpten, kargaşadan kurtulmuş, gerçek sulha ve huzura kavuşmuştur. ona iman edenler, onu sevip örnek alanlar, onun getirdiği evrensel prensipleri hayatlarında tatbik edenler, hem dünya hem de ahiret mutluluğuna ya ermişler ya da mutlaka bir gün ereceklerdir. Resûllullah (s.a.v.) zulme maruz kalmış bütün güçsüzler için rahmet olmuştur. Örneğin, İslam’dan önce ne ailede ne de toplumda hiçbir hakkı olmayan, âdeta alınıp satılan bir mal durumunda olan; ruhu var mı yok mu diye insan olup olmadığı tartışılan kadınlara sahip çıkmış ve onlara haklar vermiştir. İnsanların ayakları altında ezilen kadını böylece kurtarmış ve onları yüceltmiş “Cennet anaların ayakları altındadır.”8 buyurarak, cennete girmenin bedelini annelerin rızalarına tevdi etmiştir. Bizzat kendisi ailesini çok sevmiş, eşlerine şefkat ve merhametle muamele etmiş ve “Size hanımlarınıza iyi davranmanızı tavsiye ediyorum.”9 ,“Müminlerin iman bakımından en mükemmeli ahlakı en iyi olanıdır. Hayırlınız, kadınlara karşı hayırlı olanınızdır.”10 tavsiyesinde bulunmuştur. Kimsesiz, zayıf yetimlere merhameti de yine onun rahmet peygamberi olduğunun işaretidir. O yetimi gözetir, ashâbına da öyle olmayı tavsiye eder ve şöyle buyururdu: “Kim sırf Allah rızası için şefkatle yetimin başını okşarsa, elinin değdiği saçlar sayısınca ecir ve sevap kazanır. Yanındaki yetime iyilik yapan kimse ile ben şu iki parmak gibi cennette beraber olacağız. (Daha sonra da orta parmağı ile işaret parmağının aralarını açarak gösterdi.)”11 Onun çocuklara olan merhamet ve sevgisi de eşsiz idi. Hz. Peygamber (s.a.v.), çocuklara karşı şefkat ve merhametle davranır, onları İslami terbiye ile yetiştirmeye gayret eder; çocuklara karşı sınırsız bir sevgi ve şefkat gösterirdi. Onlara yetişkin insan muamelesi yapar; karşılaştığında selam verir, onların hâl-hatırlarını sorar, hastalandıklarında ziyaretlerine gider, zaman zaman onlarla şakalaşır, eğlenir, çocukları devesinin terkisine, omzuna, sırtına bindirirdi; onları asla azarlamazdı.12 Nitekim kendisine: “Ey Allah’ın resulü! Siz çocuklarınızı öper misiniz?” diyen bir bedeviye karşı: “Allah senin gönlünden şefkat ve merhameti çekip çıkarmışsa ben ne yapabilirim?”13 buyurmuştur. Hz. Peygamber (s.a.v.) kendisine düşmanlık eden müşrik, kâfir ve münafıklara dahi merhamet etmekten geri durmamıştır. Taifliler onu taşa tutup her tarafını kan revan içinde bıraktıklarında “Ey Allah’ın resulü, beni Rabbin gönderdi, emrindeyim, istersen bunları şehirleriyle birlikte tarumar edeyim.” diyen Cebrâil (a.s.)’a “Hayır, ey Cebrâil! Ben insanları helak etmek için değil, helakten kurtarmak için geldim. Olur ki bunların neslinden zamanla bir tek de olsa Müslüman çıkar.” cevabını verdi ve Rabbi’ne ellerini açıp, “Ey Rabbim! Sen bunlara hidayet eyle. Onlar bilmiyorlar, onun için böyle yapıyorlar.”14 diye dua etti. Onun zamanında, tanınmalarına rağmen münafıklar, onun engin hoşgörüsü ve rahmeti sayesinde dünyada ceza görmemişlerdir. Camiye gelmişler, Müslümanların içinde dolaşmışlar ve Müslümanların istifade ettiği bütün haklardan istifade etmişlerdir. İnanmayanların hidayete ermeleri ve mümin olmaları için onca gayret sarf etmiştir ki, nitekim onun bu hâlini Cenâb-ı Hak şöyle tasvir etmiştir: “Bu söze (Kur’an’a) inanmıyorlar diye neredeyse kendini telef edip bitireceksin.15 Allah (c.c.), peygamberlere isyan eden önceki milletlerin bir kısmını maymuna dönüştürerek, bir kısmının üzerine gökten taş yağdırarak afetlere uğratmış ve helak etmiştir. Fakat Hz. Muhammed (s.a.v.) peygamber olarak gönderildikten sonra herhangi bir milleti veya topluluğu geçmiş ümmetlerin uğradıkları cezaya uğratarak helâk etmemiştir. Bu ise, Hz. Peygamber’in rahmet ve merhameti sayesinde olmuştur. Bundan dolayıdır ki Yüce Allah, “Sen onların içlerinde bulunduğun hâlde, Allah onlara azap edecek değildir. Ve onlar, mağfiret dilerken de Allah onlara azap edecek değildir.”16 buyurmuştur. Mekke’yi fethettiği gün bütün zalimliklerine rağmen Mekkelileri bağışlayan Peygamberimiz onlara şöyle hitap etmişti: “Bugün hiçbiriniz, eski yaptıklarınızdan dolayı hesaba çekilmeyeceksiniz. Haydi, gidiniz, hepiniz serbestsiniz. Bugün size kınama yoktur.”17 Aslında o gün, isteseydi hepsini kılıçtan geçirirdi. Ama o rahmet peygamberiydi. Peygamberimiz’in merhameti hayvanları ve çevreyi de kapsıyordu. Çünkü onlar da canlı idiler ve merhamete ihtiyaçları vardı. Abdullah b. Abbas anlatıyor: “Allah resulü ile bir yere gidiyorduk. Birisi, kesmek üzere bir koyunu bağlamış, hayvanın Siz de fıkıh köşesinde cevaplandırılmasını istediğiniz soruları camia@igmg.org adresine gönderebilirsiniz. gözü önünde bıçağını biliyordu. Allah resulü bu şahsa: ‘Onu defalarca mı öldürmek istiyorsun?’ diyerek o şahsı bu yaptığından dolayı azarladı.”18 Yeni yavrulamış bir köpeğin askerler tarafından ezilmemesi için başına nöbetçi diken Efendimiz’in merhameti, onun rahmet peygamberi oluşunun gayet açık bir göstergesidir.19 “Biz Uhud’u severiz. Uhud da bizi sever.”20 buyuran Efendimiz (s.a.v.)’in çevreye verdiği değer onun bir başka rahmet örneğidir. Mute Savaşı için gönderdiği ashabına “...Gideceğiniz yerde rahipler de göreceksiniz. Onlara asla dokunmayınız. Kadınlara, çocuklara şefkatle davranınız. Hurma ağaçlarını, yeşillikleri kesmeyiniz. Evleri yıkmayınız...”21 diye talimatta bulunmuştur. Bütün bunlar Hz. Peygamber’in âlemlere rahmet olmasının bir sonucudur. Netice itibarıyla, Efendimiz, insanlar, hayvanlar, bitkiler velhasıl canlı-cansız bütün varlıklarla münasebetlerinde şefkat, rahmet ve merhamet esasına bağlı kalmış; şefkat ve merhamet ekseninde bir hayat yaşamış ve ümmetine de bunu tavsiye etmiştir. İnsanlık onun nurundan uzaklaştıkça yine eski câhili örf ve âdetlere tekrar dönmüştür. İçinde bulunduğumuz çağda, ilim ve teknik son derece gelişmiş olmasına rağmen, insanlığın içinde bulunduğu ahlaki durum iç açıcı değildir. İnsanlık sıkıntı, stres ve bunalım içindedir. Büyüklerin küçüklere sevgisi ve tahammülü kalmamış, küçüklerin büyüklere saygısı yok olmuştur. İnsanlar kendileri gibi düşünmeyenlere hayat hakkı tanımak istememektedir. İnsanların birbirlerine karşı, hayvanlara ve bitkilere karşı rahmet ve merhameti kalmamıştır. Durumu müzakere ettiğimizde Hz. Peygamber’in merhamet ikliminden uzaklaştığımızı görüyoruz. Bu da onun ebediyen rahmet peygamberi olduğunu ispat ediyor. Dolayısıyla insanların mutlu ve huzurlu bir dünya hayatı yaşama arzusu varsa, âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (s.a.v.)’i kendimize örnek almalı ve canlı-cansız bütün varlıklarla münasebetlerimizi “merhamet şarkısı” hâline dönüştürmeliyiz. 1 Enbiyâ suresi, 21:107 2 İbn Manzûr, Lisânü’l-Arab, XII, 230 “Rahmet” maddesi 3 A.g.e. “âlem” maddesi 4 İmam Kurtubî, el-Cami li-Ahkâmi’l Kur’an, C. 11, Shf. 350 5 Dârimî, Mukaddime, 3 6 Müslim, Sahih, Babu’n Nehy-i an La’bi’d-Devaabbi ve gayriha, H. No: 6778 (Mektebetu Şamile) 7 Tevbe suresi, 9:128 8 Nesâî, Sünen, Cihâd, 12 9 Tirmizî, Rada, 11; İbn Mace, Nikâh, 3 10 Tirmizî, Rada, 11; Ebû Davûd, Sünen, 14 11 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, V, 250 12 Buharî, Edeb, 81; Müslim, Selam, 15 13 Buharî, Edeb, 18, 112; Müslim, Fezâil, 64; İbn Mâce, Edeb, 3 14 Buharî, Enbiyâ, 54; Müslim, Cihad, 104, 105; Ahmed b. Hanbel, age., I, 380 15 Şuarâ suresi, 26:3; Kehf suresi, 18:6 16 Enfal suresi, 8:33 17 İbn Hişâm, Sire, IV, 55; İbn Kesîr, el-Bidaye, IV, 344 18 Hâkim, Müstedrek, IV, 231, 233 19 İbn Kesîr, el-Bidaye, IV, 344 20 Buharî, Cihad, 71; Müslim, Hac, 504 21 Ebû Davûd, Edeb, 158-159 14 | Hayatın İçinden camia | 18 Aralık 2015 Şefkatli ve merhametli olmak İlhan Bilgü Toplum, küçük ve büyüklerden; yani çocuk, genç ve yaşlılardan oluşur. Gençler de çocuklara göre yaşlı sayılırlar. Toplumun geleceği her neslin birbiri ile uyumlu bir şekilde yaşamasıyla kurulur. Bu toplumsal uyumun gerçekleşmesi için o toplumun büyükleri küçüklerine karşı şefkat ve merhametle; küçükleri de büyüklerine karşı hürmetle davranmak durumundadır. Dinimiz İslam bu davranışları genel olarak şefkat ve merhamet terimleri ile ifade eder. Öte yandan, toplum içinde, düşkünler, hastalar ve ihtiyaç sahipleri de bulunur ki, o kimselere karşı da şefkat ve merhamet sorumluluğu ile davranılır. Ama, insanoğlu sadece insanlarla değil aynı zamanda hayvanlar ve içinde yaşadığı çevre ile de beraber yaşamak durumundadır. Öyleyse, Müslümanlar olarak şefkat ve merhametimiz tüm mahlukat içindir. Bu konudaki örneğimiz her şeyimizde örnekliğini aldığımız âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)’dir. Bu konuda Peygamber Efendimiz’den bazı misalleri naklederek, şefkat ve merhametin Müslüman’ın hayatının nasıl da temeline oturduğunu görelim. Konuya giriş olması bakımından Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in daha belki de 4-5 yaşlarında kuşu ölen Zeyd isimli bir çocuğu ziyaret ve tesellisini burada hatırlamakta fayda vardır. Zeyd, Efendimiz’in hizmetinde bulunan Enes b. Malik’in üvey kardeşidir. Zeyd, çok sevdiği ve Ömer adını verdiği küçücük kuşunu hep yanında bulundurur ve onunla oynardı. Bu yüzden diğer çocuklar Zeyd’e “Ebû Ömer” lakabını vermişlerdi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ise kuşun küçük olması sebebiyle ona Ebû Umeyr (Ömercik) diye hitap ederdi. Ne var ki, bir gün Zeyd’in kuşu ölür ve Zeyd üzüntüsünden sokağa çıkmaz. Her gün sokaklarda karşılaştığı çocuklara selam veren, onların başlarını okşayıp hâlini hatrını soran Peygamberimiz, Zeyd’in üzüntüden evinden çıkmadığını haber alınca Zeyd’in evine gider. Zeyd’i kucağına alıp başını okşayan Peygamberimiz, teselli edici bir tarzda ve Zeyd’in de bunu anlayacağı şekilde konuşur: “Ey Ebû Ömercik! O küçücük kuşa ne oldu? Sen ona ne yaptın ki?” der. Zeyd, Efendimiz’in bu sevgi dolu ve çocukların anlayacağı dilden konuşmasından dolayı öylesine sevinir ki, hemen gülümsemeye başlar. (Buharî, Edeb, 197, H. No: 4969) Yine daha çok küçük yaşlarda olan Ümmü Halid bir gün babası ile birlikte Peygamber Efendimiz’i ziyaret eder. Üzerinde sarı bir elbisesi vardır. Efendimiz küçük kızı bu şekilde görünce hoşuna gider ve kızın ana dilinde (Habeşçe) “ne güzel, ne güzel” anlamına gelen “seneh, seneh” der. Öyle ki bu kız, Efendimiz’in omuzuna yaslanır ve peygamberlik mührü ile oynamaya başlar. Ümmü Halid’in babası kızına kızmaya başlayınca Efendimiz, “Bırak” der ve Ümmü Ha- lid’e uzun ve hayırlı bir ömür için dua eder. Dikkatleri Ümmü Halid’in sarı elbisesinin güzelliğine çekerek, babasının azarlamasından dolayı ürken kızı teselli eder ve üç kere, “Sen, bu elbiseyi üzerinde iyice eskiyene kadar giyesin.” buyurur. Rivayet edilir ki, Ümmü Halid çok uzun bir ömür sürer ve bu elbiseyi de çok uzun yıllar eskiyene kadar giyer. (Buharî, Siyer, 277, H. No: 3071) Toplum büyüklere hak ettikleri hürmeti de göstermek durumundadır. Yılların tecrübesini yanlarında taşıyan büyükler gelecek nesiller için örnektirler. Dolayısı ile onların yaşlı olmaları bile hürmet etmeyi gerektirir. Yine bir gün yaşlı bir adam, Peygamber Efendimiz’i ziyarete gelmiştir. Ancak, ashabın gençleri bu yaşlı adamın Efendimiz’e yaklaşmaya çalışması üzerine o adama yer açalım mı, açmayalım mı diye rahatsız olur. Bunu gören Efendimiz, toplumsal davranışlarımızın temeli olan şu veciz buyruğunu irad eder: “Bizim küçüklerimize merhamet etmeyen bizden değildir. Büyüklerimize de (büyüklük) hakkını teslim etmeyen bizden değildir.” (Tirmizî, Birr, H. No: 1919) Bu hadise dikkat edilirse aslında önce yaşlılara hürmeti emir buyurması gereken Efendimiz, gençlerin bu hatasını yüzlerine vurmamış, önce yaşlıları uyarmıştır. Sonra da gençlere, anlayacakları bir üslup ile hitap etmiştir. Bir başka hadîs-i şeriflerinde ise gençlere, Vefat eden UKBA üyelerimiz İsmi Vefat tarihi 09.11.15 Muammer Yüyrük 26.11.15 Münür Türker 28.11.15 Fehim Aslan 28.11.15 Ahmet Çelik 28.11.15 Hatun Akkulak 01.12.15 Osman Ergen 01.12.15 Aişe İsmailova Raşit Yeniyapı 02.12.15 Sevla Fehric03.12.15 04.12.15 İbrahim Arslan Ümmühan Toku 04.12.15 Fatma Kartal 05.12.15 Kerim Öztürk 06.12.15 Rossen Milanov06.12.15 Estref Musovski 06.12.15 Bölge ve şubesi Düsseldorf / Krefeld Württemberg / Heilbronn Ruhr-A / Gladbeck Hamburg / Hamburg Merkez Güney Bavyera / Schongau Hamburg / Hamburg Altona Hessen / Gießen Düsseldorf / Mülheim an der Ruhr Lüksemburg Hessen / Rüdesheim Ruhr-A / Hamm Herringen Düsseldorf / Wuppertal Linz / Hallein Viyana Köln / Burscheid Darul-bekâya irtihal eden merhum ve merhumelere Allah’tan rahmet ve mağfiret, sevenlerine ve yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ederiz. yaşlılara hürmeti emreden Peygamberimiz, bu emre uyan gençleri müjdeler. Şöyle buyururlar: “Bir genç, yaşından dolayı bir kimseye saygı gösterirse Allah (c.c.) da yaşlanınca kendisine saygı gösterecek kişiler takdir eder.” (Tirmizî, Birr, H. No: 2022) Hayvanlar da aynı şekilde şefkat ve merhametle muamele görmelidir. Bu konuda Peygamberimiz’in pek çok buyruğu vardır. Şu rivayet buna sadece bir örnektir. Bir gün Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur: “Bir adam yolda yürürken susadı ve susuzluğu arttı. Derken bir kuyuya rastladı. İçine inip susuzluğunu giderdi. Çıkınca susuzluktan soluyup toprağı yemekte olan bir köpek gördü. Adam kendi kendine: ‘Bu köpek de benim gibi susamış.’ deyip tekrar kuyuya inerek ayakkabısını su ile doldurdu. Ayakkabısını ağzıyla tutarak dışarı çıktı ve köpeği suladı. Allah onun bu davranışından memnun kaldı ve günahlarını affetti.” Bunun üzerine Efendimiz’in yanında bulunan ashâbı: “Ey Allah’ın resulü! Yani bize hayvanlar(a yaptığımız iyilikler) için de ücret mi var?” diye sorarlar. Efendimiz de bu soruya karşılık: “Evet! Her canlı için bir ecir/karşılık vardır.” buyurur. (Müslim, Selam, 153, H. No: 2244) Bu hadisleri incelediğimizde bir Müslüman’ın şefkat ve merhametten ayrılmasının düşünülemeyeceği ortaya çıkar. Şefkat ve merhamet aynı zamanda sevgi doğurur, kardeşlik ve huzur üretir. Bölgelerimizden camia | 18 Aralık 2015 GÜNEY FRANSA | 15 RUHR-A Genel Başkan’dan ziyaret Ensarlardan muhacirlere kardeş eli IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün yeni bölgelerimizden olan Güney Fransa Bölgesine ziyaret gerçekleştirdi. Seyit Arıkan Werl Önder e.V. tarafından mülteci aileler için düzenlenen “Ensarlardan muhacirlere” programı 100’den fazla kişinin katılımı ile gerçekleştirildi. Abdulkadir Karka IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün bir yıl önce kurulmuş olan Güney Fransa Bölgesini ziyaret etti. Bölge Başkanı Hüseyin Aylar ve ekibi tarafından karşılanan Ergün, bölgedeki şube ziyaretlerinin ilkini Salon de Provence’a gerçekleştirdi. Çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi alan Genel Başkan program kapsamında Avignon’daki Bölge merkezinde idarecilerle bir araya geldi. Genişletilmiş Bölge Yönetim Kurulu’na katılan Ergün, BYK üyelerine teşkilat prensipleri, toplantı gündem oluşumu ve yönetimi hakkında bilgi verdi. Bölge Gençlik Teşkilatı üyelerine yönelik bir seminer veren Ergün adil olmak, şahsiyetli olmak ve tefekkür konuları hakkında bilgiler aktardı. Bölge yöneticileri ve şube üyeleri ile istişarelerde bulunan Genel Başkan idarecilerin sorunları ile yakından ilgilendi. Dilek ve temennilerin ardından program sona erdi. Ruhr-A Bölgesine bağlı olarak çalışmalarını sürdüren Werl Önder e.V. Derneği, Werl şehrindeki mülteci aileler için farklı bir organizasyona imza attı. Werl şehrinde yeni açılan Monkey Island isimli kapalı çocuk oyun salonunda mülteci aileler aüırlandı ve onlara eğlenceli zamanlar yaşatıldı. Werl Belediye Başkanı Michael Grossmann da etkinlikte hazır bulundu. Özellikle mülteci çocukların sevinci ve heyecanı gözlerden kaçmadı. Program boyunca dernek yöneticileri mülteci ailelerle yakından ilgilendi. Programda ayrıca IGMG’nin çalışmaları ile Hasene Derneği ve Önder e.V. katılımcılara tanıtıldı. Hasene Derneği öncülüğünde hazırlanan gıda paketleri mülteci ailelere takdim edildi. Her üç ayda bir yapılması planlanan etkinlik için Önder e.V. idarecileri şimdiden hazırlıklara başladıklarını kaydetti. Önder e.V. olarak Werl şehrinde mültecilere yönelik daha pek çok çalışma yaptıklarını belirten dernek yöneticileri tercümanlık işlerinden uyum rehberliğine, çocukların hafta sonları eğitiminden ailelerin ev bulmalarına ve akademisyenlere staj yeri bulma gibi geniş yelpazedeki aktivitelerine devam ettiklerini kaydetti. Werl Belediyesinin girişimi olan Mülteciler için Koordinasyon Kurulunun üyesi olduklarını belirten dernek yöneticileri “Ensar-Muhacir” ilişkisinde üzerine düşen sorumlulukları layıkıyla yerine getirmeye çalıştıklarını ifade etti. RUHR-A “Kapılarımız herkese açık.” Ruhr-A Bölge Başkanlığı görevine Abdullah Kodaman tayin edildi. Ruhr-A Bölge Başkanlığında görev değişikliğine gidildi. Daha önce Bölge Başkanlığı görevini yürüten Özcan Kuri’nin Freiburg-Donau Bölge Başkanlığına atanmasının ardından Abdullah Kodaman Ruhr-A Bölge yeni Başkanı olarak seçildi. Bu vesileyle bölgeye bağlı olarak faaliyetlerini sürdüren Gelsenkirchen Tuğra Camii salonunda devir teslim programı düzenlendi. IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün ve IGMG Teşkilatlanma Başkanı Murat İleri de programda hazır bulundu. Bölge Başkanlığı görevini vekaleten yürüten Teşkilatlanma eski Başkanı Ramazan Torun idraceilerden helallik isteyerek, yeni oluşacak Bölge Yönetim Kuruluna ve eski Bölge Başkanı Özcan Kuri’ye yeni görev yerinde başarılar diledi. Murat İleri Ruhr-A Bölgesinin durum değerlendirmesini yaparak, “Bizler hizmetlerimizi sırf Allah rızası için yapıyoruz. Bu teşkilat sırf Allah rızası için çalışmak isteyenlerin yeri ve insanlara faydalı olmak isteyenler cemiyetlerimizde görev yapmalıdırlar. Ruhr-A Bölgemiz de yıllardır teşkilatımızın amiral gemilerinden biri. Her zaman hizmetlerde en önde. Emeği geçenlere teşekkür ederim.” dedi. Özcan Kuri konuşmasında yeni Bölge Başkanı Kodaman’ı tebrik ederken, çalışmalarda destek verilmesi gerektiğini vurguladı. “İçinde bulunduğunuz bir yeri değiştirmeye yetkiniz Recep Demiray, Veli Karademir olduğu hâlde oradan kaçıyorsanız, o ateşin bir gün gelip sizin evinizi yakmayacağı ne malum. Eğer Hamzalar, Şeymalar kurtulmazsa ben evde Şeyma ve Hamza’yı bulamam. Eğer sizler şubelerinizdeki görevlerinizi yerine getirmezseniz, teşkilata sahip çıkmazsanız birileri gelir onları kendi emelleri doğrultusuna yönlendirir.” ifadelerini kullandı. Bölge yeni Başkanı Kodaman ise “Öncelikle bu görevi almak, bu görevde olmak hepimiz için olduğu gibi benim için de elbette ki şereflerin en büyüğü. Bu zamana kadar olduğu gibi bundan sonraki süreçte de her türlü desteği vereceğinize inancım sonsuzdur.” dedi. Genel Başkan Kemal Ergün Ruhr-A Bölge- sinin son yıllarda yaptığı çalışmalara değindi. “Ruhr-A Bölgemizin yeni Bölge Başkanımız ile birlikte atması gereken çok adımı var. Bu eksikler hızlı bir şekilde giderilmelidir.” dedi. Genel Merkezin son yıllarda başlattığı çalışmalar hakkında bilgiler veren Ergün, bölgelerdeki resmî anaokulu çalışmaları, Bergkamen Kız Koleji ve Belçika İslam koleji, ilahiyat fakültesi, öğrencilerin üniversiteye hazırlanması ve öğrenci başarı destek çalışmaları hakkında bilgiler aktardı. Avrupa’daki kız ve erkek talebeler için yurtlar açılmasının önemine vurguda bulunan Ergün, Avrupa’da yetişmiş, bulunduğu ülkenin yerel dilini iyi bilen hocaların yetiştirileceğini aktardı. Ergün, “Mainz İlahiyat Fakültesinde hem Almancayı hem de Arapçayı iyi konuşan hocalar yetiştireceğiz. Onlara şubelerimizde görevler vererek, topluma faydalı insanlar olarak yetiştireceğiz.” dedi. Genel Başkan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizler IGMG teşkilatları olarak herkese kapılarımızı açıyoruz ve açacağız. Bizler birer doktor gibi herkesin derdini dinlemeliyiz. Mümkün olduğu kadar çok fazla insanımıza yardımcı olup onları kucaklamalıyız. Teşkilatımızın emektarlarıyla da mutat toplantılar düzenlemeli, onların da dertlerine çare olmalıyız. Onların fikirlerinden faydalanıp dualarını almalıyız.” 16 | Bölgelerimizden camia | 18 Aralık 2015 PARİS BREMEN Allah’ın sevdiği kulu musun? Ataşeden ziyaret Paris Bölgesi Grigny Şubesinin düzenlediği “Aile eğitim semineri” yoğun bir katılımla gerçekleşti. Melek Özmen Paris Bölgesi Grigny Şubesinin 7 Aralık’ta tertip ettiği “Aile eğitim semineri” yüz kişinin katılımı ile icra edildi. Programa hatip olarak katılan Sebahattin Uçar “Allah’a nasıl yaklaşabiliriz?” konusu üzerine bir seminer verdi. Allah’ın sevgisine mazhar olabilmek için insanların tutum ve davranışlarına dikkat etmesi gerektiği ve insanın yaşamını Kur’an ve sünnet eksenli sürdürmesi gerektiği vurgulandı. Adaletli davranmak, temiz olmak, insanlara iyilikle ve güzellikle mua- mele etmek, tevekkül etmek, sabretmek ve tövbe etmek gibi güzel hasletlerin insanları Allah’a yakınlaştırdığı bilgisi katılımcılarla paylaşıldı. “Allah’ın sevdiği kulları arasında mıyım?” sorusunun daima zihinlerde taze tutulması ve insanın bu yönde hayatını şekillendirmesi gerektiğine dikkat çekildi. Konuyu ayet ve hadisler ışığı altında ele alan Uçar, katılımcılara önemli tavsiyelerde bulundu. Seminer sonunda Uçar misafirlerin sorularını da cevaplandırdı. Bremen Bölgesine bağlı olarak faaliyetlerini sürdüren Delmenhorst Mevlana Camii’ni T.C. Hannover Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Yusuf Ay ziyaret etti Abdulhamit Irmak Bremen Delmenhorst Mevlana Camii T.C. Hannover Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Yusuf Ay tarafından ziyaret edildi. Ziyarette Bölge Başkanı Ekrem Kömürcü ve yönetimi adına Adem Sevgi, Şube Başkanı Zafer Çiftçi ve Cami İmam Hatibi Osman Altun hazır bulundu. Mevlana Camii’ne yapılan çirkin saldırıları kınayarak geçmiş olsun dileklerini ileten Ay, “Mabetlere yönelik saldırı ve şiddet eylemleri ile toplumsal huzuru bo- zan her türlü olayı kararlılıkla, nefret ve şiddetle kınıyoruz. Saldırıların faillerinin Alman Emniyet birimlerince en kısa sürede kanun önüne çıkarılacağını ümit ediyor, böylesine menfur olayların bir daha tekrarlanmamasını diliyoruz.” dedi. Görev bölgesindeki tüm camileri ziyaret etmeye çalıştığını söyleyen Ay, ilerideki günlerde cuma namazına da gelip daha fazla vatandaşla tanışmayı arzu ettiğini söyledi. RHEIN-NECKAR-SAAR “Hizmetlerimiz herkese ulaştırılmalı.” Rhein-Neckar-Saar (RNS) Bölgesi tarafından düzenlenen Cemiyet Başkanları Toplantısı Mannheim kentinde yapıldı. Mehmet Çalay Wir stellen ein: Architekt (m/w) Wir suchen im Raum Bonn, Köln, Rhein-Sieg-Kreis, NRW einen Architekten (w/m). Bitte senden Sie Ihre vollständige und aussagekräftige Bewerbung mit Lebenslauf und Zeugnissen an: info@emugev.de Aufgabenbereiche: • Prüfung und Einleitung von Modernisierungs- und Neubaumaßnahmen RNS Bölgesi tertip ettiği Cemiyet Başkanları Toplantısı’nı Mannheim Fatih Camii toplantı salonunda büyük bir katılımla gerçekleştirdi. Bölge Başkanı Şerif Aslan gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, teşkilat olarak yaptıkları çalışmaların önemli olduğuna ve büyük sorumluluk taşıdıklarına vurgu yaptı. IGMG teşkilatının hizmetlerinin herkese ulaştırılması gerektiğine dikkat çeken Aslan, yeni alınan Bölge Merkezi hakkında da ciddi bir çalışma yapılmasının gerekliliğine vurgu yaptı. Genel Merkez İrşad Başkan Yardımcısı Ali Bozkurt ise RNS Bölgesinde olmaktan duy- duğu memnuniyetini dile getirirken, Genel Başkan’ın ve Yönetim Kurulunun selamlarını iletti. Çalışmaların Allah rızası için yapılması gerektiğini hatırlatan Bozkurt, “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır.” düsturu ile çalıştıklarını ve çalışacaklarını ifade etti. Bozkurt, “Genel Merkez olarak her türlü çalışmanın takibini yapıyoruz. Teşkilat olarak kötülüklerin ve yanlışların karşısındayız. Güzelliklerin ve iyiliklerin yaygınlaşması için büyük bir gayretle çalışıyoruz.” dedi. Dilek ve temennilerin ardından toplantı sona erdi. • Einhaltung von Kosten- und Terminvorgaben Voraussetzung: • Abgeschlossenes Architektur-Studium • Sehr gute analytische und konzeptionelle Fähigkeiten • Berufsanfänger erwünscht • Eine ausgeprägte Einsatzbereitschaft, Teamfähigkeit und Zuverlässigkeit setzen wir voraus. Wir bieten Ihnen ein kollegiales Betriebsklima, sowie einen mit Familie und Beruf vereinbaren Arbeitsplatz. anspricht, freuen wir uns auf Ihre Bewerbung. Bitte haben Sie Verständnis dafür, dass wir Ihre Bewerbung nur per E-Mail entgegennehmen können. EMUG Europäische Moscheebau und -unterstützungsgemeinschaft e. V. Colonia-Allee 3 | D-51067 Köln T +49 221 7325-827 | F +49 221 7325-920 www.emugeu.de | info@emugev.de Bölgelerimizden camia | 18 Aralık 2015 | 17 BREMEN HANNOVER Aşureyle paylaşılan kardeşlik “İslam hayatımıza yön verir.” Mülteciler için kışlık kıyafet sağlayan Bremen Bölgesi ve Hasene Derneği Suriyeli mültecilere aşure ikramında bulundu. Abdulhamit Irmak Hannover Bölgesi tarafından düzenlenen Yatılı Eğitim Semineri (YES) Torfhaus şehrinde icra edildi. Nafi Oğuz Bremen Bölgesi ve Hasene Derneğinin katkılarıyla düzenlenen programda Bremen Üniversitesindeki konaklama tesisinde bulunan 500’ün üzerinde Suriyeli mülteciye aşure ikram edildi. 29 Kasım’da gerçekleştirilen aşure ikramı programına Bölge Mülteciler Sorumlusu Hakan Eğriağaç başta olmak üzere 20’ye yakın bölge idarecisi ve cemaati katıldı. Eğriağaç, “Muharrem ayı vesilesiyle Suriyeli kardeşlerimize aşure ikram ediyoruz. Bölge Başkanımız Ekrem Kömürcü’nün talimatlarıyla 500’ün üzerinde Suriyeli kardeşlerimize aşure dağıttık. Kış mevsimi nede- niyle mülteci kardeşlerimizi tepeden tırnağa kışlık elbiselerle donatmaya devam ediyoruz. Bu, insanlığımızın ve Müslümanlığımızın bir gereğidir. Çünkü bu insanlar mazlum, zulme uğramış. Bizim dinimizde mazluma el uzatmak vardır.” sözlerini kaydetti. “Hasene Derneğine katkı sağlayan tüm hayırseverlerden Allah razı olsun, onlar bizi bu zor günlerimizde yalnız bırakmadılar. Allah da onları ahiret günü yalnız bırakmasın.” diyen Suriyeli mülteciler battaniye ve kışlık kıyafet yardımının devam etmesini arzu ettiklerini söyledi. Hannover Bölgesinin organize ettiği YES farklı cemiyetlerden gelen 60 idarecinin katılımı ile gerçekleştirildi. Program kapsamında seminerler verilirken, idarecilere farklı konularda bilgiler aktarıldı. Bölge Başkanı Davud Toklu programa iştirak eden idarecilere teşekkür etti. Gündemdeki konuları değerlendiren Toklu, eyalet sınırları içerisinde gelişen olaylar hakkında bir sunum gerçekleştirdi. Seminere konuşmacı olarak katılan Dr. Yusuf Işık, İslam’da ittifak ve İslam âleminin karşı karşıya kaldığı sorun- lar üzerine bilgiler aktardı. Işık’ın sunduğu “İslam hayatımıza yön verir” başlıklı seminer de ilgi ile takip edildi. Ayet ve hadislerden örnekler veren Işık, İslam dininin insanın dünya ve ahiret mutluluğunu gerçekleştirmeyi amaçladığını kaydetti. Samimi bir ortamda bir araya gelen idareciler birbirleri ile yakından tanışma fırsatını yakaladı. Program çerçevesinde gerçekleştirilen sosyal aktivitelerle stres atıp moral depolayan idareciler organizasyondan memnun kaldıklarını dile getirdiler. KÖLN “Başarı inanmakla gerçekleşecektir.” Köln Bölgesi idarecileri Bölge Merkezinde bir araya geldiler. PARİS İskender Güngör “Her insana karşı sorumluluklarımız var.” Paris Bölgesi Kurumsal İletişim Başkanlığı tarafından tertip edilen Şube Çalışmaları Koordinasyon Toplantısı’nda 2016 yılında hedeflenen faaliyetlerden bahsedildi. Fatih Yazıcı IGMG Genel Merkez Hatibi Ali Börek, Köln Bölgesi idareciler toplantısına katılarak bir seminer verdi. Börek, “Başarı inanmakla gerçekleşecektir. İnsanoğlu için dünyada çalıştığının karşılığı vardır. Bakın Allah sadece ‘mümin’ demiyor. ‘İnsan ne kadar çalışırsa o kadar karşılığını veririm.’ diyor. Biz çalışırsak Allah bize verir.” dedi. Bölge Başkanı Hasan Batır ise Genel Merkez üyeliğinin önemi üzerinde durdu. “Millî Görüş teşkilatlarımızın 500 bin üyesi olursa sesimizi daha güçlü bir şekilde duyurabiliriz.” diyen Batır, bir teşkilatın üye sayısı kadar ülkeler nezdinde ağırlığının olacağına vurgu yaptı. Dilek ve temennilerin ardından program sona erdi. Paris Bölgesine bağlı şubelerin kurumsal iletişim, basın yayın ve tanıtma ve kültürel hizmetler birimlerini bilgilendirmek amacıyla tertip edilen Şube Çalışmaları Koordinasyon Toplantısı Clichy-sous-Bois Muhammed Hamidullah Özel Okulunda icra edildi. Bölge Kurumsal İletişim ve Basın Yayın Başkanı Fatih Yazıcı kurumsal iletişimin önemine değinerek “Bu çalışmalarla tüm Müslümanlara ve içinde yaşadığımız toplumlara ulaşıp teşkilatımızın toplumun aktif bir unsuru olduğunu göstermeliyiz. Sadece kendi içimize kapanıp, kendi köşemizde kalamayız. Yaşadığımız topraklarda yaşayan her insana karşı sorumluluklarımız var. Bu sebeple Paris’te mültecilerin yanında olduk ve bu yardımları yaparken Müslüman ve gayrimüslim derneklerle sürekli irtibatta idik.” sözlerini kaydetti. Yeni yıl çalışma takviminden bahseden Yazıcı, “Paris ile Fransa Bölgesinde bulunan 7 camimizde 24 Nisan 2016 tarihinde Açık Cami Günü yapmayı hedefliyoruz. Tabii ki bu faaliyetleri yaparken sesimizi daha büyük kitlelere duyurmak için basın çok önemli. Faaliyetlerimiz çok ama bu faaliyetlerin dışarıya yansıması çok az.” dedi. Yapılan çalışmaların tanıtımının önemine değinen Bölge Tanıtma Başkanı Mikail Yıldız, “Siz kendinizi tanıtmazsanız, başkaları sizi görmek istediği gibi tanıtır. Sosyal medya hesaplarının aktif olarak doğru kullanılması var olan ve yapılan faaliyetlerin dışarıya yansımasına vesile olacak. Bu araçlarla tanıtımımız daha büyük kitlelere ulaşmış olacak. Bu vesile ile cemaatimizi faaliyetlerimiz ile tanıtmış olacağız.” dedi. 18 | Bölgelerimizden camia | 18 Aralık 2015 WÜRTTEMBERG KT şubeleri ziyaret etti Württemberg Bölgesi Kadınlar Teşkilatı (KT) çalışmalarına aralıksız devam ediyor. Heilbronn Württemberg Bölgesi KT idarecileri Heilbronn Şubesini ziyaret ederek, Şube KT Yönetim Kurulu (ŞYK) Toplantısı’na katıldı. Şubelerdeki KT idarecilerini motive etmek ve aktüel bilgileri aktarmak amacıyla gerçekleştirilen ziyarette KT Başkanı Ayşe Akkuş, KT Teşkilatlanma Başkanı Sevilay Şimşek ve KT İdari İşler Yardımcısı Kudret Sevinç hazır bulundu. Şubelerin haftalık rutin toplantılarına habersiz katıldıklarını kaydeden Akkuş, “Maksadımız katılımın nasıl olduğunu ve toplantının verimli geçip geçmediğini yerinde görmektir.” dedi. Teşkilatlanma alanında Çalışma Takvimi’nin uygulanması ve Camilere Üyelik Kampanyası, eğitim çalışmaları alanında Yetişkinler Eğitim Kursu (YEK), hafta sonu kursları, Çocuk Kulübü çalışmaları, eğitimcilerin eğitimi, İslami İlimler Kursu; irşad çalışmaları alanında tashih-i huruf dersleri, ev sohbetleri ve 12. Avrupa Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması toplantının gündem maddelerini oluşturdu. Toplantıda hocahanım sayısının eksikliğine de değinilirken, eğitimcilerin pedagojik formasyon almaları İcazet Merasimi Ayşe Akkuş, Ümmühan Telli, Kerem Erdoğan Üyeler Toplantısı gerektiğine vurgu yapıldı. Bölge Eğitim Başkanlığı tarafından hafta sonu sınıflarının ziyaret edilmesi de toplantıda konuşulurken, bir sonraki hafta yapılması hedeflenen çalışmalar hakkında katılımcılara bilgiler verildi. Bölge KT Teşkilatlanma Başkanı Sevilay Şimşek ve İrşad Başkanı Gülay Keleş Heilbronn Şubesi KT tarafından düzenlenen Üyeler Toplantısı’nı ziyaret etti. Toplantıda birimlerin çalışmaları hakkında üyelere bilgiler verildi. Bölge KT Teşkilatlanma Başkanı Sevilay Şimşek “Camilere üyelik” başlıklı bir seminer gerçekleştirdi. Üyelik Kampanyası’na daha fazla destek verilmesi gerektiğini vurguladı. Ev sohbetlerine değinen Bölge İrşad Başkanı Gülay Keleş ise şube idarecilerinin ev sohbetlerinde halka sayısını belirlemesi gerektiğini söyledi. Dilek ve temennilerin ardından toplantı sona erdi. Aalen ve Achern ziyaretleri Bölge KT idarecileri Ayşe Akkuş başkanlığında Aalen Şubesi KT Yönetim Kurulunu da ziyaret etti. 1 Aralık’ta gerçekleşen ziyarette camilere üyelik konusundan bahsedildi. Şube Yönetim Kurulunu çeşitli konularla bilgilendiren Akkuş, idarecilere yönelik bir seminer gerçekleştirdi. Yaklaşık 25 kadın idarecinin katıldığı seminerde “IGMG teşkilatının yapısı”, “Neden Millî Görüş? ve “Camilere neden üye olmak ve bulmak zorundayız?” konuları üzerine bilgiler aktarıldı. Eğitim metotları, faaliyet ve programlar ile Hasene Derneği ve hac ve umre ziyaretleri hakkında da bilgiler verildi. Seminer sonunda kadın idarecilerin soruları da cevaplandırıldı. Bölge Kadınlar Teşkilatı Teftiş Başkanı Sevim Çetin başkanlığında Achern Şubesi Kadınlar Teşkilatı teftişi gerçekleştirildi. Teftiş esnasında şubenin evrak ve dosyaları denetlendi. Şubenin eğitim alanındaki çalışmalarını takdir eden Çetin, Şube Kadınlar Teşkilatı Başkanı Ebrar Erdoğan’ı ve Şube KT Yönetim Kurulu’nu başarılı çalışmalarından ötürü tebrik etti. Temel Bilgiler 1 ve 2 ile, ana sınıflarında toplam 42 öğrenciye hizmet veren şubede yakın zamanda Yetişkinler Eğitim Kursu’nun da (YEK) başlatılması planlanıyor. İcazet merasimi “Her nefis mutlaka ölümü tadacaktır.” „Jede Seele wird den Tod erfahren.“ Sure Anbiyâ, 21:35 Siz de üye olun. Daha fazla bilgi ve başvuru formu için sitemizi ziyaret edin: www.igmgukba.org Werden auch Sie Mitglied. Weitere Informationen und das Antragsformular finden Sie auf unserer Homepage: www.igmgukba.org IGMG Bestattungshilfeverein e. V. | IGMG Cenaze Yardımlaşma Derneği Boschstraße 61-65 | D-50171 Kerpen | T +49 2237 97930-22 | F +49 2237 97930-30 www.igmgukba.org | cenaze@igmgukba.org Aalen Bölge KT tarafından düzenlenen icazet merasiminde ise Beyza Demirtaş’a hafızlık tacı takdim edildi. Bölge Kadınlar Teşkilatı Başkanı Ayşe Akkuş da programda hazır bulundu. Kadınlar Teşkilatı idarecileri Bölgenin ikinci hafızı olan Demirtaş’ın bugüne gelmesinde emek sarf eden başta Münevver Apaydın’a ve diğer hocahanımlara ve genç hafızın annesi Zehra Demirtaş’a teşekkür etti. Genç hafıza özel pasta yaptıran KT idarecileri ve hafızın yakınları Demirtaş’ı tebrik ederek güzel dileklerde bulundular. Zaman zaman duygusal anların da yaşandığı merasimde genç hafızın heyecanlı olduğu görüldü. Achern 20 | Bölgelerimizden camia | 18 Aralık 2015 VIYANA KÖLN Üyeler bilgilendirildi Nezaket ziyareti Viyana Bölgesine bağlı olarak faaliyetlerini devam ettiren Tuna Cemiyetinin tertip ettiği üyeler toplantısında yeni yılda hedeflenen çalışmalar görüşüldü. Asalet Tünay Deutz İslam Kültür Derneği, Mülheim, Kalk ve Deutz semtlerinden Sorumlu Komiser Özlem Tekin tarafından ziyaret edildi. İskender Güngör Viyana Bölgesinde bulunan Tuna Cemiyeti düzenli olarak yaptığı Üyeler Toplantısı’nı 8 Aralık’ta icra etti. Cemiyet Başkanı Şahin Karakuş, Cemiyet İmam Hatibi İbrahim Altunyaldız, Muhasip Fatih Turoğlu, Cemiyetin Teşkilatlanma Başkanı Asalet Tunay ve Gençlik Teşkilatı Başkanı Muzaffer Küçük üyelere hitaben birer konuşma gerçekleştirdiler. Toplantıda cemiyetin son durumu hakkında üyelere bilgiler verilirken, yeni yılda yapılabilecek çalışmalar hakkında bilgilendirmeler yapıldı. Camilere üye olmanın önemi ve üyeliğin devamlılığı hakkında da ka- tılımcılar bilgilendirildi. Eğitim alanındaki çalışmalar toplantının ana gündem maddeleri arasında yer aldı. Bu çerçevede gençlerin eğitiminin önemine de değinildi. Gençlik Teşkilatının çalışmaları gözden geçirilirken, gençlerin cemiyetlere olan bağının kuvvetlendirilmesi gerektiğine vurgu yapıldı. Yılbaşında yapılacak olan alternatif yılbaşı programı hakkında da katılımcılara bilgiler verildi. Cemiyet Başkanı Şahin Karakuş ve Cemiyet İmamı İbrahim Altunyaldız tarafından toplantıya katılan üyelere Hicret Takvimi hediye edildi. Dilek ve temennilerin alınmasının ardından toplantı sona erdi. Mülheim, Kalk ve Deutz semtlerinden sorumlu Komiser Özlem Tekin Deutz İslam Kültür Derneği’ne nezaket ziyareti gerçekleştirdi. Göreve yeni atanan Tekin idarecilerle tanışırken, cami cemaati ile de sohbet etti. Tekin, cemiyetin çalışmaları ile ilgili bilgiler aldı. Köln Uyum Meclisi üyesi de olan Der- nek Başkanı Ali Esen Köln Belediyesi ile birlikte çok yönlü olarak çalıştıklarını ve entegrasyona katkı sağladıklarını belirtti. Esen, derneğin 1996 yılından beri faaliyetlerini sürdürdüğünü söyledi. Tekin ise cemaate yönelik yaptığı konuşmada sürekli diyalog hâlinde olmayı arzu ettiğini kaydetti. RHEIN-NECKAR-SAAR Yine camiye akın ettiler Rhein-Neckar-Saar (RNS) Bölgesi İrşad Başkanlığının organize ettiği sabah namazı programları aralıksız devam ediyor. Mehmet Çalay WÜRTTEMBERG “Şuursuzluk çok tehlikelidir.” Württemberg Bölgesi Kadınlar Teşkilatı (KT) idarecilere yönelik “Şuurlandırma sohbeti” gerçekleştirdi. Ümmühan Telli RNS Bölgesi İrşad Başkanlığı tarafından üç haftada bir organize edilen cemaatle sabah namazı programının sonuncusu Dannstadt şehrinde Ümmeti Muhammed Camii’nde gerçekleştirildi. Yoğun bir katılımın olduğu etkinlikte çevre cemiyetlerin imamlarının öncülüğünde Kur’an ve dualar okundu. Kılınan sabah namazının ardından Viernheim Sultan Ahmet Camii İmam Hatibi Nihat Çiftçi kısa bir zikir yaptırdı. Bölge Başkanı Şerif Aslan cemaate yönelik yaptığı konuşWürttemberg Bölgesi KT tarafından organize edilen “Şuurlandırma sohbeti” 9 Aralık’ta icra edildi. Bölge yöneticilerinin bir araya geldiği program Wangen Şubesinde gerçekleştirilirken, Wangen, Heilbronn ve Waiblingen şube yöneticileri de programda hazır bulundu. Programa Türkiye’den konuşmacı olarak Zehra Öz katıldı. Şuurlandırma konusu üzerine bilgiler aktaran Öz, “Şuur olmadan tefsir, tarih ve hukukun hiçbir değeri yoktur. Şuursuzluk çok tehlikelidir. Çünkü şuursuzluk insanın ferasetini alıp götürür.” dedi. Öz ayrıca çocuk eğitimi hakkında da bilgiler verdi. Çocuk eğitiminde annenin önemine vurgu yapan Öz, bilhassa din eğitiminde çocuğu etkileyen kişinin anne olduğunu ve bir insan için dünyada üç güvenilir ortamın anne karnı, anne kucağı ve anne bağrı olduğunu kaydetti. Öz, bir Müslüman’da ve teşkilatçıda olması ve olmaması gereken vasıfları detaylı bir şekilde açıklayarak çalışmaların daha verimli hâle gelmesi için gaye birliği, yol birliği ve hedef birliğinin mutlaka olması gerektiğini belirtti. Program sonunda düşüncelerini dile getiren katılımcılar organizasyondan memnun kaldıklarını ve verimli bir program geçirdiklerini ifade ettiler. masında bölge çalışmalarından bahsetti. Alınan yeni Bölge Merkezi hakkında bilgi veren Aslan, herkesin bu konuda duyarlı olacağını ve destek vereceğini ümit ettiğini söyledi. Mannheim İmam Hatibi Hasan Camak ise sohbetinde Peygamber Efendimiz döneminde yaşananlardan örnek vererek herkesin o dönemlerden ders çıkarması gerektiğini ifade etti. Program Mehmet Akif Camii İmamı Abdullah Demir’in yapmış olduğu dua ile sonlandırıldı. Hasene camia | 18 Aralık 2015 | 21 MÜLTECİ YARDIMLARI 150 ton konserve et Avrupa’ya gelen mültecilere ulaştırılıyor Hasene Derneği’nin Avrupa’ya akın eden mültecilere dönük yardım çalışmaları devam ediyor. 6 bin 161 hisse kurban, 400 gramlık ve 2.5 kg’lık konserveler hâlinde mültecilere ulaştırılmaya başlandı. Murat Kubat Hasene Derneği aracılığıyla Romanya’dan gelen et konserveleri ihtiyaca göre Avrupa’nın değişik ülkelerinde mültecilerin yoğun bulunduğu noktalara gönderiliyor. Konserveler Viyana’ya, Avusturya-Almanya sınır bölgesindeki geçiş kampına, Belçika ve Fransa’nın İngiltere’ye geçiş noktası olan Clais şehrindeki kampa ulaştırıldı. Önümüzdeki günlerde Berlin, Bremen, Hamburg, Nürnberg başta olmak üzere Avrupa’nın diğer bölgelerindeki mültecilere de ulaştırılacak. Yardımlar uzun, zahmetli ve tehlikeli bir yolculuğun ardından Avrupa’ya kadar ulaşan mülteciler için güzel bir ikram oluyor. Schärding geçiş noktasındaki mültecilere 25 palet et konservesi ulaştırıldı Almanya’ya ulaşmak için gelen mülteciler Schärding-Neuhaus sınır noktasında gerekli kayıt işlemlerinin ardından Almanya’ya giriş yapıyorlar. Bu işlemler bir iki gün sürüyor. Bir taraftan geçişler devam ederken diğer taraftan otobüslerle mültecilerin sınıra gelişleri devam ediyor. Hasene Derneği’nin konservelerini taşıyan ilk tır Romanya’dan Viyana’ya ulaştı. Viyana’daki mültecilere 8 palet, Avusturya-Almanya sınır geçiş noktası olan Schärding’deki mülteciler içinse 25 palet konserve ayrıldı. Konserveler Avrupa’ya binbir zorlukla ulaşan mültecilere ısıtılarak veriliyor. Yardımları koordine eden Hasene Avusturya Sorumlusu Şerafettin Sungur yaklaşık 150 ton et konservesi yaptırıldığını kaydetti. Sungur, “Bu yardımlar mülteciler için büyük anlam ifade ediyor. Sınıra geldiklerinde aç ve biçare olan mülteciler için güzel bir ikram oluyor. Kış ayına rağmen mültecilerin Avrupa’ya akını sürüyor. Yardımseverlerimiz bu tür çalışmalarla Avrupa’ya gelen mültecilere desteklerini sunuyorlar. Tüm yardımlar için teşekkür ediyorum.” ifadelerine yer verdi. Sungur ayrıca et konservelerinin yanı sıra 8 palet pirinç, makarna, kuru fasulye ve nohut gibi bakliyat yardımları ile birlikte hijyenik malzeme, çocuk bezi, ayakkabı ve çorap gibi yardımların da sınırdaki mülteciler için getirildiğini ifade etti. Pişmemiş pirinci talep ettiler Netice Akceylan Schärding sınıra yakın noktada kalan ve sınırdaki binlerce mülteciye sıcak yemek yapan gönüllü 25 kadından sadece birisi. Her gün sabah 7.30-8.00 gibi yemek yapmaya başladıklarını söyleyen Akceylan sınırdaki çalışmalarını şöyle anlattı: “Toplam 25 kadın dönüşümlü olarak burada sıcak yemek yapıyoruz. Her gün iki ya da üç Türkiyeli bayan olarak, sabah çocuklarımızı okula gönderdikten sonra kampa gelip günlük bin, bin beş yüz kişiye yemek yapıyoruz. Bu 12’ye kadar sürüyor; bazen de 3-4’ü buluyor. 7 gün boyunca bu şekilde dönüşümlü olarak yardımlarımız devam ediyor.” Akceylan sınırdaki mültecilerin durumunu ise şöyle aktardı: “Her gün yaklaşık 2 bin kişi geliyor. Buradan Almanya’ya geçiş yapıyorlar. Bizler de onlara sıcak yemek ikram ediyoruz. Otobüslerle gelen insanlar çok aç geliyorlar. Bu yemeğe çok ihtiyaçları var. Ayağında çorap olmayan bebekler, üzerlerinde incecik kıyafetlerle gelen çocukları görüyoruz. Sınırlardaki mültecilerin durumları gerçekten içler acısı. Artık kış geldi. Elimizden ne kadar geliyorsa o kadar yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bir gün hiç unutmuyorum iyi pişmemiş pirinci vermek zorunda kaldık; ‘Günlerdir yemek yemedik. Verin biz yeriz.’ diye ısrar ettiler. Bu tablo durumu yeterince özetliyor.” Yapılan çalışmalardan dolayı Hasene Derneği’ne teşekkür eden Akceylan, “Yaptığımız yemekler daha çok patates, makarna gibi yemeklerdi. Et verme imkânımız yoktu. Bu hazır et konservelerini ısıtıp ikram edeceğiz. Şimdi bize hazır gıda geldi. Bu et konserveleri bizim işimizi çok kolaylaştıracak. Bundan sonra hazır gıdalarla yemeklerimizi yapacağız. Hasene Derneği’ne teşekkür ediyorum. Allah destekçilerinden ve dernekten razı olsun. Allah yardım eden herkesten razı olsun. Herkese çok teşekkür ediyorum.” dedi. İki haftadır sınırdaki mültecilere ekmek yardımı yaptıklarını söyleyen Hasene Avusturya Linz Sorumlusu Bayram Ali Kukal ise sınırda mültecilere yardımların devam edeceğini belirtti. Kukal ayrıca mültecilere gönüllü olarak yemek yapan kadınlara teşekkür etti. Belçika ve Fransa’daki mültecilere de konserveler ulaştı Et konservelerini taşıyan ikinci tır Belçika’ya ve oradan Fransa’da bulunan mültecilere yardımları taşıdı. Belçika’daki mülteciler için toplam 8 paletten oluşan 5 bin 760 adet küçük konserve ve bin 176 adet büyük et konservesi mültecilere ulaştırılmak üzere bırakıldı. Fransa-Calais’teki mültecilerin durumu içler acısı Fransa’dan İngiltere’ye geçmek için Calais’de bekleyen 8 bin kadar mülteciye de et konserveleri dağıtıldı. 15 binden fazla konservenin dağıtımına Hasene Belçika Bölge Temsilcisi Muhammed Ünal ve Paris Bölge Temsilcisi Hüseyin Yıldırım da katıldı. Mülteciler soğuk ve yağmurlu havada, derme çatma çadırlarda çocuklarıyla birlikte İngiltere’ye geçmek için bekliyorlar. Dağıtım yapılacak noktaya ulaştıklarında ilginç bir olayla karşılaştıklarını söyleyen Hasene Belçika Temsilcisi Muhammed Ünal, “Yardım tırımız bir gün önce bölgeye intikal etmiş, geceyi mültecilerin bulunduğu kampa yakın noktada geçirmişti. Ertesi gün dağıtımlara başlamak için tırın arka kapaklarını açtığımızda ne şekilde olduğunu anlayamadığımız bir olayla karşılaştık. Mültecilerin bir kısmı tırın İngiltere’ye gideceğini düşünerek geceden yardımlarımızın yüklendiği yere binmişler. Havalar soğuk ve yağışlı; insanlar bir şekilde kendilerine derme çatma çadırlar oluşturmuşlar ve İngiltere’ye geçmek için kendilerinde çözümler üretmeye çalışıyorlar. Tırların yedek tekerlerinin bulunduğu alana, mazot deposunun üzerindeki alana girerek tehlikeli bir şekilde İngiltere’ye geçmeye çalışıyorlarmış.” sözlerine yer verdi. Mültecilerin kaldığı yerin âdeta bir çöplük görünümde olduğuna değinen Ünal kamptaki durumu şöyle tasvir etti: “Mülteciler arasında Suriyeli, Sudanlı, Pakistanlı, Iraklı, Afrikalı mülteciler vardı. Etler noktasında çekincesi olanlara etlerin kurban etleri olduğunu hatırlattık. Çok memnun oldular. Mültecilerin bir kısmını yalın ayak ya da terlikli gördük. Çadırları ziyaret Yardımda bulunmak için: 20 €’luk bir katkıyla sizler de soğuktan etkilenen mültecilere battaniye ve kışlık elbise yardımında bulunabilirsiniz. ettik. Çadırlarda kadınlar ve çocuklar vardı. Çocuklara şeker verdik. Çadırda bulunanlara ihtiyaçlarını sorduk. Konserve alıp almadıklarını sorduk. Alanların bir daha almama noktasındaki dürüstlükleri dikkatimizi çekti. Et konservelerimiz yeterince vardı ve herkese yeterince verdik. Önümüzdeki günlerde acil kış yardımı kapsamında burada yaşayan mültecilere battaniye yardımı yapmayı planlıyoruz.” 70 Suriyeli mülteciye elbise ve ayakkabı yardımı Almanya-Avusturya sınırında et konserve dağıtan Hasene Derneği farklı ülke ve bölgelerde farklı çalışmalarıyla mültecilere yardım elini uzatmaya devam ediyor. Yardım çalışmaları kapsamında Heilbronn’da bulunan 70 Suriyeli mülteciye elbise ve ayakkabı yardımı yapıldı. Çocuklar ise dağıtılan şekerlerle sevindirildi. “Mültecilerin Avrupa’ya gelişi sürüyor. Binbir badire atlatarak buralara kadar gelen, daha iyi bir yaşam beklentileri olan bu mazlum insanların yanında olmamız toplumsal sorumluluğumuzdur.” diyen Hasene Württemberg Bölge Temsilcisi Mehmet Atasoy Heilbronn Kadınlar Teşkilatı ve Kadınlar Gençlik Teşkilatı görevlilerine çalışmalara vermiş olduğu desteklerden dolayı teşekkür etti. Mültecilere dönük acil kış yardımı devam ediyor Hasene Derneği diğer taraftan havaların soğuması ile birlikte büyük ihtiyaç olan battaniye ve kışlık elbise yardımlarını mültecilere ulaştırmak için başlattığı acil kış yardımını sürdürüyor. Kış ayı ile sıkıntıları daha da artan, korunacak bir battaniyeye, sırtlarına giyecek bir kazağa, ayaklarına giyecek çoraba ihtiyaç duyanlar için yardımlar ilerleyen günlerde mültecilere ulaştırılacak. Havale bilgileri: IGMG Hilfs- und Sozialverein e.V. Kreissparkasse Köln IBAN: DE75 3705 0299 0184 2731 64 BIC: COKSDE 33 Amaç: 0009972 Mazlum ve Mağdurlar İçin El Ele IGMG Sosyal Yardım Derneği T +49 2237 92942-0 | F +49 2237 92942-42 www.hasene.org | info@hasene.org | haseneorg — Havale için banka bilgileri: Hesap Sahibi: IGMG Hilfs- und Sozialverein e. V. Banka: Kreissparkasse Köln IBAN: DE75 3705 0299 0184 2731 64 | BIC: COKSDE 33 Amaç: Destekçi No veya [Adresiniz], 0009972 Zor şartlarda yaşayan mülteciler için ACİL KIŞ YARDIMI Bir battaniye ve kışlık giysi paketi de sen gönder. * Bir battaniye ve kışlık giysi paketi bedelidir. 20€ * 150 DKK | 200 SEK 200NOK | 25£ | 30 CHF 35 AUD | 35 CAD Kültür ve Sanat camia | 18 Aralık 2015 | 23 Mevlit geleneği Mualla Kapusuz O, bütün kâinatın sevgilisi... İki cihanın sultanı... Yüce yaratıcımızın “habibim” sıfatına mazhar olan en sevgili... Güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderilmiş bir Peygamber... Son elçi… Hakikat yolunu gösteren bu güzel Emin’e ümmetin sevgisi ve muhabbeti de elbette en derinlerde olacaktır. Nitekim ümmet-i Muhammed için Peygamber sevgisi anne baba sevgisinden ve nefisten önce gelmektedir. Kalplerinde bu büyük sevgiyi taşıyan müminler nebiler nebisine dua etmek, onun ismini zikretmek, yaşatmak ve şefaatına nail olabilmek amacıyla kabiliyetleri nispetinde Efendimiz (s.a.v.)’i konu alan eserler oluşturmuşlardır. Dinî edebiyat türlerine ait mevlid, naat, miraciyye, hilye, kırk hadis, gazavatname gibi eserler de bu derin sevginin birer tezahürüdür. “Doğum yeri ve doğum zamanı” anlamınına gelen “mevlit” kelimesi, edebî bir terim olarak Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in kısaca hayatını, mucizelerini, vefatını ve bilhassa doğumunu anlatan eserlerdir. İslam dünyasındaki ilk mevlit metinleri 10. asırda oluşturulmaya başlanmıştır. Diğer İslam edebiyatlarına nispetle mevlit türünün Türk edebiyatında önemli bir yere sahip olduğu görülmektedir. Genellikle manzum ve mesnevi nazım şekliyle oluşturulan bu eserler, Türk halkının peygamber sevgisinin bir tezahürü olarak, sayı itibarıyla de dinî türlerin içindeki zengin konumunu en belirgin şekilde göstermektedir. İlk Türkçe mevlit metni hakkında kaynaklarda kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte Süleyman Çelebi’nin Hicri 812’de (1409) kaleme aldığı “Vesîletü’n-necât” adlı mesnevinin ilk mevlit olduğu yönünde yaygın bir kanaat bulunmaktadır. Bununla birlikte Süleyman Çelebi’den önce mevlit benzeri eserlerin mevcut olduğu hususunda bazı görüşler de ileri sürülmektedir. Bunlardan biri Ahmed Fakih’e (ö. 650/1252) ait Çarhnâme olup Vesîletü’n-necât’ın hâtime kısmında Çarhnâme’dekine benzer ifadeler bulunmaktadır. Süleyman Çelebi’nin mevlit adıyla bilinen “Vesîletü’n-necât” isimli eseri 732 beyitten oluşmuş mesnevi tarzında kaleme alınmış harikulade bir yapıttır. Kaside şeklinde yazılan eserin içinde gazel formunda yazılan bölümler de yer almaktadır. Aruzun “failatun failatun failun” vezni kullanılmıştır; sadece “velâdet” bölümünün sonundaki on beyit “mef’ulü-fâilâtü-mefâilü- fâilün” kalıbı ile yazılmıştır. Kaynaklarda yer aldığına göre bu eserin yazılış hikâyesi şöyle anlatılmaktadır: Süleyman Çelebi’nin Bursa Ulu Cami’deki imamlık yıllarında, İranlı bir vaiz, kürsüde Bakara suresinin 285. ayetini kendi bilgisine göre tefsir eder. Yüce Allah’ın gönderdiği peygamberler arasında hiçbir fark görmediğini ve Muhammed (s.a.v.)’in Hz. Îsâ (a.s.)’dan daha üstün tutulmayacağını ileri sürer. Vaizin bu ifadeleri Süleyman Çelebi’yi oldukça üzmüştir. Bu olaydan kısa bir süre sonra Süleyman Çelebi Hazreti Peygamber’in üstünlüğünü göstermek amacıyla “mevlit” olarak bilinen Vesîletü’n-necât (Kurtuluş vesilesi) adlı muhteşem eserini kaleme almıştır. Süleyman Çelebi bu fevkalade eserinde Yüce Allah’ın mutlak iradesini, kâinatı yoktan var ettiğini ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hiçbir mahlukta bulunmayan yüce ve emsalsiz vasıflarını anlatmaktadır. Mevlit 9 bölümden oluşmaktadır. Bahir denilen bu bölümler şu şekilde sıralanmaktadır: Münacat, Yazana dua, Peygamber Nurunun Yaradılması, Velâdet (Hz. Peygamber’in doğumu), Peygamber’in Mucizeleri, Mi’raç, Peygamber’in Ahlakı, Peygamber’in vefatı, Kitabın Sonu. Mevlide sonradan ilave edilmiş bölümlerden olan Merhaba faslı da halk tarafından teveccüh görmüştür. O fasıldan bir kısmı şu şekildedir: “Merhaba iy (ey) âli sultan merhaba Merhaba iy kânı irfan merhaba Merhaba iy sırrı-ı Furkan merhaba… Peygamber sevgisinin en güzel bir biçimde anlatıldığı Vesîletü’n-necât’ta Süleyman Çelebi nebiler nebisi Hz. Muhammed (s.a.v.)’in ahlakının Kur’an ahlakı olduğunu şu sözlerle ifade etmektedir: Hulku anın cümle Kur’ân hulkîdi Ana ol ahlâk kamusu hulkîdi Bahr-i ilm ü hilm ü kân-ı cûd idi Her saadet anda hem mevcûd idi Sade bir dille yazılan mevlidin içinde Peygamber Efendimiz’e layık bir ümmet olma gibi pek çok önemli mesaj yer bulunmaktadır. Şer’ini tut ümmeti ol ümmeti Tâ nasib ola sana Hakk rahmeti Her kim ana gerçek ümmet olmadı Lâ-cerem Hakk rahmetini bulmadı Ol ne kim emr etdîse sen ânı tut Kim anın buyruğu durur cân’a kut Vesîletü’n-Necât, yalnızca bir edebi eser değil, aynı zamanda bir ahlak kitabıdır. Bu sebeple içerisinde pek çok ahlaki öğüt barındırır. Mevlit okumunanın elbette belli bir kaidesi vardır. Mevlide Kur’ân-ı Kerîm tilaveti ile başlanır. Ardından mevlidin bahirleri belli bir müzik makamıyla ve sırayla okunur. Her bahirden sonra tekrar Kur’ân tilavet edilir. İlahi ve kasideler de belli kısımlarda okunur. Velâdet (doğum) bölümünde Efendimiz (s.a.v.)’in dünyaya teşrif edişlerini bildiren beyit okunduğunda ayağa kalkılır ve ara duası yapılır. Mevlit sonunda asıl dua yapılır ve bu özel seromoni Fatiha okunarak bitirilir. Türk Edebiyatı’nda pek çok mevlit kaleme alınmıştır. Arapça yazılmış mevlitlerin yanı sıra Farsça, Arnavutça, Kürtçe, Cava dilinde, Boşnakça, Rumca, Çerkesçe, Urdu dilinde, Sevâhilî dilinde ve Tatarca yazılmış mevlitler de bulunmaktadır. Musiki terimi olarak “mevlit”, cami ve tekke musikisinin bir türü olarak karşımıza çıkmaktadır. İslam musikîsinde “Mevlit” okuyanlar, Farsçadan türetilmiş olan mevlithan ile isimlendirilmektedir. Mevlit çeşitli vesilelerle okutulmuş ve okutulmaya da devam edilmektedir. Mevlitler, Mevlit Kandili’nde (Mevlid-i Nebi) ve diğer kandil gecelerinde özel merasimler tertip edilerek ülkemizde ve birçok İslam ülkelerinde okutulmaktadır. Gerek asr-ı saâdet, gerekse Hulefâ-i Râşidîn ve Emeviler döneminde Efendimiz’in doğumuyla ilgili olarak merasim niteliğinde herhangi bir faaliyete rastlanmamaktadır. Ancak Efendimiz’in “doğum gününün” daha sahâbî döneminde dillerde dolaştığı ve bu özel gün münasebeti ile birtakım işlerin yapılmak istendiği bilinmektedir. İslam’ı insanlığa anlatan, şefkat peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in doğumunu anma ve o geceyi ihya için düzenlenen merasimler, tarihte ilk kez Mısır’da Fâtımîler döneminde görülmüştür. Mevlit merasimlerinin Eyyûbîler döneminde de tertip edildiği bilinmektedir. Mevlit kutlamalarının belki de en bilineni Erbil kutlamalarıdır. “Arap ve acemin mevlit ziyafetini yapan ilk sultan” olarak meşhur olan Erbil atabeyi Muzafferüddîn Gökbörü (öl. 630/1232) tarafından ilk defa resmî hâle getirilen mevlit kutlamaları önce başşehir Erbil, daha sonraları Musul’da yapılmıştır. Oldukça görkemli şekilde düzenlenen mevlit kutlamalarına uzak yakın her bölgeden fakihler, sûfiler, vaizler, kıraat âlimleri, edip ve şairler katılırdı. Halk ve devlet adamları da kutlamalarda yerini alırdı. Kutlamalarda ziyafetler verilirken, özellikle yoksul halka büyük yardımlarda bulunulurdu. 12 gün boyunca süren mevlit kutlamalarında ayrıca arada vaizler veya hatipler konuşma yapar, askerler de gösteriler düzenlerlerdi. Mevlit kutlamaları arasında en meşhur olanları Endülüs’te Sebte ve Gırnata’da; Cezayir’de Tilimsan’da Zeytûniyye Camii’nde düzenlenen mevlit merasimleridir. Bilhassa Endülüs’teki merasimler âdeta bir edebî yarışa dönüşmüştür. Mevlit için söylenen şiir veya kasideler arasında birinci seçilenlere ödüller verilir, söylenen şiir ve kasideler ertesi yıl bir daha söylenmezdi. Mevlit merasimleri Osmanlı Devleti’nde Süleyman Çelebi’nin “Vesîletü’n-necât” adındaki meşhur mevliti ile kendini göstermekte- dir. Bu kutlamalar Sultan 3. Murad zamanında resmî kutlama hâline getirilmiştir. Osmanlılardaki teşrifât (protokol) içerisinde “Mevlit Alayı” adıyla yerini almış olan mevlit merâsimleri, Sultan 2. Ahmed döneminde zirveye ulaşmıştır. Osmanlı ilim adamları veya şeyhülislamlar bağış yaparak veya vakıf kurarak bu faaliyetleri desteklemişlerdir. Şeyhülislam Yahyâ Efendi rebîülevvel ayından ramazan ayına kadar her hafta dergâhında mevlit okutmuş ve ziyafet vermiştir. Sultan II. Mahmud döneminde de Mekke’de resmen mevlit töreni tertip edilmekte idi. Mekke-i Mükerreme’de mevlit merasiminde mevlitin okunduğu kürsüye örtülmek üzere her yıl işlemeli değerli bir örtünün gönderilmesi ve ayrıca Şeyhülislam Hoca Sadeddîn Efendi’nin Sultan 3. Murad’ın vefatının yıl dönümü dolayısıyla Ayasofya Camii’nde okutulacak hatim ve mevlite katılması da Osmanlı’nın mevlit kutlamalarına ayrı bir özen gösterdiğinin kanıtıdır. Safer-1328/Mart-1910’da Meclis-i Vükelâ’nın aldığı bir kararla mevlit günü resmî tatiller arasına alınmıştır. Osmanlı’da mektebe ilk defa başlayan bazı çocukların aileleri de o günün akşamı evde mevlit okuturdu. Bunun dışında İstanbul’daki sıbyan mekteplerinde hocaların birçoğu ilm-i mûsikîye vâkıftı; onlar bildikleri mevlit, ilahi, naat ve kasideleri talebelerine öğretirlerdi. Sadece kızların gittiği kadın mektepleri ise çoğunlukla yetişkin ve evli kadınlar için cuma günleri açılır, isteyen hanımlara Kur’ân-ı Kerîm, mevlit, ilahî, naat ve kaside öğretilirdi. Bazen de önceden belirlenen bir cuma gününde hanımlar mektebe gelir, içlerinden güzel sesli hanımların okuduğu Mevlid-i Şerîf ve naatlar dinlenirdi. Mevlit töreninin sonunda ise okuyucu ve hocalara hediyeler verilirken, herkese şeker ve şerbet dağıtılırdı. 1 Mevlit dün olduğu gibi bugün de halkın ilgisini çekmekte olup küçük toplantılar şeklinde evlerde veya toplu olarak camilerde büyük bir aşkla okunmaya devam etmektedir. Şerbet, gül kokusu, akika şekeri ile süslenen bu güzel merasimlere kişinin doğumundan, düğününe ve vefatına kadar hemen her aşamada rastlanmaktadır. Süleyman Çelebi’nin Allah resulüne duyduğu aşk ve muhabbeti sebebiyle kaleme aldığı bu müthiş eser İslam toplumlarında “mevlit” gibi köklü bir geleneğin oluşmasına vesile olurken Müslümanlar arasında birlik ve kardeşlik için de önemli katkılar sunmaktadır. 1 Yavuz Demirtaş, XX. Yüzyıl Osmanlı Sosyal Hayatında Dini Musiki, İlahiyat Fakültesi Dergisi, 13/2, 2008, s.363. Kaynak: http://www.yeniumit.com.tr/konular/detay/mevlid-gelenegi-101 24 | Fotoğraflarla Faaliyetler camia | 18 Aralık 2015 Württemberg Kerem Erdoğan Württemberg Bölgesi Eğitim Başkanlığı “Eğitimcilerin Eğitimi” çalışmaları kapsamında Hizmet İçi Eğitim Semineri (HİES) düzenledi. Seminerler HİES Sorumlusu Habip Yazıcı, Bölge Başkanı Zeki Şeker ve Eğitim Başkanı Württemberg Rasim Gül tarafından verildi. Şubelerden gelen eğitimcilerin katıldığı programda müfredat ve eğitim materyelleri, etkin öğretmenlik teknikleri ile 6-10 yaş grubu çocuk gelişimi ve özellikleri konulu seminerler verildi. Kerem Erdoğan Württemberg Bölge Başkanı Zeki Şeker, Bölge Teşkilatlanma Başkanı Abdullah Şimşek ve Bölge Eğitim Başkanı Rasim Gül 6 Aralık’ta Aalen Cemiyetini ziyaret etti. Eğitim merkezindeki çalışmaları yerinde inceleyen bölge idarecileri ziyaret kapsamında öğretmen ve öğrencilerle de kısa görüşmelerde bulundu. Aalen cemaatiyle de bir araya gelen Şeker ve ekibi cemaat ile sorunlar hakkında istişarelerde bulundu. Paris Melek Özmen Paris Bölgesi Grigny Şubesinin çocuklara yönelik düzenlediği Güzel Okuma, Şiir, İstiklal Marşı ve Resim Yarışması sonuçları 29 Kasım’da düzenlenen bir programla açıklandı. Yarışmanın jüri üyeleri Emel Toprak, Pınar Ünlü ve Hasret Yüksel oldu. Dereceye giren çocuklara çeşitli ödüller takdim edildi. Güzel Okuma Yarışması’nda Sıdıka Bilir, Şiir Yarışması’nda Hazal Kaya, İstiklal Marşı Okuma Yarışması’nda Özge Uğur ve Resim Yarışması’nda Alper Çağıroğlu birinci olarak belirlendi. Yarışmada birinciliği elde edenler bölge elemelerine girmeye hak kazandı. Rhein-Neckar-Saar (RNS) Mahmut Kaya RNS Bölgesine bağlı olarak faaliyetlerini devam ettiren Mannheim Fatih Camii’nde yeni Yönetim Kurulu seçildi. Üyelerle yapılan istişareler sonucu Yusuf İpek ve ekibi görevi Kurban Sarıgül ve ekibine devretti. Buna göre yeni Cemiyet Başkanı Kurban Sarıgül olurken, başkan yardımcıları Recep Kaya ve Serkan Kaya olarak tayin edildi. Devir teslim töreninin ardından düzenlenen bir programda yeni yönetim kurulu cemaate tanıtıldı. Württemberg Kenan Sekban Württemberg Bölgesi Hac Umre ve Seyahat İşleri Başkanlığının düzenlediği etkinlikte kafile ve grup başkanları ile Stuttgart kafilesi hacıları bir araya geldi. Bölge Hac Umre ve Seyahat İşler Başkanı Kenan Sekban programa katılan herkese teşekkür ederken, Millî Görüş Organizasyonunu tercih eden hacılara şükran- Paris Melek Özmen Paris Bölgesi Grigny Şubesi’nin “Üye kahvaltısı” adı altında düzenlediği program farklı bir atmosferde gerçekleşti. 3 Aralık’ta organize edilen programda ahirete göç eden Müslümanlar anıldı. Teşkilatlanma Başkanı Melek Özmen ve ekibinin katkılarıyla tertip edilen etkinlikte zaman zaman duygusal anlar da yaşandı. Özmen, ahde vefanın önemine vurgu yapan bir konuşma gerçekleştirdi. Programda teşkilata emeği geçen merhum ve merhumeler için Kur’ân-ı Kerîm okundu ve dualar edildi. larını sundu. Kafile Başkanı Tayyip Genç ile Grup Başkanları Hamza Gül, Enes Saraç, Ömer Tunçhan ve Abdullah Gündoğdu birer konuşma yaparak hac ibadetinin önemi hakkında bilgiler aktardılar. Hacı arkadaşlarını yeniden görmenin mutluluğunu yaşayan hacılar duygulu anlar yaşadılar. gençcamia | 25 genç camia | 18 Aralık 2015 Başkanımızdan mesaj var GENÇ SORU İslam’da mut’a nikâhı caiz midir? s. 26 GENÇ BAKIŞ Tıbbi pedagoji s. 26 KGT BBT “Topluma umut olacak gençlerin yetiştirilmesine önem vermeliyiz.” IGMG Bölge Kadınlar Gençlik Teşkilatı (KGT) Başkanları 2015 yılının son Bölge Başkanları Toplantısı’nı (BBT) gerçekleştirdi. Zehra Tetik, Kevser Erol Esselamualeykum Değerli Genç Camia Okuyucuları, Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz’in dünyayı şereflendirdiği Mevlit Kandili’ne kavuştuk. Allah (c.c.) Peygamberimiz’in şefaatine hepimizi nail eylesin. Bu Mevlit Kandili’ni bizlere sunulmuş bir fırsat olarak görmemiz gerekir. Bu gecede Peygamber Efendimiz’i televizyon kanallarından dinleyerek gözyaşı dökmek yerine, O’nu anlamak için değerlendirelim. Bu doğrultuda bu mübarek gecede kendimize yeni bir bakış açısı oluşturalım inşallah. Kur’ân-ı Kerîm’ de “O müminler için Allah’ın nebisi kendi nefislerinden önce gelir.” diye buyurulmaktadır. Cenâb-ı Allah Nebisinin gönül dünyamızda nerede olması gerektiğini bizim sevgi sıralamamıza bırakmıyor, onu gönlümüzde kendimizden dahi daha öncelikli tutmamız gereken bir yere oturttuğunu görüyoruz. Bu durumu göz önünde bulundurarak işte bu kutlu doğumu bizler de yeni doğuşların miladına çevirmemiz gerekir. Peki bunun için gençler olarak neler yapabiliriz? Peygamberimiz’in hayatını güvenilir bir siyer kaynağından okumaya başlayabiliriz. Gençlik Teşkilatı olarak hazırladığımız “Peygamberimiz’den genç gönüllere hadisler” derlemesinde yer alan hadisleri ezberleyebiliriz. Peygamberimiz’in unutulmuş bir sünnetini o hafta özel olarak hayatımızda uygulamaya başlayabiliriz. Günlük olarak Peygamberimiz’e salâvatlarımızı artırabiliriz. Peygamberimiz’in nafile namazlarından misalen ebvabin, gece namazı gibi namazları o hafta bir kez dahi olsa uygulayabiliriz. Pazartesi ve perşembe günleri tutulan sünnet orucunu o hafta devreye sokabiliriz. Bu örnekleri tabii ki artırabiliriz. Ama bizim yapmamız gereken bu gecede sadece camiye gitmekle kalmayıp, Peygamberimiz’i hayatımızın merkezi hâline getirmek olmalıdır. Sevdiğimizi söylemek yeterli değildir, sevdiğimiz gibi yaşamanın gayretiyle bir Mevlit Kandili geçirmeliyiz. Çok değerli kardeşlerim, Aralık ayının son haftası Abi-Kardeş Haftası gerçekleşecek ki, bütün bölge ve şubelerimiz şimdiden çalışmalarını muhataplarına ilan etmeliler. Bütün gençlerimizde Abi-Kardeş Haftası’nın esintisi hissedilmelidir. Aralık ayının son gününde ise Gençlik Geceleri olup, bütün lokallerimizde, gençlerle beraber farklı bir beraberlik ve dolu dolu bir organize gerçekleştirmeliyiz. Bu arada umreye giden genç kardeşlerimiz var. Onlara hayırlı yolculuklar dilerken, gidemeyenlerin de Paskalya Tatilindeki Gençlik Umrelerine niyetlenmelerini şimdiden hatırlatır, selam ve muhabbetlerimi sunarım. Selam ve dua ile Ünal Ünalan GT Başkanı IGMG Bölge KGT 5’inci BBT 25 KGT bölge başkanı ve teşkilatlanma başkanının katılımı ile 12-13 Aralık’ta Genel Merkezde icra edildi. Genel Başkan Kemal Ergün KGT başkanlarına öğütler vererek, “İdareciler olarak hem Müslümanların hem de Âdemoğlu’nun umudu olmalıyız. Topluma umut olacak gençlerin yetiştirilmesine önem vermeliyiz.” dedi. Kadınlar Teşkilatı BBT ile ortak başlayan program ayrı toplantı salonlarında devam etti. “İslam’da kardeşlik” konusundan bahseden IGMG KGT Başkanı Meryem Saral Müslümanların birbiri üzerinde olan haklarını ele alarak Müslüman’ın Müslüman’a karşı görevlerine değindi. İman konusuna da değinen Saral, Efendimiz (s.a.v.)’in “Sizden biriniz, kendisi için arzu edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe gerçek anlamda iman etmiş olmaz.” hadisi üzerine bir konuşma gerçekleştirdi. Toplantı gündemi uyarınca her bir birim kendi çalışmalarından bahsetti. Bu çerçevede Genel Merkez KGT Birimlerinden Teşkilatlanma Birimi sunumunu KGT Teşkilatlanma Başkanı Zehra Karataş, Teftiş Birimi sunumunu KGT Teftiş Başkanı Nursen Elemenler, Kurumsal İletişim Birimi sunumunu KGT Kurumsal İletişim Başkanı Kevser Erol, Sosyal Hizmetler Birimi sunumunu KGT Sosyal Hizmetler Komisyon Üyesi Rana Yavuz, Üniversiteliler Birim sunumu KGT Üniversiteliler Komisyon Üyesi Meryem Küçükhüseyin, Ortaöğretim Birim sunumunu KGT Orta Öğretim Baş- kanı Semra Şimsek ve KGT Eğitim Birim sunumunu ise Eğitim Başkanı Nagihan Seyiş gerçekleştirdi. Sunumlarda KGT’nin son aylarda yapmış olduğu ve önümüzdeki dönem yapmayı hedeflediği çalışmalar ele alındı. İrşad Başkanı Celil Yalınkılıç da toplantıya iştirak etti, “Hayat, iman ve infaktan ibarettir.” ibaresi üzerinde durdu. Yalınkılıç konuşmasında Medine’nin Ebû Bekir’i Esad bin Zürare’den de bahsetti. Toplantıda ayrıca KGT Hannover Başkanı Rumeysa Bilgin Evlice ve KGT Avusturya Linz Başkanı Hatice Başer bölgelerinde yaptıkları çalışmalardan bahsederek diğer KGT Bölge Başkanlarını örnek çalışmaları hakkında bilgilendirdiler. Toplantıda idarecilerin soruları da cevaplandırıldı. KUZEY BAVYERA Kardeşlik duyguları pekiştirildi Kuzey Bavyera Bölgesi Schweinfurt Gençlik Teşkilatının (GT) organize ettiği “Kardeşlik ve kaynaşma gecesi” büyük ilgi gördü. Enes Sapmaz Kuzey Bavyera Bölgesi Schweinfurt GT tarafından düzenlenen “Kardeşlik ve kaynaşma gecesi” yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Programa 14 ve 25 yaş arası yaklaşık 55 genç katıldı. Bölge GT Başkanı Osman Gündoğan ve ekibi de etkinlikte hazır bulundu. Gündoğan yapılan tüm çalışmalarda Allah’ın rızasını gözettiklerini belirtti. Dünya Müslümanlarının durumuna değinen Gündoğan, Müslüman gençlerin toplumda karşı karşıya kaldığı sorunlardan bahsetti. “Birbirimizi tanımanın ve anlamanın İslam ahlakının prensip- lerinden biri olduğu bilincinde hareket ediyoruz.” diyen şube GT idarecileri kardeşlik ve paylaşma duygularının bu tür faaliyetler ile pekiştiğini kaydetti. Program kapsamında düzenlenen bilgi yarışması da renkli görüntülere sahne oldu. gençcamia | 27 camia | 18 Aralık 2015 WÜRTTEMBERG KUZEY BAVYERA Genç kızlardan örnek proje “Unutma! Sen yoksan bir kişi eksiğiz!” Württemberg Bölgesi Kadınlar Gençlik Teşkilatı (KGT) örnek bir projeye imza attı. Kuzey Bavyera Nürnberg Gençlik Teşkilatı olan Adab Gençlik’in düzenlediği ev sohbetine gençlerin ilgisi büyük. Akın Cüneyt Aslanpınar Büşra Ocak Württemberg Bölgesi KGT idarecileri sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında gerçekleştirdiği proje ile çok sayıda kişinin yüzünü güldürdü. Hemen hemen bütün şubelerde hayata geçirilen proje ile şubelerde bulunan KGT üyelerinin toplumsal duyarlılığını artırmak ve gençlerin paylaşan, özveride bulunan, içinde yaşadığı topluma olumlu katkılar sağlayan ve fark yaratan bilinçli bireyler olmalarına destek olunması amaçlandı. Proje süresince huzurevi, mülteci yurdu ve mezarlık gibi farklı yerler ziyaret edildi. Mezarlık ziyaretinde dünya hayatının geçiciliği ve ahiret hayatı genç kızlara hatırlatılırken, ahiret konusu üzerine genç kızlara kısa bilgiler aktarıldı. Ahirete göç eden tüm Müslümanlar de için dualar okundu. “Herhangi bir genç yaşlılığından dolayı bir ihtiyara hürmet ederse, yüce Allah da yaşlandığında ona hürmet edecek kimseler halkeder.” hadisini kendilerine rehber eden genç kızlar proje kapsamında huzurevi ziyareti de gerçekleştirdi. Yaşlılar ile sohbet eden genç kızlar ufak hediyelerle yaşlıları sevindirdiler. “Allah için bir başkasına yardım etmek, gücü yettiği kadar iyilik ve ihsanda bulunmak, muhtaçların derdiyle dertlenmek, kalpteki iman ve irfanın sonucudur.” sözünü benimseyen genç kızlar proje çerçevesinde ayrıca mültecilere de ziyaret gerçekleştirdiler. Genç kızlar mültecilerle aynı sofrada buluşurken, onlarla sohbet ettiler. Çocukları unutmayan genç kızlar onlara küçük hediyeler takdim ederek, sevindirdiler. Kuzey Bavyera Bölgesi GT’nin tertip ettiği ev sohbetleri çerçevesinde şimdiye kadar yaklaşık 150 hane ziyaret edildi. Nebevi bir eğitim modeli olan ev sohbetlerini bölge GT idarecileri Darû’l-Erkam ev sohbetleri olarak tanımlıyor. Sohbetlere ortalama 30 genç iştirak ediyor. Ev sohbetlerinin gençlerde olumlu etkiler bıraktığını belirten bölge GT idarecileri imanlı ve şuurlu gençler yetiştirmeyi hedeflediklerini kaydetti. GT’nin çalışma alanının sadece ev sohbetlerinden ibaret olmadığına vurgu yapan genç idareciler hafta içi her gün gönül sohbetleri, hafta sonu ise lokal ve salon programları düzenlediklerini ifade etti. Genç idareciler gençlik lokalinde organize edilen çeşitli sos- yal aktivitelerle de gençlerin kardeşlik bağlarını kuvvetlendirdiklerini kaydetti. Gençlere yönelik yapılan çalışmalara büyük önem atfeden Şube GT Başkanı Cihad Güler ve ekibi herkesin geleceğe daha umutlu bakabilmesi için titizlikle çalıştıklarını kaydetti. Daha fazla gence ulaşmayı hedeflediklerini belirten Güler, “Unutma! Sen yoksan bir kişi eksiğiz!” diyerek gençlere sohbetlere katılma çağrısında bulundu. Öte yandan Bölge GT çalışmaları kapsamında, 12 Aralık’ta “Huzur akşamı” programı organize edilerek gençlere çeşitli konularda bilgiler aktarıldı. Genç idareciler 16 Aralık’ta “İrşad sohbetleri”, 19 Aralık’ta ise “Mâide-i Kur’an” programı tertip edecek. NORVEÇ Çocuk Kulubü’nden gençliğe geçiş Norveç Bölgesi Oslo Şubesi Kadınlar Gençlik Teşkilatı ile Çocuk Kulübü “Gençliğe geçiş töreni” tertip etti. Türkan Güven Norveç Bölgesi Oslo Şubesi Yusra Kadınlar Gençlik Teşkilatı ile Çocuk Kulübü’nün ortaklaşa organize ettiği “Gençliğe geçiş töreni”nde dokuz genç kıza belgeleri takdim edildi. Programda Yusra KGT Başkanı Cennet Şener ve ekibi Çocuk Kulübü’nden çıkıp abla-kardeş grubuna katılan kızlara güzel bir gece yaşattılar. Bölge Çocuk Kulübü Başkanı Türkan Güven ve Şube Çocuk Kulübü Başkanı Rojda Şahin de programda hazır bulundu. 2001 ve 2002 doğumlu olan genç kızların geçen sene tertip edilen ev sohbetleri ile dinî günlerde düzenlenen programlara ara vermeden katıldıklarını belirten Şube Çocuk Kulübü yetkilileri “Genç kızlarımız çok büyük başarı elde ettiler. Oslo Şubesi Çocuk Kulübü olarak onlarla gurur duyuyoruz.” dedi. Ablaları ile beraber yemek yiyen kızlar, abla-kardeş bağlarını daha ilk günden kuvvetlendirdiler. Kızları tebrik eden Bölge Çocuk Kulübü Başkanı Türkan Güven ve Şube Çocuk Kulübü Başkanı Rojda Şahin, kızlarla çok yol katettiklerini kaydederken, “Bütünlük varsa başarı da gelir. Üyelerimizi emin ellere teslim ediyoruz. Rabbim hayırlara vesile kılsın.” ifadelerini kullandılar. Program sonunda her bir abla kendi kardeşine belgesini takdim etti. RHEIN-NECKAR-SAAR Gençler fikir üretiyor Rhein-Neckar-Saar (RNS) Bölgesi Mannheim Gençlik Teşkilatının geleneksel hâle getirdiği “Gençlik cuma sohbeti” katılımcı gençlerden tam not aldı. Mehmet Çalay RNS Bölgesi Mannheim Gençlik Teşkilatının tertip ettiği “Gençlik cuma sohbeti”nin konusu dünyanın önde gelen ürün ve hizmet şirketlerinin de kullandığı “Tasarımcı Düşünme” (İng. Design Thinking) metoduydu. Bölge Kurumsal İletişim Başkanı Yüksek Bilgisayar Mühendisi Akif Ünal’ın çalıştay olarak düzenlediği seminer gençler tarafından ilgiyle takip edildi. İnsanların ihtiyacını temel alan ve empati kurup başkalarının sorunlarını çözmek için yeni fikirlerin üretilmesinde etkin olan metot gençlerle uygulamalı olarak çalışıldı. Cami hizmetlerinin konu edildiği programda Cemiyet İmamı Hasan Çakmak, Gençlik Teşkilatı Başkanı Sefa Kaya ve katılımcı gençler hayal güçlerini konuşturarak cami hizmetlerini nerede görmek istedikleri hakkında karşılıklı fikir alışverişinde bulundular. Cami hizmetlerinin şu anki durumu ve zorlukları ise grup çalışması kapsamında istişare edilirken, hayallerdeki hizmetlere ulaşabilmek için pratikte uygulanabilir birçok yeni düşünce ortaya konuldu. Ünal, bu metotta bir sonraki aşamanın bu oluşan fikirlerin harmanlanıp projeye dönüşmesi, küçük deneylerle hedefe gidip gidilmediğinin takibinden ve süreklilikten geçtiğini belirtti. Program sonunda gençlere hitaben konuşan Ünal, “Genç kardeşlerim, ileride belki bir ürün veya hizmet tasarımcıları olacaksınız. Unutmayın ki şu anda hepiniz dünyamızın imarından sorumlu tasarımcılarsınız.” diyerek, Mannheim Gençlik Teşkilatına ve programa katılan gençlere ayrı ayrı teşekkürlerini sundu. Programla ilgili düşüncelerini paylaşan gençler alışagelmiş seminerlerden farklı olması hasebiyle organizasyondan memnun kaldıklarını ve öğrendikleri metodu değişik alanlarda kullanabileceklerini ifade ettiler. gençcamia | 28 camia | 18 Aralık 2015 Viyana Abdulhamit Türkmen IGMG Genel Merkezinde yapılan “İrfan evleri ödül programı”nda en iyi İrfan Evi ödülü Viyana erkek İrfan Evine takdim edildi. 19 kişilik kapasiteye sahip olan Viyana İrfan Evi aynı zamanda farklı ülkelerden gelen öğrencilere de hizmet veriyor. Yurtta sabah namazları cemaat ile birlikte kılınırken, öğrencilere namazın ve birlikteliğin önemi aşılanmaktadır. Sabah kahvaltıları nöbetçi listesinde yer alan öğrenciler tarafından hazırlanırken, aynı sofra etrafında bir araya gelen öğrenciler birbirle- Lyon Abdullah Taştan Lyon Bölgesi Clermont-Ferrand Şubesi Gençlik Teşkilatı Abi-Kardeş çalışmalarına devam ediyor. Proje kapsamında gerçekleştirilen etkinlikte bir araya gelen gençler unu- ri ile olan dostluklarını pekiştiriyor. Her hafta perşembe günü düzenlenen sohbetlerde üniversiteli gençlere farklı konularda bilgiler veriliyor. Sohbet sonrası ise çeşitli konular üzerine söyleşi yapılarak gençlerin fikirlerini özgüvenle savunabilen ve toplumda mesuliyet alabilen bireyler olmalarına katkı sağlanıyor. Geleceğin şuurlu, imanlı örnek Müslümanlarını yetiştirmeyi amaçlayan Viyana İrfan Evi aldığı ödülle daha da motive olmuş bir şekilde hizmet sunmaya devam ediyor. Linz Sümeyye Arıkan Avusturya Linz İslam Federasyonu Kadınlar Gençlik Teşkilatı, şubeleri bir araya getirerek genç kızları kaynaştırmak amacıyla “Pastalar yarışıyor” adlı bir yarışma tertip etti. Vorchdorf salonunda düzenlenen etkinlğe sekiz şube katıldı. Attnang-Puchheim, Freistadt ve Wels şubeleri yarışmada en yüksek puanı alarak dereceye girdi. Renkli görüntülere sahne olan etkinlikten herkesin memnun ayrıldığı görüldü. Ruhr-A Cüneyd Turgut Ruhr-A Bölgesi Recklinghausen Şubesi Gençlik Teşkilatının her hafta mutat olarak düzenlediği “Cuma sohbeti” aralıksız devam ediyor. Cuma akşamı gençlerin camide bir araya gelmesinin hedeflendiği programda gençler arasındaki arkadaşlık bağları da kuvvetlendiriliyor. Program kapsamında her hafta farklı konular farklı hatipler tarafından ele alınırken, gençlerin örnek Müslüman olarak yetişmesine katkı sağlanıyor. En son tertip edilen sohbete IGMG Genel Merkez Hatibi Ali Börek hatip olarak katılırken, “Kur’ân-ı Kerîm” konusu üzerine genç katılımcılar bilgilendirildi. Börek, Kur’ân-ı Kerîm’i okumanın önemi ve insana kazandırdıkları hakkında bilgiler aktardı. Kur’ân-ı Kerîm’in hayatın merkezine konulması gerektiğine vurgu yapan Börek, Kur’an eksenli yaşanması yönünde gençlere tavsiyelerde bulundu. Bremen Turan Dibet Bremen Bölgesi Gençlik Teşkilatı ev sohbetlerinde gençleri buluşturmaya devam ediyor. 10 Aralık’ta düzenlenen ev sohbetine Emir Faruk Kayahan ev sahipliği yaptı. Sohbete Muhammed Karagöz konuşmacı olarak katıldı. “Rüyalar ve rüya tabir etme şekilleri” konusu üzerine sohbet veren Karagöz Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hayatından ve asr-ı saâdetten örnekler vererek konuyu ele aldı. İyi rüyaların çoğunlukla Allah’tan geldiğini ve kötüleri rüyaların (kâbus) ise çoğunlukla şeytandan olduğunu aktaran Karagöz, yatmadan önce mutlaka abdest alınması ve uyumadan önce İhlas, Felak ve Nas surelerinin okunması gerektiğini aktardı. Rüya gördükten sonra Allah’a rüyanın hayırlı olmasına dair dua edilmesi gerektiğini tavsiye etti. Kâbus gördükten sonra ise namaz kılıp Allah’a sığınılması gerektiğini belirtti. tulmaz bir gün geçirdirler. Etkinliğe 4 abi ve 20 kardeş katıldı. Memduh Özsoy’un verdiği sohbete katılan gençler çeşitli konularda bilgi sahibi oldu.