mimari tasarımın deprem dayanımına etkisi

advertisement
MİMARİ TASARIMIN DEPREM DAYANIMINA ETKİSİ: ANTALYA
TED KOLEJİ’NİN DEPREM YÖNETMELİĞİNE GÖRE
İNCELENMESİ
Semra ARSLAN SELÇUK ve Aslı ER AKAN
* ODTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü, Ankara
ÖZET
Depreme dayanıklı yapı tasarımı konusunda yaşanan belirsizliklerin başında depremin
neden olduğu yer hareketi gelmektedir. Şüphesiz ki depremin nereden ve nasıl geleceğinin
bilinmesi mümkün değildir. Ancak, depremin neden olduğu hasarları güvenli yapı tasarımı
ile azaltmak mümkündür. Ülkemizde deprem güvenliği açısından mimari tasarımı
etkileyen “yönetmeliklerin” mimarlar tarafından yeterince anlaşılamadığı süregelen bir
tartışma konusudur. 1998’den bu yana 2. derece deprem bölgesi olarak kabul edilen
Antalya’da kamu binalarının bu yönetmeliklere göre tasarlanması ve tasarım sürecinin
mimarlar ve mühendislerle birlikte yürütülmesi gerekmektedir. Bu bağlamda Antalya’da
yapımı devam etmekte olan Antalya TED Koleji incelenmiş ve Deprem Yönetmeliğine
uygunluğu tartışılmıştır. Elde edilen sonuçlar ile, deprem dayanımında mimari tasarımın
önemi ve genel olarak “yönetmeliklerin” mimari tasarımı nasıl etkilediği
değerlendirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Antalya, Deprem Yönetmeliği, Ted Koleji.
THE EFFECT OF ARCHITECTURAL DESIGN TO EARTHQUAKE
RESISTANCE: INVESTIGATION OF THE TED COLLEGE OF
ANTALYA ACCORDING TO EARTHQUAKE REGULATIONS
ABSTRACT
In the earthquake resistant building design the first reason for arising uncertainty is ground
motion due to the earthquake. Definitely it is impossible to know where and how
earthquake arises. Nonetheless it is possible to decrease the damage of earthquakes by
using safe building design. For a long time, in our country, it has been discussing subject
that the specifications which affect the architectural design for the aspect of earthquake
safety has not been understood by architects. Since 1998 Antalya has been specified as
second earthquake region, public buildings must be designed according to these regulations
and the design process must be executed by architects and engineers. In this base, the
Antalya TED College that is still under construction has been investigated and discussed
appropriateness to the regulations. For the earthquake resistance importance of
architectural design and how the regulations affect the architectural design are evaluated by
using the obtained results.
Keywords: Antalya, Earthquake Regulations, Ted College.
1. GİRİŞ
Deprem afeti teknik olduğu kadar sosyal boyutları da içinde barındıran bir olgudur.
Günümüzde, deprem afetinin zararlarını azaltma, depreme dayanıklı yapı tasarımı ve
depreme hazırlıklı olma gibi kavramlar önem kazanmıştır. Türkiye, topraklarının önemli
bir kısmı deprem riski taşıyan bölgeler üzerinde yer almaktadır. Bu nedenle ülkemiz sık sık
yıkıcı depremlere sahne olmaktadır. Bu depremlerde hasar gören binalardaki eksikler ve
kusurlar aşağıda sıralanmıştır.
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
Uygun mimari tasarımın gerçekleştirilmemesi ve gerekli teknik hesapların
yapılmaması
Tasıyıcı sistemin düzensiz oluşu: Bu tür hasarların başlıca nedenleri, projede
kirişlerin kolonlarla eksenel birleşmemeleri, krişlerin dolaylı mesnetlenmeleri, ve
zemin kattan sonra oluşturulan cıkmalar olarak sayılabilir.
Çok katlı bitişik binaların çekiçleme nedeniyle birbirini etkileyerek hasara sebep
olması
Detayların eksikliği: Taşıyıcı elemanların düzeninde gerekli kurallara uyulmaması,
kiriş kolon birleşim bölgelerinde yeterli etriye kullanılmaması detay
eksikliklerinden bazılarıdır.
Kalifiye işçiliğin ve doğru malzemenin kullanılmaması
Zemin özelliklerinin göz ardı edilmesi
Giriş katların galeri, market gibi ticari amaçlarla kullanılmaları nedeniyle yeterli
rijitliğe sahip olmayan yumuşak katların oluşması
Sayılan bütün bu eksikliklerin yapılarda yer almaması için yapı inşasına kurallar getirilerek
yönetmelikler ortaya konulmuştur. Ülkemizde teknoloji geliştikçe ve depremlerde elde
edilen tecrübeler arttıkça 1940’tan bu yana değişen sekiz adet deprem yönetmeliği
yürürlüğe girmiştir. Fakat yaşanan depremlerden sonra yapılarda oluşan hasarlar bu
yönetmeliklere yeterince uyulmadığını göstermiştir. Bu çalışmada yeni yapıların bu
yönetmeliklere ne kadar uyduğunu araştırmak için Antalya’da inşası devam etmekte olan
Antalya TED Koleji seçilmiştir. Bina, afet yönetmeliğinde bulunan kurallara göre aşama
aşama incelenmiştir.
2. ANTALYA’NIN DEPREMSELLİĞİ
Türkiye’nin bulunduğu bölgede büyük levhalar arasında küçük birçok levhanın olması,
Türkiye’nin büyük bir bölümünün deprem kuşağı içinde yer almasına neden olur. Türkiye,
Şekil 1’de gösterildiği gibi üç büyük levhanın etkisi altındadır: Avrasya, Afrika ve Arap
levhaları. Anadolu’nun büyük bir kısmının yer aldığı Anadolu levhası, Avrasya levhasının
küçük bir bölümüdür [1].
Şekil 1 Türkiye’nin Etrafındaki Levhalar [1]
Antalya ise II.derece deprem riski altında olan bir bölgededir (Şekil 2). Deprem nedeniyle
yıkılmış antik kentlere sahip olduğu gibi sıklıkla da sallanmaktadır. Antalya’nın deprem
haritasında ki yeri son yıllarda değişmiştir (Şekil 3). Önümüzdeki yıllarda da değişebilir.
Son olarak 18.10.2001’de Manavgat’ta 3.5, 25.09.2001’de G. Paşa da 5.1 ve Kaş’ta 5
şiddetinde üç deprem olmuştur [2].
Şekil 2 Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası [3]
Şekil 3 Antalya Deprem Haritası [3]
3. ANTALYA TED
İNCELENMESİ
KOLEJİ’NİN
DEPREM
YÖNETMELİĞİNE
GÖRE
Betonarme karkas yapılarda hatalar genellikle yapının oturduğu zeminden, yanlış
tasarımdan, işçilikten, denetim eksikliğinden, malzemeden, ve gerekli teknik personelin
eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Bu hatalardan kaçınabilmek için yönetmeliklere uygun
şekilde yapıların inşa edilmesi gerekmektedir. Yapının mimari projesini hazırlayan mimar,
tasarım sürecinde yapının taşıyıcı sistemini de düşünmelidir. Strüktür sisteminin doğru
seçilmesi yapının çeşitli yüklere dayanabilmesiyle doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle tasarım
sürecinde mimarlar ve mühendisler işbirliği içinde bulunmalıdırlar. Ancak bu şekilde
güvenli yapı tasarımı yapılabilir. Bir yapıda en önemli özellik yapı güvenliğini sağlayarak
insan hayatını korumaktır. Bu nedenle yönetmeliklere uygun yapı tasarımı son derece
önemlidir. Türkiye deprem yönetmeliğinde (1998) bina taşıyıcı sistemlerine ilişkin genel
ilkelerin başında aşağıda ifade edildiği gibi rijitlik, kararlılık ve dayanım gelmektedir.
“Bir bütün olarak deprem yüklerini taşıyan bina taşıyıcı sisteminde ve aynı
zamanda taşıyıcı sistemi oluşturan elemanların her birinde, deprem yüklerinin
temel zeminine kadar sürekli bir şekilde ve güvenli olarak aktarılmasını
sağlayacak yeterlikte rijitlik, kararlılık ve dayanım bulunmalıdır. Bu
bağlamda döşeme sistemleri, deprem kuvvetlerinin taşıyıcı sistem elemanları
arasında güvenle aktarılmasını sağlayacak düzeyde rijitlik ve dayanıma sahip
olmalıdır.” [4]
Mimari tasarımı ile yapının deprem davranışı arasında yakın bir ilişki mevcuttur. Binanın
plan ve kesit boyutları, kütle dağılımı, bölücü duvar dağılımı, kolonların konfigürasyonu,
rijitlik dağılımındaki düzensizlikler o yapının deprem davranışını olumsuz yönde etkileyen
en önemli faktörlerdir. Türkiye deprem yönertmeliğinde (1998) düzensizlikler için yer
alan 6.2.1.3 maddesi aşağıdaki gibidir.
“Düzensiz binaların tasarımından ve yapımından kaçınılmalıdır. Taşıyıcı
sistem planda simetrik veya simetriğe yakın düzenlenmeli ve burulma
düzensizliğine olabildiğince yer verilmemelidir. Bu bağlamda, perde vb rijit
taşıyıcı sistem elemanlarının binanın burulma rijitliğini arttıracak biçimde
yerleştirilmesine özen gösterilmelidir. Düşey doğrultuda ise özellikle
herhangi bir katta zayıf kat veya yumuşak kat durumu oluşturan
düzensizliklerden kaçınılmalıdır. Bu bağlamda, taşıyıcı sistem hesabında
gözönüne alınmayan, ancak kendi düzlemlerinde önemli derecede rijitliğe
sahip olabilen dolgu duvarlarının bazı katlarda ve özellikle binaların giriş
katlarında kaldırılması ile oluşan ani rijitlik ve dayanım azalmalarının
olumsuz etkilerini gidermek için bina taşıyıcı sisteminde gerekli önlemler
alınmalıdır.” [4]
Türkiye deprem yönetmeliğinde (1998) belirtilen 7 ayrı düzensizlik bulunmaktadır.
Bunlardan ilk dördü plandaki düzensizlik durumları geri kalan üçü ise düşeydeki
düzensizlik durumlarıdır. Bu düzensizlik türleri aşağıda belirtilmiştir.
Planda Düzensizlik Durumları
ƒ Burulma Düzensizliği
ƒ Döşeme Süreksizlikleri
ƒ Planda Çıkıntılar Bulunması
ƒ Taşıyıcı Eleman Eksenlerinin Paralel Olmaması
Düşey Doğrultuda Düzensizlik Durumları
ƒ Komşu Katlar Arası Dayanım Düzensizliği (Zayıf Kat)
ƒ Komşu Katlar Arası Rijitlik Düzensizliği (Yumuşak Kat)
ƒ Taşıyıcı Sistemin Düşey Elemanlarının Süreksizliği
Diğer Temel Hatalar
ƒ Güçlü kiriş- Zayıf Kolon
ƒ Kısa Kolon
ƒ Kolon Konfigürasyonu
ƒ Perde Konfigürasyonu
ƒ Perde Yeri
ƒ Pounding effect
ƒ Kirişin Kirişe bağlanması
ƒ Konsol Döşemeler
ƒ Süreksiz Kiriş
ƒ Kırık Akslı Kolon
ƒ Kolonun Kirişe Bağlantısı
ƒ Düzensiz Kütle Dağılımı
Bu genel çerçevede bir sonraki bölümde, inşası devam etmekte olan Antalya Ted Kolejinin
Deprem Yönetmeliğine uygunluğu incelenmiştir.
3.1 TED Kolejinde Gözlenen Düzensizlikler
3.1.1 Planda Çıkıntılar Bulunması: Planı L,T ve H şeklinde çıkıntılara sahip yapıların
kanatlarının birleştikleri yerler kritik bölgelerdir. Bu bölgelerde gerilim birikimi ve
burulma gerçekleşir. Planda çıkıntılar bulunması Türkiye Deprem Yönetmeliği (1998)’de
aşağıdaki gibi tanımlanmıştır [4].
“Bina kat planlarında çıkıntı yapan kısımların birbirine dik iki doğrultudaki
boyutlarının her ikisinin de, binanın o katının aynı doğrultulardaki toplam
plan boyutlarının %20'sinden daha büyük olması durumu”
Şekil 4 Plan Üzerinde Düzensizlikler [4]
Antalya TED Koleji planlarında, yangın merdivenleri için gerçekleştirilmiş olan çıkma,
planda düzensizliğe sebep olmuştur.
Şekil 5 TED Kolejinde Gözlenen Çıkmalar
3.1.2 Kolon Konfigürasyonu: Bir binanın rijitlik akslarının birbirine dik olması ve kolon
ve perde duvarların asal eksenlerinin bu dik aks sistemine paralel olması istenir. Eğer bu
paralellik sağlanmadıysa eğik konumlu düşey taşıyıcı elemanların iç kuvvetlerinde artış
meydana gelir ve depremde hasar görme olasılığı artar [5]. Taşıyıcı eleman eksenlerinin
paralel olmaması Türkiye Deprem Yönetmeliği (1998)’de aşağıdaki gibi tanımlanmıştır
[4]. Antalya TED Koleji’nde görülen kolon akslarındaki düzensizlikler Şekil 8’de
gösterilmiştir.
“Taşıyıcı sistemin düşey elemanlarının plandaki asal eksenlerinin, gözönüne
alınan birbirine dik yatay deprem doğrultularına paralel olmaması durumu”
Şekil 6 Taşıyıcı Eleman Eksenlerinin Paralel Olmaması
Şekil 7 TED Kolejinde Aksları Paralel Olmayan Taşıyıcı Elemanlar
3.1.3 Döşeme Süreksizlikleri: Döşemede varolan süreksizlikler deprem yüklerinin düşey
taşıyıcı elemanlara aktarılmasını güçleştirir. Döşeme süreksizlikleri Türkiye Deprem
Yönetmeliği (1998)’de aşağıdaki gibi tanımlanmıştır [4].
“Herhangi bir kattaki döşemede
-Merdiven ve asansör boşlukları dahil, boşluk alanları toplamının kat brüt
alanının 1/3’ünden fazla olması durumu,
-Deprem yüklerinin düşey taşıyıcı sistem elemanlarına güvenle
aktarılabilmesini güçleştiren yerel döşeme boşluklarının bulunması durumu,
-Döşemenin düzlem içi rijitlik ve dayanımında ani azalmaların olması
durumu”
Şekil 8 Döşeme Süreksizlikleri [4]
Şekil 9 Antalya TED Koleji’nde Görülen Döşeme Süreksizlikleri
3.1.4 Burulma Düzensizliği: Depremde yapıya gelen kuvvetler yapının kütle merkezini
etkilemektedir. Çoğu yapıda yapının kütle merkezi yapının geometrik merkezi olarak
alınabilir. Yapıdaki kolon ve perde duvarların ağırlık merkezi ise yapının rijitlik
merkezidir. Yapının rijitlik merkezi ile geometrik merkezinin birbirine uzak olması tercih
edilmez. Çünkü bu iki merkez arasındaki mesafe deprem sırasında yapının rijitlik
merkezinden geçen bir düşey eksen etrafında dönmesine sebep olur (Şekil 10). Bu mesafe
ne kadar büyük olursa oluşan burulma momenti de o kadar büyük olur. Bu nedenle
yapının geometrik merkezi ile rijitlik merkezinin çakışmasına ya da yakın olmasına özen
gösterilmelidir. Bu genel çerçevede Antalya TED Koleji’nde burulma düzensizliğinin olup
olmadığını görebilmek için yapının rijitlik merkezi ve geometrik merkezi incelenmiş ve
birbirine çok yakın çıkmıştır.
Şekil 10 Burulma Düzensizliği
4. SONUÇ VE DEĞERLENDİRMELER
Bilindiği gibi ülkemizde, ekonomik oluşu, kolay uygulanabilirliği, malzemeye kolay
ulaşımı ve genellikle kalifiye eleman gerektirmemesi gibi sebeplerle; betonarme karkas
tekniği ile “gelenekselleşme” yolunda bir yapım kültürü oluşmuştur. Üstelik deprem riski
taşıyan bölgelerde “Deprem Yönetmeliğinin” getirdiği yaptırımlar, mimarı önceden
belirlenmiş bir aks sisteminde salt “bina programını” çözen kişi durumuna getirmiştir. Bu
iki faktör
birleştiğinde, zaten ekonomik olarak mimaride ileri teknolojilerin
kullanılamadığı ülkemizde, yaygın olarak inşa edilen apartmanlardan, hastanelere,
ofislerden, eğitim yapılarına kadar geniş bir mimari yelpazede kent siluetlerimiz niteliksiz
yapılardan oluştuğunu izlemekteyiz.
Antalya TED Koleji örneğinde
de görüldüğü gibi artık ülkemizde bir takım
“yaptırımlarla” binalar deprem yönetmeliklerinin gereklerini yerine getirebilecek
özelliklerde tasarlanmaktadır. Yukarıdaki analizlerde, bina, deprem yönetmeliğine göre
incelenmiştir ve genellikle önemli bir sorunun olmadığı görülmüştür. Ancak bir yandan
deprem yönetmeliğinin koşulları sağlanırken öte yandan mimari değerlerden ödün vermek
zorunluluğunda kalındığı görülmektedir. Bu değerlendirmede vurgulanmak istenen
binaların estetikten yoksun ve mimari değer taşımayan yapılar olarak şekillenmesinde
Deprem Yönetmeliğinin tasarıma getirdiği kısıtlamalardır.
Bu konuda deprem riski taşıyan bölgelerdeki gelişmiş ülkelerin izlediği inşaat politikaları
incelenmeli ve hem depreme dayanıklı hem de mimarinin gelecek nesillere bir kültür
olarak aktarılabileceği binalar üretme yolları araştırılmalıdır.
KAYNAKÇA
[1] Türkiye Deprem Sitesi http://www.sayisalgrafik.com.tr/deprem/
[2] Antalya Büyükşehir Belediyesince Hazırlanan Antalya İmar Planına Esas Jeolojik
Raporun Değerlendirilmesi, 2001.
http://www.antalyakentkonseyi.org.tr/254jeolojiketutraporu.doc
[3] http://www.imoantalya.org.tr/images/depharitaantalya.GIF
[4] Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında
Yönetmelik 1997 Deprem Yönetmeliği (1998 değişiklikleri ile birlikte)
[5] Tezcan, S.S., Depreme Dayanıklı Tasarım İçin Bir Mimarın Seyir Defteri, Türkiye
Deprem Vakfı, 1998.
Download