İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI`NDA NAZİ-TAŞNAK İŞBİRLİĞİ

advertisement
Tesam Akademi Dergisi
- Turkish
Journal of TESAM
Mehmet
PERİNÇEK
/ İkinciAcademy
Dünya Savaşı’nda Nazi-Taşnak İşbirliği
Ocak - January 2015 . 2 (1) . 127 - 156
ISSN: 2148 – 2462
İKINCI DÜNYA SAVAŞI’NDA NAZI-TAŞNAK İŞBIRLIĞI
Mehmet PERİNÇEK 1
Özet
Taşnaklar, Birinci Dünya Savaşı’nda üstlendikleri rolü İkinci Dünya Savaşı’nda da
oynamışlardır. Hitler Almanyası’nın yanında yer alan Taşnaklar bir yandan faşist
Alman orduları için gönüllü birlikler oluşturarak bölge halklarına karşı yeni bir suça
imza atarken diğer yandan da hem SSCB’nin hem de Türkiye’nin Alman orduları
tarafından işgal planlarında da görev almışlardır.
Nazi-Taşnak ittifakı, Ermeni milliyetçiliğinin ırkçı, saldırgan ve işbirlikçi karakterinin
doğal sonucudur. Diğer taraftan makalede ortaya konan bilgi ve belgeler, Ermeni
meselesinin her dönem emperyalist devletlerin elinde bir alet olduğunun başka bir
örneğidir. Nazilerle işbirliği yapan Dro, Njde gibi Taşnak liderleri, bugün Ermeni
soykırımı iddialarını hararetle destekleyen çevreler tarafından kahraman olarak
görülmektedir. Aynı çevreler, Ermeni soykırımını inkârı da ırkçılıkla suçlamaktadır.
Aslında 1915’te yaşanan karşılıklı kırımda başrolü oynayanlar ve ardından Nazilerle
işbirliği yapanlar, ırkçılığın emri altına girmiştir.
Anahtar Kelimeler: Taşnaksutyun, Ermeni Meselesi, Faşizm, İkinci Dünya Savaşı,
Nazi Almanyası.
The Collaboration between the Nazis and the Dashnaktsutyun in the World
War II
Abstract
The Dashnaktsutyun played the same role in World War II as World War I. The
Dashnaktsutyun, which took side with Hitler’s Germany, was a party to the crime
against the local people by forming volunteer troops for the fascist German armies
on one hand and, took a role in the plans of the invasion by German armies of both
the USSR and Turkey.
The alliance between the Nazis and the Dashnaktsutyun was a natural consequences
of the racist, assailant and collaborative characteristics of the Armenian nationalism.
On the other hand, the information and documents presented in this article
demonstrate that the Armenian matter has always been a tool at the hands of the
imperialist countries. The Dashnaktsutyun leaders such as Dro and Njde are now
regarded as the heroes by those, who passionately support the alleged Armenian
genocide. The same people accuse those, who deny the Armenian genocide, of being
racists. In fact, those, who played the leading role in the mutual massacre in 1915
and, then collaborated with the Nazis, came under the command of the racism.
Keywords: Dashnaksutyun, Armenian Question, Fascism, Second World War, Nazi
Germany.
1 Dr. Ar. Gör., İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü, e-mail.
mp@mehmetperincek.com.tr. Makaleye katkılarından dolayı Maxime Gauin'e teşekkür
ederim.
127
Tesam Akademi Dergisi / Turkish Journal of Tesam Academy
Giriş
Taşnaklar, Birinci Dünya Savaşı’nda üstlendikleri rolü İkinci Dünya
Savaşı’nda da oynamışlar ve faşist Alman orduları içinde gönüllü birlikler
oluşturmuşlardır. Bir yandan faşist Alman orduları için gönüllü birlikler
oluşturarak bölge halklarına karşı yeni bir suça imza atan Taşnaklar diğer
yandan da hem SSCB’nin hem de Türkiye’nin Alman orduları tarafından
işgal planlarında da görev almışlardır.
Nazilerle Taşnaklar arasındaki işbirliğinin ideolojik zemini, 1930’larda
başlamıştır. O dönemde Taşnak liderleri Ermenilerin arî ırktan
geldiğini Almanlara kanıtlamak için yoğun çaba harcamışlardır. Faşist
ideolojiyi benimseyen ilk Taşnak örgütü, Birinci Dünya Savaşı sırasında
Türkiye’ye karşı savaşan gönüllü birliklerin komutanlarından Njde’nin
liderliğinde kurulan “Tsegakron”dur. Bu örgüt o dönemde Nazi Partisi’nin
“Hitlerjugend” ile eş tutulmuştur.
Birinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında Türkiye’ye karşı savaşan ve
Müslüman nüfusa yönelik katliamlarıyla tanınan Dro da 15 Aralık 1942’de
Ermeni Milli Komitesi’ni kurmuştur. Komite’nin amacı, Avrupa’daki
Ermenileri Alman iktidarı nezdinde temsil etmektir. Taşnaklar, savaş
döneminde Sovyet cephe gerisinde casusluk ve sabotaj faaliyeti yürütmüşler
ve Alman işgalini meşrulaştırmak için propaganda yapmışlardır. Dromedar
grubu ise bunların en önde gelenidir. Esir kamplarını gezen Taşnaklar,
Ermenilerden Naziler adına ajan devşirmişlerdir. Naziler, Taşnaklardan
muharip güç olarak da faydalanmışlar ve Ermeni lejyonları kurmuşlardır.
Taşnaklar çıkardıkları yayınlarda ırkçılığa ve Hitler’e övgüler düzmeyi
de ihmal etmemişlerdir. Taşnakların faaliyetleri, SSCB karşıtlığıyla sınırlı
değildir. Almanlarla birlikte Türkiye’yi hedef alan planların içinde de yer
almışlardır. Türkiye sınırları içinde Nazilere çalışan birçok Taşnak ajanı
olmuştur.
Nazi-Taşnak ittifakı, Ermeni milliyetçiliğinin ırkçı, saldırgan ve işbirlikçi
karakterinin doğal sonucudur. Diğer taraftan makalede ortaya konan bilgi
ve belgeler, Ermeni meselesinin her dönem emperyalist devletlerin elinde
bir alet olduğunun başka bir örneğidir. Nazilerle işbirliği yapan Dro,
Njde gibi Taşnak liderleri, bugün Ermeni soykırımı iddialarını hararetle
destekleyen çevreler tarafından kahraman olarak görülmektedir. Aynı
çevreler, Ermeni soykırımını inkârı da ırkçılıkla suçlamaktadır. Aslında
1915’te yaşanan karşılıklı kırımda başrolü oynayanlar ve ardından
Nazilerle işbirliği yapanlar, ırkçılığın emri altına girmiştir.
128
Mehmet PERİNÇEK / İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi-Taşnak İşbirliği
İşbirliğinin İdeolojik Zemini
Nazilerle Taşnaklar arasındaki işbirliğinin ideolojik zemini, 1930’larda
başlamıştır. Nazi Partisi’nin başta gelen ideologlarından Alfred Rosenberg,
1926–1936 yılları arasında Şarkiyat Enstitüsü’nün başında bulunan Dr.
Artaşes Abegyan’ı Ermenilerin antropolojisini ve tarihini incelemek üzere
bir komite kurmakla görevlendirmiştir. Komitenin 1934’te kurulmasından
beş ay sonra Rosenberg, Hitler’e Ermenilerin arî ırktan geldiğini gösteren
bir rapor sunmuştur (Abramyan, 2006, ss. 31-32).2 O dönemde Dro3,
Njde4 gibi Taşnak liderleri de Ermenilerin arî ırktan geldiğini Almanlara
kanıtlamak için çok çaba harcamışlardır (Ovsepyan, 2007, s. 109, 142, 148,
153, 267; Chalabian, 2009, s. 243). Ne de olsa Ermeni milliyetçiliğinin gerek
doğuşunda gerekse de Taşnak Ermenistanı döneminde ve sonrasında
Ermenilerin arî ırka mensup oldukları fikri Ermeni milliyetçisi ideolog ve
liderleri tarafından sık sık işlenmiştir.5
2 Ermenistan Ermenisi olan Eduard Abramyan’ın Ermeni, Rus ve Alman arşivlerinde
yaptığı çalışmalar sonunda hazırladığı “Abwehr’deki Kafkasyalılar” isimli kitabı NaziTaşnak ilişkileri konusunda önemli veriler sunmaktadır.
3 Taşnakların önemli liderlerinden Dro (Kanayan Drastamat) (1883–1956), Erivan’da
okumuş, 1908 yılında Doğu Beyazıt’a geçmiş ve Osmanlı topraklarına silah sokulmasına liderlik etmiştir. Birinci Dünya Savaşı’nda 2. Ermeni Gönüllü Birliği’ni komuta etmiş
ve Kafkas Cephesi’nde Türkiye’ye karşı savaşmıştır. 1917’nin sonunda Ermeni kolordusunun komiserliğine atanmış ve 1920 Kasım’ında Taşnak Ermenistanı’nın Savunma
Bakanı olmuştur. 1920 Kasım’ının sonunda Ermenistan’da Sovyet İktidarı kurulunca
Devrim Komitesi’ne girmiş, ardından hemen çıkarılmıştır. 1921 Şubat’ında Sovyet iktidarına karşı mücadele başlatmış ve yurtdışına iltica etmiştir. İkinci Dünya Savaşı’nda
Nazilerle işbirliğinde başrolü oynamış, sonrasında Amerika’ya gitmiş ve orada ölmüştür. Bkz.. “Dro”, 1991, s. 168.
4 Taşnak liderlerinden Njde (Ter-Arutyunyan Garegin) (1886-1955), Nahcivan’da doğmuş, 1907’de Sofya’da subay okulunu bitirmiştir. 1909’da Kafkasya’da Çarlık rejimi tarafından tutuklanmıştır. 1911’de Bulgaristan’a geçti ve Balkan Savaşı’nda Andranik’le
birlikte Türk Ordularına karşı Ermeni gönüllü birliklerini örgütleyerek, Bulgar Ordusu’nda savaşmıştır. Birinci Dünya Savaşı’nda da Kafkas Cephesi’nde Ermeni gönüllü birliklerinin komutanları arasında yer almıştır. Taşnak Ermenistanı’nda askeri görevlerde
bulunmuş ve Ermenistan’da Sovyet iktidarının ilanından sonra yeni rejime karşı mücadele etmiştir. İran’a, oradan Bulgaristan’a geçtikten sonra bir süre ABD’de yaşamıştır.
İkinci Dünya Savaşı’nda Naziler adına çalışmış ve savaştan sonra Bulgaristan’da Sovyet
karşı istihbaratı tarafından yakalanarak, götürüldüğü Moskova’da tutuklanmıştır. Yargılama sonunda 25 yıl hapse mahkûm edilmiştir. Cezasını çektiği hapishanede ölmüştür. Bkz. Sardaryan, 1991, s. 246.
5 Örnekler için bkz. 9 Şubat 1922 tarihli Paris’teki Taşnak Ermenistanı heyetinin yazısı, Archives Du Ministère Des Affaires Étrangères, La Courneuve, Microfilm P 16676; Perinçek, 2014, s. 180–181; Perinçek, 2011, s. 349, 355; Gorgas, 2007, ss. 226-228.
129
Tesam Akademi Dergisi / Turkish Journal of Tesam Academy
Bu dönemden itibaren savaş sonuna kadar Almanya’da Ermeniler, antik
tarihleri, arî ırka aidiyetleri ve “1915 Ermeni kırımı” üzerine onlarca
kitap yayımlamış ve broşürler basmışlardır. “Ermenilik-Arîlik”, “Zeytun”,
“Ermeniler ve Almanların Tarihi Dostluğu”, “Arîler Sana Bakıyor”,
“Gönüllülerimizin Tarihi Rolü” bunlardan bazılarıdır (Abramyan, 2006, s.
32; Ovsepyan, 2007, s. 153).
Taşnakların faşistlerle işbirliğinin ideolojik temeli, İtalyanlar tarafından
da dile getirilmiştir. 1937 Ağustos’unda Mussolini rejiminin Kafkasya
uzmanlarından Lauro Mainardi, Taşnaklar ile işbirliğini savunurken
bu fikrini Taşnatsutyun’un ideolojisinin İtalyan Ulusal Faşist Partisi’ne
benzerliğine dayandırmıştır (Mamoulia, 2007, s. 57).
İlk Faşist Örgütlenmeler ve “Tsegakron”
Bu süreçte Ermeni milliyetçi gençlik dernekleri ve Berlin’de, Münih’te,
Bükreş’te, Sofya’da ve diğer Avrupa ülkelerinde faaliyet yürütecek olan Nazi
yanlısı, faşist Ermeni gençlik örgütleri kurulmuştur. Ayrıca Bulgaristan ve
Romanya’da Ermeni milliyetçi örgütü “Tsegakron”un üyelerinden savaşçı
gruplar oluşturulmuştur.
Bu örgüt, 1934 yılında ABD’de Birinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye’ye
karşı savaşan gönüllü birliklerin komutanlarından Njde tarafından
kurulmuş, ardından Avrupa’da yaygınlaşmıştır. Örgütün ciddi bir kısmı,
süreç içinde Alman askeri istihbaratı Abwehr’in özel birliklerine katılmıştır.
Bunlar arasında sadece gençler değil, Njde’nin eski silah arkadaşları
da yer almıştır. “Tsegakron”, İkinci Dünya Savaşı’nda dünyadaki bütün
Ermenileri Nazilerle işbirliğine çağırmıştır. Bu sebeple birçok tarihçi, bu
örgütü Ermenilerin “Hitlerjugend”ı6 olarak nitelendirmiştir (Abramyan,
2006, ss. 32-33).
Örgüt, gerçekten de ideolojisini ırk temeline oturtarak, ırkı kutsamıştır.
“Tsegakron”, ırkın kanının saf olması gerektiğine inanmış ve kendi
yayınlarında karışık evliliklere karşı çıkmıştır. “Tsegakronutyun”a
(hareketin ideolojisi) göre aile, ırkın güçlenmesi için vardır, çocuklarsa
ebeveynlerinden çok ırka aitlerdir. Görüldüğü üzere onlar için ırk, her
şeyden önce gelmektedir ve Ermenilerin gerçek dini Ermenizmdir
6 “Hitler Gençliği” olarak adlandırılan örgüt, Nazi Partisi’nin gençlik kolu olarak kurulmuş ve daha sonra bir devlet kurumu haline gelmiştir. Hükümet, 1939 Mart’ında bir
kanun çıkararak bütün gençlerin “Hitler Gençliği”ne katılmasını askerlik gibi zorunlu
tutmuştur. Bkz., Shirer, 1970, s. 194, 400-407; Cornell Law Library Donovan Nuremberg
Trials Collection, t.y.
130
Mehmet PERİNÇEK / İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi-Taşnak İşbirliği
(Lalayan, 2004, ss. 28, 37).
Dönemin tanıklarından, ABD’de yaşayan bir Ermeni olan John Roy Carlson
(Arthur Derounian), New York’ta sokakta karşılaştığı Nazi taraftarı Taşnak
Edward Masgalajian’ın (Edward C. Adrian) “Tsegakron”la ilgili sözlerini şu
şekilde aktarmıştır:
“Adrian bana Tsegakron olarak bilinen Taşnakların
gençlik örgütünün Ermenice’deki ‘tseg’ (ırk) ve ‘kron’
(din) kelimelerinden türediğini söyledi. Adrian, bu faşist
‘ırk tapıcısı’ milliyetçilerin program ve felsefesinin Hitler
Gençliği’ne benzediğini gururla ifade etti.” (Carlson, 1943,
ss. 81-82).
“Tsegakron” hakkında benzer ifadeler Taşnakların önemli liderlerinden
Deveciyan tarafından da dile getirilmiştir. Türkiye Ermenisi olan Ovanes
Akopoviç Deveciyan, Avrupa’ya gittikten sonra da Parti’de üst düzey
görevler almış ve Nazilerle işbirliğinde önemli rol oynamıştır. Deveciyan,
savaş sonrası Bükreş’te Sovyet karşı istihbarat örgütü “Smerş” (Smert
Şpionam-Casuslara Ölüm) tarafından yakalanarak SSCB’de sorgulanmıştır.
Deveciyan’a sorgusunda “Tsegakron” örgütü de sorulur:
“Eğer ‘Tsegakron’ kelimesini açacak olursak ırka ve onun
saflığının korunmasına tapmak ortaya çıkar, Nazizm ile
eşdeğerdir. Bu şekilde Njde, ‘Tsegakron’uyla Ermeni temelli
faşizm propagandası yaptı.”7
“Tsegakron”, Njde savaş sonrası Sovyetler tarafından yakalanıp yargılandığı
zaman da iddianamede suç unsuru olarak yer almıştır. 11278 nolu Njde
Soruşturma Dosyası’nda yer alan iddianamede Hitlerjugend’ın ideolojisi
temelinde kurulan örgütün ırkçılık propagandası yaptığı, Amerika’da
gençler için savaş eğitimi veren kampların kurulduğu, bu kampların
amacının savaş başladığı zaman Almanya’nın ABD’ye saldırması
durumunda Nazi ordularıyla birleşerek Amerika’yı içerden vurmak ve
SSCB’yle Ermenistan’ın işgali durumunda da yerel nüfusun direnmesini
engellemek olduğu yazmaktadır (Ovsepyan, 2007, s.178).
Ünlü şarkiyatçı ve Ermeni uzmanı Akop Arakeloviç Siruni (Çoloyan)’ın
savaş sonrası Sovyetler tarafından tutuklandığı zaman Njde soruşturması
kapsamında tanıklığına başvurulmuştur. Bunun üzerine Siruni, “Garegin
7 28 Ağustos 1947 tarihli sorgu tutanağının ilgili bölümü için bkz. Ovsepyan, 2007, s.
23.
131
Tesam Akademi Dergisi / Turkish Journal of Tesam Academy
Njde ve ‘Tsegakron’ Hareketi Hakkında” başlığıyla bir ifade vermiştir.
Njde’yi 1920’lerin başından beri tanıyan ve hatta onunla ilgili kitaplar
kaleme almış olan Siruni, Njde’nin Amerika’ya gittikten sonra Ayrenik
Gazetesi’nde görkemli bir dille ırkçılığa övgüler düzdüğünü, yazılarındaki
ve konuşmalarındaki ağdalı, kaba ve süslü laflarından sadece Njde’nin ırk
temelinde bir hareket kurduğunun ve kendi ırkının Ermenilerin varlığının
esası olduğunun anlaşıldığını belirtmiştir. Njde’nin bu fikirlerinin Ermeni
halkının taleplerinden ve gerçeğinden çok uzak gördüğünü söyleyen
Siruni, Ermenilerin ırki bir tehlike yaşamadığının, dolayısıyla bunla ilgili
bir tedbir almanın lüzumu olmadığının altını çizmiştir. Siruni, o dönemde
çekinmeden her yerde “Tsegakron” kelimesinin geldiği “ırk-din”in yerine
“kirli-din”i kullandığını anlatmıştır.
Njde 1934’te Bulgaristan’a geçtikten sonra Amerika’daki Ermenilerin iki
kampa ayrıldığına dikkat çeken Siruni, bunun üzerine Njde’nin iki kitap
kaleme aldığını ifade etmiştir: “Amerika’daki Ermeniler: Irk ve Döküntüler”
ve “Şeytan Komplocular Irka Karşı”. Njde’nin “Tsegakron” hareketini
Avrupa’da yayma girişimlerine de değinen Siruni, böylece Avrupa’daki
Ermeniler arasında birçok faşist gruplar çıktığını, bunların Ermeni
gerçekliğinden kopuk, yabancı karşıtlığı vb. faşist fikirleri papağan gibi
tekrar ettiklerini vurgulamıştır.8
Njde, savaş sonrasında Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti (SSC)’de
yattığı hapishanede sadece Türkofillerin ve tarihten anlamayan cahil
Ermenilerin “Tsegakron”un aleyhinde konuşabileceğini ifade etmiştir.
Njde, “Tsegakron”un kurulma gerekçeleri arasında Ermeniler arasındaki
eski kuşağın Türkiye’yle ilgili siyasi yaklaşımlarının değişmesini de
göstermektedir. Njde’ye göre eski kuşak, Ermeni meselesiyle arasına
mesafe koymaya başlamış, Türkiye’de kalan Ermeni topraklarından
vazgeçme fikriyle uzlaşmakta ve Türklerle yakınlaşmaktadır. “Tsegakron”
hareketi, bu anlamda Türkiye’ye yönelik toprak talepleri konusunda
Ermenilere sorumluluklarını hatırlatma görevini de üstlenmiştir. Bu
yüzden “Tsegakron”’un programının ilk baskısının kapağı da “Lozan?
Asla!” sloganıyla çıkmıştır (Ovsepyan, 2007, ss. 245–246).
“Tsegakron”un en önemli amaçlarından biri Türklerden intikam
almaktır. Her kurban olan Ermeninin yerine dünyaya iki intikamcı
Ermeni gelecektir. Türk halkı asla affedilmeyecek, onlardan amansız
bir öç alınacak, acımasızca bir hesaplaşma yaşanacaktır. Hareketin fikir
8 Siruni’nin ifadesinin tam metni için bkz. Ovsepyan, 2007, ss. 179-185.
132
Mehmet PERİNÇEK / İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi-Taşnak İşbirliği
yapısına göre Türklerle düşmanlık tarihi değil, biyolojiktir. Türklerin
yanında Bolşevikler ve onlarla işbirliği yapan Ermeniler de baş düşmanlar
arasındadır (Lalayan, 2004, ss. 32–33, 39).
Ermeni Milli Komitesi9: Hedef, Ermenistan’da Alman Himayesi
Birinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında Türkiye’ye karşı savaşan
ve Müslüman nüfusa yönelik katliamlarıyla tanınan Drastamat Kanayan
(Dro) 15 Aralık 1942’de Ermeni Milli Komitesi’ni kurmuştur. Komite’nin
amacı, Avrupa’daki Ermenileri Alman iktidarı nezdinde temsil etmektir.
Bu komite, İkinci Dünya Savaşı sırasında Ermenilerin SSCB karşıtı ve
Alman yanlısı propagandasının merkezi olmuştur (Abramyan, 2006,
ss. 333-334). Komite’nin başkanlığını yukarıda bahsi geçen Dr. Artaşes
Abegyan, yardımcılığını Abraham Giulhandanyan üstlenmiştir. Komite’de
ayrıca Njde ve eski Van Mebusu olan 1915 yılında Osmanlı Devleti’ne karşı
ayaklanmanın mimarlarından Vahan Papazyan (Koms) da bulunmaktadır
(Walker, 1990, s. 357). Dro, Komite ve Alman yüksek komutanlığı arasında
yürütülen görüşmeler gizli tutulmuştur (Adamian, 1955, s. 399’dan akt.,
Chalabian, 2009, s. 231).
Ermeni istihbaratının Erivan’daki arşivinde (Ermenistan Cumhuriyeti Milli
Güvenlik Servisi Arşivi (ASNB RA)) Ermeni Milli Komitesi’nin Berlin’de
Ermenice kaleme alınmış 15 Şubat 1943 tarihli bir bildirisi bulunmaktadır.
Bildirinin birinci maddesinde Ermeni Milli Komitesi’nin 15 Aralık 1941’de
Alman İşgal Edilmiş Doğu Bölgeleri Bakanlığı’nın himayesinde kurulduğu
belirtilmektedir. Bildiride Ermeni Milli Komitesi’nin işlevi, Almanya ve
Ermeniler arasında aracılık olarak tanımlanmıştır ve tabii ki Avrupa
halkları çerçevesinde toplumsal konulara hizmet edecektir. Bildirinin 2.
ve 3. maddeleri ise şöyledir:
“2. Ermeni Milli Komitesi, bir yandan Ermenistan’ın Bolşevik
boyunduruğundan ve Rus hükümranlığından kurtuluş, diğer
yandan Ermeni halkının ve Ermenistan’ın siyasi bağımsızlık
hedefini takip etmektedir.
“3. Bu amaç ve görevlerin, başarıya ulaşması,
gerçekleştirilmesi ve pekiştirilmesi için Ermeni Milli Komitesi,
en güvenli garanti olarak Alman Reich’ının siyasi himayesini
9 İlginç bir biçimde benzer isimli bir komite olan “Ermeni Milli Bürosu”da, Birinci Dünya Savaşı sırasında Ermeni gönüllü birlikleriyle ilgili meseleleri Rus hükümeti nezdinde
düzene sokmak için çalışmış ve Türkiye karşıtı faaliyetlerin odak noktası haline gelmiştir. Bkz. Melikyan, t.y., s. 243.
133
Tesam Akademi Dergisi / Turkish Journal of Tesam Academy
ummaktadır. Bu temelde Ermeni Milli Komitesi, daha
Ortaçağdan beri kudretli Alman Reich’ını Ermenistan’ın
ve Ermeni halkının kurtarıcısı olduğu fikrinden hareketle
Ermeni yönetici çevrelerinin çizgisinin bu yolla yeniden
hâkim kılınacağı ve sağlamlaştırılacağı inancındadır.”10
Bildirinin 6. maddesi ise Taşnakların toprak talepleriyle ilgilidir:
“6. Ermeni Milli Komitesi, hami devletinin dikkatini bugünkü
Ermenistan’ın toprak taleplerine çekmek zorundadır. Ermeni
Milli Komitesi, bu sorunu Güney Kafkasya sınırlarında adilane
çözmek için kendi gücü ölçüsünde çalışacaktır, gerekli olduğu
takdirde Reich’ın adaletine başvurmak zorunda kalacaktır.”
(Abramyan, 2006, ss. 246-247)
Bildirinin 9. maddesi de Taşnak milliyetçiliğinin tipik bir yansımasıdır:
“9. Alman Reich’ının himayesi altındaki Ermenistan, gücü
ölçüsünde Yakın Doğu’da Alman etkisini pekiştirmeye
çabalamak zorundadır. Bu bağlamda Ermeni Milli Komitesi,
geçmişte Rusya ve İngiltere’nin Ermenilere yaşattığı acı
hayal kırıklıklarına ve korkunç üzüntülere işaret etmeyi
zorunlu görmektedir.” (Abramyan, 2006, s. 247)
Bildirinin 12. son maddesinde ise Ermeni Milli Komitesi’nin görevinin
Almanya’nın yönetiminde Ermenistan’da yeni bir iktidar kurulduğunda
biteceği ifade edilmektedir. (Abramyan, 2006, s. 248)
1944 Şubat’ında ise Almanların İşgal Edilmiş Doğu Bölgeleri Bakanı
Rosenberg’in emriyle Birleşik Ermeni Karargâhı kurulmuştur. Başında
Vartan Sarkisyan’ın bulunduğu bu kurum, Alman silahlı kuvvetleri
Wehrmacht ve askeri istihbaratı Abwehr bünyesindeki bütün Ermeni
askeri ve istihbarat gruplarının faaliyetlerini koordine etmiştir. (Abramyan,
2006, s. 34)
Borman’ın Yakın Dostu Dro
Taşnakların Nazi Almanyası’nın yanında yer almasında başrolü oynayan
isim Dro’dur. Daha savaştan önce Naziler arasında yüksek itibara sahip
olan Dro’nun, Martin Borman, Alfred Rosenberg gibi üst düzey Alman
bakanlarla sıkı ilişkileri vardır. Borman’ın sekreteri ve yeğeni, Alman
10 Bildirinin tamamı için bkz. ASNB RA 1966 dosya 23342 Cilt 1 yaprak 36-39’dan aktaran: Abramyan, 2006, ss. 245-248.
134
Mehmet PERİNÇEK / İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi-Taşnak İşbirliği
bakanın Dro’yu çok samimi bir şekilde “Başaparan Kahramanı” olarak
çağırdığını anlatmaktadır. Dro’nun bu lakabı, 1918’de Türklere karşı
girdiği bir çatışmadan gelmektedir (Abramyan, 2006, s. 44).
İlk olarak Taşnak Partisi, Dro’nun çağrısıyla Bükreş’te bir kongre toplamış
ve kongrede Almanya’nın yanında savaşma kararı alınmıştır. Bu işleri
yürütmek için 5 kişilik (Vahan Papazyan, Davidhanyan, Yefrem Sarkisyan,
Sarkis Araratyan ve Dro) bir komite kurulmuş hem Alman hem de İtalyan
hükümetleriyle görüşmelere başlanmıştır. Bu komisyon Alman ordusu
ve istihbaratı için adam toplama faaliyetinde bulunmuştur. Araratyan’ın
ölümünden sonra yerini Ovanes Deveciyan almıştır (Ovsepyan, 2007, ss.
157-158).
“Dromedar” Grubu
Stalingrad Muharebesi’nden11 sonra Abwehr yönetimi, özel bir Ermeni
grubun oluşturulmasına karar vermiş ve Generallik rütbesi verilen
Dro’nun grubu da bu oluşuma dâhil edilmiştir. 1943 Nisan’ının başında
kurulan bu grup, Abwehrgruppe (AG)-114 “Dromedar” adını almıştır.
İlk başta grubun uçaklarla cephe hattı üzerinden Ermenistan’a atılması
planlanmış ancak cephedeki olumsuz şartlar, Alman kumandanlığının ve
General Dro’nun askeri karargâhının planlarını biraz olsun değiştirmek
zorunda bırakmıştır.
1943 Nisan’ının sonunda grup müstakil bir statü kazanmıştır. Grubun
başında bulunan Dro’nun yardımcısı Kuro (Nikolay Tarhanyan),
kurmay başkanı ise Tigran Bagdasaryan olurken istihbarat ve sabotaj
eylemlerinden sorumluluğu Misak Torlakyan üstlenmiştir. AG-114’ün
casus ekibi de Taşnak Ermenistanı’nın (1918-1920) ordusunun
mensuplarından oluşturulmuştur.
Yeni tip bir Alman üniforması giyen Dromedarcılar’ın silahları ise (Alman
ve Sovyet üretimi) karışıktır. Generalinden erine kadar grupta yer alan
herkes, askeri ceketlerinin sağ kolunda Taşnak Cumhuriyeti’nin üç
rengiyle “ARMENIEN” yazısı bulunan bir arma taşımak zorundadır. İlk
başlarda Taşnak lejyonerleri armalarında, Ağrı Dağı figürünü veya Taşnak
Ermenistanı’nın devlet sembolünü de kullanmışlardır. “Dromedar”
grubunun parolaları arasında “Kars”, “Kars-1101” de bulunmaktadır.
Sovyet güçleri tarafından yakalanan Dromedarcılar, Dro’nun casusluk
11 İkinci Dünya Savaşı’nın dönüm noktası olarak kabul edilen ve Kızıl Ordu’nun zaferiyle sonuçlanan Stalingrad Muharebesi, 17 Temmuz 1942–2 Şubat 1943 tarihleri arasında cereyan etmiştir. Bkz. Glantz, 2003, ss. 1453-1455.
135
Tesam Akademi Dergisi / Turkish Journal of Tesam Academy
okulu kurduğunu da anlatmışlardır. İfadelerine göre bu okulda aynı anda
150 kişi eğitimden geçebilmektedir. Dromedarcılar, okulda 4-5’erli küçük
gruplara ayrılmaktadır. Küçük gruplarda, bir radyo-telgrafçı, bölgeyi iyi
bilen, grubun nereye gideceğini yönlendiren iki eski Kızıl Ordu mensubu
ve Dro’nun güvendiği Taşnak mültecilerden, grup komutanı olan Alman
vatandaşı bir subay yer almıştır.
1944 Temmuz’unda grup dağıtılmış, yerine Belgrat’ta “Einheit Sturm”
isimli ayrı bir birlik kurulmuştur. Bu grup da Sovyet cephe gerisinde
faaliyet göstermiştir. Abwehrgruppe-106 ise eski Sovyet Ordusu mensubu
Stepanyan ve Sarkisyan’ın liderliğinde ajan gruplarını bünyesinde
barındırmıştır (Abramyan, 2006, ss. 67-70, 72-73, 93-94, 133-134; Çuyev,
2004, ss. 521-522).
Ermeni Lejyonları
Casusluk ve sabotaj faaliyetlerinin dışında Dro’nun liderliğinde Ermeni
gönüllü lejyonları da oluşturulmuştur. 1942’de Polonya, Ukrayna
ve Rusya’da kurulmaya başlanan Ermeni lejyonları arasında şunları
sayabiliriz:
• Mart 1942’de Polonya’nın Lublin şehrinde Ermeni lejyonu (1000
kişi),
• Haziran 1942’de Varşova’nın Rembertow bölgesinde Ermeni
lejyonu (3000 kişi),
• Ağustos 1942’de Simferopol’de Ermeni Milli Alayı (1500 kişi),
• Ekim 1942’de Rostov na Donu’da Brandenburg Alayı Kafkas Taburu
Dördüncü Bölüğü,
• Temmuz 1942’de Polonya’nın Pulawy şehrinde Ermeni lejyonu
(1000 kişi),
• Şubat 1943’te Orlov bölgesinin Jizdra şehrinde Birinci Ermeni Alayı
(2500 kişi) (Yampolskiy, 2008, s. 262).
Sadece Polonya’da 9 Ermeni taburu (807-809, 812-816) kurulmuştur. Bu
taburlar ağır disiplin altındadır ve ufak hatalar bile sert fiziksel cezalar
ile cezalandırılmıştır (Çuyev, 2004, ss. 522-523). İçlerinden özellikle daha
sonra “Zeytun” adını alacak olan 809. Tabur ön plana çıkmıştır. Sovyet
partizan (gerilla) hareketine karşı savaşan bu tabur, Alman komutanlığı
tarafından övgüler almıştır. Tabur, Amerikalıların Normandiya
Çıkartması’na karşı Alman savunmasında da yer almıştır. Muharip
136
Mehmet PERİNÇEK / İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi-Taşnak İşbirliği
güçlerin yanında 22 yardımcı Ermeni bölüğü (lojistik, demiryolları,
ulaşım, inşaat) de kurulmuştur (Çuyev, 2004, s. 523, 526). Toplam olarak
Ermeni taburlarının mevcudu 11 bin iken, yardımcı birliklerde de 7 bin
Ermeni görev almıştır (Mamulia, 2011, s. 299).
Alman İşgalini Meşrulaştırıyorlar
İkinci Dünya Savaşı’nda Taşnakların Nazilere önemli hizmetlerinden
biri de Sovyet cephe gerisinde ve işgal bölgelerinde gerçekleştirdikleri
propaganda faaliyetleridir. Bu ekiplerden birinin başında ünlü Taşnak
lideri Seto Celalyan’ın SS subayı olan oğlu Nikolay Gevorkyan (Doktor
Sikorskiy, Gevorkov) bulunmaktadır. İşgal bölgelerinde Ermeni nüfusun
arasına ajanlarını sokarak karşı istihbarat faaliyeti yürütülmüş, ayrıca
Ermeniler arasında yoğun şekilde Sovyet karşıtı propaganda yapılmıştır.
Bunların haricinde Ermeni Milli Komitesi’nin yerel merkezleri de
kurulmuştur. Yerel Ermenilerin anlatımlarına göre Ermeni Milli
Komitesi, her yerleşim biriminde merkeze ve karargâha sahiptir. Maddi
yardımlarda bulunarak Alman işgalini meşrulaştırmaya çalışmışlar ve
halka Ermenilerin iyiliğini sadece Hitler’in düşündüğünü anlatmışlardır.
Okullarda “Büyük Ermenistan” Propagandası
Ermeniler için özel okullar kurulmuş ve çocuklara 3. Reich’ın himayesinde
kurulacak Büyük Ermenistan’ın propagandasını yapılmıştır (Abramyan,
2006, s. 71-72). Taşnakların bu faaliyetleri sonucunda bölgeden şu tür
mektuplar yazılmıştır:
“Ruslar, Almanların acımasız katiller olduklarını ve herkesi
kurşuna dizdiklerini, toptan imhaya giriştiklerini veya
SSCB halklarını köleleştirdiklerini söylüyorlardı. Ancak seni
temin ederim ki, sevgili Gayane, bunların hepsi yalan, onlar
[Almanlar], herkese çok dostane davranıyorlar, özellikle biz
Ermenilere.” (Abramyan, 2006, s. 72).
Tabi bu “dostane tavır”, oldukça kısa sürmüş, sonradan bölgeye gelen
Gestapo görevlisi Ermeni ajanlar, terör estirmişlerdir. Ermeni Milli
Komitesi’nin propaganda temalarından biri de Sovyetler Birliği’nin
Osmanlı İmparatorluğu’yla eş tutulmasıdır. Taşnaklara göre Jön Türkler
ile Bolşevikler birdir. Ermeni askerleri arasında devamlı olarak “ülkeyi
Stalin’den ve Türklerden kurtaracağız, Almanlarla anlaşıp Bulgarlar,
Rumenler, Slovaklar ve Hırvatlar gibi kendi bağımsız politikamızı
yürüteceğiz” fikri işlenmiştir (Abramyan, 2006, s. 35, 74).
137
Tesam Akademi Dergisi / Turkish Journal of Tesam Academy
Kırım’daki Faaliyetleri
Ermeni Milli Komitesi’nin yoğun çalıştığı bölgelerden biri de Kırım
olup, bütün büyük şehirlerde şubeler açılmıştır (Romanko, 2009, s.
42). Komitenin faaliyetleri, Kırım’ın Alman yönetimi tarafından da
desteklenmiş ve sadece Ermeniler, Almanlar ile gönüllülerin aileleri için
kafeler, restoranlar açmışlar, bir tek Ermenilerin gidebildiği hastaneler
kurulmuştur.
Komite, bir yandan da faşist Alman ordularının ihtiyaçları ve Ermeni
gönüllü birlikleri için Ermeni nüfustan yardım toplamıştır. Taşnakların
başında olduğu Ermeni Milli Komitesi, Kırım’da “Asat Hayastan” (Özgür
Ermenistan) ve “Hay Azk” (Ermeni Milleti) isimli dergiler çıkarmış,
yarımadanın erkek nüfusunu Alman ordularının safında savaşmaya
çağırmıştır. Taşnakların yönetiminde oluşturulan gönüllü birlikler, Sovyet
partizan (gerilla) örgütlenmesine karşı da yoğun şekilde savaşmıştır.
Kırım Ermenilerinin Nazilerle bu işbirliği, yarımadanın önemli bir
kısmının Sovyet ordularının eline geçmesinden hemen sonra 1944
Mayıs’ının başında 9621 yerel Ermeninin sürülmesine de sebep olmuştur
(Abramyan, 2006, ss. 66-67, 156-185). Bu süreçte Dro ve başka birçok
Taşnak liderleri de Simferopol’e gelmiştir. Sovyet istihbaratı, Dro’yu
Kırım’da yakalamak üzere bir plan geliştirse de başarılı olunamamıştır
(Chalabian, 2009, ss. 243-245).
Almanlara Ajan Devşiriyorlar
Taşnakların Naziler adına faaliyet yürüttüğü diğer bir alan da askeri esir
kamplarından ajan devşirmek olmuştur. Devşirilen eski Sovyet ordusunun
Ermeni askerleri daha sonra Alman askeri istihbaratı Abwehr’in, Alman
silahlı kuvvetleri Wehrmacht’ın veya Nazi askeri polis örgütü SS’in eğitim
kamplarına gönderilmiştir. Mozdok ve Pyatigorsk kamplarında kalmış
olan Ermeni esirler, çok iyi ve temiz Ermenice konuşan Taşnakların
Alman üniformaları içinde sık sık yanlarına geldiklerini ve Almanların
safına katılarak açlık ve hastalıktan kurtulabileceklerini söylediklerini
anlatmaktadır. Taşnakların, Ermeni savaş esirlerine söylediği şu sözler de
dikkat çekicidir: “Alman yönetimi, Bolşevizme karşı savaşıyor, Ermenilere
ise ülkelerini komünist ve Türk işgalcilerden kurtarma imkânını sunuyor.”
Taşnaklar, Almanlar adına savaşan kendi özel birliklerine katılmayı
kabul eden savaş esirlerini de testten geçirerek, Ermeni numarası
yapan Yahudileri ayıklamayı ihmal etmemiştir. Yanlarındaki Ermenice
İncil’i teslim olan esirlere okutup, gerçek milliyetlerini öğrenmişlerdir
138
Mehmet PERİNÇEK / İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi-Taşnak İşbirliği
(Abramyan, 2006, s. 66). Dro, esir kamplarını gezmesi için Berlin’de
okuyan Ermeni öğrencilerden de özel bir grup kurmuştur (Ovsepyan,
2007, s. 166).
Hitler’in Hizmetindeki Taşnaklar
Nazilerle işbirliği içinde olanlar sadece Dro, Njde ve yukarıda sayılan diğer
isimlerle sınırlı değildi. Özellikle Taşnakların önde gelen liderlerinden
birçok isim de Hitler’in emir-komutasına girmişti:
•Artaşes Abegyan: Nahcivan bölgesinden olup, İşgal Edilmiş Doğu
Bölgeleri Bakanlığı’nın resmi çalışanıdır. 1941’de Rosenberg’le
görüşmeleri yürütmüş ve Almanlara, Sovyetler Birliği’ne karşı
savaşta Taşnakların hizmetini sunmuştur. 1942’de Ermeni
Milli Komitesi’ni yönetmiştir. Aynı zamanda Göbels’in emrinde
Ermenice çıkan “Ayastan” Gazetesi’nin redaktörüdür. 1943 sonunda
Polonya’daki toplama kamplarında Sovyet karşıtı dersler vermiştir.
•Vaçagan Artaşesoviç Abegyan: 1921 yılında babasıyla Almanya’ya
iltica etmiştir. İşgal Edilmiş Doğu Bölgeleri Bakanlığı’nda çevirmen
olarak çalışmıştır. Esir kamplarını dolaşarak Taşnaksutyun
Partisi’ne üye kazanma faaliyeti yürütmüş ve savaş esirlerinden
Alman kurumlarında çalışabilecek kişileri seçmiştir. Aynı zamanda
Ermeni Milli Komitesi’nde de görev yapmıştır.
•Akop Petroviç Azizyan (Aziryan): 1921’de Ermenistan’dan
Fransa’ya iltica etmiştir. AG-114 “Dromedar”ın resmi elemanı olup,
savaşın başında Dro’yla Sovyet-Alman Cephesi’nde savaş esirlerinin
sorgulanmasında, ajan devşirilmesinde ve Sovyet cephe gerisine
casus gönderilmesinde görev yapmıştır.
•Vagan Tatevosoviç Ayrapetyan: Taşnak Partisi üyesi, Alman ajanı
ve propagandist. 1942 yılında Kırım’da Almanlara esir düştükten
sonra Nazilerin tarafına geçmiştir. Kampta polis olarak görev
yapmış; 1943 Mart’ında İşgal Edilmiş Doğu Bölgeleri Bakanlığı’nın
Berlin yakınlarındaki propaganda okulunda hem eğitim görmüş
hem de ders vermiştir.
•Gayk Asatryan: 1900’de Eleşkirt’te doğmuştur. Okulu bitirdikten
sonra Taşnaksutyun Partisi’ne katılmış ve Osmanlı topraklarında
faaliyet yürütmüştür. Birçok yayın organında çalışmış ve Ermeni
meselesi üzerine makaleler yazmıştır. Garegin Njde’nin yakın
arkadaşı olmuş ve onunla birlikte Türklere karşı savaşmıştır. Sovyet
139
Tesam Akademi Dergisi / Turkish Journal of Tesam Academy
Ermenistanı’ndaki Taşnakların çıkardığı Şubat Ayaklanması’nın
(1921) bastırılmasından sonra Njde’yle Avrupa’ya kaçmıştır.
Taşnaklarla birlikte Nazilerle temasa geçmiş ve savaşın başından
itibaren Almanlarla işbirliği yapmıştır. Asatryan, Almanların
yardımıyla Kemalist Türkiye’nin “işgal ettiği” toprakları
kurtaracağına inanmıştır. Savaşta Njde’nin yanında Ermeni
birliklerinin kadrolarının siyasi eğitimiyle uğraşmıştır. İran Ermenisi
olan Asatryan’ın karısı Siranuş da Bulgar polisinin ve Gestapo’nun
ajanıdır.
•Tigran Bagdasaryan (Tigris): Bir dönem Türk Ordusu’nda subay
olup, İstanbul’dan Paris’e göç etmiştir. Alman istihbaratının resmi
çalışanıdır. Savaş sırasında Dro’nun grubu AG-114’te üst düzey
görevlerde bulunmuş ve Ermeni Milli Komitesi’nde çalışmıştır.
Göbels’in Propaganda Bakanlığı’nın Taşnaklarla Ermenilere yönelik
çıkardığı “Ayastan” Gazetesi’nin sorumlu müdürüdür.
•Suren Bekzadyan: Taşnaksutyun Partisi’nin üyesi, “Paykar”
Yayınevi’nin kurucusudur. Aynı zamanda Taşnak Ermenistanı’nın
Bakû büyükelçisinin oğludur. Rosenberg’in himayesi altında SSCB’nin
işgal edilmiş bölgelerindeki Ermenilere yönelik propaganda aracı
olarak kullanılacak “Osank” isimli bir yayınevi kurmuştur.
•Nikolay Ambariumoviç Gevorkyan: Taşnak ordusunda doktor
olarak çalışmış, Taşnakların yıkılmasından sonra Paris’e kaçmış
ve orada Taşnak merkezinin önemli isimlerinden biri olmuştur.
Savaşta AG-114 “Dromedar”ın istihbarat organında görev yapmış
ve Ermeni esirlere yardım toplama kisvesi altında, Sovyet cephe
gerisinde istihbarat toplayarak, özellikle propaganda faaliyetleriyle
ilgilenmiştir.
•Aleksandr Hatisyan: Taşnak Ermenistanı’nın başbakanıdır.
Gönüllü birliklerin oluşturulması için Nazilerle yapılan toplantılara
katılmıştır.
•Aram Konstantinoviç Mirimanyan (Derviş): Iğdır doğumlu,
AG-114 ajanıdır. “Ayastan” Gazetesi’nin redaktörlüğünü yapmış ve
Dro’yla yakın çalışma yürütmüştür. 1945’te esir kamplarında Sovyet
karşıtı propaganda yaparak, esirleri SSCB’ye geri dönmemeye
çağırmış, kabul edenlere yabancı pasaport temin etmiştir.
140
•Alfred Muradyan: 1908’de Amasya’da doğmuştur. Taşnak Partisi
üyesi olup, 1921’den itibaren Berlin’de yaşamıştır. Alman istihbarat
Mehmet PERİNÇEK / İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi-Taşnak İşbirliği
organı “Zeppelin”in ajanı olmuş, Alman ordusunda binbaşı
rütbesine yükselmiştir. 1937’de Alman Nazi Partisi’ne katılmış
ve 1942 Kasım’ından itibaren Ermeni Milli Komitesi’nin Alman
Silahlı Kuvvetleri komuta kademesinde temsilcilik yapmıştır. Sık sık
Auschwitz’teki istihbarat okulunda ders verdiği ve Ermeni gönüllü
birliklerinin kurulmasında üst düzey görev aldığı için Göbels’in
sevgisini kazanmıştır.
•Aleksiy Sarkisyan: Kilikya Ermenisi olan babası Bulgaristan’a göç
ettiği için Aleksiy, bu ülkede dünyaya gelmiştir. 1938’de Ermenilerin
“Hitlerjugend”ı olarak nitelendirilen “Tsegakron”a, 1942’de de
Taşnaksutyun Partisi’ne katılmıştır. 1941’de Türk ve Sovyet karşıtı
propagandanın yoğunlaştığı dönemde Ermeni gönüllü birliklerine
girmiştir. 809. Tabur “Zeytun”da astsubay olarak görev yapmış ve
Kuzey Osetya’da sert çatışmalara girmiştir. Almanların gözüne giren
Sarkisyan, 1943 Mayıs’ında teğmen olarak bölük komutanlığına
atanmıştır.
•Vartan Mihayloviç Sarkisyan: Birinci Dünya Savaşı’nda Rus
ordularında Türkiye’ye karşı savaşmış ve 1918’de Türklere esir
düşmüştür. Ermeni meselesi konusunda incelemeler yapmak üzere
Anadolu’ya gelen Amerikan General Harbord heyetiyle serbest
bırakılmıştır. 1919’da gönüllü olarak Taşnak ordusuna katılarak
Sovyet ordusunda görev yapmıştır. İkinci Dünya Savaşı’nda ise kendi
isteğiyle Alman tarafına geçerek, generalliğe kadar yükselmiştir.
Savaşın sonunda ise yakalanmış ve Sovyetler tarafından kurşuna
dizilmiştir.
•Misak Akopoviç Torlakyan: 1888’de Trabzon yakınlarında
doğmuştur. 1919-1920 yıllarında Taşnak ordusunda görev yapmış
ve 19 Temmuz 1921’de İstanbul’da Azerbaycan’ın eski İçişleri Bakanı
Behbud Han Cavanşir’i öldürmüştür. 1921’de Fransa’ya iltica etmiş
ve daha sonra Romanya’da yaşamıştır. Dro’nun sahibi olduğu petrol
işletmesinde çalışmış ve AG-114 “Dromedar”ın resmi kadrosunda
bulunmuştur. 1942’de Dro’yla Kırım’a gelerek, Kırım’daki Taşnak
bürosunu yönetmiştir. Rosenberg’e Türkiye’nin Kafkasya planlarıyla
ilgili gizli belgeler sunmuştur. 1944’te Alman ordularıyla Balkanlar’a
gitmiş, savaştan sonra da Dro’yla Almanya’daki ABD bölgesinde
Sovyet karşıtı faaliyetlerini sürdürmüştür (Abramyan, 2006, s. 46,
56, 178-179, 211-216, 219-223; Ovsepyan, 2007, s. 112; Çuyev,
2004, s. 520-521).
141
Tesam Akademi Dergisi / Turkish Journal of Tesam Academy
Taşnak Yayınlarında Irkçılık: “Yahudileri Temizlemek İhtiyacı”
Nazilerle işbirliği döneminde Taşnak yayın organları da tamamen faşist
ideolojinin etkisi altına girmiştir. 19 ve 21 Ağustos 1936 tarihli haftalık
Taşnak “Hayrenik” Dergisi şu satırları yazacak kadar ileri gitmişti:
“Yahudiler fanatik milliyetçi ve ırkçılığın yobazlarıdır;
bulundukları yerlerde, ırklarının devamını sağlamak için,
dünya vatandaşı ve enternasyonalist kesilirler… Tıpkı
İngilizlerin başka ülkeleri işgal için savaş gemilerini
kullandıkları gibi Yahudiler de silah olarak enternasyonalizmi
ve komünizmi kullanırlar… Bu zehirli unsurları, kronik
hastalıklar gibi kök saldıklarında temizlemek, bazen zordur.
Ve bunları, ortadan kaldırarak temizlemek ihtiyacı doğduğu
zaman… Bu tür atılımlar ihtilalci olarak nitelendirilmektedir.
Cerrahi bir ameliyat sırasında kanın akması doğaldır… Bu
gibi şartlarda diktatörlükler, kurtarıcılık rolünü üstlenirler.”
(Aya, 2009, s. 250).
10 Mayıs 1935’te haftalık “Hayrenik” Bükreş Belediye Başkan
Yardımcı’sının “Ermeniler biz Rumenlere Yahudilerin kölesi olmamamız için
yardım ettiler” sözlerini yayınlamıştır. 9 Ağustos 1935 tarihli “Hayrenik”
ise Ermenilerin ve Yunanların Selanik’te birçok Yahudi öldürmesinin
sebebi olarak, Yahudilerin para kazanma aşkını göstermiştir (Weems,
2002, s. 347).
Hitler’e Övgüler
Taşnakların Nazilerle işbirliği daha savaş başlamadan Taşnak yayınlarında
kendini belli etmiştir. Ermeni bilim adamı A. A. Lalayan, Milli ve Sömürge
Meselelerini İnceleme Bilimsel Araştırma Kuruluşu’nun yayın organı
“Revolyutsionnıy Vostok” (Devrimci Doğu)’un 1936 yılında çıkan
sayısında Taşnakların taktiğini “Sovyet Rusya’ya karşı, karşıdevrimci bir
harekâtı örgütlemek ve Sovyet ülkesinin yenilgisinden sonra Ermenistan
topraklarında egemenliğini yeniden kurmak amacıyla, istilacı politikalarıyla,
Alman faşistlerine, Japon militaristlerine ve diğer emperyalistlere her türlü
destekte bulunmak” şeklinde tarif etmiş ve Mısır’daki yayın organları
Uysaber’in 26 Haziran 1936 tarihli sayısından şunları aktarmıştır:
“Bir Taşnak yayın organı da başyazısında şöyle diyor:
‘Gelecekte milletler arasında doğacak büyük bir silahlı
çatışmaya doğrudan ya da dolaylı istisnasız herkes
katılacaktır. Biz ilk grup milletlerden olacağız. Hiç kuşkusuz
142
Mehmet PERİNÇEK / İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi-Taşnak İşbirliği
bu fırtınanın yaklaşması durumunda, yankıları kaçınılmaz
olarak bizim ülkemizde duyulacak ve doğrudan doğruya
kaderimizi etkileyecek… Tarihsel olaylar, kaderimizi
gelecekteki büyük çatışmaların ekseni olacak ülkeyle
(SSCB) bağlamıştır… Savaşan milletlerin Rusya’yı rahat
bırakmalarını düşünmek saçmalıktır… Aksine, mücadele
dünya topraklarının bu altıda birlik bölümü üzerinde baş
gösterecek”.
Daha sonra gazete coşkulu bir üslupla, Hitler’in ‘Doğu’nun Zenginliği’
ve Rusya’nın istilası üzerine malum müdahaleci demeçlerini göklere
çıkararak bir kez daha, Taşnaksutyun’un ileride Sovyetler’e karşı bir
savaşa etkin olarak katılacak yeteneğe sahip olduğuna vurgu yapmıştır.
Görüldüğü üzere Taşnak yayın organı tamamen açık ve küstah bir
üslupla Hitler’i ve onun SSCB’yle ilgili ‘tarihsel misyonunu’ savunarak,
Komintern’in VII. Kongresi’nde faşizme ve enternasyonalist savaşa karşı
tek cephe kararına karşı bir tavır sergilemiştir.
Taşnaksutyun’un karşıdevrimci ‘ideologları’ ise faşizmin savaş
anlamına geldiğini gayet iyi bilmektedirler. Bu yüzden iktidara gelen
Hitler faşizmine özel sempati duymuşlardır. Taşnaksutyun, İngiliz ve
Fransız emperyalizminin gerici çevreleriyle antisovyetik ilişkilerini
muhafaza etmekle beraber, yayın organlarının sayfalarında Alman
faşistlerinin Doğu’yu istila tasarılarını gittikçe daha enerjik biçimde şöyle
savunmuşlardır.
“(…) İşte ordusuz Taşnak generallerinin görüşlerine göre,
‘bugün hâlâ çözümlenmemiş (!) Ermeni sorununun yarın
kesin olarak nasıl çözüleceğinin reçetesi…’” (Lalayan, 2006,
s. 23, 26 vd.)
17 Eylül 1936 tarihli “Hayrenik”, Hitler’in Herkülvari bir mücadeleyle
iktidara geldiğini yazarken, onun Almanların ırksal kalbine hitap ettiğini
ve milli dehasını harekete geçirdiğini vurgulamaktadır. (Weems, 2002, s.
348)
Diğer yandan Göbels’in Propaganda Bakanlığı, 1944 yılına kadar Ermeni
gönüllüler için haftalık “Hayastan” gazetesini çıkarmıştır. Ermenice
ve Almanca çıkan bu derginin başında Vigen Şant isimli bir Taşnak
bulunmaktadır. Göbels’in Bakanlığı’nda ayrıca Almanca, Fransızca, Rusça
ve Ermenice radyo spikerliği yapan çok sayıda Ermeni de çalışmıştır.
(Abramyan, 2006, ss.31-32; Walker, 1990, s. 357)
143
Tesam Akademi Dergisi / Turkish Journal of Tesam Academy
“Hayastan” Gazetesi’nin Şubat 1945 tarihli 2 nolu sayısında Hitler resminin
altında Dro’nun Ermenilere çağrısı yayımlanmıştır. Dro, zaferin yakın
olduğunu söylemektedir. Gazetenin üst köşedeki Ermeni arması da gamalı
haça benzetilmiştir (Aya, 2009, s. 252).
Dro, Nazilere Casus Yetiştiriyor
Nazi-Taşnak işbirliği, doğal olarak Sovyetler tarafından da tespit
edilmiştir. Bunu ortaya koyan birçok belge, Ermenistan arşivlerinde de
bulunmaktadır. Özellikle Ermeni istihbaratının (eski Ermenistan SSC
KGB’si) Erivan’daki arşivi bu konuda önemli bir kaynaktır: Ermenistan
Cumhuriyeti Milli Güvenlik Servisi Arşivi (ASNB RA). Sovyet istihbarat
teşkilatı Devlet Güvenlik Halk Komiserliği’nin (NKGB) dış operasyonlarla
ilgilenen 4. Dairesi’nin 17 Aralık 1942 tarihli Taşnak lideri Dro Kanayan’ın
Sovyet karşıtı faaliyetleriyle ilgili raporu bu bakımdan dikkat çekicidir:
“Daha Almanya’nın SSCB’ye saldırısından önce Dro, faşistlerle
bağ kurmaya çalışmıştır. Savaşın başında Dro, casus
kadrolarının yetiştirilmesi işiyle yoğun olarak meşgul olduğu
Almanya’ya geçti.
“Dro, birçok mülteci arasında Almanlar nezdinde otoriteye
sahip olanlardan biridir, öyle ki resmi yazışmalarda ‘General
Dro’ olarak adlandırılmakta, güvenliği sağlanmaktadır vb.
“17 Nisan 1942 tarihli belgeli verilere göre Alman istihbarat
servisi albayı Wieser’e bir telgraf gönderilmiştir: ‘General
Dro, kendisine eşlik eden iki kişiyle birlikte gelecek. 3 odalı
müstakil bir daire hazır ediniz.’
“Aynı verilere göre 9 Eylül’de Varşova’ya Albay Baun’a şu
içerikli bir telgraf gönderilmiştir: ‘1942 Mart’ında Dro, SSCB
topraklarına gönderilecek olan Ermeni casusları devşirmek ve
yetiştirmek için işgal altındaki Sovyetler Birliği topraklarına
gitti.’”12
Sovyet raporunda Dro’nun faaliyetleriyle ilgili kendi telgraflarına da yer
verilmiştir. Dro, özellikle Ermeni savaş esirlerinin devşirilmesi üzerinde
durmaktadır. 19 Ağustos 1942’de Alman Binbaşı Schreter ise şunları
12 Raporun kopyası arşivde ASNB RA 1966 Dosya 23342 Cilt 1 yaprak 40-42 numaralarıyla kayıt altında bulunuyor. Belgenin kopyasının aslı gibi olduğu, 10 Haziran 1966’da
Ermenistan SSC bünyesindeki KGB 2. Dairesi’nin 8. Birimi’nin Müdürü Yarbay M. tarafından onaylandığı kaydı düşülmüş. Bkz., Abramyan, 2006, ss. 242-243.
144
Mehmet PERİNÇEK / İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi-Taşnak İşbirliği
yazmıştır: “General Dro’nun hâlâ 7 ajanı ‘Daks’ta radyo-telgraf eğitimi
alıyor. 3 tanesi gönderilmeye hazır, 4’ü Ağustos’un sonunda hazır olacak.”
(Abramyan, 2006, s. 243)
Yine aynı rapora göre Sovyet topraklarına gönderilen Dro’ya bağlı
gruplara istihbarat toplamanın yanında Kızıl Ordu’nun cephe gerisinde
Sovyet karşıtı çetelerle bağ kurma görevi de verilmiştir. Sovyet istihbarat
raporunda başka Alman belgeleri de yer almaktadır. 18 Temmuz 1942
tarihli bir yazışma şöyledir:
“Saldırıyla ilgili emir alındı. Paraşütle indirme yapmakla
görevlendirilen Ermeni Kırım grubunu ve ajanlarını
yanımızda götürmemiz gerekip gerekmediğini bildirmenizi
rica ederim.” (Abramyan, 2006, s. 244)
30 Temmuz 1942’de Harkov’dan Poltov’a Albay Hemirin’in şu emri
iletilmiştir:
“Simferepol’de Ermeni kaldı mı? Eğer yanınızda götürdüyseniz
hemen Rostov’a gönderin.” (Abramyan, 2006, ss. 244-245)
Almanlara Kendilerini Beğendirmek İçin Rekabet
Ermenistan gizli servisinin arşivinde saklanan başka bir rapor da
Avrupa’daki Ermeni toplumunun Alman yönetimiyle bağlarını konu
almaktadır. Raporda Taşnak Partisi’nin hatırı sayılır miktardaki
yöneticisinin Alman istihbarat organlarıyla işbirliği yaptığı vurgulanmakta
ve şu isimler örnek verilmektedir:
“Şuan Ermeni mültecilerin başında Berlin’de bulunan Hatisov
(Hatisyan) Aleksandr13 duruyor.
“Onun haricinde Berlin’e gelenler: Araratyan Sarkis – Ermeni
Taşnak hükümetinin eski Maliye Bakanı, Papazyan Vagan –
‘Taşnaksutyun’ Partisi’nin Dış Bürosu’nun üyesi, ‘Koms’ takma
adıyla biliniyor.
“1942 Ocak’ında tanınmış Taşnak, felsefe doktoru Malayan,
İsviçre’deki Ermeni mülteciler arasında çalışmayı örgütlemek
ve aralarında gönüllü kaydetmek özel göreviyle Berlin’den
Cenevre’ye gitti.
“Berlin’de bulunan Ermeni ajan Süvari Yüzbaşı Pulloy,
13 Eski Taşnak Başbakanı.
145
Tesam Akademi Dergisi / Turkish Journal of Tesam Academy
Dro’nun Ermeni partili arkadaşlarının Berlin’de faaliyet
başlattıklarını ve kendilerini Dro’yla kıyasladıklarını
bildiriyor. Kendi çalışmalarının Dro’nunkilerden daha iyi
olduğunu kanıtlamaya çalışıyorlarmış.”14
Njde’nin Dava Dosyası ve Sorgu Tutanakları
Savaş sonrasında Sovyet karşı istihbarat örgütü “Smerş” tarafından
yakalanıp SSCB’de yargılanan Taşnak liderlerinin sorguları da Nazi-Taşnak
işbirliğini aydınlatmak açısından büyük önem taşımaktadır. Bunların
başında Bulgaristan’da yakalanan Njde’nin dosyası gelmektedir. Birçok
farklı belge ve bilginin yer aldığı “Zubr” kod adı verilen Njde’nin dosyası,
1990 yılına kadar 6 cilt (yaklaşık 1500 sayfa) halinde Ermenistan SSC
KGB arşivinde saklanmış, ancak şuan nerede olduğu bilinmemektedir.
Njde’nin soruşturma dosyası ise 4 cilt halinde Ermenistan Cumhuriyeti
Milli Güvenlik Servisi Arşivi’ndedir (Ovsepyan, 2007, s. 28). Njde’nin
sorgusuna bizzat katılmış olan istihbaratçı Vaçe Ovsepyan, kayıp olan 6
ciltlik dosyadan bazı belgeleri hatıralarında yayımlamıştır. Ovsepyan,
kitabında 4 ciltlik soruşturma dosyasından da faydalanmıştır.
Njde, 12 Ekim 1944 tarihli sorgusunda Alman istihbaratçısı Drumm’la
yaptığı görüşmeyi de anlatmıştır. Buna göre Njde, Drumm’a Almanya’ya
savaşta nasıl yardım edebileceklerini sormuş ve Berlin’de Ermeniler için bir
okul açılmasını, buradan mezun olanların da Almanların vereceği görevler
doğrultusunda çalışmasını önermiştir. Bunun üzerine Bulgaristan’dan
30 Ermeni Berlin’e getirtilmiş ve Almanlar adına içerden çalışmak üzere
Sovyet Ermenistanı’na gönderilmiştir.15
Njde hakkında hazırlanan 10 Mart 1948 tarihli iddianamede isnat edilen
suçlar 1918 yılından başlamaktadır. Nazilerle işbirliği dönemine ait
eylemler arasında ABD’de “Tsegakron” örgütünün kurulması, 1941 yılında
Alman ajanı S. İ. Burev aracılığıyla Balkanlar’daki Alman istihbaratının
önemli isimlerinden Dr. Delius kod adlı Otto Wagner’le bağlantı kurulması,
onun verdiği görevle Bükreş, Varna, Plovdiv, Sliven, Şumen şehirlerine
giderek Sovyetler Birliği’ne karşı kullanmak amacıyla Almanlar adına
adam toplanması, 1942 Sonbaharında Alman istihbaratçısı Binbaşı
Drumm’un verdiği görevle Bulgaristan’dan 30 Ermeniyi Berlin’e götürmesi
ve orada istihbarat okullarında eğitilmelerini sağlaması, ardından bu
14 Raporun tamamı için bkz. ASNB RA 1966 Dosya 23342 Cilt 1 yaprak 38-40’tan aktaran, Abramyan, 2006, s. 248-252.
15 Sorgunun ilgili kısmı için bkz. Ovsepyan, 2007, ss. 146-147.
146
Mehmet PERİNÇEK / İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi-Taşnak İşbirliği
kişilerin ajan ve sabotaj faaliyetlerinde bulunmak ve Alman ordularının
yaklaşması durumunda ayaklanma çıkarmak amacıyla Kırım üzerinden
Sovyet Ermenistanı’na yollanması, 1943 Ağustos’unda Kırım’a gelerek
Almanların verdiği görevleri yerine getirmesi, Almanlarla işbirliği yapmak
üzere kurulan Ermeni Milli Komitesi’nde yer alması sayılmakta ve 25 yıl
hapsi istenmektedir.16
Nazilerle temaslarda önemli rol oynamış olan Taşnakların önde gelen
liderlerinden ve Dro’nun yakın mesai arkadaşı Ovanes Deveciyan, 28
Ağustos 1947 tarihli sorgusunda Njde’nin esir kamplarını gezerek Ermeni
Sovyet askerlerini SSCB’ye karşı savaşmaya çağırdığını ve “Kim Almanya
için ölüyorsa Ermenistan için ölüyordur” diyerek propaganda yaptığını
anlatmıştır.17
Dosyada bulunan başka bir belge de Sovyet istihbaratçısı B. Z. Kobulov’un
daha 1938 yılının Ekim’inde yazdığı rapordur. Raporda Njde’nin
Bulgaristan’da yaptığı ırkçı ve Sovyet karşıtı propaganda ve hazırladığı
faşist askeri gruplar konu edilmekte, buna karşı alınması gereken
önlemler ele alınmaktadır (Ovsepyan, 2007, ss. 75-76). Yakalanmasından
önce hazırlanan başka bir istihbarat raporunda da Bulgar iktidarının ve
Gestapo’nun desteğiyle Njde’nin Almanlar için gönüllüler topladığı ve
ayrıca bir kadın örgütü kurduğu bilgisi verilmektedir.18
Komünist Ermenilerin Tepkisi
Sovyet devletinin hazırladığı raporların dışında Ermeni komünistlerinin
yayınlarında da Taşnakların Nazilerle işbirliğine yönelik tepkilere
rastlamak mümkündür. Önde gelen Ermeni sanatçıların, şairlerin,
yazarların, bilim adamlarının imzaladığı ve 17 Ağustos 1941 tarihinde
Pravda’da yayımlanan bildirgede Ermeni diasporasına şöyle seslenilmişti:
“Ve şimdi, bu acı günlerde, Taşnakların ayrı ayrı satılmış
elebaşları, Alman faşizminin ajanı olarak kiralandılar.
Utanmadan Hitler’in kanlı çizmelerini yalıyorlar ve her türlü
hainliğe hazırlar.” (Sovyetskaya Armeniya v Godı Velikoy
Oteçestvennoy Voynı (1941-1945), 1975, s. 710)
Fransız Komünist Partisi’nin Ermeni Seksiyonu’nun Ermenice çıkan
16 Tam metni için bkz. Ovsepyan, 2007, s. 81-85. Benzer suçlamaların bulunduğu 31
Ekim 1944 tarihli tutuklama kararı için bkz. Ovsepyan, 2007, ss. 94-95.
17 Sorgu tutanağının ilgili kısmı için bkz. Ovsepyan, 2007, s. 24.
18 Tamamı için bkz. Ovsepyan, 2007, s. 128-131.
147
Tesam Akademi Dergisi / Turkish Journal of Tesam Academy
gazetesi “Azatuyun”da (Özgürlük) yayımlanan “Amacımız” başlıklı
makalede (No.1, Ağustos 1944) ise şu satırlar dikkat çekmektedir:
“Berlin’le anlaşmaya girerek cinayet ve yağmalarına
tekrardan başlamak için şeytani hırslarıyla ülkeye geri
dönmeyi hayal eden firari hain Ermenilerin hüznünü anlamak
mümkün. Bu bir avuç hain, karanlık işleriyle zaten partilerini
rezil etmişlerdi. Almanya’nın en parlak başarıları kazandığı
günlerde dahi Taşnaksutyun Partisi’nin yönetiminin ve
sıradan üye kitlelerinin önemli bir kısmı Koms-Dro-NjdeCamalyan çetesinin alçak faaliyetlerine sırtını dönmüştü.”
(Sovyetskaya Armeniya v Godı Velikoy Oteçestvennoy Voynı
(1941-1945), 1975, s. 723)
Makalede ismi geçen şahısların hemen hemen hepsinin Birinci Dünya
Savaşı sırasında Osmanlı’ya karşı savaşan gönüllü birliklerin komutanları
olduklarını önemle belirtmek gerekmektedir.
Fransız Komünist Partisi içinde yer alan Ermeniler, sadece yayın
yapmakla kalmamış, Naziler için savaşan Ermeni gönüllü birliklerini
paralize etmek için de fiili mücadele vermişlerdir (Drambyan, 1966, ss.
42-51). Ermenistan’da yapılan bilimsel çalışmalar da bu açıdan örnekler
içermektedir. S. A. Vartanyan, “Ermenistan’da Sovyet İktidarının Zaferi
(1917-1920)” başlıklı 1954’te Erivan’da savunduğu doktora tezinde şu
satırları kaleme almıştır:
“Taşnaksutyun Partisi, vatanımıza karşı casus ve hain yuvası
olmuştur ve öyle de kalmıştır. Büyük Anavatan Savaşı19
döneminde Taşnaklar, Alman faşizminin kampında yer
almıştır.” (Vartanyan, 1954, s. 55).
Bu konudaki kapsamlı çalışmalardan biri de 1987’de Erivan’da basılmış
olan Martirosyan’ın “Taşnaksutyun Partisi’nin İkinci Dünya Savaşı
Yıllarında Halk Karşıtı Faaliyeti” isimli kapsamlı Ermenice çalışmasıdır
(Martirosyan, 1987).
Komünistler dışında Ermeni diasporasından da Taşnakların Nazilerle
işbirliğine tepkiler gelmiştir. Örneğin diasporanın önde gelen isimlerinden
edebiyatçı Andranik Dsarukian, Sovyet Ermenistanı’na yaptığı ziyaretten
sonra Dro’nun isminin Ermenistan’da hoş algılanmadığını ve Dro’nun
Hitler ordusuyla işbirliğinin unutulmadığını belirtmektedir. Dsarukian’a
19 İkinci Dünya Savaşı’nın Sovyet cephesi.
148
Mehmet PERİNÇEK / İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi-Taşnak İşbirliği
göre Dro’nun çıkarılamayacak iki lekesi bulunmaktadır. Birincisi
Naziler için gönüllü birlikler oluşturmak, ikincisi ise savaş sonrası
yıllarda Suriye ve Lübnan’da Amerika adına casusluk ağı kurmaktır. Bu
sebeple birçok Ermeni hapislere atılmış, işkence görmüş, yaşadıkları
ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştır (Chalabian, 2009, s. 270-271).20
Hitler’in Güdümünde Türkiye Düşmanlığı
Naziler, Ermeni gönüllü birliklerini sadece SSCB’ye değil, Türkiye’ye
karşı da kullanmayı tasarlamışlardır. Almanya’nın İşgal Edilmiş
Doğu Bölgeleri Bakanı Rosenberg, her ne kadar “Barbaros” planında
Kafkasya’nın işgalinden söz etmemiş olsa da aynı dönemde şunları
yazmıştı: “(…) Alman politikasının amacı: Kafkasya ve güney sınır
komşuları üzerinde siyasi ve de askeri anlamda hâkimiyet.” (Abramyan,
2006, s. 43).
Rosenberg’in çizdiği çerçeve içine Türkiye de girmektedir. Ermenilerin
Türklere karşı nefretini bilen Alman yönetimi, Ermenilerin
önerilerine ve sorunlarına özel bir önem göstermiş ve onlara açık bir
şekilde şöyle söylenmiştir: “Birlikte ortak harekâtlar planlamamız için
imkânlarınız hakkında bize rapor verin. Sonrasında da taleplerinizi
sunun” (Abramyan, 2006, s. 45).
Araştırmacı-yazar Abramyan’a göre Ermeni meselesi, her zaman
olduğu gibi Almanya’nın kendi dış politikasını gerçekleştirmesinin
bir aracı olmuştur. 3. Reich yönetiminin Ermeni mültecilere yönelik
özel politikası da kesinlikle bir tesadüf değildir. Almanlar, bununla
iki taş birden vurabilecektir. Mülteci Ermeniler hem SSCB’ye hem de
Türkiye’ye karşı kullanılabilecektir. Abramyan, bu tespitinin ardında
şöyle devam eder:
“Ermenilerin Türklere nefretini bilen Almanlar,
[Ermeni] lejyonerlere, Abwehrcilere ve SSçilere sık sık
şunu söylediler: ‘Sizin temel göreviniz, yüce ülkenizi
Bolşeviklerden ve Türklerden kurtarmaktır, bu sizin
için büyük bir onurdur.’ Bolşevikleri Ermenistan
20 Bkz. Dro’nun Amerikan istihbaratı için çalıştığını Fransız araştırmacı Maxime
Gauin de ifade etmektedir. Dro, İkinci Dünya Savaşı sonunda Amerikalılar tarafından yakalanmış, ancak Sovyetler’in talep etmesine rağmen Moskova’ya teslim
edilmemiştir. Gauin, CIA belgelerinin Dro’nun 1945’in başından itibaren ölümüne
kadar Amerikan askeri istihbaratına, kuruluşundan sonra da CIA’e çalıştığını gösterdiğini belirtmektedir. Bkz. Gauin, 2014.
149
Tesam Akademi Dergisi / Turkish Journal of Tesam Academy
SSC’den kovma sloganı dışında Ermeni askerlere yönelik
temel propaganda, 1915 yılının intikamını alacak ve Türk
devletiyle özgürlük getirecek olan uzun süredir beklenen
savaşın başlayacağı olmuştur. Birçoğu buna inandı ve artık
savaşın sonunda Arnavut ve Balkanlar’daki diğer Müslüman
partizanlara karşı savaşan Ermeni lejyonerler, onları Türkler
gibi halklarının başına gelen bütün belaların suçlusu olarak
görmeye başladı. Almanlar, tek kelimeyle, istediklerini aldılar,
lejyonerler ise sadece bir illüzyon için savaşan oyuncaklar
haline geldiler.” (Abramyan, 2006, s. 41).
Gertrud Planı
Arşiv araştırmalarına ve istihbarat komisyonlarının raporlarına göre
Berlin, Ermenistan ve Gürcistan temsilcilerine cumhuriyetlerinin
ilanından sonra Ermenilerin ve Gürcülerin eskiden beridir onları ezen
Türkiye’ye karşı muzaffer ve kutsal bir savaşa hazırlanmaları gerektiğini
söylemiştir. Onların ordularını Avrupa’dan Yunan birlikleri, Wehrmacht ve
SS, ayrıca Bulgar ve İtalyan orduları destekleyecektir. O zaman Ermenistan
ve Gürcistan, Türkiye’ye saldırı için Almanların hizmetine 100 bin asker
verecektir.
Ermenistan (tüm Doğu Anadolu ve tarihi Kilikya’nın esas kısmı),
Gürcistan (tarihi Trabzon krallığının küçük bir kısmı), Bulgaristan, İtalya
ve Yunanistan (İzmir ve çevresi) arasında bölüşülecek olan Türkiye’nin
işgali için özel bir plan da hazırlanmıştır. Saldırı planı üzerinde 1942
yazının başında çalışılmaya başlanmış olup, kod adı “Gertrud”dur. Ancak
daha sonra birkaç kez ismi değiştirilmiştir. Almanlar için zor bir dönem
olan 1943’ün başında bu planın gerçekleştirilmesi için bazı adımlar
atılmıştır. Amaç, SSCB’nin cephe gerisinden Türk-Sovyet sınırı üzerinden
Kızıllara darbe vurmaktır. Ancak plan, Kızıl Ordu’nun saldırıya geçmesi ve
müttefiklerin Sicilya’ya çıkması üzerine ertelenmiştir (Abramyan, 2006, s.
49-50, 324).
Nazilerle “Büyük Ermenistan” Projesi
Almanya, savaşın başında Türkiye’yi Pantürkizm üzerinden SSCB’ye karşı
kullanmak istemiştir. Ancak Almanların Ankara’ya karşı politikası 1942’nin
ortasında kökten değişmiş ve Alfred Rosenberg ile 3. Reich yönetimi hem
Sovyetler Birliği’ne hem de Türkiye’ye karşı Kafkas Birliği Projesi’ne
geçmiştir. Bunda Almanlara en büyük yardımı memnuniyetle Taşnaklar
gösterecektir. Türkiye karşıtı Kafkas Birliği, 1943 yılının ortasında Garegin
150
Mehmet PERİNÇEK / İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi-Taşnak İşbirliği
Njde’nin inisiyatifinde kurulmuştur.
Nazilerin İşgal Edilmiş Doğu Bölgeleri Bakanlığı belgeleri, Alman
yönetiminin ve Rosenberg’in Türkiye’nin Azerbaycan’la birleşmesi
durumunda Pantürkizmin er ya da geç tehdit haline geleceğini
tespit ettiklerini göstermektedir. “Büyük Ermenistan” fikri ve onun
gerçekleştirilmesi, “Büyük Turan”ı engelleyebilecek ve Kafkasya’daki
Türk eğilimlerine karşı bir denge oluşturabilecektir. Ermenistan, Naziler
açısından Türkiye ve Azerbaycan arasına sokulabilecek en iyi kamadır.
Rosenberg, ayrı bir plan olarak Alman himayesi altında bir tampon bölge
kurmayı öngören “Ermenistan Genel Komiserliği” üzerinde de çalışmıştır
(Abramyan, 2006, s. 51; Chalabian, 2009, s. 240). Diğer taraftan Tahran
ve Tebriz’i üs edinmiş olan Alman ajanları, “Büyük Ermenistan” vaadinde
bulunarak Ermenileri kendi amaçları doğrultusunda kışkırtmaktan
da geri durmamıştır. Ayrıca Ermeni teröristlerin Türk birliklerine ateş
açtıkları da olmuştur (Brock, 1941, s.4).
Bunlarla birlikte 1942 yazında Njde’nin grubuna Alman istihbaratının
planları çerçevesinde Trakya bölgesinde faaliyet yürütme görevi
de verilmiştir. Ancak Sovyetler’in karşı saldırısıyla bu plandan da
vazgeçilmiş, Njde’nin grubu Doğu Cephesi’ndeki harekâtlara hazırlanmak
üzere Almanya’ya geri gönderilmiştir (Abramyan, 2006, s. 151). Njde,
Sovyetler Birliği’nde yapılan sorgularında da Nazilerle işbirliğinin esas
temelini Türkiye karşıtlığı olduğunu birçok kez vurgulamıştır. Hatta
Stalin’e hapishaneden yazdığı 16/10 Aralık 194721 tarihli mektupta bu
noktanın altını çizmiştir.22
Njde, Nazilerle yaptığı görüşmelerde sık sık Türkiye karşıtı konuşmalar
yaptığını da belirtmektedir. Njde’nin Alman istihbaratının yetkilisi
Drumm’la yaptığı görüşmede Sovyet cephesinde kullanılacak Ermenilerin
daha sonra Türkiye ile savaşta Ermenileri Türklere karşı ayaklandıracak
ana halka olacağı ve daha sonra bunların Türkiye’ye gönderileceği
de konuşulmuştur. Njde, bu grubun özellikle Trakya’da daha faydalı
olacağını söylemesi üzerine grup, Dr. Engelhaupt’un emrine verilecektir.
Grup, Türk-Bulgar sınırında faaliyet de yürütmüş, Almanların saldırısı
arifesinde Trakya bölgesine geçmek üzere hazırlıklar da yapmıştır.23 Diğer
21 Belgenin orijinalinde bu şekildedir.
22 Stalin’e iletilmediği belirtilen mektubun ilgili bölümü için bkz. Ovsepyan, 2009, s.
103.
23 Ovsepyan, 2009 s. 146, 153, 155, 177, 199; Ermenistan Cumhuriyeti KGB Arşivi,
151
Tesam Akademi Dergisi / Turkish Journal of Tesam Academy
taraftan esir kampları dolaşılarak Türkiye’ye karşı savaşta kullanmak
üzere Ermeni askerler de toplanmıştır.24
Njde’nin Alman istihbaratıyla temaslarından sonra Almanya’ya götürdüğü
Ermenilerin hemen hemen hepsinin Türkiye kökenli olması da dikkat
çekicidir (Ovsepyan, 2009, s. 154). Zaten Njde de Nazilerle işbirliğinin
esas olarak Türkiye karşıtlığı temelinde olduğunu vurgulamış ve özellikle
Türkleri iyi bilen Türkiye Ermenilerinden gençleri seçerek Alman Ordusu
bünyesinde birlikler kurduklarını açıklamıştır.25
Abwehr’in Türkiye Ağının Elemanları
Bu süreçte Türkiye’deki Taşnaklar da Alman askeri istihbaratı Abwehr
adına faaliyetlerde bulunmuştur. Abwehr ajanları, Berlin ve Balkanlar’ı
İstanbul’a, İstanbul’u da Arap dünyasıyla bağlayan çok etkili bir kurye
sistemi kurmuşlardır. Bu iletişim ağının en kalıcısı Taşnaklar aracılığıyla
oluşturulmuştur. Türkiye’nin güneydoğusunda yazlık bir otelin sahipleri
olan Joseph ve Lucy Ayvazyan, ağın kilit isimleridir. Yetim olan Joseph,
Abwehr ajanı Paula Koch’un26 üvey kardeşi olarak Koch ailesinde
büyümüştür. Bu yüzden kadının Alman ajanına bağlılığı tamdır. Otel,
Abwehr için ideal bir buluşma ve posta merkezi olup yılda iki kez Berlin’den
gelen büyük miktardaki para bu zincirle Arap dünyasına dağıtılmıştır.
Lucy Ayvazyan, çoğunlukla İstanbul - Suriye arasında yolculuk yaparak,
Arap ajanlardan gelen istihbaratın iletilmesinde rol oynamıştır. Yaklaşık
6 ülkedeki sayısız Taşnak üyesi Abwehr’in Ortadoğu’daki bu ağı için
çalışmıştır.
1942 ve 1943’te Abwehr, dikkatini Ortadoğu’dan Sovyet cephesine
kaydırmıştır. Bu sebeple Taşnaklar, Abwehr’in ajanlarının Türkiye’den
SSCB’ye sokulmasında da görev almışlardır (Rubin, 2007, s.74, 232).
Dosya 5232 Cilt 4 Paket 2’den aktaran: G. B. Abramyan, 1991, ss. 140-141.
24 Njde’nin yakın çalışma arkadaşlarından A. K. Asaturyan’ın ifadesinin ilgili kısmı için
bkz. Ovsepyan, 2009, s. 235.
25 Njde’nin 22 Mart 1947 tarihli sorgusunun ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Yüksek Konseyi Prezidyumu Başkanı K. Y. Voroşilov’a hapishaneden gönderdiği 26 Şubat
1954 tarihli mektubun ilgili kısmı için bkz. Ovsepyan, 2009, s. 174, 176, 199.
26 Abwehr’in İstanbul şefi olan Yüzbaşı Paul Leverkühn’ün ilk ve en sadık elemanı
ve kimi zaman İkinci Dünya Savaşı’nın Mata Hari’si diye anılan Koch, Suriye’nin Halep
kentinde büyümüştür. Birinci Dünya Savaşı’nda Alman ordusunda çalışan bir hemşire
olup, sonraki yıllar Brezilya ve Endonezya’da yaşamıştır. Abwehr için Ortadoğu’ya gelerek önde gelen Arap aileleriyle eski tanışıklığını etkili biçimde kullanmıştır. Bkz. Rubin,
2007, s.73.
152
Mehmet PERİNÇEK / İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi-Taşnak İşbirliği
Sınır bölgelerinde yaşanan bu Taşnak hareketliliğinin amacı, istihbarat
dışında ayaklanma çıkaracak gruplar oluşturmak ve halkın direniş
moralini kırmaktır (Baturin, 2005, s. 428).
Türkiye’den Almanlara ajan devşirilmesinde Njde de rol oynamıştır.
Njde, Bulgaristan’dayken Almak istihbaratının Balkanlar’daki yetkilisi
Delius’la yaptığı görüşmede bu konu gündeme gelmiştir. Delius,
Almanya’nın Türkiye ile yakından ilgilendiğini, İstanbul’da birçok
Ermeninin yaşadığını söyledikten sonra bunların arasından Alman
istihbaratına çalışabilecek kişilerin bulunması konusunda Njde’den
yardım istemiştir. Bunun üzerinde Njde, Adrine Dadryan’ın ismini
vermiştir. Dadryan, ileriki süreçte Türk Ordusu, ülkenin ekonomik
durumu, halkın ruh hali hakkında Almanlara bilgi toplamıştır. Almanlar
da ona abisinin yanına Viyana’ya gitmesi konusunda yardımcı olmuştur.27
Naziler Karabağ’ı Ermenilere Vermek İstedi
Nazi Almanyası, Taşnaklara bütün bu hizmetlerinin karşılığında da
Karabağ’ı, Nahcivan’ı ve Ahılkelek bölgesinin bir kısmını söz vermiştir.
Ayrıca savaş sırasında Karabağ bölgesine Taşnaklardan yerel halkı
Sovyet iktidarına karşı ayaklandırmak üzere gayrinizamî harp grupları
ve özel komandolar gönderilmiştir (Abramyan, 2006, s. 48, 52, 136).
Sonuç: Taşnak Milliyetçiliğinin Geldiği Nokta
Çalışmada aktardığımız bilgi ve belgeler, Ermeni milliyetçiliğinin geldiği
noktayı görmek açısından önemlidir. Ermeni milliyetçiliği, Batı’nın ve
Çarlık Rusyası’nın özellikle 19. yüzyılda başlayan Ermenileri Türkiye’ye
karşı kullanma tasarımlarına paralel olarak doğmuş ve gelişmiştir. Arşiv
belgeleri ve o döneme ait Ermeni yayınları, Ermeni milliyetçiliğinin
işbirlikçi, bağnaz ve saldırgan köklerini net bir şekilde ortaya
koymaktadır. Hitler Almanyası’na hizmet, Taşnakların bu çizgisinin
doğal sonucudur.
Diğer taraftan bu bilgi ve belgeler, Ermeni meselesinin her dönem
emperyalist devletlerin elinde yayılmacı ve saldırgan politikaları
açısından bir alet olduğunun başka bir örneğidir. İngiltere, Çarlık
Rusyası, Fransa derken bu enstrüman Nazilerin de eline geçmiştir. Daha
sonradan bayrağı ABD’nin aldığı görülmektedir. Dro’nun savaş sonrası
bu sefer yükselen güç CIA adına çalışması tesadüf değildir.
27 Njde’nin 12 ve 18 Ekim 1944 tarihli sorgularının ilgili kısımları için bkz. Ovsepyan, 2007, ss. 143-144, 162.
153
Tesam Akademi Dergisi / Turkish Journal of Tesam Academy
Nazilerle işbirliği yapan Dro, Njde gibi Taşnak liderleri, bugün Ermeni
soykırımı iddialarını hararetle destekleyen çevreler tarafından kahraman
olarak görülmektedir. Ermenistan’da ve Batı’da heykelleri dikilmekte,
adlarına madalyalar verilmekte, devlet enstitüleri açılmaktadır. SSCB’nin
dağılmasından sonra itibarları iade edilmiştir. Bugün hâlâ onlar adına
birçok tören düzenlenmekte ve anıtlar dikilmektedir. İlginçtir aynı
çevreler, Ermeni soykırımını inkârı da ırkçılıkla suçlamaktadır. Batı
parlamentolarında soykırımı reddeden beyanları ırkçılığa karşı mücadele
kapsamında suç sayan kanunlar çıkarılmaktadır.
Aslında 1915’te yaşanan karşılıklı kırımda başrolü oynayanlar ve ardından
Nazilerle işbirliği yapanlar, amacına aykırı bir şekilde bu kanunlar
çerçevesinde korunmaktadır. Birinci Dünya Savaşı’nda oynadıkları rolle
karşılıklı kırımın fitilini ateşleyen Taşnak liderleri, Alman faşizminin aleti
olmuşlardır. Esas; işbirlikçi ve şovenist bu gelenek, ırkçılığın emri altına
girmiştir. Almanlarla birlikte özellikle SSCB’ye ve Türkiye’ye karşı cephe
ve cephe gerisinde faaliyetler yürütülmüştür. Nazilerin her türlü psikolojik
savaş yöntemleri kullanılmış, yayınlar yapılmıştır. Njdeler ve Drolar, İkinci
Dünya Savaşı’nda Sovyet Ermenilerini de arkadan vurmuşlardır.
Bu işbirliği, sadece siyasal düzlemde kalmamış, ideolojik düzlemde de
hayat bulmuştur. Taşnaklar, Nazizmi ve faşizmi Ermenilik çerçevesine
oturtmaya çalışmışlardır. Yalnız Türk devleti değil, Türk düşmanlığı da
kendi ifadeleriyle bunun gövdesini oluşturmuştur. Bu fikirlerin ırkçı
nefreti körüklediği açıktır. Daha sonraki süreçte yaşanan ASALA terörünün
köklerini buralarda bulmak mümkündür.
Yukarıda bahsi geçen belgelerden ve kaynaklardan çok daha fazlası
Ermenistan arşivlerinde bulunmaktadır. Bu belgelerin bir kısmının
ortadan kaldırıldığı yukarıda anılan kaynaklarda da belirtilmektedir. Bu
arşivlerin ve belgelerin günışığına çıkarılması, Nazi-Taşnak işbirliğinin
ayrıntılarının ve derinliğinin aydınlatılması açısından hiç şüphesiz önemli
rol oynayacaktır.
Kaynakça / References
“Dro”. (1991). Entsiklopediya “Armyanskiy Vopros”, Yerevan: Glavnaya Redaktsiya
Armyanskoy Entsiklopediya.
Abramyan, E. (2006). Kavkaztsı v Abwehre, Moskva: İzdatel Bıstrov.
Abramyan, G. B. (1991). “İz Tyuremnıh Zapisok Garegina Njde”, Vestnik Obşestvennıh Nauk
AN ArmSSR, No. 5.
Archives Du Ministère Des Affaires Étrangères, La Courneuve, Microfilm P 16676.
154
Mehmet PERİNÇEK / İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi-Taşnak İşbirliği
Aya, Ş.S. (2009). Soykırım Tacirleri ve Gerçekler, İstanbul: Derin Yayınları.
Baturin, Y. (2005). Dosye Razvedçika, Moskva: Molodaya Gvardiya.
Brock, R. (1941). “Armenians in Iran Inflamed By Nazis”, The New York Times, 24 Temmuz
1941.
Carlson, J. R. (1943). Under Cover: My Four Years in the Nazi Underworld of America, 7.
Basım, New York: E. P. Dutton&Co., Inc., Ağustos 1943.
Chalabian, A. (2009). DRO (Drastamat Kanayan): Armenia’s First Defense Minister of the
Modern Era, Los Angeles: Indo-European Publishing.
Cornell Law Library Donovan Nuremberg Trials Collection, Office of Strategic Services
Research and Analysis Branch, Principal Nazi Organizations Involved in the Commission
of War Crimes, The Nazi Party (Part IV), Vol LXXXVII Section 62.04 (R&A 3113.7, pt. IV).
Çuyev, S. (2004). Proklyatıe Soldatı: Predateli Na Storone III Reyha, Moskva: Eksmo.
Drambyan, T. S. (1966). “İz İstorii Antifaşistkoy Borbı Komunistov-Armyan Vo Frantsii”,
Vestnik Obşestvennıh Nauk AN ArmSSR, No. 5.
Gauin, M. (2014). “The Turkish-Armenian Dispute: Who Has Something To Hide?”, Daily
Sabah, 14 Ekim 2014.
Glantz, D. M. (2003). “Battle of Stalingrad”, Encyclopedia of Russian History, Haz. James R.
Millar, New York: Macmillan Reference USA.
Gorgas, J. T. (2007). Le Mouvement Kurde de Turquie en Exil: Continuités et Discontinuités
du Nationalisme Kurde Sous le Mandat Français en Syrie et au Liban (1925-1946), Berne:
Peter Lang.
Lalayan, A. A. (2006). Taşnak Partisi’nin Karşıdevrimci Rolü (1914-1923), 3. Basım, İstanbul:
Kaynak Yayınları, Mart 2006.
Lalayan, M. (2004). Garegin Njde i Yego Uçenie, Yerevan: Respublikanskaya Partiya Armenii.
Mamoulia, G. (2007). “L’histoire Du Groupe Caucase (1934-1939)”, Cahiers Du Monde
Russe, No. 48/1.
Mamulia, G. G. (2011). Gruzinskiy Legion Vermahta, Moskva: Veçe.
Martirosyan, R. A. (1987). Antinarodnaya Dyatelnost Partii Daşnaktsutyun v Godı Vtoroy
Mirovoy Voynı, Yerevan: İzdatelstvo “Ayastan”.
Melikyan, V. “Natsionalnoe Byuro”, Entsiklopediya “Armyanskiy Vopros”.
Ovsepyan, V. (2007). Garegin Njde i KGB: Vospominaniya Razvedçika, Yerevan: NOF
“Norabank”.
Perinçek, M. (2014). “Grigori Artsruni ve Ermeni Milliyetçiliğinin Irkçı-İşbirlikçi Kökleri”,
Tarihte Türkler ve Ermeniler: Ermeni Meselesinin Ortaya Çıkışı, Kilise ve Milliyetçilik, Cilt 9,
Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.
Perinçek, M. (2011). Sovyet Devlet Kaynaklarında Kürt İsyanları, İstanbul: Kaynak Yayınları,
Kasım 2011.
155
Tesam Akademi Dergisi / Turkish Journal of Tesam Academy
Rubin, B. (2007). İstanbul Entrikaları, 3. Basım, İstanbul: Doğan Kitap, Ağustos.
Sardaryan, K. (1991). “Njde”, Entsiklopediya “Armyanskiy Vopros”, Yerevan: Glavnaya
Redaktsiya Armyanskoy Entsiklopediya.
Shirer, W. (1970). Nazi İmparatorluğu: Doğuşu, Yükselişi ve Çöküşü, 2. Basım, İstanbul:
Ağaoğlu Yayınevi, Mart.
Sovyetskaya Armeniya v Godı Velikoy Oteçestvennoy Voynı (1941-1945). (1975). Yerevan:
İzdatelstvo Akademii Nauk Armyanskoy SSR.
Valentinoviç, O. R. (2009). Nemetskaya Okupatsionnaya Politika Na Territorii Krıma i
Natsionalnıy Vopros (1941-1945), Simferopol: Antikva.
Vartanyan, S. A. (1954). Pobeda Sovyetskoy Vlasti v Armenii (1917-1920 gg.), Yerevan:
Akademiya Nauk Armyanskoy SSR İnstitut İstorii.
Walker, C. J. (1990). Armenia: The Survival of a Nation, 2. Basım, London: Routledge.
Weems, S. A. (2002). Secrets of a “Christian” Terrorist State, Dallas: St. John Press.
Yampolskiy, V. (2008). “Uniçtojit Rossiyu Vesnoy 1941 g.” (A. Gitler, 31 İyulya 1940 goda):
Dokumentı Spetsslujb SSSR i Germanii. 1937-1945 gg., Moskva: Kuçkovo Pole.
156
Download