KAYSERİ ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ MÜDÜRLÜĞÜ FİNANSAL TABLOLAR VE ANALİZİ TAKDİM İçerisinde yaşadığımız yüzyıl hızlı bir değişim ve gelişime sahne olmaktadır. Artık bilgiye ulaşmak ne kadar önemli ise o bilginin nasıl ve ne şekilde kullanılacağı da o kadar önem arz etmektedir. Bu durum, etkili ve yaygın bilgi kullanımı sonucunu doğurmakta ve bilgi toplumu ile beraber tüketicileri yakından etkilemektedir. Ekonomik bir tehditle karşı karşıya bulunmaktayız. Uzlaşmanın ön plana çıktığı günümüz koşullarında gelenekçi ve klasik anlayışlar yerine çağdaş yöntemlere göre hareket edilmesi, ilgili ve yetkili tüm organlardan beklenen bir durumdur. Bu bağlamda, işletmelerin verilerle yönetildiği bilincinden hareketle, muhasebe ve finans verilerinin bir havuzda toplanarak finansal analizlerinin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi ve ona göre işletmelerin stratejik yol haritasının belirlenmesi kritik önem taşımaktadır. İnsan kaynağı, muhasebe bilgi sisteminin temelidir. Kurum veya kuruluşlarımızda bilgisayar ağı ne kadar güçlü olursa olsun, otomasyon ağı ne kadar geniş olursa olsun, sistemin başarısının uygulayıcı kadronun niteliğine bağlı olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Zira muhasebe bilimi de uzmanlık bilgisine ihtiyaç duyulan bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. İşletmelerin en önemli sorunlarından biri de muhasebe ve bilgi sistemlerinin yeterli düzeyde olmayışıdır. Bu durum, işletmelerin sağlıklı finansal ve yönetimsel kararlar almasına da engel teşkil etmektedir. İşletmelerin sağlıklı bir şekilde büyüyebilmesi ve sürekliliğinin sağlanması açısından kurumsallaşma sürecinin olması gerektiği şekilde bilinmesi, anlaşılması, planlanması ve uygulanması aşikârdır. Bilgilendirmeye yönelik bu çalışmalarımızın yararlı olacağına inancımız tamdır. İlişkilerin değil, kural ve prensiplerin hâkim olduğu bir anlayışın devamı dileği ile… Tahir NURSAÇAN Kayseri OSB Yönetim Kurulu Başkanı ÖNSÖZ Finansal tablolar analizi, bir işletmenin geleceği ile ilgili tahminlerde bulunabilmek için, finansal analiz tekniklerini finansal tablolar üzerine uygulayarak bu tabloların kalemleri arasındaki ilişkilerin ve bu ilişkilerin zaman içerisinde gösterdiği değişimlerin incelenip analiz edilerek yorumlanmasıdır. Finansal tablolar analizi işletmenin geçmişte ki ve güncel faaliyetlerinin sonuçlarından yola çıkarak gelecekteki finansal durumunu tahmin etmeye çalışır. Yüksek kredi kullanan ve öz sermayelerini yeterli düzeyde oluşturamamış işletmelerin finansal analizlerini yaptırmaları ayrıca önemlidir. Çünkü bankalar ve diğer kredi kuruluşları, kredi verdikleri işletmelerin finansal tablolarını detaylı bir şekilde inceleyip analiz etmekte ve riske girip girmeyeceklerine ya da ne kadar riske gireceklerine öyle karar vermektedirler. Finansal analizin yapılabilmesi için işletmenin finansal tablolarına ihtiyaç vardır. Finansal tablolarda yer alan bilgilerin muhasebenin temel kavramlarına ve genel kabul görmüş ilkelerine uygun olması ve işletmenin gerçek durumunu yansıtması gerekir. Ayrıca analizi yapan kişinin analiz konusunda eğitimli, tarafsız, ön yargısız ve etik değerlere sahip biri olması gerekir. Siz değerli Sanayicilerimiz / Okurlarımız için hazırlamış olduğumuz bu kitapçıkta, yararlı olacağına inandığımız önemli ana başlıklara yer verilmeye çalışılmıştır. Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Yönetimi olarak, benzeri konularda bilgilendirmeye yönelik çalışmalarımız kesintisiz devam edecektir. Faydalı olması dileğiyle… Adil ÖZHAN Kayseri OSB Bölge Müdür Yardımcısı SMMM, Bağımsız Denetçi İÇİNDEKİLER TAKDİM ÖNSÖZ Finansal Tablo Nedir? Temel Finansal Tablolar Ek Finansal Tablolar Finansal Tabloların Analizi Nedir? Finansal Tablolar Analizi Açısından Finansal Tabloların Önemi Finansal Analiz Teknikleri FİNANSAL TABLO NEDİR? İşletmelerin muhasebe sistemine kaydedilen ve sınıflandırılan bilgilerin, bu bilgilere ihtiyaç duyanlara düzenli olarak iletilmesini sağlayan tablo ve raporlara “finansal tablolar” denilmektedir. Finansal tablolar bilgiye ihtiyaç duyan ve bilgiyi kullananlar açısından işletmelerin finansal yapıları ve faaliyet sonuçları hakkında yapılacak değerlemeler sonucunda alınacak kararlara destek olacak bilgiler sağlar. Finansal tablolar kendi içerisinde, temel ve ek finansal tablolar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Temel finansal tablolar, bilanço ve gelir tablosundan ek finansal tablolar ise fon akış tablosu, nakit akış tablosu, net işletme sermayesi değişim tablosu, kar dağıtım tablosu, öz kaynak değişim tablosu, satışların maliyet tablosu gibi tablolardan oluşmaktadır. 1. Temel Finansal Tablolar Bilanço, işletmenin belli bir tarihteki mevcut durumunu yani sahip olduğu varlıklar ile bu varlıkların sağlandığı kaynakları gösteren tablodur. Bilanço, aktif ve pasif adı verilen hesaplardan oluşmaktadır. Bilançonun aktifi, dönen ve duran varlıklardan oluşurken bu varlıklar paraya dönüşme hızlarına göre en likit olandan en az likit olana doğru sıralanır. Bilançonun pasifi ise kısa vadeli yabancı kaynaklar, uzun vadeli yabancı kaynaklar ve öz kaynaklardan oluşur ve bunlar ödenme vadelerine göre en kısa vadeli kaynaktan en uzun vadeli kaynağa doğru sıralanır. Bilanço (¨) Varlık (Aktif) Toplamı = Kaynak (Pasif) Toplamı -08- Dönen Varlıklar, “1” kodu ile başlayan hesaplardır, nakit ya da bir yıl içerisinde yani dönem içerisinde nakde dönüşecek varlıklardan oluşur. Dönen varlıklar toplamı aynı zamanda brüt çalışma sermayesini ifade etmektedir. Brüt çalışma sermayesi, işletme faaliyetlerinin sürdürülmesini ve kısa vadeli yabancı kaynakların ödenmesini sağlar. Dönen varlıkların kısa vadeli yabancı kaynakları karşıladıktan sonra kalan kısmına net çalışma sermayesi denirken eksik kalan kısmına ise net çalışma sermayesi noksanı denir. Net çalışma sermayesinin yani dönen varlıkların kısa vadeli yabancı kaynakları ödeyebilmesi ve günlük faaliyetleri sürdürebilmesi için yeterli büyüklükte ve yapıda olması gerekir. Net çalışma sermayesi noksanının varlığı halinde işletme kısa vadeli borçlarını ödeyemez ve günlük faaliyetlerini sürdüremez duruma gelir. Sektörlere göre farklılık göstermekle birlikte toplam aktifler içerisindeki payının %66 olması beklenir. Duran Varlıklar, “2” kodu ile başlayan hesaplardan ve bir yıldan önce yani dönem içerisinde nakde dönüşmesi beklenmeyen varlıklardan oluşur. Aktif verimliliğine ve kârlılığına negatif yönde etki etmemesi için doğru kaynaktan yani öz kaynaklar ve uzun vadeli yabancı kaynaklar tarafından finanse edilmeli ve gereğinden fazla yatırım yapılmamalıdır. Öyle ki yanlış kaynaktan finanse edilir ve gereğinden fazla yatırım yapılırsa işletmenin kısa vadeli borç ödeme gücünü zayıflatır ve net çalışma sermayesi noksanı oluşur, ki bu istenmeyen bir durumdur. Duran varlıklar, sanayi işletmelerinde genelde dönen varlıklar toplamından büyük olurken, sanayi ve ticaret işletmesi olarak faaliyet gösteren işletmeler ile sadece ticaretle uğraşan işletmelerde ise bunun tersi olması beklenir. Sektörlere göre farklılık göstermekle birlikte toplam aktifler içerisindeki payının %34 olması beklenir. Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar, “3” kodu ile başlayan hesaplardır, ödenmeleri dönen varlıklar tarafından yapılacak olan, nakit ya da bir yıl içerisinde yani dönem içerisinde ödenmesi gereken borçlardan oluşur. Kısa vadeli yabancı kaynaklar dönen varlıkların finansmanında kullanılmalıdır. Öyle ki vadesi bir yıl içinde gelecek olan borçlar yine nakit ya da bir yıl içinde nakde dönüşecek olan dönen varlıklardan karşılanabilir. Yapısı ve büyüklüğü bakımından yeterli olmayan dönen varlıklar işletmeyi faiz yüküne katlanmak ve borcu borçla kapatmak zorunda bırakır. Bu durumda kalmamak için dönen varlıklar toplamı, kısa vadeli yabancı kaynaklar toplamından büyük ve günlük faaliyetlerin aksatılmadan sürdürülmesini sağlayacak yeterlilikte olmalıdır. Sektörlere göre farklılık göstermekle birlikte toplam pasifler içerisindeki payının %33 olması beklenir. Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar, “4” kodu ile başlayan hesaplardır, ödenmeleri işletmenin kârlılığına, yatırım politikasına bağlı olan ve ödeme vadesi bir yıldan daha uzun süre olan borçlardır. Vadeleri bir yılın altına indiğinde uzun vadeli yabancı kaynaklar, kısa vadeli yabancı kaynaklara dönüşür. Uzun vadeli yabancı kaynakların duran varlıkların finansmanında kullanılması esastır. İşletmenin yatırım politikası ve kârlılığı uzun vadeli borç ödeme gücünü önemli derecede -09- etkiler. Çünkü uzun süre faydalanılacak olması aktif verimliliğini ve kârlılığını artıracağı gibi, bu kaynağın maliyetini de azaltacaktır. Sektörlere göre farklılık göstermekle beraber toplam pasifler içerisindeki payının %17 olması beklenir. Öz Kaynaklar, “5” kodu ile başlayan hesaplardır, işletme ortaklarının kuruluş sırasında ya da sonradan koydukları sermaye ile kârların işletmede bırakılan kısımlarından oluşur. Dönem net zararı ve geçmiş yıllar zararları bu grubun negatif kalemleridir. Çünkü bu kalemlerin varlığı öz kaynaklar toplamını azaltır. Kâr yedekleri, geçmiş yıllar kârları ve dönem net kârının oluşturduğu öz kaynaklar yani oto finansman yapısı ne kadar güçlü olursa o kadar iyidir. Ortakların işletme üzerindeki hak sahipliğini gösteren öz kaynaklar aynı zamanda alacaklılar için de bir çeşit teminat niteliği taşımaktadır. İstenen durum öz kaynaklar toplamının kısa ve uzun vadeli yabancı kaynaklar toplamından büyük olması veya en kötü onların toplamı kadar olmasıdır. Sektörlere göre farklılık göstermekle birlikte toplam pasifler içerisindeki payının %50 olması beklenir. BİLANÇO BİÇİMSEL YAPISI Dönen Varlıklar Kısa Vadeli Yab. Kaynaklar 66.000 33.000 Uzun Vadeli Yab. Kaynaklar 17.000 Duran Varlıklar Öz Kaynaklar 34.000 50.000 Aktif Toplam Pasif Toplam 100.000 100.000 -10- İŞLETME SERMAYESİNİN EN UYGUN DEĞERİ CARİ ORAN = 2 % 66 % 34 % 100 DÖNEN VARLIKLAR DURAN VARLIKLAR AKTİF TOPLAM KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR % 33 UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR % 17 ÖZ KAYNAKLAR % 50 PASİF TOPLAM % 100 İŞLETME SERMAYESİNİN EN UYGUN DEĞERİ DöV DuV KVYK UVYK ÖzK % 66 % 34 % 33 % 17 % 50 ÖzK % 33 -11- FİNANSMANIN ALTIN KURALI ( VADE UYUMU ) AKTİF PASİF Kısa Vadeli Yabancı Kaynak DÖNEN VARLIK Uzun Vadeli Yabancı Kaynak DURAN VARLIK Öz Sermaye Gelir Tablosu, işletmenin bir dönemde elde ettiği tüm gelirler ile aynı dönemde yüklendiği bütün maliyetleri, giderleri ve bunların sonucunda elde ettiği dönem net kârını veya zararını gösteren tablodur. Gelir tablosu bir dönemlik geliri, gideri, maliyeti, kârı, zararı kapsar ve gelir kalemlerinin toplanması ve gider kalemlerinin çıkarılmasından doğan şu beş bölümden oluşur. Bunlar; brüt satış kârı veya zararı, faaliyet kârı veya zararı, olağan kâr veya zarar, dönem kârı veya zararı, dönem net kârı veya zararıdır. Brüt Satış Kârı veya Zararı, işletmenin ana faaliyeti ile ilgili brüt sonucu gösteren bölümdür ve sırasıyla, brüt satışlar, satış indirimleri (-), net satışlar, satışların maliyeti (-) bölümlerinden oluşur. Net satışların, satışların maliyetini karşıladıktan sonra kalan kısmı brüt satış kârı olurken aksi durum brüt satış zararı olur. Net satışların brüt satışlara yakın olması istenen durumdur. Çünkü bu durum, işletmenin satışlarından iadeler, satış iskontoları ve diğer indirimler yüzünden brüt hasılatından fazla bir azalma olmadığı anlamına gelir. Ayrıca kaliteden taviz verilmemesi şartıyla satışların maliyetinin sürekli olarak net satışların altında kalması istenir ki sonuç bölümünde brüt satış kârı çıksın. Brüt satış kârının olması ana faaliyet kârının olduğu ve işletmenin süreklilik göstereceği anlamına gelir. Brüt satış kârı ne kadar büyük olursa kendisinden sonra gelen gider ve zararları karşılama ve istenen dönem kârına ulaşma ihtimali o kadar yüksek olur. Faaliyet Kârı veya Zararı, satışların maliyetine yüklenemeyen ancak işletmenin faaliyetini devam ettirebilmesi için katlanmak zorunda kaldığı giderleri gösteren bölümdür ve sırasıyla, araştırma ve geliştirme giderleri, pazarlama satış ve dağıtım giderleri, genel yönetim giderleri bölümlerinden oluşur. Bu giderlere katlanmadan işletmelerin faaliyetlerini sürdürmesi söz konusu olamaz. Ancak faaliyet giderlerinin brüt satış kârının altında kalması ve işletmeyi yeterli bir faaliyet kârına ulaştıracak düzeyde olması istenir. Tersi durumda faaliyet zararı söz konusu olur. Faaliyet kârının kendisinden sonra gelen gider ve zararları karşılayacak büyüklükte ve süreklilikte olması çok önemlidir. -12- Olağan Kâr veya Zarar, işletmenin ana faaliyeti dışında kalan diğer faaliyetleri sonucunda doğan gelirleri, kârları, giderleri ve zararları gösteren bölümdür ve sırasıyla, diğer faaliyetlerden olağan gelir ve kârlar, diğer faaliyetlerden olağan gider ve zararlar, finansman giderleri bölümlerinden oluşur. Gelir ve kârların olağan gider ve zararlar ile finansman giderlerini karşılayıp faaliyet kârı ile birlikte bölümün sonucu olan olağan kârı oluşturması istenen durumdur. Aksi halde bölüm içi gelir ve kârların karşılayamadığı gider ve zararlar faaliyet kârından karşılanacağı için, olağan kâr sadece ana faaliyetten sağlanan kârdan oluşacaktır. Önemli olan olağan kârın hem ana faaliyet kârını olduğu gibi içermesi, hem de diğer faaliyetlerden sağlanan kârdan pay almasıdır. Dönem Kâr veya Zararı, işletmenin bir dönem içindeki her türlü olağan veya olağandışı faaliyetlerinin sonucunu gösteren bölümdür. Dönem Net Kârı veya Zararı, varsa dönem kârından, dönem kârı vergi ve diğer yasal yükümlülük karşılıkları hesaplanıp çıkarılır ve dönem net kârına ulaşılır. Dönem net kârı her zaman istenilen durumdur. -13- 2. Ek Finansal Tablolar Fon Akış Tablosu, işletmenin dönem içerisinde sağladığı kaynakları ve bu kaynakların nerelerde kullanıldığını gösteren tablodur. İşletmenin borçlanma yoluyla ya da faaliyetleri sonucu meydana gelen fonlar ile bu fonların nerelerde kullanıldığı bu tablo sayesinde anlaşılmaktadır. Nakit Akış Tablosu, işletmenin dönem içerisindeki nakit giriş ve çıkışlarını hangi kaynaklardan sağladığını ve bunların nerelerde kullanıldığını gösteren tablodur. Net Çalışma Sermayesi Değişim Tablosu, işletmenin belirli bir hesap dönemi içerisinde net çalışma sermayesinin kaynaklarını ve bu kaynakların kullanım yerlerini ayrıca değişimin hangi dönen varlık ve kısa vadeli yabancı kaynak kalemlerine yansıdığını gösteren tablodur. Kâr Dağıtım Tablosu, işletmenin dönem kârının, nasıl ve nerelere dağıtıldığını gösteren tablodur. Öz Kaynak Değişim Tablosu, işletme ortaklarının işletme üzerindeki hak sahipliğini ve öz kaynak kalemlerinde meydana gelen değişimleri gösteren tablodur. Satışların Maliyeti Tablosu, gelir tablosunun tamamlayıcısı olup satışların maliyetinin detayını gösteren tablodur. FİNANSAL TABLOLAR ANALİZİ NEDİR? Finansal tablolar analizi, bir işletmenin geleceği ile ilgili tahminlerde bulunabilmek için, finansal analiz tekniklerini finansal tablolar üzerine uygulayarak bu tabloların kalemleri arasındaki ilişkilerin ve bu ilişkilerin zaman içerisinde gösterdiği değişimlerinin incelenip analiz edilerek yorumlanmasıdır. Finansal tablolar analizi işletmenin geçmişte ki ve güncel faaliyetlerinin sonuçlarından yola çıkarak gelecekteki finansal durumunu tahmin etmeye çalışır. -14- Finansal Tablolar Analizi Açısından Finansal Tabloların Önemi Finansal tablolar işletmelerin finansal yapıları ve faaliyet sonuçları hakkında işletmeyle ilgilenen taraflara önemli bilgiler sağlar. Finansal tablolarda yer alan kalemler üzerinden yapılacak bazı analitik işlemler, işletmeyle ilgili finansal yorum ve değerlendirmeler açısından daha anlamlı ve yararlı sonuçlar alınmasına yardımcı olur. Bu analitik işlemler finansal tablolar analizi kapsamında yürütülür. Finansal tablolardaki bilgilerin doğruluğu, güvenilirliği ve zamanı yapılacak analiz ve yorumların doğruluk ve güvenilirliğini de artıracaktır. Finansal tabloların bağımsız denetime tabi tutulmuş olmaları tablolar açısından önemli bir güvence teşkil etmektedir. Finansal tabloların işletmenin yaptığı faaliyetlere ilişkin sonuçları gerçek bir şekilde raporlaması gerekir. Çünkü finansal tablolar hem işletmenin kendisini ifade edebilmesini sağlar hem de işletmeyle ilgilenen tarafların işletme hakkında doğru karar verebilmelerine olanak tanır. İşletmelerin temelde üç faaliyeti vardır. Bunlar; finansman faaliyetleri, yatırım faaliyetleri ve işletme faaliyetleridir. Finansal analiz de işletmenin bu temel faaliyetlerine yoğunlaşmıştır. Finansman Faaliyetlerinin Analizi, işletmelerde varlıkların hangi kaynaklar ile finanse edildiği, kaynakların ödenmesinde hangi varlıkların kullanılacağı, kârlılığın hangi düzeyde olacağı gibi konular finansman analiziyle anlaşılmaktadır. Varlıkların hangi kaynaklara finanse edildiğinin analiz edilmesi işletmeninin finansal durumu ve kârlılığının gelecekteki durumunun ne şekilde seyredeceğini de ortaya çıkarmaktadır. -15- Yatırım Faaliyetlerinin Analizi, işletmenin varlıklarının yapısının analiz edilmesi, varlıkların kullanım alanlarının etkinleştirilmesi, yeni yatırım kararlarının verilmesi halinde bunların nasıl finanse edileceğini ortaya koyar. Öyle ki günlük faaliyetleri sürdürebilme kalitesi yani dönen varlıkların kısa vadeli borçları ödeyebilme gücü yatırım analizi sonucunda anlaşılmaktadır. İşletmenin faaliyet ve üretim kapasitesi hakkında bilgiye de duran varlıkların analizi ile ulaşılmaktadır. İşletme Faaliyetlerinin Analizi, işletmenin ana ve yan faaliyetlerine ilişkin sonuçlar gelir tablosundan elde edilir. İstenen ve beklenen durum işletmelerin ana faaliyet konusundan kâr etmesi ve yan faaliyetlerden elde edilen kârlarında ayrıca ana faaliyet kârlarını desteklemesidir. -16- Finansal Analiz Teknikleri, kapsamına göre; statik analiz ve dinamik analiz, amacına göre; yönetim analizi, kredi analizi ve yatırım analizi, yapanın durumuna göre; iç analiz ve dış analiz olmak üzere sınıflandırılır. Finansal analizden beklenen sonucun alınabilmesi, yani analizin başarılı olabilmesi için finansal tabloların muhasebenin temel kavramlarına ve genel kabul görmüş ilkelerine uygun olması ve işletmenin gerçek durumunu yansıtması gerekir. Ayrıca analizi yapan kişinin analiz konusunda eğitimli, tarafsız, ön yargısız ve etik değerlere sahip biri olması gerekir. Finansal analiz teknikleri; karşılaştırmalı tablolar analizi (yatay analiz), eğilim yüzdeleri yöntemi ile analiz (trend analizi), yüzde yöntemi ile analiz (dikey analiz), oran yöntemi ile analiz (rasyo analizi) olmak üzere dört tanedir. 1. Karşılaştırmalı Tablolar Analizi (Yatay Analiz), bir işletmenin birbirini izleyen en az iki veya daha fazla faaliyet dönemine ait finansal tabloların, karşılaştırmalı olarak hazırlanması ve bu tablolarda yer alan kalemlerin zaman içinde göstermiş oldukları gelişmelerin ve değişikliklerin tespit ve incelenmesidir. 2. Eğilim Yüzdeleri Yöntemi ile Analiz (Trend Analizi), bir işletmenin birbirini izleyen dönemlere ait finansal tablolarda yer alan kalemlerinin, temel alınan yıla göre gösterdiği artış veya azalışlar yüzde olarak hesaplanır. Bu şekilde işletmenin finansal tablolarında yer alan her bir kalemin temel kabul edilen yıla göre yüzde olarak gelişme eğilimi bulunur. Temel yıl olarak genellikle ilk yıl alınır. Analizin anlamlı olabilmesi için temel olarak seçilen yılın her bakımdan işletme faaliyetlerini yansıtacak normal bir yıl olması gerekir. 3. Yüzde Yöntemi ile Analiz (Dikey Analiz), bu analiz ile finansal tablolarda bulunan bir kalemin toplam veya grup içindeki oransal büyüklüğü incelenir. Bu analizle her bir finansal tablo kaleminin bulunduğu grup toplamı içindeki yüzde payı ile finansal tablo toplamı içindeki yüzde payı hesaplanır. Bilanço bu yöntemle analiz edilirken bir varlık kaleminin toplam varlıklar içindeki payı ve bulunduğu grup içindeki payı yüzde olarak hesaplanır. Gelir tablosunda ise her bir kalemin net satışlar içindeki payı ve her kalemin ait olduğu grup içindeki payı hesaplanır. 4. Oran Yöntemi ile Analiz (Rasyo Analizi), işletmelerin finansal durumunu ve faaliyet sonuçlarını kendi içinde veya dışındaki işletmelerin finansal durumu ve faaliyet sonuçları ile karşılaştırılarak incelemek amacıyla kullanılır. Bu oranlar sadece bir döneme ait olacağı gibi, birden fazla döneme de ait olabilir. Oran analiz tekniği, işletmelerin mevcut durumu, yönetim yeterliliği, finansal kararlarının etkinliği gibi durumları anlamaya yardımcı olur. İşletmenin genel durumunu analiz etmeye ve anlamaya yarayan bu oranlar; likidite oranları, finansal yapı oranları, faaliyet oranları (devir hızları) ve kârlılık oranlarıdır. Ayrıca işletme, bu oranlarını hesaplayıp genel durumunu ortaya koyduktan sonra ihtiyaçları doğrultusunda sabit -17- yükümlülüklerini karşılayabilme gücünün analizi ve büyüme analizi gibi analizler de yapabilir. Likidite Oranları İşletmeler her ne kadar nakit ve kâr yönetiminde başarılı olmak zorunda olsalar da kâr yönetiminde ki bir başarısızlığı belli bir zamana yayarak tolere edebilirler. Ancak nakit yönetimindeki bir başarısızlık işletmenin geri dönülemez sonuçlar ile karşı karşıya kalmasına hatta yok olmasına bile neden olabilir. Nakit akışı planlamaları sektör ve mevsimsel durumlarda göz önünde bulundurularak kısa ve sık periyotlarda yapılmalıdır. İşletmeler olumsuz bir durum ile karşılaşmamak için nakit yönetimini borç verene bırakmadan kendileri yapmalıdırlar. Çünkü bu inisiyatif borç verene bırakılırsa borç verenler işletmeye göre değil, kendi nakit yapısına göre planlama yapar. Sonuç olarak işletmeler yatırım yapmak, finans sıkıntısı yaşamamak ve işi büyütmek için nakit akışı düzenini ayarlama konusunda azami özeni göstermek zorundadır. Bu zorunluluğun sonucunda da nakit dönüş süresinin önemi ortaya çıkmaktadır. Nakit dönüş süresi, işletmenin üretken kaynaklar için nakit harcama dönemi ile harcamaların nakit olarak tahsiline kadar geçen dönemi ifade eder ve şu formülle hesaplanır: Nakit Dönüş Süresi = Alacakların Ortalama Tahsil Süresi + Stok Tutma Süresi – Ticari Borç Ödeme Süresi. İşletmelerde nakit dönüş süresi uzadıkça, likidite durumu kötüleşir, kısaldıkça likidite durumu iyileşir. Nakit dönüş süresi, kısa vadeli borçlar ve dönen varlıklar üzerinde yoğunlaşarak işletme likiditesinin önemini gösterir. Cari Oran, kısa vadeli yabancı kaynakları ödeyebilme gücünü ortaya koyar ve dönen varlıkların kısa vadeli yabancı kaynaklara oranlanmasıyla bulunur. Sektörlere göre farklılık göstermekle beraber gelişmekte olan ülkelerde 1,5 ve gelişmiş ülkelerde 2 olması yeterli kabul edilmektedir. Asit Test Oranı, dönen varlıklar içerisinde likiditesi yüksek olan kalemlerin kısa vadeli yabancı kaynakları ödeyebilme gücünü ortaya koymaktadır. Bundan dolayı asit test oranı hesaplanırken likiditesi düşük olan stoklar, diğer dönen varlıklar, gelir tahakkukları, gelecek aylara ait peşin ödenmiş giderler gibi kalemlerin dönen varlıklardan çıkarılması gerekir. Sektörlere göre farklılık göstermekle beraber genel kabul görmüş oran 1’dir. Nakit Oranı, nakit ve benzeri varlıkların kısa vadeli yabancı kaynakları ödeyebilme gücünü gösteren orandır. Nakit oranı, hazır değerler ve menkul kıymetler toplamının kısa vadeli yabancı kaynaklara oranlanmasıyla bulunur. Sonuç ne kadar yüksek olursa kısa vadeli yabancı kaynakların nakit ve benzeri varlıklar ile ödenmesi o kadar kolay olacaktır. -18- DV Dönen Varlık KVYK CO DV CO Cari Oran DV CO KVYK KVYK Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar STOK LİKİDİTE AÇISINDAN OLUMLU DV DV LİKİDİTE AÇISINDAN OLUMSUZ STOK STOK TİCARİ ALACAK STOK TİCARİ ALACAK DV DV LİKİDİTE AÇISINDAN OLUMLU LİKİDİTE AÇISINDAN OLUMSUZ Finansal Yapı Oranları Yabancı Kaynaklar / Toplam Aktif, bu oranın bir diğer adı kaldıraç oranıdır. Bu oran, varlıkların ne kadarının yabancı kaynaklarla finanse edildiğini ifade eder. Bu oranın yüksek olması, işletmenin yüksek borçlanma ile finanse edildiğini, kredi verenler açısından işletmenin güven vermediğini, bu güvensizlikten dolayı geri ödeme konusunda işletmenin sıkıntı yaşayabileceği anlamına gelirken, çok düşük olması ise işletmenin yabancı kaynak kullanımının avantajlarından yararlanma fırsatını kaçırdığı anlamına gelir. Öz Kaynaklar / Toplam Aktif, bu oran işletmenin varlıklarının ne kadarının öz kaynaklarla karşılandığını gösterir. Bu oranın çok yüksek olması işletmenin alternatif yatırım alanlarından yararlanma fırsatını kaçırdığı anlamına gelirken çok küçük olması da yükümlülüklerin yerine getirilmesi noktasında yüksek risk olduğu anlamına gelir. Öz Kaynak / Toplam Aktif = 1- (Yabancı Kaynak / Toplam Aktif) formülü ile de hesaplanabilir. Yabancı Kaynaklar / Öz Kaynaklar, bu oran işletmenin yabancı kaynakları ile işletme sahip veya sahiplerinin işletmeye koymuş oldukları sermaye arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktadır. Bu oranın yüksek olması işletme faaliyetlerinin ağırlıklı olarak yabancı kaynaklarla finanse edildiğini, düşük olması ise öz kaynaklarla finanse edildiğini gösterir. -19- Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar / Toplam Aktif, bu oran işletmenin varlıklarının ne kadarının kısa vadeli yabancı kaynaklarla finanse edildiğini ortaya koyar ve toplam varlıklar değerinin 1/3’ünü aşmaması makul karşılanır. Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar / Toplam Yabancı Kaynaklar, bu oran kısa vadeli yabancı kaynakların toplam yabancı kaynaklar içerisindeki payını ortaya koymaktadır. Ülkemizde uzun vadeli yabancı kaynak temin etmedeki güçlükler bu oranın kimi sektörlerde çok yüksek olmasına sebep olmaktadır. Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar / Toplam Aktif, bu oran toplam varlıkların ne kadarının uzun vadeli yabancı kaynaklardan finanse edildiğini ortaya koymaktadır. Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar / Sürekli Sermaye, bu oran sürekli sermayenin ne kadarının uzun vadeli yabancı kaynaklardan finanse edildiğini ortaya koymaktadır. Sürekli sermaye uzun vadeli yabancı kaynaklar ile öz kaynakların toplamından oluşmaktadır. Bu oranın sınaî işletmelerinde 1/3’ün altında, hizmet işletmelerinde ise 1/2’nin altında olması beklenir. Öz Kaynaklar / Toplam Aktif, işletme ortakları tarafından konulan sermayenin toplam varlıklar içindeki payını gösterir. (Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar) (Toplam Aktif) + (Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar) (Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar) (Toplam Yabancı Kaynaklar) (Toplam Aktif) + + (Özkaynaklar) (Toplam Aktif) (Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar) (Toplam Yabancı Kaynaklar) =1 =1 Maddi Duran Varlıklar / Öz Kaynak, bu oran maddi duran varlıkların ne kadarının öz kaynak ile finanse edildiğini ortaya koymaktadır. Bu oranın 1’den küçük olması maddi duran varlıkların tamamının öz kaynak ile finanse edildiği anlamına gelmektedir. Sanayi işletmelerinde maddi duran varlıkların tamamının öz kaynak ile finanse edilmesi beklenirken yoğun teknoloji gerektiren yatırımlarda ise bu oranın 1’den büyük olması makul karşılanmaktadır. Faaliyet Oranları (Devir Hızları) Faaliyet oranları (devir hızları), işletme faaliyetlerinin etkinliğini gösteren oranlardır ve bu oranların sürekli iyileşme göstermesi beklenir. -20- Alacak Devir Hızı, işletmenin alacaklarını tahsil edebilme yeterliliğini ortaya koyan bu oran, bir hesap dönemindeki kredili satışlar tutarının, ortalama ticari alacaklara oranlanmasıyla hesaplanmaktadır. Sonuç ne kadar yüksek ise işletme alacaklarını o düzeyde etkin bir biçimde tahsil ediyor demektir. Bankalar bu oranı, net satışları dikkate alarak hesaplamaktadır. Alacakların Ortalama Tahsil Süresi, bu oran işletmenin, alacaklarını ne kadar sürede tahsil ettiğini ortaya koyan orandır. Bu oran, yıldaki gün sayısının, alacak devir hızına bölünmesiyle hesaplanmaktadır. Alacakların ortalama tahsil süresi ne kadar düşük olursa işletmenin alacak yönetiminde o kadar etkili ve başarılı olduğu anlaşılır. Alacak tahsil süresi değerlendirilirken, satıcılardan sağlanan vade ile karşılaştırma yapılır ve alacakların vadesinin borçların vadesinden kısa olması beklenir. Stok Devir Hızı, bu oran işletmenin stoklarını ne kadar etkili kullandığını ortaya koyan önemli bir orandır. Stok devir hızı, satışların maliyetinin ortalama stok tutarına oranlanmasıyla hesaplanmaktadır. Bu oran ne kadar yüksek çıkarsa işletmenin stoklarını o düzeyde etkili kullandığı anlaşılmaktadır. Satışlar karşısında stokların az olması, stok devir hızının yüksek olması tercih edilen bir durum olmakla birlikte bu durumun yetersiz stoktan kaynaklanmadığından da emin olunması gerekmektedir. Stokların Ortalama Tüketim Süresi, bu oran işletmedeki stokların ne kadar sürede tüketildiğini ortaya koymaktadır. Stokların ortalama tüketim süresi, yıldaki gün sayısının stok devir hızına bölünmesiyle hesaplanmaktadır. Stokların ortalama tüketim süresi, bir işletmede ne kadar düşük olursa işletmenin stok yönetiminde o düzeyde başarılı olduğu anlaşılır. Etkinlik Oranı, bu oran alacakların ortalama tahsil süresi ile stokların ortalama tüketim süreleri toplamından oluşmaktadır. Bu oran bir stokun işletmeye girdiği andan, paraya çevrildiği ana kadar geçen sürenin hesaplanmasını sağlar. Etkinlik oranı bir işletmede ne kadar düşük olursa işletmenin alacak ve stok yönetiminde o düzeyde başarılı olduğu anlaşılır. Net Çalışma Sermayesi Devir Hızı, bu oran net satış tutarının net çalışma sermayesine bölünmesiyle bulunur. Bu oran, işletmenin net çalışma sermayesinin ne kadar etkin kullanıldığını ortaya koymaktadır. Dönen Varlık Devir Hızı, bu oran net satış tutarının dönen varlıklara bölünmesiyle bulunur. İşletmenin dönen varlıklarının ne kadar etkin kullanıldığını ortaya koymaktadır. Maddi Duran Varlık Devir Hızı, bu oran net satış tutarının maddi duran varlıklara bölünmesiyle bulunur. İşletmenin duran varlıklarının ne kadar etkin kullanıldığını ortaya koymaktadır. Aktif Devir Hızı, bu oran net satış tutarının toplam aktiflere bölünmesiyle bulunur. İşletmenin varlıklarının ne kadar etkin kullanıldığını ortaya koymaktadır. -21- Kârlılık Oranları İşletmenin kazanç yaratma gücü olan kârlılığın analizini yapmak için işletmenin finansal tablolarından faydalanılır. Bu veriler tarihi veriler olup bunları analiz edip yorumlayarak geleceğe yönelik tahminler yapılır. Doğru bir kârlılık analizi için finansal tablolarda yer alan bilgilerin muhasebenin temel kavramlarına ve genel kabul görmüş ilkelerine uygun olması ve işletmenin gerçek durumunu yansıtması gerekir. Ayrıca analizi yapan kişinin analiz konusunda eğitimli, tarafsız, ön yargısız ve etik değerlere sahip biri olması gerekir. Yorum yaparken işletmenin türü ve faaliyette bulunduğu sektörün özellikleri gibi faktörler dikkate alınmalıdır. Kârlılığın tek başına bir başarı kriteri olmadığı unutulmamalıdır. Kârlılık analizi için farklı kriterler ve yöntemler geliştirmek mümkündür. Özellikle kârlılık yeterliliklerinin doğru tespit edilmesi de önem taşımaktadır. Brüt Satış Kârı / Net Satışlar, bu oran işletmenin faaliyet giderleri ile diğer giderlerini karşılayabilecek kadar kâr elde edip etmediğinin anlaşılmasını sağlar. Net satışlar ile satışların maliyeti arasındaki olumlu fark brüt satış kârıdır. Net Kâr / Net Satışlar, bu oran geçmiş yıllara ve sektör oranlarına bakılarak yorumlanması gereken bir oran olup işletmenin satışları üzerinden hangi oranda kâr sağladığını ortaya koymaktadır. Finansman Giderleri / Net Satışlar, bu oran işletmede finansman giderlerinin, satışlar içerisindeki ağırlığını ortaya koymaktadır. Satış Maliyeti / Net Satışlar, bu oran işletmenin üretim maliyeti oranını ortaya koymaktadır. Faiz ve Vergi Öncesi Kâr / Toplam Aktif, bu oran işletmenin aktiflerini ne kadar kârlı kullandığını ortaya koymaktadır. Net Kâr / Öz Sermaye, bu oran işletmenin ortakları tarafından konulan sermayenin kârlılığının ölçülmesinde kullanılır ve diğer adı mali rantabilite ’dir. İşletmenin Sabit Yükümlülüklerini Karşılayabilme Gücünün Analizi Oranları Faiz ve Vergi Öncesi Kâr / Finansman Giderleri, bu oran işletmenin faiz yükümlüklerini karşılayabilme gücünü ortaya koymaktadır. Net Kâr / Finansman Gideri, bu oran da işletmenin faiz yükümlülüklerini karşılayabilme gücünü ortaya koymaktadır. İşletmenin Büyümesi ile ilgili Analiz Oranları Satışlarda Büyüme, cari dönemdeki satış tutarından bir önceki dönem satış tutarı çıkartılır ve elde edilen değer bir önceki dönem satış tutarına oranlanarak hesaplanır. -22- Faiz ve Vergi Öncesi Kâr Büyümesi, cari dönemdeki faiz ve vergi öncesi kâr ’dan bir önceki dönem faiz ve vergi öncesi kâr çıkartılır ve elde edilen değer bir önceki dönem faiz ve vergi öncesi kâr tutarına oranlanır. Öz Sermayedeki Büyüme, cari dönemdeki öz sermaye tutarından bir önceki dönem öz sermaye tutarı çıkartılır ve elde edilen değer bir önceki dönem öz sermaye tutarına oranlanır. Toplam Aktifteki Büyüme, cari dönemdeki toplam aktif rakamından bir önceki toplam aktif değeri çıkartılır ve elde edilen rakam bir önceki toplam aktif rakamına oranlanır. Başarı İçin 4 Altın Kural Yararlanılan kaynaklar; kenansakalli.com, onlineaktifakademi.net, eogrenme.anadolu.edu.tr, www.kobitek. com, archive.ismmmo.org.tr, Prof. Dr. Sait Kaygusuz… -23- © 2016 -24- Hazırlayan: Adil ÖZHAN, Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü, Bölge Müdür Yardımcısı : : -25- KAYSERİ OSB HİZMETLER VE BİLGİLENDİRME YAYINLARI 3