HUKUKA GİRİŞ 13.ÜNİTE BORCUN İFASI-İFA EDİLMEMESİ-SONA ERMESİ BORCUN İFASI İfa : Borç ilişkisinin borçlunun edimini yarine getirmesi nedeniyle sona ermesini ifade eder.Yani ifa borç ilişkisinin amacıdır.Borçlu ancak yerine getirmesi gerekli olan edimi yerine getirmekle borçtan kurtulabilir.Ancak edimin yerine getirilmesi alacaklı için bir çıkara dayanmıyorsa edim 3. kişiler tarafından da yerine getirilebilir.Borcun tamamı muaccel(vadesi gelmiş) ise tamamının ifa edilmesi gerekir kısmi ifa ise alacaklının kabulüne bağlıdır.Ayrıca ifa ifa yeri ve zamanında yapılmak zorundadır. İfa Yeri : Borcun yerine getirileceği yeri anlamak gerekir.İfa yeri bizzat taraflarca kararlaştırılmış olabilir.Bunu açık yada örtülü(zımni)olarak kararlaştırmış olabilirler.Ancak taraflar ifa yerini sözleşme ile kararlaştırmamışlarsa kanuni ifa yerleri devreye girer ki bunlarda borcun konusuna göre farklılık gösterir. Para Borçlarında İfa Yeri :Para borçları ödeme zamanında alacaklının ikametgahında ödenmek zorundadır.Yani bir miktar para borçlu olduğumuzda bunu alacaklıya götürmeli veya göndermeliyiz.Bu bakımdan bu borçlara götürülecek borçlar da denir.Ve para borçları kural olarak nakit olarak ve memleketin parası ile ödenmek zorundadır.Bu bakımdan çek veya döviz veya alacaklının banka hesabına havale dilerek borcun sona ermesi ancak alacaklının kabulüne bağlıdır.Buna rağmen posta havalesi ile konutta ödemeli gönderilen para borçluyu borçtan kurtaracaktır.Para borcunun alacaklının konutunda ödeneceğinin istisnasını kıymetli evrakta görürüz.Örneğin poliçelerde görüldüğünde ödenir kaydı varsa alacaklı bu evrakı borçluya götürmek ve alacağına kavuşmak zorundadır. Belli Bir Şeyin Telimi Borcunda : Belirlenerek ayrılmış(ferden muayyen mal) olan mallar sözleşme zamanında nerede bulunuyorsa orada ifa edilecektir.Yani bir ressamsın belli bir tablosu veya şasi numarası belli edilmiş bir araç sözleşme zamanında nerede bulunuyorsa ifa yeride orasıdır.Bu hükmün uygulanabilmesi için tarafların sözleşme yatıkları sırada malın borçlunun adresinden başka bir yerde olduğunu bilmeleri gereklidir. Diğer Borçlar : Bunlar yapmak,yapmamak,özel nitelikleri ile belirlenmemiş(cins) gibi borçlardır.Ve kural olarak borcun doğduğu anda borçlunun ikametgahında ödenecektir.Yani alacaklı alacağını arayacaktır.Bu balımdan bunlara aranacak borçlarda denir.Bu borçlar çoğunlukla misli eşyalardır yani ölçülebilen tartılabilen terine yenisi konulabilen nesnelerdir. Önemle vurgulamak gerekir ki yukarıda sayılan durumlar ancak taraflar bir sözleşme yeri belirlememişse geçerli olacaktır.Yani taraflar bir yer belirlemişseler artık ifa yeri orasıdır. İfa Zamanı :Borcun yerine getirileceği zamanı ifade eder.Burada muacceliyet yani alacaklının alacağını isteme borçlunun ise borcunu ifa etmek zorunda olduğu zaman karşımıza çıkar.Bu an ile birlikte borç muaccel borç alacak ise muaccel alacak haline gelir. Borçlar kural olarak doğdukları anda muaccel olurlar.Ancak taraflar borcun ifasını bir ecele(süreye)bağlayabilirler.İşte böyle belli bir süre sonra ifa edilmesi kararlaştırılan borçlara ise müeccel borçlar deriz.Yani müeccel olan borç muaccel olmadan alacaklı tarafından istenemez.Borçlunun borcunu yerinme getirmekle yükümlü olduğu ana ise vade deriz. Vade belirlenirken tam tarih değilde ayın başı denmişse 1.günü sonu denmişse en son günü,ortası denmişse 15.gün anlaşılmalıdır.Kararlaştırılan vade pazara veya kanunen tatil olan bir güne denk gelirse kendiliğinden bu günü izleyen tatil olmayan ilk güne ertelenir.Ancak bunu da aksini kararlaştırmak mümkündür.Ve borç kural olarak mesai saatleri içinde ödenmek zorundadır.Borç vaktinden öncede ifa edilebilir ancak bu alacaklının kabulüne bağlıdır ve borçlu borçtan indirim talep edemez. BORCUN İFA EDİLMEMESİ (Ademi ifa ) Çeşitli şekillerde karşımıza çıkabilir.Malın ifası borçlu tarafından ve kusur ile imkansız hale gelmişse buna kusurlu imkansızlık denir(bize satılan antika bir vazonun satıcı tarafından kırılması veya daha yüksek bir fiyata başkasına satılıp verilmesi gibi).Borçlunun kusuru olmaksızın mesela umulmayan hal(depremde her yerin yıkılması)mücbir sebep(zorlayıcı hal)veya alacaklının kusuru ile imkansız hale gelmişte olabilir ki bu hallerde ademi ifadan söz edilemez.Çünkü kusursuz imkansızlık borçluyu borçtan kurtarır. Borçlu borcunu yerine getirdiği halde bu gereği gibi ifa değilse yani miktar,zaman veya nitelik olarak üstlendiği nitelikte ifa yapmamışsa buna geniş anlamda ifa etmeme deriz. Borçlunun edimi ifa etmesi imkan dahilinde olmasına rağmen ifa etmemsi ise temerrüt (direnme )adını alır. İFA ETMEMENİN SONUÇLARI 1.Aynen ifa :Alacaklının alacağına kavuşmak için mahkemeye başvurması ve aldığı bu kararı icraya koyarak alacağına kavuşmasını ifade eder.Ancak bu borcun ifasının imkansız olmadığı durumlarda geçerlidir. 2.Tazminat :Borçlunun kusurlu imkansızlığı veya temerrüdü halinde geçerlidir.Kusurlu imkansızlıkta bu yola başvurmak zorunludur zira artık ortada ifayı yapabilecek bir mal bulunmamaktadır.Temerrüt durumunda ise borçlu ister aynen ifayı isterse tazminata hükmedilmesini isteyebilecektir.Burada alacaklının istediği tazminat müspet zararının (olumlu) giderilmesidir.Yani sözleşmenin yerine getirilmesi ile elde etmeye çalıştığı zararın giderilmesidir.Burada borçlu kendi kusur olmaksızın imkansızlığa düşüldüğünü kanıtlamadıkça tazminle yükümlüdür.Dikkat edilirse haksız fiilde alacaklı haksızlığı ispat etmek zorundayken burada borçlu haklı olduğunu ispat etmek zorundadır.Borçlu her türlü kusurundan sorumludur. 3.Sözleşmeden Dönme : Borçlu yukarıdaki iki Halide tercih etmeyip sözleşmeden dönebilir.Yani burada alacaklı sözleşmeyi feshetmektedir.Ancak kusurlu imkansızlık nedeniyle ademi ifa halinde dönme olmaz. BORÇLUNUN TEMERRÜDÜ Borçlunun temerrüdü dendiğinde borcun ifa edilmesine imkan varken muaccel olan bir borcun zamanında ifa edilmemesi anlaşılmalıdır.Şartları 1.Borcun muaccel Olması :Temerrüt ancak muaccel(vadesi gelmiş) borçlar için sözkonusu olacaktır.Müeccel(vadeye bağlanmış )borçlarda temerrüt olmaz.Ancak geciktirici(taliki)şarta bağlı olan borçlarda şart gerçekleşmezse muaccel olan bir borçtan söz edilemeyeceğinden temerrütte olmaz. 2.İhtar : İhtar herhangi bir şekle bağlım olmaksızın varması gerekli bir irade beyanı ile borçluyu ifaya davet etmek için yapılan bir irade açıklamasıdır.Borçlunun temerrüde düşmesi için alacağın muaccel olması tek başına yeterli olmayıp bunun yanında ihtar gönderilmiş olmasına gerek vardır.Günlük hayatta bun protesto göndermekte denir.Şekle tabi değilse de tacirler arasında bir ihtar varsa ya noter aracılığı ile veya iadeli taahhütlü mektup veya telgraf ile yapılmaz zorundadır.Tacirler dışında ihtar şekle bağlı değildir.İhtar borçlu veya yetkili temsilcisine dürüstlük kuralların uygun olarak tebliğ edilmelidir.Borçlunun adresi bilinmiyor ise mahkeme veya noter tarafından ilan yoluyla ihtar yapılabilir.Gerektiğinde borçluya bir kayyum (temsilci ) atanması da istenebilir İhtara gerek olmayan haller : a)Vadenin Taraflarca Birlikte Kararlaştırılmış Olması:Taraflar vadeyi kesin olarak ve birlikte kararlaştırmış iseler mesela 25.05.2005 veya sözleşmenin yapılmasından 15 gün sonra diye belli etmişlerse artık bu halde ihtar göndermeye gerek yoktur zira borçlu borcu ne zaman ödeyeceğini bilmektedir.Vade kanun tarafından belirlenmişse yine ihtara gerek yoktur. b)İfa Gününü Belirleme Hakkı Taraflardan Birine Bırakılmışsa :Burada yukarıdakinden farklı olarak taraflardan birisi belli bir süre önceden akdin diğer tarafına ihbar çekerek sözleşme şu tarihte ifa edilecektir demektedir.Bu haldede ayrıca ihtara gerek yoktur. c)İhtarın Yarasız Görülmesi :Borçlu ihtar ile dahi borcunu yerine getirmeyeceği hal ve durumdan anlaşılıyorsa. Örneğin borçlu olduğu herkese karşı borcunu yerine getirmiyorsa artık ihtara gerek yoktur. TEMERRÜDÜN SONUÇLARI Genel sonuçlar ve Özel sonuçlar olmak üzere iki türlü sonucu bulunmaktadır. Genel Sonuçlar : Gecikme Tazminatı ve Kazadan dolayı sorumluluk olmak üzere iki türlüdür. a)Gecikme tazminatı :Bu tazminat alacaklının ifanın gecikmesi dolayısıyla uğradığı zarardır.Müspet zararda denilen bu zarara alacaklının ifanın gecikmesi nedeniyle yaptığı masraflar ile zamanında ifa yapılmış olsaydı ifadan elde edeceği çıkarlar ve edimin değerinde zamanında yapılmaması nedeniyle değerinin düşmesinden doğan zararlar girer. b)Kazadan Dolay Sorumluluk : Özellikle satım sözleşmesinde akdin yapılması ile zarar ve hasar alıcıya geçer işte satım sözleşmesi yapıldıktan sonra amalı teslim etmeyerek temerrüde düşen satıcı umulmayan hal dolayısıyla mala zarar gelmesi halinde de bu zararı gidermek zorundadır.Ancak burada borçlu ya temerrüde kendi kusuru ile düşmediğini veya zamanında ifa etseydi bile zararın meydana geleceğini ispat ederek bundan kurtulabilir. Özel Sonuçlar : 1.Para Borçlarında : Tazminat ve temerrüt faizi olmak üzere iki özel sonuç vardır. a)Temerrüt(gecikme) Faizi : Taraflar temerrüt faiz oranını serbestçe kararlaştırabilirler ancak bu oranı kararlaştırmamışlarsa Merkez bankası tarafından bir önceki yılın 31 aralık günü bel,i edilecek olan temerrüt faizi (kısa vadeli avanslar için uygulanan reeskont faizi)üzerinden temerrüt faizi ödemek durumunda kalacaktır.Temerrüt faizinin amacı alacaklının bir miktar paraya kavuşamaması nedeniyle uğradığı zararın giderilmesidir.Borçlu kusursuz dahi olsa bu gecikme nedeniyle bu faizi ödemek zorundadır.Ve temerrüt faizi temerrüt tarihinden itibaren kendiliğinden işlemeye başlar. b)Tazminat : Alacaklı zararının temerrüt faizinden daha fazla olduğunu ispat ederse bu zararın da giderilmesini isterki biz buna munzam zarar deriz.Ancak yukarıdakinden farklı olarak temerrüde düşmekte kusursuzluğunu ispat ederek bu zararı ödemekten kurtulabilir. 2.İki Tarafa Borç Yükleyen Sözleşmelerde Tarafların her ikisinin de hem alacaklı hem borçlu olduğu sözleşmelerde kendi borcunu ifa etmiş veya ifaya hazır olduğunu bildiren taraf alacaklı diğer taraf ise borçludur.Bu sözleşmelerde alacaklı önce bir müddet mehil verecek (ancak;süre vermenin yarasız olacağı ortadaysa,borcun ifası artık alacaklı için yarar sağlamıyorsa veya sözleşme kesin vadeli ise mehil vermeye gerek yoktur)sonrada BK nun tanıdığı haklardan birisini kullanacaktır. ***Aynen İfa +Gecikme Tazminatı : Bu yola süre verilmeden de gidilebilir.Ve ifanın imkan dahilinde olması gereklidir. ***İfadan Vazgeçme+Tazminat :Burada alacaklı ifadan vazgeçer bu nedenle bu alacak tazminata dönüşmüş olur.Burada tazmin edilmesi gereken zarar (tazminat)alacaklının alacağına malvarlığının borcun ifası sonucunda bulu7nacağı durum ile borcun ifa edilmemesi hali arasındaki farktır. ***Sözleşmeden Dönme +Tazminat :Alacaklı sözleşmeyi feshedebilir ve artık kendi edimini yerine getirmek zorunda değildir.Burada alacaklı menfi(olumsuz )zararını ister.Menfi zarar sözleşme içi yapılan masrafları,sözleşmeye güvenilerek yapılan masrafları ve tine bu sözleşmeye güvenerek yapılan diğer sözleşmelerden doğan zararları kapsar. BORÇLARIN SONA ERMESİ A)GENEL OLARAK SONA ERME Borçların en tabi sona ermesi ifadır.Yani borç yerine getirilirse borç ilişkisi sona erecektir.Ancak diğer sona erme sebepleri ise yenileme(tecdit),birleşme(alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi),kusursuz imkansızlık,takas,zamanaşımı ve ibradır. Asıl borç sona erdiğinde bu borca bağlı bulunan fer’i (yan )borçlarda sona erecektir.Bunlar ceza-i şart,rehin,kefalet gibi. 1.TAKAS :Karşılıklı olarak alacaklı ve borçlu bulunanların muaccel olan borçlardan az olan oranında yaptıkları bir hesap işlemidir.A ,V den 10 lira alacaklı ve 2 lirada borçlu ise takas ile 8 lirasını alır buna takas deriz.Kanuni ve Akdi takas olmak üzere iki türlüdür. a)Kanuni Takas : Bizzat kanun tarafından getirilen takastır b)Akdi Takas : Tarafların karşılıklı olarak bir takas anlaşması ile takası gerçekleştirmeleridir. Önemle vurgulamak gerekirki takas ile karıştırılabilecek diğer bir hususta mahsuptur.Mahsup takastan farklıdır.Zira takasta karşılıklı iki alacak varken mahsupta alacaklı bazı nedenler ile alacağının bir kısmını alamamaktadır. Takasın Şartları a)Borçların karşılıklı yani tarafların birbirlerinden hem alacaklı hem de borçlu olmaları gereklidir. b)Borçların benzer olması yani borçların aynı cinsten olması gerekir.10 lira alacak 5 lira ile takasa konu olurken 10 lira alacak 5 kilo domates ile takas olamaz. c)Borçların her ikisi de muaccel yani vadesi gelmiş olmalıdır d)Takas beyanında bulunulmuş olması gereklidir.Bu irade tek tarafl8ı ve varması gereklidir ve her iki tarafta bu istekte bulunabilir.Ve karşı tarafın onayına gerek kalmaksızın yürürlüğe girer.Ancak kanun bazı hallerde alacaklının takasa rızasını ararki bu haller(haksız olarak alınmış veya tevdi edilmiş(bırakılmış)veya alıkonulmuş bir malın verilmesi veya bedeline ilişkinse ,nafaka ve işçi ücretleri sözkonusu ise,devlet,vilayet ve köyler lehine olarak kamu hukukundan doğacak alacak varsa) Takasın Hükümleri :Takas az olan borç kadar borcu sona erdirir.Eğer takas edilecek miktarlar aynı ise borç tamamen sona erer.Takas beyanı karşı tarafa varmakla işler ve bu beyan geri alınamaz.Takas geçmişe etkilidir. ZAMANAŞIMI (Mürüruzaman) :Kanun tarafından belirlenmiş şartlar altında ve belli süreler içinde alacaklı hareketsiz kalmışsa(dava açmamış,icraya başvurmamış ise) artık alacağını isteme yetkisi kalmayacaktır.Bu zamanaşımına düşürücü zamanaşımı deriz. MK da kazandırıcı zamanaşımına yer verilmiştir ki bu belli bir malı belli bir süre elinde bulunduran kişiye o malın mülkiyetini iddia etme hakkının verilmesini ifade eder. Şartları : a)Borcun muaccel olması : Burada borcun konusunun vadesinin gelmiş olması gerekmektedir. Vadesi gelmeyen yani müeccel borçlar muaccel olmadan zamanaşımı süresi başlamaz.Kural olarak bütün borçlar zamanaşımına uğrarken aciz vesikasına bağlanan borçlar ile gayrimenkul rehni ile güvence altına alınan borçlar zamanaşımına uğramaz. b)Kanunun aradığı sürelerin geçmiş olması :Muaccel borç kanunun aradığı sürede talep edilmez ise zamanaşımına uğrar.Her durum için bu süre farklıdır **10 yıllık genel zamanaşımı süresi :Kanunda başkaca bir düzenleme olmadıkça bütün borçlar 10 yılda zamanaşımına uğrar. **5 yıllık zamanaşımı : Kiralar,sermaye faizleri ve belli zamanda ifası gereken edimler,erzak bedeli,nafaka,otel ve lokanta masraflarına ilişkin alacaklar,sanatkarlar ve esnafın emeklerinin karşılığı ,perakendecilerin sattıkları malların parası,noterlerin alacakları,hizmetçilerin,işçilerin ve yevmiyecilerin ücret alacakları,Tacir olsun veya olmasın bir şirket sözleşmesine dayanan ortaklar arasında veya şirketle ortaklar arasında açılmış bulunan davalar ile bir şirketin müdürleri,temsilcileri veya murakıplarıyla şirket veya ortaklar arasındaki davalar,vekalet komisyon,acentelik,ticari işler sözleşmelerinden doğan davalar **1 yıllık zamanaşımı : Haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme halleri **6 aylık zamanaşımı : Karz(ödünç sözleşmesinden doğan alacaklarda Zamanaşımının Durması :Kanunda belirtilen hallerin gerçekleşmesi halinde sürenin başlamaması eğer başlamışsa işlememesine denir.Süreyi durduran hal ortadan kalkınca yeniden kaldığı yerden başlar.BK ya göre zamanaşımını durduran hallar şunlardır **velayet,vesayet,evlilik ve hizmet sözleşmeleri devam ettiği sürece süre durur. **borçlu alacak üstünde intifa hakkına sahip olduğu sürece sür işlemez **Alacak bir türk mahkemesinde ileri sürülemiyorsa süre işlemez (zamanaşımı durur) Zamanaşımının Kesilmesi :Kanunda sayılan hallerin gerçekleşmesi halinde zamanaşımının o ana kadar işleyen kısmının ortadan kalkması ve sürenin yeniden başlamasıdır.Zamanaşımını kesen haller BK ya göre **Borçlunun borcunu kabul etmesi(ikrar)özellikle faiz ve mahsuben bir miktar para vermesi veya rehin veya kefil vermesi halinde **Alacaklı dava veya icra takibi açarsa yada iflas masasına adını yazdırırsa Bu hallerde zamanaşımı yeniden işlemeye başlar ve eski zamanaşımı ne kadarsa o kadar daha uzar.Ancak borç bir senetle ikrar edilmiş veya bir hükümle (kararla) sabit olmuşsa 10 yıldır. Zamanaşımının Hükümleri :Zamanaşımı borcu sona erdirmez alacaklının dava ve talep hakkını ortadan kaldırır.Ancak buna rağmen alacaklı dava veya icra takibi açarsa ve borçlu zamanaşımı def’i nde bulunmazsa hakim davaya bakmak zorundadır.Zamanaşımı eksik borçtur.Yani alacaklı dava açamaz ancak borçlu buna rağmen öderse veya def2i ileri sürmezse ödediğini geri isteyemez. Asıl alacak zamanaşımına uğrarsa fer’ileride (faiz,cezai şart gibi)zamanaşımına uğrar