lisanslı futbol oynayan genç erişkin bireylerin dental travma bilgi

advertisement
T.C.
EGE ÜNİVERSİTESİ
DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ
PEDODONTİ ANABİLİM DALI
LİSANSLI FUTBOL OYNAYAN GENÇ ERİŞKİN BİREYLERİN
DENTAL TRAVMA BİLGİ DÜZEYLERİNİN
İNCELENMESİ
BİTİRME TEZİ
Stj. Diş Hekimi Berkay NAYAN
Danışman Öğretim Üyesi: 2010
İzmir-2010
ÖNSÖZ
‘Lisanslı Futbol Oynayan Genç Erişkin Bireylerin Dental Travma Bilgi Düzeylerinin
İncelenmesi’ başlıklı tez çalışmamın planmasında ve hazırlanmasında, bilgi ve tecrübesinden
yararlandığım değerli hocam Prof. Dr. Fahinur Ertuğrul’a, tez çalışmam boyunca desteğini
esirgemeyen Prof. Dr. Özant Önçağ, Doç. Dr. Nazan Ersin, Dr. Arzu Aykut, Dt. İlhan Uzel’e,
istatistiksel değerlendirmelerdeki katkılarından dolayı Yrd. Doç. Dr. Timur Köse’ye ayrıca
hayatım boyunca bana destek veren, maddi ve manevi her konuda yanımda olan aileme
sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
İzmir-2010
Stj. Dt. Berkay Nayan
İÇİNDEKİLER
1.GİRİŞ VE AMAÇ
2.GENEL BİLGİLER ...........................................................................................2
3.ETİYOLOJİ .........................................................................................................2
3.1.RİSK FAKTÖRÜ OLARAK SPOR ..........................................................4
4.SINIFLANDIRMA ..............................................................................................7
4.1.ÇATLAK .......................................................................................................8
4.2.KOMPLİKE OLMAYAN KRON KIRIKLARI .......................................9
4.3.KOMPLİKE KRON KIRIKLARI ...........................................................10
4.4.KRON/KÖK FRAKTÜRLERİ .................................................................11
4.5.KÖK FRAKTÜRLERİ ..............................................................................12
4.6.KONKÜZYON(SARSILMA) ....................................................................13
4.7.SUBLÜKSASYON ......................................................................................13
4.8.LATERAL LÜKSASYON .........................................................................14
4.9.İNTRÜZYON ...............................................................................................14
4.10.EKSTRÜZYON .........................................................................................16
4.11.AVÜLSİYON .............................................................................................16
5.MATERYAL VE METOD.................................................................................19
6.BULGULAR........................................................................................................24
7.TARTIŞMA..........................................................................................................28
8.SONUÇ..................................................................................................................29
9.KAYNAKLAR.....................................................................................................31
10.ÖZGEÇMİŞ .......................................................................................................36
1. GİRİŞ VE AMAÇ
Genel popülasyonla karşılaştırıldığında bazı spor dallarında daha fazla dental
travma
gözlendiği bilinmektedir. Futbol, sporcuların birbirleriyle yakın temasta
olduğu ve aktivitenin yoğun olarak yaşandığı bir spordur. Bu çalışmanın amacı,
futbol oynayan sporcularının dental travma insidansını, ağız koruyucusu kullanım
alışkanlıklarını ve dental travma ile karşılaştıklarında uygulayabilecekleri ilkyardım
bilgilerini değerlendirmektir. Çalışma, halen Türkiye’de profesyonel olarak futbol
oynayan 13-17 yaş arası, 110 adet futbol oyuncusu üzerinde yüz yüze anket yöntemi
ile gerçekleştirilmiştir. Bu pilot çalışmada amaç, Türkiye ligi alt yapısında
profesyonel olarak lisanslı futbol oynayan genç erişkin bireylerin dental travmaya
maruz kalma oranını saptamak, ağız koruyucu kullanım alışkanlıklarını ortaya
çıkarmak ve travma sonucu gelişen yaralanmalardan sonra sahip oldukları bilgi
düzeylerini ölçmektir.
2. GENEL BİLGİLER
“Travma”
sözcüğü
köken
aldığı
eski
Yunanca’da
yara
anlamında
kullanılmaktaydı. Günümüzde ise yaşayan organizmada vücudun herhangi bir
bölgesine gelen fizyolojik olmayan etki olarak tanımlanmaktadır. Bu etki mekanik,
kimyasal veya fiziksel olabileceği gibi psikolojik anlamda da kullanılmaktadır.
“Travmatik dental yaralanma” ise dişlerde kırılma ve/veya yer değiştirmeye, destek
dokularda (dişeti, periodontal ligament, kemik) ayrılma (seperasyon) ve ezilme ile
sonuçlanan akut ileti veya enerji boşalması olarak tanımlanır (1).
Resim 1: Travmaya uğramış üst keser diş
3. ETİYOLOJİ
Süt dişi travmaları, sıklıkla okul öncesi dönemde özellikle küçük çocukların
dengelerini sağlamakta zorluk çekmeleri nedeni ile görülür. Araştırmalar, görülme
sıklığının %11 ile %30 arasında değiştiğini göstermektedir. Bu oranlardaki büyük
farklılıkların
hekime
başvurma
oranının
düşük
olmasından
kaynaklandığı
bildirilmiştir. 1-3 yaşlarında, fiziksel aktivitenin artması ile doğru orantılı olarak
görülme sıklığı artar. Erkek çocukları daha fazla etkilenir. Kalıcı dişlerde travma
görülme sıklığının ise %22 oranında olduğu ve 8 -11 yaş arasında sıklıkla görüldüğü
saptanmıştır. Travma nedeni, genellikle düşme ya da sert bir cisme çarpma
2
şeklindedir. Travma vakalarında çocukların kötü muamele görmesi nedeni ile
ebeveynlerin
şiddetine
değerlendirilmeli
ve
bu
maruz
kalma
durum
söz
durumu
konusu
olup
olmadığı
olduğunda
dikkatle
hukuki
yollara
başvurulmalıdır. 1-3 yaşlarında ev ya da kapalı alanlarda düşme şeklinde travmalar
ortaya çıkarken, 13-19 yaş gruplarında spor ya da trafik kazaları sonucu travmalara
daha sık rastlanmaktadır. Travma sonucu en sık etkilenen dişler üst ön bölge
dişleridir. Üst ileri itim vakalarında travma sonrası dişlerin etkilenme oranı 5 kat
daha fazladır. Süt dişini çevreleyen dokuların esnekliğinin fazla olması ve süt dişi
kök boylarının da kısa olması nedeni ile travma sonrası süt dişlenme dönemindeki
hasar, dişin sert dokularından çok, çevre destek dokularında daha sık görülür. Bu
nedenle süt dişlerine gelen kuvvetlerin genellikle lüksasyon ve avulsiyon
yaralanmalarına neden olduğu görülmektedir. Süt dişi travmalarında, alttaki kalıcı diş
germi ile yakın komşuluk içinde olması sebebiyle travmanın tedavisi ve prognozu
değerlendirilirken kalıcı dişin sağlığı açısından da ele alınması gerekmektedir (2).
Hastalar ve yakınları bir kaza sonrası diş ve çevre dokularını etkileyen bir
travma ile karşılaştıklarında genellikle telaş içinde ve çok endişeli olurlar. Bu
nedenle hasta ve yakınları öncelikle sakinleştirilmeye çalışılmalıdır. Erken ve doğru
müdahale prognoz açısından son derece önemlidir. Dişhekimi her zaman öncelikle
detaylı bir anamnez almalıdır. Hastaya ait bulgular daha sonraki kontroller açısından
düzgün bir şekilde kaydedilmelidir. Hastanın tıbbi anamnezi tedavi eşliğinde
profilaksi gerekip gerektirmeyeceğini belirlemek ve travma olayının etkileyebileceği
epilepsi ya da alerji gibi bir durumun olup olmadığını saptamak açısından büyük
önem taşır. Hastanın genel sağlık durumu, kullandığı ilaçlar, bulaşıcı hastalığı,
allerjisi
ve
tetanoz
aşısının
olup
olmadığı
sorulmalıdır.
Yumuşak
doku
yaralanmalarının eşlik ettiği çene-diş travmalarından 5 yıl öncesinde tetanoz aşısı
3
olmayan hastalara, tetanoz aşısı yaptırılmalıdır. Hastanın travma sonrasında genel
sağlığını etkileyen bir durum (bayılma, kafa travması vs) olup olmadığı ve bu konuda
yapılan müdahaleler varsa öğrenilmelidir. Hastanın dental anamnezinde etkilenen
dişlerin daha önceden travmaya uğrayıp uğramadığını ve herhangi bir tedavi yapılıp
yapılmadığı, izlenecek tedavi yöntemi ve prognoz açısından önem taşıdığından
sorulmalıdır (2).
Olayın ne zaman, nerede, ve nasıl olduğu öğrenilmelidir. Olayın oluş zamanı
dişin etkilenme miktarını ve tedavi planını etkiler. Olayın nerede olduğu tetanoz
profilaksisi açısından önemlidir. Açık alanda ve tozlu ortamda meydana gelen
kazalarda tetanoz profilaksisi yapılmalıdır. Olayda kuvvetin yönü, oluş şekli diş
dokusu ve çevre dokularda hasarın nerelerde etkili olabileceği konusunda bilgi verir
(2).
3.1. Risk Faktörü olarak ‘Spor’
Toplum sağlığında önemli bir yer tutan travma vakalarının başlıca sebepleri
şiddet, trafik kazaları ve spor aktiviteleridir. Gassner ve ark., (2003); 9543 hastada
dental
yaralanmanın
etyolojik
sebeplerini
incelemişler
ve
günlük
yaşam
aktivitelerinin %38, sporun %31, şiddetin %12, trafik kazalarının %12, iş kazalarının
%5 ve diğer sebeplerin de %2 oranında dental travmaya yol açtığını saptamışlardır.
Literatürde, travmaya bağlı orofasiyal yaralanmaları inceleyen çalışmaların
(3-8) yanı sıra spor nedeni ile oluşan yaralanmaları inceleyen çalışmalar da (9-14)
mevcuttur. Ancak çalışma dizaynlarındaki farklılıklar dikkati çekmekte ve evrensel
bir sistem oluşturulması, verilerin elde edilmesi tedaviler ve koruyucu önlemlerin
alınması bakımından önem taşımaktadır (14,15). Alt ve üst ekstremiteleri ilgilendiren
spor yaralanmaları spor hekimliği ve ortopedinin sıklıkla ilgilendiği konulardandır.
Spor yaralanmalarından en çok etkilenen bölgelerden biri de orofasiyal bölgedir.
4
Maksillofasiyal bölgede, plastik veya beyin cerrahisini ilgilendiren ciddi travmalar
olabileceği gibi, oral cerrahi ve endodontik tedavileri gerektiren dentoalveolar
yaralanmalar da meydana gelmektedir. Bu yaralanmalar tedavi edilemeyen diş
kayıplarına ya da tedavi edilse dahi uzun vadede kök rezorbsiyonu ve ankiloz gibi
sonuçlara da yol açabilmektedir (16). Türkiye’nin de içinde bulunduğu çeşitli
ülkelerde dental travma insidansı % 11–60 arasındadır (8,17-19).
Kontakt
sporcularda travma oranının daha yüksek olduğu ve bunun temasın tipiyle de ilgili
olabileceği ileri sürülmüştür (13). Bazı spor dallarına göre dental travmanın görülme
sıklığı incelendiğinde korunma ve tedavi açısından sporcu, antrenör ve ailelerin
bilinçlendirilmesinin önemi ortaya çıkmaktadır ( Tablo 1).
Tablo 1: Çeşitli ülkelerde dental spor yaralanmalarının görülme sıklığı (20).
Araştırmacı (yıl,ülke)
Spora Bağlı Dental YaralanmaOranı(%)
Lang ve ark. (2002, İsviçre, Almanya)
Hentbol % 10.71
Ferrari ve Ferreria de Mederios (2002, Brezilya)
Hentbol % 37.1
Kececi ve ark (2005, Türkiye)
Savunma sporları % 32.1
Tekvando % 24
Hentbol % 25.81
Voleybol % 8
Levin ve ark (2003, İsrail)
Futbol % 6.57
Bisiklet % 6.34
Savunma sporları % 4.27
Gassner ve ark. (2000, Avusturya)
Kayak %2
Benson ve ark. (1999, Kanada)
Buz hokeyi (yüz koruyuculu)
%2,31
5
Travma sonucu genellikle üst ön keser dişlerin zarar görmesi nedeniyle üst
çene için hazırlanan plastik ağız koruyucularla travmaya bağlı kuvvetlerin
absorbsiyonu hedeflenir. Direkt ve indirekt temasa bağlı travmadan korunmak için
kullanılan ağız koruyuculardan bireye özel olarak EVA (polyvinyl-acetate– ethylene
copolymer) materyali ile hazırlananlar önerilmektedir (21). Kişiye özel olarak
hazırlanan ağız koruyucular performans ve uyum açısından sporcuyu rahatsız
etmediği için sporcuyu ikna etmek daha kolay olacaktır. Bu anlamda takım
doktorlarının yanı sıra antrenör ve spor federasyonlarına önemli görevler
düşmektedir. Ayrıca ağız koruyucularının kullanılmasının bazı sporlarda zorunlu
hale getirilmesi önerilmektedir (22-26).
Resim 2: Ağız koruyucusu uygulanması
6
Resim 3: Ağız koruyucusu kullanan milli takım basketbol oyuncusu
Resim 4, 5: Travmaya sonucu oluşan çeşitli kron fraktürleri
4. SINIFLANDIRMA
Etyolojileri farklı da olsa dental travmanın bir sınıflamaya dahil edilip ilgili
tedavinin yapılması gerekir. Ancak dental travma için birçok sınıflama sistemi
mevcuttur (27-33). Travmatik dental yaralanma sonucu dişlerde kırılma ve/veya yer
değiştirme, destek dokularda (dişeti, periodontal ligament, kemik) ayrılma
7
(seperasyon) ve ezilme meydana gelebilir. Separasyonda hücreler arası yapılarda
bölünme söz konusudur. Ezilmede ise hem hücreler hem de hücreler arası yapılar
ciddi zarara uğrar. Separasyon yaralanmasında periodontal ligamentin iyileşmesi iki
hafta içinde başlar. Pulpanın separasyon yaralanmasında ise iyileşme 4 gün sonra
başlar ve pulpa revaskülarizasyonunun hızı günlük 0.5 mm’dir. Dental travma
sonucu yer değiştiren dişin tamamıyla repoze edilmesi periodontal ve pulpal
iyileşmeyi sağlayacak rijit splintleme yerine fleksible splintleme iyileşmeyi
destekler. Gelişimi tamamlanmamış açık apeksli dişlerde sistemik antibiyotiklerin
kök rezorbsiyonunu azalttığı ve pulpal revaskülerizasyonu arttırdığı düşünülmektedir
(1). Her
yaralanma tipine özgü tanım, tanı, tedavi hedefleri ve genel prognoz
Andreasen’in sınıflamasına dayanarak Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve IADT ve
AAPD’nin önerdiği biçimde şu şekilde özetlenmiştir (15,30,33,34).
4.1.Çatlak
Tanım: Diş yapısnda kayıp olmaksızın minede oluşan komplike olmayan
fraktürlerdir.
Tanı: Normal anatomik ve radyografik görünüm sergiler; özellikle transilluminasyon
ile saptanabilir.
Tedavinin hedefi: Yapısal bütünlüğün ve pulpa vitalitesinin devam etmesidir
(35,36).
Genel prognoz: Komplikasyonlar nadirdir.
8
Resim 6: Diş yüzeyinde çatlak görünümü
4.2.Komplike Olmayan Kron Kırıkları
Tanım: Pulpaya ulaşmamış mine veya mine-dentin düzeyinde fraktürlerdir
Tanı: Klinik ve\veya radyografik bulgular, minede ve\veya dentin ile sınırlı diş
yapısında kayıpla ortaya çıkar.
Tedavinin hedefi: Pulpa canlılığının devamı, dişin estetik ve fonksiyonu için restore
edilmesidir. Diş parçaları dudakta, dilde, dişetinde yaralanmaya neden olabileceği
için muayene edilmelidir. Küçük fraktürlerde pürüzlü ve keskin yüzeyler
düzeltilmeli, büyük fraktürler diş yapısında kayba neden olacağından restore
edilmelidir (1,34,35,37).
Genel prognoz: Komplike olmayan kron kırıklarının prognozu öncelikle periodontal
ligamentin yaralanma durumuna ve dentinin dış ortama maruz kalan yüzey miktarına
bağlıdır (1). Optimum tedavi sonuçları acil değerlendirme ve bakıma bağlıdır.
9
Resim 7: Komplike olmayan kron kırığı
4.3.Komplike Kron Kırıkları
Tanım: Pulpa açılımı ile birlikte mine-dentin kırıkları
Tanı: Klinik ve radyografik bulgularda, pulpa ekspozuyla birlikte diş yapısında
kayıp görülür (1,34).
Tedavinin hedefi: Pulpa vitalitesinin devamlılığının elde edilmesi, estetik ve
fonksiyon için dişin restore edilmesidir. Diş parçaları dudakta, dilde, dişetinde
yaralanmaya neden olabileceği için muayene edilmelidir. Tedavi alternatifleri, direkt
pulpa kuafajı, parsiyel pulpotomi ve pulpektomidir.
Genel prognoz: Kron kırıklarının prognozu öncelikle periodontal ligamentin
yaralanma durumuna, ikincil olarak da pulpanın açık kalma süresi; açılan dentin
yüzeyi genişliği ve kök gelişiminin aşamasına bağlıdır. Optimum tedavi sonuçları
acil değerlendirme ve bakıma bağlıdır (1,34).
10
Resim 8: Travma sonucu oluşan komplike kron kırığı
4.4.Kron/kök fraktürleri
Tanım: Pulpanın açık olduğu veya olmadığı mine, dentin ve sementi içeren
fraktürlerdir.
Tanı: Klinik bulgularda sıklıkla pulpa ekspozu içeren veya içermeyen dişetine
tutunan hareketli koronal parça olarak görülür. Radyografik olarak radyolusent oblik
bir hat olarak görülebilir. Bu oblik hat, kron ve kökü içeren tarzdadır ve süt
dişlerinde sıklıkla vertikal yöndedir. Radyografik olarak gösterilmesi oldukça güçtür
ancak yalnızca radyografik olarak teşhis edilebilir.
Tedavinin hedefi: Pulpa vitalitesinin devamlılığı, estetik ve fonksiyon için dişin
restore edilmesidir. Acil tedavinin amacı koronal parçaları hareketsiz hale
getirmektir. Kesin tedavi alternatifleri ise, dişin koronal parçası çekildikten sonra
supragingival parçasının daimi restorasyonudur. Restorasyona hazırlık için,
gingivektomi, osteotomi, ortodontik ekstrüzyon gerekebilir. Eğer pulpa açıldıysa
pulpa kaplamaları, pulpatomi, kök kanal tedavisi uygulanır.
11
Genel prognoz: Kron- kök fraktürlerinin tedavisi karmaşık ve zor olmasına rağmen
birçok fraktür, daimi dişlerde kurtarılmıştır. Dişeti kenarının altındaki fraktürler
restore edilememesi oldukça önemli bir sorun teşkil eder (1,34).
Resim 9: Kron/kök fraktürü
4.5.Kök fraktürleri
Tanım: Pulpayı içeren dentin ve sement fraktürleridir.
Tanı: Klinik bulgularında dişetine tutunan, yer değiştirmiş olabilen hareketli koronal
parça, radyolojik bulgularında dişten horizontal olarak ayrılmış bir veya birden fazla
radyolüsent kırık hattı görülür. Teşhis için birden fazla alınmış
radyograflar
gerekebilir. Süt dişlerindeki kök fraktürleri alttan gelen daimi diş için
belirsizleşebilir.
Tedavinin hedefi: Koronal parça repoze edildikten hemen sonra optimum iyileşme,
periodontal sağlık ve nörovasküler destek, estetik ve fonksiyonel restorasyon
uygulamak için anatomik olarak doğru pozisyonda sabitlenmelidir.
Genel prognoz: Kök gelişimini tamamlamış, koronal parçası ayrılmış dişerde %25
oranında pulpa nekrozu gelişebilir. Kök fraktürünün olduğu daimi dişlerde pulpanın
canlılığını sürdürdüğü gösterilmemiştir. Bu nedenle meydana gelen kök fraktürleri
12
dişin sevikal veya apikal üçlüsünde parçaların repoze edilip stabilizasyonu ile
başarılı şekilde tedavi edilebilir (1,34).
4.6.Konküzyon (Sarsılma)
Tanım: Dişte yer değiştirme veya anormal kayıplar olmaksızın dişin destek
dokularında meydana gelen yaralanmadır.
Tanı: Periodontal ligament yaralanmayı absorbe etmiş ve enflamasyon başlamıştır.
Klinik olarak diş mobilite, yer değiştirme, veya sulkular kanama olmaksızın
dokunmaya ve perküsyona karşı hassastır. Radyolojik olarak görüntü vermez (1,34).
Tedavinin hedefi: Periodontal ligamentin iyileşmesi ve pulpanın canlılığını
sürdürmesinin sağlanmasıdır (1,34,38).
Genel prognoz: Süt dişlerinde bu durumun enfeksiyon ile ilişkisi yoksa pulpa
tedavisine gerek yoktur. Pulpa nekrozuna çok az risk oluşturmasına rağmen, kök ucu
kapanmış daimi dişlerde kan akımının kesilmesinden dolayı nekroz oluşabilir. Bu
nedenle dikkatli izlenmesi gerekir.
4.7.Sublüksasyon
Tanım: Dişe destek olan dokuların, dişin yer değiştirmeksizin anormal gevşemesiyle
karakterize durumdur.
Tanı: Periodontal ligament yaralanmayı absorbe eder ve enflamasyon başlar, klinik
bulgularında dişte yer değiştirme olmaksızın, sulkuler kanamanın eşlik edebildiği
mobilite görülür. Radyografik olarak görüntü vermez.
Tedavinin hedefi: Periodontal ligamentin ve nörovasküler yapının iyileşmesi
Daimi dentisyon: Dişi stabilize etmek ve oklüzal kuvvetlere karşı rahatlatmak
gerekir. Düzgün esnek bir splint kullanılabilir. Splint 2 haftadan fazla kalmamalıdır
(1,34,39,40).
13
Genel prognoz: Genellikle iyidir. Daimi dişler 2 hafta içinde normale dönebilir. Kök
ucu kapanmış daimi dişlerde kan akımının kesilmesinden dolayı nekroz oluşabilir.
Bu nedenle dikkatli izlenmesi gerekir.
4.8.Lateral lüksasyon
Tanı: Dişin aksiyalden farklı bir yönde yer değiştirmesidir. Periodontal ligament
ayrılmış ve hasar görmüştür veya fraktür alveoler kemik destekli meydana gelir.
Teşhis: Klinik bulgular dişin lateral yönde yer değiştirdiğini gösterir (genellikle kron
palatinal veya lingual yönde) ve diş bu yeni pozisyonda kilitlenmiş olabilir. Diş
genellikle mobil değildir ve dokunmaya hassastır. Radyografik bulgularda
periodontal ligament aralığı artmış ve apekse doğru yer değiştirmiştir (1,34).
Tedavinin hedefi: Mümkün olan en kısa sürede dişin repozisyonunu sağlamak,
bundan sonra da estetik ve fonksiyonel bütünlük sürdürülürken, nörovasküler
beslenme ve periodontal ligamentin optimum sağlığı için doğru anatomik pozisyonda
stabilizasyonu sağlamaktır. Dişin repozisyonu çok az bir kuvvetle ve dijital basınçla
yapılmalıdır. Diş serbest apikal kenetlenme ile kortikal kemikten ayrılmış olabilir.
Marjinal kemikte bozulma varsa ek olarak 2-4 hafta splinte ihtiyaç vardır (1,34).
Genel prognoz: Repozisyon gerektiren süt dişleri, kendiliğinden repoze olmuş
dişlerle karşılaştırıldığında pulpada nekroz gelişme riski artar. Gelişimini
tamamlamış kapalı apeksli dişlerde ciddi derecede pulpa nekrozu ve kök
rezorpsiyonu gelişme riski vardır.
4.9.İntrüzyon
Tanı: Dişin kemik içine doğru olan yer değiştirmesidir. Şiddetli darbenin etkisiyle
diş soket içine doğru ilerler, periodontal ligament sıkışır.
Teşhis: Klinik olarak diş kısalmış görülür, hatta ciddi yaralanmalarda diş ortadan
kaybolabilir. Dişin apeksi labiale doğru yer değiştirebilir veya süt dişleri labial kemik
14
yoluyla alveol proçesteki daimi dişe doğru ilerler. Diş mobil değildir ve dokunmaya
hassastır. Radyografik bulgular da gösterir ki; diş apikal yönde yer değiştirmiş ve
periodontal ligament aralığı devamlılığını kaybetmiştir. İntruze olmuş süt dişiyle
daimi diş folikülü arasındaki ilişkinin belirlenmesi zorunludur. Eğer apeks labiale yer
değiştirdiyse, apikal uç radyografik olarak kontralateralindeki dişten daha kısa
görülür. Eğer apeks daimi diş germine doğru palatinal yönde yer değiştirirse apikal
uç radyografta izlenmez ve diş uzamış olarak görülür. Lateralden ekstra oral olarak
alınmış radyografta apeksin yer değiştirmesi tespit edilebilir. İntruze olmuş genç süt
dişi yeni süren dişe benzer.
Tedavinin hedefi: Daimi dişi pasif veya aktif olarak repoze etmek ve ondan sonra
estetik ve fonksiyonel bütünlük sürdürülürken, nörovasküler beslenme ve periodontal
ligamentin optimum sağlığı için doğru anatomik pozisyonda stabilizasyonu
sağlamaktır. Gelişimini tamamlamamış kök formasyonlu dişlerde hedef, intrüze dişin
kendiliğinden erüpte olmasıdır. Gelişimini tamamlamış dişlerde ise dişi ortodontik
veya cerrahi olarak ektrüze etmek ve ilk endodontik müdahaleyi travmadan sonraki
ilk 3 hafta içinde yapmaktır (34,39,40).
Genel prognoz: İntrüze olmuş süt dişlerinin %90’ı 2-6 ay içinde kendiliğinden
reerupte olur. Labial kemiğe doğru tam bir intrüzyon ve yer değiştirmelerde bile
geçmişteki çalışmalar 36 aydan sonra reerupsiyonu ve dişin kurtulduğu
gösterilmiştir. Ankiloz meydana gelebilir, eğer etkilenmiş dişin periodontal ligamenti
ciddi hasar gördüyse, bundan dolayı gecikme veya erüpsiyonda kalıcı değişimler
görülür. Gelişimini tamamlamış kapalı apeksli dişlerde pulpa nekrozu riski ve kök
rezorpsiyonu gelişme riski fazladır.
15
4.10.Ekstrüzyon
Tanı: Dişin soketten aksiyal olarak tam olmayan yer değiştirmesidir. Periodontal
ligament genellikle ayrılmıştır.
Teşhis: Klinik bulgularda diş uzamıştır ve mobildir. Radyografik bulgularda
periodontal ligament aralığı artmıştır.
Tedavinin hedefi: Dişi mümkün olan en kısa sürede repoze etmek ve ondan sonra
estetik ve fonksiyonel bütünlük sürdürülürken, nörovasküler beslenme ve periodontal
ligamentin optimum sağlığı için doğru anatomik pozisyonda stabilizasyonu
sağlamaktır. Repozisyon yavaş bir şekilde tamamlanabilir ve sabit apikal basınç kök
apeksiyle soket tabanı arasında pıhtıyla yer değiştirebilir. Splint 3 hafta süresince
uygulanmalıdır (1,34).
Genel prognoz: Gelişimini tamamlamış, apeksi kapalı dişlerde pulpa nekrozu
görülme insidansı yüksektir. Bu dişler dikkatli bir şekilde takip edilmelidir.
4.11.Avülsiyon
Tanı: Diş soketten tamamen dışarı çıkmıştır. Periodontal ligament kopmuştur ve
alveolde fraktür meydana gelmiş olabilir.
Teşhis : Klinik ve radyografik bulgular gösterir ki diş sokette değildir veya diş henüz
reimplante edilmiştir. Radyografik değerlendirme, diş bulunmadığında dişin intrüze
olmadığını gösterecektir.
Tedavinin hedefi: Daimi dişler: dişi reimplante etmenin uygun olamadığı durumlar
dışında, dişi mümkün olan en kısa sürede repoze etmek ve ondan sonra estetik ve
fonksiyonel bütünlük sürdürülürken, neurovasküler beslenme ve periodontal
ligamentin optimum sağlığı için doğru anatomik pozisyonda stabilizasyonu
sağlamaktır. Bu durumlar;
16
1. Dental gelişim seviyesi (önemli derecede aveoler büyüme yer aldığında ankiloz
riski vardır).
2. Medikal durumun uygunluğu
3. Avülse dişin bütünlüğü veya destek dokuların uyumu.
1 hafta fleksibl splint endikedir. Tetanoz ve antibiyotik proflaksisi uygulanmalıdır
(34,40).
Genel prognoz: Daimi dentisyonun prognozu öncelikle kök gelişim formasyonuna
ve ekstraoral kuru kalma süresine bağlıdır. Eğer hemen reimplantasyon yapılırsa diş
en iyi prognoza sahip olur. Eğer 5 dk içinde reimplantasyon yapılamazsa, dişin
periodontal ligament fibrillerinin canlılığını sürdürebilecek bir yerde saklanmalıdır.
Avülse dişin taşıma ortamı: Viaspan, Hankin dengeli tuz solüsyonu, soğuk süt,
tükrük, serum fizyolojik veya sudur. Ekstraoral 15 dk kuru kalma ankiloz riskini
önemli dercede arttırır. Reimplantasyonda sistemik hastalık varlığı göz önünde
bulundurulmalıdır. Örneğin, ciddi konjenital kardiak anomaliler, ciddi kontrol altında
olmayan nöbet rahatsızlıkları, mental yetersizlik, kontrol altında olmayan diabet.
Sporcuların ve antrenörlerin böyle bir travmada acil yapılması gerekenler konusunda
önceden bilgilendirilmiş olması da büyük önem taşır.
Avülse bir dişin reimplantasyonunda göz önünde tutulacak esaslar şunlardır (41) :
-Dişin saklanması ve temizlenmesi
-Dişin alveolünün dışında geçirdiği süre
-İmmobilizasyon
-Antibiyoterapi
-Radiküler tedavi yapılması
-Rezorptif olayların takibi
17
Dişin saklanması ve temizlenmesi: Dişin travma sonrası saklanma ortamı kök
rezorbsiyonu olasılığı bakımından önemlidir. Kuru olarak saklanması tamamen
kontrendikedir. Tükrük içinde fornix vestibülide tutulması mümkündür. Yapılan
çalışmalar göstermiştir ki periyodontal ligamentler, dişin alveolünü terketmesinden
itibaren 6 saat kadar, süt içinde tutulacak olursa vitalitesini koruyabilmektedir (42).
Ayrıca rezorbsiyon ve ankiloz olasılığı da azalmaktadır. Hekime ulaştırılan diş
kontamine olmuş ise serum fizyolojik emdirilmiş gaz tamponlar yardımıyla nazik bir
şekilde temizlenmelidir.
Dişin
alveolünün
dışında
geçirdiği
süre:
Dişin
dışarıda
kalma
süresi
reimplantasyon tedavisinin başarısını önemli ölçüde etkiler. 30 dakika içinde yerine
konursa başarı % 90, 60 dakikada % 50, 90 dakikada % 25, 2 saat sonra yerine
konması halinde ise başarı şansı % 20’den az olmaktadır (42).
İmmobilizasyonu: Dişin yerine yerleştirilmesinden sonra uygun bir aletle
fiksasyonu yapılacaktır. Splintleme tedavisinde en iyi sonuçlar, aletlerin 2 hafta gibi
kısa bir süre boyunca ağızda tutulmasıyla elde edilir.
Antibiyoterapi: Etkili bir antibiyoterapi ihmal edilmemelidir.
Radiküler tedavi yapılması: Dişe ekstraoral endodontik tedavi yapılmasının ankiloz
olasılığını artıracağı yönünde görüşler yaygındır (42). Bu nedenle splintlemeyi
takiben endodontik tedavi yapılmalıdır. Geçici olarak uygulanan kanal tedavisi
kalsiyum hidroksit ile yapılmalı ve 6 hafta, 3 ay, 6 ay sonra kontrol edilmelidir.
Apeksifikasyon gözlendikten sonra kesin kanal tedavisi yapılacaktır.
18
Resim 10: Avülse olmuş dişin soketi reimplantasyon için hazırlanmalıdır
Resim 11: Avülse diş bulunmalı ve saklanmalıdır
5.MATERYAL VE METOD
Bu çalışmada İzmir ili içinden Göztepe Spor Klübü ve Buca Spor Klübü olmak
üzere 2 farklı spor klübünde lisanslı olarak profesyonel futbol oynayan 13-17 yaş
19
arası 110 genç erişkin yer almıştır. Anket formunda hastanın yaşı, haftalık ortalama
antreman saati, yaşanmış yumuşak ve sert doku yaralanmaları, dental travma tipi,
travmanın ne zaman, nasıl ve nerede meydana geldiği, travmadan sonra dişhekimine
gitme süresi ve hekimin uyguladığı tedavi, ağız koruyucusu kullanıp kullanmadıkları
hakkında sorular soruldu. Ayrıca anket formunda dental travma sonrası bilgi
düzeyini değerlendirmek için reimplantasyon tedavisinin mümkün olup olmadığı,
avülse dişin saklama yeri ve reimplantasyon tedavisi için uygun tedavi süresi
hakkında sorular yer aldı.
Örnek bir anket formu aşağıdaki gibidir:
LİSANSLI FUTBOL OYNAYAN GENÇ VE ERİŞKİNLERDE MEYDANA
GELEN DENTAL TRAVMALARIN İNCELENMESİ
1.Adınız Soyadınız: ...................................
2.Yaşınız: ................
3.Kaç yıldır lisanslı futbol oynuyorsunuz?
......................
4.Haftada ortalama kaç saat antreman yapıyorsununz?
......................
5.Çeneler bölgesinde hiç yaralanma yaşadınız mı?
o Alt çene kırığı / Alt çene kırığı ile birlikte diş kırığı
o Üst çene / Üst çene kırığı ile birlikte diş kırığı
o Hiçbiri
20
6.Yumuşak dokular bölgesinde yaralanma yaşadınız mı?
o Yanak
o Alt dudak
o Üst dudak
o Dil
o Hiçbiri
7.Hiç dişiniz yaralandı mı?
o Evet
o Evet, yumuşak doku yaralanması ile birlikte
o Hayır
8.Darbeyi nerede aldınız?
o Antreman
o Maçta
o Okulda
9.Kaç yaşında iken darbe aldınız?
.....................
10.Bu yaralanma nasıl meydana geldi?
o Düşme sonucu
o Alınan bir darbe sonucu
o Diğer(belirtiniz) .....................
21
11.Dişiniz yaralandı ise ne tür bir yaralanma?
o Sadece 1-2mm parça koptu
o Dişin özüne ulaşmayan daha derin bir kırık meydana geldi (hava aldığında
ağrıya neden olmayan)
o Dişin özüne ulaşan ve hava aldığında ağrıya sebep olan derin bir kırık
o Diş yuvasına gömülmüştü
o Diş yuvasından yükselmişti
o Dişin sadece kök kısmı kalmıştı
o Dişte kırık yoktu ama sallanma vardı
o Diş tamamen yuvasından çıkmıştı
o Diş kökünde kırık vardı
12.Hangi dişiniz yaralandı?
o Üst-Ön
o Üst-Arka
o Alt-Ön
o Alt-Arka
13.Kaç dişiniz yaralandı?
o 1
o 2
o 2’den fazla
14.Yaralanmadan sonra diş hekimine gittinizmi?
o Evet
o Hayır
22
15.Onüçüncü soruya cevabınız evet ise yaralanmadan ne kadar süre sonra
dişhekimine gittiniz?
o Hemen
o Aynı gün birkaç saat içinde
o Aynı gün birkaç saatten daha sonra
o Ertesi gün ve daha sonra
16.Darbe sonucu oluşan travma nedeniyle başvurduğunuz dişhekimi size ne tür bir
tedavi uyguladı?
o Dolgu
o Kanal tedavisi
o Çekim
o Protez
o Tel ile dişlerimi sabitledi
o Yerinden çıkan dişimi yerine yerleştirdi
o Hiçbiri
17.Sizce darbe sonucu yerinden tamamen çıkmış bir dişin yerine yerleştirilerek
tedavisi mümkün müdür?
o Evet
o Hayır
o Bilmiyorum
18.Size göre, yerinden çıkmış bir dişin yerleştirilmesi ne kadar süre içinde
gerçekleştirilmelidir?
o Hemen
23
o Yarım saat
o 2 saat
o 24 saat
o 1-2gün içinde
o Bilmiyorum
19.Size göre, yerinden çıkmış bir dişin yerleştirilmeden önce nerede saklanması
uygun olur?
o Süt
o Musluk suyu
o Buz
o Alkol
o Meyve suyu
o Antiseptik solusyon
o Çocuğun tükrüğü
o Islatmadan temiz bir peçete,pamuğa sararak kuru bir şekilde
o Bilmiyorum
20.Spor yaparken ağız koruyucusu kullanıyor musunuz?
o Evet, çünkü ........................................
o Hayır, çünkü ..........................................
6.BULGULAR
Yaşları 13-17 arasında değişen 110 genç erişkin erkeğe uygulanan anket
sonucu elde edilen verilere göre yaş ortalamalarının 14,64
antreman saatleri ortalamalarının ise 9,68
1,115,
haftalık
2,018 saat olduğu tespit edilmiştir.
24
Tablo 2: Dental travma geçiren birey sayısı ve yüzdesi
Birey sayısı
Yüzdesi %
Var
14
12,7
Yok
96
87,3
Toplam
110
100
Dental travma geçiren birey sayıları ve yüzdeleri Tablo 2’de gösterilmiştir.
Buna göre futbolcu genç erişkin bireylerin % 12,7’sinin dental travmaya maruz
kaldığı tespit edilmiştir.
Tablo 3: Sadece yumuşak doku yaralanması geçiren birey sayısı ve yüzdesi
Birey sayısı
Yüzdesi %
Var
32
29,1
Yok
78
70,9
Toplam
110
100
Sadece yumuşak doku yaralanması geçiren birey sayıları ve yüzdeleri Tablo
3’te verilmiştir. Buna göre çalışmaya katılan futbolcuların % 29,1’inin yumuşak
doku yaralanması geçirdiği bulunmuştur.
Tablo 4: Sadece sert doku yaralanması geçiren birey sayısı ve yüzdesi
Birey sayısı
Yüzdesi %
Var
13
11,8
Yok
97
88,2
Toplam
110
100
25
Sadece sert doku yaralanması geçiren birey sayıları ve yüzdeleri Tablo 4’te
yer almaktadır. Buna göre çalışmaya katılan genç erişkin bireylerin % 11,8’inin sert
doku yaralanmasına maruz kaldığı tespit edilmiştir.
Tablo 5: Yumuşak doku yaralanması ile birlikte dental travma geçiren birey
sayısı ve yüzdesi
Birey sayısı
Yüzdesi %
Var
1
0,9
Yok
109
99,1
Toplam
110
100
Yumuşak doku yaralanması ile birlikte dental travma geçiren birey sayıları
ve yüzdeleri Tablo 5’te gösterilmiştir. Buna göre çalışmaya katılan futbolcuların %
0,9’unun yumuşak doku yaralanması ile birlikte dental travmaya yaşadığı
bulunmuştur.
Tablo 6: ‘Reimplantasyon mümkün müdür?’ sorusuna evet-hayırbilmiyorum olarak cevap veren bireylerin sayısı ve yüzdesi
Birey sayısı
Yüzdesi %
Evet
28
25,5
Hayır
72
65,4
Bilmiyorum
10
9,1
Toplam
110
100
26
‘ Reimplantasyon mümkün müdür?’ sorusuna evet-hayır-bilmiyorum
şeklinde cevap veren birey sayıları ve yüzdeleri Tablo 6’da görülmektedir. Buna göre
çalışmaya katılan genç erişkin bireylerin % 25,5’ine göre reimplantasyon tedavisi
mümkün iken % 65,4’ü bu tedavinin mümkün olmadığını düşünmektedir.
Tablo 7: ‘Avülse dişin saklama yeri neresi olmalıdır?’ sorusuna cevap
veren bireylerin sayısı ve yüzdesi
Birey sayısı
Yüzdesi %
Süt
8
7,3
Alkol
16
14,5
Buz
36
32,7
Tükürük
2
1,8
Peçete
19
17,3
Antiseptik solusyon
3
2,7
Musluk suyu
7
6,4
Meyve suyu
1
0,9
Bilmiyorum
18
16,4
Toplam
110
100
‘Avülse dişin saklama yeri neresi olmalıdır?’ sorusuna cevap veren
bireylerin sayıları ve yüzdeleri Tablo 7’de gösterilmiştir. Buna göre % 32,7 ile ‘buz’
futbolcuların verdiği cevaplar arasında en çok tercih edilen seçenektir. ‘Peçete’ ise %
17,3’lük oranı ile ikinci sıradadır. Avülse dişin saklama yeri olarak ideal ortam kabul
edilen ‘süt’ yanıtının yüzdesi ise % 7,3’tür.
27
Tablo 8: ‘Reimplantasyon tedavisinin başarılı olması için tedavi ne kadar
süre içinde yapılmalıdır?’ sorusuna cevap veren bireylerin sayısı ve yüzdesi
Birey sayısı
Yüzdesi %
Hemen
35
31,8
Yarım saat
7
6,4
2 saat
7
6,4
24 saat
9
8,2
1-2 gün
17
15,5
Bilmiyorum
35
31,8
Toplam
110
100
‘Reimplantasyon tedavisinin başarılı olması için tedavi ne kadar süre
içinde yapılmalıdır?’ sorusuna cevap veren birey sayıları ve yüzdeleri Tablo 8’de
verilmiştir. Buna göre verilen cevaplardan ‘hemen’ ve ‘bilmiyorum’ yanıtlarının
yüzdesi aynı olup % 31,8 ile en üst sıradadır.
7.TARTIŞMA
Dental travmalar genellikle yaşam boyu sürecek doku
değişiklikleriyle
sonuçlanır. Özellikle futbol, basketbol, hentbol, boks, tekwando gibi sporlarda çene
yüz bölgesi travmaları bildirilmiştir. Bu yaralanmalar, diğer oyuncunun elinin ya
da dirseğinin yüze çarpması, diğer oyuncuyla çarpışma veya yakın mesafeden
top çarpması sonucu gerçekleşmektedir. Sporcuların antrenman ve maç sırasında
yakın temasta bulunduğu hentbol da bireylerin dental travma geçirme riskini
artırmaktadır. Ancak bu konuyla ilgili olarak ülkemizde yapılmış kapsamlı bir
çalışmaya rastlanamamıştır. Çalışmamızın verilerine göre 110 bireyin 14’ü (%12,7)
28
dental travmaya maruz kalmıştır. Sadece sert doku yaralanması yaşayan genç erişkin
bireylerin yüzdesi 11,8’dir. Sadece yumuşak doku yaralanmasına maruz kalan birey
sayısı 32 olup yüzdesi 29,1’dir. Yumuşak doku yaralanması ile birlikte dental
travmaya maruz kalan birey sayısı ise 110 kişiden sadece 1 olup % 0,9 ile düşük bir
yüzde sayılabilir. Bu travmaların büyük bir kısmı antreman veya maç sırasında
meydana gelmiştir. Sporcuların bir kısmının ağız koruyucalarından haberdar
olmalarına rağmen tek bir tanesinin bile ağız koruyucusu kullanmaması ve bunu
gereksiz görmesi oldukça şaşırtıcıdır. Avülse bir dişin tekrar yerine yerleştirilmesi
yani reimplantasyon tedavisinin mümkün olduğu, ankete katılan profesyonel futbol
oynayan genç erişkin bireylerin % 25,5’i tarafından doğru cevaplandırılmıştır. Bu
tedavinin mümkün olmadığını düşünen birey sayısı ise 72 olup yüzdesi 65,4’tür. Bu
konu hakkında bilgisi olmayan birey sayısı 10 olup ankete katılan bireylerin %
9,1’ini oluşturur. Avülse bir dişin saklama koşulu olarak en ideal ortam olarak kabul
edilen ‘süt’ 110 bireyden yalnızca 8’i yani % 7,3 tarafından doğru olarak bilinmiştir.
Travma sonucu avülse olan bir dişin olabildiğince çabuk yerine yerleştirilmesi
gerektiğini 35 kişi % 31,8’i düşünmüştür.
8.SONUÇ
Dental travmanın sporcularda yarattığı etki azımsanmayacak düzeyde
yüksektir. Dünyada; travma klinikleri, spor klüplerinin dişhekimleri ve birçok dernek
travmanın
etkileri
konusunda
toplumu
bilinçlendirirken
ülkemizde
travma
potansiyeli yüksek hastaların bilinçlendirilme düzeyi oldukça düşüktür. Sporcuların
korunması için ağız, yüz bölgesi koruyucularının özendirilmesi ve bazı sporlarda
zorunlu hale getirilmesi için çalışmalar yapılmalıdır. Türkiye’deki spor klüplerinin
dişhekimleri
olmalı
ve
antrenörler
de
dental
acil
yardım
konusunda
bilinçlendirilmelidir. Federasyonlar, kulüpler ve antrenörlerin ülkemizde sağlık
29
alanındaki profilaktik çalışmaların yetersizliğine bağlı olarak bilinçlendirilmemiş
olması da bu çalışma sonuçlarında önemli bir etken olabilir. Yapılan bu pilot
çalışma, Türkiye futbol liglerinde oynayan diğer oyuncular ve antrenörler üzerinde
daha kapsamlı bir çalışma yapılması ve sporcuların dental travmadan korunmak için
ağız koruyucusu kullanılmasının
öneminin
göstermektedir.
Resim 12: Ağız koruyucu uygulanışı
30
özellikle
vurgulanması gerektiğini
9. KAYNAKLAR
1. Andreasen, JO. Andreasen, FM. (2000). . Essentials of Traumatic Injuries to the
Teeth. 2nd ed. Copenhagen, Denmark: Munksgaard and Mosby; 9-154.
2. Eden, E. ,Pedodonti Ders Notları Süt Dişi Travmaları ve Tedavileri (2008). S: 1-2.
3. Hunter, M. ,Hunter, B. Kingdon, A. Addy,M. Dummer, PM. Shaw,WC. (1990).
Traumatic injury to maxillary incisor teeth in a group of SouthWales school children.
Endod DentTraumatol 6, 260-4.
4. Kaste, L. Gift, HC. Bhat,M. Swango, PA. (1996). Prevalence of incisor trauma in
persons 6-50 years of age, United States,1988- 1991. J Dent Res 75, 696-705.
5. Cortes, MIS. Marcenes, W. Sheiham, A. (2001). Prevalence and correlates of
traumatic injuries to the permanent teeth ofschool-children aged 9-14 in Belo
Horozonte, Brazil. DentTraumatol 17,17-21.
6. Gabris, K. Tarjan, I. Rozsa,N. (2001). Dental trauma in children presenting for
treatment at the department of dentistry for children and orthodontics, Budapest,
1985-1999. Dent Traumatol 17, 103-8.
7. Al-Majed, I. Murray, J. Maguire,A. (2001). Prevalence of dental trauma in 5-6 and
12-14 year-old boys in Riyadh, Saudi Arabia.DentTraumatol 17,153-8.
8. Altay, N. Gungor, HC. (2001). A retrospective study of dentoalveolar injuries of
children in Ankara,Turkey. DentTraumatol 17, 201-4.
9. Flanders,RA. (1995). BhatM.The incidence of orofacial injuries in sports: a pilot
study in Illinois. J Am Dent Asso 126, 491-6.
10. Kvittem, B., Roettger, M. (1998). Prospective epidemiological study of orofacial
injuries in high school sports. J Public Health Dent 58, 288-93.
31
11. Tanaka, N. Hayashi ,S.Amagasa,T.Kohama,G. (1996). Maxillofacial fractures
sustained during sports. J Oral Maxillofac Surg 54, 715-9.
12. Yamada, T. Sawaki,Y.Tomida ,S.Tohnai, I. (1998). UedaM. Oral injury and
mouthguard usage by athletes in Japan. Endod DentTraumatol 1998; 14: 84-7.
13. Keçeci, A.D., Çetin, C. Eroğlu, E. Baydar ,M.L. (2005). “Do Custom-Made
Mouthguards Have Negative Effects On Aerobic Performance Capacity Of
Athletes?” Dental Traumatology 21, 276-280
14. Tesini, DA. Soporowski,NJ. (2000). Epidemiology of orofacial sports-related
injuries. Dent Clin North Am 44, 1-18
15. Ranalli ,DN. (2002). Sports dentistry and dental traumatology. Dent Traumatol.
18 (5), 231-6.
16. Filippi, A. von Arx, T. Buser, D. (2000). External root resorption following tooth
trauma: its diagnosis, sequelae and therapy. Schweiz Monatsschr Zahnmed 110,71229.
17. Caldas, AF. Jr, Burgos, ME. (2001). A retrospective study of traumatic dental
injuries in a Brazilian dental trauma clinic. Dent Traumatol 17, 250–3.
18. Çalışkan, MK. (1995). Türkün MK. Clinical investigation of traumatic injuries of
permanent incisors in Izmir, Turkey.Endod Dent Traumatol 11, 210–3.
19. Ferrari,CH. Ferreria de Mederios, JM. (2002). Dental trauma and level of
information: mouthguard use in different contact sports. Dent Traumatol 18, 144–7.
20. Keçeci, A.D. (2010). Sporcularda Dental Travma. Egzersiz 2010; 1:7.
21. Newsome,PRH.., Tran, DC., Cooke ,MS. (2001). The role of the mouthguard in
the prevention of sports-related dental injuries: a review. International Journal of
Paeiatric Dentistry 11,396–404
32
22. Benson, BW. Mohtadi, NG. Rose, MS. Meeuwisse, WH. (1999). Head and neck
injuries among ice hockey players wearing full face shields vs half face shields.
JAMA. 22-29; 282 (24), 2328-32
23. Chapman, PJ.Nasser, BP. (1993). Attitudes tomouthguards and prevalence of
orofacial injuries in four teams competing at the second RugbyWorld Cup. BrJ
SportsMed 27, 197-9.
24. Ranalli, DN. Lancaster, DM. (1993) Attitude of college football officials
regarding NCAA mouthguard regulations and player compliance. J Public Health
Dent 53,96-100.
25. Ranalli, DN. Lancaster, DM. (1995). Attitude of college football coaches
regarding NCAA mouthguard regulations and player compliance. J Public Health
Dent 55, 139-42.
26. Eroğlu ,E., Keçeci, A.D., Baydar ,M.L., (2006). ”Taekwondo Athletes
Satisfaction with Custom-Made Mouthguards. Dental Traumatology Online
publication date
27. Adams, FR. (1944). Traumatised and fractured young teeth. J Am Dent Assoc
31, 241–8.
28. Sweet,CA. (1955). A classification and treatment for traumatised anterior teeth. J
Dent Child 22 , 144–9.
29. Andreasen ,JO. (1970). Etiology and pathogenesis of traumatic dental injuries. A
clinical study of 1298 cases. Scand J Dent Res 78, 329–42.
30. Hargreaves, JA. Craig, JW. (1970). The problem, prevalence, aetiology and
classification. The management of traumatised anterior teeth of children. Edinburgh:
E & S Livingstone; 1–8.
33
31. WHO (1978). Application of the international classification of diseases to
dentistry and stomatology (ICD-DA). 2nd edn Geneva:
32. Garcı´a-Godoy, F. (1981). A classification for traumatic injuries to primary and
permanent teeth. J Pedod 5, 295–7.
33. Oikarinen, K. Kassila ,K. (1987). Causes and types of traumatic tooth injuries
treated in a public dental health clinic. Endod Dent Traumatol 3, 172–7.
33. Feliciano, KMPC. de Franc¸a, Caldas, Jr.A. (2006). A systematic review of the
diagnostic classifications of traumatic dental injuries.Dental Traumatology 22, 71-76
34. Flores, MT. Andreasen, JO. Bakland, LK et al. (2001). Guidelines for the
evaluation and management of traumatic dental injuries (part 1 of the series). Dental
Traumatol 17, 1-4.
35. Andreasen, JO. Andreasen, FM. (1994). Textbook and Color Atlas of Traumatic
Injuries to the Teeth. 3rd ed. Copenhagen, Denmark: Munksgaard. 750, 219-425
36. Robertson, A. (1998). A retrospective evaluation of patients with uncomplicated
crown fractures and luxation injuries. Endod Dent Traumatol 14, 245-256.
37. Ravn ,JJ. (1981). Follow-up study of permanent incisors with enamel fractures as
a result of acute trauma. Scand J Dent Res 89, 213-217.
38. Crona-Larson, G. Bjarnason, S. (1991). Noren J. Affect of luxation injuries on
permanent teeth. Endod Dent Traumatol 7, 199-206.
39. Borum, M. Andreasen, JO. (1998). Sequelae of trauma to primary maxillary
incisors. 1. Complications in the primary dentition. Endod Dent Traumatol 14, 31-44.
40. Soporowski, NJ. Allred, EN. Needleman, HL. (1994). Luxation injuries of
primary anterior teeth: Prognosis and related correlates. Pediatr Dent 16, 96-101.
41. Çetingül E., Çene ve Yüz Travmatolojisi (2002), Ege Üniversitesi Diş Hekimliği
Fakültesi Yayınları – 10, Bornova, S.64
34
42. Martens, L.C., Surmont, P.A., D’hauwers, F,R. (1989). La dent avulseé. Rev.
Belge. Méd. Dent., 44(3): 107-116
35
ÖZGEÇMİŞ
1986 yılında Afyonkarahisar’da doğdum. İlköğretimimi Şemsettin Karahisari
İlköğretim Okulu’nda tamamladım. 2004 yılında Afyon Süleyman Demirel Fen
Lisesi’nden mezun olup aynı yıl Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde
üniversite eğitimime başladım.
36
Download