ERİŞKİN KALP TRANSPLANTASYONU HAZIRLAYAN: Dr.Fatma özsoy KALP TRANSPLANTASYONU Kalp yetersizliği mortalite ve morbiditesi yüksek olan, hastanın yaşam kalitesini düşüren bir hastalıktır. Medikal tedaviye ve son yıllarda geliştirilen destek cihazlara rağmen prognozu halen kötüdür.Kalp transplantasyonu bu grup hastalarda hayatta kalıma olumlu etkisi olan ve hastanın yaşam kalitesini arttıran etkin bir tedavi yöntemidir.Uygulanan operasyon tekniğinin başarılı olmasına rağmen ilk denemelerin başarısız olmasının sebebi, immünsüpresif ilaçların yetersiz kalması ve teknolojinin bu kadar ileri olmamasıdır.1970’lerde rejeksiyon tanısında endomyokardial biopsi kullanılmaya başlamış ve böylece rejeksiyonun erken tanısı mümkün olabilmiştir. 1980’den sonra siklosporinin tedavi alanına girmesiyle rejeksiyon riski azalmış ve hayatta kalım şansı belirgin olarak artmıştır. Akut rejeksiyon, enfeksiyon ve vaskülopati gibi komplikasyonlar transplantasyon sonrası başarıyı düşürmektedir.Dolayısıyla hastaların yakın izlemi, komplikasyomların erken tanı ve tedavisi gerekmektedir. Operasyon sonrası erken dönemde mortalite ve morbiditenin en önemli nedeni, rejeksiyon ve enfeksiyondur. Amerika’da her yıl 19000’den fazla transplantasyon (tx) gerçekleştirilmektedir, ayrıca 56000’den fazla kişi de organ nakli için beklemektedir. TARİHÇE 1905’de Fransız cerrah Alexis Carrel ve Charles Guthrie ilk başarılı hetero topik kalp tx’nunu gerçekleştirdiler.20 yıl sonra Mayo klinikten Frank Mann heterotopik kalp tx’u yapılmış köpek kalbinde rejeksiyonu tanımladı. İlk standart sol ve sağ atrial kuf anastamozunu 1952’de Cass ve Brock tanımladı. (Guy’s Hospital) 1960’da Shumway ve ark.bir köpeğe ortotopik kalp tx’u yaptılar ve rejeksiyon için EKO ile takip, aralıklı AZT ve metilprednizolon kullanarak hayvanı 250 gün yaşattılar. 1964’de James Hardy şempanze kalbini insana nakletti. (Missisipi Univ.) 3 Ekim 1967 ‘deG. Afrikalı cerrah Christian Barnard ilk kez insandan insana kalp naklini gerçekleştirdi. (Groot Schuur Hospital-Capetown) Hasta postoperatif 18. Günde psödomonas pnömonisinden öldü. 1970 ve 80’li yıllarda organ naklinde bir duraklama dönemi yaşanmış olup, bu dönemde Shumway’in ekibi ve Barnard bu alandaki çalışmalarını sürdürmüşlerdir. 1973’de Philip Caves’in endomyokardial biopsi tekniğini geliştirmesi ve 1980’li yıllarda siklosporinin bulunmasıyla organ tx’da önemli bir artış sağlanmış, özellikle kalp tx’u yapılan hastalarda yaşam beklentisinde dramatik bir artış yaşanmıştır. Bugün için end stage kalp yetmezliği tedavisinde kalp tx’u yaygın olarak kullanılan bir tedavi seçeneğidir. Sadece Amerika’da yılda 2700’den fazla kalp tx’u yapılmaktadır. TÜRKİYE’DE 2001 YILI SONU İTİBARİYLE Böbrek nakli 23 merkezde Kalp nakli 9 merkezde Karaciğer nakli 10 merkezde Kemik iliği nakli 9 merkezde yapılmaktadır Halen 28 organ kaynağı merkezi bulunmaktadır. KAYITLI HASTA VE NAKİLLER Kalp nakli bekleyen hasta 179, nakil 27 KC nakli bekleyen hasta 388, nakil 107 Böbrek nakli bekleyen hasta 2347, nakil 491 Kornea nakli bekleyen hasta 1953, nakil 824 Kemik iliği nakli bekleyen hasta 540, nakil 352 KALP TRANSPLANTASYONU GEREKTİREN HASTALIKLAR İdiopatik kardiomyopati %54 İskemik kardiomyopati %45 Konjenital kalp hastalıkları ve diğer hastalıklar %1 Retransplantasyon %2 Kapak hastalıkları %4 ALICI SEÇİMİ Yaşam beklentisi 6-12 ay ile sınırlı end stage kalp yetmezliği. 55 yaşın altındaki koroner arter hastaları ve 60 yaşın altındaki KMP’li hastalar. İrreversibl hepatik ve renal yetmezliğin olmaması. Aktif enfeksiyonun olmaması. Yeni pulmoner enfeksiyon olmaması. Psikososyal stabilite. Kalp tx’u için yaşın alt sınırı yoktur. KALP TRANSPLANTASYONU İÇİN KESİN KONTRENDİKASYONLAR HIV taşıyıcılığı Karbonmonoksit intoksikasyonu ( kan karboksi Hb>% 20 ise) Tedaviye dirençli ventriküler aritmiler Ventilatör desteğine rağmen arteriel PO2’nin %80 ‘in altında olması Klinik olarak önemi olan yapısal kalp hastalıkları ( intrakardiak tm vs.) Anjioda ciddi koroner arter hastalığının varlığı KALP TRANSPLANTASYONU İÇİN GÖRECELİ KONTRENDİKASYONLAR Eşlik eden sistemik hastalık İrreversibl pulmoner parankimal hastalık İrreversibl renal disfonksiyon (kreat> 2 mg/dl, klirens< 50 ml/dk) İrreversibl hepatik disfonksiyon Ciddi periferik ve serebral tıkayıcı hastalık End organ hasarıyla beraber olan tip I DM Aktif enfeksiyon Eşlik eden neoplaziler ( bazı beyin tm’leri hariç) Pulmoner hipertansiyon (irreversibl ve pulmoner vasküler direnç > 6 wood/ ünite, vazodilatatör sonrası > 3 wood/ ünite ise) Akut pulmoner tromboemboli Aktif divertikülit Aktif peptik ülser Myokardial infiltratif hastalık Ciddi obezite Ciddi osteoporoz (postoperatif steroid kullanımı gerekli) Psikiyatrik bozukluklar ve ilaç bağımlılığı ( postoperatif medikal tedaviye uyumsuzluk olabilir.) Kalp transplantasyonuna olan ihtiyaç organ temininden fazladır.Amerika’da 4000 hasta kalp tx’u için beklemektedir. Bununla birlikte her yıl ancak 2300 donör kalbindenyararlanılmak tadır. Hastaların %20-40’ı kalp tx’u yapılamadan kaybedilmektedir. UNOS (United States, the United Network for Organ Sharing) kalp hastalığının ciddiyetine göre alıcıları gruplandırmıştır. Status 1A: İnotropik destek veya mekanik desteğe (LVAD) ihtiyacı olan, eğer tx yapılmazsa 1 aydan daha az yaşam beklentisi olanlar. Status 1B : Medikal olarak stabil ancak LVAD ve inotropik desteğe ihtiyacı olan, tx yapılmazsa 1 aydan fazla yaşam beklentisi olanlar. Status 2: Yukarıdaki gruba dahil olmayan hastalar. TRANSPLANTASYONA KARAR VERMEDEN ÖNCE ŞU SORULARA CEVAP ARANMALIDIR Tüm tedavi seçenekleri denenmiş midir? Eğer tx yapılmazsa hasta ölecek midir? Hastanın kalp ve kalp-akciğer hastalığı olmazsa hastanın sağlığı iyi midir? Hasta tx sonrası sıkı ilaç tedavisine ve hayat tarzına uyum sağlayabilecek midir? Kalp tx’u sonrası hastane mortalitesi < %5 ‘tir. 1 yıllık sürvi %85, 5 yıllık sürvi % 75-80’dir. Kalp tx’u yapılan hastaların %90’ı normal hayatına, %40’ı eski işine geri döner. Kalp tx adaylarının çoğu NYHA class III ve IV’tür.Maksimal egzersiz sıra sında peak O2 tüketiminin ölçülmesi fonksiyonel kapasite hakkında direkt ve kardiak rezerv hakkında indirekt bilgi verir.Peak VO2<10 cc/kg/dk ise prognaz kötü, VO2> 14 cc/kg/dk ise prognoz iyidir.Tabii bunların yanında başka risk faktörlerini de gözönünde bulundurmak gerekmek tedir.Pek çok merkez pulmoner HT açısından PVR> 6-8 Woods units değerini inoperabilite kriteri olarak kabul ediyor ( bu hastalarda tx sonrası sağ vent rikül yetmezliği gelişebiliyor.) Yine bazı otorler transpulmoner gradient bakılmasının daha doğru olacağını savunmaktadırlar ( transpulmoner gradient: mean PAP/PCWP) Bu değer > 15 mm Hg ise tx sonrası RV yetmezliği gelişme olasılığı artıyor.Yine PVR artışının vazodilatatör ajanlara cevabına bakılarak ( O2, nitroprisside, prostagalandin E1) PH’nun kalıcı mı, yoksa bazı medikal tedavilere yanıtı var mı buna bakılıyor. PH nedeniyle ortotopik kalp tx’u programından çıkarılan hastalara uzun dönemde inotropikler ve vazodilatatör ajanlar verilip, periodik olarak kontrollere çağrılıyorlar, bu hastalarda zaman la PVR’ın istenilen seviyelere düştüğünün gözlenildiği belirtiliyor. BEYİN ÖLÜMÜ Beyin ölümü klinik bir tanıdır ve beyin fonksiyonlarının tam ve irreversibl kaybını belirtir.Beyin ölümüne karar vermek için komanın primer hipotermi, hipovolemik ya da hipotansif şok, geriye dönüşüm olabilecek intoksikasyonlar ( barbitürat ve diğer sedatifler) gibi nedenlere bağlı olmaması lazımdır.Daha önceden tanısı konmuş bir nedenle hasta irreversibl komadaysa, en az 12 sa at, etyolojisi bilinmiyorsa 24 saat bu koşulların değişmeden devamlılığı göz lenilmelidir. Klinik olrak beyin ölümü tanısı almış hastalarda hekimler kurulu nun uygun göreceği bir labaratuvar yöntemiyle beyin ölümü teyit edilmelidir. Hasta yakınına beyin ölümü bildirildikten sonra hastanın desteklerinin kesildiği durumlar: 1-Hastanın organ veya organlarının tx için kullanılmasına hasta yakınlarının izin vermesi. 2-Hasta yakınlarının yaşam desteğinin kesilmesine izin vermesi. ORGAN BAĞIŞI İLE İLGİLİ KANUN 1979 tarih ve 2238 sayılı yasa gereği organ bağışı yapılabilmesi için 18 yaşını doldurmuş olmak ve bu isteğin iki tanık huzurunda sözlü olarak yapılması, ayrıca bunun bir hekim tarafından onaylanması yeterlidir. DONÖR SEÇİMİNDE DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR Beyin ölümü olanların sadece % 10-20’si uygun kalp vericisidir.Beyin ölümü saptandıktan Sonra hasta bilgileri toplanmalıdır.( kilo, boy, cinsiyet,kan grubu, serolojik ve diğer labaratuvar testleri, ölüm nedeni, kliniği, aldığı destekler, eşlik eden hastalıklar, koroner anjio yapılmış mı?)Bazı merkezler hepatit C taşıyısı vericileri hepatit C’li alıcılar için kullanmaktadırlar ancak bunun doğruluğu tartışmalıdır. Eğer ölüm kazaya bağlı ise kafa travmasına, torasik travmanın eşlik edip etmediğine bakılır.Yine EKG, akciğer filmi, kan gazı, EKO, anjio (erkek donör>45 yaş, kadın donör> 50 yaş ve risk faktörü varlığında anjio şarttır.) İstenilen verici/alıcı kilo oranı %80-120’dir. Potansiyel organ vericileri genellikle YBÜ ‘de takip ediliyorlardır.Beyin ölümü olan hastalar sıklıkla hipovolemiktirler. Bunlarda hipovolemi nedeni travmaya sekonder kan kaybı, vazomotor tonusun azalması, pitüiter disfonksiyon sonucu gelişen diabetes insipitusa bağlı sıvı kaybıdır.Bu hastalara CVP:8-10 mm Hg olacak şekilde sıvı replasmanı yapılmalıdır.Gere kirse inotropik ajanlar verilerek hipotansiyon önlenmelidir. Beyin ölümü gerçekleşenlerde tiroit disfonksiyonu olduğu ve bu hastalara tiroit hormon replasmanı yapılması gerektiğini savunanlar da vardır. ALICI VE VERİCİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Alıcı ve vericinin karşolaştırılmasında ana kriter ABO kan grup uyuşmasıdır. Alıcıdan ayrıntılı bir anamnez alınıp, FM yapılır.CBC, biokimya, EKG, peak VO2 ölçümü için egzersiz testi, EKO, katater, myokardial bx(myokardit, amiloid vs.), immünolojik testler (reaktif antikorlar, HLA tiplemesi ), serolojik testler (HIV, HCV, EBV, CMV, Toxop., Rubella, Histoplazmozis, Coccidiomikozis, compleman fixing Ab’ler vs.)TİT, kadın hastalar için mammografi, smear, diş muyenesi, SFT, akciğer vent./perf. sintigrafisi, psikiyetri konsültasyonu istenir. Santral termoregülasyon merkezinin kaybına bağlı olarakbaşlangıçta geçici hipertermi, sonra kalıcı hipotermi gelişir. Vücut ısısı> 35°C civarında tutulmaya çalışılır.Optimal allogreft korunması için elektrolit, asit-baz dengesi, osmolarite ve oksijenasyonun normal sınırlarda tutulması gerekmektedir. Hastaların % 50’den fazlasında pitüiter disfonksiyona bağlı olarak santral diabetes insipitus gelişir.Mekanik ventilatör desteğine bağlı ARDS, nörojenik pulmoner ödem gelişebilir. Sık kan gazı takibi ve PEEP uygulaması gerekebilir. Beyin ölümü kabul edilen hastadan uygun kültürler alındıktan sonra geniş spektrumlu antibiyotikler başlanır. Yine beyin ölümü gerçekleşen hastalarda serbest T3, insülin ve kortizol düzeyi azalır ancak, bu hormonların replasmanı tartışmalıdır. KALP TRANSPLANTASYONU ÇEŞİTLERİ HETEROTOPİK KALP TRANSPLANTASYONU ( Alıcı kalbi çıkarılmadan verici kalbinin alıcının göğüs boşluğunun sağ tarafına yerleştirilmesi.) ORTOTOPİK KALP TRANSPLANTASYONU (Alıcı kalbi çıkarılıp, verici kalbinin onun yerine takılması.) BİKAVAL ANSTOMOZ TEKNİĞİ ( Bikaval end-to-end anstomoz ve bilateral pulmoner venöz anastomoz yapılması. ) DOMİNO DONÖR PROSEDÜRÜ ( Kalp-akciğer nakli için bekleyen ve kalbi iyi durumda olan kişilerin kalbinin diğer bir alıcıya nakledilmesi. ) DONÖR KALBİNİN HAZIRLANMASI Uygun alıcı ve verici bulunduğu zaman kural olarak zaman geçirilmeden işlemlere başlanılmalıdır. Pek çok kalp vericisi aynı zamanda multiorgan vericisidir. Hastaya ekstended sternotomi yapılır. Koroner lezyonu, thrill, travmaya ait izler dikkatli bir şekilde incelenir. Eğer kalp başka bir merkeze gönderilecekse, çift plastiktorba içinde ve soğuk buzlu SF içinde nakledilir. Donör kalbinin güvenli iskemi zamanı yetişkinler için 4 saat, pediatrik has talar için 6 saattir.Donör kalbinin hazırlanması cerrahi açıdan fazla bir özel lik göstermez. Büyük damarlar bol pay bırakılarak kesilir. Aortik kros klemp konulduktan sonra kardiopleji ve topikal soğuk ile hızlı bir şekilde kalp durdu rulmalıdır bu, myokardın korunması için önemlidir. Eğer KC, pankreas, böbrek gibi organlar da çıkarılıyorsa diğer cerrahi ekipler bu işlemleri bitirince harvestinge başlanır. SVC ve IVC mobilize edilir ve dönülür, aorta pulmoner arterden ayrılır, teyp ile dönülür. Hasta heparinize edilir, SVC çift ligasyonla veya staplerle azygos veninin proksimalinden kesilir, IVC diafragmatik düzeyden kesilir. Aorta klemplenir, aorta klempinin proksimaline konan kardiopleji hattından soğuk kristalloid kardioplejisi verilir.Assendan aorta innominate arter proksima inden transekte edilir. Pulmoner arter bifurkasyon öncesinden disseke edi lir. Verici kalbi cerrahın sol eliyle vericinin sağ omuzuna ve öne doğru çeki lerek transvers sinüs bölgesi serbestleştirilir ve harvesting tamamlanır. ALICI KALBİN REZEKSİYONU Hasta standart açık kalp ameliyatında olduğu gibi açılır. CPB’a geçilir, 2830°C hipotermi uygulanır.Kanülasyon mümkün olduğunca aorta ve vena kava ların distalinden yapılır. AV nodun anteriorundan sağ atrium açılarak kardiek omiye başlanır. İnsizyon inferoposteriora doğru uzatılarak koroner sinüs açı lır. Aorta ve PA kapak kommissürleri seviyesinden kesilir. Verici kalbin alıcıya implantasyonunda vena kava ve pulmoner venlarin tek tek anstomozu yerine atrial anstomozlar kullanılır. Alıcı kalbi rezeke edilirken, atriumların posteri or kısmı atrial apendikslerin hemen altından ve sağ atriokaval birleşim yerin de sinüs nodu bırakılacak şekilde kesilir. Anastomozlar bu bırakılan atrium duvarına yapılır. ANASTOMOZLAR Alıcı ve verici kalbi hazırlandıktan sonra anstomozlara geçilir. Sırasıyla sol atrium, sağ atrium, aorta, pulmoner arter anstomozları prolenle over and over anstomoz edilir. Bu işlemler sırasında perikard içine sürekli buzlu SF konması ve kardioplejik solüsyonla perfüze edilmesi myokard korunması için gerekli dir. Atrial ve aortik anastomozlar tamamlanıp pulmoner anastomoza geçilince ısınma ve hava çıkarma işlemine başlanabilir. CPB’dan çıkışta inotropik ve kro notropik desteğe ihtiyaç olabilir. Bu destek için genellikle dopamin tercih edi lir, gerekirse adrenalin eklenir. Atrial ve ventriküler geçici pace telleri konu lur. TRANSPLANT HASTASININ POSTOPERATİF BAKIMI Hasta yoğun bakım ünitesinde ayrı bir odada takip edilir. CVP, Swan-ganz katateri, pulse oksimetri, foley katater bulunmalıdır. Eğer hasta hemodina mik olarak stabilse, idrar sondası 48-72 saat içinde çekilebilir. Yine drenler enfeksiyon riskini azaltmak için drenaj 25cc/saatin altına düşünce hemen çekilir. Normal myokard fonksiyonları sağlanana kadar 2-4 gün inotropik destek devam edebilir. Sağlam kalp sempatik ve parasempatik innervasyona sahiptir.Transplante edilmiş kalp denervedir ve fizyolojisi değişiktir.Tx kalbin SA nodu 90-100/ dk hıza sahiptir. Hipovolemi, hipoksi, anemiye tx kalbin cevabı uzak dolaşımdaki katekolaminler sayesinde olacaktır ve bu da cevapta gecikmelere yolaçar. İnotropik desteğe bağlı myokardın katekolamin depoları tükendiği için dener ve tx kalbinin eksojen katekolaminlere cevabı hassastır. Yine afferent senso riyal liflerin yokluğuna bağlı bu hastalarda göğüs ağrısı olmaz. Daha sonraba zı vakaların tariflediği anjina benzeri ağrıların hastaların çok azında olan geç reinnervasyona bağlı olduğu sanılıyor.Postoperatif dönemde hastaların respira töre bağlı kalma süresi hemodinamik durumlarına göre değişir. Shumway’in serisinde entübasyon süresi ortalama 24 saat, inotropik destek süresi 3 gün dür. Bu dönemde dijitalizasyon nadiren gerekir. Erken postoperatif dönemde kardiak indeksin (KI) 24 saatte 1.8 lt/dk/m2, 4 gün sonra 2.4, 7 gün sonra 2.5-3.0lt/dk/m2 olduğu görülür. ARİTMİLER Transplantasyon yapılan hastaların yarısından fazlasında sinüs veya junctional bradikardiler görülür. Sinüs nodu disfonksiyonunun en önemli risk faktörü, uzun organ iskemi süresidir. Uygun kalp hızı isoproteranol veya pacemaker ile sağlanır. Bradikardilerin çoğu 1-2 haftada düzelir. Ancak preoperatif amioda ron alanlarda bu zaman uzayabilir. Uzayan bradikardilerde aminofilin faydalı olabilir. Kalp tx’u yapılan hastaların %2-25’inde kalıcı pacemaker gerekir ( bunların da çok azı 6 ay içinde pace bağımlı olur.) Hastaların %60’dan fazlasında PVCs görülür. Eğer AF, atrial flutter gelişirse dijitalize edilir, ancak normal hastalara göre daha yüksek doz gerekir. ARİTMİLER AKUT REJEKSİYONUN BELİRTİSİ OLABİLİRLER! POSTOPERATİF RENAL FONKSİYONLAR Postoperatif renal yetmezlik, kronik kalp yetmezliğine veya siklosporinin nefrotoksik etkisine bağlı olabilir. Siklosporine bağlı akut renal yetmezlik genellikle dozun azaltılmasıyla düzelir. Siklosporinle beraber mannitol veril mesi bu dönemdeki nefrotoksisiteyi azaltıcı etki gösteririr. KALP TRANSPLANTASYONU SONRASI İMMÜNSÜPRESİF TEDAVİ SEÇENEKLERİ Transplantasyon sonrası mortalitenin en önemli nedenleri 1-Greft rejeksiyonu 2-İmmünsüpresif tedavinin yan etkisi olarak gelişen enfeksiyonlardır. A-FARMAKOLOJİK AJANLAR 1-Siklosporin 2-Azathioprine 3-Kortikosteroidler 4-Poliklonal antikorlar (ATG vb.) 5-OKT3 (murine monoklonal Ab, T hc’nin CD3 reseptörlerine bağlanıyor.) 6-Araştırma aşamasında olanlar (FK506, Rapamycin, Mycophenolate mofetilcellcept) B-NONFARMAKOLOJİK TEDAVİ 1-Total lenfoid irradyasyonu (TLI) 2-Photopheresis 3-Apheresis KALP TRANSPLANTASYONU SONRASI GÖRÜLEN REJEKSİYON ÇEŞİTLERİ 1-HİPERAKUT REJEKSİYON 2-AKUT REJEKSİYON 3-KRONİK REJEKSİYON HİPERAKUT REJEKSİYON Alıcıda vericiye spesifik antikorlara bağlı gelişir.Dakikalar ile birkaç saat içinde gelişebilir. Histolojik olarak myokard koyu kırmızı renktedir. Greft iskemik nekroza gider. AKUT REJEKSİYON Günler, aylar sonra ortaya çıkar. Klinisyenlerin en çok tedavi ettiği rejeksiyon tipi budur. Burada daha çok T lenfositleri ve MHC class I ve II hücreleri rol oynar. Hücresel ve hümoral doku hasarı sözkonusu olup, histolojik olarak vas külitle beraber interstisyel hücre infiltrasyonu sözkonusudur. KRONİK REJEKSİYON Transplantasyondan yıllar sonra görülür. Burada da antikorlar rol oynar. Kro nik rejeksiyon aşaması kardiak allogreft aterosklerozu şeklinde ortaya çıkabi lir. Endotel hücre yıkımı olur. Bazı arştırmacılar bu tip rejeksiyonu transplant vaskülopatisine benzetirler. TRANSPLANT VASKÜLOPATİSİ Kalp tx’u sonrası sonrası görülen koroner arter vaskülopatisi mortalite ve morbiditenin en önemli sebebi olup, uzun dönemde en sık retransplantasyon nedenidir. Tx sonrası oluşan vaskülopati kendisini infarktüs, KKY, ventriküler aritmiler şeklinde belli edebilir. Patogenezi tam bilinmemekle beraber CMV enfeksiyonu, sistemik HT, hiperlipidemi suçlanmaktadır. Transplant vaskülo patisinin tanısında dipiridamollü stress EKO, egzersiz EKO, koroner anjio ve intravasküler USG teknikleri kullanılır. Bu vaskülopatide koroner arterlerdeki daralma aterosklerotik daralmadan farklı olduğu için, koroner anjio bazen ya nıltıcı olabilir bu yüzden intravasküler USG teknikleri kullanıarak lümendeki diffüz daralma tespit edilebilir. KALP TRANSPLANTASYONU SONRASI GÖRÜLEN KOMPLİKASYONLAR 1-ERKEN KOMPLİKASYONLAR Alıcı organ disfonksiyonu Hiperakut rejeksiyon Akut rejeksiyon Renal yetmezlik Aritmiler Kanama Enfeksiyon 2-GEÇ KOMPLİKASYONLAR Enfeksiyon Kronik rejeksiyon Akselere koroner ateroskleroz ( tx sonrası 3. ölüm sebebi ) Malignite( kullanılan immünsüpresif ajanlara bağlı.) İMMÜNSÜPRESİF TEDAVİYE BAĞLI KOMPLİKASYONLAR Hirsutizm,tremor,dişeti hiperplazisi, gut, hiperürisemi, nefrotoksisite, Kolesterol yüksekliği, steroid induced DM, osteoporoz, oportunistik enfek siyonlar, GIS kanamaları, maligniteler. KALP TRANSPLANTASYONUNUN SONUÇLARI 1975-81 yılları arasında 1 yıllık survi %40 iken siklosporin bulunduktan sonra 1 yıllık survi %80’in üzerine çıkmıştır. 3-5 yıllık survi %70’tir. (Stanford ve Pits burg) KALP TRANSPLANTASYONU SONRASI ÖLÜM SEBEPLERİ Yapılan bir çalışmada 1981-85 yılları arsında yapılan kalp tx’u sonrası akut kalp yetmezliğine bağlı %24, enfeksiyona bağlı %17, akut sağ ventrikül yetmezliğine bağlı %14 ölüm bildirilmiştir. 1990 ve 1991’in ilk 6 ayını kapsayan başka bir çalışmada ise, akut kalp yetmezliğine bağlı %22, enfeksiyona bağlı %22, rejeksiyona bağlı %15 oranında ölüm bildirilmiştir. RİSK FAKTÖRLERİ Yaş, PH, global myokardial iskemi zamanı (210 dk’dan uzunsa risk artıyor), yıl ( 1980’li yıllardan sonra kalp tx’u başarı oranları artmıştır.9 TARTIŞMA Son yıllarda kalp tx’u çok büyük aşama kaydetmiştir. Şimdiki araştırmalar daha çok uzun dönem surviyi etkileyen transplant vaskülopatisi üzerinde yo ğunlaşmaktadır. Yine rejeksiyon takibinde yeni noninvaziv tekniklerin gelişti rilmesine çalışılmaktadır. İleride immünolojik olarak modifiye edilmiş kalple rin transplant olarak kullanılması gündemdedir. Bu kalpler insan kalp tx’u için ya klonlama yöntemiyle üretilmiş domuz kalbi (insan kalbine en çok benzeyen kalp olmasından dolayı) ve belki de klonlanmış veya başka yöntemlerle üretil miş kalpler veya myositler şeklinde olacaktır. Böylece hastaların postoperatif dönemde almak zorunda oldukları immünsüpresif tedaviye immünolojik olarak modifiye edilmiş kalpler sayesinde gerek kalmayacak ve hastalar immünsüpre sif ajanların erken ve geç dönem istenmeyen etkilerinden korunmuş olacaklar dır. Yine alternatif tedavi olarak end stage kalp hastaları için sürekli kullanabi lecekleri asist device’lar üzerinde çalışılmaktadır. Tüm bunlara karşın kalp tx’u halen end stage kalp yetmezliğinin en önemli te davi seçeneğidir. KAYNAKLAR Glenn’s Thoracic and Cardiovascular Surgery Ischemic Heart Disease Surgical Management (O.H. Fraizer) Cardiac Surgery (J.W. Kirklin) Maystery of Cardiothoracic Surgery (Larry R. Kaiser) Kalp Hastalıkları ve Cerrahisi (A. Yüksel Bozer) Kalp Transplantasyonu Yapılan Hastalarda Ekokardiografik Değerlendirme (Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi) Türkiye Organ ve Doku Nakli Merkezi Verileri ERİŞKİN KALP TRANSPLANTASYONU Hazırlayan: Dr. Fatma Özsoy