25 Nisan 2014 — Sayı 38 Gemeinschaft. Community. Communauté. İslam Toplumu Millî Görüş » www.igmg.org HASENE 2014 KUMANYA KAMPANYASI BAŞLIYOR s. 22 GENEL MERKEZIMIZDEN Eğitim Başkanlığı Endülüs Eğitim ve Kültür Gezisi s. 5 Peygamberimiz Hz. Muhammed’e salât ve selam olsun AILE Kekemelik s. 16 KÜLTÜR VE SANAT Kültürümüzde lale s. 23 IGMG bölge ve şubeleri Kutlu Doğum etkinliklerinin coşkusunu yaşıyor. s. 9 & 10 TEŞKİLATLANMA BAŞKANLIĞI KADINLAR TEŞKİLATI Camiler varlığımızın sembolü “Zaman çalışma zamanı” Müslümanlar için bir ibadet mekânı olmaktan çok daha öte anlamlar ifade eden camilerin yaşatılıp, geliştirilmesi için düzenlenen üyelik kampanyası 1 Mayıs itibariyle başlıyor. IGMG Kadınlar Teşkilatı (KT) dönemin 4’üncü Bölge Başkanları Toplantısını Kerpen’deki Genel Merkez’de gerçekleştirdi. Camiler müminleri bir araya toplayan, birleştiren, ümmet bilinci ile tek yürek hâline getiren mekânlardır. Camiler, Müslümanların kimlik ve kişiliğinin oluşmasında ve korunmasında önemli bir yere sahiptir. Müminler burada birbirlerinin sevinçlerini ve sıkıntılarını paylaşırlar. Böylece kardeşlik duyguları gelişir ve birbirlerini sahiplenirler. Camiler dinî ve millî kültürümüzden ayrı düşünemeyeceğimiz değerlerimizin başında gelir. Camiler, çok çeşitli fonksiyonları ifa etmesi bakımından İslam’ın ortaya çıkışından itibaren Müslümanların en önemli müesseselerinden olmuştur. Camilerimiz mabet olarak görev yapmanın yanında, birer halk okulu ve üniversitesi olarak da görev yapmıştır ve yapmaktadır. Sevgili Peygamberimiz’in devrinde cami âdeta bir eğitim merkezi fonksiyonu görmüştür. Bu anlayıştan hareketle, camiler yetişkinlerin ve özellikle çocukların kurslar ve sohbet halkaları ile, vaaz ve hutbelerle yetiştiği yerlerdir. Camiler, İslam’ın tanıtıldığı temel mekânlardır. Bir ülkedeki Müslüman varlığının sembolüdür. Müslümanların hep birlikte sıkıntılara çare aradığı mekânlar yine camilerdir. Müslümanlar yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma gibi güzel hasletlerini camilerde pekiştirirler. Toplumun tam merkezinde yer alan camilerde, çeşitli sosyal aktiviteler içinde yer alan insanlar, pek çok yeteneklerini yine buralarda keşfederler. Avrupa’daki camiler de, bu mabetlerin bu denli geniş alana yayılan fonksiyonlarını karşılayabilmek adına, ibadet için ayrılan bölümlerinin yanı sıra, merasim ve konferans salonlarıyla, aktivite ve organizasyonlarıyla, Kur’an ve din eğitimi kurslarıyla, Gençlik Lokalleri ve daha pek çok fonksiyonlarıyla yetişkin, genç ve çocuklara 40 yıldır hizmet vermeye devam ediyor. Bugün Avrupa’nın pek çok şehrinde yüzlerce cami bulunuyor. Yıllar önce temelleri atılan bu camileri yaşatmak, geliştirmek ve bir yandan da yeni camiler açmak, her Müslüman’ın görevidir. Bu görevin sağlıklı bir şekilde yerine getirebilmesi ise ancak disiplinli ve organizeli bir çalışma sonucu sağlanır. İşte bu minvalden hareketle yola çıkan IGMG Teşkilatlanma Başkanlığı başlattığı yeni bir kampanya ile tüm Müslümanları camilere üye olmaya davet ediyor. Teşkilatlanma Başkanı Murat İleri, camilerin ehemmiyetini vurguladığı söyleşimizde üç yıl sürecek olan kampanyanın 1 Mayıs 2014 itibarı ile başlamış olacağını belirtti. Kampanya her yıl üç ayları (recep, şaban ve ramazan) kapsayacak zaman diliminde ve mübarek gün ve gecelerde yapılan programlarda gerçekleştirilecek. s. 5 12-13 Nisan tarihlerinde düzenlenen Kadınlar Teşkilatı Bölge Başkanları Toplantısı (KTBBT), yoğun bir gündeme sahipti. KT nezdinde gerçekleştirilen çalışmaların ele alındığı, hizmetlerin daha iyiye gitmesi ve geliştirilmesi adına istişarelerin yapıldığı KTBBT’de idarecilere, Müslüman kadınların çalışmalarının taşıdığı misyon ve ehemmiyet bir kez daha hatırlatıldı. Ulaşılması gereken daha çok insan olduğu kaydedilerek hizmet ve hedeflere odaklanılması gerektiği mesajı verildi. KT Başkanı Hatice Şahin, bir önceki toplantıdan şimdiye dek olan süreçte yapılan çalışmalardan kesitler sundu, gelecekteki program ve projelerden bahsetti. Zamanın çalışma zamanı olduğunun altını çizen Şahin, yoğun bir çalışma döneminin idarecileri beklediğini belirterek, daha fazla gayret, disiplin ve sabırla faaliyetlerin yürütülmesi noktasında önemli açıklamalarda bulundu. Bölge sayısında artış olduğunu bildiren Şahin, Güney Amerika’da Arjantin’de yeni bir KT temsilciliğinin kurulduğunun da müjdesini verdi. s. 6 Fıkıh Köşesi Âdâb-ı Muâşeret Cemaate hitap Hitabet âdâbı Vaaz ve nasihate dair merak edilen hususlar İnsanlar arası ilişkilerde konuşma üslubu s. 15 s. 15 AJANDA NOTLARI 27 NİSAN Güney Hollanda — “Bûy-i Muhammedî” Programı. Düzenleyen: Uden Şubesi. Katılımcılar: Serdar Tuncer, Ömer Tuğrul İnançer. Yer: Theaterzaal, Markt 32, 5401 GP, Uden. Saat: 18:00 Hessen — Gençlik Şöleni. Katılımcılar: Ekrem Şama, Ammar Acarlıoğlu, Geeflow. Düzenleyen: Elsenfeld Gençlik Teşkilatı. Yer: Bürgerzentrum Elsenfeld, Mühlweg 9, 63820 Elsenfeld. Saat: 13:00 1 MAYIS Güney Bayvera — “Huzurlu Yuvalara Bir Adım Daha” Programı. Düzenleyen: Kadınlar Teşkilatı. Katılımcılar: Sıtkı Aslanhan. Yer: Kral Event Center, Heidemannstr. 1, 80939 Münih. Saat: 13:00 Kuzey Ruhr — Futbol Turnuvası ve Aileler Günü. Düzenleyen: Osnabrück Şubesi. Yer: Sportplatz, Weberstr. 48, 49084 Osnabrück. Saat: 11:00. İrtibat: 0176/31467385 Paris — Kardeşlik ve Vefa Günü. Düzenleyen: Grigny Şubesi. Katılımcılar: Sebahattin Uçar, Metin Aslan, Mesud Gülbahar. Yer: Palais 91, Rue Jules Guesde, 91130 Ris-Orangis. Saat: 10:00 - 19:00 2 MAYIS Hessen — “5 Vakit Namaz” Programı. Düzenleyen: Höchst Şubesi. Katılımcılar: Bilal Kaçmaz, Ahmet Bulut, Yaşar Alptekin. Yer: CAN-SU Düğün Salonu, Düsseldorfer Str. 40, 65760 Eschborn Süd. Saat: 18:00. İrtibat: Alpay Kaytan, Tel. 0177/3070747 Belçika — “Medeniyet Fikrinin Neresindeyiz?” Semineri. Düzenleyen: Üniversiteliler Başkanlığı. Katılımcılar: Yusuf Kaplan. Yer: Kesselstraat 2830, 1030 Brüksel. Saat: 19:30 Ruhr-A — Tarih Sohbetleri; “Karahanlılar”. Düzenleyen: Lünen Şubesi. Yer: Alstedder Str. 7, 44534 Lünen. İrtibat: Tel. 0157/75323254 3 MAYIS Belçika — Bilgi Yarışması Bölge Finali. Yer: Rue kessels 28-30, 1030 Brüksel. Saat: 11:00-17:00. İrtibat: egitimsekreter@outlook.com Belçika — III. Kardeş Buluşması. Düzenleyen: Kadınlar Gençlik Teşkilatı. Yer: Puyenbroeck, Puyenbrug 1a, 9185 Wachtbeke. Saat: 12:00-17:00 4 MAYIS Kuzey Ruhr — “Rahmetle Diriliş” Sabah Namazı Programı. Düzenleyen: Gençlik Teşkilatı. Yer: Kuzey Ruhr Camileri. Saat: 04:30 9 MAYIS Ruhr-A — Tarih Sohbetleri; “Osmanlı Nezaketi”. Düzenleyen: Lünen Şubesi. Yer: Alstedder Str. 7, 44534 Lünen. İrtibat: Tel. 0157/75323254 9-11 MAYIS Güney Bavyera — “Ben Ben Olmadan Ümmete Fert Olamam”, Yatılı Eğitim Semineri. Düzenleyen: Kadınlar Gençlik Teşkilatı. Yer: DJH Jugendherberge, Nördliche Hauptstr. 91, 83708 Kreuth a. Tegernsee. Mazlum ve Mağdurlar İçin El Ele IGMG Hilfs- und Sozialverein e. V. IGMG Sosyal Yardım Derneği T +49 2237 92942-0 | F +49 2237 92942-12 www.hasene.org | info@hasene.org | haseneorg — Havale için banka bilgileri: Hesap Sahibi: IGMG Hilfs- und Sozialverein e. V. Banka: Kreissparkasse Köln IBAN: DE75 3705 0299 0184 2731 64 | BIC: COKSDE 33 Amaç: 2014 Kumanya Kampanyası, [Adresiniz] İhtiyaç sahiplerini unutma ve unutturma. Kumanya Kampanyası 01.05. - 20.05.2014 45 € • Bosna Hersek’te Hasene Aşevi’nde günde 500 kişiye sıcak yemek • Suriyeli mülteciler için iftar çadırı • Hasene mobil fırınıyla günlük binlerce ekmek • On binlerce kumanya paketi • Yetimlere çeşitli hediyeler *Tüm masraflar kampanya bedeline dâhildir. camia | 25 Nisan 2014 Değerli Kardeşlerim İçindekiler Pek çok bölge ve şubemizde; ahlak, adalet, merhamet, firaset, hoşgörü ve tevazu timsali yüce Peygamberimiz’in dünyayı teşriflerinin miladi sene-i devriyesini, ona layık bir şekilde kutlayabilmek adına tatlı bir heyecan ve koşuşturmaca yaşanıyor. Düzenlenen Kutlu Doğum programlarıyla her birimize ne denli büyük bir Peygambere ümmet olduğumuz yeniden hatırlatılıyor, programlarda bir araya gelen Müslümanlar O’na ümmet olmanın coşku ve hazzını yeniden yaşıyorlar. En küçük şubemizden en büyük bölgelerimize değin yapılan bu güzel çalışmalarda emeği geçen tüm kardeşlerimi tekrar kutluyorum. Müslümanların azınlık olarak bulunduğu Avrupa’da, Müslümanları Peygamber sevgisi etrafında bir araya getiren bu tür programlara öncülük ettikleri için her bir kardeşimden Allah Teâla razı olsun. Kardeşlerim camiler Müslümanların olmazsa olmazıdır, camisiz Müslüman, cemaatsiz cami olmaz. Bu nedenle Müslümanlar gittikleri her yerde ilk olarak camiler kurmuştur. IGMG teşkilatları da kurulduğu ilk yıllardan beri camiler açma gayretinde olmuştur. Elhamdülillah bugün geldiğimiz noktada teşkilatımız yüzlerce camiyi bünyesinde barındırarak, Müslümanlara çok önemli bir hizmeti sunuyor. Ancak birçok camimizin fiziksel durumunun cemaatimizin taleplerinin gerektiği gibi karşılanabilmesi adına iyileştirilmesi gerektiği gibi, cami ihtiyacı bulunan yerlerde de yeni camiler yapılması elzemdir. Bunlar da cemaatimizin destekleriyle mümkün olacaktır. Bu nedenle tüm kardeşlerimi Teşkilatlanma Başkanlığımızın başlattığı Camilere Üyelik Kampanyası’na katılmaya davet ediyorum. Almanya’da Müslümanlara karşı uygulanan yanlış politikaların çarpık sonuçları güvenlik kurumlarının uygulamalarına yansıyor, IGMG maalesef uzunca bir süredir Anayasayı Koruma Dairesi raporlarında zikrediliyor. Bu konuda çok uzun bir süre önce atılması gereken adım gecikmeli de olsa Hamburg’da atıldı; Hamburg Anayasayı Koruma Dairesi, IGMG Hamburg Teşkilatının rapordan çıkartılacağı açıklamasını yaptı. Açıklama bizleri memnun etmekle birlikte IGMG’nin Almanya’da Müslümanların kurumsallaşmasına sağladığı katkılar, ülkedeki Müslümanlara sunduğu kapsamlı dinî ve kültürel hizmetler ve toplumsal katılımın artırılması noktasında amme menfaatine yönelik faaliyetleri göz önüne alındığında sadece Hamburg’da değil tüm eyaletlerde aynı adımın atılarak Anayasayı Koruma Dairesi raporlarından çıkartılması gerekliliği aşikârdır. IGMG çalışmalarını ön yargısız bir biçimde yakından tanıma gayretine giren her bir kurum ve kuruluş, IGMG’nin ülke güvenliğini tehdit etmek bir yana, toplumsal barış ve huzura katkıda bulunduğunu görecektir. Selam ve dua ile... Kemal Ergün Aile Gündemden Yurtdışındaki Türkler sandığa gidebilecek Hukuksuz karar karşısında sesler yükseltilmeli Helal kesimde standart adımı Ayrımcılıkta artış Kekemelik s. 4 s. 16 s. 4 s. 4 s. 4 Hamburg’da geç atılmış adım Mercek Altında s. 4 “Gayemiz Müslümanca düşünen ve yaşayan ilim adamları yetiştirmektir.” Genel Merkezimizden Öğrenciler Avrupa İslam tarihinin izinde Faaliyet ve hizmet alanları “Bizim rehavete düşme lüksümüz yok.” s. 5 Gençlik s. 6 Bölgelerimizden Üniversiteye giden yol s. 7 Müslüman hastalar için manevi destek kursu “Türkçe için yarıştılar s. 18 s. 5 “Müslümanlar kimlik ve kişiliklerini cemaatle bulur.” AİF’te çifte mutluluk s. 17 s. 7 s. 7 Kur’an coşkusu had safhaya ulaştı s. 8 s. 19 Çanakkale’yi unutmadık s. 19 “Bana Gülüşünü Göster!” s. 19 Üniversitelilerden liselilere rehberlik programı s. 20 Üniversiteliler’den Meslek Bilgilendirme Günü s. 20 Kâinatın Efendisi (s.a.v.) “Kutlu Doğum” programları ile anıldı s. 9 İrşad ve Eğitim sorumluları toplandı Warendorf kendini tanıttı s.10 Hasene s. 10 Büyükelçi Sadık Aslan’a hoş geldiniz ziyareti “Ortak çalışmalara imza atmalıyız.” Heilbronn’da başkanlık değişimi s. 11 s. 11 Şube Başkanları Wolfstein’da toplandı Dar-ul Erkam Camii için kermes “Mülteci kardeşlerimiz sizlere müteşekkir.” Mazlumlara gıda yardımı s. 21 İhtiyaç sahiplerini unutma ve unutturma s. 22 s. 11 s. 13 Kültür ve Sanat Kültürümüzde lale Hayatın İçinden s. 23 s. 14 Unutma ki unutulmayasın Fotoğraflarla Faaliyetler s. 14 Fıkıh Köşesi / Âdâb-ı Muâşeret s. 15 Impressum | Künye Herausgeber | Yayıncı IGMG - Islamische Gemeinschaft Millî Görüş e. V. İslam Toplumu Millî Görüş (Amtsgericht Köln, VR 17018) Abteilung für Verbandskommunikation Kurumsal İletişim Başkanlığı Mustafa Yeneroğlu (V. i. S. d. P.) Boschstr. 61-65 • D-50171 Kerpen T +49 2237 656-0 • F +49 2237 656-555 • www.igmg.org • camia@igmg.org Postanschrift | Adres camia • Merheimer Str. 229 • D-50733 Köln • T +49 221 942240-20 • F +49 221 942240-21 Chefredakteurin | Genel Yayın Yönetmeni İlknur Küçük Redaktion | Redaksiyon İlknur Küçük, Rahime Söylemez, Elif Zehra Kandemir, Meltem Kural, Mehmet Kandemir redaksiyon.camia@igmg.org • T +49 221 942240-41/42/43 • F +49 221 942240-21 s. 21 s. 13 “Çocuklara sevgiyle eğitim verelim.” İnsan su gibidir s. 11 Anzeigen | İlanlar İlanlar.camia@igmg.org • T +49 221 942240-41 • F +49 221 942240-21 Werbung | Reklam reklam.camia@igmg.org • T +49 221 942240-30 • F +49 221 942240-21 Distribution | Dağıtım dagitim.camia@igmg.org • T +49 221 942240-30 • F +49 221 942240-21 Design • Satz • Druck | Tasarım • Dizgi • Baskı 99names communication GmbH Merheimer Str. 229 • D-50733 Köln • T +49 221 942240-20 • F +49 221 942240-21 Auflage | Tiraj 51.650 Erscheint alle zwei Wochen Freitags. | İki haftada bir cuma günleri yayınlanır. Im Auftrag der IGMG durch 99names communication GmbH erstellt. IGMG adına, 99names communication GmbH tarafından hazırlanmıştır. s. 24 4 | Gündemden camia | 25 Nisan 2014 ALMANYA GENEL MERKEZ Hamburg’da geç atılmış adım Hukuksuz karar karşısında sesler yükseltilmeli İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) adı, Hamburg’da Anayasayı Koruma Dairesi raporlarında artık yer almayacak. Geçtiğimiz ay Mısır’da darbe karşıtı sivil eylemde bulunan göstericilerin yargılandığı davada 528 kişinin ölüm cezasına çarptırılmasının yankıları devam ediyor. Sadik Gulec / Shutterstock.com Yeneroğlu açıklamayı olumlu, ancak geç alınmış bir karar olarak değerlendirdi. IGMG’nin faaliyetlerinin Müslümanların katılımını güçlendirdiği gibi İslam’ın Avrupa’da kurumsallaşmasını da teşvik ettiğini ifade eden Yeneroğlu, IGMG’nin hiçbir zaman özgürlükçü demokrasiye karşı mücadele etmediğini; tam tersine, temel özgürlükleri savunup demokrasiyi güçlendirdiğini belirtti. İyi bir güvenlik ve sosyal politika uygulamasının IGMG’yi sorunsallaştırmak yerine dinî cemaatlerin faaliyetlerine teşekkür etmesi gerektiğini vurgulayan Yeneroğlu, IGMG’nin federal ve eyalet istihbarat daireleri raporlarından tamamen çıkarılması, güvenlik birimlerinin de yasal görevlerine odaklanması gerektiğini söyledi. Yeneroğlu ayrıca, bu kararın diğer eyaletlere de örneklik teşkil etmesi gerektiğinin altını çizerek, IGMG’nin Anayasayı Koruma Teşkilatı listelerinden tüm eyaletlerde çıkarılacağına inandıklarını söyledi. BELÇİKA Helal kesimde standart Flaman Bölgesi, Flaman Yatırım ve Ticaret Kurumunun da çalışmalarıyla helal kesim konusunda bir takım standartların belirlenmesi kararı aldı. TÜRKİYE Yurtdışındaki Türkler sandığa gidebilecek Türkiye’de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 28 Ağustos’ta son bulan görev süresi hasebiyle Ağustos ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nde yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları da oy kullanabilecek. Belçika’da helal kesim organizasyonlarını kontrol eden bir kurumun bulunmayışı Flaman Hükûmeti’ni harekete geçirdi. Flaman Bölgesi Başbakanı Kris Peeters helal kesim sertifikalarının standartlaştırılması ile; helal gıda sektöründe hâkim olan ve tüketiciler kadar üreticileri de olumsuz etkileyen kuralsızlığın önüne geçmeyi, sektöre düzen ve şeffaflık getirmeyi amaçladıklarını belirtti. Gent Milletvekili Veli Yüksel’in girişimleriyle gündeme gelen helal sektöründe yapılacak söz konusu düzenlemenin faydalı ve gerekli bir uygulama olacağı ifade ediliyor. 10’un üzerinde belgelendirme kuruluşunda helal sertifikası almanın mümkün olduğu Belçika’da helal sertifikasını kendi kriter ve denetleme metotlarıyla veren kuruluşları kontrol eden herhangi bir üst kurumun bulunmayışı özellikle helal gıda tüketicileri arasında endişe yaratıyor. Zira üreticiler hiçbir denetleme olmadığı için helal standartlarını yerine getirmeyen ürünlere de helal kesim/üretim damgasını vurabiliyorlar. Bunun Flaman Bölgesi’nde yaşayan Müslümanlar için büyük tehlike arz ettiğini söyleyen Gent Milletvekili Veli Yüksel, 1,7 milyar avroluk helal ürün ticaretinin yapıldığı Belçika’da mevcut denetimsizlik yüzünden Flaman Bölgesi’nde üretilen helal damgalı gıdaların tüketiciye güven vermemesi nedeniyle ihraç edilemediğini ve bunun Belçika ekonomisi için de büyük bir kayıp olduğunu ifade etti. Flaman Yatırım ve Ticaret Kurumu’nun başlattığı ve helal gıda sektörünün temsilcileri ve helal kesim uzmanlarının da katıldığı bir çalışma ile Avrupa Standardizasyon Komitesi işbirliği ile Flaman Bölgesi’nde helal kesimde bir standartlaştırmanın mümkün olacağı belirtiliyor. flickr.com/thivierr IGMG, uzmanlar tarafından sözde anayasa karşıtı olma iddiaları reddediliyor olmasına rağmen Almanya’da Anayasayı Koruma Dairesi (Verfassungsschutz) raporlarında yıllardır yer alıyor. IGMG’nin adının Anayasayı Koruma Dairesi raporlarında geçmesi, sadece Kültürler Arası Konsey (Interkultureller Rat) gibi organizasyonlar tarafından değil, git gide genişleyen bir sivil toplum kesimi tarafından da eleştiriliyor. Bu durumun değişmesi adına ilk ciddi adım, Hamburg’da atıldı. Hamburg Eyaleti Anayasayı Koruma Dairesi Başkanı Manfred Murck, Kuzey Almanya İslam Toplumları Birliği (BİG) Eyalet Teşkilatı içinde de yer alan Hamburg IGMG’nin Anayasayı Koruma Dairesi’nce izlenen kuruluşlara ilişkin hazırlanacak 2014 raporunda yer almayacağını söyledi. Hamburg Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın 2013 yılı için hazırladığı raporunda da IGMG’nin adı tek bir cümlede geçmişti. IGMG Genel Başkan Yardımcısı Mustafa 22 Mart’ta Mısır’ın Minya Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen ve yarım saatten daha az süren duruşmada bir polis memurunu öldürme, iki polis memurunu öldürmeye teşebbüs, kamu malına saldırı ve kamu düzeninin bozulması gibi suçlardan yargılanan darbe karşıtı göstericilerden 528’i hakkında verilen idam kararına başta mahkemeye gelmeleri yasaklanan sanık avukatları olmak üzere pek çok uluslarası insan hakları ve sivil toplum kuruluşundan tepki yağıyor. Mısır hukuku ve uluslararası hukuk kaideleri ile bağdaşmayan adaletsiz bir yargılama süreci sonunda verilen kararla ilgili bir basın açıklaması yapan IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün, “Bu kadar çok hak ve hukuk ihlalinin yapıldığı, tamamıyla mevcut askerî darbe yönetiminin gölgesinde gerçekleştirilen bir yargılama sonucu verilen bu karar hukuğun katlidir.” dedi. “Mısır baş müftüsünün de fikrini alarak dava hâkiminin konuyla ilgili nihai kararını açıklayacağı 28 Nisan’dan evvel başta Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı olmak üzere, tüm uluslararası kurum ve kuruluşları bu kararla ilgili seslerini yükseltmeye ve sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyorum.” diyen Ergün, uluslararası camianın Mısır makamları üzerinde ciddi bir baskı kurarak bu hukuksuz karar ve benzeri uygulamalardan geri adım atılmasını sağlamaları gerektiğini belirtti. HOLLANDA Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından ilk turu Türkiye’de 10 Ağustos, ikinci turu ise 24 Ağustos’ta yapılması planlanan Cumhurbaşkanlığı Seçimleri aynı zamanda yurt dışında yaşayan Türklerin ilk kez oy hakkını kullanacağı seçim olacak. Yurt dışında 56 ülkede, 118 temsilcilikte kurulacak olan sandıklarda Türkiye vatandaşları kargo süresi de dikkate alınarak birinci tur oylama için 31 Temmuz-3 Ağustos arası dört gün boyunca ikinci tur oylama için ise 17-20 Ağustos’ta oy kullanabilecekler. Yurt dışından gelen sonuçlar Türkiye’deki sonuçlarla aynı anda açılacak. Bununla birlikte yurt dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının oy kullanabilmek için Yurt Dışı Seçmen Kütüğü’ne kayıt yaptırmaları gerekiyor. Berlin Büyükelçiliği’nin konuyla ilgili yaptığı açık- lamada, yurt dışında yaşayan vatandaşların oy kullanabilmek için Yurt Dışı Seçmen Kütüğü’ne kayıtlı olmaları gerektiği belirtilerek YSK’nın internet sitesinden yapılan sorguda kaydına rastlanmayanların Türkiye’deki nüfus müdürlüklerine veya yurt dışındaki konsolosluklara başvurarak Adres Beyan Formu doldurmaları gerektiği belirtildi. Vatandaşlar Adres Beyan Formu’nu İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinden indirerek eksiksiz bir şekilde doldurulduktan sonra, nüfus cüzdanının önlü arkalı fotokopisi ile birlikte bağlı bulundukları başkonsolosluğa bizzat veya posta oluyla ulaştırabilirler. Seçimlerde yurt dışında yaşayan 2 milyon 772 bin 981 seçmenin oy kullanması bekleniyor. Ayrımcılıkta artış Avrupa’da yaşanan ayrımcılık vakaları gün geçtikçe hayatın her alanına yayılmaya devam ediyor. İnsan Hakları Koruma Kurulu tarafından açıklanan son rapor Hollanda’da artan ayrımcılık gerçeği hakkında çarpıcı bilgiler veriyor. İnsan Hakları Koruma Kurulu’nun 2013 yılı ile ilgili yayınladığı son rapora göre Hollanda’da ayrımcılıkla alakalı şikâyetlerde 2012’ye göre yüzde 75 oranında bir yükselme kaydedildi. 2013 yılı içerisinde yapılan toplam 2 bin 581 şikayet başvurusunun yüzde 56’sının iş yerinde yapılan ayrımcılıkla ilgili şikayetler olduğunu kaydeden kurul yetkilileri, iş sektöründe kimi zaman başörtüsü kimi zaman ten rengi kaynaklı bu ayrılıkçı uygulamalarla ilgili çözüm bulunması konusunda daha önce de bakanlığa çağrıda bulunduklarını ve insanları bilinçlendirmek için bir kampanya başlattıklarını belirtti. İnsan Hakları Koruma Kurulu Başkanı Laurien Koster herkesin eşit muameleye tabi tutulması için bu gibi ayrımcı uygulamalara karşı yürütülen mücaelede hükümetin daha aktif bir çaba göstermesini istediklerini belirtti. Başbakan Yardımcısı Lodewijk Asscher daha önce sorunun çözümü noktasında bir çalışma yapacaklarının sözünü vermişti. Genel Merkezimizden camia | 25 Nisan 2014 | 5 EĞİTİM BAŞKANLIĞI Öğrenciler Avrupa İslam tarihinin izinde Eğitim Başkanlığı, öğrencilerin Avrupa’daki İslam tarihini daha yakından müşahede edebilmeleri amacıyla Endülüs’e bir eğitim ve kültür gezisi düzenledi. Eğitim Başkanlığı ilkbahar tatilinde Endülüs gezisi düzenledi. 12 Nisan tarihleri arasında yapılan on günlük geziye Almanya, Danimarka ve Avustralya’dan toplam 48 kız ve erkek öğrenci katıldı. 13-16 yaşları arasındaki öğrenciler tatillerini hem gezme, hem de tarih, kültür ve dinî eğitim alarak en güzel ve verimli şekilde değerlendirdiler. Deneyimli eğitimc, rehber ve abi-abların eşliğinde gerçekleşen gezi programında öğrenciler Avrupa İslam medeniyetinin en parlak dönemini yaşadığı ortamlarla tanıştılar. 8 asır boyunca içerisinde 7 civarında ırkı ve 3 büyük semavi din mensuplarını barındıran çok kültürlü yapısıyla bir hoşgörü ve ilim medeniyeti olan Endülüs tarihini öğrenciler yerinde görerek öğrenme imkânı buldular. Öğrenciler aynı zamanda coğrafi ve iklimsel özellikleriyle bir tabiat harikası olan Endülüs’ün Costa del Sol sahilleri (Güneş sahili) gibi önemli tatil yerleri olan Akdeniz’e ve Atlantis Okyanusu’na açılan sahilleri de gördüler. Gençlere özel organize edilen programda nehir içinde vadi yürüşü gibi sportif ve doğa aktiviteleri de yer aldı. Diğer bir program gününde ise Granada şehri gezildi. Granada şehrinin ilk kurulduğu yer olarak bilinen Albaicin gezildi, Müslüman bilim adamlarının icat ve keşiflerinin sergilendiği Bilim Parkı ziyaret edildi. Cuma namazı ise bugünün Endülüs’ünde yer alan tek resmî cami olan Mezquita de Mayor’da kılındı. Gezinin doruk noktası ise Elhamra Sarayı ziyareti oldu. Her taşına farklı anlam ve ayetlerinin işlendiği sarayda öğrenciler envai çeşit bitki, çiçek ve portakal bahçeleriyle dolu Cennet’ül Arifin bahçelerinde Müslümanların en büyük mimarî şaheserlerinden birinde tefekkür etme fırsatı buldular. Programın diğer bir kültürel etkinliği ise İspanya’nın eskiden meşhur rock gitaristi olan şimdi ise Müslüman Neyzen Hamza Castro’nun ney ziyafetiydi. Bu kültür ziyafeti gecesinde öğrenciler ayrıca geleneksel İspanyol müziği olan flamencodan örnek parçalar dinlediler. Gezinin bir başka gününde ise Endülüs’ün eski başkenti olan ilim şehri Kurtuba’ya gidildi. Kurtuba’da öğrenciler bugün kiliseye çevrilmiş olan kırmızı beyaz mermer kemer sütunlarıyla dünyaca ünlü Kurtuba Camii’ni ve ardından Medinetu-z Zahra Sarayı’nın kalıntılarını ziyaret ettiler. Daha sonra içinde Endülüs döneminde yaşamış meşhur Müslüman bilim adamlarının tanıtımının yapıldığı Calahorra Müzesi ve Endülüs Evi’nde öğrenciler Müslüman âlimleri ve icatlarını yakından tanıma imkânı buldular ve ilim deryasına daldılar. Son olarak Kurtuba’da yaşamış olan meşhur filozoflardan ibn Hazm, ibn Rüşd, Maimonides, İbn Zaidun ve Wallada’nın mekânları ve anıtları ziyaret edildi. Gezilerin yanı sıra öğrencilere farklı ahlaki konulu sohbet ve seminerler verildi, tefsir ve hadis dersleri yapıldı. Eğitim Başkanlığı nezdinde ilk defa gerçekleştirilmesi hasebiyle önem taşıyan gezi, öğrencilerin hem Avrupa’da yaşayan Müslümanlar olarak özgüvenlerinin artması hem de içinde yaşadıkları diğer Avrupa toplumlarında sahip olmaları mümküm olmayan farklı tarihî ve ilmî bilgileri edinmeleri bakımından oldukça verimli geçti. SÖYLEŞİ “Müslümanlar kimlik ve kişiliklerini cemaatle bulur.” Teşkilatlanma Başkanı Murat İleri ile camilere üyelik hakkında konuştuk: Camilere üye kampanyası başlattınız.Neden böyle bir kampanyaya gerek duyuldu? Sizce insanlar neden camilere üye olmalılar? Cami “Toplayan, biraraya getiren” manasına gelen bir kavramdır. Dinî anlamda; Allah’a kulluk amacıyla insanları bünyesinde toplayan mekâna cami denir. Kadın erkek farketmeksizin müminlerin cami ile sürekli bir bağının olması hadîs-i şerifte; “Birinizin hanımı mescide gitmek için izin talep ederse ona mani olmasın (izin versin).” ifadeleriyle buyurulmaktadır. İç huzurun ve mutluluğun kazanılması, ancak kişinin yaratılış gayesine uygun yaşamasıyla mümkündür. İslam dini, kişiyi sınıflara ayırmamış, maddi ve manevi bütünlüğü, dünya ve ahiret dengesini en iyi şekilde sağlamıştır. İşte bu noktada İslam’ın temel hayat anlayışında vazgeçilmez, olmazsa olmaz, alternatifsiz iki konuyu görüyoruz ki, bu da camilerle Müslüman bireyin ilişkisi ve cemaat olmaktır. Bu nedenle Müslümanlar camilere üye olmalı, camilerin yaptırılması, yaşatılması ve çalışmalarının devamı için katkıda bulunmalıdırlar. Böylece hem kendi kimlik ve kişiliklerini cemaatle birlikte bulacak, mensubiyetlerini bilecek, mutlu olacaklar, hem de gelecek nesillere bu güzel müesseseleri armağan edeceklerdir. Millî Görüş Teşkilatları için cami ile Müslümanların buluşmasını sağlayacak bir çalışmayı başlatmak, elbette sorumluluğunun bir gereği olmuştur. Bu nedenle “Camiye üye nuda, her yerde, her zaman İslam’a sarılmaları olalım, üye bulalım” sloganıyla, “Camilerimize emredilmektedir. Üye Kampanyası” başlatılmıştır. Bir cami çatıHz. Peygamber (s.a.v.) de bu konuda şöysı altına girmeyen Müslüman kalmasın, camile buyurmuştur: “Muhakkak ki şeytan, ayrılıp de buluşalım, cemaat olalım diyoruz. yalnız kalan koyunu yakalayan kurt gibi (ayBöyle bir kampanyanın yapılması Avrupa rılıp yalnız kalan) insanın da kurdudur. AyrılMüslümanları için nasıl bir anlam ifade edimaktan ve ayrı kalmaktan sakının! Cemaate, yor? (İslam) toplumuna ve mescide yapışın.” Bütün Avrupa, dominant kültür itibarıyla Hristibunlardan Müslümanların mutlaka cemaat yan olan bir kıtadır. Müslümanlar bu ülkelerde olarak yaşamaları gerektiği anlaşılmaktadır. azınlık durumundadırlar. Azınlık durumunda Ayrıca birlikte olmak, kimlik ve kişiliğimiolan toplumlar, kendi varlıklarını sağlıklı bir zi beraberce korumak anlamına gelir. Biz kenbiçimde koruyacak, devam ettirecek, destekdimizi ve neslimizi ancak cemaat olarak koruleyecek konumda değillerse atmaları gereyabiliriz. İslam’ın emir ve yasaklarının yerine ken hayati adımlar vardır. İnsanlar tek başına getirilmesinde nefis ve şeytanla mücadelenin kendi din ve kültürümü devam ettirecek, koen güzeli de cemaatle birlikte verilebilir. Yapıruyacak seviyede değillerse onları koruyacak labilecek hayırlı çalışmaları tek başımıza ankurumlar olmalı ve bu görevi yapmalıdır. İşte cak yakın çevremizde yapabiliriz. Ama birlikte bu görevi Avrupa’da bugün Millî Görüş Teşolunduğunda ümmet şuuru içinde dünyanın kilatları camileriyle birlikte yapmaktadır. Bir bir ucundaki mazlum ve mağdura ulaşabileülkede, Müslümanların varlığının mührü, cek güce sahip oluruz. Bunun için de yine ceispatı ve tapu senetleri camilerdir. Camiler maat olmak gerekir. geleceğimizin teminatıdır. Mabetsiz hiç bir Camileri inşa etme görevi noktasında bir toplum asimileden kurtulamamıştır. Avrutanzim var mıdır? Bu görev kurumlara mı, pa’daki neslimizin kendi kimlik ve kişilikleri Müslüman bireylere mi aittir? ile birlikte yaşamaları ve organizeli bir cemaat Mekke’den Medine’ye hicret daha devam olarak yaşadıkları toplumlara pozitif katkıda ederken Peygamberimiz Kuba’da ilk camiyi bulunmaları da camilerin varlığına bağlıdır. inşa etmiş, Medine’ye vardığında yine ilk iş Bundan dolayı Avrupa’da camilere üye olmak olarak bir mescid yeri belirlemiş ve inşaatına daha fazla önem arz başlamıştır. Unutul“Muhakkak ki şeytan, ayrılıp etmektedir. mamalıdır ki; PeygamCemaat olmak neden yalnız kalan koyunu yakalayan berimiz daha başını sokacak bir evi yokken bu kadar önemli? kurt gibi (ayrılıp yalnız kalan) dahi öncelikle MüsHer şeyden önce lümanların günde beş Müslümanların ceinsanın da kurdudur. vakit toplanacakları maat olması Yüce AlAyrılmaktan ve ayrı kalmaktan camiyi inşa etmiştir. lah’ın bir emridir. CeBu şunu işaret etmeknab-ı Allah: “Ey iman sakının! Cemaate, (İslam) tedir ki, Müslümanlaedenler! Allah’a karşı gelmekten nasıl sakın- toplumuna ve mescide yapışın.” rın gittikleri yerde ilk yapacakları, ilk ziyamak gerekirse öylece ret edecekleri, arayıp bulacakları yer camidir. sakının. Ona layık olduğu tazimi gösterin ve Cami Müslüman’ın evidir, sığınağıdır, kıblesiancak O’na teslim olan Müslüman olarak can dir, hayat merkezidir. verin. Hepiniz toptan, Allah’ın ipine (dinine) Öyleyse, bu kadar önemli mekânı kim yasımsıkı sarılın bölünüp ayrılmayın.” (Âl-i İmpacaktır? Tevbe suresinin 19’uncu âyet-i kerîrân suresi, 3:102,103) buyurmaktadır. Bu ayette mesinde Rabbimiz bunu şöyle buyurmaktadır: Müslümanlara topluca ve toplumca, her ko- “Allah’a ortak koşanların, inkarlarına bizzat kendileri şahitlik edip dururken, Allah’ın mescitlerini imar etmeleri düşünülemez. Onların bütün amelleri boşa gitmiştir. Onlar ateşte ebedi kalacaklardır. Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte onların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur.” Resûlullah (s.a.v.): “Kim Allah’ın rızasını talep ederek bir mescit inşa ederse, Allah ona cennette bir ev inşa eder.” buyurmaktadır. Bütün bunlardan anlaşılıyor ki, camileri inşa edip yaşatmak Müslüman bireylerin en öncelikli görevidir. Kurumlar ise inşa edilecek camileri yine Müslümanları harekete geçirerek inşa etmelerini teşvik etmekle sorumludur. Camilere Üye Kampanyası sadece bu yıl mı yapılacak? Üye kampanyamız üç yıl sürecek. Bu yıl ilk yılımız olup, 2016 yılına kadar devam edecek. Her yıl üç ayları (recep, şaban ve ramazan) kapsayacak zaman diliminde gerçekleştirilecek. Ayrıca mübarek gün ve gecelerde yapılan programlarda kampanya konusu işlenecek. Bu yıl 1 Mayıs 2014 itibarı ile kampanyamızı başlatmış olacağız. Kampanyayı kimler yürütecek? Camilere üye kampanyamızın birinci derecede sorumlusu Teşkilatlanma Başkanlığımız olacak. Bölge ve şubelerimizde kampanya, buralardaki Ana Teşkilat, Gençlik Teşkilatı, Kadınlar Teşkilatı ve Kadınlar Gençlik Teşkilatı Teşkilatlanma Başkanlarımızla birlikte takip edilecek. Elbette bunun yanında tüm birim başkanlıklarımız ve üyelerimiz kampanyaya destek verecekler. Özellikle İrşad Başkanlığımız ve imamlarımız kampanyaya en büyük katkıyı sağlayacaklardır. Verdiğiniz bilgiler için teşekkür eder, hayırlı ve bereketli bir kampanya olmasını dileriz. Böylesine mühim bir kampanyayı cemaatimize tanıtma fırsatı sunduğunuz için ben teşekkür ederim. Sözlerimin sonunda tüm Müslümanlara camilere üye olma çağrımı tekrarlamak isterim. 6 | Genel Merkezimizden camia | 25 Nisan 2014 KADINLAR TEŞKİLATI “Bizim rehavete düşme lüksümüz yok.” Kadınlar Teşkilatı (KT) çalışmalarının müzakere edildiği KT Bölge Başkanları Toplantısı (KTBBT)’nda her bir birimin faaliyetleri ve bu faaliyetlerin bölge ve şubeler nezdinde nasıl hayat bulacağı ayrıntılı bir şekilde ele alındı. KTBBT, 12-13 Nisan tarihlerinde KT idarecilerinden 28 Bölge, 23 İrşad ve 23 Sosyal Hizmetler Başkanının katılımıyla Genel Merkez’de yapıldı. Toplantının ilk seminercisi Genel Başkan Danışmanı ve Avusturya Müftüsü Mustafa Mullaoğlu oldu. Mullaoğlu, sahabe hanımlardan örnekler sundu, “Dininizin en az yarısını Âişe’den öğrenin!” hadîs-i şerifinde işaret edildiği gibi; Hz. Âişe, Hz. Ümmü Süleym, Hz. Nesibe, Hz. Sümeyra’nın günümüz hanımlarına örnek olduğunu belirtti. “Bizim rehavete, gaflete düşme lüksümüz yok.” diyen Mullaoğlu, “Mısır’daki 528 kişinin arasında kadın ve genç kızlar da var. Onlar da bizim gibi İslam davasını yürütüyorlar, ama bizler onlara göre çok daha rahat ortamlardayız. Onlar zorlukla imtihan edilirken, bizler rahatlıkla imtihan ediliyoruz. Rehavete kapılır, işlerimizi aksatırsak hiçbir özür bizi paklamaz.” dedi. Önden gidenlerin, öncü olanların hayatlarından ibret verici örnekler paylaştıktan sonra Hz. Ebû Bekir, Hz. Mevlânâ, Şems-i Tebrizi, Cüneyd-i Bağdadi ve Muhammed İkbal’den motive edici sözlerle birlikte Ali El-Havvas’ın veciz sözlerinden şu demetleri sundu: “Akıl büyük bir nimettir, aklın afeti devamlı ve lüzumsuz çekişmedir. İman büyük bir nimettir, afeti inkârdır. Amel büyük bir nimettir, afeti tembelliktir. İlim büyük bir nimettir, afeti iddia sahibi olmaktır. Sevgi büyük bir nimettir, afeti şehvet yolunu tutmaktır. Tevazu büyük bir nimettir, afeti zillettir. Sabır büyük bir nimettir, afeti Allah’tan başkasına şikayetlenmektir. Zenginlik büyük bir nimettir, afeti HİZMETLER 2014 Bu yıl gerçekleştireceğimiz eğitim projelerimiz Villingen Schwenningen Bölge Eğitim Merkezi Bremen Yatılı Yurt ve Eğitim Merkezi “Size ne oluyor ki, Allah yolunda infak etmiyorsunuz? Hâlbuki göklerin ve yerin sahibi ancak Allah’tır.” (Hadîd suresi, 57:10) Leerdam Eğitim Enstitüsü ve Ana Okulu İyilik denizinde senin de bir damlan olsun! Hamburg Seevetal İmam Hatip Lisesi Innsbruck Eğitim Merkezi ve Yurt Projesi Viyana İmam Hatip Lisesi TERTİP EDEN KURUMLAR AIF – Avusturya İslam Federasyonu | +43 5522 21756 | info@islamfederasyonu.at | Amberggasse 10 | 6800 Feldkirch | Avusturya BIG e. V. – Kuzey Almanya İslam Toplumu | +49 40 24 56 29 | info@big-nord.de | Böckmannstraße 40 | 20099 Hamburg | Almanya DIKEV – Danimarka İslam Kültür ve Eğitim Vakfı | +45 4217 3798 | dikev@dikev.dk | Nørre Alle 34 | 8000 Århus | Danimarka EMUG e. V. – Avrupa Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği | +49 2237 975140 | info@emugev.de | Merheimer Str. 229 | 50733 Köln | Almanya IFW – Viyana İslam Federasyonu | +43 1 96191210 | office@ifwien.at | Rauchfangkehrergasse 36/10 | 1150 Wien | Avusturya NMOG – Hollanda Cami Yapma ve Yaşatma Vakfı | +31 10 243 3030 | m.yaramis@nifonline.nl | Bergweg 322-A | 3032 BB Rotterdam | Hollanda UECM – Avrupa Camileri Kurma ve Yaşatma Derneği | +33 1 4246 0444 | info@uecm.org | 64 Rue du Faubourg st. Denis | 75010 Paris | Fransa hırstır. Arkadaşlık büyük bir nimettir, afeti kavgadır. Azizlik büyük bir nimettir, afeti böbürlenmek ve kibirlenmektir. Anlayış büyük bir nimettir, afeti münakaşadır. Adalet büyük bir nimettir, afeti intikam almaktır. Hürriyet büyük bir nimettir, afeti haddi aşmaktır.” KT Başkanı Hatice Şahin, 2. Emektarlar Buluşması, Kadınlar Günü, Sağlık Paneli, Hizmetler Kampanyası, Şube Başkanlar Toplantıları, Birim Eğitim Toplantıları, Bulgaristan ve İstanbul ziyaretleri, UNIDAY ve Genel Kurul’dan söz etti, İslami İlimler Yarışması ve ramazan programlarını takdim etti. Toplantıda ayrıca KT Arjantin temsilcisi Rukiye Doğan’a ait Arjantin temsilciliği hakkında bir video çekimi paylaşıldı. Toplantıda, görev değişimi de gerçekleşirken; KT İrşad Başkanlığını yürüten Tünay Ermiş görevini Nermin Şeker’e , KT Teşkilatkanma Başkanlığını yürüten Nefiye Ermiş ise görevini vekâleten Hacer Demiray’a bıraktı. Tünay Ermiş ve Nefiye Ermiş’e birer teşekkür plaketi ve hediye takdim edildi. Zehra Öz seminerinde günümüz Müslümanlarının kimlik sorunu yaşadığını, bu kimlik sorununun ancak yaratılışımızı bilmekle aşılabileceğinden söz ederken, eşref-i mahlukat olarak yaratılmanın şükür gerektirdiğini ifade etti. Öz ayrıca “Müslümanlar ayrı ayrı yerlerde oturuyor olabilir, fakat eğer aynı hedefe bakıyorsanız, aynı gayeyi güdüyorsanız, bilin ki berabersiniz.” dedi. KT Teşkilatlanma Başkan Vekili Hacer Demiray, “Hedefsiz insan rotasız gemiye benzer. Onun için başarmak isteyen bir idareci evvela bir hedef tayin etmek zorundadır.” dedi. Ayet, hadis ve İslam tarihinden örneklerle ekip ruhuna ve başkana itaatin önemine vurgu yaptı. Motive edici sözlerinin ardından camilere üyelik, şube üye taksimi, hac ve umre kapsamında üye teşvik çalışmaları, yeni çalışma takvimi ve takvimde bulunması gereken hususlar gibi konulara değindi. KT MYK Üyesi Züleyha Bozkurt ise Bilanço, Teşkilat İçi Eğitim Seminerleri, BYK-ŞYK Dersleri, Birim Eğitim Toplantıları, IGMG Orga Online Kullanım Kılavuzu gibi konuları sundu. KT Teftiş Başkanı Hatice Çevik, İslami kaynaklarda teftiş, teftiş formu başlıklarına dikkat çekti. İrşad sunumu ile devam edilen toplantıda KT İrşad Başkanı Nermin Şeker, birimin amaç ve hedeflerinden bahsetti. Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışmaları, bölge birincilerine özel Kur’an eğitimi, Hafızlık Kurslarının yaygınlaştırılması, ev sohbetleri, evrâd-ı şerif çalışmaları, ramazan programları, manevi rehberlik projesi gibi konulara değindi. Kadınlar Gençlik Teşkilatı Başkanı Fatma Gencal’ın sunumu ve manevi gece programıyla birinci günün programı sona ermiş oldu. Pazar gününün gündeminde KT Eğitim Başkanı Handan Yazıcı’nın birimi ile ilgili çalışmaları değerlendirmesi yer aldı. Yazı- cı komisyonunu tanıttıktan sonra yatılı tatil kurslarına, 18 Mayıs’ta icra edilecek Bilgi, Hitabet ve Tilavet Yarışması’na, İslami İlimler Kurslarına, Yetişkinler Eğitim Kurslarına, İlahiyat Meslek Yüksek Okuluna, engellilere yönelik çalışmalara, Çocuk Kulübü’ne, Aile Danışmanlık Merkezleri çalışmalarına açıklık getirdi. KT Başkan Vekili Merve Bağcı, tanıtma ve dış ilişkiler alanındaki boşlukların doldurulması gerektiğini ifade etti. Bağcı, birim başkanlarının görev ve sorumlulukları, 2014 Avrupa Parlamentosu seçimleri ve Perspektif ve Sabah Ülkesi dergilerinden söz etti. Hac ve umre bilgilendirmesinin yapıldığı toplantıda, 2014 Bahar Umresi’ni yansıtan video görüntüleri başkanları heyecanlandırdı. Hac Yatılı Eğitim Seminerlerine değinildi. Bremen KT Teşkilatlanma Başkanı Hatice Güzelyüzlü, Genel Merkez görevlisi olarak gittiği Mart Emekliler Umresi’ndeki güzel anekdotlardan bahsetti. KT Sosyal Hizmetler Başkanı Selma Zor, Hizmetler Kampanyası’nda hedeflerini aşan bölgeleri tebrik ederken, birim çalışmalarının değerlendirmesini yaptı. Genel Merkeze üyelik, Ramazan Kumanya Kampanyası, zekât-fitre tanıtım materyalleri, çalışma takvimi, elbise kampanyası, Somali Denizcilik ve Balıkçılık Okulu konularını sundu. Her KTBBT’de bir bölgenin sunum yapması geleneğini bu sefer Avusturya Linz Bölgesi (ALİF) sürdürdü. ALİF KT Başkanı Pembe Özdemir bölgede yapılan faaliyetleri sunarken, ülkede İslam’ın resmî bir din olarak kabul görmesinin çalışmalara yansıdığını bildirdi. Uyum Bürosuyla çalışmaları, engellilerle buluşma, Kur’ân-ı Kerîm, Hadis ve Bilgi Yarışmaları, Aile Eğitim Seminerleri, Tesettür Panelleri, Kısa Film Yarışmalarını tanıttı. Üniversiteliler Komisyon Üyesi Zeynep Gencer İrfan Evleri ve burslar hakkında sunum yaptı. Gencer, “Hedefimiz her üniversite şehrinde kız ve erkek öğrenciler için mutlaka yurtlar, üniversite evleri açmaktır.” dedi. Toplantıya Türkiye’den iştirak eden yazar Mine Alpay Gün’ün Osmanlı ve Endülüs kadınlarının ilim ve hayır yarışı, Bacıyan-ı Rûm teşkilatlarından örnekler verdiği semineri de beğeniyle dinlendi. Toplantıda ayrıca KT Yetimler Kampanyası’nda hedeflerini aşıp birinci gelen ilk üç bölgeye (1. Württemberg, 2. Doğu Fransa, 3. Düsseldorf) hediye takdimi gerçekleşti. Dilek ve temennilerin ifade edildiği toplantı sonrası KT Bölge Başkanları kendilerine yöneltilen anket sorularını cevapladılar. Ankette toplantının organizesinden, gündeminden ve içeriğinden çok memnun kaldıklarını belirten KT idarecileri, motive olmuş bir şekilde toplantıdan ayrılırken Genel Merkez KT nezdinde gerçekleştirilen tüm hizmetlerin şubelere değin indirilmesi noktasında ellerinden gelen gayreti göstereceklerini ifade ettiler. Bölgelerimizden camia | 25 Nisan 2014 | 7 AVUSTURYA AİF’te çifte mutluluk Avusturya İslam Federasyonu (AİF) hem geleneksel hâle gelen Kültür ve Kitap Fuarı’nın 9’uncusunu düzenlemenin hem de yeni bir eğitim merkezine kavuşmanın kıvancını yaşıyor. Volkan Meral “İyilikte ve takvada yarışın.”, “İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır.” gibi ilahî buyrukları ilke edinen AİF hizmet yarışında gıpta edilecek faaliyetlere imza atmaya devam ediyor. Müslüman kitleye yönelik olarak dinî, sosyal ve kültürel hizmetler sunma yolunda tecrübesiyle göz dolduran AİF’in, 8.100 m² kapalı alan ve 2 bin m² açık alan üzeride yer alan Dornbirn Fuar Merkezinde düzenlediği 9. Avusturya Kültür ve Kitap, 3. Türk Girişimcileri Fuarı ziyaretçilerle dolup taşıyor. 18 Nisan 2014 Cuma günü başlayan fuar, 27 Nisan’a kadar devam edecek. Fuarda birçok ünlü isim birbiri ardına gelerek programlar düzenliyor. Tanınmış yazarlar, seçkin sanatçı ve misafirlerin katılımları ile gerçekleşecek olan fuara giriş ücretsiz. Fuarda, kitaptan süs eşyalarına, cam eşya yapımından, pirince yazı yazmaya, yiyecek içeçek standlarına kadar pek çok ürün meraklısıyla buluşuyor. Cumartesi günü IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün’ün de katıldığı fuarın resmî açılışı için özel bir program gerçekleştirildi. Bekir Develi’nin sunuculuğunu yaptığı proğramda konuşan Genel Başkan Ergün, teşkilat ve ilim konusunda bir konuşma yapak önemli tespitlerde bulundu. Çalışmalarda samimiyet çok önemli “10 bin m²’lik bir alanda binlerce insanı dokuz-on gün boyunca ağırlamak her babayiğidin kârı değildir.” diyen Ergün, “Bu davaya gönül vermiş olan hanımefendileri ve beyefendileri yürekten tebrik ediyorum.” dedi. Programa Dornbirn Belediye Başkanı Andrea Kaufmann ve Dornbirn Eyalet İçişleri Bakanı Erich Schwarzler de katılarak birer selamlama konuşması yaptılar, emeği geçenlere teşekkür ettiler. AİF Bölge Başkanı Abdi Taşdöğen, İGGİÖ Başkanı Dr. Fuat Sanaç, Bregenz Konsolos Yardımcısı ve Din Ataşesi İbrahim Yazar, fuarın Genel Müdürü Daniel Mutschlechner, ATİB’den Abdullah Horoz, ATF’den Mustafa Sabancı, İKMB’den Ali Duranoğlu, Schwaben Bölge Başkanı Davut Koçak gibi birçok isim de açılışta hazır bulunarak birer selamlama konuşması yaptı. Ardından da, başta IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün olmak üzere hep birlikte kırmızı kurdelayı keserek fuarın resmî açılışı gerçekleştirmiş oldu. Günün anısına misafirlere birer plaket takdim edildi. Program sonunda Orhan Hakalmaz’ın canlı konseri ilgiyle takip edildi. Türk halk türkülerini ardı ardına söyleyen Hakalmaz, katılımcıları âdeta büyüledi. Fuar ünlü isimleri ağırlıyor Fuar boyunca binlerce ziyaretçiye âdeta ünlüler geçidi sunulacak. Fuarda; Yunus Arıkan imza günüyle, Sıtkı Aslanhan konferansıyla, Bekir Develi Stand Up gösterisiyle, Nihat Hatipoğlu konferansıyla, Vefa44 konseriyle, Kral Fm programcısı Kahraman Tazeoğlu “Şiir saati” ile, Ahmet Turgut imza günüyle, Ömer Döngeloğlu konferansıyla, Geeflow, Ammar Acarlıoğlu konserleriyle, Saliha Erdim, Nurdan Damla ve Mehmet Ali Bulut konferanslarıyla, Ahmet Bulut ve Mustafa Mullaoğlu imza günleriyle vatandaşlarla buluştular. Nasrettin Hoca ve Mülayım fuarın minik ziyaretçilerine hoşca vakit geçirttiler. Fuar boyunca yapılan bütün etkinlikler Kanal 7 Avrupa’da 27 Nisan 2014 tarihinde saat: 11:00’de Avusturya Günlüğü programında yer alacak. IQRA İslami İlimler Okulu açıldı IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün, 9. Avusturya Kültür ve Kitap, 3. Türk Girişimcileri Fuarı nedeniyle geldiği Avusturya Bludenz’de “IQRA” adı verilen okulun da açılışını yaptı. Çok sayıda öğrenci ve velinin katıldığı açılış töreninde okul yönetimi ve eğitmenler hazır bulundu. Okul ile ilgili olarak verilen genel bilginin ardından AİF Bölge Başkanı Abdi Taşdöğen yapılan hizmetlerin karşılığının büyük olduğunu ifade etti. Bu gibi hizmetlere yardım elini uzatanların, bu hizmetler sürdüğü müddetçe amel defteri asla kapanmaz diyen Taşdöğen, “Bu kârlı ticareti herkes yapmalıdır.” dedi. IQRA İslami İlimler Okulu’nda eş zamanlı olarak İmam Hatip Lisesi diploması alma imkânı da sunuluyor. Müslüman talebelerin ön- celikle sağlam bir Ehl-i sünnet itikadı ve İslami bilinç sahibi olması, dinini ana kaynaklardan öğrenmesi, diğer dinler ve mezheplere vakıf olabilmeleri, inanç, ibadet ve ahlak bakımından olgunluğa ermeleri ve gerekli maddi-manevi bilgi ve becerilerle donatılmaları amacıyla açılan okulda eğitim dört yıl sürecek. İki kademeden oluşan eğitim döneminde öğrenciler 1’inci kademede 1-3’üncü sınıfı, 2’inci kademedeki dördüncü yılda da son sınıfı yani ihtisaslaşma kademesini okuyacaklar. Haftalık ders saati kademeye göre 6 veya 7 olacak. Okul eğitime elverişli mekânlarda ve okul-sınıf sisteminde dersler verilecek. Kurs bitiminde mezunlara diploma verilecek. AİF Bludenz Şubesi Walserweg 1, 6700 Bludenz adresindeki okula kayıt işlemleri 1 Mayıs-10 Haziran tarihleri arası yapılabilecek. HANNOVER Müslüman hastalar için manevi destek kursu Schura Aşağı Saksonya Derneği ile Hannover Eyalet Protestan Kilisesinin ortaklaşa yürüttükleri proje kapsamında düzenlenen “Müslüman hastalar için manevi destek” kursu ilk 9 mezununu verdi. Fethiye Alioğlu Hristiyanlar için hastanelerde verilen manevi rehberlik hizmeti senelerden beri kurumsal bir şekilde yürütülürken aynı durumun Müslümanlar için söz konusu olduğunu söylemek mümkün değil. Bu nedenle Schura Aşağı Saksonya Derneği, Hannover Eyalet Protestan Kilisesi ile ortaklaşa bir “Müslüman hastalar için manevi destek” kursu düzenledi. Kurs sonunda yapılan kısa mezuniyet töreninde kursa katılanlara sertifikaları verildi. Aşağı Saksonya Göç ve Katılım Eyalet Sorumlusu (Niedersachsens Landesbeauftragte für Migration und Teilhabe) Doris Schröder-Köpf, kurstan mezun olanları tebrik ederek “Bu proje, Aşağı Saksonya eyaletinde dinlerin yürüttüğü ortak çalışmalara çok güzel bir örnek teşkil ediyor.” dedi ve birçok aktör tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen bu çalışmadan etkilendiğini ifade etti. 9 ay süreyle devam eden kurstan mezun olanlar, Hannover’deki hastanelerde manevi rehber olarak görev alabilecekler. Hannover Eyalet Kilisesinden Wolfgang Reinbold, şimdilik kursun devam ettirilmesi gibi bir planlarının olmadığını belirterek “Schura’nın ortaklaşa yürütülecek başka çalışmalar için ne kadar ilgili ve istekli olduğunu görüyoruz.” dedi. Kursun yöneticilerinden olan ve hastanede Protestan manevi rehber olarak çalışan Andreas Kunze-Harper, kurstan mezun olanlara yardımcı olmaya devam edeceğini bildirdi. Kunze-Harper ayrıca “Proje bize gösterdi ki, Hristiyan manevi rehberler olarak dinler arası yeterlilik hususunda daha birçok şey öğrenebiliriz.” dedi. Kursun ilk 9 mezunu arasında IGMG Hannover Bölgesi idarecilerinden Fethiye Alioğlu ve Safiye Çetin, IGMG cemaatinden de Şenay Çelebi bulunuyor. HESSEN Türkçe için yarıştılar Hessen Elsenfeld Fatih Camii Eğitim Başkanlığı tarafından düzenlenen Türkçeyi Güzel Okuma Yarışması ailelerin büyük ilgisiyle gerçekleştirildi. Camide eğitim gören çocukların Türkçeyi güzel okuyup yazabilmeleri gayesi ile yapılan yarışmada çocuklardan Peygamber Efendimiz’in ve sahâbîlerin hayatlarından seçilen kıssaları okumaları istendi. Böylelikle dinleyiciler hem dinî bil- gilerini arttırdı hem de çocukların güzel okuma yeteneklerini görmüş oldu. Program açılış Kur’ân-ı Kerîm’i ile başladı ve ardından Türkçe hocası kuralları anlattı. Yarışmanın sonunda dereceleri belirlemek için mola verildi. Mola esnasında cami avlusunda kermes havası eserken Y. Canan Güzel misafirler yiyecek ve içecek ihtiyaçlarını giderdiler. Akabinde açıklanan sonuçlara göre dereceye girenler şu şekilde belirlendi: 1’inci Abdullah Ceylan, 2’nci Sena Karaçavuş, 3’üncü Muhammed Sacid Yılmaz. Program toplu dua ile sona erdi. 8 | Bölgelerimizden camia | 25 Nisan 2014 KUR’AN TİLAVET YARIŞMALARI Kur’an coşkusu had safhaya ulaştı Bölgelerimizde çeşitli teşkilatlarımız tarafından düzenlenen tilavet yarışmalarında Kur’an sevdalıları birbirleriyle yarıştı. Çeşitli yaş gruplarından yarışmacılar Kelâmullah’ı en güzel şekilde okumaya gayret ederken düzenlenen programlara oldukça yoğun ilgi olduğu gözlendi. Mustafa Pala, Canan Demir, Ali Atik, Rabia Özdemir, Sevil Durak; Foto: Emine Atik, Fatma Demirtaş, Sümeyye Arıkan Alpes CIMG Alpes Bölge İrşad Başkanlığının düzenlediği Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması Bölge Merkezinde yapıldı. Bölge Başkanı Emir Demirbaş ve Bölge İrşad Başkanı Bayram Kaçmaz birer selamlama konuşması yaptılar. Daha sonra jüri heyeti takdim edildi. Jüri heyetinde başkan olarak Bayram Kaçmaz yer aldı. Jürinin diğer üyeleri ise, Alpes Bölgesi şube imam-hatipleri idi. Jüri heyeti önce yarışmanın kurallarını bir kez daha hatırlatarak, 10-13 yaş grubundan başlamak üzere yarışmayı başlattı. Daha sonra ise her iki yaş grubundaki yarışmacıların okuyuşlarının değerlendirilmesine geçildi. 10-13 yaş grubu ile 14-18 yaş grubu olmak üzere iki ayrı yaş grubunda yapılan yarışmaya daha önce yapılan şube ve bölge ön elemelerini kazanan üçer yarışmacı katıldı. Velilerin de katılıp izlediği yarışmada, yarışmacılar Kur’ân-ı Kerîm’den kendilerinin kura ile çektikleri kısımları yüzünden ve ezbere okudular. 10-13 yaş grubundaki yarışmanın birinciliğini Nantua Şubesinden Semih Arslan, ikinciliği Grenoble Şubesinden Hasan Yıldız alırken, üçüncülüğü ise Annecy Şubesinden Murat Yıldız elde etti. 14-18 yaş grubunda ise; birinci Annecy Şubesinden Bilal Yıldırım, ikinci yine Annecy Şubesinden İdris Mutlu, üçüncü Annemasse Şubesinden Mevlüt Çetintaş oldu. Katılımcılara aldıkları dereceye göre hediyeler takdim edilirken Bayram Kaçmaz, Kur’ân-ı Kerîm yarışmasının basit bir yarışma olmadığını, bu organizasyon için aylar öncesinden hazırlıklar yapıldığını ifade etti. Kaçmaz ayrıca Kur’ân-ı Kerîm’i sürekli olarak okumamız gerektiğini, bilmeyenlerin en kısa zamanda okumayı öğrenmeleri gerektiğini ve Kur’an’ın tüm dertlere deva olduğu hatırlatırken, programa katılan şube başkanları ve velilere teşekkür ederek sözlerini tamamladı. Düsseldorf Düsseldorf Bölge Kadınlar Teşkilatı (KT) İrşad Başkanlığının düzenlediği şubeler arası Kurân-ı Kerîm Tilavet Yarışması, Duisburg -Wanheim Eğitim Merkezinde yoğun bir katılımla gerçekleşti. Açılışta selamlama konuşmasını yapan Bölge KT Başkanı Hatice Yavuz ve Bölge İrşad Başkanı Döne Sevimli, yarışmacılara başarı dileklerini, izleyenlere de teşekkürlerini sundular. Günün hatibesi Züleyha Okumuş ise bütün Müslümanların Kur’an’la yaşayarak iki dünya mutluluğunu kazanacağını söyledi. Kur’ân-ı Kerîm’i doğru okumak ve okutmanın her Müslüman’ın en önemli görevi olması gerektiğini belirten Okumuş, Müslümanların en güçlü, en başarılı ve en mutlu dönemlerinin Kur’ân-ı Kerîm’i doğru okuyup, doğru anlayıp ve hayatlarına doğru uyguladıkları zamanlara rastladığını ifade etti. Sözlerini “Allah Kur’an’a göre hayatlarını yaşayan toplumları yükseltir, yaşamayanları da alçaltır.” hadisi ile devam eden Okumuş, ardından jüri üyelerini tanıttı ve başta programa ev sahipliği yapan Duisburg Wanheim Cemiyetine, emeği geçen herkese ve özellikle de yarışmacılara teşekkürlerini sundu. Yarışma neticesinde küçükler kategorisinde birinciliği Oberhausen Holten Şubesinden Beyza Çakır, ikinciliği Krefeld Hacı Bayram Şubesinden Beyza Fatma Patir, üçüncülüğü ise Hochfeld Hacı Bayram Şubesinden Meryem Sarantino elde etti. Büyükler kategorisinde ise birinci Duisburg Rheinhausen Ahmet Yahşi Şubesinden Sema Urgun, ikinci Oberhausen Akşemseddin Şubesinden Esra Mavi, üçüncü ise Duisburg Marxloh Kültür Merkezinden Aycan Gedik oldu. Freiburg Donau Freiburg Donau Bölge Kadınlar Teşkilatının düzenlemiş olduğu şubeler arası Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması oldukça heyecanlı geçti. Şiirler ve ilahilerle süslenen yarışma neticesinde jüri heyetinin yapmış olduğu değerlendirmelere göre 9-13 yaş grubunda Freiburg’dan Rabia Ergün birinci, Lauchringen’den Nisa Yaşar ikinci, Tuttlingen’den Rumeysa Keser üçüncü oldu. 14-20 yaş grubunda ise Tuttlingen’den Cennet Tefenlili birinci, Villingen’den İrem Özen ikinci, Lauchringen’den Ayşenur Barlas üçüncü oldu. Program, Bölge Kadınlar Teşkilatının dereceye girenlere takdim ettiği çeşitli hediyelerle son buldu. Württemberg Esslingen Berkheim Salonunda Württemberg Kadınlar Teşkilatı (KT) Sosyal Hizmetler Birimi düzenlediği “mini fuar” ile bölgeler arası bir ilke imza atarken, KT İrşad Birimi ise, 700 kişilik salonu dolduranlara muhteşem bir Kur’an ziyafeti sunarak, cemaate unutulmaz bir gün yaşattılar. Hasene Derneği Başkanı Mesud Gülbahar ve Württemberg Bölge Başkanı Ünal Ünalan’ın yapmış oldukları dualar eşliğinde gerçekleştirilen fuar açılışından sonra, 10. Avrupa Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması’nın büyükler kategorisindeki bincisi Fatma Temur’un okuduğu açılış Kur’ân-ı Kerîm’i ile, Kur’an iklimine doğru ilk adım atılmış oldu. Daha sonra bir konuşma yapmak üzere mik- rofona gelen Bölge Başkanı Ünal Ünalan, salonu şarkı türkü için değil de, Kur’an ziyafeti için dolduran hanım cemaate şükranlarını sundu. Ardından Mesud Gülbahar da bir selamlama konuşması yaptı. Gülbahar “Württemberg’in neden iki Avrupa birinciliği aldığını bu muhteşem salonun organizesini görünce daha iyi anlıyorum.” dedi. Programın sunuculuğunu üstlenen Birden Yaşar, Bölge KT İrşad Baskanı Rabia Özdemir’i mikrofona davet etti. Organize ettiği son Bölge Kur’an Yarışması olması hasebiyle duygusal bir konuşma yapan Özdemir, Kur’ân-ı Kerîm’e hadim olmanın şerefi ile herkesten helallik diledi. Daha sonra, KT Bölge Başkanı Ayse Akkuş kürsüye gelerek, Kur’an hakkı için harıl harıl çalışan tüm emektar idarecilere teşekkürlerini arz etti. Bölge Kadınlar Teşkilatının ilk göz ağrısı İslami İlimler Kursu talebeleri ise, icra ettikleri “Amin alayı” ile göz doldurdular. Muhteşem sahne görüntüsünden gözlerini alamayan seyirciler, alkışlar eşliğinde tek renk kıyafet giyen yarışmacı kızlara destek verdiler. Betül Özbay, Hamide İleri, Zeyneb Soyyiğit hocahanımların jüriliği eşliğinde yarışma devam ederken, otobüslerle salona gelen şubeler tezahüratlar ile talebelerine güven ve coşku verdiler. Mola esnasında gezilen “Sosyal hizmetler mini fuarı” ise tek kelime ile muhteşemdi. Gelen şubeler “Yetim Projesi, Kurban, Katarakt, Fitre & Zekât, Kumanya kampanyaları, mülteciler, Altensteig Eğitim Merkezi, Su Kuyusu Projesi” gibi çalışmaları maket ve görsel sunumlara insanların takdirine sunarken katılımcıları hayran bıraktılar. Programın ikinci bölümü başlarken, 10. Avrupa Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması küçükler kategorisindeki birincisi Eda Karaca açılış Kur’ân’ını okudu. Daha sonra, Hamide İleri ve Betül Özbay hocahanımlar bir Kur’an ziyafeti sundular. Bu manevi iklimin içerisindeyken, günün hatibesi olan Tünay Ermiş ise, Kur’an hakkında güzel bir seminer verdi. Ardından büyükler grubunun yarışmasına başlandı. Jüri üyeleri değerlendirmeye geçerken, Bölge KT Sosyal Hizmetler Başkanı Sevil Durak bir selamlama yaparak, fuarında dereceye giren ve Altensteig Eğitim Merkezi için maddi destekte bulunanlara özel plaket ve hediyeler verdi. Fuar alanında dereceye giren şubeler şöyle oldu: 1. Rastatt: Kumanya 2. Wangen: Mülteciler 3. Aalen: Yetim Projesi. Programın sonunda Tilavet Yarışması’nda dereceye girenler açıklandı. Küçükler kategorisinde, birinci Aalen, ikinci Esslingen ve üçüncü Ludwigsburg olurken, büyükler kategorisinde ise birinciliği yine Aalen, ikinciliği Reutlingen ve üçüncülüğü Wangen şubeleri aldı. Pokal, sertifika ve tablet hediyelerini alırken, gözyaşlarını tutamayan yarışmacılar ayrı ayrı tebrik edilip, hatıra fotoğrafları çekildi. Avusturya-Linz Avusturya Linz İslam Federasyonu (ALİF) Kadınlar Teşkilatı (KT) çocuklara yönelik hadis ve Kur’ân-ı Kerîm yarışmaları gerçekleştirdi. Bölgede artık geleneksel hâle gelen programa ilginin oldukça yoğun olduğu gözlendi. Linz şehrinde yapılan programda toplam 7 şube Hadis Yarışması’na dâhil olurken 8 şube de Kur’ân-ı Kerîm dalında yarıştı. KT Bölge Başkanı Pembe Özdemir, katılan tüm misafirlere gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür ederken, yarışmacı gençleri tebrik ettiğini söyledi. Özdemir, yarışmayı kaybetseler de gençlerin üzülmemesi gerektiğini, sonuçta yarışan herkesin birbirinin kardeşi olduğunu ifade etti. Bölge KT İrşad Başkanı Naile Eryurt ise Peygamber Efendimiz’in mirasına sahip çıkmanın ve o mirası yaşatmanın görevimiz olduğunu belirtirken programın akışı hakkında tüm misafirleri ve yarışmacıları bilgilendirdi. Yapılan yarışmaların sonucunda, Hadis Yarışması’nda birinci Linz, ikinci Attnang Puchheim, üçüncü ise Hallein şubeleri oldu. Kur’ân-ı Kerîm yarışmasında ise Hallein Şubesi birinci olurken Linz Şubesi ikinci sırayı, Puchheim Şubesi de dördüncü sırayı elde etti. Programın sonunda tüm katılımcılara hediyeleri takdim edildi ve ardından kapanış Kur’ân-ı Kerîm’i ile program son buldu. Bölgelerimizden camia | 25 Nisan 2014 | 9 BREMEN Kâinatın Efendisi (s.a.v.) “Kutlu Doğum” programları ile anıldı Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in kutlu doğumu, Avrupa’nın çeşitli bölgelerindeki Millî Görüş teşkilatları tarafından coşku ve samimiyet içerisinde anıldı. Mehmet Güçlü, Aydın Erdem, Haluk Aras, Adnan Şahin, Şüheda Genç, İskender Güngör, Abdülhamit Irmak Güney Batı Fransa IGMG Güney Batı Fransa Bölgesi bu sene üçüncüsünü icra ettiği “Maide-i Kur’an ve Âlemlere Rahmet” programı 500 kişinin katılımıyla gerçekleştirildi. Güney Batı Fransa Bölge Başkanı Hulusi Gültekin, Fransa’da yaşayan Müslümanları bu tür programlarda buluşturmaktan kıvanç duyduğunu belirttiği konuşmasında insanlığın bugün her zamankinden daha çok İslam’ın öngördüğü kardeşlik, huzur ve barış anlayışını idrak etmeye ihtiyacı olduğunu söyledi. IGMG Genel Merkez Hatibi Necati Sezgin Peygamber Efendimizin gerek ahlak ve merhameti, gerekse mütaviziliği ve adaletiyle tüm insanlığa örnek olduğunu söyledi. Bölge İrşad Başkanı Davut Bektaş kısa bir selamlama konuşması yaparak, programın yapılmasında emeği geçen herkese ve bilhassa Bölge Kadınlar Teşkilatı’na, kreş hizmetlerinin yapılmasından dolayı Kadınlar Gençlik Teşkilatına, organizedeki emeklerinden dolayı Gençlik Teşkilatı yetkililerine teşekkür etti. Montargis Dernek Başkanı (IGMG Montargis Şubesi) Fatih Sümer ise IGMG Genel Merkezine çalışmalarındaki desteklerinden dolayı şükranlarını ifade etti. Konuşmaların ardından beklenen kâriler Türkiye’den İshak Danış ve Mısır’dan Izzat Nashed muhteşem Kur’an tilavetlerini sundular. Programın sonunda yapılan sakal-ı şerif ziyareti ise programın manevi havasını doruğa çıkardı. Güney Bavyera Peygamber aşıkları Güney Bavyera’da Ingolstadt Saturn Arena’daki Âlemlere Rahmet programında buluştular. Ingolstadt şehrinin en büyük salonunu uzak yakın demeden binlerce kişiyle tıklım tıklım dolduran Hz. Muhammed sevdalıları unutulmaz gir gün yaşadılar. Program, salavât-ı şerifelerle start aldı. Selamlama konuşması yapan Bölge Başkanı M. Tayyip Sayan Peygamber Efendimiz’in ahlakı üzerinde durdu. Onun örnek insan olmasına rağmen sürekli Allah’a “Ey Allah’ım! Ayrılığa düşmekten, iki yüzlülükten ve kötü ahlaktan sana sığınırım. Beni ahlakın en güzeline kavuştur; çünkü insanı güzel ahlaka senden başkası kavuşturamaz. Kötü ahlaktan da beni uzaklaştır; çünkü kötü ahlakı senden başkası benden uzaklaştırmaz.” diye dua ettiğini, ailesi ve çocuklarıyla ilgilendiğini, af edici olup, intikamcı olmadığını vurguladı. Programa Münih Başkonsolosluğunu temsilen katılan Abdullah Haçkalı ise “Selam olsun o peygambere. O peygamber, rahmet, sevgi peygamberiydi.” ifadeleriyle o örnek insanın güzel ahlakına vurgu yaptı. Ingolstadt 3. Belediye Başkanı Sepp Misslbeck ise birbirimizden çok şeyler öğrenebileceğimizi, birbirimizi daha iyi tanımamızın, birbirimize karşı anlayışımızı artıracağını, bunun ise beraberlikten geçtiğini ifade etti. Misslbeck, bugünün tatlı hatıralardan biri olması temennisiyle, programa davet edilmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti belirterek sözlerini noktaladı. IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün konuşmasında Peygamber Efendimiz’in ahlakına, kibarlığına, af edici özelliğine ve İslam dininin barış, huzur ve merhamet dini olduğuna değindi. Kedisine zulüm edip, aç ve susuz ölmesine sebep olan bir Müslüman için Efendimiz’in “O şimdi cehennemliktir.” dediğini, kötü huylu bir Müslüman’ın merhamete gelip, susuz kalmış bir köpeğe eliyle su içirmesinden dolayı “O kişi şimdi cennet ehlidir.” ifadesinde bulunduğunu aktardı. Ergün ayrıca Kur’an’da “Dinde zorlama yoktur.” ayetinin var olduğunu, herkesin inancına saygı gösterilmesi ve dinimizin daha iyi anlaşılması gerekliliği üzerinde durdu. Ardından mikrofona hafız Remzi Er geldi. Güzel sesi, kıraati ve tilavetiyle dinleyenleri âdeta büyüleyen Remzi Hoca’yı salondakiler büyük bir huşu içinde dinledi. Bu güzel tilavetten sonra sahneye Türk Tasavvuf Müziği sanatçısı Erkan Mutlu davet edildi. Birbirinden güzel ilahileri güzel sesi ile seslendiren Mutlu, dinleyenlere keyifli anlar yaşattı. Sahneye ezgi ve ilahi okumak üzere gelen Cihad ve Rıdvan Kökten kardeşler de güzel sesleriyle dinleyenlerin takdirlerini topladılar. Program hatibi Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, kendine has anlatımıyla Peygamber Efendimiz’in hayatından kesitler sundu. Hatipoğlu seyircileri asr-ı saadet devrine götürdü. Daha sonra ise umre çekilişi gerçekleştirildi. Çekilişin hemen ardından, hafız Muhammed Buhayri’nin sesinden Kur’ân-ı Kerîm tilaveti dinlendi. Daha sonra sıra, Âlemlere Rahmet programında duası okunması kaydıyla hazırlıkları 3 ay önceden başlamış olan manevi kampanyanın sonucunun açıklanmasına geldi. Açıklanan verilere göre bu süre içinde toplam 1832 kere Kur’an hatmedildi, 53 bin 382 kere Yâsin-i şerif okundu ve 75 milyon 88 bin 220 kere salavât-ı şerife getirildi. Bölge İrşad ve Eğitim Başkanı Abdulvasih Seydaoğlu’nun yapmış olduğu duaya tüm misafirlerin ayağa kalkarak eşlik etmesinin ardından program sona erdi. Güney Hollanda Hollanda İslam Federasyonunun (NIF) geleneksel olarak düzenlediği Kutlu Doğum programı bu yıl Eindhoven Mevlana Cemiyetinin ev sahipliğinde, aynı kentte bulunan Nazar Düğün Salonu’nda gerçekleştirildi. Kur’ân-ı Kerîm tilaveti ile başlayan program selamlama konuşmaları ile devam etti. Eindhoven Cemiyet Başkanı Arif Balcı, davetlileri ismen zikrederek hoş geldiniz dedikten sonra programın gerçekleşmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek sözlerine başladı. Tüm geçmişlerimiz için rahmet dileyen Balcı “Bizler her şeyin en güzelini, en iyisini o Rahmet Peygamberi’nden öğrendik. O’na sonsuz salât ve selam olsun. İşte bu yolda kutladığımız sevgili peygamberimizin kutlu doğumunun insanlığın hidayetine, milletimizin birlik ve beraberliğine, Müslümanların peygamber ahlakına ve yaşantısına yönelmesine vesile olmasını Cenâb-ı Hak’tan diliyor, peygamberce bir düşünüşün, Muhammedî bir vizyonun ve aksiyonun tüm gönüllere dolmasını diliyorum.” diye konuştu. Bölge Başkanı Mehmet Erdoğan, Peygam- ber Efendimiz gelmeden önce insanlığın içinde bulunduğu karanlık dönemi anlattıktan sonra O’nun gelmesiyle insanlığın âdeta yeniden doğarcasına tüm kötü alışkanlıklardan kurtulduğuna işaret etti. Erdoğan, “Sonsuz rahmetin engin merhametin membaı, biricik kaynağı merhametlilerin merhametlisine sonsuz hamd-ü senalar olsun. Hz. Âdem’den Hz. İbrâhim’e, Hz. Îsâ’dan Hz. Mûsâ’ya bütün rahmet elçilerine, ‘vemâ erselnâke illâ rahmeten lil-âlemîn’ hitabının büyük muhatabı Efendiler Efendisi’ne, Sevgililer Sevgilisi’ne kucak dolusu salât-ü selâm olsun! Allah’ın selam ve rahmeti, feyzi ve bereketi hepimizin üzerine olsun.” dedi. IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün ise şöyle konuştu: “Rabbim’e hamdolsun, Millî Görüş Teşkilatları Doğu’dan Batı’ya Kuzey’den Güney’e Almanya’dan Avustralya’ya Hz. Muhammed Mustafa’yı (s.a.v.) yeniden anlamak, yeniden idrak etmek, başta Müslümanların ufuklarını genişletmek için âdeta seferber oldular. Yaşamakta olduğumuz bu ülkelerde O’nun örnek hayatını, kişiliğini, insan sevgisini, kul olma özelliğini insanlara takdim eder- ken, ben bu programı düzenleyenlere ve programa teşrif eden herkese, hülasa Efendimiz’e sevdalı olan bu topluluğa yürekten teşekkür ediyorum.” Konuşmasını Peygamber Efendimiz’in hayatından kesitler sunarak sürdüren Ergün, sözlerini şu dua ile tamamladı: “Ya Rab! Onu gerçekten tanımayı bize ihsan eyle! Onun yolunda yürümeyi bize nasip eyle! O’nun örnek hayatını baş mihmandarımız eyle! Ya Rabbi! Bu yolda yürürken bizi nefsin, gururun eline düşürme! Onun gibi mütevazi, yufka yürekli, ağlayan, sevinen onun gibi ümmetini düşünen, bütün insanlık için göz yaşı döken bir kul eyle.” Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, Kutlu Doğum’un Hollanda’nın her yerinde büyük bir heyecan ve coşkuyla kutlandığına vurgu yaparak, gittiği bu tür programlarda hep Peygamberimiz’in insanlardan bir insan olduğuna dikkat çektiğini belirtti. Oral, “Eğer Allah dileseydi, ilahî mesajı insan üstü bir varlık ile yollar ve onu görenler bir anda etkilenir ve mesajı kabul ederlerdi. Ama Allah; bizzat bizler gibi hayatı boyunca çeşitli meşakkatler çekmiş, aynı zamanda pek çok mutluluğu da yaşamış, aile kurmuş, yani bizzat bir insanın yaşadığı tüm merhalelerden geçmiş bir kulunu seçmiş ve peygamberlikle müjdelemiştir. Ve bu peygamber tüm dünyaya yayılan ilahî mesajın kaynağı olmuştur. Ben bundaki hikmeti kendimce şöyle düşünüyorum: Eğer bizzat bir insan bütün bunları yapıyorsa, Allah’ın emirlerini, O’nun bizden istediklerini bir insan yapıyorsa, demek ki biz de yapabiliriz. Yani bu hayatı yaşamak için, o yoldan yürümek için insan üstü bir varlık olmamız gerekmiyor.” diye konuştu. Kuzey Hollanda Millî Görüş Federasyonu Başkanı Oktay Dalmaz da şunlara değindi: “Hz. Muhammed bir aksiyon insanıydı. ‘İki güne birbirine eşit olan ziyandadır.’ buyuran Allah’ın resulünün yolunda giden bizlerin de iki gününün birbirine eşit olmaması gerekir.” Kur’an okuma dünya birincisi, dünyaca ünlü kârî Abdurrahman Sadien, o eşsiz sesi ve yorumuyla çağlara meydan okuyan Kutlu Rehber’in o yürekleri titreten mesajını davetlilerle paylaştı. Yüreklere huzur ve sürur sunan, iç âlemde inkılaplar meydana getiren Kur’an sofrasından herkes payına düşeni aldı. Sanatçı Ufuk Akın’ın birbirinden güzel ilahileriyle soluklanan davetliler, son olarak tarihçi yazar Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma’nın nefis sohbetiyle sahabe döneminden kesitler dinlediler. Program, katılımcılara gül takdim edilmesinin ardından sona erdi. Salonu dolduran davetliler arasında, Avrupa Parlamentosu milletvekili adaylarından Adnan Tekin (PvdA) ve Kaya Koçak (CDA), Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı Danışma Kurulu Hollanda Üyesi Avukat Ejder Köse, Metin Yılmaz, İlhan Döne, Mustafa Balcı gibi iş adamları ve cemiyet başkanları da yer aldı. İtalya 10 | Bölgelerimizden İtalya Bölgesi (CISMG), Kutlu Doğum etkinlikleri çerçevesinde Imperia’dan sonra ikinci salon programını Milano Şubesinde gerçekleştirdi. Türk nüfusun yoğun olduğu Lombardia Bölgesi’ndeki vatandaşların ilgiyle takip ettikleri ve İlahiyatçı Yazar Ahmet Bulut ile ses sanatçısı Ufuk Akın’ın katılımıyla Milano Radisson Blu Hotel konferans salonunda gerçekleştirilen programa, Milano, Como, Pavia ve civar şehirlerin yanı sıra, Imperia gibi uzak noktalardan da önemli sayıda dinleyici katıldı. Programın sorumluluğunu Bölge Kadınlar Teşkilatı üstlenirken, Kadınlar Gençlik Teşkilatı ve Gençlik Teşkilatı’nın özverili çalışmaları dikkat çekti. Etkinlikler çerçevesinde, çeşitli mekânlarda gül dağıtılması, İslam’ın ve Hz. Muhammed (s.a.v.)’in anlatılması gibi faaliyetlerin gösterildiği VTR’ler ilgiyle izlendi. Bölge Gençlik Teşkilatı Başkanı Ahmet Aydın’ın sunduğu programda, açılış Kur’ân-ı Kerîm’ini Milano İmam-Hatibi Hasan Altıok okurken, Bölge Başkanı Osman Duran’ın selamlama konuşmasının yanı sıra, UCOII (İtalya İslami Kurumlar Topluluğu) Başkanı İzzeddin Elzir, CAİM (Milano İslami Kurumlar Koordinatörlüğü) Sekreteri Davide Piccardo misafirlere hitap ettiler. Sanatçı Ufuk Akın, istek parçalara da yer verdiği kendine ayrılan bölümde, dinleyicilerle salavât-ı şerife okudu. Konuşmacı Ahmet Bulut, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i konu alan sohbetinde, Hz. Muhammed (s.a.v.)’in göz bebeği namazdan ve aile hayatından örnekler verdi. Yazar, kendine has üslubuyla bazı anılarılarına da yer verdiği konuşmasında, Avrupa’daki Müslümanların bu türden çalışmalarının öneminden bahsetti. Como ve Milano Kadınlar Teşkilatlarının hazırladığı yiyeceklerin satıldığı reyonların yanı sıra, Camia bülteni ve çeşitli eğitim ve tanıtım broşürlerinin yer aldığı standlar da ilgi gördü. camia | 25 Nisan 2014 Köln DİTİB ve Millî Görüş teşkilatlarının ortaklaşa düzenledikleri “Biz Seni Görmeden Sevdik” adlı program, Siegburg şehrinin en büyük salonunda yoğun katılım eşliğinde ilgiyle takip edildi. Program, açılış tilavetiyle start aldı. IGMG Köln Bölge Başkanı Mehmet Dal, insanlığın huzur ve saadetinin Peygamber Efendimiz’in öğretilerinin yaşanmasıyla mümkün olacağını vurguladı. “Biz, seni ancak bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.” mealindeki ayeti açıklayan Dal, Peygamberimiz’in nur saçan bir kandil misali insanlığı aydınlattığını belirtti. Veda Hutbesi’nde insanlara önemli mesajlar verildiğini kaydeden Dal, hutbede geçen “Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız.” ifadesinin altını çizerek, “Bugün ümmet olarak bu ifadenin neresindeyiz?” mevzusunun sorgulanması gerektiğini belirtti. Köln Konsolosluğu Din Ataşeliği adına kürsüye gelen DİTİB Merkez Camii İmam-Hatibi Emre Şimşek, konuşmasında “Bizler Resûlullah Efendimiz’i sevdik ama anlayamadık. Onun yaşadığı hayatı kendi dünya görüşlerimize göre tevil etmeye başladık. Namazlardan sonra yaptığımız duanın tesbihatın samimiyeti nerede, veya hac ve umreyi mecrasından çıkartıp âdeta turistik bir ziyarete dönüştüren anlayışa ne demeli?” diyerek Müslümanlar adına öz eleştiride bulundu. İlahiyatçı eğitmen Kasım Macit ise “Bir Beşer Olarak Hz Muhammed” adlı seminerle katılımcılarla buluştu. Macit, şair Nabi’nin hac yolunda Efendimiz ile ilgili söylediği sözleri aktardığı konuşma salonda duygulu anlar yaşattı. Programda IGMG Siegburg Şube Başkanı Mustafa Karaca ve Troidorf Şube Başkanı Fikri Aygör, kısa birer selamlama konuşması yaptılar. İki caminin çocuklarından oluşan ilahi grubu, seslendirdikleri sevilen parçaları salonu dolduranlara sundular. Program, dünyaca ünlü hafız Abdurrahman Sadien’in Kur’an tilavetiyle son buldu. Bremen Her yıl Kutlu Doğum haftasını çeşitli etkinliklerle kutlayan IGMG Bremen Bölgesi, yine kolay kolay hafızalardan silinmeyecek bir etkinlikle Peygamberimiz’i andı. Dört bine yakın Peygamber aşığı, Bremen’in en büyük salonu Stadthalle Arena’da bir araya geldi. Programın açılış konuşmasını Bremen Bölge Başkanı Ekrem Kömürcü yaptı. Amaçlarının Kur’an’ın ışığını ve Peygamber Efendimiz’in nurlu yolunu gelecek nesillere aktarmak olduğunu ve bu amaçla ellerinden geleni yaptıklarını belirten Kömürcü, “Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.” ayetini hatırlatarak Millî Görüş’ün ilham kaynağının bu ayet olduğunu belirtti. T.C. Hannover Başkonsolosu Mehmet Günay ise bu tür programların, Peygamber Efendimiz’i anlamaya aile, dost, komşu ve arkadaş olarak bütün ilişkilerimizde onun ortaya koyduğu örnek davranışları bütün ilişkilerimizde öğrenmeye, yaşamaya ve yaşatmaya yönelik çabalara çok önemli katkılar sağladığını söyledi. Günün misafir hatibi Ömer Tuğrul İnançer ise şöyle konuştu: “Peygamberimiz’in kalplere yerleştirdiği iman ışığı sayesinde kalplerden yanlış inançlar silindi, cehaletin yerine ilim, zulmün yerine hak ve adalet, kin ve düşmanlığın yerine insan sevgisi, acımasızlığın yerine şefkat ve merhamet geldi. Gerçek anlamda İslam kardeşliği kurularak toplum barış ve huzura kavuştu. İnsanlara dünya ve ahirette mutlu olmanın aydınlık yolunu gösteren Peygamberimiz, öğrettiği ahlak ilkelerini önce kendisi uygulayarak en güzel örnek oldu.” IGMG Genel Başkan Yardımcısı ve İrşad Başkanı Celil Yalınkılıç ise Efendimiz (s.a.v.)’in sünnetini yaşam tarzımız hâline getirmemiz gerektiğini belirtti. “Bu yaşam tarzında, kendisi için istediğini başkası için istemek vardır, yolda insana eziyet veren bir şeyi kaldırmak vardır, selamlaşmak, yetimin başını okşamak vardır, garibi, fakiri gözetmek vardır, yemek adabından tutun da oturup kalkma adabına kadar, Müslüman şahsiyeti oluşturmanın ilkeleri vardır.” dedi. Programın ikinci bölümünde ise hafızlar Osman Şahin ve Abdurrahman Sadien’in Kur’an tilavetleri vardı. Etkinliğin sonunda, programa destek veren sponsorlara birer teşekkür plaketi takdim edildi. Program yapılan umre çekilişinin ardından toplu dua ile son buldu. ALPES KUZEY RUHR İrşad ve Eğitim sorumluları toplandı Warendorf kendini tanıttı CIMG Alpes Bölgesi Müdürler, İrşad ve Eğitim Başkanları Toplantısı Alpes Bölge binasında yapıldı. Mustafa Pala Alpes Bölgesi yürütülen irşad ve eğitim çalışmalarının istişaresi amacıyla bir toplantı düzenledi. İki bölüm hâlinde yapılan toplantının ilk kısmında eğitim merkezleri müdürleri, İrşad Başkanları ve Eğitim Başkanları birlikte toplantıya iştirak ederken, ikinci kısımda kendi birim toplantıları için ayrıldılar. Bölge İrşad Başkanı Bayram Kaçmaz’ın takibini yaptığı İrsad Başkanları Toplantısı’nda hutbe ve müezzinlik yarışması, yerel dilde tercüme edilen hutbelerin şubelerde işlenmesi, nisan ayı içerisinde gerçekleştirilen “Âlemlere Rahmet Hz. Muhammed” programları ve gelecek dönemden itibaren başlayacak olan hadis ezberleme yarışması hakkında bilgilendirmeler yapıldı. Kaçmaz ayrıca IGMG İrşad Başkanlığı tarafından hazırlanan “Gençlere seçme hadisler” kitabının tanıtımını yaptı. Bölge Eğitim Başkan Yardımcısı İbrahim Kuyucular’ın katıldığı, eğitim merkezlerinin müdürleri ile yapılan toplantıda öğrencilerin seviyelerini takip etme, kabiliyetli öğrencilerin takibi ve gelecek dönemde devamsızlıkların değerlendirmeleri işlendi. Kuyucular, ayrıca 2014-2015 kayıtlarının 1 Mayıs’tan 30 Haziran tarihine kadar süreceğini açıkladı. Eğitim Başkanları Toplantısı ise Bölge Eğitim Başkanı Cihat Yılmaz tarafından takip edildi. İşlenen konuların içerisinde, ev ödevleri yardımcı kursları, ev sohbetleri, ana sınıfı, Çocuk Kulübü çalışmaları ve yatılı kurslar yer aldı. Yılmaz, şube eğitim başkanlarının gelecek dönemde bilgisayar ve dil kursları konusunu gündemde tutmalarını önerdi. Dilek ve temennilerin değerlendirmesini yapan Yılmaz, başlanan bütün projelere samimi olarak inanıldığı takdirde başarının elde edileceğini hatırlatırken, “Ana sınıfların sayılarını şubelerimizde arttıracağız.” diyerek sözlerine son verdi. Toplantı Kapanış Kur’ân-ı Kerîm’i ile sona erdi. Warendorf Şubesi, düzenlediği bilgilendirme toplantısıyla Warendorf şehri yöneticilerini 1993 yılından beri faaliyette olan dernekleri hakkında bilgilendirdi. Muhammed Ali Şahintürk Warendorf Şubesi kendisini tanıtmak amacıyla bilgilendirici bir program düzenlendi. Şube Dış İlişkiler Başkanı Hüseyin Gökoğlan’ın sunumu ve Warendorf şehri Belediye Başkanı Jochen Walter, Belediye Başkan Yardımcısı Doris Kaiser, CDU ve SPD partilerinden, Katolik ve Protestan Kiliselerinden, çeşitli eğitim birimlerinden yetkililer ve yerel basından muhabirlerin de aralarında bulunduğu 70 kişilik davetlinin katılımıyla gerçekleştirilen programın organizesi için titizlikle çalışıldı. İslami tanıtım broşürlerinin, afişlerinin ve el ilanlarının hazır bulundurulduğu programda Gökoğlan, yapmış olduğu sunumda genel hatlarıyla insanların Türkiye’den Almanya’ya gelişi, Warendorf şehrine gelen göçmen işçilerin şehrin kalkınmasına olan etkileri, İslam hakkında medyada sıkça duyulan ve ön yargılara sebebiyet veren kavramların açıklanması, İslam Toplumu Millî Görüş’ün çalışma prensipleri ve ana hatlarıyla İslam’ı konu edinen etkileyici bir sunum gerçekleştirdi. Programın ilk ortaya çıkış fikrinin sıkça karşılaşılan “Biz sizi tanımıyoruz.” cümlesi olduğunu belirten Gökoğlan, birbirimizi daha iyi tanıma adına bundan sonra bu tarz prog- ramları daha sıklıkla yapacaklarını belirtti ve 3 Ekim tarihindeki Açık Cami Günü programına şimdiden herkesin davetli olduğunu söyledi. Bir saat süren sunumun ardından Bölge Dış İlişkiler Başkanı Nihat Köse söz aldı. “Hoşgörü ortamının oluşması için bu şekilde organizasyonlara ihtiyacımız var.” diyen Köse, profesyonel bir şekilde gerçekleştirilen tanıtım programı vesilesiyle Şube Başkanı Osman Şahintürk ve diğer yöneticileri tebrik etti. Belediye Başkanı Jochen Walter ise davetten duyduğu memnuniyeti dile getirerek başladığı konuşmasında “Bu toplumu hepimiz birlikte oluşturuyoruz. Bugün burada yapılan bu organize de birbirimize bağlı olduğumuzun, birbirimizi tamamladığımızın tekrardan gösterilmesi açısından çok önemlidir. Sizler bu şehrin bir parçasısınız.” dedi. Ardından şube üyelerinin evlerinde hazırlayarak getirdikleri birçok çeşitten oluşan ikramlar davetlilere takdim edildi. İkramın ardından davetliler gruplar hâlinde camiye çıkarılarak cami ve ibadetler hakkında sunumlar yapıldı. Davetliler bu esnada aklıllarına takılan soruları sorma imkânı da buldular. Bölgelerimizden camia | 25 Nisan 2014 | 11 BREMEN GÜNEY HOLLANDA “Ortak çalışmalara imza atmalıyız.” Büyükelçi Sadık Aslan’a hoş geldiniz ziyareti Bremen Bölge Başkanı Ekrem Kömürcü, Türkiye Cumhuriyeti Hannover Başkonsolosu Mehmet Günay’ı makamında ziyaret etti. Ziyarette bölge insanına yapılan hizmetlerde dayanışma yapılması vurgulandı. Abdulhamit Irmak Hollanda İslam Federasyonu Başkanı Mehmet Erdoğan, Federasyon Yönetim Kurulu üyelerinden Hasan Hüseyin Göğüş ve İdris Kandemir’den oluşan bir heyetle T.C. Lahey Büyükelçisi Sadık Aslan’ı ziyaret etti. Adnan Şahin ren Başkonsolos Mehmet Günay, Millî Görüş Teşkilatının Avrupa’daki insanlar için önemli görevler üstlendiğini, başarılı hizmetler sunduğunu dile getirdi ve göreve yeni getirilen Bremen Bölge Başkanı Ekrem Kömürcü’ye çalışmalarında başarılar diledi. Ekrem Kömürcü ise Avrupa’daki Müslümanlara, bilhassa da Türkiye kökenli topluma dinî, sosyal ve kültürel alanlarda Millî Görüş olarak çok çeşitli hizmetler sunduklarını ifade ederek, bu hizmet alanlarında Bremen bölgesinde her zaman konsoloslukla beraber çalışmaya hazır olduklarını belirtti. Kömürcü arzularının şimdiye kadar IGMG Bremen Bölgesi ve Hannover Başkonsolosluğu arasında var olan bu güzel bağın devamını getirmek ve ortak programlara birlikte imza atarak kuvvetlendirmek olduğunu kaydetti. Bölgede başlanacak yeni projelere de değinen Kömürcü, özellike eğitime ağırlık verileceğini ifade etti. Bremen’in güzide programlarından biri olan Kutlu Doğum programına da bu vesileyle T.C. Hannover Baskonsolosu Mehmet Günay’ı davet etti. mesi hususunda ricada bulundu Oy kullanım işleminin Hollanda’da sadece iki noktada yapılacağını ve dört gün devam edeceğini belirttikten sonra şu önemli noktaya dikkat çekti. Herkese gelebileceği bir gün tayin edilecek ve herkes sadece o gün gelip oy kullanabilecek. Kimin hangi gün oy kullanacağı konsolosluklarda belirlenecek. Bu arada isteyen konsolosluğa hangi gün gelmek istiyorsa onu bildirebilecek. Bir de herkesin konsolosluklara adres bildirimi yapması gerektiğinin duyurulmasını istedi. Bu konuda yüksek seçim kurulunun neler istediğinin tam net olmadığını ve bunlar geldikçe bu bilgilerin yerel ve genel basın tarafından vatandaşlarımıza en doğru ve en hızlı şekilde bildirileceği söylediler.” Mehmet Erdoğan büyükelçiye bir çiçek ve Hollanda İslam Federasyonunun plaketini hediye ettiğini belirtti. Heyette yer alan ve kendisi aynı zamanda Schiedam’da bulunan iki İslam okulunun müdürü olan Hasan Hüseyin Göğüş ise büyükelçiye Hollanda’da; rahmetli Erbakan hocanın teşvikiyle kurulan ve bugün sayıları kırk kadar olan “İslam okulları” hakkında bilgi verdiğini söyledi. Bremen Bölge Başkanı Ekrem Kömürcü, Bölge Başkan Yardımcısı İrşad Başkanı Mustafa Yavuz, Sekreter Cengiz Taşkınsoy ve Dış İlişkiler Sorumlusu Vahit Bilmez ile birlikte T.C. Hannover Baskonsolosu Mehmet Günay’ı makamında ziyaret etti. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti bildi- Büyükelçi ile görüşen Erdoğan görüşmeyle alakalı şu bilgileri verdi: “Sayın büyükelçimize bir nezaket ziyaretinde bulunduk. Kendileri Hollanda’da yeni göreve başladılar. Bu bir ‘hoş geldiniz’ ve ‘tanışma’ ziyareti oldu. Hollanda İslam Federasyonu olarak çalışmalarımız hakkında kendisine bilgiler sunduk. Hem kendimiz hem de Hollanda hakkında bilgiler sunduk. Kendisini bölgemizi ziyaret etmesi için davet ettik. Bunu memnuniyetle kabul etti. Biz federasyon olarak üzerimize düşen her konuda kendilerine yardımcı olacağımızı arz ettik. Büyükelçi ise Cumhurbaşkanlığı seçimleri dolayısıyla Hollanda’da ilk defa yapılacak olan oy kullanma konusunda üyelerin bilgilendiril- RHEIN NECKAR SAAR WÜRTTEMBERG Müslüman mezarlığı genişletildi Heilbronn’da başkanlık değişimi Mannheim Büyükşehir Belediye Mezarlığı’nda Müslüman mezarlığı alanının genişletilmesi sebebiyle bir açılış töreni düzenlendi. Hasan Şimşek Württemberg Bölgesi Heilbronn Şubesinde yapılan istişarelerin ardından İbrahim Ocak şubenin yeni başkanı oldu. Mustafa Erkuş Mannheim Büyükşehir Belediye Mezarlığı’nda Müslümanlara ait kısmın genişletilmesi nedeniyle yapılan açılış töreninde IGMG Rhein Neckar Saar Bölgesi idarecilerinden Mannheim Fatih Camii Şube Başkanı Yusuf İpek’in, yanı sıra bölgedeki diğer İslami kuruluşların temsilcileri de yer aldı. Mezarlık Genel Müdürü Andreas Adam’ın konuşması ile başlayan açılış töreni, okunan Kurân-ı Kerîm ile devam etti. Mannheim Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Peter Kurz “Vatan, doğduğun yetiştiğin bulunduğun ortamdaki nimetlerden yararlandığın yerdir, gelecek nesiller bu topraklarda yetişti ve yetişiyorlar bundan dolayı bugün, beraber yaşadığımız şehrimiz için çok önemli bir gündür ve biz çok kültürlü bir toplumda yaşıyoruz, bu mezarlıklar da bunun göstergesidir.” diye konuştu. Mannheim Büyükşehir Belediye Mezarlığında 2010 yılı sonu itibariyle, yaklaşık 140 Müslüman defnedildi. 2011 senesinde Müslüman mezarlığının arazisinin genişletilmesi için başvuruldu, taleplerin artması neticesinde son karara varıldı ve yeni kısım Türkiye Cumhuriyeti Başkonsolosluğu din ateşeliklerinin de varlığında bir tören ile açıldı. Heilbronn Fatih Camii’sinde Württemberg Bölge Yönetim Kurulunun üç gün süren istişareleri neticesinde tüzük gereği İbrahim Ocak Şube Başkanı olarak seçildi. Fatih Camii üyelerinin tercihleri doğrultusunda güven oyu alarak Mehmet Ekinci’den görevi devralan Ocak, iki hafta içerisinde oluşturacağı yeni yönetimle birlikte hizmetlere kal- dıkları yerden devam edeceklerini bildirdi. Eski yönetimde yer alan bütün birim başkanlarına ayrıca teşekkürlerini sunan Ocak, göreve getirildiği için onur duyduğunu ve en iyi şekilde çalışmalarını sürdüreceğini belirtti. Ocak’ın konuşmasının ardından din görevlisi Sebahattin Korkutata’nın yapmış olduğu dua ile toplantıya son verildi. RHEIN NECKAR SAAR Şube Başkanları Wolfstein’da toplandı Rhein Neckar Saar (RNS) Bölgesi Şube Başkanları toplantısı yoğun bir gündem ve katılımla Almanya’nın Wolfstein şehrinde gerçekleştirildi. RNS Bölgesi Şube Başkanları toplandı. Toplantının açılışını kısa bir konuşmayla Bölge İrşad Başkanı Özer Demiral yaptı. Şube Başkanlarına hitap eden Bölge Başkanı Şerif Aslan, yoğun çalışmalarına rağmen toplantıya iştirak eden tüm idarecilere teşekkür etti. Teşkilat çalışmalarının ne kadar önemli olduğunu vurgulayan Aslan, yapılan hizmetlerin ve çalışmaların öncelikle insanın kendisi ve gelecek nesilleri açısından değer taşıdığını belirtti. Eğitime önem verilmesinin ve şubelerde eğitim çalışmalarının en iyi şekilde takip edilmesinin gerekli olduğunu söyleyen Aslan, daha sonra sözü kendi şubesini tanıtması amacıyla Viernheim Şube Başkanı Mustafa Ünlü’ye bıraktı. Toplantının ikinci gününe Genel Merkez misafirlerinden Mehmet Ateş ve Murat İle- ri de katıldılar. Ateş ve İleri, şube başkanlarına teşkilat çalışmalarına vermiş oldukları önemden dolayı teşekkür edip, idarecilerin bu şuurda olmalarının teşkilat faaliyetlerinin aksamadan yürütülebilmesi açısından mühim olduklarını ifade ettiler. Genel Merkez çalışmalarından ve eğitim alanındaki hizmetlerden bahsettiler, Hizmetler Kampanyası’na değinerek kampanyaya destek istediler. Mehmey Çalay Umre 2014 Gönüllerin Yolculuğu Mart/Ni san Mayıs/H aziran Ramaza n Yaz • Üniversitelilere ve 25 yaş altı gençlere özel fiyatlar... • 55 yaş üstü emeklilere özel fiyatlar... • Çocuklu ailelere eğitmenler eşliğinde kreş hizmetleri... • Almanca rehberlik eşliğinde müstakil kafile... IGMG Hadsch-Umra Reisen GmbH Boschstraße 61-65 D-50171 Kerpen T +49 2237 9746-0 F +49 2237 656-319 info@igmgreisen.com Türkiye Temsilciliği | Hennes Tour T +90 332 3515055 (Konya) T +90 212 6355593 (İstanbul) info@hennestour.com igmgreisen www.igmgreisen.com Bölgelerimizden camia | 25 Nisan 2014 RUHR-A “Çocuklara sevgiyle eğitim verelim.” Ruhr-A Bölgesi ana sınıf sorumluları oldukça kalabalık olan eğitmenler toplantısında Ahmet bir araya gelerek, çocuklara verilecek eğitimin püf noktalarını öğrendiler. Tünaydın Ruhr-A Bölgesinde hizmet veren ana sınıf eğitmenleri için özel bir eğitim programı düzenlendi. Yoğun program gündeminin startını veren Songül Yavuz ısınma oyunu ile eğitmenlerin birbirleriyle kaynaşmasına ve tanışmasına vesile oldu. Programın açılışını yapan Hülya Uslubaş, okul öncesi dönemin ehemmiyetini vurgulayarak birçok önemli noktalara değindi. Uslubaş, “Özellikle okul öncesi dönem insan kişiliğinin ve kimliğinin temelini oluşturur. Bu sebeple ana sınıflarında eğitim gören çocuklarımızın, sosyo-kültürel ve kişisel gelişimlerinin yanı sıra kendi inancı ile ilgili temel değerlere sahip olabilmeleri için oyun, eğlence ve didaktik çalışmalarına yoğunlaşmalıyız. Bu çalışmaları yaparken tüm eğitmenlerimiz çocuklarımızın gözlerine ve gönüllerine sevgi tohumları serpiştirmeye, çocukların severek ve isteyerek ana sınıflarına gelmelerine ve bu eğitimleri almasına özen göstermelidir.” dedi. Daha sonra eğitimde kullanılması elzem olan teknik, yöntem ve metot çalışmaları önerilerinde bulunuldu. Toplantıya Genel Merkez’den davetli olarak katılan Meryem Özmen, “Çocuklarda Şahsiyet Eğitimi” adlı bir seminer sundu. Dilek ve temennilerin ardından eğitim çalışması başarıyla tamamlandı. “ Her nef is mutlaka ölümü tadacaktır.” Jede Seele ”wird den Tod erfahren.“ Sure Anbiyâ, 21:35 RUHR-A Dar-ul Erkam Camii için kermes Geçen sene ırkçı saldırıya uğrayan Dar-ul Erkam Cami’nin tamiri için düzenlenen kermese katılım oldukça yoğundu. Kermeste kardeşlik vurgusu ön plandaydı. İsmail Çakır En acılı gününüzde sizinleyiz. Beistand, wenn er am nötigsten ist. Bergkamen Şubesi Dar-ul Erkam Camii’nin ek inşaatı için düzenlenen kermese ilgi büyük oldu. Bölge Başkanı Özcan Kuri’nin açılış konuşmasından sonra söz alan IGMG Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilatlanma Başkanı Murat İleri emeği geçen herkese teşekkür etti. Müslümanların birlik ve manevi bütünlüklerini asla bozmamaları ve örnek olmaları gerektiğini vurgulayan İleri, “Kardeşlerimiz bu gibi kermeslerde bir araya gelerek ortamı âdeta bahar bayramına çeviriyorlar. Birliğimizi ve manevi bütünlüğümüzü asla bozmadan buradaki yaşantımıza devam etmek zorundayız. Türkiye’deki bazı siyasi çekişmeler bizleri birbirimizden asla uzaklaştırmamalıdır. Bizler yüce bir dinin mensuplarıyız. Örnek yaşantımızla herkesin parmakla gösterdiği kişiler olmalıyız.” dedi. Bölge Başkanı Özcan Kuri ise selamlama konuşmasına Allah’tan sohbet ve muhabbetimizi artırması temennisiyle başladı. İslam kardeşliğimizi ön plana çıkartmamız gerektiğini ifade eden Kuri, emeği geçen herkese teşekkürlerin, sundu. Kermese destek amacıyla gelen Kamen Şube Başkanı Bekir Bozkurt caminin ek inşaatında kendilerinin de katkıları olacağı için mutlu olduklarını söylerken birlik ve bütünlüğün önemine değindi. Şube Kadınlar Teşkilatının kermes için büyük çaba sarf ettiğini söyleyen Bergkamen Kadınlar Teşkilatı Başkanı Meryem Öztürk herkese teşekkür etti ve caminin ek inşaatı için ellerinden ne geliyorsa yapmaya hazır olduklarını dile getirdi. IGMG Bestattungshilfeverein e. V. IGMG Cenaze Yardımlaşma Derneği Boschstraße 61-65 · D-50171 Kerpen T +49 2237 97930-22/-33 · F +49 2237 97930-30 www.igmgukba.org · cenaze@igmgukba.org | 13 14 | Hayatın İçinden camia | 25 Nisan 2014 İnsan su gibidir Rahime Söylemez İnsan su ve topraktan yaratılmıştır. İnsanların pek dikkate almadığı bir husus vardır, o da insanoğlunun bu elementlerin, yani su ve toprağın özelliklerini taşımasıdır. Bu başta biraz garip gelebilir ama konuyu daha teferruatlı ele alınca okuyucularımız muhakkak bize hak verecektir. Su bazen karşımıza rahmet, bazense felaket olarak çıkabilir. Bütün canlıların hayatta kalabilmek için suya ihtiyacı vardır; belirli aralıklarla su ihtiyacını gideremeyen canlılar su yokluğundan dolayı ölür. Aynı zamanda su, karşımıza sel felaketi olarak da çıkabilir; canlılar bu sefer de aşırı suya maruz kalmaları sebebiyle ölebilir. Aniden ve aşırı yağan yağmur ekinleri mahvedip hasadın ziyan olmasına neden olabilirken, kararınca ve sakin yağan yağmur tarlanın yeşermesine ve filizlenmesine sebep olur. Temiz su şifa, pis su hastalık kaynağıdır. İşte insanoğlu da su gibidir; sözleriyle, tavır ve hareketleriyle karşısındaki insanın felaketi veya rahmet vesilesi olabilir. Yanlış ve kabaca kullanılmış bir kelime insanın yüreğinde iyileşmeyen yaralar açabilir. Hâlbuki güzel ve gönül alıcı sözler huzur verir ve asla unutulmaz. Aklı selim olan herkes temiz, berrak, serin ve tatlı sudan; yani tatlı sözden yararlanmak ister çünkü gönüllere ferahlık verir ve insanın huzurlu olmasını sağlar. Kötü söz ise bulanık, tatsız “Hz. Peygamber biriyle karşılaşıp konuşmaya başlayınca o zat yüzünü çevirmedikçe o kimseden yüzünü çevirmezdi. Biri ile karşılaşıp da elini tutunca, adam elini bırakmadıkça, elini çekmezdi. Ashabı ile otururken ayaklarını asla uzatmazdı.” ve çamurlu su gibidir. Mecbur kalmadıkça insan o suyu içmez ve ondan yararlanmak istemez, çünkü bulanık suyun ne tadı vardır ne de değeri. İşte bütün mesele berrak su olabilmektir. Her ne kadar akıl sahiplerinin seçimlerini temiz, berrak ve tatlı sudan yana yapacaklarını öngörüyor olsak da, bulanık suyu seçecek olan insanlar da çıkacaktır. Ama Müslümanlar olarak bizlerin izlemesi gereken yolun ne olduğu Kur’an ve sünnette bildirilmiştir. Allah’ın resulü hiçbir zaman muhatabına kötü davranmamış, aksine Hristiyan, Yahudi, genç, yaşlı ayırt etmeden herkese en güzel şekilde (davranılması gerektiği gibi) davranmıştır. Müslüman, her hususta olduğu gibi bu hususta da Efendimiz (s.a.v.)’i örnek almalı ve insanlara karşı hitabetinde ve tavrında onun gibi davranmalıdır; aksi durum kendisine yakışmaz. Dini, ırkı ve yaşı ne olursa olsun her insan ciddiye alınmak kendisine değer verildiğini hissetmek, sevilmek ve sayılmak ister. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu konuya çok dikkat etmiş, muhatabını saymış ve ona değer vermiştir; en önemlisi ise insana insan olduğu için değer vermiştir. Örneğin; Peygamber Efendimiz sahabeden bir grupla otururken yakınlarından bir cenaze geçmiş, bunu gören Peygamberimiz ayağa kalkmıştır. Yanında bulunanlar, onun bir Müslüman cenazesi olmadığını, Yahudi bir kadının cenazesi olduğunu söyleyerek, “Ayağa kalkmanız gerekmezdi.” demek istemiştir. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz şöyle cevap vermiştir: “Bu da bir insan değil mi?” (Müslim, Cenâiz, 78; Hadis no: 1596) İnsani ilişkilerde dini ayrım yapma unsuru olarak görmeyen Efendimiz, insanlar ile karşılaştığında kimseyi azarlamamış, bilakis herkese selam verip hâl ve hatırlarını sormuştur. Enes b. Mâlik, Peygamberimiz’in bu özelliğini şöyle ifade ediyor: “Hz. Peygamber biriyle karşılaşıp konuşmaya baş- layınca o zat yüzünü çevirmedikçe o kimseden yüzünü çevirmezdi. Biri ile karşılaşıp da elini tutunca, adam elini bırakmadıkça, elini çekmezdi. Ashabı ile otururken ayaklarını asla uzatmazdı.” Yine Enes b. Mâlik anlatıyor: “Allah resulüne on yıl hizmet ettim, bana hiç öf demedi. Yaptığım bir şey için ‘Bunu niye yaptın?’, yapmadığım bir şey için de ‘Bunu niye yapmadın?’ demedi.” Peygamber Efendimiz, kıyamet günü Allah nazarında en fena kişinin, şer ve belasından korkarak insanların kaçtığı kimse olduğunu söylemiştir. Ayrıca o, sırf yetişkinlere değil çocuklara da iyi davranır, onları ciddiye alır, onları öper, okşar ve severdi. Onlara karşı şefkat ve merhametle muamele etmiş ve bunun Müslümanlar tarafından benimsenmesini ve hayat tarzı hâline getirilmesini istemiştir. Bu sebeple şöyle buyurmuştur: “Küçüklerimize merhamet etmeyen ve büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir.” Allah resulünün bu konudaki hassasiyeti ve uygulamaları çocukların ve yetişkinlerin toplum içerisinde uyum ve ahenk eşliğinde hep beraber yaşamalarına yöneliktir. Rabbimiz’den bizleri Efendimiz (s.a.v.)’in yolunda olan, onu anlayabilen, onun o berrak, bereketli su misali sünnetine uygun hareket eden Müslümanlar eylemesini niyaz ederiz. Unutma ki unutulmayasın Murat Kubat Unutmak; bir yönü ile nimet, diğer yönüyle felakettir. Nimettir; zira acılarımızı, kederlerimizi ve sıkıntılarımızı unutabiliyor ve böylece yaşamımızı sürdürebiliyoruz. Yaşadığımız acıları unutamasaydık ve acılar ilk andaki şiddetini korusaydı hayat sürdürülemez hâle gelirdi. Felakettir; zira insan insanlığını unutur. İnsan insanlığını unuttuğu zaman en yırtıcı hayvandan dahi tehlikeli hâle gelir. Kur’an bize bizi hatırlatır. İnsan olduğumuzu, vicdan sahibi olduğumuzu anlatır. Bu yönüyle unutulmaması gereken, unutulsa dahi tekrar hatırda tutulması gereken insani değerler vardır. Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, acılar dinmiyor. Öyle bir çağda bulunuyoruz ki, gözyaşı durmuyor. Öyle bir zamana şahit oluyoruz ki, yaşanan insanlık dramı karşısında insanlığın vicdanı harekete geçmiyor. Hak, hukuk ve adalet taraflı işliyor. Söz konusu güçsüzler, ezilenler ve ihtiyaç sahipleri olduğunda hak ve hukuk kolayca rafa kaldırılabiliyor. Kurtların kuzulara şah olsa yapmayacağını, insan insana yapar duruma geliyor. Oysa insana yakışan, hangi etnik aidiyete sahip olduğu, hangi ideolojinin savunucusu durumunda bulunduğundan bağımsız olarak insan olma ortak paydasında buluşabilmek, kendimiz için istediğimizi tüm insanlığın iyiliği ve güzelliği için de isteyebilmek gayreti içerisinde olmaktır. Bugün dünyanın kimsesiz biçareleri âdeta kendi hâllerine bırakılmış durumdalar. Bu insanların sıkıntıları görmezden geliniyor. Dramları dillen- İnsana yakışan, hangi etnik aidiyete sahip olduğu, hangi ideolojinin savunucusu durumunda bulunduğundan bağımsız olarak insan olma ortak paydasında buluşabilmek, kendimiz için istediğimizi tüm insanlığın iyiliği ve güzelliği için de isteyebilmek gayreti içerisinde olmaktır. diriliyor ama köklü bir çözüm üretilemiyor ya da üretilmek istenmiyor. Mahzun olan hüznüyle, mağdur olan mağduriyetiyle, mazlum olan zulme uğramasıyla baş başa bırakılıyor. İnsanlığın ortak vicdanı zulme uğrayanın yanında, mağduriyet içerisinde bulunanın arkasında yer almıyor; savaş ortasında acı çeken insanlar için harekete geçmiyor. Zalimin yaptığı zulüm âdeta yanına kâr kalıyor. Pekâlâ, savaşların ve adaletsiz paylaşımın mağdur ettiği, mahzun bıraktığı insanları kim düşünecek? Güçlünün haklı, haklının güçsüz olduğu, sözün gücünün değil, gücün sözünün geçtiği bir dünyada; zorbaların arttığı, zalimlerin sayısının çoğaldığı, insanlığın değerinin kalmadığı, vicdanın yok sayıldığı, ihtiyaç sahiplerini düşünenlerin azaldığı bir zamanda kim sahip çıkacak mazluma, mağdura, çaresize ve muhtaca? Bir dilim ekmeğe muhtaç olanı, bir yudum temiz su bulamayanı, ocağında duman tütmeyeni, yardıma ihtiyaç duyanı kim görecek? Kim silecek Suriye’deki gözü yaşlı annenin göz yaşını? Kim duyacak Arakanlı mazlumun ahını? Kim teselli edecek evladını açlığın aldığı Somalili babayı? Kim anlayacak zulümden çocuğunu kaçırabilmiş ama kendisi zulmün ortasında kalmış Orta Afrikalı bir kadını? Kim umut olacak umudunu kaybetmeye yüz tutana? Kim okşayacak yetimlerin başını? Kim güldürecek fakir fukarayı? Adaletli paylaşımın olmadığı bir dünyada, azınlığın dünya gelirlerinin büyük bir kısmına sahip olup, çoğunluğun insan onuruna yakışmayan yaşam şartlarında hayatlarını sürdüyor olmalarından rahatsızlık duymayacak mıyız? İnsanca koşullar altında yaşayamayanlar adına mevcut durumdan rahatsız olmayacak mıyız? Rahatsız olmaz, rahatsızlık duymazsak bu insanlık ayıbı yapışır alnımıza. Açlıktan ölen insanın olduğu bir dünyada bu ayıp tüm insanlara yeter de artar bile. Çocukların su bulamadıklarından ölmeleri insanlığa ayıp olarak yeter. Savaşın ortasında kalmış insanların açlıktan kedi ve köpek eti yemek zorunda bırakılmaları, vicdan sahibi insanın kabullenemeyeceği bir durum. Bu tablo karşısında tüm dünyanın vicdanı sussa biz susmayacak, tüm dünya görmese biz görmemezlikten gelmeyecek, tüm dünya kulaklarını tıkasa biz tıkamayacağız. Çünkü susarsak vicdanımız kaybolacak, duymazsak duyarsızlaşacağız. Bizler sadece kendilerini düşünen bir zümre olamayız. Hani insanlığın yüz akı Peygamber Efendimiz müminleri bir vücuda benzetmişti ve demişti ki: “Birbirlerine merhamet, şefkat ve sevgi konusunda müminleri bir vücut gibi görürsün. Vücudun bir organı rahatsız olursa, diğer organlar uyumadan, hararetle birbirlerini ona çağırırlar.” Bizler kardeşlerimizi düşünmezsek kimse düşünmeyecek. Biz onlara el uzatmazsak kimse el uzatmayacak. Yeryüzündeki zayıfların ve çaresizlerin derdine biz ortak olmazsak kimse ortak olmayacak. Bu uğurda ortaya konan çaba, insanlığın vicdanını temsil eden bir çaba olacak. Oysa bizim için varlık sahibi olmanın şükrüdür; paylaşmak, infakta bulunmak ve ihtiyaç sahipleri için harcamak. Bizlerin refah içerisinde oluşu, sıkıntı içerisinde bulunmayışı dünyanın öteki ucunda acı çeken bir insana, hele hele bu kardeşimizse, duyarsız kalması ne mümkün! Muradımız, tüm insanların insanca yaşama hakkını elde etmesidir. Bu manada uzanan dost bir el, kucaklayan şefkatli bir yürek dünya mazlumlarını yaşama tutunduracak ve bu ilgi umudu tükenenlere umut olacak. Bu çaba kimsesizlerin kimi, çaresizlerin çaresi, dertlilerin devası olacak bir çabadır. Mazluma uzanan eli Allah görür. Mazluma ve mağdura uzanan hayır eli unutulmaz. Şu da unutulmamalıdır ki, unutmazsak unutulmayacak, hatırlarsak hatırlanacağız. Hayatın İçinden camia | 25 Nisan 2014 Fıkıh Köşesi Âdâb-ı Muâşeret M. Hulusi Ünye Sebahat Özcan Vaaz ve nasihate dair Cemaatten bir kimse yanlış bir hâl içerisinde ise vaizin bunu ne şekilde dile getirmesi gerekir? Bu nasihatin zamanı ve uslübu konusunda sünnette yer alan örnek bir uygulama var mıdır? Vaiz, nasihat eden, irşat eden, iyiliklerin yayılması için çabalayan, insanlara doğruları ve güzelleri tavsiye eden insan demektir. Vaizlik, dinî bir görevdir. Öyle bir görev ki, bütün peygamberler bu görevi gereği gibi yerine getirmiş ve insanlığı irşat için gayret etmişlerdir. Bu sebepledir ki, vaizlik peygamberlik mesleğidir denilebilir. Böyle olunca da icra edilen bu güzel görevin peygamberlerin yaptığı gibi yapılması gerekir. Vaizler, dinî ilimleri iyi bilen insanlar olmanın yanında aynı zamanda iyi birer gözlemci, sosyolog ve psikolog da olmalıdırlar. Muhataplarında görmüş oldukları yanlışları düzeltirken, peygamber metotlarına uygun olarak düzeltme yoluna gitmeleri gerekir. Kırmadan, dökmeden, küstürmeden ve dağıtmadan bunu yapmalıdırlar. Örneğin Allah’ın resulü Hz. Muhammed (s.a.v.) hatasını gördüğü ashabını mahcup etmez, onları isimleri ile deşifre yoluna gitmez, onları ifşa etmemeye özen gösterirdi. “İçinizden bazıları şöyle şöyle yapıyorlarmış.” gibi genel ifadelerle yanlışları düzeltmeye çalışırdı. O, kusurları araştırıp ortaya çıkarmak istemez, yayılmamasını arzular ve örtmeyi severdi. Dinimizde imamlık yapacak Müslüman’ın taşıması gereken belli başlı nitelikler var. Vaizlik yapacak kişide de bulunması gereken buna benzer kriterler mevcut mu? Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, vaizlik dinî bir meslektir. Temel anlamda bir din adamında bulunması gerekli olan dinî bilgilerin yanında nasihatlerinde, irşat ve güzele yol göstermelerinde daimi göz önünde bulundurmaları gereken bazı prensipler vardır. Bu prensiplerin kaynağı ise, yine Kur’an ve sünnettir. Bu prensiplerden bir kısmına işaret etmek istiyoruz. Vaiz, irşadını önce “Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle davet et. Onlarla mücadeleni en güzel olan (yol, prensip, usûl) ile yap! Şüphesiz Rabbin, yolundan sapanları da hidâyette olanları da en iyi bilendir.” (Nahl suresi, 16:125) ayetinden hareket ederek, hikmet, güzel öğüt ve en güzel bir şekilde mücadele yöntemiyle yapmalıdır. Hikmet, sahih ve sağlam söz, hakkı izah eden ve şüpheyi ortadan kaldıran delil; güzel öğüt, vaaz, nasihat, dinî öğüt, ibret vermek, birinin kalbini yumuşatacak şekilde sevap ve azaba dair söz söylemek; mücadeleyi en güzeli ile yapmak ise, Hakk’ı ispat ve bâtılı iptalden başka maksadın olmadığını ortaya koyarak, münazarada insaflı olmak, teşvik, hakka tabi olmak, rıfk/yumuşaklık ve güler yüzle davranmak demektir. Vaiz, davet ettiği, uyardığı ve teşvik ettiği konularda kendisi dikkatli olmalıdır. Çünkü söylediği şeyleri kendi nefsinde yaşayamayan vaizin sözlerinin etkisi olmaz. Allah (c.c.) böyle davranmalarını peygamberlerinden dahi istemiş ve şöyle buyurmuştur: “Artık sen tövbe edenlerle beraber emrolunduğun gibi istikamet üzere ol! Aşırı da gitmeyin! Çünkü Allah yaptığınız şeyleri görücüdür.” (Hûd suresi, 11:12) Bir başka ayet ise, genel anlamda bütün irşatçıları muhatap alır ve şöyle buyurulur: “İnsanlara iyi olanı emredip kendinizi unutur musunuz? Hâlbuki Kitabı da okuyup duruyorsunuz. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?” (Bakara suresi, 2:44) Vaiz, vaaz ve nasihatlerde bulunurken, sözlerine şefkat ve merhamet yansımalıdır. Tatlı ve yumuşak bir üslup içinde kalpleri kazanmaya çalışmalıdır. Hitap ettiği topluma merhametini hissettirebilmelidir. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz’in vaizlerin de vaizi olarak, ashabını irşat ederken, kaba, katı, haşin olmayıp yumuşak davrandığını şu ayet-i celile haber veriyor: “Allah’tan olan rahmetledir ki onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı olsaydın muhakkak etrafından dağılırlardı. Artık onları(n sana olan hatalarını) affet, onlar için (Allah’a karşı yaptıkları günahlardan dolayı Allah’tan) mağfiret dile! Onlarla (hakkında nas olmayan her) iş hakkında istişare et. Azmedince de Allah’a tevekkül et. Şüphesiz Allah (kendisine) tevekkül edenleri sever.” (Âl-i İmrân suresi, 3:159) Vaiz, dersine iyi çalışmalı, vaaz edeceği konuların detaylarına kadar inmeli; okuyacağı Kur’an ve hadislerden alınacak mesajları iyi kavramalı; nasihat ettiği toplumun sosyal ve fiziksel çevresiyle, kültürel yapısıyla ilgili bilgi sahibi olmalıdır. Zira vaiz, anlayamadığı konuyu anlatamaz, tanımadığı toplumun hissiyatını kavrayamaz ve neticesinde gereği gibi faydalı olamaz. Vaizler konuları belirlerken neye göre hareket etmeli? Peygaber Efendimiz Bu konuda nasıl hareket ederdi? Vaizler, elbette dinin bütün konularını cemaatine eksiksiz olarak bilgi ve yeteneklerinin el verdiğince aktarmalı ve onları uyarmalıdırlar. Bunun yanında mütehassıs bir doktor gibi davranarak, cemaati gözlemlemeli, onların muhtaç olduğu konulara daha fazla ağırlık vermeli, zaman zaman günü birlik toplumda gördüğü ve uyarılmasında fayda mülahaza ettiği konuları öne çıkarmalı ve yukarda izah edilen ölçüler dâhilinde uyarılarda bulunmalıdır. Toplumun muhtaç olduğu konular varken ve toplum bir uyarıcı beklerken, vaizin “havanda su dövercesine” gereksiz konularla meşgul olması, beklenen irşadın yerini bulmaması demektir. Siz de fıkıh köşesinde cevaplandırılmasını istediğiniz soruları camia@igmg.org adresine gönderebilirsiniz. İnsanlar arası ilişkilerde konuşma üslubu Hz. Ali (r.a.)’ın en çok sevdiği isim Ebû Turâb idi. Bu isimle çağrılmak onu çok sevindirirdi. Ona bu ismi Resûlullah (s.a.v.) vermişti. Bir gün Hz. Ali, hanımı Hz. Fatıma’ya kızmıştı. Bunun üzerine çıkıp mescide gitti. Mescidin duvarına sırtını dayadı. Resûlullah (s.a.v.) onun arkasından gitti. Efendimiz’e “O, mescitte duvara dayanmış duruyor.” denildi. Peygamber Efendimiz, Hz. Ali’nin yanına gitti. Hz. Ali’nin sırtı toprak dolmuştu. Resulullah (s.a.v.), sırtındaki toprakları sildi ve: “Otur, Ebû Turâb (toprağın babası).” diye seslendi. (Buhârî, Edeb, 113, Müslim, Fezâil, 38) Bir kayınpeder tahayyül edelim. Damadı, çok sevdiği kızına kızmış ve o, arkasından kalkıp onunla konuşmaya gidiyor. Sırtı toprak olmuş damadının üzerini temizliyor, ona şefkat gösteriyor. Ona “toprağın babası” diyerek hem latife ediyor, hem de bir telkinde bulunuyor: Araplarda toprak “tevazu”yu hatırlatan bir kelimedir, insanoğlunun topraktan geldiğini, ona döneceğini, yani ölümü hatırlatır. Peygamberin buradaki üslubunda kızgınlık, hesaba çekme yoktur. Ne yüce bir üslup... Beyan kabiliyeti, insanlar arası ilişkilerde en önemli iletişim aracıdır. Başkalarına karşı kendisini ifade ve bir şeyleri izah edebilme; başka insanlarla duygu ve düşünce alış verişinde bulunabilmeyi sağlayan tek araçtır. “Ve (Allah) Adem’e tüm isimleri öğretti.” (Bakara suresi, 2:31) ayetinden de anlayacağımız üzere, konuşma kabiliyeti Allah’ın insana vermiş olduğu bir nimettir. Bu nimetin şükrü, onu Allah’ın razı olacağı şekilde kullanmaktır. Kur’ân-ı Kerîm’de bu konuda birçok emir ve nasihat bulunmakla beraber, Efendimiz (s.a.v.) bu emir ve nasihatleri en küçük inceliğine kadar hayata geçirmiştir. Yukarıdaki rivayette gördüğümüz gibi birçok pratik örnek mevcuttur. Kur’ân, güzel sözü, hoş meyvesi olan bir ağaca benzetmektedir. Onun doğru (Nisâ suresi, 4:9), güzel (Bakara suresi, 2:83), yumuşak ve ruha işleyecek tesirde olması gerektiğinin üzerinde durmaktadır (Tâhâ suresi, 20:44). Kur’ân-ı Kerîm’in kendisi de aynen bu ölçülere uyarak insanlara hitap etmektedir: “Allah sözün en güzelini, birbirleriyle uyumlu, ve bıkılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi.” (Zümer suresi, 39:23) Kur’an ve sünnet, uygulanması gereken konuşma üslubunu şekil ve içerik olarak inceliklerine kadar tarif etmiştir. Lokman (a.s.)’ın oğluna söylediği “Yürüyüşünde tabii ol ve sesini alçalt. Unutma ki seslerin en çirkini merkep sesidir.” (Lokmân suresi, 31:29) tavsiyesinde tevazuya ve ses tonunun ayarına dikkat çekilmektedir. “Sen Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle davet et.” (Nahl suresi, 16:125) veya “Hayırlı şeyler konuşmak, sükûttan daha iyidir, sükût da kötü şeyler konuşmaktan daha iyidir.” (Hâkim, III, 343) buyrularak da sözün içeriğinin hangi ölçülere göre belirlenmesi gerektiği belirtilmektedir. Tebliğ ve irşadın mükemmel olarak gerçekleşmesi için konuşma faktörü büyük ehemmiyet taşımaktadır. Efendimiz (s.a.v.) kendisi hakkında, “Ağzından haktan başka söz çıkmadığını” (Ebû Davûd, İlim, 3) ifade etmiştir, “Ben, az-öz söz söyleme özelliği ile donatılmış olarak gönderildim.” (Buhârî, Cihat, 122) buyurmuştur. Yine, Resûlullah’ın tane tane konuştuğu, başkalarının anlamayacağı kelimeler kullanmadığı, lüzumsuz sözlerden kaçındığı, üslup ve içeriği her daim dinleyici, ortam, mekân ve zamana göre ayarladığı rivayet edilmiştir. Tartışma anında sesin yükseltilmesi veya muhatabın incitilmesi alışılagelmiş bir durumdur. Evde, okulda, iş yerinde, sokakta ve toplu taşıma araçlarında yüksek sesle konuşmalara, hatta bağırışmalara rastlanılabilir. Fakat müminleri üslup konusunda uyarmak üzere nazil olan şu âyet-i kerîme nettir: “O vakit Allah’tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın. Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi.” (Âl-i İmrân suresi, 3:159) Yumuşak huyluluk her müminde olması gereken temel özelliklerden biridir. Efendimiz, “Allah refiktir (rıfk sahibi) ve bütün işlerde rıfkı sever.” (Buhârî, H. no: 6927) der. Söylenen söz geri alınamayan, bir özürle unutulmayan bir şeydir. Bir söz, yeri geldiğinde insanları birbirlerine düşman hâle getirir. “Bir söz sadece.”, “Söyle, içinde kalmasın.”, “Söylemezsem çatlarım” deyip geçemeyiz, “Onda ne var ki?” diyemeyiz. Dinimiz, hayırlı bir sözü olmayana susmayı emretmektedir: “Ya hayır konuş veya sus!” (Buhârî, Edep, 31, 85) Bu durum, yüz yüze gerçekleşen konuşmalarda olduğu kadar internet, sosyal ağlar ve cep telefonları vasıtasıyla söylenenler için de geçerli tabii ki. Söz, muhabbeti artırabildiği gibi, onu yok da edebilir. İkinci ihtimali önlemek için, dili terbiye etmek gerekir. Dilin terbiyesi ise, kalbin terbiyesinden geçer. Amel gerçekleşmeden evvel, niyet hasıl olur. Konuşmada maksadın iyi, yararlı ve samimi olması gerekir. Bu maksadı taşımayan konuşmalar ise boş ve yararsızdır. Kalbi Allah sevgisiyle dopdolu ve temiz olan, kalbinde bulunana layık ve yakışır üslupla konuşmaya gayret eder. | 15 16 | Aile camia | 25 Nisan 2014 Rahime Söylemez dalgalarından gelen iletim bozuklukları, soluHer insan kelimelere, sözlere ve hecelere num bozuklukları ve nefesi doğru kullanamatakılmadan akıcı bir şekilde konuşarak kendima sayılabilir. sini ifade etmek ister. Maalesef bu arzusunu Kekemeliğin çocuklukta daha sık görülgerçekleştiremeyen birçok çocuk ve yetişkin düğü saptanmıştır. Genellikle dil gelişimivar. Konumuza kekemeliği tarif ederek başlanin erken döneminde (2-6 yaş arası) ortaya yalım. Konuşma bozukluğu olarak bilinen keçıkar. Kekemeliğin en belirgin olduğu yaş ise kemelik; konuşma esnasında veya konuşmaya 5 yaş civarıdır. Ayrıca erkek çocuklarında kız tam başlarken bazı seslerin veya sözcüklerin çocuklarına nazaran daha çok kekemelik göistemdışı tekrarlanmaları veya duraklayarak rülür. 1,5-2 yaşlarındaki çocuklarda görülen çıkarılmalarına denir. Eğer konuşmanın akıkonuşma bozukluğu ise bizim zannetiğimiz cılığında bir sorun var ise ve bu durum kogibi kekemelik değildir. Zira o yaşlardaki çonuşanın sosyal iletişimini engelliyor ise bu cuklarda düşünce gelişimi, konuşma gelişimutlaka tedavi edilmelidir. Genellikle bu tür mine göre daha ön planda olduğu için çocuk, konuşma bozukluğu çocuklukta başlar ve tedüşüncesini kelimelere aktarmakta sorun yadavi edilmediği müddetçe yetişkinliğe kadar şayabilir; bu da çocuğun kekelemesine neden devam eder. olabilir. Genel nüfusta kekeleme yaygınlığı %1 oraKekemelik nasıl tespit edilir? nındadır. Erkeklerde bu durum daha sık göKekemeliğin tespitinde ailelerin rolü bürülür. Kekeme olan insanlar, ister çocuk ister yüktür. Çünkü aileler çocuğun gelişiminde, yetişkin olsun, heyecanlandıklarında ve baskı sosyalleşmesinde, davranışlarında ve şahsiyet altında olduklarında, stres yaşadıklarında, sigelişiminde en önemli rolü oynarlar. Bu senirlendiklerinde, yeni kişilerle tanışıp konuşbepten aileler çocukları konuşmaya başladığı tuklarında, kalabalık içerisinde, önemli bir andan itibaren onları gözlemlemeli, söyledikkişiyle konuştuklarında daha sık kekelerler. lerine kulak vermeli ve nasıl söylediklerine Kekemeliğin birçok nedeni vardır. En dikkat etmelidirler. Yukarıda da değinildiği önemlisi psikolojik nedenlerdir. Psikolojik üzere o dönemde çocuklarda düşünme hızı, nedenlerin yanı sıra fizyolojik veya kalıtımsal sözcükleri çıkarabilme hızından fazladır. Bu nedenler de olabilir. Psikolojik nedenleri sırasebepten çocuklarda ilk etapta bir kekemelik layacak olursak: Çocukların ailevi problemgörülebilir, lakin bu bir konuşma bozukler yaşamaları, çevrelerindeki psikososluğu değildir. Çocuk konuştukça yal sıkıntılar, herhangi bir şeyden ve düşündükçe şiddetli korku ve akıcı bir şekilde endişe duymaları, Kekemeliğin tespitinde ailelerin rolü konuşmayı ve düaileler ve çevreşünmeyi öğrenelerinin onlardan büyüktür. Çünkü aileler çocuğun cektir. büyük beklenti içegelişiminde, sosyalleşmesinde, davŞayet aileler çorisinde olması, titiz cuklarında bir kove kontrolcü bir ranışlarında ve şahsiyet gelişiminde nuşma bozukluğu çevrede ve ailede en önemli rolü oynarlar. Bu sebepten tespit edemez veya yetişmeleri. Kekemelikte genel aileler çocukları konuşmaya başladığı tespit etmekte zorlanırlarsa kabul gören seandan itibaren onları gözlemlemeli, hiç zaman kaybep ise; korku ve betmeden bir strestir. Bunların söylediklerine kulak vermeli ve nasıl uzmana danışyanı sıra kekemesöylediklerine dikkat etmelidirler. malı ve yardım lik travma durumalmalıdırlar. larında da görülür. Çünkü kekemeAni bir korku, kaygıdan lik için erken tespit ve doğru tedavi yöntemötürü veya duygu değişiminden sonra da inleriyle büyük oranda düzelme sağlanabilir. san kekeleyebilir ve en kötüsü konuşmayabilir Dolayısıyla kekemelik çocukluk döneminde de. Bu durumda konuşma bozukluğundan zikolaylıkla atlatılabilecek bir durum iken, eryade mutizmden bahsedilir. Diğer bir neden genlik döneminde ise bu iyileşme oranının ise çocukların akrabalarında veya ev içerisinazaldığını söyleyebiliriz. de bir kekeme akrabası veya arkadaşının olSosyalleşememe açısından kekemelik ve temasıdır. Çocuklar böyle bir durumda o kişiler davi imkânları ile özdeşim kurararak kekemelik gösterebiMaalesef konuşma bozukluğu çeken çolirler. Fizyolojik nedenler arasında ise beyin cukların okul başarısı büyük oranda etkilenir. Tabii ki bütün bu durumlar çocuğun içine kapanık bir hâle bürünmesine neden olur. Çoğunlukla konuşma bozukluğu olanlar kendileriyle dalga geçileceği endişesiyle iletişim ve arkadaşlık kurmaktan çekinirler. İlerleyen dönemlerde ise bireylerin mesleki durumları ve toplumsal ilişkileri de zarar görebilir. Kekemeliğe neden olan koşullar değiştikçe ve ortadan kalktıkça konuşma bozukluğu çekenlerde bir düzelme söz konusu olur. Diğer insanlar ile kolay iletişim kurdukça ve kelime hazneleri arttıkça kendilerine olan özgüvenleri yerine gelir, heyecanlanmadan ve endişe etmeden rahatlıkla akıcı bir şekilde konuşmaya başlarlar. Tabii ki tüm bunlar eğitim ve tedavi ile mümkündür. Burada ailelere düşen en önemli görev, çocuk ile katiyyen alay edilmemesi, çocuk kekelemeliğe başladığında çocuğa acıma ve üzülme duygusuyla yaklaşmamaları ve her defasında ısrarlı bir şekilde çocuğa düzgün konuşması gerektiğini telkin etmemeleridir. Çocuğun sözünü kesip doğru ve düzgün telaffuz etmesi gerektiği söylenmemelidir ki çocuğun üzerinde bir baskı ve heyecan oluşmasın. Çünkü baskı, heyecan ve stres kekemeliğin ana sebeplerindendir. Bu sebepten aileler çok sabırlı olmalı, çocuğu dinlemeyi öğrenmeli ve çocuğun rol modeli olmaları hasebiyle kendileri de düzgün konuşmalıdırlar. Kekeleyen çocukları ile göz teması kurmaktan kaçınmaları her iki tarafın da yararınadır. Çünkü bu, çocuğun heyecanlanmasına ve utanmasına neden olabilir. Şayet aileler çocuklarıyla göz teması kurarak iletişime geçmek istiyorlarsa o zaman çocuğun dudağına katiyyen bakmamalıdırlar. Ayrıca ebeveynler onlara hem ruhsal hem de duygusal gelişimleri için sağlıklı bir ortam sunmalılar. Çünkü güven veren bir aile ortamında büyüyen çocukların gelişimleri desteklenmiş olur; bu da var olan sorunun en aza indirgenmesine yardımcı olur. Kekemelik probleminde çoğunlukla konuşma terapisi (ihtiyaca göre paralel olarak psikoterapi de) uygulanır. Bu terapinin amacı, konuşma bozukluğu olanların akıcı bir şekilde konuşmalarına yardımcı olmaktır. Bunun için birçok yöntem vardır. Örneğin geri bildirim veren bir takım aletler ve programlar ile tedavi uygulanır. Ayrıca kekemelik tedavilerinde sırayla değerlendirme, fark ettirme, değiştirme ve genelleme aşamaları uygulanır. Yani kekeme olan kişi evvela kekemelik davranışını tanımalı ve tedavi için bir hedef belirlenmelidir. Değiştirme aşamasında ise birçok yöntem uygulanabilir. Bu değişik uygulamalardaki en önemli ortak nokta ise değişim sürecinde konuşma hızını yavaşlatarak, konuşmayı yeniden düzenleyip akıcı bir hâl almasını sağlamaktır. Fark ettirme aşamasında ise kekeme olan kişiye kekemelik ve kendi bulunduğu durum hakkında bilgi verilir ve bunun farkına varması sağlanır. Son olarak genelleme aşaması uygulanır. Bu aşama en zor ve zahmetli olan bölümdür, çünkü tedavide öğrenilen her şeyin günlük hayatta uygulanması hedeflenir. Bunun için bir takip listesi de hazırlanabilir. Aileler için püf noktaları: Yapılmaması gerekenler: • Çocuğunuza katiyyen kekelememesini söylemeyin. • Kekelediği için ceza vermeyin ve çocuğu bir şeyler ile tehdit etmeyin. • Sözünü tamamlamasına fırsat verin. • Kesinlikle sakin olup, yavaş ve düşünüp konuşmasını söylemeyin. • Hiçbir şekilde baskı uygulamayın ve çocuğu strese sokmayın. • Herhangi bir ortamda onun yerine cevap vermeyin. • Çocuğunuza endişeli olduğunuzu ve üzüldüğünüzü hissettirmeyin. • Sabırlı olun ve sinirlenmeyin. • Çocuğunuza konuşma hususunda telkin vermeyin. Örneğin; konuşmaya başlamadan önce derin nefes almasını ve sonra konuşmasını söylemeyin. • Akıcı bir şekilde konuşması için telefazzuda zorlandığı kelimeleri kullanmamasını söylemeyin. Yapılması uygun olanlar • Çocuğunuza akıcı konuşsun veya konuşmasın aynı şekilde davranın. • Çocuğunuz konuşurken sabırlı olun, tüm dikkatinizle onu dinleyin ve onunla konuşmaktan büyük zevk aldığınızı ona hissettirin. • Şayet çocuğunuz aceleci davranıyor ve bir an önce sizinle bir şeyler paylaşmak istiyorsa ona; “Benim zamanım var ve senin söylediklerini dinlemek istiyorum.” diyebilirsiniz. Bu yaklaşım “Daha yavaş konuş.” demekten daha ugundur. Çünkü bu durumda çocuğa sadece “Yavaş konuş.” denmez, aynı zamanda her şeyini yavaşlat mesajı da verilir. Dolayısıyla çocuğun nefes alıp vermesi de yavaşlar ve heyecanı yatışır. • Eğer çocuğunuz yaşamış olduğu sıkıntıyı sizinle paylaşırsa ona empati ile karşılık verin. Eğer paylaşmaz ise ona acıma duygusuyla yardım etmekten sakının. Çünkü bu, çocuğun gururunun kırılmasına ve özgüveninin azalmasına neden olur. Mercek Altında camia | 25 Nisan 2014 “Gayemiz Müslümanca düşünen ve yaşayan ilim adamları yetiştirmektir.” IGMG Gençlik Teşkilatı Üniversiteliler Başkanı Taner Doğan ile konuştuk. ler sunuyorsunuz. Bu çalışmalarla amaçladıGençlik Teşkilatı (GT) Üniversiteliler Başğınız kitle tarafından gösterilen ilgiyi nasıl kanlığının hedef kitlesi kimleri kapsıyor? buluyorsunuz? Bu anlamda çalışmalarınızı GT Üniversiteliler Başkanlığı olarak muhatam olarak tanıttığınıza, duyurduğunuza taplarımıza kemiyetle sınırlı bir kitle gözüyle inanıyor musunuz? bakmadığımızı ve “her insan bir âlemdir” gerTeşkilatın yapısı gereği tanıtım ve duyuru çeğini göz önünde bulundurarak hitap ettiğiGenel Merkez GT Üniversiteliler Başkanlımiz her insanın değerinin bizim için keyfiyette ğından bölge üniversiteliler başkanlarına ve yüksek olduğunu belirtmek isteriz. Fakat ilmî üniversite temsilcilerine şeklinde bir sıralamave akademik çalışmaların sistemli bir şekilde yagöre sirayet etmektedir. Dolayısıyla hizmetyürütülebilmesi ve topluma yön verecek düşülerimizin Avrupa’da yaşayan Müslüman akadenür akademisyenlerin yetiştirilmesi amacıyla misyen, üniversiteliler ve liselilere ulaşması bu Üniversiteliler Başkanlığı olarak çalışmalarısayede istikrarlı gerçekleşmektedir. Bölgelerimızla bilhassa Avrupa’da yaşayan akademismizde faal olan üniversiteliler başkanlıkları ve yen, üniversiteli ve liseli kardeşlerimize hitap derneklerinin çalışmalarına yoğun ilgi gösteriletmekteyiz. Rakamsal olarak Avrupa çapında mektedir. Özellikle Okuma Halkaları, Üniver4000 kişiye hizmet götürdüğümüzü söyleyesiteliler seminerleri, UNİYES (Üniversiteliler biliriz. Yatılı Eğitim Seminerleri), İrfan Evi hizmetleri Çalışmalarınızda öncelikleriniz nelerdir? ve kültür gezilerine rağbet her geçen gün artÜniversiteliler Başkanlığı bünyesindeki maktadır. Bölgesel çalışmaların yanı sıra geniş çalışmalarımızda önem verdiğimiz noktalarkitleye hitap eden çalışmalara göstedan biri, başarılı akademisyenler yerilen ilgi doğal olarak daha tiştirmek ve çok sayıda Üniversiteli kardeşlerimizin yoğun olmaktadır. Genel genci üniversite okumaMerkez Üniversiteliler ya teşvik etmek yer alilim, irfan ve hikmet Başkanlığı’nın her yıl dömakla birlikte bizim asli bütünlüğünü kavrayarak nüşümlü düzenlediği UNIönceliğimiz bu değildir. DAY ve uluslararası semÇalışmalarımızda önceeliyle, diliyle ve eylemiyle pozyumlara katılım çok liğimiz varoluş bilincini Müslümanca yaşamalarını yoğun olmakta. Tanıtım inşa eden imana sahip, ve duyurunun en önemli Müslümanca düşünen, hedeflemekteyiz. kollarından biri internet yaşayan ve bu minvalde sitesi ve sosyal medyadır. UNIDAY ve ulussorumluluğunun bilincinde olup bu çağa söz lararası sempozyum gibi çalışmalara içinözel söyleyebilen mütefekkir ve ilim adamları yetişinternet sitelerimiz mevcut olduğu gibi sosyal tirmektir. Gayemize ulaşmak için gerek Genel medyada da IGMG Students olarak güncel ve Merkez ve bölgeler gerekse üniversiteler düzefaydalı paylaşımlarda bulunuyoruz. Üniversiyinde akademi, sanat ve siyaset alanlarından teli kardeşlerimizin bir çok çalışmalarımızdan çok sayıda ilim ve fikir adamlarını davet ederek haberdar olmalarının sanal ortam aracılığıyla Yatılı Eğitim Seminerlerinden Okuma Halkasağlandığını söyleyebiliriz. larına, Atölye çalışmalarından üniversiteliler Önümüzdeki dönemlerde gerçekleştirmeyi seminer, konferans, panel ve anma günlerine planladığınız yeni projeleriniz nelerdir? kadar çeşitli faaliyetler düzenlemekteyiz. Bu Bölgesel ve üniversiteler dernekleri çapında çalışmalarla üniversiteli kardeşlerimizin ilim, tüm üniversitelerde kitlemize ulaşabilmek için irfan ve hikmet bütünlüğünü kavrayarak eliyteşkilatlanmaya, ilmî bir derinliğin oluşabilmele, diliyle ve eylemiyle Müslümanca yaşamalasi ve talebelerin nitelikli yetiştirebilmeleri için rını hedeflemekteyiz. Okuma Halkaları ve İrfan Evlerine bilhassa Belli bir kesime özellikle akademik alanlarda önem verilmesini hedeflemekteyiz. kendilerini geliştirmelerine yönelik hizmet- Üniversiteliler Komisyonu Bunun yanı sıra Evliya Çelebi Dil Kurslarımızın devamını hedeflemekteyiz. Ayrıca Yurt ve Burs birimimizin çalışmaları gayretle devam ederken önümüzdeki dönemlerde bütün üniversite şehirlerinde Müslüman bayan ve erkek öğrencilerine yönelik İrfan Evleri hizmetlerinin oluşturulması hedeflenmektedir. İlaveten yeni bir çalışma olarak yüksek lisans ve doktora yapan üniversiteli kardeşlerimize Gazalî Bursları adı altında burs imkanı tanımaktayız. Gazalî Bursları yeni yürürlüğe giren bir burs programı olduğunu söylediniz. Niçin “Gazalî” ismini tercihettiniz? İmam Gazalî; yaşadığı çağın etkisinde kalan değil, yaşadığı çağa kendi inanç ve düşünceleriyle yön veren bir şahsiyettir. Çağına mahkum olmamış, çağını aşmış bir hakikat arayışçısı, elde ettiği bilginin hakkını veren bir fikir işçisidir. Gazalî Bursları, ilimde derinleşecek, irfanı kuşanacak ve hikmeti talep edecek ilim taliplilerinin desteklenmesi için ortaya konan bir çalışmadır. Bu çalışma, duygusu, düşüncesi ve eylemi hakikate şahitlik yapacak hakikat arayışçılarının araştırmalarında, ona destek vermek için hayata geçirilmiştir. Hangi alanda okuyan ve konu başlığını çalışacak olan talebeler desteklenecektir? Bu soruya göçü kısaca ele alarak cevap vermek istiyorum. Göç, İslam tarihi içinde çokça rastlanan ve İslam’ın yayılmasına da vesile olan bir olgudur. Müslümanlar tarih boyunca farklı gerekçelerle göç etmiş, gittikleri beldelere kendi dinî inançları ve kültürel zenginlikleriyle katkı sağlamışlardır. Şu anda, Avrupa’da yaşayan Müslüman nüfusu beşinci nesle kadar ulaşmıştır. Tarihte hiçbir zaman bu kadar çok Müslüman, göçmen olarak yaşamını sürdürmemiştir. Avrupa’da faal olan Müslüman sivil toplum kuruluşları bu olgudan hareketle günlük çalışma hayatında bu kitleye farklı alanlarda hizmetler sunmaktadır. IGMG bu olguyu ve süreci önemsediğinden dolayı, “Müslümanlar ve Kimlik Bağlamında Avrupa Araştırmaları” konusunu sosyoloji, pedagoji, dinî bilimler, siyaset bilimleri, felsefe, tarih, medya, edebiyat ve hukuk anabilim dalları açısından ele alan, seçilmiş yüksek lisans ve doktora tezlerini destekleyecek, Avrupa’daki İslam’a ve Müslümanların yaşantısına katkı sağlayacaktır. UNIDAY mutad ama önemli faaliyetleriniz arasında yer alıyor. Neden UNIDAY diye sorsak? | 17 İlki 2007 yılında “gelenekten geleceğe” sloganıyla gerçekleşen UNIDAY, 2009 yılında “yinelemeyen yenileyemez” ve 2011 yılında ise “düşlerimiz maziye dayanır” başlıkları altında düzenlenmiştir. Üniversiteliler Başkanlığı olarak düzenlediğimiz en geniş çaplı ve büyük kitleye hitap eden çalışmadır UNIDAY. Avrupa’nın bir çok farklı ülkelerinden biraraya gelmiş, aynı derdi, aynı kaygıyı taşıyan en az 3000 Müslüman üniversiteli gencin aynı gün ve aynı mekanda biraraya geldiği, medyanın ve basının da ilgi odağı olan önemli bir faaliyetimizdir. Bu sebepten ötürü faaliyetin taşıdığı ve yansıttığı mana ve günün verdiği mesaj bir o kadar önem taşımaktadır. UNIDAY Üniversitelier Başkanlığı’nın Müslüman gence hitap ettiği varoluş bilincini, misyonunu ve vizyonunu en âşikar bir biçimde ortaya koyduğu gündür. Üniversiteliler Başkanlığının Almanya dışındaki çalışmalarından bahseder misiniz? Diğer bölgelerde de aynı projeler mi yürütülüyor yoksa bölgelere bağlı olarak farklılık arzeden çalışmalar var mı? Öncelikle Üniversiteliler Başkanlığı olarak çalışmalarımızı Avrupa’nın farklı ülkelerinde bulunan bütün üniversiteli kardeşlerimizin istifade edebileceği şekilde gerçekleştirmeye çalışmaktayız. Genelde Okuma Halkalarında aynı kitapların okunması, üniversiteliler seminerlerine ve UNIYES’lere aynı hocaların gelmesi veya İrfan Evlerinde aynı hizmetlerin verilmesi söz konusu olabiliyor. Fakat nihayetinde Almanya dışındaki ülkelerin gündemlerine göre işlenen konuların farklılık arz etmesi tabiidir. Ayrıca yerel dilin önemine binaen Okuma Halkalarında okutulan eserler ve organize edilen seminerler ve panellerin farklı olmasına dikkat etmekteyiz. Nitekim içinde yaşadığımız toplumun sorunlarına güncel tartışmaları takip ederek vâkıf olabilir, bu sayede çözüm üretebiliriz. Seminer yada sempozyum düzenlerken konu ve konukları nelere göre belirliyorsunuz? Şimdiye dek seminer ve sempozyumları düzenlerken belirlemiş olduğumuz konu ve konuklar genelde akademi, siyaset ve medyada gündemde olan ve Avrupa’da yaşayan Müslümanların günümüzdeki sorunlarını ilgilendiren meselelere göre şekillenmiştir. 2008 yılında “Kavramların Kargaşası, Kargaşanın Kavramları”, 2010 yılında “Değişim Sürecinde Anlam Kaymaları, Eski ve Yeni Kimlikler” ve 2012 yılında “Eleştiri ve Uyum Kıskacında Müslümanlar” başlıklı sempozyumlarda bu mezkur meselerin irdelenmesi, sorgulanması ve idrak edilmesi amacıyla farklı ülkelerden çok sayıda düşünür ve akademisyen davet edilmiştir. Üniversiteliler seminerleri ve UNIYES’lerde işlenilen konular ve davet edilen konuklar da aynı şekilde Orta Doğu’da yaşanan gelişmelerden Almanya’daki Müslümanların devlet anlaşmasına kadar güncel, Stephansdom’dan Süleymaniye’ye kadar tarihî, Necip Fazıl’dan Aliya İzzetbegoviç’e kadar tarihe iz bırakmış şahsiyetleri anan, Ehl-i sünnet akaidinden felsefe bilim tarihine kadar ilmî meselelerin ekseninde belirlenmektedir. 18 | Mercek Altında Sizce Avrupa’da yaşayan Müslüman gençlerin en büyük eksikliği nedir? Bunu gidermek için neler yapıyorsunuz? Bizce bu gençlerin en büyük eksikliği Müslümanca inanma, düşünme ve yaşamadaki eksikliğidir. Bilhassa İslami olmayan düşünce ve yaşam tarzını farkında olarak veya olmayarak üzerinde taşıyan, toplumun içinde bu kurgu kimliğiyle varlığını yalnız Müslüman adıyla sürdürmeye çalışan gençler söz konusu. Bu durumu gidermek için Müslüman’ın varoluş gayesini, dilini ve yaşantısını hatırlatacak, sorumluluk bilincini aktaracak çalışmalar yapmaktayız. Avrupa’da Müslümanların azınlık olarak bulunduğu bir bölgede Müslüman üniver- camia | 25 Nisan 2014 siteli olmak bir dezavantaj mı sizce? Azınlıklara karşı yürütülen devlet politikaları ve ön yargılardan dolayı Müslüman üniversitelilerin dezavantajda olduğunu söylememiz mümkündür. Ancak Müslüman üniversiteliler olarak nerede olduğumuzu, nasıl bir zamanda yaşadığımızı, özellikle sorumluluğumuzun ne olduğunun bilincine vardığımız vakit çok kültürlü toplumlarda yaşamanın bir dezavantaj değil önemli bir fırsat olduğunu göreceğimizi ifade etmek istiyorum. Müslüman bir gencin vizyonu ne olmalı? Müslüman bir gencin vizyonu basit meselelerle uğraşıp günü kurtarmaya çalışmak ve alternatifler getirip içinde bulunduğu zamanın paradigmasını beslemekten başka sonucu olmayan işler yapmak olmamalı. Müslüman genç büyük düşünüp bu paradigmaya karşı söz söylemeli, iddiasını ve teklifini ortaya koymalıdır. Bu da ancak genç yaşta ilmi hayatının merkezine alarak mümkün olacaktır. Müslüman genç iki soruya cevap vermek zorundadır: “Ben Kimim?” ve “Nereye gidiyorum?” Bu sorulara zamanı ve mekânı göz önünde bulundurarak cevap verdiği takdirde Avrupa’daki vizyonu, binaenaleyh sorumlulukları belirginleşmiş olacaktır. Son olarak okuyucularımıza nasıl seslenmek istersiniz? IGMG içerisinde cami cemaatinden bölge idaresindeki görevlilere kadar, ana sı- nıfında ders veren eğitimciden genç kız ve erkeklere sohbet veren hocalara kadar tüm okuyucularınıza seslenişimiz şudur: IGMG Üniversiteliler Başkanlığı olarak diyoruz ki, bizim meselemiz sadece üniversite okuyup, bilimsel çalışmalara katkı sağlayarak başarılı birer akademisyen veya iş adamı olmak, siyasete veya sivil toplum kuruluşlarına atılıp söz sahibi olmak değil. Mesele eğer genç kardeşlerimiz üniversite okuyorlarsa onlara iktisatçi değil, iktisadı Müslümanca sorgulayan; siyasetçi değil, siyaseti Müslümanca sorgulayan; ilahiyatçı değil, ilahiyatı Müslümanca sorgulayan ve zamanı geldiğinde uygulayan bir Müslüman olma bilincini vermektir. Faaliyet ve hizmet alanları IGMG GT Üniversiteliler Başkanlığı; Müslüman gençlerin, zamanı ve şartları iyi okuyup anlayarak, İslami değerler ışığında yeni fikirler üretip alternatifler sunabilecek konumda ve yeterlilikte olması gerekliliği bilinci ile hareket eder. Başkanlık bu bağlamda; toplumun dikkatini hikmet alanlarına çekmeyi, insanı tekrar varlık muhasebesine sevkedecek manevi dinamikleri harekete geçirmeyi ve hikmete mazhar olmak için yola çıkan genç talebelere yol göstermeyi vazife olarak addetmekte, bu doğrultuda faaliyetler gerçekleştirmektedir. IGMG Gençlik Teşkilatına bağlı olarak faaliyetlerini yürüten Üniversiteliler Başkanlığına şimdiye dek Abdullah Gencer, Mehmet Gedik, Ali Kızılkaya, Bahattin Budak, Celal Tüter ve Taner Doğan başkanlık etmişlerdir. Çalışmalarını 25 kişiden oluşan bir komisyon yönetiminde gerçekleştiren Üniversiteliler Başkanlığı, Teşkilatlanma, Eğitim, Tanıtma ve Yurt ve Burs Birimleri ile, 34 bölgede 250 idareci ile lise eğitimlerini tamamlamalarından itibaren gençlerin yanında olmaktadır. 3.500’ü bulan üye sayısı ile Üniversiteliler Başkanlığı, hizmetleriyle 4.000’den fazla üniversiteliye ulaşır. Atölye Çalışması Proje yoğunlaştırılmış bir ilmî terbiye programıdır. Doktora yapmayı hedefleyen talebelerden seçilen kitle bilhassa İslami ilimler, tarih, felsefe, edebiyat, siyaset, sosyoloji, psikoloji ve iktisat gibi bir çok alan ile ilgili eğitim görerek ufuklarını zenginleştirirler. Anma Günleri’nden Üniversiteliler Başkanlar Toplantısı Danışmanlık Hizmeti Danışmanlık hizmeti, geleceğin üniversitelilerinin sorunlarını dinlemek ve üniversite kurumuna attıkları ilk adımda kendilerine yardımcı olmak üzere oluşturulmuş bir çalışmadır. Bu şekilde üniversiteliler, aynı yolu izlemeye talip olanlara okumak istedikleri bölüm veya üniversite hakkında bilgi vererek sağlıklı yönlendirmelerde bulunur. Evliya Çelebi Dil Kursları Evliya Çelebi Dil Kursları farklı dilleri yurtdışında öğrenme imkânı sunar. Mezkur dillerin konuşulduğu şehirlerde düzenlenen kurslar bu şekilde dil öğrenimini, o dilin konuşulduğu şehre nüfuz ederek, farklı geleneklerin izini sürmeyi hedefler. Bu doğrultuda dil eğitiminin yanı sıra ziyaret edilen beldelerin tarih, siyaset ve kültürüne dair seminerler de Evliya Çelebi Dil Kurslarının müfredatında yer alır. Geçen yıl Mısır’da Kahire’de (Arapça), İngiltere’de Londra ve Brighton’da (İngilizce) ve Fransa’da Strazburg’da (Fransızca) gerçekleştirilen kursların önümüzdeki dönem ayrıca Almanya (Almanca), Ürdün (Arapça), İspanya (İspanyolca) ve Güney Afrika’da (İngilizce) gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Yatılı Eğitim Semineri Avrupa’nın farklı bölgelerinde düzenlenen bu seminerler, yine Avrupa’nın farklı bölgelerinden bir araya toplanan talebelerin birbirleriyle tanışıp kaynaşmalarını sağlayarak, konu hakkında etraflıca mülahazada bulunma imkânını beraberinde getirir. Sempozyum ve paneller Sempozyum ve panel organizeleriyle UNIDAY 2011 gençlerin fikir dünyasının derinleşmesine katkıda bulunulur. Yeni ve farklı düşüncelere yer verebilme adına organize edilen programlara katılan akademisyenler, kendi ülke ve alanlarında ses getiren ve uzman olan isimlerden seçilir. UNIDAY UNIDAY ismi altında icra edilen “Üniversiteliler Günü” dünyanın farklı ülkelerinde eğitim gören kitlemizin en geniş şekliyle biraraya geldiği etkinliklerimizdendir. Kadim geçmişle kurulan bağ ile sağlıklı bir gelecek inşası sağlanacağından dolayı bu program önemli bir köprü vazifesi oluşturarak gençleri rol-model olabilecek şahsiyetlerle buluşturur. STUDYDAY STUDYDAY ismi altında gerçekleştirilen danışmanlık fuarıyla hangi dalı, hangi üniversitede okumanın faydalı olacağını öğrenme imkânına sahip olan üniversite adayları gençlere bilgi edinme imkânı sunulur. Okuma Halkaları Hakikat kaynağı üzerinde tefekkür etmeye sevk eden kitap arşivi ile bölge ve şubelerdeki lise ve üniversite okuyan gençler mütemadiyen bir okuma-düşünme süreci ile desteklenmektedirler. Böylelikle yazdıkları eserler ile idrak ve şuur yollarını açık tutan yazar, âlim ve şairlerin eserleri okunarak, birlikte konular etrafında tartışılıp değerlendir- meler yapılmaktadır. Okuma Halkaları’nda ilim taliplerinin ortak bir tezekkür ve tefekkür ruhunun dirileceği ümit edilmektedir. ADABI ADABI ismi altında gerçekleşen lise mezuniyet programı liseyi tamamlayan gençlerin ödüllendirildiği bir programdır. Bu programda aynı zamanda gençler üniversite okumaya motive edilerek, kendilerine üniversite eğitimi hakkında yönlendirilmelerde bulunulur. İrfan Evleri İrfan Evleri, ailelerinden uzak şehirlerde üniversite tahsili gören öğrencilere manevi ve güvenli bir ortamda eğitimlerini sürdürebilmeleri için özel bir imkân sunmaktadır. İrfan Evleri’nde sohbetler ve cemaat ile icra edilen ibadetler, kalbin arındırılmasına vesile olurken, farklı alanlarda yapılan okuma faaliyetleriyle talebelerin düşünce dünyalarına hitap edilmektedir. Kültür Gezileri Üniversitelilerin özellikle kişilik gelişimini olumlu anlamda etkileyecek yerleri görmeleri ve bunlar üzerine düşünmeleri amacıyla, farklı şehir ve mekânlara yönelik geziler düzenlenir. Anma Günleri Tarihte iz bırakmış ve üniversitelilerin örnek alabileceği şahsiyetlerin tanıtıldığı programlardır. Gençlik camia | 25 Nisan 2014 | 19 SCHWABEN AVUSTURYA-LINZ Üniversiteye giden yol “Bana Gülüşünü Göster!” IGMG Schwaben Bölgesi Üniversiteliler Birimi tarafından Günzburg şubesinde “Müslüman ve Akademisyen – Üniversiteye Giden Yolum” adı altında (Muslim & Akademiker – Mein Weg zum Studium) bir program düzenlendi. Yusuf Asan ALİF (Avusturya Linz İslam Federasyonu) Kadınlar Gençlik Teşkilatı, çok özel bir kısa film yarışması faaliyetiyle dikkatleri üzerine çekti. Edanur Aktan Bölge GT Üniversiteliler Başkanlığı öncülüğünde, üniversite adaylarına rehberlik yapmak amacıyla gerçekleştiren “Üniversite’ye Giden Yolum” adlı program 56 gencin katılımı ile gerçekleştirildi. Programda Bölge Gençlik Teşkilatı Başkanı Haluk Ünlütürk bir selamlama konuşması yaptı. Ünlütürk, gençlere çeşitli örnekler sunarak yol gösterdi. Gençlerin ve lise son sınıf ögrencilerinin genellikle yakındığı “ne okuyacağımı bilmiyorum” meselesine çözümler bulunması amacını güden bu programda şahsiyetleri analiz eden, potansiyel ve zaafları ortaya çı- karmayı amaçlayan workshoplar düzenlendi. Ardından Hasene Derneği Başkanı Mesud Gülbahar, bir konuşma yaptı. Konuşmasında üniversiteye giden yolu tarif eden Gülbahar, bir Müslüman gencin neden okuması gerektiğini anlatarak hepimizin üzerine düşen sorumluluklardan bahsetti. Gülbahar, okumanın hepimiz üzerine farz olduğunu belirterek kadın erkek demeden herkesin ilim tahsil etme yolunda olması gerektiğini vurguladı. Katılımcılar, program sonunda üniversite okuyan veya akademisyen olan danışmanlarla sohbet etme imkânı buldular. ALİF’e bağlı şubeler, en anlamlı kısa filmi çekebilmek adına birbirleriyle yarıştılar. Şubeler arası düzenlenen yarışmada her katılımcı, hazırlamış olduğu yardım paketlerini sokakta yaşayan zor durumdaki insanlara verdiler ve bunu kameraya aldılar. “Bana Gülüşünü Göster” sloganı çerçevesinde herkesin elde ettiği görüntülerden en iyi kısa filmi yapmak için uğraştığı yarışmada ortaya oldukça güzel çalışmalar çıktı. Amacı, dinimize karşı var olan ön yargıların bertaraf edilmesi ve bu bağlamda hayırlı bir çalışmaya imza atılması olarak belirlenen ve yedi şubenin katılım sağladığı yarışmanın ödül töreni, Kur’ân-ı Kerîm tilaveti ile başladı. ALİF Kadınlar Gençlik Teşkilatı Başkanı Hatice Başer’in selamlama konuşmasının ardından programa ilahiler ile devam edildi. Dereceye girenlerin açıklanması kısmında ise nefesler tutuldu. Yapılan değerlendirmelere göre birinciliği Wels Şubesi, İkinciliği Attnang-Puchheim, üçüncülüğü ise Vorchdorf kazandı. Birincilik ödülü olarak kamera verilirken, ikincilik ve üçüncülük ödülleri ise para olarak takdim edildi. RNS&HESSEN Çanakkale’yi unutmadık Çanakkale’de yitirdiğimiz şehitlerimizi her yıl olduğu gibi bu yıl da coşkuyla andık. Müberra Oldukça yoğun ilgi gösterilen programlarda duygu yüklü anlar yaşandı. Şimşek, Yasin Tural Düşünce seyre düşünce... Ebrahim Rasool Prof. Dr. Feridun Yılmaz İncesaz Minyatür Sergisi 26.04.2014 Stadthalle Bielefeld igmgstudents | uniday@igmg.org | uniday.org Rhein Neckar Saar (RNS) Mannheim Fatih Camii Kadınlar Gençlik Teşkilatı (KGT) tarafından düzenlenen “Çanakkale 2014” adlı program Mannheim ve çevresinden gelen genç hanımların katılımıyla icra edildi. Program, RNS Bölge Ezan Okuma Birincisi Hüseyin Yazır’ın okuduğu Kur’ân-ı Kerîm ile başladı. Mannheim Şube KGT Başkanı Müberra Şimşek bir konuşma yaparak, tarihimizi iyi bilip onun çizmiş olduğu ufuklar doğrultusunda yarınlarımızı kurmamız gerektiğine vurgu yaptıktan sonra katılımcılara ve mesai arkadaşlarına teşekkür etti. Programa misafir hatip olarak davet edilen Dr. Yusuf Işık ise önce Çanakkale’de olan bitenin tarihî seyrini aktardıktan sonra bu mücadelenin verilme sebeplerinin altını çizdi. Bu değerlere sahip çıkarak ahlaklı ve bilinçli bir gençlik yetiştirilmesinin önemine işaret eden Işık, aksi takdirde yapılan fedakârlıkların amaçlarına ters düşüleceğini ve bunun o büyük medeniyetin varislerine yakışmayacak bir leke olacağını ifade etti. Çanakkale için yazılmış ağıtların seslendirildiği ve sinevizyonların gösterildiği programdaki duygu birikimi, bir Çanakkale şehidinin şehadet haberinin annesi ve eşine ulaştırılmasını konu edinen bir piyes ile doruğa ulaştı. İzleyenleri gözyaşları içerisinde bırakan piyes, ne büyük fedakârlıkların yapıldığını ve ne kadar büyük cefalara katlanıldığını gözler önüne serdi. Program, büyük dedesi de bir Çanakkale şehidi olan sunucu Büşra Yılmaz’a Çanakkale şehitlerine karşı duyulan vefa hislerinin bir göstergesi olarak verilen bir plaket ile son buldu. Hessen Limburg Fatih Camii, Çanakkale şehitlerini andı. Program, Şube Gençlik Teşkilatı Başkanı Osman Kutlucan tarafından okunan açılış Kur’ân-ı Kerîm’i ile başladı. Limburg Şube Başkanı Sinan Çetinkaya’nın yapmış olduğu selamlama konuşmasının ardından Şube Gençlik Teşkilatı şiirlerle bir sunum yaptı. Coşkuyla devam eden programda Bölge Başkanı Bilal Kaçmaz, şehit olan gençlerin yaşlarına vurgu yaparak anne ve babaların görevlerine değindi. Programa kız çocuk öğrencilerin şiirleri ve ezgileri renk kattı. Resul Aslan’ın ilahileri ile başlayan ikinci bölümde Sebahattin Uçar, katılımcılara Çanakkale’yi akıcı bir üslupla anlattı. Program, DİTİB’de görevli imam-hatip Recep Eren’in yapmış olduğu kapanış konuşması ve dua ile son buldu. 20 | Gençlik camia | 25 Nisan 2014 DÜSSELDORF BELÇİKA Üniversitelilerden liselilere Üniversitelilerden Meslek rehberlik programı Bilgilendirme Günü Düsseldorf Bölgesi GT Üniversiteliler Başkanlığı (Avicenna-Akademikerbund e.V.), üniversite eğitimine başlamaya hazırlanan gençlere yönelik bir rehberlik programı düzenledi. Uğur Yaşar Üniversite öncesi dönemde bulunan öğrencileri bilgilendirmek, Avicenna-Akademikerbund e.V.’yi tanıtmak ve yeni üyeler kazanmak maksadıyla Duisburg Essen Üniversitesi Duisburg Kampüsü’nde gerçekleştirilen programa üniversite adayları yoğun ilgi gösterdi. Program kapsamında üniversite adaylarına bölümlerinden yeni mezun olan abileri tarafından seminerler verildi. Yaklaşık 200 kişilik katılımın sağlandığı programda katılımcılar öğrenmek istedikleri meseleler hakkında çeşitli sorular sorarak üniversite eğitiminde dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında bilgi edindiler. Adayların üniversite yaşamları boyunca karşılaşacakları bireysel, sosyal ve akademik durumlar hakkında tecrübelerin paylaşıldığı programda çeşitli akademik dallar hakkında sunumlar yapıldı. Avicenna-Akademikerbund e.V. yetkilileri, büyük İslam âlimi İbn-i Sînâ’nın adının Latince karşılığı olan Avicenna’yı kendilerine isim olarak seçtiklerini; bu bağlamda uluslararası vizyonu, dünya vatandaşı olma motivasyonu ile modern imkânları en iyi şekilde sentezleyerek genç nesillere yol göstermek adına bu tür faaliyetlerine devam edeceklerini belirttiler. Programa katılan gençlere bu derneğe üye olarak çalışmalarda pay sahibi olabileceklerini ifade eden yetkililer, kayıt formunu doldurarak facebook sayfasına ya da info@avicenna-ab.de adresine mail yoluyla ulaştırmak suretiyle derneğe üye olunabileceğini belirttiler. Belçika İslam Federasyonu (BİF) Kadınlar Gençlik Teşkilatı (KGT) Üniversiteliler Başkanlığının öncülüğünde verimli bir Meslek Bilgilendirme Günü (Studyday’14) gerçekleştirildi. Haber & Foto: Nur Sultan Alkış La Vertu İslam okulunda liseli gençleri yüksek öğrenime teşvik etmek ve daha isabetli seçimler yapabilmelerini sağlamak hedefiyle BİF KGT tarafından düzenlenen Meslek Bilgilendirme Günü, KGT Üniversiteliler Başkanı Fatma Say’ın açılış konuşmasıyla başladı. Studyday’14’ün ilk bölümünde birimlerde görev yapanlar sırayla okudukları bölümlerden bahsettiler. “Bölüm içeriğinin açıklaması”, “gereken ilgi alanları”, “meslek imkânları” ve “kişisel seçim nedeni” adlı başlıklar altında 4 ana soruya cevap verilerek 14 başarılı sunum gerçekleştirildi. İkinci bölümde ise gençler okumak istedikleri bölümlerde okumuş olan abi ve abla- Evl İ ya Çeleb İ D İ l Kursları 2014 Lisandan insana, ademden âleme… Amman, Ürdün Arapça Genç Quiz Oğluna “yürüyüşünde tabii olmayı ve sesini alçaltmayı” tavsiye eden peygamber hangisidir? Bu sorunun cevabını “Hayatın İçinden” bölümümüzde bul, telefon ve adres bilgilerinle birlikte 25 Nisan – 2 Mayıs tarihleri arasında gt@igmg.org adresine gönder! Kura sonucu Gençlik Teşkilatından sürpriz hediyeler kazan! ları ile tanışma imkânı bulup onlardan bilgi aldılar. Ayrıca yüksek öğrenimle alakalı kaygıları olan ve yönlendirilmeye ihtiyaç duyanlar için genel bilgilendirme standı oluşturuldu ve bir sosyal danışman eşliğinde katılımcıların soruları cevaplandırıldı. BİFStudents Başkanı Ömer Sıkıer’in yapmış olduğu kapanış konuşmasının ardından, geçen sene mezun olmuş olan Emre Kahriman’a hediye takdim edildi. Programda, eğitimde başarının ancak gayret, istek ve tevekkül ile gerçekleşebileceğinden bahsedilirken, ileride icra edilecek olan mesleklerde asıl ve tek amacın Allah rızası olduğunu unutmamamız gerektiği vurgulandı. 1000 € * 01.08. - 30.08.2014 Kahire, Mısır Arapça 800 € * 19.06. - 30.07.2014 Brighton, İngiltere 1300 € * Londra, İngiltere 1500 € * İngilizce I. 20.07. - 16.08.2014 II. 17.08. - 13.09.2014 15-25 yaş arası gençler! Johannesburg, Güney Afrika İngilizce 600 € * 17.08. - 14.09.2014 Granada, İspanya İspanyolca 1000 € * 20.07. - 16.08.2014 Strasbourg, Fransa 1200 € * Fransızca I. 13.07. - 08.08.2014 Genç Quiz talihlileri 11 Nisan sayısında yayımlanan quiz sorumuzu doğru yanıtlayan talihliler arasından bizden hediye kazananlar: II. 10.08. - 05.09.2014 Münster, Almanya Almanca 800 € * 03.08. - 30.08.2014 Almanya Bielefeld’den, Cihad Kefeli *Fiyatlara konaklama ve dil kursu ücreti dâhildir. Katılımcılar ulaşım, vize ve yeme/içme masraflarından kendileri sorumludur. Fiyatlar kursun kalitesine ve haftalık saatine göre değişmektedir. Daha fazla bilgi için web sitemizi ziyaret ediniz. Son kayıt tarihi: 31.05.2014 Almanya Baunatal’dan, Murat Öztürk Bu organizasyonlar, IGMG Hadsch-Umra Reisen GmbH aracılığı ile gerçekleştirilecektir. igmghacumre.com/evliyacelebi |evliyacelebi@igmg.org GENÇLİK ÜNİVERSİTELİLER Hasene camia | 25 Nisan 2014 OSMANİYE BULGARİSTAN “Mülteci kardeşlerimiz sizlere müteşekkir.” Mazlumlara gıda yardımı Hasene Derneği Bulgaristan’da bulunan Suriyeli mültecilere gıda yardımında bulundu. Yardımların dağıtımına IGMG Kadınlar Teşkilatından da yetkililer iştirak etti. Hasene Derneği Osmaniye’ye bağlı Toprakkale ilçesinde kamp dışında yaşayan Suriyeli mültecilere yaklaşık 29.5 tonluk kuru gıda yardımı yaptı. Her biri 21 kilo gelen 1.400 çuval yardım Toprakkale Kaymakamlığı’nın yönlendirmesiyle ihtiyaç sahibi mültecilere ulaştırıldı. Murat Kubat Hasene Derneği, mazlum ve mağdurlara yönelik yardım faaliyetlerine Osmaniye’de kamp dışında yaşayan Suriyeli mültecilere tonlarca gıda yardımı yaparak devam etti.Dağıtımları Hasene Türkiye Şubesi Başkanı İbrahim Kırak ve yardımcısı Ömer Söyleyenoğlu yürüttü. “Buradaki insanların mağduriyet içerisinde oldukları çok açık” diye konuşan Kırak şöyle devam etti: “Buradaki insanlara yardımlarımızın devam etmesi gerekiyor. 2014 Kumanya Kampanyası bağlamında buralara tekrar gelip kumanya dağıtımı yapmayı planlıyoruz.” Hasene Derneği’nin Suriyeli mültecilere yaptığı yardımın en güzel şekilde değerlen- dirildiğini söyleyen Osmaniye’nin Toprakkale ilçesi Kaymakamı Murat Uzunparmak, yardımların mülteciler için çok önemli olduğunu vurgulayarak Suriyeli mazlumlar adına Hasene’ye teşekkür etti. Uzunparmak çalışmalarla alakalı şunları söyledi: “Gerek kurban gerekse de kumanya yardımlarına şahit olduğumuz Hasene Derneği, yardımlarını sürdürmeye devam ediyor. Osmaniye merkez ve Toprakkale ilçesinde kamp dışında kalan Suriyelilere gıda yardımı yapıldı. Kayıtlara göre kamp dışında yaşayan Suriyeli mülteci aile sayısı 1.780’dir. Sayı olarak ise 10 binden fazla kişiden söz ediliyor. Toprakkale küçük bir ilçe. Buradaki halkın yardım etme kapasitesi sınırlı. Bu bağlamda Hasene’nin yardımlarının önemi daha da büyük. Hasene Derneği’nin ve Avrupa’daki insanlarımızın yardımlarının devam etmesi, Suriyeli kardeşlerimizden yardımlarını esirgememeleri duyarlılıklarının bir yansımasıdır. Bu yardımların devam etmesinin diliyorum. Her yardım kampanyasında ülkelerini ve kardeşlerini unutmayan başta Hasene Derneği yöneticileri ve çalışanları olmak üzere Avrupa’da yaşayan tüm kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Tüm gönüllülerinin, bağış yapanların ve tüm yöneticilerin gönüllerde olduğunu ifade etmeliyim. Allah yardımlarınızı kabul etsin.” Murat Kubat Suriye’de üç yılı aşkın süredir devam eden iç savaş milyonlarca insanı yerinden etti. Türkiye, Lübnan, Ürdün, Mısır ve Irak’a yerleşen milyonlarca Suriyeli mültecinin yanı sıra sayıları 5 – 6 bini bulan Suriyeli mülteci de Bulgaristan’da 3 ayrı kampta zor şartlar altında yaşamlarını sürdürüyor. Hasene Derneği Bulgaristan’da bulunan Suriyeli mültecilere içerisinde 3 paket makarna, bir paket pirinç, 2 litre sıvı yağ, 2 kavanoz çilek reçeli, 1 paket toz şeker, 1 paket undan oluşan her biri 7 kiloluk 200 gıda paketi dağıttı. Dağıtımlar başkent Sofya’da, şehir merkezine 4 – 5 km mesafe uzaklıkta yer alan Voenna Rampa Kampı’nda gerçekleştirildi. Gıda dağıtımına katılan IGMG Kadınlar Teşkilatı Başkanı Hatice Şahin “Kampa girme konusunda başlangıçta izin alamasak da hanım olmamız hasebi ile daha sonra izin verildi.” diye konuştu. Şahin mültecilerin kaldığı ortamı ise şu şekilde tasvir etti: “Eski bir okul binası kamp olarak kullanılıyor. Yaşanılan ortamın hijyen Vefat eden UKBA üyelerimiz İsmi Evsen Tutkun Ahmet Özdemir Sevim Yirtlaz Havva Demirer Mustafa Ördek Kadri Ademi | 21 Vefat tarihi 03.04.2014 03.04.2014 03.04.2014 07.04.2014 07.04.2014 14.04.2014 Bölge ve şubesi Schwaben - Kempten G.Bavyera - München Pasing Württemberg - Wangen Ruhr-A - Recklinghausen G.Bavyera - Bruckmühl Hamburg - Hamburg Merkez Darul-bekâya irtihal eden merhum ve merhumelere Allah’tan rahmet ve mağfiret, sevenlerine ve yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ederiz. açısından çok kötü durumda olduğunu ifade etmeliyim. İnsanlar okul içerisinde duvarları battaniyelerle oluşturulmuş odacıklarda kalıyorlar. Banyo yapacak imkânları dahi yok.” “Suriyeli kadınlar bizleri görmekten ziyadesiyle memnun kaldı.” diye konuşan Şahin kampta kalan kadınların dertlerini dinlediğini söyledi ve mülteci kadınların isteklerini şu cümlelerle anlattı: “Ülkeye gelen mültecilere çok da sıcak bakılmıyor. Yardım paketlerinin bulunduğu deponun duvarları üzerine mültecileri rencide eden yazılar yazıldığına şahit olduk. Yaşlı bir mülteciye Arapça “Nasılsın anneciğim?” diye sorduğumuzda gözleri doldu. İslami usullere uygun kıyafet noktasında sıkıntı çektiklerini ifade ettiler. Kendilerine kıyafet yardımı yapıldığını ama tesettüre uygun kıyafetlerinin olmadığını söylediler.” Kamptaki mülteci çocukların davranışlarının farklı olduğunu söyleyen Şahin, mülteci çocuklara dair ise şunları dedi: “Yerlerinden ve yurtlarından ayrılmak zorunda bırakılmış bu insanlar ve çocukların gözlerinde umut ışığının sönmediğini fark ettik. Çocukların kamp alanında temizliğe önem vermeleri dikkatimizi çeken diğer bir noktaydı. Çocuklar oldukça cana yakındı. Yanımızda götüdüğümüz şeker ve balonlardan daha fazla almaları hususunda ısrar etmemize rağmen sadece birer tane almaları dikkatimizi çekti.” Sofya Başmüftülüğü Sosyal Hizmetler Başkanlığı Suriyeli mülteciler için Hasene’nin yaptığı yardımdan dolayı teşekkür etti. 22 | Hasene camia | 25 Nisan 2014 KUMANYA KAMPANYASI İhtiyaç sahiplerini unutma ve unutturma Hasene Derneği 2014 Kumanya Kampanyası’nın hazırlıklarını hızla sürdürüyor. 1-20 Mayıs tarihleri arasında dördüncüsü düzenlenecek olan kampanya ile 30 bin kumanya bağışı toplanarak, 30 farklı ülkede ve Türkiye’de 30 ilde dağıtılması hedefleniyor. Murat Kubat Hasene Derneği 3 yıldır kumanya kampanyası düzenliyor. Bu sene gerçekleştirilecek kampanya, dördüncü kumanya kampanyası olacak. Dernek kampanyayı; gerek ramazan ayı içerisinde gerekse de ramazan ayından sonra mazlum ve mağdurlara ulaşma, onların yanında olunduğunu hissettirme ve gıda yardımında bulunma amacıyla yürütüyor. Kampanya ile ayrıca insanlar üç aylar olarak ifade edilen, manevi yoğunluğu yüksek olan bu aylarda paylaşmaya teşvik ediliyor, dünyanın farklı ülke ve bölgelerinde yaşayan mazlum ve mağdurlara, evlerinden ve yurtlarından çıkmak zorunda bırakılmış mültecilere ulaşarak onlara bu aylarda gıda yardımları ile destek çıkılması planlanıyor. 2014 Kumanya Kampanyası hakkında bilgi veren Hasene Başkanı Mesud Gülbahar kampanya sloganını “İhtiyaç sahiplerini unutma ve unutturma” olarak belirlediklerini söyleyerek bundaki en önemli etkeni şöyle açıkladı: “Dünyanın değişik coğrafyalarında değişik sıkıntıların olduğunu biliyoruz. Bu sıkıntıları medya gündeme taşıdığı zaman gündemimizde daha çok yer alıyor. Kısa bir süre sonra ise medyanın gündeminden düştüğünde bizlerin gündeminde de fazla yer almıyor. Örneğin Pakistan’da sel felaketi olduğunda, Somali’yi kuraklık ve kıtlık etkilediğinde, Myanmar’da zulüm etkili bir şekilde ilk ortaya çıktığında medyada ilk haftalar yer alan sıkıntılar daha sonra gündemden düşüyor. Medyanın gündeminden düşmesi sıkıntıların, dramların ve acıların da bittiğini göstermiyor. Asıl yardımların ondan sonra devam etmesi gerekiyor. Biz ‘ihtiyaç sahiplerini unutma ve unutturma’ sloganı ile medyanın gündeminden düşmüş ama acıları devam eden mazlum ve mağdurları unutmamayı ve unutturmamayı amaçladık. Biz bu kampanyamız ile unutulmuşları hatırlamak ve unutulmamalarına katkı sağlamak istedik. Bu seneki kampanyamızın sloganında bu yönü ön plana çıkarmak istedik.” 30 ülkede, Türkiye’de 30 ilde 30 bin kumanya bağışı Geçtiğimiz sene 25 ülke, 25 il ve 25 bin kumanya bağışı toplamayı hedefleyen Hasene hedefini fazlasıyla aşmıştı. Bu sene ise geçtiğimiz seneki hedeflerin üzerine 5 ülke, 5 il ve 5 bin kumanya bağışı daha konarak hedef; 30 ülkede, Türkiye’de 30 ilde 30 bin kumanya bağışının toplanarak dağıtılması olarak belirlendi. Kampanyada yardımların ulaştırılmasının planlandığı ülkeler içerisinde öne çıkanlar şu şekilde belirtiliyor: Suriye’de 3 yılı aşkın süredir devam eden savaşın mağdur ettiği mazlumlar, iç kargaşanın devam ettiği Orta Afrika Cumhuriyeti’ndeki mazlumlar ve buradan Kamerun ve Çad’a sığınmak zorunda kalmış Orta Afrikalı mülteciler, baskıların devam ettiği Myanmar’daki mazlum halk, Somali’deki kamplarda kendilerine uzanacak eli bekleyen ihtiyaç sahipleri, Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin yoğun olarak bulunduğu Kırıkhan, Osmaniye gibi yerler, Arnavutluk, Bosna Hersek, Kosova ve Karadağ gibi Balkan ülkeleri, geçtiğimiz sene Haiyan tayfununun vurduğu Filipinler gibi acıların ve sıkıntıların yaşandığı ülkeler. Kampanyanın muhtevası hakkında da bilgi veren Mesud Gülbahar şunları aktardı: “Kampanya aracılığıyla her sene olduğu gibi bu sene de on binlerce ihtiyaç sahibine içerisinde değişik gıda maddelerini ihtiva eden kumanya paketleri dağıtmayı düşünüyoruz. Bunun yanı sıra 9 Mayıs’ta Bosna Hersek’te aşevimizin açılışını gerçekleştireceğiz. Burada günlük 500 kişiye verilecek sıcak yemek de kumanya kampanyasının içerisinde yürüteceğimiz çalışmalar arasında yer alıyor. Ramazan ayı içerisinde bu tür yardımların ayrı bir güzelliğinin olacağını düşünüyorum. Yine Hasene Mobil Fırını’ndan çıkacak günlük binlerce ekmek, ihtiyaç sahiplerinin sofralarını ve gönüllerini ısıtacak. Ramazan ayı içerisinde Hasene iftar çadırı kurarak, ihtiyaç sahipleriyle, mültecilerle birlikte iftar yapmayı istiyoruz. Ve yine bu kampanya aracılığıyla artık geleneksel hâle getirdiğimiz yetim buluşmaları olacak. Kumanya bağış bedelini ise her sene olduğu gibi bu sene de 45 € olarak belirledik. Bağışçılarımız, 45 €’luk bir yardım ile bahsettiğim alanlara katkı sağlamış olacaklar.” Yetimler de unutulmuyor Hasene yetkilileri ismini “Yetim Buluşması” olarak belirledikleri buluşmalar eşliğinde dünyanın farklı coğrafyalarındaki binlerce yetimle bir araya geliyor. Bu yetimler, yetim projesi bağlamında aylık düzenli olarak destek sağladığımız yetimlerden oluşuyor. 2014 Kumanya Kampanyası kapsamında yetimlerin de unutulmayacağını belirten Hasene temsilcileri böylelikle, Ramazan Bayramı’nda yetimlerle bir araya gelerek ve onlara bayramlık elbiseler ve he- diyeler alarak kendilerine bayramın sevincini ve mutluluğunu yaşatmak istediklerini belirtiyorlar. 1 Mayıs ve 20 Mayıs tarihleri arasında yürütülecek 2014 Kumanya Kampanyası dağıtımları gerek ramazan ayı içerisinde gerekse ramazan ayı dışında da sürdürülecek. Kampanyaya, organizenin bir an önce başlatılıp ramazan ayı girmeden gıda paketlerini mazlum ve mağdurlara ulaştırması maksadıyla bu kadar erken başlandı. Yardımların dağıtımı ise iki aşamalı olarak yapılacak. Birinci aşamada 20 ülkede 20-27 Haziran tarihleri arasında, ikinci aşamada ise geriye kalan 10 ülkede 23 – 30 Temmuz tarihleri arasında dağıtımlar yapılacak. Dağıtımların iki aşamalı gerçekleştirilecek olmasının sebebi, ikinci aşamada yapılacak dağıtımlarda 10 ülkede Hasene yetimleriyle bayramda bir araya gelmenin istenmesi. Hasene yetkilileri bilhassa Hasene yetimlerinin yoğun olarak bulunduğu ülkelerde onlarla bir araya gelerek yetimlere bayram sevincini yaşatmak istiyor. “Çalışmalarımızda en güçlü yanımız gönüllü ve gözlemci ağımızdır. Avrupa’nın değişik ülke ve bölgelerinden seçtiğimiz gönüllü gözlemciler aracılığı ile kampanyayı gerçekleştiriyoruz. Değişik ülkelere gönderdiğimiz gözlemciler oralardaki partner kurumlarla birlikte dağıtım çalışmalarını gerçekleştiriyorlar.” diyen Mesud Gülbahar, bu yılki kampanyanın 121 gözlemci nezaretinde gerçekleştirileceği bilgisini verdi. Gülbahar, “Kampanyalarımıza katılan gözlemcilerimizi seçerken idarecilik ve görev sorumluluğuna sahip, görev yapacağı ülkelerde daha önce bulunmuş ya da o ülkeler hakkında bilgi sahibi olan, ülkenin dilini konuşabilen, Hasene’nin vizyon ve misyonunu taşıyabilecek ve yansıtabilecek özelliklere sahip kişiler arasından seçiyoruz.” dedi. “Katılım için acele edelim.” “Hiçbirimiz akıbetimizin nasıl olacağını bilmiyoruz. Bugün veren konumunda olan bizler, yarın alan konumuna düşebiliriz. Bu açıdan ihtiyaç sahiplerini düşünmek ve onlarla empati yapmak durumundayız. Dünyanın farklı coğrafyalarında değişik sebeplerden ötürü muhtaç durumda olan insanlar var.” diyerek konunun önemine vurgu yapan Mesud Gülbahar, muhtaçların unutulmaması ve unutturulmaması için tüm hayırseverleri kampanyaya destek vermeye davet etti. Gülbahar, “Peygamberimiz hayırlı işlerde acele etmeyi tavsiye etmiştir. Kampanyaya katılmada geç kalmamalarını tavsiye ediyorum. Şimdiden, bizlere yardımlarını emanet eden tüm hayırseverlerimize teşekkür ediyorum. Allah bağışlarını ve yardımlarını kabul etsin.” dedi. Bağışta bulunmak için irtibat bilgileri Yardımseverler (+49) 2237 92942-0 telefon numarası ile Hasene’ye ulaşabilirler. Ayrıca kumanya kampanyasına www.hasene.org sayfasını ziyaret ederek bilgi sahibi olabilirler ve ilgili hesap numaları aracılığı ile bağışlarını yapabilirler. Yine www.facebook.com/haseneorg ve www.twitter.com/haseneorg sayfalarından gerek haberleri aktüel bir şekilde takip edebilir, gerekse de oradaki hesap bilgilerini kullanarak kampanyaya katılabilirler. Kültür ve Sanat camia | 25 Nisan 2014 | 23 Kültürümüzde lale Meltem Kural İstanbul’un parkları ve meydanlarında son senelerde nisan ayında bir başka heyecan yaşanıyor. 2005’ten beri düzenlenen İstanbul Lale Festivali dolayısıyla bu sene de Emirgan Korusu, Taksim Meydanı, Hidiv Kasrı, Büyük Çamlıca Korusu, Sultan Ahmet Meydanı ve Gülhane gibi şehrin pek çok noktasında İstanbul ve İstanbullular yeniden rengârenk lalelerle buluştu. Festival kapsamında her sene pek çok sanatçının katılımıyla lale temalı etkinlikler düzenleniyor. Bugün insanımıza yavaş yavaş yeniden hatırlatılmaya ve benimsetilmeye çalışılan lale, esasen geçmişten bugüne miras kalan mimari yapılarımızdan, sanat eserlerimize kadar pek çok alanda izlerine rastladığımız, medeniyetimizin derinliklerine işlemiş köklü bir geleneğin ürünüdür. Çok uzun süre ihmal edilerek unutulmaya terk edilmiş bu geleneği tanımak için lalenin geçmişimizdeki yerine ve bizim için neden bu derece önemli bir anlam ifade ettiğine bir göz atalım. Lalenin kültür dünyamızdaki anlamı Lale ana vatanı Orta Asya olduğuna inanılan ve Anadolu’ya da Türklerle birlikte o coğrafyadan getirilen, esasında kayalık, taşlı ve kurak yerlerde yetişen yabani bir çiçektir. Büyük Selçuklular ve Anadolu Selçuklularından kalma sanat eserlerinde de rastlanan lale figürünün milattan önce 5. ve 6. yüzyıllarda da çeşitli eşyaların tezyinatında kullanıldığını gösteren tarihî bulgular mevcuttur. İstanbul’un fethinden sonra şehir yeniden imar edilirken bizzat Fatih Sultan Mehmet’in emriyle bahçelere laleler ekilmiştir. Kanuni devrinde geliştirilerek türleri arttırılan lale, asıl altın çağını ise Lale Devri olarak bilinen Sultan III. Ahmet döneminde yaşamıştır. Bilhassa Osmanlı döneminde şehirleri gezinti yerleri, parklar ve bahçeler ile zenginleş- Edebiyattan mimariye, ahşap ve mermer işlemeciliğinden dokumacılığa, minyatürden mücevher tasarımına kadar hayatın pek çok alanında etkisi görülen lale, şiirlere, hikâyelere ve fermanlara konu olmuş, kültürümüzde sadece bir süsleme unsuru olmanın ötesinde Türk İslam kültürünün önemli bir göstergesi hâline gelmiştir tirerek yaşanılan yerleri güzelleştirmek amacıyla ağaçlandırma ve çiçeklendirmeye büyük önem verilmiş, bu mekânlar lale, gül, karanfil ve zerrin gibi çiçeklerle süslenip renklendirilmiştir. Lale gerek görünümü gerekse kendisine yüklenilen ulvi manalarla diğer çiçeklerden ayrı bir yere sahip olmuştur. Bu sebeplerden biri lale kelimesinin ve Allah lafzının arapçada aynı harflerle yani elif, lam ve he harfleri ile yazılıyor olması ve her ikisinin de rakamsal değerinin ebced hesabına göre 66’ya tekabül ediyor olmasıdır. Bu benzerlik “yaratıcının yarattıklarında tecelli etmesi” olarak algılanarak laleye özel bir ilgi ve anlam atfedilmesine sebep olmuştur. Bir başka ilginç ayrıntı da Osmanlı Devleti’nin amblemi olan hilalin de aynı harflerle yazılıp rakamsal olarak aynı sayıyı vermesidir. Lale kelimesinin Arapça harflerle yazılışı ( ) tersten okunduğunda hilal ( ) kelimesini vermektedir. Bu gibi nedenlerle insanımız Allah, hilal ve lale kelimeleri arasında bir tür manevi rabıta olduğuna inanmışlar, lalezariler de bu üç kelimenin yazılışında kullanılan harflerin hiçbirinde nokta olmamasından hareketle lekeli laleleri makbul saymamışlardır. Osmanlı lalesi “Lâle-i Rumi” olarak da adlandırılan farklı özelliklere sahip ve II. Selim devrinden itibaren devlet fermanı ile imparatorluğun çeşitli yerlerinden getirilen lale soğanlarından seçme ve melezleme yöntemiyle elde edilmiş özel bir türdü. Bununla birlikte çiçek soğanlarına sadece saray değil aynı zamanda bu çiçek ve bahçe kültürünü benimsemiş İstanbul’un sakinleri de büyük ilgi gösteriyor, bahçelerini süslemek için farklı türlerde çiçek ve laleler temin ediyorlardı. İstanbulluların çiçeğe ve yeşile olan bu düşkünlüğü şehre yolu düşen yabancı misafirlerin de dikkatinden kaçmıyordu. Diplomatik görevlerle 1833’te İstanbul’a gelen ve Türk dostu olarak tanınan Fransız şair Lamartine (1790-1869) Türkleri doğaya ve göz zevkine önem veren bir millet olarak tasvir eder. Bir İngiliz ziyaretçi olan Miss Julia Parabe ise İstabul’un bahçelerinde şahit olduğu manzara karşısında “Keşke Shakespeare, Romeo ve Juliet’in bahçe sahnesini yazmadan önce Boğaziçi’ni görmüş olsa idi.” diyecektir. Edebiyattan mimariye, ahşap ve mermer işlemeciliğinden dokumacılığa, minyatürden mücevher tasarımına kadar hayatın pek çok alanında etkisi görülen lale, şiirlere, hikâyelere ve fermanlara konu olmuş, kültürümüzde sadece bir süs- leme unsuru olmanın ötesinde Türk İslam kültürünün önemli bir göstergesi hâline gelmiştir. Yavuz Sultan Selim, III. Murat gibi sultanların kaftanlarında, ayakkabı ve çizmelerinde de tercih ettikleri bir motif olan laleye özel bir muhabbet besleyen Kanunî’nin ise iri kırmızı lale figürleriyle bezenmiş bir tören kaftanı mevcuttur. Klasik Türk şiirinde ise lale canlı kırmızı renginden dolayı kan, şarap, yanak ve yara şeklinden dolayı ise kadehe benzetilmiştir. Aynı zamanda aslında yabani bir çiçek türü olması itibarıyla utangaç ve çekingenliğin sembolü olarak da kullanılmıştır. Lale Devri Osmanlı ve saray halkının laleye olan ilgisi III. Ahmet (1673-1736) döneminde zirve noktasına ulaşmıştı. Bu dönem imzalanan Pasarofça Anlaşması’yla başlayan barış ortamı Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın öncülüğünde başlatılan çeşitli imar ve ıslahat faaliyetlerine sahne olmuştur. Bir lale tutkunu olan sadrazam lale yetiştiriciliğini teşvik edici uygulamalar ve müsabakalar yaptırmaktaydı. Tarihçiler tarafından daha sonra Lale Devri olarak adlandırılan 1718-1730 arası dönemde ticari bir ürün hâline gelen lalenin nadide türleri çok yüksek fiyatlarla alınıp satılıyor, lalezari olarak bilinen lale yetiştiricileri yeni türlerde lale yetiştirmek için birbirleriye yarışıyorlardı. İskender Pala ünlü lale yetişticisi Hafız Çelebi’nin laleleri reklendirme yöntemi hakkında Katre-i Matem adlı romanında şu ilginç hikâyeyi anlatıyor: “Kimse bilmezdi ama Çelebi güz mevsimi geldiğinde lale soğanlarını toprağa gömmeden evvel bu kaplumbağaları toplar iki gece tahta kasalar içinde bekletir, bu sırada kasaların zeminine değişik renklerde toprak boya yığar, boyaların arasına nane ve fesleğen unu karıştırıp kaplumbağaların onunla beslenmesini sağlar, sonra onları boş kasalara alıp iki gün aç bırakır ve bu sefer de önlerine yiyecek olarak lale soğanları koyardı. Aç kaplumbağalar büyük bir iştahla lale soğanlarına saldırınca diş izlerini geçirdikleri dakikaya kadar hepsini izler, ardından onların ağızlarından çekip alır ve önlerine başka soğanlar koyar, kaplumbağa salyası bulaşan soğanları bu sefer besili koyunlardan aldığı kuyruk yağında bir gecede bekletir ertesi gün toprağa gömerdi. Bu usulü bulasıya kadar tam otuz yıl denemeler yapmış ve nihayet istediği renkte lale elde etmeyi başarmıştı.” Döneme ait günümüze ulaşan çiçek kültürü üzerine yazılmış mecmua ve şükufename kayıtlarında 16. ye 18. yüzyıllar arasında İstanbul’da 2000 farklı türde lalenin yetiştirildiğini görüyoruz. Sadece bu sayı bile o dönem laleye gösterilen ilginin boyutlarını anlatmak için tek başına yeterli bir bilgi. Avrupa’da lale çılgınlığı Lalenin İstanbul’dan Avrupa’ya tam olarak hangi tarihte götürüldüğü bilinmemekle birlikte, ilk olarak, Kanuni Sultan Süleyman döneminde İstanbul’a gelen Avusturya Macaristan elçisi Busbecq tarafından Avrupa’ya götürüldüğü sanılmaktadır. Busbecq ziyareti sırasında İstanbul’da yol kenarlarında görüp hayran kaldığı bu çiçeğin soğanlarını Hollanda Leiden Üniversitesi’nde çalışan Clusius adında botanikçi bir arkadaşına göndermiştir. Bu nedenle Clusius Hollanda’da lale endüstrisini kuran isim olarak bilinmektedir. Bununla birlikte bazı kaynaklarda Avrupa’nın lale ile tanışması 14. yüzyılda gerçekleşir. Avrupalıların “sarık biçimindeki çiçek” anlamına gelen “tulipe” adını verdikleri laleye duydukları ilgi 16. yüzyılda “tulpenmanie” yani lale çılgınlığı derecesine ulaşmıştı. Nadir bir lale soğanı için bütün servetini yatıranlar olduğu gibi bu ilgiyi manipüle ederek lale borsasında spekülasyon yapmak suretiyle servet edinme yolunu seçenler de az değildi. Bazı tücarların işin iç yüzünü anlayıp yeni soğan almayı reddederek ellerindekini yüksek fiyatlara satmaya başlaması “tulpenmanie”nin de sonu oldu. Lale’nin Avrupa’ya açılmasıyla birlikte özellikle Hollanda’da melezleme yoluyla yeni türler elde edilmiş ve lalecilik zamanla el değiştirerek Osmanlı’dan Hollanda’ya geçmiştir. Lale bugün Hollanda’nın en büyük ihracat ve tanıtım araçlarından biri olmakla birlikte, yel değirmenleri ve tahta ayakkabılardan sonra bilinen üçüncü kültürel simgesidir. Bu nedenle 2005 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından “Lale Evine Dönüyor” sloganıyla başlatılan kampanya kültür dünyamızda böylesi önemli bir yeri olan fakat zaman içerisinde yitirdiğimiz bu değere ana vatanında yeniden sahip çıkmak adına oldukça anlamlı bir adım. Bu şekilde başlatılan süreçte devlet eliyle desteklenen ve teşvik edilen Türkiyeli lale yetiştiricilerinin bugün artık dünyanın en büyük lale pazarlayıcısı olan Hollanda’ya bile lale soğanı ihraç edecek duruma gelmesi Türkiye’nin lale üreticiliği alanında bu kadar kısa zamanda katetmiş olduğu mesafeyi göstermesi bakımından oldukça anlamlı. Bu anlamda Türkiye’nin tanıtım logosunda kullanılan kırmızı lale de bir tesadüf değil, bilakis bu alanda yürütülen bilinçli bir “eve dönüş” politikasının yansımasıdır. flickr.com/koninklijkebibliotheek 24 | Fotoğraflarla Faaliyetler camia | 25 Nisan 2014 Freiburg Donau Freiburg Donau Lauchringen Şubesi Kadınlar Teşkilatı Alman bayanlara özel bir seminer düzenleyerek, konuklarını ramazan ayı hakkında bilgilendirdi. Kahvaltı eşliğinde yapılan seminerde ramazan ayının Müslümanlar için taşıdığı önemi anlatan Yasemin Bozkurt, bayanların merak ettikleri diğer hususlara da cevap verdi. Ramazan ayında Müslümanların sadece oruç tutmakla yetinmediğini bilakis bu ayda paylaşmanın da çok önemli olduğunu vurguladı. Belçika Belçika İslam Federasyonu (BİF) Leopoldsburg ve Houthalen şubeleri valiliklerin “Straat op net” (Çevre Temizliği) kampanyasına şubelerde eğitim gören talebeleriyle destek sağladılar. Organizeye katılan şubelerin yetkilileri “Bu tür faaliyetler çocuklarımızın çevre temizliği bilincinin pekişmesini sağlamakta ve ‘Temizlik imandandır.’ hadisi istikametinde davranmalarına yardımcı olmaktadır.” diyerek bu yönde yapılacak değişik aksiyonlara yine katılacaklarını dile getirdiler. Belçika Bölge Kadınlar Teşkilatı, bölge ve şube idarecileri ve üyelerinden oluşan yaklaşık 80 kişilik grup ile Hollanda’nın başkenti Amsterdam’a gezi düzenledi. Gezinin ilk durağı Amsterdam’ın meşhur Bos ve Lommer meydanları oldu. Katılımcılar buralarda şehrin ilk izlenimlerini edindikten sonra Kuzey Hollanda Bölgesine ziyarette bulundular. Kuzey Hollanda Kadınlar Teşkilatı yönetimi misafirle- rini sıcak bir şekilde karşılayarak bölge binasını gezdirdi ve ikramlarda bulundu. Gezinin devamında kadınlar bir saat süren bot turu ile rehber eşliğinde şehri farklı açıdan keşfettiler. Turun akabinde daha önce kilise olan şu an ise Amsterdam’ın ilk camii vasfını taşıyan Fatih Cami’nde ikindi namazını ifa ettiler ve akabinde Kuzey Hollanda Kadınlar Teşkilatına uğrayarak oradan Amsterdam’a veda ettiler. Düsseldorf Duisburg Rheinhausen Şubesi Kadınlar Teşkilatı (KT) bayanlara özel sıra gecesi düzenledi. Ahmet Yahşi Camii’ne destek amaçlı düzenlenen sıra gecesinde sohbet, ilahi ve türküler eşliğinde ikram edilen çiğ köfte ve geleneksel yemekler yendi. Şube KT Tanıtma Başkanı Nuray Uyarer, yoğun ilgi gören sıra gecesini her ay bir kere düzenleyeceklerini bildirdi. Freiburg Hollanda Utrecht Mescid-i Aksa Cami’nin tertiplediği “Önden Gidenler” programı, kadın ve erkek cemaatin yoğun ilgisine mazhar oldu. Cami İmamı Ali Kartal, ahirete intikal etmiş olan bütün liderlere ve İslam âlimlerine, Allah’tan rahmet diledi. Utrecht İslam Kültür Merkezi yetkililerinin, Hollanda Diyanet Vakfı (HDV) Utrecht Ulu Camii ve Eyüp Sultan Camii görevlilerinin, Avrupa Parlementosu adayı Adnan Tekin’in de hazır bulunduğu programın ilk konuşmacısı IGMG Kuzey Hollanda Bölge Başkanı Oktay Dalmaz idi. “Cenâb-ı Hak geçmişine sadık bir şekilde geleceğine emin adımlarla yürümeyi hepimize nasip eylesin.” diyen Dalmaz, çeşitli şube ve bölgelerde düzenlenen Önden Gidenler programları sayesinde geçmişlerin rahmetle yâd edildiğini belirtti. IGMG İrşad Başkan Yardımcısı Zeki Şeker’in konuşmasından sonra, dünyadaki tüm Müslümanlar için dua edildi. Lörrach ve çevresine hizmet veren Fatih Camii iki günlük bir kermes düzenledi. Kermeste yöresel yemekler, tatlılar ve içecekler sunuldu. Yoğun ilgi gören kermes, komşu cemiyetler ve Freiburg Bölgesinin iştirakı ile daha da şenlendi. Şube Başkanı Hikmet Sucu, kermesi düzenleme amaçlarının yeni satın alınan yere katkı sağlamak ve insanların kaynaşmasına imkân sunmak olduğunu söyledi. Württemberg Württemberg Esslingen Fatih Camii’nde haftalık ev sohbetleri vesilesiyle birinci ve ikinci nesil bir araya geldi. Fatih Camii’nin yöneticilerinden olan İdris Satsu’nun ev sahipliği yaptığı bu anlamlı sohbet te eski günler yâd edildi. Yaşlıların tecrübelerinden faydalanma maksadı da taşıyan buluşma Esslingen imam hatibinin sohbetiyle başlayıp ev sahibinin ikramıyla son buldu. Württemberg Bölgesi Kardeş Cemiyet Programı kapsamında Aalen Fatih Camii, Pleidelsheim Şubesine iade-i ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaretlerin ilkini geçen sene Pleidelsheim Şubesi başlatmıştı. Aalen Şubesi, tüm idareci kadrosu ve ailelerinden oluşan 50 kişilik heyetle otobüs kiralayarak Pleidelsheim’a ulaştı. Aalen Fatih Camii Başkanı Mustafa Demirtaş ve beraberindekileri Pleidelsheim’da Şube Başkanı İsmail Cüman ve şube yönetim kurulu üyeleri karşıladı. Ardından programa geçildi. Şube başkanlarının selamlama konuşmalarının ardından rakamlarla Pleidelsheim’ın ve Aalen şubelerinin profilleri tanıtıldı, geçmiş hizmetler yâd edildi. Bölge Başkanı Ünal Ünalan, sürpriz yaparak katıldığı bu programda kardeşlik ve dayanışmanın önemine değinen bir konuşma yaptı. Program, yemek ikramı ve karşılıklı hediye takdimleri ile son buldu.