SÖZLÜK DERGİSİ Cilt: 4 Sayı: 4 Aralık 2013 ISSN 1308-1500 Editör Prof. Dr. Cengiz Yakıncı İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, MALATYA TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Başkanı TDK İlaç ve Eczacılık Terimleri Çalışma Grubu Üyesi cengizyakinci@hotmail.com Editör Yardımcısı Belgin Aksu TDK Türk Dili Uzmanı belginaksu@hotmail.com Yayın Kurulu Prof. Dr. Esmeray Acartürk Prof. Dr. Yakup Gümüşalan Prof. Dr. Erdem Yeşilada Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi E. Öğretim Üyesi ADANA TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi esmeray.barin@yahoo.com Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi İSTANBUL TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi yakupgumusalan@yahoo.com Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi İSTANBUL TDK İlaç ve Eczacılık Terimleri Çalışma Grubu Başkanı yesilada@yeditepe.edu.tr Prof. Dr. İsmet Aydoğdu Prof. Dr. Esin Kâhya Prof. Dr. İbrahim Yıldırım Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi E. Öğretim Üyesi KONYA TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi sacayak@gmail.com Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi E. Öğretim Üyesi ANKARA TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi esinkahya2002@yahoo.com İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi E. Öğretim Üyesi İSTANBUL TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi iy1442@gmail.com Prof. Dr. Ayla Bayık Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi İZMİR TDK Hemşirelik Terimleri Çalışma Grubu Başkanı bayik@ege.edu.tr Prof. Dr. Süheylâ Ünal İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi MALATYA TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi suheylaunal@gmail.com Prof. Dr. Hamza Zülfikar Ankara Üniv. Dil ve Tarih Coğrafya Fak. Türkçe Bölüm E. Başkanı ANKARA TDK Tıp ve İlaç ve Eczacılık Terimleri Çalışma Grubu Üyesi hamza.zulfikar@hotmail.com Sahibi Logos Yayıncılık Tic. A.Ş. adına Rıfat Bahar Yayın Koordinatörü Tania Sisa Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Prof. Dr. Cengiz Yakıncı Dizgi-Mizanpaj Ayfer Eryeşil Arzu Deniz Ölmez Yayın Türü: Yerel Süreli Baskı Yeri/Matbaa: LOGOS YAYINCILIK Yönetim Yeri: LOGOS YAYINCILIK TİC. A.Ş. Yıldız Posta Cad. Sinan Apt. No. 36 D. 66/67 34349 Gayrettepe-İstanbul Tel: (0212) 288 05 41 - (0212) 288 50 22 Faks: (0212) 211 61 85 e-posta: logos@logos.com.tr Sözlük Dergisi, üç ayda bir yılda dört sayı olarak yayınlanır. Bu dergide yayımlanan yazıların telif hakları Logos Yayıncılık Tic. A.Ş.’ye ait olup, yayıncının yazılı izni olmadan hiçbir şekilde tümü veya herhangi bir bölümü kopya edilemez, herhangi bir dilde tamamen veya kısmen yayınlanamaz, dijital ortama yüklenemez. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri SUNUŞ Çocuk ve ergen ruh sağlığı (çocuk ve ergen psikiyatrisi); içinde normal çocuk ve ergen gelişimini, gelişim bozukluklarını, çocuk ve ergenin zihinsel ve ruhsal gelişimi ile bu gelişim döneminde farklı etiyolojilerle ortaya çıkabilen ruh sağlığı hastalıklarını, çocuk ve ergenlerdeki psikiyatrik sorunları ve psikiyatrik tanı ölçütlerini karşılayan bozuklukların tedavilerini üstlenen bir anabilim dalıdır. Üstlendiği tanı ve tedavi hizmetlerinin yanı sıra, çocuk ve ergenlerde zihinsel, ruhsal ya da sosyal nedenlerle ortaya çıkabilecek olan sorunların oluşmasını engelleyici koruyucu sağlık hizmeti de bu anabilim dalının temel görevlerinden birisini oluşturmaktadır. Danışmanlık, koruyucu hizmetler, tanısal değerlendirmeler ve uygulanan türlü tedavi yaklaşımları, çocuk ve ergen ruh sağlığı alanında multidisipliner bir yaklaşım ile yapılmakta ve bu da bir ekip çalışması ile gerçekleştirilmektedir. Bu ekibin içinde hekimler, psikologlar, pedagoglar, çocuk gelişim uzmanları, sosyal hizmet uzmanları bulunmaktadır. Çocuk ve ergenlerin değerlendirilmesi, başta ebeveynler ya da birincil bakım veren bireyler olmak üzere okul öğretmenleriyle, gerektiğinde sosyal hizmet kurum çalışanları ya da adli makamların işbirliğiyle yapılmaktadır. Bu çalışmanın amacı; içinde psikiyatrik, psikiyatri dışı tıbbi, psikolojik, pedagojik, sosyal, adli terimleri içinde barındıran çocuk ve ergen ruh sağlığı dilinin Türkçe daha iyi anlaşılabilir olmasını sağlamak, kullandığımız bir, iki ya da üç sözcüklü tanımlamaların anlamlarının mümkün olduğunca Türkçe sadeleştirmesini yaparak anlaşılabilirliğini sağlamaktır. Sözlüğümüzü birlikte oluşturduğumuz değerli çalışma arkadaşlarım adına, önerileriyle çalışmamızın oluşmasını sağlayan ve çalışmamız süresince değerli yardımlarını gördüğümüz Prof. Dr. Cengiz Yakıncı’ya teşekkür eder, sözlüğümüzün konumuz ile ilgilenen bilim çalışanlarına katkı sağlamasını ve yardımcı olmasını dileriz. Doç. Dr. Işık Görker Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 1 Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri A açık alan fobisi agoraphobia Açık yerlerde, alanlarda ölüm ya da öz denetimini yitirme korkusu ve kaygı bulgusuyla kendisini gösteren ruhsal bir bozukluk. adli psikiyatri forensic psychiatry Adli tıpla psikiyatri ve çocuk psikiyatrisi dallarının yasal sorunlar karşısında birlikte ele alındığı bir alan. adölesans adolescence ergenlik aerofaji aerophagia hava yutma afazi aphasia Normal bir konuşma gelişimi olan kişide, beynin belirli bölgelerinin vasküler, travmatik ya da tümöral hasarlarına bağlı olarak gelişen edinilmiş konuşma bozukluğu. afoni aphonia Ses telleri ya da onların motor sinirlerinin hasarında oluşabilen, aynı zamanda bir konversiyon belirtisi olarak da görülebilen ses çıkaramadan fısıltıyla konuşma hâli. agnozi agnosia tanıma bozukluğu agrafi agraphia Bilinci açık ve okuryazar olan bireyin yazı yazamaması. agresyon aggression Bazı ruhsal ya da nörolojik bozukluklarda görülen, sözel ya da fiziksel olabilen, amaca yönelik öfkeli, sinirli ya da düşmanca tutum sergileme. agulama babbling İki-altı aylar arası bebeklerin sesli ve sessiz harfler içeren tek heceler üretmesiyle ortaya çıkan sesler. ağır zekâ geriliği severe intellectual disability Zihinsel yetersizliğin en aşağı düzeyde olma durumu. ahlak gelişimi kuramı moral development theory Piaget’nin öne sürdüğü çocuğun zihinsel gelişiminde, davranışın iyiliği ya da kötülüğü üzerinde akıl yürüteceği ya da yargıda bulunacağı bir kural dizisini oluşturan kuram. ahlaki gerçeklik moral realism Piaget’nin ahlak gelişimi kuramının ilk evresinin olduğu erken çocukluk döneminde çocuk için kuralların mutlak olması. aile merkezli yaklaşım family centered intervention Terapötik olarak ailelerin gereksinimlerine göre değişmekle birlikte bilişsel gelişim, çevresel değişimler, yaşam koşulları ve çeşitli sorunlarla ilgili bireyler arası stratejileri oluşturma. aile romansı family romance Çocukların çoğunun ödipus düşlemlerinde aslında anne babalarının çocukları olmadıkları, başka bir sosyal düzeydeki aileden gelmiş, bulunmuş çocuk olduklarına ilişkin fantastik fikirlerinin olması. aile sistemleri teorisi family system theory Herhangi bir aile bireyinin değişmesi için ailedeki iletişimetkileşim yapısının değişimine ihtiyaç duyulduğu, aile bireylerinin davranışlarının, duygularının, inançlarının, geleneklerinin birbirine bağlı olduğu sistem teorisi. aile terapisi family treatment Kişinin ruh sağlığı ve sosyal, duygusal işlevselliğinin diğer bireylerle, özellikle aile bireyleriyle yakından ilişkili olduğu ilkesine dayanan, kişiyi diğer aile bireyleriyle ele alan tedavi yöntemi. aile yaşam döngüsü teorisi family life cycle Sistemdeki her üyenin diğerlerini ve diğerlerinin de onu etkilemesi anlamına gelen döngüsellik ilkesi aileye uygulandığında, sorunun bireylere atfedilmeyip kişiler arasındaki ilişkilerle bağlantılı olduğunun gösterilmesi teorisi. ajitasyon agitation Motor huzursuzlukla birlikte görülen yoğun kaygı. akalküli acalculia Kaygı ya da dikkat sorunu olmadığı hâlde hesap yapma yetisinin kaybı. akatizi acatisia Antipsikotiklerin ekstrapiramidal yan etkisiyle gelişebilen yerinde duramama, dolaşma isteği biçiminde beliren motor huzursuzluk. akinezi acinesia Normal bir insanda kendiliğinden oluşan hareketlerin (jest, mimik, beden hareketleri gibi) bir bütün olarak azalması ya da kaybı. akla uygunlaştırma rationalization Benlik için sıkıntı, acı, suçluluk duygusu veren durumlarda, akla yatkın görünen ve sıkıntı vermeyecek bir neden ya da açıklama bulma olarak tanımlanan bir savunma düzeneği. rasyonalizasyon akne acne vulgaris Sıklıkla ergenlik döneminde yüzde yerleşen, kronik seyirli komedon, papül, püstül ve nodülokistik lezyonlarla karakterize ve seyrinde kalıcı skarların= gelişebildiği bir hastalık. akran istismarı peer abuse Daha büyük yaşta ya da fiziksel olarak daha güçlü olan çocukların kendilerinden daha güçsüz olan çocukları sürekli hırpalaması, eziyet etmesi, rahatsız etmesi. akrofobi acrophobia Yükseklik korkusu aktarım transferance Ruhsal sağaltım sürecinde çocuklukta anne-babayla yaşanmış olan duyguların sağaltımcıya yöneltilerek aktarılması. transferans akut stres bozukluğu acute stress disorder En az iki gün, en fazla dört hafta süren, yaşanılan travmatik olay sonrası korku, kaygı, olayı tekrar yaşayacağı endişesi nedeniyle çocukta ya da ergende ruhsal bulguların geliştiği 3 Sözlük Dergisi bir bozukluk. aleksi alexia Bilinci açık ve okuryazar kişinin bildiği dildeki bir yazıyı okuyamaması. aleksitimi alexithymia Duyguları tanımlama ve açıklama konusunda yetersizlikle belirgin bir kişilik oluşumu. algı bozukluğu perceptual defects Bireyin kendisinden ya da çevresinden aldığı uyarımların, zihninde aykırı ya da aldatıcı bir şekilde yorumlanması. algılama perception Duyu organları aracılığıyla alınan uyarıcıların (duyusal bilgilerin) tutarlı, anlamlı bir bütünlük oluşturacak biçimde örgütlenmesi, çözümlemesi ve yorumu. algısal bütünlük perceptual unity Bir nesnenin soyut özellikleri ya da ayrıntılarıyla değil, tümüyle bütün olarak algılanması. algısal değişmezlik perceptual constancy Bireyin, farklı ışık, açı ve uzaklığa rağmen tanıdık bir nesneyi tanıyabilme becerisi, eğilimi. algısal organizasyon perceptual organisation Uyarıcıların bir bütün içinde algılanması. algısal öğrenme perceptual learning Bireyin, öğrenmeyi çevresindekileri algılama yoluyla gerçekleştirmesi ya da öğrendiklerini yeni algıladıklarıyla değiştirmesi, bütünlemesi. algoritma algorithm Bir sorunun ya da işin hangi aşamalardan geçilerek yapılacağını gösteren çalışma planı. alıcı receptor Canlılarda içten ya da dıştan gelen uyaranları algılayıp ileten dizge. alışkanlık habit Düzenli ve sürekli olarak yapılan edinilmiş tutum ve davranışlar. alıştırma practicing Çocuğun 9-14. ayları arasında yürümeye başlamasıyla canlı ve cansızı keşfettiği ve anneden ayrılma ve tekrar ona dönme denemelerini gerçekleştirdiği gelişim dönemi. alkol kötüye kullanımı alcohol abuse Alkolün etkilerinin neden olduğu ya da alevlendirdiği, sürekli ya da yineleyici toplumsal ya da kişiler arası oluşan sorunlara karşın sürekli alkol kullanımı. alkol toleransı alcohol intolerance Alkolün belirli bir dozunun yinelenen uygulamalarından sonra daha düşük bir etki göstermesi hâlinde, ilk kullanımdaki etkiyi elde etmek için gittikçe artan dozlara gereksinim duyulması. aloji alogia konuşma fakirliği alopesia areata alopecia areata İnflamasyon bulguları olmaksızın vücutta odaklar şeklinde kıl kaybıyla be4 lirgin bir hastalık. alt benlik id Doğuştan gelen, libidinal ve agressif dürtüleri oluşturan ve haz ilkesine göre sürekli dürtüsel boşalım gereksinimi duyan ruhsal aygıt. id altruizm altruism özgecilik ambivalans ambivalance Belirli bir kişi ya da eşyaya aynı zamanda hem sevgi hem nefret duyma gibi, karşıt durum ve duyguların birlikte bulunması hâli. amnezi amnesia bellek yitimi ampirik empirical Deney ve gözlem üzerine kurulu. anaklitik anaclitic Başkalarına duyulan bağımlılıkla nitelenen ilişkiler için kullanılan terim. anal dönem anal phase Çocuğun 1-3 yaşları arası gelişim döneminde anal sfinkterlerinin üzerinde nöromüsküler kontrolünü sağlamasıyla, ebeveynlere olan bağımlılıktan kurtulma ve bağımsızlık çabasıyla birlikte ebeveynleri kontrol etmenin yaşandığı dönem. anal erotizm anal erotism Anal işlev sırasında duyulan cinsel haz. anal sadizm anal sadism Boşaltılan dışkının psikanalitik anlamda agresif arzuların bir ifadesi olması. analist analist Analiz yapan kimse, çözümleyici. Angelman sendromu Angelman’s syndrome Zekâ ve gelişme geriliği, konuşma bozukluğu, epileptik nöbetler ve sürekli gülümseyen yüz ifadesi bulguları olan ve 15. kromozom bölgesinde mikrodelesyonla ortaya çıkan nörogelişimsel bir bozukluk. anguaz angoisse Paniğe kapılma şeklinde kendisini gösteren ruhsal ve fiziksel rahatsızlık. anhedoni anhedonia Normalde zevk veren durumlardan zevk alınamaması. animizm animism canlandırmacılık anksiyolitik anxiolytic Kaygı giderici etkisi olan ilaç. anlatım dili expressive language Duyu-sinir ve motor-sinir işlevlerle zihinsel kavramın bir ses imgesi aracılığıyla ifadesi. anne baba eğitimi parent’s training Anne ve babaların özgüvenini güçlendirerek çocuklarının fiziksel, zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimi için anne babalık becerilerini geliştirecek şekilde ebeveynlere rehberlik etme. anne yoksunluğu maternal deprivation Çocuğun gelişim döneminin ilk bir yılı içinde anne ya da birincil bakım veren kişiden yoksun kalması. anoreksiya anorexia İştah azalması ya da kaybı. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri anoreksiya nervoza anorexia nervosa Sıklıkla ergenlik dönemi kızlarda görülen, şişmanlıkla ilgili aşırı korku nedeniyle yemek yemede isteksizlik, vücut ağırlığının beklenenin en az %15 daha altında olmasıyla belirgin kilo kaybı, beden imgesi bozukluğu ve amenore belirtileri gösteren bir yeme bozukluğu. antidepresan antidepressant Ruhsal çökkünlük tedavisinde kullanılan ilaç. antiepileptik antiepileptic Epilepsi tedavisinde kullanılan, aynı zamanda sinir hücrelerinde nörotransmitterler üzerine etki göstererek duygu durum kontrolünde rol oynayan ilaç. antipsikotik antipsychotic Psikoz tedavisinde kullanılan, aynı zamanda çocuklarda davranış kontrolü için kullanılan ilaç. antisosyal davranış antisocial behaviour Toplumsal yaşamın gereklerine aykırı davranışlar. apati apathy Duygu, ilgi ya da endişenin kaybı. Apgar testi Apgar test Yenidoğan bebeğin doğum koşullarını değerlendirmek amacıyla gelişimsel durumunu değerlendiren test. apraksi apraxia Bilinci açık, anlaması normal bir kişinin motor, duyusal ve koordinasyon kusuru olmaksızın bildiği, amaçlı bir hareketi yapamaması. aprozodi aprosody Nörolojik bir bozukluk nedeniyle konuşma tonalitesinin kaybı. araç olarak başvurulan saldırganlık instrumental aggression Genellikle küçük çocuklarda görülen, bir şeye sahip olmak amacıyla kavgayla kendini gösteren saldırganlık. aritmetik beceri bozukluğu mathematic disorder Aritmetik becerisinde bozuklukla kendini gösteren özgün öğrenme bozukluğu. artı pekiştirme positive reinforcement Edimsel koşullamada istenen davranışı güçlendirmek ve yineleme sıklığını arttırmak için edimsel davranışın ödüllendirilmesi. artikülasyon bozukluğu phonological disorder fonolojik bozukluk asimilasyon assimilation özümleme Asperger bozukluğu Asperger disorder Bilişsel gelişiminde ve dil gelişiminde önemli bir gelişme geriliği göstermeyen, sıklıkla zekâ düzeyi normal olan ancak toplumsal etkileşimde bozukluğun olduğu otistik spektrum bozukluğu. astazi-abazi astasia-abasia Kaslarda ya da duyularda herhangi bir bozukluk olmaksızın kısmen ya da tamamen ayakta duramama ya da yürüyememe durumu. aşamalı oluşum epigenesis Erickson’un psikososyal gelişim evresinde; kişinin her gelişimsel döneminde sağlıklı kendiliğinden gelişimi için başarıyla yerine getirmesi gereken bir gelişimsel görevin olduğu, her gelişimsel görevin içeriğinde tez ve antitezin birlikte ortaya çıktığı ve her dönemin başarılı sonlanmasıyla ‘benliğin’ güçlendiği şeklinde tanımlanan ilke. epigenez aşırı değerlenmiş düşünce overvalued idea Sanrısal bir özellik taşımayan, ancak yeterince içgörünün de olmadığı düşünce. aşırı duyarlılık hypersensitivity Uyarıcılardan fiziksel ya da duygusal olarak kolayca etkilenme. aşırı genelleştirme overgeneralization Çocukların bir kelimeyi gereğinden daha kapsamlı nesneler ya da eylemler sınıfı içinde kullanması. aşırı hareketlilik (hiperaktivite) hyperactivity Çocukta yaşına ve gelişim düzeyine göre aşırı hareketliliğin en az 6 ay boyunca olması ve bu hareketliliğinin, sosyal ve akademik işlevselliği bozmuş olması. aşırı hoşgörülü ebeveyn permissive parenting Çocuğun her yaptığının hoş karşılandığı, davranışlar üzerinde az ya da hiç denetim kurulmadığı ebeveynlik tutumu. aşırı kaygılı bozukluk overanxious disorder Çocuk ya da erişkinlerde görülen, ayrılma ya da yakın zamanda yaşanan stresli bir olaydan kaynaklanmayan, aşırı endişe ve korku davranışlarıyla kendisini gösteren, yaygın kaygı bozukluğu kapsamı içinde tanımlanan ruhsal bir bozukluk. ataksi ataxy İstemli hareketleri yaparken kasları eş güdümleyememe. atetoz athetosis Vücutta bir postürü sağlamak ya da sürdürmek için gerekli olan kas kasılmasının, görevli olmayan kaslara yayılması sonucu gelişen kompleks, solucanvari, düzensiz, amaçsız hareketler. atılganlık eğitimi assertiveness training Girişken, güvenli davranışın öğretildiği müdahale yöntemi. atipik otizm atypical autism Genellikle bilişsel ve iletişim becerileri otizmi olan çocuklardan daha iyi olan, ancak otizme benzer gelişimsel ve davranışsal sorunlar gösteren otistik spektrum bozukluğu. atoni atonia Kas tonusunda azalma. atopik dermatit atopic dermatitis Etiyolojisinde stresle nöropeptitler ve immün sistem arasında bir ilişkinin olduğu düşünülen, sıklıkla erken bebeklik, çocukluk 5 Sözlük Dergisi çağı ve ergenlikte yaşanan stresli yaşam olayları sonrasında kaşıntı, makülopapüler döküntülerle başlayan eritematöz bir enflamasyon hastalığı. aversiyon aversion Bir durumu istememe, tiksinme. avolüsyon avolition ilgi kaybı ayırma splitting Nesneyi iyi ve kötü olarak ikiye ayıran ve sonrasında benliği ayırmasına yol açan bir savunma düzeneği. ayrılık kaygısı separation anxiety Normal gelişim döneminde güvenli bağlanma geliştiren 1-3 yaş arası bebeğin, temel bakım vereninden ayrı olduğunda duyduğu kaygı. linç dışına atılması ve orada tutulması olarak tanımlanan bir savunma düzeneği. represyon ayrılık kaygısı bozukluğu separation anxiety disorder Çocuk veya ergenin evden ya da temel bağlanma beden dismorfik bozukluğu body dysmorphic disorder Kişinin, bedeninin bir veya daha fazla bölgesinin figüründen ayrı olduğunda, en az 4 hafta süren ve gelişimsel dönemine uygun olmayacak şekilde şiddetli korku ve kaygı duyma hâli. ayrılma-bireyselleşme separation-individuation Çocuğun anneyle ortak yaşamsal bütünlüğünden çıkışını tamamlaması sonrasında kendi bireysel özelliklerini yaşamına dökebilmesi ve kendini gerçekleştirebilmesi. B bağımlı değişken dependant variable Araştırmalarda bir veya birden fazla bağımsız değişkene bağlı olarak değişebilen ve değişiklikleri gözlemlenen değişken. bağımlılık dependency Bir maddenin yineleyen kullanımıyla oluşan ve yoksunluk sendromunun ortaya çıkmasını önlemek için maddenin sürekli kullanımını gerekli kılan bir fizyolojik nöroadaptasyon süreci. bağımsız değişken independant variable Nedensonuç ilişkisi aranan araştırmalarda, araştırmacı tarafından yönlendirilerek bağımlı değişken üzerindeki etkisi incelenen ve birden fazla olabilen değişken. bağlanma attachment Bowlby’e göre bireyin diğeriyle kurduğu duygusal bağ. bağlanma kuramı attachment theory Bowlby’e göre bebeğin birincil bakım vereniyle duygusal ilişkisi ve karşılıklı doyum verici ilişkisi sonucunda bakıcısıyla güven ilişkisi geliştirmesinin, sonraki yaşam dönemlerinde kuracağı insan ilişkilerinde rol oynaması. basmakalıp davranış stereotyped behavior Belirli bir sorun karşısında özel koşulların ya da varılan sonucun değiştiremediği, hep aynı kalan davranış. bastırma repression Dürtü, anı ve deneyimlerinin bi6 baştan aşağıya gelişim ilkesi cephalocaudal principal Gelişimin baştan başlayarak ayaklara doğru ilerlediğine dayanan gelişim ilkesi. bebek ruh sağlığı ve hastalıkları infant psychiatry Çocuklarda 0-3 yaş dönemi ruh sağlığı ve hastalıklarının değerlendirmelerinin, tanısal yaklaşımlarının ve gerektiğinde tedavisinin yapıldığı bilim dalı. bebeksilik infantilism Fiziksel olarak gelişmiş bir çocuk veya bir yetişkinin, ruhsal ya da bedensel işlevinin geride olması ya da önceki bir aşamaya gerilemesi. kusurlu olduğunu algılaması nedeniyle tekrarlayıcı davranışlar göstererek sürekli bu konuyla uğraşı içinde olması ve bu uğraşının kişinin işlevselliğini bozmasıyla tanımlanan ruhsal bozukluk. beden imgesi body image Kişinin kendi bedenine ve bedeninin çevreyle olan ilişkisine ilişkin algısı. beklenti kaygısı anticipatory anxiety Kişinin daha önce kaygı yaşadığı bir durumla tekrar karşılaşabileceği olasılığına bağlı olarak gelişen kaygı. bellek memory Bilgiyi depolama, saklama ve sonrasında geri çağırma yeteneği. bellek yitimi amnesia Fiziksel ya da ruhsal nedenlere bağlı olarak belleğin tümünün ya da bir kısmının bozulması. amnezi Bender-Gestalt görsel motor algı testi BenderGestalt visual motor test Görsel motor işlevin yanı sıra bilişsel süreçlerde tıbbi bir patolojinin var olup olmadığının saptanması için yapılan test. benlik ego Hem dürtülerin doyumunu tehlikesizce sağlamak için alt benliğe hizmet eden, hem de kişinin dış dünyayla ilişkisinin başlıca yürütücülüğü görevini üslenen ruhsal aygıt. ego benlik gelişimi ego development Çocuğun çevreden ayrı olarak bireysel özellikleri ve amaçlarını değerlendirerek bilinç düzeyinin gelişmesi. benlik gücü ego strenght Kişinin arzu, dürtü ve çevre arasındaki dengeyi kurabilme gücü. benlik psikolojisi ego psychology Benlik kavramının gelişimini, işlevini, kişiliğin oluşmasına olan katkısını inceleyen psikoloji birimi. benlik saygısı self-esteem Kişinin kendisini tanıması Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri ve gerçekçi olarak değerlendirmesi sonucunda kendi yetenek ve güçlerini kabul edip benimsemesiyle kendisine karşı duyduğu sevgi, saygı ve güven duygusu. benmerkezcilik egocentrism Bilişsel gelişim döneminin işlem öncesi döneminde çocuğun yaşamını kendi kişisel gereksinimleri üzerinden görme. egosantrizm beslenme bozukluğu feeding disorder Erken çocukluk döneminde sıklıkla çocuğun bakıcısıyla olan etkileşimindeki bozukluklardan kaynaklanan, fizyolojik ya da yaşanılan travmatik olaylara bağlı olarak da gelişebilen yeme bozuklukları. beynin başatlığı cerebral dominance Beynin yarım kürelerinden birinin, beden hareketlerinin, işlevlerinin başlama ve denetleme sürecinde kontrolünün ağır basması. bilinç conscious Bireyin kendi düşüncesiyle duygularının farkında olması ve dış çevresini tanıyabilmesi. bilinç dışı unconscious Psikanalitik kurama göre yasaklanan, unutulan ve bastırılan süreçlerin bulunduğu ve erişilmesi zor olan düzey. bilinç öncesi preconscious Psikanalitik kurama göre, bilinçle bilinç dışı arasında olan düzey. biliş cognition Dikkat, algılama, anlama, tanıma, bellek, yargılama, soyutlama gibi bilmeye, öğrenmeye ve gerçeği değerlendirmeye yarayan yetiler bütünü. bilişsel davranışcı terapi cognitive behavioral therapy Düşünce, inanç, açıklama biçimi, yorum ve beklentiler gibi bilişsel süreçleri değiştirerek, duygu ve/ veya davranışlarda değişiklikler yaratmayı ve kişiye daha uyumlu baş etme becerileri kazandırmayı amaçlayan tedavi yaklaşımı. bilişsel gelişim cognitive development Çocuğun gerçeğe uyum sağlama, bilgi toplama, yaşına uygun bir şekilde öğrenme ve sorun çözme becerileri. bilişsel kuram cognitive theory Algı, dil, bellek ve düşünceyi ilişkilendiren kuram. bilişsel terapi cognitive therapy Beck tarafından depresyondaki otomatik düşüncelere karşı geliştirilen ve bu düşünce şemalarını değiştirmeyi amaçlayan tedavi yaklaşımı. bilişsel yapı cognitive structure Bireyin dünyayı algılama ve sorunlarla başa çıkmak için kullandığı inanç, tutum, tepki ve beklentileri. bipolar bozukluk bipolar disorder İki uçlu bozukluk. birincil döngüsel tepki stage of primary circular reaction Bebeğin beden hareketlerini tekrar ettiği ve değiştirip geliştirdiği 0-4 ayını içeren gelişim dönemi. blokaj blockage Akıl hastalıklarında görülen düşünce akışının ani olarak kesilmesi veya cümle ortasında ani kesilmeler. bradikinezi bradykinesia Motor hareketlerde yavaşlama. bruksizm bruxism diş gıcırdatma bulimiya bulimia Açlık duygusunun anormal artışıyla bireyin yiyebileceğinden daha fazla gıdayı yemesi. bulimiya nevroza bulimia nervosa Sıklıkla ergenlik dönemi kızlarda görülen, tıkınırcasına yeme nöbetleri sonrasında alınan kalorilerin kaybedilmesi için kusma, diüretik veya laksatif alımı gibi davranışların sergilendiği bir yeme bozukluğu. bütünlük holism Bir bireyin davranışının, ancak bütünün bağlamı içinde çalışıldığında daha iyi anlaşılabileceğini ifade eden aile tedavisi kavramı. büyüklük sanrısı grandiosity Kişinin kendisinin çok önemli, yetenekli biri olduğunu ancak taktir edilmediğini düşündüğü bir düşünce bozukluğu. grandiyözite büyüsel düşünce magical thinking Çocuğun bilişsel gelişiminin işlem öncesi evresinde görülen; düşünceye, söylenen söze veya yapılan bir harekete doğaüstü güç yükleyen düşünce biçimi. C canlandırmacılık animism Piaget’nin gelişim kuramına göre işlem öncesi evredeki erken çocukluk döneminde çocuğun cansız nesneleri canlıymış gibi düşünmesi. animizm Capgras sendromu Capgras syndrome Yakınlarının veya nesnelerin ikizleriyle değiştirildikleri biçiminde sanrılarla belirgin bir ruhsal bozukluk. cinsel gelişim sexual development Doğumdan itibaren cinsel olgunluk düzeyine ulaşırken geçirilen aşamalar. cinsel kimlik gender identity Çocuğun iki farklı cinsiyetten hangisine ait olduğunun farkına varması, cinsel rol davranışını kazanması ve son olarak cinsel yönelimini oluşturması. cinsel kimlik bozukluğu gender identity disorder Çocuğun ya da ergenin biyolojik cinsiyetinden veya cinsel kimlik rolünden sürekli rahatsızlık duyması sonucu kendi cinsini reddetme ve karşı cinse özgü tutum ve 7 Sözlük Dergisi davranışlarda bulunmayla belirgin olan ruhsal bozukluk. cümle tamamlama testi sentence completion test Belirsiz bir uyarıcı karşısında kişinin ilgilerini, duygularını, tutumlarını, isteklerini yansıtan bir projektif test. Ç çağrışımlarda gevşeme loosening of associations Düşünceler ve çağrışımların birbiri ardı sıra gelmesi sonucu kişinin çağrışımlar ve düşünceler arasında eleme yapmakta zorlanması. çalışkanlığa karşı yetersizlik duygusu industry versus inferiority Erickson’un psikososyal gelişim dönemlerinden dördüncüsü olan, çocuğun okula başlama dönemiyle zihinsel, sosyal ve akademik alanda başarılı olmaya ihtiyacı olduğu, cezalandırıldığı ya da yeteri kadar ödüllendirilmediği zaman yetersizlik duygusunu yaşadığı dönem. çatışma conflict Kişide gerginlik ya da ruhsal bir bozukluk oluşturabilme olasılığı olan, bilinç dışında benlikle alt benlik veya benlikle üst benliğin arasındaki uyuşmazlığın oluşturduğu engellenme. çelişkili bağlanma disorganized attachment düzensiz bağlanma çevre environment Canlının gelişimini ve yaşamını etkileyen dış koşullar. çifte açmaz double bind Kişiye iki farklı mesajın aynı anda verilmesi sonucu kişinin çelişki yaşaması. çifte depresyon double depression Çocuk ya da ergenin major depresyon tanısıyla birlikte distimik bozukluk tanısını alması. çocuğu kötüye kullanım child abuse Çocuğun başta anne babaları olmak üzere bakmakla yükümlü kişiler ve diğer yetişkinler tarafından fiziksel, duygusal ve cinsel gelişimlerini engelleyen, beden ya da ruh sağlığına zarar veren, kaza sonucu olmayan durumlarla karşı karşıya bırakılması. çocuk istismarı çocuğun cinsel kötüye kullanımı child sexual abuse Yetişkinin doyumu için çocuğun cinsel obje olarak kullanılması. çocuğun duygusal kötüye kullanımı child emotional abuse Primer bakım verenin çocuğu ile oluşturması gereken duygusal ilişkisindeki yetersizlik ya da ihmal nedeni ile, çocuğun gelişimi için gerekli olan sosyalleşme, yeterli uyaran sağlanması ve kendini değerli görebilmesi gibi temel gereksinimlerin sağlanamaması. 8 çocuğun fiziksel kötüye kullanımı child physical abuse Çocuktan sorumlu kişiler tarafından çocuğun fiziksel olarak yaralanması. çocuk gelişimi child development Çocukluk döneminde biyolojik, sosyal, bilişsel, duygusal ve davranışsal değişimlerin gerçekleşmesi. çocuk istismarı child abuse Çocuğu kötüye kullanım çocuk psikolojisi child psychology Doğumdan erişkinliğe kadar olan süreci ruhsal ve davranışsal gelişim doğrultusunda inceleyen bilim dalı. çocuk suçluluğu juvenile delinquent Bulunduğu ülkenin yasalarına göre sorumluluk yaşına gelmemiş çocuk ve gençlerin yasa dışı davranışlarda bulunması. çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları child and adolescent psychiatry Çocuk ve ergenlik döneminin (0-18 yaş) ruh sağlığı ve hastalıklarının değerlendirildiği, tanısal yaklaşımının ve gerektiğinde tedavilerinin yapıldığı ana bilim dalı. çocuklar için algı testi children’s apperception test Çocuğun kendisini nasıl algıladığı, duyguları, ailesi ve çevresi hakkındaki görüşlerini değerlendirmeyi amaçlayan projektif bir test. çocukluk childhood Bebeklikle ergenlik arasındaki gelişme dönemi. çocukluk çağı şizofrenisi childhood schizophrenia Gerçeği değerlendirme yetisinde bozulmayla birlikte sanrı, varsanı, bilişsel işlevlerde ciddi bozukluklar ve tuhaf davranışlarla belirgin ruhsal bozukluk. D danışan client Yaşamının herhangi bir alanında sorun ya da zorluk yaşayan ve konuyla ilgili bir ruh bilimciden yardım almak üzere başvuran kişi. danışma counseling Yaşamın çeşitli alanlarıyla ilgili sorunların azalması veya giderilmesi için bir ruh bilimi uzmanından yardım ve destek alınması. danışman counselor Birey veya çocukların yaşantılarını düzenlemek amacıyla aile, toplum, öğretim ve eğitimle ilgili sorunlarının çözülmesinde yol gösteren kişi. davranım bozukluğu conduct disorder Çocuk ve ergenlerde görülebilen, insan ve hayvanlara karşı saldırganlık gösterme, eşyalara zarar verme, hırsızlık yapma ve kuralları ciddi bir biçimde bozma bulgularıyla kendisini gösteren bir ruhsal bozukluk. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri davranış behavior Organizmanın uyaranlar karşısında verdiği tepkilerin tümü. davranış bilimi behavioral science İnsan ve hayvanların davranışlarını ve bu davranışların temelini inceleyen bilim dalı. davranış bozuklukları behavioral disorders Çocuk ya da ergenin içinde bulunduğu yaşa uygun olarak toplumsal kurallara ve değerlere uymaması ve bu davranışlarını tekrarlayıcı olarak sürekli yapması. davranışçı terapi behavioral therapy Sosyal öğrenme ve edimsel koşullanma ilkelerine dayanan terapi yöntemlerini kullanan psikolojik müdahale biçimi. davranışçılık behaviorism Gözlemlenebilir davranışların incelenmesi gerektiğini savunan akım. davranışsal inhibisyon behavioral inhibition Yeni ve tanınmayan uyaranlara karşı korkulu ve çekingen yaklaşım eğilimi. davranışsal ve duygusal süreçleri ayarlama bozuklukları behavioral and emotional regulatory disorder Erken çocuklukta görülen, oluşumunda prenatal, postnatal psikososyal risk etkenleri, ebeveyn psikopatolojileri, olumsuz çocukluk dönemi anıları, sosyal izolasyon ve ebeveynler arası çatışmaların rol oynadığı, yeme-uyku bozuklukları, yatıştırılamayan ağlama, saldırganlık, huzursuzluk, ebeveyne aşırı yapışma ve öfke nöbetleri olarak kendisini gösterebilen bozukluklar. değer yargısı value judgement Bir nesnenin, kişinin, olayın nesnel özellikleriyle değil, değeriyle yargılanması. değerlendirme ölçeği rating scale Bireyin herhangi bir özelliğini ya da niteliğini nesnel bilgilere göre değerlendiren ölçek. değersizleştirme devaluation Bireyin kendine ya da başkalarına olumsuz nitelikler yükleme tutumuyla belirgin bir savunma düzeneği. değişken variable Bir deneyde ya da araştırmada değiştirilebilen ve ölçülebilen özellikler. değişmezlik varsayımı constancy hypothesis Bir canlının aynı durumda bulunduğu süre içinde, aynı uyarana aynı duyum ve tepkiyi vereceğini öngören varsayım. deja entendu deja entendu Önceden işitilmiş olanı işitiyor ya da algılıyor duygusu. deja vu deja vu Önceden görülmüş olanı görüyor ya da yaşıyor olma duygusu. dekompansasyon decompensation Kişide savunma düzeneklerinin kullanılamamasına bağlı olarak ruhsal iş- levsellikte bozulma. deliryum delirium Konfüzyonla birlikte, duygusal oynamalar, varsanılar ve uygun olmayan dürtüsel ya da şiddet içerikli davranış sorunlarının da birlikte olduğu, geri dönüşümlü akut akıl hastalığı. deliryum tremens delirium tremens Uzun süre ve aşırı alkol alımının aniden kesilmesi sonrasında kâbuslar, konfüzyon, ajitasyon, yönelim bozukluğu, algı bozuklukları, ateş, kalp atım hızının artışı ve hipertansiyon bulgularıyla seyreden akut bir bozukluk. delüzyon delusion sanrı demokratik ebeveyn authoritative (democratic) parenting Çocuklarına uygun özgürlüğü verip, mantıklı sınır- lar çizen, çocuğun fikir ve ihtiyaçlarına yanıt verip onunla iletişime giren ebeveyn tipi. yetkin-dengeli ebeveyn denek subject Araştırma ve deneylerde belli bir uyarana nasıl tepki verdiği gözlemlenen ve değerlendirilen canlı. deney experiment Bir varsayımın doğruluğunu değerlendirmek veya bağlantıları, neden-sonuç ilişkilerini incelemek amacıyla koşulların, değişkenlerin ve sonuçların incelendiği planlanmış deneme. deneyim experience Bireyin algıları ve etkinlikleriyle kazandığı bilgi, tutum ve beceriler. deneysel psikoloji experimental psychology Bireyin belli deneysel koşullarda algı, öğrenme, bellek, düşünce, dil, duygu gibi özelliklerini inceleyen psikoloji dalı. denge homeostasis Bedenin fiziksel ve ruhsal olarak dengede tutulması. dengelilik stability Kişinin duygu durumunda ani değişimlerin gözlemlenmemesi. dengesizlik instability Duygu ve davranışlarda sık sık beklenmedik tutarsızlıkların olması. Denver gelişimsel tarama testi Denver developmental screening test Okul öncesi çocukların sosyal, dil, ince motor ve kaba motor gelişim düzeylerini belirlemeyi amaçlayan gelişim testi. depersonalizasyon depersonalization Bireyin kendi kimliğine, bedenine ya da bedeninin bir bölümüne karşı duyduğu yabancılık hissi. depresyon depression İlgi ve zevk almada belirgin azalma, mutsuzluk, karamsarlık, enerji azalmasına bağlı zihinsel ve davranışsal yavaşlamayla uyku ve iştah sorunlarının en az iki hafta süreklilik gösterdiği ruhsal çökkünlük durumu. 9 Sözlük Dergisi depreşme relapse nüksetme derealizasyon derealisation gerçek dışılama dereizm dereism Gerçek, mantık ya da yaşantıyla ilişkisi olmamayla belirgin bir akıl hastalığı belirtisi. derinlik algısı depth perception Nesnelerin yükseklik, genişlik, derinlik olarak üç boyutlu algılanarak uzaklığın bilinçte canlanması. dezintegratif bozukluk desintegrative disorder İki yaşına kadar normal gelişim gösteren çocuğun, 2-10 yaşları arasında daha önce kazanılan becerilerini yitirmesiyle belirgin olan gelişimsel bir bozukluk. dezoryantasyon disorientation Zaman, yer ve kişi farkındalığının bozulması. dışa dönüklük extroversion Kişinin ilgisinin kendi duygu ve düşünceleri yerine dışarıdaki nesnel ve toplumsal çevreye yönelmesi durumu. dışa vurum expression Kişinin duygu, beceri, tutum gibi durumlarını sözel veya sözel olmayan yollarla ifade etmesi. dışa yönelim externalizing Davranışlarını ya da ruhsal bulgularını dışa (başkalarına) yansıtarak gösterme. dikkat attention İlgilendiği odağa yönlenme, bu yönlenme durumunu belli bir süre koruma ve seçme. dikkat dağınıklığı distractibility Bir dizi uyaranın konuyla ilgili bölümüne dikkatini verme, ilişkili bölümü ayrıştırma ve uygunsuz olanı eleme konusunda yetersizlik. dikkat eksikliği bozukluğu attention deficit disorder Çocuğun başka bir ruhsal bozukluğa bağlı olmadan, en az altı ay boyunca gelişim düzeyine uygun şekilde dikkatini odaklayamama ve bu nedenle işlevselliğinin bozulmasıyla belirgin bir bozukluk. dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu attention deficit hyperactivity disorder Çocuğun başka bir ruhsal bozukluğa bağlı olmadan, en az altı ay boyunca gelişim düzeyine uygun şekilde dikkatini odaklayamama, gelişim düzeyine uygun olmayan bir aşırı hareketlilik gösterme ve dürtülerini kontrol edememeye bağlı olarak işlevselliğinin bozulmasıyla belirgin bir bozukluk. dipsomani dipsomania Zorlantılı biçimde alkollü içki içme davranışı. direnç resistance Psikanalizde, bilinç dışındakilerin bilince gelmesine karşı konulması. dirençli bağlanma resistant attachment kaygılı bağlanma 10 disfoni dysphonia Konuşmada zorlanma disfori dysforia Kişinin çevresine karşı ilgisinin azaldığı, aşırı uyarılmışlıkla birlikte seyreden keyifsizlik hâli. disgrafi dysgraphia Yazma bozukluğu disinhibisyon dysinhibition Kişinin içsel dürtülerini ve duygularını, üst benliğini kullanmadan aşırı serbestlikte sergilemesi. diskalküli dyscalculia Kişinin matematik kavramları öğrenmesi ve matematiksel işlemleri yapmasında güçlüklere neden olan öğrenme bozukluğu. diskinezi dyskinesia Hareket etmede güçlük disleksi dyslexia özgül öğrenme bozukluğu disprozodi dysprosody Normal konuşma sesinin kaybı. dissosiyasyon dissociation İç ve dış stres etkenlerine karşı bireyin bilinç, bellek, duyusal/motor davranış işlevlerinde parçalanma. dissosiyatif amnezi dissociative amnesia Yeni bilgiyi öğrenme yetisinin korunmasına karşın, genellikle stres ya da travma sonrası kişisel bilgilerin yitirilmesi. dissosiyatif bozukluk dissociative disorder Altta yatan başka tıbbi bir bozukluk olmaksızın ruhsal etkenlerin neden olduğu bellek, bilinç, kimlik veya çevre algısının yitirilmesi. distimik bozukluk dysthymic disorder Kişinin en az iki yıl hemen her gün yaklaşık gün boyu süren depressif duygu durumu, düşük benlik saygısı, yeme sorunları, uyku sorunları ve umutsuzluk duygularının olmasıyla belirgin olan ruhsal bir bozukluk. distoni dystonia Beyin merkezindeki işlevsel bir bozukluğa bağlı olarak vücudun tümünde ya da bir bölümünde istem dışı kasılmaların olduğu bir hastalık. distraktibilite dystractibility Dikkatini odaklayamama. diş gıcırdatma bruxism Çocuğun uyku sırasında dişlerini gıcırdatması. bruksizm dizartri dysarthria Konuşmada artikülasyon ve rezonans bozukluğuyla birlikte normal ses tonundaki iniş çıkışların olduğu bir konuşma bozukluğu. doğrusal nedensellik linear causality Ailenin ruhsal değerlendirilmesinde, sorunun ya da belirtinin, aile bireylerinin birinden veya bir olaydan kaynaklandığının ifade edilmesi. Down sendromu Down syndrome Yirmi bir numaralı kromozom halkasında fazladan bir kromozom Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri oluşmasıyla zekâ geriliği ve fiziksel anormallikler şeklinde bulguları olan bir bozukluk. döngüsel nedensellik circular causality Sistemde her bireyin diğerlerinden etkilenmesi ve onları etkilemesi anlamına gelen bu kavramın, aile tedavisinde; sorunun nedeninin tek tek bireyler değil, aile üyeleri arasındaki ilişkiler ve diğer sistemlerle olan ilişkiler bağlamında ele alınarak kullanılması. dövülmüş çocuk sendromu battered child syndrome Erken çocukluk döneminde çocuğun bakım verenleri tarafından bir süre ihmal ve fiziksel istismara uğratılması sonucu, çocukta ruhsal travma ve fiziksel travma bulgularının gelişmesi. duyarsızlaştırma desensitization Kişinin duyarlı olduğu bir durum ya da konuya tekrarlayarak maruz bırakılması sonrasında o konuya olan duyarlılığını kaybetmesi. duygu emotion İç ve dış etkenlerin etkileşimiyle ortaya çıkan kişiye özgü psikofizyolojik durum, his. duygu düzenleme emotional regulation Bireyin olumlu ve olumsuz duygu düzeylerindeki artışıyla başa çıkmasını kapsayan süreç ve özellikler. duygu durumu mood Bireyin bir süre başkaları tarafından gözlemlenebilen, kendisi tarafından anlatılabilen belli bir duygulanım içinde olması. duygulanım affect Bireyin uyaranlara, olaylara, anılara, düşüncelere duygusal tepkiyle katılabilme yetisi. duygusal gelişim emotional development Çocuğun kendi duygularını ayırt edebilmesi, sosyal olarak kabul edilebilir biçimde ifade edebilmesi ve başkalarının duygularını anlama becerisine sahip olduğu gelişim. duygusal olgunluk emotional maturity Duygusal gelişimin sonucu olarak kronolojik yaşa uygun duyguyu belirtebilme becerisi. duygusal regülasyon emotion regulation Bireylerin ya da çocukların duygusal yaşantılarını kişisel ve sosyal hedeflerine uygun olarak kontrol etmeleri. duyu-motor dönemi sensory motor stage Piaget’nin zihinsel gelişim kuramına göre çocuğun 0-2 yaş arası bilişsel gelişim dönemi. duyusal algılama sensory perception Çocuğun gelişiminde 6-10. aylar arası duyma ve görme yetilerinin kazanılması. dürtü drive Organizmayı bir amaca yönelten enerji yükü. dürtüsellik impulsivity Çocuğun sosyal uyumunu bozan sonucu düşünmeden eyleme geçme hâli. düşlem fantasy Gerçeklikten uzak olan ancak kişinin arzu ve isteklerini içeren tasarımların tümü. düşmanlık hostility Kişinin başka bir kişiye karşı kırıcı ve yok edici duygular hissetmesi. düşünce çalınması theft of ideas Akıl hastalıklarında hastanın, düşüncelerinin dış güçlerce çalındığını belirttiği bir düşünce bozukluğu. düşünce gelişiminde zihinsel temsiller dönemi stage of mental representation Çocuğun 18-24 ay arası sembolik düşüncelerinin geliştiği, model karşılarında olmadığında taklidini yapabildikleri duyusal motor gelişim dönemi. düzensiz bağlanma disorganized attachment Çocuğun bakım verenin yokluğu sonrasında, tekrar aynı ortama geldiklerinde bakıcısına karşı çelişkili tutumlar sergilediği bağlanma. çelişkili bağlanma E ebeveyn çocuk psikoterapisi child parent psychotherapy Ruh sağlığı sorunu olan çocuklar ve ruh sağlığı sorunu olan veya bakım verme tutumlarında uygunsuzluk olan ebeveynlerinin birlikte ele alındığı tedavi yöntemi. ebeveynlik stilleri parenting styles Ebeveynin çocuk yetiştirirken benimsediği çeşitli ana babalık tutumları. edilgen passive Herhangi bir durumu değiştirmeye yönelik bir hareket, çaba göstermeme. edimsel koşullanma operant conditioning Organizmanın, belirli bir edimin belirli bir sonuca götürdüğünü öğrenmesi. edinilmiş epileptik afazi Landau-Kleffner syndrome Çocuğun 3-7 yaş gelişim dönemi sürecinde alıcı ve ifade edici dil becerilerini kaybetmesi sonucu sosyal ilişkilerin bozulmasıyla belirgin bir sendrom. ego ego benlik egodistonik egodystonic Bireyin kendi kişiliğini; anlamsız, kabullenmemiş ve tutarsız olarak sergilemesi. egosantrizm egocentrism benmerkezcilik egosintonik egosyntonic Bireyin kendi kişiliğini kabullenmiş ve tutarlı olarak sergilemesi. eğitilebilir educable Zekâ gelişiminde geriliği olan (IQ=50-70), sınırlı da olsa öğrenim gören ve eğitimden yararlanan (çocuklar). ekolali ecolali Akıl hastalıklarında görülen, başkalarının 11 Sözlük Dergisi konuşmasını aynı şekilde tekrar etme durumu. ekopraksi ecopraxia Akıl hastalıklarında görülen, başkalarının hareketlerini aynı şekilde tekrar etme. eksitasyon exitation Duygu ve davranışlarda taşkınlık hali. elektif mutizm selective mutism seçici konuşmazlık elektrokonvülzif tedavi electroconvulsive therapy Bazı ruhsal bozuklukları tedavi etmek amacı ile başın her iki yanına yerleştirilen elektrotlar aracılığıyla beyinde elektriksel akım geçişi yaratılarak oluşturulan epileptik nöbet. empati empathy eş duyum engellenme frustration Bir istek ya da davranışın belli bir sonuca ulaşmasının engellenmesi veya geciktirilmesi durumunda ortaya çıkan olumsuz duygu. engellenme dayanıklılığı frustration tolerance Benliğin dürtüleri erteleme, bekletebilme gücü, hedefe yönelirken ortaya çıkan engellere karşı dayanma, yılmama. enkoprezis encopresis Dört yaşından büyük çocuğun psikiyatri dışında başka tıbbi bir neden olmaksızın dışkısını altına kaçırması. ensest insest Çocuğun kan ya da kanunla bağlı olduğu aile bireyleri tarafından cinsel olarak kötüye kullanılması. entoksikasyon intoxication Zehirlenme hâli. enürezis enuresis Beş yaşından büyük çocuğun psikiyatri dışında başka tıbbi bir neden olmaksızın idrarını altına kaçırması. enürezis nocturna enuresis nocturna Gece uyurken gerçekleşen enürezis. epigenez epigenesis aşamalı oluşum epistemoloji epistemology Bilginin doğasını, kökenini, yöntemlerini, sınırlarını, geçerliğini inceleyen felsefe dalı. ergenlik adolescence Çocukluk çağıyla erişkinlik dönemi arasında bireyde hormonal, fiziksel gelişimle birlikte, duygusal, bilişsel, davranış ve kişiler arası ilişkilerde gelişimin olduğu bir geçiş dönemi. adölesans eritrofobi erithrophobia Yüz kızarmasından duyulan korku. erken çocukluk infant 0-3 yaş çocukluk dönemi. erken oyun çağı toddlerhood 1-4 yaş çocukluk dönemi. erotomani erotomania Hastalık düzeyinde abartılmış cinsel ilgi ve eylem, cinsellikle aşırı uğraşı. 12 esneklik plasticity Kişinin değişen durumlar karşısında davranışlarını değiştirebilme yetisi. eşcinsel homosexual Romantik ilişki arzusunu veya cinsel isteğini kendiyle aynı cinsten biriyle yaşamayı tercih eden kişi. eşduyum empathy Kişinin kendisini bir başkasının yerine koyarak, o durumda neler duyabileceğini, düşünebileceğini, nasıl davranabileceğini anlamaya çalışma. empati eşik threshold Bir canlıda tepkiye neden olan en düşük düzey noktası. etiyoloji ethiology Bir bozukluk veya hastalığın varsayılan nedenlerini inceleyen bilim dalı. ev-ağaç-insan testi house-tree-person test Kişiye sınır koymadan ev, ağaç ve insan resmi çizmesi istenerek kişi hakkında çeşitli bilgilerin edinildiği test. evlat edinme adoption Biyolojik ailesi yanında büyümesi olanaksız olan bir çocukla, durumu evlat edinmeye uygun bir birey arasında kalıcı ve yasal bağlar sağlanarak çocuk-ebeveyn ilişkisinin kurulması. evrim evolution Canlıların fiziksel çevrenin özelliklerine göre bir uyum süreci geçirmesi, değişmesi, gelişmesi. F fallik dönem phallic stage Çocuğun 3-5 yaş arası ruhsal gelişim döneminde, dürtülerinin cinsel organlara yönelmesiyle cinsel organlarını güç, narsistik bütünlük organı olarak algılaması. farik ve mümeyyiz being aware and being responsible for İyiyi kötüden ayırt edebilen, yaptığı davranışın suç olduğunu bilerek işleyen, bu davranış nedeniyle ceza görebileceğini kavrayabilen kişi, ceza sorumluluğu taşıyan kimse. farklılaşma differentiation Çocuğun gelişiminin ayrımlaşma-bireyselleşme döneminin 5-9. ayları arasında oluşan, kendilikle kendilik olmayanın sınırlarının çizilmeye başlandığı ve yeni ortaya çıkan benlik işlevinin ifade edilmesi. fenotip fenotype Genetik ve çevresel etkenlerin yarattığı özelliklerin, kişinin dış görünüşüne yansıması. fetal alkol sendromu fetal alcohol syndrome Gebelikte annenin alkol kullanımıyla oluşan, doğum sonrası çocukta fiziksel, zihinsel ve davranış sorunlarının görülmesi. fetişizm fetishism Cinsel bir anlamı olmayan herhangi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri bir objenin kişi için cinselliği çağrıştırması, cinsel doyum nesnesi olması. fikir uçuşması flight of ideas Çağrışımlardaki hızlanma nedeniyle fikirlerin hızla birbirini izlemesi. fiksasyon fixation Freud’a göre, psikoseksüel gelişim süreçlerindeki bir evrenin çözülmemesi sonucu kişinin bilinç dışında o evreye özgü nesnelere takılması. fobi phobia Normalde korkulmayacak belirli bir obje ya da durumdan belirgin bir şekilde korkma ya da kaygı duyma. folie a deux folie a deux paylaşılmış psikotik bozukluk fonoloji phonology Bir dilin seslerini çıkarabilme ve ayırt edebilme yeteneği. fonolojik bozukluk phonological disorder Konuşma seslerinin, gelişimsel olarak beklenen yaş ve aksana uygun olmamasıyla belirgin bir konuşma bozukluğu. artikülasyon bozukluğu fototerapi phototherapy ışık tedavisi frajil X sendrom frajile X syndrome X bağlantılı bir genin mutasyonu sonucu oluşan, sıklıkla erkek çocuklarda görülen ve zekâ geriliğiyle birlikte otistik bulguların da görülebildiği genetik bir sendrom. frontal lop sendromu frontal lobe syndrome Beynin frontal lobunda bir bozukluk oluşturan kafa travması, tümöral oluşum, dejeneratif hastalık, beyin-damar hastalığı ya da beyin operasyonu sonrası kişide gelişen bilişsel, duygusal ve davranış bozukluklarıyla belirgin bir bozukluk. füg fugue Dissosiyatif bozukluklarda görülen, amneziden farklı olarak mental işlevlerin ve becerilerin bozulmadığı, kişinin kendi yaşamından daha farklı bir yaşam durumuna geçmesiyle kendisini gösteren bellek kaybı. G gece terörü night terror Çocuğun gece uykusunda görülen, birkaç dakika sürebilen korku ve ağlama atakları olup uykusundan tam olarak uyanmama ve uyandığında bu durumu hatırlamamasıyla belirgin bir uyku bozukluğu. geç diskinezi tardive dyskinesia Uzun süreli antipsikotik ilaç kullanımından sonra ortaya çıkabilen, genellikle ağız çevresinde görülen istem dışı hareketler. tardif diskinezi geçerlik validity Bir ölçüm aracında testin ölçmeyi planlananı ölçüp ölçmediğinin göstergesi. geleneksel ahlak öncesi dönem preconventional morality Kohlberg’e göre çocuk için ait olduğu ailenin, toplumun doğru ve yanlışlarının kabul edildiği, ahlak gelişiminin ikinci evresi. gelişimsel psikoloji developmental psychology Bireyin davranış ve duygularını gelişim süreçleri ve evrelerine göre inceleyen psikoloji dalı. genelleme generalisation Bir olay, kişi ya da nesne hakkında edinilen sınırlı sayıda bilgiyle bütün bir yargı oluşturma. geniş aile extended family Çekirdek aileyle birlikte diğer kan bağı olan aile bireylerini de içine alan grup. genital dönem genital stage Psikodinamik kurama göre ergenlikten erişkinliğe kadar olan gelişim evresi. genogram genogram En az üç nesli içeren ve ilişkileri, özellikleri, genetik hastalıkları gösteren aile şeması. gerçeği değerlendirme yetisi reality testing Bireyin zihninde gerçekleşen olaylarla gerçek dünyada gerçekleşen olayları ayırt edebilme yetisi. gerçek dışılama derealisation Çevredeki nesnelerin ya da bir bütün olarak dış dünyanın tuhaf ya da değişmiş olarak algılanması. derealizasyon geri bildirim feedback Belli davranışların yeterliliği, uygunluğu hakkında kişiye bilgi verilmesi. gerileme regression Organizmanın, eriştiği gelişim düzeyinden daha önceki gelişim dönemlerindeki davranış örüntülerini göstermesi. regresyon gevşeme egzersizi relaxation training Kişideki ruhsal gerginliğin, çizgili kasların istemli kasılıp gevşetilmesi veya derin nefes alıp verme gibi yöntemlerle azaltılması. girişimciliğe karşı suçluluk duygusu initiative versus guilt Çocukta 3-5 yaş arasında merak ve sorumluluk alma duygusunun oluşturduğu girişimciliğin ya da katı ve suçlayıcı bir tutumun getirdiği suçluluk duygusu. gizlilik dönemi latency period Psikodinamik kurama göre 6 yaşıyla ergenlik dönemi arasında çocuğun cinsel arzularının uykuda olduğu dönem. gösterimcilik exhibitionism Cinsel organını göstererek cinsel doyum sağlama. teşhircilik gözlem observation Deneklerin doğal ortamlarında veya yapılandırılmış laboratuvar ortamlarında müdahale edilmeden izlendiği ve bunlar ele alınarak değerlendirme 13 Sözlük Dergisi yapıldığı araştırma yöntemi. grafomani graphomania Aşırı yazmaktan kendini olan hastalarda güneşin bütün dalga boylarını içeren ışıkla tedavi yöntemi. fototerapi alıkoyamama. grandiyözite grandiosity büyüklük sanrısı grup terapisi group therapy Birden çok kişiyle yapılan ve kişilerin birbirleriyle olan ilişki ve etkileşimlerinin terapötik etkisinden yola çıkılan terapi şekli. güvenirlik reliability Bir ölçüm aracında sonuçların tutarlı olması, en az rastlantısal ölçüm hatalarının yapılması. güvenli bağlanma secure attachment Erken çocukluk döneminde bakım veren kişiyle bebeğin sağlıklı, güvenli bağ kurması. güvensiz bağlanma insecure attachment Erken çocukluk döneminde çocuğun bakım veren kişinin yanında kaygılı, kaçınan davranışlar göstermesiyle belirgin olan bağlanma şekli. H halüsinasyon hallucination varsanı hastalık kaygısı bozukluğu hypokondriasis Kişinin bedeninde bir bozukluk olmadığı hâlde önemli bir bedensel hastalığı olduğu şeklinde sürekli uğraşısıyla belirli bir sendrom. hiçlik sanrısı nihilistic delusion Kişinin ölmüş olduğuna ya da kendisinin veya bedeninin bazı kısımlarının yok olduğuna dair sanrılar. nihilizm hipereksitabilite hyperexcitability aşırı uyarılabilirlik hipervijilans hypervigilance Uyaranlara karşı artmış duyarlılık hâli. hipnogojik varsanı hypnogogic hallucination Kişi uykuya dalmak üzereyken görülen varsanı. hipnopompik varsanı hypnopompic hallucination Kişi uykudan uyanırken görülen varsanı. hipnoz hypnosis Kişinin belli bir uyarana yoğunlaştırılarak bu uyaran dışındaki bütün uyaranlara karşı algılarının kapandığı ve bu sırada telkine yatkınlık gösterdiği bir tür bilinç durumu. hipomani hypomania Kişinin duygu durumunda en az dört gün, gün boyu süren kabarmış, taşkın ya da irritabl ayrı bir dönemin olması. I ışık tedavisi phototherapy Duygu durum bozukluğu 14 İ içe atım introjection Bir başkasının tüm varlığının ya da bir parçasının benliğin içine atılması. içe bakış introspection Kişinin kendi duygu, düşünce ve davranışlarını, algı ve benzeri becerileriyle gözlemlemesi. içe dönüklük introvertion Kişinin dikkat ve ilgisini dış çevreden çok kendi duygu ve yaşantıları üzerinde toplaması. içe yönelim internalising Sosyal etkileşim ve aktivitelere, okul veya çalışma yaşamına karşı ilgi azalması, bazen anksiyete ve depresyonla gidebilen duygu ve davranış biçimi. içgörü insight Kişinin kendi gerçekliğinin farkında olması. içgüdü instinct Öğrenilmemiş, değişmeyen, kalıtımsal olarak türe özgü, kalıplaşmış davranış örüntüleri. içselleştirme internalisation Çocuğun toplumsal rolleri ve değer yargılarını kendi bilişsel ve davranışsal süreçlerini etkileyecek şekilde benimsemesi. id id alt benlik ihmal neglect Kişinin fiziksel, duygusal ve eğitimsel alanlarda gereksinimlerinin karşılanmaması. iki uçlu bozukluk bipolar disorder Kişinin duygu durumunda yalnızca taşkınlık dönemleri ya da taşkınlık ve çökkünlük dönemleri görülen bozukluk. bipolar bozukluk ikincil cinsiyet özellikleri secondary sexual characteristics Üreme organlarıyla ilişkili olmaksızın kadın ve erkeği birbirinden ayıran cinsiyet özellikleri. ikincil döngüsel tepki dönemi stage of secondary circular reactions Bebeğin, tepkilerinin yalnızca kendi bedeni değil, diğer nesneleri ve çevresini bilerek ve isteyerek değiştirmeye çalıştığı 4-8. ay aralığını kapsayan gelişim dönemi. ikincil şemaların koordinasyonu stage of coordination of secondary schemata Nesne sürekliliği, nedensonuç ilişkisi kavramlarının geliştiği 8-12. aylar arası gelişim dönemi. ilgi kaybı avolition Günlük aktivitelere olan ilginin azalması. avolüsyon ilgisiz-kayıtsız ebeveynlik neglecting parenting Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri Daha çok kendi gereksinimlerine odaklanan, hem ilgi, hem denetim konusunda çocuğuna yetersiz bir tutum sergileyen ebeveyn. imge bebek fantasmatic baby Gebelik sürecinde bebekle ilgili anne ve baba adaylarının zihinlerinde oluşan tasarımlar. inhibisyon inhibition ket vurma inkâr denial yadsıma intihar suicide öz kıyım irritabilite irritability Uyaranlara aşırı tepki verip kolay öfkelenme ve huzursuzluk hâli. istenç will Bir eylemi herhangi bir dış zorlama veya zorunluluk olmaksızın kararlaştırma ve uygulama gücü. istismar abuse Çocukların, bakmakla yükümlü kimseler ve diğer yetişkinler tarafından fiziksel, duygusal ya da zihinsel gelişimlerini engelleyen, beden ya da ruh sağlığına zarar veren durumlarla karşı karşıya bırakılması. işlem belleği working memory Bir görev sırasında bilginin geçici olarak depolandığı bellek. işlem öncesi dönem preconceptual period Piaget’nin bilişsel gelişim kuramına göre 2-7 yaş aralığını kapsayan, dil ve sembol kullanımının geliştiği dönem. işlevsellik functionality Kişinin günlük aktivitelerini, sosyal ve çalışma yaşamının gereklerini yerine getirebilmesi. izolasyon isolation yalıtma J jest gesture Konuşma esnasında bedenle yapılan anlamlı hareketler. K kaçınma avoidance Korku, kaygı nedeniyle bir düşünce, davranış, nesne veya ortamdan sakınma. kaçınmalı bağlanma avoidant attachment Bakım veren kişinin yokluğunda çocuğun üzüntü belirtisinin az olması ve tekrar bir araya geldiklerinde etkileşimden kaçınma şeklinde görülen güvensiz bağlanma türü. kalıtım heredity Erkek ve dişi kromozomların üreme döneminde birleşmesiyle nesilden nesile geçebilen özellikler. kalıtımsal yatkınlık heredity predisposition Bireyin kalıtımsal olarak hastalığa yakalanma olasılığının, çevre etkeniyle pekiştiğinde yüksek olduğunu belirten görüş. kapalı alan korkusu claustrophobia Kapalı alanlar- da yoğun kaygı duyma. klostrofobi karşı aktarım countertransference Hastanın aktarımına karşı terapistin geliştirdiği bilinç dışı duygusal tepki. karşıt tepki kurma reaction formation Kişinin kendi içindeki bilinç dışı yasak dürtü ve eğilimlerinin tam karşıtı tepkiler göstererek benliğini savunması. reaksiyon formasyon kastrasyon kaygısı castration anxiety Ödipal dönemde cinsel organa zarar geleceği yönünde yaşanan kaygı. katatoni catatonia Kişinin belli bir durumda uzun süre kıpırdamadan kalması. kaygı anxiety Endişe, sıkıntı ve korkunun bir arada olabildiği olumsuz duygu durumu. kaygılı bağlanma ambivalent attachment Bakım verenin varlığında da yokluğunda da çocuğun kaygı göstermesi ve çocuğun bakım verenle etkileşime geçmekte tereddüt ettiği bağlanma türü. dirençli bağlanma kekemelik stuttering İstemsiz motor eylemlere bağlı olarak konuşmanın akıcılığının kesintiye uğraması. kendilik self Var olan diğer nesnelerden ayrı olarak algılanan fiziksel ve ruhsal bireysellik. kendilik düzenleme self regulation Çocuğun davranışlarını ve duygularını, kendi amacına uygun olarak düzenleyebilme yetisi. kendine saldırı autoaggression Herhangi bir olumsuz yaşantıdan sonra kendini suçlama sonucunda kişinin kendine zarar vermesi. ket vurma inhibition Bir uyaranla başlatılmış olan bir süreci durdurma. inhibisyon kıskançlık jealousy Bir başkasının üstünlüğü veya sevilen bir kişinin başka biriyle ilgilenmesi durumunda oluşan duygu. kimlik identity Bireyin kişisel, mesleksel ve toplumsal konumunu ifade eden kavram. kinestezi kinesthesia Beden hareketlerinin, duruşunun farkında olma. kişilik personality Bireyin bilişsel değerlendirmelerine dayanarak iç ve dış dünyaya uyum için geliştirmiş olduğu duygu, düşünce ve davranış örüntüleri. klasik koşullanma clasical conditioning Koşulsuz bir tepki yaratan koşulsuz bir uyarıcının, normalde aynı tepkiyi yaratmayan bir uyarıcıyla birleştirilmesi sonucu nötr olan uyarıcının da aynı tepkiyi, yani koşullu tepkiyi 15 Sözlük Dergisi yaratma süreci. kleptomani kleptomania Zorlantılı çalma davranışı klostrofobi claustrophobia kapalı alan korkusu komorbidite comorbidity eş tanı kompülsiyon compulsion zorlantı konfabulasyon confabulation Kişinin belleğindeki boşlukları hayal ettiği gerçek olmayan olaylarla doldurması. konfrontasyon confrontation yüzleştirme konuşma fakirliği alogia Konuşmanın ileri derecede az ve konuşma içeriğinin fakir olması. aloji konversiyon convertion Çeşitli duygusal sorunların ve çatışmaların, istemli çalışan organlara aktarılarak bedensel belirtilere dönüştürüldüğü bir hastalık tablosu. koprolali coprolalia Uygun olmayan ortamlarda müstehcen sözcüklerin kullanılması için duyulan karşı koyulmaz dürtü. koşullanma conditioning Belli bir uyarıdan sonra belli bir tepkiyi, davranışı göstermeyi öğrenme. koşullu tepki conditioned response Klasik koşullanmada, daha önce nötr olan bir uyarıcıyla koşulsuz uyarıcı arasında koşullanma gerçekleştikten sonra nötr uyarıcıya verilen öğrenilmiş tepki. koşullu uyaran conditioned stimulus Daha önce nötr olan, koşullanma sürecinden sonra ise öğrenilmiş tepkiye neden olan uyarıcı. koşulsuz tepki unconditioned response Koşulsuz bir uyarıcıya verilen doğal tepki, refleks. koşulsuz uyaran unconditioned stimulus Daha önce koşullanmakla eşleşme yapılmadan herhangi bir tepkiye neden olan uyarıcı. kötülük görme sanrısı persecution delusion Kişinin kötülük ya da zarar göreceğine yönelik sanrı. perseküsyon sanrısı kritik evre critical period Çocuğun çevreden gelen uyarıcılara hassas olduğu dönem. kriz crisis Bireyde fizyolojik veya duygusal dengelerin aniden bozulmasıyla yaşanan durum. ksenofobi xenophobia yabancı korkusu kültürel evrensellik cultural universals Bazı gelişim evrelerinin kültürel farklılıklardan bağımsız olarak bütün çocuklar için geçerli olduğunu savunan görüş. kültürel görecilik cultural relativism Kültürel değişkenlerin çocuğun gelişiminde etkisi olduğunu benimseyen ve değerlendirmelerin, verilerin kültürlere göre değişkenlik gösterebileceğini savunan görüş. 16 L labilite lability Duygu durumda hızlı değişimler. libido libido Kaynağını alt benden alan ruhsal enerji. logore logorrhea aşırı konuşma M madde bağımlılığı substance abuse Maddeyi almaya yönelik güçlü bir arzu ya da zorunluluk hissi, kesilmesine bağlı fizyolojik kesilme durumu yaşanması. major depresif bozukluk major depressive disorder Çökkün duygu durum ve ilgi, istek kaybının ön planda olduğu, işlevselliği bozan ruhsal bozukluk. makropsi macropsy Nesnelerin olduğundan büyük görünmesi. manik atak manic episode Olağan dışı ve sürekli, kabarmış, taşkın ya da sinirli bir duygu durum dönemi. manyerizm mannerism Garip, anlaşılmaz yüz ve göz hareketleri. maruz kalma terapisi exposure therapy Kişiyi korktuğu nesne ve durumla karşı karşıya bırakarak kaçınma tepkisini önlemeyi amaçlayan etkili bir davranış değiştirme tekniği. maskeli depresyon masked depression Çocuklarda depresyonun, depressif duygu ve belirtiler şeklinde açıkça gözlenmediği çeşitli ruhsal, fiziksel belirtilerle maskelendiği durum. mastürbasyon masturbation Cinsel organın sıklıkla dokunularak uyarılması ve cinsel doyuma ulaşılması. mazoşizm masochism Kişinin, kendisine acı verilmesinden zevk alma durumu. melankoli melancholy Bedensel belirtilerle karakterize olan ve özellikle farmakoterapiye ve elektrokonvülzif tedaviye yanıt verdiği düşünülen major depresyonun şiddetli bir formu. mental retardasyon mental retardation zekâ geriliği mevsimsel afektif bozukluk seasonal affective disoder Mevsim değişikliklerinin kişinin ruhsal durumunu, enerji düzeyini, uyku süresini, iştahını ve sosyal yaşantısını etkileme derecesinin normale göre fazla olduğu duygudurum bozukluğu. migren migraine Şiddetli tekrarlayan baş ağrısıyla birlikte bazen de mide bulantısı ve ışık hassasiyetinin eşlik ettiği hastalık. mikropsi micropsia Nesnelerin olduğundan küçük algılanması. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri Miller-Dieker sendromu Miller-Dieker Syndrome Beyin kıvrımlarının olmadığı, büyüme ve zihinsel geriliğin, nöbetlerin, beslenme ve uyku sorunlarının eşlik ettiği sendrom. miyoklonus myoclonus Bir kasın veya kas grubunun ani kasılmasıyla ortaya çıkan genellikle aritmik sıçrayıcı hareket. mizaç temperament huy modelleme modeling Model olan bir kişinin davranışlarının çocuk tarafından öğrenilmesi, edinilmesi ve uygulanması. mola time out Davranışçı kurama göre istenmeyen bir davranış sergilendiğinde, çocuğun yapılan aktiviteden uzaklaştırılmasıyla o davranışın sönmesini hedefleme. motor işlevlerin özgül gelişimsel bozukluğu developmental coordination disorder Çocukların motor işlevlerinin, günlük etkinliklerini ve akademik becerilerini etkileyecek kadar bozulduğu bir klinik durum. muhakeme jugement yargılama Munchausen by proxy sendromu Munchausen syndrome by proxy Vekâleten hastalık diye bilinen özel bir çocuk istismarı formu olup çocuğa bakmakla yükümlü kişilerin çocukta hastalık yaratması veya uydurmasıyla belirgin bozukluk. Munchausen sendromu Munchausen syndrome yapay bozukluk mutizm mutism Herhangi bir yapısal bozukluğun olmamasına karşın konuşmama hâli. mükemmeliyetçilik perfectionism Kişinin kendisinden ve başkalarından, olanakların gerektirdiğinden daha fazla ve eksiksiz bir başarı beklemesi. N narkolepsi narcolepsy Gün içinde dayanılmaz uyku atakları ve ani tonus kaybıyla belirgin klinik tablo. narsisizm narcissism Libidonun kendine yatırılması yani ruh içindeki yapıların kişinin kendisini sevmesi yönünde örgütlenmiş olması. negatif belirtiler negative symptoms Şizofrenide görülen duygulanımda kısıtlılık, konuşma içeriğinde fakirleşme, içe kapanma gibi normal işlevlerde azalma, eksiklik ya da yokluk belirtileri. negativizm negativism Çocuğun bir davranışsal eyleme ya da ilişki kurmaya karşı olumsuz tavır sergilemesi. neolojizm neologism Diğer kelimelerin hecelerini bir araya getirerek yeni bir kelime oluşturma. nesne object Yaşanıp algılanan her şey. nesne ilişkileri kuramı object relations theory Psikodinamik kurama göre, çocuğun ilk kişiler arası ilişkilerine göre, yani anne ve yakın çevreyle ilişkisine göre sonraki ilişkilerinin gelişmesi. nesne sürekliliği object permanence Bebeğin görüş alanı dışında bulunan nesnelerin de hâlen var olduğunu kavraması durumu. nevroz neurosis Bireyde anksiyete sonucu ortaya çıkan, bireyin gerçekle bağlantısının kopmadığı ve işlevselliğinin bozulabildiği ruhsal hastalık. nihilizm nihilistic delusion hiçlik sanrısı nörogeribildirim neurofeedback Beyin dalgalarını değiştirmeye dayanan dijital teknoloji temelli mental egzersiz yöntemi. nöroleptik malign sendrom neuroleptic malignant syndrome Antipsikotik ilaç tedavisine bağlı gelişen kas rijiditesi, yüksek ateş ve bilinç değişikliğinin eşlik ettiği acil durum. nüks recurrence Hastalık belirtilerinin yeniden ortaya çıkması. O obsesif kompülsif bozukluk obsessive compulsive disorder Bireyde kaygıya yol açacak tekrarlayıcı şekilde obsesyonların ve buna bağlı kompülsiyonların birlikte bulunduğu bozukluk. obsesyon obsession saplantı okul fobisi school phobia Ayrılık kaygısıyla ilişkili olarak ebeveynlerden okul nedeniyle ayrılmaya karşı çocuğun okulu reddetmesi. okuma bozukluğu reading disorder Bireyin kronolojik yaşı, ölçülen zekâ düzeyi ve yaşına uygun olarak aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda, okuma başarısının beklenenin altında olması. olgunlaşma maturation Biyolojik olarak gelişim ve değişimin sonucunda edinilen yetkinlik. olumlu cezalandırma positive punishment Azalması ya da yok olması istenen bir davranışın ardından hoş olmayan bir uyarıcı verilmesi. olumsuz cezalandırma negative punishment Azalması ya da yok olması istenen bir davranışın ardından olumlu bir uyarıcının kesilmesi. 17 Sözlük Dergisi onikofaji nail biting Tırnak yeme davranışı. operan koşullanma operan conditioning Bir uyaran ya da durumun sonuçlarına bağlı olarak (ödül veya ceza getirmesi gibi) o uyarana yönelmeyi ya da o uyaranı durdurmayı destekleyen yaklaşım. optimizm optimism Genel olarak her düşünce ve eyleme iyi yönünden bakabilme. oral dönem oral stage Freud’un psikodinamik kuramına göre, 0-18 ay arası çocuğun ağız yoluyla yaşam enerjisini alması ve göstermesi. otistik spektrum bozukluğu autistic spectrum disorder Çocukluk döneminde görülen, iletişim ve sosyal etkileşim alanlarında yetersizlik, kısıtlayıcı, tekrarlayıcı davranış ve ilgi alanıyla belirgin nörogelişimsel bir grup bozukluk. otojenik eğitim autogenic training Görselleştirmelerin kullanıldığı yaklaşık 15 dakika süren bir gevşeme tekniği. otomatizma automatism Hastanın verilen komutlara ya da söylenenlere, sonuçlarını düşünmeden uyması. otoriter ebeveynlik authoritarian parenting Cezalandırıcı ve kısıtlayıcı tutumların, güç kullanmanın baskın olduğu disiplin türünü benimseyen ebeveyn. otostimülasyon kuramı autostimulation theory Çocukluk döneminde uykuda gerçekleşen REM aktivitelerinin, merkezî sinir sisteminin gelişimini tetiklediğini belirten kuram. oyun terapisi play therapy Küçük çocukların sözel olarak kendilerini ifade edebilme konusundaki yetersizlikleri nedeniyle uygulanan oyuna dayalı terapi yöntemi. Ö ödipus kompleksi oedipus complex Çocuğun karşı cinsten ebeveyni sahiplenmesi ve kendi cinsinden ebeveyni ‘saf dışı’ etmesi konusunda beslediği duygu, düşünce, dürtü ve fantazilerin toplamı. öfori euphoria Kendine güven ve memnuniyet hâlinde belirgin artışın olması. öğrenilmiş çaresizlik learned helplessness Kişinin, herhangi bir davranışıyla olumsuz bir sonucu engelleyemediğini öğrendikten sonra, olumsuz sonucu değiştirebileceği durumlarda da gereken çabayı göstermemesi. öğrenme learning Bir davranışın deneyim, eğitim, öğretim sonucu değişmesi. öğrenme kuramı learning theory Davranış şekil18 lenmesinin edimsel koşullanma, klasik koşullanma ya da sosyal öğrenme gibi öğrenmelere dayandığını ileri süren kuram. ötimi euthymia Çökkün ya da coşkun olmayan normal duygu durum. öz denetim self control Sosyal ve ahlaki normlara göre uygun davranışları gösterebilme becerisi. öz kimlik self identity Her bireye özgü biliş, duygu, değer ve davranışların karmaşık ağı. özdeşim identification Kişinin bir başkasını model alarak ona benzemeye çalışması. özerk ahlak autonomous morality Sosyal kuralların insanlar tarafından oluşturulduğunu ve gerektiğinde değişebileceğini anlama olarak tanımlanan Piaget’nin ahlak gelişimi kuramının ikinci evresi. özerkliğe karşı utanç ve şüphe autonomy versus shame and doubt Çocuğun özerkliğini kazanmaya başlaması ve aynı zamanda yetişkinlere olan bağımlılığın devam etmesi sürecinde yetişkinlerin beklentilerini karşılamakta zorluk yaşadığı psikososyal gelişim dönemi. özgecilik altruism Yardım etmek, paylaşmak, iş birliği yapmak gibi olumlu sosyal davranışlar. altruizm özgül fobi specific phobia Özgül bir nesnenin varlığıyla ilişkili olarak belirgin, inatçı, aşırı ve anlamsız ve günlük yaşantıyı bozan yoğun korku duyma. özgül öğrenme bozukluğu learning disorder Zekâsı normal ya da normalin üstünde olan bireylerin standart testlerde, zekâ, yaş ve aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda okuma, matematik ve yazılı anlatımının beklenenin önemli ölçüde altında olmasıyla belirgin bir bozukluk. disleksi öz kıyım suicide Kişinin kendini öldürmek niyetiyle düşündüğü ya da yaptığı, ölüm veya yaralanmayla sonuçlanabilecek düşünce ya da eylemler. intihar özümleme assimilation Yeni bilgileri, eski bilgilerle tutarlı olarak özümleme, yorumlama olarak tanımlanan bilişsel süreç. asimilasyon P palilali palilalia Kendi sözcüklerini tekrarlama. palinopsi palinopsia Hastanın obje görüntüden kaybolduktan sonra da onu görmeye devam etmesi. panik bozukluk panic disorder Çarpıntı, titreme, sallanma, bulantı, sıcak basmaları, terleme ve baş dönmesi belirtilerinin eşlik ettiği, sıklıkla ataklar hâlinde olan kay- Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri gı bozukluğu. parafazi paraphasia İsim veya sözcük bulmakta zorlanıldığında nesne ve olayları dolaylı anlatma. parafili paraphilia Olağan dışı nesne ve cinsel aktivitelerin cinsel açıdan çekici bulunmasıyla ilgili bozukluklar. paramnezi paramnesia Geçmişle şimdinin karıştırılmasıyla belirgin bellek bozukluğu. paranoid fikir paranoid idea Kuşkuculuğun ön planda olduğu düşünce bozukluğu. paranoya paranoia Aşırı endişe ve korkuların sonucu olarak aşırı kuşku ve şüphe senaryolarının görüldüğü rahatsızlık. parasomnia parasomnia Uyku geçişlerinde, uykudan uyanma ya da uyku sırasında ortaya çıkan, istenilmeyen fiziksel olaylar ya da deneyimler. paylaşılmış psikotik bozukluk shared psychotic disorder İki veya daha fazla kişinin aynı sanrı sistemini paylaşması. folie a deux pedagoji pedagogy Terbiyeyle uğraşan bilim dalı. pedofili pedophilia Kişinin ergenlik dönemine girmemiş çocuklarla cinsel etkinlikte bulunmasıyla ilgili yoğun, cinsel yönden uyarıcı fantezilerinin, cinsel dürtülerinin ya da davranışlarının yineleyici bir biçimde ortaya çıkması. pekiştireç reinforcement Bir davranışın sıklığını arttırma ya da azaltma amacıyla ödül veya ceza gibi bir yolla güçlendirme. perseküsyon sanrısı persecution delusion kötülük görme sanrısı perseverasyon perseveration Bir sözcük ya da sözcük dizisinin kişinin iradesi dışında sürekli kullanılması. perversiyon perversion Dürtü, eğilim ve ilgilerin, toplumsal ve kültürel açıdan normal kabul edilen ölçülere göre çarpık nesnelere ya da amaçlara yönelmesi. pica pica Besleyici değeri olmayan toprak, kum, boya gibi maddelerin yenilmesiyle seyreden yeme bozukluğu. piromani pyromania Yangın çıkarma dürtüsü. pozitif belirtiler positive symptoms Şizofrenide görülen sanrı, varsanı, düşünce ve davranış bozukluğu. pozitif pekiştireç positive reinforcement Ortama konulduğunda istenilen davranışın yapılma sıklığını arttıran pekiştireç. Prader-Willi sendromu Prader-Willi syndrome Paternal 15. otozomal kromozomun uzun kolunda deles- yonla ortaya çıkan, başta zekâ geriliği olmak üzere, duygulanım bozukluğu, kaslarda güç kaybı, hipotonus ve kısa boylulukla belirgin sendrom. premenstrüel disforik bozukluk premenstrual dysphoric syndrome Menstrüel siklusların çoğunda düzenli olarak birtakım semptomların, örneğin belirgin bir depresif duygu durum ve kaygının ortaya çıkması. projeksiyon projection yansıtma psikanaliz psychoanalysis Ruhsallığın değişik boyutunu, sürecini ve katmanlarını inceleyen bir bilim dalı. psikoaktif ilaç psychoactive drug Doğrudan doğruya merkezî sinir sisteminde etkisini gösteren ve beynin işlevlerini değiştirerek algıda, ruh hâlinde, bilinçlilikte ve davranışta geçici değişikliklere neden olan ilaç grubu. psikodinamik teori psychodynamic theory İçgüdüler ve dürtülerle donatılmış olarak dünyaya geldiğimizi ve gereksinimlerimizi en kısa zamanda doyurmaya yönelik haz ilkesiyle hareket ettiğimizi ileri süren ve kişiliğin alt ben, benlik ve üst benlik olarak üç bölümle tanımlandığı kuram. psikoeğitim psychoeducation Hastaların ve ailelerinin hastalıkla bilgi düzeyini arttırmayı, tedavi sürecine aktif katılımlarını sağlamayı hedefleyen eğitimsel psikoterapötik bir yöntem. psikojenik nonepileptik nöbet psychogenic nonepileptic seizure activity Görünüşte epileptik nöbetlere tamamen benzeyen ancak nöronal deşarjlarla birlikte olmayan psikojenik süreçlerle ilgili atak. psödonöbet psikoloji psychology Davranışlar ve zihinsel süreçlerle birlikte bunların altında yatan nedenleri inceleyen bilim dalı. psikolojik danışmanlık ve rehberlik psychological counseling and guidance Ruh sağlığı yönünden normal, ancak gelişimsel ve uyum sorunları olan kişilere hizmet etme. psikometri psychometry Psikoloji biliminin nicelik yönünden incelenmesi için ölçüm, araç ve yöntemlerini geliştiren bilim dalı. psikomotor hızlanma psychomotor acceleration Düşünce hızında ve hareketlerde artış. psikomotor yavaşlama psychomotor retardation Düşünce hızında ve hareketlerde azalma. psikosomatik bozukluk psychosomatic disorder Nedenlerinde duygusal bozuklukların rol oynadığı, vücuttaki yapısal değişikliklerle ortaya çıkan hastalık veya 19 Sözlük Dergisi bozukluk. psikostimulan psychostimulant Merkezî sinir sistemindeki nöronları doğrudan veya disinhibisyon suretiyle uyaran ilaçların bir grubu. psikoterapi psychotherapy Bireylerin duygusal ve davranışsal sorunlarının çözümünü, ruh sağlıklarının geliştirilmesini ve korunmasını amaçlayan teknikler. psikotik bozukluk psychotic disorder Kişinin gerçeği değerlendirmesinin bozulduğu ruhsal bozukluk. psikotik depresyon psychotic depression Duygu durumla uyumlu sanrı ve varsanıların eşlik ettiği depresyon. psödolojiya fantastika pseudologia fantastica Aşırı derecede yalan söylemeyle belirgin durum. psödonöbet psychogenic nonepileptic seizure activity psikojenik nonepileptik nöbet R rasyonalizasyon rationalization akla uygunlaştırma reaksiyon formasyon reaction formation karşıt tepki kurma referans fikri reference idea Kişinin dış dünyada olan birbiriyle bağlantısız, ilgisiz ya da sıradan olayları kendisi için işaret olarak algılaması. refleks dönemi the use of reflex Bebeğin doğuştan gelen bedensel tepkiler verdiği, doğumla ilk ay arasındaki gelişim dönemi. regresyon regression gerileme rehabilitasyon rehabilitation Kişinin doğuştan ya da sonradan, herhangi bir nedenle oluşan kalıcı veya geçici yetersizliklerinin, kaybedilmiş bazen de kısıtlanmış olan kapasitesinin belirlenerek tedavi edilmesi, psikolojik, sosyal ve mesleki açıdan da desteklenerek günlük yaşamda bağımsız duruma gelmesinin sağlanması. relaps relapse Dalgalanmalı seyir gösteren hastalıklarda, hastalığın yatışmış bir hâlden yeniden alevlenmesi durumu. remisyon remission Hastalık belirtilerinde yatışma, belli bir süre asemptomatik kalma durumu. represyon regression bastırma Rett sendromu Rett sydrome Özellikle kız çocuklarında görülen, sıklıkla 6-18 aya kadar bebeğin gelişiminin normal olduğu, ancak sonrasında konuşma yeteneğinin ve el becerilerinin kaybı, baş büyümesinde yavaşlama, sürekli tekrarlayıcı el hareketleriyle gerilemenin oluşmasıyla belirgin bir sendrom. 20 rijidite rigidity Antipsikotik ilaç yan etkisine ya da parkinson hastalığına bağlı olarak kaslarda gelişen katılık hâli. Rorschach testi Rorschach test Kişilerin algılarını, mürekkep lekelerini kullanarak analiz eden psikolojik test. ruminasyon bozukluğu rumination disorder Çocuğun yediklerini yuttuktan sonra tekrar ağzına getirmesi, çiğnemesi ve tekrar yutması. S sadizm sadism Başkalarına acı çektirerek zihnen doyum sağlama. sadomazohizm sadomasochism Kişinin aynı anda hem acı çekmeyi hem de acı çektirmeyi arzulaması ve bu durumdan haz alması. sanat terapisi art therapy Duygu durumunun sanat yoluyla dışa vurumunun sağlandığı terapi şekli. sanrı delusion Bir kültür içinde paylaşılmayan, gerçeğe uymayan, mantıklı düşünceyle değiştirilemeyen düşünce bozukluğu. delüzyon sanrılı bozukluk delusional disorder En az bir ay süren, tuhaflık göstermeyen, gerçek yaşamda karşılaşılabilen, birbirleriyle bağlantılı iyi düzenlenmiş sanrıların olduğu, kişinin genel uyum ve davranışlarında belirgin uyum bozukluğunun, tuhaflığın olmamasıyla belirgin bozukluk. saplantı obsession Kişide belirgin sıkıntıya yol açan tekrarlayıcı, başka düşünce ya da eylemle etkisizleştirilmeye çalışılan düşünce ve dürtü. obsesyon savunma düzeneği defence mechanism Bilinç dışı bir eğilim ya da dürtü karşısında benliğin çatışmaya girmesi durumunda, benliğin bu çatışmadan doğan bunaltıyı çözmek ve dengeyi sağlamak için kullandığı düzenek. seçici konuşmazlık selective mutism Diğer durumlarda konuşmasına rağmen konuşulması beklenen birtakım özel durumlarda (ör. okul) çocuğun tutarlı bir konuşamama durumu. elektif mutizm sendrom syndrome Birbirleriyle ilişkisiz gibi görünen, ancak bir araya geldiklerinde tek bir olgu olarak kendilerini gösteren bulgular bütünü. serbest çağrışım free association Psikanalitik kurama göre kişinin düşünce, fikir ve duygularını hiçbir sansürden geçirmeden, filtrelemeden dile getirmesi. serotonin sendromu serotonin syndrome Serotonin Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri üzerinden etki gösteren ilaçlarla ortaya çıkabilen, merkezî sinir sistemi ve periferdeki serotonin reseptörlerinin aşırı uyarılmasıyla ateş, ishal, kas katılığı ve opustotonus gibi bulgularla seyreden bir sendrom. sezgi intuition Yargılama ya da planlı bir düşünce olmaksızın edinilen düşünce veya algı. sialore sialorrhea Tükrük salgısında artma durumu. siklotimi cyclothymia Çocuklarda bir yıl süreyle hipomanik ve depresif semptomların olması durumu. simge biriktirme sistemi token economy Çocuğun beklenilen, önceden hedeflenmiş davranışları sergilemesinden sonra jeton, yıldız gibi nesnelerle ödüllendirilmesi. sinestezi synesthesia Herhangi bir duyunun uyarımının otomatik olarak başka bir duyu algısını tetikleme durumu. sinkinezi synkinesis Vücudun bazı bölümlerinin istemli hareketi sırasında, başka bölümlerde ortaya çıkan istemsiz hareketler. somatik tip sanrılı bozukluğu delusional disorder somatic type Gerçekte olmadığı hâlde kişinin bir bedensel kusur ya da tıbbi bir hastalığı olduğuna inandığı sanrılı bozukluk alt tipi. somatizasyon bozukluğu somatization disorder Ruhsal sıkıntının bedensel bir bozukluk yaratması ya da böyle bir bozukluğu tetiklemesi, bunaltının bir organ işlevine döndürülmesi ve beden diliyle anlatılması durumu. somatoform bozukluklar somatoform disorders Başka bir tıbbi neden olmaksızın kişilerin belirgin fiziksel belirti gösterdikleri bir hastalık grubu. somnambulizm somnambulism uyurgezerlik somnolans somnolence Kişinin uykuya meyilli olduğu bilinç durumu. somut işlemler dönemi concrete operational period Piaget’ye göre 7-11 yaş aralığında çocuğun muhakeme yapabilme, problem çözme, düşüncede ilişkilendirme becerilerinin geliştiği bilişsel gelişim dönemi. sosyal fobi social phobia Sosyal ortamlarda başkaları tarafından olumsuz değerlendirilmekten yoğun şekilde kaygı duyma. sosyalizasyon socialization Kişi ve grup ilişkileri kurma yoluyla, daha geniş bir topluma katılma süreci. soy ağacı family constellation Aile üyelerinin yaş, cinsiyet ve akrabalık bağlarını gösteren şema. soyut işlemler dönemi formal operational stage Piaget’ye göre esnek düşünme, soyut kavram ve düşüncelerin gelişimi, problem çözme becerilerinde olasılıkların düşünceye katılmasıyla tüme varım, tümden gelim şeklinde akıl yürütme gelişiminin gerçekleştiği bilişsel gelişim dönemi. soyutlama abstraction Kavramlarla, genelleştirmelerle, genelden özele, özelden genele simgelerle düşünme. söz dizimi syntax Bir cümle içindeki kelimelerin dizin sırası ve işlev kuralları. stres stress Canlının içten ve/veya dıştan gelen uyaranlara bağlı olarak dengesinin bozulmasıyla verdiği otomatik tepki. süperego superego üst benlik Ş şema schema İnsanın çevresine zihinsel uyum sağlamak amacıyla kullandığı bilişsel yapılar. şizofreni schizophrenia Düşünce ve algı bozukluklarıyla giden, gerçeği değerlendirme yetisinin kaybolduğu ruhsal bozukluk. şok shock Beklenmedik bir olay karşısında aniden oluşan fiziksel ve duygusal tepki. T taklit imitation Başka kişinin davranışlarını benimsemek isteğiyle aynen tekrarlama. talassofobi thalassophobia Deniz korkusu. tanıma bozukluğu agnosia Dokunma duyularında herhangi bir bozukluk olmadığı hâlde nesnelerin tanınamaması. agnozi tardif diskinezi tardive dyskinesia geç diskinezi teğetsel konuşma tangentiality Konuyla ilgili olan ama bir türlü amacına ulaşmayan konuşma şekli. telapati telepathy Birinin kafasından geçirdiklerini ya da uzakta geçen bir olayı duygusal olarak hiçbir bağlantı olmadan algılama yeteneği. telkin suggestion Kişinin bir düşünceyi, inancı ya da tutumu eleştirel olmaksızın benimsemesi veya belli bir davranışa girmeye özendirilmesi amacıyla kullanılan yöntem. temaruz simulation Kişinin bazı isteklerini yerine getirmek, bir kazanç elde etmek ya da sorumluluktan kaçmak amacıyla var olan bir rahatsızlığını aşırı derecede abartması ya da olmadığı hâlde bir rahatsızlığı varmış gibi göstermesi durumu. 21 Sözlük Dergisi temel güven basic trust Erken çocuklukta çocuğun beslenme, ilgi, şefkat, dokunma gereksinimlerinin bakım veren tarafından karşılanmasıyla oluşan ilk güven duygusu. temel güvene karşı güvensizlik basic trust vs basic mistrust Çocuğun 0-18 ay arası temel güven duygusunun kazanıldığı ya da güvensizliğin geliştiği psikososyal gelişim dönemi. tepki yenilenmesi abreaction Sarsıcı, rahatsızlık verici bir olayın duygu yükünden kurtulmak için bu yükü oluşturan temel etkenin tekrar yaşanmasıyla oluşturulan duygusal boşalım. ters koşullanma reverse conditioning Koşullu uyarıya verilen davranışın tersinin verilmesi. teşhircilik exhibitionism 1. Dikkat ve ilgiyi üzerine çekebilmek için olağan dışı ve uygunsuz davranışlarda bulunma. 2. Cinsel organını göstererek cinsel doyum sağlama. gösterimcilik tıkınırcasına yeme bozukluğu binge eating disorder Tıkınırcasına yeme ataklarıyla giden, ancak çok miktarda alınan besinlerin kilo yapıcı etkisini gidermek için herhangi bir yola başvurulmayan yeme bozukluğu. tik bozukluğu tic disorder Ani ve tekrarlayıcı kas kasılmaları sonucu istemsiz bir şekilde ortaya çıkan hareket ve sesler. toksikomani toxicomania Her türlü bağımlılık yapıcı maddeyi kullanma alışkanlığı. Tourette sendromu Tourette syndrome Birden fazla motor tik ve en az bir vokal tikin bir arada bulunması, 12 aydan daha uzun sürmesi, artış ve azalmalar göstermesiyle giden tik bozukluğu. tranklizan tranquilizer Ruhsal yapıyı rahatlatıp dinginleştiren kimyasal madde. transferans transferance aktarım travma trauma Bireyin zihinsel, ruhsal yaşamını etkileyen, günlük yaşamında olumsuz sonuçlar doğuran her türlü olay. travma sonrası stres bozukluğu posttraumatic stres disorder Travma yaratan olayın yaşanmasından sonra o olayın düşlerde ve günlük yaşamda tekrar yaşanması, o olayı hatırlatan durumlardan kaçınmaya yol açan aşırı uyarılmışlık, kaygı ve kolayca irkilmeyi içeren bir kaygı bozukluğu. tremor tremor Kasların kısa süreli kasılmasıyla belirgin hareket bozukluğu. 22 trikotilomani trichotillomania Belirgin bir şekilde saç ya da kaş kaybıyla sonuçlanacak kadar kişinin saç ya da kaş kıllarını tekrarlayan tarzda koparma davranışı. tutku nesnesi fetish Cinsel istek uyandıran ve cinsel doyum için gerekli olan herhangi bir nesne. tutum attitude Kişinin herhangi bir durum karşısında gösterdiği davranış örüntüsü. tükenmişlik burnout Aşırı çalışma sonucu ortaya çıkan bitkinlik, kaygı, uykusuzluk, çökkünlük durumu. tümden gelimle akıl yürütme deductive reasoning Hiyerarşik sınıflandırmada bağlantılı çıkarımlarıyla problem çözme becerilerinin genelden özele inerek yürütülmesi. tüme varımla akıl yürütme inductive reasoning Problem çözme becerilerinin özelden genele giderek yürütülmesi. U us yürütme reasoning Sorun çözmeye yöneltilmiş olarak işleyen mantıklı, tutarlı, sistemli düşünce. utanma shame İnsanın kendisini ayıplanacak bir durumda görmesinden doğan duygu. uyaklı çağrışım clang association Çağrışımların anlamsal olarak değil uyaklı olarak sıralanması. uyaran stimulus Canlıya etki edip duyu organlarını harekete geçiren her türlü etken. uyarıcı stimulant Beynin ve sinir sisteminin işlevini hızlandıran kimyasal madde. uyku felci sleep paralysis Uykuya dalmadan hemen önce bedenin geçici olarak hareket edememesiyle belirgin bir durum. uyku hijyeni sleep hygiene Nitelikli uykuya sahip olma durumu. uyku-apne sendromu sleep apnea syndrome Solunumun yineleyen nöbetler hâlinde durması. uyku-uyanıklık döngüsü sleep-wake cycle Kişinin bulunduğu çevreye göre olması gereken uyku-uyanıklık düzeni. uyum adaptation Çevre değişikliği nedeniyle bireyin toplumsal ya da kültürel yapısında gerçekleşen ve yeni çevreye uyumunu sağlayan değişikliklerin tümü. uyum bozukluğu adjestment disorder Kişi, köklü bir değişim ya da kayıp gibi bir stres kaynağıyla başa çıkamadığı veya onu değerlendiremediği zaman ortaya çıkan kısa süreli bir durum. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri uyum yeteneği adaptability Değişen durumlara uygun tepkiler verme yetisi. uyumlu davranış adaptive behavior Bir davranışın birey için ne kadar işlevsel olduğunun belirlenmesi. uyurgezerlik somnambulism Uykunun ilk 1/3’lük kısmında ortaya çıkan ani motor aktivitenin başlamasıyla belirgin uyku bozukluğu. somnambulizm üçüncül döngüsel tepki dönemi stage of tertiary circular reactions Çocuğun 12-18. aylarda hareketlerinde yaratıcılık ve çeşitliliğin görüldüğü, farklı sonuçları gözlemlemek için farklı davranışları denediği gelişim dönemi. üstbenlik superego Ahlaksal değerlerle vicdanı temsil eden, ebeveynin talep ve yasaklarının içselleştirilmesiyle oluşan benlik ögesi. süperego V varsanı hallucination Bir uyaran bulunmadığı hâlde var gibi algılanması. halüsinasyon varsayım hypothesis Deneyle kanıtlanmamış, doğruluğu incelenmeksizin kabul edilen iddialar. verbijerasyon verbigeration Cümlenin sürekli olarak yinelenmesi. vicdan conscience Kişinin davranışlarının toplumsal ve ailesel değer yargılarına uygun olup olmadığının farkına varıp davranışlarını yönlendirmesi. vijilans vigilance uyanıklık W Wernicke Korsakoff sendromu WernickeKorsakoff syndrome Aşırı alkol alımı veya tiamin eksikliği sonucu ortaya çıkan kaslarda kasılmalar, bellek kaybı, el ve ayaklarda uyuşma, unutkanlık, yürüme bozukluğu gibi belirtileri olan nörolojik bir hastalık. WISC-R Wechsler Intelligence Scale for Children Çocuklara 6-16 yaşta uygulanan sözel ve performansa dayalı iki ana bölümden ve bu bölümler altında yer alan pek çok alt bölümden oluşan zekâ testi. Williams sendromu Williams syndrome Zekâ geriliğinin eşlik ettiği sendrom. Y yabancı durum testi the strange situation test Ainsworth tarafından geliştirilmiş olan, erken çocukluk döneminde, çocuğun birinci bağlanma nesnesinden ayrı kaldığı sürelerde gözlemlenen tepkilerine göre bağlanma tiplerinin değerlendirilmesi. yadsıma denial Benlik için tehlikeli olarak algılanan ve bunaltı doğurabilecek bir gerçeği yok sayma, görmeme. inkâr yalıtma isolation Bir olaydaki duygu ve düşünce içeriğini birbirinden ayırma- fikirsel temsilcileri, duygu temsilcilerinden ayırma. izolasyon yanılsama illusion Var olan bir uyaranın yanlış algılanması ve yorumlanması. yansıtma projection Kişinin kendi eksikliğini veya suçunu başkasına yüklemesi, suçluluk duygusu uyandıracak dürtü ve isteklerini başkalarına mal etmesi. projeksiyon yansıtmalı özdeşim projective identificiation Kişinin kendine göre zihninde geliştirmiş olduğu başkasına ait özellikleri onlara yansıtarak, onlarda varsayarak buna göre özdeşim yapması. yapay bozukluk factitious disorder Fiziksel belirti ya da bulguların amaçlı olarak ortaya çıkarıldığı veya bu tür belirti varmış gibi davranılmasıyla ortaya çıkan ruhsal bozukluk. Munchausen sendromu yapılandırılmış görüşme structured interview Konusu ya da sorulacak soruları önceden tasarlanıp hazırlanmış bir görüşme. yapma-bozma undoing Kişinin kendisi ve çevresi tarafından onaylanmayacak düşünce ve davranıştan vazgeçmesi ve eğer böyle bir söz ya da eylem dışa vurulmuşsa, ortaya çıkan durumu onarması. yargılama juggement Olaylar arasında neden-sonuç bağlantılarını kurabilme, doğru ve yanlışı bireysel ve sosyal değerleri ayırt edebilme, bunlara göre davranabilme yetisi. muhakeme yas grief Önemli ve sevilen yakın bir kişinin ölümüyle ortaya çıkan çökkünlük. yaygın anksiyete bozukluğu generalized anxiety disorder Aşırı ve kontrol edilemeyen şiddette kaygıyla giden ruhsal bozukluk. yaygın gelişimsel bozukluk pervasive developmental disorder Sosyal, zihinsel, iletişimsel gelişim alanlarında gecikme ve özgün sapmaları olan erken başlangıçlı ve süreğen nöropsikiyatrik bozukluk. yeme bozukluğu eating disorder Anoreksiya nervosa, bulimiya nevroza ve tıkanırcasına yeme bozukluğu tablosundan oluşan bir hastalık grubu. 23 Sözlük Dergisi yeniden yakınlaşma rapprochement Çocuğun 14-24. aylar arasında yeni yürümeye başladığında, anneden ayrı bir birey olma algısı edindikten sonra, bu ayrı olma duygusunun getirdiği zevki paylaşmak için tekrar anneye yaklaşması. yer değiştirme displacement Bir dürtünün veya duygunun asıl nesnesinden başka bir nesneye yöneltilmesi. yetenek ability Bir şeyi yapabilme gücü. yeterince iyi annelik good enough mothering Winnicott’a göre çocuğun doğuştan getirdiği potansiyelini kullanması, sağlıklı ve yaratıcı gerçek kendiliğini oluşturabilmesi için gerekli olan annelik. yeti faculty Ruh biliminin inceleme konusu olan düşünme, anlama, kavrama gibi beceriler. yetkili-dengeli ebeveyn balanced democratic parenting demokratik ebeveyn yoğunlaştırma condensation Birçok istek ve dürtünün enerji yükünün tek bir istek, düşünce ve anıda yoğunlaşması. yoksunluk belirtisi abstinence syndrome Kişinin bağımlı olduğu maddenin bir anda kesilmesi sonucu oluşan belirtilerin tümü. yönelim orientation Zamanı, yeri ve kişileri doğru olarak tanıma yetisi. yüceleştirme sublimation İlkel nitelikteki eğilim ve isteklerin doğal amaçlarından çevrilerek, toplumca beğenilen etkinliklere dönüştürülmesi. yükleme attribution Bir olayın, bir davranışın nedenselliğini anlamak üzere yapılan kişisel açıklamalar. yürütücü işlevler executive function İnsanın yapmayı dilediği şeyleri başarabilmesi için amaçlarına yönelik davranışları düzenleyebilme becerisi. yüzleştirme confrontation Hastanın savunma düzenekleri ve davranış kalıplarının kendisine nasıl zarar verdiğinin gösterilmesi. konfrontasyon 24 Z zekâ intelligence Gerçek yaşamda karşılaşılan sorunları çözme yetisi. zekâ geriliği mental retardation Kişinin toplumsal uyum kapasitesindeki bilişsel (algılama, öğrenme, dikkat, öğrendiklerinden sonuç çıkartarak uygulayabilme becerileri) yetersizlikler. mental retardasyon zekâ katsayısı intelligence quotient (IQ) Bireyin zekâ testinde elde ettiği zekâ yaşını takvim yaşına bölüp, çıkanı 100 ile çarparak elde edilen bir zekâ gelişim düzeyi göstergesi. zekâ testi intelligence test Türlü yaş basamaklarına, güçlük durumlarına göre dağıtılmış ve zekânın boyutlarını ölçmeye yarayan bir dizi soru. zekâ yaşı mental age Çocuğun zekâ testinden edinilen performans puanının, yaşıt çocukların aldığı puanın ortalamasına bölünmesiyle edinilen sayısal değer. zihin mind Bilincin algılama ve düşünme bölümü. zihin kuramı theory of mind Diğer insanların davranışlarının altında yatan ruhsal süreçleri anlama ve davranışlarını ön görme yetisi. zoofobi zoophobia hayvan korkusu zorlantı compulsion Genel olarak saplantıları gidermek onları yansızlaştırmak etkisizleştirmek için yapılan zorunlu hareketler. kompülsiyon zorlantılı compulsive Davranışları uygunsuz ve yersiz olmasına karşın bunları yapmak için önüne geçilmez bir iç zorlama duyan kişi. zorlayıcı döngü coercive cycle Çocuğun giderek artan uygunsuz davranışlarını kontrol etmek amacıyla ebeveynin kontrolsüz davranışlar sergilemesi sonucunda ebeveynle çocuk arasında çatışmalı bir etkileşimin olması. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri KAYNAKLAR 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. Alan OR (1981) Child Behavior Therapy. John Wiley & Sons, Canada. Aktürk M, Eryiğit S, İlimsever Başarır Ş, Kocabıçak S, Sarımurat Baydemir N. & Tuğman Tüzün T. (2006) Aile Terapisi Terimleri Sözlüğü. Türk Psikologlar Derneği İstanbul Şubesi Yayınları, İstanbul. Bebek Ruh Sağlığı (0-4 Yaş) Temel Kitabı (2012). Ed: Doç. Dr. Koray Karabekiroğlu. Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Yayınları, Ankara. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Temel Kitabı (2008). Eds: Füsun Çetin Çuhadaroğlu, Ayşen Coşkun, Elvan İşeri, Süha Miral, Nahit Motavallı, Berna Pehlivantürk, Tümer Türkbay, Runa Uslu, Fatih Ünal. Hekimler Yayın Birliği, Ankara. Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları (2007). Eds: Prof. Dr. Ayla Aysev, Uzm. Dr. Yasemen Işık Taner. Golden Print, İstanbul. Dulcan’s Textbook of Child and Adolescent Psychiatry (2010). Eds: Mina K. Dulcan, M.D. American Psychiatric Publishing, Inc., Washington, DC. Hetherington E. M. & Parke R. (1993) Child Psychology, A Contamporary Viewpoint. (4th ed.). McGraw-Hill Inc., USA Kaplan & Sadock’s Comprehensive Textbook of Psychiatry (eighth edition) (2005) Eds: Benjamin J Sadock M.D., Virginia A Sadock M.D.. Lippincott Williams & Wilkins, Philadelphia. Ünal S.(2005) Tıp Terimleri Sözlüğü. Sendrom III, 10(3). 25 Sözlük Dergisi İngilizce - Türkçe Dizin ability abreaction abstinence syndrome abstraction abuse acalculia acatisia acinesia acne vulgaris acrophobia acute stress disorder adaptability adaptation adaptive behavior adjestment disorder adolescent adoption aerophagia affect aggression agitation agnosia agoraphobia agraphia alcohol abuse alcohol intolerance alexia alexithymia algorithm alogia alopecia areata altruism ambivalance ambivalent attachment amnesia anaclitic anal erotism anal phase anal sadism analist Angelman’s syndrome angoisse anhedonia animism anorexia anorexia nervosa anticipatory anxiety antidepressant antiepileptic antipsychotic antisocial behaviour 26 yetenek tepki yenilenmesi yoksunluk belirtisi soyutlama istismar akalküli akatizi akinezi akne akrofobi akut stres bozukluğu uyum yeteneği uyum uyumlu davranış uyum bozukluğu ergen evlat edinme aerofaji duygulanım agresyon ajitasyon tanıma bozukluğu açık alan fobisi agrafi alkol kötüye kullanımı alkol toleransı aleksi aleksitimi algoritma konuşma fakirliği alopesia areata özgecilik ambivalans kaygılı bağlanma bellek yitimi anaklitik anal erotizm anal dönem anal sadizm analist Angelman sendromu anguaz anhedoni canlandırmacılık anoreksiya anoreksiya nervoza beklenti kaygısı antidepresan antiepileptik antipsikotik antisosyal davranış anxiety anxiolytic apathy Apgar test aphasia aphonia apraxia aprosody art therapy Asperger disorder assertiveness training assimilation astasia-abasia ataxy athetosis atonia atopic dermatitis attachment attachment theory attention deficit disorder attention deficit hyperactivity disorder attention attitude attribution atypical autism authoritarian parenting autistic spectrum disorder autoaggression autogenic training automatism autonomous morality autonomy versus shame and doubt autostimulation theory aversion avoidance avoidant attachment avolition babbling balanced democratic parenting basic trust basic trust vs basic mistrust battered child syndrome behavior behavioral and emotional regulatory disorder behavioral disorders behavioral inhibition kaygı anksiyolitik apati Apgar testi afazi afoni apraksi aprozodi sanat terapisi Asperger bozukluğu atılganlık eğitimi özümleme astazi-abazi ataksi atetoz atoni atopik dermatit bağlanma bağlanma kuramı dikkat eksikliği bozukluğu dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu dikkat tutum yükleme atipik otizm otoriter ebeveynlik otistik spektrum bozukluğu kendine saldırı otojenik eğitim otomatizma özerk ahlak özerkliğe karşı utanç ve şüphe otostimülasyon kuramı aversiyon kaçınma kaçınmalı bağlanma ilgi kaybı agulama yetkili-dengeli ebeveyn temel güven temel güvene karşı güvensizlik dövülmüş çocuk sendromu davranış davranışsal ve duygusal süreçleri ayarlama bozuklukları davranış bozuklukları davranışsal inhibisyon Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri behavioral science behavioral therapy behaviorism being aware and being responsible for Bender-Gestalt visual motor test binge eating disorder bipolar disorder blockage body dysmorphic disorder body image bradykinesia bruxism bulimia bulimia nervosa burnout Capgras syndrome castration anxiety catatonia cephalocaudal principal cerebral dominance child abuse child and adolescent psychiatry child development child emotional abuse child parent psychotherapy child physical abuse child psychology child sexual abuse childhood childhood schizophrenia children’s apperception test circular causality clang association clasical conditioning claustrophobia client coercive cycle cognition cognitive behavioral therapy cognitive development cognitive structure cognitive theory cognitive therapy comorbidity compulsion compulsive concrete operational period condensation conditioned response davranış bilimi davranışçı terapi davranışçılık farik ve mümeyyiz Bender-Gestalt görsel motor algı testi tıkınırcasına yeme bozukluğu iki uçlu bozukluk blokaj beden dismorfik bozukluğu beden imgesi bradikinezi diş gıcırdatma bulimiya bulimiya nevroza tükenmişlik Capgras sendromu kastrasyon kaygısı katatoni baştan aşağıya gelişim ilkesi beynin başatlığı çocuğu kötüye kullanım çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları çocuk gelişimi çocuğun duygusal kötüye kullanımı ebeveyn çocuk psikoterapisi çocuğun fiziksel kötüye kullanımı çocuk psikolojisi çocuğun cinsel kötüye kullanımı çocukluk çocukluk çağı şizofrenisi çocuklar için algı testi döngüsel nedensellik uyaklı çağrışım klasik koşullanma kapalı alan korkusu danışan zorlayıcı döngü biliş bilişsel davranışcı terapi bilişsel gelişim bilişsel yapı bilişsel kuram bilişsel terapi komorbidite zorlantı zorlantılı somut işlemler dönemi yoğunlaştırma koşullu tepki conditioned stimulus conditioning conduct disorder confabulation conflict confrontation conscious conscience constancy hypothesis convertion coprolalia counseling counselor countertransference crisis critical period cultural relativism cultural universals cyclothymia decompensation deductive reasoning defence mechanism deja entendu deja vu delirium delirium tremens delusion delusional disorder delusional disorder somatic type democratic parenting denial Denver developmental screening test dependant variable dependency depersonalization depression depth perception derealisation dereism desensitization desintegrative disorder devaluation developmental coordination disorder developmental psychology differentiation dipsomania disorganized attachment disorientation displacement dissociation dissociative amnesia dissociative disorder distractibility koşullu uyaran koşullanma davranım bozukluğu konfabulasyon çatışma yüzleştirme bilinç vicdan değişmezlik varsayımı konversiyon koprolali danışma danışman karşı aktarım kriz kritik evre kültürel görecilik kültürel evrensellik siklotimi dekompansasyon tümden gelimle akıl yürütme savunma düzeneği deja entendu deja vu deliryum deliryum tremens sanrı sanrılı bozukluk somatik tip sanrılı bozukluğu demokratik ebeveyn yadsıma Denver gelişimsel tarama testi bağımlı değişken bağımlılık depersonalizasyon depresyon derinlik algısı gerçek dışılama dereizm duyarsızlaştırma dezintegratif bozukluk değersizleştirme motor işlevlerin özgül gelişimsel bozukluğu gelişimsel psikoloji farklılaşma dipsomani düzensiz bağlanma dezoryantasyon yer değiştirme dissosiyasyon dissosiyatif amnezi dissosiyatif bozukluk dikkat dağınıklığı 27 Sözlük Dergisi double bind double depression Down Syndrome dysarthria dyscalculia dysforia dysgraphia dysinhibition dyskinesia dyslexia dysphonia dysprosody dysthymic disorder dystonia dystractibility eating disorder ecolali ecopraxia educable ego ego development ego psychology ego strenght egocentrism egodystonic egosyntonic electroconvulsive therapy emotion emotion regulation emotional development emotional maturity emotional regulation empathy empirical encopresis enuresis enuresis nocturna environment epigenesis epistomology erithrophobia erotomania ethiology euphoria euthymia evolution executive function exhibitionism exitation experience experiment experimental psychology exposure therapy expression expressive language 28 çifte açmaz çifte depresyon Down sendromu dizartri diskalküli disfori disgrafi disinhibisyon diskinezi disleksi disfoni disprozodi distimik bozukluk distoni distraktibilite yeme bozukluğu ekolali ekopraksi eğitilebilir benlik benlik gelişimi benlik psikolojisi benlik gücü benmerkezcilik egodistonik egosintonik elektrokonvülzif tedavi duygu duygusal regülasyon duygusal gelişim duygusal olgunluk duygu düzenleme eşduyum ampirik enkoprezis enürezis enürezis nocturna çevre aşamalı oluşum epistomoloji eritrofobi erotomani etiyoloji öfori ötimi evrim yürütücü işlevler gösterimcilik eksitasyon deneyim deney deneysel psikoloji maruz kalma terapisi dışa vurum anlatım dili extended family externalizing extroversion factitious disorder faculty family centered intervention family constellation family life cycle family romance family system theory family treatment fantasmatic baby fantasy feedback feeding disorder fenotype fetal alcohol syndrome fetish tutku fetishism fixation flight of ideas folie a deux forensic psychiatry formal operational stage frajile X syndrome free association frontal lobe syndrome frustration frustration tolerance fugue functionality gender identity gender identity disorder generalisation generalized anxiety disorder genital stage genogram gesture good enough mothering grandiosity graphomania grief group therapy habit hallucination heredity heredity predisposition holism homeostasis homosexual hostility house-tree-person test hyperactivity hyperexcitability geniş aile dışa yönelim dışa dönüklük yapay bozukluk yeti aile merkezli yaklaşım soy ağacı aile yaşam döngüsü teorisi aile romansı aile sistemleri teorisi aile terapisi imge bebek düşlem geri bildirim beslenme bozukluğu fenotip fetal alkol sendromu nesnesi fetişizm fiksasyon fikir uçuşması folie a deux adli psikiyatri soyut işlemler dönemi frajil X sendrom serbest çağrışım frontal lop sendromu engellenme engellenme dayanıklılığı füg işlevsellik cinsel kimlik cinsel kimlik bozukluğu genelleme yaygın anksiyete bozukluğu genital dönem genogram jest yeterince iyi annelik büyüklük sanrısı grafomani yas grup terapisi alışkanlık varsanı kalıtım kalıtımsal yatkınlık bütünlük denge eşcinsel düşmanlık ev-ağaç-insan testi aşırı hareketlilik (hiperaktivite) hipereksitabilite Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri hypersensitivity hypervigilance hypnogogic hallucination hypnopompic hallucination hypnosis hypokondriasis hypomania hypothesis id identification identity illusion imitation impulsive independant variable inductive reasoning industry versus inferiority infant infant psychiatry infantilism inhibition initiative versus guilt insecure attachment insest insight instability instinct instrumental aggression intelligence quotient (IQ) intelligence test intelligence internalisation internalising intoxication introjection introspection introvertion intuition irritability isolation jealousy jugement juvenile delinquent kinesthesia kleptomania lability Landau-Kleffner syndrome latency period learned helplessnes learning disorder learning aşırı duyarlılık hipervijilans hipnogojik varsanı hipnopompik varsanı hipnoz hastalık kaygısı bozukluğu hipomani varsayım alt benlik özdeşim kimlik yanılsama taklit dürtüsellik bağımsız değişken tüme varımla akıl yürütme çalışkanlığa karşı yetersizlik duygusu erken çocukluk bebek ruh sağlığı ve hastalıkları bebeksilik ket vurma girişimciliğe karşı suçluluk duygusu güvensiz bağlanma ensest içgörü dengesizlik içgüdü araç olarak başvurulan saldırganlık zekâ katsayısı zekâ testi zekâ içselleştirme içe yönelim entoksikasyon içe atım içe bakış içe dönüklük sezgi irritabilite yalıtma kıskançlık muhakeme çocuk suçluluğu kinestezi kleptomani labilite edinilmiş epileptik afazi gizlilik dönemi öğrenilmiş çaresizlik özgül öğrenme bozukluğu öğrenme learning theory libido linear causality logorrhea loosening of associations macropsy magical thinking major depressive disorder manic episode mannerism masked depression masochism masturbation maternal deprivation mathematic disorder maturation melancholy memory mental age mental retardation micropsia migraine Miller-Dieker Syndrome mind modeling mood moral development theory moral realism Munchausen syndrome by proxy Munchausen syndrome mutism myoclonus nail biting narcissism narcolepsy negative punishment negative symptoms negativism neglect neglecting parenting neologism neurofeedback neuroleptic malignant syndrome neurosis night terror nihilistic delusion object object permanence object relations theory observation obsession obsessive compulsive disorder oedipus complex operan conditioning öğrenme kuramı libido doğrusal nedensellik logore çağrışımlarda gevşeme makropsi büyüsel düşünce major depresif bozukluk manik atak manyerizm maskeli depresyon mazoşizm mastürbasyon anne yoksunluğu aritmetik beceri bozukluğu olgunlaşma melankoli bellek zekâ yaşı zekâ geriliği mikropsi migren Miller-Dieker sendromu zihin modelleme duygu durumu ahlak gelişimi kuramı ahlaki gerçeklik Munchausen by proxy sendromu Munchausen sendromu mutizm miyoklonus onikofaji narsisizm narkolepsi olumsuz cezalandırma negatif belirtiler negativizm ihmal ilgisiz-kayıtsız ebeveynlik neolojizm nörogeribildirim nöroleptik malign sendrom nevroz gece terörü hiçlik sanrısı nesne nesne sürekliliği nesne ilişkileri kuramı gözlem saplantı obsesif kompülsif bozukluk ödipus kompleksi operan koşullanma 29 Sözlük Dergisi operant conditioning optimism oral stage orientation overanxious disorder overgeneralization overvalued idea palilalia palinopia panic disorder paramnesia paranoia paranoid idea paraphase paraphilias parasomnia parent’s training parenting styles passive pedagogy pedophilia peer abuse perception perceptual constancy perceptual defects perceptual learning perceptual organisation perceptual unity perfectionism permissive parenting persecution delusion perseveration personality pervasive developmental disorder perversion phallic stage phobia phonological disorder phonology phototherapy pica plasticity play therapy positive punishment positive reinforcement positive symptoms posttraumatic stres disorder edimsel koşullanma optimizm oral dönem yönelim aşırı kaygılı bozukluk aşırı genelleştirme aşırı değerlenmiş düşünce palilali palinopsi panik bozukluk paramnezi paranoya paranoid fikir parafazi parafili parasomnia anne baba eğitimi ebeveynlik stilleri edilgen pedagoji pedofili akran istismarı algılama algısal değişmezlik algı bozukluğu algısal öğrenme algısal organizasyon algısal bütünlük mükemmeliyetçilik aşırı hoşgörülü ebeveyn kötülük görme sanrısı perseverasyon kişilik yaygın gelişimsel bozukluk perversiyon fallik dönem fobi artikülasyon bozukluğu fonoloji ışık tedavisi pica esneklik oyun terapisi olumlu cezalandırma artı pekiştirme pozitif belirtiler travma sonrası stres bozukluğu practicing alıştırma Prader-Willi syndrome Prader-Willi sendromu preconceptual period işlem öncesi dönem preconscious bilinç öncesi preconventional morality geleneksel ahlak öncesi dönem premenstrual dysphoric syndrome premenstrüel disforik 30 projection projective identificiation pseudologia fantastica psychoactive drug psychoanalysis psychodynamic theory psychoeducation psychogenic nonepileptic seizure activity psychological counseling and guidance psychology psychometry psychomotor acceleration psychomotor retardation psychosomatic disorder psychostimulant psychotherapy psychotic depression psychotic disorder pyromania rapprochement rating scale rationalization reaction formation reading disorder reality testing reasoning recurrence reference idea regression rehabilitation reinforcement relapse relaxation training reliability remission repression receptor resistance resistant attachment Rett sydrome reverse conditioning rigidity Rorschach test rumination disorder sadism sadomasochism schema schizophrenia school phobia seasonal affective disoder secondary sexual characteristics secure attachment bozukluk yansıtma yansıtmalı özdeşim psödolojiya fantastika psikoaktif ilaç psikanaliz psikodinamik teori psikoeğitim psikojenik nonepileptik nöbet psikolojik danışmanlık ve rehberlik psikoloji psikometri psikomotor hızlanma psikomotor yavaşlama psikosomatik bozukluk psikostimulan psikoterapi psikotik depresyon psikotik bozukluk piromani yeniden yakınlaşma değerlendirme ölçeği akla uygunlaştırma karşıt tepki kurma okuma bozukluğu gerçeği değerlendirme yetisi us yürütme nüks referans fikri gerileme rehabilitasyon pekiştireç depreşme gevşeme egzersizi güvenirlik remisyon bastırma alıcı direnç dirençli bağlanma Rett sendromu ters koşullanma rijidite Rorschach testi ruminasyon bozukluğu sadizm sadomazohizm şema şizofreni okul fobisi mevsimsel afektif bozukluk ikincil cinsiyet özellikleri güvenli bağlanma Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri selective mutism self self control self identity self regulation self-esteem sensory motor stage sensory perception sentence completion separation anxiety separation anxiety disorder separation-individuation serotonin syndrome severe intellectual disability sexual development shame shared psychotic disorder seçici konuşmazlık kendilik öz denetim öz kimlik kendilik düzenleme benlik saygısı duyu-motor dönemi duyusal algılama testcümle tamamlama testi ayrılık kaygısı ayrılık kaygısı bozukluğu ayrılma-bireyselleşme serotonin sendromu ağır zekâ geriliği cinsel gelişim utanma paylaşılmış psikotik bozukluk shock şok sialorrhea sialore simulation temaruz sleep apnea syndrome uyku-apne sendromu sleep hygiene uyku hijyeni sleep paralysis uyku felci sleep-wake cycle uyku-uyanıklık döngüsü social phobia sosyal fobi socialization sosyalizasyon somatization disorder somatizasyon bozukluğu somatoform disorders somatoform bozukluklar somnambulism uyurgezerlik somnolence somnolans specific phobia özgül fobi splitting ayırma stability dengelilik stage of coordination of ikincil şemaların secondary schemata koordinasyonu stage of mental representation düşünce gelişiminde zihinsel temsiller dönemi stage of primary circular birincil döngüsel tepki stage of secondary circular ikincil döngüsel tepki reactions dönemi stage of tertiary circular reactions üçüncül döngüsel tepki dönemi stereotyped behavior basmakalıp davranış stimulant uyarıcı stimulus uyaran stress stres structured interview yapılandırılmış görüşme stuttering kekemelik subject sublimation substance abuse suggestion suicide superego syndrome synesthesia synkinesis syntax tangentiality tardive dyskinesia telepathy temperament thalassophobia the strange situation test the use of reflex theft of ideas theory of mind threshold tic disorder time out toddlerhood token economy simge Tourette syndrome toxicomania tranquilizer transferance trauma tremor trichotillomania unconscious unconditioned response unconditioned stimulus undoing validity value judgement variable verbigeration vigilance Wechsler Intelligence Scale for Children-Revised Wernicke-Korsakoff syndrome will Williams syndrome working memory xenophobia zoophobia denek yüceleştirme madde bağımlılığı telkin öz kıyım üstbenlik sendrom sinestezi sinkinezi söz dizimi teğetsel konuşma geç diskinezi telapati mizaç talassofobi yabancı durum testi refleks dönemi düşünce çalınması zihin kuramı eşik tik bozukluğu mola erken oyun çağı biriktirme sistemi Tourette sendromu toksikomani tranklizan aktarım travma tremor trikotilomani bilinç dışı koşulsuz tepki koşulsuz uyaran yapma-bozma geçerlik değer yargısı değişken verbijerasyon vijilans WISC-R Wernicke Korsakoff sendromu istenç Williams sendromu işlem belleği ksenofobi zoofobi 31 Sözlük Dergisi Yazar Doç. Dr. Işık Görker (gorkerisik@yahoo.com) 1992 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalından Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanlığını, 1997 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalından Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanlığını almıştır. 2007 yılında kuruculuğunu yaptığı Trakya Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında halen Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yapmaktadır. 2013 yılında gerçekleştirilen 23. Ulusal Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kongresi’nde Kongre Eş Başkanlığı görevini üstlenen Doç. Dr. Işık Görker, Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Derneği, Bebek Ruh Sağlığı Derneği, Türkiye Psikiyatri Derneği ve Türk Tabipler Birliği İstanbul Tabip Odası üyesidir. Prof. Dr. Ümran Korkmazlar (ukorkmazlar@gmail.com) İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Pedagoji Bölümünden 1977 yılında mezun olmuş, Boğaziçi Üniversitesinde “Guidance and Psychological Counseling” ve İstanbul Üniversitesi Çocuk Sağlığı Enstitüsünde “Gelişim Nörolojisi” yüksek lisans programlarını tamamlamıştır. Doktorasını “öğrenme güçlüğü” konusunda İstanbul Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalında yapmış, bu çalışması ile Türk Psikiyatri Cemiyeti Araştırma Ödülü’nü kazanmıştır. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalından 2007 yılında Profesör unvanı ile emekli olan Prof. Dr. Ümran Korkmazlar, 2007–2009 yılları arasında iki özel üniversitede Psikoloji Bölüm Başkanlığı yapmıştır. Hâlen kurucusu olduğu Fide Danışmanlık Merkezinde çalışmakta, üniversitelerde çocuk-ergen gelişimi, psikopatolojisi ve müdahale yöntemleri konularında dersler vermektedir. Arş. Gör. Dr. Güçlü Ayaz (ayazguclu@gmail.com) 2010 yılında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. 2011 yılı Temmuz ayında Trakya Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında tıpta uzmanlık öğrenimine başladı. Hâlen aynı anabilim dalında öğrenimini sürdürmektedir. Arş. Gör. Dr. Mengühan Araz Altay (arinna2010@yahoo.com) 2010 yılında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. Aynı yıl Kars Devlet Hastanesinde Acil Hekimi olarak göreve başladı. 2011 yılında İstanbul Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesinde İç Hastalıkları asistanı olarak görev yaptı. 2012 yılı Ocak ayında Trakya Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında başladığı tıpta uzmanlık eğitimini hâlen sürdürmektedir. Arş. Gör. Dr. Nazike Ak (nzke_ak81@hotmail.com) 2012 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinden mezun oldu. 2013 yılının Ocak ayında Trakya Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında başladığı tıpta uzmanlık eğitimini hâlen sürdürmektedir. Uzm. Klinik Psikolog Berfin Bozkurt (berfinbozkurt@gmail.com) 2010 yılında Fransa Strasbourg Üniversitesi Psikoloji Bölümünden mezun oldu. 2011 yılında Doğuş Üniversitesi Klinik Psikoloji Programında başladığı yüksek lisans öğrenimini tamamlayarak uzman unvanı aldı. 2013 yılının Mart ayında “FİDE Danışmanlık Merkezi” ekibine katılan Bozkurt, hâlen aynı merkezde Prof. Dr. Ümran Korkmazlar’ın asistanı olarak görevini sürdürmektedir. 32 SÖZLÜK DERGİSİ ARŞİV SAYILARI 2008 YILI (Cilt 1) ÇOCUK ACİL TIP VE YOĞUN BAKIM TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 1 Ocak 2008) Doç. Dr. Hayri Levent Yılmaz Doç. Dr. Agop Çıtak Doç. Dr. Murat Duman Dr. Ayşe Berna Anıl Prof. Dr. Metin Karaböcüoğlu Yrd. Doç. Dr. Demet Demirkol Dr. Nilgün Erkek-Atay Dr. Deniz Tekin Doç. Dr. Nurettin Onur Kutlu Dr. Esra Şevketoğlu Dr. Nilüfer Yalındağ-Öztürk YENİDOĞAN TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Ek Sayı 1 2008) GÖĞÜS HASTALIKLARI TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 2 Nisan 2008) Prof. Dr. Rahmi Örs Doç. Dr. Münire Gökırmak Dr. Şükrü Paksu Dr. H. Tarkan İkizoğlu Yrd. Doç. Dr. Tolga F. Köroğlu Dr. Okşan Derinöz Doç. Dr. Mehmet Boşnak Dr. Eylem Ulaş-Saz EPİDEMİYOLOJİ VE DEMOGRAFİ ÇOCUK HEMATOLOJİSİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Ek Sayı 2 2008) (Sayı 3 Temmuz 2008) Prof. Dr. Davut Albayrak Doç. Dr. G. Nural Bekiroğlu Doç. Dr. Canan Uçar-Albayrak 2011 YILI (Cilt 2) KOZMETOLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 1 Mart 2011) ÇOCUK İSTİSMARI VE İHMALİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 4 Aralık 2011) ADLİ TIP TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 2 Haziran 2011) Doç. Dr. Gürol Cantürk Prof. Dr. Yasemin Yazan Doç. Dr. Ecz. Alb. Ayhan Savaşer Prof. Dr. Ecz. Alb. Yalçın Özkan PARAZİTOLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 3 Eylül 2011) Prof. Dr. Ufuk Beyazova Prof. Dr. Figen Şahin Prof. Dr. Gülendame Saygı 2012 YILI (Cilt 3) BASKETBOL-VOLEYBOL-HENTBOL ANALİZ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 2 Haziran 2012) (Sayı 1 Mart 2012) Prof. Dr. Ecz. Bengi Uslu Doç. Dr. Cengiz Arslan Uzm. Kim. Mehmet Gümüştaş Yrd. Doç. Dr. Yüksel Savuncu Doç. Dr. Ecz. Alb. Ayhan Savaşer Yrd. Doç.Dr. Murat Şenyuva Prof. Dr. Ecz. Alb. Yalçın Özkan Okutman Selçuk Erhan Prof. Dr. Ecz. Sibel A. Özkan Özgür Karataş İNFEKSİYON HASTALIKLARI TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 3 Eylül 2012) Prof. Dr. Ahmet Kalkan, Prof. Dr. Mustafa Kaplan ÇOCUK ENDOKRİNOLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 4 Aralık 2012) Prof. Dr. Zerrin Orbak, Dr. Kezban Karabağ 2013 YILI (Cilt 4) ÇOCUK ALERJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 1 Mart 2013) Prof. Dr. Nihat Sapan Prof. Dr. Dost Zeyrek Doç. Dr. Suna Asilsoy Doç. Dr. Arzu Babayiğit Doç. Dr. Ferhat Çatal Doç. Dr. Figen Gülen Doç. Dr. Özlem Keskin Doç. Dr. Emin Mete Doç. Dr. Emin Özkaya Doç. Dr. Serap Özmen Doç. Dr. Özge Yılmaz Yrd. Doç. Dr. Yakup Canıtez Prof. Dr. Esen Demir Doç. Dr. Ahmet Akçay Doç. Dr. Metin Aydoğan Doç. Dr. Demet Can Doç. Dr. Duygu Erge Doç. Dr. Koray Harmancı Doç. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu Doç. Dr. Emine Dibek Mısırlıoğlu Doç. Dr. Cevdet Özdemir Doç. Dr. Zeynep Tamay Doç. Dr. Ayfer Yükselen FUTBOL TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 2 Haziran 2013) Yrd. Doç. Dr. Ercan Gür Öğr. Gör. Faruk Akçınar ÇOCUK NEFROLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 3 Eylül 2013) Prof. Dr. Ferah Gönülşen Sönmez