İncelemek İçin Tıklayınız

advertisement
SÖZLÜK DERGİSİ
Cilt: 4 Sayı: 4
Aralık 2013
ISSN 1308-1500
Editör
Prof. Dr. Cengiz Yakıncı
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, MALATYA
TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Başkanı
TDK İlaç ve Eczacılık Terimleri Çalışma Grubu Üyesi
cengizyakinci@hotmail.com
Editör Yardımcısı
Belgin Aksu
TDK Türk Dili Uzmanı
belginaksu@hotmail.com
Yayın Kurulu
Prof. Dr. Esmeray Acartürk
Prof. Dr. Yakup Gümüşalan
Prof. Dr. Erdem Yeşilada
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi
E. Öğretim Üyesi ADANA
TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi
esmeray.barin@yahoo.com
Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi
İSTANBUL
TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi
yakupgumusalan@yahoo.com
Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi
İSTANBUL
TDK İlaç ve Eczacılık Terimleri
Çalışma Grubu Başkanı
yesilada@yeditepe.edu.tr
Prof. Dr. İsmet Aydoğdu
Prof. Dr. Esin Kâhya
Prof. Dr. İbrahim Yıldırım
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi
E. Öğretim Üyesi KONYA
TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi
sacayak@gmail.com
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih
Coğrafya Fakültesi E. Öğretim Üyesi
ANKARA
TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi
esinkahya2002@yahoo.com
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa
Tıp Fakültesi E. Öğretim Üyesi
İSTANBUL
TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi
iy1442@gmail.com
Prof. Dr. Ayla Bayık
Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi
İZMİR
TDK Hemşirelik Terimleri Çalışma
Grubu Başkanı
bayik@ege.edu.tr
Prof. Dr. Süheylâ Ünal
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi
MALATYA
TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi
suheylaunal@gmail.com
Prof. Dr. Hamza Zülfikar
Ankara Üniv. Dil ve Tarih Coğrafya Fak.
Türkçe Bölüm E. Başkanı ANKARA
TDK Tıp ve İlaç ve Eczacılık Terimleri
Çalışma Grubu Üyesi
hamza.zulfikar@hotmail.com
Sahibi
Logos Yayıncılık Tic. A.Ş. adına
Rıfat Bahar
Yayın Koordinatörü
Tania Sisa
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Prof. Dr. Cengiz Yakıncı
Dizgi-Mizanpaj
Ayfer Eryeşil
Arzu Deniz Ölmez
Yayın Türü: Yerel Süreli
Baskı Yeri/Matbaa: LOGOS YAYINCILIK
Yönetim Yeri: LOGOS YAYINCILIK TİC. A.Ş.
Yıldız Posta Cad. Sinan Apt. No. 36 D. 66/67 34349 Gayrettepe-İstanbul
Tel: (0212) 288 05 41 - (0212) 288 50 22
Faks: (0212) 211 61 85
e-posta: logos@logos.com.tr
Sözlük Dergisi, üç ayda bir yılda dört sayı olarak yayınlanır. Bu dergide yayımlanan yazıların telif hakları
Logos Yayıncılık Tic. A.Ş.’ye ait olup, yayıncının yazılı izni olmadan hiçbir şekilde tümü veya herhangi bir bölümü
kopya edilemez, herhangi bir dilde tamamen veya kısmen yayınlanamaz, dijital ortama yüklenemez.
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri
SUNUŞ
Çocuk ve ergen ruh sağlığı (çocuk ve ergen psikiyatrisi); içinde normal çocuk ve ergen
gelişimini, gelişim bozukluklarını, çocuk ve ergenin zihinsel ve ruhsal gelişimi ile bu gelişim
döneminde farklı etiyolojilerle ortaya çıkabilen ruh sağlığı hastalıklarını, çocuk ve ergenlerdeki
psikiyatrik sorunları ve psikiyatrik tanı ölçütlerini karşılayan bozuklukların tedavilerini üstlenen
bir anabilim dalıdır. Üstlendiği tanı ve tedavi hizmetlerinin yanı sıra, çocuk ve ergenlerde zihinsel,
ruhsal ya da sosyal nedenlerle ortaya çıkabilecek olan sorunların oluşmasını engelleyici koruyucu
sağlık hizmeti de bu anabilim dalının temel görevlerinden birisini oluşturmaktadır. Danışmanlık,
koruyucu hizmetler, tanısal değerlendirmeler ve uygulanan türlü tedavi yaklaşımları, çocuk ve
ergen ruh sağlığı alanında multidisipliner bir yaklaşım ile yapılmakta ve bu da bir ekip çalışması
ile gerçekleştirilmektedir. Bu ekibin içinde hekimler, psikologlar, pedagoglar, çocuk gelişim
uzmanları, sosyal hizmet uzmanları bulunmaktadır. Çocuk ve ergenlerin değerlendirilmesi, başta
ebeveynler ya da birincil bakım veren bireyler olmak üzere okul öğretmenleriyle, gerektiğinde
sosyal hizmet kurum çalışanları ya da adli makamların işbirliğiyle yapılmaktadır.
Bu çalışmanın amacı; içinde psikiyatrik, psikiyatri dışı tıbbi, psikolojik, pedagojik, sosyal,
adli terimleri içinde barındıran çocuk ve ergen ruh sağlığı dilinin Türkçe daha iyi anlaşılabilir
olmasını sağlamak, kullandığımız bir, iki ya da üç sözcüklü tanımlamaların anlamlarının mümkün
olduğunca Türkçe sadeleştirmesini yaparak anlaşılabilirliğini sağlamaktır.
Sözlüğümüzü birlikte oluşturduğumuz değerli çalışma arkadaşlarım adına, önerileriyle
çalışmamızın oluşmasını sağlayan ve çalışmamız süresince değerli yardımlarını gördüğümüz Prof.
Dr. Cengiz Yakıncı’ya teşekkür eder, sözlüğümüzün konumuz ile ilgilenen bilim çalışanlarına
katkı sağlamasını ve yardımcı olmasını dileriz.
Doç. Dr. Işık Görker
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları
Anabilim Dalı
1
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri
A
açık alan fobisi agoraphobia Açık yerlerde, alanlarda
ölüm ya da öz denetimini yitirme korkusu ve kaygı bulgusuyla kendisini gösteren ruhsal bir bozukluk.
adli psikiyatri forensic psychiatry Adli tıpla psikiyatri ve çocuk psikiyatrisi dallarının yasal sorunlar karşısında
birlikte ele alındığı bir alan.
adölesans adolescence ergenlik
aerofaji aerophagia hava yutma
afazi aphasia Normal bir konuşma gelişimi olan kişide, beynin belirli bölgelerinin vasküler, travmatik ya da
tümöral hasarlarına bağlı olarak gelişen edinilmiş konuşma bozukluğu.
afoni aphonia Ses telleri ya da onların motor sinirlerinin hasarında oluşabilen, aynı zamanda bir konversiyon
belirtisi olarak da görülebilen ses çıkaramadan fısıltıyla
konuşma hâli.
agnozi agnosia tanıma bozukluğu
agrafi agraphia Bilinci açık ve okuryazar olan bireyin
yazı yazamaması.
agresyon aggression Bazı ruhsal ya da nörolojik bozukluklarda görülen, sözel ya da fiziksel olabilen, amaca
yönelik öfkeli, sinirli ya da düşmanca tutum sergileme.
agulama babbling İki-altı aylar arası bebeklerin sesli
ve sessiz harfler içeren tek heceler üretmesiyle ortaya çıkan
sesler.
ağır zekâ geriliği severe intellectual disability Zihinsel yetersizliğin en aşağı düzeyde olma durumu.
ahlak gelişimi kuramı moral development theory
Piaget’nin öne sürdüğü çocuğun zihinsel gelişiminde,
davranışın iyiliği ya da kötülüğü üzerinde akıl yürüteceği ya da yargıda bulunacağı bir kural dizisini oluşturan
kuram.
ahlaki gerçeklik moral realism Piaget’nin ahlak
gelişimi kuramının ilk evresinin olduğu erken çocukluk
döneminde çocuk için kuralların mutlak olması.
aile merkezli yaklaşım family centered intervention
Terapötik olarak ailelerin gereksinimlerine göre değişmekle birlikte bilişsel gelişim, çevresel değişimler, yaşam
koşulları ve çeşitli sorunlarla ilgili bireyler arası stratejileri
oluşturma.
aile romansı family romance Çocukların çoğunun ödipus düşlemlerinde aslında anne babalarının çocukları olmadıkları, başka bir sosyal düzeydeki aileden gelmiş, bulunmuş
çocuk olduklarına ilişkin fantastik fikirlerinin olması.
aile sistemleri teorisi family system theory Herhangi bir aile bireyinin değişmesi için ailedeki iletişimetkileşim yapısının değişimine ihtiyaç duyulduğu, aile
bireylerinin davranışlarının, duygularının, inançlarının,
geleneklerinin birbirine bağlı olduğu sistem teorisi.
aile terapisi family treatment Kişinin ruh sağlığı ve
sosyal, duygusal işlevselliğinin diğer bireylerle, özellikle
aile bireyleriyle yakından ilişkili olduğu ilkesine dayanan,
kişiyi diğer aile bireyleriyle ele alan tedavi yöntemi.
aile yaşam döngüsü teorisi family life cycle Sistemdeki her üyenin diğerlerini ve diğerlerinin de onu etkilemesi anlamına gelen döngüsellik ilkesi aileye uygulandığında, sorunun bireylere atfedilmeyip kişiler arasındaki
ilişkilerle bağlantılı olduğunun gösterilmesi teorisi.
ajitasyon agitation Motor huzursuzlukla birlikte görülen yoğun kaygı.
akalküli acalculia Kaygı ya da dikkat sorunu olmadığı hâlde hesap yapma yetisinin kaybı.
akatizi acatisia Antipsikotiklerin ekstrapiramidal yan
etkisiyle gelişebilen yerinde duramama, dolaşma isteği biçiminde beliren motor huzursuzluk.
akinezi acinesia Normal bir insanda kendiliğinden
oluşan hareketlerin (jest, mimik, beden hareketleri gibi)
bir bütün olarak azalması ya da kaybı.
akla uygunlaştırma rationalization Benlik için
sıkıntı, acı, suçluluk duygusu veren durumlarda, akla
yatkın görünen ve sıkıntı vermeyecek bir neden ya da
açıklama bulma olarak tanımlanan bir savunma düzeneği. rasyonalizasyon
akne acne vulgaris Sıklıkla ergenlik döneminde yüzde
yerleşen, kronik seyirli komedon, papül, püstül ve nodülokistik lezyonlarla karakterize ve seyrinde kalıcı skarların= gelişebildiği bir hastalık.
akran istismarı peer abuse Daha büyük yaşta ya da
fiziksel olarak daha güçlü olan çocukların kendilerinden
daha güçsüz olan çocukları sürekli hırpalaması, eziyet etmesi, rahatsız etmesi.
akrofobi acrophobia Yükseklik korkusu
aktarım transferance Ruhsal sağaltım sürecinde çocuklukta anne-babayla yaşanmış olan duyguların sağaltımcıya yöneltilerek aktarılması. transferans
akut stres bozukluğu acute stress disorder En az iki
gün, en fazla dört hafta süren, yaşanılan travmatik olay
sonrası korku, kaygı, olayı tekrar yaşayacağı endişesi nedeniyle çocukta ya da ergende ruhsal bulguların geliştiği
3
Sözlük Dergisi
bir bozukluk.
aleksi alexia Bilinci açık ve okuryazar kişinin bildiği
dildeki bir yazıyı okuyamaması.
aleksitimi alexithymia Duyguları tanımlama ve açıklama konusunda yetersizlikle belirgin bir kişilik oluşumu.
algı bozukluğu perceptual defects Bireyin kendisinden ya da çevresinden aldığı uyarımların, zihninde aykırı
ya da aldatıcı bir şekilde yorumlanması.
algılama perception Duyu organları aracılığıyla alınan
uyarıcıların (duyusal bilgilerin) tutarlı, anlamlı bir bütünlük oluşturacak biçimde örgütlenmesi, çözümlemesi ve
yorumu.
algısal bütünlük perceptual unity Bir nesnenin soyut özellikleri ya da ayrıntılarıyla değil, tümüyle bütün
olarak algılanması.
algısal değişmezlik perceptual constancy Bireyin,
farklı ışık, açı ve uzaklığa rağmen tanıdık bir nesneyi tanıyabilme becerisi, eğilimi.
algısal organizasyon perceptual organisation Uyarıcıların bir bütün içinde algılanması.
algısal öğrenme perceptual learning Bireyin, öğrenmeyi çevresindekileri algılama yoluyla gerçekleştirmesi ya
da öğrendiklerini yeni algıladıklarıyla değiştirmesi, bütünlemesi.
algoritma algorithm Bir sorunun ya da işin hangi aşamalardan geçilerek yapılacağını gösteren çalışma planı.
alıcı receptor Canlılarda içten ya da dıştan gelen uyaranları algılayıp ileten dizge.
alışkanlık habit Düzenli ve sürekli olarak yapılan edinilmiş tutum ve davranışlar.
alıştırma practicing Çocuğun 9-14. ayları arasında
yürümeye başlamasıyla canlı ve cansızı keşfettiği ve anneden ayrılma ve tekrar ona dönme denemelerini gerçekleştirdiği gelişim dönemi.
alkol kötüye kullanımı alcohol abuse Alkolün etkilerinin neden olduğu ya da alevlendirdiği, sürekli ya da
yineleyici toplumsal ya da kişiler arası oluşan sorunlara
karşın sürekli alkol kullanımı.
alkol toleransı alcohol intolerance Alkolün belirli bir
dozunun yinelenen uygulamalarından sonra daha düşük
bir etki göstermesi hâlinde, ilk kullanımdaki etkiyi elde
etmek için gittikçe artan dozlara gereksinim duyulması.
aloji alogia konuşma fakirliği
alopesia areata alopecia areata İnflamasyon bulguları olmaksızın vücutta odaklar şeklinde kıl kaybıyla be4
lirgin bir hastalık.
alt benlik id Doğuştan gelen, libidinal ve agressif
dürtüleri oluşturan ve haz ilkesine göre sürekli dürtüsel
boşalım gereksinimi duyan ruhsal aygıt. id
altruizm altruism özgecilik
ambivalans ambivalance Belirli bir kişi ya da eşyaya
aynı zamanda hem sevgi hem nefret duyma gibi, karşıt
durum ve duyguların birlikte bulunması hâli.
amnezi amnesia bellek yitimi
ampirik empirical Deney ve gözlem üzerine kurulu.
anaklitik anaclitic Başkalarına duyulan bağımlılıkla
nitelenen ilişkiler için kullanılan terim.
anal dönem anal phase Çocuğun 1-3 yaşları arası
gelişim döneminde anal sfinkterlerinin üzerinde nöromüsküler kontrolünü sağlamasıyla, ebeveynlere olan
bağımlılıktan kurtulma ve bağımsızlık çabasıyla birlikte
ebeveynleri kontrol etmenin yaşandığı dönem.
anal erotizm anal erotism Anal işlev sırasında duyulan cinsel haz.
anal sadizm anal sadism Boşaltılan dışkının psikanalitik anlamda agresif arzuların bir ifadesi olması.
analist analist Analiz yapan kimse, çözümleyici.
Angelman sendromu Angelman’s syndrome Zekâ
ve gelişme geriliği, konuşma bozukluğu, epileptik nöbetler ve sürekli gülümseyen yüz ifadesi bulguları olan ve 15.
kromozom bölgesinde mikrodelesyonla ortaya çıkan nörogelişimsel bir bozukluk.
anguaz angoisse Paniğe kapılma şeklinde kendisini
gösteren ruhsal ve fiziksel rahatsızlık.
anhedoni anhedonia Normalde zevk veren durumlardan zevk alınamaması.
animizm animism canlandırmacılık
anksiyolitik anxiolytic Kaygı giderici etkisi olan
ilaç.
anlatım dili expressive language Duyu-sinir ve
motor-sinir işlevlerle zihinsel kavramın bir ses imgesi aracılığıyla ifadesi.
anne baba eğitimi parent’s training Anne ve babaların özgüvenini güçlendirerek çocuklarının fiziksel, zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimi için anne babalık becerilerini geliştirecek şekilde ebeveynlere rehberlik etme.
anne yoksunluğu maternal deprivation Çocuğun
gelişim döneminin ilk bir yılı içinde anne ya da birincil
bakım veren kişiden yoksun kalması.
anoreksiya anorexia İştah azalması ya da kaybı.
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri
anoreksiya nervoza anorexia nervosa Sıklıkla ergenlik dönemi kızlarda görülen, şişmanlıkla ilgili aşırı
korku nedeniyle yemek yemede isteksizlik, vücut ağırlığının beklenenin en az %15 daha altında olmasıyla belirgin
kilo kaybı, beden imgesi bozukluğu ve amenore belirtileri
gösteren bir yeme bozukluğu.
antidepresan antidepressant Ruhsal çökkünlük tedavisinde kullanılan ilaç.
antiepileptik antiepileptic Epilepsi tedavisinde kullanılan, aynı zamanda sinir hücrelerinde nörotransmitterler üzerine etki göstererek duygu durum kontrolünde rol
oynayan ilaç.
antipsikotik antipsychotic Psikoz tedavisinde kullanılan, aynı zamanda çocuklarda davranış kontrolü için
kullanılan ilaç.
antisosyal davranış antisocial behaviour Toplumsal yaşamın gereklerine aykırı davranışlar.
apati apathy Duygu, ilgi ya da endişenin kaybı.
Apgar testi Apgar test Yenidoğan bebeğin doğum koşullarını değerlendirmek amacıyla gelişimsel durumunu
değerlendiren test.
apraksi apraxia Bilinci açık, anlaması normal bir kişinin motor, duyusal ve koordinasyon kusuru olmaksızın
bildiği, amaçlı bir hareketi yapamaması.
aprozodi aprosody Nörolojik bir bozukluk nedeniyle
konuşma tonalitesinin kaybı.
araç olarak başvurulan saldırganlık instrumental aggression Genellikle küçük çocuklarda görülen, bir
şeye sahip olmak amacıyla kavgayla kendini gösteren saldırganlık.
aritmetik beceri bozukluğu mathematic disorder
Aritmetik becerisinde bozuklukla kendini gösteren özgün
öğrenme bozukluğu.
artı pekiştirme positive reinforcement Edimsel koşullamada istenen davranışı güçlendirmek ve yineleme sıklığını arttırmak için edimsel davranışın ödüllendirilmesi.
artikülasyon bozukluğu phonological disorder fonolojik bozukluk
asimilasyon assimilation özümleme
Asperger bozukluğu Asperger disorder Bilişsel gelişiminde ve dil gelişiminde önemli bir gelişme geriliği
göstermeyen, sıklıkla zekâ düzeyi normal olan ancak toplumsal etkileşimde bozukluğun olduğu otistik spektrum
bozukluğu.
astazi-abazi astasia-abasia Kaslarda ya da duyularda
herhangi bir bozukluk olmaksızın kısmen ya da tamamen
ayakta duramama ya da yürüyememe durumu.
aşamalı oluşum epigenesis Erickson’un psikososyal
gelişim evresinde; kişinin her gelişimsel döneminde sağlıklı kendiliğinden gelişimi için başarıyla yerine getirmesi
gereken bir gelişimsel görevin olduğu, her gelişimsel görevin içeriğinde tez ve antitezin birlikte ortaya çıktığı ve
her dönemin başarılı sonlanmasıyla ‘benliğin’ güçlendiği
şeklinde tanımlanan ilke. epigenez
aşırı değerlenmiş düşünce overvalued idea Sanrısal bir özellik taşımayan, ancak yeterince içgörünün de
olmadığı düşünce.
aşırı duyarlılık hypersensitivity Uyarıcılardan fiziksel ya da duygusal olarak kolayca etkilenme.
aşırı genelleştirme overgeneralization Çocukların
bir kelimeyi gereğinden daha kapsamlı nesneler ya da eylemler sınıfı içinde kullanması.
aşırı hareketlilik (hiperaktivite) hyperactivity
Çocukta yaşına ve gelişim düzeyine göre aşırı hareketliliğin en az 6 ay boyunca olması ve bu hareketliliğinin,
sosyal ve akademik işlevselliği bozmuş olması.
aşırı hoşgörülü ebeveyn permissive parenting Çocuğun her yaptığının hoş karşılandığı, davranışlar üzerinde az ya da hiç denetim kurulmadığı ebeveynlik tutumu.
aşırı kaygılı bozukluk overanxious disorder Çocuk
ya da erişkinlerde görülen, ayrılma ya da yakın zamanda
yaşanan stresli bir olaydan kaynaklanmayan, aşırı endişe ve
korku davranışlarıyla kendisini gösteren, yaygın kaygı bozukluğu kapsamı içinde tanımlanan ruhsal bir bozukluk.
ataksi ataxy İstemli hareketleri yaparken kasları eş güdümleyememe.
atetoz athetosis Vücutta bir postürü sağlamak ya da
sürdürmek için gerekli olan kas kasılmasının, görevli olmayan kaslara yayılması sonucu gelişen kompleks, solucanvari, düzensiz, amaçsız hareketler.
atılganlık eğitimi assertiveness training Girişken,
güvenli davranışın öğretildiği müdahale yöntemi.
atipik otizm atypical autism Genellikle bilişsel ve
iletişim becerileri otizmi olan çocuklardan daha iyi olan,
ancak otizme benzer gelişimsel ve davranışsal sorunlar
gösteren otistik spektrum bozukluğu.
atoni atonia Kas tonusunda azalma.
atopik dermatit atopic dermatitis Etiyolojisinde
stresle nöropeptitler ve immün sistem arasında bir ilişkinin olduğu düşünülen, sıklıkla erken bebeklik, çocukluk
5
Sözlük Dergisi
çağı ve ergenlikte yaşanan stresli yaşam olayları sonrasında
kaşıntı, makülopapüler döküntülerle başlayan eritematöz
bir enflamasyon hastalığı.
aversiyon aversion Bir durumu istememe, tiksinme.
avolüsyon avolition ilgi kaybı
ayırma splitting Nesneyi iyi ve kötü olarak ikiye ayıran ve sonrasında benliği ayırmasına yol açan bir savunma
düzeneği.
ayrılık kaygısı separation anxiety Normal gelişim
döneminde güvenli bağlanma geliştiren 1-3 yaş arası bebeğin, temel bakım vereninden ayrı olduğunda duyduğu
kaygı.
linç dışına atılması ve orada tutulması olarak tanımlanan
bir savunma düzeneği. represyon
ayrılık kaygısı bozukluğu separation anxiety disorder Çocuk veya ergenin evden ya da temel bağlanma
beden dismorfik bozukluğu body dysmorphic disorder Kişinin, bedeninin bir veya daha fazla bölgesinin
figüründen ayrı olduğunda, en az 4 hafta süren ve gelişimsel dönemine uygun olmayacak şekilde şiddetli korku
ve kaygı duyma hâli.
ayrılma-bireyselleşme separation-individuation
Çocuğun anneyle ortak yaşamsal bütünlüğünden çıkışını
tamamlaması sonrasında kendi bireysel özelliklerini yaşamına dökebilmesi ve kendini gerçekleştirebilmesi.
B
bağımlı değişken dependant variable Araştırmalarda bir veya birden fazla bağımsız değişkene bağlı olarak
değişebilen ve değişiklikleri gözlemlenen değişken.
bağımlılık dependency Bir maddenin yineleyen kullanımıyla oluşan ve yoksunluk sendromunun ortaya çıkmasını önlemek için maddenin sürekli kullanımını gerekli kılan bir fizyolojik nöroadaptasyon süreci.
bağımsız değişken independant variable Nedensonuç ilişkisi aranan araştırmalarda, araştırmacı tarafından yönlendirilerek bağımlı değişken üzerindeki etkisi
incelenen ve birden fazla olabilen değişken.
bağlanma attachment Bowlby’e göre bireyin diğeriyle kurduğu duygusal bağ.
bağlanma kuramı attachment theory Bowlby’e göre
bebeğin birincil bakım vereniyle duygusal ilişkisi ve karşılıklı doyum verici ilişkisi sonucunda bakıcısıyla güven
ilişkisi geliştirmesinin, sonraki yaşam dönemlerinde kuracağı insan ilişkilerinde rol oynaması.
basmakalıp davranış stereotyped behavior Belirli
bir sorun karşısında özel koşulların ya da varılan sonucun
değiştiremediği, hep aynı kalan davranış.
bastırma repression Dürtü, anı ve deneyimlerinin bi6
baştan aşağıya gelişim ilkesi cephalocaudal principal Gelişimin baştan başlayarak ayaklara doğru ilerlediğine dayanan gelişim ilkesi.
bebek ruh sağlığı ve hastalıkları infant psychiatry
Çocuklarda 0-3 yaş dönemi ruh sağlığı ve hastalıklarının
değerlendirmelerinin, tanısal yaklaşımlarının ve gerektiğinde tedavisinin yapıldığı bilim dalı.
bebeksilik infantilism Fiziksel olarak gelişmiş bir
çocuk veya bir yetişkinin, ruhsal ya da bedensel işlevinin
geride olması ya da önceki bir aşamaya gerilemesi.
kusurlu olduğunu algılaması nedeniyle tekrarlayıcı davranışlar göstererek sürekli bu konuyla uğraşı içinde olması
ve bu uğraşının kişinin işlevselliğini bozmasıyla tanımlanan ruhsal bozukluk.
beden imgesi body image Kişinin kendi bedenine ve
bedeninin çevreyle olan ilişkisine ilişkin algısı.
beklenti kaygısı anticipatory anxiety Kişinin daha
önce kaygı yaşadığı bir durumla tekrar karşılaşabileceği
olasılığına bağlı olarak gelişen kaygı.
bellek memory Bilgiyi depolama, saklama ve sonrasında geri çağırma yeteneği.
bellek yitimi amnesia Fiziksel ya da ruhsal nedenlere
bağlı olarak belleğin tümünün ya da bir kısmının bozulması. amnezi
Bender-Gestalt görsel motor algı testi BenderGestalt visual motor test Görsel motor işlevin yanı sıra
bilişsel süreçlerde tıbbi bir patolojinin var olup olmadığının saptanması için yapılan test.
benlik ego Hem dürtülerin doyumunu tehlikesizce
sağlamak için alt benliğe hizmet eden, hem de kişinin dış
dünyayla ilişkisinin başlıca yürütücülüğü görevini üslenen ruhsal aygıt. ego
benlik gelişimi ego development Çocuğun çevreden
ayrı olarak bireysel özellikleri ve amaçlarını değerlendirerek bilinç düzeyinin gelişmesi.
benlik gücü ego strenght Kişinin arzu, dürtü ve çevre
arasındaki dengeyi kurabilme gücü.
benlik psikolojisi ego psychology Benlik kavramının
gelişimini, işlevini, kişiliğin oluşmasına olan katkısını inceleyen psikoloji birimi.
benlik saygısı self-esteem Kişinin kendisini tanıması
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri
ve gerçekçi olarak değerlendirmesi sonucunda kendi yetenek ve güçlerini kabul edip benimsemesiyle kendisine
karşı duyduğu sevgi, saygı ve güven duygusu.
benmerkezcilik egocentrism Bilişsel gelişim döneminin işlem öncesi döneminde çocuğun yaşamını kendi
kişisel gereksinimleri üzerinden görme. egosantrizm
beslenme bozukluğu feeding disorder Erken çocukluk döneminde sıklıkla çocuğun bakıcısıyla olan etkileşimindeki bozukluklardan kaynaklanan, fizyolojik ya
da yaşanılan travmatik olaylara bağlı olarak da gelişebilen
yeme bozuklukları.
beynin başatlığı cerebral dominance Beynin yarım
kürelerinden birinin, beden hareketlerinin, işlevlerinin
başlama ve denetleme sürecinde kontrolünün ağır basması.
bilinç conscious Bireyin kendi düşüncesiyle duygularının farkında olması ve dış çevresini tanıyabilmesi.
bilinç dışı unconscious Psikanalitik kurama göre yasaklanan, unutulan ve bastırılan süreçlerin bulunduğu ve
erişilmesi zor olan düzey.
bilinç öncesi preconscious Psikanalitik kurama göre,
bilinçle bilinç dışı arasında olan düzey.
biliş cognition Dikkat, algılama, anlama, tanıma, bellek, yargılama, soyutlama gibi bilmeye, öğrenmeye ve gerçeği değerlendirmeye yarayan yetiler bütünü.
bilişsel davranışcı terapi cognitive behavioral
therapy Düşünce, inanç, açıklama biçimi, yorum ve
beklentiler gibi bilişsel süreçleri değiştirerek, duygu ve/
veya davranışlarda değişiklikler yaratmayı ve kişiye daha
uyumlu baş etme becerileri kazandırmayı amaçlayan tedavi yaklaşımı.
bilişsel gelişim cognitive development Çocuğun
gerçeğe uyum sağlama, bilgi toplama, yaşına uygun bir
şekilde öğrenme ve sorun çözme becerileri.
bilişsel kuram cognitive theory Algı, dil, bellek ve
düşünceyi ilişkilendiren kuram.
bilişsel terapi cognitive therapy Beck tarafından
depresyondaki otomatik düşüncelere karşı geliştirilen
ve bu düşünce şemalarını değiştirmeyi amaçlayan tedavi
yaklaşımı.
bilişsel yapı cognitive structure Bireyin dünyayı algılama ve sorunlarla başa çıkmak için kullandığı inanç,
tutum, tepki ve beklentileri.
bipolar bozukluk bipolar disorder İki uçlu bozukluk.
birincil döngüsel tepki stage of primary circular
reaction Bebeğin beden hareketlerini tekrar ettiği ve değiştirip geliştirdiği 0-4 ayını içeren gelişim dönemi.
blokaj blockage Akıl hastalıklarında görülen düşünce akışının ani olarak kesilmesi veya cümle ortasında ani
kesilmeler.
bradikinezi bradykinesia Motor hareketlerde yavaşlama.
bruksizm bruxism diş gıcırdatma
bulimiya bulimia Açlık duygusunun anormal artışıyla bireyin yiyebileceğinden daha fazla gıdayı yemesi.
bulimiya nevroza bulimia nervosa Sıklıkla ergenlik dönemi kızlarda görülen, tıkınırcasına yeme nöbetleri
sonrasında alınan kalorilerin kaybedilmesi için kusma,
diüretik veya laksatif alımı gibi davranışların sergilendiği
bir yeme bozukluğu.
bütünlük holism Bir bireyin davranışının, ancak bütünün bağlamı içinde çalışıldığında daha iyi anlaşılabileceğini ifade eden aile tedavisi kavramı.
büyüklük sanrısı grandiosity Kişinin kendisinin çok
önemli, yetenekli biri olduğunu ancak taktir edilmediğini
düşündüğü bir düşünce bozukluğu. grandiyözite
büyüsel düşünce magical thinking Çocuğun bilişsel gelişiminin işlem öncesi evresinde görülen; düşünceye,
söylenen söze veya yapılan bir harekete doğaüstü güç yükleyen düşünce biçimi.
C
canlandırmacılık animism Piaget’nin gelişim kuramına göre işlem öncesi evredeki erken çocukluk döneminde çocuğun cansız nesneleri canlıymış gibi düşünmesi. animizm
Capgras sendromu Capgras syndrome Yakınlarının
veya nesnelerin ikizleriyle değiştirildikleri biçiminde sanrılarla belirgin bir ruhsal bozukluk.
cinsel gelişim sexual development Doğumdan itibaren cinsel olgunluk düzeyine ulaşırken geçirilen aşamalar.
cinsel kimlik gender identity Çocuğun iki farklı cinsiyetten hangisine ait olduğunun farkına varması, cinsel
rol davranışını kazanması ve son olarak cinsel yönelimini
oluşturması.
cinsel kimlik bozukluğu gender identity disorder Çocuğun ya da ergenin biyolojik cinsiyetinden veya
cinsel kimlik rolünden sürekli rahatsızlık duyması sonucu kendi cinsini reddetme ve karşı cinse özgü tutum ve
7
Sözlük Dergisi
davranışlarda bulunmayla belirgin olan ruhsal bozukluk.
cümle tamamlama testi sentence completion test
Belirsiz bir uyarıcı karşısında kişinin ilgilerini, duygularını, tutumlarını, isteklerini yansıtan bir projektif test.
Ç
çağrışımlarda gevşeme loosening of associations
Düşünceler ve çağrışımların birbiri ardı sıra gelmesi sonucu kişinin çağrışımlar ve düşünceler arasında eleme
yapmakta zorlanması.
çalışkanlığa karşı yetersizlik duygusu industry
versus inferiority Erickson’un psikososyal gelişim dönemlerinden dördüncüsü olan, çocuğun okula başlama
dönemiyle zihinsel, sosyal ve akademik alanda başarılı
olmaya ihtiyacı olduğu, cezalandırıldığı ya da yeteri kadar
ödüllendirilmediği zaman yetersizlik duygusunu yaşadığı
dönem.
çatışma conflict Kişide gerginlik ya da ruhsal bir bozukluk oluşturabilme olasılığı olan, bilinç dışında benlikle
alt benlik veya benlikle üst benliğin arasındaki uyuşmazlığın oluşturduğu engellenme.
çelişkili bağlanma disorganized attachment düzensiz bağlanma
çevre environment Canlının gelişimini ve yaşamını
etkileyen dış koşullar.
çifte açmaz double bind Kişiye iki farklı mesajın aynı
anda verilmesi sonucu kişinin çelişki yaşaması.
çifte depresyon double depression Çocuk ya da ergenin major depresyon tanısıyla birlikte distimik bozukluk
tanısını alması.
çocuğu kötüye kullanım child abuse Çocuğun
başta anne babaları olmak üzere bakmakla yükümlü kişiler ve diğer yetişkinler tarafından fiziksel, duygusal ve
cinsel gelişimlerini engelleyen, beden ya da ruh sağlığına
zarar veren, kaza sonucu olmayan durumlarla karşı karşıya bırakılması. çocuk istismarı
çocuğun cinsel kötüye kullanımı child sexual
abuse Yetişkinin doyumu için çocuğun cinsel obje olarak
kullanılması.
çocuğun duygusal kötüye kullanımı child emotional abuse Primer bakım verenin çocuğu ile oluşturması gereken duygusal ilişkisindeki yetersizlik ya da ihmal
nedeni ile, çocuğun gelişimi için gerekli olan sosyalleşme,
yeterli uyaran sağlanması ve kendini değerli görebilmesi
gibi temel gereksinimlerin sağlanamaması.
8
çocuğun fiziksel kötüye kullanımı child physical
abuse Çocuktan sorumlu kişiler tarafından çocuğun fiziksel olarak yaralanması.
çocuk gelişimi child development Çocukluk döneminde biyolojik, sosyal, bilişsel, duygusal ve davranışsal
değişimlerin gerçekleşmesi.
çocuk istismarı child abuse Çocuğu kötüye kullanım
çocuk psikolojisi child psychology Doğumdan
erişkinliğe kadar olan süreci ruhsal ve davranışsal gelişim
doğrultusunda inceleyen bilim dalı.
çocuk suçluluğu juvenile delinquent Bulunduğu
ülkenin yasalarına göre sorumluluk yaşına gelmemiş çocuk ve gençlerin yasa dışı davranışlarda bulunması.
çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları child
and adolescent psychiatry Çocuk ve ergenlik döneminin
(0-18 yaş) ruh sağlığı ve hastalıklarının değerlendirildiği,
tanısal yaklaşımının ve gerektiğinde tedavilerinin yapıldığı ana bilim dalı.
çocuklar için algı testi children’s apperception test
Çocuğun kendisini nasıl algıladığı, duyguları, ailesi ve
çevresi hakkındaki görüşlerini değerlendirmeyi amaçlayan projektif bir test.
çocukluk childhood Bebeklikle ergenlik arasındaki
gelişme dönemi.
çocukluk çağı şizofrenisi childhood schizophrenia
Gerçeği değerlendirme yetisinde bozulmayla birlikte sanrı, varsanı, bilişsel işlevlerde ciddi bozukluklar ve tuhaf
davranışlarla belirgin ruhsal bozukluk.
D
danışan client Yaşamının herhangi bir alanında sorun
ya da zorluk yaşayan ve konuyla ilgili bir ruh bilimciden
yardım almak üzere başvuran kişi.
danışma counseling Yaşamın çeşitli alanlarıyla ilgili
sorunların azalması veya giderilmesi için bir ruh bilimi
uzmanından yardım ve destek alınması.
danışman counselor Birey veya çocukların yaşantılarını düzenlemek amacıyla aile, toplum, öğretim ve eğitimle
ilgili sorunlarının çözülmesinde yol gösteren kişi.
davranım bozukluğu conduct disorder Çocuk ve
ergenlerde görülebilen, insan ve hayvanlara karşı saldırganlık gösterme, eşyalara zarar verme, hırsızlık yapma ve
kuralları ciddi bir biçimde bozma bulgularıyla kendisini
gösteren bir ruhsal bozukluk.
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri
davranış behavior Organizmanın uyaranlar karşısında verdiği tepkilerin tümü.
davranış bilimi behavioral science İnsan ve hayvanların davranışlarını ve bu davranışların temelini inceleyen
bilim dalı.
davranış bozuklukları behavioral disorders Çocuk
ya da ergenin içinde bulunduğu yaşa uygun olarak toplumsal kurallara ve değerlere uymaması ve bu davranışlarını tekrarlayıcı olarak sürekli yapması.
davranışçı terapi behavioral therapy Sosyal öğrenme ve edimsel koşullanma ilkelerine dayanan terapi yöntemlerini kullanan psikolojik müdahale biçimi.
davranışçılık behaviorism Gözlemlenebilir davranışların incelenmesi gerektiğini savunan akım.
davranışsal inhibisyon behavioral inhibition Yeni
ve tanınmayan uyaranlara karşı korkulu ve çekingen yaklaşım eğilimi.
davranışsal ve duygusal süreçleri ayarlama bozuklukları behavioral and emotional regulatory disorder Erken çocuklukta görülen, oluşumunda prenatal,
postnatal psikososyal risk etkenleri, ebeveyn psikopatolojileri, olumsuz çocukluk dönemi anıları, sosyal izolasyon
ve ebeveynler arası çatışmaların rol oynadığı, yeme-uyku
bozuklukları, yatıştırılamayan ağlama, saldırganlık, huzursuzluk, ebeveyne aşırı yapışma ve öfke nöbetleri olarak
kendisini gösterebilen bozukluklar.
değer yargısı value judgement Bir nesnenin, kişinin,
olayın nesnel özellikleriyle değil, değeriyle yargılanması.
değerlendirme ölçeği rating scale Bireyin herhangi
bir özelliğini ya da niteliğini nesnel bilgilere göre değerlendiren ölçek.
değersizleştirme devaluation Bireyin kendine ya da
başkalarına olumsuz nitelikler yükleme tutumuyla belirgin bir savunma düzeneği.
değişken variable Bir deneyde ya da araştırmada değiştirilebilen ve ölçülebilen özellikler.
değişmezlik varsayımı constancy hypothesis Bir
canlının aynı durumda bulunduğu süre içinde, aynı uyarana aynı duyum ve tepkiyi vereceğini öngören varsayım.
deja entendu deja entendu Önceden işitilmiş olanı
işitiyor ya da algılıyor duygusu.
deja vu deja vu Önceden görülmüş olanı görüyor ya
da yaşıyor olma duygusu.
dekompansasyon decompensation Kişide savunma
düzeneklerinin kullanılamamasına bağlı olarak ruhsal iş-
levsellikte bozulma.
deliryum delirium Konfüzyonla birlikte, duygusal
oynamalar, varsanılar ve uygun olmayan dürtüsel ya da
şiddet içerikli davranış sorunlarının da birlikte olduğu,
geri dönüşümlü akut akıl hastalığı.
deliryum tremens delirium tremens Uzun süre ve
aşırı alkol alımının aniden kesilmesi sonrasında kâbuslar,
konfüzyon, ajitasyon, yönelim bozukluğu, algı bozuklukları, ateş, kalp atım hızının artışı ve hipertansiyon bulgularıyla seyreden akut bir bozukluk.
delüzyon delusion sanrı
demokratik ebeveyn authoritative (democratic) parenting Çocuklarına uygun özgürlüğü verip, mantıklı sınır-
lar çizen, çocuğun fikir ve ihtiyaçlarına yanıt verip onunla
iletişime giren ebeveyn tipi. yetkin-dengeli ebeveyn
denek subject Araştırma ve deneylerde belli bir uyarana nasıl tepki verdiği gözlemlenen ve değerlendirilen
canlı.
deney experiment Bir varsayımın doğruluğunu değerlendirmek veya bağlantıları, neden-sonuç ilişkilerini incelemek amacıyla koşulların, değişkenlerin ve sonuçların
incelendiği planlanmış deneme.
deneyim experience Bireyin algıları ve etkinlikleriyle
kazandığı bilgi, tutum ve beceriler.
deneysel psikoloji experimental psychology Bireyin
belli deneysel koşullarda algı, öğrenme, bellek, düşünce,
dil, duygu gibi özelliklerini inceleyen psikoloji dalı.
denge homeostasis Bedenin fiziksel ve ruhsal olarak
dengede tutulması.
dengelilik stability Kişinin duygu durumunda ani
değişimlerin gözlemlenmemesi.
dengesizlik instability Duygu ve davranışlarda sık sık
beklenmedik tutarsızlıkların olması.
Denver gelişimsel tarama testi Denver developmental screening test Okul öncesi çocukların sosyal, dil,
ince motor ve kaba motor gelişim düzeylerini belirlemeyi
amaçlayan gelişim testi.
depersonalizasyon depersonalization Bireyin kendi
kimliğine, bedenine ya da bedeninin bir bölümüne karşı
duyduğu yabancılık hissi.
depresyon depression İlgi ve zevk almada belirgin
azalma, mutsuzluk, karamsarlık, enerji azalmasına bağlı
zihinsel ve davranışsal yavaşlamayla uyku ve iştah sorunlarının en az iki hafta süreklilik gösterdiği ruhsal çökkünlük
durumu.
9
Sözlük Dergisi
depreşme relapse nüksetme
derealizasyon derealisation gerçek dışılama
dereizm dereism Gerçek, mantık ya da yaşantıyla ilişkisi olmamayla belirgin bir akıl hastalığı belirtisi.
derinlik algısı depth perception Nesnelerin yükseklik, genişlik, derinlik olarak üç boyutlu algılanarak uzaklığın bilinçte canlanması.
dezintegratif bozukluk desintegrative disorder İki
yaşına kadar normal gelişim gösteren çocuğun, 2-10 yaşları arasında daha önce kazanılan becerilerini yitirmesiyle
belirgin olan gelişimsel bir bozukluk.
dezoryantasyon disorientation Zaman, yer ve kişi
farkındalığının bozulması.
dışa dönüklük extroversion Kişinin ilgisinin kendi
duygu ve düşünceleri yerine dışarıdaki nesnel ve toplumsal çevreye yönelmesi durumu.
dışa vurum expression Kişinin duygu, beceri, tutum
gibi durumlarını sözel veya sözel olmayan yollarla ifade
etmesi.
dışa yönelim externalizing Davranışlarını ya da ruhsal bulgularını dışa (başkalarına) yansıtarak gösterme.
dikkat attention İlgilendiği odağa yönlenme, bu yönlenme durumunu belli bir süre koruma ve seçme.
dikkat dağınıklığı distractibility Bir dizi uyaranın
konuyla ilgili bölümüne dikkatini verme, ilişkili bölümü
ayrıştırma ve uygunsuz olanı eleme konusunda yetersizlik.
dikkat eksikliği bozukluğu attention deficit disorder Çocuğun başka bir ruhsal bozukluğa bağlı olmadan, en az altı ay boyunca gelişim düzeyine uygun şekilde
dikkatini odaklayamama ve bu nedenle işlevselliğinin bozulmasıyla belirgin bir bozukluk.
dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu attention deficit hyperactivity disorder Çocuğun başka bir
ruhsal bozukluğa bağlı olmadan, en az altı ay boyunca
gelişim düzeyine uygun şekilde dikkatini odaklayamama,
gelişim düzeyine uygun olmayan bir aşırı hareketlilik
gösterme ve dürtülerini kontrol edememeye bağlı olarak
işlevselliğinin bozulmasıyla belirgin bir bozukluk.
dipsomani dipsomania Zorlantılı biçimde alkollü
içki içme davranışı.
direnç resistance Psikanalizde, bilinç dışındakilerin
bilince gelmesine karşı konulması.
dirençli bağlanma resistant attachment kaygılı
bağlanma
10
disfoni dysphonia Konuşmada zorlanma
disfori dysforia Kişinin çevresine karşı ilgisinin azaldığı, aşırı uyarılmışlıkla birlikte seyreden keyifsizlik hâli.
disgrafi dysgraphia Yazma bozukluğu
disinhibisyon dysinhibition Kişinin içsel dürtülerini
ve duygularını, üst benliğini kullanmadan aşırı serbestlikte sergilemesi.
diskalküli dyscalculia Kişinin matematik kavramları
öğrenmesi ve matematiksel işlemleri yapmasında güçlüklere neden olan öğrenme bozukluğu.
diskinezi dyskinesia Hareket etmede güçlük
disleksi dyslexia özgül öğrenme bozukluğu
disprozodi dysprosody Normal konuşma sesinin kaybı.
dissosiyasyon dissociation İç ve dış stres etkenlerine
karşı bireyin bilinç, bellek, duyusal/motor davranış işlevlerinde parçalanma.
dissosiyatif amnezi dissociative amnesia Yeni bilgiyi öğrenme yetisinin korunmasına karşın, genellikle stres
ya da travma sonrası kişisel bilgilerin yitirilmesi.
dissosiyatif bozukluk dissociative disorder Altta
yatan başka tıbbi bir bozukluk olmaksızın ruhsal etkenlerin neden olduğu bellek, bilinç, kimlik veya çevre algısının yitirilmesi.
distimik bozukluk dysthymic disorder Kişinin en
az iki yıl hemen her gün yaklaşık gün boyu süren depressif duygu durumu, düşük benlik saygısı, yeme sorunları,
uyku sorunları ve umutsuzluk duygularının olmasıyla belirgin olan ruhsal bir bozukluk.
distoni dystonia Beyin merkezindeki işlevsel bir bozukluğa bağlı olarak vücudun tümünde ya da bir bölümünde istem dışı kasılmaların olduğu bir hastalık.
distraktibilite dystractibility Dikkatini odaklayamama.
diş gıcırdatma bruxism Çocuğun uyku sırasında dişlerini gıcırdatması. bruksizm
dizartri dysarthria Konuşmada artikülasyon ve rezonans bozukluğuyla birlikte normal ses tonundaki iniş
çıkışların olduğu bir konuşma bozukluğu.
doğrusal nedensellik linear causality Ailenin ruhsal değerlendirilmesinde, sorunun ya da belirtinin, aile
bireylerinin birinden veya bir olaydan kaynaklandığının
ifade edilmesi.
Down sendromu Down syndrome Yirmi bir numaralı kromozom halkasında fazladan bir kromozom
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri
oluşmasıyla zekâ geriliği ve fiziksel anormallikler şeklinde
bulguları olan bir bozukluk.
döngüsel nedensellik circular causality Sistemde
her bireyin diğerlerinden etkilenmesi ve onları etkilemesi
anlamına gelen bu kavramın, aile tedavisinde; sorunun
nedeninin tek tek bireyler değil, aile üyeleri arasındaki
ilişkiler ve diğer sistemlerle olan ilişkiler bağlamında ele
alınarak kullanılması.
dövülmüş çocuk sendromu battered child syndrome Erken çocukluk döneminde çocuğun bakım verenleri
tarafından bir süre ihmal ve fiziksel istismara uğratılması
sonucu, çocukta ruhsal travma ve fiziksel travma bulgularının gelişmesi.
duyarsızlaştırma desensitization Kişinin duyarlı olduğu bir durum ya da konuya tekrarlayarak maruz
bırakılması sonrasında o konuya olan duyarlılığını kaybetmesi.
duygu emotion İç ve dış etkenlerin etkileşimiyle ortaya çıkan kişiye özgü psikofizyolojik durum, his.
duygu düzenleme emotional regulation Bireyin
olumlu ve olumsuz duygu düzeylerindeki artışıyla başa
çıkmasını kapsayan süreç ve özellikler.
duygu durumu mood Bireyin bir süre başkaları tarafından gözlemlenebilen, kendisi tarafından anlatılabilen
belli bir duygulanım içinde olması.
duygulanım affect Bireyin uyaranlara, olaylara, anılara, düşüncelere duygusal tepkiyle katılabilme yetisi.
duygusal gelişim emotional development Çocuğun
kendi duygularını ayırt edebilmesi, sosyal olarak kabul
edilebilir biçimde ifade edebilmesi ve başkalarının duygularını anlama becerisine sahip olduğu gelişim.
duygusal olgunluk emotional maturity Duygusal
gelişimin sonucu olarak kronolojik yaşa uygun duyguyu
belirtebilme becerisi.
duygusal regülasyon emotion regulation Bireylerin
ya da çocukların duygusal yaşantılarını kişisel ve sosyal
hedeflerine uygun olarak kontrol etmeleri.
duyu-motor dönemi sensory motor stage Piaget’nin
zihinsel gelişim kuramına göre çocuğun 0-2 yaş arası bilişsel gelişim dönemi.
duyusal algılama sensory perception Çocuğun gelişiminde 6-10. aylar arası duyma ve görme yetilerinin
kazanılması.
dürtü drive Organizmayı bir amaca yönelten enerji
yükü.
dürtüsellik impulsivity Çocuğun sosyal uyumunu
bozan sonucu düşünmeden eyleme geçme hâli.
düşlem fantasy Gerçeklikten uzak olan ancak kişinin
arzu ve isteklerini içeren tasarımların tümü.
düşmanlık hostility Kişinin başka bir kişiye karşı kırıcı ve yok edici duygular hissetmesi.
düşünce çalınması theft of ideas Akıl hastalıklarında
hastanın, düşüncelerinin dış güçlerce çalındığını belirttiği
bir düşünce bozukluğu.
düşünce gelişiminde zihinsel temsiller dönemi
stage of mental representation Çocuğun 18-24 ay arası
sembolik düşüncelerinin geliştiği, model karşılarında olmadığında taklidini yapabildikleri duyusal motor gelişim
dönemi.
düzensiz bağlanma disorganized attachment Çocuğun bakım verenin yokluğu sonrasında, tekrar aynı
ortama geldiklerinde bakıcısına karşı çelişkili tutumlar
sergilediği bağlanma. çelişkili bağlanma
E
ebeveyn çocuk psikoterapisi child parent psychotherapy Ruh sağlığı sorunu olan çocuklar ve ruh sağlığı
sorunu olan veya bakım verme tutumlarında uygunsuzluk
olan ebeveynlerinin birlikte ele alındığı tedavi yöntemi.
ebeveynlik stilleri parenting styles Ebeveynin çocuk
yetiştirirken benimsediği çeşitli ana babalık tutumları.
edilgen passive Herhangi bir durumu değiştirmeye
yönelik bir hareket, çaba göstermeme.
edimsel koşullanma operant conditioning Organizmanın, belirli bir edimin belirli bir sonuca götürdüğünü öğrenmesi.
edinilmiş epileptik afazi Landau-Kleffner syndrome Çocuğun 3-7 yaş gelişim dönemi sürecinde alıcı ve
ifade edici dil becerilerini kaybetmesi sonucu sosyal ilişkilerin bozulmasıyla belirgin bir sendrom.
ego ego benlik
egodistonik egodystonic Bireyin kendi kişiliğini; anlamsız, kabullenmemiş ve tutarsız olarak sergilemesi.
egosantrizm egocentrism benmerkezcilik
egosintonik egosyntonic Bireyin kendi kişiliğini kabullenmiş ve tutarlı olarak sergilemesi.
eğitilebilir educable Zekâ gelişiminde geriliği olan
(IQ=50-70), sınırlı da olsa öğrenim gören ve eğitimden
yararlanan (çocuklar).
ekolali ecolali Akıl hastalıklarında görülen, başkalarının
11
Sözlük Dergisi
konuşmasını aynı şekilde tekrar etme durumu.
ekopraksi ecopraxia Akıl hastalıklarında görülen,
başkalarının hareketlerini aynı şekilde tekrar etme.
eksitasyon exitation Duygu ve davranışlarda taşkınlık hali.
elektif mutizm selective mutism seçici konuşmazlık
elektrokonvülzif tedavi electroconvulsive therapy
Bazı ruhsal bozuklukları tedavi etmek amacı ile başın
her iki yanına yerleştirilen elektrotlar aracılığıyla beyinde
elektriksel akım geçişi yaratılarak oluşturulan epileptik
nöbet.
empati empathy eş duyum
engellenme frustration Bir istek ya da davranışın belli bir sonuca ulaşmasının engellenmesi veya geciktirilmesi
durumunda ortaya çıkan olumsuz duygu.
engellenme dayanıklılığı frustration tolerance
Benliğin dürtüleri erteleme, bekletebilme gücü, hedefe
yönelirken ortaya çıkan engellere karşı dayanma, yılmama.
enkoprezis encopresis Dört yaşından büyük çocuğun
psikiyatri dışında başka tıbbi bir neden olmaksızın dışkısını altına kaçırması.
ensest insest Çocuğun kan ya da kanunla bağlı olduğu
aile bireyleri tarafından cinsel olarak kötüye kullanılması.
entoksikasyon intoxication Zehirlenme hâli.
enürezis enuresis Beş yaşından büyük çocuğun psikiyatri dışında başka tıbbi bir neden olmaksızın idrarını
altına kaçırması.
enürezis nocturna enuresis nocturna Gece uyurken
gerçekleşen enürezis.
epigenez epigenesis aşamalı oluşum
epistemoloji epistemology Bilginin doğasını, kökenini, yöntemlerini, sınırlarını, geçerliğini inceleyen felsefe
dalı.
ergenlik adolescence Çocukluk çağıyla erişkinlik dönemi arasında bireyde hormonal, fiziksel gelişimle birlikte, duygusal, bilişsel, davranış ve kişiler arası ilişkilerde
gelişimin olduğu bir geçiş dönemi. adölesans
eritrofobi erithrophobia Yüz kızarmasından duyulan
korku.
erken çocukluk infant 0-3 yaş çocukluk dönemi.
erken oyun çağı toddlerhood 1-4 yaş çocukluk dönemi.
erotomani erotomania Hastalık düzeyinde abartılmış
cinsel ilgi ve eylem, cinsellikle aşırı uğraşı.
12
esneklik plasticity Kişinin değişen durumlar karşısında davranışlarını değiştirebilme yetisi.
eşcinsel homosexual Romantik ilişki arzusunu veya
cinsel isteğini kendiyle aynı cinsten biriyle yaşamayı tercih eden kişi.
eşduyum empathy Kişinin kendisini bir başkasının
yerine koyarak, o durumda neler duyabileceğini, düşünebileceğini, nasıl davranabileceğini anlamaya çalışma.
empati
eşik threshold Bir canlıda tepkiye neden olan en düşük
düzey noktası.
etiyoloji ethiology Bir bozukluk veya hastalığın varsayılan nedenlerini inceleyen bilim dalı.
ev-ağaç-insan testi house-tree-person test Kişiye sınır koymadan ev, ağaç ve insan resmi çizmesi istenerek
kişi hakkında çeşitli bilgilerin edinildiği test.
evlat edinme adoption Biyolojik ailesi yanında büyümesi olanaksız olan bir çocukla, durumu evlat edinmeye
uygun bir birey arasında kalıcı ve yasal bağlar sağlanarak
çocuk-ebeveyn ilişkisinin kurulması.
evrim evolution Canlıların fiziksel çevrenin özelliklerine göre bir uyum süreci geçirmesi, değişmesi, gelişmesi.
F
fallik dönem phallic stage Çocuğun 3-5 yaş arası
ruhsal gelişim döneminde, dürtülerinin cinsel organlara
yönelmesiyle cinsel organlarını güç, narsistik bütünlük
organı olarak algılaması.
farik ve mümeyyiz being aware and being responsible for İyiyi kötüden ayırt edebilen, yaptığı davranışın
suç olduğunu bilerek işleyen, bu davranış nedeniyle ceza
görebileceğini kavrayabilen kişi, ceza sorumluluğu taşıyan
kimse.
farklılaşma differentiation Çocuğun gelişiminin
ayrımlaşma-bireyselleşme döneminin 5-9. ayları arasında
oluşan, kendilikle kendilik olmayanın sınırlarının çizilmeye başlandığı ve yeni ortaya çıkan benlik işlevinin ifade
edilmesi.
fenotip fenotype Genetik ve çevresel etkenlerin yarattığı özelliklerin, kişinin dış görünüşüne yansıması.
fetal alkol sendromu fetal alcohol syndrome Gebelikte annenin alkol kullanımıyla oluşan, doğum sonrası
çocukta fiziksel, zihinsel ve davranış sorunlarının görülmesi.
fetişizm fetishism Cinsel bir anlamı olmayan herhangi
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri
bir objenin kişi için cinselliği çağrıştırması, cinsel doyum
nesnesi olması.
fikir uçuşması flight of ideas Çağrışımlardaki hızlanma nedeniyle fikirlerin hızla birbirini izlemesi.
fiksasyon fixation Freud’a göre, psikoseksüel gelişim süreçlerindeki bir evrenin çözülmemesi sonucu
kişinin bilinç dışında o evreye özgü nesnelere takılması.
fobi phobia Normalde korkulmayacak belirli bir obje
ya da durumdan belirgin bir şekilde korkma ya da kaygı
duyma.
folie a deux folie a deux paylaşılmış psikotik bozukluk
fonoloji phonology Bir dilin seslerini çıkarabilme ve
ayırt edebilme yeteneği.
fonolojik bozukluk phonological disorder Konuşma seslerinin, gelişimsel olarak beklenen yaş ve aksana
uygun olmamasıyla belirgin bir konuşma bozukluğu. artikülasyon bozukluğu
fototerapi phototherapy ışık tedavisi
frajil X sendrom frajile X syndrome X bağlantılı bir
genin mutasyonu sonucu oluşan, sıklıkla erkek çocuklarda görülen ve zekâ geriliğiyle birlikte otistik bulguların da
görülebildiği genetik bir sendrom.
frontal lop sendromu frontal lobe syndrome Beynin frontal lobunda bir bozukluk oluşturan kafa travması,
tümöral oluşum, dejeneratif hastalık, beyin-damar hastalığı ya da beyin operasyonu sonrası kişide gelişen bilişsel,
duygusal ve davranış bozukluklarıyla belirgin bir bozukluk.
füg fugue Dissosiyatif bozukluklarda görülen, amneziden farklı olarak mental işlevlerin ve becerilerin
bozulmadığı, kişinin kendi yaşamından daha farklı bir
yaşam durumuna geçmesiyle kendisini gösteren bellek
kaybı.
G
gece terörü night terror Çocuğun gece uykusunda
görülen, birkaç dakika sürebilen korku ve ağlama atakları
olup uykusundan tam olarak uyanmama ve uyandığında
bu durumu hatırlamamasıyla belirgin bir uyku bozukluğu.
geç diskinezi tardive dyskinesia Uzun süreli antipsikotik ilaç kullanımından sonra ortaya çıkabilen, genellikle ağız çevresinde görülen istem dışı hareketler. tardif
diskinezi
geçerlik validity Bir ölçüm aracında testin ölçmeyi
planlananı ölçüp ölçmediğinin göstergesi.
geleneksel ahlak öncesi dönem preconventional
morality Kohlberg’e göre çocuk için ait olduğu ailenin,
toplumun doğru ve yanlışlarının kabul edildiği, ahlak gelişiminin ikinci evresi.
gelişimsel psikoloji developmental psychology Bireyin davranış ve duygularını gelişim süreçleri ve evrelerine göre inceleyen psikoloji dalı.
genelleme generalisation Bir olay, kişi ya da nesne
hakkında edinilen sınırlı sayıda bilgiyle bütün bir yargı
oluşturma.
geniş aile extended family Çekirdek aileyle birlikte
diğer kan bağı olan aile bireylerini de içine alan grup.
genital dönem genital stage Psikodinamik kurama
göre ergenlikten erişkinliğe kadar olan gelişim evresi.
genogram genogram En az üç nesli içeren ve ilişkileri,
özellikleri, genetik hastalıkları gösteren aile şeması.
gerçeği değerlendirme yetisi reality testing Bireyin zihninde gerçekleşen olaylarla gerçek dünyada gerçekleşen olayları ayırt edebilme yetisi.
gerçek dışılama derealisation Çevredeki nesnelerin
ya da bir bütün olarak dış dünyanın tuhaf ya da değişmiş
olarak algılanması. derealizasyon
geri bildirim feedback Belli davranışların yeterliliği,
uygunluğu hakkında kişiye bilgi verilmesi.
gerileme regression Organizmanın, eriştiği gelişim
düzeyinden daha önceki gelişim dönemlerindeki davranış
örüntülerini göstermesi. regresyon
gevşeme egzersizi relaxation training Kişideki ruhsal gerginliğin, çizgili kasların istemli kasılıp gevşetilmesi
veya derin nefes alıp verme gibi yöntemlerle azaltılması.
girişimciliğe karşı suçluluk duygusu initiative versus guilt Çocukta 3-5 yaş arasında merak ve sorumluluk alma duygusunun oluşturduğu girişimciliğin
ya da katı ve suçlayıcı bir tutumun getirdiği suçluluk
duygusu.
gizlilik dönemi latency period Psikodinamik kurama göre 6 yaşıyla ergenlik dönemi arasında çocuğun cinsel arzularının uykuda olduğu dönem.
gösterimcilik exhibitionism Cinsel organını göstererek cinsel doyum sağlama. teşhircilik
gözlem observation Deneklerin doğal ortamlarında
veya yapılandırılmış laboratuvar ortamlarında müdahale
edilmeden izlendiği ve bunlar ele alınarak değerlendirme
13
Sözlük Dergisi
yapıldığı araştırma yöntemi.
grafomani graphomania Aşırı yazmaktan kendini
olan hastalarda güneşin bütün dalga boylarını içeren ışıkla
tedavi yöntemi. fototerapi
alıkoyamama.
grandiyözite grandiosity büyüklük sanrısı
grup terapisi group therapy Birden çok kişiyle yapılan ve kişilerin birbirleriyle olan ilişki ve etkileşimlerinin
terapötik etkisinden yola çıkılan terapi şekli.
güvenirlik reliability Bir ölçüm aracında sonuçların
tutarlı olması, en az rastlantısal ölçüm hatalarının yapılması.
güvenli bağlanma secure attachment Erken çocukluk döneminde bakım veren kişiyle bebeğin sağlıklı, güvenli bağ kurması.
güvensiz bağlanma insecure attachment Erken çocukluk döneminde çocuğun bakım veren kişinin yanında
kaygılı, kaçınan davranışlar göstermesiyle belirgin olan
bağlanma şekli.
H
halüsinasyon hallucination varsanı
hastalık kaygısı bozukluğu hypokondriasis Kişinin bedeninde bir bozukluk olmadığı hâlde önemli bir
bedensel hastalığı olduğu şeklinde sürekli uğraşısıyla
belirli bir sendrom.
hiçlik sanrısı nihilistic delusion Kişinin ölmüş olduğuna ya da kendisinin veya bedeninin bazı kısımlarının
yok olduğuna dair sanrılar. nihilizm
hipereksitabilite hyperexcitability aşırı uyarılabilirlik
hipervijilans hypervigilance Uyaranlara karşı artmış
duyarlılık hâli.
hipnogojik varsanı hypnogogic hallucination Kişi
uykuya dalmak üzereyken görülen varsanı.
hipnopompik varsanı hypnopompic hallucination
Kişi uykudan uyanırken görülen varsanı.
hipnoz hypnosis Kişinin belli bir uyarana yoğunlaştırılarak bu uyaran dışındaki bütün uyaranlara karşı algılarının kapandığı ve bu sırada telkine yatkınlık gösterdiği bir
tür bilinç durumu.
hipomani hypomania Kişinin duygu durumunda en
az dört gün, gün boyu süren kabarmış, taşkın ya da irritabl ayrı bir dönemin olması.
I
ışık tedavisi phototherapy Duygu durum bozukluğu
14
İ
içe atım introjection Bir başkasının tüm varlığının ya
da bir parçasının benliğin içine atılması.
içe bakış introspection Kişinin kendi duygu, düşünce
ve davranışlarını, algı ve benzeri becerileriyle gözlemlemesi.
içe dönüklük introvertion Kişinin dikkat ve ilgisini dış çevreden çok kendi duygu ve yaşantıları üzerinde
toplaması.
içe yönelim internalising Sosyal etkileşim ve aktivitelere, okul veya çalışma yaşamına karşı ilgi azalması, bazen anksiyete ve depresyonla gidebilen duygu ve davranış
biçimi.
içgörü insight Kişinin kendi gerçekliğinin farkında
olması.
içgüdü instinct Öğrenilmemiş, değişmeyen, kalıtımsal olarak türe özgü, kalıplaşmış davranış örüntüleri.
içselleştirme internalisation Çocuğun toplumsal
rolleri ve değer yargılarını kendi bilişsel ve davranışsal süreçlerini etkileyecek şekilde benimsemesi.
id id alt benlik
ihmal neglect Kişinin fiziksel, duygusal ve eğitimsel
alanlarda gereksinimlerinin karşılanmaması.
iki uçlu bozukluk bipolar disorder Kişinin duygu
durumunda yalnızca taşkınlık dönemleri ya da taşkınlık
ve çökkünlük dönemleri görülen bozukluk. bipolar bozukluk
ikincil cinsiyet özellikleri secondary sexual characteristics Üreme organlarıyla ilişkili olmaksızın kadın
ve erkeği birbirinden ayıran cinsiyet özellikleri.
ikincil döngüsel tepki dönemi stage of secondary
circular reactions Bebeğin, tepkilerinin yalnızca kendi
bedeni değil, diğer nesneleri ve çevresini bilerek ve isteyerek değiştirmeye çalıştığı 4-8. ay aralığını kapsayan gelişim dönemi.
ikincil şemaların koordinasyonu stage of coordination of secondary schemata Nesne sürekliliği, nedensonuç ilişkisi kavramlarının geliştiği 8-12. aylar arası gelişim dönemi.
ilgi kaybı avolition Günlük aktivitelere olan ilginin
azalması. avolüsyon
ilgisiz-kayıtsız ebeveynlik neglecting parenting
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri
Daha çok kendi gereksinimlerine odaklanan, hem ilgi,
hem denetim konusunda çocuğuna yetersiz bir tutum
sergileyen ebeveyn.
imge bebek fantasmatic baby Gebelik sürecinde bebekle ilgili anne ve baba adaylarının zihinlerinde oluşan
tasarımlar.
inhibisyon inhibition ket vurma
inkâr denial yadsıma
intihar suicide öz kıyım
irritabilite irritability Uyaranlara aşırı tepki verip
kolay öfkelenme ve huzursuzluk hâli.
istenç will Bir eylemi herhangi bir dış zorlama veya
zorunluluk olmaksızın kararlaştırma ve uygulama gücü.
istismar abuse Çocukların, bakmakla yükümlü kimseler ve diğer yetişkinler tarafından fiziksel, duygusal ya da
zihinsel gelişimlerini engelleyen, beden ya da ruh sağlığına zarar veren durumlarla karşı karşıya bırakılması.
işlem belleği working memory Bir görev sırasında
bilginin geçici olarak depolandığı bellek.
işlem öncesi dönem preconceptual period Piaget’nin
bilişsel gelişim kuramına göre 2-7 yaş aralığını kapsayan,
dil ve sembol kullanımının geliştiği dönem.
işlevsellik functionality Kişinin günlük aktivitelerini,
sosyal ve çalışma yaşamının gereklerini yerine getirebilmesi.
izolasyon isolation yalıtma
J
jest gesture Konuşma esnasında bedenle yapılan anlamlı hareketler.
K
kaçınma avoidance Korku, kaygı nedeniyle bir düşünce, davranış, nesne veya ortamdan sakınma.
kaçınmalı bağlanma avoidant attachment Bakım
veren kişinin yokluğunda çocuğun üzüntü belirtisinin az
olması ve tekrar bir araya geldiklerinde etkileşimden kaçınma şeklinde görülen güvensiz bağlanma türü.
kalıtım heredity Erkek ve dişi kromozomların üreme
döneminde birleşmesiyle nesilden nesile geçebilen özellikler.
kalıtımsal yatkınlık heredity predisposition Bireyin
kalıtımsal olarak hastalığa yakalanma olasılığının, çevre
etkeniyle pekiştiğinde yüksek olduğunu belirten görüş.
kapalı alan korkusu claustrophobia Kapalı alanlar-
da yoğun kaygı duyma. klostrofobi
karşı aktarım countertransference Hastanın aktarımına karşı terapistin geliştirdiği bilinç dışı duygusal
tepki.
karşıt tepki kurma reaction formation Kişinin kendi içindeki bilinç dışı yasak dürtü ve eğilimlerinin tam
karşıtı tepkiler göstererek benliğini savunması. reaksiyon
formasyon
kastrasyon kaygısı castration anxiety Ödipal dönemde cinsel organa zarar geleceği yönünde yaşanan
kaygı.
katatoni catatonia Kişinin belli bir durumda uzun
süre kıpırdamadan kalması.
kaygı anxiety Endişe, sıkıntı ve korkunun bir arada
olabildiği olumsuz duygu durumu.
kaygılı bağlanma ambivalent attachment Bakım
verenin varlığında da yokluğunda da çocuğun kaygı göstermesi ve çocuğun bakım verenle etkileşime geçmekte
tereddüt ettiği bağlanma türü. dirençli bağlanma
kekemelik stuttering İstemsiz motor eylemlere bağlı
olarak konuşmanın akıcılığının kesintiye uğraması.
kendilik self Var olan diğer nesnelerden ayrı olarak
algılanan fiziksel ve ruhsal bireysellik.
kendilik düzenleme self regulation Çocuğun davranışlarını ve duygularını, kendi amacına uygun olarak
düzenleyebilme yetisi.
kendine saldırı autoaggression Herhangi bir olumsuz yaşantıdan sonra kendini suçlama sonucunda kişinin
kendine zarar vermesi.
ket vurma inhibition Bir uyaranla başlatılmış olan
bir süreci durdurma. inhibisyon
kıskançlık jealousy Bir başkasının üstünlüğü veya
sevilen bir kişinin başka biriyle ilgilenmesi durumunda
oluşan duygu.
kimlik identity Bireyin kişisel, mesleksel ve toplumsal
konumunu ifade eden kavram.
kinestezi kinesthesia Beden hareketlerinin, duruşunun farkında olma.
kişilik personality Bireyin bilişsel değerlendirmelerine
dayanarak iç ve dış dünyaya uyum için geliştirmiş olduğu
duygu, düşünce ve davranış örüntüleri.
klasik koşullanma clasical conditioning Koşulsuz
bir tepki yaratan koşulsuz bir uyarıcının, normalde aynı
tepkiyi yaratmayan bir uyarıcıyla birleştirilmesi sonucu
nötr olan uyarıcının da aynı tepkiyi, yani koşullu tepkiyi
15
Sözlük Dergisi
yaratma süreci.
kleptomani kleptomania Zorlantılı çalma davranışı
klostrofobi claustrophobia kapalı alan korkusu
komorbidite comorbidity eş tanı
kompülsiyon compulsion zorlantı
konfabulasyon confabulation Kişinin belleğindeki
boşlukları hayal ettiği gerçek olmayan olaylarla doldurması.
konfrontasyon confrontation yüzleştirme
konuşma fakirliği alogia Konuşmanın ileri derecede
az ve konuşma içeriğinin fakir olması. aloji
konversiyon convertion Çeşitli duygusal sorunların
ve çatışmaların, istemli çalışan organlara aktarılarak bedensel belirtilere dönüştürüldüğü bir hastalık tablosu.
koprolali coprolalia Uygun olmayan ortamlarda
müstehcen sözcüklerin kullanılması için duyulan karşı
koyulmaz dürtü.
koşullanma conditioning Belli bir uyarıdan sonra
belli bir tepkiyi, davranışı göstermeyi öğrenme.
koşullu tepki conditioned response Klasik koşullanmada, daha önce nötr olan bir uyarıcıyla koşulsuz uyarıcı
arasında koşullanma gerçekleştikten sonra nötr uyarıcıya
verilen öğrenilmiş tepki.
koşullu uyaran conditioned stimulus Daha önce
nötr olan, koşullanma sürecinden sonra ise öğrenilmiş
tepkiye neden olan uyarıcı.
koşulsuz tepki unconditioned response Koşulsuz bir
uyarıcıya verilen doğal tepki, refleks.
koşulsuz uyaran unconditioned stimulus Daha
önce koşullanmakla eşleşme yapılmadan herhangi bir
tepkiye neden olan uyarıcı.
kötülük görme sanrısı persecution delusion Kişinin kötülük ya da zarar göreceğine yönelik sanrı. perseküsyon sanrısı
kritik evre critical period Çocuğun çevreden gelen
uyarıcılara hassas olduğu dönem.
kriz crisis Bireyde fizyolojik veya duygusal dengelerin
aniden bozulmasıyla yaşanan durum.
ksenofobi xenophobia yabancı korkusu
kültürel evrensellik cultural universals Bazı gelişim
evrelerinin kültürel farklılıklardan bağımsız olarak bütün
çocuklar için geçerli olduğunu savunan görüş.
kültürel görecilik cultural relativism Kültürel
değişkenlerin çocuğun gelişiminde etkisi olduğunu benimseyen ve değerlendirmelerin, verilerin kültürlere göre
değişkenlik gösterebileceğini savunan görüş.
16
L
labilite lability Duygu durumda hızlı değişimler.
libido libido Kaynağını alt benden alan ruhsal enerji.
logore logorrhea aşırı konuşma
M
madde bağımlılığı substance abuse Maddeyi almaya yönelik güçlü bir arzu ya da zorunluluk hissi, kesilmesine bağlı fizyolojik kesilme durumu yaşanması.
major depresif bozukluk major depressive disorder Çökkün duygu durum ve ilgi, istek kaybının ön planda olduğu, işlevselliği bozan ruhsal bozukluk.
makropsi macropsy Nesnelerin olduğundan büyük
görünmesi.
manik atak manic episode Olağan dışı ve sürekli, kabarmış, taşkın ya da sinirli bir duygu durum dönemi.
manyerizm mannerism Garip, anlaşılmaz yüz ve göz
hareketleri.
maruz kalma terapisi exposure therapy Kişiyi korktuğu nesne ve durumla karşı karşıya bırakarak kaçınma
tepkisini önlemeyi amaçlayan etkili bir davranış değiştirme tekniği.
maskeli depresyon masked depression Çocuklarda
depresyonun, depressif duygu ve belirtiler şeklinde açıkça
gözlenmediği çeşitli ruhsal, fiziksel belirtilerle maskelendiği durum.
mastürbasyon masturbation Cinsel organın sıklıkla
dokunularak uyarılması ve cinsel doyuma ulaşılması.
mazoşizm masochism Kişinin, kendisine acı verilmesinden zevk alma durumu.
melankoli melancholy Bedensel belirtilerle karakterize olan ve özellikle farmakoterapiye ve elektrokonvülzif
tedaviye yanıt verdiği düşünülen major depresyonun şiddetli bir formu.
mental retardasyon mental retardation zekâ geriliği
mevsimsel afektif bozukluk seasonal affective disoder Mevsim değişikliklerinin kişinin ruhsal durumunu,
enerji düzeyini, uyku süresini, iştahını ve sosyal yaşantısını etkileme derecesinin normale göre fazla olduğu duygudurum bozukluğu.
migren migraine Şiddetli tekrarlayan baş ağrısıyla birlikte bazen de mide bulantısı ve ışık hassasiyetinin eşlik
ettiği hastalık.
mikropsi micropsia Nesnelerin olduğundan küçük
algılanması.
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri
Miller-Dieker sendromu Miller-Dieker Syndrome
Beyin kıvrımlarının olmadığı, büyüme ve zihinsel geriliğin, nöbetlerin, beslenme ve uyku sorunlarının eşlik ettiği
sendrom.
miyoklonus myoclonus Bir kasın veya kas grubunun
ani kasılmasıyla ortaya çıkan genellikle aritmik sıçrayıcı
hareket.
mizaç temperament huy
modelleme modeling Model olan bir kişinin davranışlarının çocuk tarafından öğrenilmesi, edinilmesi ve
uygulanması.
mola time out Davranışçı kurama göre istenmeyen
bir davranış sergilendiğinde, çocuğun yapılan aktiviteden
uzaklaştırılmasıyla o davranışın sönmesini hedefleme.
motor işlevlerin özgül gelişimsel bozukluğu
developmental coordination disorder Çocukların motor işlevlerinin, günlük etkinliklerini ve akademik becerilerini etkileyecek kadar bozulduğu bir klinik durum.
muhakeme jugement yargılama
Munchausen by proxy sendromu Munchausen
syndrome by proxy Vekâleten hastalık diye bilinen özel
bir çocuk istismarı formu olup çocuğa bakmakla yükümlü kişilerin çocukta hastalık yaratması veya uydurmasıyla
belirgin bozukluk.
Munchausen sendromu Munchausen syndrome
yapay bozukluk
mutizm mutism Herhangi bir yapısal bozukluğun olmamasına karşın konuşmama hâli.
mükemmeliyetçilik perfectionism Kişinin kendisinden ve başkalarından, olanakların gerektirdiğinden
daha fazla ve eksiksiz bir başarı beklemesi.
N
narkolepsi narcolepsy Gün içinde dayanılmaz uyku
atakları ve ani tonus kaybıyla belirgin klinik tablo.
narsisizm narcissism Libidonun kendine yatırılması
yani ruh içindeki yapıların kişinin kendisini sevmesi yönünde örgütlenmiş olması.
negatif belirtiler negative symptoms Şizofrenide görülen duygulanımda kısıtlılık, konuşma içeriğinde fakirleşme, içe kapanma gibi normal işlevlerde azalma, eksiklik
ya da yokluk belirtileri.
negativizm negativism Çocuğun bir davranışsal
eyleme ya da ilişki kurmaya karşı olumsuz tavır sergilemesi.
neolojizm neologism Diğer kelimelerin hecelerini bir
araya getirerek yeni bir kelime oluşturma.
nesne object Yaşanıp algılanan her şey.
nesne ilişkileri kuramı object relations theory
Psikodinamik kurama göre, çocuğun ilk kişiler arası ilişkilerine göre, yani anne ve yakın çevreyle ilişkisine göre
sonraki ilişkilerinin gelişmesi.
nesne sürekliliği object permanence Bebeğin görüş
alanı dışında bulunan nesnelerin de hâlen var olduğunu
kavraması durumu.
nevroz neurosis Bireyde anksiyete sonucu ortaya çıkan, bireyin gerçekle bağlantısının kopmadığı ve işlevselliğinin bozulabildiği ruhsal hastalık.
nihilizm nihilistic delusion hiçlik sanrısı
nörogeribildirim neurofeedback Beyin dalgalarını
değiştirmeye dayanan dijital teknoloji temelli mental egzersiz yöntemi.
nöroleptik malign sendrom neuroleptic malignant syndrome Antipsikotik ilaç tedavisine bağlı gelişen
kas rijiditesi, yüksek ateş ve bilinç değişikliğinin eşlik ettiği acil durum.
nüks recurrence Hastalık belirtilerinin yeniden ortaya
çıkması.
O
obsesif kompülsif bozukluk obsessive compulsive
disorder Bireyde kaygıya yol açacak tekrarlayıcı şekilde
obsesyonların ve buna bağlı kompülsiyonların birlikte
bulunduğu bozukluk.
obsesyon obsession saplantı
okul fobisi school phobia Ayrılık kaygısıyla ilişkili
olarak ebeveynlerden okul nedeniyle ayrılmaya karşı çocuğun okulu reddetmesi.
okuma bozukluğu reading disorder Bireyin kronolojik yaşı, ölçülen zekâ düzeyi ve yaşına uygun olarak
aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda, okuma
başarısının beklenenin altında olması.
olgunlaşma maturation Biyolojik olarak gelişim ve
değişimin sonucunda edinilen yetkinlik.
olumlu cezalandırma positive punishment Azalması ya da yok olması istenen bir davranışın ardından hoş
olmayan bir uyarıcı verilmesi.
olumsuz cezalandırma negative punishment Azalması ya da yok olması istenen bir davranışın ardından
olumlu bir uyarıcının kesilmesi.
17
Sözlük Dergisi
onikofaji nail biting Tırnak yeme davranışı.
operan koşullanma operan conditioning Bir uyaran ya da durumun sonuçlarına bağlı olarak (ödül veya
ceza getirmesi gibi) o uyarana yönelmeyi ya da o uyaranı
durdurmayı destekleyen yaklaşım.
optimizm optimism Genel olarak her düşünce ve eyleme iyi yönünden bakabilme.
oral dönem oral stage Freud’un psikodinamik kuramına göre, 0-18 ay arası çocuğun ağız yoluyla yaşam
enerjisini alması ve göstermesi.
otistik spektrum bozukluğu autistic spectrum
disorder Çocukluk döneminde görülen, iletişim ve sosyal
etkileşim alanlarında yetersizlik, kısıtlayıcı, tekrarlayıcı
davranış ve ilgi alanıyla belirgin nörogelişimsel bir grup
bozukluk.
otojenik eğitim autogenic training Görselleştirmelerin kullanıldığı yaklaşık 15 dakika süren bir gevşeme
tekniği.
otomatizma automatism Hastanın verilen komutlara ya da söylenenlere, sonuçlarını düşünmeden uyması.
otoriter ebeveynlik authoritarian parenting Cezalandırıcı ve kısıtlayıcı tutumların, güç kullanmanın baskın olduğu disiplin türünü benimseyen ebeveyn.
otostimülasyon kuramı autostimulation theory
Çocukluk döneminde uykuda gerçekleşen REM aktivitelerinin, merkezî sinir sisteminin gelişimini tetiklediğini
belirten kuram.
oyun terapisi play therapy Küçük çocukların sözel
olarak kendilerini ifade edebilme konusundaki yetersizlikleri nedeniyle uygulanan oyuna dayalı terapi yöntemi.
Ö
ödipus kompleksi oedipus complex Çocuğun karşı
cinsten ebeveyni sahiplenmesi ve kendi cinsinden ebeveyni ‘saf dışı’ etmesi konusunda beslediği duygu, düşünce,
dürtü ve fantazilerin toplamı.
öfori euphoria Kendine güven ve memnuniyet hâlinde
belirgin artışın olması.
öğrenilmiş çaresizlik learned helplessness Kişinin,
herhangi bir davranışıyla olumsuz bir sonucu engelleyemediğini öğrendikten sonra, olumsuz sonucu değiştirebileceği durumlarda da gereken çabayı göstermemesi.
öğrenme learning Bir davranışın deneyim, eğitim,
öğretim sonucu değişmesi.
öğrenme kuramı learning theory Davranış şekil18
lenmesinin edimsel koşullanma, klasik koşullanma ya da
sosyal öğrenme gibi öğrenmelere dayandığını ileri süren
kuram.
ötimi euthymia Çökkün ya da coşkun olmayan normal duygu durum.
öz denetim self control Sosyal ve ahlaki normlara göre
uygun davranışları gösterebilme becerisi.
öz kimlik self identity Her bireye özgü biliş, duygu,
değer ve davranışların karmaşık ağı.
özdeşim identification Kişinin bir başkasını model
alarak ona benzemeye çalışması.
özerk ahlak autonomous morality Sosyal kuralların
insanlar tarafından oluşturulduğunu ve gerektiğinde değişebileceğini anlama olarak tanımlanan Piaget’nin ahlak
gelişimi kuramının ikinci evresi.
özerkliğe karşı utanç ve şüphe autonomy versus shame and doubt Çocuğun özerkliğini kazanmaya
başlaması ve aynı zamanda yetişkinlere olan bağımlılığın
devam etmesi sürecinde yetişkinlerin beklentilerini karşılamakta zorluk yaşadığı psikososyal gelişim dönemi.
özgecilik altruism Yardım etmek, paylaşmak, iş birliği yapmak gibi olumlu sosyal davranışlar. altruizm
özgül fobi specific phobia Özgül bir nesnenin varlığıyla ilişkili olarak belirgin, inatçı, aşırı ve anlamsız ve
günlük yaşantıyı bozan yoğun korku duyma.
özgül öğrenme bozukluğu learning disorder
Zekâsı normal ya da normalin üstünde olan bireylerin
standart testlerde, zekâ, yaş ve aldığı eğitim göz önünde
bulundurulduğunda okuma, matematik ve yazılı anlatımının beklenenin önemli ölçüde altında olmasıyla belirgin bir bozukluk. disleksi
öz kıyım suicide Kişinin kendini öldürmek niyetiyle
düşündüğü ya da yaptığı, ölüm veya yaralanmayla sonuçlanabilecek düşünce ya da eylemler. intihar
özümleme assimilation Yeni bilgileri, eski bilgilerle
tutarlı olarak özümleme, yorumlama olarak tanımlanan
bilişsel süreç. asimilasyon
P
palilali palilalia Kendi sözcüklerini tekrarlama.
palinopsi palinopsia Hastanın obje görüntüden kaybolduktan sonra da onu görmeye devam etmesi.
panik bozukluk panic disorder Çarpıntı, titreme,
sallanma, bulantı, sıcak basmaları, terleme ve baş dönmesi
belirtilerinin eşlik ettiği, sıklıkla ataklar hâlinde olan kay-
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri
gı bozukluğu.
parafazi paraphasia İsim veya sözcük bulmakta zorlanıldığında nesne ve olayları dolaylı anlatma.
parafili paraphilia Olağan dışı nesne ve cinsel aktivitelerin cinsel açıdan çekici bulunmasıyla ilgili bozukluklar.
paramnezi paramnesia Geçmişle şimdinin karıştırılmasıyla belirgin bellek bozukluğu.
paranoid fikir paranoid idea Kuşkuculuğun ön
planda olduğu düşünce bozukluğu.
paranoya paranoia Aşırı endişe ve korkuların sonucu olarak aşırı kuşku ve şüphe senaryolarının görüldüğü
rahatsızlık.
parasomnia parasomnia Uyku geçişlerinde, uykudan
uyanma ya da uyku sırasında ortaya çıkan, istenilmeyen
fiziksel olaylar ya da deneyimler.
paylaşılmış psikotik bozukluk shared psychotic
disorder İki veya daha fazla kişinin aynı sanrı sistemini
paylaşması. folie a deux
pedagoji pedagogy Terbiyeyle uğraşan bilim dalı.
pedofili pedophilia Kişinin ergenlik dönemine girmemiş çocuklarla cinsel etkinlikte bulunmasıyla ilgili
yoğun, cinsel yönden uyarıcı fantezilerinin, cinsel dürtülerinin ya da davranışlarının yineleyici bir biçimde
ortaya çıkması.
pekiştireç reinforcement Bir davranışın sıklığını arttırma ya da azaltma amacıyla ödül veya ceza gibi bir yolla
güçlendirme.
perseküsyon sanrısı persecution delusion kötülük
görme sanrısı
perseverasyon perseveration Bir sözcük ya da sözcük
dizisinin kişinin iradesi dışında sürekli kullanılması.
perversiyon perversion Dürtü, eğilim ve ilgilerin,
toplumsal ve kültürel açıdan normal kabul edilen ölçülere
göre çarpık nesnelere ya da amaçlara yönelmesi.
pica pica Besleyici değeri olmayan toprak, kum, boya
gibi maddelerin yenilmesiyle seyreden yeme bozukluğu.
piromani pyromania Yangın çıkarma dürtüsü.
pozitif belirtiler positive symptoms Şizofrenide görülen sanrı, varsanı, düşünce ve davranış bozukluğu.
pozitif pekiştireç positive reinforcement Ortama
konulduğunda istenilen davranışın yapılma sıklığını arttıran pekiştireç.
Prader-Willi sendromu Prader-Willi syndrome
Paternal 15. otozomal kromozomun uzun kolunda deles-
yonla ortaya çıkan, başta zekâ geriliği olmak üzere, duygulanım bozukluğu, kaslarda güç kaybı, hipotonus ve kısa
boylulukla belirgin sendrom.
premenstrüel disforik bozukluk premenstrual
dysphoric syndrome Menstrüel siklusların çoğunda düzenli olarak birtakım semptomların, örneğin belirgin bir
depresif duygu durum ve kaygının ortaya çıkması.
projeksiyon projection yansıtma
psikanaliz psychoanalysis Ruhsallığın değişik boyutunu, sürecini ve katmanlarını inceleyen bir bilim dalı.
psikoaktif ilaç psychoactive drug Doğrudan doğruya merkezî sinir sisteminde etkisini gösteren ve beynin
işlevlerini değiştirerek algıda, ruh hâlinde, bilinçlilikte ve
davranışta geçici değişikliklere neden olan ilaç grubu.
psikodinamik teori psychodynamic theory İçgüdüler ve dürtülerle donatılmış olarak dünyaya geldiğimizi ve
gereksinimlerimizi en kısa zamanda doyurmaya yönelik
haz ilkesiyle hareket ettiğimizi ileri süren ve kişiliğin alt
ben, benlik ve üst benlik olarak üç bölümle tanımlandığı
kuram.
psikoeğitim psychoeducation Hastaların ve ailelerinin hastalıkla bilgi düzeyini arttırmayı, tedavi sürecine
aktif katılımlarını sağlamayı hedefleyen eğitimsel psikoterapötik bir yöntem.
psikojenik nonepileptik nöbet psychogenic nonepileptic seizure activity Görünüşte epileptik nöbetlere
tamamen benzeyen ancak nöronal deşarjlarla birlikte olmayan psikojenik süreçlerle ilgili atak. psödonöbet
psikoloji psychology Davranışlar ve zihinsel süreçlerle
birlikte bunların altında yatan nedenleri inceleyen bilim
dalı.
psikolojik danışmanlık ve rehberlik psychological counseling and guidance Ruh sağlığı yönünden
normal, ancak gelişimsel ve uyum sorunları olan kişilere
hizmet etme.
psikometri psychometry Psikoloji biliminin nicelik
yönünden incelenmesi için ölçüm, araç ve yöntemlerini
geliştiren bilim dalı.
psikomotor hızlanma psychomotor acceleration
Düşünce hızında ve hareketlerde artış.
psikomotor yavaşlama psychomotor retardation
Düşünce hızında ve hareketlerde azalma.
psikosomatik bozukluk psychosomatic disorder
Nedenlerinde duygusal bozuklukların rol oynadığı, vücuttaki yapısal değişikliklerle ortaya çıkan hastalık veya
19
Sözlük Dergisi
bozukluk.
psikostimulan psychostimulant Merkezî sinir sistemindeki nöronları doğrudan veya disinhibisyon suretiyle
uyaran ilaçların bir grubu.
psikoterapi psychotherapy Bireylerin duygusal ve
davranışsal sorunlarının çözümünü, ruh sağlıklarının geliştirilmesini ve korunmasını amaçlayan teknikler.
psikotik bozukluk psychotic disorder Kişinin gerçeği değerlendirmesinin bozulduğu ruhsal bozukluk.
psikotik depresyon psychotic depression Duygu durumla uyumlu sanrı ve varsanıların eşlik ettiği depresyon.
psödolojiya fantastika pseudologia fantastica Aşırı
derecede yalan söylemeyle belirgin durum.
psödonöbet psychogenic nonepileptic seizure activity psikojenik nonepileptik nöbet
R
rasyonalizasyon rationalization akla uygunlaştırma
reaksiyon formasyon reaction formation karşıt
tepki kurma
referans fikri reference idea Kişinin dış dünyada olan
birbiriyle bağlantısız, ilgisiz ya da sıradan olayları kendisi
için işaret olarak algılaması.
refleks dönemi the use of reflex Bebeğin doğuştan
gelen bedensel tepkiler verdiği, doğumla ilk ay arasındaki
gelişim dönemi.
regresyon regression gerileme
rehabilitasyon rehabilitation Kişinin doğuştan ya
da sonradan, herhangi bir nedenle oluşan kalıcı veya geçici yetersizliklerinin, kaybedilmiş bazen de kısıtlanmış
olan kapasitesinin belirlenerek tedavi edilmesi, psikolojik,
sosyal ve mesleki açıdan da desteklenerek günlük yaşamda
bağımsız duruma gelmesinin sağlanması.
relaps relapse Dalgalanmalı seyir gösteren hastalıklarda, hastalığın yatışmış bir hâlden yeniden alevlenmesi
durumu.
remisyon remission Hastalık belirtilerinde yatışma,
belli bir süre asemptomatik kalma durumu.
represyon regression bastırma
Rett sendromu Rett sydrome Özellikle kız çocuklarında görülen, sıklıkla 6-18 aya kadar bebeğin gelişiminin
normal olduğu, ancak sonrasında konuşma yeteneğinin
ve el becerilerinin kaybı, baş büyümesinde yavaşlama, sürekli tekrarlayıcı el hareketleriyle gerilemenin oluşmasıyla
belirgin bir sendrom.
20
rijidite rigidity Antipsikotik ilaç yan etkisine ya da
parkinson hastalığına bağlı olarak kaslarda gelişen katılık
hâli.
Rorschach testi Rorschach test Kişilerin algılarını,
mürekkep lekelerini kullanarak analiz eden psikolojik
test.
ruminasyon bozukluğu rumination disorder Çocuğun yediklerini yuttuktan sonra tekrar ağzına getirmesi,
çiğnemesi ve tekrar yutması.
S
sadizm sadism Başkalarına acı çektirerek zihnen doyum sağlama.
sadomazohizm sadomasochism Kişinin aynı anda
hem acı çekmeyi hem de acı çektirmeyi arzulaması ve bu
durumdan haz alması.
sanat terapisi art therapy Duygu durumunun sanat
yoluyla dışa vurumunun sağlandığı terapi şekli.
sanrı delusion Bir kültür içinde paylaşılmayan, gerçeğe
uymayan, mantıklı düşünceyle değiştirilemeyen düşünce
bozukluğu. delüzyon
sanrılı bozukluk delusional disorder En az bir ay
süren, tuhaflık göstermeyen, gerçek yaşamda karşılaşılabilen, birbirleriyle bağlantılı iyi düzenlenmiş sanrıların
olduğu, kişinin genel uyum ve davranışlarında belirgin
uyum bozukluğunun, tuhaflığın olmamasıyla belirgin
bozukluk.
saplantı obsession Kişide belirgin sıkıntıya yol açan
tekrarlayıcı, başka düşünce ya da eylemle etkisizleştirilmeye çalışılan düşünce ve dürtü. obsesyon
savunma düzeneği defence mechanism Bilinç dışı
bir eğilim ya da dürtü karşısında benliğin çatışmaya girmesi durumunda, benliğin bu çatışmadan doğan bunaltıyı çözmek ve dengeyi sağlamak için kullandığı düzenek.
seçici konuşmazlık selective mutism Diğer durumlarda konuşmasına rağmen konuşulması beklenen
birtakım özel durumlarda (ör. okul) çocuğun tutarlı bir
konuşamama durumu. elektif mutizm
sendrom syndrome Birbirleriyle ilişkisiz gibi görünen,
ancak bir araya geldiklerinde tek bir olgu olarak kendilerini gösteren bulgular bütünü.
serbest çağrışım free association Psikanalitik kurama göre kişinin düşünce, fikir ve duygularını hiçbir sansürden geçirmeden, filtrelemeden dile getirmesi.
serotonin sendromu serotonin syndrome Serotonin
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri
üzerinden etki gösteren ilaçlarla ortaya çıkabilen, merkezî
sinir sistemi ve periferdeki serotonin reseptörlerinin aşırı
uyarılmasıyla ateş, ishal, kas katılığı ve opustotonus gibi
bulgularla seyreden bir sendrom.
sezgi intuition Yargılama ya da planlı bir düşünce olmaksızın edinilen düşünce veya algı.
sialore sialorrhea Tükrük salgısında artma durumu.
siklotimi cyclothymia Çocuklarda bir yıl süreyle hipomanik ve depresif semptomların olması durumu.
simge biriktirme sistemi token economy Çocuğun beklenilen, önceden hedeflenmiş davranışları sergilemesinden sonra jeton, yıldız gibi nesnelerle ödüllendirilmesi.
sinestezi synesthesia Herhangi bir duyunun uyarımının otomatik olarak başka bir duyu algısını tetikleme
durumu.
sinkinezi synkinesis Vücudun bazı bölümlerinin istemli hareketi sırasında, başka bölümlerde ortaya çıkan
istemsiz hareketler.
somatik tip sanrılı bozukluğu delusional disorder somatic type Gerçekte olmadığı hâlde kişinin bir
bedensel kusur ya da tıbbi bir hastalığı olduğuna inandığı
sanrılı bozukluk alt tipi.
somatizasyon bozukluğu somatization disorder
Ruhsal sıkıntının bedensel bir bozukluk yaratması ya da
böyle bir bozukluğu tetiklemesi, bunaltının bir organ işlevine döndürülmesi ve beden diliyle anlatılması durumu.
somatoform bozukluklar somatoform disorders
Başka bir tıbbi neden olmaksızın kişilerin belirgin fiziksel
belirti gösterdikleri bir hastalık grubu.
somnambulizm somnambulism uyurgezerlik
somnolans somnolence Kişinin uykuya meyilli olduğu bilinç durumu.
somut işlemler dönemi concrete operational period
Piaget’ye göre 7-11 yaş aralığında çocuğun muhakeme
yapabilme, problem çözme, düşüncede ilişkilendirme becerilerinin geliştiği bilişsel gelişim dönemi.
sosyal fobi social phobia Sosyal ortamlarda başkaları
tarafından olumsuz değerlendirilmekten yoğun şekilde
kaygı duyma.
sosyalizasyon socialization Kişi ve grup ilişkileri
kurma yoluyla, daha geniş bir topluma katılma süreci.
soy ağacı family constellation Aile üyelerinin yaş,
cinsiyet ve akrabalık bağlarını gösteren şema.
soyut işlemler dönemi formal operational stage
Piaget’ye göre esnek düşünme, soyut kavram ve düşüncelerin gelişimi, problem çözme becerilerinde olasılıkların
düşünceye katılmasıyla tüme varım, tümden gelim şeklinde akıl yürütme gelişiminin gerçekleştiği bilişsel gelişim
dönemi.
soyutlama abstraction Kavramlarla, genelleştirmelerle, genelden özele, özelden genele simgelerle düşünme.
söz dizimi syntax Bir cümle içindeki kelimelerin dizin sırası ve işlev kuralları.
stres stress Canlının içten ve/veya dıştan gelen uyaranlara bağlı olarak dengesinin bozulmasıyla verdiği otomatik tepki.
süperego superego üst benlik
Ş
şema schema İnsanın çevresine zihinsel uyum sağlamak amacıyla kullandığı bilişsel yapılar.
şizofreni schizophrenia Düşünce ve algı bozukluklarıyla giden, gerçeği değerlendirme yetisinin kaybolduğu
ruhsal bozukluk.
şok shock Beklenmedik bir olay karşısında aniden oluşan fiziksel ve duygusal tepki.
T
taklit imitation Başka kişinin davranışlarını benimsemek isteğiyle aynen tekrarlama.
talassofobi thalassophobia Deniz korkusu.
tanıma bozukluğu agnosia Dokunma duyularında
herhangi bir bozukluk olmadığı hâlde nesnelerin tanınamaması. agnozi
tardif diskinezi tardive dyskinesia geç diskinezi
teğetsel konuşma tangentiality Konuyla ilgili olan
ama bir türlü amacına ulaşmayan konuşma şekli.
telapati telepathy Birinin kafasından geçirdiklerini ya
da uzakta geçen bir olayı duygusal olarak hiçbir bağlantı
olmadan algılama yeteneği.
telkin suggestion Kişinin bir düşünceyi, inancı ya da
tutumu eleştirel olmaksızın benimsemesi veya belli bir
davranışa girmeye özendirilmesi amacıyla kullanılan yöntem.
temaruz simulation Kişinin bazı isteklerini yerine
getirmek, bir kazanç elde etmek ya da sorumluluktan
kaçmak amacıyla var olan bir rahatsızlığını aşırı derecede
abartması ya da olmadığı hâlde bir rahatsızlığı varmış gibi
göstermesi durumu.
21
Sözlük Dergisi
temel güven basic trust Erken çocuklukta çocuğun
beslenme, ilgi, şefkat, dokunma gereksinimlerinin bakım
veren tarafından karşılanmasıyla oluşan ilk güven duygusu.
temel güvene karşı güvensizlik basic trust vs basic mistrust Çocuğun 0-18 ay arası temel güven duygusunun kazanıldığı ya da güvensizliğin geliştiği psikososyal
gelişim dönemi.
tepki yenilenmesi abreaction Sarsıcı, rahatsızlık verici bir olayın duygu yükünden kurtulmak için bu yükü
oluşturan temel etkenin tekrar yaşanmasıyla oluşturulan
duygusal boşalım.
ters koşullanma reverse conditioning Koşullu uyarıya verilen davranışın tersinin verilmesi.
teşhircilik exhibitionism 1. Dikkat ve ilgiyi üzerine
çekebilmek için olağan dışı ve uygunsuz davranışlarda
bulunma. 2. Cinsel organını göstererek cinsel doyum sağlama. gösterimcilik
tıkınırcasına yeme bozukluğu binge eating disorder
Tıkınırcasına yeme ataklarıyla giden, ancak çok miktarda
alınan besinlerin kilo yapıcı etkisini gidermek için herhangi bir yola başvurulmayan yeme bozukluğu.
tik bozukluğu tic disorder Ani ve tekrarlayıcı kas kasılmaları sonucu istemsiz bir şekilde ortaya çıkan hareket
ve sesler.
toksikomani toxicomania Her türlü bağımlılık yapıcı maddeyi kullanma alışkanlığı.
Tourette sendromu Tourette syndrome Birden fazla
motor tik ve en az bir vokal tikin bir arada bulunması, 12
aydan daha uzun sürmesi, artış ve azalmalar göstermesiyle
giden tik bozukluğu.
tranklizan tranquilizer Ruhsal yapıyı rahatlatıp dinginleştiren kimyasal madde.
transferans transferance aktarım
travma trauma Bireyin zihinsel, ruhsal yaşamını etkileyen, günlük yaşamında olumsuz sonuçlar doğuran her
türlü olay.
travma sonrası stres bozukluğu posttraumatic
stres disorder Travma yaratan olayın yaşanmasından sonra o olayın düşlerde ve günlük yaşamda tekrar yaşanması,
o olayı hatırlatan durumlardan kaçınmaya yol açan aşırı
uyarılmışlık, kaygı ve kolayca irkilmeyi içeren bir kaygı
bozukluğu.
tremor tremor Kasların kısa süreli kasılmasıyla belirgin hareket bozukluğu.
22
trikotilomani trichotillomania Belirgin bir şekilde
saç ya da kaş kaybıyla sonuçlanacak kadar kişinin saç ya
da kaş kıllarını tekrarlayan tarzda koparma davranışı.
tutku nesnesi fetish Cinsel istek uyandıran ve cinsel
doyum için gerekli olan herhangi bir nesne.
tutum attitude Kişinin herhangi bir durum karşısında
gösterdiği davranış örüntüsü.
tükenmişlik burnout Aşırı çalışma sonucu ortaya çıkan bitkinlik, kaygı, uykusuzluk, çökkünlük durumu.
tümden gelimle akıl yürütme deductive reasoning Hiyerarşik sınıflandırmada bağlantılı çıkarımlarıyla
problem çözme becerilerinin genelden özele inerek yürütülmesi.
tüme varımla akıl yürütme inductive reasoning
Problem çözme becerilerinin özelden genele giderek yürütülmesi.
U
us yürütme reasoning Sorun çözmeye yöneltilmiş
olarak işleyen mantıklı, tutarlı, sistemli düşünce.
utanma shame İnsanın kendisini ayıplanacak bir durumda görmesinden doğan duygu.
uyaklı çağrışım clang association Çağrışımların anlamsal olarak değil uyaklı olarak sıralanması.
uyaran stimulus Canlıya etki edip duyu organlarını
harekete geçiren her türlü etken.
uyarıcı stimulant Beynin ve sinir sisteminin işlevini
hızlandıran kimyasal madde.
uyku felci sleep paralysis Uykuya dalmadan hemen
önce bedenin geçici olarak hareket edememesiyle belirgin
bir durum.
uyku hijyeni sleep hygiene Nitelikli uykuya sahip
olma durumu.
uyku-apne sendromu sleep apnea syndrome
Solunumun yineleyen nöbetler hâlinde durması.
uyku-uyanıklık döngüsü sleep-wake cycle Kişinin
bulunduğu çevreye göre olması gereken uyku-uyanıklık
düzeni.
uyum adaptation Çevre değişikliği nedeniyle bireyin
toplumsal ya da kültürel yapısında gerçekleşen ve yeni
çevreye uyumunu sağlayan değişikliklerin tümü.
uyum bozukluğu adjestment disorder Kişi, köklü
bir değişim ya da kayıp gibi bir stres kaynağıyla başa çıkamadığı veya onu değerlendiremediği zaman ortaya çıkan
kısa süreli bir durum.
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri
uyum yeteneği adaptability Değişen durumlara uygun tepkiler verme yetisi.
uyumlu davranış adaptive behavior Bir davranışın birey için ne kadar işlevsel olduğunun belirlenmesi.
uyurgezerlik somnambulism Uykunun ilk 1/3’lük
kısmında ortaya çıkan ani motor aktivitenin başlamasıyla
belirgin uyku bozukluğu. somnambulizm
üçüncül döngüsel tepki dönemi stage of tertiary
circular reactions Çocuğun 12-18. aylarda hareketlerinde yaratıcılık ve çeşitliliğin görüldüğü, farklı sonuçları
gözlemlemek için farklı davranışları denediği gelişim dönemi.
üstbenlik superego Ahlaksal değerlerle vicdanı temsil
eden, ebeveynin talep ve yasaklarının içselleştirilmesiyle
oluşan benlik ögesi. süperego
V
varsanı hallucination Bir uyaran bulunmadığı hâlde
var gibi algılanması. halüsinasyon
varsayım hypothesis Deneyle kanıtlanmamış, doğruluğu incelenmeksizin kabul edilen iddialar.
verbijerasyon verbigeration Cümlenin sürekli olarak
yinelenmesi.
vicdan conscience Kişinin davranışlarının toplumsal
ve ailesel değer yargılarına uygun olup olmadığının farkına varıp davranışlarını yönlendirmesi.
vijilans vigilance uyanıklık
W
Wernicke Korsakoff sendromu WernickeKorsakoff syndrome Aşırı alkol alımı veya tiamin eksikliği sonucu ortaya çıkan kaslarda kasılmalar, bellek kaybı, el
ve ayaklarda uyuşma, unutkanlık, yürüme bozukluğu gibi
belirtileri olan nörolojik bir hastalık.
WISC-R Wechsler Intelligence Scale for Children
Çocuklara 6-16 yaşta uygulanan sözel ve performansa dayalı iki ana bölümden ve bu bölümler altında yer alan pek
çok alt bölümden oluşan zekâ testi.
Williams sendromu Williams syndrome Zekâ geriliğinin eşlik ettiği sendrom.
Y
yabancı durum testi the strange situation test
Ainsworth tarafından geliştirilmiş olan, erken çocukluk
döneminde, çocuğun birinci bağlanma nesnesinden ayrı
kaldığı sürelerde gözlemlenen tepkilerine göre bağlanma
tiplerinin değerlendirilmesi.
yadsıma denial Benlik için tehlikeli olarak algılanan
ve bunaltı doğurabilecek bir gerçeği yok sayma, görmeme. inkâr
yalıtma isolation Bir olaydaki duygu ve düşünce içeriğini birbirinden ayırma- fikirsel temsilcileri, duygu temsilcilerinden ayırma. izolasyon
yanılsama illusion Var olan bir uyaranın yanlış algılanması ve yorumlanması.
yansıtma projection Kişinin kendi eksikliğini veya suçunu başkasına yüklemesi, suçluluk duygusu uyandıracak
dürtü ve isteklerini başkalarına mal etmesi. projeksiyon
yansıtmalı özdeşim projective identificiation Kişinin kendine göre zihninde geliştirmiş olduğu başkasına
ait özellikleri onlara yansıtarak, onlarda varsayarak buna
göre özdeşim yapması.
yapay bozukluk factitious disorder Fiziksel belirti
ya da bulguların amaçlı olarak ortaya çıkarıldığı veya bu
tür belirti varmış gibi davranılmasıyla ortaya çıkan ruhsal
bozukluk. Munchausen sendromu
yapılandırılmış görüşme structured interview
Konusu ya da sorulacak soruları önceden tasarlanıp hazırlanmış bir görüşme.
yapma-bozma undoing Kişinin kendisi ve çevresi
tarafından onaylanmayacak düşünce ve davranıştan vazgeçmesi ve eğer böyle bir söz ya da eylem dışa vurulmuşsa,
ortaya çıkan durumu onarması.
yargılama juggement Olaylar arasında neden-sonuç
bağlantılarını kurabilme, doğru ve yanlışı bireysel ve sosyal değerleri ayırt edebilme, bunlara göre davranabilme
yetisi. muhakeme
yas grief Önemli ve sevilen yakın bir kişinin ölümüyle
ortaya çıkan çökkünlük.
yaygın anksiyete bozukluğu generalized anxiety
disorder Aşırı ve kontrol edilemeyen şiddette kaygıyla giden ruhsal bozukluk.
yaygın gelişimsel bozukluk pervasive developmental disorder Sosyal, zihinsel, iletişimsel gelişim alanlarında gecikme ve özgün sapmaları olan erken başlangıçlı
ve süreğen nöropsikiyatrik bozukluk.
yeme bozukluğu eating disorder Anoreksiya nervosa, bulimiya nevroza ve tıkanırcasına yeme bozukluğu
tablosundan oluşan bir hastalık grubu.
23
Sözlük Dergisi
yeniden yakınlaşma rapprochement Çocuğun 14-24.
aylar arasında yeni yürümeye başladığında, anneden ayrı bir
birey olma algısı edindikten sonra, bu ayrı olma duygusunun
getirdiği zevki paylaşmak için tekrar anneye yaklaşması.
yer değiştirme displacement Bir dürtünün veya duygunun asıl nesnesinden başka bir nesneye yöneltilmesi.
yetenek ability Bir şeyi yapabilme gücü.
yeterince iyi annelik good enough mothering
Winnicott’a göre çocuğun doğuştan getirdiği potansiyelini kullanması, sağlıklı ve yaratıcı gerçek kendiliğini oluşturabilmesi için gerekli olan annelik.
yeti faculty Ruh biliminin inceleme konusu olan düşünme, anlama, kavrama gibi beceriler.
yetkili-dengeli ebeveyn balanced democratic parenting demokratik ebeveyn
yoğunlaştırma condensation Birçok istek ve dürtünün enerji yükünün tek bir istek, düşünce ve anıda yoğunlaşması.
yoksunluk belirtisi abstinence syndrome Kişinin
bağımlı olduğu maddenin bir anda kesilmesi sonucu oluşan belirtilerin tümü.
yönelim orientation Zamanı, yeri ve kişileri doğru
olarak tanıma yetisi.
yüceleştirme sublimation İlkel nitelikteki eğilim ve
isteklerin doğal amaçlarından çevrilerek, toplumca beğenilen etkinliklere dönüştürülmesi.
yükleme attribution Bir olayın, bir davranışın nedenselliğini anlamak üzere yapılan kişisel açıklamalar.
yürütücü işlevler executive function İnsanın yapmayı dilediği şeyleri başarabilmesi için amaçlarına yönelik
davranışları düzenleyebilme becerisi.
yüzleştirme confrontation Hastanın savunma düzenekleri ve davranış kalıplarının kendisine nasıl zarar verdiğinin gösterilmesi. konfrontasyon
24
Z
zekâ intelligence Gerçek yaşamda karşılaşılan sorunları çözme yetisi.
zekâ geriliği mental retardation Kişinin toplumsal
uyum kapasitesindeki bilişsel (algılama, öğrenme, dikkat,
öğrendiklerinden sonuç çıkartarak uygulayabilme becerileri) yetersizlikler. mental retardasyon
zekâ katsayısı intelligence quotient (IQ) Bireyin
zekâ testinde elde ettiği zekâ yaşını takvim yaşına bölüp,
çıkanı 100 ile çarparak elde edilen bir zekâ gelişim düzeyi
göstergesi.
zekâ testi intelligence test Türlü yaş basamaklarına,
güçlük durumlarına göre dağıtılmış ve zekânın boyutlarını ölçmeye yarayan bir dizi soru.
zekâ yaşı mental age Çocuğun zekâ testinden edinilen performans puanının, yaşıt çocukların aldığı puanın
ortalamasına bölünmesiyle edinilen sayısal değer.
zihin mind Bilincin algılama ve düşünme bölümü.
zihin kuramı theory of mind Diğer insanların davranışlarının altında yatan ruhsal süreçleri anlama ve
davranışlarını ön görme yetisi.
zoofobi zoophobia hayvan korkusu
zorlantı compulsion Genel olarak saplantıları gidermek onları yansızlaştırmak etkisizleştirmek için yapılan
zorunlu hareketler. kompülsiyon
zorlantılı compulsive Davranışları uygunsuz ve yersiz
olmasına karşın bunları yapmak için önüne geçilmez bir
iç zorlama duyan kişi.
zorlayıcı döngü coercive cycle Çocuğun giderek
artan uygunsuz davranışlarını kontrol etmek amacıyla
ebeveynin kontrolsüz davranışlar sergilemesi sonucunda ebeveynle çocuk arasında çatışmalı bir etkileşimin
olması.
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri
KAYNAKLAR
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
Alan OR (1981) Child Behavior Therapy. John Wiley & Sons, Canada.
Aktürk M, Eryiğit S, İlimsever Başarır Ş, Kocabıçak S, Sarımurat Baydemir N. & Tuğman Tüzün T. (2006) Aile Terapisi
Terimleri Sözlüğü. Türk Psikologlar Derneği İstanbul Şubesi Yayınları, İstanbul.
Bebek Ruh Sağlığı (0-4 Yaş) Temel Kitabı (2012). Ed: Doç. Dr. Koray Karabekiroğlu. Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi
Derneği Yayınları, Ankara.
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Temel Kitabı (2008). Eds: Füsun Çetin Çuhadaroğlu, Ayşen Coşkun, Elvan İşeri, Süha Miral,
Nahit Motavallı, Berna Pehlivantürk, Tümer Türkbay, Runa Uslu, Fatih Ünal. Hekimler Yayın Birliği, Ankara.
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları (2007). Eds: Prof. Dr. Ayla Aysev, Uzm. Dr. Yasemen Işık Taner. Golden Print,
İstanbul.
Dulcan’s Textbook of Child and Adolescent Psychiatry (2010). Eds: Mina K. Dulcan, M.D. American Psychiatric Publishing,
Inc., Washington, DC.
Hetherington E. M. & Parke R. (1993) Child Psychology, A Contamporary Viewpoint. (4th ed.). McGraw-Hill Inc., USA
Kaplan & Sadock’s Comprehensive Textbook of Psychiatry (eighth edition) (2005) Eds: Benjamin J Sadock M.D., Virginia A
Sadock M.D.. Lippincott Williams & Wilkins, Philadelphia.
Ünal S.(2005) Tıp Terimleri Sözlüğü. Sendrom III, 10(3).
25
Sözlük Dergisi
İngilizce - Türkçe Dizin
ability
abreaction
abstinence syndrome
abstraction
abuse
acalculia
acatisia
acinesia
acne vulgaris
acrophobia
acute stress disorder
adaptability
adaptation
adaptive behavior
adjestment disorder
adolescent
adoption
aerophagia
affect
aggression
agitation
agnosia
agoraphobia
agraphia
alcohol abuse
alcohol intolerance
alexia
alexithymia
algorithm
alogia
alopecia areata
altruism
ambivalance
ambivalent attachment
amnesia
anaclitic
anal erotism
anal phase
anal sadism
analist
Angelman’s syndrome
angoisse
anhedonia
animism
anorexia
anorexia nervosa
anticipatory anxiety
antidepressant
antiepileptic
antipsychotic
antisocial behaviour
26
yetenek
tepki yenilenmesi
yoksunluk belirtisi
soyutlama
istismar
akalküli
akatizi
akinezi
akne
akrofobi
akut stres bozukluğu
uyum yeteneği
uyum
uyumlu davranış
uyum bozukluğu
ergen
evlat edinme
aerofaji
duygulanım
agresyon
ajitasyon
tanıma bozukluğu
açık alan fobisi
agrafi
alkol kötüye kullanımı
alkol toleransı
aleksi
aleksitimi
algoritma
konuşma fakirliği
alopesia areata
özgecilik
ambivalans
kaygılı bağlanma
bellek yitimi
anaklitik
anal erotizm
anal dönem
anal sadizm
analist
Angelman sendromu
anguaz
anhedoni
canlandırmacılık
anoreksiya
anoreksiya nervoza
beklenti kaygısı
antidepresan
antiepileptik
antipsikotik
antisosyal davranış
anxiety
anxiolytic
apathy
Apgar test
aphasia
aphonia
apraxia
aprosody
art therapy
Asperger disorder
assertiveness training
assimilation
astasia-abasia
ataxy
athetosis
atonia
atopic dermatitis
attachment
attachment theory
attention deficit disorder
attention deficit hyperactivity
disorder
attention
attitude
attribution
atypical autism
authoritarian parenting
autistic spectrum disorder
autoaggression
autogenic training
automatism
autonomous morality
autonomy versus shame and
doubt
autostimulation theory
aversion
avoidance
avoidant attachment
avolition
babbling
balanced democratic parenting
basic trust
basic trust vs basic mistrust
battered child syndrome
behavior
behavioral and emotional
regulatory disorder
behavioral disorders
behavioral inhibition
kaygı
anksiyolitik
apati
Apgar testi
afazi
afoni
apraksi
aprozodi
sanat terapisi
Asperger bozukluğu
atılganlık eğitimi
özümleme
astazi-abazi
ataksi
atetoz
atoni
atopik dermatit
bağlanma
bağlanma kuramı
dikkat eksikliği bozukluğu
dikkat eksikliği hiperaktivite
bozukluğu
dikkat
tutum
yükleme
atipik otizm
otoriter ebeveynlik
otistik spektrum bozukluğu
kendine saldırı
otojenik eğitim
otomatizma
özerk ahlak
özerkliğe karşı utanç ve
şüphe
otostimülasyon kuramı
aversiyon
kaçınma
kaçınmalı bağlanma
ilgi kaybı
agulama
yetkili-dengeli ebeveyn
temel güven
temel güvene karşı
güvensizlik
dövülmüş çocuk sendromu
davranış
davranışsal ve duygusal
süreçleri ayarlama
bozuklukları
davranış bozuklukları
davranışsal inhibisyon
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri
behavioral science
behavioral therapy
behaviorism
being aware and being
responsible for
Bender-Gestalt visual motor test
binge eating disorder
bipolar disorder
blockage
body dysmorphic disorder
body image
bradykinesia
bruxism
bulimia
bulimia nervosa
burnout
Capgras syndrome
castration anxiety
catatonia
cephalocaudal principal
cerebral dominance
child abuse
child and adolescent psychiatry
child development
child emotional abuse
child parent psychotherapy
child physical abuse
child psychology
child sexual abuse
childhood
childhood schizophrenia
children’s apperception test
circular causality
clang association
clasical conditioning
claustrophobia
client
coercive cycle
cognition
cognitive behavioral therapy
cognitive development
cognitive structure
cognitive theory
cognitive therapy
comorbidity
compulsion
compulsive
concrete operational period
condensation
conditioned response
davranış bilimi
davranışçı terapi
davranışçılık
farik ve mümeyyiz
Bender-Gestalt görsel motor
algı testi
tıkınırcasına yeme bozukluğu
iki uçlu bozukluk
blokaj
beden dismorfik bozukluğu
beden imgesi
bradikinezi
diş gıcırdatma
bulimiya
bulimiya nevroza
tükenmişlik
Capgras sendromu
kastrasyon kaygısı
katatoni
baştan aşağıya gelişim ilkesi
beynin başatlığı
çocuğu kötüye kullanım
çocuk ve ergen ruh sağlığı ve
hastalıkları
çocuk gelişimi
çocuğun duygusal kötüye
kullanımı
ebeveyn çocuk psikoterapisi
çocuğun fiziksel kötüye
kullanımı
çocuk psikolojisi
çocuğun cinsel kötüye
kullanımı
çocukluk
çocukluk çağı şizofrenisi
çocuklar için algı testi
döngüsel nedensellik
uyaklı çağrışım
klasik koşullanma
kapalı alan korkusu
danışan
zorlayıcı döngü
biliş
bilişsel davranışcı terapi
bilişsel gelişim
bilişsel yapı
bilişsel kuram
bilişsel terapi
komorbidite
zorlantı
zorlantılı
somut işlemler dönemi
yoğunlaştırma
koşullu tepki
conditioned stimulus
conditioning
conduct disorder
confabulation
conflict
confrontation
conscious
conscience
constancy hypothesis
convertion
coprolalia
counseling
counselor
countertransference
crisis
critical period
cultural relativism
cultural universals
cyclothymia
decompensation
deductive reasoning
defence mechanism
deja entendu
deja vu
delirium
delirium tremens
delusion
delusional disorder
delusional disorder somatic type
democratic parenting
denial
Denver developmental screening
test
dependant variable
dependency
depersonalization
depression
depth perception
derealisation
dereism
desensitization
desintegrative disorder
devaluation
developmental coordination
disorder
developmental psychology
differentiation
dipsomania
disorganized attachment
disorientation
displacement
dissociation
dissociative amnesia
dissociative disorder
distractibility
koşullu uyaran
koşullanma
davranım bozukluğu
konfabulasyon
çatışma
yüzleştirme
bilinç
vicdan
değişmezlik varsayımı
konversiyon
koprolali
danışma
danışman
karşı aktarım
kriz
kritik evre
kültürel görecilik
kültürel evrensellik
siklotimi
dekompansasyon
tümden gelimle akıl yürütme
savunma düzeneği
deja entendu
deja vu
deliryum
deliryum tremens
sanrı
sanrılı bozukluk
somatik tip sanrılı bozukluğu
demokratik ebeveyn
yadsıma
Denver gelişimsel tarama
testi
bağımlı değişken
bağımlılık
depersonalizasyon
depresyon
derinlik algısı
gerçek dışılama
dereizm
duyarsızlaştırma
dezintegratif bozukluk
değersizleştirme
motor işlevlerin özgül
gelişimsel bozukluğu
gelişimsel psikoloji
farklılaşma
dipsomani
düzensiz bağlanma
dezoryantasyon
yer değiştirme
dissosiyasyon
dissosiyatif amnezi
dissosiyatif bozukluk
dikkat dağınıklığı
27
Sözlük Dergisi
double bind
double depression
Down Syndrome
dysarthria
dyscalculia
dysforia
dysgraphia
dysinhibition
dyskinesia
dyslexia
dysphonia
dysprosody
dysthymic disorder
dystonia
dystractibility
eating disorder
ecolali
ecopraxia
educable
ego
ego development
ego psychology
ego strenght
egocentrism
egodystonic
egosyntonic
electroconvulsive therapy
emotion
emotion regulation
emotional development
emotional maturity
emotional regulation
empathy
empirical
encopresis
enuresis
enuresis nocturna
environment
epigenesis
epistomology
erithrophobia
erotomania
ethiology
euphoria
euthymia
evolution
executive function
exhibitionism
exitation
experience
experiment
experimental psychology
exposure therapy
expression
expressive language
28
çifte açmaz
çifte depresyon
Down sendromu
dizartri
diskalküli
disfori
disgrafi
disinhibisyon
diskinezi
disleksi
disfoni
disprozodi
distimik bozukluk
distoni
distraktibilite
yeme bozukluğu
ekolali
ekopraksi
eğitilebilir
benlik
benlik gelişimi
benlik psikolojisi
benlik gücü
benmerkezcilik
egodistonik
egosintonik
elektrokonvülzif tedavi
duygu
duygusal regülasyon
duygusal gelişim
duygusal olgunluk
duygu düzenleme
eşduyum
ampirik
enkoprezis
enürezis
enürezis nocturna
çevre
aşamalı oluşum
epistomoloji
eritrofobi
erotomani
etiyoloji
öfori
ötimi
evrim
yürütücü işlevler
gösterimcilik
eksitasyon
deneyim
deney
deneysel psikoloji
maruz kalma terapisi
dışa vurum
anlatım dili
extended family
externalizing
extroversion
factitious disorder
faculty
family centered intervention
family constellation
family life cycle
family romance
family system theory
family treatment
fantasmatic baby
fantasy
feedback
feeding disorder
fenotype
fetal alcohol syndrome
fetish tutku
fetishism
fixation
flight of ideas
folie a deux
forensic psychiatry
formal operational stage
frajile X syndrome
free association
frontal lobe syndrome
frustration
frustration tolerance
fugue
functionality
gender identity
gender identity disorder
generalisation
generalized anxiety disorder
genital stage
genogram
gesture
good enough mothering
grandiosity
graphomania
grief
group therapy
habit
hallucination
heredity
heredity predisposition
holism
homeostasis
homosexual
hostility
house-tree-person test
hyperactivity
hyperexcitability
geniş aile
dışa yönelim
dışa dönüklük
yapay bozukluk
yeti
aile merkezli yaklaşım
soy ağacı
aile yaşam döngüsü teorisi
aile romansı
aile sistemleri teorisi
aile terapisi
imge bebek
düşlem
geri bildirim
beslenme bozukluğu
fenotip
fetal alkol sendromu
nesnesi
fetişizm
fiksasyon
fikir uçuşması
folie a deux
adli psikiyatri
soyut işlemler dönemi
frajil X sendrom
serbest çağrışım
frontal lop sendromu
engellenme
engellenme dayanıklılığı
füg
işlevsellik
cinsel kimlik
cinsel kimlik bozukluğu
genelleme
yaygın anksiyete bozukluğu
genital dönem
genogram
jest
yeterince iyi annelik
büyüklük sanrısı
grafomani
yas
grup terapisi
alışkanlık
varsanı
kalıtım
kalıtımsal yatkınlık
bütünlük
denge
eşcinsel
düşmanlık
ev-ağaç-insan testi
aşırı hareketlilik
(hiperaktivite)
hipereksitabilite
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri
hypersensitivity
hypervigilance
hypnogogic hallucination
hypnopompic hallucination
hypnosis
hypokondriasis
hypomania
hypothesis
id
identification
identity
illusion
imitation
impulsive
independant variable
inductive reasoning
industry versus inferiority
infant
infant psychiatry
infantilism
inhibition
initiative versus guilt
insecure attachment
insest
insight
instability
instinct
instrumental aggression
intelligence quotient (IQ)
intelligence test
intelligence
internalisation
internalising
intoxication
introjection
introspection
introvertion
intuition
irritability
isolation
jealousy
jugement
juvenile delinquent
kinesthesia
kleptomania
lability
Landau-Kleffner syndrome
latency period
learned helplessnes
learning disorder
learning
aşırı duyarlılık
hipervijilans
hipnogojik varsanı
hipnopompik varsanı
hipnoz
hastalık kaygısı bozukluğu
hipomani
varsayım
alt benlik
özdeşim
kimlik
yanılsama
taklit
dürtüsellik
bağımsız değişken
tüme varımla akıl yürütme
çalışkanlığa karşı yetersizlik
duygusu
erken çocukluk
bebek ruh sağlığı ve
hastalıkları
bebeksilik
ket vurma
girişimciliğe karşı suçluluk
duygusu
güvensiz bağlanma
ensest
içgörü
dengesizlik
içgüdü
araç olarak başvurulan
saldırganlık
zekâ katsayısı
zekâ testi
zekâ
içselleştirme
içe yönelim
entoksikasyon
içe atım
içe bakış
içe dönüklük
sezgi
irritabilite
yalıtma
kıskançlık
muhakeme
çocuk suçluluğu
kinestezi
kleptomani
labilite
edinilmiş epileptik afazi
gizlilik dönemi
öğrenilmiş çaresizlik
özgül öğrenme bozukluğu
öğrenme
learning theory
libido
linear causality
logorrhea
loosening of associations
macropsy
magical thinking
major depressive disorder
manic episode
mannerism
masked depression
masochism
masturbation
maternal deprivation
mathematic disorder
maturation
melancholy
memory
mental age
mental retardation
micropsia
migraine
Miller-Dieker Syndrome
mind
modeling
mood
moral development theory
moral realism
Munchausen syndrome by proxy
Munchausen syndrome
mutism
myoclonus
nail biting
narcissism
narcolepsy
negative punishment
negative symptoms
negativism
neglect
neglecting parenting
neologism
neurofeedback
neuroleptic malignant syndrome
neurosis
night terror
nihilistic delusion
object
object permanence
object relations theory
observation
obsession
obsessive compulsive disorder
oedipus complex
operan conditioning
öğrenme kuramı
libido
doğrusal nedensellik
logore
çağrışımlarda gevşeme
makropsi
büyüsel düşünce
major depresif bozukluk
manik atak
manyerizm
maskeli depresyon
mazoşizm
mastürbasyon
anne yoksunluğu
aritmetik beceri bozukluğu
olgunlaşma
melankoli
bellek
zekâ yaşı
zekâ geriliği
mikropsi
migren
Miller-Dieker sendromu
zihin
modelleme
duygu durumu
ahlak gelişimi kuramı
ahlaki gerçeklik
Munchausen by proxy
sendromu
Munchausen sendromu
mutizm
miyoklonus
onikofaji
narsisizm
narkolepsi
olumsuz cezalandırma
negatif belirtiler
negativizm
ihmal
ilgisiz-kayıtsız ebeveynlik
neolojizm
nörogeribildirim
nöroleptik malign sendrom
nevroz
gece terörü
hiçlik sanrısı
nesne
nesne sürekliliği
nesne ilişkileri kuramı
gözlem
saplantı
obsesif kompülsif bozukluk
ödipus kompleksi
operan koşullanma
29
Sözlük Dergisi
operant conditioning
optimism
oral stage
orientation
overanxious disorder
overgeneralization
overvalued idea
palilalia
palinopia
panic disorder
paramnesia
paranoia
paranoid idea
paraphase
paraphilias
parasomnia
parent’s training
parenting styles
passive
pedagogy
pedophilia
peer abuse
perception
perceptual constancy
perceptual defects
perceptual learning
perceptual organisation
perceptual unity
perfectionism
permissive parenting
persecution delusion
perseveration
personality
pervasive developmental disorder
perversion
phallic stage
phobia
phonological disorder
phonology
phototherapy
pica
plasticity
play therapy
positive punishment
positive reinforcement
positive symptoms
posttraumatic stres disorder
edimsel koşullanma
optimizm
oral dönem
yönelim
aşırı kaygılı bozukluk
aşırı genelleştirme
aşırı değerlenmiş düşünce
palilali
palinopsi
panik bozukluk
paramnezi
paranoya
paranoid fikir
parafazi
parafili
parasomnia
anne baba eğitimi
ebeveynlik stilleri
edilgen
pedagoji
pedofili
akran istismarı
algılama
algısal değişmezlik
algı bozukluğu
algısal öğrenme
algısal organizasyon
algısal bütünlük
mükemmeliyetçilik
aşırı hoşgörülü ebeveyn
kötülük görme sanrısı
perseverasyon
kişilik
yaygın gelişimsel bozukluk
perversiyon
fallik dönem
fobi
artikülasyon bozukluğu
fonoloji
ışık tedavisi
pica
esneklik
oyun terapisi
olumlu cezalandırma
artı pekiştirme
pozitif belirtiler
travma sonrası stres
bozukluğu
practicing
alıştırma
Prader-Willi syndrome
Prader-Willi sendromu
preconceptual period
işlem öncesi dönem
preconscious
bilinç öncesi
preconventional morality
geleneksel ahlak öncesi
dönem
premenstrual dysphoric syndrome premenstrüel disforik
30
projection
projective identificiation
pseudologia fantastica
psychoactive drug
psychoanalysis
psychodynamic theory
psychoeducation
psychogenic nonepileptic seizure
activity
psychological counseling and
guidance
psychology
psychometry
psychomotor acceleration
psychomotor retardation
psychosomatic disorder
psychostimulant
psychotherapy
psychotic depression
psychotic disorder
pyromania
rapprochement
rating scale
rationalization
reaction formation
reading disorder
reality testing
reasoning
recurrence
reference idea
regression
rehabilitation
reinforcement
relapse
relaxation training
reliability
remission
repression
receptor
resistance
resistant attachment
Rett sydrome
reverse conditioning
rigidity
Rorschach test
rumination disorder
sadism
sadomasochism
schema
schizophrenia
school phobia
seasonal affective disoder
secondary sexual characteristics
secure attachment
bozukluk
yansıtma
yansıtmalı özdeşim
psödolojiya fantastika
psikoaktif ilaç
psikanaliz
psikodinamik teori
psikoeğitim
psikojenik nonepileptik
nöbet
psikolojik danışmanlık ve
rehberlik
psikoloji
psikometri
psikomotor hızlanma
psikomotor yavaşlama
psikosomatik bozukluk
psikostimulan
psikoterapi
psikotik depresyon
psikotik bozukluk
piromani
yeniden yakınlaşma
değerlendirme ölçeği
akla uygunlaştırma
karşıt tepki kurma
okuma bozukluğu
gerçeği değerlendirme yetisi
us yürütme
nüks
referans fikri
gerileme
rehabilitasyon
pekiştireç
depreşme
gevşeme egzersizi
güvenirlik
remisyon
bastırma
alıcı
direnç
dirençli bağlanma
Rett sendromu
ters koşullanma
rijidite
Rorschach testi
ruminasyon bozukluğu
sadizm
sadomazohizm
şema
şizofreni
okul fobisi
mevsimsel afektif bozukluk
ikincil cinsiyet özellikleri
güvenli bağlanma
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Terimleri
selective mutism
self
self control
self identity
self regulation
self-esteem
sensory motor stage
sensory perception
sentence completion
separation anxiety
separation anxiety disorder
separation-individuation
serotonin syndrome
severe intellectual disability
sexual development
shame
shared psychotic disorder
seçici konuşmazlık
kendilik
öz denetim
öz kimlik
kendilik düzenleme
benlik saygısı
duyu-motor dönemi
duyusal algılama
testcümle tamamlama testi
ayrılık kaygısı
ayrılık kaygısı bozukluğu
ayrılma-bireyselleşme
serotonin sendromu
ağır zekâ geriliği
cinsel gelişim
utanma
paylaşılmış psikotik
bozukluk
shock
şok
sialorrhea
sialore
simulation
temaruz
sleep apnea syndrome
uyku-apne sendromu
sleep hygiene
uyku hijyeni
sleep paralysis
uyku felci
sleep-wake cycle
uyku-uyanıklık döngüsü
social phobia
sosyal fobi
socialization
sosyalizasyon
somatization disorder
somatizasyon bozukluğu
somatoform disorders
somatoform bozukluklar
somnambulism
uyurgezerlik
somnolence
somnolans
specific phobia
özgül fobi
splitting
ayırma
stability
dengelilik
stage of coordination of
ikincil şemaların
secondary schemata
koordinasyonu
stage of mental representation
düşünce gelişiminde zihinsel
temsiller dönemi
stage of primary circular
birincil döngüsel tepki
stage of secondary circular
ikincil döngüsel tepki
reactions
dönemi
stage of tertiary circular reactions üçüncül döngüsel tepki
dönemi
stereotyped behavior
basmakalıp davranış
stimulant
uyarıcı
stimulus
uyaran
stress
stres
structured interview
yapılandırılmış görüşme
stuttering
kekemelik
subject
sublimation
substance abuse
suggestion
suicide
superego
syndrome
synesthesia
synkinesis
syntax
tangentiality
tardive dyskinesia
telepathy
temperament
thalassophobia
the strange situation test
the use of reflex
theft of ideas
theory of mind
threshold
tic disorder
time out
toddlerhood
token economy simge
Tourette syndrome
toxicomania
tranquilizer
transferance
trauma
tremor
trichotillomania
unconscious
unconditioned response
unconditioned stimulus
undoing
validity
value judgement
variable
verbigeration
vigilance
Wechsler Intelligence Scale for
Children-Revised
Wernicke-Korsakoff
syndrome
will
Williams syndrome
working memory
xenophobia
zoophobia
denek
yüceleştirme
madde bağımlılığı
telkin
öz kıyım
üstbenlik
sendrom
sinestezi
sinkinezi
söz dizimi
teğetsel konuşma
geç diskinezi
telapati
mizaç
talassofobi
yabancı durum testi
refleks dönemi
düşünce çalınması
zihin kuramı
eşik
tik bozukluğu
mola
erken oyun çağı
biriktirme sistemi
Tourette sendromu
toksikomani
tranklizan
aktarım
travma
tremor
trikotilomani
bilinç dışı
koşulsuz tepki
koşulsuz uyaran
yapma-bozma
geçerlik
değer yargısı
değişken
verbijerasyon
vijilans
WISC-R
Wernicke Korsakoff
sendromu
istenç
Williams sendromu
işlem belleği
ksenofobi
zoofobi
31
Sözlük Dergisi
Yazar
Doç. Dr. Işık Görker (gorkerisik@yahoo.com)
1992 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalından Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanlığını, 1997 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları
Anabilim Dalından Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanlığını almıştır. 2007 yılında kuruculuğunu yaptığı
Trakya Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında halen Anabilim Dalı Başkanı olarak görev
yapmaktadır. 2013 yılında gerçekleştirilen 23. Ulusal Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kongresi’nde Kongre Eş
Başkanlığı görevini üstlenen Doç. Dr. Işık Görker, Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Derneği, Bebek Ruh Sağlığı Derneği,
Türkiye Psikiyatri Derneği ve Türk Tabipler Birliği İstanbul Tabip Odası üyesidir.
Prof. Dr. Ümran Korkmazlar
(ukorkmazlar@gmail.com)
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Pedagoji Bölümünden 1977 yılında mezun olmuş, Boğaziçi Üniversitesinde “Guidance and Psychological Counseling” ve İstanbul Üniversitesi Çocuk Sağlığı Enstitüsünde “Gelişim Nörolojisi” yüksek
lisans programlarını tamamlamıştır. Doktorasını “öğrenme güçlüğü” konusunda İstanbul Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim
Dalında yapmış, bu çalışması ile Türk Psikiyatri Cemiyeti Araştırma Ödülü’nü kazanmıştır. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalından 2007 yılında Profesör unvanı ile emekli olan Prof. Dr. Ümran Korkmazlar,
2007–2009 yılları arasında iki özel üniversitede Psikoloji Bölüm Başkanlığı yapmıştır. Hâlen kurucusu olduğu Fide Danışmanlık Merkezinde çalışmakta, üniversitelerde çocuk-ergen gelişimi, psikopatolojisi ve müdahale yöntemleri konularında
dersler vermektedir.
Arş. Gör. Dr. Güçlü Ayaz (ayazguclu@gmail.com)
2010 yılında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. 2011 yılı Temmuz ayında Trakya Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında tıpta uzmanlık öğrenimine başladı. Hâlen aynı anabilim dalında öğrenimini
sürdürmektedir.
Arş. Gör. Dr. Mengühan Araz Altay
(arinna2010@yahoo.com)
2010 yılında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. Aynı yıl Kars Devlet Hastanesinde Acil Hekimi olarak göreve
başladı. 2011 yılında İstanbul Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesinde İç Hastalıkları asistanı olarak görev yaptı. 2012
yılı Ocak ayında Trakya Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında başladığı tıpta uzmanlık
eğitimini hâlen sürdürmektedir.
Arş. Gör. Dr. Nazike Ak
(nzke_ak81@hotmail.com)
2012 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinden mezun oldu. 2013 yılının Ocak ayında Trakya Üniversitesi
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında başladığı tıpta uzmanlık eğitimini hâlen sürdürmektedir.
Uzm. Klinik Psikolog Berfin Bozkurt
(berfinbozkurt@gmail.com)
2010 yılında Fransa Strasbourg Üniversitesi Psikoloji Bölümünden mezun oldu. 2011 yılında Doğuş Üniversitesi Klinik
Psikoloji Programında başladığı yüksek lisans öğrenimini tamamlayarak uzman unvanı aldı. 2013 yılının Mart ayında “FİDE
Danışmanlık Merkezi” ekibine katılan Bozkurt, hâlen aynı merkezde Prof. Dr. Ümran Korkmazlar’ın asistanı olarak görevini
sürdürmektedir.
32
SÖZLÜK DERGİSİ ARŞİV SAYILARI
2008 YILI (Cilt 1)
ÇOCUK ACİL TIP VE YOĞUN BAKIM TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
(Sayı 1 Ocak 2008)
Doç. Dr. Hayri Levent Yılmaz
Doç. Dr. Agop Çıtak
Doç. Dr. Murat Duman
Dr. Ayşe Berna Anıl
Prof. Dr. Metin Karaböcüoğlu
Yrd. Doç. Dr. Demet Demirkol
Dr. Nilgün Erkek-Atay
Dr. Deniz Tekin
Doç. Dr. Nurettin Onur Kutlu Dr. Esra Şevketoğlu
Dr. Nilüfer Yalındağ-Öztürk
YENİDOĞAN TERİMLERİ
SÖZLÜĞÜ
(Ek Sayı 1 2008)
GÖĞÜS HASTALIKLARI
TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
(Sayı 2 Nisan 2008)
Prof. Dr. Rahmi Örs
Doç. Dr. Münire Gökırmak
Dr. Şükrü Paksu
Dr. H. Tarkan İkizoğlu
Yrd. Doç. Dr. Tolga F. Köroğlu
Dr. Okşan Derinöz
Doç. Dr. Mehmet Boşnak
Dr. Eylem Ulaş-Saz
EPİDEMİYOLOJİ VE DEMOGRAFİ ÇOCUK HEMATOLOJİSİ
TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
(Ek Sayı 2 2008)
(Sayı 3 Temmuz 2008)
Prof. Dr. Davut Albayrak
Doç. Dr. G. Nural Bekiroğlu
Doç. Dr. Canan Uçar-Albayrak
2011 YILI (Cilt 2)
KOZMETOLOJİ TERİMLERİ
SÖZLÜĞÜ
(Sayı 1 Mart 2011)
ÇOCUK İSTİSMARI VE İHMALİ TERİMLERİ
SÖZLÜĞÜ
(Sayı 4 Aralık 2011)
ADLİ TIP TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
(Sayı 2 Haziran 2011)
Doç. Dr. Gürol Cantürk
Prof. Dr. Yasemin Yazan
Doç. Dr. Ecz. Alb. Ayhan Savaşer
Prof. Dr. Ecz. Alb. Yalçın Özkan
PARAZİTOLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
(Sayı 3 Eylül 2011)
Prof. Dr. Ufuk Beyazova
Prof. Dr. Figen Şahin
Prof. Dr. Gülendame Saygı
2012 YILI (Cilt 3)
BASKETBOL-VOLEYBOL-HENTBOL ANALİZ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
(Sayı 2 Haziran 2012)
(Sayı 1 Mart 2012)
Prof. Dr. Ecz. Bengi Uslu
Doç. Dr. Cengiz Arslan
Uzm. Kim. Mehmet Gümüştaş
Yrd. Doç. Dr. Yüksel Savuncu
Doç. Dr. Ecz. Alb. Ayhan Savaşer
Yrd. Doç.Dr. Murat Şenyuva
Prof. Dr. Ecz. Alb. Yalçın Özkan
Okutman Selçuk Erhan
Prof. Dr. Ecz. Sibel A. Özkan
Özgür Karataş
İNFEKSİYON HASTALIKLARI TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
(Sayı 3 Eylül 2012)
Prof. Dr. Ahmet Kalkan, Prof. Dr. Mustafa Kaplan
ÇOCUK ENDOKRİNOLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
(Sayı 4 Aralık 2012)
Prof. Dr. Zerrin Orbak, Dr. Kezban Karabağ
2013 YILI (Cilt 4)
ÇOCUK ALERJİ TERİMLERİ
SÖZLÜĞÜ
(Sayı 1 Mart 2013)
Prof. Dr. Nihat Sapan
Prof. Dr. Dost Zeyrek
Doç. Dr. Suna Asilsoy
Doç. Dr. Arzu Babayiğit
Doç. Dr. Ferhat Çatal
Doç. Dr. Figen Gülen
Doç. Dr. Özlem Keskin
Doç. Dr. Emin Mete
Doç. Dr. Emin Özkaya
Doç. Dr. Serap Özmen
Doç. Dr. Özge Yılmaz
Yrd. Doç. Dr. Yakup Canıtez
Prof. Dr. Esen Demir
Doç. Dr. Ahmet Akçay
Doç. Dr. Metin Aydoğan
Doç. Dr. Demet Can
Doç. Dr. Duygu Erge
Doç. Dr. Koray Harmancı
Doç. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu
Doç. Dr. Emine Dibek Mısırlıoğlu
Doç. Dr. Cevdet Özdemir
Doç. Dr. Zeynep Tamay
Doç. Dr. Ayfer Yükselen
FUTBOL TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
(Sayı 2 Haziran 2013)
Yrd. Doç. Dr. Ercan Gür
Öğr. Gör. Faruk Akçınar
ÇOCUK NEFROLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
(Sayı 3 Eylül 2013)
Prof. Dr. Ferah Gönülşen Sönmez
Download