epidural analjezi ve hemşirelik bakımı

advertisement
C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 2000, 4 ( 1 )
EPİDURAL ANALJEZİ VE HEMŞİRELİK BAKIMI
Hatice TEL*
SUMMARY
Epidural analgesia and nursing care
Epidural analgesia is an effective method in the
management of acute and chronic pain. Epidural
analgesia is becoming a more popular and effective
method of pain control especially pain which occure
because of cancer. This pain control method has a
number of advantages. However, side effects and
complications can and do occure. Therefore It is
necessary to monitor the patient closely in order that
the presence of complications may be detected early.
In order for it to be used effectively and safely nurses
need to know how to monitor the patient and to be
aware of complications and side effects that could
arise. This paper aims to give an overview of the
aims of epidural analgesia, nursig care and
monitoring of the individual with epidural cannula.
Key Words: Pain, epidural analgesia, narcotic
analgesics, nursing care
ÖZET
Epidural analjezi akut ve kronik ağrının giderilmesinde etkili bir uygulamadır. Epidural analjezi
özellikle kansere bağlı ağrıda etkin ve popüler bir
ağrı kontrol yöntemi olmaya başlamıştır. Bu ağrı
kontrol yönteminin birçok avantajı olmakla beraber
bazı yan etkileri ve komplikasyonları da bulunmaktadır. Bu komplikasyonlann erken dönemde tespiti
hastanın yakından izlenmesini gerektirir. Epidural
analjezinin etkin ve güvenli olabilmesi için hemşirenin hastayı nasıl izleyeceğini bilmesi, gelişebilecek
komplikasyonlann ve yan etkilerin farkında olması
gerekir. Bu makalede epidural analjezi uygulama
amaçlarına, epidural kateter takılan bireyin hemşirelik bakım ve izlemineyer verilmiştir.
Anahtar Sözcükler: Ağrı, epidural analjezi, narkotik analjezikler, hemşirelik bakımı
GİRİŞ
Epidural analjezi, analjezik ve antiinflematuar ilaçların epidural aralığa yerleştirilen bir
kateter aracılığıyla epidural aralık içine uygulanması işlemidir (Pritchard ve Mallett 1993). Akut
postroperatif ağrı veya kronik ağrıda, özellikle
de kansere bağlı kronik ve şiddetli ağrının giderilmesinde epidural aralığa yerleştirilen kateter
aracılığıyla narkotik analjeziklerin uygulanması
yeni bir ilerleme olarak kabul edilir (Southern
1990, Jacques 1994,Potter ve Perry 1995,
Matassorin-Jacobs 1997). Narkotik analjeziklerin
epidural olarak uygulanmasıyla kranial sinirlerin
aşağısında herhangi bir yerden kaynaklanan
ağrıyı kontrol etmek mümkün olmaktadır
(Hansberry ve ark. 1990). Epidural analjezinin
kullanım yaygınlığının giderek artması
hemşirenin epidural analjezi uygulanan hastanın
bakım ve izlemindeki sorumluluklarını ön plana
çıkarmaktadır. Epidural analjezi uygulamasına
bir temel oluşturmak amacıyla spinal kordun
temel anatomik ve fizyolojik özelliklerini
hatırlamak yararlı olacaktır.
Temel Anatomi-Fizyoloji
Kolumna vertebralis 7 servikal, 12 torokal, 5
lumbal, 5 sakral, 4 koksigeal olmak üzere 33 vertebradan oluşur. Her bir vertabranın orta kısmı
boşluk olup, bu vertebral kanal Spinal Kordu
adeta bir kafes gibi sarar. Spinal Kord, foremen
magnumdan başlayarak vertebral kanal boyunca
lumbal 1 ve 2. vertebralar hizasına kadar uzanır
(Pritchard ve Mallett 1993, Ozuna 1997).
Beyin ve spinal kord koruyucu fonksiyonu
olan meninkslerle sarılmıştır. Meninksler spinal
kordu 3 tabaka halinde sarar. En dışta yer alan,
beyin, spinal kord ve sinir köklerini saran kalın,
fıbröz tabaka duramaterdir. Duramater ve vertebral kanal duvarı arasındaki boşluk epidural aralık
olarak adlandırılır. Epidural aralık yaklaşık 0.5
cm çapında olup, konnektif doku, yağ, venöz
pleksus, spinal arterioller ve lenfatikler yönünden
zengindir. Spinal sinirler epidural aralığı lateral
olarak çaprazlayarak geçer. Spinal sinirler posterior ve anterior köklerden oluşur. Posterior kök
periferden gelen duyu impulslarını spinal korda
taşırken, anterior kök spinal korddan gelen
desendig motor impulsları perifere taşır
*Yrd.Doç.Dr., Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Hemşirelik Esasları ABD, Sivas.
33
(Wild ve Coney 1992, Pritchard ve Mallett
1993, Hambleton 1994, Jaques 1994, Ozuna
1997).
Ortadaki tabaka arakniod materdir. Araknoid mater ince, hassas ve örümcek ağına benzer
bir yapıdır. Beyin dokusunu besleyen serebral kan
damarları buradan geçtiği için oldukça vaskülarize bir membrandir ve kan beyin bariyerinin bir
parçası olarak fonksiyon görür. Araknoid mater
ve piamater arasında subaraknoid (intratekal)
aralık bulunur. Tüm serebral arterler, venler,
kranial sinirler ve serebrospinal sıvı subaraknoid
aralıkta bulunur. En içte yer alan, ince ve hassas
membran piamaterdir. Piamater beyin ve spinal
kordu birleştiren şeffaf membrandan oluşur.
Piamater kan damarları için de bir destek yapı
olarak fonksiyon görür (Pritchard ve Mallett
1993,Hambleton 1994, Jaques 1994, Ozuna 1997).
(Bkz. Şekil l a - l b )
(Şekil la, Kaynak: Wild L, Coyne C (1992)
Epidural analgesia, Am J Nursing, 92(4):28).
(Şekil lb, Kaynak: Pasero C, McCaffery M (1999) Providing epidural analgesia, Nursing 99 29(8):37).
- Lomber kord basısından kaynaklanan kas
spazmını ve ağrıyı hafifletmede (Pritchard and
Epidural Analjezinin Kullanıldığı Durumlar
Mallett 1993, Jacques 1994, Potter ve Perry
- Akut postoperatif ağrıyı gidermede (örne
1995, Tucker ve Canobbio 1996, Matassorinğin; intratorasik cerrahi, abdominal cerrahi, alt
Jacobs
1997).
Epidural
Kateterin
ekstremite vasküler cerrahi ve ürolojik girişim
Yerleştirilmesi
ler)
Epidural analjezide epidural aralığa radyo- Kronik malignant ağrı tedavisinde (terminal
opak silikondan yapılmış bir kateter yerleştirilir.
hastalıklarda, kemik metastazlı kanser ağrıla
Epidural kateter ağrının bloke edilmesi gereken
rında)
yere göre Torokal 1 (Tl) ile Lumbal 3 (L3) ara- Obstetride (uterus ve vajinaya yapılan giri
sında herhangi bir yere yerleştirilir (Wild ve
şimlerde bu yapıların duyu ve motor sinirlerinin
Coyne 1992, Jaques 1994). Servikal blok
lokal anestetiklerle bloke edilmesi)
sağlamak amacıyla epidural kateter servikal
- Genel anesteziye bir alternatif olarak (karolarak da yerleştirilebilir. Ancak kateterin
diyo-vasküler sistem, solunum sistemi ve metaservikal bölgeye yerleştirilmesi yaygın bir
bolik problemler nedeniyle genel anestetiklerin
uygulama değildir (Wild ve Coyne 1992).
kullanımının uygun olmadığı cerrahi hastala
Epidural analjezi kısa süreli olarak uygulanacak
rında genel anesteziye alternatif olarak)
ise, epidural kateter Ll seviyesinde yerleştirilir.
- Travma sonrası analjezi sağlamada (örne
Epidural analjezinin uzun süreli uygulanması
ğin; solunum sırasında ortaya çıkan ağrı nede
durumunda ise, kateter cilt altında tünel
niyle solunum yetmezliği riski oluşturan kaburga
oluşturarak takılır ve kateterin dışta kalan ucu
kırıkları)
34
abdominal bölgede cilde tespit edilir (Jacques
1994, Potter ve Perry 1995, Tucker ve Canobbi
1996).
Kateter epidural aralığa ameliyathane koşullarında, anestezyolog/hekim tarafından yerleştirilir ve hemşire işleme yardım eder. Epidural kateter ameliyathane ortamında, cerrahi aseptik
teknik kullanılarak yerleştirilir. Epidural kateter
takılacak hastanın işlemden önce damar yolu
açıklığı sağlanarak intravenöz infüzyon
başlatılır. Kateterin epidural aralığa rahatlıkla
yerleştirilmesi için işlem sırasında hasta sağ/sol
lateral pozisyonda yatırılır, ayaklar karnına
çekilir, çene göğsüne yaklaştırılır ve işlem
süresince hastanın bu pozisyonda kalması
sağlanır. Bu pozisyon vertebral aralığın
genişlemesini sağlayarak, kateterin epidural
aralığa yerleştirilmesini kolaylaştırır. Hastanın
işlem süresince verilen pozisyonu koruması ve
işleme uyumu için işlem hakkında
bilgilendirilmesi ve desteklenmesi önemlidir
(Pritchard ve Mallett 1993, Jacques 1994, Potter
ve Perry 1995). Kateter epidural aralığa
yerleştirilmeden önce cilt Klorheksidine veya
Povidon-iyodin ile temizlenir ve cilt altına lokal
anestezik madde uygulanır. Kateterin epidural
aralığa yerleştirildiğinden emin olduktan sonra
anestezyolog / hekim tarafından ilacın test dozu
kateterden enjekte edilir. Kateter takıldıktan
sonra anestezyolog / hekim tarafından ilacın test
dozunun uygulanması kateterin pozisyonunun
doğruluğundan emin olmayı amaçlar (Hansberry
ve ark. 1990, Pritchard ve Mallett 1993). Kateterin doğru alana yerleştirildiğinden emin olduktan sonra kateterin cilt dışında kalan kısım cilde
sütur ile tespit edilir ve kateterin bakteri filtresi
ile bağlantısı sağlanır (Jacques 1994, Tucker ve
Canobbio 1996). Bakteri filtresi ilaçların bolus
şeklinde uygulanması durumunda kullanılır,
filtre epidural aralıkta ilaç enjeksiyonu sırasında
oluşabilecek kontaminasyonu önlemeye yardım
eder (Pritchard ve Mallett 1993, Wilkie ve Boss
1997).
Kateter giriş yerinde enfeksiyonu önlemek
için kateter girişi steril pansuman malzemesi ile
kapatılır. Epidural kateter giriş bölgesindeki
pansuman malzemesi -kirlenmedi ya da ıslanmadı ise- ilk olarak kateter takıldıktan 24 saat sonra
değiştirilir (Hansberry ve ark 1990, Tucker ve
Canobbio 1996). Epidural kateter takıldıktan
sonra hastanın yaşam bulguları ameliyat sonrası
hasta izlemindekine benzer sıklıkta yapılmalıdır.
Yaşam bulgularının yakın izlemi özellikle hipotansiyon ve solunum depresyonu gibi komplikasyonların erken aşamada saptanması açısından
önem taşır (Pritchard ve Mallett 1993, Potter ve
Perry 1995, Tucker ve Canobbi 1996,Mc Guire
1999). Hasta kateter takıldıktan sonra ilk 3-6 saat
düz olarak yatırılmalı, daha sonra yavaşça oturur
pozisyona getirilmelidir (Jacques 1994, Me
Guire 1999). Kateter giriş yerinde sızıntı,
kanama veya enfeksiyon bulgularının olup
olmadığı da dikkatle izlenmelidir (Hansberry ve
ark 1990, Pritchard ve Mallett 1993, Tucker ve
ve Canobbio 1996).
Epidural Analjezide Kullanılan İlaçlar
Analjezi sağlamak amacıyla kullanılan ilaçlar
klinik etkileri dikkate alınarak iki ana gruba
ayrılır. 1) Güçlü opioidler (narkotikler), agonistler ve agonist-antagonist analjezikler 2) Zayıf
non-opioidler, antipretik analjezikler ve nonsteroid antiinflematuar ilaçlar (NSAID). Morfin ve
morfine benzer birçok ilaç güçlü opioid analjezik
olarak bilinen ilaçlardır. Agonist-antagonist analjezik ilaçlar ise yalnız başına kullanıldıkları
zaman agonist (morfine benzer) etki gösterirken,
morfinden sonra kullanıldıkları zaman antagonist
etki gösteren ilaçlardır (Thorpe 1996, Matassorin Jacobs 1997). Birçok ağrılı durum, prostoglandinlerin salınımını tetikleyen inflematuar durumlarda oluşur. NSAI ilaçların prostoglandin salınımını bloke ederek analjezi oluşturduğuna inanılır. NSAI ilaçlar çoğunlukla inflemetuar nedenlerle oluşan hafif ve orta şiddetteki ağrıyı hafifletmek amacıyla tek başına kullanılır (Thorpe
1996,Matassorin-Jacobs 1997). NSAI ilaçlar
yaygın olarak epidural analjezide opioidlerle
birarada kullanılır (Thorpe 1996).
Epidural analjezide en çok kullanılan iki ana
ilaç; opioidler (narkotikler) ve lokal anesteziklerdir. Epidural analjezide opioidler ve lokal
anestetikler ayrı ayrı uygulanabildiği gibi
genellikle sinerjik etki oluşturmak için birarada
kullanılır. Bu ilaçların birarada kullanılması ile
ilaç yan etkileri azaltılır ve daha iyi analjezi
sağlanır (Pasero ve McCaffery 1999).
Lokal anestezik ilaçlar duyusal uyarıları
bloke eder ve lokal anestezik ilaçların bu etkisi
doz ile ilişkilidir. Epidural analjezide lokal anestezikler düşük dozda kullanılır (Wild ve Coyne
1992, Jaques 1994, Pasero ve Mc Caffery 1999).
Opioidler ise substantia gelentinosa ve
hipotalamustaki spesifik opioid reseptörlere bağlanır ve Substant P'nin (P maddesi) salınımını
baskılar. P maddesi ayrıntıları tam olarak bilinmemekle beraber, yavaş ve kronik özellikteki
ağrının merkezi sinir sistemine taşınması ile ilgili
olan bir maddedir. P maddesinin salınımını bloke
eden opioid ilaçlar böylece ağrı impulslarının
35
Jacques 1994, Potter ve Perry 1995).(Bkz. Şekil
l c - İd).
serebral kortekse taşınmasını önlemektedir (Wild
ve Coyne 1992, Pritchard ve Mallett 1993,
(Şekil lc ve İd, Kaynak: Wild L, Coyne C (1992) Epidural analgesia, Am J Nursing, 92(4):28-29).
Bazı durumlarda bunların yan etkilerini
azaltmak ve sinerjik etki meydana getirmek
için lokal anestezikler de (Bivocain gibi)
kullanılabilir (Hansberry ve ark. 1990, Jacques
1994, Potter ve Perry 1995). Tek bir ilaç
kullanılarak hafifletilen ağrılarda narkotik
analjezikler oldukça etkilidir. Ancak,
narkotikler sadece belli bir sinir lifini bloke
eder. Bu nedenle sekonder olarak gelişen kas
spazmı veya sempatik hiperaktivite varsa,
tedaviye bir lokal anestezik ilaç eklenir
(Jacques 1994).
Fentonyl, epidural analjezide yaygın olarak
kullanılan narkotik analjeziklerdendir. Lipid
solubul bir ilaçtır. Epidural aralığa uygulanan
fentonyl epidural yağ ve duramaterin lipid
taba-kasında tutulur ve buradan subaraknoid
mesafeye diffüze olarak spinal kordun dorsal
boynuzundaki substantia gelentinosada opioid
reseptörlerine bağlanır (Hambleton 1994,
Jacques 1994). Etkisi 5 dakika gibi kısa bir
sürede başladığından ağrıyı gidermede oldukça
etkilidir. Etki süresi 4 saatten 8 saate kadar
değişebilir (Jacques 1994, Matassorin-Jacobs
1997).
Morphine, suda çözünür özelliği
fentonylden daha yüksektir. Spinal sinir
köklerini yıkarcasına yavaş yavaş subaraknoid
aralığa diffuze olur. Suda çözünür özelliğinden
dolayı serebrospinal sıvı içinde yüksek
konsantrasyonda bulunur (Hansberry ve ark.
1990, Jacques 1994). Morphine epidural olarak
uygulandığında çabuk başlayan ve uzun süre
devam eden bir analjezi sağlanabilir (Kayaalp
1988). Etki süresi 4-24 saat arasında değişir
(Kayaalp 1988, Pritchard ve Mallett 1993).
Morphine epidural kateter içine uygulanmadan
Spinal kordun dorsal boynuzunda endojen
opioidlere özgü reseptörler bulunur. Opioidler
epidural aralığa uygulandıkları zaman yavaşça
subaraknoid mesafeye ve beyin omurilik sıvısı
(BOS) içine difüze olur ve daha sonra spinal
kordun dorsal boynuzundaki opioid reseptörlerine ulaşır. Bu reseptörler opioidleri bağlar ve
bu şekilde sempatik ve motor sinir bloku oluşmaksızın uzun süreli (8-24 saat) ve tam bir ağrı
kontrolü sağlanır (Hansberry ve ark. 1990, Wild
ve Coyne 1992, Jacques 1994, Thorpe 1996,
Matassorin-Jacobs 1997, McGuire 1999). Bu
direkt etkiden dolayı nispeten küçük dozlarda ilaç
verilerek serebrospinal sıvıda opioidin yüksek
konsantrasyonda olması sağlanabilir. Bu
konsantrasyonlar aynı dozun standart parenteral
yolla verilmesiyle serebrospinal sıvıda oluşan
konsantrasyonundan kat kat daha fazla olup,
ilacın serebral ve sistemik yan etkileri de daha
düşük düzeydedir (Jacques 1994, MatassorinJacobs 1997). Epidural aralığa verilen ilaçlar
karaciğerde metabolize edilmeden absorbe edildiğinden, epidural analjezide ağrıyı daha düşük
ilaç dozlarıyla gidermek mümkün olmaktadır
(Southern 1990, Pasero 1999).
Epidural aralığa uygulanan narkotik analjezikler serebrospinal sıvıdan kan içine diffuze olur
ve bu nedenle etki süreleri uzundur (Jacques
1994). Epidural analjezide en yaygın kullanılan
opioidler morphine, diamorphine, fentonyl'dir
(Hansberry ve ark. 1990, Pritchard ve Mallett
1993, Jacques 1994, Potter ve Perry 1995, Pasero
veMcCaffery 1999).
Epidural analjezide ilacın çözünebilme yeteneği ve etki süresi ilaç seçiminde dikkate alınan
önemli faktörlerdendir. Epidural analjezide en
çok kullanılan ilaçlar narkotik analjeziklerdir.
36
önce 5-10 ml serum fizyolojik ile sulandırılır.
Epidural aralık saatte en fazla 15 mi ilacı tolere
edebileceğinden epidural aralığa bundan daha
fazla volümde ilaç uygulamamaya dikkat
edilmelidir (Hansberry ve ark. 1990, Tucker ve
Canobbio 1996).
Bupivacaine, yarı ömrü 1.5-5.5 saat arasında
değişen bir lokal anestetiktir. İlaç karaciğerde
metabolize olur ve idrar ile atılır. Plesanta
yoluyla taşınma oranı ve fetal depresyon riski
düşük olduğundan obstetride yaygın olarak kullanılır (Jacques 1994).
nemde saptayabilmek için hastanın
yaşam bulguları yakından izlenmelidir
(Pritchard ve Mallett 1993, Tucker ve
Canobbi 1996, Matassorin-Jacobs 1997,
Pasero 1999).
Epidural Analjezinin Avantajları
- Epidural analjezi ile akut ağrı, kronik ve
inatçı
ağrıların
giderilmesinde
mükemmel etkinlik sağlanır.
- Epidural analjezide kullanılan ilaçların
sedasyon etkisi daha azdır.
- Epidural analjezide ilaçların etki süresi
oldukça uzundur.
- Epidural analjezinin postoperatif ağrıda
kullanılması
hastanın
erken
mobilizasyonunu kolaylaştırır.
- Epidural analjezide diğer parenteral
analjezi yöntemlerinin aksine tekrarlı
enjeksiyona bağlı ağrı ve acı duyma gibi
istenmeyen etkilerinden hasta korunur.
- Epidural analjezinin duyusal fonksiyonlar
üzerine olumsuz etkisi yoktur.
- Epidural analjezinin kardiyo vasküler sistem üzerine olumsuz etkisi azdır (Hansberry ve ark. 1990, Hambleton 1994,
Potter ve Perry 1995, Matasorrin-Jacobs
1997).
Epidural analjezinin bir diğer avantajı da
kateterin epidural aralıkta kalış süresidir. Bazı
kaynaklarda epidural kateterin herhangi bir yan
etkisi olmaksızın günlerce ve aylarca kalabileceği (Matasorrin-Jacobs 1997), bazı
kaynaklarda da kateterin 72 saatte değiştirildiği
bildirilmektedir (Hudok ve ark. 1998).
Epidural Kateterden İlaç Uygulaması
Epidural analjezide ilaçlar aralıklı bolus uygulama, sürekli inflizyon ya da hasta kontrollü
epidural analjezi pompaları olmak üzere üç şekilde uygulanmaktadır (Hansberry ve ark. 1990,
Pritchard ve Mallett 1993, Potter ve Perry 1995,
Pasero 1999).
Bolus uygulama yaparken:
- Eller su ve sabunla yıkanır,
- İlaç şişesinin kapağındaki plastik kısım
iyotlu pamukla silinir,
- Hatalı uygulama olasılığını azaltmak için
ilaç doğru ilaç hazırlama ilkelerine uygun
olarak hazırlanır ve uygulanır,
- İlaç serum fizyolojik ile sulandırılır ve
enjektördeki hava çıkartılır,
- İlaç epidural kateterden enjekte edilmeden
önce kontaminasyonu ve mikroorganizma
ların epidural aralığa taşınmasını önlemek
amacıyla bakteri filtresinin portal girişi
iyotlu pamukla temizlenir,
- İlaç verilmeden önce epidural kateter dik
katlice aspire edilerek serebrospinal sıvı
nın gelmediğinden emin olunmalıdır. Eğer
serebrospinal sıvı aspire edilirse bu kateterin epidural aralıkta olmadığı, kateterin
intratekal aralığa girmiş olabileceği anla
mına gelir. İntratekal olarak uygulana
bilecek doz epidural dozun 1/10'u olduğu
için kateter kontrol edilmeden ilacın veril
mesi ciddi yan etkilerin ortaya çıkmasına
neden olacaktır,
- İlaç enjekte edildikten sonra kateter ka
patılır,
- Enjeksiyon sırasında hastaya supine po
zisyon verilir ve enjeksiyondan sonra 2030 dakika aynı pozisyonda kalması sağ
lanır,
- İlaç uygulamasını takiben gelişebilecek
komplikasyonları (kardiyo-vasküler ve so
lunum komplikasyonları gibi) erken dö-
Epidural Analjezinin Komplikasyonları
ve Hemşirelik Bakımı
Epidural analjezide en sık karşılaşılan
komplikasyonlar; solunum depresyonu, kan
basıncında ani düşme (hipotansiyon), bulantıkusma, üriner retansiyon, pruritis,
konstipasyon, enfeksiyon, lokal anestezik
toksisitesi, kateterin hatalı yerleştirilmesi veya
yer değiştirmesidir (Hambleton 1994, Pritchard
ve Mallett 1993, Potter ve Perry 1995, Wilkie
ve Boss 1997, Pasero 1999).
Solunum Depresyonu Opioid tedavisi alan
tüm hastaları tehdit eden bir risktir.
Solunum depresyonu riskinin ilaç dozu arttıkça
artmakta olduğu görüşünün yanısıra (Wild ve
Coyne 1992, Pasero ve McCaffery 1999), bu
komplikasyonun doza bağlı olmadığı da
savunulmaktadır (Matassorin-Jacobs 1997).
Solunum depresyonu uygulanan opioidin
37
alçaltılıp ayakları hafif yükseltilir ve hastanın
sıvı alımı arttırılır. Maskeyle 4 İt/dakika
oksijen uygulanabilir (Wild ve Coyne 1992,
Pritchard ve Mallett 1993, Hambleton 1994,
Pasero ve McCaffery 1999). Kan basıncını
yükseltmek için 15-30 mg Efedrin (Efedrin
kalp atım sayısını, kardiyak atımı artırır ve
sempatik sinir sistemine etki ederek
vazokonstrüksiyon yapar) intravenöz olarak
yapılmak üzere hazır bulundurulur (Pritchard
ve Mallett 1993).
Bulantı-kusma Opioidlerin yan etkisi
olarak beyindeki kusma merkezinin uyarılması
nedeniyle gelişebilir (Pritchard ve Mallett
1993). Genellikle opioidin ilk dozu
uygulandıktan sonra veya ilaç yüksek dozda
uygulandığı zaman oluşur (Pasero ve
McCaffery 1999). Hastanın öksürmesi ya da
pozisyon değiştirmesi sırasında intratorasik
basıncın artmasıyla epidural aralıktaki opioid
sistemik dolaşıma sızabilir ve bu durumda da
bulantı-kusma görülebilir (Hambleton 1994).
Bulantı-kusma geliştiği zaman hekime haber
verilir ve isteme uygun olarak antiemetik
uygulanır. Hasta aspirasyon riskine karşı
korunur.
Bulantı-kusmanm
nedeni
anlaşılmcaya kadar hastaya ağızdan birşey
verilmez. İlaç infüzyon şeklinde uygulanıyorsa
infüzyon hızı yavaşlatılır. İsteme göre düşük
doz Naloxone uygulanabilir. Bulantı-kusmayı
önlemede ilaç dozunun yavaş yavaş arttırılması
ve kullanılan opioidin değiştirilmesi etkili
olabilir (Wild ve Coyne 1992, Pritchard ve
Mallett 1993, Matassorin-Jacobs 1997, Pasero
ve McCaffery 1999).
Üriner retansiyon Epidural olarak uygulanan opioidler asetilkolini bloke eder ve
mesaneyi uyaran duyu ve motor sinirlerde blok
oluşması sonucu üriner retansiyon gelişir
(Wild ve Coyne 1992, Pritchard ve Mallett
1993). Üriner retansiyon genellikle epidural
analjezi başlatıldıktan sonraki ilk 24 -48 saatte
gelişir. Üriner retansiyonu saptamak amacıyla
mesanede glob, sık ve zorlanarak idrar yapma
şikayetleri olup olmadığı değerlendirilir.
Aldığı çıkardığı sıvı takibi yapılır. Hekim
istemiyle Naloxone uygulanabilir. Gerekirse
mesane kateterizasyonu uygulanır (Wild ve
Coyne 1992, Pritchard ve Mallett
1993,McGuire 1999,Pasero ve McCaffery
1999).
Pruritis Pruritis, epidural analjezi
uygulamasında sık görülen bir ilaç yan
etkisidir. Pruritis gelişmesinde opioid
uygulamasını takiben oluşan histamin
spinal korddaki opioid resep-törlerine ve
medülladaki solunum merkezine bağlandığı
durumlarda ya da kateterin yanlışlıkla intratekal
aralığa yerleştirilmesi durumunda gelişir
(Matassorin-Jacobs 1997). Solunum depresyonu
opioid uygulandıktan 30-60 dakika sonra erken
solunum depresyonu ya da 6-72 saat sonra geç
solunum depresyonu şeklinde oluşabilir (Jacques
1994).
Solunum depresyonu geliştiğinde solunumun
derinliği azalır ve solunum sayısı 1 O/dakika altına düşer. Epidural analjezide solunum depresyonu riskini azaltmak için ilaç dozu yavaş yavaş
arttırılır. Hastanın solunum hızı ve derinliği kateter takıldıktan sonraki ilk 12-24 saatte saatlik
olarak izlenir, daha sonra her 4 saatte bir izlem
yapılır. Solunumda değişiklik meydana geldiğinde epidural analjezi hemen durdurulur ve hekime haber verilir. Solunum depresyonu geliştiğinde intravenöz olarak yapılmak üzere 0.4mg
Naloxone hazır bulundurulur. Kliniğin solunum
depresyonu geliştiğinde uygulanmak üzere
belirlenmiş bir protokolü varsa protokole uygun
olarak ilaç verilir (örneğin, solunum hızı < 8/dk
ise ilaçla müdahale yapılır). İlaç uygulamasından
sonra solunum düzelmezse, ilk dozdan 5-10
dakika sonra ikinci doz Naloxone uygulanabilir.
Solunum depresyonu geliştiğinde kullanılacak
acil araçların (entübasyon araçları veya trakeostomi seti gibi) kullanıma hazır durumda bulundurulmasına dikkat edilir (Wild ve Coyne 1992,
Pritchard ve Mallett 1993, Hambleton 1994,
Jaques 1994, Pasero ve McCaffery 1999).
Kan basıncında ani düşme/hipotansiyon
Epidural analjezide opioidlerle beraber verilen
anestezik maddeler periferik damarlarda sempatik aktiviteyi bloke ederek vazodilatasyona, venöz göllenmeye ve kan basıncında düşmeye
neden olabilir (Pritchard ve Mallett 1993,
Hambleton 1994, Jacques 1994, MatassorinJacobs 1997). Hastaya yüksek dozda opioid
verilmesi veya kateterin intratekal aralığa
yerleştirilmiş olması da hipotansiyona neden
olabilir (Hambleton 1994). Epidural kateterin TlT4 düzeyinde yerleştirilmesi de kalbin sempatik
sinir uyarımını etkileyerek, bradikardiye ve kan
basıncında düşmeye neden olabilir (Jacques
1994).
Hastayı hipotansiyona karşı korumak için
epidural kateterden ilaç uygulamadan önce ve
ilaç uyguladıktan sonra yaşam bulguları değerlendirilir. Kan basıncı ilerleyici olarak düşüyorsa
epidural ilaç uygulaması durdurulur. Sistolik kan
basıncı 85 mmHg altına düşerse, hekime haber
verilir. Kontrendikasyonu yoksa, hastanın başı
38
sahnımının etkili olduğu düşünülmektedir
(Pritchard ve Mallett 1993,Hambleton 1994).
Genellikle yüzde, boyunda ve üst toraksta
görülür. Pruritis geliştiği zaman epidural analjezi
infüzyonu yavaşlatılır ve durum hekime bildirilir
(Wild ve Coyne 1992, Pritchard ve Mallett 1993,
Pasero ve McCaffery 1999). İsteme uygun olarak
antihistaminik uygulanabilir, ancak etkinliği sınırlıdır (Jacques 1994). Düşük doz opioid antagonisti (Naloxone) uygulanabilir (Hambleton
1994, Pasero ve McCaffery 1999). Lokal soğuk
uygulama yapılabilir (Wild ve Coyne 1992).
Hasta serin tutulur ve cilde Kalamin solüsyonu
uygulanabilir (Pritchard ve Mallett 1993).
Konstipasyon Tekrarlı opioid dozlarını takiben gelişen bir komplikasyondur. Opioidlerin
gastrointestinal motiliteyi azaltması ve peristaltik
hareketleri bozması nedeniyle konstipasyon
opioid kullanımında beklendik bir komplikasyondur. Konstipasyonu önlemek için dışkı yumuşatıcılar ve laksatifler kullanılabilir. Hastanın
bol lifli diyet alması ve sıvı tüketimini arttırması
sağlanır (Matassorin-Jacobs 1997). Hasta abdominal distansiyon yönünden değerlendirilir
(Potter ve Perry 1995).
Enfeksiyon Epidural analjezi invaziv bir
işlem olduğundan enfeksiyon riski yüksektir
(Hansberry ve ark. 1990, Hudok ve ark. 1998).
İlaç uygulamaları sırasında aseptik tekniklere
uygun çalışılmaması nedeniyle gelişebilir (Wild
ve Coyne 1992). Kateter giriş yeri kızarıklık,
lokal ısı artışı, ödem, ağrı, sıvı sızıntısı gibi lokal
enfeksiyon bulguları yönünden günlük olarak
değerlendirilir (Wild ve Coyne 1992, Tucker ve
Canobbio 1996, Mc Guire 1999). Hasta sistemik
enfeksiyon bulguları yönünden de izlenerek
vücut ısısı her 4 saatte bir değerlendirilir
(Pritchard ve Mallett 1993, Tucker ve Canobbio
1996). Kateter bakımı cerrahi aseptik tekniklerle
ve günlük olarak uygulanır. Kateter bölgesi kuru
ve temiz olmalıdır (Pasero ve McCaffery 1999).
Bununla birlikte pansuman malzemeleri
kirlendikçe ve ıslandıkça değiştirilmelidir
(Hambleton 1994, Potter ve Perry 1995). Sürekli
ya da aralıklı infüzyon uygulamalarında bakteri
filtresi günlük olarak, aralıklı bolus
enjeksiyonlarında ise 4 günde bir
değiştirilmelidir (Tucker ve Canobbi 1996) .
Lokal anestetik toksisitesi Nadir olarak
görülen bir komplikasyon olup lokal anestetik
ilaçların sistemik dolaşıma infüzyonu sonucu
oluşur. Kulakta çınlama, metalik tat, huzursuzluk, bazı durumlarda kardiyak aritmi ve nöbet
görülebilir. Durum hemen hekime bildirilmeli ve
epidural ilaç uygulaması durdurulmalıdır. Yaşam
bulguları yakından izlenerek acil uygulamalar
için hazırlık yapılmalıdır (Pasero ve
McCaffery 1999).
Kateterin hatalı yerleştirilmesi veya yer
değiştirmesi Epidural kateter epidural aralık
içinde hareket edebilir ya da durayı perfore
edebilir (Jacques 1994). Jacques'in bildirdiğine
göre (1994), Me Shane spinal kord içindeki
pulsasyonların kateterin ucunun subaraknoid
(intratekal) aralığa girmesine olanak verdiğini
belirtmektedir. Kateterin epidural aralıktan
subaraknoid aralığa kayması ciddi solunum
depresyonu veya hipotansiyon gelişmesine
neden olabilir (Jacques 1994). Bu riskten
hastayı korumak için epidural kateterden ilaç
uygulamadan önce kateterin epidural aralıkta
olup olmadığı kontrol edilmelidir. Kateter
aspire edildiğinde serebrospinal sıvı geliyorsa
kateter intratekal aralıkta demektir ve bu
durumda ilaç uygulanmamalıdır (Matas-sorinJacobs 1997). Kateterin yer değiştirmesini
önlemek için kateter cilt dışında güvenli bir
şekilde tesbit edilmelidir ve pansuman değiştirilirken dikkatli davranılmalıdır (Jacques 1994,
Potter ve Perry 1995).
KAYNAKLAR
Hambleton NE (1994) Epidural analgesia, Nursing
94, 24(10):55-57.
Hansberry JL, Bannick KH, Durkan MJ (1990)
Managing chronic pain with a permanent epidural
catheter, Nursing 90, 20(10):52-55. Hudok CM,
Gallo BM, Morton PG (1998) Critical Care
Nursing (A Holistic Approach),yedinci baskı,
Philadelphia, Lippincott Co.,s.51-52 Jacques A
(1994) Epidural analgesia, British Journal of
Nursing, 3(14)734-738. Kayaalp SO (1988)
Rasyonel Tedavi Yönünden Tıbbi Farmakoloji,
Cilt:2, dördüncü baskı, Feryal Matbaacılık, s. 1905.
Matassarin-Jacobs E (1997) Pain: Medical
Surgical Nursing, JM Black, E Matassorin-Jacobs
(Eds), beşinci baskı, Philadelphia, WB Sounders
Company, s.374-384.
Mc Guire L (1999) The Patient with Pain: Medical
Surgical Nursing-Total Patient Care, GA Harkness,
JR Dincher (Eds), onuncu baskı, St Louise, Mosby
Year Book Inc., s.230-237.
Ozuna JM (1997) Nervous System: Nursing Assessment: Medical Surgical Nursing, SM Lewis, IC
Collier, MM Heitkemper (Eds), dördüncü baskı, St.
Louis, Mosby Year Book Inc., s. 1658-1667. Pasero
C (1999) Epidural analgesia in children,
American Journal of Nursing, 99(5) .20. Pasero C,
McCaffery M (1999) Providing epidural analgesia,
Nursing 99, 29(8): 34-39.
39
Thrope DM (1996) Pain Management in the
Critically III Patient: Dolon's Critical Care
Nursing, SD Ruppert, JG Kernicki, JT Dolon (Eds),
ikinci baskı, Philadelphia, FA Davis Company,
s.l 10-115.
Wild L, Coyne C (1992) Epidural analgesia,
American Journal of Nursing, 92(4):26-36. Wilkie
DJ, Boss BJ (1997) Pain: Nursing Assessment
and Role in Management: Medical Surgical
Nursing, SM Lewis, IC Collier, MM Heitkemper
(Eds), dördüncü baskı, St. Louis, Mosby Year
Book Inc., s. 103-105.
Potter PA, Perry AG (1995) Basic Nursing: Theory
and Practice, üçüncü baskı, St. Louise, Mosby Year
Book Inc., s. 768-770.
Pritchard AP, Mallett J (Eds) (1993). Manual of
Clinical Nursing Procedures, üçüncü baskı, Oxford,
Blackwell Scientific Publication, s. 203-210.
Southern JP (1990) How to access an epidural
implanted port, Nursing 90, 20(7):48-51.
Tucker SM, Canobbio MM, Paquette EV ve ark.
(1996) Patient Care Standards, altıncı baskı, St.
Louis, Mosby Year Book Inc., s. 92-94.
40
Download