AR&GE BÜLTEN 2016 MART-NİSAN –EKONOMİ AÇIK İNOVASYON VE AÇIK İNOVASYON OLGUSUNA YÖNELİK DESTEKLER Müge ÜNAL Ürünlerde, hizmetlerde ve süreçlerde katma değer yaratacak değişikliklerin ve yeniliklerin gerçekleştirilmesi olarak tanımlanan inovasyon kavramı son yıllarda bir çok platformda sıkça dile getirilmeye başlanmıştır. Bugün iş dünyasının en önemli sorunu aşırı rekabet olup, birbirine benzeyen ürün ve hizmetler nedeniyle rekabette bir adım öne geçebilmek her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. OECD’nin Oslo Kılavuzunda inovasyonun tanımı şöyle yapılmaktadır. “Bir yenilik, işletme içi uygulamalarda, işyeri organizasyonunda veya dış ilişkilerde yeni veya önemli derecede iyileştirilmiş bir ürün (mal veya hizmet), veya süreç, yeni bir pazarlama yöntemi ya da yeni bir organizasyonel yöntemin gerçekleştirilmesidir”. Küreselleşme rüzgarları hızlandıkça, inovatif fikirlerin de önemi artmıştır. Bu sebeple Ar-Ge ve yenilik çalışmalarının farkındalığı da artmıştır. Yerel rekabet yerini global rekabete bırakmıştır. İnovasyona adapte olan firmalar rekabette bir adım öne geçebilmektedir. Sadece büyük firmaların değil, ekonominin belkemiğini oluşturan küçük ve orta ölçekli firmaların da gündemine olması gereken inovasyon kavramı bir işletmenin bütününe yayılmalıdır. Ayrıca, süreklilik arz etmelidir çünkü hayata geçirilen inovatif bir fikir kısa sürede rakipler tarafından da uygulamaya konulabilir. Gerek bireylerin, gerekse de firmaların, günümüz rekabet ortamında ayakta kalmayı ve büyümenin sürdürülebilirliğini sağlayacak temel misyonu, farklılaşma olmalıdır. Reel sektörde, gerek finans, gerek satış & pazarlama, gerekse reklam, kısacası bir firmanın ticari yaşamının her alanında değişkenliğin yüksek oranda yaşanması, belirsizlik içeren ya da yabancı olunan bir pazarda faaliyet gösterme hedefine ulaşmada fırsat ve tehditleri görmek için daha çok çaba harcamak gerekir. Rekabette ayakta kalabilmek için aksiyonun alınması için gerekli olan bilginin firma içerisinde üretilmesi yüksek maliyetlere sebep olabilmekte ve dışarıdan bilgi kaynağına ihtiyaç duyulabilmektedir. Ayrıca, KOBİ düzeyindeki firmalar için ekonomik koşullar Ar-Ge maliyetlerine yeteri kadar kaynak ayırılmamasına neden olabilmektedir, Ar-Ge sonuçlarının riskinin yüksek olması, firmanın inovasyon bütçesine olumsuz etki etmektedir. 6 AR&GE BÜLTEN 2016 MART-NİSAN –EKONOMİ İnovasyon yaklaşımı, genellikle inovasyon fikirlerinin kurum içi kaynaklar tarafından geliştirilmesi ile hayata geçirilmektedir. Bu yaklaşım kapalı inovasyon olarak tanımlanmakla birlikte, açık inovasyon da şirketlerin veya kurumların inovasyonu hem iç hem de dış süreçler yardımıyla oluşturması anlamına gelmektedir. Dış süreçler; rekabet içinde olduğu diğer firmalar ile ortak ar-ge paylaşımı, olabileceği gibi, firmaların kendi web siteleri üzerinden ya da firma olarak oluşturabileceği ortak bir platfom aracılığı ile müşterilerinin (mevcut ya da potansiyel) inovasyon önerilerini toplama metodu olarak da tanımlanabilir. Böylelikle, firmalar hem dış AR-GE kaynaklarını kullanarak, hem de kendi AR-GE imkanlarını başka firmalar ile paylaşarak yeni ürün, hizmet geliştirilmesine olanak tanımaktadır. Kapalı inovasyon modeli, birçok fikrin mevcut yapıyla uygulanamaması veya ar-ge sürecinin devam ettirilememesi nedeniyle kaybolduğu bir model olabilmektedir. Açık inovasyonda, yeni fikir geliştirme anlamında bir kısıtlama yoktur, firma sadece kendi personeli ile sınırlı kalmaz. İşbirlikleri sayesinde firmalar farklı pazarlara daha rahat girebilirler. Firmalar birbirini tamamlayan yeteneklerden ve kaynaklardan faydalanabilirler. Çözümü aranan sorun zaten hali hazırda çözümlenmiş olabilir, dışarıdan gelecek bir destek ile firma hem para hem de zaman kaybı yaşamadan sorununa çözüm bulabilir. Firmanın, sadece bir konuya özgü personel istihdam etmesi zordur, kendi bünyelerinde daha az potansiyel ile çalışmak yerine dışarıda daha çok kaynak ile çalışma şansı yakalanmış olur. Açık inovasyon kavramı ilk kez, California Üniversitesi-Berkeley’de bulunan Açık İnovasyon Merkezi’nin yönetici direktörü Profesör Henry Chesbrough tarafından kullanılmış olup kapalı inovasyon prensipleri ile açık inovasyon prensipleri aşağıdaki tabloda belirtilmiştir. Kapalı İnovasyon Prensipleri Firmamız en yetenekli insanlarla çalışır. Ar-ge’den kar edebilmek için icat etmeliyiz, geliştirmeliyiz ve kendimize mal etmeliyiz. Firma, yarattığı yenilikçi değeri pazara ilk sunan firma olmalıdır Endüstri içinde en iyi ve en çok fikri üreten kurum kazançlı çıkar. Inovasyon süreçlerimizi kontrol etmeliyiz. Böylece rakiplerimiz fikirlerimizden yararlanıp kar edemezler. Açık İnovasyon Prensipleri Tüm yetenekli insanları bizim firmamızda çalışmaz. Gerek firmamızda, gerek firmamızın dışındaki yetenekli işgücü ile çalışmalıyız. Firma dışında yapılan Ar-Ge’nin önemli bir değeri vardır; bünyede yapılan Ar-Ge ise, dışarıdaki değerden yararlanmalıdır. Pazarda ilk olmaktan çok iyi bir iş modeli geliştirmek önemlidir. Dışarıda ve içerideki en iyi fikirlerden yararlanmasını bildiğimiz takdirde firmamız kazançlı çıkacaktır. Inovasyon proseslerimizi diğer kurumların/firmaların kullanmasından kar etmeliyiz; aynı zamanda, eğer iş modelimizi daha iyiye taşıyacaksa diğer kurumların/firmaların fikri mülkiyet haklarını satın almalıyız. (Prof. Dr. Henry Chesbrough, Harvard Business Review, 2006) Kaynak: T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü Kümeler İçin İnovasyon ve Ar-ge Yönetimi Kılavuzu 7 AR&GE BÜLTEN 2016 MART-NİSAN –EKONOMİ Kümelenmeler, küme içi ve küme dışı bilgi ve iletişim ağlarını kurumsallaştıran ve hızla geliştiren yapılar olduğundan, ortak ar-ge ve açık inovasyon modeli için uygun bir altyapı sağlamaktadır. Sağlanan Destekler Nelerdir? 28/2/2008 tarihli ve 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun uygulamasına ve denetimine ilişkin usul ve esasları düzenleyen Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesine İlişkin Uygulama ve Denetim Yönetmeliğinde Türkiye’deki Ar-Ge merkezleri, Ar-Ge ve yenilik projeleri, rekabet öncesi işbirliği projeleri ve teknogirişim sermayesine ilişkin destek ve teşviklere yönelik uygulama ve denetim usul ve esasları yer almaktadır. Sözü edilen, Rekabet Öncesi İşbirliği Projeleri ise birden fazla kuruluşun; ölçek ekonomisinden yararlanmak suretiyle yeni süreç, sistem ve uygulamalar tasarlayarak verimliliği artırmak ve mevcut duruma göre daha yüksek katma değer sağlamak üzere, rekabet öncesinde ortak parça veya sistem geliştirmek ya da platform kurabilmek amacıyla yürütecekleri, Ar-Ge faaliyetlerine yönelik olarak yapılan ve fizibiliteye dayanan işbirliği anlaşması kapsamında, bilimsel ve teknolojik niteliği olan projeleri kapsamaktadır. Stratejik İşbirliği yapan bir veya daha fazla işletmenin maddi, teknoloji ve bilgiye dayalı kaynaklarını bir araya getirmek suretiyle yürüttükleri projelerdir. Stratejik işbirliği tanımı kapsamında uygun işletmeler arası ilişkileri; Ortak Ar-Ge çalışması, Ortak Ürün Geliştirme, Uzun Dönemli Kaynak Sağlama Anlaşmaları Ortak Üretim, Dağıtım/Hizmetin Paylaşımı (üretici-dağıtımcı arasındaki ve üretici işletme-tedarikçi işletme arasındaki işbirliğini içeren ticari anlaşmalar) olarak belirtilmektedir. Teknoloji merkezi işletmelerinde, Ar-Ge merkezlerinde, kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan vakıflar tarafından veya uluslararası fonlarca desteklenen Ar-Ge ve yenilik projeleri ile rekabet öncesi işbirliği projelerinde ve teknogirişim sermaye desteklerinden yararlanan işletmelerce gerçekleştirilen Ar-Ge ve yenilik harcamalarının tamamı 31/12/2023 tarihine kadar Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesine göre kurum kazancının ve Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesi uyarınca ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılır. 13 Ocak 2016 tarihinde açıklanan Ar-Ge Reform Paketinde de, firmaların ortak proje yapmalarını teşvik amacıyla rekabet öncesi işbirliği projelerine destek sağlamaya başlanacağı, bu firmalara hem gelir vergisi stopajı, damga vergisi istisnası, vergi ve sigorta indirimi gibi vergisel destekler sağlanacağı, hem de diğer desteklerle önlerinin açılacağı belirtilmiştir. KOSGEB destekleri arasında yer alan, İşbirliği Güçbirliği Destek Programında da, KOBİ’lerin işbirliği-güçbirliği anlayışıyla bir araya gelerek; ortak tedarik, ortak tasarım, ortak pazarlama, ortak laboratuar, ortak imalat, ortak hizmet sunumu ve benzeri konular ile Orta-Yüksek ve Yüksek Teknoloji alanlarında hazırlayacakları ortak imalata yönelik işbirliği-güçbirliği projelerinin desteklenmesi amaçlanmaktadır. 1.000.000 TL olan destek üst limiti, orta-yüksek ve yüksek teknoloji alanlarındaki ortak imalata yönelik projeler için 1.500.000 TL’dir. 8 AR&GE BÜLTEN 2016 MART-NİSAN –EKONOMİ Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından sağlanan Kümelenme Destek Programı kapsamında, kümelenme birlikteliklerinin başlatılması, etkin bir şekilde ilerletilmesi amacıyla gerekli işbirliği ortamının güçlendirilmesi amaçlanmaktadır. Bakanlıkça hibe şeklinde sağlanacak mali destek, 5 yıl için 25 milyon TL’dir. Bakanlık tarafından sağlanacak geri ödemesiz destek oranı, her bir iş planı tamamlandığında iş planı toplam bütçesinin % 50’sini, her bir destek kalemi bazında ise %75’ini geçememektedir. TÜBİTAK tarafından verilen 1505 Üniversite Sanayi İşbirliği Destekleme Programı kapsamında; üniversite/kamu araştırma merkez ve enstitülerindeki bilgi birikimi ve teknolojinin, Türkiye’de yerleşik ve proje sonuçlarını Türkiye’de uygulamayı taahhüt eden kuruluşların ihtiyaçları doğrultusunda, ürüne ya da sürece dönüştürülerek sanayiye aktarılması yoluyla ticarileştirilmesine katkı sağlamak amaçlanmıştır. Üniversite-sanayi işbirliği kapsamında, üniversitede üretilen bilginin ticarileşmesine katkı sağlamak üzere kurulan Teknoloji Transfer Ofisleri de (TTO) açık inovasyon modeli dahilinde değerlendirilebilmektedir. Sonuç olarak, rekabette sınırların kalktığı günümüzde, şirketler, rekabette sınıfta kalmamak için yeniliğin, inovasyonun peşinde koşmalıdır. Geçmişe kıyasla, inovasyonu yakalamak da, oldukça zorlukları barındırmaktadır. Ar-Ge için nitelikli personelden oluşan bir takım oluşturulması, bir bütçe ayrılması gerekmektedir, farklı yenilikçi fikirleri hayata geçirme potansiyeli olan tüm personeli de tek bir çatı altında toplamak imkansızdır. Ayrıca, sektörün gereği olan inovatif fikir belki de daha önce başka bir firma tarafından araştırılmış ve sonuçları efektif bulunmadığı için hayata geçirilmemiş olabilir. Bu bilgi de bütçe ve zaman kaybı olmamasına imkan tanıyacaktır. Firmaların ar-ge, pazarlama, üretim ve bir çok konuda yapacağı ortaklıklar tek bir firmanın uzun zamanda ulaşacağı sonuçların, çok daha kısa sürede ulaşmasına olanak tanıyacaktır. Hükümet politikalarında, firmaların ortak çalışmasına imkan verecek uygulamaların hayata geçirilmesi de başarılı projelere imza atılmasında etkili olacaktır. Kaynaklar: https://biltek.sanayi.gov.tr/sayfalar/rekabetoncesi.aspx T.C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü Kümeler İçin İnovasyon ve Ar-ge Yönetimi Kılavuzu Küme Haritalama, Analiz ve Kümelenme Yol Haritaları Sentez Raporu 9