Kronik DIK

advertisement
Yaygın damar içi pıhtılaşması
(DİK)
Dr Canan Vergin
Dr Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Hematoloji-Onkoloji Kliniği
DİK tanımı
• Farklı nedenlerle, spesifik bir
lokalizasyon olmaksızın
• Küçük damar yatağı hasarından
kaynaklanan ya da buna neden olabilen
• Organ disfonksiyonu oluşturabilen
• İntravasküler koagülasyon aktivasyonu
ile karakterize akkiz bir sendromdur
Taylor et al, 2000, ISTH
DİK
• İlk klinik gözlem: Yılan ısırması sonrası
vücutta kanama
yüzyıllarca önce Celsus
• 20yy ortaları: Sepsis ve organ yetmezliği
arasında ilişki
• Daha sonra: Multiorgan yetmezliğine yol açan
sistemik mikrovasküler trombozun kanıtları
Ho LWW et al 2005
DİK ile ilişkili hastalık
Sistemik koagülasyon aktivasyonu
Yaygın fibrin depolanması
Mikrovasküler tromboz
Organ yetmezliği
Trombosit ve koagülasyon
faktörlerinin tüketilmesi
Trombositopeni ve koagülasyon
faktörlerinin eksikliği
Kanama
DİK ile ilişkili durumlar
• Sepsis ve ağır enfeksiyon
• Travma
– Özellikle nörotravma
• Organ yıkımı
– ör pankreatit
• Obstetrik
–
–
–
–
–
–
–
Amniotik sıvı embolisi
Plasental abruption
Pre-eklampsi
Septik abortus
Abdominal gebelik
İntrauterin fetal ölüm
Dejenere mol hidatiform
• Maliynite
– Solid tumor
– Lösemi
• Vasküler anormallikler
– Büyük hemanjiom
– Vasküler anevrizma
• Ağır karaciğer yetmezliği
• Toksik ve immünolojik
durumlar
– Yılan sokması
– Uyuşturucu ilaçlar
– ABO transfuzyon
uyuşmazlığı
– Transplant reddi
En sık neden: Bakteriyel
Enfeksiyondur (sepsis/septik şok)
• Bakteriler:
• Bakteriyel ekzotoksin
– Gram (-), Gram (+),
Meningoksemi
• Virüsler:
– Herpes, Rubella, Varisella,
akut hepatit, viral hemorajik
ateş
• Parazitler
• Riketsiya
• Mikotik (Aspergilloz,
Histoplazmoz)
• Protozoa (malarya, kalaazar)
Wheeler & Bernard, 1999
Bone, 1994
– Stafilokokal α toksin
• Mikroorganizmanın
spesifik hücre membran
komponentleri
– Lipopolisakkarid veya
endotoksin
• Sistemik proinflamatuvar
sitokin
• Yaygın inflamatuvar yanıt
van der Poll, 1991
Levi, 1997
Sepsis/Septik şok - DIK
• Sepsisli hastaların %30-50’sinde DIK
gelişir
• Ağır sepsiste DIK gelişmesi ve şiddeti
mortaliteyle korelasyon gösterir
İnsidans:
• Sepsis: %7-13
• Septik Şok: %70
Sepsis Gr(-),Gr(+)
Fungemi, Viremi, Parazitemi
Multitravma, yanıklar
Otoimmün hastalıklar
Sistemik İnflamatuar
Response Sendromu
(SIRS)
Travma, kanser
Obstetrik, yanıklar
Anevrizma, vaskülit
Sıcak şoku
TF salınımı
(monosit,
endotel)
TF dokudan
kana geçiş
TF koagulasyon yolu aktivasyonu
Venomlar
Kontrol mekan. yetersizliği
Trombin jenerasyonu FIX ve XI konsantreler
Kanser prokoagülan
AT III ve PC azalır
Kanama
DİK Tr tüketimi
FV, VIII
İskemi
Damar obstrüksiyonu Fibrinojen
Diğer F’ler İnhibisyon
Mikroanjiyopatik
hemolitik anemi
Kompanzatuar
fibrinoliz
Damar açıklığı
FDP
D-dimer
-Trombin
-Tr Agreg
-Fibrin pol.
DİK patogenezi
• Kompleks ve dinamik
• Artmış trombin oluşumu
Normal Koagülasyon
Fibrinoliz
Hasar
(sepsis, travma)
DİK
PATOGENEZİ
monosit
• Trombin
jenerasyonu
artmıştır
• Bakteremi veya
endotoksemide
n 3-5 saat
sonra trombin
jenerasyonu
gösterilir
(van der Poll et al, 1990)
 TF
sente
zi
TNF-α
IL-1
IL-6
 TM
EPCR

PAI-1
Trombin
jenerasyonu
AT ve
PC
tüketimi
Fibrin
depolanması
Fibrin
birikimi
Mononükleer
hücreler
İntravasküler
fibrin
oluşumu
Doku faktör
ekspresyonu
Proinflamatuar
sitokinler
Antikoagülan
mekanizmalar
da bozulma
Vasküler endotelyal hücreler
Yetersiz
fibrin
temizlenmesi
PAI-1 aracılı
fibrinolizin
inhibisyonu
DİK
• Koagülasyon sisteminin
yaygın aktivasyonu sonucu
– intravasküler fibrin oluşumu
– küçük ve orta çaplı damarların
trombüsle tıkanması
Organ
yetmezliği
– Aynı anda trombosit ve
koagülasyon faktörlerinin
tüketimi
Kanama
Hastanede yatan hastalarda oran %1
TF kaynağı
• MNL h
– Ağır enfeksiyonlu hastaların monositlerinde
TF ekspresyonu görülür
(Osterud & Flaegstad, 1983)
• Endotel
– İnvivo önemi /patogenezdeki rolü ?
(Levi et al,
2002a)
• Pml ve diğer kan hücreleri
(Giesen , 1999; Osterud, 2000)
Fizyolojik antikoagülan
yolun disfonksiyonu
• Antitrombin
III
• Protein C
• TFPI
Daha fazla trombin jenerasyonu ve
fibrin oluşur
(Esmon et al, 1987)
Fizyolojik antikoagülan
yolun disfonksiyonu
Septik hastalarda ATIII belirgin azalmış
– Azalmış sentez
– Aktive nötrofillerden salınan elastazla
parçalanma
– Tüketim
(Naghmi, 2010)
Düşük ATIII düzeyi: Artmış mortalite ile
ilişkili
(Fourrier et al, 1992; Mesters et al, 1996a)
• Protein C de anlamlı azalmış.
– Proinflamatuvar sitokinlerle (TNFα, IL-1β)
endotel h üzerindeki trombomodulin
ekspresyonunun regülasyonu azalmış
(Conway & Rosenberg, 1988; Esmon, 2001; Levi, 2001)
• Protein C geninin bir allelinde delesyon olması
(heterozigot protein C eksikliği)
– Daha ağır DİK ve organ yetmezliği
– Daha yüksek mortalite ile ilişkili
(Levi, 2003)
Endojen fibrinolizin bozulması
• Temelde dolaşımda fibrinolitik
inhibitörü PAI-1’in yüksek düzeyine
bağlıdır
• Ayrıca fibrinolitik aktivite artabilir ve
kanamaya katkı sağlayabilir
Fibrinolizin bozulması
• PAI-1 geninde bir mutasyon (4G/5G
polimorfizm) varlığı:
– Plazma PAI-1düzeylerini ve
– Meningokok septisemi klinik seyrini etkiler
• Endotoksinle oluşan trombin jenerasyonunun,
anti TF antikorları veya rekombinan hirudinle
tam olarak bloke edilmesi
– Fibrinoliz aktivasyonu ve sonrasında inhibisyonunu
etkilememiş
• Bu iki olayın birbirinden bağımsız regüle
olduğunu düşündürmüş
Koagülasyon, antikoagülan, fibrinolitik yol
ve inflamasyon arasındaki ilişki
Koagülasyon
Antikoagülan ve
fibrinolitik yol
İnflamasyon
İnflamasyonu etkileyen en önemli
mekanizma: Koagülasyon proteazları
• Proteaz aktive eden reseptör (PAR): PAR 1-4
• PAR 1,3,4: Trombin reseptörü
– PAR 1: TF/FVIIa kompleksi ve FXa
reseptörü
• PAR 2: TF/FVIIa kompleksi, FXa ve
tripsinle aktive olur
• PAR’lar endotel h, MNL, trombosit,
fibroblast ve düz kas hücreleri üzerinde
eksprese olur
(Coughlin, 2000)
Koagülasyon ve inflamasyon
arasındaki etkileşim
• Sağlıklı kişilere rFVIIa verilmesiyle IL-6 ve
IL-8 düzeylerinde 3-4 kat artış gösterilmiş
(de Longe, 2003)
• Fizyolojik antikoagülan yolların hepsi
inflamasyon aktivitesini etkiler.
– En belirgini protein C yolu
(Okajima, 2001)
• APC’nin, endotoksinle oluşan TNF-α, IL1β, IL-6, IL-8’i inhibe ettiği gösterilmiş
(Grey, 1994; Yüksel, 2002)
Koagülasyon ve inflamasyon
arasındaki etkileşim
• Deneysel E coli sepsis modelinde APC
infüzyonu ile,
– inflamatuvar aktivitenin ortadan kalktığı,
– organ fonksiyonu ve yaşamın düzeldiği
gösterilmiş
(Taylor, 1995)
• APC’nin inflamasyon üzerinde etkisi
endotelyal protein C reseptörü (EPCR)
yoluyla olur
(Esmon, 2002)
DIK Patogenezi
TF salınımı
Endotel hasarı
Koagülasyon
aktivasyonu
Trombosit agregasyonu
Yaygın mikrovasküler
tromboz
Vasküler oklüzyon
Doku
iskemisi
Koag faktör tüketimi
Plazmin aktivasyonu
Koag faktörlerin
proteolizi
MAHA
Fibrinoliz
FYÜ
Kanama
Trombin inh
Tr agregasyonu
Fibrin
polimerizasyonu
DİK Kliniği
• Trombin aktivasyonu ile
sekonder fibrinoliz
arasındaki dengeye bağlı
• Asemptomatik
• Yalnız laboratuvar bulguları
• Klinik
• kanama, purpura fulminans, tromboz
DİK’te Organ Tutulumu
Organ
Klinik görünüm
Deri
Purpura, hemorajik bül, girişim yerlerinden kanama,
fokal nekroz, akral gangren
Kardiyovasküler
Şok, asidoz, akut myokard infarktüsü, TİA,
trombozlar
Renal
Oligüri, hematüri, akut böbrek yetmezliği, renal
kortikal nekroz
Karaciğer
Sarılık, karaciğer yetmezliği
Akciğerler
Hipoksi, ödem, kanama, ARDS
Gastrointestinal
Kanama, mukozal nekroz/ülserasyon, intestinal
iskemi
SSS
Kanama, konvulsiyon, fokal lezyonlar, koma
Adrenal
Kanama, nekroz, adrenal yetmezliği
DİK’li hastaların temel özellikleri
Özellikler
%
Kanama
% 64
Renal disfonksiyon
% 25
Hepatik disfonksiyon
% 19
Respiratuvar disfonksiyon
% 16
Şok
% 14
Santral sinir sistemi disfonksiyonu
%2
DİK Kliniği
Akut DIK
• Çok miktarda TF’ünün
kısa zamanda kana
karışması
• Dekompanzasyon
mekanizmalar
• Ani başlangıçlı DİK
• Kesi yerlerlerinde
kanama
• Şok, ABY bulguları
• TİA, Tromboemboli
Kronik DIK
• Az miktarda TF’nin
sürekli veya aralıklı
kanla maruziyeti
• Kompanze bir durum
• Asemptomatik
• DİK nadir
• Venöz/arteriyel
tromboz
• FYÜ artışı
DİK tanısı
• Tanı için tek bir laboratuvar testi yoktur
– Klinik görünüm, tanı ve laboratuvar sonuçları birlikte
değerlendirilmeli
• DİK tanısının konulması son derece aktif bir durumdur
• Tanıda, DİK ile ilişkili bir hastalık varlığında
tekrarlanan testlerin kombinasyonu kullanılır.
(Bick, 1996; Levi et al, 1999; Toh & Dennis, 2003;Taylor et al, 2001)
Tanısal Testler
Tarama testleri
• Periferik yayma:
Şistositler
• Trombositopeni,
büyük trombosit
• PT, aPTT, TT,
fibrinojen, D-dimer
Organ hasarı
• LDH 
• Kreatinin 
Spesifik testler
• sFibrin monomer
• FYÜ 
• Fibrinopeptid A & B

• Protein C ve S 
• Plazmin 
• Antiplazmin 
• PAP kompleks 
• TAT kompleks 
DİK’te laboratuvar testleri
Prokoagülan
aktivasyon
testleri
Fibrinolitik
aktivasyon
testleri
İnhibitör tüketim
testleri
D-dimer

Antitrombin
Fibrinopeptid A 
FYÜ

α2-antiplazmin 
Fibrinopeptid B 
Plazmin

Protein C /S
TAT kompleksi 
PAP kompleksi 
TAT kopleksi
Protrombin
parçaları 1+2
D-dimer


TAT: trombin-antitrombin

Son organ hasarı
veya yetmezliği
testleri
LDH

Kreatinin


pH


PaO2

PAP kompleksi 
FYÜ: fibrin yıkım ürünleri
PAP: plazmin α2antiplazmin
LDH: laktat
dehidrogenaz
Fibrin yıkım ürünleri ve D-dimer
Soluble fibrin monomer
• SF yalnız intravasküler oluştuğu için, lokal inflamasyon
veya travma ile oluşan ekstravasküler fibrin
oluşumundan etkilenmez
• DİK tanısında sensitivitesi % 90–100, spesifite düşük (Horan
& Francis, 2001).
• ISTH skorlama sisteminde DİK tanısında fibrin ilişkili
marker olarak D-dimer yerine SF kullanılması ile
spesifitenin arttığı gösterilmiş (Dempfle et al, 2004a).
• Temel sorun: Ölçüm teknikleriyle ilgili sonucun
güvenilirliliği
(McCarron et al, 1999; Dempfle et al, 2001).
Tromboelastogram
Global hemostatik profil
• aPTT’de atipik ışık geçirgenlik profili DİK’le ilişkili
(Downey et al, 1997; Toh et al, 2000).
• Bifazik dalga (biphasic waveform) denilen bu anormallik,
pıhtılaşma zamanında bağımsız uzamaya neden olur ,
böylece basit, kolay şekilde DİK’i gösterir
(Downey et al, 1998; Bakhtiari et al, 2004; Dempfle et al, 2004b; Matsumoto et al, 2006).
• 1187 yoğun bakım hastasında yapılan bir çalışmada,
bifazik dalga DİK için artan PPD’de bulunmuş ve DİK
tanısında daha konvansiyonel parametre olarak
saptanmış
(Downey et al, 1998).
• Ancak bu testin performansı sınırlı
DİK tanısı için skorlama sistemi (ISTH)
• Risk değerlendirmesi: Aşikar DİK’le ilişkili bir hastalık
varmı? Varsa devam et, yoksa algoritmayı kullanma
• Koagülasyon testleri
• Trombosit sayısı
• >100·000/mm3 = 0
• <100·000/mm3= 1
• <50·000/mm3 = 2
• Yüksek fibrin markır (D-dimer, fibrin yıkım ürünleri)
• Artış yok= 0
• Orta artış= 2
• Güçlü artış= 3
• Uzamış PT
• <3 s = 0,
• >3 - <6 s = 1
• >6 s = 2)
• Fibrinogen düzeyi
• >1 g/l = 0
• <1 g/l = 1
Skor hesabı:
‡5 aşikar DİK ile uyumlu, günlük skor
tekrar edilir
<5 aşikar olmayan DİK düşünülür, 1-2
günde bir tekrar edilir
Robinger G Khemani, 2009
• ISTH skoru aşikar DİK için %91 sensitif, %97
spesifik
(Bakhtiari et al, 2004)
• Artan DİK skoru mortalite ile ilişkili
Japonya, DIK Skorlama Sistemi
• Sistemik inflamatuvar yanıt sendrom kriteri
•
•
≥3 = 1
0-2=0
• Trombosit sayısı
• >80·000/mm3 veya 24 saatte %50 azalma
• ≥80.000/mm3 ve ‹120·000 veya 24 saatte > %30 azalma
• ≥120.000/mm3
3
1
0
• ≥ 1.2
• ‹ 1.2
1
0
• ≥ 25
• > 10 ve < 25
• ‹ 10
3
1
0
• Protrombin Zamanı (Hasta düzeyi/normal düzey)
• Fibrin/Fibrinogen yıkım ürünleri (mg/L)
Skor hesabı:
≥ 4: DİK tanısı
Toshiaki Iba, 2010
DIK Tanısında ISTH ve TCH’nin
karşılaştırılması
Skor
TCH
• >100·000/mm3
• <100·000/mm3
• <50·000/mm3
0
1
2
•
Seri ölçüm
• <3 s = 0,
• >3 - <6 s = 1,
• >6 s = 2)
0
1
2
•
•
•
‹2.6
2.6-5.6
 5.6
• >1 g/l = 0
• <1 g/l = 1
0
1
•
Seri ölçüm
0
2
3
≥5
•
•
•
‹ 1.5
1.5-3.9
≥4
ISTH
• Trombosit sayısı
• Uzamış PT
• Fibrinogen düzeyi
• D-dimer
• Artış yok= 0
• Orta artış= 2
• Güçlü artış= 3
Aşikar DİK
Esther P Sounder, 2013
Öneriler
• DİK tanısı klinik ve laboratuvar verilere göre
konulur (IVC).
• ISTH DIK skorlama sistemi ile objektif DİK
değerlendirmesi yapılır
• DİK varsa skorlama sistemi klinik gözlem ve
seyri ile koreledir (IVC).
• Klinik gözlem ve laboratuvar sonuçlarına göre
monitörizasyonda testlerin tekrarlanması
önemlidir (IIIB).
M. Levi et al, BJH, 2009
Ayırıcı Tanı:
•
•
•
•
•
Parankimal KC hastalıkları
Pirimer fibrinojenoliz
Kardiyopulmoner By-pass
Vitamin K eksikliği
Heparin kullanımı
Ayırıcı Tanı
Vit. K eksikliği KC hastalığı
KK morfolojiisi
N
PT

aPTT

FYU
N
Trombosit
N
Azalan
II,VII,IX,X
faktörler
target hc.


N/
N
I,II,V,VII,IX,X
DİK
şistosit




I,II,V,VIII,VII,XIII
Primer Fibrinoliz
• DİK olmadan plazmin oluşması
– Hepatik hastalık
– Prostat Ca
– Yatrojenik (trombolitik tedavi)
– Trombosit sayısı normal, FYÜ artmış
DİK Tedavisi
Genel
• DİK tedavisinde temel olan altta yatan
hastalığın tedavisidir (IVC).
M. Levi et al, BJH, 2009
DİK Tedavisi
Replasman tedavisi
Trombosit transfüzyonu
TDP
Kriyopresipitat
Fibrinojen
Protrombin kompleks konsantresi
1. Plazma ve trombosit tedavisi
2. Antikoagülanlar
Antikoagülanlar
Heparin (UFH ve DMAH)
Danaparoid sodyum
3. Antikoagülan Rekombinan
yolun restorasyonu
hirudin
Rekombinan TFPI
4. Diğer ajanlar Rekombinan nematod antikoagülan protein c2
Antikoagülan yolun
restorasyonu
Antitrombin
Rekombinan human aktive protein C
Diğer ajanlar
Rekombinan aFVII
Antifibrinolitik ajanlar
Antiselektin antikorlar
Rekombinan IL-10
TNF ve CD14’e karşı monoklonal antikorlar
DİK’li hastalarda kanama
nedenleri
•
•
•
•
Koagülasyon faktörlerinin tüketimi
Trombositopeni
Trombosit fonksiyon bozukluğu
Aşırı fibrinoliz
Trombosit veya plazma komponent
transfüzyonu
• Kanama bulgularına göre karar verilir
• Laboratuvar sonuçlarına göre değil
(Grade C, Level IV).
M. Levi et al, BJH, 2009
Trombosit transfüzyonu
• DİK’li kanamayan hastalarda yüksek kanama
riski olmadıkça profilaktik trombosit
transfüzyonu verilmez (Grade C, Level IV).
• Trombosit transfüzyon endikasyonları:
– Aktif kanama
– Postoperatif veya invaziv işlem gerekliliği
– Kanama komplikasyonları açısından riskli
hastalar
Trombosit sayısı ‹50.000/mm3
Alving, 1998
(Grade C, Level IV).
M. Levi et al, BJH, 2009
Plazma tedavisi
• DİK’li kanayan ve PT/aPTT uzunluğu olan
hastalarda TDP verilmesi yararlıdır.
• Yalnız laboratuvar testleriyle TDP
düşünülmemeli, aktif kanama veya invaziv
işlem gereken hastalara verilmelidir.
• Plazma infüzyonunun koagülasyon
aktivasyonunu uyardığına ilişkin kanıt yoktur
(Grade C, Level IV).
M. Levi et al, BJH, 2009
Fibrinojen konsantresi veya
kriyopresipitat
• TDP replasmanına rağmen devam eden
ağır hipofibrinojenemi (<1 g/l)
varlığında kullanılır
(Grade C, Level IV).
M. Levi et al, BJH, 2009
Protrombin kompleks konsantreleri
– FV düşük. İçinde az miktarda aktive
faktörler var
– Koagülopatiyi artırır !!!
• Sıvı yükü nedeniyle TDP’nin verilemediği
kanamalı hastalarda PCC düşünülebilir.
• PCC yalnız seçilmiş faktör içerdiği için
koagülasyon faktörlerinin global azaldığı
DİK’te kısmi bir yarar sağlar
(Grade C, Level IV).
M. Levi et al, BJH, 2009
Antikoagülanlar
HEPARİN
• Bu konuda randomize kontrollü klinik çalışma yok
• Deneysel çalışmalarda DİK’te heparin kullanılması ile koagülasyon
aktivasyonunun inhibe olduğu gösterilmiş
(Pernerstorfer et al, 1999).
• Kontrolü olmayan küçük çalışmalarda DMAH’in DİK ile ilişkili
laboratuvar anormalliklerini düzelttiği gösterilmiş
(Corrigan & Jordan, 1970; Audibert et al, 1987; Feinstein, 1988).
• 1 veya daha çok risk faktörüne bağlı (ileri yaş, yakın zamanlarda
cerrahi, immobilizasyon, vasküler kateter, önceden VTE öyküsü),
venöz TE riski yüksektir
(Cook et al, 2005).
• UFH, DMAH ve/veya mekanik yöntemlerle VTE profilaksisi
standart bir yaklaşım olarak görülmüş
(Samama et al, 1999; Patel et al, 2005).
Antikoagülanlar
HEPARİN
• Ağır sepsisli hastalarda düşük doz
heparin etkisine yönelik bir çalışmada:
– Heparin verilen DİK’li hastalarda düşük skor
saptanmış
– Ancak 28 günlük mortalite üzerinde anlamlı bir
etkisi olmamış
(Levi et al, 2007).
Heparin
• Trombozun baskın olduğu DİK’li olgularda terapötik
dozda HEPARİN ENDİKASYONU VARDIR
– Arteriyel ve venöz tromboembolizm,
– Akral iskemi veya vasküler deri infarktüsü ile ilişkili ağır
purpura fulminans
• Bu hastalarda kanama riski yüksekse: kontinü UFH
infüzyonu düşünülür.
– Yarı ömrünün kısa olması ve reversibilitesi nedeniyle
– Doz: 10 U/kg/h
– Monitörizasyon: aPTT kontrolün 1.5–2.5 katı olması ile
M. Levi et al, BJH, 2009
Heparin
• Kanama bulgusu olan hastalarda aPTT
monitörizasyonu sırasında komplikasyon
gelişebilir
(IVC).
• Kanamayan, DİK’li kritik hastalarda da heparin
veya DMAH ile venöz tromboembolizm
profilaksisi önerilir (IB).
M. Levi et al, BJH, 2009
Antikoagülanlar
Direkt trombin inhibitörleri
• Hirudin
• Argatroban
• Teorik olarak daha etkili
• Kanama riski !!
Antikoagülanlar
Rekombinan Trombomodulin
• İntravasküler koagülasyon
regülasyonunda önemli
• Antikoagülan
– Trombine bağlanır.
– Trombin-rTM kompleksi ═ PC stimülasyonu
• Antiinflamatuvar
– Sepsiste sitokin anahtarı olan HMGB (hig
mobility group box) yapımını baskılar
Antikoagülanlar
Rekombinan Trombomodulin
• DİK tedavisinde etkili
• Randomize, çift kör, Faz III çalışmasında
etkin ve güvenli
• DİK’te düzelme oranı: %66.1
• Endikasyon/Kontrendikasyon: Belli değil
(Iba et al, 2009; Saito, 2007)
Antikoagülanlar
TF aktivitesine karşı antikoagülan ajanlar:
• Rekombinan TF inhibitörü
• İnaktif FVIIa
• Rekombinan nematod antikoagülan
protein c2 (NAPc2)
– TF/FVIIa ve FX arasındaki tenar kompleksin
spesifik, güçlü inhibitörü
Antikoagülanlar
rTFPI
• Doğrudan TF aktivitesine karşı etkili.
• Teorikte DİK’te en mantıklı antikoagülan ajan
• Faz II çalışmaları ümit verici
• Ancak faz III çalışma sonuçlarında yaşam üzerine
etkili değil
• INR<1.2 olanlarda daha iyi sonuç
(Abraham et al, 2001, 2003).
Antikoagülanlar
rTFPI
Doku faktörü yolu inhibitörü (TFPI):
• DİK patogenezindeki rolü ?
• rTFPI uygulanan hastalarda
– İnflamasyonla oluşan trombin jenerasyonunun bloke
olduğu
– Farmakolojik TFPI dozuyla sistemik enfeksiyon ve
inflamasyonla ilişkili mortalitenin önleyebildiği
– Yüksek konsantrasyonda TFPI ile, TF’le oluşan
koagülasyonun modüle edilebildiği düşünülmekte
(Creasey, 1993; de Longe , 2000)
Antikoagülan yolun
restorasyonu
Antitrombin
• En önemli koagülasyon inhibitörü
• RCT: Sepsis ve septik şok
• DİK parametrelerinde azalma
• DİK süresinde kısalma
• Organ fonksiyonlarında düzelme
Levi, 1999
• Çok yüksek doz: Suprafizyolojik plazma
düzeyi
Antikoagülan faktör konsantreleri
Antitrombin konsantresi
• 1980’den bu yana birçok çalışmada kullanılmakta.
• Küçük çalışmalar: Mortalite azalmış
Fourrier, 1993; Baudo, 1998
• Multisentrik RCT: Septik hastalarda mortalitede anlamlı
azalma yok
(Warren et al, 2001).
• Heparin almayan DİK’li hastalarda yaşamın belirgin iyi
olduğu belirtilmişse de prospektif araştırmalara gerek
duyulduğu vurgulanmış
(Kienast et al, 2006).
Antikoagülan faktör konsantreleri
Aktive Protein C
• Antitrombotik
– FVa ve VIIa’yı inhibe eder
– Trombin jenerasyonunu sınırlar
• Antiinflamatuvar
– Monositlerde TNFα yapımını inhibe eder
– Lökosit adezyonunu bloke eder
– Mikrovasküler endotelde trombinle oluşan inflamatuar yanıtı sınırlar
• Profibrinolitik etki
– PAI-1 inhibisyonu
• Endikasyonları:
• Ölüm riski yüksek, ağır sepsisli (≥ 2 organ etkilenmesi ve APACHE II
skor yüksek) hastalar
Antikoagülan faktör konsantreleri
Aktive Protein C
• Eksperimental sepsis modelinde, organ yetmezliği ve mortaliteyi
azaltmada etkili
(Taylor et al, 1987).
• Randomize geniş kontrollü çalışmada ağır sepsiste klinik olarak
etkin
(Bernard et al, 2001).
• Mortalite APC grubunda % 24, plasebo grubunda %30
• DİK’li hastalarda en çok APC yararlı
(Dhainaut et al, 2004).
• Daha sonra yapılan çalışmalarda da, ağır sepsis sırasında
koagülasyon aktivasyonunu normale döndürmek için etkili
(De Pont et al, 2005).
Protein C
• Ağır sepsis ve DİK’li hastalar rhPC ile tedavi edilir
(kontinü infüzyon, 24 lg/kg/h 4 gün)
(Ib).
• Yüksek kanama riski olan ve trombosit sayısı <30.000
olan hastalara rhPC verilmez
• İnvaziv işlemlerde girişimden kısa süre önce
(eliminasyon yarı ömrü 20 dk) rekombinan aktive PC
kesilir ve klinik duruma göre birkaç saat sonra
başlanabilir (IVC).
• Heparin almayan DİK’li hastalarda antitrombin
önerilmemektedir (Ib).
M. Levi et al, BJH, 2009
Diğer ajanlar
rFVIIa
• Hayatı tehdit eden kanaması olan DİK’li
hastalarda kullanılabilir
• Ancak DİK tedavisinde FVII etkinlik ve
güvenliği bilinmiyor
• Dikkatli kullanılmalı !!!!
Diğer ajanlar
Antifibrinolitikler
• Genellikle DİK’li hastalar antifibrinolitik
ajanlarla tedavi edilmemeli (IVC).
• Primer hiperfibrinolitik durumu olan ve
şiddetli kanama görülen DİK’li hastalar
traneksamik asit gibi lizin analoglarıyla
tedavi edilir (IVC).
M. Levi et al, BJH, 2009
ÖZET
• DİK altta yatan birçok hastalıkta oluşan
sistemik koagülasyon aktivasyonuyla
ortaya çıkar
• Tanı için spesifik bir test yoktur. İlişkili
hastalık varlığında tekrarlanan hemostaz
testlerin birlikte değerlendirilmelidir
• DİK tedavisinde temel olan altta yatan
hastalığın tedavisidir
Download