YAYlN NO: '1993- 32 iSTANBUL TiCARET ODASI •• •• • BUYUYEN ISLETMELERDE KARSILASILAN 1 1 1 YÖNETiM VE ORGANiZASYON SORUNLARI Hazırlayan Prof. Dr. Tamer KOÇEL istanbul Üniversitesi işletme Fakültesi iSTANBUL BASlM YAYlN HiZMETLERi Tel: (0-212) 516 29 84-51610 39 ÖN SÖZ Yirmibirinci yüzyıla girmeye hazırlandığımız bu yıllarda, ülkemiz ekonomisinin gösterdiği performans çok dikkaç çekicidir. Ekonomik 1'aaliyetlerin çeşitlenmesi, ticaret hacminin büyümesiyle beraber genelde dünyada yaşanan globalleşme olgusu, özelde ise 1995'te gerçekleşmesi beklenen TürkiyeAvrupa Topluluğu Gümrük Birliği gibi faktörler bir çok diğer sonuçlar yanında küçük işletmelerin büyümesi kavramını da kaçınılmaz hale getirmektedir. Her tür geçiş döneminde görüldüğü gibi küçük işletmelerin de büyürken çeşitli sorunlarla karşılaşacakları muhakkaktır. Ülkemiz ekonomisinin gelişmesine katkıda bulunmayı görev bilen Oda'mız bu sorunları ortaya koymak, dolayısıyla çözüm yollarının geliştirilmesini sağlamak amacıyla elinizde bulunan "Büyüyen işletmelerde Karşılaşılan Yönetim ve Organizasyon Sorunları" adlı bu kitabı hazırlatmıştır. 157 adet işletmenin bir örnek anket formuna verdikleri cevaplar çerçevesinde hazırlanan bu araştırmanın başta üyelerimiz olmak üzere ilgili çevrelere faydalı olmasını diler, araşırmayı gerçekleştiren Prof. Dr. Tamer Koçel'e ve tüm emeği geçeniere teşekkürlerimi sunarım. Genel Sekreter Prof. Dr. ismail Özaslan ÖN SÖZ iÇiNDEKiLER Sayfa No GiRiŞ ................................................................................................................ 1 BÜYÜYEN iŞLETMELERDE KARŞlLAŞlLAN YÖNETiM VE ORGANiZASYON SORUNLARI ..................................................................... 2 1. iŞLETMELERDE BÜYÜME ............................................................... 2 1.1 NEDiR ve NASIL ÖLÇÜLÜR? ............................................................ 2 1.2 KÜÇÜK, ORTA ve BÜYÜK iŞLETMELERDE BÜYÜME .................... 4 1.2.1 Küçük işletmeler ve Tanımı ................................................................ .4 1.2.1.1 Çeşitli Ülkelerdeki Küçük işletme Tanımları ....................................... 5 1.2.2. Küçük işletmeler ve Büyüme .............................................................. 9 1.2.3. Büyüme Evreleri .............................................................................. 1O 1.2.4. Büyüme ile ilgili Genel Problemler ................................................... 12 1.3. BÜYÜME SORUNLARININ iNCELENMESi iLE iLGiLi YAKLAŞlMLAR ................................................................................ 17 2. BÜYÜYEN iŞLETMELERDE KARŞlLAŞlLAN YÖNETiM SORUNLARI ARAŞTIRMASI SONUÇLARI .................................... 18 ARAŞTIRMANIN AMACI .................................................................. 18 2.1. 2.2. ARAŞTIRMANIN TASARIMI ............................................................ 19 2.3. ÖRNEK KÜTLE BELiRLENMESi ..................................................... 20 2.4. ARAŞTIRMA SONUÇLARININ DÖKÜMÜ ....................................... 22 2.4.1. Araştırmayı Cevaplayan Firmaların Profili ........................................ 22 2.4.2. Araştırmaya Katılan işletmelerin Karşılaştıkları Yönetim Sorunları ............................................................................. 25 2.4.2.1. Finans ve Muhasebe ile ilgili Sorunlar .............................................. 25 2.4.2.2. Pazarlama ile ilgili Sorunlar .............................................................. 33 2.4.2.3. Beşeri Kaynaklar (Personel) ile ilgili Sorunlar .................................. 37 2.4.2.4. Organizasyon ve Yönetim Uygulamaları ile ilgili Sorunlar ................................................................................ 44 2.4.2.5. Sanayi işletmelerinin Sorunlarının Genel Değerlernesi ..................................................................................... 49 3. GENEL DEGERLEME VE ÖNERiLER ............................................ 49 3.1. GENEL DEGERLEME ...................................................................... 49 3.2. ÖNERiLER ....................................................................................... 53 EK: ARAŞTIRMA ANKET 1 MÜLAKAT FORMU ............................ 56 YARARLANILAN KAYNAKLAR ..................................................... 61 GiRiŞ Büyüyen işletmelerde Karşılaşılan Yönetim ve Organizasyon Sorunları konulu bu araştırma istanbul Ticaret Odası'nın 1993 Yılı iş Programı çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Araştırma iTO'na kayıtlı üye fir"llalar nezdinde Temmuz-Eylül 1993 tarihleri arasında yürütülmüştür. Yaz aylarında ve nispeten kısa bir süre içinde sonuçlandırılan bu araştırmanın örnek kütle seçimi, iTO'da üyeleri ile ilgili olarak tutulan kayıtlar çerçevesinde belirlenen kriteriere göre yapılmıştır. Araştırma bir ekip çalışması şeklinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın tasarımı, mülakatların gerçekleştirilmesi ve sonuçların alınmasında Prof. Dr. Beyza Oba Furman, Dr. Çiğdem Dikmen ve Arş. Gör. Fatih Semerciöz görev almışlardır. Kendilerine katkıları için teşekkürlerimi sunuyorum. Böyle bir araştırma çalışması vesilesiyle Üniversite-iş hayatı işbirliğinin bir örneğinin ortaya çıkmasına olanak hazırlayan istanbul Ticaret Odası Yöneticilerine ve Etüt ve Araştırma Şubesi elemaniarına teşekkürlerimi sunarım. Sonuçların, "büyüme" durumunda olan tüm işletmeler için yararlı olmasını dilerim. Prof. Dr. Tamer KOÇEL BÜYÜYEN iŞLETMELERDE KARŞlLAŞlLAN YÖNETiM VE ORGANiZASYON SORUNLARI işletmelerin sorunları çeşitli açılardan incelenebilir. Bu araştırma, iş­ letmelerin büyümeleri halinde ne gibi sorunlarla karşılaştıklarını belirleme ama- cını taşımaktadır. Bu araştırma ile ilgili sonuçlar üç bölüm halinde sunulmaktadır. Birinci bölümde, işletmelerde "büyüme" (growth) sorunu kuramsal bir çerçeve içinde kısaca el alınmaktadır. Burada "büyüme" ile ilgili temel kavramlar ve "büyüme" konusunun incelenmesinde kullanılabilecek yaklaşımlar üzerinde durulmaktadır. ikinci bölümde ise, istanbul Ticaret Odası üyeleri nezdinde yapılan ve şu veya bu şekilde "büyüyen" işletmelerin hangi tür sorunlarla ne ölçüde karşılaştıklarını belirlemeye yarayan araştırmanın sonuçları takdim edilmektedir. Nihayet ğerlendirmesi üçüncü bölümde araştırma sonuçlarının genel bir deve bu değerlendirmeye dayanarak geliştirilen öneriler yer al- maktadır. 1. iŞLETMELERDE BÜYÜME 1.1. NEDiR VE NASIL ÖLÇÜLÜR? işletmelerin büyümesi ve bununla ilgili sorunlar, son yıllardaki bazı gelişmeler yönetiminin en az işlenen konuları arasındadır. Son yıl­ lardaki gelişmeler ise, işletmelerin daha çok başka işletmelerle birleşme veya işletmeler arası satın almalar (mergers and acquisitions) yolu ile büyümeleri halinde ortaya çıkan sorunların incelenmesi şeklindedir. hariç, işletme "Büyüme" (growth) olayı, ekonomik büyüme konusu gibi, değişik açı­ lardan incelenebilecek bir konudur. Bu nedenle de, tek bir boyuta veya değişkene indirmek mümkün olmamaktadır. "Büyüyen işletme" denildiğinde, bakış açılarına göre değişik hususlar anlaşılmaktadır. ilk akla gelen işletmenin üretimindeki artış olmaktadır. Bu kapasite ile ilgili bir olaydır. Bu anlamda büyüme, işletmenin kapasite kullanımının artması veya mevcut üretim kapasitesinin arttırılması anlamına gelmektedir. Kapasitenin tanımına göre, (makina gücü, yıllık ton üretim, adam saat vbg) iş­ letmelerin büyümeleri incelenmektedir. Bir başka anlamda büyüme ciro (satışlar) artışı ile ilgili bir olaydır. iş­ letmenin cirosundaki artış, ve büyük bir ihtimalle karındaki artış, işletme fa2 aliyetlerinin genişlemesi anlamına gelmektedir. yazar ve araştırıcılar ise büyürneyi personel sayısı ile iliş­ kilendirmekte ve personel sayısındaki artışı büyümenin bir işareti olarak kabul etmektedir. Bazı Muhasebe ve finans açısından bakıldığında, büyüme işletmenin bilançosundaki aktif toplamı ve sermaye artışı ile ilgili bir olay niteliğine bürünmektedir. Bu bakış açısına göre, aktiflerdeki artış işletmelerin büyümesinin sonucudur. Çünkü işletme faaliyetleri, netice itibariyle, finansal sonuçlarla ölçülebilen türde faaliyetlerdir. Dolayısıyla finansal rakamlardaki büyümeler, işletme faaliyetlerinin genedeniyle daha fazla kaynak kullanmalarının, yani işletmelerin büyümesinin bir sonucudur. nişlemesi Büyüme olgusu bazen kar rakamına göre de ele alınabilmektedir. iş­ letmelerin artan kar rakamları bazen büyümelerinin bir göstergesi olarak ele alınmaktadır. Nihayet bir başka bakış açısına göre, büyüme, işletmenin yönetim kapasitesinin, yani yönetici personel sayısının artışı ile ilgili bir olaydır. Eğer iş­ letmenin faaliyetleri genişliyorsa, bunu sınırlandıracak veya etkileyecek en önemli değişken yönetim kapasitesidir. Dolayısıyla yönetici personel sayısı kritik bir göstergedir. Görüldüğü üzere, büyüme ile ilgili bu farklı bakış açılanın hepsinin kendine göre temeli ve amacı bulunmaktadır. Ancak ortaya çıkan gerçek şudur ki büyüme olgusunu tek bir faktöre göre açıklamak her zaman sıhhatli sonuç vermeyecektir. Üretim miktarı artmadığı halde piyasa şartları nedeniyle karı artan bir işletme büyüyen bir işletme midir? Veya, teorik üretim kapasitesini arttırdığı halde satışları düşen bir işletme büyüyen bir işletme midir? Bu ve benzeri pek çok soru sorulabilir. Hangi tarif veya bakış açısı ele alınırsa alınsın, işletmelerdeki büyüme olayı, birtakım yönetim ve organizasyon sorunları yaratacaktır. Daha doğrusu, işletmelerin faaliyetlerindeki genişlernelere paralel olarak, yönetim ve organizasyon uygulamalarında da değişiklikler yapmak zorunlulukları ortaya çı­ kacaktır. Bu araştırmanın amacı, büyüyen işletmelerin karşılaştıkları sorunların neler olduklarını belirlemektir. sadece küçük ölçekli işletmelere özgü bir olay olarak düşünülmemelidir. Orta ölçekli ve hatta büyük ölçekli işletmeler de büyümeye devam edebilirler. Bu nedenle, büyüme olgusunun incelenmesi sadece küçük Büyüme olayı 3 işletmelerin incelenmesi küçük ölçekli anlamına gelmemektedir. Veya tersinden baincelenmesi büyüme olgusunun incelenmesi anlamında değildir. Kuşkusuz küçük veya orta ölçekli işletmelerin büyümesi, insanların çocukluktan gençliğe, gençlikten olgunluğa geçme aşa­ maları gibi, dikkatleri daha çok çekmektedir. Aynı şekilde bir ekonomide küçük ve orta ölçekli işletmelerin sayısının çok olması, büyüme olgusu ile küçük ve orta ölçekliliğin birarada ele alınmasına neden olmaktadır. kıldığında, işletmelerin Ancak bir işletmenin küçük ölçekli olması nedeniyle karşılaştığı sorunların incelenmesi ile, küçük ölçekli bir işletmenin büyüme nedeniyle karşılaştığı sorunların incelenmesi, niteliği ve bakış açıları itibariyle, birbirinden farklı olaylardır. Bu araştırma, ikinci konu ile, yani ölçeği ne olursa olsun (küçük, orta ve büyük) büyüyen işletmelerin sorunlarının incelenmesi ile ilgilidir. Şüphesiz, büyüme nedeniyle karşılaşılan sorunlar ile işletmenin ölçeği arasında ilişkiler olabilir. Ama bu araştırmanın odak noktası, büyüyen bir işletmenin karşılaştığı yönetim ve organizasyon sorunlarını belirlemektir. 1.2. KÜÇÜK, ORTA BOY VE BÜYÜK iŞLETMELERDE BÜYÜME ortaya çıkardığı, sorunlarının en fazla hissedildiği işletmeler şüphesiz küçük ölçekli işletmelerdir. Ülkemiz iş­ letmelerinin büyük bir kısmının küçük ölçekli olduğu dikkate alınırsa, büyüme olgusu, bir bakıma küçük ölçekli işletmelerin büyümesi şeklinde anlaşılmaktadır. Ancak büyüme nisbi bir kavramdır ve orta boy veya büyük iş­ letmelerde büyümeye devam edebilirler. Bu işletmelerde "büyüklük" ile ilgili sorunlar tartışılabilir. Ancak bizim örneğimizdeki işletmelerin genellikle küçük ölçekli olmaları nedeniyle aşağıdaki bu tür işletmelerle ilgili bazı temel kavram ve özellikleri kısaca belirteceğiz. Büyüme olayının en göze çarpıcı şekilde 1.2.1. KÜÇÜK iŞLETMELER VE TANIMI Küçük sanayi ve önemi konusu her zaman özellikle gelişme çabası içindeki ülkelerin gündeminde olmuştur. Sanayileşmiş ülkelerin ekonomi tarihleri incelendiğinde gelişmede küçük işletmelerin büyük rol aynadıkları görülmektedir, dolayısıyla bu tür işletmeleri günümüzde hem gelişmiş hem de Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ekonomik ve sosyal kalkınmanın temeli, sanayileşmenin belkemiği olarak nitelendirebiliriz. Küçük işletmelerin dinamik ve esnek yapıları sebebiyle emek yoğun teknoloji kullanan sanayilerde değişen yeni şartlara uyum gösterebilmelerinden dolayı ülke ekonomileri için vazgeçilemez bir unsur olduğu, ekonomik canlanma, yapısal değişim ve teknolojik 4 yeniliklere uyum konusunda önemli rolünün bulunduğu anlaşılmıştır. Küçük iş­ letmeler az sermaye ile kurulabilen ve dolayısıyla çalışan kişi başına daha az yatırıma gereksinim gösteren işletmeler hüviyetindedir. Bu bakımdan sosyoekonomik açıdan istihdam yaratıcı ve işsizliği önleyici olarak çok önemli rol üstlenmektedir. Ülkenin genel yapısı içinde küçük işletmelerin yaygın olması durumunda bu tür işletmelerin planlanması ve yönlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Ancak dünyadaki tüm ülkelerde küçük işletmelerin önemi kabul edilmekle beraber küçük işletmelerle ilgili evrensel ve kesin çizgileriyle bir tanım yapma olanağı bulunmamaktadır. Ülkemizde de sürekli olarak değişen sosyo-ekonomik faktörler nedeniyle alınan yeni ekonomik kararlar, kanun ve yönetmeliklerde yapılan değişiklikler küçük işletmelerin yapısını değiştirmektedir. Kesin bir tanımın yapılanıamasına rağmen, küçük kavramının belirlenmesinde göz önünde bulundurulan temel ve genel kriterlerin bir kıs­ mının çoğu kez tüm ülkelerde ortak kullanıldığı görülmektedir. Bu temel ve orta kriterler; işyerinde çalıştırılan kişi sayısı, üretim sürecinde kullanılan çevirici gücün büyüklüğü, kuruluş sermayesi ve işletmenin faaliyet gösterdiği piyasadaki payı, başka bir deyişle pazar payı olarak görülmektedir. Karakteristik özelliklerini ise; sahipleri tarafından aktif olarak yönetilmesi, işletme faaliyetlerinin büyük ölçüde yöresel olması, kişisel olması, sanayisi göreceli olarak ufak olması, gelişmesini sağlamak için büyük ölçüde sermayesinin iç kaynaklarına bağımlı olması olarak sayabiliriz. Aşağıdaki bölümde bu saydığımız kriteriere göre çeşitli ülkelerdeki küçük işletme tanımları yer almaktadır. 1.2.1.1. ÇEŞiTLi ÜLKELERDEKi KÜÇÜK iŞLETME TANIMLARI Küçük işletmelerin herkesin kabul edebileceği her yerde ve her zaman geçerli olan bir tanımı bulunmamaktadır. Bu konuda en iyi ölçünün her ülkenin ve işkolunun özelliğine göre değerlendirme yapılarak bir tanım oluşturulması olduğunu söyleyebiliriz. Amerika Birleşik Devletleri Amerika Birleşik Devletleri'nde küçük işletmelerin belirlenmesine ilişkin resmi bir tanım yoktur. Fakat genel olarak küçük işletme tanımına istihdam edilen kişi sayısı esas alınmaktadır. işletmelerin ölçeği hakkında karar verme durumunda kalındığında, toplam çalışan sayısının 250'den az olması halinde bu işletme küçük işletme sayılmaktadır. Ancak bu ölçü bütün endüstriler için geçerli değildir. Endüstrinin özelliğine göre farklılıklar göstermektedir. Örneğin çelik endüstrisinde toplam çalışan sayısı 2500'den az olan işletmeler küçük iş5 ------- letme olarak kabul edilmektedir. Perakende satış yapan bir işletme 1.000.000 $'lık bir satış hacminin altında, toptaner bir işletme ise 5.000.000 $'lık satış hacminin altında kaldığında küçük işletme sayılmaktadır. Ancak Beyaz Saray'ın "Küçük işletmeler Konferansı"nda küçük işletmeler tanımına, çalıştırılan personel sayısına göre sınıflandırmak suretiyle değişik bir boyut kazandırılmıştır. Buna göre A sınıfında personel sayısı 0-9 arası, B sınıfında 10-49 arası, C sı­ nıfında 50-249 arası ve D sınıfında 250-400 arası kabul edilmiştir. Birleşik Almanya Almanya'da resmi bir tanım bulunmamaktadır. Bununla beraber birçok ve istatistiklerde genel kabul gören sayısal ölçütler bulunmaktadır. Nicel ölçüt olarak işletmede istihdam edilen kişi sayısı yanında, yatırılan sermaye ve yıllık satış tutarı dikkate alınmaktadır. Örneğin küçük sanayi için çalışan personel sayısının 50, yıllık satış tutarının 50 milyon DM olması en çok kullanılan ölçütlerdir. Küçük ve Orta Ölçekli işletmeler Araştırma Enstitüsü tarafından önerilen sınıflandırma aşağıda görülmektedir. araştırma Tablo 1: Birleşik Almanya'daki Küçük işletmelerin Sınıflandırılması Sektör Personel Sayısı Yıllık Satış Tutarı imalat Sektörü 1-49 2 milyon DM'a kadar Toptan Ticaret 1-9 1 milyon DM'a kadar Perakende Ticaret 1-2 500 bin DM'a kadar 1-2 100 bin DM'a kadar Ulaştırma, Haberleşme, Hizmet Japonya Japonya'da küçük işletme tanımına genellikle istihdam edilen personel ve yatırılan sermaye tutarı esas alınmaktadır. Burada genellikle sektörlere göre aşağıdaki farklılaşmaya gidilmektedir. sayısı 6 Tablo 2: Japonya'da Küçük ve Orta işletmeler Ana Kanunu'nda Yapılan Sınıflandırma Sayısı Yatırılan Sektör Personel Sanayi 1-300 100 milyon Yen'e kadar Toptan Ticaret 1-100 30 milyon Yen'e kadar Perakende Ticaret ve Hizmet 1-50 Sermaye 1O milyon Yen'e kadar Güney Kore Güney Kore'de sanayi üretimi önce fabrika ve fabrika dışı üretim şeklinde ikiye ayrılmaktadır. 5 kişiden daha fazla sayıda personel çalıştıran üretim birimleri sanayi işletmesi olarak tanımlanmaktadır. Personel sayısı 5'in altında kalan üretim birimleri ise sanayi işletmesi kapsamı dışında bırakılmaktadır. 300 kişiye kadar personele sahip olan işletmeler küçük kapsamına alınmaktadır. Türkiye Türkiye'de küçük işletmeler birliğine varılmamıştır. Tanımlar ve araştırmalara göre konusunda henüz bilimsel anlamda bir tanım zaman zaman ekonomiye, kişilere, sektörlere değişmektedir. işletme sahibinin çalışmalarla ve pazarla ilişkilerinde kişisel nitelikler hakim görünüyorsa, başka deyişle çalışanlar ve müşterilerle işletme sahibi aradaha çok kişisel bağlar şeklinde düzenlenmişse bu tür iş­ letmeler küçük işletme sayı lmaktadır. sındaki ilişkiler Türkiye Halk Bankası, kendi el emeği ve gücünü ortaya koyarak, tezgah bilfiil çalışan, beraberinde çırak veya kalfa bulunan, personel sayısı tezgahsız atölyelerde 50, tezgahlı atölyelerde 20 olan, imalattan ziyade tamir ve onarım işleri yapan atölyeleri küçük işletme olarak tanımlamaktadır. başında 1980 yılı icra planının 212 tedbir hükmü gereğince Devlet Planlama Teş­ ve Türkiye Halk Bankası'nın görüşü alınarak Sanayi ve Tiicaret Bakanlığı'nca oluşturulan tanıma göre "en çok 25 kişi çalıştıran, bilanço değeri 20 milyon TL'sına kadar makina parkına sahip olup, üretim yöntemleri kısmen teknik, kısmen deneye dayanan işletmeler" küçük sanayi işletmeleri olarak belirlenmiştir. Ancak, Türkiye Halk Bankası'nın, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na kilatı 7 teklifi üzerine 1986 yılından itibaren geçerli olmak kaydı ile bu tanım revize edilmiştir. Bu tanıma göre "en çok 50 kişi çalıştıran, bilanço değeri 120 milyon TL'sına kadar makina parkına sahip olan işletmeler küçük sanayi işletmeleri olarak kabul edilmektedir. Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme idaresi Baş­ kanlığı (KOSGEB)nın kuruluş yasasında ise "imalat sektöründe 1-50 kişi çalıştıran sanayi işletmeleri küçük sanayi işletmeleri" sayılmış, bu işletmelerin maliyetlerinin günün ekonomik ve sosyal şartlarına göre değiştirilmesi Bakanlar Kurulu'nun yetkisine bırakılmıştır. Türkiye Halk Bankası'nın 1990 yılı iş programındaki tanım ise en fazla 10 kişi çalıştıran ve bilanço değeri 600 milyon TL'sına kadar makina parkına sahip olan, kısmen teknik, kısmen deneye dayanan işletmeler küçük sanayi iş­ letmeleri olarak değerlendirilecektir. Bu tanımlardan da anlaşılacağı gibi küçük işletmelerin tanımlanmasında genellikle personel sayısı ve makina parkı miktarı ağırlıklı olarak göz önüne alınmasına rağmen tanım birliği sağlanabilmesi için aşağıdaki kriterler kullanılmaktadır. - Niteliksel (Kalitatif) Kriterler - Bağımsız yönetim (Genellikle letmenin sahibidir.) işletmenin yöneticisi aynı zamanda iş- -işletmenin çalışmalarını yöresel olarak sürdürmesi - işletmenin çalışmalarını sürdürdüğü işkolu içerisinde küçük bir yere sahip olması - işletmenin sermayesinin tümünün veya büyük bir bölümünün işletme sahibine ait olması - Niceliksel (Kantitatif) Kriterler - Personel sayısı - Personele ödenen ücret -Belirli bir süre içerisinde kullanılan hammadde - işletme sermayesinin tutarı - Satışların tutarı - Üretim miktarı -Kullanılan makinaların miktarı ve güçleri. 8 tutarı Bu kriterlerin sayısının daha da arttırılabilmesine rağmen genelde ortak bir tanımlamaya gidilmesinde tek başına hiçbir kriter anlamlı olmamaktadır. Birden fazla kriter kullanılarak yapılacak bir tanımlama ise çok karmaşık teknik ve idari sorunlara yol açmaktadır. Çoğunlukla, uygulanan tanımlama kriteri personel sayısı ve sermaye temeline dayanmaktadır. Ekonomi içindeki önemleri ve ağırlıklarının tüm kesimlerce kabul edilmesine rağmen ortak bir tanımlama yapmak üzere işletmelerin sı­ nıflandırılmasının diğer bir pratik yararı da her ölçekteki ve nitelikteki iş­ letmelerin geliştirilmesi ve desteklenmesine yönelik tedbirlein ve politikaların belirlenmesinde sağladığı kolaylıklardır. Ancak yine de küçük işletmeleri tanımlamak amacıyla kullanılan ölçüler toplumların ekonomik ve sosyal niteliklerine bağlı olarak farklılık gösterebilmektedir. 1.2.2. KÜÇÜK iŞLETMELER VE BÜYÜME Ülkelerde olduğu gibi sanayilerde ve işletmelerde de çağdaş teknolojinin zorunlu kıldığı kaçınılmaz bir büyüme eğilimi vardır. Ancak teknolojinin gelişmesinin yanında, kar maksimizasyonu, ölçek ekonomilerinden yararlanma, kaynakların tam kullanımı, yeni pazarlara açılma ve ekonomik gelişmeler büyümeyi gerektirmektedir. Büyümenin miktar artışını ifade ettiğini düşünsek de, işletmelerin büyümesi kavramı bir gelişim ve değişim sürecinin sonucu olarak bir nitelik değişimi ve büyüklük artışını anlatır. Bu anlamıyla büyüme işletmenin yapısını oluşturan maddi ve beşeri faktörlerde meydana gelen nicelik artışlarıyla beraber niteliksel gelişmeleri de gerektirir. Dolayısıyla büyüme belli bir zaman süreci içinde işletmenin belli bir ölçekten başlayarak yapısını oluşturan maddi ve beşeri unsurlarda meydana gelen niceliksel ve niteliksel bir dizi değişim ve gelişimi ifade etmektedir. Çoğu işletme küçük ölçekli olmasına rağmen, zamanla belli bir büyüklüğe ulaşmaktadır. Başarı için işletmelerin dinamizm içinde olmaları ve büyüme yolunda aşama kaydetmeleri gerekmektedir. Ancak birçok çalışmada küçük işletmelerde büyüme ile örgütsel başarı eş anlamlı tutulmakta ise de büyüklüğün gelirlerin artmasında veya pazar başarısı ile özdeş olmadığını gösteren bulgular vardır. Teknolojileri, pazarları veya ürünleri ile uzmanlaşmış küçük firmalar için başarının her zaman büyüme ile sonuçlanmadığı da bilinmektedir. Ekonomik faaliyete başladığında koşullar işletmeleri büyümeye yöneltmekte ise de 9 işletmenin bü- yüyüp büyürnemesi yaptığı işin türüne büyük ölçüde bağlı olmaktadır. Bununla birlikte işletme sahip ve yöneticilerinin kar ve büyümeye duydukları istek ve yüklenilecek riskiere bakış açıları ve tercihler de bu konuda etkili olmaktadır. Ancak iş­ letmelerde büyüme kararı alınırken; ortalama maliyetierin düşürülebilmesi, girişimcilerin yönetim yeteneği ve sermaye imkanları, sosyal ve ekonomik koşullar dikkatle incelenmelidir. Çünkü işletmeler kendilerini güçlü hissettikleri için büyüme kararını almaktadırlar. Ancak işletmelerde genellikle önemli ve sonuçları uzun süre devam eden hatalar, işletmenin büyüme döneminde yapılmaktadır. Dolayısıyla işletme şartlarının ve genel ekonomik konjonktürün olumlu olduğu, iş­ letmenin büyüme sürecine girdiği dönemlerde yönetimin çok dikkatli olması gerekmektedir. Çünkü işletme sahibinin genellikle işin başında olduğu küçük ve orta ölçekli işletmelerde büyüme sürecinde bu konu büyük önem kazanmaktadır. Büyümeyle birlikte profesyonel yöneticilere ihtiyaç duyulması veya yönetici sayısının artması, tek bir yönetici ya da işletme fonksiyonları konularında u~man olmayan yalnızca işin sahibi olunmasından kaynaklanan yöneticilik kavramı yerini işin uzmanı profesyonel yöneticiye bıraktığından bu konu problemler yaratabilmektedir. Dolayısıyla işletme sahipleri kendilerini beklediğine inandıkları büyüme fırsatları içinde tüm yetkilerin kendilerinde toplandığı bir işletmeden diğer yöneticilerin de olacağı işletmeye geçişte kendi tutku ve hırsiarını dizginlemeli ve büyüme sürecini tutarlı bir disiplin içinde yürütmelidirler. Nihayet büyüme sürecinde çok dikkatli ve hesaplı olunarak büyüme kararları titiz araştırmalara dayandırılmalıdır. Yeni girişilecek pazarın özellikleri, hedef müşteri grubundaki olası değişiklikler, yeni pazarlardaki rekabet şartları, finans, tedarik ve işgücü imkanları çok iyi araştırıldıktan sonra büyüme kararı verilmelidir. 1.2.3. BÜYÜME EVRELERi Küçük ölçekten orta ve orta ölçekten büyük yüme süreci a) Başlangıç işletmeye doğru olan bü- evresi b) Tutunma evresi c) Büyüme evresi d) Genişleme evresi ve e) Olgunluk evresi şeklinde beşe ayrılabilmektedir. Başlangıç evresi: Küçük işletmelerin faaliyete geçtiği ilk yılları kapsayan bu evrede işletme öncelikle ayakta durabilmek için kar elde etmek zorundadır. 10 Bu ilk yıllarda işletme faaliyetlerinin genişletilerek farklı alanlara girilmesi tehlikelidir. Bu evrede mümkün olduğunca işletmenin kuvvetli olduğu uzmanlık alanında kalınmalıdır. Tutunma evresi: Bu evreye geçen işletme artık ayakları üze~rinde durabiJmektedir. Bir önceki devrede kar edebildiği için daha güçlü bir durumdadır. Bu devre büyüme evresine geçiş için hazırlık aşaması olarak kabul edilmelidir. Büyüme için gerekli hamleler bu evrede yapılacaktır. Büyüme evresi: Bu aşamada işletmenin finansman ihtiyacı çok artar. Büyüme evresine girmiş küçük işletmelerde kar tekrar işletmeye yatırılır. iş­ letme büyüme aşamasına geldiğinde daha önceki başarılarından dolayı artık borç temin edebilecek duruma gelmiştir. Bu evredeki en büyük sorunlardan birisi, büyük rakipierin olduğu piyasalara girildiği takdirde rekabet şartlarının zorlaşmasıdır. Dolayısıyla işletmenin yönetim, pazarlama, üretim ve finansman iş­ levlerinden büyümenin gerektirdiği nitel değişim ve yapısal farklılaşma ihtiyacı artar. Çünkü yeni ürünler ve yeni pazarlar, üretim ve pazarlama konularında yeniden örgütlenmeyi gerektirebilir. Genişleme evresi: Bu aşamada işletmede profesyonel yönetici ihtiyacı kendisini göstermeye başlar. işletme uzun dönemli borçlara ihtiyaç duymaktadır. Bu evreye kadar küçük işletme yöneticisinin bakış açısı ürün üzerinde yoğunlaş'hııştır. Genişleme evresinde artan rekabet ve yeni pazarlar bulma ihtiyacı ile ürün farklılaştırması stratejisi ağırlık kazanmaya başlar. Olgunluk evresi: Olgunluk evresindeki küçük işletme kabuk değiştime, orta ve büyük işletme olma yolundadır. Yönetimin bu dönemde karşılaştığıbaş­ lıca sorunlar harcamaların kontrol altına alınması, verimlilik ve büyüme imkanlarının yaratılmasıdır. Küçük bir işletme için işletmenin büyümesi basit bir olay değildir. Gerçekte genellikle çok az işletme büyük çapta büyür. Çünkü sahipimi ya büyümek amacında değildir ya da büyümenin ortaya çıkaracağı. problemlerden kaçınmayı tercih etmektedirler. Bir diğer etken de küçük işletmelerin büyüme sürecinde belli bir aşamaya gelmesiyle belirginleşen kurumsallaşma ihtiyacına rağmen, ülkemizde işletmenin kurucusu durumunda olan ve onu küçfük bir ölçekten başlayarak bir yerlere getirmiş olan işletme sahibinin, işletmesini ku- 11 rumsaliaştırma veya işletmenin yönetimini profesyonelleştirme konusunda isteksiz davranmasıdır. Ancak işletmeler hukuki mülkiyet hakkının ötesinde toplum tarafından girişimcilere tahsis edilmiş ekonomik kaynaklar olduğu için bu kaynakların toplum yararına en etkin bir biçimde değerlendirmeleri gerekmektedir. Bu da eğer bir profesyonel yönetici ile gerçekleştirilebilecekseve eğer işletmenin büyümesi ortaklar yardımıyla gerçekleştirilecekse bu yol gözardı edilmemelidir. Çalışmamızda temel amacımız küçük ve orta ölçekli iş­ letmelerde büyümeyle birlikte ortaya çıkan problemleri tespit etmek, bu problemierin çözümüne yardımcı olacak öneriler getirebilmektir. 1.2.4. BÜYÜME iLE iLGiLi GENEL PROBLEMLER Büyüyen işletmeler büyümenin yarattığı problemlerden bazen hemen etkilenmekte bazen de bu etkilenme daha uzun sürede gerçekleşmektedir. Yani büyüme her işletmeyi kendine özgü yönleriyle etkilemektedir. Eğer büyüme plansız gerçekleşmişse dFı.ha fazla problemle karşılaşılacağı açıktır. Büyüme ile ilgili genel nitelikli bu problemleri şöyle sıralayabiliriz; - işlerin artması nedeniyle ortaya çıkan zaman yetersizliği - Örgütteki karışıklık - işletmedeki fiziki yer azlığı - Pesonelin moralinin - Nakit akışı düşmesi yaklaşımın ol- amacıyla aşağıdaki ko- problemleri ve çözümü için sistematik bir maması - Yetersiz finansal - Kişisel kimliğini kayıtlar kaybetme Ancak bu problemleri tanımaya incelenmesi gerekmektedir. yardımcı olmak nuların - Ulaşılabilir ve doğru - Organizasyonun amaçlar saptamanın önemi yapısı ve esnekliği - Büyüyen pazardaki talep - Organizasyonel ve finansal kontrol ihtiyacı - Büyümenin fiziksel ve psikolojik etkileri arasında uyum sağlama (Büyümeye alışma) 12 Organizasyonda büyümeden kaynaklanan karışıklık Eğer büyüme planlanmadan yapılmışsa, ortaya çıkabileceK en büyük problemlerden biri personelin gerçekleştireceği işler konusundaki karışıklığın artmasıdır. Personel görev ve sorumlulukları hakkında kesin bir fikreı sahip olmadığı için işlerin tekran prqblemi ortaya çıkmaktadır. Doğaldır ki bu durumun sonucunda hem zaman ı:ıem de verim kaybı oluşacaktır. Yöneticinin bazı işleri tekrar tekrar istediği bazen de gözden kaçan işlerin olması durumu ortaya çı­ kacaktır. Bu arada gerekli ama daha zor işle.rin yapılmadığı görülecektir. Dolayısıyla yöneticiler ve çalışan personel görev ve sorumlulukları hakkında açık ve kesin bir fikir sahibi olana kadar büyüme sürecinde para, personE:ıl, müşteri ve zaman kaybı kaçınılmaz olacaktır. işletmelerin gelişip büyümeleri insan unsuruna bağlıdır. insan~arın yete- nekleri ve bu yetenekleri doğrultusunda çabaları ile işletmelerin gelecekte sağ­ layacağı başarıların uyumlu bir karışımı büyürneyi mümkün kılmaktadır. Bu amaçla; - iş ihtiyaçlarının analizinin yapılması -Büyümenin değuracağı gereksinimiere cevap verebilecek esneklikte bir organizasyon yapısının oluşturulması -Açık iş tanımlarının yapılması - Uygun personelin - Personel alım ve etmek gerekmektedir. bulunması eğitim zamanlarının tespit edilmesi konularına dikkat · Büyüyen işletmelerde yönetit.i sorunu çoğu kez rolünün değişmesinden kaynaklanmaktadır. işletme sahibinin işletme içinde~i iş ihtiyaçlarının analizi işin etkin yönetimi ve üretim (imalat, hizmet, satış) için ihtiyaçların neler olduğunun tespitinde kullanılabilecek basit bir metoddur. Burada amaçlanan verimin arttırılması ve personele yetki ve sorumluluk dağıtılırken fazla iş ve yetki yükünden kaçınabilmektir. Bir diğer amaç ise personelin işe uygun olarak eğitilmesi ve etkinliğin sağlanabilmesi için ihtiyaç duyulan araçların tespitidir. Organizasyon yapısı işlerin tespit edilmesi, tespit edilen işlerle ilgili ihtiyaçların analizi büyüme sürecinde olan işletmelerde sadece başlangıç noktasıdır. Herkesin örgütte bulunan diğer bireylerin yetki ve sorumluluklarını bildiği ve uygun bir biçimde davrandığı doğru bir organizasyon yapısı sadece iştekiverimi arttırmakla kalmayıp bilgi akışının etkinliğini ve kontrolünü de sağlamaya yardımcı olacaktır. 13 işletme gelişirken işletme sahibinin sadece işleri değil, yetki ve sorumlulukları da birbiriyle orantılı olarak dağıtması gerekmektedir. işletmelerin büyüme aşamalarındaki başarılarında belirleyici olan niteliklerden bir diğeri de görevlerin kişilere nasıl dağıtıldığına ve idari personelin çeşitli faaliyetleri koordine ve kontrol etmesi için gerekli olan bilginin nasıl elde edileceği kararına bağlıdır. Düzenli ve artan bir şekilde büyüme uygun örgüt yapısının ve düzenli koordinasyonun olumlu bir yansımasıdır. Dolayısıyla büyüme sürecinde gerçekleştirilecek reorganizasyon örgütteki problemierin çözümüne katkıda bulunacaktır. Ancak bu arada reorganizasyonun statik bir çözüm olmadığı, hareketli dinamik bir süreç olduğunu unutmamak gerekir. Çünkü iş büyümeye ve gelişmeye devam ederken, işin nasıl organize edileceğinin yeniden değerlendirilmesine sürekli ihtiyaç olacaktır. Personelle ilgili olan diğer temel problem, aşırı kalabalıklaşma sorunudur. Bu hem kişisel çatışmalara hem de mevcut olan yeri fazla insanla paylaşmaktan ortaya çıkacak sorunlara yol açacaktır. Dolayısıyla kısıtlı alana çok fazla personel veya ekipman doldurmamak gerekmektedir. Büyümenin personel moraline etkisi Eğer büyüme plansız gerçekleşiyorsa personel bundan etkilenecektir. Kaiçin zaman yetersizliği ve diğer büyüme problemleri işyerini çalışılacak hoş olmayan bir yer haline dönüştürür. Personele ödenen ücret yetersizse gene moral üzerinde etki yapacaktır. labalıklaşma; karışıklık, düşünmek veya çalışmak Yetersiz finansal kayıtlar ve nakit yönetimi işletmelerin büyüme sürecinde finansman ihtiyacı en büyük problem ola- rak ortaya çıkmaktadır. Başarılı bir şekilde büyüyebilmek için kar sağlamak zorunda oldukları açıktır. Kısa dönemde yeni ya da büyümekte olan işletmeler üretimi gerçekleştirebiirnek için nakit paraya ihtiyaç duyacaklardır. Bu dönemde büyümenin başlıca finans kaynağını otofinansman oluşturur. Dolayısıyla işletmenin faaliyetleri sonucunda elde ettiği nakit fazlasını büyük ölçüde yatırıma yöneltmesi gerekmektedir. Büyümenin finans konusunda problem yaratması üretim için yapılan harcamaların hemen gerçekleştirilmesine karşın, satışlardan sağlanacak gelirlerin zamanında elde edilememesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle harcamalar ve gelirlerden oluşan bir bütçe hazırlandığında, büyümenin işe olan etkisi kontrol edilebilir. Nakit yönetiminde başarılı olabilmek için bu gerekli bir. koşul olmaktadır. 14 Finans konusunda dikkat edilmesi gereken konular -Finansal bilgilerin şunlardır: doğru kullanımı - Finansal teknik ve oranların işletmeye uygun olarak seçilmesi - işletmenin nakit akışı ve perfermansına uygun finansal bil~~ilerin yardımıyla gelecekteki finansal ihtiyaçların doğru tahmin edilebilmesi -Finansal oraniara dikkat ederek kredi - Alacak ve borç dengesinin uygun yümenin sağlanması alımı ve stok devir hızının izlenmesi şekilde kullanımıyla gelecekteki bü- - Nakit akışının finansal bilgiler yardımıyla kontrol edilmesi Pazar Büyümekte olan işletmelerin dikkat etmeleri gereken bir diğer konu da büyümenin etkilerinin pazarla olan ilgisidir. Aşağıda (şekil1) başarılı bir şekilde 50 :ıu_,ıı- l(.rıo.; : ~ 20 'h..&. lt d.t..,r\ hmi4-t ~ •D '!IL ; vf 1 ~ <)- 5 ŞEKiL 1 : Büyüyen küçük işletmelerin büyüme eğrisindeki kriz noktalan 15 büyürnek isteyen rülmektedir. işletmelerin aşmak . zorunda oldukları kriz noktaları gö- Birinci kriz noktası hayatta kalmadır. Yeni işletmelerden çoğu bu ilk krizin üstesinden gelemez. Hayatta kalma· sürecini aşan işletmelerde plansız büyümeden dolayı birçok problem söz konusu olabilmektedir. Orta büyüklükte iş­ letme olmaya aday olanlar ise yeni alanlara girme, ürün miktarını arttırma konusundaki sorunlarını çözmek zorundadırlar. Ancak finans, pazarlama, organizasyon konusundaki problemierin yanısıra işletmelerin niye büyüdüklerini anlamamaları da problem yaratmaktadır. Örneğin işletmenin sahip olduğu özelliklerden dolayı değil de, ürünlerin büyüyen bir pazarda satılması nedeniyle (hızla büyüyen bir pazarda yer alma durumu) yeni fırsatlar gözleyen girişimciler için bir dinamizm kazandırmaktadır. işletmelerin yaşam süreci aynı ürünlerde olduğu gibi doğuş, gelişme, olgunlaşma, gerileme ·ve sona erme şeklinde tanımlanabilir. Ancak bu süreç her zaman geçerli değildir, bazen hiç beklenmedik bir kriz işletmeyi daha olgunluğa erişmeden sona erdirebilir. işletmenin büyüme krizlerinin üstesinden gelmesi, ürünün hedef kitlenin ihtiyacını karşılayabilmesine bağlıdır. ihtiyacı tatmin eden bir ürün işletmeyi mutlaka büyüme trendine sokar. Başarılı bir büyüme stratejisi için hedef pazarın seçilmesiyle birlikte yeni ürün ve pazarın geliştirilmesi ve bunların mevcut ürünlerle birlikte satışlarının gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Pazar sürekli olarak gözetim altında tutulmalıdır. Dolayısıyla hedef alınan pazar bölümlerinde talep edilen mal ve hizmetlerin, uygun zamanlama, kalite ve fiyat ile sağlanması gerekmektedir. Pazar araştırmaları küçük işletmeler için maliyeti karşılamak açısından zor olsa da, büyüme probleminin çözümü sırasında çok gerekli olmaktadır. Bu araştırmalar maliyeti yüksek hataların oluşmasını önlem~k için yeterli bilgiyi elde etmeye olanak sağlamaktadır. Çünkü işletmeler gerekli olan her konudan haberdar olursa önemli bir konuda karar verirken sahip oldukları bilgi birikimiyle alternatifleri değerlendirme imkanına sahip olurlar. Küçük ve orta büyüklükteki işletmeler için mevcut ürünler, süreçler ve pazarlarda küçük değişikliklerle büyürneyi sürdürmek gerçekçi bir yöntem olmaktadır. Üretilen mal veya hizmetlerden birinin satışlarında veya gelişmesinde göreceli bir durgunluk döneminde muhtemelen ürün hayat eğrisinin olgunluk aşamasına gelinmiştir. Bu aşamada rakipierin güçlenmesi veya talebin düşmesi işletmenin gelirlerini büyük ölçüde azaltacaktır. Büyüme sürecinde yeni bir ürünün tasarımına geçmeden önce tüketicilerin yeni ürüne ihtiyaçlarının olup olmadığını belirlemek gerekmektedir. 16 Talebin niteliği çok önemli olmaktadır. Yeni bir ürün veya uygulama için elverişli bir ortam sağlandığında eldeki kaynakların yeterli olup olmadığına dikkat etmek gerekmektedir. Bu arada rekabetin nasıl sağlanacağına dikkat ettikten sonra yenilik ve çeşitlilik konusunda neler yapılacağı planllanmalıdır. Ürün çeşitlendirmesi riskli bir yöntemdir. Çünkü bir yandan yeni pazar araş­ tınrken bir yandan da yeni ürün ve yöntem hakkında ne olacağını bilmernek yani çok bilinmeyenle yola çıkmak riski arttırmaktadır. Dolayısıyla küçük bir iş­ letme bir anda birden fazla yeniliğe açıldığı takdirde birçok güç:lükle karşılaşmaktadır. Yeni ürünlerin geliştirilmesinde tamamıyla yeni buluşlar üretmek yerine daha önce bulunmuş ürünler üzerinde çalışmak riski azaltacaktır. Diğer bir önemli konu da yeni ürünlerin temelinde araştırma ve geliştirme, pazar araştırması gibi işletmeye fazla mali yük getirecek konuların olması, büyüme sürecinde işletmenin var olan finans problemlerine yenilerini ekleyeıceğinden, bu durum dikkatle incelenmelidir. Bu arada yeni ürünler için sürekli araştırma yaparken mevcut ürünler de ihmal edilmemelidir. 1.3. BÜYÜME SORUNLARININ iNCELENMESi iLE iLGiLi YAKLAŞlMLAR işletmelerdeki büyüme olgusu, şüphesiz çeşitli açılardan incelenebilir. Bir defa "büyüklük" (size) statik olarak ele alınarak büyüklüğün ortaya çıkardığı sorunlar incelenebilir. Bu statik bir yaklaşımı ifade eder. Bir diğer yaklaşım "büyüme"yi (growth) inceleme konusu yaparak, dinamik bir olgu olan büyüme sırasında karşılaşılan sorunları ele almaktır. Bu anlamda bir çalışmanın en önemli yönü bir nevi "hareket halinde" bir ç:alışma olmasıdır. Yani statik herhangi bir büyüklük değil, fakat işletmenin faaliyet hacminin değişmekte olmasının yarattığı sorunların incelenmesi sözkonusudur. "büyüme" olgusu içinde karşılaştığı sorunların neler olduğunu belirleyecek bir çerçeve ne olabilir? Bizim bu araştırmada kullandığımız çerçeve, büyüme olgusu halinde, işletmenin fonksiyonel alanlarında karşılaşılan sorunların belirlenmesi şeklinde olmuştur. Yani büyüyen bir işletme pazarlama ve satış, finansman, muhasebe, personel ve insan kaynakları, organizasyon ve yönetim uygulamaları gibi alanlarda ne gibi sorunlarla karşılaşmaktadır, bu husus araştırılmıştır. Bir işletmenin Bunun dışında kalan daha farklı ve ihtiyaca göre şüphesiz kullanılabilir. 17 geliştirilmiş çerçeveler 2. BÜYÜYEN iŞLETMELERDE KARŞlLAŞlLAN YÖNETiM SORUNLARI ARAŞTIRMA 2.1. SONUÇLARI ARAŞTIRMANIN AMACI Daha önce de belirtildiği gibi araştırmanın amacı büyümekte olan letmelerde karşılaşılan yönetim ve organizasyon sorunlarını belirlemektir. iş­ Araştırmada büyüme göstergesi olarak iki faktör seçilmiştir. Bunlar sermaye miktarı ve toplam personel sayısıdır. Her iki göstergenin seçiminde de teorik sınıflandırmalar göz önünde tutulmuştur. Büyüyen işletmelerin karşılaştıkları sorunların belirlenmesinde, önce literatür taraması yapılmış ve ön araştırma sırasında gözlemlenen sorunlar ele alınmıştır. işletme fonksiyonları ve bu fonksiyenlara ilişkin sorunları belirlemeyi amaçlayan sorular aşağıdaki tabloda verilmektedir. TABLO 3: iŞLETME FONKSiYONLARI iŞLETME FONKSiYONLARI A.FiNANS iLGiLi SORULAR ve MUHASEBE 1-23 -Uzun dönem sermaye temini - Finans ve kullanımı ve Muhasebe konusunda bilgi yetersizliği 6,9,16,17 - Finansal araçlar; bütçe vbg. -Kısa 1,2,3,4, 14,18,20,21 ,22,23 dönem sermaye temini 7,11 ve kullanımı Nakit yönetimi 8,10,12,13,19 B. PAZARLAMA 24-45 - Talep tahmini, hedef kitle belirlenmesi 24,25,26,29,38 - Rakipler 27,31 -Fiyat 28,42 - Pazarlama konularında bilgi yetersizliği 18 31,32,39 -Stok 41 -Tanıtım; reklam, kampanya vbg. 30,45 C. BEŞERi KAYNAKLAR 46,62 - Ücret 49,53,56,60 -Personel sayısı 46,48 -Personel eğitimi 50,52,54 -işgücü temini, kaynaklar - Beşeri 47,48,57,61 kaynaklar konusunda bilgi 66 D. YÖNETiM VE ORGANiZASYON SORUNLARI 2.2. ARAŞTIRMANIN 62-65 TASARIMI Tablo 3'deki sorular ve işletmelerin demografik nitelikleri gözönünde tutularak Ek l'deki anket formu hazırlanmıştır. Anket formunun birinci bölümünde firmaların demografik niteliklerini belirleyen kuruluş yılı, sermaye, personel sayısı, meslek grubu gibi sorular bulunmaktadır. Anketin ikinci ve üçüncü bölümlerinde ise tablo 3'de belirtilen işletme sorunları yer almaktadır. Bu bölümde Likert ölçeği kullanılarak üçlü bir skala üzerinde ankete cevap verenin görüşlerinin gerçeğe yakın olarak belirlenmesine çalışılmıştır. Anket sorularının hazırlanması iki aşamada gerçekleşmiştir: Birinci aşa­ mada literatür taraması sonucunda teoride görülen sorunlar sıralanmış; bu sorunlar gözlem ve görüşmeden oluşan bir ön çalışma ile gözden ~ıeçirildikten sonra anket formuna son şekil verilmiştir. Örnek kütleye ulaşım ise posta ve yüzyüze mülakat şeklinde olmuştur. Araştırma sonuçlarının değerlendirilmesinde ise frekans dağılımı, betimleyici (descriptive) istatistik, çoklu regresyon ve SR (Speerman Rank) Korelasyon yapılmıştır. 19 -·-------~~--- 2.3. ÖRNEK KÜTLE BELiRLENMESi Örnek kütlemiz aşağıdaki kriteriere uyan istanbul Ticaret Odası'nın tacir ve sanayici grubu üyelerinden oluşturulmuştur. Tacir grubu üyelerin belirlenmesi için: 1. Şirket formunda olup sermayesi - 3 milyardan fazla olan A.Ş. - 43 milyardan fazla olan Holding, - 126 milyondan fazla olan Ltd. - Kollektif şirket - Komandit grubu şirket Şirket, ortalaması grubu olan rakamdan fazla olan ortalaması olan rakamdan fazla olan 2.1991 ve 1992 yılları içinde sermaye 3.1991 ve 1992 rinde artan üyeler yılarında Koii.Şirket bir önceki arttırımı yıla ve Kom.Şirket yapan, göre ticari kazancı %70'in üze- Sanayici üyelerin belirlenmesi için: 1. Halihazır sermayesi SOO milyondan fazla olan, 2. 1991 ve 1992 yılları içinde sermaye arttırımı yapan ve 3. Personel sayısı 1O' dan fazla olan üyeler seçilmiştir. Görüldüğü üzere örnek kütle seçiminde finans ağırlıklı değişkenler kul- lanılmıştır. Bunun iki nedeni vardır: Birincisi istanbul Ticaret Odası'ndaki üye- lerle ilgili kayıtlı bilgilerin daha çok isim, adres, telefon ve sermaye miktarı gibi bilgilerden ibaret olmasıdır. ikincisi ise, sermaye ve karlılık artışının büyümenin bir göstergesi olarak kabul edilebilir olmasıdır. Şüphesiz yeniden değerleme nedeniyle sermaye artışı daima söz konusu olabilir. Ancak "yeniden değerleme" daha çok sanayi işletmeleri için geçerlidir. Faaliyetlerin ağırlığı, ticari nitelikte olan işletmelerin yeniden değerleme yolu ile sermaye arttırımına gitmeleri, sanayi işletmelerine nazaran daha az rastlanan bir olgu olarak kabul edilebilir. Gerçi kanunen belirli bir hukuki yapıya sahip olan her şirket, sanayici veya tacir olduğuna bakılmaksızın yeniden değerleme yapma hakkına sahiptir. Ancak yeniden değerlemeye konu olan varlıkların "sabit varlık" niteliğinde olması; ticari işletmelerin de sanayi işletmelerine oranla daha az "sabit varlık" taşımaları; örnek kütle seçiminde sermaye kriterinin seçilmiş olmasının hataya neden olmayacağını ifade etmektedir. sayım Öte yandan örneğe dahil edilen işletmelerin ticari kazanç matrahının, varolarak kabul edilen % ?O'den daha fazla artmış olması da işletmelerde 20 karlılık artışı dolayısıyla büyümenin bir göstergesi olarak kabul edilmiştir. Ticari . kazanç matrahının artışında "yatırımın indirimi" gibi daha çok sanayici iş­ letmelere uyan bir faktörün önemli olmayacağı varsayılmıştır. Bu iki kriter, istanbul Ticaret Odası'nda mevcut kayıtlı bilgiler içinde örnek seçiminde kullanılabilecek iki kriter olarak görülmüştür. Bu çerçevede belirlenen 600 firmaya anket formları postalanmıştır. Ayrıca yüzyüze mülakatlarla da anket formları doldurulmuş ve sonuçta 157 iş­ letmeden cevap alınmıştır. Güveniriilik sınırı 0.5, doğruluk derecesi %7 ve z=2 olarak l<abul edil157 anket ana kütleyi temsil etmektedir. diğinde 21 2.4. ARAŞTIRMA SONUÇLARININ DÖKÜMÜ 2.4.1. ARAŞTIRMAYI CEVAPLAYAN FiRMALARlN PROFiLi Araştırmaya cevap veren firmaların dağılımı incelendiğinde firmaların %63,2 sinin 1981-1990 tarihleri arasında kurulduğu, dolayısıyla genç firmalar oldukları gözlemlenmektedir. Bu da sonuçların yorumlanmasında bu döneme ilişkin ekonomik, politik, sosyal ve teknolojik değişkenierin gözönüne alın­ masını gerektirir. FiRMALARlN KURULUŞ YILINA GÖRE DAGILIMI 1950'ye kadar 1951-1955 1956-1960 1961-1965 1966-1970 1971-1975 1976-1980 1981-1985 1986-1990 1991 ve sonrası o 20 10 22 30 40 Araştırmaya cevap veren firmaların sermaye yapılarına bakıldığında ağır­ %38,5 ile 500 milyon TL'ye kadar, sermayeye sahip işletmelerde olduğu görülmektedir. Bununla birlikte araştırmanın amacına uygun olarak diğer sermaye grupları da uygun oranlarda temsil edilmektedir. lığın FiRMALARlN SERMAYELERiNE GÖRE DAGILIMI 100 milyona kadar 100 - 500 milyon 501 - 1000 milyon 1001 - 2000 milyon 2001 - 3000 milyon 3001 -4000 milyon 4001 -5000 milyon 5001 - 10000 milyon 10000 ve üzeri o 10 20 23 30 40 50 Personel sayısı açısından ağırlık % 81,5 ile 1-50 kişi çalıştıran iş­ letmelerde görülmektedir. FiRMALARlN PERSONEL SA VISINA GÖRE DAGILIMI 1-10 KiŞi 11-50 KiŞi 51-100 KiŞi 101-200 KiŞi 200- +KiŞi o 10 20 24 30 40 50 60 2.4.2. ARAŞTIRMAYA KATILAN iŞLETMELERiN KARŞlLAŞTlKLARI YÖNETiM SORUNLARI 2.4.2.1. FiNANS VE MUHASEBE iLE iLGiLi SORUNLAR tında Finans ve muhasebe özetleyebiliriz: konularında karşılaşılan sorunları şu başlıklar büyüdükçe sermayelerini arttırma zorunluluğu ortaya çık­ maktadır; işletme sermayeleri ve özkaynakları yetersiz olmaktadır. Büyüyen iş­ letmelerin en önemli sorunu olarak kabul edilen bu olgu, araştırmaya katılan iş­ letmelerce de doğrulanmış bulunmaktadır. Şüphesiz sermaye ihtiyacı artışı büyüme dışında enflasyon nedeniyle de ortaya çıkabilir. Ancak araştırmaya katılan firmalar büyüme nedeniyle de sermaye ihtiyacının arttığını belirtmişlerdir. - Şirketler al- SERMAYE ARTTIRIMI ZORUNLULUGU 70 60 50 40 30 20 10 o EVET KARARSIZ 25 HAYIFt 60 50 40 30 20 10 o EVET KARARSIZ HAYlR ~işletme özsermaye 26 - Bununla beraber şirketler sermaye ihtiyaçları için bankalardan kredi alma yoluna gitmemişlerdir. Ayrıca sermaye bulmak için diğer kaynakları da araştırmamışlardır. Sermaye ihtiyaçlarını karşılamak için başka oriak da almamışlardır. Bu konuda kredi sağlamak gibi devletin de önemli bir desteği olmamıştır. Anket sorularında belirtilmemekle birlikte mülakatlardan edinilen bilgilere göre en önemli sermaye kaynağı şahsi ya da aileye ait gayrimenkullerin elden çıkarılması veya aile içi diğer kaynaklardır. Büyüyen ve araştırmaya katılan firmaların sermaye ihtiyaçlarını daha çok aile içi kaynaklardan sağ­ lamaları, bir bakıma, bunların küçük işletme niteliğinde olmaları ile açıklanabilir. DiGER SER MAYE KAYNAKLARI 100 so 60 40 20 o EVET KARARSIZ HAYlR bankalar [.7]. [l23 yenı ortaklar 1 27 i >.ı devlet - Büyümekte olan işletmelerin karşılaştıkları diğer bir sorun da günlük nakit ihtiyacının karşılanmasıdır. işletmeler büyüdükçe nakit giriş çıkışını kontrol etmek zorlaşmaktadır. Buna ilaveten piyasa koşulları gereği kredili satışlar artmış, dolayısıyla alacakların tahsili de zorlaşmışhr. Bu nedenle işletmelerde nakit bütçesi yapmak önem kazanmıştır. Büyümeye paralel olarak artan nakit hareketlerini yönetmek önemli bir sorun olarak görülmektedir. Artan kredili satışlar, alacakların takip ve tahsili nakit bütçesi yapma ihtiyacını arttırmaktadır. NAKiT SORUNLARI ARTTI NAKiT BÜTÇESi YAPTlK 50 40 30 20 10 o EVET FiKRiMYOK HAYlR sorunlar [f@J 28 bütçe ALACAKLARI TAHSiL ETMEK ZORLAŞTI 50 40 30 20 10 o EVET FiKRiM YOK 29 HAYlR - Artan mali sorunlar nedeni ile mali danışmanlardan yararlanma ihtiyacı kabul edilmekle birlikte şirketlerin büyük bir çoğunluğunun kadrolarına mali danışman almadığı görülmektedir. Bünyelerinde mali danışman bulundurmadan mali danışmanlardan yararlanma ihtiyacının belirtilmesi, bu iş­ letmelerin daha çok piyasada ve sorunla karşılaştıkları zaman mali danışmanlara başvurdukları şeklinde yorumlanabilir. olduğu MALi DANIŞMAN iSTiHDAM ETTiK 70 60 50 40 30 20 10 o EVET FiKRiM YOK 30 HAYlR -Borçlar uzun ve orta vadeden çok kısa vadeli bir nitelik taşımaktadır. KISA, ORTA, UZUN DÖNEM BORÇLANMA 60 50 40 30 20 10 o KISA ORTA 31 UZUN -Bütçeı yapma gereği ortaya çıkmıştır. Yani işletmeler genişleyen faaliyet hacmini yönetebilmek için önceden planlama yapmak yani bütçelamek gereğini duymaktadır. BÜTÇE YAPMA GEREGi ORTAYA ÇlKTI 60 50 40 30 20 10 o EVET FiKRiMYOK 32 HAYlR 2.4.2.2. PAZARLAMA iLE iLGiLi SORUNLAR - işletmeler büyüdükçe pazarlama konusunda müşterileri daha fazla tanıma zorunluluğunun ortaya çıktığı görülmektedir. işletmelerin çoğunluğu müş­ terileri daha fazla düşünmeye zorlandıklarını belirtmektedir. Fakat aynı zamanda bu işletmeler müşterileri yeterince tanıyacak pazarlama sistemlerini kuramadıkların ı da belirtmişlerdir. MÜŞTERiLERi TANIMAK GEREKTi TANIMA SiSTEMLERi KURULAMADI 70 60 50 40 30 20 10 o TANIMA GEREGi SiSTEM KURULAMADI eve't hayıır 33 - işletmeler büyüdükçe karşılaşılan diğer bir sorun da rekabetin artmasıdır. Rekabetin artması ile piyasa koşullarının daha iyi belirlenmesi gerekmektedir. Fakat yine işletmelerin çoğunluğu piyasayı ve rakiplerini daha iyi tanımayı sağlayacak yolları bulmanın onlar için önemli olmadığını belirtmekte, buna karşılık ekonomideki gelişmeleri daha yakından izlemeye başladıklarını ifade etmişlerdir. Bu durum büyüyen bir işletmenin rakiplerden çok, genel ekonomik koşullardaki gelişmelere daha fazlaağırlık verdiğini göstermektedir. REKABETTE ARTlŞ RAKiPLERi/PiYASAYI TANIMAK REKABETTE ARTlŞ RAKiPLERi TANIMA PiYASAYI TANIMA o 10 20 30 40 50 60 hayır 34 70 - işletmeler artan rekabet karşısında satış ve müşteri tercihleri gibi konuları daha çok kısa dönemli çözümlerde aramışlardır. Örneğin daha fazla satabilmek için fiyatlarda indirim (iskonto) yapma yoluna gitmişlerdir. Yani pazarlama faaliyetlerinde fiyat değişkeni esas araç olarak kullanılmıştır. REKABETTE ARTIŞ/FiYAT iNDiRiMi REKABETTE ARTlŞ iSKONTO YAPTlK o 10 20 30 40 50 60 70 evet hayır ~ kararsız 35 - Değişen piyasa koşullarına uyum sağlayabilmek için orta ve uzun vadeli önlemler olarak belirleyebileceğimiz reklam harcamaları, diğer tanıtım ve tutundurma faaliyetleri, satış ve pazarlama elemanlarından yararlanma, yine bu konularda uzman danışmanlardan yararlanma yollarına gidilmediği belirlenmiştir. YARARLANILAN PAZARLAMA YÖNTEMLERi REKLAM SATIŞ EKiBi DANIŞMAN DiGER TANITIM o 10 20 36 30 40 50 60 70 - işletmeler büyüdükçe daha fazla mal stoku yapma ihtiyacı ve taptancı ve perakendeci gibi aracılara daha fazla mali imkan sağlama zorunluluğu ara-sında bir ilişki bulunmuştur. - işletmeler büyüdükçe pazarlama konusunda daha fazla plan yapma ihtiyacı ortaya çıkmış bu da ağırlık olarak taptancı ve perakendeci gibi aracı kurumlar konusunda belirginleşmiştir. Büyüme olgusunun pazarlama alanında da önceden düşünme ve planlama yapma ihtiyacını ortaya çıkardığı, bu grup tarafından da belirtilmiş bulunmaktadır. 2.4.2.3. BEŞERi KAYNAKLAR (PERSONEL) iLE iLGiLi SOBUNLAR - Büyümekte olan işletmelerin karşılaştıkları personel sorunlarından bir tanesi yeterli sayıda nitelikli işçi bulamamalarıdır. Aynı şekilde kaliteli personel bulmakta da zorluk çekildiği belirtilmiştir. YETERLi PERSONEL BULUNAMIYOR SAYI VE KALiTE AÇlSlNDAN 50 40 30 20 10 o EVET FiKRiM YOK 37 - işgücü devri önemli bir sorun olarak ortaya çıkmamaktadır. iŞGÜCÜ DEVRi ARTTI 60 50 40 30 20 10 o EVET KARARSIZI M 38 HAYlR - işletmeler büyüdükçe, yeterli kalite ve sayıda personel bulunamaması nedeniyle, personeli eğitmek ve yetiştirmek zorunluluğunun ortaya çıktığını belirtmişlerdir. Ancak personelin eğitimi için firma bünyesinde kurslar düzenlenmediği ve firma dışı paralı kurslarla da personeli eğitme yoluna gidilmediği belirlenmiştir. PERSONEL EGiTiMi GEREKTi iŞLETME iÇi 1 DIŞI KURSLAR EGiTiM GEREKTi iŞLETME iÇi KURS iŞLETME DIŞI KURS o 10 20 30 40 50 60 evet [.8?:l fi:iJ ı 39 ;] kararsız ı hayır 70 - işletmeler büyüdükçe idareci personel sayısında bir artış olmadığını belirtmişlerdir. idareci personeli ise rakiplerinin başarılı personeli arasından seçmediklerini, gazete ilaniarına başvurmadıklarını, idareci personeli temin etmekte daha çok aile tanıdık ve eş dost çevresinden yararlandıklarını belirtmektedirler. iDARECi PERSONEL SAYI SI ARTTI 50 40 30 20 10 o EVET KARARSIZ 40 HAYlR iDARECi PERSONEL KA YNAGI 70 60 50 40 30 20 10 o EVET KARARSIZ HAYlR aile ~ 41 rakipler işçilik ücretlerinin yüksek olması konusunda bariz bir eğilim gö- rülmemektedir. Bununla beraber işletme büyüdükçe personel giderlerinin toplam maliyetler içindeki payında bir artış olduğu konusu önemli bir sorun olarak belirtilmiştir. Yine ücret konusuna ilintili olarak yeterli sayı ve nitelikte personel temin etmenin pahalı olmadığı belirtilmiştir. Yalnızca yetişmiş personeli tutmanın zor olduğu belirtilmiştir. PERSONEL GiDERLERi ARTTI 35 30 25 20 15 10 5 o EVET KARARSIZ 42 HAYlR - işletmelerin büyümesi ile fazla mesai giderlerinin artışı söz konusu olmamıştır. FAZLA MESAi ARTTI 70 60 50 40 30 20 10 o EVET KARARSIZ HAYlR - işletmeler büyüdükçe hem toplam personel sayılarının hem de idareci personelinin artmadığını belirtmişlerdir. - Yeterli sayı ve nitelikte personelin pahalı olması bir sorun olarak görülmemekte, fakat varolan personelin kalitesini arttırmak için eğitme yoluna da ağırlıklı olarak gidilmemektedir. 43 2.4.2.4. ORGANiZASYON VE YÖNETiM UYGULAMALARI iLE iLGiLi SORUNLAR - işletmeler büyüdükçe personelin yetki ve sorumluluklarını belirleyen çalışmalar yapma ihtiyacının ortaya çıktığı belirtilmiştir. Büyümenin personelin iş yükü dolayısıyla yetki ve sorumluluk belirlenmesini etkilediği bu şekilde belirtilmiştir. YET~/SORUMLULUKLARIBE~RLEME iHTiYACI ARTTI 50 40 30 20 10 o EVET KARARSIZ 44 HAYlR - işletmeler büyüdükçe faaliyetleri düzenleyen prosedürler hazırlamak önemli bir sorun olarak belirtilmemiştir. Yani büyüme sonucu artan faaliyet hacmi ve işler, sadece personel yetki ve sorumluluklarının düzenlenmesi ile çözülmeye çalışılmaktadır. işleri ve yapım şeklini kişilerden bağımsız hale getirecek prosedürler ve benzeri diğer araçlar fazla ağırlık taşımamaktadır. PROSEDÜRLER HAZlRLAMA iHTiYACI ARTTI 40 30 20 10 o EVET KARARSIZ 45 HAYlR - işletmelerin büyümesi ile idarecilerin zamanlarının daha büyük bir kıs­ gibi bir durum söz konusu olmamıştır. mını toplantılarda harcamaları TOPLANTlLAR ARTTI 50 40 30 20 10 o EVET KARARSIZ 46 HAYlR - işletmelerin büyümesi ile organizasyon yapılarının daha karınaşık hale gelmesi gibi bir sorunun olmadığı belirlenmiştir. Bu işletmeler, büyümenin organizasyon yapısını değil, fakat personelin iş yükü yetki ve sorumluluğunu etkilediğini ifade etmektedir. Esasında bu bir organizasyon sorunudur . Fakat anlaşılıyor ki bu işletmeler nispeten "soyut" bir kavram olan organizasyon yerine "somut" bir kavram olan "personel" ile daha çok ilgili görünmektedir. ORGANiZASYON YAPISI KARMAŞlKLAŞTI 60 50 40 30 20 10 o EVET KARARSIZ 47 HAYlR Yani Firmaların büyük çoğunluğunda profesyonelleşme eğilimi firma sahibi ile yöneticisi gözlemlenmemektedir. SAHiP VE YÖNETiCi AYNI KiŞi 100 80 60 40 20 o EVET HAYlR 48 aynı kişidir. Ayrıca firmalar büyümenin getirdiği sorunları önem sırasına göre şöyle sl- ralamaktadı r: 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. Finans/para bulma Pazarlama/satış Plan yapmanın öneminin artması Yeterli kalitede personel bulma Hedef belirleme Piyasa hakkında yeterli bilgi Bankalarla ilişkiler Devlet yardımına ihtiyaç duyma Patronun tüm kararları vermesi 2.4.2.5. SANAYi iŞLETMELERiNiN SORUNLARININ GENEL DEGERLEMESi Büyüyen sanayi işletmeleri temel sorunlarını şöyle belirtmektedir: a- imalat tesisleri için parasal kaynak bulunamaması %85.4 b- Makine ve teçhizat alımında kredi kullanma zorunda kalmak %86.6 c- Hammadde stoklarını arttırma zorunda kalmak %87.3 d- imalat bilgisi olan personeli bulamamak %87.3 e- Üretim kapasitesinin tamamını kullanamamak %85.9 f- Daha çok yan sanayi olarak çalışmak %86.6 g- Hammadde fiyatlarının artması ile parasal ihtiyaçların sürekli artması %85.9 h- Satış tahminlerine dayanan imalat planlamasının önem kazanması %86.6 ı- Parasal kaynak yetersizliğinden, daha çok kullanılmış makine VB teçhizat almak zorunda kalmak %85.4 3. GENEL DEGERLEME VE ÖNERiLER "Büyüyen" bir işletmenin karşılaştığı sorunların başlıcalarının Aşağıda, bu araştırma neriler belirtilecektir. neler ve yöneticilerini en çok uğraştıran tek tek ele alınmıştı. genel bir değerlendirmesi ve geliştirilen ö- olduğu yukarıdaki kısımda sonuçlarının 3.1. Genel Değerleme Araştırma sonuçları incelendiğinde görülmektedir ki, büyüyem bir iş­ letmenin ne gibi sorunlarla karşılaşabileceği konusundaki bekleyişlerin bir kıs­ mı doğrulanmış, bir kısmı ise, araştırmaya katılan işletme yöneticileri tarafından fazla önemli bulunmamıştır. 49 Bulguların da doğruladığı sorunların başında büyüme olgusuna önemli bir "fjhansal kaynaklar sorunu" olduğu hususudur. işletme faaliyetlerinin hacminin büyümesi, bir yandan işletmeyi yeni finans ihtiyaçları ile karşı karşıya getirirken bir yandan da nakit planlama ve kullanımını daha önemli hale getirmektedir. Nitekim araştırmanın sonunda sorulan "size göre, büyümenin getirdiği en önemli sorunlar nelerdir" sorusuna verilen cevaplar içinde %63 oranı ile finans sorunları ilk üç grup içinde belirtilmiştir. Burada ilgi çeken bir başka husus şudur: işletmeler sermaye ihkonusunda bankalardan fazla yararlanmamaktadır. Bu durumun bir nedeni bankaların, küçük ölçekli bu işlemeleri fazla güven verici bulmamaları kadar, bu işletmelerin sahip ve yöneticilerinin borç riski altına girmeme tercihleri de olabilir. Sermaye ihtiyaçlarının karşılanmasında aile içi kaynakları tercih etmeleri, bankacılık sisteminin bu tür işletmeler nezdinde fazla etkin olamadığı sonucunu vermektedir. Ayrıca küçük işletme sahiplerinin banka ya da diğer kuruluşlardan finansal kaynak temin etme alışkanlıklarının ve bu konuda bilgilerinin olmaması da düşünülebilir. tiyaçlarının karşılanması Büyüme olgusu, işletmelerde "bütçeleme" faaliyetlerini ön plana çı­ Bu başlangıçta nakit bütçesi veya finansal bütçe şeklinde ortaya çıkmakta daha sonra tüm işletmeyi kapsayan işletme bütçesi şeklini alkarmaktadır. maktadır. Araştırma süresinde yapılan mülakatlarda genellikle şu husus ortaya çık­ mıştır: işletmelerdeki büyüme, daha çok fiili talep artışı sonucu ortaya çık­ makta, işletmeler artan talebe cevap verebilmek için faaliyetlerini büyütmektedir. Bu tarz önceden planlanmayan tarzda gelişen fiili büyüme, önceden üzerinde düşünülmeyen sorunları da beraberinde getirmektedir. Araştırma sonuçlarının doğruladığı "beklenen" sorunlardan bir diğeri de "pazarlama ve satış" sorunudur. Nitekim araştırmaya katılanların %74 gibi büyük bir kısmı, pazarlama ve satış sorunlarını en önemli üç sorun içinde saymışlardır. Bu sorunun somut bir şekilde ortaya çıkışı şu şekilde olmaktadır: Bir defa özelliklerini daha yakından bilmek ihtiyacı duymakta müşteri ihtiyaçlarını daha fazla düşünmek zorunda kalmaktadır. Dolayısıyla büyüme olgusu ile, "üret(veya al) ve sat" anlayışı "müşterinin ihtiyaç duyduğu üret(al) ve sat" anlayışına dönüşmektedir. Ancak araştırmaya katılan işletmeler müşterilerini yeterince tanımalarını sağlayacak bir sistemi kuramadıklarını beişletmeler müşterilerinin lirtmişlerdir. Bir diğer husus büyüme sonucu işletmelerin daha fazla mal stoku yapmak ihtiyacını duymalarıdır. Bu husus sermaye ihtiyacını arttıran bir diğer husus olmaktadır. 50 Ayrıca işletmeler pazarlama ve satış faaliyetlerinin yürütülmesinde esas araç olacak "fiyat" değişkeninden diğer pazarlama değişkenlerine oranla (reklam, tutundurma ve promosyon) daha fazla yararlanmaktadır. Diğer ilginç bir husus, büyüyen işletmelerin ekonomideki gelişmeleri daha yakından takip etmeye başladıklarını belirtmeleridir. Bu durum büyüme ile birlikte işletmenin dış çerçevesinde daha çok faktörle temas kurmak zorunda olduğu şeklinde yorumlanabilir. Bu durumun bir başka yorumu da şu olabilir: Büyüme olayı büyük ölçüde ekonomideki büyüme olgusu ile ilgilidir. Ekonomideki büyüme, işletmelerin büyümesi için fırsat yaratmaktadır. Dolayısıyla büyüme durumunda olan işletmeler genel ekonomideki değişmeleri yakından izlemekte ve_ bu husus araştırmaya katılan işletmeler tarafından önemli görülmektedir. Araştırmanın doğruladığı bir diğer "beklenen" sorun, büyüme olgusunun nitelikli personel ihtiyacı doğurduğudur. Ancak bu sorun, finans ve pazarlama sorunlarından sonra gelmektedir. Araştırmaya katılan işletmelerin %35'i bu sonucu ilk üç sorun arasında belirtmiştir. Burada ilginç olan husus şudur: Büyüme kaliteli personel ihtiyacını ortaya çıkarmakla beraber, işletmelerin bunu temin edecek önlemleri almadıkları görülmektedir. Araştırmaya katılan iş­ letmeler, personelini eğitmek ve yetiştirmek zorunluluğunun ortaya çıktığını belirtmişler, fakat işletme içinde eğitim amaçlı kurslar düzenlemediklerini, elemanları işletme dışı kurslara da göndermediklerini söylemişlerdir. Aynı şekilde büyümenin idareci personel sayısında önemli bir artış olmadığını belirtmişlerdir. Ayrıca, idareci personel temininde daha çok aile ve eş dost çevresinden ya- rarlanıldığı belirtilmiştir. Buradan çıkan sonuç şudur: Büyüme olgusunun ortaya çıkardığı nitelikli personel ihtiyacı vardır. Ancak işletmeler bu ihtiyacı giderecek önlemler almamaktadır. Bu durum nitelikli personel arzını azaltmakta, dolayısıyla iş­ letmelerin yetişmiş personeli tutması daha güç hale gelmektedir. Büyüme olgusu ile organizasyon arasındaki ilişkiler hususunda araştırma sonuçları "beklenen"in dışında sonuç vermiştir. Araştırmaya katılan işletmeler, büyümenin, personelin yetki ve sorumluluklarını belirleyen çalışmalar yapma zorunluluğunu arttırdığını belirtirken; büyüme nedeni ile organizasyonun daha çapraşık (kompleks) hale gelmesi gibi bir sorunları olmadığını belirtmişlerdir. Bu durum işletmelerin büyüme nedeniyle karşılaştıkları örgütsel sorunları ve ihtiyaçları; mevcut personelin yetki ve sorumluluklarında düzenlemeler yapmak suretiyle karşılamaktadır. Nitekim "idareci personelde artış olmadığının" ifade edilmesi, bu yorumu doğrulamaktadır. Büyüme konusu ile ilgili literatür, bir işletmenin büyümesini belirleyen en önemli faktörün işletmelerin sahip yöneticileri olduğunu· vurgulamaktadır. iş­ letmenin büyümesine rağmen yönetim kadrolarının genişlememesi:; merkezi bir 51 işletmelerin büyümesini sınırlayan en önemli engel duAncak araştırmaya katılan işletmeler büyüme ile ilgili en önemli sorunlar hangisidir sorusuna cevap verirken "patronun her kararı kendisinin vermekte israr etmesi" şeklinde seçeneği %73 oranında son sekiz-dokuz soru grubunda belirtmişlerdir. yetki kullanımı rumundadır. Büyüme dolayısıyla "devlet görülmemektedir. yardımına ihtiyaç duyma" da bir sorun olarak Araştırmaya katılan sanayici işletmelerin büyüme olgusu nedeniyle karkapasite kullanımı, stokları arttırma zorunluluğu, bunun sonucu gerekli finansal kaynak ihtiyacındaki artış ve planlamanın öneminin artması belirtilmektedir. şılaştıkları sorunların başında Araştırma süresince yürütülen görüşmeler sonucu ulaşılan bir diğer kanaat şu olmuştur: Araştırmaya katılan işletmelerimizin büyük çoğunluğu sistemli her yönü ile düşünülmüş bir büyüme felsefesinin bir sonucu değil, fakat kısmen tesadüfi kısmen o anda ortaya çıkan bir talep artışından yararlanma şeklinde büyümektedir. işletme ölçeği genelde küçük olduğu için, küçük iş­ letmelerle ilgili sorunlar tümüyle bu büyüyen işletmeler için de geçerli görünmektedir. Bu çalışmanın ağırlığı olan "büyüme" olgusu konusunda şu nokta gayet bir şekilde ortaya çıkmaktadır: "Büyüme" işletmelerde ilave kaynak ihtiyacı anlamındadır. Genel gruplama itibarıyle bu kaynaklar maddi ve finansal kaynaklar ile insan kaynaklarıdır. Araştırmaya katılan işletmeler, büyüme nedeniyle sorun olarak karşılaştıkları konuların birinci tür kaynakla, maddi ve finansal kaynaklarla ilgili olduğunu ağırlıklı bir şekilde belirtmişlerdir. Bunun başında da sermaye ihtiyaçları gelmektedir. açık Nitekim, küçük ve orta ölçekli işletmelere yardım amacıyla oluşturulan tüm kuruluşların ağırlıklı olarak sermaye temini, kredi temini, teminat verme, teknoloji temini, vs. gibi konularla ilgilendiği görülmektedir. Kanımızca burada ikinci planda kalan önemli bir husus, büyümenin ortaya çıkardığı ikinci grup kaynak, insan kaynağı ile ilgili husustur. Gerçi araştırmaya katılan işletmeler, nitelikli eleman bulma güçlüğünden sözetmişlerdir ama insan kaynakları ile ilgili sorunlar, bu işletmelerin yöneticileri gözünde hiçbir zaman bir finans ve pazarlama sorunu boyutunda olmamıştır. Nihayet bu araştırmanın bulgularının ortaya koyduğu bir diğer husus şu­ dur: Büyüme literatüründe çok sık belirtilen ve büyüyen işletmeleri 5 grup içinde toplayan büyüme modelleri dikkate alındığında, araştırmaya katılan iş­ letmelerin genellikle 3. grup içinde oldukları söylenebilir. Bu beş safhalı modelde birinci safha varlık ve kuruluş sorunlarını; 2. safha tutunma ve yaşamını sağlama, 3. safha karlılık durumunun devamı ve bü- 52 yümenin gerektirdiği kaynakların temini, 4. safha olgunlaşma ve 5. safha yatırım getirisi (ROl) bazında kaynak optimizasyonu safhasıdır. Bu açıdan bakıldığında araştırmaya katılan işletmelerin büyük ölçüde 3. safhada bulunduğu, bu safhaya ilişkin büyüme sorunları ile karşılaştıkları görülmektedir. 3.2. Öneriler Büyüyen işletmelerin karşılaştıkları sorunlar konusunda yukarıdaki açık­ lamalar ve değerlendirmeler sonucu aşağıdaki öneriler geliştirilebilir. Bir defa "büyüme" olgusu, işletmeler tarafından, bir proJe gibi yönetilmesi gereken bir olgu olarak ele alınmalıdır. Yani büyüme planlaması yapılmalıdır. Büyümenin fiili gelişmelere bir tepki olarak ortaya çıkması, işletmeleri bazen sıhhatsiz yönlerde büyütmekte; ekonomik ölçek dışında gelişme ve altında kalma durumları ile karşılaştırmaktadır. Bunu yapabilmek için zaten küçük ölçekli olan ve günlük sorunların çözümü ile son derece meşgul olan yöneticilerin "büyüme" olgusu, özellikleri, teknikleri konusunda aydınlatılmaları gerekir. Hatta halihazırda küçük ve orta ölçekli işetmelere yardım amacıyla kurulmuş çeşitli kuruluşların (KOSGEB, Halk Bankası, Sanayi Bakanlığı'nın ilgili birimleri, MPM ve diğerleri) programlarındaa "büyüme" olgusuna yer vermeleri gerekir. Bu kuruluşların sağladıkları her türlü yardım ancak "büyüme" çerçevesi içinde etkili olacaktır. Büyümenin ilk etkisinin finansman alanında görülmesi, işletmelerde finansal planlama, yatırım planlaması, işletme sermayesi yönetimi ve en önemlisi nakit yönetimi konularının acilen ele alınmasını, bu işletme yöneticilerinin bu alanlarda yetiştirilmelerini gerektirmektedir. Yöneticiler için düzenlenecek eği­ tim programlarında "para yönetimi" üzerinde ağırlıklı olarak durulmalıdır. iş­ letmelere finansal kaynak sağlayan kuruluşların, bu yöneticilere gerekli finansal yönetim araçlarını da sağlamak konusunda ısrarlı olmaları gerekmektedir. Bu araştırmanın ilginç sonuçlarından birisi olan, işletmelerin büyümeleri sonucu idareci personel sayısında artış görmemeleri bulgusu, büyüme ile ilgili literatürdeki temel bir ilkeyi gündeme getirmektedir. Bu ilkeye göre bir iş­ letmenin büyümesini sınırlayan ve belirleyen esas faktör işletmenin yönetimi kapasitesidir. iyi organize olamayan, genişleyen faaliyet hacmine paralel olarak yönetim uygulamalarını değiştiremeyen, temel kararlarda tek kişiye (patrona) bağlı kalan, karar yetkisini diğer yöneticilerle paylaşamayan; dolayısıyle "bir elin nesi, iki elin sesi" dsyişindeki gibisinerji yaratamayan işletmeler olarak kalacaktır. Bu işletmelerin sermayesi, karı, pazar payı ve benzeri büyüklükleri artsa bile, bunları limitleyen en önemli faktör olarak yönetim ortaya çıkacaktır. Bu nedenlerle, araştırma bulgularına bağlı 53 olarak geliştirilebilecek bir di- ğer işletmelerde organize olma, uygun yönetim tarzı ve planlama kogerekli yardımın ve bilgi desteğinin sağlanmasıdır. Bunun için, çeşitli meslek veya endüstri dallarından örnekler alınarak vak'a çalışmaları yapılabilir. Bu vak'alar başarılı bir şekilde büyQmesini sürdüren işletmelerle karşılaştırmalı olarak incelenebilir. Bunu yaparken temel amaç, işletme sahip ve yöneticilerini, büyümesinin esas itibariyle bir yönetim felsefe ve uygulaması olduğu konusunda bilinçli hale getirmektir. öneri, nularında Büyüme ile ilgili olarak ortaya çıkan pazarlama ve satış konusunda yaen önemli öneri, işletmelerin pazarlama yeteneklerini arttımak; bunun için gerekli tüm bilgi desteğini bunlara vermek; bu işletmelerin en önemli sorunu olan pazar hakkında bilgi sağlamak konusunda yardımcı olacak bir sistematik geliştirmektir. Pazarlamanın sadece "fiyat" değişkenini kullanmak olmadığı; bu işletmelerin tüm pazarlama fonksiyonlarını kullanabilecekleri bir şe­ kilde yetiştirilmeleri ve geliştirilmeleri şarttır. Özellikle küreselleşme veya globalleşme adı altında dış pazarların açıldığı, uluslararsı rekabetin arttığı ortamda, işletmelerimiz pazarlamanın tüm araçlarından yararlanarak büyürnek zorunluluğunu daha fazla hissedeceklerdir. Bunun da en önemli şartı pazarlar hakkında bilgi toplamaktır. Bunu sağlamak amacı ile örneğin iTO bünyesinde, meslek dalları bazında periyodik "pazar etüdleri" hazırlanıp üyelerin kullanımına sunulmakta ve yabancı pazarların özellikleri, gerekli başarı şartları tanıtılmaktadır. Bu faaliyetin yaygınlaştırılması ve iç piyasaya dönük araş­ tırmaların yapılması hususu ele alınmaktadır. pılacak Büyüyen işletmelere yardımcı olmak üzere "Büyüme Danışma Merkezi" gibi bir birim oluşturulabilir Ticaret ve Sanayi Odaları bünyesinde veya daha başka bir şekilde organize edilebilecek böyle bir merkezin temel amacı iş­ letmelerin "büyüme" konusunda karşılaştıkları sorunları incelemek, araştırmak ve benzer hataları yapmalarını önleyecek bilgi desteğini sağlamaktır. Böyle bir merkezin işletmelere bakış açısı farklıdır. Örneğin bir pazarlama tekniğini tavsiye ederken, işletmeleri büyüme süreci içindeki yerlerine göre bu tekniğin nasıl kullanılacağı veya kullanılamayacağı konusunda bilgi desteği sağlayacaktır. Büyüme olgusu ile işletmelerin personel yapıları gözönüne alındığında, personelin niteliklerini geliştirici bilgi desteğinin sağlanması gerekir. Araştırma bulgularından birisi olan "yetişmiş elemanı tutma güçlüğü" esasında bu konu ile ilgilidir. En alttan en üst kaderneye kadar yetişmiş eleman azlığı, büyüme nedeniyle yetişmiş elemana talebi arttırmakta, dolayısıyle bu elemanları tutmak güçleşmektedir. Bu nedenle meslek dalları itibariyle eleman yetiştirmeye yardımcı olacak programların işletmelerin istifadesine sunulması yararlı olacaktır. Bu konudaki "Satışçı eğitimi" programı güzel bir örnektir. işletmelerin ihtiyaçlarını belirleyen bir araştırmaya bağlı olarak, buna benzer başka yetiştirme programları geliştirilebilir. Yetiştirme kararlarda uygulanabilir. Böylece iş­ letmelerin, büyümenin "insana yatırım" boyutunu daha rahat yerine ge54 tirmelerine katkıda bulunulabilir. diğer öneri de bu işletmelerde yaratıcılığı arttırıcı bilgi desbu konuda danışma hizmeti sağlamak olabilir. Artan rekabet karşısında, "büyüme"nin sürdürülebilmesinin yaratıcılığı arttırmak suretiyle mümkün olduğu vurgulanmalıdır. Esasında, mevcut işletmelerin ölçekleri nedeniyle, sahip yöneticilerin girişimci ve yaratıcı oldukları, bu nedenle başarılı oldukları söylenebilir. Bizim geliştirmek istediğimiz öneri, bu yaratıcılı1~ın sürekli olmasını sağlamaya yöneliktir. Çünkü başlangıçtaki yaratıcı tutumu ile başarılı olan bir işletme ve yöneticileri bir süre sonra "doymakta"; kendine <güven nedeniyle kendisinden başka bir işletmenin aynı şeyleri daha ucuz ve kaliteli yapabileceğini düşünemez hale gelmektedir. Rehavet hali (complacency) de denilen bu durum pek çok işletmenin rekabet gücünün azalması, dolayısıyle büyümesinin durmasının önemli bir nedenidir. Bu sebepten dolayı, iş­ letmelerimiz yenilikleri ve yaratıcılığı büyümenin motoru haline getirmelidir. Nihayet bir teğini sağlamak, "Büyüme"nin en küçük bir işletmeden en büyük bir işletmeye kadar her ölçekteki işletme için geçerli olabileceğini daha önce belirtmiştik. Burada önemli olan husus her ölçekteki işletmenin büyüme sorunlarının ve büyüme stratejilerinin farklı olduğudur. Küçük ölçekli ve kurucu-girişimcinin yönetimindeki bir işletmenin büyüme sorun, teknik ve stratejileri ile büyük bir iş­ letmenin büyüme stratejileri farklı olacaktır. Bu nedenle büyüme konusunda iş­ letmelere sağlanacak bilgi-danışma yardımında bu hususun özellikle dikkate alınması gerekmektedir. Büyümenin hangi işletmeler için ne tür krizler çı­ karabileceği ayrı ayrı ele alınmalıdır. Başka bir deyişle, örneğin, içeriden büyüme stratejisini izleyen bir kaçük veya orta boy işletmenin hangi safhada bir liderlik krizi ile, yetki devri krizi veya reorganizasyon krizi ile karşılaşacağı yanında; işletmeler arası birleşmeler (mergers, acquaisation, joint-ventures) stratejisini izleyerek büyüyen bir işletmenin karşılaşacağı sorunlar ayrı ayrı ele alın­ malıdır. Bu tür işletmelere sağlanacak bilgi-danışma yardımları bu çerçeve içinde ele alınmalıdır. · Büyüme olayına bu açıdan bakıldığında, "profesyonelleşme" krizinin büyüyen her işletmenin sorunu olmayabileceği; aynı şekilde örgütsel kültür uyuş­ mazlıklarının daha çok dışsal büyüme (external growth) izleyerek işletmeler arası birleşmelere giden işletmelerde ortaya çıkabileceği üzerinde durulmalıdır. 55 iSTANBUL TiCARET ODASI .. .. . .. SUYUYEN TICARI KARŞlLAŞlLAN IŞLETMELERDE .. . YONETIM VE ORGANiZASYON SORUNLARI ARAŞTIRMASI ANKET 1 MULAKAT FORMU 1993 56 1. Tacir veya sanayici olarak aşağıda firmamıza ilişkin bazı sorular verilmiştir. Mümkün olduğunca tüm sorulara cevap vermeye çalışın. 1. Firmanızın ilk kuruluş tarihi (yıl olarak) ................................................... . 2. Firmanızın şu andaki sermayesi (TL) ................................................... . 3. a) Tacir ise Meslek Grubu No ve Adı ................................................... . b) Sanayici ise imalat Grubu No ve Adı .................................................. . 4) Şu andaki toplam personel sayısı (tüm çalışanlar) ll. işletmenizin büyümesi aşamasında ve büyümesinin bir sonucu olarak aşa­ ğıda belirtilen sorunların sizin işletmenizi ne derece etkilediğini, bu sorunların sizin için ne kadar önemli olduğunu, bu sorunları ne kadar sık yaşadığınızı belirtiniz. Bunu belirtirken aşağıda örneği verilen ölçeği kullanınız. çok etkiledi pek etkilemedi hiç etkilemedi çok önemli orta derece önemli hiç önemli değil 1 2 3 / .............................. ./ ................................... ./ ...................................... ./ ·-E "O c E •O Q) Q) Q) Q) :52 ~ mm .:.:.-o aı m o.._ o r-1 -2- r-- işletme sermayemiz yetersiz hale geldi 1 2 3 3. Özsermaye kaynaklarım ız yetersiz hale geldi 1 2 3 4. Sermaye ihtiyaçları m ız için bankalardan kredi almak zorunluluğu ortaya çıktı 1 2 3 1 2 3 1 2 3 1. Sermayemizi arttırma zorunluluğu ortaya çıktı 2. ödemedesıkıntı 5. Banka faizlerini 6. Nerelerden kredi alabileceğimizi çekmeye başladık tam olarak bilernedik 7. Bütçe yapmak gereğini daha fazla hissettik 8. Günlük nakit para 9. 10. 1 2 3 1 2 3 Bankalardan başka para bulabileceğimiz kaynak yoktu 1 2 3 Alacaklarımızı 1 2 3 ihtiyaçlarımızı karşılamada zorluklarımız arttı tahsil etmek zorlaştı 11. Para giriş ve çıkışlarını 12. Nakit bütçesi yapmağa başladık 13. 14 3 Kredili yönetmek zorlaştı satışlarımızın oranı arttı ·Sermaye ihtiyaçlarımızı karşılamak için aramıza başka ortaklar aldık 1 2 3 1 2 3 1 2 3 1 2 ~ 57 -- 3 ....__ ·-E "0<]) <D c E ,o '5= <D := ~ E <D <D <D ==u J5 -"<D ..ı.::-" <Da; o o -""O o o ~.m o ..--- .---- 15. Para ihtiyaçlarrmızı gidermek konusunda devlet çok yardımcı oldu 1 2 3 16. Mali konularda danışmanlardan yare.rlanma Ihtiyacımız arttı 1 2 3 17. Firmamızın 1 2 3 1 2 3 2 3 ··- 18. Uzun vadeli bordrosuna mali danışman aldık borçlarrmız arttı 19. Daha çok kısa vadeli kredi kullanır olduk . 1 20. Ortaklar (hissedarlar) daha fazla kar payı çekrneğe başladı 1 2 3 21. Bankalardan uzun vadeli kredi bulmakta zorluk çeklik 1 2 3 22. Bankalar dışındaki kaynaklardan yüksek faizle kredi bulmak zorunda kaldık 1 2 3 23. Daha çok orta vadeli kredi kullanmağa başladık 1 2 3 24. Artan müşteri sayısı dolayısıyle müşteriler arasındaseçici olmaya başladık 1 2 3 25. Müşterilerimizi 1 2 3 26. Müşterilerimiz hakkında ayrıntı lt bilgiye sahipolma zorunluluğu arttı 1 2 3 1 2 3 yeterince tanıyacak sistemleri kuramadık şiddetle hissetrneğe başladık 27. Rekabeti daha 28. Daha fazla satabiirnek için fiyatlarda indirim (iskonto) yapmaya başladık 1 2 3 29. Piyasadaki değişikliklere hemen uymakla zorlanmağa başladık 1 2 3 30. Reklam 1 2 3 31. Rakiplerimizi daha iyi tanımamızı sağlayacak yollan bulmakta zorlandık 1 2 3 32. Piyasayı daha iyi tanımamızı sağlayacak yollan bulmakta zorlandık 1 2 3 33. Mal teslimatlanmız gecikmeğe başladı 1 2 3 34. Satış 1 2 3 35. Birlikte çalıştığımız aracı firmalarla uzun vadeli anlaşmalar yapmağa başladık 1 2 3 36. Satış teşkilatımızı 1 2 3 37. Toplancı ve perakendeci gibi aracılara daha fazla mali imkan sağlamak zorunda kaldık 1 2 3 38. Müşterilerimizin ihtiyaçlan konusunda daha fazla düşünrneğe başladık 1 2 3 39. Satış ve pazarlama konusunda müşavirlerden yarariarımağa başladık 1 2 3 40. Ekonomideki gelişmeleri daha yakından izlerneğe başladık 1 2 3 41. Daha fazla mal stoku yapmak ihtiyacını duymaya başladık 1 2 3 42. Müşterilere 1 2 3 43. Satış ve pazarlama personelimizin sayısında artış oldu 1 2 3 44. Daha fazla plan yapmak zorunluluğunu hissettik 1 2 3 45. Reklam dışındaki diğer tanıtım faaliyetlerimiz çok arttı 1 2 3 46. Yeterli sayıda nitelikli işçi bulmakta güçlük çekiyoruz 1 2 3 47. işe giren ve ayrılaniann sayısında artış oldu 1 2 3 1 2 3 48. harcarnalarrmız önemli derecede arttı ve pazarlama için dışandan profesyonel kişiler bulduk Yeterli önemli ölçüde genişlettik taksiili satış yapmak zaruret haline geldi sayıda kaliteli personel bulamıyoruz 49. Işçilik ücretleri firmamız için çok yüksek oldu 1 2 3 50. Personelimizi eğitmek ve yetiştirmek zorunluluğunu duyduk 1 2 3 58 - - L.....-- ıs= =aı E Q) :1!5 c aı ,o -"'-"' o o o o ,....--- ....--- ..-- 51 idareci personel sayısında artış oldu 1 2 3 52 Personelimizi eğitmek için firmamız bünyesinde kurslar düzeniiyoruz 1 2 3 53 Fazla mesai giderlerinde önemli 1 2 3 54 Personelimizi 1 2 3 55 Toplam personel 1 2 3 56 Personel giderlerinin toplam maliyetler içindeki payında önemli artış oldu 1 2 3 3 artışlar dışarıdaki çeşitli paralı sayısında önemli oldu kurslara göndererek artış eğitiyoruz oldu 57 idareci personelimiz daha çok aile, tanıdık ve eş dost çevresinden gelmektedir 1 2 58 idareci personelimizi rakiplerimizin başarılı personeli arasından seçmeğe çalışıyoruz 1 2 3 59 Yetişmiş 1 2 3 60 Yeterli sayı ve nitelikte personel çok pahalı olduğu için alamıyoruz 1 2 3 61 Gazete 1 2 3 62 Personelin yetki ve 1 2 3 63 Faaliyetlerimizi düzenleyen çeşitli prosedürler {talimat, yönetmelik, genelge) hazırlamak ihtiyacını duyduk 1 2 3 1 2 3 1 2 3 1 2 3 personeli tutmak zor olmaya başladı ilanı ile personel buluyoruz sorumluluklarını belirleyen 64 Eskisine 65 Organizasyonumuz daha karışık hale geldi 66 Personel oraı;ıla idarecilerimizin sorunları m ız Aşağıdaki soruları zamanının çalışmalar daha fazla bir kısmı konusunda nereye yapmak ihtiyacını toplantılarda danışabileceğimizi hissettik geçmeye başladı bilmiyoruz sadece Sanayi Grubunda olan firmalar dolduracaktır. 67 Imalat tesislerimiz için parasal kaynak bulmakta zorlandık 1 2 3 68 Makine ve teçhizat alımında kredi kulanmak zorunda kaldık 1 2 3 69 Hammadde 1 2 3 70 imalat bilgisi olan personeli bulamıyoruz 1 2 3 71 Üretim kapasitemizin tamamını kullanamıyoruz 1 2 3 72 Daha çok yan sanayi olarak çalışıyoruz 1 2 3 3 stoklarımızı arttırmak zorunlu hale geldi 73 Hammadde fiyatlarındaki artış parasal ihtiyaçlarımızı sürekli art1ırıyor 1 2 74 Satış 1 2 3 75 Parasal kaynak yetersizliğimiz 1 2 3 ~ L.-_ '---- tahminlerine dayanan imalat planlaması yapmak çok önemli hale geldi dolayısıyle daha çok kullanılmış 59 makine ve teçhizat aldık lll. Tacir ve sanayi grubundaki tüm firmalar tarafından Size uyan cevabın yanındaki yere (X) işareti koyunuz. 1. Şu kişi anda midir? firmanın Evet( .......... ) 2. Eğer doldurulacaktır. sahibi ile yöneticisi (genel müdürü veya koordinatörü) aynı Hayır( .......... ) holding iseniz kaç adet bağlı şirketiniz vardır? .......... adet 3. Büyümenin getirdiği sorunlardan aşağıdakilerin önem sırası nedir? Size göre· en önemli olanın yanına 1, biraz daha az önemli olanın yanına 2 yazarak listenin sonuna kadar devam ediniz. Eğer bu listede sizce önemli olduğu halde yer almayan sorun veya sorunlar varsa onları da ayrıca (Diğer) kısmına yazınız. (.......... ) Pazarlama ve Satış (.......... )Finansman ve para bulma (.......... ) Yeterli ve kaliteli personel bulma ( .......... ) Piyasa hakkında yeterli bilgiyi bulabilma ( .......... ) Bankalarla ilişkiler (.......... )Devletin yardımına ihtiyaç duyma ( .......... ) Patronun her kararı kendisinin vermekte ısrar etmesi (. ......... ) Plan ve program yapmanın öneminin artması (.......... )Büyüme ve hedeflerinin başlangıçta belirlenmiş olmasının Diğer: .................................................................................. gerekliliği AŞAGIDAKi SORUYU CEVAPLAMAK iSTEGiNiZE BAGLIDIR: - FiRMANlZlN ADI: ............................................................................ . -ANKETE CEVAP VEREN KiŞiNiN ADI: ......................................... . 60 V ARARLANILAN KAYNAKLAR ALPUGAN, Oktay, Küçük işletmeler Kavramı, Kuruluşu ve Yönetimi, Karadeniz Teknik Üniversitesi Yayınları, Trabzon, 1988 BAGRIAÇIK, Atilla, Dışa Açılma Sürecinde Küçük ve Orta Boy Firmalar, Edebiyat Fakültesi Basımevi, Dünya Yayınları, No, 44, istanbul, 1989 BAUMBACK, M. Clifford, Basic Business Management, Prentice Hall Ine. NY, 1983 BAUMBACK, M. Clifford, Kenneth Lawyer, How To Organize and Operate a Smail Business, Prentice Hall Ine., NY, 1979 BOONE, E. Louis, L. David Kurtz, Contemporary Business, Riııehart and Winston Ine., Chicago, 1990 BULMUŞ, ismail, E. Oktay, M. Törümer, Küçük Sanayi işletmelerimizin Konumu, Önemi ve A.T.'a Girerken Karşılaşılabilecek Sorunlar, MPM Yayınları, 426, Ankara CHURCHiLL, Neil C., Virginia L. Lewis, "The Five Stages, of, Smail Business G rowth", Harward Business Review, May-June, 1983 GRAY, Colin, Managing Growth in The Smail Business, Basil Blackwell Ine., Cambridge, 1991 KÜSGET, Küçük Sanayiyi Yönlendirme Raporu, Ankara, 1987 MÜFTÜOGLU, Tamer, Türkiye'de Küçük ve Orta Ölçekli işletmeler, Sorunlar, ÖneriiGr, Sevinç Yayınevi, Ankara, 1991 OKTAY, Mete v.d., Orta ve Küçük işletmelerde ihracata Yönelik Pazarlama Sorunları ve Çözüm Önerileri, TOBB., Yayınları, No 176, Ankara, 1990 ÖZALP, Şan. Küçük işletmeler, Eskişehir iktisadi ve Ticari ilimler Akademisi Basımevi, Ankara, 1971 PENROSE, T., The Theory of Growth of the Firm, Basil Blackwell Mott Ltd, Oxford, 1972 61 .,