İMEAK DTO Bülten - Deniz Ticaret Odası

advertisement
 18 Aralık 2015
E Bülten
Haberler
Sirküler
Bültenler
Deniz Ticareti Dergisi
ICS Basın Bildirisi: “Küresel Denizcilik Endüstrisi Paris Anlaşması’nı İyi
Karşılıyor”
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı boyunca Uluslararası Deniz Ticaret Odası (ICS) tarafından temsil edilen küresel
denizcilik endüstrisi, 195 ülke tarafından 12 Aralık 2015 tarihinde oy birliğiyle kabul edilen ‘Paris Anlaşmasını’ memnuniyetle
karşılamaktadır. ICS yakında, gemiler için bir CO2 indirim hedefi kararlaştırılması ihtimali hakkında IMO’da görüşmeler
yapacak olup, gemiler için bir küresel CO2 veri toplama sistemini sonuçlandırması için IMO’ya ısrarda bulunmakta, bunun
zorunlu olmasını da istemektedir.
Paris Anlaşması hala ‘farklılık’ (differentiation) prensibini sürdürmektedir ve bunun ile çeşitli Taraflar CO2’yi azaltmak için
değişik seviyelerde taahhütte bulunabilmektedirler.
ICS Genel Sekreteri Peter HINCHLIFFE şunları söylemiştir “ CO2 küresel bir sorundur ve denizcilik de küresel bir endüstridir. IMO, bayrak Devletlerine bakılmaksızın aynı CO2 indirimi önlemlerini uygulamalarını tüm gemilerden istemesinin yanı sıra,
Birleşmiş Milletler ‘farklılık’ prensibini hesaba katabilen yegâne forumdur. Tek taraflı veya bölgesel düzenlemeler denizcilik
için pek kötü olacak ve küresel CO2 indirimi için fena sonuçlar doğuracaktır.”
Peter HINCHLIFFE ayrıca, “Küresel denizcilik endüstrisi, IMO’da yapılacak yoğun çalışmaya tam destek vermeye devam
edecektir” demiştir. Detaylı bilgi Odamız web sayfasında yer almaktadır.
Devamı İçin Tıklayın
OBAMA: İklim anlaşması gezegenimiz için en büyük şans
ABD Başkanı Barack OBAMA, Paris'teki Birleşmiş Milletler İklim Konferansı'nda varılan anlaşma için "Sahip olduğumuz tek
gezegeni kurtarmak için en büyük şansımız" dedi.
OBAMA, iklim anlaşmasının "karbon salınımlarının düşük olacağı bir gelecek için bir dönüm noktası olabileceğini" söyledi. Şu
anda dünyada karbon emisyonunun en büyük bölümünden sorumlu olan Çin de anlaşmayı olumlu karşıladı. Ancak bazı
çevreci gruplar anlaşmanın gezegeni korumaya yetecek düzenlemeler içermediğini söylüyor.
Paris anlaşması, küresel sıcaklık artışının yüzyılın sonuna kadar iki derecenin altında tutulmasını öngörüyor. Yaklaşık 200
ülkenin katılımıyla yapılan ve iki haftadan fazla süren müzakerelerde ilk kez tüm ülkeleri karbon emisyonlarını azaltmaya
zorlayacak bir metin üzerinde uzlaşma sağlandı. Kısmen bağlayıcı kısmen de gönüllülük esasına bağlı olan anlaşma 2020'de
yürürlüğe girecek.
Barack OBAMA, anlaşmanın onaylanmasının ardından yaptığı açıklamada, "Dünyanın birlikte hareket etmesi halinde neler yapabileceğimizi gösterdik. Kısaca bu anlaşma daha az, gezegenimizi tehdit eden karbon kirliliği demek. Daha düşük karbon
salımı yatırımını temel alan daha fazla yatırım ve istihdam demek" dedi.
OBAMA bununla birlikte anlaşmanın "mükemmel" olmadığını kabul etti. Çin'in baş müzakerecisi Şie JENHUA da Paris
anlaşmasının ideal olmadığını belirterek "Ama bu durum bizim tarihi adımlar atmamızı engellemez" dedi. Çin daha önce
zengin kalkınmış ülkelerin gelişmekte olan ülkelere daha fazla mali destek sunması gerektiğini açıklamıştı. Anlaşmanın temel
noktalarına ilişkin detaylı bilgi Odamız web sayfasında yer almaktadır.
Devamı İçin Tıklayın
Türkiye'de 1,3 milyon insanın yaşam alanları sular altında kalabilir
Uluslararası araştırma kuruluşu İklim Merkezi'ne göre, Paris'te gerçekleşen İklim Zirvesi'nde ülkelerin küresel ısınmanın
önlenmesine ilişkin sözleri tutmamaları durumunda, yalnızca Türkiye'de 1,3 milyon kişinin yaşam alanları sular altında kalacak.
İklim Merkezi'nin, "Tercihlerimizin Haritası: Küresel Mirasımız’da Karbon, İklim, Deniz Seviyesinde Yükselme” adlı, haritalar da
içeren raporunda, küresel ısınmanın 4 santigrat derece olması durumunda, deniz seviyesindeki artışın 470 ile 760 milyon
insanın yaşadığı bölgeleri sular altında bırakacağı uyarısında bulunuldu. Isınmanın 2 santigrat derecede kalması durumunda
ise deniz seviyesindeki artıştan etkilenen insan sayısının 130 milyona düşeceği tahmin edildi.
Buna göre, küresel ısınma 1,5 santigrat dereceyle sınırlı kalırsa Türkiye'de deniz seviyesinde tehlikeli artış riski önemli ölçüde
azalacak; ancak, ısınma 2°C olursa 1,3 milyon kişi sular altında kalacak. Küresel ortalama sıcaklıkların 3°C artması ile deniz
seviyelerinin 6 metreye kadar artma riski bulunuyor. Türkiye’de ise 1,9 milyon insanın yaşadığı yerlerin su altında kalma riski
olduğu belirtiliyor.
Eğer, Paris Anlaşması’nda belirtildiği üzere ülkeler, niyet beyanlarını 5 yılda bir yeniler ve iklim değişikliğini 2 santigrat
derecelik bir artışta sınırlandırabilirlerse, bu artış Türkiye’de 1,3 milyon insanın hayatını etkileyecek ve yaşam yerlerini su altında
bırakacak. İklim değişikliğini 1,5 santigrat derecede sınırlandırmak ise deniz seviyesindeki artışın 3 metrenin altında olması
anlamına geliyor.
Küresel ortalama sıcaklık artışının 1,5 santigrat derecede sınırlandırılması ise, 2 santigrat derece ile karşılaştırıldığında,
Türkiye’de uzun vadede İzmir, İzmit, Mersin ve diğer birçok kentsel alanda riskleri yarıdan fazla düşürüyor. Raporun
yazarlarından ünlü iklim bilimci Benjamin Strauss “2 santigrat derece ile 1,5 santigrat derecenin deniz seviyelerine etkisi
arasındaki fark, özellikle büyük şehirler ve ada devletleri için oldukça kritik. Paris Anlaşması’nda 1,5°C olarak gösterilen niyet
ve isteklilik oldukça önemli” diyor.
Devamı İçin Tıklayın
Amerika Deniz Ticaret Odası Kasım 2015 Raporu
Amerika Deniz Ticaret Odası’ndan alınan Kasım ayı Raporunda özetle aşağıdaki bilgiler yer almaktadır:
ABD Sahil Güvenlik Komutanlığı (U.S. Coast Guard – USCG), balast suyu uygulama tarihlerinin uzatılmasına ilişkin 13-01
sayılı Politika Belgesinin ikinci revizyonunu tamamlamıştır. Bahse konu Politika Belgesi, uygunluk tarihleri, ilk planlı kuru
havuzlama ve süre uzatımı taleplerinin teslim edilmesine ilişkin usullerle ilgili karışıklığı gidermeyi amaçlamaktadır.
‘Orijinal Uyum Tarihi ve İlk Planlı Kuru Havuzlama’ ile ilgili olarak:
Önceki yorumların aksine, bir geminin ‘ilk planlı kuru havuzlaması’ geminin kuru havuza girdiği tarih olarak
tanımlanmaktadır. Önceki yorumlarda, ‘ilk planlı kuru havuzlama’ teriminin, geminin sörveyler ve sertifikalar gibi
gerekli belgelerinde anılan kuru havuzlama tarihi olarak tanımlanabileceği ileri sürülmekteydi. Şimdi ise, örneğin bir
geminin uygunluk tarihi 1 Ocak 2016 tarihinden sonraki ilk planlı kuru havuzlaması ise ve gemi bu tarihten önce
havuza girip 1 Ocak 2016 tarihinden sonra kuru havuzdan çıktıysa, bahse konu kuru havuzlama uygunluk amaçlarıyla
yapılan ilk planlı kuru havuzlama olarak değerlendirilmeyecektir. Aksine, ilk planlı kuru havuzlaması geminin 1 Ocak
2016 tarihinden sonraki havuzlaması olacaktır.
‘Süre Uzatımı ve Ek Süre Uzatımı Talepleri” ile ilgili olarak:
Süre uzatımları, USCG tarafından belirlenen gerekli minimum süreden daha uzun olmayacak şekilde verilecektir.
Süre uzatımı talepleri geminin uygunluk tarihinden en az 12 ay önce teslim edilmelidir. Bununla birlikte USCG, bazı
durumlarda söz konusu teslim tarihinin mümkün olamayabileceğini ve bu durumlarda süre uzatımı talebinin
olabildiğince erken teslim edilmesi gerektiğini bildirmektedir.
Süre uzatımı alan gemiler, uzatma tarihine kadar uygunluk göstermelerinin hala mümkün olmadığı durumlarda ek
süre talebinde bulunabilirler.
USCG iki yıllık bir değerlendirmeden sonra, balast suyu yönetimi raporlama ve kayıt tutma gerekliliklerini değiştiren
nihai kuralını yayınlamıştır. Söz konusu düzenleyici değişikliğin amacı, mevcut kayıt tutma ve raporlama programlarını
modern hale getirmektir. Yapılan değişiklerin ana hatları Amerika Deniz Ticaret Odası’nın Kasım ayı raporunda yer
almaktadır.
Balast suyu yönetimi sistemlerinin tip onayı ile ilgili olarak Ekim ayından bu yana kayda değer bir gelişme olmamıştır.
Raporda yer alan hususlara ilişkin detaylı bilgi Odamız web sayfasında yer almaktadır.
Devamı İçin Tıklayın
Çin’in Pearl Nehri Deltası, Yangtze Nehri Deltası ve Bohai Koyu
Kenarı’ndaki Emisyon Kontrol Alanları (ECA)’na Yönelik Uygulama Planları
Çin Deniz Güvenliği Yönetimi (MSA-Maritime Safety Administration) tarafından Pearl Nehri Deltası, Yangtze Nehri Deltası ve
Bohai Koyu Kenarı’ndaki Emisyon Kontrol Alanları (ECA)’na yönelik sunulan uygulama planlarında aşağıdaki dört tarih ön
plana çıkıyor:
1 Ocak 2016: Kontrol alanlarında bulunan (ve koşulları elverişli olan) bazı limanlar, %0.5 m/m veya daha az Sülfür içeriğine
sahip yakıtların kullanılması şartını, rıhtıma yanaşmış ya da demirlemiş gemiler için uygulayabilirler.
1 Ocak 2017: Kontrol alanlarındaki ana limanlar, 0.5 m/m veya daha az Sülfür içeriğine sahip yakıtların kullanılması şartını,
rıhtıma yanaşmış ya da demirlemiş gemiler için uygulayacaklardır.
1 Ocak 2018: Kontrol alanlarındaki tüm limanlar, 0.5 m/m veya daha az Sülfür içeriğine sahip yakıtların kullanılması şartını,
rıhtıma yanaşmış ya da demirlemiş gemiler için uygulayacaklardır.
1 Ocak 2019: Kontrol alanlarına giren gemiler, 0.5 m/m veya daha az Sülfür içeriğine sahip yakıtlar kullanacaklardır.
Devamı İçin Tıklayın
Küresel ısınmanın çaresi dürüst petrol fiyatları
İklim değişikliği uzmanı bilim insanı James HANSEN, karbon emisyonlarını azaltmak için gündeme gelen yarım yamalak
planların çok daha tehlikeli bir iklim değişikliği yaratacağını söyledi ve fosil kullanımını azaltmak için petrol fiyatlarında
dürüstlüğe ihtiyaç duyulduğunu kaydetti. NASA’nın Goddard Merkezi eski Başkanı olan HANSEN, 1988 yılında ABD Senatosu’nda iklim değişikliği konusunu ilk
gündeme getiren insan olarak da tanınıyor. HANSEN’in yorumları şöyle: “Devlet başkanlarının birbirlerinin elini sıkıp, Paris
konferansının çok başarılı geçtiğini söylemeyi planladıklarını duyuyorum. Eğer durum gerçekten buysa, gelecek nesli
umursamıyoruz demektir. Sıcaklığın 2 derece daha artması çok tehlikeli. Şu anda zaten sınıra gelmiş durumdayız. Karbon
emisyonlarını her yıl yüzde 6 oranında azaltsak bile, değişen bir durum olmayacak. Oysa bugün hala 1997’de Kyoto’da
konuştuğumuz şeylerin aynısından bahsediyoruz. Her ülkeye emisyonlarını azaltmasını söylüyoruz. Bilimde, bir deney
yaptığınızda, bunun sonucunu bilirsiniz. O zaman neden yine aynı şeyi yapıyoruz?” İlk kez bir iklim zirvesinde konuşmaya yapan HANSEN’e göre, dünyada enerji dengesi bozulmuş durumda. Çocuklarımızı
kontrol edemeyecekleri bir iklim sistemine sürüklüyoruz ve gelecekte kıyı şehirlerinin yarısını kaybetmemiz büyük bir olasılık. “Bugünkü duruma gelmemizde en büyük neden geçmişteki karbon emisyonların boyutu” diyen HANSEN’in yorumları şöyle:
“Dünyanın bugünkü duruma gelmesinin sorumluları yüzde 25 ABD, yüzde 25 AB, yüzde 10 Çin. Kişi başına düşen sorumluluk
olarak baktığımızda ise ilk üç sıra İngiltere, ABD ve Almanya’ya ait. Çin, kişi başı karbon emisyonunda oldukça gerilerde.” HANSEN’in gündeme getirdiği çözüm net: İki ya da üç büyük ülke petrol için sürekli olarak tırmanan bir fiyat belirleyecek.
“Sorun fosil yakıtın ucuz olması. Böyle olmaya devam ettikçe, petrol tüketimi de devam edecek. Petrol fiyatı belirlenirken,
küresel ısınma, hava kirliği ve insan sağlığına verilen zararlar dikkate alınmıyor ne yazık ki” diyen HANSEN, petrol tüketiminin
azalması için, fiyatın artmasının şart olduğunda kararlı. Devamı İçin Tıklayın
Balast Suyu Yönetimi ile ilgili 2016 IMO-GloBallast AR&GE Forumu
Uluslararası Denizcilik Örgütü IMO, Mart 2016’da balast suyunun yönetimi ile ilgili Kanada’nın Montreal şehrindeki ICAO
Merkezi’nde uluslararası bir araştırma ve geliştirme forumu düzenleneceğini duyurdu. Etkinlikte sunum yapmak isteyenlerin
sunum çalışmalarının maksimum 250 kelimelik versiyonunu İngilizce olarak en geç 15 Ocak 2016 tarihiyle aşağıdaki adrese
iletmeleri istenmektedir: http://www.ballast2016.com/call-for-papers/
GloBallast Ortaklık Projesi, IMO tarafından 2000’den beri yürütülmekte olup özellikle gelişmekte olan ülkelere suyla taşınan
istilacı türlerle mücadelede yardım etmeyi amaçlamaktadır.
Bu proje kapsamında düzenlenen forum ise her iki yılda bir düzenlenerek yasa koyucu kurumları, denizcilik sektörünü,
akademiyi, bilimcileri ve teknoloji geliştirme uzmanlarını bir araya getirmektedir.
Sunum özeti gönderecek katılımcılardan aşağıdaki konulara yoğunlaşmaları beklenmektedir:
Arıtma teknolojileri ve alternatif yönetim seçenekleri
Yasalara uygunluğun takibi ve yasaların uygulanması
Bölgesel yaklaşımlar, risk değerlendirmeleri ve istisnalar
Kapasite arttırma çalışmalarına fon bulunması
Teknolojilerin test edilmesi ve onaylanması
Sunum özetlerinde hedefler, etkiler ve sonuçlar kısımlarına yer verilmesi gerekmektedir.
Sunum özetleri, uluslararası bir bilimsel komite tarafından gözden geçirilecek ve özetlerin kabul edilip edilmediği 29 Ocak
2016 itibariyle açıklanacaktır.
Devamı İçin Tıklayın
ICS Köprüüstü Prosedürleri Kılavuzu için Üye İndirim Formu
Marisec Publications tarafından 2016’nın başlarında ICS Bridge Procedures Guide (ICS Köprüüstü Prosedürleri Kılavuzu)’ın
tamamen gözden geçirilmiş yeni bir versiyonu yayınlanacak olup, bu yayının ICS’nin en önemli iyi uygulama kılavuzlarından
birini güncel duruma getirmek için yapılan çalışmaların bir birikimidir.
Kılavuz, yeni basımı uluslararası çapta kabul gören standart ve tavsiyeleri içermeye devam etmekle birlikte, seyirden sorumlu
zabitler için daha ileri bir Köprüüstü Kaynak Yönetimi eğitimi sunan STCW Sözleşmesi’ndeki 2010 tarihli değişiklikleri de ele
almaktadır. Bunun yanı sıra, yeni basımda, mürettebata yardımcı olacak köprüüstü kontrol listelerine ve teknolojinin etkili ve
güvenli bir şekilde kullanılmasının önemine de yer verildiği belirtilmektedir.
Yeni basımın 135 İngiliz Sterlini olduğu, fakat ICS’ye üye kuruluşların üyeleri olan denizcilik şirketleri için %20 indirim
sağlanabileceği ve bunun için üyelerin ICS Members’ Discount Form (ICS Üyeleri İndirim Formu) dokümanını doldurarak 20
Ocak 2016 tarihinden önce Marisec Publications’a göndermeleri gerektiği ifade edilmektedir. ‘ICS Members’ Discount Form’a
Odamız web sayfasından erişilebilmektedir.
Devamı İçin Tıklayın
Download