MİLLÎ MÜCADELE BAŞLARKEN SAMSUN VE HAVALİSİNDE PONTUS FAALİYETLERİ Zekai GÜNER* Giriş I.Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti’ni yok etmek üzere dikte ettirilen Mondros Antlaşması ile İngiltere, Fransa ve Rusya’nın aralarında imzaladıkları gizli antlaşmalar yürürlüğe konulmuştur. Millî Mücadele başlarken, İtilâf Devletleri’nin savaş gemileri için Samsun, Trabzon, Zonguldak İnebolu kıyılarının ikmal limanı olmaları açısından çok önem taşımakta idi. Samsun Millî Mücadele’de Anadolu’nun Karadeniz yolu ile dışa açılan penceresi durumundadır. Anadolu’nun deniz kıyılarına yapılacak abluka ve işgallerle bölge kontrol altında tutulacaktı. Böylece deniz yolu denetim altına alınarak, Ankara Hükümeti ve ona bağlı birliklerin önemli ikmal yolu kesilecekti. Ayrıca, İstanbul ve Sovyet Rusya’dan Kuva-yı Milliye’ye gelecek yardımların giriş kapılarından en önemlisi Samsun Limanı idi. Millî hareketi susturmak, Pontusçuluk hareketini destekleyerek Sevr’e ulaşmak isteyenler içinde Samsun önemli bir şehirdi. İtilâf Devletleri’nin Mondros Antlaşması’na koydukları 7.nci ve 24.ncü maddelerden amaçları, Pontus ve Ermeni komitelerini harekete geçirip, kargaşa çıkarmak, Doğu Anadolu’yu işgal ederek, içeride bir Ermenistan, Karadeniz sahilinde bir Pontus-Rum Devleti kurmaktı.1 Samsun’un bir liman şehri olması askerî ve siyasî politikaların yanında, ekonomik politikalar yönünden de şehre önemli bir mevki kazandırıyordu. Başta Amerikalılar olmak üzere İngiliz, Fransız ve İtalyan firmaları etkinlik yarışına girmişlerdi. Samsun ve Karadeniz kıyılarında yaşayan Hıristiyan ahalinin kıyıma uğratıldığı propagandaları ve ecnebilere ait ticarî şirketler ile yabancı okullar da Samsun’da bulunan İtilâf gemileri iktisadi konularda, Karadeniz kıyılarındaki ticarî temsilcilere ulaşım ve bilgi açısından yardımcı oluyordu. Amerikan donanması, Samsun’a üs kurmuş, tütün ve petrol şirketlerinin güvenliğini sağlıyordu. 2 * Doç. Dr., Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Alaplı Meslek Yüksek Okulu. Atatürk, Mustafa Kemal.(1997) Nutuk. 1-111, Atatürk Araştırma Merkezi Yayını. Ankara: s.2-4. 2 Ulubelen, Erol (1982) İngiliz Gizli Belgelerinde Türkiye. İstanbul: İş Bankası yayınları. s.192. 1 135 Samsun’un ve havalisinin çok önemli bir yanı da Karadeniz kıyılarında canlandırılmak istenen Pontusçuluk hareketi ve bölgede yaşayan Hıristiyan ahalinin durumu idi. Pontusçu hareket Samsun’da oldukça faaldi. Rumların kıyıma uğradıkları şeklinde propagandaları ile Türkleri haksız gösterme çabası içindeydiler. Mondros Antlaşması sonrası, Avrupa’da Türkler aleyhine geniş bir propaganda başlatılarak; Hıristiyanların katledildiği, onlara işkence edildiği, Batı Anadolu’da ve henüz müttefik gemilerinin gelmediği, bölgeye asker çıkarmadıkları için Anadolu’nun Doğu Karadeniz sahillerinde Rumların katledildiği söylentileri yayılarak çok abartılı istatistikler verilmiştir. Bütün bu propagandaların maksadı, Yunanistan’ın “Güney Avrupa’nın ileri hatlarında Batı medeniyetinin kuvvetli bekçisi ve Avrupa barışının kesin bir garantisi” olacağına inancını yaygınlaştırmaktı.3 Türkleri sindirmek, Pontusçuları cesaretlendirmek bahanesiyle İngilizler 9 Mart 1919’da 200, 17 Mart’ta 150 kişilik bir kuvveti Samsun’a çıkardılar.4 İngilizler Samsun’a askerden başka bazı subaylar da çıkararak, Mondros Antlaşması’nın uygulanması konusunda komiserler tayin etmişti. Bu komiserler Karadeniz sahillerinde ve iç kesimlerde dolaşarak silâhsızlanmayı sağlamak ve hem de gayrimüslim ahaliyi korumak konusunda çalışıp kendi ülkelerine raporlar sunuyorlardı.5 Aralarında bir miktar Fransız işgal kuvvetleri İlyasköy’deki sekiz kışlaya yerleşmiştir. İşgal kuvvetlerinin varlığı Pontusçu faaliyetlerin açıkça ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Samsun’da Rumlar tarafından askeri nümayişler yapılmış, Rum çetelere binlerce silâh dağıtılmış, kiliselere Pontus armaları asılmış, ilkokul çocukları Pontus şarkılarıyla sokaklarda dolaştırılmıştı.6 1919 yılı 30 Mart’ında Merzifon’u da ele geçiren işgal kuvvetleri azınlıkların gösterileriyle karşılanmıştı. Merzifon yakınındaki Rumcuk köyü civarında “korkmayın! Âdil devlet ordusu geliyor, emn-i âsayişi temin edecek. Enver Paşa’nın, zalim hükümetin, ordunun, İttihat ve Terakki’nin zulmünden kurtulduk. Bu ordu adalet getiriyor, başımızdaki namussuz adamları toplar, İstanbul’a sevkeder, ceza-i sezalarını bulurlar” nümayişleriyle karşılanan İngiliz kuvvetlerinin bir kısmı Amerikan Koleji 3 Akyüz, Yahya (1975) Türk Kurtuluş Savaşı ve Fransız Kamuoyu. 1919-1922. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. s.3 4 Tansel, Selâhattin (1977) Mondros’tan Mudanya’ya Kadar. Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları. C.I. s.99. 5 Peker, Nurettin (1955) İstiklâl Savaşının Vesika ve Resimleri. İstanbul: s. 39. 6 TBMM.Zabıt Ceridesi XV, s.239. 136 binalarına, bir kısmı da daha sonra Kara Mustafa Paşa Mektebine yerleştiler.7 İngilizler tarafından, Anadolu’da Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde gerçekleşen kongreleri dağıtmak Erzurum ve Sivas’a kadar ilerleyerek müdafaa-i hukukçu güçleri dağıtmak projeleri ve senaryoları üretildi. Ancak bu hiçbir zaman gerçeklemediği gibi Samsun ve Merzifon’daki İngiliz kuvvetleri 1919 yılı Eylül ayı sonlarında bölgeden çekilmişti.8 Bu çekilme İngiliz kamuoyunda, Mustafa Kemal’e karşı verilen mücadelede bir itibar ve güç kaybı olarak nitelendirildi. 9 Samsun ve havalisinde bu askerî ve siyasî gelişmeler yaşanırken, Yunanlılar Batı Anadolu’da zalimce ilerliyorlardı. Karadeniz Bölgesinde Türklerin karşısına ikinci bir cephe açmak için buralarda yaşayan Osmanlı Rumlarını piyon olarak kullanmaya başladılar. Silâhlı isyana kalkışan Rumlar, Samsun şehri ve havalisinde zulüm ve katliama başladılar. 2. Pontus ve Pontusçuluk Nedir? Pontus kelimesi eski Yunanlıların Karadeniz’e verdikleri isimdir. Bu kelime eski çağlarda ad olarak “Pont-Euxin” şeklinde kullanılmıştır. Karadeniz’den dolayı kıyıda bulunan Trabzon vilayeti ile Ordu, Giresun, Samsun Sancaklarını ve içeriden Amasya ve Sivas’ın bir bölümünü kapsayan toprak parçasının da eski adıdır.10 Pontus adı umumiyetle Kuzey Anadolu’nun doğu sahilleri için kullanılmakla beraber, tarif ettiği alan zaman zaman değişiklik göstermiştir. Yeşilırmak, Kızılırmak ve Kelkit havzası Pontus sayıldığı gibi, bu alan daha da genişleyerek doğuda Kafkasya’dan, bütün Karadeniz kıyıları boyunca Sinop ötesine kadar yayılmıştır. Yakın devirlerde ise bu bölge Samsun ve Trabzon sahiliyle hinterlandından ibaret sayılmıştır. Kuzey Anadolu’nun eski çağlarında Pontus denilen bu bölgesinde “ırk bakımından mensubiyetlerin tesbiti imkansız olan, fakat şark’ta “Kafkasyalı” ve garb’ta “gayr-ı muayyen menşe’li” telakki edilmesi mutad bulunan kavimler yaşamıştı. XI.yüzyıldan itibaren, Türklerin Anadolu’yu yurt edinmeleriyle yepyeni kültürel bir çehre ortaya çıkar. Canik sahillerinde, Türklerle mücadeleyi Bizans’ın Trabzon Valileri yürütmektedir. Haçlılar’ın bölgeye 7 Aşkun, Vehbi Cem (1956) Kurtulan Merzifon, Balıkesir: Balıkesir Türkdili Matbaası. S.22,23. 8 Şimşir, Bilâl N. (1973) İngiliz Belgelerinde Atatürk 1919-1938. I. Ankara: s.XXI, 4,5. 9 Sonyel, Salâhi (1977) Türk Kurtuluş Savaşı ve Dış Politika. Ankara: s. 120. 10 Kurt, Yılmaz (Haz) (1995) Pontus Meselesi. Ankara: TBMM Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu Yayınları. s.60. 137 saldırıları da Türk futuhatını durduramamıştır. Bu mücadelelerle Türkler’in Karadeniz’in doğu ve batı uçlarında hakim oldukları ve sahile indikleri görülmektedir.11 Trabzon Devleti’nin yıkılışıyla (1461) Canik bölgesinde Hıristiyan Bizans’ın son kalıntıları da ortadan kalkmış oldu. Pontus tabirinin siyasî bir muhteva ile ortaya atılması ise XX.yüzyılda olmuştur. Osmanlı Devleti eski kudretini kaybetmiş Avrupa’nın büyük devletlerinin yayılmacı politikalarına hedef olmuştur. Osmanlı yönetiminden ayrılan, bağımsızlığını kazanan devletler de Türkiye aleyhine politikaları takip etmişlerdir. Karadeniz sahillerindeki mahalli-ticarî varlıklarının, yüzlerce sene sonra siyasî ayrılıkçı Pontusçuluk emellerinin ortaya çıkması, Rum nüfusunun genişleme politikasının tezahürü idi.12 3. Merzifon Amerikan Koleji ve Pontusçuluk İtilâf Devletleri’nin genelde olduğu gibi, Samsun üzerinde gerçekleştirdikleri hareketlerinde de gayrı müslim ahalinin korunması amacı veya bu yoldan Türkiye’ye müdahale düşüncesi önemli rol oynamaktadır. Bütün Karadeniz kıyılarında olduğu gibi Samsun ve çevresindeki Rumlar da bu himayeden destek alarak Pontusçuluk hareketini yoğunlaştırdılar. Amerika, İngiltere, Yunanistan ve Fransa’dan destek gördüler. Samsun ve Merzifon çevresinde Pontusçuluğun yayılmasında önemli görevler üstlenen Merzifon Amerikan Koleji ile İngilizler işbirliğine gittiler. Amasya Sancağına bağlı olan Merzifon kazası, Canik Sancağı’nı İç Anadolu’ya bağlayan yol üzerinde bulunuyordu. Yerinin öneminin yanında burada açılmış bulunan Amerikan Koleji, Pontusçu faaliyetlerin, Karadeniz Bölgesinde fikrî ve fiilî merkezlerinden biri olmuştur. İlk olarak Amerikan Board misyonerlerinin 1851 yılında geldiği ve istasyon açtığı Merzifon’da misyoner eğitiminin temelleri 1865 yılında atılmıştır. 1864 yılında Cyrus Hamlin’in Bebek’teki okulu, İstanbul’dan Merzifon’a taşınmış ve Merzifon Ruhban okulu olarak bir yıl sonra eğitimine başlamıştır. Aynı yıl misyonerler, 1845 yılında İstanbul’da kurulan Kız Okulu’nu da Merzifon’da faaliyete geçirmişlerdi.13 Merzifon’da Amerikan Koleji’nde (1904) tarihinde Rumlar tarafından “Rum İrfanperver Cemiyeti” ve “Orpheus” adında bir musiki kulübü gizli olarak kurulmuştu. Bu iki cemiyet sonra birleştirilerek “Pontus 11 Yazıcı, Nuri (2003), Millî Mücadele’de Canik Sancağı’nda Pontusçu Faaliyetler (1918- 1922). İstanbul: Çizgi Yayınevi. s.29-30. 12 Yazıcı. a.g.e., s.31. 13 Alan, Gülbadi (2001), “Protestan Amerikan Misyonerleri, Anadolu’daki Rumlar ve Pontus Meselesi”. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, sayı: 10 s.196- 197 138 Cemiyeti”ni teşkil etmişlerdir. Cemiyetin birinci maddesinde “Merzifon Amerikan Kolejinde mevcut Rum talebesini, Maarif Kulübü talebesiyle birleştirip kaynaştırmak amacıyla Pontus adı altında Orpheus (Orfeas) ismindeki müzik kulübünü de kapsamak üzere bir cemiyetin teşkil olunduğu bildiriliyordu.14 Cemiyet’in yönetim kurulunu meydana getiren üyeler üç kısma ayrılmıştı; birinci sınıf üyeler cemiyetin kurulduğu yerde bulunanlarla, kolej talebesi olan Rumlardı. İkinci sınıf üyeler, cemiyetin kurulduğu yerin haricinde ahaliden teşekkül ediyordu. Üçüncü sınıf üyeler ise, hangi cin ve mezhepten olursa olsun, cemiyetin gayesine hizmet edecek bir seviye imkânı olan kişilerdi. Ayrıca, Rumca bilmeyen üyelerin seçim hakkı olmadığı da belirtilmişti. Pontus Kulübü 1908 yılından itibaren yeni şubeler açarak genişlemiştir. 1910 yılında “Potus” adlı bir risale çıkarmıştır. Samsun’da Müdafaa-i Meşruta ve daha sonra da Mukaddes Anadolu Rum Cemiyetleri’nin kurulması ile başlayan genişleme sürecinde, Batum’dan İnebolu’ya kadar, Karadeniz Bölgesinde bir çok şubeler açılmıştır. Pontus Cemiyeti bir taraftan Anadolu’da teşkilât çalışmalarını genişletirken diğer taraftan da Yunanistan’da kurulmuş olan “Asya-yı Suğra Teşkilât-ı Merkeziyesi” (Küçük Asya Merkez Teşkilâtı) ile işbirliği içine girmiştir.15 Rumların böyle teşkilatlanmalarının amacı, Merzifon Amerikan Koleji bünyesindeki Pontus Kulübü başkanının 1908 yılında Samsun’daki Teceddüt ve İhya Cemiyeti (Yenilenme ve Canlanma Derneği) ne gönderdiği mektupta cemiyetin amacı: “Vatanın değişik yerlerinden gelip eğitim gören, bu okul içerisindeki öğrencilerin birbirlerine karşı yakınlaşma ve kardeşliğini sağlamak, eğitim ve öğretim sayesinde onların ruhî ve bedenî kuvvetlerini olgunlaşma gayesine sevk ve ulaştırmaktan ibarettir... Yunanlılık ölmez, sönmez. Gidelim, düşmanı öldürünceye kadar, kuvvetli göğüslerimizle hücum ederek ve hepimiz tek ses olarak (Yaşa Yunan) (Yaşa kurtuluş) diye haykıralım.” 16 şeklinde ifade edilmektedir. Pontus Cemiyeti’nin amacının, Trabzon, Giresun, Ordu, Canik, Sinop, Gümüşhane, Karahisar-ı Şarki, Tokat, Amasya, Çorum ve Yozgat sancaklarını, Erzincan sancağının Refahiye ve Kuruçay kazalarını, Kastamonu Vilâyetinin Tosya ve Taşköprü kazalarını tamamen; Erzurum Vilayeti, İspir ve Bayburt kazalarını; Sivas Vilâyeti, Koçgiri (merkez), 14 Kurt, a.g.e., s.152 Kurt, a.g.e., s.51. 16 Kurt, a.g.e., s.153,154. 15 139 Hafik, Yenihan ve İnebolu kazalarını kısmen içine alan bölgede bağımsız bir Pontus Cumhuriyeti kurmak olduğunu doğrulamaktadır.17 Merzifon Amerikan Kolejinin aranması sırasında bu cemiyete ait olarak, 1919-1920 yıllarına mahsus zabıtname parçaları ele geçirilmişti. Bunlar Türk düşmanlığını sürekli ve şiddetle telkin eden yazılardı. Bu zabıtlardan anlaşıldığı üzere, Pontus tarihi ve askerî konularda konferanslar verilmiş, Rum asker kaçaklarına ve muhacirlere yardımcı olunmuştu. Patrikhane’nin de bu cemiyete üç bin lira gönderdiği ve toplanan paraların “Angelaki” isimli bir müfettişin, Pontus meselesi hakkında toplanan paraların denetlenmesi ile görevlendirilmiştir.18 Nitekim, Dokuzuncu Ordu Kıtaatı Müfettişi Mustafa Paşa’nın 5 Haziran 1919’da Harbiye Nezareti’ne, Merzifon’daki Subayları ile Amerikan memurlarının gerek Merzifon ve Gümüşhacıköy kazası pek sıkı bir münasebette bulunduklarını münasebetten dolayı Rumların çok yüz bulduklarını rapor etmiştir.19 Kemal İngiliz gerek ve bu Yine Mustafa Kemal Paşa’nın Havza’dan Harbiye Nezareti’ne çektiği telgraftan anlaşıldığına göre, Kolej’e içinde silah olması muhtemel sandıklar gelmekte, Merzifon’daki İngiliz subayları Kolej’de toplantılar yapmakta ve komitacılıkla uğraşmakta idiler. 6 Haziran 1919 tarih ve 76 sayılı bu şifrede Merzifon ve Amasya’dan alınan istihbarattan “Merzifon Amerikan Mektebi’ne getirilen sandıkların üzerinde “Otoman Amerikan markaları” olduğu, bunların silah olmasından şüphelenildiği, bu eşyaların şehre üç koldan sokulmasının bu şüpheyi artırdığını, “Merzifon’daki dört İngiliz zabitinin Amerikan Koleji’nde toplanmaları, bunların havalide komitacılık teşkilâtıyla uğraştıklarını ve merkezi müzakerat ve tesebbüsat ittihaz ettikleri” şüphesi uyandırdığını bildirmektedir.20 Kolej’in Türkçe Öğretmeni Zeki Efendi ihbarda bulunduğu zannıyla kolejin aranmasından iki gün önce öldürülmüştür. Bu gelişmeler karşısında, 9 Aralık 1920 tarihinde, 3.Kolordu’nun lâgvedilmesiyle kurulan Merkez Ordusu, Karadeniz kıyılarında Pontusçuluk hareketine karşı etkili tedbirler almaya başlamıştır. Ankara Hükümeti dikkatlerini bu kolej üzerine yoğunlaştırmış ve Merkez Ordusu’na Merzifon’da bulunan Amerikan müesseselerinde arama yapmak için izin verilmiştir. 16 Şubat 1921 tarihinde Merzifon Amerikan Hastane ve Koleji, Beşinci Fırka Kumandanı dahi hazır bulunduğu halde aranmıştır. Aramalarda silah ve cephane bulunamamış, Kolej dahilinde olan 17 Balcıoğlu, Mustafa (1991). Belgelerle Millî Mücadele Sırasında Anadolu’da Ayaklanmalar ve Merkez Ordusu. Ankara: Yüksek Öğretim kurumu Matbaası basımı. S.64; Alan. a.g.m., s.199-200. 18 Kurt, a.g.e., s.96-98. 19 Alan, a.g.m., s.201. 20 Harp Tarihi Vesikaları Dergisi (1953) 11/5, Ves No: 101; Yazıcı. a.g.e., s.61,62. 140 Pontusçuluk faaliyetlerinden bahsedilerek, Pontus Kulübü’nün nizamnamesi, mühürleri, Yunan bayrakları, kurulması düşünülen “Pontus Cumhuriyeti”nin sınırlarını gösteren ve üzerinde “Pontus” yazılı harita, fotoğraflar, Pontus armaları ve bir çok önemli belge ele geçirilmiştir. 21 Ele geçirilen belgelerin tercümesi neticesinde Pontus Kulübü’nün, Rumları Yunan emellerine hizmet ve Pontus Hükümeti’nin kurulmasına teşvik eden çok zararlı bir kurum olduğunun ortaya çıkması üzerine kapatılarak, Rum Başkanı ve idare heyeti üyeleri tevkif edilmiş, Amerikalı olanların sadece ifadeleri alınmıştır. Kolej kapatılmış, pontusçular tutuklu olarak Amasya’ya gönderilmiştir. Tutuklu bulunan Pontusçular, 12 Eylül 1921 tarihinde İstiklâl Mahkemesi’nde yargılanan Kolej’deki kulübün başkanı Kuyumcuoğlu Therlides, üyelerden Haralambos, Yorgi, Anastas, Simon ve Pavlos Yunan amaçlarına uygun eğitim yaptırdıkları, otoriteye karşı gelmek için üye kaydettikleri ve Zeki Bey’in katlinde rol oynadıkları için idamlarına karar verilmiştir.22 4. Samsun’da Kurulan Rum Cemiyetleri Karadeniz kıyılarında canlandırılmak istenen Pontusçuluk hareketi açısından Samsun çok önemli bir merkez seçilerek faaliyetler burada yoğunlaştırılmıştır. Pontusçuluk Samsun’da epeyce faaldi. Yapılan kıyım propagandaları ile Türkleri haksız gösterme gayretleri kurulan cemiyetler tarafından yönlendirilmiştir. Samsun’da kurulan Rum Cemiyetleri şunlardır: 4.1. Rum Teceddüd ve İhya (Yenilenme ve Canlandırma) Cemiyeti Samsun’da kurulan bu cemiyet, İstanbul’daki Rum Cemiyetleri ve Patrikhane’nin doğrultusunda kurulmuştur. 1919 ve 1920 yıllarına ait tutanakları mevcuttur. Cemiyetin kuruluş amacı, Türklüğe olan kin ve düşmanlığı körüklemek ve Yunanlılığa hürmet ve sevgiyi artırmaktır. Aynı zamanda, ihtilâli teşvik, Yunanistan’a iltihak fikirlerini aşılamak, askerî eğitimler, askerî stratejileri uygulamaktır.23 4.2. Samsun Rum Muhacirin (Göçmenler) Cemiyeti 1918’de Samsun’da kurulmuş olup, başkanı Metropolit Vekili Eftimos Zilon’dur. Cemiyetin gayesi, Anadolu’nun çeşitli yerlerindeki Rum nüfusu Samsun ve havalisine iskan ederek, nüfusça üstünlüğü temin etmekti. Metropolidhane’nin aranması sırasında Pontus Cumhuriyeti haritası ve Osmanlı Hükümeti aleyhine propaganda malzemesi mektuplar ve para 21 Kurt, a.g.e., s.1-8. Balcıoğlu, a.g.e., s.86,87. 23 Kurt, a.g.e., s.155. 22 141 makbuzları ele geçirilmişti. Cemiyete paralar Osmanlı Bankası aracılığıyla aktarılıyordu.24 4.3. Pontus İdman (Spor) Kulübü Canik Mutasarrıflığı’nın 31 Mart 1921 tarih ve 287 sayılı gizli yazısıyla, Metropolidhane’nin himayesi altında faaliyet gösteren, Rum gençlerini fikirleri etrafında toplayıp, maksatlarını gerçekleştirmeye çalıştıkları, para topladıkları, beyannameler dağıttıkları, kendilerine katılmayanları ölümle tehdit ettikleri belirtilmektedir.25 4.4. İrfanperverler (Bilimseverler) Kulübü İdman Kulübü ile ortak faaliyette bulunan Rum Cemiyetidir. Kendi ifadeleriyle “hemcinslerini Yunanlılığa has bir surette terbiye etmek” gayesiyle kurulmuştur. Mevcut kurumları düzenleyerek bunlarla çalışma yapmak, Rum çetelerinin hareketini teşkilatlandırmak.26 4.5. Müdafaa-i Meşrute (Meşru Müdafaa Cemiyeti) Cemiyeti Samsun Metropolidhanesi’ndeki aramalarda ortaya çıkan nizamnameye göre Ünye, Fatsa, Kavak, Havza, Çarşamba, Bafra, Sinop, İnebolu, Tokat, Kırşehir, Kayseri, Ürgüp’te şubeler açmıştır. Kendi ifadelerine göre uğrayabilecekleri tecavüzlere karşı silahlı mukabelede bulunmak için kurulmuş cemiyettir. Cemiyet tüzüğüne göre; köylere varıncaya kadar silahlı ihtilâl birlik ve müfrezeleri meydana getirilecek, her 10 genç başına birer onbaşı tayin olunacaktır. Bütün cemiyet mensupları silahlanacak ve askeri ayaklanmaya hazırlanacaktı.27 4.6. Mukaddes (Kutsal) Rum Anadolu Cemiyeti Cemiyetin kuruluş beyannamesinde, kuruluş gayesi; hadiselerin böyle bir cemiyetin kurulmasını zorunlu kıldığını, maksada yönelik ve çalışmaların emir komuta zinciri içerisinde olup İstanbul, İzmir, Selânik, Trabzon gibi merkezlerin Mukaddes Rum Cemiyetleriyle temasta olduklarını bildirmektedir. Cemiyetin sadık üyelerinin gece gündüz bütün kuvvetleriyle hizmet edip, kötü durumda bulunan Rumluğun intikamını almaya ve haklarını savunmaya davet etmektedir. Bu masada uygun olarak, gizlilik içerisinde gerek mallarıyla, gerek canlarıyla katkı sağlamaları istenmektedir. Vatanın bu feryadına kulak asmayan, itaat etmeyenlerin ölüm cezası ile cezalandırılacağı belirtiliyordu.28 24 Kurt, a.g.e., s.129,130. Yazıcı, a.g.e., s.66, Kurt, a.g.e., s.125. 26 Kurt, a.g.e., s.125. 27 Kurt, a.g.e., s.126 28 Kurt, a.g.e., s.128,129. 25 142 5. Samsun ve Havalisinde Pontusçu Rum Çeteleri Mütareke ile birlikte, Samsun havalisinde Pontusçuların en yoğun faaliyet gösterdikleri yerler başta “Nebyan” olmak üzere Bafra, Samsun, Alaçam, Vezirköprü, Merkez Rum Köyleri, Havza, Çarşamba, Terme, Ladik, Kavak idi. Rum çeteleri Müslüman köylerine büyük zararlar vermişlerdir. Rum köylerinde gizlenen bu çeteler, İslâm köylerini yakmak, ahalisini öldürmek ve ateşe atmak, yol kesmek, dağa adam kaldırma, fidye almak ve posta arabalarını soymak gibi eylemlerde bulunmak suretiyle bölgedeki huzur ve güven ortamını bozmuşlardır. Hayat mücadelesine girişen Türk Milleti cephede meşgul iken Rum çeteleri ağır işkence ve katliamlara başlamıştı.29 5.1. Samsun Kazası Samsun şehir merkezinin olağanüstü öneminden ve Samsun kazası topraklarının bir çok sebeplerden dolayısıyla Rum eşkiyası için uygun bir zemin olmuştur. Samsun Pontus Rumluğu ve Rumların meydana getirdiği çeteler için beyin görevini görmüştür. Akşamları dışarı çıkmak bölge insanı için tehlikeli bir hale gelmişti. Rum nüfus ve çeteler büyük oranda silahlıydılar. Samsun’da eşkiyalık yapan Rum çeteleri şunlardır: Derecik Köyünden Anastesoğlu Hacı ve Biraderleri, Yarmalı Yatak Köyünden Satırhan Hacı Bedros, Karasungur Köyünden Haridosoğlu Kara Dimitri çeteleriydi. Ayrıca isimleriyle tanınan, Yorgi, İstefanoğlu Kör Panayut, Sava damadı Sovakim, Kethüdaoğlu Haralambos, Krekioğlu Sava, Nikolaoğlu Kosti, Abanoz Yorgi, Yanko, Penayutoğlu Kosti, Vasilaki, Nikofor, Sokuloğlu ve Kliboğlu Yanko çeteleri.30 Bu çete reislerini Pontusçu idealler doğrultusunda yönlendiren Merkez Rum Metropolithanesi’nden emir alan Rum çeteleri Türk köylerine saldırmak, Türk askerî harekâtlarına engel olmak gibi haince teşebbüslerde bulunmuşlardır. Samsun çevresinde Rum çetelerinin korkunç tüyler ürpertici olayı vardır. Birincisi, “Güney” ve “Beylerce” faciasıdır. 24 Müslüman erkek, kadın, çocuk ve ihtiyar toplu olarak şehit edilmiştir. Güney Köyü’nden 13, Beylerce Köyünden 11 kişi öldürülmüştür. Samsun’un güneyinde “Duayeri” isimli bölgede Hoşri Çetesinin kurduğu pusuya düşen Koruluk köylülerinden 20 kişi, 7 Ekim 1921 de acımasızca öldürülmüşlerdi. Merkez Ordusu Kumandanlığından bildirildiğine göre; Samsun kazası içerisinde değişik 29 Hakimiyet-i Milliye, (1922), Fethi Bey’in Eşkiyaya Beyânnamesi.3.sene.14 Şubat, No:431; Güner, Zekâi-Orhan KABATAŞ, (1990). Milli Mücadele Dönemi Beyânnameleri ve Basını. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayını. S.146. 30 Kocaoğlu, Bünyamin (1998), 15.Fırka’nın Samsun’daki Faaliyetleri (1919-1921). Samsun: (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi) s.111-114. 143 köylerde Rum eşkiyası tarafından yakılan Müslüman evleri 500 civarındadır. Toplam olarak 51 İslam öldürülmüştür.31 5.2. Bafra Kazası Bafra’daki Rum çetelerini, Nebiyan’da Akçaalan Köyünden Nikola’nın Anastas yönetiyordu. Çete reisleri şunlardır: Matbaacının Hesakil, Yorgi biraderi Platon Hacı Andon, Anastas Yorgi, Pandolaki, Perikles, Elbedas, Eczacı Aliko, Alaçamlı Perikles, Reji Müdürü Duracı, Papas Anestes, Kerabus Yazıcıoğlu, Orak’in oğlu Penayut, Hacı Abos, Doğanoğlu Todori, Nikola’nın Anastas, Sokrat, Suzirioğlu Kiryako, Balçıoğlu Yorgi, Taşçıoğlu Sava, Koli, Kostantin, Avrakim Hoca.32 Bafran “Nebiyan” bölgesi yerinin sarp olması, Rumların köylerinin yoğun olması ve Rumların asî olması gibi birçok sebeplerden dolayı Pontus Rumluğu faaliyetlerinin ilk göründüğü yer olmuştur. 1500’e yakın silahlı çıkarabilen bu bölgedeki 17 Rum köyü seferberlik emrine uymadıkları gibi, aynı emre uymak istemeyen Bafra Rumlarını da Nebiyan’a katılmaya zorladılar. Bu bölgede ilk kanlı sahne 150 haneli “Çağşur” köyünde yaşandı. Nebyan Çeteleri köye aniden baskın yaparak, köyü baştan sona bir hane bırakmadan yaktılar. Köy halkını beşikteki çocuktan en yaşlı ihtiyarına kadar tamamen öldürdüler. Bu kanlı ve vahşi başarıdan cüretlerini artıran Rum eşkiya “Koşaca” Köyünü de aynı şekilde toptan yakmak suretiyle köy halkının tamamını öldürdüler. “Boyalı, Türkmenler, Kasnakçı, Kuşkayası ve Çepniler” Köylerini de bölüm bölüm yakarak halkı yok edildi. Yalnız Çağşur ve Koşaca facialarında şehit edilen Müslümanların sayısı 367 dir.33 Nebiyan çetelerinin zulüm ve vahşetine kurban giden İslam’ların ortaya çıkan resmî ve kesin miktarı, Bafra çevresindeki köylerde yine 1920 yılı sonuna kadar Rum çeteleri tarafından gerçekleştirilen değişik olaylarda ki öldürülmeler eklenince genel toplam sayı 534’e ulaşmaktadır.34 5.3. Alaçam Nahiyesi Alaçam nahiyesindeki Hacı Yakuf’un oğlu Perikles, Kuyucakoğlu ve Hacı Todor Pontus Kulübünün kurucularıydılar. Rum çeteler katlettikleri Türklerin cesetlerini ağaçlara asmak suretiyle dehşet saçmakta, gasp ettikleri mal ve hayvanlarla hem ihtiyaçlarını gidermekte, hem de satarak gelir temin etmekte idiler.35 31 Kurt, a.g.e., s.246-249 Kocaoğlu, a.g.e., s.115. 33 Kurt, a.g.e., 189. 34 Kurt, a.g.e., 191. 35 Anakök, Tayyar.(1953), Alaçam Tarihi. İstanbul: s.26 32 144 Alaçam’daki Rum çeteleri şunlardır: Pergelli Papazı Baba Mihail’in kardeşi Anastas, Koca Daban Yorgi, Kavaklıoğlu Yuvani, İnderesi Köyünden Balçıoğlu Yorgi, Deli Yani, Karahüseyinli Köyünden Çapulcu Lefter. Bu çetelerin faaliyetleri sonucunda 47 öldürme, 54 hayvan ve 2 tabanca, 640.000 kuruşluk mal gasp edilmiştir.36 Rum şekavetine maruz kalan Türk köyleri, kendilerini savunma durumunda kalmışlardı. Bu amaçla Karlı Köyünden Bayram Çetesi, Kazköy’den Laz Murad, Doyran’dan Mehmed Çavuş, Rauf Bey ve Mahmut Bey çeteleri kurulmuştur.37 5.4. Çarşamba Kazası Çarşamba kazası Rum hadiselerinin en az yaşandığı bölgedir. Bu bölgede şekavette bulunanların büyük bölümü Ermenilerdi. Özellikle ateşkesin ardından Ermenilerle Rumlar, ortak düşman kabul ettikleri Türkleri yok etmek için çaba sarf etmişlerdir. Çarşamba’daki Rum Çeteleri şunlardır: Tekfurlu Kara Artinoğlu Urusa, Yozgatlı Artin, Kabacevizli Sarı Ohannes, Topalın Kirkor, Çimpik Usta ve kardeşi, Eğridereli Tüylüoğlu Orut, Advat, Emikli Apyam, Martelli Şahin, Kapıkayadan Mıgır, Karanın Haçik, Martelli, Kevork, Minasoğulları, Havancı Kirkor, Serup, Arfest, Mihail, Defavil, Kara Haçik ve Sarı Haçik. Çarşamba kazasında Rum çetelerin az ve etkisiz olması sebebiyle fazla öldürme olayı olmamıştır. Çetelerin saldırısıyla 14 köy tahrip olmuş, 355 ev, 2 cami, 2 okul ve 24 samanlık olmak üzere 382 bina yakılmış, 2 öldürme, 3 çiftlik yakılması, 2 ırza tecavüz, 100 değişik hırsızlık ve gasp olayları yapılmıştır.38 5.5. Terme Kazası Terme köylerinde 1920 yılı sonuna kadar yapılan 6 tür olayı gerçekleştiren 27 eşkiyadan 13’ü Rum, 14’ü Ermeni’dir. Bu olaylar içerisinde 2 öldürme olay vardır. Terme kazasında 6 önemli olaydan en önemlisi Ünye’nin Çakal köyünden Mihail, Gazar ve Serkis adında biri Rum, ikisi Ermeni üç çete reisi tarafından “Koçan” Köyüne yapılan baskındır. Baskın neticesinde köyün bütün taşınabilir malları ve bütün hayvanları gasp ve yağmalanmıştır. Terme’nin İlimdağı ve Çangeriş ormanları Rum Çetelerinin barınağı durumundadır. Terme’deki Rum Çeteleri Şunlardır: Çangeriş Köyünden Sarı Yani, Kara Banayıt, Anastas, İlimdağı Köyünden Mandiloğlu Artin, Papasoğlu İstefan, Limandere köyünden Trabzonluoğlu Hacı Sava, Kocaman 36 Yazıcı, a.g.e., s.79. Anakök, a.g.e., s.26. 38 Kurt. a.g.e., s.257. 37 145 Köyünden Artin, Ünye’nin Gürgen Köyünden Moris, Çakal Köyünden Mihail, Gazar, Serkis, Rafael, Tahmazoğlu Haçik, Baltacıoğlu Kirapus’tur.39 5.6. Köprü Kazası Pontus Çetelerinin büyük ölçüde faaliyet gösterdikleri yerlerden biri de “Köprü Kazası” dır. Bölgede 66 cinayet işlenmiştir. Rum çetelerinin tür olarak yaptıkları olaylara bakınca, 27 türü öldürme, 16 türü yol kesme, gece baskını, hırsızlık, gasp, yaralama ve eşkiyaya yataklık etmek şeklinde gerçekleşmiştir. Köprü Kazası içinde 800 kişilik büyük bir Rum Çetesi tarafından iki köyde halkın tümü katliama uğratılarak, evleri yakılmış, köyün bütün ekinleri yakılmıştır. Köprü Kazasında bu tüyler ürpertici cinayetlere uğrayan köyler, “Ortaklar” ve “Esenbey” köyleridir. 40 Köprü Kazasında Rum Çeteleri şunlardır: İliya Patlakoğlu, Deli Mina, Tütüncüoğlu Hacı, Mihailoğlu Nikola, Fidas, Sova, Sovakim, Kısa Yorgi, Kara Todor, Topal Hoca, Anestes, Orakoğlu Anestes, Fode, Patlos, Nazek, Kostantin Çavuş ve Dimitri’dir.41 5.7. Ladik Kazası Ladik kazasında iki senede Rum Çeteleri tarafından yapılmış olan olayların sayısı 43’tür. Bu olayların en önemlisi 31 Ağustos 1921 günü 80 kadar silahlı, 100 kadar da kadın ve erkek silahsız Rum eşkiyasından oluşan çete, Küpecik Köyünü basmıştır. 5 erkek, 1 kadın olmak üzere 6 kişi Rumların evlerini ateşe vermeleri sonucu can verirken 7 erkek, 3 kadın kurşunlanarak öldürülmüştü. 2 erkek ağır yaralanmış, 2 kadın dağa kaldırılmıştır. Toplam 213 bina ve 21.920 ölçek zahire yanmış, 159 baş çiftlik hayvanı gasp edilmiştir.42 Ladik’teki çete reisleri şunlardır: Sokrad ve Avanesi, Sarı Pavlı, Samsunlu Estil, Rum Dimyet, Kode Çavuş’tur. 43 5.8. Havza Kazası Havza’ya bağlı Rum köylerinin büyük çoğunluğu Tavşandağı ile Nebiyan dağı arasındadır. Bu Rum köyleri ve buradaki Rum Çeteleri kuzeyden Bafra ve Samsun, Rum köyleri ile doğudan Ladik’in Rum köyleri ile çevrili olduğundan, bir olay çıkması halinde kolayca takviye destek alabiliyordu. Havza’nın çete reislerinden Sokrat’ın adamlarından olan 12 kişilik bir çete bir İslâm köyünden kan bedeli olarak 2.000 lira almış, köyü iki defa soymuş, 1 hoca ile 4 arkadaşını öldürmüştür. Bu çetelerin sayı 39 Kurt. a.g.e., s.257-261. Kurt. a.g.e., s.280. 41 Kocaoğlu, a.g.e., s.122,123. 42 Kurt, a.g.e., s.293. Yazıcı, a.g.e. s.74,75. 43 Kocaoğlu, a.g.e., s.122. 40 146 olarak bilinen öldürme olaylarının toplamı 13’tür. Bazı öldürmeler daha olmuştur. Fakat kaç kişi olduğu bilinmemektedir. Havza’daki çete reisleri şunlardır: Simonoğlu Andreya, Lefteroğlu Vasil, Gavril, Terzi Panço, Papasoğlu Manuel, Seferoğlu Yorgi, Periklesin Sava, Engizoğlu Ando Çavuş, Zurnacı Sava, Anestes, Deli Tanes, Topal Bedros, Hacı Çavuş, Tombak, Yani, Kısabacak, Kumarcı Vasil ve Sarı Pavlı’dır. 44 Sonuç Mondros Antlaşması ile Osmanlı Devleti’nin içine düştüğü durumdan faydalanmak isteyen Rumlar, Wilson Prensipleri doğrultusunda İtilâf Devletlerinin desteğini alarak Ermeniler gibi Anadolu toprakları üzerinde hak iddialarında bulunmuşlardır. Pontus Devleti’nin yıkılışından iki bin sene sonra Canik Bölgesinde bir Pontus Devleti kurulması hayaline kapılmışlardır. Anadolu’da yaşayan Rumların önce siyasî teşekküller kurmak, okullar açmak, silahlı baskınlar düzenlemek, cinayetler işlemek, köyleri basmak, yangınlar çıkarmak ve bölgede yaşayan Türk halkına baskı uygulayarak sindirmeye çalışmışlardır. Bu işlerde Patrikhane, Metropolitler ve okullar başrolde bulunuyordu. Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a ayak bastığı günlerde bölgede Rumlar ilân edilmemiş bir savaşı başlatmışlardı. Bölgede kurulmuş olan Müdafaa-i Hukuk teşekkülleri ve Ankara Hükümeti tarafından kurulan Merkez Ordusu’nun kurulması, silahlı isyana kalkışan Rumlara karşı alınan tedbirler bu kalkışmayı başarısız kılacaktır. Milli Mücadelemizin başarı ile sonuçlanması neticesinde “Pontus Devleti” kurma hayali tamamen suya düşmüş olacaktır. Gözü dönmüş Rum çeteleri, kendilerine katılmayan Rumları dahi öldürmekten çekinmemişlerdir. Silahsız Türk köylerine saldıran Rum çeteleri yüzlerce insanımızı kadın, çocuk ve ihtiyar demeden katletmişler tarihe kanlı sayfalar bırakmışlardır. 44 Kocaoğlu, a.g.e., s.120. 147 Kaynakça AKYÜZ, Yahya (1975) Türk Kurtuluş Savaşı ve Fransız Kamuoyu. 19191922. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. ALAN, Gülbadi (2001), “Protestan Amerikan Misyonerleri, Anadolu’daki Rumlar ve Pontus Meselesi”. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 10 s.196-197 ANAKÖK, Tayyar.(1953), Alaçam Tarihi. İstanbul. AŞKUN, Vehbi Cem (1956) Kurtulan Merzifon, Balıkesir: Balıkesir Türkdili Matbaası. ATATÜRK, Mustafa Kemal.(1997) Nutuk. 1-111, Atatürk Araştırma Merkezi Yayını. Ankara. BALCIOĞLU, Mustafa (1991). Belgelerle Millî Mücadele Sırasında Anadolu’da Ayaklanmalar ve Merkez Ordusu. Ankara: Yüksek Öğretim Kurumu Matbaası basımı. GÜNER, Zekâi-Orhan KABATAŞ, (1990). Milli Mücadele Dönemi Beyânnameleri ve Basını. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayını. Hakimiyet-i Milliye, (1922), Fethi Bey’in Eşkiyaya Beyânnamesi.3.sene.14 Şubat, No:431. Harp Tarihi Vesikaları Dergisi (1953) 11/5, Ves No: 101. KOCAOĞLU, Bünyamin (1998), 15.Fırka’nın Samsun’daki Faaliyetleri (1919-1921), (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Samsun. KURT, Yılmaz (Haz) (1995) Pontus Meselesi. Ankara: TBMM Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu Yayınları. PEKER, Nurettin (1955) İstiklâl Savaşının Vesika ve Resimleri. İstanbul. SONYEL, Salâhi (1977) Türk Kurtuluş Savaşı ve Dış Politika. Ankara. ŞİMŞİR, Bilâl N. (1973) İngiliz Belgelerinde Atatürk 1919-1938. I. Ankara. TANSEL, Selâhattin (1977) Mondros’tan Mudanya’ya Kadar. Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları. C.I. TBMM.Zabıt Ceridesi XV, s.239. ULUBELEN, Erol (1982) İngiliz Gizli Belgelerinde Türkiye. İstanbul: İş Bankası yayınları. YAZICI, Nuri (2003), Millî Mücadele’de Canik Sancağı’nda Pontosçu Faaliyetler (1918-1922). İstanbul: Çizgi Yayınevi. 148