KAVRAMI VE KAMUSAL TARTIŞMALARLA İLGİSİ ÜZERİNE BİR

advertisement
Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 14, Haziran 2015, s. 73-84
Burak HERGÜNER1
KAMU YÖNETİMİNDE “YENİ” KAVRAMI VE KAMUSAL
TARTIŞMALARLA İLGİSİ ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA
Özet
Türk siyasetini kuşkusuz son dönemde en çok meşgul eden konulardan biri “Yeni
Türkiye” vizyonudur. Kısaca daha demokratik, vatandaş odaklı ve halkla barışık
bir yönetim hedefinin konduğu bu vizyonun gerçekleşmesi icin bu amaçlara uygun
olarak Türk kamu yönetiminde bir anlayış değişikliği gereği aşikardır. Ancak böyle
bir değişimi gerçekleştirebilmek için kamu yönetimindeki egemen yaklaşımların
iyi bilinmesi gerekir. Öte yandan bahsi geçen hedeflere en uygun yaklaşım Türk
Kamu yönetimi literatüründe hak ettiği ilgiyi görmemiş olan Yeni Kamu
Yönetimidir (YKY). Sözkonusu yaklaşım, Dwight Waldo’nun himayesinde 1968
yılında düzenlenen Minnowbrook Konferansı sonrası kamu yönetiminin “jön
Türkleri” olarak isimlendirilen genç akademisyenlerce ortaya konmuştur. Türk
kamu yönetimi literatüründe, etkinlik ve verimlilik için bireyi “müşteri” olarak
gören Yeni Kamu İşletmeciliği (YKİ) yaklaşımı ile sıklıkla karıştırılan YKY’nin
vatandaşlık kavramina yaptığı vurgu ile “Yeni Türkiye” söylemi çerçevesinde
vatandaşlık tartışmalarının sıkça gündeme geldiği günümüz Türkiye’sinde bir yön
gösterici olarak bilinmesi ve tartışılması gerekir. Bu çalışma, kamu yönetimi
literatüründeki bu eksikliği azaltmayı amaçlamaktadır.
Anahtar Kelimeler: YKY, YKİ, Yeni Türkiye, kimlik krizi, siyaset-yönetim
dikotomisi
1
Yrd. Doç. Dr., Avrasya Üniversitesi, İİBF, Kamu Yönetimi Bölümü, b_herguner@yahoo.com
Burak Hergüner
74
A REVIEW TO CLARIFY THE “NEW” IN PUBLIC
ADMINISTRATION AND ITS RELEVANCE TO PUBLIC DEBATES
Abstract
Undoubtedly, in recent times, one of the most debated issues in Turkish political
life has been the vision of “New Turkey” which briefly envisions a more
democratic, citizen oriented and people-centered administration. It is unambiguous
that to achieve such a vision necessitates a transformation in Turkish public
administration. However, one of the neighboring approaches in public
administration for reaching such an ideal is the New Public Administration
(NewPA) and it does not receive the attention it deserves in Turkish public
administration literature. NewPA, which was formed by young academics called
"young Turks" after the Minnowbrook Conference organized under the auspices of
Dwight Waldo in 1968, considers the individual as a citizen unlike the New Public
Management (NPM) approach, which considers the individual as a mere customer
to achieve efficiency and efficacy. Nonetheless, NewPA is sometimes confused
with NPM, or even worse NewPA is totally neglected in the literature. Therefore,
NewPA should be discussed in today’s Turkey as a manual for “New Turkey”
debates, and this review aims to fill the gap in Turkish public administration
literature.
Keywords: NewPA, NPM, New Turkey, Identity Crisis, Politics-administration
dichotomy
GİRİŞ
Türk kamu yönetimi literatüründe, Yeni Kamu Yönetimi denilince akla 1980 ve 90'lı yıllarda
ortaya çıkan Yeni Kamu İşletmeciliği (YKİ) (New Public Management - NPM) ve onun temel
aldığı kısaca 3e olarak bilinen verimlilik, tasarruf, etkinlik ilkeleri akla gelir.2 Ancak “gerçek”
Yeni Kamu Yönetimi 1960'lı yılların sonunda kamu yönetiminin duayenlerinden Dwight
Waldo’nun organize ettiği Minnowbrook konferansı sonrası kamu yönetiminin jön Türkleri
(young Turks) olarak isimlendirilen, aralarında H. George Frederickson gibi isimlerin de
olduğu 30'lu yaşların başındaki genç akademisyenlerce ortaya konan ve temsiliyet, duyarlılık,
sorumluluk ilkelerini simgeleyen 3rs temelinde gelişen Yeni Kamu Yönetimi (YKY) (New
Public Administration - NewPA) akımıdır.34 Kamu yönetiminde etkinlik ve verimlilik için
bireyi “müşteri” olarak goren YKİ yerine vatandaşlık kavramına vurgu yapan bu “gerçek” Yeni
Kamu Yönetiminin “yeni Türkiye” söyleminin ve vatandaşlık kavramının sıkça gündeme
geldiği günümüz Türkiye’sinde bir yön gösterici olarak bilinmesi, literatüre kazandırılması ve
tartışılması gerekir.5
3e ingilizce efficiency, economy, efficacy kelimelerinin kısaltılmasından türetilmiştir.
Minnowbrook Konferansındaki genc akademisyenler icin jön Türk tabirini kullanan bazı çalışmalar için
bkz. Timney, 2009; Wooldridge & Gooden, 2009; Rutledge, 2002; Daneke, 1976.
4
3rs ingilizce representativeness, responsiveness, responsibility kelimelerinin kısaltılmasından
türetilmiştir.
5
Bu çalışmada New Public Administration (NewPA) Yeni Kamu Yönetimi (YKY) olarak; New Public
Management (NPM) Yeni Kamu İşletmeciliği (YKİ) olarak çevrilmiştir.
2
3
The Journal of Academic Social Science, Yıl: 3, Sayı: 14, Haziran 2015, s. 73-84
75
Kamu Yönetiminde “Yeni” Kavramı ve Kamusal Tartışmalarla İlgisi
Üzerine Bir Çalışma
Kamu yönetiminde yeni model arayışları uzun yıllardır süre gelen bir olgudur. Kamu
hizmetlerinin sunumunu daha etkin ve verimli hale getirmek icin Klasik (Weberyen) kamu
yönetiminin arz (sunum) odaklı yapısı özellikle 1980'lerin başında etkinlik ve verimliliği temel
alan ve vatandaşı müşteri konumuna oturtarak talep odaklı bir yaklaşım sergileyen YKİ’nin
ortaya çıkmasıyla birçok ülke kamu sektörünü sözkonusu modele göre tekrar şekillendirme
yoluna gitmiştir.
YKİ, özellikle Osborne ve Gaebler ‘in (1992) yazdığı Devletin Yeniden Keşfi (Reinventing
Government) başlıklı kitap temelinde Bill Clinton’un ABD baskanlığı döneminde etkinlik ve
verimliliği artırmak için temel alınan model olmuştur. Ayrıca, başta Avustralya, İtalya, Yeni
Zelanda, Hollanda gibi ülkeler olmak üzere birçok ülkede kamu sektörü YKİ ilkeleri temelinde
yeniden şekillendirilmiştir. YKİ'nin 80 ve 90’lı yıllarda bu derece ilgi görmesinin temelinde
Klasik (Weberyen) kamu yönetiminin aksine sadece arz (sunum) odaklı değil talep odaklı bir
yaklaşım sergilemesinin rolü büyüktür. Bununla beraber, vatandaş kavramını “müşteri”
derecesine indiren bu yaklaşım birçok akademisyen tarafından aşırı derecede yüzeysel ve piyasa
odaklı olmakla eleştirilmiştir. Ayrıca, YKİ ilkelerinin küresel geçerliliği olduğu iddiasi da
akademik çevrelerde büyük eleştiri görmüştür (Ocampo, 1998; Brown & Keast, 2003;
Noordhoek & Saner, 2005; Guthrie, 2003; Hood, 1991; Pollitt, 2002; Herguner, 2015).
YKİ, Türkiye’de de kamu sektörünün şekillenmesi sürecinde büyük ilgi görmüş ve Turgut Özal
döneminden başlayarak uygulanmaya başlamıstır. Bu nedenle özellikle son yıllarda YKİ ile
ilgili Türkiye’de birçok akademik çalışma yapılmış ancak kavram kamu yönetimi literatürüne
Yeni Kamu İşletmeciliği (YKİ) yerine genellikle “Yeni Kamu Yönetimi” olarak aktarılmıştır.6
Öte yandan bazı akademisyenler her iki farklı yaklaşımı tekbir çerçeve içerisinde Yeni Kamu
Yonetimi (YKY) başlığı altında birlikte değerlendirmiştir.7 Ancak hangi isim kullanılırsa
kullanılsın kamu yönetiminde “yeni” denilince YKİ yaklaşımı anlaşılmış ve 1968 yılındaki
Minnowbrook konferansı sonrası şekillenen YKY yaklaşımı Türk kamu yönetimi literatüründe
yeterince ilgi görmemiştir.
Minnowbrook konferansı, alanla ilgili nelerin yanlış olduğu ve nasıl ilerleme sağlanabileceği
konularında bir dizi önemli calışma ortaya konulmasına vesile olmuştur. Konferansta, sadece
kamu yönetimi disiplininin durumuyla ilgili memnuniyetsizlikler yansıtılmamış ayrıca 60'lı
yıllardaki ağır toplumsal olaylar ve acilen cözülmesi gereken sosyal problemler gündeme
getirilmiştir. Bu yönüyle konferans alanla ilgili kısıtlı soruların tartışılmasından ziyade alanın
bütün olarak yeniden gözden geçirilmesine ve sorgulanmasına önayak olmuştur (Reyes, 2003).
Vatandaşlık vurgusunun ve “Yeni Türkiye” söylemlerinin sıkça dile getirildiği günümüz
Türkiye'sinde sosyal konulara duyarlı, verimlilik ve etkinlik kavramlarının yanısıra sosyal
eşitlik temelinde gelişen bir kamu yönetimi öngören YKY yani “gerçek” Yeni Kamu Yönetimi
anlayışının bir yol gösterici olarak hatırlanması ve uygulanması kamuda yönetici
konumundakiler ve akademisyenler açısından gereklidir.
Kavramı, Yeni Kamu Yönetimi olarak aktaran çalışmalara örnek olarak bkz. Eroğlu, 2010; Arslan,
2012; Űnal, 2013; Pehlivan & Gerekan, 2009. Yeni Kamu İsletmeciliği olarak aktaran çalışmalara örnek
olarak bkz. Zengin, 2009; Güzelsarı, 2009; Saklı, 2011.
7
Bkz. Özer, 2005.
6
The Journal of Academic Social Science, Yıl: 3, Sayı: 14, Haziran 2015, s. 73-84
Burak Hergüner
76
1- Kamu Yönetiminde Temel Yaklaşımlar ve Yeni Kamu Yönetimi
Başlangıcından günümüze kamu yönetimini yönlendiren üç temel kuramsal yaklaşım söz
konusudur.
Bunlardan ilki “en iyi tek yol”u bulmayı amaçlayan yönetimde bilimsel yaklaşım olmuştur.
Frederick W. Taylor’un Taylorism olarak da isimlendirilen Scientific Management ve
POSDCORB8 akronimiyle ifade edilen Gulick’in çalışmaları bu temel kuramsal yaklaşımın en
önde gelen örnekleridir (Gulick, 1937; Taylor, 1912). Bu dönemin en belirgin özelliği kamu
yönetimiyle ilgili tek ve en doğru bakış açısına ulaşma hedefi temelinde “yönetim bilimi”
olusturmaktı. Bu bağlamda, “içe-dönük” ve etkinlik ile verimliliğe odaklanan kurum temelli bir
yaklaşım sergilenmişti. Buna göre, kamu kurumlarında etkinlik ve verimliliğin arttırılmasının
otomatik olarak bu kurumların toplum üzerindeki etkilerinin arttırılmasını sağladığı
varsayılmıştır. Bu yaklaşımda sadece kurumiçi faaliyetlere odaklanılmış fakat bu faaliyetlerin
kamu kurumlarının ortaya cıkış nedeni olan halk üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi
konusu gözardı edilmistir (Reyes, 2003).
Kamu yönetimindeki, ikinci ana kuramsal yaklaşım birbirine zıt kutupların sürekli olarak
çarpışması sonucu ortaya her iki kutuptan daha üstün bir sonuç ortaya çıkması esasına dayanan
diyalektik yaklaşımdır. Burada en önemli nokta birbirleriyle yarışan farklı perspektifleri
sulandırmadan en iyi yanlarını biraraya getirecek büyük bir senteze ulaşmaktır (Stillman, 1991;
Reyes, 1997).
Sonuncu olarak ta hiçbir teori yada yaklaşımın tek başına çağdaş yönetimsel düsünceyi
gerçekten temsil edemeyeceği düsüncesine dayanan çoğulcu perspektifdir. Bu bakış açısına göre
kamu yönetimi birbiriyle yarışan fikirlerin, bakış açılarının ve yöntemlerin gevşek bir şekilde
biraraya gelmesinden oluşmaktadır. En belirgin olarak YKY perspektifi tarafından temsil edilen
bu temel kuramsal yaklaşım, kamu yonetiminin toplumsal konulara daha ilgili olmasi talepleri
ve toplumsal bilinç konuları çerçevesinde gelişmiştir (Reyes, 2003).
2- Kimlik Krizine Doğru Kamu Yönetimi
Kamu Yönetiminde yaşanan kimlik krizi YKY’nin ortaya çıkmasına temel olması açısından
önemlidir. Bir araştırma alanı olarak kamu yönetimi uzun süredir birçok yazar tarafindan
çözülmesi gereken bir kimlik krizi içinde nitelendirilmistir.
Yeni ve uyumlu bir kamu yönetimi felsefesi formüle ederek bütüncül bir çerçeve oluşturma
çabaları özellikle 20.yüzyılın ikinci yarısındaki akademik tartışmaların ana teması oldu. Bu
dönemin en belirgin özelliği, uyumlu ve tek sesli bir kamu yönetimine dönülmesi gerekliliğine
yapılan vurguydu. Bu bağlamda, siyaset-yönetim dikotomisi çerçevesinde şekillenen Woodrow
Wilson’un mimari olduğu kamu yönetimi anlayışı ile POSDCORB temelinde şekillenen
ortodoks kamu yönetimi anlayışına bir özlem duyulmaktaydı. Kamu yönetiminde birçok farklı
yaklaşımın bulunması, alanın homojen bir görüntü sergilemesine ve epistomolojik bir kimlik
edinmesine engel oldu. Bu konuyla ilgili en çok iz bırakan akademisyen, uzun kariyeri boyunca
Planlama, örgütleme, personel yönetimi, yönlendirme, eşdüdüm, raporlama, bütçeleme
(planning, organizing, staffing, directing, coordinating, reporting, budgeting) öğelerinin
kısaltılmasından oluşur.
8
The Journal of Academic Social Science, Yıl: 3, Sayı: 14, Haziran 2015, s. 73-84
77
Kamu Yönetiminde “Yeni” Kavramı ve Kamusal Tartışmalarla İlgisi
Üzerine Bir Çalışma
kimlik krizi konusunu çeşitli defalar yeniden formüle ederek sorunun gündemde kalmasını
sağlayan Dwight Waldo oldu. Waldo, kamu yönetiminde kavramsallaştırma ve meşruiyet
konularına önem verdi (Rutgers, 1998).
Kamu yönetiminde kimlik krizi, Wilson’un öne sürdüğü siyaset-yönetim ayrımının geçerliliğini
yitirmeye başlamasıyla ortaya çıkmıştır. Wilson kendi ifadesiyle “Yönetim Bilimi”nin gelişmesi
için siyaset dünyasının yönetim dünyasından uzak tutulması gerektiğini savunmuş ve onun bu
savı kamu yönetimi literatürüne siyaset-yönetim dikotomisi olarak geçerek kamu yönetimi
disiplinine uzun yıllar yön vermişti. Wılson, siyaset ve yönetimin birbirinden ayrılması savını
gerekçelendirirken yönetim biliminin siyasetin aceleci, üstünkörü ve gerginlik barındıran
yaklaşımlarından uzak tutulması gerekliliğini vurgulamıştı. Bu görüşe gore, siyasi sistemin
temeli değişik fikirleri ve farklı çevrelerden gelen baskıyı uyumlaştırmak ve biraraya getirmek
iken, yönetim sisteminin görevi siyasi partiler, çıkar grupları, belediye başkanları, yasama
organları gibi siyasi kanallar vasıtasıyla meşru hale getirilen politikaların uygulanmasına
yönelik bir mekanizma görevi görmekti (Reyes, 1993; Wilson, 1887). Şekil 1 siyaset yönetim
ayrımı temeline dayanan bir modeli göstermektedir.
20. yüzyılın ortalarına kadar kamu yönetiminin iki temel taşı olan siyaset-yönetim dikotomisi ve
POSDCORB akronimiyle özdeşleşen yönetim prensiplerinin terkedilmesi sonucu kamu
yönetimi kendine has ayırt edici epistomolojik kimliğinden mahrum kalmış oldu (Henry, 1975).
Siyaset-yönetim dikotomisine yönelik en ciddi eleştiri bürokrasi ve siyaset arasındaki
karşıtlıkları çok basite indirgemesi, siyaseti büyük ölçüde partizan amaçlara ve dar görüşlü
çıkarlara adanmış olarak görmesiydi. Bu durum elbette ki iyi yönetim, verimlilik, tarafsızlık gibi
kamu yönetiminin önem verdiği amaçlara ulaşmayı zorlaştırmaktaydı. Bu nedenledir ki
The Journal of Academic Social Science, Yıl: 3, Sayı: 14, Haziran 2015, s. 73-84
Burak Hergüner
78
Amerikan sosyal bilimleri yönetim içinde siyaset ve siyaset içinde yönetim düşüncesine, siyaset
ve onun dinamiklerinin iyi yönetime tezatlık teşkil ettiği varsayımıyla geleneksel olarak
karşıydı. Bu konuda, Waldo kamu yönetiminde siyaset-yönetim dikotomisinin geçerliliğini
zayıflatan sayısız belirti olmasına karşın onun yerine geçecek bir formül geliştirme konusunda
yetersiz kalındığını belirtmistir (Reyes, 1993).
Artık siyaset- yönetim ayrımı olmadığına göre, sınırların belirlenmesi konusu gündeme
gelmişti: Siyaset bilimi nerede biter ve kamu yönetimi nerede başlar? Kamu Yönetimi bir beceri
olarak mı görülmelidir yoksa bilim olarak mı? İşte bu soruların gölgesinde Waldo bu sorunu
şöyle özetlemişti:
Kritik soru kamu yönetimini bugün geldiği noktada ayrı bir alan olarak görmenin uygun
olup olmadığıdır. Son iki nesil bunu böyle gördü, ancak şimdi insanlar kamu
yönetiminin
farklı bir şey olduğunu yada olması gerektiğini düşünmekte (Reyes, 1979).
Siyaset-yönetim dikotomisiyle birlikte kamu yönetiminde geçerliliği sarsılan bir diğer konuda
kamu kurumlarında etkinlik, verimlilik ve tasarruf sağlanmasını temel amaç olarak gören
işletmecilik geleneği olmuştu. Waldo ve Harmon gibi isimler, verimliliğin önemini
reddetmemekle beraber, verimliliğin ancak ulaşılmak istenen amaç çerçevesinde ölçülebileceği
düşüncesini ileri sürdüler. Onlara göre kamu kurumlarının genel amacı, kurum içindeki ve
dışındaki insanların sosyal ve ekonomik sıkıntılarını azaltmak ve insanların yaşamlarındaki
fırsatları artırmak olmalıydı (Reyes, 1979).
İşte bu tartışmalar çerçevesinde şekillenen kimlik krizi kamu yönetiminin bir disiplin olarak
kabuğundan çıkıp toplumsal sorunlarla daha fazla ilgilenmesi sonucunu getirdi. Bu düşünceler
ışığı altında 1968 yılında organize edilen Minnowbrook konferansı, kamu yönetiminin yeni
rotasını belirlemek konusunda oldukça önemli bir yere sahip oldu.
3- Minnowbrook Konferansı ve Yeni Kamu Yönetimi (YKY) nin Ortaya Çıkışı
YKY yaklaşımı 1968 yılında ABD’de Syracuse Üniversitesinde Dwight Waldo’nun
himayesinde düzenlenen Minnowbrook konferansı sonrasında şekillenmiştir. Konferans,
Vietnam savaşı ve ırkçılığın ABD’de en fazla tartışıldığı bir dönemde gerçekleştirilmiştir. Bu
dönemde, kamu kurumlarına karşı duyulan güven sarsılmış ve bu kurumların yaşanan sosyal
bunalımlara çözüm olamamaları varoluş amaçlarının sorgulanmasını beraberinde getirmiştir.
İşte konferans böyle bir ortamda kamu yönetiminin yönünü tayin edebilmek amacıyla
düzenlenmiştir.
Konferans, kamu yönetiminde normatif ve empirik kuramlarla ilgili sorulara ilaveten, bir
akademik alan olarak kamu yönetiminin toplumun zorlu problemleriyle ilişkisi, toplumsal
değişim ve toplumsal gerçekliklere adaptasyonuyla ilgili kaygılar temelinde gerçekleşti. Kısaca
belirtmek gerekirse, YKY vizyon sahibiydi ve o güne kadarki egemen yönetim felsefelerinin bir
nevi sloganı olan etkinlik, verimlilik ve tasarruf temelinde gelişen yönetimsel düşüncenin
“kutsanmış” normlarını reddediyordu. Yeni Kamu Yonetimine göre kutsanan bu değerler
aslında sadece kamu kurumlarının insani gerçeklerden ne denli uzaklaşmış olduğunun bir
göstergesiydi. Çünkü kamu kurumlarında etkinlik ve verimliliğe ulaşma çabaları bu kurumların
ortaya çıkış sebepleri olan kamunun ihtiyaçları ve talepleri dikkate alınmaksızın
The Journal of Academic Social Science, Yıl: 3, Sayı: 14, Haziran 2015, s. 73-84
79
Kamu Yönetiminde “Yeni” Kavramı ve Kamusal Tartışmalarla İlgisi
Üzerine Bir Çalışma
gerçekleştirilmekteydi dolayısıyla bu bir meşruiyet sorununu ortaya koymaktaydı (Reyes,
2003).
İşte bu sebeple, Minnowbrook konferansı kamu yönetiminde demokratik idealizme doğru
yönelişin başlangıç noktası olarak kabul edilir. Adını Syracuse üniversitesinin Minnowbrook
Konferans salonundan almış olan bu akademik etkinlik, dönemin karşı kültür gençliğinin
sembol toplanma yeri olan Woodstock’a oldukça yakın bir mekanda düzenlenmiştir (Stillman,
2000).
Dwight Waldo, bu konferansta ABD ve dünya ölçeğindeki köklü değişimler sonrası ortaya
çıkan toplumsal ve yönetimsel konuları tartışmak üzere kamu yönetimine farklı perspektiflerden
yaklaşan genç akademisyenleri biraraya getirmeyi amaçlamıştır. Konferans, akademik anlamda
amaçlanan yankıyı uyandırmıştır. Öncelikle konferansta klasik kamu yönetimi kuramları
reddedilerek yeni prensipler ortaya konulmustur. Örneğin Frederickson (1971) sosyal eşitlik
kavramı üzerinde durmuş ve bu kavramı klasik kamu yönetimi tanımına eklemlemiştir. Ona
göre klasik kamu yönetimi öncelikle, verimlilikle ilgili olarak devlet mevcut kaynaklar ile nasıl
daha iyi kamu hizmeti sunabilir? yada tasarrufla ilgili olarak daha az harcama yapılarak kamu
hizmetlerinin kalitesi nasıl aynı seviyede tutulabilir? gibi sorulara cevap aramaktadır. Ancak
YKY bu sorulara ilaveten “Verilen kamu hizmeti sosyal eşitliğe katkıda bulunmakta mı?
Sorusunu da sormaktadır. Ayrıca, Minnowbrook konferansına katılan akademisyenler, objektif
olma iddiasıyla değerlerden bağımsız (value-free) hale gelen klasik kamu yönetimi anlayışının
toplumun alt kesimlerinin yabancılaşmasına ve dolayısıyla sorunlarının devam etmesine
yolaçtığını savunmuşlardır. YKY taraftarları, kamuda yönetici kademesindekilerin hem iyi
işletmecilik hem de sosyal adalet ilkelerini ulaşılması gereken bir değer olarak birlikte
gerçekleştirmeye kendilerini adamaları gerektiğini savunmuşlardır. YKY’nin temel argümanı
değişimdir ve kamu görevlileri açısından zor olanı değişime ayak uydurabilmektir (Brillantes &
Fernandez 2008).
Konferansta, “Jön Türkler” olarak isimlendirilen genç akademisyenler özellikle geleneksel
kamu yönetimi anlayışında önemli yer tutan POSDCORB akroniminin temel aldığı etkinlik,
verimlilik ve tasarruf anlayışına, ayrıca kamu yönetiminde rasyonel tekniklerin ve katı empirik
nicel metodolojinin egemenliğine karşı çıkmışlardır. Onlara göre, kamu yönetimindeki bu
egemen yapı, insani ve toplumsal idealleri boğacak derecede aşırı gerçekçi, farklı yapıları
gözardı edecek şekilde aşırı güçlü, ve aşırı derecede kurum perspektifinden bakan, dolayısıyla
eşitlikçi, demokratik ve insani değerlere karşı zararlı bir hal almıştı (Stillman, 2000)
YKY, aynı zamanda kamu yönetiminde akademisyenleri uzun yıllar meşgul etmiş siyasetyönetim dikotomisini de reddetmekteydi. Bunun yerine, alanın ihtiyacı olan bir dizi yeni değeri
gündeme getirdi. Bu değerler eşitlik, duyarlılık, ve kamu yönetiminin sadece durağan bir
çevrede faaliyet gösterdiği varsayımı yerine değişken bir ortamda da faaliyet gösterdiğinin
kabul edilmesi oldu (Reyes, 2003). Waldo, konferans sonrası dönemdeki çalışmalarında da
kamu yönetiminde özellikle 1920-30 yıllarında siyaset-yönetim dikotomisi çerçevesinde
temellenen akademik uzlaşı yerine ne genel kabul görmüş yeni bir kuramsal temel ne de kesin
belirlenmiş sınırlar ortaya konulabildiğini savunarak kamu yönetiminin disiplinlerarası mesleki
bir alan olarak yoluna devam etmesi gerektiğini savundu (Mainzer, 1994).
The Journal of Academic Social Science, Yıl: 3, Sayı: 14, Haziran 2015, s. 73-84
Burak Hergüner
80
4- Yeni Kamu Yönetimi Yaklaşımının Düşünsel Mirası: Minnowbrook Sonrası
YKY beklendiği üzere akademik çevrelerde yankı buldu. Aslında, yeni değerler ve yeni bir
bakış açısı getiren YKY çözdüğünden daha fazla yeni sorular yaratmıştı. Ancak şu bir gerçek ki
öyle yada böyle kamu yönetiminin neleri irdelemesi gerektiği konusunda yol gösterici oldu
(Reyes, 2003).
Günümüzde Amerikan kamu yönetiminde yorumsamacılar (interpretivists) olarak adlandırılan
grubun YKY hareketinin akademik mirasçıları oldukları kabul edilmektedir. Bu akademisyenler
grubu genelde gerçekliğin sosyal olarak inşasını güçlendirdiğini düşündükleri fenomenoloji ve
öznel-öznelerarası ilişkiler gibi konulara yönelim göstermişlerdir. İsimlerinden de anlaşıldığı
üzere değerler, varsayımlar ve varlık bilimini ilgilendiren insan varlığının doğasıyla ilgili
düşünceleri araştırıp yorumlamaktadırlar. Bu yönetim kuramcıları kamu yönetiminin karşı
karşıya olduğu en derin ve zorlu soruları irdelemektedirler. Diğer yönetim kuramcılarına kıyasla
yorumsamacılar, anaakım kamu yönetiminden en uzak grup olarak nitelendirilmektedirler
(Stillman, 2000).
YKY anlayışının günümüzde halen geçerli olan bir diğer önemli düşünsel mirası, sosyal adalet
kavramına yapılan vurgudur. Frederickson (2010), sosyal adaleti günümüzde kamu yönetiminin
verimlilik ve tasarruftan sonra üçüncü temel taşı olarak nitelendirmektedir. Minnowbrook
konferansının jön Türklerinden biri olan Frederickson konferansın ardından geçen 40 yıldan
uzun süre sonrasında sosyal adalet kuramının eğitim, kamu yönetiminde yönetimsel takdir
yetkisinin sınırlari gibi konularda uygulaması, ayrıca kavramın bugünü ve gelecekteki yeriyle
ilgili çalışmalar yapmaktadır.
YKY’nin bir başka önemli düşünsel mirası da temelde YKİ ilkelerine ve onun müşteri temelli
yaklaşımına karşı çıkarak kamu kurumlarının ve yöneticilerinin vatandaş ve demokrasiye
hizmet etmeleri gereğini savunan Yeni Kamu Hizmeti (New Public Service) yaklaşımına da
kaynak olmasıdır. Yeni Kamu Hizmeti (YKH) yaklaşımı dört temelde yükselmektedir. Bunlar,
demokratik vatandaşlık anlayışı, sivil toplum modelleri, Post-modern kamu yönetimi ve son
olarakta örgütsel hümanizm temelinde YKY anlayışıdır. Kamu sektöründe daha hümanistik ve
insana değer veren kurumlar yaratma konusunda en önemli katkı 60'lı yılların sonu ve 70'li
yılların başında ortaya çıkan YKY anlayışı olmuştur. Her nekadar katılımcılarının bazen
birbiriyle çatışan görüşleri dolayısıyla YKY hiçbirzaman yekpare bir yaklaşım olarak görülmese
de, YKY hareketine atfedilen bazı önemli fikirleri hatırlamak yerinde olacaktır. Bunlardan YKH
açısından en önem taşıyanı toplumsal değerlerin kamu yönetimi için taşıdığı öneme yapılan
vurgudur. Örneğin, sosyal adalet yönetimsel ve siyasal karar alma süreçlerinde temel kavram
olarak değerlendirmiştir. Buna gore, kamu görevlilerinin, adalet kriterlerini savunmak ve
sundukları kamu hizmetinin insanların refahı ve haysiyeti açısından taşıdığı değerin farkında
olmaları beklenir. Ayrıca, kamusal sorunlara adil cözümler sunmak, herkese aynı hizmeti
sunmaktan ziyade o hizmete daha çok ihtiyacı olanların belirlenip hizmetten daha fazla
faydalanmalarının sağlanmasıyla gerçekleştirilebilir. Kamu yönetimi tarafsız değildir ve
yalnızca verimlilik kriteri temelinde değerlendirilmemelidir. Eşitlik, adalet ve duyarlılık gibi
kriterler de gözönünde bulundurulmalıdır (Denhardt & Denhardt, 2003).
Son olarak, en hararetli şekilde Minnowbrook konferansında tartışılan kimlik krizi tartışmaları
sonrası günümüzde kamu yönetimi daha çok farklı disiplinlerin değerleri ve yaklaşımları
The Journal of Academic Social Science, Yıl: 3, Sayı: 14, Haziran 2015, s. 73-84
81
Kamu Yönetiminde “Yeni” Kavramı ve Kamusal Tartışmalarla İlgisi
Üzerine Bir Çalışma
üzerine inşa edilmiş disiplinlerarası bir alan olarak görülmeye başlanmıştır. Bugün artık
sorulması gereken, disiplinlerarası bir alan olarak kamu yönetiminin bu değerleri ve süreçleri ne
kadar iyi yansıtabildiğidir (Wright, 2011). Waldo’ya göre siyaset-yönetim dikotomisinin
terkedilmesinin ardından artık siyaset ve yönetimi tatmin edici bir şekilde ilişkilendirecek yada
ayrıştıracak bir yol bulmak kolay değildi. Buna karşın bu durumun avantajları da sözkonusudur.
Örneğin bu kararsızlık ihtiyaç ve gerçeklere daha uygun farklı çözüm arayışlarına itmektedir.
Ayrıca, dikotominin terkedilmesi demokratik method ve amacların daha önce katı hiyerarşinin
egemen olduğu kamu kurumlarında uygulanmasına olanak sağlamaktadır (Overeem, 2008).
5- Yeni Kamu Yönetimi ve Türkiye
YKY ilkelerinin Türkiye şartlarında geçerliliğinden bahsedebilmek için öncelikle YKY’nin
içerik ve amaçlarının ülkenin genel hedefleri ve vizyonuyla kesişmesi ayrıca ülkede uygun
çevresel şartların oluşması beklenir.
YKY'nin Amerika Birleşik Devletlerinde ortaya çıktığı yıllarda ülke artan refah seviyesine
karşın toplumsal olarak kaotik ve öngörülemeyen bir ortama sahipti. Türkiye için de son
dönemdeki gelişmeler gözönüne alındığında hızlı bir ekonomik gelişme ve artan kişibaşına
düşen gayrisafi milli hasıla ile birlikte çözüm bekleyen sosyal konular ve Gezi olayları
bağlamında sıklıkla vurgulanan sosyal rahatsızlıklardan bahsetmek mümkün. Dolayısıyla
YKY'yi ortaya çıkaran şartlar anlamında bir benzerlik öngörülebilir.
YKY ilkelerine göre hükümetin gelişim programları ve projeleri aracılığıyla toplumun
ihtiyaçlarının karşılanması ve böylelikle sosyal eşitlik ve adaletin sağlanması esastır. Bununla
birlikte kamu yönetimi kimin içindir sorusunun da öncelikle cevaplanması gerekir. Kamu
yönetiminde bahsi geçen “kamu” kimlerden ibarettir sorusu kamu yönetiminin yapıları,
kurumları ve süreçlerinin temel amaçlarını ve ortaklarını tanımlayabilmek için cevaplanması
gereken temel sorudur (Brillantes & Fernandez, 2008). Bu bağlamda, son dönemde sıkça
gündeme gelen “Yeni Türkiye” söylemi ve arzusunun içinin doldurulması amacıyla sosyal
eşitlik ve adalet kavramlarının vurgulanması gereği ülkenin amaç ve hevesleriyle YKY'nin
prensipleri arasında bir kesişme olduğunu göstermektedir.
Öte yandan, insanı sevmek (love of mankind) 1968 yılındaki Minnowbrook konferansının en
başta gelen teması olmuştur (Stillman, 2000). Elbetteki bu yaklaşım son yıllarda Türk siyasal
hayatında sıkça dile getirilen “halkla barışık yönetim” söylemine bir paralellik göstermektedir
ve bu söylemin içinin doldurulması sürecinde YKY anlayışının temel alınmasının yol gösterici
olacağına dair bir işarettir.
Son olarak, YKY yaklaşımının günümüzdeki temsilcileri olarak görülen yorumsamacıların
varlık bilimini ilgilendiren insan varlığının doğasıyla ilgili düşünceleri ve çalışmalarının
bilinmesi yönetim alanında yeni perspektifler sunabilir.
SONUÇ
Günümüz kamu yönetiminde yaşanan en temel dönüşüm içe-dönük (inward-looking) bir
yaklaşımdan dışa-dönük (outward-looking) bir yaklaşıma geçiştir. Kamu kurumlarında sadece
kurum içi performansa yönelik çalışmalara önem veren klasik kamu yönetimi anlayışı,
verimlilik ve tasarruf ilkelerinin yanında sosyal adalet kavramının da üçüncü temel ilke olarak
The Journal of Academic Social Science, Yıl: 3, Sayı: 14, Haziran 2015, s. 73-84
Burak Hergüner
82
görüldüğü YKY yaklaşımı tarafından sarsılmış ve kamu yönetiminin varoluş sebebi olan
vatandaşlardan kopuk bir şekilde geliştiği eleştirisi yapılmıştır.
80’li yılların başında ortaya çıkan YKİ aynen YKY’de olduğu gibi dışa dönük bir kamu
yönetimi öngörmüş ancak “vatandaş” yerine “müşteri” yaklaşımını temel alarak sosyal adalet
kavramını gözardı etmiştir. Özellikle 1990'lı yıllarda başta ABD olmak üzere birçok ülkede
kamu yönetiminin egemen paradigması olan YKİ, Türkiye’de de büyük ilgi uyandırmış ve
kamu yönetiminde “yeni” sıfatıyla özdeşleşmiştir buna karşılık YKY yeteri kadar ilgi
görmemiştir.
Günümüzde kamu yönetimi disiplinlerarası bir alan olarak görülmektedir ve bu anlayışın
yerleşmesinde YKY çerçevesinde şekillenen akademik tartışmaların rolü büyük olmuştur.
Yaşanan kimlik krizi yeni anlayışlar ortaya çıkarmış buda kamu yönetiminin ilerlemesine ve
kendine yakın disiplinlerden faydalanarak varoluş sebebi olan kamunun sorunlarını çözmede
daha etkin olmasına önayak olmustur.
Son olarak, Türk siyasal hayatında son dönemde sıkça gündeme gelen demokrasiye ve
vatandaşlığa vurgu yapan, toplum ile devlet arasındaki bağı güçlendirmek iddiasındaki “Yeni
Türkiye” vizyonunun gerçek anlamda uygulanabilmesi ve siyasal bir söylemden öteye geçerek
yönetimsel bir gerçek haline gelebilmesi için YKY’nin yıllar önce altını çizdiği ilkelerin yol
gösterici olacağı açıktır.
KAYNAKLAR
Arslan, N. T. (2010). Klasik - Neo Klasik Dönüşüm Süreci: “Yeni Kamu Yönetimi”. CÜ
iktisadi ve idari Bilimler Dergisi, 11(2), 21-38.
Brillantes, A. B. Jr. & Fernandez, M. (2008). Is There a Philippine Public
Administration? Or Better Still, For Whom is Philippine Public Administration.
Philippine Journal of Public Administration, 52,(2-4) (April-October), 245-307.
Brown, K., & Keast, R. (2003). Citizen-government engagement: community connection
through networked arrangements. Asian Journal of Public Administration, 25(1),
107-131.
Daneke, G. A. (1976). Policy, Practicalities, and Philosophy: Reflections on the State of
the Art in Political Science. Journal of Thought, 190-198.
Denhardt, J. V. & Denhardt, R. B. (2003). The New Public Service: Serving not Steering.
New York: M. E. Sharpe Inc
Eroğlu, H. T. (2012). Yeni kamu yönetimi anlayışının Türk Kamu Personeli yönetimine
etkisi. Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi, 6(12), 225-233.
Frederickson, H. G. (1971). Toward a new public administration. In F. B. Marini (Ed.),
Toward a new public administration (pp. 309-331). London: Chandler.
Frederickson, H. G. (2010). Social equity and public administration: Origins,
developments, and applications. United States: M.E. Sharpe.
Guthrie, D. (2003, December). Engaged governance: an institutional approach to
government-civil society engagement. In Background paper for the UNDESA
The Journal of Academic Social Science, Yıl: 3, Sayı: 14, Haziran 2015, s. 73-84
83
Kamu Yönetiminde “Yeni” Kavramı ve Kamusal Tartışmalarla İlgisi
Üzerine Bir Çalışma
Interregional Workshop on Engaged Governance for Pro-poor Policies. Colombo,
Sri Lanka, December 9-11, 2003.
Gulick, L. (1937). Notes on the Theory of Organization. Reprinted and abridged in J. M.
Shafritz & A. C. Hyde (eds.). 1997. pp. 81-89. Classics of Public Adminitration.
(4th ed.). Fort Worth, Texas: Harcourt Brace and Co.
Güzelsarı, S. (2009) Kamu Özel Sektör Ortaklığı Üzerine Eleştirel Bir Değerlendirme. B.
Övgün (Editör) Kamu Yönetimi: Yapı İşleyiş Reform. (s. 43-78). Ankara: Ankara
Üniversitesi Yayinları (KAYAUM) Yayını – 5.
Henry, N. (1975). Paradigms of Public Administration. Public Administration Review,
(July-Aug) 378-386.
Herguner, B. (2015) The Pursuit of Responsive Museum Governance: Community
Engagement in Turkish Public Museums, International Journal of Public
Administration, (Yayın aşamasında).
Hood, C. (1991). A public management for all seasons? Public administration, 69(1), 319.
Mainzer, L. C. (1994). “Public Administration in Search of a Theory: The
Interdisciplinary Delusion” Administration and Society, 26 (3) . 359-394.
Noordhoek, P., & Saner, R. (2005). Beyond new public management: Answering the
claims of both politics and society. Public Organization Review, 5(1), 35-53.
Ocampo, R. B. (1998). Models of Public Administraton Reform: “New Public
Management (NPM)”. Asian Review of Public Administration, 10 (1-2), 248-255.
Osborne, D. & Gaebler, T. (1992). Reinventing Government, New York: Penguin.
Overeem, P. (2008). Beyond Hetorodoxy: Dwight Waldo and the Politics-Administration
Dichotomy. Public Administration Review, 68 (1). 36-45.
Özer, M. A. (2005). Günümüzün Yükselen Değeri: Yeni Kamu Yönetimi. Sayıştay
Dergisi, 59, 3-46.
Pehlivan, A., & Gerekan, B. (2009). Yeni Kamu Yönetimi Anlayışı ve Muhasebe. İktisadi
ve İdari Bilimler Dergisi/Journal of Economics and Administrative Sciences, 23(2),
53-62.
Pollitt, C. (2002). The New Public Management in International Perspective. In K.
McLaughlin, S. Osborne and E. Ferlie (eds.), (pp. 274-292). New Public
Management: Current Trends and Future Prospects. London and New York:
Routledge
Reyes, D. R. (1979). The Identity Crisis in Public Administration Revisited: Some
Definitional Issues and the Philippine Setting. Philippine Journal of Public
Administration, 23 (1), 1-19.
Reyes, D. R. (1993). Bureaucracy and Transition: Some Reflections on
Redemocratization and Politics-Administration Dichotomy in Bautista, et al. (eds.),
(pp. 76-102). Introduction to Public Administration in the Philippines: A Reader,
(1st ed.) Q.C.: UP-CPA,.
The Journal of Academic Social Science, Yıl: 3, Sayı: 14, Haziran 2015, s. 73-84
Burak Hergüner
84
Reyes, D. R. (1997). Controversies in Public Administration: Enduring Issues and
Questions in Bureaucratic Reform. Philippine Journal of Public Administration.
(Jan. Oct.). 277-300.
Reyes, D. R. (2003). The Study of Public Administration in Perspective: A Passing
Review of the Development of the Discipline. In Bautista et al. (eds.), (pp. 109144). Introduction to Public Administration in the Philippines: A Reader (2 nd ed.).
Quezon City: UP-NCPAG.
Rutgers, M. R. (1998). Paradigm lost: crisis as identity of the study of public
administration. International Review of Administrative Sciences., 64 (4), 553-564.
Rutledge, P. (2002). Some unfinished business in public administration. Public
Administration Review, 62(4), 390-394.
Sakli, A. R. (2011). Disiplinlerarasi bir Disiplin Olarak Kamu Yonetimi. Gazi
Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 13(2) 97-120.
Stillman, R. J. II. (1991). Preface to Public Administration: A Search for Themes and
Directions. New York: St. Martin’s Press.
Stillman, R. J. II. (2000). The Study of Public Administration in the United States: The
Eminently Practical Science. In Stillman II (ed.), (pp. 17-30). Public
Adminstration: Concepts and Cases. 7th ed., New York: Houghton Mifflin.
Taylor, F.W. (1912). Scientific Management. Reprinted and abridged in J. M. Shafritz &
A. C. Hyde (eds.). 1997. pp. 30-32. Classics of Public Adminitration. (4th ed.).
Fort Worth, Texas: Harcourt Brace and Co.
Timney, M. (2009). Parsing the" Minnowbrook Tradition". Administrative Theory &
Praxis, 31(1), 97-101.
Ünal, M. C. (2013). Kamu Örgütleri Ne Kadar Stratejik Yönetilebilir? Strateji Kavramı,
Stratejik Planlama/Yönetim, Kamu Sektöründe Uyum ve Çelişkiler. Amme İdaresi
Dergisi, 46(2), 25-43.
Wilson, W. (1887). The Study of Administration. Reprinted and abridged in J. M.
Shafritz & A. C. Hyde (eds.). 1997. pp. 14-26. Classics of Public Adminitration.
(4th ed.). Fort Worth, Texas: Harcourt Brace and Co.
Wooldridge, B., & Gooden, S. (2009). The epic of social equity: Evolution, essence, and
emergence. Administrative Theory & Praxis, 31(2), 222-234.
Wright, B. E. (2011). Public administration as an interdisciplinary field: Assessing its
relationship with the fields of law, management, and political science. Public
Administration Review, 71(1), 96-101.
Zengin, O. (2009). Günümüz Kamu Yönetiminde Ön Plana Çıkan Yaklaşımlar. B. Övgün
(Editör) Kamu Yönetimi: Yapı İşleyiş Reform. (s. 43-78). Ankara: Ankara
Üniversitesi Yayinları (KAYAUM) Yayını – 5.
The Journal of Academic Social Science, Yıl: 3, Sayı: 14, Haziran 2015, s. 73-84
Download