MÜSİAD KADIN GİRİŞİMCİLER ZİRVESİ Açılış Konuşması 27 Mayıs 2016 Sayın Bakanım, Tuzla Belediye Başkanım, İş Dünyamızın ve STK'larının, Kurumların Değerli Bşk ve Tems, Değerli MÜSİAD Üyeleri ve MÜSİAD Dostları, Değerli Basın Mensupları, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız, Başbakanlık Tanıtma Fonu ve Tuzla Belediyemizin desteğiyle düzenlediğimiz MÜSİAD Kadın Girişimciler Zirvesi’nde sizleri saygıyla selamlıyorum, hoş geldiniz, şeref verdiniz. Bugün, inşallah uzun ve güzel bir yolculuğun adımını atacağız. Lao Tzu’nun dediği gibi, “En uzun yolculuklar bile ilk adımla başlar.” Bu yolculukta bize eşlik ettiğiniz için size teşekkür ediyor, Kadın Girişimciler Zirvesi’nin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Türkçemizde “kadın eli değmek” diye bir deyim var. Bir yerde düzen, ahenk ve estetik bakımından olumlu bir değişim tespit ettiğimiz zaman “buraya kadın eli değmiş” deriz. Aslında, kadın eli değen yere, yalnızca temizlik ve düzen gelmez. Güzellik ve nezaket, incelik ve duyarlık da gelir. Çünkü kadın eli, adeta sihirlidir. Her çocuğun tanıdığı ilk sihirbaz da, annesidir. Kadın Girişimciliğini konuşurken, önce, Aile içindeki girişimlerinden bahsederek başlayabiliriz. Elbette, konuyu sadece bu boyutuyla konuşmayacak, bu çerçeveyi genişleterek ele alacağız. Kadın eli, her boşluğa bir güzellik ilave eder. Yoğurt kabını saksıya dönüştüren de kadının elidir. Şapkadan tavşan çıkarır gibi, plastik bir kaptan çiçekler çıkaran da. Kadın eli, her imkânı bir ihtiyaçla eşleştirir. Su kabağından maşrapa yapan kadının elidir. Ortaya koyduklarında; hayatı doğaya karşı değil, doğayla birlikte sürdürmek üzere tasarlayan bir incelik vardır. Kadın eli, çalışkan ve üretken bir duyarlığı da beraberinde getirir. Birazcık iktisat bilen herkes, ekonominin büyümesi için yatırımların artması gerektiğini, yatırımların artması içinse tasarruf etmenin lüzumlu olduğunu bilir. Ama, tasarrufu yatırıma dönüştüren de kadının elidir. Sanatı gündelik hayata uygulayan da kadının elidir. Çarşamba günü, Saygıdeğer Hanımefendi Emine Erdoğan ile birlikte, Ankara'da, MÜSİAD'ın da Proje Ortakları arasında yer aldığı, Afrika El Sanatları ve Kültür Evi’nin açılışını yaptık. İnanın, orada sergilenen, Afrikalı Kadınların el emeği olan eşyaların her biri, birer sanat eseri niteliği taşıyordu. Elbette, bugünkü zirvemizin konusu, kadının, hayatın sadece bu alanındaki, el işleriyle ortaya koydukları katkılarıyla sınırlı değil. Kadın Girişimciliğini konuşurken, Girişimciliğin her alanını kapsayan daha geniş bir perspektifimiz olacak. Sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için, katma değeri yüksek ürünlerin artması gerektiğini biliyoruz. Katma değeri yüksek ürün demek, buluş ve yenilik demektir. Bunlar da elbette, kadınlarda fazlasıyla bulunan hayal gücünü, sanatsal yeteneği ve tasarım zekâsını, gündelik hayatın ihtiyaçlarına uygulamayı gerektirir. İzninizle, birkaç tasarımcı örneği vermek istiyorum: Bulaşık makinesini bir kadın icat etti: Josephin Cochrane. İlk büyük ölçekli bilgisayarı bir kadın geliştirdi: Grace Hopper. Araba sileceklerini de bir kadın buldu: Mary Anderson. Katlanır yatak, bir kadın tarafından tasarlandı: Sarah Goode. Optik analiz sistemlerini bir kadın keşfetti: Dr. Ellen Ochoa. Güneş enerjisiyle ısıtma sistemini de bir kadın icat etti: Dr. Maria Telkes. Lazerle katarakt tedavi etmek, bir kadının fikriydi: Patricia Bath. Ve elbette daha pek çokları… Sadece mucitlere bakmayalım. Bugün MÜSİAD Kadın Üyeleri arasında, Ağır Sanayiden Uluslararası Ticarete kadar geniş bir yelpazede üyelerimizin olduğunu memnuniyetle ifade etmek isterim. Hedefimiz, niteliklerini ve sayılarını arttırabilmek. Bunların yanısıra, Kadın Girişimciliğinin Profesyonel Hayattaki başarılı örneklerini de unutmamamız gerekir. İntel ve Vodafone gibi Uluslararası kurumların Dünya Tepe yönetiminde bulunan başarılı Türk Kadınları, bunların güzel örnekleri. Değerli misafirler, Bugünlerde, Gelir Dağılımı Adaletsizliğini gidermeyi, Orta Gelir Tuzağına düşmeden kalkınmayı sürdürmeyi konuşuyoruz. Çevre dostu sanayiyi, yüksek katma değerli ürünleri, inovasyonu ve tasarımın önemini anlatıyoruz. MÜSİAD olarak, kadim geleneğimizden alacağımız ilhamla, yeni bir ekonomik hikâye yazmaya ihtiyacımız olduğunu da, her fırsatta dile getiriyoruz. Şurası muhakkak ki, yazacağımız bu yeni hikâyeye de kadın eli değmesi gerekiyor. Kadın Girişimciler Zirvesi’ni, bu nedenle düzenledik. MÜSİAD, şu anda yurtiçinde 85, yurtdışında 169 noktada, 11.000 üyeyi ve 50.000 üye işletmeyi temsil eden, Türkiye’nin en yaygın teşkilatlanan sivil toplum kuruluşu. Dolayısıyla, toplumun her kesimini temsil etmek üzere çalışmalar yapmak MÜSİAD’ın öncelikli görevleri arasında. Bu nedenle, iktisadi hayatta daha fazla yer almak isteyen kadınların, çalışma şartlarından tutun da, girişim imkânlarına kadar, bütün imkânlarını geliştirmek için neler yapabileceğimizi düşünüyoruz. Kadın Girişimciler Zirvesi, bu gayretlerin bir sonucu. MÜSİAD olarak, Vizyonun önemini vurguluyoruz. Geçtiğimiz sene bu bağlamda bir VİZYONER zirvesi yapmıştık. Bu kavramın üzerinde özellikle duruyoruz, çünkü günümüzde her şey çok hızlı değişiyor. Böyle bir çağda, nehrin nereye doğru aktığını, rüzgârın ne taraftan eseceğini kestirmek, yalnızca ekonomik değil, kültürel ve toplumsal olarak da büyük önem taşıyor. Bugün, 26 senedir Türkiye ekonomisinde yaptığımız çalışmalarla sahip olduğumuz entelektüel birikimin bize sağladığı vizyoner bakış, kadınların geleceğin Türkiye’sini inşa etmekte çok daha önemli roller alacağını gösteriyor. İstatistikleri biliyorsunuz. 2014 yılı TÜİK verilerine göre, kadınlar ülkemizde 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusun %50,6’sını oluşturuyor. Son yıllarda görülen önemli bir artışla, kadınların işgücüne katılım oranı %30,3’e ulaştı. Bu veriler, kadınları hesaba katmadan bir ekonomik hikâye yazmanın mümkün olmadığını gösteriyor. Tam da bu noktada hatırlatmak isterim ki, dünyanın ilk kadın girişimcileri teşkilatlanmasını kurmuş bir gelenekten geliyoruz. Osmanlı toplumunda sanılanın aksine, kadınlar, iş hayatında oldukça etkindi. O dönemin değerleriyle, Halı ve Kilim Dokumacılığından, İpek Kumaş ve Giysi üretimine kadar farklı alanlarda bunun geniş örnekleri var. Ama, ben sizinle, çok farklı ve çok anlamlı bir örneği paylaşmak istiyorum. 16. yüzyıl padişah fermanlarından, Osmanlı kadınlarının, o dönemde, çamaşırhane işlettiğini öğreniyoruz. Avrupa’da banyo ve tuvalet alışkanlığının bile olmadığı bir dönemde, Türk toplumunda, çamaşırhane işletmesi yapmak, hem de bunu kadınların işletmesi, dikkate değer bir medeniyet farkının yanısıra, Kadın Girişimciliğinin o dönemdeki konumunu ortaya koyan, çok önemli bir gösterge. Bu medeniyetin mirasçıları olarak, günümüzde toplumsal ve iktisadi planlamada bazı şeyleri değiştirmeye başlamamız gerektiği açıktır. Değişimler, öncelikle zihinlerde başlar. Peşinden araştırmalar, tartışmalar, fikir alışverişleri, akademik çalışmalar ve uygulamalar gelir. Bu zirvenin, böyle bir değişimi başlatacak zihin açıklığını ve hayırlara vesile olacak uygulamaları getirmesini temenni ediyorum. Değerli Misafirler, Başlangıçlar önemlidir. 65. Hükümet bu hafta kuruldu ve göreve başladı. Öncelikle, yeni hükümetimizin, ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Başbakanımız Sn. Binali Yıldırım başta olmak üzere, bakanlarımıza başarılar diliyorum. 25 çeyrektir devam eden ekonomik büyümenin, yeni hükümetle artarak süreceğine inanıyor, atacağımızı ümit ediyorum. kalkınma yönünde önemli adımlar MÜSİAD olarak, şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da Türkiye’nin geleceğini inşa etmek için, hükümetimizle birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Sözlerime son verirken, teşrifleriyle bizleri onurlandıran Sayın Bakanımız ve tüm katılımcılara, bu zirvenin hazırlanmasında emeği geçen herkese, özellikle program ortaklarımıza teşekkür ediyor, sizleri saygıyla selamlıyorum. Nail Olpak MÜSİAD Genel Başkanı