Yorum: Dış ticaret açığı Şubat ayında da daralmaya devam etti. İhracat Şubat ayında yıllık %6 oranında azalarak 12,3 milyar $’a gerilerken, ithalat da yıllık % 7,2 oranında azalarak 16,9 milyar $’a yükseldi. İhracattaki azalışın temel nedeni €/$ paritesindeki hızlı gerileme ile Ortadoğu ve Rusya’ya yapılan ihracatta yaşanan azalma iken petrol fiyatlarındaki düşüş ve zayıf iç talep ithalatı baskılamaktadır… Şubat ayında yıllık bazda ihracatın %6, ithalatın da %7,2 oranında gerilemesiyle, dış ticaret açığı %10,2 oranında daralarak 4,6 milyar $ seviyesinde gerçekleşmiştir. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise %71,6’dan %72,5’e yükselmiştir. İhracat: -İhracat içinde en büyük paya sahip olan Almanya ve diğer AB ülkelerine yapılan ihracat zayıflamaya devam etmektedir. Bu azalış çok büyük oranda €/$ paritesindeki hızlı gerilemenin sonucu olup bölgedeki ekonomik aktivitenin zayıf seyretmesi de diğer bir nedendir. Ayrıca, jeopolitik riskler ve petrol fiyatlarının düşmesi Irak ve Rusya’ya yapılan ihracatı olumsuz etkilemektedir. Diğer taraftan, Şubat ayında İngiltere en çok ihracat yapılan ülke sıralamasında ilk sırada yer almaktadır. ABD’ye yapılan ihracat da göze çarpmaktadır. Son dönemde küresel büyümeyi destekleyen ülkelerin başında gelen bu iki ülkenin paraları; $ ve Sterlin’in değerlenmesi de etkendir. - Özellikle, altın ihracatını da içeren kıymetli taşlar kalemi ihracattaki gerilemeyi sınırlamıştır. İthalat: - İthalatta Çin’in liderliği devam etmektedir. Bu ülkeyi Rusya, Almanya ve ABD takip etmektedir. - Petrol fiyatlarındaki gerileme ithalat üzerindeki olumlu etkisini sürdürmektedir. Ayrıca, zayıf yurt içi talep koşulları da toplam ithalatın artışını sınırlamıştır. -Teknoloji Yoğunluğuna Göre İmalat Sanayi Ürünlerinin İhracat ve İthalatı: Tablodan da görüldüğü üzere ihracatta yüksek teknoloji ürünlerinin payı %2,8 iken ithalattaki payı %15’dir. Orta yüksek teknoloji ürünlerinin payı ihracatta %29,1 iken ithalatta bu oran %43,1’dir. Dolayısıyla, Türkiye yüksek teknoloji ürünlerde net ithalatçı konumundadır. Sonuç olarak, AB ülkelerindeki zayıf ekonomik aktivite ve €/$ paritesindeki gerileme Şubat ayında da ihracat performansını olumsuz etkilediği görülmektedir. Diğer taraftan, iç talebin göreli olarak zayıf kalması ve petrol fiyatlarındaki düşüş ithalat artışını sınırlamıştır. Buna bağlı olarak da dış ticaret açığı %10,2 oranında daralma göstermiştir. Ayrıca, altın ihracatındaki artış da dış ticaret dengesi üzerinde belirleyici olmuştur. Dolayısıyla, bu kalem dışarıda bırakıldığında gerçek dış ticaret açığına ulaşılacağını söylemek hatalı olmayacaktır. Diğer taraftan, Türkiye yüksek ve orta yüksek teknoloji özellikli imalat sanayi ürünlerinde net ithalatçıdır. Bu, aslında Türkiye’nin düşük katma değerli üretim yapısını ortaya koymakta ve bu tür ürünleri üretip ihraç edemediğini göstermektedir. Bu durum “ürün tuzağı” olarak adlandırılmakta ve ekonominin “orta gelir tuzağı”na düşmesine neden olan en önemli faktörlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu dönüşümü sağlamak için ise araştırma-geliştirme ve inovasyon faaliyetlerinin artırılması gerekir. Bu bağlamda, mevcut şartlar altında ihracatın kısa vadede hızlı bir iyileşme göstermeyeceği ve iç talebin göreli olarak zayıf olduğu, petrol fiyatlarının da düşük seyrini koruduğu bir konjonktürde dış ticaret dengesindeki iyileşme sürecinin ılımlı bir şekilde devam edeceği ifade edilebilir. Doç.Dr.İsmail Orçun GÜNDÜZ