Göğüs Ön Duvarına Yerleşimli Brakiyal Pleksus İnfiltrasyonu

advertisement
Türk Göðüs Kalp Damar Cer Derg
2004;12:132-134
Yetkin ve Arkadaþlarý
Brakiyal Pleksus Tutulumlu Desmoid Tümör
Göðüs Ön Duvarýna Yerleþimli Brakiyal Pleksus Ýnfiltrasyonu
Gösteren Dev Desmoid Tümör
A GIANT DESMOID TUMOR OF ANTERIOR CHEST WALL WITH
BRACHIAL PLEXUS INVASION
Ufuk Yetkin, Ömer Tetik, *Özlem Silistreli, Burçin Abud, Ali Gürbüz
Atatürk Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi, Kalp Damar Cerrahisi Kliniði, Ýzmir
*Atatürk Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Kliniði, Ýzmir
Özet
Sýklýkla batýn duvarýnda yerleþen desmoid tümörler, primer olarak göðüs duvarýnda çok nadir görülmektedir. Bu tümörler hýzlý geliþen,
çevreye invazyon yaparak agressif davranýþ gösteren, ancak metastaz yapmayan benign lezyonlar olarak deðerlendirilmektedir. Lokal
nüks, cerrahi rezeksiyon sonrasý nadir olmadýðý için radyoterapi planlanmasý da tedavinin bir aþamasýný teþkil eder. Sað ön göðüs
duvarýnda yerleþerek brakiyal pleksusu da infiltre etmiþ dev desmoid tümör olgusuna uygulanan radikal rezeksiyon iþlemi ve göðüs
duvarý rekonstrüksiyonunun taný ve tedavi aþamalarý, literatür bilgisi ýþýðýnda incelenimi aktarýldý.
Anahtar kelim
meler: Desmoid tümör, primer göðüs duvar tümörü, göðüs duvarý rezeksiyonu, göðüs duvarý rekonstrüksiyonu
Türk Göðüs Kalp Damar Cer Derg 2004;12:132-134
Summary
Although it is frequent at abdominal wall, desmoid tumor is a rare primary tumor at chest wall. These benign tumors do not metastaze,
develop rapidly and agressively invade the adjacent tissues. After surgical resection local recurrence is not infrequent so, radiotherapy
can be planned as a staged therapy. Radical resection of a giant desmoid tumor case which infiltrated brachial plexus at right anterior
chest wall and its diagnosis and therapy modalities were reported under the light of the literature.
Keyw
words: Desmoids tumor, primary chest wall tumor, chest wall resection, chest wall reconstruction.
Turkish J Thorac Cardiovasc Surg 2004;12:132-134
Giriþ
yakýnmalarý tarifliyordu (Þekil 1). Ýlk olarak baþvurduðu saðlýk
kuruluþunda dev kitleye yönelik insizyonel biyopsi
gerçekleþtirilmiþ ve bunun sonucunda fibromatozis (ekstra
abdominal desmoid tümör) ön tanýsý konularak ileri taný ve
tedavi amacýyla kliniðimize yönlendirilmiþti. Hastanýn fizik
muayenesinde vital bulgularýn normal olduðu, sað ön göðüs
duvarýnda pektoral kas altýndan baþlayan ve sað
supraklavikuler alana, ayrýca aksiller fossaya doðru uzanan
sert, fikse ve palpasyonla aðrýsýz kitle ve üzerinde biyopsi
insizyon skarý belirlendi (Þekil 1). Diðer sistem muayeneleri
normal olup, tüm laboratuvar biyokimyasal sonuçlarý da olaðan
sýnýrlardaydý. Yapýlan radyodiyagnostik incelemelerinde
sýrasýyla Ön-arka kaciðer grafisinde boyun alt bölümü ve toraks
üst açýklýðý sað lateralinde homojen yumuþak doku
dansitesinde artýþ saptanarak lezyonun sað akciðer üst loba
ekstrensek basý yaptýðý ve bu nedenle sað akciðerde bu
bölümde volüm kaybý olduðu belirlendi. Toraks aksiyal
bilgisayarlý tomografi (BT) kesitlerinde toraks duvarý sað
lateralde, pektoral kas posteriorunda ve skapula anteriorunda
lokalize lobüle konturlu kitle lezyonu izlendi (Þekil 2). Kitlenin
en geniþ yerinde 141x70 mm çapa ulaþtýðý ve lateralinde
hipodens nekrotik saha içerdiði, ayrýca kitle düzeyinde
vaskülaritede artýþ gözlendiði belirtildi. Radyolojik özellikler
Primer göðüs duvarý tümörlerinin tüm primer tümörler arasýnda
%1-1.5 oranýnda görüldüðü bildirilmektedir [1]. Desmoid
tümör yayýlýmýnýn son derece nadir olmasý nedeniyle benign
lezyon olarak deðerlendirilmektedir. Tedavi planlaný da lokal
agressif davranýþýndan dolayý düþük dereceli fibrosarkom
tarzýnda olmaktadýr [2]. Göðüs duvarý tutulumu nadir olmakla
birlikte, kemik, sinir ve vasküler yapýlara invazyon
gösterebilirler. Mortaliteye neden olabilecek kadar komþu vital
organ invazyonu gerçekleþtirebilirler. Tüm bunlara karþýn 10
yýllýk saðkalým %90’larýn üzerinde bildirilmektedir [3]. Sað ön
göðüs duvarýnda yerleþerek brakiyal pleksusu infiltre etmiþ
desmoid tümör tanýsý alan dev kitleye sahip olgunun cerrahi
rezeksiyonunun taný ve tedavi aþamalarýný literatür bilgisi
ýþýðýnda aktarmayý amaçladýk.
Olgu Sunumu
Olgumuz 36 yaþýnda erkek olup, kliniðimize baþvurusundan bir
buçuk yýl önce baþlayan sað omuz bölgesindeki aðrý ve son altý
aydýr giderek artan sað ön göðüs duvarý ve boyunda þiþlik
bulgusunun yaný sýra sað kolda tama yakýn hareket kýsýtlýlýðý
Adrres: Dr. Ufuk Yetkin, Atatürk Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi, Kalp Damar Cerrahisi Kliniði, Ýzmir
e-m
mail: ufuk_yetkin@yahoo.fr
132
Yetkin et al
Desmoid Tumor Infiltrating Brachial Plexus
Turkish J Thorac Cardiovasc Surg
2004;12:132-134
saptanmadýðý da göz önüne alýnarak malign yumuþak doku
tümörü ile uyumlu olabileceði kanýsýna varýldý. Ayrýca sað
akciðerde kitleye baðlý ekstrensek basý ve akciðerde volüm
kaybý da saptandý. Son inceleme olarak gerçekleþtirilen
kontrastlý 3D Inflow servikal toraks manyetik rezonans (MR)
ve MR anjiyografisinde sað supraklavikuler fossa, aksiller
fossa ve toraks yan duvarýnda 20 cm kranio-kaudal uzunluðu, 9
cm transvers ve 14 cm antero posterior geniþliði olan lobüle,
konturlu, solid kitle lezyonu izlendi. Kitlenin homojen yapýda
olduðu ve klavikulanýn posteriorundan inferior servikal
bölgeye uzandýðý, posteriorda skapula önüne kadar ulaþtýðý
belirlendi. Kitlenin interkostal mesafelerden akciðere doðru
hafif ekspansiyonlar gösterdiði, ancak plevra veya kostalara
invazyon yapmadýðý saptandý. Vertebral kolona en yakýn olduðu
bölgesi, boyun inferioru olup spinal kanala uzanýmý görülmedi.
Brakiyal pleksusun invaze olduðu saptandý. Kitlenin
subklavyan ve aksiller arteri de konsantrik olarak sardýðý,
ayrýca subklavyan venin trunkusdan ayrýldýðý yerden itibaren
oklüde olduðu belirlendi. Bu incelemede toraks sað yan
duvarda, aksiller bölge ve supraklavikuler fossada lobüle
konturlu solid kitle lezyonu, subklavyan ve aksiller venlerde
basýya baðlý oklüzyon ile subklavyan ve aksiller arterlerde
itilme olduðu kanýsýna varýldý. Tüm bu ileri incelemeler ve
insizyonel biyopsi sonucu dikkate alýnarak hasta sað ön göðüs
duvarýnda dev yumuþak doku tümörü ön tanýsýyla operasyona
alýndý.
Cerrahi teknik olarak genel anestezi altýnda dev kitle üstünden
medial klavikular bölgeden ön aksiller çizgiye uzanýmlý uzun
bir oblik insizyon yapýldý. Kitle üstü cilt ve cilt altý dokular
dekole edilerek tüm kitlenin eksplore edilmesi saðlandý.
Kitlenin sað klavikulayý tutmuþ olduðu görüldüðünden, 1/3’lük
orta kýsmý çýkartýldý. Bu bölgede kitlenin iki ana lobüle
ayrýldýðý görüldü. Bu arada kitlenin göðüs ön duvarýndan
rezeksiyonuna devam edildi. Kotlara ekspansiyonla dýþtan basý
olduðu da belirlendi. Brakiyal arterin, kitle rezeksiyonunun
ilerleyebilmesi için transsekte edilmesi gerekti. Ardýndan
brakiyal pleksusun kitle içinde destrükte olduðu ve koldaki
tama yakýn hareket kýsýtlýlýðýnýn da bu nedenle meydana geldiði
doðrulandý. Kitlenin kapsülü ile cerrahi sýnýrlarda tümör
bulunmayacak þekilde çýkarýlmasýný takiben brakiyal arter
onarýmý amacýyla safen greftle interpozisyon uygulandý.
Kitlenin çýkarýldýðý bölgenin hemostazýný takiben iki adet
aspiratif dren yerleþtirildi. Ýlgili defektin sol pektoral majör
kasýndan alýnan pediküllü miyokütanöz flep ile
rekonstrüksiyonu baþarýldý (Þekil 3). Yoðun bakým izleminde 1
gün kalan ve ardýndan servis izlemine alýnan hastanýn çýkarýlan
kitlesine yönelik gerçekleþtirilen histopatolojik incelemesinde
fibromatozis (ekstra abdominal desmoid tümör) tanýsý
yinelendi. Onkoloji Ortak Konseyinde bu tür lezyonlarýn hýzlý
geliþen, agressif çevreye invazyon yapan ancak, metastaz
yapmayan benign lezyonlar olmasý dikkate alýnarak Radyasyon
Onkolojisi polikliniðinde takibinin sürdürülmesi ve sað üst
ekstremite rehabilitasyonunun da Fizik-Tedavi Rehabilitasyon
Kliniðimizce programa alýnmasý saðlandý. Hasta cerrahi þifa ile
8. günde taburcu edildi.
Þekil 1. Sað ön göðüs duvarýnda dev desmoid tümör ön
tanýsýyla kliniðimize baþvuran hastanýn görünümü.
Þekil 2. Sað ön göðüs duvarýnda dev yumuþak doku tümörü
olarak nitelenen kitlenin toraks tomografisi.
Þekil 3. Olgumuzun sol pektoral majör kasýndan alýnan
pediküllü miyokütanöz flep ile sað ön göðüs duvarýndaki
defektin rekonstrükte edilmiþ görünümü.
133
Türk Göðüs Kalp Damar Cer Derg
2004;12:132-134
Yetkin ve Arkadaþlarý
Brakiyal Pleksus Tutulumlu Desmoid Tümör
Tartýþma
çalýþmasýnda, 1965 ile 1992 yýllarý arasýnda 14 olguluk göðüs
duvarý desmoid tömürü tanýlanmýþ serilerinde ortalama 6 yýllýk
izlemlerinin sonucunda radyoterapi almýþ hastalarda saðkalým
%100 iken, almamýþ olanlarda ancak %50 olarak bildirilmiþtir.
Boyun veya üst toraks hava yoluna komþu bölgedeki tümörlü
olgularda olasý mortaliteye karþý radyoterapiyi önermektedirler.
Olgumuzun postoperatif dönemdeki radyoterapi programý
düzenli seyretmekte olup, dördüncü ayýnda herhangi bir nüks
bulgusuna rastlanmadý.
Sonuç olarak; göðüs duvarýnýn primer desmoid tümörlerine çok
nadir olarak rastlanmaktadýr. Hastanýn yaþam tarzý, çalýþma
kapasitesi ve beklenen prognoz göz önüne alýnarak planlanacak
operasyonla günümüzde göðüs duvarý cerrahisinde radikal
rezeksiyon sonrasý rekonstrüksiyon tekniklerinin geniþlemesi
ile fonksiyonel ve kozmetik açýdan çok iyi sonuçlara
ulaþýlabilmektedir. En sýk rastlanan geç komplikasyonun
kanser nüksü olduðu da göz önüne alýnarak Onkoloji Ortak
Konseyinde planlanacak radyoterapinin uygulanmasýnýn
gerektiði düþüncesindeyiz.
Göðüs duvarý rezeksiyonu gerektiren patolojilerin baþýnda
primer tümörler gelmektedir. Primer göðüs duvarý tümörleri
yumuþak doku, kemik ve kýkýrdak dokudan orijin alýrlar. Klinik
bulgularý asemptomatik tablodan, cilt altýnda belirginleþen
kitle, aðrý, ülser ve enfeksiyona kadar deðiþen þekillerde
karþýmýza çýkmaktadýr [4]. Tedavi sýrasýnda göðüs-kalp damar,
plastik ve beyin cerrahlarýnýn ortak çalýþmasý gerekli
olabilmektedir. Biz de olgumuzun radikal tedavisinde bu 3 ayrý
disiplinin ortak hareketiyle sonuca ulaþtýk.
Göðüs duvarýndaki kitlenin primer ya da metastatik natürde
olduðu belirlenmelidir [3]. Radyolojik deðerlendirmede,
postero anterior ve lateral grafiler, göðüs kafesinin bilgisayarlý
tomografisi ile gerekirse manyetik rezonans görüntüleme
yapýlmasý önerilir [5]. Biz üç incelemeyi de olgumuzda
gerçekleþtirdik. Ayrýca yaptýrýlan kemik sintigrafisi, sað
klavikula orta bölümdeki destrüksiyon dýþýnda normal
saptanmýþ ve solunum fonksiyon testi de olaðan sýnýrlarda
belirlenmiþti. Göðüs duvarý ve sternum tümörleri preoperatif
dönemde histopatolojik taný koyma açýsýndan ayrýcalýk
gösteren kitlelerdir, çünkü uzun dönem prognozu lezyonun
etiyolojisi belirlemektedir. Olgumuzda preoperatif dönemde
uygulanan insizyonel biyopsi mükemmel doðru teþhis oranýna
sahip seçim olarak yorumlanmaktadýr [4].
Primer göðüs duvarý tümörlerinde rekonstrüksiyona engel
olmayacak düzeyde gerçekleþtirilecek geniþ rezeksiyon baþarýlý
bir tedavi için en önemli etken olarak gösterilmektedir [3,6].
Göðüs duvarýndaki benign tümörler ile olgumuzdaki primer
desmoid tümör gibi bazý düþük dereceli tümörlerde 2 cm sýnýrla
yapýlan cerrahi rezeksiyon uygun kabul edilmektedir [6].
Göðüs duvarý tümörlerinde yapýlan rezeksiyon sonrasýnda
ortaya çýkan defektin primer kapatýlmasý veya
rekonstrüksiyonu rezeke edilen bölgenin lokalizasyonuna,
geniþliðine ve derinliðine baðlýdýr [5,6]. Radikal amaçlý tam kat
rezeksiyonlarda plastik cerrahlardan alýnacak yardýmla
gerçekleþtirilecek rekonstrüksiyon gerçekten marjinal bir
giriþimdir. Göðüs duvarýnýn defektlerinde yumuþak doku
rekonstrüksiyonu çoðunlukla miyokütanöz fleplerle
saðlanmakta olup, anterior ve lateral göðüs duvarý
defektlerinde en sýk kullanýlaný da pektoralis majör kasýyla
oluþturulan fleplerdir [3,7]. Olgumuzda ayný yöntemle göðüs
duvarý defektini rekonstrükte ettik. Bu tümörlerde hastalara
tekrar rezeksiyon ve rekonstrüksiyon gerektirebilecek en sýk
rastlanan geç komplikasyon kanser nüksüdür [3,8]. Nüksü
engellemek amacýyla veya nüks geliþmiþ hastalarda hastanýn
genel durumu, primer tümörü ve fizyolojik deðerlendirimini
takiben radyoterapi önerilebilir. Goy ve arkadaþlarý’nýn [9] bir
Kaynaklar
1. Graeber GM, Jones DR, Pairolero PC. Primary neoplasms.
In: Pearson FG, Deslauriers J, Ginsberg RJ, eds. Thoracic
Surgery. New York: Churchill Livingstone; 1995:1237-52.
2. Dequanter D, Gebhart M. Desmoids tumors. J Chir
2002;139:236-9.
3. Pairolero PC. Chest wall tumors. In: Shields TW, Lo Cicero
J, Ponn RB; eds. General Thoracic Surgery. Philadelphia:
Lippincott Williams & Wilkins; 2000:599-608.
4. Topdað S, Beþirli K, Kurdal AT, Demirhan Ö. Primer
göðüs duvarý tümörleri. Türk Göðüs Kalp Damar Cer Derg
2000;8:613-5.
5. Çakan A, Yuncu G, Olgaç G ve ark. Primer mediasten
tümör ve kistli 53 olgunun retrospektif deðerlendirilmesi.
Türk Göðüs Kalp Damar Cer Derg 2001;9:101-4.
6. Sabanathan S, Shah R, Mearns AJ. Surgical treatment of
primary malignant chest wall tumours. Eur J Cardiothorac
Surg 1997;11:1011-6.
7. Incarbone M, Nava M, Lequaglie C, Ravasi G, Pastorino
U. Sternal resection for primary or secondary tumors. J
Thorac Cardiovasc Surg 1997;114: 93-9.
8. Kabiri EH, Al Aziz S, El Maslout A, Benosman A.
Desmoid tumors of the chest wall. Eur J Cardiothorac Surg
2001;19:580-3.
9. Goy BW, Lee SP, Fu YS, Selch MT, Eilber F. Treatment
results of unresected or partially resected desmoid tumors.
Am J Clin Oncol 1998;21:584-90.
134
Download