12 Ağustos 2013 Anonim Şirketlerde Hâkim Pay Sahibinin Ortaklıktan Çıkarma (Satın Alma) Hakkı Giriş Kişisel unsurlara asgari düzeyde yer verilen anonim şirketlerde, sermayenin korunmasına yönelik düzenlemeler öne çıkmış ve kişisel unsurlarla bağlantılı düzenlemelerden olabildiğince kaçınılmıştır. Ortaklıktan çıkarılma da bu doğrultuda anonim şirketler hukukunda bugüne kadar yer verilmeyen bir düzenleme olmakla birlikte, özellikle ekonomik yoğunlaşmalar nedeniyle artış gösteren çıkar çatışmalarının önlenmesinde veya çözülmesinde birer hukuki araç olarak kullanılmaya başlanmıştır. Nitekim anılı gelişmeler 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) hazırlanması sırasındaki yasa koyucunun iradesini de etkilemiş ve TTK’nın 208. Maddesi’nde1 hâkim pay sahibinin ortaklıktan çıkarma (satın alma) hakkına yer verilmiştir. Söz konusu hak, TTK’nın ticaret şirketlerine ilişkin genel hükümleri arasında düzenlenmiş olup, şirketler topluluğu içinde kullanılabilen bir haktır. Düzenlemenin Amacı Hâkim pay sahibinin ortaklıktan çıkarma hakkının amacını ortaya koyabilmek için konuya hâkimazınlık pay sahipleri ilişkileri açısından yaklaşmak doğru görünmektedir. Bu doğrultuda düzenlemenin temel amacının bir şirketin % 90 – 95 oranındaki sermaye ve/veya oy çoğunluğunu ele geçiren çoğunluk pay sahibinin, ortaklıkta etkinliği kalmayan azınlığın paylarını makul bir bedel karşılığında satın alması sonucunda, ortaklık işlerini daha az engelleme ve maliyetle yürütmesinin sağlanması; diğer bir ifade ile ortaklığın sevk ve idaresinin kolaylaştırılması olduğu söylenebilir2. Türk Hukukunda Ortaklıktan Çıkarma Hakkının Kullanılma Şartları a) Hâkim şirketin, sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının en az % 90’ına sahip olması TTK m. 208. uyarınca satın alma hakkını kullanmak isteyen hâkim şirketin, diğer sermaye şirketinin paylarına ve oy haklarına doğrudan veya dolaylı olarak en az % 90 oranında sahip olması gerekmektedir. Çıkarma hakkı ancak mahkeme kararıyla hüküm ifade ettiğinden bu __________________________________________________________________ 1 TTK Madde 208 - Hâkim şirket, doğrudan veya dolaylı olarak bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının en az yüzde doksanına sahipse, azlık şirketin çalışmasını engelliyor, dürüstlük kuralına aykırı davranıyor, fark edilir sıkıntı yaratıyor veya pervasızca hareket ediyorsa, hâkim şirket azlığın paylarını varsa borsa değeri, yoksa 202’nci maddenin ikinci fıkrasında öngörülen şekilde belirlenen değer ile satın alabilir. 2 Aslan, Ayşegül, Hâkim Ortağın Azınlık Paylarını Satın Alma Hakkı (Squeeze-out Right), Sermaye Piyasası Kurulu Ortaklıklar Finansmanı Dairesi, Yeterlilik Etüdü, Ankara 2005, s. 5. 12 Ağustos 2013 Anonim Şirketlerde Hâkim Pay Sahibinin Ortaklıktan Çıkarma (Satın Alma) Hakkı oranın mahkeme hüküm tarihine kadar muhafaza edilmesi gerekmektedir3. Diğer taraftan eşiğin hesaplanmasında sermaye ve oy hakkı kıstaslarından her ikisinin birlikte dikkate alınması gerekmektedir. Çıkarma hakkının kullanılması açısından ise eşiğin ne şekilde sağlandığının herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Bu yüzden hedef şirketle anlaşarak, münferit pay alımlarıyla, piyasadan pay toplanması, aleni pay alım teklifi vb. yöntemlerle eşiğin sağlanması mümkündür4. b) Azınlık pay sahiplerinin dürüstlük kuralına aykırı davranışlarla şirketin işleyişine engel olması Azınlık pay sahipleri, hukuki durumlarıyla orantılı olmayan bir takım menfaatleri elde etmek için kendilerine tanınan azınlık haklarını kötüye kullanabilirler. Bu amaçla şirket genel kurul kararlarına karşı iptal davası açabilir, nitelikli çoğunluk gerektiren durumlara toplantıya katılmayabilir veya olumsuz oy kullanmak suretiyle kararın oluşumuna engel olabilirler. TTK m. 208’de sınırlı olmayan şekilde, örnek kabilinden azınlığın şirketten çıkarılmasına sebep olabilecek bazı davranışlara yer verilmiştir. Söz konusu düzenlemeye göre; azınlık pay sahipleri sergiledikleri çeşitli davranışlarla şirketin çalışmalarını engellemeleri, dürüstlük kuralına aykırı davranmaları, fark edilir sıkıntı yaratmaları veya pervasızca hareket etmeleri durumunda hâkim pay sahibi, azınlık pay sahiplerinin ortaklıktan çıkarılması için mahkemeye başvurabilir. İlgili davranışların dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığı hâkim tarafından değerlendirilecek ve bu dava sırasında ispat yükü davacı hâkim pay sahibinde olacaktır. c) Azınlık paylarının satın alınması TTK’da hâkim pay sahibinin çıkarma hakkını kullandığı durumlarda azlığa ödenecek pay bedeli olarak mahkeme tarafından tespit edilecek değer dikkate alınmaktadır. TTK m. 208’de hâkim şirketin azlığın paylarını varsa borsa değeri, yoksa 202 nci maddenin ikinci fıkrasında öngörülen şekilde belirlenen değer ile satın alabileceği ifade edilmiştir. __________________________________________________________________ 3 Madde metninde satın alma hakkının ne şekilde kullanılacağı yönünde herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Oysa 6102 sayılı TTK yasalaşmadan önce hazırlanan Kasım 2005 tarihli tasarıda satın alma hakkının mahkeme kanalıyla kullanılacağı açıkça belirtilmiş ve tasarının ilgili madde gerekçesinde de düzenlemenin amacı açıklanmıştır. Sonrasında Adalet Alt Komisyonu tarafından yapılan değişiklikle mahkemeye başvuru ifadesi metinden çıkarılmış ve payın bedelinin TTK’nın 202’nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca belirleneceği ifade edilmiştir. Nitekim devamında hüküm metni de bu şekilde yasalaşmıştır. Bu nedenle gerek atıf yapılan TTK’nın 202’ nci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen hakkın mahkemeye kanalıyla kullanılması, gerekse de çıkarma hakkının kullanılması sırasında ileri sürülen haklı sebep denetiminin ancak mahkemece yapılabileceği gerçeği karşısında, TTK m. 208 kapsamındaki satın alma hakkının sadece mahkeme vasıtasıyla kullanılabileceği görüşündeyiz. 4 Çelik, Aytekin, Anonim Şirketlerde Ortaklıktan Çıkarılma, 2. Baskı, Ocak 2012, s. 226. 12 Ağustos 2013 Anonim Şirketlerde Hâkim Pay Sahibinin Ortaklıktan Çıkarma (Satın Alma) Hakkı 202 nci maddenin ikinci fıkrasında ise pay bedelinin sırasıyla borsa değeri, borsa değeri bulunmuyor veya bu değer hakkaniyete uygun düşmüyorsa gerçek değer (bilanço değeri)5 ya da genel kabul gören bir yönteme göre belirlenecek bir değer olabileceği ifade edilmiştir. Bu doğrultuda mahkeme azlığa ödenecek pay bedelini tespit ederken öncelikli olarak varsa payların borsa değerini dikkate almalı, borsa değerinin bulunmadığı veya bu değerin hakkaniyete uygun düşmediği durumlarda ise payların gerçek (bilanço) değeri ya da genel kabul gören bir yönteme göre belirlenecek değeri dikkate almalıdır. d) Ortaklıktan çıkarma kararı ve payların devri TTK m. 208 uyarınca, belirlenen şartların yerine gelmesi halinde, hâkim pay sahibinin azınlık pay sahiplerinin ortaklıktan çıkarılması talebiyle mahkemeye başvurması gerekmektedir. Bu sebeple hâkim pay sahibinin azınlığın ortaklıktan çıkarılmasını talep etmesiyle başlayan dava sürecinde, mahkemenin iki noktada incelemede bulunup olumlu karar vermesi gerekmektedir. Bunlardan ilki kanunda belirlenen eşiğin hâkim pay sahibi konumundaki davacılar tarafından aşılıp aşılmadığı, ikincisi ise azınlık pay sahiplerinin bir takım olumsuz davranışlar yoluyla dürüstlük kuralına aykırı davranıp davranmadıklarının tespiti hususudur. Bu iki şartın bir arada sağlandığı durumlarda mahkeme tarafından azınlık pay sahiplerinin şirketten çıkarılmasına karar verilebilecektir. Bu kararla birlikte azınlık pay sahiplerine ait paylar hâkim pay sahibine geçmektedir. Bunun dışında TTK m. 208’de azınlık paylarının hâkim pay sahiplerine geçmesine karar verilmesi halinde pay bedellerinin azınlık pay sahiplerine ödenmesini teminat altına alan bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Diğer bir ifade ile azınlığın şirketten çıkartıldıktan sonra paylarının karşılığını alamaması gibi bir tehlikeyle karşılaşması mümkündür. Bu tehlikeyi bertaraf etmek adına, mahkemenin, mülkiyeti karşı tarafa geçiren kararı vermeden önce, tespit edilen pay bedellerinin mahkemece belirlenecek süre içerisinde ve mahkemenin belirleyeceği yere depo edilmesi gerektiği yönünde bir ara karar verebileceği kanaatindeyiz6. Pay bedellerinin belirlenen süre içerisinde depo edilmemesi durumunda ise davanın reddedileceğine ilişkin uyarıya da bu ara kararda yer verilmelidir. __________________________________________________________________ 5 Gerçek değer, aktiflerin muhtemel satış değerleri esas alınarak belirlenen bilanço değeri olarak tanımlanmaktadır Tekinalp, Ünal (Poroy, Reha/Çamoğlu, Ersin) Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, Güncelleştirilmiş 11. Basım, İstanbul Ekim 2009, N. 1185. 6 Bu yönde bkz. Okutan Nilsson, Gül, Türk Ticaret Kanunu Tasarısına Göre Şirketler Topluluğu Hukuku, Ağustos 2009, s. 443 Nilgün Serdar Şimşek Vergi ve Mali Hukuk Hizmetleri, Şirket Ortağı Tel: +90 (212) 326 6368 E-posta: nilgun.serdar@tr.pwc.com