ILAHIYAT FAKÜLTESi DERGISI 9:2 (2004}, SS.55-68 . ..· HZ. MUHAMMED'iN VEFATlNDAN SONRAKi HiLAFET TARTIŞMALARI Dr. Mehmet ATALAN Fırat Ü. ilahiyat Fakültesi e-mail: matalan@firat.edu.tr Özet: Bu çalışmada, Hz. Muhammed'in vefatmdan sonraki hilafet tartışmaları ortaya konmaya çalışılacaktır. Peygamberin vifatmın ardmdan Miisliimanların karşılaştıkları ilk ciddi i !ıtilaf. immnet kanıısıında olmuştur. Hz. Peygamber Miisliimanlarınlıer tiir!ii işlerini yiiriitecek yani devleti yönetecek kimseyi tayin eden açık bir söz söylemeden veya yazılı bir vasiyelle bulımmadan vefat etmiştir. Sakife olayı ile ilgili rivayetleri bir biitiin olarak değerlendirdiğimiz zaman, lı i/afetle ilgili lı içbir aşamasmda. herhangi bir "nass ve tayin" fikrine rastlanılmadığı görülmektedir. Hilafet tartışmaları, biitiiniiyle Araplardaki sosyal hayatı belirleyen kabileci/ik anlayışı çerçevesinde gerçekleşmiştir. Anahtar Kelime/er: Hz. Muhammed, EbU Bekir, Sakife, Hilafet, Ali 'nin Biatı. Abstract: In tlıis art icle, we wil! tJJ' to study the caliplıate dispııtes after the deatlı of tlıe prophet Mohammed. The first serioııs problem the Mııslims faced ajier the deatlı of the Proplıet Mohammed appeared in the field of tlıe imamet. Wlıen tlıe Prophet Molıammed died, withoııt leawing a written document belıind him or without saying a clear word to tlıe person who wil! be appointed to govern the people or to the person who will be responsibie to dea! witlı every sart ofproblem of Moslems. W/ı en ıve evalııate tlıe matter of Saqife as a w!ıole it is c/early seen lıe has never mentioneel nass and appointment in no period of tlıe caliplıate. The calip/ıate dispııtes have been realized in tlıe turn of Iribal ıınderstanding perspective in the sociallife of tlıe Ara bs. [(eyıvords: Tlıe prop/ıet Mo!ıammed, Abıı Bakr, Saqifa, Caliplıate, Acknowledge of Ali. Hz. Peygamber hayatta iken hem dini hem de siyasi konularda MüslümanIann öncelikli başvuru kaynağıydı. Onun vefatıyla birlikte Müslümanlar için yeni bir dönem başlamıştır. Müslümaniann karşılaştıklan ilk ciddi ihtilaf, imarnet konusunda ortaya çıkmıştır. 1 Hz. Peygamberin. kendisinden sonra ne yapaEbu'I-Hasan Ali b. İsmilll ei-Eş'ar1(330/941 ), Mak6iiııı '1-İsiamı)~vin ve 'lıtilafiı '1-Mıisôl!in, tlık., Muhammed Mulıyiddln Abdüllıamld, l-ll, Beyrut 1990, l/39. Dr. MehmetATALAN 56 " caklanna ilişkin açık bir talimat ya da halef bırakmaksızın vefatının2 ardından oluşan bu problem, ashabı tarafından kendi siyasi kültürleri çerçevesinde çözülmeye çalışılmıştır. 3 Hilafet tartışması, bizzat Peygambere uyan karizına ve yetenekleri olan bir lider seçimi üzerine merkezileşmiştiL Peygamberin, vefatından hemen önce ne yazdırmak istediği, 4 İslam alimleri arasında ihtilaflı bir meseledir. Bazılan; belirli bir şahsa bilafeti vasiyet edip fitne ve fesadın önünü almak istediğini söylerken; bir kısmı da, nass ile varit olmuş bir delil hususunda ancak böylelikle bir araya gelinip kannaşa ortadan kalkacağı hesabıyla, önemli hükümleri kısaca yazdınp beyan etmek istediğini ifade etmişlerdir. Ancak kanaatimizce Resıllullah, Müslümaniann her türlü işle­ rini yürütecek, yani devleti yönetecek kimseyi tayin eden açık bir söz söyleme- Ahmed b. Hanbel(241/855), e/-Miisned, I-VI, İstanbul 1982, 1/47; Ebu'I-Hüseyin Müslim b. ei-Haccac el-Kuşeyri en-Nisaburl el-Müslim(261/875), e/-Ciimiu's-Salıilı, thk., Muhammed Fuad Abdulbaki, 1-11, Kalıire 1955, 1111455; Muhammed b. İsa b. Sevra et-Tirmizl(279/892), Siinenii 't-Tirmizi, Mısır trz., IY/502-503. Ebu Muhammed Abdülmelik İbn Hişam(218/834), es-Sfretu ibni Hişiim, nşr., M. es-Sekka-İ. el-Ebyari-A.Şibll, Kalıire 1936, IY/328-340; Ahmed b. Ebi Ya'kub b. Ca'fer b. Vehb el- Ya 'kubi(292/904), Tiirflw '/-Ya 'kılbf, 1-11, Beyrut 1960, 11/123-124; Ebu 'I-Abbas Abdullah b. Şirşir el-En bari N aş i el-Ekber(293/906), Mesii 'i/u'/-İmiime ve Kitiibu '1-Evsat Beyrut 1971, 12. Ayrıca bkz., Heinz Hal m, S/ıi 'is m, fi '1-Makii/at, Edinburg University Press, Edinburg 1991, 6; Ahmet Akbulut, Salıabe Deı•ri Siyasi Hadiselerinin Ke/iimi Problemlere Etkileri, Birleşik Yay., İstanbul 1992, 39-42. Peygamber hastalığı esnasıııda memesi için bazı gamber ise bu bir kağıt ve kalem isteyerek, kendisinden sonra dalalete hususlar yazdırmak ister. Orada bulunan sahabe tartışmalardan rahatsız olur ve orada bulunanlara düşül­ arasında tartışma çıkar. dışarı çıkınalarını Pey- söyler. Ebu Abdilialı Muhammed İbn Sa'd(236/850), Tabakaiii '1-Kiibrii, 1-IX, Beyrut trz., Il/244; Ebu Ca'fer Muhammed b. C erir et-Taberi(3 10/922), Tiirflıu '1-Umem ve '/-Mu/ılk, thk., Muhammed Ebu'I-Fazi İbrahim, 1-XI, Beyrut 1967, Jl/436; Abdulhamid Hibetüllah b. Muhammed b. elHüseyin İbn Ebi'l-Hadid(655/1257), Şer/w Ne/ı ci '/-Be/ağa, I-VI, Beyrut 1957, 1/133. Bu ri va- yete benzer bir rivayeti de Ali b. Ebi Talib da, kendisinden kağıt kağıt ve kalem istediğini, aktam1a~tadır. ve kalem gelinneye gitmeyip, peygamberin düşün ür. O, "Peygamber'in hastalığı esnasın­ ancak kendisinin peygamber vefat eder korkusuyla, söyleyeceği Bunun üzerine Peygamber, Ali b. Ebi Talib'e birkaç şunları satırı ezberleyebileceğini söyler: "Namaz vermeye ve elleriniz altındakilerin haklarını gözetmeyi tavsiye. ederim." Sonra rek, şahadette bulunmayı da eınreder. İbn Sa 'd, Tabakaiii '1-Kiibra, 11/243. kılmaya, şahadet zekat getire- Fırat Ü. ilahiyat Fakültesi Dergisi 9:2 (2004) 57 den veya yazılı bir vasiyette bulunmadan vefat etmiştir. 5 Çünkü vefatından önceki hastalığında, kendi yerine bırakacağı halife için görüşüne başvurulmuş ve "Ey Allah'ın Resulü bize tayin ettiğin halifen kim olacak? denilmiş, o da: "Uzerinize tayin ettiğim halifem Allah'tır" şeklinde cevap verınişti. 6 Yani MüslümanIann zihninden geçen imamet konusu ile ilgili olarak, Peygamber'e soru sorulduğu, ancak Peygaml;ıer'in bu konuda hiçbir vasiyette bulunmadığı görülmektedir.7 Bizim bu makaledeki esas amacımız, Hz. Muhammed'in vefatından sonraki hilafet tartışmaları hakkında bilgi verip kısa bir değerlendirme yapmaktır. Hilafet hakkında herhangi bir vasiyette bulunmayan Peygamber'in vefatı­ nın ardından Ens.~r, Beni Saide gölgeliğinde toplanarak, Sa' d b. Ubade'yi aday göstermişlerdi. 8 ümer, Ensar'ın bu toplantısını öğrenince Ebü Bekir'e gelerek durumu bildirir ve her ikisi toplantı yerine giderler. Ensar'ın sözcüsü, İsHl.m'a yaptıkları hizmetler dolayısıyla, hilafet makamına hakları olduğunu ileri sürınek­ tedir. Ebü Bekir ise, Ensar'ın Peygambere ve Muhacirlere hizmetini kabul ederek;9 Muhacirlerin de ilk Müslüman ve Peygamber'in akrabası olduğunu, Kureyş'in bütün kabileler arasında bir denge olup, Arapların Kureyş'e tabi olacağını ve hilafet dine hizmet ve dinde kıdem ile irtibatlı ise, Kureyş'in bu işe daha layık olduğunu 10 ortaya koyınuştur. Devamında onlar, tüm toplumu bir İbn Sa'd, Tabakatu'I-Kiibra, Il/260; İınfidudd!n EbG'l-Fidii İsmiili b. Aınr İbn Ke- s!r(774/1372), e/-Bidaye ve 'n-Nilıaye, I-XIV, Beyrut 1974, V/220; Tahfi Hüseyin, ei-Fitnetu'I- Kiibra, I-11, Kalüre 1966, 1124. Ayrıca bkz., Hasan Onat, "Mezheplerin İnanç Esaslarının Sisteınleşmesinde Kur'an'ın Rolü",/. Kur'an Sempozyumu, Bilgi Vakfı Yay., Ankara 1994, 422; Muhamm1d Ceınfıluddin SurGr, ei-Hayatu's-Siyasiyye .fi'd-Devleri '1-Arabiyyeti '1-İs/amiyye, Diiru'l-Fikri'l-Arab!, y.y, trz., ll. Geniş bilgi için bkz., Ethem Ruhi Fığlalı, İbadiyye'nin Doğuşu ve Görüşleri, AÜİF. Yay., Ankara 1983, 27. İbn Hanbel, e/-Miisned, I/47; İbn Sa'd, Tabaka/u '1-Kiibra, lll/342. İbn Sa'd, Tabakatu'I-Kiibra, III/ı 82; Ebfı Muhammed Hasan b. Musa en-Nevbaht1(300/9ı2) ve Sa'd b. Abdiilah Ebu Halef el-Eş'ari el-Kumm1(301/9ı3), Şii Fırkalar, Sabri Hizmetli, Sönmez Kutlu, Ramazan Şimşek, Ahmed b. Yahya el-Belfizur1(279/892), Çev., Hasan Onat, Ankara Okulu Yay., Ankara 2004,53. Ensiibu'l-Eşriif, nşr., Süheyl Zekkiir-Riyad ez-Zirikll, Beyrut ı 996, I-XIII, 11582; el-Ya'kGb!, Tari/w '/-Ya '/ai bi, Illi 23; Ebu Muhammed el-KOfi İbn A'sem(314/926), Kitabu'f-Futıilı, I-VIII, Beyrut 1986, 116; Ebu'I-Hasan Ali b. Hüseyin eı­ Mes'Gd1(346/957), Murucu 'z-Ze!ıeb ve lviefidin u '1-Cevlıer, thk. Muhammed Muhyidd!n Abdulham!d, I-IV, Kahire ı 964, IJ/307. ı o Ebu Muhammed Abdullah b. Müslim İbn Kuteybe(276/889), Kitabıi '1-İmiime ve 's-Siyiise, tlık. Talıii Muhammed el-Zeyni, I-Il, Kahire ı 967, 1123; İbn A'seın, Kitabu '1-Futlilı, 1/6. Dr. MehmetATALAN 58 ~ bütün olarak korumanın gerekliliği ve şayet bir Medineli başa gelirse, bedevilerio pek çoğunun Kureyş kabilesine mensup bir liderden başkasını kabul etmek istemeyeceğini, dolayısıyla bunu başarmanın imkansız olacağını ileri sürdüler. ı ı Bu konuşn:ıalan~ ardından E~~ J?~kir, "S_izi Ömer ve?'~ Eb~ Ub~y?~);e ?iat etmeye davet edıyo~_ı:n. Hangısını ıstersenız onlardan bınne bıat edınız - dıyerek sözlerini bitirdi. ümer ve EbU Ubeyde de, "Allah'a and olsun ki, sen varken bu işi kabul edemeyiz; çünkü sen, Muhacirlerin en üstünü, mağarada bulunan iki kişiden biri ve namazda Resfılullah'ın halifesisin, bu sebeple sen bu işe daha layıksın," dediler. Bu kullanılan ifadeler karşısında iktidan ele geçirmenin yeterli olmadığını gören Rabbab b. Münzir, 'bir emir bizden, bir emir de sizden olsun',13 ifadesini kullanmıştır. Ömer b. el-Hattab bu ifadelere karşı çıkarak, "Bu iş için Kureyş'ten bir kişi uygundur. Araplar da ancak böyle birisini halife olarak kabul ederler. Fakat Araplar, nübüvvetin aralanndan çıktığı kabileden birinin eınirliğine karşı çıkınazlar. Biz onun akraba ve aşireti olduğumuzdan, Muhammed'in saltanatı ve eınirliği hakkında bizimle, ancak davası batıl ve yanlış delile dayanan kimseler çekişebilir" demiştir. ı 4 Ensar' dan Beşir b. Sa' d da, Peygamber'in kavıninden olanın onun ınirasına daha layık olacağı görüşünü ileri sürerek EbU Bekir' e biat etıniştir. ıs EbU Bekir, uzun tartışmalar sonucu orada bulunan sınırlı sayıdaki Ensar ve Muhacir'in biatını alarak halife seçilmiştir. ı 6 Bu tartışmalar, hilafet meselesinde Ensar'ın iki kabllesi arasında, Muhacirleri denge unsuru yapmıştı. ı? Çünkü E vs ve Hazreçliler, kablle asabiyeti ile hareket ederek, halifenin Kureyş'ten olmasını tercih etınişlerdi. ıs Görülüyor ki, ıı Bkz., W. Montgomary Watt, İslCim'da Siyasal Düşüncenin Oluşumu, Çev., Ulvi Murat Kıla­ vuz, Birey Yayıncılık, İstanbul 2001, 58. ıı İbn Hanbel, ei-Miisned, 1156; İbn Kuteybe, Kitiibzi '1-İmiime ve 's-Siyiise, 1123; İbn Ebl'l-Hadid, Şer/w Nelıci'/-Belağa, ıJ el-Belazfıri, Munıcu'z-Zeheb, Hulefii ', ı4 ıs tlık., 11123. Ensiibu'I-Eşriif, I/582; e~-Ya'kfıbi, Abdirralımi:in II/307; Celalurldin Tiirihu'I-Ya 'kzibi, Il/123; el-Mes'fıdi, b. Ebi Bekir es-Suyuti(911/1505), Tarilw'I- Muhammed Muhyiddin Abdulhamld, Beyrut 1995, 79. İbn Kuteybe, Kitiibzi '1-İmiime ve 's-Siyiise, I/15. İbn Kuteybe, Kitiibıi '1-İmiime ve 's-Siyiise, I/12; Ebfı Said Neşvi:inü 'l-Hımyeri(573/1178), ei- Hıirii '/- 'Jyn, nşr. Kemal Mustafa, Mısır 1948, 213; İbn Ebi'I-Hadid, Şer/w Nelıci '/-Be/ağa, III16. ı6 İbn Hişi:im, es-Siretu İbni Hişiim, JV/306-309; Ebfı'l-Fadl Ahmed b. Ali el-Askali:ini İbn Hacer(852/1448), Telızibu't-Telızib, Haydarabad 1325, V/164. ı7 Ni:işi el-Ekber, M esii 'i/u '1-İmiime, 12. ıs İbn Ebi'l-Hadid, Şer/w Nehci '1-Be/iiğa, II/7. Fırat Ü. ilahiyat Fakültesi Dergisi 9:2 (2004) 59 hilafet konusunda Peygamber'in ashabı, Peygamber'den bir delil arama yoluna gitınemiş ve Peygamber'in bu işi Müslümaniann seçimine bıraktığı anlayışında 19 birleşmiştir. Yukandaki ri vayetiere bir bütün olarak_ baktığımızda, Peygamber'in vefatından soma halife seçme işine ilk teşebbüs, Islam'a olan hizmetlerini ön planda tutan Ensar'dan gelmiştir. Mekke'den gelen Muhacir Kureyşliler, devletin siyasi istikrarını temin noktasından hareketle, kendilerinden birisinin başa geçmesi görüşünü ileri sünnüşlerdi. 20 Beni Sakife toplantısından sonra, Haşimoğulları, Ali b. Ebi Talib'in; Beni Ümeyye, Osman'ın, Beni Zühre de, Sa'd b. Ebi Vakkas ve Abdurrahman b. Avf başkanlığında ayrı ayrı gruplar oluşturarak mescitte toplanınışlardı. EbU Bekir, yanındakilerle beraber mescide geldikten soma Ömer: "Ayrı ayrı gruplar halinde toplandığınızı görüyorum. Kalkın Ebfı Bekir' e biat edin. Biraz önce biz ona bi at ettik," der. Bu söz üzerine, önce Osman ve beraberindeki kişiler, ardında Sa'd ve Abdurrahman ile beraberindeki Zühreoğulları ona biat ettiler. Fakat Ali, Peygamber'in amcası Abbas ve Zübeyr b. el-Avvam ile yanındaki Haşimoğulları evlerine gittiler. 21 Saklfe toplantısında EbU Bekir'e biat edilirken Ali b. Ebi Talib'in neden ora~a olmadığı h:ıs:ısunda _ise farklı b!l~ler nakledil~ştir. A!i'nin, Pey~aı:n­ ber'ın vefatıyla bırlıkte evıne kapandıgı,-- Peygamber ın teçhız ve tekfinı ıle meşgul olduğu23 ve ayrıca Fatıma'nın evinde toplanıp durum değerlendirmesi yaptığı 24 ifade edilmektedir. Ali b. Ebi Talib'in, Ebfı Bekir'e biat ettiği zaman konusunda rivayetler muhteliftir?5 Bütün bunlardan soma görülüyor ki, hem Ensar hem de Muhacir Kureyşliler, Beni Saide gölgeliğinde hilafet için İslam'a 19 20 Fığlalı, Çağunızda İlikadi İsliim Mezlıepleri, Selçuk Yay., VI. Baskı, Ankara 1993. 26. Bkz., Mehmet Said Hatiboğlu, "İsliimda İlk Siyasi Kavmiyetçilik Hılafetin Kureyşliliği", AÜİFD .. XXII (ı 978), 121-2ı3, ı60. 2 ı 22 İbn Kuteybe, Kitiibii 'f-İmiime ve 's-Siyiise, I/18. Ebii Bekir Muhammed b. Abdiilah İbnü'l-Arab1(543/l ı48), el-APiisım mine '1-Kal'iisun, thk., Muhibbüddln el-Hatib, Dımaşk 1412,37. 23 eı-Mes'iidl, et- Tenbi/ı ve '1-İşriif, Kahire ı 938, 284. 24 el-Ya'kiibl, Tiirilw'l-Ya 'laibi, Il/126; Ahmed b. Rabbihi(328/939), el-Ikdu'l-Ferid, nşr. Muhammed e1-Endeliisl İbn Abd Mufid Muhammed Kiimiha, I-IX, Beyrut 1987, IV/260; İbn Ebl'l-Hadld, Şer/w Nelıci '!-Be/ağa, VI/I ı. 25 İbn Kuteybe, Kitiibıi 'f-İmiime ve 's-Siyiise, I/20; Ebii Hasan Ali b. Muhammed Abdülkerim İbnu'ı-Eslr(630/ı233), el-Kiimil fi 't-Tiirilı, nşr., Ebu'ı-Fidii Abdullah Kildi-Muhammed Yiisuf ed-Dekkiik, I-X, Beyrut 1987, Il/14. Dr. MehmetATALAN 60 hizmetlerini gündeme getirerek Ililafete kendilerinin daha layık olduğunu sa- vunmuşlardır. Ebu Bekir'in halife seçilmesiyle sonuçlanan Beni Saide'deki toplantıda, tavnnda, nübüvvet-Haşimi ilişkisi ve Peygamber'e yakınlık etkili olmuştur. Ensar ise hilafet hakkını, nimet-külfet ilişkisi çerçevesinde değerlendirmiş tir. Ancak İsla.m' a girişte öncelik, kimlik, kişilik ve Kureyş kabilesine mensup olmak gibi unsurlar da etkili olmuştur. 26 Biat konusunda Medine'de üç grubun oluştuğunu görmekteyiz. Birinci grup, Sa'd b. Ubade'nin hilafetini destekleyen Ensar ve özellikle de Hazreçlilerin oluşturduğu grup; ikincisi, Ebu Bekir' in hilafetini kabul ederek ona biat eden Muhacirler; üçüncüsü ise, Ali b. Ebi Tiilib'in başını çektiği Haşimoğullan grubuydu. Ömer'in teklifınİ reddederek Fatıma'nın evine çekilen Başimi grup, bir durum değerlendirmesi yapmak üzere bir araya gelmişti. İkinci gün Ebu Bekir, minberde biat alırken Ali b. Ebi Tiilib ve Zübeyr b. el-Avvam'ı görememiş, bunun üzerine Ömer'i Fatıma'nın evine göndermiş, işin tatsız bir noktaya ulaşaca­ ğını fark eden Ali ve Zübeyr, mescide gelerek böyle davranmalannın nedenini belirttikten sonra biat etmişlerdir. 27 Burada bütün Başimiler de biat etmişlerdir. 28 Halk genel biatı tamamlayınca EbU Bekir, hilafet için istekli ve hırslı olmadığını, insanlar içerisinde kendisinin en hayırlı olmadığını, takva olan insaniann halifeden üstün olabileceğini, insanlar arasında adaleti tesis edeceğini ve benzeri ilkeleri ortaya koymuştur. 29 Ali b. Ebi Tiilib, Ebu Bekir'in yanına gelerek: "Ey Ebu Bekir, bizim de bu işte bir hakkımız olduğunu düşünmedin mi?" diye serzenişte bulununca, Ebu Bekir: "Elbette düşündüm, fakat fitne çıkmasından korktum" diye cevap venniştir. 30 Ali b. Ebi Tiilib, önce Ebu Bekir' e bi at etmemesinin sebeb ini şu şekilde açıklamaktadır: İnsanlar birbiriyle onun halifeliği üzerinde tartışırlarken, ben Resulullah'ın teçhiz ve tekfini ile uğraşınıyar muydum? 31 Allah biliyor ki, kalbirnde ve nefsimde böyle bir istek yoktu. Ali b. Ebi Tiilib, vardırnma ve düşüncelerine başvuruimamasma danldığını, 32 seçimin çok hızlı Mulıacirlerin ~ 26 Bkz., Sabri Hizmetli, "Genel Olarak Rdşid Halifeler Dönemi Olaylan: Sonuçlan ve Etkileri", A ÜİFD., XXXIX ( 1999), 27-54, 3 I. 27 e1-Belazurl, Ensfıbu'l-Eşrfıf, 11/267-268. 28 İbn Kuteybe, Kitfıbıi '1-İmfıme ve 's-Siyfıse, I//28. 29 İbn Sa' d, Tabakfıtu'l-Kiibrfı. III/182; el-Be1azun, Ensfıbu'l-Eşrfıf, Il/273-274; İbn u 'I-Esir, elKfımilfi't-Tfırilı, Il/194. 30 İbn Ebi'I-Hadid, Şerilli Ne/ı ci '!-Be/ağa, VU47-48. 31 İbn Kuteybe, Kitfıbıi '1-İmfıme ve 's-Siyfıse, I/17-18. 32 İbn Ebi'I-Hadid, Şerilli Ne/ı ci '!-Be/ağa, VI/47-48. Fırat Ü. ilahiyat Fakültesi Dergisi 9:2 (2004) 61 bir şekilde sonuçlanıp kendisinin dışlandığını düşünerek kınldığını, 33 Iıilafette haldan olduğu halde kendilerine danışılmadığını söylemiştir. Devamında Ali, Ebu Bekir'in lıilafete layık olduğunu, Peygamber' e mağara arkadaşlığı yaptığını, Peygamber hayatta iken Müslümanlara namaz kıldırmak gibi bir takım önemli özelliklere sahip olduğunu ve Allalı'ın ona lütfettiği hiçbir şeyi kıskanmadığını belirten sitem dolu bir konuşma yapıruştır. 34 Böylece Ali b. Eb! Til.lib, Beni Saide'de EbU Bekir ve Ömer'in Ensar'a karşı kullandığı delillerin aynısını, onlara karşı kullanır ve şöyle der: "Ey insanlar, Ensar'dan bu işi, Peygamber' e akrabalığı delil göstererek EbU Bekir' e verdiniz. Çünkü siz, Peygamber'in kendinizden olduğunu iddia ettiniz. Böylece onlar da size liderliği verdiler. Şimdi ben de size Ensar'a karşı kullandığınız delilleri getiriyor ve diyorum ki, biz hayatta iken vefat ettiği dönemde Mulıammed'e ait mirasa daha layığız. O halde Ensar'ın size 3 tanıdığı hakkı siz de bu iş konusunda bize tanıyın" ' gibi ifadeler kullanmıştır. Buna karşı Ebu Ubeyde, Ali b. Eb! Tiilib'e "Sen daha gençsin. Buradakiler kavmin yaşlılandır. Senin onlar kadar tecrüben yoktur. Ebu Bekir bu iş için daha kuvvetli ve daha dayanaklıdır. Onun için işi EbU Bekir'e teslim et. Çünkü sen yaşarsan bu işe ilmin, faziletin, dini anlayışın, soyun ve yakınlığınla elbette daha 36 layık olursun" der. Bu rivayet, Ali b. Eb! Ta.lib ve Ebu Bekir'in Peygamber tarafından halife olarak tayin edilmediğinin bir delili olarak kabul edilebilir. 37 Çünkü yukandaki rivayette, hem Mulıacirler hilafet iddialarını Kureyş'ten Peygamber' e akraba olmasına dayandırmışlar, hem de Kureyş'in Arap dünyasındaki sosyal, siyasi ve dini konumuna vurgu yapmışlar ve bundan öte EbU Bekir'in seçimi için farklı ifadeler gündeme getirmişlerdir. Ebu Bekir'in hilafetine itiraz eden Abbas b. Abdulmuttalib'in, Ali b. Ebi Tillib'in lıil~fet hakkına en layık kişi olduğunu söyleyerek EbU Bekir' e muhalefet ettiği, EbU Bekir'in kendisine hükümette idari bir görev verme teklifini de geri çevirerek, "biz Muhammed'in ait olduğu bir ağacın dallanyız. Sen ise sadece komşususun" şeklinde sert bir tavır takındığı belirtilir. 38 EbU Bekir ve Ömer, Peygamber'in amcası Abbas'ı halifelik mirasının bu durumda kabul etmesini ikna etmeyi denediler. Ancak Abbas Haşimilerin haklarının gasp edildiğini söy- 33 Ahmet Cevdet Paşa, Kısası Enbiya ve Teviirilı-i Hiilrifii, İstanbul I 966, l/285-286. 34 el-Beliizurl, Ensiibu'l-Eşriif, Il/263. 35 İbn A'sem, Kitiibu'l-Futıilı, 1112-14. 36 İbn Kuteybe, Kitiiblı 'f-İmiime ve 's-Siyiise. 1119. 37 İbn Ebi'l-Hadid, Şer/w Ne/ı ci '!-Be/ağa, Il/5. 38 Anwar Cheine, Succession to the Rule in Islam, Lah or 1979, 53. Dr. MehmetATALAN 62 " ledi ve onları suçlayarak reddetti. 39 Daha önce de Abbas'ın, Peygamber vefat ettiğinde, Ali b. Eb! Talib'e, "Hazır elimizde iken ben ve buradakiler sana biat edelim" dediği, Ali'nin de "Bu işe bizden başkası da olur mu? diye sorduğu; Abbas'ın da "Vallahi başkası da olacaktır," cevabını verdiği ifade edilmiştir. Bunun üzerine, "EbU Bekir' e biat edenler mescide geldiler. Ali b. Eb! Tali b, mescitten gelen tekbir seslerini duyunca -ki Resullullah'ın teçhiz ve tekfıni henüz bitmemişti- bu nedir?" diye sordu. Abbas; "İşte bu, benim seni çağırdığım; senin de reddettiğİn şeydir" dedi. 40 Ebu Bekir' e biat işi tamamlanınca el-Bera b. Azib, Haşimoğullarının yanı­ na gelir ve EbU Bekir' e biat işinin tamamlandığını bildirir. Bunun üzerine onların bir kısmı, "Biz Muhammed'e daha yakınken Müslümanlar böyle bir şey yapmazlar" derler. Peygamber'in amcası Abbas da, "Kabe'nin Rabbine andolsun ki bunu yaptılar bile" der. Dışarı çıktıklarında da Fazl b. Abbas, Kureyş'e hitaben halifeliği hak etmediklerini; Ali b. Eb! Talib'in bu işe onlardan daha layık 41 olduğunu söyler. Sonra Utbe b. Ebi Leheb kalkarak, "Bu işin Haşimoğullarından, sonra insanların iman bakımından en ilki ve eskisi olanı, halkın Kur' an ve Sünnetleri en iyi bileni ve insanların Peygamber' e en bağlı bulunan Ali b. Ebi Talib'den kaçıp gideceğini hiç hesap etmedim" şeklinde hitap eder. Bunun üzerine Ali b. Ebi Talib, ona birini gönderir ve böyle davranmaktan meneder. 42 EbU Süfyan'in, imamlığı Ali b. Ebi Tiilib'e teklif etmesiyle ilgili bir rivayet şöyledir; EbU Süfyan, Ali b. Ebi Talib'e biat etmek için ondan izin isteyince, Ali b. Ebi Tiilib cevap olarak şöyle dedi: "Sen bizden erbabı almadığımız bir işi istiyorsun. Allah'ın Resulü bana bir tavsiyede bulunmuştur. Ben de bu tavsiyeye bağlı kalıyorum." Ebu Süfyan onu bıraktı, Abbas b. Abdilmuttalib'in evine giderek şöyle dedi; "Ey Abbas, sen kardeşin oğlunun yerine geçmeye daha layık değil misin? Elini uzat da sana biat edeyim. Ben sana biat edince, hiçbir kimse size biat etmekte tereddüt etmeyecektir." Abbas bunu duyunca güldü ve: "Ey 39 İbn Kuteybe, Kitabıi '1-İmame ve 's-Siyase 1/6-13; el-Belazfırl', Ensabu '!-Eşraf, 1/585-87; elYa'kfıbl, Tarflıu '!-Ya 'kiibf, Il/126; İbn Ebl'l-Hadld, Şer/w Ne/ı ci '/-Be/ağa, 1/159; Ebfı Ca'fer Muhammed b. Ya'kfıb b. İshak el-Kuleyn1(329/940), Usfil mine'I-Kafi, I-II, Tahran 1389, 40 41 42 Il/355-360. el-Belazurl, Ensabu '/-Eşraf, Il/263. İbn Sa'd, Tabakatu '1-Kiibra, IV/364; el- Ya'kfıbl, Tarflıu '/-Ya 'kfibf, Il/124. Ayrıca bkz., Geniş bilgi için bkz. Fığlalı, İmam Ali, TDV. Yay., Ankara 1996,51-52. İbn Kuteybe, Kitabı/ '1-İmame ve 's-Siyase, 1/18 vd. Fırat Ü. ilahiyat Fakültesi Dergisi 9:2 (2004) 63 Ebu Süfyan! Ali'nin reddettiği şeyi ben mi kabul edeceğim?" dedi. Bunun üzerine Ebu Süfyan sonuç alamadan geri dönmüştür. 43 Bir başka rivayette, Ebu Bekir'in halife olmasına sinirlerren Ebu Süfyan, Ali ve Abbas'ın yanına gider. Siz Peygamber'in amcası ve Kureyş'in üyesi iken, kabileniz bu yolu takip etmedi. Bu yüzden onlar Ali ile birlikteliğine yemin etmeliler. Bunun üzerine Abbas ve Ebu Süfyan Ali'ye gittiklerinde, Ebu Süfyan Ali'ye biat etmeyi teklif eder. Onu destekleyeceğini, Medine'ye asker ve süvari 44 yığacağına söz verir. Bu ifadelerin yanı sıra Ebu Süfyan, Ali b. Ebi Talib'e, "bu iş ne diye Kureyş'in en zayıf kolunda oluyor, yemin olsun ki, istesem orayı at ve adamla doldururum" dediğinde, Ali b. Ebi Talib şu cevabı vermiştir: "Sen uzun müddet İslam'a ve Müslümanlara düşmanlık gösterdin; fakat bu hareketinle İslam'a zarar veremedin. Şimdi bu sözlerini, Müslümanlar arasında fıtne yaratmak maksadıyla söylüyorsun. Biz Ebu Bekir'i halifeliğe layık bulduk."45 Baş­ ka bir rivayette Ebu Süfyan, "Ebu Bekir'e biat edildiğini öğrenince Ali b. Ebi Talib' e gelir ve şöyle der: Yalnızca kanı n temizleyeceği bir çekişme görüyomm. Ey Abdümerraf oğullan! İşiniz ne diye Ebu Bekir'dedir? İki zayıf, iki ezilen, Ali ve Abbas nerede? Ali 'ye hitaben "uzat elini de biat edeyim" dedi. Ali, bunu kabul etmedi, engel oldu ve şöyle dedi: "Yemin olsun ki sen bununla fıtneyi hedefledin." 46 Bir başka rivayette Peygamber vefat eder etmez Ebu Süfyan, Ali b. Eb1 Talib'in yanına gelerek, "Ebu Bekir'in senin hakkını yemesine razı ını olacaksın?" demiştir. Ali b. Ebi Talib, Ebu Süfyan'a "Ben asla bunun peşinden değilim; bu Müslümaniann işidir"47 şeklinde cevap venniştir. Kabile mantığını ön planda tutan Halid b. Said b. el-As da, Peygamberin vefatından sonra Yemen'den Medine'ye gelince, Ali ve Osman'a şunlan söylemiştir: Ey Abdümerraf oğullan! Si~. varken bu işi başkalannın üstlenmesine nasıl razı oldunuz, diyerek 43 ibni Ebi"l-Hadld, Şer/w Ne/ı ci '1-Be/ôğa, Vl/18. 44 el-Belazurl, E.ısôbu'/-Eşriif, l/588; Ebu Ömer Yusuf b. Abdiilah b. Muhammed el-Endelusi İbn Abdiiber (463/1071), ei-İstiôb ji Esmôi'I-Aslıôb, Haydarabad 1318/1900-1, 1/345; ibn Ebi"l-Hadld, Şer/w Nelıci'I-Belôğa, l/165-167. Aynca değerlendimıeler için bkz., Fığlalı, İbôdi;~ve 'nin Doğuşu ve Görüşleri, 32. 45 Nasr b. Muzahim b. Seyyar el-Minkarl(212/827), Vak'atu's-Sıf(in, Beyrut 1921, 66; el- 46 et-Taberf, Tôrilw '1-Umem ı•e '1-Mu/ıik, Il/237; Ebu Abdiilah Muhammed b. Ali b. el-Hasan el- Belazfiri, Ensôbu'/-Eşrôf, l/588. Hakim et- Timıizf(320/932), Kitôblı 'r-Red ala 'r-Rôfıza, thk., Ahmet Suphi Furat, Mecmuası, istanbul 1966, sayı: VI, 37-46,43. 47 el-Belazfirl, Ensôbu '1-Eşrôf, lll 42; İbn Ebi'l-Hadfd, Şer/w Ne/ı ci '1-Be/ôğa, !196. Şarkiyat Dr. MehmetATALAN 64 ~ Ali'ye biat etmeyi teklif etmiştir. Ali b. Ebi Talib ise, biat esnasında Medine'de bulunmayan Halid b. Said'in talebini geri çevirmiştir. 48 Fatıma, EbU Bekir halife olduktan sonra Peygamber'in Fedek arazisindeki mirasından kendi hissesinin verilmesini ister. EbU Bekir ise Peygamber'in "Biz Peygamberlere varis olunmaz, bizim bıraktıklanmız sadakadır," sözünü hatırlatır ve "V allahi ben sadaka hususunda Peygamberin yaptığını uygulayacağım" diyerek Fatıma'nın isteğini yerine getirmez ve Resfılullah'ın hal-i hayatlanndaki emirlerinden hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini ifade eder. Bunun üzerine Fatıma, EbU Bekir' e kızarak ölünceye kadar onunla konuşmaz. 49 Ali b. Ebi Talib, Fatıma ile birlikte Peygamber'in vefatından sonra halife sıfatıyla Ebu Bekir' e gelerek Peygamber'in mirasım istemesi, çın~n otoritesini taı:ııması ve yöneticiliğini benimsemesi anlarmna gelmektedir.)0 Ibn Kuteybe ve Ibn Esir, Ali b. Ebi' Talib'in Fatıma'nın vefatından sonra Ebu Bekir'e biat ettiğini belirtmektedirler. 51 İbn Kesi'r, Fatıma'nın vefatından sonra Ali b. Ebi Talib'in yaptığı biatı ise yeniden 52 yapılan ikinci bir biat olduğunu ifade etmektedir. Bu süre ise yetmiş beş gün veya altı ay kadardır. Fatıma vefat edince Ali, EbU Bekir' e, bize gel diye haber gönderdi. Ebu Bekir Ali 'nin yanına geldiğinde, Ali b. Ebi Tali b bir konuşma 53 yaptı, durumunu açıkladı. Ali ve yanındakiler ertesi gün mescitte biat ettiler. Ebu Bekir de meşhur hilafet hutbesini okuyarak onu şöyle teskin etmiştir: "Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, Resulullah'a yakınlık, bana benim yakınlığımdan daha sevimlidir. Benim ve sizin aranızda cereyan eden bu mallar (Resulullah'ın mirası) hususunda asla haktan dönmedim ve Resulullah'ın yaptığını gördüğüm şeyi uyguladım. Sen biat etme ınakamındasın. Ebu Bekir öğle namazını kılınca minbere çıktı, şahadet getirdi ve Ali b. Ebi Talib'in durumunu biatten geri kalmasım anlattı. Sonra istiğfarda bulundu."54 Sonra da Ali b. Ebi Talib şahadet getirdi. Ebu Bekir'i övdü ve kendisini almış olduğu tavra sevk eden şeyin Ebu Bekir'le yarışmak veya Allah'ın ona verdiği fazileti inkar olmadığını söyleyip sözlerine şu şeki_lde devam etti: "Lakin biz bu işte hilafette hakkımız olduğu görüşündeydik. " 5) Hilafet meselesi bu tarzda çözümlenmiş gibi 48 ~ı- Ya'kilbl, Tfırflıu'I-Ya 'kfibf, Il/126; et-Tab eri, Tfırflıu'l-Umem ve '1-Muliik, 111331. 49 Geniş bilgi için bkz., N aş i el-Ekber, Mesfıilu'I-İmfıme, 1O-ll. 50 Bkz., S. Husain M. Jafri, Origins and Development ofS!ıi 'a İslfını, Kum 1976, 64. 51 İbn Kuteybe, Kitfıbii '1-İmfıme ve 's-Siyiise, 1115; İbn u 'I-Esir, el-Kiimilfi 't-Tiirflı, Illi 4. 52 İbn Keslr, e!-Bidiiye ve'n-Nilıiiye, V/250. 53 İbn Kuteybe, Kitiibıi '1-İmiime ve 's-Siyiise. ll 15; N aş i el-Ekber, M es ii 'ilu '1-İmiime, 11. 54 İbn Sa'd, Tabakiitu'I-Kiibrii, Il/246; el-Beliizurl, Ensiibu'I-Eşriif, Il/263. '5 İbn Sa'd, Tabakiitu'I-Kiibrii, ll/246; IIJ/1 82-1 83; Naşi el-Ekber, Mesii 'ilu'I-İmiime, 11, 14; İbn Ebl'l-Hadld, Şer/m Nelıci '1-Belağa, ll/1 9. Krş., İbn Keslr, el-B idiiye ve 'n-Nilıiiye. V/249. Fırai ü. ilahiyat Fakültesi Dergisi 9:2 (2004) 65 görünınekle birlikte, daha sonralan bir takım züınrelerin siyasi istismar vasıtası yapılmış ve adına birçok fırkanın doğmasına sebep olmuştur. Bütün bu naklettikleriınizden, hilafetin nass ve tayinle Ali ve oğullarına geçtiğini, hilafetin Ali'ye V<:?rilmesini gerektiğini savunmak, tamamen siyasi bir gayeye yönelik olsa gerektir. )6 Ebu Bekir'in halife seçilmesi bir yandan Başimiler ve Eıneviler, diğer yandan da Evs ve Hazreç kabileleri ile Arap yanınadasının öteki kabileleri arasındaki dengelere dayanan bir uzlaşma olarak değerlendirilebilir. Ebu Bekir'in Kureyş soyundan oluşu, Müslüman olmadaki önceliği, Resulullah'a yakınlığı, ınal ve can ile İslaın'a hizmetleri Müslüman topluma başkanlık yapabilecek olgunlukta görünmesi ve benzeri özellikleri, onun halife seçilmesinde etkili olınuştur.57 Ebu Bekir'in belirtilen şekilde halife seçilmesiyle hilafet meselesi çözümlenmiş gibi gözükse de, Müslümanların birbirleriyle mücadele eden ~p­ lara bölünerek yaptıklan iınaınet tartışınaları günümüze kadar süregelmiştir.) 8 Sakife olayı ile ilgili rivayetleri bir bütün olarak değerlendirdiğiıniz zaman, herhangi bir "nass ve tayin" fikrine hiçbir aşamasında rastlanılmadığı görülmektedir. Hilafet tartışmaları, bütünüyle Araplardaki sosyal hayatı belirleyen kabilecilik anlayışı çerçevesinde gerçekleşmiştir. Ensar, doğal olarak öncelikle kendi içlerinden birisini halife seçmek istemiştir. Ancak, Kureyş'in siyasi üstünlüğü, Araplar arasındaki denge politikası, Ebu Bekir'in ınüstesna kişiliği ve İs­ laın'daki kıdeıni ve hizmetleri, onu hilafet makamına yükselten ana sebepler olarak karşımıza çıkmaktadır.)'9 Ebu Bekir'in hilafet makamına gelişi ile ilgili tartışmalardan çıkarılabile­ cek en önemli sonuçlardan birisi, bu ıneselenin, daha çok Arap geleneği doğrul­ tusunda ve ~ablleler arası denge politikası gözetilerek çözümlenmiş olduğudur. Diğer önemli bir sonuç ise, ilk Müslümanların, hilafet işinin insana bırakılmış bir iş olduğunun bilincinde olduklandır. Çünkü Kur' an, hiçbir kimseye ve hiçbir kabileye üstünlük hakkı tanıınaınıştır. 60 Bu anlamda Ali b. Eb! Talib'in hilafetin kendilerinde alınası gerektiği şeklinde farklı bir görüşünün olduğu ortadadır. Ancak konu ile ilgili rivayetler dikkatli bir şekilde takip edildiğinde görülecektir " 6 57 Bkz., Fığlalı, Çağımızda İtikadi İslam Mezhep/eri, 27. Fığlalı, İbadiyye 'nin Doğuşu, ları: Sonuçları 58 ;q Bkz., Sönmez Kutlu, Tiirklerin İsliimiaşma Siirecinde Miircie ve Tesirleri, TDV .• Yay., Ankara2000, 63. Onat, Emeviler Devri Şif Hareketleri ve Giiniimiiz Şifliği, Ankara 1993, 27 vd; Krş., Akbulut, Salıabe 60 31. Krş., Hizınetli, '~Genel Olarak R§.şid Halifeler Dönemi Olay- ve Etkileri", 39. Devri Siyasi Hadiselerinin Kelami Problemlere Etkileri, 56-57. Onat, "Mezlıeplerin İnanç Esaslarının Sisteınleşınesinde Kur'an'ın Rolü". 423. Dr. MehmetATALAN 66 ki, ne Ali b. Ebi TiHib ne de çevresindekiler, bu meselede herhangi birnass zikOnlann da dayandıklan husus, Beni Saide gölgeliğinde ileri sürülen, Peygamberin akrabalığı, ilim ve fazilet bakımından öncelik ve benzeri meziyetlerdir. 61 Çünkü Ali b. Ebi Talib, Allah'ın Resulü bize bir vasiyet bırak­ 62 mış olsaydı, onun için ölünceye dek mücadele verirdik, ifadesini kullanmaktadır. Buna benzer bir başka rivayette ise, Ali b. Ebi Talib Cemel' de insaniann karşısına çıkıp şunlan söylemiştir: "Ey halk, Resuluilah hilafet konusunda bizlere hiçbir şeyi vasiyette bulunmadı. Ondan sonra Ebu Bekir halife olup işi idare edip netice de Ömer'i halife seçerek vefat etti. Ömer de bu işi iyi idare edip sonunda o da vefat etti. En sonunda bir kısım insanlar gelerek işi dünyalık olarak görmeye başladılar. Bu tür meseleler öyle bir hususiyet arz eder ki, Allah bunlar hakkında hükmünü icra etmiştir." 63 Bütün bunlardan sonra, Beni Saide'de yönetimi ele geçirmek için Ensar ve Muhacirler tarafından ileri sürülen fikirler, kıs­ men de olsa, soy üstünlüğü, kabileler arası rekabet ve cahiliyye devri Arap siyaset anlayışına dayalı bir tartışma ortamını doğurdu. 64 Halifenin Kureyş'ten olmasının o günkü sosyal ve siyasi şartlan ile ilgili İbn Haldun şu ifadeleri kullanmış­ tır: "Başkanlık, kuvvet ve kudrete dayandığı için, bir sülalenin diğer boy ve aileIere başkanlık yapabilmesi, diğerlerinden daha güçlü ve kudretli olmasını gerektirmektedir. Güç ve kudretin kaynağı ise asabiyettir. Asabiyet sahibi, yani hem devleti ve hem de kendisini koroyabilecek ve devleti iade edebilecek bir kabileden bir zatın devletin başına geçmesi, Müslümaniann gönüllerini rahatlatır ve istikrar meydana getirir. Bunun sebebi şudur: Kureyş o çağda Mudar kabilelerinin asabiyetini kendisinde toplamış ve Mudar'ın diğer kabileleri arasında izzet ve şerefleriyle tanınmıştı. Aynı zamanda sayılannın çokluğu ve asabiyetinin gücü ile başkalanndan aynlıyordu. Diğer Arap kabileleri, Kureyş'in bu kudret ve şerefini kabul ediyor ve onlann bu üstün kuvvetlerine boyun eğiyorlardı. Diğer Mudar kabileleri, Kureyş'le ihtilafa düşmekten ve savaşa girmekten çekinirlerdi. Çünkü bu takdirde aradaki birlik bağlan çözülür ve topluluklan dağılır­ dı. Kureyş, üstün kudretiyle halka dilediğini yaptıracağı için dirlik ve düzeni retmemişlerdir. ~ 61 Bkz., Fığlalı, İmamiyye Şiası, Selçuk Yay., Ankara 1984, 44; Hizmeti i, "Genel Olarak Raşit Halifeler Dönemi: Sonuçlari ve Etkileri", 27-54, 31. Krş., Saffet Sarıkaya, İslam Diişiince TaTuğra Matbaası, Isparta 2000, 156. rihinde Mezhep/er, 62 63 et-Taberi, Tari/ı u '1-Umem ve '1-Mulıik, Il/300. Ebü Bekir Ahmed b. Hüseyin el-Beyhak!( 458/1 066), Delai/ii 'n-Niibiivve ve Ma "rifetll Alıvali Salıibıiş-Şeria, nşr., Abdülmut! Kal'aci, 1-VIII, Beyrut 1985, Vll/22 1-223; es-Suyuti', Tari/w '1- Hulefa ·, 7. 64 Hizmetli, "İtikadi İslam Mezheplerin Doğuşuna İçtimai Hadiselerin Tesiri Üzerine Bir Deneme", A ÜİFD., XXVI (1 983), 653-680, XXVI/663. Fırat ü. ilahiyat Fakültesi Dergisi 9:2 (2004) 67 temin ec!ebilirdi. İşte bunlardan dolayı halifenin onlardan olması gerekli görül- müştür.6) Beni Saide gölgeliğinde, her ne kadar mezhep taraftadığı veya kabile asabiyeti ve kavıniyetçilik anlayışı ile ilgili rivayet edilen66 "İmamlar Kureyş'ten olur"67 hadisi olsa da, Ensar ve Muhacirler arasında hiç kimse Peygamber' den bir tek hadis nakletıneıniştir. Görülüyor ki, Ebu Bekir'in halife seçilişinde, onun İslam devletinin savunma ve yayılmasını gerçekleştirebilecek, birliği ve düzeni koroyabilecek kabiliyette oluşu, Kureyşli olmak hasebiyle nesep, yaşlılık ve tecrübe bakımından etrafında saygı uyandınşı, Müslüman olmaktaki kıdeıni ve Peygamberin en yakın arkadaşı oluşu gibi :vasıfları önemli rol oynamıştır. 68 Şi! iddialara göre ise, Ali b. Ebi Talib'in, aslında bilafeti kendi hakkı olarak bildiğini, ancak buna rağmen İslam'ın yüksek ınenfaati karşısında fitne unsuru olmak istemediği için, kendisine biat edilen kişilerin yanında olup onlara biat ettiği şeklinde izah edilmeye çalışılınıştır. 69 Ancak Ali b. Eb! Tiilib, vefat ederken bile hilafetin kendi soyunda olması konusunda bir beyanda bulunmamış, Hasan'a kendisinden sonra biat edilip edilmemesi sorulduğunda, bir rivayete göre Müslümanlan muhayyer bırakmış ne emretmiş ne de yasaklamıştır. 70 Başka bir rivayette, Ali b. Eb! Talib ölüm döşeğindeyken soruldu: "Oğlun Hasan'a biat edelim mi?" O ise, "Sizden ne bunu isterim, ne de sizi bunu yapınak­ tan menederim. Kendi kararınızı kendiniz verin" diye cevap venniştir. 71 Alioğullarına son sözlerini söylerken birisi çıkıp müdahalede bulunmuş ve şöyle demiştir; "Ey Müminlerin emiri, niçin senden sonraki halifeyi ismen tayin etmiyorsun?" Ali 'nin cevabı şöyle olmuştur: "Allah'ın Resülü mürninleri hangi şart- 65 Ebu Yez1d Abdurrahman b. Muhammed İbn Haldun(808/1406), Mukaddime, Çev., Zakir Kildiri Ugan, I-III, İstanbul ı 988, l/492-494. 66 Hatiboğlu, "isıamda İlk Siyasi Kavmiyetçilik Hı lafetin Kureyşliliği", 12 ı -213. 67 İbn Hanbel, ei-Miisned, III/129, ı 83; Ebu Abdiilah Muhammed b. Muğire el-Buhari'(256/870), es-Salıi'h, Diiru'I-Fikr, Beyrut ı 99ı, i sm all b. İbrahim b. el- VIII/133; Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirralınıan b. el-Fadl b. Behdim et-Temimi' es-Senıerkandi' ed-Diirinıi'(255/868), .es-Siinenu'd-Ddrimi. Daru'ı-Kütübi'I-A1iyye, Beyrut 1996, 11/190; el-Belazuri', Ensiibu'/Eşrdf, II/262; et-Taberl, Tdrilıu'/-Umem ve '/-Mu/lik, 111/205; İbn Ebi''l-Hadi'd, Şer/w Nelıci '/Be/ağa. 68 Illi O. Fığlalı, İmdmiyye Şiası, 43. 69 Muhammed Hasen Al-i Yasin, İmam Ali b. Ebi Tdlib- es-Sıra ve 't-Tarilı, Beyrut 1978,40-41. 70 el-Mes'udi, Mumcu'z-Zelıeb. Il/425; İbnu'I-Esi'r, e/-Kdmilji 't-Tdrilı, 1/436. 71 et-Taberi', Tdrilııi'/-Umem ve '1-ı\l!ulıik, IV/412; el-Mes'udi, Murııcu'z-Zelıeb. l/42. Dr. MehmetATALAN 68 " larda bıraktı ysa, ben de onlan öyle bırakacağım. " 72 Bütün bunlardan sonra, Kur'an'da açıkça Ali b. Ebi Talib'in halife ya da imam olacağı ile ilgili hiçbir ayet yoktur. Kur'an'ın bütünlüğü içinde yaklaşıldığı zaman, birtakım ayetleri Ali b. Ebi Ta.lib'in imameti için delil olarak göstermenin, bir zorlamanın ötesine geçmeyeceği açıkça ortaya çıkmaktadır. Eğer Kur'an'daki herhangi bir ayet, bizzat Peygamber tarafından Ali b. Ebi Talib'in imameti ile irtibatlandınlmış olsaydı, Peygamber'in naşı ortada dururken, Müslümaniann istikbalini düşüne­ rek, halife seçmek için bir araya gelen insanlann, önce Ensar' dan birini seçmek istemeleri, daha sonra da Ebu Bekir'in üzerinde karar kılmaları ve o esnada herhangi bir ayeti delil olarak kullanmalannı izah etmek pek mümkün olmazdı. Peygamberleri uğruna gözünü kırpmadan ölüme giden sahabenin başka türlü 73 davranabileceğini düşünmek pek mümkün gözükmemektedİr. Sonuç olarak Kureyş soyundan oluşu ve Müslüman olmadaki önceliği, Resı1lullah'a yakınlığı, Müslüman topluma başkanlık edebilecek, İslam devletinin güçlenınesini ve yayılmasını sağlayabilecek yetenekte görülüşü ve benzeri özellikler Ebu Bekir'in halife seçilmesinde etkili oldu. Hilafetin nass ve tayin yoluyla olm~dığını bilen Mekkeli ve Medineli Müslümanlar, halife tayini konusunda Kur' an' dan veya hadisten bir delil aramaya çalışmadılar. Bu işin Müslümaniann hür iradesine bırakılmış olduğu noktasında birleştiler. Peygamber, Müslümaniann her türlü işlerini yürütecek yani devleti yönetecek kimseyi tayin eden açık bir söz söylemeden veya yazılı bir vasiyette bulunmadan vefat edince kabileler arası mücadelenin henüz silİnınediği İslam toplumunda bilafeti ele geçirebilmek için birtakım gruplaşmalar meydana gelmiştir. Müslümanlann, imarnet konusuyla ilgili Peygamber'e soru sorduğu, ancak Peygamber'in bu konuda hiçbir vasiyette bulunmadığı görülmektedir. Bu konuda Ş1a'nın iddia ettiği şekilde nass olsaydı, bu dönemde gündeme gelir, en başta Ali b. Ebi Talib ve oğullan, Hasan ve Hüseyin, bunlan ortaya koyar ve ashap da nassın gereğini yapardı. Sahabenin tavnndan anlaşıldığına göre de bu meselede her hangi bir nass mevcut değildir. Peygamber'in vefatından sonra en önemli konu, Müslüman toplumu için, kimin halife olacağı meselesi idi. Çünkü Peygamber ölmeden önce, Müslüman ümmeti yönetmek üzere, yerine geçecek hiç kimseyi tayin etmemiştir. Böylece halifeyi belirleme işi ve sorumluluğu Müslüman toplumun hür iradesine bırakılmıştır. 72 et-Taberi, Tiirifıu'I-Umem ve '1-Mıı/ıik, V/158; el-Mes'üdl, Munıcu'z-Zelıeb, II/42. 73 Geniş bilgi için bkz., Onat, "Şilliğin Doğuşu Meselesi (Birinci Hicri Asır)" A ÜİFD., XXXVI (ı 997), 79- ı ı 7' 87-91.