IV.İŞBİRLİĞİNDEN ORTAKLIĞA - MUKAYESELİ VERİLER 16. Türkiye, kendi tarihi tecrübesini, toplumsal, siyasal ve kültürel birikimini, sahip olduğu imkân ve kaynakları Afrikalı yönetimlerle ve halklarla “Afrika sorunlarına Afrika çözümleri” ilkesi çerçevesinde ve karşılıklı fayda temelinde paylaşmaya devam edecektir. Ortaklık politikamızın temelini bu anlayış oluşturmaktadır. 17. Bazı mukayeseli veriler aşağıda sunulmaktadır. -Afrika kıtası ile ticaret hacmimiz 2003 yılında 5,47 milyar dolar iken, bu rakam 2015 yılında yılında 3 katlık bir artışla 17,5 milyar doları aşmıştır. Sözkonusu dönemde, benzer şekilde ihracatımız 2,13 milyar dolardan 12,4 milyar dolara yükselirken, ithalatımız ise 3,34 milyar dolardan 5,1 milyar dolara yükselmiştir. Dünya piyasalarında yaşanan durgunluğa bağlı olarak 2014 yılına kıyasla 2015 yılında kıta geneli ile ihracatımızda %9,3’lük, ithalatımızda ise 14,1’lik bir düşüş yaşanmıştır Afrika’nın toplam dış ticaretimizdeki payı 2015 yılında %5 olarak kaydedilmiştir. -2003-2014 yılları arasında Çin’in Afrika’ya ihracatı yıllık bazda ortalama % 24,5; Hindistan’ın %23,4; ABD’nin %12,7; Fransa’nın ise %6,2 artış göstermiştir. -SAA ülkeleriyle 2000 yılında 742 milyon ABD Doları olan ticaret hacmimiz, 2003 yılında 1,3 milyar, 2005 yılında 3 milyar, 2008 yılında 5,7 milyar, 2014 yılında ise 8,4 milyar ABD Dolarına yükselmiştir Küresel ticarette yaşanan daralma SAA ile olan ticaretimizi de etkilemiş ve bu bağlamda bölgeyle olan ticaret hacmimiz 2015 yılında 6 milyar Dolar olarak gerçekleşmiştir (ihracatımız 3,9 milyar dolar, ithalatımız 2,1 milyar dolardır). Ancak bu düşüş, ülkemizin diğer bölgelerle ticaretinde yaşanan azalmaya kıyasla minimal düzeyde (%1,6) kalmıştır. -Afrika'nın genel ithalatımızdan aldığı %2'lik pay 2003-2015 arasında değişmezken, 2015 yılında Afrika'nın ihracatımızdan aldığı pay 2003'de % 5 iken, 2015'de % 8,7'ye çıkmıştır. 2015 yılında SAA’nin toplam dış ticaretimizdeki payı %1,7’dir. -Yatırımlar açısından bakıldığında, 2003 yılında oldukça düşük bir düzeyde olduğu tahmin edilen Türkiye’nin Afrika kıtasındaki doğrudan yatırımlarının hâlihazırda 6,2 milyar dolara ulaştığı hesaplanmaktadır. Ekim 2015’te yayınlanan bir rapora göre (Financial Times) Afrika’daki doğrudan yabancı yatırımlar arasında en fazla istihdam yaratanın Türk yatırımları olduğu kaydedilmiştir (2014’te 16.593 kişilik istihdam). -Yurtdışı Müteahhitlik hizmetleri sektöründe de aynı dönemde büyük bir yükseliş süreci göze çarpmaktadır. Bugüne kadar kümülatif olarak Afrika’da üstlenilen 1.152 projenin toplam değeri de 55 milyar dolara yaklaşmıştır. Bu proje değeri miktarının yaklaşık olarak 9 milyar doları SAA ülkelerine aittir. SAA’da üstlenilen 170’i aşkın projeni bedeli yurtdışında üstlenilmiş olan toplam müteahhitlik bedelinin % 2,7’sini oluşturmaktadır. Bu bakımdan, yurtdışı müteahhitlik firmalarımızın bu bölgedeki varlığının henüz gelişme aşamasında olduğu söylenebilir. -Diğer taraftan, ülkemiz 2013 yılı itibariyle, Afrika Kalkınma Bankası’na üye olmuştur. Bu üyelikle birlikte, Türk firmalarının ve gerçek kişilerin Afrika Kalkınma Bankası, Afrika 1 Kalkınma Fonu ve Nijerya Güven Fonu tarafından finanse edilen proje ve programlar kapsamında açılan ihalelere katılmaları mümkün olmuştur. -Ülkemiz Afrika ülkeleriyle ulaşım imkânlarını geliştirmek, işadamlarının karşılıklı olarak birbirleriyle temaslarını kolaylaştırmak, Türkiye’nin Afrika halklarının Dünya’ya ulaşımında bir kavşak noktası olmasını temin etmek ve halklar arasındaki bağlantıların güçlendirilmesini teminen THY’nin Afrika’ya uçuşlarının sayısının artırılmasını teşvik etmektedir. THY hâlihazırda Afrika’da 31 ülkede yaklaşık 50 noktaya seferler düzenlemektedir. -THY seferleri karşılıklı seyahatler yapılmasını kolaylaştırmış ve halklar arasındaki temasları da artırmıştır. Bu çerçevede, ülkemize gelen Afrikalı sayısında da büyük artış kaydedilmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan temin edilen, Türkiye'ye giriş-çıkış yapan yabancıların pasaport bilgileri/uyrukları temel alınarak yapılan istatistiklere göre 2006 yılında ülkemizi 210 bin Afrikalı (tüm Afrika) ziyaret etmişken, bu rakam 2015 yılında 885 bini aşmıştır. Diğer bir ifadeyle, son 7 yılda Türkiye'ye gelen Afrikalı sayısı yaklaşık 4 kat artmıştır. -1991-2014 döneminde Afrika ülkelerine, askeri eğitim ve kurslar hariç, toplam 4380 burs kontenjanı açılmıştır. 2015-2016 eğitim yılında Afrika ülkelerine tahsis edilen toplam burs sayısı ise 1239’dur. Halen ülkemizde yüksek öğrenim gören Afrikalı öğrenci sayısı 5437’dir. Afrika ülkelerinden 116 öğretim görevlisi de Türkiye üniversitelerinde misafir öğretim görevlisi olarak görev yapmaktadır. -Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi tarafından 1992 yılından bu yana düzenlenen “Uluslararası Genç Diplomatlar Eğitim Programı”na bugüne kadar Afrika ülkelerinden yaklaşık 200 diplomat katılmıştır. -İkili planda da birçok Afrika ülkesinden diplomatlara (Somali-Somaliland dahil, Madagaskar, Lesotho, Güney Sudan, Sudan, Kenya, Nijerya, Namibya) kısa süreli eğitim programları düzenlenmektedir. -Türkiye, Afrika’da barış ve istikrarın sağlanması faaliyetlerine katkıda bulunmaya önem atfetmektedir. Bu doğrultuda, Afrika’da halen görev yapmakta olan 9 BM Misyonu’ndan 5’ine mütevazı rakamlarla da olsa ağırlıklı olarak polis unsurlarıyla (MONUSCO/KDC, UNAMID/Darfur, UNMISS/Güney Sudan, UNOCI/Fildişi Sahili ve UNMIL/Liberya) personel katkısında bulunmaktadır. -2014 sonu itibariyle, 22 Afrika ülkesinden toplam 2.202 askeri personele; TSK Eğitim ve Öğretim Kurumlarında eğitim verilmiştir. 2014 yılında eğitim verilen Afrikalı askeri personel sayısı 570’dir. Halen 249 Afrikalı askeri personelin eğitimi devam etmektedir. -2012 yılı Türkiye’nin gerçekleştirdiği resmi kalkınma yardımlarının 1/3’ini yani 772 milyon dolarını Afrika ülkelerine yapılan yardımlar oluşturmuştur. 2012 yılında Türkiye’nin yurtdışı yardımlarının yüzde 31.37’si Afrika ülkelerine gerçekleştirilmiştir. Afrika Bölgesi, 2013’te gerçekleşen 783 milyon dolarlık yardım rakamıyla yerini 2 korumuştur. 2012 ve 2013 yıllarında Türkiye’nin resmi kalkınma yardımlarından en çok yararlanan ilk 10 ülke arasında Somali ilk sıralarda yer almaktadır. -2013 yılında da toplamda 3,3 milyar ABD olarak gerçekleşen resmi kalkınma yardımları GSMH’nın %0,42’sine ve aynı zamanda bir önceki yıla kıyasla %30 artışı tekabül etmiştir (Özel kalkınma yardımları da eklendiğinde 2013 toplam rakamı 4 milyar 347 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir). TİKA’dan iletilen öncül verilere göre, Türkiye'nin 2014 yılı resmi kalkınma yardımları bir önceki yıla kıyasla küçük bir artış göstererek 3 milyar 352 milyon ABD doları olarak gerçekleşmiştir. -Türkiye, önde gelen donör ülkelerden biri olarak, küresel sorumlulukların ve gıda güvenliği, açlıkla mücadele, sürdürülebilir çevre, eğitim ve sağlık gibi ihtiyaçların farkında olarak hareket etmektedir. -Türkiye, aynı zamanda, insani ve kalkınma yardımlarını bütüncül bir yaklaşımla birlikte ele almaktadır. -Sağlık sektörü son dönemde Türkiye’nin insani yardımlarına ilişkin öne çıkan alanlardan birisi olmuştur. Türkiye’nin 20’ye yakın Afrika ülkesi ile sağlık alanında ikili işbirliği anlaşması mevcuttur. -Darfur-Nyala’da inşa edilen 150 yataklı Türkiye-Sudan Araştırma ve Eğitim Hastanesi, bölgenin en modern ve teşkilatlı hastanelerinden biri olarak Şubat 2014’te hizmete açılmıştır. Türk ve Sudanlı sağlık personeli tarafından beş yıl ortak şekilde işletilecek hastanenin bu süre sonunda Sudan makamlarına devri öngörülmektedir. -Ayrıca, Somali-Mogadişu’nun en büyük hastanelerinden biri olan 200 yataklı Digfer Hastanesi de Sayın Cumhurbaşkanımızın ziyareti sırasında Ocak 2015’te açılmıştır. Digfer hastanesinin de beş yıl süre ile Türk ve Somali sağlık personeli tarafından ortak işletilmesi öngörülmektedir. 3