Nizamettin UĞUR TÜRKÇE TÜMCE (CÜMLE) BİLGİSİ -Ders Notları (Özet)- Ocak 2013, Ankara www.nizamettinugur.gen.tr GİRİŞ: BİR GAZETE HABERİ Türkçe anlamak ‘2’ beyin istiyor ODTÜ bünyesinde kurulan Beyin Dil Araştırmaları Laboratuvarı’nda, diller üzerine yapılan araştırmada, beynin Türkçe cümleleri anlamak için, 2 kez işlem yapması gerektiği ortaya çıkarıldı. Doç. Dr. Gülay Ediboğlu-Cedden, Türkiye’de ilk kez sağlıklı bireyler üzerinde anadili araştırması yaptıklarını vurgulayarak, şunları anlattı: “Türkçeyi anadili olarak konuşanlarda 400’üncü milisaniyede ve 600’üncü milisaniyede bir beyin yanıtı meydana geliyor. İngilizce ve Almanca gibi dillerde düz cümlelerde sadece 400’üncü milisaniyede bir yanıt meydana geliyor. Türkçede fiillerin cümlenin sonunda yer alması nedeniyle, cümlenin anlaşılması için kişi, cümleyi baştan sona kadar zihninde tutuyor ve fiilin okunmasıyla cümleyi zihninde tekrar oluşturuyor.” (Hürriyet gazetesi, 20 Aralık 2011) BİR KİTAPTAN ALINTI Eski bir dilsel ayrımı kullanarak, Türkçenin “analitik” değil, “sentetik” bir dil olduğunu söyleyelim. Bu, kısaca, sözdiziminde anlamın kelime yerine değil, takılara bağlı olması demektir. Analitik bir dil olan İngilizcede “Brutus killed Caesar” derseniz, Brutus Sezar’ı öldürmüş olur. İki adın yerini değiştirdiğiniz zaman, özne ile nesne bu niteliklerini yerlerinden aldıkları için Sezar Brutus’u öldürmüş olur. Türkçede ise özne, nesne, tümleç vb. bu işlevlerini takılarla edindikleri için, cümle içinde yerlerinin değişmesi anlamı değiştirmez. (Sezar’ı öldürdü Brutus, öldürdü Brutus Sezar’ı, öldürdü Sezar’ı Brutus.) Murat Belge, Sanat ve Edebiyat Yazıları, İstanbul: İletişim Yayınları, 2009, s. 44. www.nizamettinugur.gen.tr / 2 Türkçe Tümcelerin Yapısal ve Anlamsal Özelliklerinden Bazıları ◊ Tümce,esas olarak dizimsel yapı özelliği taşır. ◊ Dizimsel yapı, iki ya da daha çok sözcüğün belli kurallara göre öbeklenip dizilmesiyle oluşan bir dilsel yapıdır. ◊ Genelde sözcük öbeği olan bu dilsel yapılar, işleyiş yönünden anlatım diye adlandırılır. ◊ Dilsel yapılarda başlıca iki tür sözcük öbeklenmesi görülür: 1. Yargısız öbekler, yargısız anlatım: ad tamlaması öbekleri, sıfat tamlaması öbekleri, sayı öbekleri, ikileme öbekleri, eylemsi öbekleri, bağlama öbekleri, bileşik eylem öbekleri, deyim öbekleri… 2. Yargılı öbekler, yargılı anlatım: Bir düşünce ya da yargı bildirmek üzere yükleme bağlı olarak oluşan öbeklenmeler, başka deyişle tümceler. ◊ Tümce, dış yapı bakımından sözcük dizilişi olarak görünmekle birlikte, iç oluşum bakımından düşünce, duygu ve yargı birimidir. ◊ Bir yargı asıl olarak iki ana öğe içerir: 1. Yargının dayandığı oluş, kılış, nitelik… Dilsel açıdan, bu öğeye yüklem adı verilir. 2. Bu oluş, kılış, nitelik, vb’nin bağlandığı dilce kişi. Dilsel açıdan bu öğeye özne adı verilir. ◊ Yargıda bu iki öğeyi, esas olarak, yükleme eklenen çekim öğeleri, başka deyişle, kip ve kişi ekleri birleştirir. ◊ Yargılar, yüklemin türüne göre, eylem yargısı ve ad yargısı diye ikiye ayrılır ◊ Dil ortamında yargının oluşmasını sağlayan bu ana öğeler yanında yardımcı öğelere de gereksinim vardır. Dilsel açıdan bu öğeler nesne, dolaylı tümleç, belirteç tümleci, ilgeç tümleci adı verilen öğelerdir. ◊ Özetlersek, TÜMCE: 1. Bir düşünce ya da duygunun anlatımını sağlar. 2. Yapısal bir bütünlük gerektirir. 3. Bir dizimsel yapıdır. Buradan şu tanıma ulaşılır: Bir düşüncenin, bir duygunun yargısal bütünlük içinde anlatımını sağlayan dizimsel yapıya tümce denir. ◊ Tümce, yalnızca kendini oluşturan sözcüklerin anlamlarının toplamından oluşmaz; onların anlamlarının toplamından daha fazla bir anlam taşır. Sözgelimi, “Kahve alacağım.” tümcesi; markette ya da kahvehanede başka başka anlamlar iletir. “Yaralı, doktora baktı.” ile “Yaralı doktora baktı.”; “Doktor ona baktı.” ile “Ona doktor baktı.”; “Yarın tiyatroya gidelim.”, “Tiyatroya yarın gidelim.”, “Gidelim tiyatroya yarın.” …tümcelerinin anlamları başka başkadır. (Bu konu, esas olarak metin çözümleme konusuna girmektedir.) ◊ Tümcede sözcük ya da öğe sayısı: En çok öğeli, en geniş tümceler geçişli eylemlerle kurulu olan ◊ Tümcelerin yazımı ve noktalaması da anlamı etkileyebilir. ◊ Tümcelerin söylenişi; kuruluş amacına, yapısına, öğe düzenine, öğe sayısına, taşıdığı duygu ve düşünce yüküne göre değişir. Sözgelimi soru tümceleri ile düz tümceler aynı söyleniş özelliğinde değildir. ◊ Tümcenin en önemli öğesi yüklem olduğu için, vurgulanmak istenen, yükleme yaklaştırılır. Bu nedenle öğelerin sıralanışı değişkenlik gösterir. Bu mantıkça vurgu yanında, coşku içeren söyleyişlerde -şiir, söylev vb- duygu vuruşu denilen bir vurgu söz konusudur. ◊ Türkçe sözdiziminde genel olarak yardımcı öğe önce, temel öğe sonra gelir. bildirme tümceleridir. Yüklemi geçişsiz eylemle ya da geçişli-edilgin eylemle (sözde özne: anlamca nesne) kurulu tümceler, nesne alamadığı için daha az öğeyle kurulur. Ad tümceleri ise, nesne alamamak dışında yönelmeli ve çıkmalı (ayrılmalı) dolaylı tümleç de alamadığı için, en az öğeyle kurulabilen tümcelerdir. Ad tümceleri, özne ile yüklem dengesi üzerine kurulur, bazı durumlarda kalmalı dolaylı tümleç alabilirler. Bu nedenle ad tümceleri, öğe sayısı yönünden, kapsamı dar tümcelerdir. www.nizamettinugur.gen.tr / 3 1. TÜMCE (CÜMLE) ve ANLAM 1.1. Tümcede Anlamın Oluşması Tümcenin, kendini oluşturan sözcükler bütünü olarak anlam oluşturabilmesi için çekim ekleri ile işlev görevli bazı yapım eklerinin sözcükler arasında bağlantıyı kurması gerekir. Aşağıda sözcükler önce eksiz, sonra aldığı eklerle oluşturduğu tümce içinde verilmiştir: o o Deniz kıyı bir kulübe yaşa → Denizin kıyısında bir kulübede yaşıyor. Film son katil kimlik bir orta çık → Filmin sonunda katilin kimliği birden ortaya çıkıyor. Bu sürece, yani sözcüklerin eklerle bağlanmasına bağlaşıklığın sağlanması adı verilir. Sözcüklerin ve tümcenin anlamını belirleyen temel etmen, gönderici ve bağlam (ortam)dır (diğer iletişim ögelerini anımsayalım: gönderici, ileti, kanal, alıcı, dönüt, bağlam). Çünkü anlam, önce göndericinin zihninde oluşur. Sonra dil göstergesi olan sözcüklerin belli bir bağlamda dizimsel olarak bir araya gelmesi gerekir. Ancak bundan sonra oluşan ileti bir kanalla alıcıya ulaşabilir. Göndericinin alıcıdan alamadığı ileti, yani dönüt (geri bildirim) olmadan da sözün anlamı eksik kalır. Demek ki tümcenin anlamının oluşabilmesinde ilk basamak, tümceyi kuran kişi, yani gönderici, sonra da bu tümcenin hangi bağlamda dile getirildiğidir. Aslında tümcenin kendisi de bir bakıma bağlamı oluşturur. Sözgelimi, “Başım ağrıyor.”, “Balık baştan kokar.”, “Sokak başında seni bekliyorum.”, “Bu işte baş kim?” tümceleri, yani her bir dilsel bağlam “baş” sözcüğünün anlamını etkilemektedir. Ama tümce bağlamı, kimi zaman, içinde yer aldığı daha geniş, daha büyük bağlamlar tarafından anlam farklılığına uğratılabilir. Sözgelimi “Mete çok çalışkandır.” tümcesinin anlamı bağlama göre değişiklik gösterebilir ve tümcedeki “çalışkan” sözcüğü gerçek anlamlı ya da yoksunlama, yani karşıt anlamlı olabilir. Sözcüklerle anlamlı ilişki oluşturulmasına da bağdaşıklığın sağlanması adı verilir. Bu anlayışa bağlı olarak ileri sürülen “Belli bir bağlama yerleşmeyen tümce anlam bakımından soyuttur.” tezi, özellikle anlambilim ve dil felsefesi alanında çokça tartışılan bir konudur. Bu tez kuşkusuz işin temelinde doğrudur da. Dağ başındaki “Çıkarken ışıkları söndürünüz.” yazısı, sokağın girişindeki “Pasaportlarınızı gösteriniz.” yazısı, sınıfın kapısındaki “Mayoyla girilmez.” yazısı bize anlamlı gelmez. Ama pek çok konuda olduğu gibi anlam konusunda da anlatımda sınırlama, daraltma yoluna gidilir. Aşağıda, bazı tümceler, sözcüklere ve sözcük öbeklerine (gruplarına) ayrılarak gösterilmiştir. Tek tek sözcüklerin, bazen yalın hâlde, bazen ekler yoluyla tümce bağlamına girdikleri görülmektedir. Bu sıralanışta ve anlam oluşumunda noktalama imlerinin de işlevi vardır. Tümcede anlam oluşumunu sağlayan, sözcüklerin bağlamla ilgili sıralanış biçimleridir. Anlam için, ayrıca, metnin bütünü de önemlidir. ► “Size tek yataklı oda vermeliydi ama hepsi dolu.” siz-e: adın yönelme durum ekini almış adıl (zamir) / dolaylı tümleç görevinde tek yataklı: sıfat öbeği (grubu) tek yataklı oda: sıfat tamlaması / nesne görevinde vermeliydi: gereklilik kipiyle çekimli eylem / yüklem görevinde ama: tümce bağlacı / öge dışı bağlaç hepsi: belgisiz adıl (zamir) / özne görevinde ► “Dur bakayım, on iki numarada bir yatak boş.” Dur: emir kipinde eylem / yüklem görevinde bakayım: istek kipinde eylem / yüklem görevinde on iki: sayı grubu / sıfat grubu on iki numara(da): sıfat tamlaması / -de bulunma eki yoluyla dolaylı tümleç görevinde bir yatak: sıfat tamlaması / özne görevinde www.nizamettinugur.gen.tr / 4 boş: yalın durumda ad soylu sözcük / yüklem görevinde ► “Yan yatakta yatacak olan çok ağırbaşlı, Müslüman bir adamdır.” Yan yatakta: bulunma durum eki almış sıfat tamlaması Yan yatakta yatacak: sıfat-eylem (ortaç) grubu Yan yatakta yatacak olan: sıfat-eylem grubu / özne görevinde çok ağırbaşlı: sıfat grubu Müslüman: niteleme sıfatı bir: belgisiz sıfat çok ağırbaşlı, Müslüman bir adamdı: sıfat tamlaması / ekeylem yoluyla yüklem olmuş ► “Sabah çıktığını, geceleyin gelip yattığını bile duymazsınız.” Sabah çıktığını: sıfat-eylem (ortaç) grubu / belirtme durum eki almış geceleyin gelip: belirteç-eylem (ulaç) grubu geceleyin gelip yattığını: sıfat-eylem grubu / belirtme durum eki almış Sabah çıktığını, geceleyin gelip yattığını bile: belirteç-eylem grubu / nesne görevinde duymazsınız: geniş zaman ve ikinci çoğul kişi çekimli eylem / yüklem görevinde ► “Yatak fiyatı da elbette ikramlıdır.” Yatak fiyatı: belirtisiz ad tamlaması / özne görevinde da: bağlaç / özneye bağlı elbette: edat (ilgeç) / ilgeç tümleci ikramlı: ad soylu (adlaşmış sıfat) / -dır eki yoluyla yüklem Bir metinde anlamın oluşmasını sağlayan, yani bağlantıyı ve bağlamı belirleyen, sözcüklerin ve sözcük gruplarının aldığı ekler ve yüklendikleri öge görevleridir. Çünkü eklerle bir yandan anlamlı söz grupları oluştururken (tamlamalar, yan cümlecikler vb.), bir yandan da sözlerin yüklemle bağlantı biçimleri, yükleme göre işlevleri belirginleşir. Tümcenin yargıya ulaşmasını sağlayan öge yüklem olduğu için, yüklem eksikliği tümcenin, dolayısıyla yargının oluşumunu engeller. Tümcede anlam oluşumunu sağlayan ögelerle iletişimi sağlayan ögeler arasında bir ölçüde paralellik vardır. İletişimi sağlayan ögeler Tümcede anlam oluşumunu sağlayan ögeler www.nizamettinugur.gen.tr / 5 gönderici (kaynak)-ileti (mesaj)-kanal-alıcı (hedef); dönüt; bağlam sözcükler ve söz grupları-eklercümlenin ögeleri-söz söylenenbağlam Bir tümce yoluyla bu paralelliği gösterelim: “Kâtip, biraz düşündü, önünde hızlı hızlı soluyan adamı süzdü.” gönderici: bu sözü söyleyen, bu cümleyi yazan yazar ileti: cümlede dile getirilen olay, görüntü. kanal: söz, yazı, tümce alıcı (hedef): dinleyici, okur dönüt: alıcının, okurun tepkisi (beğenisi, kitabı ya da dergiyi alması vb) bağlam: “öykü” kalıbı, sanatsal bağlam Özne-yüklem uygunluğu: Tümce oluşumunda önemli bir etken, özne-yüklem uygunluğudur. Bu uygunluk üç konuda işler: Kişi uygunluğu: Özne birden çok kişiden oluşmuşsa yüklem çoğul kişi eklerinden birini alır. Bunların içinde birinci kişi, yüklemi etkiler: özne (ben + sen) ---- yüklem (biz) özne (ben + o) ---- yüklem (biz) özne (o + sen + ben) ---- yüklem (biz) özne (sen + o) ---- yüklem (siz) “Bu bahçenin fındıklarını Erol ile ben toplarım.” (yanlış) “Bu bahçenin fındıklarını Erol ile ben toplarız.” (doğru) vb. Öznedeki kişi sırası önemli değildir. Tekillik-çoğulluk uyumu: Özne birden çok kişiden oluşmuşsa, yüklem tekil de çoğul da olabilir. Bu kural, öznenin çoğul eki almış kişi olması durumunda da geçerlidir: “Yalçın, Mete ve kardeşim sinemaya gitti / gittiler.” “İşçiler işyerini bir saat içinde boşalttı / boşalttılar.” Özne kişi değilse, yüklem hiçbir biçimde çoğul eki almaz: “Masadaki çaydanlık ve vazo yere düştü.” (“düştüler” → yanlış) “Eşyalar odada sağa sola dağılmış.” “Tırnaklarım ne çabuk uzadı?” (“dağılmışlar” → yanlış) (“uzadılar” → yanlış) Uyarı: Özne anlamca çokluk bildirse bile, çoğul eki almamışsa yüklem çoğul eki alamaz: “Halk bu kez tepkisiz kalmıyor.” (“kalmıyorlar” → yanlış) “Herkes bir şeyler söylemek, ciddiye alınmak derdindeydi.” “Alınan karara birkaç kişi katılmak isteme istemedi.” Uyarı: İnsan dışı varlıklar kişileştirildiğinde özne yüklemi çoğullayabilir: “Kuşlar sevinçli sevinçli ötüşüyorlar.” Olumluluk-olumsuzluk uyumu: Özne olumlu içerikteyse yüklem de olumlu, olumsuz içerikteyse yüklem de olumsuz içerikte olur: “O gün herkes oraya zamanında geldi. “O gün hiç kimse oraya zamanında gelmedi.” Tümcede anlam oluşumuyla ilgili bazı notlar Yüklem, tümcenin en temel ögesidir; yüklem eksikliği tümcenin oluşumunu engeller: “Eskiden bu sokakta bir şekerci dükkânı vardı.” / (tam tümce) www.nizamettinugur.gen.tr / 6 “Çocuklar renk renk giysilerle panayırı doldurmuştu.” / (tam tümce) “Gösterileri yediden yetmişe herkes ilgiyle” / (eksik tümce) “Mayıs güneşi ilk nefesini çiçeklerin yüzüne” / (eksik tümce) “Bahçeleri birbirinden ayıran duvara” / (eksik tümce) Yüklem en önemli öge olduğu için vurgulanmak istenen bölümü de kendine çeker: Ben kış mevsiminde işe taksiyle Ben kış mevsiminde taksiyle işe giderim. Ben taksiyle işe kış mevsiminde Kış mevsiminde taksiyle işe ben Tümcedeki sözlerin ya da ögelerin nasıl bir anlam ilişkisi kurduğunu bir örnekle gösterelim: “Her akşam / sürüler / çıngırak çalarak / köye döner.” her akşam: yüklemdeki eylemin ne zaman olduğunu bildirme ilişkisi sürüler: yüklemdeki eylemi yapanı bildirmesi çıngırak çalarak: öznenin eylemi nasıl yaptığını belirtmesi köye: öznenin eylemi nereye doğru taptığını, eylemin yönünü göstermesi Yukarıdaki tümcede geçen bazı sözcükleri çıkaralım: “Sürüler çıngırak çalarak köye döner.” (ne zaman dönüldüğü belirsiz) “Her akşam çıngırak çalarak köye döner.” (kimin döndüğü belirsiz) “Her akşam sürüler köye döner.” (nasıl dönüldüğü belirsiz) “Her akşam sürüler çıngırak çalarak döner.” (nereye dönüldüğü belirsiz) “Her akşam sürüler çıngırak çalarak köye.” (yargı oluşmuyor, yüklem eksik) “Muhsin Çelebi ile konuştukça sadrazamın hayreti büyüyordu. Kalbi rahatladı. İşte küstah, türedi Acem hükümdarına haddini bildirmek için gönderilecek tam bir adam bulmuştu. Gülüyor, ağır kavuğunu sallıyordu.” (Ömer Seyfettin) Bu metinde yargının oluşmasını sağlayan altı sözcük, yani altı yüklem vardır: büyüyordu, rahatladı, türedi, bulmuştu, gülüyor, sallıyordu. 1.2. Yüzey Anlam-Derin Anlam Kimi tümcelerin anlamı yalnız kullanılan sözcüklerle sınırlıyken kimi zaman da kullanılan sözcüklerin ötesinde olabilir. Özellikle değişmeceli (mecaz) anlamlı sözcüklerin kullanıldı tümcelerde anlam, tümcede somut olarak yer alan sözcüklerle sınırlı değildir. o Sınıf kapısının kilidi bozulmuş. ( Yüzey anlam ve derin anlam aynı) o Ankara İsrail’den özür bekliyor. ( Tümce yüzey anlam bakımından anlamsız; çünkü “Ankara” bir kent olduğu için insana özgü olan bir beklenti içinde olamaz. vb) Ankara(daki T.C. Hükümeti yetkilileri) İsrail(deki hükümetin)den özür bekliyor. ( derin anlam) Tümcenin yüzey anlam-derin anlam konusu aslında daha karmaşık ve geniş bir boyut özelliği taşır. 1.3. Yazı Dilinde Vurgu Konuşma diline özgü olan bürünsel özellikler yazıda kimi durumlarda “tırnak” imi, eğik yazım, koyu harf, BÜYÜK harf kullanımı, birden çok harfin kullanılması gibi görsel ögeler yolluyla yansıtılır. o Ceren kitap okumayı çok seviyor. Ceren kitap okumayı çok seviyor. Ceren kitap okumayı çooook seviyor. www.nizamettinugur.gen.tr / 7 Ceren kitap okumayı “çok” seviyor. Noktalama imleri de büyük oranda konuşma diline özgü bürünsel özellikleri yazıda işaretlemeye yarar: o Ceren, kitap okumayı çok seviyor. (öznenin vurgulanması vb) Yazı dilindeki bu işaretlemeler yanında söz diziminde de vurgulu konumlar vardır. Herhangi bir ögenin vurgulanmadığı Türkçe bir cümlede öge dizilişi özne-nesne-yüklem biçimindedir. Yazı dilinde yüklemin önü, yeni veya önemli bilgiye ayrılmış konumdur; vurgulanmak istenen öge bu konuma kaydırılır: o Ceren kitap okumayı seviyor. o Kitap okumayı Ceren seviyor. Ayrıca devrik yapılarda bir ögenin başa çekilmesi de vurguyu amaçlayabilir: o Ceren seviyor kitap okumayı. Yüklem sonu konum, vurgusuz ögelere ayrılmıştır: o Kitap okumayı seviyor Ceren. o Ceren seviyor kitap okumayı. 1.4. Sözcük Öbekleri (Kelime Grupları) Sözdizimi, sağlıklı ve düzgün bir tümce oluşumunun yollarını araştıran ve bunun kurallarını saptayan açığa çıkaran dilbilgisi alanıdır. Sözcük öbekleri ise söz diziminin temel konusu olan “tümce”yi oluşturan yapılardır. Bu nedenle sözcük öbekleri konusu söz dizimi incelemelerinde önemli bir yer tutmaktadır. Dilde bazen nesnelerin, durumların ve hareketlerin nicelikleri ve nitelikleri hakkında bilgi vermek için sözcükler tek başlana yeterli gelmeyebilir. Böyle durumlarda birden fazla sözcük bir araya gelir, bir öbek (grup) oluşturur ve anlatılamayan o olayı, hareketi ya da nesneyi dile getirir. Sözü kolaylaştıran, netleştiren, zenginleştiren bu yeni yapıya sözcük öbeği denir. Sözcük öbeği, bünyesinde birden fazla sözcük bulunduran, yapı ve anlam bakımından bir bütünlük gösteren, tümcede de bir bütün olarak kullanılan ve herhangi bir yargı bildirmeyen dil birlikleridir. Bu birlikler; tek bir nesneyi, tek bir kavramı veya tek bir hareketi karşılamak üzere yan yana gelir; dolayısıyla cümlede veya başka bir sözcük öbeğinin içinde tek bir sözcük gibi işlev görür. Sözcük öbeklerinde öbeği oluşturan sözcükler, belli bir düzen ve kural çerçevesinde arka arkaya gelir. Türkçede sözcüklerin dizilişlindeki sırayı belirleyen temel kural yardımcı ögelerin (belirten) önce, temel ögelerin (belirtilen) ise sonra gelmesidir. “Film festivali bir hafta sürdü.” tümcesinde üç temel öge var ve tümce bunları dile getiriyor: sürme eylemi, süren (şey) ve zaman. Bunlardan ikisi yardımcı öge (Y.Ö.) taşıyor. o Film festivali (ad tamlaması) / bir hafta (sıfat tamlaması) / sürdü Y.Ö. T.Ö. Y.Ö. T.Ö. T.Ö. Sözcük öbekleri şunlardır: ad tamlaması ve iyelik öbeği, sıfat tamlaması, sıfat öbeği, karma tamlama, özel ad öbeği, birleşik eylem, eylemsi öbeği (ad eylem, sıfat eylem, belirteç eylem öbeği), deyim öbeği, yineleme (ikileme) öbeği, sayı öbeği, unvan öbeği, ünlem öbeği, ilgeç (edat) öbeği, bağlama (bağlaç) öbeği. Örnekler: o Ad tamlaması: evin kapısı, konuk evi, Nobel ödülü, okul kapısının önü, çelik tencere; senin çalışman, onun okulu; (benim) kitaplarım… o Sıfat tamlaması: güzel hava, dört mevsim, uzun zaman, geçmiş gün, ikinci sezon, birkaç örenci… o Sıfat öbeği: alt yazılı (film), konuşması etkili (lider), ön beş (gün)… o Karma tamlama: bu akşamın anlamı, yazarın son romanı… o Özel ad öbeği: Ağrı Dağı, Nazım Hikmet Ran, Yaşar Kemal, İnce Memed… www.nizamettinugur.gen.tr / 8 o Birleşik eylem: yardım etmek, hasta olmak, cana can katmak… o Eylemsi öbeği: sözünü sakınmamak, şu gelen otobüs, sevgisini hareketleriyle ifade eden, kapıdan çıkarak... o Deyim öbeği: eli maşalı, kulağı kesik, gümbürtüye gitmek… o Yineleme (ikileme) öbeği: pırıl pırıl, az çok, akıllı uslu, havadan sudan, derinden derine, az gittik uz gittik… o Sayı öbeği: on beş, yüz elli beş, iki bin, bin dokuz yüz doksan… o Unvan öbeği: Mete Bey, Bayan Ceren, Ayşe Teyze, Yılmaz amca, Yusuf Peygamber, Fatih Sultan Mehmet… o Ünlem öbeği: be adam, hey arkadaş… o İlgeç (edat) öbeği: senin için, eve doğru, akşama kadar, benim gözümle, bir tehlike sezmiş gibi… o Bağlama öbeği: Mavi ve Siyah, Yalçın ile Hakan, hava, ateş, su ve toprak, ne kırmızı kiremitli evler ne taş köprü… EK: Dilin İşlevleri 1. Göndergesel İşlev: Dilin bilgi verme işleviyle kullanılmasıdır. Amaç, gönderge konusunda doğru, nesnel, gözlemlenebilir bilgi aktarmaktır. Daha çok kullanma kılavuzlarında, nesnel anlatılarda, bilimsel bildirilerde, kısa not ve özetlerde karşımıza çıkar. o “ Hegel’in felsefesinin çıkış noktası bilim değil, tarihtir.” o “Geleneksel Türk şiirinde iki ölçü vardır: aruz ölçüsü ve hece ölçüsü.” 2. Heyecana bağlı işlev: Dil, duygu ve heyecanları dile getirme amacıyla kurulur. Bu işlev, göndericinin kendi iletisine karşı tutum ve davranışını belirtir. Öznellik hâkimdir. Özel mektuplarda, öznel betimlemeler ve anlatılarda, lirik şiirlerde, eleştiri yazılarında dilin heyecana bağlı işlevinden sıkça yararlanılır. o “Bu konuda sizin tutumunuzu yanlış buluyorum.” o “Seni çok özledim, bir an önce görmek istiyorum.” 3. Alıcıyı harekete geçirme işlevi: Dil, ileti konusunda alıcıyı harekete geçirmek üzere düzenlenir. İletinin bir çeşit çağrı işlevi gördüğü bu işlevde amaç, alıcıda bir tepki ve davranış değişikliği yaratmaktır. Propaganda amaçlı siyasi söylevler, reklâm metinleri, genelgeler, el ilanları genellikle dilin bu işleviyle oluşturulur. Bu işlevle hazırlanan metinlerde gönderici, alıcıyı işin içine katmayı, hazırladığı atmosfere sokmayı ister. o “Benden aldığın kitabı hemen getir.” o “Bu filmi sen de mutlaka izlemelisin.” 4. Kanalı kontrol işlevi: Dil, kanalın iletiyi iletmeye uygun olup olmadığını öğrenmek amacıyla düzenlenir. Gönderici ile alıcı arasında iletişimin kurulmasını, sürdürülmesini ya da kesilmesini sağlayan bu işlevde iletinin içeriğinden çok iletişimin devam ettirilmesi olgusu önemlidir. Törenlerde, uzun söylevlerde, aile yakınları ya da sevgililer arasındaki konuşmalarda; dilin kanalı kontrol işlevini yansıtan iletiler sıkça kullanılır. o “Sesim oradan duyuluyor mu?” o “Beni anladınız değil mi?” 5. Üst dil işlevi: Dil, kendisiyle ilgili bilgi vermek üzere düzenlenir. Dili açıklamak, dille ilgili bilgi vermek amacı güdülür. Dilbilgisi, edebiyat incelemeleri dilin bu işleviyle yazılır. o “Adıllar (zamirler), adların, sözlerin, tümcelerin yerine geçer.” o “Noktali virgüllerden sonra büyük harfle başlanmaz.” 6. Şiirsel (sanatsal, poetik) işlev: İleti kendi içinde, kendisine dönüktür. Bu durumda ileti, kendi dışında herhangi bir şeyi ifade etmez, yansıtmaz. Nesne (gönderge), iletinin kendisidir. Sözgelimi bir roman kahramanı dış dünyada olan birisi değil, yalnız o romanda yaşayan bir kimsedir. Sanat metinleri www.nizamettinugur.gen.tr / 9 kendi iç bağlamına göre tartışılır, değerlendirilir. Dolayısıyla bu metinlerdeki dil, gündelik dil kullanımından farklıdır, kendi tutarlılığı içinde anlamlandırılır. o İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar Şu aranıp duran korkak ellerimi tut Bu evleri atla bu evleri de bunları da Göğe bakalım Turgut Uyar o Abdi gözlerini açtı. Önce inanamadı. Sonra gözleri açık öyle kalakaldı. Gözlerinin karası bile apak kesildi. Dışarıda bir kıyamettir kopuyordu. Memed elindeki tüfeği doğrulttu. Abdi Ağanın göğsüne üç el ateş etti. Kurşunların rüzgarından odadaki lamba söndü. Yıldırım gibi merdivenlerden aşağı indi, ata bindi. Bu sırada candarmaların haberi olmuş evi boyuna kurşunluyorlardı. Atı doludizgin Toros'a sürdü. Arkasından kum gibi kurşun kaynıyordu. O hızla kasabayı çıktı. “İnce Memed”, Yaşar Kemal 2. TÜMCENİN (Cümlenin) ÖGELERİ Yargı birimlerine tümce adı verilir. Nasıl bir ev odalardan oluşuyorsa tümceler de ögelerden oluşur. Tümcenin ögeleri demek, tümcenin parçaları demektir. Tümcenin en temel ögesi yüklemdir; yüklem olmadan tümce bitmez. Diğer ögelerin her biri yüklemi tamamlar. İkinci temel öge öznedir. Diğer ögelere yardımcı ya da yan öge denir. TÜMCENİN ÖGELERİ Temel Ögeler Yüklem Yardımcı (Yan) Ögeler Özne Nesne Dolaylı Tümleç Belirteç (Zarf)T. İlgeç (Edat) T. (Düz Tümleç) YÜKLEM: Tümcedeki anlamın temelini oluşturur. Eksiltili (kesik) tümce dışında her tümcenin mutlaka yüklemi vardır. Tek başına tümce oluşturan ögedir. Düz (kurallı) tümcelerde sonda yer alır. Çekimli eylem ya da ekeylem almış ad soylu sözcükten oluşur. Her tür sözcük yüklem olabilir. Soru yoluyla bulunmaz. o Geldim. (çekimli eylem) o Toplandılar. (çekimli eylem) o İyiymiş. (Ekeylem almış adlaşmış sıfat) o Bizim zengin bir kitaplığımız var. (ad) o Beni akşama mutlaka aramalısın. (çekimli eylem) o Bu yazı Ceren’inmiş. (ad) o Gittiğimiz film güzelmiş. (adlaşmış sıfat) o Beni en iyi anlayan sensin. (adıl / zamir) o Buralar tam bize göre. (ilgeç / edat öbeği) o N. Ataç’ın hiç kullanmadığı sözcük ve’ymiş. (bağlaç) o İki lafının biri ah’tır. (ünlem) o Ankara güzel şehirdir. (sıfat tamlaması) www.nizamettinugur.gen.tr / 10 o Yola düşmeliyiz en kısa zamanda. (deyim) Bazı tümcelerde yüklem anlamca vardır ama okurun hayal gücüne bırakılmıştır: o Saydım, tam 26 tane idiler: İnce fakat çok yüksek ve koyu yeşil renkli tam yirmi altı çam ağacı… (vardı). ÖZNE: Yükleme sorulan “kim” ve “ne” sorularının yanıtıdır. Geçişsiz-edilgen yüklemli tümcelerin dışında, her tümcenin, gizli ya da açık öznesi mutlaka vardır. Yüklemde olduğu gibi her tür sözcük ve sözcük öbeği özne görevi yapar. o Arkadaşın seni sordu. (Soran kim? / Kim sordu?) o Müdür yardımcısı beni aramış. (Arayan kim? / Kim aradı?) o Bu gömlek pahalı. (Pahalı olan ne? / Ne pahalı?) o Çayın rengi koyu. (Koyu olan ne? / Ne koyu?) o Dosyayı bir haftada hazırladım. (Hazırlayan kim? / Kim hazırladı? -Gizli özne) o Tarihi yapıtlar burada sergilenecek. (Sergilenecek olanlar ne? / Ne sergilenecek? -Sözde özne) o Toplantıya bu kıyafetle girilmez. (özne yok) o o Üzüntü birdenbire gelir. (→ sıfat tamlaması) Hava yağmurludur. (→ ad) o Bir sonu gelmeyecek başlangıç. (→ gizli özne) o Böyle sürüp gidecek gibidir her şey. (→ sıfat tamlaması) o o Öyle ki çocuklar bile çirkindir. (→ ad) Sokağın çamuru, bu her tarafı kaplayan; gökyüzünden ağaca, ağaçtan duvara, duvardan denize, denizden vapura, vapurdan çımacıya, çımacıdan kaptana, ondan tekrar denize, yine karaya, yine ağaca ve duvara, duvardan yoldan geçene vuran bir rengin en koyusudur. o Ah! Gündüz, bu pis ışık bir bitse! (→ sıfat tamlaması) o İşte yalnız iki umut vardır: (→ sıfat tamlaması) o Kimin eli bu. (→ adıl) o - Bu surat ne yahu? (→ sıfat tamlaması) - Ne var suratımda? (→ adıl) o Duvarın, gökyüzünün, çamurun o devamlı pis halin rengini alır. (→ gizli özne) o o Suratımın rengi de çamurun, gökyüzünün, denizin, duvarın rengindedir. (→ ad tamlaması) Benim saçlarım yumuşak. (→tamlayanı kişi adılı olan belirtili ad tamlaması, sözcük grubu) o Bu anlarda, en güzel bildiği birisiyle oynaşmak bile zevksizdir. (→ad eylem grubu, yan cümlecik) o Havva’nın saçları keçe gibi. (→ belirtili ad tamlaması / sözcük grubu) o Annem iki kere kazıttı saçlarını. (→ ad / tamlayanı düşmüş) o Oturduğumuz yer bir ufak kasabacıktı. (→ sıfat tamlaması, sözcük grubu) “Sözde özne” söz konusu olduğunda “özne belirsiz”liğinden söz etmek yanlıştır; çünkü sözde özne, yükleme sorulan “kim” ve “ne” sorularının yanıtıdır. Eylemi gerçekte yapan bilinmese de, yüklem, özne sorusunu yanıtladığı için belirsizlik yoktur. o Bir örnek cümle üzerinde duralım şimdi: Bütün sorunlar çözüldü. Sözde özne Yüklem Etken çatılı yüklem edilgen çatılı olunca (“çözdü”: etken; “çözüldü”: edilgen), nesne, “sözde özne görevi”nde kullanılır. Bu durumda işi yapan belirsizleşir, işten etkilenen, yani nesne, özne durumuna gelir. www.nizamettinugur.gen.tr / 11 Tümcenin oluşabilmesi için vazgeçilmez ögeler yüklem ve öznedir. Yüklem, tümcenin genelde sonunda yer alarak bir anlamda oluşumunu sağlar. Özne ise yüklemdeki eylemi yapan ya da yüklemdeki yargıya konu olandır: o o Akşama kadar aralıksız çalıştım evde. Hafta sonu gittiğimiz göl gerçekten güzeldi. Bazı eksiltili (kesik) tümcelerde bile özne anlamca vardır ama değişik nedenlerle söylenmemiştir: o Ah o güzel günler… (→ onlar) Geçişsiz-edilgen eylem yüklem yapıldığında da özne mantık (anlambilim) açısından vardır ama tümce kuruluşu (biçimbilim) gereği sözde yer almamıştır: o Bu fırtınalı havada denize çıkılmaz. o o Bu şehirde artık yaşanmaz. Toplantılarda böyle giyinilmez. o Sıkışınca hep böyle konuşuluyor. NESNE: Nesne, özneyi bulduktan sonra yükleme sorulan “ne” (belirsiz nesne için), “neyi” ve “kimi” (belirtili nesne için) sorularının yanıtıdır. Yüklemdeki eylemin bildirdiği iş genelde nesne üzerinde gerçekleşir. Her türlü sözcük ve sözcük öbeği nesne görevi de üstlenir: o Bakkaldan gazete aldım. (Ben ne aldım?) o Kardeşi, giysilerini hazırladı. (Kardeşi neyi hazırladı?) o Başkan açılış konuşmasını bitirdi. (Başkan neyi bitirdi?) o Tost makinesini kendisi tamir etmiş. (Kendisi neyi tamir etmiş) o Her şeyden memnun ahbap, seni yıkmış gitmiştir. (→ adıl) o Duvarın, gökyüzünün, çamurun o devamlı pis halin rengini alır. (→ araya sıfat girmiş zincirleme ad tamlaması) DOLAYLI TÜMLEÇ: Yüklemin anlamını yön, bulunma, çıkma, ayrılma anlamlarıyla tamamlayan sözlerdir. Adın –e, -de, -den durum eklerini alan sorular yoluyla bulunur. Yanıtı oluşturan sözlerde de bu ekler yer alır. Her türlü sözcük ve sözcük öbeği dolaylı tümleç görevi yapar: o Dosyayı bana verdi. (Dosyayı kime verdi?) o Bu kitaplar bizde var. (Kimde?) o Okul müdüründen kötü söz işittik. (Kimden?) o o Eve geç dönüldü. (Nereye?) Bu yaz köyün yaylasında kalacağız. (Bu yaz nerede kalacağız?) o İşten erken çıktım. (Nereden?) o Babam, alacaklıları ile bizim aramızda eziliyordu. o o o Bizde alacakları kalmıyordu. Babamın hocalık etmesine, sessizliğine kızıyor. Babama hem acıyor, hem de ona kızıyorum. BELİRTEÇ (ZARF) TÜMLECİ: Yüklemin anlamını zaman, durum, miktar, yön, sebep, koşul bakımlardan tamamlayan öğelerdir. Yükleme bu anlamlarla ilgili olarak yöneltilen sorularla bulunur. Her türlü sözcük ve sözcük öbeği zarf tümleci görevi yapar. o Bu akşam sinemaya gidiyoruz. (Ne zaman?) o o Olanları sakin sakin anlat. (Nasıl?) Tatilde bir hafta kaldık. (Ne kadar?) o Biraz yukarı çıkar mısın? (Nereye? Dikkat: Yanıtta –e yönelme eki olmamalı.) www.nizamettinugur.gen.tr / 12 o Hepimiz yorgunluktan uyuyakalmışız. (Neden?) o o Hava güzel olursa pikniğe gideceğiz? (Ne zaman?) Sözlerimi gülümseyerek dinledi. (Nasıl?) o İşten çıkınca biraz takılacağım. (Ne zaman?) o O yıllarda ben, sekiz dokuz yaşlarında idim. (Zaman Belirteci Tümleci ) o o Ekmek paramızı ancak çıkarabiliyorduk. (Durum Zarfı Tümleci) Aç, açık kaldığımız yok ise de babam bir aylığını alamadığı günlerde aç kalmak korkusuyla kendini gösteriyordu. (Durum Zarfı Tümleci / Zaman Zarfı Tümleci / Durum Zarfı Tümleci) Haklı olmadıklarını da şimdi anlıyorum. (Zaman Zarfı Tümleci) o Bunlar bittikten sonra da oturup ağlıyordu. (Zaman Zarfı Tümleci / Durum Zarfı Tümleci) o Suratını biraz asar. (Miktar Zarfı Tümleci) o Şimdi de rahatça uyurdum. (Zaman Z.T. / Durum Z.T.) o Bu düşünce bana biraz rahatlık vermiş olacak ki uyumuşum. (Sebep Zarfı Tümleci) o İLGEÇ (EDAT) TÜMLECİ: Edatlarla öbekleşerek yüklemi değişik anlamlarla tamamlayan sözlerdir. Edatla (göre, kadar, için vb) öbekleşmeden edat tümleci oluşmaz. Bu ögeyi bulak için kesinlikle edat kullanılır ve yanıtta da aynı edat yer alır: o Duvarların rengi bana göre güzel olmamış. (Kime göre?) o Ülkem için her türlü çabayı gösteririm. (Ne için?) o Orada bir hafta kadar kalmıştık. (Ne kadar?) İzmir’e uçakla gideceğiz. (Ne ile?) Bütün bunlar senin yüzünden oldu. (Kimin yüzünden?) o o NOT: Edat (ilgeç) tümleci kavramını kabul etmeyip bu ögeyi zarf (belirteç) tümleci içinde ele alan anlayış da hayli kabul görmektedir. Edat tümleci ÖSYM sorularında az da olsa geçmiştir. TÜMCE DIŞI SÖZLER: Tümcelerde öge olmayan, hiçbir öge sorusuna yanıt vermeyen bazı sözler bulunabilir. Tümce öğeleri içinde görülmeyen bu gibi parçalara “tümce dışı unsur” denir. Tümce dışı unsurlar değişik sözlerden oluşabilir: o İşbirliğine varım ama herkes görevini tam yapmalı. (→öge dışı bağlaç) D.T. o Y. Z.T. Yüklem Yüklem Arkadaşlar, hep birlikte katılıyoruz toplantıya. (→ öge dışı hitap, seslenme sözcüğü) Z.T. o B.li N. Eyvah, yine bu iş de yetişmedi. (→ öge dışı ünlem) Z. T. Özne o Özne Yüklem D.T. Sıra arkadaşım, aslında iyi tanımam, çok hırslı birine benziyor. (→ öge dışı ara cümle) Özne D.T. Yüklem o Evet, şimdi seni de dinleyelim. o o Bizim ufaklık, siz de çok iyi bilirsiniz, derslerine pek çalışmaz. Eyvâh! Ne yer ne yâr kaldı. (A. Hâmit) o Lâkin vatandan ayrılışın ıstırabı zor. o o Şair, sen üzüldükçe ve öldükçe yaşarsın. Ulu mabet, seni ancak bu sabah anlıyorum. o o Neden böyle düşman görünürsünüz / Yıllar yılı dost bildiğim aynalar. Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul. o Şimdi, efendiler –müsaade buyurursanız- size bir sual sorayım. www.nizamettinugur.gen.tr / 13 Türkçede Tümcenin Ögeleri, Yapı ve Anlam Bakımından Öge Türleri Yüklem türleri: İki sözcüklü yüklem: “Kırıta kırıta yürüdü gitti.” Yinelenmiş yüklem: “Çocuk dakikalarca ağladı, ağladı.” Pekiştirilmiş yüklem: “İşi gücü akşama kadar çalış babam çalış.” Ortak yüklem: “Yamaçlar, köyün bacaları, her şey uyanıyordu.” Özne türleri: Açık özne: “Kimdi bu çocuklar?”, “Sen hep böyle yapıyorsun.” Gizli öne: “Hep birlikte tatile gidiyoruz.” (biz) Gerçek özne: “Ahmet Vefik Paşa modern tiyatronun öncüsüdür.” Sözde özne: “Kapı üç kez vuruldu.” Örtülü özne: “Kar yüzünden yollar kapandı.” Belirsiz özne: “Geçmiş olsun.” Mantıkça özne: “Obaya gidilirken geçilir bu yoldan.” (mutlaka bu yoldan “birileri” geçiyor.) Ortak özne: “Kardeşim odasına çekildi, ders çalışmaya başladı.” Seslenmeli özne: “Arkadaş, onurunu kırdırma.” Açıklamalı özne: “İki ihtiyar, annemle babam, bizleri hep merak eder.” Yinelenmiş özne: “Aradan yıllar, yıllar geçti.” Pekiştirilmiş özne: “Karacaoğlan der ki ben de bakayım.” Özne ile yüklemin kaynaşması: “Tatilin ilk günüydü.” Deyimler anlamca kaynaşmış söz öbeği olduğu için tek söz olarak kabul edilir ve tümcelerde bölünmeden tek öge yapılır ancak deyim tek başına cümle oluşturduğunda ögelerine ayrılabilir: “İçi içine sığmıyordu.” (Özne-D.T.-Yüklem) Nesne türleri: a. Belirtili nesne (neyi, kimi, nereyi?) b. Belirtisiz nesne (ne? * Kullanımlarına göre: ortak nesne, açıklamalı nesne… Dolaylı tümleç türleri: a. Yönelmeli dolaylı tümleç (neye, nereye, kime?) b. Kalmalı dolaylı tümleç (neyde, nede, nerede, kimde?) c. Çıkmalı (ayrılmalı) dolaylı tümleç (nereden, neden, kimden?) * Kullanımlarına göre: ortak dolaylı tümleç, açıklamalı d. t., yinelenmiş d. t… Belirteç (zarf ) tümleci türleri: a. Zaman bildirenler (ne zaman?) b. Durum bildirenler (nasıl, neden?) c. Yer-yön bildirenler (nereye?) d. Nicelik (miktar, azlık-çokluk) bildirenler (ne kadar?) İlgeç (edat) tümleci (kurduğu anlam ilişkisi esas olduğu için tür ayrımı yapmaya gerek kalmaz): Yüklemi, ilgeçlerle öbekleşerek araç, birliktelik, neden, amaç, başlangıç, bitiş, görelik … ilgileriyle tamamlayan sözler. Sorulan soruda ve alınan yanıtta aynı ilgeç yer alır: neyle, kiminle, niçin, ne zamana kadar, kime göre?.. Öge olan dilbilgisi birimleri: Sesler: “Türkçedeki bilinen yarı ünlü ses y’dir.” Heceler: “-yor, kendinden önce gelen geniş ünlüleri darlaştırır. Ekler: “İstek kipinin birinci çoğul kişi eki –lim’dir.” * Adlar, ad tamlamaları, sıfatlar, sıfat tamlamalar, adıllar (zamirler), belirteçler (zarflar), bağlaçlar. ►TDK sözlüklerinde ve yazım kılavuzunda “öge”, Dil Derneği sözlüklerinde ve yazım kılavuzunda “öğe” olarak geçen bu sözcüğün anlamı şöyle açıklanmaktadır: öge isim 1. Bir bütünü oluşturan, bütünden ayrıştırıldığında da kendi başına anlam taşıyan parça, unsur. 2. Başka şeylerin kendisinden türediği ilk madde, ilke, unsur. 3. Gerekçe, araç. www.nizamettinugur.gen.tr / 14 "O savaşı başarıya ulaştıran en kuvvetli öge, ne yabancıdan gördüğümüz yardım ne de bugünkü özel girişimcilerin gayretleridir." - N. Cumalı. 4. kimya Birleşik bir şeyi oluşturan basit şeylerden her biri, unsur, eleman. 5. dil bilgisi Bir cümleyi oluşturan özne, yüklem, tümleç vb. birimlerden her biri. 6. toplum bilimi, mantık Bir sınıf veya bir topluluğun bireylerinden her biri (TDK Sözlüğü) öğe a 1. Birleşik bir şeyi oluşturan yalınç şeylerden her biri, °unsur, °eleman: “...televizyonun temel öğesi olan insanın eğitilmesi...” -Dergilerden. 2. man. Bir sınıfın ya da bir topluluğun bireylerinden her biri. 3. dilb. Bir tümceyi oluşturan özne, yüklem, tümleç gibi birimlerden her biri. (Dil Derneği Sözlüğü) ►Türkçede tümcenin oluşması için öncelikle yüklemin, sonra öznenin, gerekiyorsa sonra diğer ögelerin yer alması gerekir. Bu ögeler belli bir mantık bağlamında bir arada bulunur. Düzen bakımından, genellendiğinde “özne→tümleç→yüklem” sırası geçerlidir. Ancak Türkçenin, öge sırası bakımından diğer dilerden önemli bir farkı, hareketli olmasıdır. Bu ilkeyi şöyle örnekleyebiliriz: o Yarın seninle sinemaya gidelim. o o Sinemaya yarın seninle gidelim. Seninle yarın sinemaya gidelim. o o Gidelim yarın seninle sinemaya vb. Her birinde anlamı ve vurgusu değişen bu tümce dizilişlerine diğer dillerde pek rastlanmaz. ►Etkili anlatım; tümcenin doğru ve güzel kurulmuş olmasıyla, tümce ögelerinin amaca uygun sıralanmasıyla, verilmek istenen duygu ve düşünceye uygun sözcük seçiminin sağlamasıyla, zengin tümce kurgusuyla sağlanır. Dolayısıyla “etkili anlatım” ile “tümce” arasında zorunlu, kaçınılmaz bağlar vardır. Tümce anlatım aracı, anlatım yargısı olduğuna göre etkili anlatım da tümcenin güzel, doğru, zengin olmasıyla elde edilir. ►Tümceleri belirlemede bize yardımcı öge öncelikle yüklemdir ve tümce başındaki sözcüğün yazımı ile tümce sonu noktalama imleri bize yardımcı olur. Sıralı ve bağlı tümcelerde yüklemlere daha çok dikkat etmek gerekir. Anlamı var eden bu şekilsel özelikler yanında anlam bütünlüğü de tümceyi belirlemede önemlidir. ►Sözcük grubu biçiminde olan ögelerin sözcükleri birbirinden ayrılamaz; çünkü o zaman cümlede anlam eksilmesi, bazen de anlatım bozukluğu oluşur. Sözcük grubu biçiminde olan ögelerin altı çizilerek aşağıya alınan tümcelerde sözcüklerin bu bakımdan birbirinden ayrılamayacağı kolaylıkla görülecektir: o “Tren o istasyonda bir dakika duruyordu.” o “bu sefer ikindiden epey sonraydı.” o “Frenlerin gıcırtısı kesilmeden pencereyi açtım.” o “İlerideki vagonlardan birisine heybeli ve sepetli bir köylü bindi.” o “Onun hayatını ve geldiği yeri bilmek isterdim.” o “Köy, birkaç kilometre ilerideki tepenin ardında olmalıydı.” o “Bu, şu berbat yolun orada kayboluşundan belli...” o “Lokomotifin yanında duran lacivert elbiseli memur, su buharları içinde, rüyada gibi görünüyordu.” o “İstasyonda ne başka bir insan ne de bir eşya vardı.” o “Görünürlerde ağaç da yoktu.” Aşağıda yüklemi çeşitli yönlerden tamamlayan ögeler ve bu ögelerin tümceye anlam bakımından katkıları gösterilmiştir: www.nizamettinugur.gen.tr / 15 Tümce ve yüklemi tamamlayan ögeler Ögelerin tümceye katkıları O yıllarda ben, sekiz dokuz yaşlarında idim. Zarf tümleci →Zaman tamamlayıcısı Z.T. Özne Yüklem Özne→Yargının konusu (sekiz dokuz yaşlarında olan kim?) Oturduğumuz yer bir ufak kasabacıktı. Özne Özne→Yüklemdeki yargının konusu (bir ufak kasaba olan ne?) Yüklem Babam hesap Özne→Yüklemdeki eylemi yapan okutuyordu. Özne B.siz Nesne Yüklem Nesne →Yüklemim yaptığı işten etkilenen olgu Saatçilik de ederdi. Nesne →Yüklemim yaptığı işten etkilenen B.siz Nesne Yüklem Ekmek paramızı ancak çıkarabiliyorduk. Z.T. B.li Nesne Nesne →Öznenin yaptığı işten etkilenen Yüklem Zarf tümleci →Sınırlama bildirerek tamamlamak Aç, açık kaldığımız yok ise de babam bir aylığını Özne Z.T. Zarf Zarf tümleci→Koşul tamamlayıcı Özne→Eylemi yapan alamadığı günlerde aç kalmak korkusuyla Zarf tümleci→Zaman tamamlayıcısı Tümleci Zarf tümleci→Durum tamamlayıcısı Zarf Tümleci kendini gösteriyordu. Yüklem Babam, alacaklıları ile bizim aramızda Özne Dolaylı Tümleç Özne→Eylemi yapan Dolaylı Tümleç→Bulunma anlamıyla tamamlayan eziliyordu. Yüklem Evinde oturduğumuz adamın, alışveriş ettiğimiz bakkalın kapıya kadar gelip acı sözler söyledikleri de Özne→Yüklemdeki eylemin konusu (olan ne?) S. Özne olurdu. Yüklem Haklı olmadıklarını da şimdi anlıyorum. Z.T. B.li Nesne Nesne→Öznenin etkilediği, anladığı Yüklem Zarf tümleci→Zaman tamamlayıcısı Bizde alacakları kalmıyordu. Dolaylı Tümleç→Yer tamamlayıcısı D.T. B.li Nesne Yüklem Nesne→Öznenin, eylemiyle etkilediği Geç kalıyor ama bütün borçlarımızı veriyorduk Nesne→ Öznenin, eylemiyle etkilediği Yüklem B.li Nesne Yüklem Bu yoksulluktan anam, her gün hasta. Z.T. Özne Zarf Tümleci→Sebep bildirerek tamamlama Yüklem Z. T. Öge dışı unsur→ “ama” bağlacı Özne→Yüklemdeki yargının konusu, maddesi Zarf Tümleci→Zaman bakımından tamamlayıcı Babamın hocalık etmesine, sessizliğine kızıyor, Dolaylı Tümleç Yüklem hamallık etse bizi daha rahat geçindireceğini Dolaylı Tümleç→Eylemin yönü B.li Nesne→Öznenin eyleminin etkilediği Belirtili Nesne Zarf Tümleci→Zaman tamamlayıcısı söylüyor, yok yere ablamı, beni haşlıyor; bunlar Zarf Tümleci→Durum tamamlayıcısı Yüklem B.li Nesne Yüklem Zarf bittikten sonra da oturup ağlıyordu. Tümleci Z. T. Yüklem www.nizamettinugur.gen.tr / 16 Yokluk içinde yüzen bu evde bir lamba şişesi kırmanın ne acıklı bir şey olduğunu anlarsınız. Bunun daha acıklısı, çıkarmaması oldu. Özne B.li Nesne→Öznenin eyleminin etkilediği Yüklem B.li Nesne babamın hiç sesini Özne→Yüklemdeki eylemin gerçekleştiği olgu Yüklem Benim ne kadar üzüleceğimi bilirdi. Belirtili Nesne Belirtili Nesne→Öznenin eyleminin etkilediği Yüklem Suratını biraz asar, öğüt verir, kılıklı birkaç söz Nesne Z.T Yükl. Yükl. Nesne→ Öznenin, eylemiyle etkilediği Nesne söyler; ben de suç işlemiş, karşılığını da görmüş Yükl. Özne Özne→Eylemi yapan Nesne Zarf Tümleci→Durum tamamlayıcısı olurdum. Yüklem Şimdi de rahatça uyurdum. Z.T. Z.T. Zarf Tümleci→Zaman tamamlayıcısı Yüklem Zarf Tümleci→Durum tamamlayıcısı Babama hem acıyor hem de ona kızıyorum. D.T. Yüklem Dolaylı Tümleç→Eylemin yönü D.T. Yüklem İçimdeki bu üzüntüyü susturmak için güvercinleri satıp bir lamba şişesi almayı Öge dışı unsur→”hem…hem…” bağlacı yarın Belirtili Nesne→Öznenin eyleminin etkilediği Belirtili Nesne düşünebildim. Yüklem Bu düşünce bana biraz rahatlık vermiş olacak ki Zarf Tümleci→Durum tamamlayıcısı Zarf (Belirteç) Tümleci uyumuşum. Yüklem Aşağıdaki tümcelerin ögelerini siz bulunuz: o Bunlar bu atı, düğün koşusunda koşmak için hazırlıyorlar. o Biletlerini alıp üçüncü mevkiye yerleşince rahat ettiler. o Bir nisan akşamı, yola çıkmıştık. o İnsansız hiçbir şeyin güzelliği yok. o Ne desem yalan gibiydi. o Kırmızı araba kimin? o Görevli kırmızı arabayı parka çekmiş. o Polis kırmızı arabaya yaklaştı. o Gençler kırmızı arabadan indiler. o En gösterişli olanı kırmızı arabaydı. o Evinde oturduğumuz adamın, alışveriş ettiğimiz bakkalın kapıya kadar gelip acı sözler söyledikleri de olurdu. o Bunun daha acıklısı, babamın hiç sesini çıkarmaması oldu. o Öğüt verir. www.nizamettinugur.gen.tr / 17 o Şiirin sonlarına doğru o “Hak” ile “Yaşamak”ı kafiye düşür o Ülkeler çağımızda uygarlık görüntüsüyle savaşıyor. o Gecenin geç vaktinde dış kapıyı sessizce açtı. o İş yerindeki arkadaşlarına bu akşam veda edecek. o Her akşam erkenden yatar. o Şu karşımdaki çamlar müstesna. o İnce fakat çok yüksek ve koyu yeşil renkli tam yirmi altı çam ağacı... o Dalları ta yukarıdan başlıyor ve böylece kümenin altında ferah, sakin ve rüyalı bir kıta meydana geliyordu. o Bir yaz ikindisi orada oturmak, uzakları ve uzaktakileri düşünmek hoş olmalıydı. o İlerde, katar şefine selam duran istasyon memuru, lokomotifin büsbütün salıverdiği su buharları içinde büsbütün hayalleşti. o Tren ağır ağır yürüdü. Aşağıdaki şiirin tümce ögelerini bulunuz: o KARŞI Bütün ömrünce savaşmıştı Eski şiire karşı. Yaprak’ta bayrak açmıştı Geri düşüncelere karşı. Müstağni kalmıştı hayatında Para ve mevkiye karşı. Veda etti bir kasım gecesi İnsanı deli eden dünyayı, Sabaha karşı. Şimdi sereserpe yatmaktadır Urumelihisarı’nda, Boğaz’a karşı. Orhan Veli KANIK 3. TÜMCE (CÜMLE) TÜRLERİ 3.1. ANLAM BAKIMINDAN TÜMCE TÜRLERİ (Yüklem Eksenli) İkiye ayrılarak incelenir: 1. Bildirme (haber) tümceleri, 2. Dilek (tasarlama) tümceleri. Bu tümceler daha sonra ünlem, soru, olumlu-olumsuz durumlarına göre incelenir. 3.1.1. Bildirdikleri Anlamlara Göre Tümceler 3.1.1.1.Bildirme (Haber) Tümceleri Dilin göndergesel işlevde kullanılması amacına dayanırlar. Göndergesel işlev söz konusu olduğu tümcenin anlamında nesnellik esastır; ancak göndergesel işlev heyecana bağlı işlevle zenginleştirilip nesnel olanın kişisel değerlerle (öznel) anlatılmasını sağlanır. www.nizamettinugur.gen.tr / 18 Alıcının bilmediği bir durumu bildirirler ya da alıcının bildiğinden söyleyenin de haberdar olduğu bir durumu ortaya koyarlar. Doğrudan kip eki almış eylemlerle ya da ek eylem almış adlarla kurulurlar. Kısacası, yüklemleri haber (zaman) kipleriyle kurulu tümcelerdir: o “Buralarda zamanda her tür hayvan yaşarmış.” (duyulan geçmiş zaman) “Bu yaz yağmur hiç yağmadı.” (bilinen geçmiş zaman) “İki yıldır bu işte çalışıyor.” (geniş zaman) “Festivale on Türk filmi katılacak.” (gelecek zaman) “Her akşam en on sayfa roman okurum.” (geniş zaman) “Sözünde durmayanları kimse sevmez.” (geniş zaman, olumsuz) EK BİLGİ: Hangi kiple söylenmiş olursa olsun bütün tümceler aslında üç temel zaman bildirir. Bu üç zamanı genel olarak kapsayan “geniş zaman” aslında ayrı bir zaman dilimi değildir. Geçmiş Şimdi Gelecek ---------------------------- Her Zaman -------------------------------Tümcelerin kuruluş zamanı ile yaşanan zaman arasında fark yoksa şimdiki zaman; yaşanan zaman, söyleme zamanından önceyse geçmiş zaman; olay, söyleme zamanından sonra olacaksa gelecek zaman söz konusu olur. DÜN→ Dün sınıfça kır gezisine gittik. Sabah okulun önünde buluştuk. Bir minibüse doluştuk. Yolumuz bir saat sürdü. Gün boyu eğlenceyle, oynamayla geçti. Bol bol fotoğraflar çektin. Akşam olmadan yola çıktık. Gün kararırken okulun önüne varmıştık. BUGÜN→ Sınıfça kıra gitmek için okulun önünde buluşuyoruz. Bir minibüse doluşuyoruz. Minibüs hareket ediyor. Yol eğlenceli geçiyor. Bir saat sonra varıyoruz gideceğimiz yere. Gün boyu oynayıp eğleniyoruz. Akşam olmadan yola koyuluyoruz. Okulun önüne gün kararmadan varıyoruz. YARIN→ Yarın sınıfça kıra gideceğiz. Sabah okulun önünde buluşacağız. Sanırım yolumuz bi saat sürecek. Orada iyi vakit geçireceğiz. Akşam karanlık basmadan döneceğiz. Yine okulun önüne bırakacak bizi minibüs. Haber yazıları, kullanım kılavuzları, öyküler, romanlar haber tümceleriyle kurulur; çünkü bu tür metinlerde olup bitenler ya da olup bitecek olanlar anlatılmaktadır. Şiirde, betimleme anlatım biçiminde haber tümceleri daha az yer alır. Diller, haber tümcelerinde, olup bitenin olduğu gibi haber verilme amacı güdüldüğü için “göndergesel işlevi”nde kullanılır. Sözcüklerin gerçek anlamlarına “göndergesel anlam” denir. Dolayısıyla nesnel, birebir bilgi vermek, olduğu gibi anlatmak amacı söz konusu olduğunda “göndergesel işlev” esas alınır. Dilin haber tümcelerinde sadece göndergesel işlevinde kullanılması, tümlelerin nesnel olması sonucunu getirir. Çünkü göndergesel işlev, sözcüklerin gerçek anlamlarında, dolayısıyla duygusallıktan, öznellikten uzak kullanılması demektir. Haber tümceleri günlük hayatta herhangi bir konuda bilgi aktarırken, duygusallıktan çok nesnel tutumla formel ve benzeri iletişim ortamında kullanılır. Formel iletişim okulda, resmi dairelerde, yaş farkına bağlı konuşmalarda, yakınlık içermeyen durumlarda, heyecan taşımayan her türlü konuşmada geçerli iletişimdir. Bilgi ve haber aktarmak amacıyla göndergesel işlevli, nesnel tümceler kurarız. Bilgi bir olayla ilgili ise haber kipli; görüntü ya da durumla ilgili ise haber kipiyle birlikte yüklemi ad olan cümleler kullanırız. 3.1.1.2. Dilek (Tasarlama) Tümceleri İstenilen, tasarlanan bir eylemi, eylemler hakkında bir niyet ve duyguyu ifade eden tümcelerdir. www.nizamettinugur.gen.tr / 19 Doğru ve yanlış olmalarına olanak bulunmayan tümcelerdir, gerçekleşmesi mümkün olsun veya olmasın bir durum için duyulan özlem dile getirilir. Yalnız yüklemi eylem olan tümcelerdir. Yani dilek kiplerinden (dilek-koşul, istek, gereklilik, emir) biriyle kurulu tümcelerdir: o “Ah bir kazansan şu sınavı!” (dilek-koşul) o “Pazardan biraz sebze meyve alayım.” (istek) o o “Bu yaz iyi bir tatil yapmalıyım.” (gereklilik) “Büyüklerine saygısızlık etme.” (emir, buyruk) (Yalnız 3. tekil kişisi vardır) Bu tür tümcelerin hepsinde “dilek” anlamı ve belirsiz biçimde bir gelecek zaman (tasarlama) söz konusudur: o “Tatil bir an önce gelse.” “Çalışmaya biraz ara verelim.” “Kip konusunda test çözmeliyim.” “Kitaplarını defterlerini topla” “Bir an önce gelip benimle konuşsun.” Dilek, istek ve hayalleri anlatırken “dilek (tasarlama) kipleri”ni kullanırız. Çünkü dilin işleyişinde bu kipler, geleceğe ilişkin anlam belirten kiplerdir ve dilde var oluş nedenleri, ortaya çıkış nedenleri de zaten buradan kaynaklanır. Bir hayalinizi, isteğinizi, dileğinizi anlattığınızda bu kipleri kullandığının göreceksiniz. Bildirme (haber) tümceleri olayları, hareketleri ve durumları gerçekleştiği zamanı belirterek bildirmek için kullanılır; haber kipleriyle kurulur. Dilek tümceleri ise dilek, istek, gereklilik, emir gibi duygu ve düşünceleri doğrudan zamana bağlamadan, dilek-istek kipleri kullanılarak kurulur. Dilek tümceleri öncelikle öznellik içerir. Bildirme (haber) tümceleri zaman içerir; olay, durum, hareket bildirir. Dilek-istek tümceleri ise haberden çok dilek ve istek belirtir, zaman anlamını doğrudan taşımaz. Aşağıda kiplerle ilgili karşılaştırmalı örnek tümceler verilmiştir: Bildirme (haber) tümceleri Dilek-istek tümceleri Öğrenciler maç yapıyor. Bir an önce buradan gitsek. Yazın çok kitap okuyacağım. Benim önerimi ciddiye almalısın. Fatih, genç yaşta tahta geçmiş. Yarın sinemaya gidelim. LYS haziran ayında yapılacak. Eşyalarını hemen topla. Bilirsin, terliksiz basamam. Dün gece gözümü kıpmadım. Balık yağı mı içsem? Kırıklarını bulursan yapıştırmazlık etme. Yemek istiyordur. Bir kurtulsam elinizden!.. Çamaşırdan göz mü açıyor zavallı! Buyurun cenaze namazına! Zıvanadan çıkarıyor bu Kevser beni. Koş Kevser, koş! Ah pek üzüldüm! Eli kırılasıca! Ünlem Tümceleri Ünlem değeri taşıyan tümcelere “ünlem tümcesi” denir. Coşku, heyecan vb. durumları ünlem tümceleriyle anlatırız. Ünlem cümlesi Oluşumu Kullanılış amacı, kazandırdığı anlam Bilmem ki! “ki” yoluyla Şaşırma www.nizamettinugur.gen.tr / 20 Pek çirkinliğin var bugün üstünde Tümceye ünlem değeri kazandırma hâlâ! Şaşırma Bakımsızlık, gıdasızlık! Tümceye ünlem değeri kazandırma Üzüntü Eli kırılasıca! Deyimin ünlem olarak kullanılması Kızgınlık Ah pek üzüldüm! Pek üzüldüm! “ah” ünlemi / tümceyi ünlem yapma Üzüntü Vah, vah, vah! “vah” ünleminin kullanımı Üzüntü Kırıklarını yemedi ya Kevser! Tümceye ünlem değeri kazandırma Şaşırma Sağlık olsun! Deyimin ünlem olarak kullanılması İstek Sen de ikiyüzlüsün hâlâ! Tümceye ünlem değeri kazandırma Kızgınlık Bir kurtulsam elinizden!.. Tümceye ünlem değeri kazandırma İstek, koşul Kevser gibi hizmetçiyi, benim gibi vekilharcı zor bulursun sen! Tümceye ünlem değeri kazandırma Uyarı Ben olmasam kim yapar alışverişi! Tümceye ünlem değeri kazandırma Uyarı Çamaşırdan göz mü açıyor zavallı! Tümceye ünlem değeri kazandırma Acıma Yiyemez olası! Tümceye ünlem değeri kazandırma Kızgınlık Koş Kevser, koş! Tümceye ünlem değeri kazandırma Kızgınlık Sade suya olduktan sonra! Tümceye ünlem değeri kazandırma Teşvik Et suyuna olacak değil ya! “ya” ünlemi yoluyla Önemsememe Koşsana Kevser, kazıklar ağası! Tümceye ünlem değeri kazandırma Kızgınlık Şeytan diyor ki al tencereyi geçir kafasına! Tümceye ünlem değeri kazandırma Kızgınlık Eli tatlıdır şu Kevser’in hani!.. Tümceye ünlem değeri kazandırma Beğenme Ver eline yağı, unu, eti, bir yemek pişirsin, o zaman gör! Tümceye ünlem değeri kazandırma Beğenme Buyurun cenaze namazına! Tümceye ünlem değeri kazandırma Şaşırma Soru Tümceleri Yüklemdeki eylemi ya da yargıyı soran tümcelerdir. Soru tümceleri ayrıca olumlu ya da olumsuz, eylem ya da ad tümcesi özelliği gösterebilir. o “Sınıfta kim daha güzel konuşuyor?” o “Sen bizimle toplantıya gelmiyor musun? o “Bağımsızlık benim karakterimdir.’ sözü kimin?” o “Bu grubun lideri kim?” Yanıt isteyenlere “gerçek soru tümcesi”, yanıt istemeyenlere “sözde soru tümcesi” denir. Bu tümcelerin sonuna, amaca göre soru ya da ünlem imi konur: Gerçek soru cümleleri: o “Okula mı?” o “Pazardan ne aldın?” Sözde soru cümleleri: o “Yürüyecek güç mü kaldı bende?!” o “Arkadaşlarına saygısız davranmak sana yakışıyor mu?!” o “Bu sözü ben mi söylemişim?” o “Her zaman burada buluşmuyor muyduk?” www.nizamettinugur.gen.tr / 21 o “Olacak şey mi?” o “Hangi çılgın zincir vuracakmış?!” Aşağıdaki tümcelerde soru anlamının nasıl sağlandığı tümcelerin yanında belirtiliştir: o “Kaçıncı öğrenciye ödül verildi?” / sıfatla o “Nasıl bir üniversitede okumak istersiniz?” / sıfatla o “Böyle sallanarak nereden geliyorsunuz?” / zamirle (adılla) o “Bu tabakları buraya kim koydu?” / zamirle (adılla) o “Ne zaman onları görmeye gideceksiniz?” / zarfla (belirteçle) o “Bu soruyu kimin sorduğunu nasıl anladınız?” / zarfla (belirteçle) o “Bu soruyu niçin yapmadınız?” / edatla (ilgeçle) o “Hafta sonu pikniğe gitmek istiyor musunuz?” / soru ekiyle Adalet Ağaoğlu’nun “Kadınlar Arasında” adlı oyun metninden bazı soru tümceleri ve bu tümcelerin soru anlamlarının nasıl sağlandığı aşağıya çıkarılmıştır: o “Kevser, terliklerim nerede?” / soru adılı yoluyla o “Hangi cehenneme soktun terliklerimi?” / soru sıfatı yoluyla o “Yapıştırılamaz mı acaba” / soru ekiyle o “Ortak mısınız, nedir?” / soru eki ve soru adılı yoluyla o “Yani kırık anan mı?” / soru eki yoluyla o “Çorba mı o?” / soru eki yoluyla Bazı soru tümceleri, aşağıda diğer bazı özellikleriyle birlikte verilmiştir: o Kevser, terliklerim nerede? → soru tümcesi / isim tümcesi o Hangi cehenneme soktun terliklerimi? → soru tümcesi / haber-geçmiş zaman kipi o Balık yağı mı içsem, (bilmem ki!) → dilek-soru tümcesi / dilek-istek kipi Git daktiloluk et, ırgat gibi çalış, sonra birtakım nankörlere yedir. → emir tümcesi / dilekistek kipi Eli kırılasıca! → istek tümcesi / dilek-istek kipi o Yapıştırılamaz mı acaba? → soru tümcesi / haber-geniş zaman kipi o Kırıklarını bulursan yapıştırmazlık etme. → birleşik kip (haber-koşul) + emir (dilek-istek kipi) o o Hem ne yapalım (…).→ istek-soru tümcesi / dilek-istek kipi Sağlık olsun! → istek-emir tümcesi / dilek-istek kipi o Ortak mısınız, nedir? → soru tümcesi / isim tümcesi o o Bir kurtulsam elinizden!.. → istek-koşul tümcesi / dilek-istek kipi Yani kırık anan mı? → soru tümcesi / isim tümcesi o o Yiyemez olası! → istek tümcesi / dilek-istek kipi Koş Kevser, koş! → emir tümcesi / dilek-istek kipi o Çorba mı o? → soru tümcesi / isim tümcesi o Koşsana Kevser, kazılar ağası! → emir tümcesi i / dilek-istek kipi o Şeytan diyor ki al tencereyi geçir kafasına! → emir cümlesi / dilek-istek kipi o o o Ver eline yağı, unu, eti (…) → emir tümcesi / dilek-istek kipi Soru tümcelerinin işlevi, “iletişim kanalının kontrol”üdür. Ad, özellik, miktar, zaman, yön, durum; eylemi yapan, eyleme ya da yargıya konu olan, eylemden etkilenen, tümleçler sorularak iletişim kanalının işlemesi sağlanır. www.nizamettinugur.gen.tr / 22 Soru sorarken genellikle hangi kiplerin kullanıldığına ilişkin yapılmış bir araştırma elimizde yoktur. Kipler arasında oransal olarak belirli bir farklılık olsaydı dilbilgisi kitaplarında bu konu işlenirdi. Ama olup biteni öğrenme daha çok olacağına göre, haber kiplerinin daha çok kullanılma olasılığı yüksek görünüyor. Karşılaştırmalı tümce örnekleri: Kip ekleriyle kurulanlar Soru anlamı yoluyla kurulanlar Ünlem anlamıyla kurulanlar Artık tatil gelse. Film güzel miydi? Yuh sana! Satranç oynayalım. Bizimle kimler geliyor? Akşam sınava çalışmalıyım. Ödevimi ne zaman vermeliyim? Zavallı! Sakın bunu bir daha söyleme! Çantanı masamdan al. Hangi takımı tutuyorsun? Ona nasıl inanırsın! Olumlu-Olumsuz Tümceler Tümcelerin olumlu ya da olumsuz olmasını belirleyen, yüklemlerin durumudur; çünkü tümcenin belirleyici, tamamlayıcısı ögesi yüklemdir. Bu nedenle olumluluk ya da olumsuzluk, ya doğrudan yüklemden, ya da yüklemin anlamını etkileyecek sözler üzerinden elde edilir. Olumlu tümce: Yüklemdeki eylemin ya da yargının olumlu yönde, gerçekleşme yönünde olduğu ya da olacağı anlamıyla kurulan tümcelerdir: o “Yarın akşam burada buluşalım ” o “Musluk sularımız temizdir”. o “Bu bahar yağışlı geçiyor. o “İşsizlik azaldı.” Not: Bazı tümceler yüklemlerinde olumsuzluk eki ya da sözcüğü bulundurduğu hâlde yine de olumlu olur: o “Seni takdir etmiyor değilim.” / iki olumsuzluk, tümceyi olumlu yapar: “seni takdir ediyorum.” o “Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda!” / anlamca olumlu tümce: “herkes feda olur” o “Eleştirileri göz önüne almıyor değil.” (alıyor) o “Seni takdir etmiyor değilim.” (takdir ediyorum) o “Olup bitenler hakkında fikrim yok değil” (var) Olumsuz tümce: Yüklemdeki eylemin ya da yargının olumsuz yönde kurulduğu cümlelerdir. Olumsuzluk, esas olarak yükleme getirilen olumsuzluk ekleri (-me, -z, -siz) ya da olumsuzluk sözcükleri (değil, yok) yoluyla yapılır: o “Derslere sınavlara hazırlanamadım.” o “Bugün beş parasızım.” o “Beni artık aramaz.” o “Bu okul kalabalık değil.” o “Kantinde meyve yok.” o “Yüksek puan alacağımı beklemiyordum.” o “Beni kimse aramadı.” o “Okul kütüphanesinde polisiye roman yok.” o “Dağlar bugün bulutlu değil.” Not: Bazı tümceler yüklemlerinde olumsuzluk eki ya da sözcüğü bulundurmamakla birlikte yine de olumsuzluk anlamı bildirir: o “Yalan söylerken annemin gözlerine bakabilirsen bak.” (bakamazsın) o “Cebimde harcayacak para mı kaldı!” (kalmadı) www.nizamettinugur.gen.tr / 23 o “Gittiğinden beri ne yazdı, ne telefon etmedi.” (yazmadı, telefon etmedi) o “Bu sözleri bana nasıl söylersin?” (söyleyemezsin) Aşağıdaki tümcelerde olumsuzluk anlamlarının nasıl sağlandığı yanlarına yazılmıştır: o “Halk neden başsız kalsın.” / “neden” sözcüğüyle (belirteç) o “Ne yapmışım ki ben.” / “ne” sözcüğüyle, karşı çıkma yoluyla (adıl) o “Ayol insanın kalbi nasıl rahat eder!” / “nasıl” sözcüğü yardımıyla (belirteç) o “Bunu ne ben biliyorum ne Veli ne de ölüm döşeğinde yatan dedem” / “ne… ne…” bağlacıyla o “Ne doğan güne hükmüm geçer o Ne hâlden anlayan bulunur” / “ne… ne…” bağlacıyla o “Ders dinleyecek kafa mı kaldı bizde?” (soru eki yoluyla) “değil” sözcüğü tek başına yüklem görevinde kullanılamaz; çünkü tek başına anlamı taşımamaktadır. Ancak başka sözcüklerle birlikte yüklem yapılabilir: o “Bu gömlek pahalı değil.” “Değil” sözcüğü tek başına yüklem olamadığı ve anlam iletmediği için tümcede yerine herhangi bir sözcük getirilemez. Ancak birlikte yüklem olduğu söz grubu yerine, yukarıdaki tümcede “ucuz” sözcüğü getirilebilir: o “Bu gömlek ucuz.” Yine de her iki tümcenin anlamca tam örtüştüğü söylenemez; arada az da olsa anlam farkı vardır. “var” sözcüğünün yüklem görevinde kullanılması ve yerine başka bir sözcüğün getirilmesi: o “Ovamızda her türlü meyve var.” / “Ovamızda her türlü meyve yok değil.” “yok” sözcüğünün yüklem görevinde kullanılması ve yerine başka bir sözcüğün getirilmesi: o “Bende bu tür kitaplar yok.” / “Bende bu tür kitaplar var değil.” Yüklemi değiştirilen böyle tümceler anlamca tam örtüşmez, çok az da olsa farklı çağrışımlar taşırlar. Nurullah Ataç’ın “Edebiyat” başlıklı metnindeki olumlu ve olumsuz tümce örnekleri, bu tümcelerin kullanılış amaçları aşağıya çıkarılmıştır: Olumlu Tümceler Kullanılış amaçları Mehmet Kaplan bahsediyor. daha birçok şeylerden Olumlu yönde bilgi aktarma Ben yeniliği her yerde severim. Olumlu yönde düşünce açıklama Böyle hem uzaklık hem yakınlık hislerinin Olan yönde gerçekleşen bir durumu aktarma birleşivermesinden insan bir tuhaf oluyor. Bu meselelerin düşünülmesi icap eder. Olumlu bir öneride bulunma Bir rüyadan uyanmış gibiyim. Olumlu yöndeki olan bir durumu aktarma Eskiden, söylediklerimi hatırlamıyor muyum? Olumlu bir eylemi tersinden söyleme Daha bir yıl bile olmadı. Gerçekleşmeyen bir durumu açıklama (…) Ama nasıl söyleyeyim? Yapamayacağı bir şeyi vurgulayarak söyleme İnkâr mı edeyim? Kabullenme vurgusu İnkılapçı Gençlik okuduğum yoktu. çoktandır “Okuma” eyleminin olmadığını söyleme Ben, hiçbir zaman eski şairlerimizden bütün bütün yüz çevirelim demedim. “demek” eyleminin olmadığını belirtme Bu münakaşaya gazetesini devam etmek niyetinde “niyet”in olmadığını açıklama www.nizamettinugur.gen.tr / 24 değilim. 3.1.2. ANLAMSAL KURGULARINA GÖRE TÜMCELER 3.1. 2.1. Anlamsal İşlevlerine Göre Tümceler Bu tür tümceleri belirlemede aşağıdaki gibi kavramlar kullanılır: Kavramlar Örnek tümce Metne katkısı, taşıdığı içerik Öznel tümce Şiir bence en etkili sanattır. Kişisel beğeni yansıtma Nesnel tümce Binanın dış duvarında mavi renk kullanılmış. Gerçeğe bağlı kalma Doğrudan anlatım tümcesi Çocuğa, “Başaracaksın, gayret!” dedi. Olduğu gibi aktarma Dolaylı anlatım tümcesi Çocuğa, başaracağını söyledi. Kendi sözüne katarak aktarma Tanım tümcesi Sanat, duyguların estetik olarak ifadesidir. Kavramlaştırma, kavramı aktarma Karşılaştırma tümcesi Akdeniz’in suyu Karadeniz’e göre daha tuzludur. İki ayrı şeyi ortak özelliğiyle birlikte anlatma Üslup cümlesi Bu eserde, kişiler karakterlerine uygun biçimde konuşturulmuş. Üslupla ilgili yargıda bulunma Betimleme tümcesi Uzun boylu, mavi gözlü bir gençti. Görüntü yoluyla tanıtma 3.1. 2.2. Anlam İçeriklerine Göre Tümceler Bu tür tümceleri belirlemede de aşağıdaki gibi kavramlar kullanılır: Kavramlar Örnek tümce Küçümseme tümcesi Sınavda senin bizim gibi başarılı olman çok zor. Öneri tümcesi Yarın akşam bizim evde toplanalım. Öğüt tümcesi Çevreni küstürmek istemiyorsan daha saygılı olmayı öğren. Eleştiri tümcesi Konuşmalarında argoyu fazla kullanması hoş değil. Tasarı tümcesi Yazın klasiklerden çok sayıda roman okuyacağım. Varsayım tümcesi Şu an bir deniz kıyısında olduğumuzu düşünelim. Olasılık tümcesi Bir ihtimal yarın beni arayacak. Sezgi tümcesi Müdür bana bakıyor sanırım. Yakınma tümcesi Her zaman geç geliyorsun buluşmaya. Hayıflanma tümcesi Bu fırsatı nasıl da kaçırdım! Uyarma tümcesi Birisiyle konuşurken bir daha araya girme. Güven tümcesi Her zaman yanımda olduğunu biliyorum. Kanıksama tümcesi Böyle övücü sözlerine artık alıştık. Eşitlik tümcesi Son yazılı sınavda onunla aynı notu aldım. Ön yargı tümcesi Arkadaşının beni anlayabileceğini hiç sanmıyorum. Neden-sonuç tümcesi Kaloriferler yanmıyor; çünkü yakıt bitmiş. Amaç-sonuç tümcesi Yılmaz, dayısıyla buluşmak üzere Kuzguncuk’a gitti. www.nizamettinugur.gen.tr / 25 Aşağıdaki kavramlarla tümceleri siz eşleyiniz. 1 Küçümseme tümcesi Bu öyküsü de toplum tarafından benimsenmeyecektir. 2 Öneri tümcesi Senin ne kadar kısa boyun varmış. 3 Öğüt tümcesi Onun küçümseyici sözlerine artık aldırmıyorum. 4 Eleştiri tümcesi Şu adamlar tehlikeli görünüyor. 5 Tasarı tümcesi Onu hastanede ziyaret etmen çok iyi olur. 6 Varsayım tümcesi Onu geziye çağırsak da gelmez. 7 Olasılık tümcesi Annem bakkala hep beni gönderiyor. 8 Sezgi tümcesi Arkadaşına bu şekilde davranman hiç hoş değil. 9 Yakınma tümcesi Arkadaşlar biraz sessiz olabilir miyiz? 10 Hayıflanma tümcesi Baban doğum günümü hiçbir zaman unutmaz. 11 Uyarma tümcesi Bu kitabı ilerde daha da genişletmeyi düşünüyorum. 12 Güven tümcesi Annem ikimiz arasında hiçbir ayrım yapmaz. 13 Kanıksama tümcesi Üniversiteyi kazanmak istiyorsan şimdiden çalışmalısın. 14 Eşitlik tümcesi Tut ki Mars’ta yaşam var, bize bunun ne yararı olacak. 15 Ön yargı tümcesi Kapıyı çalan annen olmalı. Aşağıdaki tümcelerin özelliklerini yanlarındaki ayraç içine yazınız: o Sanat, hayatı yüceltme ve hayatı zenginleştirme çabasıdır. (………….) o Bu hikâyede günlük, sıradan olayların anlatımında bile özgün ve çarpıcı bir dil kullanmış.(……) o Romanlarını da okudum ama şiirleri ve oyunları kadar beğenmedim. (………….) o Eyüp’te evler yetmiş yaşına gelmiş insanlar gibi kamburlaşmıştı. (………….) o Yazarın peş peşe altı tiyatro eseri yayımlandı. (………….) o Bu yapıtta kahramanlarla çevre arasında güzel bir uyum var. (………….) o Diyelim ki üniversiteyi kazandın. (………….) o Önce konulara çalışıp sonra soruları çözmeniz sizin için daha faydalı olacaktır. (………….) o Bu kitaba bir ön söz yazmayı düşünüyorum. (………….) o Akşama teyzemler bize gelebilir. (………….) o Biliyorum yazarın bu romanı da okur tarafından beğenilmeyecek. (………….) o Ben yârim gül demem, gülün ömrü az olur. (………….) o Bu konuyu size faydalı olmak için anlatıyorum. (………….) o Yazınsal türler içinde en çok romanı severim. (………….) o Bu amaçla gelecek yıl bir yarışma düzenlemeyi ve sahnelemeye değer görülen eserleri sahnelemeyi düşünüyorum. (………….) o Kitabın sonuna, şiirlerin sezgisel dünyasını ortaya koyacak notların eklenmesi, yararlı olabilir. (…………….) o Daha çok o çevrenin, o zümrenin geleneklerine bağlanırlar; onların görüşlerini, duyuşlarını ifade ederler. (………….) o Atıf Bey, dayısıyla buluşmak üzere Kuzguncuk’a gitti. (………….) o Onun için asıl önemli olan, seçilmiş, yerli yerine konmuş sözcüklerin o ezgili, o sıcacık deyişin okurda uyandıracağı etkisidir. (………….) o Bu kitabı okursan sınıfı geçersin. (………….) www.nizamettinugur.gen.tr / 26 o Kitabı geri vermek üzere aldı.” cümlesinde şarta bağlılık vardır. (………….) o Bu tatil beldesine dinlenmek için geleceğim.” cümlesinde amaç-sonuç ilişkisi vardır. (……...….) o Köşe yazarının geçimi yazmasına bağlıdır. (……….….) o Umutlu da olsa umutsuz da olsa yazacak. (………….) tanımlama, üslup / eleştiri, karşılaştırma, benzetme, nesnel anlatım, öznel değerlendirme, varsayım, öneri, tasarı, olasılık / ihtimal, öznel anlatım, tasarı, öneri, neden-sonuç, amaç-sonuç, üslup bildiren, koşul, şarta bağlılık, amaç-sonuç, şart, şart Ek Bilgi: Metin bağlamında peş peşe gelen tümceler arasında da aşağıdaki türden anlam ilişkileri vardır: Neden tümcesi Sonuç tümcesi Bir saz şairi köyde doğar, köy köy, oba oba dolaşır; arı gibi her çiçekten bal alır. Bu bakımdan doğdukları yerlerin de, gezip dolaştıkları yerlerin de izlerini taşırlar. Asıl tümce Açıklama bildiren tümce Halk şairlerinin asıl kaynağı yoktur. Köy halkı arasından da çıkar, göçebeler arasından da; kasaba arasından da çıkar, şehirlerden de… Pek saymaya, sınırlamaya gelmez Çünkü bir saz şairi köyde doğar, köy köy, oba oba dolaşır; arı gibi her çiçekten bal alır. Bu çevrelerin belli başlıları: Köy ve oymaklar, kasaba ve şehirler, yeniçeri ocakları. Yakın anlamlı tümceler Özgür düşünce; hem tutucu, gelenekçi, hem de özgür olamaz. Nasıl olur ki düşünce özgürlüğü eski düşünce kalıplarını kırmanın ta kendisidir. Özgür düşünce, eskiye, var olana bağlı kalmayıp ileriye yönelendir. Buna karşılık yalnız kendi aklını beğenen de özgür düşünüyor sayılamaz. Özgür düşünce, bütün akıllara başvuran, kendini beğenmeyen, durmadan gelişmek isteyen düşüncenin ta kendisidir. Özgür düşünce, herkesten yararlanarak kendini sürekli geliştiren düşünce demektir.” Yurtta sulh, cihanda sulh. Yurtta barış, dünyada barış. Ülke içinde de barış olmalı, dünyada da. Barış her yerde olmalı. Bir ülke tek başına barış içinde yaşayamaz. Barış kavramı herkes için geçerli bir kavramdır. Karşıt anlamlı tümceler Eskilik yandaşlarına göre eski olan her şey iyidir, yeni olan her şey kötüdür. Yenilik yandaşları ise tümüyle bunun tersini düşünürler. 3.2. YAPISINA GÖRE TÜMCELER 3.2.1. Basit (Yalınç) Yapılı Tümceler: Tek yargı bildiren tümcelerdir. Yüklem dışında eylem bildiren sözcük bulunmaz. o o O yıllarda ben on yaşlarındaymışım. Çocukluğum çok güzel geçti benim. o Zaman her an akar. www.nizamettinugur.gen.tr / 27 o Edebali, şerbet bardağını ağzından hızla çekti. 3.2.2.Bileşik (Birleşik) Yapılı Tümceler: Bir tek yüklemi olmak koşuluyla birden çok tarı ya da eylem bildiren, yan cümlecikleri olan tümcedir. Yan tümleciğin özelliğine göre çeşitleri vardır: 3.2.2.1. Girişik Birleşik Tümceler: Yan tümceciği eylemsilerle kurulu tümcelerdir: o Bilimkurgu romanları okumayı / daha çok seviyor. o Pazardan alınacakların / listesini yapmıştı. o o Sabahları erken kalkarak / kahvaltı yapmalısın. An içinde yaşayan bir kimse, / bu akışı / fark etmez. o o Şüphesiz insan yaptığından / daha fazla bir şeydir. Zamanı, Zenon’un oku gibi an an aşarken, hayat bize durur gibi görünür. o Oğlu Orhan’ı, şeyhle yalnız konuşmak istediğinden getirmemişti. 3.2.2.2. İçleşik (Kaynaşık) Birleşik Tümceler: Bağımsız bir tümcenin bir başka tümce içinde öge ve yan tümcecik olarak yer aldığı tümcelerdir: o Bana, “Günlerdir seni arıyorum.” dedi. 3.2.2.3. Koşullu Birleşik Tümceler: Yan tümceciğin temel tümceye koşul anlamıyla bağlı olduğu birleşik tümcelerdir: o Bana yardım edersen / sen de kârlı çıkarsın bu işten. o O bunu yaptı mı ben de aynısını yaparım. 3.2.3. Sıralı Yapıda Tümceler: Birden çok tümcenin bir araya gelmesiyle oluşur. 3.2.3.1. Bağımsız Sıralı Tümceler: Virgül ya da noktalı virgül imiyle sıralanmış tümcelerdir. Bu noktalama imleri yerine nokta konulduğunda sıralı tümcelerin her biri bağımsız tümcelere dönüşür. o Evden erken çıktım, araba yolda beni bekliyordu. o Hava çok güzeldi; biz evden çıkmadan çalışıyorduk. o o Ve bu beyhudelik ve boşluk duygusu onu çökertir. Hâlbuki bu, bir vehimden başka bir şey değildir. o Bulunduğu yer ile ulaşacağı yere bakar, ümitsizliğe düşer; o zamana kadar ele getirdiği şeylerin bir değeri olmadığı zehabına kapılır. 3.2.3.2. Bağlı (Bağımlı) Sıralı Tümceler: Bağlaçlarla ya da ortak ögelerle birbirine bağlı tümcelerin oluşturduğu sıralı tümcelerdir. Birbirine bağlanma biçimine göre çeşitleri vardır: 3.2.3.2.1. Bağlaçlarla Bağlı Sıralı Tümceler: Değişik bağlaçlarla birbirine bağlanırlar: o o Pazar günü bütün gün yağmur yağdı ve biz evden hiç çıkamadık. Türkiye AB’ye girmek istiyor ama AB ülkelerinin bir kısmı bizi istemiyor. o İçinde yetiştiğiniz aile ve yönetim gereği siz karşıdan gelen bu insana hiçbir şey söylemediniz, hatta rahatsız olmasın diye yüzüne bile bakmadınız. o o o Hastalara ilaç verdi ve onların sağlık durumlarını sordu. Güneşin doğuşunu görmek için sabah erkenden kalktınız ve deniz kıyısında yürüyüşe çıktınız. Ortak Ögelerle Bağlı Sıralı Tümceler: Değişik ortak ögelerle birbirine bağlı birden çok tümceden oluşur. Kitaplarını topladı, dolaba yerleştirdi. (→ Ortak nesneyle bağlı) o Yarın buluşuruz, sen bu konuyu bana açıklarsın. (→ Ortak belirteç tümleciyle bağlı) o Gizem ders çalışıyor, kardeşi film izliyordu. (→ Ortak ey eylemle bağlı) 3.2.3.2.2. www.nizamettinugur.gen.tr / 28 o Osman Bey, toplantıya hesapta olmadığı kadar geç kalmış, bu da bir bakıma işine yaramıştı. Eksiltili (Kesik) Tümceler: Yüklemi ya da yüklemle birlikte başka ögeleri söylenmeyerek eksik bırakılmış tümcelerdir. Eksiltili tümceler kendi içinde basit, bileşik, sıralı ya da bağlı olabilir: o Önce çay molası, sonra dağlara tırmanış. o Bahçede çiçekler, sebzeler, değişik ağaçlar… o o Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak… Dikkat, köpek! Ara Sözlü Tümceler: Tümlenin içinde açıklama, bir duygu belirtme gibi amaçlarla bir iç sözün yer aldığı tümcelerdir. Ara sözler iki virgül ya da iki kısa çizgi arasına alınır. Ara sözlü tümceler kendi içinde basit, bileşik, sıralı ya da bağlı olabilir: Yan komşumuz –en güvenilir olanı- yakında taşınıyormuş. (→ Arasözlü tümce) Dün aldığım kitabı, hani geçen hafta sen önermiştin, hemen okumaya başladım. (→ Ara tümceli tümce; aynı zamanda, sıralı tümce) EK BİLGİ 1: Bazı tümceler karmaşık özellik gösterebilir: o Gerçek kendisini zor teslim eder çünkü canlıdır, değişkendir. (→ “çünkü” bağlacıyla ve ortak özneyle bağlı sıralı tümce; öncelikli niteleme, bağlaçla bağlı) o Bu işle ya sen ilgilen, ya da ben ilgileneyim. (→ “ya… ya da…” bağlacıyla ve ortak ilgeç tümleciyle bağlı sıralı tümce; öncelikli niteleme, bağlaçla bağlı) EK BİLGİ 2: Metin bağlamında tümcelerin birbirine “bağlayıcı öge (unsur)” denilen sözlerle bağlandığı da olur. Bu durumlarda tümcelerin yapısal niteliği değişmez, tümceler tek tek değerlendirilir. Bağlayıcı ögeleri koyu yazıyla belirtilmiş bir paragraf örneği aşağıda verilmiştir. o Paris’te hürriyet kavramı gerçekten eskimiş. Gençler arasında bu sözü alaya alınmadan söyleyemezsiniz. İçi boşalmışa benzeyen bu kelime yeni anlamlarını bekliyor. Özgürlükten bahsettiniz mi sizden “Hangi hürriyet?”, “Ne anlamda hürriyet?” diye soruyorlar. Fransa hürriyet içinde nasıl esir olunabileceğini artık yalnız fikir adamlarının değil, her çeşit vatandaşlarının gözleriyle de görmeye başlıyor. Her istediğini düşünmek ve söylemek özgürlüğünü yine de kimsenin küçümsediği yok ama iyi yaşamak için bu hürriyetin tek şart değil, ancak ilk şart olduğu anlaşılıyor. 3.3. YÜKLEMİNE GÖRE TÜMCE TÜRLERİ: 3.3.1. Yüklemin Türüne Göre Tümce Türleri 3.3.1.1. Eylem (Fiil) Tümceleri: Yüklemi çekimli eylemden oluşmuş tümcelerdir: o İnsan hakları her geçen gün daha da gelişiyor. o Kendine iyi bakmadığı için hastalanmıştır. 3.3.1.2. Ad (İsim) Tümceleri: Yüklemi ad (isim), adıl (zamir), sıfat, belirteç (zarf), ilgeç (edat), ünlem, bağlaç, eylemsi (fiilimsi) ile; yani ad soylu sözcükle kurulu tümcelerdir: o Ortadoğu’nun en güzel kenti İstanbul’dur. o Bu konuyu en iyi bilen sensin. o o Nurullah Ataç’ın kullanmadığı bağlaç ‘ve’dir. İnsanlarda en sevdiğim özellik, dürüstlüktür. o Ad cümleleriyle kurulu bir paragraf örneği: Bir ilkbahar günüydü. Hava güzeldi. Gökyüzünde yer yer beyaz bulutlar vardı. Evde yalnızdım. Masamın üstündeki kitaplar dağınıktı. Çoğu şiir kitabıydı. Pencerenin önünde iki serçe. Birisi daha küçükçe sanki. Diğerinin tüyleri biraz kabarık. İkisi eş galiba. Baharın canlılığı üzerlerinde. İçimde çocukluk günlerimin özlemi. Köy şimdi yemyeşildir. Yayla çiçeklerle doludur. www.nizamettinugur.gen.tr / 29 3.3.2. Yüklemin Yerine (Öge Dizilişine) Göre Tümce Türleri: 3.3.2.1. Düz (Kurallı) Tümceler: Yüklemi sonda yer alan tümcelerdir: o Açık sözlü olanları bazıları sevmez. 3.3.2.2. Devrik Tümceler: Yüklemi sonda olmayıp tümcenin değişik yerlerinde yer alan tümcelerdir: o Donup kaldım bir anda. ►Aşağıdaki şiirin tümce özelliği gösteren anlam birimlerini, anlamına, yapısına ve yüklemine göre inceleyiniz. TOKAT’A DOĞRU Çamlıbel'den Tokat'a doğru Tozlu yolların aktığı ırmak! Ben seni çoktan unuttum; Sen de unuttun mu, dön geri bak. Atların kuyruğu düğümlü, Bir yandan yağmur yağar, ıslak; Bir yandan hamutlar şak şak eder, Bir yandan tekerler döner, dön geri bak. Orda, derenin içinde İki üç akçakavak, Tekerler döner, başım döner, Kavaklar yeşeriyor dön geri bak. Orda, derenin içinde İki üç çırılçıplak Alçacık damı düşündükçe Gözlerim yaşarıyor, dön geri bak. Irmaklar gibi uzaklaşır Bir türkü kadar uzak Tekerler iki çizgi bırakır, Hamutlar şak şak eder, dön geri bak. Cahit KÜLEBİ www.nizamettinugur.gen.tr / 30 TÜMCE (CÜMLE) BİLGİSİ / AYRINTILI TÜMCE ÇÖZÜMLEME PLANI 1. Tümce ve Anlam 1.1. Tümcede Anlam Oluşumu 1.2. Bağlam ve Bağdaştırmalar 1.3. Tümce-Sözce Farkı 1.4. Yüzey Anlam-Derin Anlam 1.5. Yazı Dilinde Vurgu 1.6. Yazım ve Noktalama Boyutu 1.7. Sözcük Türleri 1.8. Söz Öbekleri 1.9. Özne-Yüklem Uygunluğu - Dilin İşlevleri 2. Tümcenin Ögeleri Ögelerin Bulunması ve İşlevlerinin Belirlenmesi 3. Tümce Türleri 3.1. Anlam Bakımından Tümceler 3.1.1. Bildirdikleri Anlamlara Göre Tümceler 3.1.1.1. Haber Tümceleri 3.1.1.2. Tasarlama (Dilek) Tümceleri - Ünlem Tümceleri - Soru Tümceleri - Olumlu-Olumsuz Tümceler 3.1.2. Anlamsal Kurgularına Göre Tümceler 3.1.2.1. Anlamsal İşlevlerine Göre Tümceler 3.1.2.2. Anlamsal İçeriklerine Göre Tümceler 3.2. Yapısına Göre Tümceler 3.2.1. Basit (Yalınç) Tümceler 3.2.2. Birleşik (Bileşik) Tümceler 3.2.2.1. Girişik Birleşik Tümceler 3.2.2.2. İçleşik (İç İçeli, Kaynaşık) Birleşik Tümceler 3.2.2.3. Koşullu Birleşik Tümceler 3.2.3. Sıralı Tümceler 3.2.3.1. Bağımsız Sıralı Tümceler 3.2.3.2. Bağlı (Bağımlı) Sıralı Tümceler 3.2.3.2.1. Bağlaçlarla Bağlı Sıralı Tümceler 3.2.3.2.2. Ortak Öge ya da Birimlerle Bağlı Sıralı Tümceler - Eksiltili (Kesik) Tümceler - Arasözlü Tümceler 3.3. Yüklemine Göre Tümceler 3.3.1. Yüklemin Türüne Göre Tümceler 3.3.1.1. Eylem (Fiil) Tümceleri 3.3.1.2. Ad (İsim) Tümceleri 3.3.2. Yüklemin Yerine Göre Tümceler 3.3.2.1. Düz (Kurallı) Tümceler 3.3.2.2. Devrik Tümceler www.nizamettinugur.gen.tr / 31