EMDR TürkiyE-Bülteni ISSN 2147-4885 (Online) Sayı 5 - Ekim 2013 Konuk Yazar Türkiye’de İlk “Çocuklarla EMDR” Eğitimi Gerçekleşti! Prof. Dr. Ümran Korkmazlar Çocuklar ve Ergenler ile EMDR – I. Düzey” eğitimi ülkemizde ilk kez 30 Haziran - 1 Temmuz 2013 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşmiştir. Devamı 3. sayfada... Araştırma Panik Bozukluğu ve EMDR: Bir Olgu Sunumu Editörden Yrd. Doç. Dr. Önder Kavakcı Değerli EMDR terapistleri, Yayın hayatımızda birinci yılımızı doldurduk. Yeni yayın döneminde daha üretken olabilmek ve daha güzel haberlerle sizlere ulaşmak dileğiyle, Uzm Dr. Dursun Hakan Delibaş Bu olgu bildiriminde, panik bozukluğu olan bir olguda EMDR uygulamasının literatür ışığında tartışılması amaçlanmıştır. Devamı 5. sayfada... Sevgiler, saygılar. Söyleşi 2013 EMDRIA Konferansı Yayın Kurulu Başkanından Uzm. Psk. Hejan Epözdemir EMDR TürkiyE-Bülteni 1 Yaşında! Herkese merhaba, bundan tam 1 yıl önce ilk sayımızla sizlerle buluştuk ve bugün 5. sayımızı yayınlamanın gurur ve mutluluğu içerisindeyiz. Devamını 2. sayfada bulabilirsiniz. EMDR-TR Derneği Yayın Organı Yayın Kurulu Başkanı: Hejan Epözdemir Yayın Kurulu (Alfabetik Sırayla) : Berk Murat Ergun, Emre Konuk, Hilal Akekmekçi, Muhammet Özkan, Önder Kavakcı, Zeynep Zat, Editör: Önder Kavakcı Akademik Danışma Kurulu (Alfabetik Sırayla): Dr. Derek Farell, Dr. Udi Ören, Prof Dr. Emine Gül Kapçı, Uzm. Emre Konuk, Doç. Dr. Feryal Çam Çelikel, Uzm. Psk. Hejan Epözdemir, Dr. Jim Knipe, Dr. Marilyn Luber, Prof Dr. Nahit Özmenler, Uzm. Psk. Olcay Güner, Doç. Dr. Ömer Böke, Yrd.Doç Dr. Önder Kavakcı, Dr.Richard Mitchell, Prof. Dr. Ümran Korkmazlar, Prof. Dr. Vedat Şar Gülbahar mah. Yenidere sk. No:21/A Şişli İstanbul Tel: 0212 219 85 56 emdrebulten@gmail.com EMDR Alt Komiteleri Uzm. Psk. Emre Konuk Austin Texas’ta gerçekleşen EMDRIA Konferansından yeni dönen Dernek başkanımız Emre Konuk, Konferans hakkındaki izlenimlerini paylaştı. Devamı 12. sayfada... Bu Sayıda Araştırma / Başkan: Hejan Epözdemir İletişim: epozdemir@dbe.com.tr Çeviri, Üye İşleri ve WEB / Başkan: Asena Yurtsever, İletişim: asenayurt@hotmail.com Çocuk ve Ergen / Başkan: Ümran Korkmazlar İletişim: ukorkmazlar@gmail.com Uluslar Arası İlişkiler, Akreditasyon, Eğitim ve Etik Başkan: Önder Kavakcı , Emre Konuk İletişim:okavakci@yahoo.com konuk@dbe.com.tr EMDR HAP ve Krize Müdahale / Başkan: Emre Konuk İletişim: konuk@dbe.com.tr Genel Koordinatör: Şenel Karaman İletişim: senelkaraman@gmail.com Klinik Uygulama ve Protokol Geliştirme Başkan: Serin Öget İletişim: smeskill@superonline.com Yayın Kurulu Başkanından.........................................2 Konuk Yazar...................................................................3 Araştırma..............................................................................5 Çeviri...............................................................................9 Söyleşi............................................................................12 Bültene Yazı Gönderme Kuralları............................14 Psikoloji ve Psikyatri Dünyasından Haberler ...............15 Sayfa 1 EMDR TürkiyE-Bülteni Sayı 5 - Ekim 2013 Uzm. Psk. Hejan Epözdemir Yayın Kurulu Başkanından EMDR TürkiyE-Bülteni 1 Yaşında… Herkese merhaba, Bundan tam 1 yıl önce ilk sayımızla sizlerle buluştuk ve bugün 5. sayımızı yayınlamanın gurur ve mutluluğu içerisindeyiz. Hejan Epözdemir Bu sayıda Prof. Dr Ümran Korkmazlar’ın “Çocuklarla EMDR” konulu yazısını, Uzm. Dr. Dursun Hakan Delibaş’ın “Panik Bozukluk ve EMDR” başlıklı olgu sunumunu, Uzm. Psk. Zeynep Zat’ın kaleme aldığı Uzm. Psk. Emre Konuk’un 11. EMDRIA kongresinden izlenimlerini, Psk. Hilal Akekmekçi’nin “Kayıp ve Yas Tedavisinde EMDR Kullanımı: Kavramsal Değerlendirme ve Klinik Yönergeler” adlı makale çeviri özetini ve alandan duyuru ve haberleri de içeren pek çok metni bulacaksınız. Ben de nacizane bültenin 1. yılını geride bırakması suretiyle kısaca bültenin ortaya çıkış öyküsünden ve şu zamana kadar neler yaptığımızdan bahsetmek istiyorum. Bülten fikrini ilk defa 2011 yılında ilkini gerçekleştirdiğimiz I. Ulusal EMDR Sempozyumu’nun Araştırma Komitesi toplantısında ortaya attığımda büyük heyecan yaratmıştı. Sonrasında ise komitenin ilk gündem maddesi oldu ve yoğun çalışmalar neticesinde Ekim 2012 yılında ilk sayısı ile sizlerle buluştu. Bu tarihten itibaren de düzenli olarak 3 ayda bir yayınlanmaya devam etti. Şu ana kadar her biri kendi alanında kıymetli pek çok konuk yazarı ağırlayan ve birbirinden ilginç röportajlar, makale özetleri, alandan duyuru ve haberler ile yayın hayatına devam eden bülten, ayrıca 2147-4885 ISSN numarasını alarak uluslararası standartlarda bir süreli yayın olma niteliği kazandı. Bu süreçte aktif çalışmalarından ötürü başta yayın kurulu üyelerinden EMDR Türkiye Derneği Başkanı Uzm. Psk. Emre Konuk’a, desteğini ve katkısını esirgemeyen EMDR Avrupa Derneği Başkanı Psk. Dr. Udi Oren’e, editörümüz Yrd. Doç. Dr. Önder Kavakçı’ya, yayın kurulundaki diğer çalışma arkadaşlarım Uzm. Dr. Berk Murat Ergun, Uzm. Psk. Zeynep Zat ve Psk. Muhammed Özkan ile akademik danışma kurulunda yer alan birbirinden değerli yerli ve yabancı uzmanlara teşekkürlerimi bir borç bilirim. Tabii bültenin mutfağında çalışan Nuray Aktay ve içerik konusunda da destek sağlayan Psk. Hilal Akekmekçi’nin emekleri tartışılmaz. Daha da ötesinde, bu zamana kadar özgün yazılarını ve araştırmalarını bizimle paylaşan ve bülteni sizler için okuması keyifli hale getiren değerli konuk yazarlarımıza da katkıları ve çalışmalarını bizimle paylaştıkları için ayrıca sonsuz teşekkürler… Kasım ayında gerçekleşecek olan II. Ulusal EMDR Sempozyumu’nda ilgilenen herkes ile komite toplantısında buluşmayı umuyoruz. Ayrıca gerek bilimsel araştırma, gerekse özgün yazılarınızla katkılarınızı bekliyoruz. Bu süreçte soru ve görüşleriniz için bize her zaman yazabilirsiniz. Geri bildirimleriniz ve katkılarınızla bülten gerçeğini dergi hayaline dönüştürmek dileğiyle… Saygılarımla, Uzm. Psk. Hejan Epözdemir, Klinik Psikolog Sayfa 2 EMDR TürkiyE-Bülteni Sayı 5 - Ekim 2013 Konuk Yazar Prof. Dr. Ümran Korkmazlar Türkiye’de İlk “Çocuklarla EMDR” Eğitimi Gerçekleşti!” Çocuklar ve Ergenler ile EMDR – I. Düzey” eğitimi ülkemizde ilk kez 30 Haziran - 1 Temmuz 2013 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşmiştir. Prof. Dr. Ümran Korkmazlar “Çocuklar ve Ergenler ile EMDR – I. Düzey” eğitimi ülkemizde ilk kez 30 Haziran - 1 Temmuz 2013 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşmiştir. EMDR Türkiye ailesinin uzun zamandır beklediği bu eğitim, EMDR-TR Derneği Çocuk & Ergen Komitesinin Sorumlusu Prof. Dr. Ümran Korkmazlar önderliğinde, Fide Danışmanlık Merkezi tarafından düzenlenmiştir. Eğitim, EMDR Avrupa Akreditasyonlu Çocuk ve Ergen Eğitmeni Joanne MorrisSmith tarafından verilmiştir. Joanne Morris-Smith, “EMDR Europe Child & Adolescent Committe” başkanıdır. Türkiye’nin farklı şehir-lerinden gelen ve çocuk-ergen eğitimi, gelişimi ve ruh sağlığı alanında çalışan 46 meslektaşımız (ikisi burslu olmak üzere) eğitime katılmışlardır. Çocuklarla standart EMDR eğitimi on yıllık bir geçmişe sahiptir. “EMDR Europe Child & Adolescent Committe”nin 2000 yılında kurulmasının ardından, “Çocuklarla EMDR” eğitim modeli ve el kitabı 2003 yılında oluşturulmuştur. Ümran Korkmazlar, 2000 yılından bu yana EMDR Avrupa Çocuk Komitesi’nde Türkiye temsilcisidir. Bu yıl komiteye Türkiye’den ikinci temsilci olarak Billur Kurt kabul edilmiştir. Komite yılda iki kez toplanarak çocuklarla EMDR terapisini, eğitimini ve el kitabını güncellemektedir. Geçmiş senelerde “Çocuklarla EMDR” eğitimi, EMDR 2. Düzey eğitiminin tamamlanmasının ardından alınabilirken, son yıllarda bu ilke değiştirilmiştir. Çocuk ve ergenlerle çalışan uzmanlar, EMDR 1. Düzey eğitimini almış ve yeterince uygulayıp öğrenmişlerse çocuklarla EMDR eğitimini alabilmektedir. Yine bu eğitimden öğrendiklerini yeterince uygulayıp hazır olduklarında Çocuklarla EMDR 2. Düzey eğitimini alabilirler. Sayfa 3 EMDR TürkiyE-Bülteni Sayı 5 - Ekim 2013 Çocuklarla EMDR 1. Düzey eğitiminde eğitmen Joanne Morris-Smith, travmanın gelişimsel nörobiyolojisini, adaptif bilgi işleme modelini, hafızanın gelişimini, bağlanmanın önemini, gelişimsel EMDR protokolünü vaka videoları ile detaylı olarak ele almıştır. Eğitimde Ümran Korkmazlar da, çocuklarla grup EMDR protokolünü anlatmış, vaka videosu ile eğitime katkıda bulunmuştur. Çocuklarla çalışmak farklı eğitim ve terapi becerilerini gerektirdiğinden, çocuk ve gençlere EMDR terapisi uygulamada da fizyolojik, nörolojik, bilişsel, duygusal ve sosyal açıdan yetişkinlere göre farklı bilgi ve deneyimlere gereksinim vardır. Bu nedenlerle, çocuklar ve ergenlerle EMDR eğitimi, terapistin bu alanda becerisini arttırmayı hedeflemektedir. Araştırmalarla da gösterildiği gibi, çocuklarla EMDR yalnızca travmada değil, öfke, kaygı, korku gibi duygular, bağlanma sorunları, öğrenme bozukluğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite, otizm, psikosomatik bozukluklar ve performans arttırma ile çalışırken de etkili bir tekniktir. Sayfa 4 EMDR TürkiyE-Bülteni Sayı 5 - Ekim 2013 Araştırma Uzm Dr. Dursun Hakan Delibaş Panik Bozukluğu ve EMDR: Bir olgu sunumu Uzm Dr. Dursun Hakan Delibaş* ve Psk. Emre Konuk** *Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Psikiyatri Kliniği **Davranış Bilimleri Enstitüsü Özet Panik bozukluğu yaşam kalitesi ve bireysel psikososyal fonksiyonlarda bozulmaya yol açan kronik ve tekrarlayıcı bir durumdur. Güncel tedavi rehberlerinde serotonin geri alım inhibitörleri ve/veya belirli sayıda seans uygulanan Bilişsel Davranışçı Terapi birinci sırada tedaviler olarak önerilmektedir. Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR: Eye Movement Desensitization and Reprocessing), bilinen farklı yaklaşımları bir araya getiren ve temelde psikopatolojiyi 'işlenmemiş travmatik anılara' (olumsuz yaşam olayları) bağlayan bir terapi yaklaşımıdır. Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) için etkinliği gösterilmiş ve son yıllarda diğer bazı psikopatolojilerde başarılı olgu serileri ve sonuç araştırmaları bildirilmiştir. Bu olgu bildiriminde de, panik bozukluğu olan bir olguda EMDR uygulamasının literatür ışığında tartışılması amaçlanmıştır. Abstract Panic disorder is a chronic and recurrent condition that impairs an individual’s psychosocial functioning and quality of life. Selective serotonin reuptake inhibitors and/or Cognitive Behavior Therapy is recommend as a treatment of choice by treatment guidelines. Eye Movement Desensitization and Reprocessing (EMDR) is known as a method that combines different approaches. Post-Traumatic Stress Disorder (PTSD) was shown to be effective and successful case series and outcome studies have been reported recently in some other mental and psychological disorders. In this case report, application of EMDR to a client with panic disorder is discussed within the available literature. Key words: Panic disorder, treatment, therapy, EMDR Anahtar Kelimeler; Panik bozukluğu, tedavi, terapi, EMDR Sayfa 5 EMDR TürkiyE-Bülteni Sayı 5 - Ekim 2013 Panik Bozukluğu ve EMDR: Bir Olgu Sunumu Panik bozukluğu (PB) yenileyici, beklenmedik panik atakları ile giden, oluşabilecek yeni panik atakları korkusu ile işlevsellikte kayıplara neden olan bir anksiyete bozukluğudur (DSM-IV-TR). Anksiyete atakları tipik olarak aniden başlar ve 10 dakika içinde doruk noktasına ulaşacak şekilde giderek şiddetlenir. Ataklarla giden PB’ nin genel popülasyonda yaşam boyu yaygınlığı %2.1 olarak bulunmuştur (Kathleen RM 2007). Kadınlarda iki kat daha fazla görülmekte ve 15-24 yaş arasında görülme sıklığı artmaktadır (Öztürk O. 2008). Güncel tedavi rehberlerinde serotonin geri alım inhibitörleri (SGİ) ve/veya belirli sayıda seans uygulanan Bilişsel Davranışçı Terapileri (BDT) birinci sırada tedaviler olarak önerilmektedir (Alkın T. ve ark. 2006). Farmakolojik ve psikososyal tedavilere doğal izlem çalışmalarında hastaların 1/3’ nün cevap vermediği düşünülmektedir (DSM-IV-TR). Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR; Eye Movement Desensitization and Reprocessing), Psikodinamik, Bilişsel, Davranışçı ve Danışan Merkezli yaklaşımlar gibi çok iyi bilinen farklı yaklaşımları bir araya getiren bir yöntemdir (Kavakçı Ö. 2012). Başlangıçta EMDR etkinliği Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) için gösterilmiş, son dönemde diğer anksiyete bozuklukları, depresyon, somatoform bozukluklar, dissosiyatif bozukluklar, alkol-madde kullanımı bozuklukları gibi durumlarda tedavi protokolü geliştirilmekte, başarılı olgu serileri ve araştırmalar yayınlanmaktadır (Young WC. 1994, Goldstein ve ark. 2000, Schneider ve ark. 2007, Nijdam M. ve ark. 2012, Marr j. 2012). PB genellikle sevilen bir kişinin ölümü, boşanma, ekonomik yitim gibi duygusal açıdan zorlayıcı yaşam olayları ya da durumlar nedeniyle başlamaktadır (Bayraktar E. 2007). Bu yazıda yakın dönemde ebeveyn kaybı sonrasında başlayan PB hastasına uygulanan EMDR terapisi sürecinin literatür ışığında tartışılması planlanmıştır. Olgu Devlet memuru, 24 yaşında, erkek hasta, üniversite mezunu. Başvuru yakınmaları: Huzursuzluk, sıkıntı hissi, gece olunca eve yalnız girememe, ölecekmiş gibi olma, çarpıntı, titreme terleme, kendisini kaybedecekmiş gibi olma, dışarı çıkamamama. Bu yakınmaları yaklaşık bir ay önce babasını kaybettikten bir süre sonra ortaya çıkmış. Panik atağı ilk kez yakını ile beraber yüksek bir mekândan aşağı bakarken, “Acaba burası yıkılır mı? Oturduğumuz yerin altı boşalır, düşer miyim?” şeklinde düşüncelerle birlikte başlamış ve bir saat sürmüş. Bu olaydan sonra yüksek binalardan kaçınma, uçağa binme düşüncesinden rahatsız olma başlamış. İlk günlerde hemen her gün özellikle akşamları iki-üç kez kalp çarpıntısı, nefes alamama, terleme, titreme, öleceğini düşünmenin eşlik ettiği panik atakları olmuş, geceleri uyuyamıyor, acil servise başvuruyor sakinleştirici yapılıp evine gönderiliyormuş. Özellikle son bir haftadır evde yalnız kalamama, yüksek binaların yanından geçememe, dışarı çıkamama şeklinde kaçınma davranışları başlamış. Her an panik ataklarının tekrarlayacağı korkusu yoğunlaşmış. Özgeçmişinde ve soy geçmişinde herhangi bir psikiyatrik hastalık olmayan hastanın fizik ve nörolojik muayenesi olağandı. Ruhsal durum muayenesinde: Bilinç açık, yönelim tamdı. Anksiyöz duygulanım gözlendi, anksiyöz duygudurum tanımlandı. Öyküde anksiyetenin bedensel ve bilişsel belirtileri, atağın her an olacağı korkusu ile beklenti anksiyetesi tanımlandı. Panik atağının olacağı yer ve durumlardan kaçınma şeklinde agorofobik davranışları vardı. Öyküde herhangi bir madde kullanımı, tıbbı hastalık bildirilmedi. Yapılan laboratuvar tetkikleri olağandı. Hastanın tanısı; bir aydan fazla süredir, yineleyen, beklenmedik panik ataklarının, beklenti anksiyetesinin, ataklarla ilgili belirgin davranış değişikliklerinin, agorofobinin olması, panik atakların bir maddenin ya da genel tıbbi bir durumun doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı olmaması ve başka bir mental bozuklukla daha iyi açıklanamaması nedeni ile DMS IV-TR’ a göre Panik Bozukluğu, agorofobi olan olarak değerlendirildi. Hastaya panik bozukluğu, kaygı döngüsü hakkında bilgi verildi. Kaygı kontrol etme açısından gevşeme egzersizi öğretildi. EMDR tekniği ile ilgili olarak da bilgi verildikten sonra aydınlatılmış onamı alınarak, 60-90 dakikalık toplam sekiz seans, dört hafta içerisinde EMDR uygulandı. Görüşmelerden önce Beck Anksiyete Ölçeği (BAÖ) ile hasta takip edildi. Sayfa 6 EMDR TürkiyE-Bülteni Sayı 5 - Ekim 2013 Hastanın ayrıntılı öyküsü alındı. Shapiro tarafından önerilen sekiz aşamalı EMDR prosedürü uygulandı. Ardışık hedefleme çalışması ile en rahatsız eden, ilk ve diğer travmatik anılar çıkarıldı. Rahatsızlık dereceleri belirlendi. Güvenli yer çalışması ve kaynak geliştirme çalışıldı. İzleyen süreçte toplam sekiz seansta ilk travmatik anıdan başlanarak tüm rahatsız eden anı ağları çalışılarak rahatsızlık dereceleri sıfırlandı. Tüm protokoller, geçmiş, şimdiki zaman (tetikleyiciler) ve geleceğe (gelecek şablonu) odaklanan üç yönlü yaklaşımla çalışıldı. İki seans sonunda hastanın uykuları belirgin şekilde düzeldi, evde atakları olmadı, acile başvurmadı. Dönem dönem huzursuzluk sıkıntı hissettikçe güvenli yer çalışması kendi kendine uygulayarak rahatladığını ifade etti. EMDR terapisi sekiz seansı sonunda hastanın BAÖ puanları 43 Puanından 10 puana kadar geriledi. Terapi sonlandırıldıktan sonra tedavisiz olarak birinci hafta, ikinci hafta, ilk ay ve ikinci ayda tekrar değerlendirilen olgu hiç anksiyete atakları yaşamadı. İşlevselliği tamamen düzeldi, işine dönebildi tedavi öncesi düşüncesinden bile korktuğu uçak ile seyahat edebildi. Tartışma EMDR yaygın kullanılan psikoterapi yaklaşımlarının farklı yanlarını bir araya getiren, sekiz aşamalı bir protokolden oluşan, entegratif bir tedavi yaklaşımıdır. Özellikle Travma Sonrası Stres Bozukluğunda (TSSB) etkilidir ve çeşitli kılavuzlarda TSSB için ilk sıra tedaviler arasında gösterilmektedir (Kavakçı Ö. 2012). Ayrıca son dönemde yayınlarda çeşitli psikiyatrik tablolar içinde etkili olduğunu bildiren olgu serileri ve araştırmalar yayınlanmıştır. Diğer hastalıklarda etkinliği şu şekilde açıklanmıştır; sadece TSSB' da olduğu gibi hayatı tehdit eden travmalar değil, hayat içerisinde oluşan küçük travmaların da psikopatolojilerin temel nedeni olduğu ileri sürülmüş ve anılar yaşanırken bilgi işleme sürecinde oluşan aksamaların, bilginin işlenememesine ve uygun olmayan bir biçimde depolanmasına neden olduğu ileri sürülmüştür (Shapiro F. 2001). EMDR ile Adaptif Bilgi İşleme modeli uygulanarak anıların aksayan işleme süreci aşılmakta, hastada psikopatolojiye neden olan durum düzelmektedir (Shapiro F. 2001). Olgumuzda panik ataklarının başladığı ilk an olan yüksekten aşağıya baktığı anda gelişen düşecekmiş gibi olma hissi, bu anıya ilişkin “özgüvensiz biriyim” olumsuz bilişinden (kendiyle ilgili olumsuz inanç) yola çıkılarak ulaşılan daha önce bu şekilde hissettiği ilk anısı ve diğer anıları belirlendi. Tüm anılar çalışılarak rahatsızlık dereceleri sıfırlandı. Panik ataklarına neden olan şimdiki zaman tetikleyicileri de hiç rahatsızlık vermeyinceye kadar EMDR’ nin sekiz aşaması uygulandı. Gelecek şablonu, danışanın geçmiş ilk anıları ve güncel sorunları çözümlendikten sonra danışanda gelecekte olması istenen davranış ve tepkilerle ilgili olumlu bilişlerin güçlendirilmesidir (Kavakçı Ö. 2012). Olguda da tetikleyicilere imgelemle maruz bırakılarak hiçbir tetikleyiciden rahatsız olmayıncaya kadar gelecek şablonu çalışıldı. Bu iyilik halinin EMDR tamamlandıktan iki ay sonrada devam ettiği gözlendi. BDT, PB tedavi kılavuzlarında ilk sıralarda önerilmektedir ve BDT’nin temelinde kişinin uyumsuz olan temel inançları üzerinde çalışılmakta, hastaya davranışsal ödevler verilmekte, ortalama 12- 15 seans devam etmektedir (Manfro, G. ve ark 2008). EMDR içerisinde BDT’ye özgü uygulamaları da barındıran bir tekniktir ayrıca BDT'ye kıyasla, sunulan bu olguda da olduğu gibi, EMDR daha kısa sürede etkili olmakta, hastaya ödev verme, hastanın bu ödevlere uyma zorunluluğu bulunmamaktadır (Kavakçı Ö. 2013). EMDR içerisinde, güvenli yer, kaynak geliştirme gibi rahatlama teknikleri olduğu için hastaların ilaç tedavisine yine bu vakada olduğu gibi daha az ihtiyaçları olabileceği düşünülebilir. Tek olgu ile olan bir sunumun getirdiği kısıtlılığa rağmen, genel olarak PB’ nin duygusal olarak zorlayıcı olaylardan sonra çıktığı düşünüldüğünde, hastalarda stresli yaşam olayları araştırmak ve buna odaklı EMDR uygulamanın yararlı olabileceği ileri sürülebilir. EMDR’ nin panik bozukluğunda etkinliğinin kanıtlanması için kontrollü çalışmalara ihtiyaç vardır. (Not: Bu makale 49.Ulusal Psikiyatri Kongresi'nde poster bildirisi olarak sunulmuştur.) Sayfa 7 EMDR TürkiyE-Bülteni Sayı 5 - Ekim 2013 Kaynakça Alkın, T. ve Onur, E. & Monkul, S. (2006). Panik bozukluğunun farmakolojik tedavisi. Türkiye Psikiyatri Derneği: Anksiyete Bozuklukları, Birinci Baskı. Ankara: Pozitif Matbaacılık, pp:116. Amerikan Psikiyatri Birliği. (2000). Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı, Dördüncü Baskı Yeniden Gözden Geçirilmiş Tam Metin (DSM-IV-TR), Amerikan Psikiyatri Birliği, Washington DC. (E. Köroğlu, Çev.). Ankara: Hekimler Yayın Birliği. Bayraktar E. (2007). Panik bozukluğu ve agorafobi. Psikiyatri Temel Kitabı, ikinci baskı. Ankara: Hekimler Yayın Birliği, pp:304-18. Goldstein, A. J., de Beurs, E., Chambless, D. L., & Wilson, K. A. (2000). EMDR for panic disorder with agoraphobia: Comparison with waiting list and credible attention-placebo control conditions. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 68(6), 947. Kathleen RM. (2007). Anxiety disorders: Clinical features. Kaplan, Sadock's, comprehensive textbook of psychiatry. 8ª ed. Philadelphia: Lippincott Williams & Wilkins, pp. 1720-8. Nijdam, M. J., Gersons, B. P., Reitsma, J. B., de Jongh, A., & Olff, M. (2012). Brief eclectic psychotherapy v. eye movement desensitisation and reprocessing therapy for post-traumatic stress disorder: Randomised controlled trial. The British Journal of Psychiatry, 200(3), 224-231. Öztürk O. Uluşahin A. (2008). Ruh Sağlığı ve Bozuklukları. 11. Baskı. Ankara: Tuna Matbaacılık pp: 457. Schneider, J., Hofmann, A., Rost, C., & Shapiro, F. (2007). EMDR in the treatment of chronic phantom limb pain. Pain Medicine, 9(1), 76-82. Shapiro F. (2001). Eye movement desensitization and reprocessing: Basic principles, protocols and procedures. Second ed., New York: Guilford Press, pp: 4-126. Young, W. C. (1994). EMDR treatment of phobic symptoms in multiple personality disorder. Dissociation: Progress in the Dissociative Disorders, 7(2), 129-13. Kavakçı Ö. (2012). Ruhsal Travma Tedavisi İçin EMDR. Ankara: Hekimler Yayın Birliği. Dursun Hakan Delibaş İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kavakçı Ö. (2013). EMDR TürkiyE-Bülteni, Çeviri Köşesi. Sayı 3; http://www.emdrtr.org/Assets/Documents/Content/emdr-e-bulten-nisan.pdf Tel : 0506 292 21 41 İş : 0232 250 50 50 (5823) Faks : 0232 241 44 44 E-posta: hakandelibas@yahoo.com.tr Manfro, G. G., Heldt, E., Cordioli, A. V., & Otto, M. W. (2008). Cognitive-behavioral therapy in panic disorder. Terapia cognitivo-comportamental no transtorno de pânico. Rev Bras Psiquiatr, (30 Suppl II), S81-7. Marr, J. (2012). EMDR Treatment of ObsessiveCompulsive Disorder: Preliminary Research. Journal of EMDR Practice and Research, 6(1), 2-15. Sayfa 8 EMDR TürkiyE-Bülteni Sayı 5 - Ekim 2013 Psk. Hilal Akekmekçi Çeviri Köşesi Makale Özeti Makale Adı: Kayıp ve Yas Tedavisinde EMDR Kullanımı: Kavramsal Değerlendirme ve Klinik Yönergeler * Yazar: R.M.Solomon & T.A.Rando Dergi: European Review of Applied Psychology (Revue européenne de psychologie appliquée) Sayı: 2012; 62; 231-239. Çeviri özet: Hilal Akekmekçi Solomon ve Rando, bu makalede, travma tedavisinde etkinliği bilimsel araştırmalarca desteklenmiş olan EMDR yaklaşımının, kayıp ve yas tedavisinde kullanılma gerekçelerini ve uygulama esnasında göz önünde bulundurulması gereken klinik yönergeleri incelemektedir. Amerikan Psikiyatri Derneği, Amerika Savaş Gazileri ve Savunma Departmanı da dahil olmak üzere pek çok uluslararası kurum tarafından travma tedavisinde birinci dereceden etkin bir tedavi olarak önerilen EMDR yaklaşımının, kayıp ve yas süreçlerine müdahaledeki etkinliği Sprang ve ekibinin (2001) yürüttüğü bir çalışma ile de bulgulanmıştır. Çalışmanın sonuçları, EMDR tedavisi ile az sayıda seansla oldukça kısa bir zaman dilimi içinde tedavinin olumlu etkilerinin görülmeye başladığını, travma semptomlarındaki azalmaya bağlı olarak yas sürecinin de kısaldığını ve “kayıp” kişi ile ilgili hatırlanan olumlu anıların sayısında hızlı bir artış gözlendiğini ortaya koymaktadır. Nitekim alanda yapılan çalışmalar ve klinik gözlemler, Adaptif Bilgi İşleme (AIP) Modeli’nin öne sürdüğü, kişinin yaşadığı kayba eşlik eden ve mevcut problemlerinin temelini oluşturan yetersizlik ve suçluluk duygularının işlenmesinin, mevcut kayıpla başa çıkmayı kolaylaştırdığı varsayımını destekler niteliktedir. Adaptif Bilgi işleme (AIP) Modeli’ne göre, kişilerin deneyimleri beyinlerinde fiziksel anılar olarak kaydedilir ve anı ağları içinde depolanır. Bu anı ağları, kişilerin, yeni yaşantılarını anlamlandırmalarında, mevcut duygu, düşünce ve davranışlarını şekillendirmede belirleyici rol oynar. Kişiye rahatsızlık veren küçük veya büyük çaplı travmatik yaşantılar olması durumunda ise, bu sistemin işleyişinde aksama meydana gelir ve anı ağlarına entegre edilemeyen “işlenmemiş” anılar, olay anındaki duygu, düşünce ve beden duyumlarını olduğu gibi saklayarak tetiklenmeye hazır biçimde depolar. EMDR protokolünün amacı, işlevsiz biçimde depolanmış bu anıların işlenmesini ve adaptif anı ağlarına entegrasyonunu sağlamaktır. Bilişsel Davranışçı Terapiler’de uygulanan duyarsızlaştırma tekniğinden farklı olarak, EMDR uygulaması esnasında danışanın travmatik anıyı tüm ayrıntılarıyla anlatması veya ev ödevleri yapması gerekmez. Uygulamadaki bu farklılığın ötesinde, EMDR müdahalesi yalnızca danışanın travmatik anı karşısında duyarsızlaşmasını sağlamakla kalmaz; ayrıca, danışanın travmatik anıya bakış açısı ve olaya dair duygu, düşünce ve bedensel duyumlarında da olumlu bir dönüşüm sağlar. EMDR terapisinin temel bileşeni olan göz hareketlerinin ve değerlendirme aşamalarının tedavi sürecinde özellikle önemli olduğu düşünülse de, yöntemin etkinliğini açıklayan nörobiyolojik mekanizmaların tam olarak aydınlatılabilmesi için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Kayıp ve yas sürecinin yarattığı semptomlar, pek çok kişide zaman içinde ölüm gerçeğinin kabullenilmesi ve ölen kişiyle ilgili içselleştirilmiş temsillerin bu gerçek doğrultusunda uyarlanmasıyla ortadan kayboluyorsa da, bazı durumlarda bu uyum sağlama sürecinin sekteye uğraması nedeniyle patolojik veya uzamış yas olarak adlandırılan tablo ortaya çıkmaktadır. Normal yas sürecinde, ölen kişi ile ilgili olumlu anı ve duyguların hatırlanmasına karşın, patolojik yas vakalarında kaybedilen kişi ile ilgili anı ağlarına erişimin engellendiği anlaşılmaktadır. Adaptif Bilgi İşleme (AIP) Modeli perspektifine göre, kayıp yaşantısıyla başa çıkamayan kişide ölümle ilgili anılar işlenmeden depolandığı için kolayca tetiklenmekte ve sevilen kişi ile ilgili diğer anılara erişimi engellemektedir. Bu klinik tablonun ortaya çıkmasında, geçmişte yaşanmış gelişimsel travmatik süreçlerin de etkisi olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Değerlendirme Aşaması’nda mevcut semptomların temelini oluşturan işlenmemiş anıların ve çözümlenmemiş travmaların saptanması tedavi planının doğru oluşturulması için oldukça önemlidir. Sayfa 9 EMDR TürkiyE-Bülteni Sayı 5 - Ekim 2013 EMDR, geçmiş, şimdi ve geleceğe odaklanan, 3 yönlü bir protokol çerçevesinde uygulanır. Bu çerçeve, danışana şu anda acı ve sıkıntı veren geçmiş anıların işlenmesi, sıkıntının ve işlevsiz baş etme stratejilerinin devam etmesine neden olan güncel tetikleyicilerin belirlenmesi ve olumlu bir gelecek şablonu oluşturulmasını içerir. EMDR, kişinin kayba ilişkin yaşadığı travmatik süreci atlatması ve yas sürecini tamamlaması için kısa bir yol sunmaz; EMDR, işlevsiz biçimde depolanmış anılarının işlenerek anı ağlarına entegre olmasını sağlayarak, yas sürecini karmaşıklaştıran faktörleri ortadan kaldırabilir ve kişinin doğal yas sürecini tamamlamasını sağlayabilir. Bazı danışanlar, EMDR tedavisinin onlara sevdikleri ölen kişiyi tamamen unutturacağından korkarlar; ancak araştırma ve klinik gözlem sonuçları, bu korkularının aksine EMDR tedavisinin ölen kişiye dair olumlu anıları ve duyguları hatırlamayı kolaylaştırdığını göstermektedir. Standart EMDR Protokolü’nün 8 aşamasının kayıp ve yas tedavisinde uygulanması, bu makalede vak’a örnekleri üzerinden açıklanmıştır. 1. Danışan Geçmişi: Kayıp ve yas ile çalışılırken, danışanın kişisel öyküsünün yanı sıra, ölen kişi ile ilişkisine dair de bilgi alınır. Bu aşamada danışanın EMDR tedavisine uygunluğunu değerlendirmek önemlidir. Önemli bir kişinin kaybının ardından hissizlik, inkar veya disosiyasyon gözlendiği durumlarda EMDR uygulanmamalıdır. Danışan hazır değilken EMDR uygulanması, danışanı baş edemeyeceği yoğunlukta olumsuz duygularla yüzleşmek durumunda bırakarak zarar verici olabilir. Kayıp sonrası ilk aşamada danışanın psikolojik ilk yardım desteği alması, aile ve arkadaşlarıyla birlikte olması önemlidir. EMDR ilk şok atlatıldıktan ve olumsuz duygular hissedilmeye başladıktan sonra, danışanın terapi esnasında ortaya çıkabilecek yoğun duygulanımı tolere edebilecek gücü ve stabilizasyonunu sağlayacak yeterli iç ve dış kaynak bulunduğunda uygulanabilir. 2. Hazırlık: Bu aşamada, terapist ile danışan arasında işbirliği kurulması ve danışanın kayıp ve yas süreci ile EMDR terapisinin semptomlar üzerindeki etkileri gibi konularda bilgilendirilmesi amaçlanır. Terapistin EMDR tekniklerinin yanı sıra, çalıştığı popülasyona bağlı olarak kayıp ve yas süreci ve bu süreçte kullanılan başa çıkma mekanizmaları üzerine bilgi ve deneyim sahibi olması önemlidir. İşlevsiz biçimde depolanmış anının, adaptif anı ağlarına entegrasyonu yapılmadan önce adaptif anı ağlarının varlığı araştırılır. Örneğin, bağlanma sorunları yaşayan bir danışanın ilişkilere dair olumlu anılar barındıran bir anı ağı bulunmadığından, bu anı ağının terapist ile kurulan ilişki ile terapi esnasında inşa edilmesi gerekir. Hazırlık aşamasında ayrıca danışanlara, işleme aşamasında gerçeklikle bağlarını koruyabilmelerini sağlayabilmeleri için öz-denetim teknikleri ve gevşeme egzersizleri öğretilir. 3. Değerlendirme: Bu aşamada hedef anı belirlenir ve bu anı ile bağlantılı olarak en kötü görüntü, negatif kognisyon, duygular ve beden duyumları saptanır. Hedef anının danışana ne kadar rahatsızlık verdiği Öznel Rahatsızlık Düzeyi (SUD) ile değerlendirilir. Negatif kognisyonun yerini alması istenen pozitif kognisyon belirlenir ve bu düşüncenin şimdiki zamanda geçerliliği (VOC) de değerlendirilir. 4. Duyarsızlaştırma: Bu aşamada çift yönlü uyarım (BLS) uygulanarak yeniden işlemeye başlanır. Bu aşamada amaç, hedef anının adaptif anı ağına entegrasyonunu sağlamaktır. Standart EMDR uygulamasında bu aşama tamamlandığında danışanın SUD puanının 0’a eşitlenmesi beklense de, kayıp ve yas sürecinde 1 veya 2 olması da yaşanan ekolojik denge açısından uygundur ve kabul edilebilir. 5. Yerleştirme: Bu aşamada travmatik anının pozitif kognisyon ile eşlenmesi sağlanarak, danışanın ölüm travması nedeniyle kendisiyle ilgili oluşturduğu negatif düşüncelerin yerini pozitif düşüncelere bırakması, sakinleşmesi ve olumlu duygular hissetmesi amaçlanır. Tedavinin etkinliğini değerlendirmek amacıyla pozitif kognisyonun geçerliliği (VOC) sorgulanır. 6. Beden Tarama: EMDR terapisi, danışanın sözlü ifadelerinin yanı sıra beden ifadelerine de önem verdiğinden işlemenin tamamlandığının anlaşılması ancak hedef anı ile ilgili rahatsızlık verici bedensel duyumların tamamen ortadan kalkmasıyla mümkündür. Bu aşamada danışanın hedef anıyı ve pozitif kognisyonu eş zamanlı olarak düşünmesi ve bedensel duyumlarını taraması istenir. Rahatsızlık Sayfa10 EMDR TürkiyE-Bülteni Sayı 5 - Ekim 2013 hisleri bulunması halinde çift yönlü uyarım uygulanır. Bu aşamada kişinin kendini güçlü ve güvenli hissetmesine bağlı olarak olumlu duyumların ortaya çıkmasına oldukça sık rastlanılır. 7. Kapanış: Bu aşamada danışanın seanstan psikolojik denge ve uyum halinde ayrılmasını sağlamak amacıyla güvenli yer gibi stabilizasyona yönelik uygulamalara ağırlık verilir. Danışana bir sonraki seansa kadar öz bakımına dikkat etmesi gerektiği hatırlatılır. 8. Yeniden Değerlendirme: Bu aşamada danışanın bir önceki seansta edindiği kazanımların günlük hayatına yansımaları, mevcut psikolojik durumu ve son seanstan sonra hatırladığı rüyalar, bir anda aklına gelen geçmişe dair sahneler/anılar (flashback) ve diğer hatıralar değerlendirilerek tedavinin geleceği planlanır. Mevcut tetikleyiciler, danışanın içinde bulunduğu zaman diliminde kişinin ölüm ile ilgili yaşadığı acı ve üzüntü hislerinin artmasına veya sevdiği bir kişinin ölümü nedeniyle yaşadığı veya yaşayacağı ikincil kayıpların farkına varmasına yol açan durumlardır. Bu durumların belirlenmesi ve tedavide ele alınması önemlidir. Gelecek şablonu, danışanın yaşadığı kayıp nedeniyle ileride yaşayacağını düşündüğü zorlukları gözünde canlandırması esnasında yaşadığı gerginlik, direnç ve engellerin terapide işlenmesini içerir. Gelecek şablonu, danışanın, ölen kişinin yokluğunda yeni hayatına adapte olmasını sağlamakta oldukça önemlidir. Gelecek şablonu, danışanın ölen kişi ile ilişkisine yatırdığı enerjiyi başka alanlara yönelterek, anlamlı ve üretken bir hayat yaşamasına yardımcı olur. Yazarların da makalenin özet kısmında belirttiği üzere, her tür travmatik yaşantının tedavisinde etkinliği kanıtlanmış olan EMDR yöntemi, patolojik yas tedavisinde de oldukça yardımcıdır. Kayıp ve ardından gelen yas sürecinin doğal seyrinde yaşanmasını engelleyen olumsuz travma ve deneyimlerin işlenerek adaptif anı ağlarına entegrasyonunu sağlayan ve kişiyi acı verici duygu ve düşüncelerin etkisinden kurtaran EMDR, danışanın doğal bir yas süreci içine girmesine yardımcı olur. Burada önemli olan terapistin kayıp ve yas ile çalışmaya dair kapsamlı bir terapi çerçevesi oluşturması ve EMDR yöntemini bu çerçeve içinde uygun biçimde uygulamaya önem vermesidir. Yalnızca danışanın kendi uyarılma seviyesini kontrol altına alabildiği ve gerçeklikten kopmadığı durumlarda uygulanabilen EMDR yönteminin zamanlaması ve hızı, danışanın ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir. Ayrıca terapistin danışanın stabilizasyonunu sağlayacak yöntemler hakkında bilgili ve deneyimli olması, kayıp sürecine dair danışana psiko-eğitim sunabilmesi ve yas sürecine dair dinamiklerle ilgili klinik bilgilere sahip olması tedavi başarısını arttıracaktır. *Kaynak: Solomon, R.M. & Rando, T.A. (2012). Treatment of grief and mourning through EMDR: Conceptual considerations and clinical guidelines. Revue européenne de psychologie appliquée, 62, 241-251. Sayfa11 EMDR TürkiyE-Bülteni Sayı 5 - Ekim 2013 Uzm. Psk. Zeynep Zat Söyleşi Austin Texas’ta gerçekleşen EMDRIA Konferansından yeni dönen Dernek başkanımız Emre Konuk, Konferans hakkındaki izlenimlerini paylaştı. SORU: Konferansın açılış konuşmalarında EMDR'nin nörobiyoloji ile ilişkisi ve 'yeniden işlemenin' altında yatan mekanizmalara dair yeni bulgulara yer verileceği duyurulmuştu. Konuşmalara katılma şansınız olduysa bu yenilikler hakkında bilgi verebilir misiniz? EMDR, Adaptif Bilgi İşleme (AIP) Modeli’ne dayanır. Bu model de nörobiyolojiyi referans alır. Yakın zamanlara kadar EMDR’nin AIP Modeli ve travma perspektifi ile beyin mekanizmaları arasındaki bağlar çok açık değildi. Son yıllarda beyin araştırmaları hız kazandı. Bu kongrede EMDR Terapisi anlatılırken, beynin bilgiyi işleme süreçleri ile nörobiyolojik mekanizmaların ilişkisini açıklayan sunumlar oldukça ağırlıklı yer alıyordu. Beyin araştırmalarının EMDR teorisini (AIP) güçlü şekilde desteklediğini görmek heyecan veren bir gelişme. Kongrede bu konuyu irdeleyen sunumlardan birini paylaşacak olursak alanda çok deneyimli olan Uri Bergman’ın 'EMDR’nin Nörobiyolojisi' diyebileceğimiz çalışmasını anlatmak isterim. Konuşmanın özü şuydu: Beyin doğuştan bir potansiyel ile gelmekle birlikte ağırlıklı olarak kendini çocuklukta yapılandırıyor. Beyin haritaları özellikle çocuğun kendisine bakım verenlerle ve çevresiyle kurduğu ilişki içinde şekilleniyor. Yani çocuğun dünya ile nasıl baş edeceği bu ilişkilerde yapılandırılıyor. Bu dönemde yaşanan travmalar nöral haritaların normal gelişimini engelleyebiliyor. Uri kompleks travma vak’alarının nöral haritalarının, beyin yapılanmalarının ve yeni gelen enformasyonları işleme süreçlerinin normallerden ne kadar farklı olduğunu fMRI sonuçları ile gösterdi. Burada çok enterasan bir bulguya değinmek isterim. Uri, EMDR ve psikanalizde farklı teknikler kullanılmakla birlikte nörobiyolojik temelde beyindeki adımlarının çok belirgin paralellik ve benzerlikler gösterdiğini vurguladı. Örneğin, çocuk ile ona bakım veren kişi arasındaki ilişkinin gelişimi sırasında kaydedilen nörobiyolojik adımların, danışan ile psikanalist arasında kurulan ilişki sırasında ortaya çıkan nörobiyolojik yapılanmalar Uzm. Psk. Emre Konuk ve değişimler ile çok paralel olduğunu gösterdi. Beyin görüntülemelerinde EMDR terapisinde de aynı benzerlikler olduğu görülüyor. Bir beyin araştırmacısı olan Lanius, EMDR’yi keşfettikten sonra EMDR süreçlerinin nörobiyolojik paralelliklerini görebilmek için beyin araştırmaları yürütüyor. Kongrede, disossiyatif bozukluk ile EMDR terapisi arasındaki nörobiyolojik bağları gösterdi. Alanında çok değerli bir araştırmacı olan Colin Ross psikozun, nörobiyoloji, travma ve AIP Modeli’ne göre nasıl açıklanabileceğine dair geliştirdiği teoriyi anlattı ve buna dayanarak geliştirilen ve kullanılan psikozla başa çıkacak stratejileri dile getirdi. Obsesif Kompulsif Bozukluk üzerine çalışan travma dünyasının önemli isimleri Christie Sprowlz ve Priscilla Marquiz, bu bozukluğun nörobiyolojik temelini anlattılar. Her bir obsesif ve kompulsif semptom ile nasıl çalışılacağına dair ayrı ayrı protokoller ve EMDR Stratejileri anlattılar. SORU: Bu konferansta size EMDR’ın gelişimine katkıda bulunabileceğini düşündüren farklı çalışmalar hangileri oldu? Kaiser Permanente adında, amacı önleyici tıp ve sağlık politikaları üretmek olan bir sağlık organizasyonu var. Orta sınıf Amerikalılar ile yaklaşık yirmi yıl sürmüş olan bir araştırmanın sonuçlarını araştırmanın yöneticisi olan Vincent Felitti paylaştı. Kaiser Permenante Vakfı, 1995 ile 1997 arasında kendisine değişik tıbbi hastalıklarla başvuran insanlar ile çalışırken 10 travma alanını içeren bir travma ölçeği oluşturmuş. Çocuklukta yaşanan olumsuz yaşam olayları travma olarak tanımlanıyor ve ölçeğe ACE adı veriliyor. Ölçek 10 üzerinden değerlendiriyor; yüksek puan, çok sayıda travmatik yaşantıya işaret ediyor. Sayfa12 EMDR TürkiyE-Bülteni Sayı 5 - Ekim 2013 Bu ölçeği 17.500 kişiye uygulamışlar ve toplanan verileri analiz etmişler. Bu araştırmada çocukluk dönemindeki travmalar ile sağlık, sosyal hayat ve ekonomik riskler arasında nasıl bir ilişki olduğunu görmeyi hedefliyorlar. Özetle, erken yaştaki travmatik süreçlerle sonraki yaştaki psikiyatrik bozukluklar ve fiziksel hastalıklar arasında yüksek korelasyonlar olduğunu buluyorlar. Örneğin, kalp, akciğer kanseri, diyabet, bağışıklık sistemi bozuklukları, depresyon, şiddet ve intihar ile çocukluk döneminde yaşanan travmalar arasında yüksek korelasyonlar bulunmuş. Felitti de bütün bu verilere bakarak hastalıkların oluşmadan önlenmesine yönelik programlar oluşturmak üzere Vakıf ile politikalar üretiyor. Bu çalışmanın EMDR’nin gelişimine katkıda bulunabileceğini düşünüyorum. Çünkü bozukluklara travma perspektifinden bakmakla ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu gösteriyor. Bu çalışmanın sosyal ve sağlık politikaları oluşturmak istendiğinde önemli bir kaynak olduğunu söyleyebiliriz. SORU: Konferans Programı’nda EMDR HAP çalışmalarına yer ayrıldığını biliyoruz. EMDR HAP‘in uluslararası platformdaki gelişimi ve gelecekte atılması planlanan adımlar hakkında bilgi verebilir misiniz? EMDR HAP 20 senedir bir felaket söz konusu olduğunda oraya EMDR eğitimleri ve uygulamaları ile destek veriyor. Deneyimler bu eğitimin ardından süpervizyonun devam etmesinin ve projeye sahip çıkacak bir organizasyonun gerektiğini gösteriyor. Gelecekte EMDR HAP çalışmalarını iyi projelendirebilecek, organize edebilecek ve yürütecek lokal bir kuruluş olması ve süpervizyonların devamının sağlamasına karar verildi. Yıl sonunda İngiltere’de bu konu ile ilgili ayrıntılı bir toplantının yapılmasına karar verildi. SORU: Siz çalışmalarınızdan hangisini sundunuz? Geçen yıl yaptığım EMDR ve Kronik Başağrısı çalıştayı çok beğenilmişti ve tekrar sunmam talep edildi. Bu yıl dinleyici sayısı daha yüksekti, salonda ayakta kalanlar vardı. Baş ağrısı tedavisine dair geliştirdiğimiz protokolü ve yürüttüğümüz araştırmayı sundum. Migren gibi, büyük ölçüde tedavisi olmadığı düşünülen bir sorunun aşılabileceğine inanmak çok zor. Senin yaklaşık 25 yıldır başı ağrıyan kronik migren hastasının 7 seansta baş ağrısının nasıl geçtiğini gösteren videosunu gösterdim. Katılımcılar memnun ayrıldılar ve çok öğretici olduğunu söylediler. SORU: Amerika ve Avrupa’daki deneyimli EMDR terapistleri bir aradaydınız toplantılardan ve birebir görüşmelerden aktarmak istedikleriniz var mı? Şimdiye kadar yurt dışından 42 EMDR’ciyi davet etmişiz. Önümüzdeki yıllarda grup halinde gelmek ve güney sahillerinde gezmek istiyorlar. Dolayısı ile hem gezdiğimiz hem çalıştay yaptığımız bir organizasyonumuz olacak. SORU: Kasım ayında düzenlenecek olan EMDR Türkiye sempozyumu var hani, kendileri ile bunu paylaştınız mı? Sempozyuma Elan Shapiro gelecek ve yakın geçmişte yaşanan travma ile nasıl çalışılacağına dair formel bir eğitim verecek. Yakın tarihli travma dediğimiz zaman bomba patladı, bina çöktü, araba kazası gibi bir şey anlaşılır. Halbuki travmayı biz malum 'olumsuz hayat olayı' olarak tanımlıyoruz. Dolayısı ile bir insanı ya da bir çocuğu, ergeni etkileyen her türlü yakın tarihli problemden söz ediyoruz. EMDR terapistlerinin yakın tarihli olumsuz bir olay nedeniyle travmatik bir süreç yaşandığı zaman buna nasıl müdahale edeceği ile ilgili beceri setini oluşturması ve pratik etmeleri gerekebiliyor. Bu açıdan yakın geçmişteki travmalar ile çalışabilir olmak için bu eğitim çok önemli. Ayrıca, Ana Gomez eğitim verecek. Ana Gomez de özellikle erken dönem travmaları ve disosiyasyonla ilgili çok ciddi birikimleri olan çok önemli bir uzman. Bunları onlarla paylaştığımda, 'biz niye yokuz' filan dediler. Ben de 'seneye EMDR Kongresi olacak sizi oraya sakladım' dedim. SORU: Austin’i görme şansınız oldu mu? Orayı nasıl buldunuz? Austin, Texas Amerika’nın müzik şehri diye bilinir. Çok iyi müzik kulüpleri vardır. İki akşam müzik dinlemeye gittik. . Bir tanesine ben bastırdım ve güzel bir Jazz dinledik. Tabii Texas kovboy memleketi. Bir gece de kovboy danslarını izledik. Bizim çayda çıramız varsa onların da kovboy dansları var. Sıcaklık 33 derece ve aşırı rutubet vardı. Otel de ucuz olsun diye şehir merkezinden uzaktı. Bu iki gece dışında dışarı çıkmadım. Bugüne kadar katıldığım tüm kongrelerin kayıtları ve sunumları var. Yakında bunları erişilebilir hale getireceğiz. Ne yazık ki İngilizce. Sayfa13 EMDR TürkiyE-Bülteni Sayı 5 - Ekim 2013 Yazım Kuralları Genel İlkeler 1. E-bültene gönderilecek araştırma yazıları, A4 boyutlarında beyaz kağıda üst, alt, sağ ve sol boşluk 2,5 cm. Bırakılarak (16 x 24,7’lik alana) çift aralıklı ve düz metin olarak yazılmalıdır (Bu ölçüler, gönderilen tablo ve grafiklerin dergi sayfa boyutları dışına taşmamasını ve daha kolay kullanılmasını sağlayacaktır). 2. Yazılarda Türk Dil Kurumu’nun yazım kılavuzu örnek alınmalı, yabancı sözcükler yerine olabildiğince Türkçe sözcükler kullanılmalıdır. Türkçe’de pek alışılmamış sözcükler yazıda kullanılırken ilk geçtiği yerde yabancı dildeki karşılığı parantez içinde verilmelidir (Türkçe ve İngilizce). 3. Araştırma yazıları başlık sayfası, özet (Türkçe ve İngilize), anahtar kelimeler, ana metin, kaynaklar, ekler, tablolar, şekil başlıkları, şekiller, yazar notları ve yazışma adresi ile genişletilmiş İngilize uzun özet (summary) bölümlerini içermelidir. a) Başlık sayfası: Sadece araştırma yazısı başlığı ve kısa başlık bu sayfada yer almalıdır. Yazarların adı ve soyadı, unvanı ve çalıştığı kurumu içeren bilgiler de bu sayfada yer almalıdır. b) Özet ve anahtar sözcükler: Araştırma yazısı, Türkçe ve İngilizce olmak üzere her iki dilde ‘Özet’ ve ‘Abstract’ başlıkları altında 250 kelimeyi geçmeyecek şekilde olmalıdır. Anahtar kelimeler (3 ile 6 arasında) Türkçe özetin altında ‘Anahtar kelimeler’ ve İngilizce özetin altında ‘Key words’ başlığı kullanılarak verilmelidir. Türkçe ve İngilizce özetin her biri yeni bir sayfadan başlamalıdır. c) Ana metin: Yeni bir sayfadan başlamalıdır. Görgül makalelerde (araştırma yazılarında) metin, sırasıyla giriş, yöntem, sonuçlar ve tartışma bölümlerinden oluşmalıdır. Derleme türü yazılarda da yöntem bölümü dışında diğer adımlar benzer şekilde yazılmalıdır. Makalenin başlığı ana metnin ilk sayfasında yer almalı ve başlıktan sonra, “Giriş” alt başlığı yazılmadan paragraf ile metne başlanmalıdır. Yöntem, Sonuçlar ve Tartışma bölümleri yeni bir sayfadan başlamamalıdır; bir bölüm bittikten sonra, aynı sayfada diğeri onu izlemelidir. Giriş bölümü, yapılan araştırma ile ilgili olarak, literatürdeki yaklaşım ve sonuçlar ile araştırmanın amacını içermelidir. Yöntem bölümü örneklem, veri toplama araçları ve işlem olmak üzere 3 alt bölümden oluşmalıdır. Sonuçlar, araştırmada kullanılan istatistiksel analizleri, her değişkene ait ortalama ve standart sapma değerlerini içermelidir. Tablolar ve şekiller ayrı bir sayfada yazının en sonunda verilmelidir. Verilecek olan tablolarda ortalamalar ortalama işareti, standart sapmalar ise “s” ile gösterilmelidir. d) Kaynaklar: Yeni bir sayfadan başlamalıdır. Metin içinde belirtilen tüm kaynaklar ‘Kaynakça’ listesi içinde yer almalıdır. APA 5 formatına uygun yazılmalıdır. e) Ekler: Yeni bir sayfadan başlamalıdır. Araştırmada kullanılan ölçekler gibi ek bilgileri içerir. f) Tablolar: Yeni bir sayfadan başlamalıdır ve her bir tablo ayrı bir sayfada verilmedir. Tablo numarası (Tablo 1: gibi) ve Tablo başlığı tablonun üstünde kelimelerin yalnızca baş harfleri büyük olarak yer almalıdır. g) Şekil başlıkları ve şekiller: Yeni bir sayfadan başlamalıdır. Şekil numarası ve şekil başlıkları kelimelerin baş harfleri büyük olarak aynı sayfada alt alta verilmelidir. Şekillerin her biri ise ayrı sayfalarda verilmelidir. h) Yazar notları: Yeni bir sayfadan başlamalıdır. Eğer araştırma bir tez çalışmasının özeti ise veya araştırmayı destekleyen kurum(lar) var ise bu bölümde belirtilmelidir. Ayrıca araştırmacının, araştırmaya katkılarından dolayı teşekkür etmek istediği kişiler de bu sayfada belirtilmelidir. ı) Yazışma adresi: Yeni bir sayfadan başlamalıdır. Yazarın veya yazarlardan bağlantı kurulabilecek olan kişinin adresi, telefon numarası ve varsa faks numarası ile e-posta adresi bu bölümde yer almalıdır i) Genişletilmiş İngilizce özet (Summary): Yeni bir sayfadan başlamalıdır. Çift aralıklı, 4-10 sayfa uzunluğunda olmalı; giriş, yöntem, bulgular ve tartışma bölümlerini içermelidir. İngilizce kısa başlık mutlaka belirtilmelidir. 4) Yazılardan ifade edilen düşüncelerden yazarları sorumludur. 5) Yayın Kurulu, yazıda gerekli gördüğü sözcükleri değiştirebilir. 6) Kurallara uymayan yazılar yayınlanmaz. 7) Yayınlanan her araştırmanın verilerinin 5 yıl süre ile araştırmacı tarafından saklanması zorunludur. Çalışma iki kopya halinde emdrebulten@gmail.com adresine gönderilmelidir. Bunlar: a)-Kimlik bilgilerini içeren başlık sayfası dahil b) Kimlik bilgilerini içeren başlık sayfası hariç. Sayfa14 EMDR TürkiyE-Bülteni Sayı 5 - Ekim 2013 Psikoloji ve Pskiyatri Dünyasından Haberler II. Ulusal EMDR Sempozyumu, 8-10 Kasım tarihleri arasında İstanbul Şehir Üniversitesi Batı Kampüsü’nde gerçekleştirilecektir. Detaylı bilgi www.emdr-tr.org adresindedir. Kognitif ve Davranış Terapileri Derneği 3.Ulusal Kongresi, “Zor Vakalar, Yeni Yaklaşımlar” temasıyla 14 - 17 Kasım 2013 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşecektir. Kongre ile ilgili detaylı bilgi http://www.kdtdkongreleri.org adresindedir. 8.Avrupa Aile Terapisi Kongresi, 24-27 Ekim 2013 tarihleri arasında İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşecektir. Kongre programı ve kayıt bilgileri, www.efta2013.org adresinde duyurulmaktadır. 18. Ulusal Psikoloji Kongresi 9-12 Nisan 2014 tarihleri arasında Bursa’da yapılacaktır. Sözel bildiri, poster sunumu, çalışma grubu ya da panel önerileri için son başvuru tarihi 15 Ekim 2013’tür. Kongre ile ilgili detaylı bilgi http://www.psikoloji2014.org/ adresindedir. EMDR Avrupa 2014 Kongresi 26-29 Haziran 2014 tarihleri arasında Edinburgh’ta gerçekleştirilecektir. Bildiri gönderimleri için son tarih 13 Ocak 2014 olarak belirlenmiştir. Kongre ile ilgili detaylı bilgiye http://emdr2014.com/conference/index.html adresinden ulaşılabilir. Amerika Evlilik ve Aile Terapileri Derneği’nin 2013 yılı konferansı, “Raising Vibrant Children” temasıyla 17-20 Ekim tarihleri arasında Portland, Oragon’da gerçekleştirilecektir. Detaylı bilgiye, www.aamft.org adresinden ulaşılabilir. 5-8 Mart 2014 tarihleri arasında “Technology, Families and Effective Therapy” temasıyla İzmir’de gerçekleşmesi planlanan Uluslar arası Aile Terapisi Derneği (IFTA)’nın 22.yıllık konferansı’nın Panama’da yapılmasına karar verilmiştir. Detaylı bilgiye http://www.ifta-congress.org/ adresinden ulaşılabilir. Sayfa15