İLLER BANKASI ANONİM ŞİRKETİ YÜKSEK KATLI KONUT ÜRETİMİNİN KENT İLE İLİŞKİSİNİN SOSYAL VE MEKÂNSAL BOYUTLARIYLA İRDELENMESİ Zeynep Betül VURAL UZMANLIK TEZİ NİSAN 2017 İLLER BANKASI ANONİM ŞİRKETİ YÜKSEK KATLI KONUT ÜRETİMİNİN KENT İLE İLİŞKİSİNİN SOSYAL VE MEKÂNSAL BOYUTLARIYLA İRDELENMESİ Zeynep Betül VURAL UZMANLIK TEZİ Tez Danışmanı (Kurum) Özkan ALTUN Tez Danışmanı (Üniversite) Prof. Dr. Zeynep ULUDAĞ ETİK BEYAN İLLER BANKASI ANONİM ŞİRKETİ Uzmanlık Tezi Yazım Kurallarına uygun olarak hazırladığım bu tez çalışmasında; tez içinde sunduğum verileri, bilgileri ve dokümanları akademik ve etik kurallar çerçevesinde elde ettiğimi, tüm bilgi, belge, değerlendirme ve sonuçları bilimsel etik ve ahlak kurallarına uygun olarak sunduğumu, tez çalışmasında yararlandığım eserlerin tümüne uygun atıfta bulunarak kaynak gösterdiğimi, kullanılan verilerde herhangi bir değişiklik yapmadığımı, bu tezde sunduğum çalışmanın özgün olduğunu, bildirir, aksi bir durumda aleyhime doğabilecek tüm hak kayıplarını kabullendiğimi beyan ederim. Zeynep Betül VURAL 04/04/2017 Yüksek Katlı Konut Üretiminin Kent İle İlişkisinin Sosyal ve Mekânsal Boyutlarıyla İrdelenmesi (Uzmanlık Tezi) Zeynep Betül VURAL İLLER BANKASI ANONİM ŞİRKETİ Nisan 2017 ÖZET Tüm dünyada Endüstri devrimi sonrası konut üretim pratiğinde önemli değişiklikler yaşanmıştır. Türkiye’de bu değişiklikler öncelikle İstanbul ardından da diğer büyük kentlerde yaşanmaya başlamıştır. Nüfus artışı, arsa yetersizliği, değişen tüketim alışkanlıkları ve teknolojik ilerlemeler ile ekonomik kaygılar sonucu yüksek katlı konut üretimi hız kazanmıştır. Bu yeni konut üretim biçimi, yaşam ve kent kültürüne de yansımış ve değişime uğratmıştır. Geleneksel yaşam biçimi, konut kültürü, komşuluk ilişkileri ve kentsel ilişkilerin değişimi ile mekânsal bir ayrışma ortaya çıkmış ve kapalı konut yerleşkeleri oluşmaya başlamıştır. Bu yeni yerleşkelerde, konut bir taraftan barınma nesnesi diğer yandan ise prestij sembolüne dönüşmüştür. Bu bağlamda, tez çalışması öncelikle yüksek katlı konutların ortaya çıkışının tarihsel süreç içerisinde sebeplerini ele almaktadır. Türkiye’de yüksek katlı konutlara yönelimin nedenleri; fiziki, siyasi ve sosyokültürel etkiler ışığında değerlendirilerek, yüksek katlı konutların plan şemaları ve mekânsal kurgularında yaşanan değişiklikler dönemsel olarak incelenmektedir. Değişen bu konut yönelimlerinin kent kültüründe ve kimliğinde yarattığı dönüşümler irdelenmektedir. Bu çalışmada Osmanlı döneminden günümüze dek yüksek katlı konut üretiminin aşamaları, 5 tarihsel dönem içerisinde incelenerek sınıflandırılmıştır. Ankara ve İstanbul özelinde belirlenen, farklı dönemlere ait, farklı tipolojilerdeki 10 adet yüksek katlı konut yapısı; plan şemaları, arazi kullanım kararları ve kent içindeki konumları ile kullanıcı profilleri ve sosyal çevrelerine göre şematik anlatım ve tablolar yardımıyla desteklenerek incelenmiştir. Anahtar Kelimeler : Sayfa Adedi Tez Danışmanı (Kurum) Tez Danışmanı (Üniversite) : : : yüksek katlı konutlar, kent kimliği, kent kültürü, konut kültürü, plan şeması 116 Özkan ALTUN Prof. Dr. Zeynep ULUDAĞ i Relation of High-Rise Residence Production with the City In Terms of Social and Spatial Dimensions (ILBANK Expertise Thesis) Zeynep Betül VURAL İLLER BANKASI ANONİM ŞİRKETİ April 2017 ABSTRACT There have been significant changes in the practice of post-industrial housing production all over the world. These changes in Turkey have first started to be experienced in İstanbul and then in other big cities. High-rise residence production accelerated due to population growth, land insufficiency, changing consumption habits, technological improvements and economic concerns. This new form of housing production has also reflected to the life and urban culture and changed them. Changes in traditional lifestyles, residential culture, neighborhood relations and urban relations have created a spatial differentiation, and indoor settlements have begun to occur. In these new settlements, the house term turns into a sheltering object on the other hand it turns into a symbol of prestige. In this context, this thesis study primarily deals with the reasons of the emergence of high-rise residences in the historical process. By evaluating the reasons for the trend towards high-rise residences in Turkey in the context of physical, political and socio-cultural effects, the plan schemes of the high-rise residences and the changes in the spatial constructions have been examined in historical periods. The transformations created by these changing housing trends in urban culture and urban identity have been examined. In this study, the stages of the production of high-rise residences from the Ottoman period to the present day have been analyzed and classified in five historical periods. Ten high-rise residence buildings in different typologies belonging to different periods determined in Ankara and İstanbul have been analyzed in accordance with plan schedules, land use decisions and their location within the city, user profiles and social environments, with the help of schematic explanation and tables. Key Words : high-rise residences, urban identity, urban culture, housing culture, plan scheme, Page Numbers Supervisor (Institution) Supervisor (University) : : : 116 Özkan ALTUN Prof. Dr. Zeynep ULUDAĞ ii TEŞEKKÜR Çalışmam esnasında verdikleri destekten ötürü tez danışmanlarım Özkan ALTUN ve Prof. Dr. Zeynep ULUDAĞ’ a; bu süreçte daima yanımda olan ve desteklerini esirgemeyen aileme ve eşim Uğur VURAL’ a teşekkür ederim. iii İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET ............................................................................................................................. ABSTRACT ................................................................................................................... TEŞEKKÜR ................................................................................................................... İÇİNDEKİLER .............................................................................................................. ÇİZELGELERİN LİSTESİ............................................................................................ ŞEKİLLERİN LİSTESİ ................................................................................................. RESİMLERİN LİSTESİ ................................................................................................ SİMGELER VE KISALTMALAR................................................................................ i ii iii iv vi vii ix xii GİRİŞ........................................................................................................... 1 1. YÜKSEK KATLI KONUT KAVRAMI VE GELİŞİMİ ....................... 5 1.1. Konut Kavramı ................................................................................................... 1.2. Tarihsel Süreçte Yüksek Katlı Konutları Ortaya Çıkaran Sebepler ve Kent Üzerindeki Etkileri .............................................................................................. 1.2.1. Endüstri devrimi öncesi dönem ................................................................. 1.2.2. Endüstri devrimi sonrası dönem ............................................................... 5 2. TÜRKİYE’DE YÜKSEK KATLI KONUTLARIN ORTAYA ÇIKIŞI 11 12 13 27 2.1.Yüksek Katlı Konutları Ortaya Çıkaran Fiziki, Siyasi, Ekonomik ve Sosyo-Kültürel Etki ve Dönüşümler ................................................................... 2.2. Yüksek Katlı Konutların Mimari ve Mekânsal Özellikleri ve Dönüşümü ......... 2.2.1. 1880-1923 dönemi plan tipleri .................................................................. 2.2.2. 1923-1950 dönemi plan tipleri .................................................................. 2.2.3. 1950-1980 dönemi plan tipleri .................................................................. 2.2.4. 1980-2000 dönemi plan tipleri .................................................................. 2.2.5. 2000 sonrası dönem plan tipleri ................................................................ 27 37 37 38 40 42 43 3. TÜRKİYE’DEKİ YÜKSEK KATLI KONUT ÖRNEKLERİNİN SOSYAL VE MEKÂNSAL BELİRLEYİCİLERİ BAĞLAMINDA İNCELENMESİ ...................................................................................... 45 3.1. Yüksek Katlı Konut Üretiminin Sosyal ve Mekânsal Belirleyicileri ................. 3.2. 1950-1980 Yılları Arası Yüksek Katlı Konut Örneklerinin İncelenmesi .......... 3.2.1. Kervansaray Apartmanı ........................................................................... 3.2.2. Ataköy I. Etap Sosyal Konut Uygulaması ............................................... 3.3. 1980-2000 Yılları Arası Yüksek Katlı Konut Örneklerinin İncelenmesi .......... 3.3.1. Feneryolu Apartmanları ........................................................................... 3.3.2. Mesa Koru Sitesi ...................................................................................... 3.3.3. Akmerkez Rezidans ................................................................................. 3.4. 2000 Yılı Sonrası Yüksek Katlı Konut Örneklerinin İncelenmesi ..................... 3.4.1. Mashattan Rezidans ................................................................................. 3.4.2. Next Level Rezidans ................................................................................ 3.4.3. Akasya Acıbadem Konutları .................................................................... 3.4.4. Levent Loft ............................................................................................... 3.4.5. TOKİ Turkuaz Vadisi .............................................................................. 45 46 46 50 55 55 58 61 64 64 68 72 76 80 iv Sayfa 4. YÜKSEK KATLI KONUTLARIN KENT KÜLTÜRÜ VE KİMLİĞİNDE YARATTIĞI ETKİ VE DÖNÜŞÜMLER..................... 85 4.1. Yüksek Katlı Konut Üretimine Yönelimin Sebepleri ......................................... 4.2. Kent Kültürü ve Kimliğinde Yaşanan Sosyal ve Mekânsal Etki ve Dönüşümler ......................................................................................................... 85 SONUÇ ....................................................................................................... 93 KAYNAKLAR .............................................................................................................. EKLER ........................................................................................................................... EK-1: 1880-1923 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri ............................... EK-2: 1923-1950 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri ............................... EK-3: 1950-1980 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri ............................... Ek-4 : 1980-2000 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri............................... Ek-5 : 2000 sonrası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri ..................................... ÖZGEÇMİŞ ................................................................................................................... 99 105 106 108 109 111 113 116 v 88 ÇİZELGELERİN LİSTESİ Çizelge Sayfa Çizelge 3.1. Kervansaray Apartmanı proje bilgileri ...................................................... 46 Çizelge 3.2. Ataköy I. Etap Sosyal Konut Uygulaması proje bilgileri .......................... 50 Çizelge 3.3. Feneryolu Apartmanları proje bilgileri ..................................................... 55 Çizelge 3.4. Mesa Koru Sitesi proje bilgileri ................................................................ 58 Çizelge 3.5. Akmerkez Rezidans proje bilgileri ........................................................... 61 Çizelge 3.6. Mashattan Rezidans proje bilgileri ........................................................... 64 Çizelge 3.7. Next Level Rezidans proje bilgileri .......................................................... 68 Çizelge 3.8. Akasya Acıbadem Konutları proje bilgileri .............................................. 72 Çizelge 3.9. Levent Loft proje bilgileri ........................................................................ 76 Çizelge 3.10. TOKİ Turkuaz Vadisi proje bilgileri ...................................................... 80 vi ŞEKİLLERİN LİSTESİ Şekil Sayfa Şekil 1.1. Megaron, Miken, Yunanistan (Telli, 2010) .................................................... 8 Şekil 1.2. (a) Priene evi planı (Telli, 2010), (b) Priene konut dokusu (Eren, 2014) ...... 8 Şekil 1.3. Vetii Villası, Pompei, İtalya (İnternet, dusunmekvepaylasmak.blogspot.com) ............................................................ 9 Şekil 1.4. “Artisan’s Dwellings” aile için konut tasarımı (İnternet, www. v3.arkitera.com)............................................................................................... 16 Şekil 1.5. Reliance Building, (İnternet, www.hiddenarchitecture.com.tr) ..................... 19 Şekil 1.6. Britz Yerleşkesi Vaziyet Planı (Eren, 2014).................................................... 20 Şekil 1.7. Weissenhof Vaziyet Planı, (www.uk.phaidon.com) ........................................ 20 Şekil 1.8. Işıyan Kent Vaziyet Planı (Telli, 2010) ........................................................... 21 Şekil 3.1. Kervansaray Apartmanı Kat Planı (Arkitekt,1960) ......................................... 48 Şekil 3.2. Vaziyet Planı, Ataköy Sosyal Konut Uygulaması I.Etap (Arkitekt,1975) ...... 51 Şekil 3.3. A Tipi Blok Kat Planı, Ataköy Sosyal Konut Uygulaması (Eren,2014) ......... 52 Şekil 3.4. C Tipi Blok Kat Planı, Ataköy Sosyal Konut Uygulaması (Eren,2014) ......... 53 Şekil 3.5. Feneryolu Apartmanları Vaziyet Planı (İnternet, www.v2.arkiv.com.tr) ........ 56 Şekil 3.6. Feneryolu Apartmanları Vaziyet Planı (İnternet, www.v2.arkiv.com.tr) ........ 57 Şekil 3.7. Koru Sitesi Vaziyet Planı (İnternet, www.koruyon.org) ................................. 59 Şekil 3.8. Manolya Tipi Blok Kat Planı, (Mesa A.Ş. Kurumsal Arşivi) ......................... 60 Şekil 3.9. (a) 1+1 Daire Kat Planı (b) 3+1 Daire Kat Planı (İnternet, www.akmerkez.com.tr ) .................................................................................. 62 Şekil 3.10. Mashattan Rezidans, İstanbul (İnternet, www.tasyapi.com) ......................... 65 Şekil 3.11. (a) Tip 1B Kat Planı (b) Tip 3A Kat Planı (c) Tip 3B Kat Planı (İnternet, www.tasyapı.com) ........................................................................................ 67 Şekil 3.12. Next Level Rezidans Vaziyet Planı (İnternet, www.3dkonut.com ) ............. 69 Şekil 3.13. (a) B78 Tipi Kat Planı (b) A77 Tipi Kat Planı (İnternet, www. 3dkonut.com) ................................................................................................ 71 Şekil 3.14. Akasya Acıbadem Vaziyet Planı (İnternet, www.arkitera.com ) .................. 73 vii Şekil Sayfa Şekil 3.15. (a) 4+4,5 Dubleks Daire Tipi Kat Planı (b) 4,5+1 Kat Planı (c) 1+1 Home Ofis Planı (İnternet, www.projepedia.com,) ................................................ 75 Şekil 3.16. Levent Loft Daire Planı (İnternet, www.leventloft.com) ............................. 78 Şekil 3.17. TOKİ Turkuaz Vadisi Vaziyet Planı (İnternet, www.toki.gov.tr) ................ 81 Şekil 3.18. (a) B2 Tipi Blok Kat Planı (b) Y1 Tipi Blok Kat Planı (Özbilen,2014) ...... 83 viii RESİMLERİN LİSTESİ Resim Sayfa Resim 1.1. (a) Safranbolu evleri (İnternet, www.supergezginler.com) (b) Mardin evleri (İnternet, www.dunyabulteni.net), ...................................................... 5 Resim 1.2. İlkel barınma türleri (İnternet, www.dogabilim.ankara.edu.tr) ..................... 6 Resim 1.3. Ağaç dalları ve sazlar ile yapılmış ilk barınak örnekleri, Terra Amata, homo erectus yerleşimi, Nice, Fransa (Eren, 2010) ...................................... 7 Resim 1.4. Çatalhöyük yerleşkesi (İnternet:en.paperblog.com) ...................................... 7 Resim 1.5. Vetii Villası, Pompei, İtalya (İnternet, www.loc.gov.) .................................. 9 Resim 1.6. Domus örneği (Telli, 2010) ........................................................................... 10 Resim 1.7. İnsula örneği (İnternet, www.accomodationsrome.com) .............................. 10 Resim 1.8. İnsula kalıntısı, Ostia Antica, Roma, İtalya (İnt, fundamentumlatin.org) ..... 11 Resim 1.9. İtalya, San Gimignano kent görünüşü (İnt, worldcometomyhome.blogspt) . 12 Resim 1.10. (a) Le Menestrel Apartman Konutu, (Eren, 2014), (b) Utrecht'de 15. Yüzyılda Üst Gelir Grupları İçin Yapılan Konutlar (Eren, 2014) .............. 13 Resim 1.11. Sırt sırta konutlar, İngiltere (İnternet, www.geog.cam.ac.uk) ..................... 14 Resim 1.12. (a) Konut örnekleri, Londra (www.yildiz.edu.tr) (b) İşçi konutları, Chicago (İnternet, www.yildiz.edu.tr) .......................................................... 15 Resim 1.13. Berlin işçi konutlarından bir görünüm (İnternet, www.yildiz.edu.tr) .......... 15 Resim 1.14. (a) Home Insurance Building Chicago, 1883 (b) Reliance Building, Chicago, 1885 (Korkmaz, 2010) ............................................................... 18 Resim 1.15. Home Insurance Building (İnternet, www.artduquotidien.com) ................ 19 Resim 1.16. Britz Yerleşkesi, Berlin (Eren, 2014) ......................................................... 20 Resim 1.17. Weissenhof Yerleşkesi, Stuttgart (İnternet, www.uk.phaidon.com) ........ 20 Resim 1.18. Işıyan Kent Eskizi (Telli, 2010).................................................................. 21 Resim 1.19. (a) Unité d’Habitation, Fransa (Telli,2010) (b) Müdüriyet Personeli Binası, Chandigarh, Hindistan (www.architectuul.com) ............................ 22 ix Resim Sayfa Resim 1.20. (a) Savaş Sonrası Konutlar, Berlin (b) Savaş Sonrası Konutlar, Almanya (Bingöl, 2006) ............................................................................ 22 Resim 1.21. Pruitt Igoe Konutlarının Yıkımı (İnternet,www.v3.arkitera.com) ............. 23 Resim 1.22. Lake Shore Drive Apartments (İnternet, www.e-architect.co.uk) ............. 24 Resim 1.23. Yüksek Katlı Konut Örnekleri (a) Turning Torso Building (İnternet, www.archdaily.com) (b) Met Towers (İnternet, www.bouyguesconstruction.com.au) .................................................................................. 25 Resim 2.1. İstanbul’daki İlk Apartman Örnekleri (a) Defterdar Yokuşu No:1 (b) Pekmezyan Apartmanı (Sunalp,1999) ....................................................... 28 Resim 2.2. (a), (b) Erken Cumhuriyet Dönemi Konut Reklamları (Zeylan,2009) ......... 29 Resim 2.3. Ceylan Apartmanı (Mutdoğan,2014) ............................................................ 30 Resim 2.4. Saraçoğlu Mahallesi, Ankara (Zeylan,2009) ................................................ 30 Resim 2.5. Levent Blokları, İstanbul (Zeylan,2009) ...................................................... 31 Resim 2.6. Ataköy Soyal Konut Uygulaması, İstanbul (Zeylan,2009) .......................... 33 Resim 2.7. Göztepe Soyak Sitesi, İstanbul (Zeylan,2009) ............................................. 34 Resim 2.8. (a) Next Level, Ankara (İnternet, www.arkitera.com) (b) Metrocity, İstanbul (İnternet, www.mimarlikmuzesi.org) .............................................. 35 Resim 2.9. Günümüz Konut Reklamlarından Örnekler (a) Sea Pearl,İstanbul (İnternet, www.emlakpencerem.com) (b) Avenue Rezidans, İstanbul (İnternet,www.projekulisi.com) .................................................................... 36 Resim 3.1. (a) Kervansaray Apartmanı, İstanbul (Arkitekt,1960) (b) Kervansaray Apartmanı (Eren,2014) ................................................................................. 46 Resim 3.2. Kervansaray Apartmanı ve Çevresi, İstanbul (Arkitekt,1960) ...................... 47 Resim 3.3. (a) Ataköy Sosyal Konutları, İstanbul (TMH,2006) (b) Ataköy Sosyal Konutları I.Etap (Arkitekt,1975) ................................................................... 50 Resim 3.4. Feneryolu Apartmanları, İstanbul (Eren,2014) .............................................. 55 Resim 3.5. Mesa Koru Sitesi (İnternet, www.koruyon.org) ............................................ 58 Resim 3.6. Akmerkez Rezidans, İstanbul (İnternet, www. santiyedestek.com) .............. 61 Resim 3.7.Mashattan Rezidans, İstanbul (İnternet, www.mashattan.org.tr) ................... 64 x Resim Sayfa Resim 3.8. Next Level Rezidans, Ankara (İnternet, www.arkitera.com) ....................... 68 Resim 3.9. Akasya Acıbadem Konutları, İstanbul (İnternet, www.arkiv.com.tr) .......... 72 Resim 3.10. Levent Loft, İstanbul (İnternet, www.v2.arkiv.com.tr) .............................. 76 Resim 3.11. TOKİ Turkuaz Vadisi, Ankara (İnternet, www.wowturkey.com).............. 80 xi SİMGELER VE KISALTMALAR Bu çalışmada kullanılan simgeler ve kısaltmalar, açıklamaları ile birlikte aşağıda sunulmuştur. Kısaltmalar Açıklamalar İLBANK A.Ş. İller Bankası Anonim Şirketi M.Ö. Milattan Önce Max. Maksimum Min. Minimum TOKİ Toplu Konut İdaresi Başkanlığı Y.Y. Yüzyıl xii GİRİŞ İnsanın varoluşu ile birlikte ortaya çıkan en temel ihtiyaç ve problemlerinden biri barınma olmuştur. Mağaralara sığınarak başlayan hayatta kalma ve barınma mücadelesi pek çok aşamadan geçerek günümüz konut ve kent formuna dönüşmüştür. Konut formunu biçimlendiren; fiziksel, topografik, iklimsel, kültürel, toplumsal ve yöresel pek çok parametre bulunmaktadır. Bu bağlamda tarih boyunca konut, her coğrafya ve zaman diliminde farklı formlarda karşımıza çıkarak; tüm diğer mimari öğeler gibi yer aldığı zaman dilimi, coğrafya ve kentin kimlik ve kültürünü yansıtmakta en önemli araçlardan biri olmuştur. İnsan ile birebir temas halinde olan konut olgusu; bahsedildiği gibi pek çok etki altındadır. Bu etkilerin sonucunda oluşan konut kavramı aynı zamanda bir kültür nesnesi haline dönüşmektedir. Yalnızca bir fiziksel ihtiyaç nesnesi olmayan konut aynı zamanda insanın aidiyet duyduğu bir benlik parçası –yuva- haline gelmiştir. Tarih boyunca yapılaşmanın temelinde barınma ve korunma ihtiyacı olsa da inanç ve güç mücadelesinin nesnesi olan yapılar, her zaman daha yükseğe erişme çabası ve yarışının aracı olmuştur. Antik çağlarda tapınaklarla kendini göstermeye başlayan daha yükseğe ulaşma çabası hiçbir zaman bitmemiştir. Günümüzde de konut yapılarından kamu ve ticaret yapılarına dek her alanda bu arayış devam etmektedir. Sanayi devrimiyle birlikte başlayan kontrolsüz göç hareketleri ve artan nüfus, yaşam şeklinde oluşmaya başlayan değişiklikler, hızla büyüyen ve dönüşen kentler konut üretim biçimlerine de etki etmiştir. Hızla artan nüfusu barındırmak için yüksek yoğunluklu kent ve konut bölgeleri oluşturulması gerekmiş; çelik ve beton malzeme üretimi, ekonomik refah düzeyinin artması, asansör ve hidrofor gibi teknolojik gelişmeler ile seri üretimin kolaylaşması gibi etkilerin bir araya gelmesi sonucunda yüksek katlı yapı ve yüksek katlı konut kavramı ortaya çıkmaya başlamıştır. Günümüzde ise yüksek katlı konutlar, dünyanın ve Türkiye’nin pek çok yerinde yaygın konut tipi haline gelmekte hatta karma kullanımlar ile birlikte “ev/ yuva” kavramının yerini; barınma makineleri gibi çalışan, yüksek katlı, farklı işlev ve hizmetleri bir arada bulunduran rezidans blokları almaktadır. Bu değişim konut odaklı gelişen kent 1 kimliği ve kültürünü de derinden etkileyerek dönüştürmekte, aynı zamanda yeni bir kent kültürü, toplumsal ilişkiler ve bireyselleşme modeli yaratmaktadır. Bu çalışmanın amacı; Türkiye ve dünyada yüksek katlı konut bloklarının ortaya çıkışını tarihsel sürecinde, fiziksel, mekânsal, siyasal, sosyo-kültürel, ekonomik ve teknolojik gelişmeler ışığında ortaya koymak, yüksek katlı konutları ve kent içindeki duruşlarını mekânsal ve sosyal parametreler açısından incelemek, yüksek katlı konut bloklarına yönelimin nedenleri ile sonuçlarını sosyal ve mekânsal açıdan tespit ederek aynı zamanda kent kimliğinde ve kültüründe yarattığı etki ve değişimleri irdelemektir. Bu çalışma ile İlbank A.Ş.’nin projelendirme, inceleme, onay, yapı denetim ve kabul aşamalarında yer aldığı; arsa karşılığı gelir paylaşımı işleri ve kentsel dönüşüm çalışmalarında bulunan yüksek katlı konut projelerine ilişkin süreçlere katkı sağlanması amaçlanmıştır. Bu bağlamda çalışmanın ilk bölümünde; yüksek katlı konut kavramının tarihsel süreç içerisinde ortaya çıkışı; fiziksel ve mekânsal, ekonomik ve teknolojik nedenleri ile incelenmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde; Türkiye’de yüksek katlı konut örneklerinin ortaya çıkış sürecine etki eden fiziki, siyasi, ekonomik ve sosyo-kültürel gelişmeler incelenmiş ve belirli dönemlerde oluşan yüksek katlı konut örneklerinin genel mimari ve mekânsal özellikleri ortaya konmuştur. Üçüncü bölümde; yüksek katlı konut tasarımında etkili olan temel sosyal ve mekânsal parametreler belirlenmiş, belli dönem aralıklarında yapılan yüksek katlı konut örneklerinden bazıları seçilerek; arazi kullanımı ve kent içindeki konumu, plan organizasyonu ve işlev şeması ile kullanıcı profili ve sosyal çevre parametreleri ışığında incelenmiştir. Çalışmanın dördüncü bölümünde; yüksek katlı konutlara yönelimin sebepleri incelenerek, yüksek katlı konutların kent kültüründe ve kimliğinde yarattığı etkiler ile yaşanan sosyal ve mekânsal dönüşümlerden bahsedilmiştir. 2 Sonuç bölümünde ise önceki bölümlerde bahsedilen; yüksek katlı konutların oluşum süreçlerinde etkili parametreler ve örneklerin analizi bağlamında; yüksek katlı konut üretimine ilişkin elde edilen genel sonuçlar, devlet ve bankamızın bu üretime ilişkin tavrı ile yüksek katlı konut üretiminin kentle sağlıklı ilişkiler kurabilmesi adına dikkat edilmesi gereken belli başlı hususların neler olduğundan söz edilmiştir. 3 4 1. YÜKSEK KATLI KONUT KAVRAMI VE GELİŞİMİ 1.1. Konut Kavramı “Konut, insanların, barınma gereksinimi karşılayan, onları dış tesirlerden koruyan ve güvenlik içinde yaşamlarını sürdürmesini sağlayan ilk ve en önemli yapı türüdür” (Arcan ve Evci, 1999). En basit tanımıyla insanı dış etkilerden koruyan yapı olarak nitelenebilecek konut kavramı aslında bunun çok ötesinde anlamlara sahip bir olgudur. Çahantimur’a göre; Konut, fiziksel çevrenin bir elemanı olarak ele alındığında, mimari bir objedir. Günlük yaşamın bir parçasının geçtiği, sosyal ilişkilerin yer aldığı konut; sosyal aktivitelerin gerçekleşmesi için, diğer mimarlık ürünlerinden çok daha farklı niteliksel özellikler taşımaktadır (Erdinç, 2009). Tarih boyunca mimari ögeler, bir kimlik nesnesi olarak görülmüş ve coğrafyanın, inanış, kültür ya da siyasi erkin simgesi olmuştur. Konut, bu bağlamda en küçük ölçekli mimari öge olarak görülse de aslında kenti oluşturan ve kimlik sahibi yapan temel unsurlardan biri olduğu söylenebilir. (a) (b) Resim 1.1. (a) Safranbolu evleri (İnternet, www.supergezginler.com) (b) Mardin evleri (İnternet, www.dunyabulteni.net), Konut ile kullanıcısı arasında da bu tarz bir kimlik ve aidiyet ilişkisi bulunmaktadır. “Ev olarak kullandığımız olgu, fiziksel bir öğe olduğu kadar sevinç ve üzüntüleri, paylaşımları, heyecanları, sosyal değerleri ifade eden bir yaşam mekanı olarak "yuva" niteliği de taşımaktadır. C. Cooper'in (1976) da belirttiği gibi yuva bir "benlik sembolü" dür” (Eren, 2014). 5 “Konut barınmanın yanı sıra, kullanıcısının toplumdaki yerini ve statüsünü yansıtan, ekonomik, estetik ve fiziksel değerlerle ilişkili, değişik kişisel gereksinimleri içine alan karmaşık ve çok boyutlu bir süreci de içinde barındırmaktadır” (Kumbasar, 2008). İlk çağ mimarlarından Vitrivius ilk konutların oluşum sürecinden şu şekilde bahsetmektedir; “İnsanlar dilediklerini el ve parmaklarıyla kolaylıkla yapabildiklerini görerek, doğal yeteneklerinin diğer hayvanlardan üstün olduğunu fark ettiler ve kendilerine barınaklar yapmaya giriştiler. Kimisi, yeşil dallar kullanırken, kimisi de dağ yamaçlarında mağaralar kazdılar; diğerleri ise, kırlangıç yuvalarının yapılışını taklit ederek ince dallarla çamurdan sığınaklar yaptılar. Zaman geçtikçe, birbirlerinin barınaklarından esinlenerek kendi ürünlerine yeni ayrıntılar eklediler ve daha iyi ve çeşitli kulübeler oluşturdular.” (Vitrivius, 2005) Resim 1.2. İlkel barınma türleri (İnternet, www.dogabilim.ankara.edu.tr) Yerleşik hayata geçilmesiyle birlikte; hemen her coğrafyada rastlanan, ocak etrafında şekillenmiş, tek hacimden oluşan, ait olduğu coğrafyada kolay erişilebilen malzemelerin kullanıldığı küçük barınaklar inşa edilmeye başlanmıştır. Bu ilk konut örneklerinde formu oluşturan temel etken bu yöresel malzemelerdir. “Çamur tuğla kullanılarak inşa edilen, dörtgen planlı erken dönem konutlar ile saz ve deri parçaları kullanılarak inşa edilen, dairesel planlı erken dönem konutları kullanılan malzemenin binanın biçimi üzerindeki etkisinin belirgin örneklerdir” (Telli, 2010). 6 Resim 1.3. Ağaç dalları ve sazlar ile yapılmış ilk barınak örnekleri, Terra Amata, homo erectus yerleşimi, Nice, Fransa (Eren, 2010) Tarihin farklı dönemlerinde, dünyanın farklı coğrafyalarında gelişen konut tipleri; iklim, doğal koşullar, malzeme, kültür ve inanç gibi etkiler sebebiyle kendine özgü formlarda gelişmiştir. Neolitik Çağ’ın en eski yerleşke örneklerinden biri olan Çatalhöyük’ün geçmişi M.Ö.9000’ e kadar uzanmaktadır. Tarihin en eski konut örneklerinden olan bu yerleşkede, konutlar birbirine bitişik şekilde, farklı kotlarda yerleştirilmiştir. Korunma amacıyla konut girişleri düz çatıların üzerinde yer alan deliklerden sağlanmıştır. Yer yer oluşturulan ortak avlular ile ortak kullanım alanları yaratılmıştır. Resim 1.4. Çatalhöyük yerleşkesi (İnternet:en.paperblog.com) 7 Konutu avluya yönlendirerek, ticaret birimlerini dışarıya açan ilk konutlar, Yunan uygarlığında görülen “megaron” denen avlulu plan tipine sahip konutlardır. Nuttgens’e göre; “M.Ö. 1250 yılına dayanan, bir salon ve bir giriş holünden oluşan bu basit planlı konutlar, ileriki tarihlerde inşa edilecek birçok evin ve kalenin ana bileşenini oluşturmuşlardır” (Telli, 2010). Yunan mimarisi, genel anlamda dışarıya açık bir yapı sergiler. İklim ve sosyal hayatın getirdiği etkilerin bir sonucu olarak; tapınak, agora, pazar yeri ve hatta konut dışarıyla temas halindedir. Şekil 1.1. Megaron, Miken, Yunanistan (Telli, 2010) Dünyadaki ilk şehir planlama örneklerinin başlangıcı Helenistik döneme uzanmaktadır. Bu dönemde hafif yerel malzemeler kullanılarak, dörtgen megaron plan tipinde inşa edilen konutlar, revaklar ile avluya açılmaktadır. Megaronun çevresine sıralanan diğer odalar ile konut planı tamamlanmaktadır. (a) (b) Şekil 1.2. (a) Priene evi planı (Telli, 2010), (b) Priene konut dokusu (Eren, 2014) 8 Kent planlama anlayışları Yunan mimarlığına benzerlik gösterse de konut planlamasında Romalı mimarlar farklı bir yol izlemiştir. Roma dönemine geçişle birlikte artan nüfus ve sürekli büyüyen imparatorluk sınırları hızlı ve yoğun konut üretimini gerektirmiştir. Aynı zamanda, farklı kullanıcı profil, statü ve ihtiyaçlarına göre konut üretiminin ayrışması da bu dönemde belirginleşmiştir. Roma döneminde konut yapıları “villa”, “domus” ve “insulae” olmak üzere üç ana tipe ayrılmıştır. Villa tipi konutlar, üst sınıftan ve zengin insanların özel arazileri içinde konumlanan, kentten uzak, bahçeler içinde inşa edilmişlerdir. Süs havuzlarının bulunduğu “atrium”a bakan bu konutların çatıları, sütunlar üzerinde taşınan kiremitli çatılardır. Konutun sirkülasyon dağılımı atriumlardan gerçekleşmektedir. Yemek odası, yatak odaları, yemek ve çalışma odası, kütüphane ve tuvaletlere bu atriumdan geçilmektedir. Resim 1.5. Vetii Villası, Pompei, İtalya (İnternet, www.loc.gov.) Şekil 1.3. Vetii Villası, Pompei, İtalya (İnternet, dusunmekvepaylasmak.blogspot.com) 9 Villa tipi konutların gösteriş ve zenginliğinden uzak olsa da yaşamak için kaliteli mekanlar sunan “Domus” adı verilen konut tipinde ise, genellikle ortada üstü açık bir “atrium“ (üstü açık avlu) ve bu “atriumun” çevresinde küçük odalar ile mutfak yer almaktadır. Resim 1.6. Domus örneği (Telli, 2010) Roma şehirlerinde, hızla artan nüfusun yaşam alanlarını oluşturan asıl konut tipi ise “İnsulae”lar olmuştur. Domus ve villalara göre yaşam kalitesinin oldukça düşük olduğu insulaelar da, tuvalet ve mutfak gibi fonksiyonlar ortak alanlarda sağlanmaktaydı. 3 ve 4 katlı, yer yer 6 kata kadar çıkabilen bu konut bloklarının üst katları kiralık evlerden oluşurken alt katlarında eğlence ve ticaret birimleri yer almaktadır. Resim 1.7. İnsula örneği (İnternet, www.accomodationsrome.com) İnsulae’ ları, bugün kullandığımız anlamıyla yüksek katlı konut/apartman kavramının temeli olarak nitelemek mümkündür. 10 Resim 1.8. İnsula kalıntısı, Ostia Antica, Roma, İtalya (İnternet, fundamentumlatinum.wiki.conestogavalley.org) 1.2. Tarihsel Süreçte Yüksek Katlı Konutları Ortaya Çıkaran Sebepler ve Kent Üzerindeki Etkileri Konut yalnızca bir barınma nesnesi olmadığı için fiziksel, sosyal, ekonomik, coğrafi, teknolojik ve kültürel pek çok etkinin tesiri altındadır. Tüm bu etkiler konut formuna etki edip şekillendirmiştir. Yüksek katlı konut ihtiyacını doğuran faktörleri de dönemsel olarak bu başlıklar bağlamında değerlendirmek mümkündür. Dostoğlu’nun belirtiği üzere; “Konut, birey ve ailenin temel gereksinimlerinden birini karşılayan bir barınak, toplum için ise sosyal, ekonomik ve mekânsal anlam taşıyan bir oluşumdur. Tarihsel gelişim içinde konut, doğanın yapısına ve etkilerine, barındırdığı toplumun üretim biçimi ve ilişkilerine ve bunların sonucu ortaya çıkan kalkınma düzeyi, kaynak kullanımı, gelir dağılımı, nüfus artışı, nüfusun mekanda dağılımı, kentleşme tipi ve hızı, aile yapısı toplumsal yaşamın gereklerine göre oluşmuş, değişmiş ve gelişmiştir” (Kumbasar, 2000). Bir önceki bölümde bahsedildiği gibi, tarihteki ilk yüksek katlı konut örnekleri Roma döneminde ortaya çıkan insulae’lar olmuştur. Zaman içerisinde, özellikle Avrupa’da, yukarıda bahsedildiği gibi pek çok etki ve faktör sonucunda, dönem özelliklerine paralel olarak yüksek katlı konut örnekleri dönüşerek ortaya çıkmaya devam etmiştir. 11 1.2.1. Endüstri devrimi öncesi dönem Endüstri devrimine kadar geçen süreçte yüksek katlı konut bloklarının oluşmasında temel etki, savunma amacıyla bir arada toplanması gereken kentin, kullanılabilir alanın kısıtlılığı ve nüfus artışıydı. Bu etkiler ile birlikte, özellikle yoksul halkın barınacağı alanlar yaratırken aynı birimlerin zemin katlarını ticari işlevlerle kullanmak amaçlanmıştır. Antik Roma ve Mısır’da görülmeye başlayan yüksek katlı konutlar, 12.yy’dan itibaren Ortaçağ Avrupası’nda kule evlerle birlikte farklı bir kent dokusunu oluşturmaya başlamıştır. Şehir savaşlarında aynı zamanda bir korunma aracı olan yapılar, zaman zaman yükseklikleri ile giriştikleri yarışta düşmanlarına karşı gözdağı verdikleri bir araç olmuştur. 16.yy’a kadar süren dönemde kent merkezlerinde ticaretle uğraşan halkın çok katlı konutlarında; alt katlar ticarethane, üst katlar ev sahiplerinin konaklama alanı, çatı katlar ise işçilerin barındıkları alanlar olmuştur (Eren, 2014). Resim 1.9. İtalya, San Gimignano kent görünüşü (İnternet, worldcometomyhome.blogspot.com.tr) 16.yy’dan itibaren gelir düzeyinin artması ve camın bulunması gibi etkilerle, yalnızca yoksul halkın barınması için inşa edilen, kaba üretim nesnesi halindeki yüksek yapıların yerini; zengin ailelerin kent merkezlerinde kendileri için inşa ettirmeye başladığı, yüksek katlı, geniş pencereli, cephe süslemeleri olan evler almaya başlamıştır. Bu dönemde artan refah, mimarlar için yeni akımlar deneme, stil ve malzemeler kullanma şansını yaratmıştır. 12 (a) (b) Resim 1.10. (a) Le Menestrel Apartman Konutu, (Eren, 2014), (b) Utrecht'de 15. Yüzyılda Üst Gelir Grupları İçin Yapılan Konutlar (Eren, 2014) 1.2.2. Endüstri devrimi sonrası dönem 18.yy ile birlikte gerçekleşen endüstri devrimi konut üretim ve alışkanlıklarını da dramatik bir şekilde etkileyerek değiştirmiştir. Bu dönem ile birlikte, bugün anladığımız anlamda yüksek katlı konutlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Endüstri devrimi ile birlikte yüksek katlı konut üretimine etki eden faktörler 3 ana başlık altında incelenecektir. Fiziksel ve mekânsal ihtiyaçlar Endüstri devrimi ile birlikte değişen üretim biçimi sonucunda, o döneme kadar tarımla geçinen dev kitleler yeni üretim merkezleri olan fabrikalarda çalışmak üzere; Londra, Liverpool, Manchester gibi büyük sanayi kentlerine doğru göç etmeye başlamıştır. “19.yy başında bir milyon nüfuslu tek şehir Londra iken yüzyıl sonuna gelindiğinde Paris, Berlin, Viyana, Moskova, St.Petersburg, Newyork, Chicago bir milyonu geçen şehirlerdir” (Bingöl, 2006). Bu ani ve büyük göç hareketi sonucunda, kentlerde hızla artan nüfusu barındırmak için kitlesel bir konut üretim ihtiyacı doğmuştur. Ancak eldeki arsa miktarının yetersizliği ve bedellerin yüksek olması gibi fiziksel ve mekânsal ihtiyaçlar hızla yüksek katlı konutlara yönelimi zorunlu kılmıştır. Hızlı ve plansız konut üretimi beraberinde çarpık yapılaşma, sağlıksız ve niteliksiz kentleşme gibi sonuçları da doğurmuştur. 19. yy. da Hızla artan nüfusu barındırmak için 13 “sırt sırta konut” olarak adlandırılan, birbirinin benzeri şekilde üretilen, 2-6 kat yükseklikte inşa edilmiş bir konut tipolojisi doğmuştur (Eren, 2014). Resim 1.11. Sırt sırta konutlar, İngiltere (İnternet, www.geog.cam.ac.uk) 19.yy. da İngiltere, Fransa, Almanya ve Amerika’da yoğun nüfusu barındırmak için ortaya çıkan bir başka yüksek katlı konut tipolojisi de “ tennements” denen ‘kira kışlaları’dır. Bu yapıların 19.yy’a özgü seri üretim anlayışının bir göstergesi olduğunu söylemek mümkündür. Birbirinin aynı, onlarca konut biriminin bir farklılık ve bireysellik yaratmadan ortaya konduğu bu yapılar birer “barınma makinesi” hükmündedir. Mekânsal olarak da bireye özgü alanlar sunmayan, yeterli aydınlatma ve havalandırma imkânı olmayan bu konutlarda kalitesiz malzeme kullanımı ve işçilik de hat safhadadır. İklim koşulları göz önüne alınmadan, toplumsal kullanıma açık bir alan olarak görülen bu konutların merdiven çözümleri de dışarıdan yapılmıştır. 14 (a) (b) Resim 1.12. (a) Konut örnekleri, Londra (www.yildiz.edu.tr) (b) İşçi konutları, Chicago (İnternet, www.yildiz.edu.tr) Bilgin’in belirttiği gibi Almanya’da görülen kira kışlası örneklerinde ise; farklı gelir gruplarından bireylerin, aynı konut bloklarında barındırılması amaçlanmış ve böylece toplumsal sorunları çözmekte aşama katedilebileceği düşünülmüştür. Alt gelir grubuna avluya bakan birimler verilirken, üst gelir grubu caddeye bakan konutlarda yaşamaktadır (Eren,2014). Resim 1.13. Berlin işçi konutlarından bir görünüm (İnternet, www.yildiz.edu.tr) 15 Ancak İşçiler için yapılan bu konutlar; ihtiyacı karşılayacak düzeyde ışık, havalandırma, kanalizasyon vb. sistemlere ve mekân kalitesine sahip değildiler. Yaşam şartlarının kötülüğü, sefalet ve kirlilik işçi sağlığını tehdit edecek boyutlara gelmiş fakat yasal otoritenin bu durumu ciddiye alması için, işçi sınıfıyla birlikte üst sınıftan insanların da sağlığını tehlikeye atacak kolera, veba vb. salgın hastalık risklerinin ortaya çıkması gerekmiştir (Karabaş, 2008). Bu durum fark edildiğinde konut üretimindeki şartların iyileştirilmesi ve yoğun nüfusu barındıracak konut stoğunun sağlıklı şekilde üretilmesi için kafa yorulmaya başlanmıştır. Henry Roberts tarafından ortaya koyulan ve Dünya Fuarında (1851) sergilenen ‘aile evleri’ (Artisan’s Dwellings) modeli ile çok katlı, belli sayıda aileyi bir arada barındıran konut örnekleri, o dönemde daha kaliteli bir konut çevresi yaratmak adına ortaya koyulan çabalardan biridir. Aile evleri; sırt sırta evlerden farklı olarak, mutfak, çocuk ve ebeveyn odası gibi çözümler sunmakta ve toplu olarak kullanılmak zorunda olan mekânları aza indirmektedir. Şekil 1.4. “ Artisan’s Dwellings” aile için konut tasarımı (İnternet, www. v3.arkitera.com) Bu dönemde modern mimarlık düşüncesinin filizlenmeye başlamasıyla birlikte, işçiler için daha nitelikli mekân üretimi üzerine kafa yorulmaya devam edilmiş ve toplu konut kavramının temelleri atılmıştır. Yine aynı dönemde; özellikle Almanya’da ilk kez 16 yasalar ile belli imar düzenlemeleri ortaya konmuş, ışık, havalandırma, yangın yönetmelikleri şekillenmeye başlamıştır (Başdoğan, 2011). 20.yy ile birlikte dünya savaşının getirdiği yıkımın ardından şehirler yeniden inşa edilmek durumunda kalmış ve hızla konut üretimine ihtiyaç duyulmuştur. Ancak bir önceki yüzyılda yaşananlardan ders alınmış; üretilen tüm konutlarda, mekânlara ışık alınması, havalandırmanın sağlanması, ıslak hacimlerin konut içerisinde çözülmesi, mutfak birimin ayırılması gibi temel insani ve mekânsal ihtiyaçlar, gittikçe yükselmeye başlayan bu konutlarda, yasaların da güvencesi altında sağlanır duruma gelmiştir. Sosyal ve Teknolojik Gelişmeler Endüstri devriminin ardından seri üretime geçilmesiyle birlikte teknolojik ilerlemeler ve ekonomik gelişmişlik düzeyi de hızla artmaya başlamıştır. 19.yy ortasına kadar otomotiv, beyaz eşya gibi endüstrilerde gelinen ilerleme ve gelişmişlik düzeyi, konut üretim alanına aynı şekilde yansımamıştır. Plan tipi ve konut alışkanlıkları değişmiş olmakla birlikte bu konutların üretimine geleneksel yöntem ve malzemelerle devam edilmiştir. Yığma sistemde, ahşap, tuğla ve taş gibi malzemelerle yapılan konut bloklarının yükselme kapasitesi sınırlı kalmıştır. 20.yy ile birlikte, hafif beton çeşitleri, metal ve plastik malzemenin yapı üretim pratiğinde kullanmaya başlamıştır. Seramik, taş, ahşap gibi geleneksel malzemeler artık fabrikasyon hale gelmiş ve bir takım işlemlerden geçerek çok daha kullanışlı bir hal almıştır. Büyük ölçekli konutların şantiyelerine hafif prefabrikasyon ve modern kalıp teknikleri hâkim olmuştur. Geleneksel kalıpların yerini yeni malzeme ve tekniklere bağlı yalın modüler kalıplar ve buna bağlı mekânsal örüntüler almıştır (Bilgin,1998). Endüstri devrimi ile geliştirilen, çelik, cam, beton gibi malzemeler ve hidrafor, asansör ve kanalizasyon sistemleri gibi yenilikler yapıların yükselmesine olanak tanıyan temel etkilerdendir. Hiç şüphesiz yüksek katlı yapı bloklarını kullanabilir kılan en önemli etki dökme demirin bulunmasıyla çelik üretiminin gelişmesidir. Bu sayede çelik çerçeve sistemler kullanılmaya başlanmış, ağır ve masif yığma yapıların yerini daha geniş açıklıklara sahip, şeffaf yüzeyleri artmış ve çok daha fazla yükselebilen yapılar almıştır. 17 Yüksek katlı yapı ve konut kavramının şekillenmesinde kritik etkiye sahip süreçlerden biri, 1871 yılında Chicago’da meydana gelen büyük yangın olmuştur. Yangının ardından şehir yerle bir olmuş ve kısa sürede yeniden inşa edilmesi gerekmiştir. Louis Sullivan, Daniel H. Burnham, William Le Baron Jenney, Martin Roche ve Dankmar Adler gibi mimarların önderliğinde “Chicago Okulu” diye anılan bir ekol ortaya çıkmış ve çelik iskelet sistemin ilkelerini geliştirerek ilk yüksek katlı yapıları ortaya koymuşlardır. Bu yapıların zemin katları ticari alan olarak işlevlendirilirken, üst katları ofis ve konut birimlerinden oluşmaktadır. Çerçeve sistemin olanak tanıdığı açık plan sistemi sayesinde katlarda istenen farklı plan tipleri uygulanabilmiş ve işleve göre bölüntülenmeler yapılarak farklı kullanıcı tiplerine göre alan yaratılabilmiştir. “1885 yılında Chicago‟da William Le Baron Jenney tarafından yapılan “Home Insurance” Binası, “Council on Tall Buildings and Urban Habitat” tarafından dünyanın ilk yüksek binası olarak kabul edilmiş, tescillenmiştir… 1885 yılında Burnham & Root‟ un Chicago‟ da yaptığı Reliance Binası da tarihteki ilk gökdelenler arasındadır. 60 metre yüksekliğinde ve 15 katlı olan binanın taşıyıcı sistemi çelik çerçeveden yapılmıştır” (Korkmaz,2010). (a) (b) Resim 1.14. (a) Home Insurance Building Chicago, 1883 (b) Reliance Building, Chicago, 1885 (Korkmaz, 2010) 18 Bu dönemde Amerika’da görülen yüksek katlı yapılar; cephelerinde Avrupa’daki geleneksel ve klasik yapıların üslubuna öykünmüş olsa da yapım tekniği ve malzeme olarak oldukça ileri bir seviyeye gelmiştir. 20.yy başında, betonarmenin kullanıldığı ilk örnekler de görülmeye başlanmıştır. 1903 yılında Fransa’da yapılan Rue Franklin apartmanı taşıyıcı sistemi betonarme olan ilk yüksek katlı konut örneğidir. Sosyal olarak farklı sınıftan insanları aynı birimde buluşturmayı amaçlayan konut örneklerinden olan yapıda mekânsal bölüntülenmeler ile yeni modern konut anlayışı iyice belirgin hale gelmeye başlamıştır. Şekil 1.5. Reliance Building, (İnternet, www.hiddenarchitecture.com.tr) Resim 1.15. Home Insurance Building (İnternet, www.artduquotidien.com) I. Dünya savaşının ardından yaşanan yıkım ile birlikte başta Almanya olmak üzere tüm Avrupa’da yeniden bir yapım hareketi başlamıştır. 20.yy başında, gelişen teknolojinin etkisiyle Almanya’da ortaya koyulan yüksek katlı yoğun konut blokları, toplu konut kavramının gelişiminde de önemli rol oynamıştır. Bu yapılar, ucuz, yoğunluğu yüksek ve hızlı inşa edilebilen apartmanlardır. 19 Şekil 1.6. Britz Yerleşkesi Vaziyet Planı (Eren, 2014) Resim 1.16. Britz Yerleşkesi, Berlin (Eren, 2014) 20.yy ortalarında, Le Corbusier, Mies Van der Rohe, Adolf Loos ve Frank Llyod Wright gibi mimarların öncülüğündeki modern mimarlık düşüncesi ise, ortaya koyulan örneklerde hem mekânsal olarak bir rafineleşmeyi sağlamış hem de yeni bir düşünce ve yaşam biçimini konut üzerinden toplum sunmaya başlamıştır. Le Corbusier ve Van der Rohe gibi pek çok önemli ismin kurguladığı bir toplu konut projesi alanı olan Weissenhof yerleşkesi ile modern konutun plan tipi ve işlev şemaları olgunlaşmaya başlamıştır. Resim 1.17. Weissenhof Yerleşkesi, Stuttgart (İnternet, www.uk.phaidon.com) Şekil 1.7. Weissenhof Vaziyet Planı, (www.uk.phaidon.com) 20 Olgunlaşan mimari plan çözümlemelerinin ve yeni bir form yaratma çabasının ardından, Le Corbusier’in yaptığı çalışmalarda bu plan tipolojisini yüksek katlı konutlara adapte etmeye başladığı görülmektedir. 1930’larda yayınladığı ışıyan kentler kitabında Le Corbusier; temel elemanına ‘unite’ adını verdiği yüksek katlı konut blokları olan, ortak kullanım alanları ile aileye ait bireysel alanların ayrıştığı bir kentsel tasarım anlayışını ortaya koymuştur. Işıyan kentlerde sınıfsal farklılaşmaya göre belirlenen mekânsal özellikler yerini kullanıcı sayısına bağlı fiziksel kriterlerden şekillenen özellikte konutlara bırakmıştır (Telli,2010). Şekil 1.8. Işıyan Kent Vaziyet Planı (Telli, 2010) Resim 1.18. Işıyan Kent Eskizi (Telli, 2010) Le Corbusier’in yüksek katlı konut bloklarıyla yaratmayı hayal ettiği ışıyan kent planı tam anlamıyla uygulanamasa da, Fransa’nın çeşitli bölgeleri ve Hindistan’ın Chandigargh bölgesinde yürüttüğü çalışmalarında “unite” adını verdiği yüksek katlı konut bloklarını inşa edebilmiştir. 21 (a) (b) Resim 1.19. (a) Unité d’Habitation, Fransa (Telli,2010) (b) Müdüriyet Personeli Binası, Chandigarh, Hindistan (www.architectuul.com) II. Dünya savaşının yarattığı yıkımın ardından şehirler bir kez daha inşa edilmeye başlamıştır. Hızlı ve yoğun konut stoğu ihtiyacı beraberinde pek çok toplu yüksek katlı konut projesini getirmiştir. Özellikle Almanya’da sıkça rastlanan ve “savaş sonrası konut” olarak isimlendirilen bu yapı stokları, çok yüksek katlı ve yoğunluklu, kimliksiz ve aidiyetsiz mimari yerleşkeler olmakla eleştirilmektedir. 1970’lere kadar Avrupa’nın genelinde yönetimin egemenliğindeki bu devletçi konut üretim anlayışı sürmüştür. (a) (b) Resim 1.20. (a) Savaş Sonrası Konutlar, Berlin (b) Savaş Sonrası Konutlar, Almanya (Bingöl, 2006) Yüzyılın ikinci yarısında bu konut stoğu ve üretim yöntemleri sorgulanmaya başlanır. Bilgin’e göre; “Yeni konut çevrelerinde ortaya çıkan yabancılaşmanın, aidiyet duygusu eksikliğinin, kimliksizliğin kaynağı, ortalama tüketici gereksinimlerinin teknokrat 22 bir kimlikle tanımlanması ve bunlara uygun düşen optimum kurgusunun bitmiş bir ürün olarak sunulmasıdır.” Bu sorgulamayı yapan kesimler arasında iki farklı çözüm önerisi sunulmaktadır; ilk gruptaki eleştirilerin çözümü geleneksel yapım yöntemlerine dönmek iken ikinci grupta yer alanlar ise yapı teknolojilerinin gelişmesini çıkış yolu olarak görürler (Bingöl, 2006). Belli ihtiyaçların ortak karşılandığı bu toplu yaşam alanları zamanla pek çok sorunu doğurmaya başlar. Yükselen suç oranları, gettolaşma vb. pek çok sorunun yuvası haline gelen Pruitt Igoe konutları bu durumu yansıtmakta sembol örneklerden biridir. 1972 yılında Pruitt Igoe konut bloklarının yıkılması ise bir anlamda “modernizmin çöküşü” olarak sembolleştirilmektedir. Resim 1.21. Pruitt Igoe Konutlarının Yıkımı (İnternet,www.v3.arkitera.com) Bu dönemde sorgulanan ve eleştirilen durumlardan biri de özellikle ABD’de kent merkezlerinin iş ve ticaret alanlarına dönüşmesi ile birlikte; gündüzleri yoğun ve hareketli iken geceleri ıssız ve canlılığını kaybetmiş alanlara dönüşmesidir. Bu durum aynı zamanda petrol tüketiminin artması, zaman kaybı, çevre kirliliği gibi durumları da beraberinde getirmiş ve 1960’lardan itibaren kent merkezine yeniden bir dönüş hareketi başlamıştır (Başyılmaz,2014). Bu kent merkezine dönüş hareketiyle birlikte arsa yetersizliği sebebiyle, yüksek katlı konut üretimine duyulan talep iyice artar. Böylelikle karma işlevleri barındıran konut blokları da inşa edilmeye başlanmıştır. Chicago’da yer alan Lake Shore Drive Apartments, karma kullanımlı olmamakla birlikte bu yeni yerleşme düşüncesin ilk örneklerindendir. 23 Resim 1.22. Lake Shore Drive Apartments (İnternet, www.e-architect.co.uk) İlerleyen yıllarda hızla artan arsa bedelleri de, yüksek katlı yapılaşma ihtiyacını tetiklemiştir. Daha küçük bir taban planda daha fazla katı çözümleyerek konut talebine daha uygun çözüm bulma yoluna gidilmiştir. Yüzyıl sonuna doğru yaklaşılırken, yüksek katlı yapılar artık yalnızca Amerika ve Avrupa’da yer alan birer mimari öge olmaktan çıkmış, bir medeniyet ve teknoloji sembolü olarak tüm dünyada yapımında yarışılan mimari objelere dönüşmüştür. Yüksek teknolojinin birer simgesi olan bu yüksek katlı yapılar, yüksek katlı konutlar özelinde yeni birer yaşam kültürünün de temsilcisi ve mekânı haline gelmeye başlamıştır. 21.yy ile birlikte yapımları artarak devam eden bu yüksek katlı –ve hatta gökdelen- konut blokları, bugün de bir güç ve statü sembolü yaratma, her gün gelişen teknoloji ile bir doğayı alt etme savaşı olarak sürmektedir. 24 (a) (b) Resim 1.23. Yüksek Katlı Konut Örnekleri (a) Turning Torso Building (İnternet, www.archdaily.com) (b) Met Towers (İnternet, www.bouyguesconstruction.com.au) 25 26 2. TÜRKİYE’DE YÜKSEK KATLI KONUTLARIN ORTAYA ÇIKIŞI Önceki bölümlerde bahsedilen Batı Avrupa ve Amerika’da yüksek katlı konut yapılarına geçiş serüveni, bizim coğrafyamızda daha farklı bir altyapı ve kronolojiyle seyretmiştir. Avrupa’daki anlamda bir endüstrileşme döneminin yaşanmadığı ülkemizde, yüksek katlı konut üretimi de başlangıçta bir ihtiyaç değil, modernleşme sembolü olarak görülmüştür. Eren’in belirttiği gibi; “Türkiye’deki yüksek binaların ilk örnekleri 1950‟lerde görülmüş ve bu bina tipine yönlenen talep 1980‟lerin ikinci yarısında oldukça artmış, ancak gerçekleştirilen isabetsiz örneklerle birlikte özellikle kontrol konuları tartışma konusu olmuştur. 2000’li yıllarda yeniden ivme kazanan yüksek binalar, çok sayıda karmaşık problemler içeren, yüksek teknoloji gerektiren, tasarlanması önemli bilgi ve deneyim birikimi gerektiren bina tipleridir” (Durmuş, 2010). Çalışmanın bu bölümünde, yüksek katlı konut üretiminin tarihsel süreç içindeki gelişimi ve bu gelişime etki eden, fiziki, siyasi, ekonomik ve sosyo-kültürel parametreler incelenecektir. Ayrıca bu etkiler altında dönemsel olarak yüksek katlı konutlarda yaşanan mekânsal değişimler irdelenecektir. 2.1. Yüksek Katlı Konutları Ortaya Çıkaran Fiziki, Siyasi, Ekonomik ve Sosyo-Kültürel Etki ve Dönüşümler Osmanlı devrinde “apartman” olarak ortaya çıkan ilk yüksek katlı konut örnekleri Tanzimat döneminde ortaya koyulmuştur. 1839 yılında Tanzimat Fermanın ilanıyla birlikte gayri müslim ve yabancılar için inşaat, mal edinme ve yerleşme gibi kısıtlamaların ortadan kalkmasıyla birlikte; üslup olarak Avrupa’dan etkilenen plan tipiyse arada kalmış bir apartman anlayışı ortaya konmaya başlanmıştır. Ünal, Osmanlı’nın son döneminde batıya bağlı, yabancı banka ve şirketlerde çalışanların konutu olarak ortaya çıkan apartmanların, zamanla buralarda çalışmaya başlayan Müslümanlar tarafından benimsenmesi ve aile yapısının değişimiyle yaygınlaşmaya başladığından bahseder (Pulat Gökmen,2011). Yüksek katlı bu yapıların yaygınlaşmasında bir diğer önemli sebep de ahşap yapıların yangına olan dayanıksızlığı olmuştur. Özellikle İstanbul, bu yangınlarla sık sık harap olduğundan ahşap ev yapımı yasaklanmış bu da yüksek katlı, kagir apartmanlara geçişi hızlandırmıştır. 27 Yabancı, refah seviyesi yüksek ve eğitimli kişilerin yaşadığı bu alanlara yakın çevrede zengin ve statü sahibi ailelerce, eski aile konaklarını satmak yahut yıkmak suretiyle, hızla yeni apartmanlar yapılmaya başlanmıştır. Beyoğlu’yla başlayan apartmanlar hızla İstanbul’a yayılmaya devam etmiştir. “Bu dönemde apartmanda oturmak Türk aileler tarafından batılılaşma ve modernleşme olarak görülmüş, ancak apartmanlar henüz kat mülkiyeti yasası olmadığından ve mahremiyet, güvenlik vb. gibi nedenlerle başka kişilere kiralanamadığından akrabaların bir arada oturduğu yerler haline gelmiştir”(Pulat Gökmen,2011). Bu durumun getirisi olarak, yüksek katlı apartmanlar Anadolu’ya yayıldığında da, başlangıçta birer aile apartmanı hüviyetinde olmuş ve akrabaların bir arada yaşadıkları büyük evlere dönüşmüşlerdir. (a) (b) Resim 2.1. İstanbul’daki İlk Apartman Örnekleri (a) Defterdar Yokuşu No:1 (b) Pekmezyan Apartmanı (Sunalp,1999) Başlangıçta; müstakil, büyük ve gösterişli aile konakları zenginlik, refah ve ayrıcalık olarak görülürken, alt gelir grubundan insanların barınması için yapıldığı düşünülen apartmanlar rağbet görmüyordu. Ancak kentin altyapısının da apartmanları eksen alarak gelişmeye başlaması ile birlikte, mekân kurgusuyla yeni bir düzen ve yaşam şekli sunan apartmanlara olan ilgi artmaya başlamıştır. Türkiye’de yüksek katlı konutların oluşumu, Osmanlı döneminde başkent İstanbul ile başlamıştır. Ancak Cumhuriyetin ilanı ile başkent olması, Ankara’yı İstanbul ile birlikte 28 yeni imar hareketinin merkezi konumuna getirmiştir. O dönemde yüksek katlı konutlar, modernliğin sembolü olarak görülmeye başlanmıştır. “Aranan Ankara’nın kuruluşunda olduğu gibi, ilk kez Cumhuriyetle gelen ve ulaşılmak istenen çağdaş uygarlık düzeyini temsil edecek bir anlatımdır. Modern mimarlığa yönelme, çağdaş olmanın gereği ve İslam Doğu kökenli kültürden Batı kültür sistemine geçmenin tamamlayıcı öğelerinden biri olarak algılanmıştır”(Zeylan,2009). Cumhuriyetin ilanının ardından, siyasal ve toplumsal değişikliklerin yarattığı etkiler kent ve konuta da yansımıştır. Apartman tipi konutlara olan ilginin artması dönemin gazete ve dergilerinde, hem geleneksel Türk aile yapısı ve kültürüyle uyuşmadığı gerekçesiyle eleştirilmiş hem de modernlik ve batılılaşma aracı olarak görüldüğünden teşvik edilmiştir. Tanyeli’nin vurguladığı gibi; “Erken Cumhuriyet dönemi, modern insanı ve toplumu, modern konutla birlikte yaratmayı düşlemiştir. O yılların okul kitapları ve dergileri, konut mimarisine hangi ideolojik beklentilerle yaklaşıldığının örnekleriyle doludur. Sonraki yıllarda bu beklenti ortadan kalksa da, konut mekânı ve barınma kültürü, modernleşmenin en belirgin soyutlaşma alanlarından biri olmuştur ve hala da böyle olmayı sürdürmektedir”(Zeylan,2009). (a) (b) Resim 2.2. (a), (b) Erken Cumhuriyet Dönemi Konut Reklamları (Zeylan,2009) Yine de genel anlamda bakıldığında, erken cumhuriyet döneminde, bu tip bir yapılaşmaya karşı ağır basan görüş olumsuzdur. Bu olumsuz tepkinin oluşmasını sebepleri ise, teknolojik yetersizlik, malzeme niteliği ve sermaye yetersizliği gibi nedenlerdir. 29 1930’lar ile 1950’ler arasında üretilen konutlar, bu konutlara sahip olacak birikim ve statüye sahip insan sayısının azlığından ötürü büyük şehirlerde ve belli sayıda bir üretimle sınırlı kalmıştır. Bina sahiplerinin yüksek gelir grubundan kişiler olması sebebiyle, üretilen konutlar da beli bir niteliğe sahiptir ve dönemin önemli mimarları olan, Mimar Kemaleddin, Seyfi Arkan, Sedad Hakkı Eldem, Seki Sayar gibi isimlerin elinden çıkmıştır. Resim 2.3. Ceylan Apartmanı (Mutdoğan,2014) Aynı dönemde, bireysel konut üretiminin dışında ikinci bir yüksek katlı konut üretim kolu da özellikle Ankara’da devlet eliyle oluşturulan toplu konut alanları ve planlı mahalleler olmuştur. Merkezi otoritenin imkanları ve ideolojisi yönünde üretilen bu yapılarla hem konut ihtiyacına çözüm aranmakta hem de yeni bir yaşam ve kültür biçimi topluma sunulmaktadır. Resim 2.4. Saraçoğlu Mahallesi, Ankara (Zeylan,2009) 30 II. Dünya savaşı döneminde ülke savaşa girmemiş olsa da küresel anlamda yaşanan krizden etkilenmiştir. Mimarlık tarihi bağlamında II. Ulusal mimarlık akımı olarak tarifleyebileceğimiz bu dönemde, savaş ve ekonomik buhranlar nedeniyle, geleneksel Türk konut formuyla ilişkili yerel malzeme ve işçilik kullanımını önemseyen bir konut üretim modelinin üzerinde durulmuştur (Mutdoğan,2014). Devlet eliyle yürütülen bu modernleşme hareketiyle hızla yaygınlaşmaya başlayan yüksek katlı konut üretimi; Orta Anadolu’da da modernleşme öncülüğü yürüten şehirlerde kendini göstermeye başlamıştır. Tekeli’nin belirttiği gibi; 1950’lere gelindiğinde biten dünya savaşının ardından, Türkiye’de endüstrileşmenin artması ve kırsaldan İstanbul’a göçün başlaması ile gerçek anlamda bir konut ihtiyacının açığa çıkması, arsa fiyatlarının hızla artmasına sebep olmuştur. Yükselen maliyetleri birden çok ailenin bölüşmesinin getireceği avantaj ile çok katlı apartman bloklarının yapılması bir ihtiyaç olarak kendini göstermiştir (Pulat Gökmen, 2011). Böylece Türkiye’de de yüksek katlı apartman blokları artık bir prestij veya modernleşme nesnesi olmaktan çıkarak bir ihtiyaç nesnesi haline gelmiştir. Fakat aynı gerçeklik; köyden göç, konut yetersizliği, yüksek arsa ve kira bedelleri gibi etkenlerle, gecekondu dediğimiz ve bugün bile kentlerin en güncel problemlerinden olan kalitesiz konut üretiminin başlangıcına da sebep olmuştur. Resim 2.5. Levent Blokları, İstanbul (Zeylan,2009) Çok partili hayata geçişle başlayan siyasi değişimler özel sektörün de önünü açmış, 1958 yılında imar ve iskan bakanlığının kurulması ve 1964 yılında halk konutları standartlarının yayınlanması gibi hamlelerle konut yapılarının denetlenmesi ve kalitesinin sağlanması amaçlanmıştır. 31 1965 yılında çıkarılan kat mülkiyeti kanunu ise yüksek katlı konut üretiminde önemli bir başka dönüm noktasıdır. Bu yasa; hızlı kentleşme, nüfus artışı, göç ve yükselen arazi fiyatlarına çözüm olarak görülen kat mülkiyeti esasından faydalanan, yap-satçı denilen, müteahhitlerin ortaya koyduğu yapsat konut üretimine sebep olmuştur. Az katlı eski evleri daire karşılığı arsa sahiplerinden satın alan müteahhitler, kalan daireleri satarak kar elde etmişlerdir. Başlangıçta mimarların yaptığı müteahhitlik zamanla sermaye sahibi eğitimsiz kişilerin eline geçmiştir. Bozdoğan; Yüksek apartman bloklarının ortaya çıktığı bu dönemde konut mimarisinde monotonluk ve kimlik kaybının hâkim olduğundan bahseder. Ülkedeki büyük kentlerde yaygınlaşan bu durum, konut mimarisinde giderek yaygınlaşmış ve tüm konut alanları bir örnek hale gelmeye başlamıştır (Pulat Gökmen,2011). Yapsat yöntemi ile kentlerdeki apartman stoku ve imarlı alanlardaki yoğunluk oranı hızla artmaya başlamıştır. “Bu dönemde ‘yapsat’çı sunum konut üretim sistemi ile Türkiye’de toplam konut stokunun %40-45’i, kooperatiflerle %10 ve gecekonduyla % 40-45’i karşılanmıştır” (Mutdoğan,2014). Aynı dönem içerisinde ortaya koyulan bir başka konut üretim pratiği ise kooperatifler olmuştur. Genellikle işçi ve memurların oluşturduğu kooperatif gruplarının, sosyal güvenlik kurumları ve Emlak Kredi Bankasından alınan krediler ile kendi konutlarını yaptırdıkları bu dönemde Tekeli; kooperatiflerin, yapsat konutların aksine üyelerin içinden geldiği toplumsal katmanda yaygın olan değer ve beğenilere göre tasarlandığından söz eder. Konut tasarımında, söz hakkı kooperatif üyelerine aittir (Mutdoğan,2014). Bu konutlar, sınırlı olanaklar içerisinde yapılmış olmalarına rağmen, plan tipi, mekan organizasyonu ve donatılar bakımından orta tabakanın standartlarını yakalamayı hedeflemişlerdir. “Bu alanda, üstelik çoğu kez de kolektif zihniyetle yapılan çalışmalara bakıldığında, yine bütün sapmalara karşın, mimari ölçekten toplumsal kuruculuk ve katkılara, bölge bölge yeni kent parçalarının ‘kurulmasından’ bu parçaların bütünleşmiş kent nüfusu ve fiziksel mekân üretimi açısından mikro ölçekteki başarılara imza atıldığı görülür. Kentin ve kentliliğin ne olduğu- ne olmadığı konusundaki toplumsal algının belirlenmesinde konut kooperatifçiliği dönemi uygulamalarının etkisi olduğu yadsınamaz”(Cengizkan, 2009). 32 Resim 2.6. Ataköy Soyal Konut Uygulaması, İstanbul (Zeylan,2009) 1970’lere gelindiğinde, gelişen teknolojinin etkisiyle betonarme kullanımının yaygınlaşması daha yüksek katlı konut bloklarına kapı aralamıştır. Hızlı, sağlam ve çok üretim yapabilme imkânı inşaat sürelerini azaltırken maliyetleri azaltmıştır. Tek apartman bloklarından, toplu konut alanlarının üretimine giden yolu açmıştır. Ucuz ve geniş arsa elde edebilme imkânı, yeni imar durumu oluşturabilme rahatlığı gibi sebeplerden dolayı bu toplu konut alanları şehir merkezinin dışına doğru kaymaya başlamıştır. Böylece uydu kent diye adlandırılan, tüm temel ihtiyaçları kendi içerisindeki donatılardan karşılayan, üst ve orta gelir grubuna hitap eden yerleşimler oluşmaya başlamıştır (Pulat Gökmen, 2011). 1980’lerde serbest piyasa ekonomisine geçilmesi ve globalleşme gibi etkilerle toplum kültüründe ve alışkanlıklarında değişimler baş göstermiştir. Toplumun tüketim alışkanlıkları ve kültüründeki bu değişimler aynı hızla konut üretimine de yansımıştır. Küreselleşme, dışa açılma ve teknoloji gibi etkilerle kentlerdeki heterojen yapı iyice artmaya başlamıştır. Kentteki ayrışmalar sadece gecekondu bölgeleriyle değil bu sefer tam ters yönde varlıklı insanlara ayırılmış konut alanlarıyla kendini göstermeye başlamıştır. Konut üretimindeki kritik dönemeçlerden bir diğeri ise 1980’lerde toplu konut yasasının çıkması ve yaşanan askeri darbenin siyasi alanda yarattığı değişiklikler olmuştur. Bu dönemde, bir yandan sık sık çıkan aflar ile gecekondulaşma meşru bir zemine doğru kaymış ve kendi içinde bir rant ve hatta mafyalaşma sektörü oluşturmuş, yapsatçıların elinde yüksek katlı konut bloklarına doğru bir dönüşüm yaşamıştır. Diğer yandan ise küçük 33 girişimci piyasadan çekilerek yerini TOKİ ve belediye şirketlerine bırakmıştır. Bunların öncülüğünde oluşan uydu kentler ve banliyöleşme konut üretiminde önemli bir ayağı oluşturmuştur. Resim 2.7. Göztepe Soyak Sitesi, İstanbul (Zeylan,2009) 1980’lerde başlayan ve orta gelir düzeyini hedef alan bu projeler 1990’lara doğru kent içinde, üst gelir grubunu hedef alan, büyük ölçekli konut projeleri “site”lere dönüşmüştür. Çevresine kapalı, her türlü donatıyı içerisinde barındıran ve sosyal olarak bir statünün yaşam alanı olarak görülen bu konut bölgeleri, astronomik fiyatlarına rağmen oldukça rağbet görmüşlerdir. Bilginin vurguladığı üzere; “1946 yılında kurulan Emlak Bankası’ da devletin politikaları altında konut üretmeyi sürdürmektedir. Emlak Bankası, 1985 yılına kadar 5000 konut üretirken, 1985-1992 yılları arasında 24.000 konut üretmiştir. 25 bin nüfuslu, 11 mahalleden oluşan Ataköy, en önemli projelerden bir tanesidir. Kitlesel üretimle yaygınlaşan toplu konutlar, 1980 sonrası konut politikalarında hızlı bir artış ve büyük bir ivme kazanıldığını kanıtlamaktadır” (Yenel, 2012). 2000’li yıllara gelindiğinde, gittikçe artmakta olan bu site konut projelerine farklı bir konsept daha eklenmiştir. Kent içinde gittikçe azalan ve değerlenen arazilerin maksimum düzeyde kullanılması için çok yüksek katlı olarak inşa edilen ve “rezidans” olarak adlandırılan kondonmiyumlar oluşmaya başlamıştır. Farklı kullanıcı profilleri için, farklı büyüklüklerde ve şemalarda tasarlanan rezidans dairelerinde; ev sahibi ücreti karşılığında evin bakım hizmetini almakta, yüksek katlı konut bloğuyla bir arada yer alan; spor merkezi, alışveriş merkezi, kafe ve restoran gibi yaşam alanlarının imkânlarından yararlanabilmektedir. 34 “Özellikle 21. yüzyıla gelindiğinde akıllı bina sistemleri ve tüm kullanıcı ihtiyaçlarını bünyesinde çözümleyen, kısacası otel konforunda hizmet sunan tasarımlar yapılmaya başlanmıştır. Otel konforunda kelimesini özellikle vurgulamak gerekir. Burada kastedilen, verdiği konforun dışında, zaman içerisinde oluşan yoğun iş temposu, bireysel yaşam ihtiyacının artması, yemek ve eşya gibi temel ihtiyaçların kolay elde edilebilirliği gibi nedenlerle yaşam mekanının minimal düzeye indirgenmesinin söz konusu olmasıdır”(Eren,2014). (a) (b) Resim 2.8. (a) Next Level, Ankara (İnternet, www.arkitera.com) (b) Metrocity, İstanbul (İnternet, www.mimarlikmuzesi.org) Günümüzde gittikçe kaybolmaya veya değişmeye başlayan gelenekler yaşama ve barınma kültüründe de kendini göstermekte ve farklılaşmaya sebep olmaktadır. Bir seri üretim nesnesi olan toplu ve birbirinin aynı konutlar, tek tipleştirilen bir “modern insan” kavramının da yansımasıdır. Diğer yandan bakıldığında ise “farklılaşmayı ve özel olmayı” vadeden ve bu noktada birbiriyle yarışarak, ayrışmaya çalışan konut ve yerleşke tasvirleriyle bireysellik anlayışı ön plana çıkarılmaktadır. “Tüketim dinamikleri çerçevesinde 1980 sonrası Türkiye’sinde ortaya çıkan yeni kentli seçkinlerin “kaliteli yaşam” arayışları karşılığını, önce kent içindeki sınırlı sayıdaki boş arsalarda, sonrasında ise kent dışı alanlara, banliyölere yayılan kapalı konut sitelerinde bulmuştur”(Akyol Altun,2008). “Önceki dönemlerde konut sahibi olma, konutun kalıcı olması ve nesilleri içinde barındırması önemliyken, 2000’li yıllardan sonra konutu yatırım aracı olarak gören bir grup kullanıcı oluştuğu bu amaç nedeniyle konutların geçici olarak kullanıldığı, aidiyet hissinin gelişmediği görülmektedir”(Mutdoğan,2014). 2000’lerde konut, sadece bir barınma nesnesi, yuva olmaktan çıkmış, kimi zaman kolayca el değiştirebilecek bir yatırım nesnesi ve pek çokları içinse statü sembolü haline gelmiştir. Pazarlanan projelerin tanıtımları ve sloganları incelendiğinde bu etkiyi fark etmek mümkündür. Örneğin; 35 Ankara, Next Level projesinin tanıtımlarında; “Hayatınızda öyle bir noktaya geldiniz ki, artık kendinize sormadan duramıyorsunuz. Şimdi sırada ne var? Şimdi hayatınızda Next Level var!” denmektedir (www.next level.com.tr). Böyle olunca da plan tipleri, konutun işlevselliği, malzeme özellikleri, estetik ve tasarım değeri gibi etmenler göz ardı edilmiş, insanlar bir konsept ve pazarlanan bir statünün alıcısı haline gelmişlerdir. Günümüzde de gittikçe yükselen bu konut biçiminde, “Elit kesimin özlemini duyduğu bize özel kavramının yaşatıldığı bu yapı tipinde, ev konforunda bir otelin sunabileceği tüm hizmetler verilmektedir” (Zengel ve Deneri,2007). (a) (b) Resim 2.9.Günümüz Konut Reklamlarından Örnekler (a) Sea Pearl,İstanbul (İnternet, www.emlakpencerem.com) (b) Avenue Rezidans, İstanbul (İnternet,www.projekulisi.com) TOKİ konut üretim pratiği de günümüzde hala devam etmektedir. Herkesi konut sahibi yapma hedefiyle çıkılan yolda şuana dek 600.000 civarında konut üretilmiştir. Ancak üst gelir grubuna yönelik projelerde, oldukça üst seviye tasarım ve imalatlar yapılmakla birlikte, alt ve orta gelir grubuna yönelik projeler, insani boyutlara ve topografyaya duyarsızlık, niteliksiz işçilik ve malzeme kullanımı gibi eleştiriler almaktadır. “Kentlerdeki yoğunluk zorunlu olarak konut miktarını artırsa da nitelikte ve kullanıcı memnuniyetinde bazı problemler ortaya çıkmaya başlamıştır. Bunun en önemli nedenleri arasında konutu inşa edenle konut kullanıcısının farklı olması ve inşaatı gerçekleştirecek kişinin kullanıcı hakkında yeterince bilgi sahibi olmaması görülmektedir” (Mutdoğan,2014). Sonuç olarak bakıldığında değişen aile yapısı, yaşam kültürü, tek başına yaşayan birey sayısının artması, kadınların iş yaşamına dahil olması ve teknolojik gelişmeler gibi 36 pek çok sebep konut planlaması ve kültürüne de yansımakta ve değişimlere sebep olmaktadır. Günümüz büyük kentlerinde, konutu kullanan bireylerin demografik özellikleri hızla farklılaşmaktadır. Küreselleşme, iletişim olanaklarının artması ve günlük yaşamın bir parçası haline gelmesi, kırsal kültürden çok başka etkilere ayak uydurma zorunluluğu gibi etkenler sonucunda; konut kullanıcısı çekirdek aile kavramının yerini, birbirinden farklı birçok konut kullanıcı profili almıştır. Bu farklı kullanıcı profilleri ile birlikte yeni yaşam biçimleri oluşmuş ve dolayısıyla tüm bu yaşam biçimlerini karşılayabilecek yeni bir konut kültürü ortaya çıkmaya başlamıştır (Ünsal Gülmez ve Ulusu Uraz, 2010). 2.2. Yüksek Katlı Konutların Mimari ve Mekânsal Özellikleri ve Dönüşümü 2.2.1. 1880-1923 dönemi plan tipleri Osmanlı devrinde ilk kez İstanbul’un Galata, Pera-Beyoğlu bölgelerinde yaşayan yabancı ve gayrimüslimlerin kendileri için inşa ettirdikleri yüksek katlı apartmanlar, bir yandan oda kullanımı, işleve göre özelleşmiş mekanlar gibi pek çok mekânsal ve işlevsel yeniliği getirirken diğer yandan geleneksel tük mimarlığının sofa ve avlu gibi plan tipi özelliklerini barındırmaktadır. 19.yy ilk apartman örneklerinde cephe anlayışı ve mimari üslup bakımından ise tamamen Avrupai klasik ve eklektik tarzların etkisi altında kalındığı görülmektedir. Ceyhan dönemden; “19 yüzyılın başından beri görülmeye başlayan işin evden ayrılması süreci II. Abdülhamit dönemiyle kökleşmiştir. Bu gelişme modern telakkiler çerçevesinde evin ‘‘özel alan’’ olarak algılanma sürecini başlatmış ve dolayısıyla evin dış dünyaya açılan kapısı olan selamlığın fonksiyonlarını yitirmesine neden olmuştur. Böylece evin fonksiyonlarında bir daralma meydana gelmiştir.” şeklinde bahseder (Zeylan,2009). Geleneksel konutta, her biri bir çekirdek ailenin evi olan odalar, yerini işlev olarak özelleşmiş birimler ile çekirdek ailenin her bir bireyine ait ayrı odalara bırakmıştır. Bahsi geçen bu ilk konut örneklerinde, sıkışık kent dokusunda yer alan apartmanların odaları aydınlık boşluğuna veya avluya bakmakta, geniş bir orta sofadan sirkülasyon dağılımı sağlanmaktadır (Pulat Gökmen,2011). Plan tasarımı açısından 37 bakıldığında, en önemli ortak mimari paydanın sofa kullanımı olduğu görülmektedir. Gelir seviyesi ve kültürel arka planı ne olursa olsun, her kesimden kullanıcının konutunda planı şekillendiren temel öge sofa kullanımı olmuştur. Bazı plan örnekleri incelendiğinde ise sofanın küçülerek kullanım alanlarının artırıldığı ve sofanın bugün kullandığımız giriş holüne benzer bir nitelik kazandığı görülmektedir. Bu dönemde İstanbul’da apartmanlaşma ile birlikte ortaya çıkan bir diğer çok katlı konut tipi de sıra evlerdir. Uygulandıkları alanın topografik ve çevresel farklılıklarına göre değişim gösteren cephe ve yerleşim düzenlerinde olsalar da plan şemalarında belirli ortak noktalar hâkimdir. Tipik kat çözümleri, yola ve arka cepheye bakan iki oda ile aradaki servis mekânları ve merdiven sisteminden oluşmaktadır. Esas katları geleneksel Türk konutundan farklı olarak birinci kattır. Odalar belirli bir işleve yönelik olarak özelleşmiştir. Konutlar ise 3 veya 4 kattan oluşmaktadır (Sunalp,1999). Dönemin en önemli sıra ev örnekleri, Beşiktaş Akaretler Evleri ve Taksim Surp Agop Evleridir. Sıra evler, bizim coğrafyamızda 19.yy son çeyreğine özgü bir tip olarak kalırken, apartman; büyüyen kentlerin gelişim süreci içinde sonraki yüzyılın konut biçimini de temellendiren öge olarak varlığını sürdürmüştür. “19. yüzyılın genellikle Batılı ve kapitalist ilişkilere dayalı kent modeli değişimlerinin İstanbul’da halen sürmekte olan kentsel dinamiklerin başlangıcını teşkil ettiği ve bu sürecin ilk özgün ve özgül konut tiplerini ürettiği söylenebilir” (Zeylan,2009). Ek-1’de yer alan tabloda 19.yy yüksek katlı konut örneklerinden bazılarının plan tipleri ve cephe özelliklerine yer verilmiştir. Ayrıca sonraki bölümlerde dönemin ve yüksek katlı konut üretiminin tarihsel izleği açısından önem taşıyan örneklerden bazıları detaylı olarak analiz edilecektir. 2.2.2. 1923-1950 dönemi plan tipleri Cumhuriyetin ilanı ile birlikte, Osmanlının son döneminde şekillenmeye başlayan I. Ulusal mimarlık akımı da ilk örneklerini vermeye başlamıştır. Kentlerdeki tüm yapılarla birlikte, konut yapılarında da akımın etkisiyle bir yandan batı kültür ve tasarımına duyulan 38 ilgi artmış diğer yandan geleneksel ögelerin korunarak yeniliklerle sentezlenmesine çalışılmıştır. Batur’a göre; 1930’lara kadar olan dönemde, konutun planı belirli geometrik formlara bağlı kalmadan yan yana gelen işlevlerin ve parselin şekline göre biçim almıştır. Sofa kullanımının temel plan kurgusunda yer almaya devam ettiği bu dönemde, oldukça rağbet gören dairesel formda mekânlar, hem plan düzleminde hem de kütlesel etki anlamında kendi hissettirmekte; özellikle, oturma ve yemek yeme mekânlarında sıkça kullanılmıştır (Zeylan,2009). Özellikle cephelerde kullanılan üsluplarda, Ankara örneklerinde saf bir şekilde modernizm uygulamalarına öykünülürken, İstanbul’da , Art Deco, Dekonstriktivizm ve pürizm gibi farklı akımlardan etkilenen konut blokları ortaya koyulmuştur. 1930’larda, konut planlama anlayışı modernizmin baskın etkisiyle fonksiyonalist bir mantığa bürünmüştür. Bu dönem yüksek katlı apartman örneklerinde; sokaktan girişte özelleşmiş bir giriş, kimi zaman havuz vb. ögelerle süslenmiş bir bekleme alanına ve yaygınlaşmaya başlayan asansör kullanımına rastlanmaktadır. Dairesel form kullanımı etkisini kütlesel anlamda yitirmiş ve düzenli dörtgen form kullanımları artmaya başlamıştır. Genelde katta bir veya iki daire yerleştirilerek düzenlenen bu plan şemalarında ikinci bir servis girişine rastlamak da mümkündür. Geleneksel kullanımda yer alan gömme dolaplar bu dönemde ortadan kalkmaya başlamıştır. 1930’lara kadar plan şemasının ana şekillendiricisi olan sofa ağırlığını kaybetmeye başlamıştır. Bugün bile yüksek katlı apartman bloklarında kullandığımız plan şemalarının temeli o dönemde ortaya çıkmaya başlamıştır. “Apartmanlarda koridor kullanımı 1930’lu yılların başında Şişli, Taksim, Nişantaşı çevrelerinde yapılan yapılarda uygulanmaya başlamıştır. Önde tek ya da birkaç birimli bir salon, arkada bir koridor üzerine dizilmiş yatak odaları ve banyo yer almakta, iki bölümün arasında mutfak bulunmaktadır. Bu plan şeması bugün bile tüm Türkiye’de kent ve kasabalarda standart apartman dairesi olarak inşa edilmektedir. Öndeki bölüm evin herkese açık kısmı iken arka bölüm dışa kapalı özel bölge olmaktadır”(Pulat Gökmen, 2011). Bu dönem yapılarının plan şemalarına bakıldığında, alan kullanımının oldukça fazla olduğu görülmektedir. 39 “Bunun konakta yaşayan kesimin büyük ev tercihi olarak tasarıma yansıdığı düşünülmektedir. Daha sonraki dönemlerde evin alanı ekonomik nedenlerle küçülse de günümüzde tekrar büyümüştür. Toplumun 100 m2’den başlayan büyüklükte konutlarda oturmak istediği çeşitli zamanlarda farklı konut türlerinde yapılan (Bayazıt ve diğerleri, 1989, Dülgeroğlu vd., 1994, Özsoy vd., 1993) araştırmalarda ortaya çıkmıştır” (Pulat Gökmen, 2011). 1930-1940 dönemi, Cumhuriyetin kurulması ile birlikte mimarlık faaliyetleri ve yapı üretiminin oldukça yoğun ve nitelikli olduğu bir dönem olmuştur. Fakat savaştan çıkan ülkede imar hareketi ancak devlet eli ve imkânlarıyla mümkün olduğundan; apartman tipi yüksek katlı konut yapılarından çok kamu binaları, lojman yapıları ve çok katlı toplu konut örnekleri ile özel teşebbüs ile yapılan villa tipi konut yapıları ortaya konmuştur. Ardından, II. Dünya savaşıyla başlayan dönemden, 1950’lerin başlangıcına kadar geçen sürede, tüm alanlarda olduğu gibi yapısal faaliyetlerde de bir durgunluk dönemi yaşanmıştır. Ek-2’de yer alan tabloda 1923-1950 yılları arası yüksek katlı konut örneklerinden bazılarının plan tipleri ve cephe özelliklerine yer verilmiştir. Ayrıca sonraki bölümlerde dönemin ve yüksek katlı konut üretiminin tarihsel izleği açısından önem taşıyan örneklerden bazıları detaylı olarak analiz edilecektir. 2.2.3. 1950-1980 dönemi plan tipleri Önceki bölümlerde bahsedildiği üzere; 1950’lerle birlikte hem sanayileşme ve teknolojik yeniliklerde hem de nüfus artışı ve köyden kente göç oranında hızlı bir artış ortaya çıkmaya başlamıştır. Teknolojik yenilikler; tünel kalıp sistem, hazır beton yapımı ve prefabrikasyon inşaat gibi kitlesel üretimi sağlayacak gelişmeleri de beraberinde getirmiş böylece yüksek katlı konut üretiminde ciddi bir basamak teşkil etmiştir. Bu dönem yapılarına mimari anlamda, birinci bölümde bahsi geçen Le Corbusier’in d’habitation konut ünitesinin etkisi damga vurmuştur. Modernizmin simge yapılarından olan bu konut bloğu Türkiye’de de üretilen pek çok yüksek katlı, toplu konut bloğuna (Hukukçular Sitesi, 4.Levent Toplu Konutları) ilham kaynağı olmuştur. 1950’lerden itibaren yapılan konutlarda öne çıkan mimari öge, salon salomonje denilen misafir odaları olmuştur. Konutun gösteriş alanı olarak görülen salon, 1960’larda yap-sat konut üretimine geçilmesiyle birlikte, niteliksizleşen konut üretimin vitrin yüzü 40 haline gelmiştir. Geniş ve gösterişli bu salonların dışında kalan diğer hacimlerin standartları ise oldukça düşüktür. Havalandırma ve aydınlanma problemleri, yetersiz alan kullanımı, apartman boşluğuna bakan odalar gibi eksikler sebebiyle önceki dönem konutlarının niteliklerinin çok altında ürünler verilmeye başlanmıştır. Dönemin plan şemalarında; oturma odası diyebileceğimiz günlük yaşamın geçtiği alan ve misafir salonlarının birbiriyle ilişkili olduğu ancak ayrı odalar şeklinde planlandığı görülmektedir. “1950’li yıllarda ülkenin tüm kentlerinde orta sınıf için yapılan apartmanlarda standartlaşan apartman planlarında evin merkezi her yerde “hol” olarak adlandırılan orta mekândır. Yatak odaları ve banyodan oluşan ve daha fazla mahremiyetin söz konusu olduğu bir bölüm kısa bir koridorla orta hole eklemlenir. Ayrıca bu evlerde misafir odası denilen bir oda bulunur. Geleneksel konutta var olmayan bu mekan modernleşmenin getirdiği bir zorunluluk olarak bulunur” (Pulat Gökmen, 2011). 1970’lere gelindiğinde, konut şemasında değişiklik yaratan en önemli etkilerden biri de kalorifer kullanımı olmuştur. Sobanın ortadan kalkmaya başlamasıyla günümüzde de kullanılan üç oda bir salon plan şeması ortaya çıkmıştır (Ceyhan,2002). Günlük hayata girmeye başlayan çamaşır makinesi, buzdolabı vb. beyaz eşyalar da plan şemasında mutfak ve banyo gibi birimlere ayrılan alanın artmasıyla plan şemasının değişimine etki eden bir diğer neden olmuştur. Döneme ait önemli mekânsal özelliklerden biri de servis mekânlarının kullanımıdır. Pek çok konutun giriş kapısı haricinde bir servis girişi de bulunmaktadır. Ayrıca kiler ve sandık odası gibi mekânlara da bu dönem plan örneklerinde rastlanmaktadır. “Alaturka tuvaletler önce işlev değiştirmiş sonra da tamamen ortadan kalkmış ya da alafranga tuvalete dönüşerek misafir tuvaleti olmuştur. Bu değişim 70’lerin sonuna kadar süren bir döneme yayılmıştır” (Zeylan,2009). Cam sanayinde yaşanan gelişmeler de bu dönem mimari formlarına önemli ölçüde etki etmiştir. Artan cam üretimi cephe kurgularındaki açıklıkları, iklimsel koşulları ve işlevselliği bile göz ardı edecek şekilde yoğun kullanıma sevk etmiştir. Dönemin önemli konut tipolojileri, yüksek katlı tolu konut ve kooperatif örnekleri olmuştur. Bu konut yerleşkelerinde, cephe anlamında tamamen modern anlayışa 41 yönelirken, ilk kez kendi kendine yeten, sosyal donatılarını içerisinde barındıran yüksek yoğunluklu konut anlayışı ortaya koyulmaya başlanmıştır. Ek-3’de yer alan tabloda 1950-1980 yılları arası yüksek katlı konut örneklerinden bazılarının plan tipleri ve cephe özelliklerine yer verilmiştir. Ayrıca sonraki bölümlerde dönemin ve yüksek katlı konut üretiminin tarihsel izleği açısından önem taşıyan örneklerden bazıları detaylı olarak analiz edilecektir. 2.2.4. 1980-2000 dönemi plan tipleri 1980’lerde yaşanan teknolojik, siyasi ve sosyal gelişmelerin etkisiyle, konut mekân anlayışında da köklü değişimler baş göstermeye başlamıştır. Modernleşme ve küreselleşmenin hız kazanmasıyla birlikte; batılı unsurların daha da çok önem kazandığı ve aile kavramından bireyselliğe doğru bir geçişin başladığı görülmektedir. Dönemin önemli iki konut tipi; özel teşebbüs veya TOKİ eli ile üretilen yüksek katlı toplu konutlar ve özelleşmiş konseptlerde orta-üst gelir grubuna hitap eden kapalı site konut örnekleridir. Bu dönemle birlikte tek apartman ünitelerinden toplu yerleşkelere geçişin yoğunlaştığı gözlemlenmektedir. Bu dönemde inşa edilen konutların mekân organizasyonları incelendiğinde; değişen yaşam biçimleri ve ihtiyaçları doğrultusunda 1+1, 2+1 gibi yeni plan tiplerinin oluşmaya başladığı görülmektedir. Dönemin konutlarında, mekân organizasyonu açsından önceki dönemlere kıyasla mahremiyet olgusunun değiştiğini görmek mümkündür. Konut birimleri geçmişteki gibi tamamen içe dönük ve dış dünyadan kopuk değildir. Bununla birlikte odalar tamamen özelleşerek işlevlerine göre ayrışmıştır. Geçmiş dönemlerde misafirler için özel olarak ayrılan salon, konut sahibinin günlük kullanımına açılmıştır. Geleneksel konut anlayışında rastlanmayan açık mutfak kullanımına da ilk kez bu dönemin sonlarına doğru rastlanmaya başlamıştır. Bu dönemde, dünyada modernizmin etkisini kaybetmesi ile post modern akımların etkisi hissedilmeye başlansa da, Türkiye’de önceki dönemler benzer şekilde, belli bir konut 42 üslubu ve mimari dil oluşturulamamıştır. Hızlı ve seri üretimle birlikte, mimari niteliklere verilen önem ve konut üretiminin estetik nitelikleri azalmaya başlamıştır. Ek’4 de yer alan tabloda 1980-2000 yılları arası yüksek katlı konut örneklerinden bazılarının plan tipleri ve cephe özelliklerine yer verilmiştir. Ayrıca sonraki bölümlerde dönemin ve yüksek katlı konut üretiminin tarihsel izleği açısından önem taşıyan örneklerden bazıları detaylı olarak analiz edilecektir. 2.2.5. 2000 sonrası dönem plan tipleri 2000’lerden sonra teknolojideki gelişmeler ve küreselleşme ile birlikte yapıların yükselmesinin önündeki sınırlar tamamen ortadan kalkmaya başlamıştır. Her türlü teknik ve malzemeye daha kolay erişilmeye başlanan bu dönemde; önceki dönemin kapalı site tipi konut ve yüksek katlı toplu konut üretimlerinin yanında, gökdelen tipi, çoğu zaman karma kullanımlı konut blokları oluşmaya başlamıştır. Günümüzde inşa edilen tek blok veya kapalı site şeklindeki yüksek katlı konut bloklarında, farklı kesimlerden kullanıcı tiplerinin taleplerine cevap verebilmek adına, zemin ve çatı katlarında dubleks çözümler sunulmakta; aynı birim içerisinde, 1+0’dan, 5+1’e kadar farklı plan şemaları bir arada çözülmektedir (Pulat Gökmen, 2011). Üretilen konut plan şemalarında, kullanıcı istek ve talepleri kadar kalıp teknolojileri de belirleyici rol oynamaktadır. Bugün, hızlı ve yüksek katlı konut üretim pratiğinin temelini tünel kalıp sistemler oluşturmaktadır. Görgülü, tünel kalıp sisteminin mekân organizasyonundaki etkisinden şu şekilde bahseder; “Tünel kalıp yöntemi ile konut yerleşmelerinin plan şemaları min 2, 10 - 2, 40 - 2,70 – 3,00 – 3,30 – 3,60 – 3,90 – 4,20 – 4,50 – max 4,80 m olacak şekilde boyutları içermektedir. Kalıp kenarlarının tutacak şekilde ayarlanması ile plan şemaları çeşitlendirilse de bu yolla üretilen konutlar birbirine benzemektedir. Girişten salon ve mutfağa, koridor üzerinde yatak odaları ve banyoya erişim ile standart plan organizasyonları oluşmaktadır” (Yenel,2012). Tünel kalıp sisteminin hızlı ve yüksek üretim gibi avantajları olmakla birlikte, tek tipleşen ve mekânsal kullanım esnekliğini kaybeden konut birimlerinin oluşumuna sebep olmaktadır. 43 2000’li yıllarla birlikte; konutun servis mekânlarında tuvaletler, banyonun bir parçası haline gelmekte ve hemen hemen tüm konut örneklerinde ebeveyn banyosu plan çözümlerinde yer almaktadır. Bu dönemle birlikte geleneksel konutlarda görülen gömme dolap da yeniden kullanılmaya başlanmıştır. Bu dönem konutlarında hem açık hem de kapalı otopark çözümleri önem kazanmıştır. Her daireye en az bir araçlık park yeri ayrılmaktadır. Kapalı konut yerleşkelerinde, konutun fonksiyonelliğinden çok, yan fonksiyonlar önem kazanmaya başlamıştır. Yerleşkelerin sunduğu; özel güvenlik, spor salonu, yüzme havuzu, alışveriş ve rekreasyon alanları gibi hizmetler konut şemasının işlevselliğinden daha önemli hale gelmiştir. Günümüz dünyasında yüksek katlı konut tipolojisinin geldiği “en yüksek” nokta olarak rezidansları göstermek mümkündür. Özellikle üst gelir grubuna hitap eden, genellikle karma kullanımlı, kent merkezlerinde yer alan bu nokta blok tarzı konutlar gün geçtikçe daha da çoğalmaktadır. Kat çözümlerinde farklı kullanıcı tiplerine hitap eden, 6+1 ‘den 1+0’a kadar plan şemalarının yer aldığı rezidanslar, birer ileri teknoloji ürünü haline gelmektedir. Akıllı bina otomasyon sistemleriyle tüm işletimi yapılan bu çok yüksek katlı konut bloklarında, kapalı site mantığında olduğu gibi yan işlevler ön plana çıkmaktadır. Aynı zamanda daireler otel konforuyla her türlü hizmeti de kullanıcılarına sunmaktadır. Yüksek katlı olmalarının bir getirisi olarak bu konutlarda manzara yönelimi de önemli parametrelerden biri haline gelmektedir. Cephe anlayışlarında modern ve zaman zaman enerji etkin malzeme ve sistemlerin kullanıldığı bu konut blokları aynı zamanda mimari tasarımlarıyla da öne çıkmaktadırlar. Ek-5’de yer alan tabloda 1980-2000 yılları arası yüksek katlı konut örneklerinden bazılarının plan tipleri ve cephe özelliklerine yer verilmiştir. Ayrıca sonraki bölümlerde dönemin ve yüksek katlı konut üretiminin tarihsel izleği açısından önem taşıyan örneklerden bazıları detaylı olarak analiz edilecektir. 44 3. TÜRKİYE’DEKİ YÜKSEK KATLI KONUT ÖRNEKLERİNİN SOSYAL VE MEKÂNSAL BELİRLEYİCİLERİ BAĞLAMINDA İNCELENMESİ Bu bölümde; 1950-1980 arası dönem, 1980-2000 arası dönem ve 2000 sonrası dönemde Türkiye’de üretilen yüksek katlı konutlardan, seçilen farklı tipolojilerdeki (apartman, toplu konut, rezidans, loft vb.) belirli örneklerin sosyal ve mekânsal belirleyiciler bağlamında incelemesi yapılacaktır. 3.1. Yüksek Katlı Konut Üretiminin Sosyal ve Mekânsal Belirleyicileri Yüksek katlı konut üretimini etkileyen ve şekillendiren pek çok etki bulunmaktadır. Tüm bu fiziksel, mekânsal ve sosyo-kültürel etkilerin birleşiminde şekillenen konut kültürü aynı zamanda o toplum ve dönemin tarihsel bir kanıtı ve dışavurumu niteliğindedir. Bu bölümde incelenecek olan yüksek katlı konut projelerinin analizinde kullanılacak belirleyiciler; arazi kullanımı, plan organizasyonu ve işlev şeması ile kullanıcı profilidir. Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı ile; söz konusu yüksek katlı konutların; kent içindeki konumlanışları, topografya kullanımı ve uyumları ile kentle olan bağlantı ve ilişkileri gibi parametreler irdelenecektir. Plan organizasyonu ve işlev şeması ile; konutların mekânsal ve işlevsel olarak kurgulanışı, birimlerin bir araya gelişleri, mimari eleman, strüktürel tasarım ve malzeme kullanımları ortaya koyulacaktır. Kullanıcı profili ve sosyal çevre ile; söz konusu konutların kullanıcı profilinde yer alan kullanıcıların; ihtiyaçları, alışkanlıkları, sosyo-kültürel ve ekonomik düzeyleri, konut algıları ve konuttan beklentilerine göre konutlarda ne gibi mekânsal ve mimari etki ve dönüşümlerin ortaya çıktığı incelenecektir. 45 3.2. 1950-1980 Yılları Arası Yüksek Katlı Konut Örneklerinin İncelenmesi 3.2.1. Kervansaray Apartmanı (a) (b) Resim 3.1. (a) Kervansaray Apartmanı, İstanbul (Arkitekt,1960) (b) Kervansaray Apartmanı (Eren,2014) Çizelge 3.1. Kervansaray Apartmanı proje bilgileri Yapım tarihi 1952 Mimarı Rükneddin Günay Konumu Beyoğlu/ İstanbul Kullanım amacı Konut Kat sayısı Zemin+5 Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı Yapı İstanbul’daki ilk yüksek katlı konut örneklerinin görüldüğü Beyoğlu’nda yer almaktadır. Kent merkezi içerisinde, yoğunluğun geçmişten beri yüksek olduğu bir bölgede, eğim olmayan bir arazide yer alan yapı, yapıldığı dönemki mevcut İstanbul imar planına uygun şekilde Harbiye ordu evinin yanındaki parselde inşa edilmiştir. Yapının inşa edildiği döneme ilişkin fotoğraflar incelendiğinde, kat yüksekliği ve tasarım dilinin çevre binalarla uyum içerisinde olduğu ve kent siluetini bozacak bir tasarım 46 anlayışı olmadığı görülmektedir. Bugün ise yapının çevresinde yüksek katlı konut ve iş merkezi binaları yer almaya başlamıştır. Resim 3.2. Kervansaray Apartmanı ve Çevresi, İstanbul (Arkitekt,1960) Plan organizasyonu ve işlev şeması Nokta blok şeklinde tasarlanan konut yapısı, bir bodrum kat, ticari işlevle kullanılan bir zemin kat ve beş konut katından oluşmaktadır. Taşıyıcı sistemi betonarme karkas olan yapı, pilotilerle yükseltilen ve içeri çekilme hareketiyle taşıyıcı sistemi mimari bir öge olarak kullanan bir girişe sahiptir. Mimarın kolonadları kullandığı zemin kat tasarımıyla, hem yapıyı hafiflettiği hem de işlevsel farklılaşmayı vurguladığını söylemek mümkündür. Yatak odalarının yer aldığı kısmın içeri çekilmesi ile salon kısmında yaratılan çıkma sayesinde ise hem cepheye hareket katılması sağlanmış hem de geleneksel Türk evi mimari ögesi kabul edilen cumba tipolojisi, konutun ana mekânı olarak görülen salona yansıtılmak istenmiştir. Apartmanın zemin katında ticari birimler ve yapıya ait girişler yer alırken, bodrum katta depolar ve kazan dairesi gibi teknik birimler yer almaktadır. Yapının sirkülasyonu iki asansör ve iki merdiven ile sağlanmaktadır. Simetrik plan şemasına sahip olan yapıda yer alan dairelerin planları da birbirinin aynıdır. Tek blok şeklinde tasarlanan yapı, etrafı açık olması sebebiyle tüm cephelerden ışık almaktadır. Aynı zamanda plan şemasında yer alan 47 bir büyük orta avlu/ışıklık ile konutta yer alan servis birimlerinin de ışık alması ve sirkülasyonu sağlanmıştır. Konut planı incelendiğinde, işlevlerdeki ayrışmanın keskin bir şekilde mimari planlamayı etkilediğini görmek mümkündür. Giriş holünden ayrılan daha küçük bir koridor ile ıslak hacimler ve yatak odaları bir araya toplanarak özelleştirilmiş ve mahremiyeti sağlanmıştır. Ana salon ve yemek bölümü ise birbiriyle ilintili olarak yer almakta ve giriş holüne açılmaktadır. Giriş holü ile mutfak ve yemek bölümü ile mutfak arasında yer alan iki ofis birimiyle, servis birimlerine ve hizmetli odasına geçiş sağlanmıştır. Aynı zamanda mutfaktan açılan servis kapısıyla apartmanın servis koridoruna bağlantı verilmiştir. Böylelikle servis mekânlarının konut ana mekânlarından tamamen koparılması sağlanmıştır. Şekil 3.1. Kervansaray Apartmanı Kat Planı (Arkitekt,1960) Kullanıcı profili ve sosyal çevre Konutun inşa edildiği dönemdeki kullanıcı alışkanlıkları ve konuttan beklentiler göz önüne alındığında, konutta yer alan ayrı servis girişi ve çözümleri ile hizmetli odası gibi birimlerin varlığı anlam kazanmaktadır. O dönemde genel olarak üst gelir grubuna 48 hitap eden yüksek katlı apartman bloklarında evde yatılı olarak hizmetliler kalmaktadır. Dolayısıyla konutlarda bu görevliler için birimler ayrılmakta ve bu birimler servis birimleriyle ilişkilendirilmektedir. Günümüzde ise belirli saatlerde dışarıdan alınan hizmetler ile bu beklenti ve ihtiyaç ortadan kalkmış, dolayısıyla villa tipi büyük konutlar dışında, yüksek katlı konut bloklarında hizmetli odası kavramı kalmamıştır. 1930’lardan sonra ortaya çıkmaya başlayan ve Kervansaray Apartmanında da gördüğümüz, mahrem mekânların ayrı bir koridor ile biraraya getirilerek evin diğer bölümlerinden ayrılması isteği, konut tipolojisinde yerini alarak günümüzde de devam etmekte olan bir kullanıcı talebi halini almıştır. “Arka cephedeki yeşil sahaya nazır otuz metre uzunluğunda iki katlı büyük bir gazinosu ile bodrum katında büyük bir gece kulübü, bütün müştemilâtlar ile yerleştirilmiştir. İstanbul'un çok rağbette gece kulüplerinden biridir”(Arkitekt,1960). Arkitekt dergisinde yer alan Kervansaray apartmanına ilişkin haberde bahsedildiği üzere; öteden beri İstanbul’un eğlence hayatının odak noktasında olan Beyoğlu’nda yer alan bu apartmanın hemen arkasında bulunan gazino ve gece kulübünün apartman ile ilişkilendirilmiş olması da kullanıcı profili ve beklentilerine yönelik ipucu vermektedir. Toplumun eğitimli, Avrupai yaşama öykünen ve gelir düzeyi yüksek bu kesiminin konut ihtiyacıyla birlikte sosyal ihtiyaçlarının da düşünüldüğü görülmektedir. 49 3.2.2. Ataköy I. Etap Sosyal Konut Uygulaması (a) (b) Resim 3.3. (a) Ataköy Sosyal Konutları, İstanbul (TMH,2006) (b) Ataköy Sosyal Konutları I.Etap (Arkitekt,1975) Çizelge 3.2. Ataköy I. Etap Sosyal Konut Uygulaması proje bilgileri Yapım tarihi 1957-1962 Yüklenici Firma Emlak Kredi Bankası Konumu Ataköy/ İstanbul Kullanım amacı Konut/Toplu konut Kat sayısı 5-16 Toplam yerleşim alanı 377 hektar Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı 1955 yılında Emlak Kredi Bankası tarafından düzenlenen yarışma ile planları hazırlatılan Ataköy toplu konut yerleşkesi, çoğunluğu bataklık alanı olan bir arazide 377 hektar üzerine 60 bin nüfusa hizmet verecek donatıları da düşünülerek tasarlanmıştır. (Türkiye Mühendislik Haberleri,2006) Uygulamanın etüt ve projeleri Emlak Kredi Bankasının kurduğu bir mimari ofiste, Türk ve İtalyan mimarların işbirliğiyle hazırlanmıştır (Arkitekt,1975). Sirkeci Florya sahil yolu, demir yolu ve Strasbourg caddeleri arasındaki alana konumlanan toplu konut bölgesi; havaalanı ve turizm bölgelerine yakınlığı ile de kent 50 içinde önemli bir noktada yer almaktadır. Bölgenin denize olan yakınlığı nedeniyle arazi kullanımında manzara yönelimi de önem kazanan unsurlardan biri olmuştur. Türkiye’deki ilk Uydu Kent uygulamalarından biri olarak kabul edilen proje birden çok etaptan oluşmaktadır. Arsanın %80’ i oranında konut yerleşim yoğunluğuna imkân veren planlama neticesinde, bugün bölge orta nüfus büyüklüğüne sahip bir şehir büyüklüğüne ulaşmıştır (Eren, 2014). Günümüzde 11. Etaba kadar ilerleyen toplu konut alanı içerisinde, söz konusu I. Etap 20 hektarlık bir alanda yerleşmiştir. 10 mahalleden oluşan etabın merkezi konumundaki mahallede; tren istasyonu, ticari, idari ve sosyal merkezler yer almaktadır. Şekil 3.2. Vaziyet Planı, Ataköy Sosyal Konut Uygulaması I.Etap (Arkitekt,1975) Plan organizasyonu ve işlev şeması Toplu konut mantığıyla yapılan yüksek katlı bu konut örneklerinde, birbirinden farklı ebat ve plan tiplerinde konut çözümleri görülmektedir. I. Kısım blok çözümlerinde 110m2-200m2 arasında değişen farklı plan çözümlerinde konut tipleri yer almaktadır. A, B ve C tipi konut bloklarının yer aldığı etapta 3000-3500 kişi yaşaması planlanmıştır. Toplu konut alanının arazisinin büyük kısmının bataklık olması ve enflasyon artışı sonucu taşeronların finansman zorluğu yaşaması gibi bir takım sebeplerle, tünel kalıp 51 sistem uygulamasına geçilmiştir. Böylelikle plan tiplerinde de bazı değişimler oluşmaya başlamıştır. Ataköy I. Etap toplu konut örnekleri incelendiğinde göze çarpan önemli hususlardan ilki; geçmiş dönem örneklerinden farklı olarak aydınlık boşluğu yahut avlu olmadan tüm mekânların ışık almasını sağlayan plan çözümleridir. Yine bu plan çözümlerinde ortak bir nokta olarak giriş holünden mekânlara dağılım sağlanmıştır. A tipi konut örneklerinin planları incelendiğinde, zemin üstü on iki kat olan blokların tasarımında, ortasında çekirdeğin yer aldığı, her birinde bir konut biriminin bulunduğu kolların birbirine paralel olarak kaydırıldığı görülmektedir. Böylelikle hem ışık alınan yüzey miktarı artırılmıştır hem de yüksek ve ağır kütle etkisinin hafifletilerek hareketlendirilmesi sağlanmıştır. Ana giriş holüne bağlanan geniş bir salon, mutfağa açılan bir ofis ve yatak odaları ile ıslak hacimleri bir araya toplayarak ana hole bağlanan küçük bir antrenin yer aldığı plan şeması ile bu konutlarda da geçmiş örneklerde olduğu gibi mahremiyet anlayışı ve işlevlerin mekânsal olarak ayrışması sağlanmıştır. Ofis olarak nitelendirilen birim bir çeşit servis odası hükmündedir. Bu örneklerde hizmetli odası kavramının ortadan kalkmaya başladığı görülmektedir. Şekil 3.3. A Tipi Blok Kat Planı, Ataköy Sosyal Konut Uygulaması (Eren,2014) 52 C tipi konut örneklerinin planları incelendiğinde; zemin üstü sekiz kat olan blokların, çekirdeği ortasına alan, ikisi birbirine bitişik olacak şekilde her katta 3 daireden oluştuğu görülmektedir. Katta yer alan her üç dairenin de planı birbirinden farklı şemalara sahiptir. Dairelerin plan çözümlerinde genellikle ana giriş holüne, ofis birimi ve salon bağlanmaktadır. Ofis içerisinden ise yatak odalarının bulunduğu ikinci bir koridora ve mutfağa bağlanılmaktadır. Yatak odaları ve ıslak hacimlere geçişin ancak üç aşamada gerçekleştiği bu çözümlerde, oldukça keskin bir işlev ayrışması ve mahremiyet anlayışının söz konusu olduğu düşünülmektedir ancak diğer taraftan üç dairede de ortak olarak görülen nokta, salonun 3 farklı kapı ile tüm bu ayrışan hacimlere bağlanmasıdır. Şekil 3.4. C Tipi Blok Kat Planı, Ataköy Sosyal Konut Uygulaması (Eren,2014) Kullanıcı profili ve sosyal çevre Ataköy I. Etap Sosyal Konut uygulamasının, yüksek katlı ve yoğunluklu konut planlaması neticesinde, bir blokta 20 daireden fazla birimin bir araya gelmesi, adeta her bir düşey blokla yeni, küçük bir mahalle yaratılmasına sebep olmuştur. Bu anlamda geleneksel konut, mahalle ve kent kültüründen farklı bir yapılaşma anlayışının ortaya çıkmaya başladığı görülmektedir. Bu tip bir yüksek katlı ve toplu konutlaşma biçimiyle birlikte 53 insanların karşılaştıkları ve iletişim kurdukları ortak mekânlar ve ilişkilerin de değişmeye başladığını söylemek mümkündür. Her etabın içinde yer alan mahallelerde, kullanıcının beklentisini karşılamak üzere, alışveriş birimleri, otoparklar, yeşil alan ve yürüyüş yolları, eğitim birimleri gibi donatılar düşünülmüştür. Merkez mahalle ve tren istasyonu çevresinde yer alan idari, ticari, sosyal ve eğlence donatıları ile yine belirli bir yaşam şekli idealine yönelik imkân ve ortam yaratılması amaçlanmıştır. Yine bu konutlarda ortaya çıkan önemli bir özellik güvenlikli site çözümü olmuştur. Pek çok insanın çocuklarını emniyetle bırakabileceği alanların oluşmuş olması bu konutlar için önemli bir tercih sebebi olmuştur. Aynı zamanda farklı metrekarelerdeki çözümleriyle farklı büyüklük ve gelir grubundaki ailelerin konut edinmesine olanak sağlamıştır. 54 3.3. 1980-2000 Yılları Arası Yüksek Katlı Konut Örneklerinin İncelenmesi 3.3.1. Feneryolu Apartmanları Resim 3.4. Feneryolu Apartmanları, İstanbul (Eren,2014) Çizelge 3.3. Feneryolu Apartmanları proje bilgileri Yapım tarihi 1982-1986 Mimarı Hüseyin L. Aksüt ve Yaşar Marulyalı Konumu Kadıköy/ İstanbul Kullanım amacı Konut/ Kapalı konut sitesi Kat sayısı 14 Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı İstanbul Kadıköy bölgesinde yer alan ve 6 adet apartman bloğundan oluşan bu site 1982 yılında tasarlanmaya başlamış ve 1986 yılında tamamlanmıştır. 6 blokta oluşan yerleşkede yüzme havuzu, basket ve tenis sahaları bulunmaktadır. Tasarım diline bakıldığında toplu konut yerleşkelerini andıran sitede, katlarda ve cephede keskin bir aynılaşma ve tek düze yaklaşım hissedilmektedir. Kütleye hareket katan tek unsurun, daireleri birbirinden koparan çekirdek kısmının yarattığı çekilme olduğunu söylemek mümkündür. 55 “Her biri zemin üzerine on üç kattan meydana gelen blokların araziye yerleşim biçimleri ise, gün ışığı ile kuzey rüzgârlarına bağlı olarak şekillenmiştir”(Eren, 2014). Şekil 3.5. Feneryolu Apartmanları Vaziyet Planı (İnternet, www.v2.arkiv.com.tr) Plan organizasyonu ve işlev şeması Feneryolu Apartmanlarının mimari tasarım ve kat planları incelendiğinde, her biri tüm yönlerden ışık alan, 6 nokta bloğun ayrı ayrı konumlandığı görülmektedir. Blokların çekirdek kısmı etrafına, katlarda yer alan 4 dairenin sıralandığı görülmektedir. Çekirdek çözümü daireleri birbirinden kitlesel olarak koparacak şekilde tasarlanmıştır. Bu hareket ile cepheden algılanacak şekilde yapının iki parçaya ayrıldığı hissi yaratılmıştır. İşlevsel olarak bakıldığında ise bu ayırma hareketi ile yapının yangın merdiveni ve çöp bacasının çözümünü yapmak amaçlanmıştır. Bloklarda bulunan daire plan tipinin her katta ve blokta aynı şekilde devam ettiğini görmek mümkündür. Daire bazında plan tipolojisi incelendiğinde ise girişin büyük bir hole açıldığı ancak önceki incelenen örneklerden farklı olarak, bu dairelerde tuvaletin ve mutfağın direk olarak ana giriş holüne bağlandığı görülmektedir. Ofis olarak adlandırılan ve servis birimlerine geçişi sağlayan mekânın ortadan kalktığı, ana giriş holüne bağlanan salon ve yemek odası kısmının ise içerdeki daha küçük holle ilinti olduğu görülmektedir. Küçük holün devamında ise yatak odaları ve banyo yer almaktadır. 56 Planda, servis ve kabul mekânları arasındaki keskin ayrımın genel tipolojideki örneklerin aksine yer almıyor oluşu, mekân planlaması yapılırken mahremiyet olgusuna ve işlevsel ayrılığın zorunlu tutulmasına fazla önem verilmediği yorumuna kapı açabilir. Şekil 3.6. Feneryolu Apartmanları Vaziyet Planı (İnternet, www.v2.arkiv.com.tr) Kullanıcı profili ve sosyal çevre Bahsedildiği üzere klasik konut tipolojisinden farklı planlama anlayışı ile Feneryolu Apartmanlarının kullanıcı beklentilerinin de farklı olduğunu varsaymak mümkündür. Genel anlamda Tük konut kullanıcısının önemsediği işlevlerin ayrışması durumu bu konutlarda karşılık bulmamıştır. Ancak yeşil alan ve yürüyüş yolları, spor alanı ve sosyal donatılar, site güvenliği, yüzme havuzu vb. pek çok donatının yer aldığı bu yerleşkede, kullanıcıların konutta geçirilecek zaman kadar konut dışında geçirilecek zaman ve aktivitelere de önem verdiğini söylemek mümkündür. Bahsedilen tüm bu etkenlerin konutun seçiminde öne çıkan belirleyici parametreler olduğu söylenebilir. 57 3.3.2. Mesa Koru Sitesi Resim 3.5. Mesa Koru Sitesi (İnternet, www.koruyon.org) Çizelge 3.4. Mesa Koru Sitesi proje bilgileri Yapım tarihi 1983-1998 Yüklenici Mesa İnşaat Konumu Yenimahalle/ Ankara Kullanım amacı Konut/ Kapalı konut sitesi Kat sayısı 5-23 Toplam yerleşim alanı 46 hektar Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı Kent Merkezinden yaklaşık 17 km uzakta Çayyolu bölgesinde kurulmuş olan Koru sitesi, etaplar halinde 15 yıl içerisinde tamamlanmıştır. 1980’lerde ilk olarak sıra evlerin yapımıyla başlanan yerleşke; kent merkezinin çeperinde, kısmen eğimli sayılabilecek, 46 hektarlık bir arazi üzerinde kurulmuştur. Yerleşke içerisinde; villalar, dubleks sıra evler, 5 ila 23 kat arasında değişen apartman blokları gibi çeşitli tipolojilerde konut birimleri yer almaktadır. Konut alanları dışında eğitim, ticaret ve sosyal kullanım alanlarının da bulunduğu yerleşkede yeşil alan 58 kullanımı oldukça yoğundur. 13 hektara yakın yeşil alanın bulunduğu sitede aynı zamanda bir de sera yer almaktadır. İlk etap çalışmaların başladığı dönemde, kent merkezine uzak ve toplu taşımanın sıkıntılı olduğu bölge günümüzde metro duraklarının yer aldığı, oldukça işlek bir nokta haline gelmiştir. Şekil 3.7. Koru Sitesi Vaziyet Planı (İnternet, www.koruyon.org) Plan organizasyonu ve işlev şeması Farklı konut tipolojilerinin bulunduğu sitede, toplam 22 apartman bloğu yer almaktadır. Konutların kütle ve cephe tasarımına bakıldığında; genel anlamda dörtgen formlu ağır ve hareketsiz kütleler olduğu, genel olarak cephede renk kullanımı ile bir tasarım yakalamaya çalışıldığı görülmektedir. Daha az katlı blokların cephelerinde ise çatı formu ve pencereler ile bir kompozisyon oluşturulmuştur. Farklı konut bloklarından, 18 katlı manolya tipi blokların içerisinde yer alan 3+1 ve 4+1 plan tipleri incelenecektir. Plan şemasına bakıldığında katta yer alan dört dairenin, ana çekirdek etrafında şekillendiği ve sol cephede kütlenin yangın merdiveni ile birbirinden koparıldığı görülmektedir. 3+1 plan şemasında, ana giriş holüne açılan salon, mutfak ve tuvalet yer alırken, ikinci bir koridorla yatak odaları ve oturma alanının bulunduğu kısma geçilmektedir. 4+1 59 plan şemasında ise yine aynı şemaya bir oda daha eklemlenmiş durumdadır. Bu bağlamda planlar incelendiğinde; dönemin koşullarına uygun olarak işlevsel ayrışmanın, ağırlama ve yaşam alanı olarak ikiye ayrıldığı ve mahremiyet anlayışını gözeten klasik plan şemasına uyulduğunu görmek mümkündür. Şekil 3.8. Manolya Tipi Blok Kat Planı, (Mesa A.Ş. Kurumsal Arşivi) Kullanıcı profili ve sosyal çevre Koru sitesi, 1980’li yıllarda Ankara’da ve Türkiye’de oldukça yaygınlaşan, dışa kapalı konut yerleşkeleri içinde oldukça önemli ve başarılı örneklerden biridir. Yerleşke ilk etabından itibaren, kent içinde yaşayan orta ve üst gelir sınıfına, kentin gürültüsünden uzak, yeşil bir alan içerisinde, korunaklı ve özelleşmiş bir yaşam vadetmektedir. Böylelikle kentin yoğunluğundan uzaklaşmak isteyen kesim için aynı dönemde Bilkent yerleşkesiyle birlikte ikinci bir alternatif oluşturmuştur. Site içerisinde yer alan eğitim birimleri, restoranlar, yeşil alan ve spor tesisleriyle, kullanıcının günlük hayatı için alternatifler sunan ve oldukça rağbet gören yerleşke, günümüzde de aynı şekilde popülerliğini koruyan bir yerleşim yeridir. 60 3.3.3. Akmerkez Rezidans Resim 3.6. Akmerkez Rezidans, İstanbul (İnternet, www. santiyedestek.com) Çizelge 3.5. Akmerkez Rezidans proje bilgileri Yapım tarihi Mimar Konumu Kullanım amacı Kat sayısı Toplam yerleşim alanı 1991-1993 Fatih Uran Etiler/İstanbul Karma kullanım (Konut, Avm, Ofis) 23 (Konut bloğu), 14-17 (Ofis bloğu) 27.557 m2 Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı Levent ile Etiler arasında, kentin en işlek merkezlerinden birinde yer alan proje; tarihi yarımada, boğaz manzarası ve şehrin iş merkezi olan levent-maslak bölgelerine hâkim durumdadır. Yapının yer aldığı parselin çevresi incelendiğinde daha az katlı konut ve ofis bloklarının yer aldığını görmek mümkündür. Bu özelliğiyle çevresinden farklı bir siluet oluşturan yapı, bulunduğu parseli tutarak üçgen formda bir baza üstünde yükselen 3 bloğa sahiptir. Türkiye’nin ilk rezidans bloğu olan Akmerkez, birbiriyle ilintili 3 atrium ile bağlanmış, 14 ve 17 katlı iki ofis bloğu ile 23 katlı rezidans bloğu ve alışveriş merkezinden oluşan bir karma kullanım projesidir. 27.557 m2 alanda yer alan projenin cephesi komple cam giydirme şeklindedir. 61 Plan organizasyonu ve işlev şeması Türkiye’de rezidans kavramının ortaya çıkışında en bilindik örnek olan Akmerkez rezidans bloğunda, alanları 96m2 ile 238m2 arasında değişen 1+1, 2+1, 3+1 plan tiplerinde daireler yer almaktadır. Üçgen biçimde tasarlanan yapı planı ile farklı geometrilerde daire planlarının oluşması sağlanmıştır. 2000’li yıllar ile birlikte çeşitlenmeye başlayan plan tiplerinin aksine, bu ilk örneklerde henüz klasik konut şemalarının sürdüğünü görmek mümkündür. Örnek olarak 1+1 ve 3+1 plan şemaları incelenecektir. 1+1 plan şemaları incelendiğinde; konuta girişin, mutfağın da yer aldığı geniş bir açıklıktan alındığı ve aynı açıklığın salona dönüştüğü görülmektedir. Salon içerisinde iki yandan açıklığı bulunan bir bölücü duvar ise yatak odasını kısmi olarak ayırmaktadır. Yatak odası içerisinde ise bölücü duvarlarla ayrılmış ıslak hacimler yer almaktadır. Plan şemasındaki açık ve akışkan mekân planlaması, dönemi için oldukça yenilikçi bir yaklaşımdır. Duvarların kaybolduğu ve mahremiyet sınırlarının kalktığı planlama ile klasik şemanın oldukça ötesinde bir planlamaya gidilmiştir. Yine ıslak hacimlerin sadece konut kullanıcısının kullanımı düşünülerek yerleştirilmesi, konutun bir ağırlama mekânı olarak tasarlanmadığını göstermektedir. Konutun tek cepheden oldukça geniş pencereler ile ışık aldığı ve manzaraya yönlendiği görülmektedir. (a) (b) Şekil 3.9. (a) 1+1 Daire Kat Planı www.akmerkez.com.tr ) (b) 3+1 Daire Kat Planı (İnternet, 62 3+1 plan şeması incelendiğinde ise oldukça geleneksel bir planlama anlayışının sürmektedir. İşlevsel mekân ayrışması ve mahremiyetinin genel tipolojiye örnek olarak bu üçgensel formlu dairede de sürdüğünü görmek mümkündür. Girişte yer alan ana hol konutu üç parçaya ayırmaktadır. Girişin solunda, bir genel tuvalet ve ikinci bir kapıyla bağlanılan ebeveyn odası ile banyosu yer almaktadır. Mutfak ve oldukça geniş salon direk olarak ana hole bağlanmaktadır. Girişin sağında ise bir yardımcı odası ve ona ait ıslak hacim yer almaktadır. İkincil bir koridorla ise iki yatak odası, banyo ve çamaşır odasının bulunduğu bölüme bağlanılmaktadır. Bu özellikleriyle söz konusu 3+1 plan tipinin, 1+1 plan tipinin yenilikçi ve akışkan şemasının aksine; 1950’lerde görülen oldukça geniş, farklı işlevlerin düşünüldüğü, mekân mahremiyetini önemseyen geleneksel konut planlaması ile benzerlik gösterdiğini söylemek mümkündür. Kullanıcı profili ve sosyal çevre Açıldığı ilk günden beri ülke çapında bilinen ve ilgi çeken bir yapı olan Akmerkez ’in ülkemiz için modern zamanların önemli simgelerinden biri olduğunu söylemek mümkündür. Bir yaşam standardı ve refah göstergesi olduğu kadar magazin figürü de olan yapı her zaman göz önündeki bir zenginlik ve statü sembolü olmuştur. Yapının kullanıcı profilini genel olarak iş ve sanat dünyasından kişiler oluşturmaktadır. Konut alanı ile birlikte çözülen alışveriş merkezi, spor salonu, sinema, restoran ve kafeteryalar ile birlikte kullanıcının günlük yaşamında ihtiyaç duyabileceği pek çok şey bir arada düşünülmüştür. Yerleşke, 2015 yılında tamamlanan yenileme çalışmalarıyla birlikte aradan geçen yıllar ve kendi türünde yapılmış onlarca projeye rağmen işlevselliğini ve gündemdeki yerini korumaya devam etmektedir. Yapı bu anlamda kent kimliği ve kültürünün bir parçası haline gelmiş ve sembolik bir anlam kazanmıştır. 63 3.4. 2000 Yılı Sonrası Yüksek Katlı Konut Örneklerinin İncelenmesi 3.4.1. Mashattan Rezidans Resim 3.7.Mashattan Rezidans, İstanbul (İnternet, www.mashattan.org.tr) Çizelge 3.6. Mashattan Rezidans proje bilgileri Yapım tarihi 2008 Yüklenici Taş Yapı Konumu Maslak/İstanbul Kullanım amacı Konut/Rezidans Kat sayısı 32 Toplam yerleşim alanı 14 hektar Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı Yüksek katlı hatta kule konut olarak nitelendirebilecek bu konut blokları, İstanbul’un en merkezi noktalarından birinde inşa edilmiştir. Yüksek katlı konut ve ofis stokunun Türkiye’de en yüksek ve yaygın olduğu alanlardan Maslak’ta yer alan konutlar, 140 dönüm arazi içerisinde, yeşil alan, sosyal donatılar, otoparklar, alışveriş merkezi ve gölet bulunan 130 dönümlük bir alan ile 10 dönümlük kule konut yerleşiminden oluşmaktadır. 64 Yapı bir taraftan orman, diğer yandan sanayi sitesi ve az katlı konutlar diğer yandansa plaza yapıları ve askeri alanla çevrelenmiş durumdadır. Yapı çevresinde kendine emsal olacak yüksek katlı yapılar kadar az katlı yerleşmelerin ve çok farklı işlevdeki donatıların da bulunduğu görülmektedir. Bu anlamda kent genelinde görülen plansız ve kent siluetine duyarsız yapılaşmanın etkisi bu alanda da kendini hissettirmektedir. Şekil 3.10. Mashattan Rezidans, İstanbul (İnternet, www.tasyapi.com) Plan organizasyonu ve işlev şeması 2000’li yıllarla birlikte yaygınlık kazanan ve rezidans olarak adlandırılan çok yüksek katlı konut bloklarına bir örnek olan projede, bu tip yapıların genelinde olduğu üzere, 1+0’dan 5+1’e kadar pek çok farklı plan çözümünü bir arada görmek mümkündür. 33 katlı, 10 konut bloğundan oluşan projede yer alan farklı plan tipleri incelendiğinde; farklı kişi sayısı ve beklentideki kullanıcıya hitap edilmeye çalışıldığı görülmektedir. Modüler sistemle kurgulanan planlar, farklı daire tiplerinin çıkmasına olanak sağlamaktadır. Örnek olarak 1+1 ve 3+1 daire planları incelenecektir. 1+1 daire plan tipinde, mekân kullanımında maksimum verimlilik amaçlanmaktadır. Dairedeki tüm birimler küçük bir giriş holüne bağlanarak çözülmektedir. Girişin hemen karşısında yatak odası, yanında Amerikan mutfak ile çözülmüş bir salon ve girişin hemen yanında küçük bir banyo yer almaktadır. Minimize edilmiş mekân 65 kullanımında, geçmiştekinden farklı olarak mahremiyet olgusunun ve karşılama alanı gibi mekânların kalktığı görülmektedir. Konut mekânı daha ziyade tek kişinin barınma ve temel ihtiyaçlarını gidereceği kısa süreli bir kullanım alanına dönüşmüştür. 3+1 daire plan tipinde iki farklı çözüm opsiyonunun yer aldığı görülmektedir. 3a tipi dairelerde, 1+1 daire plan şemasında da olduğu gibi işlev ayrışmasına göre mekân şekillenmesi söz konusu değildir. L şeklindeki bir ana ve bir ara koridorun etrafına yan yana dizilmiş odalar yer almaktadır. Örneğin bu çözümde ebeveyn odası ile salon yan yana yer almaktadır. Bu plan çözümlerinde, 1990’lardan itibaren görülmeye başlayan ancak 2000’lerde hemen hemen her konut çözümünde yer alan ebeveyn banyosunun bulunduğu görülmektedir. 3b tipi dairelerde ise, önceki dönem konutlarındaki plan şeması mantığının devam ettiğini görmek mümkündür. Ayrışmış servis ve karşılama mekânlarının yer aldığı plan tipinde, geniş bir giriş holüne açılan bir salon, mutfak ve geçmişteki kilerlerin yerini almış bir çamaşır odası bulunmaktadır. Bu giriş holüne bağlanan küçük holün etrafında ise yatak odaları ve banyo yer almaktadır. Önceki dönem yüksek katlı konutlarının hemen hepsinde görülen balkona bu tip çok yüksek katlı konutlarda rastlanmamaktadır. Kat sayısı arttıkça, güvenlik, rüzgar etkisi vb. sebeplerle balkon ve hatta açılabilir pencere kullanımı ortadan kalkmaktadır. Bunun yerine akıllı bina sistemleriyle kontrol edilen mekanik havalandırma sistemleriyle havalandırma sağlanmaktadır. 66 (a) (b) (c) Şekil 3.11. (a) Tip 1B Kat Planı (b) Tip 3A Kat Planı (c) Tip 3B Kat Planı (İnternet, www.tasyapı.com) Kullanıcı profili ve sosyal çevre Son yıllarda artan rezidans tipi konutların hedef kullanıcı profilinde özellikle; kentli, yoğun çalışan, üst gelir grubundan kullanıcılar yer almaktadır. Konut bloklarının sunduğu sosyal donatılar, housekeeping (temizlik ve bakım sistemi), site yönetimi ile fatura vs. işlemlerin yönetiliyor olması gibi nedenlerle bu konutlar tercih edilmektedir. Bu anlamda Mashattan konutlarının da kullanıcı profili aynı yöndedir. Ancak yapılan internet araştırmalarında; projedeki doluluk oranın oldukça düşük olduğu, kullanıcıların fiyatları yüksek bulduğu ve sosyal donatıların kullanımında (otopark, yeşil alanlar) güvenlik kaygısı güttüğü görülmektedir. Oysaki bu tip konutlara yönelimde; sunulan hazır hizmetler, güvenlik ve yönetim sistemleri asıl cazibe noktasını 67 oluşturmaktadır. Rezidans tipi konutlar, artık bireysel konutlardan farklı olarak birer işletim ürünü haline gelmiştir. İşlevsel ve kaliteli malzeme kullanılan bir konut kadar, iyi işletilen ve hizmet sunan bir işletme özelliği de öncelik olarak kullanıcı tarafından aranmaktadır. Çünkü hedef kitlesinde yer alan kullanıcılar bu tip işler için vakit ayırmak yerine hizmet satın almak istemektedir. 3.4.2. Next Level Rezidans Resim 3.8. Next Level Rezidans, Ankara (İnternet, www.arkitera.com) Çizelge 3.7. Next Level Rezidans proje bilgileri Yapım tarihi 2014 Mimar Brigitte Weber Konumu Söğütözü/ Ankara Kullanım amacı Karma kullanım( Konut, Avm, Ofis) Kat sayısı 22 (Konut bloğu) Toplam yerleşim alanı 25.195 m2 68 Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı Eskişehir yolu ile Konya yolu akslarının kesişim noktasında yer alan proje, son dönemde Ankara’nın en çok talep gören bölgelerinden Söğütözü’nde yer almaktadır. Bu bölge son yıllarda geçirdiği hızlı dönüşümle; pek çok prestijli, yüksek bütçeli ve yüksek katlı projenin yer aldığı bir alana dönüşmektedir. Hem kamu yapılarının hem özel sektöre ait yapıların bulunduğu bölge hızla yoğunluğunu artırmaya devam etmektedir. Karma kullanıma sahip projede; konut, alışveriş merkezi, ofis ve loft ofis kullanımları bir arada çözülmüştür. Yüksek bloklarda ofis ve konutlar, baza kısmında ise alışveriş merkezi yer almaktadır. 25.195m2 alana yerleşen proje, konumu itibariyle pek çok başka yüksek ofis ve konut bloğu, hastane, okul, alışveriş ve sosyal donatı birimi ve metro istasyonuna oldukça yakın bir noktadadır. Şekil 3.12. Next Level Rezidans Vaziyet Planı (İnternet, www.3dkonut.com ) Plan organizasyonu ve işlev şeması Karma kullanıma sahip yapıda yer alan bloklardan biri konut olarak işlevlendirilmiştir. 22 katlı konut bloğunda, 1+1 ve 1,5+1’den 5+1’e kadar farklı plan çözümleri yer almaktadır. 105 adet dairenin yer aldığı yapıda konutlar 3 farklı konsepte göre dekore edilmiştir. Tokyo, Paris ve Londra konseptleriyle tasarlanan dairelerden 7’si de penthouse (çatı katı daire) şeklinde planlanmıştır. 69 Konut kulesinin cephe tasarımında tamamen cam kullanılarak güneş ışığından maksimum yararlanmak istenmiştir. Ayrıca kat yüksekliğinin 4m tutulması konutların oldukça ferah olmasını sağlamıştır (İnternet, www.nextlevel.com.tr). Yine cephe tasarımında kullanılan teras çıkmaları yapının ağır etkisini hafifleterek görsel etkisini artırmıştır. Projenin öne çıkan özelliklerinden biri de metrekare kullanımlarının oldukça yüksek tutulmasıdır. Örneğin; 112 m2’ ye varan büyüklüklerde 1+1 daireler bulunmaktadır. Yapının tasarımında kullanılan üçgen çıkmalar ve plandaki hareketler sebebiyle yaklaşık 25 farklı plan tipinde ve m2 de daire oluşmuştur. Bu dairelerin pek çoğu 1+1 ve 1,5+1 dairelerdir. Örnek olarak 1,5+1 ve 3+1 daire plan tipleri incelenecektir. 1,5+1 daire tiplerinden, rezidans B78 tipi 1,5+1 dairenin plan şeması incelendiğinde; giriş holünde bir çamaşır odası ve tuvalet çözümü yer almaktadır. Holden genişçe bir salona bağlanılmaktadır. Salon içerisinde tefriş elemanlarıyla ayrılmış küçük bir oturma alanı ve Amerikan mutfak yer almaktadır. 1,5 kavramı salon içerisinde yer alan küçük oturma alanını nitelendirmek için kullanılmaktadır. Salon bölümünden bir kapı ile yatak odasına geçilmektedir. Yatak odasından ise ara bir bölme ile giyinme kısmı ve oradan da banyoya bağlanılmaktadır. Daire 1,5+1 olarak adlandırılsa da 158m2 kullanım alanı ile neredeyse 4+1 daire alanına sahiptir. 3+1 daire plan tiplerinden, rezidans A77 tipi dairenin plan şeması incelendiğinde; giriş holünün dikeyde bir ayırıcı olarak kullanıldığı görülmektedir. Holün sağ tarafında kalan kolda yatak odaları ve ıslak hacimler çözülürken, sol kolda ise salon ve mutfak çözümleri yer almaktadır. Mutfak bağlantısı ise salon içerisinden verilmektedir. Çamaşır odası gibi yeni işlevler yine bu konut tiplerinde de görülmektedir. Geleneksel konut tipolojisindeki işlevsel farklılık ve mahremiyet/özel alan isteği bu daire planlamalarında da görülmektedir. Diğer pek çok yüksek katlı konut kulesinde görülenin aksine, Next Level’ da aynı zamanda cephe tasarımının bir parçası olan teras ve balkon kullanımı tüm daire çözümlerinde görülmektedir. Cephe tasarımının bir parçası olan üçgensel kırık geometriler teras olarak çözülmüş, böylelikle kayıp ve kullanışsız alanlar yaratmadan net plan çözümleri oluşturulmuştur. 70 (a) (b) Şekil 3.13. (a) B78 Tipi Kat Planı (b) A77 Tipi Kat Planı (İnternet, www. 3dkonut.com yazar tarafından derlenmiştir.) Kullanıcı profili ve sosyal çevre Önceki örneklerde bahsedildiği üzere; rezidans tipi yüksek katlı konutların kullanıcı profilini daha ziyade yoğun çalışan, üst gelir grubundan bireyler oluşturmaktadır. Projenin web sitesindeki tanıtımlarında; “Hayatınızda öyle bir noktaya geldiniz ki, artık kendinize sormadan duramıyorsunuz. Şimdi sırada ne var? Şimdi hayatınızda Next Level var!” denilmektedir” (www.nextlevel.com.tr). Bu bağlamda bakıldığında aslında projenin hedef kitlensinin ve kullanıcı profilinin tanımlandığı görülmektedir. Üst düzey çalışanlar, şirket yöneticileri, yabancı ülke temsilcileri ve aileleri kullanıcı kitlesini oluşturan kesimlerden bir kısmıdır. Proje açıkça, kolaylaştırılmış bir yaşam ile birlikte “bir üst sınıf yaşama atlamayı” vadetmekte ve bir anlamda prestij pazarlamaktadır. Projenin oldukça tutması üzerine; Next Level Çayyolu ismiyle, Ankara’nın bir başka prestij noktası Çayyolu’nda da yeni bir rezidans projesinin hazırlıklarına başlanmıştır. Konuttan barınma dışında hizmetler de bekleyen bu kullanıcıların taleplerini karşılamak üzere, Next Level projesinin konut bloğunda içerisinde; concierge hizmetleri (çağrı merkezi, ilaç gönderimi, araç kiralama, getir- götür işleri vb.), fitness, spa, kapalı otopark, housekeeping (ev temizliği ve bakımı) hizmetlerine yönelik bir işletim sistemi bulunmaktadır. Ayrıca konut bloğunun alt katlarında yer alan restoran ve kafeterya gibi birimler hem kentlilere hem de kullanıcılara hizmet veren ortak birimlerdir. 71 3.4.3. Akasya Acıbadem Konutları Resim 3.9. Akasya Acıbadem Konutları, İstanbul (İnternet, www.arkiv.com.tr) Çizelge 3.8. Akasya Acıbadem Konutları proje bilgileri Yapım tarihi 2007-2013 Mimar Mehpare Evrenol, Tamer Tunbiş Konumu Acıbadem/ İstanbul Kullanım amacı Karma kullanım( Konut, Avm, Ofis) 4-9 (yatay bloklar), 36-39 (kule bloklar), 39 (rezidans ve ofis) , 141.250 m2 Kat sayısı Toplam yerleşim alanı Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı 141.250 m2 toplam inşaat alanı üzerinde, koru, göl ve kent olmak üzere 3 etaptan oluşan proje şehrin oldukça merkezi ve eski bölgelerinden birinde yer almaktadır. Arazi içinde bulunan akarsu ve çevresindeki flora dokusunun yeniden canlandırılmasıyla oldukça büyük bir yeşil alan ile doğal peyzaj dokusu yaratmak amaçlanmıştır. (İnternet, www.arkiv.com) Proje, İstanbul’un en işlek akslarının bulunduğu bir noktanın kesişiminde yer almaktadır. Yerleşkeden metro ve metrobüs istasyonuna, projeye ait tünellerden direk bağlantı sağlanmaktadır. 72 Yerleşkenin koru ve göl etaplarında, yeşil yoğun alanlar içinde 39 ve 36 katlı birer konut kulesi ile 4-9 katlı yatay konut blokları ile yerleşme önerilirken, kent kısmında ise 39 katlı rezidans ve ofis kulesi ile avm yer almakta, oldukça yoğun ve karma kullanımlı bir yerleşke önerilmektedir. Üç birimin kesişim noktasında ise oval formda tasarlanmış 26.000m2’lik ‘central park’ adı verilen oldukça geniş bir yeşil alan ve kumsallı yüzme havuzu yer almaktadır. Şekil 3.14. Akasya Acıbadem Vaziyet Planı (İnternet, www.arkitera.com ) Yapı da kullanılan yeşil bina ve sürdürülebilirliğe yönelik; gri su sistemi, yağmur sularının toplanması, aydınlatma otomasyonları ve bina yönetim sistemleriyle proje de teknolojinin imkânlarından da faydalanılmıştır. Yapı ayrıca Breem sertifikasına aday durumdadır. Plan organizasyonu ve işlev şeması Benzer örnek incelemelerinde olduğu gibi Akasya projesinde de 1+1.5’dan 5+1’e yahut 4,5+1’e kadar çok çeşitli plan şemalarını görmek mümkün. Aynı zamanda home ofis ve penthouse seçeneklerinin de yer aldığı kule bloğuyla proje çok çeşitli plan şemaları sunmaktadır. Örnek olarak 1+1 home ofis, 4+4,5 ve dubleks konut plan şemaları incelenecektir. Kent kulesinde yer alan 1+1 home ofislerin plan şemaları incelendiğinde; girişin hemen karşısında genişçe bir bekleme ve kabul alanı ve tuvalet yer almaktadır. Giriş 73 holünü dik kesen minik bir hol ile ofis, yaşam alanı olarak kullanılan kısım ve banyo bölümüne bağlanılmaktadır. Genel konut tipolojisinde kullanılan karşılama ve kullanım alanlarını ayıran şemanın bu modern konut planın da bile kendini gösterdiğini söylemek mümkündür. 65m2 gibi geniş bir alana sahip dairede, yapının eğrisel formuna bağlı olarak ortaya çıkan açılı mekânlar da tefriş yardımıyla işlevsel hale getirilmiştir. Koru kulesinde yer alan 4,5+1 dairelerin plan şeması incelendiğinde yine aynı işlevsel ayrıma göre mekân planlamasını görmek mümkündür. Girişin solundaki bir hol ile mutfak ve kış bahçesine geçilirken girişin hemen karşısında büyükçe bir salon yer almaktadır. Salonun içerisinde ise özelleşmiş bir oturma alanı ayırılmıştır. Giriş holünün sağındaki kısımlarda ise ev halkının kullanımına ayrılmış yatak odaları ve banyolar yer almaktadır. Geçmiş dönem plan şemalarına benzer şekilde bu plan şemasında hizmetli odası bölümü yer almaktadır. Yapıya ait dubleks plan tipleri incelendiğinde ise her iki kattan giriş sunan dubleks çözümleri, misafirler için ayırılmış yatak odası ve ıslak hacimler ile galeri boşlukları gibi plan özellikleri görmek mümkündür. Proje tasarımı incelendiğinde genel olarak eğrisel ve organik çizgilerin hakim olduğunu görmek mümkündür. Cephe anlayışında da kendini hissettiren eğrisel formlar yapılara dinamik ve doğal bir görünüm vermiştir. Kule tasarımlarında, yapı mimarlarının kendi ifadesiyle ‘ikonik’ bir tasarım yapılması amaçlanmıştır (İnternet, www.evrenolarchitects.com). Yine tasarımın asli unsurlarından olan geniş kat teras ve bahçeleriyle kullanıcının kent içinde sınırlı da olsa yeşile erişmesi amaçlanmıştır. 74 (a) (b) (c) Şekil 3.15. (a) 4+4,5 Dubleks Daire Tipi Kat Planı (b) 4,5+1 Kat Planı (c) 1+1 Home Ofis Planı (İnternet, www.projepedia.com, yazar tarafından derlenmiştir.) Kullanıcı profili ve sosyal çevre Karma kullanımlı projede; alışveriş merkezi, sosyal kullanım alanları, konut ve ofis birimleri bir arada çözülürken, farklı kullanıcı istek ve beklentileri göz önüne alınarak konut seçenekleri de yüksek katlı kule ve yatay da uzanan az katlı konutlar şeklinde opsiyonel olarak tasarlanmıştır. Az katlı konutlardaki kat bahçeleri ile kent içinde yaşayan bireye toprakla buluşma ve sembolik de olsa üretim yapma şansı tanınırken, kule blokta yaşamayı tercih edenlere her türlü rezidans hizmeti veya home ofis seçeneği ile çalışma ve yaşama alanını bütünleştirme imkanı sunulmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, konut projesinin hedef kullanıcı profilini oldukça geniş tuttuğunu söylemek mümkündür. Proje 75 bir taraftan modern ve hızlı şehir yaşamına hitap ederken diğer yandan doğa ile iç içe olmayı vadetmektedir. Proje içinde yer alan alışveriş merkezi aynı zamanda tüm kente hizmet veren kültür sanat etkinliklerine ev sahipliği yapmaktadır. Yıl içinde oldukça yoğun bir takvimle, konser, gösteri ve söyleşilere ev sahipliği yapan mekan bu anlamda ülke çapında bir marka isme de dönüşerek, projeye prestij ve değer katmaktadır. Akasya Acıbadem, sunduğu doğal yaşam ve şehir yaşamına ilişkin detay ve imkânlar ile kullanıcı profilini çeşitlendirmekle birlikte, bu tip üst düzey projelerin pek çoğunda olduğu gibi yine hedef kitlesini üst gelir grubundan seçmektedir. 3.4.4. Levent Loft Resim 3.10. Levent Loft, İstanbul (İnternet, www.v2.arkiv.com.tr) Çizelge 3.9. Levent Loft proje bilgileri Yapım tarihi Mimar Konumu Kullanım amacı Kat sayısı 2007 Murat- Melkan Tabanlıoğlu Levent/ İstanbul Konut/ Loft 7-11 76 Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı Levent Maslak hattında yer alan yapı; toplu taşımaya, iş ve eğlence hayatının yoğunlaştığı alanlara yakınlığıyla İstanbul’un en işlek ve merkezi noktalarından birinde konumlanmış durumdadır. Yapının bulunduğu çevrede gökdelen boyutlarında iş ve konut yapıları yer almaktadır. Bu yerleşke içerisinde nispeten daha az katlı olan, konsept konut yerleşkesi özelliğiyle diğerlerinden farklı bir kentsel alternatif sunmaktadır. Yer aldığı parsele, ince ve uzun bir plan şeması ile yerleşen yapı birbirine paralel iki blok şeklinde tasarlanmıştır. “ Binayı her iki yandaki fabrikalardan ayıran mevcut duvar 'yeşil duvar' olarak bahçe düzenlemeleri ile birlikte manzaraya kazandırılmış, oluşturulan bahçelerle binayı çevreleyen doğal bir atmosfer yaratılmıştır” (İnternet, www.v2.arkiv.com.tr). Ön blok zemin üstü 11, arka blok ise zemin üstü 7 kattan oluşmaktadır. İnce uzun yapının cephe sisteminde ise “… farklı kutular olarak algılanan dış yüzeyde, ayrıca iç mekânlarda kullanılan perde sistemi sayesinde, farklı renklerin ve ışığın yansımasıyla özgün partisyonların dışardan ayırt edilmesi ve böylelikle işlevin estetik bir değer olarak kazandırılması temin edilmiştir” (İnternet, www.v2.arkiv.com.tr). Plan organizasyonu ve işlev şeması Loft konut akımının Türkiye’deki nitelikli örneklerinden olan yapı, başlangıçta ofis binası olarak tasarlanmış ancak betonarme karkası yapılıp bırakılmış bir ofis binasının yeniden işlevlendirilmesiyle oluşmuştur. Projede 68m2 den başlayan ve 182m2’ye varan büyüklüklerde, 21 farklı plan tipinde konut yer almaktadır (Işıkkaya, 2015). Konutların genel mekân özelliklerine bakıldığında klasik apartman veya konut plan çözümlerinden farklı olarak; yüksek tavan ve pencereler, saklanmayan strüktürel elemanlar ile açık ve geniş tek bir hacimden oluşan bir konut yaklaşımı görülmektedir. Yoğun ışık alan, yüksek ve geniş mekân hacmiyle bölüntülerin olmadığı konutta tefriş elemanları ve kullanım nesneleri ile kullanıcının kendi istediği konutu yaratmasına imkân tanınmaktadır. “Mekânda kullanılan bölüntü elemanları, mekânı tek bir birim olarak ele almayı sağlayan 77 akıllı dolaplar ve sürme kapılar ile gerçekleştirilmekte ve böylece oda kavramı ortadan kaldırılmaktadır” (Işıkkaya, 2015). Proje plan şemasının temel mantığı, kullanıcı ihtiyaç, istek ve gereksinimlerine göre yeniden şekillendirilebilecek esnek bir konut mekânı yaratmaktır. Metrekare olarak çok farklı opsiyonları olmakla birlikte, tüm dairelerin plan çözümleri aynı mantıkla kurgulanmıştır. Örnek olarak Loft 11.5 tipi dairenin planı incelenecektir. Şekil 3.16. Levent Loft Daire Planı (İnternet, www.leventloft.com) 115m2’ lik bu loft dairenin plan şemasına bakıldığında, girişin solunda konuttaki tek bölüntülü alanlar olan ıslak hacimlerin yer aldığı görülmektedir. Bu alanların karşısında ise oldukça geniş bir yatak odası ve akıllı dolaplar ile ayrılmış geniş salon ve yemek yeme bölümü yer almaktadır. Salonla yemek bölümüne bağlantılı olarak yer alan Amerikan mutfak ise girişin hemen sağında yer almıştır. Tüm mekânlar oldukça akışkan bir şekilde birbirine bağlanmış ve iki cepheden geniş pencereler ile aydınlatılmıştır. Klasik plan şemalarında yer alan ayrışmış mahrem mekânların sınırları, burada oldukça muğlak kalmakla birlikte ana yönlendirme ve mekân gruplamalarında bu klasik şema hala kendini hissettirmektedir. 78 Kullanıcı profili ve sosyal çevre 20.yy ortalarında, Avrupa ve Amerika’da endüstriyel tesisler ve liman bölgelerinin kent merkezlerinden taşınmasıyla birlikte, yüzyılın son çeyreğinde endüstri mirası yapılar barınma amaçlı olarak kullanılmaya başlanmıştır. “Serbest planlı, yüksek tavanlı, büyük pencereleri ve çıplak strüktürlü söz konusu endüstriyel kimlikli mekânlar, çalışma ve barınma amaçlı, kayıt dışı olarak öncelikle sanatçılar ve evsizler tarafından, ilk olarak New York kenti, Manhattan Soho bölgesinde düşük bütçeli kişisel girişimler ile dönüştürülmüş ve kullanılmıştır” (Işıkkaya, 2015). Bu dönüşüm hareketiyle birlikte Loft denen konut tipolojisi ortaya çıkmıştır. Ancak ilerleyen dönemde bu düşük bütçeli dönüşüm hareketi yerini, mimarlar tarafından tasarlanmış ve bu yapılara öykünen bir mimari stile bırakmıştır. Bu kez hedeflenen kullanıcı profili üst gelir grubu şehirliler olmuştur. Levent Loft Projesinin ardından 22 katlı bir kule konsepti ile Levent Loft-2 tasarlanmıştır. Ancak ilk etabın aksine ikinci etap konutlar, bahsi geçtiği şekilde sıfırdan yapılan ve gerçek anlamda “Loft” olmayan konutlardır. Oda kavramının ortadan kalktığı plan şeması ile loft konutların ülkemiz şartlarında genel kullanıcı profiline hitap etmediğini söylemek mümkündür. Ali D. Işıkkaya tarafından Levent Loft konutlarının kullanıcıları arasında yapılan anket çalışmasının verileri ışığında bakıldığında; konut kullanıcılarının; %50’den fazlasının bekar ve 25-39 yaş aralığında, %84’ü 10.000TL ve üzeri geliri olan, %90’ın üzerinde Üniversite mezunu bireylerden oluştuğunu görmek mümkündür (Işıkkaya, 2015). Bu bağlamda bakıldığında sözü geçen tipolojideki konutların kullanıcı profilini, eğitimli, kentli, üst gelir grubundan olmakla birlikte yaşam şekli olarak da gelenekselin dışında talepleri olan kişilerin oluşturduğunu görmek mümkündür. Günümüzde pek çok projede olduğu gibi Levent Loft’da da barınmanın yanı sıra pek çok işlev de konut yapısı içinde kullanıcıya sunulmaktadır. Toplantı salonları, restoran ve kafeler, sağlık ve spor merkezi ile otoparkların yer aldığı konut bloklarında, kullanıcının ev yaşamı dışında kalan vakitleri içinde seçenekler sunulmaktadır. 79 Ayrıca akıllı bina uygulamalarının yer aldığı proje bu yönüyle de kullanıcılarına farklılık vadetmekte ve diğer konut projelerinden sıyrılmaya çalışmaktadır. Akıllı ev sistemiyle kullanıcılarına kolaylık ve erişilebilirlik sağlamayı amaçlamaktadır. 3.4.5. TOKİ Turkuaz Vadisi Resim 3.11. TOKİ Turkuaz Vadisi, Ankara (İnternet, www.wowturkey.com) Çizelge 3.10. TOKİ Turkuaz Vadisi proje bilgileri Yapım tarihi 2007-2009 Yüklenici TOKİ Konumu Yenimahalle/Ankara Kullanım amacı Kat sayısı Konut/ Toplu konut 11-13-17 Toplam yerleşim alanı 48 hektar Arazi kullanımı ve kent içindeki konumlanışı Ankara Yenimahalle, Yukarı Yurtçu semtinde yer alan TOKİ’ye ait Turkuaz Vadisi projesi 5 etaptan oluşmaktadır. Projenin yer aldığı bölge, yapıldığı dönemde yerleşimden uzak, kentin oldukça dışında, Ümitköy ve Çayyolu semtlerinin ilerisinde, Eskişehir yolunun 29.km’de yer almaktadır. Proje alanının yakınında, Çankaya ve Başkent 80 Üniversitelerinin yerleşkeleri bulunmaktadır. Aynı zamanda alanın Eskişehir yolu arada kalacak şekilde karşı parselinde Yapracık TOKİ yerleşkesi vardır. Toplam 48 hektar alana yayılan toplu konut yerleşkesi, TOKİ’nin alt ve orta gelir grubuna yönelik gerçekleştirdiği projelerden biridir. 11, 13, 17 katlı konut bloklarının yer aldığı projede; 4 farklı plan tipinde, 115 blok ve 4244 konut birimi bulunmaktadır (Özbilen,2014). Konutların yerleştirildiği parseller oldukça eğimli arazilerdir. Buna rağmen konutların çözümlerinde topografyaya uyumlu ve eğimi kullanan çözümlerin tercih edilmediğini söylemek mümkündür. Ankara’da, TOKİ’ye ait başka yerleşkelerde kullanılan plan çözümleri birebir alınarak bu proje alanında da uygulanmıştır. Bu bağlamda bakıldığında, topografya ve kullanıcıya özgün, arsa verilerinden yola çıkarak şekillenen bir tasarım anlayışından bahsetmek mümkün değildir. Toplu konut yerleşkesinin içerisinde; ticaret, eğitim, sağlık ve spor yapılarına ilişkin çözümler ile yeşil alan ve park uygulamaları görülmektedir. Şekil 3.17. TOKİ Turkuaz Vadisi Vaziyet Planı (İnternet, www.toki.gov.tr) 81 Plan organizasyonu ve işlev şeması Klasik konut şemasında tasarlanan bu blokların plan çözümlerinde de, genel tipolojik özelliklerin devam ettiğini söylemek mümkün. 4 farklı plan tipinin bulunduğu blok çözümlerinden, B2 ve Y1 tipi konut planları örnek olarak incelenecektir. B2 tipi blok çözümünün plan şeması 2+1 dairelerden oluşmaktadır. Her katta 4 dairenin yer aldığı çözüm, 4 cephesi açık noktasal bloklar şeklindedir. Plan çözümlerine bakıldığında; geleneksel şemaya benzer şekilde, ana hole açılan ikinci bir hol ile geçilen yatak odaları ve ıslak hacimler. Yine bu ikinci holden girilen bir salon ve ana holden bağlanılan mutfak ile balkon yer almaktadır. Kütlenin hareketi ileri doğru çıkma yapan yatak odalarının yer aldığı bölümle sağlanmaya çalışılmıştır. Y1 tipi bloklar ise 3+1 dairelerden oluşmaktadır. Her katta 2 dairenin yer aldığı çözümler ana çekirdeğin etrafında şekillenmiştir. Girişin bulunduğu ana hole salon, mutfak ve tuvalet bağlanmıştır, küçük koridor da ise yatak odaları ve yaşam alanı yer almaktadır. Cepheye hareket katmak için salon ve mutfağın yer aldığı bölmeler ileri doğru çıkma yapacak şekilde tasarlanmıştır. (a) 82 (b) Şekil 3.18. (a) B2 Tipi Blok Kat Planı (b) Y1 Tipi Blok Kat Planı (Özbilen,2014) Kullanıcı profili ve sosyal çevre Toplu Konut İdaresi tarafından orta ve alt gelir grubundaki vatandaşlar için tasarlanan TOKİ Turkuaz konutları, sitede yer alan daire fiyatlarının uygun olması, Çankaya ve Başkent Üniversitelerine yakın olması gibi sebeplerle daha çok öğrenci ve memurlar tarafından tercih edilmektedir. Sitenin kent merkezinden uzak olması, ulaşım güçlüğü ve sosyal imkânların yeterli olmayışı gibi sebepler konutlara olan talebin azalmasına sebep olmaktadır. Orta ve alt gelir grubunun barınma sorununu hızlı yoldan çözmeyi amaçlayarak yapılan bu süratli ve yoğun konut üretimi, kent silueti, dokusu, yerleşim kültürü, kullanıcı konforu, estetik ve topografyaya uyum gibi unsurları göz ardı etmektedir. Kullanıcı konforunu artırmaya yönelik, oturma odası, kiler, giyinme odası, çamaşır odası, ebeveyn banyosu vb. çözümlerin yer almadığı konutlarda, mimari tasarım anlamında da derinlikli bir yaklaşım bulunmamaktadır. 83 84 4. YÜKSEK KATLI KONUTLARIN KENT KÜLTÜRÜ KİMLİĞİNDE YARATTIĞI ETKİ VE DÖNÜŞÜMLER VE Önceki bölümlerde bahsedildiği üzere; barınma ihtiyacı insanın varoluşu ile başlayan; fiziksel, mekânsal, psikolojik, sosyolojik ve kültürel pek çok parametre ile çağlar boyunca gelişen ve değişen bir olgu olmuştur. Önceki bölümlerde; yüksek katlı konutları ortaya çıkaran sosyal ve fiziksel etkenler belirlenmiş, dönemsel olarak incelenen konut tipolojileri ve örnekleri ile mekânsal anlamda ne gibi değişimlerin olduğu ve bunların konut ile kent ilişkisindeki etkileri ortaya konmuştur. Bu bölümde ise, yüksek katlı konutlara yönelimin sebepleri ile konut üretimindeki fiziksel, ekonomik, siyasi ve sosyo-kültürel etkenlerin kent kültürü ve kimliğinde yarattığı dönüşümler ele alınacaktır. 4.1. Yüksek Katlı Konut Üretimine Yönelimin Sebepleri Önceki bölümlerde bahsedildiği gibi, geçmiş çağlarda en fazla 7-8 kata ulaşabilen ve sınırlı bir üretim alanı olan yüksek katlı konutlar; sanayi devrimi ile birlikte hızla artmaya ve gelişmeye başlamıştır. Kırsal alandan sanayi bölgelerine doğru oluşan büyük göç dalgaları sonucunda, işçi kesiminin arsa maliyetini düşürerek barındırılması amacıyla yapımı hız kazanan yüksek katlı konutların, zaman içinde başka sebeplerle de üretimi artarak devam etmiştir. Yüksek katlı konutlar, günümüzde yalnız alt gelir grubu için ekonomik bir alternatif değil aynı zamanda üst gelir grubu için bir statü sembolü haline gelmiştir. Bu bölümde, yüksek katlı konut üretimine yönelimde etkili olan sebeplerin bazılarından bahsedilecektir. Arsa yetersizliği ve nüfus yoğunluğu; Şehirleşme hızının artmasıyla birlikte kent içi alanlardaki arsaların fiyatları da astronomik rakamlara ulaşmaktadır. Bu artışın nedeni; kent içindeki arsalara olan talebin artması, toprağın bir yatırım ve spekülasyon aracı haline gelmesi, spekülatif amaçla elde tutulan boş arsaların varlığı gibi sebeplerdir. Diğer yanda ise yüksek arsa bedellerine rağmen, hızla artan bu nüfusu barındırmak için belli bir konut stoğunu üretmek gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında yüksek arsa fiyatları ve yatırımcının da kar elde etme isteği gibi etmenlerle, bahsi geçen arsalara 85 yüksek katlı konutlar yapılmaktadır. Ancak kent çeperlerinde inşa edilen yüksek katlı konutların varlığı düşünüldüğünde tek etkinin arsa sorunu olmadığını görmek mümkündür. Karı artırmak için mekânı artırma çabası; Yüksek katlı konutların yapımıyla, yoğun nüfusu barındırmak bir amaç olsa da ekonomik sistemin bir sonucu olarak maksimum kara da ulaşmak istenmektedir. Tek katlı ve bahçeli birkaç konutun sığabileceği bir alana, her katında birkaç dairenin bulunduğu onlarca katlı bloklar yapılabilmekte ve maksimum mekân üretimi ve kar amaçlanmaktadır. Yani artırılan katlar talebi karşılamaktan öte, karı artırma yolunda bir araç olmaktadır. Mevzuatta bulunan boşluklar ve planlama anlayışında açılan gedikler ile kent kimliği ve siluetini acımasızca yaralayan pek çok yüksek katlı konut bu ekonomik kaygılarla ortaya koyulmaktadır. Malzeme ve Teknolojideki gelişmeler; Önceki bölümlerde anlatıldığı üzere yüksek yapı yapabilmek tarihin tüm dönemlerinde önemli olmuştur. Çağlar boyunca ülkeler ve yöneticiler hep bir öncekinden daha yüksek olabilmeyi amaçlamıştır. Bunu sağlayabilmek içinse sürekli yeni malzeme ve teknik arayışı sürmüştür. Günümüzde de aynı kaygı yüksek binalarla şirketler ve hatta konut blokları ile bireyler nezdinde devam etmektedir. Sanayi devrimi ile birlikte ortaya çıkan çelik kullanımı, betonarme malzeme gibi etkilerin hızlandırdığı yüksek katlı konutların yapımı; bugün baş döndürücü hızla gelişen inşaat tekniği ve malzemeler sayesinde artarak devam etmektedir. Değişen kullanıcı beklentileri ve karma kullanıma yönelim; 2000’li yıllarla birlikte farklılaşan yaşam şekli ve kültürel değişimler, konut mekânına ve kullanıcının konuttan beklentilerine de yansımıştır. Özellikle rezidans tipi konut yerleşkelerini kullanan, şehirli, üst gelir grubu, yoğun çalışan bireylerin konuttan beklentileri de değişmiştir. Kullanıcı iş dışında kalan sınırlı vaktinde, konut bloğu içerisinden ayrılmadan erişebileceği; alışveriş, yeme-içme, eğlence, spor ve kültür sanat etkinliği gibi ihtiyaçlarını giderebileceği mekânlar istemektedir. Dolayısıyla ortaya çıkan karma kullanımlı proje tipi ihtiyacı, yüksek katlı konut tasarımını elverişli kılmaktadır. Parselin biçimine göre mümkün olduğunca geniş bir bazaya dağıtılan donatılar ile kule şeklinde çözümlenmiş bir konut bloğu ortaya çıkmaktadır. Manzara Yönelimi; İnsanoğluna bir yere yüksekten bakma fikri her zaman cazip gelmiştir. Bu yüzdendir ki, her şehrin bir şahin tepesi, bir sevda tepesi bulunmaktadır. 86 Belirli bir yükseklikten bakıldığında, ayaklar altına serilmiş bir şehir manzarası birey için çekici gelmektedir. Tümer’in vurguladığı gibi; “Kentlere, binalara, yükseklerden olabildiğince yükseklerden, gökyüzünden bakmak insanın gözünü kamaştırır, çünkü çok güzeldir, çok etkileyicidir. Yahya Kemal İstanbul’u sever ama ona “bir tepeden” baktığında daha da fazla sever. Gökyüzünden algılanan bir kentin, bir binanın ne kadar çirkin olursa, asla öyle görünmediğini, çünkü aradaki düşey mesafenin, estetik bir filtre görevi yaptığını söyleyebiliriz” (Başyılmaz,2015). Bugün pek çok yüksek katlı konut projesinin pazarlama stratejisinin temel unsurlarından birini, bu yüksekten kente yahut manzaraya bakma vurgusu oluşturmaktadır. Prestij ve statü isteği; Bahsedildiği gibi yüksek yapı yapabilmek, en yükseğine sahip olabilmek her zaman bir yarış ve prestij sebebi olmuştur. Bugün de yapılan yüksek katlı ve lüks konut yapıları ile insanlara bir yaşam ve barınma alanından ziyade prestij ve statü pazarlanmaktadır. Yapılar; yapıyı yapan firmanın, satın alan kullanıcının, tasarlayan mimarın, tümünün bir çeşit kendini ifadesi ve statü kaynağı haline gelmiştir. Bireyler artık konutu; nesillere aktarılacak bir yuva/ev değil toplumsal statülerinin ve ekonomik durumlarının göstergesi olarak görmekte, daha iyi, daha yüksek, daha lüks bir evde oturmayı amaçlamakta ve bunun için çalışmaktadır. “Bu anlamda düşünüldüğünde konut, barınma işlevinin yanı sıra sosyal bir rol de üstlenerek, toplumsal yaşamda bir kimlik ve statü aracı olarak kabul görmekte, piyasadaki diğer metalar arasında, bireyin kimliğini teşhir edebileceği, sosyal statüsünü sergileyebileceği, toplumsal ve ekonomik gücünün göstergesi olan en belirgin araç haline gelmektedir”(Akyol Altun,2008). Bu durum ise konut üretimini hızla daha da yüksek katlı konutlar yapmaya yönlendirmektedir. Popüler Kültür Yönlendirmesi; İçinde yaşadığımız küreselleşen dünyada hemen her şey bir algılar ve yönlendirmeler silsilesi içinde cereyan etmektedir. Popüler kültür dediğimiz kavramın, medya ve sosyal medya ile yönlendirdiği yaşam biçimleri ve tüketim alışkanlıkları kitleleri derinden etkilemekte ve seçimlerinde belirleyici olmaktadır. Günümüzde bir statü sembolü olarak görülen yüksek katlı konutlar, dizilerden reklamlara kadar pek çok mecrada bize sunulmakta, bir anlamda dayatılmaktadır. İnsanlarda; “İyi eğitimli, refah içinde yaşayan, mutlu ve önemli insanlar yüksek katlı 87 rezidanslar veya malikânelerde yaşar” algısı oluşturulmaktadır. Böylelikle insanların, bu tip konut üretimini talep etmesi ile yoğun bir biçimde yüksek katlı konut arzı oluşmaktadır. “Konut piyasasında arz- talep dengelerinin sağlanabilmesi için, üretilen konut arzının, talep edilmesi için yüklenici firmalar yaptıkları reklamlarla ‘yükseklerde yaşamı’ özendirmekte, artan bu talep doğrultusunda da, konut arzı artmakta ve piyasa dengelenmeye çalışmaktadır; ancak son zamanlarda Türkiye’de bu noktada arz fazlasının oldukça fazla olduğuna dair veriler bulunmaktadır” (Başyılmaz,2015). Sürekli olarak televizyonlarda dönen konut reklamlarının pek çoğunun metropol diyebileceğimiz; İstanbul, Ankara ve İzmir gibi kentlerin pek çok farklı noktasında yapılan yüksek katlı konut blokları, siteler veya rezidanslar olduğunu görmek mümkündür. Konut Politikaları; Bir sonraki kısımda bahsedileceği üzere; Cumhuriyetin kurulmasından itibaren farklı dönemlerde devlet eliyle uygulanan farklı konut politikaları olmuştur. 1980’ler ile birlikte serbest piyasa ekonomisine geçiş inşaat sektörünü de etkilemiştir. Tüm ülkede, bugün de devam etmekte olan bir inşaat furyası başlamış ve yapı özellikle konut üretimi ekonomiyi çeken lokomotif güçlerden biri haline gelmiştir. Bugün de ekonominin içinden geçtiği dar boğazların aşılması noktasında konut üretimi ve satışının önünü açmak için devlet eliyle faiz oranlarının düşürülmesi gibi teşvikler uygulanmaktadır. Yine küreselleşmenin etkisi ile ulus devlet önemini yitirmiş, metropoller önem kazanmış ve küresel sermayede pay sahibi olabilmek için kentler bir yarışa sürüklenmiştir. Kentler bu ortam içerisinde öne çıkabilmek, farklılık yaratabilmek ve ilgi çekebilmek için daha yüksek, daha akıllı ve daha estetik yapılar üretmeye çalışmakta ve bu noktada mimari önemli bir araca dönüşmektedir (Başyılmaz,2015). 4.2. Kent Kültürü ve Kimliğinde Yaşanan Sosyal ve Mekânsal Etki ve Dönüşümler Kent; hakkında pek çok teorinin ortaya atıldığı, anlaşılmaya, anlamlandırılmaya ve yönlendirilmeye çalışılan adeta canlı bir organizma gibi görülmektedir. Dinamik yapılarıyla kentler, iç içe geçmiş pek çok faktörün bir araya gelerek şekillendirdiği yapılardır. Bu yapının temel hareket noktasını ise ilk çağlardan beri konut oluşturmaktadır. Bu sebeple konut üretimi kent kimliği ve kültürünün şekillenmesinde temel aktörlerden 88 biridir. Bu bölümde, yüksek katlı konut üretim süreci ile birlikte kent kültürü ve kimliğinde yaşanan dönüşümlerden bahsedilecektir. Ülkemizde kent dokularında yaşanan değişimin başlangıcı; 50’lerde yaşanan kırsal alandan kente göç ile başlamıştır. II. Dünya savaşı ve sanayileşmenin yarattığı etkilerle başlayan bu göç dalgasının ardından ortaya bugün bile etkileri süren plansız ve çarpık bir kentleşme süreci çıkmıştır. Devlet yönetimi, aniden açığa çıkan bu konut ihtiyacını karşılayamamış, uygun bedellerle altyapı olanaklarını sağladığı bir arsa üretimi sunamamıştır. O dönemde yapılmaya başlanan kooperatif yada toplu konut projesi denemeleri yeterli gelmemiştir. Böylelikle göç eden halk, kaçak yapılaşmaya ve gecekondu üretimine başlamıştır. Bu durum, düzensiz ve çarpık kentleşmenin, tarihi ve geleneksel kent dokusunun hızla yok edilmesinin sebebi ve kentleri kimliksizleştirip yaşam kalitesini düşüren yapı/konut üretim sürecinin başlangıcı olmuştur. Aynı dönemde yaşanan siyasi değişiklikler de kent dokusunu ve kültürünü etkileyen önemli değişikliklerin yaşanmasına sebep olmuştur. Bali’nin belirttiği üzere; “Demokrat Parti’nin 14 Mayıs 1950 tarihinde iktidara gelmesiyle birlikte uygulanmaya başlayan iktisadi liberalizm ‘her mahalleye bir milyoner’ sloganıyla siyasi ve popüler kültürümüze mal oldu. Kentleşmenin gelişmelerini ve bireylerin refaha kavuşmalarını ön gören bu siyasetin bir sonucu olarak 1950’li yıllardan itibaren İstanbul’ un çehresi değişmeye başladı. Adnan Menderes’ in ünlü imar planlarının uygulanmasıyla birlikte eski konaklar, ahşap binalar yerlerini önce geniş caddelere, daha sonra o caddeleri sağlı sollu dolduran mozaik taşlarla bezenmiş apartmanlara bıraktılar” (Başyılmaz,2014). 1950’lerden itibaren kentlerde başlayan apartmanlaşma furyası ile geleneksel doku vahşice hırpalanmış, bugün geriye mahallerde parmakla sayılacak kadar geleneksel konut ya kalmış ya kalmamış durumdadır. Bu hızlı yok etme süreci sadece yapıları değil; kent kimliği ve belleğini de yok etmiş, insani ilişkileri ve hatta aile yapısını etkilemiştir. Bir yandan şehrin yerlileri kent dokusunu bozup apartmanlar inşa ederken diğer yandan kırsal alandan göçenler ve alt gelir grubundan insanlar gecekondu bölgelerini kurmuştur. Böylelikle Türkiye’deki ilk kez bariz anlamda sosyomekansal ayrışma ortaya çıkmaya başlamıştır. 1980’lere gelindiğinde bu kez serbest piyasa ekonomisine geçiş kentleri derinden etkileyecek gelişmeler yaratmıştır. Cumhuriyet dönemindeki en kritik dönemeçlerden biri olduğu değerlendirilen bu karar ile Türkiye dış dünyaya hiç olmadığı kadar açılmış ve 89 küresel sermaye ile tanışmaya başlamıştır. Değişen ekonomik ve kültürel ortam insan ilişkilerine de yansımış, pek tabii insan ilişkilerinin doğal ortamı olan kent de yaşananlardan nasibini almıştır. “Alınan yeni kararla beraber devlet artık ekonomi alanında daha pasif bir hale gelmiş ve toplumsal ilişkilerde de hakem rolünden çekilmiştir. İthal ikamesinin temel özelliği olan sınıflar arası ittifak artık gündemde değildir ve bunun yerine sınıflar arası gerilime dayalı bir denge gelmiştir” (Işık ve Pınarcıoğlu, 2001:123-154). Diğer taraftan küreselleşme etkisi ile kültürler arası etkileşimin artmasıyla; kentler eskisine göre çok daha heterojen bir yapıya dönüşürken, diğer yandan uygulanan yeni stratejiler ile ihracata verilen önemin artması ve faiz politikaları gibi gerekçelerle, kapitalizmin doğal bir sonucu olarak sermaye birikimi belli bir kesimin elinde toplanmıştır. Sermaye sahibi bu kesimin kentin gittikçe heterojen hale gelen bu yapısından rahatsız olmasıyla; diğer kentlilerden ayrışmak ve farklılaşmak isteği ile güvenli ortam arayışı başlamıştır. Bu arayış, yüksek katlı bloklar veya müstakil villalardan oluşan kapalı site örneklerine ve kent dokusu dışında oluşan ve belli bir kesimin yaşamasını hedefleyen uydu kent parçalarına zemin oluşturmuştur. “Tüketim dinamikleri çerçevesinde 1980 sonrası Türkiye’sinde ortaya çıkan yeni kentli seçkinlerin “kaliteli yaşam” arayışları karşılığını, önce kent içindeki sınırlı sayıdaki boş arsalarda, sonrasında ise kent dışı alanlara, banliyölere yayılan kapalı konut sitelerinde bulmuştur” (Akyol Altun,2008). Söz konusu kapalı site uygulamalarının arka planına bakıldığında, başlangıçta geçmişe duyulan bir özlem ve bozulan kent kültürüne yönelik bir arayış söz konusudur. Ancak söz konusu arayış çoğu zaman geçmişin lüks bir replikasını yaratmaktan öteye gitmemiş, değişen ve gelişen kentler için yeni çözümler yaratamamıştır. “Kentlerde yer alan apartmanların mahalle, komşuluk ilişkilerini yok ettiğinden yakınılmakta, konut reklamlarında modernizmle birlikte yitirilen değerlerin yeniden hayat bulacağı, özlenen samimi komşuluk ilişkilerin yeniden yaşatılacağı bir ortam vaat edilmektedir. Tıpkı Batıda olduğu gibi, country, city gibi isimlerle anılan bu yerleşimlerin içinde, ilk zamanlarda, tarihteki dönemlere, özellikle Osmanlı’ ya özenen konut tipleri görülmektedir” (Başyılmaz,2014). 2000’li yıllara gelindiğinde de durum aynen devam etmektedir. Bu kez gelişen teknolojik imkânlar, yaşam şartları ve kültürün etkisiyle konutlar daha da yükselmiş, kullanım alışkanlıkları ve kent ile ilişkiler daha da farklılaşmıştır. 90 Bir yandan üst gelir grubunun yer aldığı korunaklı kent parçaları gelişirken diğer yandan ise toplu konut uygulamalarıyla alt ve orta gelir grubu için kentsel bölgeler oluşturulmaya başlamıştır. Bu toplu konut uygulamalarıyla; yüksek yoğunluklu, kırsal ile büyük kent geçişi arasında sıkışmış bir sosyal tabakanın konut ihtiyacını gidermek amaçlanmış ancak bir yandan da yeni kentsel ayrışma bölgeleri yaratılmıştır. Kent merkezlerinin genişlemesi, kent içinde ve çeperlerinde alt merkezciklerin oluşmaya başlaması, kent kimliklerini bir kez daha farklılaştırmaya ve yeni toplumsal ilişkilerin tariflenmesine neden olmuştur. Meydana gelen bu bölgelere ayrışmada ekonomik gelir düzeyinin belirleyici olması ile kentlerde ikinci bir sosyomekansal ayrışma yaşanmaya başlamıştır. Ayrıca, İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerde oluşmaya başlayan bu ayrışmış, yüksek yoğunluklu uydu kent parçaları, sosyo- kültürel olarak yarattığı sorunların dışında fiziksel olarak etkiler de doğurmuştur. Kent çeperindeki bu yerleşkelerde yaşayan ancak kent merkezinde çalışan büyük kitleler; sabah kent merkezine geliş, akşam ise kent çeperlerine dağılımlarda ciddi bir trafik yoğunluğu oluşturmaktadır. Böylelikle büyük kentlerin hemen hepsinde ciddi bir trafik problemi oluşmuştur. Gerekli planlama çalışmaları yapılmadan, altyapı hizmetleri düşünülmeden, ulaşıma yönelik planlar hazırlanmadan, kent silueti, estetiği ve geleneksel doku gibi etkiler düşünülmeden plansızca büyüyen kentler bugün ülkenin en önemli sorunlarından biri haline gelmiştir. Göç, mekânsal ve sınıfsal ayrışmalar, ekonomik ve siyasi gelişmeler ile kentte yaşanan bu değişimler kent kültürünü de değiştirmiştir. Komşuluk ilişkisi, geleneksel yapılaşma yöntemleri, konut, komşu ve mahalleden beklentiler değişmeye ve kaybolmaya başlamıştır. Yüksek katlı konut blokları, fiziksel anlamda yoğunluğu ve kalabalığı artırırken, sosyal anlamda yalnızlaşmaya sebep olmuştur. Gününün çoğunu çalışarak geçiren birey için konut bir yuvadan ziyade barınma nesnesi olmuştur. Aynı şekilde kent ile olan ilişkide zayıflamış, insanlar kendi kabuklarında yaşamaya başlamışlardır. Oysaki kent, bir ilişkiler bütünü içinde anlam kazanan ve toplumun kimliğini yansıtan en önemli unsurlardan biridir. Gülmez ’in bahsettiği üzere; “Kentlerin sadece yeterli yeşil alan ve uygun konutlardan ibaret olmadığını, insanların canlı sokaklara, insan ilişkilerine ihtiyacı olduğunu savunan Jacobs (1992), tasarlanan kentin boşluğunun ve tekdüzeliğinin, kentliye ihtiyacı olan varoluşsal iklimi sağlayamayacağını savunuyordu. Gerçekten de 91 kent sadece barınmaya dair ihtiyacın sağlıklı olarak karşılandığı bir yer değildir. İnsanların kalabalıklara, bazen kalabalıklar içinde kaybolmaya, gözlemeye ve gözlenmeye de ihtiyacı olabilir” (Başyılmaz,2014). Önceki bölümlerde mekânsal olarak incelenen Akasya Acıbadem Projesinin mimarı Evrenol, projenin tasarım aşamasında kullanıcı profili ve beklentilerine dair yaptığı çalışmaları değerlendirdiğinde; geçmiş mahalle kültüründe farklı olarak, komşuluk kavramından uzak, sessiz ve izole bir yaşam beklentisinin arttığından bahsetmektedir (Eren, 2014). Gittikçe artan çalışma saatleri, kadın ve erkeğin iş yaşamına dahil olması, çocukların ve gençlerin yoğun eğitim temposu gibi sebeplerle bireylerin evde geçirdiği zaman minimuma inmiştir. Kentlinin evinde veya mahallede geçirdiği zamanın yerini, iş yerinde, okulda ya da kentsel ortak kullanım alanlarında geçirdiği vakitler almıştır. “…Mahallenin sürekliliği, yerini kısa süreli ikamet eden mavi ve beyaz yakalılara bıraktı. Tanıdıklık azaldıkça, başkalarının güvenliğine gösterilen önem azaldı. Komşu teyze yok artık. “Ev alma komşu al” sözü anlamsızlaştı. Evler yaşam biçimi şeklinde paketlenip pazarlanıyor. Aldığımız paketin kullanım kılavuzunda ne yazılıysa hayatımız öyle yaşanacak…Yan komşu, kullanım kılavuzundaki / yönetim planındaki kuralara uyduğu sürece problem yok” (Fidanoğlu,2011). 92 SONUÇ Konut insanlık kadar eski bir ihtiyaçtır. Bu bağlamda binlerce yıl boyunca insanlık; topografya, iklim, kültür, inanç, sosyal yapı vb. pek çok etkene göre şekillenen, birbirinden farklı formlarda konutlar üretmiştir. Tüm bu üretim içinde daima öne çıkan unsurlardan biri yükselme arzusu olmuştur. Roma döneminden itibaren, başta arsa yetersizliği ve artan nüfusun en ekonomik şekilde barındırılması kaygısı ile ortaya çıkan yüksek katlı konutlar, endüstri döneminde aynı kaygılarla gerçek anlamda ve yoğun şekilde üretilmeye başlanmıştır. İlk etapta ucuz ve yoğun barınma alanı sağlamak amacıyla, düşük gelir grubuna yönelik üretilen yüksek katlı konutlar; zamanla birer zenginlik, modernizm ve gelişim sembolüne dönüşmüştür. Bu tez çalışmasının kapsamı; yüksek katlı konut üretiminin tarihsel süreçleri ışığında ortaya çıkış nedenlerinin saptanması, bu konutlarda dönemsel olarak ortaya çıkan mekânsal ve mimari dönüşümler ile bunların toplum hayatındaki sosyolojik ve kültürel yansımalarının incelenmesi, yüksek katlı konutların kent kültürü, kimliği ve mimarisinde yaşanan dönüşümlerdeki rolünün irdelenmesidir. Bu bağlamda tez çalışması kapsamında; 1880’den günümüze, İstanbul ve Ankara’dan seçilen yüksek katlı konut örnekleri ekler bölümündeki tablolarda yer almaktadır. Önceki bölümlerde; bu örneklerin mimari ve mekânsal açıdan incelenmesi ile birlikte içlerinden seçilmiş 10 adet yüksek katlı konut yapısının sosyal ve mekânsal parametreler ışığında detaylı analizleri yapılmıştır. Yüksek katlı konutlara ilişkin; topografya kullanımı ve kent içerisindeki konumu, plan şeması ve mekânsal organizasyonu, kullanıcı profili ve beklentileri ile kent ve konut kültürüne etkileri şeklindeki parametreler ışığında kronolojik olarak yapılan bu analiz çalışmaları neticesinde Türkiye’deki yüksek katlı konut üretimine ilişkin elde edilen genel sonuçlar şu şekildedir: Apartman kavramının ortaya çıktığı 1850’lerden günümüze kadar yüksek katlı konut üretimine yönelim sürekli olarak artarak devam etmiştir. Bu yönelimin temel sebepleri olarak; nüfus artışı, arsa yetersizliği, rantı artırma çabası, konut politikaları, teknolojik gelişmeler ve artan malzeme olanakları, prestij ve statü sahibi olma isteği ile popüler kültürün yüksek katlı konutları öne çıkarması gibi etkiler gösterilmektedir. 93 Yüksek katlı konut üretimini artıran bir başka önemli etken de; plansız kentleşme, gecekondulaşma, doğal afetler ve konut yetersizliği gibi sebepler sonucunda ortaya çıkan kentsel dönüşüm ve toplu konut uygulaması ihtiyacı olmuştur. Ülkede yaşanan sosyal, kültürel ve ekonomik gelişmelerin etkisi ile dönemsel olarak konuttan beklentiler değişmiştir. Bu değişim de mekân şekillenişine doğrudan yansımıştır. Yüksek katlı konut örneklerinin plan tipolojileri ve mekânsal kurguları mimari açıdan incelendiğinde iki önemli tipoloji göze çarpmaktadır. Erken dönem yüksek katlı konutlarda; geleneksel konut tipinin devamı olarak sofa evin merkezi konumundadır. Diğer tüm mekânlar bu ortak alana açılmakta; sofa, yaşam ve yemek yeme alanı olarak hizmet vermektedir. Bireysel mahremiyetten öte birlikte yaşam kültürü ağır basmaktadır. Üst gelir grubuna hitap eden erken dönem yüksek katlı konutlarda ise; hizmetli odası, servis girişi ve koridoru, kiler ve çalışma ofisi gibi pek çok özelleşmiş mekânda konut kurgusunun bir parçası halindedir. Cephe ve kütle tasarımında daha özelleşmiş ve farklı arayışlar içeren, dairesel ve yumuşak hatlar kullanılan konutlar olduğu görülmektedir. 1930-40’dan itibaren gelişmeye başlayan konut tipolojisinde ise sofa kavramının ortadan kaybolduğu, yerini iki farklı hol çevresinde sıralanmış; özel mekânlar (yatak odası ve ıslak hacimler) ile ortak kullanım alanlarının (salon ve mutfak) aldığı görülmektedir. Söz konusu plan tipi pek çok farklı varyasyonu ile günümüze kadar gelmiştir. 1950-1970 arası dönem konutlarında bu kez salon kavramı öne çıkmış; diğer bölümler oldukça küçük, kullanışsız hatta ışıksız ve havasız bırakılmak pahasına salonlar geniş ve özenli tasarlanmıştır. 1980’ler ile birlikte, hızlı ve prefabrik üretim olanakları artmış ancak tünel kalıp sistem gibi teknolojik gelişmeler ile çok yüksek katlı olarak üretilebilen konutlar, fabrikasyonun bir sonucu olarak birbirinin aynı standartlarda kutucuklara dönüşmüştür. Kentsel dönüşüm ve toplu konut uygulamalarının bir sonucu olarak üretilen konut stokları, mimari anlamda birbirinin tekrarı ve mimari arayıştan yoksun tipolojik yapılar olmuştur. 2000’ler ile birlikte yüksek katlı konut üretimi artık başka bir boyuta ulaşmıştır. Birbiri ardına yükselen konut kuleleri, konut kültürünü ve mekânını da dönüştürmüştür. Çeşitlenen kullanıcı profilleri doğrultusunda plan tipleri de 94 çeşitlenmiştir. Aynı blok içerisinde; 6+1’den 1+1,5’ a kadar pek çok farklı plan tipi, farklı ihtiyaçlara yönelik 50m2 ’den 500m2 ’ye kadar, farklı büyüklüklerde mekânlar yer almaktadır. Projelerin mekânsal kurgusunda konvansiyonel bir mantık ön plana çıkmaktadır. Gelişen ve değişen dünya, artan ekonomik refah ve teknolojik ilerlemeler ile projelendirilen konutlar; pek çok farklı konseptle tasarlanan ikonik yapılara dönüşmüştür. Yüksek katlı konutlara yönelimin bir diğer sebebi; gittikçe büyüyen, farklı sosyokültürel, ekonomik ve etnik özelliklere sahip olan bireylerin yaşadığı kentlerde, sosyomekânsal bir ayrışmanın ortaya çıkmasıdır. Bu ayrışmanın neticesinde “kapalı konut yerleşkesi” kavramı doğmuştur. Bu bağlamda özellikle üst gelir grubu; kendi gibi olmayan, güvenlik endişesi yarattığını düşündüğü bireyler ile birlikte yaşamak istememiş ve yüksek katlı, kapalı konut yerleşkelerine yönelmiştir. Bireyin güvenlikli tek bir yerleşke içerisinde, barınmadan alışverişe, spordan eğitime ve eğlenceye kadar tüm ihtiyaçlarını giderebileceği korunaklı “site” ve “rezidanslar”a olan talep artmıştır. Sosyo-mekansal ayrışma, kapalı konut sitelerine yönelim, artan çalışma saatleri ve iş yaşamına katılan kadın nüfusunun artması, konutların barınma odaklı hale gelmesi, yeme içme, eğlence gibi diğer pek çok ihtiyacın dışarıda karşılanması, bireyin yalnızlaşması vb. pek çok etki neticesinde hem konut hem de kent kültürü değişmiştir. Dikeyde yükselen ve her biri neredeyse bir köy nüfusunu barındıran konut bloklarında ilişkiler ise yükselmeyle ters orantılı şekilde azalmıştır. Komşuluk ilişkisi, mahalle kültürü vb. kentsel olgular değişen konut kültürüyle birlikte ortadan kalkmaya başlamıştır. Özellikle 1950’lerden itibaren plansız ve hızlı şekilde artarak süren yüksek katlı konut üretimi, kentlerin kendine has dokusunu çok büyük ölçüde tahrip etmiştir. Geleneksel konut örnekleri ve kentler; yerini plansız çoğalan ve yükselen, mimari niteliği ve özgünlüğü olmayan, birbirinin aynı konut yığınları ve kentlere bırakmıştır. Geleneksel dokunun korunduğu kent örneklerine bakıldığında yörenin; topografik yapısı, iklimi, malzeme olanakları, demografik yapısı ve geleneklerine göre şekillenen mimarinin yerini, günümüzde kimliksiz yapılar ve kentler almıştır. Çağımızda yüksek katlı konut üretimi çok ciddi boyutlarda sürmektedir ancak bu konut üretimine ilişkin yasal mevzuatta ciddi bir düzenleme bulunmamaktadır. Mevcut 95 yönetmelikler farklı kat ve yüksekliklerdeki yapıları “yüksek” olarak tanımlamakta ancak gelişmiş ülkelerdekine benzer şekilde; yüksek yapılaşma özelinde, yüksek konut yapımını düzenleyecek usul ve esaslar ortaya koymamaktadır. Geleneksel konut kültüründe yuva, aile yadigârı, nesillerin devamına şahitlik eden bir mekân olan, bağlar kurduğumuz “konut” kavramı; yüksek katlı ve birbirinin kopyası olarak üretilen binlerce konut ile yerini; yatırım olarak alınıp satılan, prestij sembolü olarak görülen ve zenginleştikçe “modeli yükseltilmesi” gereken barınma makinelerine bırakmıştır. Bu anlamda, sürekli olarak billboardlarda yer alan afişler ve televizyonlarda dönen yüksek katlı konut reklamları oldukça etkileyici verilerdir. Günümüz dünyasında yüksek katlı konutların üretimi vazgeçilmesi zor görünen bir fenomen olarak ortada durmaktadır. Ancak yukarıda bahsi geçen yüksek katlı konut üretimine bağlı olarak gelişen sorunlar ve etkiler göz önüne alındığında, bir takım kriterlerin dikkate alınarak konut tasarım ve üretimine devam edilmesi gerekmektedir. Tez çalışması kapsamında yapılan araştırma, inceleme ve analizler sonucunda yüksek katlı konut üretiminin kent ile sağlıklı ilişkiler kurabilmesi bağlamında göz önüne alınması gerektiği düşünülen temel hususlar şunlardır; Yüksek katlı yapı ve konut üretiminin belirli bir planlama, fizibilite ve altyapı çalışması neticesinde belirlenen kıstaslar içerisinde, belirlenen bölgelerde uygulanması gerekmektedir. Kontrolsüz şekilde süren yüksek katlı konut üretiminin kent yaşamında yaratacağı olumsuz mimari, sosyolojik, kültürel, ekonomik ve çevresel etkiler analiz edilerek, bu etkileri en aza indirecek stratejiler ortaya koyulmalıdır. Bu stratejiler; konut üretimi ve kentin paydaşlarının ortak duyarlılıkları, istek ve beklentileri ile uluslararası normlar göz önüne alınarak oluşturulmalıdır. Daha önce bahsedildiği gibi yüksek katlı konut üretimine ilişkin mevzuatta yeterli çalışma bulunmamaktadır. Farklı disiplinlerde çalışan akademisyenler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yerel yönetimler ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının koordinasyonlu çalışması ile kentlerimizdeki konut üretimine ilişkin belirleyici bir mevzuatın oluşması gerekmektedir. Konutların olası kot yükseklikleri, yoğunluk ve emsal değerleri belirlenerek, bu değerlere uygun yeni yapılaşma ve imar planlama kriterleri oluşturulmalıdır. 96 Hâlihazırda, kent içerisinde oluşan dengesiz ve aşırı yoğunluğa sebebiyet veren konut üretimine engel olmak adına imar planlaması aşamasında, yüksek konut bölgeleri üst ölçekten belirlenerek buna uygun altyapı, yol, yeşil alan ve sosyal donatı alanları oluşturulmalıdır. Böylelikle yetersiz altyapı, güneş alamayan ve topografyayla örtüşmeyen konutlar, yeşil alan ve sosyal donatı eksikliği, kentli için çileye dönüşen trafik gibi sorunlara çözüm üretilebilmelidir. Çağımızda yüksek yapılar; ülkelerin, kentlerin ve şirketlerin prestij ve reklam araçları olan ikonik sembollere dönüşmüştür. Aynı şekilde yüksek katlı konutlar da her geçen gün artmaktadır ancak bu yapıların üretimine izin verilirken; kent siluetine uygun olması, gece-gündüz kullanımlarının sağlanabilmesi, güvenli bölgeler halinde olması, diğer yapıların manzara ve güneşten yararlanmasına engel olmaması, yeşil alanların korunması ve erişilebilir olması, ulaşım probleminin çözülmesi gibi hususları göz önüne almak gerekmektedir. Diğer bir yandan yüksek katlı konutlar tasarlanırken, sürdürülebilir ve çevreci yaklaşımların benimsenmesine özen gösterilmelidir. Ülkemiz genelinde, geleneksel kent ve konut dokusu uzun yıllardır ciddi şekilde tahrip olmuştur. Kentlerin, bilhassa İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropollerin, siluet ve dokuları tanınmayacak hale gelmiştir. Bu bağlamda elde kalan tarihi ve kültürel mirasın korunması ve yok olmaması adına, yeni yapılacak konut bölgelerinde bir takım kısıtlamalar ve tedbirler uygulanmalıdır. Londra ve Paris gibi; tarihi kent merkezlerini korurken belli kurallar doğrultusunda yüksek katlı rezidans, ofis vb. işlevli yapıları da inşa edebilmiş ülkelerdeki uygulamalar bu anlamda yol gösterici olabilecektir. Sonuç olarak; kentlerimizin modern, çevreci, özgün ve estetik bir büyüme gösterebilmesi için konut alanlarının üretimi en önemli ayaklardan biridir. Özellikle yurtdışı örnekleri göz önüne alındığında, Türkiye’dekinin aksine; arsa yetersizliği ve yüksek rant gibi gerekçelerle kent merkezlerindeki yapılaşma siluetinin yüksek katlı, çeperlere doğru yayılımın ise çevre ve topografya ile uyumlu olacak şekilde daha az katlı olduğu görülmektedir. Oysa İstanbul ve Ankara gibi kentlerin çeperlerinde kalan, kent merkezine oldukça uzak bölgelerinde yaratılan yeni konut alanlarında bile ilginç şekilde yüksek katlı konut üretiminin yoğunlaştığı görülmektedir. Ülkemizde plansız yapılaşma, arsa spekülasyonu, yüksek kar amacı, gittikçe artan bir popüler kültür trendi olarak yüksek 97 katlı konut üretimi gibi gerekçelerle hem kent merkezlerinde hem de kent çeperlerinde bu yapılaşma anlayışı son yıllarda yoğun şekilde sürmektedir. Ancak son dönemde bu plansız yapılaşmanın kente verdiği zararların farkındalığı artmaya başlamıştır. Devlet ve hükümet politikaları daha az katlı, yatayda yerleşen, kent dokusuna ve çevreye duyarlı, sürdürülebilir bir mimari üretimi teşvik eder noktaya gelmiştir. Bu noktada, Türkiye’deki konut üretimin baş aktörlerinden olan TOKİ yeni konut üretim politikasını; “Hiçbir şehirde en yüksek bina TOKİ binası olmayacak” şeklinde demeçlerle vurgulamıştır. İmar planlama, kentsel dönüşüm projeleri, arsa karşılığı gelir paylaşımı işleri ve toplu konut uygulamalarının projelendirme ve uygulama aşamalarında yer alan İLBANK A.Ş.’ de yüksek katlı konut üretim süreçlerinin paydaşlarından biridir. Bu bağlamda yenilikçi, sürdürülebilir ve çağdaş kentler yaratma vizyonuna sahip olan Bankamızın da bu yüksek katlı konut üretiminde bahsi geçen bir takım kriterleri göz önüne alarak sürece dâhil olması, kentlerimizin geleceği adına büyük önem taşımaktadır. Hâlihazırda süren kentsel dönüşüm projeleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Dünya Bankası ile yürütülen kent kimliği ve çevresel duyarlılığa ilişkin çalışmaları ve arsa karşılığı gelir paylaşım işleri ile bankamız zaten bu tür bir çaba ve duyarlılık içerisinde yer almaktadır. 98 KAYNAKLAR Arcan, E. F. ve Evci, F. (1999). Mimari Tasarıma Yaklaşım. İstanbul: Tasarım Yayın Grubu, 35. Akyol Altun, T.D. (2008). Yeni Yaşam Tarzları: Kapalı Konut Yerleşkeleri. Deü Mühendislik Fakültesi Fen ve Mühendislik Dergisi, 10, 3, 73-74. Başdoğan, S. (2011). Konutun Modernleşmesi Ve Modern Dünya’da Mimarın Meşruiyet Sorunu. Güney Mimarlık, 5, 18. Başyılmaz, D. (2014). Metropollerde Yeni Konut Eğilimleri Yüksek Konut Blokları: Ankara’dan Örnekler, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 68, 70, 96-97, 137-139. Bilgin, İ.(1998). Toplu Konut Mimarisi ve ATK Lojmanları. Arredamento Mimarlık, 11, 8. Bingöl, Ö. (2006). Modernleşme ve Konut Mimarisi Endüstri Devriminden Sonra Barınma Kültürünün Değişimi, Yüksek Lisans Tezi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 22, 60. Cengizkan, A. (2009). Kültür Nesnesi Olarak Konut ve Politik Aktörlerin Arka Bahçesi Olarak Konut Üretimi. Mimarlık, 345, 25-27. Ceyhan, G. (2002). Türkiye’de Konut İç Mekanları ve Donatılarında Değişim ve Süreklilik, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 72. Durmuş, O. (2010). İstanbul’da Küresel Etki Bağlamında Son 20 Yıl İçinde Levent – Maslak Aksı Arasındaki Yüksek Katlı Konut Yapıları, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 42. Erdinç, S. Y. (2009). Konut Oluşumda Kültür Etkisinin Toplumsal Yaşam Dinamikleri Bağlamında İncelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 5. Eren, T. (2014). İstanbul’ daki Çok Katlı Konut Yapılarında Mekansal Değişim Sürecinin Analizi, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Kültür Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 11, 15-18, 33-36, 44, 50, 192, 197, 207, 209, 238. Fidanoğlu, E. (2011). Evimiz Hayatımız. Güney Mimarlık, 5, 24. Işık, O. ve Pınarcıoğlu, M. (2001). Nöbetleşe yoksulluk, Sultanbeyli örneği. İstanbul: İletişim Yayınları, 120-154. Işıkkaya, A.D. (2015). Loft Tipi Konutların Başkalaşım Süreci Bağlamında Türkiye’de Loft Kavramının Analizi: Levent Loft Örneği. 10, 2, 205-217. İnternet: Akasya Acıbadem proje bilgileri. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.arkiv.com.tr%2Fproj 99 e%2Fakasya-acibadem1%2F1019&date=2016-10-08, 08.10.2016. , Son Erişim Tarihi : İnternet: Akasya Acıbadem proje tanıtım kataloğu. URL: http://www.webcitation.org/query?url=https%3A%2F%2Fwww.projepedia.com%2F sirket%2Fsaf-gyo%2Fprojeler%2Fakasya-acibadem%2F4-2-dubleks-gol-a01blok%2C13574.html&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi: 08.10.2016, http://www.webcitation.org/query?url=https%3A%2F%2Fwww.projepedia.com%2F sirket%2Fsaf-gyo%2Fprojeler%2Fakasya-acibadem%2F4-5-1-koru-b03kule%2C13608.html&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi: 08.10.2016. İnternet: Akmerkez Rezidans, İstanbul. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fsantiyedestek.com%2FProj e%2Fakmerkez-residence-renovasyon-projesi%2F&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi: 08.10.2016. İnternet: Avenue Rezidans, İstanbul. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.projekulisi.com%2F2 016-haber-Karden-Yap%25C4%25B1dan-Avenue-Residence-Projesi&date=201610-09, Son Erişim Tarihi: 09.10.2016. İnternet: Çatalhöyük yerleşkesi. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fen.paperblog.com%2Fcom munity-kinship-at-catalhoyuk-39482&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016. İnternet: Enlil, Z. Sanayi Kentinde Konut Sorunu Ders Notları. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.yildiz.edu.tr%2F%7E enlil%2FKPT%2FDERS6.pdf&date=2016-10-08 İnternet: Evrenol Architects proje bilgileri. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.evrenolarchitects.co m%2Fprojeler.asp&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016. İnternet: Feneryolu Apartmanları Vaziyet Planı. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fv2.arkiv.com.tr%2Fpopup %2Fwatermark.php%3Fsrc%3D1152.jpg+&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016. İnternet: Home Insurance Building Chicago. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.artduquotidien.com% 2F%3Fp%3D258&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016. İnternet: İlk barınma türleri. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.dogabilim.ankara.edu .tr%2Feebarinak.htm&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016 İnternet: İnsula kalıntısı, Ostia Antica, Roma, İtalya. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Ffundamentumlatinum.wiki. 100 conestogavalley.org%2FLearning%2BActivity%2BB-6&date=2016-10-08, Erişim Tarihi: 08.10.2016. Son İnternet: İnsula örneği. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.accomodationsrome. com%2Fen%2Frome_ancient_history_life_in_insula.html&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi: 08.10.2016. İnternet: İstanbul Ataköy Konutları. (2006/2-3). Türkiye Mühendislik Haberleri, 442-443 (60-61). Web: http://www.imo.org.tr/resimler/ekutuphane/pdf/28.pdf 08.10.2016’ da alınmıştır. İnternet: İtalya, San Gimignano kent görünüşü. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fworldcometomyhome.blog spot.com.tr%2F2012%2F04%2F0189-italy-tuscany-sangimignano.html&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016. İnternet: Karabaş, B. (2008). Sosyal Sınıfların Şekillendirdiği Kent: Londra. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fv3.arkitera.com%2Fh2593 7-sosyal-siniflarin-%25C5%259Eekillendirdigi-kent-londra.html&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi: 08.10.2016. İnternet: Kervansaray Apartmanı.(1960). Arkitekt Dergisi, 299 (53-54). http://dergi.mo.org.tr/dergiler/2/240/3318.pdf 08.10.2016’ da alınmıştır. Web: İnternet: Lake Shore Drive Apartments. http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.earchitect.co.uk%2Fchicago%2Flake-shore-drive-towers&date=2016-10-08, Erişim Tarihi : 08.10.2016. URL: Son İnternet: Levent Loft Daire Planı. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.leventloft.com%2Fpl anlar.pdf&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi: 08.10.2016. İnternet: Levent Loft, İstanbul. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2F+http%3A%2F%2Fv2.arki v.com.tr%2Fp7847-levent-loft.html&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016. İnternet: Mardin taş evleri. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.dunyabulteni.net%2F haber%2F221644%2Fmardin-tas-evleri-pansiyon-yapilmak-isteniyor&date=201610-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016. İnternet: Mashattan Rezidans, İstanbul. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.mashattan.org.tr%2F mashattanda-yasam%2F&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi: 08.10.2016. 101 İnternet: Mashattan Rezidans, İstanbul. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.tasyapi.com%2Ftr%2 Fprojeler-ustyapi-projeleri-mashattan-daireler.html&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi: 08.10.2016. İnternet: Mesa Koru Sitesi. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.koruyon.org%2Fkoru -sitesi%2Fbloklar&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016. İnternet: Met Towers. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.bouyguesconstruction.com.au%2Fproject%2Fmet-tower%2F&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016. İnternet: Metrocity, İstanbul. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.mimarlikmuzesi.org %2FGallery%2FDisplayPhoto.aspx%3FID%3D84%26DetailID%3D7%26Exhibitio nID%3D6&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi: 08.10.2016. İnternet: Mutdoğan, S. (2014). Türkiye’de Çok Katlı Konut Oluşum Sürecinin İstanbul Örneği Üzerinden İncelenmesi. Hacettepe Sosyolojik Araştırmalar E-Dergisi, 6, 9, 16, 23. Web: http://www.sdergi.hacettepe.edu.tr/makaleler/KonutOlusumuSelinMUTDOGANMart2014.pdf adresinden 7 Ağustos 2016 tarihinde alınmıştır. İnternet: Müdüriyet Personeli Binası, Chandigarh, Hindistan. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Farchitectuul.com%2Farchit ecture%2Fcity-of-chandigarh&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016. İnternet: Next Level proje bilgileri. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.nextlevel.com.tr%2F &date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi: 08.10.2016. İnternet: Next Level Rezidans Vaziyet Planı. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2F3dkonut.com%2Fnextlevel-rezidans%2Fprojesi+&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016. İnternet: Next Level Rezidans, Ankara. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.arkitera.com%2Fproj e%2F3881%2Fnext-level-ankara&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016. İnternet: Pruitt Igoe Konutlarının Yıkımı. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fv3.arkitera.com%2Fh7117modernizm-kolay-kolay-cekip-gitmeyecek.html&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016. İnternet: Reliance Building, Chicago. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fhiddenarchitecture.blogspo t.com.tr%2F2015%2F06%2Frue-franklin-apartments.html&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016. 102 İnternet: Safronbolu evleri. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.supergezginler.com% 2Fwordpress%2Fsafranbolu-gezilecek-yerler%2F&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016. İnternet: Sea Pearl, İstanbul. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2F1080.plus%2FSea_Pearl_A tak%25C3%25B6y_reklam_filmiEmlak_Pencerem%2FDAflURegcqQ.video&date=2016-10-09, Son Erişim Tarihi: 09.10.2016. İnternet: Sırt sırta konutlar, İngiltere. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.geog.cam.ac.uk%2Fr esearch%2Fprojects%2Furbanbackgarden19c%2F&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016. İnternet: TOKİ Turkuaz Vadisi Vaziyet Planı. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.toki.gov.tr%2FAppR esources%2FUserFiles%2Ffiles%2FSatis%2FAnkara%2FTurkuaz%2Fplanlar%2Fva ziyetGenel.pdf&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi: 08.10.2016. İnternet: TOKİ Turkuaz Vadisi, Ankara. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwowturkey.com%2Ft.php %3Fp%3D%2Ftr238%2Fserdarsener_phpSCsBSWAM.jpg&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016. İnternet: Türkiye Emlak Kredi Bankası Ataköy Sosyal Konut Uygulaması.1975. Arkitekt Dergisi, 358 (53-57). Web: http://dergi.mo.org.tr/dergiler/2/136/1597.pdf 08.10.2016’ da alınmıştır. İnternet: Vetii Villası, Pompei, İtalya. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.loc.gov%2Fpictures %2Fresource%2Fppmsc.06585%2F&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016. İnternet: Vetii Villası, Pompei, İtalya. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fdusunmekvepaylasmak.blo gspot.com%2F2011%2F01%2Froma-konut-mimarisi-ozelkonutlar.html&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016. İnternet: Weissenhof Yerleşkesi ve Planı. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fuk.phaidon.com%2Fagend a%2Farchitecture%2Farticles%2F2012%2Fnovember%2F28%2Fbuildings-thatchanged-the-world-the-weissenhof-settlementstuttgart%2Fhttp%3A%2F%2Fhousingplus.wikidot.com%2Fweissenhofsiedlung&da te=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016. 103 İnternet: Yüksek Katlı Konut Örnekleri. URL: http://www.webcitation.org/query?url=http%3A%2F%2Fwww.archdaily.com%2F77 1471%2Fsantiago-calatravas-turning-torso-wins-ctbuhs-10-yearaward+&date=2016-10-08, Son Erişim Tarihi : 08.10.2016. İnternet: Zengel, R ve Deneri, B. (Temmuz, 2007). Yükselen Yapı Bağlamında Türkiye’de Kondominyumlara Bir Bakış. Yapı Dergisi, Sayı 308. Web: http://www.yapidergisi.com/makaleicerik.aspx?MakaleNum=32 adresinden 8 Ekim 2016’da alınmıştır. Korkmaz, Z.A. (2010). Yüksek Bina Tasarımında Güncel Gelişmeler ve Dünya - Ankara Örneklerinin Değerlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 11. Kumbasar, S.B. (2008). Konut Gelişiminde Gelecek Vizyonları, Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 2, 13. Özbilen, E. (2014). Toplu Konutlarda Konut Topluluğu Ölçeğinde Bir Değerlendirme Yöntemi Önerisi: TOKİ Ankara Örneği, Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 79, 139. Pulat Gökmen, G. (2011). Türkiye’de Apartmanlaşma Süreci ve Konut Kültürü. Güney Mimarlık, 5, 12-16. Sunalp, A.A. (1999). 19.Yüzyıl Galata ve Pera Apartman Konutlarında Orta Sofa-Hol Tipolojisinin Gelişimi, Doktora Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 184-188. Telli, D. (2010). Konutun Toplu Konuta Kadar Evrimi ve Toplu Konut Örneklerinin İç Mekanlarının İncelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 4, 15, 70-71. Ünsal Gülmez, N. ve Ulusu Uraz, T. (2010). Metropolde Çeşitlenen Hanehalkları ve Konut. İtü Dergisi/a, 9, 1, 54. Vitrivius, (2005). Mimarlık Üzerine On Kitap (Çev. S. Güven). İstanbul: Yem Yayınları. Yenel, S. (2012). Konut Yerleşmelerinde Değişimin İrdelenmesi: İstanbul, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 35-36, 46. Zeylan, P.K. (2009). 19. Yüzyıl Sonrası Türkiye’de Toplumsal Değişimlerin Konut Mekanına Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 43, 45, 49, 51, 60, 73. 104 EKLER 105 EK-1: 1880-1923 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri Çizelge 2.1. 1880-1923 arası dönem konut örnekleri 1880-1923 arası dönem "Yapı İsmi Cephe Plan Kaynak Zeki Paşa Apartmanı Galata/İstanbul Sunalp, 1999 Trell Apartmanı Meşrutiyet/ İstanbul Sunalp, 1999 Doğan Apartmanı (Naip Bey Apartmanı) Galata/İstanbul Mutdoğan, 2014 Petraki Apartmanı Galata/İstanbul Sunalp, 1999 106 EK-1 (devam): 1880-1923 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri Çizelge 2.1. (devam) 1880-1923 arası dönem konut örnekleri 1880-1923 arası dönem Yapı İsmi Cephe Plan Kaynak Arif Paşa Apartmanı, Beyoğlu/ İstanbul Sunalp, 1999 Harikzadegan apartmanı (Tayyare Apartmanı) Laleli/ İstanbul Zeylan, 2009 (a)http://www.istanbulermeni vakiflari.org Surp Agop Sıra evleri, Şişli/ İstanbul (b) Zeylan, 2009 (a) (b) (a)http://www.arkitera.com/ha ber/12604/gecmisin-modernmimarisi---2--besiktas---sisli Akaretler Sıra evleri Nişantaşı/ İstanbul (b)http://ulusaltezmerkezi.co m/akaretler-sira-evlerininyeniden-islevlendirilmesindemekansal-donusumanalizi/54/ (a) (b) 107 EK-2: 1923-1950 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri Çizelge 2.2. 1923-1950 arası dönem konut örnekleri 1923-1950 arası dönem Yapı İsmi Cephe Plan Kaynak Ceylan Apartmanı Taksim/İstanbul Mutdoğan, 2014 (a)https://meskenbuhrani.wor dpress.com/category/1930lar/ Bosfor Apartmanı Ayazpaşa/ İstanbul (b)Eren, 2014 (a) (b) Melek Apartmanı Nişantaşı/ İstanbul https://meskenbuhrani.wordpr ess.com/category/1930lar/ mimar dergisi,1932,sf311 Saraçoğlu mahallesi, Tip konut örnekleri Kızılay/Ankara http://www.mimarlikmuzesi.o rg/Gallery/DisplayPhoto.aspx ?ID=18&DetailID=4&Exhibit ionID=6 108 EK-3: 1950-1980 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri Çizelge 2.3. 1950-1980 arası dönem konut örnekleri 1950-1980 arası dönem Yapı İsmi Cephe Plan Kaynak Kervansaray Apartmanı Harbiye/ İstanbul ARKİTEKT Cilt:1960 Sayı: 1960-02 (299) Sayfa: 53-54 Harbiye (M.K.) Apartmanı Harbiye/ İstanbul ARKİTEKT Cilt: 1957 Sayı: 1957-03 (288) Sayfa: 99-101 Sadıklar Apartmanı Şişli /İstanbul ARKİTEKT Cilt: 1951 Sayı: 1951-05-08 (233-234-235-236) Sayfa: 94-97 (a)http://dergi.mo.org.tr/der giler/2/215/2915.pdf Hukukçular sitesi Şişli/ İstanbul (b) ARKİTEKT Cilt: 1970 Sayı: 1970-04 (340) Sayfa: 157-158 (a) (b) 109 EK-3 (devam): 1950-1980 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri Çizelge 2.3. (devam) 1950-1980 arası dönem konut örnekleri 1950-1980 arası dönem Yapı İsmi Cephe Plan Emel Yapı Kooperatifi Gayrettepe/ istanbul Kaynak ARKİTEKT Cilt: 1965 Sayı: 1965-02 (319) Sayfa: 63-64 (a) ARKİTEKT Cilt: 1975 Sayı: 1975-02 (358) Sayfa: 53-57 Ataköy Sosyal Konut Uygulaması I. Etap (b) TMH -Türkiye Mühendislik Haberleri Sayı 442-443 2006/2-3 sf:60 Ataköy/ İstanbul (a) (b) Levend 4 Mahallesi Konutları A tipi blok Levent/ İstanbul (a) ARKİTEKT Cilt: 1956 Sayı: 1956-03 (285) Sayfa: 140-153 (b)http://v2.arkiv.com.tr/p6 755-4-levent-mahallesi.html (a) (b) 110 Ek-4 : 1980-2000 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri Çizelge 2.4. 1980-2000 arası dönem konut örnekleri 1980-2000 arası dönem Yapı İsmi Cephe Plan Kaynak http://www.soyakgoztepesit esi.com/teknik.aspx Soyak Sitesi Göztepe/ İstanbul http://www.mimdap.org/?p =73685 http://emlakansiklopedisi.co Bahçeşehir Uydukent I.Etap Bahçeşehir/ İstanbul m/wiki/uydu-kent http://www.bahcesehir1.co m/index.php/konutlar/1etap.html Feneryolu Apartmanları Kadıköy/ İstanbul http://v2.arkiv.com.tr/p1591 -feneryolu-apartmani.html Akmerkez Rezidans Beşiktaş/ İstanbul http://www.uzmanyp.com.tr /en/referanslar.html 111 EK-4 (Devam): 1980-2000 Arası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri Çizelge 2.4. (devam) 1980-2000 arası dönem konut örnekleri 1980-2000 arası dönem Yapı İsmi Cephe Plan Başakşehir Toplu Konut I.Etap Bahçeşehir/ İstanbul Kaynak http://www.kiptas.istanbul/p roject_detail.aspx?ID=36&l ang=tr&page=1#!prettyPhot o Mesa Koru Sitesi Yenimahalle/ Ankara http://3dkonut.com/mesakoru-sitesi/projesi 112 Ek-5 : 2000 sonrası Dönem Konut Cephe ve Plan Tipolojileri Çizelge 2.5. 2000 sonrası dönem konut örnekleri 2000 sonrası dönem Yapı İsmi Cephe Plan Kaynak https://www.projepedia.com Akasya Acıbadem Üsküdar/ İstanbul /sirket/safgyo/projeler/akasyaacibadem,173.html Sapphire Rezidans Kağıthane/ İstanbul http://v2.arkiv.com.tr/p9568 -istanbul-sapphire.html http://www.yapi.com.tr/Hab Metrocity Levent/ İstanbul erler/metrocitykonutvealisverismerkezi_61103.h tml Varyap Meridyen Ataşehir/ İstanbul http://www.varyapmeridian. com/tr/rezidans/bloklar 113 2000 sonrası dönem Yapı İsmi Cephe Plan Kaynak (a)http://www.natavegakon NataVega Konut Kuleleri Mamak/Ankar a utkuleleri.com/ (b)http://www.pimeks.com/ details.php?id=339 (b) (a) (a)http://www.guralaluminy Park Oran Konutları Çankaya/Anka ra um.com.tr/en/referans.asp?i d=4 (b) http://www.parkoran.net (a) (b) (a)http://www.arhanmuhend islik.com.tr/tr/12983/Baca Kaşmir Gölevleri Eryaman/ Ankara (b)http://www.kasmirgolevl eri.com/kasmirevleri/dairenizi-nasilalirdiniz/detay/?blok=goksu (a) (b) 4-176 (a)http://wowturkey.com/t.p hp?p=/tr238/serdarsener_ph Toki Turkuaz Yenimahalle/ Ankara pSCsBSWAM.jpg (b) ÖZBİLEN, 2014 (b) (a) 114 2000 sonrası dönem Yapı İsmi Cephe Plan Kaynak (a) http://besagrup.com.tr Besa Nova (b) Evleri http://www.yeniprojeler.co (a) m/3/1/vaziyetplani/resimleri/besa-novaevleri (b) Next Level http://www.arkitera.com/pr Rezidans oje/3881/next-level-ankara (a) http://v2.arkiv.com.tr/p7847 -levent-loft.html Levent Loft (b) http://www.leventloft.com/p lanlar.pdf (b) (a) 115 ÖZGEÇMİŞ Kişisel Bilgiler Soyadı, Adı : VURAL, Zeynep Betül Uyruğu : T.C. Doğum Tarihi ve Yeri : 24.03.1988 Sivas Medeni Hali : Evli Telefon : 0 (312) 303 32 93 Faks : 0 (312) 341 10 27 e-mail : betulyolcu.88@gmail.com Eğitim Derece Yüksek lisans Eğitim Birimi Gazi Üniversitesi / Mimarlık Fakültesi / Restorasyon Anabilim Dalı Mezuniyet tarihi Lisans Erciyes Üniversitesi / Mimarlık Fakültesi / Mimarlık Bölümü 2012 Lise Sivas Selçuk Anadolu Lisesi 2006 Devam Ediyor İş Deneyimi Yıl Yer Görev 2013-Halen İller Bankası Üstyapı Uygulama Dairesi Tek. Uzm. Yrd. 2011- 2013 TCDD II. Bölge Müdürlüğü Emlak Dairesi (Sözleşmeli Şirket Personeli) Mimar Yabancı Dil İngilizce 116 117