TC SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

advertisement
ii
T.C.
SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ
SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
HALKLA ĠLĠġKĠLER VE TANITIM ANABĠLĠM DALI
HALKLA ĠLĠġKĠLER BĠLĠM DALI
ADLĠYE PERSONELĠNĠN EMPATĠK EĞĠLĠMLERĠ:
KARAMAN ÖRNEĞĠ
Mehmet GÜNAġTI
YÜKSEK LĠSANS TEZĠ
DanıĢman
Prof. Dr. Abdullah KOÇAK
Konya 2016
iii
T.C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Öğrencinin
BĠLĠMSEL ETĠK SAYFASI
Adı Soyadı
Numarası
Ana Bilim / Bilim Dalı
Mehmet GÜNAŞTI
154221001040
Halkla İlişkiler ve Tanıtım /Halkla İlişkiler
Program
Tezli Yüksek Lisans
Tezin Adı
Adliye Personelinin Empatik Eğilimleri Karaman Örneği
Doktora
Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe
ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik
davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez
yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden
yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.
iv
v
ÖNSÖZ
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Halkla İlişkiler bölümünde
yaptığım yüksek lisans programı boyunca tüm derslerimize girerek bizlere
deneyimlerini aktaran çok değerli hocalarıma öncelikle teşekkürü bir borç bilirim,
Bu zahmetli ve yorucu ama bir o kadar da öğretici olduğunu düşündüğüm bu
araştırmanın tamamlanmasında pek çok kişinin yardımları olmuştur.
Öncelikle, konusu gereği zor geçeceği baştan belli olan bu çalışma için
danışmanlığımı üstlenip beni yüreklendiren, üzerimizdeki emeği büyük olan değerli
hocam Prof. Dr. Abdullah Koçak beyefendiye;
Karaman Adliyesi birimlerinde araştırma yapmama olanak sağlayan, araştırma
süreci boyunca desteğini hep yanımda hissettiğim öncelikle Karaman Cumhuriyet
Başsavcımız Abdurrahim Alan ve Karaman Cumhuriyet Savcımız Erdal Özdemir„e;
Proje çalışmam boyunca kendilerinden gördüğüm irili ufaklı pek çok yardımın
yanı sıra geliştirdikleri ufuk açıcı düşünce ve önerileriyle araştırmamı devam
ettirmem için gerekli olan motivasyonumu korumamda önemli bir pay sahibi olan
sevgili arkadaşlarım Necmeddin Aksoy, Cihat Şentürk ve Nurullah Koçak‟a;
Verdiği destekle beni hiçbir zaman yalnız bırakmayan ve eğitim aşamalarımda
hep fedakarca davranan sevgili eşim Zeyneb Günaştı ile oğlum ve kızıma;
Teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum.
Mehmet GÜNAŞTI
2016, Konya
vi
Öğrencinin
T.C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Adı Soyadı
Numarası
Ana Bilim / Bilim Dalı
Mehmet GÜNAŞTI
154221001040
Halkla İlişkiler ve Tanıtım /Halkla İlişkiler
Program
Tezli Yüksek Lisans
Tez Danışmanı
Tezin Adı
Prof. Dr. Abdullah KOÇAK
Adliye Personelinin Empatik Eğilimleri Karaman Örneği
Doktora
ÖZET
Bu araĢtırma Karaman Adliyesi’nde çalıĢan Yönetici-Müdür, Zabıt
Katibi, Hizmetli-MübaĢir ve diğer çalıĢan personellerin Empatik Eğilim
Düzeylerini karĢılaĢtırılması, özelliklerini saptamak ve çeĢitli değiĢkenlere göre
aralarındaki farklılıkları belirlemek amacıyla yapılmıĢtır. AraĢtırmada Üstün
Dökmen’in (1998) yılında geliĢtirmiĢ olduğu Empatik Beceri Ölçeği
kullanılmıĢtır. Elde edilen veriler bilgisayar ortamında, Yüzdelik, Oneway
Anova, “t” ve Tukey Testi kullanılarak değerlendirilmiĢtir.
Uygulama Karaman Adliyesinde çalıĢan 78 personel üzerinde
yapılmıĢtır. AraĢtırma sonucunda elde edilen verilerin değerlendirilmesinde
IBM SPSS Statistics programından yararlanılarak bulgular saptanmıĢtır.
Ayrıca araĢtırma kapsamında ele alınan demografik veriler incelendiğinde
Adliye Personelinden Cinsiyet, Medeni Durum, YaĢ, Unvan, Ünvanda ÇalıĢma
Süresi ve Gazete Okuma değiĢkenlerine göre anlamlı farklılık tespit
edilememiĢken, Yabancı Dil Düzeyi ve Eğitim Düzeyi değiĢkenlerine göre
anlamlı farklılık tespit edilmiĢtir. Sonuç olarak Karaman Adliyesinde çalıĢan
personelin Empatik Beceri Düzeylerinin yüksek olduğu görülmüĢ, Adliye
ÇalıĢanlarının Empatik Beceri Düzeylerinin ölçülmesi adliye çalıĢanları ile ilgili
daha geniĢ çaplı araĢtırmalar, farklı örneklemler ve farklı kültürler üzerinde
incelemeler yapılmak suretiyle Adliye personeline katkı sağlayacağı
düĢünülmektedir.
Anahtar Kelime: Empatik, Empatik Beceri, Empatik Eğilim,
vii
Öğrencinin
T.C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Adı Soyadı
Numarası
Ana Bilim / Bilim Dalı
Mehmet GÜNAŞTI
154221001040
Halkla İlişkiler ve Tanıtım /Halkla İlişkiler
Program
Tezli Yüksek Lisans
Tez Danışmanı
Tezin Adı
Prof. Dr. Abdullah KOÇAK
Adliye Personelinin Empatik Eğilimleri Karaman Örneği
Doktora
SUMMARY
This study was conducted to compare Empathetic Tendency Levels of
Managers-Administrators, Court Clerk, Attendant-Usher and other officers
working at Courthouse of Karaman, Turkey, as well as determining their
characteristics and differences in terms of various variables. The Empathy Skill
Scale developed by Üstün Dökmen (1998) was used in the study. The obtained
data were assessed using Percentages, One-way ANOVA, t-test and Tukey's test
in a computer environment.
The application was carried out with 78 staff working at the Courthouse
of Karaman. IBM SPSS statistics program was used in the evaluation of the
data collected in the study. Looking at the demographic data addressed within
the scope of the research, there was no statistical difference between the
empathetic tendency levels of the court staff in terms of Gender, Marital Status,
Age, Title, Seniority, and Newspaper Reading variables, whereas there was a
significant difference in terms of the Foreign Language Skill and Educational
Level variables. As a result, Empathetic Skill Levels of the court staff working
at Courthouse of Karaman were found to be higher. And, it's thought that
comprehensive studies, measuring the Empathy Skill Levels of the court
employees, to be conducted with different study samples and various cultures
will contribute all courthouse personnel.
Key
Words:
viii
ĠÇĠNDEKĠLER
Sayfa No.
BĠLĠMSEL ETĠK SAYFASI.................................................................................... iii
YÜKSEK LĠSANS TEZĠ KABUL FORMU .......................................................... iv
ÖNSÖZ ....................................................................................................................... v
SUMMARY .............................................................................................................. vii
KISALTMALAR ...................................................................................................... xi
TABLOLAR LĠSTESĠ ............................................................................................ xii
ġEKĠLLER LĠSTESĠ ............................................................................................. xiv
GĠRĠġ .......................................................................................................................... 1
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
ĠLETĠġĠM KAVRAMSAL ÇERÇEVE
1.1. İletişim Tanımı ...................................................................................................... 3
1.2. İletişimin Amaçları Ve Önemi .............................................................................. 5
1.3. İletişim Süreci ....................................................................................................... 6
1.4. İletişimin Özellikleri ............................................................................................. 8
1.4.1. İlk İzlenim .............................................................................................. 8
1.4.2. İletişimin Bilgi Alışverişi Dışındaki Yönü ............................................ 9
1.4.3. İletişim Kişiyle Yapılır......................................................................... 10
1.4.4. İletişim Sürecinin Bütünlüğü ............................................................... 11
1.5. İletişimin Türleri ................................................................................................. 11
1.5.1. Kişi İçi İletişim..................................................................................... 11
1.5.2. Kişiler Arası İletişim ............................................................................ 12
1.5.2.1. Sözlü İletişim ........................................................................ 13
ix
1.5.2.2. Sözsüz İletişim ...................................................................... 14
1.5.3. Kitle İletişim ........................................................................................ 15
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
EMPATĠ
2.1. Empati Tanımı .................................................................................................... 17
2.2. Empati İle İlgili Yaklaşımlar .............................................................................. 19
2.2.1. Çıkarsama Kuramı ............................................................................... 19
2.2.2. Rol Oynama ......................................................................................... 19
2.2.3. Heyecan Yayılması Olarak Empati ...................................................... 20
2.3. Empatinin Önemi ................................................................................................ 20
2.4. Empatinin Bileşenleri ......................................................................................... 22
2.4.1. Bilişsel Empati ..................................................................................... 23
2.4.2. Duygusal Empati .................................................................................. 23
2.4.3. Algısal Bileşen ..................................................................................... 23
2.5. Empati İle Karıştırılan Kavramlar ...................................................................... 24
2.5.1. Sempati Kavramı.................................................................................. 24
2.5.2. İçtenlik Kavramı .................................................................................. 25
2.5.3. Sezgisel Tanı Kavramı ......................................................................... 25
2.5.4. Özdeşim Kavramı ................................................................................ 26
2.6. Empatik Tepki Basamakları................................................................................ 26
2.6.1. Onlar Basamağı .................................................................................... 28
2.6.2. Ben Basamağı ...................................................................................... 28
2.6.3. Sen Basamağı ....................................................................................... 29
2.6.4. Biz Basamağı ....................................................................................... 29
x
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ARAġTIRMANIN YÖNTEMĠ
3.1. Araştırmanın Modeli ........................................................................................... 30
3.2. Evren ve Örneklem ............................................................................................. 30
3.3. Veri Toplama Yöntemi ....................................................................................... 33
3.3.1. Veri Toplama Araçları ......................................................................... 33
3.3.1.1. Kişisel Bilgi Formu ............................................................... 33
3.3.1.2. Empatik Eğilim Ölçeği .......................................................... 33
3.3.2. Verilerin Toplanması ........................................................................... 34
3.4. Veri Çözümleme Yöntemi .................................................................................. 35
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
BULGULAR
4.1. Karaman Adliyesi Personelinin Empatik Eğilim Düzeyine İlişkin Bulgular ..... 36
4.2. Karaman Adliyesi Personelinin Empatik Eğilim Düzeylerinin Çeşitli
Değişkenlere Göre Karşılaştırılması ................................................................ 37
4.2.1. Cinsiyet Değişkenine Göre Karaman Adliyesi Personelinin Empatik
Eğilim Düzeyleri .................................................................................. 37
4.2.2. Medeni Durum Değişkenine Göre Karaman Adliyesi Personelinin
Empatik Eğilim Düzeyleri .................................................................... 38
4.2.3. Unvan Değişkenine Göre Karaman Adliyesi Personelinin Empatik
Eğilim Düzeyleri .................................................................................. 39
4.2.4. Unvanda Çalışma Süresi Değişkenine Göre Karaman Adliyesi
Personelinin Empatik Eğilim Düzeyleri ............................................... 40
4.2.5. Eğitim Düzeyi Değişkenine Göre Karaman Adliyesi Personelinin
Empatik Eğilim Düzeyleri .................................................................... 41
4.2.6. Yabancı Dil Düzeyi Değişkenine Göre Karaman Adliyesi Personelinin
Empatik Eğilim Düzeyleri .................................................................... 43
xi
4.2.7. Gazete Okuma Durumu Değişkenine Göre Karaman Adliyesi
Personelinin Empatik Eğilim Düzeyleri ............................................... 45
TARTIġMA VE SONUÇ
TARTIŞMA VE SONUÇ .......................................................................................... 47
KAYNAKLAR .......................................................................................................... 52
ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................... 59
xii
KISALTMALAR
Vd.
: ve diğerleri
xiii
TABLOLAR LĠSTESĠ
Tablo 3.1. Katılımcıların Cinsiyet, Medeni Durum, Unvan, Unvanda Çalışma Süresi,
Eğitim Düzeyi, Yabancı Dil Düzeyi, Gazete Okuma Durumuna Göre
Frekans ve Yüzde Dağılımları................................................................. 34
Tablo 3.2. Karaman Adliyesi Personeline Verilen ve Geri Dönen Geçerli Anket
Sayıları ....................................................................................................38
Tablo 4.1. Karaman Adliyesi Personelinin Empatik Eğilim Düzeyi Puanları ........39
Tablo 4.2. Cinsiyet Değişkenine Karaman Adliyesi Personelinin Empatik Eğilim
Düzeylerini Gösteren t Testi Sonuçları ...................................................41
Tablo 4.3. Medeni Durum Değişkenine Karaman Adliyesi Personelinin Empatik
Eğilim Düzeylerini Gösteren t Testi Sonuçları .......................................41
Tablo 4.4. Unvan Değişkenine Karaman Adliyesi Personelinin Empatik Eğilim
Düzeyleri İçin Aritmetik Ortalama ve Standart Sapma Değerleri ..........42
Tablo 4.5. Unvan Değişkenine Karaman Adliyesi Personelinin Empatik Eğilim
Düzeyleri Arasındaki Farklar İçin Tek Yönlü Varyans Analizi .............43
Tablo 4.6. Unvanda Çalışma Süresi Değişkenine Karaman Adliyesi Personelinin
Empatik Eğilim Düzeyleri İçin Aritmetik Ortalama ve Standart Sapma
Değerleri ..................................................................................................43
Tablo 4.7. Unvanda Çalışma Süresi Değişkenine Karaman Adliyesi Personelinin
Empatik Eğilim Düzeyleri Arasındaki Farklar İçin Tek Yönlü Varyans
Analizi .....................................................................................................44
Tablo 4.8. Eğitim Düzeyi Değişkenine Karaman Adliyesi Personelinin Empatik
Eğilim Düzeyleri İçin Aritmetik Ortalama ve Standart Sapma Değerleri
................................................................................................................. 45
xiv
Tablo 4.9. Eğitim Düzeyi Değişkenine Karaman Adliyesi Personelinin Empatik
Eğilim Düzeyleri Arasındaki Farklar İçin Tek Yönlü Varyans Analizi ..45
Tablo 4.10. Eğitim Düzeyi Değişkenine Karaman Adliyesi Personelinin Empatik
Eğilim Düzeyleri Arasındaki Farklar İçin Tukey Testi ...........................46
Tablo 4.11. Yabancı Dil Düzeyi Değişkenine Karaman Adliyesi Personelinin
Empatik Eğilim Düzeyleri İçin Aritmetik Ortalama ve Standart Sapma
Değerleri ..................................................................................................47
Tablo 4.12. Yabancı Dil Düzeyi Değişkenine Karaman Adliyesi Personelinin
Empatik Eğilim Düzeyleri Arasındaki Farklar İçin Tek Yönlü Varyans
Analizi .....................................................................................................47
Tablo 4.13. Yabancı Dil Düzeyi Değişkenine Karaman Adliyesi Personelinin
Empatik Eğilim Düzeyleri Arasındaki Farklar İçin Tukey Testi ............48
Tablo 4.14. Gazete Okuma Durumu Değişkenine Karaman Adliyesi Personelinin
Empatik Eğilim Düzeyleri İçin Aritmetik Ortalama ve Standart Sapma
Değerleri ..................................................................................................49
Tablo 4.15. Gazete Okuma Durumu Değişkenine Karaman Adliyesi Personelinin
Empatik Eğilim Düzeyleri Arasındaki Farklar İçin Tek Yönlü Varyans
Analizi .....................................................................................................49
xv
ġEKĠLLER LĠSTESĠ
ġekil 2.1. Aşamalı Empati Sınıflaması ....................................................................29
1
GĠRĠġ
Günümüzün en önemli endüstrilerinden birisi olan iletişim sektörü, bir yandan
ekonomik ve sosyal hayatın hızlı bir biçimde değişimine neden olurken diğer yandan
da kendi içinde önemli dönüşümler yaşamaktadır. Sektörün gelişimi ekonomilerin
büyüme ortalamalarının üzerinde seyrederken, esas katkının dolaylı yoldan
bireylerin, kurumların
ve toplumun bir bütün olarak dönüştürülmesinden
kaynaklandığını söylemek mümkündür. Değişen bilgi teknolojileri iletişim
sektörünün gelişimi açısından büyük rol oynamıştır. Bu gelişim günümüzde toplum
yaşantısına büyük kolaylıklar sağlamış ve söz konusu gelişim sürekliliğiyle de daha
devam etmektedir.
İnsanları diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerden biri akıl bir diğeri
iletişim kurma yetenekleridir. İnsanların yaşamlarını sağlıklı bir şekilde devam
ettirmelerinin şartlarından biri de şüphesiz karşılıklı olarak iletişim kurmalarıdır.
İnsanlar tarih boyunca sürekli iletişim halinde olmuşlardır.
İletişim, bireysel, örgütsel ve toplumsal yaşamın vazgeçilmez bir unsuru olup,
insanlar, gruplar ve kurumlar arasında bir köprü konumundadır. Bireyler arası
ilişkilerin birincil koşulu etkili iletişimden geçer. İletişim olmaksızın insanın kendi
varlığını sürdürmesi nasıl olanaksız ise, bu şekilde örgütlerin de varlığını sürdürmesi
olanaksızdır. Bu bağlamda insanlar arasındaki ilişkinin vazgeçilmez unsuru olan
iletişim, örgütlerin amaç ve hedeflerine ulaşmasındaki bütün faaliyetlerinde yer alan
bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu çalışmanın amacı; Karaman Adliyesinde çalışan Hakim, Savcı, Müdür,
Zabıt Katibi, Mübaşir, Hizmetli ve diğer personel (Bilgi İşlem Şefi, 657/4-c
Personeli, Veznedar, Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni, Emanet Memuru vb.)'den
oluşan kamu personellerin empatik eğilim düzeyleri arasındaki ilişkilerin istatistiksel
olarak anlamlı bir fark olup olmadığını belirlemektir.
Etkili bir iletişimin sağlanabilmesi için bireylerin en azından belli bir düzeyde
empati kurabilmeleri gerekir. Empati kurabilme yeteneği toplumsal barışa yüksek
katkı sağlayan bir kişilik özeliğidir. Toplumsal sağlıkta önemli bir yeri vardır.
Empati becerileri yüksek insanların çoğunlukta olduğu bir toplumda iletişim
2
çatışmaları ve öfke davranışlarının oranının düşmesi beklenir. İnsanlar birbirleri için
sorun kaynağı olmadığı gibi yaşanılan problemlerde anlayış ve destek göreceklerdir.
Bu durum toplumda yaygın bir huzur havası yaratması muhtemeldir. Empati
toplumsal huzur ve barışın temelindeki birleştirici unsurlardan biri olarak her geçen
gün daha fazla ilgi çekmektedir. Merkezinde insanın olduğu eğitim gibi sektörlerde
hizmet üretenlerin empati yeteneğinin bulunması birçok farklı açıdan hizmetin
niteliğinin yükselmesini sağlayacak bir unsurdur.
Birinci bölümde, iletişim ve kavramsal çerçevesi ele alınıp iletişimin amaçları,
önemi, süreci ve iletişim türleri incelenmiştir. İkinci bölümde, empati kavramı,
empatinin bileşenleri ve sempati ile aralarındaki ilişki anlatılmıştır.
Üçüncü
bölümde, yapılan anketler kodlanarak bilgisayar ortamında analiz edilmiştir. Ortaya
çıkan bulgular tablolar halinde verilmiştir.
Dördüncü bölümde bulgular başka
çalışmaların sonuçlarıyla karşılaştırılarak değerlendirilmiştir.
3
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
ĠLETĠġĠM KAVRAMSAL ÇERÇEVE
1.1. ĠletiĢim Tanımı
Günümüz içerisinde teknolojik gelişmelerle birlikte birçok alanda yaşanan
değişim literatüre, iletişim kavramı yerleşmeye başlamıştır. Çünkü her geçen gün
artan nüfusumuzla birlikte ortaya çıkan farklı bireyler etkinliklerinin ve ilişkilerinin
tümünü iletişimi ilgilendirmektedir.
En geniş düşünceyle iletişim canlılar arasında belirli ortaklaşa unsurlara
dayanan bir süreci ifade etmektedir. İletişim sadece insanlar arasında değil diğer
canlı varlıklar arasında da olmaktadır. Bilimsel çalışmalarda ise genellikle
insanlararası iletişim ön planda tutulmaktadır. (Fidan, 2011: 24) Bu noktada iletişim
ilk olarak dünyanın daha sonra canlıların ve insanoğlunun varolmasıyla birlikte
önemli bir gereklilik olarak ortaya çıkmıştır. (Alav 2001: 47)
İletişim sözcüğü, dilimizde, Latincedeki communis sözcüğünden türetilmiş
communiction kavramının karşılığı olarak kullanılmaktadır. İletişim kavramının
Latincedeki anlamı, bir ortaklığı, toplumsallaşmış olmayı, birlikteliği ve toplu halde
yaşamayı içermektedir. (Güney, 2011: 210) İletişim öncellikle anlaşma amacıyla bir
şeylerin aktarımını gerekli kılmaktadır. Bu nedenle de iletişim, çoğu zaman bir
şeylerin duyguların düşüncelerin, hislerin, görüşlerin, bilgilerin aktarımı ya da alışverişi olarak tanımlanır. Yalın haliyle düşünüldüğünde bu tanım da doğrudur. Çünkü
iletişimin oluşabilmesi için öncellikle bir gönderim-alım işlemine ihtiyaç duyulur.
Fakat her “gönderim-alım” işlemi, eşittir iletişim demek değildir. Öyle olsaydı,
insanlar ile hayvanlar arasında bir fark olmazdı. İletişimi, bir şeylerin, yani iletilerin
aktarımı olarak tanımlamak demek, iletişimin tek yönlü bir süreç olduğunu ve aynı
zamanda etki-tepki ilkesine göre işlediğini iddia etmek anlamına gelir. (Gökçe 2010:
9)
İletişim, temel anlamda bilgi, duygu ve düşüncelerin paylaşılması olmakla
birlikte, aynı zamanda kişi ya da grupların davranış ve tutumlarını etkilemeye
4
yönelik bir eylemdir. (Gürüz ve Eğinli, 2011: 5) Genellikle ileti paylaşımı olarak
ifade edilen iletişimin bilimsel bir etkinlik alanı haline gelmesi, iletişimin tarihi
sürecine ve karmaşık sayılabilecek nitelikte olan bir dizi kavrama bağlıdır. İletişimin
bilimsel bir etkinlik alanı haline gelişinin daha iyi anlaşabilmesi için bu tarihi süreci
kısaca özetlemekte yarar vardır. (Taner, 2006: 7) Güney‟e göre iletişim, insanın
kendine özgü olan toplumsallaşmasının bir yansımasıdır. İletişim, konu itibariyle
doğa kadar eski bir geçmişe sahiptir. Günümüzde iletişim artık bir bilim olarak kabul
edilmektedir. Geçmişten beri canlı ve cansızların bütünlüğünü, belirli kanun ve
ilkelere göre inceleyen fizik, kimya, biyoloji bilimlerinin durumlarına karşılık,
iletişim, daha çok insan-insan, insan makine, insan-çevre ve sosyal ilişkilerini konu
edinmiştir. (Güney, 2011: 209-210)
Toplum ve kitle kavramları günümüzde giderek önem kazanırken, bununla
orantılı iletişim olgusu da ön plana çıkmaktadır. İletişim, psikoloji, sosyoloji ve
sosyal psikoloji bilimleriyle birlikte, incelenmeye başlanmış, daha sonra ayrı bir
bilim dalı haline gelmiştir.(Bülbül, 2001: 1) Bununla birlikte, iletişim kişilerin
“amaçsız etkileşimleri olmaktan çok, duygusal ya da bilişsel bir etki oluşturmaya ve
bir davranışın nedeni olmaya yönelik olarak, mesajın kaynaktan hedef bilinçli bir
şekilde aktarılmasıdır.” (Gürüz ve Eğinli, 2011: 5) İletişim kavramının kaynağı
„Komünikasyon‟ kelimesidir. Bu kelime Latince kökenli olup başkaları ile birlikte
olma, bağlantı sağlama, bilgiyi yapma, paylaşma gibi anlamlar ifade eden
„Communicate‟ fiilinden türemiştir.(Köknel, 1994: 34) Diğer bir ifade ile iletişim
yüzdeki anlamları, tavırları ve davranışları, sesin tonunu, sözcükleri, yazımı, zaman
ile yerden kazanmayı sağlayan, mesajların simgeler ile uzayda iletişimini ve zaman
içinde saklanmasını sağlayan araçları içermektedir. (Gürüz ve Eğinli, 2011: 6)
Amerikalı sosyoloj Charles Cooley iletişim ile ilgili şunları ifade etmektedir.
“İletişim, insan ilişkilerinin, içinden geçerek var olduğu ve geliştiği mekanizma
anlamına gelir. İnsan ilişkilerinin var olduğu ve geliştiği mekanizmalar özellikle
beyindeki bütün semboller ve bu sembolleri mekân içinde iletme ve zaman içinde
koruma yollarıdır.” (Erdoğan, 2002: 22) Dar anlamda iletişim, bireyler ve kurumlar
arasında bilgi, düşünce, veri ve duygu alışverişi veya aktarımı şeklinde
tanımlanabilir. Örgüt açısından ele alındığında iletişim, örgütü meydana getiren tüm
5
organlar arasındaki bilgi, veri ve anlayış aktarımına hizmet eden yatay ve dikey
kanalların oluşturulmasını ifade eder. Örgüt açısından arz ettiği önem dolayısıyla
günümüz örgütlerinin zaman zaman iletişim sistemleri veya bilgi akış sistemleri
şeklinde anıldığını görmekteyiz. (Şimşek vd., 2008: 159)
Yapılan tanımlardan anlaşıldığı üzere, iletişimin temelinde daha önce
belirtildiği gibi, insanın diğer insanlar, toplumsal değer, tutum ve davranışlar
hakkında bilgi edinip kendini hem güçlü hem de güven içinde hissetmesi isteği
uyandırmaktadır.
Bu noktada insanlar arasındaki iletişim kuramama gibi bir
durumda insan kendini zayıf, endişeli, güvensiz ve pasif hissetmektedir.
Toplum içindeki varlığını kanıtlama ve sürdürme ihtiyacının dışında bireyin
iletişim gereksiniminin bir nedeni de dünyayı algılama merakıyla çevresinde olup
bitenleri bilme, haberdar olma isteğidir. Ancak daha uzak dış dünya ve toplumsal
gerçekliklere ilişkin birincil kaynaklardan gelen bilgi oranı giderek azalmakta ve
bilgi ihtiyacın karşılanması için karşılıklı iletişim çoğunlukla yeterli olmamaktadır.
(Kamanlıoğlu ve Göztaş, 2010: 5) Sonuç itibariyle iletişimi tanımlarını birçok kişi
farklı biçimlerde yorumlamışlardır. Ancak yapılan bu tanımlar farklı bir şekilde
tanımlanmasına karşılık, tüm tanımlar arasında büyük ayrılıklar söz konusu
olmamaktadır.
1.2. ĠLETĠġĠMĠN AMAÇLARI VE ÖNEMĠ
İletişim amacının etkin bir biçimde gerçekleştirilip, sürdürülmesinde çok
önemli bir rol oynamaktadır. Toplumsal yaşamın temelinde yer alan ve örgütsel
yapının özünü oluşturan iletişim düzeni, gruplar ve örgütler arasında ilişkiler
kurmayı amaçlayan bir süreç şeklidir. (Güney, 2009: 249) Genel anlamda bir
iletişimde temel amaç ise, bozuk ve dağınık ilişkileri oluşmasını sağlamak, bireyler
arasında bilgi alışverişi ve işbirliği sağlamak, bireylerin işleri konusunda bilgi,
beceri, deneyim, yetenek, moral artırımı, çevrenin desteğini kazanma ve dış çevre ile
bilgi
alışverişi
sağlayarak
yapılan değişikliklere zamanında uyabilmelerini
gerçekleştirmektedir. (Budak ve Budak 2000: 74) Bu amaçlar doğrultusunda,
bireylerin toplumsal gerçekliğinden iletişimin gerekli olduğunu göstermektedir.
6
Toplumlar, kendi kültürel unsurlarını ve tekrar rollerini yaşamak amacıyla
diğer
toplumları
etkilemek
isterler.
Bireyler
de
başkalarının
duygularını,
düşüncelerini, davranışlarını bilgilerini belli ölçüde değiştirmek isterler ya da en
azından başkalarının gözünde iyi ve olumlu bir konuma sahip olmak, kısaca kendileri
ile ilgili iyi bir imaj oluşturmak için başkalarını etkilemek, yönlendirmek ve
değiştirmek isterler. Özellikle giderek karmaşıklaşan dünyamızda iletişim ve
iletişimin sağladığı imkânlar olmadan ayakta kalmak mümkün değildir. İletişim çağı
ya da bilgi çağı olarak nitelendirilen günümüz dünyası, tamamen iletişim üzerine
kuruludur. Hatta günümüzde toplumların gelişmişlik düzeyi bile, büyük ölçüde
toplumların iletişim becerisi üzerinden tanımlanmaktadır. Demek ki, hem toplumsal
bazda, hem de kişisel bazda iletişim önemli bir konuma sahiptir. (Gökçe 2010: 29)
İletişim, anne, baba, çocuk akraba, arkadaş, öğrenci, işgören-işsiz ve
yöneticiler açısından anlamı ve önemi fazla olan bir sosyal olgudur. İnsanların
birbirlerini daha iyi anlamaları ve tanımaları bir örgütte işlerin daha iyi yapılabilmesi
için bir iletişime ihtiyacı vardır. İletişim davranış bilimleri açısından önemini
kavrayabilmek için organizasyon yapılarındaki değişme ve gelişmelere dikkatimizi
yoğunlaştırmak yeterli olacaktır. (Güney 2009: 249)
Sonuç olarak insanlar arasındaki ilişkilerin temel elemanı iletişimdir. İletişim
sistemi insanların ihtiyaçlarını dikkate alınarak düzenlenirse, kişilerin duygu, fikir ve
düşüncelerin olumlu yönde etkilemiş olur. Bu noktada kişilerin morali ve verimliliği
de olumlu yönde etkilemesi kesindir. Yani insanların, öğrenme, anlama, duygu ve
düşüncelerini iletme istekleri göz önüne alınarak iletişim sistemleri oluşturulursa
kişiler sosyal yaşamın içinde daha mutlu olurlar.
1.3. ĠLETĠġĠM SÜRECĠ
İletişim terimi genellikle güç, denetim, nüfuz, ilişki, değişim, iletme v.b.‟ni
gelişigüzel belirtmek için her yerde kullanılmaktadır. Aynı zamanda da iletişini bir
süreç olarak ihmal edilmiştir. (Lazar, 2001: 49) Bir sosyal yapıda, iletişim sürecine
duyulan ihtiyaç açıkça görülür. Çünkü iletişim, kişilerin bir yapı içerisinde
birbirleriyle anlaşmalarını sağlayan bir köprüdür, iletişimle ilgili yapılan tanımlar
incelendiğinde, iletişim sürecinde, kaynak, mesaj ve alıcıların varolduğu görülür.
7
Ancak iletişim süreci sadece bir kaynaktan bir alıcıya mesaj iletilmesinden ibaret
değildir. Kaynağın genellikle bir amacı vardır ve alıcının, göndermek istediği amaca
yönelik bir davranışta bulunmasını ister. Alıcının davranışı ise, mesajı beklemesine,
akış tarzına ve alma derecesine göre değişir. (Samsa, 2005: 13)
Gerek sözlü gerek yazılı iletişimde, mesajların yapısı, seçimi, kullanılış
biçimleri,
uygun
araçların
seçimi
vb.
iletişim
becerileri
anlamında
değerlendirilmektedir. Bu konuda, kişisel iletişim becerilerinin yanında, toplumsal ve
kültürel ortamdan kaynaklanan çevresel özellikler de iletişimin etkinliğinde önemli
rol oynamaktadır. (Gürüz ve Yaylacı 2004: 47) Bu noktada iletişimin temeli
iletilerse, onları nakleden aygıtların kavranması da onlar kadar önemlidir. İletinin
etkisi alıcının gösterdiği ilgi ve dikkat düzeyine dayanmaktadır. Ama aynı zamanda
da önceki kavrayışında ki yoğunluğa ve hafızasında onu depolamasına bağlıdır.
(Lazar, 2001: 51) Neticede iletişim insanlığın başlangıcıyla başlayan ve insanlar
tarafından geliştirilen dinamik bir süreçtir. Çünkü insan, doğduğu günden itibaren
çevresiyle ve diğer insanlarla etkileşim halinde olan, onlara iletiler gönderen veya
onlardan iletiler alıp bu iletileri yorumlama ve anlamlandırma yeteneklerine sahip
olan, ayrıcalıklı ve sosyal bir varlıktır. İnsanoğlu, sahip olduğu bu iletişim becerileri
doğrultusunda yaşam evrenini ve toplumsal ilişkilerini belirlemekte ve onları canlı
tutmaktadır. (Yalçın ve Şengül, 2007: 749)
Diğer insanlarla ilişkilerde, kişisel tutumların karşı tarafın davranışlarına
yansıdığı görülür. Bir ayna karşısında durur gibi. İnsanoğlunun, karşısındakinin ifade
ettiği tutum ve davranışlara benzer şekilde tepki ve yanıt vermesine yol açan bir
psikoloji kuralı vardır. Gülümsendiğinde aynadaki-karşıda bulunan- adam da
gülümser. Bağırıldığında aynadaki adamda bağırır. (Güz, 1998: 116) İletişim
etkinliğinde birey merkezi bir yer işgal etmektedir. Bu gerekçeyle araştırmacıların
çok büyük bir çoğunluğu incelemelerinde dikkatlerini birey üzerinde odaklamaktadır.
Bunlardan sadece bir kaçını belirtmiş olmak için öncelikle bilişselci psikologlar,
daha sonra da dilbilimciler, toplumsal değişimle ilgilenen araştırmacılar veya
örgütler bu bağlamda zikredilmelidir. (Lazar, 2001: 50)
İnsanoğlunun yaşamı iletişim kurma çabası ile geçen ve basanları bu
yeteneklere bağlı olan bir süreyi içerir. Bunun için insanların iletişim kurma
8
yeteneklerine hem sosyal hayatı hem de iş yaşantısı açısından sahip olması gerekir.
İletişim kurma yetenekleri insanlara soyut düşünebilme, daha ilkel bir yaşamı uygar
hale dönüştürebilme olanağı sağlar. (Daldal, 2008: 8-9)
Söz konusu özellikleri göz önüne alındığında, iletişimin, insanların duygu,
düşünce, bilgi, yargı vb. gibi kavramları, belirli kodlar ve simgeler aracılığıyla
anlamlı iletilere dönüştürerek, aralarında kültür birliği taşıdığı veya taşımadığı diğer
insanlarla veya çevrelerle paylaştıkları dinamik bir süreç olduğu söylenilebilir.
(Yalçın ve Şengül 2007: 750) Nitekim iletişim süreci kapsamında belirli özellikleri
söz konusudur.
1.4. ĠletiĢimin Özellikleri
Başarılı iletişimin anlamı varsayımla nasıl ilgileneceğini, vücut diliyle nasıl
çalışacağını, şekil alışkanlık ve fikirleri nasıl anlayacağını; birinin sorun yâda
sorunları nasıl dinleyip yanıtlayacağını bilmek ve özgüven kazanma yetisine sahip
olmaktır. (Sezgin 2007: 28) İletişimde anlaşmaya zemin hazırlayarak ve anlaşmayı
kolaylaştıracak bazı özellikler vardır. Bu özellikleri genel anlamıyla söyle
değerlendirebiliriz.
1.4.1. Ġlk Ġzlenim
Karşıdaki kişiye yaklaşım biçimi, ilk sözcük ve davranışlar genellikle ilk
görüşmenin tümünün rengini taşır. Eğer birisiyle ciddi olmadan konuşmaya
başlanırsa, görüşmeyi başka bir renge dönüştürmek oldukça güçleşir. Karşıdaki,
iletişim kurmaya çalışanı ciddiye almayacaktır. (Güz 1998: 109) İletişimde ilk
izlenim çok önemlidir. İletişim için en az iki kişinin olması yeterli olacağına göre iki
kişi arasındaki ilk etkileşim iletişim sürecinin oluşumunda ve gelişiminde bir
belirleyicidir. İlk izlenim daha sonraki yapının da olumlu veya olumsuz
ilerlemesinde etkin olmaktadır. Bu etkiyi oluşturan faktörler, beden dilinin kullanımı,
ses tonu, kelimeler, kişinin giyim ve kuşamı, nesnel iletişim araçları, fiziki ortamlar
gibi çok geniş düşünülmelidir.
Çünkü iletişim kavramı insanlarla özdeşleşmiştir. İnsanın olduğu yerde
iletişim vardır. İnsanlar iletişim kavramını hayata geçirmiş, onu geliştirmiş ve onu
9
kullanarak yaşamını sürdürmeye başlamıştır. İnsan doğasında olan bu özellikle
yalnızlıktan, cahillikten kurtulmanın yollarını bulmuştur. (Gönenç, 2007: 88)
Bu noktada ötekilerinin davranış ve tutumlarını denetleyebilmenin bir başka
yolu da, üzerlerinde bırakılan ilk izlenimin, büyük bir olasılıkla iletişim kurmaya
çaba gösteren bireyle ilgili, edinecekleri süregidecek izlenim olacağını anımsamaktır.
O ilk görüşme genelde giriş kapısının açılmasında anahtarın kilitte dönüşüdür. O
zamandan sonra öteki kişinin ilgili iletişimi kurmak isteyen birey hakkındaki
düşüncesini değiştirmek çok güçtür. (Güz 1998: 110) Netice itibariyle iletişim
sürecinin en önemli adımı olarak ilk izlenim çok önemlidir. İlk izlenimdeki sonuçlar
daha sonraki iletişimin niteliği, kapsamı ve yönü üzerinde etkin rol oynar.
1.4.2. ĠletiĢimin Bilgi AlıĢveriĢi DıĢındaki Yönü
Bilgi, “insan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü” veya
“öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat” olarak
tanımlanmaktadır. Avrupa dillerinde “bilgi” kavramı hem bilme etkinliğini hem de
bu etkinlik sonucu elde edilen çıktıyı tanımlamak için kullanılmakta hemde insanlara
ait bir etkinlik olan bilginin iç içe geçmiş birçok etkinlikten (algılama, anlama,
düşünme, yorumlama, açıklama, doğrulama, vb. gibi) oluştuğu vurgulanmaktadır.
(Tonta, 2004: 1) Duygu ve düşüncelerin bir bilgi olarak aktarılmasındaki eylemler ve
bu eylemlerin biçimi iletişimin özünü yapılandırır. Bu iletişimin evrensel yönüdür.
Eylem özel amaçlara yönelmiş olan davranış biçimi olarak görülebilir. Dolaysıyla bir
davranış olarak her eylem, belli bir amaç tarafından yönlendirilmektedir. Yani her
davranışın temel güdüsünü amaç oluşturmaktadır.
Farklı bir yaklaşım ise iletişimde sadece bilgi alışverişinin olmadığını bu
noktada karşılıklılık, ortak algılama, paylaşım gibi unsurların altını çizmektedir.
Nitekim kronolojik olarak daha sonra ortaya çıkmış olan bu yaklaşım iletişimi,
anlamların üretimi ve değişimi olarak tanımlamaktadır. Söz konusu yaklaşım
iletişimi, insanların, sosyal dünyalarını anlama ve etkilemelerini sağlayan sembolik
bir faaliyet olarak görmektedir. Bilgi ve düşüncenin paylaşımı olan iletişimde,
insanlara farklı konularda bilgi aktarmak, onları aydınlatmak, bazı kuralları
belirtmek,
yön
vermek
vb.
konularda
eğitme
ve
öğretme
işlevi
de
10
gerçekleştirilmektedir. Özellikle çalışma ortamında görev ve sorumlulukların
bildirilmesi, çalışanların eğitilmesi, emirlerin yerine getirilmesi ve raporlama
çalışmaları ile iletişimin öğretim-eğitim (öğretici) işlevi gerçekleştirilmektedir.
(Gürüz ve Yaylacı 2004: 50)
Bilgiyi veriş ve öğrenme biçimi anlamak olarak görülmemelidir. Doğru
iletişimi nasıl olması gerektiğini o anda bilmeliyiz. Situasyon (ortam), feedback,
davranış biçimi, fiziki ortam gibi faktörlerde bu durumda öne çıkmaktadır. Fakat
iletişim her ne kadar sadece bilgi alışverişi olmasa da, bilgilendirici ve yönlendirici
özelliği ile insanların fiziksel ruhsal, düşünsel tepki ve davranışlarında son derece
etkili ve önemli bir rol oynamaktadır. (Gönenç, 2007: 88) İletişimin sadece bilgi
alışverişi olmaması dışında, kişiye karşın değil kişiyle yapılacağı gibi bir özelliğe
sahiptir.
1.4.3. ĠletiĢim KiĢiyle Yapılır
İletişim çift yönlüdür. Kaynaktan başlayan ileti bir kanalla alıcıya ulaşır.
İletişim de burada bitmez. Asıl iletişim sürecinin etkinliği bu aşamada başlar. Çünkü
alıcıdan tekrar bir kanalla ileti kaynağa ulaşır. Bu çift yönlülük sürecin işleyişinde
aktif olmayı gerektirir. İki taraftan biri iletileri almaya hazır değil ise, iletişim
engellenir veya çıkmaza girer. Toplum bu durumu genellikle hep sözlü iletişim
olarak varsaydığı için kabullenmeyebilir. Hâlbuki iki tarafında mutlaka sözel
ifadelerle iletişim kurması gerekmez. Biri sözel diğeri sözsüz iletişimde bulunabilir.
İnsanın doğal yeteneklerinden biri olan dil kullanımı ve düşünme, bireylerin
kendi kendilerine sorular sorma ve bu sorulara yanıtlar bulma çabası ile iç iletişime
dönüşür ki, bu olguya kişi-içi iletişim denilir. Birey, kendi içerisinde ürettiği sorulara
yanıt bulmak için çevreye acıtma, çevreyi tanıma, çevreyle iletişim kurma
gereksinimi duyar. Bu gereksinim başta kişilerarası iletişim olmak üzere, her türlü
iletişim -toplumsal, kitlesel, vs-biçiminin ortaya çıkmasına kaynaklık eder. (Bulut,
2003: 363-364)
Her zaman bir insanın birşeyi yapmayı istemesi için kişisel bir nedeni
olduğuna inanılmalıdır. Onların bunu yapabileceklerine inanıldığı, yeteneklerine
güvenildiği, iyi sonuç alacaklarından kuşku duyulmadığı hissettirilmelidir. Öteki
11
insanın onaylanacak bir yönü aranmalıdır. Bu, belki de önemsiz birşeydir. Ancak
öteki kişinin, bu konunun onayladığını bilmesini sağlamalı; böylelikle gerçekten
onaylanacak şeyler de ortaya çıkmaya başlayacaktır. Karşıdaki kişi sizin gerçek
onayınızın tadına vardığında, başka şeyler için de onay alabilmek üzere
davranışlarını değiştirecektir. (Güz 1998: 112)
1.4.4. ĠletiĢim Sürecinin Bütünlüğü
İletişim kurma eylemi, kaynağını en başta dil becerisinden, sözlü ve yazılı
ifade yeteneğinden, bunların yanında ayrıca bedensel sembollerden almaktadır.
İnsanın bu eyleminin en başta ilişkili olduğu özgürlük alanları da düşünce ve ifade
özgürlüğü ile iletişim özgürlüğüdür. Mesajın en iyi şekilde aktarılabilmesi için
kurulan iletişimin biçimi büyük önem taşır. Resmi bir toplantı, resmi bir sunum, baş
başa görüşme, yazılı rapor gibi iletişim biçimleri olabilir. Seçilen iletişim biçimi,
dikkati çekme çabasını başarıya götürmede etkilidir. İletişimdeki başarısızlıkların bir
nedeni de seçilen iletişim biçiminin yanlış olmasıdır. (Samsa 2005: 36) Bu noktada
iletişim sürecini bir bütün olarak süreç içinde değerlendirmek gerekir. Sadece
gözleri, sadece kelimeleri, sadece beden dilinin herhangi bir şekline bakarak
algılamaya kalkmak olumsuz bir iletişimi meydana getirir.
1.5. ĠletiĢimin Türleri
Literatürlere bakıldığında iletişim türleri, kişi içi iletişim ve kişilerarası
iletişim ve kitle iletişim olarak üç alt bölümde incelenebilir. Kişiler arası iletişimi ise,
sözlü iletişim ve sözsüz iletişim şeklinde ikiye ayrılmaktadır. (Dökmen 2002: 56)
1.5.1. KiĢi Ġçi ĠletiĢim
Kişisel iletişim diğer adıyla içsel, öznel iletişim, insanın kendi kendisiyle olan
iletişimini tanımlamaktadır. İletişimi bilinçli ve amaçlı etkinlik olarak tanımlarsak,
kişinin kendisi ile olan iletişimi yaşamın her anında sürekli olarak vardır. (Daldal
2008: 27-28) Farklı bir ifadeyle kişi içi iletişim olarak da ifade edebilen bu iletişime
örnek olarak, bireyin kendi iç dünyasını gözlemlemesi, ihtiyaçlarının farkına
varması, üzülmesi ya da sevinmesi, kendine sorular sorarak bunlara cevaplar
üretmesi bir iç iletişimdir. Mesaj üretmekle bunları yorumlamak kişi içi iletişimdir.
12
Kişi bilgi kaynağı olarak mesajları üretmeye, alıcı olduğunda ise bilgileri
yorumlamaya çalışarak her iki durumda da içsel iletişimi gerçekleştirmektedir. Bir
kişi düşünerek duygularının ve kişisel ihtiyaçlarının farkına vararak kendine sorular
sorarak, bunlara cevap üreterek kendi düşüncelerini organize etmekte, konulara farklı
açılardan bakabilmektedirler. (Gürüz ve Eğinli 2011: 27) İletişim, bireylerin
düşünmeleri, duygulanmaları, kişisel ihtiyaçlarının farkına varmaları ve iç gözlem
yaparak kendi içlerinden mesaj almaları yâda kendilerine bazı sorular sorarak tüm
bunlara cevaplar üretmelerine denilebilir. (Dökmen, 2003: 21) Tanımdan da
anlaşıldığı üzere iki farklı bir insanın karşılıklı olarak gerçekleştirdiği iletişim
benzerinin yanında kişinin kendi içinde gerçekleştirdiği iletişim olarak da ifade
edilebilmektedir.
1.5.2. KiĢiler Arası ĠletiĢim
Yüz yüze iletişim olarak da adlandırılır. Mesaj gönderenin başka
gönderilenlerin başka insanlardan oluştuğu iletişimdir. Kişilerarası iletişim, kişilerin
çeşitli niyetleri, beklentileri ve belirli kurallar doğrultusunda gerçekleşmektedir.
Kişilerarası ilişki durumları formal ve informal olabilir. Kişilerarası iletişim, sosyal
etkileşimler gibi göreve ilişkin olarak iş etkileşimlerini de kapsamaktadır. (Gürüz ve
Eğinli 2011: 27)
Kişiler arası iletişimin tamamlanmasının, nasıl bir bağımsız inceleme atanına
ait olduğu, araştırmacılar nezdinde tartışma konusudur. Bu gerekçeden dolayı çak
sayıda kavram bulunmaktadır. Her biri, çözümlemelerinde, odaklandıkları bir
noktayı vurgulamaktadırlar. Bununla birlikte, izleyen ilkeyi, bu tanımların tümü
ortaya koyabilir. Kişiler arası iletişim fiziki olarak hazır olunduğu zaman partnerlerin
her birinin davranışları üzerinde karşılıklı bir nüfuzun gerçekleştirildiği etkileşimi
kapsamakladır. (Lazar 2001: 52)
Kişiler arası iletişim iç iletişimin tam tersine, iki farklı kişinin kendi
bünyesindeki iletişimi gerçekleştirmesinden ziyade, zaman ve mekân yerinin
belirlenmesi ve iki insanın karşılıklı olarak gerçekleştirdiği iletişim benzeri de kişiler
arası iletişim şeklinde ifade edilebilmektedir. Kişilerarası iletişim, toplumsal ve
örgütsel iletişimin temelini oluşturur. Çünkü iletişimin temel amacı, kişilerarası
13
ilişkilerin kurulup sağlıklı bir biçimde devam ettirebilmektir. Ancak şu noktayı da
hemen belirtmek gerekir. İletişim kişiler arasında gerekli ilişkilerin kurulmasına
imkân sağlayan bir araç olduğu kadar, aynı zamanda toplumsal yaşamın
devamlılığını da sağlayan bir sistemdir. (Güney, 2011: 214)
1.5.2.1. Sözlü ĠletiĢim
Sözlü iletişim, yazılmamış ya da yazılmış sözcüklerin söylenmesi ile
gerçekleştiği için ses ve işitmeye dayalı bir iletişimdir. (Gürüz ve Eğinli 2011: 106)
Süreç içerisinde belirtilmek istenen tüm bilgiler, düşüncelerin, kelime veya sözlü
olarak ifade şekline dönüştürülerek göndericinin alıcıya doğrudan veyahut belirli
kanallar vasıtasıyla iletilmektedir. Sözlü iletişimde ister direk olarak isterse radyo,
televizyon, video, sinema, telefon gibi belirli iletişim kanallarıyla meydana gelmiş
olsun mutlaka bir lisana(dile) ihtiyaç vardır. (Taner 2006: 26) Buradan anlaşıldığı
üzere, sözlü iletişim, iletişimde kullanılan sembol ve işaretlerin son derece önemli
olduğunu göstermektedir.
Sözlü iletişimin en temel öğesi, konuşulan ya da yazılan dil‟dir. Kuşkusuz
sözel iletişimin yanı sıra, sözsüz iletişimi de bir diğer iletişim kurma yöntemi olarak
değerlendirmek gerekir. Yukarıda belirtildiği gibi, her ikisi de iletişimde etkin rol
oynar. Ancak sözlü iletişim, birincil iletişim biçimi olarak değerlendirilirken, sözsüz
iletişim daha çok ikincil iletişim biçimi olarak değerlendirilir. Sözlü iletişim
biçimleri ya planlanmamış fikir alışverişi, planlanmış gayri resmi konuşma, mülakat,
grup toplantısı, komite toplantıları, tüm personel yâda çalışanlar arası toplantı ve
resmi sunuş şeklinde doğrudan yada telefon görüşmelerinde olduğu gibi uzaktan ve
dolaylı olabilirken telefon, hız ve doğrudan temas olanağı sağlaması sebebiyle acil
cevap beklentilerinde kullanılabilir.
Kişiler arası iletişim süreci içinde özellikle yüz yüze iletişimde, sözlü iletişim
aynı yer ve zaman birliği ilkesini karşıladığı gibi, iletişim teknolojilerinin gelişmesi
ile birlikte kişiler birçok iletişim aracı ile yere ve zamana bağlı olmadan sözlü
ifadelerini iletebilmektedir. (Gürüz ve Eğinli 2011: 107) Bilgiler ışığında sonuç
itibariyle bireyler arasında gerçekleşen iletişim ister konuşma şekli ile olsun, isterse
çeşitli kanallar vasıtasıyla olsun çok sayıda farklı sözlü yada yazılı sembollerle
14
gerçekleşmektedir. Bu sebeple bireyler arasındaki sosyal ilişkilerin kurulması,
paylaşılan dil faktörü iletişim önemini net bir biçimde ortaya koymaktadır.
1.5.2.2. Sözsüz ĠletiĢim
Toplumsal etkileşimlerin büyük bir bölümü, sözel olmayan iletişimin
kapsamına girmektedir. Bunlar beden harekeden, jestler veya mimiklerle
gerçekleştirilen bilgi alışverişleridir. Sözel olmayan iletişimin özelliklerinden biri
aracısız olmasıdır. Verici bireyin anlık heyecanlarını yansıtmaktadır. Sadece
yayınladıkları esnada anlamlıdırlar. Yüzle ilgili sunum, sözel olmayan iletişime
ilişkin araştırmaların büyük bir kısmını teşkil etmektedir. Gözlerin hareketleri,
kırpma, ağzın yapısı, yüz buruşturma v.s. yüzün sunumlarını belirleyen elemanlardır
ve bileşimlerinin bir tür "kural"ını elde etme imkanı sunmaktadır. (Lazar 2001: 5455)
Sözsüz iletişim kavramı, İngilizce‟de “nonverbal communication” ya da
“body language” kelimeleri ile ifade edilmektedir. Türkçe de ise sözsüz iletişimin
yerine “beden dili ve vücut dili” ifadelerinin kullanıldığı görülmektedir. (Gürüz ve
Eğinli 2011: 127) Sözsüz iletişim, iletişim sürecinde iletilecek bilgi, fikir ve düşünce
duyguların beden dili ve söz dışı unsurları kullanarak ifade edilme şeklidir. Genel bir
ifade olarak sözsüz iletişim, kişilerin hareketlerinin ve sözsüz davranışlarının
doğrudan anlam ürettiği görüşüne dayanmaktadır.
Sözsüz davranış mesajlarının ayrımında iki sınıflama getirmektedir. (Gürüz
ve Eğinli 2011: 128)
Bilgilendirici DavranıĢ: Göndericinin bilinçli bir şekilde niyet ederek
herhangi bir şekilde etkinlik olmaksızın alıcı tarafından yorumlanan k esin sonuçtur.
Kişinin sözsüz davranışı alıcı tarafından doğrudan ya da dolaylı bir biçimde alınıp
yorumlanmakta ve niyetsiz olarak sinyallere dönüştürülmektedir.
ĠletiĢim DavranıĢı: İletişimi başlatan kişi niyetli olarak alıcı kişiye belirli bir
mesaj gönderme girişiminde bulunur. Bilinçli davranışın diğerlerinden farkı, mesajı
gönderen kişinin belirsiz ya da farkında olmadan gerçekleştirdiği bir davranıştan
daha çok motivasyon içermesidir.
15
Sözsüz iletişim unsurları ya da görsel göstergeler, konuşma ve yazı diline
kıyasla daha evrensel sayılsalar ve bu nedenle de anlamları açısından aralarında
benzerlikler bulunsa da, yine de kültürel açıdan farklı anlamları ifade edebilir ve
farklı işlevler görebilirler. (Gökçe 2010: 88)
Bununla birlikte, sözsüz iletişimin türü içinde yer alan kodların ortak bazı
özellikleri bulunmaktadır. Bunlar; (Yüksel, 2009: 37)
-İletişim yokluğunu olanaksız kılma,
-Duygu ve coşkuları yetkin biçimde dile getirme,
-Kişiler arasındaki ilişkileri tanımlama ve belirleme,
-Sözlü iletişimin içeriği hakkında bilgi verme,
-Güvenilir iletiler sağlama,
-Kültüre göre biçimlenmedir.
1.5.3. Kitle ĠletiĢim
Elektronik alanda gelişen bilgisayarların iletişim alanında yaygın olarak
kullanılmaya başlanması ile birlikte iletişim hız ve yaygınlık kazanmıştır. Bu hız ve
yaygınlık insanoğlunun kitle iletişim araçları ile sarılmış, donatılmış bir dünyada
yaşamını sürdürmesini gerektirir olmuştur.
Kitle iletişim araçları, günümüzün yaygın deyişiyle medya kullandığı sözel ve
göstergesel dil ve tüm gündelik pratikleri, spordan siyasete, sanattan eğlenceye
bireyin
içinde
biçimlendiği,
kendini
yeniden
ürettiği
toplumsal
olguları
anlamlandırmakta ve tanımlamaktadır. (Oktay, 1995: 169) bugün yaşadığımız dünya
gittikçe medyanın yapılandırdığı bir dünya haline gelmektedir. Toplumsal yaşam bir
bakıma televizyon kanalları, radyo, sinema, gazete ve bilgisayar tarafından
şekillenmektedir. Medya sadece haber ve eğlence programları yoluyla insanları
beslemekte aynı zamanda, insanlara bir yaşam tarzı kazandırmaktadır.
Kitle iletişimi çeşitli türdeki mesajların büyük ve dağınık bir kitleye bu amaç
için geliştirilmiş araçlar kullanılarak iletilir. Çoğunlukla tek taraflı işleyen ilişkilere
dayanan birinin verici diğer tarafın alıcı olduğu kitle iletişiminde gönderici ile alıcı
16
arasında
yüz
yüze
bir
ilişki
kurulması
olanaksızdır.
Uzmanlaşma
ve
kurumsallaşmanın söz konusu olduğu bu iletişim türü de gönderici mesajını mekanik
araçlar yardımıyla kısa zamanda hızlı ve sürekli bir biçimde alıcıya iletmektedir. Bu
araçlar arasında gazete, radyo ve televizyon sayılabilir. (Işık, 2000: 32)
17
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
EMPATĠ
2.1. Empati Tanımı
Empati kavramı, son yıllarda büyük ölçüde dikkat çekmiştir. Günümüz
toplumunun uygulamada zorlandığı en zor işlerden biri de toplumda empati
yeteneğinin gelişmemesidir. Günümüz toplumu kendisinin bulunduğu konumu, yeri
başka bir konumla değiştirecek olduğunda ise şüphesiz kendinden rahat ve üst bir
konuma koymaya çalışmaktadır. İnsanlar menfaat ve çıkar ilişkileri kurmaktadır.
Empati: Kişiler arası ilişkilerde bireyin, kendi duygularının farkında olma, ifade etme
ve başkalarının duygularını anlamasıdır (Öner, 2000: 34).
Başka bir deyişle empati; bir başkasının yasadığı deneyimleri bir elbise gibi
giyinerek, onun duygularını anlama ve onun hakkında bilgi edinmedir. Burada “bir
başkasının duygularının bir elbise gibi giyinilmesi” ibaresiyle “yerine koyulan
kişinin hareketlerine anlam katan duygular kastedilmektedir. Empati kişinin, hayal
etme, taklit, gözlem, dili kullanma, bakış açısı oluşturma veya duygulara iştirak etme
vasıtasıyla onun duygularını anlaması ve bilgi edinmesini sağlar. Bu tanım,
empatinin asıl öneminin “bir insanın başka bir insanı anlama çabası” olduğunu,
açıkça göstermektedir (Keskin, 2007:9).
Dökmen‟e göre empati, bir insanın kendisini karşısındaki insanın yerine
koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması şeklinde
tanımlamıştır. Dökmen‟e göre bir insanın karşısındaki kişi ile empati kurabilmesi
için gerekli olan öğeler şu şekilde belirtmektedir:
a) Empati kuracak kişi kendisini karşısındakinin yerine koymalı, olaylara
onun bakış açısıyla bakmalıdır. Başka bir değişle empati kurmak isteyen kişinin
karşısındaki kişinin fenomonolojik alanına girmesi gerekir. Fenomonolojik alan ile
her insanın bir fenomonolojik alanının var olduğu ve her insanın gerek kendisini
18
gerekse çevresini kendine özgü biçimde algıladığı kastedilmektedir. Kişinin bu
algısal yaşantısı tamamen kendisine özgü olmaktadır.
b) Empatinin kurulmuş sayılabilmesi için, bir kişinin karşısındaki insanın
duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlamış olması gerekmektedir. Empatiyi
tanımlarken bu noktada empatinin iki bileşeninden söz edilmiş olunmaktadır. Bunlar
empatinin bilişsel ve duyuşsal bileşenleridir. Karşısındaki insanın rolüne girerek
onun ne düşündüğünün anlaşılması bilişsel nitelikli bir etkinlik, karşısındaki insanın
hissettiklerinin aynısını hissetmek ise duygusal bir etkinlik olmaktadır. Bilişsel
olarak anlama, duygusal olarak anlamanın ön şartıdır.
c) Empati tanımındaki son öğe ise, empati kuran kişinin zihninde oluşan
empatik anlayışın, karşısındaki kişiye iletilmesi davranışıdır. Karşısındaki kişinin
duyguları ve düşünceleri tam olarak anlaşılsa bile, eğer anlaşıldığı ona ifade
edilmezse empati kurma süreci tamamlanmış sayılmamaktadır (Dökmen, 2004,
s.135-137).
Empati temelde bir kimsenin diğer bir kişinin duygularını ve hislerini
yakalaması, farkına varması ve anlaması anlamına gelir. Bu anlamda empatik beceri,
bireyin kendisini diğer bireyin yerine koyarak, tıpkı onun gibi yasaması ve bir ayna
gibi karsısındaki kişiye yansıtması ve iletmesi anlamına gelir (Kuzgun, 2006:108).
Empati ötekinin neler deneyimlediğini, o kişinin düşünce çerçevesi içinde
değerlendirerek duygusal olarak anlama ve ötekinin duygularını özümseyebilme
yeteneği olarak tanımlanabilir veya empati için ötekinin ayakkabısını giymek
benzetmesi yapılabilir (Altınbaş ve diğ., 2010:15).
Budak empatiyi söyle tanımlamıştır: Başkalarının düşünce ve duygularının ve
bunların muhtemel anlamlarının objektif bir şekilde farkında olma; karsısındakinin
duygu ve düşüncelerini temsili olarak yasama. „‟kendini başkasının yerine koyma‟‟
Acıları, sevinçleri paylaşma,‟‟vb ifadesi ile kastedilen şey. Bu haliyle hem bilişsel
hem de duygusal bir süreçtir ve kişinin kendini karsısındakinin durumunda hayal
etmesiyle, kendi benzer deneyimlerini hatırlamasıyla gerçekleşir. Empati ayrıca bu
duygu ve düşünce paylaşımına uygun tepkileri de üretir (Budak, 2009:249).
19
Günümüzdeki empati anlayışının, 1970‟li yılların empati anlayışıyla
paralellik gösterdiği görülmektedir. Konuya ilişkin yeni tanımlar ve yeni araştırmalar
yapıldıkça kavramın yeni boyutları ortaya çıkmaktadır ve çıkacaktır. Örneğin Ivey
(1987), empati kurmada kültürün önemine değinmektedir. Ayrıca kurulan empatinin
karsıdaki kişiye iletilmesi süreci de, empatinin yeni boyutlarından biridir (Karabağ,
2003:23).
2.2. Empati Ġle Ġlgili YaklaĢımlar
Empatiyi açıklama da başlıca üç görüş mevcuttur. Bunlar; Çıkarsama
Kuramı, Rol Oynama Kuramı, Heyecan Yayılması Olarak empatidir. (Erken, 2009:
54–55).
2.2.1. Çıkarsama Kuramı
Bir insanı anlamanın, onun ortaya koyduğu fiziki ifade tarzlarını
yorumlanmasıyla mümkün olacağını açıklar. Bireyler kendi iç yaşantılarındaki
duygu, düşünce ve heyecanlarına, beden yapısının duruş, sekil ve hareketlerinin,
kaslarının gerginlik veya gevşekliğinin de eşlik ettiğini fark ederler. Böylece fiziki
ifadeler, iç yaşantıların bir işareti olarak yorumlanır. Bireyler, başka bir insanda aynı
fiziki ifadeleri gördükleri zaman, kendi yaşantılarından hareketle, o bireyde de aynı
içsel yaşantıların olduğunu düşünürler. Kısaca, bireyler dış görüntüleri ile iç
yaşantıları arasında kurduğu bağı, başkalarına da atfetmekte ve genelleştirmektedir.
Çıkarsama yaklaşımında, empati “bir kimsenin kendi motiflerini, duygularını ve
davranışlarını başkalarına atfetmesi” biçiminde açıklanmakta, bu kavram bir çeşit
başkalarına yüklenen yansıtma olarak ele alınmaktadır. Bu nedenle, bazı yazarlar,
başkalarının fiziki ifadelerini yorumlamada, taklidin önemine işaret etmişlerdir
(Erken, 2009:54–55).
2.2.2. Rol Oynama
Rol oynama yaklaşımında, empatik kabiliyetin gelişmesi çocuğun gelişimiyle
ilişkili olarak açıklanır. Çocuk, taklit kabiliyetine sahip olup, çevredeki insanları
20
davranışlarını taklit eder. Doğduktan sonra henüz bir benlik kavramı oluşmamış ola
çocuk, ilk önce annesinin ve çevresinde bulunan kişilerin davranışlarını taklit eder;
daha sonra, kendisini başkalarının yerine koyarak kendisini, başkalarının gözüyle
değerlendirir. Çocuğun bu rol almaları fiziki olup, çocuk olgunlaştıkça zihni ro
oynamaya baslar. Rol davranışları karmaşıklaşınca, genelleştirmeler yaparak
başkalarının kendisini nasıl gördüğüne, kendisine nasıl davrandığına ilişkin kavramla
oluşturur (Alver, 1998:61).
2.2.3. Heyecan Yayılması Olarak Empati
Bu yaklaşımı ortaya atan Haryy Stack Sullivan, çocuk ile annesi arasında
bulunan heyecansal bağın empati olduğun ileri sürmüştür. Empati, anne ile çocuk
arasında bir bildirişim sağlamaktadır. Sullivan‟a göre, empatinin en çok önemli
olduğu dönem, muhtemelen çocuğun ilk 6. ayı ile 27. ayı arasındaki devredir. Bu
yaklaşıma göre, başka birinin heyecanını yakalayıp, bu heyecanı kendimizde
yaşadığımız zaman empati kurulur. Örneğin gülen bir çocuk bizi de güldürür. Korkan
bir insanın durumu, bizde de korku yaratır. Bu etkileşim sonucunda yani bir
başkasının heyecanını yakalayıp da kendimizde ifade ettiğimizde karşımızdaki
kişiyle empati kurulmuş olunmaktadır (Akbulut, 2010: 42).
2.3. Empatinin Önemi
İnsanlar kendileriyle empati kurulduğunda anlaşıldıklarını ve kendilerine
değer verildiğini hissetmektedirler. Diğer insanlar tarafından anlaşılmak ve önem
verilmek ise bireyi rahatlatmakta ve kendisini iyi hissetmesini sağlamaktadır.
Empati, sadece kendisiyle empati kurulana yararı olan bir etkinlik değildir; empati,
empatiyi kuran kişi için de önemli olmaktadır. Empatik becerileri yüksek olan
kişilerin çevreleri tarafından sevilme olasılıkları yüksektir (Alisinanoğlu ve Köksal,
2000, s.11).
Özellikle teknolojik alanda yaşanan değişimlere, ayak uyduran toplumlar
varlıklarını sürdürmekte, ayak uyduramayan toplumlar yok olmaktadırlar. Böylesi
var olma ilişkilerinin yaşandığı bir toplumsal yapı içerisinde eğitime önem verilmeye
başlanmıştır. Eğitim ile düşünen, sorgulayan, üreten, araştıran, tartışan bireyler
21
yetiştirilmektedir. Bu süreçte etkili bir iletişimin kurulması çok önemlidir. Etkili
iletişimin kurulmasında ise empati çok önemli bir yere sahiptir. Günlük yaşamın
hemen her kesiminde empatik anlayış insanları birbirine yaklaştırmakta, iletişimi
kolaylaştırmaktadır (Öztürk, 1993, s.142)
Yapılan araştırmalara göre, yardıma ihtiyacı olan kişilere, bu kişilerle empati
kuranlar, kurmayanlara oranla daha fazla yardımda bulunmuşlardır. Bu sonuç,
başkaları ile empati kuranların onlara yardım etme ihtimallerinin arttığını
göstermektedir (Dökmen, 1997, s.145) Empatik becerisi gelişmiş olan toplumlarda
şu özellikler görülmektedir (Dökmen, 2004, s.209-211):
 Ana-baba, yetişkin ve çocuk rolleri, birbirleriyle kaynaşmış halde,
yetişkinin koordinatörlüğü altında sergilenmektedir.
 Doğallık bastırılmamıştır.
 Kişinin aklına önem verilmektedir.
 Yaratıcılık teşvik edilmektedir.
 Deneye ve gözleme önem verilmekte, hazır bilgiler test edilmeden
kullanılmamakta,
sınama-yanıma
yoluyla
öğrenme
tercih
edilmektedir.
 Kişilerin bizzat düşünmeleri, akıl yürütmeleri önemli olmakta; kendi
aklına güvenen kişi gerektiğinde bir uzmana başvurmakta, uzmanın
önerilerini ise yine aklıyla irdelemektedir.
 Topluma ve kişinin özerkliğine verilen önem dengeli bir şekilde
verilmektedir.
 Bireyselleşme esastır.
 İş
ilişkilerinde
önemli
olan
hiyerarşi,
özel
yaşamda
derin
duygular
gözetilmemektedir.
 Üst
düzeyde
empati
kurulabilmekte,
paylaşılabilmektedir.
 Kişiler, sahip oldukları özellikler arasında ayırım yapmaktadırlar.
22
 Yaşamda grilerin varlığı kabul edilmektedir.
 Her insanın iyi ve kötü yanları bulunabilmektedir.
 Kapsam biçimden önemli olmaktadır.
 Doğallık
esastır;
gereksiz
süsün
anlamı
örtmesine
izin
verilmemektedir.
 Açık iletişim, doğrudan söyleme önemlidir.
 Sosyal gerçek bütün bütüne reddedilmemekte; ancak bu ikisi
çeliştiğinde fiziksel gerçek tercih edilmektedir.
 İş ilişkilerinde, işin kendisi önemlidir; hiyerarşi, işin iyi yapılması için
bir araçtır.
 Annelerin ve babaların görevi, çocuklara rehberlik etmektir.
 Rol uyumu bulunmaktadır.
 Çevreyle bütünleşmek, empati kurmak, bitkiler ve hayvanlar dahil
olmak üzere çevreyi korumak ve yarına ulaştırmak, doğal olana zarar
vermemek gerekmektedir.
Empati insanlardaki merhamet duygularını harekete geçiren bir etkiye
sahiptir. İnsanlara veya hayvanlara davranışlarımızda etkili bir role sahip olmaktadır.
Bazı araştırmacılar, empati ile hayvanlara yaklaşım ve hayvanlara işkence etme
davranışı arasında arabulucu ve bütünleştirici bir rol olduğunu bulmuşlardır. Aynı
zamanda empati, saldırganlık davranışında azaltıcı bir etkiye sahiptir. Kişilerin,
kendilerini başka bir canlının (insan, hayvan, bitki) yerine koyarak, saldırgan
tutumlarını azaltmaları beklenmektedir (Ekinci, 2009, s.21).
2.4. Empatinin BileĢenleri
Empati araştırmacılar tarafından çeşitli kategorilere ayırmıştır. Empatinin üç
ana bileşene modeline göre ise empatik tepki: Başkasının duygusal durumunu teşhis
edebilme yeteneği, bir başkasının bakış açısını kabul edebilme veya rolünü alabilme
kapasitesi, paylaşılan bir duygusal tepkinin anımsanmasıdır. Benzer şekilde
23
Hofmann (1979) da empatinin bilişsel, duygusal ve güdüsel olmak üzere üç bileşeni
olduğundan söz etmektedir (Hofmann‟dan aktaran Satılmış, 2012, s.22).
2.4.1. BiliĢsel Empati
Empati; bilişsel açıdan, başkalarının düşüncelerini, niyetlerini, ihtiyaçlarını,
duygularını vb. anlamaktan oluşan bilişsel bir süreçtir. Bilişsel empatide, diğerinin
duygularını yaşamak yerine bu duyguların bilişsel olarak anlaşılması söz konusudur.
Bilişsel empati bireyin karşısındaki kişiyle aynı duyguları yaşamadan onun
duygularını anlayabilmesidir. Empatinin bu bileşeni dikkatli gözlemi ve düşünmeyi
gerektirmektedir. Karşısındaki kişinin duygularını, düşüncelerini hem sözel hem de
sözel olmayan ipuçları yoluyla anlama becerisini içermektedir (Goldstein ve
Michaels, 1985, Aktaran: Yılmaz, 2003, s.25).
2.4.2. Duygusal Empati
Genellikle kişinin ses tonu ya da yüz ifadesi gibi bazı uyarıcılar, karşıdaki
kişinin duygusunu doğru bir şekilde hissedebilmede ve duruma uygun tepkiler
vermede yardımcı olan ipuçlarıdır. Ancak bu ipuçlarının yeteri kadar belirgin
olmadığı durumlarda, kişinin duygusunu hissetmekte ve duruma uygun tepkiyi
vermekte zorlanabilir. Bu durumda da devreye perspektif alma, yani olaylara
diğerinin bakış açısından bakabilme becerisi devreye girmektedir. Duygusal empati
diğerlerinin hissettiklerini paylaşmayı içermektedir. Duygusal empati, karşıdaki
kişinin yaşantısına duygusal olarak tepki verme, diğerinin duygularını hissetme
olarak ifade edilmektedir.
Dökmen‟ e (1996: 137) göre karşımızdakinin rolüne girerek karşımızdakinin
ne düşündüğünü anlamamız bilişsel nitelikli bir etkinliktir, karşımızdakinin
hissettiklerini aynen hissetmemiz duygusal nitelikli bir etkinliktir. Bilişsel rol alma
da duygusal rol almanın ön koşuludur.
2.4.3. Algısal BileĢen
Algısal empatinin, bilişsel ve duyuşsal empati kapasitelerinin gelişimi için
gerekli bir unsur olduğu kabul edilmektedir (Ünal, 2003, s.8). Empatinin algısal
bileşeni, bireyin bir başkasının duygularıyla ilgili deneyimde ilk adımdır. Empati
24
kuracak kişi ilk önce diğerinin ifade ettiği hareketlere, jest ve mimiklere, yüze,
sözlere, ses tonuna, içeriğe, zamanlamaya ilişkin tüm bilgileri algılamakta, sonrada
bunlar üzerinde empatinin duygusal ve bilişsel süreçlerini yaşamakta ve bildirişim
aşamasına geçmektedir (Goldstein ve Michaels, 1985, Aktaran: Öner, 2001, s.32).
2.5. Empati Ġle KarıĢtırılan Kavramlar
2.5.1. Sempati Kavramı
Sempati ile empati kavramı genellikle birbiri ile karıştırılmaktadır. Bunun
sebebi ise, her ikisinin de başkalarının duygusal yaşantıları karşısında gösterilen
tepki
biçimlerinden
kaynaklanmaktadır.
Eski
Yunancadaki
“sympatheia”
kelimesinden (syn, ile; pathos, acı çekme anlamına gelmektedir) İngilizceye
“sympathy” olarak aktarılan terimin kelime anlamı “birisiyle beraber acı çekme”
anlamına gelmektedir (Karabag, 2003: 27).
Geçmişte olmuş veya su anda bizim dışımızda gerçekleşmekte olan bir şeyle
ilgili ortak bir duyguyu paylaşıyoruz. Her hangi bir köprü kurma duygusu
bulunmuyor. Ancak sempati yaşantısı diğer bir kişiyle basitçe bir fikir birliği içinde
olmaktan daha güçlüdür (Sezer ve Damar, 2005:79). Empatide diğer bireyin
duygusal yaşantısına katılmakla birlikte o bireyi anlamak ve onun yaşantısındaki
çarpıcı bazı noktaları algılayabilmek yer alır. Sempatide ise başkalarının duygularına
katılma söz konusudur. Sempatide, sempati duyan bireyin yaşantıları yer almaktadır.
Empatide ise empati kuran birey kendi istek ve yönelimlerinden uzakta
kalmaya çalışarak kendini bir anlamda empati kurulan kimseye verir. Empati de,
sempati de öznel anlamaya yöneliktir. Ancak empatide, empati kurulan kişinin
öznelliği söz konusudur. Empati ise sempatiye göre daha kompleks bir süreçtir.
Empati sürecinde kendimizi karsımızdakinin yerine koymak, onun duygu ve
düşüncelerini anlamak ve bunu ona iletmek esastır. Aynı zamanda bu iki süreç,
empati ve sempati duyulan kişinin içinde oluşturduğu duygular açısından da
farklılaşırlar. Sempati duyulan bir kişi benzer eğilim ve amaçlara sahip olmaktan
dolayı bir gruba ait olduğunu, empati durumunda ise diğer kişi tarafından
anlaşıldığını hisseder. Bu nedenle sempati daha çok sosyal etkileşim ortamlarında,
25
empati ise yüz yüze ve birebir ilişkinin olduğu durumlarda daha yoğun yaşanır
(Duru, 2002:56).
Wispe‟ye (1986) göre, bir başkasının teselli edilmesi gereken durumunun
abartılı farkındalığı sempati; kendi kendinin farkında olan kişinin, bir başkasının
sübjektif perspektifini anlaması ise empatidir. Sempatinin tanımında rol oynayan
temel unsurlardan biri, başkalarının duygularına artan bir hassasiyettir. Yani sempati,
bir başkasının durumuna içsel tepki göstermeyi ve o durumu temsil etmeyi birlikte
içerir (Wispe, 1986; Akt: Karabağ, 2003:27–28).
2.5.2. Ġçtenlik Kavramı
İçtenlik, empatinin sadece ön şartlarından biridir. Empati ve içtenlik
kavramları iç içedir. Empatik anlayış bireyin karsısındakinin iç dünyasına katılarak
bunu kendi içinde yapması; içtenlik ise bunu gerçekleştirirken aynı zamanda kendi
yaşantısını da anlayabilmesi için gayret göstermesidir (Yurttas, 2001: 13)
Empati ve içtenlik kavramları birbirleriyle yakın ilişki durumundadırlar. Öyle
ki, empatik anlayış terapistin danışanın iç dünyasına girerek bunu kendi içinde
yasaması; içtenlik ise bunu yaparken aynı zamanda kendi yaşantısını algılamak için
de çaba sarf etmesidir. İçtenlik ve empati, sempati ve empatide olduğu gibi
birbirlerini dışlamamakta, hatta tamamlamaktadırlar (Akkoyun, 1982: Akbulut,
2010: 40).
2.5.3. Sezgisel Tanı Kavramı
Empati ve sezgisel tanı hemen hemen birbirlerinin karşıtıdırlar. Sezgisel tanı,
bir kimsenin gereksinim ve yönelimlerini ortaya çıkarma, çözümleme ve düzenleme
yeteneği ile ilgilidir. Burada bir yaşantıyı gözleme ve gözleneni yorumlama söz
konusudur. Doğrudan doğruya bir değerlendirme amaçlanmaktadır. Oysa empatide
her türlü değerlendirmeden kaçınılmaktadır (Akkoyun, 1982, Akt. Erken 2009: 58 ).
Davranışı gözlemek ve yorumlamak, o kişinin duygu ve düşüncelerini
anlamak için yeterli görünmemektedir. Ayrıca yorumlamada kişiyi etiketleme de
olabileceğinden, sezgisel tanı empatik anlamanın ötesinde ilişkiyi engelleyici rol
26
oynamaktadır. Dolayısıyla etiketleme ve yorumlama açılarından sezgisel tanı
empatiden farklıdır (Atasalar, 1996:15).
2.5.4. ÖzdeĢim Kavramı
Bir kişinin birçok yönleri ile bir başka kişiye benzemesi yoluyla gerçeklesen,
otomatik, bilinç dışı isleyen zihinsel bir süreçtir. Bir kişinin uyumsal ya da
savunmacı tepki biçimi, genellikle sevilen, beğenilen ya da korkulan bir kişi ile
özdeşimine bağlanır. Özdeşim aracılığı ile bir kişi, özdeşim yaptığı kişiden arzuladığı
gereksinimleri konusunda doyurucu şekilde yardım alabilir (Gülseren, 2001:139).
Benzer yönleri olmakla birlikte, özdeşim empatiden farklıdır. Özdeşimde karsıdaki
kişinin durumunu anlamakla kalmayıp bunu hissetmeye devam etmek temel
farklılıklardandır. Empatide ise böyle bir süreklilik söz konusu değildir (Gülseren,
2001:140).
Özdesim kurmanın, bireyin kendi biricik kimliğinin farkında olmadığı ve
dünyada olmak için bir yol aradığı durumlarda olma olasılığı daha fazladır. Özdeşim
kurmanın aşırı durumlarında diğer kişinin veya grubun adetleri, töreleri bireyin
egosunun yerine geçer. Bu durumda tapma, tapınma (cult) davranışı gelişebilir
(Sezer ve Damar, 2005:79-80).
Empati ve özdeşim kavramları da birbirlerinden farklı kavramlardır.
Özdeşleşmede, kişi kendisini karsısındakinin yerine koymaktan çok kendini onunla
bir sayma eğilimindedir. Empatide ise iki ayrı kişilik, iki ayrı benlik birlikte var
olmaktadır (Rehber, 2007:11–12).
Empati bir bireyin başka bir bireyin duygularını anlamak iken, özdeşleşme
diğer bir insan gibi hissetme ve onun gibi davranmadır (Kuzgun, 2006:109).
2.6. Empatik Tepki Basamakları
Farklı durumlar karşısında verilebilecek tepkilerin, en kalitesizden en
kaliteliye doğru basamaklar şeklinde sıralanmasıdır. Hammond ve arkadaşlarının
ortaya koydukları basamaklar en tanınmışlarıdır. (Dökmen, 2008: 173)
27
ġekil 2.1. Aşamalı Empati Sınıflaması
Dökmen (2012: 175) bu üç temel empati basamağını içerecek biçimde on alt
empati basamağı meydana getirmiştir. Bu basamaklar sırasıyla en kalitesiz empatik
basamaktan en kaliteli empati basamağına dek çıkmaktadır. Bu basamaklar ise
aşağıdaki gibi sınıflandırılmıştır:
Senin problemin karsısında baĢkaları ne düĢünür, ne hisseder: Bu
basamakta empati kurmaya çalışan kişi, birtakım genellemeler yapar, felsefi
görüşlere, atasözlerine başvurabilir; dinlediği soruna ilişkin olarak genelde toplumun
neler hissedebileceğini dile getirir; sorununu anlatan kişiyi toplumun değer yargıları
açısından eleştirir.
EleĢtiri: Dinleyen kişi, sorununu anlatan kişiyi kendi görüşleri açısından
eleştirir, yargılar.
Akıl Verme: Karsıdakine akıl verir, ona ne yapması gerektiğini söyler.
TeĢhis : Kendisine anlatılan soruna ya da sorunu anlatan kişiye teşhis koyar;
örneğin “Bu durumun sebebi toplumsal baskılardır, ” ya da “Sen bunu kendine fazla
dert ediyorsun, ” der.
Bende de var: Kendisine anlatılan sorunun benzerinin kendisinde de
bulunduğunu söyler; “Aynı dert benim de basımda” diyerek kendi sorununu
anlatmaya baslar.
Benim duygularım: Dinlediği sorun karsısında kendi duygularını sözle ya da
davranışla ifade eder; örneğin “Üzüldüm” ya da “Sevindim” der.
28
Destekleme: Karsısındaki bireyin sözlerini tekrarlamadan, onu anladığını,
desteklediğini söyler.
Soruna eğilme: Kendisine iletilen soruna eğilir, sorunu irdeler, sorunla ilgili
sorular sorar.
Tekrarlama: Kendisine iletilen mesajı (sorunu), gerektiğinde mesaj
sahibinin kullandığı bazı kelimelere de yer vererek özetler; yani dinlediği mesajı
kaynağına yansıtmış olur; bu arada dinlediği kişinin yüzeysel duygularını da
yakalayarak yansıttığı bu mesaja ekler.
Derin duyguları anlama: Bu basamakta empati kuran kişi, kendisini empati
kurduğu kişinin yerine koyarak, onun açıkça ifade ettiği ya da etmediği tüm
duygularını, ona eşlik eden düşüncelerini fark eder ve bu durumu ona ifade eder.
Yukarıdaki basamaklardan 1. basamak Onlar Basamağına, 2. , 3. , 4. , 5. Ve
6. basamaklar Ben Basamağına, 7. , 8. , 9. ve 10. basamaklar ise Sen Basamağına
ilişkindir (Dökmen, 2012: 176).
2.6.1. Onlar Basamağı
Bu basamakta tepki veren bir kişi, karsısındaki kişinin kendisine anlattığı
sorun üzerinde düşünmez; sorun sahibinin duygu ve düşüncelerine dikkat etmez; bu
soruna ilişkin olarak kendi düşünce duygularından söz etmez. Sorunu dinleyen kişi,
sorun sahibine öyle bir geribildirim verir ki, bu geribildirim, o ortamda bulunmayan
üçüncü şahısların (toplumun) görüşlerini dile getirmektedir. Bu basamakta tepki
veren kişi, bir takım genellemeler yapar, atasözleri kullanır. Örneğin, parasını israf
ettiği için yakınan bir kişiye „‟Ayağını yorganına göre uzat,‟‟ denirse, Onlar
Basamağında bir empatik tepki verilmiş olur. Bu sözlerle yalnızca toplumun bu
konuya ilişkin görüsü yansıtılmaktadır (Dökmen, 2008:173)
2.6.2. Ben Basamağı
Bu basamakta empatik tepki veren kişi benmerkezcidir. Karşısındaki kişinin
anlattıklarıyla ilgilenip, duygu ve düşüncelerini anlamak yerine eleştiride bulunup,
akıl verir ve bazen karşısındaki kişinin sorunları ile ilgilenmek yerine kendinden
bahseder. (Karamuk 2015: 10).
29
2.6.3. Sen Basamağı
Sen basamağı, empatik tepki veren bir birey, kendisine sorununu ileten
bireyin rolüne girer, olaylara o bireyin bakış açısıyla bakar. Daha doğrusu kendisine
yöneltilen sorun karsısında, kendisinin veya toplumun düşüncelerini dile getirmez,
tamamen diğer bireyin düşünceleri ve duyguları üzerinde yoğunlaşarak, o bireyin ne
hissettiğini ve düşündüğünü anlamaya gayret gösterir (Dökmen, 2012: 175).
2.6.4. Biz Basamağı
Birbirleriyle empatik tepki veren iki kişi, belirli bir olay karşısında
birbirlerinin ne düşüneceklerini, nasıl tavır alabileceklerini; olay karşısında
birbirlerinin neler hissedebileceklerini doğru tahmin edebilir ve gerektiğinde
birbirlerine yardım edebilirler. Bu aşamada artık empatiden ziyade sempati söz
konusu olmaktadır. (Yeşilkayalı 2015: 44)
30
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ARAġTIRMANIN YÖNTEMĠ
Bu bölümde araştırmada izlenen yöntem, araştırma modeli, evren ve
örneklem, veri toplama araçları, veri toplama yöntemi ve veri çözümleme yöntemi
açıklanmıştır.
3.1. AraĢtırmanın Modeli
Bu araştırma halen Karaman Adliyesinde çalışmakta olan Hakim, Savcı,
Müdür, Zabıt Katibi, Mübaşir, Hizmetli ve diğer personel (Bilgi İşlem Şefi, 657/4-c
Personeli, Veznedar, Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni, Emanet Memuru vb.)'in
empatik eğilimlerinin karşılaştırılması ve bu eğilimlerin çeşitli değişkenler açısından
farklılaşıp farklılaşmadığını tespit etmeyi amaçlayan ilişkisel tarama modelinde
betimsel bir çalışmadır.
Tarama modellerinde, araştırmaya konu olan olay, birey ya da nesne, kendi
koşulları içinde olduğu gibi tanımlanmaya çalışılır (Karasar, 2006: 77). Betimsel
yöntemi kullanan araştırmalar; olayların, objelerin, varlıkların, kurumların gurupların
ve çeşitli alanların “ne” olduğunu inceleyen, değişkenler arasındaki ilişkileri
belirleyen araştırmalardır (Wiersma, 1995; McMillan ve Schumacher, 2001).
Araştırmada ilişkisel tarama modellerinden karşılaştırma yöntemi kullanılmıştır.
Araştırmada veriler envanterler aracılığıyla toplanmış ve elde edilen bulgular
yorumlanarak öneriler geliştirilmiştir.
3.2. Evren ve Örneklem
Araştırmanın evrenini Karaman Adliyesinde çalışmakta olan Hakim, Savcı,
Müdür, Zabıt Katibi, Mübaşir, Hizmetli ve diğer personel (Bilgi İşlem Şefi, 657/4-c
Personeli, Veznedar, Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni, Emanet Memuru vb.)'den
oluşmaktadır.
Araştırmanın örneklemini ise Karaman Adliyesinde görev yapan ve tesadüfü
örnekleme yolu ile seçilen 78 kamu personeli oluşturmaktadır.
31
Tablo 3.1. Katılımcıların Cinsiyet, Medeni Durum, Unvan, Unvanda Çalışma Süresi,
Eğitim Düzeyi, Yabancı Dil Düzeyi, Gazete Okuma Durumuna Göre Frekans ve
Yüzde Dağılımları
DEĞĠġKENLER
Cinsiyet
Unvan
Unvanda ÇalıĢma
Süresi
Eğitim Düzeyi
Yabancı Dil
Düzeyi
f
%
Kadın
18
23,1
Erkek
60
76,9
Evli
58
74,4
Bekâr
20
25,6
18-24 Yaş
10
12,8
25-31 Yaş
16
20,5
32-38 Yaş
27
34,6
39 ve Üzeri Yaş
25
32,1
Yönetici - Müdür
15
19,2
Zabıt Katibi
42
53,8
Hizmetli - Mübaşir
3
3,8
Diğer Personel
18
23,1
0-3 Yıl
16
20,5
4-7 Yıl
20
25,6
8-11 Yıl
27
34,6
12 Yıl ve Üzeri
15
19,2
İlkokul-Ortaokul
2
2,6
Lise
15
19,2
Yüksekokul
26
33,3
Üniversite
35
44,9
Çok Az
41
52,6
Az
17
21,8
Orta
15
19,2
Medeni Durum
YaĢ
Katılımcı Sayısı
32
Gazete Okuma
Durumu
Toplam
İyi
5
6,4
Okumam
1
1,3
Ara Sıra Okurum
12
15,4
Okurum
42
53,8
Sürekli Okurum
23
29,5
Toplam
78
100
Tablo 3.1‟de görüldüğü üzere adli personelin; cinsiyet, medeni durum, unvan,
unvanda çalışma süresi, eğitim düzeyi, yabancı dil düzeyi, gazete okuma durumu
değişkenleri ele alınmıştır. Araştırmaya katılan adli personelin %23,1‟i kadın,
%76,9‟u erkektir. Medeni durumlarına göre, personelin %74,4‟ü evli, %25,6‟sı ise
bekârdır.
Yaş değişkenine göre adli personelin; 12,8‟i 18-24 yaş aralığında, % 20,5‟i
25-31 yaş aralığında, % 34,6‟sı 32-38 yaş aralığında ve % 32,1‟i de 39 ve üzeri yaşa
sahiptir. Unvan durumuna göre adli personelin; %19,2‟si yönetici - müdür, % 53,8‟i
zabıt katibi, % 3,8‟i hizmetli – mübaşir, %23,1‟s ise diğer personel (bilgi işlem şefi,
657/4-c personeli, veznedar, veri hazırlama ve kontrol işletmeni, emanet memuru
vb.) olarak görev yapmaktadır.
Unvanda çalışma süresi değişkenine göre personelin; % 20,5‟i 0-3 yıl, %
25,6‟sı 4-7 yıl, % 34,6‟sı 8-11 yıl, % 19,2‟si de 12 yıl ve üzeri mesleki kıdeme
sahiptir. Katılımcıların eğitim düzeylerine bakıldığında katılımcıların; % 2,6‟sı
ilkokul veya ortaokul, % 19,2‟si lise, % 33,3‟ü yüksekokul ve % 44,9‟u üniversite
düzeyinde eğitime sahiptir. Katılımcıların yabancı dil düzeyi dikkate alındığında; %
52,6‟sının çok az düzeyde, % 21,8‟inin az düzeyde, % 19,2‟sinin orta düzeyde ve %
6,4‟ünün ise iyi düzeyde yabancı dil bilgisine sahip oldukları anlaşılmaktadır. Gazete
okuma durumu değişkeni ele alındığında ise adli personelin; % 1,3‟ünün gazete
okumadığı, % 15,4‟ünün ara sıra gazete okuduğu, % 53,8‟inin gazete okuduğu ve %
29,5‟inin de sürekli gazete okuduğu sonucuna ulaşılmıştır.
33
3.3. Veri Toplama Yöntemi
Ölçek uygulama izni (Ek-1) alınarak Karaman İli Merkez Adliyesinde görevli
78 adli personele “Kişisel Bilgi Formu” ve “Empatik Eğilim Ölçeği” (Ek-2) olmak
üzere iki bölümden oluşan ölçek araştırmacı tarafından uygulanmıştır.
3.3.1. Veri Toplama Araçları
Araştırmada veri toplama aracı olarak “Kişisel Bilgi Formu” ve “Empatik
Eğilim Ölçeği” kullanılmıştır.
3.3.1.1. KiĢisel Bilgi Formu
Kişisel bilgi formu adli personel tarafından doldurulan ve personelin
özellikleri hakkında bilgi edinmeyi amaçlayan, araştırmacı tarafından literatür
incelenerek hazırlanmış bir formdur. Adli personelin; cinsiyet, unvan, unvanda
çalışma süresi, eğitim düzeyi, yabancı dil düzeyi, gazete okuma durumu hakkında bu
form aracılığıyla bilgi alınmaya çalışılmıştır.
3.3.1.2. Empatik Eğilim Ölçeği
Empatik beceri, sosyal yaşamda hem kişiler arası iletişim kurmada hem de
özellikle toplumsallaşma aşamasında öğrencilerin edinmesi gereken önemli bir
kişilik özelliğidir. Bu özelliği ölçmek için ülkemizde Dökmen (1988) tarafından iki
ayrı ölçek geliştirilmiştir, Bunlardan biri “Empatik Beceri”, diğeri ise “Empatik
Eğilim Ölçekleri”dir. Empatik Eğilim Ölçeği kişilerin günlük yaşamda empati kurma
potansiyellerini ölçmek amacıyla geliştirilmiştir. Likert tipi beşli dereceleme ölçeği
şeklinde yanıtlanan ölçekte yanıtlar “tamamen aykırı”dan “tamamen uygun”a doğru
değişmektedir. Araçta yer alan; 3, 6, 7, 8, 11, 12, 13 ve 14. maddeler negatif ifadeler
olup, ters puanlanmaktadır. Normal ve ters maddelerden alınan toplam puan kişinin
empatik eğilim puanını verir. Testten alınabilecek en düşük puan; 1x20=20 iken en
yüksek puan ise 5x20=100‟ dür. Puanın yüksek olması, empatik eğilimin yüksek
olduğu, düşük olması ise empatik eğilimin düşük olduğu anlamına gelmektedir.
Empatik Eğilim Ölçeği, Dökmen (1988) tarafından 70 kişilik bir öğrenci
grubuna üç hafta arayla iki defa uygulanmış, bu iki uygulamadan elde edilen testin
34
tekrarı güvenirlik katsayısı 0.82 olarak bulunmuştur. Testi yarılama yöntemiyle
öğrencilerin ölçeğin tek ve çift maddelerinden aldıkları puanlar arasındaki
korelasyon katsayısı ise 0.81‟ dir. Ölçeğin geliştirilmesinde geçerlik kanıtı olarak, bu
ölçekten alınan puanlar ile “Edwards Kişisel Tercih Envanteri‟nin “Duyguları
Anlama” alt ölçeğinden alınan puanlar arasında korelasyona bakılmıştır. Çünkü bu
alt ölçek, kendini başkalarının yerine koyma ve onların duygularını anlama ihtiyacını
ölçmeye çalışmaktadır. İki ölçüm arasındaki korelasyon 0.68 olarak bulunmuştur.
Araca ilişkin güvenirlik kanıtları ise test-tekrar test ve testi yarılama (tek-çift
numaralı maddeler) yöntemiyle elde edilmiştir. Test-tekrar test güvenirliği r=0.82
olarak saptanmıştır. Deneklerin tek ve çift maddelerden aldıkları puanlar arasındaki
korelasyon ise r=0.86‟dır (Dökmen 1988).
3.3.2. Verilerin Toplanması
Karaman İl Merkezi Adliyesinde görevli 80 adli personele anketler
araştırmacı tarafından uygulanmıştır. Geri dönen ve geçerli sayılan anket sayısı
78‟dir. Adli personele verilen ve geri dönen geçerli anket sayısı ile geri dönüş
oranları Tablo 3.2.'de gösterilmiştir.
35
Tablo 3.2. Karaman Adliyesi Personeline Verilen ve Geri Dönen Geçerli Anket
Sayıları
Sıra
No
Kurumun Adı
1
Karaman Adalet Sarayı
Verilen
Anket
Sayısı
80
Dönen Geçerli
Anket Sayısı
78
Geri
Dönme
Oranı
% 97,5
3.4. Veri Çözümleme Yöntemi
Veriler kodlanarak bilgisayar ortamında analiz edilmiştir. Verilerin
çözümlenmesinde t-testi, varyans analizi, Post Hoc testlerinden Tukey testi ile
birlikte frekans, yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma istatistik teknikleri
kullanılmıştır.
36
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
BULGULAR
Bu bölümde, Karaman Adliyesi‟nde görev yapan adli personelden anket ile
elde edilen verilerin analizleri yapılmış ve analiz sonucu elde edilen bulgulara ve
yorumlara yer verilmiştir. Araştırmada elde edilen bulgular çizelgelerde gösterilmiş
olup; yüzde, frekans, aritmetik ortalama, standart sapma, varyans analizi, t-testi
Tukey ve LSD testi sonuçları da tablolarda gösterilerek yorumları yapılmıştır.
Verilerin manidarlığı p<0,05 düzeyinde sınanmış ve sonuçlar araştırmanın
amaçlarına uygun olarak tablolar halinde sunulmuştur.
4.1. Karaman Adliyesi Personelinin Empatik Eğilim Düzeyine ĠliĢkin
Bulgular
Bu başlık altında Karaman Adliyesi‟nde çalışan Adli Personelin empatik
eğilimlerine ilişkin istatistiki değerler Tablo 4.1.‟de verilmiştir.
Tablo 4.1. Karaman Adliyesi Personelinin Empatik Eğilim Düzeyi Puanları
Empatik Eğilim Puanı
N
78
En Düşük En Yüksek
Puan
Puan
40
92
x
sd
69,448
9,171
Tablo 4.1. incelendiğinde Karaman Adliyesi‟nde çalışan personelin Empatik
Eğilim Ölçeğinden en düşük 40, en yüksek 92 puan aldıkları görülmektedir.
Ortalama ise 69,448 olarak bulunmuştur. Buna göre Karaman Adliyesi personelinin
Empatik Eğilimlerinin “kararsız” ile “oldukça uygun”
söylenebilir (5x69,448/100=3,47).
düzeyi arasında olduğu
37
4.2. Karaman Adliyesi Personelinin Empatik Eğilim Düzeylerinin ÇeĢitli
DeğiĢkenlere Göre KarĢılaĢtırılması
Araştırmanın bu bölümünde karaman adliyesinde çalışan personelin empatik
eğilimi düzeylerinde; adliyede görev yapan personelin, davranışlarına ilişkin algıları
arasında;
a. Cinsiyet
b. Yaş
c. Medeni Durum
ç. Unvan
d. Unvanda çalışma süresi
e. Eğitim Düzeyi
f. Yabancı Dil Düzeyi
g. Gazete Okuma Durumu değişkenlerine göre farklılık olup olmadığı
incelenmiştir.
Araştırmanın bu bölümünde adli personelin kişisel özelliklerine göre empatik
eğilim düzeylerinin analiz sonuçları yer almaktadır. Adli personelin, empatik eğilim
düzeylerinin cinsiyet, unvan, unvanda çalışma süresi, eğitim düzeyi, yabancı dil
düzeyi, gazete okuma durumu değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığı
araştırılmaktadır.
4.2.1. Cinsiyet DeğiĢkenine Göre Karaman Adliyesi Personelinin
Empatik Eğilim Düzeyleri
Bu bölümde Karaman Adliyesi‟nde görev yapan adli personelin, empatik
eğilim düzeylerinin cinsiyet değişkenine göre farklılık gösterip göstermediği
incelenmektedir. Cinsiyete göre adli personelin empatik eğilim düzeylerine ilişkin t
testi sonuçları Tablo 4.2.‟de verilmiştir.
38
Tablo 4.2. Cinsiyet Değişkenine Karaman Adliyesi Personelinin Empatik
Eğilim Düzeylerini Gösteren t Testi Sonuçları
Empatik
Eğilim
Ölçeği
Kadın
Erkek
N
x
SS
18
70,33
5,933
60
69,18
sd
t
P
76
0,464
.64
9,966
Tablo 4.2. incelendiğinde; adli personelin cinsiyet değişkenine göre empatik
beceri düzeyleri arasında farkın anlamlı olmadığı saptanmıştır [t(76)= 0.464, p>.05].
Cinsiyetlerin ortalamalarına bakıldığında ( xkadıa = 70,33; xerkek = 69,18) iki grubun
ortalaması birbirine yakın olmakla birlikte kadınların ortalamasının azda olsa
erkeklerin ortalamasından yüksek olduğu görülmektedir. Ancak bu farklılık anlamlı
değildir.
4.2.2. Medeni Durum DeğiĢkenine Göre Karaman Adliyesi Personelinin
Empatik Eğilim Düzeyleri
Bu bölümde Karaman Adliyesi‟nde görev yapan adli personelin, empatik
eğilim düzeylerinin medeni durum değişkenine göre farklılık gösterip göstermediği
incelenmektedir. Medeni Duruma göre adli personelin empatik eğilim düzeylerine
ilişkin t testi sonuçları Tablo 4.3.‟te verilmiştir.
Tablo 4.3. Medeni Durum Değişkenine Karaman Adliyesi Personelinin
Empatik Eğilim Düzeylerini Gösteren t Testi Sonuçları
Empatik
N
x
SS
Eğilim
Evli
58
69,275
9,7635
Ölçeği
Bekâr
20
69,950
7,3875
sd
t
P
76
-,282
.77
Tablo 4.3. incelendiğinde; adli personelin medeni durum değişkenine göre
empatik beceri düzeyleri arasında farkın anlamlı olmadığı saptanmıştır [t(76)= 0.282, p>.05]. Medeni durum ortalamalarına bakıldığında ( xevli = 69,27; xbekar =
69,95) iki grubun ortalaması birbirine yakın olmakla birlikte bekar personelin
ortalamasının azda olsa evli personelin ortalamasından yüksek olduğu görülmektedir.
Ancak bu farklılık anlamlı değildir.
39
4.2.3. Unvan DeğiĢkenine Göre Karaman Adliyesi Personelinin Empatik
Eğilim Düzeyleri
Bu bölümde Karaman Adliyesi‟nde görev yapan adli personelin, empatik
eğilim düzeylerinin unvan değişkenine göre farklılık gösterip göstermediği
incelenmektedir. Sahip olunan unvana göre adli personelin empatik eğilim
düzeylerine ilişkin aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri Tablo 4.4.‟te
verilmiştir.
Tablo 4.4. Unvan Değişkenine Karaman Adliyesi Personelinin Empatik
Eğilim Düzeyleri İçin Aritmetik Ortalama ve Standart Sapma Değerleri
Empatik Eğilim
Ölçeği
Sahip Olunan Unvan
N
x
SS
Yönetici-Müdür
15
72,733
9,223
Zabıt Katibi
42
69,857
7,162
Hizmetli-Mübaşir
3
69,000
10,000
Diğer
18
65,833
12,315
Toplam
78
69,448
9,171
Tablo 4.4.‟e göre, unvana göre empatik eğilim düzeyinde en yüksek ortalama,
72,733 ile yönetici-müdürlere aittir. En düşük ortalama ise diğer personele aittir.
Personelin empatik eğilim düzeyleri arasındaki bu farklılığın anlamlı olup olmadığını
incelemek için Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) yapılmış ve sonuçları Tablo
4.5.‟te verilmiştir.
Tablo 4.5. Unvan Değişkenine Karaman Adliyesi Personelinin Empatik
Eğilim Düzeyleri Arasındaki Farklar İçin Tek Yönlü Varyans Analizi
Empatik
Eğilim
Ölçeği
Varyansın
Kaynağı
Gruplar arası
Kareler
Toplamı
sd
Kareler
Ortalaması
404,71
3
134,906
Gruplar içi
6072,57
74
82,062
Toplam
6477,29
77
F
P
1,644
,187
40
Tablo 4.5.‟te unvan değişkenine göre Karaman Adliyesi personelinin Empatik
Eğilim Düzeyi puanları için yapılan tek yönlü varyans analizi (ANOVA) sonuçları
yer almıştır. Unvan değişkeni açısından yapılan varyans analizinde istatistiksel
açıdan anlamlı bir farklılık yoktur (P>.05).
4.2.4. Unvanda ÇalıĢma Süresi DeğiĢkenine Göre Karaman Adliyesi
Personelinin Empatik Eğilim Düzeyleri
Bu bölümde Karaman Adliyesi‟nde görev yapan adli personelin, empatik
eğilim düzeylerinin unvanda çalışma süresi değişkenine göre farklılık gösterip
göstermediği incelenmektedir. Unvanda çalışma süresine göre adli personelin
empatik eğilim düzeylerine ilişkin aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri
Tablo 4.6.‟da verilmiştir.
Tablo 4.6. Unvanda Çalışma Süresi Değişkenine Karaman Adliyesi
Personelinin Empatik Eğilim Düzeyleri İçin Aritmetik Ortalama ve Standart Sapma
Değerleri
Empatik
Eğilim Ölçeği
Unvanda Çalışma Süresi
N
x
SS
0-3 Yıl
16
69,500
7,052
4-7 Yıl
20
74,000
8,596
8-11 Yıl
27
66,925
7,635
12 Yıl ve üzeri
15
67,866
12,500
Toplam
78
69,448
9,171
Tablo 4.6.‟ya göre unvanda çalışma süresine göre, empatik eğilim düzeyinde
en yüksek ortalama, 74,000 ile mesleki kıdemi 4-7 yıl olan personele aittir. En düşük
ortalama ise mesleki kıdemi 12 yıl ve üzeri yıl olan personele aittir. Adliyede çalışan
personelin empatik eğilim düzeyleri arasındaki bu farklılığın anlamlı olup olmadığını
incelemek için Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) yapılmış ve sonuçları Tablo
4.7.‟de verilmiştir.
41
Tablo 4.7. Unvanda Çalışma Süresi Değişkenine Karaman Adliyesi
Personelinin Empatik Eğilim Düzeyleri Arasındaki Farklar İçin Tek Yönlü Varyans
Analizi
Empatik
Eğilim
Ölçeği
Varyansın
Kaynağı
Gruplar arası
Kareler
Toplamı
sd
Kareler
Ortalaması
623,710
3
207,903
Gruplar içi
5853,585
74
79,103
Toplam
6477,295
77
F
P
2,628
,056
Tablo 4.7.‟de unvanda çalışma süresi değişkenine göre Karaman Adliyesi
personelinin Empatik Eğilim Düzeyi puanları için yapılan tek yönlü varyans analizi
(ANOVA) sonuçları yer almıştır. Unvan değişkeni açısından yapılan varyans
analizinde istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık yoktur (P>.05).
4.2.5. Eğitim Düzeyi DeğiĢkenine Göre Karaman Adliyesi Personelinin
Empatik Eğilim Düzeyleri
Bu bölümde Karaman Adliyesi‟nde görev yapan adli personelin, empatik
eğilim düzeylerinin eğitim düzeyi değişkenine göre farklılık gösterip göstermediği
incelenmektedir. Eğitim düzeyine göre adli personelin empatik eğilim düzeylerine
ilişkin aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri Tablo 4.8.‟de verilmiştir.
42
Tablo 4.8. Eğitim Düzeyi Değişkenine Karaman Adliyesi Personelinin
Empatik Eğilim Düzeyleri İçin Aritmetik Ortalama ve Standart Sapma Değerleri
Empatik
Eğilim Ölçeği
Eğitim Düzeyi
N
x
SS
İlkokul-Ortaokul
2
50,500
14,849
Lise
15
68,533
10,315
Yüksekokul
26
68,769
7,845
Üniversite
35
71,428
8,311
Toplam
78
69,448
9,171
Tablo 4.8.‟e göre eğitim düzeyine göre, empatik eğilim düzeyinde en yüksek
ortalama, 74,000 ile eğitim düzeyi üniversite personele aittir. En düşük ortalama
eğitim düzeyi ilkokul-ortaokul olan personele aittir. Adliyede çalışan personelin
empatik eğilim düzeyleri arasındaki bu farklılığın anlamlı olup olmadığını incelemek
için Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) yapılmış ve sonuçları Tablo 4.9.‟da
verilmiştir.
Tablo 4.9. Eğitim Düzeyi Değişkenine Karaman Adliyesi Personelinin
Empatik Eğilim Düzeyleri Arasındaki Farklar İçin Tek Yönlü Varyans Analizi
Empatik
Eğilim
Ölçeği
Varyansın
Kaynağı
Gruplar arası
Kareler
Toplamı
sd
Kareler
Ortalaması
879,875
3
293,292
Gruplar içi
5597,420
74
75,641
Toplam
6477,295
77
F
P
3,877
,012
* p<.05
Tablo 4.9.‟da eğitim düzeyi değişkenine göre Karaman Adliyesi personelinin
Empatik Eğilim Düzeyi puanları için yapılan tek yönlü varyans analizi (ANOVA)
sonuçları yer almıştır. Eğitim düzeyi değişkeni açısından yapılan varyans analizinde
istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık elde edilmiştir (P<.05). Anlamlı farkın hangi
gruplar arasında olduğunu tespit etmek için Post Hoc testlerinden Tukey testi
uygulanmış ve sonuçları Tablo 4.10‟da sunulmuştur.
43
Tablo 4.10. Eğitim Düzeyi Değişkenine Karaman Adliyesi Personelinin
Eğitim Düzeyi
2
50,500
İlkokul-Ortaokul
15
68,533
Lise
*
26
68,769
Yüksekokul
*
35
71,428
Üniversite
*
Üniversite
x
Yüksekokul
N
Lise
Empatik
Eğilim
Ölçeği
İlkoku
Ortaokul
Empatik Eğilim Düzeyleri Arasındaki Farklar İçin Tukey Testi
*
*
*
Farkın kaynağını tespit etmek amacıyla yapılan Tukey testi sonucunda
empatik eğilim düzeylerinde farkın eğitim düzeyi “ilkokul/ortaokul”-“lise”,
“ilkokul/ortaokul”-“yüksekokul” ve “ilkokul/ortaokul” - “üniversite” olan gruplar
arasında olduğu görülmektedir. Aritmetik ortalamalara baktığımızda en düşük
empatik eğilim düzeyi “ilkokul-ortaokul” olan gruba aittir. Empatik eğilim düzeyi
puanlarının eğitim seviyesi yükseldikçe kademeli olarak arttığı görülmektedir. Bu
sonuca göre eğitim düzeyi yükseldikçe empatik eğilim düzeyinin de arttığı
söylenebilir.
4.2.6. Yabancı Dil Düzeyi DeğiĢkenine Göre Karaman Adliyesi
Personelinin Empatik Eğilim Düzeyleri
Bu bölümde Karaman Adliyesi‟nde görev yapan adli personelin, empatik
eğilim düzeylerinin yabancı dil düzeyi değişkenine göre farklılık gösterip
göstermediği incelenmektedir. Yabancı dil düzeyine göre adli personelin empatik
eğilim düzeylerine ilişkin aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri Tablo
4.11.‟de verilmiştir.
44
Tablo 4.11. Yabancı Dil Düzeyi Değişkenine Karaman Adliyesi Personelinin
Empatik Eğilim Düzeyleri İçin Aritmetik Ortalama ve Standart Sapma Değerleri
Empatik
Eğilim Ölçeği
Yabancı Dil Düzeyi
N
x
SS
Çok Az
41
69,024
9,976
Az
17
70,529
5,304
Orta
15
72,666
7,565
İyi
5
59,600
12,012
Toplam
78
69,448
9,171
Tablo 4.11.‟de yabancı dil düzeyine göre, empatik eğilim düzeyinde en
yüksek ortalama, 72,666 ile yabancı dil düzeyi “orta” olan adli personele aittir. En
düşük ortalama ise 59,600 puan ile yabancı dil düzeyi “iyi” olan adli personele aittir.
Adliyede çalışan personelin empatik eğilim düzeyleri arasındaki bu farklılığın
anlamlı olup olmadığını incelemek için Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA)
yapılmış ve sonuçları Tablo 4.12.‟de verilmiştir.
Tablo 4.12. Yabancı Dil Düzeyi Değişkenine Karaman Adliyesi Personelinin
Empatik Eğilim Düzeyleri Arasındaki Farklar İçin Tek Yönlü Varyans Analizi
Empatik
Eğilim
Ölçeği
Varyansın
Kaynağı
Gruplar arası
Kareler
Toplamı
sd
Kareler
Ortalaması
667,551
3
222,517
Gruplar içi
5809,744
74
78,510
Toplam
6477,295
77
F
P
2,834
,044
* p<.05
Tablo 4.12.‟de yabancı dil düzeyi değişkenine göre Karaman Adliyesi
personelinin Empatik Eğilim Düzeyi puanları için yapılan tek yönlü varyans analizi
(ANOVA) sonuçları yer almıştır. Yabancı dil düzeyi değişkeni açısından yapılan
varyans analizinde istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık elde edilmiştir (P<.05).
Anlamlı farkın hangi gruplar arasında olduğunu tespit etmek için Post Hoc
testlerinden Tukey testi uygulanmış ve sonuçları Tablo 4.13‟te sunulmuştur.
45
Tablo 4.13. Yabancı Dil Düzeyi Değişkenine Karaman Adliyesi Personelinin
Empatik
Eğilim
Ölçeği
41
69,024
Çok Az
17
70,529
Az
15
72,666
Orta
5
59,600
İyi
İyi
Yabancı Dil
Düzeyi
Orta
x
Az
N
Çok
Az
Empatik Eğilim Düzeyleri Arasındaki Farklar İçin Tukey Testi
*
*
Farkın kaynağını tespit etmek amacıyla yapılan Tukey testi sonucunda
empatik eğilim düzeylerinde farkın yabancı dil düzeyi “orta” ile yabancı dil düzeyi
“iyi” olan gruplar arasında olduğu görülmektedir. Aritmetik ortalamalara
bakıldığında en yüksek puanın yapancı dil düzeyi “orta” olan gruba ait olduğu
görülmektedir. Daha sonra sırasıyla yabancı dil düzeyi “çok az” ve “az” olan gruplar
yüksek puana sahiptir. En düşük puan ise yabancı dil düzeyi “iyi” olan gruba aittir.
Bu sonuca göre kişilerin sahip olduğu iyi bir yabancı dil seviyesinin empatik eğilim
düzeyini yükseltmediği söylenebilir.
4.2.7. Gazete Okuma Durumu DeğiĢkenine Göre Karaman Adliyesi
Personelinin Empatik Eğilim Düzeyleri
Bu bölümde Karaman Adliyesi‟nde görev yapan adli personelin, empatik
eğilim düzeylerinin gazete okuma durumu değişkenine göre farklılık gösterip
göstermediği incelenmektedir. Gazete okuma durumuna göre adli personelin empatik
eğilim düzeylerine ilişkin aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri Tablo
4.11.‟de verilmiştir.
46
Tablo 4.14. Gazete Okuma Durumu Değişkenine Karaman Adliyesi
Personelinin Empatik Eğilim Düzeyleri İçin Aritmetik Ortalama ve Standart Sapma
Değerleri
Empatik
Eğilim Ölçeği
Gazete Okuma Durumu
N
x
SS
Okumam
1
70,000
-.
Arada Sıra Okurum
12
67,333
12,963
Okurum
42
69,357
7,941
Sürekli Okurum
23
70,695
9,421
Toplam
78
69,448
9,171
Tablo 4.14.‟te gazete okuma durumuna göre, empatik eğilim düzeyinde en
yüksek ortalama, 70,695 ile gazete okuma durumu “sürekli okurum” olan adli
personele aittir. En düşük ortalama ise 67,333 puan ile gazete okuma durumu “ara
sıra okurum” olan adli personele aittir. Adliyede görev yapan personelin empatik
eğilim düzeyleri arasındaki bu farklılığın anlamlı olup olmadığını incelemek için Tek
Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) yapılmış ve sonuçları Tablo 4.15.‟te verilmiştir.
Tablo 4.15. Gazete Okuma Durumu Değişkenine Karaman Adliyesi
Personelinin Empatik Eğilim Düzeyleri Arasındaki Farklar İçin Tek Yönlü Varyans
Analizi
Empatik
Eğilim
Ölçeği
Varyansın
Kaynağı
Gruplar arası
Kareler
Toplamı
sd
Kareler
Ortalaması
90,116
3
30,039
Gruplar içi
6387,179
74
86,313
Toplam
6477,295
77
F
P
,348
,791
Tablo 4.15.‟te gazete okuma durumu değişkenine göre Karaman Adliyesi
personelinin Empatik Eğilim Düzeyi puanları için yapılan tek yönlü varyans analizi
(ANOVA) sonuçları yer almıştır. Gazete okuma durumu değişkeni açısından yapılan
varyans analizinde istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık bulunamamıştır (P>.05).
47
SONUÇ VE ÖNERĠLER
İletişim, bireylerin ve örgütlerin içinde bulundukları toplumsal sistemde ve bu
sistemdeki diğer birey ve örgütlerle aralarında olması gereken uyum ve etkileşimi
sağlayan temel bir süreçtir. Bilgi ve anlayışın bir bireyden diğerine geçirilmesi süreci
olan iletişim, esas olarak insanlar arasında anlam köprüsü oluşturmaktadır. İşletme
bilim adamlarına göre iletişim, göndericiden alıcıya, gerek gönderici gerekse alıcı
tarafından anlaşılır bir şekilde bilginin aktarılması olarak tanımlanmaktadır. Bir
sosyal yapıda, haberleşme sistemine duyulan ihtiyaç açıkça bellidir. Zira iletişim,
kişilerin belirli bir yapı içerisinde anlaşmalarını temin eden bir köprü durumundadır.
Bu özelliği nedeniyle, iletişimi, bir insandan başka bir insana bilginin, duygunun,
düşüncenin ve anlayışın aktarılması süreci biçiminde tanımlamak mümkündür.
Zamanla bir sektör haline gelen iletişim bu sektörel yapısı itibariyle sürekli gelişim
ve değişimlere açık olmuştur.
Bu araştırma, Karaman Adliyesinde çalışmakta olan Hâkim, Savcı, Müdür,
Zabıt Katibi, Mübaşir, Hizmetli ve diğer personel (Bilgi İşlem Şefi, 657/4-c
Personeli, Veznedar, Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni, Emanet Memuru vb.)'nin
empatik eğilim düzeylerinin belirlenmesi ve çeşitli değişkenlere göre bu eğilimlerin
farklılaşıp farklılaşmadığını tespit etmeyi amaçlayan ilişkisel tarama modelinde
betimsel bir çalışma olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın evrenini Karaman Adli
personeli, örneklemini ise tesadüfü örnekleme yolu ile seçilen ve bu kurumda çalışan
78 kamu personeli oluşturmaktadır. Araştırmada veriler, “Kişisel Bilgi Formu” ve
“Empatik Eğilim Ölçeği” aracılığıyla toplanmış ve elde edilen bulgular
yorumlanarak öneriler geliştirilmiştir. Veriler paket program ile bilgisayar ortamında
analiz edilmiştir. Verilerin çözümlenmesinde t-testi, varyans analizi, Post Hoc
testlerinden Tukey testi ile birlikte frekans, yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma
istatistik teknikleri kullanılmıştır.
Araştırma sonunda Karaman Adliyesi‟nde çalışan personelin Empatik Eğilim
Ölçeğinden en düşük 40, en yüksek 92 puan aldıkları görülmektedir. Araştırma
sonuçlarına göre ortalama empatik eğilim puanı ise 69,448 olarak bulunmuştur. Buna
göre Karaman Adliyesi personelinin Empatik Eğilimlerinin “kararsız” ile “oldukça
48
uygun” düzeyi arasında olduğu görülmektedir. Konu ile ilgili tez veri tabanları,
ulakbim vb. akademik veri tabanları taranmış ancak adli personelin empatik eğilim
düzeylerine yönelik bir araştırmaya ulaşılamamıştır. Bu sebeple Karaman Adliyesi
personelinin empatik eğilim düzeyleri farklı araştırmalarda adli personelden elde
edilen bulgular ile karşılaştırılamamış ve yapılan karşılaştırmalar araştırmacıların
konu ile ilgili diğer kurumlarda yapmış oldukları araştırma sonuçları ile yapılmıştır.
Büyük ve arkadaşları (2015), yaptıkları araştırmada örneklem grubun empatik eğilim
düzeylerinin “kararsız” seviyede olduğunu belirlemişleridir. Akbulut ve Sağlam
(2010), ortaya koydukları araştırmada çalışma grubunun empatik eğilim düzeylerini
“oldukça uygun” düzeyinde bir bulguya ulaşmışlardır. Yine Dizer ve İyigün (2009),
yaptıkları araştırma sonunda çalışma gurubunun empatik eğilimlerini “kararsız” ile
“oldukça uygun” düzeyi arasında ( x =70,5) bir bulgu elde ederek bu araştırma ile
benzer sonuç elde etmişlerdir. Bu araştırmadan elde edilen sonuca göre Karaman
Adliyesi personelinin empatik eğilim düzeylerinin “kararsız” ile “oldukça uygun”
düzeyi arasında olduğu belirlenmiştir ( x =69,448). Bu bulguya göre Karaman
Adliyesi personelinin empatik eğilimlerinin yeterli olmadığı ve geliştirilmesi
gerektiği söylenebilir.
Karaman Adliyesi personeli cinsiyet değişkenine göre incelendiğinde cinsiyet
değişkenine göre personelin empatik eğilim düzeyleri arasında anlamlı farklılığın
olmadığı
saptanmıştır
[t(76)=
0.464,
p>.05].
Cinsiyetlerin
ortalamalarına
bakıldığında ( xkadıa = 70,33; xerkek = 69,18) iki grubun ortalaması birbirine yakın
olmakla birlikte kadınların ortalamasının azda olsa erkeklerin ortalamasından yüksek
olduğu görülmektedir. Ancak bu farklılık anlamlı değildir. Çakır (2015) yaptığı
araştırmada, çalışma grubunun empatik eğilim düzeylerinin cinsiyet değişkenine göre
anlamlı fark oluşturduğu bulgusuna ulaşarak bu araştırmadan farklı bir sonuç elde
etmiştir. Yine Yılmaz ve Şahinkaya (2010) yaptıkları araştırmada bayan
katılımcıların erkek katılımcılara göre daha yüksek empatik eğilim puanına sahip
olduklarını belirlemişlerdir. Büküm (2013), yaptığı araştırmada çalışma gurubunu
empatik eğilimlerinin cinsiyet değişkenine göre anlamlı farklılık göstermediği
bulgusu ile bu araştırmaya benzer sonuçlar elde etmiştir. Katman da (2010),
gerçekleştirdiği araştırmada çalışma gurubunu empatik eğilimlerinin cinsiyet
49
değişkenine göre anlamlı farklılık göstermediğini belirleyerek bu araştırma ile benzer
sonuçlar elde etmiştir.
Araştırmada Karaman Adliyesi‟nde görev yapan personelin medeni durum
değişkenine göre empatik beceri düzeyleri arasında farkın anlamlı olmadığı
saptanmıştır [t(76)= -0.282, p>.05]. Cinsiyetlerin ortalamalarına bakıldığında ( xevli =
69,27; xbekar = 69,95) iki grubun ortalaması birbirine yakın olmakla birlikte bekar
personelin ortalamasının azda olsa evli personelin ortalamasından yüksek olduğu
görülmektedir. Ancak bu farklılık anlamlı değildir. Balcı (2012), araştırmasında
medeni durumun bireylerin empatik eğilim düzeylerinde bir farklılığa yol açmadığını
istatistiksel olarak tespit etmiştir. Araştırmanın bu sonucu bu araştırma ile benzerlik
göstermektedir. Yine Katman (2010), medeni durum değişkenlerine göre çalışanların
empati eğilim puanlarını karşılaştırmış ve istatiksel olarak anlamlı bir fark
bulamamış, araştırma ile benzer sonuçlar elde etmiştir. Bu sonuçlara göre kişilerin
empatik eğilim düzeyinin medeni duruma göre faklılık oluşturmadığı söylenebilir.
Araştırma kapsamında yapılan istatistikler ışığında unvan değişkenine göre
Karaman Adliyesi personelinin Empatik Eğilim Düzeyi puanları için yapılan tek
yönlü varyans analizi sonucuna göre unvan değişkeni açısından istatistiksel
bakımdan anlamlı bir farklılık elde edilememiştir (P>.05). Bu sonuca göre adli
personelin sahip olduğu unvan onların empatik eğilim düzeylerinde bir farklılığa
neden olmamaktadır. Kataman (2010), yaptığı araştırmada unvan grupları arasında
empatik eğilim puanları açısından istatiksel olarak anlamlı bir fark bulmamış ve bu
araştırma ile benzer sonuçlar elde etmiştir. Çelik ve Çağdaş‟ın (2010)
araştırmasından elde edilen bulgular, bu araştırma ile benzerlik göstererek
örneklemin medeni durumlarına göre empatik eğilimlerinin anlamlı bir farklılaşmaya
neden olmadığı ortaya çıkmıştır.
Araştırma kapsamında yapılan istatistikler doğrultusunda unvanda çalışma
süresi değişkenine göre Karaman Adliyesi personelinin Empatik Eğilim Düzeyi
puanları için yapılan tek yönlü varyans analizi sonucuna göre unvanda çalışma süresi
değişkeni açısından istatistiksel bakımdan anlamlı bir farklılık bulunamamıştır
(P>.05). Ata (2010) gerçekleştirdiği araştırmada katılımcıların görev süreleri ile
50
empatik eğilim puanları arasında anlamlı farklılık elde etmiş ve görev süresi 21 yıl ve
üzeri olan personelim empatik eğilim puanlarının daha yüksek olduğu sonucuna
ulaşmıştır. Araştırma bu yönü ile bu araştırmayla benzerlik göstermemektedir. İkiz
(2009), yaptığı araştırmada, katılımcıların unvanda çalışma sürelerine göre
dağılımlarını ele alarak incelemiş ve empatik eğilim puan ortalamalarında
istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptamamıştır. Araştırma bu bakımdan bu
araştırma ile benzerlik göstermektedir. Araştırmadan elde edilen bu sonuca göre
katılımcıların unvanda çalışma süresi, empatik eğilim düzeylerinde farklılık
oluşturmadığı söylenebilir.
Eğitim düzeyi değişkenine göre Karaman Adliyesi personelinin Empatik
Eğilim Düzeyi puanları için yapılan tek yönlü varyans analizi sonuçlarına göre
istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık elde edilmiştir (P<.05). Anlamlı farkın hangi
gruplar arasında olduğunu tespit etmek için Post Hoc testlerinden Tukey testi
uygulanmış ve farkın eğitim düzeyi “ilkokul/ortaokul”-“lise”, “ilkokul/ortaokul”“yüksekokul” ve “ilkokul/ortaokul”- “üniversite” olan gruplar arasında olduğu
görülmektedir. Aritmetik ortalamalara baktığımızda en düşük empatik eğilim düzeyi
“ilkokul-ortaokul” olan gruba aittir. Sülün (2013), eğitim düzeyi değişkenine göre
katılımcıların empatik eğilim düzeyleri arasındaki farkın anlamlı olmadığı sonucuna
ulaşmıştır. Tekmen (2010) yaptığı araştırmada bu araştırmada elde edilen sonuçtan
farklı olarak katılımcıların eğitim düzeyleri ile empatik eğilim puanları arasında
anlamlı bir farklılık elde etmemiştir. Yine Özcan (2012), araştırmasında
katılımcıların öğrenim durumları ile empatik eğilim düzeyleri arasında anlamlı fark
bulmamıştır. Çelik ise (2008) yaptığı araştırmada örneklemin eğitim durumu ile
empatik eğilim puanları arasında anlamlı farklılık tespit etmiş ve bu sonuç bu
araştırma ile benzerlik göstermektedir. Bu araştırmadan elde edilen bulgulardan
empatik eğilim düzeyi puanlarının eğitim seviyesi yükseldikçe kademeli olarak
arttığı görülmektedir. Bu sonuca göre eğitim düzeyi yükseldikçe empatik eğilim
düzeyinin de arttığı söylenebilir.
Yabancı dil seviyesi değişkenine göre Karaman Adliyesi personelinin
Empatik Eğilim Düzeyi puanları için yapılan tek yönlü varyans analizi sonuçlarına
51
göre istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık elde edilmiştir (P<.05). Anlamlı farkın
hangi gruplar arasında olduğunu tespit etmek için Post Hoc testlerinden Tukey testi
uygulanmış ve farkın yabancı dil düzeyi “orta” ile yabancı dil düzeyi “iyi” olan
gruplar arasında olduğu görülmektedir. Aritmetik ortalamalara bakıldığında en
yüksek puanın yapancı dil düzeyi “orta” olan gruba ait olduğu görülmektedir. Daha
sonra sırasıyla yabancı dil düzeyi “çok az” ve “az” olan gruplar yüksek puana
sahiptir. En düşük puan ise yabancı dil düzeyi “iyi” olan gruba aittir. Bu sonuca göre
kişilerin sahip olduğu iyi bir yabancı dil seviyesinin empatik eğilim düzeyini
yükseltmediği söylenebilir. Çok iyi seviyede yabancı dil bilgisine sahip bir bireyin
empatik eğilimi düşük düzeyde olabilir.
Gazete okuma durumu değişkenine göre Karaman Adliyesi personelinin
Empatik Eğilim Düzeyi puanları için yapılan tek yönlü varyans analizi (ANOVA)
sonuçları yer almıştır. Gazete okuma durumu değişkeni açısından yapılan varyans
analizinde istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık bulunamamıştır (P>.05).
Araştırmada yer alan katılımcıların gazete okuma durumlarının, empatik eğilim
düzeylerini etkilemediği sonucuna ulaşılabilir.
52
KAYNAKLAR
Alav, O. (2001). Kitle İletişim ve Yerel Medya, Fakülte Kitabevi Yayınları, Isparta.
Alver, B. (1998). Bireylerin uyum düzeyleri ile empatik becerileri arasındaki ilişki.
Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum.
Balcı, E. (2012). Sınıf Öğretmenlerinin Empatik Eğilim Düzeyleri (Beşiktaş İlçesi
Örneği). Yüksek Lisans Tezi. Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
İstanbul.
Başaran B. (2004). Örgüt İçi İletişim ve Yönetime Katılma İlişkisinin Genel
Memnuniyet Üzerine Etkisi: Sektörel Bir Uygulama, Ankara Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara.
Budak, G. ve Budak G. (2000). Halkla İlişkiler, 3 Baskı. İzmir: Barış Yayınları,
Bulut M. (2003). “İletişim Tek Yönlü Olunca”, İstanbul Üniversitesi İletişim
Fakültesi Dergisi, Sayı: 17, 2003, s.363-364
Büküm, S. (2013). Din Görevlileri İle Öğretmenlerin Empatik Eğilim Ve Beceri
Düzeylerinin Karşılaştırılması: Fethiye Örneği. Yayımlanmamış Yüksek
Lisans Tezi. Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Isparta.
Bülbül R. A. (2001). İletişim ve Etik, 2. Baskı, Nobel Yayınları, İletişim Kitapları,
Ankara.
Büyük, E. T., Rızalar, S., Güdek, E. ve Güney, Z. (2015). Evaluation of Empathetic
Skills of Nurses Working in Oncology Units in Samsun, Turkey.
International Journal of Caring Sciences 8(1), 131-139.
Çağlar İ. ve Kılıç S. (2011). Genel İletişim, 4. Basım, Nobel Yayınları, Ankara.
53
Çakır, B. (2015). Ortaokul Öğretmenlerinin Dindarlık Düzeyleri ile Empatik Eğilim
Düzeylerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi. Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi. Ondokuzmayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Samsun.
Çelik ve Çağdaş (2010). Okul Öncesi Eğitim Öğretmenlerinin Empatik Eğilimlerinin
Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Dergisi 23, 23-38.
Daldal F. (2008). Bilgi Yönetimi Sürecinde İletişim Olgusu ve İletişim Engelleri
Üzerine Bir Araştırma, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.
Dökmen Ü. (1988) Empatinin yeni bir modele dayanarak ölçülmesi ve psikodrama
ile geliştirilmesi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 21
(1-2), 155-190.
Dökmen Ü. (2003). İletişim Çatışmaları ve Empati, İstanbul: Sistem Yayıncılık.
Dökmen, Ü. (1996). Sanatta ve Günlük Yaşamda İletişim Çatışmaları ve Empati.
İstanbul: Sistem Yayıncılık.
Durmuş S. (2011). Türkiye’de ve Bazı Avrupa Ülkelerinde Ortak Denetim ve Öz
Denetim Uygulamaları, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Uzmanlık Tezi,
Ankara.
Erdoğan, İ. (2002). İletişimi Anlamak, Erk Yayınları, Ankara.
Erken, M. (2009). Empati Becerisinin Ahlaki Davranışlar Üzerindeki Etkisi. Yüksek
Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya.
Erkuş A. ve Günlü E. (2009). “İletişim Tarzının ve Sözsüz İletişim Düzeyinin
Çalışanların İş Performansına Etkisi: Beş Yıldızlı Otel İşletmelerinde Bir
Araştırma”, Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, Cilt:20, Sayı:1, 2009,
s.10-11
54
Fidan M. (2011). İletişim Kurmak İstiyorum, Konya: Tablet Kitabevi.
Gökçe O. (2010). İletişim Bilimine Giriş, Konya: Dizgi Ofset.
Gönenç E. Ö. (2007) “İletişimin Tarihsel Süreci”, İstanbul Üniversitesi İletişim
Fakültesi Dergisi, Sayı: 28.
Güney S. (2009). Davranış Bilimleri, 5. Baskı, Ankara: Nobel Yayınları.
Güney S. (2011). Örgütsel Davranış, Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Gürüz D. ve Eğinli T. A. (2011). Kişilerarası İletişim, Bilgiler-Etkiler-Engeller, 2.
Basım, Nobel Yayınları, Ankara.
Gürüz D. ve Yaylacı G. Ö. (2004). İletişimci Gözüyle İnsan Kaynakları Yönetimi,
MediaCat Yayınları, İstanbul.
Güz N. (1998) “İlk İzlenimi Olumlu Kılma Yolları”, İstanbul Üniversitesi İletişim
Fakültesi Dergisi, Sayı: 8.
Işık, Metin (2000) İletişimden Kitle İletişimine, 2.b.Mikro Yayınları, Konya.
İkiz, F. E. (2009). İlköğretim Okullarında Çalışan Psikolojik Danışmanların Empati
Düzeylerinin İncelenmesi. İlköğretim Online 8(2), 346-356.
Kamanlıoğlu, E. B., Göztaş, A. (2010). Politik Gündem Odağında Halkla İlişkiler ve
Gündem Yönetimi, Ankara: Nobel Yayınları, Ankara.
Karasar, N. (2006). Bilimsel Araştırma Yöntemi. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Katman, H. A. (2010). Okul Yöneticilerinin Empatik Eğilimlerinin İncelenmesi:
Isparta İl Merkezi Örneği. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Süleyman
Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta.
Kaya, A. ve Siyez, D. M. (2010). KA-Sİ Çocuk ve Ergenler İçin Empatik Eğilim
Ölçeği: Geliştirilmesi Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması. Eğitim ve Bilim
35(156), 110-125.
55
Köknel, Ö. (1994) İnsanı Anlamak, Altın Kitaplar Yayınevi, 5. B, İstanbul.
Lazar J. (2001). İletişim Bilimi, Çev: Cengiz Anık, Vadi Yayınları, Ankara.
Mcmillan, J. H. ve Schumacher, S. (2001). Research in Education: A Conceptual
Introduction (5th Edition). Don Mills, New York: Longman.
Oktay A. (1995) Medya ve Hedonizm, İstanbul, Yön Yayınları.
Sabuncuoğlu Z. ve Tüz M. (1998). Örgütsel Psikoloji, Alfa Yayınları, Bursa.
Samsa S. (2005) Öğrencilerin, Yükseköğretim Kurumlarında Görev Yapmakta Olan
Öğretim Elemanlarının İletişim Biçimlerine İlişkin Algı ve Beklentileri
(Pamukkale Üniversitesi Örneği), Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Denizli.
Sezgin M. (2007) Halkla İlişkiler, Yüce Medya Yayınları, Konya.
Sülün, Ö. (2013). Futbol Hakemlerinin Öfke ve Kızgınlık Düzeyleri ile Empatik
Eğilim Düzeylerinin Karşılaştırılması. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Karaman.
Şimşek, Ş., Akgemci T. ve Çelik A. (2008), Davranış Bilimlerine Giriş ve
Örgütlerde Davranış, Altıncı Baskı, Gazi Kitabevi, Ankara.
Taner
D.
(2006)
Türkiye
İletişim
Tekeli
ve
Türk
Telekomünikasyonun
Özelleştirilmesi, Süleyman Demirel Üniversitesi sosyal Bilimler Enstitüsü,
Yüksek Lisans Tezi, Isparta.
Tekmen, Y. (2010). Hekim ve Hemşirelerin Empatik Eğilim Düzeyleri ile İş
Doyumları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans
Tezi. Haliç Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Tonta Y. (2003) “Bilgi Yönetiminin Kavramsal Tanımı ve Uygulama Alanları”,
Kütüphaneciliğin Destanı Sempozyumu, 21-24 Ekim, Ankara.
Tutar H. (2003) Örgütsel İletişim, Seçkin Yayınevi, Ankara.
56
Wiersma, W. (1995). Research Methods in Education: An Introduction. Boston:
Allyn and Bacon Inc.
Yalçın S. K ve Şengül M. (2007) “Dilin İletişim Süreci İçerisindeki Rolü ve
İşlevleri”, Türkoloji Araştırmaları, Cilt:2, Sayı:2, 2007, s.749
Yeşilkayalı D. H. (2015) Koruyucu Aile Bireylerinin sosyodemografik Özellikleri İle
Empatik Becerileri ve Özgecilik Durumları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi,
Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Yüksek lisans Tezi, Ankara
Yılmaz, S. ve Şahinkaya, N. (2010). The Relationship Between the Methods
Teachers Use Against the Misbehaviour Performed in the Classroom and
Emphatic Tendencies of Teachers. Procedia Social and Behavioral Sciences
2(2), 2932-2936.
Yüksel H. (2009) Genel İletişim, 3. Baskı, Eskişehir: Pegem Akademi.
57
ANKET FORMU
KĠġĠSEL BĠLGĠLER
Bu anket Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkla İlişkiler ve Tanıtım
Bölümü‟nde yüksek lisans tezinde kullanılmak üzere Karaman Adliye Personelinin Empatik
Eğilim Düzeylerini Ölçmek için hazırlanmıştır. Vereceğiniz bilgiler tez dışında hiçbir yerde
kullanılmayacaktır.
Vermiş olduğunuz doğru ve samimi cevaplar, tezin doğru ve güvenilir sonuçlara
ulaşmasını sağlayacaktır.
Paylaşmış olduğunuz bilgiler için şimdiden teşekkür ederim.
Mehmet GÜNAġTI
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Halkla ĠliĢkiler ve Tanıtım Öğrencisi
1.Cinsiyetiniz ?
[ ] Kız
[ ] Erkek
2.Medeni Durumunuz ?
[ ]Evli
[ ] Bekar
3.Yaşınız ?
[ ] 18-24
[ ] 25-31
[ ]32-38
[ ]39 ve Üzeri
4.Ünvanınız ?
[ ] Yönetici-Müdür
[ ] Zabıt Katibi
[ ] Hizmetli-MübaĢir
[ ]Diğer
5.Ünvanınızda kaç yıldır çalışıyorsunuz ?
[ ] 0-3
[ ] 4-7
[ ]8-11
[ ] 12 ve Üzeri
6.Eğitim Düzeyeniz?
[ ] Ġlkokul- Ortaokul [ ]Lise
[ ]Yüksek Okul [ ] Üniversite
58
7. Hangi seviyede yabancı dil biliyorsunuz ?
[ ] Çok Az
[ ]Az
[ ]Orta
[ ] Ġyi
8.Gazete (İnternet Haber Siteleri Dahil) okuyormusunuz ?
[ ] Okumam
[ ] Okurum [ ]Sürekli
[ ] Aradabir Okurum
Okurum
AÇIKLAMA:
“Oldukça
5
Uygun”
bulacağınızı düşünürseniz 4 numaralı
kutuya, “Kararsızlık” belirtecekseniz 3
numaralı
kutuya,
“Oldukça
Aykırı”
bulacağınızı düşünürseniz 2 numaralı
kutuya, “Tamamen Aykırı” bulacağınızı
düşünürseniz 1‟ numaralı kutuya (X)
işareti koyunuz.
1.
Çok sayıda dostum var.
2.
Filim seyrederken bazen gözlerim yaşarır.
3.
Sıklıkla kendimi yalnız hissederim.
4.
Bana dertlerini anlatanlar yanımdan
ferahlamış ayrılır.
5.
Başkalarının problemi beni kendi
problemlerim gibi ilgilendirir.
6.
Duygularımı başkalarına iletmekte güçlük
çekerim.
Tamamen Uygun
kutuya,
düşünürseniz
Oldukça Uygun
numaralı
bulacağınızı
Kararsız
Uygun”
Oldukça Aykırı
cümledeki ifadeyi kendinize “Tamamen
Tamamen Aykırı
Aşağıda 20 cümle bulunmaktadır. Bir
1
2
3
4
5
59
7.
İnsanların filim seyrederken ağlamaları
tuhafıma gider.
8.
Birisiyle tartışırken bazen, dikkatim onun
söylediklerinden çok vereceğim cevap
üzerine yoğunlaşır.
9.
Çevremde çok sevilen bir insanım.
10. Televizyondaki filimler mutlu sonla
bitince rahatlarım.
11. Düşüncelerimi başkalarına iletmekte
güçlük çektiğim olur.
12. İnsanların çoğu bencildir.
13. Sinirli bir insanım.
14. Genellikle insanlara güvenirim.
15. İnsanlar beni tam olarak anlayamıyorlar.
16. Girişken bir insanım.
17. Bir yakınıma derdimi anlatmak beni
rahatlatır.
18. Genellikle hayatımdan memnunum.
19. Yakınlarım bana sık sık derdini anlatır.
20. Genellikle keyfim yerindedir.
60
ÖZGEÇMĠġ
Adı Soyadı:
MEHMET GÜNAŞTI
Doğum Yeri:
KARAMAN
Doğum Tarihi:
29/09/1983
Medeni Durumu:
EVLİ
Öğrenim Durumu
Derece
Okulun Adı
Program
Yer
Yıl
İlköğretim
Gazi Mustafa
İlk Öğretim Okulu
Karaman
1994
Kemal
Ortaöğretim
İmam Hatip Lisesi
Orta Okul
Karaman
1997
Lise
İmam Hatip Lisesi
Lise
Karaman
2000
Ön Lisans
Niğde Üniversitesi
İşletme
Niğde
2003
Lisans
Anadolu
İşletme
Eskişehir
2008
Üniversitesi
Yüksek Lisans
Konya Selçuk Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Anabilim
Dalı Halkla İlişkiler Bilim Dalı Halen Devam Etmekte
Becerileri:
UYAP Uzman Kullanıcısı, Office Programları Kullanıcısı
İlgi Alanları:
Doğa, Avcılık, Ziraat
İş Deneyimi:
2 Yıl Özel Sektör Ön Muhasebe, Mikro, Logo ve Finans dallarında
çalıştım.
11 Yıldır Karaman Adliyesinde Cumhuriyet Başsavcılığında Zabıt
Katibi, Bilgi İşlem Şefliği, İdari İşler Müdürlüğünde Çalıştım ve
halen görevime devam etmekteyim.
61
Hakkında bilgi almak
Karaman Cumhuriyet Savcısı Erdal Özdemir
için önerebileceğin
Şeyh Edebali Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Cihat Şentürk
şahıslar:
Nurullah Koçak, Necmeddin Aksoy
Tel:
0 506 399 39 06
E-Posta:
mehmet.gunasti@adalet.gov.tr
Adres:
Karaman Adliyesi Cumhuriyet Başsavcılığı Soruşturma Bürosu
Download