www.arsivakurd.org

advertisement
Her
Partimiz~
fı5 A~USTOS 1985
Yönüyle
Gü~Iendinnek
İçin_
SAYJ,33
BO ŞOREŞ
lieri!
t
ORGANA KOMtTA MERKJ-:zi YA PARTIY A PEŞENG A KARKERI KURDISTAN
Bilen" adıyla burjuva gazetelen fıkra ve sohbet yazarlarının
satırlarında boy veren Demirel,
çevresiyle beraber glrlşti!jl kimi
zorlamalarla,
burjuva
siyaset
sahnesinde aktif yer almayı generallere de kabu ı ettirmeye
başladı. Son olarak, Temmuz sonunda haftalık bir derginin kendisiyle yaptı!jı roportiiJda doğru­
dan do!jruya kendi Ismiyle, ki·
mi konulara ilişkin politik tutumunu açıkladı. Yasal engellerle siyaset yasağinı koyanları
eleştirerek,
siyaset yapmanın
hiçbir koşulda engellenemiyeceğl (nedense çuvaldızın ucu kimdisine de dokunduktan sonra)
gerçe!jini Itiraf etti. "Siyaseti
ne kadar ortadan kaldırırsanız,
ne kadar kötülerseniz, ne kadar
uluorta ona hUcumlarda bu lunu rsanız, o nu yaparken de gene
yaptığınız siyasettir" dedi. Eh,
do!jru söze ne denir? Eger bay
Demirel, ta 60'1ı yıllardan 12
EylUl 1980'e dek yaptığı Başba­
kanlıkla~da, koyduğu siyasi yasaklara , burjuvazinin dışında
siyaset yapanıara karşı giriştiği
bunca saldırılara ra!jmen bugün
böylesi sözleri Inanarak ve herkes için söyiUyorsa buna sadece
sevinmek gerekir.
«Konuşan
Generallerin
halkiaramıza
zorla dayattı!jı ve bir yasaklar
manzumesi olan faşist Anayasa'
nın kimi yasakları, faşist rejimin bunalım ının deri n leş me si ne
paralel olarak aşınıyor. Hatırlar­
dadır,
generaller
Anayasa'ya,
darbe öncesi burjuva partllerinin yöneti cilerine "siyaset yasa!jı" getiren kimi geçici maddeler koydurtmuş !ardı. Böylece
Demirel ve Ecevit gibi kimi burjuva siyasetçiler de yasal politik
faaliyetin dışına itilmişlerdi.
Bugün göriliUyar ki Anayasa'
nın; burjuva politik yönetielleri
Türkiye»si
saha dışı tutan sözkonusu geçici maddeleri fiilen işlemez duruma dUşUyorıar. Bir yandan
burjuvazi içindeki çelişkiterin
derinleşmesi, devleti yönetmede
ortaya çıkan anlaşmazlıklar, diğer yandan TOrkiye ve KUrdistan halklarının muhalefetlerinin
boyutlanması, faşist diktatörlük
yönetiminin aciz duruma dUşe­
rek yıpranması, sözkonusu geçici maddelerin işlemezli!jini bera·
berinde getiriyor.
Faşist
ku
rd
.o
r
Demirel'in
Anayasa'nın
yasağını
(legal zeminde) ilk zorlayan Demirel oldu. lık önceleri "Bir
rs
iv
a
Nas11 Bir Öğrenci Gençlik Istiyorlar ?
ve davranışlarının yakından IzIenmesinden öğretim Uye ve görevlilerinin seçim ve denetlenmelerine kadar uzayan geniş bir
"kontrol sistemi" de kurulacak.
Oluşturulduğundan
bu yana
üniversite ve yüksek okulları birer askeri kış la Ihaline getirmek i·
çin her ttirlU çabayı sa'rfeden
YöK 'Un başı I.Doğramacı ve şu­
rakası, ·bu son· planla da şimdiye
kadar attıkları adımları sistem-
.a
Yükseköğrenim
Kurumu
(YöK)
tarafından
hazırlanıp
1985-86 öğretim yılında uygulamaya konulmak üzere rektörlUk
ve dekaniıkiara gönderilen "öğ­
renci Eğitim ve öğretim Elemanlarını Yetiştirme-. Oryantasyon Planı", faşist diktatörlüğün
nasıl bir üniversite· gençliği iste-·
diğini en açık b1r biçimde ortaya koyuyor.
Bu planın ö!jrencilerle ilgili
bölOmUnde "üniversite· ve yük-
w
sek okullardaki eğitimden yarar-
w
w
Janmak sOretiyle inanç, düşünce
ve fikir bir li !jine oturtulmuş
gençlik yapısı oluşturmak" gibi
' 'tek tip ö!jrenci" amaçlanırkeh
diğer bölümde de ö!jretim Uye
ve görevlllerinin "kendilerine
teslim edilen ö!jrencllerln yıkıcı
ve bölUcU ideolojik akımlara karşı fikirle mli:adele yöntemlerini
saptamak la" görevlendi ri Jmeleri
öngöriiiUyor. Ayrıca tüm bunların uygulanmasını- yönlendirecek
merkezi bir kurulun oluşturul­
ması da sözkonusu planda yer
almaktadır. ö!jrencilerin tutum
g
rı
leştirrnek amacındadır.
TOrkiye ve Kürdistanlı Universite gençliği dl.ln olduğu gibi bugün de kendisini Işçi sınıfı ve ·emekçl halkların şanlı yolundan
ayırmayı amaçlayan çabaları boşa çıkaracak; "tek tip öğrenci"
yaratma girişimlerine gençli!jln
anti-faşist birliğiyle cevap verecektir. "AtatürkçU bir gençlik
yetiştirme" amaç ve . girişimleri­
ni defalarca boşa çıkarmayı başarmış dlan Türkiye ve Kürdistan gençli!jinln mli:adele tarihi,
faşist ·diktatöriU!jün
üniversite·
gençli!jlne yönelik bu son plan
ve oyunlarının da sökmeyece!jinln açık bir göstergesidir.
"KONUŞAN TüRKIYE"
Bay Demirel bununla da kal"Türkiye meselelerini
tartışamıyor.
Tartışabi lmelidl r.
onun Için ben susan bir Türki·
ye yerıne, konuşan bir Türki·
ye'yl daima tercih etmişlmdir".
mıyor:
diyor.
Doğrusu
bütün
bunlar ,kendi
başianna
Türkiye
ve Kürdistan
halklarının
dOnden bugüne yagerçeklerden kopuk ele
alındıklarında,gtizel sözler.Fakat
bu sözlerin sahlblnln,lnandırıcrlı·
ğı,gUvenlrllğl ve hele hele dUrUstIUğU ne ölçUdedlr? Acaba O ''konuşan bir Türkiye" derken gerçekten, herkesin özgürce konuşup tartışabildlğl, ınançları do!j·
rultusunda örgutleneblldlğl bir
TOrkiye ml istiyor? Yoksa "koDevamı s. 14'de
şadı!jı
)
.
HER ·SEV PARTi iCiN
. ..
GUt;lendirmeliyiz
Ollaver ARAM
K~dlstan Işçi sınıfı
yıııınıarının sava-
şımıarını her koşulda s~d~mesl
ve on yıltık mllcadeleslnln yarattıılı kazanımtar biZ partllller Için
dı.
w
w
.a
rs
iv
a
onur kaynal!ıdır.
TOrkiye ve KUrdistan'da her
yeni siyasal ve toptumsal geliş­
menın gerçekçi çöz~temeslnl
yapması: net, anlaşılır ve dol!ru
politikalar belirlemesi; Parti ml·
zin Ideolojik, politik ve örgütsel
,olgunluk dQzeylnln ,kilometre
taştarıdır. Partimiz, KUrdistan
toplumsal blçımıenmesl gerçelllnden hareketle oıuşturdulju
polltiQ ve şeklllendlrdilll ldeotoJik o tuşumıa,KIIrdistan halkı
nın ulusal demokratik mücadelesının hep ön saflarında olmuş­
tur.
Partimiz hiç bir dönemde
mevcut Ideolojik, politik ve ör. gl.ltseı diiZeyl lle yettnmedl; bu
doljru hatta her zaman Ideolojik
ve politik dUZeylnln yükseltlimest gerektll!lnl belirtti. Çünkü yaşamın çok yöniOIOl!Onde, toptumumuza özgü ve hergün karşımı­
za çıkan yenı bir sorunun rece·
tesını bize Marks'ın w ı...enın•ın
yazmaılığına; bu sorunlarm üstesinden ancak salilam ve geRşkin
bir IdeoloJik, politik ve örgütsel
yapı yaratmakla getınebıteceıııne
Inandı. Bu nedenledir ki Parti·
miz, Markslzm-Leninizmi bir
doljma otarak de!lll, bir eylem
klavuzu olarak kavradı, uygula·
parlamak ve buglln halklarımızın
boynuna binmiş faşizm canavarını yoketmek ıçın, partimizi
her yönüyle gUçtendlrmellyiz.
Işçi sınıfının milcadele tarihi
boyunca, en ön saflarda canları­
nı veten, en çok alın terini dö·
kenJerln hep komUnist otduljunu
bizzat kendi Ulkemlzln pratll!IY·
te de kanıtlamalıyız.
Partimizde daha IYI bir kurumlaşmanın
oluşması,
Lenin'd
normların gelişmesı, canlı bir
organızma glbl çalışır hale gelebltmesi Için tUm PPKK 'Iller ola·
rak bUtUn enerjlmizle, MK'nin
10. yıl dolayısıyla açtıılı "Daha
GUçlU Bir PPKK Için" kampanyasına UstUn bir moralle katılma­
lı, her t~ıu fedakarlılll göstermellyiz.
BIZ PPKK Uyelerl, Lenin,n;
"eller Işçilere ve köyJUlere di slP·
ıını öllretmede vicdanımazın rahat oımasınt Istiyorsak, lik önce
kendimiz
ııe
başlamalıyız"
dUşUnceslnden hareket etmeliyiz.
12 EylUl faşist darbesi nden
sonra genel olarak TOrkiye ve
KUrdistan devıfmd hareketi, özel otarak da partimiz bir ya!lın
kadrotarayla birlikte bir o kadar
da yan olanaklarını yitirdi; ve
bugUn kudurgan düşmana tUm
bu dezavant.ıtar Içinde mücadeleyi s~d~mektedlr. Partimize
yenı olanaklar yaratma sorumıu­
lu!lu biz partlll yoldaşların omuzıarındadır.
Bizler, calıda ş
bir mücadele örgütUnUn ancak
gUçiU Ihtisas b~olarıyla; IŞbUIU·
mU ve kollektlvlzmi geliştirmey­
le misyonunu yerine getlrebllece!llnl ve tUm bunların saliJanmasında partının maddi olarak
da gUçiU olmasının önemil bir etken olduljunu çok Iyi bllmellylz.
Işte
w
PartimiZ bu OstOniUkterlydoldurdu. Bu UstUnIUklerl daha da gUçlendlrmek,
sömllrgecl faşizmin a!lır baskı
koşullarında partimizin aldı!lı
yaraları sarmak, ön~IIZdekl dönemde partimizi yenı gUçlerte
mobilize etmek, K~dlstan ulusal demokratik muhalefetını to-
ıe
10.
yılını'
P3şeng: Sayfa 2
OstUn avant.ııara sahiP dU$··
manın çok yönlü saldırdarına,
ancak paritimizin de çaljdaş mücadele araçlarıyla donatılması
halinde Iyi cevap verebllece!ll
açıktır. T~ bunlar Için biz partllller gece gUn diiZ demeden partimizi hem maddi yönden,hem
emekçi K~dlstan halkı Içinde
parti balilarının dal-budak sal·
masını sa!llayarak gUçlendlrmellylz. Ancak bu ba!llarla partlmi·
zin aııır yaralar almasını önteyeblllr;emekçl halkımızın 'mllcadeleslnln ön saflarında ıızerımıze
dUşeni yapabiliriz.
ku
rd
.o
r
Partimizin
ve emekçi halk
•
g
Partimizi Her YBnüyle
'
DAMLAYA DAMLAYA GöL
OLUR
Merkez Komıtemızın Nisan
1985 Toplantısı'nda ıo. Yil dolayısıyla başıattılll "Daha Güçlü
Bir PPKK Için" kampanyasınt
Ulke lçl ve ülke dışında, her terafta yaygınıaştırarak, partimize yenı atılımların zernınını o·
luşturacak bir diiZeye vardırma­
lıyız.
ve
örgütsel
yapıda
kararıarın
Lenind norm
yerleşmesinde
maddi Imkantarın önemli bir
faktör oldu!lunu defalarca beıırtmenln anlamı yok. Bunun yanı sıra partimizin ve halkımızın
davasına gönül verip baş koyanıarla maddi dayanışma Içinde olmak herkesten önce partimizin
görevleri arasındadır. Daha GOç10 Bir PPKK Için kampanyasını
güçlendirmek aynı zamanda açlık tehlikesının kol gezdllll ülkemizde, halkın mllcadelesl uljruna
şehit olan parti ll yoldaşlarıniızın'
allelerine maddi dayanışmada
bulunmak; ve faşizm zindanlarında düşmanın her t~IU çlrkef
saldırılarına karşı halkımızın 'mücadelesini o koşullarda dahi sOrdUren yoldaşlarımızla dayanış­
ma Içinde olmaktır da.
"Daha GUçiU Bir PPKK Için"
kampanyasına
katılımı
yaygın­
elbetteki yurt dışı
örgUtlere çok önemli görevler
düşüyor. Bugün Ulkede sömürgecl faşist baskdarın en aııır koşul­
larında mllcadeleyl sUrdurmenln,
Devamı s. 7'dr
laştırmada
ıuğ.ün güvenını
Rahfan Ecevit
DiktatllriUğün Güvenini
r
Kazanma Cabasındadı
•
rüşe
karşı
çıkanları
ırkçıhkla,
w
w
böiUcillükle suçlama anlayışına
yabancı değiller. Zaten, Türkiye
koşullarında egemen ulus şove­
nizminin pratikte ifadesi olan bu
gerici anlayışa karşı çıkıp çık­
mamak-koşullar ne olursa olsuntutarlı demokrat olup olmamayla da yakın ilişkilidir. Bu soruna
karşı tavır alma konusunda, sosyal demokratların önemli bir bölümünden diktatör Evren•e dek
tüm burjuva siyasi çevreteri arasında özde önemli bir fark yoktur. Tüm burjuva k esi m teri, ve
bu kesimlerin ırkçı-şoven propabeyinleri
yıllarca
gandalıırıyla
yoğrulan kimi ''demokrat" geçi"millekadar
ne
çevrelerde,
nen
tin ve ülkenın bölünrnezliği",
KUrdistan gerçeğinin lnkarı üzeıori ne laf ederlerse o kadar yurtse-
w
egemendir.
uğurda yapmayııcakları çıl­
başvurmayııcakları baryoktur.
Sömürgeci burjuvazinin ve tş­
birli kcllerini n "vatan ve milletin
bölünmezliği", "hain sola hayat
hakkı tanımamıı" şeklindeki anlayışını şu ya da bu ölçüde benimseyen DSP ideolOgları, partı­
lerine "h ai n" (!) sızmasını önlemek için, diktatörlüğün devlete
memur almada veya memurları Işten atmada uyguladığı ölçUterin benzerıeriyle DSP ideolOg"güvenlik soruşturması"nı
ları
yaptırıyorlar. Neredeyse tüzüklerine diktatörlüğün "Pişmanlık
maddelerini koyaYasası''nın
caklar. Bu konuda geçmişte
CHP içinde yer alıp çeşitli sol
örgütlerle ilişkileri olmuş bazı
sol sosyal demokratıara karşı bile çok titiz davranarak diktatörgınlık,
iv
ak
u
rd
bartık
ilişiği
g
olacakları inancı
sol akımlarla geçbulunanlar, bugün
demokratik sol doğruıtuyu beni msedlklerinl söyleseler ve bunda çok samimi olsalar bile, kendilerine açıkça, sıımimiyetıeri­
nin sınanması Için zamana ihti·
yaç olduğunu veya bunun kamuoyu önünde kesin biçimde
kanıtlanması gerektiğini söylllyoruz" (Noktıı-25 Mart 1985)diyen R.Ecevit; bu tür açıklama­
larla bir yandan faşist diktatörlüğün "hain" ilan ettiği sol güçlerle ilişkilerinin olmadığı konusunda diktatöriUğe güven vermeye çalışırken;. öte yandan da sol
güçlerin örglllü varlık gösteremediği, tek tek kalan bireylerin
de kendilerine (DSP'ye) teslim
olmak istedikleri, böylece de
"tek umut" oldukları imajını
kitlelerde yaratmayı amaçlıyor­
lar.
Halklarımız, Ecevitterin umut
mişte
.o
r
ver
Bu
YöK, geçen yıl aldığı bir kararla üniversite öğretimini 'harç-
.a
rs
Uzun süreden beri "ha kuruldu, ha kurulacak" diye basında
adından sık sık söz edilen DSP'
nin "emanetçi" Genel Başkanlı­
ğına soyunan R.Ecevlt, özelllkle
Kürt halkı ve sol güçler hakkın­
daki düşüncelerini her fırsatta
tekrarlamaya özen gösteriyor.
Kürdistan sorununu, "Doğu ve
Güneydoğu halkının sorunu" olarak ele alıp bu konuda Atatürk'ün milliyetçi anlayışının
DSP'nin temel taşlıırından birini
oluşturduğunu ifade eden R.Ecevit, bunun aksi görüşleri savunanlara karşı çok duyarlı olduklarını belirterek, "Atatürk'ün ulusal birliğimizi sağlayan milli·
yetçilik anlayışında soy ayırımı­
nın, ırK ayrimının yerı yoktur.
zaten Türk ulusu Anadolu'da
ırklara, soylara ayrılmayacak kadar kaynaşmıştır.Soy ve ırk ayrımını güdenlere partinin kapıla­
rı daha kuru lu ş tan önce kapatı ı­
mıştır" diyor.
Halklarımız ve onların örgütlü
güçleri; Türkiye Cumhuriyeti'
nın temelini oluşturan ve burjuvazinin tüm kesimleri tarafından
da benimsenerek TC'nin tüm anayasaıarında değişmez bir madde olarak yer alan bu ırkçı-milli­
yetçi Kemalist görüşe ve bu gö-
kazanmaya çaba-
lıyorlar.
"Dışımızdaki
lı
eğitim" adıyla paralılaştırdı.
FakWtelere göre ücret kondu.
Tıp fakültelerine yıllık 50 bin
lira, hukuk fakültelerine 35 bin,
eğitim fakültelerine (eski adıyla
eğitim enstıtüleri) 10 bin lira
"harç" biçildi.
Bununla da yetlnilmeyerek,
Gençlik Yılı'nda , öğrenci gençliğe yeni bir armağan (!) olarak
"harç"lar yükseltildi. Bakanlar
Kurulu, önümüzdeki eğitim dönemı için "harç"ları %100 yükseltme kararını aldı. Buna göre;
tıp fakültelerine 100 bin; diş,
eczacılık ve veteriner · fakültelerine 80 bin; mühendislik. mimarlık, fen ve edebiyat fakültehukuk, siyasal
lerine 70bin
bilgiler, Iktisat, işletme, tarih ve
coğrafya fakülteiirinin ~
ve sosyal bilimler daliarına 40
bin; yabancıdil hazırlık sınıfları
lle bu branşlar dışında kalan
diğer dört Yıllık yüksek okullar,
olmadığını, onların oluşturduk­
ları partilerin ·kurtuluşu sağlayıı­
mayacağını, onların
Iktidar dös. 12'de
Devamı
hazırlık okulları, iki yıllık yüksek okullar ve açık öğretim
fakültelerine 20 bin lira, "harç"
olarak belirlendi. Dönem kaYbeden öğrenciler, ''harç"ı %50
daha fazla ödemek zorundadır­
lar. "Haç" ödeyemeyecek durumda olan öğrendler için söZüm ona bir kolaylık sağlanmış­
tır: Mezuniyetten Iki yıl sonra ö"harç"ın
koşuluyla
denmek
%50'si borç olarak kabul edilebilir.
Basının yaptığı hesaplara göre;
sonraki yıllarda önümüzdeki öğ­
retim dönemi gibi "harç"ların
%100 değil de , sadece %50 arttırlması öngörülse bile, bir tıp
öğrencisi hiç dönem kaybetmeden mezun olduğu zaman ı milyon lira borçlu olacaktır. Eğer,
"harç"ın diğer %50'sinl de Kredi ve Yurtlar Kurumu'ndan borç
borçlu
almışsa, tam 2 milyon
bir
olacaktır. Aynı durumdaki
mllıendlslik mezunu 1,5 milDevamı
s.
ıs·~
ı:4işeng: sayfa 3 .
.
PPKK Halkımızın t;ıkal'larının Kol'uyucusudul'
:Sayfa 4
.o
r
g
-Kahrolsun emperyalizm, sömUrgecillk, faşizm ve işbirlikçi
yerel gerıcı güçler!
-Kahrolsun soykırım!
-Yaşasın devrimci demokratik, anti-faşist örgütlerin gUç ve
eylem birliği!
-Yaşasın PPKK
27.Temmuz 1985
Şoreş Zembllfıroş
rd
MODERN
GENÇLİK
HAPİSHANELERİ'
ak
u
ÜNiVERSiTE LER
Tüm bu olanların en açık örBilindiği gibi faşist cunta gene
lik üzerine kendi açısından bU- neklerini Diyarbakır Dicle üniversitesi 'ne bağ lı fakülte ve yükyUk bir önemle eğilmektedir. En
fazla önem verdiği kesim de do- sek okullarda görmek mümkünğal otarak üniversite gen_çliği o- dUr. üstelik Diyarbakır'ın adı bite onları kOrkuttuğundan, Unilacaktır. Etkinliğini de yı ne baski, terör, yalan, demagojl ve versitemize daha bUyük bir titizkendisinin kurduğu faşist YöK llkle eğiliyorlar.
Toplumsat sorunlara karşı ilgiile sağlamaya çalışmaktadır.
siz, koydukları kurallara bütüToplumun en dinamik, yeninüyle uyan kof öğrenci yaratma
liklere en açık katmanının gençlik olduğunu çok iyi bilen faşist eylemlerini (Pofisin de yardımıy­
la) üniversiteye bağlı tUm fakülte
generaller, üniversite gençliği ilve yüksek okullarda tUm çirkefli
zerinde eğitim alanındaki etkinuygulamaktadırlar. Niteği yle
llklerini, başlarını Dağram acı'
kim eskiden devrimci hareketıe­
çektiği YöK kasaplarıyla
nın
rin kalesi olan Eğitim Fakültesi'
sağtıyorlar. Bu kasaplar, apolinde günümUzdeki durum içler atikleşmiş, toplumsal ·sorunlara
öyleki hemen hergün
cısıdır.
karşı ilgisiz bir gençlik yaratabilverdikleri konferanslarla öğrenmek için ellerindeki tüm olanakdiere zorla faşist ideoloJiyi be-ıarı seferber ediyor lar.
nimsetme cabasındalar. verilen
Dağramacı ve çetesi, bu progkonferansıara tüm öğrencilerin
ramı başarıyla sürdürebilmek i·katılmaları zorunludur. Ama öğ­
çin ö!jrendleri altından kalkıl­
rendlerin yilzde 70'e yakın bir
ması çok gUç olan sorunlarla
bölümü, konferansın Yarısında
karşı karşıya bırakmıştar. Barın­
arka ve yan kapılardan salonu
ma, beslenme sorunu, yetersiz
terkederek onlara en güzel cevadershaneler, gereksiz bir slrü
bı veriyortar.
dersin programa dahil edilmesi
Bir de YöK'Un robotlaştırmacı
ve en son otarak öğ renellerden
öğretim etemanları kendi aralatoplanan haraçı ar öğrenci lle dış
rında yeni bir puanlama sistemi
dünya arasında bUyük bir set
geliştirmişlerdir: Kendi dersleçekmiştir. Bu soruntarla karşı
rinden ıstedikleri ö!jrenciyi geçikarşıya bırakılan öğrenci Ister isrip, Istediklerini bırakmak •• Buntemez kendi dışında süren hadaki amaç açıktır. Bu robotlaşyatla ilişkisini kesrnek tehlike-.
slyle karşı karşıya gelebilmekte.
,oevamı s. 13.de
.a
rs
w
w
w
Peşerıg
maktadır.
PPKK öncUIUğUndekl ulusal ve
toplumsal kurtuluş mücadelesını
boyutıandırmak gerek. PPKK,
faşizme karşı savaşımda ön saflarda yer almakta, halkımızın çı­
özgür
korumaktadır.
karlarını
bir KUrdistan'ın yaratılması Için
halkımızın PPKK'ye ihtiyacı vardır. PPKK ye, sömlrgeclllği Yikmak amacıyla sıkı sıkıya sarıtma­
nın gereğini her geçen gUn yığın­
lar daha iyi kavramakta, yığın .
sempatlsi bize güç kaynağı ot-
iv
dlktatörlU!3Un elebaşları
özal'ların KUrdistan'da
uyguladıkları ekonomik politika, halkı açlıkla karşı karşıya bı­
rakan sömürUyU,talanı yoğun­
Uygulanmakta olan
laştırıyor ~
baskı, terör, Plan ve projeler
halkın kabaran muhalefetını slndlrmeyl amaçlıyor. Bugüne kadar faşizmin elebaşlarının KUrdistan'da yaşama geçirmeye çalıştıkları glbl, bugünden sonra da
uygulamaya sokulmaya çalışıla­
cak tüm plan ve projeler de Kürt
halkına zulüm, zindan, yoksulluk ve açlıktan başka hiçbirşey
getirmeyecektir.
özal, kalkınmada önceliğin
bazı iliere verlimesini gerektiğini
söylüyor. Sözde tUm Türkiye
Klrdistanı ilieri bu kapsarnın ı­
çinde yeralıyor. Güya özel sektör bu ıııere yatırım için teşvik e
dlllyormuş, edllecekmlş. Bu yaıandır. özal HükUmeti, ülkemize
yeni askeri yatırımları teşvik etmekte. Oysa KUrdistan halkının
bu tUrden yatırımlardan hiçbir
yararı yoktur. Bu yatırım tipi
KUrdistan halkına baskı ve terör
getiriyor.
Onlar fabrika yerine havaaıan­
·ları açmakla meşguldlrter. Yüzbinterc:e polis, Jandarma, lşken­
ceci ve MIT elemanı Klrdistan'
da görev yapıyor. Türkiye Kürdistanı'nı bir savaş alanına çevirdiler. Siirt, Mardin, Diyarbakır,
Hakkari, Adıyaman, DerSim,
Van, Bitlls ve Muş gibi lllerimizin kırsal alanlarında toplama
kampları kuran faşist diktatöralçakça,
lük, halkımıza
hunharca saldırıyor; cinayetler
işliyor; çocuk-ihtiyar, kadın-er­
kek demeden binlerce köYIUmüzU Işkenceden geçiriyar, sUrgün
yollarına başvuruyor. Millter çeteler, namusumuza el uzatarak,
kadınlarımızın zorla ırzına geçecek kadar azgınlaştılar.
Faşist diktatörlük Türkiye ve
Kürdistan halklarını koyu bir ka-.
ranlığa boğmuştur. Görev karanlığı yırtmak, kölelik zincirlerini kırmaktır. Faşizmi bir an evvel alaşağı etmek, aydınlık yatemelini atmak için
rınların
Faşist
Evren ve
örneliinı hlstolojl öllretmenı sınav ka!iıttarrnın okunmasını
kolaylaştırmak Için 3 soru soruyor. Birincı dönemın yarısından
Ikinci dönemın sonuna kadar Jş­
lar.
Okulumuzdan GlJrUntUier
uygulamalarını
Aşa§ıda
nekler
andırıyor.
okulumuzdan
bazı
ör-
~~erece§lm.
onca konudan sadece 3
-onıu bir ö!lretmenlmlz var.
Bizim dersıere glrmlyor; fakat
derslerine glrdl!ll arkadaşların
anıatı!lına göre derslerde özellik·
le Osmanlıca sözcUkler kullanı­
yor. Yazdırdı!lı notlardan hiç
bir şey anlaşılmıyor. Darwln,n
Evrim Teorisi'ni eteştirerek din
sömürüsü yaPıyor. Dersinde ka·
tanlardan bazıları sınıfı geçmek
ıçın ''hocam , hadi camiye gl·
delim önUmUZde namaz kılın"
diyorlar. Derse geç kalantar da
"selamunaleykUm" dediler ml
Içeriye alınıyortar. Yanı açıkcası
geç kalanlar sınıfın kapısını açabllmek Için "selamünaleykUm"
anahtarını kullanmak zorunda·
dırlar.
rs
iv
ak
-Kıtık kıyafete
bir çok yasaklar konmuş. Pantolon glyemlyoruz. Erkek ö§rencller de
jeans giyemiyor.Kıravat takmak
zorunludur .Kurallara uymayantar kesinlikle okuldan Içeri alınmıyor.
Hatta, ziyaretçiler
bile okula "yasak kıyafetler"
le giremezler. Bir hocamız var,
kapıya kadar kovuyor. Okula
gelen ziyaretçifere diyorkl; "burası hastahane de!lil, hapishane
de de !lll; ile ziyaretldlr"?
-Birçok öllrencl bunatımda.
Gerçekten de atııma korkusu
çok." Bizim sınıftakllerin ço!lu
çok fazla çalışıyor, yine de
"ah! kalacaııız" diyorlar. Bazen,
ledl!il
soru!
g
kışla
"yadiyorlar. Yazıtıdan sonra de§ertendlrme yapıyoruz, ,,YI gidiyor" diyen o ı­
du mu, bu kez de ''Yok; ya hoca
~~ermezse" diyenter çok oluyor.
-sporla, mezuniyet balotarı,Unl­
versite korolll v.b şeylerle öğ­
rencilerin dikkati başka atanlara
çekilmeye çalışılıyor.
-Iki sene üst üste aynı dersten kalanlar atılıyor. Branş dersimiz oımadı!lı halde, bizim böIUmün UçUncU sınıfından, matematik dersinden sayısını tam
otarak hatırlayamıyorum ama
sanırım 7 ~~eya g oıırencl belgelenerek okuldan atıldı.
--Birinci dönem, aynı dersten
bir sınıfta 43 kişiden 30'u vıze
alamadan sınıfta kaldı. Blrço§u
Ikinci dönem Için Şubat tatlllnde matematik çalışıyordu.
-Bazı oııretmenıer sadece ken·
di çıkartarını dUşUnUyorlar. öll·
rencilerin durumunu, psikolOji·
sını gözönüne atmadan sorunıara çıkarcı, bireyel yanaşıyorbaşarılı olmalarına raıımen,
zıhda yapamadık"
ur
d.
or
Bugün Unlversıteıerın durumu,
keHmenln tam anlamıyla "berbat". Bunun nedenlerine deQinmeyeceııım. -. Bu konuda yazdıklarınızın tümü do!lrudur.E!IItlm daha da sevlyesızıeşmlştlr.
Yüksek okullardaki uygutamalar
Dicle
Onl~~ersıtesı oıırencısı
Gulçln
15.7.1985
•
NEDEN KATLETTILER?
Faşist
tan'da
askeri birliklerin Kürdishalkımıza karşı
başlat·
tıkları
hızıyla
w
w
w
.a
soykmm hareketi butUn
devam etmektedir.
özelllkle kırsal kesimlerde herkes can telaşı içinde, her an bir
kurşuna hedef olma tehlikesindedlr. Topladı!lımız bilgilere göre son bir ay Içinde 30 yurttaşımız katledlldl. ülkemizi adeta
esir kamplarına çevirdiler. Halkı
zorla meydanlara toplayıp milliyetçi faşist dUşUnoelerle "e!ll·
time" zorluyorlar -Halktan zorla
"ba!iış" toplayıp
halkı haraca
ba!llıyorıar. Jandarma birliklerı
kırsal kesimlerde dur emrine
uyulmadı!iı gerekçesiyle rastgele insanlarımızı katledlyor. Os·
telik TV'de lle basında "eşklya"
"şaki" diye nitelendi riyor lar.
Bu ayın Ikinci haftasında TV
11e basında şöyle bir haber çık·
tı: "Hakkarl'nin Uludere mıntı·
kasında , askeri birlikler ve bölDcU çete mensupları arasında çı­
kan çatışma sonucu Salih Pak·
soy adında bir bölllcO eşklya
ölü olarak ele geçti." Bu haber
kökten yatan. Biz bunu araştır·
dık, sonışturduk. Salih Paksoy,
Hakkarl'nin Uludere mıntıka·
sında yıllardan beri çobanlık yapıyor. 55 yaşında ldl, okuma
.yazması da yoktu.Oiayın gerçe!11 aynen şöyledir: Çoban SaHh
Paksoy sUrUyU otıatırken uzak·
tan bir Jandarma arabası görU·
yor. Jandarmalar yanına gelip
kendilerine bir kuzu kesmesını
Istiyorlar. Bu teklifi kabul etmeyen sucsuz savunmasız çoban,
Salih Paksoy kurşuna diziliyor.
Faşizm KUrdistan'da en şoven,
en kanlı ve en barbar yöntemle·
rini uyguluyor. Yasak ve tam·
pon bölgeler Ilan ediHyor. Köy·
ınıerin kendi ekinlerini biçmeterine musaade edilmiyor. Ekinler
çnrntnımeye terkedlll~or. Hayvancılıkla
u§raşan
bölgelerde
hayvanların bazı bölgelere soku·
lup otlattimasma mllsaade edU·
mlyor. Bu nedenle hayvanlar,
gerekn besini alamıyor, havvan·
cılıkta bUyük bir gerileme olu·
yor. Halktan bazıları ellerindeki
malları satıp metropol bölgeterine göç etmek zorunda kalıyor­
lar.
Faşist
askeri birilkler halkı
kenditeriyle lşblrH!II yapmaya
zorluyor. GözOne kestlrdl!il Insan tara silah ~~eriyor, maaşa ba!i·
ı ayıp Ilerici, yurtsever unsurlara karşı kullanıyor. Bu teklifle·
rı kabul etmeyen unsurlara baskı, Işkence yapılıyor.
Askeri birlikler,
sındaki
çelişkileri
aşiretler arayo§unlaş­
de
birtik salibirbirine dUşD­
rUyorlar. Yıllardan beridir ce·
şltll siyasi olmayan suçlardan
aranan bazı aşiret unsurlarına
sözde af çıkardıklarını söyleyip
bu unsurları llerıcı yurtse~~erıere
tırıp bazı aşlretlerle
layıp
aşiretleri
saldırtıYorlar.
Faşizm Kürdistan'da gün glıç·
ırkçı,şoven baskılarını yo-
tlkçe
Oevam.ı
f'lşeng:
s. 12'de
sayfa 5 .
Gerekirse Tekrar Harekete Geçeceğiz
tavrımıza de!jinmiştim.
Beraber çalıştı!jım işçi ..:ırka­
daşlarıma patrona karşı nasıl
tavır
almamız
gerektl!jini,patronun bizi nasıl sömürdü!jünü
artı-de!lerin nasıl elde edildi!jini
açıkladım. Patrona karşı birlik
olup beraber eyleme geçmemiz
gerekti!jlnl söyledim. Kabul ettiler. Iş saati dışında dışarıda
buluşup eylem takti!jlni belirledikten sonra , eylem esnasın­
da hiç bir arkadaşımızın Işten
atılmasına göz yummayacajjımı·
zı, bir_ !şçi Işten atıldı!jı anda
heplmızın beraber işi bıraka­
ca!ıımızı kararlaştırdık.i şi yav!lş!attık, bazı günler Işe geç
gıttık, bazı günler hiç Işe gitmedik. Eskiye nazaran Iş verimin·
den %50'Iik düşüş yaptık. Iki
haftalık eylemden sonra başarı·
ya ulaştık, patrondan bazı haklarımızı aldık. Eylem esnasında
işe gi!medi!jimlz günleri yev·
miyemızden
kestirmedik. Oc·
retimizi arttırdık. Bizim biriillimizden ve gücümUzden korkan
Patron artık eskisi gibi işçilere
hakaret edip,fazla
g
Için bizi sıkıştıramııror.
Biz kendi Jşyerlmlzde birlik
oluşturduk,
ufakta olsa bazı
haklarımızı aldık. Daha güçJU
bir birlik için mücadele edece!jiz. Gerekirse tekrar eyleme geçece!jlz. Bütün sosyal haklarımı­
zı almak için sonuna kadar m~
cadele edece!jiz. örgııtlenmek
için sendlkamızı kurmaya çalı­
şacağız. Normaliş saatinin sekiz
saate i ndirilmesi ve sigorta hak·
Jarımızın wrilmesi için mücadele edeceğiz.
-Yaşasın 1şçileri n Birliği ve
sendikal Mücadelesi.
14.7.1985
ur
d.
or
Bugllne kadar 9f1Şitll Işyerle­
rinde Işçilik yaptım. Gerçi benim çalıştı!jım Işyerierindeki Iş­
çıter genelllkle kendi sınıf billncini aıamamıştar; ama buna ra!j-.
men çaııştıgım her yerde kısa
bir süre içinde kendimi Işçilere
kabul ettiriyorum. Bir işçinin
bir sorunu oldu!ju zaman ona
yardımcı oluyurum. Bu nedenle
Işçi arkadaşlarım beni severler,
sayarlar.
Geçenlerde gönderdiljim mektupta 1stanbul'daki konfeksiyon
atölyeleri ve fabrikalarında iş·
çiferi n sorunlarına de!jlnerek,
bizim işyerimizdeki patronun
davranışları ve bizim ona karşı
H.Gernas
Devrimci Demokrat bir işçi
iş çıkarmak
KlJyiU Milletin Etendisiymi f (1 J
leslnl sorguya çekmekte, daha
sonra ise genel karakoliara ça·
!jırıp sorguya çekmektedir. "Si·
lahlı kuvvetlerin, karakolun ihtiyaÇları vardır" deyip para ve
Maaşa bağlanan
bu satılmış kişı­
Ier, köylere misaflrllğe gelenleri engellemekte, · gerekirse jandarmaya haber vererek suçsuz
olan bu kişi veya kişileri yaka·
ıatmaktadırlar. Bu, yaşanan ör·
neklerden sadece biridir. Daha
bir çok yöntem vardır.
Fakat sömUrgeciler şunu unut·
masınlar ki tüm bu yaptıkları
yanıarında kalmayacak, köyiUier
diğer müttefik güçlerle bunun
hesabını er geç sora~ktır.
Mervan HASUN
rs
iv
ak
Burjuva politikacıların dillerinden düşürmedikleri "köylü milletin efendisidir" sözü ile baş­
larsam yazıma, hemen aklımıza
geçimini tarım ve hayvancılıkla
sa!jlayan sözde "efendi", özllnde
horgörülen, ezilen bir kesim gelir.
Burjuva politikacılar gerek seçimler döneminde olsun, gerek·
·se di!jer dönemlerde olsun, bü·
yOk yalan ve demagojllerıe, geçim derdinde olan köylüleriml·
ze büyük vaatlerde bulunurlar.
Amaçlarına varmak için lşblr·
likçl a!jalar ve aşiret reisieri aracılı!jıyla köylülerı birbirinin karşısına
çıkarıp ço!ju kez yoksul
köylülerin ölümüne neden olur·
lar.
Bir taraftan bunları yaparlar·
ken öte yandan da taban fiyatları düşük tutarlar, tarımsal ilaçIara zam üstüne zam yaparlar.
Bu da köylünün daha büyük zararıara u!jramasına yolaçar.
Faşist diktatörlük tüm
bunlarla kalmayıp yurtsever Kürt
gençler~mizl terörist ilan edip,
terörist arama bahanesiyle hergün köylerimize baSkınlar yapı·
yor. Daha önceden
kendi
uşakilkiarını yapan muhtarıara
gençlerin llstesını çıkartıp köylere yapılan baSk ın lar sırasında
listede ismi ya;ı:ılı olup, o an için
köyde bulunmayan gencin al·
rüşvet almaktadırlar.
Halkımızın
çok eskilere dayan·
!Jeleneklftrinden biri de dayanışma ve misafirperverRktlr.
Faşist hükUmet bu gelene!jl de
yok etmek. için bir çok çarelere
başvurmaktadır. örne!jin, dev·
Jet memuru sıfatında ''köy komış
w
w
w
.a
ruyucuları"
Peşeııg
: Sayfa 6
oluşturmaktadır.
,
"Terörist"' Bir Esek
S1p&s1yla Birlikte iJidürüldü
3.7.1985 gUnU gece yarısı Sil·
van Ilçesine bağlı S~eqn€(Bay­
rambaşı) köyünde kahraman(!)
Türk ordusu büyük bir meydan
savaşı verdi.
savaş, şöyle gelişti: Köyde bulunan karakolda, gece nöbeti tu·
tan Jandarma eri, karakol bekçisinin yanıbaşında bazı ayak sesleri duyar. Bunun Uzerine "kim·
dir O", "teprenme" i h tarlarrında bulunur. Fakat o da ne!
hareketlllikten gelen ayak seslerı
w hışıltı devam ediyor ve de ih·
tariara aldıran yok. Jandarma ert
hemen komutanına durumu arz·
eder., O da Sllvan'a, oradan da
oivarbakır'a haber anında ulas·
tırıtır. Helikopterlerle Diyarbakır ve Silvan'dan aSker köye taşı
nır ve karakol mıntıkası esas olmak üzere köY kuşatılır.Gecenin
geç saatlerınde köylü silah sesleriyle uyanır.Asker,karakol bah·
çesl diblndeki hareket eden karartıya ve köyün diğer alanlarına
sabaha kadar kurşun sıkılarak
yQksek bir kahramanlık(!)ve cesaret(!)örneğini
gösterlr.Sabah
Devaını:S.l 4'te
Jit.ıl'i~;
··Kır.·' «i!!lf.'\l'!"
~ .t:,· ;, nlrl-~eıf'aa
gü di If',.')"
' ' • '
· ·faşızh1tri' 'Z1tl dan ıirıtıdaf<t pirtllf
PARTIMIZI
HER YöNüYLE .. :... Baştarafı
s. 2'de
örgütlerimizin çok yaygın kattiı­
mını sa§ lamanın zorluktan ortada. Her gUn yeni bir operasyon
tehllkeslnl· geçirme; a!hr 11e sıı­
rekH kOvuşturrna aıtında bu
kampanyayı yUrUtmek; partının
yanı yaralar almasına neden ol-
uzanabftfr;
samır.rttzımtara
şehitlerimizin çocuklarıYla daha
ve
gUç«kblr etayarıışma gOlterebi 11rız. ve Jhtayaç duyulan kurumJaşma ve ça!lın yarattı!lı propaganda ve savaş araçlarıYla dona-
~ar.ıtıf>dUşmana karşı daha başa­
rıtr
tllt biÇimde mQcadele edebi-
liriz.
o ~ele· bir·.!'-. d~.-~ el: ele lle·
rerer< ·ıo. ·YJtddtı11n1dride "Daha
Gl\9111 Bir f'P.Kı< lçlfllıerl" şiarı­
nı yUkselteli m.
Van• da Yeni ·Operasyonlar
mamalıı uyanık olunmalıdırAma Genel Sekreter yoli:taşın
w
w
w
.a
rs
iv
ak
u
rd
.o
r
g
~am yazdarmaya yanaşmayan,
Yoldaşları
~şeng,n, kudurgan faşizmin
Isim vermeyen mu:htarlar g6zaı­
da bellrttl!:il gJbl"her parti örgUtU 11e her parti n yoldaş sanki halkımıza karşı saldırganlıkları­ tına alındı. batJ(ttara uoraddar.
Başkale'nin ·Erlnganl,, Aşkltan,
nı,planlarını teşhir etti!IJ ve e'Daha Güçlü Bir PPKK Için'
Ertu$1Hespıstan, köyleri ve
mekçi halkımızın saldırı ve
kampanyasının sadece kendi oler'ln bir çok köyünOn muhtarı
komploları boşa çıkarabilmesi
muzlarında oldujju ve sanki ne
halen gOzaltındadır.
yapacaksa kendisi yapacakmış için gerçerçekçl poUtlkalar gö&KöyiDiere silah da!lıtımtntn 11•
gibi davranmalıdır" (Peşeng, terdl!il bilinmektedir. Ben de
nı sıra Ertuşller'l n Heredi s, lı,
van yöresinde son gllnJerde Iş­
2fı Mayıs 1985)~ partlye yenı
Rekan ve di!jer bOtOn köylerine
kaynak yaratmalı; yurt dışında galci milltarist güçlerin yapde§in- karakol kurulması kararlaştırıı­
ba!lış günleri, haftaları, ayları tıkları vahşi uygulamalara
mış. Muhtarlardan her köyden
mek Istiyorum.
oluşturularak partlye maddi geA!lustos ayı başından Itibaren karakol için bir ev temin edilmeUr elde edilmelidir.
Partinin yayınları çok yaygın­ sömOrged militarıst güçler Van' sı ı steniyor.
Sömürg ed ler "si vi 1 mill s" teş­
ca dajjıttlmalı, uıaşılabllen her ın dörtbir yanına yı§ık:tılar. Catak, GUipınar, özalp ve Başkale kilatlarını oluşturmak suretiyle
uıaştırıtabllmeıı.
Kürdistanlı'ya
Geceler, toplantılar öOZenıenme- yo!lun askeri operasyanlara u!l- Kürdistan emekçi köylOsOnO böl11; partinin maddlyetlnl gOçlen- radı. GOlpınar ve Catak kazala- menin, onları birbirine ctOşOrme­
dlrmek Için komllnlstlerln ahlak rı günlerce abluka altında tutul- nln yollarını denlyorlar. Bu yöndu; giriş çıkışlar yasaklandı. Da- tem geçmiş tarihi süreçte de yakuralları Içinde olan tam meşru
yol ve yöntemler yaratıcı bir bi- ha sonra onlarca emekçi, askeri şandı. "Böl lle yönet" PO lltlt<aarabalar la Van'ın merkezine gö- sıyla baskı ve terörle, katnam lar•
çimde geUştlrtlmeU.
tUrUierek gözaltına alındtlar, vah- ıa KUrdistan halkının hakl~.mO•
Bazı partllller şöyle dOşUnebl­
geçlrlldiler. cadelesini bastırablleceklerlnl saIşkencelerden
llrler; "parti benim bir veya ıki şi
Bunlarla da kalınmadı. Bütün nıyorlar. Ama tarih şimdi~ kAsaatlık calışmamıa elde edece!llm katkıya mı kalmış? Bu kat- köy muhtarları kaza merkezleri· dar defalarca ispatlada ki. eıilen,
ne ca!lırıldılar; kendilertyle top- sömürülen, hortanan -.ai(.Jar-tn
kı partının hangi sorununu çözer ki?" Yoldaşlar bu ; dOnyanın lantı yapıldı. Muhtarlardan ''si- k urtuluş mücadelesi l<;ınfa, tesesiz sedasız btr köşesinde olan vil mlllsler" de yer almaları ama- rörle, katliamlarla .ctur-wuıa· ·5.8.1985'
bir barışseverın, ''ben burada cıyla her köyden Isim vertıme­ maz.
sini Istediler. sıvıı miRsler Için
yanlız başıma d linyayı nUkler SIs.s
lahların gölgesinden korumak ı­
çin propaganda etsem ve ımza
PPKK POUTIK BUR.OSU'NUN
toplasam neyi de§Jştlreblllrlm"
ILişKIN AÇIKLAMMI:
BİRLiK'E
SOL
biçiminde soru sormasına benMerkez Komitesi, önerllerini ciddi" dDıeycte görPartımızin
zer. Halbuki o barışsever bilmeDdir ki onun bu cabası aynı anyaptıjjı top- dliOO ıçın zırwye· kadiır; pa'rtlNisan 1985'te
da dllnyanın dört bir yanında
ıantıda SOL-BIRLIK programı- mlıln SOL-BfRLfı< Qyell!llnl
nın kimi maddelerinin ta rtışı- dondurmayi''ve SOL-Bl RLI'K'te
dOnyayı nükleer silahlardan arın­
larak yeniden düzenlenmesi ö- bu süre ıçınde g6zleriıd üye odırmak Isteyenıerin ortak savaşı­
nerlslnin SOL-Bl RLIK'In dl!:ier larak kalmayı, bu süre ıarfm­
mına bir katkıdır. Onun gibi bir
götürOlmesini karar- da benimseyip onayladı!:iı tom
Uyeıertne
yı§ın Insanın kendi başına verdlSOL-Bl RLIK_ çalışıııaıııırında ak!11 barış mlk:adelesl dünyada bir
laştırdı.
Bu karar do!:lru ıtusunda par- tlf yeralillaYI kararlaştırcti. "
nükleer savaş tehlikesini azaltır.
tlmlz, SOL-Bl RLIK taraftarları- Partimlılo"bu'kııırarı, SOL-BI'~­
Her birimiz kendi yaşamımız­
Ll K'lft ~ııı·er. ,taraflarına da' Iliıdan daha fazla fedakarlık ederek
na başvurdu!lunda, taraflar
bu kampanyaya katılırsak ı lUkebu noktaların önü- tlldl. Karar dl~er beş parti tade ve ülke dışında, dört bir yanmOZdeki dönemde yapılacak o- rafıı'ıdıın uygun pörllldO. Pardan bu kampanyaya katılan yolJan zirve toplantısında ele alına- tlmlz' Içinde bulundıJ!jumuz ı:tö­
daşların eme!IJ tek kanalda akı­
rak tartışılmasını önerdiler. Bu hemde bu çerçevei:le SOL-SIRönünpartimizin
tılırsa,
öneriyi prensip olarak benlmse- 'LIK l<::lhdekl faıınyetıerlnl sOrdeki bir Yl!lın engeli temizleyip
yen partimiz, aneak de!jlşlkUk cdırayor,'·" '
götürecektir ve böyleUkle parti-
Plşeng: Sayfa 7
MiLiTANIN SÖZLÜGÜ
ahlaki nltellklertn toPiamındıın
oluşan bir sistemdir.
Markstst~nl11fst etik bfllm otarak; sosyalizmde ve kcm'l'flnlst
parti üyefertnın yaşam ve davra-
lf<na etmesinde destek otan,onun görev, amaç ve Istemlerine
,st aniakın Jt.,.di• ,,.,~dü-n bl# .......,ndir.
sını g~Silı ~" a~a-~
"" . """'v
sıyıa: komünistlerden beklenen
Kendi t~rthsel geliştml Içinde,
temeı nftellklerııe, bfteyln kişisel
Komünist ahlak; üç temel blçimdavranıştartıun partının politik
ete kendtstnl· göstermektedir:
çl.tglııtl\in uygu klnmasına tabi kı.,roıeter, sosyanst, komünist sı-·
hnm•aıYta. onun uzak ve yakın
nıfsız tdplurnun ahtakı.
hecfefferlyte llgHidlr. . ·
ToPlumsal ·bilincin bir biçtml
· Pl)lltlk•sosvet IRşkllerde, ahla·ve Pratik karşıirkil lll$kllel'fn baki faktörı.ı rotonııtı O:ldukça bOki$ atıısı diarak komünist ahlak;
yQk oluşu ._. onun dl!;ter parti
objektif rtiaddl ve tinsel yaşam
kontrol ııtstemleı1Yie karŞthkll'lkoşullarını, IŞçi sınlfmın~ onun
llşldlertnın .objektif bir gerek1111öncü komünist partisinin yaşam
Oh'ıln' (Wünll o tarak, MarkSfst-t.e111 hareketini yansıtmaktadir.
nınıst ıtartlde olması ~ortınlu· oKomünist ahiakın · ça!ldaş aşaı.n etiksel •saslar, yaşamın bü-·
mtıda geltşmtş sosyalizm şartıatan alanlarına uygutanmaJt, çarındakl IÇert!ll' 1961 • de "SB'KP
ltJmlılarda buna' dikkat edilmeli,
Programında btçlmıenmış ve akoşUII•a ceval)"\lerlltnetldfr.
şa~ıtıakl temel prenSIPlerde lfaı Kürctktlll'ı ·öncll 'lşçı Nrttsf;
<ıestril bultnaktıidır':Komonızme
botı.ı ,tıye"ve semı:ıatızanıannın
ba!l'lthk; sosyafist ·yurcta;sosyaHst
poRtilli aktiviteSI ni· \fOiiseıtme,
lllketere SeVgi; toplumun lvlll!ll ıhayetl SONI'ttarın, eözame uıaşçin gönliJU emek-Çilhşmayan yeması Için bllt.tın güÇfetını sefermez ilkesine uyrna; toplumsat
ber etme· zortınıu§'uttu ortaya
zenglnll§ln korunması
'geıtştıkOYIIl'k&n, bııtilı'ı· yoldaşlartn' bl·
rllmesı Için herkeSin çauşmaSı;
rer komııntst bilmik çoııı: y&nltl
to'Plumsat ·ödev Için yüksek blgetşmeleı1ne
·&rletn" YertY'Or.
line-t tOptumsal · erkarıarın · ÇIOKuşfcusuz ·ktşf1ttoin '9elt$'me'SI nil e
nenmestyle uflaşmıızltk; kolfekönem!f:, rol OYAeYin atılakl faktMzm ve Y<tldaşça karştiıktı yattotunc b~ ·buttll'ıteı< lçfnde önemli dım: insanlar arasmda hunıa·
bfr ye.rt öutunur. Ahlaki ctawantst lllşktıer ve karşılıklı say91;
nışlarla uygunluk Içinde olmaII'ISanın Insana ll'l'kadaşlık, kar~ ve bu ahlaki kurallan kişin~.,lik ve 'yoldaşıı§ı;ııaMimlyiıt
Oimtz<te somutta$tırrnamız, ko- ~~e· ctoOruluk; toplumsal .ve klşl­
münistlerın ge~~EI~ öz.ün~·yıoı""': sel yıaş;ın:ıqa sadelik ve alçak 96lara göstııı:e~k, antj-komünlst nUIIüı<; aile l~inde karşılıklı saypropagandııYı yı§ınıat'<l(lze~ncfe. gı, çocuklal'ft'l el!lltımi Için özen
tıı- r&~. haııt getirecek, y~ıı:ıl<ll'la
pöstMmek; . p.arazltlzm, sami mı­
parti aru~a d4ha.canlt illşkile- yetstıllk, karlyerfzm, açgözll).
ri n kurutmıısı~ı. sa!lla)'acak, ,par- Jük, kÇ)mı.ıızm düşmanıarıYia vs.
tl nin .ve parti üye~rlnin gelişt~- uzı;ışmazJık va amanazc:;ı' sava ş;
rilme.slncte bii)tük bir rol oynaya- halkların özgllrlü!lü ve barış da·
caktır.
:ota&lfla batlıltkf emekçllarle, bü,
tün IBke .1111 h.alklarla kardeşçe
dayanışma...
.
BU aı:rtamct'p, Parti üye ve
KOMOI';<IlSTIN AHLAKi. Gö·
la
ı.ı1
münist ahiakın n'Oı'm ve pııenslp­
Jertni komı.ılstlerln davranaşla­
nnda, parti çatışmafarenda ve onun temel halkalarında -parti teme ı örgütler1ncte- sOmutlaştır­
mak, gerçekleştirmek Için, parti
uıreıert arasınctıf belli pratJk lllş­
kilerin do!lal sonucu, yani öZünde mevcut C)lmast gereken samı­
mlyet., c:HrüsUük gibf rıJtenıcıer­
dlr; Bu anlamda; parti örgütlerlnı;te ahlaki Ilişkiler, komUnistter arasınetakl karşıtıkıt IliŞkileri
belli bir şekilde· kOntrol eden
sosyal pratıoın bir biÇimi olarak
eta kenctlsln~gö&temıektedlr.
rd
nış rın<!~·~<>n;ı.
PARTIDE AHLAKI ILIŞKI­
LER: Partl<te ahı.kl IU'fkiler ko-
g
Hazırıayan:Jar PEŞENGI
.o
r
PARTIDEETIK
KOMONIST VICDAN: KomU.
nlst vicdan kOmünist! n çatışma­
ak
u
'tarıneta becerlkiiUğini,öne
w
w
.a
rs
iv
ve
w
PatJ,z~nJ~i'ı
arasın<fi,
sem-
Ma~ksıst­
L.eninıst etlOln, blllm~.el -o~r~k
ö!lrenıırnesı; ömımıt blr görev,dlr.
Ko'MONiST AHLAK: Komünist ahlak, Insan· dali?nişı, ı~tn,
ahlaki, prensip, norm, ,bakış açtIarıneta n v.s oluşan, l<omQnlst
partinin bireylerı ve kamuoYunu
Petcııg
: Sayfa 8
RONOŞ,O(
tln .ahlaki
alCI MI):
görüı:ı,Qşü
Komüni!l-
sosyalizm ve
komı.ılzme fıa!llthk, Proleter ent~rnasyqnalist
ve .yurtseverlll<
lı:ollektivlzm, ödev ve sorumlU'
,Juk, dürüstiUk. Vtı doOnıluk, şa­
ctel~~ ve alçakgönülüUII<, haksızi ı·
, !la karşı savaşmak vb, 9.!bl belli
konu-
tM görevtertn uygulanmastoda
özdisiPIIn göstumeslni· w adım­
tarının· partlnln· amaç ve 9W'evteri~le, orn.ın program, tUzlik lll· diger istemleriyle uygunluk içinde
olup olmadl!ltr.ıın, kOmünlstln
klşill!llnln özkontrolve.özdenetıenmeslni sa!llarna !'yargıı:ıt~'dır.
Komünist vicdan, ko~lstktrln,
vörıeticl kadrOların çatışmaıarın­
başhcıı llll&al<l komrolcüdür.
O, P.ıtrti ve tQpltım önı.ıde, sorumlulı;ık ve ödevııwın bizzat ki·
qa
. ll$81 ,olarak blllnm~slnl saOJıvor.
Ne· var ki, buıoıun bilincine var-
o türden bir biHncııı varki, sacıece ı:ıaııtı ve tol)fı.ı m
tilfllflndan verilmiş bfr göFev olarak ı:ı.eoıı,,aynt .zamftlda ödev ve
5oruınıuıı.ıııun
kendi.· önünde,
.kenoıncte beflrmestc:Ur.
. Vıcctan, Koııı.ıistin Iç ''Yarııı­
ctdP'". su •yargıç" onun. hareketlerini kontrol eder, onu. Ilatataretan I<Qrur, l<en<ti çatışması­
na sevkeder. Komllnist prenapıere, normıara, alliaki ve pofitik
kurallara 5lk!Ot balllt kalmayı,
partinin L.enincl normtarını J<orurnayı saOJar, Vicdan arac:tltOıY­
Ia l<oml;ılstJo1' kendi şahıslarıy­
la, · l$1mlerJ.yle; kendi -atttkları•a­
mak,
rnaıtlf·
dtmları yıırgıtarl•r.
Komünist vicdan, sadece uygıı­
tanan davra111şların ne anlamda
olcluOunun farkına 'biRnçll olaıDevamı s,l.4'd.e
ıı_.örgüt
macıyla olayı bazı belgele~ıyıe
birlikte tekrar yazmayı gerekli
gördük.
·
ömer Çetın, özellikle 12 EyIW faşist d~~Kbeslnclen .sonra,
partiyi mücadele alanından ..alı·
koyma çabalarına glrlştl. Dar·
benin Q&Çici oldu!lu , bu $11re
zarfında sessiz sedasız kalmanın
en akılcı yol(!) oıı;tuQu görüşünden harekette
yeni dQne·
me Ilişkin mücadele t<ıktlk ve
hedeflerinin bellrlenmesine, kad·
çalıştı.
Partının ısrarlı
tutumla·
rına .vargücüyle karşı koydu. ıııu­
nuri iÇin, Partının e,ıicl çoğ1,1n·
lu!junu.n lrC~deslne rağmen, par·
tlyi tasfiye etme çabalarına giriŞtı. Marksist-Leninist normtan
ayaklar ~ltına aletı. ·Partinin yürütme organıarının toplanması,
işlenmesi yollarını tıkarnaya gl·
rl$tı.
·
·
·
Tllı'n
bu ısrarlı va b!ll[\çli
çabafatını !ıözetleYe.ıı 1\il.erl<ez
Komitesi, "zor 'koşul ve e(ıgel·
lere tıııırnen 1982 Ocak aYinda
toplanarak, ömer Çeti h, · tllm
görevlerineten 'tızaltlaştirdı, ı:ılrtı
Q.Jetl§fnf·dunitürd'u. !ltı konuya
lllşkin Merkez Komıfesr'nln' itl·
mı Ş ok!Cı!lll karar devtlmel öngllrUrtllri bir bet!ıesıdlt:
" ••.Merkez- Koinitesi bu ttır
:kiiQIIfoı btırtuva' 6zelfi'k ve alış·
i<anlıktart partlye bıilaştırmllk,
parti ·sııflllhnı burJuva· c:tüşünce­
slyle zehirreverek onu milcadele
yolunclıtn saptırmak: her· tUrlU
etklnltjlnl felç ederek bitkiSel
bir hi!IYata· malikum ve bu yol<lan çürümeye terketme· e<ıbafa·
rtnda birincı derecede bellrte'yl·
cı rolü ·ııe parti sekı'eterinirı· sorumlu oldu!! unu saptat. Son bitbuçuk yılda; pllrtımıı Içinde
meydana gelen gellşmeter~·yuka­
rıctaki çabalarda parti sekreterinin, birincı derecede beli rleylel
rol Oynactı!lrnı hiçbir kUşkuya
yer vermeyecek derecede kanıt­
.a
r
~an bır tutum, ıçınde alil us; unu
tesbit etnliş ve bu ıı~e.ıdc;.de ce·
zıı.Jaı,dı,np tüm yetki ve ıörevle·
nn~eiı uzaklaştır~ş,p~
üyel-
w
Oini bile dundurmuştu• ... ~ ki!·
rardan tam 'seksen' gün. so,iır,a,
ömer .Çetın ·sanki aıct~öırı;ıız
~raiın ısabetliliğlni isp'ltlarc~ı­
w
w
na gidiP faşist cuntaya teslim
··oldu •. Olaylar t:töyle 9eıışmesi·
ne rıı!jmlln sözkonusu Çevreler
.olaY.ı çok'']yı l;ıilctlklerl. hatde,
Pı?rtlmizi yıPratmak hisflyie Hk
günden bugüne çtek her v.erde
sö:ı:lü düzeYde iftiralarda buluriml-Işiardır. Hızıarını alamayarak,
son olarak da bu yalar\ı Y~llı
dliıeYde
işleme
göstermişlerdir.·
c;Uret~rtı!lını
Bu olayı daha önce bir kaç
kez duyurmamıza raQmen hem
bu çevrelerin bl.l yalanını cıeşlf-
lamıştır.
ıı
MK
üYele~lnl~ ~e p,a~tl
OrgütCilrenişi k·arsısın~,' ·. cı.ıııa da :h ır·
çınlaşarak, her ne p;ıh;uınaolur­
sa olsun orgütü Parc;aıa~,J< yo·
Juna grtmıştlr.
..
lerlnlrı
eziCi
çoQw\JuOı.ınun
.IQS' tUıl)ğü tün;ıd.en çtÖnel(ıt·
rek, · Pii'tlhtn t.enıtııst anlayış.ını
ayakilir altına· alıirak /Yetki ·ve
ııorumıuıuklarmı k'ötüye kUllanarak~ ama öte yandan, .gtzlftl·
!lin, yetklllllğln, Ol'oııtset diSiplini n arkasırıa gl~ lanerek blltün bu
çabalarında emellerine utq~ı
dell!'mlştlr •. ·
"Bütün bu dı,ınıml~ı somut o!arak. tesP!t. -!!~·. Partı' ·.MK
Q51iı Rlft! _Uyefl~,l dış.,t.Q~~~ J)lltün görevlerınden az;Jııctll~lne.
ku
r
Toların kOrunmasına yanaşma­
dıjjı gibi,M.Komltes i organtnın
toplanmasına da engel olmava
tutmuştur.
or
g
re etmek ve tiem de bu ·Ihanet
sürecini ve buna karliı. tutumu·
muzıi daha ı'yl ka'l/l';ıtmak a-
va
kenditertAe eliişman
durmuyorlar. Kürdistan devrimi yolunun, par,tlmizin de Içerisinele oldu!lu
devrimci yu.rtMNer organizasyonlan dashtmal< ve yoketmekten geçtl!jjnl açık açık propaganda eden ve ı;.unun Için de
elinelen geJdl!jini ardına. koymayan Apocular (PKK), partimize
· yÖnelik hergün yeni ifl;lra ve ka·
raJamalarda bulunuyorıar.S\Inun
Için ,de her türlü yala!'\1 mubah
sayıyorıar. Yapt~J<Iarı ifti,ralar,faşlst. cunta ve borazanı işlevlrıi
gören g(lctümlü basının, devrimci
.'l(e yurt severiere yak ıştırmaya
C;:ahştıkları karalamaları· arat ma·
yacak cinstendlr. Bunun en ııon
örneklerinden biri; ömer Çetln'i
.Partimizin Genel. $ekreteri ola·
·rak göstererek , bu kişinin Içine
girdi!jl lhanetten partimizi lekeleme payı ilri!J!Iıa~ıdJJ;'--·~w .......
Partimiz, :ı.2".Eylül, arifesi ve
şorırasına uzanan ~aman sür~sı
içerisinde ömer Çetinın daY·
ranış ve eylemlerini ııözetıemış.
O'nun sonuç itibarıyla partiyi
pıısifleştirmeye, devrimci . Ozün·
den alıkoymaya, Markslst·Lenı­
nist normların öngörı:il!Qü örgütsel yaPidan uzaklaş_tırmıiya, fa·
şist cunta karşısınctıı ko). ve bacCJt<larını
ba!:jıamaYa,h,lçblr , iş
YJI.PA~ du~~ ,a,etlrm.~Y! ça·
si
Partlmi~i
~enler boş
d.
Bir.lhan et ~re Devrimc i · tJngiSrü
Içincieki yetki ·,e soOrg.lltürl ,1ınıf çı­
karlarının aıeynıne 1118 ·Leninist
anlayışı, aevrlme olan ınanç ve
savaş karar=nı Orgotten tasfl·
v.-~~k .
. ü, sağ bir batak·
lı§ın Içinde Imha etme yolunu
rum~"\<laf!n,,
he(t~l!l ~~~~ıiıirı,eıı~ aııq­
masına
~r_ıça_ ,MK'ııLn. al~ı
büt!Jn . ~r.arı.t;ına 14Vması, ·paftlye lllşkin tıe.r. tl!rlli· faaliyetter'ını clurt~ı,ı.rmuı koşuluyla..
miiZdl!kl U)<. J(ongr~ıı.kaelar P:Jir·
tl üyeliğinin de dPildı,ırıılmesı­
na,
ön•
aYnı, koşı,ı.llar.-
cıtrcte
ko~ıt
\IVd/JÖ!I
,t.ı<··
~~m:ıuı.ı;ıe. ~­
wnıııa .l\ak19ô,ın.~anm~sı~ ~a­
.._,.1
rıır vermişti)'. f<41rar ()7~ı,
Y,!&
~~~mışttr;". . ·
" ;· .. :.
o~ 1,.?$2 tarı~ııı, ı:ıartı .Mım4<';ı:. t(oı;ııit~sl tQP.IIntısıfldaı-:ö·
r,ner ~n 1 !ll liglll aıırnm.-tı.." "'-"
r•rıtll!' lı'm se~•n gÜI'l ,sonra.
nı
w•
~ıs.ı,;ışs~ tari!IJI'l~). ömer
Çetın,.·aı-aıplması ,lli;ıırırıe .QI)f~­
~kır. Emnlyııt, A~\lri!~IAII. glde·
re.k testtıp Qldu. çWı.er C•tın.
tek I)Jr tokat .. ~ı;rııı~n. d,IJ:ıa
önce. ~arti d6k~orılar~~a. p.tr:
tlsal. faal{yetlercıe . ·~sı,ı.c: ijstQ"
ya~ lanarı . vuııetce .mııl~pıını·
zın ~~ser,. '{Eirlp sır.· ~rme"dlAio
kahrarııaı:ıça dlreJIE!rıı~ pa~tı hak·
ktnda kücücük bir blıgı vermedl!li koşuııard,a tUm bllell~ıer~nı
kustu. Parti fuUyetıerl hakkın·
da tam ao sayfalık bir bilgiyi
verdi.
ömer _çetın partJrnJı şahsın·
da,Kürdistan "'lkınıi) inllcact.ele·
sine, sosyalist düşkıceye Ihanet
beva.ıtıı
.
'
'
Peşeng:
s.12'de
'
Sayfa 9
bUyüklll küçüklü deremUmkllı1'" c11abıımt$l ·•'lisıiylşten vergi
tahsillne, kaçakların yakalanmasına,eşkiya tenkiine dek doğ­
·rudaA deYIIIN 11911endlren her
tıuSUS;
ontata havale edilmiş­
teşkllll
bey!fı;lnln '·.ll!l~~leriyle
tır."
. 8tl na
aynı yUzyılın yld6nemlnde "derebeyıertnın bir'~ vezlr, mlrmlran
rutbelel'ly!e van, mutasarrıf ve. Ya· mUteseRt'li1:11r. ülke sanki onlartn · nüfut tak~ mine u§ramış­
ttr. ôzerinCie hak Iddia ettik·
· tllrl bölgeleı' ıÇın devleti esiekarŞin
nıeden
or
g
.r:ıe:.a,ynı
savaşa'
ı:ıatllşahth
tutuşabllmekte,
görevlendirdi§! öteki
w
w
w
.a
r
si
va
ku
r
d.
derebeyi p'aşalar, onları yatış. t'ırmaya uııra$maktadır. Peşıe­
. rinde atlı , yaya ıeventlerl,dell­
ıerı, hayta'Jarı vardır. Çevrelerinın daha kudre'tn derebeyieriyle
ortak Çikar gerelll dayanışmaları
sözkonusudur. Ancak kendi
bhlgelerıl'idekl hakimlyetleri kesindir. Devleti temsil eden ehH
örf znmrest lle kadıyı yanıarına
alabildikleri öJÇjide halk azerindeki yaptırımları tıaha da da per,ımıenmel<t\jdlr.. :.
Kona§ında
:tında,nı, 1$kenee. odaları hatta
darajlaçtarı ..." vardır.
KüRDIStAN OEREBEYLE·
RININ·STATüSü
Klirdlıitaı\ · ··• · ozemkıe Karasu
~Mutat · ilamıarr daha de§lşlk
karekteriıe ·. li$1-etıeyıerinln su ...
·ta kuWfu'§u ·yıitier olarak dikkatt
'Elir vonuyıe tahıl ure'ttintne öte yörıtıYle konargöçerııg~he' h~ty;sric:Jiı!la dayanan bu
~ötgeter, k8n'f ve kasaba asaytşlnden . ·zt"ade 'kır' ve 'da§'
. gtlvellll!llne rtlUhtaç oldu!iu Için
· d'erebeYlnln · eırne daha Istekli
sarılinıştır. ·au zaruretl ortaya
çtkardı§ı cıer~eyı tipi Ise, pe$l nde sıtatışörletl ile dolaşan,
eşkiyadan c:fatia göznpek ve kuviıetll bir çeteı:ıaş'llsimiiiııdedir."
· Ktırd.lstan•ın özelUk le Osmanlı
t'mi>'aratotlı.iifli'nun do!iu sınırıa­
·ı'lna yakin YöriJlerı, "derebeyıerı'ne ·ifaha' de!llşlk statülerde
· flllya'tlyet' vermfştlr. Mezhep
'm'Ueade'ieie·rı; a~ıtet hayatı, 1ran•
l'a.ill$kıier bunuii başlıca sebepJerldir.
.
· '"1750'1ei-den ·ıtıbaren, eski yenl ayırmakmin' derebeylerine
kar$r •ttı'·ıtiı'ı<IJ'dırma• politikası
gntmeye başlayan devlet, bu ka-
ÇeJ<ar:
kanlı- savaşlardan KiR-distan'ın
özelllkle Harput, oıyarbak .. ,
Urfa ve kimi diğer ·yerlerindeki
gelişmeleri de öğrenebiliyoruz.
OSMANLI'NlN ZULMO
öte Yandan bu derebeylerden
merkezi yönetime karşı
biri
Osmanlı
başkaldırdığı zaman,
pacıtşahları, hem merkezi ordu
hem de yörenin diOer derebeyleri aracıııoıvıa bu beYin ııze­
rine çullanır, yöreyi baştan başa kılıçtan geçirir "lti lte kır·
d ırma" politikası güderdi.
örneğin Vezlr Köse Mustafa
Hafız VeliyedPaşa'nın Oğlu
Padlşaha
dln Paşa, 1812'de
karşı Isyan ettiOinde, padlşah
O'nun idam fermanını çıkararak
Madenler Emini
bu fermanı
Ahmet Paşa'ya havale etti.
Kethuda" Madenler Emini
sını bir miktar askerle keşfe çı·
karmıştı. Bir yandan da Keman
ve Arapkir vovvodalarını malyetl ne çağırdı." ve Vellyeddin
Paşa'nın peşine takıldı. Pekçok
çatışmalar oldu. Her
kereler
seferinde Veliyeddln Paşa kuşatmayı yararak kurtuldu. Sonra
Padlşah .daha pek çok derebeyini ya da devletin yüksek düzeyindekl görevlllerini bu isyana
bastırmakia görevlendirdi. Veli·
yeddin Paşa çok çok zor durumda kald!Oı zaman Akçadağ
Kürt aşiretlerine sıOınctı. Kürt
aşiretleri O'na · sahip çıktılar.
Osmanlı Paşası, Pehlivan 1brasardı.
AkçadaO'ı
hlm Paşa
AYlarca Akçada!llıların etrafı sarııı kaldı. Yiyecekleri tükendi,
dağda ot yemeye başladılar.Fa·
kıldı."
kat bu arada Veliyeddln Paşa da
Yine araştırmada bellrtildi!line beraber getlrdiOI askerierini be9göre, bir araştırmacı tabioyu lemek Için Ak'çadağ Kürtleri'ne
şöyle tanırntıyordu:
baskı ve zulüm yaptı.
" KöyJDJer, pantreist ve pasi·
1813'te " Ordunun Darende'ye
vlst tarikatiere saptanmıştır. ulaştığını gören Veli Paşa en gö·
Alevi ve sllnnl köyler sık sık ça- züpek silahşörlerlnl
Akçadağ
tışırlar. Kız alıp vermezler. Ya·
Kurt Lapa BoOazı'
girişindeki
kın evlilikler aptal,sakat nesi ller na yığdı.•• Kurt Lapa SoOazı'n­
yaratmaktadır. Kıtlık yıllarında
kısa sOreli mOsademede
daki
açlık ve göç başlar. Boş arazi
'Oymaklı BiriiOI' 200 ölü bıra­
ve bataklıklarda sıtma, insanla· karak yenligiye uğradı. Ai;:ılan
rı kırar geçirirdi. Bir tutarn arayol, Baba Paşa'nın kolayca Ak·
zi ve dedikodu yüzünden çı­ çadağ'a girmesini sağladı ve
kan davaları, kötü beslenme, hemen
geçildi.
kuşatmaya
nesillerı dejenere etmeye başla·
Kendi yurtlarında kendi dağ­
Harplerin getirdiği askeri larında asılı ·kalan AkçadaOitdı.
masraflar, sık sık tekrarla.ıan
Devamı s.l3'de
vergileri, köylü ve şehir·
avarız
w
w
w
.a
rs
YALNlZ HANEDANLIK
TARIHI DE~IL
Araştırma, salt hanedan ailesinin tarihine; onun imparator·
lukla olan ilişkilerine de!:jinmi·
yor. Hanedan ailesiyle egemenliOi altındaki topraklarda yaşa­
makta olan köylülerin, göçebe
aşiretlerin, müsWman olmayan
halkın ilişkilerine; ekonomik ve
toplumsal yaşamına da de!:jlnl·
yor. Hiç kuşkusuz, araştırma­
YI de!:jerli kılan en önemli yan·
lardan biri de budur. Araştırma
müslümü ve gayn müslümüyle
Kürdistan köylüsünün, göçebe
aşiretleri n bir yandan yörenın
esnaf ve toprak ağalarının, aşki­
soygun ve taıanından
yaların
derebeylerin koydukları a!:j ..
vergi ve angaryadan öte yan·
dan merkezi otoritenin ald!Oı
vergı bitip tükeornek bilmeyen
1
Iç ve dış savaşlar için kopardı·
ğı Insan gücünün yaratt.Oı tahri·
batlardan neler çektiğini, köylü·
ların
ur
d.
or
g
nın tarihini böylesi bir Ilişkiler
sistemi Içinde ele alıp ta 20.yiiZyılın başlarına kadar getiriyor.
Bu araştırmayla esas olarak sözkonusu etti!:iimiz yOZyılların Batı Kürdistanı'nın • daha çok da
Sivas ve Divri!:il yöresinin önemli toplumsal ·ve siyasal olaylaFakat
öOrenebiliyoruz.
rını
kimi zaman Köse Paşa Hanedamernı'na mensup vezirlerin,
kezi otorite tarafından başka
eyaletlere vali olarak atanmakimi zaman bU hanesından,
dandan birinin merkezi yönetibaşka
başkaldırmasıyla
me
yöreterin bunların ıızerine gönderilmelerlnden, kimi zaman da
Sivas'tan ta SUriye'ye kadar gldiP gelen konargöçer aşiret lle
devlet arasında ya da onlarla
halk arasında çıkan
yerleşik
Yüklenlyordu. Fakir sınıf·
üstüne yüklenen ve 18.yüz·
ydda sayısı 100'0 bulan vergi
çeşidi, Iktisadi bir yıkilli oldu."
liye
ak
yaşamaya ı,aşladılar."
Işte kitap Köse Paşa Hanedanı•
ler tarafından o dönemde baş­
wrulan dllekçelerden, yerel kapadlşah katına dek
dılardan
yapılan girişimlerin tesdl edildi·
!:il belgelerden ortaya koyuyor.
Onlar toplumun en çok ezl·
ten ve sömürülen kesimleri olarak apaçık karşımıza çıkıyor.
Osmanlı merkezi yönetlmi;Padişah, kendi egemenHk alanına
yönelmedlkçe yerel derebeylerin merkezi yönetim tarafından
atanan vali ve diğer Imparatorluk görevlilerinin halk IIZerlnde
estirdlkleri baskı ve teröre her
zaman göz yumar, halkın bu
yöndeki şikayetlerini gözardı
ederlerdl.
"en
Kürdistan'ın
örnel:iln
namlı ailelerinden olan Rışvan­
zadeler, bir yandan Rışvan kon·
federasyonu üzerinde mukafaa
voyvodası, bir yandan da Maraş,
Malatya ve Besnl malikaneleri
mutasarrrtı olarak 200 ydı aş­
kendi bölgelerinde mut·
kın
Jak söz sahibi oldular••• Devlet,
bu hanedanın nüfuz alanına dı­
şarıdan yönetici göndermeyecek
derecede çekingen davranmayı,
zulüm ve baskıntıklarını kulak
ardı etmeyi seçti. Mesela, 17:50'
de Rışvanzade Süleyman Paşa,
yönetim alanı dışındaki . Da·
renete'ye Iki bin sllvari ve pi·
yade ile giderek dört gün kal·
mış, ahaliden karşılıksız yem ve
yiyecek almış, köylere YIIZierce
asker sevkederek haraç toplamış, mazlumları zincire vurdur·
Elblstan'da da benzer zu·
muş,
tümleri tekrarlayarak Malatya'
ya dönmüştür ••. Adı geçenlerin
bU tür eylem leri cezasız bıra­
iv
dim aileleri de mücadeleye 511rükledl. Mahalli derebeylerının
birbirlerine karşı düşmanlıkları,
kan davalarına ve kanlı muharebelere dönüştü. Mazlum ve
masum halk yıgınları bu berbat
ortamın asıl büyük tahribatını
l'işeng ı Sayfa ll-
BIR IHANET VE DEVRIMCI öNGöRO
ur
d.
or
g
1984 yılı Içinde sonuçtanan
KI P-DDKD davasında mahkemenin vardı§ı hUklnlter, verdl§l kararlar ömer Çetin'In halnll§lnl
sergiliyor. Mahkeme kararının
ömer Çetin lle liglll a- bendi
"a- TKDP-KIP Isimli suç
Ittifakının mensubu olmak suçunu lşledi§l antaşıldı§ından,
TCK'nun(ç) 125. md.sl yoluyla
aynı kanunun 171/1 maddesı
uyarınca 8 yıl a§ır hapis cezısıy­
la mahkumlyetlne, hakkındaki
soruşturma tarihine kadar deşif­
re olmamış örgüt hakkında,
sonradan da do§ruıanan temel
bilgileri açıklayanlardan o lması,
soruşturma ve duruşma esnaıa­
rmdal<l yardımcı beyanları, baş­
tan sona kadar duruşma dlslp-
w
w
w
.a
TUm bu gellşmeleJ"den sonra
toplanan Ikinci parti kongerimiz
ömer Cetln'l sosyalizme ve KUrdistan
halkının
mUcadeteslne
verdl§l
bilinçli
zararlardan
dolayı HAIN Ilan etti.
Ikinci kongrede tUm delegeteBaştarafı s. 5 'de
rin oyblrll§lyle kabul edilen karar metni aşa§ıdaki gibidir:
"K.Serbest (ömer Çetin P.n.) §unlaştırıyor, kan dökUyor. Ve
UZerine karar.
döktU§U kanlar Içinde çırpını­
"PPKK Ikinci Kongresi;
yor. ÇUnkU faşizm ne kadar
"'Parti Içinde sa§ oportUnlst
baSkılarını
yo§unlaştırırsa yo·
kll§ln başını çekerek, partlyi iuiilaŞtırsm, ·ııalkıiı kin ve nefre·
Işlemez
hale getirip tasfiye tlnin daha da artmasını engelle·
etmeye çalışan ve bu nedenle yemiyor.
de Merkez Komitesi'nin 9·11
KAHROLSUN FAŞIST ASOcak Kararları lle tUm görevlerinden alınarak parti Uyell§i KERI Bl RLIKLER 1
do nd uru lan eSki parti sekreteri
V ASASIN BA~IMSIZLIK !
Kurdo Serbest'In daha sonra bur
H.Gernas
juvazıyıe
pazarlı§a
oturarak
20.7.1985
sosyalizme, halkımızın ulusal dePeııe~
: Savfa 12
diye ödüllendirmektedir.
öMER ÇETIN'IN HAINLI~INI
SöMüRGECILERIN
MAHKEMESI DE TEYID
EDIYOR
rs
IKINCI PARTI KONGREMIZ
öMER ÇETIN•I HAIN ILAN
ETTI
ve mahkeme kuruluna
örnek denebilecek bir davranış Içinde olması, siyasal faaliyetlerini terk ettl§l yolunda samimi görünen Ifadelerı nedenly·
le TCK'nıınun 59 maddesı uyarınca cezası l/6 lndlrllerek, ••• "
karşı
ak
O, hapishanede kaldı§ı sUre
boyunca yapılan açlık grevi vb.
direnişierin hiçbirisine katılma­
yan "politik(!)" tutuklulardan
biridir. O, bu direnişçileri tipik
bir sınıf dUşmanımız, egemen sı­
nıflardan
yana birisi edasıyla
''hırsız, sokak çocu§u, kilitli"
olarak de§erlendlrmlştlr.
s. 9'da
linine
mokratlk mücadelesine ve partimize Ihanet etmesi nedeniyle lh·
· raç edilerek HAIN Ilan edilmesi ve parti basını yoluyl" teşhir
edilmesını karar altına ah •• "
Aynca kongre ömer Çetin lle
liglll kararın da içinde oldu§u
Merkez Komitesi'nin Ocak 1982
toplantısında
aldı§ı tUm kararları da oyblrll§lyte onayladı.
iv
etti. O sadece flzlkl olarak tesim olmakla yetinmeyip ideobgJik olarak da dUşman saflarına
geçti. 30 sayfatık ifadesinin bir
bölOmUnde : "·- Bu mücadeleye lnanmadı§ımı, siyasal çalış­
maların killllteli ınsan yetiştirme
yerıne
katB ve hırsız yetlş­
tlrdlklerlnl, KUrt toplumu yoz
bir toplum Olması nedeniyle onu blllnctendlrmenln Imkansız
oldu§unu, KUrt sorununun dilnyanın en karmaşık ve zor sorunu oldu§unu ve bizim gibi
ekslkllklerıe c:toıu olan Insanların
bu karmaşık sorunu çözebilecek
duruma gelmelerının mUmkUn
olmadı§ını., benim ayrıca ldeolojik olarak yıkıldı§ ımı artık sosyalist kurarncıların söylediklerı­
ne lnanmadı§ı'"nı .söy)iiyordu.
Baştarafı
NEDEN
KATLETTILER
Partimiz, ömer Çetin'In 11eçen süreç boyunca de§lşen konum ve durumlarını çok Iyi
gözetleyerek olabilecekleri önceden tespıt ederek buna göre de
Isabetli kararlar aldı; do§ru bir
politika guttU, devrımcı öngUrUcUIU§UnU ortaya koydu.
Bu gerçekiere ra§men, bazı
çevreler bu olayı partimize karşı ·kullanmaktan yarar umuyorlar. Onların bu çabaları hainlerı
gözden kaçırtmaktan, yurtsever
Insanları karalamaya yaramaktadır- on lar 9!rc:ekterl tersvuz edlp haksız yerde örgütlere çamur atma çabaları yerine, ıc:­
lerlnde hergUn çıkan sayısız aJan ve provakatörlerln neden
çıktı§ı
ve nasıl barındıkları,
yurtsever örgUt ve kesimlere neden
saldırdıkları,
provakatif
eylemiere nıçın araç oldukları
sorularına kafa yorsaıar KUrdistan halkına ve onun mUcadeleslne daha yararlı olurlar.
Yalan ve Iftiralar azerinde ku·
rulmak istenen yapıtar tutunamazıar.
RAHŞAN ECE~IT....
Baştdrafı
s. 3'de
nemlerini acı deneyteriyle yaşa·
rak ö§renditer. DlktatöriU§Un 5
Yılı boyunca tesllmlyetçl bir ko·
nurnda olan Ecevit'ler ve dl§er
burjuva muhalefet çevrelerinin
bugün demokrasi havarisi kesil·
meıerl kimseyi kandıramaz. On·
ların demokrasi anlayışlarının
çerçevesi de, önemli ölçUde,
devrımcl-<femokratik
gUçlerln
antl·faşist mucadele sUreclndekl
etkinliklerine ba§Jıdır. Bu nedenle, faşist iktidarı yerle bir etme mUcadeleslnde umut, halklarımı:orın devrimci demokratik Or·
gııtiU gUçlerlnln toparla.nmasmda.
bu u§urda atılan olumlu adımla·
rın daha da llerletllmesindedir.
BIR KüRT HANEDANI
layı
aydınlatıyor.
w
w
w
.a
rs
uyan, gününü gün etmekten baş·
ka bir şey düşünmeyen öğrenci·
ıere, hiç hakketmedikle ri halde
vıze notu (imtihan notu) olarak
70 ya da 80 verebiliyorıar. Bu·
nun yanında da toplumsal geliş·
meıerle ·yaı<ından ilgilenen, yoziaşmamış aydın öğrencileri hiç
tereddüt göstermeden derslerinden bırakablllyorlar •. Bir ö!;lrencinin ltirazı karşısında hemen onu polisle tehdit ediyorlar. üstelik geçirdiklerı ö!;lrencilerden,ııe­
rici, yurtsever ö!;lrencileri okul i·
daresine ihbar etmelerini Istiyorlar. Bunun en belirgin kanıtı şu­
dur: Eğitim Fakültesi'nin Deka·
nı öğrencilere yaptığı bir konuş­
mada; "duydu!;lumuza göre okulumuzda, hala eski dönemleri
yaşatmak, yaratılan huzur orta·
mını bozmak Isteyen böllicUier
var. Biz bunların heplslnl tesPit
edemiyoruz. Bu konuda ö!jrencilerlmizden yardım bekliyoruz.
Siz bu öğrencileri bize bildirin,
biz onları güvenlik kuvvetlerine
teslim edelim" dedi. (Dekan'ın
yaptığı bu konuşmaya en az
1000 ö!jrenci tanık olmuştur.)
YöK cellatları en yoljun baskıyı üniversite'deki Kürt öğren­
cilere yöneıtmektedirler. Bunu
gizlerneye de hiç gerek duymu·
yorlar. Nitekim şu anda Konya
selçuk üniversitesi'nde görev
yapan, eski Fakülte hocaların­
dan biri hiç utanmadan "Ben
Diyarbakırltiardan (zaten Kürt
demeye dilleri varmıyor) nefret
ediyorum. Diyarbakırlı ö!;lrenciler a!;lızlarıyla kuş tutsalar dahi
benim dersimden geçemezler"
diyebilmekted lr. Nitekim adam
dedl!;linl yapıp öğrencilerin ço!;lunu dersinden bıraktı. Ve Konya selçuk Onl versitesi ne atanarak sahiplerinden "keml!;lini aldt."
Bir de geçenlerde üniversitemlzin aydın ö!irendlerl için çok_~e
!;lerli bir kaynak olan D.O.Kütüphaneslndekl yüzlerce de!;lerll
(kendileri nce yasak) kitabın top-
iv
i çi n ölçüt ;tıranştaki ba-
şarı de!;lil, ö!;lrencilerin koydukları kurallara ne ölçüde uyup uymadıklarıdır. Kendi kurallarına
Kuşkusuz
sayılabilecek
zaaf ve yanlışlıkları da yok değil. örne!;lin araştırmayı, Kürt
toptumuna tUşkin bir araştırma
olarak değil de TOrk toplumunun araştırması otarak ele alı­
yor. YI ne Köse Paşa'nın ataları
Urfa'nın
Badıllı Aşlretl'nden
gelmelerine ve Osmanlı kayıtla­
rında Kürt oldukları belirtilmesine ra!;lmen, yazar bu hanedam
bir TOrk hanedam olarak de!;lerlendlrlyor. Onların da Türk
kökenli olduklarını iddia ediyor.
ButUn bunlara ra!;lmen çok emek sarfedllmlş, özelllkle KUrt
tarihçileri ve genel olarak Kürtler için büyük de!;jeri olan bir
araştırma niteU!;llndedlr. Mutlaka okunmalıdır.
MODERN GENÇLİK HAPİSHANELERI:üNlVERSlTELER
tırıcılar
ciddi
araştırmanın
or
g
Akçada!;l Beyleri Osmanlı Paşa­
sına giderek Veli Paşa'nın cesedini teslim edeceklerini bildi·
rerek kuşatmaya son verilmesini
istediler. Ancak Osmanlı Paşası
"Ille de sağ isterim" diye tuttusağlanamadı.
anlaşma
runca
Paşa gelenleri tutuklattı. Aşi·
retler başsız ve Işsiz kaldılar.
"Baba'nın (Osmanlı Paşası b.n.)
askerleri, başsız, bu!lsuz, aç susuz da!;l ehlinin direnişini kır­
makta güçlük çekmedl. öldürülenler kayalardan aşa!;jıya fırla­
tıldı; yakalanan lar, Argada'ki karargahta eellada tesHm edildi.
_,Ne Baybeyi kaldı ne yi!jlt •••
Resmi belgeye göre 117 kişi de
Darende Kalesi'ne gönderildi.
Yarasını, belki de 50 yılın saramıyacağı bir tenkil tamamlanmış oluyordu. Da!;lları vatan tutan Akçada!jhların büyük çoğunluğu, yaşlılar dullar ve yetimlerdi artık ... Yıllarca yamaçkarları,. a!jıtlar, ağlayışlar,
s. 10'da
g ış lar çın !atacaktı ••• "
Araştırma buna benzer daha
başka olayıarı da günyüzüne çı­
kararak, KUrdistan tarihini araş­
tıranlar Için çok önemli sayı­
Iabllecek pek çok belge ve o-
d.
anlamsızlı!jını
Savunanlayan
ur
Hem Veliyedln Paşa'nın ba9kısından hem de Osmanlı paşası­
nın kuşatma ve katliamından
çok zor duruma düşen aşiret­
lerin bazı kadınları bir gece
gizlice
erkeklerden· habersiz
Vetiyedin Paşa'nın çadırına hüederek O'nu öldürdüler.
aım
"Basit yaşayışiarını uğursuz bir
kurt gibi dalayan, dokuz aydır
tüm varlıklarını kemiren zalim
Veli yokedildi. ölenlerin demi
dlyetl alındı. Baybeylerlnin, aşi­
ret geleneklerini çiğneyerek Veli'yl teslim etmek zorunda kalmaları önlendi. Ertesi gün, Pehlivan Paşa ııe anlaşabilmeıeri
için en önemli ödün, cansız ve
zararsız hazırlanmış oldu."
"... Ertesi sabah, top lar dağ ı
döverken, askerler de kayalara
manın
başladılar."
ak
lar Için sonu belirsiz bir felaket
Kürt Lapa'da ölenlerin ya da esir düştükten sonra idam edilenlerin kesik ·basları , katırlara yüklenip da!ja
gönderildi."
başlıyordu.
•• J!a_ı;tarafı
tırmanmaya
Baştarafı s.
4'de
ianıp yakılması, hepimizi üzüntüye bo!;ldu, klnlmlzl arttırdı.
Tüm bu olayların sonucu olarak büyük bir boşluğa Itilen ünl·
versite gençli!jl, yenı arayışlar i·
çine girmekte, biiYük bir kesimi
Ise uyuşturucu ve fuhuşa yönelmektedir.
Işte burada bize düşen görev,
gençliği emekçi sınıfın saflar'ına
çekebilmek için yoğun bir mücadele vermektir. Bu da gençliği
toplamakla
altında
çatı
bir
mümkündür. ve inanıyorum ki
gençlik bu faşist propagandaları
uygulamaları boşa çıkaracaktır. •
Devrimci selamlarla
Şerger HELIN
7.7.1985
IPESENG'i OKU OKUT
Y AZI VE HABERLE
GÜÇLEND iR!
Pişeng: .Sayfa 13.
,
DEMIREL'IN "KONUŞAN TÜRKIYE"SI
MILIT ANlN SÖZLÜGÜ
rak
değil; aynı şellcllde,
duygusal
yerine getirilen daY.
ranışlatdan tatmin olma yada olmama - vicdan rahatlığı 'Yada
..ıcdanazabı dU"ma- şeklinde de
beli rm ektedir.
Ulusal ·Demokratik Halk Devrimi gibi yüklü, ı;:etın bir ,sorunun zaferine yönelik soylu müca
delede, komünist vicdanın rolü,
parti üyelerinin tavırlariında daha
büyük önem taşıyor'.
Halkımızını ve partimizin çı­
karlarına (!oğru bir şekilde· hizmet etmek, her yerde ve her
şeyde yüksek· kişisel ·örnek olmak.• bu her komünistten beklenllen·bir nitellktir.
Ulusal ·Demokratik Halk Dev-
w
w
w
blı;:imlerde,
PeŞeng: Savfa
14
nayası•nın
koyduğu
yasakları
zorlayarak Demirel'in konuşma­
sını aslında olumlu bir gelişme
olarak görüyoruz. En azından
bu rejimin ı;:örümüşlüğünü, acizliğini ve aşınmaya yüz tutmuş­
luğunu
gözler önüne 5eriyor.
Bizim vurgulamak Istediğimiz,
özgürlükler ve demokratik haklar konusunda Demirel ve O'nun
gibi "demokrat" geçinen burju·
va politikacılarının ne derecede
ı;:ifte standartlı olduklarını gös·
termektir.
Gerçekten de Demirel, aslın­
da konuşan Türkiye derken
Türkiye ve Kürdistan işçi
ve
emekı;:llerinin politik temsilcilerinin konuşabllme, tartışabllme
ve örgütlenebilme özgürlüğünü
kast etmiyor. o sadece kendisi·
nin konuşabilmesini kastediyor.
Bu tutum ise Ikiyüzlülükten baş·
ka bir şey değildir.
Işte
Demirel'in
"konuşan
Türklye"si başka bir şey değil,
budur.
ur
lerin, Kürdistan halkını kölelik
zincirinde tutmak iı;:in her türlü
bask ıyı reva görenleri n başında
geldiğini kim inkar edebilir.
O'nun faşist MHP ile lşblrlik·
ı;:iliğinl
Türkiye ve Kürdistan
halk ları u nutablli rler mı? Bizzat
devlet tarafından yönlendlrilen
faşist MHP milisierinin katliamlııra dek varan cinayetlerine rağ­
men, basın mensuplarına; "bana
sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz" diyen Demirel değil
miydi? 12 Eylül öncesi terör
ortamının sıkıyönetim ve polis
baSkısının
biri nci
derecede
sorumlusu, 24 Ocak Kararları•
nın uygulayıcısı yine Demirel'in
başında bulunduğu faşist MHP
destekli AP azınlık hüklmetiydi.
Türkiye'yi ABD emperyalizmine, IMF'ye, NATO'ya ve diğer
uluslararası emperyalist kuruluş­
lara peşkeş çekerek, Türkiye'yi
emperyalizmin ileri karakolu haline getirerek bölgemiz halkları­
nın bağımsızlık ve özgürlükterini tehdit altına sokan burjuva
hükümetler arasında en büyük
paya sahip Demirel'in başında
bulunduğu hükümetlerdi'
Bütün bunlara rağmen, Demirel'in salt kendisi ve çevresi
eskisi
gibi konuşarnıyar diye
"ben konuşan bir Türkiye'yi tercih ederim" demesi aslında sahtekarlıktan
başka bir anlama
gelmez.
Yanlış
anlaşılmasın,
biz,
generallerin
faşist Ist A-
or
g
kalım konuşma hakkını tanıma­
ya, varlığını bile kabul etmeyen-
.a
rs
Türkiye midir? Bay Demirel'in
dünü ve bugününü yakından bilenler ne yazık ki ilk soruya
olumlu bir yanıt bulamazlar.
Bay Demirel yıllarca Türkiye'
ye Başbakanlık yaptı. 1961
Anayası'nın getirdiği kimi de·
mokratik hak ve özgürlüklere,
lşı;:l sınıfının sendikal haklarına,
diğer calışan ların mesleki örgütlerine , kadın ve gençlik ör·
gütleri ne şiddetle karşı çıkanla­
rın, bu hakları geri almak lı;:ln
ı;:ırpınıp duranların başında Demirel vardı. Ne ki ı;:ok kısıtlı
ı;:oğu demokratik hak ve özgür·
lükleri tanıyor diye "bu Anayasa ile bu memleket idare edile·
mez", "bu Anayasa ile anarşı­
nin önü alınamaz" diyen yine
Demirel'in kendfsiydl. 12 Mart
darbesinden sonra, generallerin
silahları gölgesinde, parlamentodan Anayasa değişikliği yasalarını çıkararak, 1961 Anayası'
nın kimi demokratik maddele.rinl ortadan kaldıranlar Demirel'
"in başında bulunduğu Ap milletvekilleriydi. 12 Mart ardından,
kitleler halinde zindanlara tıkı-
genel affına en ı;:ok saldıran Demirel'den başkası değildi.
Demirel'in, 12 milyonuaşkın
nufıısa sahip Kürt halkına bıra­
ak
nuşabildlklerl, onların dışındaki
toplum katmanlarının ellerinin
ve ağızlarının bağ lı olduğu bir
devrimci, yurtsever, demok-
insanların salıverilmesini sağ­
ıayan
1973 seeımıeri sonrası
rat
iv
bir Türklye"den kasıı,
salt kendi si ni n, çevresi ni n ve
benzerı burJuva çevreleri nı n ko-
s. 1'de
d.
ıan
nuşan
Baş_tarafı
Baştarafı
s' S'de
rimi, Kürdistan işı;:i sınıfı ve emekçi halkımuıınıgenel cıkarlan
uğruna savaşımdiı, parti üyelerinden beklenilen disiplin, sorumluluk, göreve bağlılık; ·öz wri, kararlılık,l·yaratıcılık vb. gibi
niteliklere ne derece sahip olunup-olunmadtğıniı her parti üyesinin kendi komünist vicdanı ka"
rar verecektir. Parti üyesi subjek·
tlf olarak işin· bilincine bu şekil·
de varacaktır.
Komünist vicdan bütün parti ü·
ye ve sempatizanların dabUIIJ·
blllnı;:llllk ve dislpllnin ölÇüsudür. Onda halkımızını bugünkü
ve yarınki: dayatmaları nın' acı w
ı;:oşku verici yönleri somutıaş·
mıştıı!.
ı
i TERÖRİST' 1
4
BİR EŞEK ...
Baştarafı:S .6 'da
olduktan sonra ı;:evre denetlenir·
ken bir de ne görülsün!karakol
bahçesinin dibinde yan yatan ve
her biri sekiz kurşun yarası almış bir eşek ve sıpası! Bunun ü·
zerine küplere binen jandarma
yüzbaşısı eşek sahibine köy mey
danında dayak attırır ve Silvan'li
götürür.,Bugünlerde llı;:e halkının alaylı
bir ifadeyle konuştuğu tek ko·
nu, Kahraman Türk ordusunun
bir eşek ve sıpasına karşı aı;:tığı
meydan muharebesldir.
nırsa aıınsın
VAZGEÇMELIDİR.!
Son dönemterde Türkiye ve
komUnist, devrimci
demokratik ve aıttt-faşist birçok
parti ve örgüte yöneRk suçlama
ve karatama çabatarım atabitPKK taraftartadiğine artıran
rının bıçak lı-sopalı saldırıları sonucu Fransa ve F.Atmanya'da
3 KKDK ııyest yaralandı. 30
Temmuz 1985 tarihinde Fransa'nın Paris, 9 Ağustos 1985
tarihinde F.Aimanya•nın Celle
kentlerinde meydana gelen Iki
olayın da tezgahlayıcıları PKK'
llterdir. Geçmişte de KKDK ve
diğer örgütlerin üye ve sempatlzantarına· birçok kez saldıran
kendilerinin dı­
PKK'IIIerin,
şındaki hemen hemen tüm devrimci ve yurtsever güçterin eleş­
tlrilerine, uyarııarına ve de bu
vazgeçme
saldırılarından
tUr
önerileri ne rağmen halkımızın
dUşmanlarından başka hiç kimseye yarar getirmeyecek sözkonusu tUrden said ıniarını sUrdUrmeleri hem UZUcUdUr hem de
PKK'nin yantıştıktarından hata
niyetinde olmadığı­
vazgeçme
nı açıkça gösteriyor.
Bırakalım her komUnist, devrimci demokrat; her sağduyulu
bile, devrımcı ve
anti-faşist
yurtseverlere yöneRk saldırıla­
rın, amaç ve niyeti ne olursa otsun sömUrgeci faşist diktatörlll·
ğe ve onun antı-faşist muhalefete yönelik karanlık planıarına
hizmet ettiğinin bllncindedlr.
Faşist dlktatörtli!jün karantık odaklarının anti-faşist muhalefeti
biribirine düşürmek Için her tUrden dolaptar çevirdiğinl bilmeyen, duymayan yoktur. Bu osözkonusu
faşizmin
dakların
amacına hizmet edebilecek en
ufak bir olanağı, karmaşayı kutlanmaya çalısacağı açıktır.
Gerçek durum buyken PKK'
nin, yenilgiye götta"en poPtlkatarının esas nedenlerını araş­
tırıp yanlışlıkların kaynağını ortaya çıkarmaya çatışması gerekirken kendi yanlışlıklarının ustUnU örtrneye çalışması ve en
önemlisi de yanlışlıkların nedenlerini hep kendi dışındaki
devrimci ve yurtseverlere malederek Işi fiili saldırılara kadar
SOL-BIRLIK...
Baştarafı
neten
s.l6'da'
ınsantık dışı saldırılar
sessiz
şısında
Diktatörlüğün
sında olduğu
kar-
katınmamalıdır.
bunu, polis yasagibi, demokrasi
güçterine yöneten yeni saldırıtar
için gerekçe olarak kullanması
engellenmelldlr.
Sol Birlik tüm ilerici, demokratik ve yurtsever güçteri dlkta-
yon, hukuk v.b sosyal billmlerden mezun otanlar ı milvon ııra
borçlu olacaktır.
Bu "harç" giderterinin yanında
okul sUresi zarfında öğrencinin
barınma, beslenme, giyinme, okul ve diğer masraflarını da hesapladığımızda, bırakın bir ücreti~ işçi, veya köYIIIY.U;. orta
ha Ili aileter dahi çocuktarını
ni versiteye gönderemeyeceklerdir. TUm Imkanlarını seferber
eden ve çocu!junun okuması ı­
çin herşeye katlanmavı göze alanlar bile çocuklarının yetenek
ve ilgi alanına değil; kesesının
dolutu!juna göre bölüm tercih
edecekter ~ Okul okuyacak lise
ö!i ren cı sı genç de kendi allesının maddi durumunu daha
çok hesaba katmak zoruncıa kalacak ve yetenekli olabltece!il
alan yerıne başka bir bölüme
kayıt yapmak durumuyta karşı­
YUZbinteri ortaya dölaşacak.
kerek, çocuklarını yabancı dil
u-
.a
w
w
w
TslP
YENI BIR ARMAGAN (!)
rs
iv
a
Kürdistanlı
ku
rd
.o
r
PKK SAI.DIRIIAlÜNDAN
töriO!iUn bu tahilkel girişimini
önlemek uzere seslerını yükseltmeye çagırıyor. KUrt halkı uzerindeki barbarca saldınlara
son verllmeHdlr. Tutuklamaıar, .
lşkenceter, katliamlar ve Idamlar cıurduruımalıdır. KUrt köy·
lerının boşaltılmastna, sllrgUnıere son verıımeldlr. Irak ve
Iran'la yapılan türden, gerici
rejlmlerle Türkiye arasında varolan glzn saldırgan anlaşmalar
Iptal edllmeH, Türk askeri birAk·
lerinin komşu ülke topraklarına
yönelik saldırıları, sınır Ihlalleri durdurulmalıc:tır. Olkemlzln
ABD emperyaazlmlnin saldır­
gan amaçları u!lrunda Ortado!lu
halk ları na karşı bir jandarma
olarak kullanılmasına Izin verilmemelidir.
SOL Bl RıJK
PPKK, TIP,TKEP,TKP,TKSP,
g
hangi açıdan eıe alı­
yurtseverHkle bağ­
daşmaz. Kulaklarını olumlu eleştiri ve önertıere kapatan PKK'
li ter artık yukarıdaki gerçeği
görmali ve kendi dışıarındaki
komUnist, devrimci ve yurtsesa tctırıtardan,
yöneli k
verıere
suçlama ve karatama girişim ve
vazgeçmeftdlrter.
çabalarından
KUrdistan halkının ulusal ve toplumsat kurtuluş davası bunu
gerektiriyor.
vardırması
programlı özeı hazırlık sınıfları­
na gönderen para babaları , üniversite sınavını kazanan eviatıa­
rını herhangi bir bölümde okutaBu son ah nan
bileceklerdir.
'"arç"Jarın Yükseltllme kararı,
Baştarafı
s.3'cte,
Onlverslte Seçme Sınav­
da fazla gereksinim birakmamıştır. AYrıca, bu son karar
okuma OZgla'IUğU Için çalıştık·
larını söyleyenierin ikiYUZIUIUk·
teri ni, sahtekarlıklarını da ortaya se riyor.
artık
ıarı'na
Faşist
cuntanın
Başbakan'ı
Turgut özal hiç sıkılmadan ,bunun gençlik ıçın yapıldıılını söylüyor. özal, "sadece bugün okuyanlar cte!ill, gelecek nesiller var.
Alınan paralar yine ö!irencıter
ıçın harcanacak" derken, YöK'
Un yetkili a!lızıarı da bu, "ö!lrencllerın sorumluluk duygusunu
artırır"' .:liyorlar. Amaç beiHdlr·
emekçi gençlik okuma hakkın:
dan tamamen mahrum edilmek
Isteniyor.
özal hükUmetının aldıılı "harç'
ların yükseltilmesi kararı KUrdistan ve Tla'klye emekçi gençııgı
açısından, faşist dlktatöriU!IUn
siciline Işlenen yenı bir suçtur.
Bu durum aynı zamancıa faşist
Için
yıkılması
dlktatörtU!IUn
gençll!jln anti-faşist birililinin oluşturulmasının ne derece acil
bir görev otctu!lunu cıa bir kez
daha gösteriyor.
~şeng:Sayfa ıs
--
SOL BiRLİK'IN AÇlKLAMASI:
--------
KUrt Halkına Saldırı Karsısında
\ .,_. ·--
1
Sessiz Kalınmamalıdır!
oluşturuldu,
sınırı
mayınıamak
gerekçesiyle köylerln ve kasababaşlandı.
boşaltılmasına
ların
Sınırın boydan boya ışıklandı­
serı operasyonlar için
rılması,
Içişleri
BUtUn bu girişimler Türkiye'nin
bölgede ulusal kurtulu ş savaşı
veren halkiara karşı ABD emperyalizminin ve NATO'nun jan·
darması olarak kullanılması pla·
nıyla ba!ılıdır. TOrk askeri birlik·
lerinin yı!jıldı!ıı bölgenın Sov·
yetler Blrll!ıi sınırlarına, 1ran
·Irak birliklerinin çarpıştı!jı cepheye ve bölgede ABD çevik güçleri Için hazırlanan askeri Dsiere
çok yakın olması TOrkiye'nin
Ortado!ju'da yenı bir gerginlik
oca!jı yaratmayı amaçlayan son
derece tehlikeli serüveniere sil·
rUklenmesi, emperyalizmin bu
planında dlktatöriUğün do!lru·
dan bir rol Ustlenmesi yolunda
atılan bir adımdır. Bir yandan
TOrkiye'nin körfez savaşına "barış gUCU" paravanası altında do!!·
rudan ulaştırılması ve yolla böl·
gede ABD askeri varlığının güç·
lendirllmesi Için el altından belll hazırlıklar yapılırken öte yan·
dan diktatörlük eHyle bölgede
Kürt halkının meşru hakları ve
ulusal çıkarları Için savaş.;;ın
yurtsever güçlerin, Kürt ulusal
hareketinin ezilmesl amaçlanı·
yor.
Diktatörlük Kürt halkına yö·
nellk bu soykırım Planını ve
bölgeye ilişkin saldırgan amaçlarını "ulusal çıkarlar" gerekçesinin arkasına glzlemek istiyor.
ülkemizin "SovYetler Birliği'ne
karşı kalkan ve Ortado!lu halk·
ıarına karşı kılıç" otarak kulta·
rs
iv
a
özel "huzur yollarının" yapımı
sQrdürOiüyor. Nihayet Cunta'nrn
ruladı.
Bakanı "Günıeydo§u'da
w
w
w
.a
gerlMa savaşı veriyoruz" diyerek
Kllrt halkına karşı sOrdllrOien bu
Ilan edilmemiş savaşı açıkça tas. dik etti.
. Dlktatorıııoun bu ınsanlık dışı
saldırıları yalnızca TOrkiye KUr
dtstanı'yla sınırlı de§lldlr. Irak'
takl gerici Saddam yönetimiyle
askeri operasyonlar için bu ülke·
nin topraklarına girmesine olanak veren saldırgan bir anlaşma­
nın yapıldı!ıı biliniyor. Nitekim
diktatörlük bugüne kadar defalarca Irak sınırını geçerek buradaki Kürt yurtsever güçlerine
karşı açık saldırılarda bulundu.
Benzerı bir anlaşma son dönem·
de Iran'la da yapıldı ve buna dayanarak Mayıs ayı Içinde Iran
Kürdistanı'nda ortaklaşa operasyonlar yQrütUidU. Son günlerde
boyalı basında Iran ve Irak'taki
"ayrılıkçı güçlerin birleştikleri
ve bunun sınırtarımız Için büyük
bir tehlike oluşturdu!ju" Yolunda haberleri n yer almasına pareıeı olarak dlktatöriUğlln çok daha tehlikeli yenı saldırılar Için
kapsamlı hazırlıktar Içinde oldu·
!ju görülüyor. TOrkiye ve Batı
Peşeng
: SaYfa 16
nılmasının ulusal çıkarıarta hiç
bir ilişkisi yoktur. Tersine patlamaya hazır bir barut fıçısını
andıran bu bölgede, TOrkiye'nin
barışı tehdit eden bir gerglnHk
unsuru olarak kullanılması, em·
peryalizmin çıkarları uı:ıruna
yeni saldırılara alet edilmesi,
ülkemizin bOyilk felaketlerle so·
nuçlanabilecek maceralara SU·
rüklenmesinden başka bir "kazanım" getlrmeyecektlr.· ırak ve
Iran'da sınırlara yakın bölgede,
gerici rejimiere karşı özgürlUk
ve ulusal kurtuluş için Kürt halkının yıllardır süren direnişi ise
ne Türkiye'nin güvenliğini, ne
de sınırlarını tehdit ediyor. COn·
kU onların TOrkiye halklarıyla
bir "hesabı" yoktur. Onların
mücadelesi ABD emperyalizmini
ve ülkelerindeki gerici rejimleri
hedef alıyor. Bu nedenle onlar
sadece emperyaHzmln ve yerli
tehdit
çıkarlarını
uşaklarının
ediyor.
Diktatörlük TOrkiye Kllrdistanı'nda aylardır Kürt halkına
karşı 50rdürdüil0 baskı ve zorba·
lı!ıı "ayrılıkçı, bölücü çeteıere"
bir savaş gibi
karşı yOrütUien
göstermek istiyor. Kürt halkı
egemen Türkiye burjuvazisinin
onun varlıilını inkar eden, yıllar­
dır en zorbaca yöntemlerle surdürOlan zorla asimllasyoncu poHtikaya, soykırıma ve ulusal baskıya karşı mücadele ediYor. Kurt
halkı onu yıllardır sömüren ve
çag dışı bir yoksulluila matı­
kum eden Tllrklye burJuvazisine
ve onunla lşbirD!jl Içindeki Kürt
egemen sınıfiarına karşı savaşı­
yor. KUrt halkı ülkemizin dik·
tatörlüğün pençesJnden kurtarıı­
ması, ABD emperyalizminin saldırgan amaçları için kullanılma·
sına son verflmesi Için barış ve
demokrasi için mücadele ediyor.
Türk ve Kürt halklarının çıkar­
ıarı bl r ve mücadelesi ortaktır.
Bunun "Türk halkıyla bir toprak
kavgası"glbl gösternmesine Izin
verilmemelidir. Kürt halkına yö·
Devanıı s. 15'de
g
letlllyor. "Huzur Operasyonu"
TOrkiye KOrdlsaltında
tanı'nda başlatılan terör dalgası içinde yüzlerce köy basıldı,
çocuk. genç yıışb demeden
meydan daya!jından geçirildi,
binlerce yurtsever gözaltına alın·
dt ve a!jır lşkencelere•u!ıradı. Bu
güne kadar sadece gazetelere
yansrdı!ıı kadarıyla yüze yakın
"operasyonlarda" katlekişi
dlldl. "Devleti ve huzuru" koru·
mak amacıyla silahlı çeteler
adı
dlktatöriO!jün yo!jun
biçimde askeri birliklerı
"Do!ıu" ya kaydırdı~iı Irak sını­
rında binlerce kişilik a!jır silah·
lı birliklerden, Jandarma ve ko·
mando ekiplerinden oluşan yı!! ı·
nak yapıldığı, Irak'la ortaklaşa
bir hareket plantandı!ıı ve bu a·
maçla trak'ın da lran'a karşı savaşa sürdüğü bir tugayını Irak
Kürdistanı'na geri çektl!ıi yazıl­
dı. Cunta'nın Savunma Bakanı
bu hazırlıkları "sınır bölgesinde
askeri manevralar"
planıanan
Için oldu!junu söyiUyerek do!!·
basınında
bir
ku
rd
.o
r
Faşist diktatörıoııon Kürt halkına karşı glriştl§l nan edUmemiş savaşın boyutları son de·
rece tehlikeli bir biçimde geniş·
Download