İstem, Yıl:3, Sayı:6, 2005, s. 121 - 133 RÂŞİD HALİFELER ARASINDAKİ AKRABALIK BAĞLARI Prof. Dr. Rıza SAVAŞ Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi. Relationship Between the Rightly Guided Caliphs The period of the Rightly Guided Caliphate begins with the period immediately following the death of the Prophet and covers the reigns of those caliphs – namely, Abu Bakr, Umar, Uthman and Ali- who truly followed in the Prophet’s footsteps. In this article we attempted to find out the degree of relationship by consanguinity between these caliphs, supposing that such research would uncover the reasons and their importance which may lie behind their seizing of power. All being belong to the Quraish tribe, the first four caliph’s family lineage goes back to the same ancestor, namely Ka’b b. Luey. These people had naturally established new relationships between themselves and their children. We, in this article, defend the idea that their relationship had played no role in their succession to the throne. Being a relative of the Prophet was considered as important. However, such relationship can not only be understood in terms of genealogy, but it is a relationship that has wider meaning. Hz.Peygamber’in vefatından sonra peş peşe halifelik yapan ilk dört halife dönemine İslam Tarihinde “Hulefâ-yi Râşidîn1 Devri” denmektedir. Bu devrin her yönüyle iyi anlaşılmasının, hem İslam Tarihi’ni hem de İslam’ı doğru anlamaya çok önemli katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Buna göre Raşid Halifeleri her yönüyle tanımak ve anlamak, dönemin doğru anlaşılmasına yardımcı olacaktır. Kaynaklarımızda dağınık olarak bulunan İlk dört halifenin akrabalık ilişkilerinin bir araya getirilmesi, bu sebeplerden dolayı faydalı olacaktır. Ayrıca bu konunun aydınlığa kavuşturulması, onların göreve getiriliş sebeplerinin doğru tespitine de katkı sağlayarak eksik bilgiye dayalı olarak yapılacak yanlış yorumlara engel olacaktır. ———— 1 Daha geniş bilgi için bakınız: Mustafa Fayda, “Hulefâ-yi Râşidîn”, T.D.V.İ.A., XVIII,325. Biz, “Hulefâ-yi Râşidîn” terkibi yerine, “Raşid Halifeler” terkibini kullanacağız. 122 Prof.Dr.Rıza Savaş 1- “HULEFÂ-Yİ RÂŞİDÎN ” KAVRAMI Peşinden gelmek, halef olmak, temsil etmek manalarını taşıyan Halife kelimesi, H-L-F/ ل – ﻑ- ﺥkökünden gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de bu kelime çeşitli şekillerde kullanılmıştır.2 Bu kelime zarf manasında kullanıldığında “arka”, “geride kalan” manalarını taşır. Halife, bir öncekinin yerine geçen demektir. “İstahleftühu/ ﺍ ﺴﺘﺨﻠﻔﺘﻪdiyen kimsenin bu sözü, “Ben onu halifem yaptım.”3 manasına gelmektedir. Halife kelimesinin sonundaki ta harfi anlamı güçlendirmek içindir.4 Bazı yorumculara göre “…Yeryüzünde halife yaratacağım…”5 ayetinde kastedilen edilen “Halife”, Hz.Ademdir. Bazılarına göre ise insandır. Şöyle ki; İnsanlar yeryüzünde, Allah Teala’nın emirlerini yapma ve yaptırma konusunda onun elçisi ve temsilcisi veya birbirlerinin ardından gelip birbirlerine halef oldukları için Hz.Adem ve onun zürriyeti halife sıfatını taşımaktadır.6 “Yer yüzünde sizi halifeler yapan odur.” 7 Ayetinde kastedilenler de insanlardır. Yine Kur’an’da “Halife” kelimesinin, devlet başkanı manasına kullanıldığını, “Ey Davut seni yeryüzünde halife yaptık”8 ayetinde görmekteyiz. Hilafeti değişik şekillerde tarif edenler vardır. Maverdî’ye göre imamet, din ve dünya işlerini yapmak için peygamberlik makamının ardından gelip bu işi yürütmek amacıyla oluşturulmuş bir müessesedir.9 Burada geçen imamet kelimesi, hilafet kelimesiyle eş anlamlıdır. Hilafetin gerekli olduğunu söyleyen ehl-i sünnete mensup bilginlerin delilleri naklidir. Haricilerden Necedat isimli bir kol, halifeye gerek olmadığı görüşündedir. Konunun tartışma yeri burası olmadığı için meseleyi uzatmadan Hilafetin kaldırılması meselesine geçmek uygun olacaktır. Osmanlı döneminde müderrislik yapmış, Türkiye Cumhuriyeti kuruluşuna şahit olmuş ve bu dönemde Adalet bakanlığı görevinde bulunmuş olan Seyyid Bey’in Meclis konuşmasından ayrı basım olan “Hilafetin Mahiyet-i Şer’iyyesi”10 isimli risalesinde belirttiğine göre, şartlar bulunmazsa halife seçilmez, meclis onun işlerini yürütür.11 İslam tarihinde ilk dört Halife’ye, yukarıda da ifade ettiğimiz üzere Hulefâ-yi ———— 2 3 4 5 el-Ahkaf (46), 21, el-Cin (72), 27, el-Bakara (2), 66, 255. İbn Manzûr, Lisânü’l-Arab, H-L-F ( ﻑ- ل- ) ﺥmaddesi. Mütercim Asım Efendi, Kamus Tercümesi, H-L-F ( ) ﺥ ل ﻕmaddesi el-Bakara (2),30 Süleyman Ateş, Tefsir, İstanbul 1988, I, 139, (el-Bakara (2), 30. ayetinin yorumu) 7 el-En’am (6), 165. 8 Sad (38), 26. 9 Maverdî , Ebu’l-Hasan Ali b. Muhammed b. Habîb, el-Ahkâmu’s-Sultaniyye, Mısır 1973, s.5. 10 Seyyid Bey, Hilafetin Mahiyet-i Şer’iyyesi Hakkında Seyyid Bey Tarafından İrad Edilen Nutuk, Ankara 1340. 11 Halifenin seçimi, şartları ve bu konuda yazılmış klasik eserler için Kettanî’nin “et-Teratibu’lİdariyye” adlı eserinin başına bakılabilir. 6 Râşid Halifeler Arasındaki Akrabalık Bağları 123 Râşidîn adı verilmiştir. Allah Teala şöyle buyurmaktadır: “Sizden iman edipte yararlı işler yapanlara Allah şöyle va’d buyurdu: Yemin olsun ki kendilerinden evvel İsrail oğullarını nasıl kafirlerin yerine getirdi ise onları da kafirlerin arazisine getirecek ve onlara kendileri için seçtiği dinlerini kuvvetlendirip icra imkanını verecek. Onları korkularının arkasından muhakkak emniyete kavuşturacak. Böylece hiçbir şeyi ortak koşmayacaklar. Hep bana ibadet edecekler. Kim de bundan sonra nankörlük ederse işte onlar asıl fasıklardır.”12 Bazı müfessirler, bu ayeti, ilk dört halifenin hilafetlerinin geçerlili ğine delil olarak kabul etmişlerdir.13 Çünkü ayette Allah Teala, dinin serbestçe yaşanmasını ve düşmandan emniyette olmayı va’d ediyor. Bu hususlar, ancak ilk dört halife devrinde gerçekleşmiştir. İlk dört halifenin her biri gerçek anlamda halifelik yapmıştır. Hz.Osman ve Hz.Ali devirlerindeki iç karışıklıklar (fitneler), bu ayette bahsedilen emniyet ortamını tamamen yok etmemiştir. Çünkü ayetteki emniyet, inançsızlardan emin olmadır. Hz.Osman ve Hz.Ali devirlerinde de inançsızlardan emin olunmuştur.14 Ayetteki “sizden ( ”) ﻤﻨﻜﻡifadesi, kendilerine hilafet va’d edilenlerin üçten fazla kişi olduğunu gösterir. Şia ilk üç halifenin hilafetini kabul etmediğinden şöyle demektedir: “Bir, bazen çoğul sigasıyla ifade edilir.” Şianın bu görüşü iki yönden yanlıştır: a-“Sizden” ifadesi hazır olanlara hitaptır. b-Allah Teala, onlara kuvvet ve üstünlük va’d etmiştir. Ayrıca ayetteki hitap, tekil kalıpla yapılmamıştır. Eğer hitap Hz.Ali için olsaydı, tekil kalıpla yapılırdı. Nitekim Kur’an’da Hz.Peygamber’e tekil kalıpla yapılmış hitaplar bulunmaktadır.15 Ayetten sonra doğan imamları bu ayetin kapsamı içinde göstermek doğru değildir.16 Sünnilere göre Hz.Peygamber’den sonra gerçek halife Hz.Ebubekir, Şia’ya göre ise, Hz.Ali’dir. Sünnilerin bu konuda iki delili bulunmaktadır: a-Hz.Peygamber’den sonra Halifenin kim olacağı hususunda açık bir nas yoktur. b-İcma da Hz.Ebubekir’den başkasında toplanmamıştır. Eğer hak, Hz.Ali’nin olsaydı, o, Muaviye ile çekiştiği gibi, Hz.Ebubekir’le de çekişirdi. Halbuki o, böyle bir çekişmeye girmemiştir.17 Hz.Peygamber şöyle buyurmuştur: “…Benim ve benim doğru yolda olan raşid halifelerimin sünnetine sarı———— 12 el-Nur (24), 55. er-Razî, Fahruddin Ebû Abdillah Muhammed b. Ömer b. Hüseyn (ö.606 h.), et-Tefsîru’l-Kebîr, Mısır, b.t.y., XXIV,26; Süleyman Ateş, Tefsir, VI, 207. 14 Âlûsî, Ebû’l-Fadl Şihabu’d-Dîn Mahmud el-Bağdadî (ö.1270 h.), Ruhu’l-Meânî fî Tefsiri’lKur’âni’l-Azîm ve’seb’il-Mesânî, Beyrut, tarihsiz, XVIII,205. 15 Mesela: el-Bakara (2), 144,145; el-Enbiya (21), 107 16 Âlûsî, a.g.e., XVIII, 205 17 Seyyid Şerif, Şerhu Mevakıf, 1266 h. Bulak/Mısır, s.608. 13 124 Prof.Dr.Rıza Savaş lınız…”18, “Rasulullah bir gün sabah namazından sonra bize tesirli bir konuşma yaptı. Gözler yaş döktü. Kalpler titredi. Bir adam şöyle sordu: Ya Rasulellah, bu vaaz korkutucu bir vaazdır, bize neyi ahd ediyorsunuz. Hz.Peygamber şöyle buyurdu: Allah’tan korkmayı size tavsiye ediyorum. Habeşli bir köle bile olsa dinlemeyi ve itaat etmeyi öğütlüyorum. Çünkü sizden yaşayanlar çok ihtilaflar görecektir. Yeni ihdâs edilen şeylerden sakınınız, çünkü o, dalalettir. Kim bu devreye yetişirse ona, benim ve benim doğru yolda olan raşid halifelerimin sünnetine yapışması gerekir. Ona azı dişlerinizle yapışınız.”19 Bu hadislerin açıklamalarında bazı alimler şöyle demektedir: “Raşid halifeler icma ile dörttür. Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali .” 20 Ehli Sünnet uleması peygamberlerden sonra insanların en faziletlerini sıralarken ilk dört halifeyi listenin başına alırlar. Nevevi, Sahih-i Müslim şerhinde şöyle zikretmektedir: “Çoğunluk şöyle dedi: Sahabenin en faziletlisi Ebubekir sonra Ömer sonra Osman ve daha sonra da Ali’dir. Kufeli Ehl-i Sünnet alimlerinin bazıları, Hz.Ali’yi Hz.Osman’dan önce zikrederler. Halbuki doğru ve meşhur olan Hz.Osman’ın önce zikredilmesidir.” 21 Hz.Peygamber, başka bir hadisinde şöyle buyurur: “Hilafet otuz senedir. Bundan sonra melikliktir.”22 Bu hadisin ravisi, ilk dört halifenin zamanının buna eşit olduğunu ifade etmektedir. 23 Bu hadis de ilk dört halifenin Raşid Halifeler olduğunu ifade eder. İlk dört halifenin hilafet müddeti yaklaşık olarak 29 yıl 6 ay kadardır, 6 ay kadar da Hz.Hasan’ın halifeliği sayılmaktadır.24 Halife 1 Hz.Ebubekir 2 Hz.Ömer 3 Hz.Osman 4 Hz.Ali Sene 11 h. Halife Olduğu Tarih Ay Gün Sene 3.ay R.Evvel 13.gün 13 h. 13 h 6.ay C.Ahir 22.gün 23 h. 24 h. 35 h. 1.ay Muharrem 12.ay Zilhicce 1.gün 35 h. 21.gün 40 h. Vefat Tarihi Ay 6.ay C.Ahir 12.ay Zilhicce 12.ay Zilhicce 9.ay Ramazan Gün Hilafet Müddeti Yıl Ay Gün 22.gün 02 03 10 26.gün 10 06 04 18.gün 11 11 18 20.gün 04 09 ———— 18 Ebû Davud, Süleyman b. Eş’as b. İshak el-Ezdî es-Sicistanî (ö. 275 h.), Sünen, Mısır 1952, II, 506 19 Tirmizi, bu hadisle ilgili olarak, “Hz.Ömer ve Hz.Ali’den hilafetle ilgili olarak Hz.Peygamber’in bir ahdinin olmadığı rivayeti gelmiştir” der. Bkz: Tirmizi, Sünen, V, 44 (Kitâbü’l-İlim,42), 16.bab, İstanbul 1981 (el-Kütübü’s-Sitte, XIV) 20 İbnu’l-Arabi, el-Maliki (ö. 543 h.), Sahihu’t-Tirmizi bi Şerhi’l-İmam İbni’l-Arabi, Mısır 1934 (1.baskı), X,146 (Babu’l-‘İlim) 21 En-Nevevi, Muhyiddin Ebû Zekeriya Yahya b. Şeref, Sahihu Muslim bi Şerhi’n-Nevevi, Mısır 1349 h., XV,148 (Fedailu’s-Sahabe) 22 Ahmed b Hanbel, (ö. 241 h.), Müsned, Beyrut, tarihsiz, V, 22; Tirmizî, Sünen, IV,503 (K.Fiten (34), Bab: Hilafe (48), Hadis No: 2226) 23 Tirmizî, Sünen, IV, 503 (K.Fiten (34), Bab: Hilafe(48), Hadis No: 2226) 24 Ahmet Cevdet Paşa(ö. 1895), Kısas-ı Enbiya, İstanbul 1976, I, 601; Mevlana Şibli, Asr-ı Saadet, Trc: Ö. Rıza Doğrul, İstanbul 1977. , V, 76. Râşid Halifeler Arasındaki Akrabalık Bağları Halife Hz.Hasan Sene 40 h. Halife Olduğu Tarih Ay Gün 9.ay 20.gün Ramazan 125 Sene 41 h. Vefat Tarihi Ay 3.ay R. evvel Gün Hilafet Müddeti Yıl Ay Gün 25.gün 06 Ara Toplam 27 Toplam 30 35 32 2 Raşid Halifeler, Hz.Peygamber’den sonra, ülkeyi onun yöntemlerine uyarak idare ettiler diyebiliriz. Bu insanlar, Hz.Peygamberle beraber bulunmuş, onun terbiyesiyle yetişmiş, İslam’ın her safhasını onunla birlikte geçirmiş ve ondan gerekli yönetim bilgilerini öğrenmişlerdi. Onlardan her biri o günün şartları içinde seçimle işbaşına gelmişlerdi. Onlar bu göreve getirilirken “ümmetim bu işe en ehil olanı” nitelemesiyle Halife olmuşlardır. Onların yönetim şekli çoğunluk tarafından doğru kabul edilmiştir.25 Bu Halifeler, istişarenin gerekli olduğunu düşünmüşler ve “görüş sahipleriyle” istişare etmişlerdir. Nitekim Darimî, bu konuda Hz.Ebubekir’i örnek göstermektedir.26 Onlar, Kur’an’da bir ayet varsa ona, yoksa sünnete, orada da yoksa istişareye yönelirlerdi. Ebu Musa el-Eş’arî, bu konuda şöyle demektedir: “Emirlik (Hilafet), müşavere ile ayakta kalabilen bir iştir. Meliklik ise kılıç zoruyla ele geçen bir makamdır”27 Raşid Halifeler, Beytü’l-Mal’ı emanet olarak düşünürlerdi, onu sadece kanuni hudutlar içinde harcarlardı. Orta halli bir insanın geçindiği gibi geçinecek kadar Beytü’l-Mal’dan maaş alırlardı. Raşid Halifeler devri İslam Tarihi boyunca hukukçular, muhaddisler ve diğer İslam alimleri hatta dinine bağlı bütün Müslümanlar tarafından örnek bir devir olarak kabul edilmiştir. 2- RAŞİD HALİFELER ARASINDAKİ AKRABALIK BAĞLARI A- Babaları Yönünden Akrabalıkları a) Hz.Ebubekir – Hz.Ömer Ka’b Murre Teym Sa’d Ka’b Amr Amir Kuhafe(Osman) Ebubekir(Abdullah) ‘Adiy Rezah Kurt Abdullah Riyah Abduluzza Nevfel El-Hattab Ömer (Künyesi Ebu Hafs)1 ———— 25 Mevdûdî, Ebû’l-A’la, Hilafet ve Saltanat, trc:Ali Genceli, İstanbul 1980, s.89. Darimî, Ebû Muhammed Abdullah b. Abdirrahman b. Fadl b. Behram (Ö.255 h.), Sünen, Beyrut 1987, I,72. 27 İbn Sa’d, Muhammed b. Sa’d (ö.230 h.), et-Tabakâtu’l-Kubrâ, Beyrut 1960, IV,113. 26 126 Prof.Dr.Rıza Savaş Yukarıdaki tabloda da görüldüğü üzere Hz.Ebubekir’le Hz.Ömer, soy ağaçlarının yukarısında Ka’b’da birleşmektedirler. Bir başka ifade ile Ka’b ikisinin de dedesidir. b) Hz.Ebubekir – Hz.Osman Aşağıdaki tabloda da görüleceği üzere Hz.Ebubekir’le Hz.Osman’ın soyları yukarıda Murre b. Ka’b’da birleşmektedir. Murre28 Kilab Kusay Abdumenaf Abduşems Ümeyye Ebu’l-‘As Affan Osman Teym Sa’d Ka’b Amr Amir Kuhafe(Osman) Ebubekir(Abdullah) c) Hz.Ebubekir – Hz.Ali 29 Murre30 Teym Sa’d Ka’b Amr Amir Kuhafe(Osman) Ebubekir(Abdullah) Kilab Kusay Abdumenaf Haşim Abdulmuttalib Ebu Talip Ali d) Hz.Ömer – Hz.Osman Ka’b ‘Adiy Rezah Kurt Abdullah Riyah Abduluzza Nevfel El-Hattab Ömer Murre Kilab Kusay Abdumenaf Abduşems Ümeyye Ebülas Affan Osman ———— 28 İbn Sa’d, et-Tabakât, III,169. Ebû Talib’in isminin Abdumenaf olduğu rivayet edilmektedir. Bakınız: İbn Sa’d, et-Tabakât, III,19. 30 İbn Sa’d, et-Tabakât, III,169. 29 Râşid Halifeler Arasındaki Akrabalık Bağları 127 e) Hz.Ömer – Hz.Ali Ka’b Murre Kilab Kusay Abdumenaf Haşim Abdulmuttalib Ebu Talip Ali ‘Adiy Rezah Kurt Abdullah Riyah Abduluzza Nevfel El-Hattab Ömer f) Hz.Osman – Hz.Ali Abdumenaf Haşim Abdulmuttalib Ebu Talip Ali Abduşems Ümeyye Ebülas Affan Osman Raşid Halifeler arasındaki akrabalık bağları toplu olarak aşağıda gösterilmiştir: Adnan M a’d Nezar M udar İlyas M üdrike Huzeym e Kinane En-Nadr M alik Fihr Galib Lü ey Ka’b (Kureyş) M urre Teym Sa’d Ka’b Am r A m ir Kuhafe(O sm an) Ebubekir ‘Adi R ezah Kurt Abdullah R iyah Abduluzza Nevfel El-Hattab Ö mer Kilab Kusay Abdum enaf Haşim Abdulm uttalib Ebu Talip Ali Abduşem s Ü m eyye Ebülas Affan Osman 128 Prof.Dr.Rıza Savaş Yukarıdaki şecerede görüldüğü üzere ilk dört halife Kureyş kabilesinden olup aynı soy ağacı üzerinde bulunmaktadırlar. Fihr b. Malik’e Kureyş ismi verilir. Başka bir görüşe göre de Kureyş, en-Nadr b. Kinane’nin diğer adıdır31. B- Kendileri ve Yakınları Arasındaki Akrabalık İlişkileri a) Hz.Ebubekir - Hz.Ömer Hz.Ömer, Hz.Ebubekir’in kızı Ümmü Külsüm’le evlenmek istediğini Hz.Aişe’ye söyler ve kızı ondan ister. Ümmü Külsüm: “Benim Ömer’e ihtiyacım yoktur. Çünkü o, yaşayışı sert, kadınlara karşı kırıcı olan bir erkektir” 32 diyerek onunla evlenmeyi kabul etmez. 33 Başka bir rivayete göre, Hz.Ömer bir kişi göndererek Hz.Aişe’den Ümmü Külsüm’ü ister. Hz.Aişe de bunu hoş karşılar. Sonra Muğire b. Şube, Hz.Aişe’nin yanına girer ve onu üzüntülü görünce, “Ey Müminlerin annesi bu üzüntünün sebebi nedir?” diye sorar. Hz.Aişe, Ömer’in Ümmü Külsüm’ü istediğini söyleyerek şöyle dedi: “Bu küçük bir kızdır. Onu Ömer’den daha yumuşak biriyle evlendirmek istiyorum.” Bunun üzerine, Muğire, Hz.Ömer’in yanına gidip şöyle der: “Sen Ümmü Külsüm’le evlenmek istemişsin, fakat Ey Emirelmü’minin! Sen ailene karşı sert mizaçlı birisin, Ümmü Külsüm ise, yaşı küçük bir kızdır, senin hoşuna gitmeyen bir şey yapar, sen de onu döversin, sonra da üzülürsün, Aişe de üzülür, Ebubekir’i hatırlar ve her gün onun vefatı hatırlarına gelerek kederleri artar. Çünkü Ebubekir’in ölümü üzerinden henüz fazla bir vakit geçmemiştir.” Hz.Ömer bu sözleri duyunca Ümmü Külsüm’le evlenmekten vazgeçer.34 Esasen Hz.Ebubekir yumuşak huylu bir insandı, onun kızının35 sert mizaçlı biriyle geçinmesinin zor olacağı düşünülebilir.36 Daha sonra, Ümmü Külsüm’le Talha b. Ubeydillah evlenir 37. Hz.Ömer’in, Hz.Ebubekir’in oğlu Abdullah’ın vefatından sonra onun hanımı Atike bint Zeyd’le38 evlendiği rivayet edilmektedir. Atike, Abdullah’la evli iken Abdullah, hicretin sekizinci yılında Taif kuşatmasında yaralanıp ölür.39 Abdullah, eşi Atike’ye kendisinden sonra evlenmemesi için bir miktar mal vermi ştir. Atike, bu sebeple Abdullah’ın vefatından sonra bir müddet evlenmez, kendisini ibadete verir ve kendisine evlilik teklif edenlerin tekliflerini geri çevirir. Daha sonra ———— 31 Muhibbuddin et-Taberî, Zehairu’l-Ukba fi Menakıbi Zevi’l-Kurba,, s.55. İbnu’l-Esîr, İzzüddin Ali b. Ebi’l-Kerem (630 h.), el-Kamil fi’t-Tarîh, Beyrut 1965, III,54. 33 İbn Kuteybe, Ebû Muhammed Abdullah ed-Dineverî (ö.276 h.), el-Maarif, Beyrut 1390 h., s.76. 34 Kehhale, Ömer Rıza, A’lamu’n-Nisa fi Alemeyi’l-Arab ve’l-İslam, b.y.y.,1977 (Müessesetü’rRisale), IV,250 (Müessesetürrisale). 35 İbnu’l-Esîr, el-Kamil fi’t-Tarîh, III,54. 36 Ümmü Külsüm’ün babasının vefatından sonra dünyaya geldiği rivayet edilmektedir. Bakınız: İbn Hacer, Şihabuddin Ebû’l-Fadl Ahmet b. Ali el-Askalanî (ö.852 h.), Tehzibü’t-Tehzib, I-XII, Haydarabad 1327 h., XII,477. 37 İbnu’l-Cevzî, Cemaluddin Ebû’l-Ferec (ö. 597 h.), Sıfatu’s-Saffe, Haleb 1969, I,239. 38 Atike bint Zeyd b. Amr b. Nüfeyl b. Abdiluzza b. Riyah, Müslüman olmuş, bey’at etmiş ve Medine’ye göçmüştür. Şair bir hanımdır ve günümüze kadar şiirleri gelmiştir. Peygamberimize mersiye yazan şairler arasında adı geçer. Bakınız: İbn Sa’d, et-Tabakât, II, 332, VIII,265. 39 İbn Sa’d, et-Tabakât, II,158. 32 Râşid Halifeler Arasındaki Akrabalık Bağları 129 Hz.Ömer ona evlenme teklif eder ve şöyle der: “Sen Allah’ın helal kıldığı bir şeyi kendine haram kılıyorsun, o malı Abdullah’ın ailesine ver ve benimle evlen.” Atike’nin aklı bu teklife yatar ve denileni yaparak Hz.Ömer’le evlenir. 40 Hz.Ömer vefat edince Atike, Zübeyr b. Avvam’la evlenir. O da Cemel savaşında öldürülünce “Kim öldürülmek istiyorsa, Atike ile evlensin” diye halk arasında bir söz yayılır. Hz.Peygamber, Mekkelilerle Hudeybiye antlaşmasını yaptıktan sonra “..İnanmamış eşlerinizi nikahınız altında tutmayınız.”41 ayeti nazil olur. Bu ayetin inmesinden sonra Hz.Ömer’in, Ubeydullah isimli oğlunun annesi olan Ümmü Külsüm bint Cervel el-Huzaiyye 42 ve Kureybe bint Ebi Umeyye 43 adlı iki kadını boşadığı rivayet edilmektedir. Ümmü Külsüm’ün, Hz.Ömer’den boşandıktan sonra Ebu Cehm b. Huzeyfe b. Ganem’le evlendi ği, Kureybenin ise, İbn Hişam’a göre44 Muaviye b. Ebi Süfyan’la evlendiği kaydedilmektedir. Fakat İbnu’l-Esîr şöyle demektedir: “Ömer, Kureybe bint Ebi Umeyye ile Cahiliye devrinde evlenmişti. Antlaşma yılında onu boşadı. Ondan sonra Kureybe ile Abdurrahman b. Ebi Bekr evlendi.”45 İbn Sa’d da buna yakın bir ifade kaydetmektedir: “Kureybe bint Ebi Umeyye Müslüman oldu ve bey’at etti. Onu Abdurrahman b. Ebi Bekr nikahladı..”46 Fakat İbn Sa’d bu Kureybe’nin küçük Kureybe olduğunu söylemektedir. Zaten bu hanımın önceden Hz.Ömer’in nikahı altında olduğunu da zikretmiyor. Bu durumda İbnü’l-Esir’in el-Kamil fi’tTarih’indeki rivayet zayıf gibi gözükmektedir. b) Hz.Ebubekir - Hz.Osman Bu iki halifenin babaları yönünden akrabalıkları yanında her ikisinin de Hz.Peygmber ile akraba olmaları sebebiyle de yakınlıkları vardır. Bilindiği üzere Hz.Osman, Hz.Peygamber’in damadı, Hz.Ebubekir de kayınpederidir. c) Hz.Ebubekir - Hz.Ali Hz.Ebubekir öldükten sonra, Hz.Ali, onun hanımı Esma ile evlenir. Esma, Ashap’tan ‘Umeys b. Ma’d’ın kızıdır. Annesi Hint bint Avf’dır. Esma, Hz.Peygamber’in Erkam’ın evine gitmesinden önce Müslüman olmuş ve bey’at etmiştir.47 Esma’nın kız kardeşlerinden biri olan Meymune, Hz.Peygamber’in eşidir. Bu kız kardeşler ana bir dokuz kız kardeş idiler ve hepsi de önemli kişilerle evlenmişlerdi. Bu sebeple anneleri olan Hind’e “Damatları en asil olan kadın odur” denirdi.48 Esma’nın, kocası Cafer b. Ebi Talip’le Habeşistan’a hicret ettiği, orada kocasıyla beraber oraya göç eden Müslümanlara önderlik ettikleri ve hicretin yedinci ———— 40 İbn Sa’d, et-Tabakât, VIII,265-266; İbnu’l-Esîr, el-Kamil, III,54. el-Mümtehine(60), 10 42 İbn Hişam, Ebû Muhammed Abdulmalik (ö.213 h.), es-Siretü’n-Nebeviyye, Beyrut 1971, III,341. İbnu’lEsir’in el-Kamil adlı eserinde bu hanımın ismi, Ummu Külsüm bint Amr b. Cervel elHuzaiyye’dir. Bakınız: İbnu’l-Esîr, el-Kamil, II, 206. 43 Hz.Peygamber’in eşi Ummu Seleme’nin kız kardeşidir. 44 İbn Hişam, es-Sire, III,341. 45 İbnu’l-Esîr, el-Kamil, III,54. 46 İbn Sa’d, et-Tabakât, VIII,262. 47 es-Safedi, Salahaddin Halil b. Aybeg (ö.764 h.), el-Vafi bi’l-Vefeyat, Wisbaden 1962, IX,53. 48 Hamidullah, İslam Peygamberi, II,25; Kehhale, a.g.e., I,25-34. 41 130 Prof.Dr.Rıza Savaş yılında Medine’ye geldikleri bilinmektedir. 49 Esma bir gün Medine’de Hz.Peygamber’in huzuruna çıkıp şöyle der: “Ya Rasulallah, insanlardan bazıları, bize karşı övünüp “Siz ilk muhacirlerden değilsiniz” diyorlar.”50 Bunun üzerine Hz.Peygamber: “Sizin için Habeşistan ve Medine olmak üzere iki hicret sevabı vardır.”51 Hicretin sekizinci senesinde Cafer, Mute’de şehit olunca Esma’nın bu konuda şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Rasulullah bana geldi, Ben ev işlerimi bitirmiş, Cafer’in çocuklarını52 yıkıyor ve onları temizliyordum. Rasulullah çocukları tuttu, onları kokladı ve gözleri yaşla doldu. Ben “Ya Rasulellah Cafer’den sana bir haber mi ulaştı?” diye sordum, o şöyle dedi: “Evet, o bu gün şehit oldu. Sonra ailesine döndü ve “Cafer’in ailesine yemek yapın” diye emretti.”53 Cafer vefat ettikten sonra Hz.Ebubekir, Esma ile evlendi. Onun Muhammed isimli oğlunun annesi Esma’dır.54 Hz.Ebubekir, vefat ederken kendisini eşi Esma’nın yıkamasını ister ve Esma bu isteği yerine getirir. 55 Hz.Ebubekir’in ölümünden sonra Hz.Ali, Esma ile evlenir. Yahya ve ‘Avn isimli oğulları bu hanımdan olur.56 Esma’nın iki oğlu arasında bir atışma olduğu; Ebubekir’in oğlu Muhammed ile, Cafer’in oğlu Muhammed’in, karşılıklı övündükleri ve onların her birinin şöyle dediği nakledilmektedir: “Ben senden, benim babam da senin babandan daha hayırlıdır.” Bunun üzerine Hz.Ali : “Ey Esma aralarında hükmet” der. O da: “Cafer’den daha hayırlı bir Arap genci, Ebubekir’den daha hayırlı olgun bir kimse görmedim...” diye bir cevap verir. Esma’nın hicretin 33. senesinde öldüğü rivayet edilmiştir. Onun, hicretin 60. senesinden sonra vefat ettiğini söyleyenler de vardır.57 Hz.Aişe, yeğeni Hafsa’yı, babası Abdurrahman b. Ebi Bekr Medine’de yokken Münzir b. Zübeyr b. Avvam’la evlendirir. Abdurrahman, dönünce bunu kabul etmez. Fakat iş Münzire kalınca Hafsa’yı nikahlar ve Münzir’in bu hanımdan Abdurrahman, İbrahim ve Kureybe isminde üç çocuğu olur. Münzir’den sonra Hafsa ile Hüseyn b. Ali b. Ebi Talip’in evlendiği kaydedilmektedir.58 d) Hz.Ömer – Hz.Osman Hz.Osman’ın, Hz.Ömer’in ölümünden sonra dul kalan eşi Fatıma bint ———— 49 İbn İshak, Muhammed b. İshak b. Yesar (ö.150 h.), Sire, Konya 1981, s.208. İbn İshak, Sire, s.204. 51 İbn Hanbel, Müsned, IV,395-412. 52 Abdullah, Muhammed ve Avn. Bkz: İbn Sa’d, et-Tabakât, VIII,280. 53 İbnu’l-Esîr, el-Kamil, II,238 54 İbn Sa’d, et-Tabakât, VIII,282. 55 İbn Sa’d, et-Tabakât, VIII,283. 56 İbn Sa’d, et-Tabakât, VIII,285. 57 es-Safedi, el-Vafi bi’l-Vefeyat, I,53. 58 İbn Sa’d, et-Tabakât, VIII, 468-469. 50 Râşid Halifeler Arasındaki Akrabalık Bağları 131 Velid59 ile evlendiği ve bu hanımdan el-Velid ve Sa’d isminde iki oğlu60, Ümmü Said isminde bir kızı61 olduğu rivayet edilmektedir. Müslüman olmadan önce Mekke’de yaşayan Fatıma, el-Haris b. Hişam b. elMuğire ile evlenmiş ve bu evlilikten Abdurrahman ve Ümmü Hakim isimlerinde iki çocuğu olmuştu. Ünlü komutan Halid’in kız kardeşi olan Fatıma, Mekke’nin fethi sırasında Müslüman olur ve Hz.Peygamber’e gelerek bey’at eder. 62 Kaynakların belirttiğine göre Halid b. el-Velid önemli konularda onunla istişare ederdi. Fatıma, Kocası el-Haris’le63 Şam tarafına gider. el-Haris, hicretin 18. yılında Amevas vebası64 sırasında ölünce, Fatıma, Medine’ye döner. 65 Hz.Ömer, Fatıma ile hicretin 20. yılında evlenir.66 Fatıma’nın oğlu Abdurrahman b. el-Haris, Hz.Ömer’in himayesinde büyür. Abdurrahman bu konuda şöyle der: “Ömer’den daha hayırlı üvey baba görmedim.”67 Hafsa bint Abdillah b. Ömer’in, Hz.Osman’ın oğlu Amr ile evlendiği ve bu evlilikten büyük Abdullah isminde bir oğlu olduğu anlaşılmaktadır.68 e) Hz.Ömer – Hz.Ali Hz.Ömer, Hz.Fatıma’nın Hz.Ali’den olan kızı Ümmü Külsüm’ü babasından isteyince Hz.Ali: - O küçüktür.69 Hz.Ömer: - Hayır Allah’a yemin ederim ki onun küçüklüğü senin için delil olmaz. Fakat sen beni bu evlilikten men etmek istiyorsun. 70 Başka bir rivayette, Hz.Ali: - Onu kardeşim Cafer’in71 oğluna vereceğim. Hz.Ömer: - Allah’a yemin ederim ki Ümmü Külsüm’ün işini benden daha iyi gözeten biri yoktur.72 Ona benden daha iyi eş bulunmaz. ———— 59 Fatıma bint Velid b. Muğire b. Abdullah b. Ömer b. Mahzum. İbn Kesir, Ebû’l-Fida İsmail b. Ömer (ö.774 h.), el-Bidaye ve’n-Nihaye, b.y.y., 1966 (Mektebtü’lMaarif ve’n-Neşr), VII,219. 61 İbnü’l-Esir, el-Kamil, III,186. 62 İbn Sa’d, et-Tabakât, VIII,261. 63 el-Haris b. Hişam b. Muğire el-Mahzumi, Fatma’nın amcasının oğludur. 64 Hz.Ömer devrinde Şam bölgesinde ortaya çıkan ve çok insanın ölümüne sebep olan bir vebadan bahsedilir. 65 İbnü’l-Esir, bu evlilik yapılıp yapılmadığı konusunda tartışma olduğuna dikkat çeker. Bkz: İbnu’lEsîr, İzzüddin Ali b. Ebi’l-Kerem (ö. 630 h.), Üsdü’l-Ğabe fi Ma’rifeti’s-Sahabe, Tahran, b.t.y., V,528. 66 İbnü’l-Esir, el-Kamil, II,569 67 İbn Sa’d, et-Tabakât, V, 5. 68 İbn Kuteybe, el-Maarif, s.80, 85; İbn Sa’d, et-Tabakât, V, 5. 69 Hz.Peygamber’in vefatından önce doğdu. Bakınız: Kehhale, A’lamu’n-Nisa, IV,255. 70 İbn İshak, Sire, s. 232. 71 Caferin Hanımı Esma bu sırada Hz.Ali ile evli idi. 72 Muhibbüddin et-Taberî, Zehairu’l-Ukba, s.168. 60 132 Prof.Dr.Rıza Savaş Hz.Ömer, Ümmü Külsüm’le evlenmek istediğini Hz.Ali’ye iletince, o, amcası Abbas, kardeşi ‘Akil73 ve oğlu Hz.Hasan’la istişare eder. Akil bu teklife kızar ve şöyle der: “Aylar ve günler sende sadece işinde basiretsizliğini artırmış, eğer bunu yaparsan vallahi olan olur.”74 Hz.Ali, Hz.Ömer’in sadece aşağıda vereceğimiz hadis sebebiyle bu evliliği istediğini açıklar. Hz.Ali oğullarıyla (Hasan ve Hüseyin) bu konuda istişare eder. Hz.Hasan olumlu konuşarak75 Hz.Peygamber’in Ömer’den razı olduğunu ve onun halifeliği sırasında adaletten ayrılmadığını söyler.76 Hz.Ömer, bu evliliği Hz.Peygamber’le akraba olmak için yaptığını şöyle ifade eder: “Allah’a yemin ederim ki! Beni Ümmü Külsüm’le evlenmeye götüren sebep, Rasulullah’tan duyduğum şu hadistir: Kıyamet gününde benim nesebimden ve sebebimden başka her neseb ve sebeb kesiktir. 77 Ben Rasulullah ile aramda akrabalık sebebi olmasını istiyorum.”78 Başka bir hadiste de Hz.Peygamber şöyle buyurmaktadır: “Fatıma benden bir parçadır. Onu tutmuş olan beni tutmuş olur, onu bırakan beni bırakmış olur. Benim nesebim, sebebim ve akrabalığımdan başka nesebler kıyamet gününde kesilir.” Hz.Ömer, Hz.Ali’ye şöyle der: “Rasulullah’ın uzuvlarından bir uzvun benim yanımda olmasını çok severim.”79 Hz.Ali, oğulları Hasan ve Hüseyin’le görüşüp onların rızasını aldıktan sonra kızını Hz.Ömer’e verir. O, Ümmü Külsüm’ü çağırır ve ona şöyle der: “Emiru’lMüminin’e git, ona şunu söyle: Babamın sana selamı var ve sana istediğini yerine getirdik dememi söyledi de.” Böylece evlilik gerçekleşir. Konuyla ilgili farklı rivayetler 80 bulunmakla81 birlikte genel hatlarıyla olayın yukarıdaki tarzda cereyan ettiğini düşünüyoruz.82 Hz.Ömer, ilk muhacirlerin oturduğu bir yere geldi ve “Bana saadetler dileyin” dedi. Onlar “Kiminle evlendin Ey Emire’l-Mü’minîn” dediler. Hz.Ömer: “Ali’nin kızı Ümmü Külsüm’le”83 dedi. Sonra yukarıdaki hadisi söyledi. Muha———— 73 ‘Akil, Cafer ve Hz.Ali’nin büyük karde şleridir. Bkz. El-Cezeri, İzzu’d-Din İbnu’l-Esîr (ö. 630 h.), elLübab fi Tehzibi’l-Ensab, Beyrut, b.t.y., II,350. 74 Muhibbüddin et-Taberî, Zehairu’l-Ukba, s.170. 75 İbn İshak, Sire, s. 232-233. 76 Muhibbüddin et-Taberî, Zehairu’l-Ukba, s.170. 77 İbn İshak, Sire, s. 233. 78 Muhibbüddin et-Taberî, Zehairu’l-Ukba, s.168. 79 Muhibbüddin et-Taberî, Zehairu’l-Ukba, s.170. 80 İbn Sa’d, et-Tabakât, VIII, 464. 81 İbn İshak, Sire, s. 232. 82 Nikah akti yerine geldikten sonra bu hareket yapılmıştır. İcab ve kabul olursa Malikilere göre nikah akti gerçekleşir. Çünkü onlara göre şahitlerin bulunması gerekmez, ancak evliliğin ilan edilmesi gerekir. Yukarıda anlatıldığı üzere Hz.Ali, yakın akrabalarının görüşlerini almış, onlar bu işe şahit tutulmuş, Hz.Ömer, Muhacirler meclisine gelip ilan etmiş. 83 İbn Abdilberr, Ebû Ömer Yusuf b. Abdillah b. Muhammed b. Abdilberr en-Nümeyrî el-Kurtubî, (ö.463 h.), el-İstiab fi Ma’rifeti’l-Ashab, Mısır 1328 h., IV,490. Râşid Halifeler Arasındaki Akrabalık Bağları 133 cirler de onu tebrik ettiler. 84 Hz.Ömer’in, hicretin 17. senesinin zilkaade ayında Ümmü Külsüm’le evlendiği85 ve Ümmü Külsüm’e 40 000 dirhem mehir verdiği rivayet edilmektedir. 86 Hz.Ömer’in, Ümmü Külsüm’den Zeyd ve Rukiyye isminde iki çocuğu olur. Hz.Ömer’in vefatından sonra Ümmü Külsüm, Avn b. Cafer ile evlenir ve ondan çocuğu olmaz.87 Kaynaklara göre, Avn öldükten sonra kardeşi Muhammed b. Cafer, Ümmü Külsüm’le evlenir. Ondan bir kızı olur. Muhammed de ölünce diğer kardeş Abdullah b. Cafer, Ümmü Külsüm’le evlenir, ondan çocuğu olmaz. Ümmü Külsüm, Abdullah’ın yanında iken vefat eder. 88 f) Hz.Osman - Hz.Ali Bacanak olan bu iki halifenin çocukları arasında da akrabalık ilişkileri bulunmaktadır. Gelen rivayetlere göre, Mus’ab b. Zübeyr’le evli olan Sükeyne 89, onun vefatından sonra Abdullah b. Osman’la evlenir. Abdullah vefat edince 90 Sükeyne, Zeyd b. Amr b. Osman b. Affan’la evlenir. Zeyd de ölür ve Sükeyne dul kalır.91 Fatıma bint Hüseyn b. Ali’nin, Hasan b. Hasan b. Ali ile evlendiği, Hasan’ın ölümünden sonra Fatıma’nın, Hz.Osman’ın torunu Abdullah b. Amr b. Osman’la evlendiği rivayet edilmektedir.92 Fatıma’nın bu evlilikten Küçük Muhammed, el-Kasım ve Rukiyye isminde çocukları olur.93 SONUÇ Hz.Peygamber’den sonra yaklaşık otuz yıl yöneticilik yapan ilk dört halife, bu göreve getirilirken aralarındaki akrabalık bağlarının bir etkisinin olduğunu söylemek doğru olmaz. Çünkü onların halife olmalarında daha başka özelliklerin etkili olduğu kanaatindeyim. Akrabalık halifeliğe getirilme konusunda etkili bir özellik olsaydı, Hz.Peygamber’e bu yönüyle en yakın olan Hz.Ali halife seçilirdi. Mamafih Hz.Ebubekir’in halife seçildiği günlerde Hilafetin, Hz.Ali’nin hakkı olduğunu söyleyenler oldu ise de, sonra onların da bu kanaatleri değişti diyebiliriz. Halifeliğe kimin getirilmesi gerektiği o günlerde ciddi olarak tartışıldı ve teorik olarak bu konuda bazı esaslar belirlendi. Hz.Peygamber’e yakınlık da bu hususta önemli bir özellik sayıldı. Ancak bu yakınlığın, sadece nesep yönünden değil, daha geniş anlamda bir yakınlık olduğunu söyleyebiliriz. ———— 84 “( ) ﺯﻓﻭ ﻨﻰyani bana saadetler ve çoluk çocuk dileyin” deyince onlar da dua ettiler. Bkz. Muhibbüddin et-Taberî, Zehairu’l-Ukba, s.168. 85 İbnu’l-Esîr, el-Kamil, II,537. 86 Muhibbüddin et-Taberî, Zehairu’l-Ukba, s.170. 87 İbn İshak, Sire, s.233. 88 Muhibbüddin et-Taberî, Zehairu’l-Ukba, s.170. 89 Sükeyne Hz.Peygamber’in torunu Hz.Hüseyin’in kızıdır. Hayatıyla ilgili geniş bilgi için bakınız: İbn Sa’d, et-Tabakât, VIII, 475. 90 İbn Sa’d, et-Tabakât, VIII, 477. 91 İbn Kuteybe, el-Maarif, s.87. 92 İbn Sa’d, et-Tabakât, VIII, 473; İbn Kuteybe, a.g.e., s.86. 93 İbn Kuteybe, el-Maarif, s.86.