ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ Necdet Hakan ERDOĞAN P-TİPİ ÇİNKO OKSİT (ZnO) YARIİLETKEN İNCE FİLMİNİN ATMALI KATODİK VAKUM ARK DEPOLAMA YÖNTEMİ İLE ELDE EDİLMESİ VE KARAKTERİZASYONU FİZİK ANABİLİM DALI ADANA, 2010 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ P-TİPİ ÇİNKO OKSİT (ZnO) YARIİLETKEN İNCE FİLMİNİN ATMALI KATODİK VAKUM ARK DEPOLAMA YÖNTEMİ İLE ELDE EDİLMESİ VE KARAKTERİZASYONU Necdet Hakan ERDOĞAN DOKTORA TEZİ FİZİK ANABİLİMDALI Bu Tez / /2010 Tarihinde Aşağıdaki Oybirliği/Oyçokluğu ile Kabul Edilmiştir. Jüri Üyeleri Tarafından ……................................ ……………….................... ………………………….. Prof. Dr. Ramazan ESEN Prof. Dr. Hamide KAVAK Prof. Dr. Birgül YAZICI DANIŞMAN ÜYE ÜYE ...………………............... ...……………………….. Doç. Dr. Zeki YARAR Yrd. Doç. Dr. Hülya METİN ÜYE ÜYE Bu Tez Enstitümüz Fizik Anabilim Dalında hazırlanmıştır. Kod No: Prof. Dr. İlhami YEĞİNGİL Enstitü Müdürü Bu Çalışma Ç.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Tarafından FEF-2008D9 Numaralı Proje ve 106T613 Numaralı TUBİTAK AR-GE Projesi Tarafından Desteklenmiştir. Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir. ÖZ DOKTORA TEZİ P-TİPİ ÇİNKO OKSİT (ZnO) YARIİLETKEN İNCE FİLMİNİN ATMALI KATODİK VAKUM ARK DEPOLAMA YÖNTEMİ İLE ELDE EDİLMESİ VE KARAKTERİZASYONU Necdet Hakan ERDOĞAN ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ FİZİK ANABİLİM DALI Danışman : Prof. Dr. Ramazan ESEN Yıl: 2010, Sayfa: 189 Jüri : Prof. Dr. Hamide KAVAK : Prof. Dr. Birgül YAZICI : Doç. Dr. Zeki YARAR : Yrd. Doç. Dr. Hülya METİN Bu çalışmada atmalı katodik vakum ark depolama sistemi kullanılarak cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filmlerinin oksidasyonu ile N katkılı ZnO ince filmler elde edilmiştir. Tavlama sıcaklığının depolanan ZnxNy ince filmlerinin yapısal, elektriksel ve optiksel özellikleri üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Bundan başka, N katkılı ZnO filmler O2-N2 karışım atmosferinde cam alt tabanlar üzerine depolanmışlardır. Elde edilen filmlerin 450 °C’ de tavlanmasıyla p-tipi ZnO:N ince filmler elde edilmiştir. O2’nin N2’ ye oranının elde edilen ve tavlanan filmlerin elektriksel ve optiksel özellikleri üzerindeki etkisi çalışılmıştır. Ayrıca, n-tipi (100) yönelimli tek kristal silisyum alt tabakaları üzerine, ZnxNy ve 5/3’ lük O2/N2 oranıyla ZnO:N filmleri depolanmıştır. Elde edilen bu filmler p-ZnO/n-Si heteroeklem yapılar elde etmek için 450 °C’ de 1 saat tavlanmışlardır. Bu yapıların akım-gerilim (I-V) karakteristikleri oda sıcaklığında ölçülmüştür. Anahtar kelimeler: Atmalı katodik vakum ark, N katkılı ZnO, tavlama, oksidasyon I ABSTRACT PhD THESIS DEPOSİTİON AND CHARACTERİZATİON OF P-TYPE ZnO FİLMS BY PULSED CATHODİC VACUUM ARC DEPOSİTİON TECHNİQUE Necdet Hakan ERDOĞAN ÇUKUROVA UNIVERSITY INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES DEPARTMENT OF PHYSIC Supervisor :Prof. Dr. Ramazan ESEN Year: 2010, Pages: 189 Jury :Prof. Dr. Hamide KAVAK :Prof. Dr. Birgül YAZICI :Assoc. Prof. Dr. Zeki YARAR :Asst. Prof. Dr. Hülya METİN In this study, N-doped ZnO films were obtained by the oxidation of ZnxNy thin films deposited on glass substrates employing pulsed cathodic vacuum arc deposition system. The influence of annealing temperature, on the electrical, structural and optical properties of asdeposited ZnxNy films was investigated. The Ndoped ZnO films obtained on glas substrate in O2-N2 gas mixture were also investigated. p-type ZnO:N films were obtained by annealing of the as-deposited films at 450 °C. The influence of O2 to N2 ratio on the electrical and optical properties of the as-deposited and annealed films was studied .In addition, ZnO:N film with the 5:3 ratio of O2 to N2 and ZnxNy film were deposited on n-type (100) Si substrate. These films were annealed at 450 ℃ for one hour to form p-ZnO/n-Si hetero-junction structures. The current-voltage (I-V) characteritics of the structures have been measured at room temperature. Key words: Pulsed cathodic vacuum arc, N-doped ZnO, annealing , oxidation. II TEŞEKKÜR Öncelikle, bu tezin yönetiminde ve oluşumunda aynı zamanda çalışmalarım sırasında karşılaştığım sorunların çözümünde her türlü desteğini esirgemeyen, çalışmalarımda beni yönlendiren, çalışma yapmak için bütün olanakları sağlayan hocam Prof. Dr. Ramazan ESEN’ e sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Çalışmalarımın her aşamasında her türlü desteğini esirgemeyen ve TUBİTAK projesinde beni tübitak bursiyeri olarak destekleyen Prof. Dr. Hamide KAVAK’ a ve yine hocam Prof. Dr. Ramazan ESEN’ e sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Deneysel süreçleri tanıma aşamasında her türlü yardımlarından dolayı Doç Dr. Ebru Şenadım TÜZEMEN’ e, Tübitak projesi kapsamında deneysel çalışmaları beraber yürüttüğümüz grup arkadaşlarım, Kamuran KARA ve Havva YANIŞ’a teşekkür ederim. Yine çalışmalarım boyunca hep desteklerini gördüğüm grup arkadaşlarım, Deniz TAKCI, Zeynep BAZ, Saadet YILDIRIMCAN ve Birsen KESİK’ e teşekkür ederim. Sunumun hazırlanmasındaki katkılarından dolayı Ali Çetinkaya çok teşekkür ederim. Tezin okunması sırasında karşılaşılabilecek sorunların giderilmesinde ve her türlü katkılarından dolayı İlker ÖZŞAHİNE çok teşekkür ederim. Fotolüminesans ve XRD ölçümlerinden dolayı Hakan KARAAĞAÇ’ a ve EDX ölçümlerinden dolayı Dr. Emine GÜNERİ’ ye teşekkür ederim. Her türlü sorularımda yardımlarını gördüğüm Yrd. Doç. Dr. Cebrail GÜMÜŞ’ e ve Prof. Dr. Emirullah MEHMETOV’ a teşekkürlerimi bir borç bilirim. Tezin düzenlenmesinde hiçbir yardımı esirgemeyen Dr. Nazım AKSAKER’ e teşekkürlerimi bir borç bilirim. Böyle yoğun bir çalışma sürecinde beni sonuna kadar maddi manevi olarak destekleyen ve her türlü fedakârlığı gösteren aileme sonsuz teşekkürlerimi sunarım. III İÇİNDEKİLER SAYFA ÖZ.................................................................................................................... I ABSTRACT..................................................................................................... II TEŞEKKÜR..................................................................................................... III İÇİNDEKİLER........ ..................................................................................... IV ŞEKİLLER DİZİNİ.. ..................................................................................... VIII TABLOLAR DİZİN. ....................................................................................... XIV 1.GİRİŞ............................................................................................................ 1 2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR .......................................................................... 5 3.MATERYAL ve METOD............................................................................ 37 3.1. ZnO’ nun Temel Özellikleri................................................................ 37 3.1.1. Giriş............................................................................................. 37 3.1.2. Kimyasal Özellikler..................................................................... 38 3.1.3. Fiziksel Özellikler..…….............................................................. 39 3.1.3.1. Kristal Yapısı …………................................................... 39 3.1.3.2. Mekanik Özellikler………………………………….….. 41 3.1.3.3. Elektriksel Özellikler………………………………….... 41 3.2. ZnN’ nin Temel Özellikleri……..……………………………………. 42 3.3. ZnO İnce Filmlerin Depolamasında Kullanılan Bazı Üretim Teknikleri…………………………………………………………....... 44 3.3.1. Giriş……………………………………………….…………… 44 3.3.2. Radyo Frekans Magnetron Söktürme Yöntemi……….……….. 45 3.3.3. Moleküler Demet Epitaksiyel Yöntemi (Molecular-Beam Epitaxy-MBE)…………………………………………………...….. 45 3.3.4. Atmalı-Lazer Depolama……………………………………….. 46 3.3.5. Kimyasal Buhar Depolama………………………………….…. 47 3.3.6. Filtreli Katodik Vakum Arklar……………………………….... 48 3.3.6.1 Giriş……………………………………………………... 48 3.3.6.2. Ark İnce Film Depolama……………………….............. 49 IV 3.3.6.3. Ark İyon Kaynağı…………………………………….… 49 3.3.6.4. Katodik Ark Bileşenleri………………………………... 50 3.3.6.5. Ark Deşarjı……………………………………………... 51 3.3.6.6. Atmalı ve Sürekli CVA………………………………. 52 3.3.6.7. Katot Spotları……………………………………….….. 52 3.3.6.8. Spot Başına Akım…………………………………….... 53 3.3.6.9. Akım Yoğunluğu……………………………………….. 53 3.3.6.10. İyon Hızları………………………………………….... 54 3.3.6.11. İyon Yük Durumları…………………………………... 54 3.3.6.12. Spot Türleri………………………………………….... 55 3.3.6.13. Tersinir Hareket……………………………………….. 55 3.3.6.14. Plazma ve Makroparçacık Taşınması…………………. 57 3.3.6.15. MP Filtresi Dizayn Kriteri ……………………………. 58 3.3.6.16. Manyetik Filtre Çeşitleri…………………………….... 60 3.3.6.17. Bir Depolama Tekniği Olarak Filtreli Katodik Vakum Ark………………………………………………………………. 66 3.3.6.18. Filtreli Katodik Vakum Ark daki Son Gelişmeler.…… 67 3.3.6.19. Motivasyonlar…………………………………….…… 68 3.4. Yarıiletkenlerde Temel Soğurma………………………………….….. 69 3.4.1. Bantlararası ve Safsızlık soğurması………………………….… 69 3.4.2. Soğurma ve Kazancın Temel Teorisi………………………….. 71 3.4.3. Direkt Bantarası Soğurma….………………….………………. 74 3.4.4. Mutlak Sıfırda Soğurma……………………………….………. 75 3.4.5. Eksitonik Soğurma…………………………………….………. 81 3.5. p-n Eklemi……………………………………………………….…… 84 3.5.1. Giriş………………………………………………………..…... 84 3.5.2. Kontak Potansiyeli…………………………………………..…. 84 3.5.3. İleri ve Ters Öngerilim Uygulanmış Eklemler; Kararlı Durum Şartları……………………………………………………………...… 87 3.5.4. Bir Eklemde Akım Akısının Niteliksel Tanımı………………... 87 3.6. Heteroeklem…………………………………………………….…….. 93 V 3.7. Film Katakterizasyonu……………………………………….……….. 96 3.7.1. Optiksel Karakterizasyon…………………………………….... 96 3.7.1.1. Film Kalınlığı Hesabı…………………………………... 96 3.7.1.2. Soğurma Katsayısının Hesaplanması…………………... 97 3.7.1.3. Yasak Enerji Aralığının Hesaplanması……………….... 102 3.7.2. XRD Analizi………………………………………………….... 103 3.7.3. Hall Analizi…………………………………………………….. 105 3.7.3.1. Mobilite………………………………..…………..….... 105 3.7.3.2. Direnç…………………………………………..…...... 107 3.7.3.3. Hall Etkisi Olayı………………………………………... 111 3.7.3.4. Hall Etkisi ve Lorentz Kuvveti…………..…………….. 111 3.7.3.5. Van Der Pauw Tekniği…………………..…………...… 113 3.7.3.6. Direnç ve Hall Ölçümleri……………...……………….. 116 3.7.3.7. Örnek Geometrisi……..…………................................... 116 3.7.3.8. Direnç Ölçümleri İçin Tanımlar…..……………………. 117 3.7.3.9. Direnç Ölçümleri……………….....……………………. 117 3.7.3.10 Direnç Hesaplamaları……………….............................. 118 3.7.3.11. Hall Ölçümü İçin Tanımlar............................................ 119 3.7.3.12 Hall Etkisi Ölçüm Sistemi ve Ölçme Tekniği................. 119 3.7.3.13. Hall Hesaplamaları…...............................................….. 120 3.7.4. Fotolüminesas Analizi………………………………………..... 122 3.7.5. EDX Analizi………………………………………………….... 124 3.7.6. hp4156C Yarıiletken Parametrik Analizörü………………….... 126 3.8. Deneysel Düzenek ve Süreçler……………………………………….. 128 3.8.1. Atmalı Filtreli Katodik Vakum Ark Depolama Sistemi…….…. 128 3.8.2. PFCVAD Sisteminin Yapısı………………………………….... 128 3.8.2.1. Reaksiyon Odası………………………………………... 129 3.8.2.2. Birincil ve Turbomoleküler Pompa Sistemi…………..... 130 3.8.2.3. Atmalı Plazma Ark Kaynağı………………………….... 131 3.8.2.4. Gaz Akış-Basınç Kontrol Sistemi…………………….... 133 3.8.3. Katot………………………………………………………….... 135 VI 3.8.4. Alt Tabanlar……………………………………………………. 135 3.8.5. PFCVAD Sistemi İle Plazma Üretimi ve Taşınması…………. 136 3.9. Sistem Karakterizasyonunda Kullanılan Cihazlar……………………. 136 3.9.1. Optiksel Geçirgenlik………………………………………….... 136 3.9.2. Film Yapısı…………………………………………………….. 137 3.9.3. Elektriksel Özellikler……………………...………………...…. 137 3.9.4. Fotolüminasens Özellikler……………………………………... 137 3.9.5. Elementel Analiz……………………………….……………… 137 3.9.6. Heteroeklem Analiz…………………………….……………… 137 4. BULGULAR VE TARTIŞMA................................................................... 139 4.1. Yapısal Özellikler…………………………………………………….. 139 4.2. Elementel Analiz…………………………….……………………….. 144 4.3. Optik Özellikler ……………………………………………………… 146 4.4. Elektriksel Özellikler ………………………………………………... 157 4.5. Fotolüminesans Özellikler …………………………………………… 164 4.6. Farklı Eklem (Hetero-Junction) Yapılar…………………………….... 166 5. SONUÇLARVE ÖNERİLER..................................................................... 173 5.1. Filmlerin Yapısal Özellikleri………………………………………….. 173 5.2. Elementel Analiz…………………………………….……………… 174 5.3. Filmlerin Optiksel Özellikleri ………………………………………. 175 5.4. Filmlerin Elektriksel Özellikleri ……………………………………… 175 5.5. Filmlerin Fotolüminesans Özellikleri ………………………………. 177 5.6. Diyot Özellikleri ……………………………………………………… 177 5.7. Öneriler 178 KAYNAKLAR.................................................................................................. 181 ÖZGEÇMİŞ....................................................................................................... 189 VII ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 3.1. SAYFA ZnO’nun kristal yapılarının gösterimleri (a) Kaya tuzu, (b) Zinc Blende, (c)Wurtzite………………………….................... 40 Şekil 3.2. ZnN’ in kristal yapısı………………………………………….. 43 Şekil 3.3. Atmalı lazer depolama sisteminin şematik diyagramı………... 47 Şekil 3.4. Katodik vakum arkın başlıca bileşenlerinin şematik gösterimi………………………………………………..……... Şekil 3.5. 50 Ark spotlarının aksi yönüne doğru ayrılan plazma jetlerinin görüntüsü…………………………………………………….... o 57 Şekil 3.6. 90 eğimli filtrenin şematik gösterimi……………………..….. 61 Şekil 3.7. S-şekilli manyetik filtre……………………………………….. 62 Şekil 3.8. Diyagram (a) ve fotoğraf (b) bir duble eğimli düzlem sapmalı (off-plane) filtreye aittirler ve (c) bir duble eğimli düzlem sapmalı filtreyle donanmış FCVA sisteminin şematik gösterimi. Duble eğimli düzlem sapmalı filtreye bir kenardan bakıldığında iki boyutlu şekilde 90°eğimli bir filtre gibi göründüğü not edilmelidir……….…………………………..... Şekil 3.9. Yukarı kısmı 90° ve dip kısmı S şekilli serbest manyetik filtre…………………………….……………………………... Şekil 3.10. 64 65 Yarıiletkenlerdeki farklı soğurma süreçleri (a) gerçek uzay ve (b) karşıt uzay: (1) bantdan banda (2) iletkenlik bant arası (3) valans bant arası (4) vericiden iletkenlik bandına (5) alıcıdan valans bandına (6) valans bandından vericiye (7) alıcıdan iletkenlik bandına ve (8) vericiden alıcıya geçişler………....… Şekil 3.11. 70 Yarıiletkenlerdeki Bloch fonksiyonlarının şematik temsili: (a) periyodik potansiyel (b) dolu dalga fonksiyonu (c) hücre periyodik kısmı Şekil 3.12. ve (d) düzlem dalga kısmı……………...... 77 E-k diyagramında direk optiksel geçiş için k’ nın korunumunu açıklayan düşey geçiş………………………………………..... VIII 79 Şekil 3.13. Eksitonik etki olmayan (kesikli eğri) ve eksitonik etki olan (düz çizgi biçimindeki eğri) soğurma spektrası……………..... Şekil 3.14. 82 Bir Frenkel ve bir Mott-Wannier eksitonunun periyodik kuşatan fonksiyonlarının alanını açıklayan kavramsal bir resim. Wannier eksiton kuşatan fonksiyonu birim hücrelerin büyük bir miktarını kapsar………………………….……….... Şekil 3.15. 83 Denge durumundaki bir p-n ekleminin nitelikleri: (a) p-tipi ve n-tipi materyalin yalıtılmış nötral bölgeleri ve yalıtılmış bölgeler için enerji bantları (b) geçiş bölgesindeki uzay yükünü, oluşan elektrik alan ε, kontak potansiyeli Vo ve enerji bantlarının ayrılışını gösteren eklem (c) geçiş bölgesi içindeki parçacık akışının dört bileşeninin yönü ve oluşan akım 85 yönleri……………………………………………………..…... Şekil 3.16. Bir p-n eklemindeki ön gerilimin etkisi: (a) denge durumunda (b) ileri ön gerilim uygulandığında (c) ters ön gerilim uygulandığında, geçiş bölgesi genişliği ve elektrik alan, elektrostatik potansiyel, enerji bant diyagramı ve W genişliği içinde parçacık akısı ve akım yönü……………..…………….. 88 Şekil 3.17. Bir p-n ekleminin I-V karakteristiği………………………....... 93 Şekil 3.18. İnce bir tabakadaki soğurma………………………………….. 98 Şekil 3.19. İnce bir filmde çok yansımalı ışık geçirimi…………………… 100 Şekil 3.20. Amorf bir yarıiletkenin soğurma katsayısının enerji ile değişimi………………………….……………………………. Şekil 3.21. 103 Bir yarıiletken içindeki bir elektronun şematik yörüngesi. (a) Rastgele ısısal hareket. (b) Gelişigüzel ısısal harekete ve uygulanan bir elektrik alana bağlı birleştirilmiş hareket……… Şekil 3.22. n-tipi bir yarıiletkende iletkenlik süreci (a) ısısal denge durumunda ve (b) bir öngerilim şartı altında…………………. Şekil 3.23. Şekil 3.24. 106 108 L uzunluğu ve A kesitsel alanıyla birlikte düzgün şekilde katkılanmış bir yarıiletken çubukta akım iletimi…………...…. 110 Manyetik alan ve Lorentz kuvveti………………………....…. 113 IX Şekil 3.25. Van Der Pauw Tekniği………………………………………... 114 Şekil 3.26. Hall voltajı ölçme düzeneği………………………………........ 115 Şekil 3.27. Hall ölçümünde kullanılan örnek geometrileri………………... 116 Şekil 3.28. Hall Ölçüm Sistemi………………………………………,...… 120 Şekil 3.29. Fotolüminesans ölçüm sisteminin şematik gösterimi…………. 124 Şekil 3.30. Bir EDX spektrumundaki elementler, onların elektronlarının yüksek bir enerji kabuğundan daha düşük bir enerji kabuğuna geçtiğinde yayınladığı X-ışınlarının enerji içeriğini temel alarak tanımlanır……................................................................. 125 Şekil 3.31. hp4156C yarıiletken parametrik analizör görüntüsü………… 127 Şekil 3.32. PFCVAD sisteminin şematik gösterimi………………………. 129 Şekil 3.33. Reaksiyon odasının dıştan görünüşü…………………….......... 130 Şekil 3.34. Birincil ve turbo moleküler pompa görüntüsü……………….. 131 Şekil 3.35. Plazma ark kaynağı………………………….………………... 132 Şekil 3.36. Mini tabanca şematik gösterimi………………………….…… 132 Şekil 3.37. Mini tabanca görüntüsü…………………………..…………… 133 Şekil 3.38. Gaz akış basınç kontrol sisteminin görüntüsü………………… 134 Şekil 3.39. Azot jenaratörü ve oksijen tüpünün görüntüsü……………… 135 Şekil 4.1. -4 9.2 ×10 Torr basınç ve 500 V ark voltajıyla cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filmi ve bu filmin farklı tavlama sıcaklıkları için XRD desenleri……………………………….. Şekil 4.2. 139 8.5× 10-4 Torr basınç ve 580 V ark voltajıyla cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filmi ve bu filmlerin farklı tavlama Şekil 4.3. Şekil 4.4. için XRD desenleri……………………………………………. 142 450 °C’ da elde edilen ZnO:N filminin EDX spektrası………. 146 -4 9.2 ×10 Torr basınç ve 500 V ark voltajıyla cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnN filmi ve bu filmlerin farklı tavlama sıcaklıkları için optik geçirgenlik eğrileri…………………….. Şekil 4.5. 147 9.2 ×10-4 Torr basınç ve 500 V ark voltajıyla cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnN filmlerinin farklı tavlama sıcaklıkları için soğurma katsayısının enerjiye göre değişimi…………….. X 148 Şekil 4.6. 9.2 ×10-4 Torr basınç ve 500 V ark voltajıyla cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnN filmlerinin farklı tavlama sıcaklıkları Şekil 4.7. için, ( ℎ ) ’ in ℎ ’e gore grafiği…………………….………. 150 -4 8.5× 10 Torr basınç ve 580 V ark voltajıyla cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnN filmi ve bu filmlerin farklı tavlama sıcaklıkları için optik geçirgenlik eğrileri…………………...... Şekil 4.8. 151 8.5× 10-4 Torr basınç ve 580 V ark voltajıyla cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnN filmlerinin farklı tavlama sıcaklıkları için soğurma katsayısının enerjiye gore değişimi…………….. Şekil 4.9. 152 8.5× 10-4 Torr basınç ve 580 V ark voltajıyla cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnN filmlerinin farklı tavlama sıcaklıkları Şekil 4.10. Şekil 4.11. için ( ℎ ) ’ nin ℎ ’e gore grafiği……………………..…...… 153 450 °C’ da tavlanan filmlerin optik geçirgenlik eğrileri…… 155 Farklı N2/O2 oranlarında cam alttabanlar üzerine depolanarak Farklı N2/O2 oranlarında cam alttabanlar üzerine depolanarak 450 °C’ da tavlanan filmlerin soğurma katsayısının enerejiye göre değişimi.............................................................................. Şekil 4.12. 156 Farklı N2/O2 oranlarında cam alttabanlar üzerine depolanarak 450 °C’ da tavlanan filmler için ( ℎ ) ’ nin ℎ ’e gore 157 grafiği…………………………………………………………. Şekil 4.13. 9.2 ×10-4 Torr basınç ve 500 V ark voltajıyla cam alt tabanlar üzerine depolanarak 450 °C’ da tavlanan ZnN filminin yüzey Şekil 4.14. − karakteristikleri…………………..…………...……… 158 8.5× 10-4 Torr basınç ve 580 V ark voltajıyla cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnN filmlerinin farklı tavlama sıcaklıkları için oda sıcaklığı fotolüminesans spektrası…………………… Şekil 4.15. Şekil 4.16. 165 n-tipi silisyum/p-tipi ZnO hetero ekleminin oda sıcaklığında ölçülen − karakteristiği……………………………...……. 167 n-tipi silisyum/p-tipi ZnO hetero eklemi için ileri öngerilim voltajı altında − karakteristiği……………………….… XI 168 Şekil 4.17. Şekil 4.18. n-tipi silisyum/p-tipi sıcaklığında ölçülen − n-tipi silisyum/p-tipi ZnO:N hetero ekleminin oda karakteristiğ………………………. ZnO hetero eklemi için ileri öngerilimvoltajı altında LnI-V karakteristiği…………………. XII 170 171 XIII TABLOLAR DİZİNİ SAYFA Tablo 3.1. ZnO’ nun sahip olduğu çeşitli nitelikler………………………..... Tablo 4.1. 9.2 ×10 -4 Torr basınç ve 500 V ark voltajıyla cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy 38 filmlerinin farklı sıcaklıklarda tavlanmasıyla elde edilen N katkılı ZnO filmlerinin farklı yönelimler için grain büyüklükleri…………………………...…... Tablo 4.2. 141 8.5× 10 -4 Torr basınç ve 580 V ark voltajıyla cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filmlerinin farklı sıcaklıklarda tavlanmasıyla elde edilen N katkılı ZnO filmlerinin farklı yönelimler için grain büyüklükleri……………………………...... Tablo 4.3. 9.2 ×10 -4 143 Torr basınç ve 500 V ark voltajıyla cam alt taban üzerine depolanan ZnxNy filminden 450 °C’ de ki oksidasyodan sonra elde edilen örneğin, EDX analiz sonuçları………………… 145 Tablo 4.4. Farklı N2/O2 oranlarında film üretim koşulları…………………... 154 Tablo 4.5. 9.2 ×10 -4 Torr basınç ve 500 V ark voltajıyla oda sıcaklığında tutulan cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filmlerinin ve bu filmlerin farklı tavlama sıcaklıklarındaki hall etkisi ölçümleri…….……........................................................................ Tablo 4.6. 159 -4 8.5× 10 Torr basınç ve 580 V ark voltajıyla oda sıcaklığında tutulan cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filmlerinin ve bu filmlerin farklı tavlama sıcaklıklarındaki hall etkisi ölçümleri…………………………………………………………. Tablo 4.7. 162 Farklı N2/O2 oranlarında cam alttabanlar üzerin depolanarak 450 °C’ de tavlanan N katkılı ZnO filmleri için Hall etkisi ölçümleri………………................................................................. XIV 163 XV 1. GİRİŞ Necdet Hakan ERDOĞAN 1. GİRİŞ Uygulamalı fizikte, elektrik mühendisliğinde, elektronik mühendisliğinde veya malzeme biliminde uğraşan insanlar olarak niçin yarıiletken aygıtları çalışma ihtiyacı duyduğumuzu kendi kendimize sormalıyız. Bunun nedeni, yarıiletken aygıtların 1998’ den beri yüz milyarlarca dolarlık küresel satışla birlikte dünyada en geniş endüstri olan elektronik endüstrisinin temelini oluşturmasıdır. Yarıiletkenler, metallerle yalıtkanlar arasında elektriksel iletkenliğe sahip bir grup materyallerdir. Bu materyallerin iletkenliğinin, sıcaklıktaki, optik uyarılmadaki ve safsızlık içeriğindeki değişikliklerle değiştirilebilmesi önemlidir. Elektriksel özelliklerdeki bu değişkenlik, yarıiletken materyalleri elektronik aygıt araştırmalarında doğal seçenek haline getirir. Yarıiletken materyaller periyodik cetvelin IV. sütun ve komşu sütunlarında bulunurlar. IV. sütün yarıiletkenleri silisyum ve germanyum olup, onlar tek tür atomlardan meydana geldiklerinden dolayı temel yarıiletkenler olarak adlandırılırlar. Elemental materyallere ek olarak, hem II ve VI’ nın bilinen kombinezonları hem de III. ve V. sütün atomlarının birleştirilmesi ile ara metalik veya bileşik yarıiletkenler meydana getirilir. Günümüzde çok fazla yarıiletken materyal olduğunu bilmekteyiz. Bu yarıiletkenlerin geniş çeşitlilikteki elektronik ve optik özellikleri, aygıt mühendisliğine elektronik ve optoelektronik işlevlerde muazzam esneklikler sağlamaktadır. Temel yarıiletken olan Ge, yarıiletken gelişiminin ilk zamanlarında transistör ve diyot için yaygın bir şekilde kullanılmıştır. Daha sonraki yıllarda ise, doğrultucu, transistör ve entegre devreler için Si kullanılmıştır. Buna rağmen, yüksek hızlı aygıtlar ve ışığın yayınlanması ve soğrulmasını gerektiren aygıtlar için, geniş bir şekilde bileşikler kullanılmıştır. Örneğin, GaAs ve GaP gibi iki-element (binary) III-V bileşikleri ışık yayan diyotlarda (LED) yaygındır. Ayrıca, GaAsP gibi üçelement (ternary) bileşikleri ve InGaAsP gibi dört-element (quaternary) bileşikleri büyütülerek materyal özelliklerinin şeçiminde ek esneklikler sağlanmıştır. Bir yarıiletkeni metallerden ve yalıtkanlardan ayıran en önemli karakteristiklerinden birisi onun bant aralığıdır. Bu özellik, yarıiletken tarafından yayınlanabilen veya soğrulabilen ışığın dalgaboylarının belirlenmesine olanak sağlar. 1 1. GİRİŞ Necdet Hakan ERDOĞAN Örnek olarak, GaAs’ nin bant aralığı 1.43 eV olup bu da spektrumun yakın kızılötesi bölgesine karşılık gelmektedir. Buna kıyasla, GaP, 2.3 eV bant aralığına sahiptir ve bu da spektrumun yeşil bölgesine karşılık gelmektedir Yarıiletkenlerin bant aralıklarının geniş çeşitliliğinin bir sonucu olarak, spektrumun kızılötesinden UV’ ye kadar olan geniş bir aralığındaki dalga boylarında ışık yayan diyotlar ve lazerler yapılabilir. Yarıiletken materyallerin elektronik ve optik özellikleri, miktarı tam olarak kontrol edilebilen safsızlıklar tarafınan güçlü bir şekilde etkilenir. Bu safsızlıklar yarıiletkenlerin iletkenliklerinin değişmesinde kullanılır ve hatta iletkenlik tipinin değişmesinde bile etkili olabilmektedirler. Safsızlıkların kontrol edilebilir bir şekilde eklenmesi, katkılama olarak adlandırılır. Yarıiletkenlerin bu faydalı özelliklerini araştırmak için bu materyallerdeki atomik düzenin anlaşılması gerekmektedir. Orijinal malzemenin safsızlığındaki küçük değişim, elektriksel özelliklerde büyük değişiklikler yaratabilir. Her bir yarıiletkendeki atomların doğal ve özel düzeni çok büyük bir öneme sahiptir. (Streetman ve ark, 2006) Geniş bant aralığına sahip yarıiletkenler kısa dalgaboyundaki optoelektronik uygulamalarda çok büyük bir ilgi görmektedirler. Bunların arasından ZnO, 3.37 eV geniş bant aralığına ve yüksek eksiton bağlanma enerjisine (60 meV) sahiptir Dolayısıyla ZnO, (UV) ışık yayan aygıtlar, diyot lazerler ve UV dedektörler gibi optoelektronik aygıt tasarımında çeşitli uygulamalar için gelecek vaad eden II-VI oksit yarıiletkenlerden birisi olarak göz önüne alınmaktadır (Wang ve ark, 2008; Park ve ark, 2009). ZnO bazlı optoelektronik aygıtların etkin bir şekilde geliştirilmesi için, alıcı düzey oluşumunun anlaşılmasını gerektiren araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır (Erie ve ark, 2008). Optoelektronik aygıtlar için kabul edilebilir elektriksel ve optiksel özelliklerle birlikte, kalıcı ve tekrarlanabilir p-tipi ZnO üretilmesi çok önemlidir (Yang ve ark, 2008). Hiçbir katkılama yapmadan yüksek taşıyıcı yoğunluklu n-tipi ZnO kolayca elde edilebilirken, oksijen boşlukları, çinko arayer atomu v.b. gibi doğal kusurlardan kaynaklı kendini kompanse eden etkilerinden dolayı p-tipi ZnO üretimi zordur (Kumar ve ark, 2008). p-tipi ZnO elde edebilmek için, azot, arsenik ve fosfor gibi 2 1. GİRİŞ Necdet Hakan ERDOĞAN katkılayıcılar kullanılarak çok çaba sarf edilmiştir. As ve P’ nin her ikisi de derin alıcılar olup p-tipi iletkenliğe çok az katkı sağlamaktadırlar. Bu da p-tipi ZnO’ da alıcı katkılayıcılar için azotu en iyi seçenek haline getirmektedir (Cao ve ark, 2008; Vaithianathan ve ark, 2006). Aynı zamanda, elektronik bant yapısının teorik hesaplamaları sonucunda, diğer V. grup elementleriyle kıyaslandığında ZnO’ da bir sığ alıcı düzey oluşturmak için azotun en iyi aday olduğu tahmin edilmektedir. Çünkü, azot ve oksijen hemen hemen aynı iyonik yarıçapa sahiptir (.Yang ve ark, 2008) Dolayısıyla, ZnO’ da p-tipi katkılama yapmak için moleküler demet epitaksi (Sun ve ark, 2006), metal organik kimyasal buhar depolama (Zhu ve ark, 2009), magnetron söktürme (Yao ve ark, 2007) ve atmalılı lazer depolama (Erie ve ark, 2008) gibi bir çok yöntem kullanılarak yapılan bir çok araştırmada, katkılayıcı olarak azot kullanılmıştır. Herşeye rağmen, N katkılayıcısının çok düşük çözünürlüğü ve azotun arzu edilen sığ alıcıları biçimlendirecek kadar yeteri düzeyde iyonlaşmamasından dolayı, N-katlılı p-tipi ZnO üzerinde çok kısıtlı raporlar sunulmuştur. Bundan başka, katkı seçimi ve büyütme teknikleri tartışmalı durumda olup p-tipi ZnO üretimi de hala tartışılmaktadır (Yang ve ark, 2008). Filtreli katodik vakum ark tekniği ile iyi kalitede yoğun karbon kaplamalar üretildiği bilinir. Plazmada katot materyalinin % 100 iyonizasyonu, büyütme yüzeyinde depolanan iyonların varış enerjilerinin elektrik alan kullanarak kolayca kontrol edilebilmesi anlamına gelir. Onların yüksek enerji plazma jeti çok fazla arkaplan gazın kolayca iyonize olmasını sağlamaktadır. Bu özellikler bu sistemi metal oksit ve nitrür filmlerin üretimi için ideal bir kaynak durumuna getirmektedir (Xu ve ark, 2001) Bu çalışmada atmalı katodik vakum ark depolama sistemi kullanılarak cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filmlerinin oksidasyonu ile N katkılı ZnO ince filmler elde edilmiştir. Tavlama sıcaklığının depolanan ZnxNy ince filmlerinin yapısal, elektriksel ve optiksel özellikleri üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Bundan başka, N katkılı ZnO filmler O2-N2 karışım atmosferinde cam alt tabanlar üzerine depolanmışlardır. Elde edilen filmlerin 450 °C’ de tavlanmasıyla p-tipi ZnO:N ince filmler elde edilmiştir. O2’nin N2’ ye oranının elde edilen ve tavlanan filmlerin elektriksel ve optiksel özellikleri üzerindeki etkisi çalışılmıştır. Ayrıca, n-tipi (100) 3 1. GİRİŞ Necdet Hakan ERDOĞAN yönelimli tek kristal silisyum alt tabakaları üzerine, ZnxNy ve 5/3’ lük O2/N2 oranıyla birlikte ZnO:N filmleri depolanmıştır. Elde edilen bu filmler p-ZnO/n-Si heteroeklem yapılar elde etmek için 450 °C’ de 1 saat tavlanmışlardır. Bu yapıların akım-gerilim (I-V) karakteristikleri oda sıcaklığında ölçülmüştür. 4 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Bu çalışmada, Zn3N2 ince filmler hedef olarak saf çinko diski ve çalışma gazı olarak da Ar-N2 kullanılarak reaktif dc magnetron söktürme yöntemiyle amorf kuvarz üzerine hazırlanmışlardır. Alt taban sıcaklığı 150 °C ±0.5 °C olarak ayarlanmıştır. Depolama odasının basıncı 1.0×10 -3 Pa olarak belirtilmiştir. Söktürme süresince, argonun azota oranı 3:1 ve toplam gaz akış oranı da 40 sccm olarak belirlenmiş ve bununda 1.0×10-3 Pa basınç oluşturduğu belirtilmiştir. Filmler 3 dakikada 70 W’ da depolanmışlardır. Büyütülen Zn3N2 filmlerinin koyu-gri renkli oldukları ve 3 saatte 350 ve 550 °C arasında havada tavlandıktan sonra saydam oldukları görülmüştür. Büyütülen filmlerin XRD analizinde, Zn3N2 (332) kırınımıyla uyumlu kırınım pikinin etkin olduğu gözlenmiştir. Isısal oksidasyondan sonra, ZnO’ ya ait kırınım piklerinin ortaya çıktığı görülmüştür. Bu sonuçla birlikte, ısısal oksidasyonun Zn3N2 filmlerini ZnO’ ya dönüştürdüğü belirtilmiştir. Farklı sıcaklıklarda hazırlanan ZnO filmlerinin UV-görünür soğurma spektrumu elde edilmiş ve bütün spektrumda 385 nm civarında keskin soğurma kenarı bulunmuştur. Buradan da bütün filmlerin saf çinko oksit fazına sahip oldukları belirtilmiştir. Soğurma spektrumundan, özden soğurma katsayısı α~25 μm-1alınarak kalınlık değerleri tahmin edilmeye çalışılmıştır. 368 nm’ deki ortalama soğurma 5.25±0.2 alınarak, ortalama kalınlık 210 nm civarında elde edilmiştir. 350 ve 500 °C arasındaki oksidasyon sıcaklıklarında p-tipi iletkenlik sağlanmış olup, Hall etkisi ölçüm sonuçlarından, 450 °C’ de 5.78×10 17 cm-3 hall konsantrasyonu, 220 Ω cm direnç ve 0.098 cm2/Vs Hall mobilitesi değerleri elde edilmiştir. Oksidasyon sıcaklığı 500 °C’ den daha yüksek olduğunda, filmlerde yeteri kadar N olmadığından dolayı ZnO filmlerinin n-tipi oldukları belirtilmiştir. (Wang ve ark, 2003) Bu çalışmada, Zn3N2 filmler N2/Ar plazmada Zn (%99.995) hedefinden rf söktürme yöntemiyle kuvarz, safir, GaN ve ZnO yüzeyleri üzerine hazırlanmışlardır. Vakum odası temel basınç değeri 5×10-6 mbar olarak belirtilmiştir. Depolama süresince toplam basınç 1×10-2 mbar olarak ayarlanmıştır. RF güç yoğunluğu 1.9 5 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN W/cm2 olarak belirtilmiş ve alt tabakalar oda sıcaklığında tutulmuştur. Zn3N2 filmlerinin kalınlığının 200 nm’ den 1.5 μm’ ye kadar değiştiği belirtilmiştir. Örnekler O2 akısında 600 °C’ de 5 dakikadan 60 dakikaya kadar olan sürelerde tavlanmışlardır. ZnO filmlerinin üretimi için başlangıç maddesi olarak kullanılan Zn3N2 filmlerinin özelliklerinin en iyi halini belirlemek için, söktürme gazındaki N2 konsantrasyonunun, bileşik ve depolanan malzemenin yapısı üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Söktürme gazında çeşitli azot konsantrasyonları (% 20, % 25, % 50, % 90) kullanılarak söktürme yöntemiyle Zn3N2 filmleri hazırlanmıştır. Zn3N2 filmi atomca % 90 N2 ile depolandığında ve 600 °C’ de O2 ortamında 15 dakikada tavlandığında, oda sıcaklığında 1017 cm-3 civarında taşıyıcı konsantrasyonu ve 10 cm2/Vs mobiliteyle birlikte p-tipi iletkenlik başarılmıştır. p-tipi Zn:O filmlerinin PL spektrumunda, 3.360 eV’ de büyük olasılıkla nötral alıcı bağ eksitonuna bağlanan keskin bir pik gözlenmiştir. p-tipi ZnO:N filmlerinin görünür bölgedeki geçirgenliklerinin % 80 civarlarında olduğu belirlenmiştir (Kaminska ve ark, 2005). Bu çalışmada, farklı Li içerikli ZnO filmlerinin iki serisi dc reaktif magnetron söktürme yöntemiyle cam alt tabanlar üzerine hazırlanmışlardır. % 0.1 ve % 0.5 oranında Li (%99.99 saflıkta) ile birlikte karıştırılmış bir Zn metal (99.99 saflıkta) diski söktürme hedefi olarak kullanılmıştır. Vakum odası 10-3 Pa’ a getirilmiştir. 4 Pa’ lık sabit bir toplam basınçla birlikte, söktürme gazları olarak yüksek saflıkta O2 (% 99.99) ve Ar (% 99.99) içeriye alınmıştır. Depolamadan önce, yüzeydeki kirliliklerin çıkarılması için hedef malzeme 5 dakikalığına önsöktürme işlemine tabi tutulmuştur. Büyütme sıcaklığı 450 den 600 °C’ ye kadar değiştirilmiştir. Bütün filmler 30 dakikada büyütülmüşler ve arakesitsel tarayıcı elektron mikroskobu (SEM) ölçümlerinden film kalınlıklıkları tipik kalınlık değeri olan 300 nm civarında bulunmuştur. 570 °C alt tabaka sıcaklığında büyütülen Li-katkılı ZnO filmlerinin XRD sonuçlarından, ZnO’ nun (002) ve (004) düzlemlerinin karşılığı olan iki pik gözlenmiştir. % 0.1 Li katkılı ZnO filmlerinin (002) pikinin kırınım açısının ZnO bulk tek kristali ile hemen hemen uyumlu olduğu gösterilmiş ve bu sonuca dayanarak 6 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN da Li atomlarının Zn sitelerinde yer aldığı önerilmiştir. Hedefteki Li içeriği % 0.5’ e kadar arttığında, (002) pikinin şiddetinin azaldığı gözlenmiş ve bu da Li atomlarının daha fazla olmasına bağlı olarak kristalliğin zayıfladığı şeklinde yorumlanmıştır. Bundan başka, (002) pikinin kırınım açısının, daha düşük kırınım açısı kenarına 0.1° kaydığı gözlenmiş ve bunun da, bazı Li atomlarının Zn sitelerinin yerine, arayer sitelerine yerleşmesinden dolayı kaynaklanabileceği belirtilmiştir. Hall etkisi ölçüm sonuçları elde edilmiştir. p-tipi iletkenliğin, alt tabakadan daha ziyade ZnO filmlerinden geldiğini sağlama almak için cam alt tabanlar kullanılmıştır. % 0.1 oranında Li katkılı ZnO filmleri için bütün büyütme sıcaklıklarında (450’ den 600 °C’ ye) p-tipi iletkenlik başrılmıştır. En iyi sonuçlar 570 °C alt tabaka sıcaklığında gerçekleştirilmiştir. Bu sonuçlara göre, direnç 17.6 Ω cm, Hall mobilitesi 3.47 cm2/Vs ve taşıyıcı konsantrasyonu 1.01×10 17 cm-3 olarak elde edilmişlerdir. p-tipi iletkenliğin kalıcılığının araştırılması için, Li katkılı ZnO filmleri bir hafta sonra yeniden çalışılmıştır. Bütün filmlerde elektriksel özelliklerde hiçbir bozulma olmadan p-tipi iletkenliğin muhafaza edildiği gösterilmiştir. % 5 oranında Li katkılı ZnO filmlerinde, alt tabaka sıcaklığı ne olursa olsun yüksek dirençle birlikte zayıf p-tipi iletkenlik gözlenmiştir. Elektriksel özelliklerdeki bu düşüş, hedefteki daha fazla Li atomlarına bağlı olarak, LiZn-Lii komplekslerinin oluşumuna bağlanmıştır. Alan yayınım tarayıcı elektron mikroskobu (FE-SEM) kullanılarak Li katkılı ZnO filmlerinin yüzey morfolojisi incelenmiş ve yoğun tanecikli düzgün yüzeyler elde edilmiştir. Hatta, yüksek Li içerikli filmler ile düşük Li içerikli filmler karşılaştırdıklarında, yüzey morfolojisinde belirgin bir bozulma olmadığı gözlemiştir. 570 °C alt tabaka sıcaklığında büyütülen Li katkılı ZnO filmlerinin geçirgenlik spektrumundan, bütün filmler için görünür bölgede geçirgenliğin % 90 dolaylarında olduğu gözlenmiştir (Zeng ve ark, 2005). Bu çalışmada, N-Al birlikte katkılı p-tipi ZnO filmler dc reaktif magnetron söktürme yöntemiyle hazırlanmışlardır. Film depolama için, cam, kuvarz, safir (0001) ve n-tipi Si (100) (ρ=10-3 Ωcm) tabakaları olmak üzere dört çeşit alt tabaka kullanılmıştır. Ağırlıkça % 0.15 Al (% 99.99 saflıkta) ile karıştırılmış bir Zn (%99.99 saflıkta) metal diski hedef olarak kullanılmıştır. Filmler saf bir N2O (% 99.99) 7 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN ortamında 500 °C’ lik sabit bir sıcaklıkta büyütülmüşlerdir. Burada, N2O hem azot katkılayıcı kaynağı olarak hem de oksijen kaynağı olarak kullanılmıştır. ZnO p-n homoeklemleri sırayla Al katkılı ZnO filmlerinin üzerine N-Al birlikte katkılı ZnO filmlerinin depolanmasıyla hazırlanmışlardır. Al katkılı ZnO filmleri, söktürme hedefi olarak ağırlıkça % 1.5 Al ile karıştırılmış bir çinko metal diski kullanılarak Ar-O2 ortamında büyütülmüşlerdir. ZnO p-n homoeklem üretimi için, ilk olarak 400 °C’ de 400 nm kalınlıklı bir ZnO:Al tabakası depo edilmiş ve daha sonra 500 °C’ de 300 nm kalınlıklı bir ZnO:(N,Al) tabakası depolanmıştır. Farklı tabakalar üzerine depolanan p-tipi ZnO:(N,Al) filmlerinin Hall ölçüm sonuçları elde edilmiştir. Birlikte katkılı filmlerin iletkenliğinin güvenilirliğini ve tekrarlanabilirliğini araştırmak için, elektriksel ölçümler bir kaç defa gerçekleştirilmiş ve çoğunlukla aynı sonuçlar elde edilmiştir. Örneğin, cam, kuvarz ve safir yalıtkan alt tabakaları üzerine depolanan p-tipi ZnO:(N,Al) filmleri için direncin 100-101 Ω cm arasında değerler aldığı belirlenmiştir. n-Si alt tabakası üzerine depo edilen ZnO:(N,Al) filmleri için Hall ölçüm sonuçlarından ρ=0.029 Ω cm, N=2.72×1018 cm-3 ve μ= 159 cm2/Vs değerleri elde edilmiş ve burada kullanılan düşük-dirençli alt tabakadan (ρ=10-3 Ωcm) dolayı Hall ölçüm sonuçları gerçekçi bulunmamıştır. Bu nedenden dolayı bu sonuçlar güvenilir bulunmamıştır. En düşük güvenilir oda-sıcaklığı direnci, 2.64 Ωcm ile safir bir alt tabaka üzerine depolanan filmde elde edilmiştir. Aynı zamanda bu film için taşıyıcı yoğunluğu 1.45×10 18 cm-3 ve mobilite 1.62 cm2/Vs olarak elde edilmiştir. Zaman bağımlı araştırmalardan p-tipi iletkenliğin kalıcı olduğu gösterilmiştir. Cam, kuvarz, safir ve Si alt tabakaları üzerine depo edilen ZnO:(N,Al) filmlerinin XRD analizlerinden, bütün filmlerin (002) yönelimli oldukları gözlenmiştir. İkincil iyon kütle spektroskopi (SIMS) analizlerinden N ve Al’ nin ZnO içinde düzgün dağılıma sahip oldukları belirlenmiştir. Bu yüzden ZnO:(N,Al) filmlerinin iyi kristal özelliklere sahip oldukları ve pratikte oldukça faydalı bir şekilde kullanılabileceği belirtilmiştir. Ayrıca, p-tipi ZnO:(N,Al) filmlerinin optiksel geçirgenliğinin görünür bölgede % 90 civarında olduğu gösterilmiştir. Optik özellikleri daha ileri düzeyde araştırmak için PL çalışmaları gerçekleştirilmiştir. İki çeşit yenidenbirleşme yayınımı 8 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN gözlenmiştir. 3.14 eV civarındaki UV yayınım bandı, bu örneklerdeki alıcı ve verici türlerinden dolayı, bir alıcı-verici çifti (DAP) lüminesansı olarak belirlenmiştir. 2.64 eV civarındaki geniş mavi-yeşil yayınım bandı ise, sığ düzey yayınımı olarak adlandırılmıştır. Birlikte katkılı bütün filmlerin oda sıcaklığında UV bölgesinde belirgin bir yayınım gösterdikleri belirtilmiştir. p-tipi ZnO:(N,Al) filmleri kullanılarak, ZnO p-n homoeklemi başarıyla üretilmiştir. Burada, safir üzerine ZnO:Al tabakası hazırlanmış olup, onun üzerine de ZnO:(N,Al) tabakası hazırlanmıştır. N-tipi ZnO:Al filminin elektron konsantrasyonu 1020 cm-3 ve mobilite değeri de yaklaşık 10 cm2/Vs olarak belirtilmiştir. Elektriksel özellik ölçümleri için, her iki tabaka üzerine de In-Sn kontakları yapılmış ve takiben saf Ar atmosferinde 400 °C’ de 30 s sürede tavlama işlemi gerçekleştirilmiştir. p-tipi ve n-tipi ZnO ince filmlerin her ikisinin de üzerindeki In-Sb kontakları için elde edilen lineer I-V eğrilerinden, filmlerle kontaklar arasında omik davranış sağlandığı gösterilmiştir. p-ZnO:(N,Al)/n-ZnO:Al eklemlerinin tipik akım-gerilim (I-V) karakteristikleri ile, onun tipik bir p-n ekleminin doğrultucu davranışını açık bir şekilde sergilediği belirlenmiştir. p-n eklemi yalıtkan alt tabaka üzerinde üretildiğinden, elektriksel ölçümler için alt tabakadan kaynaklı karışıklık olmadığı belirlenmiştir. İleri öngerilim altında uyarılma gerilimin 2 V civarında ortaya çıktığı ve ters kırılma geriliminin ise 4 V civarında olduğu gösterilmiştir (Lu ve ark, 2005). Bu çalışmada, ZnO filmler dc reaktif magnetron söktürme yöntemiyle K9 cam alt tabakaları üzerine depolanmışlardır. Depolama süresince cam alt tabanlar 370 °C sıcaklıkta tutulmuşlardır. Zn hedefi, % 99.99 saflıktaki Zn metalinden meyana getirilmiştir. Söktürme süresince depolama parametreleri şu şekilde belirtilmiştir: söktürme gücü: 250 W; O2’ nin Ar’ ye oranı: O2/Ar =1:1; çalışma basıncı: 1 Pa. Rusyada yapılan vakum iyon demeti cihazı (Academichesk ii, Tomask) ile N+ iyonlarının implantasyon detayları şu şekilde verilmiştir: Glow deşarj gerilimi: 600 V; ivmelendirme gerilimi: 30 kV; implantasyon yapılmış ion enerjisi; 30 keV; akım; 3 mA; süre; 3 dakikadan 10 dakikaya kadar sıralanan değerler arasında. N+ iyonlarıyla implantasyon yapıldıktan sonra, ZnO:N filmleri 30 s süreliğine 400, 500, 600 ve 650 °C’ de N2 ortamında ani ısısal tavlamaya (RTA) tabi tutulmuşlardır. 400 9 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN nm kalınlıklı ZnO filmlerinin en düşük dirence sahip oldukları belirlenmiştir. Bundan dolayı, deneylerde 400 nm kalınlıklı ZnO filmleri kullanılmıştır. N+ iyonlarının implantasyonu öncesinde ve sonrasında ZnO filmlerinin XRD spektrumu elde edilmiştir. XRD spektrumundan, N+ iyonlarıyla implantasyon yapılmış ve implantasyon yapılmamış ZnO filmlerin tümünün (002) yönelimli oldukları belirlenmiştir. Atomik kuvvet mikroskobu (Atomik forse microscopeAFM) ile belirlenen tanecik büyüklüğünün, XRD ile belirlenen den daha büyük olduğu belirlenmiştir. AFM ile belirlenen kristal büyüklüğü yaklaşık 100-130 nm olarak belirlenmiştir. N+ iyonları ile implantasyon yapılmadan önce XRD ile belirlenen kristal büyüklüğü ise 30-60 nm olarak belirlenmiştir. Yüzey morfolojisinin N+ iyonlarının implantasyonundan etkilendiği belirtilmiş ve N+ iyonlarının implantasyonundan sonra daha büyük boyutlarda kristalliklerin oluştuğu + belirtilmiştir. N iyonlarının implantasyonunun ve RTA işleminin ZnO filmlerinin yüzeyini pürüzlü hale getirdiği gözlenmiştir. 500~600 °C’ de N2 ortamında ani ısısal tavlamadan sonra ZnO örneklerinin direncinin 104 Ω cm’ den 10 -1 Ω cm’ ye düştüğü gözlenmiştir. İletkenliğin zayıf ntipinden n-tipine döndüğü belirlenmiştir. O2’ nin Ar’ ye oranı değiştirilerek, 10-2 Ω cm dirence ulaşılmıştır. Yüzey elektriksel özelliklerinin N+ iyonlarının implantasyonundan oldukça etkilendiği belirtilmiştir. İletkenlik tipinin değişimi soğuk-sıcak prob noktası ile gözlenmiştir. N+ iyonlarının implantasyonundan sonra, iletkenlik tipinin n-tipinden zayıf p-tipine değiştiği belirlenmiştir. ZnO filmlerinin görünür bölgede optik geçirgenliğinin ortalama % 85 ve optiksel yansımasının ise % 15 civarında olduğu gözlenmiştir. ZnO filmleri için, N+ implantasyon sonrası ve RTA işlemi ile birlikte morötesi soğurma kenarının daha kısa dalgaboylarına kaydığı belirlenmiştir. Saf polikristal ZnO filminin Eg,dir değeri yaklaşık olarak 3.34 eV olarak bulunmuş olup, N+ implantasyon yapılmış ve RTA işlemine tabi tutulmuş ZnO filmlerinin Eg,dir değerinin bundan farklı olduğu belirtilmiştir (Wang ve ark, 2005). Bu çalışmada, ZnO filmlerini depolamak için bir ikili-iyon-demeti sistemi (ion beam assisted deposition-IBAD) kullanılmıştır. O+ iyon demeti ile reaktif söktürme için % 1 In-katkılı bir Zn hedefi kullanılmıştır. Bu deneyde SiO2/Si ve 10 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN kuvarz kristal alt tabakaları olmak üzere iki çeşit alt tabaka kullanılmıştır. Depolama odasının basıncı 9.0×10-4 Pa olarak belirlenmiş ve saf NH3 ile doldurulduktan sonra basınç değerinin 6.5×10 -3 Pa değerine yükseldiği belirtilmiştir. Depolama süresince büyüyen filmleri bombardıman etmek için 70 mA’ lik iyon akımıyla birlikte 1.8 keV’ lik O+ iyon demeti kullanılmıştır. Alt tabaka sıcaklığı 200 °C olarak belirlenmiştir. 120 dakikalık bir depolama süresinden sonra, SEM ile belirlenen ZnO film kalınlığının 400 nm civarında olduğu belirlenmiştir. Bu örneklerin depolama sonrası tavlama işlemleri, 120 dakikada O2 ortamında 400 °C sıcaklıkta gerçekleştirilmiştir. IBAD yöntemiyle SiO2/Si tabanları üzerine büyütülen ve tavlanan ZnO filmlerinin XRD analizlerinden, büyütülen ZnO filmlerinin (102) yönelimli oldukları gözlenmiştir. 400 °C tavlama işleminden sonra, ZnO (002) ve ZnO (110) piklerinin ortaya çıktığı gözlenmiştir. Fakat onların şiddetinin ZnO (102) pikinin şiddetinden daha büyük olmadığı gözlenmiştir. SEM yöntemiyle filmlerin yüzey morfolojisi ve ara kesiti incelenmiş, buradan, ZnO taneciklerinin ortalama büyüklüklerinin 100 nm’ den 150 nm’ ye kadar olduğu ve düzgün dağılıma sahip oldukları belirlenmiştir. Arakesitsel SEM analizinden de film kalınlıklarının 400 nm civarında oldukları belirtilmiştir. IBAD yöntemiyle kuvarz kristal üzerine depolanan ZnO filmlerinin optik geçirgenlik grafikleri elde edilmiştir. Büyütülen filmlerin optik geçirgenliklerinin % 70’ in altında olduğu ve 400 °C tavlama işleminden sonra ise geçirgenlik değerlerinin görünür bölgede % 80’ in üzerinde olduğu belirlenmiştir. Soğurma kenarının ise 380 nm civarında olduğu gözlenmiştir. Bu soğurma kenarının yakın UV bölgesinde ve çok keskin olduğu, bundan dolayı da ZnO filmlerinin çok güçlü UV soğurma özelliklerine sahip oldukları belirtilmiştir. Filmlerin optik bant aralığı enerjilerinin, büyütülen filmler için 3.35 eV ve 400 °C’ de ki tavlamadan sonra ise 3.75 eV oldukları tahmin edilmiştir. Hall ölçüm sonuçlarından, N-In birlikte katkılı filmlerde asıl taşıyıcı tipinin deşikler olduğu ve oda sıcaklığında deşik konsantrasyonunun 4.72×1015-2.17×1017 cm-3 arasında olduğu belirlenmiştir. Hall mobilitesi 0.62-3.51 cm2/Vs civarında ölçülmüştür. 11 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN I–V eğrilerinden, IBAD yöntemiyle SiO2/Si üzerine depolanan p-tipi ZnO filmlerinin fotoelektrik etkiler sergiledikleri ortaya çıkarılmıştır. UV etkisine maruz kalınmadığında, akımlar, -0.8 V’ de 0.165 mA ve 0.8 V’ de de 0.092 mA olarak ölçülmüştür. 30 s süresince 10 μW/cm2’ lik 254 nm UV etkisine maruz kalındığında ise filmin akımının çok daha büyük değerlere (-0.8 V’ de -62.45 mA ve 0.8 V’ de 62.47 mA) ulaştığı ve akımın uygulanan gerilimle lineer bir şekilde arttığı gözlenmiştir. 254 nm UV etkisine maruz bırakılan p-tipi ZnO filmlerinin iletkenliğinin, UV etkisine maruz bırakılmayanlardan yaklaşık 600 kat büyük olduğu tespit edilmiştir. Bundan dolayı, p-tipi ZnO filmlerinin UV etkisine maruz bırakılmaya çok duyarlı oldukları ve UV dedektör veya sensörlerde uygulama alanı bulabilecekleri belirtilmiştir. Buradan da, UV etkisine maruz bırakma sonucunda, fotoüretilmiş taşıyıcı sayısınıın arttığı ve tanecik sınırlarının bariyer yüksekliğinin düştüğü tespiti yapılmıştır (Yan ve ark, 2005). Bu çalışmada, katkılanmamış, As ve P katkılı ZnO ince filmler 600 °C’ de ki Al2O3 (0001) alt tabakaları üzerine palslı lazer depolama (PLD) yöntemi kullanılarak 30 dakikada büyütülmüşlerdir. Film büyütme süresince, O2 ortam basıncı 50 mTorr’ da tutulmuştur. Büyütme odası, O2 ortamıyla doldurulmadan önce temel basınç değeri olan 5×10-6 Toor’ a getirilmiştir. 7 Hz yineleme aralığı ile çalışan atmalı bir KrF excimer lazeri (248 nm, 30 ns lazer atım süresi) ablasyon kaynağı olarak kullanılmış ve lazer demet enerjisi 130 mJ/atım olarak ayarlanmıştır. Sonuçta elde edilen film kalınlıklarının 200 nm’ den 300 nm’ ye kadar olan aralıklarda oldukları belirlenmiştir. Katkılanmamış ZnO filmleri içerisine N katkılayıcısı, oda sıcakığında iyon implantasyon yöntemi ile yapılmıştır. N konsantrasyonu, 1×1012, 1×1013, 1×1014 iyon/cm2 olarak belirlenmiştir. İmplantasyon işlemi boyunca, enerji ve iyon akım yoğunluğu sırasıyla, 100 keV ve 400 nA/cm2 olarak ayarlanmıştır. PLD yöntemiyle bir Zn3As2/ZnO hedefi kullanılarak As katkılı p-tipi ZnO filmler elde edilmiştir. Oda sıcaklığı hall ölçümlerinden, As katkılı ZnO filmlerinin, 2 dakika sürede N2 ortamında 200 °C’ de ani ısısal tavlama işleminden sonra, 2.48×1017 ve 1.18×1018 cm-3 arasında değişen hall konsantrasyonuyla birlikte p-tipi iletkenlik sergiledikleri gözlenmiştir. 12 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR PLD yöntemiyle Necdet Hakan ERDOĞAN bir Zn3P2/ZnO hedefi kullanılarak P katkısı gerçekleştirilmiştir. % 3 mol P-katkılı ZnO filmlerinin, O2 ortamı altında 600 ve 800 °C arasındaki sıcaklıklarda ani ısısal tavlanmasıyla, 5.1×1014-5.1×1014 cm-3 hall konsantrasyonuyla birlikte p-tipi davranış sergiledikleri belirtilmiştir. N katkılama durumunda, 1×1012 iyon/cm2’ lik bir N dozu ile implantasyon yapılan filmlerin 700 °C’ ye varan sıcaklıkta ani ısısal tavlanmasıyla, 6.01×10 17 cm-3 hall konsantrasyonu ve 5.2×10-1 Ω cm’ lik düşük bir direnç ile birlikte p-tipi iletkenlik sergilediği gözlenmiştir. Düşük sıcaklık fotoüminesans sonuçlarından, p-tipi davranış gösteren filmlerde sadece nötral-alıcı bağ eksiton (Ao, X) yayınımı ile ilişkili pik gözlendiği belirtilmiştir (Vaithianathan ve ark, 2006). Bu çalışmada, ZnO filmler dc reaktif magnetron söktürme yöntemiyle cam alt tabanlar üzerine hazırlanmışlardır. Cam alt tabanlar 30 dakika süreyle aseton ile ultrasonik bir banyoda temizlenmişlerdir. Söktürme hedefi olarak % 1 oranında Li (% 99.99 saflıkta) ile alaşım yapılmış bir Zn metal (% 99.99 saflıkta) diski kullanılmıştır. Depolama odasının basıncı 10-3 Pa olarak belirlenmiştir. Toplam 5 Pa’ lık basınçla birlikte söktürme gazı olarak 3:2 oranıyla Ar (% 99.99 saflıkta) ve O2 (% 99.99 saflıkta) kullanılmıştır. Altaban sıcaklığı 500 °C’ de tutulmuştur. Söktürme süresi, akımı ve gerilimi sırasıyla, 40 dakika, 200 mA ve 175 V olarak belirtilmiştir. Büyütmeden sonra, filmler 400’ den 600 °C’ ye kadar çeşitli alt taban sıcaklıklarında 2 dakika süreyle Ar ortamında ani olarak tavlanmışlardır. Büyütülen Li katkılı ZnO filmler ve cam alt tabanları üzerindeki çeşitli alt taban sıcaklıklarında tavlanan ZnO:Li filmlerinin elektriksel özellikleri hall etkisi analizi ile incelenmişitr. % 1 oranında Li katkılı büyütülmüş ZnO filmlerinin yüksek dirence sahip olduğu ve taşıyıcı tipine ait sinyalin belirsiz olduğu belirtilmiştir. Tavlama sıcaklığı düşük olduğunda da, filmlerin yüksek dirençli oldukları ve yine taşıyıcı tipinin belirsiz olduğu gözlenmiştir. Tavlama sıcaklığı yükseldikçe, p-tipi iletkenliğin sağlandığı ve geliştirildiği kanıtlanmıştır. En iyi sonuçların, 57 Ω cm direnç, 1.07×10 17 cm-3 taşıyıcı konsantrasyonu ve 1.03 cm2/Vs hall mobilitesiyle birlikte 500 °C tavlama sıcaklığında başarıldığı belirtilmiştir. 3 ay sonra yeniden yapılan elektriksel özellik testlerinden sonra, herhangi bir bozulma olmaksızın 13 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN filmlerin p-tipi iletkenliği muhafaza ettiği gözlenmiştir. Tavlama sıcaklığı daha fazla arrtırıldığında ise ZnO: Li filmlerinin p-tipinden n-tipine dönüştüğü belirtilmiştir. Tavlama sıcaklığına bağlı olarak (002) pikinin pozisyonu araştırılmıştır. % 1 oranında Li katkılı büyütülmüş ZnO filmi için, 2θ değeri 34.24 o olarak belirlenmiş olup bu değerin tavlanmış ince filmlere ve saf ZnO’ ya ait değerlerden daha düşük olduğu belirtilmiştir. ZnO’ ya ait 2θ değerinin tavlama sıcaklığındaki artışla birlikte arttığı gözlenmiş ve bununda örgü parametrelerinin düştüğü anlamına geldiği belirtilmiştir. 500 °C’ de tavlanan ZnO:Li ince filmleri için (002) pikine ait kırınım açısı 34.43 o olarak belirlenmiştir. Bütün filmlerin sadece (002) Bragg pikleri sergilediği ve bununda yüksek c-ekseni yönelimini ve yeterli ktistal özelliği işaret ettiği belirtilmiştir. Tavlama sıcaklığına bağlı olarak (002) piklerinin yarı maksimum genişliğinin (FWHM), tavlama sıcaklığının artmasıyla birlikte düştüğü belirlenmiştir. Bütün gerçekleri gözönüne alarak 500 °C’ de tavlanan ZnO:Li ince filmlerinin büyütülen Li katkılı ZnO ince filmlerden daha iyi kristal özelliklere sahip olduğu vurgulanmıştır. PL analizlerinden, valans bandının üzerinde 140 ve 260 meV’ de lokalize olmuş iki alıcı düzeyi belirlenmiştir. Bunlardan 140 meV düzeyi LiZn alıcısına bağlanmıştır. 500 °C’ de tavlanmış yaklaşık 400 nm kalınlıktaki ZnO:Li ince filmlerinin SIMS analizlerinden, Li’ nin iyi bir şekilde dedekte edildiği anlaşılmış ve PL sonuçlarını desteklediği belirtilmiştir (Chen ve ark, 2006). Bu çalışmada, ZnO ince filmler hedef olarak saf çinko diski (4N) kullanılarak reaktif dc magnetron söktürme yöntemiyle cam alt tabanlar üzerine depolanmışlardır. Bu çalışmada alt tabaka sıcaklığı 200 °C’ ye ayarlanmış olup, bir termokapılın alt tabakaya iliştirilmesiyle bu sıcaklık değeri kontrol altına alınmıştır. Depolama odasının temel basınç değeri 8×10-3 Pa olarak ve çalışma basıncıda 9×10-1 Pa olarak belirlenmiştir. Odaya yüksek saflıkta argon (% 99.99), azot ve oksijen konularak üç dijital kütle akı kontrol mekanizmasıyla bunların akış oranı kontrol edilmiştir. Söktürme boyunca toplam gaz akısı ve argon gaz akısı sırasıyla, 60 sscm ve 30 sscm olarak kararlaştırılmıştır. N2’ nin O2’ ye oranı 0:30’ dan 30:0’ a kadar değiştirilmiştir. Filmler 15 dakikada 150 W’ da depolanmışlardır. Depolamadan sonra, filmler 450 o C’ de hava ortamında 3 saatlik bir sürede tavlanmışlardır. 14 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN Söktürme gaz karışımında azotun oksijene (N2/O2) farklı oranlarıyla birlikte cam üzerine depolanan filmlerin X-ışını kırınım spektrumu elde edilmiştir. Oksijenin yokluğunda depolanan filmlerin XRD analizinden, 34°ve 43°’ de iki pik gözlenmiştir. Bu pikler, sırasıyla, Zn3N2 (321) ve (332) kırınımıyla ilişkilendirilmiştir. Gaz karışımındaki oksijen içeriği arttıkça, Zn3N2’ ye ait iki pikin kaybolduğu ve ZnO’ ya ait kırınım piklerinin ortaya çıktığı belirlenmiştir. Söktürme gaz karışımında azot yok iken depolanan ZnO filmlerinin c-ekseni yönelimli oldukları belirlenmiştir. 450 o C’ de 3 saat sürede tavlanan filmlerin XRD spektrumunda Zn3N2 ile ilişkili hiçbir pik gözlenmemiştir. XRD analizlerinden ZnO filmlerinin zayıf c-ekseni yönelimli oldukları gözlenmiştir. 450 °C’ de 3 saat sürede tavlanan filmlerin geçirgenlik spektrumu elde edilmiştir. Bu filmlerin optik geçirgenliğinin N2/O2 oranından etkilendiği belirlenmiştir. En düşük N2/O2 oranında depolanan filmlerin geçirgenlik spektrumunun, ZnO’ nun tipik spektrumuyla uyum içinde olduğu belirtilmiş ve görünür dalgaboyu bölgesinde filmlerin oldukça yüksek geçirgenliğe sahip oldukları gözlenmiştir. Artan N2/O2 oranıyla (özellikle de 20:10’ dan 30:0’ a) birlikte geçirgenliğin azaldığı belirlenmiştir. Bunlara ek olarak bütün filmler için 380 nm civarında keskin bir soğurma kenarı gözlenmiştir. Hall etkisi ölçüm sonuçlarından, tavlanmış filmlerin mobilitesinin büyütülen filmlerin mobilitesinden daha büyük olduğu belirlenmiştir. N2/O2 oranı 20:10 olarak depolanan filmlerin en yüksek deşik konsantrasyonuna ve en düşük dirence sahip oldukları saptanmıştır. N2/O2 oranı 25:5 olarak hazırlanan filmlerin n-tipi iletkenlik sergilediği belirlenmiştir. N2/O2 oranı 20:10 seçilerek 3 saat süre ile 450 °C’ de tavlanan film için, 8.34 Ω cm elektriksel direnç ve 7.47×1018 cm-3 deşik konsantrasyonuyla birlikte p-tipi iletkenlik sağlanmıştır (Wang ve ark, 2006). Bu çalışmada, N-In birlikte katkılı ZnO ince filmler iyon demeti geliştirilmiş depolama metodu ile Si, SiO2 ve cam alttabanlar üzerine depolanmışlar ve onların yapısal, elektriksel ve optiksel özellikleri incelenmiştir. % 99.9 saflıktaki ZnO tozu atomik olarak % 2 In2O3 (% 99.9 saflıkta ) ile karıştırılarak söktürme hedefi olarak preslenmiştir. Depolamadan önce, alttabaka, yüzey temizliği için 15 dakika Ar ile bombardıman edilmiştir. In katkılı ZnO toz hedefi 1.7 keV enerjili Ar+ iyonları ile 15 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN söktürülmüştür. N+/Ar+ (10/1) karıştırılmış iyon demeti, iyon kaynağından 40 keV enerji ile çıkarılmış olup, 4 mA’ lik bir demet akımı depolanmış ZnO filmlerinin içerisine düşey olarak ekilmiştir. Söktürme demetinin doğrultusu ile hedef arasındaki açı 45 o olarak belirlenmiştir. Alttabaka 3 rpm hızla dönen bir dairesel tutacak üzerine yerleştirilmiştir ve aynı zamanda alttabaka da 24 rpm hızla dönmektedir. Bütün filmler 4 saat de depolanmışlardır. Depolamadan sonra, depolanmış filmler farklı koşullar altında tavlanmışlardır. XRD analizlerinden, Si alt tabanı üzerine depolanan N-In birlikte katkılı polikristal ZnO filmlerinin ve 5 dakika süreyle farklı sıcaklıklarda N2 ortamında tavlanan aynı filmlerin (002) yönelimli oldukları belirlenmiştir. Si alttabakası üzerine depolanarak 600 °C’ de tavlanan ZnO filmlerinin sem analizi yapılmıştır. Üst bakış görüntüsünden yüzeyin düzgün olduğu ve bununla birlikte, arakesitsel görüntüden de ZnO filminin sıkıca paketlendiği ve Si alttabanına iyi yapıştığı anlaşılmıştır. Film kalınlığının 0.3 μm olduğu tahmin edilmiştir. Büyütülen filmlerdeki XPS spektrumundan sağlanan O:Zn:N:In oranı yaklaşık 53:45:0.9:1.1 olarak elde edilmiştir. Tavlanmış ZnO filminin O:Zn:N:In oranı N 1s ile ilişkili pikin çok zayıf olmasına bağlı olarak elde edilememiştir. XPS spektrumundan, IBED yöntemiyle hazırlanan filmlerin O zengini olduğu açığa çıkarılmıştır. N-In birlikte katkılı ZnO (yaklaşık 300 nm kalınlıkta) filmler cam alt tabanlar üzerine elde edilmişlerdir. N-In katkılı filmler 400~600 °C’ de N2 ortamında 10 dakika süreyle tavlanmışlardır. Büyütülen filmlerin geçirgenliğinin göreceli olarak daha düşük olduğu gözlenmiştir. Fakat hala görünür bölgede % 70’ in üzerinde geçirgenliğe sahip oldukları belirtilmiştir. Tavlama sıcaklığının artmasıyla birlikte optik geçirgenliğin arttığı ve 600 °C’ de tavlanan filmler için görünür bölgede ortalama geçirgenliğin % 90’ ın üzerinde olduğu gözlenmiştir. Bunun yanında, 400 °C’ den daha yüksek sıcaklıklardaki tavlamadan sonra, soğurma kenarının sağa doğru kaydığı gözlenmiştir. Bu değerin tavlanmamış filmler için 345 nm’ den, 600 °C’ de tavlanmış filmler için 355 nm’ ye kadar değiştiği belirlenmiştir.. IBED yöntemiyle elde edilen ZnO filmlerinin optik bant aralığının 3.6’ dan 3.5 eV’ a kadar olan aralıklarda değerler aldığı tahmin edilmiştir. 16 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN Büyütülen ZnO filmlerinin 2.4 Ω cm dirençle birlikte p-tipi iletkenlik sergilediği belirtilmiştir. 600 °C’ den daha düşük bir sıcaklıkta N2 ortamında tavlanan filmlerin p tipi olduğu belirlenmekle beraber, 500 °C’ lik bir tavlama sıcaklığında, 0.8 Ω cm ile en düşük dirence sahip p-tipi iletkenlik elde edilmiştir. Tavlama sıcaklığı 600 °C’ den daha yüksek olduğunda, ZnO filmlerinin n-tipine döndükleri gözlenmiştir. Ayrıca, tavlama sıcaklığının artmasıyla birlikte direncin azaldığı belirlenmiştir (Yuan ve ark, 2006). Bu çalışmada, fosfor katkılı ZnO ince filmler düşük basınç MOCVD yöntemi kullanılarak cam alt tabanlar üzerine depolanmışlardır. Dietilçinko (DEZn), 20 μmol/min akış oranıyla birlikte çinko prekürsöru olarak kullanılmıştır. N2 (%99.999 saflıkta) gazı 60 sccm akış oranıyla birlikte taşıyıcı gaz olarak kullanılmıştır. O2 gazı (% 99.999 saflıkta) ve P2O5 tozu (% 99.999 saflıkta) sırasıyla oksitleyici ve katkılayıcı kaynağı olarak kullanılmışlardır. O2 gaz akış oranı 40 sccm olarak ayarlanmıştır. P2O5, 500 °C civarında sürdürülen sıcaklık ile buharlaştırılmıştır. Odacık basıncı 1 Torr olarak belirlenmiştir. Büyüme sıcaklığı 360–460 °C arasında belirlenmiştir. Büyütmeden sonra, filmlerin tavlanması hava atmosferi altında 20 dakika süre ile 550 °C’ de gerçekleştirilmiştir. Farklı sıcaklıklarda büyütülen ZnO filmlerinin elektriksel özellikleri ölçülmüştür. 360–420 °C arasındaki alt tabaka sıcaklıklarında depolanan filmlerin ptipi iletkenliğe sahip oldukları gözlenmiştir. Düşük sıcaklıklarda direncin yüksek (>100 Ω cm) olduğu ve artan alt tabaka sıcaklığıyla birlikte sürekli bir şekilde azaldığı belirlenmiştir. 420 °C’ de büyütülen p-tipi ZnO ince filmlerinin 11.3 Ω cm ile en düşük dirence ve 8.84×1018 cm-3 ile de en yüksek hall konsantrasyonuna sahip oldukları belirlenmiştir. Alt tabaka sıcaklığı 440 °C’ ye ulaştığında ise taşıyıcı tipi ptipinden n-tipine dönüşmüştür. Tavlamadan sonra bütün filmlerin p-tipi iletkenlik sergiledikleri ve büyütülen örneklerle de kıyaslandığında elektriksel özeliklerinin geliştirildiği belirlenmiştir. 360–460 °C arasındaki alt tabaka sıcaklıklarında büyütülen ZnO filmlerinin X-ışını kırınım örneklerinden, elde edilen filmlerin alt tabakaya dik c-ekseni ile birlikte (002) yönelimli oldukları belirlenmiştir. (002) pik şiddetinin ilk önce arttığı 17 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN ve 420 °C’ de maksimum değere ulaştığı gözlenmiştir. Buradan, 420 °C’ de büyütülen ZnO ince filmlerinin en iyi kristal özelliklere sahip olduğu saptanmıştır. Büyütülen p-tipi ve n-tipi ZnO filmlerinin görünür bölgede geçirgenliklerinin yaklaşık % 90 civarında oldukları belirlenmiştir. Büyütülen n-tipi filmlerle kıyaslandığında, p-tipi ZnO filmleri için açık bir şekilde soğurma kenarının kırmızıya kaydığı belirlenmiştir. 420 °C de büyütülen filmler için optik bant aralığının maksimum olduğu ve değerinin 3.28 eV olduğu saptanmıştır. Fosfor katkılı p-tipi ZnO filmlerinin 80–300 K sıcaklıkları arasında, 325 nm dalgaboyunda He–Cd lazer kullanılarak elde edilen PL spektrumundan, 80 K’ de 3.35 eVcivarında bir alıcı bağ eksiton (AoX) piki gözlenmiştir. Bu sonuçla birlikte, hall ölçümlerine ek olarak bu PL sonuçlarının da fosfor katkılı ZnO filmlerinin p-tipi iletkenliğe sahip olduğunu desteklediği belirtilmiştir.. İkincil iyon kütle spektroskopi (SIMS) testlerinden ZnO içinde fosfor (P) içerildiği kanıtlanmıştır (Miao ve ark, 2006). Bu çalışmada, ZnO filmler atmalı lazer depolama yöntemiyle cam alt tabanlar üzerine depolanmışlardır. Bu çalışmada KrF atmalı lazeri (nm, 339 mJ, 3Hz) kullanılmıştır. Vakum odası 10-4 Pa olacak şekilde ayarlanmıştır. 50 Pa’ lık sabit bir basınçla birlikte depolama gazı olarak yüksek saflıkta O2 (%99.999) kullanılmıştır. % 0.1 oranında Li ile karıştırılmış bir ZnO seramik diski (% 99.99) hedef olarak kullanılmıştır. Li2CO3 (% 99.99), Li prekürsörü olarak kullanılmıştır. Büyütme sıcaklığı saf O2 atmosferinde 400’ den 600 °C’ ye kadar değişmektedir. Filmlerin tamamı 30 dakikada depolanmışlar ve kesitsel SEM (cross sectional scanning electron microscopy –SEM) ölçümlerinden, filmlerin yaklaşık 300 nm kalınlıkta oldukları belirlenmiştir. Li katkılı ZnO filmlerinin elektriksel özellikleri hall etkisi ölçümleri ile çalışılmıştır. 600 °C sıcaklık haricindeki bütün büyütme sıcaklıklarında p-tipi iletkenlik başarılmıştır. 450 °C sıcaklıkta hazırlanan filmlerin, 34 Ω cm ile en düşük dirence, 0.134 cm2/Vs hall mobilitesine ve 1.37×10 18 cm-3 hall konsantrasyonuna sahip oldukları gözlenmiştir. XRD ölçümleri, 50 Pa’ lık sabit bir basınç ile farklı alt taban sıcaklıklarında büyütülen Li katkılı ZnO filmlerinin tamamıyla (002) yönelimli olduklarını 18 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN göstermiştir. 450 °C’ de depolanan Li katkılı ZnO filmleri için oda sıcaklığında alınan PL spektrumundan sadece bir belirli yayınım bandı gözlenmiştir. Bu da serbest eksiton yeniden birleşmesine bağlı UV bölgesi yakın bant kenarı yayınımıdır. Farklı iki alt taban sıcaklığında depolanan Li katkılı ZnO filmlerinin yüzey SEM görüntülerinden, 450 °C’ de depolanan ZnO filmlerinin düzgün olmayan yüzey morfolojisine sahip olduğu, 550 °C’ de büyütülen ZnO filmlerinin ise daha düzgün bir yüzeye ve tek şekilli taneciklere sahip oldukları belirlenmiştir. Cam alttabanlar üzerine depolanan Li katkılı ZnO ince filmlerinin optik karakteristikleri UV-vis soğurma spektroskopisi kullanılarak araştırılmıştır. Li katkılı bütün filmlerin görünür bölgede yüksek geçirgenliğe (% 90) sahip oldukları gösterilmiştir (Xiao ve ark, 2006). Bu çalışmada, katkılanmamış, N-katkılı ve Al–N birlikte katkılı Zn0.9Mg0.1O filmler dc magnetron söktürme yöntemi ile cam alt tabanlar üzerine depolanmışlardır. Katkılanmamış ve N- katkılı ZnMgO filmleri için hedef olarak bir Mg0.1Zn0.9O alaşımı kullanılmışken, Al–N birlikte katkılı ZnMgO filmleri için hedef olarak bir üçlü Mg0.1Al0.01Zn0.89 alaşımı (% 99.99 saflıkta) kullanılmıştır. Vakum odası 10 -3 Pa basınca ayarlanmıştır. Söktürme gazları olarak, Ar (% 99.99 saflıkta), O2 (% 99.99 saflıkta) ve NH3 (99.99 saflıkta) 1:1:1 oranlarıyla birlikte vakum odasına alınmışlar ve toplam basınç 5 Pa olarak belirtilmiştir. Alt tabakalar 20 dakikalığına etanol ile ultrasonik bir banyoda temizlenmişlerdir. Bütün filmler 36 W’ lık (180 V×0.2 A) bir söktürme gücü ile 30 dakikada depolanmışlar ve alt taban sıcaklığı 450 oC’ de tutulmuştur. XRD analizlerinden büyütülen filmlerin (002) yönelimi ile birlikte iyi bir kristal yapı sergiledikleri gösterilmiştir. Al–N birlikte katkılı Zn0.9Mg0.1O filmlerinin yüzey morfolojisi alan yayınımlı tarayıcı elektron mikroskobu kullanılarak elde edilmiştir. SEM görüntülerinin yoğun tanecikler ve düzgün boyutla birlikte oldukça düzgün yüzeyler sergilediği gösterilmiştir. Ayrıca, görünür boşluklar ve kusurlar gözlenmemiştir. Bütün bunların büyütülen filmlerin iyi kristal özelliklere sahip olduğunu desteklediği belirtilmiştir. Katkılanmamış Zn0.9Mg0.1O filmlerinin hall ölçümleri yüksek dirençten dolayı sağlanamamıştır. Al–N birlikte katkılı Zn0.9Mg0.1O filmlerinin N-katkılı 19 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN filmlere kıyasla kesinlikle daha iyi p-tipi iletkenliğe sahip oldukları gösterilmiştir. Birlikte katkılı filmler için, 26 Ω cm’ lik düşük bir direnç, 0.14 cm2/Vs hall mobilitesi ve 3.4×1018 cm-3 taşıyıcı konsantrasyonu değerleri elde edilmiştir. Birlikte katkılı filmlerin hall mobilitesinin N-katkılı filmlerinkinden daha düşük olduğu belirlenmiştir. Bunun da Mg içeriği ile ilgili olduğu sonucuna varılmıştır. Geçirgenlik spektrumundan, saf ZnO ve Al-N birlikte katkılı Zn0.9Mg0.1O filmleri arasında fark edilebilir bir mavi kaymanın açığa çıktığı gözlenmiş olup, bu da Mg’ nin etkili bir şekilde içerildiğinin kanıtı olarak gösterilmiştir. Alaşımların bant aralığının değişen mağnezyum oranlarına bağlı olarak kontrol edilebildiği gösterilmiştir (Ye ve ark, 2006). Bu çalışmada, Al–N birlikte katılı p-tipi ZnO ince filmler yeniden üretilebilir bir şekilde bir yüksek sıcaklık (high temperature-HT) benzer koruyucu tabaka kullanılarak dc magnetron reaktif söktürme yöntemi ile hazırlanmışlardır. Yüksek sıcaklık koruyucu tabaka depolama süresinin, film özellikleri üzerindeki etkisi X ışını kırınım (XRD), tarayıcı elektron mikro spektrumu (scanning electron microspectra-SEM) ve hall ölçümleri ile araştırılmıştır. Yapısal özelliklerin analizlerinden, artan HT koruyucu tabaka depolama süresiyle birlikte ZnO ince filmlerinin kristal özelliğinin geliştirildiği belirtilmiştir. Hall etkisi sonuçları, Al–N birlikte katkılı ZnO ince filmlerin tümünün p-tipi iletkenliğe ve 50 Ω cm’ nin altında dirence sahip olduklarını göstermiştir. Yapısal, elektriksel ve optiksel özelliklere göre, yüksek sıcaklık koruyucu tabakanın optimum depolama süresinin 3 dakika civarında olduğu ya da başka bir deyişle 30 nm kalınlıkta olduğu belirtilmiştir. Bundan başka, büyütülen filmlerde safsızlık saçılması ve tanecik sınır saçılması ana saçılma mekanizmaları olarak belirtilmiştir (Zhu ve ark, (2006). Bu çalışmada, yaklaşık 630 nm kalınlıklı ZnO ince filmler radyo frekans magnetron söktürme yöntemiyle cam alt tabanlar üzerine depolanmışlardır. Filmlerin implantasyon işlemi, oda sıcaklığında, 2×10 16/cm2 dozda 140 keV enerjili N iyonları ile yapılmıştır. transport of ions in matter (TRIM) simulasyonu N iyonlarının 318 nm derinliğe kadar nüfus ettiğini göstermiştir. İmplantasyon işleminden sonra, filmler vakumda 1 saat süreyle 200’ den 600 °C’ ye kadar olan sıcaklıklarda tavlanmışlardır. Filmlerin elektriksel ve optiksel özelliklerini araştırmak için Hall etkisi ve 20 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN fotolüminesans ölçümleri yapılmıştır. PL ölçümlerinden, azot implantasyonu yapılmış ve tavlanmış filmlerde bir kırmızı kayma ile birlikte 2.8 eV ve 3.0 eV’ de mavi lüminesans gözlenmiştir. Tavlama sıcaklığının arttırılmasıyla birlikte mavi lüminesans şiddetinin arttığı bulunmuştur. Hall etkisi ölçümleri, N implantasyonu yapılarak 600 °C’ de tavlanan filmlerin hala n-tipi olduğunu açığa çıkarmıştır. Örgü uyuşmazlığı ve yüksek katkı düzeyi, yüksek dozda iyon implantasyonu yapılmış ptipi ZnO ince filmlerinin üretiminde zorluğun ana nedeni olarak gösterilmiştir (Zhang ve ark, 2007). Bu çalışmada, azot katkılı ZnO ince filmler a-düzlemli (11–20) safir tabakalar üzerine plazma yardımlı düşük basınç metal organik kimyasal buhar depolama (MOCVD) yöntemiyle depolanmışlardır. Dietil çinko, çinko kaynağı olarak kullanılmış olup, N2 de taşıyıcı gaz olarak kullanılmıştır. NO plazma, 150 W’ da işlem yapan bir radyo frekans (RF) plazma kaynağı tarafından üretilmiş olup, hem oksijen kaynağı olarak hem de N katkı kaynağı olarak rol oynamaktadır. Büyüme sıcaklığı 250’ den 500 °C’ ye kadar değiştirilmiş ve ortam basıncı da 5 Pa olacak şekilde sağlanmıştır. N-katkılı filmlerin ortalama kalınlığı 300 nm civarında elde edilmiştir. XRD ölçümlerinden N-katkılı filmlerin (002) yönelimli oldukları bulunmuştur. Hall etkisi ölçümlerine bakıldığında, 500 °C büyüme sıcaklığının dışındaki bütün sıcaklıklarda p-tipi iletkenlik başarılmıştır. En iyi sonuçların elde edildiği 400 °C sıcaklıkta, 1.72 Ω cm direnç, 1.59 cm2/Vs hall mobilitesi ve 2.92×1018 cm-3 hall konsantrasyonu değerleri elde edilmiştir. 400 ve 500 °C’ de ki yüksek büyüme sıcaklığında N konsantrasyonunun azalmasına bağlı olarak, 3.68×1016 cm-3 düşük hall konsantrasyonu ve hatta n-tipi iletkenlik gözlenmiştir. Sıcaklık 350’ den 250 °C’ ye düşürüldüğünde, düşük sıcaklıkta ZnO içersinde N içeriği arttırılmasına rağmen hall konsantrasyonunda daha fazla bir artış gözlenmemiş ve bu da ZnO içindeki yüksek N konsantrasyonunun istenmeyen bazı kusurların formasyon enerjisini düşürmesine bağlanmıştır. Örnek olarak, (N2) veya (NC)o gösterilmiştir. Oda sıcaklığındaki fotolüminesans spektrumunda, N ilişkili bir nötral alıcıya serbest yayınım ve bir bağlı fonon kopyası kanıtlanmıştır. Buradan ZnO içineki N 21 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN alıcı düzeyi, valans bandı maksimumunun üzerinde 180 meV olarak tahmin edilmiştir ( Zeng ve ark, 2007). Bu çalışmada, azot katkılı p-tipi ZnO filmler plazma yardımlı moleküler demet epitaksi yöntemi ile a-düzlemli safir tabakalar üzerine depolanmışlardır. Düşük sıcaklıkta 3.260 eV civarında önemli bir fotolüminesans gözlenmiştir. 80 K’ de, fotolüminesansın uyarılma yoğunluğu üzerindeki bağımlılığından elde edilen sonuçlara dayanarak, 3.260 eV civarındaki yayınım bir verici-alıcı çifti geçişine bağlanmıştır. Verici-alıcı çifti yenidenbirleşme dinamiğini anlamak için zaman çözümlü PL spektrumu kullanılmıştır. Ekponansiyel olmayan bir şekilde azaldığı gözlenen eğri, hızlı bir bileşen ile ve uzun süreçler sonucunda fit edilmiştir. Uzun bozulma süreçlerinde, eğrinin t-1’ i takip ettiği tahmin edilmiştir. Buna dayanarak örneklerdeki 3.260 eV’ de ki yayınımın doğasında tünel yardımlı verici-alıcı çifti yayınımının olduğu sonucuna varılmıştır (Jiao ve ark, 2007). Bu çalışmada, azot (N) katkılı çinko oksit (ZnO) filmler, söktürme gazı olarak azot ve hedef olarak da ZnO hedefi kullanılarak reaktif radyo frekans magnetron söktürme tekniği ile kuvarz cam alt tabanlar üzerine depolanmışlardır. Hedef olarak % 99.99 saflıkta ZnO kullanılmıştır. Söktürme gazı % 99.999 saflıkta N2 olarak belirtilmiş ve alt taban sıcaklığı 510 K olarak belirlenmiştir. Büyütme odası ilk olarak 4×10-4 Pa olarak ayarlanmış ve 0.3 Pa olana kadar N2 ile doldurulmuştur. Söktürme gücü ve süresi sırasıyla, 100 W ve 2 saat olarak belirtilmiştir. Büyütülen film kalınlıkları 600 nm olarak belirtilmiştir. Büyütülen ZnO:N filmleri O2 akısında, 10-4 Pa basınç altında, 860 K’ de 1 saatte tavlanmışlardır. XRD sonuçları büyütülen ZnO:N filmlerinin (002) ve (110) yönelimli olduklarını açığa çıkarmıştır. Büyütülen filmlerin örgü sabitleri, a=0.3311 nm ve c=0.5274 nm olarak bulunmuştur. Bu değerlerin literatürdeki saf ZnO örgü sabitleriyle kıyaslandığında daha büyük olduğu gösterilmiştir. Bu sonucun nedeni olarak da iç stres ve N katkılanması gösterilmiştir. XPS ölçümlerinden ZnO:N içindeki N konsantrasyonu tahmin edilmeye çalışılmıştır. Sırasıyla, 396.6 ve 404.9 eV’ bağlanma enerjisinde iki N1S piki gözlenmiştir. Düşük bağlanma enerji piki atomik N’ nin O’ nun örgüdeki yerini almasına bağlanmıştır (N)o, yüksek enerji 22 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN bağlanma piki de moleküler N’ nin O’ nun örgüdeki yerini almasına bağlanmıştır (N)o ve (N2)o konsantrasyonları sırası ile % 1.8 ve % 0.7 olarak tahmin edilmiştir. Büyütülen filmler 10-4 Pa basınç altında 1 saat süreyle 860 K’ de O2 ortamında tavlandıktan sonra, örgü sabitleri, sırasıyla, =0.3248 nm ve c=0.5214 nm değerlerine düşmüştür ve literatürdeki saf ZnO değerlerine çok yakın oldukları gözlenmiştir. Elektriksel ölçümlerden, büyütülen ZnO:N filmlerinin yalıtkan davranış sergilediği ve 860 K’ de tavlanan ZnO:N filmlerin ise yarıiletken davranış sergilediği gösterilmiştir. 860 K’ de tavlanmış ZnO:N filmleri için oda sıcaklığında, karanlıkta gerçekleştirilen Hall ölçüm sonuçlarından, 456 Ω cm direnç, 1.2×10 17 cm-3 taşıyıcı konsantrasyonu ve. 0.1 cm2/Vs hall mobilitesiyle birlikte p-tipi iletkenlik gözlenmiştir. Burada, 860 K’ de tavlanan ZnO:N filmlerinde No çok önemli bir faktör olarak belirtilmiştir. Buna rağmen, karanlıkta p-tipi iletkenliğin kalıcı olmadığı ve kademeli olarak n-tipine dönüştüğü belirlenmiştir. n-tipi ZnO birkaç dakikalığına güneş ışığına maruz bırakıldıktan sonra karanlıkta p-tipi iletkenliğe dönüşmüştür ve aydınlıkta p-tipi iletkenliği devam ettirdiği gözlenmiştir. 860 K’ de 10 -4 Pa altında tavlanan ZnO:N filmlerin oda sıcaklığındaki fotolüminesans spektrumu, 3.25 eV’ de zayıf ve geniş bir morötesi yayınım ve sırasıyla, yaklaşık 3.05, 2.29 ve 2.06 eV’ de üç güçlü görünür ışık yayınımı açığa çıkartmıştır. 3.05 eV bandı iletim bandından tek iyonize olmuş Zn boşluğuna (VZn- ) olan geçişe bağlanmıştır. 2.29 eV’ ise tek iyonize olmuş O boşluğuna (Vo+) geçiş olarak belirtilmiştir. 2.06 eV’ de ki turuncu yayınım bandı ise genellikle, Zni, tek iyonize olmuş O arayer atomu (Oi) ve Zni ilişkili kusurlar (Zni kompleksi) ile ilişkilendirilmiştir (Yao ve ark, 2007). Bu çalışmada, Uzaktan-plazma geliştirilmiş metal organik kimyasal buhar depolama yöntemiyle başarılı bir şekilde azot katkılanan ZnO filmler, 10 13’ den 1015 cm-3’ e kadar değişen oranlarda taşıyıcı konsantrasyonu ve 10-1-102 Ω cm arasında dirençle birlikte p-tipi iletkenliğe sahip olarak elde edilmişlerdir. Safir alt tabakalar üzerine depolanan ZnO ve ZnO:N filmler, kızılötesi fourier dönüşüm (FTIR) ve raman spektroskopisi (RS) ile karekterize edilmişlerdir. Azot ilişkili RS modları 289, 587 ve 653 cm-1 de ortaya çıkmışlardır. Karbon-azot komplekslerine (CN, CC ve 23 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN CO), NO ve OH’ a ait IR moddları gözlenmiştir. Büyütülen filmlerde ortaya çıkan bu komplekslerin tavlamaya bağlı olarak azalmasıyla birlikte iletkenliğin n-tipinden ptipine dönüştüğü gözlenmiştir. Ayrıca, ZnO:N/ZnO (p-n) eklemleri üretilmiş olup, pn ekleminde doğrultucu I–V karakteristiklerinin p-tipi iletkenliği doğruladığı belirtilmiştir (Gangil ve ark, 2007). Bu çalışmada, katkılanmamamış ve N-Al birlikte katkılı ZnO depolamak için ultrasonik sprey piroliz yöntemi kullanılmıştır. Üç çeşit sulu (aqueous) çözelti (Zn(CH3COO))22H2O (AR, 0.1mol/l), CH3COONH4 (AR, 0.5mol/l), Al(NO3)39H2O (AR, 0.1 mol/l) sırasıyla, çinko, azot ve aliminyum kaynağı olarak seçilmiştir. p-tipi ZnO elde etmek için farklı atomik oranlarda Zn:N:Al seçilmiştir. Oda sıcaklığında, prekürsör çözeltisinde çeşitli atomik oranlarda Zn:N:Al = 1:3:0.01, 1:3:0.1, 1:3:0.15 ve 1:3:0.2 olmak üzere cam üzerine depolanan birlikte katkılı ZnO ince filmlerinin elektriksel özellikleri incelenmiştir. Hall ölçümleri, artan Al katkısıyla birlikte ZnO ince filmlerin iletkenliğinin n-tipinden p-tipine ve daha sonra tekrar n-tipine döndüğünü göstermiştir. Zn:N:Al atomik oranı 1:3:0.1 olduğunda, 4.6×1018 cm-3 deşik konsantrasyonuyla birlikte p-tipi ZnO filmi cam üzerinde elde edilmiştir. Ayrıca, n-tipi silikon üzerinde (7.51×1019 cm-3) yüksek deşik konsantrasyonlu, düşük dirençli ve yüksek mobiliteli p-tipi ZnO ince filmler elde edilmiştir. X ışını kırınım sonuçlarından, birlikte katkılanmış ZnO ince filmlerle katkılanmamış filmlerin aynı kristalizasyon karekteristiğine (polikristal yapıyla birlikte 002 yönelimi) sahip olduğu açığa çıkartılmıştır. Bununla birlikte, SEM ölçümlerinden yola çıkarak bitlikte katkılanmış ZnO ince filmlerle, katkılanmamış ZnO ince filmleri kıyaslandığında farklı yüzey morfolojisine sahip oldukları gösterilmiştir. Ayrıca, SEM analizlerinden bütün filmlerin düzgün yoğun yüzeye sahip oldukları ve filmlerde görünür gözenek ve kusur bulunmadığı anlaşılmıştır (Xiaodan ve ark, 2007). Bu çalışmada, atomca % 2 oranında Li içeren bir Zn-Li alaşımı ark eritme tekniği ile hazırlanmıştır. 500 nm kalınlıklı, wurtzit yapıdaki lityum ve azot katkılı bir ZnO (ZnO:(Li,N) olarak temsil edilen) filmi rf magnetron söktürme yöntemiyle Zn-Li alaşımının hedef olarak kullanılmasıyla 300 K’ de ki c-düzlemli Al2O3 alt 24 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN tabakası üzerinde büyütülmüştür. Toplam 1 Pa’ lık basınçla birlikte, 1:1’ lik bir oran ile oksijen ve azot karıştırılmış bir gaz, söktürme gazı olarak kullanılmıştır. Büyütülen filmler üç parçaya bölünerek, sırasıyla, 500, 600 ve 700 °C’ de bir N2 akısında 30 dakikada tavlanmışlardır. Hall ölçüm sonuçlarından, büyütülen filmlerin bir yalıtkan gibi davrandığı ve 500 ve 700 °C’ de tavlanan filmlerin ise zayıf bir p-tipi iletkenlik sergiledikleri gözlenmiştir. Kalıcı p-tipi bir iletkenlik, 3.07×10 16 cm-3 hall konsantrasyonuyla birlikte, büyütülen filmlerin 600 °C’ de tavlanmasıyla gerçekleştirilmiştir. Tavlama etkilerinin ZnO:(Li,N) filminin yapısı ve bant aralığı üzerindeki etkilerini araştırmak için, büyütülen filmlerin ve 500, 600 ve 700 °C’ de tavlanan filmlerin XRD, geçirgenlik ve soğurma ölçümleri gerçekleştirilmiştir. Büyütülen filmin sadece zayıf ve geniş bir (002) kırınım piki sergilediği belirtilmiş ve tavlama işlemi ile (002) pikinin güçlü ve keskin olduğu ve kırınım açısının yüksek açı yönüne doğru kaydığı gözlenmiştir. Filmlerin ilk halinin ve tavlanmış halinin örgü sabiti c, (002) kırınım pikinin verileri kullanılarak, sırasıyla, 0.5262 ve 0.5197 nm olarak bulunmuştur. Filmlerin ilk halinin ve tavlanmış halinin geçirgenliğinin % 95’ in üzerinde olduğu belirlenmiştir. Filmlerin ilk halinin ve 500, 600 ve 700 °C’ de tavlanmış hallerinin bant aralıkları, sırasıyla, 3.292, 3.271, 3.269 ve 3.272 eV olarak bulunmuştur. Sıcaklık bağımlı ve uyarılma şiddeti bağımlı PL ölçümleriden, p-tipi ZnO:(Li,N)’ in 80 K’ de ki fotolüminesans (PL ) spektrumunda, 3.311, 3.219 ve 3.346 eV’ de merkezli üç önemli yayınım bandı gözlenmiştir. Bunlar sırasıyla, iletkenlik bandından LiZn-N kompleks alıcı düzeye (eFA) radyoaktif elektron geçişi, bir verici-alıcı çiftinin radyoaktif yenidenbirleşmesi ve bir LiZn-N kompleks alıcı bağ eksitonunun yenidenbirleşmesiyle ilişkilendirilmiştir. Sıcaklık bağımlı PL spektrumundan elde edilen eFA verisiyle karşılaştırıldığında, LiZn- N kompleks alıcı düzeyi, valans bandının üzerinde yaklaşık olarak 126 meV olarak tahmin edilmiştir ( Wang ve ark, 2007). Bu çalışmada, N–In birlikte katkılanmış ZnO ince filmler iyon demeti geliştirilmiş depolama yöntemi (İon-beam 25 enhanced deposition-IBED) ile 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN hazırlanmışlardır. % 99 saflıktaki ZnO tozu atomca % 2 oranındaki In2O3 (% 99.9 saflıkta) tozu ile karıştırılarak söktürme hedefi olarak preslenmiştir. Depolamadan önce, SiO2 ve Si alttabakaları, yüzey temizliği için 15 dakika Ar ile bombardıman edilmiştir. In katkılı ZnO toz hedefi 1.7 keV enerjili Ar+ iyonları ile söktürülmüştür. N+/Ar+(10/1 ) karıştırılmış iyon demeti iyon kaynağından 40 keV enerji ile çıkarılmış ve 4 mA’ lik bir demet akımı depolanmış ZnO filmlerinin içerisine düşey olarak implantasyon yapılmıştır. Söktürme demetinin doğrultusu ile hedef arasındaki açı 45° olarak belirlenmiştir. Alttabaka 3 rpm hızla dönen bir dairesel tutacak üzerine yerleştirilmiştir ve aynı zamanda alt tabaka da 24 rpm hızla dönmektedir. Bütün filmler 4 saat’ de depolanmışlardır. Film kalınlıkları yaklaşık olarak 0.3 µm olarak belirlenmiştir. Tavlama sonrası davranışın ZnO ince filmlerinin yapısal, elektriksel ve optiksel özellikler üzerindeki etkisini araştırmak için, depolanmış filmler 400’ den 800 °C’ ye kadar değişen çeşitli tavlama sıcaklıklarında azot ve oksijen ortamında tavlanmışlardır. Tavlama işlemleri ani ısısal tavlama fırınında gerçekleştirilmiştir. Si (001) tabakaları üzerine depolanan ZnO filmlerinin ve 5 dakikada 400–800 °C arasındaki çeşitli sıcaklıklarda N2 ortamında tavlanan örneklerin XRD analizinden, bütün örneklerin (002) düzlemi boyunca tercih edilen yönelimde oldukları belirlenmiştir. Artan tavlama sıcaklığıyla birlikte, örneklerin (002) pikinin 2Ө değerinin 33. 96°’ den 34.40°’ ye arttığı ve yarı maksimum genişliğinin ise 0.792°’ den 0.560°’ ye yavaş yavaş düştüğü gözlenmiştir. XRD verilerinden, In-N birlikte katkılanmış tavlanmamış ZnO filmlerinin (002) düzlemleri arası uzaklığı, d=2.6376 Ǻ olarak bulunmuştur. Örnek, 800 °C’ de tavlandığında d değeri, bulk ZnO değerine yakın bir değere, 2.6049 Å değerine düşmüştür. 5 dakikada çeşitli sıcaklıklarda oksijen ortamında tavlanan örneklerin de XRD analizi yapılmış ve sonuçların azot ortamında tavlanan ZnO filmlerininkine benzer oldukları belirtilmiştir. SiO2 tabakaları üzerine depolanan ZnO filmlerinin ilk hali ve tavlanmış halinin elektiksel özellikleri incelendiğinde, ilk haldeki ZnO ince filminin p-tipi olduğu görülmüştür. Azot ortamında tavlanan ZnO filmlerinin, tavlama sıcaklığının artmasıyla birlikte iletkenliğinin p-tipinden n-tipine değiştiği belirlenmiştir. Aynı zamanda artan tavlama sıcaklığıyla birlikte ilk önce filmlerin dirençinin düştüğü, 26 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN tavlama sıcaklığı 600 °C’ ye gelince önemli bir şekilde arttığı ve sonra tavlama sıcaklığının daha fazla artmasıyla birlikte tekrar düştüğü gözlenmiştir. p-tipi ZnO filminin en düşük tabaka direnci 27 k Ω olarak bulunmuştur. 800 °C’ de tavlama yapıldıktan sonra, ZnO’ nun n-tipine dönüştüğü ve tabaka direncinin 9.1 k Ω olduğu belirlenmiştir. Buna rağmen, oksijen ortamında tavlanan ZnO filmlerinin 400 °C’ de ki düşük tavlama sıcaklığında bile direncinin arttığı ve iletkenlik tipinin değişmediği belirlenmiştir. Si (001) üzerindeki ZnO filmlerinin oda sıcaklığındaki fotolüminesans ölçümleri, N2 ortamında, 5 dakikada, 600 ve 700 °C’ de tavlanan filmler için 3.25 eV civarında merkezli bir UV yayınım pikinin ve sırasıyla 2.64 ve 2.1 eV civarında merkezli iki görünür bandının varlığını açığa çıkarmıştır. 800 °C’ de ki tavlama sıcaklığında UV pikinin yükseltildiği ve aynı zamanda görünür yayınım bantlarının da yükseltildiği gözlenmiştir. Filmler 5 dakikada O2 ortamında 800 °C’ de tavlandıklarında ise bu iki görünür yayınım bandının yanında, 3.48 eV civarında bir UV pik ve 3.14 eV civarında bir mor pik gözlenmiştir (Yuan ve ark, 2007). Bu çalışmada, p-tipi ZnO filmler c-düzlemli safir alt tabakalar üzerine plazma yardımlı moleküler demet epitaksi yöntemi ile depolanmışlardır. 6N çinko, Zn kaynağı olarak kullanılmıştır. N2, alıcı katkılayıcı kaynağı olarak kullanılmış ve O2 de oksijen kaynağı olarak kullanılmanın yanında, daha çok N2 ayrışmasını sağlamak için yardımcı gaz olarak kullanılmıştır. Büyütme sıcaklığı 425 °C’ de tutulmuştur. Oda basıncı 1.0×10-6–1.0×10 -5 mbar arasında belirlenmiştir. Büyüme parametrelerinin zamanla en iyi şartlara ayarlanması için N2–O2 karışımlı plazmanın yayınım spektrumu görüntülenmiştir. Saf N2 plazmasıyla kıyaslandığında, O2 yardımı altında, plazma karışımındaki N atomlarının (EN) N2 moleküllerine (EN2) oranının arttığı görülmüştür. N2/O2 oranı 1:2 iken odacık vakumunun da ayarlanmasıyla birlikte, hall konsantrasyonu1.15×10 18 cm-3 ve hall mobilitesi ise.0.94 cm2/Vs olarak elde edilmiştir. Elektrotlar için uygun bir bölgenin maskelenmesiyle p-tipi tapaka üzerine katkılanmamış n-tipi ZnO kaplayarak bir p-n eklemi LED üretilmiştir. n-tipi tabakanın elektron konsantrasyonu ve mobilitesi, sırasıyla, 1018 cm-3 mertebesinde ve.40 cm2/Vs olarak belirtilmiştir. n-tipi ve p-tipi tabakalara omik kontak sağlamak 27 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN için indiyum ve Ni-Au elektrotları kullanılmıştır. Yaklaşık 100 K’ de ölçülen I-V eğrisinden, elde edilen LED’ in açık bir doğrultucu etki gösterdiği belirlenmiştir. Uyarılma voltajı 3.70 V civarında belirlenmiştir ki bu da ZnO’ nun bant aralığına yaklaşmaktadır. Yaklaşık 100 K’ de ki elektrolüminesans spektrumu iki bant göstermiştir: Bunlardan birincisinin 423 nm’ de merkezli bir mor yayınım ve diğerinin de 523 nm’ de merkezli bir yeşil bant oldukları belirlenmiştir. Burada, mor bant verici-alıcı çifti yayınımı (donor-acceptor pair luminescence) olarak düşünülmüş ve yeşil bant ise, örneğin, O boşluğu gibi, ZnO içindeki özden kusurlara bağlı yayınım olarak göze alınmıştır. (Zhang ve ark, 2007 ) Bu çalışmada, Al-N birlikte katkılanmış ZnO ince filmler reaktif magnetron söktürme yöntemiyle cam alt tabakalar üzerine depolanmışlardır. Bu çalışmada, % 0,08, 0.4 ve 1 oranlarında Al içeren farklı söktürme hedefleri kullanılmış ve bundan dolayı, bu söktürme hedefleriyle büyütülen ZnO filmleri sırasıyla, ZnO:Al0.0008Nx, ZnO:Al0.004Nx ve ZnO:Al0.01Nx olarak belirtilmişlerdir. N2O ve O2 söktürme gazı olarak kullanılmıştır. N2O’ nun kısmi basıncının 3-4 Pa’ lık sabit bir toplam basınca oranının, % 0’dan % 100’ e kadar değiştiği belirtilmiştir.. Bütün örnekler optimal tabaka sıcaklığı olarak kabul edilen 500 °C’ de depolanmışlardır. Büyütülen ZnO filmlerinin elektriksel iletkenlik tipi ve taşıyıcı konsantrasyonu, N2O’ nun kısmi basınç oranlarının bir fonksiyonu olarak elde edilmiştir. ZnO:Al0.0008Nx örnekleri için en yüksek deşik konsantrasyonu % 10’ luk N2O kısmi basınç oranında ortaya çıkarken, ZnO:Al0.004Nx örnekleri için % 100’ lük N2O kısmi basınç oranında ortaya çıkmaktadır. ZnO:Al0.01Nx örnekleri için hiçbir N2O kısmi basınç oranında p-tipi iletkenlik gerçekleştirilememişir. Deşik konsantrasyonundaki artış ile 17 -3 (ZnO:Al0.0008Nx için, 1.2×1017 cm-3’ den, ZnO:Al0.004Nx için 8.0×10 cm ’ e), N katkılama verimini arttırmada Al’ nin önemli bir rol oynadığı belirlenmiştir. Bu durumda, orta düzeyde Al (% 0.4) içeren hedefle elde edilen örneğin yüksek deşik konsantrasyonlu p-tipi ZnO elde etmede en önemli sonuçları sağladığı belirlenmiştir. Buradaki sonuçlar, birlikte katkılama yöntemine rağmen ZnO içinde N çözünürlüğünün sınırlandığını desteklemiştir. Taşıyıcı 28 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN mobilitesinin, Al içeriğinin artmasıyla birlikte artan iyonize safsızlıklara bağlı olarak düştüğü bulunmuştur. Sırasıyla, 1.2×1017 cm-3, 8.0×1017 cm-3, 3.0×1017 cm-3’ lük bir taşıyıcı konsantrasyonuyla birlikte p-tipi ZnO:Al0.0008Nx, p-tipi ZnO:Al0.004Nx ve n-tipi ZnO:Al0.01Nx için düşük sıcaklık (20 K) PL spektrumunda, 3.34, 3.13 ve 2.75 eV’ de üç yayınım bandı görülmüştür. 3.34 eV’ de ki yayınımın ZnO malzemelerinin genelikle düşük sıcaklık PL spektrumunda belirgin olan bağ eksitonu olarak bilindiği belirtilmiş fakat burada bu yayınımın çok zayıf olduğu gözlenmiştir. Burada baskın yayınım alıcı-verici çifti (donor-acceptor pair-DAP) geçişini temsil eden 3.13 eV’ de ki yayınım bandı olarak tespit edilmiştir. Bu sonucun, birlikte katkılı filmlerde alıcı ve verici durumların oluştuğunu desteklediği belirtilmiştir. 2.75 eV’ de ki geniş band ise özden kusurlardan kaynaklı mavi yayınım olarak düşünülmüştür. DAP bandının, yüksek Al içeriğiyle birlikte genişlediği ve kırmızıya kaydığı bulunmuştur. Bunun nedeninin de, hem iyonize olmuş safsızlıkların büyük kompanse etkilerinden hem de katkı safsızlıklarının kristal içindeki rastgele dağılımından kaynaklı potansiyel dalgalanmalarıyla ilişkili olabileceği belirtilmiştir (Zhuge ve ark, 2007). Bu çalışmada, ZnO’ da p-tipi iletkenlik sağlamak için ikili bir alıcı katkılama yöntemi önerilmiştir. Azot ve fosforun her ikisi de p- tipi katkılayıcılar olarak kullanılmışlardır. ZnO:(N,P) ince filmler cam tabakalar üzerine ultrasonik sprey piroliz (sprey pyrolysis) yöntemi ile depolanmışlardır. Püskürtme çözeltisi olarak , çözücü olarak kullanılan iyonize olmamış su içindeki 0.05 M çinko nitrür (Zn(NO3)26H2O) çözeltisi kullanılmıştır. % 5 mol oranında ki fosfor pentoksit (P2O5), çözeltideki Zn içeriğine karşın püskürtme çözeltisine eklenmiştir. Herhangi bir çökelmeyi önlemek için birkaç damla hidroklorik asit eklenmiştir. Depolama süresince alt tabaka sıcaklığı 450 °C’ de tutulmuştur. Filmler atmosfer basıncında 30 dakikada depolanmışlardır. O2 ortamında (1 atm basınç) 20 dakika sürede uygun sıcaklıklarda (500–700 °C) ısısal tavlama ile p-tipi iletkenlik başarılmıştır. ZnO:(N,P) filmleri üç farklı sıcaklık bölgesinde ısısal olarak tavlanmışlardır. Bu bölgeler, 300–400 °C (bölge 1, büyütme sıcaklığının altında), 500–700 °C (bölge 2, büyütme sıcaklığının üzerinde) ve 800 °C (bölge 3, büyütme sıcaklığının oldukça üzerinde) olarak belirlenmiştir. Hall etkisi ölçüm sonuçlarından, Bölge 1 de ki 29 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN aralıklarda tavlanan filmlerin hala n-tipi iletkenlik sergiledikleri oysa Bölge 2’ de filmlerin kesinlikle p-tipi iletkenlik sergiledikleri gösterilmiştir. 5.3×1017 cm-3 hall konsantrasyonu ve. 0.94 cm2/Vs Hall mobilitesiyle birlikte en düşük direnç değeri 12.5 Ω cm olarak 600 °C olan optimal tavlama sıcaklığında elde edilmiştir. Daha yüksek sıcaklıklarda (bölge 3) p-tipinden n-tipine değişim olduğu gözlenmiştir. ptipi iletkenliğin kalıcı olup olmadığını araştırmak için, 600 °C’ de tavlanan filmler iki ay sonra yeniden çalışılmıştır. Hall ölçümlerinden, ZnO:(N,P) filmlerinin elektriksel özelliklerde belirli bir bozulma olmaksızın p-tipi iletkenliği sürdürdüğü görülmüştür. İlk elde edilen ve 600 °C’ de tavlanan ZnO:(N,P) filmlerinin XRD sonuçları alınmış ve filmlerin (002) yönelimiyle birlikte polikristal yapıda oldukları belirlenmiştir. İlk elde edilen filmlerle kıyaslama yapıldığında, tavlanan filmler için c-ekseni yöneliminin önemli bir şekilde arrtırıldığı görülmüştür. Buradan da ısısal tavlama ile filmlerin kristal özelliklerinin geliştirildiği belirlenmiştir. İkincil iyon kütle spektroskopisiyle (Secondary İon Mass SpectroscopySIMS) ile ZnO içine azot ve fosforun nüfus ettiği belirlenmiştir (Vlasenflin ve ark, 2007). Bu çalışmada, azot katkılı p-tipi ZnO ince filmler atomik tabaka epitaksi tekniği ile, Zn(C2 H5)2 [Diethylzinc, DEZn], H2O (%99.99 saflıkta) ve NH3(%99.99 saflıkta)’ ün, sırasıyla, çinko için bir prekürsör, oksitleyici ve katkılayıcı kaynak gazı olarak kullanılmasıyla, safir (0001) tabakaları üzerine başarılı bir şekilde büyütülmüşlerdir. Alt tabaka sıcaklığı 150 °C olarak ayarlanmıştır. Bu yolla üç adet aynı çeşit film hazırlanmış ve bu filmler 1 saat süreyle 1 atm’ lik bir oksijen (%99.999 saflıkta) atmosferinde 1000 °C’ de tavlanmışlardır. Elde edilen ZnO filmlerinin ve 1000 °C’ de tavalanan ZnO filmlerinin XRD spektrumundan, bu filmlerin iyi kristal özelliklerle birlikte c-ekseni yönelimli oldukları görülmüştür. ZnO’ ya ait (0002) ve alt tabakaya ait Al2O3 (0006) pikinden başka bir pik gözlenmemiştir. Depolanan (0.32) ve tavlanan (0.047) ZnO filmlerinin (0002) pikine ait yarı maksimum genişlik değerleri karşılaştırıldıklarında tavlamayla birlikte kristal özelliklerin geliştirildiği görülmüştür. Film üzerindeki Hall etkisi ölçümleri sonucunda, en düşük direnç, 210 Ω cm ve Hall konsantrasyonu 3.14×1016 cm-3 olarak bulunmuştur. Tavlanmış bir film için 30 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN düşük sıcaklık PL analizi elde edilmiştir. Düşük sıcaklıkta elde edilen PL spektrumundan, 3.36 eV civarında lokalize olan pik vericilere bağlanmış eksitonların yakın bant kenarı yayınımına bağlanmıştır (DoX). 3.31 eV civarındaki pik ise No ile ilişkilendirilen, alıcılara bağlanmış eksitonların yakın bant kenarı yayınımına bağlanmıştır (AoX). Tavlamadan sonra azot katkılı ZnO filmlerinin p-tipi olduğunu düşük sıcaklıktaki bu PL analiz sonuçlarının da desteklediği belirtilmiştir (Lee ve ark, 2007). Bu çalışmada, ZnO filmler, 600 °C’ de ki bir alt tabaka sıcaklığında ve 6.67 Pa’ lık bir O2 basıncında 500 nm kalınlıkla birlikte atmalı lazer depolama (Pulsed Laser Deposition-PLD) yöntemiyle c-düzlemli safir tabakalar üzerine büyütülmüşlerdir. Bir ZnO hedefinin ablasyonu için, 30 mJ/atım’ lık bir enerji ve 7 Hz’ lik bir yineleme aralığı ile işlem yapan bir KrF excimer lazeri (248 nm, 30 ns lazer atım süresi) kullanılmıştır. Daha sonra depolanan filmler oda sıcaklığında iyon implantasyon işlemi kullanılarak N ile katkılanmışlardır. Azot doz düzeyleri, 1×1012, 1×1013, 1×10 14 iyon/cm2 olarak belirlenmiştir. İmplantasyon süreci boyunca, enerji ve iyon akım yoğunluğu sırasıyla, 100 keV ve 400 nA/cm2 olarak belirlenmiştir. “ Stopping and Range of İons in Matter- 2003” programme (SRIM-2003)’ e göre, 100 keV’ lik N iyonlarının ZnO hedefi içindeki nüfus derinliği 160 nm olarak tahmin edilmiştir. İmplantasyon yapılmış fimler, 1.013×10 7 Pa’ lık bir O2 atmosferinde farklı sıcaklıklarda 1 dakika süreyle ani ısısal tavlama (Rapid Thermal AnnealingRTA) işlemine tabi tutulmuşlardır. İmplantasyon işlemi gerçekleştirilmeden önce, büyütülen filmlerin bir miktarının yapısal ve optiksel özellikleri araştırılmıştır, çünkü bu özelliklerin p-tipi ZnO’ nun özelliklerini etkileyeceği göz önüne alınmıştır. N implantasyonu için büyütülen filmlerin XRD analizlerinden, Al2O3(0006) alt tabaka yansımasıyla birlikte, ZnO (0002) ve (0004) düzlemiyle uyuşan Bragg yansımaları gözlenmiş ve buradan da bu filmlerin tek bir ZnO fazıyla birlikte tamamıyla c-ekseni yönelimli oldukları anlaşılmıştır. Büyütülen filmlerin 7 K’ de ölçülmüş tipik bir PL spektrumunda, kusur düzey yayınımına ait hiçbir iz olmaksızın sadece 3.3 eV’ de şiddetli bir UV yayınımı gözlenmiştir. Buradan da büyütülen filmlerin mükemmel optik özelliklere sahip oldukları anlaşılmıştır. Büyütülen filmlerin oda sıcaklığında 31 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN sağlanan elektriksel özelliklerinin, 2.5×1018 cm-3 taşıyıcı yoğunluğuyla birlikte n-tipi davranış sergilediği belirtilmiştir. N-implantasyonu yapılmış filmlerin kristal yönelimi ve fazı XRD kullanılarak araştırılmıştır. N dozu ne olursa olsun filmlerin hiç birisinde ikinci faz oluşuma ait hiçbir kanıta rastlanmamıştır. 1×1012 iyon/cm2’ lik bir doz ile implantasyon yapılmış filmin bütünleşmiş şiddetinde küçük bir düşüş gözlenmiştir. 1×1013 ve 1×1014 iyon/cm2’ lik N dozu ile implantasyon yapılmış filmlerin bütünleşmiş şiddetinin daha küçük olduğu gözlenmiştir. Buradan da 1×1012 iyon/cm2’ lik dozla implantasyon yapılmış filmlerin daha yüksek dozla implantasyon yapılmış filmlere nazaran daha az kusur içerdiği sonucuna varılmıştır. Ani ısısal tavlama yapılmaksızın büyütülen ve azot implantasyonu yapılmış filmlerin 7 K’ de alınan PL spektrasında, 3.3 eV’ de eksitonik yenidenbirleşme yayınımı gözlenmişir. N implantasyonu yapılmış filmlerin eksitonik yenidenbirleşme yayınımına ait pik şiddetinde, artan azot dozuyla birlikte implantasyon kaynaklı kusurlara bağlı olarak düşüş gözlenmiş ve bu düşüşün de kristal özelliklerin bozulmasını işaret ettiği belirtilmiştir. Ani ısısal tavlama etkilerini araştırmak için, N-implantasyonu yapılmış filmlerin, her bir tavlama basamağından sonra 7 K’ de PL spektrumu kaydedilmiştir. İmplantasyon yapıldıktan sonra 600 °C’ ye kadar tavlanmış filmlerin lüminesans spektrumu, implantasyon yapılıp tavlanmamışlarla kıyaslandığında kayda değer bir değişim gözlenmemiştir. Büyütülen ZnO filmlerinin ve implantasyon yapılmış filmlerin 700 °C’ de tavlandıktan sonra 7 K’ de PL spektrumu elde edilmiştir. 700 °C’ de tavlanan ZnO filmlerinin PL spekrumunda, 3.363 eV’ de ki verici bağ eksiton (DoX) yayınımının dışında hiçbir pik gözlenmemiştir. Diğer taraftan, implantasyon yapıldıktan sonra ani ısısal tavlama işlemine tabi tutulan filmlerin PL spektrumunda fark edilebilir değişiklikler gözlenmiştir. İmplantasyon yapılmış filmlerde 3.273 eV’ de merkezli yeni bir PL yayınımı ve 3.201 eV’ de boyuna optiksel fonon yayınımı gözlenmiştir. N dozunun 1×1012’ den 1×10 14’ iyon/cm2’ ye artmasıyla birlikte, 3.273 eV’ de ki PL yayınım pik şiddetinin arttığı gözlenmiş ve buradan da bu pikin azot implantasyonu 32 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN ve ondan sonraki ısısal tavlamayla meydana geldiği ve buradan da bir alıcı düzeyin oluştuğu sonucu çıkarılmıştır. Büyütülen ZnO ve 1×1012, 1×1013 ve 1×1014’ iyon/cm2’ lik dozlarla implantasyon yapılmış filmlerin taşıyıcı konsantrasyonunun tavlama üzerindeki bağımlılığı araştırılmıştır. Hall ölçüm sonuçlarından, artan ısısal tavlamayla birlikte ZnO filmlerinin taşıyıcı konsantrasyonunun düştüğü belirlenmiş ve bu da ısısal tavlama süreci boyunca özden nokta kusurlarının limitli bir miktarının düzelmesine bağlanmıştır. Oysa, implantasyon yapılmış filmlerdeki elektron konsantrasyonu, oda sıcaklığından 700 °C’ ye kadar ani sıcaklık artışıyla birlikte önemli bir şekilde düşürülmüştür. Bu da film içine nüfus etmiş azotun ani ısısal tavlama süreciyle birlikte aktif hale gelmesine bağlanmış ve bunun da deşikler ürettiği ve sonunda elektronların önemli bölümünü kompanse ederek elektron taşıyıcı konsantrasyonunu azalttığı belirtilmiştir. N-implantasyonu yapılmış ve daha sonra ani ısısal tavlamaya mağruz bırakılmış filmlerdeki taşıyıcı konsantrasyonu düşürülmesine rağmen bütün filmlerin hala n-tipi iletkenlik sergiledikleri gözlenmiştir. Bu arada, 1×1014’ iyon/cm2’ lik bir doz düzeyi ile implantasyon yapılmış ve daha sonra 700 °C’ de ani ısısal tavlamaya mağruz bırakılmış filmin Hall ölçüm sonuçlarından, karma iletkenlik davranışı gözlenmiştir. Film kalınlığının 500 nm olduğu ve N iyonu nüfus derinliğinin de ortalama 160 nm olduğu göz önüne alındığında, en üst implantasyon yapılmış ve geri kalanı da hemen hemen implantasyon yapılmamış olmak üzere film iki tabaka halinde düşünülmüştür. Buradan da implantasyon yapılmış en üst tabakanın p-tipi davranışa sahip olabileceği ve implantasyon yapılmamış tabakanın da n-tipi davranışa sahip olabileceği belirtilmiştir. Bu nedenlerden dolayı, Hall sinyalini alırken yanıltıcı sonuç alınabileceği belirtilmiştir. (Vaithianathan ve ark, 2007). Bu çalışmada, çinko oksit fazları içeren saydam p-tipi ince filmler n-tipi çinko nitrür filmlerinin oksidasyonu ile üretilmişlerdir. Çinko nitrür ince filmler, bir çinko nitrür hedefinden rf magnetron söktürme yöntemiyle saf N2 ve saf Ar plazmada depolanmışlardır. Rf-gücü 100 W, saf Ar ve saf N2’ ye ait toplam basınç 10 mTorr olarak belirtilmiştir. Saf Ar plazmada depolanan filmler Zn-zengini (ZnxNy) olarak belirlenmiş ve bu n-tipi malzemelerin düşük geçirgenlik ve yüksek 33 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN iletkenlik (direnç 4.7×10-2 Ω cm ve taşıyıcı konsantrasyonu 1020 cm-3) sergiledikleri gösterilmiştir. Oysa, N2 plazmada depolanan ZnxNy flmlerinin yüksek geçirgenliğe (> % 80) ve 3.1×103 Ω cm dirence sahip oldukları gözlenmiştir. 550 °C’ ye kadar olan ısısal oksidasyonun bütün filmleri yüksek direnç (102–103 Ω cm) sergileyen ve yaklaşık 1013 cm-3 taşıyıcı konsantrasyonlu p-tipi filmlere dönüştürdüğü gözlenmiştir. Oksidasyon sonra, Zn-zengini ZnxNy filmlerin yapısında ZnO ve ZnO2 fazları gözlenmiştir. Oysa ZnxNy filmlerinin, yapılarında ikinci bir çinko oksit fazı olmaksızın ZnO:N filmlerine dönüştükleri belirlenmiştir. Geçirgenlik eğrisinden, 365 nm’ de karakteristik eksitonik düşüşle birlikte bütün filmlerin % 85’ in üzerinde geçirgenliğe sahip oldukları belirlenmiştir. Düşük sıcaklık fotolüminesans sonuçlarından, p-tipi çinko oksit filmler için 3.36 ve 3.305 eV’ de eksiton yayınımlarının varlığı ortaya çıkarılmıştır (Kambilafka ve ark, 2007). Bu çalışmada, ZnO filmler moleküler demet epitaksi (Molecular Beam Epitaxy-MBE) yöntemiyle c-Al2O3 alt tabanları üzerine depolanmışlardır. Bu yöntemde, ZnO ince film elde etmek için, plazma yardımlı kimyasal buhar depolama sisteminde üretilen NH3 plazma kullanılmıştır. Hall ölçümlerinden, 2.2×1016 cm-3 Hall konsantrasyonuyla birlikte p-tipi iletkenlik gözlenmiştir. X-ışını fotoelektron spektroskopisi (X-ray Photoelectron Spectroscopi-XPS) sonuçları ile, büyütme işlemleri sürecinde azotun film içerisine dahil edilerek ,oksijen sitelerine yerleştiği ispatlanmıştır. 398.5 eV’ de gözlenen bağlanma enerjisi değerinin, No ile ilişkili olduğu belirtilmiştir. Fotolüminesans (PL) sonuçlarında gözlenen 3.232 eV’ de ki bant, N katkılayıcısıyla ilişkilendirilmiştir (Cao ve ark, 2008). Bu çalışmada, N katkılı ZnO filmler metal organik kimyasal buhar depolama (Metal Organic Chemical Vapor Deposition-MOCVD) yöntemiyle c-düzlemli safir alt tabakalar üzerine depolanmışlardır. Alt taban sıcaklığının, N-katkılı ZnO filmlerinin, elektriksel, optiksel ve yapısal özellikleri üzerindeki etkisi, Hall etkisi, fotolüminesans (photoluminescence-PL) ve X-ışınları kırınım (X-ray diffractionXRD) ölçümleri kullanılarak araştırılmıştır. Filmlerin elektriksel özelliklerinin alt taban sıcaklığına duyarlı olduğu gözlenmiştir. 420 °C’ de ki alt taban sıcaklığında elde edilen filimlerin n-tipi iletkenliğe sahip olduğu belirtilirken, 400 °C’ de ki alt taban sıcaklığında elde edilen filmlerin ise karışık iletkenlik tipi sergiledikleri 34 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN belirtilmiştir. 380 °C ve 390 °C’ de ki alt taban sıcaklığında elde edilen filmlerin kararlı p-tipi iletkenlik sergiledikleri belirlenmiştir. En iyi sonuçların, 84.7–93.7 Ω cm direnç, 0.64–1.2 cm2/Vs Hall mobilitesi ve 5.54×1016–1.04×1017 cm-3 deşik konsantrasyonuyla birlikte, 390 °C’ de ki alt taban sıcaklığında elde edilen film için gözlendiği belirtilmiştir. Üç ay sonra tekrar edilen Hall ölçüm sonuçlarının yaklaşık aynı sonuçları gösterdiği belirtilmiş ve ZnO’ da ki p-tipi davranışın kalıcılığı kabul edilebilir düzeyde bulunmuştur. PL spektrumunda, 3.31 eV’ de bulunan pik serbest eksiton yayınımına bağlanmış ve buna ek olarak, 3.23 eV’ de gözlenen pik ise serbest elektronun nötral alıcı düzeye geçişine (eA°) bağlanmıştır. PL spektrumundaki (eA°) pik pozisyonu, azot katkılamanın bir sonucu olarak ZnO filmine alıcıların dahil edildiğinin kanıtı olarak gösterilmiştir. (Zhu ve ark, 2009). 35 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Necdet Hakan ERDOĞAN 36 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN 3. MATERYAL VE METOD 3.1. ZnO’ nun Temel Özellikleri 3.1.1. Giriş Çinko oksit, formülü ZnO olmakla birlikte inorganik bir bileşiktir. Toz hali, çok sayıda materyal ve plastik, seramik, cam, çimento, lastik (örneğin araba tekeri), yağ, merhem, yapışkanlar, deri sızdırmazlık malzemeleri, boya maddesi, yiyecekler (Zn besin maddesi kaynağı), piller, ferritler, alevlenmeyi geciktiriciler, vb ürünlere bir katkı maddesi olarak geniş bir şekilde kullanılmaktadır. ZnO yerkabuğunda mineral çinko taşı olarak bulunmaktadır. Buna rağmen, ticari olarak kullanılan ZnO’ nun çoğu sentetik bir biçimde üretilmektedir. Çinko ve oksijen, sırasıyla, periyodik tablonun II. ve VI. grubuna ait olduklarından, ZnO, malzeme biliminde genellikle II-VI grubu yarıiletken olarak adlandırılır. Bu yarıiletkenin bazı avantajlı özellikleri vardır. Bunlardan en önemlilerini, iyi geçirgenlik, yüksek elektron mobilitesi, geniş bant aralığı, etkili oda sıcaklığı lüminesansı olarak sıralayabiliriz. Bu özellikler, halihazırda, sıvı kristal görüntülemedeki geçirgen elektrotlar için enerji depolama veya ısı-koruma pencereleri gibi yeni uygulamalarda kullanılmakta olup, yakın gelecekte de ince film transistör ve ışık yayan diyotlar olarak ZnO’ nun elektronik uygulamalarında kullanılabilecektir (wikipedia encyclopedia). Tablo 3.1 de ZnO’ nun çeşitli özellikleri gösterilmektedir. 37 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Tablo 3.1. ZnO’ nun sahip olduğu çeşitli özellikler Özellikler Moleküler formülü ZnO Yoğunluk 5.606 g/cm3 Erime noktası 1975 °C Kaynama noktası 2360 °C Bant aralığı 3.3 eV( direk) Kırılma indisi 2.0041 Kristal Yapısı Vurtzite 300 K’ de ki örgü parametreleri ao 0.32495 nm co 0.52069 nm ao / co 1.602 Statik dielektrik sabiti 8.656 3.1.2. Kimyasal Özellikler Çinko oksit, çinko beyazı veya mineral zincit olarak bilinen beyaz toz olarak görülür. Bu mineral genellikle belirli bir miktar manganez ve diğer elementleri içerir ve sarıdan kırmızıya kadar olan renklerde görülebilir. Çinko oksit termokromiktir, yani ısıtıldığında beyazdan sarıya döner ve havada soğumaya bırakıldığında ise beyaza döner. Bu renk değişimi, yüksek sıcaklıklarda stokiyometrik olmayan yapının ( , 800 °C’ de x=0.00007) oluşmasına neden olan çok az sayıdaki oksijen eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Çinko oksit, amfoter bir oksittir, suda ve alkolde neredeyse çözünmez fakat hidroklorik asit gibi çoğu asitlerde çözünmektedir. 38 3.MATERYAL VE METOD +2 → Necdet Hakan ERDOĞAN + (3.1.) Çinko oksit, aynı zamanda bazlarda çözünerek, çözünebilir zinkat oluşumuna neden olur. +2 + → ( ( ) ) (3.2.) ZnO, yağlarda yağ asitleriyle, örneğin, karboksilaza denk oleat veya stearat üretmek için, yavaş bir şekilde reaksiyona girer. ZnO, aynı zamanda fosforik asitle işleme tabi tutulduğunda çimento benzeri ürünler elde edilmektedir. Bununla ilişkili malzemeler de dişçilikte kullanılmaktadır. Bu reaksiyon sonucu üretilen çinko fosfat çimentosunun ana bileşeni hopeittir. ( ( ) ∙4 ) (3.3.) ZnO sadece 1975 °C’ de çinko buharı ve oksijene çözünür, bu ise onun ne kadar kararlı bir yapıya sahip olduğunu gösterir. ZnO, karbon ile reaksiyona girdiğinde Zn metali ve CO elde edilir. + → + (3.4.) ZnO, sülfür elde etmek için hidrojen sülfür ile reaksiyona girer. + → + (3.5.) 3.1.3. Fiziksel Özellikler 3.1.3.1 Kristal Yapısı Çinko oksit üç farklı kristal formunda ortaya çıkmaktadır. Bunlar, hekzagonal (vürtzit), kübik çinko sülfür (cubic zinc blende) ve nadiren kübik kaya tuzu olarak 39 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN gözlenmektedir. Vürtzit yapısı ortam koşullarında en kararlısıdır ve dolayısıyla en yaygın olanıdır. Zinc blende formu, ZnO’ nun kübik örgü yapısına sahip alt taban üzerine büyütülmesiyle kararlı hale getirilebilir. Her iki durumda çinko ve oksit merkezleri tetrahedraldir. Kaya tuzu yapısı (NaCl tipi) sadece 10 GPa civarındaki yüksek basınçta gözlenir. Şekil 3.1 de ZnO’ nun kristal yapıları gösterilmektedir. Şekil 3.1. ZnO’ nun kristal yapılarının gösterimleri (a) Kaya tuzu, (b) Zincblende, (c) Hekzagonal vürtzit (Özgür ve ark, 2005) Hekzagonal ve zinc blende çok kristalleri inversiyon simetrisine sahip değillerdir. Bu ve diğer örgü simetri özellikleri hekzagonal ve zinc blende ZnO’ nun piezoelektrik özellik göstermelerine ve hekzagonal ZnO’ nunda piroelektrik özellik göstermesine neden olur. Hekzagonal yapı 6 mm Å nokta grubuna veya 6 ’ ye sahiptir ve uzay grubu ’ tür. Örgü sabitleri, a=3.25 Å ve c=5.2 Å’ dur. Bunların oranı olan c/a~1.60 değeri, hekzagonal hücrenin ideal değerine (c/a=1.633) yakındır. Çoğu IIVI grup materyallerinde olduğu gibi, çinko oksitteki bağlanma da çoğunlukla iyoniktir ve bu da çinko oksitin neden iyi piezzoelektrik özelliği gösterdiğini açıklamaya yetmektedir. Polar Zn-O bağlarına bağlı olarak, çinko ve oksijen düzlemleri elektrik yükleri (sırasıyla, pozitif ve negatif) taşırlar. Dolayısıyla, elektriksel nötralliğin sürdürülmesi için, bu düzlemler birçok ilgili materyallerde atomik düzeyde yeniden düzenlenir. 40 Fakat çinko oksitte bu durum 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN gerçekleşmemektedir. Onun yüzeyleri atomik olarak düzgün, kararlı ve yeniden düzenlenme sergilemezler. ZnO’ da ki bu anormallik henüz tam olarak açıklanamamıştır (wikipedia encyclopedia). 3.1.3.2. Mekanik Özellikler ZnO göreceli olarak mohs skalasında yaklaşık 4.5 sertlikle birlikte yumuşak bir materyaldir. ZnO’ nun elastik sabitleri, GaN gibi III-V grubu yarıiletkenlerle kıyaslandığında daha küçüktür. Yüksek ısı kapasitesi ve iletkenliği, düşük ısısal genleşmesi ve yüksek erime sıcaklığı ZnO’ yu seramikler için faydalı kılmaktadır. ZnO’ nun, tedrahedral olarak bağlanmış yarıiletkenler arasında en yüksek piezzoelektrik tensöre sahip olduğu belirlenmiştir ve GaN ve AlN ile kıyaslanabilmektedir. Bu özellik onu, büyük bir elektromekaniksel kuplaj gerektiren birçok piezzoelektrik uygulamaları için teknolojik olarak önemli bir materyal yapmaktadır (wikipedia encyclopedia). 3.1.3.3 Elektriksel Özellikler ZnO oda sıcaklığında geniş bant aralığına (3.3 eV) sahip bir materyaldir ve bundan dolayı, saf ZnO renksiz ve geçirgendir. Yüksek bant aralığıyla ilgili avantajlar, daha yüksek kırılma voltajı, büyük elektrik alanlara dayanma kabiliyeti, daha düşük elektronik gürültü, yüksek sıcaklık ve yüksek güç etkinliklerini içerir. ZnO’ nun bant aralığı, magnezyum oksit ve kadmiyum oksit ile alaşım yapılarak bir başka değere (~3-4 eV) ayarlanabilir. ZnO, bilinçli bir şekilde katkılanmadan bile genellikle n-tipi karaktere sahiptir. n-tipi karakterin orijini olarak stokiyometrik olmayan durum gösterilmesine rağmen, konu tartışmalı olarak durmaktadır. Bu konuda yapılan teorik hesaplamalar sonucunda, istenmeyen hidrojen safsızlıklarının sorumlu olduğu bir öneri olarak ileri sürülmüştür. Kontrol edilebilir katkılama, Zn ile Al, Ga, In gibi III. grup elementlerinin yer değiştirmesi veya oksijen ile VII. grup elementleri klor veya iyodun yer değiştirmesi kolayca başarılabilmektedir. 41 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN ZnO’ nun güvenilir bir Şekilde p-tipi katkılama işlemi zor olarak sürmektedir. Bu problem, p-tipi katkılayıcıların düşük çözünürlüğünden ve çok miktardaki n-tipi safsızlıklarla kompanse edilmesinden kaynaklanmaktadır. Benzer sorunlar GaN ve ZnSe’ de görülmektedir. n-tipi bir materyalin p-tipi olarak ölçülmesindeki karmaşıklık, örneğin homojen olmamasından kaynaklanmaktadır. p-tipi katkılamadaki güncel sınırlamalar, ZnO’ nun elektronik ve optoelektronik uygulamalarını sınırlamamaktadır. Bilinen p-tipi katkılayıcılar, I. grup elementleri, Li, Na, K; V. grup elementleri, N, P ve As’ nin yanısıra, bakır ve gümüşü içermektedir. Buna rağmen, bunların çoğu derin alıcılar oluştururlar ve oda sıcaklığında kayda değer p-tipi iletkenlik sağlamazlar. ZnO’ nun elektron mobilitesi sıcaklıkla hızla değişmektedir ve 80 K’ de maksimum değere (2000 cm2/Vs) sahip olmaktadır. Deşik mobilitesi 5-30 cm2/Vs aralığındaki değerlerle sınırlıdır (wikipedia encyclopedia). 3.2. ZnN’ nin Temel Özellikleri Çinko nitrür (Zn3N2) tozları ilk olarak Juza ve Hahn tarafından 1940 yılında sentezlenmiş olup çok fazla çalışılmamış bir materyaldir. Zn3N2 siyah renkli, anti skandiyum oksit (anti scandium oxide- Sc3O2) yapısına sahip ve CaF2 yapısının türevidir. Bu yapıda azot atomları kalsiyum pozisyonlarında ve çinko atomları da üçdördüncü flor pozisyonlarında bulunurlar (Futsuhara ve ark, 1998). Şekil 3.2 de Zn3N2’ nin şematik gösterimi verilmektedir. 42 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Şekil 3.2. ZnN’ in kristal yapısı (Toyoura ve ark, 2005) Zn3N2 n-tipi materyal olmasına rağmen, onun bant aralığıyla ilgili anlaşmazlık vardır. Depolama tekniklerine ve oksijen safsızlıklarına bağlı olarak, onun bant aralığının 1.01 eV ve 3.2 eV arasında olduğu rapor edilmiştir. Bu malzemenin gerçek bant aralığının bilinmesi önemlidir. Dolayısıyla, bu malzemenin dar bant aralığına mı yoksa geniş bant aralığına mı sahip bir materyal olduğunun bilinmesi, optoelektronik uygulamalardaki aygıt araştırmaları için pasif tabaka olarak mı veya aktif tabaka olarak mı kullanılacağı açısından büyük önem arz etmektedir (Kambilafka ve ark, 2007). Son zamanlarda bir dizi deneysel çalışmalar farklı amaçlar için Zn3N2 hazırlama üzerine ve onunla ilişkili materyaller üzerine odaklanmıştır. Örneğin, Zn3N2 nanoteller morötesi ve mavi yayınım sergilemekte ve çinko nitrür p-tipi ZnO materyaller elde etmek için de ısısal olarak oksitlenebilmektedir. Buna rağmen, Zn3N2 materyallerinin özellilerini belirlemek üzere sadece birkaç teorik araştırma yapılmıştır. Bu malzemenin optiksel geçiş mekanizması ve elektriksel özellikleri hala tartışmalı durumdadır. Dolayısıyla, doğal kusurların Zn3N2’nin elektronik ve optiksel özellikleri üzerindeki etkisini araştırmak önemlidir. Potansiyel aygıt uygulamaları için Zn3N2 önemli olmasına rağmen, onun özden kusurları hakkında çok az şey bilinmektedir ( Long ve ark, 2008). Zn3N2 içindeki N atomları hava ortamında ısısal tavlama ile O atomları ile yer değiştirebilir. Bu durum, hekzagonal yapıya sahip ZnO’ nun oluşumuna yol açar Eğer tavlama 43 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN koşulları kontrol edilebilirse, dirençli N atomları ZnO:N filmleri içinde alıcılar olarak rol oynayabilirler. Sonuç olarak, bu basit yöntem ile p-tipi ZnO ince filmler elde edilebilir.(LI ve ark., 2003). 3.3. ZnO İnce Filmlerin Depolamasında Kullanılan Bazı Üretim Yöntemleri 3.3.1. Giriş ZnO ince filmlerin büyütülmesi, onların mükemmel piezzoelektrik özellikleri ve farklı türlerdeki alt tabakalar üzerinde (cam, safir, elmas) güçlü 0001 tercihli yönelimle birlikte büyüme eğilimlerinden dolayı akustik ve optik aygıtlar için çalışılmıştır. İlk raporlar, magnetron söktürme, kimyasal buhar depolama gibi yöntemlerin kullanıldığı ZnO büyütme tekniklerinden bahsetmektedir. Elde edilen filmlerin genellikle polikristal yapıda oldukları belirlenmiştir. Magnetron söktürme tekniği ve depolama işlemleri üzerinde çok iyi kontrole izin veren moleküler demet epitaksi, atmalı lazer depolama, metal organik kimyasal buhar depolama ve hidrit (hydride) veya halojenür (Halide) buhar faz epitaksi gibi büyütme yöntemleri kullanılarak yapılan son denemeler yüksek kalitede ZnO tek kristal filmler elde edilmesine olanak sağlamıştır. ZnO filmlerinin özelliklerinin geliştirilmesi, oda sıcaklığında optiksel pompalanmış lazerin gözlenmesine olanak sağlamıştır. ZnO’ nun UV ışık yayıcılar olarak potansiyel uygulamalara sahip olması, ZnO büyütme üzerindeki araştırmalara ilginin yönelmesine neden olmuştur. Homo epitaksiyi mümkün kılmak için yüksek kaliteli ZnO alt tabanlar elde edilebilir. Buna rağmen, uzun bir süre boyunca büyütme işlemlerinin çoğu, ZnO ile kötü ısısal uyuşma ve kötü yapıya rağmen, düşük maliyet, geniş alan tabakaları olarak elde edilebilmesi ve geniş enerji bant aralığından dolayı safir (Al2O3) üzerine yapılmıştır. Yüksek kaliteli ZnO alt tabanlarının elde edilebilirliği, yüksek kaliteli epitaksiyel tabakaların kaplanması yolunu otomatik olarak açmamaktadır. Bulka uyumlu epitaksiyel tabaka gerçekleştirmek için birçok çalışma yapılmaya devam etmektedir. Büyük alanlı ve yüksek kaliteli filmlerin büyütülmesi sadece malzeme bilimi için değil bir çok aygıt uygulamaları için de önemlidir. Geleneksel olarak ZnO büyütmede alt tabaka olarak 44 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN safir kullanılmış olmasına rağmen, safir alt tabaka ve ZnO arasındaki büyük örgü uyuşmazlığının neden olduğu yüksek dislokasyon yoğunluğu, aygıt performansını olumsuz yönde etkilemiştir. Şimdi ZnO ince filmlerin büyütülmesinde kullanılan bazı üretim yöntemlerinden bahsedilecektir (Özgür ve ark, 2005). 3.3.2. Radyo Frekans Magnetron Söktürme Yöntemi (RF Magnetron Sputtering) İlk ZnO araştırmalarında kullanılan en popüler büyütme yöntemlerinden birisi söktürme yöntemidir (DC Söktürme, RF Magnetron Söktürme ve Reaktif Söktürme). Magnetron söktürme, sol-gel ve kimyasal buhar depolama yöntemleriyle kıyaslandığında, düşük maliyeti, basitliği ve düşük işlem sıcaklığı nedeniyle tercih edilen bir yöntemdir. ZnO filmler, rf magnetron sökürtme yöntemi kullanılarak yüksek saflıktaki bir ZnO hedefinden söktürmeyle belirli alt tabakalar üzerinde büyürler. Büyütme işlemi, genellikle büyütme ortamındaki O2/Ar+O2 oranının 0’ dan 1’ e değiştiği 10 -3-10-2 Torr basıncında gerçekleştirilir. O2 reaktif gaz olarak ve Ar da söktürme gazı olarak kullanılır. ZnO filmler aynı zamanda Ar+O2 karışımında bir Zn hedefinden dc söktürmeyle de büyütülebilirler. Plazmaya uygulanan rf gücü, ZnO hedefinden elde edilen söktürme ürün oranını düzenlemek için ayarlanır. Bu deneylerde hedef, gerçek depolama başlamadan önce hedef yüzeyinin üzerindeki herhangi kirliliği çıkarmak, sistemi kararlı yapmak ve en iyi şartlara ulaşmak için 510 dakika civarında ön söktürme işlemine tabi tutulur. İlk sökürtme malzemelerinin çoğunun polikristal hatta amorf olmasına rağmen bazı önemli başarılar rapor edilmiştir (Özgür ve ark, 2005). 3.3.3. Moleküler Demet Epitaksiyel Yöntemi (Molecular-Beam Epitaxy-MBE) Moleküler demet epitaksi’ nin en büyük avantajı, depolama parametreleri üzerinde mükemmel kontrole izin vermesi ve tabiatında var olan tanı kapasiteleridir. MBE ile ZnO ince film büyütmek için kaynak malzeme olarak genellikle Zn metali ve O2 kullanılır. Yüksek saflıktaki Zn metali bir dökme ünitesinden buharlaştırılır. 45 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Bu dökme ünitesinin sıcaklığı, Zn akısının, büyütme oranı ve malzeme özellikleri üzerindeki etkisini araştırmak için değiştirilebilir. Bir ECR veya rf plazma kaynağı ile üretilebilen oksijen demeti, yüksek oksidasyon verimi sağlamak için örneğin üzerine yönlendirilir. Oksijen plazma kullanıldığı zaman, depolama boyunca oda basıncı 10-5 Torr civarındadır. Aynı zamanda MBE ile safir alt taban üzerine ZnO üretmek için nitrojen dioksit (NO2) kullanılmıştır. Nitrojen dioksit kullanımının, duyarlı flamanları ve ısıtıcıları korumak için oda basıncını düşük değerde muhafaza etmek amaçlı olduğu belirtilmiştir. Fakat, sonuçta elde edilen kristal yapı ve yüzey morfolojisi yeteri kadar tatmin edici değildir. Aynı zamanda aktif oksijen kaynağı olarak hidrojen peroksit (H2O2) kullanılmasıyla başarılı ZnO filmler elde edildiği belirtilmiştir (Özgür ve ark, 2005). 3.3.4. Atmalı-Lazer Depolama Yöntemi (Pulsed Laser Deposition-PLD) Atmalı-lazer depolama yönteminde, yüksek güçlü lazer atmaları ile bir hedef yüzeyinden materyal buharlaştırılır ve etkileşme sonucunda materyalin sitokiyometrisi korunur. Sonuç olarak, süpersonik jet parçacıkları (plume) hedef yüzeyine normal olarak yönlendirilir. Plume ileri yönlendirilmiş bir hız dağılımıyla birlikte hedeften yayılır. Ablasyon edilmiş türler hedefin karışışına yerleştirilmiş olan alt tabaka üzerine yoğunlaşır. Tipik atmalı lazer depolama sisteminin şematik bir gösterimi Şekil 3.3 de verilmiştir. PLD’ nin en önemli avantajları, yüksek enerjili kaynak parçacıkları yaratma kabiliyeti, düşük alt taban sıcaklığında (200-800 °C) yüksek özellikli film büyütülmesine izin vermesi, basit deneysel kurulumu, 10 -5-10-1 Torr oranındaki yüksek gaz basıncında işlem yapılması olarak belirtilebilir. PLD tekniğiyle ZnO büyütmede genellikle, UV excimer lazerleri (KrF : λ=248 nm ve ArF : λ=193 nm) ve Nd : yttrium aliminyum garned (YAG) atmalı lazerleri (λ=355 nm) kullanılır. Bazı durumlarda, benzer amaçlar için λ=510-578 nm Cu-buhar lazer yayınımı kullanılmıştır. Hedef olarak, genellikle ZnO tozlarından preslenerek yapılmış silindirik ZnO tabletleri kullanılmaktadır. Ayrıca yüksek özellikli ZnO ince filmler büyütmek için tek kristal ZnO kullanılmıştır. Saf Zn metali çok nadir 46 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN durumlarda kullanılmaktadır. Büyütülen ZnO filmlerinin özellikleri, başlıca, alt taban sıcaklığı, oksijen basıncı ve lazer yoğunluğuna bağlıdır (Özgür ve ark, 2005). Şekil 3.3. Atmalı lazer depolama sisteminin şematik diyagramı (Özgür ve ark, 2005) 3.3.5. Kimyasal Buhar Depolama Yöntemi (Chemical Vapor Deposition-CVD) Diğer büyütme yöntemleri arasında, kimyasal buhar depolama teknolojisi sadece yüksek kaliteli filmler elde edilmesi için değil aynı zamanda büyük ölçekli üretim için de uygun olduğundan dolayı özellikle ilgi çekicidir. Bu teknik, ileriye dönük çeşitli GaN temelli optoelektronik aygıtların tasarımında işe yarayacak epitaksiyel filimlerin üretimi için yaygın bir şekilde kullanılmıştır. Benzer eğilim, ZnO’ nun gelecekteki uygulamaları için de beklenebilir. Kullanılan prekürsöre göre 47 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN bu tekniğin birkaç değişik türleri vardır. Metal organik prekürsör kullanıldığında, bu teknik, metal organik kimyasal buhar depolama (Metal Organic Chemical Vapor Deposition-MOCVD), metal organik buhar faz epitaksi (Metal Organic Vapor-Phase Epitaxy-MOVPE), organametalik buhar faz epitaksi (Organametallic Vapor-Phase Epitaxy-OMVPE) olarak adlandırılır. Hidrit veya halojen prekürsörü kullanıldığı durumda ise, bu teknik, hidrit veya halojen CVD veya VPE olarak adlandırılır. Kimyasal buhar depolama yöntemi ile ZnO depolama, büyütme odasına taşıyıcı gaz ile iletilen buhar fazındaki prekürsörün alt taban üzerindeki kimyasal reaksiyonun bir sonucu olarak ortaya çıkar (Özgür ve ark, 2005). 3.3.6. Filtreli Katodik Vakum Arklar 3.3.6.1 Giriş Vakum ark, bir vakum ortamında iki elektrot arasındaki yüksek bir akım düşük gerilim elektrik deşarjıdır. Vakum, düşük voltajda kendiliğinden yüksek bir akım deşarjı sürdüremez, Plazmanın elektrotlarla yoğun bir şekilde etkileşimi sonucu oluşan arkın oluşturduğu buharlaştırılmış elektrot materyalinin iyonlaşmış plazma formundaki iletken bir ortama gerek vardır. Çoğu vakum arklar birkaç kA’ den az akımlara sahiptirler ve plazma üretimi katot spotları olarak bilinen katot üzerindeki bir veya birkaç küçük yerlerde sınırlandırılmıştır. Son derece parlak katot spotu oldukça göz alıcı bir şekilde görünür ve vakum ark açısından bir hayli çalışılmıştır. Katot spotları iletken bir ortam sağlamanın yanı sıra, aynı zamanda genellikle soğuk elektrottan elektronların salınması için de gerekli mekanizmayı temin eder. Ark akımının tamamının küçük alanlarda yoğunlaşmasıyla, yerel olarak aşırı derecede yüksek sıcaklık ve elektrik alan oluşur. Eğer akım düzgün olarak dağılmış olsaydı, ne yeteri kadar elektron ne de plazma üretimi oluşabilirdi. Katodun gerçek mekanizması hala bir araştırma konusu iken, ondan üretilen plazmanın özellikleri iyi anlaşılmış olup, sıradışıdır. Katot spotundan üretilen metal buharı hemen hemen tamamıyla iyonize olur ve özellikle ısıya daha dayanıklı katot metaller için çoklu iyonize türler yaygındır. Bu iyonlar, 20 48 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN V dolaylarındaki deşarj voltajlarında bile tipik olarak 50-150 eV’ lik kinetik enerjilerle oldukça enerjitiktir. Bu da katot spotlarından 10 km/s mertebesinde uzaklaşan bir plazma akış hızını açıklamaya yetmektedir. Sonuç olarak, bol miktarda plazma üretilir. Plazma jetindeki, konveksiyon yoluyla yayılan iyon akımı yaklaşık olarak ark akımının % 10’ u kadardır. Katot plazma jeti her doğrultuda yayılır ve plazmanın bir kısmı anot ile temas eder. Elektrik akımı, aynı yük yoğunluğuna ve genelde aynı yönelimde akıya sahip iyonların hızından belirgin bir şekilde daha hızlı olan elektron akışıyla katottan anoda doğru sağlanır. Elektrik akım akısının olduğu kadar plazma akısı da, ister ark akımı tarafından kendiliğinden oluşan ister dış etkilerden oluşan manyetik alan tarafından tamamen etkilenebilir. Anottaki iyon ve elektrik akısı anodu ısıtabilir ve uygun şartlar altında anot bir kaynak ve hatta plazmanın ana kaynağı olabilir. (Boxman ve ark.) 3.3.6.2. Ark İnce Film Depolama İdeal ince film depolama yöntemi pratik büyütme şartlarında yoğun filmler depolamak için yeterli enerjinin olmasını gerektirir. Reaktif depolama boyunca bileşik filmlerin oluşumunu desteklemek için yüksek dereceli bir iyonizasyon gerekir. İnce film depolamak için vakum arkların kullanılmasındaki önemli bir zorluk, katot materyalinin erimiş damlacıklarıyla plazmanın kirletilmesidir. Bu damlacıklar ortalama birkaç mikrometre olmasına rağmen makro parçacıklar olarak adlandırılırlar. Makro parçacık filtresinin gelişimi, endüstride ve araştırmalarda ince film depolama plazma kaynakları olarak vakum arkların benimsenmesinde etkili olmuştur. 3.3.6.3. Ark İyon Kaynağı Çoğu geleneksel plazma kaynaklarına kıyasla, katodik ark tarafından üretilen plazmanın çok büyük bir oranı iyonize olmaktadır. Bu da, plazmanın elektromanyetik olarak hareket ettirilmesine olanak vermektedir. Bundan dolayı, 49 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN manyetik solenoid bir makroparçacık filtresi olarak kullanılabilir. Bu özelliğin avantaja dönüştürüldüğü başka bir yol da, metal bir iyon kaynağı yaratmak için yüklü ekstrasyon gridinin kullanılmasıyla plazmadan iyonlar çekilmesidir. 3.3.6.4. Katodik Ark Bileşenleri Modern pratik vakum arklar Şekil 3.4’ de gösterildiği üzere birkaç zorunlu bileşenlerden meydana gelmektedir; plazmanın elde edildiği iletken bir katot, deşarjı başlatmak için bir tetikleyici, bir güç kaynağı ve bir vakum odası. Ek bileşenler, manyetik kapatma bobinleri ve bir makro parçacık filtresi olabilir. Katot materyalinin seçimi onun sadece bir akımı iletme yeteneğiyle sınırlanır. İletken alaşımlar, grafit karbon ve katkılı yarıiletkenlerin olduğu kadar bütün saf metalik türler potansiyel katotlardır. Katot materyali plazmanın bileşenlerini belirler. Katot tasarımları, bir ucu güç kaynağına bağlı ve diğeri ark bölgesi ve plazma üretiminin olduğu dairesel yüzeyle birlikte hemen hemen değişmeyen bir katı disktir. İnce tellerden çapları 10 cm’ lere kadar değişen oranlarda katotlar bulunmaktadır. Şekil 3.4 Katodik vakum arkın başlıca bileşenlerinin şematik gösterimi 50 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Anot, katot yüzeyinden çıkan plazma jetinin (plume) içinde bulunmalıdır. Anodun yerleşimi öyle olmalıdır ki, plazmanın çoğunluğunun akışını engellememeli, yani deşarjın devam ettirilmesi için yeteri kadar elektronların toplanabileceği plazma üretim bölgesine yeterince yakın olmalıdır. Geleneksel anot tasarımları, içerisinden plazmanın önemli bir kısmının geçebileceği katot etrafındaki bir silindirden veya içerisinden plazmanın çoğunluğunun geçmesine izin veren, merkezi delik düz bir toplayıcı plakadan meydana gelir. 3.3.6.5. Ark Deşarjı Her iki elektrot bir vakum odasına yerleştirilir ve odacığın içi boşaltılır. Ark başlatılmadan önce elektrotlar arasında bir potansiyel kurulur. Bu ön deşarj potansiyeli 10 voltlar mertebesindedir. Ark, elektrotlar arasında akım sürekliliğini sağlamak için bir miktar plazmanın yaratılmasıyla başlar. Bu, birçok farklı yöntemle gerçekleştirilebilir. Anot potansiyelinde tutulan mekanik bir tetikleyici elektrot ile katodun fiziksel temas etmesi yaygın yöntemlerden birisidir. Aynı zamanda, bir tetikleyici elektrotundan yüksek gerilim kıvılcımı (high-voltage flashover) veya katot materyalinin lazer ablasyonu gibi temassız yöntemler de kullanılmaktadır. İlk olarak, arkın kendi kendine sürdürüldüğü birincil elektrotlar arasında elektriksel bir kontak yapılır. Aksi taktirde daha konveksiyonsal deşarj için iletken ortam olarak iyonlaşmış gaza gereksinim duyulur. Bu iletken ortam katot materyalinden meydana gelir ve elektrotlar arasında anahtar rolü oynar. Güç kaynağı elektrotlar arasındaki potansiyel farkını sürdürebildiği sürece, anot etkin bir şekilde katottan elektron toplayabilir. Ark, katot materyali ablasyon edilene kadar devam eder. Yanma (burning) gerilimi, elektrotlar arasına uygulanan ön potansiyelden de tahmin edildiği gibi deşarj boyunca katot ve anot arasında sürdürülen potansiyel farktır. Güç sağlayıcı genellikle düşük empedanslı olduğundan dolayı, plazmanın elektriksel direnci yanma geriliminin ön belirleyicisidir. 51 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN 3.3.6.6. Atmalı ve Sürekli Katodik Vakum Ark Katodik vakum ark kaynakları, sürekli (veya dc) ve atmalı olmak üzere iki sınıfta gruplandırılabilirler. Özellikle bütün katodik ark deşarjları dc deşarjlardır. DC ve atmalı deşarjlar arasındaki fark, atmalı arkın kısa yanmasına bağlı olarak meydana gelmekte ve arkın herhangi salınımlı doğasına bağlı değildir. DC arklar genelde onların atmalı benzerlerinden çok daha düşük akımlarda çalışırlar ve netice olarak fark edilebilir şekilde farklı akım-gerilim ve plazma karakteristikleri sergilerler. Genelde, dc arklar 10 ve 100 V arasındaki yanma gerilimleriyle birlikte 20’ den 200 A civarlarına kadar akımlar çekerler. Çok düşük akımlarda çalışıldığında (<10A), dc arkların yüksek frekanslı salınım dalgalanmaları sergiledikleri ayrıca eklenebilir. Atmalı arklar genelde, dc benzerlerininkilerle eş yanma gerilimlerinde, birkaç yüz amperden on kiloamperlere kadar akım çekerler. DC ve atmalı arklar için farklı güç kaynakları gerekmektedir. DC arklar için genelde sürekli bir akım kaynağı kullanır. Atmalı arklar için ise yüksek ani akımlara gereksinim duyulur ve çoğu kez güç deposu olarak bir kapasitör kümesi kullanır. Atmalı ark yineleme oranının sınırlama faktörlerinden birisi kapasitörlerin yüklenme zamanıdır. Daha ciddi bir sınırlama elektriksel bileşenlerin direnç gösteren ısınma yüküdür. Soğutma kapasite gereksinimleri, arkların her iki sınıfı için de toplam güç kullanımında genellikle ana sınırlamadır. Bundan dolayı katodun erozyon oranı katottaki güç dağılımına bağlanır. Katodik arkların plazma üretim kapasitesi, elektriksel bileşenleri soğutma yeteneğiyle kısmen belirlenir. 3.3.6.7. Katot Spotları Bilinen glow deşarjların aksine, bir vakum arkta katottaki akım sürekliliği plazma sütunlarından ortaya çıkan yüklü parçacıklar tarafından sağlanamaz. Ark akımı, katot yüzeyindeki katot spotları olarak bilinen mikrometre çapındaki parlak spotların aracılığıyla yönlendirilir. Bu spotlar iyonizasyonun artmasına ve elektroda enerji transferine neden olan oldukça yüksek bir akım yoğunluğuna sahiptir. Enerjitik iyonlar ve elektronlar bu spottan yayınlanırlar ve vakum ortamında deşarjın 52 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN sürdürülmesi için gerekli metal buharını temin ederler. Plazma türlerinin üretimine ek olarak, lokal ısınma ve spot bölgesinden eriyik damlacıkların patlayıcı yayınımı ile makro parçacıklar üretilir. 3.3.6.8. Spot Başına Akım Spot başına akım vakumda, verilen bir katot materyali için açıkça sabittir. Eğer ark akımı değişirse, spotların bu parametreleri muhafaza etmek için bölündüğü veya söndüğü gözlenmiştir. Farklı malzemeler için spot başına ortalama akım değerlerinde, katı civa için 0.5 A civarlarından, karbon veya tungsten için birkaç yüz amperlere kadar uzanan oranlarda büyük bir farklılık vardır. Aynı zamanda yanma gerilimleri de farklı malzemeler için çeşitlilik gösterir. Fakat, bu değişim 16-25 V’ dan çok daha küçük oranlarla sınırlandırılır. Yüzey kirlilikleri yanma gerilimini 3-5 V civarında düşürür. 3.3.6.9. Akım Yoğunluğu Bir ark spotunda akım yoğunluğu oldukça yüksektir. Spot başına akımın ölçülmesi kesin doğrulukla belirlenebilirken, bu spotun aktif alanının tahmin edilmesi zordur. Bu spotlar yüksek hızlı kameralarla optik olarak gözlenmeye çalışılmıştır. Aktif alanın, kısmen iletken ısınmaya bağlanan ışıltılı bölgeden farklı olarak tam olarak belirlenmeye çalışılması hatalı sonuçların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ek olarak, genişleyen plazma yoğun bir optik sinyal yaymakta ve bu da spot çapının tahmin edilmesini zora sokmaktadır. Aynı zamanda ark sonrası, elektron mikroskobuyla ark kraterlerinin gözlenerek spot boyutlarının tahmin edilmesi hatalara meyillidir. Katot yüzeyindeki hasarlı bölgenin ölçülmesi oldukça basit iken, tam anlamıyla hasarlı bölgenin ne kadarının akım için iletim hattı olduğunun belirlenmesi, eriyik malzemenin ark boyunca spotlardan patlayarak (explosive) atılmasından dolayı zordur. Bu belirsizliklerden dolayı, ark akım yoğunluğuyla ilgili deneysel tahminler, 109’ dan 10 12 Am-2’ ye kadar olan oranlarda değerlerin olabileceğini göstermiştir. Teorik modeller bu yoğunluğun bir derece kadar daha 53 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN büyük olabileceğini desteklemektedir. Beilis ve arkadaşları deneysel gözlemlere dayanarak bakır katotlar için uygun bir model geliştirmişlerdir. Bu modele göre akım yoğunluğu, 15 V’ luk bir yanma gerilimi ve 40 A’ lik bir ark akımı için, spot yanmasından 20 μs sonra, 1×1010 Am-2 olarak belirlenmiştir. Aynı noktada spottaki plazma yoğunluğu da 1.5×1026 m-3’ tür. 3.3.6.10. İyon Hızları Yüksek akım ve plazma yoğunluklarının bir sonucu olarak vakum arkların ayırt edici bir özelliği plazma iyonlarına verilen oldukça yüksek kinetik enerjidir. Çok yüksek plazma yoğunluğu güçlü basınç gradyentleri yaratır, bu da yüksek yerel elektrik alanla birleştirildiğinde, iyonların süpersonik hızlara ivmelenmesine neden olur. İyon hızları hemen hemen iyon kütlesinden ve yük durumundan bağımsız olarak 0.5-2×10 4 ms-2 arasında değerler alır. Bu da, ince filmlerin depolanması için, eşsiz bir koşul sağlar. Dolayısıyla, iyon çarpışmaları aracılığıyla büyüyen filme enerji verilmesi, film stresini ve sertliğini etkileyen bir faktör haline gelir. Katodik ark plazmada yüksek derecede iyonizasyondan faydalanmak için alt tabana bir öngerilim uygulanmasıyla iyonlara ek enerji verilebilir. Örneğin, plazma imersiyon iyon implantasyonu. 3.3.6.11. İyon Yük Durumları Deşarj süresince plazma atomlarının çoğunluğu iyonize olmaktadır ve katoda göre birkaç milimetreden daha büyük uzaklıklarda, iyonların elektronlara oranı genellikle 0.1 civarında sınırlandırılmıştır. Aşırı derecede yüksek akım yoğunluklarına bağlı olarak, spot bölgesinden fırlatılan materyal, altıya kadar yük durumuna sahip enerjik iyonlar içerir. Çoğu metal türleri düşük ark akımlarında ortalama 1 ile 3 arasında iyon yük durumlarına sahiptirler. Dış manyetik alanın, yük durumlarının dağılımını etkilediği gözlemlenmiştir. Yüksek ark akımlarının, (> 1 kA) aynı zamanda ortalama yük durumlarını da arttırdığı gözlenmiştir. Bu iki olay, artan bir ark akımının çoklu ark spotlarının 54 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN üretimine neden olduğu düşünülerek açıklanabilir. Büyük bir akım için bir iletim hattı olan her bir ark spotu büyük bir manyetik alanın kaynağıdır ve bu alan uygulanan bir dış manyetik alana benzer şekilde spotların çevresinde etkili olmaktadır, dolayısıyla, yük durumlarının oranını da etkilemektedir. Buna ek olarak, deşarj süresince ki ortalama iyon durumları, yaklaşık 100 μs sonra, maksimum bir başlangıç değerinden kararlı bir duruma gelene kadar düşer. Bu ,yüzey kirliliğine ve adsorbe gazların katot yüzeyinin elektronik özelliklerini etkilemesine bağlı olarak mümkündür. 3.3.6.12. Spot Türleri Yüzey kirlilikleri ve adsorbe gazlardan dolayı katodun iş fonksiyonundaki değişimler, aynı katot materyali üzerindeki katot spotlarının çarpıcı şekilde farklı özelliklerle gözlenmesini açıklamak için bir yöntem olarak ileri sürülmüştür. Genelde spotlar tip 1 ve tip 2 spotları adı altında iki grupta sınıflandırılabilirler. Tip 1 spotları spot başına oldukça küçük bir akımla (<10 A) birlikte yüksek hız hareketi (10-100 m/s) ve kısayaşam (<10 μs) süresiyle birlikte hatırlanır. Tip 2 spotları daha düşük hız (~0.1 m/s), daha uzun yaşam süresi (~100 μs) ve 10 A’ den daha büyük spot akımları sergilerler. Bu değerler bakır katotlar için belirtilmiştir. Tip 1 spotları yüzey kirliliklerinin varlığına bağlanmıştır. 3.3.6.13. Tersinir Hareket Katot spot hareket teorisinde çözümlenmemiş bir problem de, özellikle bir manyetik alanda katot spotlarının gözlenen hareketini kapsamlı bir biçimde açıklama yetersizliğidir. Basit katot spotları dış manyetik alanın yokluğunda katot yüzeyi boyunca gelişigüzel bir hareket sergiler. Uygulanan bir dış manyetik alanın varlığında spot davranışı biraz daha karmaşıktır. Elektromanyetik teori, bir manyetik akı yoğunluğunun varlığında, B, bir elektrik akım yoğunluğunun, J, J×B gibi bir kuvvete tabi olduğunu öngörür. Aksine, katot yüzeyine paralel bir dış manyetik alanın varlığında (enine manyetik alan), katot spotlarının teoride beklenenin tersi bir 55 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN yönde hareket ettiği gözlenmektedir. Bu olgu tersine (retrograde) hareket olarak belirlenmiş ve onu açıklamak için yapılan çok sayıdaki girişimler göstermiştir ki elde edilen sonuçlar ya yetersizdir ya da çelişkilerle doludur. Tersinir hareketin vakum odasındaki gaz basıncından etkilendiği gösterilmiştir. Arka plan basınç arttıkça, tersinir hareket yavaşlamakta ve sonra kritik bir basınç değerinde tersine dönmektedir. Juttner ve Kleberg, enine manyetik alanlarda katot spotlarının hareketini ve yapısını araştırmak için yüksek hızlı mikroskop kullanmışlardır. Onlar, Şekil 3.5 de gösterildiği gibi, katot spotlarından tersinir yönde yayınlanan plazma jetlerine ait kanıt bulmuşlardır. Katot spot hareketinin bu jetlerin yönünü takip ettiği gözlenmiştir. Drouet tarafından, spot bölgesindeki plazmanın manyetik alan tarafından karşıt kenarda hapsedildiğini ifade eden bir hipotez ileri sürülmüştür. Plazmanın katot spotlarından kaynaklanan kuvvetler altında genişlemek için yetersiz kalması, kararsız durum oluşması için hapsolmasına neden olur ve plazma jetleri ortalama 5 km.s-1 hızla tersinir kenara doğru yayınlanır. Yüksek akım arkları katot yüzeyinde eşzamanlı çoklu ark spotları sergilerler. Her bir spot katot yüzeyine normal yönde bir akım taşır ve sonuç olarak enine bir manyetik alan üretir. Diğer katot spotları akabinde tersinir hareket sergiler ve bütün spotlardan kaynaklanan toplam alan spotlar arasında bir itici kuvvete neden olur. Yüksek akım ark spotları, doğasına bağlı olarak arktaki toplam akıma ve yanma noktasından olan uzaklığa orantılı bir hızla yanma noktasından dışarı doğru hareket eder. 56 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Şekil 3.5. Ark spotlarının aksi yönüne doğru ayrılan plazma jetlerinin görüntüsü 3.3.6.14. Plazma ve Makroparçacık Taşınması Vakum ark depolama teknolojisinin, ileri teknoloji sıkı kaplamalarda depolanan parçacıkların yüksek depolama oranı ve yüksek iyonizasyonuna bağlı olarak diğer teknolojiler üzerinde üstünlüğü vardır. Vakum ark işlemlerinin önemli avantajlarından birisi, katot materyalinden anlamlı bir miktarda enerjitik iyonların oluşmasıdır. Vakum ark ile üretilen iyonlar çoklu yüklenmişlerdir ve kompleks yüzeyli alt tabanlar üzerinde yoğun ve yapışık kaplama olması için optimum kinetik enerjiye yakın (birkaç 10 eV) değerdedirler. Buna rağmen, bir vakum ark deşarjında plazma üretimi daima makro parçacıkların bir akısını beraberinde getirir. 57 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Aynı zamanda katot spotunda da üretilen bu sıvı döküntüler ve katı kırıntılar makro parçacıklar olarak bilinir. Katottan yayınlanan makro parçacıkların çoğu 10-800 m/s oranlarında hızlara sahip olup, başlangıçta hemen hemen katot yüzeyine paraleldirler. Makro parçacık kütle akısının en büyük parçası birkaç mikron çapına sahip damlacıklar ile taşınır. Makro parçacıklar plazma içinden geçtikçe plazma ile etkileşime girerler. En yavaş ve en küçük makro parçacıklar, katot yayınımlı iyonların onların üzerine çarpmasıyla oluşan basınç sonucu kendi radyal yörüngelerinden anoda doğru saptırılırlar. Ayrıca, iyon akısı makro parçacıkları ısıtır ve en küçük ve en yavaş makro parçacıklar 20002600 K dolaylarındaki kararlı durum sıcaklığına ulaşabilirler. Bu sıcaklıktaki iyon bombardımanı sonucu oluşan ısı akısı makro parçacıkların buharlaşmalı soğutulmasıyla dengelenir. Makro parçacık buharlaştırma MCS arkın plazma bölgesindeki gözlenen nötrallerin ilk kaynağı olduğu düşünülür. Buna rağmen, makro parçacıklardan yayınlanan nötraller çok uzağa gitmeden önce iyonize olacaklardır. Oluşturulan iyonlar bu nedenle başlangıçta makro parçacıkların yüzey sıcaklığının karakteristik termal hızlarına sahip olacaklardır (800 m/s). Bu hız katottan yayınlanan hızlarla kıyaslandığında yavaş sayılır. İyonlardan kaynaklı makro parçacık üretim oranı, akım yoğunluğu ve makro parçacıkların yoğunluğunun çarpımına bağlı olacaktır. Diğer taraftan, makro parçacıkların yoğunluğu katot materyali ve geometrisine, deşarj akımına ve katot ısısal sistemine bağlıdır. Plazma akısındaki makro parçacıklar depolanan tabakada kusurlar oluşturur. Bu, özelliklede ince film kaplama durumunda tabakanın niteliğini düşürür. Eğer yüksek kalitede opto elektronik film üretimi için plazma kaynakları kullanılacaksa bu parçacıklar mutlaka çıkarılmalıdır. Bundan dolayı makro parçacıkların plazmadan çıkarılması için basit ve etkili sistemlerin yaratılması önemlidir (Çetinörgü, 2007). 3.3.6.15. MP Filtresi Dizayn Kriteri Katodik ark deşarjı tarafından üretilen iyon akısından makro parçacıkların ayrılması veya eliminasyonu birçok araştırma çalışmalarının amacı olmuştur. Bir makro parçacık filtrenin kullanımı dezavantajsız değildir. Filtreler genellikle dizayna 58 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN bağlı olarak etkili kaplama oranını belirli düzeylere kadar düşürürler. Bütün filtre dizaynları ark kontrolünün temel sorunlarına hitap etmek zorundadır, örneğin; metal iyonlarının filtrenin içinden taşınması ve kaynağı kaplanacak parçaların görüş açısından korunması gibi. Bütün filtreler ayrıntılı kısıtlamalarla dizayn edilmesine rağmen, onlar geometride önemli ölçüde birbirinden ayrılırlar. Bütün bunlara rağmen, katottan kaplanacak alt tabana kadar iyonlara yön veren, filtrenin içinden geçen manyetik olarak kısıtlanan elektron akısı ile üretilen elektrostatik alana güvenmeliyiz. Bu, akı tüpü (flux tube) veya plazma optiksel model olarak adlandırılır. Yukarıda bahsedildiği gibi makro parçacık filtrenin içinden elektronların akışı, iyonlara yön vermek için gerekli elektrostatik alanı üretir. Kullanılan manyetik alan iyon yörüngelerini çok uzun süre etkilemek için yeteri kadar güçlü değildir, fakat 5-20 mili teslalık alan elektronları kuvvetli bir şekilde etkiler. Elektronların limitli çapraz alanlı hareketi sistem içinde elektrostatik bir potansiyelin oluşumuna izin verir bu da iyonlara yön verir. Herhangi çapraz alanlı iletken yüzeyler, üretilen potansiyelleri düşürecektir ve filtre içinden iyon taşınma verimini düşürecektir. Uygun bir makro parçacık filtresi bu gerçekler akılda tutularak dizayn edilmelidir. Filtreli bir kaynak, katottan alt tabana direk görüş hattına sahip olamamasına rağmen, makro parçacıkların küçük bir kısmı sık sık alt taban üzerinde bulunabilir. Bunları açıklayan iki teori şu şekilde olabilir; (i) makro parçacıklar odanın duvarlarından seker, veya (ii) iyon akımı boyunca taşınırlar. Birkaç makro parçacık, iyon çarpışmalarıyla alt tabana yönlendirilebilir olmasına rağmen, genelde baskın süreç olarak duvarlardan sekme göz önüne alınır. Alt tabanı, seken makro parçacıklardan korumak için genellikle saptırıcılar kullanılır. Saptırıcılar bütün sekme yörüngeleri tekrar katota yönelecek şekilde dizayn edilmelidir. Yüksek erime noktasına sahip malzemeler, damlacıkların oda duvarlarına katı bir parçacık gibi vurmalarından dolayı çok güçlük ortaya çıkarırlar ve birkaç sekme yapabilirler. Bir karbon ark katodundan ara sıra yayınlanan parlak parçacıkların oda yapısından çoğu kez sektikleri gözlenmiştir. Örneğin bakır gibi düşük erime sıcaklığına sahip metallere ait damlacıklar ilk temasta duvarlara yapışma eğilimindedirler ve sadece görüş açısı bloğu gerektirir.. (Boxman, 1995) 59 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN 3.3.6.16. Manyetik Filtre Çeşitleri Filtreli katodik vakum ark depolama tekniği, araştırma gruplarının son yıllarda dünya çapında artmasıyla, farklı dizaynların gelişimine yol açan detaylı araştırma altında bulunmaktadır. Manyetik makro parçacık filtreleri genelde kapalı veya açık olmak üzere iki gruba ayrılır. Kapalı yapı filtreleri manyetik alan sarımlarıyla çevrelenmiş boru ile karakterize edilir. Makro parçacıkların borunun duvarlarına yapışması veya borunun içine yerleştirilmiş saptırıcılar ile tuzaklanması amaçlanır. Açık filtreler için, makro parçacıklar, borusuz serbest manyetik alan sarımlarına bağlı olarak duvarlara yapışmaksısızın solenoidin sarımlarının içerisinden geçerek plazma taşıma bölgesinden uzaklaşırlar. Açık yapı filtreleri atmalı çalışanlar için tercih edilirken, kapalı filtreler genellikle, dc filtreli katodik vakum ark (Filtered Cathodic Vacuum Arc-FCVA) çalışanlar için tercih edilir. Halihazırda, endüstriyel uygulamalardaki filtrelerin çoğu kapalı yapıdadır. Bir çok filtre çeşitleri vardır. Düz bir filtrenin amacı filtrenin içinden geçen plazma akısının verimliliğini geliştirme üzerine temellenmişken, alt tabana ulaşan makro parçacık sayısında bir artış meydana gelmektedir. Teorik modeller ve deneysel çalışmaların her ikisi de, eğimli filtreyle kıyaslandığında düz filtrenin genelde daha çok plazma taşıdığını göstermiştir. Buna rağmen, makro parçacıkların çıkarılması katot ve alt taban arasındaki direk görüş alanına bağlı olarak sınırlandırılır. İnce film depolama için, örneğin 20° ve 40° gibi düşük eğim açısına sahip başka filtreler dizayn edilmiş ve bu filtreler kullanılarak film içerisinde makro parçacık içeriğinin önemli ölçüde düşürüldüğü gösterilmiştir. Buna rağmen, plazma taşıma verimliliğinin düz filtreye kıyasla daha düşük olduğu bulunmuştur. Literatürde tanımlanan çeşitli filtre dizaynları arasından en yaygın kullanılan filtre dizaynı Şekilde 3.6 da gösterildiği gibi 90 ° eğimli manyetik filtredir. Bazen bu çeyrek manyetik torus olarak da adlandırılır. Boru filtre, eğimli bir eksensel alan üreten manyetik alan sarımlarıyla çevrelenmiş 90 ° eğimli bir tüpten (boru) meydana gelmektedir. Çoklu yansımalarla parçacık taşımasını düşürmek için boru kısmının içine saptırıcılar yerleştirilir. Boruya ön gerilim uygulamak plazma taşınmasını ve filtre verimliliğini geliştirebilir. Bu, FCVA tekniğinde çok yaygın kullanılan 60 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN manyetik filtre arasında olup, ince film depolamada ve diğer plazma araştırmalarında yaygın bir şekilde uygulanmaktadır. Şekil 3.6. 90o eğimli filtrenin şematik gösterimi Aynı zamanda, makro parçacıkları çıkarmak için diğer bir çare olarak S şekilli manyetik filtre geliştirilmiştir. Şekil 3.7 de gösterildiği gibi, filtre gövdesi bir S şeklinde eğilmiş metal bir körükten meydana gelmektedir. Filtre plazma kaynağına bağlanır ve plazma katot etrafındaki yalıtkan bir yüzey üzerinde yüksek bir voltaj sparkıyla tetiklenir. Kaynak, anot etrafında odaklı bir solenoid ile donatılır. Optimum manyetik alan konfigürasyonu ve filtre duvar potansiyelinde, bu çeşit filtrenin toplam çıkışı giren iyon akımının % 6’ sı civarındadır. 90 ° filtreyle kıyaslandığında daha düşük makro parçacık içeriğine sahip olduğu gösterilmiştir. 61 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Şekil 3.7. S-Şekilli manyetik filtre (Tay ve ark, 2006) Manyetik filtrenin diğer bir çeşidi de aynı zamanda kapalı yapı dizaynı olan düzlem dışı duble eğimli (OPDB) filtre olup çeşitli araştırma gruplarınca yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu filtre Şekil 3.8. a ve b’ de gösterildiği gibi üç geçit parçadan ve iki torustan meydana gelmektedir. Bu iki torus da istenen açıda hazırlanmış 90° eğimlidir. Birinci ve ikinci torusun açısı, sırasıyla, 65° ve 45°’ dir. Boru, elektriksel olarak plazma kaynağından izole edilmiştir ve bağımsız olarak öngerilim uygulanabilir. Langmuir akımından ve depolama problarından elde edilen sonuçlar, bu filtrenin 90° eğimli basit filtreyle kıyaslandığında daha düşük makro parçacık sayısıyla birlikte daha iyi geçirme verimliliğine sahip olduğunu göstermiştir. OPDB FCVA sistemi Şekil 3.8. c’ de gösterildiği üzere, katodik ark plazma, plazma filtreleme borusu ve depolama odacığından meydana gelmektedir. Katodik vakum ark kaynakları beş parçadan oluşmaktadır: güç kaynağı, ark tetikleyicisi, katot, su soğutmalı katot tutacağı ve katot ark spotlarının hareketini 62 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN kontrol etmek için manyetik sarımlar. Diğer filtrelere benzer şekilde, halka şekilli solenoid filtre dışarıdan bakır sarımlarla sarılmış paslanmaz çelik çeyrek bir torusdan meydana gelmektedir. Plazma halka şeklindeki eğrisel manyetik alan ile hapsedilir ve yönlendirilir. Saptırıcıların bir seti makro parçacık filtreleme verimliliğini arttırmak için ilaveten rol oynar. Bu sistem, farklı alt taban sıcaklıklarında yada negatif atmalı veya dc ön gerilimin her ikisin de de ince filmlerin depolanmasına ekstra esneklik kazandırmıştır. Çok çeşitli katodik ark plazma kaynakları dizayn edilmiş olup, bunlar özel uygulamalara bağlı olarak çeşitli büyütme işlem şartlarında çalışırlar. Bir katot kaynağındaki hedefin tipik çapı 60 mm ve kalınlığı yaklaşık olarak 30 mm dir. Bu katodik ark dc modunda çalışır. Örnek olarak, 4ʺ OPDB filtre kullanarak karbon kaynak alalım. Filtreden geçen maksimum plazma taşınmasının, yaklaşık 20 V civarındaki pozitif bir öngerilimde sağlandığı bulunmuştur. Geçirme verimliliği, manyetik alan kuvvetiyle birlikte artmakta ve 30 mT’ da doyuma ulaşmaktadır. OPDB filtresinin optimum ark akım çalışma şartı 90 A’ lik yüksek bir değerdedir. OPDB ile ticari FCVA filtresi halihazırda endüstri ve araştırma&geliştirme uygulamalarında kullanılmaktadır. Kapalı yapı dizaynındaki saptırıcı yüzeylerden elastik yansıma gerçekleşmesi nedeniyle, serbest veya açık yapı filtreleri dizayn edilmiştir. (Şekil 3.9), Bu filtrelerin dizaynı makro parçacıkların azaltılması fikrine dayanır. Aksi taktirde boruya gerek yoktur ve eksensel manyetik alan manyetik alan sarımlarının birkaç tur döndürülmesiyle üretilir. Parçacıklar manyetik alan sarımlarının arasındaki açıklıklardan geçerek filtreyi terk eder veya sarımlara çarpar. Bir serbest S filtresi, plazma konumunun ve çeşitli parametrelerin bir fonksiyonu olarak yoğunluğun görüntülenmesi için depolama problarının kolayca yerleştirilebilmesine imkan tanır. (Tay ve ark, 2006). 63 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Şekil 3.8. Diyagram (a) ve fotoğraf (b) bir duble eğimli düzlem sapmalı (off-plane) filtreye aittirler ve (c) bir duble eğimli düzlem sapmalı filtreyle donanmış FCVA sisteminin şematik gösterimi. Duble eğimli düzlem sapmalı filtreye bir kenardan bakıldığında iki boyutlu Şekilde 90°eğimli bir filtre gibi göründüğü not edilmelidir (Tay ve ark, 2006) 64 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Şekil 3.9. Yukarı kısmı 90° ve dip kısmı S şekilli serbest manyetik filtre (Tay ve ark, 2006) 65 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN 3.3.6.17. Bir Depolama Tekniği Olarak Filtreli Katodik Vakum Ark Bir FCVA sistemi az veya hiç makro parçacık olmaksızın filmlerin depolanmasına elverişlidir. Depolanan metal türlerinin özden enerjileri yeteri derecede yüksek olduğundan dolayı kolonlu büyütme baskılanır. Böylece filmin kendi yoğunlaşması ortaya çıkar ve bu da alt taban ısıtma gereksinimini ortadan kaldırır. Alt taban üzerine gelen iyonların kinetik enerjileri alt taban üzerine bir öngerilim uygulanarak değiştirilebilir. FCVA sistemi, aynı zamanda, dikkatli dizayn edilmiş rasterleme ve iyon demetlerinin (plazma) kontrolü ile düzgün geniş alanlı kaplamalar depolamak için elverişlidir. Örneğin, kimyasal buhar depolama, sprey piroliz ve atomik tabaka depolama gibi diğer tekniklerle kıyaslandığında, FCVA orijinal malzeme kaynağından başka hiçbir kirliliğe sahip değildir. FCVA’ nın çalışması alt taban üzerinde ikincil ürün olmama ek avantajıyla birlikte kompleks süreçler içermeyen iyon demeti depolama esasına dayanır. Bunun yanında, kullanılan malzemeler inorganiktir ve bundan dolayı reaksiyonlar sonucu atık toksik malzemelere sahip olma olasılığı çok düşüktür. Uygun fiziksel buhar depolama teknikleriyle depolanan ince filmlerin özellikleri çoğunlukla bulk malzemeye bağlıdır. Filmler düşük paketleme yoğunluğuna, düşük mikro sertliğe ve bir çok durumda alt tabana zayıf yapışmaya sahip olabilirler. Bu kusurların çoğu, film büyütme süresince alt tabana ulaşan depolanan atomların enerjilerinin direk bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Gözenekli film oluşumu, mekaniksel streste bir düşmeye ve dielektrik optiksel filmlerde de yansıma indisinde bir düşmeye yol açar. Bu durum, ulaşan atomların enerjilerinin direkt olarak (termal buharlaştırmadan ziyade söktürmeyle) veya dolaylı olarak (büyüyen filmin daha enerjitik parçacıklarla bombardımanıyla) arttırılmasıyla kesin bir şekilde düzeltilir. FCVA sisteminde depolanan türlerin kinetik enerjilerinin yüksek olması bu durumu ortadan kaldırır. FCVA, malzemenin minimum yer değiştirme enerjisinden daha büyük olan depolanan iyonların yüksek özden enerjisinin bir sonucu olarak mükemmel yapışma ve yüksek yoğunluk içeren süper karakteristikli kaplamalar üretir. Bu teknik, bugünlerde metaller, alaşımlar ve bileşiklerin depolanması için iyon bazlı teknik olarak kullanılmaktadır. 66 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Katot malzemesinden yüksek enerjili iyonların oluşması katodik ark işlemlerinin önemli avantajlarından birisidir. Bu, kaplamayı oluşturan depolanan atomların öncelikle nötral olduğu, örneğin magnetron söktürme, elektron demeti buharlaştırma gibi diğer fiziksel buhar depolama tekniklerinin aksinedir. Çoğu durumlarda, katodik ark ile üretilen ürünler çoklu yüklüdürler ve kompleks yüzeyler üzerinde yoğun ve yapışkan tabakalar oluşması için neredeyse optimal kinetik enerjiye sahiptirler. Plazmadaki yüksek iyonizasyon derecesi (genellikle 100 %’ e yakın), büyütme yüzeyinde depolanan iyonların çarpma enerjilerinin elektrik alan kullanarak kolayca kontrol edilebilmesi anlamına gelir. Örneğin, alt tabana bir öngerilim uygulayarak depolanan türlerin enerjileri arttırılabilir ve film morfolojisi ve yapısı en uygun hale getirilebilir (Tay ve ark, 2006). 3.3.6.18. Filtreli Katodik Vakum Ark daki Son Gelişmeler FCVA sisteminin gelişiminde ortaya çıkan birçok zorluk vardır. Örneğin, filtre borusunun çıkışındaki özden gausiyan veya neredeyse gausiyan iyon yayılım dağılımına bağlı olarak iyi homojenlikte geniş alan kaplamasını başarmak zordur. Geniş bir alan boyunca iyi bir homojenlik sağlamak için, bir manyetik çember biçiminde kalıcı bir magnetler dizisine sahip olmak çözümün bir parçası olarak görülebilir. Başka bir yaklaşım ise demeti doğal olarak genişletmek için mekanik taramayı kullanmak ve plazma bölgesinin sadece merkezini kullanmaktır. Son on yıl boyunca, düzlem dışı duble eğimli FCVA’ nın performansını geliştirmek için bir çok çaba sarf edilmiştir. Depolama odasını kalıcı bir şekilde yüksek vakumda tutmak için başka yük kilitli oda eklenmiştir. Daha etkili bir alt taban taşıma mekanizmasına sahip olmanın yanında, bu ara oda, alt taban temizliği için iyon demeti dağlama yeteneğini içeren bağımsız bir sistemdir. Bu ,özellikle, ticari ve endüstriyel uygulamalar için faydalıdır. Depolama süreçleri ve büyütme parametrelerinin her ikisi de amaçlanan yazılım programıyla görüntülenir ve kontrol edilir. Doğru uygulamalara bağlı olarak, katot kompozisyonu, alt taban sıcaklığı, oda basıncı, gaz akış oranı ve alt taban öngeriliminin bağımsız kontrolü ile depolanan filmlerin özelliği sistem tarafından optimize edilebilir. Filtre borusunun plazma 67 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN çıkışına manyetik tarama sisteminin yerleştirilmesiyle film homojenliği ve depolanan alan fark edilebilir. Odaklanmış demet spotu bu program tarafından kontrol edilen değişken 2D manyetik tarama alanıyla yönlendirilir ve bu da araştırmacıların geniş alt taban alanı (8” e kadar) boyunca mükemmel kalınlık kontrolüyle (%±2) ince filmler elde etmesine imkan tanır Çok kaynaklı FCVA sistemi çok tabakalı kaplamalar için dizayn edilir. Burada her bir katodik kaynağı kendi bağımsız duble eğimli filtreye sahiptir. Bu, uygulamaya bağlı olarak, tek tabaka kaplamaları veya çok tabaka kaplamaları depolanmasında esneklik sağlar. Bu, tarama kabiliyetiyle birleştirilirse, FCVA, düzgün kalınlık ve kapsamla birlikte ince filmlerin veya çok tabakalı kaplamaların sentezlenmesine olanak sağlar. Ti, Al, Zr, Zn, Zn/Al, Hf ve çeşitli metal alaşımlarıyla birlikte elmas benzeri karbon filmler gibi farklı element ve bileşiklerden oluşan katot kaynakları, yüksek kalitede filmler sağlamak için başarıyla kullanılmıştır. Metal oksit gibi ince filmlerin elde edilmesi için FCVA sisteminin içerisine reaktif gaz ilave edecek yeni bir sistem kullanılmaktadır. Burada sistem içerisine gaz girişi filtre borusunun uzunluğu boyunca uzun içi boş bir bakır tüp ile sağlanır. Reaktif gazın odanın içerisine akmasına izin vermek için, tüpün duvarlarına küçük holler açılır. Bu metodu kullanarak, bütün filtre eğimi boyunca reaktant gaz ile ark plazmanın maksimum etkileşmesi hedeflenmiştir. Nötral oksijen gazı ile ark plazma arasındaki etkileşim, türler arasındaki yük değiş tokuş süreçleri olduğu kadar enerji dönüşüm süreçleriyle de yakından ilişkilidir. Bu yolla, reaktif olmayan gazı iyonlaştıracak daha etkili bir teknik, filmlerin içierisine oksiyenin daha iyi nüfus etmesine izin verebilir. (Tay ve ark, 2006). 3.3.6.19. Motivasyonlar FCVA, diğer oksit oluşturma teknikleriyle kıyaslandığında, depolanan materyallerin yüksek iyonizasyonu ve özden yüksek iyon enerjisi gibi birçok karakteristik özelliklere sahiptir. Bu da, mükemmel film özellikli materyallerin oda sıcaklığında üretilmesine olanak sağlar. FCVA sistemi, aynı zamanda depolama odasındaki reaktif gaz basıncı gibi depolama işlem parametrelerinin ayarlanmasında esnekliğe 68 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN sahiptir. Aslında bu sistem değişken bileşim oranlarıyla birlikte alaşım filmler depolamaya elverişlidir. Buna rağmen, bir reaktant gaz ile birlikte iki veya daha fazla katodik ark kaynaklarının eşzamanlı işletilmesiyle, birden fazla metal türü içeren oksitlerin depolanması muhtemeldir. Bu süreç, alt tabana ulaşan metal iyonlarının çarpma enerjilerinin değişmesine izin verir ve bu nedenle film özelliklerinin olduğu kadar, film-alt taban ara yüzeyinin her ikisini birden modifiye eder. Reaktif gazın girişi, çeşitli oksit, nitrür ve karbür içerikli alaşım film kaplamalarına izin verir. Aynı zamanda bulk özellikli ince filmler depolamak muhtemeldir. FCVA ile depolanan film özelliklerinin, kırılma indisi ve sönüm katsayısı açısından, örneğin, metal oksitlerin iyon demeti yardımlı depolanması gibi diğer tekniklere kıyasla tercih edildiği düşünülmektedir. Açıkça, FCVA sisteminin umut verici özellikleri optiksel uygulamalar ve diğerleri gibi ileri uygulamalar için bizi metal oksit ince filmleri keşfetmeye doğru sürüklemektedir (Tay ve ark, 2006). 3.4. Yarıiletkenlerde Temel Soğurma 3.4.1. Bantlararası ve Safsızlık Soğurması Bir yarıiletkenin bant yapısını araştırmak için en direk ve muhtemelen en basit yol malzemenin optiksel soğurma spektrumunu ölçmektir. Bundan dolayı, malzemelerin karakterizasyonunda verinin ölçülmesi ve yorumlanması önemli bir rol oynamaktadır. Bu süreçte, daha düşük durumdaki bir elektron bir foton soğururarak daha yüksek bir duruma yükseltilir. Yarıiletkenler bantlara sahip olduğundan dolayı, ilk durum ya da ikinci durum veya onların her ikisi de bantlarda bulunabilir. Bazı durumlarda, ilk veya son durum bir safsızlık durumuna denk gelen ayrı bir enerji düzeyi olabilirken, diğeri bir bant durumu olabilir. Şimdi bir elektron ve tek fotonu içeren süreçleri göz önüne alalım. Bant diyaframlarının gerçek ve ters uzayda tarif edildiği Şekil 3.10’ da ki belirtilen süreçleri göz önüne alalım. Şekil 3.10’ da belirtilen en önemli süreç temel soğurma olarak adlandırılır ve bu durumda valans bandındaki bir elektron iletim bandına bir geçiş yapar. Bu sürece bağlı olarak soğurma katsayısında önemli bir artış vardır. 69 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Keskin bir eşik oluşmamasına rağmen, bu artış foton enerjilerinin bant aralığına yakın küçük bir oranında olur. Buna ek olarak, alt bantlararası soğurma süreçleri vardır ve bunlar (a) iletkenlik bantarası soğurma (süreç 2) ve valans bantarası soğurma (süreç 3) olarak sınıflandırılabilirler. Şekil 3.10.b’ de direkt bant aralığına sahip bir materyalin E-k diyagramı örneklendirme için tarif edilmiştir. Buna rağmen aynı süreçler dolaylı bant aralığına sahip materyallerde de ortaya çıkmaktadır. Şekil 3.10. Yarıiletkenlerdeki farklı soğurma süreçleri (a) gerçek uzay ve (b) karşıt uzay: (1) bantdan banda (2) iletkenlik bant arası (3) valans bant arası (4) vericiden iletkenlik bandına (5) alıcıdan valans bandına (6) valans bandından vericiye (7) alıcıdan iletkenlik bandına ve (8) vericiden alıcıya geçişler. (Basu, 1997) Safsızlık geşişleri arasında en fazla vurgu safsızlık-safsızlık süreçlerinden ziyade bant-safsızlık geçişlerine yapılacaktır. Dört çeşit geçiş olabilir: (a) vericiden iletkenlik bandına (süreç 4), (b) alıcıdan valans bandına (süreç 5), (c) valans bandından verici düzeye (süreç 6) ve (d) alıcıdan iletkenlik bandına (süreç 7). Safsızlık arası geçişe bir örnek (vericiden alıcıya) Şekil 3.10’ da gösterilmiştir. (süreç 70 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN 8) Bütün bu süreçler aynı zamanda da dolaylı bant aralığına sahip malzemelerde mevcuttur. Burada basit bir elektron yaklaşımı kullanılacaktır. Örnek verilecek olursa, iletkenlik bandında sadece bir elektron ve valans bandında da bir boş durum (deşik) olacak ve bu parçacıklar arasında da etkileşim olmadığı akılda tutulacaktır. Buna rağmen, yarıiletkenlerin soğurma spektrumu özellikle de düşük sıcaklıklarda, elektronlar ve deşikler arasındaki coulomb çekimi göz önüne alındığında açıklanabilecek davranışları açığa çıkarır. Elektron deşik bağlı çifti eksiton olarak bilinir ve ileride bahsedilecektir. İlk durumun ve son durumun her ikisinin de aynı bantta olduğu soğurma süreçleri serbest taşıyıcı soğurması olarak adlandırılır. Burada geliştirilen teori, yüksek sıcaklıkta ve eksitonik etkilerin çıkarıldığı taşıyıcıların varlığında uygulanabilir. (Basu, 1997). 3.4.2. Soğurma ve Kazancın Temel Teorisi Radyasyon alanı ve manyetik vektör potansiyeli açısından ifade edilen elektronik sistem arasındaki etkileşim enerjisinin en genel formunu göz önüne alalım. Dolayısıyla, bir elektron yaklaşımı altında; = − ∙ (3.6.) yazabiliriz. Burada A aşağıdaki ifadeyle verilir. = ∑ = { ℏ exp(− + ∙ )+ ⁄ exp ( − ∙ )} (3.7) (3.8.) Eğer ilk ve son durum dalga fonksiyonları, sırasıyla, | > ve | > olarak ifade edilirse, soğurma oranı, 71 3.MATERYAL VE METOD = ∑ ℏ , Necdet Hakan ERDOĞAN |< | | > | şeklinde ifade edilebilir. Burada, ( − ), (3.9.) üzerinden toplama fotonların modları üzerinden toplama anlamına gelir. İlk ve son durum dalga fonksiyonlarının her biri, elektron dalga fonksiyonu ve foton dalga fonksiyonunun bir çarpımıdır ∏ | exp (− )’ yı içeren ilk terim ve >. Denklem 3.7’ de ki oparatörü soğurmaya karşılık gelir ve dalga fonksiyonu üzerindeki oparatörü ( ) ⁄ ’ nın terimini verir. Benzer bir şekilde, operatörü ( denklem 3.7’ de ki ikinci terim yayınıma karşılık gelir ve terimini verir. Denklem 3.9’ da ki delta fonksiyonunda ortaya çıkan + 1) ve ⁄ enerjileri ilk ve son durumun toplam enerjileridir. Dolayısıyla, bir durumun enerjisi tek bir elektronun ve fotonların enerjilerinin toplamıdır. O halde; = yazabiliriz. + ℏ (3.10.) fotonlarının varlığında foton soğrulması gerçekleşirse, bir elektron düşük bir elektron durumundan |1 > , daha yüksek bir duruma |2 > geçer. Dolayısıyla; = + ℏ , = +( − 1)ℏ yazılabilir. Bu geçişte, bir elektron ve radyasyon alanı arasında enerji değiş tokuşu vardır ve bu süreçte enerjinin korunumu delta fonksiyonu açısından ifade edilebilir. Geçiş oranı aşağıdaki denklem ile ifade edilebilir. = ℏ ∑ ∑ , −ℏ ) ℏ |< 2| exp( Yayınım oranıda; 72 ∙ ) ∙ |1 >| ( − (3.11.) 3.MATERYAL VE METOD = ℏ ∑ ∑ 1) ( Necdet Hakan ERDOĞAN ℏ , − |< 1| exp ( +ℏ ) ∙ ) ∙ |2 >| ( + (3.12.) şeklinde yazılabilir. Denklem 3.12 de, uyarılmış ve doğal yayınım oranlarının her ve 1 ’ ya orantılı olmaktadır. ikisi birleştirilmiştir. İlgili değerler ve A’ nın sıfıra yaklaştığı limit durumunda, soğurma ve uyarılmış yayınım işlemlerinin değerleri yok olur. Diğer bir taraftan, doğal yayının her zaman mevcuttur. Aşağıdaki şu sembolleri kullanacağız; =|< 2| exp( =|< 1| exp( ∙ ) ∙ ) ∙ |1 >|, ∙ |2 > |. (3.13.) Denklem 3.10 ve 3.11 istatistik göz önüne alınarak değiştirilebilir. meşgul olma olasılığı ve ′ , j. durumun ’ de aynı durumun boş olma olasılığı olsun. Dolayısıyla geçiş oranının hesaplanmasında, ilk durumun meşgul son durumun da boş olma olasılığı çarpma faktörü olarak içerilmelidir. İlk durumdan |1 >, son duruma |2 > foton soğrulması için denklem 3.11 yayınım için de denklem 3.12 (1 − (1 − ) ile çarpılmalıdır. Benzer şekilde, ) ile çarpılmalıdır. Soğurma ve uyarılmış yayınım için matris elemanlarının eşit olması gerçeğini kullanarak, örneğin, , ve oranların her ikisinin de = ile orantılı olduğu göz önüne alınarak, uyarılmış süreçlerin net değeri, istatistiksel faktörlerin farkını aşağıdaki gibi alarak ifade edilebilir. = ℏ ∑ , | | ( − ) ( − ℏ ) (3.14.) Soğurma katsayısı ile net soğurma oranı arasında ilişki kurmak şimdi faydalı olacaktır. Foton akısı F, aşağıdaki denklemde ifade edildiği gibi malzeme içindeki x uzaklığıyla azalacaktır. 73 3.MATERYAL VE METOD ( )= Necdet Hakan ERDOĞAN ), exp(− (3.15.) = 0 daki akıdır. Yayılma yönündeki birim uzaklık başına foton Burada , , akısının azalmasının oranı olarak tanımlanan soğurma katsayısı; =− , olarak yazılabilir. Foton akısı süreklilik denklemine uyar; ∇∙ + = 0, Bir boyutta, ∇ ∙ ⁄ = .olarak verilir. Foton sayısının değişiminin net oranı, net değeriyle ilişkilidir. Bundan dolayı; =− = = olur. Burada = , , ve (3.16.) enerji akı hızı olmaktadır. kırılma indisidir. Bu durumda soğurma katsayısı; = ℏ ∑ , | ⁄ | ( − ) ( − ℏ ) = ⁄ , yazalım. Burada (3.17.) olarak yazılabilir. 3.4.3. Direkt Bant arası Soğurma Biz şimdi direkt bant aralığına sahip bir yarıiletkende soğurma spektrumunu hesaplamak için yukarıda elde edilen formüle başvuracağız. Şekil 3.10’ da gösterildiği gibi, böyle materyallerde valans bandının maksimumu ve iletkenlik 74 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN bandının minimumun her ikisi de brillouin bölgesinin merkezinde ortaya çıkar (Basu, 1997). 3.4.4. Mutlak Sıfırda Soğurma Biz ilk olarak valans bandının tamamıyla dolu ve iletkenlik bandının tamamıyla boş olduğu mutlak sıfır sıcaklıkta uygulanabilir en basit modeli alacağız. İlk önce sadece basit bir valans bant göz önüne alınır. Elektron ve deşiklerin her iki sininde sayısal etkin kütleye sahip olduğu ve E-k ilişkisinin parabolik olduğu varsayılır. Şimdiki durumda, elektronun son durumu iletkenlik bandında daha üst durumda |2 > iken, ilk durumu valans bandında daha düşük durumdadır |1 > . |1 > ve |2 > durumlarının her ikisi de bir Bloch fonksiyonudur ve aşağıdaki gibi ifade edilebilir. |1 >= |2 >= Burada ( ( , )exp ( , )exp ( ve ∙ )=| >, ∙ )=| >, (3.18.) sırasıyla, P-benzeri ve S- benzeri atomik karakterlere sahip olan dalga fonksiyonlarının hücre-periyodik kısmıdır. valans band elektronunun, dalga vektörüne sahip bir dalga vektörüne sahip bir fotonu soğuarak dalga vektörüne sahip bir iletkenlik band durumuna alındığı varsayılır. Soğurma katsayısı (ℏ ), özel bir foton enerjisinde ℏ , denklem 3.17 kullanılarak hesaplanılabilir. Denklemde ortaya çıkan edilebilir. =< |exp( ∙ ) ∙ | >, 75 , aşağıdaki gibi ifade 3.MATERYAL VE METOD ∗ =∫ )] ( Necdet Hakan ERDOĞAN , )exp(− ∙ ) ( ∙ ) ( ∙ [ , ) exp( ∙ (3.19.) Tüm kristal üzerinden alınan integral, ilk önce, yalnız birim hücre üzerinden kısmi integrasyonlara bölünür. Her bir hücreden katkı, Şekil 3.11 a’ da gösterildiği üzere, hücre periyodik kısmı U’ nun ve düzlem dalga kısmının değişimlerinin doğasının önemsenmesiyle tahmin edilir. Periyodik potansiyel Şekil 3.11 (a)’ da gösterilirken, bir boyutta elektronik dalga fonksiyonunun şematik bir ifadesi Şekil 3.11 (b)’ de gösterilmektedir. Öz değer, Şekil 3.11 (c)’ de gösterilen hücre periyodik ve Şekil 3.11 (d)’de ki gibi bir düzlem dalga exp ( kısmı ∙ )’ nin ürünüdür. Hücre periyodik kısmı çabuk bir şekilde değişmekte olup, atomun sadece yakın korunda sezilebilir değerlere sahiptir. Aksine, düzlem dalgalar, k küçük olduğundan dolayı bir çok birim hücre üzerinden yavaşça değişir. Dolayısıyla, denklem 3.19 ile ifade edilen integrali l inci birim hücre üzerinden hesaplarken, üstel fonksiyonlar exp ( ∙ ) ile yer değiştirilerek integralin dışına alınır. Burada, , l inci hücrenin konum vektörüdür. Aynı zamanda p nin diferansiyel operatör olduğunu dikkate alırsak, denklem 3.19’ u tüm kristal hacmini göz önüne alarak aşağıdaki gibi yeniden yazabiliriz. =∫ü ∑ ( ∗( , ) + − ∙[ )∙ ( , ) + ℏ( ) 76 ( , )] × (3.20.) 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Şekil 3.11. Yarıiletkenlerdeki Bloch fonksiyonlarının şematik temsili: (a) periyodik potansiyel (b) dolu dalga fonksiyonu (c) hücre periyodik kısmı ve (d) düzlem dalga kısmı. (Basu, 1997) Son terim sadece + − =N = 0, 1, 2, …, , 77 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN olduğu zaman sıfırdan farklıdır. Burada vektörüdür. ve bir sayıdır ve karşıt bir örgü ’ nin her ikiside birinci brillouin bölgesinde bulunduğundan dolayı, şunu yazabiliriz; = + , Yukarısı, elektronlar için dalga sayısı korunum (veya momentum korunumu) şartını temsil eder. Fotonla ilişkili , ve ile kıyaslandığında çok küçüktür. Dolayısıyla, iyi = 0 yazabiliriz ve korunum ilişkisini; bir yaklaşıklıkla, = (3.21) şeklinde ifade edebiliriz. Dolayısıyla, geçiş, elektron k-vektörünün korunumuyla birlikte gerçekleşir. Böyle bir geçiş, Şekil 3.12’ deki E-k diyagramında düşey bir ok ile gösterilmektedir. Biz şimdi = , , ∫ ℏ ∗( ∫ , ) ∗( ∙ , ) ( ( , ) , ) + , ve buradan da = , [ + ] (3.22) ilişkisini yazabiliriz. Burada k-korunumunun önemli olduğunu varsayıyoruz. Şimdi, k=0 da, ve ’ nin ortagonalliği denklem 3.22’ de ki ikinci terimi sıfır yapar. Yukarıdaki denklemdeki üst indisler a ve f , sırasıyla, “izinli” ve “ yasaklı” geçişleri işaret eder. Olağan durum altında izinli geçişler yasaklı geçişlere ağır basar. Buna rağmen, simetriye bağlı olarak, ’ nin yok olması durumunda, ikinci terim geçiş olasılığını belirler. 78 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Şekil 3.12 E-k diyagramında direk optiksel geçiş için k’ nın korunumunu açıklayan düşey geçiş. (Basu, 1997) Şimdi dikkatimizi izinli geçişlere çevirelim ve matris elemanının k’ dan bağımsız olduğunu varsayalım. Üst indis a’ nın düşürülmesiyle aşağıdaki denklemi elde edebiliriz. (ℏ ) = ℏ ( ) | | ∑ , [ ( )− ( Burada, denklem 3.17’ de ki, 1, 2 üzerinden toplama, )−ℏ ] ve (3.23) , üzerinden toplama ile değiştirilmiştir. Doluluk olasılığı f ve boş düzeyleri bulma olasılığı ′ , mutlak sıfır sıcaklıkta birime ayarlanır. < > sembolü, ışık dalgalarının rastgele polarizasyona sahip olduğu varsayıldığından dolayı momentum matris elemanının karesinin ortalama değerini belirtir. Denklem 3.23’ de momentumun korunumunu temsil eden Kronecker deltanın varlığı, ve üzerinden olan duble toplamayı sadece 79 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN üzerinden tek bir toplamaya düşürür. Şimdi, ∑ → (2 ⁄8 kullanılarak, toplama bir integrasyona dönüştürülebilir. Bu durumda, =∑ ℏ ] )− ( [ ( )−ℏ ] = ( ) ∫4 [ ( )∫ 4 )− ( , )− (3.24) eşitliği elde edilir. Parabolik bant yaklaşımı altında ( )= ( )=− + ℏ , (3.25 a) ℏ (3.25 b) yazabiliriz. Dirac + (ℏ fonksiyonu, indirilmiş kütle olarak bilinir ve = ⁄2 ) − ℏ halini alır ve burada + (3.26) ile verilir. İntegral, ’ nin ( )’ ye dönüştürülmesiyle ve kullanılmasıyla hesaplanır. Denklem 3.8’ de verilen ( (ℏ ) = ) ⁄ ℏ (ℏ − halini alır. Denklem 3.27’ de ki < | ) ⁄ <| fonksiyonun ifadesi kullanılarak | > (3.27) | > , valans ve iletkenlik bantlarındaki Bloch durumları arasındaki geçişler için karesi alınmış matris elemanının ortalamasıdır. Burada, ; =∫ ile verilir. < | ∗ ( ) ( ) , | > ifadesi polarize olmamış ışık için kullanılır ve 80 3.MATERYAL VE METOD <| | >= ( ( Necdet Hakan ERDOĞAN Δ) (3.28) Δ⁄ ) ile verilir. Yukarıdaki tartışma boyunca, sadece izinli geçişler gözönüne alınmıştır. Bazı durumlarda, kuantum seçim kuralları, k=0 da ortaya çıkan direkt geçişlere izin vermez. Bu durumda, denklem 3.22’ de k=0 için yasaklı olarak belirlenmiş geçişler baskın olacaktır. (Basu, 1997). 3.4.5. Eksitonik Soğurma Yarıiletken veya yalıtkan bir materyalin taban durumu, tamamıyla dolu bir valans bandı ve tamamıyla boş bir iletkenlik bandından oluşur. Valans bandının tepesinin epeyce üzeri bir yasak enerji aralığı ile ayrılmıştır. Materyal, bant aralık enerjisine yaklaşık olarak eşit bir foton enerjisinin soğrulmasıyla uyarıldığında, valans bandından bir elektron iletkenlik bandındaki meşgul olmayan durumlardan birine aktarılır. Direkt bant aralığına sahip bir yarıiletkendeki böyle banttan banda soğurmada, soğurmanın eşiği bant aralık enerjisinde ortaya çıkar ve soğurma katsayısı (ℏ − Saf ) ⁄ ile orantılı olarak değişir. yarıiletkenlerdeki gözlenen soğurma spektrumu, yarıiletkenlerde gözlenenlerden oldukça farklıdır. Şekil 3.13’ de, beklenen (ℏ − ) ⁄ doğadaki (ℏ )’ nın davranışı çizgili bir eğri olarak gösterilmiştir. Gözlenen spectrum da katı bir çizgi olarak gösterilmektedir. Soğurma eğrisinde, bant aralık enerjisinden biraz düşük bir foton enerjisinde bir pikin ortaya çıktığı görülmekte ve spektrumun doğası ℏ = civarında oldukça farklıdır. Beklenen ve gözlenen spektrumun birbiriyle çakışması, sadece foton enerjisinin oldukça yüksek ve bant aralığı enerjisinden epeyce yukarıda olduğu zaman gerçekleşebilir. Bazı iyonik yarıiletkenlerde soğurma spektrumu daha fazla sayıda pikler sergiler ve direk bant aralığına sahip olmayan yarıiletkenlerde soğurma spektrumunun eğimleri, farklı fonon sınıflarının gözönüne alınabilir şekilde sapmasına bağlıdır. (Basu, 1997). 81 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Şekil 3.13. Eksitonik etki olmayan (kesikli eğri) ve eksitonik etki olan (düz çizgi biçimindeki eğri) soğurma spektrası. (Basu, 1997) Örneğin, GaAs gibi direk bant aralığına sahip bir materyalin soğurma eğrisinde bir pik görülmesi “eksiton” olarak bilinen bir kompleksin oluşumuna bağlıdır. Eksitonlar katılardaki elementer uyarılmalardır ve elektronlar ve deşikler arasındaki coulomb etkileşmesine bağlı olarak ortaya çıkarlar. Bir yarı iletken bir foton gönderilerek uyarıldığında, elektron–deşik çifti meydana getirilir. Daha önce bu parçacıkların birbiriyle ilişkili olmadığı düşünülmüştür. Buna rağmen elektron ve deşikler birbiriyle zıt yüklüdürler ve eğer parçacıklar arasında çekici bir coulomb etkileşmesinin ortaya çıktığı varsayılırsa, serbest bir elektron-deşik çifti yerine hidrojen benzeri bağlı bir çift yaratılır. Bu çift eksiton olarak bilinir ve uyarılmış kristalin taban durum enerjisinin üzerindeki en düşük enerjiye sahip olup, enerji aralığı ’ den az oranda küçüktür. Bir foton soğurma işlemi kristali eksitonların durumlarının birinde bırakır. Katılardaki eksitonlar iki tipten birine ayrılır: Frenkel tipi veya Wannier tipi. Oldukça iyonik veya moleküler kristallerde, atomlar sadece zayıf olarak etkileşirler. 82 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Elementer bir uyarılma gerçekleştiğinde, bunun tek bir atom veya molekülde ortaya çıktığı düşünülebilir. Bu uyarılma aşağı yukarı en fazla birkaç atomik siteye kadar uzanan uzayda yerelleşmiştir. Bu eksiton, Frenkel-tipi eksiton olarak bilinir. O, kristal içinde hareket etmekte özgür olmasına rağmen, enerjinin bir noktadan bir noktaya transferine olanak sağlar. Diğer bir taraftan, kovalent bağa sahip yarıiletkenlerde elektronlar birçok atom tarafından paylaşılır. Bant resmi, elektronların bütün önemli özelliklerini tanımlamak için kullanılır. Bu materyallerde ortaya çıkan eksitonlar Wannier eksitonları olarak adlandırılırlar ve onlar kristalde birçok atomik siteye kadar uzanırlar. Bu, zayıf iyonik III-V grubu bileşik yarıiletkenlerde olmakla birlikte, genellikle kovalent bağlı IV. grup materyallerinde oluşur. Wannier eksitonları kristal içerisinde serbestçe hareket edebilirler. Bu eksitonlar birçok birim hücreye yayıldıklarından dolayı, bu tipleri tanımlamak için etkin kütle kavramı kullanılır. İki tipin kavramsal resmi Şekil 3.14’ de verilmektedir. Wannier eksitonları alternatif olarak Mott-Wannier olarak veya basitçe Mott eksitonları olarak adlandırılırlar (Basu, 1997). Şekil 3.14 Bir Frenkel ve bir Mott-Wannier eksitonunun periyodik kuşatan fonksiyonlarının alanını açıklayan kavramsal bir resim. Wannier eksiton kuşatan fonksiyonu birim hücrelerin büyük bir miktarını kapsar. (Basu, 1997) 83 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN 3.5. P-N Eklemi 3.5. 1. Giriş Çoğu yarıiletken aygıtlar p-tipi ve n-tipi materyal arasında en azından bir eklem içerir. Bu eklemler, örneğin, doğrultucu, yükseltici, anahtarlama ve elektronik devrelerdeki diğer icraatlar gibi fonksiyonel performanslarına göre önemlidirler (Streetman, 2006). 3.5. 2. Kontak Potansiyeli n ne p-tipi yarıiletken materyalin farklı bölgelerini gözönüne alalım ve bir eklem oluşturmak için bir araya getirelim (Şekil 3.15). Bu bir aygıt oluşturmak için pratik bir yol değildir, fakat bu düşünce deneyi bir eklemde denge koşullarını keşfetmemize izin verir. Onlar birleştirilmeden önce, n-tipi materyal büyük bir elekton konsantrasyonuna ve az miktar deşiğe sahiptir, oysa p tipi materyal için bunun tersi doğrudur. İki bölgeyi birleştirirsek (Şekil 3.15), eklemdeki büyük taşıyıcı konsantrasyon gradyentinden dolayı taşıyıcıların difüzyon etmesini bekleriz. Bu yüzden, deşikler p tarafından n tarafına düfüzyon ederlerken elektronlarda n’ den p’ ye difüzyon ederler. Eklemde bir zıt elektrik alan yaratıldığından dolayı, ortaya çıkan düfüzyon akımı süresiz olarak oluşturulamaz (Şekil 3.15 b). Eğer iki bölge kırmızı hava molekülleri ve yeşil moleküllere ait kutular olsalardı, kutular birleştirildikten sonra, neticede, ikisinin homojen bir karışımı oluşacaktı. Bu, yüklü parçacık durumunda ki bir p-n ekleminde uzay yükü ve elektrik alanın ℰ gelişiminden dolayı gerçekleşemez. Ektronlar n’ den p’ ye düfüzyon ederken, n materyalinde kompanse edilmemiş verici iyonları ( ) bırakırken, deşikler de p bölgesini terk ederken arkalarında kompanse edilmemiş alıcıları ( ) bırakırlar. Bu durumda, eklemin n kenarının yakınında pozitif uzay yüküne ve p kenarının yakınında da negatif uzay yüküne ait bir bölgenin gelişimini gözümüzde canlandırmak kolay olacaktır. Sonuçta oluşan elektrik alan ℰ, pozitif yükten negatif yüke doğru yönelir. Sonuçta elektrik alan her iki taşıyıcı tipi içinde difüzyon akımına zıt yöndedir.(elektron akımının 84 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN elektrik akısının yönüne zıt olduğu anımsanmalıdır.) Dolayısıyla, alan düfüzyon akımına zıt yönde n den p’ ye bir sürüklenme bileşenini ortaya çıkarır (Şekil 3.15 c). Denge durumunda, eklemin içinden net akım akamayacağını bildiğimizden dolayı, elektrik alanda taşıyıcıların sürüklenmesine bağlı oluşan akım, düfüzyon akımını tamamıyla yok etmelidir. Buna ek olarak, her iki tarafta da zamanın bir fonksiyonu olarak net elektronlar ve deşikler oluşamayacağından dolayı, sürüklenme ve düfüzyon akımları her bir taşıyıcı tipi için birbirini yok etmelidir. Şekil 3.15. Denge durumundaki bir p-n ekleminin nitelikleri: (a) p-tipi ve n-tipi materyalin yalıtılmış nötral bölgeleri ve yalıtılmış bölgeler için enerji bantları (b) geçiş bölgesindeki uzay yükünü, oluşan elektrik alan ℰ, kontak potansiyeli ve enerji bantlarının ayrılışını gösteren eklem (c) geçiş bölgesi içindeki parçacık akışının dört bileşeninin yönü ve oluşan akım yönleri. (Streetman, 2006) 85 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN ( ü ü )+ ( ü ü ) = 0, (3.29 a.) ( ü ü )+ ( ü ü ) = 0, (3.29 b.) Dolayısıyla, denge durumunda net akımın sıfır olduğu noktaya kadar elektrik alan oluşturulur. Elektrik alan eklem civarında bölgesi civarında oluşur ve bir yanından diğer yanına bir denge potansiyel farkı ’ nın vardır. Elektrostatik potansiyel diyagramında (Şekil 3.15 b), ℰ ( ) = − ( ( )⁄ temel ilişkisiyle uyumlu, ℰ elektrik alanına zıt yönde, potansiyelde bir gradyen vardır. ’ nın dışındaki doğal bölgede elektrik alanın sıfır olduğu varsayılır. Dolayısıyla, nötral n materyalinde sabit bir potansiyel ve ikisinin arasında = − bölgesi olarak adlandırılırken, adlandırılır. , nötral p materyalinde de sabit bir potansiyel ’ lik bir potansiyel farkı vardır. , bölgesi geçiş potansiyel farkı da kontak potansiyeli olarak ’ nın bir yanından diğer yanına oluşan kontak potansiyeli bir iç potansiyel bariyeri olup, eklemde dengenin muhafaza edilmesi için gereklidir. O, herhangi bir dış potansiyel anlamına gelmez. Gerçekten de, kontak potansiyeli aygıtın bir ucuyla diğer ucuna bir voltmetre bağlayarak ölçülemez. Çünkü her bir prob da yeni kontak potansiyelleri oluşur ve gereği ’ ı tam anlamıyla yok eder . Tabiatı bir denge niceliğidir ve ondan dolayı net bir akım oluşmaz. Kontak potansiyeli, bantları Şekil 3.15 b’ deki gibi ayırır. Eklemin p tarafındaki valans ve iletim bantları, n tarafında olduğundan miktarı kadar daha yüksektir. Denge durumunda bantların ayrılması sadece aygıt boyunca fermi düzeyini sabit yapmak için gereklidir. Dolayısıyla, her bir ayrı materyal için ’ yi içeren band diyagramı bilinirse (3.15 a), denge durumunda eklem için bant ayrılışı Şekil 3.15 b’ deki gibi fermi düzeyleri aynı hizaya gelecek şekilde bir diyagram çizilerek kolayca bulanabilir. (Streetman, 2006). 86 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN 3.5.3. İleri ve Ters Öngerilim Uygulanmış Eklemler; Kararlı Durum Şartları p-n ekleminin yararlı bir özelliği, n’ ye göreceli olarak p bölgesine pozitif bir dış ön gerilim uygulandığında, p’ den n yönüne akımın oldukça serbest şekilde akmasıdır (ileri ön gerilim ve ileri akım). Oysa, p, n’ ye göreceli olarak negatif yapıldığında neredeyse hiç akım akmamaktadır (ters ön gerilim ve ters akım). Akım akısının bu asimetrisi p-n eklem diyotunu bir doğrultucu olarak oldukça yararlı kılar. Doğrultma işlemi önemli bir uygulama iken, ön gerilim uygulanmış eklem için bir çok kullanım amaçlarının sadece başlangıcıdır. Öngerilim uygulanmış p-n eklemleri, voltaj değişken kapasitörler, fotoseller, ışık yayıcılar, ve modern elektroniğin temelini teşkil eden birçok aygıtlar olarak kullanılabilirler. İki veya daha fazla eklemler, transistörler ve kontrollü anahtarlar oluşturmak için kullanılabilirler (Streetman, 2006) . 3.5.4. Bir Eklemde Akım Akısının Niteliksel Tanımı Biz uygulanan bir voltaj öngeriliminin ( ), nötral n ve p bölgelerinden ziyade eklemin geçiş bölgesinin bir ucundan bir ucuna olduğunu varsayalım. Bu durumda, eğer akım nötral bölge içinden akarsa, nötral materyalde biraz voltaj düşüklüğü olacağı açıktır. Fakat çoğu p-n eklem aygıtlarında her bir bölgenin uzunluğu onun alanıyla kıyaslandığında küçüktür, dolayısıyla her bir nötral bölgede direnç küçük olup, uzay yük (geçiş) bölgesinin dışında sadece küçük bir voltaj düşüşü devam ettirilebilir. Hemen hemen bütün hesaplamalar için uygulanan voltajın tamamıyla geçiş bölgesinin tamamında ortaya çıktığını varsaymak önemlidir. Biz ’ yi n bölgesine göreceli olarak p bölgesi üzerinde pozitif dış öngerilim uygulandığında pozitif alacağız. Uygulanan bir voltaj, elektrostatik potansiyel bariyerini ve dolayısıyla da geçiş bölgesindeki elektrik alanı değiştirdiğinden dolayı, eklemdeki akımın çeşitli bileşenlerinde değişimler bekleriz (şek 3.16). Buna ek olarak, enerji bantlarının ayrımı deplasyon bölgesinin genişliği boyunca uygulanan öngerilimden etkilenir. 87 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Şimdi niteliksel olarak öngerilimin eklemin önemli özellikleri üzerindeki etkisini incelemeye başlayalım. Şekil 3.16. Bir p-n eklemindeki ön gerilimin etkisi: (a) denge durumunda (b) ileri ön gerilim uygulandığında (c) ters ön gerilim uygulandığında, geçiş bölgesi genişliği ve elektrik alan, elektrostatik potansiyel, enerji bant diyagramı ve W genişliği içinde parçacık akısı ve akım yönü (Streetman, 2006) 88 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Eklemdeki elektrostatik potansiyel bariyeri, uygulanan bir ileri öngerilim ile, denge kontak potansiyeli ’ dan daha düşük bir değer olan − değerine küçültülür. Potansiyel bariyerindeki bu düşüş, ileri öngerilimin (p, n’ e göre pozitif) n’ ye göre p kenarındaki elektrostatik potansiyeli arttırmasıyla ortaya çıkar. Ters bir öngerilim ( = − ) için biraz önceki anlatılanların tam tersi doğrudur; p kenarındaki elektrostatik potansiyel n kenarına göre düşürülür ve eklemdeki potansiyel bariyeri daha büyük olur ( + ). Geçiş bölgesindeki elektrik alan potansiyel bariyerinden çıkarılabilir. İleri ön gerilimle birlikte, uygulanan alanın yerleşik alana zıt olmasından dolayı alanın düştüğüne dikkat etmeliyiz. Geri ön gerilimle birlikte, uygulanan alanın denge alanıyla aynı yönde olmasından dolayı eklemdeki alan arttırılır. Elektrik alanın verilen bir değeri için, pozitif ve negatif yüklerin (kompanse edilmemiş verici ve alıcı iyonları formunda) düzenli bir sayısının hala etkiye açık bırakılmasının gerekli olduğundan dolayı, eklemdeki elektrik alandaki değişim geçiş bölgesi genişliği da ki bir değişimle anılır. Dolayısıyla, ileri öngerilim altında (daha küçük elektrik alan ℰ , daha az kompanse edilmemiş yükler) genişliğinin azalacağını ve ters öngerilim altında da artacağını tahmin edebiliriz. Enerji bantlarının ayrılması eklemdeki elektrostatik potansiyel bariyerinin direkt bir fonksiyonudur. Elektron enerji bariyerinin yüksekliği basitçe elektron yükü ile elektrostatik potansiyel bariyerinin yüksekliğinin çarpımıdır. Dolayısıyla, bantlar, ileri öngerilim altında dengedeki durumdan [ ( ters öngerilim altında da denge durumundan [ ( + − )]’ den daha az ve )]’ dan daha fazla ayrılır. Fermi düzeyini her bir nötral bölgenin derininde varsaymak aslında denge değeridir. Dolayısıyla, öngerilim altında enerji bantlarının kayması eklemin her iki kenarında fermi düzeylerinin kayması anlamına gelmektedir. İleri öngerilim altında, n kenarındaki fermi düzeyi , öngerilim altında da, ’ den , ’ den enersisi kadar yukarıdadır; ters enerjisi kadar yüksektedir. Elektron volt enerji biriminde, iki nötral bölgedeki fermi düzeyi uygulanan voltaja nümerik olarak eşit bir enerji (eV) ile ayrılırlar. 89 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Düfüzyon akımı, n kenarındaki çoğunluk taşıyıcısı elektronlardan meydana gelir, dolayısıyla, p bölgesine düfüzyon etmek için potansiyel enerji bariyerini aşarlar ve deşiklerde p’ den n’ ye bariyeri aşarlar. n kenarındaki iletkenlik bandındaki elektronlar için bir enerji dağılımı vardır ve denge durumunda, dağılımın yüksek enerjisindeki bazı elektronlar bariyere rağmen n’ den p’ ye difüzyon etmek için yeterli enerjiye sahiptirler. İleri öngerilimle birlikte, bariyer ( − )’ ye düşürülür ve n kenarındaki iletkenlik bandındaki çok daha fazla elektron daha küçük bariyer üzerinden n’ den p’ye düfüzyon etmek için yeterli enerjiye sahiptir. Bu yüzden ileri öngerilimle birlikte elektron düfüzyon akımı oldukça yüksek olabilir. Benzer bir şekilde, ileri öngerilim altında düşük bariyerden dolayı p’ den n’ ye çok daha fazla deşik düfüzyon edebilir. Ters öngerilim için bariyer oldukça büyük olur( + ) ve neredeyse n kenarındaki iletkenlik bandındaki hiçbir elektron ve p kenarındaki valans bandındaki hiçbir deşik bariyeri aşmak için yeterli enerjiye sahiptir. Sürüklenme akımı göreceli olarak potansiyel bariyerinin yüksekliğine duyarsızdır. Biz normal olarak materyalde çok taşıyıcı olduğunu düşündüğümüzden dolayı bu başta tuhaf görünür ve bundan dolayı da sürüklenme akımının basitçe uygulanan alana orantılı olmasını bekleriz. Bu belirgin anormalliğin nedeni, sürüklenme akımının, taşıyıcıların bariyerden ne kadar hızlı sürüldüğüyle değil fakat bundan ziyade ne sıklıkla sürüldüğüyle sınırlanmasıdır. Örneğin, geçiş bölgesine giren p kenarındaki azınlık taşıyıcı elektronları elektrik alan ile bariyerden aşağı sürülecektir. Ve bu da sürüklenme akımının elektron bileşenine neden olacaktır. Buna rağmen, bu akımın küçüklüğü bariyerin büyüklüğünden dolayı değil fakat p bölgesinde iştirak edecek çok az azınlık elektronunun bulunmasından dolayıdır. Geçiş bölgesine düfüzyon eden p kenarındaki her elektron, büyük veya küçük olsa da potansiyel enerji tepesinden aşağı sürülecektir. Elektron sürüklenme akımı, tek bir elektronun p’ den n’ ye ne kadar hızlı sürüldüğüne bağlı değil, fakat bundan öte, her birim saniyede bariyerden ne kadar elektron sürüleceğine bağlıdır. Benzer yorumlar eklemin n kenarından p kenarına azınlık deşiklerin sürüklenmesi gözönüne alınarak yapılabilir. İyi bir yaklaşımla, ne var ki, eklemdeki elektron ve deşik sürüklenme akımı uygulanan voltajdan bağımsızdır. 90 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Eklemin her bir kenarındaki azınlık taşıyıcılarının miktarı, akımın sürüklenme bileşenine dahil olması için gerekli olup, elektron deşik çiftlerinin ısısal uyarılmasıyla üretilir. Örneğin, eklemin p kenarına yakın bir yerde üretilen bir elektron deşik çifti, p kenarında bir azınlık taşıyıcı elektronu sağlar. Eğer elektron deşik çifti geçiş bölgeşinin bir düfüzyon uzunluğu içerisinde üretilirse, bu elektron ekleme düfüzyon edebilir ve bariyerden n kenarına sürülebilir. Sonuçta ortaya çıkan akım eklemin karşısında üretilen taşıyıcıların sürüklenmesine bağlıdır. Bu akım, genellikle onun değeri tamamıyla elektron deşik çiftlerinin üretim oranına bağlı olduğundan dolayı üretim akımı olarak adlandırılır. Bu üretim akımı, elektron deşik çiftlerinin eklemin kenarında optiksel olarak uyarılmasıyla geniş ölçüde arttırılabilir. Eklemi geçen toplam akım düfüzyon ve sürüklenme bileşenlerinin toplamından meydana gelir. Şekil 3.16’ da gösterildiği gibi, elektron ve deşik düfüzyon akımlarının her ikisi de p’ den n’ ye (parçacık akım yönleri her birine zıt olmasına rağmen) doğru yönlendirilir ve sürüklenme akımları n’ den p’ ye doğrudur. Denge durumunda, eklemden geçen net akım, her bir taşıyıcı tipi için (net deşik akımı ve net elektron akımının her ikisinin de sıfır olması denge elektron ve deşik bileşenlerinin şek 3.16’ da ki gibi eşit olmasını gerektirmez) sürüklenme ve düfüzyon bileşenlerinin birbirini yok etmesinden dolayı sıfırdır. Ters ön gerilim altında, her iki düfüzyon bileşenide eklemdeki büyük bariyerden dolayı ihmal edilebilir ve akım sadece n’den p’ye göreceli olarak küçük olan (ve özellikle voltajdan bağımsız) üretim akımıdır. Bu üretim akımı, Şekil 3.17’ de bir p-n eklemi için tipik bir I-V eğrisinin şemasında gösterilmektedir. Bu şekilde, I akımı için pozitif yön, p’ den n’ ye doğru alınmış olup, pozitif batarya ucu p’ ye ve negatif uçta n’ ye bağlandığında uygulanan voltaj pozitiftir. Negatif için, p-n eklem diyodundan geçen akım, sadece geçiş bölgesinde üretilen taşıyıcılara veya ekleme düfüzyon ederek toplanan azınlık taşıyıcılarına bağlı küçük (ü ı ı) akımıdır. = 0 da (denge durumunda) akım sıfırdır, çünkü, üretim ve düfüzyon akımları birbirini yok etmektedir. = ( )−| ( )| = 0 91 = 0 için (3.30.) 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Uygulanan bir ileri ön gerilim ⁄ olasılığını exp ( = , bir taşıyıcının eklemden difüzyon etme ) kadar arttırır. Dolayısıyla ileri öngerilim altında düfüzyon akımı, onun denge durum değeriyle exp ( öngerilim için düfüzyon akımı, =− ⁄ )’ nin çarpılması ile verilir. Geri ile birlikte aynı faktör ile azaltılan denge değeridir. Denge düfüzyon akımı değer olarak | ( dolayı, uygulanan | ( öngerilimle )|exp ( birlikte düfüzyon )|’ a eşit olduğundan akımı basitçe ⁄ ) şeklinde yazılır. Bu durumda toplam akım düfüzyon − 1) (3.31.) akımı eksi jenerasyon akımının mutlak değeri şeklinde yazılır, o halde = ( ⁄ şeklinde yazabiliriz. Denklem (3.31)’ de uygulanan voltaj olabilir, = veya =− . olduğunda (oda sıcaklığında pozitif olduğunda ve birkaç , pozitif veya negatif ⁄ ’ dan daha büyük ⁄ = 0.0259 ), ekponansiyel terim birimden çok daha büyük olur. Dolayısıyla ileri öngerilimle birlikte akım eksponansiyel olarak artar. akım − negatif olduğunda (ters öngerilim), eksponansiyel terim sıfıra yaklaşır ve olur ve yönü n’den p’ye (negatif) doğrudur. Bu negatif jenerasyon akımı ters doyum akımı olarak adlandırılır. Şekil 3.17’ de ki dikkat çeken özellik − karakteristiğinin lineer olmamasıdır. Akım, diyodun ileri yönünde oldukça rahat akarken, aksi yönde hemen hemen hiç akmamaktadır. (Streetman, 2006). 92 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Şekil 3.17. Bir p-n ekleminin I-V karakteristiği (Streetman, 2006) 3.6. Heteroeklem Eklemlerin önemli bir çeşidi de farklı bant aralıklarıyla birlikte iki örgü uyumlu yarıiletkenden meydana gelen heteroeklemlerdir. Böyle iki yarıiletken arasındaki ara yüzey hemen hemen kusurlardan arındırılmıştır ve tekli ve çoklu heteroeklemleri kapsayan sürekli kristaller oluşturulabilir Farklı bant aralığına ve alınganlığa sahip yarıiletkenler bir eklem oluşturmak için bir araya getirildiğinde, fermi düzeyleri denge durumunda aynı hizaya gelirken enerji bantlarında kesinti beklenir. İletkenlik bandındaki ∆ ve değerlik bandındaki durumda, ∆ ( ∆ kesintileri iki yarıiletken arasındaki ∆ ∆ −∆ bant aralığı farkına eşittir. İdeal bir elektron alınganlıkları arasındaki farktan − ) ve ∆ de ’ den bulunur. Pratikte bant kesintileri özel yarıiletken çiftleri için 93 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN deneysel olarak bulunmaktadır. Örnek olarak, yaygın olarak kullanılan − sistemi verilebilir. Bu heteroeklem için, daha geniş bant aralığına sahip arasındaki ∆ ve daha dar bant aralığına sahip farkının ’ ü ∆ ’ ye ve ’ de ∆ direkt bant aralığı ’ ye eşit olacaktır. Kurulan kontak potansiyeli, Fermi düzeylerinin denge durumunda aynı hizaya gelmesi gerektiğinden dolayı iki yarıiletken arasında bölünür. Eklemin her iki kenarında oluşan deplasyon bölgesi ve her iki kenarında oluşan potansiyel değeri, eklemdeki = sürekli elektrik alan yoğunluğu sınır şartıyla birlikte poisson denklemi çözülerek bulunur. Elektronların n’ den p’ ye hareket ederken aşmak zorunda oldukları bariyer, deşiklerin p’ den n’ ye aşmak zorunda oldukları bariyerden oldukça farklı olabilir. Bir heteroeklem için bant diyagramını doğru bir şekilde çizmek için, bant kesintileri için sadece düzgün değerleri kullanmak zorundayız. Fakat, aynı zamanda, eklemdeki bant eğriliklerini de göz önüne almak zorundayız. Bunu yapmak için, eklem boyunca katkıları ve uzay yükünü de göz önüne alarak Poisson denklemini çözmek zorundayız. Bu da genellikle bir bilgisayar çözümünü gerektirir. Biz buna rağmen detaylı bir hesaplama olmaksızın yaklaşık bir diyagram çizebiliriz. Deneysel bant değerleri bilinen ∆ 1) ve ∆ ile şu yolu izleyebiliriz. Ayrılmış iki yarıiletken bantlarının Fermi düzeyleri aynı çizgiye getirilir. Geçiş bölgesi için boşluk bırakılır. 94 3.MATERYAL VE METOD 2) Metalbilimsel eklem (x=0) aşırı derecede katkılanmış kenara yerleştirilir. x=0 da ∆ 3) Necdet Hakan ERDOĞAN ve ∆ uygun bant aralıklarıyla ayrılır. Her bir materyaldeki bant aralığı sabit tutularak, iletkenlik bandı ve valans bandı bölgeleri bağlanır. Bu presödürün basamak 2’ si ve basamak 3’ ü gerçek bant eğriliğinin önemli olduğu yeri gösterir ve Poisson denkleminin çözümü ile sağlanır. Basamak 2 de ki, 95 3.MATERYAL VE METOD bant ofset değerleri ∆ Necdet Hakan ERDOĞAN ve ∆ , heteroeklemdeki yarıiletkenlerin belirli çiftleri için kullanılır. (Streetman, 2006). 3.7. Film Katakterizasyonu 3.7.1. Optiksel Karakterizasyon 3.7.1.1. Film Kalınlığı Hesabı Bir boyutta + yönünde ilerleyen bir elektromanyetik dalga; ( = ile verilir. Burada , hızını, ) (3.32.) elektrik alanı, , elektromanyetik dalganın ortam içindeki , frekansı, t ise zamanı göstermektedir. Elektromanyetik dalga n kırılma indisli, x kalınlıklı bir film içerisine girdiğinde film çıkışındaki düzlem dalganın faz değişimi; = 2 olur. =2 b (3.33.) bir tam sayı olmak üzere yapıcı ve yıkıcı girişim gözlenir. = ( ) (yapıcı girişim) (3.34.) = ( ) (yıkıcı girişim) (3.35.) Böylece ince bir filmden çıkan elektromanyetik dalganı şiddeti cosθ gibi bir faz farkıyla modüle edilmiş olur (PANKOVE, 1971). İki ardışık tepe değerlerinin gözlendiği λ1 ve λ2 dalga boylarının farkı alınırsa; 96 3.MATERYAL VE METOD = Necdet Hakan ERDOĞAN (3.36.) ∆ bulunur. Eğer kırılma indisi bilinirse, bu eşitlik kullanılarak film kalınlığı ya da kalınlık biliniyorsa kırılma indisi hesaplanabilir. Eğer farklı dalga boylarına ait farklı kırılma indisleri olursa, denklem şu şekilde yazılabilir. Bu denklem ardışık iki maksimum tepe değeri için geçerli olan ifadedir. = 2 ( ) − ( ) (3.37.) 3.7.1.2. Soğurma Katsayısının Hesaplanması Tek renkli ışık demetinin soğurucu özelliğe sahip örnek üzerine düşürüldüğünü düşünelim ve gelen ışığın bir kısmının ilk yüzeyden ve diğer bir kısmınında ışığın örnekten ayrıldığı yüzeyden yansıdığı gerçeğini ihmal edelim. Böylece gelen ışığın şiddeti I0 ve ortamdan geçen ışığın şiddeti IT olmak üzere iki değere sahip oluruz. Şekil 3.18’ de gösterildiği gibi örneğin çok ince olduğunu düşünürsek ışık Δx kalınlıktaki bölgeden geçtikten sonra gelen ışığın şiddeti -ΔI kadar azalır, azalma ilk şiddet ve Δx’ e bağlıdır. −Δ = − = Δ (3.38.) α, sabiti soğurma katsayısıdır ve soğurucu ortamın ve ışığın dalga boyunun karakteristiğini gösterir. Işığın şimdi iki ya da daha fazla Δx kalınlığındaki ince tabakalardan geçtiğini düşünelim. Soğurma katsayısı, verilen materyalin karakteristiğini gösterecek ve gelen ışın şiddetinden bağımsız olacaktır. Böylece Δx kalınlığındaki plakanın arkasına yerleştirilen ikinci plaka ile ilk plakadan geçen ışığın şiddeti biraz daha az azalacaktır. Fakat buraya gelen ışık şiddeti birinciye gelenden az olacağından daha az kayıp olacaktır. Fakat mutlak kayıp az olsa da her iki tabakadan olan ışık kaybı oranı eşit olacaktır. Bu N tabaka olsa da geçerli olur. 97 3.MATERYAL VE METOD Δ =− Necdet Hakan ERDOĞAN Δ (3.39.) =− (3.40) elde edilecektir. Burada α soğurucu materyalin her birim kalınlıktan kaynaklanan azalma oranını veya soğuruculuğunu göstermektedir. Katmanları dx gibi çok küçük kalınlıklara indirgersek, ışık her katmanı geçerken soğurulan ilk ışık şiddeti oranının oranı böylece; kesri olan =− (3.41.) şekline gelecektir. Toplam x kalınlığından geçen ışık şiddetindeki azalmayı bulmak için bu ifade, x=0 da I0 ve x=x de IT olmak üzere integre edilirse; =− (3.42.) = (3.43.) eşitlikleri elde edilir. Elde edilen 3.43 eşitliği üssel soğurma yasası olarak bilinir ve Lambert tarafından geliştirilmiştir (MEYER, 1972). Şekil 3.18. İnce bir tabakadaki soğurma 98 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Buradan gördüğümüz gibi soğurma için Beer-Lambert yasası; ( ) = (3.44.) şeklinde yazılabilir. Burada ( ) ışık şiddetini, x ortam içinde gidilen yolu ve α soğurma katsayısını göstermektedir. Yansıma R; ( =( ) (3.45.) ) şeklinde verilebilir. n ve k kırılma indisinin gerçek ve sanal kısımlarıdır. Görünür bölgede k, n den çok küçük olduğundan (3.45) denklemi; ( =( ) (3.46.) ) şekline gelir. Toplam geçirgenliği ZnO ince film için bulmak istersek, Şekil 3.19’ da gösterildiği gibi iki bölge alabiliriz. 99 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Şekil 3.19. İnce bir filmde çok yansımalı ışık geçirimi Girişim ihmal edildiği zaman, d kalınlığındaki bir ince filme I0 şiddetinde tek renkli ışık düşürülürse film içine giren ışık miktarı I; = (1 − ) (3.47.) şeklinde yazılabilir. İkinci bölgeye ulaşan ışık şiddeti ise; = (1 − ) (3.48.) dir. Filmden geçen ışık miktarı; = (1 − ) (3.49.) 100 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN eşitliğiyle ifade edilir. Bu şekilde iç yansımalar devam ettirilirse yansıyan ışık miktarının her yansımada bir; = (1 − ) ( ) (3.50.) terimi kadar arttığı görülür. Bu artış göz önüne alınırsa filmin toplam ışık geçirgenliğinin; = (1 − ) (∑ ) (3.51.) olduğu görülür. Bu geometrik bir seridir. Böylece toplam geçirgenlik örnek tarafından yansıtılan ışık şiddetinin örnek üzerine gelen ışık şiddetine oranı şeklinde tanımlanır. = (3.52.) Bu iç yansımalar Şekilde gösterildiği gibi devam ettirilirse toplam geçirgenlik; = ( ) (3.53.) şekline indirgenir. Bu son denklemde çok soğurucu bölge için d >>0 yaklaşımı yapıldığında; = (1 − ) (3.54.) halini alır. Burada eğer R ve d bilinirse, eşitlik α için çözülebilir. = log = −log (3.55.) 101 3.MATERYAL VE METOD 2.3log Necdet Hakan ERDOĞAN = ln[(1 − ) ] (3.56.) −2.3 = ln(1 − ) (3.57.) = [2.3 + ln(1 − ) ] (3.58.) elde edilir. (3.49) denklemi yardımıyla soğurma katsayısı hesaplanıp optik karakterizasyonda kullanılabilir. Soğurma katsayısı, (3.49) denklemindeki R yansıma değerini içeren kısım ihmal edilerek hesaplanabilir (PANKOVE, 1971). 3.7.1.3. Yasak Enerji Aralığının Hesaplanması Amorf bir yarıiletkenin soğurma katsayısının enerjiye göre değişimi Şekil 3.20’ de görülmektedir (MOTT ve DAVIS, 1979). Burada işaretlenen A bölgesi enerji aralığındaki yapı kusurlarının oluşturduğu elektron enerji durumlarına bağlı soğurma olup α<1 cm-1 dir. B bölgesi Urbach kuyruğu denen değerlik ve iletkenlik bandı elektron enerji durumlarının uzantılarının oluşturduğu (1<α<10 -4 cm-1) bölgedir. Bu bölgeler arasındaki sınırlar kesin değil, içi içe girmiş haldedir. Yarıiletkenin yasak enerji aralığı B bölgesine düşer. Ölçülen soğurma katsayısından Eg aşağıdaki yöntem ve yaklaşımlar kullanılarak hesaplanabilir. C bölgesi ise banttan banda geçişlerin oluşturduğu bölge olup fotoiletkenlik yöntemiyle bile tamamı ölçülemeyen α>10 -4 cm-1 bölgesidir. ZnO doğrudan bant aralıklı bir yarıiletken olduğu soğurma katsayısı için (ℎ ) = ∗ ℎ − ⁄ (3.59.) ifadesi kullanılır. Burada A soğurma, Eg yasak enerji aralığıdır (PANKOVE, 1971). Buradan soğurma katsayısının enerjiyle çarpımının karesinin enerjiye karşı çizilen (αE)2-E grafiğinin teğetinin enerji eksenini kestiği nokta Eg yasak enerji aralığını verir. 102 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Şekil 3.20. Amorf bir yarıiletkenin soğurma katsayısının enerji ile değişimi 3.7.2. XRD Analizi X-Işınları Kırınımı (X-Ray Diffraction-XRD), x-ışınları tarafından oluşturulan kırınım deseninden atomik düzeyde bilgi edinmek için kullanılmaktadır. X-ışınları ölçümleri kristale zarar vermeksizin yapısı hakkında bilgi veren güçlü bir yöntemdir. X-ışınlarının dalgaboyu, 1 Angstrom civarındadır. Bu da bir kristal içindeki atomlar arası mesafe mertebesindedir. Kristallerin atom dizilişlerinin incelenmesinde bu yüzden X-ışınlarına ihtiyaç duyulur X-ışınları kırınımı günümüzde malzeme karakterizasyonu için endüstriyel ve bilimsel araştırmalarında; fizik, kimya, biyoloji, biyokimya, malzeme ve metalürji, 103 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN jeoloji, madencilik, çimento, seramik ve teknolojik uygulamalarda yaygın olarak kullanılmaktadır. X-ışınları kırınım desenlerinden, bir katıdaki düzlemler arasındaki mesafe (atomların oluşturduğu sıralar), Tek kristalin veya taneciğin yönelimi, bilinmeyen bir malzemenin kristal yapısı, tanecik boyutu, stresi ve şekli hakkında bilgi elde edilebilir. XRD uygulamaları, malzemelerin içerdiği fazları belirlemede, nicel faz analizinde, sıcaklık, basınç v.s. fiziksel parametrelere bağlı faz değişimlerinde, tanecik boyutu, tanecik yönelimi, kimyasal komposizyonu belirlemede ve örgü sabitlerini bulmak için kullanılır. Örgü parametrelerini belirleyebilmek için Bragg yasasından yararlanabiliriz. 2 sin = (3.60.) eşitliği Bragg denklemi olarak bilinir, burada, d düzlemler arası mesafe ve n kırınımın mertebesidir. Bragg yansıması sadece ≤2 (3.61.) dalgaboyu şartında meydana gelir. Bu koşulu sağlamak görünür ışık dalgaboyu ile mümkün olmadığından X-ışınları kullanılmaktadır. Kırınıma uğramış demetler (yansımalar) Bragg yasası ile tanımlanan belirli açılarda oluşabilir. Tanecik büyüklüğünü hesaplamak için, aşağıda verilen Scherer denklemini kullanabiliriz: = . (3.62.) Burada, D grain büyüklüğü, , kullanılan X-ışınının dalga boyu, cinsinden kırınım pikinin yarımaksumumdaki genişliği,, ve kırınım açısıdır (Y. Zhang, 2006). 104 , radyan , XRD pikinin Bragg 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Ayrıca, ZnO’ nun hekzagonal fazı için örgü sabitleri a ve c aşağıdaki eşitlik kullanılarak hesaplanabilir: (A. Ghosh ve ark, 2009). = + . (3.63.) 3.7.3. Hall Analizi 3.7.3.1. Mobilite Isısal denge durumunda düzgün konsantrasyonlu n-tipi bir yarıiletken göz önüne alalım. Yarıiletkenin iletim bandındaki elektronlar aslında serbest parçacıklardır ve dolayısıyla onların herhangi belirli örgü ve verici sitelerle ilişkisi yoktur. Kristal örgüler iletim elektronlarının etkin kütlesini belirlemede önemli olurlar. İletim elektronlarının etkin kütlesi serbest elektronların etkin kütlesinden farklıdır. Isısal denge altında, bir iletim elektronunun ortalama ısısal enerjisi, enerji bölüşüm teoremini kullanarak elde edilebilir, 1⁄2 , serbestlik derecesi başına enerji birimidir, k, Boltzman sabiti ve T mutlak sıcaklıktır. Bir yarıiletkendeki elektronlar üç serbestlik derecesine sahiptir; Onlar üç boyutlu uzayda hareket edebilirler. Dolayısıyla, elektronların kinetik enerjisi = ile verilir. Burada, (3.64.) , elektronların etkin kütlesi ve , ortalama ısısal hızdır. Oda sıcaklığında (300 K), denklem 3.64 kullanılarak silisyum ve galyum arsenür için elektronların ısısal hızı yaklaşık 10 ⁄ olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla, yarıiletken içindeki elektronlar bütün doğrultularda çok hızlı bir şekilde hareket ederler. Bireysel bir elektronun ısısal hareketi Şekil 3.21 a da gösterildiği üzere, örgü atomları, safsızlık atomları ve diğer saçılma merkezlerinden birbirini takip eden rastgele saçılmalar şeklinde göz önünde canlandırılabilir. Elektronların rastgele hareketi, zamanın yeteri kadar uzun bir periyodu üzerinde bir 105 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN elektronun net yer değiştirmesinin sıfır ile sonuçlanmasına neden olur. Çarpışmalar arasındaki ortalama uzaklık, ortalama serbest yörünge olarak adlandırılır ve çarpışmalar arasındaki ortalama zaman, ortalama serbest zaman adlandırılır. Ortalama serbest yörünge için verilen 10 , yaklaşık 1 ps dir. ( örneğin, 10 ⁄ ≅ 10 olarak cm’ lik tipik bir değer için, ). Şekil 3.21. Bir yarıiletken içindeki bir elektronun şematik yörüngesi. (a) Rastgele ısısal hareket. (b) Gelişigüzel ısısal harekete ve uygulanan bir elektrik alana bağlı birleştirilmiş hareket.(Sze, 2002) Eğer küçük bir elektrik alan yarıiletken örneğe uygulanırsa, her bir elektron çarpışmalar arasındaki süre boyunca alan tarafından − gibi bir kuvvete maruz kalacaktır ve alan boyunca (alanın tersi yönünde) ivmelendirilecektir. Bundan dolayı net bir hız bileşeni oluşacaktır ve bu hız sürüklenme hızı olarak tanımlanır. Sürüklenme hızı , çarpışmalar arasındaki serbest uçuş süresi boyunca bir elektrona uygulanan momentumun, aynı periyotta elektron tarafından kazanılan momentuma eşitlenmesiyle elde edilebilir. Bir elektrona uygulanan momentum − kazanılan momentum ise − olur ve dir. Bu durumda = (3.65.) 106 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN olacaktır veya =− olur. (3.66.) etkin kütle olup, elektron sürüklenme hızı uygulanan alan ile orantılıdır. Orantı faktörü, ortalama serbest süreye ve etkin kütleye bağlıdır ve bu orantı faktörüne elektron mobilitesi denir ve ile gösterilir ve birimi ≡ ⁄ dir. O halde (3.67.) olacaktır ve dolayısıyla = − (3.68.) olur ve aynı tartışma değerlik bandındaki deşikler içinde yapılırsa, = (3.69.) olarak elde edilir (Sze, 2002). 3.7.3.2. Direnç Homojen bir yarıiletken malzemedeki iletkenliği göz önüne alalım. Şekil.3.22. a, n-tipi bir yarıiletkeni ve ısısal dengedeki onun bant yapısını göstermektedir. 107 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Şekil 3.22. n-tipi bir yarıiletkende iletkenlik süreci (a) ısısal denge durumunda ve (b) bir öngerilim şartı altında .(Sze, 2002) Şekil 3.22. b’ de sağ uca nötral olmayan bir gerilim uygulandığında buna karşılık gelen bant diyagramı gösterilmektedir. Sağ ve sol uçlardaki kontakların ohmik olduğunu varsayıyoruz. Yarıiletkene bir elektrik alan elektron alan tarafından – uygulandığında her bir gibi bir kuvvetin etkisine maruz kalmaktadır. Bu kuvvet potansiyel enerjinin negatif gradyentine eşit olacaktır. − = − (3.70.) , iletkenlik bandındaki bir elektronun potansiyel enerjisidir. Biz sadece potansiyel enerjinin gradyentiyle ilgilendiğimizden dolayı, bant diyagramının olan ( , aldığımızda , ’ ye paralel ) herhangi bir parçası kullanılabilir. p-n eklemini göz önüne ’ yi kullanacağımızdan dolayı, burada da, özden Fermi düzeyi kullanmak uygun olacaktır. Denklem 3.70’ den 108 ’ yi 3.MATERYAL VE METOD = Necdet Hakan ERDOĞAN = (3.71.) elde edilir. Elektrostatik potansiyeli olarak tanımlanırsa = − (3.72.) olduğunu biliyoruz. 3.70 ile 3.71 eşitliğini karşılaştırırsak =− (3.73.) eşitliği elde edilecektir. Şekil 3.22. b’ de gösterilen homojen bir yarıiletken için potansiyel enerji ve uzaklıkla birlikte lineer bir Şekilde azalmaktadır. Bunun için elektrik alan negatif x ekseni boyunca sabit olacaktır ve değeri uygulanan gerilimin örnek uzunluğuna bölünmesiyle elde edilen sonuca eşittir. Şekil 3.22. b’ de görüldüğü gibi elektronlar iletkenlik bandında sağa doğru ilerleyecektir. Kinetik enerji bant kıyısından olan uzaklığa karşılık gelecektir. (örneğin elektronlar için ). Elektron bir çarpışma yaptığında kinetik enerjisinin bir kısmını veya tamamını örgüye aktararak tekrar ısısal denge konumuna dönecektir. Elektron kinetik enerjisinin bir kısmını veya tamamını kaybettiğinde tekrar sağa doğru hareket edecektir. Aynı işlem bir çok kez devam edecektir. Aynı tartışma, karşı yönde deşikler içinde yapılabilir. Uygulanan elektrik alan etkisi altında taşıyıcıların taşınması sürüklenme akımı olarak adlandırılan bir akıma neden olacaktır. Şekil 3.23’ de ki örneği gözönüne alacak olursak; 109 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Şekil 3.23. L uzunluğu ve A kesitsel alanıyla birlikte düzgün Şekilde katkılanmış bir yarıiletken çubukta akım iletimi.(Sze, 2002) Örneğe bir elektrik alan uygulayalım. Elektron akım yoğunluğu şu şekilde bulunabilir. = = ∑(− ) = − = (3.74.) Aynı tartışma deşikler içinde yapıldığında = = (3.75.) elde edilir ve uygulanan elektrik alana bağlı olarak yarıiletken örnekteki toplam akım yoğunluğu elektron ve deşik bileşenlerinin toplamı olacaktır. = + = + (3.76.) parantez içindeki terim iletkenlik olarak bilinir o halde; = + (3.77.) olarak elde edilir. Buna karşılık gelen direnç de 110 3.MATERYAL VE METOD = Necdet Hakan ERDOĞAN = (3.78.) şeklinde bulunur. Genellikle katkılı yarıiletkenlerde n ile p kıyaslandığında aralarında çok büyük farklılık var ise bu bileşenlerden sadece birini kullanabiliriz. ntipi yarıiletken için ≫ olduğunda = olarak alınır ve p-tipi yarıiletken için (3.79.) ≫ olduğunda = (3.80.) olarak bulunur (Sze, 2002). 3.7.3.3. Hall Etkisi Olayı Bir yarıiletkende taşıyıcı yoğunluğu safsızlık yoğunluğundan farklı olabilir. İyonize safsızlık yoğunluğu, sıcaklığa ve safsızlık enerji düzeyine bağlıdır. Taşıyıcı yoğunluğunu direk olarak ölçmenin bir yolu da Hall olayı metodudur. Hall olayı aynı zamanda deşik yük taşıyıcılarının varlığının ortaya çıkmasında uygun bir yöntemdir. Çünkü ölçüm direk olarak taşıyıcı tipini belirlememize yardım etmektedir. 3.7.3.4. Hall Etkisi ve Lorentz Kuvveti Hall etkisinin altında yatan temel fiziksel kural Lorentz kuvvetidir. Eğer bir elektron uygulanan bir manyetik alana dik yönde hareket ederse, hem hareket yönüne hem de manyetik alana dik bir kuvvete maruz kalacaktır. Bu kuvvetin etkisi altında hareket ederken de iç elektrik alan tarafından bir kuvvetin etkisi altına girecektir. n tipi bir yarıiletken için Şekil 3.24’ de ki bir yarıiletkeni göz önüne alalım. Taşıyıcılar baskın bir şekilde hacim yoğunluğuna ait elektronlardır. z yönündeki bir manyetik 111 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN alanın varlığında, sabit bir akım ’ nın x ekseni boyunca soldan sağa doğru olduğunu varsayalım. Elektronlar ilk öncelikle Lorentz kuvvetinin etkisine maruz kalacaklar ve akım çizgisinden negatif y eksenine doğru yönlenecekler ve örneğin bu kenarında yüzey elektrik yükü fazlalığına yol açacaklardır. Bu kenardaki yük fazlalığı Hall voltajının oluşmasına neden olacaktır. Bu enine voltaj Hall voltajı ⁄ 10 ( dir. Burada , akım, ) = , manyetik alan, dır ve değeri , örneğin kalınlığı ve (1.602 × temel yüktür. Bazı durumlarda hacim yoğunluğu yerine tabaka yoğunluğu ) kullanmak daha uygun olmaktadır. Bu durumda, = ⁄ (3.81.) denklemi elde edilecektir. Dolayısıyla Hall voltajı ölçülerek ve bilinen , ve değerleri yardımıyla yarıiletkendeki yük taşıyıcılarının tabaka yoğunluğu belirlenebilir. Gereç ve yöntemde anlatılacak olan düzenek kurulursa Hall voltajı n tipi yarı iletkenler için negatif, p tipi yarıiletkenler için de pozitif olacaktır. Yarıiletken tabaka direnci , Van Der Pauw direnç ölçüm tekniği kullanılarak belirlenebilir. Tabaka direnci, tabaka yoğunluğu ve mobilitenin her ikisini de içerdiğinden dolayı Hall mobilitesi, = ⁄ = 1⁄ (3.82.) eşitliğinden belirlenebilir. Eğer tabaka kalınlığı d biliniyor ise, hacimsel direnç (ρ=Rsd) ve hacim yoğunluğu = ⁄ belirlenebilir. 112 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Şekil 3.24. Manyetik alan ve Lorentz kuvveti 3.7.3.5. Van Der Pauw Tekniği Mobilite ölçümünün ve tabaka yoğunluğu bir konbinazyonu ’ yi belirlemek için direnç ve Hall gerekmektedir. Düzgün örneklerin direncini belirlemede Van Der Pauw tekniği yarıiletken endüstride oldukça yaygın bir biçimde kullanılmaktadır. Kare bir Van Der Pauw konfigürasyonu Şekil 3.25’ de gösterilmektedir. Burada düzgün örneğin köşelerine çok küçük ohmik kontaklar yapılmıştır. Direnç ölçümünün amacı tabaka direnci ve yi belirlemektir. Van Der Pauw gibi iki karakteristik direnç olduğunu açıklamıştır ve bu dirençlere karşılık gelen uçlar Şekil 3.25’ te gösterilmiştir. ve tabaka direnci ile bağlantılı olup Van Der Pauw denklemi ile aşağıdaki gibi belirlenebilir. ( ⁄ ) + ( ⁄ ) =1 (3.83.) 113 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Buradan RS sayısal olarak elde edilebilir. Şekil 3.25. Van Der Pauw tekniği Hacimsel elektrik direnci , = (3.84.) eşitliği kullanılarak hesaplanabilir. İki karakteristik direnci hesaplamak için, kontak 1’den girip kontak 2’ den çıkacak Şekilde bir dc akımı ten kontak 3’ e uygulanır ve Şekil 3.25’ te gösterildiği gibi kontak 4’ gerilimi ölçülür. Daha sonra kontak 2’ den girip kontak 3’ den çıkacak şekilde bir akım uygulanır ve kontak 1’ den kontak 4’ e ve , aşağıdaki ifadelerle belirlenir, 114 gerilimi ölçülür. 3.MATERYAL VE METOD = ⁄ ve Necdet Hakan ERDOĞAN ⁄ = (3.85.) Şekil 3.26. Hall voltajı ölçme düzeneği Van der Pauw tekniğinde Hall ölçümünün amacı Hall gerilimini ölçerek tabaka taşıyıcı yoğunluğunu belirlemektir. Hall gerilim ölçümü, sabit bir akım ve örnek düzlemine dik bir manyetik alan uygulanmasıyla birlikte bir dizi gerilim ölçümünden ibarettir. Şekil 3.26’ da tekrar gösterilen aynı örnek, uygun bir şekilde aynı zamanda Hall ölçümü için de kullanılabilir. ı ölçmek için bir akımı karşılıklı kontak çifti 1 ve 3 den geçmeye zorlanır ve bunun karşısındaki geri kalan kontak çiftleri 2 ve 4 den ise ve (= ) Hall gerilimi ölçülür. , Hall geriliminin belirlenmesiyle tabaka yoğunluğu kullanılarak belirlenebilir. = , bilinenleriyle ⁄ | | eşitliği Hall ve direnç ölçümleri gerçekleştirilirken dikkat edilecek kuralları şöyle sıralayabiliriz, (1) ohmik kontak niteliği ve büyüklüğü, (2) örneğin düzgünlüğü ve kalınlığının doğru belirlenmesi (3) düzgün olmayan sıcaklığa bağlı olarak 115 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN termomanyetik etkiler, (4) fotoiletkenlik ve fotovoltajik etkiler ki, bunlar karanlık ortamda ölçüm yapılarak minimize edilebilir. Aynı zamanda örnek boyutları kontakların büyüklüğü ve kalınlığı ile kıyaslandığında daha büyük olmalıdır. Son olarak, örnek sıcaklığı, manyetik alan şiddeti, elektrik akımı ve gerilim değerleri kesin doğrulukla ölçülmelidir. 3.7.3.6. Direnç ve Hall Ölçümleri 3.7.3.7. Örnek Geometrisi Yarıiletken malzemenin ince tabakalarından örneklerin üretilmesi ve Şekil 3.27’ de gösterildiği gibi uygun geometrilere adapte edilmesi tercih edilen bir durumdur. Kontakların ortalama çapları ( ) ve örnek kalınlığı ( ), kontaklar arası uzaklık ( ) den daha küçük olmalıdır. Şekil 3.27. Hall ölçümünde kullanılan örnek geometrileri Gerekli donanımlar aşağıdaki gibi sağlanmalıdır. • Kalıcı magnet veya elektromagnet (500-5000 Gauss) • Sabit akım kaynağı (10 ’ den 100 • Yüksek giriş impedans voltmetresi (1 ’ e) ’ den 1 ’ ye) • Örnek sıcaklık ölçüm probu (Yüksek doğrulukla çalışmak için 0.1 °C çözünürlük) 116 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN 3.7.3.8. Direnç Ölçümleri için Tanımlar Dört iletken tel, örnek üzerindeki dört ohmik kontağa Şekil 3.27’ deki gibi saat yönünün tersinde 1, 2, 3, 4 ile gösterildiği gibi bağlanır. Termomanyetik etkileri minimize etmek için dört iletken telin hepsi aynı gruptan seçilmelidir. Benzer şekilde dört omik kontak da aynı malzemeden oluşmalıdır. Aşağıdaki parametreleri tanımlayacak olursak (Şekil 3.25) = Örnek direnci (Ω ) = İletken tabaka kalınlığı ( ) =Kontak 1’ den girip kontak 2 den çıkan pozitif dc akımı , benzer Şekilde diğerleri de gerilimi ( = manyetik alan yok iken ( ( ) olarak gösterilecektir. = 0), 1 ve 2 kontakları arasındaki dc ), benzer Şekilde diğerleri de − , , , , , , ( ) olarak gösterilecektir 3.7.3.9. Direnç ölçümleri Aşağıdaki veriler iç tutarlılık, ohmik kontak özelliği, örnek düzgünlüğü için kontrol edilmelidir. • Bir dc akımı kurulur, şöyle ki, örneğe uygulandığında güç dağılımı 5 ’ ı aşmamalı (tercihen 1 ). Otomatik ölçüm serisi başlamadan önce herhangi iki kontak arasındaki (1’ den 3’ e veya 2’ den 4’ e) direnç belirlenebilir. • < (200R)-0.5 akımı uygulanır ve ölçülmesi ile bir limit gerilimi ölçülür. • Akımın yönü tersine çevrilir ve gerilimi ölçülür. • Aynı işlemler diğer altı değer için tekrarlanır ( , , , , , ) Sekiz gerilim ölçümü sekiz direnç değeri elde etmemizi sağlar ve hepsi pozitif olmalıdır. 117 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN , = ⁄ ,, = ⁄ , = ⁄ , = ⁄ , = ⁄ , = ⁄ , = ⁄ = ⁄ , (3.86.) • Ölçüm tutarlılığı aşağıdaki şartların sağlanmasını gerektirmektedir. , = , = , , , , = , = , (3.87.) • Karşılık teoremi şunu gerektirmektedir. , + , = , + , , + , = , + , ve (3.88.) Bu durumda % 5 hata kabul edilebilmektedir. 3.7.3.10. Direnç Hesaplamaları Tabaka direnci RS iki karakteristik dirençten belirlenebilir. = , + , + , + , ⁄4, = , + , + , + , ⁄4, 118 (3.89.) 3.MATERYAL VE METOD İletken tabaka kalınlığı hacimsel direnç Necdet Hakan ERDOĞAN biliniyor ve denklem kullanılarak da = hesaplanabilirse, sayısal olarak belirlenebilir 3.7.3.11. Hall Ölçümü İçin Tanımlar Hall ölçümü manyetik alan varlığında gerçekleştirilir ve eğer tabaka kalınlığı biliniyorsa, tabaka taşıyıcı yoğunluğu ve hacimsel taşıyıcı yoğunluğu veya ’ yi belirlemeye yarar. Hall gerilimi kalın ve aşırı katkılanmış örnekler için oldukça küçük olabilir (mikrovoltlar civarında) Bugün iyi özellikli voltmetreler kullanıldığından Hall geriliminin küçük olması doğru ölçüm sonuçları almamızı etkilememektedir. Fakat kontakların simetrik olmayan yerleşimi, örnek şekli ve düzensiz sıcaklık dağılımı birçok probleme sebep olabilir. Bu problemleri aşmak için Hall ölçümlerinin iki setini kurmak gerekmektedir. İlgili tanımlar şu şekildedir. = Kontak 1’ den giren ve kontak 2’ den çıkan bir dc akımı enjekte edilir. Benzer Şekilde, , , .uygulanır. = Sabit ve düzgün manyetik alan şiddeti z eksenine paralel sağlanır Pozitif z ekseni yönünde Negatif z ekseni yönünde = pozitif negatif akımı için pozitif manyetik alanla birlikte 2 ve 4 telleri arasında ölçülen Hall gerilimi, benzer şekilde diğerleride , , şeklindedir. Bezer tartışmalar tersine çevrilmiş manyetik alanın varlığında yapılırsa , , , gerilimleri ölçülür. 3.7.3.12. Hall Etki Ölçüm Sistemi ve Ölçme Tekniği Hall Etkisi ölçümünü yapmak için Şekil 3.28’ de gösterilen bilgisayar kontrollü HMS3000 sistemi kullanılmıştır. 119 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Şekil 3.28. Hall ölçüm sistemi Hall ölçümleri için işlemler aşağıdaki gibi olacaktır. • Pozitif bir • 1 ve 3 tellerine bir akımı uygulanır ve Hall gerilimi ölçülür. • 3 ve 1 tellerine bir akımı uygulanır ve ölçülür. • Manyetik alan tersine çevrilir ( negatif • Sırasıyla uygulanır , , ve ) ile birlikte , , ve ölçümleri yapılır. Yukarıdaki sekiz Hall gerilim ölçümleri “ ve ’’ örneğin tipini ( veya , , ) ve tabaka taşıyıcı yoğunluğu belirlemeye yarar. Hall mobilitesi, tabaka yoğunluğu sağlanan , , , ’ yi ve direnç ölçümünden belirlenerek bulunur. 3.7.3.13. Hall Hesaplamaları Taşıyıcı yoğunluğu ve Hall mobilitesinin hesaplanması için izlenecek adımlar aşağıda sıralanmaktadır. 120 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN • Aşağıdakilerin hesaplanması (ölçülmüş gerilim işaretlerinin doğruluğunun sürdürülmesi için dikkatli olunmalıdır). = − = − = − = − • Örnek tipi, + + + (3.90.) gerilim toplamının kutuplanmasından belirlenir. Eğer toplam pozitif (negatif) ise örnek • Tabaka taşıyıcı yoğunluğu ( tipi ( tipi ) dir. de) aşağıdaki gibi hesaplanır Eğer gerilim toplamı pozitif ise = 8 × 10 ⁄[ ( + + + )] (3.91.) olur ve eğer toplam negatif ise = |8 × 10 ⁄[ ( + + + )]| (3.92.) şeklindedir. (Gauss), dc akımı (A) olarak seçilebilir. Eğer örneğin iletken tabaka yoğunluğu d biliniyorsa hacimsel taşıyıcı yoğunluğu ( ) olarak belirlenebilir = ⁄ , (3.93.) = ⁄ , (3.94.) ve Hall mobilitesi, tabaka taşıyıcı yoğunluğu den = 1⁄ ( ( veya ) ve tabaka direnci ) eşitliği kullanılarak hesaplanabilir. ’ Bu durumda işlemler tamamlanmıştır. Sonuçta buradan çıkaracaklarımız şunları içermelidir. 121 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Örnek tanımlanması, örnek geometrisi, örnek sıcaklığı, kalınlık, veri, operatör. Örnek akımı ’ nın değeri ve manyetik alan değeri Eğer kalınlık biliniyor ise tabaka direnci değerinin hesaplanması Eğer kalınlık biliniyor ise tabaka taşıyıcı yoğunluğu taşıyıcı yoğunluğu veya veya ve hacimsel değerlerinin hesaplanması Hall mobilitesi ’ nün hesaplanması. 3.7.4. Fotolüminesans Analizi Bir numune, yasak bant aralığına eşit ya da daha yüksek enerjili bir optik kaynak (lamba, lazer vb.) kullanılarak uyarıldığında, malzeme üzerine gelen fotonlar malzeme tarafından soğurulur. Numunenin uyarılması sonucunda, valans bandında bulunan elektron yeterli enerjiyi alıp valans bandında bir boşluk bırakarak iletkenlik bandına geçer. Böylece elektron-boşluk çifti (e-h) oluşmuş olur. Uyarılma neticesinde üst enerji seviyelerine çıkan elektronlar, temel enerji seviyelerine dönerken bir foton salarak (ışımalı geçiş) geçiş yaptığında bu olaya “fotolüminesans” adı verilir. Fotolüminesans olayında numune uygun bir kaynak kullanılarak aydınlatılır, daha sonra numuneden çıkan ışık (foton) ışıma spektrometresi tarafından toplanarak dedektöre aktarılır. Dedektöre gelen optik sinyal, elektriksel sinyale çevrilir ve bilgisayar tarafından değerlendirilir (Şekil 3.29.). Numuneden gelen ışığın bu şekilde toplanarak, ışık şiddetinin dalgaboyuna ya da foton enerjisine karşı grafiği çizilerek analiz edilir. Fotolüminesans spektrumundan numuneyle ilgili; - yasak bant aralığı (Eg), - alaşım yarıiletkenler için alaşım kompozisyonu tayini, - ara yüzey pürüzlülüğü - malzeme kalitesi, - katkı ve safsızlık atomlarının türü bilgileri elde edilebilir. Fotolüminesans olayında numunenin uyarılması için kullanılan kaynaklar numunenin özelliklerine gore seçilir. Kaynak seçiminde önemli olan asıl parametreler, kaynağın numuneyi uyaracak enerjiye ve şiddete sahip olmasıdır. 122 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Kullanılan kaynağın enerjisi numunenin yasak enerji aralığına eşit ya da büyük olmalı (hw≥Eg) ve şiddeti ise elektron-boşluk geçişi taşıyıcı yoğunluğu üzerinde farklı bir fonksiyonel bağlılığa sahip olduğundan kontrol edilebilir olmalıdır. Fotolüminesans ölçümü sağladığı avantajlardan ötürü, numunelerin optik özelliklerinin belirlenmesinde yaygın olarak kullanılan bir tekniktir. Bu teknikte, numune boyutu ve kalınlığı için bir sınırlama olmadığından ölçüm için numune hazırlanması gerekmez. Bu sebepten dolayı, bu teknik incelenecek numuneye ve numune yüzeyine zarar vermez. İncelenecek malzemenin sisteme yerleştirilmesi oldukça basit olduğundan, hızlı bir tekniktir. Fotolüminesans ölçümleri sıcaklığa karşı oldukça duyarlıdır, fakat basınç değişimine karşı duyarsızdır. Ölçümler düşük ve yüksek sıcaklıklarda yapılabilir. Düşük sıcaklıklarda yapılan fotolüminesans ölçümlerinde fonon ve saçılma etkileri daha az olacağından daha temiz bir spektrum elde edilir. Yüksek sıcaklıklarda yapılan ölçümlerde de malzemenin devrede kullanımı sırasında ısınmaya bağlı performans değişimini anlamak amacıyla inceleme yapılır. Buna karşın oda sıcaklığında yapılan çoğu fotolüminesans ölçümleri pek çok araştırma için yeterlidir. Fotolüminesans tekniğinde; malzemeden yayılan ışık incelendiği için kullanılan yarıiletken malzemeler direkt bant geçişli yarıiletken olmalıdır (ÇÖREKÇİ, 2008). 123 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Şekil 3.29. Fotolüminesans ölçüm sisteminin şematik gösterimi 3.7.5. EDX Analizi Enerji Dağınımlı x-ışını Spektrometresi (EDX veya EDS) bir örneğin elementel analizi veya kimyasal karakterizasyonu için kullanılan analitik bir tekniktir. O, elektromanyetik radyasyon ve madde etkileşmesi aracılığıyla bir örneğin araştırılmasına dayanan x-ışını floresans spektroskopisinin çeşitlerinden birisidir ve yüklü parçacıklarla vurulmasına karşılık madde tarafından yayınlanan X-ışınlarının analizini yapar. Onun karakterizasyon kabiliyetleri geniş ölçüde temel prensiplere bağlıdır. Bu temel prensip, her bir elementin tek bir atomik yapıya sahip olması ve birbirinden eşsiz bir biçimde tanımlanan bir elementin atomik yapısının karakteristiği olan X-ışınlarına izin vermesidir. Bir örnekten karakteristik X-ışınları yayınımını gerçekleştirebilmek için, örneğin, elektronlar, protonlar veya X-ışınları demeti gibi yüksek enerjili bir yüklü 124 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN parçacıklar demeti çalışılan örneğe odaklanır. Örnek içindeki uyarılmamış bir atom, farklı enerji düzeylerinde veya çekirdeğe bağlı elektron kabuklarında taban durum( veya uyarılmamış) elektronlar içerir. Gelen demet bir iç kabuktaki bir elektronu uyarabilir ve sonuçta elektronun bulunduğu yerde bir deşik yaratılmasına neden olarak onu kabuktan dışarı atar. Daha yüksek enerji kabuğundaki bir elektron bu deşiği doldurur ve daha yüksek enerji kabuğu ve daha düşük enerji kabuğu arasındaki enerji farkı bir X-ışını formunda salınır. Bir örnekten yayınlanan Xışınlarının sayısı ve enerjisi bir enerji dağınım spektrometresiyle ölçülebilir. Xışınlarının enerjisi iki kabuk arasındaki enerji farkı ve yayınlandığı elementin atomik yapısının karakteristiğidir, dolayısıyla, bu da ölçülecek olan örneğin biçimsel analizine imkan tanır. (wikipedia) EDX spektrumu sadece piklerin her birisiyle ilişkili elementin yerini belirlemekle kalmaz, onla ilişkili X-ışınının tipinide belirler. Örneğin, Şekilde 3.30 da da belirtildiği gibi, L kabuğundan K kabuğuna giden bir elektron tarafından yayınlanan X ışınının sahip olduğu enerji miktarıyla ilişkili bir pik K-Alfa piki olarak tanımlanır. M kabuğundan K kabuğuna geçen bir elektron tarafından yayınlanan Xışınıyla ilişkili bir pik K-Beta piki olarak tanımlanır. (http://www.siliconfareast.com/edxwdx.htmdx) Şekil 3.30. Bir EDX spektrumundaki elementler, onların elektronlarının yüksek bir enerji kabuğundan daha düşük bir enerji kabuğuna geçtiğinde yayınladığı X-ışınlarının enerji içeriğini temel alarak tanımlanır 125 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Şekil 3.30 da ki EDX spektrumundaki elementler elektronların yüksek enerji kabuğundan düşük enerji kabuğuna yayınlanırken yaydığı X-ışınlarının enerji içeriği temeli üzerinde tanımlanır. EDS düzeneğinin dört ana bileşeni vardır. Bunları, demet kaynağı, X-ışını dedektörü, puls işlemcisi ve analizör olarak sıralayabiliriz. Bağımsız bir çok çeşit EDS sistemleri mevcuttur. Buna rağmen, EDS sistemleri yaygın olarak taramalı elektron mikroskobu (SEM-EDS) ve elektron mikroskobu üzerinde bulunur. Taramalı elektron mikroskopları elektronların bir demetini oluşturmak ve odaklamak için bir katot ve manyetik lenslerle donatılmışlardır ve 1960’ dan beri elementel analiz kapasitesine sahip olacak şekilde donatılmışlardır. X-ışını enerjisini gerilim sinyaline dönüştürmek için bir dedektör kullanılır. Bu bilgi daha sonra bir puls işlemcisine yollanır. Puls işlemcisi de sinyali ölçerek onları data görüntüleme ve analizi için bir analizöre geçirir.(Wikipedia) 3.7.6. HP 4156C Yarıiletken Parametrik Analizörü Örneklerin doğrultucu özellikleri görüntüsü Şekil 3.31’ de gösterilen hp4156C hassas yarıiletken parametrik analizörü (Precision Semiconductor Parameter Analyzer) ile incelenmiştir. Bu sistem ile (I-V) akım-gerilim ölçümleri yapılabilmektedir. Bu sistem kendi başına bağımsız ölçüm yapabilen (stand alone) bir sistemdir. Şekil 3.31’ de komple görüntüsü verilen sistemin üzerinde şu birimler bulunmaktadır: 4 adet (HRSMU) yüksek çözünürlüklü kaynak ve ölçüm birimi, 1 adet gerilim kaynak birimi, 1 adet gerilim ölçüm birimi, entegre renkli grafik ekranı, klavye, 31/2 inç disket sürücüsü, GBIP ve USB arayüzleri bulunmaktadır. Analiz sistemi üç değişik biçimde çalışabilmektedir: Ön paneldeki kontrol düğmeleri ve klavye ile doğrudan ölçme modu, Entegre disket sürücüsüne yüklenen “hp-teknik basic” dili ile yazılmış programlarla yapılan ölçüm modu, 126 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Üçüncü parti otomasyon yazılımları ve bilgisayar kontrolü ile ölçüm modu. Şekil. 3.31. hp4156C yarıiletken parametrik analizör görüntüsü Bu deneyde yapılan ölçümlerde Metrics yazılım şirketi tarafından geliştirilmiş otomasyon yazılımı ICS ve cihaz üreticisi firmanın (hpAgilent) sağladığı I-CV LITE kullanılmıştır. Bu yazılımlarda önce bağlanacak ölçüm sistemi seçilmekte, daha sonra ölçülecek diyot, kapasitör ya da özel tasarlanmış test edilecek aygıt sistemdeki hazır reçetelerden seçilmektedir. Aygıt reçete grafiğindeki test noktalarına sembolik olarak ölçüm üniteleri bağlanmaktadır. Daha sonra bu HRSMU’ nin çalışma parametreleri operatör tarafından belirlenmekte ve ölçümdeki hangi parametrelerin kaydedilmesinin istendiğini gösteren liste doldurulmaktadır. Ölç komutu verildiğinde deneyin ilerlemesi gerçek zamanlı olarak hem 4156C’ nin ekranından hem de bilgisayar ekranından görüntülenmektedir. Ölçme 127 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN işlemi ilerlerken olası kısa devre, açık devre, diyot kapasitesi ölçümü sırasındaki ters polarite, limit aşımı sistem tarafından otomatik algılanmakta ve aygıt ekranının üst bilgi satırına görüntülenmektedir. Grafik sonuç gerçek zamanlı gösterildikten sonra ölçüm biter bitmez yeniden ölçeklendirme işlemi yapılarak optimum halde aygıt ekranından görüntülenmektedir. Bilgisayar yazılımının yönettiği bilgisayar ekranındaki ölçüm görüntüsünün eksen ve gerekirse uygulanacak fonksiyonların seçimi operatör tarafından yapılmaktadır (Kavak, 2009). 3.8. Deneysel Düzenek ve Süreçler 3.8.1. Atmalı Filtreli Katodik Vakum Ark Depolama Sistemi Atmalı filtreli katodik vakum ark depolama sistemi (Pulsed Filtered Cathodic Vacuum Arc Deposition-PFCVAD) Plazma Destekli Üretim Labaratuarında dizayn ve inşa edilmiştir. Daha önce katkısız ZnO ne ZnN üretiminde kullanılmış olup şimdiki araştırmada ZnN ve ZnO:N çalışmak için kullanılmıştır. Bu depolama yöntemi ince film depolama yöntemleri içinde, plazma yardımlı işlemlerden oluşan, eşsiz bir fiziksel buhar depolama (PVD) tekniğidir. PFCVAD yöntemiyle katot materyali 100 % iyonize edilebilir ve onların enerji jeti daha fazla arkaplan gazın iyonize olmasını sağlar. Bu özellik, bu sistemi metal oksit ve nitrür üretiminde ideal bir kaynak yapar. 3.8.2. PFCVAD Sisteminin Yapısı Şekil 3.32’ de PFCVAD sisteminin temel bileşenleri şematik olarak gösterilmektedir. Bu bileşenler; Vakum odası, atmalı plazma ark kaynağı, turbo moleküler pompa, birincil pompa, makro parçacık kontrolü için filtre, katot, anot, tetikleyici ve alt tabandan oluşmaktadır. Ayrıca, azot jenaratörü ve oksijen tübü çıkışı da gaz akış-basınç kontrol sistemi denetiminde vakum odasına bağlanmıştır. Sistemimizde depolamadan önceki taban basınçları genellikle ~ 10 − 10 civarındadır. Sistemdeki bazı elemanların özellikleri aşağıda verilmektedir: 128 Torr 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Şekil 3.32. PFCVAD sisteminin şematik gösterimi (Şenadım, 2007) 3.8.2.1. Reaksiyon Odası Bölümümüzde mevcut olan PFCVAD sisteminin Şekil 3.33’ de gösterilen silindirik reaksiyon odası manyetik alan girişine izin veren 304 paslanmaz çelikten yapılmıştır. Reaksiyon odasının çapı 486 mm ve yüksekliği 385 mm dir. 2 ion gauge, 1 gözlem penceresi, gaz akış kontrol sistemi bulunmaktadır. 129 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Şekil 3.33. Reaksiyon odasının dıştan görünüşü 3.8.2.2. Birincil ve Turbomoleküler Pompa Sistemi Birincil ve turbomoleküler pompa sayesinde taban basıncı ~ 10 Torr’ a kadar düşürülebilmektedir. Turbo moleküler pompanın özellikleri aşağıda verilmiştir. Dönme hızı: dakikada 42.000 devir Taban basıncı: <1x 10 -10 Torr Pompalama Hızı: N2=550 L/s, He=600 L/s, H2 = 510 L/s Sıkıştırma Oranı: N2 : >1x10 9, He: 1x 107, H2 : 1x106 130 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Şekil 3.34. Birincil ve turbomoleküler pompa görüntüsü 3.8.2.3. Atmalı Plazma Ark Kaynağı Atmalı plazma ark kaynağı katot, anot ve odaklama bobininden oluşan vakum mini tabancaya bağlıdır (RHK Arc-20). Yalıtkan bir seramik ark kaynağının pozitif kutbunun filtre bobini yoluyla bağlandığı katot ve anodu birbirinden ayırır. Bu mini plazma tabancasında 90 derece eğimli solenoid bir filtre kullanılmaktadır. ZnO ince film depolamada kullanılan Şekil 3.35’ de görüntüsü verilen ark kaynağı ve Şekil 3.36’ da şematik olarak ve Şekil 3.37’ de de görüntüsü gösterilen mini tabancanın özellikleri aşağıda açıklanmıştır. 1) Katot çıkışı: Çıkış gerilimi plazma tabancasının katoduyla bağlantılıdır. Çıkış kablosu 15 kV’ ta sınırlıdır. Kaynak materyalde atma deşarjı 750 volt, 650 A ve 600 µs’dir. 131 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN 2) Tetikleyici çıkışı: Plazma tabancasının tetikleyicisiyle bağlantılıdır. Çıkış kablosu 25 kV’ ta sınırlıdır. Tetikleyici devrede atma deşarjı 24 kV, 150 mA ve 70 µs’dir. 3) Anot çıkışı: Çıkış gerilimi plazma tabancasının anoduyla bağlantılıdır. Şekil 3.35. Plazma ark kaynağı Şekil 3.36. Mini tabanca şematik gösterimi 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Şekil 3.37. Mini tabanca görüntüsü 3.8.2.4. Gaz Akış-Basınç Kontrol Sistemi Şekil 3.38’ de görüntüsü verilen gaz akış-basınç kontrol sistemi bize, Şekil 3.39’ da gösterilen oksijen tübünden ve azot jenaratöründen üretilip vakum odasına giden gaz akışını bizim istediğimiz sccm cinsinden hassas bir şekilde ayarlayabilme imkanını tanımaktadır. 4 akış ve 1 basınç kanalı bulunmaktadır. 133 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Şekil 3.38. Gaz akış basınç kontrol sisteminin görüntüsü 134 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN Şekil 3.39. Azot jenaratörü ve oksijen tüpünün görüntüsü 3.8.3. Katot Sistemimizde katot olarak çapı 1 mm ve saflığı % 99,999 olan Zn (çinko) tel kullanılmıştır. 3.8.4. Alt Tabanlar ZnN filmleri cam alt tabanlar (Corning 2947) üzerine depolanmışlardır ve heteroeklem elde etmek için ise n-tipi (100) yönelimli tek kristal silisyum alt tabakası kullanılmıştır. Bu çalışmada alt tabanlar oda sıcaklığında tutulmuşlardır. Cam ve silisyum alt tabanlar ilk olarak, oda sıcaklığında 20 dakika süreyle 135 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN ultrasonik banyoda aseton ile temizlenmişlerdir. Daha sonra saf su ile temizlendikten sonra, azot ile kurutulmuşlardır. 3.8.5. PFCVAD Sistemi İle Plazma Üretimi ve Taşınması Katodik ark işlemi sırasında, ark spot oluşturulur, katot aşındırılır ve yüksek iyonizasyona sahip plazma üretilir. Bu işlem sırasında, iç içe koaksiyel olarak yapılan ve bir yalıtkan ile ayrılan tetikleyici elektrot ve katot olarak kullanılan1 mm ve saflığı % 99,999 olan Zn (çinko) tel arasında mikro saniye için 24 kilovolt civarında bir gerilim uygulanmıştır. Bu düzenek ark deşarjın tetiklenmesi ve istenen başlangıç plazmayı oluşturmak için ayarlanmıştır. Ayrıca, daha düşük tetikleme voltajlarında da ark deşarjı tetiklenebilmektedir. Ark, katot ve anot arasında elektron akışı ile sürdürüldüğü için anodun elektron toplayıcı yeteneği ark tasarımı için önemli bir unsurdur. Literatürde pek çok anot türleri vardır. Bizim sistemde anot katot yarıçapından daha büyüktür ve katodun çevresine koaksiyel olarak yerleştirilmiştir. Ayrıca makro parçacık eliminasyonu için 90° derece eğimli solenoid bir filtre kullanılmaktadır. Anot tarafından toplanan akım sayesinde solenoidden akım geçirilerek solenoidin ekseni boyunca bir manyetik alan üretilmekte ve plazma bu manyetik alan yönünde hareket ederek alt tabana yönelmektedir. 3.9. Sistem Karakterizasyonunda Kullanılan Cihazlar 3.9.1. Optiksel Geçirgenlik Elde edilen filmlerin optik geçirgenlik eğrileri, oda sıcaklığında bir çift demet bilgisayar kontrollü (Perkin Elmer UV/VIS Lamda 2S) spektrometre ile elde edilmiştir. Spektrometrenin dalga boyu aralığı λ= 190-1100 nm’dir. Sistemin önce zemin düzeltmesi yapılarak camdan geçen ışınım % 100 olarak normalize edilmiştir. Böylece, örnek üzerinden okunacak oda sıcaklığındaki optik geçirgenlik değerleri alt taban (cam) soğurmasından bağımsız olacaktır. Optik geçirgenlik değerleri 300-1100 nm arasında 1 nm aralıklarla kaydedilmiştir. 136 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN 3.9.2. Film Yapısı Filmlerin yapısal özellikleri, 1.54059 Ǻ dalga boylu Cu-Kα ışımasına sahip bir Rigaku Miniflex X-ışınımı kırınım sistemi kullanılarak X-ışını kırınım metoduyla araştırılmıştır. 3.9.3. Elektriksel Özellikler Filmlerin elektriksel özellikleri (direnç, iletkenlik tipi, taşıyıcı konsantrasyonu ve mobilite) dört prob Van der Pauw tekniği kullanılarak Hall Etkisi Ölçüm Sistemi HMS-3000 ile belirlenmiştir. HMS-3000 sistemi aynı zamanda kontakların lineer olup olmadığını kontrol etmek için de kullanılmıştır. 3.9.4. Fotolüminasens Özellikler Örneklerin lüminesans özelliklerini araştırmak için, uyarılma kaynağı olarak bir He-Cd lazeri (325nm, 30mW) kullanılarak oda sıcaklığında fotolüminesans (PL) ölçümleri gerçekleştirilmiştir. 3.9.5. Elementel Analiz Filmlerin bileşimi Enerji Dağınımlı X-ışını spektrometresi (energy dispersive X-Ray spectrometer EDX) ile analiz edilmiştir. 3.9.6. Heteroeklem Analiz Örneklerin doğrultucu özelikleri, hp4156C hassas yarıiletken parametrik analizörü (Precision Semiconductor Parameter Analyzer) ile incelenmiştir. 137 3.MATERYAL VE METOD Necdet Hakan ERDOĞAN 138 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN 4. BULGULAR ve TARTIŞMA 4.1. Yapısal Özellikler Sırasıyla, 20 ve 500 taban basıncı ve 9.2 × 10 tetikleyici ve ark voltajıyla birlikte, 3 × 10 çalışma basıncında, oda sıcaklığında tutulan cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filminin ve bu filmin farklı tavlama Şiddet (keyfi birim) Intensity (a.u.) ZnO (110) ZnO (100) ZnO (002) ZnO (101) sıcaklıklarındaki XRD desenleri Şekil 4.1 de gösterilmektedir. ο 550 C ο 500 C ο 450 C ο 400 C ο 350 C tavlanmamış asdeposited 20 30 40 50 60 70 teta (derece) (derece) 22 teta Şekil 4.1. 9.2 × 10 basınç ve 500 ark voltajıyla cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filmi ve bu filmin farklı tavlama sıcaklıkları için XRD desenleri. 139 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN Elde edilen ZnxNy filminin ve 350 °C’ de tavlanan ZnxNy filminin XRD desenlerinde herhangi bir pik gözlenmemiştir, bu da onların amorf yapıya sahip olduklarını işaret etmektedir. Tavlama sıcaklığının artmasıyla birlikte, 2Ө=31.69°, 36.24°, 56.53° ve 34.45°’ de kırınım pikleri gözlenmektedir. Bu pikler sırasıyla Hekzagonal ZnO’ nun (100), (101), (110) ve (002) düzlemlerine atfedilmektedir. 400-550 °C arasındaki tavlama sıcaklıklarında elde edilen ZnO:N filmlerinin XRD desenlerinden, bu filmlerin karma yönelimle birlikte polikristal hekzagonal (würtzite) yapıya sahip oldukları anlaşılmaktadır. Düşük tavlama sıcaklığında (400-450 °C), ZnO (100) ve (110) kırınım piklerinin geniş olduğu ve tavlama sıcaklığının artmasıyla birlikte bu piklerin daha keskin ve daha şiddetli olduğu görülmektedir. Buradan da, tavlama sıcaklığının artmasıyla filmlerin kristalliğinin geliştirildiği sonucu çıkarılmaktadır. Diğer bir taraftan, tavlama sıcaklığı 400’ den 450 °C’ ye arttırıldığında ZnO (101) kırınım pikinin daha keskin ve daha şiddetli olduğu, fakat, tavlama sıcaklığının daha fazla arttırılmasıyla birlikte, bu pikin şiddetinin belirgin bir şekilde düştüğü gözlenmektedir. Benzer sonuçlar Wang ve arkadaşlarının XRD desenlerinde de gözlenmektedir (Wang ve ark, 2003). Bu olgunun nedenini açıklayabilmek daha detaylı bir araştırmayı gerektirmektedir. Bunun yanında, tavlama sıcaklığı 550 °C olduğunda ZnO (002) kırınım piki belirmektedir, fakat, bu film zayıf c-ekseni yönelimine sahiptir. Buna ek olarak, (101) kırınım deseninin, (100) deseninden daima daha dar ve (100) desenin de (110) deseninden daha dar olduğu ve bunun da kristal şeklindeki bir asimetriyi gösterdiği anlaşılmaktadır (Ayadi ve ark, 2009). Bunun yanında, artan tavlama sıcaklığıyla birlikte her bir yönelim için kırınım pik pozisyonlarının önemli ölçüde değişmediği gözlenmiştir. Buradan da ZnO örgü sabitlerinin sıcaklığa bağlı olarak neredeyse değişmediği anlaşılmaktadır. Tanecik büyüklükleri Scherrer formülü kullanılarak hesaplanmıştır (Zhang ve ark, 2006). Çeşitli tavlama sıcaklıklarında elde edilen örneklerin (100), (101) ve (110) yönelimlerine ait tanecik büyüklükleri Tablo 4.1 de gösterilmektedir. 140 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN Tablo 4.1 9.2 × 10 basınç ve 500 ark voltajıyla cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filmlerinin farklı sıcaklıklarda tavlanmasıyla elde edilen N katkılı ZnO filmlerinin farklı yönelimler için tanecik büyüklükleri Tavlama sıcaklığı (100) için tanecik büyüklüğü (101) için tanecik büyüklüğü (110) için tanecik büyüklüğü (nm) (nm) (nm) (°C) 400 7.96 33.9 7.72 450 13.86 38.41 12.60 500 21.20 18.10 550 27.73 20.19 Tablo 4.1’ e bakıldığında tavlama sıcaklığının artmasıyla birlikte tanecik büyüklüklerinin arttığı gözlenmektedir. 450 °C’ de elde edilen p-tipi ZnO:N filmi için tanecik büyüklükleri, (100), (101) ve (110) için, sırasıyla, 13.86 nm, 38.41 nm ve 12.60 nm olarak bulunmuştur. XRD datalarından, (100), (101) ve (110) yönelimlerinin her biri için düzlemler arası uzaklık, , sırasıyla, 0.28230 nm, 0.24784 nm ve 0.16276 nm olarak hesap edilmiştir. Bunları, (100), (101) ve (110) için, sırasıyla, 0.282 nm, 0.248 nm ve 0.163 nm olan bulk değerleriyle (JCPDS card No. 80 – 0075) (Kumbhakar ve ark, 2008) karşılaştırdığımızda bribirlerine çok yakın oldukları görülmektedir. Bu da filmlerdeki stresin çok küçük olduğunu göstermektedir. 10 Sırasıyla, 20 ve 580 taban basıncı ve 8.5 × 10 tetikleyici ve ark voltajıyla birlikte, 2.6 × çalışma basıncında, oda sıcaklığında tutulan cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filminin ve bu filmlerin farklı tavlama sıcaklıklarındaki XRD desenleri Şekil 4.2 de gösterilmektedir. 141 Necdet Hakan ERDOĞAN (100) (101) 4. BULGULAR VE TARTIŞMA 0 Şiddet (keyfi birim) Arbitrary units (002) (110) 550 C 0 450 C 0 350 C Asdeposited tavlanmamış 20 30 40 50 60 22Theta teta (derece) (Degree) Şekil 4.2. 8.5 × 10 basınç ve 580 ark voltajıyla cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filminin ve bu filmlerin farklı tavlama için XRD desenleri. Elde edilen ZnxNy filminin ve 350 °C’ de tavlanan ZnxNy filminin XRD desenlerinde herhangi iyi tanımlanmış bir pik görülmemektedir. Bu sonuç da onların amorf yapıda olduklarını desteklemektedir. Tavlama sıcaklığının 350’ den 550 °C’ ye arttırılmasıyla birlikte, 2Ө=32.49°, 35.08°, 36.91° ve 57.20°’ de kırınım pikleri gözlenmekte olup, bu pikler sırasıyla Hekzagonal ZnO’ nun (100), (002), (101) ve (110) düzlemlerine atfedilmektedir. 450 ve 550 °C tavlama sıcaklıklarında elde edilen ZnO:N filmlerinin XRD desenlerinden, bu filmlerin herhangi bir tercihli yönelim olmaksızın polikristal hekzagonal (würtzite) yapıya sahip oldukları anlaşılmaktadır. Tavlama sıcaklığı 450’ den 550 °C’ ye arttırıldığında, ZnO (100) kırınım pikinin şiddetinde küçük bir düşüş 142 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN gözlenirken, ZnO (110) kırınım pikinin şiddeti artmaktadır. Diğer bir taraftan, tavlama sıcaklığı 450 °C’ olduğunda ZnO (101) kırınım pikinin keskin ve şiddetli olduğu, fakat, tavlama sıcaklığının daha fazla arttırılmasıyla (550 °C’ ye) birlikte, bu pikin şiddetinin belirgin bir şekilde azaldığı ve ZnO (002) kırınım pikinin daha keskin ve şiddetli olduğu gözlenmektedir. Tanecik büyüklükleri Scherrer formülü kullanılarak hesaplanmıştır. Çeşitli tavlama sıcaklıklarında elde edilen örneklerin tanecik büyüklükleri 9.75 nm ve 36.37 nm arasında değişmektedir. Çeşitli tavlama sıcaklıklarında elde edilen örneklerin (100), (101), (110) ve (002) yönelimlerine ait tanecik büyüklükleri Tablo 4.2 de gösterilmektedir. Tablo 4.2 . 8.5 × 10 basınç ve 580 ark voltajıyla cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filmlerinin farklı sıcaklıklarda tavlanmasıyla elde edilen N katkılı ZnO filmlerinin farklı yönelimler için tanecik büyüklükleri Tavlama (100) için (101) için (110)için (002)için sıcaklığı tanecik tanecik tanecik tanecik (°C) büyüklüğü büyüklüğü büyüklüğü büyüklüğü (nm) (nm) (nm) (nm) 350 13.08 450 36.13 34.08 16.29 13.34 550 20.94 9.75 18.59 36.37 XRD datalarından, (100), (002), (101) ve (110) yönelimlerinin her biri için düzlemler arası uzaklık, , sırasıyla, 0.27553 nm, 0.25576 nm, 0.24349 nm ve 0.16102 nm olarak hesap edilmiştir. Bunları, (100), (002), (101) ve (110) için, sırasıyla, 0.282 nm, 0.260 nm 0.248 nm ve 0.163 nm (JCPDS card No. 80–0075) (Kumbhakar ve ark, 2008) olan bulk değerleriyle karşılaştırdığımızda daha küçük oldukları görülmektedir. Örgü parametrelerinin değerleri teorik değerlerden daha 143 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN büyük filmler pozitif veya çekme gerilimine (ekstensive or tensile strain), aksi halde sıkıştırma gerilimine (compressive strain) sahiptirler (Vinodkumarve ark, 2009). Farklı tavlama sıcaklıklarında elde edilen bu filmlerdeki gözlenen düşük değerdeki örgü paramatreleri filmlerde sıkıştırma geriliminin olduğuna işaret etmektedir. Buna da ileride PL sonuçlarından da görülebileceği gibi, nokta kusurların oluşumunun neden olabileceği düşünülmektedir (Zhu ve ark, 2009). Bunun yanında, artan tavlama sıcaklığıyla birlikte, her bir yönelim için kırınım pik pozisyonlarının önemli ölçüde değişmediği gözlenmiştir. Buradan da ZnO örgü sabitlerinin hemen hemen tavlama sıcaklığından bağımsız olduğu anlaşılmaktadır. 4.2. Elementel Analiz Polikristal ZnO filmleri içindeki azotun varlığını saptamak için, 20 500 , tetikleyici ve ark voltajıyla birlikte, 3 × 10 10 ve taban basıncı ve 9.2 × çalışma basıncında, oda sıcaklığında tutulan cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filminden 450 °C’ de ki oksidasyodan sonra elde edilen örneğin, ögesel elementel çözümlemesi EDX analiziyle araştırılmıştır. Elde edilen ZnO:N filmi için EDX ölçümlerinin tipik sonuçları Şekil 4.3 de gösterilmektedir. Film içerisindeki atomların yüzdesi ise Tablo 4.3 de gösterilmektedir. Azot konsantrasyonu atomik olarak % 0.89 olarak bulunmuştur. Bu değer, alttabandan gelenler ihmal edilmeden alınmış değerdir. Elementlerin yüzde olarak ne kadarının alt tabandan geldiğini tahmin etmek zordur. Fakat yinede, EDX analizi bize azot atomlarının ZnO içerisine yeteri kadar dahil edildiğini göstermektedir. Film içerisinde, örneğin, Si, Ca gibi diğer elementlerin olması beklenmemektedir. Dolayısıyla, oksijenin bir kısmı ve diğer elementler alt tabandan kaynaklanmaktaır. 144 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN Tablo 4.3 9.2 × 10 basınç ve 500 ark voltajıyla cam alt taban üzerine depolanan ZnxNy filminden 450℃’ de ki oksidasyodan sonra elde edilen örneğin, EDX analiz sonuçları Element Atom Element % % NK 0.89 0.40 Zn K 28.01 58.36 OK 60.35 30.77 Si K 7.09 6.35 145 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN Şekil 4.3 450℃ elde edilen ZnO:N filminin EDX spektrası 4.3. Optik Özellikler Sırasıyla, 20 ve 500 taban basıncı ve 9.2 × 10 tetikleyici ve ark voltajıyla birlikte, 3 × 10 çalışma basıncında, oda sıcaklığında tutulan cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filminin ve bu filmlerin farklı tavlama sıcaklıklarındaki optik geçirgenlik eğrileri Şekil 4.4 de gösterilmektedir. 146 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN 100 Geçirgenlik (%) 80 60 tavlanmamış asdeposited 40 ο 350 C ο 400 C ο 450 C ο 500 C ο 550 C 20 0 300 400 500 600 700 800 900 1000 1100 Dalgaboyu (nm) Şekil 4.4. 9.2 × 10 basınç ve 500 ark voltajıyla cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filmi ve bu filmlerin farklı tavlama sıcaklıkları için optik geçirgenlik eğrileri. Depolanan ZnxNy filminin optik geçirgenliğinin onların yapısındaki aşırı çinkoya bağlı olarak çok düşük olduğu gözlenmektedir (Kambilafka ve ark, 2007). Tavlamadan sonra bütün örnekler daha geçirgen olmuşlardır ve onların görünür bölgedeki geçirgenlikleri % 80’ in üzerindedir. Buna ek olarak, 350-550 °C arasındaki oksidasyondan sonra bütün örnekler için, 374.75 nm ve 378.16 nm arasında çok keskin yakın UV soğurma kenarları gözlenmekte olup, bu da onların saf ZnO fazına sahip olduklarını ve çok kuvvetli UV soğurma nitelikleri sergilediklerini işaret etmektedir. 147 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN 5 1.0x10 o 350 C o 400 C o 450 C o 500 C o 550 C 4 (soðurma kat.) Soğurma katsayısı 8.0x10 4 6.0x10 4 4.0x10 4 2.0x10 0.0 1.5 2.0 2.5 3.0 3.5 Foton enerjisi (eV) E(eV) Şekil 4.5. 9.2 × 10 basınç ve 500 ark voltajıyla cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filmlerinin farklı tavlama sıcaklıkları için soğurma katsayısının enerjiye göre değişimi. Direk bant aralığına sahip bir yarıiletken olarak, ZnO’ nun soğurma katsayısı yüksek foton enerjilerinde eksiton etkilerinin ihmal edildiği şartlarda ℎ = (ℎ − ) ⁄ , ilişkisini sağlamaktadır. Burada, , ince filmin optik bant aralığını göstermektedir ve A ise bir sabittir. Yakın soğurma kenarında, , aşağıdaki ifade ile belirlenebilir; 148 4. BULGULAR VE TARTIŞMA =− Necdet Hakan ERDOĞAN ( )⁄ , Burada, d, filmin kalınlığını belirtmektedir (Yan ve ark, 2005; Miao ve ark, 2006; Wang ve ark.). Örneklerin, soğurma bölgesindeki, ’ nın foton enerjisine(ℎ ) karşı grafiği Şekil 4.5 de ve ( ℎ ) ’ nin foton enerjisine(ℎ ) karşı grafiği de Şekil 4.6 da gösterilmektedir. Oda sıcaklığında elde edilen ’ nın foton enerjisine(ℎ ) karşı grafiğine bakılacak olursa belirgin bir eksitonik soğurma gözlenmemektedir. O halde, elde edilen filmlerde oda sıcaklığında eksitonik etkiler ihmal edilebilir. Bu durumda, optik bant aralığı, , ( ℎ ) ’ nin foton enerjisine(ℎ ) karşı grafiğinde lineer kısmın enerji eksenini kestiği yer dikkate alınarak tahmin edilebilir. 350, 400, 450, 500 ve 550 °C’ de elde edilen ZnO:N filmlerinin tahmin edilen optik bant aralıkları, sırasıyla, 3.309 eV, 3.280 eV, 3.279 eV, 3.284 eV ve 3.284 eV olarak belirlenmiştir. Tavlama sıcaklığının 350’ den 450 °C’ ye arttırılmasıyla, optik bant aralığının düştüğü belirlenmiştir. ZnO’ nun bant aralığının değişken değerler sergilemesi, büyütme stresinin varlığına, ısısal genleşme uyuşmazlık stresine ve katkılayıcılara bağlanabilmektedir (Wang ve ark, 2009). İleride bahsedilecek olan Hall ölçüm sonuçları, 350-450 °C arasında tavlama sıcaklığının artmasıyla birlikte daha fazla azot alıcılarının aktif hale geldiğini göstermektedir. Dolayısıyla, ’ deki bu düşüş iyoniklikteki düşüşe ve filmlerin içerisinde Zn-N bantlarının oluşumuna bağlanmıştır. Pauling teorisine gore, basit bir bağda iyoniklik, basit bağı oluşturan iki element arasındaki elektronegativite değerlerindeki farklılıkla birlikte artar. Zn’nin elektronegativitesi 1.6 eV’ dir ve oksijenin elektronegativitesi (3.5), azotun elektronegativitesinden (3.0) daha büyüktür, bundan dolayı, Zn-O bandı Zn-N bandından daha büyük iyonikliğe sahiptir (Lu ve ark, 2003). 149 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN 10 5x10 10 4x10 ο 350 C ο 400 C ο 450 C ο 500 C ο 550 C (αhν)2(cm-2eV2) 10 3x10 10 2x10 10 1x10 0 3.1 3.2 3.3 3.4 Foton enerjisi (eV) Şekil 4.6. 9.2 × 10 basınç ve 500 ark voltajıyla cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filmlerinin farklı tavlama sıcaklıkları için , ( ℎ ) ’ in ℎ ’e gore grafiği. 10 Sırasıyla, 20 ve 580 tetikleyici ve ark voltajıyla birlikte, 2.6 × taban basıncı ve 8.5 × 10 çalışma basıncında, oda sıcaklığında tutulan cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filminin ve bu filmlerin farklı tavlama sıcaklıklarındaki optik geçirgenlik eğrileri Şekil 4.7 de gösterilmektedir. Depolanan ZnxNy filminin optik geçirgenliğinin onların yapısındaki aşırı çinkoya bağlı olarak çok düşük olduğu gözlenmektedir. Tavlamadan sonra bütün örnekler daha geçirgen olmuşlardır ve onların görünür bölgedeki geçirgenlikleri % 85’ in üzerindedir. Tavlama sıcaklığı 350’ den 450 °C’ ye arttırıldığında, optik geçirgenliğin düştüğü gözlenmektedir. Diğer taraftan da, tavlama sıcaklığının daha 150 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN fazla arttırılmasıyla birlikte (550 °C’ ye) optik geçirgenliğin yeniden arttığı gözlenmektedir. Buna ek olarak, 350-550 °C arasındaki oksidasyondan sonra bütün örnekler için, 374.28 nm, 379.90 nm ve 378.04 nm de çok keskin yakın UV soğurma kenarları gözlenmekte ve bu da onların yine saf ZnO fazına sahip olduklarını ve çok kuvvetli UV soğurma nitelikleri sergilediklerini işaret etmektedir. 100 80 tavlanmamış asdeposited Geçirgenlik (%) o 350 C o 450 C o 550 C 60 40 20 0 300 400 500 600 700 800 900 1000 1100 Dalga boyu (nm) Şekil 4.7. 8.5 × 10 basınç ve 580 ark voltajıyla cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filminin ve bu filmlerin farklı tavlama sıcaklıkları için optik geçirgenlik eğrileri. 151 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Soğurma katsayısı (Soðurma kat.) 1.5 2.0 4 5.0x10 0.0 1.5 Necdet Hakan ERDOĞAN 2.5 3.0 3.5 3.0 3.5 o 350 C o 450 C o 550 C 2.0 2.5 Foton enerjisi (eV) E(eV) Şekil 4.8. 8.5 × 10 basınç ve 580 ark voltajıyla cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filmlerinin farklı tavlama sıcaklıkları için soğurma katsayısının enerjiye gore değişimi. 152 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN 10 5x10 10 (αhν)2(cm-2eV2) 4x10 10 3x10 o 350 C o 450 C o 550 C 10 2x10 10 1x10 0 3.1 3.2 3.3 3.4 Foton enerjisi (eV) Şekil 4.9. 8.5 × 10 basınç ve 580 ark voltajıyla cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filmlerinin farklı tavlama sıcaklıkları için ( ℎ ) ’ nin ℎ ’e gore grafiği . Örneklerin, soğurma bölgesindeki, (ℎ )’ nın foton enerjisine(ℎ ) karşı grafiği Şekil 4.8 de ve ( ℎ ) ’ nin foton enerjisine(ℎ ) karşı grafiği de Şekil 4.9 de gösterilmektedir. Oda sıcaklığında elde edilen (ℎ )’ nın foton enerjisine(ℎ ) karşı grafiğine bakılacak olursa belirgin bir eksitonik soğurma gözlenmemektedir. O halde, elde filmlerde oda sıcaklığında eksitonik etkiler ihmal edilebilir. Bu durumda, optik bant aralığı, , yine ( ℎ ) ’ nin foton enerjisine(ℎ ) karşı grafiğinde lineer kısmın enerji eksenini kestiği yer dikkate alınarak tahmin edilmiştir. Bu durumda, 350, 450 ve 550 °C’ de elde edilen ZnO:N filmlerinin tahmin edilen optik bant 153 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN aralıkları, sırasıyla, 3.313 eV, 3.280 eV ve 3.264 eV olarak belirlenmiştir. Tavlama sıcaklığının 350’ den 550 °C’ ye arttırılmasıyla, optik bant aralığının düştüğü belirlenmiştir. Biz ileride bahsedilecek olan Hall ölçüm sonuçlarından, 350-450 °C arasında tavlama sıcaklığının artmasıyla birlikte daha fazla azot alıcılarının aktif hale geldiğini bilmekteyiz. Dolayısıyla, ’ de ki bu düşüş yine iyoniklikteki düşüşe ve filmlerin içinde Zn-N bantlarının oluşumuna bağlanmıştır (Lu ve ark, 2003). Diğer taraftan, tavlama sıcaklığının daha fazla arttırılmasıyla birlikte (550 °C’ ye), ZnO içinde azot konsantrasyonunun azaldığını bilmekteyiz, dolayısıyla, tavlama sıcaklığının daha fazla arttırılmasıyla birlikte azot film içinden çıkarken boşlukların ve kusurların oluşmasına neden olmaktadır. Bu da, optik bant aralığı, ’ nin bir miktar daha düşmesine neden olmaktadır (Wang ve ark, 2009). Tablo 4.4. Farklı N2/O2 oranlarında film üretim koşulları O5Nx Taban Basıncı (Torr) Ark Gerilimi (V) Tetikleme Gerilimi (kV) Gaz Basıncı (Torr) Akış Hızı (sscm) O2 Atım Sayısı N2 O5N1 6.5x10 -6 500 20 1.1x10-3 5.09 1.00 800 O5N2 8.0x10 -7 500 20 1.3x10-3 5.08 2.00 800 O5N3 4.4x10 -6 500 20 1.4x10-3 5.08 3.00 800 O5N4 7.7x10 -7 500 20 1.5x10-3 5.08 4.05 800 O5N5 1.5x10 -6 500 20 1.8x10-3 5.00 5.00 800 Üretim koşulları Tablo 4.4 verilen, farklı N2/ O2 oranlarında cam alttabanlar üzerine depolanan filmlerin optik geçirgenlik eğrileri Şekil 4.10 de gösterilmektedir. 154 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN 100 90 80 geçirgenlik % 70 O5N1 60 O5N2 50 O5N3 40 O5N4 30 O5N5 20 10 0 300 400 500 600 700 800 900 1000 1100 Dalgaboyu (nm) Şekil 4.10 Farklı ⁄ oranlarında cam alttabanlar üzerine depolanarak 450 ℃’ de tavlanan filmlerin optik geçirgenlik eğrileri. Oksijen akış oranı 5 sscm de sabit tutularak azot oranı 1 sscm’ den 5 sscm’ ye değiştirilerek cam alt tabanlar üzerine depolanan bütün filmlerin optik geçirgenliklerinin çinko fazlalığına bağlı olarak çok düşük oldukları belirlenmiştir. Fakat, tavlanan filmlerin görünür bölgedeki geçirgenliklerinin % 85’ in üzerinde oldukları görülmektedir. Örneklerin, soğurma bölgesindeki, ’ nın foton enerjisine(ℎ ) karşı grafiği Şekil 4.11’ de ve ( ℎ ) ’ nin foton enerjisine(ℎ ) karşı grafiği de Şekil 4.12’ de gösterilmektedir. Oda sıcaklığında elde edilen (ℎ )’ nın foton enerjisine(ℎ ) karşı grafiğine bakılacak olursa belirgin bir eksitonik soğurma gözlenmemektedir. O halde, elde edilen filmlerde oda sıcaklığında eksitonik etkiler ihmal edilebilir. Bu durumda, optik bant aralığı, 155 , yine ( ℎ ) ’ nin foton 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN enerjisine(ℎ ) karşı grafiğinde lineer kısmın enerji eksenini kestiği yer dikkate alınarak tahmin edilmiştir. Bu durumda, 450 °C’ de elde edilen ZnO:N filmlerinin tahmin edilen optik bant aralıkları, O5N1, O5N2, O5N3, O5N4 ve O5N5 için sırasıyla, 3.263 eV, 3.258 eV, 3.258 eV, 3.258 eV ve 3.258 eV olarak belirlenmiştir. Artan azot oranıyla birlikte optik bant aralığında önemli bir değişiklik gözlenmemektedir. Azot oranındaki bu değişime rağmen, muhtemelen, filmlerin içerisindeki toplam azot miktarında önemli bir fark olmadığı, bu nedenle de tavlamayla birlikte ZnO:N içinde aktif hale gelen azot sayısında belirgin bir değişiklik olmadığı, anlaşılmaktadır. 5 1.0x10 4 8.0x10 Soğurma katsayısı Soðurma kat. O5N1 O5N2 4 6.0x10 O5N3 O5N4 4 O5N5 4.0x10 4 2.0x10 0.0 1.5 2.0 2.5 3.0 3.5 Foton E(eV)enerjisi (eV) Şekil 4.11 Farklı ⁄ oranlarında cam alttabanlar üzerine depolanarak 450℃ da tavlanan filmlerin soğurma katsayısının enerejiye göre değişimi. 156 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN 10 5x10 10 4x10 O5N1 (αhν)2(cm-2eV 2) O5N2 O5N3 10 3x10 O5N4 O5N5 10 2x10 10 1x10 0 3.1 3.2 3.3 3.4 Foton enerjisi(eV) Şekil 4.12. Farklı ⁄ oranlarında cam alttabanlar üzerine depolanarak 450℃ da tavlanan filmler için ( ℎ ) ’ nin ℎ ’e gore grafiği. 4.4.Elektriksel Özellikler Sırasıyla, 20 ve 500 taban basıncı ve 9.2 × 10 tetikleyici ve ark voltajıyla birlikte, 3 × 10 çalışma basıncında, oda sıcaklığında tutulan cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filmlerinin ve farklı sıcaklıklarda tavlanan bu filmlerin hall ölçümleri yapılmış ve ince filmler ve metal kontaklar arasındaki I-V eğrileri elde edilmiştir. Omik kontaklar kare şeklinde kesilmiş örneklerin dört köşesine indiyum metali lehimlenerek elde edilmişlerdir. Film üzerindeki dört kontağı saatin tersi yönünde 1, 2, 3, 4 olarak numaralandırdığımızı düşünürsek, 157 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN ZnxNy filminin 450 °C’ de tavlanmasıyla elde edilen p-tipi ZnO:N üzerindeki kontaklar için − eğrileri Şekil 4.13 de gösterilmektedir. -6 Akım (A) Akım (A) 1.0x10 I12-V12 I23-V23 I34-V34 -7 5.0x10 I41-V41 Gerilim (V) Gerilim (V) 0.0 -4 -3 -2 -1 0 1 2 3 4 -7 -5.0x10 -6 -1.0x10 Şekil 4.13. 9.2 × 10 basınç ve 500 ark voltajıyla cam alt tabanlar üzerine depolanarak 450 ℃ de tavlanan ZnxNy filminin yüzey − karakteristikleri. Şekil 4.13 de görüldüğü gibi her bir kontak çifti arasında önemli bir sapma gözlenmemektedir. Bu da ZnO:N filmi ve In elektrodu arasındaki omik kontağın kurallara uygun bir biçimde yapıldığını desteklemektedir. Örrnekler üzerindeki kontaklar için, − eğrilerine bakılacak olursa, mükemmel lineerlik gözlenmektedir, bu da ZnO:N ve In arasında iyi omik kontak yapıldığını göstermektedir. Diğer örneklerdeki kontaklar için de, 158 − eğrilerinde benzer 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN lineerlik gözlenmiştir. Hall ölçümleri için manyetik alan değeri 0.54 Tipik akım değerleri, depolanan ZnxNy için 1 edilen ZnO:N filmi için 0.05 ’ dır. , 350 °C tavlama sıcaklığında elde ve diğer ZnO:N filmleri için ise 1 olarak seçilmiştir. Hall ölçümleri her bir örnek için ölçüm güvenliğini sağlama almak üzere bir kaç kere tekrarlanmıştır. Hall etkisi ölçüm sonuçları Tablo 4.5 de özetlenmiştir. Tablo 4.5 9.2 × 10 basınç ve 500 ark voltajıyla oda sıcaklığında tutulan cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filmlerinin ve bu filmlerin farklı tavlama sıcaklıklarındaki hall etkisi ölçümleri 1.85×10-1 4.36×10-3 n 350 2.17×1014 1.16×102 2.46×102 P 400 2.37×1016 4.47×100 5.87×101 P 450 2.08×1017 6.73×10-1 4.45×101 P 500 8.66×1015 8.25×100 8.72×101 P 550 6.60×1016 3.93×100 2.39×101 n Tavlanmamış ZnxNy Mobilite (cm2/Vs) Direnç (Ω cm) İletkenlik tipi Taşıyıcı konsantrasyonu (cm-3) 7.70×1021 Tavlama sıcaklığı (°C) Depolanan ZnxNy filminin n-tipi olduğu ve onun direncininde yapısındaki fazla çinkoya bağlı olarak çok düşük olduğu belirlenmiştir. Hemen hemen aynı sonuçlar magnetron söktürme yöntemiyle Ar plazmada depolanan ZnxNy filmleri için rapor edilmiştir.(V. Kambilafka ve ark.) 159 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN Burada elde edilen hall ölçüm sonuçları temelde Wang tarafından elde edilen sonuçlarla benzerlik göstermektedir (Wang ve ark, 2003). Genel olarak bakılacak olursa, ZnxNy filmi içindeki N atomları hava ortamında ısısal tavlamayla birlikte O atomları ile yer değiştirmektedirler. Yeni oluşan ZnO:N filmleri içerisideki dirençli N atomları tavlama işlemleriyle kontrol edilebilen alıcılar olarak rol oynamaktadırlar. Depolanan ZnxNy filmleri 350 ve 500 °C arasında 1 saat süreyle tavlandıklarında ptipi ZnO:N filmleri elde edilmiştir. Tablo 4.5’ de görüldüğü gibi tavlama sıcaklığının 350’ den 450 °C’ ye artmasıyla birlikte ZnO:N içinde N alıcıları gitgide aktif hale gelecekler, dolayısıyla bunlarda ZnO:N içindeki özden kusurlar tarafından üretilen elektronları gitgide kompanse edecekler ve sonuçta deşik konsantrasyonu artacaktır. (Li ve ark, 2003). Buna rağmen, tavlama sıcaklığının daha fazla arttırılmasıyla birlikte (500 °C’ ye), Zn-N bağlarının bir kısmı kırılacak ve N iyonları ZnO:N filminin içerisine difüzyon edeceklerdir. Daha sonra azotun bir miktarı, özellikle de ara yer sitelerinden olmak üzere filmden kaçacaktır. Bu süreç, vericiler olarak rol oynayan özden kusurların artmasına neden olacaktır. Bu nedenden dolayı, deşik konsantrasyonu 500 °C’ de düşecektir. Tavlama sıcaklığı 550 °C’ ye yükseldiğinde, daha fazla azot filmden kaçacaktır (ilk olarak arayer sitelerinden, daha sonra oksijen ile yerdeğiştirdiği siteden), dolayısıyla deşik konsantrasyonu oldukça azalacaktır. Sonunda, özden kusurların yoğunluğu baskın olacak ve iletkenlik tipi p-tipinden ntipine dönecektir (Yuan ve ark, 2007; Wang ve ark, 2005). En iyi sonuçlar, 44.50 Ω lik bir direnç, sırasıyla, 2.08 × 10 ve 0.673 ⁄ lik bir deşik konsantrasyonu ve Hall mobilitesiyle birlikte 450 °C’ de elde edilen film için gerçekleştirilmiştir. Dokuz ay sonra, 450 °C’ de elde edilen ZnO:N filmi, 49.58 Ω 1.29 ’ ⁄ lik bir direnç, 9.71 × 10 deşik konsantrasyonu ve Hall mobilitesi sergilemiştir. Dolayısıyla, 450 °C’ de 1 saat süreyle tavlanarak elde edilen p-tipi ZnO:N filmlerinin kararlılığı kanıtlanmış olmaktadır. Düşük sıcaklıklarda, iyonize olmuş safsızlıklar gibi kristal kusurlardan saçılma baskın mekanizma olarak karşımıza çıkar. Tablo 4.5’ den de görüldüğü gibi, deşik konsantrasyonunun artmasıyla birlikte mobilitede bir düşüş gözlenmektedir. Bundan dolayı, artan taşıyıcı konsantrasyonu ile birlikte mobilitedeki bu düşüş için, deşiklerin iyonize olmuş N alıcılarından şaçılması sorumludur diyebiliriz. 160 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN Katkı mekanizmasını anlamak ve tavlama sıcaklığının N-katkılı ZnO filmlerin elektriksel özellikleri üzerindeki etkisini incelemek için, sırasıyla, 20 580 tetikleyici ve ark voltajıyla birlikte, 2.6 × 10 8.5 × 10 ve taban basıncı ve çalışma basıncında, oda sıcaklığında tutulan cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filmlerinin farklı tavlama sıcaklıklarından sonraki Hall ölçüm sonuçları elde edilmiştir. Omik kontaklar kare şeklinde kesilmiş örneklerin dört köşesine indiyum metali lehimlenerek elde edilmişlerdir. Örrnekler üzerindeki kontaklar için, − eğrilerinden gözlenen mükemmel lineerlik, N katkılı ZnO ve In arasında iyi omik kontak yapıldığını göstermektedir. Hall ölçümleri için manyetik alan değeri 0.54 1 dır. Tipik akım değerleri, 350 °C’ de depolanan ZnxNy için ve 450-550 °C arasında ZnxNy filmlerinin oksitlenmesiyle elde edilen filmler için 0.5 olarak seçilmiştir. Hall ölçümleri her bir örnek için ölçüm güvenliğini sağlama almak üzere bir kaç kere tekrarlanmıştır. Oda sıcaklığında elde edilen Hall etkisi ölçüm sonuçları Tablo 4.6 de özetlenmiştir. 161 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN Tablo 4.6 8.5 × 10 basınç ve 580 ark voltajıyla oda sıcaklığında tutulan cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filmlerinin ve bu filmlerin farklı tavlama sıcaklıklarındaki hall etkisi ölçümleri Tavlama sıcaklığı (oC) İletkenlik tipi 350 Taşıyıcı konsantrasyonu (cm-3) 4.61×1012 1.34×102 1.01×104 n or p 450 2.03×1016 1.90×101 1.61×101 P 550 6.47×1016 1.67×100 5.74×101 n Mobilite (cm2/Vs) Direnç (Ω cm) 350 °C’ de elde edilen film belirsiz bir iletkenlik tipi göstermektedir. Buna rağmen tavlama sıcaklığının 350’ den 450 °C’ ye artmasıyla birlikte, N alıcıları gitgide aktif hale gelmekte ve dolayısıyla gitgide daha fazla deşik üretilmekte olup, bu da deşik konsantrasyonunun artmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, 450 °C’ de elde edilen film kuşkusuz p-tipi iletkenlik göstermektedir (Li ve ark, 2003; Wang ve ark, 2003). Buna rağmen, tavlama sıcaklığının daha fazla arttırılmasıyla birlikte (550 °C’ ye), iletkenlik tipi p-tipinden n-tipine değişmektedir. Bu sonuç, daha önce rapor edildiği gibi, tavlama sıcaklığının artmasıyla birlikte, N katkılı ZnO içinde N konsantrasyonunun azalmasına bağlanmaktadır (Li ve ark, 2003; Zheng ve ark, 2007). En iyi sonuçlar, 16.1 Ω 0.19 ⁄ ’ lik bir direnç, sırasıyla, 2.03 × 10 ve ’ lik bir deşik konsantrasyonu ve Hall mobilitesiyle birlikte 450 °C’ de elde edilen film için gerçekleştirilmiştir. Farklı N2/O2 oranlarında ince filmler üretilmiş olup bu filmler 450 °C’ de tavlanarak Hall etkisi ölçümleri yapılmıştır. Omik kontaklar yine kare şeklinde kesilmiş örneklerin dört köşesine indiyum metali lehimlenerek elde edilmişlerdir. Örrnekler üzerindeki kontaklar için, − eğrilerinden gözlenen mükemmel lineerlik, ZnO:N ve In arasında iyi omik kontak yapıldığını göstermektedir. Hall ölçümleri için manyetik alan değeri 0.54 162 dır. Tipik akım değerleri bütün 4. BULGULAR VE TARTIŞMA filmler için 1 Necdet Hakan ERDOĞAN olarak seçilmiştir. Hall ölçümleri her bir örnek için ölçüm güvenliğini sağlama almak üzere bir kaç kere tekrarlanmıştır. Üretim koşulları daha önce Tablo 4.4 de verilen, oksijen akış oranı 5 sscm’ de sabit tutularak azot oranı 1 sscm’ den 5 sscm’ ye değiştirilerek cam alt tabanlar üzerine depolanan ve daha sonra 450 °C’ de tavlanan filmlerin Hall etkisi ölçüm sonuçları Tablo 4.7 de verilmektedir. Hall etkisi ölçüm sonuçları oda sıcaklığında elde edilmiştir. Tablo 4.7. Farklı ⁄ oranlarında cam alttabanlar üzerine depolanarak 450℃ de tavlanan N katkılı ZnO filmleri için Hall etkisi ölçümleri Örnek Kalınlık Hall Taşıyıcı Özdirenç Taşıyıcı Mobilitesi Yoğunluğu Tipi (Ωcm) (nm) (cm2/Vs) (1/cm3) O5N1 187 112 +2.83x1015 19.67 p O5N2 192 23.14 +8.06x1015 33.47 p O5N3 184 14.83 +2.09x1016 20.10 p O5N4 188 19.97 +1.04x1016 29.82 p O5N5 186 19.79 +1.27x1016 25.72 p İlk olarak, oksijen akış oranı 5 sscm’ de sabit tutularak azot oranı 1 sscm’ den 5 sscm’ ye değiştirilerek cam alt tabanlar üzerine depolanan bütün filmlerin taşıyıcı konsantrasyonlarının (~ 10 10 Ω ) yüksek ve dirençlerinin (10 − 10 − ) düşük oldukları belirlenmiştir ve iletkenlik tipleri kararsızdır. Dolayısıyla bu filmlerinde çinko zengini oldukları anlaşılmaktadır. Tablodan 4.7’ den de görüldüğü gibi O2/N2 oranı 5/1’ de başlayarak 5/3’ e ulaşana kadar filmdeki taşıyıcı konsantrasyonunun bir miktar arttığı görülmektedir. 163 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN Dolayısıyla, film içindeki N oranı arttıkça tavlamayla birlikte azot alıcılarının biraz daha fazla aktif hale geldikleri görülmektedir. Buna rağmen, O2/N2 oranın 5/5’ e kadar arttırılmasına rağmen taşıyıcı konsantrasyonunun artmadığı, aksine çok küçük bir miktarda olsa azaldığı gözlenmektedir. Buradan da daha önce bahsedildiği gibi, film üretirken ortamdaki N2 oranını arttırmanın film içerisindeki azot miktarını yeteri kadar arttırmadığı tahmin edilebilir. Bunun nedeni de oksijenin azottan daha aktif olmasına ve dolayısıyla çinko ile bağ yaparken oksijeni daha çok tercih etmesine bağlanabilir. 4.5. Fotolüminesans Özellikler 20 ve 580 basıncı ve 8.5 × 10 tetikleyici ve ark voltajıyla birlikte, 2.6 × 10 taban çalışma basıncında, oda sıcaklığında tutulan cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filmlerinin farklı tavlama sıcaklıklarından sonraki fotolüminesans ölçümleri elde edilmiştir. Farklı tavlama sıcaklıklarında elde edilen filmlerin oda sıcaklığı fotolüminesans ölçümleri Şekil 4.14 de gösterilmektedir. Fotolüminesans spektrumuna bakılacak olursa, 350 °C’ de elde edilen ZnO:N için 3.327 eV’ de bir yayınım piki ve 450-550 °C arasında elde edilen ZnO:N filmleri için de 3.294 eV’ de yayınım pikleri gözlenmektedir. 3.327 eV ve 3.294 eV’ de ki yakın bant kenarı (NBE) morötesi (UV) yayınımların kaynağı serbest eksitonların yeniden birleşmesidir (Erie ve ark, 2008; Zhu ve ark, 2009; Zheng ve ark, 2007). Bu lüminesans, muhtemelen serbest eksiton ve bağ eksitonlarının üst üste binmesinden kaynaklanabilir (Li ve ark, 2003). Bunu anlayabilmek için düşük sıcaklık fotolüminesans çalışması yapmak gerekmektedir. Oda sıcaklığı fotolüminesans çalışmasında, ısısal etkilerden dolayı, örneğin, verici-alıcı çifti geçişleri ( nötral alıcı bağ eksiton yayınımı ( ) veya ) gibi azot ilişkili yayınımlar gözlenmemiştir (Zheng ve ark, 2007). Aynı zamanda, 2.13-2.17 eV arasında geniş bir derin düzey kusur ilişkili yayınım pikleri gözlenmektedir ve bunların kaynağı olarak da oksijen boşlukları çinko ara yer atomları gibi kusurlar gösterilebilir (Wang ve ark, 2008). Tavlama sıcaklığının 350’ den 550 °C’ ye artmasıyla birlikte, bu piklerin şiddetinin 164 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN arttığı gözlenmektedir ve bu da tavlama sıcaklığının artmasıyla birlikte nokta kusurların arttığını işaret etmektedir. 0 Şiddet (keyfi birim) Intensity (a.u.) 550 C 0 450 C 0 350 C 1.8 2.1 2.4 2.7 3.0 3.3 3.6 Enerji (eV) Energy (eV) Şekil 4.14. 8.5 × 10 basınç ve 580 ark voltajıyla cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filmlerinin farklı tavlama sıcaklıkları için oda sıcaklığı fotolüminesans spektrası 4.6. Farklı Eklem (Hetero-Junction) Yapılar Alttabaka materyali olarak 1 − 20 Ω direnciyle birlikte n-tipi (100) yönelimli tek kristal silisyum seçilmiştir. Bu silisyum tabakası aseton ile ultrasonik olarak 10 dakika temizlenmiştir. Daha sonra saf su ile temizlenerek Azot ile kurutulmuştur. Bu tabaka üzerine n-tipi ZnxNy ince filmi üretilmiştir. Üretilen bu 165 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN film 450 °C’ de 1 saat tavlandıktan sonra aşağıda çizilen yapı oluşturulacak şekilde, maskeleme yapılarak, örnek termal vakum buharlaştırıcıya transfer edilmiştir. Zn(%80)-Al(%20) alaşımı kullanılarak metal elektrotlar buharlaştırılmıştır. Aşağıda kesiti verilen yapıyı oluşturmak için üretilen tipik bir örnek için üretim koşulları verilmiştir. n tipi silisyum üzerine ZnxNy üretildi Taban Basıncı: 7x10-6 Torr Ark Gerilimi: 500 V Zn(Al) Tetikleme Gerilimi: 20 kV p-tipi ZnO Zn(Al) Gaz Basıncı: 9.5x10 -4 Torr n-tipi Si Akış Hızı: 3.52 sscm Atım Sayısı: 800 n-tipi silisyum/p-tipi ZnO heteroekleminin oda sıcaklığında ölçülen − karakteristiği Şekil 4.15 de gösterilmektedir. n-tipi silisyum/p-tipi ZnO hetero ekleminin − karakteristiği belirgin diyot sergilemektedir. 166 benzeri doğrultucu davranış 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN 10 Akım (nA) Akύm(nA) 8 6 4 2 0 -2 -1 0 1 Gerilim (V) Gerilim(V) 2 -2 Şekil 4.15. n-tipi silisyum/p-tipi ZnO hetero ekleminin oda sıcaklığında ölçülen − karakteristiği. Ters öngerilim voltajı altında sızıntı akımının oldukça küçük olduğu belirlenmiştir. Bir diyodun tipik − karakteristiği aşağıdaki bilinen diyot denklemi ile tanımlanabilir. = −1 , 167 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Burada, Necdet Hakan ERDOĞAN , ters doyma akımı, Boltzmann sabiti ve , elektronun yükü, , ideallik faktörü, , mutlak sıcaklıktır ( Zhang ve ark, 2006). İdeallik katsayısı da aşağıdaki eşitlik ile hesaplanabilir (Chaabouni, 2006); = ( ) Şekil 4.16 de gösterilen ln( ) − grafiğinin eğiminden, 1 < arasında uygulanan öngerilim için, diyot ideallik katsayısı, < 1.7 , oda sıcaklığında yaklaşık ~6 olarak bulunmuştur. n-tipi silisyum/p-tipi ZnO hetero eklemi için 1< < 1.7 aralığında ideallik katsayısının birim değerden sapması tünelleme yeniden birleşmesine bağlanabilir( Zhang ve ark, 2006) . 3 2 1 lnI 0 -1 -2 -3 -4 -5 1.0 1.2 1.4 1.6 1.8 2.0 Gerilim(V) Şekil 4.16. n-tipi silisyum/p-tipi ZnO hetero eklemi için ileri öngerilim voltajı altında − karakteristiği. 168 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN Yine, alttabaka materyali olarak 1 − 20 Ω direnciyle birlikte n-tipi (100) yönelimli tek kristal silisyum seçilerek, bu tabaka üzerine aşağıda üretim koşulu verilen film yapılarak 450 °C’ de tavlanmıştır. Daha sonra ısısal buharlaştırma yöntemiyle maskeleme yapılarak şekilde görüldüğü gibi alt tabaka ve film üzerine Al kontaklar yapılmıştır. Elde edilen n-tipi silisyum/p-tipi ZnO:N heteroekleminin oda sıcaklığında ölçülen − karakteristiği Şekil 4.17 de gösterilmektedir Taban Basıncı: 5x10-6 Torr Ark Gerilimi: 500 V Tetikleme Gerilimi: 20kV (Al) p-tipi ZnO (Al) Gaz Basıncı: 1.4x10 -3 Torr n-tipi Si Akış Hızı: O2=5 sscm N2=3 sscm Atım Sayısı: 800 169 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN 3.5 Akım (nA) Akım(µA) 3.0 2.5 2.0 1.5 1.0 0.5 0.0 -2 0 Gerilim (V)1 Gerilim(V) -1 2 -0.5 -1.0 Şekil 4.17. n-tipi silisyum/p-tipi ZnO:N heteroekleminin oda sıcaklığında ölçülen − karakteristiği. n-tipi silisyum/p-tipi ZnO heteroekleminin − karakteristiği Şekil 4.17’ den de görüldüğü gibi yine belirgin diyot benzeri doğrultucu davranış sergilemektedir. Ters öngerilim voltajı altında sızıntı akımının bu durumda da oldukça küçük olduğu belirlenmiştir. Şekil 4.18’ de gösterilen ln( ) − eğiminden, 0.8 < < 1.5 grafiğinin arasında uygulanan öngerilim için, diyot ideallik katsayısı, , oda sıcaklığında yaklaşık ~6 olarak bulunmuştur. n-tipi silisyum/p-tipi ZnO:N hetero eklemi için 0.8 < < 1.5 aralığında ideallik katsayısının birim değerden sapması yine tünelleme yeniden birleşmesine bağlanabilir( Zhang ve ark, 2006). 170 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN 1 0 lnI -1 -2 -3 -4 -5 1.0 1.2 1.4 1.6 1.8 2.0 2.2 Gerilim(V) Şekil 4.18. n-tipi silisyum/p-tipi ZnO:N hetero eklemi için ileri öngerilim voltajı altında − karakteristiği. 171 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Necdet Hakan ERDOĞAN 172 5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Necdet Hakan ERDOĞAN 5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER 5.1 Filmlerin Yapısal Özellikleri Elde edilen bütün ZnxNy filmlerinin ve 350 °C’ de tavlanan bütün ZnxNy filmlerinin XRD desenlerinde herhangi bir pik gözlenmemiştir, buradan da onların amorf yapıya sahip olduklarını anlamaktayız. Bu filmlerin amorf yapıda olmasına neden olan, yüksek depolama oranı, düşük alttaban sıcaklığı gibi, bir kaç faktör olabilir. Fakat tavlama sıcaklığının daha fazla arttırılmasıyla birlikte, bütün filmlerin karma yönelimle birlikte polikristal hekzagonal (würtzite) yapıya sahip saf ZnO filmlerine dönüştükleri XRD desenlerinden anlaşılmaktadır. Özellikle elektriksel özellikleri incelenmek üzere, sırasıyla, 20 tetikleyici ve ark voltajıyla birlikte, 3 × 10 10 ve 500 taban basıncı ve 9.2 × çalışma basıncında, oda sıcaklığında tutulan cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filmlerinin XRD desenlerinde, 400-550 °C arasındaki tavlandıktan sonra, 2Ө=31.69°, 36.24°, 56.53° ve 34.45°’ de kırınım pikleri gözlenmektedir ve bu piklerin sırasıyla Hekzagonal ZnO’ nun (100), (101), (110) ve (002) düzlemlerine ait oldukları anlaşılmaktadır. Daha sonra, Scherrer formülü kullanılarak tanecik büyüklükleri hesaplanmıştır. Tanecik büyüklüklerinin 7.96 nm ve 38.41 nm arasında olduğu belirlenmiştir. Ayrıca tavlama sıcaklığının artmasıyla beraber tanecik büyüklüğünün arttığı gözlenmekte ve bu sonuçla birlikte tavlama sıcaklığının artmasıyla kristalliğin daha iyiye gittiği söylenebilmektedir. XRD datalarından, (100), (101) ve (110) yönelimlerinin her biri için düzlemler arası uzaklık, , sırasıyla, 0.28230 nm, 0.24784 nm ve 0.16276 nm olarak hesap edilmiştir. Bunlar, (100), (101) ve (110) için, sırasıyla, 0.282 nm, 0.248 nm ve 0.163 nm olan bulk değerleriyle (JCPDS card No. 80–0075) (Kumbhakar ve ark, 2008) karşılaştırdığımızda bribirlerine çok yakın oldukları görülmektedir. Bu da filmlerdeki stresin çok küçük olduğunu göstermektedir. 580 Özellikle fotolüminesans özellikleri incelemek üzere, sırasıyla, 20 tetikleyici ve ark voltajıyla birlikte, 2.6 × 10 8.5 × 10 ve taban basıncı ve çalışma basıncında, oda sıcaklığında tutulan cam alt tabanlar 173 5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Necdet Hakan ERDOĞAN üzerine depolanan ZnxNy filmleri 450 ve 550 °C’ de tavlandıktan sonra, 2Ө=32.49°, 35.08°, 36.91° ve 57.20°’ de kırınım pikleri gözlenmektedir. Bu piklerin de sırasıyla Hekzagonal ZnO’ nun (100), (002), (101) ve (110) düzlemlerine ait oldukları anlaşılmıştır. Daha sonra, Scherrer formülü kullanılarak tanecik büyüklükleri hesaplanmıştır. Tanecik büyüklüklerinin 9.75 nm ve 36.37 nm arasında olduğu belirlenmiştir. XRD datalarından, (100), (002), (101) ve (110) yönelimlerinin her biri için düzlemler arası uzaklık, , sırasıyla, 0.27553 nm, 0.25576 nm, 0.24349 nm ve 0.16102 nm olarak hesap edilmiştir. Bunları bulk değerleriyle karşılaştırdığımızda daha küçük oldukları görülmektedir. Bu da filmlerde sıkıştırıcı stresin olduğuna işaret etmektedir. Bu durumun oluşmasında nokta kusurların oluşumunun etkin olduğu düşünülmektedir (Zhu ve ark, 2009). Bunun yanında, artan tavlama sıcaklığıyla birlikte, her bir yönelim için kırınım pik pozisyonlarının önemli ölçüde değişmediği gözlenmiştir ve buradan da ZnO örgü sabitlerinin hemen hemen tavlama sıcaklığından bağımsız oldukları anlaşılmaktadır. 5.2. Elementel analiz 500 10 Polikristal ZnO filmlerin içindeki azotun varlığını saptamak için, 20 tetikleyici ve ark voltajıyla birlikte, 3 × 10 ve taban basıncı ve 9.2 × çalışma basıncında, oda sıcaklığında tutulan cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filminden 450 °C’ de ki oksidasyodan sonra elde edilen örneğin EDX ölçüm sonuçlarından, N, Zn, O ve Si konsantrasyonu atomik olarak, sırasıyla 0.89 %, 28.01 %, 60.35 % and 7.09 % olarak bulunmuştur. Bu sonuçlardan sonra, azot atomlarının ZnO içerisine yeteri kadar dahil edildiğini söyleyebiliriz.. Film içerisinde, örneğin, Si, Ca gibi diğer elementlerin olması beklenmemektedir. Dolayısıyla, oksijenin bir kısmı ve diğer elementler alttabandan kaynaklanmış olabilir. 5.3. Filmlerin Optiksel Özellikleri 174 5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Necdet Hakan ERDOĞAN Elde edilen bütün ZnxNy filmlerinin optik geçirgenlik değerlerinin oldukça düşük oldukları gözlenmektedir. Bu durumun, Hall analizinden de anlaşıldığı gibi, aşırı çinko fazlalığından kaynaklandığı belirlenmiştir. Fakat, tavlamadan sonra bütün örneklerin geçirgenliğinin oldukça yüksek oldukları gözlenmiş olup, onların görünür bölgedeki geçirgenliklerinin % 80’ lerden başlayarak % 90’ lara varan oranlarda oldukları belirlenmiştir. Buna ek olarak, 350 ve 550 °C arasındaki oksidasyondan sonra bütün örnekler için 374 nm ve 378 nm arasındaki civarlarda çok keskin yakın UV soğurma kenarları gözlenmekte olup, bu da onların saf ZnO fazına sahip olduklarını ve çok kuvvetli UV soğurma nitelikleri sergilediklerini işaret etmektedir. 350 ve 550 °C arasında elde edilen ZnO:N filmlerinin tahmin edilen optik bant aralıkları 3.313 ile 3.264 eV arasında belirlenmiştir. Tavlama sıcaklığının 350’ den ve 450 °C’ ye arttırılmasıyla, optik bant aralığının düştüğü belirlenmiştir. Hall ölçüm sonuçlarından, 350 ve 550 °C arasında tavlama sıcaklığının artmasıyla birlikte azot alıcılarının gitgide aktif hale geldiğini bilmekteyiz. Bu durum, filmlerin içinde Zn-N bantlarının oluşumuna yol açmakta ve oksijenin elektronegativitesi, azotun elektronegativitesinden daha büyük olduğundan dolayı bu da iyoniklikte düşüşe neden olmakta ve sonuç olarak optik bant aralığı düşmektedir. 5.4 Filmlerin Elektriksel Özellikleri Filmlerin elektriksel özelliklerini belirlemek üzere Hall ölçümleri yapılmıştır. Omik kontaklar kare şeklinde kesilmiş örneklerin dört köşesine indiyum metali lehimlenerek elde edilmişlerdir. Bütün örrnekler üzerindeki kontaklar için, − eğrilerine bakılmıştır ve mükemmel lineerlik gözlenmiştir. Buradan da örnekler ve In arasında iyi omik kontak yapıldığı anlaşılmıştır. Depolanan bütün ZnxNy filmlerinin n-tipi olduğu ve onların dirençlerinin, yapılarındaki fazla çinkoya bağlı olarak çok düşük oldukları belirlenmiştir. Bu filmler için, genelde, taşıyıcı konsantrasyonu ~ 10 10 ve direnç 10 10 Ω civarlarında bulunmuştur. Hemen hemen aynı sonuçlar magnetron söktürme yöntemiyle Ar plazmada depolanan ZnxNy filmleri için rapor edilmiştir (V. Kambilafka ve ark.). Depolanan ZnxNy filmlerinin 350 ve 550 °C arasında 1 saat süreyle hava ortamında 175 5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Necdet Hakan ERDOĞAN tavlanmasıyla birlikte p-tipi ZnO:N filmleri elde edilmiştir. Hall analizlerinden, 350 °C’ de elde edilen filmlerin taşıyıcı konsantrasyonunun düşük ve direncinin yüksek olduğu ve iletkenlik tipinin belirsiz olabildiği belirlenmiştir. Bununla birlikte, tavlama sıcaklığının 350’ den 450 °C’ ye artmasıyla birlikte N alıcılarının gitgide daha fazla sayıda aktif hale gelmesine bağlı olarak deşik konsantrasyonunun arttığı belirlenmiştir. Buna rağmen, tavlama sıcaklığının daha fazla arttırılmasıyla birlikte (500 °C’ ye), film içerisinden bir miktar azotun kaçmasına bağlı olarak deşik konsantrasyonunun düştüğü gözlenmiştir. Tavlama sıcaklığı 550 °C’ ye yükseldiğinde ise film içerisinde elektronları kompanse edecek yeterli miktarda azot kalmadığından dolayı, iletkenlik tipinin p-tipinden n-tipine değiştiği belirlenmiştir. En iyi sonuçlar, 44.50 Ω ⁄ 0.673 ’ lik bir direnç, sırasıyla, 2.08 × 10 ve ’ lik bir deşik konsantrasyonu ve Hall mobilitesiyle birlikte 450 °C’ de elde edilen film için gerçekleştirilmiştir. Dokuz ay sonra, 450 °C’ de elde edilen ZnO:N filmi, 49.58 Ω 1.29 ⁄ ’ lik bir direnç, 9.71 × 10 deşik konsantrasyonu ve Hall mobilitesi sergilemiştir. Dolayısıyla, 450 °C’ de 1 saat süreyle tavlanarak elde edilen p-tipi ZnO:N filmlerinin kararlılığı kanıtlanmış olmaktadır. Düşük sıcaklıklarda, örneğin, iyonize olmuş safsızlıklar gibi kristal kusurlardan saçılma baskın mekanizma olarak karşımıza çıkar. Elde edilen sonuçlardan, deşik konsantrasyonunun artmasıyla birlikte mobilitede bir düşüş gözlenmektedir. Bundan dolayı, artan taşıyıcı konsantrasyonu ile birlikte mobilitedeki bu düşüş için, deşiklerin iyonize olmuş N azot alıcılarından şaçılması sorumludur diyebiliriz. Oksijen akış oranı 5 sscm de sabit tutularak azot oranı 1 sscm den 5 sscm ye değiştirilerek cam alt tabanlar üzerine depolanan bütün filmlerin geçirgenliklerinin çok düşük ve taşıyıcı konsantrasyonlarının (~ 10 yüksek ve dirençlerinin (10 10 Ω − 10 optik ) ) düşük oldukları belirlenmiştir ve iletkenlik tipleri kararsızdır. Dolayısıyla bu filmlerinde çinko zengini oldukları anlaşılmaktadır. Bu durumda, ortama aynı anda oksijen ve azot verilmesiyle direkt olarak p-tipi örnekler elde edilememektedir. Fakat bu filmler 450 °C’ de tavlandıktan sonra kararlı p-tipi iletkenlik sergilemişlerdir. N2 oranının 1 sccm’ den 3 sccm’ ye artmasıyla azot alıcılarının biraz daha fazla aktif hale gelmesine bağlı olarak taşıyıcı konsantrasyonunun bir miktar arttığının gözlenmesine rağmen, N2 oranının daha 176 5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Necdet Hakan ERDOĞAN fazla artmasıyla (5 sccm’ ye) taşıyıcı konsantrasyonunun daha fazla artmadığı belirlenmiştir. 5.5 Filmlerin Fotolüminesans Özellikleri 20 ve 580 basıncı ve 8.5 × 10 tetikleyici ve ark voltajıyla birlikte, 2.6 × 10 taban çalışma basıncında, oda sıcaklığında tutulan cam alt tabanlar üzerine depolanan ZnxNy filmlerinin farklı tavlama sıcaklıklarından sonraki fotolüminesans ölçümleri elde edilmiştir. Oda sıcaklığı fotolüminesans ölçümleri, 350 °C’ de elde edilen ZnO:N için 3.327 eV’ de ve 450-550 °C arasında elde edilen ZnO:N filmleri için de 3.294 eV civarında(UV) yayınım pikleri açığa çıkarmıştır. Bu yakın bant kenarı(NBE) morötesi(UV) yayınımların kaynağı serbest eksitonların yeniden birleşmesidir. (Erie ve ark, 2008; Zhu ve ark, 2009; Zheng ve ark, 2007). Bu pikler geniş olduğundan dolayı, bu lüminesansın serbest eksiton ve bağ eksitonlarının üst üste binmesinden kaynaklanabileceği düşünülmüştür. (Li ve ark, 2003). Oda sıcaklığı fotolüminesans çalışmasında, ısısal etkilerden dolayı, örneğin, verici-alıcı çifti geçişleri ( ) veya nötral alıcı bağ eksiton yayınımı ( ) gibi azot ilişkili yayınımlar gözlenmemiştir (Zheng ve ark, 2007). Aynı zamanda, 2.13-2.17 eV arasında geniş bir derin düzey kusur ilişkili yayınım pikleri gözlenmektedir ve bunların kaynağı olarak da oksijen boşlukları çinko ara yer atomları gibi kusurlar gösterilebilir (Wang ve ark, 2008). Tavlama sıcaklığının 350’ den 550 °C’ ye artmasıyla birlikte, bu piklerin şiddetinin arttığı gözlenmektedir ve bu da tavlama sıcaklığının artmasıyla birlikte nokta kusurların arttığını işaret etmektedir. 5.6. Diyot Özellikleri Diyot özelliklerini incelenmek üzere, n-tipi (100) yönelimli tek kristal silisyum alt tabakası üzerine, sırasıyla, 20 birlikte, 7 × 10 ve 500 taban basıncı ve 9.5 × 10 tetikleyici ve ark voltajıyla çalışma basıncında, ZnxNy filmi depolanarak 450 °C’ de 1 saat tavlandıktan sonra Al elektrotlar yapılan, n-tipi silisyum/p-tipi ZnO heteroekleminin oda sıcaklığında ölçülen 177 − eğrisinden, bu 5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Necdet Hakan ERDOĞAN eklemin belirgin diyot benzeri doğrultucu davranış sergilediği belirlenmiştir. Ters öngerilim voltajı altında sızıntı akımının oldukça küçük olduğu belirlenmiştir. 1< < 1.7 arasında uygulanan öngerilim için, diyot ideallik katsayısı, n, hesaplanarak, oda sıcaklığında yaklaşık ~6 olarak bulunmuştur. n-tipi silisyum/p-tipi ZnO heteroeklemi için ideallik katsayısının birim değerden sapmasının nedeninin tünelleme yeniden birleşmesine olabileceği düşünülmüştür. ( Zhang, 2005) . Yine n-tipi (100) yönelimli tek kristal silisyum alt tabakası üzerine, sırasıyla, 20 ve 500 tetikleyici ve ark voltajıyla birlikte, 5 × 10 taban basıncı, 5 sccm O2 ve 3 sccm N2 akış oranıyla ZnxNy filmi depolanarak 450 °C’ de 1 saat tavlandıktan sonra Al elektrotlar yapılan, heteroekleminin oda sıcaklığında ölçülen − n-tipi silisyum/p-tipi ZnO:N eğrisinden, bu eklemin de belirgin diyot benzeri doğrultucu davranış sergilediği belirlenmiştir. Ters öngerilim voltajı altında yine sızıntı akımının oldukça küçük olduğu belirlenmiştir. 0.8 < < 1.5 arasında uygulanan öngerilim için, diyot ideallik katsayısı, n, hesaplanarak, oda sıcaklığında yaklaşık ~6 olarak bulunmuştur. n-tipi silisyum/p-tipi ZnO:N heteroeklemi için ideallik katsayısının birim değerden sapmasının nedeninin aynı şekilde tünelleme yeniden birleşmesinden kaynaklanabileceği düşünülmüştür (Zhang, 2005). 5.7. Öneriler Filmler oda sıcaklığında tutulan cam alt tabanlar üzerine elde edildikten sonar, filmlerdeki çinko oranının çok fazla olduğu ve depolanan bütün filmlerin amorf yapıda oldukları bilinmektedir. Ancak tavlama işleminden sonra polikristal filmler elde edilebilmektedir. Bu durumu düzeltmek için sistem optimize edilebilir. Belirli bir basıncın üzerinde çalışamadığımız için ark voltajı değiştirilerek sitokiyometrik yapı sağlanabilir. Ark voltajı düşürüldüğünde depolanan atomların alt tabana varış enerjileri azalacağından dolayı, alt tabana bir öngerilim uygulayarak veya aynı zamanda alt taban ısıtılarak daha iyi özellikli filmler elde edilebilir. Bu çalışmada elde edilen filmler ile, silisyum alt tabakası kullanılarak hetero eklem elde edilebilmektedir. Tübitak projesi kapsamında homoeklem ve schotky diyot denemeleri yapıldıysa da, sistem en iyi hala getirilerek bu denemeler sürdürülebilecektir. Ayrıca elde edilen filmler saf oksijen, azot ve vakum ortamında 178 5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Necdet Hakan ERDOĞAN tavlanarak sonuçlar diğerleriyle karşılaştırrılmalıdır. Ayrıca, daha iyi özellikli filmler elde etmek için farklı alt tabanlar da denenmelidir. Sonuç olarak, en iyi şartlara ulaştıktan sonra, LED, homoeklem, schottky diyot ve ince film transistor gibi aygıt tasarımları yapılabilecektir. 179 5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Necdet Hakan ERDOĞAN 180 KAYNAKLAR AYADİ, Z. Ben., MİR, L. El., DJESSAS, K., ve ALAYA, S., 2009. Effect of the annealing temperature on transparency and conductivity of ZnO:Al thin films. Thin Solid Films, 517( 23): 6305-6309. BASU, P. K., 1997. Theory of Optical Processes in Semiconductors Bulk and Microstructures. Oxford University Press Inc., New York ,USA, 448s. BOXMAN, R. L., SANDERS, D. M., ve MARTİN, P. J, 1995. Handbook of Vacuum Ark Science andTechnology Fundamentals and Application. Noyes Publications, Park Ridge, New Jersey ,USA, 742s. CAO, P., ZHAO, D. X., ZHANG, J. Y., ZHEN, D. Z., LU, Y. M., YAO, B., Lİ, B. H., BAİ, Y., ve FAN, X. W., 2008. Optical and electrical properties of p-type ZnO fabricated by NH3 plasma post-treated ZnO thin films. Appl. Surf. Sci., 254: 2900-2904. CHAABOUNİ, F., ABAAB, M., ve REZİG, B., 2006. Characterization of n-ZnO/pSi films grown by magnetron sputtering. Superlattices and Microstructures, 39:171–178. CHEN, L. L., HE, H. P., YE, Z. Z., ZENG, Y. J., LU, J. G., ZHAO, B. H., ve ZHU, L. P., 2006. Influence of post-annealing temperature on properties of ZnO:Li thin films. Chemical Physics Letters, 420: 358–361. ÇETİNÖRGÜ, E, 2007. Investigation of structural, optical and electrical characteritics of ZnO-SnO2 thin films deposited by filtered vacuum arc deposition system. Ç.Ü.Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi, 1-299. ÇÖREKÇİ, S., 2008. Grup III-V bileşik yarıiletkenlerde AFM yüzey karakterizasyonu. Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Ensitüsü Doktora tezi, 187. ERİE, J. M., Lİ, Y., IVİLL, M., KİM, H. S., PEARTON, S. J., GİLLA, B., NORTON D. P., ve REN, F., 2008. Properties of Zn3N2-doped ZnO films deposited by pulsed laser deposition. Appl. Surf. Sci, 254: 5941-5945. 181 FUTSUHARA, M., YOSHİOAKA, K., TAKAİ, O., 1998. Structural, electrical and optical properties of zinc nitride thin films prepared by reactive rf magnetron sputtering. Thin Solid Films, 322: 274-281. GANGİL, S., NAKAMURA, A., ICHİKAWA, Y., YAMAMOTO, K., ISHİHARA, J., AOKİ, T., ve TEMMYO, J., 2007. P-type nitrogen-doped ZnO thin films on sapphire (1120)_substrates by remote-plasma-enhanced metalorganic chemical vapor deposition. Journal of Crystal Growth, 298: 486–490. GHOSH, A., DESHPANDE, N. G. , GUDAGE, Y. G., JOSHİ, R. A., SAGADE, A. A. , PHASE, D. M. , ve SHARMA, Ramphal, 2009. Effect of annealing on structural and optical properties of zinc oxide thin film deposited by successive ionic layer adsorption and reaction technique. Journal of Alloys and Compounds, 469: 56–60. JİAO, S. J., LU, Y. M., SHEN, D. Z., ZHANG, Z. Z., Lİ, B. H., ZHENG, Zh.H., YAO, B., ZHANG, J. Y., ZHAO, D. X., ve FAN, X. W., 2007. Donor– acceptor pair luminescence of nitrogen doping p-type ZnO by plasma-assisted molecular beam epitaxy. Journal of Luminescence, 122–123: 368–370. KAMBİLAFKA, V. VOULGAROPOULOU, P., DOUNİS, S., ILİOPOULOS, E., ANDROULİDAKİ, M., SALY, V., RUZİNSKY, M., ve APERATHİTİS, E., 2007. Thermal oxidation of n-type ZnN films made by rf-sputtering from a zinc nitride target, and their conversion into p-type films. Superlattices Microstruct., 42: 55-61. KAMBİLAFKA, V. VOULGAROPOULOU, P., DOUNİS, S., ILİOPOULOS, E., ANDROULİDAKİ, M., TSAGARAKİ, K., SALY, V., RUZİNSKY, M., PROKEİN, P., ve APERATHİTİS, E., 2007. The effect of nitrogen on the properties of zinc nitride thin films and their conversion into p-ZnO:N films. Thin Solid Films, 515: 8573-8576. KAMİNSKA, E, PİOTROWSKA, A., KOSSUT, J. , BARC, A., BUTKUTE, R., DOBROWOLSKİ, W., DYNOWSKA, E., JAKİELA, R., PRZEZDZİECKA, E., LUKASİEWİCZ, R., ALESZKİEWİCZ, M., WOJNAR, P., ve KOWALCZYK, E., 2005. Transparent p-type ZnO films obtained by 182 oxidation of sputter-deposited Zn3N2. Solid State Communications, 135: 11– 15. KUMAR, M., ve LEE, B. T., 2008. Improvement of electrical and optical properties of Ga and N co-doped p-type ZnO thin films with thermal treatment. Appl. Surf. Sci., 254: 6446-6449. KUMBHAKAR, P., SİNGH, D., TİWARY, S., ve MİTRA, A. K., 2008. ChalcogenideLett. 5: 387. KAVAK, H., ESEN, R., TÜZEMEN, E. Ş., ERDOĞAN, N. H., KARA, K., YANIŞ, H., 2009. Atmalı Filtreli Katodik Vakum Ark Depolama (PFCVAD) Sistemiyle n ve p Tipi ZnO Üretimi ve Aygıt Uygulamaları. 106t613 no lu Tübitak projesi, 1-157. LEE, C., PARK, S.Y., LİM, J, ve KİM, H. W., 2007. Growth of p-type ZnO thin films by using an atomic layer epitaxy technique and NH3 as a doping source. Materials Letters, 61: 2495–2498. Lİ, B. S., LİU, Y. C., ZHİ, Z. Z., SHEN, D. Z., LU, Y. M., ZHANG, J. Y., ve FAN X.W., 2003. Optical properties and electrical characterization of p-type ZnO thin films prepared by thermally oxiding Zn3N2 thin films. J. Mater. Res., 18: 8-13. LONG, R., DAİ, Y., YU, L., HUANG, B., HAN, S., 2008. Atomic Geometry and Electronic Structure of Defect in Zn3N2. Thin Solid Films, 516: 1297-1301. LU, J., YE, Z., WANG, L., HUANG, J., ve ZHAO, B., 2003. Structural, electrical and optical properties of N-doped ZnO films synthesized by SS-CVD. Mater. Sci. Semicond. Process., 5: 491-496. LU, J. G., ZHU, L. P., YE, Z. Z., ZHUGE, F., ZHAO, B. H., HUANG, J. Y., WANG, L., ve YUN, J.,2005. p-type ZnO films by codoping of nitrogen and aluminum and ZnO-based p–n homojunctions. Journal of Crystal Growth, 283, 413–417. MEYER, R. J., 1972. Introduction to Classical and Modern Optics. Prentice-Hall, 471- 478. MİAO, Y., YE, Z., XU, W., CHEN, F., ZHOU, X., ZHAO, B., ZHU, L., ve LU,J., 2006. p-Type conduction in phosphorus-doped ZnO thin films by MOCVD 183 and thermal activation of the dopant. Applied Surface Science, 252: 7953– 7956. MOTT, N. F., ve DAVIS E. A., 1979, Electronic Process in Noncrystalline Materials. Clarendon Press, Inc. Oxford, 273-274. ÖZGÜR, Ü., ALİVOV, Ya. I., LİU, C., TEKE, A., RESHCHİKOV, M. A., DOĞAN, S., AVRUTİN, V., CHO, S. J.,ve MORKOÇ, H., 2005. A comprehensive review of ZnO materials and devices Journal of applied physics 98, 041301. PANKOVE, J. I., 1971. Optical Process in Semiconductors. Dover Publications, Inc. New York, 422s. PARK, S. H., CHANG, J. H., MİNEGİSHİ, T., PARK, J. S., IM, I. H., ITO, M., TAİSHİ, T., HONG, S. K. H, OH, D. C, CHO, M. W., ve YAO, T., 2009. Investigation on the ZnO:N films grown on (0001) and (0001) templates by plasma-assisted molecular beam epitaxy. J. Cryst. Growth., 311: 2167-2171. STREETMAN, Ben G. 2006. Solid State Electronic Devices (Nick Holonyak Jr., Editör) solid state electronic devices 6. baskı, pearson education Inc. Pearson Prentice Hall, pearson Education Inc. Upper Saddle River, New Jersey 07458,s.1-3. SUN, J. W., LU, Y. M., LİU, Y. C., SHEN, D. Z., ZHANG, Z. Z., Lİ, B. H., ZHANG, J. Y., ve YAO, B., D. X., 2006. The activation energy of nitrogen acceptor in p-type ZnO film grown by plasma-assisted molecular beam epitaxy. Solid State Commun., 140: 345-348. SZE, S. M.2002. Semiconductors Devices Physics and Technology 2. Baskı, John Willey & Sons, ınc. USA.S.48-54. ŞENADIM, E, 2007. ZnO ince filmlerinin eldesi ve aygıt üretimi için parametrelerinin optimizasyonu Ç.Ü.Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi, 1208. TAY, B. K., ZHAO, Z. W., ve CHUA, D. H. C., 2006. Review of metal oxide films deposited by filtered cathodic vacuum arc technique. Materials Science and Engineering R 52: 1–48. 184 TOYOURA, K., TSUJİMURA, H., GOTO, T., HACHİYA, K., HAGİWARA, R., ITO, Y., 2005. Optical properties of zinc nitride formed by molten salt electrovhemical process. Thin Solid Films, 492: 88-92. VAİTHİANATHAN, V., HİSTİA, S., MOON, J. H., ve KİM, S. S., 2007. Dependence of photoluminescence and electrical properties with rapid thermal annealing in nitrogen-implanted ZnO films. Thin solid films, 515: 6927–6930. VAİTHİANATHAN, V., LEE, Y. H., LEE, B. T., HİSTİA, ve S., KİM, S. S., 2006. Doping of As, P and N in laser deposited ZnO films. Journal of Crystal Growth, 287: 85–88. VİNODKUMAR, R., LETHY, K. J., BEENA, D., SATYANARAYANA, M., JAYASREE, R. S., GANESAN, V., NAYAR, V. U., ve MAHADEVAN PİLLAİ, V. P., 2009. Effect of thermal annealing on the structural and optical properties of nanostructured zinc oxide thin films prepared by pulsed laser ablation. Sol. Energy Mater. Sol. Cells, 93: 74-78. VLASENFLİN, T. H., ve TANAKA, M., 2007. p-type conduction in ZnO dualacceptor-doped with nitrogen end phosphorus. Solid State Communications, 142: 292–294. WANG, X. C., Bİ, W. M., DONG, S., CHEN, X. M., ve YANG, B. H., 2009. Microstructure and optical properties of N-incorporated polycrystalline ZnO films. J. Alloys Compd. 478: 507-512. WANG, H, GAO, X., DUAN, Q., ve LU, J., 2005. Variation of surface properties of ZnO films by the implantation of N+ ions. Thin Solid Films, 492: 236 – 239. WANG, C., Jİ, Z., LİU, K., XİANG, Y., ve YE, Z., 2003. P-type ZnO thin films prepared by oxidation of Zn3N2 thin films deposited by DC magnetron sputtering. Journal of Crystal Growth, 259: 279–281. WANG, C., Jİ, Z., Xİ, J., DU, J., ve YE, Z, 2006. Fabrication and characteristics of the low-resistive p-type ZnO thin films by DC reactive magnetron sputtering. Materials Letters, 60: 912–914. WANG, X. H., YAO, B., SHEN, D. Z., ZHANG, Z. Z., Lİ, B.H., WEİ, Z. P., LU, Y. M., ZHAO, D. X., ZHANG, J. Y., FAN, X. W., GUAN, L. X., ve CONG, 185 C. X., 2007. Optical properties of p-type ZnO doped by lithium and nitrogen. Solid State Communications, 141: 600–604. WANG, D., ZHANG, J., PENG, Y., Bİ, Z., BİAN, X., ZHANG, X., ve HOU, X., 2008. Plasma-activated nitrogen-doped p-type ZnO thin films with multibuffer-layers grown on sapphire (0001) by L-MBE. Journal of alloys and compounds, 478: 325-329. WİKİPEDİA encyclopedia HTTP://WWW.nist.gov/eeel/semiconductor/hall_resistivity.cfm HTTP://WWW.siliconfareast.com/edxwdx.htm XİAO, B., YE, Z., ZHANG, Y., ZHENG, Y., ZHU, L., ve ZHAO, B., 2006. Fabrication of p-type Li-doped ZnO films by pulsed laser deposition. Applied Surface Science, 253: 895–897. XİAODAN, Z., HONGBİNG, F., YİNG, Z., JİAN, S., CHANGCHUN, W., ve CUNSHAN, Z., 2007. Fabrication of high hole-carrier density p-type ZnO thin films by N–Al co-doping. Applied Surface Science, 253: 3825–3827. XU, X. L., LAU, S. P., CHEN, J. S., CHEN, G. Y., ve TAY, B. K., 2001. Polycrystalline ZnO thin films on Si (100) deposited by filtered cathodic vacuum arc. J. Cryst. Growth 223: 201-205. YAN, Z., SONG, Z. T., LİU, W. L., WAN, Q., ZHANG, F. M., ve FENG, S. L., 2005. Optical and electrical properties of p-type zinc oxide thin films synthesized by ion beam assisted deposition. Thin Solid Films, 492: 203 – 206. YANG, T., BİAN, J., LİANG, H., SUN, J., WANG, X., LİU, W., CHANG, Y., ve DU, G., 2008. High quality p-type ZnO films by low pressure plasma-assisted MOCVD with N2O rf plasma doping source. J. Mater. Proc. Technol., 204: 481-485. YAO, B., GUAN, L.X., XİNG, G. Z., ZHANG, Z. Z., Lİ, B.H., WEİ, Z. P., WANG, X. H., CONG, C. X., XİE, Y. P., LU, Y. M., ve SHEN, D. Z., 2007. P-type conductivity and stability of nitrogen-doped zinc oxide prepared by magnetron sputtering. J. Lumin., 22-123: 191-194. 186 YE, Y.M., YE, Z.Z., CHEN, L. L., ZHAO, B. H., ve ZHU, L. P., 2006. Fabrication of p-type ZnMgO codoped with Al and N using dc reactive magnetron sputtering. Applied Surface Science, 253: 2345–2347. YUAN, N., FAN, L., Lİ, J., ve WANG, X., 2007. Post-annealing influence on properties of N-In codoped ZnO thin films by ion beam enhanced deposition method. Applied Surface Science, 253: 4990–4993. YUAN, N., Lİ, J., FAN, L., WANG, X., ve ZHOU, Y., 2006. Structure, electrical and optical properties of N–In codoped ZnO thin films prepared by ion-beam enhanced deposition method. Journal of Crystal Growth, 290: 156–16. ZENG, Y. J., YE, Z. Z., XU, W. Z., CHEN, L. L., Lİ, D. Y., ZHU, L. P., ZHAO, B. H., ve HU, Y. L., 2005. Realization of p-type ZnO films via monodoping of Li acceptor. Journal of Crystal Growth, 283: 180–184. ZHANG, Y., LİN, B., FU, Z., LİU, C., ve HAN, W., 2006. Strong ultraviolet emission and recitifying behavior of nanocrystalline ZnO films. Opt. Mater., 28: 1192-1196. ZHANG, X. D., LİU, C. L., WANG, Z., LU, Y. Y., ve YİN, L. J., 2007. Photoluminescence and electrical properties of N-implanted ZnO films. Nuclear Instruments and Methods in Physics Research B, 254: 83–86. ZHANG, Z. Z., WEİ, Z. P., LU, Y.M., SHEN, D. Z., YAO, B., Lİ, B. H., ZHAO, D. X., ZHANG, J. Y., FAN, X. W., ve TANG, Z. K., 2007. p-type ZnO on sapphire by osing O2-N2 co-activaing and fabrication of ZnO LED. Journal of Crystal Growth, 301–302: 362–365. ZHENG, Y. J., YE, Z. Z., XU, W. Z., LİU, B., CHE, Y., ZHU, L. P., ve ZHAO, B. H., 2007. Study on the Hall-effect and photoluminescence of N-doped p-type ZnO thin films. Materials Letters, 61: 41–44. ZHU, Y., LİN, S., ZHANG, Y., YE, Z., LU, Y., LU, J., ve ZHAO, B., 2009. Temperature effect on the electrical, structral chemical vapor deposition.and optical properties of N-doped ZnO films by plasma-free metal organic. Appl. Surf. Sci., 255: 6201-6204. ZHU, O. Y., YE, Z. Z., YUAN, G. D., HUANG, J. Y., ZHU, L. P., ZHAO, B. H., ve LU, J. G., 2006. Synthesis and characterization of Al–N codoped p-type ZnO 187 epitaxial films using high-temperature homo-buffer layer. Applied Surface Science, 253: 1903–1906. ZHUGE, F., ZHU, L. P., YE, Z. Z., LU, J. G., HE, H. P., ve ZHAO, B. H., 2007. Al concentration dependence of electrical and photoluminescent properties of co-doped ZnO films. Chemical Physics Letters, 437: 203-206. 188 ÖZGEÇMİŞ 28 kasım 1971 yılında Niğde de doğdu. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimimi Tarsusta tamamladıktan sonra 1990 yılında Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi fizik bölümüne girdi. 1996 yılının şubat döneminde buradaki lisans eğitimimi tamamlayarak 1997 yılında Çukurova Üniversitesi Fen-Edebiyat fakültesi fizik bölümünde yüksek lisansa başladı. 2001 yılında yüksek lisans eğitimimi tamamladı. 2004 yılında Çukurova Üniversitesi Fen-Edebiyat fakültesi fizik bölümünde doktora eğitimime başladı. 2007-2008 yılları arasında tübitak bursiyeri olarak tübitak projesinde yer aldı. 189