DiYANET . IŞLERI BAŞKANLIG 1 DERGiSI·· DfN:i:, AHLAK!, EDEB!, MESLEKi AYLIK DERGi 1. Cilt Eylül 1962 4:. Sayı tSLAMiYET '\TE ÇOClJK EötTiMt -'-1- Dr. İbrahim Agah ÇUBUKÇU Şüphesiz ki çocuk bir milletin temelidir. Çocuklan iyi eğitilen bir · millet, yarınma her zaman· güvenle bakabilir. Çocukları iyi yetişen bir aile ise mes'ud olur. Bu önemli konu hakkında yetkili ilim adamları sayı.. sız kitaplar yazmışlardır. Biz ise burada bu konuyu İslam Dini bakımın .. dan ele alınağa çalışacağız. Bunun için de evvelt>.. çocuklarla ve onların eğitimleri ile ilgili ayetlerden bahsedeceğiz. Sonra çocuk eğitimine çok önem vermiş olan Peygamberimiz'in bazı hadislerini sunacağız. Daha sonra büyük bir İslam mütef.ekkiri olan Gazza11 (ölm. H. 505/M. 1111)' nin bu konudaki düşüncelerini açıklıyacağız ve nihayet yaptığımız bazı nıüşahadelere dayanarak kendi düşüncelerimizi kaydedeceğiz : Yüce Tanrı, Kur'an-ı Kerim'de yetin erin gözetilmesi ve çocuklarm terbiyesi hakkında emirler vermiştir. Bu 'mirler, çocuklara bakmanın, onları korumanın ve eğitmenin her şeyden ,'ince dini bir vazife olduğunu göstermektedir. Bu konuya dair aşağıda me' lleri verilen ayetlerden bunu anlamak mümkündür. «Ey lınan edenler, g.erek kendilerinizi, g, ateşten koruyun .... » (1). ~ek aileniz halkını öyle bir «Ey iman edenler, malik olduğunuz köle ve cariyeler, bir de sizden olup henüz büluğ çağına girmemiş küçükler, üç vakitte, sabah namazmdan önce, öğle sıcağında elbiselerinizi çıkaracağınız zaman, bir de yatm namazından sonra (odanıza girecek olurlarsa) sizden izin istesinler. Bu üç vakit sizin için halvet vakitleridir.... Çocuklarınız büluğ çağına ulaştığı zaman evvelkilerin izin istediği gibi izin istesinler. Allah size ayetlerini böylece beyan eder. Allah hakkiyle bilendir. Hüküm ve hikmet sahibi~ dir» (2). «Onlar ki, .ey Rabbimiz, derler, bize zevcelerimizden ve nesillerimi~ den gözlerimizin bebeği olacaklarını ilisan et. Bizi takva sahiplerine reh~ ber kıl» (3). «Yetimin malına, rüşdüne erineiye kadar en güzel, en iyi bir tarzda olmadıkça asla yaklaşmayın» (4). «Sana yetimleri sorarlar. De ki : Onları yarar ve iyi bir hale getirmek hayırlıdır. Şayet kendileriyle bir arada yaşarsanız, (bilmelisiniz lci) (1) Tahrim, ayet : 6. (2) Nur, dyet : 58-59. ( 3) Furkan, ayet : 74. ( 4) En'am, ayet : 152. 9 onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah fesad çıkaranları da, iyilik için çalıŞan.. ları da bilir .... » (5). Çocuklara dair hadisler de çoktur. Esasen Peygamberimiz çocuklara karşı daima şefkat göstermiştir. Torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'i çok sevdiği ve onlarla meşgul olduğu bilinmektedir. Bir gün, henüz çocuk olan Hz. Hasan'ı öpmi.iştü. Bunu gören Ashabtan birisi Peygamberimiz'e «Benim 10 çocuğum var; liiç birini öpmem» dedi. Peygamberimiz de :_ «Merhaınet etmiyen merhamet bulamaz» diye karşılık verdi (*). Yine başka bir gün, Peygamberimiz minberde iken Hz. Hasan'ın düştüğü ve Peygaınber Efendimiz'in inip onu kaldırdığı rivayet edilir. Diğ·er bir gün de Peygamberimiz namaz kılarken -secdeye varmıştı. Torunu Hz. Hüseyin, bu esnada onun omuzuna bindi. Peygamberimiz onu hoşnut etmek için secdeyi normal süreden fazla uzattı (**). O'nun bize örnek olabile~ek bu gibi hareketlerinden başka, çocuklara ve eğitimierine dair bir çok sözleri de vardır. Bu sözlerden bir kıs­ mını içine alan bazı hadisler şunlardır : «Her çocuk, Müslüman yaratılışı üzre doğar, ancak onu ebeveyni Yahudi, Hıristiyan, ya1ı.ut Meeus! yaparlar» (6). «Allah çocuğunu iyi «Babanın çocuğunu yetiştiren iyi babaya rahmetle bakar» (7). yetiştirmesi ve ona güzel bir ad koyması va- zifesidir» (8) . «Çocuklarınıza hediye verirken, onlar arasında eşitliği gözetiniz» (9). «Bir zat Peygamberimiz'e sordu : Ey Allah'ın Elçisi en güzel iyilik nedir? Ana ve babana olan iyiliktir. Ana ve babam öldüler. Peygamberimiz cevap verdi : Çocuğuna olan iyiiiktir. Ebeveyninin senin üzerinde hakkı olduğu gibi, çocuğunun da senin üzerinde hakkı vardır» (10). Hz. Ayşe şöyle naldeder : « Allah'ın Elçisi Muhammed (S.A), bir gün . bana, Usame'nin yüzünü yıka dedi. Ben sert bir tavırla yıkamağa başla­ dım. Peygamberimiz elime vurdu; sonra kendisi bu işi yapınağa başladı; ( 5) Bakara, ayet : 220. ( *) Bak. G?~zzi'm, Kimya.-yı 8ai'tdet, c. II, s. 339, Tahran 1333. ( *''') Bak. GazziUi, ihya Ulum ad-Din, c. II, s. 218. Matbaat al-!stikamet, al- Kahire; Gazzan. Kimya-yı Saadet, c. II, s. 339. (6) Sahih at-Tirmizi, c. II, s. 20, !stanbul 1292. ( 7) Bak. Ga.zzall. !lıya Ulum ad-Din, c. Il, s. 217 (8) Bak. Aynı eser, c. II, s. 217, not : 8. Bu hadisle bundan önceki hadisin -sahih olduklan tahakkuk etmemiştir. (9) Bak. al-Buharı. Kitap al-Cami"as-Sahih, c. II. s. 134, Leyden 1862. (10) Bak. Musnad b. Hanbal, c. IV, s. 270, Mısır 1313; ihya Ulum ad-Din. c. II, s. 217. 10 çocuğun yüzünü yıkayıp onu öptü ve şu sözü söyledi Hizmetcimizin olmayışı ne kadar güzel bir şeydir» (11). «İnsan, arkadaşırim dini üzerinedir» (12). Çocuk eğitimi hakkında Gazzali'nin düşüncelerine gelince Gazzali, yalnız felsefe, kelam, fıkıh ve tasavvufla değil, pedagoji ile de meşgul olmuştur. O'nun bu konuda yaptığı bazı tavsiyeler, bu gün dahi dikkati çekecek kadar sağ·Iam ve kuvvetlidir. O'na göre çocukları doğuşundan itibaren kontrol etmeğe başlamalıdır. Çocuğun kalbi doğdu­ ğu zaman her türlü tesirden halidir. Ona terbiye verecek olan ana, baba veya mürebbidir. Çocuk bereketli bir toprağa benzer. Toprağa ekilen tohum biter. Çocuğa ise verilen terbiye yerleşir. Çocuğun iyi yetişmesinin mükafatı veya kötü yetişmesinin sorumluluğu ebeveynine, mürebblsine yahut öğretmenine aittir. Bir çocuğun iyi yetişmesi için aşağıdaki şartla­ ra riayet etmek gerekir : 1 - Çocuk anne sütüyle beslenmeli; bu mümkün değilse iyi bir sütanne tutarak onun helal süt emmesini temin etmelidir. 2 - Büyüyünce süse düşkün olmaması için çocuğa beyaz elbise giydirmeli, renkli ve ipekll elbiselerden sakmmalıdır. Bu gibi elbiseler daha çok kız çocukları içindir. 3 - Çocuk konuşmağa başlarken ona <~Allah» ve «Bismillah» demesini öğretmelidir. 4 - Yemeğe Allah adiyle başlamalıdır. Yemekte acele etmemeli, baş­ kalarının lo kmasına bakmaktan çekinmeli · ve bir lokmayı çiğneyip yutmadan ikinciye uzanmaktan sakmmalıdır. Bundan başka yemeği gere .. ğinden fazla yememelidir. 5 - Çocuğu nimetlere ve ziynetlere g.ar ketmek doğru değildir. ' Çünkü büyüdüğü zaman ömrünü bunları aramakla geçirir ve sıkıntıya .katlanamaz. 6 - İyi bir iş yaparsa, onu mükaJatlandırmalı ve herkesin içinde öğ­ melidir. ·Kötü bir hareket yaparsa, bir iki defa görmemezlikten gelmeli, aynı kabahatın tekrarlanması halinde «Senden beklemezdim, bunu kimse duymasın» gibi sözler söyliyerek ihtarda bulunmalıdır. Çocuğa kahahatınden dolayı çok söz söylenirse, yüzsüz olur ve aynı şeyi açıktan açığa yapınağa devam eder. 7 - Terbiyenin temellerinden biri onun kötü arkadaşlar edinmesine .engel olmaktır. Her türlü fenalığın başı kötü arkadaştır. Çocuk arkadaŞiilm tesirinde çabuk kalır. O halde onu terbiye1i çocuklarla arkadası yspmahdır. (ll) Bak. thya IDum ad-Din, c. II, s. 218. (12) Bak. Musnad b. Hanbel, c. II, s. 303, 334; Sahih at-Tirmizf, c. II, s. 60 ll Kaba ve çirkin sözLere dilini alıştırmamalı; ebeveyni bu gibi sözlelin ayıp olduğunu ona anlatmalıdır. 8 - 9 - Bir kimseden bir şey almamalıdır, Faziletin almakta değil, vermekte olduğunu, dHencilerin, bir. şeyi almak için avuç açtığını söyleme~ tidir. 10 - Onu okula göndermeli ve ilim öğrenmesini temin etmelidir. Çocuk öğretmenin yaruna selam vererek girmeli, ders esnasında onu elinlemeli ve arkadaşına bir şey sormaktan çekinmelidir. öğretmeni kendisine sert davrandığı takdirde ağlamamalı ve şefaatci aramamalıdır. dersi ile alakadar olmalıdır. Çocuğu de~ vamlı olarak çalıştırmak da doğru değildir. Dersini bitirdikten sonra istirahat etmesine ve oynamasına izin vermelidir. Çocuğu oyundan menet~ek ve daima çalışınağa yöneltmek onun zekasını körleştirir, ruhi geliş­ mesini zayıflatır. Şayet oynamak için gerekli izni alamazsa, bu arzusuna hileli yollarla kavuşmağa çahşır. 11 - Ana ve baba, çocuğun 12 - Çocuğa meclislerde oturma adabım öğretmelidir. Misafir yanında, elini çenesine dayaması, ayak ayak üstüne atması, onlara sırt çevirmesi yahut bunlara benzer fiilierde bulunması. hoş şeyler değildir. Büyüklerin sözünü kesmemeli, kendisine bir şey soruldukca cevap vermelidir. 13 ya başka Ana ve babasının üstünlüğü, defter ve kaleminin güzeliiği vesebeplerle öğünmemelidir. Ebeveyni ona teva.zuun iyi şey oldu- ğunu anlatmalıdır. 14 - Hırsızlığm, yalan söy!lemenin, haram yemenin, hiyanette bulunmanın ve bunlara benzer diğer fiilierin köti.i şeyler olduğıımı öğrenmelidir. 15 - Ternyiz k:ıJmağa başlamalı 16 - Baba nu aşmamahdır. çağına gelince temizlik kaidel.s:rini öğrenmeli, ve ramazanda arasıra oruç tutmahdı:::\ namaz çocuğuna karşı şefkatli olmalı ve fakat ciddiyet hududuAnne ise, aile reisinin sözünü tutmakta çocuğa örnek olınalıdır. 17 - Çocuk ana ve baba lıakkmm 00k büyük olduğunu örenmeli(13), onların öğüd:lerini diniemeli ve onları hoşnud etmeğe çalıŞc..ınalıdır (14). (13) Bu hususta şu ayet çok manalıdır : «Rnbbi.n, kendinden başkasına kulluk etmeyin, ana ve babaya iyi muamele edin diye hükmetti. Eğer onlardan biri veya her ildsi senin nezdinde ihtiyarlığa ererlerse, onlara öf bile deme. Onları azarlama. Onlara güzel söz söyle» (isra, ayet : 23 ). (14) Gazzali'nin çocuk terbiyesi hakkındaki düşünceleri için bak. lhya Ulüm adDin, c. II, s. 217-218; c. III, s. 72-74; Kimya-yı Saadet, c. li, s. 339; c. III, s. 529-531; al-Gazzall, Bidayet al-Hidaye, s. 87-89, Mısır 1306; al-Gazzali, al-Munkiz min ad-Dalal, s. 58, Suriye 1376/1956; al-GazziHi, Mukaşefet al-Kulub. s. 167-168, aı-ıvı:atbuat al-Behiyye 1306. 12 Şüphesiz bu ·hususların. çocuğa öğretilmesi ana ve babanın vazifesi~, (dir. Gazz3Jl'nin fikirlerini böylece hülasa etmiş bulunuyoruz. Çocuk eğl~ timi hakkındaki kendi düşüncelerimizi gelecek yazımızda beyan edeceğiz. DiLENCiLiG-tN DtNiMtZDE YERi YOKTUR Dr. Lütfi DOC:AN !slamiyetin insan izze~i nefsine, şahsi şerefine, çalışıp kazanmasına ve insanın hiç bir suretle kimseye muhtaç olmayarak, el açmadan yaşa­ ması hakkında talimleri çok önemlidir. İslam, bir taraftan insam kendin~ den başkalarını düşünmeye, infaka, tasadduğa teşvik ederken bunun istismarı şeklinde olan dilencilikle de savaşır. Hz. Peygamber'in bu yold3Jki hadisleri gayet manidardır. O büyük Peygamber ve O'nun getirdiği ;dinin ruhunu çok iyi anlayan Aslıab-ı Güzin (Allah onlardan razı olsun) bu esasa daima riayet ederlerdi. Cemaatin çok olduğu Cuma günlerinde, mübarek günlerde ve bilhassa ramazan ayında gönlümüz ve azalarımız ibadetin nurlarıyla aydırila­ :m:r, camilerimiz dolup dolup boşalır. Fakat bu ruh haleti içinde her camiden çıkışımızda bir çok merhamet sömürücülerinin dileneliklerini görürüz. Allah rızası adına uzanan bu elleri boş bırakmıyoruz. Mesıcitlerden manev1 bir zevk içinde çıkarken kap:ııda bizi bekleyen elsiz, ayaksız soğukta titreyen bu bikeslerin alıvali içimizi kanatmaktadır. Dilencilik İslam nazarında çirkin bir adettir. islam'ın ruhuna kendini bağlayan fakir bir Mü'min bu şekilde şahsiyyetini düşürerek kimseye el açmaz. İslam dini esaslarıyla, Müsliimanların aralarındaki mesafeyi bu yönden de iyice görebilmek için, Peygamberimiz Efendimiz'in bu konuda buyurdukim mübarek hadislerden bir ka,çım ele alalım da okuyucularımız, her yönde olduğu gibi, bunda da bu mesafeyi iyice ölçebilsinler. Hz. ömer anlatıyor: Peygamberimiz buyurdular ki : «Her hangi biriniz dilene dilene o ha· le gelir ki, Allah ile karşılaştığı zaman yUzünde bir tutarn et ka,lmaz.» tmam-ı Ahmet rivayet etmiştir. Hz. !bn-i Abbas anlatıyor : «Peygamber Efendimiz buyurdu ki «Her kim ihtiyacı olmadığı yahut nafakasıyla mükellef olduğu veya altından kalkamadığı bir yük altında bulunmadığ·ı halde avcunu açarsa, Allah da ona hiç ummadığı yerden yoksulluk kapısı açar». Beyhald rivayet etmiş­ tir. 13