tmmob makina mühendisleri odası KAYNAK TEKNOLOJİSİ IV. ULUSAL KONGRESİ bildiriler kitabı 24 - 25 Ekim 2003 / Kocaeli Yayın No E/2003/339 tmtnob makina mühendisleri odası Sümer Sok. 36/1-A 06440 Demirtepe / ANKARA Tel: (312) 231 31 59 Faks: (312) 231 31 65 e-posta: mmo@mmo.org.tr http://www.mmo.org.tr Yayın No: E/2003/339 ISBN: 975-395-653-3 Bu yapıtın yayın hakkı Makina Mühendisleri Odası'na aittir. Kitabın hiçbir bölümü değiştirilemez. MMO'nun izni olmadan kitabın hiçbir bölümü elektronik, mekanik vb. yollarla kopya edilip kullanılamaz. Kaynak gösterilmek kaydı ile alıntı yapılabilir. Ekim 2003 / Ankara Baskı: Özkan Matbaacılık (0312)229 59 74 /IS tmmob makina mühendisleri odası KAYNAK TEKNOLOJİSİ IV. ULUSAL KONGRESİ 24-25 EKİM 2003 - KOCAELİ IV. OTURUM Oturum Başkanı Erdinç KAL UÇ (Kongre Düzenleme-Yürütme Kurulu Üyesi) ROBOTİK KAYNAK SİSTEMLERİ ve GELİŞME İSTİKAMETLERİ 1 Doç .Dr. Selahattin YUMURTACI , Arş. Gör. Tolga MERT 'Y.T.Ü. Mak.Fak. Mak.Müh. Bölümüİstanbul/TÜRKİYE Tel: 259 70 70/2718-2931, E-posta: yselahatC5>yildiz. edu. tr. tmert(d)yifdiz. edu. tr ÖZET Günümüzde hızlı nüfus artışının doğal bir sonucu olarak farklı türdeki ürünlere olan talep giderek artmakta, dolayısıyla da imalat sistemlerinde olağanüstü gelişmeler meydana gelmektedir. Geçtiğimiz yüzyılın yansında ortaya atılan otomasyona dayalı imalat sistemi genişleyerek optimizasyon devrine geçilmiş, prodüktiviteyi arttırarak yatırım masraflarını azaltan, daha fazla üretim yapmanın yanısıra kaliteyi de yükselten ve bu arada çok daha insancıl çalışma koşullan sunan 'robotlar' devri başlamıştır. Bu çalışmada robot kullanımına karar vermede gözetlenmesi gereken noktalar, değişik robot konfigürasyonlan, robot ark kaynağı donanımlan ile robotik uygulamalar incelenerek çeşitli ülkelerdeki robotların dağılımı ve geleceğe dönük öngörüler sunulmuştur. Anahtar sözcükler: Robot, kaynak 1) G İ R İ Ş Amerikan Robot Enstitüsü, robot kavramını şu şekilde ifade etmektedir: " Robot, çeşitli görevlerin gerçekleştirilmesi için, malzeme, parça, takım ya da değişken programlanmış hareketler aracılığıyla, özel parçalan hareket ettirmek amaçlı tasarlanmış, çok fonksiyonlu, yeniden programlanabilir manipülatördür." Sanayi robotunun en kapsamlı tanımı ve robot tiplerinin sınıflandırması ISO 8373 standardında belirlenmiştir. Bu standarda göre bir robot şöyle tanımlanır: "Endüstriyel uygulamalarda kullanılan, sabit veya hareketli olabilen, üç veya daha fazla programlanabilir eksene sahip, otomatik kontrollü, yeniden programlanabilir çok amaçlı manipülatördür." Tanımdaki terimlerin detaylı olarak açıklamalan aşağıdaki gibidir: Yeniden programlanabilir: Fiziksel değişiklikler olmadan programlanmış hareketleri veya yardımcı fonksiyonlan değiştirilebilen. Çok amaçlı: Fiziksel değişikliklerle farklı bir uygulamaya adapte edilebilme yeteneği. Fiziksel değişiklikler: Programlama kasetleri, ROM'lar vb. gibi değişiklikler hariç mekanik yapının veya kontrol sisteminin değiştirilmesi. Eksen: Lineer veya dönel (rotasyonel) modda robot hareketini belirtmek için kullanılan yön. 167 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi Şekil 1 'de fiziksel konfıgürasyonun, çalışma hacminin şekli üzerindeki etkisi gösterilmiştir. Kutupsal koordinat robotunun çalışma hacmi kısmen küreseldir; silindirik koordinat robotunun silindirik, kartezyen koordinat robotunun çalışma hacmi dikdörtgen prizma ve eklemli-kol robotunun çalışma hacmi ise yaklaşık küreseldir. Her çalışma hacmi şeklinin büyüklüğü, kol komponentleri ve eklem hareketlerinin sınırlan tarafından etkilenir. Robot seçimi, optimal çalışma hacmi için yapılmalıdır. Çünkü robot çalışma hacminin büyümesi, robot uzuv boyutlannın artması dolayısıyla ataleti, gerekli motor gücü, enerji tüketim miktan ve robot fiyatının artmasıyla sonuçlanır. \ \ I "rflr I Cb) (a) (c) a) kutupsal, b) silindirik ve c) kartezyen Şekil 1. Çeşitli Robot Anatomileri İçin Çalışma Hacimleri a) Tamlık: Tamlık, çalışma hacmi içinde istenen bir noktaya, robotun bilek sonunu götürebilme yeteneğidir. Uzaysal çözülüm, robotun çalışma hacmini bölebileceği en küçük hareket artışıdır. Robotun tamlığı uzaysal kontrol artımlannı ne derece tanımlayabildiğine bağlıdır. Tamlık, verilen bir hedef noktaya erişebilmek için robotun programlanabilme kapasitesiyle ilişkilidir. b) Tekrarlanabilirlik: Tekrarlanabilirlik, uzayda robota önceden öğretilen bir noktaya, robotun, bileğini veya bileğine eklenen end efektörünü götürebilme yeteneğidir. Robotun öğretilen bir noktaya göre tekrarlanan hareketlerinin sonucunda, robot uç noktası ile öğretilen nokta arasında oluşabilecek maksimum hata miktandır. Genel amaçlı robotlarda tekrarlanabilirlik değerinin 0,1 mm ila 0,2 mm olması yeterli olabilmektedir. Özel olarak ark kaynağı uygulaması düşünülürse tekrarlanabilirlik değerinin kaynakta kullanılacak tel çapının yansından küçük olması istenir. c) Yük taşıma kabiliyeti ve hız: Maksimum yük taşıma kapasitesi, robotun minimum hızında tekrarlanabilirlik değerini koruyarak taşıyabileceği maksimum yük değeridir. Nominal yük taşıma kapasitesi de robotun maksimum hızda tekrarlanabilirlik değerini koruyarak taşıyabileceği maksimum yük miktandır. Bu yük taşıma kapasitesi değerleri taşman malzemenin boyut ve şekline bağlıdır. Robotlar, çeşitli ölçütlere (eksen sayılan, kontrol tipleri ve mekanik yapılanna) göre sınıflandınlabilmektedir. Şekil 2'de, mekanik yapılanna göre yapılan bir sınıflandırma görülmektedir. 168 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi Robot Prensip Eksenler Kinematik Yapı Çalışma Alanı örnekler Resim Kartezyen Robot Silindirik Robot ıııhııı Küresel Robot SCARA Robot ıııhııı Mafsallı Robot Paralel Robot Şekil 2. Mekanik Yapılarına Göre Endüstriyel Robotların Sınıflandırılması 2. ROBOTLARIN KULLANIM ALANLARI Robotlar döküm yolu ile biçimlendirme (özellikle pres dökümde), kaynak (özellikle nokta kaynağı, MIG/MAG, TIG ve plazma), sıcak dövme, sprey boyama, paletleme, takım tezgahları yüklenmesi ve montaj hatlarında basan ile kullanılmaktadırlar. 3. ENDÜSTRİYEL ROBOTLARIN DÜNYA ÇAPINDAKİ YAYILIMI 2000 Dünya Robot Pazarı Dünya toplamı, çok amaçlı robotlar, Japonya hariç: 51700 adet, 1999'a göre %20 fazla • Dünya toplamı, Japonya'daki tüm endüstriyel robot çeşitleri dahil: 98700 adet, 1999'a göre %20 fazla • Toplam Pazar değeri: 5,7 milyarS, 1999'a göre %14 fazla 1 Operasyonel endüstriyel robotların toplam stoku: Çok amaçlı endüstriyel robotlar, Japonya hariç: 360300 adet, 1999'a göre %11 fazla Japonya'daki tüm endüstriyel robot çeşitleri dahil: 740800 adet, 1999'a göre %4 fazla 1 169 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi Çok amaçlı endüstriyel robotların dünya çapındaki satışları 1990 yılında 80000 adete ulaşmıştır. 1991-1993 yıllan arasında satışlar 53000'e düşmüştür. Daha sonra 1997 senesinde satışlar 82000 adete ulaşmıştır. Bununla birlikte 1998'de satışlar %16 düşerek 69000 adete düşmüştür. 1999 senesinde pazar, 1998 senesine göre %14 artış göstererek 79000 adet olmuştur. 2000'de satışlar %25 artış göstererek 99000 adet olarak gerçekleşmiştir. i İki sene boyunca düşüş gösteren veya durağan olan satışlardan sonra 2000 yılında Japonya'da büyük bir toparlanma olmuştur. Tüm endüstriyel robotların satışları 1999'da %32 artarak 47000 adede ulaşmıştır. 1997 ve 1998 yıllarındaki Asya krizi esnasında Kore Cumhuriyeti'nde düşen satışlar, 1999 ve 2000 yılında hızla toparlanarak sırasıyla %70 ve %95 artış göstermiştir. Avrupa Birliği'nde, çok amaçlı endüstriyel robotların satışları %20 artarak 30000 adete ulaşmıştır. En yüksek artış 1999 yılına göre %56 ile İsveç'te olmuştur. Bunu %30 artış ile İspanya takip etmiştir. 1995 ila 2000 yıllan arasında ABD'de satışlar durgundu veya düşüş göstermekteydi. 1995,1997 ve 1999'da %28 ve %37 arasında artış göstermiştir. Bunun aksine 1996 ve 1998'de pazar %5 ila %13 arasında düşüş göstermiştir. Bununla birlikte çok amaçlı endüstriyel robotlann en yüksek satışı 13000 adetle 2000 yılında olmuştur. • t. 1990'larda, endüstriyel robotlann mekanik ve elektronik karakteristiklerinin ölçülen performanslan sürekli artarken, fıyatlan düşmüştür. 1990-2000 yıllan arasındaki periyodu içeren en güncel ECE/IFR araştırmasına göre şu sonuçlar elde edilmiştir. • Bir robot ünitesinin liste fiyatı -%43 • Sevkedilen ünite sayısı +%782 • Müşterilere sağlanabilecek ürün değişkenlerinin sayısı +%400 • Toplam taşıma kapasitesi (tutucu modülü dahil) +%26 • Tekrarlama doğruluğu +%61 • 6 eksenin hızı +%39 • Maksimum ulaşma +%36 • Bozulmalar arasındaki ortalama süre +% 137 • MB cinsinden RAM +416 kere • İşlemcinin bit-genişliği +%117 • Kontrol edilebilen maksimum eksen sayısı +%45 Örneğin A.B.D.'de 1990-2000 yıllan arasındaki periyodda endüstriyel robotlann fîayt indeksi 100'den 37'ye inmiştir ki 2000 yılında kurulan robotlann performansı 1990 yılındakilerden çok daha yüksektir (Şekil 5 ve Tablo 2). Kalite değişiklikleri gözönüne alındığında bu indeksin 18' düşmesi beklenmektedir. Diğer bir deyişle, aynı performansa sahip bir robot, 1990 yılındaki maliyetinin beşte birine 2000 yılında üretilebilirdi. Aynı zamanda, Amerikan iş sektöründeki iş kompenzasyon indeksi 100'den 142'ye yükselmiştir (Şekil 5 ve Tablo 2). Bu, robotlann rölatif fıyatlannın 1990'da 100'den 2000'de 26'ya düşmesi ve robotlardaki kalite geliştirmeleri hesaba katıldığında 12'ye düşmesi demektir. 170 f i Kaynak Teknolojisi IV Ulusal Kongresi Tablo 1. 2000 Yılındaki Çok Amaçlı Endüstriyel Robotların Operasyonel Stoku ve Yıllık Kurulumlan ile 2001-2004 Arası Tahminler. Adet Olarak. Sene sonu operasyonel stok Yıllık kurulumlar Tahmin Tahmin Ülke 2000 2001 2004 2000 2001 2004 Japonya (tüm endüstriyel robotlar) 46986 49300 57100 389400 384000 447200 12986 29582 12781 5897 3793 1538 320 540 307 492 2941 973 944 150 20 97 100 250 / / 327 6381400 4731 500 750 1820 " 9100 32800 15100 6500 3400 1700 11700 44400 20800 8700 4500 2300 116000 306000 141200 60800 31200 17600 1000 1300 7000 10200 1800. 3100 89900 95500 220500 197800 101600 91200 39200 44000 20700 22700 12300 13200 3000 7800 1400 2600 13200 6300 11300 11100 1300 100 500 500 5000 / / 3800 535.00. L 59100 3000 38000 5600 6900 1 :' 7900" 940ff 51700 51700 70700 ABD Avrupa Birliği Almanya İtalya Fransa Birleşik Krallık Avusturya a/ Beneluks a/ Danimarka Finlandiya İspanya İsveç Diğer Avrupa Ülkeleri Çek Cumhuriyeti a/ Macaristan Norveç Polonya Rusya Federasyonu a/,b/ Slovakya c/ Slovenya c/ İsviçre a/ :;İ^A\ustralya Avustralya Kore Cumhuriyeti Singapur a/ Tayvan -tlterClkctertrf'. Kısmi toplam, Japonya hariç Toplam. Japoaya/dald tüm endüstriyel roHMÎar dahil 79700 IMfıÖ 395500 528400 779500 SP75600 * • 98700 360300 10500 101000 127800 749800 Kaynaklar: ECE, IFR ve ulusal robot kurumlan a/ Bazı yıllar veya yılların hepsi için ECE ve IFR sekreterlikleri tahminleri b/ Eski Sovyetler Birliği cumhuriyetleri dahil c/ 'Diğer ülkeler'içinde dahil 171 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi 60.000 50,000 ^ 40.000 (D <; 30,000 1995 1996 1997 1998 • Japonya (tüm robot tipleri) es Avrupa Birliği 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2003 2004 BA.B.D. o Diğer Tüm Ülkeler Şekil 3. 1994-1999 Arasındaki Çok Amaçlı Endüstriyel Robotların Yıllık Kurulumları ve 2000-2003 Arası öngörüler 500,000 450,000 400,000 350,000 "55 300,000 5 250,000 200,000 150.000 100,000 50,000 04 1995 1996 1997 1998 Japonya (tüm robot tipleri) js Avrupa Birliği 1999 2000 2001 2002 0A.B.D. s Diğer Tüm Ülkeler Şekil 4. 1994-1999 Arası Çok Amaçlı Endüstriyel Robotların Tahmini Operasyonel Stoku 172 t Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi 160.00 140.00 jşşy\,/;ts.,.: : •.••?. -...-'. ....... •-/. , .• • > . - , , . . . : ,.- ••.:>:•:••<'.•<:•':•••••'?•'.• • • ••••• ' • fcSJfjjj S 120.00 il 100.00 3 80.00 - g 60.00 j c 40.00 20.00 - Il2^:::;^•^r-Vfe':•.;. r ''.---• ^ ' . ^ S ' - - ' - ^ - ' - - " ^ l S . - . î r S * ' V . *.-. I - , ' ' . ' v ^ v - '•-. -• ••-. / - • > : ! • • • • I H . . - : -•••.•" :••• y ^ - " | l l l - - '••••'.:-. . ' : ; - ' • • • -•- ' ' • . •• • " S r < ^ - . - ^... • ^ • . - . • • . i i 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 Şekil 5. A.B.D.'Deki Endüstriyel Robotlann Kaliteli Ayarlamalı ve Kalite Ayarlamasız Tahmini Fiyat İndeksi. A.B.D. İş Sektöründeki İşçi Kompenzasyonunun İndeksi 2001-2002 Yıllan Arasında Türkiye'deki Sanayi Robotu İthalat ve thracat Bilgileri İTHALAT YIL MİKTAR (DOLAR) 2001 11,222,242 2002 8,131,714 TOPLAM 19,353,956 İHRACAT YIL MİKTAR (DOLAR) 2001 123,688 2002 303,502 TOPLAM 427,190 4. ROBOTLAR ile YAPILAN KAYNAK YÖNTEMLERİ Başta nokta direnç kaynağı (punta kaynağı) olmak üzere, MIG/MAG, TIG ve plazma kaynak yöntemlerinde robotlar başarı ile kullanılmaktadırlar. 4.1. Nokta Direnç Kaynağı Endüstride robotlann ilk yaygın kullanım alanı, nokta kaynağıdır. Otomobil üretiminde binek arabalann yapımı için yaklaşık 700 adet preslenmiş ve kesilmiş parça ile 400 adet talaş kaldmlarak işlenmiş parça kullanılır. Bu 173 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi parçalar civata, perçin, kıvırma, lehimleme, yapıştırma ile birleştirilmelerinin yanısıra daha çok kaynak yolu ile birbirlerine bağlanmaktadırlar. Toplam kaynaklar; yaklaşık olarak 5000 nokta kaynağından, 30 metre kadar ark kaynağından, 1 metre elektron ışın kaynağından ve 15 adet de sürtünme kaynağından oluşmaktadır. Nokta direnç kaynağında kullanılan robotlar, prosesi gerçekleştirmek için bazı yetenek ve özelliklere sahip olmalıdır. Çalışma hacmi, parçanın boyutuna uygun olmalıdır. Robot, parça üzerinde ulaşılması güç olan yerlerde kaynak tabancasını konumlayabilmeli ve oryante edebilmelidir. Bu ise serbestlik derecesinin sayısının artması ihtiyacını doğurur. Kontrolör hafızası, nokta direnç kaynak döngüsü için gerekli birçok konumlama adımlarını gerçekleştirebilecek kapasiteye sahip olmalıdır. Bazı uygulamalarda, kaynak hattı, birçok farklı model ürünün üretimi için tasarlanabilir. Böylece, modeller değiştiğinde, robotlar bir programdan diğerine geçebilmelidir. Çok yönlü robotlann bulunduğu kaynak hatlan için, çeşitli kaynak istasyonlannda değişik modellerin izlenebilmesi ve iş istasyonlanndaki robotlara programların yüklenebilmesi için programlanabilir kontrolör kullanılır. Robotlar aracılığıyla gerçekleştirilen nokta direnç kaynağı prosesinin otomasyonundan elde edilen faydalar, artınlmış ürün kalitesi, operatör güvenliği ve imalat operasyonuna daha fazla hakim olunmasıdır. Kalitenin artması, kaynak dikişlerinin daha tutarlı olması ve kaynaklann konumundaki tekrarlanabilirliğin daha iyi olmasındandır. Göreceli olarak çok iyi bir tekrarlanabilirliğe sahip olmayan robotlar bile insanlara nazaran nokta kaynaklannı daha doğru bir şekilde konumlandırabilirler. Elektriksel şok ve yanık tehlikelerinin bulunduğu çalışma alanından insanın uzak tutulması ile güvenlik artınlmış olur. Nokta direnç kaynağı prosesini otomize etmek için robotlann kullanılması, üretim planlama ve proses içi envanter kontrolü gibi alanlarda gelişmelere neden olacaktır. Robotlann ve kaynak ekipmanının bakımı, nokta direnç kaynağı hattının otomizasyonunun başanyla gerçekleştirilmesi için önemli bir faktördür. 4.2 Ark Kaynağı Ergitme esaslı kaynak yöntemleri içinde, MIG/MAG ve TIG (Tungsten Inert Gas) yöntemlerinde robotlar çok kullanılmaktadırlar. Ancak ark kaynak yöntemlerinin uygulanmasında önemli teknik ve ekonomik problemlerle karşılaşılmaktadır. Sürekli ark kaynağındaki tehlikeler yüzünden, proseste endüstriyel robotlann kullanımı mantıklıdır. Bununla birlikte, robotlann ark kaynağı için uygulanmasında karşılaşılan önemli teknik ve ekonomik problemler vardır. Sürekli ark kaynağı, düşük sayıda üretilen ve birçok komponentten oluşan ürünlerin imalatında sıklıkla kullanılır. Bu şartlar altında herhangi bir otomasyon şeklinin uygulanması zordur. Ark kaynağı, depolann içi, basınçlı kaplar ve gemi gövdeleri gibi ulaşmanın güç olduğu sıkışık alanlarda gerçekleştirildiği için bir problem teşkil eder. Bu tip alanlarda insanlar daha rahat çalışabilirler. 4.2.1 Robotlarda Ark Kaynağı Donanımları Endüstride kullanılan bir robotik ark kaynağı donanımı aşağıdaki kısımlardan oluşmaktadır. 1-Manipülatör (Robot kolu) 2-Kaynak torku 3-Güç ünitesi 4-Kontrol ünitesi 5-Tel sürme ünitesi 6-Tel kontrol ünitesi 7-Koruyucu gaz ünitesi 8- Öğretme (teaching) kutusu 9-Kaynak sinyal ünitesi 10-Manometre 11 - Robot kontrol ünitesi 12 - Kablo ve hortumlar 13-Pozisyoner 174 Kaynak Teknolojisi IV Ulusal Kongresi 1 Robot Donanımları: Kaynak Makinast Donanımları 1) Ark Kaynak Robotu 2) Robot Kontrol Ünitesi 3) öğretme (Teaching) Kutusu 4) Kaynak Sinyal Ünitesi 5) Kontrol Ünitesi 0) Kablolar 1) Güç Ünitesi 2) Kaynak Torcu 3) Tet Besleme Ünitesi 4) Tel Kontrol Ünitesi 5) Koruyucu Gaz Ünitesi 6) Manometre 7) Kablo ve Hortumlar Şekil 6. Ark Kaynak Robot Donatımı 4.2.2 Ark Kaynağı Robotunda Olması Gereken Özellikler Ark kaynağı gerçekleştiren endüstriyel robotun bazı özellik ve yeteneklere sahip olması gerekir. Ark kaynağı uygulamalarında göz önünde bulundurulan bazı teknik konular şunlardır: a) Çalışma hacmi ve serbestlik dereceleri: Robotun çalışma hacmi, kaynak edilecek parçalann boyutlanna yetecek büyüklükte olmalıdır. Kaynak torcunun yeterli manipülasyonuna izin verilmelidir. Aynca, eğer iş istasyonunda iki parça tutucu varsa her iki tutucuda da hareket döngüsü gerçekleştirmek için robot uygun erişime sahip olmalıdır. Ark kaynağı robotlan için genellikle beş veya altı serbestlik derecesi gerekir. Bu sayı, kaynak işinin karaktersitiklerinden ve parça manipülatörünün hareket yeteneklerinden etkilenir. Eğer parça manipültörü 2 serbestlik derecesine sahipse, robotun daha az serbestlik derecesine sahip olmasına izin verilebilir. b) Hareket kontrol sistemi Ark kaynağı için sürekli-yol kontrolü gereklidir. Kaynak dikişinin üniformitesini sağlamak için robot, pürüzsüz 175 Kaynak Teknolojisi iv. uıusaı Kongresi sürekli harekete sahip olmalıdır. Buna ilaveten, kaynak döngüsünde hareketin başlangıcında kaynak banyosunu oluşturmak için bir bekleme, hareketin sonunda da kaynağı bitirmek üzere bir bekleme gerçekleştirilmelidir. c) Hareketin kesinliği Robotun tamlığı ve tekrarlanabilirliği kaynak işinin kalitesini belirler. Kaynak işlerinin kesinlik gereksinimleri, boyut ve endüstrinin pratiğine bağlı olarak değişiklik gösterir ve en uygun robot seçilmeden önce her kullanıcı tarafından bu gereksinimler tanımlanmalıdır. d) Diğer sistemlerle arayüzleme Robot, hücredeki diğer ekipmanlarla birlikte çalışabilmek için yeterli giriş/çıkış ve kontrol yeteneklerine sahip olmalıdır. Bu diğer ekipmanlar, kaynak ünitesi ve parça pozisyonerleridir. Hücre kontorlörü, robotun hızı ve yörüngesi ile parça manipülatörünün operasyonu ve tel besleme hızı gibi kaynak parametrelerini koordine etmelidir. e) Programlama Robotun sürekli ark kaynağı için programlanması dikkat gerektirir. Düzensiz şekillere sahip kaynak yollan için, robotun hareket yolu boyunca fiziksel olarak hareket ettirildiği gösterme ile programlama (walkthrough) metodunu kullanmak uygundur. Düz (doğrusal) kaynak yollan için robotun, uzaydaki iki nokta arasındaki interpolasyonu gerçekleştirecek yeteneğe sahip olması gereklidir. Bu, programcının kaynak başlangıç ve bitiş noktalannı belirlemesine ve robotun noktalar arasındaki düz çizgi yörüngeyi hesaplamasına izin verir. 5. MANUEL ve ROBOTİK KAYNAĞIN KARŞIL ATIRILMASI Ark kaynağı robotlar tarafından yapılacaksa, genellikle, parçalann tutturulduğu kıskaçlarla donatılmış bir döner masa gerekir. Operatör, masanın bir tarafında, parçalan kıskaçlara yerleştirir. Masanın öbür tarafında ise robot, parçalara gereken kaynağı yapar. Masanın iki tarafı bir pano ile aynlmıştır ve operatör arktan rahatsız olmaz. Bu düzenleme özellikle bir parça üzerinde birçok kısa kaynak yapılacaksa verimli olmaktadır. İnsanın ancak dakikada 70 cm hızla kaynak yapabildiği parçayı robot hızlı ve düzgün hareket becerisiyle, daha yüksek akım kullanarak, dakikada 270 cm hızla kaynak edebilmektedir. Robotun kaynatılan ayntı düzgün izleyebilmesi için geliştirilen algılayıcılar, doğrusal tarama yapan ince bir kızılötesi ışın ile ayntın profilini algılayabilmektedir. Böylece bir ayntın tam ve düzgün kaynatılması için yalnızca başlangıç ve bitiş noktalannın 15 mm'lik toleransla programlanması yetmektedir. New York'ta Dahlstrom firması bilgisayar şasesi üretmek için gereken 35-70 arası kaynağı, bir Cincinatti Milacron T3 robota yaptırmıştır. Kaynak teli makarası dahil kaynak makinasının büyük bölümü robot kola monte edilmiştir. Robot bu birimde, el ile 42 dakika süren, her biri 50 mm uzunluktaki 44 kaynağı yalnızca 12 dakikada bitirmektedir. 6. SONUÇ Robot uygulamalan sayesinde dar tolerans limitleri içinde imalat olanaklı hale gelmekte, aynca yapılan işin kalitesiyle birlikte üretim hızı da artmakta, dolayısıyla da maliyet düşmektedir. Kaynak robotlannm kendi maliyetlerini uzun sürede amorti etmelerine rağmen, robot kaynağı kalitesi her zaman için insanlann yaptığı kaynaktan çok daha kaliteli ve tutarlı olmaktadır. 176 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi Özellikle son yıllarda çalışanların sağlığını gözeten ve onlara çok daha insancıl, konforlu çalışma ortamları (duman, ısı, çeşitli kimyasallar, gazlar, ışınlar vb.'den uzak) sunulmasını sağlayan yönetmeliklerin yürürlüğe girmesi sonucunda robotlar daha da önem kazanmışlardır. Ülkemizde de özellikle otomotiv sektörü başta olmak üzere çok sayıdaki endüstriyel kuruluşta, çok çeşitli amaçlarla basan ile kullanılmakta olan robotların, dünyada da giderek yaygınlaşmasının işsizliğe neden olacağı görüşü tebessümle karşılanmalıdır. Zira bir kaynak robotunu tasarlayan, imal eden ve programlayan da yine insandır ve yaptığı iş daha az yorucu olmakla birlikte normal bir kaynak operatöründen daha az değildir. KAYNAKÇA (1) GROOVER, M., 1986, Industrial Robotics, McGraw-Hill Company International Editions, Singapore. (2) ASFAHL, C, 1985, Robotics and Manufacturing Automation, John Wiley&Sons Inc., U.S.A. (3) The International Federation of Robotics, 2001, World Robotics 2001, United Nations Publications. (4) YÜCEL, İ., 1991, Sanayide Robot Teknolojisi-Uygulaması ve Önemi, DPT Sosyal Planlama Genel Müdürlüğü Planlama Dairesi, Ankara. (5) CEYHUN, V., 1996, Kaynak Robotları ve Ekonomisi, Gedik Eğitim Vakfı Uluslararası Kaynak Teknolojisi'96 Sempozyum Bildirileri, İstanbul. (6) TÜLBENTÇİ, K., 1998, MIG-MAG Gazaltı Kaynak Yöntemi, Rem Matbaacılık, İstanbul. (7) Devlet İstatistik Enstitüsü, 2001 -2002 yıllan sanayi robotlanna ait ithalat ve ihracat bilgileri. ÖZGEÇMİŞ Doç. Dr. Selahattin YUMURTACI 1954 yılında Edirne'de doğdu. Lisans ve Yüksek Lisans öğrenimini Yıldız Teknik Üniversitesinde tamamladı. 1996 yılında Doçent unvanını aldı. Halen Yıldız Teknik Üniversitesi Makina Fakültesinde Öğretim Üyesi olarak görevini sürdürmekte olup, evli ve iki çocukludur. Arş. Gör. Tolga MERT 1978 tarihinde İzmir'de doğdu. Lisans öğrenimini İstanbul Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü'nde tamamladı. Halen Yıldız Teknik Üniversitesi Makina Fakültesi'nde Yüksek Lisans eğitimine devam etmekte olan Tolga MERT aynı zamanda aynı fakültede Araştırma Görevlisi olarak çalışmaktadır. 177 PLASTİK MALZEME KAYNAĞININ MEMLEKETİMİZDEKİ UYGULAMALARI ve ÖNEMİ Prof. Dr. Selahaddin ANIK*, Prof. Dr. Ahmet OĞUR**, Araş. Gör. Çetin KARAKAYA*** * İstanbul Teknik Üniversitesi, Makina Fakültesi, Emekli Öğretim Üyesi ** Sakarya Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Öğretim Üyesi *** Sakarya Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Araştırma Görev/isi ÖZET Bu çalışmada, sanayiinin birçok dalında kullanımı hızla artan ve çoğu durumlarda, metal malzemelerinin yerini alan, aynı zamanda da sürekli yeni üretim teknikleri üzerine çalışılan, termoplastik malzemelerin kaynak yöntemlerine ve endüstride kullanım alanlarına genel olarak değinilmiştir. Ülkemizde, plastik malzemelerin üzerinde yapılan çalışmaların yoğun olması ve her yeni bir malzeme için yeni kaynak tekniklerinin geliştirilmesine ve mevcut teknik üzerinde geliştirmelerine ihtiyaç duyulması, termoplastik malzemelerin kaynağında nelere dikkat edilmesi gerektiğinin ve yöntemlerdeki değişkenlerin bilinmesinin zorunlu olduğunu göstermektedir. Anahtar sözcükler: Plastik malzeme kaynağı, plastik malzeme kaynağı uygulamaları SUMMARY This study deals with welding technology of thermoplastic materials and the areas they are used in industry. This new technology has been vvidely used in industry and has replaced metal materials. New production techniques have been researched. There has been intensive research on plastic materials and this requires the development of new welding techniques for each new material and improvements on the present techniques. Therefore, it is essential to know what to çare in the vvelding of thermoplastic materials and variables in techniques. Keywords: welding of plastic materials, vvelding application of plastic materials. PLASTİKLERİN TANITILMASI Plastik malzeme molekülleri karbonun az miktarda metal olmayan malzemelerle yaptıkları bileşiklerdir. Bu maddeler genellikle oda sıcaklığında gaz halindedir. Propan C 3 H g gibi tanınmış hidrokarbon bileşikleri sabit büyüklükte olan moleküllere sahiptir. Bunların tersine plastik malzemeler büyük zincir veya ağ moleküllerinden meydana gelirler. Farklı genişleme şekillerine sahip olduklarından sadece ortalama bir molekül kütlesi (molekül ağırlığı) belirlenebilir. Plastik malzemeler yüksek moleküler bileşiklerdir; polimerler olarak da adlandırılırlar. Zincir veya ağ şeklindeki moleküllerine makro moleküller denir. Makro moleküller monomer denilen tek moleküllerden oluşurlar. Makro moleküller kimyasal reaksiyonlar sonucunda meydana gelirler. 179 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi Birçok çeşidi olan plastiklerin hangi gruptan olduğunu anlamak çok defa zor bir iştir. Aynı plastik çeşitli formlarda şekillendirilmiş olabilir. Aynı tür bir plastik, farklı ticari adlar alabilir. Bununla beraber çok çeşitli ad ve şekilleri bulunan plastik, termik özellikleri bakımından Termoplastikler ve Termosetplastikler olarak iki ana grupta toplanabilirler. , f Plastik malzemelerin özellikleri metallerinkiyle karşılaştırılırsa, büyük farklar görülür. Metal atomları tamamlanmamış bir elektron kabuğuna (dış kabuk) sahip olduklarından, kimyasal maddelere karşı dayanıksızdırlar. Plastik malzemeler ise kimyasal bileşikler olarak moleküler yapıdadır ve molekülleri doymuştur. Atomları ise kimyasal bağlar ile soy gaz karakterine sahip olmuşlardır. Bu nedenle birçok kimyasal maddelere karşı dayanıklıdırlar. Plastik malzemelerin değişik olan bağ ve yapı türü, fiziksel davranışının metalik malzemelere göre tamamen farklı olması sonucunu doğurur. Plastikler, endüstri alanında ağaç, metal, seramik ve deri malzemelere nazaran en yeni olanlardır. Bununla beraber, kısa bir zamanda geniş alanda kullanılmaya başlanmıştır. Bugün tüketicilerce bilinen binlerce eşya, sentetik malzemelerden yapılmaktadır. i \: Endüstride imal edilen plastik malzemelerin hızla gelişmesinde ilk faktör sıcak gaz kaynağının çok yönlülüğü olmuştur. Bu kaynak işlemi, aşınma dayanımı, hafiflik, dielektrik özellikler ve arzu edilen iyi darbe mukavemeti veren plastiklere ekonomik olarak uygulanmaya müsaittir. Sıcak gaz kaynağı endüstrideki büyük miktardaki konstrüksiyon donanımlarının gerçekleştirilmesinde ve ufak parçaların imal edilmesinde kullanılır. İmalatta en yaygın kullanılan plastikler PVC ve polietilen' dir. Bu malzemelerin kaynak yöntemleri de oldukça yaygındır. Yüksek frekans kaynağı defter kabı, cüzdan, ayakkabı imali, deniz yatağı ve oyuncaklar imalinde oldukça büyük uygulama alanı bulmuştur. i Bu arada, sıcak eleman kaynağının da memleketimizde geniş çapta bir kullanım alanına sahip olduğunu belirtmekte fayda vardır. Sıcak eleman kaynağı, özellikle de sıhhi tesisat ve kalorifer borularının artık günümüzde termoplastik malzemelerden yapılması sonucu, oldukça fazla uygulama alanı bulmuştur. Termoplastiklerin başlıca özellikleri nelerdir? Termoplastik, ısıtıldığında yumuşar ve soğutulduğunda da sertleşir. Isı verilişinin ne süreyle tekrar edildiği önemli değildir. Isıtma ve soğutma işlemini birkaç kez tekrarlayarak termoplastiğe yeniden çeşitli şekiller verilebilir. Termoplastik bu özelliği bakımından balmumuna benzer. Isıtıldığında dökülebilir, soğutulduğunda da katı hale gelir. Tekrar ısıtıldığında yine yumuşar. Bu gruba giren önemli plastikler şunlardır: Akrilikler, selülozikler, naylon, polistiren, poliestilen, karbon florür ve viniler' dir. i , Termoset plastiklerin başlıca özellikleri nelerdir? Termosetler ısı verilmesiyle bir defa istenilen şekle sokulur ve bundan sonra tekrar ısıtılıp eritilerek ilk şekline dönüştürmek mümkün olmaz.Termostelerin sertleşmesi için sıcaklığın çok fazla olması gerekmez. Bu sıcaklık ekseriya 176°C nin az üzerindedir. Termosetler sertleştirildikten sonra tekrar ısıtılsa da eski yumuşak durumuna dönmez. Buradaki olay, yumurtanın kaynatılmasına benzetilebilir. Yumurta belirli bir süre kaynatılırsa, içi katılaşır ve bundan sonra kaynatmaya devam edilse de yumuşayarak önceki sıvı haline dönmez. Bu grubun belli başlı plastikleri fenolikler, amenler, poliesterler, epoksiler ve alkidler' dir.' 180 , ! Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi Elastiktik modülünün takviye ile arttırılması: Kısa cam liflerinin (0.2... 0.5 m m ) % 20 ... 40 ağırlık oranında karıştırılması sonucunda özelliklerde olumlu değişmeler elde edilir (Tablo 1). Bu teknikte kullanılan polimerler, Polikarbonat (PC) ve Poliamid (PA 6) dır. Bunların yanında ayrıca polipropilen (PP), polioksimetilen (POM), polietilentereftalat PETP ve bazı daha az tanınan yeni polimerlerde kullanılır. Tablo 1. Termoplastiklerin Özelliklerinin Cam Elyaf Takviyesi ile Değişimi Özellik Değişim E-Modülü ve çekme mukavemeti Uzama kabiliyeti ve siineklik Isıl uzama (genleşme) 2...3 kat artar. Azalır 1/3 oranında azalır. Metallerle yapılan bağlantılar önemlidir azalır Sürünme eğilimi Sürekli ısıya dayanıklılık Kalıp içerisinde akma kabiliyeti Elektrik özellikleri 10... 30 ° C yükselir Kötüleşir, bu nedenle max. % 40 ağırlık oranında kısa cam elyaf kullanılmalıdır. Hemen hemen değişmez (E-camında) Kullanma Alanı Örnekleri: Sıcaklık değişimine rağmen şeklini koruyan parçalar (şalter ve ölçü yapımında), izolatörler, bobin parçalan, havalandırma çarkları ve kurulan, ev aletlerinin kumanda düğmeleri, çamaşır ve bulaşık yıkama otomatlannın mıknatıs ventilleri. PLASTİK MALZEMELERİN KAYNAK PRENSİBİ Plastiklerin çentiğe karşı hassasiyetleri, perçin veya cıvata ile birleştirilmelerini zorlaştınr. Plastik folyelerin dikilmeleri halinde bile, dikişlerdeki oyuk yerleri, daha sonraki çatlaklann başlangıçlarını oluşturabilir. Bu nedenle birleştirme yöntemi olarak yapıştırma ve kaynak ön plana çıkmıştır. Yapıştırma işleminde bindirme tipi birleştirmeler kullanılmaktadır. Kaynak sırasında plastik malzemenin yumuşaması ve plastik bölgeden tersinir olarak tekrar katılaşması gerekir. Bu nedenle sadece termoplastikler kaynak kabiliyetine sahiptir. Termoplastiklerin kaynak işleminde malzemede erime oluşmaz. Kaynak yerine verilen ısıya ek olarak bir basıncın da uygulanması gerekir. Tüm bağlantı şekilleri kullanılabilir ve pek çok pozisyonda başanyla kaynak edilmeleri mümkündür. Termoplastikler yumuşatılmış halde basınç yardımıyla kaynak edilebilirler, yani birleşen parçalann zincir molekülleri, yumak halinde birleşerek mekanik bir bağ oluştururlar. Kural olarak sadece aynı türden plastikler kaynak edilebilirler. Kaynak çubuğu kaynaklanacak plastik ile aynı kompozisyonda olmalıdır. Plastik kaynak çubuklan yuvarlak, oval, üçgen ya da düz şekillerde olabilir. Termoplastiklerin kaynağında işlem sırası şöyledir: - birleşme yüzeylerinin yumuşatılması basınç altında birleştirme sertleşmeye kadar tutma Plastik malzemelerin kaynağı için gereken ısı, ısıtılmış gaz, sıkıştınlmış hava, koruyucu gaz yada elektrik direnci ile sağlanır. 181 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi Plastiklerin kaynağının iyi olması için 4 şey gerekir: • Doğru kaynak sıcaklığı • Kaynak çubuğuna doğru basınç • Kaynak çubuğuna doğru açı • Doğru kaynak hızı Kaynak dikişinin kalitesine etki eden faktörler şunlardır: • Kaynatılacak parçaların kaynak kabiliyeti • Kaynak ilave malzemesi • Kaynak dikişinin sekli • Kaynak şartlan (sıcaklık ,hız,basınç) • Paso sayısı (az sayıda kalın paso daha iyidir) • Yüzeylerin temizliği • Çentikler • Kaynakçı Kaynak kalitesinin ölçüsü olarak kaynak bağlantısının parçaya bağlanma derecesi alınır. Termoplastiklere Uygulanan Kaynak Yöntemleri ve Endüstriyel Uygulamaları Tablo 2. Plastik Malzemelerin Kaynak Yöntemlerine Genel Bir Bakış Kaynak Yöntemi Sıcak gaz kaynağı Yumuşatma İşlemi Sıcak gaz akımında ısıtma (elle veya otomatik) En Çok Kullanılan Dikiş Şekilleri A,K,B Direkt sıcak eleman kaynağı Endirekt sıcak eleman kaynağı Birleştirilecek parçaların arasındaki sıcak elemanlar yardımıyla Bir veya her iki dış yüzeydeki sıcak elemanlar yardımıyla A, B (folyelerde) Yüksek frekans kaynağı Ultrasonik kaynak Dielektrik kayıplar yardımıyla İç ve dış sürtünmeler yardımıyla B (folyelerde) A, K (parçalarda) B (folyelerde) A, K (iri profiller ve parçalarda) Dönel sürtünme sayesinde Parçalar katı halde iken monomer çözeltiler A, K, B (levhalarda, parçalarda yardımıyla çözülerek birbirine bastırılır ve folyelerde) * A: Alın kaynağı, K: Köşe kaynağı, B: Bindirme kaynağı * Kısaltmalar: PVC: Polivinilklorür, PE: Polietilen, PA: Poliamid, PMMA: Polimetilmetaakrilat, PS: Polistirol, PP: Polipropilen, PTFE: Politetrafloretilen Sürtünme kaynağı Çözme kaynağı SICAK ELEMAN KAYNAĞI Direk Sıcak Eleman Kaynağı Sıcak eleman kaynağı, iki polimer arasında sağlam kaynaklar yapmaya olanak sağlayan basit bir işlemdir. Bu yöntem genellikle; sert ve yumuşak PVC, PE, PP, PA malzemelerin birleştirilmesinde kullanılır. Birleştirilecek yüzeyler bir araya getirilir ve aralarına konulan sıcak eleman ile kaynak sıcaklığına kadar ısıtılır, yüzeyler birleşme sıcaklığına eriştikten sonra sıcak eleman çekilerek uygulanan basma kuvveti ile (el veya mekanik olarak) birleşme olur. 182 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi Uygulama alanları; plastik batarya muhafazaları, yakıt tankları ve yakıt doldurma borulanmn birleştirilmesinde, gaz ve su borulanmn birleştirilmesinde, lağım ve atık su tahliye borulannm kaynatılması, profiller (plastik pencereler), levhalar, borular, havalandırma kanallan, stop lambalan, tamponlar, çamaşır makinesi balanslayıcısı, filtreler, vakum temizleme makinalan, plastik palet ve her türlü asimetrik ürünlerde sızdırmaz kaynaklı birleşmeler sağlar. Günümüzde, bu kaynak yöntemi yaygın olarak sıhhi tesisat işlerinde kullanılmaktadır. Sıcak Elaman Biri»»Srfl«c«k Parçalar ı I ^=n r^^ı ıp— ı I. DURUM Şekil 1. Sıcak Eleman Kaynağının Uygulanışı (Şematik) Diğer sıcak eleman kaynak yöntemleri şunlardır; Sıcak Eleman Alın Kaynağı Bu yöntemin uygulanmasındaki aşamalar, a-Isıtma işlemi: Kaynağı yapılacak parçalar sıcak elemana bastınlır, b-Çıkarma: Sıcak eleman kaynak bölgesinden uzaklaştınlır, c-Birleştirme: Kaynağı yapılacak parçalar birbirine bastınlır ve soğutulur. Sıcak Eleman Köşe Kaynağı Bu işlem aslında bir kıvırma işlemidir. Sıcak eleman düz malzeme üzerindeki köşe oluşturulacak kısma bastınlır, yeterli yumuşama sağlandığında bükülür. Kama Şeklinde Sıcak Eleman Köşe Kaynağı Kama şeklindeki bir sıcak eleman kaynak edilecek yüzeylere gömülerek parçayı ısıtır ve daha sonra uygulanan bir basma ile iç köşe dikişi oluşturulur. Parçanın birleştirilecek yüzeyleri sıcak elemanlarla ısıtılır ve daha sonra el veya mekanik olarak uygulanan basınç ile birleşme sağlanır. Sıcak Eleman Yardımıyla Geçme Kaynağı Borunun gireceği yüzey özel olarak bir sıcak eleman ile kaynak sıcaklığına eriştikten sonra sıcak eleman çıkartılır ve yerine boru geçirilerek özel suretle uygulanan basınç ile birleşme sağlanır. 183 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi Bobin Şeklindeki Sıcak Eleman ile Kaynak Birleştirilecek yüzeyler bobin şeklindeki bir sıcak eleman ile ısıtılır. Daha sonra da olduğu gibi malzemelerin ısıl genleşmesi ile veya dıştan uygulanan bir tertibatla basınç oluşturulur ve birleşme sağlanır. j r Sıcak Kama Kaynağı Bu yöntem ile genellikle folyelerin kaynağı yapılır. Üst üste gelen parçalar arasında bulunan bir sıcak kama ile yüzeyler kaynak sıcaklığına eriştikten sonra uygulanan basınç ile birleşme sağlanır. Sıcak Eleman ile Ayırarak Kaynak Üst üste binmiş iki parça tel, bant veya bıçak formundaki bir sıcak eleman ile hem kaynak edilmiş hem de birbirinden ayrılmış olur. tndirek Sıcak Eleman Kaynağı , Bu yöntem, en çok 0,4 mm kalınlığına kadar olan folyelerin bindirme kaynağında kullanılır. Değişik biçimlerdeki ' sıcak elemanlar, birleştirilecek parçalara bir veya iki taraftan bastırılır. Sıcaklık ve basınç etkisi ile parçalar birleştirilir. Bu yöntemin dezavantajı, sıcaklık dağılımının uygun olmayışı ve bu nedenle dikiş bölgesinde parçaların kalınlığının oldukça azalmasıdır. Bu nedenle normal olarak sadece 0,2 mm' ye kadar folyelerin kaynağında kullanılır. Malzemeler: PVC, PE, PP, PA Örnekler: PE ve PP malzemelerden plastik torbalar, çöp torbalan v.b. Sıcak Eleman İmpuls Kaynağı , Sıcak elemanlar elektrikle ısıtılır ve sonra uygulanan basınç ile birleştirme sağlanır. Sıcak elemana uygulanan r akım kesildikten sonra basınç uygulanır. Sıcak Eleman Sıcak Temas Kaynağı Sıcak eleman devamlı suretle ısıtılır. El veya mekanik olarak sağlanan basınç yalnız ısıtma sırasında etkir. Sıcak Eleman Hareketli Bobin Kaynağı Parçalar hareketli bantlar (transport bantlan) arasında sürekli olarak sıcak eleman tarafından ısıtılır ve daha sonrada basınç uygulanarak birleşme sağlanır. SICAK GAZ üe KAYNAK i [• Sıcak gaz kaynağında ısı taşıyıcı olarak ısıtılmış gaz (genellikle hava) kullanılır. Kaynakta elle kumanda edilen veya otomatik cihazlar kullanılır. İlave malzeme, kaynak çubuğu (sert) veya bant/ip (yumuşak) halinde, oluğa bastınlır ve sıcak gaz akımı etkisiyle yumuşar. İlave malzeme üzerine uygulanan kuvvet sayesinde birleşme sağlanır. Bir veya birkaç pasolu kaynak yapılabilir. Dikiş şekilleri: alın kaynağı (I, V, Çift-V, U), köşe kaynağı Malzemeler: sert ve yumuşak PVC, PE v.b. örnekler: yer kaplamalannın, kaplann aparatlann, havalandırma tesislerinin kaynağı Sıcak gaz ile kaynak yöntemleri; t Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi Üflece Hareket Verilerek Yapılan Sıcak Gaz Kaynağı Sıcak Gazla Çekerek Kaynak Sıcak Gaz Bindirme Kaynağı Sıcak gaz, birleştirilecek yüzeylerin arasına uygulanır. Daha sonra uygulanan basınç ile birleşme sağlanır. Burada bir ilave malzeme kullanılmamaktadır. Sıcak Gaz Ekstrüzyon Kaynağı İlave malzeme bir ekstrüder içinde sıcak gaz ile ısıtılarak birleşme ağzına sevk edilir ve basınç bir kaynak baskısı veya diğer bir vasıta ile sağlanır. Bu yöntem genellikle uzun birleştirmelerde kullanılır. Tipik uygulamalar; ufak yolcu gemilerinde ki ek yerlerinde, geniş termoplastik hava kanallarının montajında kullanılmaktadır. IŞIN Ue KAYNAK Lazer Kaynağı Yakın zamanda, Birleşik Krallık' ta ki kaynak enstitüsündeki (TWI) plastik kaynak gurubunun bildirdiği habere göre karbondioksit ve Nd-YAG lazerleri kullanarak yapılan yüksek hızlı polietilen filmlerinin kaynağında, 500 metre/dakika' lık hıza ulaşılmıştır. Ancak daha yüksek hızlarında mümkün olduğu düşünülmektedir. Kaynak mukavemeti esas malzcı enin mukavemetine yakm çıkmıştır. HAREKET Ue KAYNAK Ultrasonik Kaynak Değişken mekanik titreşimlerle (yaklaşık 22 kHz), termoplastik malzemeler kay ı. k bölgesinde ısıtılır ve basınç altında birleştirilir. Bu yöntem ile kalıp gövdeleri, folyo, şerit ve ip seklinde plastikler kaynatılır. Plastik kaplanmış karton veya kumaşların, ultrasonik yöntemle kaynak yapılmaları mümkündür. Burada taşıyıcı malzemenin ultrasonik enerjisi ile kaplamalar birbiriyle kaynak edilir. Sonotrod ucunun yivli olması gerekir. Ultrasonik kaynak belki de en çok kullanılan termoplastik kaynak işlemidir. Yöntem çok hızlıdır (birkaç saniye) ve genellikle diğerlerine nazaran parlak ışıklar çıkarmayan kaynaklar elde edilir. Bu yöntemin uygulanabildiği malzemeler; tercihen PS ve PE; Sert-PVC ve Poliakrilit malzemeler için de kullanılır. Tablo 2. Ultrasonik Kaynak Yönteminin Uygulama Alanları Oyuncaklar Ev Eşyası Elektronik Endüstri Elektrik Endüstrisi Otomotiv Endüstrisi Gıda Endüstrisi Kırtasiye Diğerleri Uzaktan kumandalı oto ve bot imali, plastik bebek, tüfek, su tabancası, TV oyunu, telefon v.s. Çamaşır makinası balans ağırlıkları, bilgisayar, TV kutusu, uzaktan kumanda, buharlı ütü. Kaset kutusu,video kutusu, hesap makinası, disk v.s. Konnektör, transformatör, röle. Ön farlar arka farlar, stop lambaları, yiyecek kutusu, dikiz aynası, yağ filtresi. Termos şişeleri, termos bardakları, yemek kaplan. Kalem kutusu, PP dosya, tel zımba, mürekkep kutusu, kalem standı. Yılbaşı dekorasyonu, saç tokaları, süs eşyaları, cerrahi maskeler, Folyelerin, levhaların ve parçalann birleştirilmesi, eczacılık preparatlannın ambalajı (folye), sentetik kumaş ve brandaların kaynağı 185 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi i/ 2. Sentetik Kumaşlar ve Sentetik Branda Bezleri İçin Özel Ultrasonik Kaynak ve Kesme Makinası Şekil 3. Ultrasonik Poşet Kaynak Makinası Şekil 4. Ultrasonik El Kaynak Makinası Sürtünme (Döndürme) Kaynağı Parçalann birleştirme yüzeyleri sürtünme ile ısıtılır ve daha sonra uygulanan basınçla da ilave malzeme kullanılmadan birleştirme sağlanır. Yöntemin uygulanabildiği malzemeler; PE, PP, PVC, Akrilcam, Poliasetal, Poliamid, Polistirol' dür. Bu yöntemin titreşimli özel bir uygulaması olan kaynak işleminde ise; %50 dolgu içerikli bütün termoplastikler kaynak edilebilmektedir. Amorf (PS, ABS, SAN, PC, PVC) olanlara göre kısmi kristalli (PA, POM, PP, PE) termoplastikler de erime için daha yüksek ısıya ihtiyaç vardır. Döndürme kaynağının ilk uygulamalarından biri su dolu alanların mühürlenmesi idi. Bu işlem dip sıvıya batınlmış durumda iken kapağın, dip kısmın üstünde döndürülmesiyle gerçekleştirilirdi. Sprey tüpü ve duba üretimi, şamandıralar, boya kurulan, küresel şekilli oyuncaklar, yağ filtreleri, sprey konnektörler ve termos kaplan diğer uygulamalar arsında sayabiliriz. Döndürme kaynağı direklerin plastik bölgelere tutturulmasında da kullanışlıdır. 186 Kaynak Teknolojisi IV Ulusal Kongresi ELEKTRİK AKIMI ile KAYNAK Yüksek Frekans kaynağı Bu yöntemde kaynak için gereken ısı, yüksek frekanslı değişken bir elektrik alanı tarafından sağlanır. Yöntem sadece dielektrik kayıpları yüksek plastiklerde kullanılabilir. Kaynak işlemi basınç altında gerçekleşir. Değişken elektriksel alan sayesinde plastik içinde dipoller oluşur ve bunların yüksek frekansta hareketleri ile iç sürtünmeler ve dolayısıyla ısınma sağlanır. Malzemeler: Sert-PVC, Yumuşak-PVC, PA, Selülozasetat v.b. PE, PP, PS, PTFE malzemelerinde kullanılamaz! Örnek: Yumuşak PVC folyelerde kaynak ve kesme işlemleri aynı anda yapılabilir (Plastik dosyalar, okul çantaları v.b.). Tablo 3. Yüksek Frekans Kaynak Yönteminin Uygulama Alanları KIRTASİYE ÖRTÜLER YAĞMURLUK AYAKKABI ŞİŞİRME OYUNCAKLAR AUTOMOTİV PARÇALARI EV EŞYASI TEKSTİL Sunum dosyalan, takvimler, büro dosyalan, klasörler, para çantası, cüzdan, bayrak ve fotoğraf albümü Kitap, defter, pasaport kaplan, video, çamaşır makinası, otomobil, motosiklet, şemsiye v.s. örtüleri Yağmurluk, şapka, eldiven, balıkçı elbisesi ve şemsiyesi. Kapitone, süslü ayakkabılar, spor ayakkabıları Hayvanlar, balonlar, yüzme kolluğu, can simitleri, can yeleği Direksiyon ve koltuk örtüleri, bisiklet ve motorsiklet sele örtüleri Banyo PVC perde, v.s. T-shirt'lere kaynak baskı, etiket baskı, şeffaf ambalaj torbası, v.s. RF/DİELEKTRİK KAYNAĞI RF kaynağı; PVC, poliüretan ve poliamidler gibi kuvvetli dipollere sahip polimerleri birleştirmede kullanışlıdır. Dipollere değişen alan uygulaması sonucu, alanla oryantasyona neden olunacaktır. Dipoller değişen alan polaritesini izlemeye çalışacak ve bu işlem sonucu bir kısım alan enerjisi ısıya dönüşerek kaynağı oluşturacaktır. ABD' de, en yaygın kullanılan RF kaynağı frekansı 27.12 MHz olarak belirlenmiştir, ancak frekanslar ülkeye bağlı olarak değişebilir. Tıbbi alanda, sıvıları taşımak için kullanılan çantalar RF kaynağının ana uygulama alanlarıdır. Çantalar ve çantaya malzemeyi koymak için kullanılan portlar tek bir adımda yapılabilir. MİKRODALGA KAYNAĞI Mikrodalga kaynağı halen gelişmenin başlarında olan bir teknolojidir. Mikrodalgalar, hem endüksiyon hem de RF (dielektrik) kaynaklarından daha yüksek frekansa sahiptirler. ABD' de yaygın olan iki frekans 915 MHz ve 2.45 GHz' dir (mutfak mikrodalgalan). RF kaynağında olduğu gibi, dipoller ile etkileşimden ısı ortaya çıkar. Bu ısı yardımıyla kaynak işlemi gerçekleştirilir. 187 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi ENDÜKSİYON KAYNAĞI Endüksiyon kaynağı, iletken malzemeler radyo frekansı (RF) alanına maruz bırakıldığında gözlenir. RF enerjisi 2 malzemede Eddy akımlarına neden olur ve ısıtma I x R ısıtmasıyla gerçekleşir. , f ÖZDİRENÇLİ İMPLANT KAYNAĞI Özdirençli implant kaynağı, elektriksel iletken bir elementin bağ hattına akım uygulanması sonucu ısıtılmasıyla oluşur. Elementin etrafındaki bölge erir ve baskı uygulaması sonucunda kaynak oluşur. Bazen eriyen maddenin daha iyi akışı ve bağ hattındaki boşlukların doldurulması için bağ hattına ekstra bir polimer eklemek yararlı olur. Güç kaynaklan, basit değişken voltaj transformatörlerinden, AC ve DC modunda çalışan programlanabilir birimlere kadar değişkenlik göstermektedir. Özdirençli element metal kablolar ve örgüler, bantlar, halatlar ve yapraklar gibi karbon tabanlı elemanlar gibi akımı ileten herhangi bir malzeme olabilir. Bu işlem genellikle daha i f geniş yapılara ve kapalı devre içermeyen kaynak noktalarına uygulanır. İmplant kaynağı otomotiv uygulamalarındaki kamyon tamponları ve panelleri gibi karmaşık ek yerlerinde, plastik borulardaki ek yerlerinde, konteynerlerde uygulanmaktadır. İmplant ısıtma işlemleri saniyelerle dakikalar arasında uygulamaya bağlı olarak orta derecede hızlıdır, ve işlemler birçok termoplastik tabanlı malzemeyi birleştirmede kullanılabilir. İmplant malzemeleri bağ hattında kaldığına göre, planlanan uygulamayla uyumlu olmalıdırlar. KIZILÖTESİ ISITMA Kızılötesi radyasyonu sıcak levha kaynağına temassız bir alternatif olarak geliştiriliyor. Kızılötesi radyasyonu [: genelde yaklaşık 1 mikronluk dalga boyuyla radyasyon üreten yüksek yoğunluklu, kuvars ısı lambalanyla temin edilir. Bir polimer bu radyasyona maruz bırakıldığında erime meydana gelir, işlemin bir türünde erime meydana geldikten sonra lambalar alınır ve bölgeler aynen sıcak levha kaynağında olduğu gibi birbirine bastırılır. Kızılötesi, özellikle ısı kaynağına temas edemeyen yüksek erime sıcaklığına sahip polimerler için umut vericidir. Liflenme ve/veya ek yeri hasarına neden olunması gibi bir şey söz konusu değildir. Yakın zamanda yapılan bir tespit göstermektedir ki cam takviyeli bir polimere yapılan kızılötesi kaynağı olağanüstü derecede yüksek kaynak kuvvetiyle sonuçlanmaktadır ve diğer kaynak işlemlerinin hiçbirisiyle bu kadar yüksek başarı sağlanamamıştır. Kızılötesi kaynağının diğer bir potansiyel avantajı ise süratidir. Kızılötesi radyasyonu bir polimerin içine nüfuz edebilir ve çabukça bir alanı eritebilir. Sıcak levha kaynağı, polimer yüzeyinin ısıtılmasını ve gereken erimiş alanın oluşturulması için iletkenliğe güvenmeyi gerektirir. Bununla birlikte nüfuz etme derinliği birçok faktöre bağlıdır ve polimer formülündeki küçük değişikliklerle, büyük farklılıklar gösterir. Tutarlı kızılötesi kaynağı grup grup polimer benzerliğine karşı çok titiz uygulamalarla gereksinimleri karşılamaya uygundur. TRANSMİSYON VASITASIYLA KIZILÖTESİ KAYNAK Radyasyonun transparan bir polimerden kendisiyle temas halinde olan emici bir arayüze geçtiği ve transmisyon vasıtasıyla kızılötesi kaynak (TTIR) adı verilen bir işlem geliştirilmektedir. Arayüzde ortaya çıkan ısı transparan polimeri eritir. Isı kaynağı kaynak bölgesinin dışında bulunmaktadır. 188 i Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi Hemen hemen bütün polimerler kızılötesi enerjisine karşı transparandır. Kızılötesi enerji, kuvars çubuklar (hafif borular) veya cam lifleri gibi optikle ilgili malzemelerden geçebilir. Örneğin kaynak bölgesiyle aşağı yukarı aynı alana sahip kuvars liflerinden oluşan bir yığın kızılötesi enerjisini alabilir ve bu yığının diğer tarafı kaynak bölgesine uyacak biçimde şekillendirilebilir. Çok karmaşık kaynak bölgeleri bile bu teknikle şekillendirilebilir. TİTREŞİM YOLUYLA KAYNAK Titreşim veya doğrusal sürtünme kaynağı iki termoplastik bölgenin basınç altında, uygun frekans ve genişlikte, polimeri eritip birleştirmek için yeterli ısı elde edilinceye kadar sürtünmesini gerektirir. Titreşim durduktan sonra bölgeler hizaya getirilir ve soğumaya bırakılarak kaynağı oluşturur. Bu işlem döndürme kaynağıyla çok benzerdir. Farkı hareketin rotasyonel değil doğrusal olmasıdır. TERMOPLASTİK BORULARIN KAYNAĞI Kaynak bölgesi dış etkilerden , rutubet, O °C 'nin altındaki sıcaklıklardan korunmalıdır . Gerekli önlemler alınarak (örneğin: ön ısıtma, ısıtma, çadır altına alma) kaynak için gerekli boru çeper sıcaklığı sağlanabilirse, kaynakçının çalışmasını etkilemeyen herhangi bir dış sıcaklıkta çalışılabilir. Gerekirse bir deneme kaynağı ile kaynak sıcaklığının uygunluğu kontrol edilebilir. Eğer boru güneş ışığı veya başka bir dış etki ile düzensiz olarak ısınırsa ( heterojen ısınma ) kaynak yeri civan örtülmelidir, düzgün sıcaklık dağılımı sağlandıktan sonra kaynak işlemi yapılabilir. Çapı 20-110 mm arasında olan boruların kaynağında Elektrofuzyon kaynak yöntemi ekonomik olmaktadır. Sert PE borular oval şekildedir. Kaynak yapılacak boru uçları düzeltilmelidir. Düzeltme bir sıcak gaz üfleci ile 50-100 °C ye ısıtarak dikkatli bir şekilde yapılır. Yuvarlak ağızlı bir mengeneyle sıkılarak da düzeltme yapılabilir. Bağlantı yüzeylerinin temizliği kaynak işleminden hemen önce yapılmalıdır. Bütün kaynak yöntemlerinde kaynak işlemi ve tamamen soğuma süresi boyunca kaynak bölgesine etkimemelidir. Kaynak işleri sürekli kontrol edilmelidir. Kaynak sahasında kaynak raporlarının tutulması tavsiye edilir. KAYNAKÇA [ 1 ] ANIK S., ANIK E. S., VURAL M.," 1000 Soruda Kaynak Teknolojisi El Kitabı Cilt-I", Birsen Yayınevi, Gayrettepe 1993 [2] ANIK S., DİKİCİOĞLU A., VURAL M., "Termoplastik Malzemelerin Kaynağı", Kaynak Tekniği Derneği Yayın No:2 İstanbul 1994 [3] ANIK S., DİKİCİOĞLU A., VURAL M., "İmal Usulleri", Birsen Y.evi, İstanbul 1994 [4] BOLD W., Çeviren: İPHAR A.(Chapter 20-26) "Modern Welding" Delmar Publishing, U.S.A. 1997 [5] www.ewi.org İnternet sitesi [6] www.necatmakina.com.tr. İnternet sitesi 189 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi ÖZGEÇMİŞ Prof. Dr. Ahmet OĞUR 1958 yılında doğdu. 1979 yılında Sakarya D.M.M.A' da Lisans eğitimini tamamladı. 1982 yılında İ.T.Ü Fen Bil. Enstitüsünde Yüksek Lisans , 1987 yılında Doktorasını tamamladı. 1989 yılında Doçent ve 1996 yılında Konstr. ve İmalat A.B.D.' de Profesör olan OĞUR, halen SAÜ Müh. Fak. Öğretim Üyesi, Mak. Müh. Böl. Makine Malzemesi ve İmalat A.B.D Başkanı, SAÜ KATAMER (Kaynak Tekn. Araştırma, Uygulama ve Muayene Merkezi) Müdürü, SAÜ Teknik Eğitim Fak. Dekanı görevlerini yürütmektedir. Ulusal ve Uluslararası makaleleri bulunan OĞUR İngilizce ve Almanca Bilmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. i ^ Araş. Gör. Çetin KARAKAYA i 1978 yılında doğdu. 2002 yılında Sakarya Üniversitesinde Lisans eğitimini tamamladı. Aynı yıl Araştırma Görevlisi olarak yüksek lisans eğitimine başladı. Mart 2003 tarihinden bu yana SAÜ-KATAMER' Kalite elçisi olarak görev yapmaktadır. TÜRK SANAYİİNDE KAYNAK PROBLEMLERİNİN ÇÖZÜMÜ VE BU KONUDAKİ ELEMANLARIN GÜNÜMÜZ KAYNAK ENDÜSTRİSİNE CEVAP VERECEK ŞEKİLDE EĞİTİMİ PROJESİ ve SAKARYA İLİ ÇEVRESİNDEKİ KAYNAKLI İMALATIN PROFİLİNİN ÇIKARILMASI VE ÜNİVERSİTESANAYİ İŞBİRLİĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ projelerinde yer almıştır. Evli ve bir çocuk babasıdır. f\ ' t I 190 YAPIŞTIRMA TEKNİĞİ ile BİRLEŞTİRMEDE PARÇA GEOMETRİSİNİN MEKANİK ÖZELLİKLERE ETKİSİ 1 2 2 Yavuz KAÇMAZ , Uğur ÖZSARAÇ ve Salim ASLANLAR 'SAU Fen Bilimleri Enstitüsü Teknik Eğitim Fakültesi Metal Öğretmenliği Bölümü Esentepe/SAKARYA 2 SAÜ Teknik Eğitim Fakültesi Esentepe/SAKARYA ÖZET Cıvata, perçin ve kaynak gibi geleneksel metotların yanı sıra, yapıştırma da kabul gören bir birleştirme tekniğidir. Malzemelerin yapıştırıcı kullanılarak birleştirilmesi, mekanik bağlantı elemanları kullanılmasına kıyasla önemli avantajlar sağlar. Yapıştırıcı, yük ve gerilimi tüm birleşim yüzeyine yayarak statik ve dinamik yüklerin düzgün dağılmasını sağlar, gerilimin belli noktalarda yoğunlaşmasını engeller. Dolayısıyla yapıştırma ile gerçekleştirilmiş bir bağlantı; bükülme ve titreşime, mekanik yöntemle yapılan bir bağlantıdan daha dayanıklıdır. Yapıştırmanın; kaynak, lehim, perçin vb. yanında endüstriyel bir birleştirme yöntemi olarak kullanılmaya başlamasından beri, başarılı bir yapıştırma için en önemli parametreleri bulmak amacıyla pekçok araştırma, geliştirme ve mühendislik çalışması yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Yapıştırma, Otomotiv, kaynak ABSTRACT in addition to conventional methods like bolt,rivet and welding, the adhesive is a valid joining technique. The joining of materials by using adhesive agents has some advantages than that of mechanical joints. An adhesive can be dispersed the load and strain through the joining surface and so, static and dynamic loads can be seperated homogenously. Therefore, such a joint is much more resistant to bending, vibration, ete. Many researehes have been performed in order to find the parameters affeeting the performance of a successful adhesion since the first usage of adhesive process as an industrial method. Keyvvords: Adhesive, Automotive, welding I. GİRİŞ Otomobil dizaynındaki yenilikler, kaynak teknolojisinde yeni ayarlamaları birlikte getirmiştir. Alüminyum alaşımlarının otomotiv endüstrisinde hafiflik nedeniyle kullanılmaya başlaması ile, yapıştırma-nokta kaynağı kombinasyon uygulamalarında artış görülmüştür[l]. Konstrüksiyonlarda ağırlığı ve boyutları küçültmek amacıyla nokta kaynağı ve yapıştırma kombinasyon bağlantıları yapılmaktadır. Kombinasyon işlemi ile ağırlık artışı olmaksızın, mukavemet özelliklerinde iyileşme ve nokta kaynağında %54 azalma görülmüştür[2]. Nokta kaynağı ve yapıştırma tekniğinin avantajlarından kombinasyon sayesinde aynı anda yararlanılarak, tek bir bağlantı türü ile erişilemeyen mukavemet ve işletme özellikleri elde edilmektedir. Bu tip bağlantılar ilk olarak Rusya'da 1950'li yıllarda uçak yapımında kullanılmıştır. Özellikle nokta kaynağı için kullanılan kalın saclar 191 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi yerine, daha ince sacların kullanılması mümkün olmaktadır[3]. Otomotiv endüstrisinde de bu yöntem kullanılmasıyla ağırlıktan ve taşıma gücünden dolayısıyla yakıttan tasarruf ve korozyona dayanım sağlanmıştır [4]. Yapıştırma-nokta kaynağı uygulanan kombinasyon bağlantılarındaki yapıştırma işlemi üretim maliyetini arttırmaktadır. Buda kombinasyon işleminin, nokta kaynağına göre en büyük dezavantajıdır. Otomotiv endüstrisinde karoserlerinin kombinasyon ile birleştirilmesi ekonomik ve üretime bağlı nedenlerden dolayı kısıtlı olarak kullanılmaktadır[5]. Kombinasyon işlemi görünüş itibariyle, normal elektrik direnç nokta kaynağına benzemektedir. Aynı tip makineler kullanılmaktadır. Elektrotlar aynıdır. Burada en önemli faktör yapıştırıcıyı, malzemeyi dikkate alarak seçmektir[6]. II. DENEYSEL ÇALIŞMALAR Bu çalışmada deney malzemesi olarak 1.0 mm et kalınlığındaki galvanizli kromatlanmış mikro alaşımlı çelik sac çiftleri kullanılmıştır. Bu numune çiftleri aralarındaki bindirme mesafeleri değiştirilerek ve boşluklarda değişiklik yapılarak numuneler hazırlanmıştır. Birleştirme işlemi Terostat 9220 adlı yapıştırıcı ile pres altında bekletilmek suretiyle sağlanmıştır. Bağlantı dayanım değerlerini saptamak için, bütün seriler çekme- makaslama, çekme sıyırma deneyine tabi tutulmuştur. II. 1. Deneylerde Kullanılan Malzemelerin Özellikleri Tablo 1. 1.0 mm Et Kalınlığındaki Galvaniz Kaplı Mikro Alaşımlı Çelik Sac Malzemesinin Spektral Analiz Değerleri KİMYASAL BİLEŞİM Deneylerde kullanılan saclar 1.0 mm et kalınlığındaki galvanizli kromatlı mikro alaşımlı çelik saclar kullanılmıştır. Galvaniz tabakasının kalınlığı 23,am dir. Bu galvanizli kromatlı mikro alaşımlı çelik sacların kimyasal bileşimi Tablo-1' de verilmiştir. N Cr Mo Ni Bo 0,0029 0,019 0,002 0,0012 0,0005 Cu Nb Sn V karışım 0,034 0,02 0,02 0,001 0,062 II. 2. Deney Parçalarının Boyutları Deneylerde 1.0 mm kalınlığında çelik saclar kullanılmış ve deney sırasındaki boyutları Şekil 1 ve Şekil 2'de verilmiştir Deney parçalarının boyutlarının seçiminde çekme- makaslama deneyi sırasında kopmanın yapışma bölgesinden olmasını sağlamak, kenar etkenlerini ortadan daldırmak ve minimum malzeme sarfı gibi faktörler göz önüne alınmıştır. ^ ıoo w 30 ki 30 Yapışma Bölgesi r 170 Şekil l.Çekme-Makaslama Deney Parçalarının Boyutları 192 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi II. 3. Deney Parçalarının Hazırlanması Deney parçalan, giyotin makas ile Şekil-1'de gösterilen boyutlarda kesildikten sonra, kanşık şekilde kutulara dağıtılmış ve yüzeylerindeki yağ, pas ve kir gibi bulaşmalan arındırmak için etil alkol içinde yıkanmış ve temiz bir bezle silinmiştir. Aynca her malzeme yapıştmlmadan önce tekrar aseton ile silinmiştir. Bazı parçalar yapıştmlmadan önce zımparalanmış bazılan ise zımparalanmamıştır. Yapıştmlaeak olan her numune yapıştmcı uygulandıktan sonra ortalama 30 dakika pres altında bekletilmişlerdir. Şekil 2. Çekme- Sıyırma Deney Parçalarının Boyutları Şekil 3. Yapıştırılan Malzemelerin Preslendiği Mekanizma III. DENEYSEL SONUÇLAR Bu çalışmada 1,0 mm film kalınlığındaki galvaniz kaplı kromatlı mikroalaşımlı çelik saçların yapıştırma tekniğinde; bindirme uzunluğu, film kalınlığı ve zımparalama etkisi gibi parametrelerin bağlantılann özellikleriyle çekmemakaslama ile çekme-sıyırma dayanımlanna etkileri araştınlmıştır. III. 1. Bağlantıların Çeknıe-Makaslama Dayanımlarının İrdelenmesi ///. 1.1. Bindirme uzunluğunun çekme-makaslama dayanımına etkisi Bağlantılann Çekme-makaslama dayanımlanna bindirme uzunluğunun etkileri, Şekil 4 ve Şekil 5'te verilmiştir. Diyagramlardan elde edilen sonuçlara göre bindirme mesafesi arttıkça mukavemet de artmaktadır. Zımpara yapılmamış olan numunelerde 35mm. bindirme mesafesine kadar en iyi dayanımı gösteren film kalınlığı l,0mm.'dir. Ancak 35mm. bindirme mesafesinden sonra ise l,5mm. film kalınlığındaki numuneler daha iyi sonuç vermektedir. Diyagrama göre zımpara yapılmamış olan 1,0mm. film kalınlığındaki numuneler ile l,5mm. film kalınlığındaki numuneler 15mm. bindirme mesafesine kadar aynı eğim ve doğrultuyu takip etmişlerdir. 193 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi ZIMPARA YAPILMAMIŞ ZIMPARA YAPILMIŞ 3000 2500 1.Î İlli 2000 1500 fi / u/ J / Oır m A 0 5n im 1000 X f 500 / 0 5 10 15 2 0 2 5 3 0 3 5 4 0 4 5 5 0 6 5 Bindirme uzunluğu [mm] V / 5 tır yf' mı / f ' V/ / 5n m I 0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50 55. Bindirme uzunluğu [mm] Şekil 5. Zımpara Yapılmış Olan Bağlantıların Çekme-Makaslama Dayanımına Bindirme Uzunluğunun Etkisi Şekil 4. Zımpara Yapılmamış Olan Bağlantıların Çekme-Makaslama Dayanımına Bindirme Uzunluğun Etkisi. Zımpara yapılmış olan numunelerde en iyi dayanımı l,0mm. film kalınlığındaki numune vermiştir. 40 mm. bindirme mesafesinden sonra, 1,0 mm. ve 0,5 mm. film kalınlığındaki numunelerin dayanımlarının artma eğilimlerinde sapma görülmezken, 1,5 mm film kalınlığındaki numunelerin dayanımlarının artma eğilimlerinde azalma gözlenmiştir. 7/7.7.2. Film kalınlığının çekme-makaslama dayanımına etkisi Bağlantıların Film kalınlıklarının çekme-makaslama dayanımlarına etkileri, Şekil-6 ve Şekil-7'de verilmiştir. ZIMPARA YAPILMAMIŞ ZIMPARA YAPILMIŞ 3000 2750 2500 40mnrbl iıdlrme 3 )mm Bir dirme İM esafeli 40mm 2250 2000 3 At 1750 E 1500 (0 W 1250 1000 « 750 « O» 1 1,5 Film kalınlığı [mm] Şekil 6. Zımpara Yapılmış Olan Bağlantıların ÇekmeMakaslama Dayanımlarına Film Kalınlığının Etkisi 194 0,5 1 1,5 Film kalınlığı [mm] Şekil 7. Zımpara Yapılmamış Olan Bağlantıların ÇekmeMakaslama Dayanımlarına Film Kalınlığının Etkisi Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi Grafiklere bakıldığında en yüksek mukavemet değerleri yine 1,0 mm. film kalınlıklarında alınmıştır. Zımparalanmış olan numunelerde en yüksek mukavemet değerini 40mm. bindirme mesafesinde ve l,0mm. film kalınlığında olan numune almıştır. Bağlantılar en yüksek mukavemet değerlerini aldıktan sonra film kalınlığı arttıkça mukavemet değeri düşme eğilimi sergilemiştir. Bunun nedeni ise yapıştırıcının en iyi performansı gösterdiği film kalınlığının l,0mm. oluşu ve bu film kalınlığından sonra ise yükler sadece kohezyon yüklerine bindiği için mukavemet değeri daha düşük seviyelerde olmaktadır. Zımpara yapılmamış olan numune eğrilerinde ise zımpara yapılmış olanlara göre film kalınlığı arttıkça mukavemet değerinin düşme eğilimi daha yavaş bir şekilde olmaktadır. En iyi mukavemet değerleri yine l,0mm. film kalınlıklarında elde edilmektedir. III. 2. Bağlantıların Çekme-Sıyırma Dayanımlarının İrdelenmesi III.2.1. Bindirme uzunluğunun çekme-sıyırma dayanımına etkisi Bağlantıların çekme-sıyırma dayanımlarına bindirme uzunluğunun etkileri, Şekil 8 ve Şekil 9'da verilmiştir. ZIMPARA YAPILMIŞ ZIMPARA YAPILMAMIŞ 1,' ııuı FU nk ılın ığı / V 180 1 mıı I 160 ınl ğı f İm / / / 1, !m n 100 / 80 V/ / 60 i '// 20 0 / / 40 / A / / / / / f / '/ / s // / AV iY / / (1,5ı im / / K V / / V/ 1,5 nm 0, inuı / / / 0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50 55 0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50 55 Bindirme uzunluğu [mm] Bindirme uzunluğu [mm] Şekil 8. Zımpara Yapılmamış Olan Bağlantıların Çekme-Sıyırma Dayanımlarına Bindirme Uzunluğunun Etkisi Şekil 9. Zımpara Yapılmış Olan Bağlantıların ÇekmeSıyırma Mukavemetine Bindirme Uzunluğunun Etkisi Mukavemet değerleri açısından grafiklere bakıldığında bindirme mesafesi arttıkça mukavemet değerleri de artmaktadır. Zımparalanmış ve zımparalanmamış olan numunelerin her ikisinde de en yüksek mukavemet değerleri 1,0mm. film kalınlığındaki numunelerde elde edilmiştir. Zımpara yapılmış olan diyagrama bakıldığında 1,5mm. film kalınlığı ile 1,0mm. film kalınlığındaki numuneler 5mm. bindirme mesafesine kadar aynı doğrultuda seyretmektedirler. Zımparalanmış olan numunelerde 1,0mm. film kalınlığı ile 1,5mm. film kalınlığı mukavemet değerleri açısından birbirine yakın değerler alırken, 0,5mm. film kalınlığındaki numuneler ile l,5mm. film kalınlığındaki numuneler arasındaki mukavemet farkı daha fazla olmaktadır. 195 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi III.2.2. Film kalınlığının çekme-sıyırma dayanımına etkisi Bağlantıların Film kalınlıklarının çekme-sıyırma dayanımlarına etkileri, Şekil-10 ve Şekil-11'de verilmiştir. ZIMPARA YAPILMAMIŞ ZIMPARA YAPILMIŞ 175 40m m bin lirme uzunl ığu 150 125 0 0,2 0,4 0,6 0,8 1 1,2 1,4 Film kalınlığı [mm] Şekil lO.Zımpara Yapılmış Olan Bağlantıların ÇekmeSıyırma Dayanımlarına Film Kalınlığın Etkisi. 1,6 O 0,2 0,4 0,6 0,8 1 1,2 1,4 1,6 Film kalınlığı [mm] Şekil 11. Zımpara Yapılmamış Olan Bağlantıların ÇekmeSıyırma Dayanımlarına Film Kalınlığın Etkisi Grafikte zımpara yapılmış olan numune ile yapılmayan numuneler arasındaki mukavemet farkı aşikardır. Zımpara yapılmış olan numunelerde diyagrama göre 0,8mm film kalınlığında 25mm bindirme mesafeli numune ile 30mm bindirme mesafeli numune bir çakışma gösterirler. Zımpara yapılmış olan numuneler çekme makaslama mukavemet değerlerinin aksine; l,0mm film kalınlığında en yüksek mukavemet değerlerini aldıktan sonra daha sakin düşme eğilimi gösterirken, zımpara yapılmamış olanlarda ise daha hızlı mukavemette düşme eğilimi gözlenmektedir. En yüksek mukavemet değerleri zımparalanmamış olanlar için yaklaşık 1,0mm film kalınlılığıdır. Zımparalanmış olanlarda ise bu film kalınlığı yaklaşık olarak 1,2mm dir. KAYNAKÇA [ 1 ]A.W.S., Metals Handbook, Vol:6, Resistance Spot Welding, pp.469-493, (1983) [ 2 ]IRWING,B., Welding Journal, The Search Goes On For The Perfect Resistance Welding Control, pp.6368, January (1996) [ 3 ]IRWING,B., Welding Journal, Building Tomorrow's Automobiles, pp.29-34, August (1995) [ 4 ]VATANSEVER, Z., Oyak Renault Kaporta Departmanı, Bursa, Nokta Direnç Kaynağı, Ekim (1996) [ 5 ]HAO,M.OSMAN,K., BOOMER,D.R.,Welding Journal, Developments in Characterization Of Resistance Spot Welding Of Alüminum, pp.ls-8s,January (1996) [ 6 ]IRWING,B., Welding Journal, Auto Body Engineers Pay Serious Attention To The New Welding Technologies, pp.74-75, December (1993) 196 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi ÖZGEÇMİŞ Yavuz KAÇMAZ 1981 yılında Kaynarca Sakarya'da doğdu. İlk ve orta öğretimini Sakarya'da tamamladı. 1997 yılında Sakarya Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Metal Öğretmenliği bölümünü kazandı. 2001 yılında Lisans eğitimini başanyla tamamlayıp master eğitimini S.A.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Metal Eğitimi Ana Bilim Dalında tamamladı. UğurÖZSARAÇ 1971 yılında Çorum'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Çorum'da tamamladı. 1989 yılında ODTÜ Metalürji Mühendisliği bölümüne girdi. Bu bölümden 1995 yılında mezun oldu. 1999 yılında Sakarya Üniversitesi Metalürji Mühendisliği bölümünde Yüksek Lisans öğrenimini tamamladı. 1999 yılından beri aynı üniversitenin Makina Mühendisliği Kaynak Ana Bilim Dalında doktora öğrenimine devam etmektedir. 1996 yılından beri Sakarya Evli ve bir çocuk babasıdır. Salim ASLANLAR 1963 yılında Adapazan'nda doğdu. İlk ve orta öğrenimini Adapazan'nda tamamladı. 1981-1983 yıllannda Almanya Borken'de Meslek Yüksek Okulu Metal İşleri bölümünü bitirdi. 1983-1987 yıllan arasında Almanya Krefeld şehrinde Makina Mühendisliği bölümünü bitirerek Yüksek Mühendis unvanını aldı. 1994-1995 yıllan arasında Sakarya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Makina Mühendisliği Bölümünde doktorasını tamamladı. 1992-1993 yıllan arasında Araştırma Görevlisi, 1994-1999 yıllan arasında Öğretim Görevlisi, 1999 yılından beri Yardımcı Doçent olarak, Sakarya Üniversitesi Teknik Eğiti ı Fakültesi Metal Öğretmenliği bölümünde görev yapmaktadır. Bu bölümde, Kaynak Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanlığı ve Geyve MYO Müdürlüğü görevlerini sürdürmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. 197 KAPASİTÖR-DEŞARJ KAYNAKLAMA TEKNİĞİ ile SERAMİKLERİN BİRBİRİNE BAĞLANMASI S. TURAN', D. TURAN2, I.A. BUCKLOVV3 ve E.R. VVALLACH3 'Anadolu Üniversitesi, Mühendislik Mimarlık Fak., Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Böl, İki Eylül Kampusu, 26555 Eskişehir, Turkey. 2 Anadolu Üniversitesi, Sivil Havacılık Yüksekokulu, İki Eylül Kampusu. 26555 Eskişehir, Turkey. 3 Cambridge Üniversitesi, Malzeme Bilimi ve Metalürji Bölümü Pembroke Street, Cambridge, CB2 3ÛZ, U.K. ÖZET Kapasitör deşarj tekniği ile oksit ve oksit olmayan seramikler ince metal folyo ara tabakalar kullanılarak kaynaklanmıştır. Bağlanma mekanizmasını anlamak için, arayüzeylerin mikroyapısı detaylı olarak optik, taramalı elektron, geçirimli elektron, yüksek ayırma güçlü elektron ve taramalı-geçirimli elektron mikroskoplarında incelenmiştir. Bağlanma mukavemetleri ise kayma testi ile ölçülmüştür. Mikroyapı ve kayma testi sonuçlarının birlikte değerlendirilmesi ile en yüksek kayma mukavemetlerinin seramik ile metal folyo arasında reaksiyon tabakası oluştuğu durumlarda gözlendiği belirlenmiştir. Bu makale de, seramikleri kaynaklamak için geliştirilen yeni bir teknik tanıtılacak ve mikroyapı ile kaynak mukavemeti arasındaki ilişkiler tartışılacaktır. 1. GİRİŞ Seramik malzemelerin, elektronik endüstrisinde ki kullanımının hızla artmasına ve seramik malzemelerin, metallere karşı birçok üstün özelliklere sahip olmasına rağmen birçok endüstriyel alanda kullanımı henüz hissedilir miktarda değildir. Bunun birçok sebebi olmasıyla birlikte en önemlilerinden bir tanesi şu anda monolitik seramikler için elde edilenden daha kompleks şekilli seramiklerin üretilememesidir. Seramiklerin kaynaklanması ile kompleks şekilli parçalar üretilebilir. Seramikleri kaynaklamak için birkaç yöntem vardır. Bunlar iki sınıfa ayrılırlar: (i) mekanik kaynaklama yöntemleri- örneğin, civatalama, (ii) kimyasal kaynaklama yöntemleri - örneğin, aktif metal kaynaklaması, difüzyon bağlama ve seramik yapıştırıcılar [1]. Özellikle, kimyasal yöntemler hava geçirmezliği açısından önemli ve ilgi çekici tekniklerdir. Bunlardan seramik yapıştırıcılar yüksek sıcaklıkta kararlı olmasına rağmen, relatif olarak mekanik mukavemetleri düşüktür. Difüzyon bağlaması ve aktif metal kaynaklama tekniklerinin her ikisi de seramik parçaların uzun bir süre yüksek sıcaklıklarda tutulmasını gerektirmektedir ki bu pahalı olduğu gibi seramiklesin özelliklerini de değiştirebilir. Bu nedenle eğer seramikler daha yaygın bir şekilde kullanılmak isteniyorsa geliştirilmiş, güvenilir, ucuz ve hızlı kaynaklama tekniklerine ihtiyaç duyulmaktadır. 1990 yılında eski Sovyetler Birliği'nde deneysel olarak geliştirilen ancak Sovyetler Birliği'nin dağılması ile ortada kalan kapasitör deşarjı ile seramiklerin kaynaklanması [2] fikri İngiltere'de Cambridge Üniversitesi, Malzeme Bilimi ve Metalürji Bölümü'nde sıfırdan başlanarak tasarlanan ve inşa edilen düzenek ile gerçekleştirilmiştir (Şekil 1) [3]. Bu teknikte, kapasitörden deşarjı taşımak için metal folyo iki bakır elektrot ile temasta olup aynı zamanda iki seramik parça arasına yerleştirilir. Kaynağa basınç uygulanırken kapasitör deşarj edildiğinde, yüksek enerjiye maruz kalan aratabaka buharlaşır ve her iki tarafında yer alan seramiğe yapışır (Şekil 2). Bu teknik çok hızlıdır ve kaynaklama yaklaşık olarak 60 mikrosaniye sürmektedir. 199 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi Bu çalışmada, kapasitör-deşarj tekniği ile alumina ve zirkonya gibi oksit seramikler, silisyum karbür, silisyum karbür-titanyum diborür kompoziti, SiAlON ve silisyum nitrür gibi oksit olmayan seramikler ve kompozit malzemeler sistematik olarak kaynaklanmış ve elde edilen sonuçlar özetlenmiştir. t. Şekil 1. Kapasitör-Deşarj Kaynaklama Tekniğinin Şematik Gösterimi Şekil 2. Kapasitör-Deşarj Kaynaklama Tekniği ile Kaynaklanmış Seramik Parçalar ' 2. DENEYSEL İŞLEMLER Kaynaklanacak olan seramik parçalar yaklaşık 4 mm kalınlığında 10x10 mm ve 10x5 mm boyutlanna sahip karolar şeklinde kesilir ve karoların kaynaklanacak yüzeyleri 1 fim elmas pasta ile Ra=0.0074 um yüzey pürüzlülüğü verecek şekilde parlatılır. Aratabaka iki seramik parça arasına yerleştirilir ve Şekil 2'de gösterildiği gibi 10x5 mm yüzeyli bir parça 10x 10 mm yüzeyli karonun merkezine kaynaklanır. Kapasitör 2 kV'a şarj edilir ve basınç uygulanırken deşarj edilir. Bağlanma esnasında modifiye edilmiş Instron çekme cihazı ile 10 MPa basınç uygulanır (Şekil 1). Her deneysel koşul için en az 5 kaynak yapılmakta ve en az üç tanesi bağ 200 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi mukavemetinin ölçülmesi için kayma testinde kullanılırken bir tanesi değişik mikroskop teknikleri ile incelenmektedir. Kayma deneyleri, özel olarak hazırlanan aparat ile Instron ve Schenck çekme cihazlarında yapılmıştır. Mikroskopta incelenecek numuneler, kaynaklama yüzeyine dik yönde kesilip bakalite alındıktan sonra yüzeyi sırasıyla 45, 9 ve 1 fi elmas pasta ile parlatılmıştır. Numuneler ilk önce optik mikroskopta incelenmiştir. Yüzeyleri altın ile kaplandıktan sonra da çok ince pencereli enerji saçılımlı X-ışını spektrometresine (EDX-Link ISIS 300) sahip taramalı elektron mikroskobunda (SEM-Camscan S4) incelenmiştir. Geçirimli elektron mikroskobu (TEM) için yine kaynaklara dik yönde çok daha ince kesilen numunelerin her iki yüzeyi de parlatıldıktan sonra argon iyon demeti altında, elektron geçirecek kadar inceltilmiştir. Numunelerin, yüzeyleri kaplanmadan, arayüzeyleri 200 veya 300 kV'da çalıştırılan JEOL 4000EX-II TEM'de incelenirken, kompozisyonlan 200 kV'da çalıştırılan ve EDX'e sahip Philips CM30 TEM'de belirlenmiştir. 3. SONUÇLAR ve TARTIŞMA 3.1 Mekanik Test Sonuçları Başlıca dört deneysel değişkenin kaynak mukavemetleri üzerindeki etkisi alümina kaynaklar için belirlenmiştir (Şekil 3). Bunlar; (i) kapasitörde depolanan enerji miktarı, (ii) folyo kalınlığı, (iii) yüzey pürüzlülüğü ve (iv) folyo kompozisyonu. ra 0. S sz. 90 - ^ ^ ^ ^ H 80 - ^ ^ ^ ^ H 70 - ^ ^ ^ ^ H 60-^^^^H |l I 55 4 0 S 0) ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ | 0.71 um 1 I ^^^^• 10 um- ^ H^H 0.074 um 1 10 um- I 20|xm- • | 1.5 kV | 1 2kV •• n 2kV •• 20 - ^ ^ ^ ^ H ı o«n •H^^^H • P • 1 I• • 1 J Şekil 3. Farklı Deneysel Parametrelerin Kaynakların Kayma Mukavemetlerine Etkisi 3.1.1 Deşarj Enerjisi Aratabaka olarak 10/um kalınlığında Al folyolar kullanıldığında ve 2 kV'luk bir enerji uygulandığında 1.5 kV'luk enerjiye oranla daha yüksek mukavemete sahip bağlar elde edilmiştir (Şekil 3). Daha düşük enerjiler kullanıldığında ya çok zayıf bağlar elde edilmiş ya da hiç bağ oluşmamıştır ki bu sonuçlar daha önce ki sonuçlan doğrulamaktadır [2]. Bu incelemelerin yanısıra daha yüksek enerjiler seramiğin kırılmasına neden olmaktadır (örneğin 2.5 kV). Dolayısıyla, bu çalışmada sadece 2 kV yükleme voltajı kullanılmıştır. Daha sonra Japonya'da bir grup tarafından yapılan çalışmalarda daha yüksek voltaj değerleri kulllanarak Ti ile Al2O3'ü başarılı bir şekilde kaynaklamışlardır [4,5]. 201 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi 3.1.2 Folyo Kalınlığı 10 ve 20 jum kalınlığında folyolar kullanılarak yapılan alümina-rnetal-alümina kaynaklardan elde edilen bağ mukavemetleri önemli farklılık göstermemiştir (Şekil 3). Ancak Al'un düşük elektrik özdirencine sahip olduğu düşünülürse, folyo kalınlığı, çok yüksek özdirence sahip başka aratabaka malzemelerin kullanılmasında önemli olabilir. Genel olarak ince folyolann tercihiyle daha iyi sonuçların alınacağı savunulabilir. 3.1.3 Yüzey Pürüzlülüğü Farklı yüzey pürüzlülüğüne sahip seramik parçalar AlxNiy Yz ile kaynaklandığında elde edilen sonuçlar kaynak mukavemetlerinin yüzey pürüzlülüğünün 0.074 veya 0.71 mm olması durumunda çok az değiştiğini göstermektedir (Şekil 3). 3.1.4 Folyo Kompozisyonu Son olarak Al, Ti ve AlxNi Yz folyolann kullanılmasıyla alümina veya zirkonya altlıklar kullanılarak folyo kompozisyonunun etkisi incelenmiştir. Kayma testi sonuçlan Şekil 4'de gösterilmiştir. Alümina kaynaklanmasında 10 um kalınlığındaki Ti folyolar kullanıldığında çok zayıf bağlar elde edilmiştir. Aynca, alümina seramikleri Al metal folyo ile de başarılı bir şekilde kaynaklanamamıştır. Bu sonuç Al ile alümina arasında bağ oluşturmanın zor 'olmasına bağlanmaktadır. Diğer yandan amorf AlxNi Yz alaşımları kullanıldığında çok yüksek bağ mukavemetleri elde edilmiştir (Şekil 4). Şekil 4. Farklı Seramik Altlıklarda Folyo Kompozisyonunun Kayma Mukavemetlerine Etkisi Alümina kaynaklar için, AlxNiyYz folyolar kullanıldığında elde edilen bağ mukavemetleri, farklı Y konsantrasyonlannda-aynıdır. Ancak aynı aratabaka kullanıldığında, alümina sisteminde elde edilen kayma mukavemetleri genel olarak zirkonya sisteminde elde edilen değerlere göre daha düşüktür (Şekil 4). Zirkonya seramiklerinin kaynaklanması, Al, Ti ve Al Ni Y folyolar kullanılarak başarılı bir şekilde x y z gerçekleştirilmiştir. Ti folyo Al'a, AlxNi Yz folyolarda Ti'a göre daha iyi sonuçlar vermiştir (Şekil 4). SiC seramik ve SiC-TiB2 kompozitleri farklı aratabakalar kullanılarak kaynaklanmış ve kayma mukavemetleri kayma testi ile ölçülmüştür [6]. SiC'ün Al ve Ti ile kaynaklanmasında mukavemet değeri olarak farklılık gözlenmemiş ve yaklaşık 30 MPa kayma mukavemeti elde edilmiştir (Şekil 5). Bu değer daha önceki çalışmalarda karbon-silisyum karışımının aratabaka olarak kullanımı sonucu Si'un C ile reaksiyona girip SiC oluşumu ile SiC parçaların birbirine kaynaklanması sonucu elde edilen 250 MPa değeri [7] ile kıyaslandığında oldukça düşüktür. 202 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi Buna karşılık SiC-TiB2 kompoziti Ti ile kaynaklandığında oldukça düşük kayma mukavemetleri elde edilmiştir. Bunun sebebi SiC'e ilave edilen TiB2'ün SiC'ün elektrik iletkenliğini artırması ve kapasitörün deşarjı esnasında elektriğin kompozit üzerinden kaçak yapması nedeniyle enerjinin folyonun ergimesine ve yapışmasına yetecek düzeye erişememesidir. AlxNi Yz folyolar kullanıldığında ise daha iyi mukavemetler elde edilmiştir çünkü AlxNi Y folyoyu ergitmek için gerekli olan enerji ergime noktası yüksek olan Ti'a göre çok daha kolaydır. Şekil 5. SiC (Hexoloy SA) Seramik ve SiC-TiB, (Hexoloy ST) Kompozitlerinin Farklı Aratabakalar Kullanılarak Elde Edilen Kayma Mukavemetleri SiAlON ve Si 3 N 4 seramikleri Ti kullanılarak kaynaklanmıştır [8]. SiAlON ve Si 3 N 4 Ti ile kaynaklandığında, her iki malzeme içinde benzer değerler elde edildiği ve bu değerlerin SiC'ün Al veya Ti ile kaynaklandığı değerlerden daha yüksek olduğu ancak A12O3 ve ZrO 2 'nin Al x Ni Yz aratabaka ile kaynaklandığı değerlerin altında kaldığı görülmektedir (Şekil 6). Diğer çalışmalarda SiAlON Sn-%5 Ti içeren aktif lehimleme ile kaynaklandığında 80100 MPa eğme mukavemetleri [9], Si 3 N 4 refrakter özellikli oksinitrür cam [ 10] veya sinterleme katkı maddeleri [11] ile kaynaklanmış ve sırasıyla 550 ve 950 MPa kaynak mukavemetleri elde edilmiştir. Bu çalışmalarda elde edilen değerler kapasitör deşarj tekniği ile elde edilen değerlerden daha yüksektir. Bu nedenle, bu teknik ile elde edilen değerlerin artırılması gerekmektedir. Bunun için, kaynaklama sonrası arayüzeyde difuzyonu kontrollü artırıp reaksiyon aratabakası elde ederek kaynak mukavemetinin artırılması düşünülebilir. _ 100Cö I c co Cö 5 co 80elliği 6 0 L 40- 200- ^ ^ B H • -••' ; ••••••••• '• • • • • . , , , - . - • , ^ ^ ^ B 1 Şekil 6. Sialon Ve SiJN4 'ün Tl Aratabakalar Kullanılarak Elde Edilen Kayma Mukavemetleri 203 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi Oksit, karbür, azotlu seramiklerin ve kompozit malzemelerin kaynaklanması ile elde edilen kaynak mukavemetleri incelendiğinde belli bir seramik ve belli bir folyo için mukavemetin oldukça değişken olduğu görülmektedir (Şekil 3,4 ve 5). Bu farklılıkların sebebini araştırmak için Al2O3'nın Ti ile kaynaklandığı ve düşük mukavemet değeri elde edilen numunede (Şekil 4) kayma testinden sonra Al2O3'nın yüzeyi optik mikroskop ile incelenmiştir (Şekil 7). Şekil 7. Al2O3-Tı-Al2O3 Kaynağının Kayma Testinden Sonra Elde Edilen Kırık Yüzeyinin Optik Görüntüsü, Ti 'un Alp} 'i Siyah Gözüken Yerlerde Çok Az Islattığını Göstermektedir Ti'un yer yer A12O3 yüzeyi ıslatmadığı bu görüntüden kolaylıkla söylenebilir ve mukavemetlerin farklı olmasının yüzeyin farklı oranlarda ıslatılmasından kaynaklandığı söylenebilir. Dolayısıyla, tüm yüzeylerin ıslatıldığı varsayılarak hesaplanan ortalama kayma mukavemetleri gerçek bağ mukavemetini yansıtmamaktadır ve gerçek bağlanma mukavemeti çok daha yüksektir. Bu amaçla, bazı seramiklerin yüzeyi plazma püskürtme ile kaplanıp farklı folyolar ile kaynaklanarak mukavemetleri belirlenmiştir [12]. A12O3 ve ZrO2'in yüzeyi farklı metaller ile kaplanmış ve Al veya Ti folyo ile kaynaklanmıştır. A12O3 altlık kullanılararak yapılan kaynaklarda çok zayıf bağlar elde edilmiştir. Buna karşılık ZrO 2 altlıklar ile daha iyi sonuçlar elde edilmiştir. Kayma mukavemetlerinin ölçülmesi Al kaplama ve Al ile kaynaklamanın mukavemeti artırmadığını, ancak Ti ile kaplanıp Al ile kaynaklanmış veya Ti ile kaynaklanıp Ti folyo ile kaynaklanan numunelerde mukavemet artışı olduğunu göstermiştir (Şekil 8). 204 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi 140 Şekil 8. Zro2 Yüzeyinin Metal Tabaka ile Kaplanması ve Farklı Tabakalar Kullanılarak Kaynaklanması Sonucu Elde Edilen Kayma Mukavemetlerinin Kaplamasız Kaynakalarla Karşılaştırılması 3.2 Mikroskop İnceleme Sonuçları AlxNi Yz amorf alaşımı ile kaynaklanmış A12O3 numunesinde oluşan arayüzeyin aydınlık alan TEM görüntüsü Şekil 9'da gösterilmiştir. Bu görüntüye göre A12O3 ile amorf alaşım arasında bir tabaka vardır ve bu tabakanın içerisinde yuvarlak küresel küçük taneler bulunmaktadır. Şekil 9. Alümina UeAlxNiyYz Folyo Arasındaki Tipik Reaksiyon Tabakasının Aydınlık Alan TEM Görüntüsü. Küçük Beyaz Taneler Saf Al Metaline Aittir Reaksiyon tabakasından elde edilen EDX sonuçlanna göre sadece Al, Y ve O2 mevcuttur (Şekil 10). Taramalıgeçirimli elektron mikroskobu (STEM-VG HB501) [13] ve EDX sonuçlarına göre Ni bulunmamaktadır. Benzer TEM görüntüleri zirkonya-AlxNiyYz sistemi [14] ve yüzeyi Al ile kaplanarak Ti folyo ile kaynaklanmış zirkonya sisteminde de elde edilmiştir [12]. 205 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi SiC numunelerden elde edilen SEM görüntüleri ve çizgi boyunca tarama ile elde edilen analizler Şekil 11'de gösterilmiştir. Geri yansıyan elektronların toplanması ile elde edilen görüntüler Ti aratabakalann seramiklere iyi bir şekilde kaynaklandığını göstermektedir. Çizgi analizleri ise seramikler ile Ti arasında karşılıklı difüzyonun gerçekleşmiş olabileceğini göstermektedir. Ti seramiklere difüz ederken, Si, Ti aratabakaya difuz etmiştir. SiC'e benzer şekilde, çizgi analizleri SiAlON ve Si3N4 seramikler ile Ti arasında karşılıklı difüzyonun gerçekleşmiş olabileceğini göstermektedir. Ti seramiklere difüz ederken, Si ve Al, Ti aratabakaya difüz etmiştir (Şekil 12). Yüzeyleri Ti ile kaplanıp Al folyo ile kaynaklanan ZrO2 seramikler TEM ile incelenmiştir. Bu sonuçlara göre Ti kaplama, Al folyo ve ZrO2 seramik arasında reaksiyon tabakası oluşmuştur (Şekil 13). Bu tabaka Al, Zr ve Ti içeren metalik küresel tanelerin yanısıra Al, Zr, O2 ve çok az Ti içermektedir. Ayrıca, O2 içermeyen ancak Al, Zr, Ti az miktarda Y içeren intermetalik oluşumuda gözlenmiştir. (Şekil 13) Al, Zr, Ti ve O2 içermektedir [12]. Şekil 10. AlxNiyYz Folyo ile Reaksiyon Tabakasının TEM-EDX Analizleri Şekil 11. Ti ile Kaynaklanmış SiC-TiB2 Kompozitinin Geri Yansıyan Elektron SEM Görüntüsü ve Si ve Ti Elementlerine Ait Çizgi Analizleri 206 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi 8 10 12 14 16 18 20 Microns 6 8 10 Microns 12 14 16 12 14 16 14 16 : ^M^^ Si 6 8 10 12 14 16 18 20 Microns 6 8 10 12 14 16 İB 20 Microns 6 8 10 Microns Si 6 8 10 Microns Şekil 12. Ti ile Kaynaklanmış SiAlON ve Si/t, Seramiklerin Geri Yansıyan Elektron SEM Görüntüleri ve Ti, Al ve Ti Elementlerine Ait Çizgi Analizleri Bu tekniğin en büyük avantajlanndan bir tanesi, oda sıcaklığında herhangi bir özel atmosfer koşuluna gereksinim duymamasıdır. Şekil 14'de görüldüğü gibi üç farklı seramik, karbürlü borürlü seramik kompozit; SiC-TiB2, oksitli seramik; ZrO 2 ve azotlu seramik; reaksiyon bağlanmış Si 3 N 4 , Al x Ni y Y z folyo kullanılarak birbirine bağlanmıştır. SEM mikroskop incelemelerine göre elde edilen bağlar (özellikle SiC-TiB2 kompoziti ile ZrO 2 arasında) oldukça iyidir (Şekil 14). Eğer kaynaklama, diffizyon bağlama gibi geleneksel yöntemler ile yüksek sıcaklıkta yapılsa idi bu durumda sistemde mevcut farklı seramiklerden dolayı oluşabilecek etkileşimleri azaltmak için özel atmosfer koşullan sağlanması gerekecekti. Bu tekniğin gücü (diğer avantajlannm yanısıra) buradan kaynaklanmaktadır ve doğru aratabaka seçildiği sürece hangi tür seramik malzemenin kaynaklandığı önemli değildir. Benzer şekilde, aynı malzemeden çok katmanlı tabakalı yapıda rahatlıkla oluşturulabilir. Örneğin, çok katmanlı SiC-TiB2 kompozitleri Ti folyo kullanılarak elde edilmiştir [15]. 207 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi Şekil 13. Ti ile Kaplanan ve Al Folyo ile Kaynaklanan ZrO2 Seramiğinde Arayüzeyin TEM Görüntüsü (solda) ve Intermetalik Kısmın Yüksek Büyütmedeki TEM Görüntüsü Dendirit Oluşumunu Göstermektedir (sağda) Şekil 14. Uç Farklı Malzemenin Aynı Anda Kaynaklandığını Gösteren SEM Görüntüsü (üstte) ve SiC-TiB2/ WZrO2 Arasındaki Kaynağın Yüksek Büyütmedeki Görüntüsü (altta) 208 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi 3.3. Kaynaklann Termodinamik Analizleri A12O3, ZrO 2 , SiC, Si 3 N 4 ve SiAlON ile kaynaklama için kullanılan folyolar arasında olası reaksiyonlan saptamak için folyolarda mevcut elementlerin Ellingham diyagramları [1,16] kullanılmıştır (Şekil 15). İOO Irtûll ı«nn j ıı ıı ıı 2«ni> Icmp«raturv (Ki 500 1000 i 500 Tcmperoture <K) 2000 Şekil 15. Folyolarda ve Seramiklerde Mevcut Elemetlerin Oksitlerinin Oluşumu için Gerekli Serbest Enerjinin Sıcaklıkla Değişimi [1,16] 209 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi Bu diyagramlara göre, Al2O3-AlxNiyYz ve ZrO2-AlxNiyYz sistemleri için sadece yitriyum (Y), A12O3 ve ZrO 2 ile aşağıdaki reaksiyonlara girebilmektedir. , f A12O3+Y-»Y2O3+A1 3ZrO2+4Y -> 2 Y 2 O 3 +3Zr Bu reaksiyonlar eğer gerçekleşti ise metalik Al ve Zr oluşmalıdır. Şekil 9'da gösterilen reaksiyon tabakasında gözlenen küçük taneler üzerinde yapılan HREM, EDX ve STEM'de haritalama [3,14] incelemeleri bu küçük tanelerin Al2O3-ATNi Yz sistemi için saf ve kristalin Al ve ZrO2-AlxNi Yz sistemi için Al-Zr olduğunu ve dolayısıyla bu reaksiyonların gerçekleştiğini göstermektedir. Serbest enerji diyagramlarına göre Si 3 N 4 and SiAlON (SiAlON'un Si3N4 bazlı olduğu düşünülerek) Ti ile aksiyona girerek aşağıdaki ürünleri oluşturabilir [ 1 ]: I Si 3 N 4 + 4Ti -» 4TİN + 3Si Si 3 N 4 + 5Ti -» Ti 5 Si 3 + 2N 2 Difüzyon bağlama ile elde edilen Si3N4-Ti kaynaklar üzerinde yapılan SEM çalışmalan 20^1X1 kalınlığında ve TiSi, Ti 5 Si 3 ve TİN içeren reaksiyon tabakası oluştuğunu göstermiştir [17]. Bu çalışmada, SEM çalışmalan baz alınarak reaksiyon tabakası oluşmadığı ancak SEM incelemelerine göre difüzyon meydana geldiği ve mukavemet değerlerinin iyi olduğu düşünüldüğünde TEM'de gözlenebilecek bir tabaka oluşmuş olabilir. Ellingham diyagramları kullanılarak SiC-Al ve SiC-Ti sistemlerinde olası reaksiyonlar gözönünde bulundurulduğunda (Şekil 3) [ 16], Ti ve Al'un her ikisininde SiC ile reaksiyona girebileceğini göstermektedir: SiC + Ti -> TiC + Si 3SiC + 4Al-»Al 4 C 3 + 3Si Özellikle, SiC-Ti sistemi oldukça reaktif olup daha önce yapılan çalışmalarda arayüzeyde TİC, Ti 5 Si 3 ve diğer reaksiyon ürünleri tesbit edilmiştir [18].Ti3SiC2, TiSi 2 ve Ti5Si(C) fazlan, vakumda SiC'ün Ti ile 1500°C'de kaynaklandığında meydana gelmiştir. Kaynaklanmış SİC seramiklerin SEM'de (SEM'in ayırma gücü sınırlan içerisinde) incelenmesi [19] arayüzeyde difüzyonun meydana gelmediğini, ancak Ti'un Al'a göre daha iyi aratabaka olduğunu göstermiştir, fakat kaynak mukavemetleri ölçülmemiştir. Bu çalışmada ise Al ve Ti'un benzer değerler verdiği saptanmıştır. Mukavemetinde iyi olduğu düşünülürse yukanda belirtilen reaksiyonlann oluşmuş olabileceğini göstermektedir. Burada cevaplanması gereken soru meydana gelen bu reaksiyon tabakalannın ve özellikle Y'un bağlanma mukavemetine katkısı olup olmadığıdır. Son zamanlarda yapılan araştırmalar göstermiştir ki arayüzeylerin mekanik özellikleri arayüzey reaksiyonlan ile kontrol edilebilir [20-22]. Al2O3-Ti sisteminde, reaksiyon olmaması durumunda veya çok az olması halinde en yüksek mukavemet değerleri elde edilmiştir [21]. Arayüzeyde yeni fazlamı oluşumundan kaçınılması gerektiği ileri sürülmüştür çünkü termal genleşme katsayılan arasındaki uyumsuzluk gerilmelere sebep olmaktadır [ 1 ]. Buna karşılık, birbirine Ta+Ti aratabakası kullanılarak difüzyon bağlaması ile kaynaklanmış Al2O3'te 5 um kalınlığında reaksiyon tabakası gözlenmiştir, fakat arayüzeyin kınlma enerjisinde reaksiyon tabaka kalınlığının çok az bir etkisi olduğu gösterilmiştir [23]. Son olarak arayüzeyde kimyasal reaksiyonlann iyi bir bağlanma için gerekli olduğu ancak fazla reaksiyon meydana gelmesinin de bağ mukavemetini düşürdüğü ileri sürülmüştür [24]. 210 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi 4. SONUÇLAR Kapasitör deşarj tekniği ile seramik malzemeler birbirine başarılı bir şekilde kaynaklanmıştır ve bu kaynakların bağlanma mukavemetleri kayma testi ile arayüzeyleri ise mikroskop teknikleri ile incelenmiştir. Elde edilen en önemli sonuçlardan bir tanesi kayma testi sonuçlanna göre güçlü bağların oluştuğu sistemlerde, seramik ile aratabaka arasında reaksiyonlar meydana gelmektedir. Örneğin, alümina ile Al x Ni Yz aratabaka arasında oluşan reaksiyon zonunun EDX ile kimyasal analizi yapıldığında görülmüştür ki aratabaka Al, Y ve O2 içermekte buna karşılık Ni içermemektedir ve tabakanın içerisinde reaksiyon ürünü olan Al, saf Al kristalleri halinde yer almaktadır. Termodinamik hesaplamalara göre; alümina ile sadece Y reaksiyona girmektedir ve bu da EDX sonuçlannı desteklemektedir. Benzer sonuçlar, ZrO2-AlxNiyYz ve Ti ile kaplanmış ve Al folyo ile kaynaklanmış sistemlerde de görülmüştür. SiC-Ti, Si3N4-Ti ve SiAlON-Ti sistemlerinde ise arayüzeyde karşılıklı difüzyon olduğu ve buna bağlı olarak da yüksek mukavemet değerleri belirlenmiştir. Kayma testinden sonra incelenen yüzeylerin bazı kısımlarının seramik parçayı ıslatmadığı ve dolayısıyla seramiğe bağlanmadığı görülmüştür. Bu da göstermektedir ki elde edilen kayma mukavemetleri gerçek kayma mukavemetlerini yansıtmamaktadır. Eğer metal ile seramik arasındaki ıslatma artırılarak tüm yüzey metal ile bağlanabilirse, çok daha iyi bağlar elde edilebilir. Bunun için yapılan denemelerde alümina Ti ile kaplanıp Al folyo ile kaynaklandığında elde edilen numunelerde kaynak mukavemeti sadece Ti veya Al folyo kullanıldığında ki durumlara göre artırılmıştır. Genel olarak, iyi bir bağlanma için, proses parametreleri öyle seçilmelidir ki, aratabakadaki metal ergimeli, seramiği ıslatmah ve kimyasal olarak bağlanmalıdır. Ayrıca, bağ özelliklerinin optimizasyonu için aratabaka metal kalınlığı, termal genleşme katsayısı ve termal kararlılığın kontrolü gereklidir. Bunların yanısıra, çok düşük ya da çok yüksek enerji kullanımı durumunda yapışma gerçekleşmemektedir. Kullanılan enerji değeri çok yüksek ise bağ oluşmadan arayüzeylerin metalizasyonu meydana gelir ve seramikler kırılır. Bu sonuçlardan hareketle, bu teknik kullanılarak neler yapılabilir? Endüstride yaygın olarak kullanılan elektronik paketleme, kapasitör ve aktüatörler kapasitör deşarj kaynaklama tekniği ile üretilebilir. Bu tekniğin katmanlara (yüksek sıcaklık kullanılmadığı için) zarar vermemesi, yüksek sıcaklık olmamasının yanısıra sürenin çok kısa olması sebebiyle altın ve gümüş yerine oksitlenmeye fırsat tanımadan bakır elektrot katmanları oluşturulması sağlanarak maliyet düşürülecek ve iletkenlik artırılabileceği gibi elektronik paketlemelerde hermetik sızdırmazhk sağlayacaktır. Aynca, metal ve seramikler arasında oluşabilecek reaksiyonların belirlenmesi bilimsel açıdan ve bir çok endüstriyel uygulama için oldukça önemlidir. Örneğin, çelik ve süperalaşım türü malzemeler seramik kesici uçlar ile arayüzeyde oluşan reaksiyonlar nedeniyle işlenememektedir. Bu teknik ile kaynaklanan malzemelerin arayüzeylerinin çeşitli mikroskoplar (özellikle yüksek ayırma gücüne sahip taramalı ve geçirimli elektron mikroskobu) ile incelenmesi sonucu olası reaksiyonlar belirlenerek seramik kesici uçların da bu alanlara yönelik olarak geliştirilmesi sağlanabilir. TEŞEKKÜR Bu çalışma esnasında yardımlarını gördüğüm Dr. D. Özkaya'ya, alümina numuneleri sağlayan A. Mission'a, AbtNiyYz alaşımlarını sağlayan Dr. A. L. Greer'e ve bu proje için maddi destek sağlayan EPSRC (İngiltere) ve TÜBİTAK (NATO-B2)'a teşekkür ederiz. KAYNAKÇA 1. M.G. Nicholas, Joining of Ceramics. Chapman ve Hail, London (1990). 2. K.A. Yushchenko, V.S. Nesmikh ve I.V. Dubovetskii, in Adv. in Joining Newer Struct. Mat., 109 (1990). 3. S. Turan, I.A. Bucklow ve E.R. Wallach, J. Am. Ceram. Soc, 82, 1242 (1999). 4. K. Takaki, Y. Fujimaki, Y. Takada, M. Itagaki, T. Fujiwara, S. Ohshima, K. Oyama, I. Takahashi ve T. Kuwashima, Vacuum, 65 457 (2002). 211 Kaynak Teknolojisi IV. Ulusal Kongresi 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. 18. 19. 20. 21. 22. 23. 24. K. Takaki, Y. Takada, M. Itagaki, S. Mukaigawa, T. Fujiwara, S. Ohshima, K. Oyama, I. Takahashi ve T. Kuwashima, Surface ve Coatings Technology, 169-170 495 (2003). S. Turan, LA. Bucklow, E.R. Wallach ve D. Turan Key Engineering Materials, 206-213 491 (2002). M. Singh, J. Mat. Sci. Letters, 17, 459 (1998). S. Turan, D. Turan, LA. Bucklow ve E.R. Wallach, Inst. Phys. Conf. Ser., 168 319 (2001). Xian AP J. Mater. Sci. 32 6387 (1997). SJ Glass, FM Mahoney, B Quillan, JP Pollinger ve RE Loehman, Açta Mater. 46 2393 (1998). M Gopal, M Sixta, LD Jonghe ve G Thomas, J. Am. Ceram. Soc. 84 708 (2001). S. Turan, D. Turan LA. Bucklovv, E.R. Wallach, Key Engineering Materials dergisine sunuldu. S. Turan, D. özkaya, LA. Bucklow ve E.R. Wallach, Inst. Phys. Conf. Ser., 161 79 (1999). S. Turan, Materials Science Forum, 294-296 345 (1999). S. Turan, IV. Seramik Kongresi, Türk Seramik Derneği Yayınları, 893 (1998). Computer Sofhvare "MTDATA HANDBOOK: THERMOTAB MODÜLE" by National Physical Laboratory, Teddington, TW11 0LW, London, UK (1996). J Lemus ve RAL Drew British Ceramic Transactions 99 200 (2000). S. Morozumi, M. Endo, M. Kikuchi ve K. Hamajima, J. Mat. Sci., 20 3976 (1985). J.G.P. Binner, P.A. Davis, J.A. Fernie ve I. D. Dubovetskii, J. Eur. Ceram. Soc, 15 1037 (1995). F.-S. Shieu, R. Raj ve S.L. Sass, Açta Metali. Mater., 38 2215 (1990). K.P. Trumble ve M. Rühle, Açta Metali. Mater., 39 1915 (1991). Y.-C. Lu, S.L. Sass, Q. Bai, D.L. Kohlstedt ve W.W. Gerberich, Açta Metali. Mater., 43 31 (1995). A. Bartlett ve A.G. Evans, Açta Metali. Mater., 41 497 (1993). R.E. Tressler, T.L. Moore ve R.L. Crane, J. Mat. Sci., 8 151 (1973). j f. j f ÖZGEÇMİŞ Servet TURAN L^ 1966 yılında Artvin Şavşat ilçesinde doğan Servet TURAN ilk, orta ve lise öğrenimini Şavşat'ta tamamladıktan sonra 1988 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi, Metalürji Mühendisliği Bölümünden mezun oldu. 1988 yılında birinci olarak kazandığı Milli Eğitim Bakanlığı bursu ile 1990 yılında İngiltere'de Leeds Üniversitesi'nde Seramik Mühendisliği üzerine yüksek lisansını ve 1995 yılında dünyaca ünlü Cambridge Üniversitesi Malzeme ve Metalürji Mühendisliği Bölümünde doktora derecesini tamamlamıştır. Aynı yıl Anadolu Üniversitesi'nde öğretim Üyesi olarak göreve başlamış ve 1999 yılında doçentliğe yükselmiştir. 1998-2001 yılları arasında Seramik Mühendisliği Bölümü'nde bölüm başkanı yardımcısı olarak görev aldıktan sonra 2001 yılında halen sürdürmekte olduğu Fen Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcılığı görevine atanmıştır. 1996, 1997, 1999, ve 2001 yıllarında Tübitak, Brisish Council gibi çeşitli kuruluşların bursları ile Cambridge Üniversitesi'nde doktora sonrası çalışmaları bulunan Servet TURAN'ın Kasım 2002 tarihi itibariyle 40 tanesi Uluslar arası Science Citation Index'çe taranan dergilerde olmak üzere 100'ün üzerinde yayını vardır ve bu yayınlara 130'un üzerinde atıf yapılmıştır. . t v 2002 yılı Anadolu Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Ödülü'nün yanısıra 40 yaşını aşmamış genç bilim adamlarına verilen Tübitak Teşvik Ödülü (2000 yılı), Orta Doğu Teknik Üniversitesi Prof.Dr. Mustafa N. PARLAR Eğitim ve Araştırma Vakfı Teknoloji Teşvik Ödülü (2000 yılı), yine 30 yaşını aşmamış kişilere verilen Uluslar arası Genç Mikroskopçular yarışmasında bir birincilik (1994 yılı) ve bir ikincilik (1995 yılı) ödülüne layık görülmüştür. Güney Afrika Toz Metalürjisi Derneğinin ömür boyu fahri üyeliğinin yanısıra İngiltere'de Royal Microscopical Society, Türk Seramik Derneği ve Türk Elektron Mikroskopi Derneği'nin üyesi olan Servet TURAN Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa, İspanya, Belçika, Portekiz, Yunanistan, Güney Afrika, İskoçya, Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerde çok sayıda konferansta seminer vermiştir. Servet TURAN'ın ilgi ve çalışma alanı yeni seramik ve kompozit malzemelerin geliştirilmesi, üretilmesi çeşitli tekniklerle karakterizasyonu ve ileri teknoloji seramiklerinin kaynaklanmasıdır. Futbol, Formula 1 ve fotoğraf (3F) tutkunu olan Servet TURAN 1996 yılında British Council'in desteği ile Ankara'da bir fotoğraf sergisi açmıştır. 212 « f