Kamu Sektörünün Hacmi: Türkiye-Avrupa Birliği Karşılaştırması Hale Akbulut Öz: Literatürde yer alan pek çok çalışma kamu hacminin ölçülmesinde farklı göstergelerden yararlanmıştır. Bu çalışmanın amacı ele alınan göstergelere bağlı olarak bulguların değişip değişmediğinin test edilmesidir. Bu amaçla Türkiye ve Avrupa Birliği ülkeleri ele alınmış, istatistiksel verilerden yararlanılarak kamu hacimleri karşılaştırılmış ve gösterge seçiminin sonuçları etkilediği tespit edilmiştir. Ek olarak kamu kesiminin hacmindeki değişmeyi açıklayan teorik tartışmalar irdelenerek; farklı yaklaşımların Türkiye ve Avrupa Birliği ülkelerinde gözlemlenen fiili durumlarla uyumluluğu araştırılmıştır. Sonuç olarak kamu kurumlarının kamu kesiminin hacmini etkilemediğini vurgulayan teorik değerlendirmelerin, kamu hacminin göstergesi olarak vergi gelirlerinin kullanılması durumunda Türkiye için geçerli olduğu gözlemlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Optimal kamu hacmi, azalan verimler yasası. The Size of Public Sector: A Comparison of Turkey and the European Union Countries Abstract: Many studies in literature have used different indicators for measuring the size of public sector. This study aims to test whether results vary or not based on indicators employed. To this end, Turkey and the European Union countries are considered, their public sector sizes have been compared based on statistical data, and it has been confirmed that the choice of indicator affects the results. In addition, the theoretical discussions that explain the change in the size of public sector have been examined, and the compatibility of different approaches with the actual situations observed in Turkey and European Union countries has been investigated. Lastly, it has been concluded that theoretical evaluations, which assume that public institutions do not affect the size of the public sector do not apply to Turkey in case tax revenues are employed as an indicator of the size of public sector. Keywords: Optimal public sector size, law of diminishing returns. Jel Classification Codes: H11, H20, H50. * Dr., Hacettepe Üniversitesi, İ.İ.B.F., Maliye Bölümü, 06800 Beytepe/Ankara/Türkiye. Makale gönderim tarihi: 10.12.2013 Makale kabul tarihi: 27.07.2015 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 48, Sayı 3, Eylül 2015, s.41-59. 42 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 48 Sayı 3, Eylül 2015, s. 41-59. Giriş Ülkelerin ekonomik performansları arasında ciddi farklılıklar bulunmaktadır ve söz konusu farklılıkların kamu sektörü hacmindeki farklılıklardan mı kaynaklandığı sorusu literatürde sıklıkla irdelenmiştir. Gerçekten de kamu sektörünün değişik kanallarla ekonomik performans üzerinde olumlu ya da olumsuz olarak etkili olduğu yaygın olarak kabul görmektedir. Buna göre devlet; bir taraftan bizzat kendisi mal ve hizmet üreterek genel ülke ekonomisini direk olarak etkilemekte, diğer yandan ise kamu politikaları yoluyla özel sektör faaliyetleri üzerinde etkili olmaktadır. Matteo (2013: 6) da benzer şekilde devletin; mal ve hizmetlerin üreticisi, kaynakların tüketicisi, çalışanların işvereni ve sermayenin yatırımcısı rollerine bürünerek ekonomi üzerinde etkide bulunduğuna dikkat çekmektedir. Bu bağlamda kamu hacminin hesaplanması ve optimal kamu hacminin tespiti konuları önem arz etmektedir. Kamu sektörünün ekonomi içerisindeki payının ne olması gerektiğine dair birtakım tartışmalar söz konusudur. Kamu sektörü savunucuları genellikle eksik rekabet, kamusal malların ve dışsallıkların varlığı, bilgi eksikliği, tamamlanmamış piyasaların var olması ve makroekonomik dengesizlikler gibi piyasa başarısızlıklarına dikkat çekmekte ve söz konusu başarısızlıkların giderilmesi ve gelir dağılımında adaletin sağlanması amacıyla ekonomiye kamu müdahalelerini gerekli görmektedirler. Kamu sektörünün ekonomi içerisindeki payının azaltılması gerektiğini savunanlar ise kamu başarısızlıklarını öne sürmektedirler. Özellikle kamu tercihi teorisi savunucularına göre; politikacılar oylarını, bürokratlar ise mevki ve güçlerini maksimize etmeyi amaçlamakta ve bu amaçla bazen ekonomiye zarar verme pahasına bir takım çıkar gruplarının menfaatlerine hizmet etmektedirler. Ram (1986: 191) de kamu hacminin ekonomik performans üzerindeki etkilerine ilişkin teorik tartışmaların iki gruba ayrıldığına dikkat çekmektedir. Buna göre daha büyük kamu hacminin ekonomik performans üzerinde bozucu etkide bulunacağını savunanlar; kamu faaliyetlerinin genellikle etkin olmamasına, devletin düzenleyici faaliyetlerinin ekonomik sisteme aşırı yük ve maliyet yükleyeceğine ve devletin para ve maliye politikalarının pek çok iktisadi eğilimi bozarak etkinliği azaltacağına dikkat çekmektedirler. Daha büyük kamu hacminin ekonomik performansı olumlu yönde etkileyeceğini savunanlar ise devletin; kişisel ve toplumsal çıkarlar arasındaki çatışmayı uyumlaştırma, ülkenin yabancılar tarafından sömürülmesinin önlenmesi, üretken yatırımlarda artış sağlanması ve büyüme ve kalkınmaya sosyal olarak optimal bir yön kazandırma hususlarındaki rolünü vurgulamaktadırlar. Kamu sektörünün ekonomi üzerinde olumlu ya da olumsuz pek çok etkide bulunacağı düşüncesinden hareketle, optimal hacmin ne olması gerektiği hakkında literatürde pek çok çalışma bulunmaktadır. Söz konusu çalışmalardan Kamu Sektörünün Hacmi: Türkiye-Avrupa Birliği Karşılaştırması 43 Armey (1995); kamu hacmi ile Gayri Safi Milli Hasıla arasında ters U şekline benzer kuadratik bir ilişki olduğunu savunmaktadır. Buna göre devletin olmadığı bir durumla kıyaslandığında, devletin var olması belirsizlik ve kaos ortamını azaltacak ve Gayri Safi Milli Hasıla’nın artmasına hizmet edecektir. Ek olarak, mülkiyet hakları korunacak, özel sektör kanalıyla kolaylıkla gerçekleştirilemeyecek olan bir takım alt yapı yatırımları ve kamusal mallar hizmete girecek ve özel sektör yatırımları da sağlanan güven ortamı neticesinde cesaretlendirilecektir. Ancak kamu hacmi belirli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra azalan verimler prensibi1 işlemeye başlayacak, etkinlik azalacak, Gayri Safi Milli Hasıla düzeyi olumsuz yönde etkilenecek ve böylelikle kamu hacmi ve Gayri Safi Milli Hasıla arasında ters U şekline benzer bir ilişki ortaya çıkacaktır. Literatürde Armey eğrisinin doğruluğunu test eden pek çok çalışma söz konusudur. Bunlardan Pevcin (2004) on iki Avrupa Birliği ülkesi için 19501996 dönemi verileriyle Armey eğrisinin doğruluğunu test etmiş ve ters U eğrisine benzer ilişkiyi onaylayan bulgulara ulaşmıştır. De Witte ve Moesen (2010) yirmi üç OECD ülkesi için yaptıkları çalışmalarında optimal bir kamu hacmi büyüklüğünün olduğunu savunarak Armey’in çalışmasını desteklemişlerdir. Facchini ve Melki (2011) de benzer şekilde 1871-2008 dönemi verileriyle Fransa için yaptıkları çalışmalarında Armey eğrisini destekleyen bulgulara ulaşmışlardır. Bu çalışmada ise kamu hacminin ekonomik performansı ne şekilde etkilediği konusu üzerinde durulmayacak, bunun yerine literatürde kamu hacmini ölçmekte kullanılan farklı göstergelere dikkat çekilerek, tercih edilen göstergeye bağlı olarak sonuçların etkilenip etkilenmediği irdelenmeye çalışılacaktır. Söz konusu seçimin ardında yatan temel etken ise kamu hacminin ekonomi üzerindeki etkilerini inceleyen pek çok çalışmanın kamu hacmi göstergesi olarak farklı değişkenler kullanmasının karşılaştırmalar açısından sorun teşkil etme olasılığının var olmasıdır. Kamu hacmi büyüklüğünün ekonomi üzerinde etkili olduğu savından hareketle, sorunun tespiti önem arz etmektedir. Bu amaçla Türkiye ve Avrupa Birliği ülkeleri temel alınmış ve istatistiksel veriler yardımıyla kamu hacmi büyüklüğüne ilişkin karşılaştırmalar gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmanın ele alınmasında bir diğer önemli amaç ise kamu hacmindeki değişimi açıklayan temel teorilerin istatistiksel bulgularla tutarlılığının sınanması ve gelecek hakkında beklentilerin oluşturulmasıdır. Bu bağlamda çalışma iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde kamu sektörü hacmini ölçmek için kullanılan farklı gösterge ve endeksler incelenmekte, söz konusu göstergeler yardımıyla Türkiye ve Avrupa Birliği’nde kamu hacminin Diğer üretim faktörleri sabitken, bir üretim faktörünün arttırılmasının giderek daha az çıktı artışına neden olacağını ifade eder. 1 44 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 48 Sayı 3, Eylül 2015, s. 41-59. istatistiksel olarak karşılaştırılmasına yer verilmektedir. Çalışmanın ikinci bölümünde kamu hacmindeki büyümeyi açıklayan farklı teorilere yer verilmiş, söz konusu teorilerden kamu kurumlarının nötr olduğunu varsayan teoriler ele alınarak, Türkiye ve Avrupa Birliği’nde kamu hacmine ilişkin istatistiki verilerin söz konusu teoriler ile tutarlılığı incelenmiştir. Sonuç kısmında ise, teorik açıklamalar ile istatistiki bulguların uyumu hakkında genel değerlendirmeler yer almaktadır. Türkiye ve Avrupa Birliği Kamu Sektörü Hacminin İstatistiksel Olarak Karşılaştırılması Kamu sektörü hacmi ölçülmesi zor bir büyüklük olduğundan direk bir ölçüm birimi bulunmamakta, bunun yerine vekil değişkenlerden2 yararlanılmaktadır. Bununla birlikte kullanılan bu değişkenlerin ne şekilde ele alınacağı da yeni bir sorun teşkil etmektedir. Ele alınan değerlerin mutlak, nispi ya da kişi başına değerler olması sonuçları değiştirebilecek nitelikte önem arz etmektedir. Ek olarak değişkenin farklı ülkelerde farklı tanımlamaları yatay kesitler arası karşılaştırmalarda, hesaplama yönteminin değiştirilmesi ise zaman içerisindeki değişimi gözlemlemede sonuçların güvenilirliğini yitirmesine neden olmaktadır. Bununla birlikte kamu harcamalarının ve vergi gelirlerinin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYİH) oranı ve kamu istihdamının toplam istihdama oranı kamu sektörü hacminin ölçülmesinde yaygın olarak kullanılan değişkenlerdendir. Ek olarak bazı kurumların farklı göstergelerden yararlanarak hesapladıkları endeksler bulunmaktadır. Bu bölümde söz konusu değişkenlerden yararlanılarak Türkiye ve Avrupa Birliği verilerine ilişkin karşılaştırmalar gerçekleştirilmiş ve bulguların tutarlılığı sınanmıştır. Kamu Harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya Oranı Toplumsal ihtiyaçların karşılanması devletin harcama yapma gerekliliğini ortaya çıkartmaktadır. Yapılan kamu harcamalarının ise; iktisadi, mali ve sosyal nitelikte birçok etkisi bulunmaktadır. Bu nedenle devlet; kamu harcamalarından makro politika aracı olarak sıklıkla yararlanmaktadır. Dolayısıyla kamu harcamalarının büyüklüğü kamu hacminin büyüklüğünün göstergesi olarak düşünülebilir. Ayrıca kamu harcamalarının yüksek olması; kamusal mal ve hizmetlerin fazlaca sağlanması, kamu sektöründe çalışan bireylerin oranının daha yüksek olması ve daha kapsamlı bir sosyal güvenlik sisteminin var olması ile ilişkilendirilebileceğinden, kamu harcaması oranlarının kamu sektörü hacminin göstergesi olarak kullanılması makul görünmektedir. Bu değerin mutlak olarak kullanılması farklı ülkelerin karşılaştırılmasında anlam ifade etmeyeceğinden genellikle Milli Gelir, Gayri Safi Milli Hasıla ya da Gayri Safi Vekil değişkenler, gözlemlenemeyen büyüklüklerin ölçülmesinde kullanılan ve söz konusu büyüklükle ilişkili olduğu varsayılan değişkenlerdir. 2 Kamu Sektörünün Hacmi: Türkiye-Avrupa Birliği Karşılaştırması 45 Yurtiçi Hasıla’ya oranı kullanılmaktadır. Birçok çalışma da kamu hacminin ölçülmesinde söz konusu göstergelerden yararlanmaktadır (Handler vd., 2005: 7; King, 1973: 292). Bununla birlikte kamu harcamalarının kamu hacminin göstergesi olarak kullanılması bir takım sıkıntıları da beraberinde getirmektedir. Buna göre kamu harcamalarının oranındaki artış kamusal mal ve hizmet sunumu gibi faaliyetlerin artması neticesinde ortaya çıkabileceği gibi, fiyatlardaki artışa bağlı olarak belirli bir düzeyde üretilen mal ve hizmetlerin maliyetlerinin artması sonucunda da oluşabilmektedir. Kamu hacminin artması ile sonuçlanan bu durum reel bir artış özelliği taşımamaktadır (Berry ve Lowery, 1984: 1194). Ek olarak Kahn (2011) maliyeti olmayan ya da yok denecek kadar az olan ancak ekonomi üzerinde büyük etkide bulunan birçok kamusal faaliyetin varlığına dikkat çekmiştir. Örneğin devlet; çelik ithalatı üzerine kota uygularsa veya işverenlerin çalışanların işine son verme yetkilerini sınırlarsa kamu harcama düzeyi üzerinde ya bir etki olmayacak ya da çok az bir etki olacaktır. Bununla birlikte üretkenlik ve Gayri Safi Yurtiçi Hasıla üzerinde önemli etkiler gözlemlenecektir (Kahn, 2011: 6). Son olarak kamu hacmi göstergesi olarak kamu harcamalarının ele alınması, devletin tüketici rolüne dikkat çekerken, genel ekonomi içerisinde büründüğü ve bir önceki bölümde değinilen diğer rolleri göz ardı etmektedir. Söz konusu sıkıntılara rağmen, verilerin kolaylıkla hesaplanabilmesi ve genellikle erişilebilir olması nedeniyle kamu harcamaları oranı kamu sektörü hacminin göstergesi olarak sıklıkla kullanılmaktadır. Matteo (2013: 7) da literatürdeki pek çok çalışmanın söz konusu ölçütü kullandığına dikkat çekmekte ve sağlıklı karşılaştırmaların yapılabilmesi için kamu hacmi göstergesi olarak kamu harcamalarının ve kamu gelirlerinin oranları gibi temel ölçütlerin kullanılmasını önermektedir. Bu bağlamda, Türkiye ve Avrupa Birliği ülkelerinde kamu hacminin karşılaştırılması konusunda öncelikle kamu harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranından yararlanılmıştır. Dünya Bankası veritabanında Avrupa Birliği harcama verileri 1995 yılından itibaren bulunduğundan karşılaştırma; Avrupa Birliği'nin 15 üye ülke sayısına ulaştığı 1995 yılı ve sonrası temel alınarak gerçekleştirilmiştir. Grafik 1, Türkiye ve Avrupa Birliği ülkelerinde yıllar itibariyle kamu harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranını göstermektedir. 46 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 48 Sayı 3, Eylül 2015, s. 41-59. Grafik 1. Türkiye ve Avrupa Birliği Ülkelerinde Kamu Harcamalarının GSYİH’ye Oranı* (%) 50 40 39.44 30 37.31 33.54 40.98 27.27 20 19.94 AB Türkiye 10 0 Kaynak: data.worldbank.org, 2013c; bumko.gov.tr, 2013. *1995-2005 Türkiye kamu harcamaları; konsolide bütçe verilerinden yararlanılarak elde edilmiştir. 2006-2011 Türkiye kamu harcamaları; merkezi yönetim bütçesi verilerinden yararlanılarak elde edilmiştir. 1995-2011 AB kamu harcamaları; merkezi yönetim bütçesi verilerinden yararlanılarak elde edilmiştir. Grafik 1’de görüldüğü gibi Türkiye kamu harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranı 1995-2011 dönemi için Avrupa Birliği ortalamasının altında seyretmektedir. Bununla birlikte kamu harcamaları oranlarının 2002 yılına kadar genel olarak artış eğiliminde olduğu gözlemlenmektedir. 2002 yılından itibaren politik istikrarın sağlanması, Avrupa Birliği ile uyum sürecinde uygulanan uyumlaştırma politikaları ve mali disiplinin sağlanması neticesinde kamu harcamaları oranları genel bir azalma eğilimine girmiştir. 2008 yılında yaşanan küresel kriz neticesinde 2009 yılında kamu harcaması oranlarının arttığı gözlemlense de, azalma eğilimi 2009 sonrasında da devam etmiştir. Grafik 1'in ortaya koyduğu asıl önemli bulgu ise 2002 ve 2003 yıllarında zirve değerlerine ulaşan Türkiye kamu sektörü hacminin söz konusu yıllarda dahi Avrupa Birliği ortalamasının altında kalmasıdır. Ek olarak Avrupa Birliği ülkelerinde görece durağan bir seyir izleyen kamu harcaması oranları Türkiye'de 1995-2011 dönemi için dalgalı bir seyir izlemektedir. Vergi Gelirlerinin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya Oranı Kamu sektörünü gelir yönünden ele alan bu yaklaşım, kamu sektörü hacminin vergi gelirlerinin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranı kullanılarak ölçülmesine dayanmaktadır. Kamu harcamalarının kullanımına benzer şekilde, göstergenin nispi ya da mutlak olarak ele alınması sonuçları etkilemektedir. Bununla birlikte uluslararası karşılaştırmaların daha sağlıklı yapılabilmesi için nispi değerlerin kullanılması gerekmektedir. Grafik 2, Türkiye ve Avrupa Birliği ülkeleri için vergi gelirlerinin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranını göstermektedir. Kamu Sektörünün Hacmi: Türkiye-Avrupa Birliği Karşılaştırması 47 Grafik 2. Türkiye ve Avrupa Birliği Ülkelerinde Vergi Gelirlerinin GSYİH’ye Oranı* (%) 25 22.40 20.00 19.58 20 15 AB 13.10 10 Türkiye 5 2012 2011 2010 2009 2008 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 2000 1999 1998 1997 1996 1995 0 Kaynak: data.worldbank.org, 2013b; gib.gov.tr, 2013. *Genel bütçe verilerinden yararlanılmıştır. Grafik 2’de görüldüğü gibi Türkiye’de vergi gelirlerinin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranı 1995-2008 yılları arasında Avrupa Birliği ortalamasının altında seyretmekte ve bu durum kamu harcama oranlarının gösterge olarak kullanıldığı durumda oluşan sonuçlar ile benzerlik arz etmektedir. Bununla birlikte vergi gelirlerinin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranı 2009 yılı itibariyle Avrupa Birliği ortalamasının üzerine çıkmış ve aradaki fark izleyen yıllarda daha fazla artmıştır. Dolayısıyla 2009 sonrası Türkiye’de kamu hacmi Avrupa Birliği ortalamasının üzerinde seyretmekte ve bu sonuç kamu harcamaları oranının gösterge olarak kullanılması durumunda elde edilen bulgular ile örtüşmemektedir. Göstergelerin zaman içerisindeki eğilimlerine bakıldığında ise kamu harcaması oranlarından elde edilen bulgular ile benzer sonuçlara ulaşılmıştır. Şöyle ki; Avrupa Birliği ülkelerinde ortalama olarak vergi gelirleri görece durağan bir seyir izlerken, Türkiye’de vergi gelirleri 1995 sonrası görece dalgalı bir seyir izlemektedir. Bununla birlikte Türkiye'de vergi gelirleri oranlarının genel olarak artış eğiliminde olduğu söylenebilir ve bu sonuç 2002 sonrası azalma eğilimine giren kamu harcamaları oranlarından elde edilen bulgu ile tutarsızdır. Kamu Sektörü İstihdamının Toplam İstihdama Oranı Kamu sektörü istihdamı gerek mutlak olarak gerekse toplam istihdama oranı cinsinden kamu sektörü hacminin ölçülmesinde sıklıkla kullanılmaktadır. Kamu sektöründeki istihdamın toplam istihdama oranının yüksek olması ekonomi genelinde kamusal faaliyetlerin yaygın olduğu anlamına gelmektedir. Grafik 3, Türkiye ve Avrupa Birliği ülkelerinde kamu sektörü istihdamının toplam istihdama oranını göstermektedir. Avrupa Birliği'ne ilişkin gözlemler ilgili yılda 48 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 48 Sayı 3, Eylül 2015, s. 41-59. Avrupa Birliği'ne üye olan ülkelerin verilerinden yararlanılarak hesaplanırken, Türkiye için Türkiye Cumhuriyeti Devlet Personel Başkanlığı verilerinden yararlanılmıştır. Grafik 3. Türkiye ve Avrupa Birliği Ülkelerinde Kamu İstihdamının Toplam İstihdama Oranı (%) 20 15 10 10.42 13.46 10.24 5 15.28 9.62 10.74 9.10 AB Türkiye 0 Kaynak: data.worldbank.org, 2015a,b,c,d; laborsta.ilo.org, 2015; dpb.gov.tr, 2015. Grafik 3’de görüldüğü gibi Türkiye’de kamu istihdamının toplam istihdama oranı 2003 yılından 2009 yılına kadar Avrupa Birliği ülkelerinin ortalamasının altında seyretmektedir. 2009 yılında ise Türkiye’deki kamu istihdamı oranı Avrupa Birliği ülkeleri ortalamasının üzerine çıkmıştır ve bu sonuç vergi gelirlerinin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranının ele alındığı durumun ortaya koyduğu sonuçlar ile paralellik arz etmektedir. Bununla birlikte kamu istihdamı oranları bu kez Türkiye'de görece durağan bir seyir izlerken Avrupa Birliği ülkelerinde özellikle 2006’dan sonra belirgin bir azalma eğilimine girmiştir. Dolayısıyla Türkiye kamu istihdamı oranlarının 2009 itibariyle Avrupa Birliği ülkeleri ortalamasının üzerine çıkmasının Türkiye’de kamu istihdamının artmasından çok Avrupa Birliği ülkelerinde düşmesinden kaynaklandığı savunulabilir. Endekslerin Kullanılması Kamu sektörü hacminin ölçülmesinde; kamu giderleri, vergi gelirleri ve kamu sektörü istihdam oranlarına ek olarak, farklı kuruluşlar tarafından türetilen endekslerden yararlanılmaktadır. Söz konusu endekslerden biri “Fraser Institute” -Fraser Kurumu tarafından yayınlanan ekonomik özgürlük endeksidir. Endeks genel olarak; kamu hacmi, mülkiyet hakları, paraya erişim, uluslararası ticaret özgürlüğü, işgücü ve işletme kredilerine uygulanan regülasyonlar gibi bir takım bileşenleri içermektedir. Kamu hacmi ise; kamu tüketim harcamalarının toplam tüketim içerisindeki payı, transfer ve teşviklerin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranı, ülkelerin özel sektör yatırım ve girişimleri yerine kamusal yatırımlara ne ölçüde yöneldikleri ve üst marjinal vergi oranı gibi dört Kamu Sektörünün Hacmi: Türkiye-Avrupa Birliği Karşılaştırması 49 ayrı bileşen dikkate alınarak oluşturulmuştur. Bu dört bileşenden elde edilen endeks, bir ülkenin politik karar alma mekanizması ve devlet bütçesi yerine kişisel tercihlere ve piyasalara ne kadar yöneldiğini ölçmekte, 1 ile 10 arasında değer almakta ve endeks değerinin yüksek olması kamu hacminin küçük olduğu anlamına gelmektedir (Gwartney vd., 2013: 4-5). Grafik 4, Türkiye ve Avrupa Birliği ülkeleri için Fraser Kurumu kamu hacmi endekslerini göstermektedir. Grafik 4’de görüldüğü gibi 1995-2011 yılları arasında Türkiye’de kamu hacmi Avrupa Birliği ortalamasının altında seyretmektedir. Bu sonuç önceki bölümlerde aktarılan göstergelerden kamu harcamaları oranlarından elde edilen bulgular ile benzerdir. Diğer yandan 2008 sonrası Avrupa Birliği ortalamasının üzerinde seyreden vergi gelirlerinin oranı ve kamu istihdamının toplam istihdam içerisindeki payından elde edilen bulgular ile karşılaştırıldığında tutarlı sonuçlar elde edilememektedir. Grafik 4. Türkiye ve Avrupa Birliği Ülkelerinde Fraser Kurumu Tarafından Türetilen Kamu Hacmi Endeksleri 10,00 6,93 7,08 7,84 4,09 4,54 5,53 6,76 5,09 0,00 1995 2000 2005 2010 7,07 AB 5,30 Türkiye 2011 Kaynak: freetheworld.com, 2013. Kamu sektörü hacmi ile ilgili bilgi vermekte olan bir diğer endeks ‘Heritage’ endeksidir. Araştırma şirketi Heritage Foundation- Heritage Kurumu-, her yıl Wall Street Journal ile birlikte ekonomik özgürlük endeksi yayınlamakta ve çalışmaya katılan ülkeler dört farklı açıdan mercek altına alınmaktadır. Bu dört faktör; hukukun üstünlüğü, kamu sektörü hacmi, mevzuat etkinliği ve serbest piyasadır. Bu faktörlerden kamu sektörü hacmi; mali özgürlük ve kamu harcamaları bileşenlerini içermektedir. Kamu harcamalarına ilişkin karşılaştırmalar önceki bölümlerde yapıldığı için bu bölümde tekrar değinilmeyecektir. Mali özgürlük endeksi ise birey ve kurumlardan alınan gelir vergisi oranları ve vergi yükünün Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranından yararlanılarak elde edilmektedir ve endeks değerinin yüksek olması kamu hacminin küçük olduğu anlamına gelmektedir3. Grafik 5, Türkiye ve Avrupa Birliği ülkelerinde mali özgürlüğü ifade eden endeks değerlerinin yıllar itibariyle seyrini göstermektedir. Vergi oranları ve vergi yükü bileşenleri endeksle ters orantılı olarak hesaba katıldığından, yüksek endeks değeri kamu hacminin küçük olduğu anlamına gelmektedir. Endeksin oluşturulması ile ilgili daha ayrıntılı bilgiye Heritage Kurumu resmi internet sitesinden ulaşılabilir: http://www.heritage.org/index/fiscal-freedom. 3 50 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 48 Sayı 3, Eylül 2015, s. 41-59. Grafik 5. Türkiye ve Avrupa Birliği Ülkelerinde Heritage Kurumu Tarafından Türetilen Mali Özgürlük Endeksi 77.70 77.00 57.30 53.24 65.47 AB Türkiye 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 100 80 60 40 20 0 Kaynak: heritage.org, 2013. Grafik 5’de görüldüğü gibi 2004 yılından sonra Türkiye mali özgürlük endeks değerleri Avrupa Birliği ortalamasının üzerine çıkmıştır. Endeks değerlerinin 1996-2013 döneminde genel olarak bakıldığında da Avrupa Birliği ortalamasının üzerinde seyretmesi Türkiye’de kamu hacminin görece küçük olduğu anlamına gelmektedir. Bu sonuç; kamu harcamaları oranları ve Fraser Kurumu tarafından türetilen kamu hacmi endeksinden elde edilen bulgular ile tutarlıdır. Diğer yandan 2008 sonrası Türkiye’de vergi gelirleri oranlarının ve kamu istihdamının toplam istihdam içindeki payının Avrupa Birliği ortalamasının üzerinde seyretmesi söz konusu bulgular ile örtüşmemektedir. Sonuç olarak kamu harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranı, Fraser Kurumu kamu hacmi endeksi ve Heritage Kurumu mali özgürlük endeksi Türkiye'de 1995 sonrası kamu hacminin genel olarak Avrupa Birliği ülkelerine göre daha düşük olduğunu ortaya koyarken; vergi gelirlerinin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranı ve kamu sektörü istihdamının toplam istihdam içerisindeki payından elde edilen bulgular 2008 sonrası Türkiye’de kamu hacminin Avrupa Birliği ülkelerinin ortalamasının üzerine çıktığını vurgulamaktadır. Ek olarak değişkenlerin zaman içerisindeki eğilimlerine bakıldığında tutarlı net bulgulara ulaşılamamaktadır. Şöyle ki; kamu harcamalarının oranları 1995 sonrası 2002 yılına kadar genel olarak artarken, 2002 sonrası genel bir azalma eğilimine girmiştir. Vergi gelirlerinin oranları ve Heritage Kurumu mali özgürlük endeks değerleri ise 1995 sonrası genel olarak artış eğilimindedir. Kamu istihdamının toplam istihdama oranı ve Fraser Kurumu kamu hacmi endeksi verileri ise söz konusu dönemde net bir artış ya da azalma eğilimi göstermemektedir. Özetle, Türkiye ve Avrupa Birliği ülkelerine ait istatistiksel verilerden hareketle kamu hacminin göstergesi olarak farklı değişkenlerin ele alınmasının karşılaştırmalar yapılırken sonuçlar üzerinde etkili olduğu savunulabilir. Kamu Sektörünün Hacmi: Türkiye-Avrupa Birliği Karşılaştırması 51 Kamu Hacmindeki Büyümeyi Açıklayan Teorilerin İstatistiksel Verilerle Uyumuna İlişkin Değerlendirmeler Kamu hacmindeki büyümeyi açıklayan farklı iktisadi teorileri iki kategori altında sınıflandırmak mümkündür. Buna göre kamu kurumlarının kamu hacmi hakkındaki kararlar üzerinde etkisinin olmadığını ve bu anlamda nötr olduğunu varsayan yaklaşımlar ve kamu kurumlarının kamu sektörü hacmini arttırmaya çalıştığını savunan yaklaşımlar söz konusudur. Wagner kanunu, uluslararası açıklama, arz yanlı açıklama, parti kontrolü ve öykünme etkisi demonstration effect- yaklaşımları birinci tip yaklaşımlara örnek teşkil ederken; mali yanılsama ve kurumsal merkezi açıklamalar ikinci tip yaklaşımlara örnektir (Lowery ve Berry, 1983: 667). Kurumların ve siyasi partilerin etkisini ölçmedeki bir takım zorluklar nedeniyle bu çalışmada siyasi parti kontrolüne ilişkin açıklamalar dışında kalan ve kamu hacmini tamamen kamu talebinin bir yansıması olarak varsayan teoriler üzerinde durulmuş, bu teorilerin istatistiksel bulgularla olan tutarlılığı incelenmiş ve Türkiye’deki kamu hacmi ile ilgili olarak gelecek yıllara ilişkin değerlendirmelerde bulunulmuştur. Wagner Kanunu Kamu harcamalarının artış kanunu olarak da bilinen Wagner Kanunu’na göre sanayileşme süreci kamu sektörünün genişlemesine üç farklı yolla neden olmaktadır. Birincisi gelir artışı sonrasında ekonomi içerisinde kamunun payı, kamusal harcamalarının esneklik değerinin birden büyük olmasına bağlı olarak artmaktadır. İkinci neden sanayileşme sonrası artan toplumsal bağımlılıktır. Buna göre ekonomi geliştikçe nüfus ve şehirleşme artmakta, buna paralel olarak da özel sektörün tek başına üstesinden gelemeyeceği toplumsal gereksinimlerin miktarı artış göstermektedir. Kamu hacmindeki artışın üçüncü nedeni ise sanayileşen ekonomilerde ortaya çıkan yatırım talebi artışıdır (Mann, 1980: 189). Bu bağlamda ülkelerdeki sanayileşme seviyesi arttıkça kamu harcamalarının ve dolayısıyla kamu hacminin artacağı beklenebilir. Grafik 6, Türkiye ve Avrupa Birliği’nde katma değerler cinsinden sanayi değerlerini göstermektedir. Grafik 6’da görüldüğü gibi 1995-2011 yılları arası Türkiye’de sanayi katma değeri Avrupa Birliği ortalamasının oldukça altında ancak artış eğilimindedir. Bu bağlamda Wagner Kanunu; vergi gelirlerinin oranları ve Heritage Kurumu endeks değerlerinin ortaya koyduğu kamu hacminin söz konusu dönemde genel olarak artış eğiliminde olduğu bulgusu ile tutarlıdır. Diğer yandan kamu harcamaları oranlarından elde edilen kamu hacminin 2002 sonrası genel bir azalma eğilimine girdiği bulgusu ile örtüşmemektedir. 52 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 48 Sayı 3, Eylül 2015, s. 41-59. Grafik 6. Türkiye ve Avrupa Birliği Ülkelerinde Katma Değerler Cinsinden Sanayi (2005 yılı fiyatlarıyla milyar $) 4000 3445 3500 3000 2929 2500 2000 AB 1500 Türkiye 1000 500 0 92 87 137 Kaynak: data.worldbank.org, 2013a. Uluslararası Açıklama Uluslararası açıklama; kamu sektörü hacminin büyümesinin altında yatan temel nedenin özellikle Batı ekonomilerinde artan dışa açıklık olduğunu savunmaktadır (Cameron, 1978: 1249). Buna göre ekonominin uluslararası ticarete yüksek derecede bağımlı olması makroekonomik politikalar üzerindeki yurtiçi kontrolü zayıflatmakta (Berry ve Lowery, 1984: 1195); oluşan ekonomik istikrarsızlık kamu sektörünü; üretim, tüketim ve istihdam üzerindeki etkileri yok etmek amacıyla faaliyet alanını arttırması yönünde teşvik etmektedir (Cameron, 1978: 1250). Lindbeck’e (1976: 2) göre de açık ekonominin etkilerini ortadan kaldırmanın yolu kamu sektörü hacminin arttırılmasıdır. Dışa açıklığı ölçmek amacıyla genellikle ithalat–ihracat toplamının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranı kullanılmaktadır. Grafik 7, Türkiye ve Avrupa Birliği ülkeleri için ihracat ve ithalat toplamının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya oranının yıllar itibariyle değişimini göstermektedir. Grafik 7’de görüldüğü gibi Türkiye’nin dışa açıklığı Avrupa Birliği ülkeleri ortalamasının altında olmakla birlikte artış eğilimindedir. Dolayısıyla, Uluslararası Açıklama da Wagner Kanunu'na benzer şekilde; vergi gelirlerinin oranları ve Heritage Kurumu endeks değerlerinin ortaya koyduğu kamu hacminin söz konusu dönemde genel olarak artış eğiliminde olduğu bulgusu ile tutarlıdır. Kamu Sektörünün Hacmi: Türkiye-Avrupa Birliği Karşılaştırması 53 Grafik 7. Türkiye ve Avrupa Birliği Ülkelerinde İhracat ve İthalat Toplamının GSYİH’ye Oranı (%) 81.21 85.74 67.92 54.97 50.25 57.99 AB Türkiye 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 100 90 80 70 60 50 40 30 20 10 0 Kaynak: data.worldbank.org, 2013e, f. Arz Yanlı Açıklama–Üretim Teknolojisi ve İşgücü Bileşimindeki Değişiklikler Arz yanlı açıklama vergi toplama maliyetini azaltan üretim teknolojisi ve işgücü bileşiminin vergi gelirlerini arttırmak yolu ile kamu sektöründe büyümeye neden olacağını savunmaktadır. Buna göre ekonomide kendi işinde çalışan bireylerin azalması vergi gelirlerini arttırıcı yönde etkide bulunacaktır. Bu savın altında yatan temel düşünce ise çalışanlara ödenen ücretlerin işveren için maliyet niteliğinde olması nedeniyle, işverenlerin bu maliyetleri kayıt altına almak için kendi işinde çalışan bireylere göre daha istekli olacakları beklentisidir. Kendi işinde çalışan bireylerin önemli kısmını ise tarım sektöründe çalışan bireyler oluşturmaktadır. Bu nedenle tarım sektöründeki istihdamın toplam istihdama oranından yararlanılarak vergi gelirleri hakkında tahminlerde bulunulabilir. Buna göre tarım sektöründe çalışan bireylerin genellikle kendi işlerini yapmaları nedeniyle elde edilen gelirin tespiti güçleşmektedir. Tarım sektörü ile ilgili bir diğer önemli husus ise bu sektörde çalışan bireylerin zaman zaman takas ekonomisini kullanıyor olmalarıdır. Buna göre tarlasında meyve üretimi gerçekleştiren bir çiftçi ürettiği meyve karşılığında ihtiyacı olan sebzeyi komşusu olan bir diğer çiftçiden temin edebilecektir. Bu tür işlemlerin tespit edilmesindeki zorluğa bağlı olarak devlet tarafından kayıt altına alınması ve vergilendirilmesi mümkün olamamaktadır. Bu bağlamda tarım sektöründeki istihdamın toplam istihdam içerisindeki payının azaltılması vergi gelirlerini arttırmak yoluyla kamu sektörü hacminde artışa neden olacaktır. 54 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 48 Sayı 3, Eylül 2015, s. 41-59. Grafik 8. Türkiye ve Avrupa Birliği Ülkelerinde Tarım Sektörü İstihdamının Toplam İstihdama Oranı (%) 50 41,4 40 30 24,2 10 AB 29,5 20 8,2 Türkiye 6,2 3,1 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 0 Kaynak: data.worldbank.org, 2013g. Grafik 8, Türkiye ve Avrupa Birliği ülkelerinde tarım sektörü istihdamının toplam istihdama oranını göstermektedir. Buna göre 1995-2011 döneminde Türkiye’de tarım sektörü istihdamının toplam istihdama oranı Avrupa Birliği ortalamasının oldukça üzerindedir. Bu bağlamda Türkiye’de vergi toplama maliyetlerinin görece yüksek olduğu ve vergi gelirlerinin olması gereken seviyenin altında kaldığı düşünülebilir. Bununla birlikte tarım sektörünün payı yıllar itibariyle genel olarak azalmaktadır. Dolayısıyla, diğer teorik açıklamalara benzer şekilde Arz Yanlı Açıklama da; vergi gelirlerinin oranları ve Heritage Kurumu endeks değerlerinin ortaya koyduğu kamu hacminin söz konusu dönemde genel olarak artış eğiliminde olduğu bulgusu ile tutarlıdır. Bununla birlikte arz yanlı açıklamaya göre Türkiye’de 2008 yılından sonra tarım sektörü istihdamı payının artması vergi toplama maliyetlerini arttıracak ve vergi gelirlerini azaltacaktır. Ancak bu bulgu Grafik 2’de gösterilen vergi gelirleri oranlarının seyri ile örtüşmemektedir. Grafik 9. Türkiye ve AB Ülkelerinde Kadın İstihdamının Toplam İstihdama Oranı (%) 3 2 1 2.40 2.77 2.41 1.40 1.20 0.60 Türkiye 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 0 AB Kaynak: data.worldbank.org, 2013h. Arz yanlı açıklamanın dikkat çektiği bir diğer sektör hane halkıdır. Hane halkının evde kendisi için ürettiği mal ve hizmetlerin de tarımsal üretime benzer Kamu Sektörünün Hacmi: Türkiye-Avrupa Birliği Karşılaştırması 55 şekilde tespiti güçtür ve bu nedenle vergilendirilmesi mümkün olamamaktadır. Bu tip üretimi gerçekleştirenler ise genellikle kadınlardır. Bu bağlamda kadınların hane halkı yerine piyasa için üretmeleri yani kadın istihdamının toplam istihdam içerisindeki payının artması vergi gelirlerini arttırmak yoluyla kamu hacminde artışa neden olacaktır. Grafik 9, Türkiye ve Avrupa Birliği ülkelerinde kadın istihdamının toplam istihdama oranını göstermektedir. Grafik 9’da görüldüğü gibi kadın istihdamının toplam istihdama oranı Avrupa Birliği ortalamasının altında kalmakla birlikte yıllar itibariyle genel olarak artış göstermektedir ve bu sonuç tarım sektörü istihdamından elde edilen bulgular ile vergi gelirlerini arttıracağı beklentisi bakımından paraleldir. Sonuç olarak kendi işini yapan ve tarım sektöründe çalışan bireylerin istihdam içerisindeki payının azaltılması, kadınların istihdam içerisindeki payının ise arttırılması yoluyla vergi gelirlerinde artış sağlanmaktadır. Söz konusu kanallar ile kayıt dışı ekonominin azaltılması ve vergi gelirlerinin direk vergileme yoluyla elde edilmesi ise kamu sektörü hacminin genişlemesine neden olacaktır (Kau ve Rubin, 1981: 265). Öykünme Etkisi4 (Demonstration Effect) Açıklaması: Öykünme etkisi açıklamasında bireylerin ve toplumların kaynak dağılımına ilişkin olarak tolere edebileceği belirli bir miktar eşitsizlik olduğu varsayılmaktadır. Ancak bireylerin bilgi düzeyi arttıkça, kaynak dağılımında eşitlik daha çok talep edilmektedir. Eşitsizlik hakkında bilgi sunan kaynaklar olarak literatürde iki gösterge üzerinde durulmuştur. Bunlardan ilki Tarschy (1975: 14) tarafından önerilen kitle iletişimi diğeri ise Jennings’in (1980: 43) dikkat çektiği kentsel isyanlardır. Bu bağlamda kitle iletişimi ve kentsel isyanların yaygın olduğu ülkelerde bireyler; gelirin yeniden dağılımını daha çok talep etmektedirler ve bu durum kamu sektörü hacminin genişlemesi ile sonuçlanmaktadır (Lowery ve Berry, 1983: 672). Grafik 10, kitle iletişiminin göstergesi niteliğinde olabilecek internet kullanım oranlarını Türkiye ve Avrupa Birliği ülkeleri için göstermektedir. 1995-2012 yılları itibariyle Türkiye’de internet kullanıcısı olan bireylerin oranı, vergi gelirleri ve kamu istihdamı oranları dışında kalan diğer göstergelerin işaret ettiği kamu sektörü hacminde olduğu gibi Avrupa Birliği ortalamasının altında kalmakla birlikte artış eğilimindedir. Bu durumda; Türkiye’de kamu hacminin 1995 sonrası genel olarak arttığını gösteren vergi gelirlerin oranları ve Heritage Kurumu mali özgürlük endeksi verilerinden elde edilen bulgular öykünme etkisi açıklamasını desteklemektedir. Dolayısıyla öykünme etkisi açıklaması uyarınca İngilizce ‘demonstration’ kelimesinin sözlüklerdeki Türkçe karşılığı ‘gösteri, ispat, kanıt’ olarak verilmekte ise de, teorik açıklamada birey davranışlarının; diğer bireylerin faaliyetleri ve bu faaliyetlerden elde ettikleri sonuçlar kanalıyla etkilenmesi anlatılmak istendiğinden ‘öykünme’ kelimesi tercih edilmiştir. 4 56 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 48 Sayı 3, Eylül 2015, s. 41-59. internet kullanımındaki artışın devam etmesi durumunda Türkiye’de bilgi düzeyindeki artışa paralel olarak kamu hacmi genişleyecektir. Grafik 10. Türkiye ve Avrupa Birliği Ülkelerinde İnternet Kullanıcısı Olan Bireylerin Oranı (100 Kişi Arasında) 75.28 60.25 35.10 5.11 34,37 45,13 AB Türkiye 11,38 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 80 70 60 50 40 30 20 10 0 Kaynak: data.worldbank.org, 2013d. Sonuç Devletin bazen direkt mal ve hizmet üretimi yoluyla bazen ise kamu politikaları yoluyla ekonomik performansı etkilediği düşünülmektedir. Bu bağlamda, kamu sektörünün ekonomi içerisindeki payının ne olması gerektiği konusu literatürde sıklıkla tartışılan bir konudur. Piyasa başarısızlıklarını öne süren kamu sektörü savunucuları; söz konusu başarısızlıkların ekonomik performans üzerindeki olumsuz etkilerini hafifletmek ve gelir dağılımında adaleti sağlamak amacıyla devletin ekonomiye müdahale etmesi gerektiğini savunmaktadırlar. Kamu tercihi teorisyenleri ise politikacıların oylarını maksimize etme, bürokratların ise güç ve mevkilerini yükseltme isteklerine dikkat çekmekte ve kamu sektörünün ekonomi içerisindeki payının azaltılması gerektiğini savunmaktadırlar. Söz konusu teorileri tartışan ve ampirik sınamalarda bulunan pek çok çalışma da literatüre hizmet etmektedir. Kamu sektörü hacminin ekonomik performans açısından önem taşıdığı noktasından hareketle, kamu hacminin ölçülmesi de ayrı bir önem taşımaktadır. Literatürde kamu sektörü hacmini ve ekonomi üzerindeki etkilerini inceleyen çalışmaların sıklıkla farklı göstergelerden yararlandığı görülmekte ve bu durum gösterge seçiminin karşılaştırmalar yapılırken bulguları etkileme olasılığını akla getirmektedir. Bu sorunun sınanması amacıyla ele alınan bu çalışmada literatürde sıklıkla yararlanılan göstergelerden; kamu harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranı, vergi gelirlerinin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranı, kamu sektörü istihdamının toplam istihdam içerisindeki payı ve farklı kurumların kamu hacmi göstergesi olarak yayınladıkları endeksler kullanılarak Türkiye ve Avrupa Birliği kamu büyüklükleri istatistiksel olarak Kamu Sektörünün Hacmi: Türkiye-Avrupa Birliği Karşılaştırması 57 karşılaştırılmıştır. Kamu harcamaları oranlarından elde edilen bulgulara göre Türkiye’de kamu hacmi 1995-2011 dönemi için Avrupa Birliği ülkeleri ortalamasının altında seyretmektedir ve özellikle 2002 sonrası genel bir azalma eğilimine girmiştir. Vergi gelirlerinin oranlarına göre ise; Türkiye’de kamu hacmi 2008 sonrası Avrupa Birliği ortalamasının üzerine çıkmıştır ve 1995 sonrası genel olarak artış eğilimindedir. Kamu istihdamının toplam istihdam içerisindeki payına bakıldığında da, vergi gelirleri oranlarına benzer şekilde 2008 sonrası Türkiye kamu hacminin Avrupa Birliği ortalamasının üzerine çıktığı gözlemlenmektedir ancak yıllar itibariyle genel olarak artış eğilimi söz konusu değildir. Fraser Kurumu kamu hacmi endeksine göre Türkiye’de kamu hacmi 1995-2011 arası Avrupa Birliği ortalamasının altında seyretmekte ancak yıllar itibariyle genel bir artış ya da azalma eğilimi gözlemlenememektedir. Heritage kurumu endeksine göre ise Türkiye’de kamu hacmi 1995 sonrası genel olarak Avrupa Birliği ortalamasının altında ve artış eğilimindedir. Söz konusu artış eğilimi vergi gelirleri oranlarından elde edilen bulgular ile tutarlı olmakla birlikte, bu değişkenin işaret ettiği 2008 sonrası Türkiye’de kamu hacminin Avrupa Birliği ortalamasının üzerinde olduğu bulgusu Heritage Kurumu endeksince desteklenmemektedir. Özetle, kamu hacminin ülkeler arası karşılaştırmalarında ele alınan göstergeye bağlı olarak sonuçlar farklılık göstermekte ve hatta ele alınan göstergenin aynı ülkede yıllar itibariyle eğilimi bile tutarsız sonuçlar verebilmektedir. Çalışmanın ikinci bölümünde kamu hacmindeki büyümeyi açıklayan teorilerden kamu kurumlarının nötr olduğunu varsayan açıklamalar üzerinde durulmuş ve bu teorilerin savunduğu görüşler ile Türkiye ve Avrupa Birliği verileri karşılaştırılmıştır. Buna göre kamu hacmindeki değişimi açıklayan teorik görüşlerde ele alınan sanayileşme oranı, dışa açıklık oranı, kadın istihdamının toplam istihdam içerisindeki payı ve kitlesel iletişim oranı Türkiye’de 1995 sonrası genel olarak artış eğilimindedir. Ek olarak tarım sektörünün toplam istihdam içerisindeki payı da 1995 sonrası azalma eğilimindedir. Bu durumda Türkiye’de söz konusu teoriler bağlamında Türkiye’de kamu hacminin 1995 sonrası genel bir artış eğiliminde olması gerekmektedir. Çalışmanın birinci bölümünde ele alınan değişkenlerden yalnızca vergi gelirlerinin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranı ve Heritage Kurumu endeksi söz konusu dönemde genel bir kamu hacmi genişlemesine işaret etmektedir. Bu bağlamda söz konusu değişkenler kamu hacmindeki değişimi açıklayan teoriler ile tutarlı nitelikteki göstergelerdir. Türkiye’de 1995 sonrası gözlemlenen; sanayileşme, dışa açıklık oranı, kadınların istihdam içerisindeki payı ve kitlesel iletişim değişkenlerindeki artış eğilimi ve tarımın istihdama payındaki azalma eğiliminin önümüzdeki yıllarda da devam etmesi durumunda çalışmanın ikinci bölümünde yer alan teorik 58 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 48 Sayı 3, Eylül 2015, s. 41-59. açıklamalar uyarınca söz konusu eğilimlerin kamu hacmi üzerinde genişletici bir etkide bulunacağı savunulabilir. Kaynakça Armey, Dick (1995), The Freedom Revolution, Regnery, Washington DC. Berry, William D. - Lowery, David (1984), “The Measurement of Government Size: Implications for the Study of Government Growth”, The Journal of Politics, Vol. 46, No. 4, p. 1193-1206. Cameron, David R. (1978), “The Expansion of the Public Economy: A Comparative Analysis”, American Political Science Review, Vol. 72, No. 4, p. 1243-1261. De Witte, Kristof- Moesen, Wim (2010), “Sizing the Government”, Public Choice, Vol. 145, No. 1, p. 39-55. Facchini, François- Melki, Mickael (2011), “Optimal Government Size and Economic Growth in France (1871-2008): An Explanation by the State and Market Failures”, CES Working Paper, No. 77. Gwartney, James - Lawson, Robert - Hall, Joshua (2013), Economic Freedom of the World: 2013 Annual Report, Fraser Institution, Canada. Handler, Heinz - Koebel, Bertrand - Reiss, Philipp - Schratzenstaller, Margit (2005), “The Size and Performance of Public Sector Activities in Europe”, WIFO Working Papers, No. 246. http://data.worldbank.org/indicator/GC.NV.IND.TOTL.KD, 05.09.2013a, Data: Economic Policy & External Debt. http://data.worldbank.org/indicator/GC.TAX.TOTL.GD.ZS, 05.09.2013b, Data: Economic Policy & External Debt. http://data.worldbank.org/indicator/GC.XPN.TOTL.GD.ZS, 05.09.2013c, Data: Economic Policy & External Debt. http://data.worldbank.org/indicator/IT.NET.USER.P2, 05.09.2013d, Data: Infrastructure. http://data.worldbank.org/indicator/NE.EXP.GNFS.ZS, 05.09.2013e, Data: Economic Policy & External Debt. http://data.worldbank.org/indicator/NE.IMP.GNFS.ZS, 05.09.2013f, Data: Economic Policy & External Debt. http://data.worldbank.org/indicator/SL.AGR.EMPL.ZS, 05.09.2013g, Data: Labor & Social Protection. http://data.worldbank.org/indicator/SL.EM.MPYR.FE.ZS, 05.09.2013h, Data: Labor & Social Protection. http://data.worldbank.org/indicator/SL.EM.TOTL.SP.ZS, 01.03.2015a, Data: Labor & Social Protection. http://data.worldbank.org/indicator/SP.POP.1564.TO.ZS, 01.03.2015b, Data: Health. http://data.worldbank.org/indicator/SP.POP.65UP.TO.ZS, 01.03.2015c, Data: Health. http://data.worldbank.org/indicator/SP.POP.TOTL, 01.03.2015d, Data: Health. Kamu Sektörünün Hacmi: Türkiye-Avrupa Birliği Karşılaştırması 59 http://laborsta.ilo.org/STP.guest, 01.03.2015, Data: Public Sector Employment (Thousands). http://www.bumko.gov.tr/TR,4461/ butce-gider-gelir-gerceklesmeleri-1924-2012.html, 08.10.2013, Veri: Kamu Harcamaları/GSYİH(%). http://www.dpb.gov.tr/tr-tr/istatistikler/kamu-personeli-istatistikleri, 03.03.2015. http://www.freetheworld.com/2013/EFW2013-complete.pdf, 05.09.2013. http://www.gib.gov.tr/fileadmin/user_upload /VI/GBG1.htm, 03.09.2013, Veri: Vergi Gelirleri/GSYİH (%). http://www.heritage.org/index/explore, 13.10.2013, Data: Index of Economic Freedom. http://www.heritage.org/index/fiscal-freedom. Jennings, Edward T. (1980), “Urban Riots and The Growth of State-Welfare Expenditures”, Samuels Warren – Wade Larry (Ed.), Taxing and Spending Policy , Lexington, Mass.: Lexington Books, p. 43- 50. Khan, J. A. (2011), “Can We Determine the Optimal Size of Government?”, Center for Global Liberty & Prosperity, Development Policy Briefing Paper, No. 7. Kau, James B. - Rubin, Paul H. (1981), “The Size of Government”, Public Choice, Vol. 37, No. 2, p. 261-274. King, Anthony (1973), “Ideas, Institutions and the Policies of Governments: A Comparative Analysis”, British Journal of Political Science, Vol. 3, No. 3, p. 291313. Lindbeck, Assar (1976), “Stabilization Policy in Open Economies with Endogenous Politicians”, American Economic Review, Vol. 66, No. 2, p. 1-19. Lowery, David - Berry, William D. (1983), “The Growth of Government in the United States: An Empirical Assessment of Government of Competing Explanations”, American Journal of Political Science, Vol. 27, No. 4, p. 665-694. Mann, Arthur J. (1980), “Wagner’s Law: An Econometric Test for Mexico 1925-1976”, National Tax Journal, Vol. 33, No. 2, p. 189-201. Matteo, Livio Di (2013), Measuring Government in the Twenty-first Century: An International Overview of the Size and Efficiency of Public Spending, Fraser Institute, Canada. Pevcin, Primoz (2004), “Does Optimal Size of Government Spending Exist?”, EGPA (European Group of Public Administration) Annual Conference, Ljubljana, Slovenia. Ram, Rati (1986), “Government Size and Economic Growth: A New Framework and Some Evidence from Cross-Section and Time-Series Data”, The American Economic Review, Vol. 76, No. 1, p. 191-203. Tarschys, Daniel (1975), “The Growth of Public Expenditures: Nine Modes of Explanation”, Scandinavian Political Studies, Vol. 10, No. 1, p. 9-31.