Borular ve Bağlantı Elemanları Borular ve Bağlantı Elemanları

advertisement
www.yanginguvenlik.com.tr
YANGIN GÜVENLİK VE KORUMA SİSTEMLERİ DERGİSİ • KASIM - ARALIK 2016 • YIL: 23 • SAYI 187 • ISSN 1305-2071
Kapak Konusu
Borular ve Bağlantı
Elemanları
Yangın Söndürme
Boru Sistemlerinin
Sismik Tasarımı
Otobüs ve Yolcu Treni
Yangınlarının Tespit Edilmesi
STPA-SAFESEC:
Siber-Fiziksel Sistemler İçin
Emniyet ve Güvenlik Analizi 2. Bölüm
Aleve Dayanıklılık Uyumu ve
Koruma: Önemli Bir Ayrım
SUNUŞ
SÜLEYMAN BULAK
Değerli Okurlar;
Ö
Her yıl son sayının sunuş yazısında, geride bırakılan
ayların değerlendirmesini yaparız. Ancak bu yıl geriye
dönüp bakmak gelmiyor içimizden. Buna rağmen son
günlerde yaşadığımız iki elim felaketten bahsetmemek mümkün değil.
10 Aralık akşamı İstanbul Beşiktaş’ta gerçekleşen terör saldırısını haykırarak kınamak geliyor içimizden. Her sabah, “Bugün
sıradan bir gün olsun…” umuduyla uyanıyoruz. Geride onlarca
babasız çocuk, hayat arkadaşını kaybetmiş eş, evlat acısıyla
kavrulan anne baba kaldı. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifa diliyoruz elbette, ancak kelimelerin anlamını
kaybettiği günlerden geçtiğimizin de farkındayız.
Beşiktaş’taki terör faciasından günler önce ülkemiz bir başka facia ile sarsılmıştı. 29 Kasım akşamı Adana’nın Aladağ ilçesinden gelen haberle hepimiz adeta bir şok yaşadık. Elektrik
kontağından çıkan yangında 10’u çocuk toplam 12 kişi yanarak
ve boğularak can verdi. Diğer çocuklar pencerelerden atlayarak
yaralı bir şekilde hayatta kalmayı başardı. Çünkü gelen bilgilere
göre; yangın merdivenlerine açılan kapı kilitliydi, kapı kolu yoktu
ve anahtar yangında hayatını kaybeden görevlinin üzerindeydi. Kim ne derse desin, yangın güvenlik alanının profesyonelleri
olarak olayda çok sayıda ve ölümcül ihmalin, yanlışın olduğunun farkındayız. Nitekim faciaya neden oldukları gerekçesiyle
altı kişi tutuklandı.
Yangın merdiveni ve yangın çıkış kapısı sadece yangında değil, terör saldırısı dahil bütün felaketlerde hayat kurtarır. Yapımlarını zorunlu kılmanın yetmediği gerçeği ortada. Yeterliliğinin
de sık sık ve “Gerçekten” denetlenmesi gerekiyor. Tehlike anında ulaşılabilir ve kullanılabilir olmadığı sürece hiçbir anlamları
yok. Çocukların yangın çıkış kapısının önünde can vermiş olmasının sorumluluğu hepimizin omuzlarında.
Daha fazla felaket yaşamamak için yangın güvenliği konusunun ülkenin öncelikle gündemine alınması gerektiği bir kere
daha acı bir deneyimle ortaya çıktı maalesef.
Yeni yıl dilekleri çeşitli olur genellikle. Herkes başka bir şey ister
ve bekler. Bu yıl hepimiz tek bir şey istiyoruz. 2017; güven içinde
yaşayacağımız, umutların tekrar yeşerdiği, huzurlu bir yıl olsun.
En Derin Saygılarımla
OCAK - ôUBAT
Sayä : 188
Kapak Konusu:
Yangäna ùlk Müdahale
Ekipmanlarä
•
•
•
•
Yangän söndürme tüpleri,
Yangän dolaplarä,
Yangän makaralarä,
Yangän ekipmanlarä
(hortumlar, vanalar,
lanslar, vs.)
188. Say×m×z×n kapak konusuyla
iligili, göndermek istediùiniz
makale, teknik bilgi, ürün tan×t×m×
vb. yaz×lar×n×z
01 ûubat 2017 tarihine kadar
bodabas@teknikyayincilik.com
adresine gönderebilirisiniz
İÇİNDEKİLER
Kuruluş Tarihi:
1994
Kurucusu
Süleyman BULAK
Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
8
İTFAİYECİ
Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. Adına
İsmail CEYHAN
ismailceyhan@b2bmedya.com
Öğrenci Yurdu
Yangını
Yayın Kurulu Başkanı
Prof. Dr. Abdurrahman KILIÇ
Yayın Danışma Kurulu
Ali KARAHAN, Celal ÇEŞMECİ, Cemal KOZACI,
Füsun DEMİREL, Güner YAVUZ, İsmail TURANLI,
Prof. Dr. Abdurrahman KILIÇ
İTÜ Makina Fakültesi
Kazım BECEREN, Korhan IŞIKEL, Mustafa GÜLCÜ,
Recep YAMANKARADENİZ, Sedat ALTINDAŞ,
Sezer ASLAN, Tuncay AKDAĞ, Yıldırım GÖK
Yazı İşleri Müdürü
Barış ODABAŞ
bodabas@teknikyayincilik.com
14 HABERLER
Reklam Müdürü
Dilek MERTER
dmerter@teknikyayincilik.com
Abone ve Okur Hizmetleri
KAPAK KONUSU:
BORULAR ve BAĞLANTI ELEMANLARI
Azime BAYRAM İMAMOĞLU
abone@teknikyayincilik.com
Grafik
Sebiha EKİNCİ
24
Donmuş, Patlamış Boru İncelemeleri
30
Yangın Söndürme Boru Sistemlerinin Sismik Tasarımı
sekinci@teknikyayincilik.com
Baskı ve Cilt
Şan Ofset Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.
YANGIN
(0212 289 24 24)
Yayınlayan
40
Alışveriş Merkezinde Yangın Tahliye Simülasyonu
52
Otobüs ve Yolcu Treni Yangınlarının Tespit Edilmesi
Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş.
Balmumcu, Barbaros Bulvarı Bahar Sok. Karanfil Apt. 2/9
34349 Beşiktaş/İST.
Tel: (0.212) 275 83 59 (pbx) (0.212) 347 04 25 (pbx)
Fax: (0.212) 288 26 14 / 211 38 50
www.teknikyayincilik.com
www.yanginguvenlik.com.tr
GÜVENLİK
e-posta: info@teknikyayincilik.com
Fiyatı: 9 TL
Yılda 8 sayı yayımlanır.
68
STPA-SAFESEC: Siber-Fiziksel Sistemler İçin
Emniyet ve Güvenlik Analizi 2. Bölüm
© Yangın ve Güvenlik Dergisi’nde yayınlanan
yazı ve çizimlerin her hakkı mahfuzdur.
ISSN: 1305-2071
Tüm Türkiye’de dağıtılmaktadır.
Basın Kanunu’na göre yerel süreli yayındır.
İŞ GÜVENLİĞİ
80
4
Aleve Dayanıklılık Uyumu ve Koruma: Önemli Bir Ayrım
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
KASIM - ARALIK 2016 • SAYI: 187
REKLAM DİZİNİ
ÜRÜN TANITIMI
83
AKSAY -------------------------------- 25
Yangınla Mücadelede Draeger UCF Serisi
Termal Kameralar
ARI YANGIN -------------------------- 55
ARMAKSA -----------------------------41
AYVAZ --------------------------------- 11
BAREKS ------------------------------- 27
BELİMO ------------------------------- 23
BOSCH TERMOTEKNİK ---------------21
BTS --------------------------------------7
ÇUHADAROĞLU --------------------- 29
84
DRAEGER----------------------------- 53
EDS’den Yangın Sistemleriniz İçin
Tasarlanmış EN54 Onaylı
Akıllı Akü Şarj
DUPONT ------------------------------ 45
DUYAR VANA -------------------------- 1
EEC ENTEGRE -------------------- 39 -71
ELEKS --------------------------------- 59
EMO AYVAZ ---------------------------61
FETAŞ --------------------------------- 35
84
BOSCH’tan IP Tabanlı
Konferans Sistemi: DICENTIS
FOKUS ---------------------------------19
HES KABLO--------------------------- 33
İNKA YAPI BAĞLANTI --------------- 47
İSG AVRASYA ------------------------ 75
İST İŞÇİ -------------------------------- 63
İZOCAM --------------------------------31
85
KIVANÇ KİMYA ----------------------- 43
Norm Teknik’ten CO2 Gazlı
Yangın Söndürme Sistemleri
KSB POMPA ---------------------------51
KULELİ HORTUM --------------------- 67
LÖSEV ----------------------------------2
MAS – DAF ----------------------------17
MATRİKS BİNA ----------------------- 65
NORM TEKNİK ----------------- Ö.Kİ -57
86
ACREFINE® ASB-CBL Sismik Halat
(UL Listeli)
SEYAD -------------------------------- 79
SİSMİK MARKET---------------------- 37
STANDART POMPA -------------------15
TEKNO YANGIN --------------------- A.K
TYCO YANGIN ----------------------A.K.İ
UTC FIRE & SECURITY -------------12-13
VALFTEK------------------------------ 49
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
5
ÖZETLER / ABSTRACTS
YANGIN SÖNDÜRME BORU SİSTEMLERİNİN
SİSMİK TASARIMI
30
Yangın söndürme sistemlerinin sismik tasarımları konusu 1947
yılından bu yana “NFPA Standardı 13: Yağmurlama Sistemlerinin
Kurulumu Standardı” tarafından kapsanmaktadır. Yağmurlama
sistemi borularının sismik takviyelerine yönelik olarak NFPA 13’te
belirtilen tasarım yönergeleri “NFPA 14: Piyozemetre Borusu ve
Hortum Kurulumu Standardı”, “NFPA 15: Su Fıskiyeli Sabit Yangından Koruma Sistemi Kurulumu Standardı”, “NFPA 20: Yangından Korumaya Yönelik Sabit Pompaların Kurulumu Standardı” ve
“NFPA 2001: Artık Bırakmaz Maddeli Yangın Söndürme Sistemleri
Kurulum Standardı” tarafından da benimsenmiştir.
ALIŞVERİŞ MERKEZİNDE YANGIN TAHLİYE SİMÜLASYONU 40
Ekonomilerin büyümesi ile birlikte, Kore’de yüksek katlı binalar ve
geniş alışveriş merkezleri inşa edilmektedir. Buna karşılık, bu binalar oldukça büyük ve büyüklüklerine ve yapılarına göre komplekstirler. Dolayısıyla, yangın durumunda ajanlar tahliye problemleri ile
karşılaşacaktır. Anında harekete geçmemeleri halinde, boğulma ve
zehirlenme sonucu ölümle karşılaşabilirler. Bu çalışma hem insani
hem de yapısal tahliye unsurları ile ilgili olarak ajan temelli modeli
ile analiz yapmıştır. Bu ajanlar üç olay incelemesi ve dört grup ile
simülasyon modeli için sınıflandırılmıştır. Her bir olay, farklı sayılarda ajanı barındırır ve dört grubun her birinin farklı çıkış farkındalığı
seviyeleri bulunmaktadır. Aynı zamanda, her grubun potansiyel yol
planı ile toplam tahliye zamanı da analiz edilmiştir. Sonuç olarak,
insan çakışmasının toplam tahliye zamanındaki ve iç yapıda bilinen
ve bilinmeyenler arasındaki çakışmanın oluşmasındaki sorumluluğu ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak, konumsal çevre faktörü açısından en iyi tahliye zamanı 8’22’’, diğer durumlarda 60’ civarında ölçülmüştür. Bu aynı zamanda tahliye edilenlerin yüksek yoğunluklu
alanlardaki çıkış genişliklerinin optimize edilebilmesi açısından etkin bir yöntemdir. Daha da ötesinde, gelecekteki çalışmalar toksik
gaz ve ulaşım zayıflıklarını da içerebilir.
STPA-SAFESEC: SİBER-FİZİKSEL SİSTEMLER İÇİN
EMNİYET VE GÜVENLİK ANALİZİ
68
Siber-fiziksel sistemler sıklıkla fiziksel süreçleri bilgi ve iletişim teknolojileriyle birleştirmektedir. Güç nakil şebekesi ya da su dağıtım
şebekesi gibi günümüzün önemli altyapılarının karışık siber-fiziksel
sistemler olmaları sebebiyle, emniyet ve güvenliklerini sağlamak
oldukça önemlidir. HAZOP gibi geleneksel emniyet analiz yöntemleri bu sistemleri değerlendirmek için uygun değildir. Ayrıca, siber
güvenliğin zayıf noktaları genel olarak önemli görülmemektedir
çünkü fiziksel süreçler üzerindeki etkileri tam olarak anlaşılmamaktadır. Bu çalışmada hem emniyet hem de güvenlik için yeni bir
analiz yöntemi olan STPA-SafeSec’i sunuyoruz. Çalışmanın sonuçları siber güvenliğin zayıf noktaları ile sistem emniyeti arasındaki
bağlılıkları göstermektedir. Bu bilgiyi kullanarak, sistemin emniyet
ve güvenliğini sağlamanın en etkili azaltma stratejileri kolaylıkla
belirlenebilir. STPA-SafeSec’i güç nakil şebekesi alanında bir kullanım durumuna uygulamakta ve faydalarına dikkat çekilmektedir.
6
SEISMIC DESIGN OF FIRE SUPPRESSION
PIPING SYSTEMS
30
The subject of seismic design of fire suppression systems has
been incorporated in NFPA Standard 13: Standard for the Installation of Sprinkler Systems since 1947. The design guidance
contained in NFPA 13 for seismic bracing of sprinkler piping has
also been adopted by NFPA 14: Standard for the Installation of
Standpipe and Hose; NFPA 15: Standard for the Installation of
Water Spray Fixed Fire Protection Systems; NFPA 20: Standard
for the Installation of Stationary Pumps for Fire Protection; and
NFPA 2001: Standard for the Installation of Clean Agent Fire
Suppression Systems.
FIRE EVACUATION SIMULATION IN SHOPPING CENTER
40
As the economies grow, a number of high-rise buildings and large
complex shopping canters have been built in Korea. However,
these buildings are huge and complex in their size and structure.
Therefore, agents will face evacuation problems under the fire situation. Unless agents evacuate rapidly, they will suffer from the
suffocation and poisoning to death. This paper analysed relevant
to both human and structures evacuation factors through the
agent-based model. The agents are classified for simulation modelling into three cases and four groups. Each case contains different number of agents and each of the four groups shows different
levels of exit awareness. Also through the potential route plan of
each group, analysed total evacuation time is analysed. As a result,
it is found that human conflict is responsible for the total evacuation time as the conflict between the familiar and the unfamiliar
occurs within the interior structure. Thus, the spatial environment
factor that evacuation time of case best is 8’22’’ but other cases
up to 60’. It is also an effective way for evacuees to be provided
with optimized width of exits near high density area. To reach out
further, future studies may implement other various factors such
as toxic gases and transportation vulnerable.
STPA-SAFESEC: SAFETY AND SECURITY ANALYSIS
FOR CYBER-PHYSICAL SYSTEMS
68
Cyber-physical systems tightly integrate physical processes and
information and communication technologies. As today’s critical
infrastructures, e.g., the power grid or water distribution networks, are complex cyber-physical systems, ensuring their safety
and security becomes of paramount importance.Traditional safety
analysis methods, such as HAZOP, are ill-suited to assess these
systems. Furthermore, cybersecurity vulnerabilities are often not
considered critical, because their effects on the physical processes
are not fully understood. In this work, we present STPA-SafeSec,
a novel analysis methodology for both safety and security. Its results show the dependencies between cybersecurity vulnerabilities and system safety. Using this information, the most effective
mitigation strategies to ensure safety and security of the system
can be readily identified.We apply STPA-SafeSec to a use case in
the power grid domain and highlight its benefits.
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
İTFAİYECİ
Prof. Dr. Abdurrahman KILIÇ
İTÜ Makina Fakültesi
ÖĞRENCİ YURDU YANGINI
A
dana’nın Aladağ ilçesi Sinanpaşa Mahallesi’nde
bulunan, bir cemaate ait, yaşları 11-14 arasında değişen, ortaokul öğrenimi gören 34 kız öğrencinin
kaldığı “Aladağ Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Orta Öğretim Kız Öğrenci Yurdu”nda, 29.11.2016 günü
saat 19.30 sıralarında meydana gelen yangında 11 çocuğun
ve bir eğitmenin hayatını kaybetmesi ve 22 öğrencinin yaralanması ile yurtlardaki güvenlik önlemleri ve teknik denetimlerin yetersizliği tartışılmaya başlandı. Daha önce de
1 Ağustos 2008’de, Konya’nın Taşkent ilçesi Balcılar Beldesi’nde bir yardım derneğine ait Özel Boğaziçi Öğrenci Yurdu’nda, LPG tankından gaz sızıntısı olmuş, sabah namazı
için kalkan bir öğrencinin elektrik düğmesine basması sonucu patlama meydana gelmiş, üç katlı yurt binası yıkılmış,
17 öğrenci ve bir eğitmen hayatını kaybetmiş, 29 öğrenci
de yaralanmıştı. O tarihte de yangın önlemlerinin yetersizliği tartışılmasına rağmen sekiz senedir değişen hiçbir şey
olmadı; yangın güvenliği kapsamında yurtlarda herhangi
bir iyileştirme yapılmadı.
“Türkiye’de ölüm varsa kaderdendir, yangın varsa elektriktendir”. Olaylara bakış açısının yanlışlığı felaketleri artırmaktadır. Medyada bilgi kirliliği var. Bina içinde her türlü
yangın önlemi olsa bile, yangın merdiveni depo olarak kullanılıyorsa, kapıya asma kilit takılıyorsa sonuç farklı olmayacaktır. Bir binada iki adet giriş-çıkış merdiveni varsa ve
bunlar yönetmeliğe uygun olarak yapılmışsa, patlama hariç
yangınlarda ölüm olmaz. Can güvenliği için önce insanların
kaçışı sağlanmalıdır. Ülkemizde tehlikeli olan “var” denilen
ama aslında yok hükmündeki önlemlerdir. Görüntüde var
8
olan bir sistemin teknik özellikleri uygun değilse, mesela
merdiven kilitliyse veya merdiven depo olarak kullanılıyorsa, söndürme sisteminin suyu yok ise algılama sistemi
yanlış alarm veriyor diye kapatılmışsa bunlar yok özellikte
demektir. Önce bu zihniyet değişmelidir. Çocukları ortaçağ
zihniyetiyle binaya hapsedenler ile bunları sevimli gösterip
yardım edenler oldukça, fazla bir şey değişmez. Bir binada yeterli önlem olmadığı takdirde dünyanın en iyi itfaiyesi
bile bir şey yapamaz. Zihniyet değişmedikçe de ne kadar
önlem olursa olsun sonuç değişmez. Zihniyetin değişmesi
için de öncelikle çağdaş eğitim gereklidir.
YANGIN SEBEBİ
Yurt binasında soba olmadığı ve ısıtma kaloriferle sağlandığından, yangının elektrik tesisatından veya elektrikli bir cihazdan başlama ihtimali fazladır. Eski binalarda
elektrik kabloları başlangıçta sadece aydınlatma ihtiyacını
karşılayacak şekilde tasarlanmıştır. Daha sonra buzdolabı,
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
çamaşır makinası, elektrikli ısıtıcı, ütü, elektrikli süpürge, fırın, bilgisayar ve televizyon gibi cihazların ilavesiyle çekilen
elektrik gücü fazlalaşmıştır. Kapasiteyi karşılamakta zorlanan tesisatta ısınma nedeniyle yangın riski artar. Bununla
beraber elektrik tesisatında yangın oluşumu daha çok “kötü
temas”tan ve elektrikli ısıtıcılardan kaynaklanmaktadır.
Açık unutulan bir ısıtıcıda veya elektrik kablolarının ek
yerlerinde oluşan ark nedeniyle yangın başlayabilir. Elektrikle ilgili yangınlar; daha çok gevşek bağlantı “move
kontak” (kötü temas) sonucu ortaya çıkan temas direnci
üzerinden geçen elektrik akımı nedeniyle oluşan ısının, ortamı sürekli olarak ısıtması ve etraftaki yanıcı malzemeleri
tutuşturması sonucu ortaya çıkmaktadır. Kötü temas sonucu devreden geçen akımlar yük akımları mertebesinde küçük akımlardır. Sigortalar; kısa devre akımı gibi çok büyük
akımları kesmek için tasarlandığından, bu akımlar sigorta
tarafından kesilmez. Eğer kötü temas sırasında devrede
herhangi bir cihaz açıksa, temas direnci nedeniyle daha
çok ısı ortaya çıkar ve etrafta yanıcı malzeme varsa tutuşturma sıcaklığına getirerek yangını başlatabilir.
OLAYIN GELİŞMESİ
Öğrenciler yemeklerini yiyip derslerini çalışmak için
üçüncü kattaki etüt salonuna çıktıktan biraz sonra elektrikler kesilmiş. Elektrikler kesilince hep birlikte salondan
çıkarken yangın kokusunu hissetmişler. Bir kısmı salonun
pencerelerine doğru giderek pencereyi açmış. Bu sırada
yanık kokusu artmaya devam edince, yardım için bağırmaya başlamışlar. Salonundakilerin bir kısmı yangın merdiveninin bulunduğu kapıya doğru gitmiş ama kapı kilitli
olduğundan açamamışlar. Zemin katta bulunan öğrenciler; yangın nedeniyle dış kapıdan çıkamadıkları ve zemin
kattaki odalarla yemekhanenin pencerelerinde demir parmaklık olduğundan yukarı katlara kaçmışlar. Birinci ve ikinci kat koridorlarından yangın merdivenine çıkış kapılarının
üzerinde kol olmadığı, başka bir deyişle kilitli olduğu için
öğrenciler dışarı çıkamamışlar. Bazı öğrenciler kafalarını
pencereden dışarıya çıkarıp nefes almaya çalışmışlar ve
aşağıya bağırarak yardım istemişler. Bu sırada sırtları yanmaya başlayanlar pencerelerden atlamışlar.
Yangın, itfaiyeye çok geç haber verilmiştir. Yangını,
Aladağ İtfaiye Müdürlüğü’ne yürüyerek gelen bir kişi haber
vermiştir. İtfaiye olay yerine ulaştığında, tamamen alevler
içinde olan üç katlı binaya müdahalede bulunmuş, yangın
büyük olduğu için Orman Bölge İşletmesi’nden ve Adana
Büyükşehir Belediyesi’nden destek istemişlerdir. Aladağ
İtfaiyesi; kurtarma ve söndürme donanımı yeterli olmadığından, müdahale esnasında sadece seyyar merdiveni binaya dayayarak doğu cephesinden kurtarma yapabilmişler,
buradan yedi öğrenciyi aşağı indirmişlerdir.
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
İtfaiye ekiplerine vatandaşlar yardım etmiştir. Komşulardan getirilen alüminyum merdiven oturma odasının
penceresine dayayarak çocukları kurtarmaya çalışmışlar.
Merdiven üçüncü kata yetişmediğinden yurdun arkasındaki yangın merdiveninden üçüncü kata çıkmaya çalışılmış
ama itfaiyecilerde maske ve yanmaz elbise olmadığından
yoğun duman nedeniyle çıkılamamıştır. Üçüncü katta su
sıkmaya başlamışlar ve pencereleri taş atarak kırmaya çalışmışlar. Yere yorgan açarak çocukların atlamalarını istemişler ve 4-5 çocuk yorgana atlayarak kurtulmuştur. Yaralanmaların ayaklardaki kırılmadan ve duman nedeniyle
olduğu belirtilmiştir.
İtfaiyenin merdivenli müdahale aracının bulunmaması,
atlama yastığının olmaması, seyyar merdivenlerin üçüncü
kata yetişecek şekilde uzun olmaması, itfaiyeye geç haber verilmesi, ölüm ve yaralanma sayısını artırmıştır. Eğer
doğru dürüst bir itfaiye merdiveni olsaydı çok daha fazla sayıda öğrenci kurtarılabilirdi. Adana’dan gelen itfaiye
ekipte merdivenli araç olmasına rağmen çok uzak olduğu
için yangın söndürüldükten sonra gelebildiklerinden bir
faydası olmamıştır.
NASIL OLMALIYDI?
Deprem, yangın ve her türlü tahliye durumunda kullanılacak kaçış merdivenleri mutlaka korunaklı olmalıdır. Kaçış merdiveni; binanın içinde ya da dışında olabilir. Kaçış
merdivenlerinin içeride olması dışarıda olmasından daha
uygundur. Zeminin üzerinde birden fazla kat varsa içerideki merdivenlerin korunmuş olması gerekir. Yani, merdiven
iki saat yangına dayanabilecek duvar içerisinde bulunmalı
ve kapısı yangına 90 dakika dayanabilecek özellikte olmalıdır. En az iki merdiven olmalı ve merdivenler biri mutlaka
doğrudan dışarıya açılmalıdır. Kaçış merdivenleri asla kilitli olmamalıdır. Binaların Yangından Korunması Halkındaki
Yönetmeliğe göre 21.50 metreye kadar kaçış merdivenleri
açıkta yapılabilir. Yatılan yerlerde ise bir kattan daha yüksek binalarda dışarıdan merdivenlere müsaade edilmemelidir. Özellikle çocukların bulunduğu yurtlarda dışarıda açık
merdiven çok risklidir. Kış aylarında buz tutan merdivenlerden inmeleri, geceleri merdivenlerin karanlıkta kalması,
9
İTFAİYECİ
dışarıdan kontrolsüz girişlere karşı kilitli tutulması gibi nedenlerden dolayı yurtlarda açık merdiven yapılmamalı iç
kısımda kapalı korunmuş iki merdiven tasarlanmalıdır.
Merdiven kapıları kaçış yönünden her zaman açılabilir
özellikte olmalıdır. Genel olarak, dışardan içeriye kimse
girmesin diye kapılar kilitli tutulur. Yangın yönetmeliklerine göre merdiven kapısı kilitli tutulması yasaktır. Güvenlik
nedeniyle, kontrolsüz olarak içeriden dışarıya kimsenin çıkmaması ve dışarıdan içeriye kimsenin girmemesi gereklidir
ve bunun için kapıya magnetik tutucu takılmalı, yangın çıktığı takdirde serbest konuma geçmeli ve ayrıca kapı yanından kır-bas kapı açma butonu bulunmalıdır. Panik ve deprem durumunda veya kapı yangın durumunda açılmadığı
takdirde kapı yanında bulunan bu butona basılarak kapı
açılmalıdır. Deprem, yangın ve panik haricinde biri düğmeye basıp çıkmak istediğinde siren çalar ve kontrolsüz
çıkışlar kontrol altında tutulur.
Yangının kısa sürede büyümesi, kolay yanıcı malzemelerin fazlalığından olmuştur. Yapılarda yangınların hızlı
yayılmasının başlıca sebebi kullanılan malzemelerin kolay
yanıcı olmasındandır. Sünger, sentetik malzemeler, polistren, poliüretan, plastik ve benzeri kolay yanıcı maddeler
yatılan binalarda kullanılmamalıdır. Bu tür malzemeler yangının kısa sürede büyümesini sağlar ve birkaç dakika içinde
boğulmaya ya da yanmaya sebep olur. Özellikle ısı yalıtımı
için kullanılan köpük yandığında zehirli gaz çıkardığı ve çok
hızla yayıldığı için çok tehlikelidir. Ahşap görünümlü plastik kaplamalar yangının çok hızlı yayılmasını sağlar. Ahşap
çok tehlikeli değildir. Başlangıçta yangının birden bire yayılmasını sağlamaz. Ahşap çatı olabilir ama otel ve yurtlarda ahşap çatının altında beton perde olması gerekir.
10
Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğe
göre bir kattan daha yüksek yurt binalarında algılama ve
uyarı sistemi olması zorunludur. Dedektörler; yangın sırasında çıkan dumanı algılayıp, uyuyanlara sesli uyarı yapan
önemli ve hayat kurtarıcıdır. Sesli duyuru yapan detektörler sistemi yatılan her odada bulunmalıdır. Acil aydınlatma da zorunludur. Akşam saatlerinde yangın oluşması ve
elektriğin kesilmesi durumunda kaçış yolları kullanılabilecek aydınlıkta olmalıdır.
SONUÇ
Sonuç olarak; yurt, otel ve pansiyon gibi çok kişinin
bulunduğu yatılan yerlerde, birbirine alternatif konumda
her zaman kullanılabilir özellikte olan mutlaka iki korunmuş merdiven bulunmalıdır. Yangın ve doğal afetlerde en
riskli yerler yatılan yerlerdir. Yurtlarda algılama sistemi, acil
aydınlatma sistemi, duyuru sistemi ve otomatik söndürme
sistemi olmalıdır. Bununla beraber, her türlü yangına dayanıklı malzeme kullanılsa, otomatik algılama ve söndürme
sistemleri bulunsa, yangın merdivenleri fevkalade uygun
tasarlansa bile merdiven kapıları kilitliyse diğer önlemler
insanların can güvenliği için yeterli değildir.
Can güvenliğinin olması için olmazsa olmaz; kaçış
yolunun açık olmasının sağlanmasıdır. Kapılar her saat
açık tutulmalıdır. Okullarda ve yurtlarda senede iki kez
tatbikat yapılarak öğrencilere acil durumda ne yapılması gerektiği, nasıl kaçacakları öğretilmelidir. Tatbikatlar
öğrencilere tahliyenin nasıl olacakları öğretilirken, aynı
zamanda algıla ve söndürme sistemlerin çalışıp çalışmadığı ve merdivenlerin uygun durumda olup olmadığı da
görülmüş olacaktır.
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
İyi bir imza nasıl atılır?
İyi bir kağıda, iyi bir kalemle ve titremeyen bir elle... Nasıl mı?
Sektör denen “kağıt” kötü demeyeceksiniz, iyileştirmek için çalışacaksınız.
Fikrinizin kalem, ürünlerinizin mürekkep olduğunu unutmayacaksınız.
Ve ülkenizin adını dünyaya taşıyacak yatırımların imzasını atarken
eliniz hiç titremeyecek; cesur olacaksınız...
Biz sektöre bu felsefeyle tam 68 yıldır imzamızı atıyoruz.
Bu yolculukta bize eşlik eden herkese
çok teşekkür ediyoruz.
YANGIN
GRUBU
ESNEK
METAL
HORTUM
YALITIM
GRUBU
6(9ú<(
KONTROL
KO
info@ayvaz.com
M
PA
N
SA
TÖ
R
www.ayvaz.com
KONDENSTOP
VANA
LaserSense +DYDgUQHNOHPH6LVWHPLLOH+DVVDV$OJ×ODPD
(UNHQDOJ×ODPDFDQNXUWDU×U
www.utcfssecurityproducts.com.tr
EST hVW']H\<DQJ×Q$OJ×ODPDYH&DQ*YHQOLùL6LVWHPL
En kompleks uygulamalar için
V×Q×UV×]HVQHNOLN
ZZZXWFIVVHFXULW\SURGXFWVFRPWU
HABERLER
TÜYAK’tan Adana’daki Yurt Yangını ile
İlgili Açıklama
A
dana’nın Aladağ ilçesinde
bulunan “Tahsil Çağındaki
Talebelere Yardım Derneği
Orta Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu”nda
29.11.2016 günü saat 19.30 sıralarında
meydana gelen yangında 11 öğrenci ve bir eğitmen hayatını kaybetmiş ve 22
öğrenci yaralanmıştı. Bu acı olay üzerine TÜYAK Türkiye Yangından Korunma
ve Eğitim Vakfı – Yangından Korunma Derneği aşağıdaki açıklamayı yaptı:
“TÜYAK Türkiye Yangından Korunma ve Eğitim Vakfı – Yangından Korunma
Derneği olarak Adana’nın Aladağ ilçesinde bulunan Öğrenci Yurdu’nda çıkan
yangında yaralanan ve ölen vatandaşlarımız için derin üzüntülerimizi dile
getiriyor, hayatını kaybedenlerin yakınlarına ve ülkemize başsağlığı diliyoruz.
Bu tür elim hadiselerin bir daha yaşanmaması için yangınla mücadele konusunun önemine vurgu yapmak, aktif ve pasif yangın önlemlerinin yönetmeliğe
uygun şekilde alınmasını, sonrasında ise gerekli periyodik kontrollerin yapılmasını sağlamak için başta resmi kuruluşlar olmak üzere kamuoyunun ve sivil
toplum kuruluşlarının dikkatini çekmek, TÜYAK olarak görevimizdir.
Vakıf ve Dernek olarak yangından korunum konusunda toplumumuzda
farkındalık yaratmak ve bilinç kazandırmak konusunda bugüne kadar sürdürdüğümüz çalışmalarımızın artarak devam edeceğini belirtiriz”.
TÜYAK 2016/17 Dönemi Eğitim
Seminerlerinin İkincisi Gerçekleştirildi
Y
angın korunum sektörünün ve ilgili meslektaşların gelişimine katkı sağlama ve bilgi paylaşımını çoğaltma hedefiyle planlanan eğitim seminer
serisinin ikincisi olan “NFPA-13 2016 Sprinkler Sistemleri Standardında
Değişiklikler” konulu seminer 19 Kasım 2016 Cumartesi günü Kozyatağı Hilton
otelde yapıldı.
Katılımın yoğun
olduğu seminer,
TÜYAK
Dernek
Başkanı Sayın Filiz
Mumoğlu’nun açılış konuşması ile
başladı. Dr. Kazım
Beceren’in oturum
başkanlığında gerçekleşen seminer, Özlem Karadal Güneç (Profel Yangın) “NFPA 13-2016
Standardında Tasarım ile ilgili Değişiklikler” ve Taner Kaboğlu’nun (Tasarım
Mühendislik) “NFPA 13 Standardında Montaj ile ilgili Değişiklikler “ sunumunu
takiben, salondan alınan soru-cevaplara verilen yanıtlarla son buldu.
Kış dönemi boyunca devam edecek olan TÜYAK eğitim seminerlerinin
üçüncüsü 17 Aralık 2016 Cumartesi günü “Gazlı Söndürme Sistemleri “ konusu
ile gerçekleşecektir.
14
SHF Safety&Health
ve SHF Fire&Rescue
Fuarları 2016
Yılını Başarılı Bir
Organizasyon ile
Geride Bıraktı
İ
stanbul Fuar Merkezi (İFM)‘de sektörlerin buluşmasına ev sahipliği
yapan Safety&Health (5. Uluslararası İş Güvenliği ve İş Sağlığı Fuarı) ve
Fire&Rescue (20. Uluslararası Yangın,
Acil Durum ve Arama Kurtarma Fuarı)
22-25 Eylül 2016 tarihleri arasında
gerçekleşti.
Başarılı organizasyon ile kapanış
yapan fuarlar hem ziyaretçilerden
hem de fuar katılımcısı firmalardan
tam not aldı. Hem eğitici sunum ve
aktiviteleri hem de eğlenceli stant
şovlarıyla ziyaretçilere unutulmaz
anlar yaşatan fuarlarımız iş sağlığı ve
güvenliği sektörünün yanı sıra, yangın ve acil durum sektörü de yeni iş
sezonuna heyecan verici bir başlangıç yapmış oldu. Safety&Health ve
Fire&Rescue Fuarları toplamda 7029
m2 alanda gerçekleşti. SHF Fire&Rescue Fuarı’nda 79, SHF Safety&Health
Fuarı’nda 102 katılımcı yer alırken
toplamda 37 farklı ülkeden ziyaretçiye kapılarını açan fuarlarımız 4 gün
boyunca toplamda 8.096 kişi tarafından ziyaret edildi. SHF Fire&Rescue
ve Safety&Health Fuarları ziyaretçi
ülkeleri arasında ise; ABD, Almanya,
Arnavutluk, Avusturya, Birleşik Arap
Emirlikleri, Bangladeş, Bulgaristan,
Çin, Danimarka, Fas, Filistin, Fransa,
Güney Kore, Irak, İspanya, İran, İrlanda,
İtalya, Kanada, Kıbrıs, Kuveyt, Libya,
Malezya, Polonya, Rusya, Slovakya,
Sudan, Suriye, Suudi Arabistan, Tayland, Tunus, Türkmenistan, Uganda,
Umman, Ürdün, Yemen ve Yunanistan
yer aldı.
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
HABERLER
Norm Teknik Antalya MMO İş Birliğiyle Düzenlediği
Eğitim Seminerlerine Bir Yenisini Daha Ekledi
M
eslek içi eğitim seminerlerine verdiği önem ve hassasiyet ile sektörde başarılı
projelere imza atan Norm Teknik
A.Ş., eğitim seminerlerine bir yenisini daha ekledi. Antalya MMO iş
birliği ile MMO Antalya Şube Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen
seminer kapsamında Norm Teknik A.Ş. Satış ve Mühendislik Departmanı Ekip Lideri Serkan Ceylan, “Sprinkler
Sistemleri ve Yangın Pompa Kapasitesi ile Su Deposunun
Belirlenmesi” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
Antalya ve civar illerden projeciler, taahhütçüler, kontrolörler, satış firmaları ve kamu kurumlarından katılımcıların ağırlıklı olarak yer aldığı seminerde, “Bina tehlike
sınıflarının belirlenmesinin sprinkler sistem tasarımlarında
etkili bir basamak” olduğuna vurgu yapan Ceylan, “Sprinkler Tipleri ve Yerleşim Kuralları, Sismik Askılama, Yangın
Pompa Kapasitesinin ve Su Deposu Kapasitesinin Belir-
lenmesi” gibi birçok konu başlığını
ele aldı. Sistem tasarım, standartlara
uygun ürün tedariği, devreye alma,
test ve bakım hizmetlerinin eksiksiz
tamamlanmasının düzgün sistemlerin oluşumunda etkili olduğuna da
dikkat çeken Ceylan, “Norm Teknik
A.Ş. olarak, markadan bağımsız bilgi
paylaşımını önemsiyoruz ve aynı toprakları paylaştığımız
her bir bireyin bir diğeri için sorumlulukları olduğuna inanıyoruz, bu doğrultu da uzman olduğumuz alan dahilinde
tüm profesyonelleri ve meslektaşlarımızı bilgilendirme
isteği içerisindeyiz” diyerek yangın sektöründeki bilgi paylaşımının arttırılması ve bilinçli projelerin hayata geçirilmesi
için en çok yazılı doküman üreten firma olduklarının da
altını çizdi. Antalya MMO iş birliği ile gerçekleştirilen eğitim
seminerinde yer almaktan dolayı mutlu olduğunu da sözlerine ekleyen Ceylan, daha sonra katılımcıların sorularını
yanıtlayarak eğitim seminerini tamamladı.
Eti Gıda Sanayi’nin Yönetim Binasına
Ateksis imzası
E
ti Gıda Sanayi ve Ticaret ile bina elektroniği ve güvenliği konusunda
akılcı ve etkin mühendislik çözümleri sunan Ateksis, güçlü bir
birliktelik kurarak Eti Plaza Yönetim Binası projesi kapsamında bir
araya geldiler. Bu kapsamda birbiri ile entegre olarak çalışabilen yangın
algılama, kartlı geçiş, genel seslendirme ve acil anons sistemleri ile kapalı
devre kamera sistemlerinin (CCTV IP) saha içi uygulamaları gerçekleştirilmiştir. Bu yazımızda CCTV IP sistemleri ile ilgili gerçekleştirmiş olduğumuz
uygulamaları ve kullanılan ürünlerin sağlamış olduğu birçok avantajdan
bahsedilmektedir. ETİ Plaza Yönetim Binası’nın dizaynı iç mimar Hakan
Adaş tarafından gerçekleştirilmiştir. Proje uygulama kapsamında elektrik
proje müellifi Aykar Mühendislik, ana yüklenici Berko İnşaat, elektrik
taahhüt firması olarak da Çağrı Elektrik görev almıştır.
16
TÜYAK Geleneksel
Yemeği Kozyatağı
Hilton Otel’de
Gerçekleştirildi
H
er yıl bir
araya gelinen
ve
yangın korunum
sektörünün önemli
buluşma noktalarından biri olan yemekte bir araya gelen
TÜYAK üyeleri ve sektörün temsilcileri
yoğun geçen bir yılın değerlendirmesini
yaptılar. Açılış konuşmasını yapan Dernek
Yönetim Kurulu Başkanı Filiz Mumoğlu’ndan
sonra Vakıf yeni Yönetim Kurulu Başkanı
Hikmet Akın’ın söz aldığı gecede, TÜYAK
Vakfı ve Derneği’nin yeni vizyonu ile birlikte
yürütülen proje ve çalışmalar aktarıldı. Bir
araya gelen sektör temsilcileri geçmiş yılı
değerlendirip yeni yıl dileklerini aktardıktan
sonra gece iyi niyet dilekleriyle son buldu.
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
HABERLER
EDS ve FLIR Güçlerini Birleştirdi
E
lektronik güvenlik sektöründe
uzun yıllardır hizmet veren EDS,
güvenlik sektöründe önemli
çalışmalara imza atıyor. EDS, FLIR ile
tüm CCTV sistemlerini kapsayan distribütörlük anlaşmasını imzaladı. Yapılan
anlaşma çerçevesinde, Türkiye’de gelişmiş termal teknolojinin yaygın hale gelmesi için proje çözümleri ve stratejilerini
geliştirecek ortak çalışmalar yürütülecek. EDS ve FLIR 30 Kasım 2016 tarihli
tanıtımında bu bilgiyi değerli katılımcılarıyla paylaştı.
FLIR Satış Müdürü Mohammed
Chaar, “Güvenlik sistemlerini kapsayan
projelerde, termal kameralar, visible
CCTV kameralar, VMS yazılım, PSIM ve
video analiz ile özel çözümler sunacağız
dedi”.
Tanıtımın ilk bölümünde termal
kameralar ve değerlerinden bahseden
Chaar, Termal kameraların karanlık,
duman, yoğun sis gibi farklı tüm hava
şartlarında görme yeteneğine sahip
olduğunu belirterek sözlerine şöyle
devam etti; ”15.5 km’ye kadar uzun
menzilli gözleme sahip olan termal
kameralar, dijital ayrıntı geliştirme özelliği en küçük detayı bile görüntüleyebilir. Gün ışığında bile FLIR, mükemmel
kontrast ve çözünürlüğünü korur. Kurulum ve bakımda termal sanal çit tasarruf
enerjisi sağlar. Anahtar algılama tipleri
arasında; izinsiz giriş tespiti, sahipsiz
teçhizat, nesneleri kaldırma, durmuş
araç, suç işlemek maksatlı amaçsız
dolaşım algılaması bulunmaktadır.
18
Termal Kameralar, HD renkli kameralar
üzerindeki renk değişikliklerine kıyasla
harici ortam Video Analitik için en iyi
çözümdür, çünkü far farları ve yansıyan ışığı görmezden gelir ve büyük
açık hava aydınlatmalarının masrafını,
gücünü ve zorluğunu ortadan kaldırır.
Termal Pan-Tilt modeller özellikle havaalanları, limanlar, kritik kızak yapısı ve
uzun menzilli uygulamalar için soğutmalı sensörlü olarak tasarlanmıştır”.
Chaar, “FLIR, Dünyadaki ticari
güvenlik uygulamaları için en geniş
hacimli termal kamera satışını gerçekleştirmektedir. 2003 yılından bu yana
birçok kurulumda mükemmel servis
sağlayan kanıtlanmış çevre koruması,
yüksek tespit olasılığı, düşük yanlış
alarmlar oranı, dünya çapında gerçek
hayatta kullanılan uygulamalarda yaygın şekilde kullanılır” dedi..
Diğer bir ürün grubu olan FLIR
Radar Serisi ise havaalanları, kritik altyapı ve güvenlik uygulamaları için özel
olarak tasarlanmıştır. Her büyüklükteki projeye FLIR, VMS çözümleri sunar.
VMS çözümleri; video izleme ve kontrol,
IP kamera ve kodlayıcı desteği, sınırsız
sayıda kullanıcı desteği, kayıt ve inceleme, gelişmiş Web/Mobil uygulama,
Google Earth ile entegrasyon gibi bir
çok özelliği destekler.
FLIR’in diğer yazılımı Cameleon,
fiziksel güvenlik yönetim bilgisi çözümü
sunar. Cameleon’un uygulandığı alanlar; Operatörlerin aktif olarak izlendiği
yerler, komuta merkezleri, operasyon
merkezleri. Radar, termal, analitik
sanal çit hatları, çit algılama sistemi
entegrasyonu ile çevresel saldırı tespit
çözümü özellikleri. Üçüncü taraf sistemlerinin ve ekipmanın (yani radar,
çit algılama, mavi güç izleyiciler, erişim kontrolü, video duvarları, SCADA,
Yangın Alarmları vb.) entegrasyonunu
gerektiren siteler. Örnekler: havaalanları, limanlar, askeri üsler, kritik altyapı,
ulaşım, metro vb. alanlar. Pazarlama
müdürü, Vildan Keser; Sektörün öncü
firma konumundaki EDS’nin, sektördeki
tüm müşterilerine yeni ürün grubuyla
hizmet vermekten mutluluk duyacağını,
ayrıca kaliteli ve yüksek teknoloji ürünlerine sahip FLIR ürünlerinin, stoklarına
girerek raflarda yerini aldığını belirtti.
Bu ürün grubunun doğru fiyatlanması
ve projelendirilmesi ile pazar liderliğine
yerleşeceğini dile getirdi.
EDS’nin üretici kimliği yanında,
doğru zamanda, tüm pazar segmentlerini kapsayan lider FLIR ile anlaşarak
yeni yıl için ilk atılımlarını gerçekleştirdiklerini ifade eden Keser, “Yeni vizyonumuz, EDS’ye yakışır, güçlü, güven
veren, kaliteyi ön planda tutan farklı
proje ve uygulamalarla sektöre yön
vermek” dedi.
Keser, EDS’nin FLIR ile Türkiye pazarında daha fazla pay almayı hedeflediklerini, güçlü finansal yapısıyla ciddi
atılım ve yatırım yaptıklarını belirtti.
Çözüm ortaklarının talepleri doğrultusunda, yaptıkları bu atılımın onlar için
de doğru bir karar olduğunu ifade etti.
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
HABERLER
Çuhadaroğlu’nun Her Yıl Düzenlediği Geleneksel Öğrenci Proje
Yarışması Sonuçlandı
A
lüminyum sektör duayeni Çuhadaroğlu, geleneksel
proje yarışmasının 13’üncüsünü gerçekleştirdi.
Genç beyinlerin yaratıcı fikirleriyle ortaya çıkan
yeni projelerin, hem alüminyum sektörüne hem de ülkemize katkı sağlayacağı inancıyla düzenlenen Çuhadaroğlu
Öğrenci Proje Yarışması’nın finalistleri, 31 Ekim Pazartesi
günü Kocaeli Üniversitesi’nde düzenlenen ödül töreni ile
açıklandı.
Büyük ilgi gören ödül töreni; Çuhadaroğlu Alüminyum
Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı ve Hisart Canlı Tarih ve
Diorama Müzesi Kurucusu Nejat Çuhadaroğlu, Pazarlama
Müdürü Halil Halit Güral ve Çuhadaroğlu Yöneticileri, Kocaeli
Üniversitesi Mimarlık Bölümü Dekanı Prof. Dr. Nezihi Köprübaşı katılımıyla gerçekleşti.
HİSART CANLI TARİH VE DIORAMA MÜZESİ
KOLEKSİYONUNA FARKLI BİR YAKLAŞIM
Bu yıl ‘’Barışa açılan bir kapı: Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi’’ başlığı ekseninde şekillenen yarışmanın amacı;
tarihsel dönemlerin gün yüzüne çıkmamış eserlerine ve dioramalara ev sahipliği yapan; Dünyada alanında ilk ve tek olan
Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi’nin yeni bina tasarımı
için öğrencilerin sunduğu projeler içerisinden geliştirilebilir
fikirler elde etmek.
Uluslararası müzecilik kapsamında, daha deneyimsel ve
ziyaretçilerin katılımı ile ilgi odağı oluşturacak açık ve kapalı
alanlar tasarlayarak, her alanda farklı bir deneyim vadeden
bir müzecilik anlayışı ile öğrencilere sunulan konseptte,
yarışmacılardan mevcut Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi
koleksiyonunu tüm yönleriyle değerlendirmeleri ve yeni nesil
bir Müze tasarlamaları istendi.
YEDİKULE GAZHANE BİNASI’NIN TARİH MÜZESİNE
DÖNÜŞÜMÜ PROJELENDİRİLDİ
Ülke tarihinde ilk havagazı fabrikası olma özelliği taşıyan,
1887-1993 yılları arasında hizmet veren ve şu an kullanılmayan Yedikule’deki tarihi Gazhane binasının dönüşümü
ile gerçekleştirilmesi düşünülen yeni Müze binası tasarımı
için yapılan yarışmaya, Türkiye’nin pek çok üniversitesinden
20
yoğun katılım oldu. 301 lisans öğrencisinin başvurduğu
yarışmada, projeler arasından seçilen 3 adet projeye büyük
ödül ve 3 adet projeye eşdeğer mansiyon ödülü verildi.
PROJE KÜNYESİ-ÖDÜLLER
Nevnihal ERDOĞAN (Prof. Dr. Mimar – KOU),
Marco PRETELLI (Prof. Dr. Mimar – Bologna Üniversitesi),
Fani VAVILI-TSINIKA (Prof. Dr. Mimar – Selanik Aristotle
Üniversitesi ),
Evangelos CHRYSAFIDES ( Doç.Dr. Mimar - Selanik Aristotle Üniversitesi ),
Oya ŞENYURT (Doç. Dr. Mimar – KOU),
Hasan Okan ÇETİN(Y. Mimar – ODTÜ)
Seyhan SERİMER ( Y. Mimar- SERİMER MİMARLIK )
tarafından titizlikle değerlendirildi.
ÖDÜLLER
Değerlendirme sonucunda birinciliği İstanbul Teknik
Üniversitesi’nden Emirhan Kurtuluş ve Yusuf Enes Mete’nin
oluşturduğu proje kazanırken, ikinciliği Gazi Üniversitesi’nden Zeki Derin, İpek Gönüllü, Mehmet Şükrü Geyik, Fatih
Işık, İmam Bilal Ahmet Toprak’ın projesi elde etti. Üçüncülük
ödülünü ise Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Emine Merve
Siper ve Atakan Koca’nın projesi aldı.
Birinci grup öğrencilerine 6.000,00 TL, ikinci gruba
4.000,00 TL ve üçüncü gruba 3.000,00 TL ödül verildi ve
dereceye giren tüm öğrenciler Çuhadaroğlu şirketlerinde
staj yapma hakkı elde etti.
Ayrıca İzmir İleri teknoloji Enstitüsü Üniversitesi’nden
Sena Kırmız ve Furkan Köse, Yıldız Teknik Üniversitesi’nden
Uğur Kanat, Büşra Ahıskalı ve Mehmet Koyuncu ve Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi’nden Ebru Yılmaz eş değer
mansiyon ödüllerinin sahibi oldu.
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
AVENAR detector 4000
$OJ×ODPDSHUIRUPDQV×Q×
HQVWVHYL\H\Ho×NDU×Q
AVENAR detector 4000, HOHNWURPDQ\HWLN NLUOLOLĒH NDUŏ×
GD\DQ×NO×G×UYHNXUXOXPWHNQLV\HQLQHNXUXOXP\HULQGHNLoHYUH\OH
LOJLOL|QHPOLER]XFXHWNLOHUKDNN×QGDELOJLOHUYHULUH6PRJ|]HOOLĒL
VLVWHP \|QHWLFLVLQLQ NULWLN GXUXPODU× GDKD K×]O× ELU ŏHNLOGH
EHOLUOH\LS o|]PHVLQH \DUG×PF× ROGXĒXQGDQ SDUDGDQ YH
]DPDQGDQWDVDUUXIHWPHVLQHRODQDNVDĒODU
'DKD ID]ODELOJLLoLQwww.tr.boschsecurity.comDGUHVLQL]L\DUHW
HGLQL] \D GD guvenliksistemleri@tr.bosch.com DGUHVLQGHQ
EL]HXODŏ×Q×]
HABERLER
Sensormatic, Vodafone Arena’da Video İzleme Çözümlerinin
Entegrasyonunu Sağladı
Taraftarların merakla beklediği Vodafone Arena’da yüksek seviyede güvenlik sağlayan, akıllı güvenlik çözümü
projesi uygulamaya alındı. Tek seferde kırk binin üzerinde
izleyicinin bir araya geldiği stadyumda, taraftarlar kendilerini
güvende hissederek gönül rahatlığı ile maç izleyebiliyor.
Taşkınlık yapan kişiler anında tespit ediliyor.
Türkiye’de futbol, tutkuyla takip edilen bir spor dalı. Bu
tutku bir yandan takımını heyecan ve coşkuyla desteklemeye
dönüşürken bazen de güvenliği tehdit edecek boyutlarda
davranışlara sebebiyet verebiliyor. Bu noktada tüm taraftarlarının güvenliğini önceliğinde tutan kulüpler statlarında
son teknolojileri kullanarak yüksek güvenlik oluşturuyorlar.
Türkiye’nin en tutkulu taraftar kitlesine sahip, lider spor
kulüplerinden biri olan Beşiktaş da, yakın zamanda inşa
ettikleri Vodafone Arena’da Avrupa standartlarının da üzerinde bir güvenlik çözümü projesini hayata geçirdi. Vodafone
Arena’da kullanılan akıllı stadyum çözümleri, dünya çapında
yapılacak olan diğer stadyumlar için de örnek proje olarak
gösteriliyor.
DETAYLI RİSK ANALİZİ İLE
EN DOĞRU GÜVENLİK KURGUSU
Kulübün en önemli ihtiyacı, taraftarların maçları kendilerini güvende hissederek izlemesiydi. Dünyaca ünlü spor
arenalarının tercih ettiği video izleme çözümlerinin Vodafone Arena’da entegrasyonunu sağlayan Sensormatic, projelendirme öncesi statta olası riskleri tespit etmek ve alanlara göre güvenlik seviyelerini belirlemek üzere risk analizi
gerçekleştirdi. Sensormatic, yaptığı ön çalışmalar, analiz
ve araştırmalar sonrasında, hem müşterinin ihtiyaçlarını
karşılayan hem de dünya çapındaki önemli stadyumlarda
uygulanan üst düzey güvenlik standartlarını tek noktada
birleştiren bir güvenlik projesini hayata geçirdi.
Sensormatic CEO’su İsmail Uzelli, “Tribünlerde meydana
gelen olayların tamamının takip edilebilmesi için; güvenilir,
yönetilmesi kolay, olası sorunların doğru ve hızlı bir şekilde
tespit edilmesine yardımcı olacak kadar ayrıntılı görüntüler
sunan bir çözüme ihtiyaç duyulduğunu, hayata geçirilen
projenin bu ihtiyaçların tümünü eksiksiz karşıladığını belirtti.
Projenin yalnızca arka planda güvenlik sağlayan bir sistem
olmadığının altını çizen Uzelli, taraftar gözünde algısal olarak
stadın güvenilirliğinin de arttığını belirtti. Taraftarların ‘ailem
ve kendim için güvenli bir yere gidiyorum’ düşüncesiyle gönül
rahatlığı ile stada geldiklerine de dikkat çekti.”
İstanbul’un en merkezi noktasında yer alan Vodafone
Arena için Sensormatic, yüksek çözünürlüklü güvenlik kame-
22
rası olan 30 Megapiksel IP kameralar kullandı. Çözümde
ayrıca, önceden belirlenen stratejik noktalara, bulunduğu
alanın ihtiyacına uygun çözünürlük ve özellikteki yüzlerce
kamera yerleştirildi. Bu çözüm ile tribünleri, girişleri, çıkışları
ve diğer ortak alanları izlemek artık mümkün.
TAŞKINLIK YAPAN KİŞİYİ KIYAFETİNDEN DEĞİL
YÜZÜNDEN TANIYOR
Yüksek çözünürlüklü video izleme çözümü sayesinde,
taşkınlık yapan kişilerin sebep olduğu riskler ve bu risklerin
oluşturacağı zararlar en aza indiriliyor. Eskiden, ihlal yapan
kişileri giydiği kıyafetin renginden tanımaya çalışan güvenlik güçleri artık yüzlerini net şekilde görerek tanıyor. Olay
anında çekilen kamera görüntüleri, kameraların teknolojisi
sayesinde polis ve kulüp görevlileri tarafından canlı olarak
net şekilde izlenebiliyor ve doğru bir şekilde değerlendirilebiliyor. İstenilen alanlara kayıt üzerinde de yakınlaştırma yapılabildiği için kişilerin kimlikleri olay sonrasında da
kolayca belirleniyor. Bu tip kaliteli veriye kolayca ulaşabilen
güvenlik personelinin araştırma süresi de oldukça kısalıyor.
VİDEO ANALİZ İLE
KESİNTİSİZ GÜVENLİK
Vodafone Arena’da kullanılan video izleme çözümü yalnızca yüksek çözünürlük değil aynı zamanda analiz yeteneğine de sahip. Sistem önceden belirlenen senaryolara
göre istenilen güvenlik seviyesini uyguluyor. Bu senaryolar,
taraftarın hangi noktalarda bulunmaması gerektiği, hangi
alanlarda ne tür aksiyonların risk olarak kabul edileceği
gibi bilgileri içeriyor. Merdiven boşluklarından maç izleme,
tellere tırmanma, meşale yakma, saha içine taraftar girişi gibi
örneklendirebileceğimiz senaryolar sisteme yükleniyor ve
sistem, video analiz yeteneği sayesinde kendisine bildirilen
alanlardaki ihlalleri otomatik olarak algılayıp izleme ekranlarına olay görüntülerini anında aktarabiliyor. Bu şekilde
ihlalin ya da riskin gözden kaçmasını engelliyor.
22 yıldır hizmet veren ve Securitas Grup şirketi olan Sensormatic, sektöre ve ihtiyaca özel tasarladığı marka bağımsız
çözümlerle öne çıkan bir teknolojik çözüm entegratörüdür.
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
Yangın olmayan durum
Yangın durumunda Safety Position Lock™ konumu
Yeni damper motorları BFL ve BFN
Safety Position Lock™ özelliùi ile.
Belimo yangın damperi motorları konusundaki liderliùini ve güvenilirliùini yeni seri Safety PositionLock™ özellikli
yangın damperi motorları ile güçlendiriyor. Bu yeni ve patentli çözüm, yangın anında yangın damperlerinin güvenli
bir üekilde kapalı kalmasını saùlayan ikinci bir korumadır. Bu özellik tüm yeni seri Belimo yangın damperi motorlarında standart olarak sunulmaktadır.
Belimo, motorlu yangın damperi maliyetlerinizi en küçükten en büyüùe farklı torklara sahip motorları ile daha
uygun hale getiriyor.
Tüm ürünler ve çözümler için: www.belimo.com.tr
Belimo Turkey Otomasyon A.û. ûerifali Mh. Beyit Sk. No:52/Z-1 Ümraniye / ústanbul
Tel +90 216 266 32 00, Fax +90 216 266 32 09
KAPAK KONUSU / TEKNİK BİLGİ
DONMUŞ, PATLAMIŞ BORU
İNCELEMELERİ (*)
DAVID CAGGIANO,
Mechanical Engineer & Building Systems Expert
P.E., C.F.E.I.
B
u makale donmuş ve patlamış boru incelemelerine
yönelik bir başlangıç noktası görevi görmektedir.
Boruların içindeki su uzun süreler boyunca 32°F
alında sıcaklıklara maruz kaldığında donabilmektedir. Donmuş borular iki temel sebepten dolayı ortaya çıkarlar:
1. Doğru korumaya sahip olmayan ve ısıtılmayan alanlara
boru yerleştirilmesi
2. Donma alanında ısının yetersiz olması.
Evlerdeki su boruları, HVAC sistemi ısıtma ve soğutma
boruları ve yağmurlama sistemi boruları donma sebebiyle hasar görme riski ile karşı karşıyadırlar. Hem plastik
hem de metal borular dondukları zaman patlayabilmektedirler. Boru boyutuna ve sistem basıncına bağlı olarak,
patlamış bir borudaki ufak bir çatlak bir günde yüzlerce ve
hatta binlerce galon suyun boşa akmasına, bunla bağlantılı
su baskınına ve mülk hasarına ve küflenme olasılığına yol
açabilir. Bu incelmeler sırasında sistem tasarımı, kurulumu,
bakımı ve işletmesi anlamında cevaplanması gereken bazı
sık karşılaşılan sorular mevcuttur.
BORULAR NEDEN PATLAR?
Su donduğunda genleşir. Bu yüzden de bir kutu gazlı
içecek buzluğunuzda patlayacaktır. Su borunun içerisinde
donduğu zaman aynı şekilde genleşir.
Bir boru patladığında, kırılma buz blokajının meydana
geldiği noktada olmak zorunda değildir. Buz genleşmesi
boru duvarına baskı yaparken aynı zamanda buz ve kapalı bir vana ya da fikstür arasında sıkışmış olan suyu da
basınçlandıracaktır. Su boru içerisinde donmaya ve genleşmeye devam ettikçe bu durum sıkışan suyun basıncının
artmasına da yol açar. Bu artan su basıncı buz blokajının
olmadığı bir noktadan da borunun kırılmasına yol açabilir.
* Kaynak: www.robsonforensic.com Görüntüleme: 17.11.2016, Saat: 15:51
24
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
KAPAK KONUSU / TEKNİK BİLGİ
SİSTEM TASARIMI VE KURULUMU
Boruların en sık olarak dondukları bir kaç lokasyondan
bazıları şunlardır: dış alan hortumlarının ağızları, yüzme
havuzu su tedarik hatları, yağmurlama sistemi hatları ve
bodrumlar, döşeme altı boşluğu, tavan arası, garajlar, banyo
lavabo kabinleri ve mutfak kabinleri dahil olmak üzere ısıtılmayan iç alanlar. Çok az ya da sıfır yalıtıma sahip olan dış
duvarlarda olan borular, yalıtımdaki boşluklar ya da uygun
şekilde yerleştirilmemiş olan bina cepheleri de donmaya
maruz kalırlar. Uluslararası Su Tesisatçılığı Mevzuatı boruların donmaya karşı korumalı olmasını zorunlu kılmaktadır.
“305.6 Donma. Su, toprak ve atık boruları; eğer bu
tür boruları yalıtım veya ısı veya her ikisi yoluyla donmaya karşı korumak için yeterli tedbir alınmamış ise binanın
dış kısmına, tavan arasına veya döşeme altı boşluğuna, dış
duvarların iç kısımlarına ya da donma sıcaklıklarına maruz
kalabilecek diğer yerlere döşenemezler. Dış su tedarik sistemi boruları donma hattının en az 152 mm altında ve kot
seviyesinin en az 305 mm altında olmalıdır.” -IPC (Uluslararası Su Tesisatçılığı Mevzuatı)
BİNA SAHİPLERİ BORULARIN DONMASINI ÖNLEMEK
İÇİN TEDBİRLER ALABİLİRLER
Bina sahiplerinin boruların donmasını önlemek amacıyla
alabilecekleri bir dizi önlem vardır. Bunların bazıları şöyledir:
Soğuk havalar başlamadan önce:
• Isıtma ekipmanını bakımdan geçirin, çalıştığından ve
açık konumdan olduğundan emin olun.
• Evin boruların bulunduğu alanlarında sıcaklıkların donma sıcaklıklarının üzerinde olmasını garantilemek amacıyla termostatların sıcaklık ayarlarının yeterli yükseklikte olduğunda emin olun.
• Isıtma olmayan alanlardaki boruların, antifriz, elektrik
ısıtmalı teyp, sürekli akan su vs. gibi bir tür donmaya
karşı korumaya sahip olup olmadığını kontrol edin.
• Bahçe hortumlarını sökün ve eğer mümkünse, dışardaki
musluklara ulaşan boruları kapatmak ve içindeki suyu
boşaltmak için bir iç mekan vanası kullanın. Dış vanayı
açık bırakın böylece boruda kalan su boruyu kurmadan
genleşebilecektir. Dış musluklara bağlı bırakılmış olan
dış bahçe hortumları duvarın içindeki borunun donmasına yol açabilir.
• Boruların olduğu yerlere yakın noktalarda içeri soğuk
hava sızdıran çatlak ve delikleri kapatın. Elektrik kabloları, kurutucu havalandırmaları ve boruların duvar girişleri çevresinde hava sızdıran noktalar olup olmadığını
kontrol edin ve soğuk havayı dışarıda tutmak için kalafat
ya da yalıtım malzemesi kullanın. Şiddetli soğuk ve rüzgar olduğunda çok ufak bir delik bile borunun donması
için yeterli soğuklukta havayı içeri sokabilecektir.
26
Donan su evinizdeki boruyu nasıl patlatır?
Dış kaplama,
kontrplak ve
yalıtıma sahip
duvar
Aşırı soğuklarda
boru içerisinde buz
blokajı meydana
gelebilir
Dış duvar içerisindeki
yalıtım içerisinden geçen
su borusu
•
•
•
•
•
•
Buz blokajı ve kapalı bir vana
ya da musluk arasındaki
bölgede artan su basıncı
borunun patlamasına yol
açabilir.
Soğuk hava olması beklendiğinde:
Bir sıcak ve soğuk su damlası bile boruların donmasını
önleyebilir. Dışarıdaki hava çok soğuk olduğunda, dışarıdaki borulara bağlı olan musluktan suyun (minimum
miktarlarda) damlamasına izin verin. Bir sıcak su hattı
da aynı bir soğuk su hattı gibi kolayca donabilecektir.
Aşırı soğuk havalarda, uyuduğunuz zaman ısıtıcının derecesini düşürmek yerine termostatı gündüz ve gece
aynı sıcaklıkta tutun. Sıcaklığın daha da düşmesi – ki bu
genelde geceleri olur – ev sahiplerini hazırlıksız yakalayabilir ve boruların donmasına yol açabilir.
Dış duvarların yakınlarında olan yalıtımsız boruların etrafında daha sıcak havanın dolaşmasını sağlamak için
mutfak ve banyo kabin kapılarını açık bırakın.
Garajda su boruları varsa garaj kapılarını kapalı tutun.
Eğer uzun bir süre evde olmayacaksanız:
Bir bina boş kaldığında, donmuş boruların yol açacağı hasarları önlemenin en güvenli yolu su sistemini kapatmak
ve boruların içindeki suyu boşaltmaktır. Ana su vanasının
kapatılması ve borulardaki suyun çıkması için bütün muslukların açılması gereklidir. Tesisat fikstürlerinin içindeki suyun boşaltılması ya da zehirli olmayan antifriz ile doldurulması gereklidir. Ayrıca bahçe sulama ve yüzme havuzu su
tedarik borularının da boşaltılması gereklidir. Ayrıca, eğer
binada yağmurlama sistemi varsa, bu sistemin su kapatıldığında kapalı konuma geçebileceğini de unutmayın.
Eğer soğuk hava olan dönemde evden uzakta olacaksanız, en soğuk borudaki suyun donma derecesinin, yani
32°F’nin üzerinde kalmasını sağlamak için termostatı
yeterince yüksek sıcaklığa ayarlayın. Termostattaki derece, evin en soğuk yerindeki sıcaklığı göstermek zorunda değildir. Termostatlar sadece kendi bulundukları
odadaki sıcaklığı ölçerler. Su borularının donması büyük
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
KAPAK KONUSU / TEKNİK BİLGİ
olasılıkla dış duvarlardaki borularda ve ısıtılmayan alanlarda görülecektir.
• Isıtıcının çalıştığından emin olmak ve donmayı önlemek
için evin içinin yeterli sıcaklıkta olmasını sağlamak için
bir arkadaşınızdan ya da komşunuzdan evin içini her
gün düzenli olarak kontrol etmesini rica edin.
• Binadaki sıcaklığın belirli bir derecenin altına düşmesi
durumunda ısıtıcının çalışmadığını size bildirmek için
alarm verebilen sıcaklık monitörleri kullanın.
SİGORTA POLİÇESİ KAYBI KARŞILIYOR MU?
Aşağıdaki durumlarda sigorta firmaları donmuş borulardan kaynaklanan tazminat taleplerini reddedebilmektedirler:
• Binada kimsenin olmaması ve sigortalının binayı yeterince sıcak tutmadığı ya da su vanalarının tamamını kapatmadığı ve boru sistemleri ve ekipmanlarındaki suyu
boşaltmadığı durumda.
• Bir su borusunda ufak bir çatlak uzun zaman boyunca
az miktarlarda sızıntı yaparsa, ortaya çıkan hasar karşılanmayabilir. Bu daha çok bir bakım problemi olarak
görülebilir. Bakım aksatılması sebebiyle ortaya çıkan
su kayıpları standart bir ev sigortası poliçesi tarafından
karşılanmamaktadır.
Donmuş boru arızlarını incelerken dikkat edilmesi gereken noktalar:
• Binada sıcaklık ve/veya muhafaza edilmiş miydi?
• Eğer bina uzun süre boş kalmış ise, bina sahibi ana su
hattını kapatıp tesisattaki suyu boşalttı mı?
• Termostat, sıcaklıkların binanın bütün alanlarında donma sıcaklığının üzerinde kalmasını sağlamak için yeterli
sıcaklığa ayarlandı mı?
• Isıtma sistemi termostattan, ekipmandaki bir bağlantı
kesme şalterinden ya da bir devre kesiciden mi kapatılmıştı?
• Bina sahibi, ısıtma sisteminin çalıştığından ve binayı yeterince sıcak tuttuğundan emin olmak amacıyla birinin
binanın içini düzenli olarak kontrol etmesi için gerekli
organizasyonu yaptı mı?
• Patlayan boru ısıtılmayan bir yerde mi bulunuyor? Eğer
öyle ise korumalı mıydı?
Diğer konular:
• Donma olayı sırasındaki ısınma yakıtı kullanımı ve dış
sıcaklıkların bir analizi ile binada sıcaklığı muhafaza etmek için gerekli olan ısınma yakıtı tüketimi miktarı karşılaştırılabilir.
• Yakıt faturalarının analizi donma olayı sırasında ve olaya
yol açan süreler boyunca ısıtma sisteminin çalışıp çalışmadığını kontrol etmek için kullanılabilir. Yakıt faturaları
ev suyu ısıtma ve alan ısıtma arasında ayırım yapılmasını
sağlayabilir.
B2B Medya mobil uygulamasını
indirin, derginiz cebinize gelsin.
Dergilerimizi mobil cihazlarınızdan okuyabilmek için, Appstore veya Googleplay’den
B2B Medya uygulamasını indirmeniz yeterli olacaktır. Böylelikle her sayımızdan öncelikli
haberdar olacağınız gibi, diğer dergilerimizi de takip edebileceksiniz.
TSY
TEKNúK SEKTÖR
YAYINCILIöI
Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş.
T. 0212 275 8359 (pbx)
F. 0212 288 2614
teknikyayincilik.com
KAPAK KONUSU / TEKNİK BİLGİ
YANGIN SÖNDÜRME
BORU SİSTEMLERİNİN
SİSMİK TASARIMI (*)
JOSEPH H. TALBERT,
Aon Fire Protection Engineering
Y
angın söndürme sistemlerinin sismik tasarımları konusu 1947 yılından bu yana “NFPA Standardı
13: Yağmurlama Sistemlerinin Kurulumu Standardı”
tarafından kapsanmaktadır. Yağmurlama sistemi borularının sismik takviyelerine yönelik olarak NFPA 13’te belirtilen tasarım yönergeleri “NFPA 14: Piyozemetre Borusu ve
Hortum Kurulumu Standardı”, “NFPA 15: Su Fıskiyeli Sabit
Yangından Koruma Sistemi Kurulumu Standardı”, “NFPA
20: Yangından Korumaya Yönelik Sabit Pompaların Kurulumu Standardı” ve “NFPA 2001: Artık Bırakmaz Maddeli
Yangın Söndürme Sistemleri Kurulum Standardı” tarafından da benimsenmiştir.
Tasarım yönergeleri standardın ilk versiyonlarından bu
yana değişikliklere uğramıştır. En dikkat çeken güncellemeler ise 1971 San Fernando California depreminden, 1989
Loma Prieta California depreminden ve 1989 Northridge
California depreminden alından dersler temelinde yapılmıştır. Pacific Fire Rating Bureau (PFRB) tarafından San
Fernando depremi sonrasında yağmurlama sistemine sahip 973 adet bina üzerinde yapılan çalışma sonucunda
PFRB şu kanıya varmıştır: “Eğer yağmurlama sistemine
sahip bina bu olayı atlatabilmişse, o zaman yağmurlama
sistemi de atlatmıştır”.
Geçmişteki sismik olaylardan öğrenilen bilgiler NFPA
13’ün yağmurlama sistemlerine yönelik olan yönergelerinin
düzenli olarak değiştirilmesine yol açmıştır. Bu değişikliklerin amacı yağmurlama sistemlerine ciddi hasar gelmesini
önlemek ve yağmurlama sistemlerinin bir deprem sonrasında da çalışmaya devam etmesini sağlamaktır. NFPA
13’ün 2010 versiyonunda belirtilmiş olan sismik tasarım
hükümleri, “Ulusal Deprem Tehlikesi Azaltma Programı
(NEHRP) ve SEI/ASCE 7 – Binalar ve Diğer Yapılar için Minimum Tasarım Yükleri” hükümleri ile koordine edilmiştir.
* Kaynak: www.csemag.com
30
Şekil 1. Harita, gösterilen bölgede depremlere bağlı olarak ortaya
çıkması öngörülen maksimum toprak akselerasyonunun %2 olasılıkla
50 yıllık dönem için hesaplanan maksimum toprak akselerasyonunu
aşacağını göstermektedir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta,
güneydoğu Missouri ve batı Tennessee civarındaki bölgenin ve
South Carolina’daki bir bölgenin 0.8 g seviyesinde maksimum toprak
akselerasyonuna sahip olduğu ve bunun da San Francisco civarı için
öngörülen ile çok benzer olduğudur. Kaynak: U.S. Geological Survey
“NFPA 13, Bölüm 9.3 Deprem Riski olan Yerlerde Boru
Sistemlerinin Hasardan Korunması” yağmurlama sistemleri sismik desteklerine yönelik gereklilikleri ve yağmurlama
sistemlerinin sınırlamalarını özetlemektedir. Ancak belirtilmelidir ki, her ne kadar bu belirtilen bölüm sistemin nasıl tasarlanması gerektiği ile ilgili yönergeler sunsa da, bir
yağmurlama sistemi tasarımına sismik tasarımın da entegre edilmesi gereken coğrafi lokasyonları belirtmemektedir.
Bu konu, başka mevzuatlar tarafından ve de özellikle yerel
bina mevzuatları tarafından kapsanmaktadır.
Geçmişte sadece hasara yol açan depremlere (tipik
olarak California’da) sık olarak maruz kaldığı düşünülen
Görüntüleme: 21.11.2016, Saat: 13:45
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
KAPAK KONUSU / TEKNİK BİLGİ
yerlerde bulunan yağmurlama sistemleri, sismik olaylardan
kaynaklanan hasara dayanıklı olacak şekilde tasarlanmaktaydı. Ancak bugün Uluslararası Bina Mevzuatı (IBC) depremeler sebebiyle ortaya çıkan maksimum öngörülen en yüksek toprak akselerasyonu ile ilgili yönerge sunan haritalar
yayımlamaktadır. Buna ilave olarak, ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu (USGS) 50 yıllık dönemde en yüksek toprak akselerasyonunu aşma olasılığı %2 olan ABD haritaları yayımlamaktadır (Şekil 1). Bu tür bir harita orta ve doğu ABD’de,
en yüksek toprak akselerasyonunun California’dakiler ile
benzer olması beklenen bölgeler olduğunu ve bu alanların
yüksek deprem tehlikesi alanları olduğunu göstermektedir.
TASARIM YÖNERGESİ
NFPA 13-2013 versiyonu tasarım yönergesi sunmaktadır. Bölüm 9.3.1.2; beklenen sismik güçler ışığında sistem
performansının en azından bina yapısı performansına eşit
olacağı şekilde, konuda uzman bir profesyonel mühendis
tarafından gerçekleştirilen bir sismik analiz temelinde bir
yağmurlama sisteminin depremden korunmasına yönelik
alternatif yöntemlerin kullanılmasına izin vermektedir.
Ek- A Bölüm A.9.3.1, NFPA 13’ün tasarım yönergesinin
hedefini belirtmektedir. Yağmurlama sistemleri deprem
hasarına karşı şu yöntemlerle korunurlar: (1) Değişken bina
hareketleri sebebi ile boru sistemlerinde oluşacak gerilimler esnek ek yerlerinin veya boşlukların kullanımı ile minimize edilirler. (2) Payandalar, borular örneğin tavan gibi bir
bütün olarak hareket etmesi beklenen bir bina komponenti ile desteklendiğinde, boruları olabildiğince sabit tutmak
için kullanılır.”
Borularda yeterli miktarda esneklik ve esnemezlik kombinasyonu sağlamak amacıyla, NFPA 13 şu aşağıdaki tasarım yönergesini sunmuştur:
• Gerekli yerlerde boşluk bırakılması
• Yer hareketlerinden kaynaklanan yatay harekete karşı
destek sağlamak amacıyla boru sistemi üzerinde belirtilen aralıklarla boyuna ve eylemsel payanda yerleştirilmesi
• Hareketin oluşma olasılığının olduğu yerlerde hareket
esnekliği sağlamak amacıyla belirli noktalarda esnek
kuplaj yerleştirin.
• Yağmurlama sistemlerine hizmet veren çıkış borularının en tepesinde dört-yollu (enine ve boyuna kombine)
payanda yerleştirin. Bu gereklilik, daha yüksekteki ayrı
yağmurlama sistemlerine hizmet vermek amacıyla kol
hatlarına ya da kol hatlarından çıkan ince hatlara hizmet
veren çıkış borusu nipelleri için geçerli değildir.
• Zemin seviyesinde ve üzerinde yağmurlama sisteminin
bina sismik ayraç ek yerleri ile kesiştiği noktalarda sismik ayraçlar kullanılması.
32
• Yatay hareketten kaynaklanacak olan öngörülen güçlere
dayanacak yeterli güçte tasarlanmış yatay payanda kullanılması.
• Kol hatlarını dikey harekete karşı kısıtlayın. Burada, ‘kısıtlama’, ‘payandalamaya’ kıyasla daha düşük seviyedeki
yüklere karlı direnç sağlamak anlamına gelmektedir. Kol
hatlarının dikey hareketlere karşı sınırlanması standarda
yapılan yeni bir eklemedir ve Loma Prieta ve Northrdige, California depremlerinde yağmurlama sistemlerinin
performansları tetkik edildikten sonra eklenmişlerdir.
• C-türü kelepçeler üzerine kısıtlayıcılar yerleştirin, böylece bunlar yatay bir hareket sebebi ile bir bina yapısal
elemanı üzerinden kaynayacaklardır.
BOŞLUKLAR
Platformların, temellerin, duvarların ya da zeminlerin
içerisinden geçen 1 ila 3.5 inç çaplı yağmurlama sistemi
borularının, borulardan 2 inç daha fazla çapa sahip delikler
ile sağlanan boşluklara sahip olmaları gereklidir. Platformların, temellerin, duvarların ya da zeminlerin içerisinden
geçen 4 inç ve üzeri çaplı yağmurlama sistemi borularının,
borulardan 4 inç daha fazla çapa sahip delikler ile sağlanan
boşluklara sahip olmaları gereklidir.
Bu minimum boşluk, boruların bu yapılardan geçmesini
sağlayan boru kılıflarının kullanıldığı yerlerde de zorunludur.
Boşluklar, eğer binadaki alçı panel duvarlar veya tavanların yangına dirençli olması zorunlulukları yoksa, bunlar
gibi kolay kırılır konstrüksiyon içerisinden geçen borular
için zorunlu değildir. Bu durumlarda boşluk zorunlu olmamasının mantığı kırılabilir konstrüksiyonun borunun hareketini engelleyecek yeterli güce sahip olmaması ve her ne
kadar kırılabilir konstrüksiyon hasar görse de borunun hasar görmeyeceğidir. Eğer kırılabilir konstrüksiyon bir yangın direnç bariyerinin bir parçası ise bu durumda yangın
bariyerine hasar gelmesi kabul edilemez çünkü bu binanın
yangından korunma planını tehlikeye atar ve boşluk bırakılması zorunludur. Bu, bir tavanın üst kısmında kalan boru
sisteminden gelen yağmurlama sisteminin, tavan altındaki
alana yağmurlama sistemi erişimi sağlamak amacıyla bir
alçı panele girdiği durumlarda problem olmaktadır.
BOYUNA VE ENİNE PAYANDA TAKVİYESİ
Boyuna payanda takviyesinin amacı boru yönüne paralel olan güçleri dengelemektir; enine payanda takviyesi ise boru yönüne dikey olan güçleri dengeler. Payanda
takviyesinin amacı sistem borularının aşırı şekilde hareket
etmesini önlemektir.
Bazı istisnalar olmakla birlikte, payandalara şuralarda
ihtiyaç olur: Sistem çıkış borusunun tepe noktası. Boyutla-
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
KAPAK KONUSU / TEKNİK BİLGİ
rından bağımsız olarak bütün sistemi besleyen ana borular
ve çapraz borular. Çapı 2.5 inç ve daha fazla olan kol hatlarında (sadece enine payanda).
NFPA 13 uyarınca, boyuna payandaların ana borular ve
çapraz borular üzerinde olması ve merkezde en fazla 80 fit
boşluğu olması zorunludur. Bunların, payanda hesaplamalarına bağlı olarak daha yakın yerleştirilmeleri gerekli olabilir. NFPA 13 uyarınca, en son payanda ile borunun sonu
arasındaki mesafenin 40 fitten fazla olmasına izin verilmez.
NFPA 13 uyarınca, enine payandaların ana borular, çapraz borular ve çapı 2.5 inç ya da daha fazla olan kol hat-
Çıkış borusu – 20 fit yükseklikte
Şekil 2. Grafik, bilgi vermesi amacıyla basitleştirilmiş bir otomatik
yağmurlama sistemi boru sistemini göstermektedir. Kaynak: Aon Fire
Protection Engineering
ları üzerinde olması ve merkezde en fazla 40 fit boşluğu
olması zorunludur. En son enine payandanın borunun uç
noktasının 6 fit içerisinde olması zorunludur.
ETKİ ALANI YÜK HESAPLAMASI
Payanda tasarımı tipik olarak ‘etki alanı’ adı verilen bir
teknik kullanılarak yapılmaktadır. Bu, harekete karşı payandanın koruması gereken boru sistemi bölümüdür. Bu ‘etki
alanı’ belirli bir noktaya kadar payandanın desteklediği
boru bölümüdür ve bu noktadan sonra bir sonraki payanda
harekete karşı direnç desteği görevi görür.
Pratikte, iki payandanın her birisinin etki alanı genel olarak iki payandanın arasındaki orta noktaya kadar
uzanacaktır. Şekil 2 basitleştirilmiş bir yağmurlama sistemi boru konfigürasyonu göstermektedir. Şekil 3 NFPA
13 gerekliliklerini karşılayan enine, boyuna ve dört yollu
payandanın tipik konumlarını göstermektedir. Şekil 4
‘etki alanı’ konseptinin basitleştirilmiş bir örneğini göstermektedir.
Bir payandanın ‘etki alanı’ içerisinde bir payandanın
dengelemesi gereken yük su ile dolu alandaki borunun
toplam ağırlığı ile 1.15 (boru üzerindeki fiting ve vanaları
dikkate almak için) ve sismik katsayının çarpımı ile elde
edilen rakamdır.
Payanda tarafından dengelenmesi gerekli olan yük su
ile dolu olan bütün boruların ağırlıklarının toplanması ile
hesaplanır ve bunlar da NFPA 13 (2013 versiyonu)’ndaki
Tablo A.9.3.5.9 gibi tablolardan elde edilebilir. Su ile dolu
borunun bütün bölümlerinin ağırlıklarının toplamı ile 1.15
çarpımı sonucu elde edilen rakam ‘etki alanı’dır.
Payanda 3 için etki alanı
Enine payanda
Enine payanda
Payanda 1 için
etki alanı
Boyuna payanda
Boyuna payanda
Enine payanda
Payanda 2 için
etki alanı
Enine payanda
Payanda 3 için
etki alanı
4-yollu payanda
Şekil 3. Bu çizim, enine, boyuna ve dört-yollu payandaların olası
yerlerini göstermektedir. Kaynak: Aon Fire Protection Engineering
34
Şekil 4. Bu çizim enine, boyuna ve dört-yollu payandaların
tasarımında dikkate alınması gereken etki alanını göstermektedir.
Kaynak: Aon Fire Protection Engineering
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
KAPAK KONUSU / TEKNİK BİLGİ
Bir payanda üzerinde etki eden yatay güç (Fpw) aşağıdaki eşitlikte olduğu gibi sismik katsayının (Cp) hesaplanan
ağırlık (Wp) ile çarpılması ile elde edilir.
Fpw = CpWp
Hesaplamada kullanılan akselerasyon katsayısı (Cp),
eğer yetki sahibi kurum daha düşük bir değer şart koşmamış ya da bölgedeki yer hareketi parametresinden (SS)
daha yüksek bir değer elde edilmiş ise, Cp = 0.5 olarak alınmaktadır. Bu yer hareketi parametresi geçmişteki deprem
olayları ve modelleme teknikleri üzerine yapılan araştırmalar sonucunda USGS tarafından geliştirilmiştir. (SS) değerleri USGS web sitesinde mevcuttur. Bu web sitesinde kullanıcılar bir interaktif harita üzerinden bir yer seçip seçtikleri
bölge için geçerli olan (SS) faktörünü görebilmektedirler.
Örneğin Aon Fire Protection Engineering’in ofisinin SS faktörü 0.125 g’dir. NFPA 13, Tablo 9.3.5.9.3 temelinde, 0.33
veya daha azlık bir yer hareket parametre değerinin Cp katsayısı 0.35 olmaktadır.
Şekil 4’teki örnek kullanılarak, enine payanda 2 tarafından dengelenmesi gerekli olan yatay güç Tablo 1’de gösterilen şekilde hesaplanabilir. Bu örnek temelinde, payandanın 1,032 lbs’lik bir yatay gücü dengelemesi gereklidir.
NFPA 13, Tablo 9.3.5.5.2 (a) temelinde, merkezde 40
fitlik bir boşluk ile yerleştirilmiş enine payandaya sahip bir
6 inçlik derece 10 çelik boru için etki alanında izin verilen
maksimum yük (Fpw) 1,900 lbs’dir.
Yukarıda hesaplanmış olan yağmurlama sistemi yük
hesaplaması bu sınırlar içerisindedir; bu sebeple payanda
tasarımı bu gerekliliği karşılamaktadır. Maksimum yükün
sınırı aşması durumunda, ‘etki alanını’ azaltmak için ilave
payandalar gerekli olacaktır. Her bir payanda doğru ölçüye
sahip olduğunu belirlemek için benzer bir hesaplama prosedürü kullanılarak boyutlandırılacaktır.
PAYANDA TERTİBATININ TASARIMI
Payanda tertibatı payandadan, payanda fittinglerinden (payandayı boruya ve yapısal elemana bağlayan) ve
tutturuculardan meydana gelmektedir. Tertibatın tamamı
öngörülen yüke direnç gösterebilecek şekilde tasarlanma-
lıdır ve tertibatın mukavemeti tertibatın en zayıf bölümünün gücünden daha fazla değildir. Örneğin eğer payanda
maksimum 900 lbs’lik bir yüke direnç gösterebiliyorsa,
tutturucu maksimum 800 lbs yüke direnç gösterebiliyorsa bu durumda tertibat sadece maksimum 800 lbs yüke
dayanabilir.
Buna ilave olarak, payandanın yatay yüke dayanabilme
becerisi payandanın yerleştirildiği açıya bağlıdır çünkü tertibat yatay güce direnmektedir.
NFPA 13’deki Tablo 9.3.5.11.8(a), (b) ve (c), payandaların kendi türlerine, boyutlarına, uzunluk-dönüş çapı oranlarına (l/r) ve payanda açısına göre dayanabilecekleri yük
değerlerini vermektedir. örnek olarak, Tablo 9.3.5.8.7 (b)
’ye göre, bir 1.25-inç., 9 fit uzunluğunda ve dikeye göre 30
ila 44 derece açıyla yerleştirilmiş olan bir derece 40 boru
en fazla 1,254 lbs’lik yatay yüke dayanabilecek bir payanda
olarak kullanılabilir.
Payanda tutturucularının karşılaşılacak maksimum yük
için yeterli mukavemete sahip olduklarını doğrulamak
amacıyla payanda üreticilerine danışılması gereklidir.
Payanda tertibatlarının kullanıldığı yerlerde bu tertibatların maksimum yük derecelendirmeleri anlamında ulusal
olarak akreditasyona sahip bir test laboratuvarı tarafından
listenlenmesi gereklidir.
NFPA 13, Şekil 9.3.5.12.1 payandaları yapılara tutturmak
için kullanılan farklı tutturucu türlerinin maksimum yüklerini listelemektedir. Bu şekle göre, üzerinde dikeye göre 30
ila 44 derecelik bir açıda payanda olan çelik montaj yüzeyine dikey olarak yerleştirilmiş bir 0.5 inç çapında finişsiz
bir çelik cıvatanın en fazla 1,600 lbs’lik bir yük için kullanılabileceğini göstermektedir.
Kiriş ve büyük flanşlı kelepçeler dahil olmak üzere
C-türü kelepçeler (sınırlayıcı kelepçeler ile veya onlarsız),
payandaların bina yapısına tutturulması için kullanılamazlar.
Eğer söz konusu elektrikli tutturucular depreme maruz
kalan bölgelerde yanal yüklere direnme anlamında ilgili
mevzuat tarafından özellikle belirtilmemişse, bu tür elektrikli tutturucular payandaların bina yapısına tutturulmasına
kullanılamaz.
Tablo 1: Örnek ya÷murlama sistemi yük hesaplamasÕ Ya÷murlama sistemi yük hesaplamasÕ Fpw = CpWp (Cp, NFPA 13, Tablo 9.3.5.9.3
temelinde 0.35 olarak alÕnmÕútÕr.
Çap
Tür
Uzunluk(¿t)
Toplam (¿t)
Fit baúÕna a÷ÕrlÕk
Cp
Toplam a÷ÕrlÕk (lbs)
2
Derece 40
40+40+40+40+ 40+40+40+40
320
5.13
0.35
575
6
Derece 10
5+10+10+10+5
40
23.30
0.35
322.5
Alt toplam
897,5
Fittings ve vanalarÕ dikkate almak için 1.15 ile çarpÕlÕr
1,032
Toplam
1,032
36
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
KAPAK KONUSU / TEKNİK BİLGİ
KOL HATLARININ VE ASKILARIN SINIRLANMASI
Kol hatların dikey hareketlere direnmesi için dizginlenmesi gereklidir. Bu şunlarla elde edilebilir: listelenmiş bir
payanda tertibatı; bir çevresine-sarılan türden U-kancası;
dikey yüzeye en az 45 derece açı ile yerleştirilen ve borunun her iki tarafına birden çapalanan bir numara 12 440
lb kablo; dikeye en az 45lik açıyla ve dikey aksının en az 6
inç mesafesi içine yerleştirilmiş ve yukarı hareketi dizginleyecek şekilde düzenlenmiş bir askı ya da diğer yöntemler.
Bu dizginleme tertibatlarının aralarında bırakılacak mesafeler boru boyutuna, sismik katsayıya (Cp), ve boru türüne göre değişmektedir.
Yukarıda belirtilen örnek için, NFPA 13 Tablo 9.3.6.4(a)
temelinde, 2-inçlik çelik kol hatlarında payandalar arasında
maksimum 53 fit mesafe olmaktadır.
NFPA 13 Bölüm 9.3.6.5’e göre, kol hatlarının, borunun
tepe noktasından bina strüktürüne tutturma noktasına kadar en az 6 inçlik bir uzunlukta çubuklar ile desteklendiği
durumlarda bu kol hatları için ilave dizginleyiciye gerek
yoktur.
Yağmurlama sitemlerini besleyen 4 fit ya da daha uzun
olan ince dalların yatay harekete karşı dizginlenmesi gereklidir.
Sismik korumanın sağlandığı yerlerde, C-türü kelepçelerin bir dizginleyici kayışa sahip olması ya da kayışın
cıvata ile ya da kendinden kılavuzlu vida ile tutturulması
gereklidir. Bunun amacı C-türü kelepçenin borunun yatay
hareketi sebebi ile kiriş üzerinden kaymasını engellemektir.
GELECEKTEKİ MEVZUATLAR VE GEREKLİLİKLER
Geçmiş yıllarda, sismik güçleri dengelemek amacıyla
yapılan yangın söndürme sistemlerinin tasarımları temel
olarak, özellikle California olmak üzere geçmişte ciddi depremler geçirmiş olan yerler ile sınırlı olmuştur. Ancak, bina
mevzuatları, ABD’de California dışında da hasara yol açan
depremlerin görüldüğü pek çok yer olduğunu kabul eden
şekilde değişiklik göstermişlerdir.
Bu değişim sebebi ile geleneksel olarak depremlere
maruz kaldıkları düşünülmemiş olan bölgelerde yangın
söndürme sistemi gerekliliklerini belirleyen tasarım profesyonelleri artık NFPA 13’te belirtilmiş olan sismik tasarım
gerekliliklerinin farkında olmak zorunda olacaklardır.
Gereklilikleri belirleyen mühendisler genelde önce bir
yağmurlama sisteminin NFPA 13 gerekliliklerini karşılaması
gerektiğini belirtirler ve sonra kendilerine ulaşan çizimleri
gözden geçirirler. Verilen çizimlerin, sismik yüklere direnç
sağlayacak payanda sistemleri sunması gerekli olabilmektedir.
Bu durumda sunulan planların, sismik yüklere direnç
sağlayacak payanda tasarımı gereklilikleri dahil olmak üze-
38
re NFPA 13 gerekliliklerini karşılamasını sağlamak yine bu
mühendisin sorumluluğu olacaktır.
Bir bölgedeki sismik aktivitenin; bir yerel bina mevzuatı
ya da yetkili kurumun o bölgede yağmurlama sistemi borularının bir deprem sebebi ile ortaya çıkan yatay harekete
direnç sağlayacak şekilde tasarlanmasını zorunlu koşacağı
seviyede olduğu yerlerde, yağmurlama sistemi borularının
tasarımı NFPA 13’te belirtilen tasarım yönergesine göre yapılabilir.
Bu yönerge şunları içerir: Boruların bina hareketi ile hasar görmesini engelleyecek şekilde gereken durumlarda
boşluk bırakılması. Yatay harekete karşı direnç sağlamak
amacıyla boru sistemi üzerinde belirtilen aralıklarla boyuna ve enine payanda kullanılması.
Hareketin olması beklenen noktalarda hareketin olmasını sağlayacak esnek kuplajlar kullanılması. Çıkış borularının tepe noktasında dört yollu (boyuna ve enine kombine)
payandaların kullanılması.
Yer seviyesinde ve üzerinde yağmurlama sisteminin
bina sismik ayraç ek yerleri ile çakıştığı noktalarda sismik
ayraç tertibatları kullanılması. Yatay hareket sebebi ile ortaya çıkabilecek güçlere dayanacak mukavemette tasarlanmış payandalar. Dikey harekete karşı dizginlenmiş olan
kol hatları. Askıların bağlı oldukları yapısal elemanlardan
kaymasını engelleyecek dizginleyicilere sahip şekilde tasarlanmış askılar.
Tasarım yönergesi NFPA 13 Bölüm 9.3’te verilmektedir.
Daha iyi tasarım yöntemleri geliştirildikçe tasarım yönergesi de değişebilir. NFPA 13 şu anda olası revizyonlar için
kamu değerlendirme sürecindedir ve bu revizyonlar standardın 2016 versiyonuna dahil edilmek üzere kurum tarafından oylamaya sunulacaktır.
Şu anda, kabul edilmeleri durumunda payanda tasarımını etkileyebilecek değerlendirilme aşamasında olan bir
dizi teklif söz konusudur.
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
EEC Si
C b
122016 A4 YG
122016
YG i dd 1
15 12
12 2016
2016 15 58
YANGIN / MAKALE
ALIŞVERİŞ MERKEZİNDE
YANGIN TAHLİYE SİMÜLASYONU(*)
CHIWON AHNa,
JOOYOUNG KIMb,
SEUNGJAE LEEa
a Department of Transportation Engineering, The University of Seoul
b Integrated Urban Research Center, University of Seoul
ÖZET
E
konomilerin büyümesi ile birlikte, Kore’de yüksek
katlı binalar ve geniş alışveriş merkezleri inşa edilmektedir. Buna karşılık, bu binalar oldukça büyük
ve büyüklüklerine ve yapılarına göre komplekstirler. Dolayısıyla, yangın durumunda ajanlar tahliye problemleri
ile karşılaşacaktır. Anında harekete geçmemeleri halinde,
boğulma ve zehirlenme sonucu ölümle karşılaşabilirler. Bu
çalışma hem insani hem de yapısal tahliye unsurları ile ilgili
olarak ajan temelli modeli ile analiz yapmıştır. Bu ajanlar üç
olay incelemesi ve dört grup ile simülasyon modeli için sınıflandırılmıştır. Her bir olay, farklı sayılarda ajanı barındırır
ve dört grubun her birinin farklı çıkış farkındalığı seviyeleri
bulunmaktadır. Aynı zamanda, her grubun potansiyel yol
planı ile toplam tahliye zamanı da analiz edilmiştir. Sonuç
olarak, insan çakışmasının toplam tahliye zamanındaki ve
iç yapıda bilinen ve bilinmeyenler arasındaki çakışmanın
oluşmasındaki sorumluluğu ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak,
konumsal çevre faktörü açısından en iyi tahliye zamanı
8’22’’, diğer durumlarda 60’ civarında ölçülmüştür. Bu aynı
zamanda tahliye edilenlerin yüksek yoğunluklu alanlardaki
çıkış genişliklerinin optimize edilebilmesi açısından etkin
bir yöntemdir. Daha da ötesinde, gelecekteki çalışmalar
toksik gaz ve ulaşım zayıflıklarını da içerebilir.
1. GİRİŞ
Yangın güvenliği tahliyesi, yüksek ölçekli binalarda gittikçe daha fazla önem arz etmektedir. Yakın zamanda, ekonomilerin büyümesi ile geniş ölçekli binaların ve alışveriş
merkezlerinin sayısında artış olmuştur. Dolayısıyla, güvenlik konuları yangın durumunda belirgin şekilde dikkat çek-
mektedir. Yangın acil durumu oluştuğunda ajanların tamamının hızla tahliye etmeleri önemlidir. Kapalı alan tahliyesinde göz önünde bulundurulması gereken, bina yapısı ve
ajanların psikolojik ve fiziksel davranışları gibi birçok unsur
vardır. Psikolojik ve fiziksel unsurların bireyi ve grubun
davranışlarını etkilemesinin tahliye modellerinde içerilmesi
gerekmektedir. Daha da ötesinde, birçok tahliye modelin
de (örneğin EXIT89, EGRESS, BGRAF, EXODUS, SIMULEX
gibi) belli bir binadaki tahliye performansını tahmin etmeye çalışmışlardır. Bu çalışmada, Kore’nin en büyük alışveriş
merkezi olan “COEX MALL”, en geniş zemin alanı ve her
gün çok sayıda ziyaretçinin olması dolayısıyla hedef alan
olarak ele alınmıştır. Bu nedenlerle, Kore hükümeti 2014
yılında bu alışveriş merkezinde 4,000 kişinin katıldığı bir
tahliye tatbikatı yapmıştır. Tahliye tatbikatının sonucunda,
10 dakika içerisinde tahliye edilen 350 kişi varken, 800 kişiyi 20 dakikada, kalanı da 30 dakikada tahliye etmişlerdir.
Buna karşılık, bu tatbikata katılan herkes, bu alışveriş
merkezinin çalışanıydı ve alışveriş merkezinin yapısına aşinaydı. Tahliye zamanının binaya aşina olanların ve olmayanların bir arada bulunduğu karışık bir durumda artacağı
tahmin edilebilir. Bu durumda, kişilerin kurtulma oranları
düşme eğilimindedir. Bu çalışmanın amacı konumsal çevre unsurlarının aynı zamanda insan davranışı unsurlarının
kapalı alan tahliyesinde belirlenmesidir. Ajan temelli model, ajanların tahliye sürelerinin her türlü konum ve yapıda analiz edilmesidir. Son dönemde yapılan birçok kapalı
alan tahliyesi ile ilgili çalışma, binanın yapısına bireysel
bakış açısına bağlıyken, eylem temelli modeli göz önünde
bulundurmamaktadır. Yangın güvenlik tahliye alanına çabuk geçmek önemlidir çünkü binalarda çıkan yangınlarda
* Kaynak: www.sciencedirect.com
40
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
EN MODERN
MOBİL
SÖNDÜRME
SİSTEMLERİ
Hızlı. Etkili. Güvenli.
Yangın nedeniyle oluşan zararların boyutu, sadece
yangının kendisi ile değil, yangın söndürme sisteminin
kalitesi ile de ilgilidir. Her yangını güvenilir bir şekilde,
minimum su kullanarak ve çevreye verilebilecek en az
zararla kontrol altına alabilmek amacıyla, ekolojik uygunluğu onaylanmış ve etkili söndürme özelliklerini bir arada
sunan bir sistem geliştirdik: One Seven®.
Nasıl çalışır?
Patentli One Seven® köpük jeneratörü, her damla suyu,
yedi köpük kabarcığına dönüştürür ve bu köpük minimum su ihtiyacına rağmen homojen bir örtü meydana
getirir. Köpük örtüsü ise mükemmel yapışma özelliği
ile yangını boğarak kontrol altına alır.
www.oneseven.com
Armaksa Araç ve Makina San. Tic. Ltd. Sti.
Işıklar Mh.Işıklar Istanbul Cad. No: 24 Göktürk Eyüp Istanbul
Tel: +90 212 481 55 25-26 Fax:+90 212 481 55 27
www.armaksa.com / info@armaksa.com
YANGIN / MAKALE
büyük oranda duman ve zehirli gaz solunumu nedeniyle
boğulma ve ölüm tehlikesi söz konusudur. Yangının çıkmasından beş dakika sonra, ateş ve gaz iç alanda hızla yayılmaya başlar.
Dolayısıyla, binada çıkan yangına bağlı olarak ortaya
çıkan ölümleri azaltabilecek tahliye yolları üzerinde çalışmaya başladık.
Bu çalışma, insan unsuru ve konumsal çevre faktörleri
alanları olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
x İnsan unsurları: maliklerin konum tanımlaması
x Konumsal çevre unsurları: Çıkış genişliğindeki değişkenlik
Çalışma şu şekilde sürdürülmüştür. İlk olarak, birçok
varsayılan durumda maliklerin hareketlerini temsil eden bir
model oluşturduk. İkinci olarak, test yatağında farklı çıkış
genişlikleri ile tahliye simülasyonu yapıldı. Son olarak, hedef alan olarak “COEX MALL” üzerinde daha önce belirlenmiş olan modelin uygulanmasına geçilmiştir.
2. LİTERATÜR TARAMASI
Hesaplama hızlarında son zamandaki gelişmeler,
kompleks simülasyon sistemlerinin inşasını daha uygulanabilir hale getirmiştir. Topluluk tahliye simülasyonu için
ajan temelli modelleri içeren yakın zamandaki birçok çalışma mevcut literatürde yer almaktadır. C. Guanquan et.al.
(2006) tahliyelerde çıkış genişliklerinin etkileri üzerinde
çalışmışlardır.
Araştırmalarında, analiz için 20m x 20m network ve
çıkış genişliğindeki değişiklik yapmışlardır. Tahliyede ajan
temelli modelleme Z. Xiaoping et.al. (2006) tarafından
sunulmuştur ve ABM’nin tahliye modelini göstermiştir.
ABM’ler sanal ajanlar ile bireyleri simüle eden ve ajanlar
arasındaki etkileşimi yöneten işletim kurallarından çıkan
organizasyonlar oluşturan, “aşağıdan yukarıya” sosyal yapılar oluşturan bilgisayar modelleridir.
Braun, Bodmann ve Musse (2005), Camillen et.al.
(2009), Bonomi, Manzoni, Pisano ve Vizzari (2009) ABM’yi
kullanarak bina tahliyesini simüle etmişlerdir. Geçtiğimiz
birkaç yıl içinde, ABM tekniği birçok durumda topluluk
tahliyesi hakkındaki çalışmalarda kullanılmıştır. ABM’ler
hücresel otomasyon tekniğine kıyasla daha pahalı bir hesaplamadır.
J. Shi et.al. (2009) ABM’leri kamuya açık geniş binada
yangın durumunda kapalı alan tahliyesi için uygulamıştır.
Neal Wagner &Vikas (2014) Agrawal ABM’leri kullanarak
yangın afeti halinde topluluk tahliyesi modelini uygulamıştır. L. Tan et.al. (2015) ABM’nin simülasyonunu yangın
durumunda hem insan davranışı hem de tahmin edilebilir
konumsal erişimi birleştirerek göstermiştir.
42
3. ARAŞTIRMA MODELİ
3.1 Maliklerin Hareketi
Tahliye yolu belirlendikten sonra, ajanlar en yakın çıkışa
doğru hareket etmişlerdir. Her zaman adımında, ajan bir
hücreden, boş olan diğer bir hücreye doğru hareket etmiştir. Engelsiz bir durumda, ajan bir sonraki hedefe doğru hareket edecektir. Buna karşılık, etraftaki engellerle olan etkileşimden etkilendiğinde, özellikle çarpışmadan kaçınıldığı
durumlarda, ajanlar illa ki en kısa yolu kullanmak zorunda
değildir. Ajanın bir sonraki hedefe doğru hareket niyeti ile
etraftaki engellerin etkisi göz önünde bulundurulduğunda
komşu hücreye hareket etme olasılığı (i, j) aşağıdaki şekilde hesaplanmıştır.
(1)
Göz önünde bulundurulan unsurlar aşağıdaki gibidir:
Hedefe olan uzaklık:
(2)
Burada Dij (i, j) hücresinden ajanın hedefine olan uzaklığı ve wd> 0 uzaklık faktörünün ağırlık değerini gösterir.
Engellerin aşılması:
(3)
Burada Rij (i, j) hücresinden etraftaki engellerden alınan
geri çekilme gücünü ve wr >0 ise geri çekilme faktörünün
ağırlık değerini gösterir.
Dinamik bir engellin yer kaplaması (ajan):
0 diğer ajanlar tarafından kaplanmış olan hücreler
1 diğer
(4)
Sabit bir engelin yer kaplaması (bina engeli):
0 kaplanmış olan hücreler (örneğin duvarlar)
1 diğer
(5)
Atalet değişkenliği:
bir önceki hareket yönündeki hücreler için
diğer
(6)
Normalleşme:
(7)
3.2 Hedef Alanın Belirlenmesi
Etkinlik analizi için birçok olay ve grup belirlidir. Tablo
1, dört grubu ve her grubun farkındalık seviyesini gösterir.
Tablo 2’de Grup 1’e dahil olan ajanlar hedef alandaki tüm
çıkışları bilmektedir. Fist dash ajanları geldiklerinde sadece
tek çıkışı bilenlerdir ve Grup 4’tedirler. Bu kapsam temelinde dört grup belirlenmiş ve detayları aşağıdaki tablolarda
gösterilmiştir.
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
YANGIN / MAKALE
Tablo 1. ÇÕkÕú farkÕndalÕ÷Õ seviyelerine göre sÕnÕÀandÕrÕlmÕú
gruplar
4. SİMÜLASYON
SÕnÕÀar
ÇÕkÕú farkÕndalÕ÷Õ seviyesi
Bilinen çÕkÕúlar
Grup 1
Tüm çÕkÕúlarÕn yerlerini biliyor
8
Grup 2
ÇÕkÕúlarÕn yarÕsÕnÕn farkÕnda
4
Grup 3
øki çÕkÕúÕn yerinin farkÕnda
2
Grup 4
Bir çÕkÕúÕn yerinin farkÕnda
1
4.1 Test-Yatağı ile Simülasyon
Hedef alanı analiz etmeden önce simülasyon için bir
test yatağı hazırladık. Aşağıdaki Şekil 1’de test yatağının
basit şekli görülmektedir. Ağ içerisinde, rassal olarak dağılmış elli ajan bulunmaktadır. Tablo 5, test yatağının çevresini gösterir.
Tablo 5. Test yata÷Õnda yapÕlan
simülasyonun sonuçlarÕ
Hedef alanı simüle etw
Ts
Q
q
meden önce, test yatağın1
48.3
10.352 10.352
da simülasyonlar yaptık.
2
26.08.
18.657 0.9328
Test yatağı 20m x 20 m
3
23.08.
21.008 0.7003
4
23.00.
21.739 0.5435 bir konumsal ağ ve rassal
5
22.09.
21.834 0.4367 olarak dağılmış ajanlardan
6
22.03.
22.222 0.3704 oluşmuştur. Şekil 1’de si7
22.03.
22.422 0.3203 lindir şekiller ajanları, yeşil
8
22.03.
22.422 0.2803
renkteki dikey çizgi ise çı9
22.02.
22.523 0.2503
kış kapısını gösterir.
10
22.01.
22.624 0.2262
Şekil 2’de, sonuç kes11
22.00.
22.727 0.2066
12
22.00.
22.727 0.1894 kin şekilde düşen eğri
13
21.09.
22.831 0.1756 şekillerini
göstermekte14
22.03.
22.422 0.1602 dir. Çıkış genişliği 1 metre
15
21.06.
23.148 0.1543
olduğunda, tahliye süresi
16
21.04.
23.364 0.1460
48,3 saniyedir ve verimli17
21.03.
23.474 0.1381
18
21.03.
23.474 0.1304 lik 1 metre genişlikte yarısı
19
21.01.
23.697 0.1247 kadar azalmaktadır. Çıkışın
20
21.01.
23.697
0.1185 genişliği arttığı zamanda
Tablo 6. “COEX MALL” binasÕnÕn verimliliğin durağanlaştığı
çevresi
görülmüştür. Tablo 6 siSÕnÕÀar
De÷er
mülasyon detaylarını gösAna
Tiyatro, akvaryum,
termektedir. ‘w’, ‘Q’ ve ‘q’
tesisler
yemek katÕ ve kitapçÕ
hakkında bilgi içermekteOrtalama
dir.
günlük
Tablo 2. Analizin sÕnÕÀandÕrÕlmÕú olaylarÕ
SÕnÕÀar
Grup 1
Grup2
Grup3
Grup4
En iyi olay
14,000
0
0
Orta olay
3,500
3,500
3,500
3,500
0
0
0
14,000
En kötü olay
0
Tablo 3’te her grubun olaylara olan dağılımı gösterilmektedir. Her bir olay, yangın durumunda potansiyel tahliye yolunu içermektedir. “En iyi olayda”, her bir ajanın hareketi tahliye için en kısa yolu kullanması söz konusudur. Hali
hazırda konumlarını bilirler ve yapılardan da haberdardırlar.
“Orta olayda” her grup eşit dağılımdan sorumludur. (%25).
“En kötü Olayda” tek bir çıkışı bilirler ve Grup 4’tedirler.
Tablo 3. Analizin sÕnÕÀandÕrÕlmÕú olaylarÕ
SÕnÕÀar En iyi olay
Grup 1
Grup 2
Grup 3
Grup 4
Tüm çÕkÕúlarÕ
kullanÕr
Orta Olay
En kötü Olay
Tüm çÕkÕúlarÕ
kullanÕr
Sadece ÇÕkÕú #1,
#3, #5, #7 kullanÕr
Sadece çÕkÕú #1,
#3 kullanÕr
ÇÕkÕú #1 kullanÕr
Sadece ÇÕkÕú
#1 kullanÕr
Daha önce bahsedildiği üzere, her olayın potansiyel
tahliye yolu bulunmaktadır. Aşağıdaki Tablo 4 detayları tanımlamaktadır. Şekil 4, konumların çıkış etiketlerini gösterir. Çıkış #1 hedef bölgenin ana girişidir. Dolayısıyla “COEX
MALL”a gelen birçok ziyaretçi Çıkış #1’i kullanacaktır. Bu
potansiyel yolları belirtir. “Orta olayda” Grup 1 en kısa yola
doğru hareket ederken Grup 4 Çıkış #1’e yönelir. Grup 2
dört ana çıkışa doğru hareket edecek ve Grup 3 iki ana
çıkışa doğru hareket edecektir.
Tablo 4. Test yata÷ÕnÕn çevresi
SÕnÕÀar
Toplam zemin alanÕ
Malikler (insanlar)
ÇÕkÕú geniúli÷i (metre)
De÷er
20m*20m (400 m²)
50
1’den 20’ye kadar
3.3 Çıkış Genişliği Değişkenliği
Tahliye zamanındaki değişiklikleri gözlemlemek için, çıkış genişliğindeki değişikliği kontrol ettik. İlk olarak, bazı
parametreler belirledik; w, q ve Q. ‘w’ çıkışın genişliği ve
Q ise saniye başına çıkış yapan ortalama ajan sayısını gösterir. ‘q’ ise ‘Q’ bölü ‘w’, Ts ise tesisi terk eden son kişinin
verdiği tahliye zamanıdır.
44
ziyaretçi
(kiúi/gün)
150.000
4.2. Hedef Alan ile
Simülasyon
Bu çalışmada, hedef
Toplam
zemin alanÕ 165.000
alan olarak Kore’deki en
(m²)
büyük alışveriş merkezini
seçtik. Adı “COEX MALL” olup, Kore’deki toplam zemin
alanı olarak en genişine sahiptir. Şekil 3 “COEX MALL”a ait
zemin haritasını gösterir, her gün 150,000 kişi bu alışveriş
merkezini ziyaret eder ve yapı oldukça komplekstir.
ÇÕkÕú sayÕsÕ
8 (Acil çÕkÕú kapÕlarÕ
hariç)
Tablo 7. Hedef alanÕn çevresi
SÕnÕÀar
Toplam zemin alanÕ (m²)
Malikler (kiúiler)
ÇÕkÕú geniúli÷i aralÕ÷Õ (m)
ÇÕkÕú sayÕsÕ (ea)
BaúlangÕç çÕkÕú geniúli÷i
De÷erler
500m * 330m (165,000m²)
14000
8- 17 arasÕ
8
800cm
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
YANGIN / MAKALE
Tablo 6, hedef alan ile ilgili temel bilgileri gösterir. Dışarıya açılan sekiz ana çıkış bulunmaktadır. Bu alan, yangın,
terör ya da doğal afet gibi birçok acil duruma sahiptir. Dolayısıyla, ajanlar için uygun tahliye yolu tasarlanması gereklidir.
Şekil 4, “COEX MALL”un Zemin planı temelinde hazırlanmış olan simülasyon modu ağıdır. Sarı renkteki zemin,
Şekil 1. Simülasyon için test yatağının çevresi
koridordur ve dışarı çıkışlara bağlantısı vardır. Bu ağda bulunan yeşil renkli sekiz çizgi ise çıkışları gösterir.
5. SONUÇ
5.1 Üç Olayın Analizi
Üç olayın sonucu (En iyi olay, orta ve en kötü) Şekil
5’tedir. Tüm ajanların çıkış hızları 1.0 m/sn.dir. “En iyi olayda”, tüm ajanlar bulundukları yerden en yakın çıkışa doğru
hareket ettiler. Dolayısıyla tahliye süresi 8’ 22’’ olmuştur.
Analizden önce, “en kötü olayın” en uzun süreli olacağını
bekliyorduk. Beklentimizden farklı olarak, en uzun tahliye
süresi, çarpışan ajanlar arasında çıkan çakışmalar nedeniyle “orta olayda” ortaya çıkmıştır ve hedef alanın içinde sıkışmaya neden olmuştur.
Şekil 6 tahliye zamanı – akış oranı grafiğini gösterir.
“En iyi olay” sonucunda çıkış #1 en kısa kullanım süresine
sahiptir. Ana çıkış olarak, Çıkış #1, normal şartlarda çıkış
kapasitesi sunmak için yeterlidir. Bu durumda, tüm ajanlar
eşit olarak dağılmış ve tüm çıkışları Çıkış #1- #8 kullanmışlardır. Dolayısıyla, bu tahliye zamanında azalmaya katkıda
bulunmuştur. Tüm çıkışlar, aynı şekillerde gösterir, Çıkış #4,
#6 ve #7 hariç.
Buna karşılık, “Orta olayda” sonuç bunun karşıtıydı. Tüm
çizgiler çıkışın zaman zaman kullanımını gösterir. Çarpışan
çakışmalar nedeniyle oluşan sıkışma, tüm çıkışlardaki akım
Çıkış genişliği
Şekil 2. Çıkış genişliği değişkenliğinin sonucu
En İyi
Orta
En Kötü
Orta
En İyi
En Kötü
Şekil 5. Her olayın analiz sonucu
Şekil 3. Güney Kore’deki en büyük alışveriş merkezi olan “COEX
MALL’un zemin planı.
Şekil 4. Hedef alanın simülasyon zemini
46
Seçilmiş kapılar için akım oranı
Şekil 6. Seçilmiş kapılardaki akım oranı “En İyi Olay”
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
MSS
R
YANGIN / MAKALE
Seçilmiş kapılar için akım oranı
Seçilmiş kapılar için akım oranı
Şekil 10. Çıkış genişliği değişikliği: 800(cm)
Şekil 7. Seçilmiş kapılardaki akım oranı “Orta Olay”
Seçilmiş kapılar için akım oranı
Seçilmiş kapılar için akım oranı
Şekil 11. Çıkış genişliği değişikliği: 1700(cm)
Şekil 8. Seçilmiş kapılardaki akım oranı: “En Kötü Olay”
Çıkış Genişliği
Şekil 9. Çıkış genişliği değişikliği.
hızını “En iyi olaya” kıyasla %10 daha az hale getirmiştir.
Sonucunda, Çıkış #1 tahliyede en uzun süreye sahiptir. Tüm
ajanların Çıkış #1’e yönlenmesini belirledik. Bu, tahliye süresini 60’00’’ kadar uzatmıştır. Şekil 8 akım oranında tek
çizgi sonuç olduğunu gösterir. “En kötü olayda” tüm malikler Çıkış #1’e doğru hareket etmiştir. Bu sonuç çakışma
olmamasından dolayı “Orta olaydan” daha hızlıdır.
5.2 Çıkış Genişliğinin Değişkenliğinin Analizi
Bu hedef alanda, çıkış genişliklerindeki değişiklik başlangıçta beklenen tahliye süresine göre daha az etkindi. Bu
sonuç göz önünde bulundurulduğunda, tahliye süresinde
48
sorumlu olanın tahliye uzaklığı olduğu, çıkışın genişliği olmadığını bulduk. Şekil 9 farklı çıkış genişliklerinin sonuçlarını gösterir. Bu sonuçtan, çıkış genişliği en fazla 800 cm
olduğunda 504 saniye tahliye süresi bulunurken, 1700 cm
olduğunda 498 saniye bulunmuştur. Genişlik 1100 cm’ye
çıkartıldığında tüm sonuçlar benzer çıkmıştır.
Dolayısıyla, çıkış genişliğinin arttırılması tahliye için
etkin bir yol değildir. Bu modelde, tüm ajanlar en kısa
yola doğru hareket etmişlerdir ancak gerçekte ajanların
birçoğu bulundukları konumdan en kısa yolu bilmemektedirler. Dolayısıyla, paniklemeleri ve kafalarının karışma
ihtimalleri yükselmektedir. Sonuç olarak, tahliye zamanı
gerçekte, bu çalışmada beklenenden daha fazla olacaktır.
Şekil 10 ve 11, 800 cm’de tahliye zamanı-akım oranı
grafiği sonuçlarını gösterir. Tahliyenin başında, tüm çıkışlar
aktif olarak kullanılmıştır. 100. Saniyede birçok çıkış akım
oranlarının en yüksek olduğu noktaya gelmiştir.
Bu en yüksek noktadan sonra, akım oranı azalma eğilimine girmiştir. Her iki şekilde de Çıkış #6 (mor çizgi) en
uzun zamanı gösterirken, Çıkış #1 en kısa zamanı göstermiştir.
6. SONUÇ
Bu çalışma ajan temelli model ile kapalı alan tahliyesi
üzerine bir simülasyon çalışmasıdır. Dolayısıyla, simülasyon birçok olay üzerinden yürütülmüştür. Gerçek bir dünyada, tüm ajanlar grup davranışları nedeniyle etkilenebi-
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
YANGIN / MAKALE
lir, yangın durumlarında olduğu gibi kısmi çıkışlara doğru
yönlenebilirler.
Eşzamanlı olarak, kısmi çıkışların darboğazını da hızlandıracaktır. Bu değişikliği gözlemlemek için, çeşitli çıkış genişliklerinde simülasyon yaptık. Yeni bir kompleks yapı inşa
edilirken, böylesi yoğunluklu bir alandaki tahliye zamanı iç
ve dış tasarımda dikkate alınması gereken bir unsurdur.
Üç farklı olaydan gözlemlendiği kadarıyla, tahliye zamanlarında farklılıklar bulduk. Hedef alanımız olan “COEX
MALL” ilk defa gelen ziyaretçileri de içermektedir ve sadece içeriye girdikleri kapıları çıkış olarak bilmektedir.
Dolayısıyla, en kötü olayda olduğu gibi, tüm maliklerin tek bir çıkışa doğru hareket etmesine neden olabilir. Bu
sorunları çözebilmek için, tüm ajanlara uygun yönlendirmenin sağlanması gerekir. Dolayısıyla da önceden verilmiş
olan tahliye yolu yönergesi ve kapalı alan tahliye planında
bunun önemli olduğu görülebilir.
Gerçek bir olayda, yangın dumanı ve toksik gazlar tahliye olanları etkileyebilir, hareket hızlarını ve algılarını, yön
duygularını etkileyebilir. Buna karşılık, yangın dumanı ve
toksik gazlar göz önünde bulundurulmamıştır. Bu çalışmada, yangın dumanı ve toksik gazlar dikkate alınmamıştır,
böylece ajanlar genişlediğinde tahliye süreleri artabilir. Buna
ek olarak, bu çalışma ulaşım engellerini de dikkate almamıştır. Dolayısıyla, bu unsurun daha fazla çalışılabileceği dahil
olmak üzere, bu değişen olay tahliye planlamasının analizinde bulunan sonuçların daha kesin olmasını sağlayabilir.
KAYNAKLAR
1)
2)
3)
4)
5)
6)
7)
8)
9)
10)
11)
L. Tan, M. Hu& H. Lin. (2015). Agent-based simulation of building
evacuation: Combining human behavio r with predictable spatial
accessibility in a fire emergency. Information Sciences.
N. Wagner&V. Agrawal. (2014). An agent-based simulation system
for concert venue crowd evacuation m odelling in presence of a fire
disaster. Expert Systems with Applications.
X. Z. Xiang, Z X. Fang, S. Hua&G. W. Li. (2011). Applied Research of Performance-based Fire Protectio n Design Large Building. The 5th Conference on Performance-based Fire and Fire Protection Engineering.
Dirk Helbing, I.Farkas&Tamas Vicsek. (2000). Simulating dynamical
features of escape panic. Nature.
J. Joo, N. Kim, R. A. Wysk, L. Rothrock, Y. Son, Y. Oh&S. Lee. (2013).
Agent-based simulation of affordance-based human behaviors in
emergency evacuation. Simulation Modelling Practice and Theory.
T.S. Shen. (2005). ESM: a building evacuation simulation model.
Building and Environment.
C. Guanquan, S. Jinhua, W. Qingsong&C. Sining. (2006). Simulation
study on the effect of pre-evacuation time and exit width on evacuation Chinese Science Bulletin.
Z. Xiaoping, Z. Tingkuan&L. Mengting. (2009). Modelling crowd
evacuation of a building based on seven methodological approaches. Building and Environment.
A. Wagoum, A. Seyfried&S. Holl. (2011). Modelling dynamic route choice
of pedestrians to assess the criticality of building evacuation. arXiv.
J. Joo, N. Kim, R.A. Wysk, L. Rothrock, Y. Son, Y. Oh,&S. Lee (2013).
Agent-based simulation of affordance-based human behaviors in
emergency evacuation
Engineering Guide - Human Behavior in Fire. (2013). Society of Fire
Protection Engineers.
Gelenekten
Geleceğe, güvenle...
TSY
TEKNúK SEKTÖR
YAYINCILIöI
Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş.
T. 0212 275 8359 (pbx)
F. 0212 288 2614
teknikyayincilik.com
YANGIN / MAKALE
OTOBÜS VE YOLCU TRENİ
YANGINLARININ
TESPİT EDİLMESİ(*)
OLA WILLSTRAND
JONAS BRANDT
ROBERT SVENSSON
SP Technical Research Institute of Sweden, Fire Research, Box
857, SE-501 15 Borås, Sweden
O
tobüs ve yolcu trenlerinde uygun şekilde yerleştirilmiş etkili yangın tespit sistemleri hayatların kurtarılmasına ve maddi hasar meydana gelmesini önleyebilir. Hızlı tespit erken tahliye ve ufak çaplı bir yangının
söndürülmesini sağlayabilirken, geç ya da yapılmamış bir
tespit yangının yayılmasına yol açabilir. Bu makalede sunulan çalışmanın amacı tuvalet kompartımanları ve sürücü
uyku kompartımanlarına yangın tespit sistemlerinin nasıl
yerleştirileceği ile ilgili öneriler sunmaktır.
Bu öneriler aynı zamanda ne tür tespit sisteminin en uygun olduğunu da belirtmektedir. Bu önerilere temel olarak,
farklı yangın tespit sistemleri kullanılarak tam kapsamlı ve
tam ölçekli yangın testleri gerçekleştirilmiştir. Yangın testleri gerçeklerine uygun hazırlanmış tuvalet kompartımanı
ve uyku kompartımanı modelleri ile gerçekleştirilmiştir. Bu
kompartımanlarda yangın tespit sistemlerinin en iyi şekilde
nasıl kurulabileceği ile ilgili bilgi sağlamak amacıyla farklı
yangın senaryoları için farklı pozisyonlarda farklı ısı ve duman tespit sistemleri analiz edilmiştir. Beş farklı senaryo uygulanmış olup en ilginç bulgu tuvalet kompartımanındaki iki
gerçekçi yangın senaryosunun gerçekçi hava akış oranlarında tavandaki yangın detektörlerini harekete geçirmediğidir.
Otobüslerdeki tuvalet kompartımanlarında yangın detektörlerinin tavandan başka yerlere yerleştirildiği çok ender görülmektedir ve yangın ise tespit edildiği zaman çok
büyümüş olmaktadır.
1. GİRİŞ
Otobüs ve yolcu trenlerinde yangınlar çok sık ortaya çıkarlar ve ortalama olarak tüm dünyada pek çok otobüs her
gün bir yangın olayına maruz kalmaktadır. Örneğin ABD’de
2004 ila 2008 yılları arasında her sene 160 otobüs yangını raporlanmıştır. Avusturalya’da sigorta tazminat talebi ile
sonuçlanan yılda yaklaşık 70 otobüs yangını meydana gelirken, İsveç, Norveç ve Finlandiya’da hizmetteki otobüslerin
yaklaşık yüzde biri her sene mutlaka en az bir yangın olayına maruz kalmaktadır.
Yolcuların hareketliliklerinin kısıtlanması durumunda
tahliye süresi ciddi oranda artabilmektedir. Örneğin, 2008
yılında Hannover’de bir otobüs yangınında 20 yaşlı insan
hayatını kaybetmiştir. Yangın tuvaletin yanındaki bir elektrik
kablosundaki kısa devreden kaynaklanmış tuvalet kompartımanı vasıtası ile yolcu kompartımanına sıçramıştır.
Etkili bir yangın tespit sistemi ile, bu trajedi önlenmiş
olabilirdi. Ancak, bütün yangın olayları ölümle sonuçlanmamakta, bunun yerine mal kaybı ve kurtarma operasyonu,
trafik sıkışıklığı sebebi ile maliyete yol açabilmekte olup aynı
zamanda temizlik süreci de zorlu ve uzun olabilmektedir.
Hem yangının kendisi hem de söndürücü maddelerin
çevresel etkileri de şiddetli olabilmektedir. Bütün bu etkiler,
erken tahliye ve yangının erken söndürülmesini sağlayan etkili bir yangın tespit sistemi ile hafifletilebilecektir.
Otobüs ve yolcu trenlerde raporlanmış olan yangın olayları temelinde görülmektedir ki, yangınlar en sık olarak motor kompartımanında ya da teker oyuğunda başlamaktadır.
Yakın zamanda makine kompartımanında yangından korunmaya yönelik pek çok çalışma yapılmıştır ve bu alanlara
yönelik süregelen yangın tespit projeleri örneğin İsveç’teki
SP Teknik Araştırma Enstitüsünde devam etmektedir. Ancak, bu makale tuvalet kompartımanı ve sürücü uyku kompartımanında yangın tespitine odaklanmakta olup bugüne kadar, bilgimiz dahilinde, bu kompartımanlarda yangın
* Kaynak: www.sciencedirect.com
52
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
Acil durumlardaki
üçüncü gözünüz
Dräger Termal Görüntüleme Kameraları
UCF 6000, 7000 ve 9000
Dräger UCF 6000
Dräger UCF 7000
Dräger UCF 9000
Dräger Termal Görüntüleme Kameraları, yangın, duman
ve karanlık yüzünden görüş mesafesinin azaldığı
operasyonlarda, yaralıları, ortamdaki sıcak noktaları ve
yönünüzü kolaylıkla bulabilmeniz için tasarlanıp
üretilmiştir.
AYRINTILI BİLGİ İÇİN: WWW.DRAEGER.COM.TR
Draeger Safety Korunma Teknolojileri Ltd. Şti.
Konrad Adenauer Caddesi No: 54/A-B Yıldız - Çankaya / ANKARA
Tel : (0312) 491 06 66 • Faks : (0312) 490 13 14
Dräger. Yaşam için Teknoloji.
YANGIN / MAKALE
tespitine yönelik hiç bir kapsamlı çalışma gerçekleştirilmemiştir. Medya’da yakın zamanda yangının tuvalet kompartımanında başlamış olduğu otobüs yangınları raporlanmıştır
ve 2008 yılında Hannover’de gerçekleşmiş olan katastrofik
otobüs yangını da otobüsün iç kısmında başlamıştır. Bu makalede raporlanmış olan çalışma büyük oranda, Temmuz
2014’te kabul edilen ve otobüslerin tuvalet kompartımanları
ve sürücü kompartımanlarında yangını tespiti ile ilgili olan
yeni UNECE gerekliliği sebebi ile gerçekleştirilmiştir. Bu yeni
gereklilik bu kompartımanlarda aşırı sıcaklık veya dumanın
tespit edilmesini zorunlu kılmaktadır.
Bu makalede, otobüslerin tuvalet kompartımanları ve
sürücü uyku kompartımanlarında ne tür yangın tespit sistemlerinin kullanımının en çok uygun olduğuna ve bu tür
sistemlerin bu kompartımanlara en iyi şekilde nasıl kurulabileceğine dair bir araştırma raporlanmıştır. Bu makale tarafından cevaplanan temel sorular farklı pozisyonlara yerleştirilmiş olan farklı tespit sistemlerinin farklı yangınlara nasıl
tepki verdiği ve havalandırma koşullarının tepki süresini nasıl etkileyebildiğidir.
2. YÖNTEM TANIMI
Yangın tespit sistemleri otobüslerin tuvalet kompartımanları ve sürücü uyku kompartımanlarında gerçekçi maketlerde farklı pozisyonlarda test edilmişlerdir. Farklı yangın
kaynakları bu maketler içerisinde farklı lokasyonlara yerleştirilmiştir ve testler farklı havalandırma koşullarında gerçekleştirilmiştir.
2.1 Maketler
Tuvalet kompartımanları ve sürücü uyku kompartımanlarının yüksekliği, genişliği ve derinliği ile ilgili istatistiki bilgiler 26 farklı otobüs için toplanmış ve maketlerin tasarımı
için ortalama değerler kullanılmıştır. Maketler Şekil 1 ve Şekil
2’de gösterilmektedir. Otobüslerin tuvalet kompartımanları
genelde benzer boyutlara sahip olmakla birlikte en büyük
farklılıklar otobüsün arka kısmında yer alan tuvalet kompartımanları ve çift katlı otobüslerdeki tuvalet kompartımanları
ile genelde en sık kullanılan lokasyon olan merdiven boşluğundaki tuvalet kompartımanları arasında gözlemlenmiştir.
Sürücü uyku kompartımanlarının boyutlarının tuvalet kompartımanlarına kıyasla daha fazla çeşitlilik gösterdiği görülmüş ancak bunlar için de araştırmanın ortalama değerleri
kullanılmıştır.
Derinlik çoğu durumda otobüsün genişliğidir. Uyuma
kompartımanı maketinin orta kısmında tavan yüksekliği
daha azdır ve bunun sebebi yolcu kompartımanındaki pasajdır. Bu azalma bütün otobüslerde görülmemektedir ve
boyut olarak farklılık gösterebilmektedir ancak makete eklenmiştir çünkü duman dağılımını geciktirmektedir ve bu da
54
yangının doğrudan alanında bulunmayan detektörleri şiddetli biçimde etkilemektedir.
Tuvalet kompartımanları ve uyku kompartımanlarındaki
havalandırma koşulları iki farklı otobüste ölçümlerle ve WC
sistemi üreticisinden bilgi alınarak incelenmiştir. Otobüs üreticileri tuvalet kompartımanı ve uyku kompartımanı içerisinden hava akışı ile ilgili bilgi sağlayamamışlar, sadece yolcu
ve sürücü kompartımanlarına giren hava akışı ile ilgili bilgi
sağlayabilmişlerdir. Farklı otobüsler arasındaki farklılıklar
vardır, ancak aynı zamanda benzerlikler de vardır. Tuvalet
kompartımanlarında, hava ayrı bir fan ile emilmekte otobüsün alt kısmından çıkmaktadır ve bu konfigürasyon kokuların otobüsün diğer kısımlarına ulaşmasını önlediği için, neredeyse bütün otobüs tuvalet kompartımanları için geçerlidir.
Hava, pek çok tuvalet kompartımanında, kapı çevresindeki
boşluklardan girmektedir.
Ancak, özellikle tuvalet arkası kompartımanlar olmak
üzere bazı kompartımanlar klima sisteminden hava da almaktadırlar. Makette, hava girişi, kapı menteşesinde daha
büyük boşluğa sahip olan bazı otobüslerdekine benzer şekilde tuvalet kompartıman kapısının üst sağ köşesindedir.
Hava çıkışı, fana ulaşan bir hazneye ulaşacak şekilde üç farklı delikten meydana gelmektedir. Deliklerin iki tanesi havalandırma delikleridir (otobüslerin büyük kısmı bunlardan bir
ya da iki tanesine sahiptir) ve bir delik de çöp tenekesi için
olan açıklıktır ancak bu en ilginç durum olarak görülmüştür çünkü çöp kutusundan gelen yangın dumanının tuvalet
kompartımanına ulaşması hava akışı tarafından engellenebilmektedir ve bu da tespit anlamında önemli sonuçlar arz
etmektedir.
Sürücü uyku kompartımanında, havalandırma koşulları
otobüsler arasında daha fazla farklılık göstermektedir ancak
genel olarak manuel olarak çalıştırılan bir fan ve bazı pasif giriş ve çıkış kanalları vardır. Makette, kompartımanın bir
ucunda bir fan vardır ve havayı dışarı atmaktadır ve diğer
ucunda iki hava giriş deliği vardır. Bu, en kötü senaryo olarak
görülmektedir çünkü hava akışı kompartımanın hava girişi
bölümüne dumanın yayılmasını geciktirebilmekte ve bu da
o bölüme yerleştirilmiş bir detektörün tepki süresini arttırabilmektedir. Fan pozisyonları ve hava giriş ve çıkışları Şekil 1
ve 2’de gösterilmiştir.
2.2 Test Senaryoları
Testler sırasında Tablo 1’e uygun şekilde yaklaşık hava
akışları ile birlikte farklı havalandırma koşulları kullanılmıştır.
Tuvalet kompartımanında, yüksek fan hızı konfigürasyonu
en sık görülen koşuldur, ancak, fan normalde 160-220 m3/h
seviyesinde bir serbest üfleme kapasitesine sahip olduğundan, hava akışı ağırlıklı olarak tuvalet kompartımanının nasıl mühürlenmiş olduğuna bağlıdır. Sıkı olmayan bir tuvalet
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
w
www.
ariyangin
tr
.com.tr
FAIRBANKS NIJHUIS
ARI YANGIN KORUNUM SİSTEMLERİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Koşuyolu Mah. Cevatpaşa Sk. No.:19 Kadıköy 34718 İstanbul t Türkiye
Tel.:+90(216) 340 86 50 tFax.:+90(216) 340 86 54
info@ariyangin.com.tr t www.ariyangin.com.tr
YANGIN / MAKALE
Tablo 1. Testlerde kullanÕlan farklÕ fan kon¿gürasyonlarÕ
Yüksek
hÕzlÕ fan
Air inlet
Air outlet
Tuvalet kompartÕmanÕ içerisinden hava
akÕúÕ
60-90
m³/h
Uyku kompartÕmanÕ içerisinden hava
akÕúÕ
80-90
m³/h
Düúük hÕzlÕ
fan
20-30 m³/h
Tablo 2. Test SenaryolarÕ
Test
YangÕn
Kayna÷Õ
Air inlet
Fan
Şekil 2. Otobüslerdeki şoför uyuma kompartımanı, iki taraftan ayrı
ayrı görünümü.
kompartımanı için, hava akışı çok daha yüksek olabilmektedir. Bazı tuvalet kompartımanları iki fan moduna sahiptir ve
fan, tuvalet kompartımanı boş olduğunda, dolu olduğuna
göre daha düşük hızda çalışmaktadır. Testlerdeki düşük fan
hızı konfigürasyonu temelde bu tuvalet kompartımanları
için gerçekçi bir hava akışı sağlamaktadır.
Sürücü uyku kompartımanı için, testler bir yüksek fan
hızı modunda ve fan kapalı haldeyken gerçekleştirilmiştir.
Gerçekleştirilen testler Tablo 2’de sunulmuştur. Her bir
test, tespit sürelerinde ve yangının başlaması anlamında
ufak farklılıklar ile birlikte iki kez gerçekleştirilmiştir. Belirtilen sıcaklıklar, duman opaklığı ölçümleri ve tespit süreleri
ortalama değerlerdir.
Sigara testinde NIST (Ulusal Standartlar ve Teknoloji
Enstitüsü)’nden bir standart sigara yakılmış ve bir dakika
içerisinde tüketilmiştir. Kağıt testlerinde, kağıt el havlusu dolu bir çöp kovası bir sıcak kablo ile tutuşturulmuştur.
56
HavalandÕrma
Koúulu
1
Sigara
Tuvalet kompartÕmanÕ,
koltuk seviyesi
Düúük fan hÕzÕ
2
Ka÷Õt
Tuvalet kompartÕmanÕ, çöp
kovasÕ
Düúük fan hÕzÕ
3
Ka÷Õt
Tuvalet kompartÕmanÕ, çöp
kovasÕ
Yüksek fan hÕzÕ
4
Heptan
havuzu
Tuvalet kompartÕmanÕ, yer
seviyesi
Düúük fan hÕzÕ
5
Heptan
havuzu
Tuvalet kompartÕmanÕ, yer
seviyesi
Yüksek fan hÕzÕ
6
Plastik/
lastik
Tuvalet kompartÕmanÕ, fanÕn
üzerinde
Düúük fan hÕzÕ
7
Plastik/
lastik
Tuvalet kompartÕmanÕ, fanÕn
üzerinde
Yüksek fan hÕzÕ
8
Yatak
Uyku kompartÕmanÕ, fan
bölümü
Yüksek fan hÕzÕ
9
Yatak
Uyku kompartÕmanÕ, fan
bölümü
Fan yok
Fan
Şekil 1. Otobüslerdeki tuvalet kompartmanlarının maketi, kapısız
olarak önden görünümü (sol resim) ve kapılı olarak görünümü (sağ
resim).
YangÕn Pozisyonu
Heptan havuzunun boyutu 10 x 10 cm2 dir ve büyük tuvalet kompartımanı boşluğunda zemine yerleştirilmiştir. Heptan havuzu tuvalet kompartımanındaki gerçekçi bir yangın
kaynağı değildir ancak diğer yangın kaynaklarına kıyasla iyi
tekrar-edilebilirlik sunduğu için kullanılmıştır. Plastikler ve
lastik yangın kaynağı lavabonun altında, fanın bulunduğu
gizli bölüme yerleştirilmiştir ve bunlar burada normalde bulunan pompa, kablo ve diğer elektronik cihazları sembolize
etmektedir. Kağıt testlerinde olduğu gibi bir sıcak kablo kullanılarak tutuşturulmuştur.
Uyku kompartımanında bulunan yatak yani, koton örtüsü bulunan polieter köpük yatağın köşesi içerisinden yerleştirilmiş bir sıcak kablo vasıtası ile tutuşturulmuştur. Hiç
bir test dört dakikadan fazla süre devam etmemiştir ve bazı
durumlarda sadece iki dakika sürmüştür.
Yangınlar bu süre zarfında tepe noktasına ulaşmış ve
stabilize olmuştur ve testler, artık hiç bir alarm sonuçları değiştirmemeye başladıktan sonra sonlandırılmışlardır. Bütün
yangın senaryoları için olan sıcaklıklar ve duman obstrüksiyon eğrileri test raporunda mevcuttur.
2.3 Testlerde kullanılan farklı detektör türleri
Tablo 3’te gösterilmiştir. Bütün duman detektörleri fotoelektrik temelinde çalışmaktadır. Hiç bir iyonizasyonlu
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
-1(5:$04ƌMƌOEƌSWF&LƌQNBOMBS‘ƌMF%V1POU™'.¥./07&$™WF
*("3(0/*(*(*((B[M‘4ÚOEàSNF4ƌTUFNMFSƌ
*("3(0/CBS
*(*(*(
./07&$™
/03.5&,/ƞ,."-;&.&5ƞ$"3&5ƞ/Ƶ""54"/"Ƶ
&ZàQ4VMUBO.BI#BǵLFOU$BE/P4BODBLUFQFƞ45"/#65FMQCY'BYtOPSNUFLOJLDPNUStOPSN!OPSNUFLOJLDPNUS
"OLBSB0GJT"½WFÎMFS$BEEF$BEEF
/P±BOLBZB"/,"3"
5FMQCY'BY
/03.5&,/ƞ,"Ƶ/ƞ/5&4$ƞ--ƞ."3,"4*%*3
%V1POU™'.¥
YANGIN / MAKALE
Tablo 3. Testlerde kullanÕlan dört farklÕ detektör
Activation
Nokta duman detektörü
0.5 – 1.0 dB/m
Nokta duman / ÕsÕ detektörü
0.5 – 0.15 dB/m, 54 C
Aspirasyonlu duman / ÕsÕ detektörü
0.5 – 0.15 dB/m, 54 C
Aspirasyonlu duman detektörü
0.02 dB/m
duman detektörü kullanılmamasının sebebi fotoelektrik detektörlerin araç yangın alarmı ve yangın söndürme sistemi
üreticileri tarafından daha sık olarak kullanılmasıdır. Bunun
sebeplerinden bir tanesi ise iyonizasyonlu duman detektörlerinin kanuni üretim, nakliyat ve imha maliyetlerinin yüksek
olmasıdır.
Buna ilave olarak, testin amacı farklı fotoelektrik ve iyonizasyonlu duman detektörlerinin tepki sürelerini karşılaştırmak değil, farklı detektör lokasyonlarını karşılaştırmak ve
nokta duman detektörlerini aspirasyonlu sistemler ve ısı detektörleri ile karşılaştırmaktır.
Duman/ısı detektörleri, bu testlerde ayrı ayrı aktive olan
bir duman sensörüne ve bir ısı sensörüne sahiplerdir. Bütün
detektörler ticari olarak onaylanmış detektörlerdir ve farklılıklar duyarlılıkları anlamındaki farklılıklar piyasayı yansıtmaktadır.
Aspirasyonlu sistemlerin aktivasyon seviyeleri ölçme
odası için belirtilmiştir ve detektörün birden fazla yerden
hava örneği alması durumunda duman, ölçme odasına ulaşmadan önce inceltilmektedir. Metre-başına desibel (dB/m)
cinsinden ölçülen duman obstrüksiyonu duman içerisinden
geçen ışık miktarındaki azalmadır.
Test edilen aspirasyonlu duman/ısı detektörleri, bir örnekleme sistemi ile birlikte standart nokta duman/ısı detektörleri kullanmaktadır ve bu da bunları, birden fazla örneklem deliği kullanacak kadar duyarlı olan geleneksel aspirasyonlu duman detektör sistemlerinden daha az maliyetli
yapmaktadır.
Bu testlerde, bu tür her bir detektör bir pozisyondan
hava örneği almıştır. Diğer yandan daha duyarlı olan aspirasyonlu duman detektörü iki pozisyondan hava örneği almıştır.
Sonuçlarda, örneklem deliklerinin sayısının ve duyarlılığın duman detektörlerinin tespit sürelerini nasıl etkilediğine
dikkat edin.
Testlerde, detektörler, ısı ölçerler (TC), ve obstrüksiyon
ölçerler farklı pozisyonlara sahiplerdir ve bu pozisyonlar
Tablo 4 ve 5 ve Şekil 3’te açıklanmıştır. Tablo 5’deki her bir
sayı ayrı bir detektör temsil etmektedir. Bunun istisnası, artı
işareti ile gösterilen şekilde, iki örnekleme noktası kullanmış
olan aspirasyonlu duman detektörüdür. Tuvalet kompartımanında bulunan obstrüksiyon metre hem pozisyon 1 hem
de pozisyon 2’yi kapsamaktadır.
58
Şekil 3. Pozisyonların çizimi. Yangın pozisyonları; gizli bölümdeki kağıt
(çöp kovası) ve plastik/lastik yangını, tuvalet kompartımanında zemindeki heptan havuzu yangını ve duvar içerisindeki sigara yangını ve uyku
kompartımanındaki yatak yangını için işaretlenmiştir.
Tablo 5. Maketlerdeki detektörlerin, ÕsÕ ölçerlerin ve
obstrüksiyon ölçerlerin pozisyonlarÕ
Pozisyonlar
Nokta duman detektörü
1, 2, 4, 5, 7, 9
Nokta duman/ÕsÕ detektörü
1, 2, 5, 6, 7, 8
Aspirasyonlu duman/ÕsÕ detektörü
2, 4, 6
Aspirasyonlu ÕsÕ detektörü
1 +4, 5 + 9
IsÕ ölçer (TC)
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8
Obstrüksiyon metre
1+2, 4, 5
Tablo 4. PozisyonlarÕn AçÕklamasÕ
Tuvalet KompartÕmanÕ
1
Tavan sol (fan/çöp kovasÕ tarafÕ)
2
Tavan sa÷ (hava giriúi)
3
Çöp kovasÕ açÕklÕ÷Õnda
4
Lavabo altÕnda (fanÕ içinde bulunduran gizli bölmede)
5
Tavan fan bölümü
6
Tavan orta bölümü
7
Tavan hava giriú bölümü
8
YangÕn baúlangÕç noktasÕ üzerindeki tavan
9
Fan üzerindeki duvar (tavana olan yüksekli÷in yarÕsÕ
yükseklikte)
Uyku KompartÕmanÕ
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
YANGIN / MAKALE
3. SONUÇLAR
Tablo 6’da farklı testlerdeki bütün detektörlerin tepki süreleri özetlenmiş olup, testler ile ilgili ilave yorumlar takip
eden bölümlerde verilmiştir.
3.1 Sigara Testi
Bu testte bir alarm tetikleyen tek detektör (her ne kadar iki örneklem deliği kullanılmış olsa da), Tablo 3’e göre en
duyarlı olması beklenen detektör olan aspirasyonlu duman
detektörüdür. Aspirasyonlu duman/ısı detektörleri (pozisyon 2 ve 3) duman ön-alarmı tetiklemişlerdir ve bu da duman obstrüksiyon alarm seviyesine ulaşıldığı ancak bundan
sonra duman konsantrasyonu azaldığı için konfirme edici
yangın alarmı tetiklenmediği anlamına gelmektedir. Duman
detektörlerine ve obstrüksiyon ölçerlere göre, tavandaki
duman miktarı lavabo altındaki duman miktarı ile yaklaşık
aynıdır ancak, duman doğrudan fana doğru çekileceği için,
daha yüksek fan hızı olasılıkla tavandaki duman konsantrasyonunu azaltmıştır. Ancak yüksek fan hızında herhangi
bir sigara testi gerçekleştirilmemiştir. Detektörlerin büyük
kısmının sigara dumanı sebebi ile yangın alarmı tetiklememiş olması kısmi olarak, bu detektörlerin yanlış alarmlara
Şekil 4. Çöp kovasındaki kağıt yangını, tuvalet kompartımanının
içerisinden görüldüğü şekilde
Tablo 6.FarklÕ testler ve pozisyonlar için detektör tepki süreleri. Tepki süreleri, tutuúma sonrasÕndaki
saniye süre cinsinden verilmiútir.
“ND”= Tespit Edilmedi
“-”= Dahil De÷il
“s”= Duman Sensörü
“h”= IsÕ Sensörü
Detektörler
Cig.
Low Fan
Konum Test 1
1
ND
2
ND
4
ND
Nokta Duman Detektörü
5
7
9
1s
ND
1h
ND
2s
ND
2h
ND
5s
5h
Nokta Duman / IsÕ
Detektörü
6s
6h
7s
7h
8s
8h
2s
ND
2h
ND
4s
ND
Aspirasyonlu Nokta
Duman / IsÕ Detektörü 4 h
ND
6s
6h
1+4
51
Aspirasyonlu
Duman Detektörü
5-9
-
60
Çöp KovasÕ
Tuvalet KompartÕmanÕ
Heptan havuzu
Plastik & Lastik
Uyuma KompartÕmanÕ
Yatak
Low Fan
High Fan
Low Fan
High Fan
Low Fan
High Fan
High Fan
No Fan
Test 2
ND
ND
42
ND
ND
ND
ND
ND
ND
21
ND
52
-
Test 3
ND
ND
45
ND
ND
ND
ND
Nd
ND
21
ND
54
-
Test 4
27
32
46
41
82
25
32
25
ND
40
ND
43
-
Test 5
43
61
47
30
56
56
ND
38
ND
36
ND
46
-
Test 6
57
69
39
32
ND
39
ND
33
ND
12
ND
46
-
Test 7
ND
ND
37
ND
ND
ND
ND
ND
ND
21
ND
50
-
Test 8
55
63
85
45
64
52
76
57
122
29
56
53
ND
45
Test 9
55
76
76
37
74
44
80
56
ND
19
73
39
ND
48
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
TC, tavan sol (fan taraf×)
TC, tavan sol (fan taraf×)
TC, tavan saù (hava giriüi)
TC, tavan saù (hava giriüi)
TC, lavabo alt×nda
TC, lavabo alt×nda
TC, çöp kutusunun üzerinde
TC, çöp kutusunun üzerinde
Süre (s)
S×cakl×k (°C)
S×cakl×k (°C)
YANGIN / MAKALE
Süre (s)
Şekil 5. Test 4’teki ısı ölçerlerin sıcaklıkları: heptan havuzu yangını,
düşük fan hızı
Şekil 6. Test 4’teki ısı ölçerlerin sıcaklıkları: heptan havuzu yangını,
yüksek fan hızı
yüksek dirence sahip şekilde tasarlanmış olmalarıdır. Bu durum bu senaryoda, sigara duman sebebi ile meydana gelen
obstrüksiyonun çok düşük olduğu anlamına gelmektedir.
Daha basit bir detektör sigara dumanına daha duyarlı olabilir ancak aynı zamanda örneğin toz sebebi ile yanlış alarmlara da açık olabilir.
yaklaşık 20 kat daha hızlıdır, ancak yüksek hava akış hızı ile,
tavanın hava giriş tarafında bulunan ve tepki süresi olarak
20 kat daha yavaş olan detektörler haricinde, bütün detektörler için aynı tepki süresi gözlemlenmiştir.
Burada dikkat çeken, yüksek hava akış hızının aspirasyonlu detektörleri nokta duman detektörleri kadar etkilememesidir. Lavabo altında bulunan ısı ölçerin diğerlerine
göre biraz daha yüksek derecelerde harekete geçmiş olmasının sebebi yangın testlerinin kısa aralıklarla yapılmış olması ve belirli miktarda ısının bu ufak gizli bölümün tavanında
kalmış olmasıdır.
3.2 Kağıt testleri
Kağıt testlerinde, lavabo altında bulunan gizli bölümdeki
bütün detektörler aktive olmuştur ancak tavandaki detektörlerin hiç birisi aktive olmamıştır. Duman detektörleri gözle görülür alev meydana gelmeden önce aktive olmuşlardır.
Düşük fan hızı ve yüksek fan hızı ile yapılan testler arasındaki ana fark düşük hava akışı ile, belirli bir miktarda dumanın bir zaman sonra ana tuvalet kompartımanına girmiş
olmasıdır ve bu durum obstrüksiyon ölçer ve tavandaki ısı
ölçer tarafından görülmüştür, ancak yüksek hava akışı için,
hiç bir duman ya da ısı ana tuvalet kompartıman boşluğuna
girmemiştir. Şekil 4 alevlerin hava akışı tarafından nasıl çöp
kovası açıklığının alt kısmında tutulduğunu göstermektedir.
3.3 Heptan havuzu testleri
Heptan havuzu testlerinde, düşük fan hızı ve yüksek fan
hızı arasındaki fark çok büyük olmuştur. Şekil 5 ve 6’da sıcaklık grafiklerinin bir karşılaştırması sıralamanın neredeyse
tersine döndüğünü ve düşük hava akışına sahip en yüksek
sıcaklığın pozisyonunun neredeyse yüksek hava akışına sahip en yüksek sıcaklık haline geldiğini göstermektedir. Yangın hava giriş tarafında konumlandırılmıştır ve düşük hava
akışı ile, sıcaklık, tavan tarafında en yüksek olmuştur. Yüksek
hava akışında, dumanın büyük kısmı tuvalet kompartımanında bulunan tavana ulaşmadan önce havalandırma boşlukları ve çöp kovası boşluğu tarafından emilmiştir.
Tavandaki detektörler lavabonun altında bulunan ve
düşük fan hızı konfigürasyonuna sahip olan detektörlerden
62
3.4 Plastik/lastik testleri
Plastik/lastik testlerinin sonuçları çöp kovasındaki kağıt
testlerinin sonuçları ile aynıdır ve bu da yüksek hava akışı ile, ana tuvalet kompartımanı içerisine hiç bir duman ya
da ısı girmediği, diğer yandan düşük hava akışı ile dumanın
hava bariyerini deldiği anlamına gelmektedir. Buradaki tek
fark, üretilen duman miktarının kâğıt yangınında olandan
çok daha fazla olması ve bu sebeple düşük fan hızı testinde
tavandaki detektörler de oldukça hızlı şekilde aktive olmuşlardır.
3.5 Yatak testleri
Yatak testlerinde, yangın uyuma kompartımanının fan
bölümüne konumlandırılmıştır ve böylece dumanın hava
giriş bölümüne ulaşmak için hava akışına karşı ilerlemesi
gerekmiştir. Bu testin ana amacı, fanın etkisi varken ve yokken, fan bölümü ve hava giriş bölümündeki tespit süreleri
arasındaki farkı görmektir. Beklentilerin aksine, hava giriş
bölümündeki tespit fan tarafından kolaylaştırılmıştır ve bunun sebebi fanın uyuma kompartımanı içerisinde hava dolaşımına yol açmasıdır. Fan bölümü ve hava giriş bölümündeki
tespit arasındaki zaman farkı fanın kapatılması ile yaklaşık
10 saniyeden yaklaşık 20 saniyeye çıkmıştır.
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
YANGIN / MAKALE
Şekil 7. Uyku kompartımanı maketindeki (solda) ve kalorimetre
kurulumundaki (sağdaki) yatak yangın kaynağı.
Yatak yangın kaynağı dumanlardaki toksik unsurlar ile
ilgili olarak daha detaylı incelemeye tabii tutulmuştur, Şekil
7’de sağ tarafa bakınız. Yatak koni şeklindeki kalorimetrenin
bacası altında tutuşturulmuştur (konik ısıtıcı çıkartılmış olarak) ve toksik dumanlar FTIR-spektrometre (Fourier Transform İnfrared Spektroskopi) kullanılarak analiz edilmiştir.
Yataktan yüksek seviyede karbon dioksit (CO2), karbon
monoksit (CO), hidrojen siyanit (HCN) ve nitrik oksit (NO)
çıktığı gözlemlenmiştir.
Beklenen şekilde, dumanların içindeki toksik elemanların
konsantrasyonları duman opaklık eğrisini takip etmiştir ve
bu da uyuma kompartımanı maketindeki duman opaklığı
ölçümleri ile bağlantılı olabilirler. İsveç’te bulunan mesleki
sağlık kurumu (‘Arbetsmiljöverket’) tarafından belirlenmiş
olan kısa vadeli maruz kalma sınırları, yani 15 dakika maruz
kalma için kabul edilebilir seviyelere, yatak yangın kaynağı
için yaklaşık 0.5-3 dB/m duman opaklık seviyesinde ulaşılmıştır.
Bu, duman detektörlerinin büyük kısmının alarm başlattıkları noktadır (giriş gecikme ve detektörün işlem süresi dahil). Tutuşmadan yaklaşık 1.5 – 2 dak. Sonra ulaşılan 10 dB/m
duman opaklığında, yüksek seviyede toksik madde ölçülmüştür: yaklaşık %5 CO2, 800 ppm CO, 70 ppm HCN, ve 250
ppm NO. Bu yaklaşık kısa-vadeli maruz kalma sınırlarından
yaklaşık 5-8 kat fazladır ve Ulusal Mesleki Güvenlik ve Sağlık
Enstitüsü (NIOSH)’a göre, bu seviyeler yaşam ve sağlık için
ciddi tehlike arz etmektedir. Belirtilen maddelerin listelenmiş IDLH değerleri (Yaşam ve Sağlığa Doğrudan Tehdit) %4
CO2, 1200 ppm CO, 50 ppm HCN ve 100 ppm NO. Bu testlerdeki detektörlerin tepki süreleri yaklaşık 60 saniyedir ve bu
da tahliye için çok fazla vakit bırakmamaktadır.
4. DEĞERLENDİRME VE SONUÇLAR
Yeni UNECE Kayıt No. 107 gerekliliğine göre, duman
veya ısı detektörleri otobüslerin tuvalet kompartımanlarına
ve sürücü uyku kompartımanlarına duman ve ısı detektörü yerleştirilmesi zorunludur. Yapılan testler, bu detektörler
yerleştirilirken nelere dikkat edilmesi gerektiğine dair de-
64
ğerli bilgiler sunmaktadır. Duman detektörleri genelde ısı
detektörlerinden daha hızlıdırlar ve bu durum, bu çalışmada
yapılan testler ile de konfirme edilmiştir. Bu testlerde yangınlar oldukça hızlı şekilde başlamıştır ancak yavaş gelişen
yangınlarda, ısı detektörlerine kıyasla duman detektörlerinin faydaları çok daha fazla olmaktadır.
Örneğin, tuvalet kompartımanındaki lavabonun altındaki gizli bölüm ya da ısı detektörünün yangının yakınında
olması beklendiği çöp kovasına yakın noktalar gibi ısı detektörünün konulabileceği yerler vardır. hem kağıt testinde hem de plastik/lastik testinde lavabonun altındaki gizli
bölümdeki sıcaklık bir dakika sonra 100 santigrat derecenin
üzerine çıkmıştır.
Çok dar alanlarda v detektörün potansiyel yangın kaynağına yakın olduğu diğer durumlarda, ısı detektörleri yine
çok daha hızlı devreye girecektir. Ancak yine de duman detektörleri böyle durumlarda genelde daha hızlı olacaktır. Bu
alanlarda ısı detektörleri kullanılmasının faydaları bunların
genelde daha ucuz olmaları ve daha dayanıklı olmalarıdır.
Bunlar aynı zamanda, düzgün şekilde çalışmalarının sağlanması için düzenli olarak kontrol edilmeleri gerekli olan
duman detektörlerine kıyasla daha az bakım ve kontrol gerektirirler. Ancak, ısı detektörleri duman detektörlerini sadece
tamamlayıcı olarak kullanılmalıdırlar. Tuvalet kompartımanlarında tavana duman detektörü yerleştirilmesi sık görülen bir
uygulamadır ancak yapılan testler çalışan bir fan olduğunda,
sadece tavandaki bir detektör ile bir çöp kovası yangını ya da
kablo yangınını tespit etmenin zor olabileceğini göstermektedir. Ancak, fan bozulmuş olabilir ve bu da dumanın gizli
bölüme değil yukarı itilmesine yol açıyor olabilir. Bu tür bir
durumda, gizlenmiş bölgedeki bir detektör çok faydalı olmayabilirken, tavandaki bir detektör çok daha etkili olabilecektir.
Bu çalışmada test edilmiş olanların dışında da başka yangın
senaryoları olabilir. Bu sebeple, tavanda bir detektör entegre
bir detektör sisteminin bir parçası olarak faydalıdır. Bu çalışmanın sonuçlarına göre, otobüslerin tuvalet kompartımanlarındaki detektör sistemlerinin en azından tavanda bir duman
detektörü ve de özellikle fanın gizli bölümünde çöp kovası da
varsa, fanın gizli bölümünde bir ısı ya da duman detektöründen oluşması gereklidir. bunun gibi iki tespit noktası uçaklardaki tuvalet kompartımanlarında sık olarak görülmektedir.
20 kişinin öldüğü Hannover otobüs yangınında, yangın tuvaletin altında bir yerde bir kabloda başlamıştır ve her ne kadar,
konumundan bağımsız olarak bir yangın detektörü, yapılacak
ilk iyi iyileştirme olsa da, tahliye için yeterli süre elde etme anlamında konum kritik önem taşıyabilmektedir.
Eğer duman detektörleri pek çok alanda kullanılabilirse,
o zaman nokta duman detektörlerinin yerine aspirasyonlu
sistemlerin kullanılması düşünülebilir. Bu yaklaşımın faydası
sadece bir detektöre gerek duyulması ve sistemin, örneğin,
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
Bina Otomasyon ve
;BZöG"LöN4JTUFNMFSJOEF
:LTFL4UBOEBSUMBS
,BMJUFMJ)J[NFU
$N×OO×.RQWURO
<NVHN3HUIRUPDQV
(QHUML9HULPOLOLùL
%ú1$.21752/6ú67(0/(5ú
$WDüHKLU$WDWUN0DK(NLQFLRùOX6RN1R
$WDüHKLU,VWDQEXO7UNL\H
Tel:3E[Fax:
e-mail:LQIR#PDWULNVWUFRP
www.matrikstr.com
YANGIN / MAKALE
hem tavandan hem de tuvalet kompartımanındaki diğer
alanlardan hava örneği almasıdır. Daha gelişmiş aspirasyonlu sistemler ise aynı zamanda otobüsün farklı yerlerinden
hava örneği alabilmektedir. Tuvalet kompartımanı tavanındaki aspirasyonlu bir duman detektörü de detektörün gizli
ya da korumalı olabilmesi anlamında büyük avantajlar sunmaktadır. Otobüs operatörlerine göre ise yolcuların detektörleri kopartmaları ciddi bir problemdir.
Tuvalet kompartımanı tavanına detektör yerleştirme anlamında bir diğer önemli tasarım noktası da hava girişinden
hava akışının önlenmesinin gerekmesidir. Yapılan testler
tespit süresinin ciddi oranda gecikebileceğini ve bu gecikme süresinin yavaş büyüyen yangınlar için çok daha uzun
olabileceğini göstermiştir. Burada dikkati çeken nokta, yüksek hava akış hızının, aspirasyonlu detektörleri, nokta duman detektörlerini etkilediği kadar etkilememesidir.
Uyku kompartımanı testlerinde, farklı detektör konumları arasındaki tepki süresi farklılıkları göreceli olarak daha
az olmuştur ve bu da tek bir detektörün yeterli olabileceğini
göstermektedir. Ancak, eğer orta bölümde tavan yüksekliği azaltılabiliyorsa, hızlı tespit için iki duman detektörünün
kullanımının bir alternatif olarak dikkate alınması gereklidir.
Yukarıda belirtilmiş olan sonuçlar sunulan testler ile ilgilidir ve bunlar da belirli bir belirsizlik ve değişkenlik oranı ile
birlikte varsayım ve tasarım parametrelerini de içermektedir. Her bir yangın senaryosu iki kez uygulanmıştır ve bazı
yangın senaryolarında sıcaklık varyasyonları Æ50 C ‘dan
fazla olabilmektedir, ancak heptan havuzu yangını gibi stabil yangınlar için Æ50 C‘nin üzerinde olmamıştır.
Ancak bütün testlerde detektörlerin harekete geçme sıraları ve detektörün çalışmama durumu her iki test için aynı
olmuştur ve de sonuçlar için kullanılan bilgi de bu bilgidir.
Tasarım parametrelerinin değiştirilmesi durumunda sonuç farklı olabilecektir, ancak testler varılan çıkarımlar çoğu
tuvalet kompartımanı için geçerli olacak şekilde gerçekleştirilmiştir. Hava akış hızı ve hava giriş ve çıkışlarının yerleri gibi
önemli parametreler ile ilgili olarak, testler sık olarak kullanılanların en ilginç konfigürasyonlarına odaklanmıştır.
Ancak, bu testlerin konfigürasyonlarından çok daha
farklı kompartımanlara detektör yerleştirirken, kompartımanın bu makalede belirtilen konular dikkate alınarak detaylı
şekilde analiz edilmesi çok önemlidir.
KAYNAKLAR
[1]
[2]
66
N.R. Meltzer, G. Ayres, M. Truong, Motorcoach fire safety analysis:
the causes, frequency, and severity of motorcoach fires in the
United States, Fires in Vehicles—FIVE 2012, Chicago, USA, 2012.
The Office of Transport Safety Investigations (OTSI), Bus Safety
Investigation Report—An Investigation into Bus Fires in NSW
2005–2012, 2013.
[3]
[4]
[5]
[6]
[7]
[8]
[9]
[10]
[11]
[12]
[13]
[14]
[15]
[16]
[17]
[18]
R. Hammarström, J. Axelsson, M. Försth, P. Johansson, B. Sundström, Bus Fire Safety, SP Technical Research Institute of Sweden, SP Report 2008, 41, 2008.
E. Kokki, Bus fires in 2010–2011 in Finland, Fires in Vehicles—FIVE
2012, Chicago, USA, 2012.
R. Damm, The Hannover bus fire and activities on improving fire
safety in buses, Fires in Vehicles—FIVE 2010, Gothenburg, Sweden, 2010.
P. Blomqvist, Emissions from fires—consequences for human
safety and the environment, Doctoral Thesis, Lund University,
Lund, 2005.
J. Brandt, M. Försth, Testing active fire protection systems for engine compartments in buses and coaches—a pilot study, SP Technincal Research Institute of Sweden, SP Report 2011, 22, 2011.
P. Smith, A. Chattaway, J. Peoples, A comparison of various fire
detection methodologies in transit vehicle engine compartment
fire protection systems, SAE Int. J. Commer. Veh. 5 (1) (2012)
343–353, doi:http://dx.doi.org/10.4271/2012-01-0983.
R. Ochoterena, M. Hjohlman, M. Försth, Detection of Fires in the
Engine Compartment of Heavy Duty Vehicles, A Theoretical
Study, SAE Technical Paper 2014-01-0423, doi:10.4271/2014-010423, 2014.
Bus fire due to toilet ruling, [Online]. Available: <http://www.
dailyexpress.com.my/news.cfm?NewsID=88185/>
(accessed
17.04.14).
R. Seales, Miracle escape for dozens of school children as they
flee blazing bus after toilet caught fire, [Online]. Available:
<http://www.dailymail.co.uk/ news/article-2107120/Miracle-escape-dozens-school-children-flee-blazing-bus-toilet-caught-fire.html/> (accessed 17.04.14).
UNECE Regulation No. 107—Rev. 3—Amend. 4, General construction of buses and coaches, [Online]. Available: <http://
www.unece.org/fileadmin/ DAM/trans/main/wp29/wp29regs/
R107r3am4e.pdf/> 2012.
O. Willstrand, J. Brandt, R. Svensson, Fire detection & fire alarm
systems in heavy duty vehicles, WP5–Fire detection in bus and
coach toilet compartments and driver sleeping compartments,
SP Report 2014, 28, 2014.
Fire Industry Association (FIA), Ionistation Chamber Smoke
Detectors (ICSD): Applicable regulations for manufacturing,
transport and disposal, FIA Fact File No. 0017, 2005.
The International Organization for Standardization (ISO), ISO
5660-1, Reaction-to-fire tests—Heat release, smoke production
and mass loss rate—Part 1: Heat release rate (cone calorimeter
method), 2002.
Arbetsmiljöverket, Kemiska arbetsmiljörisker, AFS 2011:19, ISBN
978-91-7930-560-4, ISSN 1650-3163, 2011.
National Institute for Occupational Safety and Health (NIOSH),
Documentation for Immediately Dangerous To Life or Health
Concentrations (IDLHs), 1994. [Online]. Available: <http://www.
cdc.gov/niosh/idlh/intridl4html/> (accessed 2.04.14).
J. Stonegård, M. Svensk, Fire detection and fire alarm systems in
trains and aircrafts, a pilot study, Bachelor Thesis, Luleå University of Technology, 2013.
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
GÜVENLİK / MAKALE
STPA-SAFESEC: SİBER-FİZİKSEL
SİSTEMLER İÇİN EMNİYET VE
GÜVENLİK ANALİZİ(*) 2. Bölüm
IVO FRIEDBERG
AIT Avusturya Teknoloji Enstitüsü, Viyana, Avusturya b Queen’s
University Belfast, Belfast, Birleşik Krallık
KIERAN MCLAUGHLIN
Queen’s University Belfast, Belfast, Birleşik Krallık
PAUL SMITH
AIT Avusturya Teknoloji Enstitüsü, Viyana, Avusturya
DAVID LA-VERTY
Queen’s University Belfast, Belfast, Birleşik Krallık
SAKIR SEZER
Queen’s University Belfast, Belfast, Birleşik Krallık
3. SENKRON ADASI KULLANIM DURUMU
u bölüm Bölüm 5’te gerçekleştirilen analiz için
bir kullanım örneği hakkında bilgi vermektedir..
Senkron-ada çalışması mikro şebekeleri kavramına dayanmaktadır. Geleneksel güç nakil şebeke-sinin yenilenebilir enerji kaynaklarıyla artan penetrasyonuyla birlikte - örneğin, fotovoltaikler (PV) veya rüzgar panelleri
- daha iyi kontrol özellikleri gereksinimi ortaya çıkmıştır.
Farhangi (2010) ve Considine ve arkadaşları (2012 ) mikro şebekeleri gelecekteki akıllı şebekelerin karmaşıklığıyla
baş etme yolu olarak belirlemektedir. Yenilenebilir enerji
kaynaklarının etkili bir entegrasyonunu sağlamakta ancak
BİT kaynaklarının daha sıkı entegrasyonu için yeni gereklilikler ortaya çıkarmaktadır. Bir mikro şebeke üretme, depolama ve yüklemenin yakınında olduğu herhangi bir ana
bilgisayar şebekesinin potansiyel olarak bağımsız olan alt
kümesidir. Mikro şebeke ya ana bilgisayar şebekesine bağlı olarak çalışma yeteneği olarak - örneğin, ana bilgisayar
şebekesindeki bir arıza durumunda - ya da bağımsız bir
güç adası olarak nitelendirilmektedir. Çoğu mikro şebeke
türü için, bağımsız olarak çalışma sadece sınırlı bir zaman
için mümkündür. Tekrar bağlanma sırasında mikro şebekedeki kesintileri engellemek için, mikro şebekelerin dinamik
olarak eklenmelerinin ve çalışma sırasında ana bilgisayar
şebekesinden kaldırılmalarının mümkün olması gerekmektedir. Mikro şebekelerin senkron-ada çalışması bu zorlukla
B
başa çıkabilecek bir yol olarak görülmektedir. Ada modunda bile, güç ölçümleri - voltaj büyüklükleri (Xm), frekans
(w) ve faz açısı (p) - ana bilgisayar şebekesiyle senkronize
edilmiş halde kalmaktadır. Bu güç ölçümleri ada mikro şebekesi ile ana bilgisayar arasında eşleştirildiklerinde, devre
kesicinin yeniden kapatılması güvenlidir. Senkronizasyonun sağlanamaması durumunda, devre kesicilerin yeniden
kapatılmasının yasaklanması gerekmektedir.
Senkron-ada için evrensel olarak uygulanabilir bir yöntem Best ve arkadaşları (2008) tarafından sunulmaktadır.
Yazarlar genel gereksinimleri ve referans sinyalini iletirken
ortaya çıkan gecikmenin sebep olabileceği olası kısıtlamaları açıklamaktadır. Kontrol mantığı mevcut faz açısı farkını
en aza düşürürken sistemler arasındaki sıklık farkını kontrol etmek için kullanılmaktadır. İletişim kaybı durumunda
güç kalitesi ve güvenlik mekanizmalarıyla ilgili sorunların
yanı sıra ada saptama ve kontrol başlatma gibi zorluklar
da vardır.
Senkron-ada çalışması temel iletişim ağındaki sıkı aktarım ge-cikmesi kısıtlamalarını uygulamaktadır. Laverty
ve arkadaşları (2008) geniş alan iletişiminin ortaya çıkardığı zaman gecikmesinin etkisi üzerine detaylı bir analiz
gerçekleştirmektedir. Çalışmalarında, yazarlar yerel yükleme kabulleri için İnternet-tabanlı bir faz farkı denetleyicisi
tarafından çalıştırılan alternatif bir cevap gös-termektedir.
Bir telekomünikasyon bağlantısı üzerinde İnternet gibi
* Kaynak: www.sciencedirect.com
68
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
değişken zaman gecikmesiyle çalıştırıldığında, kontrolün
etkili olduğunu gösterebilmişlerdir. Caldon ve arkadaşları (2004) senkron ve inverter-arayüzlü jeneratörlerin güç
adacıklarının dengesi üzerindeki etkileri değerlendirmektedir. Yazarlar inverter-arayüzlü jeneratörlerin sıklık dengesini ve faz açısı farkını arttırdığını gös-termektedir.
Resim 4 bu makalede analiz edilecek olan senkron-ada
test or-tamının yüksek düzey bir gösterimini göstermektedir. Ada modunda ana şebekeyle senkronize edilen bir
şekilde ana işletmeci (bu durumda DC makinesi) tarafından işletilen bir alternatörü çalıştırmak için tasarlanmıştır.
Jeneratör Grubu bir DC Motor/Alternatör grubudur. DC
motoru ‘Eurotherm 590 +’ dijital ana işletici denetleyicisinden tedarik edilmektedir; sürücü üzerinde ayar noktalarını
kontrol etmek için analog girdileri sağlamaktadır.
Fazör Ölçüm Birimleri (PMU’lar) gerilim büyüklüklerini
(Xm), sıklığını (a)ve faz açısını (p) periyodik olarak yakalayan ve yapılandırılan alıcıya gönderen bir ölçüm cihazıdır.
PMU ölçümlerinin faydalı olması için, şebekedeki her alana
tam olarak aynı zamanda uygu-lanmaları gerekmektedir.
Bu saat senkronizasyonu genel olarak GPS sinyalleriyle yapılmaktadır ancak alternatif yöntemler de mevcuttur.
Test ortamlarımızda, PMU’lar ana bilgisayar şebekesinde ve güç adacığında kullanılmaktadır. Elde edilen güç
ölçümleri denetleyiciye gönderilmektedir. Yük bankası güç
adacığına yerleştirilen direnç gösteren 3 aşamalı bir yük
bankasıdır. Değişen yüklemeler altında kontrol edilen ada
davranışını değerlendirmek için kullanılabilir. Denetleyici
PMU’lardan ölçümleri alır ve jeneratör grubunun ayar noktasına uyarlanır.
Kullanım durumuyla ilgili daha detaylı bilgilendirme
için okuru Friedberg ve arkadaşlarının (2015) çalışmalarına yönlendiriyoruz.
4. ANALİZ
Bu bölümde, STPA-SafeSec’i senkron-ada kullanım durumuna uygulayacağız. Resim 4’teki sınama ortamı modeli
yüksek düzey bir mimari görünümü göstermektedir. Analizimiz sırasında, Resim 3’te gösterilen detaylı STPA-SafeSec akış şemasını izledik. Bu bölüm her birinin Resim
1’deki basit STPA-SafeSec’in bir aşama-sını temsil ettiği alt
bölümlere ayrılmaktadır. Tehlike senaryolarının derinlemesine güvenlik analizini yönlendirmek için nasıl kullanıldığı
ve azaltma stratejilerini elde etmek için sonuçların nasıl
kullanıldığı Bölüm 6’da açıklanacaktır. Analiz sırasında,
analiz sonucunda ortaya çıkan farklı yapıtlara yönlendirmek için birtakım kısaltmalar kullanacağız. Tablo 3 farklı
kısaltmaları ve anlamlarını göstermektedir.
4.1. Emniyet Kontrol Yapısının Tanımlanması
Analizin altındaki sistemi jeneratör grubunun farklı
sistem durum-larındaki kontrolü olarak tanımlıyoruz. İlk
aşamalarda, uzman görüşüne dayanarak, sistem kayıpTablo 3.
KÕsaltma
TanÕm
L-X
Sistem kayÕplarÕ
H-X
Sistem riskleri
F-X
Sistem kusurlarÕ
HC-X
Tehlikeli kontrol eylemleri
CTRL-N-X
Kontrol katmanÕnda dü÷üm
CTRL-C-X
Kontrol katmanÕnda ba÷lantÕ
CPT-N-X
Bileúen katmanÕnda dü÷üm
CPT-C-X
Bileúen katmanÕnda ba÷lantÕ
CSTR-S-X
Emniyet bileúeni
CSTR-A-X
KullanÕlÕrlÕk bileúeni
CSTR-I-X
Bütünlük bileúeni
Yük BankasÕ
Ana
øúletici
PMU
WAN
øletiúim
Denetleyici
SPI
Ana øúletici
Denetleyicisi
Alternatör
Devre Kesiciler
Jeneratör
Grubu
PMU
Güç
Resim 4. Sınama ortamı mimarisi hakkında genel açıklama. Bir jeneratör grubu ada modunda ana şebekeyle senkronize edilmiş şekilde
çalıştırılmaktadır. Ana şebekedeki uzak, güvenli bir yerdeki Fazör Ölçüm Birimi (PMU) yerel bir denetleyiciyle iletişim kurmaktadır. İkinci bir PMU
adadaki güç ölçümlerini elde etmektedir. Denetleyici iki PMU’dan alınan ölçümleri karşılaştırmakta ve jeneratörü denetlemektedir.
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
69
GÜVENLİK / MAKALE
Tablo 4.
Tablo 5.
Risk
L1
L2
L3
L4
H-1
x
x
x
x
H-2
x
x
x
x
H-3.1
x
x
H-3.2
x
x
H-4
x
H-5
x
larını ve sistem risklerini belirliyoruz. Resmi herhangi bir
süreç yoktur ancak sistem kayıpları ve riskleri genel olarak
üst düzey özelliklerdir. Sistemimiz için kayıpları aşağıdaki
gibi tanımlayabiliriz: (L-1) Kişiye zarar, (L-2) güç donanımına zarar, (L-3) son kullanıcı donanımına zarar ve (L-4)
kullanıcı yüklemesi için güç kaynağının kesilmesi. Sistem
ka-yıplarına bağlı olarak, sistem riskleri şu şekilde tanımlanmaktadır: (H-1) Senkronize edilmemiş kapanma, (H-2)
güç donanımının işletme sınırları dışında kullanılması, (H3) güç kalitesi ölçümlerinin ihlali, (H-4) senkronize edememe ve (H-5) yerel talebi karşıla-yamama. H-2 riski somut
sistem için şöyle düzeltilebilir: Jeneratör grubu 0 V-5 V
sıralaması dışında bir analog ayar noktasında çalış-tırılmamalıdır, çünkü yapıda sadece bir tane hassas güç donanımı
bulunmaktadır; jeneratör grubu. H-3 Riski, H-3.1 (voltajla
ilgili güç kalitesi ihlali) ve H-3.2 (Sıklıkla ilgili güç kalitesi
ihlali) olarak ayrılmalıdır. Tablo 4 hangi kayıpların hangi
riskten kaynakla-nabileceğini göstermektedir.
Bir sonraki adım değerlemede sistem için yüksek düzey emniyet ve güvenlik bileşenlerini elde etmektir ( Resim
3’teki) adım 4’e bakınız. Yüksek düzey bileşenleri belirle-
Devre Kesici
Kontrolü
Yeniden kapatma
güvenli
Yeniden kapatma
tehlikeli
Ana Bilgisayar
ùebekesi PMU
HÕz Denetleyici
Ana Bilgisayar VoltajÕ
Ana Bilgisayar SÕklÕ÷Õ
Ana Bilgisayar
Faz AçÕsÕ
Mikro ùebeke VoltajÕ Mikro
ùebeke SÕklÕ÷Õ Mikro
ùebeke Faz AçÕsÕ
Yerel PMU
Ana øúletici
Denetleyicisi
Setpoint
Geri Bildirm
Ayar noktasÕ
Kontrol
Ext. Kontrol I/O
Jeneratör Grubu
Fiziksel
Durum
Resim 5 - Senkron ada test durumu kontrol katmanı şeması. Beyaz
kutular düğümler arasında aktarılan değişken türle-rini ve komutları
belirtirken, gri kutular mantıksal düğüm-leri belirtmektedir. Siyah
çemberler mantıksal düğümleri etiketlemektedir. Üçgenler mantıksal
bağlantıları etiketle-mektedir. Her etiket basitleştirmek için resimde
gösterilme-yen CTRL önekine metinde sahiptir.
70
#
' X
(t)
øsim
De÷erler
Voltaj büyüklü÷ü farkÕ
SÕnÕrlar içinde; sÕnÕrlar dÕúÕnda
'Z(t)
Frekans farkÕ
SÕnÕrlar içinde; sÕnÕrlar dÕúÕnda
'I(t)
Faz açÕsÕ farkÕ
SÕnÕrlar içinde; sÕnÕrlar dÕúÕnda
Csp
Ana iúleticiye komut
0-5 ÕnÕrlarÕ içinde; sÕnÕrlarÕn dÕúÕnda
Ccb
Devre kesiciye komut
kesiciler
CB yeniden kapanmasÕ güvenli;
CB yeniden kapanmasÕ tehlikeli
Stcb
Devre kesici durumu
AçÕk; kapalÕ
m
menin en kolay yolu belirlenen sistem risklerinin reddedilmesidir (CSTR-S-1 - CSTR-S-5 sırasıyla). Elde edilen
bileşenler riske bağlı olarak emniyet ve -güvenlikle ilgili
olabilir. Kullanım durumunda, hiçbir yüksek düzey güvenlik
bileşeni elde edilmemiştir. Ancak, bu yalnız emniyet kullanım durumunu dikkate aldığımız anlamına gelmemektedir.
İlk etapta, bütün sistemin çalışmasını inceleriz ve yukarıdan aşağıya bir perspektifle kayıpları engellemek için ne
yapmamız gerektiğine karar veririz. Analiz sırasında, bu
bileşenleri düzenleyeceğiz ve sistemin karmaşıklığını kavramak için güvenliğin göz önünde bulundurulması gerektiğini göstermektedir.
Resim 5 değerlendirme altında sistemin kontrol seviyesinin -gösterilmesi hakkında detaylı bir bilgi vermektedir
(adım 5). Gele-neksel STPA analizi bu kontrol düzeyi gösterimini yönlendirmek için genel bir kontrol katmanı şeması sunmaktadır. Resim 5 Resim 4’teki kontrol döngüsü
baz alınarak tasarlanmıştır. İki kontrol döngüsü arasındaki
eşdeğerlik belirgin değildir. Orijinal STPA belgesinde, bir
kontrol döngüsündeki kontrol komutlarının ve -verilerinin
akışı saat yönünün tersine işlemektedir. Geleneksel olarak
kontrol döngüleri saat yönündeki bir döngüyle gösterilmektedir (Resim 4’te olduğu gibi) STPA-SafeSec saat yönünün tersine bir STPA gösterimi kullanmaktadır.
Bir kontrol döngüsü - Hız Denetleyici - ve onun sistem
içeri-sindeki farklı mantıksal bileşenleriyle olan etkileşimini belirledik. Kontrol katmanındaki her düğüm (CTRL-N)
ve her bağlantı (CTRL-C) metin içinde açık bir referans
sağlamak için tanımlanmaktadır. Basitleştirmek amacıyla
resimde CTRL- öneki gösterilmemiştir. Kontrol döngüsünün merkezinde Hız Denetleyicisi (CTRL-N-1) vardır. Yerel
mikro şebekedeki (CTRL-N-4) ve ana bilgisayar şebekesindeki (CTRL-N-5) iki PMU’dan iki ayrı bağlantı aracılığıyla
(CTRL-C-4 ve CTRL-C-5) geri bildirim almaktadır. Her PMU,
ölçülen voltaj büyüklüğünü (X m), sıklığını (w) ve faz açısını (p) periyodik olarak rapor etmektedir. Buna ek olarak,
denetleyici -senkronizasyonun sağlanıp sağlanmadığını ve
devre kesicinin yeniden kapatılmasının bu sebeple güven-
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
GÜVENLİK / MAKALE
li ya da tehlikeli olduğunu kontrol eder ve bu bilgiyi devre kesici denetleyicisine gönderir (CTRL-C-6, CTRL-N-6).
Devre kesici denetleyicisi test ortamındaki emniyet nedeniyle otomatik bir kontrol döngüsü olarak uygulanmamaktadır. Bunun yerine, bir kişi devre kesici denetleyicisi olarak
hareket eder. Sonuç olarak, hız denetleyicisi DC sürücüsü
(CTRL-N-2) üzerinde jeneratör grubu için (CTRL-N-3) bir
ayar noktası (CTRL-C-1) belirleyebilir.
4.2. Tehlikeli Kontrol Eylemleri
Kontrol katmanı şemasına dayanarak, Tablo 5 hız denetleyicin doğru çalışması için uygun olan belirlenen sistemleri
göstermektedir (adım 4 ve 5’e bakınız). Ayrıca denetleyicinin kullanabileceği kontrol komutlarını göstermektedir. Her
bir değişken için, değer alanın emniyetle ilgili olan farklı aşamalara ayrılması gerekmektedir. Bu daha sonra olası tehlike
senaryolarını belirlemek için farklı sistem durumları aracılığıyla otomatik bir sıralama yapılmasını sağlamaktadır (ayrıntılar için Thomas, 2013). Senkronizasyonu sağlamak için,
hız denetleyicinin ana bilgisayar şebekesi ile mikro şebeke
arasındaki güç ölçümleri farkını hesaplaması gerekmektedir.
Aşağıdaki değişkenleri voltaj büyüklüğü, sıklık ve yerel mikro şebeke ile ana bilgisayar şebekesi arasındaki faz açısı farkı
olarak tanımlamaktayız.
Güç ölçümlerindeki fark için, iki sistem durumu belirlenebilir.
(1)
(2)
(3)
Bu fark yeniden kapatmanın güvenli olması için yeteri kadar küçük olabilir (sınırlar içinde) ya da olmayabilir.
Olası her kontrol eylemi için, kontrol eyleminin mevcut
sistem durumunda tehlikeli olup olmadığı belirlenmelidir.
STPA’daki bir kontrol eylemi (i) hepsine uygulanması, (ii)
çok erken uygulanması, (iii) çok geç uygulanması ya da
(iv) mevcut sistemde uygulanmaması durumlarında tehlikeli olabilir. Tablo 6 hız denetleyici için belirlenen tehlikeli
kontrol eylemlerinin bir listesini göstermektedir. Belli bir
sistem durumu için tehlikeli bir kontrol eylemi bulunmak-
tadır ve birtakım tehlikelere sebep olabilir. HC-1 - HC-3 hız
denetleyicinin yanlış bir şekilde senkronizasyonun gerçekleştiğini varsaydığı durumları -açıklamaktadır. Devre kesicinin yeniden kapatılmasının güvenli olmadığı bir durumda
güvenli olduğunu gösterebilir. Bu da senkronizasyon dışı
yeniden kapanmaya(H-1) ya da güç kalitesi -ihlallerine
(H-3)sebep olabilir. Bu durumda, kontrol komutunun devre
kesici denetleyicisine(CTRL-N-6) ne zaman gönderildiğinin bir önemi yoktur çünkü bu sistem durumunda böyle bir
komutun varlığı potansiyel olarak tehlikelidir. HC-4 jeneratör grubu için ayar noktasının jeneratör grubunun işlem
sınırlarının dışında olmaması gerektiğini vurgulamaktadır.
Aynı şekilde, devre kesinin ve güç kalitesi ölçümlerinin şu
anki durum-larında komut zamanlaması konu dışıdır. Sonuç olarak, HC-5 devre kesicinin açık olması durumunda,
hız denetleyicisinin jeneratör grubu için geçerli bir ayar
noktası güncellemesini kaçırmasının tehlikeli olduğunu
göstermektedir. Bu durumda, yerel yüklemelerin tedariği
sadece jeneratör grubu tarafından oluşturulan güce bağlıdır. Güç çıktısının değişen yükleme durumlarına uyarlanamaması güç kaybına, kalite bozulmalarına ve sonuç olarak
tüketici donanımına zarara sebep olabilir.
4.3. Bileşen Katmanı Eşleşme Denetimi
Hangi kontrol eylemlerinin sistem risklerine sebep olacağını belir-lediğimize göre, amaç tehlikeli kontrol eylemlerini etkinleştirecek sistem kusurlarını belirlemektir. Geleneksel STPA’da, bu sadece emniyet alanında yapılmaktadır. Birleştirilmiş yaklaşımımızda, olası nedensel faktörlere
güvenlik kısıtlamalarının ihlalini de dahil etmekteyiz. Bu
nedenle, Resim 5’te gösterilen kontrol katmanını fiziksel
kontrol katmanıyla eşleştiriyoruz. Resim 6 senkron adası test ortamımız için bileşen katmanını göstermektedir.
Resim 5’teki düğümler hala görülebilirdir fakat bileşen
katmanında düğümlerle gösterilmektedir (CPT-N). Aynı
durum bileşen katmanında şu an bağlantılarla gösterilen
kontrol katmanı bağlantıları için de geçerlidir (CPT-C). Bileşen katmanı düğümleri ve bağlantıları fiziksel dünyada
yüksek düzey kontrol tabakasının yapısal olarak uygulanmasıdır. Jeneratör grubu (CTRL-N-3) bir fiziksel bileşen
(CPT-N-4) tarafından uygulanırken, diğer düğümlerin ve
Tablo 6.
#
Ccb
C
Stcb
'Xm
'Z
'I
Herhangi
bir zaman
Çok
erken
Çok
geç
Hiç
Riskler
HC-1
Güvenli
-
AçÕk
DÕúÕnda
-
-
1
1
1
0
H-1, H-3
HC-2
Güvenli
-
AçÕk
-
DÕúÕnda
-
1
1
1
0
H-1, H-3
HC-3
Güvenli
-
AçÕk
-
-
DÕúÕnda
1
1
1
0
H-1,H-3
HC-4
-
DÕúÕnda
-
-
-
-
1
1
1
0
H-2
HC-5
-
øçinde
AçÕk
-
-
-
0
0
1
1
H-3,
H-5
72
H-4,
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
PMU CihazÕ
GPS
Antemma
GPS
Eternet
Sunucu PMU
Yerel A÷
USB
Switch
Firewall
RaspberryPi
Eternet
Digital2Analog
Dönüútürücü
USB
Analog Out
Devre Kesici
Kontrolü
HÕz Denetleyici
Yerel PMU
Eternet
PMU CihazÕ
Sürücü CihazÕ
Ana øúletici
Denetleyicisi
Jeneratör
Grubu
GPS
Antemma
GPS
Resim 6. Senkron ada kullanım durumu bileşen katmanı şeması. Kesikli
kutular kontrol düzeyindeki bileşenlerin görünümünü göstermektedir.
Düz çizgiler kablolu bağlantıları, kesikli çizgiler ise kablosuz bağlantıları
göstermektedir. Siyah çizgiler doğrudan uçtan uca bağlantıları
göstermektedir. Gri çizgiler IP tabanlı aktarımı göstermektedir. Siyah
daireler somut düğümleri gösterirken siyah üçgenler somut bağlantıları
göstermektedir.
bağlantıların uygulanması çok daha karmaşıktır. Hız denetleyici (CTRL-N-1) aslında iki düğümle uygulanmaktadır. İlk
olarak, bir RaspberryPi (CPT-N-1) kontrol algoritmasını ele
almak ve yerel ağ (CPT-C-7) için IP tabanlı iletişimi yönetmek için kullanılmaktadır. Ek bir mikro-denetleyici
(CPT-N-2) seri bağlantıyla bağlanır (CPT-C-1) ve Pi’nin
dijital kontrol sinyalini DC sürücünün ihtiyacı olan analog
bir sinyale dönüştürür. Bu da kontrol katmanındaki bir düğümün bileşen katmanındaki düğümler ile bağlantıların bir
kombinasyonuyla nasıl gösterildiğini göstermektedir. PMU
cihazların gösterimi (CTRL-N-4, CTRL-N-5) daha karmaşıktır.
Bileşen katmanı PMU’ların GPS sinyaline bağlı olduğunu vurgulamaktadır. Ek bir GPS anteni bileşeni (CPT-N-6,
CPT-N-10) GPS sistemine kablosuz bir iletişim bağlantısıyla birlikte tanıtılmıştır. Sonuç olarak, PMU’lar ile hız denetleyici arasındaki IP tabanlı iletişim daha detaylı bir şekilde
gösterilmektedir. Kontrol katmanının sadece PMU’lar ile
denetleyici (CTRL-C-4, CTRL-C-5) arasında iletişim olduğunu vurguladığı yerde, bileşen katmanı tam karmaşıklık
üzerinde durmaktadır. Farklı ağ bölgelerinin yanısıra anahtarlar (CPT-N-7) ve güvenlik duvarları (CPT-N-8) gibi ağ
düğümleri de gösterilmektedir.
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
Bileşen şeması aynı zamanda emniyet ve güvenlik kısıtlamalarının ağ bileşenlerinin bilindiği yer ağ içine yerleştirilebildiklerini göstermektedir. Ana bilgisayar şebekesi
PMU’sundan veri taşımak için kullanılan Geniş Alan Ağı
(WAN) diğer bir yandan sistem yapılarının kontrolünde değildir. Bu nedenle, bileşenler garantiye alınamaz ve
azaltma stratejilerinin emniyet ve güvenliği sağlamak için
uygulanmaları gerekmektedir.
Kontrol ve bileşen katmanları arasındaki eşleşmeyle
birlikte, tehlikeli kontrol eylemlerine sebep olabilecek yüksek düzey tasarım kusurlarını belirleyebiliriz. Aynı şekilde,
mevcut araçları geleneksel STPA’da kullanabiliriz. Emniyetle ilgili bir sorun oluşturabilecek olası tasarım kusurlarını
gösterecek genel bir nedensel faktör şeması sunmaktadır
(bakınız Leveson, 2011, s. 223). Bunu kullanım durumumuza uyguladıktan sonra, sistemimizde aşağıdaki kusurları
bulduk:
F-1: Denetleyici yanlış bir şekilde voltaj farkının sınırlar
içinde olduğunu düşünüyor; F-2: Denetleyici yanlış bir şekilde frekans farkının sınırlar içinde olduğunu düşünüyor;
F-3: Denetleyici yanlış bir şekilde faz açısı farkının sınırlar
içinde olduğunu düşünüyor; F-4: İşlem sınırlarının dışındaki ayar noktaları DC Sürücü tarafından alınır; F-5: Hız denetleyici yanlış bir şekilde ayar noktası düzeltilmesinin gerekli olmadığını düşünüyor; F-4: Devre kesici denetleyicisi
yeniden kapanmanın güvenli olduğuyla ilgili yanlış bir bilgi
alır. Geleneksel STPA’da sonraki adım tehlike senaryolarını
belirlemek olacaktır (bakınız adım 13’e Resim 3’teki). Bunun yerine, ilk olarak kontrol ve bileşen katmanına bağlı olarak emniyet ve güvenlik kısıtlamalarını düzeltiyoruz.
F-5 ve F-6’nın yanısıra F-1 - F-3’ü azaltmak için emniyet
ve güvenlik kısıtlamalarının sistemin geri bildirim mekanizması üzerinde sağlama alınmaları gerekmektedir. F-6 için
bileşenler iletişimde olduğu kadar denetleyicide de devre
kesici denetleyiciyi gerektirmektedir. F-4’ün iletişimde olduğu kadar denetleyici ve aktüatörde de aktüatör ve jeneratör grubu için garantiye alınması gerekmektedir.
4.4. Emniyet Ve Güvenlik Kısıtlamalarının İyileştirilmesi
Birtakım istem kusurları temelinde, Şekil 7 hangi emniyet ve -güvenlik kısıtlamalarının kontrol düzeyinde her
bir düğümde ve bağlantıda ihlal edilebileceğini açıklamaktadır. Üst düzey güvenlik tehditleri Bölüm 3.2.’deki Tablo 1
ve 2’de verilmiş olan tehditlerle aynı düzeydedir. Emniyet
kısıtlamaları dizisi her bir düğümden ve bağlantıdan kaynaklanabilecek tehlikelerden alınmıştır.
Tehlikeli senaryoların nasıl gösterildiği daha iyi anlayabilmek adına, kısıtlamaların bileşen tabakasıyla eşleştirilmesi gerekmektedir. Bu adımlar STPA-SafeSec ‘e özgüdür
ve analiz için temel bir katkı oluşturmaktadırlar. Bu adım-
73
Yerel Talep (H-5)
øúletim SÕnÕrlarÕ (H-2)
Güç Kalitesi (H-3)
Senkronizasyon dÕúÕ Yeniden Kapanma (H-1)
Güvenilirlik
Dü÷üm AúÕrÕ Yüklendi (kaldÕrma) (CSTR-A-4)
Dü÷üm AúÕrÕ Yüklendi (gecikme) (CSTR-A-3)
øletiúim KaldÕrma (CSTR-A-2)
øletiúim Gecikmesi (CSTR-A-1)
Geri Bildirim Gecikmesi (CSTR-I-8)
Feedback Manipulation (CSTR-I-7)
Geri Bildirim KaldÕrma (CSTR-I-7)
Geri Bildirim Ekleme (CSTR-I-5)
Komut Gecikmesi (CSTR-I-4)
Komut Manipülasyonu (CSTR-I-3)
Komut KaldÕrma (CSTR-I-2)
Komut Ekleme (CSTR-I-1)
GÜVENLİK / MAKALE
CTRL-N-1
CTRL-N-2
CTRL-N-3
CTRL-N-4
CTRL-N-5
CTRL-N-6
CTRL-C-1
CTRL-C-2
CTRL-C-3
CTRL-C-4
CTRL-C-5
CTRL-C-6
Şekil 7. Kontrol katmanında emniyet ve güvelik bileşenleri ile mantıksal düğüm ve bağlantılar arasındaki eşleştirme (Resim 5’e bakınız).
lar, STPA-SafeSec’in önceki yaklaşımların eksikliklerinin
üstesinden gelmesine olanak sağlar. Bunun birçok veri ile
sonuçlanan oldukça karışık bir görev oldu-ğunu göreceğiz.
Alan kısıtlamaları için, yalnızca en ilginç üç durum için bileşen eşleştirmesi tanımlayacağız.
4.4.1. Yerel PMU Cihazı
İlk durum yerel PMU cihazıdır (CTRL-N-4). Resim 7’de
CTRL-N-4 arızası senkron dışı yeniden kapanmaya, güç
kalitesi ihlali ve yerel talebi karşılayamamaya sebep olabileceğini görebiliriz. Bu üç tehlike de yalnızca devre kesici anahtar açık olduğunda meydana gelebilir (Tablo 6’ya
bakınız). PMU’nun daha güvenilir olması -beklenmektedir;
beklenen koşullar altında,
ölçüm kalitesinin cihaz üzerindeki beklentilerini karşılaması bek-lenmektedir. CTRL-N-4’e yapılan bir siber-saldırı,
geribildirimin denetçi tarafından kullanılamaz hale gelmesine sebep olabilir (CSTR-A-1ve CSTRA-2) ya da geri bildirimin bütünlüğünü bozabilir (CSTR-I-5 - CSTR-I-8).
CTRL-N-4 aslında bileşen katmanında iki düğüm ile
gösteril-mektedir. İlkinde PMU cihazı vardır (CPT-N-5), fakat aynı zamanda bağlı bir GPS anteni de vardır (CPT-N-6).
74
Siber güvenlik bileşenlerinin kontrolden bileşen katmanına
gönderimi Tablo 1 ve 2’nin kullanımıyla otomatikleştirilebilir. Onlar kontrol katmanında belli bir güvenlik kısıtlaması
sağlamaya ihtiyaç duran uygulama durumlarını göstermektedir. STPA-SafeSec işlemi CTRL-N-4’teki tüm güvenlik sınırlamalarının CPT-N-5 tarafından garantilenmesini
gerektiğini ortaya koyar. Somut uygulamada verilen emniyet sınırlamalarını garantiye almak adına daha fazla analiz
yapılması gerekir. CPT-N-5 ve CPT-N-6 arasındaki bağlantı
fiziksel bağlantılıdır ve her iki uç nokta gibi sabit ve güvenli
olarak değerlendirilebilir fakat sınırlamaları GPS bağlantısına sunmamız gerekmektedir. GPS sinyalini aldatabilecek
(Zhang ve arkadaşları, 2013’e bakınız) ya da sıkıştırabilecek (Hu ve Wei, 2009’a bakınız) bilinen saldırılar vardır. Bu
sebepten, CSTR-A-1 ve CSTR-A-2’nın CPT-N-6 ve CPT-C-5
üzerinde kesinleşmesi gerekmektedir. Buna ek olarak, PMU
uygulamasına bağlı olarak, doğru GPS sinyalini alamamak
geçersiz veya eksik geri bildirime sebep olabilir. Denetleyici saat senkronizasyonundaki bir hatayı tespit edebiliyor
olacaktır; dolayısıyla senkron dışı yeniden kapatmanın
önüne geçilebilir. Fakat ana bilgisayar ağıyla bağlantısı
kesildiğinde, geçerli geri bildirimin eksikliği denetleyicinin
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
GÜVENLİK / MAKALE
sistemi sabitlemesine izin vermez. Güç kalitesinin ihlali ve
yerel talebin karşılanmaması olasıdır. Dolayısıyla, PMU’nun
güvenilirliği GPS bağlantısının güveni-lirliğine dayanır
(CPT-C-5).
Tablo 7 her somut düğümde ve somut bağlantıdaki her
bir sı-nırlamanın ihlal edilmesiyle oluşabilecek tehlikelerin
bir özetini göstermektedir. Yerel PMU ölçümlerinin zamanında kullanılabi-lirliğinin yanısıra güvenilir zaman senkronizasyonunun da -gerçekleştirilen işlemde sistem dengesini sağlamak için gerekli olduğunu görebiliyoruz. Ancak,
senkron dışı yeniden kapamayı engellemek için geri bildirimin olmaması, gecikmeler ve eksik zaman senkronizasyonu belirlenebilir. Dolayısıyla, senkron dışı yeniden kapama
yalnızca hatalı veya ayarlanmış ölçümlerden kaynaklanabilir.
Tablo 7.
CPT-N-5
CPT-N-6
CPT-C-5
CSTR-I-5
H-1, H-3, H-5
H-3, H-5
H-3, H-5
CSTR-I-6
H-3, H-5
H-3, H-5
H-3, H-5
CSTR-I-7
H-1, H-3, H-5
H-3, H-5
H-3, H-5
CSTR-I-8
H-3, H-5
H-3, H-5
H-3, H-5
CSTR-A-1
H-3, H-5
H-3, H-5
H-3, H-5
CSTR-A-2
H-3, H-5
H-3, H-5
H-3, H-5
Güvenirlik
H-1, H-3, H-5
H-3, H-5
H-3, H-5
4.4.2. Hız Denetleyici
Şekil 7 hız denetleyicisini (CTRL-N-1) en kritik düğüm
olarak açıklar. Hız denetleyicisindeki bir arıza ya da başarılı
bir siber saldırı tüm olası sistem tehlikelerine sebep olabilir. Fakat ilgili faktörleri tanımlamak için hız denetleyicisinin bileşen tabakası yapısını -anlamamız gerekir. İki somut
düğümden oluşmaktadır: (i) geri bildirimden ve kontrol
mantığından IP temelli trafiği idare eden bir Raspberry
Pi (CPT-N-1) ve (ii) ana kuvvet kontrolörüne dijital kontrol
sinyalini alan ve onu 0 V ve 5 V arasında bir analog sinyale dönüştüren bir Dijital2Analog dönüştürücü (CPT-N-2).
Cihazlar USB (CPT-C-1) üzerinden sabit kabloludur. Şekil
7’deki tehlikelerden, senkron dışı yeniden kapatma (H1),
güç kalitesinin ihlali (H 3) ve yerel talebi karşılayamama
(H 5) CPT-N-1’den kaynaklanabilir. Yalnızca jeneratör grubunun işlemsel sınırlarının CPT-N-2 tarafından sağlanması
gerekmektedir. Buna ek olarak, CPT-N-2 hiçbir ağa doğrudan bağlı değildir. Bu sebepten, siber alandaki bütünlüğü
CPT-N-1’in bütünlüğüne dayalıdır. Bu da sistemdeki tüm
cihazlar arasında, güvenilirlik ve bütünlük olarak en büyük
önceliğin CPT-N-1’de olması gerekmektedir.
4.4.3. Uzak PMU Ve Denetleyici AraSındaki
Geniş Alan Bağlantısı
Detaylı olarak incelediğimiz son durum uzak sunucu temelli PMU ve hız denetleyicisi arasındaki bağlantı-
76
dır (CTRL-C-5). Hız kontro-lörünün bir önceki bölümde
tehlikeye düşme olasılığına önceden değinmiş olmamız
varsayımının altında, şimdi iletişim üzerine odaklanabiliriz. Resim 7 yanlış bağlantı linki davranışının senkron dışı
kapatmaya, güç kalitesi ihlaline ve yerel talebin karşı-lanamamasına sebep olabileceğini göstermektedir. Ancak,
güç kalitesi ihlalleri ve yerel talebin karşılanamaması bu
durumda yalnızca senkron dışı yeniden kapatma sonucu
meydana gelebilir. Yerel hız denetleyicisi yalnızca geri bildirim ve sunucu şebekesine bağlı olan bu tehlikelere sebep
olmaz; yerel geri bildirim ve yerel istikrar öncelik kazanır.
Bundan dolayı, yalnızca bir tehlikenin detaylı bir şekilde
incelenmesi gerekir: H-1.
Bileşen katmanı (Resim 6) bağlantının karmaşıklığını
vurgular. PMU’dan gelen trafik geniş alan ağı aracılığıyla
mikro şebekenin yerel ağına gönderilir (CPT-C-7). Orada denetleyiciye ulaşabilme-sinden önce, güvenlik duvarından (CPT-N-8) bir ağ anahtarına geçmek zorundadır.
Yeniden, Tablo 1 ve 2 gerekli eşleştirmeyi sağlamaktadır.
Bununla birlikte, WAN’daki ağ bileşenleri sistem mimarları
tarafından kontrol edilmemektedir. Bu sebeple, bu ağda
herhangi bir güvenlik veya emniyet kısıtlamasını güvence
altına almak mümkün değildir (ne ağ devrelerinde, ne de
fiziksel katman üzerinde). Tablo 8 her bir bileşende hangi
sınırlamaların temin edilmesi gerektiğini göstermektedir.
Emniyete alınacak yalnızca tek bir sistem tehlikesi (H-1) olduğundan, tablonun yapısı, Tablo 7’deki yapıdan sapmalar
gösterir.
Tablo 8.
CSTR
SLAs
Uygulama katmanÕ
CPT-N-8
CPT-N-7
I-5
I-6
I-7
I-8
A-1
A-2
A-3
A-4
Güvenilirlik
WAN bağlantısının (CPT-C-7) güvenliğinden emin olmak adı-na, hizmet seviyesi anlaşmaların (SLA’ler) WAN
ve şebeke -operatörleri arasında olması gerekir. Siber
alanda uygunluk sınır-lamaları da(CSTR-A-1- CSTRA-A-4),
CSTR-I-6 (düşen ölçümler) ve CSTR-I-8 (geciken ölçümler)
gibi bu CPT-C-7 SLA’ların kapsamı altındadır. Hala şebeke operatörleri tarafından kontrol edilen veri bütünlüğüne
ilişkin tek CPT-C-7 durumu iletişim protokolüdür (Tablo 1’e
bakınız). CPT-C-7’deki mesaj bütünlüğünü (CSTR-I-5 ve
CSTR-I-7) sağlamak adına, protokol düzeyinde entegras-
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
yon kontrolleri yapmamız gerekir. Bu da uçtan uca şifreleme katmanı (uygulama katmanında ya da Sanal Özel
Ağ ‘ı(VPN) kullanarak) ya da sayısal imzalar olabilir. Tablo 8’de CPT-C-7’deki sınırlamalar SLA’lar tarafından temin
edilmesi gerekenler ve iletişim proto-kolünün uygulama
katmanı tarafından temin edilmesi gerekenler olarak ayrılır.
İç şebekede daha geniş bir yaklaşım gereklidir. Ağ
anahtarı (CPT-N-7) ve güvenlik duvarı (CPT-N-8) üzerindeki azaltma stratejilerin dengelenmesi gerekir. Tamamen
CTRL- C-5’e dayalı olarak, iki sınırlama güvenlik duvarına
yerleştirilebilir (CPT-N-8). İlk olarak, CPT-N-9’dan gelen
geçerli trafiğin yerel ağdan içeri girmesine izin verilmelidir.
İkinci olarak, güvenlik duvarının ağ anahtarının uygunluğunu ve bütünlüğünü hedef alan kötü niyetli trafiği engellemesi gerekir (CPT-N-7). Ağ anahtarı –mümkün mertebe- bilgi bütünlüğünü (CSTR-I-5-CSTR-I-8) ve iletişim uygunluğunu(CSTR-A-1 - CSTR-I-4) sağlaması gerekir. Tipik
ağ protokolünün açık yapısına bağlı olarak (örneğin ARP,
DNS) bu tüm sınırlamalar için mümkün olmayabilir.
4.5. Tehlike Senaryolarını Tanımlama
Bir önceki bölümde emniyet ve güvenlik sınırlamalarının kontrol ve bileşen tabakası arasında nasıl eşlendiğini
vurguladık. Son olarak -analizde ortaya çıkan tüm olguları
bağlamak adına tehlikeli senaryoların betimlenmesi gerekmektedir. Tehlike senaryosu, sistem çalışması sırasında,
bir kusurun tehlikeli bir kontrol etkisi ve sonrasında sistem
kaybı olasılığı olan bir sistem tehlikesine sebep olabileceği belli bir durumun metinsel gösterimidir. Her senaryo,
sistem kusurlarını tetikleyen ve tehlikeli kontrol etkisinde
bulunmaya sebep olan bir dizi ihlal edilmiş kısıtlamayla
bağlantılıdır. Metinsel betimleme oldukça önemlidir.
Analiz sırasında analist takım tarafından birçok veri
elde edilir ve işlenir fakat yapılandırmak kolay değildir. Bu
da dışarıdan bir personelin analiz sonuçlarını anlamasını ve
onları kullanmasını zorlaştırır. Hiyerarşik olarak yapılanmış
olan tehlike senaryolarının bir listesi, son analiz sonuçlarına
metinsel bir -gösterim sağlar. Senaryoları okuyarak, analiz
ekibi dışından bir kişi oradan en uygun açıları tanıyabilir ve
daha detaylı sonuçlar elde edebilir. Bu nedenle, senaryoları
sistem kusurları ve ihlal edilen kontrol eylemleri ile ilişkilendirmek oldukça önemlidir.
Tehlike senaryolarının listesi çok uzun olabilir ve hiyerarşik olarak yapılandırılmış olması gerekir. Kapsamlı
bir senaryo sistemin her güvenlik ve emniyet kusuru için
tanımlanabilir. Her senaryo daha sonra alt senaryolarda
tekrarlanarak incelenebilir. Senaryo arıtım grubu bir ağaç
olarak sunulmuştur.
Senaryolar sistemin başarısızlığa uğrayabileceği yollara vurgu yapar. Bunlar, analiz sonuçlarının yapılandırılmış
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
özetini ve derin analiz için başlangıç noktasını temin eder. Ek
olarak, etkililik için hafifletme stratejilerini değerlendirmek
adına kullanılabilirler. Eğer yaprak düğümden kök düğüme
giden her yol kapalıysa, senaryoların ağacı etkin bir şekilde
hafifletilebilir. Eğer senaryo ağacı etkin bir şekilde hafifletilirse, sistem güvenli ve emniyette olarak düşünülebilir.
Alan sebeplerinden ötürü, çalışmanın bu noktasında
tüm tehlike senaryolarının tam bir listesini sunmak mümkün değildir. Bununla birlikte, bir örnek detaylı bir şekilde
incelenmiştir.
Senaryo 1: Denetleyici yanlış bir şekilde voltaj farkının
sınırlar içinde olduğuna inanır.
Riskler: H-1, H-3, H-5
Sistem Kusuru: F-1
Tehlikeli Kontrol Eylemi: HC-1
Kontrol Düzeyi Bileşenleri: CTRL-N-1, CTRL-N-4,
CTRL-C-4, CTRL-N-5, CTRL-C-5
Kontrol Düzeyi Bileşenleri: CPT-N-1, CPT-N-5, CPT-C-6,
CPT-N-7, CPT-N-8, CPT-N-9, CPT-C-7, CPT-C-9
Senaryo 1 doğrudan F1 kusurunu temsil etmektedir. Bu
-senaryoya dayanarak, daha detaylı alt senaryolar oluşturmak için emniyet ve güvenlik sınırlamalarının detaylı analizi kullanılacaktır.
Senaryo 1.1: Hız denetleyici (CPT-N-1) doğru geri bildirimi yanlış bir şekilde yorumlar.
Kontrol Düzeyi Bileşenleri: CTRL-N-1 Bileşen Düzeyi
Bile-şenleri: CPT-N-1 Emniyet Kısıtlamaları: Cihazın ve algoritmanın güvenirliği, Algoritmanın doğruluğu Güvenlik
Kısıtlamaları: CSTR-I-5, CSTR-I-7
Senaryo 1.2: CTRL-N-1 üzerinde uzak PMU’dan
(CTRL-N-5)alınan geri bildirimin yanlıştır fakat geçerli olduğu düşünülür
Kontrol Düzeyi Bileşenleri: CTRL-N-1, CTRL-N-5,
CTRL-C- 5 Bileşen Düzeyi Bileşenleri: CPT-N-1, CPT-N-9,
CPT-N-7, CPT-N-8, CPT-C-7, CPT-C-9 Emniyet Kısıtlamaları: CPT-N-9 Güvenilirliği Güvenlik Kısıtlamaları: CSTR-I-5,
CSTR-I-7
Senaryo 1.2.1: CTRL-N-4 yanlış geri bildirim gönderir.
Kontrol Düzeyi Bileşenleri: CTRL-N-5
Kontrol Düzeyi Bileşenleri: CPT-N-9
Emniyet Kısıtlamaları: CPT-N-9 Güvenirliği
Güvenlik Kısıtlamaları: CSTR-I-5, CSTR-I-7,
CPT-N-9 başarılı kullanımı
Senaryo 1.2.2: CTRL-N-4’ten alınan doğru geri bildirim
değiştirilir ya da CTRL-C-5’te fazladan geri bildirim eklenir.
İletişim CPT-C-1’de geçerlidir.
Kontrol Düzeyi Bileşenleri: CTRL-C-5
Kontrol Düzeyi Bileşenleri: CPT-C-7, CPT-N-7, CPT-N-8
Emniyet Kısıtlamaları: hiç biri
Güvenlik Kısıtlamaları: CSTR-I-5, CSTR-I-7
77
GÜVENLİK / MAKALE
Senaryo 1.2.3: CTRL-N-4’ten alınan doğru geri bildirim
değiştirilir ya da CTRL-C-5’te fazladan geri bildirim eklenir.
İletişim CPT-C-1’de geçersizdir ancak kabul edilir.
Kontrol Düzeyi Bileşenleri: CTRL-N-1, CTRL-C-5 Bileşen
Düzeyi Bileşenleri: CPT-N-1, CPT-C-7, CPT-N-7, CPT-N-8
Emniyet Kısıtlamaları: hiç biri
Güvenlik Kısıtlamaları: CSTR-I-5, CSTR-I-7
Senaryo 1.3 Senaryo 1.2 ile neredeyse aynıdır. Sadece
hız de-netleyici için uzak PMU yerinde yerel PMU’yu ve
onun iletişimini göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Senaryo 1’e bağlı olarak Senaryo 2 ve Senaryo 3’te benzer
sonuçlar elde edilmektedir.
Son üç sistem kusuru için, senaryolar aynı şekilde tasarlanmıştır. Senaryoları düzenlemek ve durumları daha
somut hale getirmek için hiyerarşik bir yaklaşım kullanılmaktadır. Senaryo 1.2.1’yi biraz daha geliştirmek mümkündür, örneğin - sonunda bir kısıtlamanın belli bir somut bileşende ihlal edileceği her yol için bir senaryo belirleyebiliyoruz - ancak ikisinin ortası gerçekleştirilmelidir.
Makalenin devamı (son bölümü) bir sonraki sayımızda
yer alacaktır.
KAYNAKLAR
Avizienis A, Laprie J-C, Randell B, Landwehr C. Basic concepts
and taxonomy of dependable and secure computing. Dependable
Secure Comput IEEE Trans 2004;1(1):11-33.
Best R, Morrow D, Laverty D, Crossley P. Universal application of
synchronous islanded operation; 2008.
Caldon R, Rossetto F, Turri R. Temporary islanded operation of
dispersed generation on distribution networks. In: 39th Interna-tional Universities Power Engineering Conference, 2004. UPEC 2004,
vol. 3. 2004. p. 987-91. vol. 2.
Considine T, Cox W, Cazalet EG. Understanding microgrids as the essential architecture of smart energy. In: Grid Interop Forum, Texas. 2012.
Dondossola G, Szanto J, Masera M, Nai Fovino I. Effects of intentional threats to power substation control systems. Int J Crit Infrastruct 2008;4(1):129-43.
Duckworth HA, Moore RA. Social responsibility: failure mode effects and analysis. CRC Press; 2010.
Dunjo J, Fthenakis V, Vlchez JA, Arnaldos J. Hazard and operability (HAZOP) analysis. A literature review. J Hazard Mater 2010;173(13):19-32.
Farhangi H. The path of the smart grid. Power Energy Mag IEEE
2010;8(1):18-28.
Friedberg I, Laverty D, McLaughlin K, Smith P. A cyber-physical
security analysis of synchronous-islanded microgrid operation. In:
3rd International Symposium for ICS & SCADA Cyber Se-curity Research 2015 (ICS-CSR 2015). 2015.
Hu H, Wei N. A study of GPS jamming and anti-jamming. In: Power
Electronics and Intelligent Transportation System (PE-ITS), 2009 2nd
International Conference on, vol. 1. 2009. p. 388-91.
Kang B, Maynard P, McLaughlin K, Sezer S, Andren F, Seitl C, et
al. Investigating cyber-physical attacks against IEC 61850 photovoltaic
inverter installations. In: Emerging Technologies Factory Automation
(ETFA), 2015 IEEE 20th Conference on. 2015. p. 1-8.
78
Karnouskos S. Stuxnet worm impact on industrial cyber-physical
system security. In: IECON 2011 — 37th Annual Conference on IEEE
Industrial Electronics Society. 2011.
Kordy B, Pietre-Cambacedes L, Schweitzer P. DAG-based attack and defense modeling: don’t miss the forest for the attack trees.
Comput Sci Rev 2014;13-14:1-38.
Kundur D, Feng X, Mashayekh S, Liu S, Zourntos T, Butler-Purry
KL. Towards modelling the impact of cyber attacks on a smart grid.
Int J Secur Netw 2011;6(1):2-13.
Laprie J-C, Kanoun K, Kaaniche M. Modell ing interdependencies
between the electricity and information infrastructures. In: Computer
safety, reliability, and security. Springer; 2007. p. 54-67.
Laverty DM, Morrow DJ, Best R, Crossley PA. Internet based phasor measurement system for phase control of synchronous islands. In:
2008 IEEE Power and Energy Society General Meeting — conversion
and delivery of electrical energy in the 21st century. IEEE; 2008. p. 1-6.
Lawley H. Operability studies and hazard analysis. Chem Eng
Process 1974;70(4):45-56.
Lee R, Assante M, Connway T. ICS CP/PE (Cyber-to-Physical or
Process Effects) case study paper — German steel mill cyber attack.
Technical report, SANS ICS. 2014.
Leveson N. A new accident model for engineering safer systems.
Saf Sci 2004;42(4):237-70.
Leveson NG. Engineering a safer world. Cambridge, MA, USA:
Systems Thinking Applied to Safety, the MIT Press; 2011.
Salter C, Saydjari OS, Schneier B, Wallner J. Toward a secure system engineering methodology. In: Proceedings of the 1998 Workshop on New Security Paradigms. ACM; 1998. p. 2-10.
Sridhar S, Hahn A, Govindarasu M. Cyber physical system secu-rity for the electric power grid. P IEEE 2012;100(1): 210-24.
Srivastava A, Morris T, Ernster T, Vellaithurai C, Pan S, Adhikari U.
Modeling cyber-physical vulnerability of the smart grid with incomplete information. IEEE Trans Smart Grid 2013;4(1):235-44.
Standard M. Procedures for performing a failure mode, effects
and criticality analysis. MIL-STD-1629, November, AMSC Number
N3074. 1980.
Ten C-W, Liu C-C, Manimaran G. Vulnerability assessment
of cybersecurity for SCADA systems. Power Syst IEEE Trans
2008;23(4):1836-46.
Ten C-W, Manimaran G, Liu C-C. Cybersecurity for critical infrastructures: attack and defense modeling. Syst Man Cybern Part A Syst
Hum IEEE Trans 2010;40(4):853-65.
Thomas IVJP. Extending and automating a systems-theoretic hazard analysis for requirements generation and analysis [Ph.D. thesis].
Massachusetts Institute of Technology; 2013.
Vesely WE, Goldberg FF, Roberts NH, Haasl DF. Fault tree handbook. Technical report, DTIC Document. 1981.
Wang W, Lu Z. Cyber security in the Smart Grid: survey and challenges. Comput Netw 2013;57(5):1344-71.
Watson H. Launch control safety study. Technical report, Bell Laboratories: Murray Hill, NJ. 1961.
Weiss JD. A system security engineering process. In: Proceedings
of the 14th National Computer Security Conference, vol. 249. 1991.
Young W, Leveson N. Systems thinking for safety and security. In: Proceedings of the 29th Annual Computer Security Appli-cations Conference
on — ACSAC ‘13. New York, New York, USA.: ACM Press; 2013. p. 1-8.
Young W, Leveson NG. An integrated approach to safety and security based on systems theory. Commun ACM 2014;57(2):31-5.
Zhang Z, Gong S, Dimitrovski AD, Li H. Time synchronization
attack in smart grid: impact and analysis. Smart Grid IEEE Trans
2013;4(1):87-98.
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
reklam bütçenizi
kısmayın!
Profesyonellere ulaşmak istiyorsanız
reklam bütçenizi kısmayın, SEYAD üyesi
prestijli sektörel yayınlara reklam verin.
Çünkü profesyoneller sektörlerinde olup
biteni izleyebilmek için saygın sektörel
yayınları takip ederler. Hem basılı
yayınlardan, hem dijital ortamda...
sizi hedefinize
sektörel yayınlar ulaştırır
www.seyad.org
İŞ GÜVENLİĞİ / MAKALE
ALEVE DAYANIKLILIK UYUMU VE
KORUMA: ÖNEMLİ BİR AYRIM
FİGEN ERSEZER
DuPont Kimyasal & Isıl Koruma, Türkiye & İsrail Ürün Müdürü Tyvek® & Tychem® & Nomex®
B
ilinenin aksine, “tipik” endüstriyel yangın diye bir
şey yoktur. Endüstriyel yangınların birçok çeşidi ve
kaynağı vardır ve bunların süresi ve şiddeti tehlikenin kendisine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Yangınların tümünün ya da çoğunluğunun 3 saniye ya da daha az
sürdüğü ve aynı şiddette (2 cal/cm2s) oldukları düşüncesi
sıkça düşülen bir yanılgıdır.
“Aleve dayanıklı (FR – flame resistant) tulum programının uygulamasını kolaylaştırmak için tek ihtiyacınız olan
Ulusal Yangın Koruma Birliği (NFPA) 2112 1 uyumlu/sertifikalı tulumların ya da kumaşların kullanımı şartını koşmaktır” inancı da diğer yanlış düşünceler arasındadır.
Siz, tulumlarınızı FR uyumluluk seviyesine göre mi yoksa koruma seviyesine göre mi seçiyorsunuz? Bu yanılgılar
ve yanlış kanılar, çalışanları tehlikeye atacak şekilde FR tulum seçimini etkileyebilir. Bu yüzden, kolaylık olsun diye
gerçek gibi farz edilen bilgiler ile asıl gerçeklerin ayrımını
yapmak ve FR tulumları kendi riskleriniz bazında seçmek
önemlidir.
“TİPİK” ENDÜSTRİYEL YANGIN DİYE BİR ŞEY YOKTUR
Endüstri, ani yangınlara (flash fire) odaklanma eğilimi
gösterse de 4 temel endüstriyel yangın tipi vardır:
• Ani –buhar bulutunun hızla/birden yanması
• Jet – basınçlı yakıt beslemesinin yanması
• Havuz – alev alabilir/tutuşabilir sıvı döküntüsünün yanması
• BLEVE (Boiling Liquid Expanding Vapor Explosion kaynayan sıvıların genleşen buharlarının patlaması) –
kapalı sıvıların katostrofik arızasından kaynaklanan patlama ve ateş topu
Yakıt kaynakları alev alabilen sıvılar, alev alabilen gazlar ve yanıcı tozlardan oluşur. Her yangının büyüklüğünün,
yangının süresi ile şiddetinin çarpımına eşit olduğu unutulmamalıdır. Süre ve şiddet her yangında her zaman aynı
değildir ve tehlikenin kendisine bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
80
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
Her yangının süresi ve şiddeti, yangın denkleminin temellerine dayanır. Bu denklem yakıt miktarını, oksijenin bulunma
durumunu, tutuşma sıcaklığını/ısısını ve yanma reaksiyonunun hızını içerir. Maruz kalma uzunluğu olarak da bilinen
yangın süresi; 1 saniye ile “kaçış zamanı” aralığında herhangi
bir yerde olabiliyorken, yangın şiddeti ya da ısı akısı yaklaşık
olarak 1 cal/cm2s ile 7 cal/cm2s aralığında değişebilmektedir.
Bu iki faktör bir araya geldiğinde 1 cal/cm2s ile 20 cal/cm2s
arasında değişen bir toplam ısı maruziyet enerjisine sebep
olabilir.
ANİ YANGINLAR İLE İLGİLİ YANLIŞ BİLİNENLER
Endüstri neden ani yangınlara odaklanma eğilimi gösteriyor? Ulusal Yangın Koruma Birliği (NFPA) ve Kanada
Genel Standartları Kurulu (CGSB) standartları 2000 yılında
ilk oluşturulduğunda, “ani yangın”; yangın durumlarında
kullanılan ortak bir endüstri terimiydi.
O zamandan beri NFPA 2112 ve NFPA 21132 sadece
ani yangınları değil tüm yangın/ısıl tehlikeleri tanımaya
doğru geçmiştir. Aslında, NFPA 2112 ve NFPA 2113 ifadesindeki anlatım “kısa süreli ısıl maruziyet” terimini
içerecek şekilde değiştirildi. Buna ek olarak, NFPA 2113,
2015 baskısı, başlığını “ani yangın” ifadesini çıkartıp yerine “kısa süreli” ısıl maruziyet ifadesini kullanmak için
yeniden güncelledi.
Çoğu insan ani yangınların 3 saniye ya da daha az
sürdüğünü zannediyor. Bu kesinlikle doğru değil. 2010 İş
Güvenliği ve Sağlık Yönetimi’nin petrol ve gaz pazarına
yaptığı bildiri ani yangınların, NFPA 2112 asgari standardını
aşarak, 5 saniyeye kadar sürebildiğini gösterdi. Ayrıca ABD
Enerji Bakanlığı tarafından yürütülen araştırmada, yanma
süresi 15 saniyelere kadar ulaşmıştı. Bu durum, kendi riskinizi daha iyi anlamanız gerektiğinin altını çiziyor. “Alev
Koruma Mühendisliğinin El Kitabı”3, çeşitli alev alabilir gazların alev süresini tahmin eden buhar bulutu yangın modellerini içeren faydalı bir referanstır.
Yanlış bilinen bir diğer konu da tüm ani yangınların 2
cal/cm2s şiddetinde olduğudur. DOE4,5 deneysel verileri
çok daha yüksek değerlerin potansiyelini göstermektedir.
Örneğin, sıvı doğal gaz buhar bulutları yangınları ile yapılan DOE China Lake deneylerinde, yaklaşık 5 saniyelik bir
sürede en yüksek ısı akısı 7.2 cal/cm2s değerinden fazlaydı.
Yine, sıvı propan gazı buhar bulutları yangınları ile yapılan
China Lake deneylerinde, aralıksız 15 saniyelik bir süre boyunca ortalama ısı akısı 3.3 cal/cm2s değerindeydi.
“3-SANİYE” EFSANESİNİN KAYNAĞI
3 saniyenin “genel bir kural” gibi kullanılması, çalışanların özel bir tehlike anında ihtiyaç duyduğu korumanın seviyesini belirlemek için doğru bir yol olmamasına rağmen, “3
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
saniye” efsanesinin nasıl birçok insan tarafından bu şekilde
kabul gördüğünü anlamak aslında çok basit.
Örneğin, NFPA 2112, ASTM F1930 deney metodu kullanıldığında (termal manken testi) 3-saniye ve 2 cal/cm2s
maruziyetini önemli bir asgari FR performans gerekliliği
için şart koşuyor. Burada genellikle gözden kaçırılan şey
bunun asgari FR performans gerekliliği olduğudur; yani bu
yalnızca koruma için bir başlangıç noktasıdır.
NFPA 2113’ün önceki baskılarının ekinde, ani bir yangın
genellikle 3 saniye sürüyormuş gibi anlatılırdı; ancak bu
bildiri sonradan kaldırıldı. Kanada Standardı CGSB 155.20
(2000 baskısı), ani yangının tanımında şöyle der: “genellikle 3 saniye ya da daha az”. CGSB 155.20 standardı 2000
yılından beri güncellenmemiştir.
Peki bu 3-saniyelik süre düşüncesi nereden geldi?
1970’li yıllarda, ABD ordusu, helikopter kazasında yanan
yakıttan kaçan pilotlar tarafından alınan toplam ısı maruziyetini belirlemek için bir test yaptı. Bu test sırasında,
sensörlü ve kıyafetli bir manken JP4 jet yakıtı havuz yangınının içinden çıkarıldı. Sonuç, bu özel tehlike için belirtilen
toplam maruziyetin 6 cal/cm2s olduğuydu. Süre ile ilgili bir
referans yoktu.
Manken testi daha sonra ordunun ihtiyaç duyduğu 6
cal/cm2s toplam enerji maruziyetini kolay ve güvenli bir
şekilde oluşturabilen tekrarlanabilir bir test metodu olacak
şekilde geliştirildi. Bilinen ve ısı akısı 2 cal/cm2s değerine
ayarlanabildiği için kolay kontrol altına alınabilen bir yakıt olduğu için testte propan kullanıldı. 3 saniye boyunca 2
cal/cm2s ısı akısı, uygulanması gerekli olan 6 cal/cm2s toplam maruziyet enerjisine karşılık gelmektedir.
FR endüstrisi, bu 6 cal/cm2s maruziyet enerjisine odaklandığı için de manken testi 3-saniye süreli belirlenmiştir.
YANGINLAR TAHMİN EDİLEMEZ: SÜRE VE
ŞİDDETİN ETKİSİ
Burada da örnek gösterilen DOE China Lake deneylerinde ve benzer birçok gerçek dünya kazalarında ve laboratuvar testlerinde de kanıtlandığı gibi, endüstriyel bir
yangının süresi ve şiddeti tehlikenin kendisine bağlı olarak
büyük ölçüde değişiklik gösterebilir. Bu durum, FR kumaşları ve tulumları seçerken dikkat edilmesi gereken çok
önemli bir noktadır.
İşlem görmüş pamuklu bir FR tulum ve kendiliğinden
FR olan bir tulum ile yapılan termal manken testlerine bakarak tehlikenin ve tulum seçiminin hayatta kalmanın üzerindeki etkisini kolaylıkla görebiliriz. Kumaş seçimine bağlı
olmadan, 2 cal/cm2s şiddetindeki 3 saniyelik bir yangın
için (toplam maruziyet enerjisi 6 cal/cm2s), tahmin edilen
vücut yanıkları sadece %4 değişiklik gösterirken hayatta
kalma olasılığı %99.
81
İŞ GÜVENLİĞİ / MAKALE
Bunun tam aksine, 2 cal/cm2s şiddetindeki 4 saniyelik
bir yangın için (toplam maruziyet enerjisi 8 cal/cm2s), tahmin edilen vücut yanıkları %35 değişiklik gösterirken hayatta kalma olasılığı işlem görmüş FR tulumu için %42 ve
kendiliğinden FR olan tulum için %91 olarak hesaplanıyor.
Şiddet çok az bir miktarda arttırıldığında dahi benzer
sonuçlar görülüyor. Örneğin, 2.36 cal/cm2s şiddetindeki 3
saniyelik bir yangın için (toplam maruziyet enerjisi 7.08 cal/
cm2s), tahmin edilen vücut yanıkları %41 değişiklik gösteriyor ve hayatta kalma şansı doğal FR tulumu ile neredeyse 3
katına çıkıyor. Standart termal manken testinde kullanılan 2
cal/cm2 şiddetinin üstünde böyle küçük bir artışın, FR kumaş
teknolojisinin performansı ve vücut yanık yarası üzerinde
böyle güçlü bir etkiye sahip olması çok dikkat çekicidir.
Bu sonuçlar, termal maruziyet arttıkça -süre veya şiddetin artışı yoluyla- FR elyaf ve kumaş tipinin vücut yanık
hasarında, tahmini hayatta kalma yüzdesinde ve finansal
maliyetlerde gittikçe daha önemli bir rol oynadığını açıkça
göstermektedir.
FİNANSAL ETKİ
Bir yanık yaralanması mağdurunun fiziksel ve manevi zararının ötesinde, önemli finansal maliyetleri de olabilir.
NFPA 2112 uyarınca, bir FR tulumunun termal manken
testini geçebilmek için 2 cal/cm2s şiddetindeki 3 saniyelik bir
maruziyet boyunca toplam tahmini vücut yanık hasarı sonucunun %50’den az olması gerekir. Amerikan Yanık Derneği’ne göre, hayatta kalan bir kimsenin %50 yanık hasarı durumundaki sağlık masrafları 700,000 dolardan fazla olabilir.
Bu masraflar, yanık hasarı %70’in üzerine çıktığında 1
milyon doları aşabilir.6 Mesleki Güvenlik ve Sağlık Yönetimi (OSHA) cezaları, sigorta tazminat talepleri, davalar ve
verimlilik kayıpları gibi diğer olası dolaylı maliyetler düşünüldüğünde, sağlık masrafları buzdağının sadece görünen
kısmıdır.
Sadece standardı kabul etmekten ve FR programını kısa
yoldan gerçekleştirmeye çalışmaktan kaçının. Kapsamlı bir
tehlike değerlendirmesi ve bunun sonucunda ortaya çıkan
FR KKD programı için oluşacak maliyetinizi; ciddi bir yanık
yaralanmasının finansal maliyeti karşısında düşünün.
UYUMLULUK, YETERLİ KORUMA ANLAMINA
GELMEYEBİLİR
Yangından korunma söz konusu olduğunda, en kötü
senaryoya hazırlıklı olmanız gerekir, en iyisine değil. Standartlarla uyumlu olmak çalışanlarınız için yeterli koruma
anlamına gelmeyebilir.
OSHA 29 CFR 1910.132’e göre, tehlikeyi değerlendirmek
ve çalışanları koruma amacına uygun FR kıyafetini belirlemek işverenin sorumluluğundadır. OSHA 3151-12R 2003
82
beyanına göre, “…çalışanları tehlikelerden korumak için gerekli asgari koruma seviyesinden daha fazlasını sağlayan
bir KKD seçilmelidir.”
NFPA 2112, FR tulumları için asgari olan malzeme performans gerekliliklerini sunar. Bu görüş birliği standardı,
öncelikli olarak tulum üreticileri içindir, son kullanıcılar
için değil. NFPA 2113, FR tulumu ve tehlike değerlendirme
sürecine yardımcı olmak için öncelikli olarak son kullanıcılar için geliştirilmiştir. Bu görüş birliği standardı, 29 CFR
1910.132 için tanınmış bir OSHA aracıdır. FR tulumlarının
korunması, kullanımı ve bakımına olduğu gibi yangın/maruziyet tehlikesi değerlendirmeleri ve koruyucu tulum seçimine de yardımcı olur.
Birçok insanın gözden kaçırdığı nokta, NFPA 2112 onaylı
bir FR tulumu seçmenin, bu tulumun OSHA 29 CFR 1910.132
ve NFPA 2113 ile uyumlu olacağı ya da içinde bulunduğu
tehlikeye karşılık uygun bir FR tulumu sağladığı anlamına
gelmediğidir.
Basitçe söylemek gerekirse, FR kumaşlarının amacı yanık yaralanmalarını azaltmak, kullanıcıya kaçış zamanı sağlamak ve hayatta kalma şansını arttırmaktır. Buna rağmen,
yukarıda tartışılan termal manken testlerinin sonuçlarında
gösterildiği gibi, tüm FR kumaşları aynı şekilde üretilmez
ve performansları büyük ölçüde değişiklik gösterebilir.
Sadece asgari endüstri standartlarına (NFPA 2112 ve
CGSB 155.20 gibi) uymanın, sizin ve çalışanlarınızın korunmasını sağlayacağını düşünmeyin. Kendi spesifik tehlikelerinizi değerlendirmek ve bu tehlikeden korunmak için
gerekli FR kumaşı ve tulumu belirlemek durumundasınız.
Unutmayın ki, termal maruziyet arttıkça, FR elyaf ve kumaş
tipi hayatta kalma konusunda giderek daha önemli bir rol
oynamaktadır. Söylentilerin ve yanlış bilgilerin FR tulum
seçiminizi etkilemesine izin vermeyin.
KAYNAKLAR
1. NFPA 2112: Standard on Flame-Resistant Garments for
Protection of Industrial Personnel Against Flash Fire.
2. NFPA 2113: Standard on Selection, Care, Use, and Maintenance of Flame-Resistant Garments for Protection
of Industrial Personnel Against Flash Fire.
3. “The SFPE Handbook of Fire Protection Engineering,”
Fourth Edition, National Fire Protection Association,
2008, 3-308-3-311.
4. Mudan, K.S., Hydrocarbon Pool and Vapor Fire Data
Analysis, U.S. Dept. of Energy, DE85005857, Oct. 1984.
5. U.S. Dept. of Energy, Coyote Series Data Report, LLNL/
NWC 1981 LNG Spill Tests, Dispersion, Vapor Burn, and
Rapid-Phase-Transition, UCID-19953, Vol 1, Oct. 1983.
6. American Burn Association, 2013 National Burn Repository Annual Report, Version 9.0.
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
ÜRÜN TANITIMI
YANGINLA MÜCADELEDE DRAEGER
UCF SERISI TERMAL KAMERALAR
D
raeger UCF Serisi kameralar, görüş alanının kısıtlı olduğu kapalı alan yangınlarında veya arama kurtarma operasyonlarında dumanlı bir ortama maruz kalındığında
profesyonel arama kurtarma ekiplerinin görüşünü kolaylaştıran yeni nesil termal kameralardır. Elde ya da boyun askısı takılarak kullanabilen bu kameralar, erişimi zor olan alanlarda bile
yangının devam ediyor olması riskini önceden
belirler ve ortamdaki sıcaklık noktalarını tespit
eder. Draeger UCF 6000 termal kameralar ısıya,
suya ve toza dayanıklı sağlam dış koruması sayesinde bir operasyon sırasında karşılaşılabilecek en
zor şartlarda bile kullanılabilir. Üzerinde entegre
lazer pointer bulunan Draeger UCF 6000 kameralar, 160x120 piksel çözünürlük ve 47 derecelik
görüş açısıyla mükemmel bir görüntü kalitesi
sunar. 1,3 kg ağırlığındaki kompakt tasarımı ve
takılıp çıkarılabilen dikdörtgen ayağı sayesinde kullanıcısına taşıma kolaylığı sağlar.
Draeger UCF 7000 termal kameralar
potansiyel patlama riski olan alanlarda
maksimum güvenlik sağlayan kame-
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
ralardır. 160x120 piksel çözünürlük 2x zoom özelliği
sayesinde detaylı görüntü verir. Özel “Uygulama
Anahtarı” sayesinde kameranın ekranı
kişileri veya yangının kaynağını bulmak
için optimize edilebilir. Anlık görüntü ve
ses kaydı için entegre lazer pointer ve
video ses kayıt özelliği bulunmaktadır.
Lityum-iyon bataryası sayesinde 4 saate
kadar kesintisiz çalışma olanağı sağlar.
Draeger UCF 7000 termal kameralar IP
67 koruma sınıfında, EN 137:2006 gerekliliklerine uygundur. Draeger UCF 9000 termal kameralar da kompakt bir tasarıma sahip, tek elle çalıştırılıp
tek elle taşınabilen kameralardır. Draeger UCF 9000’i
diğerlerinden ayıran en önemli özelliği ise 384x288 piksel
çözünürlük ve 57 derece yatay olarak dönebilen bir başlığa
sahip olmasıdır. Ayrıca 2x zoom özelliğine ilaveten 4x zoom
özelliği de Draeger UCF 9000’i farklı kılmaktadır. Yangın,
kişileri bulma, termal tarama, sızıntı yapan tehlikeli
maddeleri algılama, ısı kaynaklarını bulma (Scan
PLUS), video kamera görüntü gibi standart moda
uygun ilave modları da Draeger UCF 9000 termal
kameranın özellikleri arasındadır.
83
ÜRÜN TANITIMI
EDS’DEN YANGIN SİSTEMLERİNİZ İÇİN TASARLANMIŞ
EN54 ONAYLI AKILLI AKÜ ŞARJ
A
nahtarlamalı güç kaynaklarının
yeni STX serisi ürünleri özellikle
EN54 sertifikalı olup yangın sistemleri için tasarlanmıştır. Tüm Elmedene
STX ailesi 1A/2A/5A ve 10A versiyonlarından oluşmaktadır.
STX serisi, akıllı pil şarj dahil Elmedene’nin en verimli eko şarj teknolojisine sahiptir.
Şebeke ve bağımsız volt-çıkışlar ile batarya izleme ve
pil derin deşarj özelliği ile uzun şebeke arızası durumunda
koruma sağlar.
LED göstergeleri ile hızlı güç kaynağı durum teşhisi yapmayı sağlar.
Genel Özellikler
• 27.6V dc çıkış •
Switch mod teknolojisi
• Yüksek verim
• Yüksek verimde çalışma
• Uzun ömürlü çalışma
• Akıllı akü şarj
• Kullanıcı ve mühendis tanı durumu
• LED gösterge
• Bağımsız gerilim hata çıkışları ile şebeke & akü
izleme, derin deşarj koruması
• Şebeke ve pil izleme
• Menteşeli kapak
BOSCH’TAN IP TABANLI KONFERANS SİSTEMİ: DICENTIS
K
Bosch, IP tabanlı konferans sistemi portföyünü, DICENTIS adı
altında kablolu dört yeni cihazla
genişlettiğini duyurdu.
DICENTIS Konferans Sistemi, Bosch’un açık medya ağı mimarisi OMNEO
sayesinde, geleceğe yönelik ve ölçeklendirilebilir bir yatırım olanağı sağlıyor.
DICENTIS Konferans Sistemi,
OMNEO aracılığıyla, entegrasyon kolaylığı, düşük maliyetli kurulum ve kolay
bakım için her anlamda standart hale
getirilmiş ağ teknolojisini kullanıyor.
Ayrıca sistem, Dante teknolojisini destekleyen OMNEO ses cihazları ve geniş
işitsel ürün gamıyla kolay bir büyümeyi
mümkün kılıyor. Geliştirilmiş işlevler,
yazılımlar veya özel olarak geliştirilmiş uygulamalar aracılığıyla DICENTIS
cihazlarının hepsine eklenebiliyor.
DICENTIS Konferans sistemi, küçük
işletmelerden çok uluslu kuruluşlara
kadar iş dünyasının ihtiyacını karşıladığı
gibi, yerel, ulusal ve uluslararası konferanslar için de kesintisiz entegrasyon
sağlıyor. Sistem, 750 konferans cihazına kadar büyüyebilen bir ağ oluşturabiliyor. Sistemdeki ses ve veri akımı,
84
uluslararası kabul gören standartlara
göre, yetkisiz erişime karşı güvenliğin
sağlanması için şifreleniyor. Bir başka
deyişle şifresiz erişime karşı korunuyor.
Multimedya cihaza ek olarak geliştirilecek dört yeni delege cihazıyla
DICENTIS Konferans Sistemi çeşitli toplantı ihtiyaçlarını karşılayabilir hale gelecek. Bosch’un ileri ses teknolojisi, kablo
yedekliği ve veri şifrelemeyle donatılan
bu şık cihazlar, şirketin akustik mükemmellik, sistem güvenilirliği ve güvenlik
geleneğini devam ettirecek.
DICENTIS Multimedia cihazının 7 inçlik kullanıcı dostu dokunmatik ekran ara
yüzü, interaktif bir deneyim ve kullanıcı
konforunu artırmak için geliştirildi. Bu
cihaz, katılımcıların, diğer ortak katılımcılarla birlikte toplantı içeriğine erişim sağlaması ve içeriği paylaşmasını, internet
erişiminin parmaklarının ucunda olmasını
mümkün kılıyor. Aynı zamanda, oldukça
interaktif, ilgi çekici toplantıları ve gelişmiş öğrenme deneyimini de beraberinde
getiriyor. 4.3 inçlik dokunmatik ekranıyla
DICENTIS genişletilmiş delege ünitesi,
çift delege özelliği, dil seçimi ve oylama
gibi çeşitli konferans işlevlerine sahip
bulunuyor. NFC (Yakın Alan İletişimi)
kimlik kartları kapsamında katılımcı
hızlı tanıma özelliği mevcuttur. Cihazın dokunmatik ekranı, katılımcıları, her
konuşmacıyı tanımlayabilme ve konuşmacı listesini görüntüleyebilmeleri için
toplantı boyunca yönlendiriyor. Ekran
aynı zamanda, çevirilere ve oylama bilgisine kolay erişimi, iki temsilcinin bir
cihazı paylaşıp ayrı ayrı oy verebilmelerini ve konferansı iki farklı dilde dinleyebilmelerini sağlıyor. Oylama özellikli
DICENTIS delege ünitesi, oylama işlevi
gerektiğinde ışığı yanan dokunmatik
butonlarla standart parlamenter oylama
olanağı sağlıyor. Oylama erişimi cihazın
NFC tanıma işlevi aracılığıyla kolaylıkla
kontrol edilebiliyor. Dil seçimi özellikli
DICENTIS delege ünitesi, katılımcıların
konferansı kendi dillerinde dinlemesini
mümkün kılıyor.
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
NORM TEKNİK’TEN CO2 GAZLI
YANGIN SÖNDÜRME SİSTEMLERİ
C
O2 gazlı yangın söndürme sistemleri insanların bulunmadığı, sızdırmazlığı sağlanmış veya açıklık hesabı
yapılması kaydı ile açıklık bulunan mahallerde uygulanır. Temiz gazların aksine CO2 gazlı söndürme sistemi lokal
uygulamalarda kullanılabilmektedir.
Dünyada ve ülkemizde, CO2 gazlı yangın söndürme sistemleri için kullanılan standart; ilgili EN Standardı ve NFPA
12 (2015)’dir.
CO2 gazlı yangın söndürme sistemlerinin kullanım alanları
genel olarak, jeneratör odaları, trafo odaları, kablo galerileri,
egzoz kanalları, türbin motor test odaları, içten yanmalı motor
test odaları ve elektrik motorları test odaları ile yağ ve yakıt
kazanlarıdır.
Ekonomik olması, mahalin sızdırmazlık gerekliliğinin
olmaması ve lokal olarak uygulanabilmesi CO2 gazlı yangın
söndürme sisteminin avantajları olarak sıralanabilir.
Avantajlarının yanında, CO2 gazlı yangın söndürme sistemlerinin, insan bulunma ihtimali olan mahallerde kullanılmaması, çok yüksek miktarda ısı soğurduğundan dolayı,
elektronik devrelerde su kristalleri oluşturabilmesi gibi dezavantajları bulunmaktadır.
CO2 gazlı yangın söndürme sistemleri, silindir, boşaltım
vanası, tetikleme elemanları, kontrol elemanları, kollektör,
boşaltım hortumu, çek valf, nozul, restriktör ve gerekli durumlarda seçici vana ekipmanlarından oluşmaktadır. Kullanılacak olan silindirlerin PED (Basınçlı Ekipmanlar Direktifi) ve
TPED (Taşınabilir Basınçlı Ekipmanlar Direktifi ) direktiflerine
uygunluğu zorunludur. Kazınmış 3işareti, ilgili silindirin PED
ve TPED uygunluğunu belirler. Silindir test başınçları 250 bar
olmalıdır.
Sistem, çapraz zon prensibine göre çalışan dedektörler
vasıtasıyla yangının algılanması ve silindirlerin, solenoidler
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
vasıtasıyla aktif hale getirilerek, tüm gazın aynı anda mahale
boşalmasıyla çalışmaktadır.
CO2 Söndürme Sistemleri dizayn ve hesaplama kraterlerini
belirlemek için Türkiye’de genel olarak ilgili EN Standardı,
NFP12 (2015) standardı kullanılmaktadır. Sistemi tasarlarken,
doğru riskin belirlenmesi gerekir.
CO2 sistemlerinde risk Yüzey Yangını (Surface Fire) ve
Derin Yangın ( Deep- Sealed Fire) olarak ikiye ayrılır. Derin
Yangın, kablo, elektrik, mobilya ve kağıt gibi kor ile yanan
malzeme yangınlarıdır. Yüzey Yangını ise benzin, alkol ve
benzeri gibi tutuşabilir akışkanlar yangınlarıdır. Risk sınıfının
belirlenmesinden sonra, ilgili standartlarda yer alan dizayn
değerlerine göre gerekli gaz hesaplamaları yapılabilir.
CO2 gazlı yangın söndürme sistemleri, tartılı ve tartısız
sistemler olarak iki ayrı şekilde dizayn edilebilir. Teknik olarak
CO2 silindirlerine manometre takılamaz. Bu nedenle silindirlerin dolu veya boş olduklarını takip etmek için ya ağırlık ölçüm
metodu ya da ultrasonik seviye tespit metodu kullanılmalıdır.
Ancak bu şartlar altında sistemin yıllar içerisinde sağlıklı
olduğunu tespit edebiliriz.Tartısız Sistemler, tartılı sistemlere
göre daha ekonomik sistemlerdir. Tartılı sistemler, mekanik,
elektronik ve fotoelektrik tartılı olarak kullanılabilir.
CO2 sistemlerinin yangın riski taşıyan hacime total (total
flooding) yada lokal (local application) olarak uygulanabilir.
Lokal sistemlerin diğer gazlar gibi sızdırmaz mahallerde
kullanılma zorunluluğu yoktur. Bir makinenin taşıdığı riske
veya yağ havuzu gibi yangın riskinin tanımlandığı alanlarda
kullanılabilir. Total flooding, yangın riskinin bölgesel olarak
tespit edilemediği ve tüm mahalin korunması gerektiği risklerde kullanılır. Açıklığın olma durumu ve olmama durumu
olarak iki aşamada incelenmelidir.
85
ÜRÜN TANITIMI
ACREFINE® ASB-CBL SİSMİK HALAT (UL LİSTELİ)
w
ww.sismikmarket.com üzerinden uygun ödeme şartlarıyla temin edebileceğiniz (*) Acrefine® ASB-CBL
halat serisi UL listeli sismik halatların orijinal atasıdır.
Özellikle yangın tesisatlarında kullanılacak ürünler için aranan
UL listeli özelliği sayesinde tüm yönetmeliklere göre geçerli
bir üründür. Orijinal UL listeli olmayan ürünler ile karşılaştırılmamalıdır. Ayrıca rijit çubuk/boru sistemlerine göre çok
daha uygun fiyatlı ve pratik kullanımlı bir üründür. Zaten
özellikle uzun mesafeler için burkulma (flambaj) riskinden
ötürü rijit sistemler kullanılamamaktadır. Dolayısıyla Acrefine®
ASB-CBL sismik halatları hem yönetmeliklere uygunluk hem
fiyat ve hem de kullanım kolaylığı açılarından piyasadaki en
üstün üründür.
Muhtelif boylarda hazır kitler halinde veya 250 ft (76 m)
uzunluğunda tamburlar halinde alınabilen bu sismik halatlar, özel pensesiyle sıkılan üstün nitelikli alaşımdan mamul
yüksüklerinin oluşturduğu geniş sürtünme alanı sayesinde,
halat kesitini daraltmadan çok yüksek kopma değerlerine
ulaşabilmektedir. NFPA kriterlerine uygun olarak renklendirilmiş halatlar sahada kolayca kontrol ve teftiş yapılmasına
elverişlidir.
(*) Ödeme şartları konusunda çok cazip seçenekler sunan
SismikMarket, bankalarla sistematik çalışan bir platform olduğundan her iki taraf için de finansman çok disiplinli yürüyor.
Doğrudan Tahsilat Sistemi (DTS) veya Doğrudan Borçlanma
Sistemi (DBS) adlarıyla bilinen güvenilir ödeme sistemine
dahil olan kullanıcılar 10 aya varan vadelerle satın alma yapabiliyorlar.
Ayrıca anlaşmalı bankaların kredi kartlarına 9 aya varan
taksitler uygulanıyor. SismikMarket ödeme şartları ve finansman olanaklarıyla ilgili kullanıcılarına daha da kolaylık sağlamak adına yenilikler üzerinde çalışmalara devam ediyor.
Dileyenlerin banka görüşmelerine aracılık ederek, bireysel başvurularda alamayacakları faiz oranlarını ve uygun
koşulları almalarını sağlıyor, yeni limitler tahsis ettiriyor. Bir
başka deyişle adeta bir finansman yardımcısı gibi hizmet
veriyor.
GENEL ÖZELLİKLER
• UL listeli ve NFPA, IBC, ASCE, FEMA, SMACNA gibi uluslararası tüm yönetmelik ve standartlara tam uygunluk
• 2.086 kg (4.600 lbs) değerine kadar UL Listeli kapasite
değerleri
• 76 m (250 ft) tambur veya hazır kitler halinde temin seçenekleri
• Sahada montaj ve teftiş kolaylığı
• Kullanım ve denetim kolaylığı için renk kodlu
• Hem rijit sismik askılamanın mümkün olmadığı titreşim
yalıtımlı ekipman ve sistemlerde hem de her türden yalıtımsız sistemlerde de kullabilme özelliği
UYGULAMA
Acrefine ASB-CBL tipi sismik halatlar boru, havalandırma
kanalı, kablo tavası, busbar ve benzeri mekanik ve elektrik
tesisatlarının sismik koruması amacıyla kullanılırlar. Ayrıca
asılı ve zemine bağlı mekanik ve elektrik ekipmanları için de
kullanılmaktadırlar.
Sismik halatlar sadece hareket anında yük gelecek şekilde
en fazla 6,3 mm (¼ inch) harekete izin verecek bollukta
uygulanırlar. ASB-CBL sismik halat UL (Underwriters Laboratories®) sertifikalı kopma mukavemetine sahiptir. Kolay
teftiş için renk kodludur. Özellikle titreşim yalıtımı sebebiyle
rijit bağlantıların kullanılamadığı uygulamalar için tek uygun
çözümdür.
86
Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016
Teknik Yayıncılık’ta
Yeni Dönem
Teknik Sektör Yayıncılığı dergileri B2B Medya Çatısı Altında...
İş Dünyası Yayıncılık Ltd. Şti.
b2bmedya.com
Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş.
teknikyayincilik.com
Abone
Formu
TSY
TEKNúK SEKTÖR
YAYINCILIöI
ABONE SERVøSø
T.: (0212) 275 83 59
F.: (0212) 288 26 14
abone@teknikyayincilik.com
YÕlda 12 sayÕ
YÕlda 8 sayÕ
1 yÕllÕk Abone Bedeli: 108 TL.
1 yÕllÕk Abone Bedeli: 72 TL.
2 yÕllÕk Abone Bedeli: 200 TL.
2 yÕllÕk Abone Bedeli: 125 TL.
YÕlda 6 sayÕ
YÕlda 8 sayÕ
1 yÕllÕk Abone Bedeli: 54 TL.
1 yÕllÕk Abone Bedeli: 72 TL.
2 yÕllÕk Abone Bedeli: 90 TL.
2 yÕllÕk Abone Bedeli: 125 TL.
ONLINE ABONELøK øÇøN
www.teknikyayincilik.com
•
Aboneli÷ini herhangi bir nedenden
dolayÕ sürdürmek istemeyen
okurlarÕn cayma hakkÕ bulunmaktadÕr.
•
Ö÷renci aboneli÷i % 50 indirimlidir.
•
FaturanÕz 7 gün içinde adresinize
postalanacaktÕr.
•
Dergilerimiz abonelerimize
PTT Kargo ile gönderilmektedir.
•
Fiyatlar 31 AralÕk 2016 tarihine kadar
geçerlidir
YukarÕda iúaretledi÷im dergiye/dergilere abone olmak istiyorum.
AdÕ SoyadÕ : .......................................................................................................................................................................................................................
Firma AdÕ : .......................................................................................................................................................................................................................
Adresi
: .......................................................................................................................................................................................................................
................................................................................................................................. Posta kodu: ......................................................................................
Tel: ......................................................... Fax: ......................................................... E-posta(*): ......................................................................................
(*) E-bültenlerimizi takip edebilmek için E-posta adresinizi yazmayÕ unutmayÕn.
Lütfen faturayÕ ....................................... V.D. ...................................... no’lu hesaba kesiniz.
................................... TL. abone bededilini iúaretledi÷im banka hesabÕnÕza havale ettim.
øú BankasÕ Balmumcu ùubesi - TR03 0006 4000 0011 1350 8882 06 nolu Teknik Sektör YayÕncÕlÕ÷Õ A.ù. hesabÕ
øú BankasÕ Valikona÷Õ ùubesi - TR09 0006 4000 0011 1790 2042 02 nolu Teknik Sektör YayÕncÕlÕ÷Õ A.ù. hesabÕ
Garanti BankasÕ Esentepe ùubesi - TR89 0006 2000 3470 0006 2972 43 nolu Teknik Sektör YayÕncÕlÕ÷Õ A.ù. hesabÕ
Kredi kartÕ ile ödeme yapmak istiyorum
(Kredi kartÕ talimat formu e-posta adresinize veya faksÕnÕza gönderilecektir)
Tarih: ..................................................... ømza: .....................................................
Bu formu banka dekontu ile birlikte 0212 288 26 14 no’lu faksa veya abone@teknikyayincilik.com
e-posta adresine gönderiniz.
Download